Professional Documents
Culture Documents
Önsöz V—XI.
Vesikalar , • . 115-134
1
Bak. Geza Feher, Les monuments de la culture protobulgare et leurs
relations hongroises, Archaeologia Hungarica, VII, 1931, s. 168.
VI VII
devlet a n l a y ı ş ı n d a k i inkişaf ve b ü y ü k k ö y l ü kitlelerinin ziraî - iç k ı s a ve eksiktir . Her halde sırf Bulgar k a y n a k l a r ı ile i s y a n ı n
timaî durumunu tayin eden t o p r a k meseleleri dikkatle a r a ş t ı r ı l a c a k mahiyeti h a k k ı n d a d o ğ r u bir fikir edinmek m ü m k ü n d e ğ i l d i r .
olursa, b u n l a r ı n bir Bulgar r e a y a s ı meselesini ç o k t a n ortaya at Staneff, isyan sebebleri olarak a r t ı k her isyan için kılişe haline
mış b u l u n d u ğ u g ö r ü l ü r . Biz, T a n z i m a t ' ı n i l â n ı n d a n K ı r ı m harbine gelen, " t a z y i k , soygunculuk, T ü r k m e m u r l a r ı n ı n a h l a k s ı z l ı ğ ı , ver-
kadar B u l g a r l a r ı n d u r u m u n u incelerken Tanzimat İslâhatı ve top
rak meselesi ile derinden b a ğ l ı olarak bir Bulgar meselesinin 1
Aynı vesikaların suretleri Dolmabahçe Sarayında on üç defter halinde
daha. o zamanlar, İ m p a r a t o r l u k için nasıl vahim bir safhaya toplanmış bulunmaktadır. Bu defterleri bana ilk defa haber vererek çalışma
larıma çok yardım etmiş olan Maarif Vekâleti Talim ve Terbiye hey'eti üyele
g i r d i ğ i n i g ö s t e r e c e ğ i z . Kırım harbinden sonra Tanzimat ve Bul
rinden sayın Faik Reşid Unat'a ve bunlardan istifade etmekliğim için bütün ko
gar meselesi yeni b i r şekil a l d ı ğ ı n d a n 1853-1878 a r a s ı n d a k i dev laylıkları göstermiş olan millî saraylar müdürü sayın Sezai Selek'e burada bil
r e y i b a ş k a b i r tetkike b ı r a k ı y o r u z . Burada inceleyeceğimiz devir hassa teşekkürü borç bilirim. Biz etüdde esas itibariyle vesikaların Arşiv'deki
için b a ş l ı c a , B a ş v e k â l e t A r ş i v Dairesinde saklanan O s m a n l ı Dev asıllarını kullandık. Fakat .Arşivde asıllarını bulamadığımız bazı vesikalar da
leti v e s i k a l a r ı n a d a y a n d ı k . O devirde y a ş a m ı ş b a z ı Bulgar a y d ı n l a - yok değildir. Bunlar için Dolmabahçe'deki suretlerine baş vurduk. Vesikalar için
kullandığımız kısaltmalardan Arş. Arşiv numarasını, I. irade numarasını, melf.
1
melfufu göstermektedir.
Türkçede toplu olarak Bulgar tarihinden bahseden şu üç esere rastladık : 2
1—A. H. Bulgar tarihi, Trabzon, 1326. - Menşe'den XIX. asır ortalarına kadar Geschichte der Bulgaren, Leipzig ve Prag, 1876.
3
gelen eser şuradan buradan tertipsiz bir şekilde yapılmış bir toplamadan ibaret Blgarija pod igo, Vazrazdane i osvobozdenie, Sofya, 1935 ( Bulgarca ).
tir; 2— H . Zeki, muhtasar Bulgar tarihi, Filibe 1912 - Bulgaristanda İslâm mek * Vidin isyanı üzerine V. Todorof'un Bulgarca Vidinsko vzstanie ( Sofya
tepleri için yazılmıştır; 3— M. Şeref, Bulgarlar ve Bulgar devleti, Ankara 1934. 1924-1925 ) adlı monografisini mâalesef temin edemedik. N. Staneff, yukarda
- ilmî değeri yoktur. adı geçen kitabında bundan faydalanmıştır.
X XI
S ö z ü m e son vermeden ö n c e , e t ü d ü n h a z ı r l a n m a s ı n d a b ü y ü k
y a r d ı m l a r ı n a mazhar o l d u ğ u m S a y ı n Hocam D r . Bekir S ı t k ı Bay-
k a l ' ı n y a k ı n ilgisini, keza S a y ı n h o c a l a r ı m Prof. A . Muzaffer G ö -
ker, Prof. E. Ziya K a r a l ve Şinasi A l t u n d a ğ ' ı n d e ğ e r l i i r ş a t l a r ı n ı
burada ş ü k r a n l a a n m a ğ ı b o r ç b i l i r i m . Bulgarca metinlerin t e r c ü -
İMPARATORLUĞUN UMUMÎ DURUMU
X I X . uncu a s ı r o r t a l a r ı n a d o ğ r u O s m a n l ı Devleti, h e n ü z A v r u -
p a n ı n y a r ı s ı kadar b i r saha ü z e r i n d e , ü ç k ı t ' a y a yayılmış, hemen
hemen 36 m i l y o n nüfusu ihtiva eden koca bir imparatorluk
1
halinde g ö r ü n m e k t e d i r . Fakat hakikatta, b u koca s i y a s î hey'et,
iktisadî, s i y a s î her t ü r l ü b i r l i k e s a s ı n ı gaybederek d a ğ ı l ı p p a r ç a
lanma y o l u n a g i r m i ş b i r h e y û l â d a n b a ş k a b i r ş e y d e ğ i l d i . Daha
o zaman B a l k a n l a r d a b e ş milyon nüfus resmen muhtar idarelerle
Imparatoluktan a y r ı l m ı ş bulunuyor ve h a k i k î hudutlar, ancak
N i ş - V i d i n h a t t ı ile Tuna nehrine g i d e b i l i y o r d u . Cenupta ise O s m a n l ı
hakimiyeti A n a d o l u sınırlarını pek a ş m ı y o r d u . Tamamen muhtar
idareler a l t ı n d a bulunan şimalî A f r i k a memleketlerinden b a ş k a
Suriye, I r a k g i b i d i ğ e r arap memleketlerinde de a ş i r e t l e r ve y e r l i
â y a n merkezi t a n ı m a z , vergi vermek istemezlerdi. İ m p a r a t o r l u ğ u n
kalan k ı s ı m l a r ı n d a ise ahali, bilhassa h ı n s t i y a n reaya b ü y ü k b i r
h o ş n u t s u z l u k i ç i n d e , zorla itaat a l t ı n d a tutulmakta i d i . Her tarafta
t ü r e m i ş olan tufeylî sınıflar y a n ı n d a , A n a d o l u ve Rumeli'de T ü r k
men, K ü r t , A r a p , A r n a v u t g i b i g ö ç e b e v e y a y a n g ö ç e b e z ü m r e l e r
2
yalnız Devlet otoritesini t a n ı m a m a k l a k a l m a z , fırsat b u l d u k ç a
1
1841 de askerî tensikat dolayısıyla yapılan bir nüfus sayımına göre, bü
tün tabi memleketler de dahil olarak İmperatörluğun nüfusu 36 milyon tahmin
edilmekte idi. Muhtar veya tabiiyeti zayıf memleketler (Eflâk - Buğdan ve Sır
bistan 5 milyon, Afrika'da Osmanlı Devletine tabi sayılan yerler 5 milyon ve
Asya'da tabiiyetleri çok gevşek bazı mıntakalar ahalisi) çıkarılırsa bu adet tak
riben 23 milyona inmektedir. İmparatorluğun mesahasına gelince, bütün tabi
2 2
yerler dahil 4.721.341 K m idi. Doğrudan doğruya tabi yerler ise 1.717.680 K m
idi (N. Michoff, L a population de_ la Turquie et de la Bulgarie, Sofya 1915, S.
144 - 145). Ubicini'ye göre 36 milyon nüfusun ancak 12 milyonu türktür. 7 mil
yon islavın 4 milyonunu Bulgarlar teşkil etmektedir. (A. Ubicini, Lettres sur la
Turquie, Paris 1851, S. 14). Muntazam istatistik olmadığı için bütün bu adetlerde
yanlışlık nisbetlerinin büyük olacağını göz önünde tutmalıdır,
2
Bir alayla birlikte Siverek'e giden Zarif efendiye, oralarda çöl padişahı
namını alan Millû aşireti reisi, «lizin padişahınız bu çöllere karışmaz; fakat «iz
2 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUĞUN UMUMÎ DURUMU 3
Balkan reayasının imparatorluk nizamına samimiyetle bağlanmasını temin etmek Yavuz Abadan, Tanzimat Fermanının tahlili, Tanzimat, I, İstanbul, 1940,
için kabul ve ilân edilmişti. Tanzimatın ilânında haricî tesirler meselesi için bil S. 39 ve müt. Karşılaştır: Prof. Ö. Lûtfi Barkan, Tanzimat tedkiklerinın ortaya
hassa Prof. Cemil Bilsel'in şu makalesi dikkate değer: Tanzimatın haricî siya koyduğu bazı meseleler, İktisat Fakültesi Mecmuası, C . II, S. 295 - 302. - Padişah
seti, Tanzimat, 1. 664 - 669 ve 680 - 682. 1256 senesi başında Meclis-i Valâ'ya gelip okuttuğu nutukta Hatt-ı hümayundan
2
«ihsan-ı hümayunumuz olan hukuk ve imtiyazat» şeklinde bahsetmiştir (Lûtfi
Şayanı dikkat bir misal olarak şunu zikredeceğiz: Tanzimatın ilânından tarihi, C . VI, S. 53).
üç sene sonra (1258 hicrîde) Rusya hükümeti, «Bulgaristan reayasıyle Bosna 2
Meclis-i Valâ'nın teşkilât ve salâhiyetleri hakkında bak: Takvim-i Vekayi,
eyaleti reayası haklarında gerek küçük memurlar ve gerek ehl-i islâm ile arna¬
sene 1255, defa 187 ve 188 - Lûtfi tarihi, C . VI, S. 75 - Düstur, 1282, S. 491, «Meclis-i
vutlar tarafından yeniden bir takım mezalim ve taaddiyat vukua» geldiğini ileri
Valâ'nın tertib-i aksamı ve vezaif-i umumiyesi hakkında nizamname». -Meclis-i
sürerek «hırıstiyan sekenesi beyninde âsâr-ı nahoşnudî ve muadatın r e f ü izalesi
Valâ'nın işleyiş tarzı ve mahiyeti ileride hadiseleri tahlil ederken müşahhas bir
zımnında (Devlet-i âliyyenin) kendi evamir-i seniyyesinin kâmilen icrası» husu
şekilde meydana çıkacaktır (S. 77 ve müt). - Tanzimat devrinde yetişmiş bir müte
sunda ihtarda bulunmaktadır (Arş. 4/1, İ. 3, 18 Cemaziyyülevvel 1258, Kont
fekkir olarak Namık Kemal, bu hareket" hakkında kanaatini şu şekilde ifade et
Nesselrode tarafından Rusya Maslahatgüzarı Titof canibine varid olan tahrirat-ı
mektedir: «Tanzimat hükümetin istibdadını tadil etti; teşkilât-ı idarenin teşettütünü
mahremane; Bak. Zeyil vesika No. 2). Halbuki öte taraftan Rus casusları Balkan
intizam ve ittihada tahvil eyledi...« (İhsan Sungu, Tanzimat ve Yeni Osmanlı
larda mütemadi tahrikâttan geri durmamaktadırlar. Bu vaziyet karşısında Babı
lar, Tanzimat, I, 824).
İMPARATORLUĞUN UMUMÎ DURUMU 7
6 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
1
i k t i s a d î ve malî s u k u t u , h a l k ı n ve m e m u r l a r ı n taassup ve emniyetsiz
oldu N.haye 1856 İ s l â h a t F e r m a n ' ı ile v e r g i b a k ı m . n d a n tam m ü
savat e s a s ı ilan olunarak cizye, bedel-i askeriye tahvil edildi. Bu likleri, ş i d d e t l i menfaat t e z a t l a r ı , Tanzimat siyasetinin halk t a r a f ı n d a n
inkişaf, T a n z i m a t m b ü t ü n tebaa a r a s ı n d a her b a k ı m d a n hukuk benimsenmemesi, dahilî ve haricî gailelerin ç o k l u ğ u v . s. b u n l a r ı n
m ü s a v a t ı temin ederek yeni b i r O s m a n l ı nizamı kurma y o l u n b a ş ı n d a gelir. Fakat Tanzimatm, İ m p a r a t o r l u k dahilinde istenen
d a k i gayretlerinin dikkate d e ğ e r b i r t e z a h ü r ü d ü r . Bundan b a ş k a k a y n a ş m a y ı , s ü k û n ve refahı getirememesi sebeblerini a r a ş t ı r ı r k e n
r e a y a n ı n b a ş l ı c a ş i k â y e t m e v z u l a r ı n d a n b i r i n i teşkil eden tayyarat b ü t ü n b u n l a r ı n tesirini teslim ve k a b u l etmekle beraber b u arada
n a m ı n d a k ı g a y r i k a n u n î cerimeler de tamamile k a l d ı r ı l d ı . 1
bilhassa arazi meslesi ü z e r i n d e d u r m a k l â z ı m g e l d i ğ i n e kaniiz. Ger
ç e k t e n İ m p a r a t o r l u ğ u ileri ve s a ğ l a m b i r camia haline getirmenin
i l k merhalesi o l a r a k kabul edilen r e a y a n ı n temin ve tatmini mese
§ - Devletin esas t e ş k i l â t ı n d a ve idarede girişilen ve İ m p a r a lesi, her ş e y d e n ö n c e b ü y ü k ç o ğ u n l u ğ u k ö y l ü olan bu sınıfın m a d d î
t o r l u ğ u n o zaman i ç i n d e b u l u n d u ğ u ş a r t l a r a nazaran cidden c ü r h a y a t ı n ı islâh işiyle a l â k a d a r d ı . Devlet keza bunu da a n l a m ı ş
etkar s a y ı l a b i l e c e k b u İslâhat t e ş e b b ü s l e r i , bununla beraber katiyen g ö r ü n m e k t e d i r : V i d i n ' d e a ğ a l a r elindeki mirî arazinin r e a y a n ı n
istenen neticeyi vermiyor ve r e a y a n ı n h o ş n u t s u z l u ğ u devam edip tasarrufu altına geçirilmesi meselesi bahis mevzuu o l u r k e n h ü k ü
g i d i y o r d u . 1848 senesi s o n l a r ı n a d o ğ r u B a l k a n l a r ı d o l a ş a n F r a n s ı z met, " B u l g a r l a r d a h u s u l ü arzu olunan h u b b - i vatan ve emniyet-i
zabitlerinin v e r d i k l e r i raporlara g ö r e , " b i l c ü m l e t e b a a n ı n mal ve daime maddesine dahi araziye m u t a s a r r ı f o l m a l a r ı sebeb-i k a v i
h a y a t ı n ı temin eden kavanine Dersaadeften maada M e m a l i k - i 2
olacağı ,, mütalâasını ileri s ü r m e k t e d i r . 3
ö t e taraftan r e a y a n ı n ,
2
M a h r u s a n ı n h i ç b i r t a r a f ı n d a riayet o l u n m a d ı ğ ı itiraf olunabilir. bilhassa bazı m ı n t a k a l a r d a , toprak ü z e r i n d e orta zamana mahsus
3
H ü k ü m e t de bunu g ö r ü y o r ve itiraf e d i y o r d u . Hoşnutsuzluğun b a ğ l a r ı a r t ı k g ü ç l ü k l e t a ş ı d ı ğ ı n ı g ö r m e k t e y i z . * Bahusus b u b a ğ l a r ,
ş ü p h e s i z muhtelif sebepleri v a r d ı : İ m p a r a t o r l u ğ u n g i t t i k ç e artan X V I I I . inci a s ı r sonunda g ö r ü l e n a n a r ş i k devir e s n a s ı n d a b ü s b ü t ü n
a ğ ı r l a ş m ı ş t ı . V e l h a s ı l Tanzimat, her ş e y d e n ö n c e r e a y a n ı n m a d d î
Reay n e k
birr l\ TT V T 0 " " * C d e n
daima büyük
n m a h
â m İ
İ e t
e r
İ h
a
a
r
k
a
k
S m
d
d
a
a b u e V İ V e r İ l e r
ve içtimaî vaziyetini t a y i n eden ve tarihî inkişaflarla çözülmez
Îa dikkat ? n ', u ? - ^ - n d a a ç.kard.ğ.mız şu sat.r-
bir giriftlik kazanan arazi meselesini halletmek zorunda bulunu
mekÎûh lr
", T ' m
« l h t
^ denilen ceraim d d e - i
mekruhas.yla b.esas olarak voyvodalar zamanlarında arahk tevzilerinde al.nagelen
V a e t m e k t e d İ r : T a
ma 5
y o r d u . Bu mesele hakikaten halledilmez denebilecek kadar ç e -
m a a i f a t n V e k a S a b a V e k u r â d a
müs İr .; ; ' . » » » f i r î n için konak masarifi ve
muşıran ve vulat ve saire taraflarından gelen mübaşirlere verildi denilerek tahsil 1
Bu hususta bak. Tanzimat, I, S. 223-439. - Engelhardt diyor k i : «ahval-i
olunagelen hizmet-, mubaşiriyyenin ve sair buna mümasil olan bir takım meba- iktısadiye-i memleket son derece bais-i endişe olmasaydı Türkiyenin nail-i teced
R?: n
; ı r \ r ; - - - f
^ ü i z a
vns> l e s i y i e ( F e r m a n â i î
düt olacağına inanılabilirdi.» (Türkiye ve tanzimat, 253).
İ S y a m l 2
S ar I b f 1 ^ ^ " 1*™°**** * W . uba- Arş. 42/1, 17 rebiyülevvel 1267, Arz tezkiresi.
9.1ar, zabtıyeler ve sa.r memurlar, reayayı bu gibi bir çok gayri kanunî vergi 3
lerle ezmekte berdevam idiler. 8
Vidin'e isyan dolayısile gönderilen fevkalâde komiser Rıza paşa, «havali-i
2
mezkûre reayasına bir muhabbet-i vataniye hası! olmak için kurâ-i mezkûre ara
A r , . 14/1. i. 46, 29 rebiyülevvel 1265, melf. Fransalû Offi allerin takriri. çy
zisinin bedelât-ı münasibe ve tapu ile emsali misillû tebaa-i mevcudeye d^ruhde
A„ir "T - ! u^f2 7 0
^ a y n C a
ih as edilmesine b İ r T a n 2 İ m a t M e c l İ 3 İ d olunması» nı tavsiye etmektedir (Arş. 33/5. İ. 585, Rıza paşanın tahriratı). - Di
daır gönderilen b.r hatt-, hümayunda padişah idaredeki yolsuzlukTardan ğer taraftan Bosna'dan Tanzimatm tatbiki dolayısile Meclis-i Ahkâm-ı Adliyede
a y e t m e k t e < 1 İ r : T a n Z İ m a t h 3 y H y y e n İ n d d tanzim edilen bir raporda rastladığımız şu ifade de dikkate şayandır : «Tanzi-
i: r a f ? b Î " - — - . - a , > s i he
ne kadar kesb-ı ıst.krar etmişse de nizamât-! müteferria henüz bir kararsızhk mattan murad-ı aslî menâfi-i hazinenin istihsali olmayıp mezalim ve taaddiyatın
halinde bulunduğu cihetle usu,-i idare-i mülkiyenin her şubesinde bir n v nok defiyle ahali ve tebaanın istikmal-i asayiş ve refah-i halleri kaziyesi» dir. (Arş.
san ve ha el görünmekte ve bu hal ise maksad-, sahiha vusule manî ve hail 14/1, İ. 46, 29 rebiyülevvel 1265, Meclis-i Ahkâm-ı Adliye mazbatası).
olmakta olduğundan art.k su ahva!-i müşevveşenin islâhma k e m a l e e k l y y S 4
Hükümet isyan korkusu ile Bosna'da 1848' de angaryayı kaldırmağa karar
ve .htımamda bu.unmak farz derecesine varm.şt.r...» (Lûtfi tarihi, C . I X . Türk Ta- verecektir.
rıh Kurumu yazmaları arasında, Zeyil 20). 5
Kıymetli tetkiklerile Osmanlı İmparatorluğunun arazi hukukunun ve toprak
siyasetinin mahiyetini aydınlatan Prof. ö . Lûtfi Barkan Tanzimat devrinde toprak
İMPARATORLUĞUN UMUMÎ DURUMU 11
10 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
meselesini incelerken mücerred kanun maddeleri üzerinde çalışmış ve bu sahada 1 Avrupa için Şark Meselesi, Osmanlı İmparatorluğunun inhilâliyle meydana
lanzımat toprak siyasetinin liberal zihniyete uygun mutlak bir mülkiyet rejimine çıkmış bir meseledir. Bu dağılışın derin ve hakikî sebeplerini araştırmak lüzumu
doğru inkişaf ettiğini tesbit etmiştir (Tanzimat, I , 321-421). Biz bu tedkikle, yeni yeni anlaşılmaktadır. Bu sahada bazı kitaplarda, sistemsiz olmakla beraber
hayata daha yakın vesikalar üzerinde Tanzimat toprak siyasetinin diğer bu tarihin esas âmillerini teşkil eden köylü sınıflarına ve araz. meselelerine ol
bazı hususiyetlerini meydana koyacağız. Bundan başka ileriki sahifelerde Prof. dukça mühim bir yer ayrıldığın, görmekteyiz (Meselâ bakınız : J . Ahcel, Peuples
Barkan'ın tahmini hilâfına reaya isyanlarının yalnız siyasî mahiyette olmadı et nations des Balkans, 2e éd. Paris, 1931; N. İorga, Histoire des Etats balka
ğını, bilhassa ziraî - içtimaî bir durumun neticesi olduğunu göstereceğiz. niques) . Fakat, şüphesiz bu sahada, meselenin ehemmiyetim ve çetinliğini gorup
1
Vidin için Meclis-i Ahkâm-ı Adliyede tanzim olunan bir lâyihada, «O ma anlamaktan başka yapılmış esaslı bir şey yoktur.
kule ağalar fırsat buldukça bir taraftan zulüm ve taaddilerini arttırıp reayayı 2 Avusturya idaresindeki Sırpların, 1848 ihtilâlinde Macarlara karşı muhta
riyet kazanmak için ayaklanmalar, hadisesinden ilham alan bir Bulgar komitecisi
bayağı kendi esirleri hükmüne koymuşlar» dır, denilmektedir (Arş 33-5 i 585
d a İ r e S İ n d e a k d o l u
şunlar, yazmaktadır : «Avusturya Sırpları Macardan ayrılarak 1 endi kendilerine
ma'bata)! ^ ^ ™ n komisyonda tanzim 'olunan
bir voyvodal'k oldular. İnşallahi taâlâ ikbalimiz olduğu halde bu günlerde o gü
2
Arş. 10/1, Arz tarihi 11 şevval 1262, Bulgaristanın en nazik bulunan V i neş bizleri dahi ıs.tacaktır..» (Arş. 24/2. İ. 66, 9 ramazan 1266, Rumeli orduy-i
din eyaletine Hüseyin paşanın memuriyeti keyfiyetine ve teferruatına dair (Bu hümâyûnu müşiri devletlû Ömer paşadan Niş ve havalisi hakkında serasker paşa
2 a
!833 t e h U r A
^ H Ü S e y İ
" P a Ş a d l r
- V i d İ n d e İ l k v a I i l i
? î 1 2 4 9
rebiyülevvelindedir canibine gönderilip sadarete sunulan tahrirat).
12 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUĞUN UMUMÎ DURUMU 13
ufukta vahim tehlikeler b e l i r m e ğ e b a ş l a m ı ş t ı : E v v e l â O s m a n l ı hu Nihayet B a b ı Âlî, Sırp hükümetine ihtarda bulunmağa karar
d u t l a r ı n ı n hemen y a n ı b a ş ı n d a koca A v u s t u r y a i m p a r a t o r l u ğ u n u verdi.
temelinden sarsan bu millî ihtilâllerin ayni unsurlarla m e s k û n Os H ü k ü m e t Bulgaristanda da m ü h i m tedbirler almak l ü z u m u n u
manlı i m p a r a t o r l u ğ u s a h a l a r ı n a da sirayeti; sonra, A v r u p a n ı n bu his etti ve "yolsuz harekete cüretleri vukubulursa S a l t a n a t - ı Seniyye
u m u m î k a r g a ş a l ı ğ ı sayesinde elleri serbest kalan R u s y a n ı n O s m a n l ı nin b a ş l a r ı n a v u r m a ğ a ve terbiyelerini v e r m e ğ e muktedir ve hazır
devleti aleyhine menfaatler teminine k a l k ı ş m a s ı , daima m ü m k ü n d ü . b u l u n d u ğ u n u g ö s t e r m e k için Rumeli k ı t a s ı n d a bir k u v v e i ihtiya
Hemen ilâve edelim k i bu i k i ihtimal de k ı s m e n g e r ç e k l e ş m i ş t i r .
tiye teşkil,, olunarak S ı r b i s t a n hududunda ve B a l k a n l a r ı n ş i m a l i n d e
1
O s m a n l ı ricali k o r k u ve e n d i ş e içinde i d i . S a d r a z a m " d ü v e l - i 1
y e r l e ş t i r i l m e s i n e karar v e r i l d i .
sairenin d u ç a r o l d u k l a r ı ihtilâlât cihetiyle b ü t ü n âlemin b u l u n d u ğ u Bab-ı Âlî Bosna ve Hersek'teki vaziyetin nezaketini de g ö z d e n
hal-ı buhrandan S a l t a n a t - ı Seniyyenin sâlim ve g â n i m ç ı k a c a ğ ı n ı 2
k a ç ı r m ı y o r ve A v r u p a ihtilâllerinin buralara b u l a ş m a s ı n d a n c i d d î
2
eltaf-ı aliyye-i i l â h i y e d e n me'mul,, etmekte i d i . Fakat k a r ı ş ı k l ı k olarak e n d i ş e d u y u y o r d u . Bu sebepden devlet, burada en zarurî
emareleri daha o andan itibaren k e n d i n i g ö s t e r m e ğ e b a ş l a d ı . b a z ı İslâhatı b ü y ü k bir t e e n n î ile t a t b i k a çalıştı ; k a r ı ş ı k l ı k
A v u s t u r y a idaresindeki H ı r v a t l a r ve S ı r p l a r , Macarlarla muharebeye ç ı k a r korkusu ile T a n z i m a t ı n i c a b e t t i r d i ğ i d i ğ e r yenilikleri sonraya
t u t u ş t u k l a r ı zaman S ı r b i s t a n b e y l i ğ i n d e n bir ç o k S ı r p l a r ı n , Rusya 3
b ı r a k t ı . Y a b a n c ı matbuata kadar akseden ve r e a y a n ı n t o p r a ğ ı n
3
nın g ö n d e r d i ğ i s i l â h l a r l a s i l â h l a n ı p ı r k d a ş i a r m ı n y a r d ı m ı n a k o ş sahibi beylere k a r ş ı b a ş l ı c a ş i k â y e t mevzuu olan a n g a r y a l a r ı k a l
m a s ı n a Beylik h ü k ü m e t i , Babı Âlinin i h t a r l a r ı n a r a ğ m e n , mani d ı r m a k ve beylere verilen hisseleri tahdid ve tesbit etmek h ı n s t i -
o l a m a m ı ş t ı . "Devlet-i A l i y y e S ı r p l û l a r m ı n yine bunlarla ( A v u s t u r y a yan k ö y l ü l e r i n isyan hareketlerini ö n l e m e k için y a p ı l m a s ı icabeden
ı s l a v l a n ile) birlikte hareket etmesi bilâd-ı S ı r b i y e y i ve c i v a r ı n d a 4
en m ü b r e m İslâhatı teşkil e d i y o r d u . Filhakika h ü k ü m e t i n t e ş e b b ü
4
bulunan sair e y a l â t ı muhatara-i a z î m e y e ilkâ,, e d e b i l i r d i . Gerçek s ü y l e beyler, reaya ile mukavele yaparak her t ü r l ü angaryadan
ten de müfrit İslâvlık hissiyatı ile m e ş b û olan bu S ı r p ihtilâlcileri v a z g e ç m e ğ e razı oldular. Fakat buna karşılık m a h s u l â t t a n b e ş d e
mutiane bir siyaset t a k i p ettiği için h o ş a g i t m i y e n prens A l e k - bir veya dokuzda bir hisse yerine ü ç t e bir hisse a l a c a k l a r d ı .
sandr K a r a - y o r g e v i ç ' i devirmek ve O s m a n l ı l a r ı memleketten tema- Esasen ü ç t e bir a l a n l a r ı n eskiden beri hiç bir ş e k i l d e a n g a r y a
men ç ı k a r a r a k S ı r b i s t a n ı n istiklâlini ilân etmek i s t i y o r l a r d ı . H a t t â h a k l a r ı y o k t u ve bunu ancak örfü adet hilâfına y a p m a k t a idiler.
bununla da k a l m ı y a r a k B u l g a r l a r ı da h u d u t l a r ı içine alan b ü y ü k 5
Bittabi bunlar da ilga o l u n d u . Bab-ı Â l i n i n bu t e ş e b b ü s l e r i Bos
5
bir cenup islav devleti (Yugo-slavya) k u r m a k emelinde i d i l e r . na'da karışıklık ç ı k m a s ı n a mani o l a m a d ı . Beyler g a y b e t t i k l e r i men-
1 1
Avrupayı ihtilâller sarmas.yla beraber, 13 Ağustos 1848' de (13 ramazan Mezkûr irade ve arz tezkiresi. - Engelhardt'ın verdiği malûmata nazaran,
3264) Tanzimatın baş., garpç, ve liberal Koca Reşit Paşa hükümetin baş.na geti 1849 başlarında bir ihtiyat tedbiri olarak silâh altına çağrılan redif sınıfı ile
rilmişti. * ordu mevcudu takriben 50 bin kişi arttırılmıştır. (Türkiye ve Tanzimat, 84).
2
Arş. 14/1, İ. 46, 29 rebiyülevvel 1265, Arz tezkiresi. 2
1845-1846 senelerinde beylerin isyan hareketleri ve reayaya yaptıkları
3
Rusya Sırbistan'a gizlice on bin silâh göndermişti. Bundan haberdar olan zulümler hakkında bak : Lûtfi tarihi, VIII, 465-472.
Babı Alî Rusya hükümeti nezdir.de protestoda bulundu (Mezkûr irade). 3
«Külliyât-ı Tanzimat'ın taahhuru şıkkını ihtiyar emr-i zarurî olup...» (Mez
4
Mezkûr irade."
5
kûr irade).
Ayni tarihte bir Fransız zabiti, sefaretine gönderdiği raporda diyor k i :
* «Reayanın minelkadim islâmdan gördüğü ve çekdiği taaddiyat pek çok
«Eğerçi Sırplıların Osmanl, aleyhinde şikâyâta hiç bir sebepleri yok ise de fakat
daire-i tahammülden hariç olmağla ye's ve füturlarını istilzam ederek ikide bir
hemcivar olan Bosna ile Bulgaristan sekenesinin Zat-ı Şâhânenin ehl-i İslâmdan
bir ecanibe müracaatla şikâyet ve istiane eylediklerine...» (Mezkûr irade, Bosna
olan tebaası taraflarından gördükleri renciş ve taaddiyâtı hikâye ile husumet-i
valisi M. Tahir paşanın tahriratı). Nitekim Rusya hükümeti daha 1842 de «Bosna
kadîmeyi ikaz eylemeleri muhtemeldir.» (Arş. 14/1, İ. 46, 29 rebiyyülevvel 1265,
reayası hakkında gerek küçük memurlar ve gerek ehl-i islâm ile Arnavutlar
Mukaddemce Eflâk ve Buğdan ve Sırbistan taraflarına gidip avdet etmiş olan
taraflarından yeniden bir takım mezalim ve teaddiyat yapıldığından» bahs ile
Fransa'.u offiçiyallerin ceneral Opik (Aupick)'e vermiş oldukları takrirlerin hulâ
bunların izale ve men'ini istemiştir. (Bak. S. 4, not 2).
sasının tercümesi) 5
H . İnalcık, Bosna'da Tanzimatın tatbikine dair vesikalar, Tarih ves. mec. V.
14 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
İMPARATORLUĞUN UMUMÎ DURUMU 15
1848 ihtilâli dolayısile gönderilen ordunun kumandanlığıdır. Az sonra (1265 Recep g ö r ü l e n isyan t e z a h ü r l e r i ü z e r i n d e b ü y ü k b i r r o l o y n a m ı ş t ı r .
-1849mayıs) vezirlik rütbesile Rumeli müşiri tayin edilmiştir. Sicill-i Osmânî bun İşgal hadisesi İngiltere ve F r a n s a ' y ı hareketsiz b ı r a k m a m ı ş t ı r .
dan sonra onun, Arnavudluk İslâhatına memur olduğunu yazarsa da (III, 602) o,
bu tarihte Bosna İslâhatına gönderilmiştir. Bundan sonra Kirim harbinde başku 1
Bunların proğramında, millî bir idare ve bütün Rumenlerin ittihadı mad
mandanlığa getirilmiş, nihayet bir çok büyük memuriyetlerden sonra 1871 de
vefat etmiştir. deleri yanında angaryanın ilgası en mühim noktalardan birini teşkil etnekte idi.
3
Bak: İlerde, bölüm V I . (J. Ancel, mezkûr eser, 134).
2
4
The Cambridge Modern History, XI, 284.
Burada da ziraî - içtimaî mesele davanın esasını teşkil etmekte idi. Ru 3
Lûtfi tarihi, VIII, 169, Tuna başbuğu miralay Salih beyden Vidin Valisi
men köylüsü macar beyi için senede 52 gün öküzlerile, 104 gün de koli ile an
garya işlemeğe mecburdu (J. Ancel, Manuel historique de la Question d'Orient, Hüseyin paşaya gönderilen şıkka.
4
133). Fransızların bu tarihlerde Eflâk ve Buğdan'da yaptıkları tahkikata göre Lûtfi tarihi, VIII. 520, Memleketeyn meselesine dair Meclis-i has müta-
burada da «ahalî-i kurâ emlâk ve erazi istimlâkinden bilkülliye mahrum olmağla laatını şamil tezkire-i maruza sureti.
5
istediği gibi nakl-i bilmekâna ve ücret-i yevmiyelerinin fiyatını eshab-ı emlâk Lutfi, VIII, 528, Eflâk meselesine dair diğer tezkire-i maruza sureti.
6
ile kat' etmeğe muktedir olmadıklarından bunlar bilfiil esir hükmünde bulunup..» Not 4. de söylenen tezkire ile muahedeyi karşılaştırınız.
7
(Arş. 14/1, İ. 46, 29 rebiyülevvel 1265, meif. Tuna nehri sevahilinde bulunan Mem- 1 Mayıs 1851 den itibaren Rus askerleri Tuna'nın sol sahilini terk etmiye
leketeyn ile Bulgaristanın ahvaline dair lâyihadır). başlamışlardır. (N. Iorga, Hist. des Etats balkaniques, 330).
8
Bak. ilerde, bölüm VI.
16 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
k ö y l ü i s y a n ı patlak verdi. Şimdi, bu i s y a n ı n tafsilâtına girmeden N. Staneff, Geschichte der Bulgaren, Leipzig 1917, S. 43. - Meşhur islav
filologu Schafarick, 1826 da Budapeşte'de çıkardığı İslav Edebiyatları Tarihinde elin
ö n c e B u l g a r l a r ı n umumiyetle bu tarihten ö n c e k i d u r u m l a r ı n ı g ö s
de hiç bir bulgar kitabı bulunmadığını ve bulgarların ancak 600 bin kişiden ibaret
t e r m e ğ e çalışacağız. bulunduğunu yazmaktadır ( L . Léger, La Bulgarie, Paris 1885, S. 45). Ahmed
Refik, Hazine-i Evrak'daki araştırmaları neticesinde, resmî türk vesikalarında
1
«Hatta Bulgaristan ile Bosna'nın menafii hakkında Sırbistan dahi Der- bulgar adının ilk defa H . 1209 ( 1794 ) tarihlerine doğru kullanıldığını tesbit
saadette beyhûde çalışmaktan kendisine fütur gelmekle o da Memleketeyn-i etmektedir (Türk İdaresinde Bulgaristan, Edebiyat Fakültesi Mecmuası, C . VIII,
mezkûreteyne rouvafakatİa panslavist efkâr ve üsulü Devlet-i Aliyye hakkında Say, VI, S. 65) ,
günden güne kesb-i vahamet eylemekte olan Rusyalûnun kucağına varmağa 2
H. Batowski, Le mouvement panbalkanique, Revue International des Etudes
tereddüt etmiyeceği rivayet olunmaktadır. İşbu ahval zaten uygunsuz olduğundan
balkaniques, 111e année, T. II, S. 330.
başka Rusyalû tarafından Eflâk ve Buğdan memleketlerinin istilâsı karşısında 3
Babı Âlî tarafından verilen 1870 Eksarhlık Fermanı, Bulgar milletinin
bir kat daha kesb-i vahamet etmetedir.» Arş. 14 II, I . 46, 29 rebiyülevvel 1265,
ayrı bir mevcudiyete sahip olduğunu gösteren ilk resmî vesika mahiyetindedir.
Fransa elçisine gelen tahrirat.
Fermanın onuncu maddesi «Bulgar Eksarhyasınıu» hudutlarını çizerken hakikatte
bulgar milletinin hudutlarını çizmekte idi.
18 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUKTA BULGARLARIN UMUMÎ DURUMU 19
1
Halkın peskoposa vereceği parası yoksa mahsul ve eşyası toplatılarak
Patriklik bütün Ortodoks tebaayı, tabii bu arada bulgarları, hükümet kar
pazarda satılırdı. Yunan ruhbanın bu hareket tarzı ekseriya Türklerin bile mem
şısında resmen temsil eden en yüksek makamdı. Patrik, onların dinî idaresinden
nuniyetsizliğini mucip olurdu (Staneff, Mez. eser, 38). — Bu rüşvet ve suiisti
başka aralarındaki sükûn ve asayişten de mesûldü. Vidin isyanı dolayısıyle Pat
maller hakkında Sofroni'nin Hatıratına bakınız (Tercümesi, Leger, Mez. eser,
riğin, asîleri teskin maksadıyla beyannameler gönderdiğini göreceğiz (Arş. 52-1,
S. 81).
28 rebiyülahır 1269, Rum Patrikhanesi tarafından tastîr olunan tenbihnamenin 2
Müstakil bulgar patrikliği, bulgar payitahtı Tırnova'nın türkler tarafın
tercümesi).
2
dan zaptından sonra lağvolunarak İstanbul rum patrikliğine ilhak olunmuştu
Balkanların ortasında rum demek, tüccar demekti (J. Aneel, Peuples et
(1394). Fakat Ohrida Peskoposluğu «Bütün Bulgaristan baş peskoposluğu» un
natinos des balkans, S. 113). — XIX. uncu asır ortalarında Varna'ya uğramış bu
vanını muhafaza etmekte idi.
lunan bir seyyahın şu müşahedesi kayde değer: «Türkler vakitlerini sigara iç 3
C. Jireçeck, Geschtchte der Bulgaren, 515.
mek ve uyuklamakla gaçirirler; hayatın faal kısmı yunanlıların elindedir» (Schi¬ i
Bulgarların millî mübeşşirlerinden Vraça peskoposu Sofroni, XVIII inci
ckler, en Orient, 1858-1861, S. 20).
