You are on page 1of 22

Antalya Basın Tarihi

ANTALYA BASIN TARİHİ


EDİTÖR
Hasan Üstün

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ


YAYINI, 2019

KAPAK FOTOĞRAFI
Rauf Çallı Aile Arşivi
Murat Ceylani (oturan) ve Mehmet Ceylani (sol başta) önünde çalışma arkadaşlarıyla.
“Antalya Gazetesi matbaa idarehanesi 1338-1341”

GRAFİK TASARIM VE UYGULAMA


Macit Gürel

DÜZELTİ
Bünyamin Tokmak

1. BASIM: ARALIK 2019, ANTALYA


ISBN NO: 978-605-2258-11-8

BASKI
Dumat Ofset, 2477 sok. No: 6 Şaşmaz ETİMESGUT / ANKARA

Bu kitabın yayın hakları saklıdır.


Tanıtım amacıyla ve kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar dışında
kitap içeriğindeki yazı ve fotoğraflar yazarların ve yayıncıların
izni alınmadan çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.
Antalya Basın Tarihi Projesi

Proje Yürütücüsü
Bilal ARIK (Prof. Dr.)

Proje Koordinatörü ve Kitap Editörü


Hasan ÜSTÜN (Dr. Öğretim Üyesi)

Proje Danışmanları
Korkmaz ALEMDAR (Prof. Dr.), Haldun EROĞLU (Prof. Dr.),
Serdar ÖZTÜRK (Prof. Dr.).
Proje Araştırmacıları ve Kitap Yazarları
Zeki ARIKAN (Prof. Dr.), Fatih BAYRAM (Doç. Dr.), Didem ÇABUK (Dr.
Öğretim Üyesi), Duygu ÇELİKER SARAÇ (Dr. Öğretim Üyesi), Evren DAYAR
(Dr.), Güven DİNÇ (Doç. Dr.), Murad KARADUMAN (Doç. Dr.), Seyfı KILIÇ
(Dr. Öğretim Üyesi), Faysal MAYAK (Doktorant), Burak ÖZÇETİN (Doç. Dr.),
Deniz ÖZÇETİN (Dr.), Emine UÇAR İLBUĞA (Prof. Dr.), Hasan ÜSTÜN (Dr.
Öğretim Üyesi), Tülin SEPETÇİ (Dr.), Mustafa TUNCEL, Kıvanç TÜRKGELDİ
(Dr.), Gül YAŞARTÜRK (Doç. Dr.).

Proje Uzmanları
Selçuk ASLAN, Macit GÜREL (Öğr. Gör.), Suat KARADIR (Eltr. Elektronik
Müh.), Rıdvan YÜCEL (Dr. Öğr. Gör.).

Proje Destekçileri
Antalya Basın Tarihi Projesi, tüm proje ekibinin gönüllü emek katkısının yanı sıra
Akdeniz Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Koordinasyon Birimi
tarafından desteklenmiştir. BAP Proje numarası: 2011.11.0101.001. BAP Proje
onay tarihi: 07 Aralık 2014.
İçindekiler

Sunuş 9

Önsöz 11

EVREN DAYAR
Antalya’da “Lisan-ı Millet”in Doğuşu ve Basın Hayatının
İlk Yılları (1920–1927) 21

İlk Gazete: Antalya’da Anadolu


ZEKİ ARIKAN 74

İttihatçı Bir Gazeteci: Antalya Gazetesinin Kurucusu


Mehmed Emin (1878-1928)
EVREN DAYAR 82

Akdeniz Gazetesinin Kurucusu


Dr. Ferruh Niyazi (Ayoğlu)
EVREN DAYAR 90

Ticaret Mecmuası
GÜVEN DİNÇ 95

EVREN DAYAR
Tek Parti Döneminde Antalya Basın Hayatı (1927–1945) 101

Çağlayan
EVREN DAYAR 129

Türk Akdeniz
EVREN DAYAR 133

BURAK ÖZÇETİN - DUYGU ÇELİKER - TÜLİN SEPETÇİ


Çok Partili Hayata Geçiş ve Antalya Basını 143

Şelale Gazetesi
TÜLİN SEPETÇİ 176
CHP’nin Muhalefet Gazetesi: Antalya Atayolu
FAYSAL MAYAK 183

Antalya Halkevi’nin Yayımladığı


Sosyal Sanat Dergisi: Meltem (1948-1949)
FAYSAL MAYAK 189

Gazeteci Mazlum Adıson’un DP Üyeliğinden


Çıkarılışı ve Mahkûmiyeti
DUYGU ÇELİKER SARAÇ 195

1950’li Yıllarda Antalya’da Gazeteci Olmak:


Suphi Türel ve İleri Gazetesi
EVREN DAYAR 203
BURAK ÖZÇETİN - DİDEM ÇABUK - DENİZ ÖZÇETİN
1960–1980 Arasında Antalya Yerel Basını 213

Vilayetin Sesi: Hâkimiyet


GÜL YAŞARTÜRK 257

HASAN ÜSTÜN
1980 Sonrası Antalya Basını 263

EMİNE UÇAR İLBUĞA


Antalya’da Radyo ve Televizyon Yayıncılığı 343

TRT Antalya Radyosu ve Televizyonu


MUSTAFA TUNCEL 366

Art Televizyon Kanalı


EMİNE UÇAR İLBUĞA 385

MURAD KARADUMAN - SEYFİ KILIÇ - KIVANÇ TÜRKGELDİ


Antalya’da İnternet Yayıncılığı 391

HASAN ÜSTÜN
Antalya’da Gazetecilik Meslek Örgütleri 421

Bir Meslek Örgütünün Kısa Tarihçesi:


