You are on page 1of 16

SERHAT PARLAK

Asya ginsengi aynı zamanda


Panax ginseng, Çin veya Kore
ginsengi ya da kırmızı
ginseng olarak adlandırılır. Bir
başka genel
olarak Ginseng olarak bilinen
bitki Sibirya ginsengidir
(eleuthero). Ancak bu
orijinal ginseng sayılmamaktadır
zira kökünde “ginsenoit” olarak
adlandırılan aktif maddeyi
içermemektedir.

Ginseng Nasıl Yetiştirilir |


Ginseng Bitkisi bakımı
Ginseng 5 Bin yıldır Çin’de şifa kaynağı ve bilinç arttırıcı
olarak kullanılan bitki köküdür.1700’lü yıllarda Kuzey
Amerika’ya ve oradan da Amerika’ya ulaşmıştır.Amerika’da
Ginseng için Panax, Türkiye’de ise Adam Otu denir.Kilosu
oldukça pahalı olan ginseng bitkisi yetiştiriciliği için bir
çok ülkede çalışmalar yapılmıştır. Ginseng yetiştiriciliği
1980’li yıllarda Amerika’da büyük gelişim göstermiştir.Üretimin fazla olmasına
rağmen talebin artması ise Ginseng fiyatlarını yükseltmiştir.Bu nedenle
günümüzde ginseng bitkisi en pahalı tarım ürünleri arasında yer almaktadır.

1-)KIRMIZI KORE GİNSENG FAYDALARI


1-İnflamasyonu azaltabilen güçlü bir antioksidan: Ginseng'in inflamatuar
belirteçleri azaltmaya ve oksidatif strese karşı korunmaya yardımcı olduğu
gösterilmiştir.
2- Beyin fonksiyonlarının etkinliğini artırabilir: Ginseng'in hem sağlıklı insanlarda
hem de Alzheimer hastalalarında zihinsel işlevlere, sakinlik ve ruhsal duygulara fayda
sağladığı gösterilmiştir.
3-Erektil disfonksiyonu (sertleşme bozukluğu) düzeltebilir:Ginseng dokulardaki
oksidatif stresi azaltarak ve penis kaslarındaki kan akışını artırarak erektil
disfonksiyon belirtilerini iyileştirebilir.
4-Bağışıklık sistemini güçlendirir: Ginseng kanserli insanlarda bağışıklık sistemini
güçlendirebilir ve hatta belirli aşıların etkilerini artırabilir.
5-Kansere karşı faydası var: Ginseng'deki ginsenosidler, iltihaplanmayı düzenler,
antioksidan koruma sağlar ve hücrelerin sağlığını korur, bu da bazı kanser türlerinin
riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak kesin etkinliği için, daha fazla araştırmaya
ihtiyaç var.
6-Yorgunlukla mücadele eder, enerjiyi artır: Ginseng, oksidatif hasarı azaltarak ve
hücrelerde enerji üretimini artırarak yorgunluk ile savaşmaya ve fiziksel aktiviteyi
arttırmaya yardımcı olabilir.
7-Kan şekerini düşürür: Özellikle fermente edilmiş kırmızı ginseng, insülin
üretiminin ve hücrelerde kan şekeri alımının arttırılmasına yardımcı olur ve
antioksidan koruma sağlar.
Ginseng Nasıl Yetiştirilir
Ginseng bitkisinin yetiştirilmesi hem sabır hem de emek
ister.Tohumları sonbahar’da toprağın 7.5 cm altına
ekmeniz gerekiyor.Tohum ekiminden sonra filizlenme
için 18 ay, hasat için ise 5-10 yıl arasında
beklemelisiniz.Tabi hazır ginseng bitkisi yetiştirmek için
hazır fide alabilirsiniz.Fideyi güvenilir bir satıcıdan
alırsanız, yetiştirme süresini 2-3 yıl aralığında
kısaltmanız mümkün.
Ginseng bitkisinin drenajlı toprak ve gölgelik alanda
yetiştirmeniz gerekiyor.Aksi taktirde hem filizlendirme
hem de hasat zamanı olumsuz durumlarla
karşılaşabilirsiniz.5-10 yıl arasında ekimi yaptığınız ayda
yani sonbaharda hasat almaya başlarsınız.Ginseng yetiştirmek için gübre veya
ilaç kullanmanıza gerek yoktur.Etrafındaki yabancı otları temizlemeniz
ginsengin hastalık riski olmadan büyümesini sağlayacaktır.

