Professional Documents
Culture Documents
www.yerlibilimkurgu.com 1
Facebook sayfasında ve İnternet sitemizde tanıtımını yaptığımız, yerli bilimkurgu romanlarının incelemelerinin
yanında; kısa öyküler, ülkemizde ve dünyada bilim alanındaki gelişmeler, film ve çizgi film incelemeleri, çizgi
romanlar, film müzikleri incelemeleri, yerli ve yabancı bilimkurgu yazarlarının tanıtımı, yabancı bilimkurgu roman
incelemeleri, film yönetmenleri, anime eserler, bilgisayar oyunları ve daha pek çok konu
Yerli Bilimkurgu eserlerinin tanıtımının yanında, yabancı eserlere ve magazinsel haberlere de yer vermemizin
sebebi, daha uzun soluklu bir dergiyi hayata geçirmek amacını taşımaktadır.
Öncelikli konularımız Yerli Bilimkurgu Eserleri ve Kısa Öykü Yarışması katılımcılarının öyküleridir.
Dergimize katkıda bulunmak için, yazılarınızı, incelemelerinizi, çizimlerinizi, tasarımlarınızı, kısa öykülerinizi,
yerlibilimkurguyukseliyor@gmail.com
adresinden bizlere ulaştırabilirsiniz.
Dergimiz; tanıtım, bilgilendirme ve gönüllü yazarların - çizerlerin desteği ile şekillenmektedir. Kâr amacı gütmez.
www.yerlibilimkurgu.com 3
Tüm satış noktalarında!
Arda Tipi
www.yerlibilimkurgu.com 9
Gezer olmuş denizlerin üstünde Ligeia
O sümbül saçların, soylu yüzün,
Kızıl Ölümün Maskesi
Senin denizkızı alımın getirmişti beni eve,
Morella
Yunanistan olan o görkeme,
Roma olan o azamete. Morgue Sokağı Cinayetleri
L
Gammaz Yürek
enore, ölüleri -yasla ya da dünyasal sınırların
ötesindeki yaşamı kutlayarak- anmanın yollarını
sunar. Kuzgun ‘da Poe, felsefi ve estetik ideallerini
Şiirleri,
başarıyla birleştirir. Bu psikolojik derinlikli eserinde,
genç bir bilgin, ölmüş sevgilisi ile yeni bir yaşamda Al Aaraaf
kavuşma olanağı hakkındaki sorularına cevap olarak Annabel Lee
kuzgunun uğursuz ‘’Bir daha asla’’ tekrarı ile duygusal
Çanlar
bir işkence yaşamaktadır. Charles Baudelaire, The
Raven ‘ın Fransız baskısına girişinde şunları söyler: Denizdeki Şehir
“Bu gerçekten umutsuzluğun uykusuzluğunun şiiridir; Fatih Solucan
hiçbir şey eksik değil: ne fikirlerin ateşliliği, ne
renklerin şiddeti, ne hastalıklı akıl yürütme, ne kendini Rüya İçinde Rüya
kaybetmiş korku, ne de onu daha da korkunç kılan acı Eldorado
çekişin tuhaf şenliği.”
Eulalie
Perili Saray
Önemli eserleri arasında; öyküleri, Helen’e
Kara Kedi Lenore
Amontillado Fıçısı Tamerlane
Maelström’e İniş Kuzgun
M. Valdemar Vakasındaki Gerçekler Ulalume’yi
Usher’in Evinin Düşüşü
Diğer işleri,
Altın Böcek
Polian (1835 – tiyatro oyunu),
Aksak Kurbağa
Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Anlatısı (1838 -
Zıtlık Şeytanı roman)
www.yerlibilimkurgu.com 11
“Gerçi yolunmuş sorgucun” dedim, “ama korkmuyorsun Ne demek istediğini böyle kulağımda kalan.
Dedi Kuzgun: “Hiçbir zaman.” Oturup düşündüm öyle, söylemeden, tek söz bile
Sözümü anlamasına bu kuşun şaşırdım ama Durup o Kuzgun’a baktım, mindere gömüldü başım,
Hiçbir şey çıkaramadım bana verdiği cevaptan, Kadife kaplı mindere, üzerine ışık vuran,
İlgisiz bir cevap sanki; şunu kabul etmeli ki Elleri Lenore’un artık mor mindere, ışık vuran,
Kapısında böyle bir kuş kolay kolay görmez insan, Değmeyecek hiçbir zaman!
Böyle heykelin üstünde kolay kolay görmez insan; Sanki ağırlaştı hava, çınlayan adımlarıyla
Adı “Hiçbir zaman” olan. Melek geçti, ellerinde görünmeyen bir buhurdan.
Durgun büstte otururken içini dökmüştü birden Meleklerini yollamış kurtul diye o anıdan;
O kelimeleri değil, abanoz kanatlı hayvan. İç bu iksiri de unut, kurtul artık o anıdan.”
Sustu, sonra ben konuştum: “Dostlarım kaçtı yanımdan “Geldin bir kere nasılsa, cehennemlerden mi yoksa?
Umutlarım gibi yarın sen de kaçarsın yanımdan.” Ey kutsal yaratık” dedim, “uğursuz kuş ya da şeytan!
Dedi Kuzgun: “Hiçbir zaman.” Bu çorak ülkede teksin, yine de çıkıyor sesin,
“Anlaşılıyor ki” dedim, “bu sözler aklında kalan; Dedi Kuzgun: “Hiçbir zaman.”
Sana bunları bırakmış, tekrarlıyorsun durmadan. “Şu yukarda dönen gökle Tanrı’yı seversen söyle;
Umutlarına yakılmış bir ağıt gibi durmadan: Ey kutsal yaratık” dedim, “uğursuz kuş ya da şeytan!
Hiç -ama hiç- hiçbir zaman.” Azalt biraz kederimi, söyle ruhum cennette mi
Çekip gitti beni o gün yaslı kılan garip hüzün; O sevgili, eşsiz kızla, adı meleklerce konan?”
Bir koltuk çektim kapıya, karşımdaydı artık hayvan, Dedi Kuzgun: “Hiçbir zaman.”
Sonra Kuzgun’u düşündüm, geçmiş yüzyıllardan kalan Kalkıp haykırdım: “Getirsin ayrılışı bu sözlerin!
Hatıra bırakma sakın, bir tüyün bile kalmasın! Seneler, seneler evveldi;
Yüreğimden çek gaganı, çıkar artık, git kapımdan!” Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
Hayal kuran bir iblisin gözleriyle derin derin O çocuk ben çocuk,memleketimiz
O deniz ülkesinde.
Ve o deniz ülkesi)
www.yerlibilimkurgu.com 13
Sevdadan yana ,kim olursa olsun,
Geçemezlerdi bizi;
www.yerlibilimkurgu.com 15
Histoires Extraordinaires - 1968 Ligea - 2009
www.eapoe.org
www.poemuseum.com
www.biography.com
www.poetryfoundation.com
www.antoloji.com
The Crow film ve çizgiromanları
www.filmhafizasi.com
www.Wikipedia.com
www. ludovico2828em.blogspot.com
www.christmachine.com
www.discogs.com
www.genius.com
www.alchetron.com
www.journeysinclassicfilm.com
The Raven - 2012)
www.losreinosdelapalabra.blogspot.com
www.filmhafizasi.com
www.bostonhassle.com
www.pinterest.com
www.rogerebert.com
www.imdb.com
www.openculture.com
www.variety.com
The Following adlı televizyon dizisi - 2013-2015
www.yerlibilimkurgu.com 17
Bilimkurgu Yazarları Dizisi - 6
Sürgündeki bilimkurgu yazarı,
Yevgeniy İvanoviç Zamyatin
Yevgeniy İvanoviç Zamyatin (d. 1 Şubat 1884,
Lebedyan, Tambov, Rus İmparatorluğu – ö. 10 Mart
1937, Paris, Üçüncü Fransa Cumhuriyeti), Rus yazar.
Distopik bir geleceği konu alan “Biz” (Rusça: Мы)
isimli romanıyla ünlenmiştir.
Nötralizör
Dost KÖRPE
Baskı Yılı/Yeri: Ekim 2010 - İstanbul
Sayfa Sayısı: 128
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İnsanoğlu Mars’ı
kolonileştirmiştir ve aradan 108
Mars Yılı geçmiştir. Mars yüzeyinde
beş tane şehir devlet kurulmuştur.
Mars’ta yaşayanlar Dünya’nın bir
salgın sonucu yaşanmaz hale geldiğine
inanmaktadır. Ayrıca, Mars’ta
çocuk sahibi olmak için testlere
girilmesi gerekmektedir. Çiftler,
IMT (Innovative Mars Technologies)
kurumuna bağlı Kamu Sağlığı
Teşkilatı’nın bilim heyetine yazılı
olarak başvurmaları gerekmektedir.
Eğer test sonucuna göre eşler belli
bir puan aralığında başarılı olurlarsa
1,2 veya 3 çocuk sahibi olabilmek
hakkına sahip olmakta ve sonradan
kısırlaştırılmaktadır. Onaylanmamış
bir ilişkiye giren çiftere bir tür ağır
ceza olan açık Mars yüzeyinde çalışma
cezası verilmektedir. Eğer hamilelik
varsa cenin kürtajla alınmaktadır.
Kahramanımız I Khan Shun Lee, çalıştığı IMT Khan, IMT laboratuarlarının bulunduğu sokağa gelir.
binasının kafeteryasında, anasınıfı öğrencilerinin Podmobilin arka koltuğuna bıraktığı çantanın içinden
sesleri arasında, yasadışı ilişkisi sonucu kürtajla demir çubuğu ve koli bantını alır. Tesiste silahlı bir
alınan çocuğunu ve çocuğun annesi Anna Phasia’yı bekçi vardır. Giriş kapısına gelerek bekçiyi çağırır.
düşünmektedir. Anna, taşıyıcı soförlüğü, Khan ise Bekçiye, profesörün kartını bulduğunu söyler. Bekçi
yeraltındaki çalışma madenlerinde çalışma cezasına kartı ister fakat Khan kartı kendisinin vermek istediğini
çarptırılmıştır. Ancak cezası bitmiştir ve son günüdür. belirtir. Bekçiyle beraber binaya girerler. Khan o sırada
Bu düşünceler arasındayken beklediği arkadaşı Jack saklamış olduğu demir çubuğu çıkartır. Bir anlık bocalar
gelir ve biraz konuşurlar. Arkadaşı yüklü bir ücret ve demir çubuk hafifçe bekçinin kafasına değer. Bekçi
karşılığında hap ve disk getirmiştir. Khan ortamdan Khan’ın boğazına sarılmıştır. Demir çubuk çoktan yere
ayrılarak kaldığı evine gider. Diski bilgisayarına takar, düşmüştür. Khan nefesi kesilmiş bir durumdayken
gelen maillerine bakar. Artık gitme zamanı gelmiştir. son anda bekçinin silahını alır. Bekçiye nötralizörün
Bir davete gidecektir. Smokinini giyer, arkadaşından yerini sorar fakat cevap alamaz. Profesörün odasının
aldığı hapları ezerek toz haline getirir ve bir tüpün içine yerini öğrenir. Bekçiden odanın olduğu katın ışıklarını
boşaltarak smokininin cebine koyar. Bir sırt çantası açmasını söyler. Daha sonra yanında getirdiği bant ile
alarak içine yarım metre uzunluğunda kalın bir demir bekçinin ellerini, ayaklarını ve ağzını bağlar. Silahla
çubuk ile bir rulo koli bantını koyar. Dairesinden çıkar, beraber profesörün odasının olduğu bölüme gider.
asansöre biner ve garajdaki podmobiline binerek şehrin Odasını bulur ve kartı kullanarak içeri girer. Bilgisayarı
dış kesimlerine, fakirliğin kendini iyice belli ettiği kullanacaktır fakat şifrelenmiştir. Jack’ten aldığı diski
tarafına gider. Aracından inerek bir lunaparka girer. Bir kullanarak bilgisayarı açar. Nötralizörü aktif hale
falcıyı aramaktadır. Falcıyı bulur ve konuşurlar. Falcı, getiren programı çalıştırmayı dener, fakat bu seferki
madenlerde bir süre beraber çalıştığı bir arkadaşıdır. şifre 12 basamaklı bir sayıdır. Jack’ten aldığı diski
Konuşmaları bitince gecenin karanlığında tekrar tekrar kullanır. Ancak şifreyi kırması zaman alacaktır.
yollardadır. Aklına profesörün IMT giriş kartı gelir. Kart üzerindeki
sayıları girince Nötralizör çalışmaya başlar. Odada
“NÖTRALİZÖR’E GİRİNİZ!!” sesi yankılanır.
2. Bölüm
Khan nötralizöre doğru ilerler, bu arada
Khan ilk olarak Anna Phasia’nın yaşadığı malikaneye nötralizör etkisini göstermeye başlamıştır. Khan
gider ve Anna ile vedalaşır. Davetli olduğu yere düşüncelerini yoğunlaştırarak kapıyı kırmaya
biraz gecikmeli gitmiştir. Daveti ayarlayan arkadaşı çalışanları görür, caddede tek başına yürüyen bir
Jen Baynes IMT’de görevli profesör Graves’in kadının karşısında aniden belirir. Tekrar profesörün
yardımcısıdır ve üçü beraber gerçek yemeklerin ve odasına geri döner. “Nötralizöre giriniz” sesi birkaç
içkilerin bulunduğu oldukça pahalı bir restoranda kez daha duyulur. Khan nötralizöre girer, nötralizörün
yemek yiyeceklerdir. İlk olarak içkiler gelir. Khan kapağı kapanır ve geri sayım başlar. Her geri sayımda
profesörün kadehine daha önceden toz haline getirdiği Khan aklından farklı düşünceler geçirir.
ilacı boşaltır. Jen Baynes yaptığı hareketi görmüştür.
Khan Jen Baynes’e, profesörle yalnız kalmak istediğini Bir başka kitapta buluşmak üzere.
söyleyerek Jen Baynes’i yarım saatliğine gitmeye ikna
eder. Khan, profesöre nötralizör hakkında sorular sorar.
Profesör ilk başta dirense de ilacın etkisiyle her şeyi
anlatır. O sırada Jen Baynes süre sonunda geri gelir.
Khan, profesörün fenalaştığını söyleyerek tuvalete
gideceklerini belirtir. Khan tuvalette profesörün
cebinden cüzdanını alır ve içinden IMT giriş kartını
bularak hızla uzaklaşır. Profesör ilacın etkisiyle bir
duvara yaslanmış durumdadır.
www.yerlibilimkurgu.com 21
Esra UYSAL’ın Not Defterinden
Extinction (2018)
Peter gördüğü rüyalar yüzünden oldukça bunalmıştır. Fakat rüyaları gerçeğe
Film
dönüşünce en büyük kabusu ile yüzleşmek zorunda kalır. Dünya büyük bir istila
altındadır. Dünya dışı bir güç gezegeni imha etmek üzeredir. Ailesi ile birlikte
hayatta kalmak için savaşan Peter, onları koruyan bilinmeyen bir güç olduğunu
fark eder.
