You are on page 1of 5

Adı- Soyadı: Gizem Erol Ayşe Arı

Numara: 20200907001 20200907025

Sayı Hissi Nedir Ve Neden Önemlidir

Şengül &Gülbağcı Dede(2013)’ye göre sayı hissi, sayıları ve işlemleri esnek bir şekilde

kullanma, sayıların çokluklarıyla ilgili iyi bir sezgiye sahip olma ve günlük hayat

problemlerini pratik bir yolla çözebilme becerisidir. Bu beceriye sahip bir çocuk sayısal

işlemleri yürütürken kendi yöntemlerini keşfedip, bir sayıyı duruma uygun olarak birçok

biçimde ifade edebilir, Gerçek dünyadaki nicelikler ve matematik dünyasında sayılar arasında

kolayca geçişler yapabilir, zihinden işlem yaparken planlama yapıp kontrol edebilir. Örneğin

derste sayı hissi kuvvetli olan birinin cam fanustaki bilyelerin sayısını doğruya yakın tahmin

edebildiğinden bahsetmiştik. Bu tahmin yapma becerisine bir örnektir. İşlem yapabilme

becerisine örnek verecek olursak; yan yana duran küçük çoklukları işlem yapmadan

hesaplayabilir. Büyük çoklukları farklı stratejiler( yuvarlama, üstüne sayma, parçalama vb.)

kullanarak hesaplar. Örneğin 63 ve 71 sayılarını toplarken sayıları parçalama stratejisini

kullanarak toplar. 60=60+3 71=70+ 1 şeklinde parçalayıp 60 ile 70 sayılarını toplayıp

üzerine 3 ve 1 sayılarının toplamını ekleyerek sonuca ulaşır. Günlük hayat problemlerinin

çözümünde bize pratiklik sağlar. Örneğin müşteri pazardan meyve sebze alırken ölçmeden

poşete doğru miktara yakın ürün koyabilir. Sporcular zamanı, uzunluğu, alanı mükemmele

yakın bir şekilde ve hızlıca hesaplayabilirler; bir futbolcu topa vurma hızını ayarlarken

uzaklığı hızlıca ve doğru bir şekilde tahmin edebilir. Kısaca sayı hissi günlük hayatta

çoklukları kıyaslama ve sıralamada, bu çokluklar arasında azlık çokluk ilişkisi kurmada,

ölçme ve tahminde bulunmamızda ve bunları anlamlandırmamızda yardımcı olur. Eski

bilgilerle ilişki kurmamızı sağlar. Sınıfta da bahsettiğimiz gibi toplama işlemini öğrenmeye

çalışan bir çocuk üzerine saymayı biliyorsa zaten toplamanın mantığını anlamış olduğunu fark

eder.
Zihni hızlandırır ve esnek düşünmemizi sağlar. Böylece işlemleri daha pratik ve akıcı bir

şekilde yaparız. Örneğin iki sayıyı toplarken alışagelmiş tek bir tekniği kullanmak yerine

düzenleme, parçalara ayırma, faklı şekillerde gruplama, birebir karşılaştırma gibi farklı

teknikleri hızlı bir şekilde kullanabiliriz.

Yukarıda bahsettiğimiz kavramları (kıyaslama, sıralama, ölçme, tahmin, azlık-çokluk)

anlayabilmek için önce birim ve denkliğin ne olduğuna bakalım

Sınıfta sayı hissinin en önemli ve temel kavramının denklik olduğunu öğrendik. Denklik

olmadan sayma eylemi bir anlam ifade etmez. Sayılar bir kümede bulunan elemanların

çokluğunu belirtmek için onların her birine bir sembol ya da isim verilmesi sonucu

oluşmuştur. Son söylediğimiz sayı ise bu kümenin çokluğunu belirtir. Denklik ise bir çokluğu

başka bir çokluk ile ifade etmektir. Denkliğin içinde bulunan korunum ise sayının bir bütün

olduğunu ve parçalara ayırsak da sayının değişmeyeceğini belirtir. Örneğin bardaktaki 1 litre

süt ile tabaktaki 1 litre süt aynı miktardadır, 9 parçaya bölünmüş bir A4 kağıdı ile bütün bir

A4 kağıdının alanları aynıdır.

Bir bütünün bizim seçtiğimiz eş parçalarının her birine birim denir. Birim değişebilir ve

keyfidir. Günlük hayatta biz fark etmeden birçok nesneyi birim olarak kabul edip çoklukları

adlandırıyoruz. Örneğin bir elmayı birim olarak kabul edip sepetteki elmaların çokluğunu

buluyoruz. Ayrıca doğal sayıların birimini 1 olarak kabul ederiz.