3
asır sonlarına doğru bulgarca vaizda bulunmak cesaretini gösteren ilk bulgardır.
Bu kitaplar, Roma ve Venedik'te basılmıştır ( L . Leger, Bulgarie, S. 44).
Fakat sonunda Eflak'a kaçmak mecburiyetinde kalmıştır.
20 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUKTA BULGARLARIN UMUMÎ DURUMU 21
1
S— İşte bu suretle a d ı ortadan kalkan Bulgar milletinin, millî b i r rolü o l m u ş t u r . Sofroni, b ü y ü k tesir u y a n d ı r a n eserinde bilhassa
maarif yaratabilmesi ve tekrar benliğini b u l m a s ı , ancak y u n a n l ı l a r ı n rum ruhbanının açgözlülüklerini, Pazvantoğlu zamanında
bu a ğ ı r m a n e v î ve i k t i s a d î t a h a k k ü m ü y l e uzun ve çetin m ü c a d e B u l g a r i s t a n ı n m a r û z k a l d ı ğ ı felâketleri c a n l a n d ı r m a k t a i d i . Ese
lelerden sonra g e r ç e k l e ş e b i l m i ş t i r . Bu m ü c a d e l e d e e v v e l â , yeni bir rinin sonunda d i y o r k i : " Ne kadar insan mahv, bilhassa
bulgar burjuvazisiyle beraber millî bir bulgar maarifi v ü c u d e gel Vidin civarındaki y e r l e r ne kadar harap oldu; insanın
miş, sonra rum kilisesine k a r ş ı bulgar e k s a r h l ı ğ m ı n kurulmasıyla inanacağı gelmez. Buraları şimdi barbarların ve eşkiyaların otur
2
neticelenen kilise m ü c a d e l e s i açılmıştır. duğu bir yerdir. „ Paisii bulgarlara şanlı mazilerini a n l a t m ı ş s a ,
3
Sofroni de onlara, hali h a z ı r d a k i sefaletlerini tasvir etmişti. Sof-
U y u ş m u ş kalmış olan bulgar milletinin ruhuna ilk millî iman
roni'nin bulgar u y a n ı ş ı n d a k i rolü bu eserle k a l m a m ı ş t ı r : O, b ü t ü n
kıvılcımını Paisii a d ı n d a bir bulgar keşişi atmıştır. A t o s d a ğ ı
v a k t i n i vaizleri ve y a z ı l a r i y l e Bulgar gençliğini a y d ı n l a t m ı y a has
üzerinde Hiliandar m a n a s t ı r ı n d a m ü n z e v î y a ş a r k e n rumların
retmiş va a r k a s ı n d a ateşli vatanseverler b ı r a k m ı ş t ı r .
ve Sırpların milletine k a r ş ı g ö s t e r d i k l e r i istihfafla benliği s a r s ı
1
lan bu ..papas , milletinin asaletini isbat etmek için Bulgar Filolojik eserleriyle Bulgar milletinin t a n ı n m a s ı ve c a n l a n m a s ı
l a r ı n tarihini y a z m a ğ a k a r a r v e r d i . 1762 de t a m a m l a d ı ğ ı eser, yolunda ç o k b ü y ü k hiz netleri g e ç e n bir y a b a n c ı , Jorj Venelin
Bulgar halkının, çarlarının ve azizlerinin tarihi ile o, bulgarlara ma (1804-1841) a d ı n d a b i r k ü ç ü k rus da, b ü y ü k Bulgar milliyetseverleri
4
şaşkınlıkları içinde kendi soylarım unutacak kadar ileri gidiyorlar biri olmuştur.
ve bunu bilmiyorlar. Bilâkis yunanca okuma yazma öğreniyorlar; Bellibaşlı ş a h s i y e t l e r i n e k ı s a c a d o k u n d u ğ u m u z bu i l k u y a n ı ş
hatta kendilerini bulgar saymakdan utanıyorlar. Ey akılsız millet, t e z a h ü r l e r i , yeni bulgar maarif ve e d e b i y a t ı n ı n k u r u l u ş u ile bera
Bulgar adını taşımakdan neden utanç duyuyorsun; neden öz dilinde ber kuvvetli bir cereyan halini a l m ı ş ve bunda bilhassa bulgar tacir
düşünmek ve okumak istemiyorsun ?... Bulgar, gaflete düşme, dilini lerinin b ü y ü k rolü o l m u ş t u r . Bir bulgar t a r i h ç i s i n i n ifadesile, bulgar
8
ve neslini öğren, onları takdir ve tazim et! ,,. 2
Paisii, Bulgaris l a n n ticaret ve e d e b i y a t ı , a y n ı zamanda d o ğ m u ş ve g e l i ş m i ş t i r .
t a n ' d a seyahat ederek eserini kopya ettiriyor, ve bilhassa rumlara X V I I I . inci a s ı r d a , yunan tacirleri a r a s ı n d a olarak Ziştovi, Gab-
k a r ş ı a t e ş p ü s k ü r e n bu kitap, halk t a b a k a l a r ı a r a s ı n d a s ü r a t l e y a y ı rova, T ı r n o v a , Filibe g i b i ş e h i r l e r d e meydana ç ı k a n bulgar ç o r b a
7
larak derin bir heyecan u y a n d ı r ı y o r . 3
cıları zamanla İ s t a n b u l , İzmir, Selanik g i b i İ m p a r a t o r l u ğ u n b a ş l ı c a
1
Leger, 58.
Kitabının mukaddernesinde, «Sırplar ve ramlar çarsız, patriksiz, azizsiz 4
Mezar kitabesinde şunlar yazılıdır: «Jorj İvanoviç Vanelin'e Odesa bul¬
tarihsiz dûn bir nesilden geldiğimizi ileri sürerek bizimle alay etmektedirler»
garları, 1841. Kendisi, evvelce şanlı ve kudretli olan unutulmuş bir milleti tan
diyor (N. Staneff, Mez. eser, 45)
ıtmış ve onun canlanmasını hararetle istemiştir» (Leger, 64).
2
N. Staneff, Mez. eser, 34 -46. 5
Bir müddet sonra da Sen Petersburg ilim akademisi, J . Vanelin'i tedkikat yap
3
Bir Bulgar okuyucu taraf ından bir yazmanın kenarına şu haşiyenin yazıldığı mak üzere Bulgaristan'a gönderecektir.
6
görülmüştür: «Kardeşler, bu kitabı okuyunuz. Onun okunması sizin istifadenize, N. Staneff, Mez. eser, 64.
7
bulgarlann şan ve şerefine ve yunanlıların mahvına yarasın.» (Leger, 57). - Eser, Çorbacılar hakkında S. S. Bobçev, Notes comparées sur les çorbacis
Çarların Kitabı unvanıyla 1844 de Hristaki Pavloviç tarafından tabolunmuştur. chez les peuples balkaniques et en particulier chez les bulgares, Rev. Int. des
22 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUKTA B U L G A R L A R I N UMUMÎ DURUMU 23
şehirleriyle Viyana, Moskova, Petersburg- g i b i A v r u p a merkez bulgar diline bilhassa ehemmiyet verilen bu mekteplerin adedi
1
lerinde zengin bulgar kolonileri v ü c u d a g e t i r m e ğ e b a ş l a m ı ş l a r d ı . altı sene i ç i n d e o n ü ç e y ü k s e l d i . B a b ı âlî, bu hareketi memnuniyet
Bilhassa eskiden beri m ü h i m m i k t a r d a bulgar muhacirinin k a ç ı p sizlikle takibetmekle beraber, Tanzimat prensiplerine s a d ı k kalarak
sığınmış o l d u ğ u Romanya'da, B ü k r e ş , İbrail g i b i ş e h i r l e r d e zengin b ü s b ü t ü n g ü ç l ü k de ç ı k a r m a m a k t a i d i . 1845 de bu mekteplerin adedi
2
bulgar tacirlerine sık sık rastlanmakta i d i . Keza Odesada da 53 ü b u l m u ş t u .
X I X . uncu a s ı r b a ş l a r ı n d a n beri ticaret yolu ile zengin ve k ü l t ü r l ü
Bulgar maarifinin b u y ü k s e l i ş i n e muvazi olarak bulgar d i l i ve
bir bulgar kolonisi t e ş e k k ü l etmişti. İşte bilhassa Venelin'in eserleri
e d e b i y a t ı da s ü r a t l e g e l i ş m e k t e i d i . Daha X I X uncu a s r ı n b a ş ı n d a
ekseriyetle r u m l a ş m ı ş olan bu tacirler ü z e r i n d e tesir yaparak o n
V i y a n a ve B u d a p e ş t e ' d e , temizlenmiş basit b i r bulgarca ile b a z ı
larda kuvvetle b u l g a r l ı k ş u u r ve h e y e c a n ı n ı u y a n d ı r d ı . Bunlardan
h i k â y e k i t a p l a r ı basılmıştı. 1842 de D r . Piyer Beron (1795-1871),
ilk olarak, evvelce Moskova'da yerleşmiş G a b r o v a l ı bir bulgar taci
k o n u ş m a b u l g a r c a s ı ile tarih, c o ğ r a f y a ve tabiat tarihine ait k ı r a a t
r i n i n oğlu olan V . E. A p r i l o v ( 1 7 8 9 - 1 8 4 7 ) , milletini u y a n d ı r m a k
p a r ç a l a r ı n ı muhtevi, a v r u p a î metodla y a z ı l m ı ş bir b u k v a r n e ş r e t t i .
için a v r u p a î bir mektep a ç m ı y a karar v e r d i . Odesa'daki ve bilhassa
K r o n ş t a d l ı b i r bulgar tacirinin y a r d ı m ı y l a b a s ı l a n bu kitap, b ü t ü n
B ü k r e ş ' t e k i tacirlerle b i r l e ş e r e k bu mektep için l â z ı m g e l e n p a r a y ı
3
bulgar mekteplerinde b ü y ü k b i r ş e v k l e k a r ş ı l a n d ı . Bunu bir ç o k
t o p l a d ı ; ve 2 s o n k â n u n 1835 de Gabrova'da bu i l k a v r u p a î
4
mektep k i t a p l a r ı , u m u m î tarihler, halka mahsus h i k â y e k i t a p l a r ı
bulgar mektebinin açılma merasimi y a p ı l d ı . Mektebin i l k a ç ı l ı ş ı n d a
t a k i p etti. Samakov'da (1828), S e l â n i k ' t e (1838), İzmir'de, İ s t a n b u l ' d a
her y a ş t a n 120 talebe y a z ı l d ı . Ziştovi g i b i b a ş k a b ü y ü k ş e h i r l e r d e 1
bulgar m a t b a a l a r ı a ç ı l d ı . 1844 senesinde Samakov'lu Konstantin
evvelce k u r u l m u ş olan yunan mektepleri b u l g a r l a ş ı r k e n bir taraftan
Fotinov, Izmirde Liuboslavye a d ı y l a i l k bulgar m e c m u a s ı n ı n n e ş r i n e
da Gabrova mektebi ö r n e k tutularak B u l g a r i s t a n ' ı n her t a r a f ı n d a
b a ş l a d ı . H a l k ı a y d ı n l a t m a k m a k s a d ı n ı g ü d e n b ü t ü n bu talimî ede
h u m m a l ı bir faaliyetle y e n i mektepler- a ç ı l m ı y a b a ş l a d ı . Tedrisatta
biyat bulgarlar a r a s ı n d a h a k i k k î b i r fikrî canlanma, b i r okuma a ş k ı
husule getirdi. Bulgarca kitaplar halk a r a s ı n d a binlerce n ü s h a ha
études balkaniques, ille année, T. II, 428-445. —Aynı zamanda XIX. uncu asır
linde y a y ı l ı y o r d u . Bu arada, A v r u p a ü n i v e r s i t e l e r i n d e ve bilhassa
başlarında bulgar köylülerinin gittikçe şehirlere nüfuz ederek buralarda bulgar
sanatkâr ve tacirlerinin çoğaldığını görmekteyiz (Staneft, Mez. eser, 50). rus mekteplerinde okuyarak ileri b i r k ü l t ü r l e gelip Bulgarlık dava
2
1
Bu hususda tafsilât, N. Staneff, Bulgarya Pod igo, Sofya 1935, S. 136 s ı n a k a r ı ş a n g e n ç l e r i n b ü y ü k rolleri de u n u t u l m a m a l ı d ı r .
-151. —Staneff başka bir eserinde (Geschichte der Bulgaren, S. 52) Viyana'daki
H ü l â s a , O s m a n l ı h ü k ü m e t i n i n g ö z ü ö n ü n d e olup giden bu
bulgar tacirlerinin milli kültür için yaptıkları yardımdan bahsederken bunların
daima bulgar istiklâlini düşündüklerine işaret etmektedir. sessiz i n k i l â p , bulgar tacir ve muallimlerinin eseri olan ve ö n c e
2
Malûmdur ki Romanya, Bulgar istiklâl hareketinde en mühim faaliyet üssü bilhassa elenizme k a r ş ı cephe alan b u serî k a l k ı n m a , bulgarlara
olmuş, maarif çalışmaları buradan idare edilmiş, komiteler, çeteler burada teşkil
olunmuş, buradan harekete geçilmiştir. Romanya'ya 1595 isyanından itibaren her 1
1828 de Samakov'da açılan ilk bulgar matbaası gizli olarak açılmıştı. (Sta
kıyam teşebbüsünü mütaakip mühim miktarda bulgar göç etmiştir. 1850 tarihinde neff, Histoire chronologique de la Bulgarie, Bibliothèque slave No:10, Sofia 1938,
yalnız Besarabyada 50 bin bulgar muhaciri vardı (Bousquet, Histoire de la Bul S. 73). —1849 da bulgarlar yeni bir matbaa açmak için Babı Alîye müracaat
garie, 142 ). ettikleri zaman o sıralarda sadrazam olan Reşit Paşa arz tezkiresinde şu müta
f
- Rumlaşmış olan Aprilov, başlangıçta yunan davası için çalışırken, sonra laayı yürütmektedir: «Tâife-i mezkûrenin olvechile tabı'hane küşâdıyle hodbehod
bütün servetini Bulgarlık uğrunda bu mektebe terk etmiştir. (Jireçeck, Gesch kitap ve gazete tabu , neşreylemeleri, çünkü bunların lisanlarını herkes .bilme
ichte der Bulgaren, 541). diği cihetle, içlerinde efkâr-1 muzırra eshabı bulunur ise bu tarikle bissühule hem
1
Mektebin başına Rila manastırından Neofit adında kendi kendini yetiştirmiş, cinslerine neşrü tamim edebilecklerinden mahzurdan gayr-ı salim»dir (Arş.15-1,
çalışkan bir bulgar papazı getirildi. Bu adam islav dillerine, eski ve yeni yunan- 13 cemaziyüleyvel 1265, arz tezkiresi ).
caya hakimdi. Mektepte okuma yazma, hesap, coğrafya, tarih, yunanca ve din 2
İlk bulgar gazetesi Bulgarski. Orel, 1846 da Laypzig'de, Dr İvan Bogorov
dersleri okutuluyor, tedrisatta Bell-Lancaster sistemi takipediliyordu. Mektep i¬ tarafından neşredilmeğe başlamıştır (Staneff, Mez. eser, 74 ). Biraz sonra bu ga
çin lâzım gelen kitaplar sırp matbaalarında basıldı. Ruscadan bir umumî tarih zeteyi kapamağa mecbur kalan İ. Bogorov İstanbula gelerek 1848 de Çarigrads-
tercüme olundu. Mektep zamanla bir lise haline gelmiştir. ki Vesnik'i çıkardı. Asıl bulgar gazeteciliğinin başlangıcı' bu sayılmaktadır.
24 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUKTA B U L G A R L A R I N UMUMÎ DURUMU 25
millî benliklerini ve gayelerini ö ğ r e t m i ş , k u r t u l u ş m ü c a d e l e s i için lisine y a y ı l a r a k b ü y ü k bir k ı y a m halini aldı *; h a t t â İslâm aft'ali
1
didinecek milliyetçi, u y a n ı k b i r kadro y a r a t m ı ş t ı . A s r ı n o r t a l a r ı n a a r t ı k Rumeli'den ümitlerini keserek Ş a r k a , A n a d o l u y a k a ç ı ş m ı y a
d o ğ r u m e ş h u r fransız şairi Lamartine ş u n u d i y e c e k t i r : "Bulgarlar b a ş l a d ı l a r . Bu s ı r a d a , u m u m î d u r u m u n son derece vehameti dola
2
istiklâl için tamamen olgun b i r m i l l e t t i r „. 2
yısıyla sadarete ç a ğ r ı l a n K ö p r ü l ü z a d e Fazıl Mustafa P a ş a A v u s
t u r y a l ı l a r ı p ü s k ü r t t ü ve reayaya k a r ş ı gayet y u m u ş a k hareket
§— Bulgarlar, Lamartine bu hükmü vermeden ö n c e de bu 3
ederek bu havalide sulh ve s ü k û n u temin e t t i . Bu i k i harekette
yolda t e ş e b b ü s l e r d e n g e r i kalmamışlardı. Osmanlı idaresinin i y i de y a b a n c ı istilâsı b ü y ü k bir r o l o y n a m ı ş t ı r . Staneff'e g ö r e Bul
işlediği, ziraî - i k t i s a d î refahın hakim o l d u ğ u devirlerde, X V I . ıncı garlar, 1595 i s y a n ı n d a Eflâk, B u ğ d a n ve Erdel b e y l e r i ile, 1688 de
4
p a t l ı y a n ikinci isyan ise, V i d i n , Pirot, K ü s t e n d i l ve Ü s k ü p hava- fermanım o l m a ğ ı n işbu emr-i şerifim isdar ve irsal o l u n m u ş t u r „.
Bundan sonra X V I I I . inci a s ı r d a k i b ü y ü k s a r s ı n t ı l a r a ve nihayet
1
bu a s r ı n sonunda İ m p a r a t o r l u ğ u n tam bir inhilâlini mucip olacak
Sonradan Midhat Paşa 1868 de Tuna Vilayeti'nden gönderdiği bir muhtıra
g i b i g ö r ü n e n b ü y ü k a n a r ş i y e r a ğ m e n b u l g a r l a r ı n , d i ğ e r Balkan
da bu maarif meselesine temas ederek diyor ki: «Bulgaristanca yapılacak teda-
birin bir kısm-ı mühimmi dahi maarif hususudur ki bulgarlar ilm ü marifetin kavimleri y a n ı n d a isyan hareketlerinden uzak k a l d ı k l a r ı n ı g ö r m e k
lüzumunu ve kendilerinde noksanını derk ve teferrüs ettikleri gündenberi çocuk teyiz. X I X . uncu a s r ı n i l k y a r ı s ı n d a bulgarlar a r a s ı n d a görülen
larının talim ve terbiyesi arzusuna düşmüşler ise de mekteplerinin tanzimine halen isyanlar da umumiyetle mahallî zayıf t e ş e b b ü s l e r olarak kalmıştır.
ve maddeten muktedir olamadıklarından buralarını dahi Rusyalû fırsat adde Bu y ü z d e n bulgarlar d ı ş ellerde, T ü r k hakimiyeti a l t ı n d a esaret
derek Hocabey ve Nikolayef ve Kişnef memleketlerinde Bulgar çocuklarını mah-
susen ve meccanen okutmak üzere mektepler açmış olmalarıyla. . . » —Mamafi
1
Midhat Paşa bunun son zamanlarda başladığını ilâve etmektedir (Arş; 103-2 Fakat bu isyanda da daha ziyade sırplar büyük rol oynamış görünmek
I. 232, 29 Cemaziyülevvel 1285, Midhat Paşa tarafından ita olunan muhtıra) tedirler; (Bak. Netayicülvukuat, II, 3 ).
Midhat Paşanın bu müşahedesile beraber bulgarlarm bu tarihten önce de maarif 2
Staneff, yanlışlıkla «Mehmet Köprülü» der (Hist. chro. de la Bulgarie,
sahasında mühim ilerlemeler yaptıkları muhakkaktır. sahife 66).
3
2
Leger, mez. eser, X I V . «Reayaya tohumluk ve hayvanat itasıyla lâzımgelen ianeyi icra ve esba-
b-ı muhafazalarına itina ettiğine binaen vatanlarına avdet ve ziraat ve san'at-
3
Staneff, mez. eser, S. 64. — O devre ait osmanlı tarihçi ve vak'anüvislerinde
larıyle iştigal eylemeleriyle..» (Netayicülvukuat, III, 7). Staneff'in, yeniçerilerin
bulgarların bu şekilde bir kıyamları hakkında hiç bir kayda rastlamadık. Yalnız
ve köprülüzadenin gelmesile «bütün isyan etmiş yerlerin (.emellerinden yıkılıp
Naima'da, Eflâk beyi Mihal'in Tuna boylarındaki kasabalara yaptığı taaruzlar
yakıldığı, ahalinin esir edildiği» şeklindeki iddiası şüphesiz gelişi güzel tekrar
anlatılırken, bu taaruzlar yüzünden Rusçuk halkının kalkıp Balkana ve etrafa
lanmış boş bir sözden ibarettir. (Bak. Staneff, Bulgarya Pod igo, S.74 ).
dağıldıklarından bahsedilmektedir. (Naima tarihi, C . I, S. 106 ). Sinan paşanın,
4
bu tarihte Eflâk beyine karşı bir sefer yaptığını biliyoruz. Bulgarların bu hare N. Staneff, Hist. chro. de la Bulgarie. 64 ve 66.
5
keti belki de sadece, kasabaları yakıp yıkan düşmanın sebeb olduğu bir panik Ahmet Refik, Türk İdaresinde Bulgaristan, Ed. Fa. Mec. C. VIII, sa
ten ibaretti. (Ayrıca bak. Peçevi tarihi, II, 158-174 ). yı. 7, Ves. 81.
26 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUKTA BULGARLARIN UMUMÎ DURUMU 27
1
h a y a t ı n ı b e n i m s e m i ş u y u ş u k b i r millet tesiri b ı r a k m ı ş l a r d ı r . Bul ö n c e Y u n a n l ı l a r ı kurtarmak için harp ettiklerini i d d i a etmekte idiler.
g a r l a r ı n bu h a r e k e t s i z l i ğ i n i , bu m ü t e v e k k i l halini kendi tarihçileri Bu harp e s n a s ı n d a rus ordusunda hizmat ederek y ü z b a ş ı l ı ğ a k a d a r
şu ş e k i l d e izah etmektedirler: Bulgaristan istanbul'a ç o k y a k ı n ç ı k a n Mamarçef a d ı n d a b i r bulgar, e t r a f ı n d a k i 500 bulgar g ö n ü l l ü s ü
o l d u ğ u n d a n m e r k e z î otoritenin k o n t r o l ve tesiri daha kuvvetli i d i ; ile rus ordusunun h a r e k â t ı n a iştirak etmiş ve Edirne m ü s a l â h a -
Memlekette daha b ü y ü k nisbette m ü s l ü m a n ahali v a r d ı ; impara s ı n d a n sonra b ü t ü n B u l g a r i s t a n ı a y a k l a n d ı r m a k için faaliyete g e ç
t o r l u ğ u n Edirne, Ş u m n u , Niş, Sofya, M a n a s t ı r g i b i en m ü h i m as mişti; fakat m ü s a l â h a mucibince memleketi b o ş a l t m a y a b a ş l a y a n
k e r î mevkileri memleketi d ö r t yandan ç e v i r m i ş t i . Herhangi bir2 rus ordusu k u m a n d a n ı buna m ü s a a d e etmedi. D i ğ e r taraftan Şi
isyan t e ş e b b ü s ü , v a k t i n d e haber a l ı n a r a k derhal ö n l e n m e k t e i d i . malî B u l g a r i s t a n ' ı n b e ş k a s a b a s ı n d a n seçilen 12 bulgar ç o r b a c ı s ı ,
1
Nihayet b u l g a r l a r ı n , d i ğ e r Balkan milletleri g i b i , e t r a f l a r ı n d a yar ruslara B u l g a r i s t a n ' ı terk etmemeleri için ricaya g i t m i ş l e r d i .
dım gelebilecek m ü s t a k i l , m e d e n î seviyesi y ü k s e k hiç b i r devlet T a b i î bu da bir netice vermedi. Bunun ü z e r i n e İslimye, Kotel, Ye-
3
y o k t u . G e r ç e k t e n b ü t ü n bu ş a r t l a r b u l g a r l a r ı n isyan için cesaret n i - Z a ğ r a , Y a n b o l u , K a r n o b a t ve sair Ş a r k î Bulgaristan ş e h i r l e r i n d e n
lerini k ı r a c a k mahiyette i d i . Bundan b a ş k a , bulgarlar, b u esnada b i r ç o k bulgar ahalisi rus ordusunun p e ş i n d e Memleketeyn'e ve
2
biz şimdilik, Mahmudun â y a n ve reaya m ü m e s s i l l e r i n e y a p t ı ğ ı bir halledileceği yalandı. Bu yalan tatbikat sahasına konu
hitapta r a s t l a d ı ğ ı m ı z manidar b a z ı ifadelerden b a ş k a delile malik lunca bulgarlar bunu ç a b u k g ö r d ü l e r ve ş i k â y e t e b a ş l a d ı l a r . Vazi
1
değiliz . P a d i ş a h , Esad efendinin T a k v i m - i V e k a y i ' d e ç ı k a n seyya- yetlerinin eskisine nazaran daha fenalaştığını ve gelirlerini a ş a n
hatnamesine g ö r e , s ı r a s ı y l a Varna, Ş u m n u , Silistre, R u s ç u k g i b i bu a ğ ı r vergileri ö d i y e m i y e c e k l e r i n i ilân ettiler. T ü r k i y e ' d e b e k a y â
b a ş l ı c a a s k e r î mevkileri teftiş ettikten sonra isyan mahalli olan vergilerin tahsili k a t l - i â m l a yapılır. Askerler v e r g i mükellefle
1
T ı r n o v a ' y a gelmiş; sonra G a b r o v a , K ı z a n l ı k , f s k i z a ğ r a , Edirne rinin evlerine yerleşirler, orada g ü n l e r c e kalır, yer ve i ç e r l e r „.
yoluyla İstanbul'a d ö n m ü ş t ü r . Vaziyetin g e r g i n l i ğ i d o l a y ı s ı y l a N i ş ' d e katil v a k a l a r ı , ç a r p ı ş
§— Mısır b u h r a n ı , T a n z i m a t ı n ilânı g i b i b i r b i r i n i t a k i p eden malar eksik o l m ı y o r d u . S ı r b i s t a n ' d a n gelen t e ş v i k k â r tesirler, bu
2
isyan hareketi g ö r ü l d ü . Bu, V i d i n i s y a n ı n d a n (1850) ö n c e bulgar k ö y ü k a z a l a r ı hep birden a y a k l a n d ı l a r . Asiler, Kotine b o ğ a z ı n ı zapt-
ların ç ı k a r d ı ğ ı en c i d d î i s y a n d ı r . Ö t e taraftan b u hareket, bilhassa ederek Niş'ten İ s t a n b u l ' a giden y o l u kestiler; D e ğ i r m e n l e r i zabt ve
4
l a r d a k i h o ş n u t s u z l u ğ u b ü s b ü t ü n a r t ı r m ı ş l a r d ı . İşte bu y ü z d e n ç o k Blanqui'nin eserini temin etmek vaziyet dolayısıyla mümkün olmadı. Yukarı
daki ifadeleri Staneff'in kitabından naklettik (Bak. Bu'garya Pad igo, 330).—is
g e ç m e d e n isyan a l â m e t l e r i b e l i r m e ğ e b a ş l a d ı ; M i l y o ( j ^ - * ) a d ı n d a
2
yana vergi meselelerinin sebebiyet verdiğini türk vesikaları da tezyit etmektedir
nüfuzlu bir k o c a b a ş ı i k i defa h a l k ı a y a k l a n d ı r m a y a t e ş e b b ü s e t t i . (Bak. A. Refik Mezkûr makale, vesika 99; Lûtfi tarihi C.VII zeyildeki ve
D i ğ e r taraftan k ö y l e r e kadar her tarafta iylân ve izah edilen sikalar).
2
yeni Tanzimat e s a s l a r ı n a r a ğ m e n m e m u r l a r ı n suiistimalleri devam Malûmdur ki eski Sırp Prensi Miloş, müstebit idaresi yüzünden Kııezlerin
zoruyle oğlu Mihal lehine terk-i saltanata mecbur olmuşdu ( 1839). Miloş, türk hi-
edip g i d i y o r d u . 1841 tarihinde bu havaliyi d o l a ş a n F r a n s ı z A k a
3
mayesile mevkilerini koruyan bu knezlere karşı, cenup islavlarınm başına ge
demisi a z a s ı n d a n M . Blanqui, seyyahatnamesinde vaziyet h a k k ı n a çerek müttehit bir devlet kurmak isteyenlerin idealini temsil etmekte idi. Bu se-
şu m ü t a l â a l a r ı y ü r ü t m e k t e d i r : " H a t t - ı Şerifle v e r g i meselelerinin beble bulgarlara yardım hareketi onu tekrar Sırpların başına getirecekti. Asî
bulgarlara, her şeye, hattâ tedbirli davranan sırp hükümetine rağmen yardım
1 arzusunda bulunan yeni Prens Mihal'in annesi Prenses Liubitsa da, bu hareketi
Padişah bu nutkunda şunları söyledi: «memâlik-i mahrûsat - ülmesâlik-i
ile aynı maksadı takip etmiş görünmektedir. (Saint - René Taillandier, La Ser
şahanemizde mutavattın kaffe-i ehl-i islâm ve reayanın vikayeleriyle saye-i şevket- f
bie, Kara George et Miloche, Paris 1872, S. 356). >.asen asîlerin istekleri, Tan-
vaye-i mülûkânemizde asayiş ve istirahatları ahass-ı metalib-i hümâyûnumuz
zimatla vaadedilen şeylerin tamamile tatbiki veya komşuları sırplar gibi muh
olup işbu külfet-i hareketi dahi ihtiyarımız imar-ı mülk ve himaye-i ahali ve
tar bir idare tesisi idi (Stneff, Bulgarya Pod igo, 327)
reaya niyyet-i hayriyesinden ibaret olmakla siz dahi ona göre hareket ve me
3
mur olduğunuz umurda sadakat edesiniz.» (Takvim-i vekayi, sene 1252, defa «Milyo nam melun reaya-i mersûmunun vergileri maddesini serrişte ederek
149). Seyyahat resmen ecnebî sefirlerede bildirilmişti (Lûtfi tarihi, C. V, S. 90). Niş kazasının bilcümle reayasını ifsada cesaret» (Vidin valisi Hüseyin Paşaya
Bu şüphesiz manidar bir noktadır. Nişde bulunan müfettiş Arif Hikmet beyin şıkkası, Lûtfi tarihi, VIII, 116)
4
2
Lûtfi tarihi, C. VIII, S. 116. Müfettiş olarak gönderilen Arif Hikmet be Asîlerin hareket tarzı, İstanbul yolunu kesmeleri, değirmenlerin zaptı ile
yin tahriratı. ride görüleceği gibi Vidin isyanmdakine tamamiyle benzemektedir (Bak. bölüm
3
Voyage en Bulgarie pendant l'annee 1841, Paris 1843^ III. ).
30 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUKTA B U L G A R L A R I N UMUMÎ DURUMU 31
H a r e k â t b a ş l a r b a ş l a m a z y a ğ m a ve kitale, k ö y l e r i y a k ı p y ı k m ı y a
giriştiler. B ö y l e c e O s m a n l ı idarecilerinin t e d b i r s i z l i ğ i bu sefer de ç o k 1
Lûtfi, VII, 12.
vahim neticeler d o ğ u r m u ş t u r . İsyan g e n i ş l e m i ş ve mesele beynelmilel 2
«Asker sevkolunduğu surette Sırplûdan imdat verilerek iane olunacağı
sahaya a k s e t m i ş t i r . A r n a v u t l a r d a n b ü s b ü t ü n d e h ş e t e k a p ı l a n s ı r p taraf-ı çakerîye mîr-i mumaileyh (Sırp beyi) sarahaten yazmış olmakla» (Sab
hududuna k o m ş u y i r m i sekiz k ö y , hudut boyuna k a ç a r a k orada ri Paşanın Vidin Valisi Hüseyin Paşaya mektubu, Lûtfi tarihi, VII, 114). — S t a -
toplanmaya b a ş l a d ı l a r . Babı Alî S ı r b i s t a n ' ı n v a z i y e t i n d e n ş ü p h e l e n d i ğ i neff, Sırp hükümetinin isyan aleyhine vaziyet aldığını ve yardımdan katî su
için V i d i n , Niş ve Bosna valilerine ç o k d i k k a t l i b u l u n m a l a r ı husu- rette çekindiğini yazmakla iktifa ediyor. Halbuki başlangıçta bulgarların büsbü
tün yardımsız bırakılmadığını görüyoruz. Prenses Liubitsa, Sırbistanın isyana
kati surette' müdahalesini istiyordu. Ranke'ye göre de bulgarlar, Mihal tarafından
1 teşci olunmadıkları halde bütün ümitlerini ona bağlamışlardı (L. von Ranke,
Niş muhafızı Sabri Paşanın Vidin Valisi Ağa Hüseyin Paşaya yazdığı
Serbien und die Turkei im neunzehnten Jahrhundert, Leipzig 1879, 262).
mekup sureti, Lûtfi tarihi, VII, 113.
2
Kendi ifadesine göre ancak elli zaptiye neferi (Lûtfi, VII, 114). 3
Ahmet Refik, Mez. makale, vesika 99.
3
Arif Hikmet bey, Rumeli'de Tanzimatın tatbikini teftiş için dolaşmakta 4
Niş valisi Sabri Paşanın Vidin valisi Hüseyin Paşaya gönderdiği şıkka,
idi. Anadolu'ya da ayrıca böyle bir müfettiş gönderilmişti (Lûtfi, VII, 118).
4
Lûtfi, VII, 10. — Sırbistanın Niş isyanındaki vaziyeti 1842 de Mihal Obrenoviç'in
Daha önce Niş vücûhûndan ve meclis azasından Kerim bey de kendi teşeb beylikten atılmasını hazırlayan en mühim amiller arasındadır (Ranke, mez
büsü ile Kotine boğazını asilerin elinden almışdı (Arif Hikmet beyin mez kûr eser, S. 262).
kûr şıkkası). 5
5 Lûtfi, VII, 10.
«Ancak arnavut askeri kavgaya şuru' olunduğu vakitte fezahata başlı-
6
yarak ve sergerdeleri ise yağma maslahatını terviç için mukaddemce tarefeyni 1843 de halâ Niş'den kargaşalık haberleri gelmekte idi. Bu tarihde arna¬
tağlit eyleyerek indifa-ı gaileye değin bir takım kariyeleri ihrak ve üç gün al- vutların yeni çapulculukları yüzünden burada tekrar bazı karışıklıklar görüldü.
ettevali nehb ü garetle meşgul olup her çend sizinle mukavelemiz böylemi idi Vranya, Leskofce, Ürgüp ( u/01 ) kazaları reayası bunların elinden kurtulmak
denilerek Paşa-i müşarünileyh tarafından serzeniş ve tevbih olunmuş isede ne için Niş şehrine yahut Sırbistan'a kaçıp sığınıyorlardı. Nihayet Babı Alî'de mec-
yapalım ayak takımına söz anlatamadık diye merkumlar irâd-ı özr-i vâhî ile lis-i hasda mesele ehemmiyetle tetkik olunarak «haşarat-ı merkûmenin irae-i
cevap vermiş» lerdir (Arif Hikmet beyin mezkûr şıkkası). kuvve-i kahire-i Devlet-i Aliyye ile def-i taaddi ve habasetleri» hususunda Vidin
32 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUKTA BULGARLARIN UMUMÎ DURUMU 33
Rusya, İ m p a r a t o r l u ğ u n işlerine k a r ı ş m a k ve r e a y a n ı n y a r d ı m c ı s ı B a b ı A l î ' n i n aldığı tedbirler sayesinde meselenin daha ziyade ge
o l d u ğ u n u g ö s t e r m e k için Niş i s y a n ı n ı yeni bir fırsat b i l d i . Ç a r , bu n i ş l e m e s i n e meydan verilmeyerek bu t e ş e b b ü s l e r ö n l e n d i . Fakat b u
münasebetle Osmanlı hükümetine gönderdiği yazıda bulgarların, hadise, neticede O s m a n l ı h ü k ü m e t i n e , X I X . uncu asır b a ş l a r ı n d a n
m e m u r l a r ı n fena muamelelerine t a h a m m ü l edemiyerek isyan ettik beri g i t t i k ç e daha kuvvetle beliren, A v r u p a ' n ı n m ü d a h a l e ve vesayet
lerini, tedip hareketinde çok ş i d d e t l i hareket o l u n d u ğ u n u bahis niyetlerini bir daha a ç ı k ç a g ö s t e r d i .
mevzuu ederek bir daha bu ş e k i l d e u y g u n s u z l u k l a r ı n t e k e r r ü r ü n e
§— Niş meselesi bu suretle k a p a n ı r kapanmaz, B u l g a r i s t a n ' ı n
mani olmak için lâzım gelen tedbirleri m a h a l l i n d e ' d o l a ş a r a k tesbit
ö b ü r ucunda b u l g a r l a r ı n yeni isyan t e ş e b b ü s l e r i meydana ç ı k m a k t a
edecek bir memur g ö n d e r m e ğ e k a r a r v e r d i ğ i n i bildirmekte i d i 1
gecikmedi. Memleketeyn ve Besarabya'daki Bulgar m u h a c i r l e r i ,
Bu t e ş e b b ü s , Babı A l i ' y i telâş ve e n d i ş e y e d ü ş ü r d ü . E v v e l â bundan
Bulgaristan'da u m u m î bir isyan ç ı k a r m a k için çeteler halinde T u n a ' y ı
asilerin cesaret a l a c a ğ ı n ı , sonra, d i ğ e r devletlerin de, R u s y a n ı n n ü
g e ç m e k tasavvurunda bulundular (1841). Bunun için Eflâk b e y i
fuzunu takviye etmesine meydan b ı r a k m a m a k için ayni şeyi iste
Aleksandr Kiga'dan açıkça m ü s a a d e istediler. Bey, kendi
yeceklerini, binaenaleyh meselenin b ü y ü y e c e ğ i n i haklı olarak d ü ş ü
2
memleketinin m e n f a a t l a r ı n ı d ü ş ü n e r e k , buna m ü s a a d e etmedi ve
n ü y o r d u . Babı Alî, esasen o s ı r a d a , Ş a m hadiseleri y ü z ü n d e n
3
Tuna ü z e r i n d e a s k e r î tedbirler aldı. B u l g a r l a r ı n , T u n a ' y ı g e ç m e
b ü y ü k m ü ş k ü l â t i ç e r i s i n d e i d i . H ü k ü m e t hadisenin tamamen ka
t e ş e b b ü s ü silâh kuvvetile men' edildi; i k i taraftan ö l e n ve yara
p a n m ı ş o l d u ğ u n u ileri s ü r e r e k , R u s y a y ı , t a h k i k a t için memur g ö n 2
lananlar o l d u . Bu hadiseden b i r m ü d d e t sonra, 21 ş u b a t 1842 de
dermek fikrinden v a z g e ç i r m e ğ e çalıştı. Fakat nihayet, bu memurun
(10 muharrem 1258) Eflâk beyliği h u d u t l a r ı dahilinde, İ b r a i l ' d e ,
ahali a r a s ı n d a tahkikata k a l k ı ş m a d a n Niş'ten ö y l e c e g e ç m e s i şıkkını
4
b a z ı r u m l a r ı n da dahil b u l u n d u ğ u bir b u l g a r çetesinin yeniden
kabul e t t i . Bununla beraber, Babı A l î ' n i n d ü ş ü n d ü ğ ü g i b i , d i ğ e r
k a r g a ş a l ı k ç ı k a r d ı ğ ı , fakat neticede rumen askerleri t a r a f ı n d a pe
b ü y ü k devletler de m ü d a h a l e t e ş e b b ü s ü n d e n geri k a l m a d ı l a r .
r i ş a n e d i l d i ğ i haberi geldi. Rumenlerle v u k u a gelen ve a s î l e r d e n
Fransa ve Avusturya da N i ş ' d e t a h k i k a t yapmak istediklerini b i l
bir k ı s m ı n ı n ö l ü m ü ve bir k ı s m ı n ı n y a r a l a n m a s ı y l a neticelenen
dirdiler. F r a n s a n ı n , bu iş için A k a d e m i a z a s ı n d a n M . B l a n q u i ' y i
5
ç a r p ı ş m a , b u n l a r ı n i l k ö n c e İ b r a i l ' d e k i rumen kuvvetlerinin silâh
Bulgaristan'a g ö n d e r d i ğ i n i b i l i y o r u z . Mamafih, bildiğimiz g i b i ,
ve cepanelerini zaptetmek ve g e ç e n sene hareketlerine mani
3
valisi Hüseyin Paşaya geniş salâhiyet verildi (Arş. 8-1, İ. 7, 16 zilkade 1259). Gö olan kolonel Engel'i ö l d ü r m e k istemelerinden ileri g e l m i ş t i .
rülüyor ki hükümetin aczi yüzünden karışıklıklara bir türlü nihayet ver İ b r a i l ' d e k i hadise derhal k a p a n m ı ş olmakla beraber y a p ı l a n t a h k i k a t
ilemiyordu.