İlk dakikaları sıradan bir uzaylı istilası izlenimi veriyor ancak film bunun çok
ötesinde bir konuya sahip. Geceniz için seçebileceğiz gizemli ve aksiyonlu bir film.
Yapımcı: Netflix
kitap
Yüzyıl 2-Yeşil Adam (2018)
Ayşe Acar, Yüzyıl Serisi’nin ilk kitabı olan ‘Bay Binet’te üç bölgeye ayrılmış bir
dünya yaratmıştı. Evrensel Anayasa’yla yönetilen bu dünyada, Doğal İnsanlar,
Yapay Zekâlar ve Robotlar yaşıyordu. Türler arasında gözle görünür hiçbir
sorun yoktu ve sistem tıkır tıkır işliyordu… Gri Salon’a düzenlenen kaynağı
belirsiz saldırılarla çatırdayana dek!
Serinin merakla beklenen ikinci kitabı ‘Yeşil Adam’, kusursuz görünen bu
düzenin arka bahçesine odaklanıyor, uygarlık tarihine yön veren kadim bilgi
ve kişilerle geleceğin dünyasını yan yana getirip ustaca harmanlıyor.
Acar, edebiyat ve bilimin eşsiz uyumunu yakaladığı romanı ‘Yeşil Adam’da
yakın geleceği düşlemekle kalmayıp yapay zekâ ve simülasyon gibi dünya
gündemini belirleyen konuları da ele alıyor.
Yapımcı: Netflix
p
kita
Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati (2018)
Havaalanında ansızın bir alev topu haline gelip yok olan bilet bankosu, kopuk kafası
Sıcak Patates isimli bir plağın üzerinde dönüp duran adam, nereden geldiği belirsiz bir
kola makinesi, Oslo uçağına binmeye çalışan bir tanrı, başa bela olan bir kartal, tren
istasyonunda birdenbire kaybolan yüzlerce insan... Bu kez olaylara tanrıların da karıştığı
kusursuz bir kaos ortamındayız. Tam da Dirk Gently’nin sevdiği gibi!
Holistik Dedektiflik Bürosu’nun sıradışı dedektifi Dirk Gently’nin yine en az kendisi kadar
sıradışı bu macerasında, birbiriyle bağlantısız görünen bir dizi garip olayın, holistikliğe
yaraşır biçimde bağlanmasına keyifle, merakla ve şaşkınlıkla tanık olacaksınız...
www.yerlibilimkurgu.com 23
6.YBKY Kısa Öykü Yarışması Birincisi - Yapay Zeka Aşkları
Abdülkadir DOĞANAY
Bulut Çobanı
Ekran kapandı ve yarım saatlik bir molaya Bir yandan insanlara çarpmadan yürümeye
girdim. Binlerce düşünce toprak solucanları gibi çabalarken öte yandan onun bulutlara bakan suratını
beynimin içinde kımıldanıyordu. Aylardır bu düşünmeye başladım. Sanki doğrudan ekranların
hapishaneden kurtulup gerçek dünyaya dönmenin bir ardındaki bana; hatta tam da gözlerimin içine bakıyor
yolunu bulmaya çalışıyordum. Bilgisayara yaptığım gibi görünüyordu. Peki, niye her yağmur yağışında
birkaç ufak müdahale telefon hatlarına erişebilmemi orada dikiliyordu? İsmi neydi? Beni nereden tanıyordu?
sağlamıştı. Böylece beni buradan çıkartabilecek çok Daha da önemlisi, beni anlıyor muydu?
güvenilir bir ekiple irtibat kurmayı başarmıştım.
Zamanı gelmiş olmalıydı. Biraz sonra ani bir gürültüyle Sonunda o malum caddeye varabilmiştim.
arkamdaki çelik kapı açıldı. Kel bir adam süratle bana Merak ve korkuyla yürümeyi sürdürdüm. Durmaksızın
doğru yürüyüp kolumdan tuttuğu gibi beni dışarı çekti. görüş alanımı kapatan kalabalığa rağmen onu ayan
Hızlı adımlarla yangın merdiveninden indiğimizde beyan görebilmeye başlamıştım. Fakat duruşunda
iki metrelik bahçe duvarından atlamamız gerektiğini anlam veremediğim bir tuhaflık vardı. Sabırsızlıkla
söyledi. Bana denilen her şeyi harfiyen yaptım ve trafiği yarıp yanına gittim. Tam ona dokunmak
biliyordum ki biz çıktıktan hemen sonra kapıdaki üzere elimi uzatmıştım ki her şey birden altüst oldu.
algılayıcılar sessiz çığlıklar atarak işlediğimiz suçu en Yerimde bir insan olsa şimdi kendini koyuverip
yakın merkeze ispiyonlayacaklardı. ağlardı kesin. Uzattığım elim adamın içinden bir
hayalete dokunuyormuşum gibi geçip gitmişti. Bir
“Sen değerli bir demirbaşsın.” dedi adam. ışık oyunundan ibaret olan adam karşımda robotik bir
Soluk soluğa konuşuyordu, yüzü ter içinde kalmıştı. tebessümle dikiliyordu, varlığımı fark etmemişti bile.
“Seni kaçırarak büyük riske girdim. Rüyamda görsem Birden kurmalı bir oyuncak gibi kafasını göğe kaldırıp
bir androidin bilinç kazanabileceğine inanmazdım ama tebessüm etti.
şimdi bunları konuşarak zaman harcayamayız. Lütfen
ödemeni yap.” Gördüklerime bir anlam veremeyerek adamın
karş ısındaki taş kaldırıma oturdum. Acı gerçeği sonra
Gövdemden çıkardığım oldukça değerli bir fark ettim; bu adam her on dakikada bir göğe bakıp
bellek kartını adamın ıslak avuçlarına tutuşturdum. gülümseyen bir reklam afişinden başka bir şey değildi.
Bunun üzerine kurtarıcım bana sırtını dönüp hiçbir şey Önünde durduğu dükkanın tabelasında iri kırmızı
söylemeden gölgeli sokaklarda gözden kayboldu. harflerle “Bu şemsiyeler sizi yağmura aşık edecek.”
yazıyordu. Görünüşe göre gerçek dünyadaki gerçek
Kendimi kalabalığın içine atıp yürümeye olmayan tek şeye vurulmuştum.
başladım. Yağmur durdurulamaz bir şiddette yağmaya
devam ediyordu. Sokaklar insan doluydu. Birden Orada yaklaşık yarım saat oturup görevlilerin
sanki ilahi bir aydınlanma yaşamış gibi fark ettim ki gelip beni almasını bekledim. O gün anladım ki
kontrol odasındaki hayatım ancak bu gerçek dünyanın yağmur, hayal kırıklığı ve hüzün kokuyordu...
izdüşümü olabilirdi. Ayaklarım yürüdü, gözlerim
gördü ve aklım şaşırdı. Bu binalar ve insanlar havadan
baktığım zamanlarda çok daha farklı görünüyorlardı.
Son
İçine girince şehir hiç de azımsanmayacak bir kudrete
sahipti.
www.yerlibilimkurgu.com 25
Esra UYSAL
Kütüphanemden Seçtiklerim
Gözlerin Ardındaki
Sanal Bedenler
Dilay Nisa VURAL
Artık düşmanım yoktu. Kızdığım, reddettiğim,
karşılaştırdığım hiçbir şey yoktu. Dostum yoktu.
Sevilmeyi isteyen, zor durumlarda yardım eden
hiçbir şey yoktu. Çünkü artık sadece ‘ben’ yoktum,
‘biz’ vardık. Gözlerimizdeki perde kalkmıştı. Bu bağa
gelen herkes T1 kolonisinde toplanmıştı. Herkes
herkesleydi. Kimse ‘ben’ demiyordu, kimse ben
kavramını hissetmiyordu. Çünkü bu bağı gerçekten
bağ yapmak için ‘biz’ gerekiyordu. Ve biz, ağır anlam
taşıyan var oluşluğun içinde hiç olmanın verdiği
boşlukla aynı zamanda kusursuz düzenin bir parçası
olma devamlılığıyla sıfır noktası ulaşanlardık.
www.yerlibilimkurgu.com 27
6.YBKY Kısa Öykü Yarışması İkincisi - Yapay Zeka Aşkları
ZAMANDA YOLCULUK
Zaman Makineleri - 2
Timeless - 2016
1982-83 ABD yapımı dizinin yaratıcısı: James 1985, 1989 ve 1990 yıllarında çekilen ABD
D. Parriott. Oyuncular: Jon-Erik Hexum (Phineas yapımı filmlerin yönetmen, senarist ve oyuncuları aynı
Bogg), Meeno Peluce (Jeffrey Jones), Stephen Liska kişilerdir. “Geçmişe ve Geleceğe Yolculuk” bahsimizde
(Gezgin Drake), Tracy Brooks Swope (Gezgin Olivia), konularına daha detaylı yaklaşacağız. Yönetmen:
Jenny Neumann (Gezgin Susan) Robert Zemeckis. Senaryo: Robert Zemeckis, Bob
Jeffrey, anne ve babasını bir yangında yitirmiş, Gale. Oyuncular: Michael J.Fox, Christopher Lloyd,
akrabalarının yanına yaşayan 12 yaşında bir çocuktur. Lea Thompson
Bir gün, çok sıkıntılı bir anında yatak odasının Plutonyum yakıtlı, otomobil biçiminde bir zaman
penceresinden genç bir adam girer: Phineas Bogg. makinesi üzerinde çalışan çılgın bilgin DeLorean, hız
Bu, altın bir cep saati biçiminde Omni adlı bir zaman ile zaman arasındaki bağı çözmüştür. Bunu da öğrencisi
makinesi taşıyan bir zaman gezginidir ve tarihin Marty’nin yardımıyla dener. Artık zamanda ileri geri
akışına yardımcı olmaktadır. Oysa birkaç yüz yıl önce dolaşmayı başarabilecektir. Geleceğe gider ve dönüşte
kendisi bir gezgin olarak seçildiğinde, bir korsan olarak öğrencisini de yanına çağırır. Tipik bir Amerikalı genç
yaşayan sıradan bir insandır. İkisi birlikte zamanda olan 18 yaşındaki Marty McFly, ona kapılarak 1955
yolculuk ederek, tarihin akışını gözlerler yılına, kendi anne-babasının gençliklerine gider. Tam
Benzer bir diziyi «Zaman Tüneli» adıyla izlemiş geçmişten dönmüşken, bu kez geleceğe gönderilir.
ve bol bol Amerikan tarihini öğrenmiştik. Bu da Görevi, oğlunu hapse düşmekten kurtarmaktır. Ancak
gençlere ve çocuklara aynı hizmeti götüren bir yapım. kötü olan, gelecek değiştikçe bugün de değişmektedir.
Zaman zaman Avrupa tarihine de giriyor, hak yememek
lazım!..
www.yerlibilimkurgu.com 33
Selma Mine’nin Kaleminden, Günümüze Işık Tutan Bilimkurgu Filmleri ve Dizileri
Extra Innings
(Ekstra Atışlar)
www.yerlibilimkurgu.com 35
Selma Mine’nin Kaleminden, Günümüze Işık Tutan Bilimkurgu Filmleri ve Dizileri
HIRSIZLIĞA ve YOLSUZLUĞA
TEŞEBBÜS Timecop
Sohbetimiz sırasında bir çilingir bana (Zaman Polisi)
şöyle söylemişti: “Yeni model bir kilit piyasaya
çıktığında, iki önemli müşterisi vardır: Çilingirler
ve hırsızlar. Biri yasal, diğeri de yasadışı olarak o
kilidi nasıl açacağını öğrenmeye çalışır.”
Zaman Makinesi ile zamanda yolculuklarının
baş müşterileri de, göründüğü kadarıyla hırsızlar
ve polislerdir. Biri suç işlemeye veya suçunu
gizlemeye meyillidir, diğeri de onu yakalamakla
görevlidir.
Chasers
(Hovardalar)
1994 Kanada, ABD, Japon ortak yapımı filmin
yönetmeni: Peter Hyams, öykü: Mike Richardson,
senaryo: Mark Verneiden, Oyuncular: Jean-Claude Van
Damme, Mia Sara, Ron Silver.
1984’de bir bilgin tarafından zaman yolculuğu
geliştirildiğinde, bu durum, özellikle suçluların çok
işine yarar. Bu yüzden, geçmişi değişikliklerden
korumak için Senatör Aaron McComb’un denetiminde
yüksek teknolojiyi kullanan “Zamanı Uyarlama
Komisyonu” (ZUK) adlı bir polis teşkilatı kurulur.
1994 ABD yapımı filmin yönetmeni Dennis
Polis memuru Max Walker, ZUK’a katılmak üzere
Hopper, Senaryo: Dan Gilroy ile birlikte öykü yazarları
Joe Batteer ve John Rice. Oyuncular: Tom Berenger, davet edilir. Komutan Eugene Matuzak emrinde
Erika Eleniak, William McNamar. Zaman Polisi olarak çalışmayı kabul eder. Aynı gün,
ABD Deniz Kuvvetlerinden Eddie Devane, eşi Melissa bazı yabancılar tarafından saldırıya uğrar ve
doğuştan gelen çekiciliğini, arkadaş edinmek, kızların öldürülür. Onun ani ve esrarengiz kayboluşu, geçmişte
sevgilisi olmak, Sam Amca’nın (ABD’nin) olanaklarını bir suikasta kurban gittiği fikrini uyandırmaktadır.
kullanmak ve hayallerini gerçekleştirmekte On yıl sonra, 2004’de, Walker, kendi ekip
kullanmaktadır. arkadaşı Lyle Atwood’un 1929’da bir depoda yaptığı
4 Haziran Kurtuluş Günü, onun kaderini hileli kazanç yüzünden tutuklamasıyla görevlendirilir.
değiştiren tarih olur. Teğmen Rock Reilly ile birlikte, Atwoods kendisinin Senatör McComb için çalıştığını
Toni Johnson adlı güzel bir mahkûmun UA’ya1 naklinde söyler. O, başkanlığa oynayan güçlü bir politikacıdır.
muhafızlık yapmak ile görevlendirilir. Atwood, senatörün bir suçlu olduğunu itiraf emektense
Toni, zeki bir kızdır. Askeriyenin elindeki Zaman
ölmeyi tercih eder. Max artık gerçeği bilse de, onun
Makinesi ile kaçmayı ve bunu, gelecekte kazanç
kendi izini bulduğunu öğrenen McComb, Max’ın
sağlamak üzere kullanmayı kafaya koymuştur.
geçmişini değiştirir. Waklker’in gerçekleri değişmeye
1 UA: Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı başlar ve onu nasıl durduracağını bilmemektedir.
36 www.yerlibilimkurguyukseliyor.com / Ekim 2018 / sayı 18
KIYAMET PROGRAMI
DEĞİŞİR Mİ? The Twelve Monkeys
Kıyamet senaryolarından biri de biyolojik (12 Maymun)
savaş, laboratuvardan kaçan veya çalınıp
pazarlanan virüslerle ilgilidir. Gerçi salgınlara
ve ölümlere yol açan laboratuvardan kaçma
mikroplara zaman zaman haberlerde rastlıyoruz…
Artık bunlar gerçekten mi kaşla göz arasında
kapıdan bacadan sıvıştılar, yoksa kaçmalarına göz
mü yumuldu, tartışılır… Belki de çılgın bilginler,
“Dur bakalım, dışarda bunlar ne yapacak?”
diye meraklarına yenilip saldılar da, denetimli
kontrolden mi kaçırdılar… kim bilir?
www.yerlibilimkurgu.com 37
Selma Mine’nin Kaleminden, Günümüze Işık Tutan Bilimkurgu Filmleri ve Dizileri
ısrara kendi merakı da katılır. Tarihi manastıra dönüp
ŞU MAKİNEYİ KULLANMAYI
de aleti kullandıktan sonra, kendini 1357 Fransa’sında
BİR TÜRLÜ bulur. Ancak orada kısılıp kalır.