Antalya Gazeteciler Cemiyeti (1984-2014)
FATİH BAYRAM 455
ÇAĞLAYAN

Evren Dayar

Ç ağlayan dergisi 10 Aralık 1935 ile Mayıs 1944 tarihleri arasında iki farklı
dönemde yayımlandı. Aralık 1935’te başlayan ilk döneminde Çağlayan
Antalya’da tabedilip 22 sayı çıkmış, Eylül 1938’de ise yayın hayatına ara
vermişti. Derginin ikinci dönemi ise Mayıs
1943’te başlayıp Kasım 1943’te sona ermiş,
bu dönemde dergi İstanbul’da tabedilmişti.
İki farklı dönemde Çağlayan, 22’si ilk
dönemde 13’ü ikinci dönemde olmak üzere,
toplam 35 sayı yayımlanmıştı. Derginin
yıllık abone bedeli ilk çıktığı dönemde 120
kuruşken, 23-1 sayılı nüshasından itibaren
240 kuruşa yükselmişti. Çağlayan’ın
imtiyaz sahibi ve neşriyat müdürü Sıtkı
Tekeli’ydi. Fakat derginin 23. sayısından
itibaren başlayan ikinci döneminde idare
müdürlüğü görevini M. Hikmet Öner
üstlenmişti.
Çağlayan’ın imtiyaz sahibi, Antalya’nın
“ayaklı kütüphanesi” Sıtkı Tekeli’ydi
Derginin adı, Sıtkı Tekeli’nin Çağlayan’ın (Karikatür: Gazanfer Karacehennem)
ilk sayısı için kaleme aldığı makalede de
belirttiği gibi, Antalya’nın çağlayanlar
memleketi olması ve bu nedenle Antalya’da çıkan bir dergi için ancak
“Çağlayan” adının münasip bulunması gerekçesiyle verilmişti. Derginin
bir başka yazarı M. Lütfi Bahşi ise Antalya’da edebi akımların yer bulacağı
yayının adının “Çağlayan” olması gerektiğini dile getirmiştir.1
Ebatları 70 x102 mm olan Çağlayan’ın sayfa sayısı zaman içinde değişmiştir.
Yayın hayatına başladığı ilk dönemde ayda bir defa çıkması planlanmışken,
bu plana bağlı kalınmamış, örneğin derginin 4. sayısı 31 Mart 1936’da
çıktığı halde 5. sayısı Mayıs ayında basılabilmiştir. Ayrıca, derginin 15.
sayısı ile 16. sayısı arasında bir yıllık zaman farkı vardır.

1 Çağlayan, Aralık 1935.


130 antalya basın tarihi

Çağlayan’ın düzenli olarak çıkmamasının en önemli nedeni “kâğıt


buhranı”ydı. Bu konu hakkında derginin 14. sayısında yayımlanan
“Okuyucularımızla Baş Başa ” adlı makalede şunlar söylenmişti:
18. nesir mahsulünü vermesi lazım gelen dergimiz, bugün daha az
sayıya (14 sayıya) malik bulunuyor. Bunun ilk nedeni matbaamızın
taşınmış olmasıdır. İkinci nedeni ise harp malzemesinde selüloz
kullanılmasından dolayı bütün dünya basının kâğıt buhranı
geçirmesidir. Her Anadolu matbaası hatta birçok İstanbul matbaası
gibi biz de uzun süre kâğıtsız kaldık.2
Çağlayan’ın içeriğini, yayımlandığı iki farklı dönemi ayrı ayrı ele alarak
değerlendirmek gerekir. Aralık 1935 ile Eylül 1938 arasında kalan döneme
tarihlenen derginin ilk dönemi, yerel bir mecmuanın birçok özelliğine
sahipti. Derginin 12. sayısında neşredilen “Gayemiz” başlıklı makalede
de ifade edildiği üzere bu dönemde Çağlayan, Antalyalı gençleri yazı
yazmaya teşvik etme amacı gütmüş, herkesin tanıdığı imzalarla sütunlarını
süslemekten kaçınarak kendisinde yazı yazma kudreti gören gençlere
sayfalarını açmayı gaye edinmişti.3 Gerçekten de bu ilk döneminde derginin
yazar kadrosu çoğunlukla Antalyalı gençlerden oluşmuştu. Bu yazarlar
arasında; 1920’li yılların sonlarında Antalya gazetesinde de hikâyeleri
yayımlanan Dr. Nurettin Adıson, Antalya Lisesi İngilizce öğretmeni
Osman Bahadıroğlu, M. Lütfi Bahşi, bir dönem Resmi Antalya gazetesinde
de makaleleri yayımlanan halkbilimci Faruk Ediz, Maarif Müdürü (Kültür
Direktörü) Kemal Kaya, lise edebiyat öğretmeni Selim, Antalyalı şairler
Baki Suha Edipoğlu, Macit Selekler ve Şaban Tüzün gibi isimler vardı.
Bütün bu isimler Çağlayan aracılığıyla hikâyeden roman tefrikasına,
şiirden tenkite, çeviriden biyografiye varıncaya kadar edebiyatın hemen
her dalında ürünler vermiştir.4

2 Çağlayan, Şubat 1937.


