Professional Documents
Culture Documents
Erdoğan UNUR
ANATOMİ AD.
Anatomi nedir?
• Gelişim anatomisi
– Embriyoloji,
– Çocukluk anatomisi (Nipio anatomi),
– Yetişkin anatomisi (Adult anatomi)
– İhtiyarlık anatomisi (Geriatrik anatomi).
• Fonksiyonel anatomi
• Comparativ (karşılaştırmalı) anatomi
• Sportif anatomi
• Artistik anatomi
a) Sistematik anatomi: İnsan vücudunu meydana getiren sistemleri ayrı ayrı ele
alarak inceleyen anatomi dalıdır.
Embriyoloji,
h) Sportif anatomi: Spor yüksek okullarında okutulan anatomi çeşidi olup daha
çok hareket sistemi ağırlıklıdır.
EKSENLER
Planum sagittale (sagittal düzlem): Yere dik ve olarak önden arkaya veya arkadan
öne doğru geçen düzlemlere denir. Bu başlık altında iki alt düzlem tanımlanır.
Planum frontale (coronale) (alın düzlemi): Yukarıdan aşağıya doğru ve alına paralel
olarak geçen düzlem. Bu düzlem vücudu eşit olmayan ön ve arka parçalara ayırır.
Planum horizontale (transversum) (yatay düzlem): Yere paralel olarak geçen düzlem.
Bu düzlem vücudu üst ve alt olarak parçalara ayırır.
Terminoloji
Diğer bilim dallarında olduğu gibi anatominin de kendine özgü uluslararası terimleri
vardır.
Collum: Boyun
Truncus: Gövde
Dorsum: Sırt
Thorax: Göğüs
Abdomen: Karın
Pelvis: Leğen
Boyun
Göğüs
Kol
Önkol Karın
El Uyluk
Bacak
Ayak
Yönler ve taraflarla ilgili anatomik terimler
Anterior, anterius: Ön, önde bulunan, ön taraf
İnsan vücudunu oluşturan sistemleri tek tek ele alarak inceleyen anatomi çeşididir.
Biz insan vücudunu 9 sisteme ayırarak inceleyeceğiz.
1-Hareket sistemi
2-Solunum sistemi
3-Dolaşım sistemi
4-Sindirim sistemi
8-Sinir sistemi
9-Duyu organları
HAREKET SİSTEMİ
(Systema locomotorium)
Böyle bir kemik dokusu çok küçük bir etki ile kolaylıkla ufalanarak dağılır.
diploe
Periosteum: Kemiğin ekleme katılmayan kısımlarını örten periosteum
bağ dokusuna periosteum adı verilir.
Havers kanalı
osteon
periosteum
Volkmann kanalı
spangioz kemik
Hareket görevi: Kasların tutunması için destek görevi yaparlar. Hareket sistemin
pasif unsurlarıdır.
Kan hücrelerinin yapımı: Fetal dönemde hemen hemen bütün kemikler, erişkin
dönemde ise yassı kemikler, içerdiği kemik iliği (kırmızı kemik iliği) ile kan yapımını
sağlarlar.
Depo görevi: Kemikler vücuttaki kalsiyumun % 99’unu ve fosforun büyük kısmını ve
bazı mineralleri depo eder.
Çoğunlukla 3 ay- 2 yaş arası çocuklarda ortaya çıkar. Türkiye’ de görülme sıklığı %
5-6 arasındadır fakat bazı bölgelerde bu oran çok daha fazladır.
Raşitizm nedir?
İleri yaşlarda (özellikle kadınlarda menapozdan sonra) kemiklerden kalsiyum
boşalmasıyla ortaya çıkan duruma osteoporozis denir.
60.000
Hastalık, muayene, tetkik ve
operasyon adları
Nomen: İsim
Calare: İsimlendirmek.
Terim: Bir bilim veya meslek dalında kullanılan herhangi bir kavramı veya
bir yapıyı ifade eden kelimelere terim denir. Köken itibariyle Latince olan
kelime terminus (sınırlandırmak: kısıtlamak: belirlemek) sözcüğünden
türetilmiştir.
Tıbbi Terminolojinin Tarihçesi: Tıbbi terminolojinin tarihi tıp tarihi kadar
eskidir. Ancak günümüzde kullanılan tıbbi terimlerinin en eski olanları antik
Grek kültürüne kadar uzanmakta olup Hippocrates’e (MÖ: 460-370) aittir.
Neuron: Sinir
Meninx: Beyinzarı
Aorta: İlkatar, ana atardamar
Arteria: Atardamar
Trachea: Nefes borusu, solukluk
Diaphragma: Bölmeç, böleç, diyafram
Pancreas: Tümet, uykuluk, pancreas
Amnion: Dölzarı, fetusu saran zar
Chorion: Dölörtüsü
MS. Birinci asırda yaşamış olan Efesli Rufus ise yaşadığı çağa ait anatomik
terimleri bir liste (Elementary Treatise of Anatomy: Basit Anatomi Kitapçığı)
haline getirmiştir.
Ensefalin üst yüzeyine variköz (kıvrımlı) denir; alt ve arka kısmına ise baz
[taban] adı verilir; bazdan köken alan uzantı ise parensefal [beyincik] olarak
adlandırılır.
Roma imparatorluğunun MÖ birinci yüzyılda ortaya çıkışıyla imparatorluğun
resmi dili olan Latince tıbbi terminolojide yerini almaya başlamıştır.
Os: Kemik
Musculus: Kas
Costa: Kaburga
Sutura: Kikiş
Patella: Diz kapağı kemiği
Cartilago: Kıkırdak
Ancak bu terimler matematik, cebir, kimya alanında daha fazla iken tıp
alanında daha az olmuştur.
Üniversite ne demektir?
Ortaçağ Avrupa'sında fertlerin meşru bir hedef etrafında bir araya gelerek
güncel meseleleri temsil etme teşebbüsleri ortaya çıkmıştır. Yani tüzel kişilik
kavramı ortaya çıkmıştır. Bu tüzel kişiliklere Latince Universitas, Societas
veya Collegium denilmektedir.
Bu dönemde her ulus Latince tıbbi terimlerin karşılığı olarak kendi ulusal
terimlerini üretti. Ancak uluslararası alanda eski terimlerin varlığı da
kullanılmaya devam etti.
XIII. ve XIV. Yüzyılda yaşamış olan Guido da Vigevano anatomik
tanımlamaları resimlerle gösteren ilk bilim adamı olarak tarihe geçmiştir.
Anatomi camiasında ve Latin soyundan gelenler arasında Jacobus Sylvius
olarak bilinen Jacques Dubois (1478-1555), birçok damara ve kasa ilk ismi
veren kişidir.
Andreas Vesalius (1514-1563) ise araştırma amacıyla ilk diseksiyonu yapan
anatomist olarak bilinmektedir. (Diseksiyon çalışmaları XII. Yüzyıldan itibaren
hukuksal açıdan ve öğrenim için yapılmaktaydı.)
Anatomik çalışmalarını De Humani Corporis Fabrica (İnsan vücudunun
yapısı) isimli eserinde toplamıştır. Vesalius aynı zamanda çok sayıda eş anlamlı
anatomik terimin kargaşaya yol açtığını ve bunların bir düzene sokulması
gerektiğini fikrini savunmuştur. Bu açıdan anatomik terminolojinin
reformcusu olarak kabul edilmektedir.
Josef Hyrtl, 1810–1894 emekli olduktan sonra yazdığı Onomatologia
Anatomica adlı eserinde 421 adet anatomik terimi incelemiştir.
Latince ve Grekçe kökene dayanan anatomik terminolojinin uluslararası
bir kabul görmesinin temeli, Almanca konuşan anatomi dernekleri
(Anatomische Gesellschaft) tarafından 1895 yılında Basel’de yapılan
toplantı sonunda kabul edilen (Basiliensia Nomina Anatomica (BNA)
anatomik terim listesine dayanmaktadır.
1-Her terimin tek bir anlamı olmalı ve tek bir bilimsel kavrama karşılık
gelmeli veya her bir bilimsel kavram tek bir terimle karşılanmalıdır.
Örn: Spleen (Gr): lien (L), ren (L): nefros (Gr), cutis (L): derma (Gr)
Bir dilin grameri o dile ait doğru yazma, doğru telaffuz ve düzgün konuşma
kurallarının toplamından oluşmaktadır.
Üç bölümden oluşur.
Klasik Latince’de “Vv” harfi ile hem “Uu” ünlüsü ve hem de “Vv”
ünsüzü yerine kullanılıyordu. Daha sonra “Uu” harfinin ilave
edilmesiyle bu durum sona erdi.
Vocales (Ünlü harfler): Latin alfabesine ait 6 ünlü harfin 4 tanesi (A,
E, O, U) Türkçedeki gibi telaffuz edilirken geriye kalan 2 tanesi (i ve
Y) ise farklı şekilde telaffuz edilmektedir.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Clavicula Klavikula Köprücük kemiği (anahtar)
Crus Krus Bacak
Cranium Kranium (kranyum) Kafatası
Crista Krista İbik
Collum Kollum Boyun
Caput Kaput Baş
Cutis Kutis Deri
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Cellula Sellula Hücre
Cerebrum Serebrum Beyin
Cilium Silium Kirpik
Cisterna Sisterna Sarnıç
Circulatio Sirkulasyo Dolaşım
Cyclus Siklus Devir
Cystis Sistis Kese
Caecum Sekum Körbağırsak
Coeliacus Sölyakus Karınla ilgili
Jj: ‘J’ harfi Latin alfabesine Grekçeden adapte edilerek ‘i’ harfinin yerine
kullanılmaya başlanmıştır. Bu harfi genellikle sesli bir harf (Jejunum,
major, jugularis, junctura) takip eder.
‘J’ harfi özgün Türkçe kelimelerde bulunmaz, ancak yabancı kökenli
kelimelerde (jandarma, pijama vs.) görülür.
Bu harf Fransızcada ‘j’ şeklinde (major, jejunum, jugularis, junktura)
telaffuz edilirken, Almancada ‘y’ şeklinde (yeyunum, mayor, yugularis,
yunktura) telaffuz edilmektedir. ‘Y’ şeklinde telaffuz etmenin Latinceye
daha uygun olduğu kanaati hâkimdir.
Ülkemizde her iki telaffuz şekline de rastlanmaktadır. Özellikle tıp
fakültesi kökenli anatomistler ve hekimler arasında ‘j’ telaffuzu daha ağır
basarken veteriner hekim kökenli anatomistlerde ‘y’ şeklinde telaffuz
daha ağır basmaktadır.
Bunun sebebi Osmanlı imparatorluğunda çağdaş tıp eğitiminin
başlangıcı sayılan ve 14 Mart 1827’de kurulan Tıbhane-i Amire’nin
eğitiminde Fransızca tıbbi terimlerin öğretilmesi ve bu geleneğin
günümüze kadar devam etmesidir.
Veteriner hekimler arasında ‘y’ şeklinde telaffuzun ağır basmasında
1933 yılına kadar İstanbul’da eğitim gören veteriner hekimlik
öğrencilerinin Ankara’da açılan veteriner fakültesine taşınması ve bu
fakültede eğitim vermeleri için Almanya’dan 13 uzman ve profesörün
getirilmesi etkili olmuştur.
Ss: ‘S’ harfi iki farklı şekilde (S veya Z) telaffuz edilmektedir.
S şeklinde okunanlar: İki ünlü arasındaki çift ‘SS’ normal ‘S’ gibi
telaffuz edilir.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Massa Massa Kütle, kitle, yığın
Fossa Fossa Çukur, hendek, mezar çukuru
Fossula Fossula Çukurcuk
İki ünlü arasındaki tek ‘S’ ‘Z’ gibi okunur.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Basis Bazis Taban
Incisura İnsizura Çentik
Meso Mezo Askı
Kelime içerisinde ‘S’ harfinden önce veya sonra ‘M’ veya ‘N’ harfi
gelirse ‘Z’ şeklinde telaffuz edilir.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Organismus Organizmus Organizma
Sensus Senzus Duyu
Bunun dışındaki yazılışlarda normal ‘S’ gibi okunur.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Sinus Sinus Oyuk
Scapula Skapula Kürek kemiği
Lobus Lobus Lop, dilim
Lumbus Lumbus Bel
Tt: Genellikle Türkçedeki ‘T’ gibi okunur.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Tendo Tendo Kiriş
Trachea Trakea Nefes borusu
Anterior Anterior Ön, öndeki, önde bulunan
Eğer ‘T’ harfinden sonra ‘i’ ile birlikte başka bir sesli harf
gelirse (io, ia, iu) ‘T’ harfi ‘S’ şeklinde okunur.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Substantia Substansia Madde, cevher
Rotatio Rotasio Dönme, döndürme
Tertius Tersius Üçüncü
Ancak ‘tio’, ‘tia’, ‘tiu’ birlikteliğinden önce ‘S’, ‘Z’ ve ‘X’ harfi gelirse
‘T’ harfi normal ‘T’ gibi okunur. Bu durum nadirdir.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Combustio Kombustio Yanık
Mikstio Mikstio Karıştırma
Türkçede bulunmayan harflerin (Q ve X) okunuşu.
Qq: Latince kökenli kelimelerde görülür ve bu harfi daima ‘U’ ünlüsü
takip eder. İki harf birlikte ‘KV’ sesi verir. Ancak bugün ‘KU’ olarak
okunuş yaygınlık kazanmıştır.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Aqua Akva (akua) Su
Quadratus Qvadratus (kuadratus) Dörtgen
Squama Skvama (skuama) Pul, bağa
Su sayesinde sıhhat
Xx: Türkçedeki iki ünsüz harfi (ks) birden karşılar ve ‘ks’
şeklinde okunur. Ancak bu harfin okunuşunda özellikle kelime
başında olduğunda ‘Z’ şeklinde telaffuz edenlere
rastlanmaktadır. Bu bazı terminoloji kitaplarına da girmiştir
ancak doğru değildir.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Xiphoideus Ksifoideus Hançersi çıkıntı
Axis Aksis Eksen
Dexter Dekster Sağ (taraf)
Türkçeden farklı okunan ünlü harfler:
Ii: Bu harf cümle başında ve ünsüz harflerden önce geldiğinde ‘i’ sesiyle
okunurken, ünlü harflerden önce geldiğinde Türkçede kaynaştırma
ünsüzü olarak kullanılan ‘y’ ünsüzü gibi okunur.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Intestinum İntestinum Bağırsak
Flexio Fleksiyo Bükme, bükülme
Excavatio Ekskavasyo Çukurluk, oyuk, çıkmaz
Yy: Latince’ye Grekçeden adapte edilen bu ünlü Türkçedeki
‘i’ ünlüsü gibi okunur.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Pylorus Pilorus Kapıcı
Systole Sistol Kasılma
Cystis Sistis Kese
Coccyx Koksiks Kuyruk
Diftonglar (Diphthongi): Çift sesliler: Grekçe bir terim olan diphthongos
(çoğulu diphthongi) çift sesli (çift tonlu) demektir.
Diftonglar aynı terim içerisinde yer alan farklı iki harfin tek bir ses
vermesiyle oluşur.
İki ünlü veya iki ünsüz harfin yan yana gelmesiyle oluşmuş diftonglar
vardır.
Türkçede iki ünlü harf yan yana gelmez ancak Latince’de iki veya üç
ünlü harf yan yana gelebilir.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Caecum Sekum Körbağırsak
Haema Hema Kan
Taenia Tenya Şerit
au: Bu harfler bir terim içerisinde yan yana geldiklerinde ayrı ayrı
okunabildikleri gibi birlikte de okunabilirler. Birlikte okunduklarında ‘av’
şeklinde okunması gerekir. Ancak bazı terimlerde Fransızcanın etkisiyle
‘au’ birleşiminin telaffuzu dilimizde ‘o’ şeklinde girmiş ve bu haliyle
yerleşmiştir.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Auricula Aurikula Kulak kepçesi, kulakçık
Cauda Kauda Kuyruk
Trauma Travma Dış etkenle oluşan hasar
Autopsia Otopsi Otopsi
Auscultatio Oskültasyo Dinleme
Autism Otizm İçe kapanıklık, içe dönüklük
eu: Terim içinde ‘eu’ birlikteliği ‘ev’ şeklinde okunur. Ancak
bazı terimlerde Fransızcanın etkisiyle ‘ö’ şeklinde okunması
yaygınlık kazanmıştır.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Aponeurosis Aponevrozis Akzar
Pleura Plevra Akciğer zarı
Neuralgia Nevralji Sinir ağrısı
Neuron Nöron Sinir hücresi
oe: Terim içinde ‘oe’ birlikteliği Türkçede ‘ö’ şeklinde okunur. Ancak batı
dillerinde ‘e’ şeklinde telaffuz edilir.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Oesophagus Özofagus Yemek borusu
Oedema Ödem Ödem
Foetus Fötus Dölüt
Coeliacus Sölyakus Karın boşluğu ile ilgili
Ch: Ch birlikteliği Türkçede ‘k’ sesi verir. Ancak bazı terimlerde
Fransızcanın etkisiyle ‘ş’ şeklinde okunması yaygınlık kazanmıştır.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Chole Kole Safra
Brachium Brakium Kol
Chymus Kimus Besin özü, mideden bağırsağa geçen sıvı
Chiasma Kiazma Çapraz
Chronic Kronik Uzun süre devam eden
Chirurgia Şirurji Cerrahi
Bronchus Bronş Soluman (Nefes borusunun ana dalı)
Ph: Ph birlikteliği Türkçede ‘f’ sesi verir.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Pharynx Farinks Yutak
Pharmacology Farmakoloji İlaç bilimi
Encephalon Ensefalon Tümbeyin
Aphta Afta Aft (ağız yarası)
Ps: Ps çifti genellikle cümle başında okunurken kendisinden sonra gelen
ünlü harfin durumuna göre (kalın veya ince) ‘Pıs veya Pis) şeklinde
okunur.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Psycology Pisikoloji Ruhbilim
Psoas Pısoas Bel
Pseudis Piseudis Yalancı, sahte
Rh: Rh birlikteliği iki harfle yazılmasına karşın sadece ‘r’ olarak okunur.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Rhomboid Romboid Eşkenar dörtgen şeklinde olan
Rhinos Rinos Burun
Rhodopsin Rodopsin Retinada basil hücrelerindeki
kırmızı renkli pigment
Th: Th birlikteliği iki harfle yazılmasına karşın sadece ‘t’ olarak okunur.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Thorax Toraks Göğüs kafesi
Arthrologia Artroloji Eklem bilim
Thyroideus Tiroideus Kalkan, kalkan benzeri
Thrombus Trombus Pıhtı
Ngu ve Sch üçlüsünün okunuşu:
Örnek:
Yazılışı Okunuşu Anlamı
Lingua Lingva Dil
Unguis Ungvis Tırnak
Ischium İskium Oturak kemiği
MORFOLOJİ: Tek başına bir anlamı olan ve ayrı yazılan hece veya hece
gruplarına kelime veya sözcük denir. Latincede kelimeler yaptıkları görevlere
göre 9 alt gruba ayrılır.
Neutrium sonekleri: al, ar, e, ma, men, on, u, um, ur, ut,
Numerus (Sayı): Türkçede olduğu gibi Latincede de isimlerin
tekil (singularis) ve çoğul (pluralis) halleri vardır.
Türkçede tekil bir ismin çoğul yapılması çok basit bir kuralla
(ismin sonuna -ler veya -lar ekinin getirilmesiyle olur) yapılırken,
Latincede tekil isimlerin çoğul duruma geçmesi isim çekimleri ile
gerçekleşir ve oldukça karmaşık bir işlemdir.
Casus (hal): İsimler cümle içinde diğer kelimelerle olan ilişkilerine göre
değişik ekler alırlar. İsimlerin cümle içinde değişik ekler almasıyla oluşan
duruma casus (hal) denir.
Türkçede ismin 5 hali (yalın hali, i hali, e hali, de hali ve den hali) vardır.
Bunlar:
Casus nominativus (nom.): Yalın hali: İsmin hiçbir ek almamış yalın
halidir. Tıbbi terminolojide kullanılan basit terimler ile isim
tamlamalarındaki ilk terim daima nominatif halde bulunur.
Casus (gen.): İyelik hali: İsmin in halini gösterir. Bir şeyin kime
ve neye ait olduğun belirtir. Neyin ve kimin sorularına cevap
verir. İsim tamlamalarında tamlayan konumunda bulunur.
Cümle içinde veya isim tamlamalarında bir ismin diğer bir isimle veya fiille
bazen de edatlarla ilişki kurmasını sağlayan eklere çekim ekleri denir. İsimler
bu ekler sayesinde başka kelime veya kelime gruplarıyla ilişki kurabilirler.
Latince sözlüklerde bir ismin hangi çekim grubuna dahil olduğunu belirtmek
için isimden sonra genitif tekil haline ait ekin yazılması yeterlidir.
I. Çekim (declinatio prima) veya a çekim: Bu grupta çekilen
isimler, tekil yalın (nominative) halleri a ile tekil iyelik (genitive)
halleri ae ile biten femininum (dişil) ve masculinum (eril) cinsi
isimlerdir.
Diğer bir deyişle genitivus tekil halleri -i ile biten isimler bu gruba
girer.
Eğer ikiden fazla isimden oluşan bir isim tamlaması söz konusu ise son
isim tamlanan diğerleri ise tamlayan konumundadır.
Evin kapısının rengi dediğimizde ise; ilk iki kelime tamlayan, son
kelime (rengi) tamlanan konumundadır.
İsim tamlamaları tıbbi terminolojide çok sık
kullanılmaktadır.
(Örnek: Büyük deniz, iri adam, küçük ev, ufak adam, minik serçe).
Ancak isimlerde küçültme yaparken benzer bir işlevi ismin sonuna getirilen
bazı ekler (cik, cuk, cük, çık, çuk vb.) ile de yapabiliriz.
(Örnek: evcik, serçecik, kuzucuk vb.). Bu ekler ses uyumuna uygun olarak
ilave edilir.
Türkçedekine benzer bir durum Latince tıbbi terminoloji içinde
geçerlidir. Tıbbi terminolojide isimlerden sonra ilave edilen bazı sıfatlar
oluşumlar arasındaki büyüklüğü ve küçüklüğü belirtir.
Türkçede isim küçülten ekler gibi Latincede de isim küçülten ekler (ol ve
ul, nadir olarak ta el), vardır.
Latincede küçültme sağlayan ekler ismin cinsine göre (mas. fem. veya
neut.) ve isim gövdesinin son harfine göre değişirler.
2-Türkçede sıfatların cinsi yoktur. Ancak Latince sıfatlar nitelediği ismin cinsi
ile aynı cinsten (erkek, dişi veya nötr) olmalıdır.
Örnek: magnus (mas.), magna (fem.) ve magnum (neut).
Örnek:
Bunlar
a) Üç takılı sıfatlar
Açıklama: -ior ve -ius eki almış sıfatlar sıfatın gradus comparative derecesini
temsil eder.
Bu gruba giren sıfatlara bir örnek verecek olursak;
Örnek:
Örnek:
Longus (uzun),
Brevis (kısa),
Albus (beyaz),
Latus (enli),
Durus (sert),
Magnus (büyük),
Planus (yassı) vs.
Gradus comparativus: Bir sıfatın comparativus derecesini elde etmek için
sıfatın genitif singularis’inde (tekil iyelik hali) bulunan çekim eki kaldırılarak
sıfatın köküne ekler getiririz. Getirilecek ekler sıfatın cinsiyet özelliğine göre
farklıdır.
Mas. ve fem. cinslerde sıfatın köküne -ior eklenirken neut. cins sıfatlarda
sıfatın köküne -ius eklenir.
Sıfat ister tek şekilli, ister iki şekilli, isterse üç şekilli sıfat olsun karşılaştırma
derecesi elde edilirken durum değişmez.
Comparativus derecesi kazanmış bir sıfat daima iki şekilli bir sıfat
durumundadır.
Üç şekilli sıfatlara örnek:
Örnek:
Latince sayılar Türkçedeki sayma işlemi gibi onluk diziler halinde yapılır.
10’dan sonra gelen onluk dizideki sayılar Türkçedeki gibi 10 ve 1 sayısının
birleştirilmesi ile olur. Ancak Türkçeden farklı olarak küçük sayı önce
büyük sayı sonra gelir.
Duodeviginti= 18
Burada iki (duo) ve yirmi (viginti) kelimeleri arasına giren ‘de’ bir edat
olup –den aşağı anlamı verir.
Tıbbi terminolojide genellikle 12’ye kadar olan sıfat özelliğindeki
Latince asıl sayılar (numeralia cardinalia) (1,2,3…12) ile 12.’ye kadar
olan sıfat özelliğindeki sıra sayıları (numeralia ordinalia) (birinci, ikinci
,….. onikinci) kullanılır.
Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için önek kavramı Türklere yabancıdır.
arcus vertebrae
corpus
vertebrae
Corpus vertebrae (omur gövdesi): Kısa bir silindir şeklindedir. Silindirin üst ve alt
yüzleri komşu vertebraları birbirine bağlayan discus intervertebralislere yapışır. Alt ve
üst yüzlerin 2-3 mm’lik dış kısımları kompakt kemik yapısında, ortası ise spongioz
kemik yapısında olup, bu yüzler facies intervertabralis adını alır.
corpus vertebrae
facies intervertabralis
Discus intervertebralis’lerin oturduğu bu yüzlerin kenar kısımları bir halka şeklinde
kompakt kemikle çevrelenmiştir. Dış tarafa doğru çıkıntılı olan bu kısma da epiphysis
anularis denilir.
epiphysis anularis
Gövdenin ön ve yan yüzleri yukarıdan aşağıya doğru konkavdır. Burada görülen
deliklerden omuru besleyen damarlar girer ve çıkarlar. Gövdenin arka yüzü transvers
yönde konkavdır. Buyüzde görülen deliğe foramen venae basivertebralis denir.
foramen vertebrale
Pediculus arcus vertebrae’ların üst kısmında bulunan çentiğe incisura vertebralis
superior, alt kısmında bulunan çentiğe incisura vertebralis inferior denir.
foramen intervertebrale
Bir arcus vertebrae’de 2’si yukarıya doğru (processus articularis superior), ikisi aşağıya
doğru (processus articularis inferior), 2’si yanlara doğru (processus transversus) ve 1’i de
arkaya doğru (processus spinosus) seyreden toplam 7 adet çıkıntı vardır.
processus transversus
processus articularis superior
processus spinosus
Vertebrae cervicales (boyun omurları): Boyunda 7 adet vertebrae vardır. Bunların 1. si,
2. si ve 7. si diğerlerinden farklıdır. Diğer 4 tanesi birbirine benzemektedir. Birinci
boyun omuru atlas, ikincisi axis olarak isimlendirilir.
atlas
axis
Boyun omurlarının gövdeleri diğer bölge omur gövdelerinden daha küçüktür. Ovalimsi
dikdörtgen olan gövdeleri transvers yönde daha uzundur. Boyun omurlarının processus
transversus’larında foramen transversarium denilen bir delik vardır. Bu delikten a.v.
vertebralis geçer.
foramen transversarium
For. transversarium’un dış tarafında ve transvers çıkıntının üst yüzünde sulcus nervi
spinalis denilen bir oluk bulunur ve bu oluktan spinal sinirler geçer.
spinal sinir
2.-5.
tuberculum anterius
Üst ve alt eklem çıkıntıları kısadır. Buralardaki eklem yüzleri değerlendirildiğinde üst
eklem yüzü arkaya, yukarıya ve birazda içe bakar. Alt eklem yüzü ise öne, aşağı ve
birazda dışa bakar.
atlas
alttan
Massa lateralis’in üst yüzündeki eklem yüzleri alttaki eklem yüzlerinden daha derin olup,
facies articularis superior adını alır. Burası occipital kemiğin kondilleri ile eklem yapar.
atlas
üstten
atlas
alttan
Her iki tarafın massa lateralis’ini önde birbirine bağlayan kemere arcus anterior atlantis,
arkada bağlayana ise, arcus posterior atlantis denir.
atlas
Alttan
görünüm
fovea dentis
Üst eklem yüzünün arka kısmındaki oluğa, sulcus arteria vertebralis adı verilir ve a.
vertebralis geçer. Bazen burayı üstten kapatan membrana atlantooccipitalis posterior
kemikleşerek buranın kanal şeklini almasını sağlar. Bu kanala canalis arteriae vertebralis
denir.
dens axis
apex dentis
collum dentis
Dens axis’in ön tarafında bulunan eklem yüzüne facies articularis anterior, arka
tarafındaki eklem yüzüne de facies articularis posterior denir.
vertebrae prominens
Vertebrae thoracicae: Göğüs omuru toplam 12 adettir. Gövdeleri boyun
omurlarınınkinden büyük, bel omurlarınınkinden ise küçüktür. Aşağıya indikçe,
omurların taşıyacağı yük artacağından, buna bağlı olarak da omurların gövdeleri büyür.
Göğüs omurlarının for. transversarium’ları yoktur.
For. vertebrale’leri küçük ve yuvarlaktır. Proc. spinosus’ları uzun olup, aşağıya doğru
meyillidir. Proc. articularis superior’un eklem yüzü arkaya, birazda yukarı ve dışa
bakar, proc. articularis inferior eklem yüzü ise öne ve birazda içe-aşağı bakar.
fovea costalis
fovea costalis superior proc. transversi
processus accessorius
processus mamillaris
Üst eklem çıkıntısının eklem yüzü konkav olup arkaya ve içe bakar, alt eklem yüzü
çıkıntısı ise öne dışa bakar. 5. bel omuru gövdesinin ön tarafta daha kalın olmasıyla
karakterizedir.
L5
Os sacrum: Sakrum pelvis iskeletinin arka üst kısmını yapar. Tabanı (basis ossis sacri)
yukarıda, tepesi (apex ossis sacri) aşağıda üçgen şeklinde bir kemiktir.
V. bel omuru
promontorium
os coccygis
Os sacrum’un facies pelvica denilen konkav ön yüzü, pelvis iskeletinin arka duvarını
oluşturur. Facies pelvica da sakral spinal sinirlerin ön dallarının geçtiği foramina
sacralia anteriora denilen 4 çift delik bulunur. Bu delikler arasında transvers olarak
uzanan 4 belirgin çizgiye de linea transversae denilir.
linea transversae
Os sacrum’un konveks arka yüzüne facies dorsalis denir ve ön yüzüne oranla daha
dardır. Bu yüzde tam orta çizgide spinal çıkıntıların birleşmesinden oluşan çıkıntıya
crista sacralis mediana denilir. Facies dorsalisde foramina sacralia posteriora adı verilen
4 çift delik bulunur ve bu deliklerden de spinal sinirlerin arka dalları çıkar.
pars lateralis
Pars lateralis’in dış tarafında ve biraz da arkada facies auricularis denilen kulak
şeklinde bir eklem yüzü bulunur. Sacrum’un içinde, tabanından tepesine kadar
uzanan kanala canalis sacralis denir.
facies auricularis
canalis sacralis
Bu kanalın alt açıklığına hiatus sacralis denir. Hiatus sacralisin yan tarafında bulunan
ve crista sacralis medialis’in devamı şeklindeki rudimenter çıkıntıya cornu sacrale
denir.
cornu sacrale
hiatus sacralis
Os coccygis: İyi gelişmemiş son 4 (3-5) omurun birleşmesinden oluşur. Tabanı yukarıda
sacrum ile eklem yapar, tepesi aşağıda serbest olarak sonlanır. Tabanındaki rudimenter
eklem çıkıntısına cornu coccygeum denir ve cornu sacrale ile eklem yapar.
cornu coccygeum
Sternum: Göğüs kafesinin ön duvarının orta bölümünde bulunur.
sternum
manibrium sterni
corpus sterni
Clavicula ve corpus sterni ile eklem inc. jugularis
yapan manubrium sterni bir dörtgene inc. clavicularis
benzer.
inc. costalis I
Üst kenardaki çentiklerden ortadakine
inc. jugularis, yandakilere ise inc.
clavicularis denilir. Bu çentikle
clavicula eklem yapar. inc. costalis II
Angulus sterni
Buradan geçirilen horizontal bir düzlem arkada 4. ve 5. göğüs omurları arasında
bulunan discus intervertebralis’den geçer. Ayrıca bu açıya tutunan ikinci kaburganın
da diğer kaburgaların sayısını tespit açısından önemi büyüktür.
Corpus sterni, manubrium sterni’den daha uzun, daha ince ve daha dardır. Emriyolojik
dönemde dört parça olan korpus, daha sonra kaynaşarak tek parça halini alır.
Parçaların kaynaşma yerleri de ön ve arka yüzde yatay çizgiler şeklinde bazen
görülebilir. Bu çizgilerin yan uçlarında bulunan çentiklere inc. costalis denilir.
corpus sterni
inc. costalis
İkinci kıkırdak kaburga, corpus ve manubrium’un müştereken oluşturduğu çentiğe;
yedinci kaburga corpus ve processus xiphoideus’un oluşturduğu müşterek çentiğe;
üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı kıkırdak kaburga ise doğrudan corpus sterni ile
eklem yapar. Bu çentikler, eklem yaptığı kaburga sayısına göre inc. costalis III, inc.
costalis IV şeklinde isimlendirilir
2
3
4
7
Proc. xiphoideus (proc. ensiformis), sternum’un en küçük ve çok varyasyon gösteren
parçasıdır. İnce, geniş, delikli, eğri vs olabilir. Bu bölüm, gençlerde kıkırdak
yapısındadır ancak 40 yaşından sonra yukarı kısmı kemikleşir.
Corpus ile proc. xiphoideus’un birleşim yeri 10. göğüs omuru hizasında bulunur. Aynı
zamanda orta hatta karaciğerin üst sınırı ile kalbin alt kenarının hizalarını belirler.
10
Yapısı: Sternum damardan zengin süngerimsi bir yapıya sahiptir.
Sadece dış kısmı ince kompakt kemik tabakası ile kaplıdır. Klinikte teşhis amacıyla
kemik iliğinin en kolay alındığı kemiktir.
Eklem yaptığı yapılar: Clavicula ve ilk 7 kıkırdak kaburga ile eklem yapar.
Costae I-XII: Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü oluşturan kaburgalar, insanlarda
12 çifttir. Normalde sadece göğüs bölgesinde bulunan kaburgalar, bazen boyun ve bel
bölgelerinde de rudimenter olarak bulunur.
costa cervicalis
Kaburgalar bir yandan göğüs boşluğundaki önemli organları korur, bir
yandan da solunum mekanizmasında önemli rol oynar.
costae verae
Geri kalan 5 kaburgaya ise costae spuriae (VIII-XII) costae asternales veya costae
vertebrochondrales denilir. Bu son 5 kaburganın ilk üçünün kıkırdakları 7. kıkırdak
kaburga aracılığı ile sternum’a tutunur. Geri kalan 2 kaburganın, yani 11. ve 12.
kaburganın kıkırdak kısımları, ön tarafta serbest olarak sonlanır. Bu nedenle, son iki
kaburgaya costae fluctuantes (XI-XII) denilir.
Birinci kaburga’nın meyli en azdır, aşağıya doğru indikçe kaburgaların meyli artar ve
9. kaburgada en büyük derecesine erişir. 9. kaburgadan sonra bu meyil tekrar
azalmaya başlar. Kaburgaların uzunluğu 1. den artmaya başlar ve maksimum
uzunluğa 7. kaburgada erişir. 7. den itibaren tekrar kısalma görülür.
9
Kaburgalar arasında kalan aralığa spatium intercostale denilir. Bu aralık bir üstteki
kaburganın sayısı ile isimlendirilir. Yani 1. ve 2. kaburgalar arasındaki aralığa, 1.
aralık denilir.
spatium intercostale
Kaburgaların genel özellikleri: Kaburgaların genel özelliklerini izah etmek için orta
kısımlardan bir kaburga örnek olarak alınır. Kaburgaların kemik dokusundan
yapılmış büyük kısmına costa, önde kalan küçük kıkırdak kısmına da cartilago costalis
denir. Yaş ilerledikçe bu kıkırdaklar da kemikleşmeye başlar ve bu da göğüs kafesinin
hareketinin azalmasına neden olur. Her bir kaburganın kemik kısmının iki ucu ve bir
de gövdesi bulunur. Omura yakın olan arka ucuna extremitas vertebralis, sternum’a
yakın olan ucuna ise, extremitas sternalis denilir.
Arka ucunda caput costae, collum costae ve tuberculum costae olmak üzere üç önemli
bölümü vardır.
caput costae
collum costae
tuberculum costae
Caput costae’de, crista capitis costae ile ikiye ayrılmış böbrek şeklinde facies
articularis capitis costae denilen eklem yüzleri bulunur. Bu yüzler omur gövdelerinde
görülen yarım eklem yüzleri ile eklem yapar. Bağın tutunduğu crista capitis costae
horizontal olarak bulunur.
corpus costae
sulcus costae
Corpus costae’nin collum costae ile birleştiği yerde ve arka kısımda tuberculum costae
denilen bir çıkıntı bulunur. Bu çıkıntıdaki oval eklem yüzüne, facies articularis
tuberculi costae denilir. Torakal omurların transvers çıkıntılarındaki eklem yüzleri ile
eklem yapan bu tuberkül ve eklem yüzü 11. ve 12. kaburgalarda bulunmaz.
angulus costae
Alt kenarı üzerine oturtulan bir kaburga, yerle temas etmez. Diğer bir deyişle yere
atılan bir kaburganın iki ucu aynı anda yere değmez. Sadece birinci kaburga düz
olduğu için alt yüzü yere daha çok temas eder.
Kaburgaların iç yüzü konkavdır. Daha önce de belirtildiği gibi alt kenara yakın olmak
üzere sulcus costae denilen oluk ve bu oluk içinde de çok sayıda delikler bulunur. Üst
kenarı künt, alt kenarı daha keskindir. Kaburganın ön ucu (extremitas sternalis) yassı
olup burada kıkırdak kaburga’nın oturacağı gözenekli yapıda bir çukur bulunur.
Özellik gösteren kaburgalar: 3-9’uncu kaburgaların farklı özellikleri olmadığı
için bunlara tipik kaburgalar denilir.
Birinci, ikinci, onuncu, XI. ve XII. kaburgalar, yukarıda izah edilen tipik bir
kaburgadan bazı farklılıklar gösterir.
Birinci kaburga masa üzerine konulduğunda, diğer kaburgalara oranla alt yüzü masa
yüzeyine daha çok intibak eder, yani diğer kaburgalar gibi ön yarısı aşağı doğru kavis
yapmaz.
Küçük olan kaburga başı, sadece birinci göğüs omuru ile eklem yapar. Bu nedenle de
tek ve yuvarlak bir eklem yüzü mevcut olup, kristası da bulunmaz.
Boyun kısmı dar ve yuvarlaktır. Tubeculum costae, dar ve belirgin olup dış kenar
üzerinde bulunur. Belirgin bir angulus costae bulunmaz.
Birinci kaburga’nın üst yüzünde büyük damarların oturduğu iki oluk bulunur. Bu
oluklar arasında bulunan çıkıntıya tuberculum musculi scaleni anterioris denilir. Bu
oluklardan öndekine sulcus venae subclaviae, arkadakine ise sulcus arteriae subclaviae
denilir.
arcus costarum
Yapısı: Kaburgalar damardan zengin spongioz dokudan yapılmıştır. Sadece ince bir
kompakt kemik dokusu ile sarılmışlardır.
omur
kaburga
Thorax: Göğüs
Tepesi yukarıda, tabanı aşağıda koni şeklindedir. Bu koninin içindeki boşlukta
akciğerler, pleura, mediastinum, kalp, pericardium, büyük damarlar, lenf ganglionları,
trachea, oesophagus ve sinirler bulunur.
Yapı bakımından thorax iki kısımda incelenir. I- İskelet, II- Yumuşak dokular.
İskelet: Göğüs kafesi: Compages thoracis: Sternum, 12 çift kaburga, 12 adet göğüs
omuru (toplam 37 adet kemik) aralarında çeşitli eklemlerle birleşerek göğüs kafesini
meydana getirir.
Kemik ve eklemlerin çokluğu ve kaburgaların bir kısmının kıkırdak
olması göğüs kafesinin elastikiyetini ve hacminin kolay değişmesini sağlar.
Kaburgalar ve sternum’un spongioz kemik dokusundan yapılmış olması
göğüs kafesinin ağırlığını azaltır. Bu durum solunumun daha az enerjiyle
gerçekleşmesini sağlar.
İnsanın hayatı boyunca dakikada 16-20 defa tekrarlanan inspiration ve
expiration için büyük önem taşır.
Thorax duvarı yetişkinlerde önden arkaya basık ve arkada omurga bu boşluk
içerisine sokulduğu için transvers kesitlerde böbrek şeklindedir.
Yeni doğanlarda göğüs kafesinin ön arka çapı daha uzundur. Ancak bebek ayakta
durmaya başladıktan sonra organların ağırlığı sebebiyle kaburgaların ön ucu ve
sternum aşağıya doğru iner ve göğüs kafesinin ön arka çapı (sagittal çap) göreceli
olarak azalır.
Thorax’ın şekli yaşa, cinse ve vücut tipine göre değişiklikler arz eder. Bundan
dolayı solunum tipleri de farklılıklar arz eder.
Karın tipi solunum: Kısa ve geniş göğüslü (piknik tip) insanlarda ve yeni
doğmuş çocuklarda görülür.
Bu tip solunumda karın ön duvarının hareketi belirgin olarak fark edilir.
Göğüs tipi solunum: Uzun ve dar göğüslü (asthenik tip) insanlarda ve
gebe kadınlarda görülür.
Bu tip solunumda göğüs ön duvarının tümü ile inip kalktığı görülür.
Koniye benzeyen thorax’ın iskeletteki üst açıklığına apertura thoracis superior denilir.
Bu delik arkada birinci göğüs omuru, önde manubrium sterni ve yanlarda da birinci
kaburgalar tarafından sınırlandırılmıştır.
angulus infrasternalis
Spatium intercostale: Her yerde
aynı değildir.
Kıkırdak kaburgalar arasındaki
açıklık daha fazladır.
Kemik kaburgalar arasındaki en
geniş açıklık üçüncü aralıktır.
Angulus sterni (Louis açısı):
Manibrium sterni ile corpus angulus sterni
sterni’nin birleşim yerinde
açıklığı arkaya bakan açı.
Bu açı oryantasyon bakımından
Th4 ve Th5 arasındaki discus
intervertebralis seviyesindedir.
T4
angulus sterni
Thorax’ın yüksekliği
Önde: 15-19 cm.,
Arkada: 26-30 cm.,
Yanlarda: 30-35 cm.
calvaria chondrocranium
Viscerocranium: Yüz iskeletinin, ağız boşluğunun, burun boşluğunun ve
orbitanın yapısına katılan; 2’si tek (vomer, mandibula) ve 6’sı çift (os lacrimale,
os zygomaticum, os palatinum, os nasale, maxilla ve concha nasalis inferior)
olmak üzere toplam 14 adet kemikten oluşur. Os hyoideum ve kulak
kemikciklerini de bu gruba dahil edebiliriz.
Neurocranium kemikleri
Os frontale: Kafatasının ön üst bölümünde bulunur. Alın ve orbitanın üst
bölümünün yapısına katılır.
Doğumda iki parça halinde olan bu kemik daha sonra birleşerek tek bir kemik
halini alır. Ancak bazı bireylerde iki kemiğin birleşim yeri belirgin olarak
kalabilir. Böyle durumlarda ortaya çıkan suturaya sutura frontalis (metopica)
denir.
os frontale
sutura frontalis
Frontal kemik; squama frontalis, pars orbitalis ve pars nasalis olmak üzere üç
bölüme ayrılır.
