You are on page 1of 16

Bi Li M - K U ~ G U

ANTARES 8 Edebiyat ve Kiiltiir Dergisi ŞUBAT 1977


Sahibi ve Yazı İşleri Sorumlusu: Sezar Erkin ERGİN
tsteın~ \'C yarişma. adres!: P.R. S6. Bakanlıklar. ANKARA
Sayısı 3,50.- TL. üç sayılık abone 10,- TL.
Posta Çekıeri Hesap No: 10078115.

D
D O
o Ş
N E
y N

A A
y D
A A
M
YENİ Bİn. SÖZCÜK: BiLl:\!:: KURGU
Sel.ar Erkin EnGiN

Geçe:ı sayıda bilim -. kurgunun bir tanımını vermiş ve doğru.


yeterli bir biçimde tanıblm<,sı. savunu1tnası için bunuil bir ön-
koşulolduğunu belirtmiştim. Bu kez bl/ram yerine sözcüğii
ele almak [stiyorum,
Bugün günliik. yaşanlırl11zda dahi rahatlıkla kullandıgımız bi-
Ilm - kurgu sözcüğünün geçmişi çok kısadır aslında. Bundan
daha dört yıl önce <1:bilirn - kurgu nedir'?:.; diye soramazdınız bi-
le. çü:ıkü böyle bır sözcük benüz dilimizde yoktu. Oysa kitapla-
r! vardı; filrnleri vardı. Herkes kendine göre bit ad takıyordu
Gnlara : Uzay romam, canavaılı film, hayal ~. bilim, bilimsel-
imge. V.s. Ortak bir adın bulunmayışı, meraklıları arasında He-
tişimi. düşünce alışverişini kısıtlamakla kalmıyor, çogu zaman
tartışmaları da kısır bir' alana sürüklüyordu, Örneğin, 196ıJm
ilk Y1llarLllda bllim .~ kurgu okumaya başlarruş oları ben. Batı­
!ıbl'ın buna <Gelenee fiction:ı> dediğini ancak . dör't beş yıl son-
ra yabancı dergilerden öğrenmi§tim. Aradan yılİar geçip 1971
Ekim'inde ilk: kez bl1.' bilim .; ' kurgu:! dergisi çıkarmayı, denerken
hile. piyasada ktillaı.'1l1an adları yetersiz görmUşya bu nede:ııle
dcğrudan dOğruya «scie~de ndion)'ı Kullanmayı . yeğlemiştim .
Bu ad karl§lkh~ından · kurtulup tek bir ada yönelmemiz için
1 Ocak 1973'e kadaı: beklememiz gerek"ti. Bu tarihte yayııılanan
Türk Dili dergısinin 256. ' sayısında. çözüm yolu olarak «bilim
. kW'gu?> öneriliyordu. Yetkili bir küruluş' tarafından destek -
lenen ve tanınmış yazar, gazeteci Orhan Duru'nun isim babalı­
i.
;,tıDl yaplıgı '«bilim ~ l\urgu;:., sözcükleriinize işte hÖ'yı~ · yerleşt
Çözüm gelmişti. ama kabulettirmal\; de gerekiyordu. Bı~ nedenl e
Mart 197·1 tarihinde resmen yayın hayatma aWa.ı. Anthres de·r -
gisini bir bilim· _ kurgu dergisi olarak tanıtma yoluna gittim. O
tarihten bu yana bilim - kurgu sözcüğünü t<iİutmak vetutundur-
mak için gösterilen ç~baJar sürüp ' gidiy'or. Özellikle bilim -
kurgu yerine kurgu - bilim' demekte direteiııere karşı. Ama
bunu da gelecek sayıya bırakalım isterseniz. Bakalım, bmm-
kurgu bir bilim dalı nu , yoksa sanat dalı ITu?
Sezar ErkiııERGL~
DÜ1ünmeye bile zaman yoktu. İdris içgüdüsel bir davranışla
sıkıll yuml'uğunu tüm gücüyle adamın kafası:-ıa indirdi. Beri-
ki tabancay: daha kavrayamamıştı bile. başı yana düştü ve
hareketsiz kaldı. İdris yumruğu savurduğu sağ elini sıvaziaya­
rak karanlıkta bir süre bekledi. altındaki adam bayılmış olma-
lıydı. Kendi kendine.
-- Kusura bakma dostum. diye ınırıldand!. Bunu yapmak iste-
ın~zdim, ama ba~ka çıkar yol yoktu.
Bu devir insanlarmm eline çabuk ve tetik <;e:kme delisi olduk-
larını çok duymuştu. Genellikle önce ateş ederler, so:ıra soru
sorartardt. Hele gece yarısı uyandmhp, karşılarında tanımadık·
lan. kızılderiliye benzer . birisini buıurlarsa ne yapacakları hiç