3 Çağlayan, I. Kânun 1936.
4 Çağlayan’ın yazar kadrosuyla ilgili şu hususu da açıklığa kavuşturmak gerekir: Çağlayan
ve Türkakdeniz‘in yazar kadroları hemen hemen aynı olduğu için Çağlayan’ın Türkakdeniz
gibi Antalya Halkevi’nin resmi yayın vasıtası olduğu iddia edilmiştir. Ne var ki bu iddia
doğru değildir. Bkz. Dilek Metin Sert, Antalya Halkevi, Yayımlanmamış Araştırma Raporu,
Antalya: 2009, s. 34-35. Çünkü Çağlayan bağımsız bir dergi olduğunu henüz 3. sayısında
şu sözlerle ilan etmişti: “Okuma zevkini yayma ülküsü ile ilk adımını atan Çağlayan ne
bir sosyetenin ne de bir kolektif bir topluluğun malıdır. Onun tek sahibi Sıtkı Tekeli’dir.
Çağlayan sadece kendisini yaşatan Antalyalılara borçludur. Bu borcunu da her sayıda biraz
Tek Parti Döneminde Antalya Basın Hayatı (1927–1945) 131

Mayıs 1943’ten itibaren İstanbul’da tabedilerek


ikinci defa yayın hayatına başlayan dergi (her
ne kadar “Çağlayan’ın neşri elimizde olmayan
bazı zaruri sebeplerden dolayı muvakkaten
durmuştu” ifadesiyle Antalya’da tabedilen
Çağlayan’ın devamı olduğunu iddia etmiş olsa
da)5 hem biçim hem de içerik olarak tamamen
değişmişti. Derginin ikinci döneminde göze
çarpan ilk değişiklik mizanpajında olmuş,
ayrıca, arka iç kapağına reklam alınmış, giriş
bölümüne ise içindekiler sayfası eklenmişti.
Fakat tüm bu değişiklikler biçimseldi. Macit Selekler her iki döneminde
de Çağlayan’ın yazarı olmuştu
İkinci döneminde esas değişiklik derginin
içeriğinde gerçekleştirilmiş, yerel niteliğini tamamen kaybeden Çağlayan
profesyonelleşmiş, hedef kitlesi ise başta İstanbul olmak üzere genel
edebiyat âlemi olmuştu. Buna bağlı olarak Çağlayan’da makale yayımlayan
isimler de değişmişti. Bu devrede Antalya Lisesi İngilizce öğretmeni Osman
Bahadıroğlu’nun çeviri kitabının tanıtımı ile Macit Seleklerin birkaç şiiri
hariç tutulacak olursa,6 dergi, sütunlarını Antalyalı edebiyatçılardan çok
İstanbullu edebiyatçıların eleştiri ve makalelerine açmıştı. Bu dönemde
Çağlayan’da Dr. Mehmet Kaplan’ın makaleleri,7 Doç Dr. Burhanettin
Batıman’ın çevirileri,8 Avni Givda’nın şiir üzerine makaleleri yayımlanmıştı.9
Ne var ki tüm bu çabalara, içeriğinde yaşadığı değişime rağmen dergiyi
yaşatmak mümkün olmamıştır. Çağlayan, muhtemelen II. Dünya Savaşı’nın
neden olduğu iktisadi sıkıntılar nedeniyle Kasım 1943 tarihli nüshasını
yayımladıktan sonra yayın hayatından çekilmiştir.

daha tekâmüle doğru ilerlemekle ödeyecektir.” Bkz. Çağlayan, Şubat 1936.


5 Çağlayan, Mayıs 1943.
6 Çağlayan, 1 Mayıs 1944.
7 Çağlayan, I. Teşrîn 1943.
8 Çağlayan, I. Teşrîn 1943.
9 Çağlayan, 1 Mayıs 1944.
132 antalya basın tarihi

KAYNAKÇA
Çağlayan, Aralık 1935, I. Kânun 1936, Şubat 1936, Şubat 1937, Mayıs 1943, I.
Teşrîn 1943, 1 Mayıs 1944.

Sert, Dilek Metin (2009). Antalya Halkevi. Antalya Kent Müzesi Hazırlık
Araştırmaları III. Yayımlanmamış Araştırma Raporu.
TÜRK AKDENİZ

Evren Dayar

A ntalya Halkevi’nin çıkardığı Türk Akdeniz dergisi Şubat 1937’de yayın


hayatına başladı. Derginin ilk 15 sayısı Antalya İl Basımevi’nde, geri
kalan sayıları Isparta Matbaası’nda tabedildi. İlk sayıda yayımlanan Antalya
fotoğrafı ise İstanbul’da basılmıştı.1
Derginin yıllık abone ücreti ilk çıktığı
dönemde 90 kuruştu. Abone ücreti 6.
sayıdan itibaren 100 kuruşa yükselmiş
ve yayın hayatından çekilene kadar
değişmemişti. Ebatları 190 x 270 mm.
olan Türk Akdeniz, sayfa sayısı itibariyle
düzensiz bir şekilde yayımlanmıştı.
İki ayda bir yayımlanan Türk Akdeniz’in
yazı işleri müdürü Muammer
Bahşi’ydi. İlk dört sayısı Muammer
Bahşi’nin yönetiminde çıkan derginin
yazı işleri müdürü, Muammer
Bahşi’nin Kuşadası Sorgu Hâkimliği’ne
atanması üzerine değişmiş,2 sırasıyla
Kemal Kaya (5-12), Lütfü Gökçeoğlu
Mustafa Üstün Arşivi
(13-23) ve Enver Akcan (24-34) Türk
Akdeniz’in yazı işleri müdürlüğünü üstlenmişti. Derginin yazarları arasında
ise Muammer Lütfi, Kemal Kaya, Hamit Macit (Selekler), Faruk Ediz,
İsmail Hikmet, Naci Kum, Rıza Erksan, Tayyar Anakök, Süleyman Fikri
(Erten), Nevşel Tüneli, Dr. Emin Meriçlioğlu, Nuri Tarhan, Dr. A. Sami
Yen, Hasan Barloş, Osman Andıç, Cemal Gültekin, Mahir Öğütçü, Rıza
Soysal, Şaban Tüzün, Rasih Kaplan, Dr. Burhanettin Onat, Enver Akcan,
Osman Bahadıroğlu gibi isimler yer alıyordu.3