Squama frontalis: Embriyolojik olarak sağ ve sol olmak üzere iki parçadan
gelişir. Bu iki parça genellikle 6 yaşında kaynaşarak tek kemik halini alır.
Frontal kemiğin arkaya ve yukarı doğru uzanan geniş ve yassı kısmıdır. Ön
yüzü konveks, arka yüzü konkavdır.
squama frontalis
Ön yüzde sutura metopica’nın her iki yanındaki çıkıntılara eminentia frontalis
(tuber frontale) denir. Tuber frontale’lerin altındaki kavis şeklindeki çıkıntılara
arcus superciliaris denir. Orta hatta arcus superciliaris’lerin arasındaki düz
sahaya glabella denir.
glabella
tuber frontale
arcus superciliaris
Arkusların altındaki keskin kenara margo supraorbitalis denir. Bu kenarın dış
bölümü proc. zygomaticus olarak devam eder ve gözü koruması bakımından
önemlidir. Bu kenarda delik veya çentik şeklinde iki önemli geçit bulunur. Bu
geçitlerden içtekine inc. frontalis, dıştakine ise inc. supraorbitalis denilir. Bu
geçitler delik şeklinde olursa foramen adını alır.
inc. frontalis
inc. supraorbitalis
margo supraorbitalis
proc. zygomaticus
Margo supraorbitalis’in dışa ve aşağı doğru verdiği çıkıntıya processus
zygomaticus denir. Bu çıkıntı os zygomaticum’un proc. frontalis’i ile eklem
yapar. Processus zygomaticus’un arka kenarı, linea temporalis olarak uzanır.
linea temporalis
processus zygomaticus
Linea temporalis’in arka alt kısmında kalan sahaya facies temporalis denir.
Linea temporalis, arkaya doğru uzanırken linea temporalis superior ve linea
temporalis inferior olmak üzere ikiye ayrılır. Bu çizgiler os parietale’de devam
eder.
facies temporalis
Squama frontalis’in arka yüzü facies interna adını alır ve beyin zarları ile
komşudur. Bu yüzde arka kenardan başlayan ve orta hatta bulunan oluğa
sulcus sinus sagittalis superioris denir. Bu oluğun her iki yanında bulunan
çukurluklara foveolae granulares denir.
foveolae granulares
crista frontalis
for. ceacum
Pars orbitalis: Orbitanın tavanını yapan bu parçanın alt yüzü düz ve
konkavdır. Pars orbitalis’ler arasında kalan çentiğe inc. ethmoidalis denir ve
ethmoid kemikle eklem yapar. Incissura ethmoidalis’in kenarlarında bulunan
çukurlara foveolae ethmoidales denir. Bunlar ethmoid kemikteki benzer
çukurlarla birleşerek cellulae ethmoidales’leri oluştururlar.
foveolae ethmoidales
pars orbitalis
inc. ethmoidalis
Bu kenarda bulunan ve burun ile orbitayı birbirine bağlayan delikler bulunur.
For. ethmoidale anterius ve posterius adını alan bu delikler frontal ve ethmoid
kemikler arasında oluşur.
fovea trochlearis
Inc. ethmoidalis’in önünde sinus frontalis’in buruna açılan delikleri görülür.
Bunlara apertura sinus frontalis denir. Frontal kemikte orta hattın her iki
yanında ve arcus superciliaris’lerin uçları hizasında sinus frontalis bulunur. Bu
sinus’u ikiye ayıran bölmeye septum sinium frontalium denir. Bu sinus meatus
nasi medius’a açılır.
sutura coronalis
margo sphenoidale
Pars nasalis: Margo supraorbitalis’ler arasında kalan çentik şeklindeki
bölümdür. Burası nasal kemik, lacrimal kemik ve maxilla ile eklem yapar.
Pars nasalis’in nasal kemik ile eklem yapan kısmına margo nasalis denir.
Burada bulunan ve aşağı doğru uzanan çıkıntıya spina nasalis denir.
margo nasalis
spina nasalis
Eklem yaptığı kemikler:
Os sphenoidale,
os ethmoidale,
os parietale (2),
os nasale (2),
maxilla (2),
os lacrimale (2) ve
os zygomaticum (2) olmak üzere toplam 12 kemik ile
eklem yapar.
Os occipitale: Kafatasının arka alt kısmını oluşturur. Pars basilaris, pars
laterales ve squama occipitalis olmak üzere üç kısımda incelenir. Bu parçaların
ortasında kalan büyük deliğe foramen magnum denir. Yeni doğanlarda ayrı
parçalar şeklindedir.
pars basilaris
pars laterales
foramen magnum
squama occipitalis
Pars basilaris: Foramen magnum’un önünde bulunur. Ön ucu sfenoid kemiğin
korpusuyla bir kıkırdak aracılığı ile eklem yapar. Bu birleşme yerine
synchondrosis sphenooccipitalis denir. Bu kıkırdak 25 yaşlarında kemikleşir.
Üst yüzünde bulbus’un oturduğu clivus adında bir çukurluk bulunur. Clivus
kafa iskeletinde dorsum sellae’ye kadar devam eder.
synchondrosis sphenooccipitalis
clivus
Alt yüzü pürtüklüdür. Bu yüzün ortalarında görülen kabartıya tuberculum
pharyngeum denir. (canlıda bu kabartıya raphe pharyngis yapışır.)
tuberculum pharyngeum
Yan kısımlarında bazen sulcus sinus petrosi inferioris bulunur.
condylus occipitalis
Kondillerin arka tarafındaki çukura fossa condylaris, bu çukurda bulunan
kanala canalis condylaris denir.
fossa condylaris
canalis condylaris
Kondillerin tabanında bulunan kanala ise canalis nervi hypoglossi denir.
(Canalis nervi hypoglossi’den n. hypoglossus ve a. pharyngea ascendens’in bir
dalı geçer.)
inc. jugularis
proc. jugularis
Pars lateralis’in üst yüzündeki kabarık yapıya tuberculum jugulare denir.
Bunun arka dış kısmında sulcus sinus sigmoidei denilen bir oluk bulunur.
tuberculum jugulare
planum occipitale
planum nuchale
İç yüzde haç şeklinde bir çıkıntı (eminentia cruciformis) bulunur. Bu çıkıntı iç
yüzü 4 çukurluğa böler. Üstteki çukurluklara fossa cerebralis, alttaki
çukurluklara fossa cerebellaris denilir. Bu çıkıntının ortasındaki kabarık alana
protuberentia occipitalis interna denir.
fossa cerebralis
protuberentia
occipitalis interna
fossa cerebellaris
Protuberentia occipitalis interna’dan foramen magnum’a kadar uzanan ibiğe
crista occipitalis interna, yanlara doğru devam eden oluklara sulcus sinus
transversi, yukarı doğru seyreden oluğa ise sulcus sinus sagittalis superioris
denir. Sulcus sinus transversi yan taraflarda yön değiştirerek sulcus sinus
sigmoidei olarak devam eder.
opisthion
for. magnum
basion
Spuama occipitalis’in kenarları parietal kemikle birleşerek sutura
lombdoidea’yı, temporal kemiğin mastoid parçası ile birleşerek sutura
occipitomastoidea’yı meydana getirir. Bazen squama occipitalis’in üst kısmı
ayrı bir kemik olarak gelişebilir. Bu kemiğe os interparietale denir.
sutura lombdoidea
os interparietale
sutura occipitomastoidea
Eklem yaptığı kemikler:
Os temporale (2),
os parietale (2),
os sphenoidale ve
os sphenoidale
Kanatlarını açmış bir kuşa benzer. Ortada bir gövdesi (corpus sphenoidale),
yanlarda büyük ve küçük kanatları (ala major ve ala minor) ile gövdesi ile
büyük kanadın birleşim yerinden aşağı doğru uzanan iki çıkıntısı (processus
pterygoideus) vardır.
ala minor
corpus sphenoidalis
ala major
Arkadan görünüşü
processus pterygoideus
Corpus sphenoidale: Sfenoid kemiğin gövdesi küp şeklinde olup içindeki
boşluğa sinus sphenoidalis denir. Bu sinus bir bölme (septum sinium
sphenoidalium) ile iki boşluğa ayrılır. Sfenoid sinusun, burun boşluğunun arka
üst kısmına açılan delikleri (apertura sinus sphenoidalis) gövdenin ön yüzünde
görülür. Korpusun ön yüzünde ve orta hatta bulunan ibik şeklindeki çıkıntıya
crista sphenoidalis denir.
crista sphenoidalis
rostrum sphenoidale
Korpusun üst yüzünün ön tarafında küçük kanatlar arasında kalan düz
sahaya jugum sphenoidale, ön tarafa doğru olan çıkıntıya spina ethmoidalis
denir. Bu düz sahanın arkasında sulcus prechiasmaticus denilen oluk vardır.
Bu oluğun devamı yanlarda canalis opticus ile birleşir.
spina ethmoidalis
jugum sphenoidale
canalis opticus
sulcus prechiasmsticus
Korpusun üst yüzündeki çukurluğa fossa hypophysialis denir. Buraya hipofiz
bezi oturur. Bu çukuru önden tuberculum sellae, arkadan ise dorsum sellae
sınırlar. Bu üç yapıya birlikte bir eyere benzediği için sella turcica (Türk eyeri)
denir.
tuberculum sellae
fossa hypophysialis
dorsum sellae
Tuberculum sellae’nin ucundaki çıkıntılara proc. clinoideus medius, dorsum
sellae’nin ucundaki çıkıntılara ise proc. clinoideus posterior denir. Dorsum
sellae’nin arka tarafındaki düz saha clivus ile devam eder.
clivus
proc. clinoideus posterior
Küçük kanatlar (ala minor) gövdenin yan yüzünün ön kısmından iki kök
halinde çıkarlar ve bu iki kökün arasında canalis opticus bulunur. Küçük
kanatların ön kenarı frontal kemik ile birleşirken arka kenarı serbest olarak
sonlanır ve fissura orbitalis superior’un üst sınırını yapar. Arka kenarın iç
ucundaki çıkıntıya proc. clinoideus anterior denir.
canalis opticus
sulcus caroticus
lingula sphenoidalis
Büyük kanatlar (ala major) gövdenin alt kısmından yanlara doğru uzanırlar.
Büyük kanatların dört yüzü (facies cerebralis, orbitalis, temporalis ve
maxillaris) ve dört kenarı (margo frontalis, parietalis, squamosus ve
zygomaticus) vardır. Beyne bakan yüzüne facies cerebralis denir ve üzerinde
beynin gyrus ve sulcuslarına uyan girinti ve çıkıntılar bulunur. Bu yüzün öne ve
içe doğru bakan kenarı fissura orbitalis superior’u sınırlar.
facies cerebralis
Maxilla’ya bakan yüzüne facies maxillaris denir. Bu yüzde foramen
rotundum’un ön ağzı bulunur. Orbita’ya bakan yüzüne facies orbitalis denir.
Fossa temporalis’e bakan yüzüne facies temporalis denir. Facies orbitalis ile
facies temporalis arasında bulunan kenara margo zygomaticus denir.
foramen rotundum
facies orbitalis
facies temporalis
margo zygomaticus
facies maxillaris
Frontal kemikle eklem yapan kenarına margo frontalis, parietal kemikle eklem
yapan kenarına margo parietalis, temporal kemiğin pars squamosa’sı ile eklem
yapan kenarına margo squamosus denir.
margo squamosus
Facies cerebralis’in fissura orbitalis superior’a yakın iç kısmında bulunan
deliğe foramen rotundum denir. İçerisinden n. maxillaris geçer. Bu deliğin
arkasında foramen ovale bulunur ve içerisinden n. mandibularis geçer.
Foramen ovale’nin arka dış tarafındaki deliğe foramen spinosum denir ve
içinden a. meningea media geçer.
foramen rotundum
foramen ovale
foramen spinosum
Ala major’un arka köşesinde aşağıya doğru uzanan çıkıntıya spina osis
sphenoidalis denir. Fossa temporalis’e bakan yüzüne facies temporalis denir.
Bu yüzde bulunan crista infratemporalis bu yüzü ikiye ayırır. Altta kalan
kısım fossa infratemporalis’in yapısına katılırken üst kısım fossa temporalis’in
yapısına katılır.
facies temporalis
crista infratemporalis
fossa infratemporalis
lamina lateralis
inc. pterygoidea
lamina medialis
İki lamina arasında arka tarafta meydana gelen çukurlukların üstte olanına
fossa scaphoidea, bunun altında olan büyük çukurluğa ise fossa pterygoidea
denir. Ptergoid çıkıntının tabanında önden arkaya doğru geçen kanala canalis
pterygoideus denir. Bu kanalın ön ucu fossa pterygopalatina’ya açılır.
fossa scaphoidea
fossa pterygoidea
canalis pterygoideus
Canalis pterygoideus’un ön ucundan aşağıya doğru uzanan oluğa sulcus
pterygopalatinus denir. Bu oluk palatin kemikteki eşdeğer olukla birleşerek
canalis ptergopalatinus’u (canalis palatinus major) oluşturur.
sulcus pterygopalatinus
Lamina medialis’in alt ucundan arkaya doğru uzanan çengel şeklindeki
çıkıntıya hamulus pterygoideus denir. Lamina medialis’in iç yüzü burun
boşluğunun dış duvarının arka kısmını oluşturur. Lamina medialis’in gövdeyle
birleştiği yerde gövdenin altına doğru gönderdiği yaprak şeklindeki kısma
proc. vaginalis denir.
hamulus pterygoideus
proc. vaginalis
Eklem yaptığı kemikler:
Vomer,
os ethmoidale,
os frontale,
os occipitale,
os parietale (2),
os temporale (2),
os zygomaticum (2) ve
os palatinum (2) olmak üzere 12 kemik ile eklem yapar.
Os parietale: Neurocranium tavanının ve yan duvarlarının yapısına katılan bir
çift kemiktir. İki yüzü dört kenarı ve dört köşesi vardır. Dış yüz (facies externa)
konveks olup en çıkıntılı yerine tuber parietale denir.
tuber parietale
os parietale
Tuber parietale’nin aşağısında iki çizgi görülür. Üsttekine linea temporalis
superior, alttakine linea temporalis inferior denir. Bu yüzde arka köşeye yakın
olarak foramen parietale bulunur. Buradan v. emisseria geçer.
sulcus ateriae
meningea mediae
angulus sphenoidalis
İç yüzde iç kenar boyunca uzanan yarım oluklar (semisulcus sagittalis
superioris) görülür. Bu oluklar iki tarafın parietal kemiği bir araya geldiğinde
sulcus sinus sagittalis superioris’i oluştururlar. Arka alt köşede bulunan oluğa
sulcus sinus sigmoidei denir.
margo sagittalis
margo occipitalis
margo frontalis
margo squamosus
Parietal kemiğin köşeleri komşu olduğu kemiklere göre isim alır. Ön üst köşeye
angulus frontalis, arka üst köşeye angulus occipitalis, arka alt köşeye angulus
mastoideus ve ön alt köşeye angulus sphenoidalis denir. Bu köşelerde yeni
doğanlarda bıngıldaklar bulunur.
os ethmoidale
Ethmoid kemik, lamina cribrosa, lamina perpendicularis ve labyrinthus
etmoidales olarak kısımlara ayrılır.
lamina perpendicularis
lamina cribrosa
labyrinthus etmoidales
Lamina cribrosa, frontal kemiğin orbital parçaları arasında bulunan ince ve
delikli bir yaprak şeklindedir. Buradaki deliklere foramina cribrosa denir ve bu
deliklerden koku sinirinin lifleri geçer. Lamina cribrosa’nın ortasından yukarı
doğru uzanan ibik şeklindeki çıkıntıya crista galli denir.
crista galli
foramina cribrosa
Lamina perpendicularis; Crista galli’nin aşağıya doğru uzantısı şeklinde bir
kemik levha olup orta hatta burun bölmesinin yapısına katılır.
crista galli
lamina perpendicularis
Labyrinthus ethmoidalis’ler, ethmoid kemiğin her iki yanında bulunan kemik
kıvrımlardan ve boşluklardan ibarettir. Labyrinthus etmoidalis’in içinde
cellulae ethmoidales denilen içi hava ile dolu hücreler bulunur. Labyrinthus
ethmoidalis’in orbitanın medial duvarının yapısına katılan kısmı düz bir kemik
levha şeklinde olup lamina orbitalis adını alır.
bulla ethmoidalis
proc. uncinatus
infundibulum ethmoidale
Eklem yaptığı kemikler:
Os frontale,
os sphenoidale,
os nasale (2),
maxilla (2),
os lacrimale (2),
os palatinum (2),
concha nasalis inferior (2) ve
vomer olmak üzere 13 kemik ile eklem yapar.
Os temporale: Çift kemik olup kafa iskeletinin yan ve alt kısımlarının yapısına
katılır. Temporal kemik içerisinde işitme ve denge organı bulunduğu için
oldukça karmaşıktır.
os temporale
Bu kemik yeni doğanlarda pars squamosa, pars petrosa ve pars tympanica
olmak üzere üç parça halinde bulunur. Daha sonra bu parçalar birleşerek tek
kemik halini alır.
pars squamosa
pars petrosa
pars tympanica
Pars squamosa: Yassı ve ince olup temporal kemiğin ön üst kısmını oluşturur.
Dış yüzüne facies temporalis denir. Bu yüz fossa temporalis’in tabanının büyük
bölümünü oluşturur. Bu yüzde arka tarafında yukarı doğru uzanan oluğa
sulcus arteria temporalis mediae denir.
facies temporalis
processus zygomaticus
Processus zygomaticus’un başlangıç kısmı iki kök halindedir. Arka kök üst
kenarın devamı şeklindedir. Arka kökün üst kenarı arka tarafa doğru crista
supramastoidea olarak uzanır. Proc. zygomaticus’un ön kökü mediale doğru
tuberculum articulare olarak devam eder. Tuberculum articulare’nin
arkasında bulunan çukurluğa fossa mandibularis denir.
crista supramastoidea
tuberculum articulare
fossa mandibularis
Fossa mandibularis fissura petrotympanica ile iki kısma ayrılır. Ön taraf çene
eklemine katılırken arka kısım çene eklemine katılmaz. Canlıda tuberculum
articulare ve fossa mandibularis’in büyük kısmı eklem kıkırdağı ile kaplıdır.
fissura petrotympanica
Pars squamosa’nın beyne bakan iç yüzüne facies cerebralis denir ve üzerinde
beynin gyrus ve sulcuslarına uyan girinti ve çıkıntılar bulunur.
facies cerebralis
Pars squamosa’nın üst kenarına margo parietalis denir. Bu kenar bıçak ağzı
gibi bir taraftan yontulmuş şekilde olup parietal kemiğin margo squamosa’sı ile
birleşerek sutura squmosa’yı yapar. Üst kenarın arkası ve mastoid çıkıntı
arasında kalan çentiğe inc. parietalis denir. Ön alt kenarı (margo sphenoidalis)
sfenoid kemiğin ala major’u ile eklem yapar.
margo parietalis
inc. parietalis
margo sphenoidalis
Pars petrosa: Piramit şeklinde olduğu için pyramis olarak da isimlendirilir.
Tepesi içte, tabanı dışta bulunan bu kısmın üç yüzü vardır. Pars petrosa’nın
tepesi sphenoid kemik ile occipital kemik arasına sokulur. Tepesinde görülen
delikten (apertura interna canalis carotici) a. carotis interna kafatasına girer.
eminentia arcuata
Tegmen tympani’nin önünde bulunan oluğa sulcus nervi petrosi majoris denir.
İçinden n. petrosus major geçer. Bu oluk kemiğin içindeki canalis facialis ile
birleşir. Sulcus nervi petrosi majoris’e paralel ve onun dış tarafında bulunan
oluğa sulcus nervi petrosi minoris denir. İçinden n. petrosus minor geçer. Bu
oluk orta kulak boşluğuna açılır. Ön yüzün tepeye yakın kısmında bulunan
küçük çukurluğa impressio nervi trigemini denir. Burada ganglion trigeminale
oturur.
sulcus sinus
petrosi superioris
margo superior
facies posterior
Arka yüzün ortasında bulunan deliğe porus acusticus internus denir. Buradan
7. ve 8. kafa çiftleri geçer. Porus acusticus internus’un hemen arkasında
bulunan çukurluğa fossa subarcuata denir. Bununda arkasında bulunan
açıklığa apertura externa aqueductus vestibuli denilir. Bu açıklık iç kulak ile
bağlantılıdır.
fossa subarcuata
apertura externa
porus acusticus internus aqueductus vestibuli
apertura externa
canaliculi cochlea
Arka yüzün alt kenarında ve arka tarafta görülen çentiğe incisura jugularis
denir. Bu çentik occipital kemikteki aynı isimli çentikle karşı karşıya gelerek
foramen jugulare’yi yapar. Bu delikten v. jugularis interna ile 9. 10. ve 11. kafa
çiftleri geçer. Alt kenarda bulunan oluk oksipital kemiğin pars basilaris’indeki
oluk ile birleşerek sulcus sinus petrosi inferioris’i yapar.
incisura jugularis
facies inferior
fossa jugularis
processus styloideus
foramen stylomastoideum
Fossa jugularis’in ön dış tarafında canalis caroticus’un dış ağzı olan apertura
externa canalis carotici bulunur. Fossa jugularis ile apertura externa canalis
carotici arasındaki küçük çukurluğa fossula petrosa denir.
fossula petrosa
Canalis caroticus’un dış ve ön tarafındaki kanala canalis musculotubarius
denir. Bu kanal bir kemik bölme ile ikiye ayrılmıştır. Üstteki kanala
semicanalis musculi tensoris tympani, alttakine semicanalis tubae auditoriae
denir. Pars petrosa’nın içerisinde orta kulak boşluğu ve iç kulak bulunur. Orta
kulak boşluğunda malleus, incus ve stapes bulunur.
canalis musculotubarius
Temporal kemiğin arka tarafındaki çıkıntıya processus mastoideus denir. Bu
çıkıntı yeni doğanlarda bulunmaz. Processus mastoideus’un içinde birçok
boşluk bulunur. Bunlara cellulae mastoidea denir. Processus mastoideus’un dış
yüzünde görülen deliğe foramen mastoideum denir.
inc. mastoidea
foramen mastoideum
pars tympanica
processus styloideus
sulcus tympanicus
Sulcus tympanicus’un ön ucundaki çıkıntıya spina tympanica major, arka
ucundaki çıkıntıya ise spina tympanica minor denir. Spina tympanica major ve
minor arasında kalan çentiğe ise inc. tympanica (Rivinus çentiği) denir.
fissura tympanosquamosa
fissura petrotympanica
Pars tympanica ile pars mastoidea arasında ortaya çıkan yarığa ise fissura
tympanomastoidea denilir.
fissura tympanomastoidea
Temporal kemiğin petroz parçasının alt yüzünde üç tane küçük delik bulunur.
Bu deliklerden ilki fossa jugularis’in dibinde bulunur. Apertura canaliculi
mastoidei ismini alan bu deliğin iç ağzı dış kulak yoluna açılır. Kanalın içinden
n. vagus’un r. auricularis (Arnold siniri) geçer.
fossa jugularis
Fossa jugularis ile apertura externa canalis carotici arasında bulunan küçük
çukurluğa fossula petrosa denir. Bu çukurcukta canlıda n. glossopharyngeus’a
ait bir ganglion bulunur. Bu çukurluğun dibinde apertura canaliculi tympanici
denilen bir delik bulunur. Bu delikten n. glosophrayngeus’a ait n. tympanicus
(Jacobson siniri) geçer. Bu sinir orta kulak boşluğuna gider.
fossula petrosa
Fossa jugularis’in önünde ve fossula petrosa’nın iç tarafında bulunan
çukurluğun (X) dibinde bulunan deliğe ise apetura canaliculi cochlea denir.
Canaliculus cochleanın dış ağzı olan bu deliğin iç ağzı iç kulaktaki cochlea ile
birleşir. Bu kanaldan çocuklarda perilympha sıvısı geçerek BOS’a açılr.
Yetişkinlerde kapanır.
X
Eklem yaptığı kemikler:
Os occipitale,
os parietale,
os sphenoidale,
os zygomaticum
ve mandibula olmak üzere 5 kemik ile eklem yapar.
Viscerocranium kemikleri: Yüz iskeleti 6’sı çift (maxilla, concha nasalis
inferior, os nasale, os lacrimale, os zygomaticum, os palatinum), 2’si tek
(mandibula ve vomer) olmak üzere toplam 14 kemikten oluşur.
Maxilla: Mandibula’dan sonra viscerocranium’un en büyük kemiğidir. Sağ ve
sol maxilla’lar orta hatta birleşerek üst çeneyi oluşturur. Yüz iskeletini
oluşturan kemiklerin çoğu ile eklem yapar. Maxilla ağız boşluğu, burun
boşluğu, orbita ve sinus maxillaris olmak üzere 4 boşluğun, fossa
infratemporalis ve fossa pterygopalatina olmak üzere 2 çukurun yapısına
katılır. Bir gövdesi ve dört adet çıkıntısı vardır.
maxilla
Corpus maxillae: İçerisinde sinus maxillaris bulunur. Corpus maxillae’nın öne
bakan yüzüne facies anterior, burun boşluğuna bakan yüzüne facies nasalis,
orbitaya bakan yüzüne facies orbitalis, arkaya (fossa infratemporalis) bakan
yüzüne facies infratemporalis denir. Ön yüz ile orbital yüz arasındaki kenara
margo infraorbitalis denir.
facies anterior
facies nasalis
facies infratemporalis
Facies nasalis: Burun boşluğuna bakan bu yüzdeki büyük açıklığa hiatus
maxillaris denir. Sinus maxillaris’i burun boşluğuna bağlayan bu delik komşu
kemiklerin çıkıntıları ile daraltılır. Canlıda ayrıca mukoza tarafından da
kapatılan delik küçük bir açıklık olarak kalır. Hiatus maxillaris ön-yukarı
tarafta crista conchalis tarafından daraltılmıştır. Bu cristaya concha nasalis
inferior’un ön tarafı tutunur.
hiatus maxillaris
crista conchalis
Hiatusun arka kenarına palatin kemiğin dikey laminası tutunur. Hiatusun
önünde bulunan ve yukarıdan aşağıya doğru seyreden oluğa sulcus lacrimalis
denir. Bu oluğu önden sınırlayan kenara margo lacrimalis denir. Bu oluk
lacrimal kemik ve concha nasalis inferior tarafından kapatılarak canalis
nasolacrimalis’e dönüştürülür.
lamina perpendicularis,
margo lacrimalis os palatinum
sulcus lacrimalis
Facies infratemporalis: Pürüzlü ve kabarık bir yüzdür. Bu yüzde görülen
küçük deliklere foramina alveolaria denir. Bu delikler içeride canales
alveolares denilen kanallar şeklinde devam eder, içinden üst çene dişlerine
giden damar ve sinirler geçer. Bu yüzdeki kabarık yapıya tuber maxillae denir.
tuber maxillae
foramina alveolaria
Üst kısmı fossa pterygopalatina’nın ön duvarını oluşturur. Tuber
maxillae’nın medial tarafındaki dişli saha, palatin kemiğin proc.
pyramidalis’i ile eklem yapar.
proc. pyramidalis tuber maxillae
fossa pterygopalatina
Facies orbitalis: Orbitanın alt duvarının büyük kısmını oluşturur. Bu yüz
önden arkaya doğru sırasıyla os lacrimale, os ethmoidale’nin lamina orbitalis’i
ve os palatinum’un proc. orbitalis’i ile eklem yapar.
os ethmoidale
os lacrimale
a
ill
ax
m
os palatinum
Os lacrimale’nin eklem yaptığı çentiğe inc. lacrimalis denir. Ön kenarı ise
margo infraorbitalis’i yapar. Bu kenarın dış ucu proc. zygomaticus olarak
uzanırken iç ucu proc. frontalis olarak uzanır.
inc. lacrimalis
proc. frontalis
margo infraorbitalis
proc. zygomaticus
Facies orbitalis arka tarafta serbest bir kenar şeklinde sonlanır ve fissura
orbitalis inferior’u sınırlar.
sulcus infraorbitalis
foramen infraorbitale
Facies anterior: Önde bulunan bu yüz canlıda deri ile örtülüdür. Bu yüzün
medialindeki derin çentiğe inc. nasalis denir. Bu çentik karşı taraftaki aynı
çentik ve nasal kemiklerle birlikte apertura priformis’i sınırlar.
inc. nasalis
Tüm kafa iskeletinde görülebilen bu yapının alt orta kısmındaki çıkıntıya
spina nasalis anterior denir. Ön yüzün ortasında bulunan foramen
infraorbitale’nin altındaki çukurluğa fossa canina denir. Çocuklarda burada
kalıcı köpek dişi bulunur bu yüzden çukur değildir.
fossa canina
processus zygomaticus
Processus frontalis: Maksillanın yukarı doğru uzanan çıkıntısıdır. Os nasale,
os frontale ve os lacrimale ile eklem yapar.
processus frontalis
Orbitaya bakan yüzünde yukarıdan aşağıya doğru uzanan kenara crista
lacrimalis anterior denir. Bu kenarın arkasındaki oluğa sulcus lacrimalis
denir. Bu oluk tüm kafatasında lakrimal kemiğin aynı isimli oluğuyla
birleşerek canalis nasolacrimalis’in başlangıcını oluşturan fossa sacci
lacrimalis’i yapar. Bu oluğun arka tarafındaki kenara margo lacrimaris
denilir.
sulcus lacrimalis
crista ethmoidalis
crista conchalis
Crista ethmoidalis’in ön yarısı canlıda agger nasi denilen bir mukoza kabartısı
seklinde görülür. Crista conchalis’in yukarısında kalan kısım meatus nasi
medius’un, aşağısında kalan kısım ise meatus nasi inferior’un ön bölümleridir.
agger nasi
Processus alveolaris: Diş alveollerinin bulunduğu çıkıntıdır. Karşı taraftaki
maxillanın processus alveolaris’i ile birlikte arcus alveolaris superior’u yapar.
Burada bulunan çukurlara alveoli dentales denir. İki alveol arasındaki kemik
yapıya septum interalveolare, aynı dişin iki kökü arasındaki çıkıntıya ise
septum interradiculare denir. Proc. alveolaris’in ön yüzünde dişlerin yaptığı
kabartılara juga alveolaria denir.
juga alveolaria
Processus palatinus: Horizontal olarak mediale doğru uzanan bu çıkıntı karşı
taraftaki maxilla’nın aynı çıkıntısı ile birleşerek palatum durum’un ¾ ön
kısmını yapar. Proc. palatinus’un alt yüzünde birçok delik, oluk (sulci palatini)
ve çukurluk görülür.
sulci palatini
palatum durum
Proc. palatinus’un iç kenarı karşı taraftaki aynı çıkıntı ile birleşerek crista
nasalis’i oluşturur. Burun boşluğuna bakan crista nasalis’e vomer tutunur.
Crista nasalis en önde spina nasalis anterior olarak sonlanır.
crista nasalis
palatin kemik
maxilla
lacrimal kemik
ethmoid kemik
palatin kemik
os nasale
Üst kenarı frontal kemik ile eklem yaparken alt kenarı apertura priformis’i
sınırlar. Canlıda buraya burun kıkırdakları tutunur. Dış kenarı maxila’nın
proc. frontalis’i ile, iç kenarı karşı taraftaki os nasale ile orta hatta eklem
yapar.
os nasale
Eklem yaptığı kemikler:
os frontale,
os ethmoidale,
maxilla ve
karşı tarafın os nasale’si olmak üzere toplam 4
kemik ile eklem yapar.
Os lacrimale: Yüz iskeletinin en küçük kemiğidir. Orbita’nın iç duvarında yer
alır. İki yüzü ve dört kenarı vardır.
os lacrimale
crista lacrimalis post.
Orbita’ya bakan dış yüzün ön kısmında vertikal olarak uzanan crista
lacrimalis posterior bulunur. Bu kristanın alt ucunda ön tarafa doğru olan
çıkıntıya hamulus lacrimalis denir. Bu çıkıntı maxilla ile birleşerek canalis
nasolacrimalis’in ağzını oluşturur. Bu çıkıntının ön tarafında sulcus lacrimalis
bulunur. Bu oluk maxilla’daki aynı olukla birleşerek fossa sacci lacrimalis’i
oluşturur.
frontal kemik
maxilla
ethmoid kemik
lamina perpendicularis
lamina horizontalis
Lamina horizontalis’in üst yüzü (facies nasalis) buruna, alt yüzü (facies
palatina) ağza bakar. Ön kenarı maxilla’nın processus palatinus’u ile eklem
yaparak sutura palatina tranversa’yı oluşturur. Arka kenarı serbest olarak
sonlanır. Bu kenarda orta hatta her iki kemiğin iç kenarları bir araya gelerek
spina nasalis posterior’u yapar.
crista nasalis
Facies palatina’da konkavlığı dışa ve arkaya bakan kabartıya crista palatina
denir. Alt yüzün arka dış tarafında foramen palatinum majus ve foramina
palatina minora denilen delikler bulunur. Bu deliklerden arterler ve sinirler
geçer.
crista palatina
foramen palatinum majus
Sert damakta iki adet büyük sutura bulunur. Bunlardan önden arkaya doğru
uzanan ve orta hatta bulunana sutura palatina mediana denir. Bu sutur hem
maxilla’lar ve hem de palatin kemikler arasında uzanır. Maxilla’nın proc.
palatinus’unun arka kenarı ile palatin kemiğin lamina horizontalis’inin ön
kenarı arasında oluşan sutura ise sutura palatina transversa denir.
crista ethmoidalis
facies nasalis
crista conchalis
Facies maxillaris denilen dış yüzü maxilla ile eklem yapar. Bu yüzün arka
kenarında bulunan sulcus palatinus major, sfenoid kemiğin pterygoid
çıkıntısında bulunan aynı isimli olukla birleşerek canalis palatinus major’u
yapar. Bu kanal fossa pterygopalatina’dan başlar ve damağa kadar uzanır. Alt
açıklığına for. palatinum majus denir. Bu kanaldan başlayarak for. palatina
minora’lara bağlanan kanallara da canalis palatinus minor’lar denir.
proc. maxillaris
proc. orbitalis
inc. sphenopalatina
proc. sphenoidalis
Eklem yaptığı kemikler:
Os sphenoidale,
os ethmoidale,
maxilla,
vomer,
concha nasalis inferior ve karşı tarafın
os palatinum’u olmak üzere 6 kemik ile eklem yapar.
Os zygomaticum: Yanak çıkıntısını oluşturan bu kemik fossa temporalis, fossa
infratemporalis, orbita ve arcus zygomaticus’un yapısına katılır. Bu kemiğin
üç yüzü ve üç çıkıntısı vardır.
os zygomaticum
Yüzlerinden facies lateralis dışa bakar. Bu yüzde bulunan deliğe for.
zygomaticofaciale denir.
for. zygomaticofaciale
Facies temporalis arkaya bakar fossa temporalis’in ön bölümünü oluşturur.
Alt kısmı ise fossa infratemporalis’in yapısına katılır. Bu yüzde bulunan deliğe
for. zygomaticotemporale denir.
for. zygomaticotemporale
Facies orbitalis, orbitanın alt ve dış duvarının yapısına katılır. Bu yüzde
bulunan deliğe for. zygomaticoorbitale denir.
for. zygomaticoorbitale
orbita orbita
Processus frontalis, frontal kemiğin proc. zygomaticus’u ile eklem yapar.
Processus frontalis’in arkaya doğru çıkıntı yapan kısmına tuberculum
marginale denir.
processus frontalis
tuberculum marginale
Processus temporalis temporal kemiğin processus zygomaticus’u ile eklem
yaparak arcus zygomaticus’u oluşturur. Processus maxillaris, maxilla ile eklem
yapar.
processus temporalis
processus maxillaris
Eklem yaptığı kemikler:
Os sphenoidale,
maxilla,
os frontale ve
os temporale olmak üzere 4 kemik ile eklem yapar.
Mandibula: Yüz iskeletinin alt kısmını oluşturan bu kemik kafa iskeletindeki
(işitme kemikçikleri hariç) tek hareketli kemiktir. İki kısımda incelenir.
Bunlar ortada bulunan corpus mandibulae ile arka yan tarafında dik olarak
uzanan iki adet ramus mandibulae’dır. Corpus ile ramusun birleşme yerine
angulus mandibulae denir.
corpus mandibulae
ramus mandibulae
angulus mandibulae
Corpus mandibulae açıklığı arkaya bakan U harfi şeklinde olup diş köklerini
barındıran üst kısmına pars alveolaris, alt kısmına ise basis mandibulae denir.
Mandibula gövdesinin dış ve iç iki yüzü ve üst ve alt iki kenarı vardır.
pars alveolaris
basis mandibulae
Dış yüzün orta kısmında iki taraf korpusunun birleşim yerine symphysis
mandibulae denir. Bunun alt ucunda üçgen bir alan bulunur. Bu üçgenin
tepesindeki çıkıntıya protuberentia mentalis (Gnathion) denir. Üçgenin
tabanındaki çıkıntılara da tuberculum mentale denir.
symphysis mandibulae
protuberentia mentalis
tuberculum mentale
Ramus mandibulanın ön kenarı ile tuberculum mentale arasında uzanan
çizgiye linea obliqua denir. Bu yüzde ikinci premolar diş hizasında bulunan
deliğe foramen mentale denir.
foramen mentale
linea obliqua
Arka yüzün tam ortasında bulunan çıkıntıların tümüne spina mentalis denir.
Bu yüzde spina mentalis’in alt dış tarafında alt kenara yakın olarak bulunan
çukurluğa fossa digastrica denir.
fovea sublingualis
linea mylohyoidea
fovea submandibularis
Corpus’un ramus’la birleştiği yerde ve alt kenarda a. facialis’in geçtiği bir
oluk bulunur. Linea mylohyoidea’nın yukarısında bazen görülen kabartıya
torus mandibularis denir.
torus mandibularis
Corpus mandibulae’nin üst kısmı pars alveolaris adını alır. Alt çene dişlerinin
bulunduğu bu kısım bir kavis şeklinde olup arcus alveolaris inferior adını alır.
Burada diş köklerinin yerleştiği çukurlara alveoli dentales denir. İki alveol
arasındaki kemik yapıya septum interalveolaria, aynı dişe ait köklerin
yerleştiği alveoller arasındaki bölmeye ise septum interradicularia denir. Diş
köklerinin oluşturduğu dış yüzdeki kabartılara ise juga alveolaria denir.
juga alveolaria
Ramus mandibulae’nın iki yüzü ve dört kenarı vardır. Arkaya ve yukarı
doğru uzanır. Angulus mandibulae yakınındaki bulunan dış yüzdeki pürtüklü
alana tuberositas masseterica denir.
tuberositas masseterica
İç yüzdeki pürtüklü alana tuberositas pterygoidea denir. İç yüzündeki deliğe
foramen mandibulae denir. Bu delik ile foramen mentale arasında canalis
mandibulae uzanır. Foramen mandibulae’nin önünde bulunan çıkıntıya
lingula mandibulae denir. Bunun altından başlayarak aşağı ve öne doğru
uzanan oluğa sulcus mylohyoideus denir.
foramen mandibulae
lingula mandibulae
sulcus mylohyoideus
tuberositas pterygoidea
Ramus mandibulae’nin üst kenarının önündeki çıkıntıya processus
coronoideus, arkasındaki çıkıntıya processus condylaris denir. İkisi
arasındaki çentiğe incisura mandibulae denir. Processus condylaris’in üst
kısmındaki yuvarlak yapıya caput mandibulae denir. Bu yapı temporal
kemikteki fossa mandibularis ile eklem yapar.
incisura mandibulae
processus coronoideus
caput mandibulae
processus condylaris
Caput mandibulae’nin altındaki dar kısma collum mandibulae denir. Collum
mandibulae’nin ön tarafındaki çukurluğa fovea pterygoidea denir. Son molar
dişin oturduğu alveolün arkasında bulunan üçgen alana trigonum retromolare
denir. Bu üçgenin tepesinden ramus mandibulae’nın iç yüzüne doğru uzanan
keskin kenara crista buccinatoria denir.
fovea pterygoidea
collum mandibulae
trigonum retromolare
crista buccinatoria
Mandibula’da yaşa bağlı değişiklikler
Doğumda mandibula iki ayrı kemik halinde olup iki kesici, bir köpek ve iki
molar diş çukurluğunun bulunduğu basit bir yapıya sahiptir. Canalis
mandibulae kemiğin alt kenarına yakın olarak bulunur. For. mentale 1. molar
diş hizasında bulunur. Angulus mandibulae yaklaşık 1750 civarında bulunur.
Yenidoğan
mandibulası
Dişlerin çıkmasıyla angulus mandibulae gittikçe daralır ve dördüncü yılda
yaklaşık 1400, erişkinde ise 110-1200 olur. Doğumdan bir yıl sonra sağ ve sol
mandibulalar kaynaşırlar. İleri yaşlarda dişlerin dökülmesiyle alveoller
absorbe olur ve korpusun üst kısmı küçülür. Foramen mentale üst kenara
yakın kalır. Angulus mandibulae tekrar genişleyerek çocuklardaki gibi 1400, ye
gelir.
Yaşlı mandibulası
Vomer: Baş iskeletinde orta çizgi üzerinde bulunan ve burun bölmesinin arka
kısmını oluşturan Y harfi şeklinde tek kemiktir. Y’nin kollarına tekabül eden
kısımlarına ala vomeris denir. Bunların arasındaki oluğa sphenoid kemiğin
rostrum sphenoidale denilen kısmı oturur.
ala vomeris
vomer
Vomerin dört kenarı ve 2 yüzü vardır. Sağ ve sol yüzleri burun boşluklarına
bakar. Bu yüzlerde damar ve sinirlerin seyrettiği sığ oluklar bulunur. Üst
kenarı sfenoid kemikle eklem yapar. Alt kenarı maxilla ve palatin kemiğin
oluşturduğu sert damağın üst yüzünde bulunan crista nasalis’e oturur.
os sphenoidale
vomer
maxilla os palatinum
Crista choana nasi denilen serbest arka kenarı, burun boşluğunu
nasophrynx’e bağlayan choana nasi’leri arasında serbest olarak bulunur. Ön
kenarı etmoid kemikle ve cartilago septi nasi ile eklem yapar. Önündeki kama
şeklindeki bölümüne pars cuneiformis vomeris denir.
vomer
Eklem yaptığı kemikler:
os sphenoidale,
os ethmoidale,
maxilla (2) ve
os palatinum (2),
olmak üzere 6 kemik ile eklem yapar.
Os hyoideum: İskelette diğer kemiklerle doğrudan eklem yapmayan bu kemik
boynun önünde, dilin altında ve gırtlağın üstünde bulunur. Açıklığı arkaya
bakan U harfi görünümündedir. Bir gövdesi (corpus ossis hyoidei), iki
çıkıntısı (cornu majus ve cornu minus) vardır. Bu çıkıntılara kaslar ve bağlar
tutunur.
cornu majus
cornu minus
os hyoideum
1
Yaşın ilerlemesiyle viscerocranium gelişerek önce neurocranium ile eşit ağırlığa
erişir daha sonra da geçer. Bu nedenle erişkinde kasların etkisi ortadan
kalkınca baş kendiliğinden aşağı düşer.
2
Kafa iskeletini dıştan incelerken yukarıdan bakıldığında
gözüken kısmı norma verticalis (superior),
3
Norma verticalis (superior): Kafa iskeletine yukarıdan bakıldığında görülen
bölüme calvaria denir. Burada dikiş şeklinde üç tane sutura gözlenir.
