You are on page 1of 21

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU


2020-2021 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ
YAŞLI BAKIM SINIF 2

Öğrenci Adı-Soyadı: Reyhan Ertan


Öğrenci Numarası: 192410027
Öğretmen Adı-Soyadı: Deniz Başbınar Aktekin
Hastalıklar Bilgisi 2 Final Ödevi
Soru 1:

➢ Beyin kafatası içinde yer alan ve vücudumuzdaki tüm fonksiyonları kontrol eden bir organdır. Beyin dört
lobdan oluşur: Frontal, Parietal, Temporal ve Oksipital. Bu loblar her iki beyin yarıküresinde yer alırlar.
✓ FRONTAL LOB: Beynin, alın arkasında kalan ön bölümüdür. Planlama, organizasyon, problem çözme, dikkat,
kişilik, duygusal durum gibi fonksiyonları vardır.
-Frontal lobun ön bölgesine ‘Prefrontal Kortex’ adı verilir. Bu bölge yüksek bilinç fonksiyonlarında çok
önemlidir. Kişilikle ilgili merkezler buradadır. Frontal lobun arka bölgesi, vücudun karşı tarafının
hareketlerinin idare edildiği merkezdir.
✓ PARİETAL LOB: Frontal lobun arkasında bulunur. Sağ parietal lob hasarında kişi üç boyutlu olarak çevre ile
bedeninin ilişkisini kaybeder. Sol parietal lob hasarında ise konuşulanı ve yazılanı anlama yeteneği bozulur.
✓ Parietal loblarda vücudun karşı yarısından gelen dokunma, basınç gibi duyuların hissedildiği merkezler vardır.
✓ TEMPORAL LOB: Şakakların arkasında yer alan loblardır. Koku ve işitme ile ilgili merkezler bulunur. Yeni
bilgilerin düzenlenmesi ve kısa dönemli hafıza ile ilgilidir. Sağ temporal lob özellikle resimlere ve yüzlere ait
hafıza, sol temporal lob ise kelimeler ve isimlere ait hafıza ile ilgilidir.
✓ OKSİPİTAL LOB: Beynin arka kısmında, ensenin üzerinde yer alır. Görme merkezidir. Görmenin anlaşılması
ve eski bilgilerle birleştirilmesi bu bölgede yapılır. Bu bölgenin hasarları görme alanında defektlere yol açar.
❑ BEYİN SAPI: Omurilik soğanı adı da verilen bölge, beynin alt tarafında omurilikten hemen önce yer alır.
Yaşamak için gerekli olan tüm fonksiyonlar soluma, uyanıklık, kalbin atması, kan basıncı gibi buradan
yönetilir. Kranial sinirlerin çoğu bu bölgeden beyni terk ederler. Vücuttan gelip omurilikten geçerek beyne
giden sinir lifleri için de bir kavşak bölgesidir. Mezensefalon, pons ve medullo oblongata isimli üç bölümden
oluşur.
❑ BEYİNCİK: Ense hizasında yer alır. Hareketlerin koordinasyonu ve denge ile ilgilidir. Bozukluğunda yürüme
güçlüğü, el hareketlerinde koordinasyon bozukluğu ortaya çıkar.
❖ KRANİAL SİNİRLER: Beyinden çıkıp vücudun gerekli bölgelerine giden sinirlerdir ve 12 çifttir.
1. Olfaktor Sinir: Koku alma
2. Optik Sinir: Görme
3. Okulomotor Sinir: Göz hareketleri
4. Troklear Sinir: Göz hareketleri
5. Trigeminal Sinir: Yüzün duyusu ve çiğneme kasları
6. Abdusens Siniri: Göz hareketleri
7. Fasial Sinir: Yüz kaslarının hareketleri
8. Vestibulokohlear Sinir: İşitme – denge siniri
9. Glossofaringeal Sinir: Yutak bölgesi siniri
10. Vagus Siniri: Kalp atımı ve iç organların idaresi
11. Aksesuar Sinir: Boyun ve omuz hareketleri
12. Hipoglossal Sinir: Dil hareketleri
Soru 2:
➢ Epilepsi: Epilepsi nöbeti (yada krizi), beyin normal aktivitesinin, sinir hücrelerinde geçici olarak
meydana gelen anormal elektriksel aktivite sonucu bozulması ile oluşan klinik bir durumdur. Halk
arasında “Sara Hastalığı” olarak da bilinen epilepsi, kendini epileptik nöbetler ile göstermektedir.