belli olmazdı. tdris onu sorguya çekmenin ya da yardım iste-
menİn bir yarar! olacağını sanmıyordu. Tersine buradan he-
men maldaşmaısa başı her an derde girebjlirdi. O bU:11arl
dn~ünürkel1 paniğe kapılanat çalılara bağlı dlzginleri çekişti·
riyor, kurtulmaya çalışıyordu. Bunu gören İdris kal1ap ahn
yanına seğirtti. Atı sakinleştirmeye çalışırken hayvanın kendisi-
ne çok yararlı olabileceği geçti kafasından. Ama önce bu dev-
re uymayan giysilerinden kurtulması gerekiyordu. Yerde ya-
tan adamın yanına dönerek üstündekileri çıkarmaya başladi.
Adaını don gömlek bırakıp kovboy giysilerini kendi üzerine ge·
çlrmek hiç de zor olmadı. Bu arada kendi kolundaıı çıkardığı
altın bileziği adamı:ı kucaitına bırakmadan da; yapamadı. Ger-
çi ceplerden para çıkmaınıştı ama giysiler ve ai;· için bir altın·
bilezik çok sayılmazdı. Adama dönüp,
- Umarım bu biletikle &leşmiş oluruz, diye söylendl. Kendini
korurnan için tabancayı da bırakıyorum. Bu · durumda benden
çok sana gerekece~e benzer. İkimize de İji şanslarf
--.,.---
Bu sayıda çıkan yazı ve resimlerin yayın hakkı Anmres
dergisine aittir.
Bu sÖ7.1crden sonra atı eredeyip sırtırı:! ntladı. Hayvam ırmağ.1
d oğru sürüp soyu geçti. Karşı kıyıya ubştı@:ıda durdu ve ge-
riye baktı. İçinde. baygm bıraktığı adamı bir yerden tanıyor­
muş gibi bir duygu vardı. Karantıkkı jiizünü d,e doğru dürüst
görememişti. Keşk.; yüzüne daha dikkatli baksayd:m. diye dü-
şündü. Sonra birden bunun ne kadar saçma bir düşünce olduğu
geldi aklına. Omuzunu silkerek çevreyi dinlemeye başladı . Or-
talıkta ınnağm hafif şmUm ve birkaç böcck vızıltısırıdarı. baş·
ka ses yoktu. Yöredeki yedeşim merkezlerbden birine ulaş·
ması için en iyi yo! daha önceki karanna uyarak ırmağın ak:ş
yönünü izlemekti. Alım o yöne çevirerek lrrısa kaldırdl . Za-
man makinesi yerine bit atla yolculuk yapmak tdris Ereten'e
yorucu ama çok daha güvenli geliyordu şimdi.
Ereten geceyi izleyen ertesi sabahı ve ö~leyi at sırtında geçir-
di. Saatler geçtikçe üzerinde yol aldiğı arazi gitgide . daha ço-
rakItışıyor ve bunun ya:u sıra ırmağ'ın stJl,1rl da çoğalacağına
,ua1ıyordıı. Küçücük bir dere dUJ:umuna düşen ırmağın son su-
larının da yerdeki bir yarığa dökülüp gözden yittiğini görünce
İdris umutlanru.n da bL! suıarla, birlik~e lükendJğini hissetti bir
an. Irmağı izlerken genellikle kuıeys,dob'1'U . yol almıştı. A}'111
yönde a.tıZll sürmekten başka çaresi yoktu artık.
Akşama doğru ai:! da ke.nd.isi de bHkin bir durumdaydılar. Uy·
gun bir y~re g~lince İdris atı durdurdu ve bin güç!üklG yere
inerek olduğu yere yığılıp kuleiı. Son anda açlığa ve- iki günlük
yorgunluğa yerıik düşmüştll.
Ertesi gün uyamp kendini? geldiğinde ortalıkta altan bir iı bu-
lamadı. Bir süre bOŞli boşuna yörede onu aradıysa. da sonun-
da alı bulmaktan umudu kesti. Gece başıboş kalan haY-'lan iç-
güdüsüne uyarak sahibine ya da yörede ta1llyıp bildiği bir Y~
re doğru çekip gitmiş olacaktı. Eretenlm kısa süren talUü onu
şimdi eskisinden de güç bir durumda bırakmıştı. Aç, susuz,
bitkin bir halde kızgın güne~in kııvurduğu yarı çölün orta.sın­
da yazgısıylabaş başa idi artlk, Hep aym . yönde yürümeye
gayret ederek yerı.J.den ya.yan yola koyuldu. Glin ilerledikçe gü-