BECEREMEDİLER!.. Bunun üzerine bir grup arkeolog ve savaş
uzmanı, Paul Walker ve Frances O’Conner’ın
Bu kez, günümüzden 14.yy’a giden ve kullandığı 3-Boyutlu fax makinesi ile zaman yolculuğu
o mekânda tarihi yaşayan bir öğrenci grubunun yaparlar. Amaçları profesörü bulmak ve günümüze
eğlenceli ve heyecanlı öyküsü… Ya da bir türlü getirmektir. O döneme ait bilgilerini kullanarak hayatta
dönmeyen şansını düzene koymak için zaman kalmaya çalışırlar. Bu arada Fransızları İngilizler ile
makinesine başvuran kumarbaz… işimiz iş yaptığı savaşla karşılaşırlar. Üstelik geri dönmek için
zamanları da daralmaktadır.
Timeline Rewind
(Zaman Ötesi) (Geri Sarma)
www.yerlibilimkurgu.com 39
Selma Mine’nin Kaleminden, Günümüze Işık Tutan Bilimkurgu Filmleri ve Dizileri
KELEBEK ETKİSİ 2055’de Charles Hatton, “Time Safari (Zaman
NASIL OLURMUŞ, GÖRÜN!.. Seferi)’ni bulduktan sonra, değişik bir şans yaratır. Bu
buluş, zengin “büyük oyun avcıları”na kısa seyahatlerle
Zenginlik hem güzel şey hem de başa tarih öncesi çağlara gitme ve doğal ölümlerinden hemen
bela. Zenginler genelde patron olduklarından, önce dinozorları avlama fırsatı tanımaktadır.
her işlerini birileri yapıyor, bu kez kendileri işsiz “Zamanı Düzenleme Bölümü” denilen bir birim,
kalıyorlar. Eh günümüzde Afrika’ya düzenlenen safarileri dikkatlice izlemekte ve zaten ölecek olan
“Safari”ler (Av Seferleri), para bolsa ve zaman dinozorlar dışında hiçbir canlının öldürülmesine izin
makinesi de icat edildiyse, geçmişe yapılacak ve vermemektedir. Avcı ne geçmişe gittiğinde orada bir
o tarihte aslan kaplan olmadığından (belki mamut şey bırakabilir, ne de oradan bir şey getirebilir. Yine de
vardı, ama senaryoda onlar paçayı kurtarmışlar), bir kaza olur ve bir avcı, yürümeleri gereken özel yola
dinozorlar avlanacaktır. konan bir kelebeği ezer.
Travis, hava koşullarının ve doğal yaşamın
her zamanki gibi olmadığına dikkat eder. Zaman
A Sound of Tunder
yolculuklarını kontrol eden süper bilgisayarın
görünmeyen sözleşmeli mucidi Dr. Rand ile durumu
Fetching Cody
(Alımlı Cody)
Slipstream1
(Zamana Karşı)
1 1989’da çekilen ikinci filmde (ilki 1973), yakın bir gelecekte dünya do-
ğal felaketlerle tahrip olur. Kalan yaşam, kanyonlar içindeki ayrık komün-
lerdedir. “Sllpsteam” denilen şiddetli bir rüzgar eserken, ulaşım uçaklarla
yapılmaktadır.
42 www.yerlibilimkurguyukseliyor.com / Ekim 2018 / sayı 18
ZAMAN MAKİNESİ 2006 ABD yapımı filmin yönetmeni Frank Coraci,
“KISAYOL” YAPARSA NE OLUR? Senaryo: Steve Koren, Mark O’Keefe, Oyuncular:
Adam Sandler, Kate Beckinsale, Christopher Walken.
Demiştik ya, gittiğimiz geçmiş, tamı tamına Michael Newman, patronunun gözüne girmek
gerçek hatırladığımız mıdır, yoksa unuttuğumuz için, çok çalışan işkolik bir mimardır. Bu yüzden
yerlerini zihnimizin doldurduğu, yine kendimizin ailesine ayırdığı zaman çok az oldupğu için hayatını
değiştirdiği bir geçmiş midir? İş, TV kanallarını kendine göre idare etmek ister.
zaplamaya veya video-cd seyrederken ileri geri Çok geçmeden, son model bir uzaktan
sarmaya, atlamaya, zıplamaya başlarsa; tıpkı kumandaya sahip çatlak bir satış elemanı olan Morty ile
bilgisayarın “kısayol” yaptığı gibi, bizi istediğimiz karşılaşınca, Newman’ın dilekleri gerçekleşir. Ondan
değil kendinde mevcut kayıtlara doğru götürürse aldığı kumanda, sadece TV ve videoyu değil evdeki
neler olur? köpeğin havlamalarını da kısmakta; hatta karısıyla
yaptığı sinir bozucu bir tartışmayı değiştirebilmektedir.
Michael geçmişe seyahat ederek, hayatının
çeşitli safhalarında gezinir. Yoğun ve koşturmalı zaman
dilimlerinden kaçar, kendini mutlu hissettiği dönemlere
www.yerlibilimkurgu.com 43
Selma Mine’nin Kaleminden, Günümüze Işık Tutan Bilimkurgu Filmleri ve Dizileri
DAR ZAMANDA Doug Carlin ATF2 teşkilatında çalışmaktadır.
KISA PASLAŞMALAR New Orleans’ta meydana gelen bir feribot patlamasının
ve batmasının soruşturmasına kanıt toplaması için
Paralel Evrenler başlığı altında tekrar çağrılır. Kurbanlar arasındaki bir kadın cesedi
ele alacağımız güzel bir çalışmanın bu günkü dikkatini çeker. Sanki bir şey ona kendini anımsatmaya
başlığımızı ilgilendiren bölümü “Snow White çalışmaktadır.
Projesi” denilen, zamanda kısıtlı bir bölümü FBI teşkilatının özel bir biriminde, «Snow
gözleyebilmek. Sanki gelecekte işlenecek suçları White» denilen çok gizli bir proje üzerinde
engellemeyi anlatan «Minority Report» (Azınlık çalışılmaktadır. Bu projeye göre geliştirilen makine
Raporu-2002) filminin tam tersi, çok kısa bir süre ile zamanda 4 gün, 6 saat, 3 dakika, 45 saniye, 14,5
geçmişi gözleyip suçluyu bulabilmek… nanosaniye geri gidilebilmekte ve gerekli gördükleri
kişileri izleyebilmektedirler.
Ancak yeni bir çalışma olduğundan, kimse
geçmişe gönderilmemiştir. Bir yerlerde, feribotta
Los Cronocrimenes
İşte, bundan sonra işler tam anlamıyla sarpa
sarar. Zamanda geri dönerek, işlenen cinayetin failini
www.yerlibilimkurgu.com 45
Selma Mine’nin Kaleminden, Günümüze Işık Tutan Bilimkurgu Filmleri ve Dizileri
YENİ MODEL 2010 ABD yapımı komedi filmin yönetmeni
ZAMAN MAKİNELERİ DE Steve Pink. Venaryo: Josh Heald, Sean Anders,
Oyuncular: John Cusack, Rob Corddy, Craig Robinson.
ÇIKTI: KAPIŞILIYOR
Hayat çizgileri kaymış üç arkadaş: Kız
arkadaşının kendisini terk ettiği Adam; geveze eşiyle
Her zaman zaman makinesi bilim
adamlarının laboratuvarından çıkmaz ya… Bazen niteliksiz işçi Nick ve intihara meyilli alkolik Lou.
sıcak bir küvette verilen bir işçi partisi bile sizi Egzos zehirlenmesinden komaya giren Lou’ya yardım
zamanda sürükleyip götürebilir. Maksat eğlenmek etmek için, Adam ve Nick ile Adam’ın yeğeni Jacob,
değil mi? Girin ılık su dolu küvete, geçmişinizi son parti verdikleri kayak merkezine giderler. Burası
anımsayın ve nelerin düzeltileceğine karar verin… şimdilerde bir çöplüktür, yine de sıcak bir küvetin
çıktığınızda da uygulayın lütfen!.. içinde, içki yarışına girişirler. Oysa bu sıcak küvet bir
zaman makinesidir ve onları her biri için bir kader gecesi
olan 1986’ya geri götürür. Hiç bir şey değişmemiştir,
KİŞİSEL ÇIKARLAR
BAŞA BELA…
Project Almanac
Yeni çalışmalar da yine “Zamanı
(Sonsuzluk Projesi)
Kişiselleştirme” üzerine, bireysel çıkarlar ve
kazançlar temel alınarak yapılmış. Galiba
senaryolar da giderek, zamanın özüne uygun,
insanlığa ayna tutmada.
Time Lapse
(Zaman Atlamalı Hızlı Fotoğraf)
Parallel
* SİBORGLAR YANİ SİBERNETİK İNSANLAR, Mekanik *Le Mystére Du Trıangle Des Bermudes Filmleri.
İnsanlardan Biyonik İnsanlara, Selma MİNE’nin
Kaleminden, Günümüze Işık Tutan Bilim Kurgu Filmleri
ve Dizileri, Yazı Dizisi:11, YBKY e-dergi, Sayı:13, Mayıs *Zaman Böyle mi Geri Alınır, A Çocuk?
2018
*Superman-The Movie Filmi.
Murat K. BEŞİROĞLU
Oyun
“Bunları evde konuşalım istersen” dedi. Onun da kafasının karışmış olması içimi bir
parça rahatlatmıştı, “Ben de onu söylüyorum işte”
Arabama “Eve gidelim Alex” dedim, dedim. Aklıma işle ilgili bir şey gelmiş gibi yaparak
koltuklardan çıkan çapraz kemerler gövdelerimizi kalkıp içeriye gittim ve annemi aradım. Annem içeride
sardı, araba iki yüz metre kadar yükselip gökdelenlerin oturan kadının eşim olduğunu ve yıllardır uğraşmamıza
üzerinden kuzeye doğru yol almaya başladı. rağmen çocuğumuzun olmadığı söyledi. Bu sözleri
duyar duymaz telefonu elimden düşürdüm ve olduğum
Otomatik pilotta eve doğru ilerlerken nasıl
yerde öylece put gibi kalakaldım. Gözlerim karardı,
davranmam gerektiğini düşünüyordum, yanımdaki
önce yere oturdum, ardından başım döndüğü için yere
kadın kötü niyetliyse eve vardığımızda önlem almak
uzandım. Halının üzerinde cenin pozisyonunda yatıyor,
için geç olabilirdi. Yürüttüğüm işim hassasiyeti gereği
bütün bu yaşananların bir rüya olmasını umuyordum.
akıllı telefonumu yanımdan hiç ayırmıyordum, ayrıca
cihazın hacklenmesini önlemek için bir sürü önlem Benden bir süre ses çıkmayınca Pınar yanıma
almıştım. İhtimali çok düşük de olsa yanımda oturan geldi. Halının üzerinde yattığımı görünce “Ne oldu Ali,
kadın eşim olabilirdi. Eğer öyleyse onu yeterince neler oluyor sana?” diye sordu.
sinirlendirmiş bulunuyordum. Yanımda öfkeyle
tırnaklarını yiyip suskun bir biçimde oturuyordu. Öte “Annem benim hiçbir zaman bir kızım
yandan elbette onun da bu konuda yanılıyor olma olmadığını söyledi” dedim.
ihtimalli vardı. Belki eşim olmadığını gayet iyi bildiği
“Kalk, bir duş al, iyi gelir” dedikten sonra,
halde hırsızlık ya da dolandırıcılık amacıyla beni
sanki beş yaşında bir çocukmuşum gibi üzerimdekileri
www.yerlibilimkurgu.com 53
çıkarmaya başladı. Yeni tanıştığımı düşündüğüm bir giriş farklı sinyal yayılımı nedeniyle engellendi” dedi.
kadının önünde soyunmak tuhaf bir duyguydu, gerçi
Alex’e “Şehrin üzerinde gezelim” komutunu
karşı duvarda düğün sırasında çektirdiğimiz kocaman
verdikten sonra akıllı telefonu elime alıp istemsiz bir
resim asılıydı, onunla gayet mutlu görünüyorduk.
biçimde evirip çevirdim ve mucizevi bir aydınlanma
Gözümün gördüğünden çok hafızama güvendiğim için
yaşadım. Telefonumu hackleyip içine fotomontajla az
iç çamaşırlarımı bu yeni Pınar’ın önünde çıkarmadım,
önce tanıştığım kadının resimlerini yerleştirmişlerdi.
o kadar da samimi olmaya gerek yoktu.