1 Resmi Antalya, 21 II. Kanun 1937.


2 Resmi Antalya, 5 Ağustos 1937.
3 Hasan Duman, “Cumhuriyet Döneminde Antalya’da Yayıncılık; Türk Akdeniz Dergisi”, Son
Bin Yılda Antalya Sempozyumu, 18-19 Aralık 2003, Haz. Necdet Ekinci ve Hatice Akın.
134 antalya basın tarihi

İlk sayısında Muammer Lütfi tarafından kaleme


alınan “Türk Akdeniz Neden Çıkıyor” başlıklı
makalede derginin niçin çıktığı izah edilmiştir.
Muammer Lütfi’nin ifade ettiğine göre Türk
Akdeniz’in yayımlanmasının en önemli nedeni
Antalya’nın eşsiz bir coğrafyaya ve oldukça eski bir
tarihe sahip olmasıydı. Türk Akdeniz, Antalya’ya
ilişkin tarihi ve coğrafi bilgilerin toplanması
suretiyle “memleketin bütün varlığını yurda
ulaştırmak” ve Antalya’yı tüm yurda tanıtmak
amacıyla neşredilecekti.4 Derginin yayın hayatına
başlamasıyla ilgili Resmi Antalya gazetesinde bir
makale kaleme alan Muharrem Önal ise Türk
Süleyman Fikri Erten Türk Akdeniz’i Antalya’nın maddi ve manevi varlığını
Akdeniz için Antalya tarihine
ilişkin makaleler kaleme almıştı.
meydana çıkaracak bir mecmua olarak takdim
etmişti.5 Derginin adı da Atatürk’ün yıllar önce
verdiği “ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” komutundan esinlenmişti.6
Türk Akdeniz, “Türk Akdeniz Neden Çıkıyor” başlıklı makalede belirtilen
derginin çıkış amaçlarına uygun bir içeriğe sahip olmuştur. Dergide; Antalya
coğrafyası, Antalya tarihine ait vesikalar, folklor, yerli etütler gibi başlıklar
altında bu konularla ilgili çeşitli yazılar neşredilmiş; derginin hikâye ve şiir
bölümlerinde ise ağırlıklı olarak Antalyalı şair ve yazarların eserlerine yer
verilmişti. Bunların dışında Annio Kallas, Jonas Lie ve Sarroe Sturlason
gibi edebiyatçıların hikâye ve masalları ile Karl Grafen Lanckoronski ve
Charles Texier gibi seyyahların Antalya ile ilgili izlenimleri de dergide
Türkçeye çevrilerek yayımlanmıştı. Ancak Türk Akdeniz’in yerel içeriği
Ülkü yazarlarından Behçet Kemal Çağlar tarafından tenkit edilmiş, dergide
sürekli olarak Antalya’nın tarihine ve coğrafyasına yer verildiği, oysa
Halkevinin çalışmaları hakkında da sık sık bilgilendirmelerin yapılması
gerektiği belirtilmişti: “Dikkat edecek olursak Türk Akdeniz’de değeri olan
yazılar, umumiyetle hemen her nüshada Antalya tarih ve coğrafyasına dair
yazılardır. Biz bu dergiden, Halkevlerimiz üzerinde çalışmayı deruhte ettiği
diğer mevzulara da yer vermesini bekliyoruz.”7

Antalya: Akdeniz Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama


Merkezi, 2006, s. 362-363.
4 Türk Akdeniz, Şubat 1937.
5 Resmi Antalya, 7 II. Kanun 1937.
6 Türk Akdeniz, Şubat 1937.
7 Dilek Metin Sert, Antalya Halkevi, Yayımlanmamış Araştırma Raporu, Antalya, 2009, s.37.
Tek Parti Döneminde Antalya Basın Hayatı (1927–1945) 135

Bu eleştiriye rağmen yayın hayatının birinci senesini bitirirken Muammer


Lütfi’nin kaleme aldığı bir makalede, derginin çıkış amacıyla uygun bir
yayıncılık yapmış olmanın mutluluğunun izlerini görmek mümkündür.
Muammer Lütfi, bir yıl önce ifade edilen “biricik dileğimiz Antalya ve
mülhakatının bu geniş varlığını bütün yurda ulaştırmaktır” vaadinin büyük
ölçüde yerine getirildiğini yazmıştı:
Onun için her sahifemizde resimlerimizle, harita ve yazılarımızla
mümkün olduğu kadar münhasıran Antalya’yı ve Türk Akdeniz’i
göstermek istedik. Tarih, coğrafya, edebiyat, folklor, kültür ve
yerli etüt vesikalarımızın mevzularında bu esası göz önünde
tutmaktayız. Yurdumuzun ilim ve sanat merkezlerinde çıkan
Ülkü gibi mecmuaların salahiyetli ve mütehassıs kalemleri, kültür
hazinemize yeni birer zenginlik bağışlayan âlim ve sanatkâr müellif
ve mütercimleri birçok eserler neşrediyorlar. Beynelmilel kültür
hareketlerine sıkı alâka ile bağlanan bu eserler, kitapsaraylarımızı
süslerken bizim böyle bir iddiaya kalkışmamız şüphesiz ki, bir
kuruntudan ileri geçemez.8
Türk Akdeniz ikinci yılına içeriğini daha da zenginleştirerek girdi. Mart
1938’de yayımlanan 7. sayıyla birlikte, “Antalya’da Köyler” başlığını taşıyan
bir bölüm dergi sayfalarında yer almaya başlamış, bu bölümde ilk olarak
Korkuteli’ne bağlı Karabayır Köyü tanıtılmıştı. Köyün coğrafi, demografik,
ekonomik ve kültürel yönlerinin ele alındığı bu tanıtım yazısı takip eden
sayıda da devam etmişti.9
Derginin Nisan 1938’de neşredilen 8. sayısında ise “Duygular ve Anılar”
başlığıyla yeni bir bölüm daha okuyucusunun karşısına çıkmıştı. Bu
bölümde yayımlanan ilk makalenin yazarı ise Dr. Burhanettin Onat’tı.10
Derginin Haziran 1938’de çıkan 9. sayısında yer alan “Antalya Muhitinin
Tarih ve Etnografyasından Bahseden Eserler Bibliyografyası” ise Antalya
hakkında yapılmış ilk bibliyografya çalışmasıydı. Bu bibliyografya sadece
Türkçe eserleri değil, Fransızca, Almanca, İngilizce ve diğer dillerde yazılan
eserleri de kapsıyordu. Bu sayıda ayrıca, Mehmet Hikmet Öner tarafından
yazılan Antalya Marşı da yer almıştı.11