4
nc:ş gökyüzünde yükseliyor. İdris Ereten'in kurtuluş umutla

da o oranda azalıyordu. Güneş tcpeyc vardığında İdris artık
yiirümüyor. emekliyordu. Bir ara olduğu yerde kalkıp doğrul­
maya çalıştı, ama boşuna . Görmeyen gözlerle çevresini süzdü.
Gözleri güneşin acımasız ışığı altında kamaşıyor. zaman za·
man buğulanıyordu. Birkaç metre ilersini bile zor seçebiliyordu .
.~ Bu benim sonurn. diye mırıldand!.
Ku l aklarıuğulduyar, başı dönüyor t güçlükle soluk abyordu.
Gözlerini kapadı, sanki omuılarında bir değil iki baş taşıyor­
du; kulakları zaman zaman sinek vızıltıları, çan sesleri, hatta
hatta haykırışlar duyuyordu.
İdris bir an için. bulunduğu yerin sarsıldığını. güneşi
n gökyü-
zü:-ıde kıpkızıl bir leke halinde sağa sola kaydığım hissett
i. Ağ·
ımı açıp bağırmak istedi. Aynı anda güneşi. kötü talihim
kar-
gışlamak için açtığı ağzına bir şeyin dayandığmı
farkelti. Son-
ra tatlı. ılık bir şey dudaklarını yalayaTak boğazına aktı . Güç-
lükle yutkunmaya çalışırken. beyni sessiz bir biçimde. 4:SU, su)
diye haykırıyordu sanki. Bir süre sonra boğ::ızmdan geçen Şe­
yin gerçekten su olduğunu anladı. Ardından o güzel duygu, yut·
kunma duygusu kesildi. çünkü su gclriıiyoı'du artık boğazına.
-- Su. lütfen. diye iniroL
Uzaklardan geliyormuşc a s ına bir sesin,
-- Şimdilik bu kadar yeter. dediğini işitti ve yenide:1 kendin-
den geçer gibi oldu.
Neden sorU'a gözlerini araladığında. bir an kör oldUğunu. sandt.
Güneş yok olmuştu. on'un yerinde bir karanlık hüküm sürüyor-
du. Yavaş yavaş karanlık dağıldı ve gözleri yeniden çevTesirıj
seçmeye başladı. Yüzüne bil' şeyi:ı. bir başın gölgesı düşmüş·
tü. Kulağına yabancı gelmeyen bir ses :
-- 00, bakıyorum, kendinize geliyorsunuz, diyordu.
Ereten iyice gözlerini açtığında. üzerine eğilmiş yabanCly1 far-
ketti. Yabancı.
- Beş dakikadir sİZİ canladırmağa uğraşıyorum. diye konuş­
Lu. Beni bir ara gerçekten korkuttunuz.

5
şeyler mırılda:1dL Ad
am bu kez
, an la mı nd a bir
tdris te-şekkür her
ad an onu ko lunda n tutup ayağa kaldırdı. Sonra
hiç konuşm
nan İdris 'c dönerek:
an düşecekmiş gibi saLLa reye gittiğini bilmiyorum
, ba-
ıli . ne rde n ge lip ne
-- Kim olduğw la devam c",-ie-
a bil diğ im tek şey bu durumda yo
ymı 1 dedi. Am bir yer bu-
ce ği n. Eğ er be nim le gelirsen sa:ıa dinIenccek
meye
!abiiirim, den Erden'in koluna
rd en so nra kar şılık falan bekleme
Busözle eten ii güçlükle
, bjr az öte de du ran ala doğ1"tı götürdü. Er , o
ginl~ri eıinde olmak Üzere
gir ip
yer leş tir di atı n diz
atın sırtıM ve
idular,
önde at arkada ynİa koyu gibi geleu bir ' ~aailik bil
' yol-
bi tm ey ec ek mi ş
İdris Ereteu'e hiç in ortasın·
a, ile rde . yab anıl ve kurak , arazin
c~ıluğU:i 'so nu nd
la çevrilmiş, küçük
n ya ma cında. bir iki ağaç
erj ş gibi
a hera n yıkılabilecekmi
daki bir tep
a in ya nı nd
bir (Çv ortay çik b." Ev
' kova ile
've bu nun önünde 'de elinde bil
Ereten ve' kurtarıcısı ev
nb ü" su nd urm a e
görüne u~
ue t gö ze ' çar pıy ~rJ
karanllk' bir sH doğru çabuk adırrılarla
ilerledi
nda bü · :;~ iıu et de ev e
yaklaştığı '
so nr a ,aç ık ka nı a~z~f}da· gözde:1"yitiverdL
vc ' az
~hi tdı kh" ir~ nda ~5 pı ağ zı nd a iki 'çift göz ' dikkatle on-
Evfri" önüne
Kar ını V~ . kaygı dolu bir ' kadın
sesi' sessizliği
ları izl em ek tey di.
boz du birden: elledni kal-
ms e kı mı ld am as ın ! Se n. at üzerindeki yabancı,
- Ki
d ır~ e karqtı ~
Aynı anda. İdris'irı ön
ünde yürüyen adar!} söz
-. .-·ak' ea-K'b! 'ıl" şey YOK~",
'f' ' 1'dr -o st, ' " : l\or
'1 anı
.- ._ ' 1.\: ary, inC ç
ün ü ye ni bit irm işt i ki .. zaten eyerin üzerinde gü
Adam daha söz
eğildi ve bir un çuvalı gib
i atm
İdr is ya va şç a ö~ e
be ıa ' du ran ekie ge~ç bir
kla rı ine yığ 11d ı. Bunun üzerine elinde tüf
aya dib dın kapı önün-
ar dı nd an da kır k ya~lJ.rında bir ka
-kız ve onun bir halde bir
İki si de ne yapacaklarını bilmez
er. bakıp
rdıma koşan diğerine
de be lirdil
am a. de on a ya
yerde , yatan a~ bir
denine baktı
. am İdr ls' in göriblişte cansız b~
dunıyorlardl Ad
nerek.
ve sonra kapıdakilere dö