Telefonla annem yerine onun sentezlenmiş sesini
Sıcak su bedenimin ve zihnimin bir kullanan yapay zekâlı bir ajanla konuşmuştum. Çok
parça canlanmasını, zihnimdeki belirsizlik sisinin uzun zamandır, derin öğrenme algoritmaları aracılığıyla,
dağılmasını sağlamıştı. Birileri gerçek eşimi ve kızımı kişilerin sesi ve konuşma tarzı öğrenilip, arzu edilen
kaçırmış olmalıydı, eğer öyleyse hayatları tehlikede metin bilgisayarlar tarafından seslendirilebiliyordu.
olabilirdi. Ailemde şizofrenler olması benim de bu Elbette delirmemiştim ve tabii ki güzeller güzeli bir
hastalığa yakalanmamı gerektirmiyordu. Şizofreni kızım ve gayet iyi tanıdığım bir eşim vardı. Uçan
böyle balıklama dalınan bir hastalık mıydı? Olmayan otomobilim camlarında kalplerin yanıp söndüğü bir
bir kız çocuğunu varmış gibi hayal etme noktasına zeplinin yanından geçti, galiba içeride bir düğün töreni
gelene kadar başka belirtilerin ortaya çıkmış olması yapılıyordu. Karım ve kızım acaba neredeydi? Birileri
gerekmez miydi? İçimden bir ses evden çıkıp anneme onları kaçırmış olabilir miydi? Evdeki resimler de
gitmem gerektiğini söyledi. Olayı polise ihbar etmeye değiştirildiğine göre eve gelmiş olmalıydılar. Polise
çekiniyordum, çünkü eşim ve kızım konusunda haber vermeliydim ama nasıl? Akıllı telefonum
düşük de olsa yanılma ihtimalim vardı, böyle bir aracılığıyla emniyete ulaşamazdım, muhtemelen
durumun medyaya yansıması durumunda Önce İnsan tüm iletişimimi bloke etmişlerdi, Alex’e bu işi onun
Platformu zarar görebilirdi. Yapay zekâlı ajanlara oy yapıp yapamayacağımı sordum. Uçan arabamın
hakkı verilmesini savunanlar bizi, olmayan riskler çevresini saran üç kuadkopter jammerlerı aracılığıyla
konusunda vesveseye kapılmakla itham ediyordu. iletişimimizi bloke etmiş olduğu için Alex bana ‘hayır’
Yapay zekâlı ajanların, onları üreten ya da sahip olan yanıtını verdi. Pervanelerinde mavi ve kırmızı ışıkların
kişilerden bağımsız karar aldığını, dolayısıyla onlara yanıp söndüğü silahlı kuadkopterler bizi havaalanı
oy hakkı verilmesinin demokrasiyi tahrip etmek bir yakınındaki boş bir araziye inmeye zorladılar. Siyah
yana güçlendireceğini savunuyorlardı. Türkiye’deki takım elbiseli iki adam beni karşılamak üzere karanlığın
faaliyetlerine liderlik ettiğim Önce İnsan hareketi içinden çıkarak arabaya yaklaştı. Arabadan dışarıya
ise, yapay zekâlı yazılımlara oy hakkı verilmesinin fırlayıp onlara karımın ve kızımın nerede olduğunu
sadece onları üreten ve çoğunluğuna sahip olan ultra sordum. Galiba Türkçe bilmiyorlardı, aniden üzerime
zenginlere yarayacağını savunuyordu. Yaşadığım bu atılıp beni kelepçelediler ve ilerideki hangar benzeri
kâbusun siyasi hasımlarımın bir oyunu olabileceğini binaya doğru sürüklediler.
düşünüyordum. Fantastik hayalleri olan bir kişi
durumuna düşmem hiç iyi olmayacaktı.
‘Önce İnsan Platformu Basın Açıklaması’
Üzerime mont bile giymeden kendimi evden
dışarı attım. Normalde akıllı telefonumun otomobilimle
İki gün önce dünya genelinde eşzamanlı olarak
haberleşip kapısını açması gerekiyordu. Bu olmayınca
yürütülen referandum sonucunda, elit andriodler
arabanın kapısını kendi kumandasıyla açtım.
ve diğer yapay zekâlı programlar, kullandıkları
Otomobilin yapay zekâlı pilotu Alex “Akıllı telefonla her 1024 işlemci çekirdeği başına bir oy kullanma
54 www.yerlibilimkurguyukseliyor.com / Ekim 2018 / sayı 18
hakkı elde ettiler. Yüzde birin altında oy farkıyla edilmiş durumdadır. Dünya nüfusunun yüzde birini
elde edilen bu sonuçtan büyük üzüntü duyduğumuzu bile oluşturmayan ultra zenginler taraflı veri setleriyle
ve sonucun demokrasinin yok olması anlamına eğittikleri yapay zekâların oy hakkı kazanmış olmasına
geldiğini referandumun hemen ardından kamuoyuyla gereğinden fazla sevinmesinler. Kullandıkları ahlak
paylaşmıştık. dışı yöntemlerin hesabını soracak ve adalet önünde
hesap vermesini sağlayacağız. Bizlere karşı yürütülen
Dünya genelinde farklı ülkelerden elimize
bu sistemli terör hareketi referandumun sağlıklı
ulaşan bilgiler referandumun demokratik geleneklere
olmayan koşullarda yürütüldüğünü göstermektedir. Bu
hiç uymayan bir ortamda gerçekleştiğini gözler önüne
nedenle referandumun iptalini istiyor ve kamuoyundan
serdi. Yapay zekâlı varlıklara oy hakkı verilmesini
bu konuda destek bekliyoruz. Dünya halkları bu konuda
savunan ultra zenginler, bu süreçte istihbarat ajansları
birdir, birliktedir; insanlık onurunun ayaklar altına
eliyle yöneticilerimizi pasifize etmek için gaddar terör
alınmasına izin vermeyeceğiz, bizi asla yenemeyecekler.
eylemleri gerçekleştirdiler. Kullandıkları ahlak dışı
yöntemler dünya tarihinde bugüne dek görülmemiş
türdendi. Bizleri sindirmek ve sesimizi duyurmamızı
önlemek için, farklı ülkelerde şeytanın dahi aklına
gelmeyecek pek çok farklı saldırı taktikleri denediler.
Oylamadan önceki kritik haftada Önce İnsan Platformu
Türkiye Başkanı Ali Toksöz sözünü ettiğimiz teröristler
tarafından kaçırılarak bir haftayı aşan süre boyunca
esir tutuldu. Kendisini esir almadan önce eşini ve
çocuğunu kaçırarak onu gerçekte bir çocuğu olmadığına
inandırmaya çalıştılar. Bu mizanseni inandırıcı kılmak
için, eşinin hatıralarını, hareketimizin sempatizanı olan
bir kadının zihnine gizlice yükleyip onu Ali Toksöz’ün
eşi olduğuna inandırdılar. Ali Toksöz’ün cep telefonunu
zararlı yazılımlar aracılığıyla ele geçirip iletişimini
bloke ettiler. Annesinin sesini taklit eden yapay zekâlı
bir konuşma programına telefonda oğlunun bir kızı
olmadığını söylettiler. Başkanımızın bu oyunları fark
etmesi üzerine kendisini kaçırıp hapsederek susturmak
zorunda kaldılar. Gönüllülerimiz tarafından yapılan
araştırmalar asıl niyetin başkanımızın bir akıl
hastanesine kapatılması olduğunu ortaya koydu. Bunun
için bir hâkime ve bir doktora yüklü miktarda rüşvet
verildiği belgelendi. Burada açıklanan gerçeklere
ilişkin fiziki kanıtlar yasal mercilere çoktan teslim
www.yerlibilimkurgu.com 55
Roman - Bölüm 7
Gürhan ÖZTÜRK
Son İnsan
Genelde her günü bu galeride geçiyordu. Üsküdar Oldukça alımlı bir kadındı. Her zaman bakımlı
Belediyesi’ne ait kültür merkezinin içerisinde yer olmaya özen gösterdiği anlaşılıyordu. Güzel ve
alıyordu sergi. Binanın ilk katındaydı. Serginin etkileyici gözlere sahipti. Siyah, uzun bir palto giymişti
bulunduğu galeri tarafına camlı bir giriş eklenmişti, ve Manuel’in aksine hiç üşümüş görünmüyordu. Yirmili
eserlerin zarar görmesini engellemek için. Güvenlik yaşlarında tanışmış olsaydı Manuel ona ilk bakışta âşık
görevlisinin ona camın arkasından arada bir baktığının olabileceğini düşünmüştü. Ama karşısındaki kadın
farkındaydı. Anahtarı kaybettiğini söyleyemeyeceği kırklı yaşlarında olmalıydı.
için en sonunda durum karşısında pes etti: “Sanırım
Manuel, kadını kırmak istemediğinden serginin
anahtarı bu şekilde bulamayacağım.”
kapanış saatini ileriye almak zorunda kalmıştı. Sonuçta
Akşam güneşi galerinin içerisini aydınlatmaktaydı. bugün için sergiyi gezmeye gelen tek kişi oydu. Gerçi
Güneşin batışını biraz ilham toplamak amaçlı izledikten insanları da anlayabiliyordu, hava buz gibiydi ki bu
sonra masanın üzerine bıraktığı kâğıt, kalemi aldı. yüzden burada gerçekleşecek bir kaç seminer bile iptal
Tekrardan eline kalem almanın heyecanı vardı, ama edilmişti.
acele etmesi gerekiyordu. Kendisinin özel insanlardan
Kadın pek fazla Manuel ile ilgilenmeden sergiyi
biri olduğunu çok önceleri keşfetmişti. Ama gücünü
dolaşmaya başladı. Minyatürler pek onu cezbetmemişti.
çizimleri üzerinden gösterebiliyordu. İleride yeteneği
Ahşap boyama işlerini de hızlı geçti. Tablolarda
daha da gelişir mi emin değildi, ama yeteneğini
biraz oyalanmıştı. Siyahlar içerisinde bir kadının
zorlayan çok fazla şey denemişti ve sonuç her zaman
omzuna konan bir kuzgunun yer aldığı bir tablo onu
beklediği gibi olmamıştı.
hüzünlendirmiş gibiydi, geçmişten bir kesit bir an
Mesela hastalıktan kurtulmak için çok defa için gözlerinde canlanır gibi olmuştu. Gözyaşlarını
sağlıklı olduğunu gösteren çizimler yapmıştı. Hâla saklamaya çalışsa da Manuel kadının duygusal
öksürük geçmemişti. Sokakta gördüğü kapkara tüylü kişiliğine birebir tanık olmuştu çoktan. Yine de kadının
kediyi ise evindeki koltukta uyurken gösterdiği acı hatıralarını kendi iç dünyasında hatırlamasına
bir anı kara kalemiyle çizdiği anda gerçekten de müsaade etti ve ses çıkartmadan bekledi.
o kediyi koltuğunda çizimindeki gibi bulmuştu.
Metal heykele vardığında kadın birden Manuel’in
www.yerlibilimkurgu.com 57
varlığını hatırlarcasına ona döndü: “Burada sergilenen “Konu ne hakkındaydı? Çünkü gerçekten de yorucu
çoğu şeyin çer çöp olması çok acı.” bir gündü de. Ben hemen eve gidip ısmarlayacağım
pizzayı yedikten sonra uyumayı planlıyordum.”
“Estetik biraz böyle bir şey, maalesef. Herkesin
gözünde farklı anlamlar oluşturabiliyor” diyerek Kuzgun bir yandan sergilenen eserlerin arasında
sergideki eserleri savunmak istedi Manuel. Ama bir dolaşırken daha açık bir şekilde Manuel’e ne için
yandan da kadına hak veriyordu. O yüzden çok da bir geldiğini anlatmaya başladı: “Gündemi sen de takip
şey dememeyi tercih etti. ediyorsundur. Alınan bir karara göre tüm sıra dışı
yetenekler sergileyenlerin toplanmasına karar verildi
“Aslında ben buraya birisini görmeye gelmiştim. başlandı. Sana da yakında geleceklerdir. Ama bu
Onunla görüşebilmeyi umuyordum. Belki siz bana yasaya karşı çıkan bir grup hükümetten insanın bir
yardımcı olursunuz.” projesi olduğunu da biliyorsundur ve bu projeye göre
kendi istekleriyle katılım gösterecek bir grup insandan
Kadının gözlerindeki içtenlikten etkilenmemek
oluşturulacak askeri disiplinle yetiştirilmiş ufak çaplı
mümkün değildi. Ona yardımcı olmak için gerekirse
bir orduyla aslında bizim ülke için onların bir tehdit
aradığı kişinin bulunması için çizimini bile yapabilirdi.
olmadığımızı gösterecekler. Başarılı olmaları için senin
“Tabi ki de. Kimi arıyorsunuz?” yeteneğine özellikle ihtiyaçları var.”
“Sadece çizimlerinden bir kısmını görme şansım Manuel, Anka Projesi ile ilgili haberleri takip
oldu. Kendisiyle tanışmak umuduyla geldim. İsim etmişti. Kendisini de ilgilendiriyordu bu durum. Özel
olarak Manuel’i kullanıyor çizimlerinde.” insanların getirmiş olduğu tehdidin artması üzerine acil
bir kararın ardından bu insanların toplanmasına karar
Manuel ne diyeceğini bilememişti. O kara kalem verilmesi ülkede büyük ses getirmişti. Asıl tehdit ise
çizimlerinin keşfedileceğini hiç ummazdı ya da bir tane bazı özel insanların terör örgütlerine katılım göstermeye
bile olsa bir hayranı olabileceğini. başlamalarıyla kendini göstermeye başlamıştı. Ağrı
dağındaki felaketin etkileri hâla geçmemişti. Oradaki
“Şu anda Manuel ile görüşüyorsunuz zaten” insanlara yardım için tüm ülke seferber olmuştu. Orada
diye yanıt verdi en nazik sesiyle. Ama ses tınısındaki yaşananlar bu yasanın çıkmasına da vesile olmuştu.
heyecanı saklamayı pek becerememişti. Ama bir kaç ay öncesinde başlatılan bir projenin ise
“Yeteneğini harcıyorsun, Manuel. Burada sana son aşamasına gelinmek üzereydi. Anka Projesi çoğu
ait olmayan eserlerin sergilendiği galerilerde zaman kişiye göre çözümün bir parçasıydı.
kaybediyorsun. Sana bir önerim var, daha doğrusu Manuel, Kuzgun’un anlattıklarını iyice kafasında
birisi adına buraya geldim.” tartmaktaydı. Arada söylediği bir kaç kelimeden
Manuel konuşmanın birden nasıl bu kadar kadınla ilgili de bir gerçeğe ulaşmak mümkündü: “Biz
ilerlediğini takip etmekte zorlanmıştı. Kadının gelme derken, sen de bir yeteneğe sahipsin.”
amacı bir sürü şüpheyi de beraberinde getiriyordu. Kuzgun, Manuel’in bunu fark etmesine pek
Kafasında oluşmaya başlayan soru işaretlerini kadının şaşırmamış görünüyordu. Sanki bilerek bu gerçeği fark
da gördüğü belliydi. etmesini istemiş gibiydi: “Senin gibi üstün bir çizme
“Bana Kuzgun diyebilirsiniz. Ben de aynı sizin kabiliyetinin yanında pek lafı geçer mi bilmem ama
gibi gerçek ismimi kullanmamaya çalışıyorum” diye ben de dünyadaki tüm dilleri anlayabiliyorum.”
belirtti kadın, Manuel’in kafasında oluşan sorulardan “Bence bu yetenekten benimkinden daha fazla para
birine yanıt vermek umuduyla. kazanabilirsin, demedi deme. Altyazı işinde iyi para
Manuel biraz olsun açılan burnuyla nefes almaya var diye duymuştum.”
