You are on page 1of 158

Üriner Sistem

Histolojisi

Prof. Dr. Serdar FİLİZ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi


Histoloji & Embriyoloji AD
&
Tüp Bebek Ünitesi Lab. Sorumlusu

1
Üriner Sistem
 Çift böbrek

 Çift üreter

 Mesane

 Üretra
2
 Böbrekler, 140-170 gr ağırlığında, 10x7x3
cm boyutlarında, 11-12. kaburgaların
altında yerleşik retroperitoneal organlardır.

26-3
26-3
Böbrekler
 Böbrekler dış taraflarından
düzensiz sıkı bağ dokusundan
yapılı olan bir kapsül ile çevrilidir.

 Her bir böbreğin, konkav iç


kenarında sinirlerin girdiği, kan
ve lenf damarlarının girip çıktığı
ve üreterin çıktığı yer olan hilusu
ile konveks dış kenarı vardır.

 Üreterin genişlemiş üst kısmı olan böbrek pelvisi iki ya


da üç büyük majör kalikse bölünmüştür.

 Her majör kaliksten bir kaç küçük minör kaliks dallanır.4


 Adrenal bezler her bir böbreğin üzerinde uzanır

5
 Sağ böbrek karaciğer
yüzünden daha
aşağıdadır

 Böbreklerin seviyesi
nefes alıp verme
sırasında 2,5 cm kadar
oynar

6
• Renal kapsül böbrekleri destekleyip koruyan sıkı bağ dokusu
ile çevrilidir.

• Perirenal yağ dokusu böbreği renal kapsülün dışından


çevreleyen yağ tabakasıdır.

 Böbrekler, suprarenal bezler


ve perirenal yağ dokusu Renal
fasya olarak adlandırılan fasyal
zarla çevrilidir.

 Böbrekleri, üreterleri ve
suprarenal bezleri renal
fasyanın dışından saran yağ
dokusuna Pararenal yağ
dokusu denir.

 Perirenal yağ dokusu, renal


fasya, pararenal yağ dokusu
7
ve kollajen lifler böbreği sabit
Böbrek kapsülü:
- Böbrekler en dıştan ince, fakat
kollajen liflerden zengin ve az
sayıda elastik lifler içeren sağlam
- bir fibröz kapsül ile örtülmüştür.

- Yaşla birlikte kapsülün kalınlığı


ve elastisitesi artar.

- Kapsül açıkca belirgin iki tabaka


gösterir; dış tabaka fibroblastlar
ve kollagen lif ağırlıklı olup fibröz
yapıdadır. İç tabaka ise daha
hücresel yapıda olup çok sayıda
miyofibroblast benzeri hücre
içerir.

- Bu miyofibroblastların tam
görevleri bilinmemekle birlikte
kontraktiliteleri sayesinde
böbreğin süzme görevine katkıda 8
bulundukları kabul edilmektedir.
- Kapsülü oluşturan sıkı bağ
doku , hilusdan organ içerisine
girerek gevşek bağ dokusu
yapısında yayılır ve böbreğin
interstisyumunu (stroma)
meydana getirir.

- Stroma, korteks bölümünde


daha az (tüm hacmin %7 si)
medulla bölümünde ise daha
çok (tüm hacmin %20 si)
bulunur.

- İnterstisyumun barındırdığı 9

tüm yapılar ise böbreğin


Böbreğin iç yapısı
 Korteks – böbreğin dış
bölgesidir;
 Medulla – böbreğin iç
bölgesidir;
 Piramitler – böbreğin
medullasında üçgen şekilli
bölümlerdir;
 Papilla – piramitin en iç
kısmında dar uçtur;
 Pelvis – böbrek veya renal
pelvis üreterin en üst uç
kısmındaki genişlemedir;
 Kaliks – herbir kaliks renal
pelvisin bir bölümüdür ve her
bir kaliks piramitin papillasına
açılır. 10
11
- Böbreğin hilusundan A. renalis girer, V.
renalis ve üreter çıkar.
- Üreterin üst kısmı hilusu dolduracak şekilde
genişlemiştir, bu kısım renal pelvis adını alır.
- Renal pelvis önce iki-üç büyük major
kalikse, daha sonrada toplam 8-20 adet
küçük minor kalikse ayrılmıştır.
- Her bir minör kaliks bir adet renal papillaya
açılır. Her papilla, ilgili kalikse 10-25 adet
delikle (area criprosa, foramina papillare)
açılır. 12
13
Korteks:
Glomerulus
Proksimal ve Distal
kıvrıntılı tüpler

Medulla:
Henle kangalı
Toplayıcı kanallar
Piramitler
Kolonlar

Renal pelvis
Hilus
Major kaliksler
Minor kaliksler

14
Pyramids

Hilus

Ureter

Major calyx

Minor calyx
15
- Renal korteks böbrek kan
damarları dağılımının ~
%90’nı içerdiğinden
kırmızımsı-kahve renkte,
- Renal medulla ise daha
çok toplayıcı kanallar
içerdiğinden (kan damarı
sıklığı %5-10) açık renkte
izlenir.
- Medulla korteksin
yaklaşık iki katı
kalınlıktadır. 16
- Korteks - medulla arasındaki sınır
düzensizdir.
- Renal korteks içerdiği oluşumlar iyi
boyandığı için koyu renkli,
- Renal medulla ise yine içerdiği birbirine
paralel seyirli kanallardan ötürü çizgili
ve bunların soluk boyanması sonucu da
açık renkli görünür.

17
 İnsan böbreği loblara ayrılmıştır:
– Piramit ve kortikal doku onu sarar
– Her bir böbrekte 10 – 20 adet lob vardır

18
Böbrek lobu:

- Bir renal piramit ve onun


korteksten oluşan başlığını
içeren böbrek kısmıdır.
- Piramidlerin tepesi minör
kalikslere tabanı ise renal
kortekse doğrudur.
- Böbrekte lob sayısı
medulla piramidleri
sayısına eşittir.
- Renal lobun kortekse ait
kısımlarında birçok nefron,
medullaya ait kısımlarında
ise çok sayıda toplayıcı
kanallar bulunur.
19
- Her bir renal lobda; piramitlerin
tabanlarından çıkıp korteks içine doğru
ışınsal şekilde uzayan bir çok medüller
ışın vardır.

- Bu medüller ışınlar içinde nefronun düz


tübülleri ile toplayıcı kanalların başlangıç
kısımları ve küçük kan damarları bulunur.

- Medüller ışınların her iki tarafında nefron


ve onun bölümleri bulunur.

20
21
- Bir böbrek lobunda; bir medüller ışın ile
onun her iki tarafında komşu kortikal
labirent yarımlarından oluşan yapı
böbrek lobülü olarak adlandırılır.
- Böbrek lobülünün eksenini medüller
ışınlar oluşturur.