Bunlardan birincisi, frontal kemik ile parietal kemikler arasında transvers
olarak uzanan sutura coronalis’dir.
sutura coronalis
4
İkincisi iki parietal kemik arasında ve sagittal yönde uzanan sutura
sagittalis’dir. Arkada bulunan üçüncü eklem, occipital kemik ile parietal
kemikler arasında oluşur ve sutura lambdoidea denir.
sutura lambdoidea
sutura sagittalis 5
Sutura sagittalis’in sutura coronalis ile birleştiği noktaya bregma, sutura
lambdoidea ile birleştiği noktaya lambda denir. Bu noktalarda
yenidoğanlarda fonticulus anterior, fonticulus posterior adı verilen
bıngıldaklar bulunur. Fonticulus anterior 18. ayda, fonticulus posterior ise 1-2
ayda kapanır.
bregma lambda
6
Sutura sagittalis’in yan taraflarındaki çıkıntılı kısma tuber parietale denir.
Sutura sagittalis’in hemen yanında for. parietale bulunur. Her iki tarafın tuber
parietale’sini birleştiren çizginin sutura sagittalis’i kestiği noktaya obelion (X)
denir.
tuber parietale
for. parietale
7
Ön tarafta görülen tuber frontale’nin hemen altında arcus superciliaris’ler
ve aralarındaki düz saha (glabella) görülebilir.
tuber frontale
glabella
8
Bazı kemiklerde iki frontal kemik taslağının birleşme yeri, testere ağzı gibi
düzgün ve ince dişli bir dikiş şeklinde olabilir ve sutura metopica (sutura
frontalis persistens) adını alır.
sutura metopica
9
Norma lateralis: Cranium’a yandan bakıldığında os frontale, os parietale, os
occipitale, os temporale, os sphnoidale’nin bir kısmı, os zygomaticum, maksilla
ve mandibula’nın bir kısmı görülebilir. Bu kemikler birbirleriyle eklem
yaparlar.
10
Genellikle bu eklemler hangi kemiklerden oluşuyorsa, o kemiklerin adlarıyla
isimlendirilirler. Ör: Sutura frontonasalis, sutura temporozygomatica, sutura
sphenoparietalis gibi.
sutura frontonasalis
sutura sphenoparietalis
sutura temporozygomatica 11
Sutura sphenoparietalis’i os sphenoidale’nin ala major’u, os parietale ve os
frontale yapar. Bu eklemin arka ucuna pterion denir.
pterion
12
Os parietale ile os temporale’nin pars squamosa’sı arasında oluşan ekleme
sutura squamosa denir. Bu eklem arka tarafta sutura parietomastoidea olarak
uzanır ve sutura lambdoidea ile sutura occipitomastoidea’nın birleşme yerinde
sonlanır. İşte bu üç eklemin birleşme yerine asterion denir.
sutura squamosa
sutura parietomastoidea
asterion
sutura occipitomastoidea
13
Yan taraftan bakıldığında en üst noktaya vertex, en arka noktaya occiput
denir. Angulus mandibulae’nın arka alt köşesine gonion denir. Yandan
bakıldığında temporal kemiğin suquamoz parçası, arcus zygomaticus ve
zygomatik kemik arasında oluşan çukurluğa fossa temporalis denir.
vertex
fossa temporalis
occiput
gonion
14
Fossa temporalis, linea temporalis ve arcus zygomaticus tarafından sınırlanır.
Os frontale’nin proc. zygomaticus’undan başlayan linea temporalis, os
temporale’de crista supramastoidea ile devam eder.
crista supramastoidea
15
Linea temporalis’in sutura coronalis’i kestiği yere stephanion denir. Linea
temporalis yukarıda linea temporalis superior ve inferior denilen birbirine
paralel iki çizgi şeklinde bulunur.
stephanion
linea temporalis superior
16
Fossa temporalis, önden os zygomaticum ve os frontale ile sınırlanır. Fossa
temporalis’i, aşağıda bulunan fossa infra temporalis’ten ayıran kenara crista
infratemporalis denir. Çukuru alt dış taraftan arcus zygomaticus sınırlar.
fossa temporalis
arcus zygomaticus
17
Dışta arcus zygomaticus, içte crista infratemporalis’in çevrelediği geçit fossa
temporalis’i fossa infra temporalis’e bağlar. Buradan m. temporalis geçer.
crista infratemporalis
18
Fossa temporalis’i orbitaya fissura orbitalis inferior (Fissura sphenomaxillaris)
bağlar.
19
Arcus zygomaticus os zygomaticum’un proc. temporalis’i ile os temporale’nin
proc. zygomaticus’u arasında oluşan bir kemerdir. Proc. zygomaticus ön ve
arka olmak üzere iki kök şeklinde başlar. İkisi arasında caput mandibula’nın
girdiği fossa mandibularis bulunur.
arcus zygomaticus
fossa mandibularis
20
Arka kökün üst kenarı arkada crista supramastoidea ve daha da arkada linea
temporalis olarak uzanır. Arka kök ile proc. mastoideus arasında bulunan
deliğe porus acusticus externus denir.
crista supramastoidea
porion
proc. mastoideus
proc.styloideus
22
Fossa infratemporalis, arcus zygomaticus’un iç tarafında ve aşağısında
bulunan bir çukurdur. Maxilla’nın facies infratemporalis’i ve proc.
zygomaticus’un arka kısmı, tuberculum articulare, spina ossis sphenoidalis, ala
major’un alt kısmı, squama temporalis’in alt kısmı, maxilla’nın alveolar
çıkıntısı ve pterigoid çıkıntının lamina lateralisi tarafından sınırlanmıştır.
fossa infratemporalis
23
For. ovale, for. spinosum ve canalis alveolaris’lerin arka açıklıkları buraya
açılır. Bu çukurun üst-iç kısmında fissura orbitalis inferior ile fissura
pterygomaxillaris, dik açı oluşturacak şekilde birleşirler.
fissura pterygomaxillaris
24
Fissura orbitalis inferior, orbitanın posterolateral duvarında bulunur ve
orbitayı fossa infratemporalis’e bağlar. Orbita fissura orbitalis inferior ile fossa
temporalis, fossa infratemporalis ve fossa pterygopalatina ile bağlantı kurar.
25
Fissura pterygomaxillaris, maxilla ile proc. pterygoideus arasında oluşan bir
aralık olup üst ucu fissura orbitalis inferior ile devam eder. Bu geçit fossa
infratemporalis’i fossa pterygopalatina’ya bağlar. Buradan a.v. maxillaris’in
dalları geçer.
fissura pterygomaxillaris
26
Fossa pterygopalatina, orbitanın tepesinin hemen arkasında, fissura orbitalis
inferior ile fissura pterygomaxillaris’in birleşim yerinde bulunur.
fossa pterygopalatina
27
Bu çukur, os sphenoidale’nin gövdesi, proc. pterygoideus’un tabanı, ala
major’un ön yüzü, maxilla’nın facies infratemporalis’i, os palatinum’un
lamina perpendicularis’i ve proc. orbitalis’i ile proc. sphenoidalis’i tarafından
sınırlandırılır.
fossa pterygopalatina
28
Fossa pterygopalatina; fissura orbitalis inferior ile orbitaya, fissura
pterygomaxillaris ile fossa infratemporalis’e ve foramen sphenopalatinum ile
burun boşluğuna ve foramen rotundum ile fossa cranii media’ya bağlanır.
foramen sphenopalatinum
fissura pterygomaxillaris
29
Fossa pterygopalatina’ya beş delik açılır. Bunlar, for. rotundum, canalis
pterygoideus, canalis palatovaginalis (pharyngeus), foramen sphenopalatinum
ile canalis pterygopalatinus (canalis palatinus) dur. Fossa pterygopalatina’da n.
maxillaris, ggl. pterygopalatinum ve a. maxillaris’in uç dalları bulunur.
foramen sphenopalatinum
fossa pterygopalatina
30
Norma facialis (frontalis): Kafa iskeletine önden bakıldığında üstten os
frontale, alttan mandibula’nın gövdesi ve dıştan da os zygomaticum ile
mandibula’nın kolu tarafından çevrelendiği görülür.
31
Orta kısmında da maxilla, os nasale, orbita ve burun boşluğunun girişi
(apertura priformis) bulunur.
os nasale
orbita
maxilla
apertura piriformis
32
Os frontale’nin çıkıntılı kısımlarına tuber frontale, bunun hemen altında yay
şeklindeki kabartılara da arcus superciliaris denir. Canlıda bu kabartıyı örten
deride kaşlar bulunur. Her iki arcus superciliaris arasındaki düz sahaya
glabella denir.
tuber frontale
arcus superciliaris
glabella
33
Glabella’nın hemen altında bulunan sutura frontonasalis’in orta noktasına
nasion denilir.
sutura frontonasalis
nasion
34
Orbita’nın üst kenarı, margo supraorbitalis’in dış 2/3’ü daha belirgin olup,
lateralde proc. zygomaticus’a kadar uzanır ve os zygomaticum ile birleşir.
35
Margo supraorbitalis’in medial 1/3’ü daha yuvarlakçadır ve iki bölüm
arasında incisura supraorbitalis bulunur. Bazen de, delik şeklinde (foramen
supraorbitale) bulunabilir.
for. supraorbitale
36
Burun sırtını os nasale’ler, yan taraflarda ise maxilla’nın proc. frontalis’leri
oluşturur. Proc. frontalis’ler aynı zamanda orbita’nın alt-iç kısmını oluşturur.
proc. frontalis
os nasale
37
Ortada armut şeklinde görülen burun boşluğunun girişine apertura priformis
denir. Apertura priformis’in büyük kısmını maxilla, küçük bir kısmını da os
nasale sınırlar.
os nasale
apertura prifomis
38
Alt ve orta kısmındaki sivri çıkıntıya spina nasalis anterior denir. Canlıda
apertura priformis’in keskin kenarlarında burun kıkırdakları tutunur.
apertura prifomis
spina nasalis anterior
39
Apertura priformis’den bakıldığında ortada burun bölmesinin kemik bölümü
(üstte lamina parpendicularis ossis ethmoidalis, aşağıda ise vomer) görülür.
lamina parpendicularis
ossis ethmoidalis
vomer
40
Apertura priformis’den bakıldığında yan taraflarda, burun boşluğunun dış
duvarına tutunan concha nasalis inferior ve bunun üzerinde daha küçük olan
concha nasalis medius’u görebiliriz. Concha nasalis superior küçük olması ve
geride bulunması nedeniyle ön taraftan bakıldığında pek görülmez.
41
Orbitanın hemen altında for. infraorbitale bulunur. Bunun dış tarafındaki os
zygomaticum, yanak çıkıntısını oluşturur ayrıca orbitanın alt-dış kısmını
oluşturur. Dış yüzündeki deliğe for. zygomaticofaciale denilir.
for. zygomaticofaciale
for.infraorbitale
42
Ön taraftan mandibula’nın hem gövdesi, hem de kolu görülür. Gövdenin orta
ve alt kısmındaki trigonum mentale ve bunun en çıkıntılı üst noktası
protuberentia mentalis ile alt-yan kısmındaki tuberculum mentale’ler görülür.
trigonum mentale
ramus mandibula
for. mentale
44
Normal olarak üst çene dişleri ön tarafta alt çene dişlerini örtecek şekildedir.
45
Orbita: Göz küresi ve yardımcı oluşumları içine alan ve koruyan boşluğa
verilen addır. Bir prizma şeklinde olan orbita’nın tepesi arkada, tabanı ise
önde bulunur.
orbita
46
Orbitanın girişine aditus orbitae, kenarına ise margo orbitalis denilir. Bu
kenarın üst kısmına margo supraorbitalis, alt kenarına margo infraorbitalis,
dış kenarına margo lateralis ve iç kenarına da margo medialis denilir.
margo supraorbitalis
margo medialis
aditus orbitae
margo lateralis
margo infraorbitalis
47
Margo supraorbitalis’i os frontale, margo lateralis’i os zygomaticum, margo
infraorbiralis’i os zygomaticum ve kısmen maxilla, margo medialis’i de
maxilla’nın proc. frontalis’i oluşturur.
orbita
48
Orbitanın duvarları anlatım kolaylığı açısından paries superior, paries inferior,
paries lateralis ve paries medialis olarak incelenir.
orbita
49
Paries superior’u os frontale’nin pars orbitalis’i oluşturur. Facies orbitalis
denilen bu yüzde, dışta fossa glandulae lacrimalis denilen geniş ve yayvan bir
çukurluk, iç tarafta spina trochlearis denilen çıkıntı göze çarpar.
spina trochlearis
fossa glandulae
lacrimalis
50
Bazen spina trochlearis yerinde fovea trochlearis denilen bir çukurcuk
bulunur.
fovea troclearis
51
Arka tarafta sphenoid kemiğin küçük kanadı ile olan dikiş şeklinde bir eklem
vardır. Küçük kanadın iki kökü arasında da, orbitanın tepesine uyan canalis
opticus bulunur.
canalis opticus
os zygomaticum
52
Paries inferior denilen orbita tabanı, tavanından daha dardır. Buranın büyük
bölümünü maxilla’nın facies orbitalis’i ve dışta küçük bölümünü de os
zygomaticum’un facies orbitalis’i oluşturur.
os zygomaticum
maxilla
53
En arkadaki küçük bir bölümde os palatinum’un proc. orbitalis’i bulunur.
Paries inferior’un arka ve orta kısmında, arkadan öne doğru uzanan oluğa
sulcus infraorbitalis denilir.
proc. orbitalis
sulcus infraorbitalis
54
Bu oluk orta kısımda maxilla’nın içinde canalis infraorbitalis olarak devam
eder ve maxilla’nın ön yüzüne for. infraorbitale olarak açılır.
for. infraorbitale
55
Paries medialis denilen orbitanın iç duvarı, sagittal planda bulunur. Bu duvarı
önden arkaya maxilla’nın proc. frontalis’i, os lacrimale, os ethmoidale’nin
lamina orbitalis’i ve os sphenoidale’nin corpus’u oluşturur.
os ethmoidale
56
os lacrimale
maxilla
Bu yüzde üç vertikal dikiş bulunur. Önden arkaya sutura lacrimomaxillaris,
sutura ethmoidolacrimalis ve sutura sphenoethmoidalis’tir.
sutura sphenoethmoidalis
57
sutura frontolacrimalis
sutura frontoethmoidalis
sutura frontomaxillaris
sutura sphenofrontalis
58
Sutura frontomaxillaris’in arka ucu ile sutura frontolacrimalis’in ön ucunun
birleşim yerine (bir başka deyişle maxilla, os frontale ve os lacrimale’nin
birleşim yerine) dacryon denilir.
dacryon
59
Sutura frontoethmoidalis’te bulunan deliklerden öndekine foramen ethmoidale
anterius, arkadakine ise foramen ethmoidale posterius denir.
os frontale
for. ethmoidale
anterius for. ethmoidale posterius
60
Paries medialis’in ön tarafında olan oluğa sulcus lacrimalis denir. Bu oluğun ön
yarısı maxilla’nın proc. frontalis’inde, arka yarısı da os lacrimale’de bulunur.
sulcus lacrimalis
61
Bu oluğu önden crista lacrimalis anterior, arkadan ise crista lacrimalis
posterior sınırlar. Bu oluğun altındaki çukura fossa sacci lacrimalis denir. Daha
aşağıda canalis nasolacrimalis olarak devam eder. Bu kanal meatus nasi
inferior’a açılır.
crista lacrimalis
posterior fossa sacri
lacrimalis
crista lacrimalis
anterior
62
Paries lateralis denilen dış duvarı, arkada sphenoid kemiğin ala major’un
facies orbitalis’i, önde os zygomaticum’un facies orbitalis’i tarafından
oluşturulur.
os sphenoidale
os zygomaticum
63
Alt duvar ile dış duvar arasında arka bölümde oluşan geçide fissura orbitalis
inferior denilir. Sutura sphenozygomatica’nın alt ucu da bu yarığın ön-dış
kısmı ile birleşir.
sutura sphenozygomatica
64
Dış duvarın arka bölümü ile üst duvar arasında kalan yarığa fissura orbitalis
superior denilir. Buradan, n. oculomotorius, n. trochlearis, n. ophtalmicus ve n.
abducens orbitaya girer. Simpatik sistemden bazı lifler ile a. meningea
media’nın bazı dalcıkları geçerler. V. ophtalmica superior ve dura mater’e
giden a. lacrimalis’in bir dalı cavitas cranii’ye geçer.
65
Orbita tabanının kenarına margo orbitalis, geçitine ise aditus orbitae denilir.
Tepesinde bulunan canalis opticus kısa bir seyirden sonra fossa cranii media’ya
açılır. Buradan n. opticus ve a. ophtalmica geçer.
canalis opticus
66
Norma occipitalis: Kafatasına arkadan bakıldığında yukarıda ve orta hatta
sutura sagittalis’in arka bölümü görülür. Os parietale’ler arasında oluşan bu
dikiş aşağıda sutura lambdoidea ile birleşir. Bu noktaya lambda denir. Sutura
lambdoidea yana ve aşağıya doğru uzanarak sutura parietomastoidea ve
sutura occipitomastoidea ile birleşir.
sutura sagittalis
lambda
67
Kafatasına arkadan bakıldığında ortada görülen en çıkıntılı noktaya
protuberantia occipitalis externa, topografik nokta olarak inion denir. Bazı
şahıslarda sutura lambdoidea üzerinde ilave kemikler (ossa suturalia) görülür.
Bazen oksipital kemiğin squamoz parçasının üst kısmı ayrı bir kemik şeklinde
gelişebilir. Ortaya çıkan bu kemiğe os interparieatale denir.
68
Protuberantia occipitalis externa’dan dış tarafa doğru uzanan kavis şeklindeki
çizgiye linea nuchalis superior ve bunun üzerindeki pek belirgin olmayan
çizgiye linea nuchalis suprema denir.
69
Linea nuchalis superior’un üstünde kalan düz sahaya planum occipitale,
aşağısında kalan pürtüklü sahaya planum nuchale ve ortasındaki vertikal
kenara ise crista occipitalis externa denilir.
planum occipitale
planum nuchale
crista occipitalis externa
70
Aşağıdaki ve yan taraflardaki çıkıntılara proc. mastoideus ve sutura
occipitomastoidea’daki deliğe de for. mastoideum denilir.
proc. mastoideus
for. mastoideum
71
Norma basilaris (inferior): Kafa iskeletinin tabanının (basis cranii) dıştan
görünen kısmına basis cranii externa içten görünen kısmına basis cranii interna
denilir.
72
Mandibula’sı çıkarılmış kafa iskeletinde önden arkaya maxilla’nın proc.
palatinus’u ve pars alveolaris’i, os palatinum, vomer, proc. pterygoideus’lar,
sphenoid kemiğin korpusunun bir bölümü, temporal kemiğin pars
squamosa’sının alt yüzü ve pars petrosası ile occipital kemiğin alt bölümü
görülür.
73
Palatum durum denilen sert damağın ön ¾’ünü maxilla, arka ¼’ünü de os
palatinum oluşturur. Her iki kemik bölümü arasında haç şeklinde dikiş
bulunur. Sagittal dikişin ön ucundaki deliğe for. incisivum denir.
for. incisivum
74
Sagittal dikişin arka tarafındaki çıkıntıya ise spina nasalis posterior denilir. Sert
damağın arka dış kısmındaki büyük deliğe for. palatinum majus, bunun da
arkasındaki çıkıntıya proc. pyramidalis adı verilir.
proc. pyramidalis
75
Os palatinum’a ait olan proc. pyramidalis üzerindeki küçük deliklere foramina
palatina minora denir.
proc. pyramidalis
76
Sert damağın arkasında ve yukarısında bulunan burun boşluğunun arka
geçitlerine choanae denilir. Choanae, palatin kemiğin lamina horizontalis’i,
proc. pterygoideus’un lamina medialis’i, sphenoid kemiğin korpusu ve vomer
tarafından sınırlanmıştır.
choanae
77
Vomer’in üst kısmında bulunan ala vomeris ile sphenoid kemiğin korpusunun
yaptığı eklem açık olarak görülebilir. Proc. pterygoideus’un lamina lateralis ve
medialis’i arasında bulunan çukura fossa pterygoidea denilir.
fossa pterygoidea
78
Fossa pterygoidea’nın hemen yukarısındaki çukura ise fossa scaphoidea
denilir.
fossa scaphoidea
79
Lamina medialis’in alt ucundaki çıkıntıya hamulus pterygoideus denilir. M.
tensor veli palatini buradan başlar ve hamulus pterygoideus etrafında dönerek
yumuşak damağa girer.
hamulus pterygoideus
80
Choanae’nın hemen arka tarafında oksipital kemiğin pars basilaris’i bulunur.
Bunun ortasında tuberculum pharyngeum, bunun dış tarafında da temporal
kemiğin pars petrosa’sı bulunur.
tuberculum pharyngeum
pars petrosa
81
Oksipital kemiğin basiler parçası ile temporal kemiğin pars petrosa’sı arasında
kalan yarık şeklindeki deliğe for. lacerum denir. Bu deliği önden sfenoid kemik
sınırlar. İçinden a. pharyngea ascendens’in r. meningeus’u ile sinus
transversus’u plexus pharyngeus’a bağlayan v. emisseria geçer.
for. lacerum
82
For. lacerum’un dış tarafında ve sphenoid kemikte bulunan oval deliğe for.
ovale ve bunun hemen arkasındaki küçük deliğe de for. spinosum denir. Bu
deliklerin dış tarafında spina ossis sphenoidalis bulunur.
for. ovale
for. spinosum
83
Spina ossis sphenoidalis’in dış tarafında bulunan eklem çukuruna fossa
mandibularis, bunun da önündeki kabartıya tuberculum articulare denir.
tuberculum articulare
fossa mandibularis
84
Fossa mandibularis’in arka tarafında proc. styloideus ve bunun da arkasında
for. stylomastoideum bulunur. Foramen stylomastoideum’un arkasında ise inc.
mastoidea denilen bir çentik bulunur.
proc. styloideus
for. stylomastoideum
inc. mastoidea
85
Incisura mastoidea’nın medialinde bulunan oluğa sulcus arteriae occipitalis
denir.
inc. mastoidea
86
Oksipital kemiğin pars basilaris’i, sfenoid kemiğin korpusu ve temporal
kemiğin pars petrosa’sı arasında kalan geçide for. lacerum denir. For. lacerum
canlıda bir kıkırdakla kapatılmış olup, alt yüzüne Östaki borusu oturur.
for. lacerum
87
Canalis caroticus’un iç ağzı olan apertura interna canalis carotici, for.
lacerum’un ön tarafında ve biraz da kafa boşluğuna girmiş olarak bulunur. Dış
ağzı olan apertura externa canalis carotici ise arka-dış tarafta bulunur.
apertura externa
canalis carotici
88
Sulcus tubae auditivae, pars petrosa ve sifenoid kemiğin büyük kanadı arasında
bulunur. Bu oluğa, tuba auditivae’nin kıkırdak kısmı oturur. Sulcus tuba
auditivae’nin dibindeki yarığa fissura sphenopetrosa denilir.
fissura sphenopetrosa
89
Apertura externa canalis carotici’nin arka tarafında ve os occipitale ile pars
petrosa arasında kalan deliğe for. jugulare denir. Genellikle sağ tarafınki daha
büyüktür.
for. jugulare
90
For. jugulare ile for. lacerum arasındaki yarığa fissura petrooccipitalis denir.
Canlıda bu yarık kıkırdak ile kapatılmıştır. For. jugulare’nin ön bölümünden
sinus petrosus inferior, orta bölümünden n. glossopharyngeus, n. vagus ve n.
accessorius, arka bölümünden de sinus sigmoideus ve a. pharyngea
ascendens’in meningeal dalları geçer.
fissura petrooccipitalis
for. jugulare
91
Pars basilaris ossis occipitalis’in arkasındaki büyük deliğe for. magnum denir.
For. magnumun ön-orta kısmına basion, arka orta kısmına opistion denir.
basion
foramen
magnum
opistion
92
For. magnum’un ön yarısının dış kısımlarında bulunan eklem çıkıntılarına
condylus occipitalis, bunlarında lateralindeki kasların tutunduğu çıkıntıya proc.
mastoideus denilir.
condylus occipitalis
proc. mastoideus
93
Kondillerin ön-dış tarafında n. hypoglossus’un geçtiği canalis nervi hypoglossi
bulunur. Arka taraftaki çukura fossa condylaris, bu çukurdaki geçide ise
canalis condylaris denilir.
fossa condylaris
canalis condylaris
94
Kafa İskeletinin İç Yüzü: Önde arcus superciliaris’ler ile arkada protuberentia
occipitalis externa’dan geçirilen horizontal planın üstünde kalan kısma
calvaria, altta kalan kısma basis cranii denir.
basis cranii
calvaria
95
Calvaria’nın iç yüzü: Calvaria, iç yüzünde beyin çıkıntı ve girintilerine uyan ve
impressiones digitatae (gyrorum) denilen izler ve bu izler arasında juga
cerebralia denilen çıkıntılar bulunur. Yan taraflarda a. meningea media’nın
izleri (sulci arteriosi) ve venlerin izi (sulci venosi) bulunur.
sulci arteriosi
96
Ortada önden arkaya doğru uzanan oluğa sulcus sinus sagittalis superioris
denir. Bu oluğun yanlarında foveola granulares bulunur. Önde sutura coronalis,
arkada sutura lambdoidea’nın birer bölümleri ile bunları ortada birbirine
bağlayan sutura sagittalis bulunur.
foveola granulares
97
Basis cranii’nin üst yüzüne basis cranii interna alt yüzüne basis cranii externa
denir.
Basis cranii interna: Kafa iskeletinin tabanının iç yüzünde önden arkaya doğru
sıralanmış üç adet çukurluk görülür. Bunlar fossa cranii anterior, fossa cranii
media ve fossa cranii posterior’dur. Bu çukurlukların derinlikleri önden arkaya
doğru artar. Arka çukurluk en derini, ön çukurluk en sığ olanıdır.
98
Fossa cranii anterior: Bu fossayı yanlarda os frontale’nin pars orbitalis’i,
ortada ethmoid kemiğin lamina cribrosa ve crista galli’si, arka tarafta da
sifenoid kemiğin küçük kanatları ile sulcus prechiasmaticus’un ön kenarına
kadar sifenoid kemiğin korpusunun üst yüzü oluşturur.
os frontale
lamina cribrosa
os sphenoidale
sulcus prechiasmaticus
99
Önde, ortada crista frontalis’in alt bölümü, hemen arkasında crista galli ve her
ikisi arasında da for. caecum bulunur. Crista galli’nin her iki yanındaki delikli
kısma lamina cribrosa denir. Buradan koku sinirinin lifleri geçer.
crista frontalis
crista galli
for. caecum
lamina cribrosa
100
Lamina cribrossa’nın dış kenarında ve ön tarafta for. ethmoidale anterius’un iç
ağzı bulunur. Buradan VAN. ethmoidalis anterior geçer.
101
Lamina cribrossa’nın dış kenarında ve arka tarafta ise for. ethmoidale
posterius’un iç ağzı bulunur. Buradan VAN. ethmoidalis posterior geçer.
102
Os sphenoidale’nin korpusundan öne doğru uzanan çıkıntıya spina ethmoidalis
denir ve os ethmoidale ile eklem yapar. Arka sınır olan sulcus
prechiasmaticus’un ön kenarı, yanlarda canalis opticus’un üst kenarı ile devam
eder.
sulcus prechiasmaticus
spina ethmoidalis
canalis opticus
103
Fossa cranii anterior arka yan taraflarda os sphenoidale’nin küçük
kanatlarının serbest arka kenarları tarafından sınırlanır. Bu çukurda sutura
frontoethmoidalis ve sutura sphenofrontalis bulunur.
sutura frontoethmoidalis
sutura sphenofrontalis
104
Fossa cranii media: Ön sınırını ortada sulcus prechiasmaticus’un ön kenarı, yan
taraflarda sifenoid kemiğin küçük kanadının serbest arka kenarı ile bunun iç
tarafa doğru devamı olan proc. clinoideus anterior’lar oluşturur. Arka sınırını
pars petrosa’nın margo superior’u ve orta kısımda da dorsum sellae oluşturur.
dorsum sellae
margo superior
105
Yan taraflarda temporal kemiğin pars squamosa’sı, parietal kemiğin angulus
sphenoidalis’i ve os sphenoidale’nin büyük kanatları tarafından sınırlanmıştır.
pars
squamosa
margo superior
partis petrosae
106
Sağ ve sol fossa cranii media’lar arasında bulunan hipofiz bezinin oturduğu
fossa hypophysialis bulunur. Fossa hyphophysialis’i önden tuberculum sellae
sınırlar ve yan uçlarındaki çıkıntılara proc. clinoideus medius denilir.
fossa hypophysialis
107
Fossa hyphophysialis’i arkadan dorsum sellae sınırlar. Bununda yanlarındaki
çıkıntılara proc. clinoideus posterior denilir. Ön ve arka çıkıntılarla birlikte
fossa hypophysialis’e sella turcica denir.
fossa hypophysialis
dorsum sella
108
Fossa hyphophysialis’in yan taraflarındaki oluğa sulcus caroticus denir. Bu
oluğun arka dış taraftan sınırlayan küçük çıkıntıya lingula sphenoidalis denir.
Sulcus caroticus ön tarafta proc. clinoideus anterior ile medius arasına doğru
uzanır.
sulcus caroticus
lingula sphenoidalis
109
Fossa hyphophysialis’in ön tarafındaki oluğa sulcus prechiasmaticus denilir. Bu
oluk canalis opticus ile birleşir.
sulcus prechiasmaticus
canalis opticus
110
Fossa cranii media’nın yan tarafları hayli çukur olup buraya beynin temporal
lobu oturur. Burada sulci arteriosi denilen a. meningea media’nın izleri
bulunur. Bu oluklar for. ovale’nin hemen arkasındaki for. spinosum’la
birleşirler.
for. ovale
for. spinosum
111
Fossa cranii media’nın ön tarafında bulunan fissura orbitalis superior’u üstten
ve alttan, os sphenoidale’nin büyük ve küçük kanatları, iç taraftan sifenoid
kemiğin gövdesi, dış taraftan frontal kemiğin pars orbitalis’i sınırlar. Bu yarık
ön tarafta orbitaya açılır.
112
Fissura orbitalis superior’un iç ucunun arka kısmında bulunan for. rotundum,
fossa pterygopalatina’ya açılır. For. rotundum’un arkasındaki oval deliğe for.
ovale denir. Bu delik de fossa infratemporalis’e açılır. For. ovale’nin hemen arka
dış tarafındaki küçük yuvarlak deliğe for. spinosum denir.
for. rotundum
for. ovale
for. spinosum
113
Fossa cranii media’nın arka kısmını pars petrosa’nın ön yüzü oluşturur.
Burada bulanan kabartıya eminentia arcuata ve bu yüzün ön-iç tarafında
bulunan çukurluğa da impressio trigeminalis denilir. Bunun da ön tarafında
bulunan deliğe apertura interna canalis carotici denilir.
eminentia arcuata
114
Fossa cranii posterior: Diğer iki çukurdan daha büyük ve derindir. Bu çukuru
os sphenoidale’nin dorsum sellae’sı ile clivus’u; os temporale’nin pars
mastoidea’sı ile pars petrosa’nın arka yüzü; os occipitale ve kısmen de parietal
kemiğin angulus mastoideus’u oluşturur.
115
Ön sınırını ortada dorsum sellae, yanlarda ise pars petrosa’nın üst kenarı
oluşturur. Fossa cranii posterior’un ortasında bulunan büyük deliğe for.
magnum denir. For. magnum’un ön tarafında oksipital kemiğin pars basilaris’i
ve bunun da önünde sifenoid kemiğin korpusunun arka kısmı bulunur.
dorsum sellae
pars basilaris
foramen magnum
116
Pars petrosa ile for. magnum arasındaki yarığa fissura petrooccipitalis denir.
Canlıda kıkırdakla kapatılmış bu yarık arka tarafta for. jugulare ile birleşir. Bu
yarıkta sinus petrosus inferior’un oturduğu sulcus sinus petrosi inferioris
bulunur.
sulcus sinus
petrosi inferioris
fissura petrooccipitlis
117
For. jugulare oksipital ve temporal kemiklerdeki inc. jugularis’lerin birleşmesi
ile oluşur. Sulcus sinus sigmoidei, bu delikten arkaya-dışa doğru uzanarak arka
duvardaki sulcus sinus transversi ile birleşir.
foramen jugulare
118
Her iki tarafın sulcus sinus transversi’lerinin birleşme yerindeki çıkıntıya
protubentia occipitalis interna denir. Bu çıkıntıdan aşağı for. magnum’a uzanan
kenara crista occipitalis interna, yukarı doğru uzanan oluğa sulcus sinus
sagittalis superioris denir.
sulcus sinus
petrosi superioris
protuberentia
occipitalis interna
fossa cerebellaris
fossa cerebralis
120
For. jugulare’nin hemen arkasında ve sulcus sinus sigmoidei’nin başlangıcında
bulunan geçide canalis condylaris denir. Aynı olukta ve daha arkada yukarıda
bulunan deliğe ise for. mastoideum denir. For. jugulare’nin ön-üst kısmında
meatus acusticus internus bulunur.
for. mastoideum
canalis condylaris
121
Cavitas nasalis ossea: Burun boşlukları önde apertura piriformis ile dış ortama,
arkada choanae ile pharynx’in üst kısmına açılır. Burun boşluğunun üst kısmı
dar, alt kısmı geniş olup üst, alt, dış ve iç duvarları vardır.
choanae
apertura piriformis
122
Üst duvar: Önde os nasale ve frontal kemiğin spina nasalis’i ile, ortada ethmoid
kemiğin lamina cribrosa’sı ile, arkada sifenoid kemiğin korpusu, concha
sphenoidalis, ala vomeris ve palatin kemiğin proc. sphenoidalis’i tarafından
oluşturulur.
os nasale
corpus sphenoidale
os palatinum
maxilla
canalis incisivus
124
İç duvar (Septum nasi osseum): Genellikle sağa ve sola kaymıştır (deviatio septi
nasi). Ön-üst kısmını ethmoid kemiğin lamina parpendicularis’i ve arka-alt
kısmını da vomer oluşturur. Rostrum sphenoidale ve crista nasalis az da olsa
katkıda bulunur.
os
ethmoidale
vomer
125
Dış duvar: Önde maxilla’nın proc. frontalis’i os lacrimale ile, ortada os
ethmoidale, maxilla ve concha nasalis inferior ile, arkada ise palatin kemiğin
lamina perpendicularis’i ve proc. pterygoideus’un lamina medialis’i ile
sınırlanmıştır.
os lacrimale
os ethmoidale
maxilla
concha
nasalis inferior
lamina medialis
proc. pterygoidei
os palatinum
126
Dış duvarda her konkanın altında önden arkaya uzanan üç geçit bulunur.
Meatus nasi superior üst iki konka arasında bulunur ve buraya cellula
ethmoidalis posterior’lar açılır. Burun boşluğunun arka üst çıkmazına recessus
sphenoethmoidalis denir ve buraya sinus spenoidalis açılır.
recessus sphenoethmoidalis
127
Meatus nasi medius alt iki konka arasında bulunur.
128
Orta konka uzaklaştırıldığında, bulla ethmoidalis ve proc. uncinatus ile bunlar
arasında hiatus semilunaris denilen yarım ay şeklinde bir yarık görülür.
proc. uncinatus
hiatus semilunaris
129
Cellula ethmoidalis media’lar bulla ethmoidalis veya yakınına açılırlar. Sinus
frontalis bu orta geçidin ön kısmına açılır. Bulla ethmoidalis’in altında proc.
uncinatus tarafından daraltılmış hiatus maxillaris, meatus nasi medius’u sinus
maxillaris’e bağlar.
sinus frontalis
maxilla
130
Concha nasalis inferior ile sert damak arasında bulunan geçide meatus nasi
inferior denir ve alt duvarın tümü boyunca uzanır. Ön kısmına canalis
nasolacrimalis açılır. Bu üç konkanın ortak arka kısımlarına meatus
nasopharyngeus denir.
meatus nasopharyngeus
131
Apertura piriformis yukarıda os nasale’nin alt kenarları, yan ve alt kısmında
ise maxilla tarafından sınırlanmış, armut şeklinde bir açıklıktır. Buradan
bakıldığında orta ve alt konkanın görülmesine karşılık üst konka görülmez.
apertura piriformis
132
Choanae, burun boşluğunu pharynx’e bağlar. Yukarıda sifenoid kemiğin
korpusu ve ala vomeris’le, aşağıda os palatinum’un lamina horizontalis’i ile,
yanlarda pterygoid çıkıntının lamina medialis’i ile ve orta kısımda da vomerin
serbest kenarı ile sınırlanmıştır. Choanae’dan bakıldığında her üç konka da
görülebilir.
133
Yeni doğanlarda kafa iskeleti: Yeni doğanlarda kafa vücudun diğer kısımları ile
kıyaslandığında daha büyüktür.
Vücut uzunluğunun 1/4'ü kadardır.
Başın çapı 10cm, çevresi 35cm’dir.
Kafa iskeleti, kemiklerin tam olarak kemikleşmemiş olduğundan yetişkin kafa
iskeletinden farklıdır.
Özellikle calvaria’da kemiklerin birleştiği köşelerde, kemikleşme tam değildir.
Fontanella (bıngıldak) veya fonticulus denilen bu bölgeler 2’si tek, 2’si çift
toplam 6 tanedir.
134
Fonticulus anterior: Sutura sagittalis ile sutura coranalis’in kesiştikleri yerde
bulunur. Antropolojik olarak bregma noktasına uyar. Fonticulusların en
büyüğüdür. Doğumdan sonra 18 ayda kapanır.
Fonticulus posterior: Sutura sagittalis ile sutura lambdoidea’nın kesiştikleri
yere uyar. Antropolojik olarak lambda noktasına uyar. Doğumdan sonra 3 ayda
kapanır.
os frontale
fonticulus anterior
os pariatale
sutura sagittalis
fonticulus posterior
os occipitale
135
Fonticulus sphenoidalis (anterolateralis): Calvarianın ön yan tarafında parietal
kemiğin ön alt köşesi ile sphenoid kemiğin ala majoru ve frontal kemiğin
birleştiği yerde (pterion) bulunan çift bıngıldaktır.
Fonticulus mastoideus (posterolateralis): Calvarianın arka yan tarafında
parietal kemiğin arka alt köşesi ile temporal kemiğin pars mastoideası ve
occipital kemik arasında (asterion) bulunan çift bıngıldaktır.
sutura coronalis
sutura lambdoidea
mandibula 136
137
ÜST VE ALT TARAF İSKELETİ
Skeleton appendiculare
Toplam 64 adettir.
Omuz kavşağı kemikleri: Cingulum membri superior: Bu başlık altında üst taraf
serbest kemiklerini gövdemize bağlayan clavicula ve scapula incelenir.
Clavicula: Yayvan bir S harfi şeklinde olan
bu uzun kemik, 1. kaburganın hemen clavicula
üzerinde ve horizontale yakın bir pozisyonda acromion
bulunur.
manibrium sterni
İnsan vücudunda ilk kemikleşmeye başlayan ve kemikleşmesi en son tamamlanan
kemiktir.
Bir uzun kemik olması nedeniyle iki ucu ve bir de gövdesi vardır. Uçları, eklem yaptıkları
yapılara göre isimlendirilir.
Dış ucu acromion ile eklem yaptığı için extremitas acromialis, iç ucu sternum ile eklem
yaptığı için extremitas sternalis adını alır. Bu ki uç arasında da corpus claviculae denilir.
corpus claviculae
extremitas acromialis
extremitas sternalis
Extremitas acromialis yassı olup yüzleri yukarı ve aşağı bakar. Bunun üst yüzü düzdür,
sadece ön ve arka kısımları, kasların tutunması nedeniyle hafif pürtüklüdür. Ön ve
arkadaki bu pürtüklü kısımlar arasında kalan saha, hemen deri altında bulunmasından
dolayı düzdür.Alt yüzünde arka kenara doğru bir çıkıntı bulunur. Tuberculum
conoideum denilem bu çıkıntıya bir bağ (lig. conoideum) tutunur.
tuberculum conoideum
Tuberculum coneideum’dan başlayıp öne-dışa doğru uzanan oblik çizgiye linea
trapezoidea denilir ve buraya da aynı isimli bir bağ (lig. trapezoideum) tutunur. Bu iki
çıkıntıya birlikte tuberositas ligamenti coracoclavicularis denir.
Extremitas acromialis’in dış tarafında ve biraz da alt yüzüne kaymış durumda oval bir
eklem yüzü bulunur. Acromion ile eklem yapan bu yüze facies articularis acromialis
denilir.
facies articularis
linea trapezoidea acromialis
Clavicula’nın medial ucuna extremitas sternalis denilir.
Dış ucuna oranla daha yuvarlak olan bu uçta, manubrim sterni ile eklem yapan facies
articularis sternalis bulunur.
Sternal ucun alt yüzünde bir bağ (lig. costaclaviculare) tutunduğu impressio ligamenti
costoclavicularis bulunur.
extremitas sternalis
impressio ligamenti
costoclavicularis
lig. costoclaviculare
Corpus claviculae, uçlarına oranla daha ince ve yuvarlakçadır. Üst yüzü düzdür ve
deri altından kolayca yoklanabilir, hatta zayıflarda gözle dahi fark edilebilir. Alt yüzü
ise kas ve faciaların tutunması nedeniyle biraz engebelidir.
Yine alt yüzde sulcus musculi subclavii denilen bir oluk bulunur ve bu oluğu da aynı
isimli bir kas doldurur.
corpus claviculae
Yaklaşık 15-17 cm uzunluğunda ve 2 cm genişliğinde olan clavicula, kollarımız normal
olarak yan tarafta sarkık olarak bulunduğunda hemen hemen horizontal planda
bulunur ve sadece dış ucu biraz yukarıya kalkıktır.
Hemen deri altında bulunmaları nedeniyle çok şişman olmayanlarda çıplak gözle dahi
fark edilebilir.
facies posterior
facies costalis
Kaburgalara bakan facies costalis, yayvan bir çukur şeklindedir. Bu çukura fossa
subscapularis, içinde kasların tutunduğu çizgilere de lineae musculares denilir.
fossa subscapularis
lineae musculares
Arka yüz spina scapulae denilen bir çıkıntı ile iki kısma ayrılmıştır. Daha küçük olan
üstteki çukurluğa fossa supraspinata, daha büyük olan alttakine ise fossa infraspinata
denilir.
fossa supraspinata
spina scapulae
fossa infraspinata
Spina scapulae’nın başlangıç kısmındaki üçgen alana trigonum spinae denilir. Her iki
tarafın spina scapulae’sini birleştiren tasarı çizgiye linea interspinalis denir ve 4. göğüs
omuru hizasında bulunur. Bu hattın yukarısından akciğerlerin üst lobunu, alt kısmında
ise alt lobunu dinleyebiliriz. Bu bakımdan klinikte önemlidir.
trigonum spinae
linea interspinalis
Spinae scapulae dışa doğru gittikçe genişler ve acromion denilen bir çıkıntı ile sonlanır.
Acromion, omuz çıkıntısını oluşturur ve omuz ekleminin konkav eklem çukurluğunun
üstünden dışa doğru uzanır.
Proc. coracoideus ile acromion arasında uzanan lig. coracoacromiale omuz eklemini
üstten destekler.
lig. coracoacromiale
Acromion’un alt ve dış kenarının oluşturduğu açıya, angulus acromialis denilir.
