You are on page 1of 8

8.11.

2022 14:37 Evliyanın vasıfları - Dinimiz İslam

Hakkımızda Kitaplar Mobil Linkler Sesli Yayınlar Video Şiirler Ekart Soru Üyelik Diller
 

  Dini Konularda Ara:


Evliyayı tanımak  >  Evliyanın vasıfları

Bu sayfada ara... Yazı boyutu         WhatsApp    Yazıcı


 Aradığınız kelime sarı renk ile işaretlenir.

 
Evliyanın vasıfları

Sual: Evliya nasıl tanınır, vasıfları nelerdir?


CEVAP
Çalışmak farz olduğu için, enbiya ve evliya da çalışır. Mesela Âdem
aleyhisselam, çiftçilikle uğraşırdı. Nuh aleyhisselam marangoz, Davud
aleyhisselam demirci idi. Evliya-i kiram da çeşitli meslek sahibi idiler.
Allahü teâlâ, (Sevdiklerimi [evliyamı] halkın içinde saklarım, herkes
tanıyamaz) buyuruyor. Onları tanıyan kimseler az da olsa vardır.

Evliyanın vasıflarından bazıları şöyle bildirilmiştir:


1- Evliyanın kerameti olur. Gaybı yalnız evliya değil, melekler ve hatta
Peygamberler bile bilmez. Ancak Allahü teâlâ, dilerse, herhangi bir
kuluna da bildirir. Peygamber efendimizin gaybı bildiren çok mucizesi
vardır. Evliyanın da gaybı bildiren çok kerametleri görülmüştür.

2- Evliyayı gören kimsenin gönlü ona mail olur. Evliyanın her sözü, her
hareketi İslam’a uygundur. Yanında bulunan kimselerin kalblerinde
Allah korkusu ve Allah sevgisi hâsıl olur. Başka şeylerden soğur.
Evliya, ölü kalbleri diriltir. Kalblerdeki pası temizler. Onun yanında
duranın günah işleme arzusu yok olmaya başlar.

3- İtikadında bozukluk olan evliya olamaz. Amelde ve itikadda bid’atin


zulmeti, evliyalık nurunun kalbe girmesine mani olur. Kalb,
bid’atlerden temizlenmedikçe ve doğru itikad ile süslenmedikçe,
hakikat güneşinin ışıkları oraya giremez.

4- Evliya bütün kötü huylardan uzaktır. İyi huylarla süslenmiştir.


İhlas Vakfı
Kendisine zulmedeni affeder, darılana iyilik ve ihsanda bulunur. Onda Dünya İçin Paylaşma Vakti
mal, mevki ve şöhret hırsı bulunmaz. Övülmeyi sevmez. Yerilmekten
korkmaz. Tevazu sahibidir. Kendisini kimseden üstün görmez. Hiç
Dünya İçin Paylaş…
Paylaş…
kimseyi aşağılamaz. İlim sahibidir, ihlâsla amel eder. Kimsenin
zararını istemez. Herkese merhamet eder, acır. İnsanların saadeti için
çalışır. Sözünde durur. Emanete riayet eder. Kimseye hıyanet etmez.
Suizan, gıybet ve fitneden kaçar. Haklı olsa da münakaşa etmez.
Belalara, sıkıntılara göğüs gerer. Nimetlere şükreder. Ehline danışarak
iş yapar. Günah işlemekten ve bilhassa imansız gitmekten çok korkar.
Çok istigfar eder.
Online Bağış Yapmak İçin

Kısacası evliya en iyi insan demektir. Muhammed Salim hazretlerine,


(Bir kimsenin evliya olduğu nasıl anlaşılır?) dediklerinde, (Tatlı dili,
güzel ahlakı, güler yüzü, cömertliği, münakaşa etmemesi, özürleri
kabul etmesi ve herkese merhamet etmesi ile bir kimsenin veli olduğu
anlaşılır) buyurdu.
https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1749 1/8
8.11.2022 14:37 Evliyanın vasıfları - Dinimiz İslam