1
h ü k ü m e t e hareketin ş ü m u l ve mahiyeti h a k k ı n d a m ü h i m bilgiler
Niş'e tahkikat için gönderilen rusya memuru Korniç ( ) e verilen ta
limat; Lûtfi, VII, ves. III. Rusya Niş meselesinde müdahalesini haklı göstermek için
şu behaneyi ileri sürmekte idi: Çar hazretleri hırıstiyan ahalinin, yapılan sui de la Turquie D'Europe, Séance et travaux de l'Académie des Scienes morales et
istimaller yüzünden isyana devam etmelerini Osmanlı Devletine karşı hayırhahlığı politiques. T. I, Paris 1842; Considérations sur l'état actuel de la Turquie d'Europe,
dolayısile doğru bulmadığından bunların sebeplerini araştırmağa ve Bâbı Alîye Paris 1843; Niş isyanı için bilhassa mühim olanı, Voyage en Bulgarie Pendant
bildirmeğe karar vermiştir (mezkûr tâlimat). l'année 1841, Paris 1843.
1
2
Lûtfi, VII, 109. Mazbata sureti.—İstanbuldaki rus elçisi bu memurun, «bu Bunların arasında Niş isyanından sonra oradan kaçıp gelmiş olanlar da
Niş ihtilâli pek alevli rivayet olunmuş ve imparator cenaplarına zaten tesir et vardı (Arş. 5-1, İ. 4, 11 cemaziyülahir 1258. Arz tezkiresi).
2
miş olduğundan tahfifile def ü teskini zımnında» gönderildiğini ifade etmekte İorga, Hist. des Etats balkaniques, 307-309.
3
idi (Mezkûr mazbata). Staneff'in 1841 tarihile «İbrail bulgarlarının» isyan teşebbüsü hakkında
3
Burada Dürzîlerle Maruniler arasında çıkan ve Büyük Devletlerin müda- verdiği malûmat Türk arşiv vesikalarıyla uymamaktadır. Bulgar tarihçisine g ö
helesini çekerek büyük bir mesele halini alan kargaşalıklar hakkında bilhas re, 300 kişilik bir bulgar çetesi, Sırp Turiç ve Bulgar Vasil Volkof idaresinde
sa bak: Baron İ. de Testa, Recueil des traites de la Porte Ottomane, T. III. kayıklara binerek Tuna'yı geçmek teşbbüsünde bulunmuş, fakat arkalarından Ru
4
Mez. mazbata. men askerlerinin ateş açması üzerine perişan olmuştur (Staneff, Bulgarya Pod
5
Blanqui, Fransa'ya döndükten sonra Bulgaristan hakkında intibalarıni şu igo, 330). Staneff, İbrail'de vukua gelen hadise ile bir yıl önce Kalas'ta Ru
muhtelif eserlerinde tesbit etmiştir: Communication sur I'etat social des populations menlerle Bulgarların çarpışmasını mucibolan hadiseyi karıştırmış görünmektedir.
34 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
İMPARATORLUKTA BULGARLARIN UMUMÎ DURUMU 35
1
vermekte i d i : Ele g e ç e n asîlerin i s t i n t a k ı n d a n a n l a ş ı l d ı ğ ı n a g ö r e , bu
taraftan A k d e n i z hakimiyeti d a v a s ı için bu s ı r a d a ingilizlerle kar
isyan altı senedenberi, y a n i tâ 1835 T ı r n o v a hadisesinden beri
2 şılaşan F r a n s ı z l a r , rakiplerine bir darbe vurmak için Girit mesele
h a z ı r l a n m a k t a d ı r . Fransa'ya, gemilerle gizli olarak silâh ve cepane 1
sinde Yunan siyasetine kuvvetle m ü z a h e r e t e t m e k t e y d i l e r . B a b ı
getirmek ü z e r e adamlar g ö n d e r i l m i ş ve B ü k r e ş ' t e k i tacirler isyan
 l î ' d e Meclis-i Has t o p l a n t ı s ı n d a , İbrail meselesi m ü z a k e r e olunur
hazırlığı için para temin etmişlerdir. B ü t ü n hazırlıklar bittikten 2
ken bu noktalar g ö z ö n ü n e a l ı n a r a k , hadisenin ş ü m u l ü n e g ö r e b a z ı
sonra Besarabya'da (o zaman Rus idaresinde i d i ) h a z ı r l a n a n 9000
esaslı tedbirler almak lüzumu kabul edildi. Bu tedbirler a r a s ı n d a
bulgar İbrail ve Kalas'taki 3000 bulgarla b i r l e ş e r e k Bulgaristan'a
3 b a ş l ı c a , baharda toplanacak redif a l a y l a r ı n ı n daha ö n c e t o p l a n m a s ı
girecek ve memleketi a y a k l a n d ı r a c a k t ı r . O s m a n l ı h ü k ü m e t i n i n 3
ve Eflâk - B u ğ d a n beylerine tenbihnameler g ö n d e r i l m e s i d ü ş ü n ü l d ü .
tahmin ettiği gibi*, bu t e ş e b b ü s ü n , o zaman siyaset âlemini ya
D i ğ e r taraftan Besarabya'daki Bulgar h a z ı r l ı k l a r ı n d a n d o l a y ı R u s
k ı n d a n . meşgul eden yunan meselesile a l â k a d a r bulunması
h ü k ü m e t i n i n d e d i k k a t n a z a r ı ç e k i l d i . Rusya t a r a f ı n d a n
kuvvetle muhtemeldi. Bahusus a s î l e r a r a s ı n d a r u m l a r ı n b u l u n m a s ı
Babı Â l î ' n i n bu husustaki m ü r a c a a t ı n a verilen cevapta, " i h l â l i
ve Fransa'dan silâh getirtilmesi t e ş e b b ü s ü bunu teyit eder g i b i
emn ü a s a y i ş - i â l e m i m u c i p o l a c a k b i l c ü m l e ahval
g ö r ü n m e k t e i d i . Hakikaten bu tarihlerde Yunanistan ve F r a n s a ' n ı n
5 v e k e y f i y â t ı n d ü ş m a n - i k a v î s i o l a n , , Ç a r ' ı n kendi ü l k e
Rumeli'de bir karışıklık çıkmasını istemeleri t a b i î i d i . Yunanistan,
sinde " b u misillû t e ş e b b ü s â t ı n ş e d i d e n men ü tahzirine m ü s â r a a t , ,
Mısır b u h r a n ı e s n a s ı n d a ve sonra, ç o k dar b u l d u ğ u arazisini rum
e d e c e ğ i bildirilmekte, ve " k â f f e - i h u s u s a t t a R u s y a D e v
iarla m e s k û n O s m a n l ı ülkeleri aleyhine g e n i ş l e t m e ğ e çalışmış ve
l e t i n i n m u a v e n e t - i h a l i s a n e s i n e i s t i n a d , , olunduğu
bilhassa m a ğ l û p Mısır P a ş a s ı n ı n elinden alınan G i r i d ' i kendisine
6 için memnuniyet beyan edilmekte i d i * . Ç a r h ü k ü m e t i n i n bu su
devrettirmek için b ü y ü k bir faaliyet g ö s t e r m e ğ e b a ş l a m ı ş t ı . D i ğ e r
retle O s m a n l ı Devletine samimî surette dost ve h a y ı r h a h g ö r ü n
1
Eflâk beyi de hadise mahalline Dahiliye Müdürünün bizzat gitmesine karar mekle, ancak H ü n k â r iskelesi muahedesinin infisahından beri zayıflı-
vermişti (Mez. irade melfuflarından, Silistre Valisinin tahr.). yan nüfûzunu iade etmek m a k s a d ı n ı g ü t t ü ğ ü a ş i k â r d ı r . H ü l â s a , Niş
2
Esasen yakalanan çete reisi de, Tırnova isyajıını hazırlayan Velço gibi ve V i d i n i s y a n l a r ı daima S ı r b i s t a n ' l a alâkalı b u l u n d u ğ u g i b i , İ b
Tırnovalı bir tacirin oğlu imiş (Arş. 3-2,28 sefer 1258, melf. Salih Yazıcı'nın
rail hadisesi de Romanya ve Rusya idaresinde daha serbest faa
Silistre Valisi Sait Paşa'ya gönderdiği şıkka). Staneff'e göre bu isyan teşebbüsü
1841 Niş isyanı ile alâkadardır. Niş hadisatının bu taraflarda oldukça heyecanla
liyette bulunan bulgar muhacirlerinin Rumeli'deki O s m a n l ı eyalet
karşılandığını Reni' de oturan bir bulgarin Besarabya Valisine yazdığı bir mek leri için nekadar tehlikeli isyan ve t a h r i k â t u n s u r l a r ı o l d u ğ u n u
tup açıkça göstermektedir (Staneff, Mez. eser, 330). Esasen Kalas'daki ilk te göstermekte idi.
şebbüs de Niş isyanından üç ay sonra vukua gelmişti.
3
§— Bu isyan t e ş e b b ü s l e r i n i n daima muvaffakiyetsizlikle neti
Salih Yazıcı'nın mezkûr şıkkası-Bu malûmat şüphesiz bazı rivayetlerden
ibaretti. Mamafih bizzat Rus hükümeti, Bulgarların, Çarlığın cenup eyaletlerindeki celenmesine r a ğ m e n , Bulgaristan'da isyan ruhu hiç bir zaman
gizli faaliyetlerini tasdik etmektedir (Arş. 4-1,1.3,18 cemaziyülevvel 1258, melf.
Kont Nesselrode tarafından Rusya maslahatgüzarı Titof canibine varid olan tah- matique de le Grèce, Paris 1925, 191 ve müt.) îbrail'de teşekkül eden çe
rirat-ı mahremane, Sondaki Vesikalar : No. 2. tenin reisi de Tesalya Cemiyeti ve Girit Cemiyeti ile muhaberede bulunan «Ma
4
Arş. 3-2,28 sefer 1258, Arz tezkiresi. kedonya Komitesi» azasındandı. (Iorga, Mez. eser, 310).
1
5
Bu tarihlerde, «Tuna sağ ve sol sahili islav kavimlerinin kurtuluşu cemiyeti» E . Driault - M. Lhéritier, Mez. eser, II, 179 ve müt.
2
adındaki cemiyet Fransız tarikatçılarla birlikte çalışmakta idi. (Iorga, Mez. «Reviş-i hale nazaran ifsad-ı mezkûre Fransızların ihtirâ'kerdeleri olarak
eser, 308). elhaleti hazihi derdest-i kaviye olan mesâil-i yunaniyenin dilhahlarına tatbikan
^ Yunan hükümeti bilhassa Fransa'ya güvenerek hummalı bir siyasî faaliyet tanzimine medar olmak mütalâasıyla her türlü esbaba teşebbüs eylemeleri ve
gösterdiği gibi bir taraftan da Osmanlı arazisine tahrikâtçılar göndererek isyanlar Rumeli reayasını imkân müsait olduğu derecede ifsat ve tahrike çarecû olmaları
çıkartmağa çalışmakta idi. Velentzas adında azılı bir çeteci Tesalya'ya, Karatasso Devleti Aliyyeye bir gaile çıkarmak kasdile ihlâl-i asayişe kalkışmalarıbaîd
adında bir yüzbaşı Selânik'e gönderilmişti. Girid'e giden isyancılar orada bir olmadığı misillû...» (Arş. 3-2, 28 sefer 1258, arz tezkiresi).
3
isyan çıkarmağa muvaffak olmuşlardı. ( E . Driault - M. Lhéritiér, Histoire diplo- Mezkûr arz tezkiresi.
4
Bak. vesika: No. 2
36 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUKTA B U L G A R L A R I N UMUMÎ DURUMU 37
belde k ö y l ü d e n m a h s u l ü n ü ucuz bedel ile alır ve kendisi istediği İşte b ü t ü n b u ifadeler g ö s t e r i y o r k i Bulgaristan'da malî ve
fiatla s a t a r d ı . H ı r i s t i y a n ahali, u m u m î hizmetlerde v e y a valinin h u s u s î içtimaî bir ç o k bozukluklar h a l â devam etmekte, ve bu y ü z d e n
işleri için senede y ü z g ü n (?) angarya ç a l ı ş m a k t a i d i . " E h l - i islâmın r e a y a n ı n hiç b i r zaman eksilmiyen h o ş n u t s u z l u ğ u Devleti d a i m î
b i r i bir b u l g a r i n hanesine v a r d ı k t a y a b a n c ı , sahib-i hane g i b i ken bir e n d i ş e i ç i n d e b u l u n d u r m a k t a d ı r .
disini ve Beygirini m e r k û m a beslettikten sonra b i r a k ç a vermez
ve b ö y l e alenen â h a n n hane ve emvaline t e c a v ü z î hareketi v u k u §— Bâbı Âlî'nin e n d i ş e s i n i b ü s b ü t ü n a r t ı r a n bir nokta da muh
telif kaynaklardan gelen m ü t e m a d i t a h r i k â t t ı r . H ü k ü m e t , bu y ü z d e n
1
m ü l k î memurlara sık sık teftişler y a p t ı r a r a k , a r a s ı r a da u m u m î m ü
Tanzimat'ın Osmanlı Devleti için yeni bir isyan ve kargaşalık devri açtı
ğını ileri sürenler, şu cihetten haklıdırlar ki, bir taraftan durumun sür'atle iyileş fettişler g ö n d e r e r e k ziyadesiyle u y a n ı k bulunmak mecburiyetini
mesini istiyen reaya, diğer taraftan müktesep içtimaî vaziyetleri dolayısile yeni
1
rejime uyamıyan sınıflar ve zümreler, daima hoşnutsuzluk göstermekten ve bazan İngiliz Konsolosları da bu şahadet meselesi üzerinde İsrarla durmuşlar
bunu isyana kadar götürmekten çekinmiyorlardı. dır (Engelhardt, Türkiye ve Tanzimat, 208).
2
2
Malûm olduğu üzere şeriatça " çocuklardan şahsî bir vergi olan cizye Arş. 14-1, İ. 46, 29 Rebiyülevvel 1265, melfuflarından, Mukaddemce
alınamazdı. Eflâk ve Buğdan ve Sırbistan taraflarına gidip avdet etmiş olan Frasalû ofi-
3
Vergi bahsinde gösterilen bu suiistimalleri saydıktan sonra 1841 Niş is çiyallerin ceneral opik (Aupick) 'e vermiş oldukları takrirlerin hülâsasının
yanının da bilhassa vergi meselesinden çıktığını hatırlatalım. tercümesi.
3
4
Bu tarihten on sene evvel Babıâlî İngiltere ile imzaladığı ve diğer dev Arş. 33-5, İ. 585, 13 Şevval 1266, melf. Atabe-i felek mertebe-i cenab-ı ci-
letlerle yapılanlara nümune olmuş olan 1838 ticaret muahedesinin ikinci madde hanbânîye Belgradcık ve Zagra ( » > j ) nahiyeleri ahalisinden takdim olunan
sinde, ecnebilerin mal almasını meneden ve güçleştiren bütün kayıtları ve bu mahzarlardan birisinin tercümesi.
4
arada «zabitân-ı belde ve ümenâ tarafından tezkire mutalebe ve ahzı usulü» nü Arş. 7-1, İ. 6, 3 Recep 1259, melf. Rumeli'de bulunan müşiran hazaratına
kaldıracağını taahhüt etmekte idi. (Muahedat mecmuası, I, 273). yazılacak tahrirat müsveddesi.
38 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUKTA B U L G A R L A R I N UMUMÎ DURUMU 39
1
duymakta i d i . G ö z d e n g e ç i r d i ğ i m i z vesikalara g ö r e , 1840 dan 1850 1
Rusyadan y ü z ç e v i r m e k t e i d i l e r ; b i r de bilhassa ingiltere ve Fran-
tarihine kadar bu t a h r i k â t ı n yine en faal olanı, S ı r b i s t a n , Ro s a n ı n t e ş v i k i y l e ilerletilen Tanzimat İslâhatı R u s y a ' y ı a y r ı c a d ü ş ü n
manya ve Besarabya'da y e r l e ş m i ş , yahut o taraflardaki ihtilâlcilerle d ü r m e k t e n hâlî k a l m ı y o r d u . İşte bu ş a r t l a r k a r ş ı s ı n d a Rusya, Balkan
m ü n a s e b e t e g i r m i ş bulunan bulgar komitecilerinin tahrikatıdır. larda k e n d i s i n e t â b i k ü ç ü k i s l a v d e v l e t l e r i v ü c u d a
Burada ş u n a da işaret edelim k i B u l g a r l a r ı n istiklâl faaliyetlerinde getirmekten ibaret siyasetini tekrar kuvvetle ele almak l ü z u m u n u
millî maarif hazırlıkları, isyan komiteleri g i b i m ü h i m hareketler d u y d u . Kırım harbine m ü n c e r olan bu siyasetin en ziyade faaliyet
umumiyetle Memleketeyn'de t e ş k i l â t l a n d ı r ı l m ı ş olmakla beraber, gösterdiği sahalardan biri Bulgaristan o l m u ş g ö r ü n m e k t e d i r . 2
1
1853 senesi başlarında Çar, Petersburg'daki İngiliz Elçisine Girid ve
Rumeli Valilerine gönderilen mezkûr tamimin başında deniyor ki: «Rum Mısır'ın İngiltere'ye bırakılması mukabilinde Eflâk-Buğdan, Sırbistan ve Bulgar
eli'nin bazı mahallerinde tebaa-i ecnebiyeden seele heyetinde bazı topal ve ço istan üzerinde kendi himayesinin tanınmasını teklif edecektir (A. Debidour,
lak olarak bir takım eşhas-ı mechûle geşt ü güzar ederek tahrik ve idlâl ve Histoire diplomatiqus de l'Europe, II, 95).
iğfal-i ezhan-ı tebea ve beraya misillû hareket ve ihlâl-i asayiş ve emniyet 3
«İfade ve iğfale memur olanlar Karadağ canibinden, Sırbistan ve İbrail
efkârında oldukları istihbar olunmasıyle müteyakkızane ve mütebassırane ha ve Eflâk canibinden» idi. Tahkikatı yapan Tırnova kaymakamı bunlar içinde
reketle istikrar-ı asayişe mübaderet olunması iktiza eden memurine bildirilmiş aslen bulgar olanların mevcudiyetini işaret ettiği gibi «moskof» lardan da bahs
ve savb-ı müşîrelerîne dahi yazılmıştı.» etmekte ve getirdikleri kâğıtların «Rusya Meclisi» mührünü taşıdığını söyle
2
N. Stanaff, Hist. Chronologique de la Bulgarie, 73. mektedir. (Arş. 8-1, İ. 7, 26 Zilkade 1259, melf. Tırnova kaymakamı İsmail Adil
3
Bak. Prof. Dr. A. N. Kurat, Panslavizm, Çığır mec. sayı 116-119. efendinin tahriratı).
40 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İMPARATORLUKTA BULGARLARIN UMUMÎ DURUMU 41
lunup muahharan onu da defederiz; o t u r m u ş olsa da beis y o k t u r . islâv Devleti kurmak tasavvuru doğmuştur. Bu nokta üzerinde
A n c a k siz v e r g i senedi ve sair her bir ş e y d e n t a h a m m ü l l e r i n i z biraz durmak gerektir.
k a l m a d ı ğ ı b e y a n ı ile ve irz-ı r e a y a y ı serd ile tea ve sair S ı r p l a r , istiklâl m ü c a d e l e l e r i n i n i l k reisi K a r a - Y o r g i ' d e n b e r i
mahaller ile dahi gizlice s ö y l e ş i l e r e k k a r ş ı d u r m a n ı z <:. olabilir.,, B u l g a r l a r ı kendilerinden a y ı r d e t m i y o r l a r , onları kendileriyle bir s a y ı
"Moskoflar,, G a b r o v a c i v a r ı n d a d e ğ i r m e n ve aba dolap arma gelip y o r l a r d ı . Bu rp sergerdesi, 1809 da Napolyon I . in himayesini
toplanan reayaya da şunları s ö y l e m i ş l e r d i : " g ö r m e z misiniz k i d ü - istediği sıraci ^na, b ü y ü k bir Y u g o s l a v y a ' n ı n (yani bir Cenup
v e l - i sairede ve Eflâk ve B u ğ d a n ve Ibrail ve S ı r b i s t a n ' d a nekadar Islâvları Dev 1
ı) t e ş k i l i n d e n b a h s e t m i ş t i . K a r a - Y o r g i ' d e n uonra
t ü c c a r ve b e z i r g â n l a r v a r d ı r . O n l a r ı n k a z a n d ı k l a r ı y a n ı n d a ve S ı r b i s t a n içiı. . .'ük bir istikbal vaadeden bu fikir g i t t i k ç e k u v v e t
elinde kalır; sizler t a ş ve b a l k a n içinde gece ve g ü n d ü z ç o c u k lendi. S ı r p Prer. ii Miloş O b r e n o v i ç de, islâv birliği h a k k ı n d a sarih bir
larınız ile çalışıp k a z a n d ı ğ ı n ı z ı elinizden alırlar; S ı r b i s t a n ' d a cizye, fikir besliy-, ' u . 1839 da t a h t ı n d a n a t ı l a r a k Eflâk'a sığınmış olan
şu kadar v e r g i birer altun olup e ğ e r ç i • sizlerde gayret olup ta Miloş, bur, • i Bulgar komitecileri ile m ü n a s e b e t t e bulunuyor ve
elbirliği ye ittifak eyliyesiniz, serbestiyet tahsili ile cizye vesaireden belki Tunrt •>';'ıi Islâvları a r a s ı n d a k i bir u m u m î hareket sayesinde
1
senevi bir a l t ı n d a n b a ş k a bir şey vermezsiniz .,, k u v v e t l i b.; . -up islâv devletinin b a ş ı n a g e ç m e y i tasavvur edi
2
Bu t a h r i k â t ç ı l a r T ı r n o v a ' d a n sonra V i d i n isti! ; ^tinde, Ş e h i r - y o r d u . D i ğ e r taraftan bu tarihlerde B a l k a n l a r l a y a k ı n a l â k a g ö s
k ö y ü ' n e , d o ğ r u hareket etmişlerdir. R u s l a r ı n bu ie tahrikâtı teren Paris'teki Leh ihtilâlcileri, S ı r p devlet a d a m l a r ı n ı , Y u g o s l a v
3
2
bundan sonra g i t t i k ç e g e n i ş l e m i ş ; ve nihayet K harbi başla birliği için kuvvetle t e ş v i k etmekte i d i l e r . A j a n l a r ı v a s ı t a s i y l e
r ı n d a rus o r d u l a r ı Bulgaristan'a g i r d i k l e r i zam iulgar halkı S ı r p ricali ile m ü n a s e b e t e girişen leh ihtilâl komitesi reisi Prens
4
onları bir k u r t a r ı c ı g i b i karşılamıştır. A d a m Ç a r t o r i s k i , S ı r b i s t a n ı b ü t ü n cenup i s l â v l a r ı n ı t o p l ı y a c a k
m ü s t a k i l b ü y ü k bir İslâv devletinin ç e k i r d e ğ i s a y ı y o r d u . Lehlilerin
§— G a r b î Bulgaristan'daki i s y a n l a r ı n ve o arada V i d i n isya bu sahada tesirleri o kadar kuvvetli o l m u ş t u r k i 1844 de s ı r p
nının zuhurunda en m ü h i m haricî tesirin S ı r b i s t a n b e y l i ğ i n d e n gel devlet a d a m l a r ı n ı n en b ü y ü k l e r i n d e n sayılan E. G a r a ş a n i n , millî
d i ğ i n e ş ü p h e y o k t u r . Evvelce Niş i s y a n ı n d a bu tesirin o l d u k ç a m ü h i m Yugoslav birliği p r o ğ r a m ı n ı d o ğ r u d a n d o ğ r u y a Çartoriski'nin
8
bir rol o y n a d ı ğ ı n ı g ö r m ü ş t ü k . Esasen bu tarihlerde bir kısım bul¬ 5
fikirlerinden m ü l h e m olarak tanzim e t m i ş t i . H ü l â s a , Bulgarlarda
garlar, k u r t u l u ş için en b ü y ü k y a r d ı m ı S ı r p l a r d a n beklemekte
idiler. Bunu, coğrafî ve dinî ş a r t l a r tayin ettiği kadar, İ s l â v h k 1
H. Batowski, Le mouvement panbalkanique et les différents aspects dans
hisleri ve ideolojisi de bilhassa t e ş v i k etmekte i d i . X I X . uncu a s r ı n le passé, Revue des études balkaniques, II e année, T. II, s. 334. - Yine bu Sırp
o r t a l a r ı n a d o ğ r u Bohemya d a ğ l a r ı n d a n R u s y â b o z k ı r l a r ı n a kadar isyanı sırasında Rus hariciye nazırı A. Çartoriski'ye de böyle bir muhtıra sunul
muş ve cenup ıslâvları devletinin başına Romanof'lardan bir prensin getirilmesi
b ü t ü n islâv âlemini saran Islâvlık hareketinin serpintileri, Bulgarlar
teklif olunmuştu. (A. N. Kurat, mez. makale, Çığır, sayı 117. S. 198).
a r a s ı n a da gelmekte g e c i k m e m i ş ve bilhassa S ı r p l a r ı n t e ş e b b ü s ü 2
İorga, Hist. des Etats balkaniques, 308 ve mût.
ile, bu esasa dayanarak, b u l g a r l a n da içine alan b ü y ü k bir Cenup 3
Hatta bunların sözde kalmadıklarını, 1843 tarihine doğru Balkanlarda
umumi bir isyan çıkararak bütün Avrupayı ateşe vermek için Rumeliye ajanlar
1
Arş. 8-1, İ. 7, 26 Zilkade 1259, melf. Tırnova kaymakamı İsmail Adil gönderdiklerini görüyoruz. Bundan endişelenen rus hükümet Babıi Aliye bir kaç
efendinin tahriratı. kere İkaz ve ihtarda bulunmuştur. (Arş. 6-1, İ. , 26 Sefer 1259 ve 9-1, î. 8,
2
Bükreş'deki zengin bulgar tacirleri, bulgar gençlerini Rusya'da tahsil et 5 Sefer 1260).
4
tirmek gayesile bir cemiyet kurmuşlardı (Staneff, Bulgarya pod igo, 332). Rus- Adam Çartoriski (1770-1861) eski bir leh ailesine mensuptur. 1803-1806
yada yetişen bu gençler yurtlarına dönüp geniş mikyasda rus propagandası da Rus Hariciye Nazırlığında bulunmuş, sonra 1830 leh isyanında millî hükü
yapmakta idiler (Arş. 57-1, İ. - , 17 Sefer 1270, Tırnova kaymakamının tahri metin başına geçmiş, nihayet Paris'e kaçıp orada yerleşmiştir. Burada geniş bir
ratı; Arş. 103-2, İ. - , 28 Ce maziyü-levvel 1285, melf. Midhat Paşa tarafından siyasî faaliyete girişmişti.
5
Adliye de mübarek huzur-ı Hazret-i Padişahîde kıraat olurıau hatt-ı hümâyûnun y a r d ı m a k o ş m a s ı için emir v e r d i . Defterdar İ b r a h i m , e.traftan
suret-i münîfesi. y a r d ı m istemekle beraber y a n ı n a Sahra (Kula) nahiyesi m ü d ü r ü n ü
2
«Bulgaristan ahalisi humku belâhatla mahlûk bir kavim bulunmalarıyle
onların iğfalinde suhûiet mütalâa olunarak» (Arş. 7-1, İ. 6, 3 Tecep 1259, mel 1 26 Cemaziyülevvel (1265 M. 19 nisan 1849). (Arş. 17-2, İ. 23, 9 cema-
fuflarından, Rumeli'de bulunan müşiran hazeratına yazılacak tahrirat müsvddesi). ziyülahir 1265. melf. Vidin defterdarı İbrahim efendinin tahriratına göre).
3
Vidin'de isyana iştirak eden reayanın nasıl tereddütle hareket ettiği dik 2
Muallimi
kate değer. Bu hususda bir çorbacı diyor ki: «Rakoviça kariyesinden bize çent 3
Mezkûr irade melfuflarından, Vidin meclisi mazbatası.
nefer reaya gelip ya niçin duruyorsunuz, kalkın beraber olalım deyu ifade eyle 4
Vesikalarda «çit» yahut «hatt-ı imtiyaz» tabiri kullanılmaktadır.
diklerinde, kalkalım ama sonra bize bir tarafdan iane olunacak mı. . . . deyu 5
Mez. irade melfuflarından, Sırbıye Hariciye İşleri müdürü Avram'ın tah
sual eylediğimizde.. . » (Arş. 24-2, İ. 66, 9 ramazan 1266, melf. Bregova kariyeli riratı meifufu.
İlyo çorbacının takriri). 6
Mez. irade melfuflarından, Vasıf Paşanın tahriratı.
46 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ VİDİN İSYANI 47
1
Avram kâhyanın mezkûr tahriratı melfufu.
2
1
Vidin Valisi Ağa Hüseyin paşa bundan bir hafta sonra vefat ettiğine Mezkûr irade melf. Niş Valisi Vasıf Paşa'nın tahriratı.
3
göre, onun hastalığında işlere defterdarın baktığı anlaşılıyor. Mez. irade-
4
2
Mezkûr irade melfuflarından, Emaret-i Sırbiye hariciye müdürü Avram Arş. 19-1, İ. 14-1245, 16 ş. 1266, melf. Vidin meclisi mazbatası.
5
kâhya tarafından varid olan tahrirat. Arş. 21-3, I. 22, 20 Şaban 1265, melf. Kapıcıbaşı Ali'nin gönderdiği mü
3
Zayçar kazası müdürü. zekkere.
48 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
VİDİN İSYANI 49
1
m e m u r l a r ı o l u y o r . Âsiler ö n l e r i n e gelen m ü s l ü m a n ı , erkek k a d ı n ayırt istiyorlardı . l
etmeden s o y m a ğ a ve ö l d ü r m e y e b a ş l ı y o r l a r . G ö r ü n ü ş e nazaran i l k
2
Âsiler, her ş e y d e n evvel s i l â h l a n m a ğ a ve isyanı g e n i ş l e t m e ğ e
hedefleri y o l l a r ı keserek V i d i n , B e l g r a t c ı k , Sahra ve L o m k a l e l e r i n i 2
3
ç a l ı ş m a k t a i d i l e r . İ s y a n ş i m d i d e n o l d u k ç a g e n i ş bir b ö l g e y i kap
etraftan tecrit etmek ve muhasara a l t ı n a a l m a k t ı r . Bunun için
lamıştı ve b a ş l ı c a merkezler muhasara a l t ı n d a i d i . Â s i l e r i n m i k t a r ı ,
istanbul'a giden b ü y ü k y o l ü z e r i n d e m ü h i m bir b o ğ a z a h â k i m
sonradan tahmin e d i l d i ğ i n e g ö r e , her halde 10 binden a ş a ğ ı de
A k ç a r p a l a n k a s ı n ı zaptediyorlar. Buradan hiç kimseyi b ı r a k m ı y o r ve 3
ğildi . H ü k ü m e t i n k o r k t u ğ u g i b i , bu a y a k l a n m a n ı n "bir büyük
y a k a l a d ı k l a r ı n ı h a p s e d i y o r l a r d ı ; istanbul'la b ü t ü n muhabere ve 1
4
silsile-i isyâniyenin ucu olması,, dahi h a t ı r a g e l i y o r d u ve h ü k ü m e t
gidip-gelme kesilmişti . Her t ü r l ü v a s ı t a ile ve bazan cebir ve teh
bu korkusunda b ü s b ü t ü n h a k s ı z da değildi; zira âsiler, k o m ş u
ditle h e n ü z harekete g e ç m e m i ş k ö y l e r i de a y a k l a n d ı r a r a k topluluk
sancaklara k o l k o l t a h r i k ç i l e r g ö n d e r e r e k isyânı y a y m a ğ a çalışı
l a r ı n ı g i t t i k ç e a r t ı r a n âsiler, V i d i n e t r a f ı n d a k i muhasara ç e n b e r i n i m ü
y o r l a r d ı . Meselâ bu arada, 1841 de m ü h i m bir isyan hareketine sahne
temadiyen daraltmakta idiler. Ş e h i r d e k i l e r a r t ı k civardaki d e ğ i r m e n
olan Niş s a n c a ğ ı dahilinde Berkofca k a z a s ı c i v a r ı n a y i r m i kadar
lerin de âsilerin eline d ü ş m e s i n d e n ve a ç kalmaktan k o r k m a ğ a
âsinin gelerek halkı isyana teşvik ettiğini g ö r m e k t e y i z . Keza Ş e -
b a ş l a d ı l a r . B e l g r a d c ı k âsileri de a y n ı suretle kaza merkezini mu 5
h i r k ö y ü ' n e de bu g i b i bazı t a h r i k ç i l e r g e l d i . Neticede Niş muta
hasara ve tazyik etmekte idiler. Bu esnada k ı r l a r d a r a s l a d ı k l a r ı
5
sarrıfı i s y a n ı n bu tarafa sirayetinden c i d d i olarak e n d i ş e l e n m i y e
30 - 35 kadar m ü s l ü m a n ı ö l d ü r m ü ş l e r d i . B e l g r a t ç ı k ' t a n sonra
6
b a ş l a d ı ve Sofya'dan Berkofca ve Ş e h i r k ö y ' ü n e ikişer b ö l ü k s ü v a r i
L o m ' d a ayaklanan reaya da k a s a b a y ı muhasara a l t ı n a a l m ı ş l a r d ı .
askeri getirtmeye mecbur oldu. Ş a r k a , N i ğ b o l u t a r a f ı n a giden
Bunlar, i ç e r d e k i l e r d e n teslim o l m a l a r ı n ı ve silâhlarını vermelerini
tahrikâtcılar ahaliyi a y a k l a n d ı r m a k için cebir kullanmaktan
ö
dahi ç e k i n m i y o r l a r d ı . İ s y a n haberleri b ü t ü n Rumeli'de m ü b a
1
Beloradcıkta subaşı ve maiyetindeki zaptiyeler (Arş. 19-1, I. 14-1245 7
lâğalı bir ş e k i l d e y a y ı l m a k t a i d i . Bununla beraber B u l g a r i s t a n ' ı n
16 Şaban 1266, melfuflarından, Silistre valisinin tahriratı), Vidin'e altı saat mesa
d i ğ e r s a h a l a r ı n d a bir hareket g ö r ü l m e d i . Yalnız o r t a l ı k s a k i n l e ş
fede Stavrovitza ( •v*\SJ}\~~~\ ) köyünde bir subaşı, Laviç ( ) köyünde bir zaptiye
ve bir topçu neferi, Rakoviça köyünde bir aga (Arş. 26-4, I. 132, 14 ramazan 1266, tikten sonra, âsîler a r a s ı n d a Sofya, T ı r n o v a , h a t t â Filibe tarafla-
melf. lâyiha). Sahra nahiyesinde de nahiye memurlariyle «ondalık ağnamı
1
-sayıcıları» (Kapıcıbaşı Ali'nin mezkûr yazısı) ilk maktuller arasındadır. Kapıcıbaşı Ali'nin mezkûr tahriratı.
2
2 «Reaya-i merkûme icra olunan nesâyih ve tenbihâtı dinlemeyip cemiyet-i
Müslüman ahali, ağa ve beyler umumiyetle bu müstahkem yerlerde
isyaniyelerini tezyide ve daire-i ihtilâli tevsia çalışdıklarına mebni. ..» (16 Şa
otururlardı.
3
ban 1266 tarihli mezkûr irade melf uf larıından. Vidin Valisine yazılan tahriratı
16 Şaban 1266 tarihli mezkûr irade melfuflarından Vidin Valisinin tah mahsusa).
riratı. 3
isyan bastırıldıktan sonra tanzim olunan bir lâyihaya nazaran (132 No. lu
4
«Tatar Hasan kullarınızın ihracından bir gün sonra Vidin'e bir saat me irade melf.) Vidin etrafında 3 bin, Belgratcık kazasında 3 bin, Lom civarında Topo-
safede olan kariyeleri dahi tahrik edilip isyan ettirmiş oldukları (için) posta lovitza ( •<^Jı> _?& ) köyünde 700-800 kadar reaya toplanmıştı. Kapıcıbaşı Ali'nin
t
caddesi şimdilik kapalı olup işbu zuhûrât dahi kayık ile Lom'a kadar ihraç. . .» mezkûr tahriratına göre ise yalnız Belgradcık'ta âsîlerin adedi sekiz-dokuz bine
(16 şaban 1266 tarihli mezkûr irade melfuflarından Mehmet Rüştü mühürlü yükselmekte idi. Gönderilen diğer vesaikten, isyan eden köylerin 88 e yüksel
tahrirat). — Edirne'den her çarşamba Rumeli tarafına üç tatar (Postacı) çıkar diğini kat'î olarak bilmekteyiz. (14 ramazan 1266 tarihli mez. I. melf. Rıza Pa
ve bunlardan biri Vidine giderdi. Edirne ile Vidin arasındaki mesafe 109 saat şanın tahriratı).
idi. (Ubicini, Lettres sur la Turquie, Paris 1851, S. 197). 4
16 şaban 1266 T. mez. I. melf. Vidin'e gönderilecek Ferik Rıza Paşaya
5
Kapıcıbaşı Ali'nin mezkûr tahriratı. verilen tâlimat-ı seniyye müsveddesi.
5
6
İsyanın daha başlangıcında asilerle temasa geçmiş olan Kapıcıbaşı Ali Mez. I. - Sofya muhassılı İsmail Paşa'ya göre bu tahrikâtçılar arasında
Ağanın mezkûr tahriratına göre, Vidin, Belgradcık, Lom reayası aynı günde «yabancı Sırplûlar dahi» bulunmaktadır (mez. I. Sofya muhassılı İsmail Paşa'nın
tahriratı).
ayaklanmıştır. Bu da, burada daha önce geniş bir isyan hazırlığı yapıldığını 6
teyideder. Gerçekten biz isyanın Rakoviça'da bir komite tarafından hazırlandı Sofya muhassılı İsmail Paşanın mezkûr tahriratı.