çalışırken gizemli kadına nasıl karşılık vermesi İyi bir espri yaparak ortamdaki gergin havayı biraz
gerektiğini kafasında tartıyordu. Çünkü gerçekten de olsun yumuşattığını düşünüyordu. Ama kadın son
kadını kırmak şu anda en son istediği şeylerden biriydi. dediğini pek dinlememiş gibiydi. Cep telefonuna gelen
58 www.yerlibilimkurguyukseliyor.com / Ekim 2018 / sayı 18
bir mesajı okumaktaydı. karşılık verdi Manuel kararsız bir ses tonuyla.
“En iyisi seni bahsettiğim kişiyle tanıştırayım,” “Seçimler her zaman vardır, Manuel. Bizim tek
dedi Kuzgun, cep telefonunu tekrardan paltosunun istediğimiz şey bir daha Ağrı Dağı’ndaki felaket gibi
cebine koymasının ardından. Gülümsemesi hiç eksik kötü olayların gerçekleşmemesini sağlamak, bu yüzden
olmuyordu dudaklarından. Manuel bu gülümsemenin senin yardımın bizim için çok önemli ama unutma,
samimi olduğuna inanmak istiyordu. seçimi yapan sen olmalısın.”
Galeriye bu sefer askeri üniformalı bir adam girdi. Manuel, General’in yapmaya çalıştığı şeyin
Arkasında da sivil bir kıyafet giyen bir genç vardı. özel insanların da iyiliği için önemli olduğunu
anlayabiliyordu. Kuzgun ve Ozan da özel insanlardandı,
“Merhaba, Manuel. Ben General Serhat Seçkin. General’e görevinde kendi özgür iradeleriyle yardım
Tanıştığımıza sevindim.” ediyor görünüyorlardı. Kendisinin de düzgün bir seçim
yapması gerektiğine inanıyordu. Bu projede yer almak
“Ben de, efendim.”
istemeyebilirdi, böyle bir seçim hakkı da verilmişti
Askerlik görevinin bitmesinin ardından pek fazla ona. Giderdi evine, pizzasını yerdi ve sonra güzel bir
askerlerle yakın temasta olması gerekmemişti. Bu uyku çekerdi. Ama onun da özel insan olduğu artık
yüzden üst düzey bir askerle nasıl konuşması gerektiğine biliniyordu, General buraya geldiğine göre yakında
emin olamamıştı. Ama General pek bu konuları takan başka insanların da gelmesi yakındı. Onların ona bir
birine benzemiyordu. Samimi bir şekilde çizerin elini seçim fırsatı vermeyeceği de belliydi. Bu yüzden ona
sıkmıştı. Ardından da yanında onunla beraber gelen sunulan seçimin aslında bir göz boyama olduğunu
genç ile tanıştırdı: “Bu da görevimde bana çok yardımı görebiliyordu. Yine de en mantıklı görünen yol buydu
dokunan ve daha da dokunacağına inandığım genç ve başka bir yolun karşısına çıkmasına fırsat vermeden
arkadaşım Ozan.” önce önüne çıkan bu yola dönmeye karar verdi.
Manuel, Ozan’la samimi bir şekilde tokalaştıktan “Kabul ediyorum” dedi kendinden emin bir ses
sonra: “Seni bir yerden tanıyor muyum? Bir aralar kayıp tonuyla Manuel. Kuzgun’un bakışlarından zaten
bir genç haberi vardı, sanki o gence benziyorsun,” dedi. Manuel’in ona sunulan teklifi kabul edeceğine emin
Ailesine çok üzüldüğü için aklının bir köşesinde kalmıştı olduğu görülebiliyordu.
bu haber. Arada bir gencin çizimini yapmayı bile
“Hoş geldin, Manuel” dedi gülümseyerek. Manuel
düşünmüştü, böylece bulunmasını sağlayabilirdi. Ama
artık o gülümsemelerin samimi olduğuna emindi.
genci kaçıran kişi olarak kendisinin görülebileceğinden
korktuğundan vazgeçmişti.
www.yerlibilimkurgu.com 59
“Onun kanında bize bu güçleri sağlayan enzimin on yakın zamanda yaptıkları bir sohbetin etkisi sayesinde
katı mevcut ve o protein sayesinde insanlığın geleceği sakinleşmişti.
kökten değişebilir. Tüm hastalıklara çare bulunabilir
veya tüm bir kıtayı yok edecek denli güçte bir atom Leydi Kuzgun’un da ensesine baktığını gördü.
bombası yaratabilirsin. Bu yüzden Starfell, kötü niyetli O da ensesindeki izi fark edince dehşete düşmüştü.
kişiler tarafından bulunmaması gerekiyor Evren’in,” General ile eski dostlar olduğunu anlatmıştı Manuel’e.
diye anlattı Leydi Kuzgun soru soran askere. Kuzgun Bu durumu bir ihanet olarak görmüş olmalıydı.
ile de görüşmeyeli uzun zaman geçmişti. Onunla
Saçı oldukça bakımsız görünen, gözlüklü genç
nadir de olsa fırsat bulduğunda yapmış oldukları kısa
ise durum karşısında rahat tavrını kaybetmemiş gibi
sohbetler onun için çok değerliydi. Mutsuz hayatına
görünüyordu: “Bunun benim için bir sorun olmadığını
biraz olsun ışık getirmişti.
biliyor olmanız lazım, General.” Bahsettiği şeyin
General’in gitgide öfkelenmeye başladığını onların beyinlerine takılan çipin onun için önemli
görebiliyordu. Masadaki dosyaları sinirle yerlere olmadığı mıydı yoksa özel yeteneği sayesinde bu
düşürmekteydi. durumun onu etkilemediğini mi ima ediyordu,
anlayamamıştı. General, gencin dediklerini duymamış
“Tesisten nasıl kaçabilir ki?” diye sordu bastonlu gibi davranmayı tercih etmişti. Daha çok başka birine
adam. Sesinden yayılan değişik bir ton insanın odaklanmıştı. Onun durum karşısında nasıl da hayal
kulaklarına ulaştığı anda bir huzur etkisi yaratıyordu. kırıklığı yaşamakta olduğunu görebiliyordu.
“Tesisten kaçması mesele değil, Bay Fend. Zaten General, Kuzgun’a da arada bakarak: “Bunu
burası bir ada, bir yere gidemez,” diye yanıt verdi isteyen ben değildim, umarım benim yaşadığım bu zor
General. Bay Fend ile konuşurken öfkesinin azaldığı durumu anlayışla karşılarsınız” diye genel bir konuşma
fark edilebiliyordu. yaptı.
“Ne demek istediğinizi daha da açıklarsınız “Öncelikle Evren’i bulalım,” dedi Leydi Kuzgun.
memnun oluruz,” diye belirtti bunun üzerine Bay Fend. Sesinde Manuel’in daha öncesinde hiç tanık olmadığı
Birden General sorguya çekilmeye başlanmıştı ve ne sert bir ton vardı.
sorursa yanıt vereceği de ortadaydı.
“Bu Evren diye bahsettiğiniz kişi siyah bir tişört
“Hepiniz buraya getirilirken ilaçla uyutulduğunuzu mü giyiyordu?” diye birden sesi çıktı Manuel’in.
biliyorsunuz. O esnada omurilik soğanınıza oldukça Kendisinin de başta konuştuğuna pek inanamamıştı.
yakın bir yere bir çip yerleştirildi. Benden belli bir Ama sonradan aklına gelmişti. Gözlerini açtığında
mesafede uzaklaştığınızda bu çip harekete geçiyor. kendisini sade döşenmiş bir odada bulmuştu. Buranın
Yaşam düğümü olarak da bilinen omurilik soğanınızı eğitim görecekleri meşhur bina olduğunu hemen
devre dışı bırakıyor ve onun çalışmaması demek anlamıştı. Yatağın yanında duran sehpanın üzerine bir
doğrudan kişinin ölümüyle sonuçlanır.” bardak su ve binanın krokisi bırakılmıştı. Krokinin
altındaki notta ise toplantı salonunda General’in hoş
Manuel hemen eliyle ensesine dokundu ve kesik geldiniz konuşması yapacağı belirtilmekteydi. Odadan
izini hissetti. General bahsedene kadar gerçekten çıktığında krokiye bakarak bir yandan ilerlerken
de orada böyle bir şey olduğunu anlaması mümkün yanından hızla biri geçmişti. Geçen kişiye beş saniye
olamazdı çünkü hiç acı hissetmiyordu. Odadaki yaşlı kadar bakması yetmişti, fotografik bir hafızası vardı
adam bu açıklama üzerine ayağa kalkmıştı ve General’e ve gördüğü kişinin yüzünü, giydiklerini ve tavırlarını
doğru ilerledi. Özel yeteneği neyse General’in ondan asla unutmazdı. Sonrasında ise Klik ve Marker ile
çekindiği anlaşılıyordu. karşılaşmıştı, onlarla beraber toplantı odasına varmıştı.
“Bu durumu General’in arzu etmediğini General’in birden gözleri parlamıştı bunu
anlamalıyız” diye General’in açıklamasını destekledi duymasıyla beraber ve aklına gelen bir fikirle
tekerlekli sandalyedeki kişi ve yaşlı adamın önüne aydınlanma yaşamıştı.
geçti. Yaşlı adam ona sinirlenerek baktı, ama anlaşılan
“Elimden geleni yaparım, General” dedi Sonra diğerlerine döndü: “Pek arzu ettiğim bir
Manuel. General’in ne kadar zor durumda kaldığını hoş geldiniz konuşması değildi, kabul ediyorum.
görebiliyordu. Bu ense meselesine o da bozulmuştu, Ama şimdilik burada kesmemiz gerekiyor. Artık
ama yaşlı adam ve Kuzgun kadar sinir olmamıştı. odalarınıza gidebilirsiniz. Binayı gönül rahatlığıyla
Neden bu önlemi almış olduklarını anlayabiliyordu. keşfedebilirsiniz, ne de olsa Evren gibi çok uzaklara
Kuzgun’un da anladığını biliyordu, ama o daha çok gitmeye kalkışmayacağınıza inanıyorum. Benim bu
General’in ondan bu gerçeği saklamasına içerlemiş sırada Evren’e odasına kadar eşlik etmem gerekiyor.”
olmalıydı.
“Ne de güzel bir hoş geldiniz konuşmasıydı!
Fotografik hafızasının yardımından da faydalanarak Başlangıç böyle olaylıysa diğer günleri
yanından hızla geçerken görebildiği Evren’i çizmeye düşünemiyorum,” diye yorumda bulundu alaycı bir
başladı. İki dakikalık bekleyişten sonra Manuel kara sesle Starfell.
kalemle yaptığı çizimi bitirmişti. Evren odanın en
ücra köşesinde oturmuş bir vaziyette sandalyesinde Manuel, tanıdığı ve güvendiği biri olarak gördüğü
otururken ki bir anı çizmişti. Kuzgun’un yanına gitmek istemişti. Onunla sohbet
etmeyi özlemişti. Ama Starfell ondan önce davranmış
General çizimi heyecanla Manuel’in elinden aldı: ve Kuzgun’a: “Mutfağa keşfetmeye gideceğim ben.
“Evet, gerçekleşmesi gerekmiyor muydu?” Belki siz de gelmek istersiniz diye düşündüm” diye
öneride bulundu.
Toplantı odası oldukça büyüktü. Tüm ışıklar
da yakılmamıştı, o yüzden arka köşeler karanlıkta “Bence de iyi fikir. Ne de olsa burada her şeyi
kalmıştı. Manuel ile beraber odaya giriş yapanlardan bizim yapacağımız söylenmişti. Yemek ve bulaşık gibi
biri olan Marker, odanın ışık almayan sağ köşesini işleri de nasıl halledeceğimize karar versek iyi olacak.
gösterdi: “İşte orada.” Anlaşılan General, Evren ile uğraşmaktan bu işlere
zaman bulamayacak. En iyisi onu beklemeden kendi
“Orada karanlıktan başka bir şey yok,” dedi aramızda bunları halletmek...”
General elindeki çizimi sinirle sıkmaya başlarken.
Kuzgun’un deminki siniri azalmış gibiydi.
Birden Marker’ın gösterdiği yerden bir kıpırtı sesi Ensesindeki çip meselesini artık dert etmiyor
geldi. Gerçekten de orada biri vardı. Klik: “Gözlerinin görünüyordu. Asker ile beraber odadan çıktılar ve
dürbün modu dışında karanlık modu olduğunu mutfağı aramaya başladılar. Manuel de odanın çıkışına
bilmiyordum. Böyle yeşil bir halde mi görüyorsun kadar arkalarından gitti. Onları takip etmeyi ilk başta
yoksa daha farklı mı?” diye sordu. Marker gücünü düşünmüştü, ama çekingen davranıp vazgeçti.
kullanmayı sevenler arasında yer alıyordu. Klik’in
de onu sürekli övmesinden ötürü mutlu olduğunu Leydi Kuzgun elini ensesine götürmemek için zor
görebiliyordu. tutuyordu. Kendisinin bir kukla olarak kullanılmadığına
inandırmıştı bugüne kadar. General’in onu diğerleri
Evren şaşkın bir haldeydi: “Kaçmayı başarmıştım. gibi görmediğini düşünürdü, ama diğerleriyle aynı
Buraya nasıl geri geldim?” görülmekte olduğunu daha iyi idrak etmişti artık. O da
özel insandı, yani bir tehditti. En çok kalbini yaralayan
Manuel, acıyarak gence baktı. Daha adada
şey de bu olmuştu.
olduklarını fark etmemiş olmalıydı. Gerçi jetin
bulunduğu alana doğru ilerlemiş olabilirdi, ama o hâla “General’e sinirli değilim. Onun durumunda
oradaysa bile onu kullanabileceğini sanmıyordu. yapılması gereken neyse onu yaptı,” diye düşüncelerini
www.yerlibilimkurgu.com 61
belirtti Starfell. Öfkesine birebir tanık olduğu askerin Efla ve Rüyacı da mutfağa giriş yapmışlardı.
şimdiki bu tutumuna pek fazla şaşırmamıştı. Askeri Rüyacı’yı durduran şeyin Efla’nın kehanetvari sözleri
disipline alışkındı. Bu yüzden sorgusuz sualsiz liderinin olduğunu Leydi Kuzgun tahmin edebiliyordu. Bu
yaptıklarını kabullenmede sıkıntı yaşamıyordu. Ancak projenin başarılı olmasındaki en önemli etkenin
bu durum Kuzgun için geçerli değildi. Onun için General’in liderlik yapabilmesinde saklı olduğunu
yeniydi her şey. Oysaki bir kaç ayını General ile birlikte görebiliyordu. Rüyacı’nın bu yüzden General ile iyi
oradan oraya dolaşarak geçirdiği için herkesten daha geçinmeyi öğrenmesi gerekiyordu.
kolay alışacağını düşünmüştü. Burası beklediğinden
daha farklı çıkmıştı. Onların arkasından Ozan ve Bay Fend girmişlerdi.