Epileptik nöbet gerçekleştiğinde hastada gelip geçici bilinç kaybı veya farklı özelliklerde belirtiler
olmaktadır. Kişinin tek bir nöbet geçirmesi, epilepsi hastası olduğu anlamına gelmez.
➢ Migren: Nörolojik bir hastalık olarak kabul edilen migren, otonom sinir sistemindeki bozukluktan
kaynaklanan bio-elektriksel bir hastalıktır. Beyinde bulunan serotonin gibi bazı kimyasal bileşenlerin
azalması veya etkisini kaybetmesi sonucu ortaya çıktığı düşünülür.
➢ Parkinson: Parkinson hastalığı beyindeki dopamin üreten hücrelerin kaybıyla oluşan beden
hareketlerinin yavaşlamasına yol açan bir hastalıktır. Bir beyin hastalığı olan Parkinson hastalığı
dopamin sentezleyen hücrelerin hasara uğramasıyla oluşur. Parkinson hastalığının yol açtığı hareket
bozukluğu ilerleyici ve kroniktir.
➢ Myastenia gravis (MG): Vücudun iskelet kaslarının çeşitli derecelerde zayıflamasına neden olan kronik,
otoimmün bir sinir - kas hastalığıdır. Myastenia gravis, sinir uyarılarının bilinçli olarak kontrol ettiğiniz
kaslara iletilmesindeki bir bozukluktan kaynaklanır.
➢ Multiple sklerozu (MS): (Multiple Skleroz) beyinde ve omurilikte, mesajları taşıyan sinir telleri
etrafındaki koruyucu kılıfın (miyelin kılıfı) hastalığıdır. Merkezi sinir sistemi ile organların bilgi
iletişimini sağlayan omuriliğin miyelin tabakası üzerindeki fiziksel tahribatın bir sonucu olarak ortaya
çıkmaktadır.
Soru 3:
➢ Nazal siklus:
❖ Her yüz insandan sekseni aynı anda , aynı oranda iki burun bölmesinden nefes alamaz. Bu normal
fizyolojik bir olaydır. Burunda 'Konka'( Burun etleri ) denilen ,kan akımı ile şişen ve inen yapılar
vardır.Bunlar dönüşümlü olarak şişer ve inerler , buna 'Nazal siklus' denir.
❑ Serebral Lateralizasyon:
❖ Serebral Lateralizasyon bazı sinirsel işlevler veya eğilimidir bilişsel süreçler beyin veya diğer bir
tarafında yapmak üzere kurulmuştur. Medial uzunlamasına yarık ayıran insan beyni iki farklı
içine hemisferlerin ile bağlı, korpus kallosumun . İki yarım kürenin makro yapısı neredeyse aynı gibi
görünse de, nöronal ağların farklı bileşimi, her yarım kürede farklı olan özel işlevlere izin verir.
✓ Beyin yapılarının lateralizasyonu, sağlıklı hastalarda ifade edilen genel eğilimlere
dayanmaktadır; ancak, her genellemenin çok sayıda karşı örneği vardır. Her insanın beyni farklı
şekilde gelişir ve bireylerde benzersiz bir yanalizasyona yol açar. Bu, uzmanlaşmadan farklıdır, çünkü
lateralizasyon yalnızca iki yarım küre arasında bölünmüş bir yapının işlevini ifade eder. Daha güçlü bir
antropolojik geçmişe sahip olduğu için uzmanlaşmayı bir eğilim olarak gözlemlemek çok daha kolaydır.
Soru 4:
❑ Sağ Beyin Özellikleri ❖ Sol Beyin Özellikleri
✓ Beynimizin yaratıcı kısmı sağ lobudur. ✓ Beynimizin mantıksal kısmı sol lobudur.
✓ Sağ beyin, görsel ve işitsel konularla ilgilenir. ✓ Matematiksel işlemlerde başarılıdır.
✓ İnsan, sezgilerinde beyninin sağ tarafını ✓ Sebep-sonuç ilişkisini iyi kurar ve analitik
kullanır. düşünme becerisine sahiptir.
✓ Aynı zamanda sağ beyin lobu, vücudun sol ✓ Kelime, sayı ve sembollerle ilgilenir.
tarafını (organlarını) yönetir.
✓ Sol beyin lobu, vücudun sağ tarafını
✓ Görme ve duyma yoluyla öğrenir. (organlarını) yönetir.
✓ Gerçek üstü hayaller kurar, mecaz anlamlarla
ilgilenir.