22
- Meduller ışınlar arasındaki alanları dolduran korteks
uzantılarına kortikal labirentler adı verilir.
- Piramitlerin üzerinde yer alan kortikal doku
başlıkları perifere uzanıp piramidin lateral kısmının
çevresinde renal sütünları (Bertini kolonları)
oluşturur. Bu sütünlar kortikal dokuyla aynı yapıları
içermelerine karşın, medullanın bir bölümü gibi
kabul edilirler.

23
24
KORTEKS:
KORTİKAL LABİRENT
1- Renal korpüsküller
2- Proksimal kıvrıntılı tübüller
3- Distal kıvrıntılı tübüller
4- Toplayıcı tübüller

MEDÜLLER IŞIN

1- Proksimal tübülün düz parçası


(İnen kalın parça)
2- Distal tübülün düz parçası
(Çıkan kalın
3-parça)
Toplayıcı kanallar
25
MEDULLA:
10 – 20 renal piramit içerir.
2-3 piramit birleşir ve bir papillaya açılır
Her bir böbrek de 6-14 papilla vardır
Piramitler çizgili görünür (tübüller düzdür)

DIŞ ZON
1 - Proksimal tübülün düz parçası
(İnen kalın parça)
2 - Distal tübülün düz parçası
(Çıkan kalın
3 -parça)
Henle kangalının ince parçaları
(İnen & Çıkan)
4 - Toplayıcı kanallar

İÇ ZON
1 - Henle kangalının ince parçaları
(İnen & Çıkan)
2 - Toplayıcı kanallar
26
Proksimal & Distal
kıvrıntılı tübüller
Renal korpüskül

Medüller ışınlar

Toplayıcı tübül

27
Böbrek bileşik bir bezdir
Üriniferöz tübüller iki bölümden oluşur:
Sekretuvar tübüller (nefron) & Toplayıcı
tübüller

Nefron:
Dallanmamış; 35 mm uzunlukta
Düz ve kıvrıntılı bölümler içerir
Her bir böbrekte ~1,300,000 tübül

Toplayıcı tübüller:
Bir dalın parçalarıdır,
Boşaltım kanallarının ağaç benzeri sistemi
28
Tübüller düzdür
Nefronlar böbreğin fonksiyonel
birimleridir

 Nefron
– Glomerulus
– Proksimal kıvrıntılı
tübül
– Henle kangalı
– Distal kıvrıntılı tübül
 Üriniferöz tübül
– Nefron
– Toplayıcı tübül & kanal

29
Nefron
 Doğumda sabit sayıya ulaşırlar.
– Böbrek hacmindeki artış nefronların
hacmindeki artışı ifade eder
– Yaralandığında yenisi oluşmaz

 Fonksiyon normalin %25’ine inmedikçe


belirti vermez.

 Bir böbreğin kaybı diğer böbreğin


büyümesine yol açar ve bir böbrek iki
böbreğin görevinin %80’ini karşılayabilir.
30
Nefron
 Temel fonksiyonu; kanı süzerek suyun ve sodyum
tuzları gibi çözülebilen maddelerin
konsantrasyonunu düzenlemek ve gerekli olanları
reabzorbe edip fazlalıkları idrar olarak atmaktır.
 Bir nefron;
– atıkları vücuttan eler,
– kan hacmini ve kan basıncını düzenler,
– elektrolit ve metabolitlerin seviyesini kontrol eder,
– kan pH’ını düzenler.
 Fonksiyonu yaşamsaldır ve ADH, Aldosteron ve PTH
gibi endokrin sistem hormonlarıyla düzenlenir.
31
32
Nefron

 Her böbrek iki komponent içerir:


 Vasküler komponent

 Tübüler komponent

33
Nefron (Vasküler komponent)
– Asıl parça glomerulusdur
 Glomerulus, glomerüler kapiller yumağıdır.
 Kandan büyük miktarlarda sıvı/çözüntü filtre
edilir.

34
Nefron (Vasküler
komponent)

 Renal Arter böbrekten girer ve her bir


nefronu besleyen afferent arteriyolü
oluşturur.
 Afferent arteriyol kanı glomerulusa
aktarır.
 Glomerüler kapillerler efferent arteriyol
ile birleşir.
 Glomerulusda kan efferent arteriyole
aktarılır.
35
Nefron (Vasküler
komponent)
 Efferent arteriyol renal dokuyu besleyen
ve tübüler sistemdeki değişim için
önemli olan peritübüler kapillerleri
oluşturur.

 Peritübüler kapillerler venüllerle birleşip


renal vene boşalırlar.

36
37
Nefron (Tübüler komponent)

– İçi boş, sıvı ile dolu tüp


 Tek katlı epitel içerir
– Komponentleri:
 Bowman kapsülü
 Proksimal kıvrıntılı tübül

 Henle kangalı

– İnen kol (ince)


– Çıkan kol (ince ve kalın)
 Distal kıvrıntılı tübül
 Toplayıcı tübül ve kanal

 Jukstaglomerüler aparat
38
Nefron (Tübüler komponent)
 Bowman kapsülü – genişlemiş
çift duvarlı bir kılıftır ve
glomerulusun etrafında glomerüler
kapillerlerden gelen sıvıyı biriktirir.

 Filtre edilmiş sıvı Bowman


kapsülünden PKT’ye geçer. PKT
tamamiyle korteks yerleşimlidir.

 Sıvı PKT’den Henle kangalına


geçer.

39
Nefron (Tübüler komponent)

 Henle kangalı – U-şekillidir ve renal


medullanın derinlerine kadar iner.

 Henle kangalının inen kolu korteksten


medullaya ilerlerken çıkan kolu
medulladan kortekse ilerler.

 Henle kangalının çıkan kolu kortekste


yerleşimli olan DKT’ü oluşturur.
40
Nefron (Tübüler komponent)

 DKT toplayıcı tübüle yada kanala boşalır.

 Toplayıcı kanal 8 nefronun (DKT) sıvısını


alır.

 Toplayıcı kanal korteksten medullaya


geçer ve renal pelvise boşalır.