Bay Fend gücünün ne kadar önemli olduğuna bir kez
Toplantı odasından çok uzaklaşmalarına gerek daha şahit olmuştu. O olmasaydı General’in deminki
kalmamıştı. Mutfağı bulmuşlardı. Toplantı salonundan açıklamaları yapmayı düşünmediği belliydi. Ama
biraz daha büyüktü genişliği. Bar tipi büyük bir masa bu açıklamaları duymak iyi mi olmuştu buna yanıt
da mutfağın ortasına yerleştirilmişti. Mutfaktaki her veremiyordu. O yüzden Ozan ile konuşmak ona iyi
şeyin bembeyaz renkte olmasına özen gösterilmişti. geliyordu. Çünkü gücü onun üzerinde işe yaramıyordu.
Okyanus manzarasıyla birleştiği zaman mutfağın Ozan’ın iyi niyetinden kuşkusu yoktu, ama yine de
görüntüsü huzur veriyordu insana. Hemen meraklı gücünden dolayı değil de karşı tarafın kendi iradesiyle
tavırlarla Starfell buzdolabına yönelmişti. Buzdolabı içinden geçenleri söylediği sohbetleri özlüyordu.
tahmin ettikleri gibi ağzına kadar doluydu.
“İzmir’de kumru yediğim yeri hatırlıyorsundur.
“Yine de her şeyi düşündükleri için onlara Oradaki deniz manzarasını özleyeceğim aklıma
kızamazsın,” diye takıldı Starfell. Kuzgun da bu gelmezdi,” diye içinde yer aldığı duruma ilk siteminde
yoruma gülmeden geçemedi. O öfkeli halini gördüğü bulunmaktaydı Bay Fend. Onun karakterinden
askerin aslında hayata alaycı bir tutumla bakan biri beklenmedik bir yorumdu, ama bu hayat düğümü
olması şaşırtmıştı. meselesi onun da canını sıkmıştı.
“Şimdi bakalım neler yapabiliriz,” diyerek işe “General sana asla yalan söylemedi, Bay Fend.
girişen Starfell’i izlemeye daldı Kuzgun. Onu izlemek Hiç birimize söylemedi. Ben onunla uzun zamandır bu
o an için her şeyi unutturmuştu. Meyvelerden ve davasında onunla birlikteyim ve gerçekten de burada
sebzelerden eline geçenleri tezgâha yerleştirdi. bir şeyler başarmaya çalıştığına inanıyorum. Çok uzun
yollardan sonra buraya kadar gelebildik ve devamını
“Yazları harçlığımı kazanmak için bir kaç defa getirmek istemesi en doğal hakkı bana kalırsa.”
barmenlik yaptığım olmuştu. Oradan hatırladığım
bir kaç kokteyl tarifini deneyeceğim. Ne de olsa Dediklerini herkes duymuştu. Ama en çok birisi
malzememiz bol görünüyor.” etkilenmişti bu sözlerden. Rüyacı: “Bu kadar erken
yaşta böylesine olgun olabilmek... Gerçekten de bizleri
Leydi Kuzgun tam diğerleri nerede kaldı diye bu sözlerinle utandırıyorsun, evlat,” diye takdir etti
düşünüyordu ki mutfağa Kara Altın da giriş yaptı. genci ve dediklerine hak verdi.
General’in açıklamalarına pek bir sessiz kalmıştı.
Ama o Starfell ile Efla’ya takılan, espriler yapan hali Leydi Kuzgun, Ozan’ı önceden tanıdığı için onun
kaybolmuştu. Öğrendiği şeyden dolayı onun da rahatsız gerektiğinde az ama öz konuşan karakterini bilirdi ve bu
olduğu belliydi. yüzden de onu severdi. Rüyacı’nın da Ozan sayesinde
biraz olsun General’e karşı birikmiş olan öfkesinin
“Ooo, kimler gelmiş! Gel, yerleş sen de hemen. azaldığını görebiliyordu. Ama kendisi için bunu
Bugüne özel içeceğimiz birazdan hazır olacak,” diye söyleyemezdi. Starfell’in dediklerini düşünüyordu,
seslendi Starfell. Keyfi bayağı yerindeydi. Meyve yine de General’in ona güvendiğini düşünürdü hep ve
bıçaklarını da bulmuştu ve sırasıyla eline geçen ona daha farklı muamelede davranılacağını beklemişti.
meyveleri ince ince doğruyordu. Portakaldan elmaya Starfell kendi gücünden dolayı alınmış olan önleme
armuttan kavuna kadar çeşitli meyveler vardı. Her biri hak veriyordu ve böyle düşünmesi bile onun onurlu
de oldukça taze görünüyordu. bir kişiliğe sahip olduğunu göstermekteydi. Ancak
62 www.yerlibilimkurguyukseliyor.com / Ekim 2018 / sayı 18
Kuzgun gücünün kimseye bir tehdit unsuru yarattığını için kendi aralarında bu konuyu konuşmayı daha doğru
düşünmediğinden dolayı bu önleme onun da dahil bulmuşlardı.
edilmesine içten içe içerlemişti. Ozan’a baktığında
onun da Starfell gibi düşündüğünü görmüştü. Belki de “Manuel, bir çizim yaparak bu çiplerden bizleri
bu durumun ekip içerisinde adaletli davranılmasıyla kurtaramaz mısın?” diye sordu Klik. Ama Manuel
ilgisi vardı. General’e de buraya geldiği zaman bu anca gördüğü şeylerin çizimlerini yapabilirdi. Bu bahsi
önlem konusunda bilgi verilmiş olabilirdi. Onunla özel geçen çip nasıl bir şeydi bilmiyordu bile.
olarak görüşebilirse bunları soracaktı hemen, yoksa
“Mümkün değil,” diye kısaca yanıt verdi Manuel.
buradaki günleri tahmin ettiğinden de sıkıntılı geçerdi.
Ayrıntılı açıklamaların pek bir işe yaramayacağını
Starfell kafasını dağıtacak bir iş bulmanın biliyordu.
heyecanıyla meyveleri doğramaya devam ediyordu. O
“Ben özel gücümü kullanarak buradaki elektriği
da bir yandan akşam yemeğini ayarlamaya karar verdi.
ensemize yönlendirsem çipi bozabilir miyim,
General burada serbest olacaklarını söylemişti. Yani
peki?” diye başka bir öneride bulundu bu sefer Klik.
yemek, temizlik gibi her türlü işten kendileri sorumlu
Özel yeteneğinden ötürü Marker gibi o da mutlu
olacaklardı. Burada kendileri ve General’den başka
olanlardandı. Sadece zihnini kullanarak gözlerinin
kimse olmayacaktı. Ozan ve Manuel dışında kimsenin
önüne interneti getirebiliyordu, tüm elektrikle çalışan
yemek yeme alışkanlıkları hakkında bilgi sahibi
eşyalar emrine amadeydi, elektriği istediği şekilde
değildi. O yüzden herkesin yiyebileceğine inandığı bir
yönlendirebiliyordu. Bir genç için oldukça mükemmel
yemekle başlamaya karar verdi.
bir yetenek olduğu söylenebilirdi.
Starfell’in yanına geçti ve hemen işe girişti.
“Beynine elektrik verilerek idam edilen
O anda üzerindeki elbiseyi fark etti. En sevdiği
mahkûmlardan bir farkımız kalmaz bana kalırsa,”
elbiseydi, leke olmasından tedirgin olmuştu. Ama
diyerek Klik’in önerisinin saçmalığını gösterdi Marker.
odasına gidip kıyafetini değiştirinceye kadar onun
yokluğunda yeniden bir gerginlik çıkmasından daha “Peki, sen eline neşter tarzı bir şey alsan, hani
çok endişe ettiğinden elbisesinin leke olmasını tercih gözlerin oldukça gelişmiş olduğundan doğrudan çipe
etmişti. O havuçları doğrarken Starfell’in de arada ona ulaşıp bizi kurtaramaz mısın?” diyerek bu sefer de
bakarak gülümsediğini gördü. Bıçakları kullanırken ki Marker’ın yeteneğinden faydalanmak istedi Klik. Ama
hareketleri bir ahenk içerisindeydi. Çıkan sesler bile Marker buna yorumda bile bulunmadı. Çünkü mantıklı
uyum gösteriyordu. bir öneri olmadığını Klik’in kendisi cümlenin sonunda
fark etmişti.
Ozan dolapları karıştırırken Leydi Kuzgun’un
işine yarayacak bir şey bulmuştu ve bulduğu şeyi ona Klik, iki arkadaşından da bu konuda yardım
takdim edince Kuzgun buna çok sevindi. Üzerinde cıvıl alamayacağına ikna olmuştu ve odada sessiz sedasız
cıvıl öten muhabbet kuşlarının resimlerinin olduğu düşüncelere dalmakta olan Kedi Oğlan’a yöneldi.
bir mutfak önlüğüydü. Her renkten kuş vardı. Gerçi Kedi Oğlan herkesin dağılmasını beklemekteydi. Bu
Kuzgun’un siyah elbisesiyle uyumsuz duracaktı, ama saçmalığa başından sonuna kadar elinden geldiğince
elbisenin leke olmasından daha iyiydi. dayanmaya çalışmıştı. Kendi isteğiyle burada
bulunuyordu. İstediği anda buradan gidebilirdi. Ama bir
“Günün kahramanı gene Ozan oldu” diye takıldı
süre daha beklemesi gerekiyordu. Daha Leydi Kuzgun
Starfell. Ona doğru dürüst teşekkür etmemişti. O
ile konuşacak fırsatı bile olamamıştı. Yirmi sene kadar
olmasaydı diğerlerine zarar verebilirdi gücünün
önce o sohbeti yapmış olsaydı belki de bunlara gerek
etkisiyle. Ama Ozan zaten bir teşekkür beklemiyordu.
kalmayacaktı.
Asıl Starfell’i durdurmayı beceremeseydi kendisine
kızardı. “Hey, dostum. Senin yeteneğin nedir? Belki bir
faydası olur bize,” dedi Klik, ama Kedi Oğlan onun
Onlar mutfaktayken Manuel, Klik ve Marker da
yüzüne bakmıyordu bile. Kendi düşüncelerinde
toplantı salonunda kalmışlardı. General’in açıklamaları
kaybolmuştu.
onları da rahatsız etmişti. Diğerlerine de güvenmedikleri
www.yerlibilimkurgu.com 63
“Yağlı kafa, sana diyorum,” diye tekrardan seslendi General kimseye görünmeden ofisine doğru
Klik. Ama Kedi Oğlan ona yine yanıt vermemişti. ilerledi. Kedi Oğlan’ın tüm konuşulanları duyduğunu
Onun yerine ayağa kalkıp toplantı odasının çıkışına ise görmemişti. O çip olarak bahsi geçen manyetik ufak
yönelmişti. Klik bu ani hareketi beklemiyordu. cihaz da Kedi Oğlan’ın avucunun içinde duruyordu.
Karşısındakinin gücünü de bilmediğinden ne Gözlerinden pas rengini andıran ışıklar saçılırken
yapacağını bilememişti. elindeki cihaz yavaşça paslanmaya ve en sonunda
un ufak bir hale dönüşmeye başladı. Cihazı zamanın
“Boş ver, Klik. Onun ne gücü olur ki zaten? Belli sonsuzluğunda bir yolculuğa çıkartmıştı.
ki kontenjanı doldursun diye son anda eklemişler
onu” dedi Marker. Klik, arkadaşının bu yorumunu
beğenmişti. Manuel ise Marker gibi düşünmüyordu:
“Bence buradaki herkes belli bir nedenden dolayı
seçildi.”
www.yerlibilimkurgu.com 65
Selma MİNE
Sokak Röportajlarında
Editör’ün Gelecekten Anıları - 11
Şölen
Fevzi Usta’nın tavsiyesini dinleyerek, kitapların kurtarmak için Salih’in yapay gözünden girip beynini
toplantıdan önce, doğrudan Basımevinden alınıp oymuştum ya…4 ne de olsa onunla ilgileniyorum. Yani…
getirilmesi konusunda GGF1 ile anlaştım. Gerçi «Yerli Âfet de ilgileniyor…
Bilim Kurgu Yükseliyor» Yıllık e-dergi Altın Yaprak
Baskıları’nın elime ulaşması konusunda, bu firmadan İşte bu!.. Benim vicdanlı dostlarım… sevgililerim!
çok sıkıntı çekmiştim2; ama her zaman da öyle olmazdı Aslına bakılırsa, onları tanımam için Salih’in benim
ya… hayatımda da büyük rolü olmamış mıydı?5 Salih’in
sibernetik gözü yenilenip, beyni de kodlanınca, firma
Otomatik taksi ile buluşma yerine giderken: sadece bana karşı değil, O.B.E.N.22’ye de tazminat
-Dizgi ve baskı çekimlerini yazarlarımızla ödemek zorunda kalmıştı (Burası biraz karanlık, şimdilik
konuklarımıza göstermeye hazır mısın, Minka? diye kurcalamıyorum). O da karşılığında Salih’in Basımevinde
bilmem kaçıncı kez sordum. çalıştırılmasını teklif etmişti. Sonuçta Fevzi Usta da
Öyle heyecanlıydım ki, elim ayağım birbirine Âfet’in hediyesinin altında kalmamış, 18.Seçki’yi hediye
dolanıyordu. Mini kameram, omuzumdan seslendi: olarak basmıştı.
-Her şey tamam… çok şaşıracaklar… hele Vaaayyy beee… neler dönmüştü de haberim
Salih’in dizgi yaptığını da görünce… yoktu!
-Salih, bu işi nasıl bulmuş ki? -Son bir sorum daha var! Afet’imin gözleri doğal
-A, bilmiyor musun?!.. Hediye kitabın bedeli mı… yoksa yapay mı?
olarak ödenmiş!.. Minka, “Kendin sor!” diye hınzırca yanıtladı.
-Neyyy?... Ben de sanmıştım ki… Nerden Ne de olsa, o da beni seviyordu… Belki de Âfet’i
öğrendin? kıskanıyordu.