Ginseng Ne İşe Yarar


Ginseng 5000 yıldan fazla bir süre Çinliler tarafından tıp alanında
kullanılmaktadır.İyileştirici ve yüksek antioksidan özelliği tüm dünyaya
yayılmasını sağlamıştır.Tabi bilinen özellikleri sadece bu değil.Cinsel
performans arttırma, rahatlatıcı etkisi, stresle mücadele, şeker düşürücü
gibi özellikleri de bilinmektedir.Sağlık, Kozmetik ve Gıda sektöründe
kullanılır.Dünyada en çok Çinliler tarafından tüketilir.Beyaz Ginseng, Kırmızı
Ginseng ve Taze Ginseng en çok bilinen 3 çeşididir.Bunlar hasat zamanına
göre sınıflandırılır.Kırmızı ginseng en yaşlı olanıdır.
Bir grup araştırmacı menopoz sonrası bir kadına 12 hafta boyunca günlük 3
gram kırmızı kore ginsengi verilmiştir.12 hafta sonunda ise antioksidan ve
stres seviyesi ölçüldü.Araştırmacılar antioksidan seviyesinde artış ve streste
belirgin ve azalma kaydettiler.
2-)Glukozamin Ne İşe Yarar, Faydaları Nelerdir?

Piyasadaki en iyi eklem iltihabı


takviyelerinden biri olarak haklı bir üne sahip
olmasına karşın glukozamin, eklem
ağrılarını rahatlatmaktan daha fazlasını
yapmaktadır. Aslına bakılacak olunursa
araştırmalar, bu süperstar takviyenin
azaltılmış inflamasyondan daha çok,
bağırsak sağlığına kadar çeşitli faydalar
sunduğunu göstermektedir. Glukozamin,
üzerinde geniş çaplı çalışılmış olan, eczane
ve sağlıklı gıda mağazalarında gıda takviyesi
olarak da yaygın olarak bulunabilecek bir
bileşendir. Buna ek olarak glukozaminin, en güvenli takviyelerden biri olduğu, hatta
aylar yıllar boyunca kullanıldığında bile bu güvenlilik halinin değişmeyeceği
belirtilmektedir.
Glukozamin Nedir? Glukozamin, birbirine bağlanmış şekerlerin ve proteinlerin
zincirlerinden yapılmış eklemlerin kıkırdağında bulunan bir bileşiktir. Eklem, kemik ve
kas ağrısını en aza indirirerek rahat hareket etmenizi sağlayan, vücudun doğal şok
emici ve eklemler arası kayganlığı sağlayan bileşen olarak işlev görmektedir.
Glukozamin, güçlü doğal anti-inflamatuar (iltihaplanma karşıtı)
ve antiaging (yaşlanma karşıtı) özelliklere sahiptir. Eklem iltihabı için en iyi doğal
takviyelerden biri olarak glukozamin, sıklıkla yaşa bağlı kemik ve eklem ağrısının
tedavisinde kullanılmaktadır. (1) Ayrıca, kronik eklem veya sindirim bozukluğu
olmayan sağlıklı kişilerde bile sindirim ve bağırsak sağlığını, hareketliliğini, hareket
aralığını ve genel eklem sağlığını iyileştirmeye yardımcı olmak için kullanılmaktadır.
Glukozamin olmadan, günlük hareketler ve işler çok zor ve acı verici olabilir.
Vücudunuzun, kıkırdak gibi önemli dokular oluşturan belirli protein ve yağların sentezi
için glukozamine ihtiyacı vardır. Bu, eklemler tendonlar ve bağların yapımında önemli
bir rol oynar. Ek olarak, sinoviyal sıvı olarak da bilinen yağlamayı sağlamak için,
eklemleri çevreleyen sıvıların oluşturulmasına yardımcı olmaktadır. Glukozamin,
bağırsak sağlığı için de hayati önem taşımaktadır. Çünkü glukozamin, kronik
inflamasyondan hastalık gelişimine kadar her şeyde rol oynayan mikrobiyomunuzun
sağlığı için önemli bir yere sahiptir. (2) Aslında Avustralya'dan bir çalışma; vücudu
glukozamin sülfatla takviye etmenin, bağırsaklarınızdaki faydalı bakterilerin bileşimini
değiştirebileceğini göstermiştir, bu da sağlık ve bağışıklık üzerinde geniş etkilere
sahip olabilir. (3)Şiddetli eklem ağrısı olan her kişi, glukozamin takviyesinden fayda
görmeyecek olsa da glukozamin kullanan birçok kişi tarafından yapılan yorumlarda,
altı ila sekiz hafta içinde ağrıdan kurtuldukları rapor edilmektedir. Birçok kişi ayrıca
glukozamin takviyesi sonucu; eklem iltihabı sorununda doğal bir rahatlama,
daha iyi sindirim sağlığı, azaltılmış iltihaplanma ve daha az kemik ağrısı
yaşayarak, yaşam kalitelerinin iyileştiğini bildirmektedir. Glukozamin çoğu
insanda herhangi bir yan etki veya risk olmaksızın; yaşlanma belirtileriyle savaşmak
ve etraflıca yaşam kalitesini iyileştirmek için uzun süre boyunca güvenle kullanılabilir.
3-) Saponinler Nedir? Ne işe yarar? Faydaları nelerdir?