41
Nephro
n

42
Nefron
 Renal korpüskül = plazma filtrasyon
alanı
– glomerulus filtrasyonun gerçekleştiği kapiller
yumaktır
– glomerular kapsül (Bowman) çift duvarlıdır
ve filtratı toplar
 Renal tübüller
– Proximal kıvrıntılı tübüller
– Henle kangalı
– Distal kıvrıntılı tübüller
 Toplayıcı kanallar ve papiller kanallar
idrarı renal pelvis ve üretere boşaltırlar
43
44
Renal Korpüskül
(Böbrek/Malpighi cisimciği)
 Nefronun başlangıcını
oluştur ve kortekste yer
alır. İki kısmı vardır:
 Bowman kapsülü –
nefronun kadeh şeklindeki
en üst bölgesidir.
 Glomerül – Bowman
kapsülünün içine
sıkıştırılmış kan kapilleri
ağıdır.
 Glomerül Bowman kapsülü
ile sarılıdır. 45
- Renal korpüskülün glomerülü oluşturan giren ve
çıkan arterlerin bulunduğu kısmına damar kutpu,
onun tam karşısında bulunan ve süzülen sıvıyı ileten
tübüllerin başlangıç kısmına ise idrar kutpu denir.

46
Renal Korpüskül
Sferik (0.2 mm genişlik); Vasküler glomerül

Glomerulus
Afferent arteriol girer ve pek çok loop (halka)
oluşturur
Efferent arteriol loopla birleşikdir; glomerülü
terkeder
Afferent & efferent arterioller vasküler kutba
beraber girip ayrılırlar

Bowman Kapsülü
Kapsüler boşluğa sarar, tek tatlı yassı epitelle
döşelidir 47
48
Renal Korpüsküller

49
Ilu, intralobular artery
Af, afferent arteriole;
Ef, efferent arteriole;

50
Glomerül

 A. renalis → A. interlobaris → A. arcuata →


A. interlobularis → A. afferentia yoluyla gelen
yüksek basınçlı kanı alan pencereli kapiller
ağdır.

 A. afferentia renal cisimciğe girdikten sonra


önce 2-5 adet primer dala ayrılır ve özel bir
arteriel kapillere dönüşür, her bir dal birkaç
kez kendi üzerine kıvrılarak bir yumak
(glomerül) yapar.
51
 Glomerüler
kapillerler afferent &
efferent arterioller
arasında oluşur
 Efferent arterioller
peritübüler
kapillerleri ve vasa
rektayı oluşturur
52
Glomerü
l
 Glomerül çapı ~ 200-250 mikrometredir.

 Afferet arteriyol çapı Efferent arteriyolden daha


büyüktür.
 Glomerül kapillerleri çapı 70-90 nm olan pencereli
tiptedir ve bir diyafram ile kapatılmamıştır.
 Tek katlı yassı kapiller endotel hücreleri bir bazal
membran üzerine oturmuşlardır. Böylece kapillerlerin
lümenindeki sıvı, yüksek hidrostatik basıncın etkisiyle
kolaylıkla dışarı çıkar (filtrasyon).
 Pencereler kan akışından kaçan bazı
makromoleküllerin de çıkmasına müsade eder.

53
54
Bowman
k apsülü
 İki tabakadan ve her ikisi de epitel hücrelerinden oluşur.

 Tek katlı yassı olan dış tabaka (pariyetal) damar kutbundan


kapillerler üzerine sarılarak, yine tek katlı fakat kübik şekilli
iç tabakaya (viseral) dönüşür.
 İki tabaka arasında süzülen sıvının biriktiği Bowman aralığı
(glomerül boşluğu) bulunur.
- Pariyetal tabaka epitel hücreleri ince bir bazal membran
üzerine oturur ve idrar kutbunda proksimal tübülün tek katlı
kübik epitel hücrelerine dönüşerek devam eder.

55
Bowman kapsülü
 Viseral tabaka epitel hücrelerinin damar endotellerine
doğru uzayan primer uzantıları (podosit) ve bundan ayrılıp
endotelleri saran sekonder uzantıları (pedisel) vardır.
 Pediseller 25 nmlik düzenli aralıklarla endotel ve podosit
hücrelerinin oluşturduğu ortak bazal membranı sararak
filtrasyon aralıklarını (yarıklarını) oluştururlar.

56
Bowman kapsülü
 Podositlerle kapillerlerin endotel hücreleri
arasında kalın bir bazal membran bulunur (0,1
µm) ve bu da içte ve dışta lamina rara, ortada
lamina densaya ayrılır.
 Bazal lamina ve yarık membranları glomerüler
filtrasyon bariyerini oluştururlar, bu bariyer,
Bowman kapsülünün iç ve dış epitel tabakalarının
arasından kapsüler boşluğa bazı büyük
moleküllerin geçmesini engeller.
 Glomerüldeki Mezangial hücreler podositlere
ve damarlara destek sağlayan bağ dokusunu
oluştururlar. 57
• Pencereli endotel (ok başı)
epitel ve endotel hücrelerinin
kaynaşmış bazal laminası (BL)
ve podositlerin uzantıları

• Bazal membran (taban zarı), orta


bölgesinde lamina densa ile iki
yanında uzanan açık renkli lamina
raradan oluşmuştur.

• Oklar filtrasyon yarıklarını


sınırlayan diyaframları
göstermektedir.

58
 Elektron geçirgen olan her iki
lamina rara, hücrelerin
tutunmasına yarayabilecek olan 2°
fibronektin içerir.
PODOSİT
 Lamina densa ise, heparan 1°
sülfat içeren bir matriks içinde pediseller
tip IV kollajen ve lamininin
laminin
oluşturduğu ağ şeklinde bir
yapıdan oluşur.

 10 nm’den daha büyük partiküller


bazal laminadan geçemezken; su,
iyonlar ve düşük molekül ağırlıklı
bileşiklerin geçişine izin verir.

 Molekül ağırlığı albüminin


molekül ağırlığından (69 kDa)
fazla olan negatif yüklü proteinler
ise membrandan eser miktarda
geçerler. 59
60
Bowman
kFiltrasyon
apsülü yarıkları birbirlerine membranöz filtrasyon yarığı
diyaframları ile bağlanırlar.
 Podositlerin sitoplazmasında pek çok mikrotübül ve
mikroflamanlar vardır, bu organellerin filtrasyon yarıklarının
boyut ve görünümlerini düzenlediği düşünülmektedir.
 Süzülen sıvı (idrar) podositlerin arasındaki açıklıklardan
glomerül boşluğuna geçer.

61
Filtrasyon Membranı
 1. Endotel hücreleri
– Bütün hücre ve plateletleri
durdurur,
– 70-90 nm lik fenestralar
> 69 kDa proteinlerin geçişini
engeller

 2. Bazal lamina
– Büyük plazma proteinlerini
durdurur
– Endotel hücreleri ve
podositler tarafından
oluşturulur ve bol heparan
sülfat içerir
– Mezangial hücreler
tarafından fagosite edilir

 3. Podositler
– Orta büyüklükte proteinleri
durdurur
– Pedisellerin arası 20-40 nm
dir.
– Glikokaliks podokaliksin içerir 62
Filtrasyon membranı

63
Glomerülün TEM görüntüsü(P2, pediseller;
FS, filtrasyon boşluğu; BM, bazal membran; c, kapiller)

64
65
 Her iki böbreğe gelen kan, 1.21.3 L/dk.

