Professional Documents
Culture Documents
13.KONU
ÇAĞDAŞ BAKIM, TEDAVİ GİRİŞİMLERİ VE ETİK YÖNLER-I
1
İÇERİK PLANI
1-Beyin ölümü
2-Doku ve oran nakli
3-Klonlama
4-Kök Hücre
2
Öğretim Yöntem ve Teknikleri
• Düz anlatım
• Soru-cevap
• Beyin fırtınası
• Tartışma
3
Öğretim Araç ve Gereçleri
• Bilgisayar
• Barkovizyon
• Barkovizyon perdesi
• Yazı tahtası
• İnternet
4
AMAÇ
5
HEDEFLER
6
Teknolojik alanda yaşanan gelişmeler, bilim alanına
dolayısı ile sağlık alanına da yansımıştır.
Beyin ölümü, doku ve organ nakli, klonlama ve kök
hücre özellikle günümüzde sağlık ekibi üyelerinin
üzerinde durduğu konuların başında gelmektedir. Her ne
kadar hemşirelik holistik bakıma odaklansa da teknolojiyi
öğrenmek ve bakıma entegre etmek zorunluluk hâline
gelmiştir.
• Bu nedenle hemşirelik bakımı, bilimsel bilgi düzeyi ve
teknolojideki sürekli yenilenen gelişmelerle içi içe
geçmiş durumdadır.
• Teknoloji geliştikçe ve ilerledikçe, hemşireliğin rol ve
sorumlulukları gelişmekte ve genişlemektedir.
Çağdaş hemşirelik rolleri kapsamında hemşire;
rehberlik, hasta hakları savunucusu ve koordinatörlük
rolleri ile hasta ve ailesine gerekli bakımı sunmalıdır.
1-Beyin Ölümü
• Beyin Ölümü klinik bir tanıdır. “Beyin ölümü” merkezî sinir
sisteminin kafatası içinde yer alan bölümü olan beyin, beyin sapı
ve serebellumun tamamının tüm aktivitelerinin kalıcı, yani geri
dönüşümsüz olarak yitirilmesidir.
• Beyin ölümü ile bitkisel hayat kavramları birbirinden tamamen
farklıdır. Bitkisel hayatta kişinin, kendiliğinden hiçbir makine
desteği sağlanmadan solunumu ve kan dolaşımı devam etmektedir.
Beyin Ölümü Tarihçesi
• Beyin ölümü tanısı koymak için 29.5.1979 tarih, 2238 sayılı Organ
ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında
Kanun uyarınca 4 uzman hekim imzası gereklidir. Bu ekipte
kardiyolog, beyin cerrahı, nörolog ve anestezi-reanimasyon
uzmanı bulunmaktadır.
• Doku ve organ naklini gerçekleştirecek olan cerrahi ekipten
uzman bulunmaz.
Beyin ölümünün saptanmasında aşağıdaki kriterler yer
almaktadır:
1. Beyin ve/veya beyin sapını içine alan hasar geri dönüşümsüz olmalıdır.
2. Hipotermi ( vücut ısısı ˂ 32 ̊ C ) olmamalıdır.
3. Herhangi bir şekilde zehirlenme olasılığı bulunmamalıdır.
4. Hasta, sedatif, hipnotik, kas gevşetici gibi herhangi bir anestezik ilaç etkisi
altında olmamalıdır.
5. Ağır endokrin hastalık, asit-baz dengesinde bozukluk, elektrolit dengesizliği
gibi tabloyu taklit edecek ve ayırıcı tanıyı güçleştirecek bir durum olmamalıdır.
Beyin ölümü nörolojik bulgularla saptanan bir klinik tanıdır.
Bazı durumlarda bu klinik tanı yardımcı laboratuvar (özellikle
radyolojik) incelemelerle desteklenmelidir.
1. Pupillalar fikse ve ışığa cevapsızdır.
2. Korneal refleksler yoktur.
3. Vestibulo-oküler refleksler yoktur.
4. Ağrılı uyaranlara motor cevap yoktur.
Sağlık Bakanlığı’nın Resmî Gazete’de yayınlanan, 1993, 2000
ve 2002 tarihli Beyin Ölümü Kriterleri belirlenmiştir. Bu kriterler;
1. Bilinç kaybı,
2. Spontan hareket olmaması,
3. Ağrılı uyaranlara motor yanıtın olmaması,
4. Spontan solunum bulunmaması (apne testi),
5. Beyin sapı reflekslerinin tamamen kaybolması:
I. Kornea refleksi yokluğu
II. Vestibulo-oküler refleks yokluğu
III. Okülo-sefalik refleks yokluğu
IV. Farengeal ve trakeal refleks yokluğu
6. Pupiller dilate, ışığa yanıtsız (4-9 mm)
Tıbbi Desteğin Kesilmesi
• Beyin ölümü tanısı konan hastalarda tıbbi desteğin kesilmesi de
yasalarla belirlenmiştir.