Saponinler Nedir?
Saponinler köpürme özelliklerine sahip
glukozitlerdir. Saponinler, bir veya daha
fazla şeker yan zincirine bağlanmış bir
polisiklik aglikondan oluşur. Sapogenin
olarak da adlandırılan aglikon kısım, ya
steroid (C27) ya da bir triterpen'dir (C30).
Saponinlerin köpürme kabiliyeti,
hidrofobik (yağda çözünür) bir sapogenin
ve hidrofilik (suda çözünür) bir şeker
bölümünün bir araya gelmesinden
kaynaklanır. Saponinler acı bir tada
sahiptir. Bazı saponinler toksiktir ve
sapotoksin olarak bilinir.
Saponinler, pek çok sebze, fasulye ve otda bulunan fitokimyasallardır. Saponinlerin en
iyi bilinen kaynakları bezelye, soya fasulyesi ve soapwort, saoproot, soapbark ve
soapberry gibi köpürme özelliklerini gösteren isimleri olan bazı otlardır. Ticari
saponinler, çoğunlukla Yucca schidigera ve Quillaja saponaria'dan elde edilir.
Saponinlerin Sağlık Faydaları: Saponinler birçok sağlık yararına sahiptir .
Çalışmalar kan kolesterol düzeyleri, kanser, kemik sağlığı ve bağışıklık sisteminin
uyarılması üzerindeki faydalı etkileri göstermiştir. Çoğu bilimsel çalışma saponinlerin
spesifik bitki kaynaklarından etkilerini araştırır ve sonuçlar diğer saponinlere
uygulanamaz.
Kolesterolün azaltılması: Saponinler, bağırsaktaki safra tuzu ve kolesterol ile
bağlanır. Safra tuzları, kolesterol ile emilimini kolaylaştıran küçük miseller oluşturur.
Saponinler, yeniden emilimini önleyerek kan kolesterolünün düşmesine neden olur.
Kanser riskini azaltın: Araştırmalar, saponinlerin antitümör ve anti-mutajenik
aktiviteye sahip olduğunu ve insan kanseri riskini azalttığını göstermiştir, kanser
hücrelerinin büyümesini önleyerek. Saponinler, kanser hücrelerinin kolesterol
bakımından zengin membranlarıyla reaksiyona girerek büyümelerini ve
canlılıklarını sınırlar gibi görünmektedir. Roa ve arkadaşları saponinlerin kolon
kanserini önlemeye yardımcı olacaklarını ve The Journal of Nutrition (1995, 125,
717s-724S) 'de yayınlanan "Anti-kanserojenler olarak saponinler" başlıklı makalesinde
gösterildiği gibi buldular. Bazı çalışmalar saponinlerin mitotik tutuklamaya neden
olarak lösemi hücrelerinin apoptozisine neden olabileceğini göstermiştir .
Bağışıklık güçlendirici: Bitkiler, parazitler tarafından enfeksiyonlarla savaşmak için
saponinler üretir. İnsanlar tarafından alındığında, saponinler ayrıca bağışıklık
sistemimize yardımcı oluyor ve virüslere ve bakterilere karşı koruma sağlıyor.
Kemik kaybını azaltmak: Ovariektomize indüklenen sıçanlar ile yapılan çalışmalar,
bir Çin bitkisi olan Anemarrhena asphodeloides kaynaklı steroidal saponinler gibi bazı
saponinlerin kemik kaybı üzerinde koruyucu bir role sahip olduğunu göstermiştir .
Antioksidan: Saponinlerin şekersiz kısmı ayrıca doğrudan kanser ve kalp
hastalıkları riski gibi diğer faydalara yol açabilen doğrudan bir antioksidan
aktiviteye sahiptir.