Eskiden evliya çok idi


Eskiden Abdülkadir-i Geylani, imam-ı Rabbani ve Ahmed Rıfai
hazretleri gibi mürşid-i kâmil olan evliya var idi. Evliya oldukları bazı
vasıfları ile bilinirdi. Böyle zatların vasıfları kitaplarda bildirilmiştir.
Allahü teâlânın sevgisine kavuşmuş olana Evliya denir. Başkalarının
da kavuşmalarına vasıta olana Mürşid denir. Mürşid-i kâmilin, yani
rehberlik eden evliyanın alameti, itikadının düzgün olması ve İslam
ahkâmına tam uymasıdır. Sözleri, hareketleri İslam ahkâmına uygun
olmayan zat, havada uçsa da, rehber olamaz. Evliya ile konuşmak ve
onu görmek, Allahü teâlâyı hatırlamaya sebep olur. Allahü teâlâdan
başka her şey kalbe soğuk gelir. Allahü teâlâ, (Evliyam şunlardır ki;
ben anılırsam, onlar hatırlanır, onlar hatırlanınca ben anılırım)
buyuruyor. Resulullah efendimize, evliyanın alametleri sorulunca,
(Onlar görülünce Allah hatırlanır) buyurdu. Bugün yapılacak iş,
eskiden yazılmış, İslam âlimlerinin kitaplarını okumaktır.

Mürşidin vasıfları
Eski mürşidlerin vasıflarından birkaçı şöyledir:
1- Lüzumlu akaid ve fıkıh bilgilerine vâkıf idiler. Fıkıh bilmeyen evliya
olamaz.

2- Hep güler yüzlü olup, bir anne şefkati ile talebeyi terbiye ederler idi.

3- Hiç bir talebenin parasında gözü olmazdı. (Allah’ın evliyası,


cömertlik ve güzel ahlak üzere yaratılmıştır) hadis-i şerifine uygun
vasıfta olup, talebelerine elinden gelen yardımı yaparlar idi.

4- Talebelerinin sırlarını gizli tutarlardı. (Seçilmişlerin kalbleri sırların


mezarıdır) denirdi.

5- (Üstada da, talebeye de saygılı olun) hadis-i şerifine göre


merhametli ve tevazu sahibi idiler.

6- (Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen vardır) mealindeki


âyet-i kerime mucibince ilimleri ile büyüklenmezlerdi.

İlmi ile mağrur olanlar, ilimleri az olanlardır. Az bir şey öğrenince her
şeyi öğrendiklerini zannederler. Fazla bilgi sahibi olanlar, ilmin
sınırsızlığını ve sonuna ulaşmaktan aciz olduklarını bildiklerinden
tevazudan ayrılmazlar. Zaten âlim, bilmediklerinin bildiklerinden çok
olduğunu bilen zattır.

7- Bilmedikleri olursa, “Bilmiyoruz” demekten çekinmezlerdi.


Peygamber efendimiz de, bütün yaratılmışların en üstünü olduğu
halde, (Bilmiyorum, Cebrail aleyhisselama sorayım da öyle cevap
vereyim) buyurmuştur. Hazret-i İbni Abbas da (Bilmiyorum diyemeyen
helak olmuştur) buyuruyor.

8- Malayani, yani boş konuşmazlardı.