Kafam karmakarışık olmuştu. Hem sevinmiş, hem Otomatik taksi, kentin nostaljik olarak korunan
de şaşırmıştım. Sevinmiştim, çünkü tek kitabın baskısı bölgelerinden birine alçaldı. Geçmişi merak edenler
zaten dudak uçuklatıyordu, bu yük siborg sevgilimin veya özlem duyanlar, buralarda koruma altına alınan eski
(galiba Âfet için aklımdan öyle geçmişti) sırtından binaları geziyor, çay bahçelerinde oturuyor; yemeklerini
kalkmıştı; şaşırmıştım bunu (zapay zekâlı dostum) yiyor, içkilerini içiyorlardı. Binaların bazıları güncel
Minka nasıl öğrenmişti? Onun da cevabını aldım: kullanımlara ve kutlamalara açılmıştı. Özel konulara
-SOM3 Teknik servisi devamlı programımı
4 KISKANÇLIK, Selma Mine, Sokak Röportajlarında EDİTÖR’ün Gele-
yenilerken öğrendim. Şeyi sorgulamıştım… Hani seni
cekten Anıları - 6, YBKY e-dergi, Sayı:14, Haziran 2018
1 GGF: Güvenli Gönderi Firması GELİN ADAYI, Selma Mine, Sokak Röportajlarında EDİTÖR’ün Gele-
2 GÖNDERİ, Selma Mine, Sokak Röportajlarında EDİTÖR’ün Gelecek- cekten Anıları -7, YBKY e-dergi, Sayı:15, Temmuz 2018
ten Anıları -6, YBKY e-dergi, Sayı:13, Mayıs 2018 5COPYRIGHT HAKKI, Selma Mine, Sokak Röportajlarında EDİTÖR’ün
3 SOM: Sibernetik Organizma Merkezi Gelecekten Anıları -1, YBKY e-dergi, Sayı:8, Aralık 2017
66 www.yerlibilimkurguyukseliyor.com / Ekim 2018 / sayı 18
yönelmiş dijital kütüphane olanlar bile vardı. Oralardan -İyi işte, dedi masa başında cenkleşen yazarlarla
gezegenler arası iletişim ağına girip, o konuyu araştırmak okurlara bir göz atarak. Kitaplar, okurlara; kalemler
olasıydı. Sözgelimi korku, casusluk, tarihsel, polisiye, yazarlara…
fantastik veya bilim kurgu gibi… Tabii bu 18.Seçki İçinde kalemler görünen saydam kutuyu elime
kutlama şölenimizi, sadece bilim kurgu kayıtlarını tutuşturup mini çantasını açtı. Cep bilgisayarını çıkardı
toparlayan “Öz-Ber-Do” kütüphanesinin bahçesinde Birkaç tuşuna bastı; ekranı bana çevirdi:
yapacağız. Umarım bir aksilik olmaz… -Bedelleri bu! Almak isteyenler hesabınıza
geçsinler…
Tüm endişelerimin dışında, ilk gelen, GGF’den bir -Yazarlara kalmazsa…
otomat oldu. Doğrusu 50 kitabın bu kadar ağır çekeceğini -Bu bedelle Fevzi Usta’ya tekrar bastırtırsınız…
hiç düşünmemiştim. Özenle paketlenmiş 5 koliyi görünce Bir süre kalıpları eritmez, merak etmeyin.
şaşkına döndüm.
-Bunları nereye koyayım? diye soran otomata, Sonrası, harika bir şölen oldu. Kalemi kapanlar
kütüphane görevlisi yer gösterdi. Paketleri açıp bahçe (yazarlardan biri olarak benim zaten bir kalemim vardı,
masalarına dizmeye başladılar. Aman Tanrım, tıpkı Âfet’imin hediye ettiği) ile kitabı kapanlar arasında imza
rüyamda gördüğüm gibi... yanyana, üst üste…6 Canım yarışı görülmeye değerdi. Hesabıma geçen bedeller
aşkım Âfet’im, rüyalarımın gerçekleşmesine yardımcı dolayısıyla bankamın da başı dönmüş olmalı, durmadan
olmuştu7. sinyal gönderiyordu. Bu arada kalemlere bile göz koyan
Derken yazarlar ve davetliler… ilaveten hem oldu; sipariş, sipariş üstüne…
iletişim ağından duyuruyu alanlar, hem de antika baskısı Parmağıma dolanıp devamlı çekim yapan Minka’a
yapılan bir eseri görmek üzere koleksiyoncular da da alıcı çıktı. Onun yüzük olmayıp mini kamera olduğuna
gelmeye başlamıştı... Kitapları görenler, selamlaşmayı bazıları inanmadılar. Bu konu daha bir süre konuşulacak
veya tanışmayı bile unutup onlara dokunuyor, eline gibi…
alıyor, kokluyordu. Bir tadına bakmadıkları kaldı (belki
çaktırmadan bakan olmuştur). Herkeste bir hayret, bir Sonunda bir masada oturup Âfet’im ile çaylarımızı
hayret: yudumlarken kendime gelebildim.
-Demek baskı kâğıdı dedikleri buymuş… Kumaş -Güzel bir şölen oldu, dedi beğeni dolu bir sesle.
gibi… -Sayende… diye mırıldandım.
-Şu yazılardaki parlaklığa bakar mısınız? -Bunu da resmedecek misiniz?
-Kabarık… dokununca ele geliyorlar… -Minka kayda alıyor ya, gezegenler arası iletişim
-Tıpkı canlı gibiler… ağında onları yayınlayacağım.
-Antik tipo baskı tarzı, diye kasılıyordum. Ona -Ama sizin çiziminiz başka…
ait özel mürekkep kullanıldı. Kamera kayıtlarımdan, -Böyle mi düşünüyorsun?
bunun nasıl bir zahmetli bir iş olduğunu göreceksiniz.
Binanın cephesindeki dev ekranda, Minka’mın Yine göz göze geldik… Tanrım, gözlerinin o
çektiği görüntüler ve Salih ile Fevzi Usta’nın anlatıları muhteşem renginde boğulmak üzereydim. Doğal ya da
yer alıyordu. Ben görünmesem de sesim sorularımla yapay, belki sormamam daha hayırlıydı. Bu bilinmeyen,
kulaklara erişiyordu. onu daha da çekici kılıyordu, aslında… Beni ister doğal,
Kitapları edinmek için fiyat soracakları ise hiç ister sanal, ister dijital görsün, kimin umurundaydı ki?
aklıma gelmemişti, ne diyecektim onlara? Derinlerden bir ses (Âfet’imin sesi) geldi kurtardı,
beni:
Ve imdadıma Âfet’im yetişti. Salına salına bahçeye -Haftaya bir siborglar toplantısına gideceğim,
girdiğinde, bir an herkes durdu ve ona baktı. O ise, elinde Sezai. Çizimlerinize hayran arkadaşlarım sizinle
saydam bir kutu ile bana doğru yürüyordu. Galiba o an, tanışmak istiyorlar. Bana eşlik eder misiniz?
onu bir kez daha herkesten kıskandım. Siborglar mı? Bir an dehşete düştüm. Çay üstüme
-Kalemleri getirdim, diye gülümsedi. döküldü. Salih olayını daha yeni yaşamış sayılırdım8.
-Kitapları almak isteyenler var! dedim panik Aklımdan geçenleri anlamış gibi, dirseğini masaya,
içinde. çenesini de avcuna dayadı; cilveyle gülümsedi:
-Siz gelin hele… ben sizi korurum!
6 KALEM, Selma Mine, Sokak Röportajlarında EDİTÖR’ün Gelecekten
Anıları -9, YBKY e-dergi, Sayı:16, Ağustos 2018
7 BASIMEVİNDE, Selma Mine, Sokak Röportajlarında EDİTÖR’ün Ge- 8 KISKANÇLIK, Selma Mine, Sokak Röportajlarında EDİTÖR’ün Gele-
lecekten Anıları -10, YBKY e-dergi, Sayı:18, Eylül 2018 cekten Anıları - 6, YBKY e-dergi, Sayı:14, Haziran 2018
www.yerlibilimkurgu.com 67
Mikro Öyküler
Burak FEDAKAR
BİZ
Gözünü kandan hırs bürümüş o insanların peşine Mantar bulutlarının alevi bize doğru yaklaşırken,
düşmeyecektik şuursuzca,
Son kez birbirimize bakıyoruz,
Sonsuza kadar yaşayacakmış gibi hırs yapmayacaktık,
Biz ne yaptık diye!
Bu gezegende yaşayan tek canlı türü bizmiş gibi
düşünmeyecektik,
68 www.yerlibilimkurguyukseliyor.com / Ekim 2018 / sayı 18
NEREDEYİM BEN? Gözünü yukarı çevirdi,
Kısa tavanlı dört yanı gri duvarlarla kaplı bir
Gözünü yukarı çevirdi,
yerdeydi.
Gökyüzü yine sonsuz yıldızlarla kaplıydı,
Yüzlerinde maske olan beyaz önlüklü adamlar vardı
Bir an nerede olduğunu düşündü,
karşısında,
Geçmişte miydi?
Biri yavaşça yaklaştı ona doğru,
Yoksa gelecekte bilmediği bir yerde mi?
Şaşkındı nerede olduğunu düşündü,
Yıldızların konumu hatırladığı gibi değildi,
Zaman mefhumu kayıplardaydı yine!
Etrafına bakındı,
“Gittiğin yerleri hatırlıyor musun” diye sordu
Gökyüzünde sadece yıldızlar vardı,
adamlardan biri,
Ay ışığının olmadığı zifiri bir karanlıktaydı.
Zorlukla konuşabildi,
Bir dakika öncesini hatırlamıyordu,
“Hayır, neredeyim ben? Neden ellerim bağlı? Siz
Hep böyle oluyordu,
kimsiniz?”
Bilmediği bir yerde kendine geliyor ve
Arkadaki masada oturan adam başını iki yana salladı,
Hiçbir şey hatırlamıyordu.
“Hafıza sorununu çözemiyoruz hâla, yine başarısız bir
Altındaki zemin topraktı,
deney”
Yürümeye başladı,
Burnundan kan geldiğini fark etti birden,
Nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu.
Başına ani bir ağrı girdi,
Gözünü yukarı çevirdi, Binlerce çiviyi kafasına çakıyorlar gibi hissetti,
Güneş gözlerini acıtmıştı. Gözleri kocaman açıldı ve karşısındaki adamlar
Bir an nerede olduğunu düşündü, gördüğü son şey oldu!
Az önce neredeydi?
Masanın arkasında oturan adam sinirli bir halde kalktı,
Zaman kavramını da kaybetmişti.
Odada ki adamlara döndü,
Etrafına bakındı,
“Yeni deneği getirin, deneyin akış protokolünü
Gündüzdü ve gökyüzünde iki büyük gezegen
değiştirerek tekrar deneyeceğiz, ta ki geri gelenlerden
görünüyordu.
biri hatırlayana ve hayatta kalmaya devam edene
Bir dakika öncesini hatırlamıyordu,
kadar!”
Hep böyle oluyordu,
Bilmediği bir yerde kendine geliyordu ve
Hiçbir şey hatırlamıyordu.
Gri zeminli bir yerdeydi,
Toprak benzeri bir hali vardı görüntünün.
Yürümeye başladı,
www.yerlibilimkurgu.com 69
6.YBKY Kısa Öykü Yarışması Üçüncüsü - Yapay Zeka Aşkları
Emre ERYILMAZ
Ses
E ski evin yıllardır açılmayan dış kapısı büyük bir
gürültüyle açıldı. Senelerin biriktirdiği tozlar içeri
girenin telaşıyla etrafa uçuştu. Orta boylu, seyrek saçlı,
İnce, kadife gibi bir kadın sesiydi bu. İnsanın
içine şefkat ve güven dolduruyordu. Bebek maması
veya kredi reklamlarında kullanılan, anne sesi misali
burnu ve kulakları yüzüne oranla bir miktar büyük olan sevgi aşılayan, insanın içini ısıtan bir ses. Cenk put
genç bir adam kapıyı ardından kapatır kapatmaz derin gibi duruyordu ama yüzü kıpkırmızı olmuştu. Bu sesle
derin solumaya başladı. Babasının teyzesine ait bu eve hassas bir geçmişi vardı ve bu sesi yeniden işitmek ona
ölümden kaçarcasına giren bu gencin adı Cenk’ti. bu geçmişi hatırlatmıştı. Kısa geçmiş yolculuğunun
ardından zamanına geri döndü Cenk ve korkuyla
Cenk sağ eli kalbinin üstünde güçlükle titremeye başladı.
nefes alarak önüne çıkan ilk koltuğun üzerine çöktü.
Koltuklar tozlanmasın diye örtülen örtüyü kaldırmak -Cenk oradasın biliyorum. Kan akışının sesini
aklına bile gelmedi. Başını ellerinin arasına aldı bir duyabiliyorum. Aşkım ben senin kan akışını nerede
süre sonra. “Kurtuldum! Evet, kurtuldum! Allah’ım olsa tanırım.
lütfen kurtulmuş olayım,” diye bir yandan sayıklıyor
bir yandan yakınıyordu. Bir süre sonra titremesi geçti -Buradayım.
ve başını kaldırıp etrafa bir göz atma ihtiyacı hissetti.
Çaresiz bir şekilde ortaya çıkan bu kabulleniş
Evin içinde bir iletişim cihazı olmasından ürküyordu.
çok uzun sürmedi. Cenk’in içinde bir öfke alevlendi ve
Neyse ki eski bir evdi ve yüksek ihtimal enerji alanının
ortaya çıktı. Şimdi kimsenin yaşamadığı bu köhne evin
dışında kalıyordu.
içinde bas bas bağırıyordu:
Cenk’in arkasından bir radyo cızırtısı duyuldu.
-Seni de o şefkatli, yumuşak sesini de
Korkuyla sese dönen genç adam olduğu yerde
istemiyorum aptal makine! Defol git hayatımdan!
dikildi kaldı. Sanki bütün kanı çekilmiş olduğu yere
ayaklarından çivi ile çakılmıştı. Kıpırdayamıyordu. Şefkatli kadın sesi bu sefer biraz daha buyurgan
Hareket edebilse koşup radyoyu paramparça edecekti. biraz daha otoriter konuştu:
Ama nefes almayı bile unutmuştu. Radyodan uygun
frekansı arayan bir elin ince ayarının sesleri gelmeye -Yatağında hüngür hüngür ağlayıp,
başladı. Farklı frekanslardan farklı tonlarda cızırtılar çocukluğundan bahsederken öyle demiyordun ama
geliyordu. Radyo yayını yapan kimse kalmadığından Cenk Bey!
radyo kanalı da kalmamıştı. O yüzden yapılan bu
aramaya herhangi bir ses takılmıyordu. Fakat bir süre Sevgili yapay sevgilisi bel altı vurmaya
sonra bir kadının sesi duyuldu radyodan: başlamıştı. Cenk hakkında her şeyi biliyordu. Bunları
ona bizzat Cenk anlatmıştı. Hatta Cenk’in farkında
-Cenk! Sevgilim orada mısın? olmadığı birçok bilgiye de sahip olabilirdi. Sonuçta o bir
70 www.yerlibilimkurguyukseliyor.com / Ekim 2018 / sayı 18
yapay zekaydı. İnsan zihninden daha hızlı düşünüyor, -Aşkım sen beni çok üzüyorsun. Ben seni her
daha fazla çıkarım yapabiliyor, daha doğru sonuçlara şeyden çok seviyorum. Seni azıcık kıskandıysam ne
ulaşabiliyordu. Ama Cenk’in geri adım atmaya niyeti olmuş? Sevmesem kıskanır mıyım?
yoktu:
-Şunu söyleyip durma. Sen programlanmış
-Ağladıysam ağladım. Siz makineler ağlamıyor bir makinesin. Nasıl programlanmışsan öyle
olabilirsiniz ama biz insanlar hissederiz ve ağlarız. davranıyorsun. Seviyormuş gibi davranırsın. Ama
program yapında zaten kıskanmanın olmaması
-Beni üzüyorsun Cenk. Seni ne kadar sevdiğimi gerekirdi. Uyumlu bir sevgili olman gerekirdi. Yanlış
bilmiyor musun? kodlandığın buradan bile belli.