Acromion’un medial kenarında, clavicula ile eklem yapan ve facies articularis
clavicularis denilen bir eklem yüzü vardır.
angulus acromialis
inc. scapulae
cavitas glenoidas
margo medialis
Angulus superior, inferior ve lateralis olmak üzere üç köşesi vardır. Angulus superior 2.
kaburga (veya 2. göğüs omurunun spinal çıkıntısı hizasında), angulus inferior ise 7.
kaburga (veya 7. torakal omur hizasında) bulunur. Scapula’nın en kalın ve en
teferruatlı köşesi, angulus lateralis’tir. Kalın olması nedeniyle bazı kaynaklarda scapula
başı olarak da isimlendirilmektedir.
angulus superior
angulus lateralis
angulus inferior
Angulus lateralis’in en dar boyun kısmına da collum scapulae denir.
collum scapulae
tuberculum supraglenoidale
tuberculum infraglenoidale
Proc. coracoideus, kuş gagası şeklinde bir çıkıntı olup, inc. scapulae’nin lateralinde ve
collum scapulae’nin üst kısmında bulunur. Konkav kısmı laterale bakar.
Scapula’nın çıkıntılı ve kalın yerleri spongioz doku içerir. Diğer ince yerleri kompakt
kemik yapısındadır.
Fossa supraspinata ve fossa infraspinata’da kemik ışığı geçirecek kadar incedir. Bazen bu
ince kesimlerde yer yer delikler bulunabilir.
Eklem Yaptığı Kemikler: Clavicula ve humerus.
proc. coracoideus
Humerus: Kol kemiği üst ekstremitenin en uzun ve en kalın kemiğidir. Tüm uzun
kemiklerde olduğu gibi kol kemiği de extremitas proximalis, extremitas distalis ve corpus
humeri olmak üzere üç bölümde incelenir.
extremitas proximalis
corpus humeri
extremitas distalis
Extremitas proximalis’deki en önemli yapı, scapula ile eklem yapan yarım küre şeklindeki
caput humeri’dir. Bunun hemen aşağısındaki dar kısma collum anatomicum denilir.
Collum anatomicum’a eklem kapsülü tutunur ve burada çok miktarda damarların geçtiği
delikler bulunur.
caput humeri
collum anatomicum
Caput humeri’nin dış tarafında iki çıkıntı bulunur. Bunlardan daha büyük olan
tuberculum majus, daha küçük olan öndekine tuberculum minus denilir.
tuberculum majus
tuberculum minus
Tuberculum majus aşağıya doğru crista tuberculi majoris, tuberculum minus ise crista
tuberculi minoris olarak devam eder. Bunlar gövdenin üst 1/3’ünde kaybolurlar.
Tuberculum majus ve tuberculum minus arasında kalan oluğa sulcus intertubercularis
denir. Canlıda bu oluğun üst kısmı, içinden geçen kirişin kolay kayabilmesi için
kıkırdakla kaplıdır.
sulcus intertubercularis
collum chirurgium
Corpus humeri’nin üst yarısı silindirik alt yarısı ise üç kenarlı prizma şeklindedir.
Silindirik olan kısmı belirgin bir özellik göstermez.
Ancak, ön-dış yüzeyinde ortalara yakın bir yerde tuberositas deltoidea bulunur. Şahıslar
arasında değişik yükseklikte olan bu pürtüklü sahaya m. deltoideus tutunur.
tuberositas deltoidea
Tuberositas deltoidea’nın altında derinliği yine şahıslar arasında değişiklik gösteren
sulcus nervi radialis bulunur. Bu oluk humerus’un dış yüzeyinde yukarıdan-aşağıya ve
arkadan-öne doğru oblik şekilde seyreder.
crista supraepicondylaris
lateralis
epicondylus lateralis
Margo medialis de tuberculum minus’dan başlar, bunun da üst yarısı pek belirgin
değildir. Aşağıya doğru keskin bir kenar şeklini alarak crista supraepicondylaris
medialis’i oluşturur, bu da epicondylus medialis ile birleşir.
epicondylus medialis
Ön kenar, margo anterior, diğer ikisine oranla daha küttür ve aşağıda iki çukur arasına
giderek bunları birbirinden ayırır.
Önkol kola yaklaştığında bu çukurlardan dış taraftakine radius başı geleceğinden fossa
radialis, iç taraftakine ulna’nın proc. coronoideus’u geleceğinden fossa coronoidea
denilir.
margo anterior
fossa radialis
fossa coronoidea
Bu üç kenar corpus humeri alt kısmında üç yüz oluşturur.
Arkadaki yüze facies posterior denilir ve alt uca yakın bölümüne fossa olecrani denilen
büyük bir çukur bulunur. Bu çukura ulna’nın olecranon denilen çıkıntısı girer.
facies posterior
fossa olecrani
Ön tarafta ise facies anteromedialis ve facies anterolateralis denilen yüzler ön-iç ve ön-
dış taraflara bakarlar.
Extremitas distalis’te condylus humeri, epicondylus lateralis ve medialis bulunur.
facies anterolateralis
facies anteromedialis
epicondylus lateralis
epicondylus medialis
condylus humeri
Condylus humeri’nin lateralinde radius’un başı ile eklem yapan küre şeklinde
capitulum humeri, iç tarafında ise ulna ile eklem yapan makara şeklinde trochlea
humeri bulunur.
Trochlea humeri’nin ortasında sığ bir oluk ile iç ve dış makara kenarı şeklinde birer
çıkıntı bulunur. Alt ucun lateral tarafındaki çıkıntıya epicondylus lateralis, medial
tarafındakine ise epicondylus medialis denir.
capitulum humeri
trochlea humeri
epicondylus lateralis
epicondylus medialis
Epicondylus medialis, lateralis’den daha belirgindir ve arka tarafında sulcus nervi
ulnaris denilen bir oluk bulunur. Bu oluktan n. ulnaris geçer.
Ön ve arka yüzdeki bu çukurlar arasında sadece ince bir kemik yaprak bulunur ve hatta
ışığı geçirecek kadar incedir. Bazen de bir delikle birbirlerine bağlanmış olabilir.
fossa olecrani
fossa coronoidea
Capitulum humeri’nin ön-üst tarafında ise fossa radialis bulunur. Buraya radius’un başı
oturur. Bu çukurlar önkola daha geniş hareket imkanı sağlamaktadır. Bu çukurlar dolu
olsaydı, dirsek eklemlerimize daha az flexion veya ekstansiyon yaptırabilirdik.
Condylus humeri’nin her iki yan tarafında bulunan çıkıntılara epicondylus lateralis ve
medialis denilir. Epikondillerden geçen eksen hemen hemen transvers yöndedir.
fossa radialis
epicondylus lateralis
epicondylus medialis
Halbuki üst uçla caput humeri’nin içe ve biraz da
ön tarafa bakması nedeniyle buradaki transvers
eksen, tam transvers yönde değildir.
fovea articularis
caput radii
Radius başının eklem kıkırdağı ile kaplı çevre kısmına, circumferentia articularis denir.
Radius başının daralmış alt kısmına collum radii denir. Collum radii'nin de alt-iç
kısmındaki belirgin çıkıntıya tuberositas radii denir. Bu çıkıntı önkol kemiklerinin
çapraz yaptığı pozisyonda (pronasyon) iç tarafa, paralel oldukları pozisyonda
(supinasyon) ise ön tarafa bakar.
circumferentia articularis
collum radii
tuberositas radii
Yüzleri; facies anterior, facies posterior ve facies lateralis olmak üzere üç yüzü vardır.
facies anterior
facies lateralis
facies posterior
Facies anterior hafif konkavdır ve aşağıya doğru gittikçe genişler. Bu yüzde bulunan for.
nutricium, kemiğin orta kısmının biraz yukarısında yer alır ve deliği yukarıya doğru
yönelmiştir. Facies posterior konvekstir, fakat üst kısmı vertikal yönde konkavdır. Facies
lateralis tümü boyunca hafif konvekstir ve orta kısmında bulunan çıkıntıya tuberositas
pronatoria denilir.
for. nutricium
tuberositas pronatoria
Radius’un gövdesinde üç kenar (margo anterior, margo posterior ve margo interosseus)
bulunur.
margo interosseus
margo anterior
margo posterior
Extremitas distalis denilen alt ucu diğer bölümlerine oranla daha kalındır. Ön yüzü düz
ve biraz da konkavdır. Arka yüzü ise konveks olup burada parmaklara giden kas
kirişlerinin oturduğu üç tane oluk bulunur. Arka yüzdeki kabarık sahaya, tuberculum
dorsale denilir.
tuberculum dorsale
Alt ucun dış tarafında aşağıya doğru uzanan çıkıntıya, proc. styloideus denilir, iç
tarafında ise yarım ay şeklinde bir eklem yüzü görülür. Inc. ulnaris denilen bu eklem yüzü
ile ulna'nın circumferentia articularıs'i eklem yapar.
inc. ulnaris
proc. styloideus
Kemiğin alt yüzündeki konkav eklem yüzüne de facies articularis carpalis denilir. Burası
el bileği ekleminin konkav eklem yüzünün bir bölümünü oluşturur. Burası el bileği
kemikleri ile eklem yapar.
U R
Ulna: Önkol kemiklerinden olup anatomik pozisyonda iç tarafta ve radius'a paralel
olarak uzanır. Her uzun kemik gibi, ulna da iki uç ve bir de gövdeye ayrılarak
incelenir. Radius'un tersine, ulna'nın proksimal ucu kalın, distal ucu incedir. Kalın ve
sağlam olan proksimal ucu radius'a oranla, dirsek eklemine daha fazla katılır. Gövdesi
aşağıya indikçe incelir ve alt ucu tekrar üst uç kadar olmasa da biraz genişler.
ulna
Extremitas proximalis denilen üst ucu, ulna'nın en kalın ve sağlam kısmıdır. Burada iki
çıkıntı ile iki çentik şeklinde eklem yüzü bulunur. Çıkıntılardan büyük olanı arka-üst
tarafta bulunur ve dirsek çıkıntısı olarak bilinir. Olecranon denilen bu çıkıntı ulna'nın
en üst kısmını oluşturur ve deri altından kolaylıkla hissedilebilir.
olecranon
Olecranon'un üst kısmına bir kasın (m. triceps brachii) kirişi tutunur, dolayısıyla
pürtüklü bir yüz şeklindedir. Gerilmiş durumdaki dirsek ekleminde, üst ucunun ön
tarafa doğru yapmış olduğu çıkıntı, humerus'un fossa olecrani'sine girer.
Olecranon'un üst noktası, humerus epikondillerini birleştiren çizgide veya biraz
yukarısında bulunur. Bükülmüş durumdaki eklemde ise bu üç nokta eşkenar bir üçgen
oluşturur. Bu üç noktanın normal pozisyonunun bozulması, klinik teşhis yönünden
önemlidir.
Olecranon'un ön yüzü biraz konkavdır ve inc. troehlearis denilen çentiğin üst kısmını
oluşturur. Arka yüzü düzdür ve derinin hemen altında bulunur. Olecranon alt ucu biraz
daralarak gövde ile birleşir. Inc. troehlearis'i alttan sınırlayan ve ön tarafa doğru uzanan
çıkıntıya proc. coronoideus denilir.
inc. troehlearis
proc. coronoideus
Bu çıkıntının üst yüzü, inc. trochlearis'in alt kısmını oluşturur ve ön ucu sivridir. Ön-alt
yüzü pürtüklü olup hemen altında tuberositas ulnae bulunur (m. brachialis'in kirişi
tutunur). Proc. coronoideus'un dış tarafında inc. radialis denilen bir eklem yüzü
bulunur. Burası ile radius'un circumferentia artlcuiaris'i eklem yapar.
inc. radialis
tuberositas ulnae
Inc. trochlearis, olecranon ve proc. coronoideus'un müştereken oluşturduğu bir çentiktir.
Ön tarafa bakan bu çentiğin ortasında yukarıdan aşağıya doğru uzanan bir kalın kenar
vardır. Buraya humerus'un troehlea humeri'si oturur.
Corpus ulnae, yukarıdan aşağıya doğru incelir, orta 2/4'ünde margo anterior, margo
posterior ve margo interosseus olmak üzere üç kenarı bulunur.
margo interosseus
margo anterior
margo posterior
Ulnanın gövdesinde facies anterior, facies posterior ve facies medialis olmak üzere de üç
yüz bulunur.
facies anterior
facies posterior
facies medialis
Corpus ulnae alt 1/4‘lük kısımda yuvarlakçadır. Margo anterior, proc. coronoideus'un
iç tarafından, proc. styloideus'a doğru uzanır. Margo interosseus en belirgin kenarıdır
ve laterale bakar. Orta 2/4'ünde çok belirgin olan bu kenar, yukarıda crista musculi
supinatoris denilen daha az belirgin bir kenarla birleşir.
for. nutricium
Extremitas distalis denilen alt ucunda caput ulnae bulunur. Medial tarafa doğru bakan
caput ulnae‘nın çevresindeki eklem yüzüne circumferentia articularis denir ve radius'un
inc. ulnaris'i ile eklem yapar. Alt tarafındaki eklem yüzüne ise discus articularis oturur.
Alt ucun iç-arka tarafından aşağı doğru uzanan çıkıntıya proc. styloideus ulnae denilir.
circumferentia articularis
Eklem yaptığı kemikler: Radius ve humerus'tur.
El bileği kemikleri ile doğrudan teması yoktur, ancak bir diskus aracılığı ile
eklem yapar.
os trapezium
os trapezoideum
os scaphoidem
os lunatum
os triquetrum
os psiforme
os hamatum os capitatum
Karpal Kemiklerin Ortak Özellikleri
Os pisiforme hariç, hepsinin genellikle 6 yüzü vardır. Avuç içi (volar) ve el sırtı
(dorsal) taraftaki yüzlerine bağlar tutunduğu için pürtüklüdür.
Proksimal ve distal yüzleri komşu kemiklerle eklem yaptığı için buralarda eklem
yüzleri bulunur.
Genellikle proksimal yüzleri konveks, distal yüzleri ise konkavdır. Yan yüzlerinde de
eklem yüzleri bulunur. Sadece birincilerin lateral, sonuncuların da medial yüzlerinde
bulunmaz.
Proksimal Sıra Kemikleri
metacarp II metacarp IV
Os hamatum: El bileğinin iç-alt kısmında bulunan ve palmar tarafındaki hamulus ossis
hamati denilen çengel şeklindeki çıkıntısı ile kolayca tanınabilen bir kemiktir. Hamulus
ossis hamati'ye retinaculum flexorum ve bazı kaslar tutunur. Dorsal yüzü üçgen şeklinde
olup buraya bağlar tutunur.
metacarp
Dıştan görünüş İçten görünüş
V. ve IV
Karpal kemiklerden proksimal sırada bulunan os scaphoideum, os lunatum ve os
triquetrum'un proksimal yüzleri birleşerek, uzunlamasına kesilmiş yumurtanın
konveks yüzü şeklinde, bir eklem yüzü oluştururlar.
Bu eklem yüzü, el bileği ekleminin konveks eklem yüzünü oluşturur. Proksimalde ve
normal pozisyonda sadece os scaphoideum ve os lunatum, radius'la temas eder. Os
triquetrum'un ulna ile direkt teması yoktur, ancak discus articularis denilen kıkırdak
aracılığı ile eklem yapar. Yan yana dizilmiş karpal kemikler dorsal tarafta konveks,
palmar tarafta ise konkav bir yüzey oluştururlar.
Ossa metacarpi [metacarpalia] (l-V): (El tarağı kemikleri)
El bilek kemikleri ile el parmak kemikleri arasında yer alan beş adet ince ve uzun
kemiktir. Dıştan içe doğru romen rakamları ile I. II. III. IV. V. metacarp olarak
isimlendirilirler.
I
V
II III IV
Metakarpal kemiklerin genel özellikleri
Gövdeleri, corpus ossis metacarpalis, dorsal tarafta uzunlamasına
konvekstir.
Başparmakta iki, diğer parmaklarda üçer tane olmak üzere toplam 14 adet falanks
bulunur.
Proksimalden distale doğru I., II. ve III. falanks diye isimlendirildiği gibi, phalanx
proximalis, phalanx media ve phalanx distalis olarakda isimlendirilir.
phalanx media
phalanx distalis
phalanx proximalis
Her bir falanksın iki ucu ve bir de gövdesi bulunur. Corpus phalangis
denilen gövdesi, proksimalden distale doğru incelir. Dorsal yüzü konveks,
palmar yüzü ise biraz konkavdır.
linea arcuata
Corpus ossis ilii acetabulumun yapısına corpus ossis ilii
katılır ve onun 2/5’ ini oluşturur.
facies lunata
sulcus supraacetabularis
Corpusun iç yüzü düzgündür ve küçük pelvise bakar. Bu yüz pubis ve ischiumun pelvik
yüzleri ile devam eder
crista iliaca
labium internum
labium externum
Labium externum da ve spina iliaca anterior superiorun 5 cm dorsal tarafında
bulunan çıkıntıya tuberculum iliacum denir.
tuberculum iliacum
linea glutea anterior
Ala osis ilii’nin facies glutea denilen dış
yüz ön tarafta konveks, arka tarafta ise
konkavdır. Bu yüzü üstte, crista iliaca
altta limbus acetabuli önde ve arkada da
çıkıntıların bulunduğu kenarlar sınırlar.
sulcus supraacetabularis
Ala ossis ilii’nin iç yüzü fossa iliaca ve facies sacropelvina olarak iki kısımda incelenir.
Fossa iliaca daha önde ve yukarıda bulunur. Facies sacropelvina sacruma ve pelvise
bakar ve daha arka tarafta bulunur.
fossa iliaca
facies sacropelvina
Facies sacropelvina’nın sakruma bakan yüzünde facies auricularis denilen eklem yüzü,
sacrumdaki aynı isimli eklem yüzü ile birleşir. Facies auricularisin üst tarafında
bağların ve kasların tutunduğu kabarık sahaya tuberositas iliaca denir. Facies
auricularis’in altında kalan düz sahaya pars pelvica denir ve pelvise bakan bu yüzünde
kadınlarda ovarium bulunur.
tuberositas iliaca
facies auricularis
pars pelvica
Os ischii: Kalça kemiğin arka alt kısmını oluşturur. Corpus ossis ischii ve ramus ossis
ischii olarak iki kısımda incelenir. Kemiğin gövdesi acetabulumun 2/5 ini oluşturur.
Gövdenin iç yüzü küçük pelvise bakar.
tuberculum obturatorium
posterius
foramen obturatum
Arka kenarındaki çıkıntıya sipina ischiadica denir. Spina ischiadicanın altındaki çentiğe
incisura ischiadica minor denir. Buradan canlıda m. obturatorius internus’un krişi
geçer.
spina ischiadica
tuber ischiadicum
ramus superior
ossis pubis
foramen obturatum
Biraz ön tarafa bakan üst yüz, arkada keskin bir kenar şeklinde olan pecten ossis pubis,
ön tarafta ise künt bir kenar şeklinde olan crista obturatoria ile sınırlanmıştır.
eminentia iliopubica
Alt yüz, foramen obturatumun üst kısmını oluşturur. Burada dıştan içe arkadan öne
doğru uzanan bir oluk bulunur. Damar ve sinirlerin geçtiği bu oluğa sulcus
obturatorius denir.
sulcus obturatorius
Arka kenarın ön ucundaki çıkıntıya tuberculum obturatorium anterius denir. Tuberculum
obturatorium posterius ise os ischinin foramen obturatoriumu sınırlayan kenarının
ortalarında bulunur.
tuberculum obturatorium
anterius
tuberculum obturatorium
posterius
Corpus ossis pubis; pubisin medial kısmında bulunur. Ön ve arka olmak üzere iki
yüzü, üst, medial ve lateral olmak üzere üç kenarı vardır.
crista pubica
tuberculum pubicum
Corpus ossis pubis’in medial tarafında yani karşı tarafın pubis’i ile eklem yaptığı yerde
uzun ekseni hemen hemen vertikal olan oval bir eklem yüzü yer alır. Orta hatta karşı
taraf ile eklem yapar. Bu eklem yüzüne facies symphysialis denir.
facies symphysialis
Ramus inferior ossis pubis, for obturatorium’u ön alt kısmından sınırlar. Yukarıda
corpus osis pubis ile aşağı dış kısımda ramus ossis ischii ile birleşir ve ischion pubis
kolunun yapısına katılır.
foramen obturatum
acetabulum
Çukurun dışa çıkıntı yapan kenarına limbus acetabuli, kenarın alt kısmındaki çentiğe
incisura acetabuli denir. Acetabulum’un içindeki eklem yüzüne facies lunata, çukurun
dibine fossa acetabuli denir.
limbus acetabuli
facies lunata
fossa acetabuli
incisura acetabuli
Acetabulum’un önünde ve altında yer alan büyük deliğe foramen obturatum denir.
Canlıda bu delik membrana obturatoria ile kaplıdır. Membranın üst kenarı pubise
yapışırken sulcus obturatorius’un üzerinden atlayarak canalis obturatorius’u oluşturur.
Bu kanaldan VAN obturatorius geçer.
sulcus obturatorius
foramen obturatum
Pelvis iskeleti: Pelvis; gövdeden gelen kuvvetin uyluğa, uyluktan gelen kuvvetin gövdeye
aktarılmasını sağlar. Pelvis iskeleti az oynar eklemlerle birbirleriyle birleşen dört
kemikten meydana gelir. Bunlar çift olan os coxae ile os sacrum ve os coccygis’dir.
Sağ ve sol koksa kemikleri önde ve orta hatta symphysis pubica aracılığı ile birleşirler. Os
sacrum ise pelvisin arka duvarında iki os coxae arasında bulunur. Sacrum’un alt ucuna
ise os coccygis tutunmuştur. Os coccygisin alt ucu ise serbest olarak sonlanır.
symphysis pubica
Pelvis boşluğuna cavitas pelvis denir. Duvarları kemik ve kaslardan yapılmış huniye
benzer. Pelvis boşluğu; pelvis major ve pelvis minor olarak iki kısımda incelenir. Büyük
ve küçük pelvisler arasındaki sınırı linea terminalis oluşturur.
linea terminalis
Linea terminalis, arkada promontorium’dan başlar, yanlarda linea arcuata ile ve önde
de pecten ossis pubis ile devam ederek karşı tarafın linea terminalis’i ile birleşir. Linea
terminalis üzerindeki pelvis boşluğunun daraldığı açıklığa apertura pelvis superior
denir. Bu hattın üzeri pelvis major’a, altı ise pelvis minor’a aittir.
linea arcuata
promontorium
Pelvis minor’un alt açıklığına apertura pelvis inferior denir. Apertura pelvis superior ve
apertura pelvis inferior düzleminin orta noktasından geçen ve skrumun eğriliğine uyan
çizgiye axis pelvis denir.
Apertura pelvis superior ise tamamen kemikler tarafından sınırlanmış olduğu için
doğum esnasında genişleme kabiliyeti hemen hemen hiç yoktur.
Pelvis minor kadınlarda daha sığ ve geniş, erkeklerde daha dar ve derindir.
linea intertrochanterica
crista intertrochanterica
Collum femoris ile gövde arasındaki açıya collodiafizer açı denir.
Bu açı ortalama 125odir. Bu açı şahsın pelvis genişliği ve boyu ile orantılı olarak değişir.
collodiafizer açı
Kemiğin gövdesi (corpus femoris) öne linea aspera
doğru konveks olup silindir şeklindedir.
ön arka
labium laterale
Linea aspera yukarı doğru üç uzantı şeklinde tuberositas glutea
seyreder. Bunlardan lateral taraftaki çok
belirgin ve pürtüklü olup tuberositas glutea
adını alır.
linea pectinea
Labium laterale ve mediale aşağıda birbirinden uzaklaşırlar. Aralarında kalan düz
sahaya facies poplitea denir.
facies poplitea
Facies popliteayı dıştan sınırlayan kenara linea
supracondilaris lateralis, içten sınırlayan kenara ise
linea supracondylaris medialis denilir. Dıştaki kenar
daha belirgindir.
tuberculum adductorium
Femurun alt ucu (extremitas distalis) üst
ucundan daha büyüktür.
condylus medialis
facies patellaris
İki kondil arasında arka tarafta bir çukurluk
fossa intercondylaris bulunur. Bu çukuru üstten
linea intercondylaris denilen bir çizgi sınırlar.
linea intercondylaris
fossa intercondylaris
Kondillerin pürüzlü olan ve eklem kıkırdağıyla
kaplı olmayan yan çıkıntılarına epicondylus
lateralis ve epicondylus medialis denir.
epicondylus lateralis
Patella: Vücudun en büyük sesamoid kemiğidir. Tabanı yukarıda tepesi aşağıda üçgen
şeklinde olan patella m. quadriceps femoris’in kirişi içerisinde bulunur. Patella m.
quadriceps femoris’in kirişini diz ekleminden uzaklaştırarak insersiyon açısını büyütür
ve kasın kuvvetini arttırır.
patella
Apex patellae denilen tepesi aşağıda, basis patellae denilen tabanı ise yukarıda olan ters
dönmüş bir üçgen şeklindedir.
basis patella
apex patella
Facies anterior ve facies articularis adı verilen iki yüzü vardır.
Facies anterior konveks olup burada çok sayıda damarların geçtiği delikler ve vertikal
yön de uzanan çizgiler bulunur.
Facies articularis denilen arka yüz vertikal bir kenarla iki yüze ayrılmıştır. Bu kenar
femur’un facies patellaris indeki oluğa oturur. Dış taraftaki eklem yüzü daha büyüktür.
Basis patellae denilen üst kenarına m. quadriceps femoris’in kirişi oturur. Tamamıyla spongioz
dokudan yapılmış olan patellae ince bir kompakt kemik dokusu ile kapatılmıştır. Patella diz
eklemini dış etkilerden korur.
patellae
Ossa cruris: Diz eklemi ile ayak
bileği eklemi arasında kalan
vücut bölümüne bacak (crus)
denir.
fibula
Tibia: Bacak iskeletinin iç tarafında bulunur. Femur’dan sonra vücuttaki en uzun
kemiktir. İki ucu ve bir gövdesi vardır. Üst ucu alt ucuna oranla daha geniştir.
tibia
Extremitas proximaliste femurun kondilleri ile eklem yapan iki kondil bulunur.
Bunlardan içtekine condylus medialis dıştakine condylus lateralis denir.
condylus medialis
condylus lateralis
Üst ucun ön yüzündeki kabartıya tuberositas tibia denir.
Dış kondilin arkasında fibula ile eklem yapan yüze facies articularis fibularis denir.
tuberositas tibia
condylus lateralis
condylus medialis
Her iki yüzün birbirine yakın kısımların da tuberculum intercondylare mediale ve
laterale denilen birer çıkıntı bulunur. Üst yüzün arka kenarına daha yakın olan bu iki
çıkıntıya birden eminentia intercondylaris denilir.
tuberculum
tuberculum
intercondylare mediale
intercondylare laterale
eminentia intercondylaris
Bu çıkıntıların önünde ve arkasında diz ekleminin iç bağları ve meniskusların uçlarının
tutunduğu pürtüklü sahalar bulunur. Bunlardan öndekine area intercondylaris
anterior, arkadakine ise area intercondylaris posterior denilir.
for. nutricium
facies posterior
facies medialis
Tibianın gövdesi 3 kenara sahiptir. Ön kenar (margo anterior) oldukça keskindir ve
deri altında hissedilir. Margo medialis içe margo interosseus ise fibuladaki aynı isimli
kenara bakar.
margo anterior
margo interosseus
margo medialis
Margo interosseus fibuladaki aynı isimli kenara bakar. İki
kenar arasında membrana interossea cruris bulunur.
malleolus medialis
facies articularis
malleoli medialis
Alt ucun alt yüzündeki eklem yüzüne facies articularis inferior denir. Bu yüz trochlea
tali ile eklem yapar.
Tibianın alt ucunun dış yüzündeki incisura fibularis denilen çentik fibula ile eklem
yapar.
incisura fibularis
caput fibulae
Düzensiz bir şişlik olan fibula başının iç-üst kısmın da facies articularis capitis fibulae
denilen meyilli bir eklem yüzü bulunur. Bu yüz tibia’nın dış kondilinde bulunan facies
articularis fibularis ile eklem yapar. Fibula başının dış arka kısmın da yukarı doğru
uzanan çıkıntıya apex capitis fibula denilir.
facies articularis
capitis fibulae
Fibulanın üst ucu diz eklemine katılmaz. Fakat alt ucu ayak bileği ile eklem yapar.
Caput fibulae’dan sonra gelen dar kısma collum fibulae denir.
collum fibulae
Corpus fibulae’nın üç kenarı (margo anterior, margo posterior ve margo interosseus)
vardır. Margo interosseus’a membrana interossea cruris tutunur.
margo interosseus
margo posterior
margo anterior
Corpus fibulae’nın üç yüzü (facies lateralis, facies medialis ve facies posterior) vardır.
facies posterior
facies medialis
facies lateralis
Crista medialis denilen yay şeklindeki bir kenar
kemiğin arka yüzünde bulunur.
crista medialis
Fibulanın alt ucuna malleolus lateralis denir ve bu çıkıntı deri altında kolaylıkla
hissedilir. Malleolus lateralisin iç yüzündeki eklem yüzü (facies articularis malleoli
lateralis) talus ile eklem yapar
facies articularis
malleoli lateralis
malleolus lateralis
Facies articularis malleoli lateralis’in arka tarafın da fossa malleoli lateralis denilen bir
çukur ve onun da arka-dış kısmında sulcus malleolaris denilen bir oluk bulunur
sulcus malleolaris
Ossa pedis: Ayak iskeletinde 26 kemik bulunur. Bunların 7 tanesi ayak bileği kemikleri
(ossa tarsi), 5 tanesi ayak tarağı kemikleri (ossa metatarsi) ve 14 tanesi de ayak parmak
kemikleri (ossa digitorum pedis)’dir.
talus
calcaneus
Distal sırada içten dışa doğru os cuneiforme mediale, os cuneiforme intermedium, os
cuneiforme laterale ve os cuboideum bulunur. Os naviculare ise iki sıra arasında ve iç
tarafta bulunur.
os cuneiforme mediale
os naviculare
os cuneiforme intermedium
os cuboideum
os cuneiforme laterale
Talus: Ayak bileğinde calcaneus’tan sonraki en büyük kemiktir. Ayak bilek kemiklerinin
en üst kısmında bulunur. Üst yüzü tibia ve fibulanın birlikte oluşturduğu çatala girer ve
bu kemiklerle eklem yapar. Alt yüzü calcaneus’la eklem yapar. Ön kısmı ise os
naviculare ile eklem yapar.
tibia os naviculare
talus
calcaneus
Talus üç kısımda incelenir, caput tali, collum tali, ve corpus tali.
caput tali
collum tali
corpus tali
collum tali
trochlea tali
facies articularis
calcanea anterior
sulcus tali
facies articularis
calcanea media
facies articularis
calcanea posterior
tuberculum laterale
talus
calcaneus
Tarsal kemikler arasında kalın ve uzunca bir kemik olan calcaneus’un üst yüzü ön ve
arka olmak üzere iki bölüme ayrılır.
Arkadaki facies articularis talaris posterior en büyükleri olup diğer iki yüzden sulcus
calcanei denilen bir olukla ayrılmıştır.
facies articularis
talaris media facies articularis
talaris posterior
facies articularis
talaris anterior
sulcus calcanei
Sulcus calcanei talustaki sulcus tali ile birleşerek sinus tarsi denilen bir boşluk
oluşturur. Canlıda bu boşlukta lig. talocalcaneum interosseum bulunur.
sustentaculum tali
Calcaneus’un iç yüzü
Calcaneus’un ön yüzünde bulunan facies articularis cuboidea os cuboideum eklem
yapar.
Calcaneus’un iç yüzü
Calcaneus’u dış yüzü geniş ve düzcedir. Bu yüzün ortalarında trochlea fibularis denilen
bir çıkıntı ve ve bunun da altında sulcus tendinis musculi fibularis longi denilen kas
kirişinin geçtiği bir oluk görülür.
trochlea fibularis
proc. lateralis
tuberis calcanei
proc. medialis
tuberis calcanei
Os naviculare: Ayak bileği kemiklerinin proximal ve distal sıraları arasında iç tarafta
bulunur. Arka yüzü konkavdır ve caput tali ile eklem yapar. Ön yüzü konvekstir ve 3
cuneiform kemik ile eklem yapar.
os naviculare
os cuboideum
Os cuboideum: Ayak bileğinin ön dış tarafında bulunur. Ön ucu ayak tarağı kemikleri
ile arka yüzü calcaneus ile eklem yapar. İç yüzü os cuneiforme laterale ile eklem yapar.
os cuboideum os cuboideum
Ossa cuneiformia: Kama şeklinde kemikler olup 3 adettir. İçten dışa doğru os
cuneiforme mediale, os cuneiforme intermedium ve os cuneiforme laterale diye
isimlendirilir. Os cuneiforme mediale en büyüğü, os cuneiforme intermedium en
küçüğüdür.
os cuneiforme mediale
Ossa metatarsi: Elde olduğu gibi ayakta da 5 adet tarak kemiği vardır. Bunlar içten dışa doğru
romen rakamlarıyla I.-V. metatars olarak isimlendirilir.
II
III
IV
V
İnce ve uzun kemikler olan metatarsların iki ucu bir gövdesi vardır. Metatarsların
proximal uçlarına basis metatarsi gövdelerine corpus metatarsi, distal uçlarına caput
metatarsi denir. Ayak tabanına bakan yüzleri konkav, ayak sırtına bakan yüzleri
konvekstir.
basis metatarsi
I corpus metatarsi
II
III
IV
V
caput metatarsi
Ossa digitorum pedis: Ayakta başparmakta 2 adet diğer parmaklarda 3 er adet olmak
üzere toplam 14 tane falanks bulunur. Falanksların birinci sırasına phalanx proximalis,
ikinci sırasına phalanx media, üçüncü sırasına phalanx distalis denir. Baş parmakta
phalanx media yoktur.
phalanx proximalis
phalanx distalis
phalanx media
Her bir falanksın iki ucu ve bir gövdesi vardır. Proximal uçlarına basis phalangis
gövdelerine corpus phalangis, distal uçlarına caput phalangis denir.
corpus phalangis
basis phalangis
caput phalangis
SYSTEMA ARTICULARE
EKLEM SİSTEMİ
I-Articulatio fibrosae
II-Articulatio cartilaginea
III-Articulatio synovialis
I-Articulatio fibrosae: Ekleme katılan kemikler arasında boşluk yoktur ve
eklem yüzleri sıkıca birbirine temas eder.
articulatio fibrosae
1-Syndesmosis: Ekleme katılan kemik yüzeylerini ligamentler sıkıca birbirine
bağlar.
Ör. tibia ve fibula arasındaki eklemeler (syndesmosis (art.) tibiofibularis
distalis) bu gruba girer.
sutura
Sutura plana: Sert damağı oluşturan maxilla ve os palatinum’a ait çıkıntılar
arasında oluşan eklemde olduğu gibi, pürtüklü olan kemik yüzleri basit
olarak karşı karşıya gelmişlerdir.
sutura plana
Sutura squamosa: Ekleme katılan kemiklerin kenarları tek taraftan kesilmiş
keski ağzı gibi meyillidir ve balık pulu tarzında üst üste oturmuşlardır. Bu tür
eklemi de os temporale’nin pars squamosa’sı ile os parietale’nin alt kenarı
arasında görebiliriz.
sutura squamosa
Sutura limbosa: Sutura squamosa’da olduğu gibi, keski ağzı şeklindeki
kenarlarda aynı zamanda sutura denticulata’da olduğu gibi dişler bulunur.
Sutura coronalis bu tip bir suturdur.
sutura limbosa
sutura coronalis
Sutura serrata: Ekleme katılan kemik kenarları ince testere (kıl testere) ağzı
şeklindedir. Bu tür eklemi, bazı os frontale’lerde görebiliriz. Embriyolojik
olarak os parietale gibi, os frontale de sağ-sol iki parçadan gelişir ve daha sonra
birbirleriyle kaynaşırlar.
sutura metopica
Bazı erişkinlerde bu kaynaşma yeri tamamen kaybolmaz ve bir zikzak dikiş
şeklinde görülebilir. Os frontale’deki bu dikişe sutura metopica (sutura
frontalis persistens) denilir.
sutura metopica
Sutura denticulata: Eklem kenarlarında diş şeklinde çıkıntılar bulunur.
Parietal kemikler arasındaki sutura sagittalis buna iyi bir örnektir.
sutura denticulata
Schindylesis: Yassı kemiklerde görülen lamina externa ve lamina interna’nın
oluşturduğu oluk içerisine, diğer bir kemiğin keski ağzı gibi incelmiş kısmının
girmesiyle oluşan eklem şeklidir. Bu tip eklemi, rostrum sphenoidale ile ala
vomeris’lerin oluşturduğu oluk arasında ve vomer’in, maxilla ile os
palatinum’un burun boşluğu tabanını oluşturan çıkıntıları arasındaki oluğa
oturduğu yerde görebiliriz.
schindylesis
3-Gomphosis: Alt ve üst çenedeki dişlerin mandibula ve maxilla ile yaptığı
eklemlerdir. Bir çivinin tahtaya çakılması gibi dişler çene kemiklerindeki diş
yuvalarına gömülüdürler.
II-Articulationes cartilaginea: Ekleme katılan kemikler arasında kıkırdak
doku bulunur. Bu eklemler az hareketli olup iki alt tipi vardır.
articulationes cartilaginea
1-Synchondrosis: Kemik uçları arasında hiyalin kıkırdak bulunur. İleri
yaşlarda bu kıkırdak kemikleşir ve erişkinlerde bu tip eklem görülmez. Bu tip
eklemler kemiklerin büyümesine imkan verir. Ör. uzun kemiklerin metafiz ve
epifizleri arasında büyüme kıkırdağı ileri yaşlarda ortadan kaybolur. Ayrıca os
sphenoidale ile os occipitale arasındaki synchondrosis sphenooccipitalis bu tip
bir eklemdir.
2-Symphysis: Ekleme katılan kemikler arasında yassı ve geniş bir kıkırdak
bulunur. Bu kıkırdak hayat boyu varlığını devam ettirir. Ör. Omurlar
arasındaki discus intervertebralisler bu tip kıkırdak yapılardır. İki pubis
kemiği arasındaki symphysis pubica bu ekleme iyi bir örnektir. Bu eklemler az
hareket yaparlar. Bu grup eklemler vücudun orta hattında bulunurlar ve
kemikler arasında bir discus bulunur. Ancak her discus articularis’i olan eklem
bu tipe dahil değildir.
symphysis symphysis
Eklemin kemikleşmesi
III-Articulationes synoviales: Tam hareketli eklemler olup vücudumuzdaki
eklemlerin çoğu bu gruba dahildir. Synovial eklemlerin ortak özellikleri
şunlardır. Eğer bir eklem karşı karşıya gelen iki kemik arasında oluşuyorsa bu
tip ekleme art. simplex denir. Omuz eklemi buna örnektir.
Omuz eklemi
Eğer bir ekleme ikiden fazla kemik katılıyorsa (dirsek eklemi) veya ekleme
katılan kemikler arasında discus veya meniscus var ise bu tip eklemlere art.
complexa (composita) denir.
meniscus
dirsek eklemi
Synovial bir eklemin genel özellikleri
art. temporomandibularis
b)Capsula articularis: Ekleme katılan kemiklerin eklem kıkırdağı ile kaplı
eklem yüzlerini içine alacak şekilde eklemi dıştan kuşatan bağ dokusuna eklem
kapsülü denir. Eklem kapsülü genellikle eklem kıkırdağının bittiği yere (yani
periosteum ile eklem kıkırdağı arasına) tutunur. Bu kapsül eklem içi ile eklem
dışını tamamen birbirinden ayırır. Eklem kapsülü içerisindeki basınç
dışarıdaki atmosfer basıncından daima düşüktür.
capsula articularis
Eklem kapsülü iki tabakalı olup dış tabakasına membrana fibrosa, iç
tabakasına ise membrana synovialis denir.
Eklemden Duyu Alan Sinirler: Bir eklemde hareket oluşturan kasları innerve
eden tüm sinirler (motor lifler) aynı zamanda eklem kapsülünden ve eklemi
kuşatan deriden de duyu (duyu lifleri) alırlar. Buna Hilton kanunu denir.
Membrana fibrosa: Eklem kapsülünün dıştaki tabakası olup fibröz bağ
dokusundan meydana gelir ve oldukça sağlamdır. Eklemi dış etkilerden korur
ve kemiğin periostuna kaynaşır. Eklemin gereksiz aşırı hareketlerini sınırlar.
Bunun için bazı bölgelerde kalınlaşarak kapsüler bağları oluşturur. Bunu en
iyi omuz ve kalça ekleminde görebiliriz.
membrana fibrosa
Membrana synovialis: Eklem kapsülünün içteki
tabakası olup gevşek bağ dokusundan yapılmıştır.
membrana synovialis
Bazı eklemlerde plicae synoviales adı verilen
uzantılar bulunur.
plicae synoviales
Membrana synovialis, membrana fibrosa’nın zayıf yerlerinden dışarı çıkarak
kesecikler oluşturur. Bu kesecikler eklem içi basıncın arttığı durumlarda
basıncı ayarlamaya yarar.
Bu sıvı eklem içi basıncı tüm eklem yüzeyine eşit olarak aktarır.
cavitas articularis
d)Ligamenta articulares: Ekleme katılan kemiklerin uçları arasında uzanan
bağ dokusu özelliğindeki yapılardır.
Bu bağlar eklem kapsülünün içinde yer alırsa eklem içi bağlar (lig.
intracapsularis), eklem kapsülünün yapısına katılırsa kapsüler bağlar (lig.
capsularia) ve eklem kapsülünün dışında ise eklem dışı bağlar (lig.
extracapsularia) ismini alır.
lig. intracapsularis
lig. capsularia
Bir eklemde meydana gelen hareketlerin maksada uygun olması için ekleme
katılan kemik yüzeylerinin birbirine uyumlu olması gerekir. Eklem kıkırdağı
ile kaplı kemik yüzeylerinin uyumlu olmadığı durumlarda eklemde ilave
kıkırdak yapılar bulunur. Bu yapılar konkav eklem çukurluğunu genişletmeye
yarıyorsa labrum articulare adını alır.
labrum articulare
Labrum articulare halka şeklinde olup kovkav eklem yüzünü çepeçevre
kuşatırlar. Vücudumuzda iki eklemde bulunur. Omuz ekleminde bulunana
labrum glenoidale, kalça ekleminde bulunanına labrum acetabulare denir.
labrum acetabulare
Eğer ekleme katılan kemiklerin kıkırdakla kaplı yüzeylerinin birbirleriyle
temas eden kısımları az ise, bu tür eklemlerde temas eden yüzeyleri arttırmak
için ilave kıkırdak yapılar bulunur. Bu kıkırdak yapılar, C harfi şeklinde ise
meniscus articularis, disk şeklinde ise discus articularis ismini alır.
discus articularis
meniscus articularis
Discus articularis’lerin orta kısımları ince periferik kısımları kalındır.
Periferik kısımları meniscuslarda olduğu gibi eklem kapsülüne yapışıktır.
Diskuslar eklem boşluğunu ikiye ayırırlar. Diskuslar meniskuslara göre daha
fazla esneklik gösterirler.
discus articularis
Ekleme katılan kemik uçların
birbirinden uzaklaşmasına
çıkık (luxation) denir.
Sol acromioclavicular eklemde çıkık
Çıkıkların oluşmasını engelleyen başlıca faktörler şunlardır.
art. radiocarpea
c)Üç eksenli eklemler: Üç ana eksen ve bir çok tali eksen etrafında her türlü
hareketi yapabilen eklemlerdir. (Ör. omuz ve kalça eklemi.)
Transvers eksen etrafında fleksiyon ve ekstensiyon, sagittal eksen etrafında
abduksiyon ve adduksiyon, vertikal eksen etrafında ise iç ve dış rotasyon yapar.