7
ğını biliyoruz. (Bak ileride bölüm V ) . Arş. 27-5, 1. 20 ramazan 1266, melf. Rumeli mutasarrıfı Hurşit Paşanın
tahriratı.
50 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ VİDİN İSYANI 51
5
İsyan V i d i n ' d e d u y u l u r duyulmaz v a l i Z i y a P a ş a , " m a k s a t l a r ı şu sözleri, hadise k a r ş ı s ı n d a uyanan e n d i ş e l e r i ç o k açık g ö s t e r
ne idiği bilinmek ve ifâ-i nasihat ve olvechile temin ve taltiflerine mektedir : "Hususan asrın nezaketi 4
ve Sırbistan'ın oralara civa-
b a k ı l m a k , , ü z e r e âsîlerin y a n m a k a l a b a l ı k b i r heyet g ö n d e r d i . Bu riyeti münasebetile bir küçük vakanın pek uzun kıl ü kallere sebe
heyet, " V i d i n v ü c û h u n d a n , , ve " v a r o ş ç o r b a c ı l a r ı n d a n , , b a z ı kimse biyet vereceği bedihî olduğundan bu şeylerin etrafta duyulmasına
6
lerle metropolidin seçtiği bir k a ç papazdan m ü r e k k e p t i . Nasihat- bile vakit bırakılmaksızın hemen hakimane tarik ile defi çaresine
cılar, r e a y a y ı V i d i n c i v a r ı n d a k i d a ğ l a r a çekilmiş buldular. A s î l e r bakılması 5
ehemmi- mehamdan,, d ı r . H ü k ü m e t , h â d i s e n i n bilhassa
onlara, daha ziyade t o p l a n ı p d ü ş ü n m e k istediklerini, b u n u n için hakimane bir ş e k i l d e b a s t ı r ı l m a s ı n ı gerekli bulmakla beraber, her
şimdilik y a n l a r ı n a kimsenin gelmemesini, aksi t a k d i r d e vuracak ihtimale k a r ş ı a s k e r î tedbirler almak l ü z û m u n u da h a t ı r d a n ç ı k a r
7
larını b i l d i r d i l e r . G e r ç e k t e n g ö n d e r i l e n l e r , ü z e r i n e a t e ş açtılar ve m a d ı ; derhal Rumeli'deki asker mevcudu tespit edildi*.
8
b u y ü z d e n v u k u a gelen ç a r p ı ş m a d a reayadan bir k a ç kişi ö l d ü . Sonradan h â d i s e h a k k ı n d a yeni haberler g e l d i k ç e , istanbul'da
1 1
Y a l n ı z y a n l a r ı n a kabul ettikleri ç o r b a c ı Stoyan ( j b - ) ile rahip e n d i ş e g i t t i k ç e a r t m ı ş ve h ü k ü m e t , meseleyi b ü t ü n ehemmiyetiyle
D i m i t r i ' y e , "bizim derdimiz mültezimlerden ve köy ağalarından ve g ö z ö n ü n e alarak bu husus için, i s y a n ı n zuhurundan on g ü n sonra
subaşılardan vesairedendir,, diyerek b a ş l ı c a ş i k â y e t l e r i n i s ö y l e d i l e r . ( 1 1 ş a b a n 1266 - M . 22 haziran 1850 ) bir meclis-i meşveret
Fakat Vidinlilerle k a t i y y e n m ü z a k e r e edemiyeceklerini, şikâyetlerini toplamıştır. Bu mecliste, " b i r d a k i k a v a k i t zayi' edilmeyerek he
1
men eser-i ihtilâlin indifaı çaresine,, b a k ı l m a s ı için m ü h i m karar
Arş. 32-4, İ. 127, 7 şevval 1266, melf. Rıza Paşanın tahriratı.
2
lar v e r i l i y o r : E v v e l â Silistre, Ş u m n u ve Ruscuk'dan V i d i n ' e asakir-i
Kırım harbinde baş kumandanlık mevkiine getirilen meşhur Ömer Lûtfi
Paşa. Bu sırada Rumeli Ordusu müşiri idi. (Bak. S. 14, Not 2). nizamiye g ö n d e r i l m e s i ve B ü k r e ş ' t e n bir tabur askerle Y e r k ö y ü ' d e n
3
Arş. 24-2, İ. 66, 9 ramazan 1266. melf. Rumeli Ordu-i Hümâyûnu müşiri bir b ö l ü k t o p ç u n u n , i c a b ı n d a nehrin ö t e s i n e g e ç m e k ü z e r e , V i d i n
Devletlû Ömer Paşadan Serasker Paşa canibine gönderilip sadarete sunulan
tahrirat. 1
Mez. lâyiha.
4 2
Bak. bölüm V . 16 şaban 1266 tarih ve 17 numaralı irade melf. Vidin meclisi mazbatası.
5 3
1849 da Vidin Valiliğini yapmakta olan A ğ a Hüseyin Paşanın vefatı Arş. 19-1, İ. 14-1245, 16 şaban 1266, arz tezkiresi.
üzerine yerine eski Tırhala mutasarrıfı Ziya Paşa gönderilmişti (Lûtfi, VIII, 178). 4
Bu tarihte 1848 ihtilâllerinin yatışmasından henüz çok zaman geçmediğini,
Lûtfi, 14 sene (1249-1260 ve 1262-1265 senelerinde) Vidin valiliğinde bulunan Çar'm askerlerini daha Eflâk'tan çekmediği gibi Avrupa üzerinde de siyasî nüfuz
Hüseyin Paşa gibi kuvvetli bir idarecinin buralarda isyancıların baş kaldırmasına ve baskısını artırdığını gözönüne getirelim.
meydan vermediğini işaret etmektedir (Lûtfi, VII, 11). 5
14-1245 numaralı mezkûr irade melf. Vidin Valisine yazılan tahrirat.
6
Arş. 14-1245, 16 şaban 1266, melf. Vidin valisinin tahriratı. * 9789 kişiden mürekkep olan bu kuvvet, Vidin, Niş, Belgrat, Sofya, Tır-
7
Arş. 20-2, İ. 17, 16 şaban 1266, melf. Vidin Meclisinin mazbatası. nova, Rusçuk, Şumnu, Silistre, Babadağı, Edirne ve Filibe'de dağılmış bir vazi
8
Kapıcıbaşı Ali'nin mezkûr tahriratı yette idi. (Mez. irade, Hassa müşirinin tezkiresi ve leffi).
52 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
VİDİN İSYANI 53
1
k a r ş ı s ı n d a Kalafat" a g i t m e s i karar altına alınıyor. D i ğ e r taraftan tayic-i v a h î m e ve m u z ı r r a s ı hesaba gelmez,, denmektedir. Nihayet
2
V i d i n , Niş ve Rumeli V a l i l e r i n i n değiştirilmesi d ü ş ü n ü l ü y o r . Bul P a ş a n ı n son bir vazifesi de i s y a n ı n sebeplerini, S ı r p l a r ı n vaziyetini
g a r i s t a n ' ı n her tarafına, v a l i ve m u t a s a r r ı f l a r a u y a n ı k ve t e d b i r l i ve umumiyetle Bulgaristan'daki durumu a r a ş t ı r ı p merkeze b i l d i r
3
b u l u n m a l a r ı için a y r ı a y r ı tahriratlar y a z ı l ı y o r . Nihayet isyanı mektir.
4
y a t ı ş t ı r m a k , i c a b ı n d a askere kumanda etmek ü z e r e A l i Rıza P a ş a n ı n
5
işte Babı Âlî'nin isyan k a r ş ı s ı n d a seçtiği hareket h a t t ı budur.
V i d i n ' e g ö n d e r i l m e s i d ü ş ü n ü l ü y o r . Rıza P a ş a y a verilen t a l i m a t , B a b ı
O s m a n l ı h ü k ü m e t i n i n d ü ş ü n c e l e r i n e h â k i m o l a n nokta i s y a n ı n , her
 l î ' n i n bu isyan k a r ş ı s ı n d a d ü ş ü n c e l e r i n i açık bir ş e k i l d e g ö s t e r
halde devletin b a ş ı n a b i r gaile a ç m a d a n derhal bastırılması
d i ğ i n d e n dikkatle tahlile d e ğ e r . T a l i m a t ı n esas n o k t a l a r ı ş u n
meselesidir. Isvan uzar, veya b a s t ı r ı l ı r k e n b a ş ı b o z u k l a r yolsuz
l a r d ı r : Evvelâ, y u k a r ı d a da işaret ettiğimiz g i b i , h ü k ü m e t ş i d d e t
hareketlere saparsa bunun b ü y ü k gailelere sebebiyet vermesi
g ö s t e r i l m e s i n d e n ve h â d i s e n i n b ü y ü y ü p dal budak salmasından
- hele b ö y l e nazik b i r zamanda - h ü k ü m e t i pek k o r k u t m a k t a d ı r .
ziyadesiyle k a ç ı n m a k t a d ı r . P a ş a n ı n i l k vazifesi, "hâdise-i mezkû-
Ş ü p h e s i z bunun da b a ş l ı c a sebebi, ç o k defa o l d u ğ u g i b i , işe
reyi kan dökülmeksizin ve vesâil-i şedîdeye muhtaç olmaksızın
y a b a n c ı l a r ı n k a r ı ş m a s ı ve h â d i s e n i n b ü y ü k b i r siyasî mesele
tedabir-i maneviye ve usul-i hakimane ile def eylemeye,, ç a l ı ş m a k t ı r .
haline i n k ı l â p edivermesi ihtimalidir. H ü k ü m e t i n bu korkusunu
Ş a y e t bu b i r netice vermezse, o zaman kuvve-i nizamiye kulla
b ü s b ü t ü n haklı g ö s t e r e n bir nokta da bilhassa o s ı r a d a 1848
narak isyan derhal b a s t ı r ı l a c a k t ı r . Zira bu hal devam ederse
ihtilâlleri neticesinde milletlerarası durumda husule g e l m i ş olan
i s y a n ı n b ü s b ü t ü n y a y ı l m a k tehlikesi v a r d ı r . Fakat "imâl-i kuvvete
gelişmelerdir.
i h t i y a ç g ö r ü n d ü ğ ü halde yine usul-i rıfk u m ü l â y e m e t elden b ı r a -
k ı l m a y ı p ziyadesiyle m e r h a m e t k â r a n e olunmak ve bezi s e b ü k - §— istanbul'da bunlar d ü ş ü n ü l ü r k e n , V i d i n ' d e h â d i s e l e r s ü r a t l e
m a ğ z a n ı n eser-i t e s v i l â t ı a l t ı n d a hareket eylemiş olan aceze-i g e l i ş m e k t e y d i . Â s î l e r , V i d i n kalesine bir i k i saatlik b i r mesafeye
ahalinin hasar g ö r m e m e s i n e ve lüzumsuz olarak ferdin burnu ka- kadar g e l m i ş l e r d i . Kasaba c i v a r ı n d a k i d e ğ i r m e n l e r ellerine d ü ş e r s e
namamasına kemaliyle dikkat kılınmak,, lâzımdır. H ü k ü m e t , b i l V i d i n l i l e r a ç da kalabilirlerdi. Bu durum k a r ş ı s ı n d a meclisi tahak
1
hassa m ü s l ü m a n ahalinin intikam hareketlerinden ve t a ş k ı n l ı k l a k ü m l e r i a l t ı n d a buluduran a ğ a l a r , halk a r a s ı n d a n başıbozuk
r ı n d a n k o r k m a k t a d ı r : " F a r a z â ahaliden bazıları b u h a r e k â t - ı kuvvetleri teşkil olunarak harekete g e ç i l m e s i n i kabul ettirdiler.
h a r b i y e y i z u u m l a r ı n c a z a m a n - ı fırsat ittihaziyle onlar dahi bir Meclise dahil bulunan defterdar, hakim ve müfti efendiler de bunu
k o l d a n reaya ü z e r i n e h ü c u m etmek., g i b i şeylere t a s a d d î eyle teşvik edici b i r t a v ı r a l d ı l a r . V a l i buna k a r ş ı b i r ş e y y a p a m a d ı . V i d i n
mek vadilerinde bazı h a l â t v u k u a gelecek olur ise bunun ne- v ü c û h u n d a n ( â y â n ı n d a n ) Hacı Sabri, Y a ş a r , Mustafa a ğ a l a r l a A h
met beyin iştirak ettiği i l k çete, âsîleri nasihatla y o l a getirmek
1
Malûm olduğu üzere 1848 de Bükreş'te çıkan ihtilâl dolayısile Eflâk'da için g i d i y o r d u ; fakat b a ş ı b o z u k l a r n a s ı l s a bu maksatla yanla
bir Osmanlı işgal ordusu bulunmakta idi (Bak. S. 14). r ı n d a n ileri g ö n d e r i l e n rahip ve ç o r b a c ı l a r ı n ve âsî Bulgar
2
Vidin Valiliğine, o sırada Halep Valisi bulunan Halil Kâmili Paşanın ge 2
l a r ı n ü z e r i n e a t ı l d ı l a r . Âsîler y ü z d e n ziyade m a k t û l b ı r a k a r a k
tirilmesi düşünüldüyse de Ziya Paşanın yine bir müddet vazifesinde bırakıldığını
ve ancak bir buçuk ay sonra azledilerek yerine Ali Rıza Paşanın tayin edildiğini
görüyoruz. 1
Ağaların Vidin meclisindeki tagallüplerini şu hâdise de çok güzel gösterir:
3
17 numaralı mezkûr irade melf. Edirne ve Silistre valilerde Niş Mutasarrı «Bu fesat sizden neş'et etmiştir, size dahi emniyet caiz değildir diyerek despotun
fına ve Sofya ve Filibe Kaymakamlıklarına gönderilen tahrirat. ve âzadan olan sair kocabaşı ve çorbacıların tekdir ve ta'zirile meclisten tard-
4
Ali Rıza Paşa askeriyeden yetişme bir paşa idi. Onun 1844 de Arnavut olunduktan sonra mühürleri ahzolunup...» (Mez. lâyiha).
lukta Tanzimat İslâhatının tatbiki ve 1846 da Bedirhan bey tahkikatı gibi önemli 2
Lâyihaya nazaran başıbozuklar, bu rahip ve çorbacıları, daha âsîlerin
işlere gönderildiğini ve nihayet 1848 de ferik yapıldığını biliyoruz. (M. Süreyya, yanına varmadan öldürmeğe teşebbüs etmişler ve Bulgarların üzerine birden
Sicilli Osmanî, III, 547). hücuma geçmişlerdir. Halbuki Kapıcıbaşı Ali'nin tahriratına göre umumiyetle
5
Ferikanı kiramdan bu defa memuriyeti mahsusa ile Vidin canibine izam âsîler, gönderilen nasihatcıları dinlemeyip ateş açtıkları için başıbozuklar da
buyurulacak Rıza Paşa hazretlerine tâlimatı seniyye müsveddesi. Bak. vesika. V . «mukabele-i bilmislin icrasında tekâsül» etmemişlerdir (Arş. 21-3, İ. 22, 20 şaban
54 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ VİDİN İSYANI 55
1
kaçıştılar. Ertesi g ü n " v ü c û h t a n ve k ö y ağalarından,, silâhsız b u l u n m a l a r ı n ı n da b ü y ü k tesiri o l m u ş t u r . Bu h a r e k â t t a n
Osman bey de b e ş on s ü v a r i y l e n a z ı r mahallesi k ö y ü n d e b i r k a ç 10 - 12 g ü n sonra p a d i ş a h a sunulan b i r arz tezkiresinde "fesadın
2
1
r e a y a y ı telef e t t i . Â s î l e r i n d a ğ ı t ı l m a s ı n d a b ü y ü k r o l o y n ı y a n s ü k û n e t - i indifâından,, bahs e d i l m e k t e d i r . Bununla beraber isyan
400 - 500 kişilik asıl b ü y ü k b a ş ı b o z u k kuvveti k a p ı c ı b a ş ı A l i a ğ a n ı n tamamiyle s ö n m e m i ş t i ; kasabalar c i v a r ı n d a n a t ı l a n r e a y a n ı n ancak
idaresinde, V i d i n ' d e n 18 haziranda (7 ş a b a n ) harekete g e ç t i . Bu b i r kısmı k ö y l e r i n e d ö n e r e k işlerile u ğ r a ş m a ğ a b a ş l a m ı ş , d i ğ e r
3
kuvvet, e v v e l â İ s t a n b u l ' a giden y o l ü z e r i n d e k i b o ğ a z ı tutan âsîleri kısmı ormanlara sığınmıştı . Ö t e taraftan d a ğ l ı k m ı n t a k a l a r aha
4
d a ğ ı t a r a k derbende h â k i m A k ç a r p a l a n k a s ı n ı zaptetti (18 haziran). lisi de h e n ü z tamamen inkiyat e t m e d i ğ i g i b i b a ş ı b o z u k taarruz
Ertesi g ü n Lom'a gidilerek daha ö n c e Molla Feyzi ve H a c ı A b b a s l a r ı n d a n d e h ş e t e k a p ı l a n b i r kısım reaya da s ı r p hududuna d o ğ r u
adlı i k i sergerde idaresinde harekete g e ç m i ş olan b a ş ı b o z u k l a r l a kaçmıştı.
beraber buradaki asîler p e r i ş a n edildi; Sonra B e l g r a t c ı k ü z e r i n e
§— Y u k a r d a g ö r ü l d ü ğ ü ü z e r e , V i d i n ' e "memuriyet-i mahsusa,,
hareket eden b a ş ı b o z u k l a r , âsîleri burada da d a ğ ı t a r a k - a y n i
2
ile tayin olunan R ı z a P a ş a , ancak Ramazan ayı b a ş l a r ı n d a (1850
vesikaya t â b i olursak - B e l g r a t c ı k kalesine " b i r kedersiz,, girdiler .
Haziran) Ruscuk'a v a r a b i l m i ş t i . V i d i n ' e g ö n d e r i l e c e k kuvvetler
H a l b u k i isyan b a s t ı r ı l d ı k t a n sonra yazılmış olan bir l â y i h a y a na
3
h e n ü z g e l m e d i ğ i n d e n P a ş a , burada etrafa tekitler g ö n d e r m e k l e
z a r a n , bu b a ş ı b o z u k t a k ı m ı n ı n B e l g r a t c ı k c i v a r ı n d a " ü ç b i n kadar 5
m e ş g u l d ü . H a l b u k i b u tarihe kadar V i d i n ' d e b a ş ı b o z u k l a r ı n m ü -
Bulgarin ü z e r i n e h ü c u m ederek i ç l e r i n d e n d ö r t b e ş y ü z k a d a r ı n ı
dahalesile epey işler olup bitmişti. V i d i n ' e muntazam a s k e r î k u v v e t
t ü f e k t e n ve seyften g e ç i r m i ş ve m a a d a s ı n ı k a ç ı r m ı ş o l d u k l a r ı halde
g ö n d e r i l m e s i h a k k ı n d a 16 ş a b a n d a karar v e r i l d i ğ i n e g ö r e hemen
kaleye girdikleri,, ve i ç e r d e de bazı müessif h â d i s e l e r e sebebiyet
4
bir aylık b i r zaman z a r f ı n d a hiç bir ş e y y a p ı l m a m ı ş ve isyan yolsuz
verdikleri a n l a ş ı l m a k t a d ı r . B a ş ı b o z u k l a r ı n devleti müşkil mevkie
olarak ancak, h ü k ü m e t i n o kadar ç e k i n d i ğ i b a ş ı b o z u k kuvvetle
sokan bu uygunsuz hareketleri k a r ş ı s ı n d a V i d i n Valisi hiç b i r ş e y 0
rinin m ü d a h a l e s i l e b a s t ı r ı l m ı ş t ı .
yapamadı l H ü l â s a , isyan esas itibarıyla • bastırılmış s a y ı l ı r s a da
hadiseler İ s t a n b u l ' u n hiç i s t e m e d i ğ i b i r ş e k i l d e gelişmişti. D i k k a t i 1
Bulgarlardan bir kısmı ancak balta, tırpan ve orak gibi âletlerle silâhlı
ç e k e n bir nokta da, adedce o kadar üstün olan âsîlerin idiler (132 numaralı mez. irade melf. Rıza Paşanın tahriratı). Ayni şeyleri Ji-
nisbeten k ü ç ü k b a ş ı b o z u k kuvvetleri t a r a f ı n d a n b u kadar ç a b u k reçeck de söylemektedir (Geschichte der Bulgaren, 546).
ve kolay d a ğ ı t ı l a b i l m e s i keyfiyetidir. Bunda, âsîlerin d a ğ ı n ı k bir 2
Mez. irade.
3
ş e k i l d e hareket etmelerinin rolü o l d u ğ u g i b i , ekseriyet itibarile Arş. 21-3, İ. 22, 20 şaban 1266, melf. Mehmet Rüştü mühürlü tahrirat.
4
«Vidin havalisinin emniyet-i münselibesi iade olnnup reaya-i mütehaşşide
yerli yerine dağılmış ve Balkan ve Belgradcık kazasının dağ kolunda kâin bazı
1266, melf.). Başıbozukların hareketi devlet namına bir isyanı yatıştırmak değil,
karyelerde tecemmü' eden reayanın dahi... şimdiye kadar kâr ve kispleıiyle ve
daha ziyade müslüman ağalar lehine mevcut içtimaî vaziyeti idame için yapılan
ırz u edeplerile iştigale başlamış olacağı...» (Arş. 22-4, İ. 48, 28 şaban 1266, arz
şiddetli bir aksülâmel mahiyetindedir. İsyandan bahseden eserlerin temas etmemiş
tezkiresi).
olduğu bu noktayı ilerde etrafıyla izah ederek isyanın bu esas içtimaî karak 5
Arş. 25-3, İ. 127, 12 ramazan 1266, melf. Rıza Paşanın tahriratı.
terini belirtmeğe çalışacağız (İlerde bölüm VIII). 6
1 Başıbozuk çetelerinin harekete geçmesi idaresizliğin bir neticesiydi. «Has-
Mez. lâyiha.
2 belmevki' reaya-i merkumeye zerretünma kuvve-i cebriye irae olunmayıp daima
Arş. 21-3, İ. 22, 20 şaban 1266, melf. Mehmet Rüştü mühürlü tahrirat.
3 nevaziş yollu muamelât ve taltifât ile /Cfilb-i asayişlerine» çalışılması (14-1245
Arş. 26/4, I. 132, melf.
4 No.lu irade melf. Vidin Valisinin tahriratı) hiç bir müspet netice vermemişti.
Bu şiddetli hareketleri hükümet hiç bir zaman tasvib etmiyor. Sonraları Vi
Fakat isyanın devamı reayanın isteklerinden esasen kuşkunlanmış olan ağaların
din'den gönderilen bir tahriratta «bilâ mucip mahall-i cümhûrun gayrıda kırk elli nü
kendi başlarına harekete geçmelerini mucip oldu. Vidin'den gelen bir tahriratta
fus idamına sebep ve mütecasir olanların icra-i muhakemelerinde» kusur edilmiye-
cektır, deniyor. (585 numaralı mezkûr irade melf.). Müslüman ve hırıstiyan mak deniyor k i : «bunların (âsîlerin) çarçabuk tefrik-i cem'iyetlerine Vidin'de mevcut
tullerin ailelerine hükümet tarafından ayrılmış olan tahsisat ayda 1585 kuruşa olan piyade ve topçu asâkir-i muvazzafa-i şahanenin bir kaç bölüğü muktedir
yükselmektedir. (Arş. 48-2, İ. 40, 13 muharrem 1268, Arz tezkiresi). iken nasıl ise başıbozuk askeri tertibine canib-i Meclisten lüzum gösterilmişti»
5 ( Mez. Lâyiha ) . Bu hususta müslüman âzanın bazı cebrî hareketlerine
Mez. Lâyiha.
VİDİN İSYANI 57
56 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
ve valinin ekseriya onlara tâbi olmak zaruretinde kaldığına yukarıda işaret et
miştik. Başıbozukların müdahalesile isyan kısmen yatıştıktan sonra bir iradede
itiraf edildiği üzere, «Rıza Paşa hazretlerinin oraya vusulünden evvel def'-i ihtilâl
için ittihaz kılınmış olan tedabirin yolsuzluğa eseri olmak üzere hayli kan dökülmüş
ve pek çirkin ve uygunsuz şeyler» vuku bulmuştur (Arş. 28-6, İ. 90, 23 ramazan
1266). Vali Ziya Paşa da bilâhara bu yüzden azledildi (Arş. 32-4, I. 127, 27
şevval 1266). Hükümet âsîler kadar müslüman ahalinin de heyecanını önle
mekle oğraşmış, meselâ Rıza Paşa Belgradcık'ta bunların taşkınlıklarına mani
olmak için buraya bir tabur asker göndermek zorunda kalmıştır (Arş. 26-4, î. 132,
14 ramazan 1266, Rıza Paşanın tahriratı). Başka bir kaynak da muntazam as
kerin gelişinin «reaya-i merkûmeye tesliyetbahş olduğunu» söyliyerek bu karak
teristik vaziyeti teyid etmektedir (Mez. Lâyiha).
1
132 No.lu mez. irade, Arz tezkiresi.
2
Mez. irade, Ali Rıza Paşanın tahriratı.
3
Arş. 28-6, İ. 90, 23 ramazan 1266, melf. Vidin Valisinin tahriratı.
4
Mez. irade melf. Rahva (Orehovo) ( °_>?-b ) karyesi müdürü Osman efen
dinin tahriratı.
5
Bunlar takriben 1200 aileden mürekkep 15 kadar köyden ibaretti. (Mez. 1
irade melf. Ömer Paşanın tahriratları). Mez. irade melf. Rıza Paşanın tahriratı.
2
Arş. 28-6, İ. 90, 23 ramazan 1266, Arz tezkiresi.
' Arş. 32-4, İ. 127, 6 şevval 1266, Belgrad muhafızı Vasıf Paşanın tahriratı.
VİDİN İSYANI V E SIRBİSTAN 59
çekilmişlerdi. 1850 V i d i n ' i s y a n ı n d a ise B a b ı Âlî, S ı r p l a r l a Bulgarlar halde Aleksandr beyin, asî V i d i n Bulgarları lehinde herhangi bir
a r a s ı n d a k i bu m ü n a s e b e t l e r i m ü t e m a d i y e n g ö z ö n ü n d e tutmak hareketi, m e t b û devletin, O s m a n l ı Devletinin d ü ş m a l ı ğ ı n ı ç e k e b i
mecburiyetinde kalmıştır. G e r ç e k t e n bu sefer de, S ı r p l a r ı n y a r d ı m l i r d i ve buna k a r ş ı o, R u s y a ' n ı n hamiliğine de g ü v e n e m e z d i . D i ğ e r
ve himaye edecekleri ü m i d i B u l g a r l a r ı harekete g e ç i r e n b a ş l ı c a taraftan S ı r p hariciyesi b a ş ı n d a bulunan A v r a m K â h y a da (Abra¬
âmillerden b i r i o l m u ş t u r . Bulgarlar, isyana kalkmadan ö n c e , Bel- ham P e t r o n i y e v i ç ) , y u k a r d a Y u g o s l a v birliği lehinde t e m a y ü l l e -
g r a t c ı k Knezi T s o l o ' y u ve Topolof'u y a r d ı m temini maksadile Sır
2
bistan'a g ö n d e r m i ş l e r d i . Sahra nahiyesi m ü d ü r ü n ü n tahkikatına 1
Mezkûr tahrirat.
nazaran, B e l g r a t c ı k nahiyesinde i l k olarak isyan eden r e a y a n ı n 2
Arş. 24-2, İ. 66, 9 ramazan 1266, melf. Bregova karyeli İlya çorbacı
Rakovitza m a n a s t ı r ı n d a k i t o p l a n t ı l a r ı n d a da bilhassa S ı r p y a r d ı m ı nın takriri.
3
3 1841 de Sırbistan'a da uğramış bulunan Blanqui, «Türkler Mişel'in ve onunla
bahis mevzuu o l m u ş t u . Y a r d ı m isteği S ı r p l a r t a r a f ı n d a n r e d d e d i l m i ş
beraber Obrenoviç ailesinin beylikten atılmasını 1841 isyanının tekerrürüne mani
olacak bir garanti şeklinde terakki etmişlerdir kanaatındayım» diyor (S-R Tail¬
1
Bak bölüm V, landier, La Serbie de karageorge et de Miloch, Paris 1872, 376). Bu iddiayı
2
N. Staneff, Blgarya pod igo, S. 331. Ranke de teyit etmektedir (L. von Ranke, Serbien und die Türkei, Leipziğ
3
Arş. 19-1, î. 14-1245, 16 şaban 1266, melf. Vidin Valisinin tahriratı. 1879, 262).
60 TANZÎMAT V E BULGAR MESELESİ VİDİN İSYANI V E SIRBİSTAN 61
g ö s t e r d i . H a l b u k i Ö m e r P a ş a , r e a y a n ı n bundan b ü s b ü t ü n cesaret
lenerek isyandan v a z g e ç m i y e c e ğ i n i d ü ş ü n ü y o r ve a r t ı k " b u n l a r ı n
kesb-i istihkak edecekleri k u v v e i cebriyenin icrası ile yatıştırılma-
ları,, l â z ı m g e l d i ğ i n e i n a n ı y o r d u B a b ı Âlî, âsîleri kuvvet istimaliyle
d a ğ ı t m ı y a karar v e r d i ğ i zaman k a ç a c a k o l a n l a r ı n huduttan içeri k a b u l
2
edilmemesi için S ı r p beyliğine yeniden k a t î ihtarda b u l u n d u . Y u İSYANDA KOMİTECİLERİN ROLÜ
karda g ö r d ü ğ ü m ü z g i b i reaya da, nihayet h ü k ü m e t i n bu katî ted
birleri k a r ş ı s ı n d a k ö y l e r i n e d ö n m e ğ e razı oldular. S ı r b i s t a n ' ı n isyan hadiseleriyle a l â k a s ı n ı incelerken b u r a s ı n ı n
H ü l â s a neticede, S ı r p h ü k ü m e t i n i n Bulgarlar lehinde k a t î bir Bulgar komitecilerine, b i r h a z ı r l a n m a ve s ı ğ ı n m a b ö l g e s i hizmeti
yardıma girişmekten kaçındığı muhakkak g ö r ü n m e k t e d i r . 3
g ö r d ü ğ ü n e i ş a r e t etmiştik. V i d i n ' d e bu komiteci faaliyeti, a y r ı c a
tetkika k o n u olacak derecede ö n e m l i d i r . Esasen V i d i n b ö l g e s i
gerek mevkii, gerekse i ç i n d e b u l u n d u ğ u h u s u s î ş a r t l a r itibariyle
umumiyetle t a h r i k â t için pek m ü s a i t b i r zemin teşkil etmekte i d i .
G e r ç e k t e n b u b ö l g e , i d a r î ve içtimaî b a k ı m l a r d a n b ü y ü k bir
kargaşalık içerisinde bulunduğu gibi, tahrikçiler için de
sıkışınca hemen S ı r b i s t a n ' a g e ç i v e r m e k i m k â n ı n ı vermekte i d i . Bu
1
sebeble, V i d i n i s y a n ı n d a bilhassa Bulgar komitecileri t a r a f ı n d a n
Arş; 28-6, İ. 90, 23 ramazan 1266, melf. Ömer Paşanın tahriratı.
2
y a p ı l a n tahriklerin m ü h i m bir rol o y n a d ı ğ ı n ı g ö r m e k t e y i z .
«Madde-i isyanda hey'et-i mecmuaları tarafından inat ve İsrar sureti
gösterilecek olur ise oltakdirde kuvve-i kâfiye-i askeriye ile üzerlerine va İ s y a n , Rakovitza ( ^ . j y b ) m a n a s t ı r ı n d a b i r komite t a r a f ı n d a n
rılıp nüshan ve cebren tefrik-i cemiyetlerile karyelerine sevk ve i'zamları çare h a z ı r l a n m ı ş t ı . Burada bir k a ç ay d e v a m l ı ş e k i l d e t o p l a n t ı l a r ya
sine teşebbüs olunacağından bu halde dahi şayet birazı hatt-ı imtiyazın içine
pılmış \ y a r d ı m temini için S ı r b i s t a n ' a adamlar g ö n d e r i l m i ş ve
girecek ve oralarda bulunan memurlar dahi kabul edecek olur ise maslahat kül
fet ve suubeti mucip olacağına . . . nazaran bunların Sırbistan'a men-i dühûlla-
i s y a n ı idare edecek ç e t e reisleri s e ç i l e r e k kendilerine yemin et
rına. . .» (Arş. 33-5, İ. 585, 13 şevval 1266, melf. Belgrad Muhafızı Paşa haz tirilmişti. B ü t ü n bu h a z ı r l ı k l a r d a n sonra isyan g ü n ü de tesbit
2
retlerine ve bittasarruf Emaret-i Sırbiyye hariciye müdürü Avram kâhyaya ya o l u n m u ş t u . Komitecilerin b a ş l ı c a k i m l e r d e n ibaret o l d u ğ u n a ge
zılan tahrirat). lince, b u n l a r ı n a r a s ı n d a e v v e l â 1841 Niş i s y a n ı n ı ç ı k a r m ı ş olan
3
Meclis-i Ahkâm-ı Adliye'de isyana ait evrakın tedkikinden sonra yazılmış 3
b a z ı kimseleri g ö r ü y o r u z . Bundan b a ş k a Ö m e r p a ş a n ı n t a h k i k a t ı
olan şu ifadeler bu iddiamızı katî bir şekilde teyit etmektedir: «Bu hadisede
ile "derece-i y a k ı n d a b u l u n d u ğ u n a g ö r e Üsküp ve Niş ve Vidin
Sırp emaretinin medhal-i hafîsi olduğuna ve bu sebeble Sırbistan'a memur irsa 4
line dair beyan olunan mülâhazat rey-i mecruh olup, çünki Sırp beyinin şimdiye metropolitleri ve vekilleri bu eseriyeye dahil,, g ö r ü n m e k t e d i r l e r .
3
kadar meşhûd olan eser-i istikamet ve hayırhahîsi ve kendisinin devam-ı me Bu " e r b a b - ı fesad,, ın, b a ş k n e z Tsolo , veyahut metropolit g i b i
muriyeti hususunda Saltanat-ı Seniyye'nin muavenet-i aliyyesine istinad ve ih h ü k ü m e t i n reaya b a ş ı n a tayin ettiği kimselerden m ü r e k k e p olması
tiyacının delâili meydanda olarak eğerçi ihtiyar Miloş ile oğlu Mihal'in emel-i
kâsitlerine yol bulmak için orada bazı arbedeler çıkarmağa çalıştıkları ve Sır 1
Arş. 43-1, İ. 690, 9 recep 1267, melf. Meclis-i Vâlâ mazbatası. Manastır,
bistan içinde onlara taraftar bulunanların dahi böyle fesatlara karıştıkları öte- Rakoviça köyü yakıninde Sveta-troitsa manastırıdır, (Staneff, Blgarya pod
denberi umûr-ı malûmedan olduğundan bu Vidin havalisi ihtilâlinde dahi yine igo, 331). 1
lıştığım yalnız kendim için ve bizim karyemiz için olmayup T ü r k sonunda yine cezrî b i r karar verilemedi . Nihayet t a h r i k â t tesiriyle
lerin elinde bulunan umum milletimizi kurtarmak için,, dir; " A v u s heyacan g i t t i k ç e a r t t ı ğ ı n d a n Rıza p a ş a yeniden b a z ı tevkiflerde
5
1
Rıza Paşa, İstanbul'a gönderdiği bir raporda bunu şu sözlerle açık bir
Kırım Harbi esnasında yine Vidin'de vukubulan başka bir isyanda da şekilde ifade etmiştir: «Bulgarların Sırplûlar gibi güya serbestiyet tahsiletmek
hadisenin «Meclis-i muvakkatta alenen rüyet olunması merkumlara (çorbacılara) zu'mile mütecasir oldukları hareket-i isyaniyeleri. ..» (Arş. 26-4, I. 132. 14 ra
giran gelerek . . . kendilerinin dahi madde-i • mezbûrede medhalleri olduğu mazan 1266, melf.).
meydana çıkarak müttehim olacaklarını his» etmişler ve hadiseye, öteden beriden 3
«Mazbata-i mezkûru (Tevkif mazbatası) temhir edenlerin dahi ekserisi bun
gelmiş serserilerin sebeb olduğunu ileri sürmüşlerdi; (Arş. 62-1, İ. 98. 24 recep
lardan (erbab-ı fesattan) ma'dût oldukları halde şimdilik sükût muamelesi lâzıme-i
1273, melf. Enis efendinin tahriratı).
halden olmak mülâbesesiyle...». — Niş'de Ömer Paşa tarafından tevkif edilerek
2
Arş. 17, İ. 20-2, 16 şaban 1266 melf. Rıza Paşa'ya verilen talimat-ı se- İstanbul'a gönderilenlerin adları: Tohar (jU->«), Kosto (jk-y*), Stamenko
niyye müsveddesi. Bak. Vesika V . Stanko (yi'U-l), Marko oğlu Kosto, Mito
3
Arş. 24-2, İ. 66, 9 ramazan 1266, melf. Ömer Paşa'nın tahriratı. * İradede bu şu şekilde ifade edilmektedir: «Eşhas-ı muzırranın defi maddesi
4 nin mahallinde etraflıca mütalea ve müzakeresiyle hâlen ve istikbâlen mahzur görün
- Ömer Paşa'nın mezkûr tahriratı.
5
mediği halde icabının icrasına..» (Arş. 42-1,17 rebiyyülevvel 1267 ve melfufları).
Bu komite reislerinden Stanko ( > U - I ) Kırım harbi sırasında (1272 şaba 5
Arş. 44-2, İ. 1531, 29 rebiyyülâhır 1267, melf. Vidin Valisi Riza Paşanın
nında) Vidin mıntıkasında iki yüz köyün ayaklanmasıyle çıkan yeni bir isyanda tahriratı.
asîlere, Belgrad'dan tekrar cephane tedarik etmiştir, (Enis efendinin mezkûr 6
Kırım harbi sırasında ayni rnıntakada, bu tahrikâtcıların tesiriyle yeni
tahriratı) den büyük bir ayaklanma olacaktır (Arş. 62-1, İ. 90, 14 recep 1273 ve melfufları).
İSYANDA RUSLARIN ROLÜ VE İNGİLTERE
1
Bak. S. 38 ve müt.
2
Bak. S. 15
3
A Malet'ye göre «1849 dan 1850 ye kadar Bosna ve Bulgaristan'daki
karışıklıklarda Rus ajanlarının müdahalesinden şüphe edilemez. » Ona göre Bos-
na'daki kargaşalıklarla beraber «Rus ajanları, derhal Bulgar reayasının çektiği
meşakkatları istismar ederek onları, kendilerine zulm eden sipahilere karşı ayak
landırdılar.» ( E . Lavisse - A . Rambaud, Histoire générale, T. XI, S. 189). Malet'nin
burada «sipahi» diye adlandırdığı kimseler ağalardan başkası değildir.
4
Arş. 4-1, I. 3, 18 cemaziyyülevvel 1258, melf. kont Nesselrode tarafından
Rusya maslahatgüzarı Titof'a gönderilen tah. - Vesika No. 2
5
Malet'ye göre Ruslar, Vidin'deki isyanı tahrik etmekle müdahale için bir
bahane bulmak maksadını güdüyorlardı (aynı yer).