6
- Ne duruyorsunuz oda, diye bağırdı. Gelin. içt:riye laşıya·
I'm enu.
Erelen bayılmam;ştı. fakat kendisini eve la.)ıdıklarmda kılın!
kıpırdatacak durumda d~ğildi. Onu girdikleri odada bir kana-
(::cye yatırdılar. Orla yaşlı kadın oca~a bir tas su koy\.ıp, gerek-
Ij gördüğü şeyleri hazırlamak üzere bitişik odaya geçti. Adam
genç kıza dönerek.
- Benim atla ilgilcnmell1 /:!erek. Mary. dedi. Birazdan döne;
rim.
Şimdi ge~)Ç ki1la Erden odada yalnız kalmışlardı. İdris
hafif-
çe doğrulup genç kıza baktı. Kız açık kestane saçları , iri kah·
verengi gözleri ve dolgun dudakları ile oldukça güzel sayı1ırd!.
İdris gözlerini kızın güzel yüz çizgilerindcr} ayırmadan,
... Kim olduğunuzu öğrenebilir miyim? diye; "sordu.
i
KIZln karşılık vermeden kendisine baktığını görüncQ gülümsc-
meye çalışarak.
"- Özür dilerim. dedi. Önce kendimi tumtmam gerekirdi. sa:-ıı·
rım. Adım. İdris Erelen. zamM ...
tdris dudaklarını ısırdı; az daha ağZlndan kaçırıyorrlu. Kendi·
sine ne kadar iyi davranıhrsa davranusln gerçel;i söyleyemeıdi
cnlara . Kız onun duraksamasma aldırış göstermeksizin soğuk
bir sesle.

- Kim olduğunuz be;1l ilgiiendirm(;z. diye konuştu. Sizi bura-


ya getiren babarn belki söyle rılişLi r , Miller ailesinin çiftliğinde-
sirıiz şu anda. Adim. Mary Miller .
ldl'b Ereten kızın bu soguk da vranışr karşısında susmayı' yeğ­
ledi. Başını kanapeye yaslayıp gözlerini tavana dikti. Ölümden
dönrnüştü, .bitkin ve açtı. Kırk sekiz saattir ağzına
tek bir lok·
ma. girmemişlL Gözlerini suyU;! kaynadığı ocağa çevirdi. Aca-
b ı ... Kız sanki sessiz sorusunu anlamış gibi,
- Karnınız açtı!'. sanırım, dedi. Annemle birlikte yemek ha·
zırlamak üzereyelik zaten. Eğer bir isteğiniz yoksa
ona yardım
etmeliyim.

7
·1· ...
if.rıs ın
başırıl ıı
üzerine genç kıı. az önce annesını:!
saı aması

girdiği biti~jk odaya geçerek onu yalnız bıraktı.


Az sonra kurtarıcısı içeri girdı~inde İdris 'i meraklı bakışlarla
cdayı inceler buldu. Onu görünce İdris yattığı yerden yavaşça
doğruldu; kısa bit' süre ikisi de konuşmaclılar. Sonra Ereten
bil' eliyle çevreyi göstererek.
-- Yanılmıyarsam çöl ol'tasi;ıc!aki bu cennet köşes i sizin yara·
tU1lZ, bay MiHer. dedi.
-- Bana kısaca Frank diyebilirsiniz, diye sözünü kesti adam.
Cennet köşesi diye nitelendirdiğiniz yel'. fakir bir çiftçinin :'iir-
mi yılda ancak altında yaşanır duruma getirdiği iki dam par-
çası olsa gerek. bay ...

- tdris. ldris Ereten.


- Evet. adın bu olmalı. İstersen önce şu ocağm üstündeki sı-
cak suyun yardımıyla adm hangi yüze ait olduğunu da bulup
çıkartalım . Karım ve k:zımın silaha satılmasına şaşmamak ge-
rek aslında, Seni gören tavukiarımtım yumurtadan kesHeccği ­
ni düşünmüş olmalılar.
Seni'a bitişik odaya dönerek bağu'dı :
- Martha, konui:;rumuı için bir bezle benim gömleklerden bi·
rini getiriver!
Ana Im az sonra ellerinde istenenlerle içeri girditer. Biri İdI'is'·
in temizlenmesine yardımcı olurken diğeri de ocağın üstünde
yiyecek bir şeyler lıazırlamak üzere i şe koyuldu.
Temizlenme ve yemek faslı bittiğin de Ereten bu fakir çiftçi
::[1e51 ve yaşamları hakkında az çok bil' şeyler öğrenebilmiştL
Miller aHesi btmda..'1 aşağı yukaı;ı yirmi beş }ıl önce. yat)j 1830
yıllarında. İngiltere'den Yeni DUnya'ya göç etmişti. Umdukla·
rmm tersine talih onlara gülmemiş ve sonunda ellerinde kalan
r:ıra ile Teksasım güneyinde Cadus 1'0\\<11 adlı kasabaya 40 mi!
uzaklıkta. bu verimsiz toprağa yerleşmişlerdi. Frank lVIiller'in
şu a;ıda tek servetini bu toprak parçası ve üzerine yayılmış
kırk . eBi baş haY'van oluşturuyordu . Frank ın söylediklerini
4