4-) Kalsiyum Nedir? Ne işe yarar? Nelere faydalıdır?

Kalsiyum kemik sağlığı için en önemli


minerallerin başında gelir. Kalsiyum aynı
zamanda vücuda enerji sağlar. Kalsiyum
kalp sağlığı için ve kan sağlığı için de
önemlidir.

Kalsiyum kemik sağlığı için en önemli minerallerin başında gelir. Kemik sağlığı için
kalsiyum olmazsa olmazlardandır. Çocukluk döneminden itibaren kalsiyum içeren
gıdaların tüketilmesi lazımdır. Düzenli bir şekilde tüketilen kalsiyum çocuklarda sağlam
iskelet sisteminin oluşmasına yardımcı olur. Sadece çocuklarda değil düzenli kalsiyum
alımı yetişkinlerde de çok önemlidir. Yaşlanmaya bağlı olarak oluşabilecek kemik
hastalıklarına ve kemik erimesine karşı koruma sağlar. Kalsiyum aynı zamanda vücuda
enerji sağlar. Kalsiyum kalp sağlığı için ve kan sağlığı için de önemlidir. Aynı zamanda
kalsiyum kasların sağlığı ve sinir sisteminin düzenli bir şekilde çalışması için de oldukça
önemlidir.

5-) Magnezyum nedir? Ne işe yarar? Nelere faydalıdır?


Magnezyum Nedir?
Magnezyum, insan vücudunda en yaygın dördüncü, hücre içi alanda ise
potasyumdan sonra en önemli ikinci mineraldir. Vücutta toplam 25 g kadar
bulunan magnezyumun %60'ı kemiklerde, %39'u hücre içi alanda ve
kalan %1’i hücre dışı alanda bulunmaktadır.
Vücut kendi başına bu minerali
üretemediği için magnezyumun gıdalar
yoluyla alınması gerekir. Magnezyum
toprakta ve deniz suyunda bulunur.
Vücutta sürekli doldurulması gereken bir
magnezyum rezervi vardır. Yani bu
mineralin sayısız fonksiyonlarını yerine
getirebilmesi için düzenli olarak alınması
gerekmektedir.

Magnezyum Faydaları Nelerdir?


Biyokimyasal Süreçlere Etkisi: Magnezyumun ana rollerinden biri,
enzimlerin gerçekleştirdiği biyokimyasal süreçlerde kofaktör veya yardımcı
molekül olarak hareket etmektir. Bu yönüyle 600’den fazla reaksiyonun
temelini oluşturur. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:

 Yiyeceklerin enerjiye dönüştürülmesi


 Amino asitlerden yeni proteinler oluşturma
 Kasların kasılmasına/gevşemesine destek olma
 DNA ve RNA’nın oluşturulması ve onarılmasında görev alma
 Sinir sisteminin düzenlenmesi

Egzersiz Performansına Etkisi: Magnezyumun egzersiz performansına katkı


sağladığını gösteren güçlü çalışmalar vardır. Örneğin egzersiz sırasında birikip
yorgunluğa sebep olan laktatın vücuttan atılmasına ve kan şekerinin kaslara
taşınmasına yardımcı olur. Böylece özellikle sporcular ve yaşlıların egzersiz
performansının artırılmasında rol oynar. Başka bir çalışmada ise magnezyum
takviyesi alan triatlon sporcularının daha hızlı koşma, daha hızlı bisiklet
sürme ve daha hızlı yüzme etkinliklerine karşılık insülin ve stres
hormonu seviyelerinin düşük seyrettiği gözlenmiştir.