 Vücutta dolaşan bütün kan her 45 dakikada bir


böbrekten geçer.

 Glomerül süzüntüsünün kimyasal bileşimi kan


plazmasına benzer ancak, makromoleküller glomerül
duvarını geçemediği için hemen hiç protein içermez.

 Glomerül süzüntüsüne geçebilen en büyük proteinin


molekül ağırlığı 70 kDa civarındadır ve süzüntüde az
miktarda albümin görülür. 66
• Kapiller porlar (fenestrasyonlar) kan hücreleri gibi büyük
elemanların geçişini engeller
• Bazal membran ve yarık diyaframı küçük proteinlerin pek çoğunu
tutsa da, su, iyonlar, glukoz, amino asidler ve üre gibi küçük
moleküllerin geçişine izin verir

67
MEZANGİAL
HÜCRELER
• Matriksle sarılmış fagositik
hücrelerdir ve glomerulusa yapısal
destek sağlarlar, bazal membranı
temizlerler

• Mezangial hücreler ve
jukstaglomeruler hücrelerin
kökeni düz kas hücrelerinin
prekürsörleridir.

• MNF sistemin öncüleri olan kan
monositleri kökenli olmamalarına
karşın ileri derecede fagositik
özellikleri vardır.

• Bu bölgede oldukca az olan bir


matriks içinde bulunurlar.

• Glomerül etrafında bulunanlarına


intraglomerüler mezangial hücre,

• Damar kutbunda, afferent ve


68
efferent arterioller arasında
bulunanlara ise ekstraglomerüler
MEZANGİAL HÜCRELER

 Glomerüler kapillerler için mekanik


destek sağlarlar,
 Fagositoz yetenekleriyle glomerüler
bazal membranda biriken artıkların
temizlenmesini sağlarlar,
 Kasılabilme yetenekleri sayesinde
kapiller çapını daraltıp-genişleterek
kan akışını düzenlerler (süzülmeyi
azaltan anjiotensin II , süzülmeyi
hızlandıran ANF reseptörleri taşırlar),
 İçinde bulundukları matriksi ve
kollajenleri sentezlerler,
 Prostaglandin ve endotelin gibi
biyolojik aktif maddeler sentezlerler
(endotelinler afferent ve efferent
arteriollerin kasılmasını sağlarlar),
 İhtiyaç durumunda çoğalarak
sayılarını artırırlar. 69
 Glomerüler kapillerlerden süzülen sıvı Bowman
kapsülü içine ve daha sonra kapsülün devamı olan
proksimal kıvrıntılı tübüle geçer.

 Tek tabakalı yüksek kübik ya da silindirik epitelle kaplı


olan proksimal tübülün düz ve kıvrıntılı bölümleri
vardır.

70
Proksimal kıvrıntılı
tübül

Glomerül

71
Proksimal Kıvrıntılı Tübüller
 Korteksde en fazla bulunan
tübüllerdir.
 14 mm uzunlukta 60µm
genişliktedir.
 Basit kübik yada alçak
silindirik epitelle
döşelidir. Çekirdek bazaldedir
ve eozinofilik sitoplazması
vardır.
 Apikal yüzeyi iyon
absorbsiyonu alanını artıran
ve ışık mikroskobunda fırçamsı
kenar olarak görülen
mikrovilluslarla kaplıdır.
72
Proksimal Kıvrıntılı Tübüller
 Hücreler birbirlerine sıkı bağlantılarla bağlıdır.
 Bazal ve lateral girintiler yüzünden hücrelerin
sınırları belirgin değildir. 
 Hücrelerin bazalindeki girintilerde iyon
transportuyla ilişkili çok sayıda mitokondri bulunur.
Bunlar ışık mikroskobunda bazal çizgilenme olarak
görülür.

73
Proksimal Kıvrıntılı Tübüller
 Sodyum iyonlarının aktif olarak hücre dışına atılmasından sorumlu
olan Na/K-ATPaz (sodyum pompası), bazolateral zarlarda bulunur.
 Mitokondriler hücrenin tabanında yoğunlaşmıştır ve hücrenin uzun
eksenine paralel bir dizilim gösterirler. Bu düzenleme yüzey
alanını artırır ve aktif iyon taşınmasında rol oynar.
 Yan hücre zarı bağlantılarının yaygınlığı nedeniyle hücre sınırları
belirgin değildir.

74
1. pinositoz
2. aktif iyon transportu
3. ozmos
4. ekzositoz
5. reabsorbsiyon
glukozun tamamı
amino asidler
NaCl & H2O ~ %85’i
PO4, Ca++ 75
6. sekresyon/ekskresyon
Proksimal Kıvrıntılı Tübüllerin TEM
görüntüsü

76
 Proksimal kıvrıntılı tübüller, süzüntüdeki glukoz ve
aminoasitlerin tümünü, suyun ve sodyum klorürün
%85’ini ve ayrıca fosfat ve kalsiyumu emer.

 Glukoz, aminoasitler ve sodyum, proksimal tübül


hücreleri tarafından bazolateral zarlar üzerinde bulunan
Na/K-ATPaz etkinliğini içeren aktif bir süreç ile emilirler.

 Su ise ozmotik gradyanı izleyerek pasif olarak emilir.

 Proksimal kıvrıntılı tübüller, kreatinin gibi maddeleri ve


paraaminohippurik asit ve penisilin gibi vücuda yabancı
olan maddeleri idrara geçirirler. Bu olay, tübüler
salgılama olarak tanımlanan aktif bir işlemdir. 77
78
Henle kangalı
 'U' şekillidir. korteks
1. kalın inen parça ~ PCT
2. ince inen parça
medulla
3. ince çıkan parça
4. kalın çıkan parça ~ DCT

 Hipo/hipertonik idrar oluşturma


(suyun tutulması)
 ince inen parça suya geçirgen
 çıkan parça suya geçirgen değil
 Süzülmüş suyun %15’i, NaCl, K,
Ca ve HCO3’in %25’i bu
bölümde emilir. 79
Henle kangalı
 Kesitlerde kapiller
damarlarla
karıştırılabilir. Ancak
kapiller endotellerin
çekirdekleri
heterokromatiktir ve
sitoplazmaları çok
daha azdır. İnen
Henle çekirdekleri ise
daha açık renktedir.

80
81
Henle kangalının ince parçaları
Sıklıkla medullada/medullanın
sınırındadır,
2-10 mm uzunluk, 12 μm genişlikte,
Tek katlı yassı/alçak kübik epitel,
Soluk sitoplazma,
Fırçamsı kenar yok,
EM ile görülebilen mikrovillus var.