Sayma bir birim seçerek o birimden kaç tane olduğunu bulmadır. Çocuklar sayıların

anlamlarını tam olarak anlayamayabilirler. Çocuk ezbere sayma yapıyor ya da nesneleri

sayılarla bağdaştırıyor olabilir. Örneğin 5 bardağı sayıp son bardağı beş sayısıyla eşleştiriyor

ve son saydığı bardağı kaldırıp bu kaç tane diye sorduğumuzda bir bardağı göstermemize

rağmen 5 diyebiliyor. Çocuğa tekrardan tüm bardakları gösterip kaç tane bardak olduğunu
sorduğumuzda 5 demek yerine tekrardan sayma gereği duyuyor. Burada çocuk birebir eşleme

ilişkisini yanlış bir şekilde de olsa kullanmış olur. Birebir eşleme ilişkisi temelde sayılar ya da

kümeleri nesneler ile eşleştirmektir. Örneğin masadaki insan sayısı kadar çatal dağıtan bir

çocuk insan sayısıyla çatalları birebir eşlemiş olur. Birebir eşleme ilişkisini azlık çokluk

kavramını incelerken net bir şekilde görürüz. Örneğin 3 ve 5 kalemden oluşan iki çokluğun

hangisinin daha çok olduğunu bulmak isteyen bir çocuk, bir kümedeki kalemleri tek tek ikinci

kümedeki kalemlerle eşler ve ikinci kümede 2 kalemin arttığını fark eder. Böylece ikinci

kümenin daha büyük olduğunu görür.

Azlık çokluk kavramı ise iki kümenin hangisinin daha az, daha çok ya da aynı olduklarını

karşılaştırırken ve bu çoklukları sıralarken kullanılır . Örneğin yemekhanede yemek seçerken

iki yemek arasında kıyaslama yaparak daha çok olanı alıyoruz. 32 ve 16 sayılarını kıyaslarken

sayı hissinin bileşenlerinde olan birim ve denklik kavramlarını kullanıyoruz. Birim kavramını

şu şekilde kullanabiliriz:

Sekizi birim olarak seçersek 32 = 4 tane 8 birim olur. 16 ise 2 tane 8 birim olur. Ve buradan

32’nin 16’dan büyük olduğunu görürüz.

32 ve 16 sayılarını farklı biçimlerde ifade etsek de onlar hala aynı sayılar. Bu durum

korunumla açıklanır

Ölçme becerisini geliştirmemizi sağlar. Yani herhangi bir büyüklüğü ölçmeye çalışırken sayı

hissi sayesinde eşit birimler kullanmamız gerektiğini ya da ölçeceğimiz büyüklüğe uygun

birim seçmemiz gerektiğini anlarız. Böylece ölçtüğümüz büyüklüğü aynı birim cinsinden

ifade edebiliriz. Burada demek istediğimiz şey bir büyüklük ölçmek için birbirlerine eşit

birimler seçmediğimiz durumlarda seçtiğimiz büyüklüklerden kaç tane olduğunu ayrı ayrı

söyleriz. Örneğin masanın kenarının uzunluğunu ölçerken kalem ve silgiden faydalanabiliriz.

Kenara kaç kalem ve silgi sığdığını buluruz. Farazi olarak 5 kelem iki silgi sığdığını
düşünelim. Bu durumda masanın uzunluğu 5 kalem 2 silgi deriz. Tabi seçtiğimiz birim herkes

için aynı anlam ifade etmiyor olabilir. Örneğin birim olarak adım seçtiğimizde herkesin aklına

farklı bir uzunluk gelir. Geleneksel ölçü birimleri yerine Uluslararası Birimler Sistemi (SI)’ ne

geçmemizin sebebi de herkesin aynı birimi kullanmasını sağlamaktır.

Sayı hissini çocuklarda geliştirirken kullanacağımız birden çok yöntem vardır. Fakat bu

yöntemleri uygulamakta geç kalmamalıyız. Özellikle ilkokuldan sonra sayı hissini geliştirmek

çok güçleşmektedir. Çocukların sayı hissini geliştirmek için kullanabileceğimiz yöntemlerin

en başında sayma gelir. Çocuğun sayma becerisini geliştirebilmek için ileri ve geri sayma

ritmik sayma, sayma yapılan oyunlar vb. kullanılabilir.

Parçalama yöntemi sayıların büyüklüğünü anlayabilmemizi ve işlem yapmamızı kolaylaştırır.

Örneğin ona kadar saymayı bilen bir çocuğa 33 sayısını büyüklüğünü 10+10+10+3= 33

şeklinde ya da 5+5+5+5+5+8=33 şeklinde anlatabiliriz.

Referans noktası sayıları birbiri ile ilişkilendirmek için ve sayılar arasında bağlantı kurmak

için kullanılır. Referans noktası kullanılarak sayıların farklı kombinasyonları oluşturulur.

Örneğin aşağıda 10 sayısını 4 ve 3 referans noktalarına göre modelledik.

Sayı doğrusunda çocuk sayıların yerini tahmin ederken çocuk öncellikle sayı doğrusunu eş

birimlere bölüyor. Örneğin 0’dan 10’a kadar olan bir sayı doğrusunda çocuktan 7 sayısının

yerini tahmin etmesini istediğimizde çocuk öncelikle zihninden sayı doğrusunu 10 eşit

parçaya bölüyor ve sıfırdan itibaren 7 parça sayıp sayıya ulaşıyor. Aynı işlemi 0’dan 100’e

kadar olan bir sayı doğrusunda 70 sayısını bulmasını istediğimizde de yapıyor.


Fakat 73 gibi bir sayının yerini bulmasını istediğimizde daha küçük parçalara ayırmada

zorlandığı için sayıyı tam olarak bulamıyor. Sayı doğrusunda çocuk sayıların yerini tahmin

ederken aralığı zihninde bir bütün olarak düşündüğü için çeyrek yarım gibi günlük yaşamda

kullandığımız kavramlardan yararlanabiliyor.

0 10

0 100

You might also like