Depresyona Etkisi: 65 yaşın altındaki katılımcılar eşliğinde yapılan


araştırmalar, vücuttaki magnezyum eksikliğinin %22 daha fazla depresyon
riski yarattığını göstermektedir. Bazı uzmanlar magnezyum düşüklüğünün akıl
hastalıklarını tetiklediğini düşünseler de bu konuda daha fazla araştırma
yapılması gerekmektedir.

Tip 2 Diyabete Etkisi: Magnezyum eksikliğinin diyabete olan etkisi üzerine


yapılan araştırmalar, tip 2 diyabete sahip hastaların diğer insanlara kıyasla
%48 daha düşük magnezyuma sahip olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda
düşük magnezyum seviyesi, kişilerin diyabet geliştirme riskini de
yükseltebilmektedir. Bunların yanı sıra magnezyum tüketimi, insülin
seviyelerini düşürerek insülin direncini de azaltabilir.
Yüksek Tansiyona Etkisi: Yüksek tansiyon hastaları üzerinde yapılan
çalışmalar, magnezyum takviyesinin sistolik ve diyastolik kan basıncında
düşüş sağladığını göstermektedir. Ancak bu etki yalnızca yüksek tansiyonu
olan kişiler için geçerlidir; kan basıncı normal seviyede olanları
kapsamamaktadır.

Kronik İltihaplanmaya Etkisi: Araştırmalar; magnezyumun yaşlılarda, aşırı


kilolu kişilerde ve prediyabetik hastalarında CRP ile iltihap belirtilerini
azalttığını göstermiştir.
6-) Potasyum nedir? Ne işe yarar? Nelere faydalıdır?
Potasyum nedir? Potasyum, vücut
sıvılarının osmotik basıncını ayarlayan ve
asit-baz dengesi için gerekli olan bir
elektrolittir. Kan basıncının ayarlanmasında
sodyum kadar önemlidir. Potasyumun
organizmamızda pek çok işlevi vardır.
Sodyum ve potasyum arasındaki denge
sayesinde sinirlerin uyarılması ve kas
dokusunun düzenli bir şekilde çalışması
gerçekleşir. Bu denge bozulacak olursa
sinirler beynin yolladığı uyarıları düzgün bir
şekilde taşıyamaz; kalbin elektrik sistemi
bozulur ve kasların kasılmasında sorunlar
oluşur.
HİPERTANSİYONU ÖNLER: Potasyumun en önemli görevlerinden biri de
hipertansiyonu önlemesidir. Yani aşırı tuzlu gıdaların tüketilmesi
hipertansiyona sebep olabileceği gibi potasyum içeren gıdaların yeteri kadar
tüketilmemesi de hipertansiyona sebep olabilir. Potasyum içeren gıdaları
yeteri kadar tüketmeyen bireylerde yüksek tansiyon, kalp krizi ve inmelere
daha sık rastlandığı görülmüştür. Ayrıca kalp krizine bağlı ölümlerin az
potasyum tüketen bireylerde daha sık görüldüğü saptanmıştır.
Potasyum, böbrek taşı oluşumunun önlenmesinde de etkili olmaktadır. Son
zamanlarda yapılan çalışmalarda potasyumun kemik erimesini önlediği de
tespit edilmiştir.
POTASYUM EKSİKLİĞİ NASIL OLUŞUR :Aslında potasyum eksikliği çok
zor oluşan ve nadir görülen bir durum değildir. Şiddetli bulantı, kusma, aşırı
terleme gibi durumlar potasyum yetersizliğine sebep olabilir. Ayrıca idrar
söktürücü etkisi olan bir takım ilaçlar da idrarla birlikte vücuttan bol miktarda
potasyum atılmasına ve böylece yetersizliğine sebep olabilir. Vücutta
potasyumun yetersiz olması ise insan sağlığı için tehlikeli bir takım durumlar
yaratabilir.
Kas yorgunluğu, halsizlik, kalp ritminde bozulma ve solunum yetmezliği
gibi hayati risk oluşturan durumlar ortaya çıkar. Ayrıca sinirlerde uyarı
iletimi yavaşladığı için kas kasılması da zayıflar.