8 Türk Akdeniz, I. Kanun 1937.


9 Türk Akdeniz, Mart 1938.
10 Türk Akdeniz, Nisan 1938.
11 Türk Akdeniz, Haziran 1938.
136 antalya basın tarihi

Türk Akdeniz’in 10. sayısı iki aylık periyoda uygun olarak Ağustos 1938’de
yayımlandı. Derginin bu sayısının özelliği, daha önceki sayıların içinde
yer alan “Köylerimiz” bölümünün artık bir ek olarak neşredilmesiydi.
Bu doğrultuda derginin ilk eki
Korkuteli’ne bağlı Yavuz köyünün
tanıtıldığı ek olmuştu. Bu sayıda
bir başka ek olarak “Gençler Birliği
Yasası” yayımlanmıştı. Derginin
içinde ve daha küçük boyutta
basılmış olan broşür şeklindeki
bu yasanın amacı ise “İstanbul’da
Antalyalı ve Antalya Lisesi’nden
mezun olan gençlerin üniversite
eğitimleri sırasında birbirleriyle
dayanışmalarını, birbirlerine sahip
çıkmalarını ve bu dönemi sorunsuz
geçirmelerini sağlamak”tı.12
Türk Akdeniz’in yayımlanmış tüm
sayıları içinde en kapsamlı olanı,
Ekim 1938’de Cumhuriyet’in 15.
Lütfü Gökçeoğlu tarafından CHP Genel yılı özel sayısı olarak tasarlanan ve
Sekreterliği’ne iletilen telgrafta Türk Akdeniz için
lüzum duyulan gazete kâğıdının bir türlü tedarik
dergiyle birlikte yayımlanan 11.
edilemediği dile getiriliyordu. ve 12. sayılarıydı. İstanbul Ülkü
Basımevi’nde basılan derginin
bu sayıları Cumhuriyet’in 15. yılının Antalya’daki bir muhasebesi
niteliğindeydi. Kuşe kâğıda tabedilen ve 150 sayfada 150’den fazla fotoğrafa
yer verilen bu sayıda, Antalya’da yer alan devlet kurumlarının hemen
hemen tamamı ayrıntılı bir şekilde tanıtılmıştı.13 Derginin 19. sayısında
ise dördüncü yılının muhasebesinin yapıldığı bir makale yayımlanmıştı.
Burada derginin amacı bir kere daha şu sözlerle vurgulanmıştı:
Şurası kesin olarak bilinsin ki Türk Akdeniz bu çalışmalarıyla ilim
yapacak, felsefe yaratacak değildir. Çevresinin dil, edebiyat, tarih,
tarım ve tecim varlıklarını Türk yurdunun diğer illerine tanıtacak

12 Türk Akdeniz, Ağustos 1938.


13 Türk Akdeniz, Ekim 1938.
Tek Parti Döneminde Antalya Basın Hayatı (1927–1945) 137

âlimlerimiz için değerli dokümanlar hazırlayacak ve Antalya


Halkevi’nin hareket ve faaliyetlerini canlandıracaktır.14
Üç yıldır Antalya bölgesinin tarihsel, coğrafi incelemelerine yol açan,
memleket folkloru için denemeler yapan derginin bundan sonraki
yıllarda da vazifesine, üstelik daha geniş adımlarla devam etmek azminde
olduğunun vurgulandığı bu makale, Antalya münevverlerine yapılan bir an
önce Türk Akdeniz ailesine katılma çağrısıyla sona ermiştir.
Bu iddiaya rağmen 15. sayısını yayımladıktan sonra Türk Akdeniz’in
içeriğinin eskisi kadar zengin olduğunu söylemek güçtür. Bu dönemden
itibaren derginin hem sayfa sayısı azaltılmış, hem de ekleri yayımlanmamıştı.
Bu durgunluk devresinin en önemli nedeni II. Dünya Savaşı yıllarında baş
gösteren kâğıt ve mürekkep sıkıntısıydı. Bu nedenle Türk Akdeniz Haziran
1941’de yayımlanan 23. sayısından sonra yayınına 17 ay ara vermek
zorunda kalmıştı. Derginin tekrar yayımlanması için Antalya Halkevi
Reisi Lütfü Gökçeoğlu’nın çabaları içinde bulunulan güç koşullara tanıklık
yapmaktadır. Lütfü Gökçeoğlu CHP Genel Sekreterliği’ne ilettiği 16 Nisan
1942 tarihli bir telgrafta, mecmua için lüzum duyulan gazete kâğıdının
bir türlü tedarik edilemediğini belirttikten sonra, ihtiyaç duyulan gazete
kâğıdının “Genel Sekreterlik tarafından tavassut buyrulmasını” talep
etmişti.15
Muhtemelen bu girişimin ardından Türk Akdeniz yaklaşık bir yıllık aradan
sonra, Kasım 1942’de yeniden yayınına başladığını duyurmuş,16 bu sayıyla
birlikte yeni bir sayfa düzeninde ve sayfa sayısı azalmış olarak yayınına
bir süre daha devam etmiş, fakat Temmuz 1944’te 34. sayısını neşrettikten
sonra yayın hayatına son vermişti.