9- Talebeleri de üstün kimselerdi. Her talebe, Allahü teâlânın sevgisi


ile ve Onun sevgisine kavuşmak arzusu ile yanardı. Bilmediği,
anlayamadığı bir aşk ile şaşkın haldeydi. Uykuları kaçar, gözyaşları
dinmezdi. Geçmişteki günahlarından utanarak başını kaldıramaz, her
işinde Allah’tan korkar, titrerdi. Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak
işleri yapmak için çırpınırdı. Her işinde sabreder ve affeder, her
geçimsizlikte, sıkıntıda kusuru kendinde görürdü. Her nefeste Allah’ı
düşünür, gaflet ile yaşamaz, kimseyle münakaşa etmezdi. Bir kalbi
https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1749 2/8
8.11.2022 14:37 Evliyanın vasıfları - Dinimiz İslam

incitmekten korkar, kalbleri Allahü teâlânın evi bilirdi. Eshab-ı kiramın


hepsini, “radıyallahü teâlâ anhüm ecmain” diyerek iyi bilir, hepsinin iyi
olduğunu söylerdi.

10- İlmiyle amildiler. Yani bildikleriyle amel ederlerdi. Bildiği ile amel
etmeyen, kendi görüşünü din gibi ortaya atan ve bölücülük yapanlar
kötü âlimlerdir. Kötü âlimler Kur’an-ı kerimde (Kitap yüklü merkebe)
benzetilmiştir. (Cuma 5)

Bilin ki, evliyada üç alamet bulunur:


Biri, görenin gönlü, hep ona mail olur.

İkinci alameti sohbetten anlaşılır,


Her ne dese, dinleyen sözüne kail olur.

Üçüncüsü şöyledir, onun cümle azası,


Dinin edepleriyle, her zaman âmil olur.

Evliyayı sevenler ona gönül verenler,


Sayısız nimetlere şüphesiz nail olur.
Basireti açılır, gafleti zail olur.

Üveysilik nedir?
Sual: Üveysilik nedir?
CEVAP
Peygamber efendimiz veya evliyanın ruhları ile terbiye edilene üveysi
denir. Kitaplardaki bilgiler şöyle:
Evliyadan birine üveysi olmak için her gün tenha bir yerde iki rekât
namaz kılıp, bir Fatiha okuyup, sevaplarını onun mübarek ruhuna
göndermeli, bir müddet onun ruhunu düşünmeli. Birkaç gün sonra
onun üveysisi olunur. (Dürr-ül-mearif)

Evliyadan birinin üveysisi olmak için tenha bir yerde iki rekât namaz
kılıp, sevabını o velinin ruhuna gönderip ruhunu düşünerek
beklemelidir. (Makamat-i Mazheriyye)

Üveysi olmak için itikadın düzgün olması ve dinimizin emirlerine


uyulması gerekir. Ayrıca, çok sevmek de şarttır. Böyle bir kimse,
istediği velinin üveysisi olabilir. Üveysi olan da, o veli tarafından
terbiye edilerek yükselir.

İmam-ı Rabbani hazretleri gibi Resulullah efendimizin vârislerinden


birine üveysi olan, aynı zamanda Resulullaha da üveysi olmuş olur.

Evliyanın farkı
Sual: Evliya da insan olduğuna göre, diğer insanlardan farkı nedir?
CEVAP
Evliya da insandır; fakat bir veli, evliya olmamış binlerce
Müslümandan üstündür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hiç bir şey, mislinin, bin katı olamaz. Fakat gerçek mümin, [veli
kul, arif-i billah] bin insandan daha iyidir.) [Taberani]

Kur'an-ı kerimde de bu müminlerin yani evliyanın, ariflerin üstün


olduğu bildiriliyor:
(Siz gerçekten mümin iseniz, çok üstünsünüz.) [Al-i İmran 139]

Evliya ve mürşid-i kâmil


Sual: Her evliya aynı zamanda mürşid-i kâmil midir?
CEVAP
https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1749 3/8
8.11.2022 14:37 Evliyanın vasıfları - Dinimiz İslam

Her mürşid-i kâmil evliyadır; ama her evliya mürşid-i kâmil değildir,
hatta mürşid bile olmayabilir. Mürşid-i kâmil, bütün işleri, İslamiyet’e
uygun olan, tasavvuf ilminde uzman Ehl-i sünnet âlimi demektir. Derin
âlim yani müctehid olmayan, mürşid-i kâmil olamaz. Başka ilimlerin
uzmanlarına kâmil denmez. Mürşid-i kâmil, ictihad derecesinde
yüksek âlim olduğu için, hem ilim, hem de marifet sahibidir. Buna,
(Zül-cenahayn) denir. Akılla anlaşılan bilgilere (ilim), kalble anlaşılan
bilgilere (marifet) ve (irfan) denir.