Soru 5:
❖ Böbrek fonksiyonları nelerdir?
✓ Böbreğin başlıca işlevi idrar oluşturmak ve kanı temizlemektir. Her böbrek, atık maddeleri ve vücudun ihtiyacı
olamayan diğer kimyasalları uzaklaştırır. Böbreğin önemli fonksiyonları aşağıda tanımlanmıştır.
❑ 1. Atık maddelerin uzaklaştırılması:
✓ Atıkların maddelerin uzaklaştırılarak kanın temizlenmesi böbreğin en önemli fonksiyonudur.
✓ Tükettiğimiz gıdalar protein içermektedir. Protein vücudun büyümesi ve onarımı için gereklidir. Fakat protein, vücut
tarafından kullanıldığında toksik atık ürünleri ortaya çıkar. Bu atık ürünlerin birikimi ve tutulması, vücuttaki zehir
tutma işlemine benzer. Her böbrek kanı filtre eder ve sonunda idrarla toksik atık maddeleri uzaklaştırır.
✓ Kreatinin ve üre, kanda kolayca ölçülebilen iki önemli atık ürünlerdir. Kan testlerinde onların "değerleri" böbrek
fonksiyonlarını göstermektedir. Her iki böbrek de yetmezlik olduğunda, kan testinde kreatinin ve üre değeri yüksek
olacaktır.
❑ 2. Fazla sıvının uzaklaştırılması:
✓ Böbreklerin ikinci en önemli fonksiyonu, aşırı miktarda suyun idrarla atılması ve vücutta yaşamak için gerekli
miktarda su tutarak sıvı dengesinin düzenlenmesidir.
✓ Böbrekler yetmezliği olduğunda, bu aşırı miktardaki suyu atma yeteneğini kaybederler. Vücuttaki fazla su da
şişmeye neden olur.
➢ 3. Kimyasallar ve minerallerin dengelenmesi
❑ Böbrekler sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, hidrojen ve bikarbonat gibi mineral ve
kimyasalların düzenlenmesinde ve vücut sıvılarında seviyelerinin normal sınırlarda düzenlenmesinde önemli bir
role sahiptirler.
❑ Sodyum değişikliği kişinin zihin sağlığını etkilerken potasyum düzeyindeki değişmeler kasların fonksiyonları ve
kalp ritminde ciddi yan etkilere neden olabilir. Kalsiyum ve fosfor düzeylerinin normal seviyelerde tutulması
kemik ve diş sağlığı için zorunludur.
➢ 4. Kan basıncı kontrolü
❑ Böbrekler kan basıncının düzenlenmesinde önemli rolü olan ve vücudun su, tuz dengesinin ayarlanmasına
yardımcı olan çeşitli hormonlar (renin, anjiotensin, aldosteron, prostoglandin gibi) üretirler. Bu hormonların
üretimindeki veya böbrek yetmezliği olan bir hastada su ve tuz dengesinin düzenlenmesindeki bozukluklar kan
basıncında yükselmeye neden olur.
➢ 5. Kırmızı kan hücresi üretimi
❑ Eritropoetin böbreklerde üretilen bir diğer hormondur. Bu hormon kırmızı kan hücrelerinin üretiminde önemli
bir role sahiptir. Böbrek yetmezliği durumunda eritropoetin üretimi azalır ve sonuçta kırmızı kan hücrelerinin
üretiminin Azalması ile birlikte hemoglobin düzeyi düşer (Anemi).
❑ Böbrek yetmezliği olan hastalarda demir ve vitamin tedavisine rağmen hemoglobin seviyesinin yükselmemesi
bundan dolayıdır.
➢ 6. Kemik sağlığının devam ettirilmesi
❑ Kemiklerin sağlıklı olması ve sağlam tutulması, kemik ve dişlerin gelişmesi ile gıdalardan alınan kalsiyumun
emilmesi için gerekli olan D vitamini böbrekler tarafından aktifleştirilir. Böbrek yetmezliği durumunda aktif
vitamin D düzeyleri azalarak kemik büyümesinde azalmaya ve kemiklerde dayanıksızlığa neden olur.
Çocuklarda büyüme geriliği de böbrek yetmezliğinin bir işareti olabilir.
Soru 6:

➢ Anüri: Günlük idrar miktarının 400-500 ml'nin altında olması oligüri ve 50-100 ml'nin altında
olması anüri olarak tanımlanır. Oligürinin diğer tanımı idrar miktarının saatte 20 ml'nin altında
olmasıdır. Çocuklarda idrar miktarının saatte 0.8 ml/kg'ın altında olması oligüri olarak tanımlanır.