Ayrıca bütün hareketlerin karışımından oluşan sirkumdüksiyon hareketi
yapılır.
art. humeri
art. coxae
d)Belirli bir ekseni olmayan eklemler: Ekleme katılan kemiklerin eklem
yüzleri düzgündür ve sadece kayma hareketi yaparlar.
Konveks eklem yüzünün şekline göre
synovial eklem çeşitleri
1. Art. spheroidea:
2. Art. ellipsoidea:
3. Ginglymus (art. trochlea):
4. Art. trochoidea:
5. Art. sellaris:
6. Art. bicondylaris:
7. Art. plana:
1. Art. spheroidea: Konveks eklem yüzü küre, konkav eklem yüzü ise küreyi
içine alabilecek şekildedir.
Ör. omuz ve kalça eklemi. Bu tip eklemler 3 eksen etrafında her türlü hareketi
yapabilirler.
art. humeri
art. coxae
2. Art. ellipsoidea: Konveks eklem yüzü uzunlamasına kesilmiş yumurta
şeklinde, konkav eklem yüzü ise bunu içine alabilecek şekildedir.
Transvers eksen etrafında fleksiyon ve ekstensiyon, sagittal eksen etrafında
abduksiyon ve adduksiyon hareketi yapabilir. Ör. art radiocarpea (el bileği
eklemi).
art radiocarpea
3.Ginglymus (art trochlea): Konveks eklem yüzü makara şeklinde konkav
eklem yüzü ise makarayı içine alacak şekildedir.
Sadece transvers ekseni vardır. Fleksiyon ve ekstensiyon hareketi yapar. (Ör.
art. humeroulnaris). Bu tip eklemlerde kollateral bağlar bulunur.
art. humeroulnaris
4. Art. trochoidea: Konveks eklem yüzü bir silindir şeklinde, konkav eklem
yüzü ise halka şeklindedir. Ancak bu halkanın bir kısmını kemik bir kısmını
ise bağlar oluşturur. Tek eksenli bir eklemdir. Vertikal eksen etrafında iç ve dış
rotasyon yapar. Ör. art. radioulnaris proximalis.
art. genus
7. Art. plana: Ekleme katılan kemiklerin yüzeyi hemen hemen düzdür.
Belirli bir ekseni yoktur. Sadece kayma hareketi yapar. Ör: El bileği ve ayak
bileği kemikleri arasındaki eklemler.
EKLEM HAREKETLERİ
Fleksiyon: Ekstensiyon:
Abduksiyon: Adduksiyon:
Sirkumdüksiyon: Rotasyon:
Glissment:
Supinasyon: Pronasyon:
Inversiyon: Eversiyon:
Protraksiyon: Retraksiyon:
Elevasyon: Depresyon:
AKSİYAL İSKELETİN EKLEMLERİ
sutura suquamosa
sutura coronalis
sutura sagittalis
sutura lambdoidea
Ancak diğer suturalar isimlendirilirken arasında bulunduğu iki kemiğin ismi
verilerek isimlendirilir.
Ör: Sutura frontonasalis, sutura temporozygomatica, sutura sphenoparietalis
gibi.
sutura frontonasalis
sutura sphenoparietalis
sutura temporozygomatica
Kafatasında bulunan fibröz eklemlerin bir diğer grubu da diş kökleri ile çene
kemikleri arasında oluşan gomphosis tipi eklemlerdir.
Bunların dışında bazı kafatası kemikleri arasında synchondrosis tipi eklemlere
de rastlanır. Bunlar os sphenoidale’nin gövdesi ile os occipitale’nin pars
basillaris’i arasında (synchondrosis sphenooccipitalis) (23 yaşına kadar) ve os
temporale ile os occipitale’nin processus jugularis’i arasında (synchondrosis
petrooccipitalis) meydana gelir. Bu eklemler daha sonra kemikleşir.
synchondrosis sphenooccipitalis
B)Başın Hareketli Eklemi:
caput mandibulae
Bağları: Capsula articularis: Geniş kısmı yukarıda bulunan bir huniye benzer.
Eklem kapsülü, caput mandibulae’nin geniş hareketine engel olmayacak
şekilde boldur, fakat sağlam yapılıdır. Yukarıda geniş olan kısmı fossa
mandibularis’in eklem yüzü kenarlarına tutunur. Ancak tuberculum
articulare dışarıda kalır. Dar olan alt kısmı collum mandibulae’ye yapışır.
capsula articularis
Kapsülün arka kısmı daha uzundur ve diğer bölümlerine oranla daha fazla
elastik lif içerir. Bu elastikiyeti sayesinde çenenin açılması ve kapanması
esnasında caput mandibulae’nın tekrar yerine gelmesine yardımcı olur.
lig. laterale
capsula articularis
lig. stylomandibulare
Eklem boşluğunda bulunan discus articularis eklem kapsülüne çepeçevre
tutunmuştur. Bu nedenle eklem boşluğu üst ve alt olarak iki ayrı boşluk
şeklindedir.
discus articularis
Discus articularis: Fibröz kıkırdak özelliğindedir. Periferik kısmı daha kalın
olan discus’un üst yüzü önde hafif konkav, arkada ise belirgin şekilde
konvekstir. Bir şapka gibi caput mandibulae’ya geçmiş olan alt yüzü ise
konkavdır.
discus articularis
Discus articularis, eklem kapsülüne tutunur ve eklem boşluğunu iki müstakil
boşluğa ayırır. Bazen diskusun ortası delik olabilir. Böyle durumlarda her iki
boşluk birbirleriyle irtibatlıdır.
M. pterygoideus lateralis’in tendonunun bazı lifleri discus’a tutunur. Tendonun
geri kalan kısmı ise fovea pterygoidea’ya tutunur.
m. pterygoideus lat.
Bu nedenle bu kasın mandibula’yı ön tarafa çekmesi esnasında eklem kapsülü
ile birlikte discus’da öne doğru çekilir. Böylece caput mandibulae’nın öne-
arkaya gitmesi esnasında discus’un da beraber hareket etmesine yardımcı olur.
discus articularis
m. pterygoideus lat.
Çene kısmen kapalı iken
discus articularis
eklem boşluğu
Membrana synovialis: Eklem boşluğu müstakil iki boşluk şeklindedir. Bu
nedenle sinovial zar, membrana synovialis superior ve inferior olmak üzere iki
adettir. Bunlardan birincisi, discus articularis’in üstünde kalan, ikincisi ise
altında kalan fibröz membranı döşer.
lig. laterale
Eklemin biraz uzağında bulunan, fakat eklemin hareketlerini etkileyen
bağlarda vardır, bunlar.
Lig. sphenomandibulare: Yassı, ince, bant şeklinde olup yukarıda spina ossis
sphenoidalis’e tutunur. Aşağıya indikçe genişler ve ramus mandibulae’nın iç
yüzündeki lingula mandibulae’ya yapışır.
lig. sphenomandibulare
Lig. stylomandibulare: Temporal kemiğin proc. styloideus’undan başlayarak
ramus mandibulae’nın arka kenarının alt bölümüne ve angulus
mandibulae’ye uzanır.
lig. pterygospinale
lig. stylomandibulare
Hareketleri: Sağ ve sol eklem birlikte hareket eder. Alt çene, art.
temporamandibularis’de yukarı-aşağı, öne-arkaya ve rotasyon hareketleri
yapar.
Çene eklemi, birisi discus articularis ile os temporale arasında, diğeri discus
articularis ile caput mandibulae arasında oluşan iki ayrı eklem gibi
düşünülebilir.
Genellikle birinci eklem de kayma, ikinci eklemde ise caput mandibulae’dan
geçen transvers eksen etrafında, ginglymus grubu eklemlerde olduğu gibi,
biraz açıp kapama hareketleri yapılır.
Çiğneme esnasında bir taraftaki eklemde caput mandibulae ve discus
articularis öne doğru kayarken diğer taraftaki eklemde caput mandibulae
vertikal eksende rotasyon hareketi yapar.
Orta hatta tek olanlar ve çift olan antropolojik noktalar olmak üzere iki
grupta ele alınırlar.
Orta hatta bulunan ve tek olan antropolojik noktalar:
Gnathion (Symphysis menti): Mandibula alt kenarının orta noktasıdır.
Pogonion (Protuberantio mentalis): Mandibula’nın en ön noktası olup,
protuberantia mentalis’e uyar.
pogonion
gnathion
Infradentale: Alt kesici dişlerin kemik doku ile kesiştiği orta hat noktasıdır.
Kafatasında ve röntgen grafilerinde görülür.
infradentale
Stomion: Ağız kapalı iken rima oris’in orta noktasıdır. Sadece canlıda tarif
edilir.
Subnasale: Philtrum ile septum nasi’nin birleştiği nokta olup yalnız canlıda
görülür.
subnasale
stomion
Prosthion (Supradentale): Üst kesici dişlerin kemik doku ile kesiştiği orta
hat noktasıdır. Kafatasında ve röntgen grafilerinde görülür.
Nasospinale: Spina nasalis anterior’a uyar. Kafatasında ve röntgen
grafilerinde görülür.
nasospinale
prosthion
ophryon
rhinion
nasion
lambda
bregma
Metopion: İki tuber frontale’yi birleştiren çizginin orta noktasıdır. Alın orta
noktası olarak da tanımlanabilir. (Metopon:Alın).
metopion
Trichion: Saçlı deri sınırının (Limes capilitii) orta noktasıdır. Alın orta
noktasıdır.
Vertex (Obelion): Anatomik pozisyonda sutura sagittalis üzerindeki en üst
noktadır.
vertex
trichion
Inion: Protuberantia occipitalis externa’ya uyar.
inion
Opisthion: Kafatasında ve röntgen grafilerinde foramen magnum’un en arka
noktasına verilen addır.
Basion: Kafatasında ve röntgen grafilerinde foramen magnum’un en ön
noktasına uyar.
basion
opisthion
Çift olan antropolojik noktalar:
Gonion: Angulus mandibulae’nin en lateral noktasıdır.
Zygion: Arcus zygomaticus’un en lateral noktasıdır.
Porion: Porus acusticus externus’un üst orta noktası olup, canlıda ve
kafatasında tarif edilir.
porion
zygion
gonion
Tragion: Canlıda tanımlanan bu nokta, incisura intertragicaya uyar.
Supraauriculare: Canlıda tanımlanan bu nokta, kulak kepçesi (Auricula)’nın
üst noktasıdır.
Infraauriculare: Canlıda lobulus auriculae’nin en alt noktasıdır.
supraauriculare
infraauriculare
tragion
Mastoid: Processus mastoideus’un en alt ucuna uyar.
Dacryon: Kafatasında maxilla, os frontale ve os lacrimale’nin birleştiği
noktadır. Canlıda ise orbita’nın en medial noktası dacryon olarak adlandırılır.
dacryon
mastoid
Supraorbitale: Margo supraorbitalis’in en üst orta noktasıdır.
Infraorbitale: Margo infraorbitalis’in en alt orta noktasıdır.
supraorbitale
infraorbitale
Stephanion: Kafatasında sutura coronalis’in linea temporalis superior ile
kesiştiği noktadır.
Pterion: Os parietale, os frontale ve ala major’un birleştikleri noktadır.
Asterion: Os parietale, os occipitale ve os temporale’nin birleştikleri noktadır.
stephanion
pterion
asterion
Eurion (Parietale): Tuber parietale’nin en lateral noktasıdır.
Frontale: Tuber frontale’nin en lateral noktasıdır.
frontale eurion
2-Kafa iskeleti ile columna vertebralis arasındaki eklemler:
condylus occipitalis
os occipitale
atlas
Bağları:
Capsula articularis
capsula articularis
Membrana atlantooccipitalis anterior: Sağlam liflerden oluşan membran
şeklindeki bu bağ, yukarıda for, magnum’un ön kenarına, aşağıda ise atlas’ın
arcus anterior’una tutunur. Yan taraflarda eklem kapsülü ile devam eder ve
aralarında belirgin bir sınır yoktur.
membrana
atlantooccipitalis anterior
Membrana atlantooccipitalis anterior’un ön yüzünün orta kısmında bir bağ
bulunur. Lig. atlantooccipitale anterius denilen bu bağ, yukarıda os
occipitale’de bulunan tuberculum pharyngeum’a aşağıda ise atlas’ın arcus
anterior’undaki tuberculum anterius’una tutunur. Bu bağ daha aşağıda lig.
longitudinale anterius olarak devam eder.
membrana
atlantooccipitalis post.
Bu bağ kapsülle birleştiği yerde atlas’ta bulunan sulcus arteriae vertebralis ile
birlikte bir delik oluşturur. Bazen membranın deliği çevreleyen bölümü
kemikleşebilir. Böyle durumlarda, atlas’ta sulcus arteriae vertebralis’in
yerinde bir kısa kanal görülür. Buna da canalis a. vertebralis denilmektedir.
canalis a. vertebralis
Lig. atlantooccipitale laterale: Eklem kapsülünün dış kısmında fibröz liflerle
takviye edilmiş olan bu ligament, yukarıda os occipitale’nin proc. jugularis’ine,
aşağıda ise atlas’ın proc. transversus’unun tabanına tutunur.
fleksiyon
ekstensiyon
Os occipitale ile axis arasında uzanan membrana tectoria, ligg.
alaria ve lig. apicis dentis de eklemin hareketlerini az çok
etkiler.
fovea dentis
Burada iki sinovial eklem vardır. Birincisi fovea dentis ile dens’in ön yüzünde
bulunan facies articularis anterior arasında bulunur.
İkinci eklem ise, dens’in arka yüzündeki facies articularis posterior ile lig.
transversum atlantis arasında oluşur.
Lig. transversum atlantis’in ekleme katılan orta kısmı geniştir ve kıkırdakla
kaplıdır.
dens axis
Bu eklemin sinovial kesesini, iki oluşum arasına girmiş bir bursa olarak kabul
edenler de vardır. Bu eklem boşluğu veya bursa, art. atlantooccipitalis’in
eklem boşluğu ile irtibatlı olabilir.
Bağları:
Capsula articularis
Ligg. alaria
Lig. cruciforme atlantis
Lig. transversum atlantis
Fasciculi longitudinales
Lig. apicis dentis
Membrana tectoria
Capsula articularis: Gevşek ve zayıftır.
Ligg. alaria: Apex dentis’in yanlarından başlayan kuvvetli ve yuvarlak bant
şeklindeki bu bağlar, yukarıya doğru uzandıkça birbirinden uzaklaşır ve
condylus occipitalis’lerin iç taraflarındaki pürtüklü sahaya tutunur. Kuvvetli
bağlar olması nedeniyle, başın rotasyonunu sınırlar.
ligg. alaria
Lig. apicis dentis: Dens’in tepesinden for. magnum’un ön kenarına uzanır.
Ligg. alaria’ların arasında vertikal olarak seyreder. Bu bağ, ön tarafta
membrana atlantooccipitalis anterior’un arka yüzüne, arka tarafta ise lig.
cruciforme atlantis’in yukarı çıkan liflerine yapışıktır. Başın aşırı fleksiyonunu
engeller.
fasciculi longitudinales
Lig. transversum atlantis ile aşağı ve yukarı doğru uzanan liflerin tümüne
birden lig. cruciforme atlantis denilir. Lig. apicis dentis ile birlikte başın aşırı
fleksiyonunu engeller.
membrana tectoria
Fakat art. atlantoaxialis mediana dens’ten geçen vertikal bir eksen etrafında
baş, atlas ile birlikte sağa-sola dönme (rotasyon) hareketi yapar. Bu harekete
art. atlantoaxialis lateralis’ler de kayma hareketi yaparak katılır.
Başın dönme hareketi genellikle ligg. alaria tarafından kontrol edilir.
sağa rotasyon
KLİNİK: Dens axis kırıkları, genellikle hiperekstensiyon
travmalarına bağlı olarak görülür.
Lig. transversum atlantis, dens axis’ten çok daha güçlü bir yapı
olduğu için, travma sırasında ligament yırtılmaz, dens axis’in
kırılmasına sebep olur.
discus intervertebralis
Bu diskler omur gövdelerini aralarında boşluk bırakmayacak şekilde birbirine
bağlar. Bu nedenle de, hareket gayet sınırlı olarak yapılır. Fakat her bir
eklemin yaptığı sınırlı hareketler birleşerek, omurganın tümünde kavis
şeklinde geniş hareketler oluşur.
İki omur arasında geniş hareket
yapılabilseydi, canalis vertebralis’ten
geçen medulla spinalis zarar görecekti.
Bağları:
Discus intervertebralis
Lig. longitudinale anterius:
ligamentum atlantooccipitalis
anterius
Lig. longitudinale posterius: Tüm omur gövdelerinin arka yüzleri boyunca
uzanır. Bu nedenle canalis vertebralis’in içinde ve ön duvarında bulunur. Bu
bağ sacrum ile axis’in gövdesi arasında uzanır. Seyri sırasında, öndeki bağdan
daha sıkı olmak üzere, discus intervertebralis ve buna komşu omur
gövdelerinin kenarlarına sıkıca, omur gövdesinin orta kısımlarına ise gevşek
olarak yapışır.
discus intervertebralis
Os sacrum ve os coccygis’in birbiriyle kaynaşmış olan segmentleri arasında,
ayrıca atlas ile axis arasında da bulunmaz. Diskuslar columna vertebralis’in
değişik bölgelerinde şekil, hacim ve kalınlık bakımından farklıdır. Fakat
genellikle aralarında bulundukları omur gövdelerinin eklem yüzünün şekline
uyarlar.
os sacrum
os coccygis
Diskusların kalınlıkları taşıdıkları yükle doğru
orantılı olarak bölgeler arasında farklıdır.
nucleus pulposus
anulus fibrosus
Bir discus intervertebralis yapıştığı yerlerden dikkatli bir şekilde kesilerek
çıkarılırsa, nucleus pulposus’un çevredeki lamelli kısma oranla daha kalın
olduğu görülür. Bu da bize, nucleus pulposus’un omurlar arasında sıkışmış bir
vaziyette olduğunu gösterir.
normal sıkışmış
Omur gövdelerinin bir taraftan diskuslarla, diğer taraftan da lig. longitudinale
anterius ve posterius’la birbirine bağlanmış olması, ayrıca nuc. pulposus’ların
iki omur arasında sıkışmış vaziyette bulunması, omurgaya bir elastikiyet
kazandırır.
Bu üç yapı sayesinde omurgaya başka bir kuvvet etki etmez ise, dik
durumunu muhafaza edebilir.
Disk hernilerinde akut ağrı sebebi, lig. longitudinale posterius ile anulus
fibrosus’un gerilmesine ve nucleus pulposus’un kimyasal irritasyonuna
bağlıdır.
Kronik ağrılar, fıtıklaşan nucleus pulposus’un baskı yaptığı sinirin
dermatomal sahasına vuran ağrı şeklinde hissedilir. Semptomatik disk
hernileri bel bölgesinde olduğu kadar boyun bölgesinde de gözlenir.
X
Boyun bölgesinde hiperfleksiyon travmalarına bağlı olarak oluşan disk
hernileri genellikle C5–C6 ve C6–C7 seviyelerinde görülür. Servikal disk
hernileri boyun, omuz ve üst ekstremitede ağrıya sebep olur.
Ankilozan spondilitis omurga ve sakroiliak eklemlerde degenerasyon, omurlar
arasındaki ve omurlar ile kaburgalar arasındaki bağlarda kemikleşmenin
görüldüğü bir hastalıktır. Böylece komşu omurların birbiri ile kaynaşması
sonucunda omurgada ankiloz ve hareketsizlik ortaya çıkar.
Art. zygapophysialis: Art. plana grubu synovial bir eklemdir. Bir alt omurun
proc. articularis superior’u ile bir üst omurun proc. articularis inferior’u
arasında oluşan eklemdir. Eklem yüzlerinin şekilleri boyun, göğüs ve bel
bölgelerinde farklıdır. Bu nedenle de hareketleri arasında farklılıklar vardır.
Bu eklem özellikle göğüs ve bel bölgelerinde, üstteki omurun bir alttaki omur
üzerinde öne doğru kaymasını engeller.
art. zygapophysialis
Capsula articularis: Ekleme katılan çıkıntıların eklem yüzü kenarlarına
tutunurlar. İnce ve gevşek bir yapıları vardır.
Capsula articularis
Arcus vertebrae, proc. spinosus ve
proc. transversus’lar arasında
uzanan bağlar, omurganın tüm
hareketlerini etkiler.
Bu bağlar, omurganın ön
tarafında bulunan iç organların
ağırlığı nedeniyle ön tarafa eğilme
meyli gösteren columna
vertebralis’i arkaya doğru çekerek
bir kuvvet dengesi kurarlar.
Bu bağlar şunlardır:
Lig. flavum
Lig. supraspinale
Lig. interspinale
Lig. intertransversarii
Lig. flavum: Sarı elastik liflerden yapılmış olmaları nedeniyle, lig. flavum ismi
verilmiştir (flava=sarı). Atlas’tan birinci sakral omura kadar tüm lamina
arcus vertebrae’leri birbirine bağlar. Lig. flavum, lamina arcus vertebrae’ler
arasında kalan aralıkları kapatır. Bu bağ, omurganın ön tarafa doğru eğilmesi
esnasında, laminaların birbirinden fazla uzaklaşmasını engeller. En önemli
görevi omurganın dik tutulmasına yardımcı olmaktır.
lig. flavum
Lig. supraspinale: Yedinci
boyun omurundan sakruma
kadar proc. spinosus’ların
uçlarını birbirine bağlayan
kuvvetli fibröz bir bağdır.
lig. supraspinale
Lig. nuchae: Yedinci boyun omurunun proc. spinosus’unun tepesi ile yukarıda
protuberentia occipitalis externa ve crista occipitalis externa arasında uzanır.
Alt taraflardaki lig. supraspinale ve lig. interspinale’lerin karşılığı olan bu bağ,
derinde atlas’ın tuberculum posterius’una ve diğer boyun omurlarının proc.
spinosus’larına tutunarak, boyun kaslarının tutunduğu bir bölme şeklini alır.
Fibro-elastik yapıda olan bu bağ insanlarda bir hayli elastiktir.
Lig. nuchae
Özellikle 4 ayak üzerinde hareket eden hayvanlarda, başın aşağıya düşmesini
engelleyen önemli bir yapıdır.
lig. nuchae
Lig. interspinale: İnce ve membranöz yapıda olan bu bağ, komşu iki proc.
spinosus arasındaki aralığı doldurur ve bunları birbirine bağlar. Spinal
çıkıntılar arasındaki aralığa uygun olarak torakal bölgede dar ve uzun, lumbal
bölgede geniş, kalın ve dörtgen şeklinde, boyunda ise az gelişmiştir.
lig. interspinale
Lig. intertransversarii: İki komşu proc. transversus arasında uzanırlar.
Boyunda birkaç düzensiz lif şeklindedir. Torakal bölgede yuvarlak bağlar
şeklinde olup derin sırt kaslarına kaynaşmıştır. Lumbal bölgede ise ince bir
membran şeklindedir.
Lig. intertransversarii
Columna vertebralis’in hareketleri: Komşu iki omur arasındaki hareket
oldukça sınırlıdır. Ancak her bir eklemin yaptığı sınırlı hareketler birleşerek
omurganın tümünde kavis şeklinde geniş hareketler oluşur. Omurga fleksiyon,
ekstensiyon, yanlara doğru lateral fleksiyon, rotasyon ve sirkumdüksiyon
hareketleri yapabilir.
Fleksiyon veya ön tarafa doğru olan eğilme hareketinde lig. longitudinale
anterius gevşer ve diskusların ön tarafları sıkışarak incelir.
Buna karşılık lig. longitudinale posterius,
ligg. flava, ligg. interspinalia, ligg.
supraspinalia, ligg. intertransversaria ve
diskus’un arka bölüm lifleri gerilirler.
Öne doğru eğildiğimiz zaman boyun ve beldeki lordoz kaybolur. Buna karşılık
göğüs bölgesindeki kifoz fazlalaşır.
Bu durumda yandan bakıldığında omurga, konkavlığı öne bakan tek bir kavis
şeklinde görülür.
Arkaya doğru eğildiğimizde boyun ve beldeki arkaya bakan konkavlık artar,
buna karşılık göğüs omurları düz bir şekil alır.
n. phrenicus
Art. zygaphophysialis’in yaralanmalarında veya osteoartrite bağlı olarak
ekleme yakın komşuluğu olan spinal sinirler etkilenirler.
art. lumbosacralis
Lig. iliolumbale: 5. bel omurunun proc. transversus’u ile ilium’un crista
iliaca’sı arasında uzanan güçlü bir bağdır. 5. bel omurunun öne kaymasını
engeller.
lig. iliolumbale
Art. sacrococcygea: Sacrum ile coccyx arasındaki eklem, diğer vertebra
cisimleri arasındaki eklemlere benzemekle beraber eklem aralığında disk değil
ince bir intervertebral kıkırdak bulunur. Eklem, doğum esnasında coccyx’in
geriye doğru açılmasını sağlayarak pelvis çıkışını genişletir.
art. sacrococcygea
Bağları:
Lig. sacrococcygeum anterius
Lig. sacrococcygeum posterius profundum
Lig. sacrococcygeum posterius superficiale
Lig. sacrococcygeum laterale
art. sacroiliaca
Bağları:
Lig. sacroiliacum anterius
Lig. sacroiliacum posterius
Lig. sacroiliacum interosseus
Lig. saroiliacum anterius: Sakrumun birinci ve ikinci segmentlerinin ön
yüzlerini ilium’a bağlayan ince liflerden oluşur.
lig. sacrospinale
lig. sacrotuberale
Lig. sacrotuberale: Bu bağ spina iliaca posterior inferior’dan, os sacrum’dan
ve os coccygis’ten tuber ischiadicum’a uzanan geniş, yassı yelpaze şeklinde
kuvvetli bir lif demetidir.
lig. sacrotuberale
Lig. sacrospinale: Üçgen şeklinde ince bir bağdır. Geniş olan tabanı sakrumun,
os coccygis’in ve lig. sacrotuberale’nin ön yüzlerine, tepesi ise spina
ischiadica’ya tutunur. Bu iki bağ, inc. ischiadica major ve minor’u delik haline
dönüştürür ve bu delikler for. ischiadicum majus ve for. ischiadicum minus
adını alır.
lig. sacrospinale
Hareketleri: Sinovial bir eklem olmasına rağmen eklem yüzleri
girintili çıkıntılı ve eklem bağları ile birbirine bağlanmış
olduğundan zorlanması durumunda çok sınırlı hareket
yapabilir.
Discus interpubicus
7-Kaburgalar ile omurlar arasındaki eklemler: Art. capitis costae ve art.
costotransversaria olmak üzere iki gruba ayrılırlar.
Art. capitis costae: Art. plana grubu bir eklemdir. Kaburga başındaki facies
articularis capitis costae ile omur gövdesindeki fovea costalis’ler arasında
oluşur.
art. costotransversaria
discus intervertebralis
Bağları:
Capsula articularis
Lig. capitis costae radiatum
Lig. capitis costae intraarticulare
capsula articularis
Lig. capitis costae radiatum: Her bir caput costae’nin ön kısmını omur
gövdesine bağlar. Üst bölüm lifleri üst omur gövdesine, alt bölüm lifleri alt
omur gövdesine ve ortada bulunan zayıf lif demeti de diskus’a tutunur.
eklem boşluğu
Art. costotransversaria
Bağları:
Capsula articularis
Lig. costotransversum
Lig. costotransversum superius
Lig. costotransversum laterale
Lig. lumbocostale
Lig. costotransversum
Bu eklemlerin kuvvetlenmesini sağlayan diğer bağlarda kaburga ile processus
transversus arasında uzanan lig. costotransversarium superius ve lig.
costotransversarium laterale’dir.
for. costotransversum
Hareketleri: Kaburga başı omur gövdesine, tuberculum costae’da
transvers çıkıntıya bağlarla sıkıca bağlanmıştır.
9. costa
8-Kaburgaların sternum ile eklemleri (Artt.
sternocostales): 1
Birinci kaburga sternum ile bir eklem boşluğu
bırakmaksızın birleşir.
2
Bu birleşmeyi kıkırdak sağladığı için de eklem
synchondrosis grubundandır.
3
Bundan sonra gelen beş tanesi, sternum’un
yan taraflarındaki çukurlara yerleşerek art.
plana grubu synovial eklemler oluştururlar.
4
İleri yaşlarda bu eklemlerin yüzleri birbiriyle
kaynaşmak suretiyle boşlukları kapanabilir.
5
6
Bağları:
Capsula articularis
Lig. sternocostale intraarticulare
Lig. sternocostalia radiata
Lig. costoxiphoidea
Zarları:
Membrana sterni
Membrana intercostalis externa
Membrana intercostalis interna
Capsula articularis: Birinci eklemde eklem boşluğu bulunmadığı için eklem
kapsülü bulunmaz. Eklem boşluğu olan diğer eklemlerde bulunur.
Lig. sternocostale intraarticulare: Bu bağ sadece
lig. sternocostale
2. eklemde daima bulunur.
intraarticulare
Ancak seyrek olarak 3. eklemde, nadiren de
diğer eklemlerde bulunabilir.
Lig. costoxiphoidea
Membrana sterni: Ligg. sternocostalia radiata’nın bir kısım lifleri m. pectoralis
major’un başlangıç yerindeki liflerle karışarak sternumu önden örter.
Sternum’un alt kısımlarında daha belirgindir.
membrana sterni
Membrana intercostalis externa: M. intercostalis externus’un ön tarafa doğru
bir devamı şeklinde olup, kıkırdak kaburgalar arasındaki aralığı kapatır.
Ender olarak eklem içi bağ bulunduğu zaman, elbette iki adet
membrana synovialis görülecektir. Altıncı ve yedinci eklemlerde
yoktur.
Symphysis xiphosternalis
Thorax’ın hareket mekanizması: Her kaburganın hareketinin genişliği ve
çeşidi birbirinden biraz farklı olmasına rağmen, tüm kaburgalar solunum
esnasında göğüs kafesinin genişleyip daralmasını sağlarlar.
Her bir kaburgayı, sabit noktası tuberculum costae ve uzun kolu da corpus
costae olan bir kaldıraca benzetebiliriz. Bu nedenle kaldıracın uzun kolunun
yukarı kaldırılması esnasında küçük kolu aşağı iner veya tersi olur.
7. kaburga
Kaldıraç kolları arasındaki uzunluk farkının fazla olması nedeniyle, collum
costae’de görülen küçük bir hareket kaburganın ön ucunda daha geniş olarak
görülür. Normal pozisyonda kaburgaların ön uçları arka uçlarına göre daha
aşağıda bulunur.
1. kaburga
Yine corpus costae’nin orta kısmı, iki ucundan geçen düzlemin altında bulunur.
İnspirasyonda kaburgalar solunum kaslarının yardımıyla yukarı doğru
çekilirler. Bu esnada göğüs kafesi sagittal ve transvers yönde genişler. Sagittal
yöndeki genişlemeyi yukarı doğru çekilen kaburgaların ön uçlarının öne ve
yukarı doğru yer değiştirmeleri sağlar.
Transvers yöndeki genişlemeyi ise, daha geniş kavisli olan bir alttaki
kaburganın bir üsttekinin yerini alması sağlar. Pasif bir hareket olan
ekspirasyonda ise kaburgalar, elastik yapılar sayesinde eski pozisyonlarını
alırlar.
Kaburgaların hareketleri, omurlarla yaptıkları eklemlerin çeşidine ve ön
uçlarının sterum’la olan ilişkilerine bağlı olarak değişiklikler gösterir. Bunları
üç grupta toplayabiliriz.
Sternum ile doğrudan eklem yapan kaburgaların hareketleri (costae verae’nin
hareketleri): İlk altı kaburga sternumla doğrudan eklem yaptıkları için birlikte
hareket etmek zorundadırlar.
İnspirasyonda göğüs kafesi sagittal ve transvers yönde genişler. Bu esnada
sternumla yaptığı eklemin cinsinden dolayı 1. kaburga daha sınırlı hareket
yapar.
1. kaburga
Bu hareketler aşağı kaburgalara inildikçe tedricen artar.
Arcus costarum aracılığı ile sternum’a bağlanan kaburgaların hareketleri
(costae spuriae’nin hareketleri): 7.-10. kaburgaların hareketleri sonucunda
hem göğüs kafesi genişler, hem de diaphragma’nın yukarı çekilmesi nedeniyle
karın organlarına yer açılmış olur. Kıkırdak kaburgaların birbiriyle eklem
yapmaları sonucu, birbirlerini yukarı çekerler. Buna bağlı olarak corpus
sterni’nin alt ucu da, sınırlı olarak yukarı ve öne doğru hareket eder.
Ön uçları serbest olan kaburgaların (costae fluctuantes) hareketleri: 11. ve 12.
kaburgaların ön uçları serbesttir.
discus articularis
Bağları:
Capsula articularis
Discus articularis
Lig. costoclaviculare
Lig. interclaviculare
Capsula articularis: Her iki kemiğin eklem yüzü kenarlarına tutunur. Ön ve
arka tarafında kalınlaşarak lig. sternoclaviculare anterius ve posterius’u
oluşturur.
Discus articularis: Yassı ve yuvarlak olup eklem boşluğunu müstakil iki
boşluğa ayırır. Ön ve arka kısımlarında lig. sternoclaviculare anterius ve
posterius’a yapışır. Diskus koldan gelen kuvvetler için bir şok absorban görevi
görür.
Membrana synovialis, iki boşluğu ayrı ayrı örten iki kese şeklindedir.
discus articularis
Lig. sternoclaviculare anterius: Eklemin ön yüzünü örten geniş bir bant
şeklindedir.
Lig. sternoclaviculare posterius: Eklemin arka yüzünü örter.
lig. costoclaviculare
Lig. interclaviculare: Her iki clavicula’nın sternal uçlarını birbirine bağlar.
Bazı şahıslarda bu bağ içerisinde (%7 oranında) kemikcikler (ossicula
suprasternales) bulunur.
lig. interclaviculare
Hareketleri: Sınırlı da olsa her yönde hareket edebilir. Clavicula
hareket ettiği zaman beraberinde scapula’da hareket eder.
art. acromioclavicularis
Capsula articularis
Lig. acromioclaviculare
Lig. coracoclaviculare
Lig. trapezoideum
Lig. conoideum
Discus articularis
lig. acromioclaviculare
clavicula
acromion
Lig. acromioclaviculare: Kapsüler bir bağ olup ekleme katılan kemik uçlarına
yapışarak eklem kapsülünü kuvvetlendirir.
Discus articularis bulunduğu zaman, eklem kapsülü ile birlikte buna da
yapışır.
lig. coracoclaviculare
Lig. trapezoideum ve lig. conoideum olmak üzere iki bölümü vardır. Bu iki
bağ üst ekstremitenin hareketli kısmını asmak suretiyle ağırlığı pasif olarak
azaltır.
lig. conoideum
lig. trapezoideum
Lig. conoideum; Ana bağın arka-iç bölümünü oluşturur. Aşağıda olan tepe
kısmı proc. coracoideus’a tutunur. Tabanı ise yukarıda, clavicula’nın alt
yüzünde bulunan tuberculum conoideum’a tutunur.
lig. conoideum lig. acromioclaviculare
lig. trapezoideum
lig. coracoacromiale
lig. transversum
scapulae superius
Lig. transversum scapulae inferius: Spina scapulae’nin lateral kenarından,
cavitas glenoidalis’in kenarına uzanan zayıf bir banttır. Bu bağın altından v.
a. n. suprascapularis geçer.
labrum glenoidale
Eklemi oluşturan bu yüzler geniş hareket imkânına
sahiptir, fakat bu serbestlikleri nedeniyle de her yönde
kolayca çıkıklar oluşabilir.
acromion
lig. coracoacromiale
proc. coracoideus
Bağları
Capsula articularis
Ligg. glenohumeralia
Lig. coracohumerale
Lig. transversum humerale
lig. coracoacromiale
lig. coracoclaviculare
lig. coracohumerale
lig. glenohumeralia
m. supraspinatus
m. subscapularis
Capsula articularis: Eklem kapsülü geniş, gevşek ve oldukça incedir.
Scapula’ya labrum glenoidale’yi ve m. biceps brachii’nin uzun başının
tutunduğu tuberculum supraglenoidale’yi içine alacak şekilde tutunmuştur.
Humerus’da, dış kısmı collum anatomicum’a iç kısmı collum chirurgicum’a
yapışır. Tuberculum majus ve minus, eklem kapsülünün dışında kalır. Çok bol
ve gevşek olduğu için eklem yüzleri birbirinden 2,5 cm uzaklaştıktan sonra
kapsül gerilir.
m. deltoideus
m. supraspinatus
m. infraspinatus
m. subscapularis
m. teres minor
1. geçit
Sulcus intertubercularis’de ilerlerken iki tüberkül arasında fibröz membranın
oluşturduğu bir kanal içinden geçerek aşağı iner. Fibröz membrandan
çıktıktan sonra da, vagina synovialis intertubercularis denilen sinovial bir
kılıfla sarılı olarak 2 ila 5cm aşağı iner.
vagina synovialis
intertubercularis
Geçitlerden ikincisi kapsülün ön tarafında ve proc. coracoideus’un alt
kısmında bulunur. Bu geçit m. subscapularis’in tendonunun altında bulunan
bursa subtendinea musculi subscapularis’i eklem boşluğuna bağlar.
Bazen bulunan üçüncü geçit eklem kapsülünün arkasında yer alır ve eklem
boşluğu ile bursa subtendinea musculi infraspinati’yi birbirine bağlar.
2. geçit
Labrum glenoidale: Kesiti üçgen şeklinde olan labrum glenoidale, cavitas
glenoidalis’in derinliğini ve yüzeyini artıran fibrokartilaginöz bir yapıdır.
Labrum glenoidale
Ligg. glenohumeralia: Eklem kapsülünün ön yüzünde bulunan bu bağlar,
eklem kapsülünün kalınlaşmasından ibarettir, yani kapsüler bağlardır. Ön
tarafta, komşu kasların kirişleriyle kaynaşmış olduğu için açık olarak
göremeyiz. Ancak kapsülün bu ön bölümüne, membrana synovialis ile döşeli iç
yüzünden bakıldığında, daha açık olarak görebiliriz.
Ligg. glenohumeralia
Humerus’un tuberculum majus ve minus’u arasında lig. transversum
humerale denilen ince ve kısa bir bağ bulunur. Bu bağ, iki tuberkül ile birlikte
m. biceps brachii’nin uzun başının kirişinin geçtiği bir tünel oluşturur.
Lig. coracohumerale
Omuz eklemi ile ilgili bursalar:
1-Bursa subacromialis: Eklem kapsülü ile acromion arasında bulunur.
1-Bursa subacromialis
bursa subdeltoidea
4-Bursa musculi coracobrachialis: Eklem kapsülü ile m. coracobrachialis
arasında yer alır. Her zaman bulunmaz.
bursa m. coracobrachialis
5-Bursa subtendinea musculi latissimi dorsi: Eklem kapsülü ile m.
latissimus dorsi’nin kirişi arasında bulunur.
Omuz çıkığı
apolet belirtisi.
Ayrıca omuz yukarıda proc. coracoideus ve acromion ile bunlar arasında
bulunan lig. coracoacromiale tarafından oluşturulan bir çatı tarafından
desteklenmiştir bu yüzden omuz eklemi yukarıya doğru çıkmaz.
acromion
lig. coracoaromiale
proc. coracoideus
Negatif Basınç ve Etkisi
Eklemlerin synovial boşluklarında mevcut negatif basınçtan
doğan çekme kuvveti her mm2 için yaklaşık 1 kg kadardır.
Omuz ekleminde, kemiklerin temas eden yüzlerinin 6mm2
olduğu düşünülecek olursa, sadece negatif basınçtan doğan
6kg’lık bir çekme kuvveti oluşmaktadır.
Bu da, 4-4,5 kg gelen üst ekstremiteyi taşımaya yetmektedir.
Omuz eklemi; transvers eksen etrafında öne doğru fleksiyon, arkaya doğru
ekstensiyon salınım hareketleri yapar. Omuz eklemi; Sagittal eksen etrafında
abduksiyon ve adduksiyon yapar.
Omuz eklemi; Vertikal eksen etrafında iç ve dış rotasyon yapar. Ayrıca diğer
tali eksenleri de kullanarak sirkumdüksiyon hareketi yapabilir.
Scapula’nın yer değiştirmesi kol ile gövde arasındaki açıyı
değiştirir. Bu durum omuz ekleminin hareketlerini etkiler.
Scapula sabit iken, kol sagittal eksen etrafında ancak 110-120o’lik bir
abduksiyon yapabilir. Bu pozisyonda humerus, scapula’nın çıkıntılarının
oluşturduğu çatıya dayanmaktadır.
Aynı şekilde kol arka tarafa alındığında, ancak 15o’lik sınırlı bir
adduksiyon yapabilir.
Vertikal eksen etrafında kolumuz iç ve dış rotasyon yapar. Omuz ekleminde kol
sarkık durumda ancak 90o’lik bir rotasyon yapabilir.
art. humeroradialis
art. humeroulnaris
art. humeroradialis
Art. radioulnaris proximalis ise,
ulna’daki inc. radialis ile radius
başındaki circumferentia articularis
arasında oluşan art. trochoidea grubu bir
eklemdir.
lig. quadratum
U R
Membrana interossea antebrachii: Geniş, yassı ve
kuvvetli bir bağdır.
chorda obliqua
chorda obliqua
U R
discus articularis
art. radioulnaris
distalis
Normal pozisyonda alt yüzü os lunatum’un iç yarısı ve os triquetrum ile eklem
yapar.
discus articularis
os triquetrum
os lunatum
Hareketleri
Art. radioulnaris proximalis ile birlikte hareket eder.
Her iki eklemin müşterek vertikal ekseni caput radii ve caput ulnae’den geçer.
Bu eksen etrafında radius, ulna etrafında dönerek supinasyon ve pronasyon
yapar.
Art. humeroradialis de bu harekete iştirak eder. Pronasyon durumundaki el,
sadece art. radioulnaris proximalis ve distalis aracılığı ile yaklaşık 120lik bir
supinasyon yapabilir.
Buna omuz eklemi (90), clavicula ve scapula’nın hareketleri de eklenecek
olursa 360lik supinasyon yapabilir.
Articulationes manus: Radius ile ulna’nın distal uçları, el bileği kemikleri (ossa
carpalia), el tarağı kemikleri (ossa metacarpalia) ve el parmağı kemikleri
(phalanges manus) arasında oluşan eklemlerin tümüne articulationes manus
denir.
Art. radiocarpalis: Konkav eklem yüzünü radius’un alt ucundaki facies
articularis carpalis ile discus articularis’in alt yüzü, konveks eklem yüzünü ise
dıştan içe os scaphoideum, os lunatum ve os triquetrum oluşturur. Art.
ellipsoidea grubu bir eklemdir.
Bağları
Capsula articularis
Lig. radiocarpale dorsale
Lig. radiocarpale palmare
Lig. ulnocarpale palmare
Lig. carpi radiatum
Lig. collaterale carpi ulnare
Lig. collaterale carpi radiale
Capsula articularis: Genellikle müstakil bir eklem kapsülü vardır. İç yüzü
sinovial membranla döşeli olup, discus articularis’in ön tarafında yukarı proc.
styloideus’a doğru bir çıkıntı (recessus sacciformis) verir. Eklemi saran bağlar
kapsülle tamamen kaynamış durumdadır. Bu nedenle eklem kapsülünü diğer
yapılardan izole etmek güçtür.
Lig. radiocarpale dorsale: Yukarıda radius’un arka yüzüne, aşağıda, os
scaphoideum, os lunatum ve os triquetrum’un dorsal yüzlerine tutunur.
