Türkiye’de sosyal bilimler genellikle negatif bir tutumla
değerlendirilmekte. Büyük bir kesim tarafından insanlığa bir yararı
olmadığına ve bilimsel özelliklerden yoksun olduğuna inanılmakta. Bu nedenle daha çok doğa bilimlerine değer veren üniversiteler tarafından da ikinci konumda yer almakta. Oysa içinde bulunduğumuz dünya ile doğru bir şekilde ilişki kurabilmek için insanın ihtiyaç duyduğu toplumsal, ahlakî ve kültürel gelişimin en iyi taşıyıcısı sosyal bilimlerdir. Üniversiteler tarafından da, sosyal bilimlerin önü açılmalı ve sosyal bilimcilere bu alanda fırsatlar tanınmalı ve önündeki engeller kaldırılmalıdır. Aslında bu durum, üniversitelerin olmazsa olmazlarından olan, özgür düşünme, serbest çalışma ve edinilen bilgilerin toplumla paylaşılması ilkelerinin de bir gereğidir. Sosyal bilimlerin önemini kavramamış bir toplum, kendi gelişimlerini zorlaştırdığı gibi, geleceğini biçimlendirme ve güçlü olma şansını da yitirmeye başlar. Maalesef ülkemiz genelinde de buna benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Peki, ülkemizde sosyal bilimlerin neden böyle negatif bir algıyla karşı karşıya olduğu hakkında kesin bir sebep ortaya koyabilirsek bu ne olurdu? Bu duruma nasıl gelindi? Hangi konularda yanlışlar yapıldı ve bunlara çözümler üretecek olsaydık ne gibi öneriler ortaya sunabilirdik?