82
Henle kangalının kalın parçaları
Düz tübüllerdir– 9 mm uzunlukta, 30 μm genişlikte
Tek katlı kübik epitelle döşelidir
Epitel hücreleri ince parçaya göre daha asidofilikdir
Çıkan kalın parça DCT ile aynı yapıdadır
Jukstaglomerular aparatla temas halindedir

83
• Henle kulpunun inen
kalın kolu

• Henle kulbunun
ince kolu

• Distal kıvrıntılı tübülün


düz, Henle kulbunun çıkan
kalın kolu

84
 Henle kulpunun inen ince
kısmı suya karşı geçirgen
iken suda erimiş maddelerin
geçişine karşı dirençlidir.

 Çıkan Henle kısmı ise; su


için geçirgen değildir, buna
karşın suda erimiş maddeler
için (tuz, üre) geçirgendir.

 Bu nedenle, böbrek
korteksinde kan plazması
gibi izotonik olan interstisyel
sıvı (doku sıvısı), medullada
papilla yönüne doğru
gidildikce hipertonik duruma
geçer.
85
Distal kıvrıntılı
tübül
Henle kulbunun çıkan kalın kolu kortekse girer, belli bir yolu
kat ettikten sonra, bükülerek distal kıvrıntılı tübülleri
oluşturur. Bu tübül, çıkan kol gibi tek katlı kübik epitelle
döşelidir.

86
Distal kıvrıntılı tübül
 Distal kıvrıntılı tübüller korteksde
yerleşiktir. 5-8 mm uzunluğunda,
20-50 µm genişliğindedir.
 TKKE ile döşelidir ve nükleus
apikaldedir.
 Daha düz ve hücreleri PKT
hücrelerinden daha küçük olduğundan
daha fazla hücre görülür.
 PKT’den daha az asidofilikdir.
 PKT’den daha geniş lümenlidir ve
fırçamsı kenar içermez.
 PKT gibi apikal kanallar ve lateral
girintiler içermez.
 PKT ile benzer bazal girintiler içerir.
 Renal korpüskül temas halinde olan 87

parçası makula densayı oluşturur.


88
Distal kıvrıntılı
tübül
 Bu tüpler suya geçirgen değildir,
lümenden interstisyuma iyon
transportu yaparak meduller
interstisyumun iyon gradientini
sağlar. 

 Distal kıvrıntılı tübüldeki hücreler


su, NaCl, bikarbonat iyonlarının
geri emilmesinde ve K, Na ve NH4
iyonlarının süzüntüye
eklenmesinde rol oynarlar.

 İdrar, asit özelliğini distal


tübüllerde kazanır.  89
Distal kıvrıntılı tübül
 DKT’ün düz parçası ait
olduğu glomerülün damar
kutbuna doğru ilerler ve
orada afferent arter ile
yakın ilişki kurarak birlikte
jukstaglomeruler aygıtı
aygıt
oluştururlar.

 DKT daha sonra yoluna


kıvrımlı olarak devam eder
ve korteks-medulla
sınırında, toplayıcı tübüle
dönüşür. 90
Jukstaglomerüler aparat
 Jukstaglomerüler aparat böbreğin içinde her bir
nefronun fonksiyonunu düzenleyen küçük bir
yapıdır.

 Jukstaglomerüler aparatın üç hücresel bileşeni


vardır;

1. Makula densa,
2. Jukstaglomerüler hücreler (granüler hücreler)
3. Ekstraglomerüler mezangiyal hücreler
91
Jukstaglomerüler
Aparat
Afferent arteriyol ile temas noktasındaki distal tübül hücreleri
değişime uğrayarak makula densa adını alırlar.
 Maküla densanın epiteli yanyana ve yüksek prizmatik hücrelerle
döşelidir ve daha koyu renkte görünürler.
 Golgi kompleksi ve bazı granüller bazal yerleşimlidir.
 Bu hücrelerde organeller azalmıştır, bazal lamina ince, kesintilidir,
bazen hiç bulunmayabilir ve bazal girintiler azdır.
 Makula densa hücreleri apikal yüzleri ile kanal lumeninden geçen
idrarla temastadır.
 Makula densa hücreleri tübül içi sıvıdaki klorür iyon içeriğine ve su
hacmine duyarlıdır
 Bazal yüzleri ise afferent arter duvarındaki epiteloid hücrelere ve
Goormaghtigh hücrelerine komşudur.
 Tübül içinden geçen idrarın içeriğini epiteloid hücrelere aktarırlar.

92
Jukstaglomerüler aparat

Makula densa
a. DCT hücreleri silindiriktir
b. Kan akımına ve iyon
konsantrasyonuna duyarlıdır.
c. Afferent arteriol
kasılmasını, glomerüler
filtrasyonu, renin sekresyonunu
etkiler

93
94
Jukstaglomerüler
Aparat
 Glomerülün bitişiğindeki afferent arteriyolün tunika
mediasında modifiye olmuş düz kas hücreleri bulunmaktadır.
Bu hücrelere jukstaglomerüler hücreler adı verilir.
 EM incelemelerinde, JG hücrelerin bol miktarda GER, iyi
gelişmiş Golgi kompleksi ve çapları yaklaşık 10-40 nm olan
salgı granülleri içerdikleri gözlenmiştir.
 JG hücreler, anjiyotensinojen adı verilen plazma proteinini
anjiyotensin I’e dönüştürecek olan renin hormonunu
üretirler. Anjiyotensin I, akciğer endotel hücrelerinde yüksek
yoğunlukta bulunan ACE etkisiyle anjiyotensin II’ye dönüşür.
 Anjiotensin II hem VK yapar hem de aldosteron
salgılanmasını uyarır.
 JG hücreler aynı zamanda, eritrosit yapımını uyaran
eritropoietin de üretirler. 95
Jukstaglomeruler Aparat

26-96
26-96
Jukstaglomerüler aparat
 Kan basıncını düzenleme
 JG hücreler – modifiye kas hücreleri afferent arteriyolde kan
basıncının düşmesine cevaben renin salgılar
 Makula densa – çözelti konsantrasyonu düştüğünde renin
salgılatan kemoreseptörlerdir

97
Jukstaglomerüler
aparat
Ekstraglomeruler mezangial hücreler
(Goormaghtigh hücreler, Lacis hücreleri):
 Glomerülün damar kutbunda, afferent ve efferent
arterler arasında yerleşikdirler.
 Birbiri üzerine kümelenmiş, küçük uzunca yassı
biçimli, sınırları az belirgin hücrelerdir.
- Nukleus düzensiz yassı-ovoid şekillidir,
sitoplazmaları azdır, az miktarda küçük granüller
içerirler. Dıştan bazal membran ile sarılıdırlar.
 Fonksiyonları tam olarak bilinmemekle beraber
makula densa hücreleri ile epitel hücreler arasında
bilgi taşımacılığı yapabilirler. 98
Nefro
n
 Yerleşimine ve uzunluğuna göre iki tip nefron
vardır:
– Kortikal nefronlar
– Jukstamedüller nefronlar

99
Nefron
çeşitleri

 Kortikal nefronlar
– Tüm nefronların %
80’i.
– Hepsi korteks
içindedir
 Jukstamedüller
nefronlar
– Tüm nefronların %
20’si.
– Renal korpüsküller
korteks medulla
100
bileşimine yakındır
Nefron çeşitleri
 Kortikal nefronlar
• Nefronların ~ % 80’ni
• Dış kortekste yerleşimli
glomerüller içerir.