R U
lig. radiocarpalia dorsalia
Lig. radiocarpale palmare: Radius’un ön yüzü ile proc. styloideus radii’ye
tutunarak başlar. Lifleri aşağı ve içe doğru seyrederek os scaphoideum, os
lunatum ve os triquetrum’un palmar yüzlerine tutunurlar. Os capitatum’a
uzanan lifleri de bulunabilir.
U R
lig. radiocarpale palmare
Lig. ulnocarpale palmare: Yuvarlak demetler şeklindeki bu bağ, proc.
styloideus ulnae’nın tabanı ve discus articularis’in ön kenarından os lunatum
ve os triquetrum’a uzanır.
U R
art. mediocarpalis
artt. intercarpales
Artt. intercarpales: Her bir sıradaki karpal kemiklerin, yan taraflarındaki
karpal kemiklerle yaptığı eklemlerdir. Hem proksimal hemde distal sıra
eklemleri art. plana grubu olup sadece sınırlı kayma hareketleri yapabilirler.
Art. mediocarpalis: Karpal kemiklerin proksimal sırası ile distal sırası
arasında oluşur. Eklemin ulnar tarafını art. ellipsoidea’ya benzetebiliriz.
Eklemin radial bölümü art. plana’ya benzer ve bu bölümde kayma hareketleri
yapılabilir.
Bağları
Eklem kapsülü
Ligg. intercarpalia dorsalia
Ligg. intercarpalia palmaria
Ligg. intercarpalia interossea
lig. pisohamatum
lig. pisometacarpeum
lig. pisometacarpeum
retinaculum flexorum
VAN ulnaris
hamatum
capitatum
os trapezium
os trapezoideum
m. flexor pollicis longus (tendo) m. flexor digitorum
superficialis (tendines)
art. carpometacarpalis
pollicis
artt. carpometacarpales
Art. carpometacarpalis pollicis
Birinci metakarpal kemik ile os trapezium’un eyer şeklindeki yüzleri
arasında oluşan art. sellaris grubu bir eklemdir.
Art. sellaris grubu bir eklem olması nedeniyle iki ana ekseni ve
birçok da tali ekseni vardır.
artt. carpometacarpales
Bağları
ligg. carpometacarpalia palmaria
ligg. carpometacarpalia dorsalia
artt. intermetacarpales
spatia interossea metacarpi
artt. metacarpophalangea
Art. metacarpophalangealis 1, gingliymus grubu ekleme benzemektedir.
Transvers yönde tek ekseni vardır. Bu eksen etrafında 30lik sınırlı bir
fleksiyon ve ekstensiyon hareketi yapılabilir. Çok sınırlı bir sirkumdüksiyon da
yapılabilir.
ligg. collateralia
Diğer metakarpofalangeal eklemlerde parmağımız fleksiyon,
ektensiyon, abduksiyon, adduksiyon, sirkumdüksiyon ve
biraz da rotasyon hareketi yapabilir.
ligg. palmaria
lig. metacarpale
transversum profundum
ligg. collateralia
Artt. interphalangeales
Birinci ve ikinci falanksların distal uçlarıyla, ikinci
ve üçüncü falanksların proksimal uçları arasında
oluşur.
artt. interphalangeales
Eklem yüzleri makaraya benzemesi nedeniyle ginglymus grubu eklemlerdir.
Transvers eksen etrafında fleksiyon ve ekstensiyon hareketleri yapabilirler.
Proksimal eklem 100, distal eklem 70-80’lik bir fleksiyon yapabilir.
Ligg. collateralia
ligg. palmaria
ALT TARAF EKLEMLERİ
(Juncturae membri inferioris)
acetabulum
Konkav eklem yüzünü oluşturan acetabulum’un eklem kıkırdağı ile kaplı olan
yarımay şeklindeki kısmı (facies lunata) ekleme katılır. Ekleme katılmayan
fossa acetabuli ise, yağ dokusundan zengin sinovial yapıyla doludur. Yine
konkav eklem yüzünü arttırmak için acetabulum’un kenarında
fibrokartilaginöz yapıda, labrum acetabulare denilen bir halka vardır.
labrum acetabulare
facies lunata
fossa acetabuli
Bağları:
Capsula articularis
Lig. iliofemorale
Lig. ischiofemorale
Lig. pubofemorale
Zona orbicularis
Lig. capitis femoris
Lig. transversum acetabuli
Labrum acetabulare
Capsula articularis: Eklemi sıkıca saran kalın bir bağ şeklindedir. Yukarıda
acetabulum’un kenarına ve lig. transversum acetabuli’ye, aşağıda ise collum
femoris’e (ön yüzde linea intertrochanterica’ya arka yüzde crista
intertrochanterica’ya) tutunur.
capsula articularis
Eklem kapsülünün iç yüzünü membrana synovialis döşer. Femur’un eklem
kıkırdağı kenarından başlayan bu zar, femur boynunun fibröz kapsül içinde
kalan bölümünü döşedikten sonra membrana fibrosa’nın iç yüzüne atlar.
Labrum acetabulare’nin her iki yüzünü de örter. Fossa acetabuli’deki yağ
dokusunu sararak lig. capitis femoris üzerine geçer ve bu bağla birlikte fovea
capitis femoris’e kadar uzanır.
Lig. iliofemorale: Vücuttaki kuvvetli bağlardan (300 kg’a kadar dayanabilir)
biridir. Yukarıda spina iliaca anterior inferior’a aşağıda ise linea
interochanterica’ya tutunur. Bu bağ ters dönmüş bir Y harfine benzemesi
nedeniyle bazı kaynaklarda Y ligamenti olarak da isimlendirilir. Bu bağ
uyluğun ve gövdenin ekstensiyonunu ve uyluğun adduksiyonunu sınırlar. Tek
ayak üzerinde iken gövdenin karşı tarafa eğilmesini engellemeye çalışır.
Kalçanın hiperekstansiyonunda ve iç rotasyonda gerilir, dış rotasyonda gevşer.
ÖN
ARKA
lig. ischiofemorale
Lig. pubofemorale: Üçgen şeklinde olan bu bağ, yukarıda eminentia iliopubica
ve crista obturatoria’ya, aşağıda ise linea intertrochanterica’nın alt-iç ucuna
tutunur. Uyluğun ve gövdenin ekstensiyonunu sınırlar ve femur başını önden
destekleyerek uyluğun fazla abduksiyonunu önler.
Lig. pubofemorale
ÖN
Zona orbicularis: Yukarıda anlatılan 3 bağ da kapsüler bağ olup eklem
kapsülüne sıkıca kaynaşmıştır. Bu bağlardan ayrılıp derine dalan ve
membrana synovialis’e yakın seyreden bir kısım lifler, femur boynunu en ince
yerinden sararak hem eklem kapsülüne bağlar, hem de bu üç bağın kemiğe
olan temasını sağlar. Zona orbicularis denilen bu bağ, eklemin çıkmasına engel
olan etkenlerden negatif hava basıncından sonra gelen en önemli oluşumdur.
zona orbicularis
Lig. capitis femoris: Üçgen şeklinde olan bu bağın tepesi fovea capitis
femoris’e, tabanı ise iki bant şeklinde inc. acetabuli’nin iki ucuna tutunur. Lig.
capitis femoris’in görevi bir bağ fonksiyonundan ziyade, özellikle küçük
yaşlarda içinde taşıdığı arter (a. obturatorius’un r. acetabularis’i) bakımından
daha önemlidir.
labrum acetabulare
Arterleri: Kalça eklemi a. obturatoria’nın r. posterior’undan ayrılan r.
acetabularis (lig. capitis femoris içinde seyreder ve caput ossis fermoris’e
gelir), a. circumflexa femoris medialis’in r. acetabularis’i ile a. glutea superior
ve inferior’dan gelen dallarla beslenir.
r. acetabularis
Sinirleri: Plexus sacralis, n. ischiadicus, n. obturatorius, n. obturatorius
accessorius ve n. femoralis’den dallar alır.
n. ischiadicus
Eklem kapsülünün aşağıda lig. pubofemorale ile lig. ischiofemorale arasında
kalan bölümü zayıftır. Bu nedenle kalça ekleminin çıkıkları en çok burada
oluşur.
İkinci zayıf saha ön tarafta lig. pubofemorale ile lig. iliofemorale arasında
bulunur. Üçgen şeklinde olan bu zayıf sahayı ön taraftan m. iliopsoas takviye
ederek çıkıkların oluşmasını engellemeye çalışır.
lig. iliofemorale
ARKA
ÖN
lig. ischiofemorale
lig. pubofemorale
Kalça ekleminin kalın kaslarla sarılı olması nedeniyle elle hissedilmesi,
dolayısıyla muayene edilmesi kolay değildir. Sadece zayıf şahıslarda ön tarafta
os pubis’in alt tarafında femur başını elle hissedebiliriz. Bununla beraber bazı
yoklayabileceğimiz oluşumların durumu ile eklemin pozisyonu hakkında fikir
sahibi olabiliriz.
Mesela trochanter major’un en yüksek noktası, femur başının merkezi ile aynı
hizadadır. Bu nedenle her iki tarafın trochanter major’larının en yüksek
noktalarını birleştirmekle femur başının, dolayısıyla acetabulum’un pozisyonu
hakkında fikir sahibi olabiliriz. Bu çizgi aynı zamanda kalça ekleminin
transvers eksenidir.
Spina iliaca anterior superior ile tuber ischiadicum’u yan tarafta bir çizgi ile
birleştirecek olursak (Roser-Nelaton çizgisi), bu çizgi trochanter major’un
tepesinden geçer ve bu durumdan faydalanarak da kalça ekleminin pozisyonu
hakkında bir fikir edinebiliriz.
tuber ischiadicum
Hareketleri: Kalça eklemi spheroidea grubu bir eklem olduğu için
transvers, sagittal ve vertikal olmak üzere 3 ana ekseni ve birçok da
tali ekseni vardır.
abduksiyon adduksiyon
Ayakta durduğumuz zaman ancak 15 dış rotasyon ve 35 iç rotasyon
yapabiliriz. Ancak, kalça eklemine fleksiyon ve biraz da abduksiyon
yaptırdığımız takdirde 40 dış, 60 iç rotasyon yapabiliriz. Alt taraf sabit
olduğu zaman aynı hareketleri gövdemiz yapabilir. Yalnız pelvis’in tüm
hareketleri, buna bağlı olan omurganın da durumuna etki edecektir.
iç rotasyon
dış rotasyon
Kalça ekleminde oluşan bozukluklar birçok organımızın şekil ve pozisyonunu
etkileyebileceği gibi normal fonksiyonlarını da bozacaktır.
Doğuştan kalça çıkığı: Yaklaşık %01.5 oranında görülür. Femur başının
acetabulum içerisinde olmama durumudur. Femur başı acetabulum’dan
uzaklaşmıştır. Dışa ve yukarı doğru kaymıştır.
Sakatlık kız çocuklarında, erkek çocuklarına oranla 6-8 kat daha fazladır.
Vakaların 2/3’ü ailenin ilk çocuklarında görülür. Doğum esnasında ortaya
çıkan problemlerden en önemlisi makat gelişidir.
Çevresel faktörlerden ise önemlileri kundak yapılmasıdır. Afrika’da ve Çin’de
kundağa sarma olayı olmadığından kalça çıkığı nadirdir. Bu hastalığın
tedavisinde erken teşhis önemlidir. Çıkıklarda uyluk abduksiyona getirilemez.
Doğuştan kalça çıkığı yürüme yaşına kadar teşhis ve tedavi edilmemişse, tek
taraflı çıkıklarda yürüme topallayarak olur.
DİZ EKLEMİ [Art. genus (genualis)]:
facies patellaris
Art. genus’un konkav eklem yüzünü, tibia kondilleri üzerindeki eklem yüzleri
(facies articularis superior) oluşturur. Lateral taraftaki eklem yüzü daha
küçük olup, hemen hemen yuvarlaktır. Daha geniş olan medial taraftaki ise
uzun ekseni sagittal yönde olmak üzere ovalcedir.
condylus medialis
condylus lateralis
Her iki eklem yüzü hafif çukur olup, birbirine komşu olan kısımlarında biraz
yükselerek tuberculum intercondylare mediale ve laterale’yi oluştururlar.
Femur kondillerinin konvekslik derecelerinin, tibia kondillerinin konkavlık
derecelerine uymaması nedeniyle, her iki kemiğin eklem yüzleri birbirine her
yerde temas edemez. Temas yüzeyleri dışında kalan boşluğu ise meniskuslar
doldurur.
tuberculum
intercondylare laterale
tuberculum
intercondylare mediale
Bağları: Capsula articularis
Dış bağları:
Lig. patellae
Retinaculum patellae mediale
Retinaculum patellae laterale
Lig. popliteum obliquum
Lig. popliteum arcuatum
Lig. collaterale tibiale
Lig. collaterale fibulare
İç bağları:
Lig. cruciatum anterius
Lig. cruciatum posterius
Meniscus lateralis
Lig. meniscofemorale anterius
Lig. meniscofemorale posterius
Meniscus medialis
Lig. transversum genus
Capsula articularis: İnce fakat kuvvetli liflerden oluşan membrana fibrosa,
bazı kiriş ve bağların yapısına katılmaları nedeniyle daha da kuvvetlenir. Bu
lifler kapsülün her tarafında eşit olarak bulunmadığı için kapsülün her tarafı
aynı kalınlıkta ve sağlamlıkta değildir.
Eklem kapsülü yukarıda femur kondillerinin kenarına ve fossa
intercondylaris’in kenarına tutunur. Aşağıda ise tibia kondillerinin arka
kenarları ile area intercondylaris’in arka sınırına tutunur. Fibröz kapsül
medial meniskusa ve hemen aşağıda da tibia’nın üst kenarına tutunarak iç
meniskusun hareketini sınırlar. Bazı kaynaklarda meniskusu tibia’ya bağlayan
eklem kapsülünün bu kısmına lig. coronarium denilmektedir.
Membrana synovialis: Vücutta en geniş ve karışık yapılı sinovial kese diz
ekleminde bulunur. Ön tarafta patella’nın üst kenarından başlayan sinovial
zar, patella’nın üst kısmında m. quadriceps femoris’in kirişi ile femur arasında
kalan bursa suprapatellaris’i oluşturur.
bursa suprapatellaris
Diz ekleminin ekstensiyonu esnasında eklem kapsülü eklem aralığına girerek
sıkışabilir. Bunu önlemek için, m. vastus intermedius’tan ayrılan bir kısım kas
lifi, eklem kapsülünün üst kısmına tutunur. M. articularis genus denilen bu
lifler ekstensiyon esnasında eklem kapsülünü yukarı doğru çekerek eklem
aralığına girmesini önler.
m. articularis genus
Patella’nın aşağısında, membrana synovialis ile lig. patellae arasında corpus
adiposum infrapatellare denilen bir yağ kitlesi bulunur. Bu yağ kitlesini örten
membrana synovialis, patella’nın alt kısmında iç ve dış kenarında kendi
üzerinde katlanarak eklem içine doğru iki taraftan kanat şeklinde uzantı
gönderir. Plicae alares denilen bu uzantılar birbiriyle birleşerek, fossa
intercondylaris’e doğru uzanan tek yapı şeklindeki plica synovialis
infrapatellaris’i oluşturur.
Plicae alares
Diz ekleminde eklem yüzleri her yerde birbiriyle temas halinde
değildir, bu nedenle bazı yerlerinde boşluklar bulunur.
Lig. patellae
Yan taraflarda kalan m. vastus lateralis ve medialis’e ait kiriş lifleri ise
patella’nın yan taraflarından aşağı doğru uzanır. Retinaculum patellae laterale
ve mediale denilen bu bağlar, eklem kapsülüne kaynaşmış bir şekilde tibia’nın
üst ucunun yan kısımlarına yapışır.
Lig. patellae
Lig. popliteum obliquum: Eklem kapsülüne yapışık bir bağdır. Femur’un dış
kondili ile tibia’nın iç kondilinin arka yüzü arasında oblik olarak uzanır.
Yüzeyel bölümü m. semimembranosus’un lifleri tarafından oluşturulur.
m. semimembranosus
Meniskuslar
Periferik kısımlarından kapsülden gelen bir kısım kılcal damarlar
meniskuslara girer. Konkav olan üst yüzüne de femur kondilleri oturur. Düz
olan alt yüzleri ise, tibia kondillerinin eklem yüzüne oturur ve bu yüzün 2/3’lük
kısmını kaplar. Ön uçlarını lig. transversum genus birleştirir.
a. poplitea
Meniscus lateralis: Meniscus medialis’e oranla ağzı daha kapalı bir C harfi
şeklinde olup, tibia’da iç meniskusa oranla daha fazla yer kaplar. Ön ucu area
intercondylaris anterior’a tutunur.
Lig. patellae
Meniscus lateralis
Meniscus lateralis’in arka ucundan femur’un iç kondilinin dış yüzüne uzanan
iki bağ bulunur. Bunlardan lig. cruciatum posterius’un arkasında seyredene
lig. meniscofemorale posterius (Wrisberg bağı), lig. cruciatum posterius’un
önünde seyredene lig. meniscofemorale anterius denir. Bu bağlar ve m.
popliteus’un kirişi dış meniskusun arka ucunun hareketini kontrol eder.
meniscus medialis
Lig. transversum genus: Bazen bulunmayan bu bağ, meniscus lateralis ile
medialis’in ön ucu arasında ve lig. cruciatum anterius’un önünde uzanır.
Bursa suprapatellaris
Recessus subpopliteus
İç tarafta bulunan 5 bursa
1-Bursa subtentinea musculi gastrocnemii medialis: Eklem kapsülü ile m.
gastrocnemius’un medial başı arasında,
2-Bursa musculi semimembranosi: M. semimembranosus’un kirişi ile eklem
kapsülü arasında bulunur.
1-Art. tibiofibularis,
Art. tibiofibularis
Syndesmosis tibiofibularis
art. tibiofibularis
Syndesmosis tibiofibularis
Bağları:
Lig. tibiofibulare anterius
Lig. tibiofibulare posterius
Membrana interossea cruris (eklem yüzlerini birbirine bağlar)
trochlea tali
Capsula articularis: Her iki eklem yüzünün yakınlarına tutunur. Arka tarafta
kapsül oldukça ince, lateralde daha fazla olmak üzere yan taraflarda takviye
liflerle kuvvetlendirilmiştir. Membrana synovialis fibröz kapsülün iç yüzünü
tamamen döşer.
Lig. collaterale mediale [deltoideum]: Tepesi yukarıda olup malleolus
medialis’e tutunur. Bağı oluşturan lifler, tutundukları yere göre pars
tibionavicularis, pars tibiocalcane, pars tibiotalaris posterior ve pars
tibiotalaris anterior adı verilen bölümlere ayrılır. Ayağın plantar ve dorsal
fleksiyonunu sınırlar.
pars tibionavicularis
Lig. collaterale laterale: Bu bağ lig. talofibulare anterius, lig. talofibulare
posterius ve lig. calcaneofibulare olmak üzere üç bölümden oluşur.
lig. calcaneofibulare
lig. talofibulare posterius
Hareketleri: Art. talocruralis, ginglymus grubu bir eklemdir. Çok kuvvetli yan
bağları vardır. Eklem zorlandığında çoğu kez bağlar kopmaz ancak bağların
tutunduğu malleolus lateralis kırılır. Ayakta dik olarak durduğumuz zaman
ön tarafta ayak ile bacak arasında 90 lik bir açı oluşur.
.
Transvers eksen etrafında bacak sabit ise ayağımız plantar fleksiyon ve dorsal
fleksiyon (ekstensiyon) yapabilir.
Elbetteki ayak sabit ise bacak öne arkaya hareket eder. Dorsal ve plantar
fleksiyon toplamı şahıslar arasında farklı olmakla beraber 40 ila 90 arasında
değişir (ortalama 65o).
Ayağımıza dorsal fleksiyonu 20–30 ile sınırlanmıştır.
N. tibialis
Ayak bileği vücutta sık sakatlanan eklemlerdendir. Bu sakatlıklar en çok
burkulma şeklinde ortaya çıkar. Burkulma genellikle yere basan ayağın
dönmesi şeklinde veya aşırı inversiyona veya eversiyona zorlanması şeklinde
ortaya çıkar.
Ayak bileği aşırı eversiyona zorlandığında da Pott kırıklı çıkığı oluşur.
Okuma parçası: Pott kırığı, tibia ve fibula kemiklerinde oldukça yaygın bir
kırılma türüdür. Büyük darbeler (trafik kazası gibi) ile kaldırımdan veya
merdivenden inerken yapılacak küçük ve dikkatsizce hareketler sonucu
ortaya çıkabilir. Bu sakatlıkta en sık kırılan kemik fibuladır. Tibia
kırılabilirse de en sık görülen hasar tibia ile ayak bilek kemikleri arasındaki
ligament'lerin kopmasıdır.
Sakatlığa adını veren İngiliz cerrahı Pervical Pott'tur. Londra Köprüsü'nden
geçerken kaldırımdan indiği sırada ayağı burkulan Pott, kemiğin kırıldığını
anlayınca, kendisini köprünün başına kadar kucakta taşıtmış ve en yakın evin
kapısını sedye olarak kullanmak üzere satın almıştır. Guy's Hastanesine
taşınmasını istediğinde, neden çalıştığı ünlü St. Bartholomew hastanesine
götürülmek istemediğini soranlara, bu hastanenin en iyi cerrahının sedyede
taşıdıkları adam olduğu cevabını vermiştir.
Art. subtalaris [talocalcanea]: Calcaneus’un facies articularis talaris
posterior’u ile talus’un facies articularis calcanea posterior’u arasında oluşan
art. plana grubu bir eklemdir.
Art. subtalaris
Bağları:
Capsula articularis
Lig. talocalcaneum laterale
Lig. talocalcaneum mediale
Lig. talocalcaneum interosseum: Talus ve calcaneus arasındaki en kuvvetli
bağdır.
Hareketleri: Bu eklem art. talocalcaneonavicularis ile birlikte hareket eder.
Art. talocalcaneonavicularis
Bağları:
Capsula articularis
Lig. talonaviculare
Art. calcaneocuboidea
İki kemik arasında beş adet bağ bulunur.
Bağları:
Capsula articularis
Lig. bifurcatum
Lig. plantare longum
Lig. calcaneocuboideum plantare
Lig. calcaneocuboideum dorsale
Hareketleri: Plana grubu olan bu eklemde sadece sınırlı
kayma hareketleri yapılabilir
Lig. bifurcatum: Calcaneus’un dorsal kısmından başlayan bu bağ ön tarafa
doğru Y harfi şeklinde iki huzmeye ayrılarak uzanır. Huzmelerden biri os
cuboideum’a lig. calcaneocuboideum olarak, diğer de os naviculare’ye lig.
calcaneonaviculare olarak tutunur.
lig. calcaneocuboideum
lig. calcaneonaviculare
Lig. plantare longum: Tarsal bölgedeki en uzun bağdır. Ayak tabanında tuber
calcanei’nin ön kısmından başlar, derin ve yüzeyel liflerden oluşur. Yüzeyel
lifleri, daha uzundur ve ön tarafta ikinci, üçüncü, dördüncü ve bazen de beşinci
metatarsal kemiğe tutunur. Derin lifleri ise tuberositas ossis cuboidei’ye
tutunur. Bu bağ, os cuboideum’un altındaki oluğu alttan kapatarak, bir kanala
dönüştürür. Bu kanaldan m. fibularis longus’un kirişi geçer.
m. fibularis longus
tuber calcanei
Art. tarsi transversa (Chopart eklemi): Talus başı ile os naviculare arasındaki
eklemle (art. talocalcaneonavicularis’in ön bölümü) calcaneus’un ön tarafı ile
os cuboideum arasında oluşan ekleme (art. calcaneocuboidea) birlikte art. tarsi
transversa denilir.
Lig. calcaneonaviculare
Lig. calcaneonaviculare plantare (spring ligamenti): Sustentaculum tali’nin ön
kenarını os naviculare’nin alt yüzüne bağlar. Talus başını alttan desteklemesi
nedeniyle ayak kubbesini korumada pasif olarak çok önemli bir görev yapar.
Bu bağ koptuğunda talus başı aşağı ve içe doğru kayarak ayak kubbesi çöker
ve biraz pronasyon durumuna gelir. Böylece düztabanlılık oluşur.
Septum intermusculare
Art. cuneonavicularis: Os naviculare ön tarafta üç kuneiform kemikle eklem
yapar. Bu ekleme katılan kemikler dorsal (Ligg. cuneonavicularia dorsalia) ve
plantar (Ligg. cuneonavicularia plantaria) taraftan bağlarla birbirine
bağlanmıştır.
Hareketleri: Plana grubu eklem olması nedeniyle, sınırlı kayma hareketleri
yapabilir.
Art. cuneonavicularis
Art. cuboideonavicularis: Os cuboideum ile os naviculare arasında oluşan
fibröz bir eklemdir.
Bağları; Lig. cuboideonaviculare dorsale ve lig. cuboideonaviculare
plantare‘dir
Hareketleri: Kuvvetli bağların engel olması nedeniyle gayet sınırlı kayma
hareketleri yapabilir.
art. cuboideonavicularis
Artt. intercuneiformes ve art. cuneocuboidea: Üç kuneiform ve kuboid kemik
birbirleriyle art. plana grubu eklemler oluştururlar.
artt. intercuneiformes
art. cuneocuboidea
Bağları; ligg. intercuneiformia dorsalia, ligg. intercuneiformia
plantaria ve ligg. intercuneiformia interossea’dır.
Artt. tarsometatarsales
Artt. intermetatarsales: Metatarsal kemiklerin bazislerinin yan yüzlerinin
birbirleriyle yaptığı art. plana grubu eklemlerdir. Bağları artt.
intermetatarsales ve artt. metatarsophalangeales’in bağları ortaktır.
Artt. intermetatarsales
Artt. metatarsophalangea: Eklem yüzlerini I-V ossa metatarsi’nin distal uçları
ile I-V phalanx proximalis’lerin proksimal uçları oluşturur. Eklem yüzleri
açısından spheroidea grubu eklemlere benzerler, fakat tam küremsi eklem
özelliklerini göstermediklerinden, art. ellipsoidea gibi hareket ederler.
Artt. metatarsophalangea
Bağları:
Capsula articularis
Ligg. plantaria
Lig. metatarsale transversum profundum
Ligg. collateralia
Hareketleri: Eldeki eklemlerin hareketlerine benzemekle beraber, ayakta
hareketler daha sınırlı olarak yapılabilir.
Ancak şunu da unutmamak gerekir ki normal olarak başparmak zaten 25 lik
bir ekstensiyon durumundadır. Bu eklemde fleksiyon esnasında bir miktar
adduksiyon, ekstensiyon esnasında ise bir miktar abduksiyon hareketi yapılır.
ossa metatarsi 4
os naviculare
talus
ossa metatarsi 2
calcaneus
ossa cuneiforme
ossa metatarsi I
Arcus transversus:
ossa metatarsi
Bu arcus’u ise ossa metatarsi ve
distal sıradaki ossa tarsi
oluşturur.
m. tibialis posterior
m. peroneus longus
Ayak ucunda yükseldiğimiz takdirde ayak kubbesini düzeltmeye zorlayan
kuvvet 4 kat artar.
*Ayak tabanındaki kavisin normal pozisyonunu kaybetmesi ve çökmesi
durumuna pes planus denir.
Pes planus kemik ve yumuşak dokulardaki konjenital değişikliklere bağlı
olarak gelişebildiği gibi fazla ayakta durma ve hızlı kilo alma gibi nedenlerle
de ortaya çıkabilir.
Cevap: B
Ayak bileğinin inversiyon tarzı burkulmalarında en sık
aşağıdaki bağlardan hangisi hasar görür? 2008
A) Ligamentum plantare longum
B) Ligamentum talofibulare anterius
C) Ligamentum talonaviculare
D) Ligamentum deltoideum
E) Ligamentum patellae
Cevap B
Diz bölgesinin lateraline bir aracın çarpması sonucu hastaneye gelen
bir kişide aşağıdaki bağlardan hangisinin hasar görmüş olma
olasılığı en yüksektir? 2007
A) Ligamentum collaterale tibiale
B) Ligamentum collaterale fibulare
C) Ligamentum popliteum obliquum
D) Ligamentum popliteum arcuatum
E) Ligamentum patellae
Cevap: A
Vertebra arkuslarını birleştiren bağ aşağıdakilerden hangisidir?
2006 Nisan
A) Ligamentum interspinalia
B) Ligamentum intertransversaria
C) Ligamentum flavum
D) Ligamentum longitudinale anterius
E) Ligamentum nuchae
Cevap: C
Aşağıdaki eklemlerden hangisi art. spheroidea
tipindedir
a)Art. radiocarpalis
b)Art. calcanocuboidea
c)Art. radioulnaris proximalis
d)Art. humeroulnaris
e)Art. coxae
Cevap: E
Aşağıdaki kaslardan hangisinin tendonu omuz ekleminin fibröz
kapsülü içinden geçer?
A) M. biceps brachii, caput longum
B) M. biceps brachii, caput breve
C) M. triceps brachii, caput longum
D) M. triceps brachii, caput mediale
E) M. triceps brachii, caput laterale
Cevap A
Omuz ekleminin sagittal ekseni etrafında kola abduksiyon
yaptıran kas aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap: E
Radius aşağıdakilerden hangisiyle eklem yapmaz? (Nisan-95)
A) Humerus
B) Ulna
C) Os scaphoideum
D) Os trapezium
E) Os lunatum
Cevap: D
Eklemlerde eklemi oluşturan yüzlerin bir arada tutulmasında aşağıdaki
faktörlerden hangisi birinci derecede etkilidir? (Nisan-88)
A)Adezyon kuvveti
B) Eklem bağlarının sağlamlığı
C) Kas kuvvetlerinin etkisi
D) Çevredeki bağ dokusunun basıncı
E) Eklem boşluğundaki negatif basınç
Cevap: E
Aşağıdakilerden hangisi menisküs içerir? (Eylül-90)
A) Art. temporomandibularis
B) Art. genus
C) Art. radioulnaris distalis
D) Art. coxae
E) Art. radioulnaris proximalis
Cevap: B
Articulatio atlantoaxialis mediana hangi tip eklemdir? (Eylül-94)
A) Troklear
B) Ellipsoid
C) Trokoid
D) Sellar
E) Sferoid
Cevap: C
Spina iliaca anterior inferior’dan başlayıp femur başını çaprazlayarak linea
intertrochanterica’ya yapışan ve femur’un hiperekstensiyonu ve lateral
rotasyonunu sınırlayan ligament hangisidir? (Eylül-96)
A) Lig. iliofemorale
B) Lig. ischiofemorale
C) Lig. pubofemorale
D) Lig. iolumbale
E) Lig. teres femoris
Cevap: A
Articulatio genus’da fleksiyon sırasında eklemin stabilizesini
sağlayan bağ hangisidir? (Nisan-98)
A)Ligg. cruciata
B) Lig. transversum genus
C) Lig. collaterale laterale
D) Lig. collaterale mediale
E) Lig. popliteum obliquum
Cevap: A
Aşağıdakilerden hangisi diz ekleminin bir iç bağıdır? (Eylül-99)
Cevap: E
Aşağıdaki arterlerden hangisi membrana atlantooccipitalis
posterior’u delerek girer? (Nisan-2000)
A) A. carotis interna
B) A. vertebralis
C) A. pharyngea ascendens
D) A. meningea posterior
E) A. occipitalis
Cevap: B
Mandibula çene eklemini hangi kemikle yapar? (Nisan-2000)
A) Temporal kemik
B) Sfenoid kemik
C) Oksipital kemik
D) Frontal kemik
E) Zigomatik kemik
Cevap: A
Aşağıdakilerden hangisi sellar tip bir eklemdir? (Nisan-2002)
A) Articulatio temporomandibularis
B) Articulatio carpometacarpalis pollicis
C) Articulatio humeri
D) Articulatio coxae
E) Articulatio genus
Cevap: B
Arteria vertebralis ve nervus suboccipitalis, aşağıdakilerden
hangisini delerek trigonum suboccipitale’ye geçer? (Nisan-2003)
Cevap: A
Aşağıdakilerden hangisi diz ekleminin dış bağlarından biri
değildir? (Eylül- 2003)
Cevap: A
Aşağıdaki eklemlerin hangisinde discus articularis bulunmaz?
(Eylül-2004)
A) Symphysis intervertebralis
B) Symphysis pubica
C) Art. sternoclavicularis
D) Art. temporomandibularis
E)Art. talocruralis
Cevap: E
SPİNAL
SİNİRLER
VE
PLEXUSLAR
Çevreden duyusal
bilginin alınması
Alınan bilginin
işlenmesi
Uygun
davranışsal
tepkinin verilmesi
MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ
Merkezi sinir sistemi:
Encephalon (tüm beyin) ve medulla
spinalis (omurilik)’i ihtiva eder.
Encephalon (tüm beyin): Kafatası
içerisindeki tüm yapıları (cerebrum,
cerebellum ve truncus encephali)
kapsar. Üç kısma ayrılarak incelenir
1-Rhombencephalon (arka beyin)
a) Myelencephalon: Medulla
oblangata
b) Metencephalon: Pons ve
cerebellum
2-Mesencephalon (orta beyin)
3-Prosencephalon (ön beyin)
a) Dincephalon
b) Telencephalon
Mesencephalon, pons ve bulbus’a
birlikte truncus encephali (beyin
sapı) denir.
MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ
Medulla spinalis: Merkezi sinir sisteminin
canalis vertebralis içerisindeki bölümüne
medulla spinalis (omurilik) denir.
Ortalama 40-45 cm uzunluğunda, 1 cm
çapında ve 30 gr ağırlığındadır. Atlas’ın üst
kenarından başlayan medulla spinalis, L1-
2 omurları arası seviyede son bulur.
Bundan dolayı omuriliğin alt kısmından
çıkan sinirler kendilerine ait foramen
intervertebrale’ye ulaşıncaya kadar
aşağıya doğru uzanırlar ve at kuyruğuna
(cauda equina) benzer bir görünüm
oluştururlar. Medulla spinalis’in alt ucuna
conus medullaris denir. Omurilik iki yerde
kalınlaşma gösterir. Bunlardan boyun
bölgesinde bulunanı intumescentia
cervicalis adını alır. Burada üst
ekstremite’ye ait sinirlerin neuronları
bulunur. İkinci genişleme ise
intumescentia lumbosacralis adını alır
ve burada alt ekstremiteye ait sinirlerin
neuronları bulunur.
PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ
Beynin tabanından çıkan sinirlere kranial Nervi craniales (kranial sinirler): Beynin
sinirler, omurilikten çıkan sinirlere ise spinal tabanından çıkarak kafatası tabanındaki
sinirler denir. deliklerden geçen 12 çift sinir vardır. Bu sinirler
önden arkaya doğru çıkış sırasını takip ederek
I’den XII’ye kadar Romen rakamlarıyla
gösterildikleri gibi yaptıkları fonksiyonlara göre de
özel olarak isim alırlar. Bu sinirlerden X. kranial
sinir (n. vagus hariç) hepsi baş ve boyunda
dağılırlar. N. vagus hem göğüste ve hem de
karında dağılır. Bu sinirlerden bir kısmı motor, bir
kısmı sensitif ve bir kısmı ise karışık lifler taşır.
Kranial sinirler önden arkaya sırasıyla:
I. n. olfactorius,
II. n. opticus,
III. n. oculomotorius,
IV. n. trochlearis,
V. n. trigeminus,
VI. n. abducens,
VII. n. facialis,
VIII. n. vestibulocochlearis,
IX. n. glossopharyngeus,
X. n. vagus,
XI. n. accessorius ve
XII. n. hypoglossus olarak isimlendirilirler.
PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ
Nervi spinales (spinal sinirler): Medulla
spinalisten (omurilikten) çıkan ön ve arka
köklerin (radix anterior ve radix posterior)
birleşmesinden meydana gelen ve foramen
intervertebrale yolu ile canalis vertebralis
dışına çıkan 31 çift spinal sinir bulunmaktadır.
Bu sinirler miks (karışık) sinirlerdir ve
içerisinde motor, sensitif ve sempatik lifler
bulunur. Sakral spinal sinirler içerisinde
parasempatik lifler de vardır.
Spinal sinirler vertebralara göre isim alırlar.
Bunlardan;
Servikal spinal sinirler (nervi cervicales) 8,
Torakal sipinal sinirler (nervi thoracales) 12,
Lumbal spinal sinirler (nervi lumbales) 5,
Sakral spinal sinirler (nervi sacrales) 5 ve
Koksigeal spinal sinirler (nervus coccygeus) 1
çifttir.
Medulla spinalis’te 33 segment bulunmasına
rağmen bu segmentlerden ayrılan 31 çift spinal
sinir vardır: 8 servikal, 12 torakal, 5 lumbal, 5 sakral
ve 1 koksigeal çift olmak üzere. Son iki koksigeal
medulla spinalis segmentinden ayrılması gereken
spinal sinirler gelişmemiştir.
Birinci servikal spinal sinir atlas ile occipital kemik
arasından, sekizinci servikal spinal sinir C7-T1
vertebraları arasından çıkarken geri kalan
bölgelerdeki spinal sinirler kendi sayılarına uyan
vertebranın aşağısından çıkarlar.
Medulla Spinalis
Medulla spinalis’in içyapısına bakarsak iç
kısmında hücre gövdelerinden oluşan
substantia grisea’yı (gri cevher) bunun
dışında ise hücrelerin uzantılarından oluşan
substantia alba’yı (beyaz cevher) görürüz.
Gri cevherin oluşturduğu çıkıntılardan öne
doğru olanı columna anterior, arkaya
doğru olanı columna posterior ve dışa
doğru olanı da columna lateralis olarak
adlandırılır.
Ağırlıklı olarak hücrelerin aksonları
tarafından oluşturulan ve inen ve çıkan
yolların bulunduğu beyaz cevher tıpkı gri
cevher gibi üç bölümde incelenir: Sulcus
anterolateralis’in iç bölümündeki funiculus
anterior, sulcus anterolateralis ile
posterolateralis arasındaki funiculus
lateralis ve sulcus posterolateralis’in iç
bölümündeki funiculus posterior.
Medulla Spinalis
Her bir spinal sinir iki kökten
oluşur. Arka kökler (radix
posterior) duyusal karakterli
olup üzerinde ganglion spinale
bulunur, ön kökler (radix
anterior) motor karakterlidir. Ön
ve arka kökler for.
intervertebrale içerisinde
birleşerek spinal siniri oluşturur.
Her bir spinal sinir for.
intervertebrale’den çıktıktan
sonra tekrar iki dala ayrılır.
Ramus anterior ve posterior
denilen bu dallar periferik
sinirleri oluşturur. Ramus
posterior’lar ramus anterior’lara
göre göre daha ince ve kısa
olup segmental karakterlerini
korurlar. Bundan dolayı pleksus
yapmazlar.
Medulla Spinalis
Spinal sinirlerin arka dalları motor ve sensitif lifler
ihtiva eder; aynı zamanda intervertebral
eklemlerde, sırt kaslarında ve sırt derisinde
dağılırlar.
I. servikal spinal sinirin arka dalı n.
suboccipitalis adını alır. Sadece motor lif taşıyan
bu sinir derin ense kasları (m. rectus capitis
posterior major, m. rectus capitis posterior minor,
m. obliquus capitis superior, m. obliquus capitis
inferior) ve m. semispinalis capitis’i innerve eder.
II. servikal spinal sinirin arka dalı, spinal sinirlerin
arka dalları içerisinde en kalın olanıdır. I. servikal
spinal sinirden de lifler alarak iç ve dış olmak üzere
iki dala ayrılır.
İç dal (n. occipitalis major), dış daldan daha kalın
olup başın arka kısmı ile tepeye kadar olan kafa
derisini innerve eder. N. occipitalis minor ile
anastomoz yapar ve m. semispinalis capitis ile m.
obliquus capitis inferior’a motor dallar verir. N.
occipitalis minor II. servikal spinal sinirin ön
dalından oluşur.
Dış dal (r. lateralis), daha incedir ve m.
semispinalis capitis ile m. splenius capitis’e motor
dallar verir.
Medulla Spinalis
Spinal sinirlerin ön dalları (rami
anteriores nervi spinales) vücutta
dağılış bakımından arka dallara
benzemez. Ön dallar bir çok şekilde
birbirileri ile birleşerek sinir ağları
(pleksuslar) oluştururlar. Spinal
sinirlerin ön dallarının birleşmesi
sonucu altı tane pleksus meydana gelir.
Bunlar;
1.Plexus Cervicalis (C1 – C4)
2.Plexus Brachialis (C5 – T1)
3.Plexus Lumbalis (L1 – L4)
4.Plexus Sacralis (L4-5 – S3)
5.Plexus Pudendalis (S2 – S4)
6.Plexus coccygeus (N.coccygeus) (S4S5)
Yalnızca torakal spinal sinirlerin ön
dalları pleksus yapacak şekilde birbirleri
ile birleşmediklerinden dolayı bunlara
nn. intercostales denir. Bu sinirler kendi
segmentlerindeki eklemlerde, kaslarda
ve deride dağılırlar. Sonuncu torakal
spinal sinirin ön dalına n.subcostalis
ismi verilir.
Plexus Cervicalis
İlk dört servikal spinal sinirin ön dallarının birleşmesiyle
oluşan plexus cervicalis boyun kasları ve derisinin
innervasyonunun yanı sıra diaphragma’nın da motor
innervasyonunu sağlar. Plexus cervicalis’in dalları:
I-Kranial sinirlerle olan bağlantıları;
1-n. vagus’a gönderdiği dal (C1,2): n vagus’un ggl. inferius’u ile
bağlantı kurar.
2-n. accessorius’a gönderdiği dal (C2,3,4)
3-n. hypoglossus’a gönderdiği dal (C2,3): C2 ve C3’den gelen dal (r.
descendens cervicalis) ile n. hypoglossus’un r. descendens’i
birleşerek ansa cervicalis diye adlandırılan sinir kavsini meydana
getirir.
II-Yüzeyel deri dalları; M. sternocleidomastoideus’un (SCM) arka
kenarının ortalarında yüzeye çıkar ve bu noktaya punctum
nervosum denir.
1-N. occipitalis minor (C2,3),
2-N. auricularis magnus (C2- 3)
3-N. transversus colli (C2-3)
4-N. supraclavicularis (C3-4),
III-Kaslara giden dalları;
1-Kısa dallar: M. scalenus medius, m. levator scapula, m. rectus
capitis anterior, m. rectus capitis lateralis ve m. intertransversari
cervicalis’e giden dallardır.
2Uzun dallar: Ra. sternocleidomastoideus, ra. trapezius, n.
cervicalis descendens ve n. phrenicus’dur.
Plexus Cervicalis
Plexus cervicalis’in deri dalları:
1- N. occipitalis minor (C2,3): SCM kasın arka
kenarında arkaya yukarıya doğru ilerler ve kulak
arkasındaki deride dağılır. N. occipitalis major, n.
auricularis magnus ve n. retroauricularis = n. auricularis
posterior (n. facialis’in dalı) ile sinir ağı oluşturur.
2- N. auricularis magnus (C2,3): SCM kasın üzerinde
yukarıya doğru seyreder. Angulus mandibula, kulak
memesi ve kulak arkasındaki deriyi innerve eder.
3- N. transversus colli (C2,3): N. auricularis magnus’un
altında SCM kasın üzerinde öne doğru ilerleyerek
boynun üst, ön ve dış kısmında deride dağılır.