can kulağı ile dinleyen İdris ilk fırsatta bu Cacrus Town kasa·

8
basma gilrncyi aklına koymuştu . Hatta bu düşüncesini ev sa-
hibine de açtı: ancak gerek onun gerekse yorgun bcdenjnin
karşı gelmesi üzerine geceyi çiftliktc geçirmeyi kabullenmek
zorunda kaldı. O akşam ev halkı ile birlikte erkenden yatan
Erüen , kanepenin ü::<:rinde bitkinliğ'in verdiği gev~ektik!e ra-
hat tL!: sakin bir gece geçirdi.
Ertesi sabah tasarladığmm aksine ancak öğleye doğru uyana-
bildi. Evin içi dışardaki kızgın güneşe karşın oldukça sedndi.
Odada kendisinden başka kimse yoktu. Yerinden ya,vaşça doğ·
l'U;C:u. Bu arada gözü kanepenİn yanındaki bir tas suya ilişli.
Kalkıp yüzünü gözünü yıkadıktan sonra dl.<Jurı çıktı.
Çıkar çık­
nHZ da bunaitıcı bir slcaitm içinde buldu kendisini. Elini gözü-
ne siper ederek arkasında birtakı m sesler duy~uğu sundurmaya
doğru ilerledi. Yaklaşınca sundurmanm arkasm~a
ahır olaralt
kullanılan bir bölüm olduğunu gördü. Frank, MiIler
içerdeki iki
attaa biri ile uğraştnaktaydı.
- Kolay gelsin.
Frank arkasını dönmedea.
- SağoL diye karşılık verdi. Nasıl iyi uyuyabildin mi?
- O da sorulur mu: Bin yılda bir çekilen türde bir uyku
çektim kendime. Şu anda çok iyiyim. Hatta size bir yardımım
dokunabUiise ..
Frank yaptığı işten başInı kaldırıp idrüre döndil. Gün~~ ış!~m­
da alnındakI terler boncuk boncuk pnrlıyol'du. Hanfçı; gülihn-
seycrek .
. Sn).;. genç aı:kuda~!m. dedi. Yardım önerbe teşekkürler;
nm a ben bu işi yıllardır tek ba .~)ma yapıyorum. Sen ise daha
dün ölümün eşiğinden döndün. Yo, yo! Zayıfslil, güçsüz.sün de-
m=k istemedim. rakat bence gücünü kullanmanın sırası deltil
henüz. Sen çevreyi tanıyadur. bea bu işi bitireyim.
(;'rank elinin .tersi ile alniDda biriken terIeri silip yeniden işüün
t:ışına geçti. fdris onun çalışmasını bir süre merakla izledi.
B:\Ş!ru saUay)p tam yanınd~1;1 ayrılırken Frank'ın
seslendiğini
duydu. yeniden;

9
-- Yemekte:o sonra kasabaya iniyorutn: eğer gelmek istersen
hazıl'lı kıı
ol.

idris sanki aklından geçenleri okumuşcastna kendisi,:.! ba.~an


Frar.k'a dönüp olur qnlammda elini kaldırdı.
-- Anlaştık. Ben nasılolsa her zaman hazırım.
Sonra dışaı'ı çıkarken eline almış olduğu slclson şapkayı başına
geçirip yakınlardaki bir ajJncın altına yürüctii.

Gölgeye çöldip sırtını ağaca dayuyarak şapkayı ıyıce yüzüne


indirdi.' Çevrede yaprak kımıldamıyordu. Ö~le s1cağında yara-
tıklar bile ses çıkarmaya i1şe:ıiyor gibiydiler. İdris Erden ister
istemez kendi - durumunu. yapaca~1 daha doğrusu yapabileceği
işleti cHişünmeye koyuldu. 25. yüzyıldaki yaşamı. ' görevi şimdi
ona uzak bil' geçmişin anılan gibi geliyordu. Yoksa geleceğin
anılart mı demek do~"TU olurdu? Birzaman devi'iyesİ oldLl~ü
sürece geçmiş gelecek yoktu onun için. sadece şimdi val'dı.
Görevi gereği hep şimdiyi yaşamış ve gelecek kaygısı nedir dü-
şünmemişti hiç. Zaman de\Tiyelerinin' ho~nut ohn.:ısı, rJç bir
şeyden yoksun edilmemesi kendi devrinin : siyasal dii~üncesine
uygundu. Çünkü zaman devriyeleri aynı zamanda düzenin gü-
vehcesi durumunda idiler. - - Eiıerindeki . güç yüzünden herke~
enlııra saygı duyar. biraz da çekinirlerdi onlardan. İdris ve
meslektaşlart bu giicün bilincinde idiler ama tutsağı da olma·
yacak kadar iyi yetiştirilmişlerdi. Şu anda hiç bir güvencesi
kalmamış ola.rı İdris'in ürkiiye kapılmadan düşünenilmesi de
bunu gösteriyordu zaten. Durumun kısa bir değerlendirmesini
Yilııan İıkis için tek yol. görevde imiş gibi dıvrimm:'\k ve bek
lemtkti. Kendi devrhıden ona yaroım gelmesi olasılığı çok az·
dt ama beklerneğe değerdi. Hiç olmazsa yaşadığımdan umut
kesilmemiş olsa. diye düşündü. İdris. Eğer öldüğü kanısma var·
nuşlarsa. yaşam!:ıın geri kalan bölümünü bu devird~ geçirmek
zorundaydı. Frank ve ailesi gibi. .. Düşünceleri bu noktaya ula~·
tığında arkasından gelen bir sesle irkildi.
(D~vam ed~cek)