İnsan çalışmakla evliya olabilir; fakat mürşid-i kâmil farklıdır. Mürşid-i


kâmil, hem zahiri ilimlerde, hem de tasavvuf bilgilerinde ihtisas
sahibidir. Kâmil ve mükemmildir, yani hem yetişmiştir hem de
başkalarını yetiştirebilme kabiliyetine sahip büyük âlimdir.

Bir kimse, kitap okumadan evliya olabilirse de, mürşid olamaz.


Mürşidin, müctehid olması ve marifette, (Vilâyet-i hassa-i
Muhammediyye) mertebesinde bulunması lazımdır. İmam-ı Rabbani
hazretleri buyuruyor ki:
(Mürşid-i kâmilin bakışları, kalb hastalıklarına şifa verir. Onun
teveccühü, yani kalbini bir kimseye çevirmesi, kötü, çirkin huyları
insandan siler, süpürür.)

Abdulhak-ı Dehlevi hazretleri de buyuruyor ki:


(Mürşid-i kâmillerin en üstünleri, dört mezhep imamlarıdır. Bu
dört imam, İslâm dininin dört temel direkleridirler.)

Ulema ve evliya
Sual: Âlimler mi daha üstündür, yoksa tasavvuf yolunda ilerleyen
evliya mı?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İlim öğrenen kimse, nefsine uyarak günah işlerse, kendine zarar
yaparsa da, onun ilminden faydalananlar olur. Kendini yakarsa da,
başkalarının kurtulmasına sebep olur. Tasavvuf yolunda ilerlemeye
çalışan kimse, kendini kurtarmakla uğraşır. Başkalarına faydası
olmaz. Dinimiz, insanların saadetine çalışanları, kendini kurtarmaya
çalışanlardan, daha üstün tutar. Tasavvuf yolunda ilerleyen bir kimse,
tasavvufta bildirilen makamlara erer ve sonra insanları davet etmek
vazifesiyle şereflendirilirse, İslamiyet'i bildirenlerden, herkesi saadete
erdirenlerden olur. İslam âlimleri gibi üstün ve kıymetli olur. Bu, Allahü
teâlânın öyle bir nimetidir ki, dilediği seçilmişlere ihsan eder. Onun
ihsanı pek büyüktür. (1/48)

Eski mürşidler
Sual: Eskiden Mürşid-i kâmil olan zatlar, müridlerinin hallerinden nasıl
haberdar olurdu?
CEVAP
Bazıları, Hazret-i Ömer’in gördüğü şekilde, televizyon ekranındaki gibi
net görürlerdi, buna tayy-i mekân denir. Bazıları da, tevilli olarak, yani
alametlerini görüp anlarlardı. Bazıları da, hiç görmeden kalblerine
ilham olunurdu.

Bid'at ehli evliya olamaz


Sual: Evliya zatların hepsi Ehl-i sünnet miydi? Bid’at ehlinden evliya
olamaz mı?
CEVAP
Bid’at ehli, hakiki Müslüman değil ki, evliya olabilsin. Tasavvuf
büyüklerinin hepsi, Ehl-i sünnet idi. Bid’at sahiplerinden hiçbiri, Allahü
teâlânın marifetine yaklaşamamıştır. Evliyalık nurları, bunların
https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1749 4/8
8.11.2022 14:37 Evliyanın vasıfları - Dinimiz İslam

kalblerine girmemiştir. Amelde ve itikatta olan bid’atin zulmeti, evliyalık


nurunun kalbe girmesine mani olur. Kalb, bid’at pisliklerinden
temizlenmedikçe ve Ehl-i sünnet itikadıyla süslenmedikçe, hakikat
güneşinin ışıkları oraya giremez. O kalb, yakîn nuruyla aydınlanamaz.
(Merec-ül-bahreyn)