• 20 Ağustos 1993 tarihli Organ Nakli Merkezleri Yönetmeliği (Ek-
1) ve 1 Haziran 2000 tarihli Organ Nakli Hizmetleri Yönetmeliği
(Ek-1) maddelerine göre “Hasta yakınına beyin ölümü deklare
edildikten sonra hastaya uygulanan tıbbi destek kesilebilir.”
Beyin Ölümü ve Etik
• Birçok ülkede beyin ölümü yasal ve tıbbi olarak kabul edilmiş olsa
da sağlık ekibi üyeleri de dâhil olmak üzere insanlar genellikle bu
kavramı kabullenmekte etik ikilem içinde kalmaktadır. Geleneksel
ölüm tanımlarından farklı olması ve bazı etik sorunlar içermesi bu
kararsızlıkta rol oynamaktadır.
• Beyin ölümü, doku ve organ nakliyle önemi artan bir konudur.
Organ nakli için sağlıklı gönüllüler olan canlı vericilerin riske
edilmesi yerine kadavra donör sayısının arttırılması
gerekmektedir. Beyin ölümü tanısının doğru ve gecikmeden
konmasında anestezistlerin ve yoğun bakım uzmanlarının tıbbi ve
hukuki açıdan önemli sorumlulukları vardır.
• Beyin ölümü gerçekleştiğinde tedavi ekibi ve aile yaşam desteğini
çekme ya da sürdürme konusunda bir karar verme sürecine
girmektedir. Bu konu, yalnız sağlık ekibi üyelerini değil;
hukukçuları, filozofları ve din adamlarını da yakından
ilgilendirmektedir. Söz konusu olan geniş vicdani ve dinî
tartışmalara açık olan insan yaşamının sonu konusunu
oluşturmaktadır.
2-Doku ve Organ Nakli
• Tıp uzun yıllardan beri çeşitli nedenlerle işlevini
kaybetmiş ya da tükenmiş vücut parçalarının yerine
canlılardan ya da kadavradan aldığı kan, deri, kemik,
kemik iliği, sperm, kornea, böbrek, kalp, karaciğer,
pankreas, ince barsak, akciğer gibi organ, organ
parçaları veya hücrelerin yenilerini koyma çabası
içindedir.
• Doku ve organ nakli, en basit şekli ile yetersiz bir hâle gelmiş ve
bireyin hayatını tehdit eden hastalıklı doku ve organı yenisi ile
değiştirmektir.
• Doku, organları meydana getiren, şekil ve yapı bakımından benzer
olan ve aynı vazifeyi gören, birbirleriyle sıkı ilgisi olan aynı
kökten gelen hücreler topluluğuna verilen isimdir (kalp kapağı,
kornea, kemik, kemik iliği, kıkırdak, kemik, kas dokusu, bağ
dokuları, kornea).
• Organ ise, Latin kökenli bir kelime olup, biyolojide belirli bir
görevi yapan ve sınırları belli doku grubu olarak tanımlanmaktadır
(böbrek, karaciğer, kalp, akciğer).
• Organ naklini desteklemesi ve nakillerin kolaylaştırılması
amacıyla; 1980 yılında “Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi
Vakfı” 1990 yılında “Türkiye Organ Nakli Derneği”, 1997 yılında
Türkiye Avrupa’daki “Transplantasyon Derneği”ne üye olmuş ve
2001 yılında “Ulusal Koordinasyon Merkezi” kurulmuştur.
• Günümüzde gerek ülkelerin ulusal yasaları gerek uluslararası
sözleşmeler organ ve doku naklini destekleyici hukuki
düzenlemelere sahiptir.
Doku ve Organ Naklinin Tarihçesi
1-Otolog Kök Hücre Nakli: Hastanın iyi durumda olan kendi kök
hücre kaynakları nakil için kullanılmaktadır. Otolog kök hücre
nakillerinde, kök hücreler hastanın uygun dönemde yani hastalık
düzelmişken ya da sabit durumdayken toplanmaktadır ve nakil için
kullanılmaktadır.
2-Allojeneik Kök Hücre Nakli: Kardeş, kardeş dışı akraba ya da
akraba dışı gönüllü vericiden alınarak yapılan nakillere allojenik kök
hücre nakli denir.
3-Sinjeneik Kök Hücre Nakli: İkiz kardeşlerden (tek yumurta)
alınarak yapılan nakillerdir.
Kök Hücrelerin Kullanım Alanları