• Medullaya çok az uzanan


kısa Henle kangalı içerir

• Kortikal nefronlardaki
peritübüler kapillerler
vazorekta oluşturmaz ama
kısa Henle kangalının
etrafında ilerler

• Çözüntülerin
reabsorbsiyonunda görev 101

yapar.
Nefron çeşitleri
 Jukstamedüller
nefronlar
•Nefronların ~% 20’si

•Glomerüller renal korteksin


medullaya yakın iç kısmında
bulunur

•Medullanın derinliklerine kadar


inen uzun Henle kangalı içerir

• Henle kangalıyla birlikte


ilerleyen peritübüler kapillerler
vazarekta (düz damarlar) oluşturur

• İdrarın yoğunlaştırılmasında
önemli rol oynarlar
102
103
104
105
Toplayıcı tübüller
 Toplayıcı sistem korteksde
distal kıvrıntılı tüplerin
devamı olarak başlar ve
medullaya doğru iner.
 Kanallar birleşince
genişlikleri artar, tübüllerin
hücreleri kübiktir, sonra
silindirik ve en son da çok
katlı olur. 
 Renal piramidlerin ucunda
papiller kanallar olarak
sonlanırlar.  106
Toplayıcı tübüller
 Kıvrık toplayıcı tübüller: nefronla
boşaltım kanalları arasındaki
kısa bağlantı bölgeleridir.
 7-10 kıvrılmış tübül bir düz
toplayıcı kanalla birleşir.
 Toplayıcı tübüller kortikal
ışınlarda ve medullanın dış
zonunda bulunurlar.
 Diğer toplayıcı tübüllerle
medullanın iç zonunda
birleşirler.
 Birleşme sonunda Bellininin
papiller kanalları denilen geniş
düz kanalları oluştururlar.
 Her bir papillaya 10-20 papiller
kanal açılır.
 Bu ağaç benzeri kanal sistemi 107
40-200 µm genişliğindedir.
Toplayıcı tübüller
 Hücre sınırları belirgindir
 Lümene doğru çıkıntı yapan
merkezi nukleusu vardır
 Esas hücreler ve daha koyu
boyanan mikrovillus ve apikal
girintilere sahip interkalar
hücreler içerir.
 Sitoplazma zayıf
boyandığından açık renklidir
 EM’de silyum ve seyrek
mikrovillus görülür
 Renal papillada minör
kalikslere boşalırlar

108
Bellini kanalları

109

Minor calyx
110
Toplayıcı kanal

Collecting
Ducts  Her biri
birçok
nefrondan
idrarı alır
 Korteksten
medullanın
derinlerine
kadar düz111
Toplayıcı
kanal
 Piramitin papillasında kanallar birleşerek daha
büyük papiller kanalları oluşturur
 ~ 10-25 adet papiller kanal idrarı minör kalikslere
dolayısıyla renal pelviste area cribrosa adı
verilen delikciklerle boşaltır.

112
Toplayıcı
kanal
 Esas kanal hücreleri (açık hücreler):
– Bazalde girinti çıkıntılara sahiptir, apikalde birkaç kısa
mikrovillus bulunabilir,
– Çekirdekleri yuvarlak ve merkezi yerleşimli,
– Sitoplazmaları genelde soluk boyalıdır.
– Küçük yuvarlak mitokondriler içerirler.

113
Toplayıcı
kanal
 Bu hücreler ADH ile düzenlenen birçok su kanalına
sahiptir
 Bir hidrofobik transmembran protein olan
aquaporin bu hücrelerin apikal yüzünde (AQP-2)
ve bazolateral yüzlerinde (AQP-3, AQP-4 ) bol
miktarda bulunur
 Aquaporinler su kanallarını oluştururarak idrardaki
fazla suyun ve sodyumun absorbe edilmesini
sağlayıp, potasyumu salgılarlar.
 AQP-1 ise proksimal tübül epitellerinde, ayrıca
hepatosit ve alyuvar membranında bulunur ve
benzer görev üstlenir.
114
Toplayıcı
kanal
 İnterkalar hücreler (koyu hücreler) :
– Esas hücreler arasında seyrek olarak gözlenen, koyu
sitoplazmalı hücrelerdir.
- Kortekse yakın bölümlerde daha sık, papillaya yakın
kısımlarda ise hiç gözlenmeyebilirler.
- Daha çok mitokondri içerirler, apikal sitoplazmalarında küçük
veziküller ve mikrovilluslar gözlenir.
- Bu hücreler hidrojen (a-intercaleted cells) veya bikarbonat (b-
intercaleted cells) iyonlarının sekresyonu ile ilgilidirler, tüp
içindeki idrarın asit veya alkali oluşuna göre davranarak onu
nötralize ederler. Ayrıca lümenden potasyumu geri emerler.
- Toplayıcı kanal epitellerinde b-interkalar hücrelerin daha sık
bulunduğu bildirilmiştir.

115
116
DCT ve Toplayıcı Kanallar
 Aldosteron:  Atrial natriüretik faktör
  KB angiotensin II (ANF) :
oluşumuna neden olur   KB sağ atriumu uyarır
– Angiotensin II adrenal
– Atrium ANF sekrete eder
korteksi uyarır
– Adrenal korteks – ANF, Na+ and su atılımını
aldosteron sekrete eder uyarır
– Aldosterone Na+ – KB düşer
reabsorbsiyonunu
uyarır
 Antidiüretik hormon (ADH):
– Dehidratasyon
– Na+ reabsorbsiyonu su
hipotalamusu uyarır
reabsorbsiyonunu ↑
– Hipotalamus arka hipofizi
– Su reabsorbsiyonu idrar uyarır
hacmini ↓ – Arka hipofizden ADH salınır
– KB ↑ yada daha yavaş – ADH su reabsorbsiyonunu 
↓ – İdrar hacmi 
117
İnterstisyum
 Böbreğin bağ dokusu matriksidir.
 Korteksde seyrekken medullanın derin bölgelerinde
bol bulunur.
 Ekstraselüler matriks kollajen lifler ve
glikozaminoglikan (GAG) lardan zengindir.
 Hücreleri fibroblastlar ve makrofajlardır.