10
••
4' i ii SBi s ii 'll
TIc!'!"
L.l ı T......\ \;Ç
• _' LO L .. ,
~

YaşlıYim. Hem de çok yaşlıyım. Kaç yaşında olduğumu kesin-


likle bilemeyecek kadar çok yaşadım. . Yüzyıllarcaı belki de
binyı llarca ...
Ağzımda bir tck diş bile kalmadı. Saçıın, sakCılırl1 bembeyaz.
Yorgunum. Ölesiye yorgum.ırn. Her gün ,. ufukları gözlüyor ve
beni bu işkenceden kurtaracak obnı bekliyorun!... .
Buraya ilk geld i ğimde otuz yedi yaşındaydım. Birkaç yıldan be-
ri bir türlü ke:ıdimi kurturamn dığ ı m bir korkuya kapılmış tım:
Ölüm korkusuna. Önceleri onu yen mc.'ğe , kendirrü yeni heyecan-
ı

lada, değişik serüvenlerle avutmağ:ı ça lıştlt~1 . .OlmJdı. Sonun-


da yenilgiYİ kabul ettim re bu korkuyu benliğimin bir parçası.
clarak taşıdırn, Ama bu da bir çözüm yolu değildi, olamazdı.
Tam tet'sine , Oll sefer de öİÜmsüzlüğii bulmak gibi kahredid
bir tutkuyu kaptlmış tım. Bu yüzden her şeyimi satıp savdmı,
i~imde n ve ailemden ayrıldım; bu küçücük gezegene yerleştim.
Garip bir duyguya bpılnuştırn: Ölürrısüzlüğün tek çaresirj.,
I.<l.mnm durdurmak olduğuna inanıyordum. Ölümsüzlüğü bul-
dum, ama zamanı durduramadım.
U 'ııy aracmd ıuı çtımnlar bu kiiçiil,: ve 1sSIZ gezegeni araştırır­
ken cna rastladılar, Ellerini göğe kaldırtluş, yakarıyordu. Ya-
nm a .ı:tittHct. Onl arı f:ırketm edi bile. Ne gö ıl e ri görüyor, ne de
ku/aldar! işitiyordu. Koskoca evrende onun kadar yaş h tek bir
e :ınhya. rast!ftmaIl.11'jlardl. ÜlI:l yardım etmek istiyorlar, fabt
bıınu nasıl yapacalilarm! bUeıniyorJMdr. EBerimleki en gelişkin
eihazbr bile ihti yarın yaşıııı belirlemekte ve onun ' dUyl1 organ-
!arını etkilemekte yetersh: kalıyorlardı . İlıtiyarmbeş duygusu
da. körelmişti. Bamlla:şIGl. bir t:vrende yaşıyordu , Onların var·
lığından bi1~ hahersizdi belki de.
Sonunda ,geldikleri gibi sessizce çekip gittiler. İhtiyara yardımcı
olamadıkiarı iÇitı üzgündiller. Ne yazık ki ellerinden bir .şey
gelmiyordu.
Hıh. kendilerini farketmediğimi sandılar! Budalalar! Yaçlı ol·
masIn(i yaşlıyım am,",. onları göremeyecek, duyamayacak ka-
dar değil. Belki kulaklarım ağır L'jitiyor gözlerim iyi görmü-
j

yor ama, onları gördüm. Dik vücutiarı."ll, gergin, kırışık yüz"


lerini gördüm; gür seslerini duydum._Genç olmaktan başka ne
özellikleri var ki onlarm? Oysa ben ... ben öyle miyi.m ya? Yüz-
yüların, belki de, binyılların acll.:U'Inı yüreğimde taşıyorum;
öıümsüZlük yükü beli mi büküyot. İnsanoğlunun, eıeıden beri
aradığı «ölmez, otu:> nu buldum. ölümsüzlüğün bilinc~ne vardım.
Ve işte bu yüzden. .pUtün yaratıklardan üstün buluyorum ken-
dimi ...
Üstünlük ha! Ke:ıdimi kandırıyorum ben. Hangi üstünlük? Bu
bÜkmmüş belirnle, di~siz ağzımla, muşmuladan farksız sura-

12
t\mla bit' de üstünlük tashyorum utanmadan.

Ö!ümsilzliik bir üsti.inIük olama?. Sadece bir yük . Sonsuza dek


taşınması gereken bir yük benim için .