➢ Oligüri: Günlük idrar miktarının 400-500 ml'nin altında olması oligüri ve 50-100 ml'nin altında olması
anüri olarak tanımlanır. Oligürinin diğer tanımı idrar miktarının saatte 20 ml'nin altında olmasıdır.
Çocuklarda idrar miktarının saatte 0.8 ml/kg'ın altında olması oligüri olarak tanımlanır.
➢ Poliüri: Poliüri belli bir zaman aralığında yüksek miktarda idrarın üretilip atılmasıdır. Kahve, alkol ve
kola gibi diüretik maddeler içeren içeceklerin tüketilmesi idrar miktarının artışına sebep olur.
➢ Polidipsi: Kompülsif su içme veya psikojenik polidipsi, susama duymaksızın sürekli veya alışkanlık
haline gelen normalden fazla su içme ile karakterize psikiyatrik bir tablodur
➢ Pollaküri: Yetişkin bir hastanın günde 3 litrenin üstünde idrar çıkarmasına poliüri denir. Poliüri ile
kaybedilen sıvı, hasta tarafından ağızdan veya damardan alındığı sürece tehlikeli değildir. Poliüri fazla
ve hasta tarafından alınan sıvı yetersiz ise kısa sürede hipotansiyon ve şok gelişir.
➢ İdrar retansiyonu: İdrar retansiyonu (glob vezika), mesane dolu olmasına
rağmen idrar yapamamaktır. İdrar retansiyonu, akut ve kronik idrar retansiyonu, komplet ve
inkomplet idrar retansiyonu olarak sınıflandırılmaktadır. Acil tedaviyi gerektirir.
➢ Rezidüel İdrar; İdrar yapıldıktan sonra çıkartılamıyarak geride kalan idrar.
➢ Dizüri; idrar yaparken ağrı veya rahatsızlık için tıbbi terimdir. Genellikle yanma hissi olarak
tanımlanan disüri, en sık idrar yolunun bakteriyel enfeksiyonlarından kaynaklanır. Alt idrar yolu
enfeksiyonu (sistit veya mesane enfeksiyonu) – Dizüri, mesane enfeksiyonunun (sistit) yaygın bir
semptomudur.
➢ Hematüri, kelime anlamı itibariyle idrarda kan görülmesidir.
➢ Nokturi, idrar yapma ihtiyacı ile gece bir veya daha fazla uyanmayı ifade etmektedir.
Soru 7:
➢ Jinekolojik değerlendirme, özellikle muayeneyi yaptıracak olan hastanın ilk seferiyse hasta için
korkutucu bir operasyon olabilir. Jinekolojik muayene korkusu aşılabilir, sağlığınız için son derece
mühim olan bu muayeneler kesinlikle hayat kurtarıcıdır ve kendiniz için bu bilinci kazanmanız her
kadının hayatta başarması gereken bir durumdur. Sadece operasyonun nasıl olacağı konusunda değil
muayene sırasında doktora soracağınız sorular ve nasıl bir probleme sahip olduğunuz konusunda da
açık ve cesur olmalısınız. Doktorunuza probleminizi ne kadar rahat ve detaylı bir şekilde anlatırsanız,
muayene de o kadar kısa sürede bitecek, sonucu tatmin edici, etkili olacaktır.
➢ Jinekolojik tanı yöntemleri, jinekolojik muayene sırasında en önemli şey kendinizi rahatlatmanızdır.
Karın kaslarınızı serbest bırakmak, sakinleşmek muayene sırasında size çok yardımcı olur. Vajinal
spekulum muayenesi vajinanız bütün bir şekilde her kısmı incelenmiş olur. Daha sonra biraz daha
derinleştirerek rahim bölgenizi incelemeye başlar. Özellikle rahim bölgesinde oluşabilecek yara,
enfeksiyonlar için bu muayene şarttır.
❖ Jinekolojik değerlendirme için bir diğer yöntem de jinekolojik muayene durumlarda bir çubuk
yardımıyla vajinanın iç kısmından örnek sıvı alınır. Sıvı alındıktan sonra steril bir cama yerleştirilir,
üzerine sprey sıkılır. Bu yöntem ile eğer mesane sarkması sorunu varsa teşhir edilir. Daha sonrasında
jinekolog son kısım olarak el yordamıyla tetkike geçer. Uzman doktor işaret parmağı ve orta parmağını
vajinanın iç kısmına koyar ve öbür elini de karın kısmının alt tarafına bastırmaya başlar.