70 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İSYANDA R U S L A R I N ROLÜ 71
h a t t â onlarla d o ğ r u d a n d o ğ r u y a m ü n a s e b e t e giriştiklerini g ö s telif k ö y l e r d e n ikişer Bulgar alarak gizlice tekrar k a r ş ı tarafa, Ef
terecek mahiyettedir. Meselâ Ö m e r P a ş a n ı n N i ş ' d e meydana ç ı k a r lâk'a d ö n ü y o r . 1
2
Arş. 33-5, İ. 585, 13 şevval 1266, melf. Rıza Paşanın tahriratı.
Arş. 28-9, İ. 90, 23 ramazan 1266, melf. Halim Paşanın tahriratı. 2
3 Arş. 26-4, İ. 132, 14 ramazan 1266, melf. Rıza Paşanın tahriratı. -Paşanın
Umumiyetle Balkanlardaki isyanlar için Rus tahriklerini ileri sürerek işin
tahkikatına göre buraya üç tabur kazak askeri gelmiştir. (585 No.lu mezkûr
içinden sıyrılmak çok rastlanan basit bir muhakeme tarzıdır. Bu tahrikâtın her
irade melf. Rıza Paşanın tahriratı).
zaman rolü bulunduğu muhakkaktır. Burada biz bunu bir defa daha gösteriyoruz.
3
Fakat kitleleri harekete getiren daha başka mahiyette, daha hakiki ve derin Arş. 28-6, İ. 90, 23 ramazan 1266, melf. Halim Paşanın tahriratları.
sebepler vardır. Meselâ ileride görüleceği gibi, Gospodarlık rejimi bilinmeden 4
Arş. 36-8, 28 şevval 1266, Arz tezkiresi.
Vidin isyanı anlaşılamaz. 5
Keza burada da Rus Hükümetinin gönderdiği talimat ve sair yazıları
4
Rıza Paşanın mez. tahr. bulup karşılaştırmak bunların hakikî niyetlerini meydana koymak için zarurîdir.
5 6
Arş. 24-2, İ. 66, 9 ramazan 1266, melf. Niş mutasarrıfı ile Sofya ve Tır Arş. 28-6, I. 90, 23 ramazan 1266, melf. Halim Paşanın tahriratı.
7
nova ve Filibe muhassılları paşalara gönderilen tahrirat. Mez. irade, Halim Paşanın diğer tahriratı.
72 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
İSYANDA RUSLARIN ROLÜ 73
B ü t ü n bunlar, R u s l a r ı n Bulgaristan'daki h â d i s e l e r l e yakından
1 Devlet-i A l i y y e ' d e n ittihaz b u y u r u l m a s ı , , l â z ı m d ı r E l ç i n i n ifadesine
i l g i l e r i b u l u n d u ğ u n u g ö s t e r e n m â n a l ı o l a y l a r d ı r . Fakat b i
g ö r e " S a l t a n a t - ı Seniyyenin menâfi-i azîmesinin tervici arzusuyla,,
lindiği ü z e r e , b a ş ı b o z u k l a r ı n s ü r a t ve ş i d d e t l e hareket etmeleri
ihtar edilen bu noktalar, hakikatte İngilterenin Balkanlar'dan A k d e
isyanın g e n i ş l e m e s i n e meydan b ı r a k m a d ı . Bir m ü d d e t sonra, 1851
niz'e ilerliyen Rus nüfuzu k a r ş ı s ı n d a d u y d u ğ u k a y g ı y ı g ö s t e r i r .
tarihinde de Ruslar, E f l â k ' d a k i o r d u l a r ı n ı geri çektiler. 2
Y u k a r d a F r a n s ı z l a r ı n da ayni yolda t e ş e b b ü s l e r i n d e n b a h s e t m i ş t i k .
Fakat isyan ve bilhassa b a ş ı b o z u k l a r ı n , âsîlerin tedibinde g ö s B ü t ü n bunlar bizi Kırım harbinin m e n ş e l e r i mes'elesine g ö t ü r m e k
terdikleri ş i d d e t ve yolsuzluklar, İngiliz diplomasisini harekete ge tedir. D i ğ e r taraftan B a b ı Âlî'yi derhal " e s b a b - ı mezalimin... kül
tirmekte gecikmedi. İngiltere, bunda, ş ü p h e s i z h ı r ı s t i y a n l a r ı n katle liyen d e f i suretinin istihsaliyle,, b ü t ü n s u ç l u l a r ı n derhal cezalan
3
dilmesinden ziyade y a p ı l a n y o l s u z l u k l a r ı n Rusların müdahalesine d ı r ı l m a s ı k a r a r ı n a g ö t ü r e n , Meclis-i V a l â ' y ı bir t a k ı m cezrî İslâhat
y o l a ç m a s ı n d a n kormakta i d i . işte bilhassa b u y ü z d e n Palmerston tedbirleri a l m a ğ a sevkeden âmiller a r a s ı n d a İngiltere'nin bu ihtar
(o s ı r a d a ingiliz hariciyesini idare etmekte i d i ) Babı A l î ' y e i h t a r d a ları b i r tesir y a p m a m ı ş t ı r diyemeyiz. İşte bu da, Tanzimat'ta
bulunmak l ü z u m u n u d u y d u . G ö n d e r d i ğ i y a z ı d a , "Devlet-i A l i y y e i s y a n l a r ı n , haricî ihtar ve m ü d a h a l e l e r i n İslâhat hareketleri ü z e r i n d e
ingiltere Devletinin ianesini istihsal ve h ü s n - i i s t i ' d a d ve mahabbe- zaman zaman nasıl h a z ı r l a n d ı r ı c ı bir tesir y a p t ı ğ ı n ı bir kerre daha
açık bir şekilde göstermektedir.
t i n i celbetmek ister ise bu m a k û l e c ü r m ü fezahat edenleri muhkem
2
tedip etmek,, lâzımdır, demekte i d i . Bundan bir m ü d d e t sonra
İngiliz Elçiliğine, V i d i n ' d e reayaya k a r ş ı yeniden b a z ı h a k s ı z mua
meleler y a p ı l d ı ğ ı n a dair haberler gelmesi ü z e r i n e , elçi Sir Stratford
Canning, h ü k ü m e t i n i n ihtarını daha k a t î b i r dille t e k r a r l a d ı (14 a ğ u s
tos 1850). Ona g ö r e , Babı Â l î ' n i n isyanı b a s t ı r m a s ı ve bilhassa
bunun "ecnebiyeden bazı kesâmn. tahrikile mütekevvin olduğu
hakkan maznun b u l u n d u k t a , , , tamamiyle h a k k ı d ı r . Fakat vaadolu-
nan İ s l â h a t a a y k ı r ı hareketlerden de ziyadesiyle k a ç ı n m a k gerektir.
Bilhassa t a ş r a m e m u r l a r ı n ı n tayininde daha d i k k a t l i d a v r a n m a l ı ,
vazifelerini daha sıkı k o n t r o l a l t ı n a almalı ve i s y a n l a r ı n b a s t ı r ı l
m a s ı n d a muhakkak surette m u n t a z a m a s k e r kullanmalıdır.
Nihayet elçinin, Tanzimat siyasetinin ruhunu ifade eden şu sözleri
bilhassa a l â k a ç e k i c i d i r : " A r t ı k m e r k u m l a r ı n ( r e a y a n ı n ) giriftar
o l d u k l a r ı •mesâib-i a d î d e n i n s â y e - i m e r h a m e t - v â y e - i hazret-i mülû-
k â n e d e tahfîf ve teskinine b a k ı l a r a k şimdiye kadar mücerred havf u
haşyet nazarı ile teneffür etmekte oldukları hükümete fîmaba'd
rabt-ı kalple itimad eylemelerini müstelzim bazı tedabirin c â n i b - i
1
1
Bununla beraber Vidin hâdisesi hakkında Rus Hükümetinin doğrudan doğ Arş. 33-5, İ. 585, 13 şevval 1266 melf. Der-i Aliyye'de mukim İngiltere
ruya teşebbüsünü gösteren bir vesikaya rastlamadık. Elçisi Sir Stratford Canning cenapları tarafından 1850 senesi Ağustosunun on
2
dördü tarihi ile sefaret baştercümanı Mösyö Pizani'ye verilen bir kıt'a talimatın
. Arş. 33-5, İ. 585, 13 şevval 1266, Lord Palmerston tarafından İngiltere
tercümesidir. Bak. Vesika VIII.
Elçisine verilen tahrirat tercümesi. Bak. Vesika VII. -İngiltere Vidin hâdiseleri 2
Yukarda S. 16.
hakkında Tuna şehirlerinde bulunan konsoloslarından malûmat almakta idi. 3
Arş. 33-5, İ. 585, 13 şevval 1266.
İDARÎ VE MALÎ B O Z U K LU K L A R - Y E N İ İSLÂHAT
KARARLARI
1
Arş. 24-2, İ. 66, 9 ramazan 1266.
2
Arş. 28-6, İ. 90, 26 ramazan 1266.
76 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ İDARÎ V E MALÎ B O Z U K L U K L A R 77
l
a y n ı zamanda " k ü ç ü k m e m u r l a r d a n , , d a ş i k â y e t t e b u l u n m u ş , tazam askerin g ö n d e r i l m e s i hakikatte, burada ağaların tahakkümü
mahalli idarenin h a k i k î m e k a n i z m a s ı olan V i d i n meclisine k a r ş ı yerine Devlet otoritesinin yeniden tesisine bir başlangıç olmuştur.
2
k a t î b i r itimatsızlık - g ö s t e r m i ş t i . B i r kelime ile, Meclis-i Has G e r ç e k t e n , B a b ı A l i ' n i n t a h k i k a t ı ile de anlaşıldığı ü z e r e , " V i d i n
k a r a r ı n d a d e n i l d i ğ i g i b i , r e a y a n ı n "idare-i mahalliyeden n a h o ş n u t meclisi b u vukuat e s n a s ı n d a pek yolsuz ve b i ş u û r a n e hareket etmiş
3
olmaları,, i s y a n ı n başlıca sebeplerindendi . Yalnız hemen tasrih
o l d u ğ u n d a n , , derhal feshine karar v e r i l d i *. Bu s o n u ç ş u n u g ö s t e r i r
edelim k i h o ş n u t s u z l u ğ u n asıl k a y n a ğ ı , idarenin de, a ğ a l a r ı n tahak
k i Tanzimat t a r a f ı n d a n liberal Garp zihniyetiyle k u r u l m u ş olan v e
k ü m ve m e n f a a t ı n a alet o l m a s ı n d a n ileri gelmekte ve d a v a d ö n ü p
4
h ı r i s t i y a n â z a n m da dahil b u l u n d u ğ u T a ş r a Meclisleri, V i d i n ' d e
d o l a ş ı p yine G o s p o d a r l ı k m e s e l e s i n e dayanmakta i d i .
esas itibariyle b ü t ü n V i l â y e t idaresini mahallî m ü s l ü m a n â y a n ı n
V i d i n ' d e k i i d a r î teşkilât, Tanzimat'la beraber eyalet t e ş k i l â t ı n d a
5
eline b ı r a k m a k t a n b a ş k a b i r netice v e r m e m i ş v e m a l û m hadiselerin
y a p ı l d ı ğ ı n ı g ö r d ü ğ ü m ü z İslâhat e s a s l a r ı n a u y g u n d u . Y a n i v a l i 2
zuhurunu h a z ı r l a m ı ş t ı r . İşte Meclisi V â l â ' d a teşkil olunan komis
lerin nüfuz ve s e l â h i y e t i ç o k d a r a l m ı ş ve vilâyet idaresi esas i t i -
yon, V i d i n ' d e i d a r î t e ş k i l â t t a k i b u s a k a t l ı k l a r ı bertaraf etmek için
barile, o yerin m ü s l ü m a n ve hıristıyan ileri gelenlerinden m ü
r e k k e p mahalli b i r meclisin eline verilmişti. Bu t e ş k i l â t t a , mer yeniden b a z ı i d a r î İ s l â h a t a g i r i ş m i ş v e b u arada d i ğ e r bazı
kezî otoriteyi temsil etmesi l â z ı m g e l e n valinin s e l â h i y e t l e r i ne m ü h i m eyaletlerde o l d u ğ u g i b i burada da b i r Meclis-i kebir t e ş
;i
kadar mahdut ise, müfti, k a d ı ve d e f t e r d a r ı kolayca kendi taraf kiline karar v e r m i ş t i r . Fakat yeni Meclis a z a s ı n ı n "usûl-i a t î k a y a
larına ç e k e r e k meclise hakim olan m ü s l ü m a n a z a n ı n , yani V i d i n mail olmayanlardan,, s e ç i l m e s i n e d i k k a t edilmesi de bilhassa
â y a n ı n ı n nüfuzu da o derece b ü y ü k t ü . İlerde g ö r ü l e c e ğ i üzere, 4
tavsiye o l u n m u ş t u r . Bu suretle V i d i n m ı n t ı k a s ı , Babı A l i y e g ö r e ,
T a n z i m a t ' ı n Ük z a m a n l a r ı n d a Vidin'de, r e a y a n ı n itirazları ü z e r i n e "mukaddemleri kospodar ve mültezim makûlelerinin elinde iken
a n g a r y a n ı n k a l d ı r ı l m a s ı n a karar verildiği zaman yeni vaziyeti şimdi Saltanat-ı Seniyye'nin hükûmet-i muntazama ve âdilesi tah
mecliste onlar tanzim etmişler; sonradan 1850 de reaya esas tına,, girmekte i d i ( 1 8 5 1 ) . 5
efendi Vidin'e gönderilirken kendisine verilen Ferman-ı Âlîde bilhassa bil kaza Arş. 40-1, I. 265, 3 zilhicce 1266. Arz tezkiresi.
6
müdürlerinden şikâyet edilmekte ve denilmektedir ki «hususiyle kaza müdürleri Engelhardt, Türkiye ve Tanzimat, 100-101 -Vidin meselesi ile devamlı
buralardan zühul ve gaflet ile hilâf-ı Tanzimat-ı Hayriye ve mugâyır-ı nizâmât-ı surette meşgul olan Meclis-i Valâ'nın, 1851 yılı başlarında bütün Eyalet Meclis
adliye meslek-i nâ mergûba sâlik oldukları tahkik ve istihbar olunduğuna...» lerine yeni talimatnameler göndermesi de isyânın umumî neticelerine bağlana
(Lûtfi tarihi, C . IX, Zeyil, Türk Tarih Kurumu yazmaları arasında). bilir (Bu tâlimatnameler için bak: Takvim-i Vekayi, sene 1267, defa 440).
78 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ 79
İDARÎ V E MALÎ B O Z U K L U K L A R
Vidin'de m e r k e z î otorite için yalnız m ü s l ü m a n a ğ a l a r değil, raları i y i g ö r m e m e ğ e başlamıştır K Hükümet, başknez unvanını
aynı zamanda hıristiyan knezler de b i r tehlike teşkil etmekte i d i . t a ş ı y a n b u kimselerin fazla nüfuz sahibi o l m a l a r ı n d a n , yine B a ş
Fakat bu, daha s o n r a l a r ı anlaşılmış, a l ı n a n tedbirler gecikmiştir. knez u n v a n ı n ı t a ş ı y a n S ı r p beyine bakarak istiklâl s e v d a s ı n a
O s m a n l ı idaresinin t â b a ş l a n g ı ç t a k a b u l ettiği ş e k l e uygun olarak d ü ş m e l e r i n d e n ve bilhassa b u maksatla "el a l t ı n d a n ahalinin
Bulgarlar, mahallî idarelerinde o l d u k ç a g e n i ş bi>- muhtariyete sa ezhanını bozmak niyet-i fesidesinde,, b u l u n m a l a r ı n d a n kork
hip idiler. Tanzimat da, d a y a n d ı ğ ı prensipe s a d ı k kalarak, bu isti 2
makta i d i . H a k i k a t e n , Staneff'in k a y d ettiğine g ö r e , V i d i n is
kamette y ü r ü m ü ş g ö r ü n m e k t e d i r : y u k a r d a cizye t a h s i l â t ı n m re 3
y a n ı n ı n reisi de, B e l g r a d c ı k k n e z ' i Tsolo Todorof o l m u ş t u r . Netice
aya eline b ı r a k ı l d ı ğ ı n ı , reaya k o c a b a ş ı l a r ı t a r a f ı n d a n t o p l a n d ı ğ ı n ı itibariyle diyebiliriz k i V i d i n g i b i m ü t e m a d i t a h r i k â t merkezi
görmüştük Bu k ö y k o c a b a ş ı l arı, Tanzimat'tan ö n c e her k ö y olan b i r sahada kontrolsuz b i r ş e k i l d e h ı r i s t i y a n l a r a yerilen
için birer kişiye m ü n h a s ı r iken yeni İslâhat neticesinde her k ö mahallî muhtariyet, i s y a n ı n h a z ı r l a n m a s ı n d a b ü y ü k b i r r o l o y
y ü n nüfusuna g ö r e ü ç ilâ b e ş k i ş i y e ç ı k a r ı l a r a k ufak b i r k ö y 4
n a m ı ş t ı r . Nihayet isyandan b e ş yıl sonra, 1857 de y a p ı l a n ç o r
meclisi şekline k o n u l m u ş t u . V e r g i n i n tevzii ve tahsili işlerinden b a c ı nizamnamesi de mevcut vaziyette esaslı b i r değişiklik yapa-
b a ş k a reaya a r a s ı n d a ç ı k a c a k ufak niza'ları da bu meclis hal mıyacaktır . 5
4
mekte idiler . H ü k ü m e t , zaptiyelerin rahat ve asayişi temin ede bir ş e k i l d e ihalesinde b ü y ü k mahzurlar g ö r ü l d ü : Bu u s u l ü n
cek yerde, bilâkis bir h o ş n u t s u z l u k k a y n a ğ ı o l d u ğ u n u pek alâ ilerde b ü t ü n Bulgaristan'a ve d i ğ e r vergilere sirayet ederek
b i l i y o r d u : İ s y a n d a n sonra t e k r a r zaptiye neferi teşkili d ü ş ü n ü l memleketin muhtariyetine y o l a ç m a s ı ihtimali h ü k ü m e t i k o r k u t t u .
d ü ğ ü zaman, b u n l a r ı n "husul-i a s â y i ş e sebeb olamayup bilâkis Mamafih ö t e taraftan â ş a r mültezimlerinin suiistimallerini ö n l e m e k
1
2
m a z a r r a t l a r ı g ö r ü l d ü ğ ü n d e n „ bundan vaz geçilmiş ve bir m ü d için k a t î tedbirler a l ı n m a s ı zarureti k a b u l edildi .
det daha nizamiye askeri b ı r a k ı l m a s ı n a karar v e r i l m i ş t i . 3 H ü k ü m e t i n y a k ı n ilgisi ve meseleyi e s a s l ı surette ele a l m a s ı
G o s p o d a r l ı k y ü z ü n d e n V i d i n m ı n t ı k a s ı vergileri, civar yer sayesinde reaya, b ü t ü n dertlerini d ö k m e k fırsatını elde etmişti.
4
lere bakarak ç o k a ğ ı r o l d u k t a n b a ş k a , a y r ı c a b u n l a r ı n tahsilin Bildiğimiz g i b i , k a r a g ü m r ü k l e r i eskiden beri bir ş i k â y e t mevzuu
de g ö r ü l e n suiistimaller r e a y a y ı b ü s b ü t ü n meyus etmekte i d i . olmakta i d i . A b d ü l m e c i d , 1846 da Rumeli'yi teftişe çıktığı za
Bilhassa â ş â r ı n tahsili b ü y ü k suiistimallere y o l a ç m a k t a i d i : me man Edirne, Ziştovi ve RusCuk'da k a r a g ü m r ü k l e r i n i kaldırdığı
selâ mültezimler bu m ı n t ı k a n ı n esas m a h s û l ü olan mısırı y a ş halde V i d i n ' l i l e r i n bu hususdaki dilekleri n a z a r ı itibara a l ı n m a
2
iken tartmakta, sonra v e r g i y i k u r u d u ğ u zaman yine o hesap mıştı . İ s y a n d a n sonra V i d i n r e a y a s ı , tekrar m ü r a c a a t ı n tam za
ü z e r i n d e n almakta idiler. Rıza P a ş a t a r a f ı n d a n İ s t a n b u l ' a g ö n m a n ı o l d u ğ u n u t a k d i r ederek "ziyade tazyik etmekle c ü m l e n i n
derilen reaya m ü m e s s i l l e r i Meclis-i V â l â ' d a k i komisyon ö n ü n d e fakr u ducret-i halini bâdî,, olan k a r a g ü m r ü ğ ü n ü n de k a l d ı r ı l m a s ı n ı
3
1
Mez. Lâyiha.
2
Arş. 42-1, 17 Rebiyülevvel 1267, Rıza Paşa ve Nail beyin müşterek tah
riratları.
3
Mez. irade, arz tezkiresi.
4
«Gospodarlık varidatı tahmin olunduğuna göre vergiye muadil ve daha 1
Mezkûr irade melf uf'.arından, Vidin Valisi atûfetlû Rıza Paşa hazretleri
ziyadece olacağından bu halde vergileri hemcıvarları vergisinden yine ağır ge tarafından Raşit efendinin kalemiyle gönderilen lâyihaya Meclis-i Valâ'da kırmızı
lerek kat'â hoşnut olmıyacaklarından...» (Arş. 42-1, 17 rebiyülevvel 1267, Riza kalemle yapılan derkenarlar.
Paşa ve Nail beyin müşterek tahriratı). Reayanın subaşılara, papazlara, zaptiye 2
Bak. yukarda S. 43.
lere, kneze verdikleri diğer vergileri de ilâve edersek durumun nekadar ağır 3
Arş. 40-1, 1. 265,3 zilhicce 1266, melf. Vidin sancağı Bulgar reayası kulla
olduğu daha iyi meydana çıkar. rının arzıhali tercemesi. Bak. Ves. I.- Bu arzıhalin ne netice verdiğini maalesef
5
Arş. 33-5, İ. 585, 13 şevval 1266, melf. Komisyon mazbatası. Bak Vesika VIII. tesbit edemedik.
6
Mez. mazbata.
VİDÎN GOSPODARLIK REJİMİ VE İLGASI
1
Prof- ö . L . Barkan, Türkiye'de toprak meselesinin tarihî esasları, Ülkü
mecmuası, sayı 61, S. 54. Aynı müellifin, Türk toprak hukukunda Tanzimat ve
1274 tarihli arazi kanunnamesi, Tanzimat, 1, 1940, S. 321.
2
Türkiyede toprak meselesinin tarihî esasları, Ülkü, Sayı 63, S. 273.
3
J . Deny, Timar, Ency. de l'Islâm.
84 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ G O S P O D A R L I K REJİMİ 85
l
Rumeli , bu timar sisteminin ve m i r i arazinin en ziyade y a y ı l vaziyetine getirildiğini iddia etmektedirler. H a k i k a t t e ise bu
2
mış b u l u n d u ğ u m ı n t ı k a i d i . Bu rejimde, Balkan yarımadası devirde, ne Bulgar k ö y l ü s ü bir serfle, ne de sipahî, feodal b i r
ahalisinin b ü y ü k ç o ğ u n l u ğ u n u teşkil eden k ö y l ü r e a y a n ı n va beyle — Meselâ b u ' k ö y l ü n ü n eski efendisi boyarla- asla muka
ziyeti ne o l m u ş t u r ? . Hemen söyliyelim k i , bu sınıf, b ö y l e c e top yese edilemez. O s m a n l ı timar sisteminin esas itibariyle feoda
1
r a ğ ı n sahibi olmaktan u z a k l a ş t ı r ı l m a k l a beraber, mirî arazi ve lizmle bir ilgisi y o k t u r . K ö y l ü , tapu resmi, resim-i çift
timar rejimi sayesinde, fetihten ö n c e k i devirlere bakarak ç o k daha g i b i kiracılık d u r u m u y l a ilgili devletin tayin ettiği vergileri si
i y i bir durumda bulunuyordu: Fetihten ö n c e " k ö y l ü n ü n ekseriyeti pahisine ö d e d i k t e n sonra a r t ı k h i ç b i r a n g a r y a ile mükellef
kendisine ait olmayan bir t o p r a ğ ı i r s î ve d a i m î b i r kiracı değildi. Toprağı b o ş bırakmamak, yerini değiştirerek başkasının
ş e k l i n d e işleyen ve a y n ı zamanda bir t o p r a k kölesi (serf), veya Umarına gidememek g i b i bazı mecburiyetler, Prof. B a r k a n ' ı n ifa
sadece k o l o n ş e k l i n d e t o p r a ğ a b a ğ l ı bulunan,, kitlelerden iba desiyle, ancak n a z a r î bir liberalizm zaviyesinden k ö t ü g ö r ü l e
2
3
retti . H a l b u k i eskiden t o p r a ğ ı n sahibi olan boyarlar Osman bilir . Mirî t o p r a ğ ı i s t e d i ğ i g i b i kullanamamak, satamamak, hibe
lılarla y a p ı l a n muharebelerde ekseriyetle ortadan kalktığından edememek ve b ü t ü n varislerine g e ç m e s i n i temin edememek g i b i
fatih devlet, bu sahipsiz t o p r a k l a r ı n mülkiyetini kendi ü z e r i n e k a y ı t l a r da netice itibariyle yine g e n i ş k ö y l ü sınıfı lehinedir. Ç ü n -
aldı . Esasen islâmî esaslar da buna engel teşkil etmiyordu: k i bu suretle a r a z i n i n m u a y y e n ellerde toplanarak
B e y t ü l m a l e ait topraklar rejimi t â Halife Ö m e r ' d e n b e r i tatbik b ü y ü k arazi sahiplerinin meydan ç ı k m a s ı ihtimali ö n l e n m i ş b u
5
edilen bir usul halinde y a ş a m a k t a i d i . Bu rejimde k ö y l ü yine lunuyordu. H ü l â s a , mirî arazi rejimi ve timar sistemi, r e a y a n ı n
d a i m î ve irsî bir kiracı vaziyetinde kalmakla beraber, a r t ı k istihsal kabiliyetini birinci p l â n d a tutan tam d e v l e t ç i bir si
b a ş ı n d a keyfî ş e k i l d e angarya ve vergi isteyen b o y a r l a r ı y o k t u . yaseti temsil etmekte i d i . T i m a r ı b a ş ı n d a , arazinin b o ş k a l m a m a s ı
Bazı B a l k a n l ı müellifler, fetihtén sonra, v o y n u k , d o ğ a n c ı g i b i r e a y a n ı n e ş k ı y a elinde p e r i ş a n |olmaması, nihayet İ m p a r a t o r l u ğ u n
imtiyazlılar istisna edilirse, r e a y a n ı n umumiyetle "hiç bir h u k u k u g e n i ş h u d u t l a r ı n ı muhafazaya k o ş a r a k memleketin istilâdan k o
u
haiz olmayan ve sipahilerin t o p r a k l a r ı n ı e k m e ğ e mecbur e s i r l e r „ r u n m a s ı vazifelerile mükellef olan t o p r a k l ı sipahîler, k u v v e t l i ve
3
müreffeh i m p a r a t o r l u ğ u n asıl temelini teşkil etmekte idiler . Y e n i
1
XVII inci asır başlarında Rumeli Eyaleti, Moradan Akkerman'a kadar yeni b a z ı hıristiyan müelleflerin de itiraf ettiği g i b i , O s m a n l ı
bütün Balkan yarımadasını sınırları içine almakta idi. Eyalet merkezi Sofya ve idaresinde "Balkan y a r ı m a d a s ı halkı uzun zamandanberi unutul
Manastır'dı (Bak. Ayni Ali, Kavanin-i Al-i Osman der hülâsa-i mezâmin-i defter-i 4
m u ş bir r a h a t l ı ğ ı n t a d ı n ı t a d ı y o r d u .„
Divan, 1018; Tasvir-i Efkâr tab'ı, S. 11-12). Sonradan Mora ve Silistre Eyaletleri
teşkil edilmiş, Rumeli hudutları gittikçe daralmıştır. 1834 de Rumeli, hemen 1
hemen Garbı Trakya, Makedonya, Arnavutluk ve Tesalya'dan ibaret kalmıştı. Karşıla. Ömer Barkan, Osmanlı İmparatorluğunda çiftçi sınıflarının hu
Vidin, bu tarihte Niğbolu ile müstakil bir sancak teşkil etmekte idi. (Hammer, kukî statüsü, Ülkü, Sayı 49-50-53. - Umumiyetle İslâm-Türk devletlerinde feo-
Hist. de l'Empire Ottoman, tra. Hellert, C XVII, S. 56, 194). İki yıl sonra da dolizm hakkında bak. Prof. Dr. M. F. Köprülü, İslâm-Türk devletlerinde feo
Vidin'i bir Eyalet olarak görüyoruz. (Babinger, Rumeli, Ene. de l'İslam). dalizm, Belleten. C. V, sayı 19, S. 317- 334.
2
2
Rumeli, "cebelûleriyle beraber 33000 sipahi çıkararak eyaletler arasında Bu gün bir kısım iktisatçılar tarafından, ziraî liberalizmin sakatlıklarına
birinci gelmekte idi (Ayni Ali risalesi. 40). - Üsküp Eyaleti kanunnamesindeki karşı bu Osmanlı arazi sistemini ziyadesiyle andıran bir rejimin kuvvetle müda
şu fıkra Rumeli'de mirî arazinin genişliği hakkında başka kuvvetli bir delildir: faa edildiğini hatırlatalım.
3
«Rumeli'de reaya elinde olan amme-i arazinin hali budur (yani mirîdir).» (Ömer İmparatorluğun hakikî askerî kuvvetini timarlı sipahisi temin etmekte idi.
Barkan, Ülkü mec. Sayı 61, S. 58). XVI ıncı asır ortalarında timar ve zeametlerden 200 bin muntazam asker çık
3
Ömer Barkan, Tanzimat, I, 326. makta idi (D'Ohsson, Tableau générale de l'Empire Othman, Paris 1824, C
4
Staneff'e göre Tırnova'nın zaptında Bayazıt, tabiiyeti kabul etmeyen 110 VII, S. 375). Netayicilvukuat'a göre- 140 bindir (C. II, 141). Bu zamanda ulû-
boyarı idam ettirdi (Hist. Chro, de la Bulgarie, 57). feli kapı-kulu ancak 41 bin kadardı (Kâtip Çelebi, Düstur-ül-amel li islâh-il-halel
5
Ö. Barkan, Ülkü, Sayı 63, S. 238. 1063, Tasvir-i efkâr tab'ı S. 131).
4
6
Staneff, Hist. Chronologique de la Bulgarie, Sofya 1938, 57. F . Grenard, Grandeur et Décadence de l'Asie, Paris 1939, S. 128.
86 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ 87
G O S P O D A R L I K REJİMİ
Bu timar sistemi ve ona bağlı olarak da arazi rejimi, X V I araziyi kendi eline a l m a ğ a ç a l ı ş m a k t a d ı r . Bu g e l i ş m e n i n b a ş k a
ıncı a s r ı n ikinci y a r ı s ı n d a n itibaren muhtelif âmiller tesirile i n h i - tesirlerle g i t t i k ç e k u v v e t l e n d i ğ i n i g ö r ü y o r u z : Meselâ, 1787-1792 sefe
lâl e t m e ğ e b a ş l a d ı . Bu a s r ı n s o n l a r ı n d a bir m ü d d e t Defter-i rinde cepheden k a ç a n A n a d o l u t i m a r l û l a r ı n ı n t i m a r l a r ı cezaen İ r a d - ı
H a k a n ı emini olan A y n i A l i ' y e g ö r e , " l â c e r e m zuama ve erbab-i t i - cedid hazinesince zaptolunuyor ( 1 7 9 1 ) . Nihayet 1792 de on i
mayıp âhara koşuntu olduğudur. İkincisi, v a k i olan seferlerin yok Devlet mirî araziyi b u suretle d o ğ r u d a n d o ğ r u y a elinde topla
1
lamaları mahfuz olup düsturülamel olmadığıdır . „ A y n i A l i , bu maya ç a l ı ş ı r k e n , bu t o p r a k l a r ı n bir k ı s m ı da zaten eskidenberi
sözleriyle Timar sisteminin b o z u l u ş u n u h a z ı r l a y a n b a ş l ı c a sebebleri bir t a k ı m ş a h ı s l a r ı n elinde, m ü l k haline g e ç m i ş bulunuyordu.
2
ç o k g ü z e l h ü l â s a e t m i ş t i r . T i m a r l a n n valiler, saray halkı ve P a d i ş a h ı n lâyık g ö r d ü ğ ü kimselere temliknamelerle m ü l k olarak
tevabii t a r a f ı n d a n nasıl g a s p e d i l d i ğ i n i A y n i A l i ' d e n 25-30 yıl 4
v e r d i ğ i , yahut hazinenin sıkıntısı d o l a y ı s i y l e m ü l k olarak sa
sonra m e ş h u r K o ç i b e y de kendine has k u v v e t l i ifadesi ile şu tılmış olan b u mirî arazi a ğ a l a r z ü m r e s i n i n t e ş e k k ü l ü n d e a y r ı c a
ş e k i l d e a n l a t m a k t a d ı r : "Nice y ü z yıl mukaddem f e t h o l u n m u ş k u r â b ü y ü k bir rol o y n a m ı ş t i r . Mülk haline gelen b u arazinin bir k ı s m ı
ve mezârii birer tarik ile k i m i n p a ş m a k l ı k ve kimin a r p a l ı k ve da t a b i a t ı y l a kolayca vakıf arazi haline g e ç m i ş t i r °. B ö y l e c e mirî
kimin temlik ettirip ve kendilerine tamam i s t i ğ n a geldikten son T o p r a k l a r , m ü l k ve evkaf arazisi lehine saha itibariyle m ü t e m a
ra her biri tevabiine nice timarlar ve zeametler ettirip e r b a b - ı diyen daralmakla beraber bu, hiç bir zaman b ü y ü k b i r nisbet
8
seyfin d i r l i k l e r i n kat' ettiler .,, İşte bu y ü z d e n t i m a ı i ı sipahisi
nin g i t t i k ç e a z a l m a s ı n a mukabil ulûfeli asker pek ziyade ç o ğ a l 1
Asım tarihi, C . I, S. 41. —Koca sekbanbaşı lâyihası (Hülâsat-ül-kelâm
4
m a ğ a b a ş l a d ı . Devlet, ulûfe y e t i ş t i r m e k için yeni v a r i d a t kay fi redd-il- avâm), Tarih-i Osmanî Encümeni Mec. tab'ı, 53.
n a k l a r ı bulmak zorunda kalmakta i d i •'. Bunun en tabiî y o l u da 2
Osmanlı arazi hukukunda mukataa meselesi ayrıca incelenmesi gereken
eskiden T i m a r h spahisine d i r l i k teşkil eden t o p r a k l a r ı n varida mühim bir konudur. Bu hususda şimdilik şu tedkiklere bak: M. Sobernheim,
tını hazineye a l m a k t ı . Bunun neticesinde, " c a n l ı c a timarlar mah- İkta'. Ene. de l'İslam, II, 489; Ö. Barkan, malikâne-Divanî sistemi, Türk hukuk
6
lûl o l d u k ç a m u k a t a a t - ı m i r î y e y e tebdil o l u n m a ğ a , „ yani d o ğ ve iktisat tarihi mecmuası, II. 119; Bizim, Tanzimat nedir?, D. T. C . Fa. yıllık
7
dergisi 1940-41. — Burada yalnız şuna işaret edelim ki Devlet'in elinde muka
rudan d o ğ r u y a h ü k ü m e t i n elinde t o p l a n m a ğ a b a ş l a d ı . G ö r ü y o
taa namı altında bulunan bir kısım arazi, ekseriya müzayede ile irsî ve daimi
ruz k i , zeamet ve timarlar mukataa n a m ı y l a ş u n u n bunun eline bir kiracılık şeklinde şahısların tasarrufu altına verilirdi Fakat toprağın hakiki
g e ç m e k t e devam ederken ö b ü r taraftan bizzat Devlet de b u mülkiyeti daima Devlet'e aitti. Veraset hakkı yalnız erkek evlâda tanındığından
mukataa sahibinin oğlu yoksa bu arazi mahlûl olur, yani Devlet onu yeniden
1
îcare-i muaccelesi mukabilinde başka birisine ihale edebilirdi. Yukarıda bu gibi
Ayni Ali'nin mezkûr risalesi, 75.
mukataa mahlüllerinin yeniden ihale edilmesi bahis mevzuudur. Bu suretle Dev
- Sonradan yapılan İslâhat nizamnamelerinde hep bu noktalara dikkat edil
let bu mukataa topraklarında devamlı bir varidat kaynağı bulmuş olacaktı.
miştir (Meselâ Bk. nizamname-i timar ve zeamet, Cevdet, C . II, S. 317 ve C .
V. S. 289). 3
Cevdet tarihi, VI, 58.
3
Koçi bey risalesi, Ali Kemali Aksüt tab'ı, 1939, S. 31. 4
Bu şekilde eski bir temlikname nümûnesi. Prof. I. Hakkı Uzunçarşılı
4
Düstûr- ülâmal, 131. Belleten, sayı 11-12.
5
1564 tarihinde hazinenin açığı 66 yükten ibaretken (bir yük-lOC bin akça) 5
Ö. Barkan, Tanzimat, I, 414.
1650 de 1543 yüke çıkmıştır. Bu sırada ulûfeli askerin yekûnu yüz bine yük 6
Mukataa mirî arazi olduğundan vakf edilemezdi. Halil Hâmit Paşa'nın
selmiş bulunuyardu (Düstûr-ül-amel, 131-134).
6 vakfa tahsis ettiği mukaatalar «canib-i mirîyi sıyanet ve hizem-ı müessesini vi
M. Nuri Paşa, Netayic-ilvukuat, C. I, S. 177.
7
Timar sistemi o kadar inhilâl etmişti ki 1768 de Rusya ile harp başladığı kaye maksadıyla. . . vakf-ı mezburdan ifraz ve hey'et-i ûlâsına irca' ile mezada
zaman orduda ancak 20 bin cebelû kalmıştı (D'Ohsson, mez. eser, C . VII, S. çıkarılarak bey' olundu» (Cevdet tarihi, III, 133). Ayrıca Bak. Ö. Barkan, Tan
376). zimat, I, S. 335.
88 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ G O S P O D A R L I K REJİMİ 89
k a z a n a m a m ı ş t ı r . Ç ü n k ü devlet hazinesi d ü ş ü n ü l e r e k temlikna- sisteminde o l d u ğ u g i b i , toprak icare-i muaccele ile tasarruf edildiği
melerin verilmesinde daima titiz d a v r a n ı l m a k t a i d i . Bu sebeple m i r i zaman da bu, ancak daimî b i r kiracılık h a k k ı b a h ş e t m e k t e ve
1
arazi X I X . a s ı r d a da halâ g e n i ş bir saha kaplamakta i d i . arazi d o ğ r u d a n d o ğ r u y a yalnız erkek e v l â d a g e ç m e k t e d i r *. B ö y l e c e
Zamanla d o ğ r u d a n d o ğ r u y a Devletin eline g e ç m i ş bulunan b u
timar e s a s l a r ı zahiren devam e d i y o r g i b i g ö r ü n ü y o r s a d a haki
g e n i ş m u k a t a a l a r ı n işletilmesinde en ziyade y a y ı l m ı ş usullerden
katte b u y e n i vaziyet, içtimaî noktadan ç o k m ü h i m neticeler do
b i r i i l t i z a m u s u l ü i d i . P a d i ş a h a mahsus h â s l a r l a mukataa
ğ u r m u ş ve Devletle reaya a r a s ı n d a , b u m u k a t a a l a r ı tasarrufu altına
ların daha ziyade bu usul ile işletilmesi bilhassa, K a n u n î S ü
2 3 g e ç i r e n b i r a ğ a sınıfının meydana ç ı k m a s ı n a âmil o l m u ş t u r . Reaya
leyman'ın sadrazamı Rüstem P a ş a ' d a n itibaren başlamıştır .