118
Böbreğin kanlanması

 Glomerüler kapiller yatak sıradışı bir şekilde


giden venler yerine kendisine gelen ve giden
arteriyollere sahiptir (afferent and efferent).

 Yine sıradışı bir şekilde, birbirini takip eden


iki kapiller yatağa sahiptir.
119
Renal artery
Segmental artery

Interlobar artery

Interlobular artery
120

Arcuate artery
Böbreğin
 kanlanması
Efferent arteriyolden ayrılan, idrar ve diğer artık
ürünlerden arınmış kanı taşıyan kapillerler böbrek
korteks ve medullasını besleyecek olan kapillar ağları
yaparlar.
 Bu kapillerlerden bazıları korteksdeki proksimal ve
distal tübülüsler etrafında peritübüler kapiller ağı
yaparlar. Bu ağ; hem korteksi besler hemde proksimal
ve distal tüplerin içindeki sıvıdan düşük moleküllü
madde ve iyonların dolaşıma geri taşınmasını
sağlarlar.

121
122
Böbreğin
 kanlanması
Efferent arteriyoller peritübüler kapiller ağı
yaptıktan sonra, yüzeye dik bir seyirle korteks ve
medullanın derinliklerine iner ve U dönüşü
yaparak yine dik bir düzlemde kortekse yönelir.
 Düz seyirlerinden dolayı bu damarlara vasa rekta
denir.
 Bunlar Henle kangalı, toplayıcı kanallar ve
interstisyumun beslenmesini sağlar.
 Bu kapillerlerin endoteli inen kısımda sürekli,
çıkan kısımda ise pencereli tiptir.
 Damardaki kan akımı ile Henle kangalındaki sıvı
akımı birbirine ters yönlüdür, bu durum düşük sıvı
akımı ve düşük kan hacmine rağmen ozmotik
değişime hizmet eder (ters akıntı değişim sistemi).
123
İdrar oluşumu

1 000 000’dan fazla tübül


birlikte etkinlik göstererek
idrarı oluşturur

Üç temel mekanizma:
a. Glomerüler filtrasyon
b. Tübüler reabsorbsiyon
c. Tübüler sekresyon

İki temel parça:


1. İdrarı oluşturan nefron
2. Suyu alarak idrarı
konsantre eden toplayıcı
kanal

124
– Her dakika renal plazmanın %20’si filtre edilir
(125 ml/dk): bu glomerüler filtrasyon oranıdır.
oranı
– Bu miktar içinden, 124 ml organda geri emilir ve
yalnızca 1 ml idrar olarak üreterlere salgılanır. Her
24 saatte yaklaşık 1500 ml idrar oluşur.

125
Böbreklerin fonksiyonu;
1- Yabancı maddelerin, çeşitli hormonların ve metabolik
artıkların atılması (üre, kreatinin, ürik asit, bilirubin),

2- Su ve elektrolit dengesinin düzenlenmesi


- Na+, Cl-, K+, Ca2+, H+, HCO3-, PO43- gibi iyonların
konsantrasyon ve miktarını düzenlemek

3- Vücut sıvılarının osmolaritesi ve elektrolit yoğunluğunun


düzenlenmesi,

4- Asit-baz dengesinin düzenlenmesi,

5- Arteriyal kan basıncının düzenlenmesi,


- Plazma hacmini korumak

6- Renin ve Eritropoetin sentezi ve 25-OH Vit D3


hidroksilasyonu, 126
127
İDRAR BOŞALTIM YOLLARI
 Böbrekte üretilen idrar en son papiller kanallar ile
area kriprosa deliklerinden;
- Minör ve majör kaliksler ,
- Renal pelvis,
- Üreterler,
- Mesane,
- Üretra yoluyla boşaltılır.
 Hepside yapı olarak tübüler organların genel
yapısına uyarlar.
 T. mukoza, T. muskularis ve dışta T. adventisya
 Hepsinin ortak özelliği T. muskularislerinin iyi
gelişmiş olmasıdır. Duvar kalınlıkları
proksimalden distale doğru gittikce artar.
128
 Tunika mukoza:
- Epitel
– Papiller kanalların TK prizmatik epiteli renal papillanın dış
yüzünde ÇK değişken epitele (transisyonel) dönüşür. Transisyonel
epitel kaliksler, renal pelvis, üreter, mesane ve üretrada da
devam eder. Bu epitel kaliksler ve pelviste incedir (2-3 sıralıdır)
- Lamina propria
– Kollajen lif demetleri ve elastik lif ağları, yer yer yaygın lenfoid
doku içeren bir bağ dokusudur. Bez içermezler.
 Tunika muskularis:
- İki tabakalı düz kastır. İçteki longitudinal kas tabakası minör
kaliksin papillaya birleştiği noktadan başlar. Dışta ise sirküler kas
tabakası bulunur. Her iki tabaka birbirinden elastik liflerden
zengin ince bir bağ dokusu ile ayrılmıştır.
- Bunların periodik olarak kasılmaları idrarın papiller kanallardan
kaliks ve pelvise doğru iletilmesine yardım eder, aynı zamanda;
pelvisteki idrarın geri böbrek dokusu içine geçmesini de önler.
 Tunika adventisya:
- İçinde kan ve lenf damarları ve sinir lifleri bulunan gevşek bağ
dokusudur. Yağ hücrelerinden zengindir. 129
130
Üreter
 Renal pelvis ile mesane
arasında uzanan musküler bir
organdır.
 ~ 25 cm uzunluğunda ve 1-10
mm genişliğinde bir çift tüpdür.
 Retroperitonealdir.
 Mesanenin posterolateral
köşelerinden girer
 Mesane içine açılmadan önce
mesane arka duvarında medial
olarak ilerler. Mesaneye bu
oblik giriş idrarın geri
kaçmasını önler.
• Üç bölgede daralma gösterir:
• Üreter ve renal pelvis arası
• Eksternal iliak atreri geçerken
• Mesaneye girerken 131
Üreter
 Duvarı üç tabakadan oluşur
– Mukoza
○ Transisyonel (değişici) epitel
(4-5 katlı) & lamina propria
○ Gerilince silinen ~ 6 adet
longitudinal kıvrım bulunur.
○ Organ boşken lümen yıldız
şeklindedir.
○ Mukus hücreleri idrarla
temastan korur
○ Epitel ince bir BL ile LP’dan
ayrılır.
– Muskularis
○ iç longitudinal & dış sirküler
düz kas tabakası
– distal 1/3 de yine longitudinal
tabaka(Waldeyer tb.)
○ Peristaltizm idrar akımına
yardım eder
– Adventisya
○ gevşek bağ dokusu
○ lenfatik ve kan damarları 132
133
134
Mesane

Gövde
Apeks
 İçi boş müsküler bir
organdır. Fundus
 Puberteden sonra pelvik
bölgeye yerleşir.
 Apex, fundus ve gövde
olarak üç bölgeye ayrılır.