Allah’ı hatırlatan zat


Sual: (Bir kimse, görülünce veya sohbetine gidilince, eğer dünya
sevgisi unutuluyor, âhirete rağbet artıyorsa, o kimse Allah adamıdır)
deniyor. Bu söz doğru mudur?
CEVAP
Evet, doğrudur. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Evliya görülünce, Allah hatırlanır.) [İbni Mace]

(Evliya o kimselerdir ki, onlar görülünce, Allah hatırlanır.) [İbni Ebi


Şeybe, Ebu Nuaym]

(Hak teâlâ, “Ben anılınca evliyam hatırlanır, onlar anılınca, ben


hatırlanırım” buyurdu.) [İ. Begavi - Mesabih]

(Öyle zatlar var ki, Allah’ı hatırlamanın anahtarıdır. Onlar


görülünce Allah hatırlanır.) [Taberanî]

(Her âlimin sohbetine gitmeyin! Ancak şu beş şeyden sakındırıp,


diğer beş şeye davet eden âlimin sohbetine gidin!
1- Şekten, yakîne sevk eden, [Şüpheli inanıştan sakındırıp kesin
imana yönlendiren]
2- Kibirden uzaklaştırıp, tevazua yönelten,
3- Nefreti, düşmanlığı bıraktırıp, hayra sevk eden,
4- Riyadan uzaklaştırıp, ihlâsa çeviren,
5- Dünyadan, zühde [tamahtan, tok gözlü olmaya] çağıran.) [Asakir]

Görülünce Allah’ı hatırlatan zatların sohbetine gitmeli, böyle zatları


sevenlerle beraber olmaya çalışmalı. Böyle büyük zatlar bulunmazsa,
onların kitaplarını okumalı, çünkü (Kitap okumak, sohbetin yarısıdır)
buyurulmuştur.

Evliyayı hatırlamak
Sual: Hadis düşmanı biri, (Allahü teâlâ buyurdu ki: Ben
zikrolununca Evliyam hatırlanır. Onlar zikrolununca da ben
hatırlanırım) mealindeki hadis için, (Bu hadis, Kur'anın tevhid
inancına aykırıdır) diyor. Bir hadis, tevhid inancına aykırı olur mu?
CEVAP
Sanki hadis-i şerifin tevhid inancı ile Kur'an-ı kerimin tevhid inancı
farklı gibi ayrım yapılıyor. Kimi mezhepsizler de, (Bu hadis, Kur'an-ı
kerimin ruhuna aykırıdır) diyorlar. Kur'anın ruhu, hadisin ruhundan
farklı gibi, ayrı bir yol çıkarıyorlar. Kur'an-ı kerimde, Peygamberlerin
yoluyla Allahü teâlânın yolunu ayıranların kötü hâli bildiriliyor:
(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp, ikisi arasında
bir yol tutmak isteyenler, kâfirdir.) [Nisa 150,151]

Hiçbir hadis-i şerif, elbette tevhid inancına aykırı olamaz. Bu hadis-i


şerifi, Ebu Nuaym ve İmam-ı Begavi gibi büyük hadis âlimleri
bildiriyor. Yine, bu konudaki iki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Evliya görülünce, Allahü teâlâ hatırlanır.) [İbni Mace, Hakim-i
Tirmizi]

(Gördüğünüzde sizlere Allah'ı hatırlatan, konuşması ilminizi


artıran, ilmi ahireti düşünmenize yarayanla beraber olun!) [Ebu
https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1749 5/8
8.11.2022 14:37 Evliyanın vasıfları - Dinimiz İslam

Ya'la]

Mürşid-i kâmil yok mu?