A n l a ş ı l d ı ğ ı n a g ö r e X V I . ıncı a s r ı n i k i n c i y a n s ı n d a n itibaren, a r t ı k k a r ş ı s ı n d a , daima azledilmek m ü e y y i d e s i a l t ı n d a bir Devlet
mukataa olarak ş u n u n bunun eline g e ç m i ş bulunan araziden memurundan b a ş k a b i r ş e y o l m ı y a n timar ve zeamet sahipleri
b a ş k a , sahiplerinin ü z e r i n d e o t u r m a s ı m e c b u r î olan timar ve ze yerine, fiilen t o p r a ğ ı n sahibi olarak sırf k e n d i ş a h s î menfaatlerini
2
ametler bile umumiyetle iltizama veriliyordu . 4
Bu u s u l ü n d ü ş ü n e n b i r b e y - a ğ a sınıfının y ü k s e l d i ğ i n i g ö r m ü ş t ü r . Bu suretle
İ m p a r a t o r l u k için ne kadar m e ş ' u m neticeler d o ğ u r d u ğ u m a l û m k ö y l ü a s ı r l a r d ı r işlediği topraklar ü z e r i n d e bu mirî arazi sahiple
dur . rinin basit kiracıları durumuna d ü ş e r k e n ö t e taraftan a ğ a l a r mer
k e z î otoritenin g i t t i k ç e fazlalaşan zaafı ve k o n t r o l s ü z l ü ğ ü netice
Devletin b a ş l ı c a gelir k a y n a k l a r ı n d a n b i r i n i teşkil eden muka
sinde, reaya k a r ş ı s ı n d a mirî arazinin h a k i k i sahipleri vaziyetine
t a a l a r ı n işletilmesinde kullanılan b a ş k a b i r usul de, bu t o p r a k l a r ı n
g e ç m i ş l e r d i r . H a t t â b u n l a r ı n , mahallî nüfuz ve kudretlerine daya
istiyenlere "icarei muaccele,, denilen peşin b i r kira ve s e n e v î b i r
hisse a l ı n m a k suretiyle ihalesidir. V i d i n ' d e k i vaziyet esas itibariyle narak s i y a s î - i d a r î b i r kuvvet haline g e l d i k l e r i n i , halkla h ü k ü m e t
buna b a ğ l ı b u l u n d u ğ u n d a n b u şekil bizi d o ğ r u d a n d o ğ r u y a i l g i a r a s ı n a girerek â y a n , v o y v o d a sıfatıyla mahallî i d a r e y i d o ğ r u d a n
lendirmektedir. Bu usul, esas itibarıyla sipahinin timar arazisini d o ğ r u y a ellerine a l d ı k l a r ı n ı bile g ö r ü y o r u z . I I I . Mustafa devrinde
tapu resmi alarak reayaya vermesi ş e k l i n d e n f a r k s ı z d ı r . T i m a r 5
Muhsin zade Mehmet P a ş a n ı n sadaretinde â y a n l ı k a r t ı k D e v l e t ç e
3
t a n ı n m ı ş b i r amme m ü e s s e s e s i halini a l a c a k t ı r . Netice i t i b a r ı y l a
1
Kalan timar ve zeametler bile oldukça külliyetli bir miktara varmakta diyebiliriz k i X V I I I . a s r ı n s o n l a r ı n d a İ m p a r a t o r l u k hemen hemen
idi: 1831 de bütün timar ve zeametler Devlete mal edildiği zaman sipahilere
tazminat mukabilinde verilen Devlet eshamı o zamanki hesapla 60 milyon kuruşa
1
yükselmiştir ( J . Deny, Timâr, Eney. de l'İslam). Mezkûr resmî tebliğle ilk defa olarak kızlara da veraset hakkı tanın
2
mıştır. — Raşit tarihinde umumiyetle mukataa ihalesi hakkında çok dikkate şa
Rüstem Paşa'nın birincisi 1544-1552, ikincisi 1555-1561 tarihlerine rast
yan şöyle bir kayıt vardır: Buna göre 1695 tarihine doğru Osmanlı impara
layan iki sadrazamlığı vardır. torluğunun bir çok yerlerinde «Vali ve muhassıl ve voyvodaların taht-ı iltiza
3
Koçi bey risalesi, A . Kemali Aksüt tab'ı, 63. — Mukataalarda iltizam mına dahil olan mirî mukataatın ekser kurası rical-i devlet ve âyan-ı memle
usûlü hakkında, Netayic-ilvukuat, I, 177; IV, 102. Çiftliklerin Devlet eline geçip ket uhdelerinde» idi. Her sene yeniden yapılan ihalelerin sebebolduğu rüşvet
iltizam usulünün genişlemesine ve bunun vahim neticelerine dair ayrıca bak. ve suiistimallere nihayet vermek için o zaman bunların «Mısr-ı Kahire karye
leri gibi» kaydi hayatla satılması ve erkek evlâdın müzayede de rüchaniyeti gibi
Cevdet Paşa, Marûzat, T. O. E . M. Sayı 79, S..107.
yeni esaslar konmuştur. (Raşit tarihi, II, 288).
1
Cevdet tarihi, I, 106. 2
Bu şekilde mirî araziye dayanan ağaların, imparatorluk dahilinde hakikî
3
Mukataaların ihalesi doğrudan doğruya Devlet memurları tarafından ya bir sınıf teşkil edecek derecede şümullü bir hal alıp almadığı ve bunların du
pıldığı gibi mukataaları iltizamla alan mültezimler tarafından da yapılırdı (Bu rumları meselesi, esasen derin ve etraflı tedkikler istiyen bir konudur. Biz
husustaki muamelelere dair bak. Arş. 40-1, İ. 265, 3 zilhicce 1266 ve melfuf- yalnız Vidin'de mirî araziye dayanan ağalar rejimini tahlil edarken burası için
ları). — 7 cemaziyülevvel 1263 tarihli resmî bir tebliğle mültezimlerin tapu te- katî bir hükme varabilmekteyiz.
messükleri vermesi usûlü kaldırılarak temessüklerin, bundan sonra yalnız Def- 3
O. Nuri, Mecelle-i umur-ı belediye, I, S. 1658. İzmir mollasına vesaireye
terhaneden verilmesi kararlaşbrılacaktır ( Ö . Barkan, Tanzimat, İ, 359). hüküm.
90 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ G O S P O D A R L I K REJİMİ 91
1
fetihden ö n c e k i feodal a n a r ş i haline d ö n m ü ş bulunmaktadır, işte şekilde reddolunmuştu . Fakat, y u k a r d a da anlattığımız gibi,
Rumeli i s y a n l a r ı n ı n bizce esas k a y n a ğ ı umumiyetle bu olmuştur . 1
bu arazi bir nevi peşin kira demek olan muaccele mu
Ve bu d u r u m ü z e r i n d e d u r d u ğ u m u z t a r i h l e r d e V i d i n ' d e tamamiyle kabilinde a ğ a n ı n tasarrufu altına g e ç s e de yine onun m ü l k ü sayıl
2
h a k i m d i r . V i d i n ' d e mirî t o p r a k l a r a dayanan b ü y ü k arazi sahibi a ğ a m a z d ı . Mamafih a ğ a l a r , kiracısı bulundukları bu arazi üzerinde
2
lar rejimi, yahut k ı s a c a . G o s p o d a r l ı k r e j i m i muhtelif b a k ı m l a r d a n ç o k yine hiç b i r k o n t r o l a t â b i o l m ı y a n mutlak m ü l k sahipleri gibi ha
d i k k a t e d e ğ e r hususiyetler g ö s t e r m e k t e d i r . G e r ç e k t e n , sırf m ü s l ü m a n reket etmekte g ü ç l ü k ç e k m e m i ş l e r d i r Reaya'ya gelince, onlar bu
bey ve a ğ a l a r d a n m ü r e k k e p b i r z ü m r e n i n , b ü t ü n mirî a r a z i y i n a s ı l t o p r a k l a r ı , ancak ya d o ğ r u d a n d o ğ r u y a Devlet'ten veya a ğ a l a r d a n
ele g e ç i r d i ğ i n i , k ö y l ü n ü n i k t i s a d î b a k ı m d a n nasıl bu k ü ç ü k züm 4
k i r a ile tutmak suretiyle i ş l e y e b i l i r l e r d i ; ve b i r i n c i hal, mültezim
renin tabiiyeti altına düştüğünü v ë nihayet t o p r a k meselelerinden lerin suiistimalleri d o l a y ı s i y l e i k i n c i s i n d e n pek de iyi değildi.
doğan iktisadî zıddiyetin neticede tetkikimize konu teşkil eden T a n z i m a t ' ı n i l â n ı n d a n sonra H ü k ü m e t , mirî k ö y l e r i n satılmasını
k a n l ı isyana nasıl m ü n c e r o l d u ğ u n u , burada, a ç ı k b i r ş e k i l d e gör durdurmağa çalışmış ve bu arazinin doğrudan doğruya Devlet
mekteyiz. eliyle k i r a y a verilmesini daha u y g u n b u l m u ş t u . Fakat daha ö n c e ,
V i d i n ' d e isyan ç ı k a n mıntakalarda mirî arazi g e n i ş sahalar Sahra ve Polomye (^r) nahiyelerinde b i r kısım k ö y l e r , s a t ı l m a s ı
kaplamakta i d i . Buranın bir hususiyeti de b i r serhad bölgesi h a k k ı n d a irade ç ı k m a d ı ğ ı halde m ü z a y e d e y e k o n m u ş ve neticede
o l m a s ı y d ı ve O s m a n l ı İ m p a r a t o r l u ğ u n d a umumiyetle serhad kaleleri bu k ö y l e r d e y e r l e ş e n a ğ a l a r sonradan m ü k t e s e p hak i d d i a ederek
3
e t r a f ı n d a k i mukataalar k a l e d e k i m u h a f ı z l a r a tahsis o l u n u r d u . Böy
lece V i d i n ' d e de Devlet eskidenberi a ğ a l a r a , b u r a d a k i mirî köyleri 1
«Belgradcık nahiyesinde olan mirî köylerinin mübayaasına kurâ reayası
veregelmi^ti 4
ve serhat vaziyeti d o l a y ı s ı y l a , b u araziyi s o n r a l a r ı da talip bulunmuş isede mahall-i mezkûr Sırp ve Eflâk ve Nemçe memleketlerine
yalnız müslümanlar satın alabilmişlerdi; hırıstiyan reaya bu hemcivar bulunduğundan kurâ-i niezkûrenin reayaya füruhtu ilerde mazarratı
mucip olacağına binaen.. . füruhtu icra olunan kurâ-i mezkûrehin ba'dezin eh!-i
haktan mahrumdu, bu husustaki istekleri her defasında katî
İslâm beyinlerinde alınıp satılması câiz olup hiç bir vakitte reayaya füruhtu tec
1
viz olunmamak.. .» (Arş. 40-1. İ, 265, 3 zilhicce 1266, Altmış bir tarihinde şe-
Prof. Ömer Barkan'a göre Balkanlarda toprak meseleleri ihtilâllere sebeb
refsudûr eden emirnâme-i sâmiye-i hazret-i sadaretpenâhî suret-i seniyyesi).
olmamış, isyanlar daha ziyade başka amiller ve bilhassa dış hadiseler tesirile 2
XIX uncu asır başlarında Koca Sekbanbaşı, lâyihasında diyor ki «Dev-
husule gelmiştir (Ülkü, Sayı 61, S. 53. ve Tanzimat, I, 321). Bazı hıristiyan mü let-i Aliyyenin fil-asıl mâl-i muaccele ile taliplerine verdiği mukâtaa hakikat-i
ellifler ise aksine Balkanlarda Türk hakimiyetini daha menşeden itibaren reaya halde şer'an ve aklen hiç bir kimsenin mal-i mevrûsu olmadığı cümlenin malûmu
nın esareti üzerine kurulmuş bir Türk feodalitesi şeklinde tasavvur etmekte olup halâ beratlarda dahi sarihtir. » (T. O. E . M. tab'ı, 52). Tanzimattan önce
dirler (Meselâ bak. J . Ancel, Manuel historique de la Question d'Orient; N. Sahra nahiyesi dahilinde Blerada köyünün tapu senedinde herhalde toprağın
Staneff, Hist. Chronologique de la Bulgarie, 61). Bunun sathî bir hüküm olduğuna mîriliği ile ilgili şöyle bir kayde rastladık. Buna göre köyü alan kimse her sene Voy
yukarda işaret etmiştik. Burada görülecektir ki Vidin isyanı, esasında vodasına «mukatai zemin» olarak yüz yirmi akçe verecektir. (265 No. lı mezkûr
ziraî-içtımai sebeblere bağlıdır ve bu içtimai durum da bilhassa inhitat devrinde irade melfuflarından. Tanzimattan evvelki bir senet) Bu acaba timar sisteminde
Osmanlı toprak rejiminde husule gelen inhilâl hadisesiyle münasebettadır. hersene timar sahibine verilen «resmi çift» e mümasil yıllık bir kira mı oluyor ?
Bütün bunlar için daha geniş izahlar şu yazımızda: Tanzimat nedir? Dil 3
Tanzimatın ilânıyle beraber Vidin reayası, arazi kirasına karşılık sa
ve tarih-coğrafya Fakültesi yıllık çalışmaları Dergisi, Tarih araştırmaları cildi. yılan angarya işlemekten imtina' ettiği zaman, ağaların buna itiraz şekli ara
2
«Belgrad'cık ve Lom ve Sahra nahiyelerinde Kospitarlık (jljlL^-yl) na- ziyi nasıl benimsemiş olduklarını göstermesi bakımından çok enteresandır. Di
mıyle bulunan köy ağaları. ..» (Arş. 33-5. İ. 585, 13 şevval 1266, Meclis-i Vâ- yorlar ki: «Kaffe-i tebaa-i Saltanat-ı seniyye emlâk ve arazisine bervechi ser-
lâ'da tanzim olunan mazbata, Bak. vesika VIII). bestiyet malik ve mutasarrıf olarak kimse kimsenin bilâ bedel ve ırza arazisini
3
Bak. Tarhoncu Ahmet Paşa lâyihası, A. Vefik, Tekâlif kavaidi, 332. zapt ve kendisi ziraat ederriiyeceğini umûr-ı bedihiyeden bulunmak cihetleri
4
«Nevahi-i sülüse uhdesinde arazi bulunmaması Vidin sancağı serhadât-ı hâ- ile. . .» (265 No. lu mezkûr irade melf. Suret-i mazbata-i Meclis-i Vidin-mazbata
kaniyeden olup ahâlî-i İslâmı dahi bir kaç bin neferden ibaret olmasıyle mücer tam Tanzimatın ilânı sıralarına rastlamaktadır). Aynı mazbatada ağaların elinde
ret kal'enin muhafazasına takayyüt ve ihtimam eylemelerine medar olmak için bulunan bu araziye «çiftlik» dahi denmektedir.
4
«Sahra ve Lom ve Belgradcık nahiyelerinde ba-tapu eshabı uhdelerinde
her bir karye tapu ile birer ağaya verilmiş bulunmasından neş'et edip.. .» (Arş.
bulunan çiflikât arazisinde reaya îcaren ziraat etmekte...» (265 No. lu mez. irade
42-1, 17 rebiyülevvel 1267, Rıza Paşa ve Mehmet Nail efendinin müşterek tah melf. Suret-i cevab-ı âlî).
riratı).
92 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ G O S P O D A R L I K REJİMİ 93
1
tasarruf h a k l a r ı n ı resmen de tasdik ettirmişlerdi (1845) . Bu işte hizmet g ö r m e k ş a r t ı y l a topraktan istifade edebilmekte i d i . İşte l
/ — Vidin reayası Tanzimat devrine kadar "ücret-i arazi s u b a ş ı denilen adamlar \ reaya s ı r t ı n d a n yer içer; ve y o l h a r ç l ı ğ ı
mukabili olarak,, bir iki ay ağanın hesabına zahire vesair m a s r a f l a r ı n a k a r ş ı l ı k olarak da senede 1400— 1500 k u r u ş
2
1
ekerdi ; t o p l a r l a r d ı . İşte a ğ a n a m ı n a k ö y ü h ü k m ü a l t ı n d a tutan, r e a y a y ı
3
I I — Köylü, ayrıca ağaya senede bir araba odun getir keyfine g ö r e para c e z a s ı n a ç a r p t ı r a n bu k ö y k â h y a l a r ı , V i d i n
meğe . veya onun yerine on iki kuruş vermeğe mec k ö y l e r i n d e senede bir i k i defa v e r g i mültezimleri ile kendini belli
bur idi ; 2 eden zayıf Devlet otoritesi y a n ı n d a h a k i k î a ğ a l a r h â k i m i y e t i n i
temsil etmekte idiler.
III — Her ev "hırizme,, ( ^'j_J- ) zahiresi adıyla her cins
İşte V i d i n r e a y a s ı , bu rejime k a r ş ı a y a k l a n m ı ş t ı . Fakat b u an
zahireden yirmi beşer okkasını;
l a ş m a z l ı ğ ı n bir de ö n c e s i v a r d ı r : 1839 Tanzimat h a t t ı ile her t ü r l ü
IV— Ayrıca "budarlık„{ ) namıyla kokoroz (mısır) 4
angarya i l g a edildikten pek az m ü d d e t sonra , V i d i n r e a y a s ı da
mahsulünden araba başına otuz kırk okkasını ağaya 5
a r t ı k a ğ a l a r için angarya ç a l ı ş m a k istemediklerini a ç ı k ç a b i l d i r i r l e r .
verirdi; İki taraf a r a s ı n d a ihtilâf b a ş g ö s t e r i r ve nihayet mesele İ s t a n b u l ' a
V— Bağ olan yerlerde her dönümü için (bin asma bir akseder. Bunun ü z e r i n e g ö n d e r i l e n b i r irade-i seniyye ile V i d i n ' d e
6
ve B e l g r a d c ı k "knezleri ve s ö z anlar muteber knezleri,, ile " e s h a b - ı Nihayet y a p ı l a n da bundan ibaret kaldı. Fakat ö t e taraf
çiftlikât,, Meclis huzuruna ç a ğ r ı l d ı ; !rade-i seniyye kendilerine o k u n tan t o p r a ğ a "ber vechi serbestiyet mâlik ve mutasarrıf,, olan "as
d u k t a n sonra, arazi k i r a s ı olarak çift b a ş ı n a verilecek zahire mik h a b ı çiftlikâta,, da her h a n g i bir ş e k i l d e " g a d r o l m a m a s ı n a , , pek ziyade
l
t a r ı n ı n tayini için d ı ş a r d a g ö r ü ş m e l e r i b i l d i r i l d i . Fakat m ü z a k e r e l e r d i k k a t e d i l d i . Netice itibariyle bam b a ş k a âmillerin tesiriyle mey
i k i saat s ü r d ü ğ ü halde a r a l a r ı n d a b i r a n l a ş m a y a varamadılar: dana ç ı k a n V i d i n t o p r a k meselesinde, ş i m d i liberal m ü l k i y e t pren
A ğ a l a r , çift b a ş ı n a b u ğ d a y , arpa ve m a h l û t u n her birinden y e t m i ş siplerine n o k t a s ı n o k t a s ı n a sadakat g ö s t e r e r e k a ğ a l a r ı n k ö y l ü
b e ş e r o k k a zahire ve a y r ı c a h a y v a n l a r d a n da o t l a k i y e olarak ikişer ü z e r i n d e k i y ü k ü n ü devam ettirmek, Tanzimat a d a m l a r ı n ı n içtimaî
k u r u ş i s t i y o r l a r d ı . Bunun ü z e r i n e Meclis " r e a y a n ı n dahi gadr ü meselelerdeki a n l a y ı ş s ı z l ı ğ ı n ı meydana koyacak ve cezrî b i r İslâhat
hasardan vikayeleri m a t l û b - ı âlî,, o l d u ğ u n u g ö z ö n ü n d e tutarak l ü z u m u ancak tehlikeli b i r isyan k a r ş ı s ı n d a k a b u l edilecektir.
1
her çift (yahut boyunduruk) b a ş ı n a elli o k k a zahire tesbit etti. 2
H a k i k a t e n a ğ a k ö y l e r i n d e y a p ı l a n d e ğ i ş i k l i k l e r , esasa ait hiç
Bundan b a ş k a , B e l g r a d c ı k nahiyesi d a ğ l ı k o l d u ğ u n d a n burada, b u
bir şeyi d ü z e l t m i y o r d u . T o p r a ğ ı a n g a r y a olarak ekmek mecburiyeti
nisbetin otuz b e ş e r o k k a o l m a s ı n a karar v e r i l d i . Böylece H ı r i z m e ,
ilga o l u n d u ise, o d u n t a ş ı m a k mecburiyeti k a l m ı ş t ı ; H ı r i z m e ve
budarhk n a m ı y l a a l ı n a n zahire, angarya ekim tamamen k a l d ı r ı l a
r a k arazi k i r a s ı reaya lehine birleştirilmiş ve tesbit edilmiş oluyor; budarhk zahiresi k a l k t ı ise, yerine " ü c r e t - i arazi,, olarak m a h s û -
fakat otlakiye ü c r e t i ile odun t a ş ı m a a n g a r y a s ı b ı r a k ı l ı y o r d u . Meclis, l â t t a n yine muayyen bir m i k t a r ı a ğ a y a verilmekte i d i . Esasen bu
r e a y a n ı n otlakiye olarak " s a b ı k ı veçhile,, on k o y u n d a b i r o k k a peynir k ü ç ü k t â d i l â t dahi tamamiyle yerine getirilmedi. Meselâ mazbatada
verilmesini ve o r m a n ı olan yerlerde de senede hane b a ş ı n a b i r araba b a ğ l a r d a n kira a l ı n m ı y a c a ğ ı s ö y l e n d i ğ i halde 1268 (1851-1852)
2
odun t a ş ı n m a s ı n ı "hadd-i itidalde,, b u l u y o r d u . K ö y sahibi b a z ı a ğ a senesinde Borilofca k ö y ü n ü n tapu senedinde b u b a ğ k i r a s ı n a
3
ların dahil b u l u n d u ğ u n u bildiğimiz mahut meclis t a r a f ı n d a n verilen tekrar rastlamaktayiz . Mamafih mesele f e v k a l â d e ç a p r a ş ı k t ı . Ç ü n k ü
ve 1257 (1841) senesi h a s a d ı n d a n itibaren tatbik edilecek olan bu Devletin ilân ettiği liberal prensiplere dayanarak a ğ a l a r ı n y ü k l e
kararlar, istanbul'da p a d i ş a h t a r a f ı n d a n da tasvip ve tasdik olu diği mükellefiyetlere isyan eden reayaya k a r ş ı bu araziyi impara
narak b i r kanun k u v v e t i k a z a n d ı . t o r l u ğ u n eski kanun ve n i z a m l a r ı n a dayanarak ellerinde t u t a n
Merkezî h ü k ü m e t için gaye, a n l a ş m a z l ı ğ ı , i k i tarafı da k o l l ı y a - a ğ a l a r ı n da h a k k ı v a r d ı . Bu, eski ile yeniyi beraber g ö t ü r e n Tan
r a k ş ö y l e c e y a t ı ş t ı r m a k t a n ibaretti. Meselenin aslı, yeni hal ş e k z i m a t ' ı n içtimaî sahada k a r ş ı l a ş t ı ğ ı b i r ç ı k m a z d a n b a ş k a b i r ş e y
l i n i n mahiyeti ve neticeleri ü z e r i n d e hiç d u r u l m a m ı ş t ı . Bu s ı r a l a r d a d e ğ i l d i r . B u g ü n a ğ a l a r , y a r ı n onu idame eden hakimiyete k a r ş ı
b ü t ü n A v r u p a ' y ı k a p l a m ı ş olan h ü r r i y e t fikirlerinin s a t h î bir t e l â k k i - ayaklanacak b ü y ü k k ö y l ü kitlelerini t a t m i n etmek için imparator
s i y l e l m p a r a t o r l u ğ u islâha k a l k a n bu Devlet a d a m l a r ı ş ü p h e s i z V i d i n ' d e l u ğ u n b ü t ü n toprak sisteminde esaslı b i r i n k ı l â p isterdi. G e r ç e k t e n
3
angaryaya nihayet v e r m e ğ i b i r mecburiyet olarak hissetmektedirler . r e a y a n ı n asıl m a k s a d ı n ı n da a ğ a l a r ı k a l d ı r a r a k t o p r a ğ ı kendisine
verecek bir i n k ı l â p o l d u ğ u 1850 V i d i n i s y a n ı n d a a ç ı k b i r ş e k i l d e
1
Yani iki öküz başına demektir. Bu, başka bir vesikada tasrihen «Boynıca
g ö r ü l m e k t e d i r . Fakat her hangi taraf lehine k a t î b i r vaziyet almak,
karyesinin ağası olan Yaşar ağa bir tek öküzü olanların mahsûlünden
yirmi beşer ve iki öküzü olanların mahsûlünden ellişer ve dört öküzü olanlardan
derhal ş i d d e t l i a k s ü l â m e l l e r e sebebiyet v e r e b i l i r d i . Binaenaleyh
yüzer kıyye hınta ve arpa ve kokoroz» almaktadır, deniyor. (Arş. 26/4. İ. 127, 10 "gerek e s h a b - ı çiftlikât ve gerek reaya-i m e r s û m e memnunen ve
Ramazan 1266, Lâyiha). mutayyeben mahallerine iade,, olunarak şimdilik meseleyi usulü ile
2
Bir araba odun yerine verilebilecek bedel de beş kuruş olarak tesbit kapatmak en u y g u n siyaset o l a c a k t ı . İşte b u sebeple, V i d i n ' e g ö n
olunmaktadır. (Arş. 26-4 İ. 132, 14 ramazan 1266, melf. Lâyiha).
3
Zaten dışarıdan da bu yolda ihtarlar eksik olmuyordu. Bosna için, «mez
derilen irade-i seniyyede yalnız angaryaya benzer şeylerin k a l d ı -
kûr angarya hususu hakk-ı arazi demek ise de hakikat-i keyfiyet herkesin malû
mu olmadığından gayrı zaten dahi pek barid söz olduğundan Avrupa halkının 1
Mez. mazbata.
dikkat-i nazariyeleriyle gazeteler dolusu sözlerin neşru ilânını müstevcib...» 2
(H. inalcık, Bosna'da Tanzimat'ın tatbikına ait vesikalar, Tarih Vesikaları Mec. Vesikada ağa köyleri tabiri aynen kullanılmıştır (Mez. mazbata).
3
C. I. sayı V, S. 381) Arş. 40-1, İ. 265,3 zilhicce 1266, melf. Borilofca'ya ait senet sureti.
98 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ G O S P O D A R L I K REJİMİ 99
birler, esasen gergin olan i ç t i m a î m ü n a s e b e t l e r i n daha ziyade Daha 1827 (H. 1243) tarihinde Vidin muhafızlığından alman bir yazı
üzerine hükümetin aldığı bazı kararlar, buradaki subaşılar hakkında bizi oldukça
k ö t ü l e ş m e s i n e y a r d ı m etmekten b a ş k a bir s o n u ç v e r m e m i ş t i r .
aydınlatmaktadır. Arz tezkiresinde deniyor ki «Malûm-ı hümâyûn-ı mülûkâne-
V i d i n i s y a n ı n ı m ü t e a k i p Meclis-i V â l â y - i A h k â m - i A d l i y e ' d e leri buyrulduğu üzere Rumeli'nin ekseri kurâlarında voyvoda ve kaza âyanları
teşkil olunan komisyonda, a ğ a l a r ı n , bu ü s t ü n k ö r ü İslâhatı fırsat tarafından birer subaşı ikame ve ik'ad olunarak her karyenin ahalisi ol subaşı-
b u l d u k ç a ç i ğ n e y i p "reayayı bayağı kendi esirleri hükmüne koymuş,, nın ve rakip olduğu hayvanın yem ve yiyeceğini bilmünavebe ita eylediklerinden
4 gayrı vakt-i hizmette tuzluk namıyla zahire vermek dahi âdet hükmüne girip
o l d u k l a r ı a ç ı k ç a itiraf o l u n m a k t a d ı r . İşte isyanı bilhassa bu vazi
halbuki bu subaşılar bir işe yaramadıklarından ve fukaradan ise âdet denilerek
yet d o ğ u r m u ş t u r . ol miktar şey çıkmakta olduğundan böyle olmaktan ise bunlar bir taht-ı rabıta
Daha i s y a n ı n b a ş l a n g ı c ı n d a g ö n d e r i l e n n a s i h a t c ı l a r , reayaya, ya bend ile başı bağlı bir nevi asker idâdına idhal olunması ve meselâ ikisi
niçin bu ş e k i l d e hareket ettiklerini s o r d u k l a r ı zaman o n l a r ı n ce üçü elli haneli kurâ ve bir karye itibar olunarak gerek böyle bir kaç karyenin
içtimaiyle olsun ve gerek müstakilen bir karye olsun elli haneye bir subaşı inti
v a b ı ş u o l m u ş t u : "Bizim derdimiz m ü l t e z i m l e r d e n ve köy ağala
hap ve tayin birle mutad üzere subaşılık umûru ol kimsenin marifetile idare
rından ve s u b a ş ı l a r d a n vesairedendir, zira o n l a r ı n t a a d d i y a t ı n a ettirilerek ve ahalisi dahi vergi-i mûtadelerini veregeldikleri veçhile vererek bu
5
t â b - â v e r o l a m a y ı z . „Asîlerin, sonradan h ü k ü m e t e v e r d i k l e r i b i r veçhile dahi bir nevi süvari asker husûle getirilmesi münasip» tir. Yine aynı
t a k r i r d e de b a ş l ı c a b u a ğ a l a r d a n ş i k â y e t edilmekte ve denilmekte vesikadan anladığımıza göre bu suretle Vidin, Niğbolu sancaklarında 600 subaşı
d i r k i : " K ö y a ğ a l a n elli k ı y y e şaîr ve dahi d a r ı elli k ı y y e bu kaydolunuyor ve ayrıca Vidin'e «Mârr-üz-zikr askeri güzelce zapt u rapt ile
ahali fukarasına mutaddarn ziyade şey mütalebesi ile taaddî ve renciş vukua
1
gelmemesine aleddevam nezaret ve dikkat eylemesine dair tenbihat-ı lâzıma»
Sonradan hükümetçe de bu İslâhat için «bir nevi tahfif» ifadesi kullanıla
gönderiliyor; (O. Nuri, Mecelle-i umur-i belediye, I, 904). Diğer taraftan yukarda
caktır (Arş. 33-5,1. 585, 13 şevval 1266, melf. Meclis-i Valâ dairesinde akdolunan
gördüğümüz gibi, bu subaşılar ağa köylerinde ağanın kâhyası durumuna geçi
komisyonda tanzim olunan mazbata. Bak. Vesika VIII.)
2
yorlardı.
ö . Barkan, Tanzimat, I, 359.
4
3
Mezkûr makale, 351-421. Arş. 24-2, I. 66.9 ramazan 1266, melf. Bazı reayaların takrirleri. İfadedeki
4
Mez. Mazbata. bozukluk tercümededir. Arşivde aynı evrak arasında bu arzıhallerin bulgarca
5
Arş. 26-4, İ. 132, 14 ramazan 1266, melf. Lâyiha. asılları da saklıdır.
100 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
G O S P O D A R L I K REJİMİ 101
l â k i n üzerimize z u l ü m ve t a a d d î istemeyiz ve cümlemiz dahi Pa
1
bir yer t u t t u ğ u h a k l ı olarak i d d i a edilebilir \ Millî ş u u r u n uyan
dişah reayası o l d u ğ u m u z u , , beyan ederiz d e m e k t e d i r l e r . Bizzat
m a s ı , millî e d e b i y a t l a r ı n d o ğ m a s ı , Garp fikirlerinin g i t t i k ç e g e n i ş
a y a k l a n m ı ş olan r e a y a n ı n a ğ z ı n d a n naklettiğimiz bu ifadeler, on
nisbette nüfuzu ve nihayet u m u m î siyasî vaziyet bu ayaklanma
ların daha ziyade a ğ a l a r ı n i k t i s a d î - i ç t i m a î istismar ve t a h a k k ü m
larda ş ü p h e s i z kuvvetle m ü e s s i r sebeplerdendir; fakat k ö y l ü kitle
lerine k a r ş ı isyan e t t i k l e r i n i a ç ı k bir ş e k i l d e g ö s t e r m e k t e d i r . A s î l e r i n ,
lerinin b ü y ü k k ı y a m hareketlerinde, asıl sebebi, v a k ı a l a r ı n g ö s t e r d i ğ i
i l k hamlede a ğ a l a r a ve o n l a r ı n a d a m l a r ı olan s u b a ş ı l a r a h ü c u m etme g i b i , daima t o p r a k ve v e r g i meselelerinde aramak lâzımdır.
2
si de bilhassa m a n i d a r d ı r . H ü k ü m e t , nihayet, " B u l g a r i s t a n ' ı n k i l i d i mesabesinde olan
R ı z a p a ş a y a verilen " t a l i m a t - ı seniyye,, m ü s v e d d e s i n d e ağa V i d i n , , s a n c a ğ ı n d a esaslı tedbirler almak zaruretini a n l a d ı . Daha
lar meselesine sarih b i r ş e k i l d e temas e d i l m e k t e d i r . Fakat h ü k ü 3
isyan temamiyle y a t ı ş t ı r ı l m a d ı ğ ı bir s ı r a d a , Meclis-i A h k â m - ı A d -
met, esas d a v a n ı n hakikaten a ğ a l ı k l a r , veya mahallî tabiriyle "gos- liye'de bir k o m i s y o n teşkiline k a r a r v e r i l d i ğ i n i y u k a r d a g ö r m ü ş
t ü k '-. Bu meclisin b a ş l ı c a işi, i s y a n ı n h a k i k î sebebi o l d u ğ u a n l a ş ı
p o d a r l ı k l a r , , meselesi olduğunu sonra anlıyacak ve o zaman
lan G o s p o d a r l ı k rejimini k a l d ı r m a k o l m u ş t u r . Burada e v v e l â me
b u hususta e s a s l ı tahkikata ve İ s l â h a t a girişecektir. Sonradan
selenin esaslı bir ş e k i l d e tetkikine girişildi. Rıza p a ş a n ı n isyan
4
h â d i s e l e r i n cereyan t a r z ı n ı da d ü ş ü n ü r s e k g ö r ü r ü z k i , isyan doğ sebebleri h a k k ı n d a g ö n d e r d i ğ i t a h k i k a t r a p o r l a r ı , yine onun m ü
rudan doğruya Devlete k a r ş ı bir hareket olmaktan ziyade saadesiyle İ s t a n b u l ' a " g ö n d e r i l e n reaya m ü m e s s i l l e r i n i n verdiği
ağalar ve t e v a b i i i l e r e a y a arasında bir mücadele şek a r z ı h a l l e r ve ifadeler, nihayet V i d i n m ı n t ı k a s ı n a dair eskiden alın
l i n i almış, asileri d a ğ ı t a n ve i s y a n ı b a s t ı r a n kuvvet, bildiğimiz g i b i , mış kararlar ü z e r i n d e uzun incelemeler y a p ı l d ı ve buna dayanı
larak e s a s l ı bir ı s l â h a t projesi h a z ı r l a n d ı . Bu' ıslâhat k a r a r l a r ı n a
muntazam Devlet k u v v e t i değil, a ğ a l a r ı n teşkil ettiği başıbozuk
nasıl v a r ı l d ı ğ ı n ı , ne g i b i d ü ş ü n c e l e r l e hareket edildiğini incelerken
çeteleri olmuştur.
Tanzimat ricalinin T a n z i m a t ı a n l a y ı ş t a r z ı , ç a l ı ş m a şekilleri ve
H ü l â s a , V i d i n ' d e r e a y a n ı n kitle halinde a y a k l a n m a s ı hâdisesi bilhassa b ü y ü k içtimaî meseleler k a r ş ı s ı n d a k i d u r u m l a r ı h a k k ı n d a
aslında İmparatorluğun ziraî- içtimaî bünyesinde husule gelen d i k k a t e d e ğ e r bilgiler edinmekteyiz. D i ğ e r taraftan yalnız V i d i n ' e
3
m ü n h a s ı r k a l m ı y a n bu hareket, s o y s u z l a ş a r a k veya h a y a t î d e ğ e
d e r i n t a r i h î d e ğ i ş i k l i ğ e b a ğ l a n a b i l i r . Burada b ü y ü k k ö y l ü kitlele
r i n i gaybederek İ m p a r a t o r l u ğ u n y a ş a m a s ı için z a r a r l ı hale gelen
r i n i i s y a n a s ü r ü k l i y e n âmillerin en kuvvetlisi ş ü p h e s i z t o p r a k reji eski m ü e s s e s e l e r i n tasfiyesi ve D e v l e t i n m o d e r n l e ş m e s i c e r e y a n ı n ı n
mindeki inhitat ve kargaşalık olmuştur, ve XIX. asırda içtimaî sahada ö n e m l i bir t e z a h ü r ü o l a r a k da a y r ı c a d i k k a t i m i z i
h e m e n her 15-20 senede bir İmparatorluğu temelinden sarsan ç e k e c e k mahiyettedir.
Balkan i s y a n l a r ı n d a da bu noktanın umumiyetle en ehemmiyetli B a b ı A l î ' d e dinlendikten sonra Meclis-i V a l â ' d a k i komisyona
g ö n d e r i l e n reaya m ü m e s s i l l e r i n e , burada, "iktiza eden ş e y l e r i n
1
tafsilâtını hiç ç e k i n m i y e r e k , , s ö y l e m e l e r i tenbih o l u n m u ş t u . H ü k û -
Mez. irade melf. Rakoviça ve Gramada (o^Ul,/-) bölükbaşılarının arızası.
2
Bak. Yukarda S.47. 1
J . Ancel umumî bir şekilde diyor k i : «1804, 1821, 1848, 1876 da Balkan
3
«İhtimal-i agleptir ki asıl taraf-ı Devletten gelen tekâlif-i mutedile değil ların her tarafında görülen isyanlar, neticede, köylülerin toprağı zaptetmek için
bazı küçük memurların veyahut kendilerini çiftlik ve arazî sahibi addeden, yaptıkları ziraî ihtilâllerdir. «(Peuples et Nations des Balkans, Paris 1930, S. 152).
kimselerin ve bazı mültezim güruhunun taaddiyat-ı vakıaları şu uygunsuzluğun Bu isyanlar hakkında ayrı ayrı etraflı tedkikler yapılmadıkça böyle bir umumî
hudûsuna sebebiyet vermiş...»(Bak.VesikaV.). Sonradan bir arz tezkiresinde de şun hükme karşı daima şüpheli kalmak tabiî yerinde bir hareketi olur.
ları okuyoruz : «Bu kerre Vidin eyaleti reayasından mugayir-i meslek-i tâbiiyet 2
Sahife 75.
harekette bulunanların vesile-i cemiyet ittihaz eyledikleri şeyler köy ağaları ve 3
Daha bu tarihten önce (1849 dan itibaren) Bosna'da feodal rejimin tadili
bazı mültezimlerin mezalim ve taaddiyat-ı mufritaları olarak..» (Arş. 32-4, İ. için teşebbüslere girişildiğini biliyoruz, (Bak. S. 13). 10 sene sonra da Bosna
127, 6 şevval 1266, Arz tezkiresi). beyleri arazisinde bilhassa angaryanın ilgasını hedef tutan mühim bir kanun
4
Bak yukarda S. 53 ve müt. çıkarılmıştır. (Bak. Bosna çiftlikâtı hakkında nizamname, 14 safer 1276, Düstur,
I, 77.)