135
Mesan
e
 Simfizis pubisin arkasında pelvik zeminde uzanır
– Erkeklerde: rektumun önündedir

136
– Dişilerde: sadece vajina ve uterusun
önündedir.

137
 Mesane dolu olduğunda sferik ve abdominal
kaviteye uzanır (500mL/1L sıvı tutar)
 Mesane boş olduğunda ters piramit şeklinde
tamamen pelviste bulunur

138
Mesane

 Duvarı üç tabakadan oluşur:


– T. Mukoza
– T. Muskularis
– T. Adventisya/Seroza

139
Mesan
e
 T. Mukoza
– Transisyonel epitel (6-8
katlı) & lamina propria
– Organ dolup boşaldığı
için epitel değişicidir ve
doluyken epitel kalınlığı
azalır

140
 Hücreler birbirlerine desmozomlarla ve yüzey
girintileriyle sıkıca bağlanmışlardır. Yüzeyel hücrelerde
desmozomlar daha sık bulunur
 En üst sıradaki epitellerin apikal sitoplazmalarında,
desmozomal bağlantılara doğru uzanan sık
tonofilamanlar ve küçük veziküller içeren kısmı krusta
adını alır.
- Değişici epitelin bu şekildeki yapısı kesede idrar biriktiği
zaman hücrelerinin birbirleriyle bağlantılarını
kaybetmeden yerlerini ve şekillerini değiştirmelerine
olanak sağlar.
- Krusta tabakası geçirgen değildir.
- En üst sıradaki hücreler deskuamasyon gösterir.
141
142
 T. Mukoza
– Lamina propriya; kollagen
lif demetleri ve elastik
liflerden zengin bağ
dokusudur.
– Organ boşken mukoza
katlantı gösterir.
– Trigon düzdür, katlantı
göstermez.

143
– T. Muskularis
 Düz kas üç tabakalıdır
– iç longitudinal, orta sirküler & dış longitudinal
 İç düz kas lifleri internal üretral sfinkteri oluşturur
 Sirküler çizgili kaslar eksternal üretral sfinkteri
oluşturur
 Her üç tabaka arasında yaygın gevşek bağ dokusu
bulunur

144
T. adventisya
 Fibroelastik gevşek bağ
dokusudur.
 Damar ve sinirden zengindir.
 Sempatik, parasempatik
küçük ganglionlar bulunabilir.
 Pelvis renalis, üreter ve
mesane retroperitonealdir.
Tunika seroza (peritonun
visseral yaprağı) mesanenin
sadece üst yüzünü örtmüştür).

145
146
Üretra
 İçte mukoza ile birlikte düz kaslar
– Transisyonel epitel uç kısma doğru ÇKYE’e dönüşür
– Epitel hücreleri arasında müköz kadeh hücreleri bulunur
– İdrarı mesane ve vücuttan atar
 Erkek: ~ 20 cm uzunlukta
 Dişi: 3-4 cm uzunlukta
– Uzunluğun kısa olması nedeniyle dişiler erkeklere göre daha
fazla üriner sistem enfeksiyonu geçirir

147
Üretra
A. Erkek üretrası (20 cm/4-
5mm)
1. prostatik üretra (3 cm)
2. membranöz üretra (1-1.5
cm)
3. pendülöz üretra
4. bulböz üretra
3-4. penil üretra (15-16 cm)

B. Dişi üretrası (3-4 cm/6mm)


Vajinal açıklık ile klitoris
arasındadır
Eksternal üretral açıklığa 148

açılır.
Üretra-Erkek
1. Prostatik üretra:
en geniş bölgedir
3 cm uzunluktadır
En çok genişleyebilen bölgedir
Prostat bezi kanalları ve ejakulatuvar
kanallar buraya açılır
2. Membranöz üretra:
Ürogenital diyafram içinde uzanır
1.5 cm uzunluktadır
En az genişleyebilen bölgedir
3. Penil üretra:
15.5 cm uzunluktadır
Erektil doku ve korpus spongiozum ile
çevrilidir
Uç kısımda genişleyen bölge naviküler
fossa olarak adlandırılır
Bulboüretral ve penil bezler buraya 149
açılır
Üretra – erkek
Mukoza:
Epitel: ince bir bazal membrana oturur
Mesane yakınında transisyonel
Üretranın büyük kısmı ÇK silindirik / Yalancı ÇK
Meatus yakınında ÇK yassı
Lamina Propria: dişiye benzer
çok sayıda dallanan üretral müköz bez içerir = Littré bezleri

Submukoza:
belirgin değil, derinde çok sayıda ven içerir

Muskularis:
içte: longitudinal, dışta: sirküler…mesane boynunda sfinkter
oluşturur
penil üretrada düz kas tabakası yok…
Adventisya: belirgin değil
150

membranöz üretra çevresindeki çizgili kaslar dış sfinkter


151
Üretra-Dişi

• Mesane boynundan eksternal


meatusa kadar uzanır
• Simfizis pubisin altından
geçer
• Vajinanın anterioruna uzanır
• Vajinal açıklığın
anteriorundaki vestibüle açılır
• Paraüretral bezler içerir.
Bunlar eksternal meatusun
yakınlarında yerleşimli mukus
sekresyonu yapan bezlerdir
• Kolayca genişleyebilir
• Düzdür 152
Üretra – dişi
Mukoza:
Epitel: Mesane yakınında = Transisyonel
Orta parça (üretranın büyük bölümü ): Yalancı ÇK / ÇK silindirik
Çıkışa yakın = ÇK yassı
Üretral bezlerin sayısı az
Lamina Propria: papilla içermez, irregüler lümen

Submukoza:
LP nin bir parçası şeklindedir
elastik lifler ve venlerden zengindir

Muskularis:
içte: longitudinal, dışta: sirküler (mesane yakınında internal
sfinkter)
Düz kasın dışında çizgili kas: eksternal sfinkter

Adventisya: 153
154
155
156
Miksiyon

Beyindeki miksiyon
merkezi pons olmasına
rağmen daha yüksek
seviyelerden
etkilenebilir

Parasempatik: atılım
Sempatik: inhibisyon

157
Kaynaklar
 Moore: Klinik Yönleriyle İnsan
Embriyolojisi
 Junqueira: Temel Histoloji
 Ross: Histoloji Konu anlatımı ve Atlas
 Kierszenbaum: Histoloji ve Hücre
Biyolojisi

158

You might also like