Sual: (Bugün evliya, mürşid, dergâh, tarikat yoktur. Bunun için dînî
anlamda emîr yoktur) deniyor. Bunlar doğru mu?
CEVAP
(Evliya, mürşid-i kâmil yok) demek, hattâ mürşid olarak bilinen zatlara,
mürşid değil demek çok yanlıştır. Dünya evliya zatlardan boş değildir.
Belki azdır, ama mutlaka vardır. Yok demek, akıldan veya ilimden
noksanlık alametidir. Din kitaplarında birler, üçler, yediler, kırklar, beş
yüzler gibi adlandırılan Evliya zatlardan bahsedilir. Ebdal denilen
evliya her zaman bulunur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(40 kişi olan ebdallerin bereketiyle düşmana galip gelir, beladan
kurtulursunuz.) [İ. Asakir]

(Yeryüzünde her zaman [ebdallerden] kırk kişi bulunur. Her biri


İbrahim aleyhisselam gibi bereketlidir. Bunların bereketiyle
yağmur yağar.) [Taberani]

Peygamber efendimiz böyle buyururken hâşâ o nasıl yalanlanabilir?

Evliya zatları herkesin tanıması elbette zordur. Âlimlerimiz, (Allahü


teâlâ, rızasını taatte, gazabını günahlarda, orta namazı beş vakit
namazda, evliyasını halk arasında, Kadir gecesini Ramazan ayı
içinde gizlemiştir) buyuruyor. Zaten ben evliyayım diyen, veli değildir.
Evliya zatlar, kendilerini gizler. Bunun için evliyayı tanımak zordur.
Piyasada, (Ben evliyayım, ben mürşidim) diyen çok olsa da, bunlara
itibar etmemeli.

Üçler, yediler, kırklar gibi adlandırılan Evliya zatlar nasıl inkâr edilir?
Bir hadis-i şerif:
(Her asırda salih zatlar vardır. Bunlar 500 kişi olup kırkı ebdaldir.)
[Ebu Nuaym]

Ayrıca her asırda gelen, müceddid olan büyük âlim ve evliya zatlar da
vardır. Bir hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ, her asırda dinini yenileyecek bir müceddid
gönderir.) [Ebu Davud]

Dini bid’atlerden temizleyen müceddid zatları inkâr etmek daha


kötüdür. Müceddidlerin çoğu mürşid-i kâmildir. Her zaman Ehl-i sünnet
olan, doğru bir taife de [bir grup] bulunur. Bunların başında bir emîr,
bir mürşid-i kâmil vardır. Bu taife Kıyamete kadar devam eder. Bir
hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ümmetimden bir taife [grup], Allah’ın emriyle hak üzere hareket
etmekte devam eder.) [Buhari]

Hak üzere olup da mürşidsiz bir taife, bir grup düşünülemez.

Mişkat’taki, (Ümmetim arasında, doğru yolda olanlar, her zaman


bulunur. Onlara karşı çıkanlar, doğru yolda olan bu kimselere
zarar veremez.) hadis-i şerifi de gösteriyor ki, (Evliya yok, mürşid-i
kâmil yok, emîr yok) diyenler, Kıyamete kadar devam edecek olan
doğru gruba asla zarar veremez.

Dinimizin yayılması, eskiden tekkeyle, dergâhla olurdu. Tekke, dergâh


yok diye, mürşid yok demek ahmaklıktır. Mürşid, bir tekkede, dergâhta
oturan zat değildir.

https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1749 6/8
8.11.2022 14:37 Evliyanın vasıfları - Dinimiz İslam

Mürşid-i kâmil, bütün sözleri, bütün işleri, İslamiyet’e uygun olan,


İslâmiyet'i iyi bilen Ehl-i sünnet âlimidir. İnsanların Allahü teâlânın
rızasını kazanmalarına vasıta olan zattır. (İ. Ahlakı)