KANDA POTASYUM YÜKSEKLİĞİ NE ANLAMA GELİR? Potasyum içeriği


yüksek olan gıdaların aşırı tüketilmesi ile yükselebilmektedir. Bununla birlikte
addison hastalığı, akut veya kronik böbrek yetmezliği, çeşitli
enfeksiyonlar, susuz kalma, şeker hastalığı, antibiyotik kullanımı, non
steroid antienflamatuvar ilaçlar, heparin, insülin, kortizon gibi ilaçlar ve
hastalıklar kandaki potasyumu yükseltmektedir. Potasyumu yüksek olan
kişilerde kalp atışlarında bozukluk, el ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
görülür. Ayrıca aşırı su kaybı damar içine aşırı düzeyde potasyum verilmesi de
potasyum yüksekliği sebeplerindendir.

KANDA POTASYUM DÜŞÜKLÜĞÜ NE ANLAMA GELİR? Potasyum


düşüklüğü aşırı kusma, idrar söktürücü ilaçların fazla alınması, bazı böbrek
hastalıkları, aşırı alkol tüketimi, fazla miktarda kabızlık ilacı alınması,
magnezyum eksikliğinde, aşırı kahve tüketiminde ve aldosteron hormonunun
böbrek üstü bezinden aşırı şekilde salgılanması nedeniyle oluşmaktadır.
Potasyum düşüklüğü belirtilerinin başında düzensiz kalp atışı gelmektedir.
Hücre ve organların fonksiyonlarını düzenli olarak yerine getirebilmesini
sağlayan potasyum eksikliğine hipokalemi denir. Vücudun fazla su kaybetmesi
ve bazı ilaçların sıkça kullanılması sonucu ortaya çıkan bu hastalığın ilk belirtisi
düzensiz kalp atışıdır. Potasyum eksikliği sonucunda görülen ishal ve kusma
sonucunda kalp krizi riski de artmaktadır. Başta kalp kası olmak üzere kaslar
üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. Kaslarda spazm seğirme ve kasılma sıkça
görülebilir. Daha çok kol ve bacak kaslarında görülen bu kramplar bazı
durumlarda şiddetlenebilir. Sindirim sisteminin bozulmasına yol açan bu
hastalık kabızlığa neden olabilir. Akciğerlerin olumsuz etkilenmesi sonucunda
nefes alıp vermede zorluk yaşama, yorgunluk güçsüzlük, huzursuzluk, zihin
karışıklığı, susuzluk ve sık idrara çıkma gibi belirtiler görülebilir. Diyabetle aynı
belirtilere sahip olan potasyum eksikliğinin tanısının konulabilmesi için
potasyum seviyenizin ölçülmesi gereklidir.