14 Türk Akdeniz, Ağustos, 1940.


15 BCA. 490.01-824.258.1, lef.17.
16 Türk Akdeniz, Kasım 1942.
138 antalya basın tarihi

KAYNAKÇA

BCA. 490.01-824.258.1.
Duman, 2006. “Cumhuriyet Döneminde Antalya’da Yayıncılık; Türkakdeniz
Dergisi”. Son Bin Yılda Antalya Sempozyumu, 18-19 Aralık 2003. (haz.) Necdet
Ekinci ve Hatice Akın. Antalya: Akdeniz Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp
Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi.
Resmi Antalya; 7 II. Kânun 1937, 21 II. Kânun 1937.
Sert, Dilek Metin (2009). Antalya Halkevi. Antalya Kent Müzesi Hazırlık
Araştırmaları III. Yayımlanmamış Araştırma Raporu.
Türk Akdeniz; Şubat 1937, I. Kânun 1937, Mart 1938, Nisan 1938, Haziran 1938,
Ağustos 1938, Ekim 1938, Ağustos 1940, Kasım 1942.
1950’Lİ YILLARDA ANTALYA’DA GAZETECİ OLMAK:
SUPHİ TÜREL ve İLERİ GAZETESİ

Evren Dayar

A ntalya basın tarihinin en önemli temsilcilerinden İleri gazetesi 21


Ocak 1950’de Demokrat Parti’nin (DP) Antalya’daki sesi olarak yayın
hayatına başladı. Yazı işleri müdürü Suphi
Türel 1927 yılında Antalya’da doğmuş, ilk ve
orta tahsilini memleketinde tamamlamış,
23 yaşında gazete yöneticisi olmuş genç bir
müteşebbisti.
Antalya basın tarihi açısından İleri’nin yayın
hayatına başlaması, kentin ilk yerel gazetesi
Antalya’nın 1922 yılındaki kuruluşu kadar
önemlidir. İleri, yenilikçi içeriğiyle DP’nin
14 Mayıs 1950’de Antalya’da elde ettiği
seçim başarısı üzerinde bile etkili olmuştur.
Gerçekten de genel seçimlerden hemen önce
“siyasi demokrat gazete” alt başlığıyla yayın
hayatına başlayan İleri aracılığıyla parti, kısa
süre içinde kitlelere ulaşmayı başarmış, gazete
seçim döneminde yürütülen propaganda İleri gazetesinin yöneticisi
Suphi Türel
faaliyetinde çok önemli bir rol oynamıştır. Bu
suretle İleri, tek parti yönetiminin neden olduğu hoşnutsuzluklarla birlikte,
DP’nin Antalya’daki seçim başarısında pay sahibi olmuştur.
Gazetenin Antalya kamuoyu üzerinde yarattığı bu etkinin sırrı, birçok
yeniliğe öncülük yapmasında, Antalya basınına yeni bir soluk kazandırmış
olmasında yatar. İleri bu niteliğini sonraki birkaç senede de devam ettirmiş,
özellikle günlük olarak neşredildiği 15 Ağustos 1950’den itibaren, Suphi
Türel’in ifadesiyle “gazete tiryakiliğinin hakiki manasını idrak ettirebilecek
imkânlara kavuşmuştur.”1 Antalyalıların en çok aradığı gazete olma
iddiasını bir sonraki seneye de taşıyan İleri, DP’nin iktidara geldiği tarihin

1 İleri, 29 Ağustos 1950.


204 antalya basın tarihi

yıldönümü olan 14 Mayıs 1951’den itibaren okuyucularının huzuruna


bambaşka bir hüviyetle çıkacağını da vaat etmişti. Bu suretle 14 Mayıs,
Suphi Türel’in iddia ettiği üzere, Antalya basın tarihi açısından da önemli
bir dönüm noktası olacaktı.2
İLERİ GAZETESİNİN SAYFALARINDA SUPHİ TÜREL
1950’li yılların ilk yarısı boyunca gazetenin vaatlerini büyük ölçüde
yerine getirdiği, yenilikçi karakterini muhafaza ettiği söylenebilir. Öte
yandan, İhsan Ataöv, Enver Akcan, Nuri Dağtekin, Ferruh Niyazi Ayoğlu,
Burhanettin Onat gibi birçok ismin yazılarıyla katkı verdiği, Gazanfer
Karacehennem’in karikatürleriyle beslediği, Atina’da dahi muhabiri (Yorgi
Kasapoğlu) olan İleri’nin bu dönemde sadece Suphi Türel’in girişimlerinin
ürünü olduğunu söylemek güçtür.3 Ancak, tüm bu önemli isimlerin
varlığına rağmen gazetenin her sayfası Suphi Türel’in izini taşımış, o,
İleri’nin fevkalade etkili olduğu 1950’lerde gazetesinin en önemli ismi
olmuştur.
Gerçekten de 1950’lerin ilk yarısında İleri’nin her sayfasında Suphi
Türel’i görmek mümkündür. Örneğin, yayın hayatına başladığı günlerde
gazetenin birinci sayfasında yer alan ve vilayetin güncel sorunlarının ele
alındığı “Soruyoruz” köşesini o hazırlamıştır.4 8 Haziran 1950’den sonra ise
bu köşenin adı “Dikkatler” olmuştur.5
Suphi Türel 21 Şubat 1950 tarihli sayısıyla birlikte İleri’de “Günden Güne”
köşesini kaleme almaya başlamış; buradaki yazılarında kimi zaman gerçek
adını, kimi zaman da “Kasketli” mahlasını kullanmıştı. Bu dönemde İleri’de
mahlas isim kullanmak oldukça yaygındı ve gazetede “Kasketli” dışında;
“Çarıklı”, “Çengel”, “Şekerkamışı”,6 “Vatandaşın Sesi”, “Meşaleci”7 en çok
karşılaşılan mahlaslardı.8 “Kasketli” mahlasıyla yazdığı yazılarda Suphi
Türel geçmiş tek parti idaresini kıyasıya eleştiriyordu.9

2 İleri, 10 Mayıs 1951.