Mürşid-i kâmile kavuşmak, en büyük saadettir. Onu aramak birinci


vazifedir. Hakiki Mürşid, kıyamete kadar mevcuddur. Halis olan
taliblere kendisini tanıtır. Düşmanlardan, ahmaklardan saklanır.
(H.S.Vesikaları)

(Dünyada böyle insan yok) demek ilmî değil, indîdir. Nefis, kimseye
tâbi olmak, itaat etmek istemez. Emîrsiz yaşamak ister. (Ben kitaplara
uyarak dinimi yaşarım) der. Hâlbuki dinimizde emîrlik çok önemlidir. 2-
3 kişi bile bir araya gelse, biri emîr tayin edilir ve o emîre uyulur.
Emîrsiz, başıboş dine hizmet olmaz. Bunun için Hazret-i Ali de,
(Mutlaka bir emîr tayin edin! Emîrsiz olmak şeytanla beraber
olmaktır) buyuruyor.

Evliya, işlerinde hiç hata yapmaz


Sual: İnsanları, Peygamber Efendimizin bildirdiği yola davet eden
ve kendilerine "Mürşid-i kâmil" denilen zatlar, yaptıkları işlerde
hata yapmaz mı?
Cevap: Bu konuda, İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında
buyuruyor ki:
“Müslüman olmak için, dünyaya yani haramlara kıymet vermemek
lazımdır. Dünyayı hatırlamayı da kalbinden çıkarana salih Müslüman
denir. Helal olsun, mubah olsun, mâ-sivâyı, yani Allahü teâlâdan
başka her şeyi hatırlamayı kalbinden çıkarmaya fenâ-fillah denir.
Buna kavuşan Müslümana velî, evliyâ denir. İnsanları Müslüman ve
salih yapmak için uğraşan veliye mürşid denir. Evliya, her şeyi
öğrenir, bilir. Ahkâm-ı İslâmiyyeye, dinin hükümlerine uymakta, dünya
işlerinde aklını kullanır. Hesabını yapmakta, sanatında, ticaretinde hiç
hata yapmaz. Fakat, aklındaki düşünceler, kalbine sirayet etmez,
bulaşmaz. Dünyayı seven, hatırlayan kalp, hastadır. Kalbin temiz
olması, dünya dediğimiz şeyleri sevmekten, hatırlamaktan kurtulması
demektir.”

Himmet etmek ne demektir?


Sual: Bazı kitaplarda din büyükleri için himmet etti tabiri geçiyor,
böyle bir şey var mıdır varsa himmet etmek ne demektir?
Cevap: Bu konuda Reşehât kitabında, Ubeydullah-i Ahrâr
hazretlerinin şöyle buyurduğu nakledilmektedir:
“Himmet etmek, Allahü teâlânın isimleri ile münasebeti olan bir zatın,
kalbinde yalnız bir işin yapılmasını bulundurması demektir. Bu şeye
teveccüh eder, kalbine bundan başka hiçbir şey getirmez, yalnız, o
işin yapılmasını ister. Allahü teâlâ da o işi yaratır. Allahü teâlânın âdeti
böyledir. Kâfirlerin himmet ettikleri şeylerin de hasıl oldukları
görülmüştür. Allahü teâlâ, bana da bu kuvveti ihsan etmiştir. Fakat, bu
makamda edeb lazımdır. Edeb de, kulun kendisini Hak teâlânın
iradesine tabi etmesidir. Hakkı kendi iradesine tabi etmemektir. Hak
teâlânın fermanına muntazır, hazır olmaktır.” Hâce Muhammed Yahyâ
hazretleri de buyurdu ki:
“Tasarruf sahipleri üç nevdir: Bir kısmı, Allahü teâlânın izni ile, her
istedikleri zamanda, diledikleri kimselerin kalbinde tasarruf ederek,
onu yüksek makamlara eriştirirler. Bazısı, Allahü teâlânın emri
olmadan tasarruf etmez. Emir olunan kimseye teveccüh ederler. Bir
kısmı ise, kendilerine bir sıfat, bir hâl geldiği zaman kalplere tasarruf
ederler.”