7-) Gümüş İyonları (Gümüş Suyu) veya “Koloidal” Nedir? Ne işe yarar?
Faydaları Nelerdir?
Not: Painless Night GLU ‘nun 7. Harikası olarak belirttim. Çünkü Kırmızı Kore
Ginsenginden sonra, 2. Kolordu Komutanı olarak görüyorum.
GÜMÜŞ İYONLARI NEDİR? Koloidal gümüş, bir sıvı içinde asılı olan küçük
gümüş parçacıklarını tarif etmek için kullanılan terimdir. Koloidal gümüş
içindeki gümüş parçacıklarının büyüklükleri değişebilir, ancak bazıları çok
küçüktürler ki “nanopartiküller” olarak adlandırılırlar. Bu, 100 nm'den küçük
ve çıplak gözle görünmez oldukları anlamına gelir. Modern antibiyotikler
geliştirilmeden önce, koloidal gümüş çeşitli enfeksiyonlar ve hastalıklar
için çok amaçlı bir çare olarak kullanılmıştır. Gümüş suyu son
zamanlarda, bazılarında antibiyotikleri veya bakteriyel, viral ve fungal
enfeksiyonları tedavi etmek için diğer tıbbi tedavilerin yerini alabileceğini iddia
ederek, popülerlik bir canlanma yaşadı. Gümüş suyunun aynı zamanda en
önemli faydalı arasında lyme hastalığı, tüberküloz ve hatta HIV / AIDS gibi
hastalıkların tedavi edilmesine yardımcı olabileceği bilinmektedir.
Koloidal gümüş ne işe yarar? Koloidal gümüş suyunun oral olarak
alındığında veya bir yara üzerine yerleştirildiğinde geniş antibakteriyel ve
antiseptik etkileri olduğu söylenir. Bu gümüş iyonlarının hücrelere
geçmesine izin verir, burada bakterinin metabolik süreçlerine müdahale
edebilir ve DNA'sına zarar verebilir ve hücrenin ölümüne yol açabilir.
Koloidal gümüşün etkilerinin, gümüşün partiküllerinin büyüklüğüne ve şekline
ve bunların bir solüsyondaki konsantrasyonuna bağlı olarak değiştiği
düşünülmektedir. Gümüş iyonları, vücut sıvıları gibi neme temas ettiğinde
gümüş parçacıklarından salınır. Bunlar, koloidal gümüşün tıbbi özelliklerini
veren “biyolojik olarak aktif” parçası olarak kabul edilir.
Gümüş Suyunun Faydaları: Yapılan araştırmalar koloidal gümüşün
bakteriyel, viral ve fungal enfeksiyonların tedavisine yardımcı olabiliyor.
Zamanla, antibiyotikler enfeksiyonla mücadele etme yeteneklerini kaybederler.
Gümüş suyunun, enfeksiyonla savaşmak için bağışıklık sistemini
güçlendirdiği görülmüştür.
Kaşıntıyı ve tahrişi azaltır: Kızarıklıklara ve kaşınan bölgeye gümüş suyu
uygulamak o bölgedeki tahrişin ve kaşıntının azalmasına yardımcı olur.
Özellikle güneş yanıklarına uygulamak o bölgenin hızlı bir şekilde iyileşmesini
sağlar.

Sinüziti tedavi eder: Uluslararası Alerji ve Rinoloji Forumu’nda yayınlanan bir


araştırmaya göre, sinüs enfeksiyonlarını kontrol etmek için yaygın olarak
kullanılan koloidal gümüş suyu, burun spreyi olarak da faydalı olabilir.
Dezenfektan olarak kullanılır :Tüm yüzeylere sürülerek mikroplardan
arınmak için kullanılabilir.
Yaraları iyileştirir:Ağır olmayan yaraların çabuk bir şekilde iyileşmesini sağlar.
Eklem romatizması: Gümüş suyunun eklem romatizması hastalığına iyi
geldiği bilinmektedir.
Prostat hastalığı
Prostat gibi hastalıklarda etkili olduğu bilinmektedir.