102 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ G O S P O D A R L I K REJİMİ 103
met, "halkı ta böyle hareket-i isyaniyeye kadar mecbur edecek âsâr-ı bu r e a y a n ı n isteklerine daha uygundu: Arazinin, bedelleri alı
zulmiye her ne ise ta esasından defetmek gerek oraca ve gerek narak tapu ile reayaya "deruhde,, o l u n m a s ı ve b u suretle husule
bütün memleketçe elzem ve ehem,, o l d u ğ u n a kanaat g e t i r m i ş t i . A n gelen para ile a ğ a l a r ı n muaccelelerinin ö d e n m e s i düşünülmekte
laşıldığına g ö r e reaya, esas itibariyle g o s p o d a r h k l a r ı n k a l d ı r ı l m a idi; y a n i reaya, tazminat vermek suretiyle a ğ a l a r ı n yerine g e ç e
1 1
sını ve arazinin, şimdilik d o ğ r u d a n d o ğ r u y a mülkiyetini i d d i a y a cekti . Fakat h ü k ü m e t e (o zaman Sadrazam h a l â Mustafa Reşit
cesaret edememekle beraber, beylerden a l ı n ı p tapu ile kendilerine P a ş a i d i ) "şimdiye kadar carî olan teamülün bütün bütün hilâfına
ihale edilmesini istemekte i d i l e r . V i d i n valisi bulunan Rıza p a ş a da olarak tapu ile reayaya arazi vermek şıkkı muvafık-ı maslahat
2 3
d e v a m l ı bir s ü k û n k u r u l m a s ı için bunu z a r u r î bulmakta idi'-. görünmemekle,, b i r i n c i ş e k l e t e m a y ü l e d i l d i . Bununla beraber
4
Komisyonda y a p ı l a n m ü z a k e r e l e r sonunda, e v v e l â g o s p o d a r h k l a r ı n sair işlerle b e r a b e r b u meseleyi de yerinde daha e s a s l ı bir ş e
m u t l a k a k a l d ı r ı l m a s ı k a r a r l a ş t ı , fakat bundan sonra y e n i vaziyetin kilde incelemek ü z e r e , Meclis-i A h k â m - ı A d l i y e a z a s ı n d a n Nail
ne ş e k i l d e d ü z e n l e n e c e ğ i h a k k ı n d a kesin b i r ş e y s ö y l e n e m e d i : beyin Vidin'e g ö n d e r i l m e s i n e karar v e r i l d i . Nail bey, Vidin'e va
Gospodarhkların ( köy ağalıklarının) kaldırılmasıyla " e s h â b m m r ı n c a meselenin ne kadar nazik o l d u ğ u n u g ö r d ü . Reaya, h ü k ü m e t e
ş ö y l e c e b ü t ü n b ü t ü n me'yus ve mahrum,, b ı r a k ı l m a s ı mahzurlu eski Gospodarhk v a r i d a t ı n ı aynen vermek ş ö y l e dursun, b u n l a r ı n
g ö r ü l ü y o r d u . Sonra burada yeniden tesis - olunacak muntazam t e m a m i y 1 e kendisine b a ğ ı ş l a n a c a ğ ı n ı bile ummakta i d i . O r
idare için b u mirî t o p r a k l a r gelirinden istifade etmek lâzımdı. tada " G o s p o d a r h k b ü t ü n b ü t ü n l â ğ v o l u n d u , , yahut, P a d i ş a h "bizlere
İşte bu noktalar g ö z ö n ü n e a l ı n a r a k b a ş l ı c a i k i hal şekli b u l u n imtiyaz vererek her ş e y d e n y a n i vergi ve teklifât-ı saireden af
m u ş t u : Birincisine g ö r e toprak, d o ğ r u d a n d o ğ r u y a hükümetin buyurupalelhusus G o s p o d a r l ı k a r a z i s i n i i h s a n ile b e k â m
5
idare ettiği mirî arazi ş e k l i n d e reayaya b ı r a k ı l a c a k ve onlar ta eyledi . „ şeklinde şayialar dolaşmakta idi; Ağalıklar varidatın
r a f ı n d a n s e r b e s t ç e işlenebilecekti. Ö t e taraftan G o s p o d a r h k reji dan "mezalim,, t e l â k k i edilen ş e y l e r ç ı k a r ı l s a bile, r e a y a n ı n razı
minde r e a y a n ı n v e r d i ğ i ş e y l e r d e n g a y r ı m e ş r û s a y ı l a n l a r ı k a l d ı r ı l o l m ı y a c a ğ ı , hatta bunun için ş i m d i d e n i s y a n a bile h a z ı r l a n d ı ğ ı
makta, kalan v a r i d a t ı n yarısı Umarlar l â ğ v o l u n d u ğ u zaman y a p ı l Nail bey t a r a f ı n d a n B a b ı A l i ' y e b i l d i r i l d i . Bu d ü ş ü n c e yersiz de
d ı ğ ı g i b i , k a y d ı hayat ş a r t ı y l e k ö y a ğ a l a r ı n a verilmekte, d i ğ e r değildi: O s ı r a l a r d a ( i l k k â n u n 1850) İ z v o r (J^'J) manastırında
y a r ı s ı a ğ a l a r rejimi yerine kurulacak y e n i idare m a s r a f l a r ı n a kar t o p l a n m ı ş b i r t a k ı m i s y a n c ı l a r " e ğ e r bizim dediklerimize, m ü s a a d e
3
şılık olarak Devlet hazinesine a l ı n m a k t a i d i . İkinci ş e k l e gelince, olunmazsa bundan bir mah sonraca et kesiminde ve yetiştirileme-
diği t a k d i r d e behemhal martta umumen ayaklanmak ü z e r e sizlere
1
Komisyon mazbatasına göre reaya mümessilleri «Hazine-i Celilenin haber g ö n d e r e c e ğ i z diye Bulgaristana havadis neşr,, etmekte i d i
8
mürettebatı olan vergi ve cizye emvali hadd-i itidalde bulunmasıyla eltâf-ı l e r . G ö r ü l ü y o r k i reaya t o p r a k meselesini k e n d i lehine halletmek
seniyye-i hazret-i padişahiye teşekkürden ve acz ü dehşet, sebebiyle vuku- için h ü k ü m e t i isyanla tehditten bile ç e k i n m e m e k t e d i r . Nail bey
bulmuş olan hatalarının rehîn-i aff-ı âlî buyrulması istidasından başka bir diye
durumun vahametini anlatmak için y a z ı s ı n ı n sonun şu müthiş
cekleri olmayıp fakat Belgradcık ve Lom ve Sahra nahiyelerinde ötedenberi
Kospitarlılc (¿JJ.UJ._J;) namıyla bulunan köy ağalarının mezalim ııe taaddiyat-ı 1
mufritaları nezd-i merahimvefd-i âlîde dahi tecviz buymlmtyacağından bu ağa Arş. 33-5, İ. 585, 13 şevval 1266, melf. Rıza paşa tarafından Raşit efen
lıkların külliyen kaldırılmasını» istemişlerdir. (Bak. Vesika VIII). dinin kalemile gönderilen lâyihaya komisyonca yapılan ilâveler.
2
2
Mez. irade melf. Rıza paşanın tahrirâtı. Bak. Yukarda S. 90.
3
3
Arş. 40-1, İ. 265, 3 zilhicce 1266.
Bu havaliyi ellerinde tutan ağalar ve adamları kaldırıldıktan sonra mün- 4
tehap kaza müdürleri ve muntazam zaptiye neferleri ( jandarmalar ) tayin edil İdarî, malî İslâhata ait bu işler hakkında yukarda S. 75 ve müt.
5
mesi düşünülüyordu. Yukarda da işaret ettiğimiz gibi ( S. 77 ) Tanzimat'ın tatbiki Arş. 42-1,17 rebiyülevvel 1267, Nail bey ve Rıza Paşanın tahrirat-1 müş-
demek, burada Devlet otoritesinin yeniden tesisi, muntazam idare ile beraber terekeleri ve Arş. 47-1, İ. 160,5 muharrem 1268, Rıza Paşanın Şekib efendiye
merkeziyetçiliğin kuvvetlenmesi demekti. Böylece II. Mahmut devrinde âyânlara verdiği müzekkire.
karşı başlıyan mücadele, Vidin'e asrın ortalarına doğru gelmiş oluyor. 6
Nail bey ve Rıza paşanın mez. tahriratları.
G O S P O D A R L I K REJİMİ 105
104 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
2
e d i l m i y o r d u ' ; b ü t ü n mirî topraklar g i b i arazi mahlûl o l u n c a tekrar
satırları ekliyor: "Burasını şimdiden beyan ederim ki Bulgaristan Devlete d ö n m e k t e i d i ve Devlet bunu yeniden s a t ı l ı ğ a çıkarabi
1
elden gidecektir . „ Vali Rıza P a ş a ile g ö n d e r d i k l e r i müşte l i r d i . D i ğ e r taraftan arazinin, y a b a n c ı l a r ı n veya f e s a d c ı l a n n eline
rek bir y a z ı d a da vahim h â d i s e l e r i n zuhurunu ö n l e m e k için esasen g e ç m e m e s i n i s a ğ l a m a k için a y r ı bir madde k o n m u ş t u . Buna 3
2
ç o k a ğ ı r olan G o s p o d a r l ı k v a r i d a t ı n d a n hiç olmazsa yarısının karşılık arazi s a t ı l ı ğ a .çıkarıldığı zaman a r t t ı r m a d a o k ö y r e a y a s ı ,
3
b ı r a k ı l m a s ı lâzımgeldiğini bildirmekte i d i . Fakat, d i y o r d u , "nevahi-i d ı ş a r d a n gelen m ü ş t e r i l e r kadar v e r m i ş s e , bu y a b a n c ı l a r onlara
sülüse ahalisinin avuç içi kadar yerleri ve yurtları olmadığından,, tercih edilemiyecekti. Nihayet, G o s p o d a r l ı k arazisinin reayaya sa
bu arazinin kendilerine tapu ile verilmesi onlarda "muhabbet-i va tılması h a k k ı n d a m ü s a a d e y i ihtiva eden b u irada 1851 S o n k â n u n u n d a
taniye,, d o ğ u r a c a k ve kendilerini t o p r a ğ a b a ğ l ı y a c a k t ı r . G e r ç e k t e n (1267 R e b i ü l e v v e l ) V i d i n ' d e resmen ilân o l u n d u . 4
o zamana kadar bu k ö y l ü biraz dara gelince, arkada korkacak Bununla beraber mesele yine uzun m ü d d e t s a l l a n t ı d a kaldı.
bir şeyi k a l m a d ı ğ ı n d a n , "hemen familyasını b i r arabaya y ü k l e t i p Bulgar komitecilerinin tahrikleri yine ş i d d e t l e n m i ş t i ve B u l g a r i s t a n ' ı n
S ı r b i s t a n ' a g e ç m e ğ i â d e t edinmiş,, i d i . 5
a y a k l a n a c a ğ ı sözleri d o l a ş m a k t a i d i . Teftiş yapmak ve İslâhatı hız
l a n d ı r m a k gayesiyle V i d i n e Meclis-i V a l â â z a s ı n d a n Ş e k i p efendi de
G o s p o d a r l ı k meselesi u z a y ı p g i d i y o r , b i r türlü bir hal şekline 3
g ö n d e r i l d i ğ i h a l d e G o s p o d a r l ı k arazisinin reayaya satılması ve
bağlanamıyordu. Vidin'den gelen korkutucu haberler üzerine
s ü k û n u n iadesi bir türlü m ü m k ü n o l a m ı y o r d u . Tersine Bulgarlar
h ü k ü m e t nihayet şu i k i ş e k i l d e n b i r i n i s e ç m e k zorunda bulunu
t a r a f ı n d a n , mültezimlerin k ö y l e r d e n k o ğ u l m a s ı , şeriye mahkemeleri
yordu: Evvelâ Gospodarlık hasılatından yarısının bağışlanarak diğer t a r a f ı n d a n verilen h ü c c e t l e r i n yırtılması g i b i h â d i s e l e r h a v a y ı git
y a r ı s ı n ı n tahsili; evvelce d ü ş ü n ü l e n ş e k l e bakarak b u n d a k i deği ?
t i k ç e karartmakta i d i . Bilhassa "Gospodarlık arazisi reayaya ihsan
şiklik, sadece, G o s p o d a r l ı k v a r i d a t ı n ı n y a r ı y a r ı y a indirilmiş o l -
1
Arş. 42-1,17 rebiyülevvel 1267. Bu hususta ayrıca fetva da alındı. Arz
m a s ı d a n ibaretti. İkinci şık, evvelce düşünüldüğü gibi, arazinin
tezkiresinde deniyor k i : «Arazi-i mezkûrenin olvechile reâyâ-i Devlet-i Aliyyeye
d o ğ r u d a n d o ğ r u y a tapu ile reayaya ihale edilmesi i d i , k i bu suretle satılması Memâlik-i Saltanat-i Seniyyenin her tarafında merîyülicra olup usûle
köylü t o p r a ğ ı n g e r ç e k t e n s a h i b i olmakta i d i . Babı Âlî, nihayet muvafık olması cihetiyle bunda mahzûr-i şerî olmadığı dahi taraf-ı fetvâpenâhî-
den ifade olunmağla..» (Mez. İrade, arz tezkiresi). -Burada sadrazamın, «kâffe-i
i k i n c i şekli kabul etmek zaruretini a n l a d ı . Onu şimdiye kadar
Devlet-i Aliyenin sahib-i arazi» olduğu iddiası noktası noktasına kabul edile
bilhassa t e r e d d ü t t e bulunduran nokta, bu b ö l g e eskidenberi ser mez. Şüphesiz Vidin'de büsbütün hususî şartlar bulunmakla beraber, Rumelinin
hat s a y ı l d ı ğ ı n d a n , arazi tasarrufunun yalnız m ü s l ü m a n l a r a tahsis diğer sahalarında da toprak ekseriyetle, mirî arazi, evkaf veya büyük çiftlikler
halinde yine d o ğ r u d a n d o ğ r u y a köylüye ait değildi. Esasen Vidin'de yapı
edilmiş o l m a s ı i d i . H a l b u k i b ü t ü n tebaa "sahib-i arazi oldukları
lan yeni İslâhatla da toprak reayanın m ü l k i y e t i n e geçmiyor, «gospodarlık
halde yalnız nevahi-i m e z k û r e reayasının müstecir makamında ve arazisi ihsan olunmuyordu.»
yabancı sıfatında bulundurulmalarına pek de icâb„ görünmediği 2
Bak. Yukarda S. 87, not 2.
3
" m a l û m a t - ı cedide-i mahalliye,, ile a n l a ş ı l d ı ğ ı d a n nihayet k e ş i n ola «Nevâhi-i merkumenin arazi-i mevcudesi nizamı mucibince mahlûlatı hazi-
ne-i celileye ait olmak ve vakten minelevkât ecnebî uhdesine geçmemek ve ora
rak tapu u s u l ü n e m ü s a a d e e d i l d i . Mamafih bu yeni kararda da b i r
dan defi iş'ar olunan müfsit makûleleri gibi eşhasa verilmemek...» üzere «ba
t a k ı m ş a r t l a r v a r d ı : E v v e l â reayaya s a t ı l a r a k bedeli a ğ a l a r a (gos- tapu nevahi-i merkume ahalisine satılması..» ( Arş. 42-1,17 rebiyülevvel ).
podarlara) verilen bu arazinin m ü l k i y e t i mutlak b i r ş e k i l d e terk 4
Arş. 44-2, İ. 1531, 1 cemaziyülevvel 1267, Rıza paşa ve Nail beyin müş
terek tahriratları.
5
1
Arş. 42-1,17 rebiyülevvel 1267, melf. Nail beyin tahriratı. Arş. 44-2, İ, 1531,29 rebiyülahir. 1267.
6
2
Nail bey talimat mucibince harekete muvaffak olamıyacağını anlıyarak
Bak. Yukarda S. 94.
istifa etmişti. ( Lûtfi tarihi, IX, Tarih Kurumu yazmaları ).
3
Rıza paşa ve Nail bey, aynı zamanda, reayayı kışkırtan komitecilerin 7
Rakoviça manastırı keşişi, tahrikâtta devam ettiğinden Aynaroz'a sürüldü.
Anadolu'da münasip bir yere sürgün edilmesini de istemekte idiler ( Mezkûr (Arş. 43-1, İ. 690.9 rebiyülahir 1267).
tahriratları ).
G O S P O D A R L I K REJİMİ 107
106 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
1
yıl g e ç m i ş t i . Bir m ü d d e t sonra da Kırım harbi b a ş l a d ı . Bu harp
edildi,, t a r z ı n d a çıkarılan ş a y i a l a r Bulgarların esas istekleri ne
e s n a s ı n d a V i d i n r e a y a s ı Ruslardan y a r d ı m istiyerek yeniden b ü
o l d u ğ u n u a ç ı k ç a belli etmekte i d i . O n l a r para, tazminat g i b i h i ç b i r ş e y
y ü k b i r isyan t e ş e b b ü s ü n d e bulundular. Bu hareket de b a s t ı r ı l d ı .
2
vermeden t o p r a ğ a d o ğ r u d a n d o ğ r u y a sahib olmak i s t i y o r l a r d ı . Bu Fakat B u l g a r i s t a ' n ı n b u k ö ş e s i n d e k i isyan o c a ğ ı hiç b i r zaman
s ı r a l a r d a V i d i n valiliğine Rıza P a ş a yerine, buradaki ş a r t l a r ı bilmiyen, temamiyle s ö n d ü r ü l e m e d i .
göz dağı vererek iş b a ş a r a c a ğ ı n ı sanan bir valinin, Zarif Mustafa
Paşanın gelmesi vazi yeti büsbütün karıştırdı. Y e n i vali, bizzat
Ş e k i p efendiye, G o s p o d a r l ı k arazisinin reayaya s a t ı l m a s ı işini aklı
a l m a d ı ğ ı n ı s ö y l e d i . Onun b a ş k a sözleri ve hareketleri de ağalan
3
t u t t u ğ u n u ve eski usule taraftar olduğunu g ö s t e r m e k t e i d i . Bir
taraftan r e a y a n ı n , t o p r a ğ a tazminat vermeden temamiyle sahip o l
mak istemesi, d i ğ e r taraftan a ğ a l a r ı n e n t i r i k a l a r ı meseleyi ç ı k m a z a
s o k m u ş t u . D a v a n ı n bu ş e k i l d e hiç bir neticeye varmadan uzayıp
durması hoşnutsuzluğun g i t t i k ç e a r t m a s ı n ı ve yeni isyan alâmet
4
lerinin belirmesini mucip olmakta i d i . 1850 isyanındanberi iki
1
Arş. 47-1, I. 160,8 muharrem 1268, melf. Vidin valisi Ali Rıza Paşanın
kendi kâtibi hattıyla Şekib efendiye vermiş olduğu müzekkire.
2
«Lom'un fukarası kendi taraflarından elli adam intihap ve Vidin'e irsal
edip bunlar Vidin'e geldikte Meclis'te, biz padişahımızın toprağını satın almağa
kadir değiliz, demişler..». Vali bulunan Zarif Paşa, tehdid ederek veya «görecek
-
siniz size çiçekli tapu vereceğiz» şeklinde çocukça vaitlerle bunları yola getir
meğe çalışıyordu. ( E . Z. Karal, Zarif Paşaya ait vesikalar, Tarih Ves. Mec.
Plevne'den yazılan mektup ). Şekib efendinin şu kaydı da dikkate şayandır:
«Gospodarlık arazisini reâyanın almamaları emrinde bazı taraftan tedabir-i hafi-
ye-i hariciye icra olunmakta olduğu..» ( Aynı yer, Şekib efendinin lâyihası ).
3
Zarif paşa «Vidin vücuhundan kendisiyle görüşen adamlara buranın rea
yası pek yüz bulmuş olduğundan usûl-i memleket çığırından çıkmış ise de ben
bunu yoluna koyacağım, sizler müsterih olun yollu sözler söylemekte ve bu
tavr u lisanı beynerreaya şüyû bularak bütün eyalet reayasını bilâ icap havfa
düşürüp düşündürmektedir.», (Şekib efendinin mezkûr lâyihası ). Pilevne'den gön
derilen mezkûr mektupta da şunu okuyoruz : «Zarif paşanın Vidin'e vusûlünden
sonra bu tarafın müslümanları Zarif Paşa Bulgarları müfsittir diye kesecek
diyorlar».
4
Muhtelif kaynaklardan gelen şikâyetler üzerine Babı Âli Şekib Efendinin
lâyihasını nazarı itibara alarak Zarif Paşayı derhal azl ve yerine Belgrad mu
hafızı Vasıf Paşayı (Vidin isyanı başladığı zaman Niş Valisi idi. ) Vidin Valili
ğine tayin etmiştir; ( 6 Rebiyülahir 1268-29 son kânun 1852-Aynı yer, Arz tez
kiresi ).
UMUMÎ NETİCE
1
Arş. 40-1, I. 265, 3 Zilhicce 1266, melfuflarından.
VESİKALAR 117
116 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
r e k a h z ü girft olunan Bulgarlarla m ü n a s e b â t - ı hafisi o l d u k l a r ı m e ş
II k û k olan k a l î l - ü l - a d e t e ş h a s h a k l â r ı n d a t e d a b i r - ı ihtiyatiye-i d i k k a t
ve basirete mübaşeret eylemiş o l d u k l a r ı n d a n bu cihetle
1
K o n t Nesselrode ) t a r a f ı n d a n Rusya m a s l a h a t g ü z a r ı T i t o f Devlet-i A l i y y e n i n dilhâh-ı âlisi tarafımıza i ş ' a r olunmazdan evvel
2
c â n i b i n e v a r i d olan t a h r i r a t - ı mahremane icra o l u n m u ş ve bundan b ö y l e az ç o k m e ş k û k bulunan e ş h a s
h a k l a r ı n d a dahi bir usûl-i nezaret-i k â m i l e vaz' o l u n m u ş isede
" B u l g a r l a r ı n f e s a d a t ı n a dair U m û r - ı H a r i c i y e Nezaretiyle se İmparator-ı müşarünileyh cenapları Devlet-i A l i y y e h a k k ı n d a
faret beyninde v u k u b u î a n ifadat ve izahatı havi v a r i d olan tahri d e r k â r olan h a y ı r h a h l ı ğ ı i k t i z a s ı n c a işbu tedabire kanaat et
3
ratınızı İ m p a r a t o r c e n a p l a r ı n a arz ve t a k d i m eyledim. T a h r i r a t - ı meyip Ceneral Duhamel ( J - ' k j - ) in Memleketeyne 5
azimetinde
4
m e z k û r e mealiyle S a r ı m e f e n d i hazretleri t a r a f ı n d a n size mahre Bulgarlar t a r a f ı n d a n oralarda i k a m a çalışılmakta olan ve ce-
mane verilmiş olan m ü z e k k i r e müfadı ( j l u ) İ m p a ı a t o r - ı m ü ş a r ü n i l e y h miyet-i ifsadiyeler m e m u r l a r ı taraflarndan tahrik ve ikdam olun
c e n a p l a r ı n ı n m a l û m u o l d u k t a kendi n i y y â t - ı s a h î h a s ı n ı Devlet-i âliy- d u ğ u ' azade-i ş e k ve iştibah bulunan f e s â d a t a sarf-ı efkâr-ı
yenin t a k d i r b u y u r m a k t a o l d u ğ u ve Memalik-i M a h r û s a - i Mülû- d i k k a t eylemesi k e n d u y a mahsusan tavsiye ve s i p a r i ş olun
k â n e l e r i n i n a s a y i ş ve istirahat-i halini mucip olabilir kâffe-i husustta m u ş o l d u ğ u n d a n ceneral-i mumaileyhin v a k i olacak tahkikatı
Rusya Devletinin muavenet-i halisanesine istinad olunduğunu nın m ü ş a h e d e - i semere-i hasenesi m e ' m û l u m u z olup d e r û n - ı
ve etraftan v a k i olan ilkaat-ı b e d h â h a n e y e havale-i sem'-i itibar Memâlik-i Mahrûsa-i Mülûkânede îka-ı fesâdâta çalışmakta
b u y r u l m a d ı ğ ı n ı kemal-i mahzuziyetle m ü ş a h e d e eylemiştir. Bu hususta
olan k e s â n ı n m e s a î ve gayretlerini ç ü r ü t m e k ü z e r e ne m a k û l e
t a r a f ı n ı z d a n m ü ş a r ü n i l e y h S a r ı m efendi hazretlerine ita olunan
esbab ve vesaile t e ş e b b ü s o l u n m a s ı lâzımgeldiği t a h k i k a t - ı mez-
ve k o n t D r o n ç o f caniplerinden tarafınıza v u r û d eden
k û r e d e n Devlet-i A l i y y e n i n m a l û m - ı âlîsi b u y r u l a c a ğ ı d e r k â r ise
ihbarat ile tasdik o l u n m u ş olan t e m i n a t - ı k a t ' i y y e d e n sonra, e g e r ç i de mamafih B u l g a r i s t a n ' ı n sulh ve a s a y i ş - i hali, sekene ve ahalisi
B u l g a r l a r ı n e y a l â t - ı cenubiyemizle teatisine i b t i d a r eyledikleri m ü - nin himayet ve s ı y a n e t i ve z a b i t a n - ı memleket t a r a f l a r ı n d a n hak
n a s e b â t - ı hafiyyeden d o l a y ı Devlet-i A l i y y e n i n daha b a z ı mertebe l a r ı n d a zulüm ve t a a d d î v u k u a gelmemesi z ı m n ı n d a taraf-ı Dev
vesvese ve e n d i ş e s i o l d u ğ u halde kendisini tekrar temin z ı m n ı n d a let-i A l i y y e ' d e n b a z ı tedabir-i ş e d î d e ve m ü e s s i r e y e t e ş e b b ü s olun
bir miktar ilâve-i k e l â m a i b t i d a r olunur: Ş ö y l e k i filhakika müşa m a d ı k ç a hasıl o l a m ı y a c a ğ ı n ı ketm e t m i y e c e ğ i m i z d e r k â r olup, zira
r ü n i l e y h S a r ı m efendi hazretlerinin salif-üz-zikr m ü z a k e r e d e İ m p a tarafımıza v a r i d olan ihbarata nazaran Bulgaristan r e a y a s ı y l a
rator c e n a p l a r ı n ı n ihlâl-i emn ü a s a y i ş - i âlemi mucip olacak b i l Bosna Eyaleti r e a y a s ı h a k l a r ı n d a gerek k ü ç ü k memurlar ve gerek
c ü m l e ahval ve k e y f i y y a t ı n d ü ş m a n - ı kavisi o l d u ğ u n u ifade eyle ehl-i İslâm ile A r n a v u t l a r t a r a f ı n d a n yeniden bir takım mezalim
melerinde h a k l a r ı olup zira İ m p a r a t o r - ı m ü ş a r ü n i l e y h cenapları ve taaddiyat v u k u a gelmekte olarak g e r ç i Devlet-i A l i y y e n i n
memalikinde bu misillû t e ş e b b ü s a t ı n ş e d î d e n men ü tahzirine mü- h ü s n - i n i y y e t - i seniyyesine zerre kadar iştibahımız y o ğ i s e de alel-
saraat o l u n a c a ğ ı d e r k â r d ı r , ve Basarabya z a b i t a n ı Devlet-i A l i y itlâk Memâlik-i M a h r û s a - i Osmaniye'de bulunan hırıstiyan sekenesi
yenin b i l v a s ı t a v a k i olan davet ve iltimas-ı â l i s i n e intizar etmiye- beyninde a s â r - ı n a h o ş n û d î ve m u â d â t ı n ref ü izalesi z ı m n ı n d a
1
Rus hariciye nazırı.
kendi evamir-i seniyyesinin kâmilen icrası a r z û k e r d e - i halisanemiz
2
Arş. 4-1, İ. 3, 18 cemaziyülevvel 1258, melfuflarından. o l m a ğ l a işbu ifadatı V ü k e l â - i S a l t a n a t - ı seniyeye t e b l i ğ ile v ü k e
3
Çar I. Nikola (1825-1855). lâyı m ü ş a r ü n i l e y h i m h a z e r a t ı n ı n ifadatı m e z k û r e d e Rusya Devletinin
4
İbrahim Sarım (Paşa)( 1801-1854), elçilik, Meclis-i Valâ azalığı gibi muhte S a l t a n a t - ı Seniyyeye ibraz ve izhardan halî o l m a d ı ğ ı h u l û s ve mu-
lif memuriyetlerden sonra 1841 senesi sonlarında Hariciye Nezaretine getirilmiş,
hadenetine bir delîl-i c e d î d m ü ş a h e d e b u y u r a c a k l a r ı n ; me'mul
1843 e kadar bu mevkide kalmıştır. Yukardaki vesika onun bu nazırlığına rast
lamaktadır. Sarım (Paşa) muhtelif mühim memuriyetlerden" sonra nihayet bir etmekte o l d u ğ u m u z u ifade ederiz.,,
aralık (1848 Nisan-Ağustos) sadrazamlık da yapmıştır .
118 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ VESİKALAR 119
III
b u ç u k saat mesafede v a k i ( <~iyr ) karyesi c i v a r ı n d a içtima' ile
A k ç a r derbendini kesmek niyet-i k â z i b e s i n d e b u l u n d u k l a r ı n d a n
Fransa Umur-ı hariciyesi t a r a f ı n d a n 1849 senesi k â n u n u sani-
b a ş k a Sırplû t a r a f ı n d a n kendilerine muavenet o l u n a c a ğ ı n ı b i r ta
sinin alafranga on altısı tarihiyle v a r i d olan t a h r i r a t ı n h ü l â s a s ı
kım t ü r r e h â t - ı k e l i m â t ı n n e ş r i n e ictisar ettiklerinden b i l m ü b a h e s e
tercümesi
h a s b - e l - c ı v a r i y e icra-ü muhabere ile bu babda olan m a l û m a t - ı ben-
d e g â n e m bu veçhiledir, ve S ı r b ı y a t a r a f ı n d a n bazı k e n d u y u b i l
"Bahis S ı r b i s t a n ve Bulgaristan ve Bosna havalisine gelince
mez ve n i k ü bedi farketmez makuleleri b u n l a r ı n içlerine g e l m i ş
m e ş h û d o l d u ğ u n a g ö r e Devlet-i A l i y y e y i belki ihafe etmiş olan
muhatara şimdiki halde A v u s t u r y a l û memalikinden n e ş ' e t etmeyip m i d i r ve o makule e ş h a s firar ile u s s a t - ı merkumeye dehalet ve
belki bu ü ç eyaletlerin yine kendilerinden ve bir de o r a l a r ı n isya icra-i mefsedetlerine muavenet (de) bulunan var m ı d ı r ve o l d u ğ u
na i s t i d a d l a r ı n d a n istifadeye fırsatbîn olan -Rusyalû tarafından takdirce men' ü d e f o l u n m a l a r ı hususuna t a k a y y ü d a t - ı k â m i l e iyfa
1 1
memuriyeti i k i dereceden ibaret olup evvelkisi hareket-i v a k ı a n ı n verilmiş olan k u v v e - i kâfiye-i askeriye ile kendilerini v u r m a ğ a
mebde' ve menşeini tahkik ve istiknah ile z u h û r u e s b a b ı n ı n s ü r ' - ve tedib e y l e m e ğ e mecbur o l a c a ğ ı n ı lisan-ı m ü n a s i b ile tahriren
at-i indifama bakarak bununla ve sair tarikle icra-i temin ve te'lif veyahut şifahen t e b l i ğ ve beyan ile hem g ö s t e r e c e k ve hem de
edip hadise-i m e z k û r e y i kan d ö k ü l m e k s i z i n ve vesâil-i ş e d i d e y e korkutacak sözler ile teskin-i e z h a n l a r ı n a himmet, velhasıl tayin
m u h t a ç o l m a k s ı z ı n tedabir-i maneviye ve usûl-i h â k i m a n e ile d e f olunan k u v v e - i askeriyenin imaline hacet k a l m a k s ı z ı n yalnız ka
e y l e m e ğ e ç a l ı ş m a k ve ikincisi dahi bu t a r i k - i rıfk u m ü l â y e m e t l e raltısı ile şu hareketin def ' i e s b a b ı n a her suretle sarf-ı makderet
husul-i matlap m ü m k ü n olmaz ise n â i r e - i ihtilâlin sair yere sira oluna. Me'mûl o l d u ğ u ü z e r e bunlar icra olunacak nesayihin ve
yet etmeksizin derhal b a s t ı r ı l m a s ı mecburiyetine mebni mua- g ö s t e r i l e c e k t e h d i d â t - ı . lisaniyenin teşiratı ile yola yattıkları ve
mele-i cebriyeye zaruret ilca eder ise ,cem ü tahaşşüt terk-i silâh ederek arz-ı mutavaat eyledikleri halde şikâyet-i va
edecek kuvve-i nizamiyenin icabına g ö r e sevk ve imaline k ı a l a r ı s e m ' - i hakkaniyet ile dinlenilip ve her g û n a tahkikat icra
b a k m a k t ı r . Bu cihetle m ü ş a r ü n i l e y h buradan hareketle Varna'ya olunup bunların h a k k ı n d a her ne y ü z d e n olur ise olsun
ç ı k ı p kemal-i s ü r a t l e bir gür, evvel Vidin'e y e t i ş m e ğ e azimet mahallince bir t ü r l ü zulüm ve taaddi v u k u u anlaşılır ise
ederek v u s û l ü n d e V a l i P a ş a hazretlerinden vesair e r b a b - ı vukuf hakikat-i halin bu tarafa bildirilmesine musaraat kılına.
