You are on page 1of 3

Neoklasik Dönem ve Romantik Dönem Eser Karşılaştırması

18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın sonlarında neoklasik sanatçılar, gösterişli Barok ve
Rokoko sanat tarzlarına karşı tepki göstermişlerdir. Neoklasizm, sanatçıların 'klasikler' olarak
kabul edilenleri takip ettiği bir dönemdi. Bu sayede neoklasikçiler tatsız çalışmalardan uzak
durmayı başardı.

Romantizm, 18. yüzyılın sonlarında ve Sanayi Devrimi sırasında gelişen canlı bir sanat
dönemiydi. Sonuç olarak, sanata bilimsel yaklaşıma başkaldıran Romantiklerin abartılı
eserleri, izleyicide korku, hayranlık ve önsezi uyandırmak için tasarlanmış duygusal
eserlerdir.

Romantizm bazen daha ciddi olan Neoklasik harekete bir tepki olarak görülür. Neoklasik
sanatçılar ayrıntılara dikkat ederek tarihi doğru bir şekilde açıklamaya odaklanırken,
Romantik sanatçılar insanın kendini yüceltmesi, insanın doğadaki rolü, doğada bulunan
tanrısallık ve duygu temalarına yönelmişlerdir.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

The Charging Chasseur (Théodore Géricault)


Charge Chasseur 1812 civarında boyanmıştır ve Napolyon'un
kuvvetlerinin bir süvari üyesini at sırtında saldırıya uğradığını
gösterir. Yine de at, görünmeyen bir saldırıdan uzaklaşıyor gibi
görünür.

Bu resim Fransız Romantizminin simgesidir ve Jacques Louis


David'in “Napoleon Crossing the Alps” tablosuna benzer bir
motife sahiptir.
Géricault, resmin kendisiyle, pigmentlerin canlı bir şekilde ele alınmasıyla ve tasarımının
işleyişiyle her bir figüre benzersiz bir fiziksellik kazandırmış.

Jacques-Louis David'in eserleri genellikle Neoklasik resmin özü olarak düşünülür. Théodore
Géricault’un “The Charging Chasseur” eseri de “Napoleon Crossing the Alps” eseriyle
benzerlik göstermektedir.
Renk paleti:
Barok sanatçıların enerjik tavırları ve renk vurguları bu eserde çok uyumludur.
Géricault burada sıcak bir palet kullandı ve renkli noktaları vurgulamak için kırmızı, koyu
sarı, açık kırmızı, turuncu, siyah ve krem renkleri üzerine odaklandı.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Wanderer above the Sea of Fog (Caspar David


Friedrich)
1818 yılında Alman romantik Caspar David Friedrich tarafından
yapılmıştır. Figür, deniz sisinin pusuyla sanki büyülenmiş gibi
duruyor. O anda öngörülemeyen gelecek hakkında meraklanmakta.
Deniz aynı zamanda ilk bakışta sanki gökyüzündeymiş hissiyatı
uyandırıyor. Bu ressamın vermek istediği yücelme duygusu
olabilir.

Figür, izleyiciye sırtını vererek onları dışlamıyor. Aksine onların dünyayı kendi gözlerinden
görmelerini, kişisel deneyimlerini paylaşmalarını ve aktarmalarını sağlıyor.

Friedrich bu eserinde benzersiz bir kompozisyon icra etmektedir. Renk ve ışık kullanımı da
ayrı bir dikkat çekicidir. Manzara dikey olarak resmedilmiştir. Tuvalin dik konumu,
resimdeki figürün dikliğini modeller. Işık kayanın altından gelerek bir şekilde sisi
aydınlatıyor. Figür karanlıktadır ancak ayaklarının yanında ve üst kısmında bazı detaylar
görülebilir.

Figürü, “Ruckenfugen” (sırtı izleyiciye dönük) tekniği ile sinematografik biçimde


resmettiğinden, izleyici için gizemli, ne düşündüğü belli olmayan biri kılar. Onu izleyiciden
ayırarak, insanın doğadaki rolünden çok çevrenin güzelliğine odaklanır.

Renk paleti:
Bu kompozisyon için Friedrich, mavileri ve pembeleri yankılayarak uzaktaki dağ ve kaya ile
karıştırıyor. Figürü döneminde her zaman yaptığı gibi Alman kıyafetleriyle (koyu yeşil bir
palto) resmetmiştir.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ARALARINDAKİ FARK:
Neoklasik resim, düz çizgilerin kullanımı, pürüzsüz bir boya yüzeyi, minimum renk
kullanımı ve formların net, net tanımı ile karakterize edilir. Rönesansa tepki olan
Neoklasizm, denge/düzen, insanlık gibi konulara nedensel/mantıksal biçimde yaklaşarak
Romantizmin doğa güzelliği ve etkisini ifadesiyle ters düşmektedir.

Adından da geldiği üzere Neoklasizm ilhamını (klasik) Antik Yunan ve Roma kültüründen,
Romantizm ise Sanayi Devrimi ve Aydınlanmadan almaktadır.

Romantizmdeki istenilen her stilde çalışabilme özgürlüğü, eserlerdeki duygu, hayalgücü ve


tutku onları Neoklasik dönemden ayıran faktörlerdir. Karakteristik özellikleri arasında halk
kültürüne, ulusal ve etnik kültürel kökenlere verilen değer ve egzotik, uzak, gizemli, tuhaf,
okült, canavarca, hastalıklı ve hatta şeytani olana yönelik bir tercih vardı.

Hazırlayan: Oğulcan Yaşar Boyacı


Bölüm: Fransızca Öğretmenliği
Numara: 2018217017

Kaynakça:

Neoclassicism Vs Romanticism – ATX Fine Arts

Deha ile Yalnızlık Arasında Romantik Bir Savaşçı: Caspar David Friedrich
Kütahya - 2014 / Fergana KOCADORU
Yüksek Lisans Tezi - Sayfa 23

You might also like