3 İleri, 3 Ağustos 1952.
4 İleri, 11 Mart 1950.
5 İleri, 8 Haziran 1950.
6 İleri, 27 Nisan 1950.
7 İleri, 16 Mart 1950.
8 İleri, 15 Haziran 1950.
9 İleri, 11 Mart 1950, 16 Mart 1950.
Çok Partili Hayata Geçiş ve Antalya Basını 205

Suphi Türel 12 Ocak 1951’den itibaren İleri’nin ilk sayfasındaki “Bir Nokta”
köşesinin de yazarı olmuştu. Bu sütunda gazetenin kuruluşunun ikinci
yıl dönümü nedeniyle yazdığı makalede, İleri’nin Antalya’nın en sevilen
gazetesi olduğunu, geride kalan iki senenin çok çetin mücadelelerle geçtiğini
söylemiş, gazetesinin “Antalya’da demokrasi davasının gerçekleşmesine
hizmet etmekten kaçınmayacağını” ve “vatandaş hürriyetlerine karşı
gelecek saldırılara karşı duracağını” belirtmişti.10 Benzer bir iddiayı, İleri’nin
üçüncü kuruluş yıldönümü nedeniyle yine aynı sütunda yayımladığı bir
diğer makalesinde de tekrar etmişti:
Kalem kavgasına bayılırım. Mizacım böyle. Belki de pek çoğu
gençliktendir. Ama gönlüm başta kendim olmak üzere kendi çatımız
altında bulunan herkesten kalemlerimizin bir takım kavgalarda
körelmemesini ister: “Bağırmayınız dostum, bu, davanızda haklı
olduğunuzu değil, sesinizin fazlalığını gösterir” diyen filozof
gibiyimdir. Bazen karşımdaki mevzuyu, üzerindeki şahıslarla
birlikte bir üzüm salkımı gibi kaldırıp yere vurmak isterim. Fakat
ilk sayımızda intişar eden sayın Ahmet Tekelioğlu’nun “Gayemiz”
başlıklı yazısındaki vaatleri ve onun hayali karşıma dikilir. Ve ben bu
sırada bir mabette dövüşürken yakalanmış çocuğa dönerim.

Fakat aynı İleri’ye, inkılâba saldırıldığını, Türkiye’nin medeniyet


yolundan çevrilmek istendiğini, Demokrat Parti’ye ve onun manevi
şahsiyetine tecavüz edildiğini haber veriniz, bakın ne oluyor. O
sakin mizaç o zaman herkesten daha kavgacıdır.11

1951 sonbaharında Suphi Türel farklı bir türle okuyucularının karşısına


çıktı. Bu dönemde İleri’de peşi sıra röportajları yayımlanmış; Ahmet
Emin Yalman ve Nadir Nadi gibi gazetecilerle yaptığı görüşmelerin yanı
sıra,12 Antalya sokaklarından derlediği hikâyeleri ve kentin sorunlarını
“Bu Şehrin İçinden” başlığıyla gazetesine taşımıştı. 7 Mayıs 1953 tarihli
İleri’de ise Nüfus Mübadelesi’nden sonra Atina’ya yerleşen Antalyalı
Rumlar hakkındaki izlenimlerini hemşerileriyle paylaştığı “Yurt Dışındaki
Antalyalılar” başlıklı uzun röportaj dizisinin ilkini yayımlamıştı.13
10 İleri, 21 Ocak, 1951.
11 İleri, 21 Ocak 1953.
12 İleri, 30 Mart 1951, 1 Nisan 1951.
13 Bu yazı dizisi gazetenin şu sayılarında yayımlanmıştı: İleri, 7 Mayıs 1953, 16 Mayıs
1953, 19 Mayıs 1953, 23 Mayıs 1953, 6 Haziran 1953, 11 Haziran 1953, 23 Haziran 1953, 27
206 antalya basın tarihi

Suphi Türel, 1950’li yıllarda gazetecilerin mesleki örgütlenmesi için de


girişimlerde bulunmuş, 1954’te kurulan Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin
yönetim kurulunda yer almış, 5 Temmuz 1954’te ise cemiyetin ikinci
başkanı seçilmişti.14
1950’LERİN İKİNCİ YARISINDA SUPHİ TÜREL
Siyasi hayatın içinde çok daha fazla yer aldığı 1950’lerin ikinci yarısından
itibaren Suphi Türel, gazeteci kimliğinden çok siyasetçi kimliğiyle öne çıktı.
27 Ocak 1954’te Antalya’da DP’nin gençlik örgütü olarak faaliyete geçen
Genç Demokratlar Kolu’nun müteşebbis heyeti içinde yer almış, daha
sonra da genel sekreteri olmuştu.15 1957’de ise DP il delegesi seçilmişti.16
Yerel siyaset içindeki etkinliğinin arttığı 1950’li yılların ikinci yarısından
itibaren Suphi Türel birçok basın davasıyla da uğraşmak zorunda kaldı.17
Ayrıca, bu dönemde saldırıya da uğramış,18 sonrasında yaşananlarla birlikte
bu saldırı (basına yönelik bir taarruz olup olmadığına ilişkin tartışmalarla
birlikte) uzunca bir süre Antalya gündemini işgal etmişti.19
Siyasi faaliyetleri dışında Suphi Türel bu dönemde bir dizi başka sahada da
etkili olmuştu. Örneğin, Antalya’da turizmin gelişmesi için Dr. Burhanettin
Onat’ın başlattığı çabaların en önemli destekçileri arasında yer almıştı.
Gazetesini bu amaçla kullanmış, Antalya’nın turizm programında ilk plana
alınması için Basın Yayın Turizm Genel Müdürlüğü nezdinde girişimlerde
bulunmuştu.20 1959’da Antalya Ticaret Odası yönetim kurulu üyesi olan
Suphi Türel, 1963’te Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin kuruluşunda
dönemin belediye başkanı Dr. Avni Tolunay’a destek vermişti.21
Bu dönemde Suphi Türel’in öne çıktığı alanlardan biri de spordu. O,
amcası Sudi Türel’in kaleciliğini yaptığı kentin köklü kulüplerinden İlk