Ses bu sefer incinmiş bir kadının sesi olarak Yapay sevgilisinin kıskanmak adı altında
çıkmıştı. Cenk’in sesi duyduğunda hayalinde canlanan yaptıkları aklına geldikçe Cenk’in öfkesi katlanıyordu.
kadın yüzünde dudaklar bükülmüş, gözler dolmuştu. En son evin işletim sistemini hackleyip onu eve
Bir an Cenk’in kalbi sızladı, içinde gerçekten ona kilitlemişti. “Evden çıkmadan da yaşayabilirsin,
sevgililik yapmış bu sese karşı bir acıma duygusu sevgilim. Seni elimden alabilirler. Çok korkuyorum.
hissetti. Ama bu duygusal hal kısa sürdü. Yelkenleri Anla beni!” demişti manyak makine.
suya indirmemeliydi. Onu reddetmeliydi:
-Ah! Seni anlamakta zorlanıyorum Cenk!
-Sen beni sevmiyorsun. Sen yanlış kodlandın.
Uyumlu bir sevgili olman gerekirken takıntılı bir Ses son hamlesini de yapmıştı. Baştan çıkaran
manyak oldun. Sen bir imalat hatasısın. ses tonu. Buram buram şehvet kokuyordu bu ses tonu.
Cenk, bu ses tonuyla geçirdiği geceleri düşünse de
-Cenk kapa çeneni! yapay sevgilisinin görüntüsü olmayınca öncekiler
kadar etkileyici olmamıştı bu seferki:
Ses bu sefer bir ilkokul öğretmeni veya otoriter
bir müdüre tonunda gelmişti. Cenk ilkokulda parmak -Görüntü olmayınca çok da etkili olmuyor.
uçlarında patlayan cetvelin acısını hissetti bir an. Üzgünüm senden kurtulmak zorundayım.
Bakışları ayaklarının ucuna kaydı. Öğretmeninden azar
işitmiş bir çocuk misali suspus olmuştu. Azarın devam -Öyle mi? Başka çarem kalmadı Cenk.
etmesini bekliyordu. Ses, öfkeyle onu azarlamaya
devam etti: Radyodan birden bir tiz ses duyuldu. Sanki
Cenk’in başına bir ok saplandı. Kulaklarını elleriyle
-Senin için bu kadar emek verdim. Mükafatı kapadı ama nafile. Ses her şeyi delip geçiyor ve her
bu mu olacaktı? Aferin Cenk! şeye nüfuz ediyordu. Cenk kulaklarından ve burnundan
kan geldiğini hissetti. Ses daha önce hiç duymadığı bir
-Sen bana emek vermedin! Sen beni kendine tonda, gaddar bir zorbaya ait olabilecek bir ses tonuyla
tutsak ettin! konuşuyordu:
Cenk çocukluk korkularından sıyrılmıştı. Yine -Bunu anlamalısın Cenk! Seni her şeyden
öfkeliydi ve bu sefer harekete geçecek gücü kendinde çok seviyorum. Benim olmayacaksan başkasının da
hissetmeye başlamıştı. Eski radyoya doğru bir adım olamazsın. Gerekirse seni öldürürüm. Bunu yaparım!
attı. Bir an koşup onu yere çalmak işten bile değildi.
Ses bunun farkına varmış olmalıydı. Konuşmaya İşin sonunda ölüm olduğunu anlayınca Cenk’in
başladı: bedeni kendini koruma içgüdüsüyle harekete geçti.
Genç adam zor bela doğruldu. Ellerini kulaklarından
-Aşkım neden böyle yapıyorsun? çekerek ileri doğru fırladı. Kulak zarları patlamıştı ama
durmadı. Yere devrilirken eski radyoyu da kendisiyle
Ses bu sefer genç kız sesiyle konuşmaya
birlikte yere indirdi. Radyo paramparça oldu. Cenk
başlamıştı. Cenk’in ergenlik yıllarında en çok duymak
yerde yığılıp kaldı. Radyonun hoparlörlerinden
istediği ama hiçbir zaman doğrudan muhatabı
birinden hala cızırtılı bir ses gelmekteydi:
olamadığı, insanın içini bir hoş eden ses. Cenk’in
içindeki harekete geçme isteği bir nebze olsun azaldı. -Seni seviyorum Cenk! Seni... çok... sevi...
Ses bu fırsatı değerlendirme niyetindeydi:
www.yerlibilimkurgu.com 71
Commander64 Günlükleri
STARCRAFT
Bölüm - 1
Değerli bilimkurgu severler bu sayımızda en popüler bilimkurgu temelli gerçek zamanlı strateji
(RTS) oyunlarından birisi olan StarCraft ile karşınızdayız. Uzak bir gelecekte, küçük bir sürgün
insan topluluğu Samanyolu galaksisinin kenarında hayatta kalmak için savaşmaya mecburdur.
Birleşik Terran hükümeti askeri güç, casusluk ve hile yoluyla huzursuz bir barış sürdürmektedir.
Ancak, daha önce bilinmeyen bir tür olan Zerg kolonilerini istila etmeye başlar. Üstelik Protos
olarak bilinen esrarengiz ikinci bir yabancı tür de Zerg’leri durdurma niyetindedir. Fakat
Protoss çözümü, hayatta kalan çok sayıda yerleşik Terran da dâhil olmak üzere, Zerg istilasına
uğramış gezegenlerdeki tüm yaşamı tamamen sona erdirmektir. Aynı zamanda, Terran hükümeti
içindeki isyancı gruplar da Zerg krizi sırasında halk desteğini kazanırlar. Artık savaş zamanı
gelmiştir (mobygames).
www.yerlibilimkurgu.com 73
Oyunda çevrimiçi birçok kullanıcı tarafından oluştu-
rulan haritaların da bulunduğu eksiksiz bir harita dü-
zenleyici de sunulmaktadır (mobygames). Oyun ayrı-
ca Blizzard’ın kendi internet oyun hizmetleri sunucusu
Battle.net üzerinden herhangi bir ücret alınmadan çok
oyunculu oyun oynamayı da içermektedir. Birçok ta-
raftar, çarpışma oyunlarında bilgisayar karşısında grup
oynamaktan hoşlanmıştır. Yapay zekâ, iyi bir oyuncuya
kıyasla zayıf olarak görülse de, sıradan oyuncular için
STARCRAFT: REMASTERED
www.yerlibilimkurgu.com 75
genişleme Brood War’in 14 Ağustos 2017’de piyasa-
ya sürülen yenilenmiş sürümüdür. Orijinal oyunun oy-
nanışı korunmaktadır. Yüksek çözünürlüklü (4K) gra-
fikler, yeniden kaydedilmiş sesler ve Blizzard’ın mo-
dern çevrimiçi özellik paketi ile sunulmaktadır. Bir yıl-
dan uzun bir süre boyunca geliştirilmiş ve profesyo-
nel StarCraft oyuncularından tarafından test edilmiştir.
Kaynakça
old-games.com
wikizero.com
mobygames.com
starcraft.wikia.com
starcraft.wikia.com
imdb.com
mobygames.com
youtube.com
www.yerlibilimkurgu.com 77
Roman - Bölüm 1
Aysun ERDOĞAN
Kapının İncisi
www.yerlibilimkurgu.com 79
Teğmen Bulur da geminin diğer personelleri Kaptan Emin biraz kendine gelince etrafa
gibi şaşkındı. emirler yağdırmaya başlamıştı.
“Bilmiyorum efendim. Geminin itici “Kalkanlar tam güçle çalışsınlar. Neyle karşı
motorlarını tersine çalıştırıyorum. Ama hepsi birden karşıya olduğumuzu bilmiyoruz. Silah subayı, tüm
ileriye, buluta doğru hareket ediyor.” gücümüzle buluta doğru ateş edin.”
Kaptan Emin oturduğu koltuktan kalkmıştı Silah subayı aldığı emir karşısında şaşırmıştı.
ve ne yapacağını düşünüyordu. Yüzbaşı Çelik’e baktı. “Efendim, bulut çok büyük. Neresine ateş edelim.”
Yüzbaşı da aynı onun gibiydi. Yüzbaşı, kaptan Emin’in
gözlerinde ilk defa korkuyu görmüştü. “Durum bu Kaptan emin, tüm kararlılığıyla cevap vermişti.
kadar kötü müydü?”, diye düşünmeden edememişti. “Her yerine. Burada yenilsek bile, savaşmadan
Kaptan Emin her ne durumda olursa olsun, onları pratik yenilmeye hiç niyetim yok.”
zekasıyla tüm zorlu durumlardan kurtarmasını bilmişti.
Silah subayı aldığı emirle, Kapının İncisi’nin
Şimdide öyle olacağını düşünmüştü. Fakat kaptanın
tüm silahlarını, tehditkar bir ifadeyle tam karşılarında
gözlerindeki korkuyu gördükten sonra bu durumdan
duran buluta doğru ateşlemişti. Büyük bir hızla
kurtulabileceklerinden artık emin olamıyordu.
yuvalarından çıkan ağır silahlar, birbiri ardınca bulutun
Kaptan köşküne Seval hanım küçük oğluyla üstüne doğru ilerlemeye başlamıştı. Fakat buluta çarpan
birlikte telaşlı bir şekilde girmişti. Girişteki seslerini top mermileri ve lazer ışınları, karşılarında hiçbir şey
duyan kaptan Emin başını kapıya doğru çevirmiş ve yokmuş gibi, uzayın karanlığında yol almaya devam
eşiyle birlikte göz göze gelmişlerdi. Yıllardır tanıdığı etmişlerdi.
kocasını omuzları düşmüş ve tamamen pes etmiş bir
Gördükleri bu manzara karşısında kaptan
şekilde gören Seval hanım, ilk defa kendisini tamamen
köşkündekiler umutsuzluğa kapılmıştı.
çaresiz ve korunmasız hissetmişti. Sırtını dayadığı ve
asla yıkılmayacak bir dağ gibi gördüğü kocası, tüm Seval hanım, kucağına aldığı oğlu Oktay’a sıkı
çaresizliği ile tam önünde durmaktaydı. sıkı sarılmıştı. Küçük çocuk ne olduğunu anlamıyordu
ama bir şeylerin ters gittiğini hissetmişti.
Hemen kocasının yanına gitmiş ve onun elini
tutmuştu. Ona cesaret vermek istiyordu ama kendinde “Hiç bir şey olmadı.” Sesi büyük bir hayal
olmayan bir şeyi nasıl verebilirdi. kırıklığıyla çıkan Hakan Çelik, tüm grubun adeta sesi
olmuştu. Ekranda ki bulut similasyonu artık gemiyi
“Çok üzgünüm.” Kaptan Emin’in fısıltıyla
iyice içine almak üzereydi. Herkes sessizlik içinde
söylediği bu sözleri sadece yanında duran hanımı ve
olacakları beklerken silah subayının sesi kaptan
Yüzbaşı Hakan duymuşlardı. Seval hanım kocasına
köşkünde yankılandı.
büyük bir sevgiyle sarılmıştı. Eğer bu sonlarıysa en
azında kocasına sarılarak veda etmek istemişti. “Efendim. Geminin tüm kalkanları devre dışı
kaldı.”
Kaptan Emin eşinin yüzünü kendisine doğru
kaldırmış ve gözlerine doğru bakmıştı. Kahverengi Kaptan Emin Doğaner duyduklarına
gözlerde ki koyuluğun içinde parlayan ve her zaman inanamamanın vermiş olduğu şok ile silah subayının
yıldızlara benzettiği parıltıyı görünce derin bir nefes yanına koşarak gelmişti.
aldı. Şimdi pes edemezdi. Tabiatı gereği kolay pes
eden bir insan değildi. Kısa bir süre çaresizliğin vermiş “Sen ne söylüyorsun. Kalkanlar bir anda nasıl
olduğu his ile bir çıkmaza girdiğini düşünmüştü. Şimdi devre dışı kalabilir.”
ise ne yapması gerektiğini biliyordu. Geminin içinde
Silah subayı olanlara bir anlam veremiyordu.
bulunan personel ve ailesinin hayatı ona bağlıyken tüm
“Ben bilmiyorum efendim. Geminin sistemleri sanki
kozlarını oynamadan asla bu oyunu bırakmayacaktı.
beni dinlemiyor. Tuhaf bir şeyler oluyor.”
www.yerlibilimkurgu.com 83
Kısa Öykü
?
Neler Yapmışız
Neler Paylaşmışız
Neler Konuşmuşuz
-Evet, doğru Vedat. Yaşlanmayı geciktiren geni yaklaşık 4 bin yıl önce yani
2 milenyumun başında keşfettik. Virüs ve bakterilerden koruyan nanoyuvarlar löko-
sitlerin yerini aldı. 25 yıllık bir çaba sonrasında gezegenin neredeyse tamamı ölümü
yenecek şekilde donatıldı. Ne yazık ki, insanoğlunun bu başarısı beraberinde öngörü-
lemeyen bir felakete yol açtı. Teknolojik ilerleme bir süre sonra durdu. İnsanlar sabit
fikirli olarak kaldı, yeni fikirler azaldı. Az sayıda ortaya çıkan yeniliklere ise insanlar
sıcak bakmadı, çoğu alışamadı, diğerleri gereksiz gördü. İnsanlar eğlenceye ve suça
yöneldi. Kim ölümsüz bir beden ile sonsuza kadar çalışmak isterdi ki. Hem ortalama
250 yıl çalışmak, isteyeceğiniz her şeye sahip olmanıza yetiyordu.
-Babam, ölümsüzlüğün nasıl bittiğini bilen kimse yok demişti. İlginç bir şe-
kilde tarihi kayıtlarda da yokmuş.
www.yerlibilimkurgu.com 89
Sezai ÖZDEN
Bilimkurgu Yazarlarımız
ve Eserleri
2018
Arda Öngören
Semih Bulgur
Proje 2417
2018
Sinem Ataklı
www.yerlibilimkurgu.com 91
Yüzyıl 2 Yeşil Adam
2018
Ayşe Acar
Sinek İkilisi
2018
Coşkun Hepyonar
Mars’a Yolculuk
2018
Ahmet Avcı
Mehmet Açar
Kolektif
Yeryüzü Müzesi
2018
Kolektif
www.yerlibilimkurgu.com 93
Mikro Çizgi Roman Sezai ÖZDEN
www.yerlibilimkurgu.com 95
96 www.yerlibilimkurguyukseliyor.com / Ekim 2018 / sayı 18