4- Nn. supraclaviculares (C2,3): SCM kasın arka
kenarı ortasın geldikten sonra oblik olarak aşağıya doğru
ilerler, supraklavikuler bölgede platismay’ı delerek
yüzeyelleşir ve iç, orta ve dış olmak üzere üç dala ayrılır.
a-n. supraclavicularis medialis sternum yakınındaki bölgeyi
örten deride dağılır,
b-n. supraclavicularis intermedii klavikula ile m. pectoralis
major ve m. deltoideus’un klavikulaya yakın bölümlerini örten
deride dağılır.
c-n. supraclavicularis posterior (lateralis) omuzun arka üst
kısmındaki deride dağılır.
Plexus Cervicalis
N. phrenicus (Bell sinir) (C3-5): Diafragmanın motor
siniri olarak bilinir ancak sensitif lifler de içerir. M.
scalenus anterior’un arka kenarını takip eder, sonra
kasın ön yüzünde aşağıya doğru uzanır, cupula
pleurae’nın ön yüzünden, a. ve v. subclavia arasından
geçer ve toraksa girer. Her iki tarafta a. thoracica
interna’ yı takip eder. Burada a. pericardiaco-phrenica
ile beraber seyreder ve pericard ile pleura arasına
sokulur.
Sağ n. phrenicus göğüs boşluğunun üst kısmında v.
brachiocephalica dextra ile v. cava superior’un laterlinde
bulunur. Bu sinir hiatus oesophageus’dan geçerek karın
boşluğuna ulaşır.
Sol n. phrericus v. subclavia sinistra’nın arkasından ve arcus
aorta’nın dış tarafından geçer, perikard ile pleuranın arasına
sokulur. Kalbin kalbin tepesinden diafragmaya ulaşır.
N. phrenicus’un motor lifleri diafragma kasına; senstif
lifler pleura, pericard ve v. cava inferior deliği
etrafındaki peritonda dağılır. N. phrenicus diafragmayı
kaldırmak suretiyle solunum işinde önemli rol oynar.
Akciğer tüberkülozunda n. phrenicus kesilir ve böylece
akciğer az çalıştırılarak tedavi edilir.
N. phrenicus accessorii: Her zaman bulunmaz. bazen m.
subclavius’a giden sinirden, bazen de V. servikal spinal sinirden
ayrılan bir dal şeklinde görülür.
Plexus Cervicalis (özet)
Boyun bölgesinin derinliklerinde
meydana gelir.
M.sternocleidomastoideus’un
altında yer alır.
İlk 4 servikal spinal sinirin ramus
ventralis’leri tarafından oluşturulur
(C1,2,3,4).
Deri (Yüzeyel) dalları - toraksın üst
kısmı, omuz, boyun ve kulak
çevresindeki deriyi innerve eder ;
Kas (Derin) dalları –
• Rami musculares -
prevertebral kaslar ;
• Ansa cervicalis - infrahyoid
kasları innerve eder ;
• N.phrenicus
N.phrenicus – plexus cervicalis’in en
önemli dalıdır.
Diafragmanın motor ve sensitif
innervasyonunu sağlar.
3P’yi (plevra, perikard, periton)
innerve eder.
Plexus Brachialis
V., VI., VII. ve VIII. servikal spinal sinirlerin ön dalları
ve IV. servikal ile I. torakal spinal sinirin ön dallarından
ayrılan birer dalın katılması sonucu plexus brachialis
meydana gelir.
Burada altı segmentten gelen afferent ve efferent lifler
önce birbirlerine karışırlar. Daha sonra belirli kaslara
ve belirli deri bölgelerine gidecek lifler, gidecekleri
kasların menşeine göre bir araya toplanırlar ve bu
şekilde periferik sinirler meydana gelirler.
Plexus brachialis’ten çıkan periferik sinirler
torakohumeral kaslarda, omuz ve üst taraf kaslarında
ve bu kasların bulunduğu parçaları örten deride
dağılırlar.
Plexus brachialis’i oluşturan spinal sinirlerin ön dalları
for. intervertebrale’lerden çıktıktan sonra aşağıya ve
dışa doğru uzanarak birbirlerine yaklaşır ve
clavicula’nın arkasında, fossa clavicularis’te pleksus’u
meydana getirirler. Birinci costa ile m. subclavius
arasından geçtikten sonra, pleksus dışa ve aşağıya
doğru devam eder ve koltuk altı çukuruna (fossa
axillaris) gelir. Plexus brachialis’in uzunluğu 15-20 cm
kadardır.
Plexus Brachialis
Plexus brachialis’in oluşumu: Önce V. ve VI.
servikal spinal sinirlerin ön dalları, IV. servikal spinal
sinirden gelen ince bir dalla birleşerek kalın bir
demet oluştururlar. Bu demete truncus superior
(üst primer hüzme) denir. VII. servikal spinal sinir
tek başına truncus medius’u (orta pirimer hüzme)
yapar. VIII. servikal spinal sinir ile I. torakal spinal
sinirden gelen kalın bir dal birleşerek truncus
inferior’u (alt primer hüzme) oluşturur.
Bu üç kökün her biri ön ve arka olmak üzere ikişer
dala ayrılırlar. Üç kökün arka dalları birleşerek
fasciculus posterior adı verilen sekonder sinir
demetini oluştururlar. Fasciculus posterior a.
axillaris’in arkasında uzanır. Truncus superior ile
truncus medius’un ön dallarının birleşmesi ile
fasciculus lateralis adı verilen sekonder hüzme
meydana gelir. Truncus inferior’un ön dalı ise tek
başına fasciculus medialis adı verilen sekonder
hüzmeyi oluşturur.
Plexus brachialis’den çıkan periferik sinirlerin bir
bölümü radixlerden, bir bölümü trunkuslardan, diğer
bir bölümü fasikuluslardan ve son bir bölümü de
fasikulusların uç dalları olarak ayrılırlar.
Plexus Brachialis
Plexus brachialis’den ayrılan sinirleri
gruplara ayırarak seviye seviye incelersek:
1. Direkt olarak plexus’un yapısına
katılan spinal sinirlerden ayrılanlar:
M. scalenus ant./med./post. ve m.
longus colli’ye giden musküler dallar
N. phrenicus’un yapısına katılan bir dal,
Rhomboid kasları ve levator scapulae’yı
innerve eden n. dorsalis scapulae,
M. serratus anterior’un innervasyonunu
sağlayan n. thoracicus longus.
2. Trunkuslardan ayrılanlar:
M. subclavius’un innervasyonunu
sağlayan ve n. phrenicus’a
gönderebileceği dallar dolayısıyla klinik
olarak önemli olabilen n. subclavius,
N. suprascapularis: Scapula’nın üst
kenarındaki incisura scapula’nın
içerisinden geçer ve m. supraspinatus ve
infraspinatus’un innervasyonunu sağlar.
Her iki sinirde truncus superior’dan ayrılırlar.
Plexus Brachialis
3. Fasciculus medialis’den ayrılanlar:
M. pectoralis major ve minor’un
innervasyonuna katılan n. pectoralis
medialis,
Kolun iç bölümünün derisinden duyu alan n.
cutaneus brachii medialis,
Ön kolun iç bölümünün derisinden duyu alan
n. cutaneus antebrachii medialis.
Plexus brachialis’in terminal dallarından olan
n. medianus’u oluşturan dallardan biri olan
radix medialis n. mediani,
Terminal dallardan biri olan n. ulnaris.
4. Fasciculus lateralis’den ayrılanlar:
M. pectoralis major’un innervasyonuna
katılan n. pectoralis lateralis,
Plexus terminalis’in terminal dallarından olan
n. medianus’u oluşturan dallardan biri olan
radix lateralis n. mediani,
Terminal dallardan biri olan n.
musculocutaneus.
Plexus Brachialis
5. Fasciculus posterior’dan ayrılanlar:
M. subscapularis ve teres major’un
innervasyonunu sağlayan iki dal şeklinde
başlayan n. subscapularis.
N. subscapularis’in üst ve alt dalları
arasından geçerek göğüs duvarının yan
tarafında seyreden ve m. latissimus dorsi’nin
innervasyonunu sağlayan n.
thoracodorsalis.
Plexus brachialis’in en kalın dalı ve aynı
zamanda terminal dallarından biri olan n.
radialis
Terminal dallardan biri olan n. axillaris
Plexus brachialis’in üst extremitenin büyük bir
bölümünün duyusal ve motor innervasyonunu
sağlayan büyük dalları olan n. axillaris, n.
musculocutaneus, n. ulnaris, n. medianus ve
n. radialis dalları terminal dallar olarak
isimlendirilir.
Plexus Brachialis
N. axillaris: C5-6 spinal sinirlerinden
kaynaklanan axiller sinir fasciculus
posterior’dan ayrıldıktan sonra axiller
arterin arkasından seyrederek spatium
axillare laterale’den a. ve v. circumflexa
humeri posterior ile beraber geçer ve
fossa axillaris’i terk eder.
Spatium axillare laterale: dışta humerus,
içte triceps brachii’nin uzun başı, yukarıda
teres minor, aşağıda teres major arasında
sınırlanmış olan aralıktır.
Omuz eklem kapsülünün ön-alt
bölümünde dağılan eklem dalını verdikten
sonra ön ve arka dallarına ayrılır. Ön dalı
deltoideus kasının distal bölümünün motor
innervasyonunu sağlarken arka dalı
deltoideus’un yanı sıra teres minor’un de
motor innervasyonunu sağlar.
Ayrıca duyusal lifleri r. cutaneus brachii
lateralis superior adı altında kol üst-dış
bölümünün derisinde dağılır.
Plexus Brachialis
N. musculocutaneus: C5-7 spinal sinirlerden kaynaklanır.
Fasciculus lateralis’in devamı durumundadır. M. coracobrachialis’i
delerek geçtikten sonra m. biceps brachii ile m. brachialis
arasından aşağıya doğru uzanır. Bu kaslara motor dallar verir. Bu
sinir ön kolun dış kısmında el bileği eklemine kadar uzanır, bu
kısmı örten deriyi innerve eder ve n. cutaneus antebrachii
lateralis adını alır.
Plexus Brachialis
İnnervasyon
Perine’nin deri ve kaslarını innerve
eder.
Ereksiyona katkı sağlar.
Miksiyon (idrar) ve defekasyon (dışkı)
kontrolünü sağlar.
Motor, sensitif, sempatik ve
parasempatik sinir lifleri içerir.
Önemli sinirleri
N.pudendus
Nn.rectales inferiores – sadece
sensitif
Nn.perineales – mikst
N.dorsalis penis (kadında
n.clitoridis) – mikst
Plexus Coccygeus
Plexus Coccygeus:
S4-5 ve Co1 medulla
spinalis
segmentlerinden
ayrılan spinal
sinirlerden oluşan
plexus cocygeus çok
küçük bir yapıdır. Bu
plexus’un en önemli
dalı olan n.
anococcygeus
sacrotuberal
ligamenti delerek
yüzeyelleşir ve
koksigeal bölge
derisinde dağılır.
SENSİTİF SİNİRLERİN İNNERVASYON BÖLGELERİ
Sinir lifleri içerisinde motor,
sensitif, sempatik ve
parasempatik lifler karışık veya
tek olarak bulunabilir.
Sinirlerin innerve ettiği deri
sahasına dermatom denir.
Bir spinal sinirin uyardığı deri
segmentine bir üstteki ve bir
alttaki segmentlerden de sinir
atlaması olur. Bu olaya duyu
taşması (over-lapping) denir.
Böylece bir tek periferik sinirin
kesilmesi durumunda o sinire
ait deri segmentinde duyu
kaybı olmaz. Ancak duyu
azalması (hipesthesia)
meydana gelir. Komşu
segmentleri besleyen birkaç
spinal sinir kesilirse bu
durumda gerçek duyu kaybı
(anesthsia) ortaya çıkar.
SENSİTİF SİNİRLERİN İNNERVASYON BÖLGELERİ
Sinirlerin innerve ettiği deri
sahasına dermatom denir.
Bir spinal sinirin uyardığı deri
segmentine bir üstteki ve bir
alttaki segmentlerden de sinir
atlaması olur. Bu olaya duyu
taşması (over-lapping) denir.
Böylece bir tek periferik
sinirin kesilmesi durumunda o
sinire ait deri segmentinde
duyu kaybı olmaz. Ancak duyu
azalması (hipesthesia)
meydana gelir.
Komşu segmentleri besleyen
birkaç spinal sinir kesilirse bu
durumda gerçek duyu kaybı
(anesthsia) ortaya çıkar.
SENSİTİF SİNİRLERİN İNNERVASYON BÖLGELERİ
Metamer, bir spinal sinirin inerve
ettiği oluşum. Ekstremitelerde
gelişme sırasında, ekstremite
tomurcuğu boyunca metamerler
de distale doğru göç ederler.
Ekstremitenin uzun ekseni
boyunca sıralanırlar. Göç eden bu
metamerler aradan çekildiği için
ekstremitelerde göğüs ve inguinal
bölgelerde, daha alt ve daha üst
segmentler birbirine komşu olur.
Bu sahaların segmental sinir
bölgeleri keskin hatlarla
birbirinden ayrılırlar. Bu çizgilere
aksial çizgi denir. Aksial çizgide
duyu taşması olmaz. Aksial çizgi
vücudun önünde, göğüste 4.
servikal ile 2. torakal, inguinal
bölgede ise1. ve 2. lumbal ile 3.
sakral dermatomlar aksial hatlarla
komşudurlar.
Baş ve Boyun derisinin innervasyonu
Başın ön kısmı ve yüz derisi n.
trigeminus (V. kafa çifti), arka
kısmı ise C2’nin arka dalı (n.
occipitalis major) tarafından
alınır.
Boyun derisinin duyusu ise
plexus cervicalis’in deri dalları
olan n. occipitalis minor, n.
auricularis magnus, n.
transversus colli tarafından alınır.
Yine plexus cervicalis’in deri
dallarından olan nn.
supraclaviculares sternum
yakınındaki bölgeyi örten deride,
klavikula ile m. pectoralis major
ve m. deltoideus’un klavikulaya
yakın bölümlerini örten deride ve
omuzun arka üst kısmındaki
deride dağılır.
Göğüs, Karın ve Sırt derisinin
innervasyonu
Torakal spinal sinirlerin ön dalları
pleksus yapmazlar ve segmental
olarak kaburgalar arasında
uzanırlar. İlk iki sinir hem peksus
brachialis’e ve hem de göğüs
duvarına dallar verir.
Sonraki dört çifti (3-6) sadece
göğüs duvarında, sonraki beş çifti
hem göğüs (7-11) hem de karın
duvarında dağılır. Son biri (12)
karın duvarı ile inguinal bölge
derisine dallar verir.
Sırt derisini innerve eden spinal
sinirlerin arka dalları segmental
karakterini korurlar. Spinal sinirlerin
arka dalları motor ve sensitif lifler
ihtiva eder; aynı zamanda
intervertebral eklemlerde, sırt
kaslarında ve sırt derisinde
dağılırlar.
Üst Taraf derisinin innervasyonu
N. axillaris, omuz eklemine ve bu bölgeyi örten
deriye sensitif lifler verir.
N. radialis, kol ve ön kolun arka kısmı ile el
sırtının lateral yarımı derisinde dağılır.
N. musculocutaneus (n. cutaneus antebrachii
lateralis), ön kolun dış kısmında el bileği
eklemine kadar olan deriyi innerve eder.
N. cuntaneus brachi medialis, Koltuk altı çukuru
ve kolun iç kısmında dirsek eklemine kadar olan
bölgenin derisinde dağılır.
N. cutaneus antebrachi medialis, ön kolun ön-iç
kısmı derisinde dağılır.
N. ulnaris, elin medial yarımında (hypothenar
bölge derisi) ve 5. parmak ile 4. parmağın medial
yarımının derisinin duyusunu alır.
N. medianus, el bileği, avuç içinin lateral yarımı
ile 3.5 parmağın dorsal yüzündeki deriyi innerve
eder.
Alt Taraf derisinin innervasyonu
N. iliohypogastricus, gluteal bölge, inguinal bölge ve pubis
bölgesi derisine,
N. ilioinguianlais, uyluğun üst iç tarafı, penis kökü ile
skrotum’un ön tarafı derisine, mons pubis ve labium majus
derisine,
N. genitofemoralis, uyluğun ön yüzünün üst bölümü
derisine, scrotum ve labium majus’a,
N. cutaneus femoris lateralis, uyluğun ön ve dış kısmında
dize kadar olan deride,
N. obturatorius, uyluğun iç yüzünün üst kısmındaki deriye
ve diz eklemine,
N. femoralis, uyluğun ön yüzünün orta ve iç bölümünde
dize kadar olan deriye, ayrıca n. saphenus dalı bacağın iç
ön bölümü derisine,
N. cutaneus femoris posterior, Uyluğun arkasında diz
arkası çukuruna (fossa poplitea) kadar olan bölge derisine,
N. peroneus superficilais, bacağın ön dış kısmı ile I.-IV.
ayak parmaklarının üzerini örten deriye,
N. peroneus profundus, I. ve II. parmağın bir birlerine
bakan yüzlerini örten deriye,
N. suralis (n. tibialis), bacağın arka dış kısmı derisi ile
ayağın arka alt bölgesi derisine
N. plantaris medialis ve n. plantaris lateralis, ayak tabanı
derisine sensitif lifler verir.
Visceral duyular ve yansıyan ağrılar
İç organlardan gelen duyulara
visseral duyular denir.
Visseral duyuları ileten sinirler
somatik sinirler gibi medulla
spinalise arka kökten girerler.
Visseral duyular somatik
duyulardan farklı olarak çok iyi
lokalize edilemezler (yer tespiti
zayıftır).
B A Ş A R I L A R
GÖVDENİN FASIA
ve KASLARI
İLYAS UÇAR
Ahi Evran Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
GÖVDENİN FASİA VE KASLARI
m. latissimus dorsi
Ayrıca en dıştaki kas lifleri doğrudan doğruya kas lifleri
şeklinde crista iliaca ile son 3-4 kaburgadan başlar. Kas
lifleri omuza doğru bir araya toplanarak 7 cm.
uzunluğunda bir tendon oluştururarak crista tuberculi
minoris’te sonlanır.
plica axillaris posterior
fascia thoracolumbalis
Siniri: N. thoracodorsalis (n. thracolumbalis)’tir.
Görevi: Kolun en kuvvetli adduktorudur.
Öne ve yukarı doğru kalkmış kolu aşağıya ve
arkaya çeker. Aynı zamanda kolu bir miktar içe
döndürür.
Kol yukarıda sabit ise gövdeyi yukarıya doğru
çeker.
Kolumuzu yukarı kaldırdığımız zaman
kaburgalara yapışan bölümü kaburgaları yukarı
doğru çekmek suretiyle inspirasyona yardım eder.
Trigonum lumbale: Petit üçgeni: Crista
iliaca’nın hemen yukarısında bulunan bu
üçgen sahayı, aşağıda: crista iliaca,
Arkada: m. latissimus dorsi’nin alt dış kısmı,
Önde: m. obliquus externus abdominis
sınırlar.
Tabanını: m. obliquus internus abdominis
teşkil eder.
Diğer bölgelere göre daha zayıf olan bu
bölgede fıtıklar olabilir.
trigonum lumbale
crista iliaca
Oskültasyon üçgeni (X):
Scapulae’nin iç kenarı, m.
latissimus dorsi’nin üst
kenarı ve m. trapezius’un
dış kenarı arasında kalan
bu üçgenin tabanını m.
rhomboideus major yapar.
x
Burada kas tabakası daha
zayıf olduğu için
akciğerler daha rahat
dinlenir.
m. rhomboideus major
Sinirleri: Her iki kasında siniri n. dorsalis
scapulae’dir.
Görevleri: Bu iki kas scapulae’nin medial kenarını içe
doğru çekerler.
M. rhomboideus major’un alt yarısı scapulae’nın alt
ucunu içe doğru çekerek rotasyon yapmasına
yardımcı olur.
M. serratus anterior ile birlikte kasıldıklarında
scapula’yı tesbit ederler.
Şınav çekmede iş görürler.
M. levator scapulae: Boynun
arka dış tarafında bulunur.
Kısa kirişler vasıtasıyla ilk dört boyun omurunun (C1-4)
transvers çıkıntılarının arka tüberküllerinden başlar. Aşağıya
doğru birleşen bu parçalar scapulae’nin margo medialis’inin üst
bölümüne yapışarak sonlanırlar.
m. levator scapulae
Siniri: N. Dorsalis scapulae ve 3.4.
cervical spinal sinirlerin ön
dallarından gelir.
Görevi: Scapulae’nın iç kenarını
yükseltir.
M. trapezius ve m.
rhomboidei’ler ile birlikte
skapulayı içe ve yukarı çeker.
Skapula tespit edilmiş ise boynu
kendi tarafına eğer.
İki taraflı kasılırsa boynu arkaya
çeker.
M. serratus posterior superior: Rhomboid kasların derininde yer
alan dörtgen şeklinde ince bir kastır.
m. splenius capitis
M. splenius cervicis: M. splenius capitis’in
hemen aşağısında bulunur.
m. splenius cervicis
Kas 3.-6. göğüs omurlarının spinal çıkıntılarından başlar.
Dışa ve yukarı doğru uzanarak ilk 2 veya 3 boyun
omurunun transvers çıkıntılarının arka tüberküllerinde
sonlanır.
Sinirleri: 1.-4. cervical sinirlerin arka dalları.
m. splenius cervicis
Görevleri: İki kas beraber görev yaparlar. Tek taraflı
çalıştıklarında baş ve boynu aynı tarafa çeker. Yüzü
kendi tarafına döndürürler. İki taraflı kasıldığında baş
ve boyun arkaya çekerler. M. splenius cervicis başa
direkt hareket yaptırmaz.
m. splenius capitis
m. splenius cervicis
Derin grup sırt kasları: iki gruba ayrılır.
Yüzeyelde olanlar: M. erector spinae: Omurların spinal
çıkıntıları ile transvers çıkıntıları arasında kalan oluğu
doldururlar.
m. erector spinae
Bu kas aşağıda kalın ve sağlam
bir aponeurozdan başlar.
Bu aponeuroz crista sacralis
mediana, tüm bel omurlarının
ve son iki göğüs omurunun
spinal çıkıntıları ve bu
çıkıntılar arasında uzanan lig.
supraspinale’lere, crista
iliaca’nın arka yarısında
labium mediale’ye ve crista
sacralis lateralis’e tutunur.
m. erector spinae
M. erector spinae bel bölgesinin üst kısmında
dış orta ve iç olmak üzere üç bölüme ayrılır.
Dıştaki sütuna m. iliocostalis,
ortadaki sütuna m. longissimus,
içteki sütuna da m. spinalis denir.
Bu sütunlarda bulundukları bölgelere göre
kısımlara ayrılır.
m. iliocostalis
m. longissimus
m. spinalis
M. iliocostalis: M. erector spinae’nın en dıştaki
sütununu teşkil eder. Bulunduğu bölgeye göre
m. iliocostalis lumborum,
m. iliocostalis thoracis,
m. iliocostalis cervicis adını alır.
Sinirleri: Bulundukları bölgenin spinal sinirlerinin
arka dalları.
Görevi: İki taraflı kasıldığında omurgayı arkaya eğer.
Tek taraflı kasıldığında omurgayı aynı tarafa ve yana
eğer.
m. iliocostalis cervicis
m. iliocostalis thoracis
m. iliocostalis lumborum
M. longissimus: M. erector spinae’nın orta sütununu oluşturur.
Bulunduğu bölgeye göre
m. longissimus thoracis,
m. longissimus cervicis,
m. longissimus capitis adını alan üç bölümü vardır.
Sinirleri: Spinal sinirlerin arka dalları.
Görevi: İki taraflı kasıldığında omurgayı arka tarafa eğer.
Tek taraflı kasıldığında ise omurgayı aynı tarafa eğer.
M. longissimus capitis ise başa hareket yaptırır.
Tek taraflı kasıldığında başı kendi tarafına iki taraflı
kasıldığında başı arkaya çeker.
m. longissimus capitis
m. longissimus cervicis
m. longissimus thoracis
M. spinalis: M. erector spinae’nın medial bölümünü
oluşturur. Bulunduğu bölgeye göre;
m. spinalis thoracis,
m. spinalis cervicis,
m. spinalis capitis adını alan bölümleri vardır.
Ancak m. spinalis cervisis ve m. spinalis capitis m.
semispinalis ile kaynaştığı için iyi görülmez
Sinirleri: Spinal sinirlerin arka dalları.
Fonksiyonu: Omurgayı arkaya eğer.
m. spinalis capitis
m. spinalis cervicis
m. spinalis thoracis
Derinde yer alan kaslar: Üç alt gruba ayrılır.
Mm. transversospinales: Omurların transvers
çıkıntılarından başlar, yukarı ve içe doğru uzanarak
üstteki omurların spinal çıkıntılarından sonlanır.
Bu grupta m. semispinales, mm. multifidi ve mm.
rotatores bulunur.
Sinirleri: Cervical thoracal spinal sinirlerin arka
dalları.
Görevi: İki taraflı kasıldıklarında omurgayı arkaya
eğer.
Tek taraflı kasıldıklarında gövdeyi karşı tarafa eğer.
m. semispinalis thoracis
mm. multifidi
Mm. interspinales: Spinal çıkıntılar arasında bulunan
bu küçük kaslar olup boyun göğüs ve bel bölgelerinde
bulunur.
Bu nedenle
mm. interspinales cervicis,
mm. interspinales thoracis,
mm. interspinales lumborum olarak üç alt gruba ayrılır.
Sinirleri: Spinal sinirlerin arka dalları.
Görevi: Omurgayı arkaya eğerler.
mm. interspinales cervicis
trigonum suboccipitale
Üçgenin tabanında: membrana atlanta occipitalis
posterior ve atlasın processus transversus’u bulunur.
İçinden: A. V. vertebralis ve n. suboccipitalis geçer.
n. suboccipitalis
C1 ramus posterior
a. vertebralis
C2 ramus posterior
n. occipitalis major
GÖĞÜS KASLARI
VE FASYALARI
Fascia superficialis: Göğsün ön tarafındaki yüzeyel fasya,
yukarıda boyun ve üst ekstremitenin, aşağıda karın ve dış tarafta
da koltuk altı bölgesinin yüzeyel fasyası ile uzanır.
Fascia superficialis’in iki yaprağı (lamina superficialis ve lamina
profunda) arasında platysmanın alt bölümü bulunur.
Kadınlarda bu iki yaprak arasında yağ dokusu ve meme bezi
bulunur.
Fascia superficialis
Meme bezinin stromasını oluşturan bağ dokusu, meme derisini
fascia superficialis’in derin yaprağına bağlar. Bu bağlara ligg.
suspensoria (Cooper ligamenti) denir.
Fascia superficialis’in derin yaprağı ile bunun derininde bulunan
fascia profunda (fascia pectoralis) arasında fasyal bir aralık
mevcuttur. Bu aralık sayesinde meme bezi hareketlidir.
fasyal aralık
Kanser vakalarında bu aralığı oluşturan fasyalar birbirine
kaynaştığından memenin normal hareketliliği bozulur. Kanser
olayında ligg. suspensoria’da etkilendiği için ligamentlerin meme
derisine yapışan dış ucu meme derisini içe doğru çekerek çökertir.
Bunun sonucunda meme derisi portakal kabuğu gibi pürtüklü bir
görünüm alır.
Fascia pectoralis:
Fascia profunda’nın
pectoral kasları örten
bölümüdür.
İnce bir yaprak şeklinde
olan bu fasya m. pectoralis
major’un her iki yüzünü
de örter ve kas fasikülleri
arasına bölmeler gönderir.
fascia pectoralis
M. pectoralis major: Pectoral bölge kaslarının en
yüzeysel ve en büyük kasıdır. Üç parçaya
ayrılarak incelenir.
m. pectoralis major
Pars clavivularis: Clavicula’nın medial yarısının ön
yüzünden başlar.
m. pectoralis major
Pars sternocostalis: Manibrium sterni ve corpus
sterni’den ve 2.-6. kıkırdak kaburgalardan başlar.
pars sternocostalis
Pars abdominalis: Karın kaslarının aponevrozundan
(m. obliquus abdominis externus ve vagina musculi
recti abdominis) başlar.
pars abdominalis
Kas crista tuberculi majoris’te sonlanır. Alttan gelen
lifler en üstte sonlanırken üstten gelen lifler crista
tuberculi majoris’in en altında sonlanır.
m. pectoralis major
v. cephalica
Pars clavicularis, m.
deltoideus ve clavicula
arasında oluşan üçgen
aralığa trigonum
deltoidopectorale
(Mohrenheim çukuru) denir.
m. pectoralis minor
Siniri: N. pectoralis medialis
Görevi: M. serratus anterior ile birlikte scapula’yı göğüs ön
duvarı üzerinde kaydırarak öne doğru çeker. Scapula’ya rotasyon
yaptırır.
Omuz sabit olduğunda inspirasyona yardım eder. Fakat normal
solunumda görev almaz.
m. pectoralis minor
M. subclavius: Birinci kaburganın kemik kıkırdak kaburga
birleşim yerinden başlar.
Clavicula’nın dış ucunun altında bulunan tuberculum
conoideum’da sonlanır.
m. subclavius
Siniri: Plexus brachialis (fasciculus lateralis)’ten gelen bir dal
tarafından innerve edilir.
Görevi: Clavicula’yı ve omuzu aşağı ve içe doğru çekerek tespit
eder. Bu esnada clavicula ve birinci kaburga arasında bulunan
oluşumlar için bir yastık görevi görür.
m. subclavius
M. sternalis: Her insanda bulunmayan varyasyonel bir kastır.
Staernum’a paralel olarak m. pectoralis major’un iç kenarında
kıkırdak kaburgalar üzerinde aşağı doğru uzanır.
Lifleri m. sternocleidomastoideus’a ve vagina musculi recti
abdominis’e karışarak sonlanır.
m. sternalis
M. serratus anterior: Eldiven parmağı şeklindeki dişler
vasıtasıyla ilk 9 veya 10 kaburganın dış yüzünden ve kaburgalar
arasındaki fasyadan başlar.
m. serratus anterior
Geniş bir alandan başlayan kas m. subscapularis’in ön
tarafından geçerek scapula’nın iç kenarında sonlanır.
Siniri: N. thoracicus longus (Bell siniri).
Görevi: Scapula’nın rotasyonunda önemli rol oynar.
Bunun sonucu olarak kol 180o’ye kadar abduksiyon yapabilir.
M. serratus anterior mm. rhomboidei’lerin antagonistidir.
m. serratus anterior
Klinik: N. thoracicus longus
(C5-7) hasarında m. serratus
anterior felç olur.
Bu durumda skapulanın
medial kenarı göğüs
duvarından uzaklaşır.
Bu duruma Kanat scapula
(Winged scapula) denir.
Kolun baş üzerine
kaldırılması da imkansız
olur.
Mm. intercostales: İnterkostal kaslar m. intercostalis
externi, m. intercostalis interni ve m. intercostalis intimi
olmak üzere üç adettir. Bunlar solunum kaslarıdır. Tüm
interkostal kasların siniri n. interkostalis’lerdir.
mm. intercostales
Mm. intercostales externi: Tuberculum costae ile
kıkırdak kostalar arasında bulunur. Üstteki kaburganın
alt kenarından başlar. Alttaki kaburganın üst kenarında
sonlanır. Kas lifleri yukarıdan aşağıya ve dıştan içe
doğru uzanır. Kaburgaları yukarı kaldırarak
inspirasyon yaptırırlar.
m. transversus thoracis
Diaphragma: Göğüs ve karın boşluklarını birbirinden
ayıran kas ve bağ dokusundan yapılı kubbe şeklinde bir
bölmedir. Kubbenin konveks tarafı göğüs boşluğuna doğru,
konkav tarafı ise karın boşluğuna doğru bakar.
diaphragma
Diafragmanın pozisyonu solunuma, komşu olduğu
organların (özellikle mide) doluluk derecesine ve
vücudun pozisyonuna göre çok değişir.
pars sternalis
Pars costalis: Son 6 kaburgadan başlar
Pars lumbalis: Bel omurlarının her iki tarafında bulunan
crus dextrum ve crus sinistrum’dan başlar. Üç ayrı yerden
başlayan kas lifleri diafragmanın ortasında bulunan
centrum tendineum’da sonlanırlar.
pars costalis
pars lumbalis
Centrum tendineum: Diaphragma kubbesinin üst orta
bölümünde yer alan bağ dokusu özelliğindeki yapıdır. Kas lifi
ihtiva etmez. Diafragmayı oluşturan kas liflerinin devamı olan
kiriş demetlerinin ortada birleşmesiyle oluşmuştur.
centrum tendineum
Diafragmadaki geçitler: Diafragmada üç büyük geçit bulunur.
Hiatus aorticus: Üç büyük deliğin en aşağıda ve arka planda
yerleşeni olup 12. göğüs omuru seviyesinde ve orta çizginin biraz
solundadır. İçerisinden aorta ile birlikte v. azygos ve ductus
thoracicus geçer.
hiatus aorticus
Hiatus oesophagus: Diafragmanın kas bölümü içerisinde ve 10.
göğüs omuru düzeyinde bulunur. Crus dextrumun lifleri
arasında bulunan bu oval delik içerisinden oesophagus ile sağ
ve sol n. vagus geçer.
hiatus oesophagus
Foramen venae cavae: En üst seviyede bulunan delik olup 8.-9.
göğüs omurları arasındaki discus intervertebralis seviyesindedir.
Centrum tendineum’un orta ve sağ parçasının birleşim
yerindedir. Bu delikten v. cava inferior ile birlikte sağ n.
phrenicus geçer.
Siniri: N. phrenicus
Karın kasları
Karın ön ve yan duvarında
m. obliquus externus abdominis,
m. obliquus internus abdominis,
m. transversus abdominis,
m. rectus abdominis ve
m. pyramidalis olmak üzere 5 adet kas bulunur.
Karın arka duvarında ise tek bir kas
(m. quadratus lumborum) bulunur
M. obliquus externus abdominis: Karın ön ve yan duvarındaki üç
geniş ve yassı kasın en yüzeyelde bulunanıdır. Son 8 kaburganın
dış yüzünden başlar. Yukarıdan aşağı, dıştan içe ve arkadan öne
doğru uzanan kas lifleri aponevrotik bir yapıya dönüşür.
lig. inguinale
Linea alba: Sternumun
proc. xiphoideus’u ile
symphysis pubica
arasında uzanan
aponeurotik yapıdır.
m. obliquus
internus abdominis
M. cremaster: M. obliquus internus abdominis’in bazı lifleri
funiculus spermaticus etrafında aşağı doğru uzanarak m.
cremaster’i meydana getirir. Bu kas soğuk havalarda
funiculus spermaticus’u ve buna bağlı olan testisi yukarı
doğru çekerek testislerin ısısını ayarlamaya yardım eder.
funiculus spermaticus
m. cremaster
M. transversus abdominis: Karın kaslarının en derininde yer alır.
Lig. inguinale’nin dış kısmından, crista iliaca, fascia
thoracolumbalis’ten ve son 6 kaburgadan başlar. Kas lifleri öne
doğru horizontal olarak ilerler. M. rectus abdominise yaklaşınca
aponevrotik bir yapıya dönüşür. Bu aponevroz linea alba’da
sonlanır.
m. transversus abdominis
M. rectus abdominis: Karın ön duvarında bulunan uzun
bir kastır. Sağ ve sol m. rectus abdominisler arasında
orta hatta linea alba bulunur.
m. rectus abdominis
Os pubis’in üst kenarından ve symphysis pubicanın ön yüzünden
başlar. Aşağıdan yukarı doğru uzanarak 5.-7. kıkırdak
kaburgalarda ve proc. xiphoideus’ta sonlanır. Bu kas üzerinde
transvers olarak uzanan intersectio tendinea denilen kiriş yapılar
bulunur.
intersectio tendinea
M. pyramidalis: Üçgen şeklinde küçük bir kastır. Symphysis
pubicadan başlar linea albada sonlanır. Linea albayı gerer.
m. pyramidalis
funiculus spermaticus
Karın kaslarının görevleri: Karın içerisindeki basıncı
ayarlamak suretiyle karın içi organların konumunu
muhafaza eder.
m. quadratus lumborum
Diaphragma pelvis: Pelvisin ve karın boşluğunun en alt kısmı
olup huni şeklindedir. M. cocygeus, m. levator ani ve bunları
örten fascialardan oluşur. Bu yapı pelvis ve karın içerisindeki
organları taşır. Pelvis döşemesi rectum, vagina ve urethra
tarafından delinmiştir
urethra
vagina
rectum
M. levator ani: Pelvis döşemesinin büyük kısmını kapatan,
konveksliği aşağıya bakan kubbe biçiminde bir kastır. Önde pubis
arkada coccygis ve yanlarda pelvis yan duvarları arasında
gerilerek pelvis döşemesini oluşturur. Kasın üst yüzü pelvis
boşluğuna, alt yüzü fossa ischioanalis ve perine bölgesine bakar.
Kas m. pubococcygeus, ve m. iliococcygeus olmak üzere iki kısma
ayrılarak incelenir.
m. levator ani
Görevi: Pelvisteki iç organları alttan destekler. Karın içi
basıncı korur. Puborectal bölümü anüsü öne çekerek
lümenini daraltır ve inkontinansı (dışkı kaçırma) önler.
m. levator ani
M. pubococcygeus: Pubis’in arka yüzünden başlar. Anal kanalın
her iki yanından arkaya doğru uzanır. İki tarafın kasları anüs ile
os coccygis arasında tekrar birleşirler. Kas lifleri os coccygis ve
lig. anococcygeum’da sonlanırlar.
M. iliococcygeus: Spina ischiadica’dan başlar. Os coccygis’te ve
lig. anococcygeum’da sonlanır.
m. iliococcygeus
m. pubococcygeus
M. coccygeus: M. levator ani’nin arka üst tarafında bulunur. M.
levator ani ve m. priformis ile birlikte pelvis çıkışının arka
bölümünü kapatır. Üçgen şeklinde bir kastır. Spina ischiadica’dan
başlar. Sacrum’un son omuru ve os coccygis’e tutunarak sonlanır.
Görevi: Pelvis çıkışını kapatmaya yardım eder. Karın içi basıncını
korur.
Sinirleri: Plexus pudendalis
hiatus urogenitale
m. coccygeus
Diaphragma urogenitale: M. transversus perinei
profundus ile bu kasın üst ve alt yüzünü saran fascialar
birlikte diaphragma urogenitaleyi oluşturur.
m. transversus
perinei profundus
Hiatus urogenitale: M. pubococcygeus’lar arasında
kalan açıklıktır. İçerisinden urethra ve kadınlarda
vagina geçer.
hiatus urogenitale
M. bulbospongiosus: Anüsün ön tarafında sagittal yönde bulunur.
Centrum tendineum perinei’den başlar. Erkekte bulbus penis ve
corpus cavernosum peniste sonlanır. Kadınlarda ise ostium
vaginayı sarar ve clitoridiste sonlanır. Kas erkeklerde; urethra
içerisindeki muhteviyatın dışarı atılmasını sağlar. Ayrıca
ereksiyona yardım eder. Kadınlarda; ostium vaginayı daraltır.
Clitorisin ereksiyonuna yardım eder.
m. bulbospongiosus
M. ischiocavernosus: Erkeklerde crus penisleri ve kadınlarda
crus clitoridis’leri saran bu kas iskion pubis kolundan ve tuber
ischiadicum’dan başlar. Öne doğru ilerleyen kas erkeklerde
corpus cavernosum peniste, kadınlarda ise clitoriste sonlanır.
Erkeklerde penisin, kadınlarda clitorisin ereksiyon durumunu
devam ettirir.
m. ischiocavernosus
M. sphincter urethrae: Pars membranecea urethrayı saran bu kas
iskion pubis kolundan başlar. Centrum tendineum’da sonlanır.
Urethrayı daraltır. Miksiyon halinde gevşektir. Miksiyon
bitiminde urethrayı kapatır.
Sinirleri: Bu gruptaki kaslar n. pudendus tarafından innerve
edilir.
m. sphincter urethrae
m. sphincter urethrae
M. sphincter ani externus: Canalis analis’i sarar ve her taraftan
kuşatarak önde centrum tendineum perinei’de sonlanır. Diğer
kasların aksine normalde kontraksiyon halinde bulunur.
Defekasyon esnasında gevşer. (Bu kas isteğe bağlı olarak çalışır)
Siniri: N. rectalis inferior.
Fascia deltoidea
Fascia deltoidea arka tarafta oldukça kuvvetli bir yapıda olup
fascia infraspinatus ile devam eder.
Fascia deltoidea kasın tümünü sararak kas için kapalı bir bölme
oluşturur.
Fascia deltoidea
OMUZ KASLARI
Omuzda 6 adet kas bulunur.
M. deltoideus
M. subscapularis
M. supraspinatus
M. infraspinatus
M. teres major
M. teres minor
M. deltoideus: Bu kas insanlara özgü omuz
kabarıklığını yapar.
Kalın üçgen şeklinde bir kastır.
m. deltoideus
clavicula
bursa subdeltoidea
Adduksiyon hariç, kolun
Siniri: N. axillaris.
bütün hareketlerine katılır.
n. axillaris
Görevi: Kasıldığında kola abduksiyon yaptırır.
Kolun abduksiyon hareketini m. supraspinatus başlatır.
15-20 derecelik abduksiyondan sonra pars acromialis
devreye girer. Bu bölüm kolun en kuvvetli
abduktorudur.
Pars spinalis 50-60 derecelik bir abduksiyondan sonra
devreye girer.
M. deltoideus’un ön lifleri kolun fleksiyonunda ve iç
rotasyonunda m. pectoralis major’a yardım eder.
Yürüyüş esnasında üst ekstremitenin öne-arkaya
salınmasını sağlayan kastır.
Arka grup lifleri ise kolun ekstensiyonunda
ve dış rotasyonunda ve m. latissimus dorsi
ve m. teres major ile birlikte hareket eder.
M. deltoideus’un abduksiyonu 90 dereceye
kadardır.
Kolun baş üzerine kaldırılması ise m.
serratus anterior ve m. trapezius’un
çalışmasıyla olur.
M. subscapularis: Bu kası örten fasyaya fascia
subscapularis denir.
Fossa subscapularis’ten ayrıca bu kas ile m. teres major
arasında bulunan fasyadan ve kendisini bölmelere
ayıran fasyadan başlar.
m. subscapularis
m. teres major
Laterale doğru bir araya toplanan kas lifleri kirişleşerek
omuz ekleminin kapsülünde ve tuberculum minus’ta
sonlanır.
tuberculum minus
Kasın yassı kirişi ile scapula boynu arasında bursa
subtendinea musculi subscapularis bulunur. Bu bursa
omuz ekleminin boşluğu ile irtibatlıdır.
bursa subtendinea
musculi subscapularis
Görevi: Esas görevi kola iç rotasyon yaptırmaktır.
Bunun yanında humerusu cavitas glenoidalis’e doğru
çekerek omuz eklemini kuvvetlendirir. Kolun pozisyonu
diğer kaslar tarafından değiştirildikten sonra eksen ile
ilişkisi değişir ve kolun fleksiyon, ekstensiyon,
abduksiyon ve adduksiyon hareketlerine yardımcı olur.
m. subscapularis
M. supraspinatus: Fossa supraspinata’nın 2/3
medial bölümünden ve bu kası örten fasyadan
(fascia supraspinatus) başlar.
M. supraspinatus
Dışa doğru bir araya toplanan kas lifleri acromion’un
altından geçer ve tuberculum majus’ta sonlanır.
tuberculum majus
Görevi: Kolun abduksiyonunu başlatan kastır.
Omuz eklemini kuvvetlendirir.
Kola çok zayıf olarak dış rotasyonda yaptırır.
m. supraspinatus
M. infraspinatus: Fossa infraspinata’yı dolduran kalın
bir kastır. Fossa infraspinata’nın 2/3 medial kısmından
ve üzerini örten fasyadan başlar.