Ama onlara engel olmaınnkb iyi ettim. Gitsinler. Gerçek bir


~nsan gibi. gerççk hayatı yaş3smlar ve zamanı gelince
ölsüak r.
I~ğel' cnlara beni buradan alıp göWrmebrini söyleseydim bu
sonsuz acıdan kurtulacaktım. Amn o zaman da onlar için bit-
mez WkenmC'z acılar başlayacaktı. İnanılmayacak kadar yaşlı
bir adamın gezegenİndea ayrılır aydınaı ölmesi onların dikIm·
Unl hemen bu küçük gezegene çekecekti. Ve onlar da düşec0k.
!erdi aynı tı..ıza.i~a ...
Ve öli.irnsiiılliğe mahkum. edileceklerdi.
Ama ne gam! Ben kurtulmuş olacaktım ya.
Yol{sa ... yoksa yine mi kendimi aldatıyorum? Yüzyıllardan
bed beklediğim öEim geldi de. ben mi kaçtım ondan? Onun \)
di:lle ndir ic i.. serin kucağına niçin bırakmadım bu yorgun bede-
ni? Sırf o adamlara acıdığım için mi?
Hayır. hayır! K.orktum. O yüzyıllar önceki korkuya
kapıldım ~i·
ne. Öıüm korkusuna.
Ama bu benim elimde olan bil' şey değil. Bazı olağanüstü du-
fumlar dışında hiç bir canlı kendi isteğiyle ölüme gidemeı,
kendi kendini yok edemez, Bir içgüdü bu. Yaşamak içgiidüsü.
Ve ölüm korkustı...
Yüzyıllar, belki de binyıllar sonra bir ge rçeğin daha
farkma
vardım.
Yine d~ yaka~makta devf.tm edeceğim, B~ni bu yüktea Onun
kurtarınası için .. ,

D
Ankara'da.iki ldşllik bilim - kurgu sever aile kirahk
daire arıyor. Tel: 27 2'1 56

13
ılli'ı lllli
IlliIY(Du.,el ofllRob l .' tlaııı
ots)
GEVlERiN DÜELLOSU
t (Tb e Avengers) dizisİnde
TV izleyicileri bundan önce Tatlı Ser
kez bir başka robot adam,
robot adamlarla tamşmışlardl. Bu
e Austin 'e meydan okumak·
Aiu Milyonluk Adam dizisinde Stev
t ıl. Silah uzmanı bit" binbaşının
yerine geçirilen uzaktan dene-
rrunkinden pek aşağı kal-
timli bu robotun becerileri, bionik nda inin ara·
ı bir savaş izliyoruz ikis
mıyor. Soluk kesici. amansı t-
sında. Ve bu kaba kuvvet
gösterisi bionik adamın robotu alte
ırı
sildhların ve karşı silahlar
mesi He sonuçlanıyor tabii. - Yeni mı­
scrgHendiği bu filmde. mil
itarizmin de övüldüğü gözden kaç
Austin'in kendisine hay ye·
yor ama. Kahramammız (!) Steve
da ö~renlyoruz bu arada.
rine albay denilmesinden hoşlandı!tmı
Barışsever bilim - kUfbl'tl
izleyicileri adına bizlerin bu diziden
zamanı geldi galiba.
pek de ho~:ıut olmadı~nı söylemenin
HAYAT YOK (Populatian: Zero)
:y-üksck frekansh alfa dal·
Bu fi1mde tüm bil" kent halkının çok yapan da-
ına tanık oluyoruz. Bu işi
gaları ile baj1ltılması olay
ha önce 10 yıl hükümet hesabına
bir silah tasarısı üzerinde ça.
lışmış bir bilgindir. Hüküme
tin silahı kullaruşsız diye geri çe-
kararlıdır. Bu yüzden hü-
virmesine içedeyen bilgin öc alm aya
azSa bu kez binlerce kişiyi
kümete şantaj yapar; istediği yapılm '
ı ·

.
Steve Austin karışır, ve bu
gizli silahı ile öldüreceklir. Olaya
r, yani çılgm bilgin kendi
tür filmlerin beIll sonu ile film bile
yarattığı gücün kurbanı olu
r. Ele alınan konunun bil im· kurgu
yazınında çok işlenmiş. ade
ta sakız edilmiş bir konu olduğu ger-
·
bır yenilik getirilmemiş. Baş
çek. Ne yazık ki. bu eski konuya
langıçtaki çarpıcıgörüntü
ve özellikle Steve Austin'in astro-
e çe\<Tilip henüz yurdumuz-
not giysileriyle kente girişi daha önc
eda Strain~ adlı filmi anım­
da gösterilmemiş olan ~The Androm (İş yob
nda ise «ha pt yo b yerine
satıyor. O filIT'le kıyaslandığı
di:;ece~i geliyor insanın.
A.FRİK.·\'DA BİR ~L-\CERA ' İZ­
trilt kesilmesi nedeni ile
(Bu filmi bulunduğum semtte e!ek
n,)
leyemedim, özür dilerim. S. E. Er~i
DÜ0iYAYA DÜŞEN ADA'I (The 1\lan \Vha Fel! To Ear'th)
Yenctmen : Nkobs Rocg/Oyııncular : David Bowie. Rip Tom
Görüntü Yörı~tmeni : Anthony Richmond/Senaryo : Walter Te-
,..ın ·b'
VIS ,ıi i
romanınc,ani'f' ngllZ
'1' B'" f r·..10:1 yapırm
· ' 1'! 'lf\"'~
nLlS,l renKdl
;i ::.ıitl
Dünyaya Düşen Adam, yönı::tmen Nico!a~ RQeg'(rı olduğt~ kadar
David Bowie'nin de tilıni. Aslında bQr iki ad da bilim· kurgu
çeı?resine yabancı değil. Nicolas Roeg' i unutulmaz
Fahrcnheit
-Li 1 Wegişen Dünynnm İnsanlan) fi!mi:ıden görüntü yönetmeni
olar~!k anımsıyoruz,
David Bowie ise maya ve bilim - kurguya olan tutkusunu '!:\
Sp;ıcc Oddity~ gibi şarkılarıyla kanıtlamış ünlü bir müzisyen.
Ruhbi limve gerçek yaşam duyusunun bilim - kurgu filminde
Y~l'i olmadtğı söylenirdi bir zamanlar. Fahrenheit
451 'in yönet.
meni François Tnıffaut gibi birçok yöndmc:n de bu görüşe ka-
t,ltrdı. Oysa bilim - kurgu sinemasının son on vıI' öı::1ekl
- .. erİ bunun
tersini kanıtlamak istercesine içdtirıya~·.cı ve
gerçek yaşama
yönelik. İşte Ch.arly . ışte Je tfaimı:, je t'a.ime. i~te Solaris ve
bizde daha gösterilmemiş A Claekwürk Orange gibini celeri .
Bu örnekler dizisinin son halkasm1 ise mbya ya Düşen Adam
oluşturuyor. İzleyenin içini ürperten bu nefis yapıın. ke71di
ge-
ıı:::genil1deki kuraklı~a bir çare bulmak iİzere Dünya
'ya gelen
kedi gözıÜ bir adanun (David Bowie) öyküsünü anlatıyor, Ken-
dine özgü sinema diliyle olayları sergileyen Roeg F'ahrenheil f