Soru 8:
❖ Prostat hastalıkları kabaca üç grupta sınıflandırılabilir.
I. Prostat iltihabı (Prostatit)
II. İyi huylu prostat büyümesi (BPH=Benign Prostat Hiperplazisi)
III. Prostat kanseri
➢ Prostatit Nedir?
❖ Prostatit, prostat bezinin iltihabıdır. Bu hastalıkta gelişen enflamasyon nedeniyle prostat bezi şişer ve ağrılı
haldedir. Prostatit bazen bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklansa da, sıklıkla mikrobik bir durum
bulunmayabilir ve hangi nedenle prostatit geliştiği tam olarak anlaşılamaz. Genellikle daha ileri yaştaki
erkeklerin sorunları olan prostat büyümesi veya prostat kanserine karşılık, prostatit her yaştaki yetişkin erkekte
görülebilir.
➢ Prostat Kanseri Nedir?
❖ Prostat bezi dokusunda gelişen kanser, “prostat kanseri” olarak adlandırılır. Batı ülkelerinde prostat kanseri en
sık görülen kanser tiplerinden biridir. Oluşum nedenleri tam olarak açıklanabilmiş değildir, fakat erkeklerde yaş
ilerledikçe prostat kanseri gelişme olasılığı arttığı bilinmektedir. Genellikle 65 yaşın üzerindeki erkeklerde
saptanmakla birlikte, 50 yaştan itibaren riskin arttığı söylenebilir. Eğer yakın erkek akrabalarında (baba, erkek
kardeş, amca, dayı vs) prostat kanseri mevcutsa, o kişide prostat kanseri görülme oranı normalden
yüksektir. Özellikle erken dönemde saptanmış prostat kanseri hastalığının tedavi sonuçları genellikle yüz
güldürücüdür. Prostat kanserini diğer bazı kanserlerden ayıran özelliği yavaş seyirli ve değişken davranışlı
olmasıdır.
➢ Prostat Büyümesi Nedir?
✓ Prostat büyümesi çoğu zaman iyi huylu bir gelişme olarak gerçekleşir. Bu büyüme, 40’lı yaşların
sonlarından itibaren başlayarak yaşamın sonuna kadar değişen hızda devam eder. İyi huylu prostat
büyümesi (BPH) yaşlanma ile birlikte görülse de kesin nedeni tam olarak belli değildir.
✓ Büyüyen prostat bezi idrar yolu ve mesane çıkımında yarattığı tıkanma-daralma ile birlikte idrar
akışını engelleyebilir. Mesanenin hem idrar depolama hem de idrar boşaltma işlevini bozabilir.
✓ Prostat büyümesi oldukça sık görülmekle birlikte her erkekte aynı düzeyde sorun oluşturmayabilir.
Bazılarında yaşlanmanın doğal bir parçası olarak saptansa da tedavi gerektirmeyebilir. Prostat
büyümesi rahatsız edici belirtilere neden olursa, idrar yapma fonksiyonunu bozarsa veya vücuda zarar
verebilecek duruma ulaşırsa tedavi edilmesi gereklidir.
Soru 9:

➢ ORTA KULAK İLTİHABI(AKUT OTİTİS MEDİA) ;Çok sayıda kulak enfeksiyonu çeşidi varken
çocuklarda en sık görüleni orta kulağın inflamasyonu ve enfeksiyonu anlamına gelen Otitis media,
kulak zarı arkasındaki orta kulak boşluğunun iltihabıdır.
➢ Labirentit; hem denge hem de işitme ile ilgili iç kulak organlarının iltihabına verilen isimdir. Denge
siniri iltihabında (vestibüler nörit) olduğu gibi, bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben ortaya
çıkabilir. Tek ya da iki iç kulak hastalıktan etkilenebilir.
➢ Meniere sendromu; iç kulakta aşırı basınç nedeniyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalık, iç kulakta
bulunan denge organının etkilenmesi sonucu ortaya çıkar. Meniere hastalığında görülen üç ana belirti;
beklenmedik ani vertigo atakları, kulak çınlaması ve işitmede azalmadır.
➢ Alerjik rinit; halk arasında bilinen adı ile saman nezlesi; bağışıklık sisteminizin nefes yoluyla
vücudunuza aldığınız maddelere (polen gibi) aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan alerjik bir
reaksiyondur. Bahar aylarının gelmesi ile daha sık görülmeyen başlar.