M. infraspinatus
Spina scapula’nın dış kenarı üzerinden geçen kirişi
omuz eklemi kapsülünü arkadan çaprazlar.
Tuberculum majus’un orta kısmında sonlanır.
tuberculum majus
Siniri: N. suprascapularis.
Görevi: Kola dış rotasyon yaptırır.
Diğer omuz kasları gibi omuz eklemini kuvvetlendirir.
N. suprascapularis
M. teres minor: Dar uzun bir kastır.
Scapula’nın dış kenarının 2/3 yukarı kısmından ve
komşu fasyalardan başlar. Kas yukarı ve dışa doğru
eğik olarak uzanır.
m. teres minor
Eklem kapsülüne yapışık olan kasın kirişi tuberculum
majus’un alt kısmında sonlanır.
m. teres minor
Görevi: Kola dış rotasyon ve zayıf olarak ta adduksiyon
yaptırır.
Omuz eklemini kuvvetlendirir.
m. teres minor
2
3
Rotator kaf (Manşet): M. supraspinatus, m.
infraspinatus, m. teres minor, m.
subscapularis’in kirişlerinin oluşturduğu
bir yapıdır.
Bu yapı omuz eklemi kapsülüne yapışarak
omuz eklemini önden, yukarıdan ve
arkadan kuvvetlendirir.
Bu yüzden omuz eklemindeki çıkıklar
genellikle koltuk altı çukuruna doğru olur.
m. supraspinatus
m. infraspinatus
m. teres minor
m. subscapularis
M. teres major: Kalın ve kısmen yassı bir kastır.
Scapulanın dış kenarının 1/3 alt kısmından, angulus
inferior’dan ve buraya komşu fasyalardan başlar.
m. teres major
Yukarı ve dış tarafa doğru uzanarak m. latissimus
dorsi’nin kirişi ile birlikte crista tuberculi minoris’te
sonlanır.
Siniri: N. subscapularis
N. subscapularis
m. teres major
Görevi: Kola iç rotasyon, adduksiyon ve ekstensiyon
yaptırır.
Rotasyon yönünden m. pectoralis major’un sinergistidir.
m. teres major
KOLUN FASYA VE Fascia brachii
KASLARI
Fascia brachii: Fascia profunda’nın
kolu örten bölümüne denir.
Yukarıda; fascia pectoralis, fascia
deltoidea ve fascia axillaris ile
Aşağıda; fascia antebrachii ile
devamlıdır.
Dirsekte olecranon ve epicondillere
tutunur.
Epicondillere yapışan kısmı margo medialis ve
margo lateralis humeri’ye tutunarak yukarı
doğru uzanır.
Bu bölümlerden dıştakine septum intermusculare
brachii laterale, İçtekine septum intermusculare
brachii mediale denir.
Böylece kolda iki kompartman oluşur.
Ön kompartmanda; flexor kaslar,
Arka kompartmanda; ise extensor kaslar yer alır.
fascia brachii
septum intermusculare
brachii laterale
septum intermusculare
brachii laterale
ön
arka
Ön kompartmanda:
M. biceps brachii
M. brachialis
M. corachobrachialis’in bir bölümü
N. ulnaris
N. medianus
A. brachialis
V. brachialis bulunur.
Arka kompartmanda:
M. triceps brachii
N. radialis
A. profunda brachii
V. profunda brachii bulunur
M. corachobrachialis: Kolun üst iç kısmında bulunur.
m. corachobrachialis
Processus corocoideus’dan başlar.
Humerus’un orta kısmının iç yüzünde m. brachialis ile
m. biceps brachii arasında sonlanır.
m. corachobrachialis
N. musculocutaneus bu kası delerek geçer.
İç yanda a. axillaris, a. brachialis, n.
musculocutaneus, n. medianus, dış yanda ise
m. biceps brachii ve m. brachialis ile
komşudur.
Siniri: N. musculocutaneus
Görevi: Kolu içe öne doğru çeker
(flexiyon) ve adduksiyon yaptırır.
N. musculocutaneus
m. corachobrachialis
M. biceps brachii:
Kolun ön yüzündeki kabarıklığı (pazı) yapar.
m. biceps brachii
Mekik şeklinde ve iki başlı bir kastır.
Caput longum: Tuberculum supraglenoidale’den uzun
bir kirişle başlar.
caput longum
Bu kiriş synovial bir kılıfla
sarılı olarak omuz ekleminin
kapsülünün içinden geçerek
sulcus intertubercularis’te
ilerler (vagina synovialis
intertubercularis).
caput longum
Caput breve: Processus
corocoideus’tan başlar.
İki baş dirsek ekleminin 7-10cm.
üstüne kadar ayrı olarak seyreder.
Burada birleşen iki baş bundan
sonra tek kas olarak aşağıya
doğru iner ve tuberositas radii’de
sonlanır.
caput breve
Bir kısım aponeurotik lifleri
aponeurosis musculi bicipitis
brachii (lacertus fibrosis) adını
alarak ön kol fasyasına yapışır.
M. biceps brachii yukarıda m.
pectoralis major ve m. deltoideus
ile örtülüdür. Kasın diğer
bölümleri yüzeyeldir. Deri ve fasya
ile örtülüdür. lacertus fibrosis
Siniri: N. musculocutaneus.
Görevi: Kol sabit ise ön kola, ön kol sabit ise kola dirsek
ekleminde fleksiyon yaptırır.
Ayrıca ön kolun en kuvvetli supinatorudur.
Caput longum kola abduksiyon, caput breve ise
adduksiyon yaptırır.
m. biceps brachii
M. brachialis: Kolun ön yüzünde ve m. biceps
brachii’nin derininde bulunur. M. biceps brachii’den
daha geniş olduğu için biceps kasının her iki yanından
görülür.
m. brachialis
Tuberositas deltoidea’nın alt tarafında, humerus’un alt
yarımından ve septum intermusculare brachii mediale
ve laterale’den başlar.
m. brachialis
Bu kas dirsek ekleminin 2.5cm. distalinde
kirişleşir ve tuberositas ulnae’ya yapışarak
sonlanır.
m. brachialis
ulna
Siniri: N. musculocutaneus
Görevi: Ön kola ve ön kol sabit ise kola dirsek
ekleminde fleksiyon yaptırır.
m. brachialis
M. triceps brachii: Kolun arka yüzünde bulunan
kalın bir kastır.
m. triceps brachii
Üç başlıdır. Caput longum, caput laterale ve caput
mediale.
caput longum
caput laterale
caput mediale
Caput longum: Tuberculum infra
glenoidale’den başlar. Burada
omuz eklemi kapsülüne
tutunmuştur.
Diğer iki baş arasında aşağı
doğru ilerler ve müşterek bir
kirişle sonlanır.
caput longum
Bu kirişe tendo musculi tiricipitis brachii denir.
caput laterale
Caput mediale: Caput longum ve caput
laterale tarafından örtülmüştür. Bu
yüzden bazı kaynaklarda derin baş
olarak da isimlendirilir.
Sulcus nervi radialis altında
humerus’un arka yüzünden, septum
intermusculare brachii mediale’nin
tümünden, septum intermusculare
brachii laterale’nin alt kısmından
başlar.
caput mediale
Tendo musculi tricipitis brachii genellikle kasın
ortalarından başlar ve iki laminadan oluşur. Yüzeyel
olanı hemen derinin altında ve kasın alt yarısındadır.
Derin olanı ise kasın içinde bulunur. Bu ki yaprak
birleşerek olecranon’da sonlanır. Bir kısım lifleri aşağı
doğru uzanarak ön kol fasyasına yapışır.
tendo musculi
tricipitis brachii
olecranon
Siniri: N. radialis
Görevi: Ön kolun en kuvvetli ekstensor kasıdır.
Uzun başı kola bir miktar adduksiyon ve
ekstensiyon yaptırır.
m. triceps brachii
caput laterale
m. triceps brachii
caput longum
caput mediale
n. radialis
a. profunda brachii
caput longum
caput laterale
Spatium axillare laterale ve mediale: M. triceps
brachii’nin uzun başı m. teres major’un arkasından ve
m. teres minor’un önünden geçerek, m. teres major ve
m. teres minor arasında kalan aralığı ikiye böler.
m. teres minor
humerus
Spatium axillare
laterale’nin içinden;
caput longum m. teres major n. axillaris ile a. v.
circumflexa humeri
posterior geçer.
Spatium axillare mediale: Bu aralığı dıştan: caput longum,
Alttan: m. teres major,
Üstten: m. teres minor sınırlar.
m. teres minor
İçinden: a. v. circumflexa
scapulae geçer.
ön
R
U
arka
ÖN KOLUN ÖN YÜZÜNDEKİ KASLAR
İki kısımda incelenir: Ön kolun ön yüzündeki yüzeyel
kaslar. Ön kolun ön yüzündeki derin kaslar
Ön kolun ön yüzündeki yüzeyel kaslar: Bu grupta
bulunan kaslar şunlardır.
M. palmaris longus
M. pronator teres
M. flexor carpi radialis
M. flexor carpi ulnaris
M. flexor digitorum superficialis
M. palmaris longus: İnce, uzun silindirik
bir kastır. Epicondylus medialis’ten ve
fascia antebrachii’den başlar.
m. palmaris longus
Uzun olan kirişi retinaculum flexorum’un üzerinden
geçerek bunun distal yarısı ile aponeurosis palmaris’te
sonlanır.
aponeurosis palmaris
M. palmaris longus sıklıkla tek veya
çift taraflı olarak bulunmayabilir.
Siniri: N. medianus
Görevi: Ele flexion yaptırır. Ön
kolun flexionuna yardımcı olur.
Aponeurosis palmarisi gerer.
M. pronator teres: İki başlı bir kastır.
m. pronator teres
Caput humerale: Daha kalın ve yüzeyel
olup epicondylus medialis’den ve buraya
komşu ön kol fasyasından başlar.
Caput ulnare: Daha zayıf olan bu kas
ulnae’nin processus coronoideus’undan
başlar.
caput ulnare
caput humerale
Radius’un dış yüzünde ve
ortalarında bulunan tuberositas
pronatoria’da sonlanır.
Siniri: N. medianus
Görevi: Pronasyon yaptırır.
Humeral baş ön kolun
fleksiyonuna yardımcı olur.
caput ulnare
caput humerale
M. flexor carpi radialis: Epicondylus
medialis’ten, fascia antebrachii’den ve
septum intermusculare’den başlar.
Siniri: N. medianus.
Görevi: Abduksiyon ve fleksiyon.
M. flexor carpi ulnaris ile birlikte ele
fleksiyon yaptırır.
M. extensor carpi radialis ile birlikte
ele radial abduksiyon yaptırır.
m. flexor carpi radialis
m. flexor carpi radialis m. palmaris longus
lig. pisohamatum
lig. pisometacarpeum
Bir kısım lifleri aponeurosis palmaris’e yapışır.
Siniri: N. ulnaris.
Görevi: Ele fleksiyon ve ulnar abduksiyon yaptırır.
m. flexor carpi ulnaris
M. flexor digitorum superficialis: Yüzeyel
kasların en derin planında yer alır. Üç başı
vardır.
a. ulnaris
caput radiale
hiatus tendineus
vinculum breve
M. flexor pollicis longus: M. flexor digitorum
profundus’un radial tarafında yer alır.
m. pronator quadratus
Ulnanın ¼ distal kısmının ön
yüzünden başlar.
Transvers olarak laterale ve
birazda distale doğru uzanarak
radius’un distal ¼ ön yüzünde
sonlanır.
m. pronator quadratus
Siniri: N. medianus
Görevi: Ön kola ve dolayısıyla
ele pronasyon yaptırmak.
m. pronator quadratus
Retinaculum flexorum ve extensorum: Fascia
antebrachii, el bileğinde transvers yönde uzanan liflerle
takviye edilerek, hareketler esnasında kas kirişlerinin
eklem ekseninden uzaklaşmasını önlemiştir.
Radius ve ulnaya yapışan bu oluşumun önde
bulunanına retinaculum flexorum denir.
retinaculum flexorum
Radius ve ulnaya yapışan bu oluşumun arkada
bulunanına retinaculum extensorum denir.
retinaculum extensorum
El bileğindeki flexor kas kirişlerinin synovial kılıfları:
Retinaculum flexorum’un altından geçen kas kirişleri
iki synovial kılıfla sarılı olarak geçer.
2
1
Bu kılıflardan büyük olanı ulnar taraftadır ve vagina
synovialis communis musculorum flexorum adını alır.
Bu kılıf içinden derin ve yüzeyel flexor kasların kirişleri
geçer.
m. brachioradialis
Crista supraepicondylaris lateralis
humeri’nin proximal 2/3’ünden ve
septum intermusculare brachii
laterale’den başlar.
m. brachioradialis
Processus styloideus radii’nin
hemen üstünde sonlanır.
m. brachioradialis
Bu kasın kirişinin ulnar tarafında
a. radialis bulunur.
m. brachioradialis
a. radialis
Siniri: N. radialis
Görevi: Ön kola fleksiyon
yaptırır.
Pronasyon durumundaki ön
kola supinasyon yaptırır.
m. brachioradialis
M. extensor carpi radialis longus: Crista
supraepicondylaris lateralis humeri’nin
1/3 distalinden, septum intermusculare
brachii laterale’den ve epicondylus
lateralis’ten başlar.
M. extensor digitorum
Kirişleri 4. kanaldan m. extensor indicis ile birlikte
geçer. Birinci phalanxın dorsaline geldiklerinde
aponeurosis dorsalis’in yapısına katılarak 2. ve 3.
phalanxta sonlanır.
M. extensor digitorum
Kas kirişleri el sırtında connexus intertendinosus
denilen yan bağlarla birbirine bağlanmıştır.
Siniri: N. radialis.
connexus intertendinosus
Görevi: Elin ve 2.-5. parmakların ekstensorudur.
Parmakların 1. phalanxına kuvvetli 2. ve 3. phalanxına
zayıf ekstensiyon yaptırır.
m. extensor digitorum
M. extensor digiti minimi: Epicondylus
laterelis’ten fascia antebrachii’den ve septum
intermusculare’den başlar.
Kirişi retinaculum extensorum’un altındaki 5.
kanaldan tek başına geçerek el sırtına gelir.
Burada iki huzmeye ayrılarak küçük parmağın
dorsal aponeurosis’inde sonlanır.
Siniri: N. radialis
Görevi: M. extensor digitorum ile birlikte
küçük parmağa ve ele ekstensiyon yaptırır.
m. extensor digiti minimi
vagina tendinis musculi
extensoris digiti minimi
M. extensor carpi ulnaris: Epicondylus
lateralis’ten ve ulna’nın arka kenarından başlar.
Kirişi retinaculam extensorum’un altındaki 6.
kanaldan geçerek 5. metacarpın basisinin dorsal
yüzünde sonlanır.
Siniri: N. radialis
Görevi: M. extensor carpi radialis longus ve
brevis ile birlikte ele ekstensiyon,
M. flexor carpi ulnaris ile birlikte ele ulnar
abduksiyon yaptırır.
m. anconeus
n. medianus
m. supinator
M. abductor pollicis longus: M. supinator’un alt
tarafında bulunur.
Radius ve ulna’nın arka yüzü ile membrana
interossea’dan başlar. Ön kolun ortalarında dışa doğru
kıvrılarak kirişleşir.
M. extensor pollicis brevis’in kirişi ile birlikte
retinaculum extensorum’un altındaki I. kanaldan
geçerek I. metacarp’ın basisinin dorsalinde sonlanır.
Siniri: N. radialis.
Görevi: Birinci metacarpa ve baş parmağa abduksiyon
ve ekstensiyon (repozisyon) yaptırır.
m. abductor pollicis longus
R
U
fovea radialis
1 2 3
m. ext. car. rad. long. 4
m. ext. car. rad. brev.
5 6
m. ext. digit.
m. ext. indi.
m. biceps brachii’nin
kirişi
m. brachioradialis
aponeurosis bicipitalis
a. radialis
ELİN KASLARI
Fascia profunda: Ön kolun ön yüzünü örten fascia profunda
avuç içinde de devam eder.
El bileğinde transvers yönde seyreden liflerle kalınlaşarak
retinaculum flexorum ve retinaculum extensorum’u oluşturur.
Avucu örten fascia profunda el sırtındaki fascia profunda ile
devam eder.
Bu fasyanın thenar kasları örten bölümüne; fascia thenaris,
hypothenar kasları örten bölümüne; fascia hypothenaris denir.
İkisi arasında kalan fasya bölümü aponeurosis palmaris’in
yapısına katılır.
Aponeurosis palmaris:
Yüzeyel ve derin olmak üzere
iki tabakadan oluşur.
Daha kalın olan yüzeyel
tabaka m. palmaris longus’un
kirişi tarafından
oluşturulurken, daha ince olan
derin tabaka fascia profunda
tarafından oluşturulur.
İki tabakanın lifleri kısmen
birbirleriyle karışmıştır.
Aponeurosis palmaris’in parmaklara uzanan lifleri arasındaki
aralıklarda transvers yönde uzanan lifler bulunur.
Bu liflere lig. metacarpale transversum superficiale denir.
aponeurosis palmaris
lig. metacarpale
transversum superficiale
Parmakların damar ve
sinirleri, aponeurosis
palmaris’in derininden
geçerek parmakların
ucuna kadar uzanır.
Aponeurosis palmiris’in
uzunlamasına seyreden
liflerinden başparmağa
giden bölümü diğer
parmaklara gidenlerden
daha zayıftır.
Aponeurosis palmaris baş parmak tarafında fascia thenaris ile
kaynaşmıştır. Bu kaynaşma yerinden derine dalarak 1.
metakarpal kemiğe tutunur. Bu bölmeye septum thenaris denir.
septum thenaris
septum hypothenaris
septum hypothenaris
orta kompartman
Orta kompartman: Radial taraftan septum
thenaris, ulnar taraftan septum hypothenaris,
yüzeyelden aponeurosis palmaris ve derinden
de flexor kas kirişlerinin derininde bulunan
fasyal membran ile sınırlandırılmıştır.
Kompartmanda; m. flexor digitorum
superficialis, m. flexor digitorum
profundus’un kirişleri, m. lumbricales’ler,
arcus palmaris superficialis n. medianus’un
palmar dalları ve n. ulnaris’in yüzeyel dalı
bulunur.
septum thenaris aponeurosis palmaris
septum hypothenaris
orta kompartman
Interosseoz (adductor) kompartman: Palmar
taraftaki kompartman ile elin dorsal tarafı
arasında m. adductor pollicis ile interosseal
kasların oluşturduğu bölmeye denir.
Dorsal taraftan fascia interossea dorsalis sınırlar,
Palmar taraftan ise m. adductor pollicis ile
interosseal kasları örten fascia interossea palmaris
sınırlar.
Bu kompartmanda 2.-5. metakarpal kemikler, tüm
interosseal kaslar, m. adductor pollicis, arcus
palmaris profundus ve n. ulnaris’in derin dalı
bulunur.
septum thenaris orta kompartman
septum hypothenaris
adductor kompartman
fascia interossea dorsalis
El sırtındaki extensor kirişlerin kompartmanı: Bu
kompartmanda extensor kas kirişleri bulunur.
Kompartmanı yüzeyelden fascia dorsalis manus,
derinden ise fascia subaponeurotica dorsalis
sınırlar.
Yüzeyden ve derininden geçen fasyalar elin yan
taraflarında birleşerek tek tabaka halinde radial
tarafta ikinci metakarpa, ulnar tarafta beşinci
metakarpa tutunur.
Proximalde ise retinaculum extensorum’un altında
birbiriyle kaynaşarak kompartmanı kapatırlar.
septum thenaris orta kompartman
eminentia thenaris
M. abductor pollicis brevis:
Bu bölgedeki en yüzeyel kas
olup ince ve yassıdır.
m. opponens pollicis
Retinaculum flexorum ve os trapezium’dan başlar.
m. opponens pollicis
Aşağı ve dış tarafa doğru
uzanarak birinci metakarpal
kemiğin radial tarafına
tutunarak sonlanır.
m. opponens pollicis
Siniri: N. medianus.
Görevi: Oppozisyon yaptırır. Birinci metakarpı ve baş
parmağı öne ve içe doğru çeker.
m. opponens pollicis
M. flexor pollicis brevis: İki bölümü
vardır.
Yüzeyel bölümü lateral tarafta
bulunur ve retinaculum flexorum ve
os trapezium’dan başlar.
Derin bölümü daha küçüktür ve
medialde bulunur. Os trapezium ve os
capitatum’dan başlar.
caput profundum
caput superficiale
İki bölüm birleşerek baş parmağın birinci falanksının
radial tarafında sonlanır. Kirişi içerisinde küçük bir
sesamoid kemik bulunur.
Caput obliquum
Caput transversum
Caput obliquum: Os capitatum’dan,
ikinci ve üçüncü metakarpların
tabanından başlar.
Caput transversum: Thenar kasların
en derin planında yer alır. Üçgen
şeklinde olan bu kas üçüncü
metakarpın distalinden başlar.
m. adductor pollicis
Baş parmağın birinci falanksının ulnar tarafında
sonlanır. Kirişi içerisinde sesamoid bir kemik bulunur.
Siniri: N. ulnaris.
Görevi: Baş parmağa adduksiyon ve oppozisyon
yaptırır.
m. adductor pollicis
Hypothenar kaslar:
m. palmaris brevis,
m. abductor digiti minimi,
m. flexor digiti minimi brevis
m. opponens digiti minimi
eminentia hypothenaris
M. palmaris brevis: Elin ulnar
tarafında derinin hemen altında
bulunan çok ince ve 4 kenarlı bir
kastır.
Retinaculum flexorum’dan ve
palmar aponeurosis’in ulnar
tarafından başlar.
m. palmaris brevism
m. palmaris brevis
mm. lumbricales
I. kas 2. parmağın, II. kas ise 3. parmağın derin flexor
kas kirişinin radial tarafından başlar.
III. ve IV. kaslar ise aralarında bulundukları
kirişlerden başlar.
2.-5. parmakların radial tarafında uzanarak dorsal
aponeurosisde sonlanır.
Sinirleri: I. ve II. kaslar n. medianus’tan, III. ve IV.
kaslar n. ulnaris’ten innerve olur.
Görevi: I. falanksa fleksiyon II. ve III. falankslara
ekstensiyon.
m. lumbricalis I
m. lumbricalis IV
m. lumbricalis III
m. lumbricalis II
Mm. interossei dorsales: Dört adettir. Metakarpların birbirine
bakan yüzlerinden iki baş ile başlar.
m. interosseus dorsalis IV
m. interosseus dorsalis I
m. interosseus dorsalis II
m. interosseus dorsalis III
I. işaret parmağının radial tarafında, II. ve III. orta
parmağın her iki yanında, IV. ise dördüncü parmağın
ulnar tarafında bulunur.
Tendonları art. carpometacarpophalengea’nın palmar
tarafından geçerek parmakların dorsal tarafına gelirler
ve dorsal aponevrozda sonlanırlar.
Sinirleri: N. ulnaris.
Görevi: Elin ortasından geçen eksene göre tutunduğu
parmağa abduksiyon yaptırır.
M. interossei palmares: Üç adettir. Metakarpal
aralıkların palmar yarısında bulunur.
m. interosseus palmaris II
m. interosseus palmaris I
I. ikinci metakarpın ulnar, II. ve III. ise sırasıyla
dördüncü ve beşinci metakarpal kemiğin radial
tarafından başlar.
Ait oldukları parmakların birinci falankslarının yan
taraflarında ve dorsal aponevrozlarında sonlanır.
Sinirleri: N. ulnaris.
Görevi: Tutundukları ikinci, dördüncü ve beşinci
parmaklara adduksiyon yaptırırlar. Birinci falankslara
fleksiyon ikinci ve üçüncü falankslara ekstensiyon
yaptırırlar.
ALT EKSTREMİTE
KASLARI
(Musculi membri inferioris)
M. psoas minor:
Başlangıç: Son thoracal ve ilk
lumbal omurlar ile bunlar arasındaki
discus’tan başlar.
Bitiş: Pecten osis pubis, eminentia
iliopubica’da sonlanır.
Siniri: N. femoralis (L1).
Görevi: Zayıf olarak gövdeyi öne
eğer.
Kalçanın ön tarafındaki kaslar:
M. iliacus:
Başlangıç: Fossa iliaca’nın proximal 2/3
ünden, crista iliaca’nın iç dudağından ve
sacrum ile os ilium arasındaki bağlardan
(lig. sacroiliacum anterior) başlar.
Bitiş: Trochanter minor’da sonlanır.
Siniri: N.femoralis.
Görevi: Uyluğun en kuvvetli flexorudur
ve ayrıca dış rotasyon da yaptırır.
M. iliacus ile m. psoas major, aynı yerde
sonlanmaları ve fonksiyonlarının da aynı
olması nedeniyle, ikisi birlikte m. iliopsoas
olarak isimlendirilir. M iliopsoas lifleri ile
kalça eklemi arasında bursa subtendinea
iliaca adı verilen geniş bir bursa bulunur.
Kalçanın arka tarfındaki kaslar
M.gluteus maximus:
Başlangıç: Linea glutea posterior ve
crista iliaca’nın arasındaki sahadan,
sacrumun alt yarısının lateralinden, lig.
sacrotuberale’den, lig. sacrospinale’den
ve kası örten fascia glutea’dan başlar.
Bitiş: Kasın üst yarısı ile alt yarısının 3/4
yüzeyel bölümü kalın tendinöz bir
yapıda toplanarak trochanter major’un
üzerinden geçer ve fascia latae’nin
lateral bölümü olan tractus
iliotibialis’te sonlanır. Kasın geri kalan
1/4 alt derin kısmı ise tuberositas
glutea’da sonlanır.
Siniri: N.gluteus inferior.
Kalçanın arka tarfındaki kaslar:
M.gluteus maximus:
Görevi: Uyluğun en kuvvetli
ekstensorudur. Bu nedenle m.
iliopsoas’ın antogonistidir.
Ayrıca uyluğa dış rotasyon yaptırır.
Kasın üst yarısı sagittal eksenin
üstünden geçtiğinden uyluğa
abduksiyon, alt yarısı ise altından
geçtiğinden adduksiyon yaptırır.
Tractus iliotibialise katılan bölümü
bacağın ekstensiyonuna yardımcı olur.
Gövdeyi ayakta dik tutmada, kalça ve
diz ekleminin tespitinde, yürümede ve
merdiven çıkmada rol alır.
Kalçanın arka tarfındaki kaslar:
M. gluteus medius:
Başlangıç: Bu kas linea glutea anterior,
crista iliaca ve linea glutea posterior
arasında kalan sahadan, ayrıca üzereni
örten fascia glutea’dan başlar.
Bitiş: Lifleri kalın bir kiriş aracılığı ile
trochanter majorun lateralinde sonlanır.
Siniri: N. gluteus superior
Görevi: Uyluğun en kuvvetli
abduktorudur. Ön kısım lifleri iç
rotasyon yaptırır.
Yürüme esnasında pelvisi yere basan ayak
tarafına çekerek ağırlık merkezini basan
tarafa taşır. İki ayağımız üzerinde
durduğumuzda her iki tarafın kası da
çalışmaz.
Kalçanın arka tarfındaki kaslar:
M.gluteus minimus:
Başlangıç: Linea glutea anterior
ile inferior arasında kalan ve
arkada incissura ischiadica
major’a kadar uzanan geniş
sahadan başlar.
Bitiş: Trochanter major’un ön
tarafında sonlanır. Kalça eklemi
kapsülünede lifler gönderir.
Siniri: N.gluteus superior.
Görevi: Uyluğua abduksiyon ve
iç rotasyon yaptırır.
Kalçanın arka tarfındaki kaslar:
M.tensor fascia lata:
Başlangıç: Crista iliaca’nın ön kısmı,
spina iliaca anterior superior ve bunun
biraz aşağısından başlar.
Bitiş: Fascia latanın lateral bölümü olan
tractus iliotibialis’in iki yaprağı
arasında, uyluğun üst ve orta 1/3 ünün
birleştiği yerde fascia lata’da sonlanır.
Siniri: N. gluteus superior.
Görevi: Uyluğa abduksiyon, fleksiyon
ve iç rotasyon yaptırır.
Ayakta dik dururken tractus iliotibialis’i
gererek bacağın ekstensiyonuna yardım
eder.
Intramuscular enjection, gluteal bölgedeki kasların büyük ve
kalın olması nedeniyle geniş bir absorbsiyon yüzeyi
oluşturduğu için, genellikle bu bölgeye yapılır.
Ancak enjeksiyon yapılırken n. ischiadicus’un
lokalizasyonunu göz alınmalı ve enjeksiyon gluteal bölgenin
1/4 üst-dış kısmına yapılmalıdır.
Kalçanın arka derininde bulunan kaslar:
(Uyluğun dış rotator kasları)
a- M. priformis
b- M. gemellus superior
c- M. obturatorius internus
d- M. gemellus inferior
e- M. quadratus femoris
f- M. obturatorius externus
Uyluğun dış rotator kasları:
M.gluteus maximus’un derininde
bulunan kaslardır.
M.priformis:
Başlangıç: Foramen sacrale anteriorları
kapatmaksızın sacrumun 2-4.
segmentlerinin ön yüzünden ve spina
iliaca posterior inferior çevresinde
ilium’un dış yüzünden başlar. Pelvisi
foramen ischiadicum majus’tan terkeder.
Bitiş: Trochanter major’un üst
kenarında sonlanır.
Siniri: Plexus secralis’ten gelir.
Görevi: Ekstensiyon durumundaki
uyluğa dış rotasyon, fleksiyon
durumundaki uyluğa ise abduksiyon
yaptırır.
Uyluğun dış rotator kasları:
M.gemellus superior:
Başlangıç: Spina ischiadica’nın
dış yüzünden başlar.
Bitiş: M. obturator internus’un üst
kenarı ile kaynaşarak trochanter
major’un iç yüzünde sonlanır.
Görevleri: Extensiyon
durumundaki uyluğa dış
rotasyon, fleksiyon durumundaki
uyluğa ise biraz abduksiyon
yaptırır.
Sinirleri: Plexus sacralis’den
gelir.
Uyluğun dış rotator kasları:
M.obturatorius internus:
Başlangıç: Membrana
obturatoria’nın pelvis minor’a bakan
iç yüzünden ve bu membranın
tutunduğu kemik kenardan başlar.
Bitiş: Fossa trochanterica’nın üst
kısmında trochanter major’un iç
yüzünde sonlanır. For. ischiadicum
minus’dan geçerken inc. ischidica
minor’da kasın oturduğu yer
kıkırdakla kaplıdır.
Görevi: Extensiyon durumundaki
uyluğa dış rotasyon, flexion
durumundaki uyluğa ise abduksiyon
yaptırır.
Siniri: Plexus sacralis’den gelir.
Uyluğun dış rotator kasları:
M.gemellus inferior:
Başlangıç: Tuber
ischiadicum’dan başlar.
Bitiş: M. obturator internus’un alt
kenarı ile kaynaşarak trochanter
major’un iç yüzünde sonlanır.
Görevleri: Extensiyon
durumundaki uyluğa dış
rotasyon, fleksiyon durumundaki
uyluğa ise biraz abduksiyon
yaptırır.
Sinirleri: Plexus sacralis’den
gelir.
Uyluğun dış rotator kasları:
M.quadratus femoris:
Başlangıç: Tuber ischiadicum’un
dış yüzünden başlar
Bitiş: Crista intertrochanterica’nın
üst bölümünde sonlanır.
Görevi: Uyluğa dış rotasyon
yaptıran kasların en kuvvetlisidir.
Siniri: Plexus sacralis’den gelir.
Uyluğun dış rotator kasları:
M.obturatorius externus:
Başlangıç: Membrana obturatoria’nın dış 2/3’ünden ve buraya
komşu kemik yapıdan başlar.
Bitiş: Fossa trochanterica’da sonlanır.
Görevi: Uyluğa dış rotasyon yaptırır ve ayrıca femur başını alttan
destekler.
Siniri: N.obturatorius.
Foremen ischiadicum majus
M priformis, içinden geçtiği foremen ischiadicum majus’u ikiye
böler. Üstte kalan geçite foremen suprapiriforme, altta kalan geçite
ise foremen infrapiriforme adı verilir.
Foremen suprapiriforme’den v.a.n. glutea superior, foremen
infrapiriforme’den ise v.a.n. glutea inferior, a.v. pudenda interna, n.
ischiadicus ve n. cuteneus femoris posterior geçer.
Membrana obturatoria
Membrana obturatoria: Yukarıda tuberculum obturatorium
anterius ve posterius’a tutunarak başlayan ve sulcus obturatorius
hariç foremen obturatorium’u kapatan ince fibröz bir membrandır.
Bu membran sulcus obturatorius’u bir kanal haline dönüştürür
(canalis obturatorius) ve bu kanaldan a.v. obturatoria ve n.
obturatorius geçer.
UYLUK KASLARI
Uyluğun ön yüzündeki kaslar:
a-M. sartorius
b-M. quadriceps femoris
c-M. articularis genus’tur.
Uyluğun iç tarafındaki kaslar (uyluğun adductor kasları):
a- M. pectineus
b- M. gracilis
c- M. adductor longus
d- M. adductor brevis
e- M. adductor magnus’tur.
Uyluğun arka tarafındaki kaslar (iskiokurural kaslar):
Bu kaslara hamstring kaslar da denilmektedir.
a- M. biceps femoris
b- M. semitendinosus
c- M. semimembranosus
Uyluğun ön yüzündeki kaslar:
M. quadriceps femoris:
Uyluğun ön ve yan taraflarını dolduran geniş ve kalın bir kas olup
dört kasın birleşmesinden oluşur. Bu kasların başlama yerleri
farklı sonlanma yerleri ise aynıdır.
Uyluğun ön yüzündeki kaslar:
M. quadriceps femoris:
Başlangıç:
M. rectus femoris: Iki başından caput rectum’u
spina iliaca anterior inferior’dan, caput
reflexum’u ise sulcus supra acetabularis’den,
M. vastus lateralis: Linea intertrochanterica’nın
üst dış kısmı, trochanter major’un ön kısmı,
labium laterale linea aspera’nın üst yarısı ve
septum intermisculare femoris laterale’den,
M. vastus medialis: Linea intertrochanterica’nın
alt iç yarısı, labium mediale linea aspera ve
septum intermusculare femoris mediale’den,
M. vastus intermedius: Femur gövdesinin ön
ve dış yüzü ile septum intermusculare femoris
laterale’nin alt yarısından başlar.
Uyluğun ön yüzündeki kaslar:
M. quadriceps femoris:
Bitiş: Yukarıdaki dört kasın kirişleri uyluğun ön yüzünün distalinde
birleşerek kuvvetli bir kiriş oluşturur ve bu kiriş patellanın basisine
tutunur. Fakat bir kısım lifleri kesilmeksizin patellanın önünden
geçerek lig. patellaya katılır. Patellanın apexinden tuberositas tibiaya
uzanan sağlam bağa lig. patellae denir.
Uyluğun ön yüzündeki kaslar:
M. quadriceps femoris:
Görevi: Bacağın en kuvvetli extensor kası olup postural
kaslardandır. Kasın tümü bacağa extensiyon, sadece m. rectus
femoris uyluğa fleksiyon yaptırır.
Siniri: N. femoralis.
Uyluğun ön yüzündeki kaslar:
M. artiularis genus:
Küçük bir kastır. Bazan ayrı bir kas, bazanda m.vastus
intermedius’un liflerinin devamı şeklindedir.
Başlangıç: Femurun ön yüzünün distalinden başlar.
Bitiş: Diz eklemi kapsülünün üst kenarına tutunarak sonlanır.
Görevi: Dizin ekstensiyonu esnasında toplanan synovial kılıfı
yukarı çekerek eklem aralığına girmesini önler.
Siniri: N. femoralis.
Uyluğun ön yüzündeki kaslar:
M.sartorius:
Vücudun en uzun kasıdır (ort. 61
cm).
Başlangıç: Spina iliaca anterior
superior ve bunun hemen altından
başlar.
Bitiş: Yassı bir aponeuroz şekline
dönüşen son kısmı pes
anserinus’un yapısına katılır.
Görevi: Uyluğa fleksiyon,
abduksiyon ve dış rotasyon,
bacağa ise fleksiyon ve fleksiyon
pozisyonunda ise iç rotasyon
yaptırır.
Siniri: N.femoralis.
Uyluğun iç tarafındaki kaslar:
M. pectineus:
Başlangıç: Eminentia iliopubica ve tuberculum pubicum arasında
kalan pubis’in ön kısmından ve pecten ossis pubis’ten başlar.
Bitiş: Femurdaki linea pectinea’da sonlanır.
Görevi: Uyluğa adduksiyon, fleksiyon ve biraz da iç rotasyon
yaptırır.
Siniri: N. femoralis (bazan n. obturatorius’dan bir dal alabilir).
Uyluğun iç tarafındaki kaslar:
M. gracilis:
Başlangıç: Ince bir aponeuroz ile
iskion-pupis kolunun üst, symphysis
pubica’nın alt yarısından başlar.
Bitiş: Vertikal olarak aşağıya doğru
iner ve yuvarlak bir kiriş halinde iç
epikondilin arka tarafından geçerken
yassı bir aponeuroz haline dönüşür ve
ön tarafa doğru uzanarak pes
anserinus’un yapısına katılır. Bir
kısım lifleri bacak fasiasında dağılır.
Görevi: Uyluğa adduksiyon, bacağa
fleksiyon ve fleksiyon durumundaki
bacağa biraz iç rotasyon yaptırır.
Siniri: N. obturatorius.
Uyluğun iç tarafındaki kaslar:
M. adductor longus:
Başlangıç: Ramus superior
ve inferior ossis pubis’in
aralarında dar bir sahadan
kiriş bir yapı ile başlar.
Bitiş: Labium mediale linea
asperanın orta 1/3’ünde
sonlanır.
Görevi: Uyluğa adduksiyon
yaptırır. Aynı zamanda uyluğa
fleksiyon ve iç rotasyon da
yaptırdığı gösterilmiştir.
Siniri: N. obturatorius.
Uyluğun iç tarafındaki kaslar:
M. adductor brevis:
Başlangıç: Ramus inferior
ossis pupis’ten başlar.
Bitiş: Labium mediale
linea aspera’nın üst 1/3
ünde sonlanır.
Görevi: Uyluğa adduksiyon
yaptırır. Aynı zamanda
uyluğa fleksiyon ve iç
rotasyon da yaptırdığı
gösterilmiştir.
Siniri: N. obturatorius.
Uyluğun iç tarafındaki kaslar:
• M. gluteus maximus
• M. semitendinosus*
• M. semimembranosis*
• M. biceps femoris*
• M. tensor fascia
latae*
• M. gluteus medius
• M. gluteus minimus
Uyluğa dış rotasyon yaptıran kaslar
• M. sartorius*
• M. gluteus maximus
• M. priformis
• M. gemellus superior
• M. obturatorius internus
• M. gemellus inferior
• M. quadratus femoris
• M. obturatorius externus
• Dış rotasyon:
– M. biceps femoris
Trigonum femorale,
Canalis femoralis
Vagina femoralis
Canalis femoralis
Lig. lacunare
M. pectineus
• Vagina femoralis kan damarlarının duvarına yapışır.
Sınırları
üst: lig.inguinale
dış: m. sartorius’un medial kenarı
iç: m. adductor longus’un medial kenarı
tabanı: dışta m. iliopsoas, içte m. pectineus ve m.
adductor longus
Bu üçgen yapı içinde v.a.n. femoralis, bir miktar
yağ dokusu ve yüzeyel inguinal lenf nodülleri
bulunur.
Nodi inguinales
Trigonum femorale’nin üst
yarısında bulunan 12-20 adet lenf
nodülüdür. Yüzeyelde bulunanlar
(nodi inguinales superficiales) lig.
inguinale’nin hemen aşağısında ve
v. saphena magna’nın son kısmına
yakın olarak bulunan 8-12 adet lenf
nodülünden oluşur. Derinde
bulunanlar (nodi inguinales
profundi) v. femoralis’in medial
tarafında bulunur. 1-3 adettir. En
üsttekine klinikte Rosenmüller veya
Cloquet lenf nodülü de denilir.
Canalis adductorius (Hunter kanallı, subsartorial kanal)
Yeri ve sınırları:
üst ucu: trigonum femorale’nin tepesi
alt ucu: m.adductor magnus’un
distalinde bulunan hiatus tendineus
(adductorius)
ön ve dışta: m. vastus medialis
arka: yukarıda m. adductor longus,
aşağıda m. adductor magnus
içte: lamina vasoadductoria ve m.
sartorius
Bu kanaldan a.v. femoralis ve n.
saphenus geçer.
ALT EKSTREMİTE
KASLARI
(Musculi membri inferioris)
Derin grup;
M. popliteus:
Başlangıç: Femur’un dış
kondilinden ve lig. popliteum
arcuatum’dan başlar.
Bitiş: Bir kısım lifleri meniscus
lateralis’de, diğer lifleri ise tibianın
arka yüzünde linea musculi solei’nin
üstünde kalan sahada sonlanır.
Görevi: Bacağa fleksiyon, fleksiyon
pozisyonunda ise iç rotasyon
yaptırır
Siniri: N. tibialis.
Bacağın arka tarafındaki kaslar:
Derin grup;
M. flexor hallucis longus:
Başlangıç: Fibula’nın arka yüzünün
alt 2/3’unden, membrana interossea ve
septum intermusculare cruris
posterior’dan başlar.
Bitiş: Talus ve calcaneus’da bulunan aynı
isimli oluktan (sulcus tendinis musculi
flexoris hallucis longi) geçtikten sonra
ayak tabanında öne doğru uzanarak ayak
baş parmağının son falanksında
sonlanır.
Görevi: Baş parmağa ve ayağa
fleksiyon, ayrıca ayağa inversiyon
yaptırır.
Siniri: N.tibialis
Bacağın arka tarafındaki kaslar:
M. flexor digitorum longus:
Başlangıç: Tibia’nın arka yüzünde, linea
musculi solei’nin hemen altından ve
kısmen de m.tibialis posterior’u örten
fasia’dan başlar. İç malleolun arkasından
geçerek ayak tabanına gelen kasın kirişi
m.fleksor hallucis longus’un kirişini
çaprazladıktan sonra dört’e ayrılır.
Bitiş: Her bir kiriş birinci falanks hizasında
yüzeyelindeki m. fleksor digitorum
brevis’in kirişini delerek geçer ve 2-5.
parmakların distal falanksında sonlanır.
Görevi: 2-5. ayak parmaklarına ve ayağa
fleksiyon, ayrıca ayağa inversiyon yaptırır.
Siniri: N. tibialis.
Bacağın arka tarafındaki kaslar:
M. tibialis posterior:
Başlangıç: Fibula’nın üst 1/3’ünden,
tibia’nın ise arka yüzünün orta
1/3’ünden ve membrana
interossea’dan başlar.
Bitiş: Iç malleol’ün arkasından
geçtikten sonra ayak tabanında
tuberositas ossis navicularis’de
sonlanır.
Görevi: Ayağa inversiyon ve bir miktar
da plantar fleksiyon yaptırır.
Siniri: N. tibialis.
Ayak bileğine dorsal fleksiyon yaptıran
kaslar
• M. Tibialis Anterior
• M. Extensor Digitorum Longus
• M. Fibularis (Peroneus) Tertius
• M. Extensor Hallucis Longus
(assists)
Ayak bileğine plantar fleksiyon
yaptıran kaslar
• M. Gastrocnemius*
• M. Soleus
• M. Plantaris*
• M. Tibialis Posterior
• M. Flexor Digitorum Longus
• M. Flexor Hallucis Longus
• M. Peroneus Longus and
Brevis
Ayağa eversiyon yaptıran kaslar