451 'i anımsatıreasına bilim - kurgusal öğeleri geti plana itip


birey, toplum ve 'televizyon İli§kisine de~iniyor bu filminde.
Dünyaya düşen adamın geldiği gezegen ise zaman zaman kısa
]:iot-tintü!er!e düşsel bir hava içiride tanıbhyor (Okuyanlara bu
görüntüler yazar Frank Herbert'in <ıDune} adlı romahm1 da
anımsatabilir).
Filimde. kandaki akyuvarlarm bedene giren yabancı nesneyi
yok etmesi öme~i, yeni, yabancı bir bireyin toplum. tarafın­
dan yaIıtıhp etk.isizleşUriimesi olay1na tanık oluyoruz. B<işka
bir gezegenden gelI'dş F:ba!lCıda..'1 geriye allwlik bir insan ar-
tığı kalıyor böylece. Ve yabanc:ınm son" sözleri ise
şöyle : «Siz
benim geıegenime gelseydiniZ aynı şey sizin de başınıza ge-
tirdi. ğ
~ SiZE GELEN MEKTUPLAR
~-;:Sayın "An~lrcs:> yöneticileri.
Gtçcn hafta AnLlretnn Mart 197·1 tarihli ilk sayısını görünceye
kadaı- Türkiye~dc bir bilim . kurgu dergisi yayınlanmış olduğu
nu bilmiycrdurrı. . Derginizin bu ilk sayısını bir arkadaşımm
evinde gördüm, ve O;1a Antares'in yayınlanmaya devam edip ct-
rnc-diğini sordum. Fakat arkadaşım derginizin başka bir sayı­
sım almıdığı için bu konuda bir bilgisi yoktu. Antares'i birkaç
gazete satıc!sına.,. sordum. Fakat onlar da bilıniyorlardı. Bunun
üzerine adresinize yazarak derginiıin yayınını sqrdürüp sül'-
dürmediğini öltrenmeye karar verelim. EMr dergiyİ yayı?ıla­
maya devam ediyorsamz ben de abone olmak istiyorum. Bu
kcnuda bana en kısa sürede karşıtık göndermenizi rica ederim.
Ayrıca abone koşulhırınızı da bildirin. Saygılarımla
Sezen KAYMAK - İSTANBUL
Antare~'in dağıtımı posta aracılığı ile yapılıyor; gazete saticı·
larında butamayı~ınızm nedeni bu. Si:rin gibi yc~ıl okurlarımu:
lCD78115 No. lu posta çeki hesabına 50.- TL'sı yatırdıkları tak·
dirde çıkan ilk altı say! adreslerine gönderilecektir. Üç sayılık
abone için de 10,- TL. 'sının aynı hesaba ratırılmaSl gerekiyor,
Abone olmadan dergiyi izlemek isteyen okurI,ü'lmız ise her ;sa.·
yı ile birlikte gönderilen 3.50 TL. 'lık çeki yatırarak bir sonrald
sayının kendile.dne gönderilmesini sağlayabilirler. .
sSayın bilim kurgucu arkadaş. .
Yazın türleri ve sanat yapitları arasıı:.da en çok ' ilgi mi çeken
bilim . kurgu hakkında derIi toplu, özlü. açıklayıcı hiçbir yapıt
okuyamaclun. Al'lCak Milliyı:t - Sanat Dergısi'nde Antares'in
vnrhğım okuduğum zaman · İstanbul'daki arbdaşlara bu der-
giden bana göndermelerini istediğimde hepsi de şaşkınlıklarını
yazdılar bana. Böyle bir dergi olmadığı gibi isnun{ 'de ilk du-
yuyorlarmiş. Antares'j tstanbul'da ~ulamamı~lardı.
Cumhuriyet'te küçücük ilanı gördüğümde hemen size yazıyo­
rum. Abone olmak istiyorum. Saygılarımla.
Mustafa YELKENLİ - DİYARBA..T{ffi
Yukarda Sezen Kaymak arkadaşa verdiğim· yanıt sizİn için ~e
geç~rli. Umarım dergiyİ beğeneceksiniz. İlginize teşekkürler.

You might also like