tan şu vak 'anın sebeb ve m e n ş e i ne o l d u ğ u ve ne renk ve r e v i ş - Hilâf-ı melhûz olarak reaya-i merkume icra olunacak ne-
te b u l u n d u ğ u bil-etraf tahkik olunduktan sonra ihtimal-i a ğ l e b d i r sayih ve ihtaratı k a b u l etmeyip ve cemiyetlerini dağıtma-
k i asıl taraf-ı Devletten gelen tekâlif-i m û t e d i l e d e n değil, bazı yıp merkez-i isyanda duracak olur ise olhalde bizzarure bazı
k ü ç ü k m e m u r l a r ı n veyahut kendilerini çiftlik ve arazi (sahibi) mertebe irae-i kuvvete ihtiyaç g ö r ü n e c e ğ i n d e n a r t ı k b u n l a r ı n mik
addeden kimselerin ve bazı mültezim g ü r û h u n u n t a a d d i y a t ve t a r ı n a g ö r e a s â k i r - i memurenin cümlesi t e c e m m ü ve t a h a ş ş ü t et
mezalim-i v a k ı a l a r ı şu u y g u n s u z l u ğ u n h u d û s u n a sebebiyet v e r m i ş mesine intizar olunmak mı lâzım gelir, yoksa m i k d a r - ı kâfîsiyle
o l m a s ı y l a bunlara cezm hasıl olur ve her ne kadar şu surette kuvve-i mahalliye birleştiği vakit ü z e r l e r i n e gidilmek mi icab
hareketleri cihetiyle m ü t t e h i m o l d u k l a r ı d e r k â r ise de d i ğ e r taraf eder, hal ü m a s l a h a t ı n tayin e d e c e ğ i tarikle hareket olunmak farî-
tan dahi m a ğ d u r ve mazlum o l d u k l a r ı t e b e y y ü n eder ise t u t t u k zedendir. Şu kadar k i u s s â t ı n k a l a b a l ı ğ ı ziyade, sevk olunacak
ları y o l u n şerait-i raiyyet ve mutavaata ne derecelerde m ü b a y i n asker derece-i k â f i y y e d e o l m a d ı ğ ı halde kendilerini hatar ve teh
o l d u ğ u ve bu tarikle hiç bir ş e y e vasıl o l a m a y ı p bilâkis d u ç a r - ı likeye koymak demek olup bu ise hiç bir veçhile caiz o l m ı y a c a ğ ı
u k û b â t ve m ü c a z â t o l a c a k l a r ı kendilerine tefhîm ve daire-i itaat misillû işbu hal-i isyana meydan verilir ise daha k u v v e t b u l m a s ı
ve teslimiyete girerek bir g û n a ş i k â y e t l e r i var ise t a r i k - i m e ş r u u ve allah etmesin etrafa dahi sirayet eylemesi m ü l â h a z a s ı dahi der
ile arz ettikleri halde â l e m e mebzul olan ni'met ve şefkat ve m a ' - piş olunmak l â z ı m g e l e c e ğ i n d e n bu i k i d a k i k a y ı tevfik ederek ve
delet-i hazret-i ş e h i n ş a h î d e n temamiyle h i s s e y â b o l a c a k l a r ı ve o icra olunacak tedabir ve h a r e k â t - ı askeriyeye pek ziyade d i k k a t
makule me'zalim riezd-i â l î d e bir v e ç h i l e i ğ m a z olunur şey o l m a d ı edilerek m a s l â h a t ı n semt-i s ü h û l e t i b u l u n m a s ı yani silah k u l l a n
ğ ı n d a n t a h k i k a t - ı lâzimenin i c r a s ı y l a e s b a b - ı refah ve saadet-i m a ğ a hacet getirmiyerek yalnız n ü m a y i ş - i a s k e r î ile tahvif edile
hallerinin istihsaline b a k ı l a c a ğ ı gûş-ı h u ş l a r ı n a lâyıkıyla t e l k i n rek ve k a r a l t ı g ö s t e r i l e r e k bununla cemiyetlerinin t e f r i k i için i b -
olunarak tatmin-i k a l b ü e f k â r l a r ı n a sebeb olacak teminat ve ne- raz-ı meâsir-i reviyyet ve fetanete fevk-el-gaye sarf-ı m e s a î ve gay
sâyih ve i h t a r â t tebliği akdem-i tedabirden olmasıyla bunun için ret oluna ve zaruret-i sahihe haline m ü n h a s ı r olarak irae ve imal-i
derhal reaya-i m e r k û m e n i n c e m i y e t g â h ı n a bir söz anlar adam kuvvete ihtiyaç g ö r ü n d ü ğ ü halde yine usul-i rıfk u m ü l a y e m e t el
g ö n d e r i l i p veyahut i ç l e r i n d e n b a z ı kabil-i hitap o l a n l a r ı g e t i r t i l i p den b ı r a k ı l m a y ı p ziyadesile m e r h a m e t k â r a n e olunmak ve bazı se-
t a h k i k - i ahvalleriyle ş i k â y e t - i v a k ı a l a r ı m a k r û n - ı hakikat ise icra-i b ü k m a ğ z a n ı n eser-i t e s v i l â t ı a l t ı n d a hareket e y l e m i ş olan aceze-i
ma'delete ve evvel emirde nasihata memur o l d u ğ u n u ve s ö z d i n ahalinin hasar g ö r m e m e s i n e ve lüzumsuz olarak ferdin burnu ka
lemezler ve t a r i k - i m ü s t a k i m - i mutavaata girmezler ise maiyetine rt a m a m a s ı n a kemalile d i k k a t k ı l ı n m a k ve birde hey'eti isyaniyede
124 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ VESİKALAR 125
bulunanlara icra olunacak nesayih tesir etmeyip de maslahat k u v - m ü ş a r e k e t ve muavenetleri var mıdır; b u r a l a r ı n ı tahkik ile keyfiye
ve-i cebriye imaline d a y a n d ı ğ ı halde asakir-i nizamiye-i Hazret-i tin b u tarafa iş ' a r ı n a m ü s a r a a t edecektir. Ferik-i m ü ş a r ü n i l e y h
Ş a h a n e n i n kâffe-i h a r e k â t ı usul ve k a v a i d t a h t ı n d a bulunarak yal gerek icra-i tahkikat ve gerek ittihaz olunacak tedabir iktizasın
nız harbce vezaif-i zimmetlerini icra ile y ü z l e r i n d e n zararı m ü e d d i dan olarak taleb-i muavenet ve m ü z a h e r e t için etrafta bulunan
bir keyfiyet zuhura g e l m i y e c e ğ i m ü s e l l e m isede faraza ahaliden v ü l â t ve memurin ile muhabereye mezun olup her b i r taraftan
bazıları bu h a r e k â t - ı h a r b i y e y i z u u m l a r ı n c a z a m a n - ı fırsat ittiha- tahkik e d e b i l e c e ğ i ahvalin serian ve peyderpey bu tarafa i ş ' a r ı
zıyla onlar dahi bir koldan reaya ü z e r i n e h ü c u m etmek y a ğ m a na ve buraca y a p ı l a c a k ve lüzûmu halinde ittihaz olunacak teda
ve istirkak g i b i ş e y l e r e t e s a d d î eylemek vadilerinde bazı halât b i r - i külliyenin dahi i h t a r ı n a himmet e y l i y e c e ğ i misillû V a r n a ' d a n
vukua gelecek olur ise bunun netayic-i vahime ve m u z ı r r a s ı he tâ V i d i n ' e kadar g e ç e c e ğ i yollarda dahi bizzat ahval-i reayaya
saba gelmez olmasiyla bu s ı r a l a r ı n dahi h ü s n - i idaresine b a k ı l m a k medd-i nazar-ı d i k k a t eyliyerek ve m ü m k ü n mertebe tahkikat
f a r î z e d e n d i r . B a l â d a tahrir ve beyan kılındığı veçhile şu hareket icra ederek her ne m a l û m a t istihsal eyler ise b u tarafa b i l d i r m e ğ e
mahallince b a z ı t a a d d i y a t ı n eser-i müellimi o l a s ı melhuz isede b a z ı m ü s a r a a t b u y u r a c a k t ı r . Celb ve cem' olunacak asakir-i nusret-
tarafların iğfalatı t e s i r a t ı y l a olması dahi m ü l â h a z a d a n g a y r - ı b a î d meâsir-i hazret-i ş a h a n e n i n saye-i m e â l î - v â y e - i c e n â b - ı ş e h i n ş â h î d e
o l d u ğ u misillû b u madde yalnız orada m ü t e k e v v i n ve mahalline her g û n a e s b â b - ı istirahatlerinin h u s û l ü n e b a k ı p bir g û n a zaruret
:
mahsus olup veyahat h û d a nekerde ( Ji .\J^) beru taraflar r e a y a s ı dahi
c j ve sıkıntı ç e k m e m e l e r i ve gerek esna-i rahda ve gerek t a h a ş ş ü t -
ittifakda olarak bir b ü y ü k silsile-i isyaniyenin ucu olması d a h î te g â h l a r ı olan mahallerde zad u zahirelerinin v a k t ü z a m a n ı ile
emmül ve t e f e k k ü r olunacak b i r ş e y o l m a s ı y l a b u babda t a h k i - tedarik ve istihzarı z ı m n ı n d a her b i r tarafın m e m u r l a r ı n a vesaya
k a t - ı a m î k a icrasiyla şu hareketin sebeb ve m e n ş e i nedir ve b e r û ve t e b l i ğ a t icrasiyla vesâil-i istirahat-i kâmilelerinin istihsal olun
taraflarla bir g û n a eser-i iştirâk var mıdır, var ise ne taraflara m a s ı hususuna himmeti bilhassa dirayet ve gayret-i m a l û m e ve
d o ğ r u rahatsızlık emaresi g ö r ü l ü y o r ve bunun ö n ü kestirilmesi ne m ü c e r r e b e s i n e muhavveldir.,,
esbaba mevkuftur; ş u r a l a r ı n a dahi ziyadesiyle sarf-ı efkâr oluna
rak ve meselâ bu hadise e s b a b - ı mahsuseden n e ş ' e t etmiş ve bu
VII
cihetle mahallihe m ü n h a s ı r g ö r ü n d ü ğ ü halde dahi ş a y e d ç a r
ç a b u k b a s t ı r ı l a m ı y a c a k yahut tedabir-i i c a b î y e yolunda tutu-
Der-i A l i y y e d e mukim İngiltere elçisi Sir Stratford Canning
l a m ı y a c a k olur ise yine sirayet mahzurunu ve enva' uygun
c e n a p l a r ı t a r a f ı n d a n 1850 senesi A ğ u s t o s u n u n on d ö r d ü
suzlukları câlib o l a c a ğ ı n d a n b u r a s ı dahi h a t ı r d a n çıkarılmıya-
tarihi ile sefaret b a ş t e r c ü m a n ı M ü s y o Pizani'ye
rak istihsal olunacak m a l û m a t ı n s ü r ' a t - i iysaline himmet buy-
verilen bir k ı t ' a talimatın t e r c ü m e s i
rula. İşbu hareket-i isyaniyeye c ü r e t eden kariyeler S ı r b i s
tan'ın c i v a r ı n d a o l d u ğ u n d a n H ü k û m e t - i S ı r b i y e mukteza-i farî-
"Muahharan Bulgaristan t a r a f ı n d a serzede-i zuhur olan v u k u -
za-i sadakati ü z e r e S ı r p eyaleti ahalisinin bu maddede ehl-i isyanla
at-ı müteellime sahib-i insaniyet bulunan kaffe-i zul-ukûlün kalbini
her g û n a m ü ş a r e k e t ve muavenetten berî o l m a s ı n a ç a l ı ş a c a ğ ı me'-
p ü r ı s t ı r a p ve melâl ederek h a y ı r h a h â n - ı S a l t a n a t - ı Seniyyenin
mul olup hatta buna dair icra-i teminat e y l e m i ş ise de mahalince
kemal derece esef ve e n d û h u n u m ü s t e l z i m o l m u ş t u r . Bu bapta
m a s l â h a t a t e ş e b b ü s olunduğ-u ve hususen hareket-i askeriyeye
tarafınızdan D e v l e t l û Âlî P a ş a hazretlerine ifade ve t e b l i ğ olunan
başlanıldığı vakit bunun hilâfına olarak ö t e taraf ahalisinden ehl-i
ihtarat benim t a r a f ı m d a n dahi bizzat h a k i p â y - i ülyây-i hazret-i
isyana ma 'nen veya maddiyen muavenet ve m ü z a h e r e t eseri g ö s 2
S a d a r e t p e n a h î y e arz u takdim kılınmış olmakla Tuna sevahilinde
terilecek olur ise olbabda Emaret-i S ı r b i y e t a r a f ı n a ifâdât-ı lâzi-
me icrasına Ferik-i m ü ş a r ü n i l e y h mezundur; ve h u d u d - ı eyalette 1
Arş. 33-5, İ. 585, 13 Şevval 1266, melfuflanndan.
bulunan ahalinin etvar ve mişvarı ne surettedir ve bir g û n a eser-i 2
Mustafa Reşit Paşa-
VESİKALAR 127
126 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
bulunan İngiltere k o n s o l o s l a r ı n ı n inha ve t a h r i r a t l a r ı ü z e r i n e mu- ve bazan dahi muzır o l a b i l d i ğ i d e r k â r d ı r . .Kaldı k i işbu azîm u y
ahharan L o r d Palmerston c e n a p l a r ı canibinden tarafıma v a r i d ve g u n s u z l u ğ u n ç a r e s i t a ş r a m e m u r l a r ı n ı n i n t i h a b ı n d a evvelkinden
vasıl olan b i r k ı t ' e talimnamede münderiç bulunduğu üzere ziyade d i k k a t olunarak memurin-i merkumenin nezd-i S a l t a n a t - ı
h u s u s - ı mezbura dair Ingilere D e v l e t i nezdinde hasıl olan efkâr Seniyyede daha ziyade mes'ul t u t u l m a s ı n d a n ve bir nevi fesad
ve m ü t a l e a t V ü k e l â - i S a l t a n a t - ı Seniyyeden m ü ş a r ü n i l e y h i m a i k i zat-ı zuhurunda bunun d e f ü izalesi z ı m n ı n d a m ü c e r r e t a s â k i r - i nizami
f e h a m e t - s i m a t ı n ( o ^ ^ - . U j ) m a l û m u b u y r u l m u ş t u r . K a l d ı k i zikrolu- yenin istihdam o l u n m a s ı n d a n ve İ s l â m d a n o l m ı y a n z a b ı t a n ve me
nan talimnamenin yedime v u s u l ü h e n g â m ı n d a taraf-ı ahardan ahz murinin ehl-i ırz ve m ü s t a k i m - ü - l e t v a r b u l u n m a s ı n a im'an-ı nazar
olunan habere g ö r e evvel emirde zuhur e t m i ş olan şuriş ve i h t i buyrulduktan sonra b u n l a r ı n sıfat-ı resmiyeleVine reayet-i lâzıma-
l â l d e n d o l a y ı S ı r b i s t a n d a ğ l a r i y l e etraf ve c i v a r ı n a iltica eden nın icra ve iyfa ettirilmesinden ve asi u esası m ü s b e t bulunan
Bulgar familyaları h a k k ı n d a m ü c e d d e d e n b i r t a k ı m sui-muamele v u iştikâ ve i s t i r h â m â t a havale-i sem'-i itibar olunarak ref'i ç a r e s i n e ba
kua gelip işbu vak'a-i a h î r e n i n m ü t e f e r r i a t ı n d a n olmak ü z e r e V ü k ı l m a k t a n ibaret o l a c a ğ ı v a z ı h a t t a n b u l u n d u ğ u misillû Devlet-i
k e l â - i H â z ı r a - i S a l t a n a t - ı Seniyye h a z a r a t ı n ı n m a l û m l a r ı buyrul- A l i y y e n i n d e r k â r buyrulan l u t f u merhamet ve adaletini şâibe-i
d u ğ u v e ç h i l e Devlet-i A l i y y e n i n e s h a b - ı m e r â t i b - i refîasından ş ü p h e d e n tahlis z ı m n ı n d a muahharan serzede-i zuhur olan vukua
bulunan b a z ı memurin c â n i b i n d e n aff-ı u m u m î y e dair n e ş r ü ilân tın e s b a b ı t e c e s s ü s ve taharri olunup v u k u a t - ı m e z k û r e n i n neta-
o l u n m u ş olan m e v â i d - i aleniyenin külliyen hilâfı olarak b i r t a k ı m y i c i olarak zuhura gelen ş e n â â t m sebeb ve m ü r t e k i b i bulunan
h a r e k â t - ı menfûre ve muamele-i g a y r - ı l â y ı k a i r t i k â b olunmuştur. e ş h a s ı n m ü s t a h a k o l d u k l a r ı v e ç h i l e terbiye ve tekdir b u y r u l m a s ı
H a l b u k i Devlet-i A l i y y e ' n i n zîr-i d e s t a n ı bulunan ahali beyninde iktiza-i halden b u l u n m u ş t u r . Ç ü n k i Bulgar taifesinin zuhur eden
k a v a i d - i itaat ve i n k i y a d ı icra ve tenefize ve isyan ve tuğyana kabahatleri ve d u ç a r o l d u k l a r ı z u l ü m ve taaddiyata t a h a m m ü l
dair olan meyi ü i s t i d a d ı n hemen alâimi zuhurunda ve hususiyle edememeleri e c n e b î t a r a f ı n d a n v a k i olan t a h r i k â t a imtisal eyleme
b u i s t i d a d ı n ecnebiyyeden b a z ı k e s â n ı n tahrikiyle mütekevvin leri sebebile adem-i itaat ve t u ğ y a n m a n a s ı n d a her ne g û n a etvar
o l d u ğ u hakkan meznun bulundukta b u n l a r ı men' ve zecr etmeğe izharına ictira etmişler ise de bu h a t a l a r ı n ı n mukabili olarak r a h m ü
memurin ve m ü s t a h d e m i n - i S a l t a n a t - ı Seniyyenin istihkak ve ş e f k a t t e n a r î muamele-i ş e d î d e ibraz o l u n m u ş o l d u ğ u bi-iştibah
mecburiyetleri d e r k â r idiği t a r a f ı m d a n hiç bir v e ç h i l e i n k â r olun- bulunmakla a r t ı k m e r k u m l a r ı n giriftar o l d u k l a r ı m e s â i b - i a d î d e n i n
m a y ı p V ü k e l â - i S a l t a n a t - ı Seniyye canibinden dahi b i h a k k ı n saye-i merhamet-vaye-i hazret-i m ü l û k â n e d e tahfif ve teskinine
â m m e n i n menfûru bulunan v u k u a t - ı m e z k û r e t a k b i h olunarak b a k ı l a r a k ş i m d i y e kadar m ü c e r r e t havf u h a ş y e t n a z a r ı y l a teneffür
t e k r a r zuhurunu men' etmek ü z e r e icap eden tedabiri ittihaz etmekte o l d u k l a r ı h ü k ü m e t e fîmaba ' d (_w^) r a b t - ı kalple itimad eyle
edecekleri vaad buyruldukca bu vaad ve takbihlerinin melerini müstelzim bazı tedabirin c â n i b - i Devlet-i Aliyye'den ittihaz
ihlâs ve samimiyet ü z e r e o l d u ğ u n u her veçhile teslim b u y r u l m a s ı icab ederek bu tedabirin ihtiyarıyla S a l t a n a t - ı Seniy
etmekte olduğum umûr-ı v a z ı h a d a n bulunmuş ise de zat-ı yenin hem istikrar-ı d a h i l î s i n e t a k v i y e t v e r i l e c e ğ i ve hem de ehibba-i
şevket-simat-ı hazret-i mülûkânenin mahz-ı rahm ü şefkat-i hariciyesinin irtibat ve ihtisasları t e ş d i d olunarak â d â s ı n ı n tahatti
b i - n î h a y e s i n i m ü b î n olan m e v â i d - i celilelerinden ve v ü k e l â - i fiham ve t e c a v ü z e ekva ve enfa' ( ^ ü ^ s l ) bulunan vesilesinin m e h v u
h a z a r a t ı n ı n m e ş h u d ve müsellem bulunan lûtfu merhametlerinden ifna k ı l ı n a c a ğ ı d e r k â r b u l u n m u ş t u r . K a l d ı k i bu kerre Bulgaristan
ve irade-i nısfat-âdei zat-i hazret-i ş e h r i y a r î y e imtisalen usul-i t a r a f ı n d a n bazı m e b ' u s a n ı n Dersaadete v ü r u d u Eyalet-i m e z k û r e
idare-i s a l t a n a t - ı seniyyeye t a t b i k ve ilâve k ı l m a n islâhat-ı a d î d e - ahalisi kalbinden â s a r - ı b u ğ z u k i n i n def ü izalesine ve sekenesin
den sarf-ı nazar olunarak z u l m ü r e n c i ş ve etvar u h a r e k â t - ı mu- den nicelerinin d u ç a r o l m u ş o l d u k l a r ı rîş-i t a h a m m ü l - g ü d â z ı n i l t i -
t a a s s ı b a n e n i n kesret-i vukuundan naşi Devlet t a r a f ı n d a n himayet y â m ı n a bir fırsat-ı hasene idiği azade-i k a y d u iştibahtır. Binaena
v e s ı y a n e t o l u n a c a k l a r ı hususunda ahalinin emniyet-i k â m i l e s i hasıl leyh b a l â d a b a s t u beyan olunan ihtarat ve ifadatı Vükelâ-i Salta
o l m a d ı ğ ı n a binaen en ziyade nâfi' olacak İslâhatın bazan bi-faide nat-ı Seniyye h a z a r a t ı n ı n h ü s n - i m ü t a l a a l a r ı n a arz e t m e ğ i vecibe-i
128 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ VESİKALAR 129
c i h a n d a r î d e işbu usul-i m u z ı r r a m n s ü r a t - i ilga ve imhası m ü l k ç e şey verilse h ü s n - i h o ş n u d î - i halleri hasıl olabilir ve bundan ka
ve m a s l a h a t ç a merkez-i v ü c u p t a b u l u n d u ğ u misillû zikrolunan k ö y lacak ş e y d e n şimdi ahval-i â d i l e y e tevfikan tayin olunacak m ü
a ğ a l ı k l a r ı n ı n bazıları e c d a d ı n d a n t e v a r ü s e n k a l m ı ş ve bazıları da d ü r l e r ile zaptiye neferatma tahsisi l â z ı m g e l e c e k m a a ş l a r k o r u d u -
hi muaccele ile hazineden alınmış o l m a s ı y l a şimdi e s h a b ı n ı n ş ö y labilirmi; ş u r a l a r ı n ı n ve t e f e r r ü a t ı sairesinin Meclis-i m e z k û r tara
lece b ü t ü n b ü t ü n m e ' y u s ve mahrum b ı r a k ı l m a m a s ı esbabının fından bil-etraf tahkik ve i s t i k n a h ı y l a v u k û bulacak i ş ' â r a t ü z e r i n e
istihsal ve icrası dahi veli nimet-i biminnetimiz P a d i ş a h ı m ı z efen buraca iktizalarının m ü t a l â a y a icra kılınması ve ot ö ş r ü y a l n ı z
dimizin ş a n - ı âli-i H ü m â y û n l a r ı n a muvafık ve ş a y a n o l d u ğ u cihetle o r a y a mahsus o l m a y ı p v a r i d a t - ı r h e ş r û a d a n olarak memalik-i haz
a r t ı k şu hallere g ö r e bu a ğ a l ı k l a r ı n her ne suretle olursa olsun ret-i ş a h a n e n i n her bir mahallinde m e r ' î y ül-icra bir keyfiyet o l
b e k a s ı bilvücuh caiz ve m ü n a s i b o l a m a y ı p mahallince hemen ale m a s ı y l a bunun afvı sirayet m a h z u r m ı m ü s t e l z i m o l a c a ğ ı n d a n bu
nen mahvu i l g a s ı y l a k ö y l e r d e n o makule a ğ a l a r ve t a r a f l a r ı n d a n istidaya m ü s a a d e o l u n m a s ı m ü n a s i p o l a m a y a c a ğ ı g i b i öyle m ü l t e
memur a d a m l a r ı külliyen k a l d ı r ı l ı p bu taraftan yedlerine talimat-ı zimlerinin nizamının m u g a y i r i orman a r a s ı n d a t o p l a n ı l a n ve k u r â
mahsusa verilerek ve m ü n a s i p miktar m a a ş tahsis olunarak m ü n t a - m e r ' a l a r ı n d a n hasıl olan ottan ö ş ü r a l m a l a r ı m e ş r û o l m a d ı ğ ı n d a n
hap m ü d ü r l e r tayin ve V i d i n ' de teşkili irade-i seniyye iktizasın mahsusen ekilmiş ve t e r k - i ziraatla t a r l a l a r ı n d a y e t i ş e r e k t ı r p a n
dan olan meclis-i k e b î r marifetile dahi oralara icabı m ı k d a r zapti ile b i ç i l m e ğ e salih olan çayır o l d u ğ u halde onlardan usûlü veçhile
ye neferatı tertib olunup k ö y - a ğ a l a r ı n ı n dahi sayei m e k â r i m - v â y e - i onda bir ö ş ü r a l ı n m a s ı ve bu babda bir g û n a taaddi v u k u a ge
hazret-i p a d i ş a h î d e mahrum b ı r a k ı l m a y a r a k hasılat-1 v a k ı a l a r ı hak tirilmemesi ç a r e s i n e b a k ı l m a s ı dahi f a r î z e d e n o l m a s ı y l a bu husus
k ı n d a icra olunacak tahkikat ü z e r i n e kendilerine m ü n a s i p m ı k d a r h a k k ı n d a mahallince t a k a y y ü d â t ve tedabir-i k â m i l e n i n icra olun
ş e y tahsis k ı l ı n a c a ğ ı n ı n lisan-ı m ü n a s i b e ile mahallinde ilân ve m a s ı ve â ş a r - ı sairenin ahali-i memlekete ihalesi zihinlere m ü l â -
i ş a r e t o l u n m a s ı ve bu a ğ a l ı k l a r hasılâtının istida o l u n d u ğ u veçhile yim gelip şu kadar k i bu â ş â r m a k t û i y e t i n d e gerek Vidin'ce
b ü t ü n b ü t ü n afvı mahzurdan salim o l a m ı y a c a ğ ı n d a n ve o makule k ö y ve gerek sair mahallerce d ü ş ü n ü l e c e k ş e y l e r tebaa-i S a l t a n a t - ı
a ğ a l a r ı n a t i m â r â t e s h a b ı h a k k ı n d a icra o l u n d u ğ u misillû hasılat Seniyyenin mültezimlerin t a a d d i y a t ı n d a n k u r t a r ı l a r a k h o ş n u t l u k
larının nısfı k a y d - ı hayat ş a r t ı y l a verilip nısf-ı d i ğ e r i masarifat-ı ları e s b a b ı n ı n istihsaliyle beraber emval-i Hazinenin v a k t ü za-
mahalliyeye karşılık olarak Hazine-i c e l î l e y e kalmak ü z e r e bun manıyla tahsil kılınması ve bir de m â m u r i y e t - i memalik hasıl o l
l a r ı n i ç i n d e n tadil ve tenzile ş a y a n olan şeylerin i c a b ı n a b a k ı l d ı ğ ı d u k ç a v a r i d a t - ı seniyyede g ö r ü n e c e k menafi-i Hazinenin ketm ü
halde hem a ğ a l a r m a z h a r - ı atıfet-i seniyye o l m u ş ve hem de reaya h a f â d a (U=>-) k a l m a m a s ı vesail-i kaviyyesinden ibaret olarak reaya-i
ö t e d e n b e r i bunlardan g ö r d ü k l e r i mezalim ve taaddiyattan kurtu m e r k û m e dahi işbu a ş a r ı n k e n d û l e r i n e verilmesine m ü s a a d e b u y r u l -
larak v e r d i k l e r i şeyler dahi tadil o l u n m u ş o l u n a c a ğ ı n d a n ve bu d u ğ u halde mahallerince bulunan k a c a b a ş ı l a r vesair l â z ı m g e l e n -
r i v a y â t e s n a s ı n d a usûl-i m e z k û r e o r a n ı n k a ç aded k u r â s ı n d a ca ler ile s ö y l e ş i l m e ğ e ve t a a h h ü d a t - ı k a v i y y e n i n i c r a s ı n a m ü t e v a k
r î d i r ve m u t a s a r r ı f l a r ı kimlerdir ve yedlerinde olan senedleri ne kıf o l d u ğ u n u ifâde e t m e ğ i n bu madde h a k k ı n d a dahi icab eden
makule ş e y l e r d i r ve reayadan a l d ı k l a r ı ş e y l e r bir senede neye tahkikat ve t e d k i k a t ı n meclis-i m e z k û r a havalesiyle, ç ü n k ü â ş a r - ı
b a l i ğ o l m a k t a d ı r b u r a l a r ı emirname-i sami-i c e n a b - ı v e k â l e t p e n a - merkume altmış altı ve a l t m ı ş yedi senelerine. m a h s û b e n mukad
hîleriyle mahallinden isti'lâm o l u n m u ş o l d u ğ u n d a n ve hazinece dema ihale o l u n m u ş o l d u ğ u n d a n b u hale g ö r e mültezimleri ta
m â l û m a t - ı kuyudiyesi dahi s o r u l m u ş i d ü ğ ü n d e n gelen cevabname r a f ı n d a n bundan b ö y l e h i ç bir y ü z d e n t a a d d i vukua gelmemek
ile Hazinenin m e v r û d ' p u s u l a l a r ı n d a mahal ve m i k d a r ı ve kemiyet ü z e r e m a h â l - i m e r k û m e â ş a r ı n ı n reayaya maktuan verilmesi hu
ve h a s ı l â t ı h a k k ı n d a izahat-ı m a t l û b e o l m a d ı ğ ı misillû kâffesinin susunun m ü d d e t - i m e z k û r e h i t a m ı n a talik ve tehir o l u n m a s ı su
k e y f i y a t ı n a m a l û m a t - ı tamme hasıl o l m a d ı ğ ı n d a n b u n l a r ı n cümlesi reti mi m ü n a s i b olur, y o k s a zikrolunan ihalenin feshiyle ş i m d i d e n
ne m i k d a r a b a l i ğ o l a c a k t ı r ve el'an k u r â - i m a l û m e ahalisinden verilmesi mi mahallince daha h a y ı r l ı g ö r ü n ü r , b u r a s ı dahi anla
a l d ı k l a r ı ş e y ne k a d a r d ı r ve k e n d û l a r a bunun mukabili ne m ı k d a r ş ı l a r a k tahkikat ve m ü t a l e a t - ı mahalliyesinin bil-etraf bu tarafa
132 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
VESİKALAR 133
iş'ariyla ona g ö r e iktizalarının tesviye ve icra o l u n m a s ı ve alel-
zırasını ve â ş a r maktuiyeti h a k k ı n d a bilinmesi lâzimgelen mevad
husus v u k u u beyan olunan k a t l - i nüfûs ve g a s b - ı emval mad
ve keyfiyeti mahramane ve reviyetmendane tahkik eylemek ü z e r e
desi g e ç e n d e dahi r i v a y e t ve istihbar k ı l ı n d ı ğ ı n d a n o makule fe-
Meclis-i V a l â ' d a n iktizası v e ç h i y l e talimat verilerek bir m e m u r - ı
zahata cesaret edenlerin habs ü tevkif o l u n m a s ı h a k k ı n d a v e s â y a
mahsus dahi g ö n d e r i l m e s i icab-ı maslahattan o l m a s ı y l a Meclis-i
ve t e n b i h a t - ı muktaziyeyi şamil mahsusen ve serian emirname-i
V a l â â z a s ı n d a n S a a d e t l û Nail bey efendi bendelerinin liyakat-i
sami-i hazret-i v e k â l e t p e n a h î l e r i irsal b u y r u l u p gelen cevapta
zatiye ve bu misillû muhakematta m ü m a r e s e - i v a k ı a s ı cihetiyle
muahharan v u k u u rivayet olunan keyfiyâtın bî asi ü esas o l d u ğ u
memuriyeti tensip o l u n m a ğ ı n mumaileyh bu suretle gidecek ve
t a h k i k ve iş'ar o l u n m u ş ise de hadise-i s a b ı k a n ı n d e f i e s b a b ı n ı n
avdetinde dahi karadan gelecek o l d u ğ u n d a n k e n d û y a altmış bin
istihsali a r a s ı n d a b ö y l e hayli- fenalıklar o l m u ş ve işte bunun için
k u r u ş h a r c ı r a h ve mahallinde bunun için bir az m ü d d e t tevakkuf
meclis-i eyalet fesh k ı l ı n m a k ü z e r e b u l u n m u ş o l d u ğ u n d a n meclis-i
ederek masarifât-ı v a k ı a s ı n ı saye-i ma'delet-vayei- hazreti m ü l û k â -
m e z k û r â z â s ı n d a n ve naip ve müfti efendiler ile e r k â n - ı eyalet
nede k e n d û s u r ü ' y e t e y l i y e c e ğ i n e ve mîr-i mumaileyh zaten dahi
ten hadise-i m e z k û r e d e u y g u n s u z l u k l a r ı v ü k u b u l a n l a r ı n . ve reaya
m ü s t a h a k b e n d e g â n d a n olarak âzalık m a a ş ı dahi burada hanesi
t a r a f ı n d a n dahi kabahatli o l a n l a r ı n muhakemelerinin mahallinde
masarifine terk o l u n a c a ğ ı n a binaen memuriyeti tarihinden itibaren
o l m a s ı n d a pek de m a t l û p hasıl o l a m ı y a c a ğ ı n d a n ve buraya celb
işbu memuriyet-i m u v a k k a t a s ı z ı m n ı n d a on bin k u r u ş m a a ş itası
ile ind-el-muhakeme t e b e y y ü n edecek c ü n h a l a r ı n a g ö r e t e d i b â t - ı
ve û m u r - ı tahririyede bulunmak için maiyetine bir k â t i p terfiki
lâzimelerinin i c r a s ı n d a hal ve tesir b a ş k a o l a c a ğ ı n d a n o m a k û l e -
dahi i c a b ı n d a n o l m a s ı y l a mazbata o d a s ı h u l e f a s ı n d a n Burhan
lerin derece-i hata ve kabahatlerinin meclis-i m e z k û r marifetiyle
efendi kullarının maiyet-i mumaileyhe terfikiyle ona da b e ş bin
t a h k i k ve iş'arile beraber kendilerinin l i - ecl-il-muhakeme bu canibe
k u r u ş h a r c ı r a h ve i k i b i n k u r u ş m a a ş iyfa ve tahsis ettirilmesi ve
izam ve a r t ı k ifade-i hal ve isti'taf için bu tarafa gedenlerin şu
Meclis-i m e z k û r e ulemadan birinin tayini dahi emsali i c a b ı n d a n ve
m ü t a l a a y a g ö r e Dersaadet'de d u r m a l a r ı n a lüzum k a l m ı y a c a ğ ı n d a n
V i d i n niyabetine r a b ı t a l ı bir zatın g ö n d e r i l m e s i iktiza-i irade-i
o n l a r ı n dahi V i d i n ' e iade ve isra kılınması ve h u s u s a t - ı muhar-
seniyyeden b u l u n d u ğ u n a ve Y e n i ş e h i r naibi s a b ı k m ü d e r r i s i n d e n
rerenin t a h k i k a t ı V i d i n eyaletinin u m û r - ı m ü l k i y e ve ahval-i ,hâ-
Nazif efendi dâîleri taraf-ı eşref-i f e t v a - p e n â h i d e n intihap buyrul-
zırasının efkâr-ı m a ' d e l e t - â s â r - ı c e n a b - ı ş e h n i ş â h î y e tevfikan İs
d u ğ u ihbar o l u n d u ğ u n a mebni cânib-i c e n a b - ı müşarünileyhden
l â h a t ı zikrolunan meclis-i kebirin cümle-i m e m û r i y e t i n d e n olma
tensip kılındığı v e ç h i l e âzalık için efendi-i mumaileyhe şimdilik
s ı y l a verilecek talimat ve icra olunacak t e n b i h â t ve tefhimât a h k â
bin k u r u ş m a a ş itası vesair âzanın dahi mahallince ehl ü erbab
mını m a t l û b v e ç h i l e icra eylemek ü z e r e meclis-i m e z k û r riyase
olanlardan ve usûl-i a t î k a y a mail o l m ı y a n l a r d a n intihab ve t a y i n
tine tayin buyrulacak zatın dirayet ve fetanet-i k â m i l e es-
o l u n m a s ı suretinin dahi mahalline iş'arı ve tavsiyesiyle gidecek
habmdan o l m a s ı l â z ı m g e l e c e ğ i n e ve Batum k a y m a k a m ı sa
memurun dahi t a l i m a t ı n a dere ve ilâvesi meyane-i â c i z a n e m i z d e
b ı k Galib efendi bendeleri sıfat-ı m a t l û b e ile muttasıf ola
t e z e k k ü r ve tasvib kılınmış o l d u ğ u m u h â t - ı ilm-i âlî-i v e k â l e t p e
rak bu memuriyet için h a t ı r a gelen b e n d e g â n ı n cümlesine
n a h î l e r i b u y r u l d u k t a emr ü ferman hazret-i m e n - l e h - ü l - emrindir.
müraccah göründüğünden h e n ü z Batum'dan g e l m e d i ğ i cihet
le Trabzon Valisi Devletlû P a ş a hazretlerine bil-iş'ar ve mu
m a i l e y h bendelerinin hemen bu tarafa celbiyle a ç ı k t a n v e r i l e c e ğ i n e 28 L . Sene 66. ( 7 Eylül 1850)
nazaran şimdilik y e d i bin b e ş y ü z k u r u ş m a a ş ile Meclis-i m e z k û r
riyasetine tayin o l u n m a s ı ve b u Meclisin v a z ' ı n d a V i d i n ' c e olacak
Mehmed Muhtar Mümtaz Esseyid İbrahim Edhem
t e d k i k a t ve m u h a k e m â t ı n i c r a s ı n d a bulunmak ve avdetinde kara
dan gelerek Rumeli'nin sair t a r a f l a r ı n d a usûl-i T a n z i m a t ' ı n icraat-ı Mehmed Fuad Mehmed A r i f Esseyid Mehmed Emin Alî
fiiliyesi ne merkezde o l d u ğ u n u ve ahali ve r e a y a n ı n ahval-i ha-
Mehmed Rifat
134 TANZİMAT V E B U L G A R MESELESİ
1
N. Staneff, Blgarija pod igo, 1393 - 1878, Sofya 1935, s. 331.
138 L E TANZÍMAT E T L A QUESTÍON B U L G A R E L E TANZIMAT E T L A QUESTÍON B U L G A R E 139
§— La proclamation du Tanzimat marque, dans son sens v é e s ' i l ne pouvait faire aucune modification essentielle dans la
g é n é r a l un pas décisif dans la voie de l ' e n t r é e de l'Empire ot- législation foncière q u i d é t e r m i n a i t dans l'Empire les conditions
toman dans le cercle de la civilisation e u r o p é e n n e . Pour les hom- de vie des masses, un pas dans ce sens pouvant bouleverser
mes d'Etat du Tanzimat, ce mouvement paraissait le seul moyen tout l'édifice. La r é s i s t a n c e des grands p r o p r i é t a i r e s n'était pas un
de p r é s e r v e r l'Empire contre les facteurs d é s a g r é g e a n t s , intéri- péril moins grave que le m é c o n t e n t e m e n t des reaya. Le gouver-
nement ne voulait donc rien faire q u i p û t causer une crise inévi-
eurs et e x t é r i e u r s . D'abord, on e s p é r a i t r é u s s i r au dehors, en
table tant q u ' i l ne s'y sentit pas contraint.
faisant entrer l'Empire dans le concert e u r o p é e n et en prouvant
q u ' i l le méritait. Mais ces hommes d'Etat pensaient surtout et §— Mais ce furent les Bulgares q u i , a p r è s avoir é c h o u é dans
naturellement a unifier et à fortifier l'Empire au dedans. Dans ce l'insurrection de Nich en 1841 et dans les tentatives de Kalas et
but, un principe mis en oeuvre par les Etats q u i , de leur c ô t e , d ' î b r a i l en 1841-1842, p r o v o q u è r e n t e u x - m ê m e s une telle crise
d é s i r a i e n t la conservation de l'Empire ottoman, fut pris comme dans les a n n é e s 1849-1850. Le moment paraissait favorable à
base dans' toute la r é o r g a n i s a t i o n de l'Etat: O n a n n o n ç a i t l'égalité leur dessein : L'Europe était p l o n g é e dans un d é s o r d r e g é n é r a l
pure et simple pour tous les sujets de l'Empire. D é s o r m a i s , tous p r o v o q u é par les secousses des r é v o l u t i o n s de 1848. Surtout, les
les ottomans (Osmanh) devaient ê t r e é g a u x en droits et en de- a r m é e s russes, en envahissant la H o n g r i e et la Roumanie, avaient
voirs. Voilà l ' i d é e i n g é n i e u s e que les hommes d'Etat du Tanzi- c r é é pour l'Empire Ottoman une situation e x t r ê m e m e n t critique.
mat ont t r o u v é e pour r é g é n é r e r l'Empire. D'ailleurs une telle po- En Serbie, l'activité agitatrice des r é v o l u t i o n n a i r e s serbes q u i
litique s'accordait parfaitement avec les i d é e s l i b é r a l e s et egali- r ê v a i e n t la fondation d ' u n grand Etat des Slaves de Sud, allait
taires de l'Occident. Cependant les é v é n e m e n t s ont m o n t r é qu'elle- croissant. En Bosnie, la situation devenait de plus en plus mena-
ne pouvait arranger tout à elle seule. M a l g r é toutes les réfor- ç a n t e par suite des troubles n é s d'un essai de r é f o r m e agraire
mes entreprises dans ce sens pour l'organisation de l'Empire c o m m e n c é e en 1848. L'agitation et le m é c o n t e n t e m e n t dans les
—elles ont é c h o u é d'ailleurs pour la plupart—,il restait toujours une autres parties de la Roumelie n ' é t a i e n t pas moins inquiétants.
question q u i i n t é r e s s a i t tout l'édifice social, et cette question, Bref, l'Empire courait de toutes parts de grands dangers, et
é t a n t d o n n é sa nature et son ampleur, eut pour c o n s é q u e n c e la A b d ü l m e c i d comprit la n é c e s s i t é d'appeler au pouvoir le g r a n d
faillite de toutes les é s p e r e n c e s : En Roumelie, la plupart des ter- homme d'Etat du Tanzimat, Moustafa Rechit pacha.
res appartenaient, non aux paysans qui les cultivaient, mais à Les Bulgares de la c o n t r é e de V i d i n se s o u l e v è r e n t d ' a b o r d
l'Etat, aux vakifs, et aux agas ou beys; et c'étaient surtout ces en avril 1849. Le centre d'insurrection était le village de Boynitsa
derniers q u i paraissaient le plus insupportables pour le paysan. (*f-_f.)' Ce premier s o u l è v e m e n t , p r o v o q u é par les agitateurs
E n outre, dans quelques c o n t r é e s comme la Bosnie et V i d i n , bulgares venus de Serbie, fut a p a i s é par les efforts des autori-
m a l g r é certaines initiatives de gouvernement impérial les rela- t é s locales. Mais au printemps de l ' a n n é e suivante ( 13 mai 1850 ),
tions entre l'aga et le paysan c h r é t i e n conservaient un c a r a c t è r e les paysans bulgares des kaza de V i d i n , Sahra, Belgraddjik et
tout f é o d a l . Cette situation y avait c r é e , pour le reaya, des condi- L o m se s o u l e v è r e n t plus violemment encore. Les* i n s u r g é s , au
tions si lourdes que m ê m e le gouvernement ottoman ne les au- nombre de 10.000 au moins dans les différentes localités, massac-
rait jamais a p p r o u v é e s . Ce sont surtout de telles conditions q u i raient et d é p o u i l l a i e n t les musulmans qui'ils rencontraient dans
é t a i e n t susceptibles de provoquer dans la p é n i n s u l e les s o u l è v e - la campagne. T o u t d'abord, ils c e r n è r e n t les principales forte-
ments des masses paysannes et q u i avaient fait des c o n t r é e s de resses de la c o n t r é e ; ils c o u p è r e n t la grande route d ' î s t a n b u l -
Bosnie et de V i d i n le domaine d'insurrections p e r p é t u e l l e s . Si V i d i n . ils s'efforçaient d ' é t e n d r e l'insurrection à toute la Bulgarie
le Tanzimat favorisait dans sa politique agraire la petite prop- en l a n ç a n t de toutes parts des bandes d ' agitateurs. A istanbul,
riété, et, s'efforçait p a r t i c u l i è r e m e n t de supprimer toutes les cor- ce fut une i n q u i é t u d e de plus en plus croissante, quand les nou-
140 L E TANZİMAT E T L A Q U E S T I O N BULGARE L E TANZİMAT E T L A QUESTÎON BULGARE 141