https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1749 7/8
8.11.2022 14:37 Evliyanın vasıfları - Dinimiz İslam

İslâm alimlerinin yazdıkları nasihattir


Sual: İslâm alimleri, din büyükleri, dinin emir ve yasaklarını, sözle
ve yazı ile bildirerek, talebelerine ve sevenlerine hep nasihat
etmişler midir?
Cevap: Evet hep nasihat etmişlerdir. Mesela Muhammed Ma’sûm
hazretleri Mektûbât kitabında, sevenlerine hitaben, nasihat olarak
buyuruyor ki:
“Yazıklar olsun, ömür geçti, gitti. Bir hayırlı iş yapmadım. Dünyanın
vefasız, yalancı olduğu, şimdi daha iyi anlaşıldı. Hayatı, hayal oldu.
Fitneleri, dertleri bitmedi. Ahbap, arkadaşlar, öldüler, gittiler. Bu halleri
görüp de, gafletten uyanmıyor, ibret almıyoruz. Pişman olmuyoruz.
Tevbe etmiyoruz. Gaflet devam ediyor, günahlarımız artıyor. Allahü
teâlâ, Tevbe sûresinin 127.ci âyetinde meâlen; (Görmüyorlar mı ki,
her sene, bir iki kere, dertlere, belalara yakalanıyorlar. Yine tevbe
etmiyor, pişman olmuyorlar) buyurdu. Bu nasıl imandır? Nasıl
Müslümanlıktır? Ne kitaptan, ne sünnetten nasihat alınıyor. Ne de,
başa gelen dertlerden, hadiselerden ibret alınıyor. Uzun seneler,
beraber yaşadıkları, birlikte gezip dolaştıkları, yiyip içtikleri, yatıp
kalktıkları ahbaplarını, arkadaşlarını düşünsünler. Sevdiklerinin,
birlikte eğlendiklerinin, yardımcılarının ne olduklarını görmüyorlar mı?
Hiçbirinden bir şey kaldı mı? Onlardan haber verenler var mı?
Ömürlerinin harmanını rüzgar götürdü.

Ya Rabbi! Onların ecrinden, feyzinden bizi mahrum eyleme! Onlardan


sonra, bizi fitnelere düşürme! Biz garipler, birkaç günlük ömrümüzü
gaflet ile geçirmemeye gayret edelim. Tavşan uykusu ile
yaşamayalım! Kalplerimizi geçici, yaldızlı, sahte lezzetlere
kaptırmayalım! Bu zehirli tatlılıklara aldanmayalım! Allahü teâlânın
emir ettiği ibadetleri, razı olduğu iyi işleri yapalım! Nefis ve şeytanın ve
kötü kimselerin yalanlarına, fitnelerine inanmayalım! Kabir ve kıyamet
azaplarını düşünerek, kendimizi şimdiden koruyalım! Bu kısa hayat ve
aslı olmayan görünüşü bırakıp, ölmeden ölmekle şereflenelim!
Aslımızın hiç olduğunu düşünelim! Emanet edilen ziynetleri takarak
övünen ahmak kimse ile herkes alay eder. Bozuk, hileli mal satanı
kimse sevmez. Varlık ve var olana yakışan her şey, hakiki var
olanındır. Önü ve sonu yokluk olanın, kemali, kendi yokluğunu
anlamasıdır. Kişi noksanını bilmek gibi, irfan olmaz!”

 
Geri dön
 

Güncelleme Tarihi Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Ziyaretçi Sayısı
8 Kasım 2022 Salı Orijinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, 243.122.676

herkes istediği gibi alıp istifade edebilir. Hosted by İhlas Net

AnaSayfam Yap   |    Favorilere Ekle   |    RSS

https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1749 8/8

You might also like