➢ Epistaksis ya da burun kanaması, oldukça sık rastlanan bir kanama çeşididir ve genellikle kan burun
deliklerinden dışarı drene olduğunda fark edilir. Anterior (en yaygın) ve posterior ( daha az yaygın,
tıbbi müdahale gerektirme olasılığı daha yüksektir) olmak üzere iki çeşidi vardır.
Soru 10:
➢ Derinin elementer lezyonları kaç çeşittir?
❖ Derinin elementer lezyonları primer ve sekonder olabilir.
❖ Primer lezyonlar sorunun doğrudan kendisinden kaynaklanmıştır.
❖ Makül, yama, papül, plak, nodül, tümör, ürtika, vezikül, bül ve püstül primer elementer lezyonlardır.
❖ Sekonder lezyonlarsa bu sorunun devamında ortaya çıkmıştır.
❖ Skuam, erozyon, krut, ülser, fissür, abrazyon, skar sekonder elementer lezyonlardır.
➢ Primer elementer lezyonlar – Makül:
❖ Etrafındaki deriyle yükseklik farkı bulunmayan, 1 cm’den küçük renk farklılığıdır.
➢ Primer elementer lezyonlar – Yama:
❖ Etrafındaki deriyle yükseklik farkı bulunmayan, 1 cm’den büyük renk farklılığıdır.
❖ Yama makülün büyüğüdür.
➢ Primer elementer lezyonlar – Papül:
❖ Derideki 1 cm’den küçük, sıvı dolu olmayan kabarıklıktır.
➢ Primer elementer lezyonlar - Plak
❖ Derideki papüller birleşip plak oluşturur.
❖ Plaklar genelde deriden kabarıktır ama çökük de olabilir.
➢ Primer elementer lezyonlar - Nodül
❖ Derideki 1 cm’den büyük, sıvı dolu olmayan kabarıklıktır.
❖ Dermis veya ciltaltı yağ dokusundan kaynaklanabilir.
➢ Primer elementer lezyonlar - Tümör
❖ Tümör Latince şişlik demektir. Tümör kanser demek değildir.
❖ Tümör büyük bir nodüler yapıyı ifade eder.
➢ Primer elementer lezyonlar - Ürtika
❖ Kırmızı veya beyaz renkte kabartıdır.
❖ Dermisteki damarların genişleyip kanla dolmasını yansıtır.
❖ Ürtika saatler içinde kendiliğinden geçer.
➢ Primer elementer lezyonlar - Vezikül
❖ 1 cm’den küçük, berrak sıvı dolu kabartıdır.
➢ Primer elementer lezyonlar - Püstül
❑ 1 cm’den küçük, pü içeren kabartıdır.
➢ Primer elementer lezyonlar - Bül
❑ 1 cm’den büyük, berrak sıvı dolu kabartıdır.
❑ Lezyon içine kanama olursa hemorajik bül oluşur.
➢ Sekonder elementer lezyonlar - Skuam
❑ Kepek demektir.
❑ Stratum korneum’un ayrışmasından ortaya çıkar.
➢ Sekonder elementer lezyonlar - Erozyon
❑ Epidermiste vezikül oluşması ve vezikül tavanının açılması sonrası üst kısmı veya tamamı izlenmeyen
epidermisi ifade eder.
➢ Sekonder elementer lezyonlar - Krut
❑ Vezikülün veya püstülün patlaması sonrası sıvı içeriğin buharlaşmasından kalan maddeler (serum, kan,
pü) krutu oluşturur.
➢ Sekonder elementer lezyonlar - Ülser
❑ Epidermisin tamamına ilaveten dermisin de en az bir kısmının yokluğudur.
➢ Sekonder elementer lezyonlar - Fissür
❑ Çatlak, yarık anlamına gelir.
❑ Epidermisteki dar ve uzun erozyonu ifade eder.
➢ Sekonder elementer lezyonlar - Abrazyon
❑ Keskin bir obje tarafından epidermisle sınırlı dar zedelenmeyi ifade eder.
❑ Ekskoriasyon kişinin kendi yaptığı abrazyondur.
➢ Sekonder elementer lezyonlar - Skar
❑ Dermise bir hasar bırakıldıktan sonra kalan izdir.
❑ Atrofik skar deri hizasına göre çökük; hipertrofik skar yüksektir.

You might also like