Haziran 1953, 28 Haziran 1953.


14 Ali Rıza Gönüllü, Demokrat Parti Döneminde Antalya (1950-1960), İstanbul, 2008, s. 268.
15 Ali Rıza Gönüllü, a.g.e. s. 201.
16 Ali Rıza Gönüllü, a.g.e. s. 204.
17 Antalya, 3 Temmuz 1955, 11 Ağustos 1955, 18 Ağustos 1955, 21 Ağustos 1955, 5 Ekim
1955, 9 Ekim 1955.
18 Antalya, 28 Ekim 1955.
19 Antalya gazetesi Suphi Türel’e yapılan bu saldırının basına yönelik bir taarruz olmadığını,
münferit adi bir vaka olduğunu savunmuştu. Bkz. Antalya, 1 Kasım 1955.
20 İleri, 9 Mayıs 1951.
21 Ali Rıza Gönüllü, a.g.e. s. 300.
Çok Partili Hayata Geçiş ve Antalya Basını 207

Işık’a desteğini açıklamaktan hiçbir zaman kaçınmamış,22 21 Eylül 1952’de


de İlk Işık’ın genel sekreteri olmuştu.23 Bunların dışında 1950’li yılların
başlarında gazetesinde Antalya sporuyla ilgili birçok yazı kaleme almıştı.24
Konuyla ilgili yazdığı makalelerden birinde Antalya sporunun senelerden
beri buhran içinde olduğunu iddia etmiş, bunun en önemli nedeninin ise
“cehennemi politika mücadelesi” olduğunu söylemişti.25
Bununla birlikte, Antalya sporunun sonraki yıllarda da bu “cehennemi
politika mücadelesinin” dışında kalabildiğini söylemek güçtür. Öyle ki 17
Aralık 1950’de Mazlum Adıson’un başkanlık görevinden alınmasından
sonra İlk Işık tamamen DP’nin etkisi altına girmiş,26 Murat Yerebakan,
Atilla Konuk, Murat Binbir, Sudi Türel ve İhsan Ataöv gibi kentin önde
gelen DP’lileri kulübün yönetiminde söz sahibi olmuştu. Buna karşın CHP
Toros Spor üzerinde etkiliydi. Bu nedenle 1950’li yıllarda İleri gazetesi İlk
Işık’ı destekliyor, CHP’nin gazetesi durumunda olan Antalya ise Toros Spor
tarafında yer alıyordu. Bu desteğin en açık ifadesi ise her iki gazetenin spor
sayfalarıydı. İleri’de Toros Spor eleştirilerle kendisine yer bulurken, İlk Işık
hemen her zaman iltifatlara mazhar oluyordu.27 Tam aksi yöndeki tutum ise
Antalya gazetesinin sayfalarında sergileniyordu.28

KAYNAKÇA
Gönüllü Ali Rıza (2008). Demokrat Parti Döneminde Antalya (1950-1960).
İstanbul.
Antalya, 3 Temmuz 1955, 11 Ağustos 1955, 18 Ağustos 1955, 21 Ağustos 1955,
5 Ekim 1955, 9 Ekim 1955, 28 Ekim 1955, 1 Kasım 1955, 3 Şubat 1959, 31 Mart
1959, 10 Mayıs 1960, 14 Haziran 1966.
İleri, 11 Mart 1950, 16 Mart 1950, 27 Nisan 1950, 23 Mayıs 1950, 8 Haziran 1950,

22 İleri, 20 Ekim 1950.


23 Ali Rıza Gönüllü, a.g.e. s. 148
24 İleri, 12 Eylül 1950.
25 İleri, 23 Mayıs 1950.
26 İleri, 19 Aralık 1950.
27 İleri, 20 Haziran 1950. Toros Spor’a yönelik en ağır ithamlardan biri de, İleri’nin “Antalya
futbol tarihinde emsali görülmemiş”, “tiksinti verici hadise” olarak nitelediği ve 17-0 Toros
Spor lehine biten Toros Spor – Gençlik Spor maçından sonra ortaya atılmıştı. Maçtan sonra
Toros Spor şikecilikle suçlamıştı. Bkz. İleri, 12 Şubat 1952.
28 Antalya, 3 Şubat, 1959, 31 Mart 1959, 10 Mayıs 1960.
208 antalya basın tarihi

15 Haziran 1950, 20 Haziran 1950, 29 Ağustos 1950, 12 Eylül 1950, 20 Ekim


1950, 19 Aralık 1950, 21 Ocak 1951, 30 Mart 1951, 1 Nisan 1951, 9 Mayıs 1951,
10 Mayıs 1951, 12 Şubat 1952, 3 Ağustos 1952, 21 Ocak 1953, 7 Mayıs 1953, 16
Mayıs 1953, 19 Mayıs 1953, 23 Mayıs 1953, 6 Haziran 1953, 11 Haziran 1953, 23
Haziran 1953, 27 Haziran 1953, 28 Haziran 1953.

You might also like