GÜMÜŞ İYONLARI FAYDALARI


Gümüş iyonları insanoğlunun bir çok hastalığı için güvenli, kuvvetli ve doğal
bir antibiyotiktir.
Koloidal gümüş
kullananlar tarafından
bir çok enfeksiyon için
hem bir ilaç hem de bir
koruyucu olarak rapor
edilmiştir. Koloidal
gümüş mikroplara
karşı en etkin
antibiyotiktir. Koloidal
gümüş parazitleri de
yok eder. Çünkü
parazitler tek hücreli
yumurtalarla ürerler ve
gümüş bu safhadayken
onları yok eder. Gümüş
kullanan yaşlı insanlar
eskiye nazaran daha
enerjik olduklarını rapor
ediyorlar. Koloidal gümüş kullananlarca sindirimlerinin daha iyi olduğu da
rapor ediliyor. Yapılan araştırmalar koloidal gümüşün yaralarda ve yanıklarda
daha hızlı iyileşme sağladığını gösteriyor.
Koloidal gümüşün her
hangi bir tadı yoktur.Bir
bebeğin gözünü bile
incitmez,mide sorunlarına
neden olmaz. Koloidal
gümüşün 650 mikro
organizmayı öldürebildiği
rapor ediliyor.
Aşağıdaki hastalıklar kolloidal gümüşün başarıyla kullanıldığı hastalıklardandır.
Sivilceler, AİDS, Alerjiler, Apandist, Eklem İltihabı, Ayak Mantarı, Mesane
İltihabı, Kan Parazitleri, Kan Zehirlenmesi, Yanıklar, Kolera, Deri İltihabı,
Diyabet, Dizanteri, Egzema, Lif Dokusu İltihabı, Gastrit, Bel Soğukluğu,
Saman Nezlesi, Uçuk, İltihaplı İsilik, Hazımsızlık, Kornea İltihabı, Lösemi,
Sıtma, Menenjit, Nevrasteni, Parazitler, Zatürre, Akciğer Zarı İltihabı,
Prostat, Kaşıntı, Sedef Hastalığı, Romatizma, Saçkıran, Mikrobiyal Kulak,
Burun, Bogaz, Göz Hastalıkları…
8-) Organik Germanyum ya da (GERMANİUM) Nedir? Ne işe yarar? Nelere
Faydalıdır?
Germanyum Nedir?
Germanyum denilince akla
hemen kimyasal maddeler
geliyor. Buna şaşırmıyorum
çünkü insanların henüz
bilmediği Organik
Germanyum adında bir
element bulunmakta. Bu
elemen 1886 yılında
keşfedilen bir element ve kısa
bir süre içinde popülerlik
kazanan, pek çok kişi
tarafından kullanılmayı tercih
edilen bir elementtir.
İnorganik Germanyum,
yani kimyasal olan
germanyum topraktan çıkarılır ve yarı iletkenlerin üretiminde kullanılır.
Ancak Organik Germanyum doğaldır. Sarımsak, Ton Balığı, Domates, Domates
Suyu, Shiitake Mantarı gibi besinler de bulunur.

Germanyum & Gözler/Görme:

 Germanyum: çeşitli göz hastalıklarını iyileştirir.


 Germanyum: göz lens dokularında çarpraz bağlanmayı engelleyerek
kataraktın ilerlemesini geciktirir.
 Germanyum: detached retina nın iyileştirilmesinde başarıyla
kullanılmaktadır.
 Germanyum: glaucoma yi iyileştirir.
 Germanyum :göz retinasına kan getiren damarları gençleştirir.
Germanyum & Hücreler :

 Germanyum:Ge – 132 formu hücre zarlarını stabilize eder.

Germanyum & Immün sistem :

 Germanyum: AIDS i oluşturan HIV virüsünün kopyalanmasını bloke eder.


 Germanyum: Vücudun interferon üretimini uyarır, vücudun macrophages
üretimini arttırır ve NK lenfositler in fonksiyonlarını geliştirir.
 Germanyum: Günde 100 – 300 mg alerjileri önlemeye yardim eder ve
iyileştirir.
 Germanyum: Bazı kanser formlarını önlemeye yardim eder.
 Germanyum: Kolon kanseri hastalarının hayatta kalma sürelerini uzatır.
 Germanyum: Löseminin bazı formlarını iyileştirmede etkindir.
 Germanyum: Karaciğer kanseri hastalarının ömrünü uzatır.
 Germanyum: Akciğer kanserinin gelişimini önemli ölçüde engeller.
 Germanyum: Bazı zararlı küflerin büyümesini engeller.
 Germanyum: Candida albicanlarin büyümesini engeller.
 Germanyum: Bütün organik germanyum bileşikleri immün sistemi
kuvvetli bir şekilde uyarır.
 Germanyum: İStirahatdaki macrophage ları uyararak onların cytotoxic
öldürücü macrophage lara dönüşmesini sağlar.
 Germanyum: Tabi öldürücülerin aktivitesini uyarır.
 Germanyum: Suppressor T–cellleri uyarir.

Germanyum & İskelet kas sistemi :

 Germanyum: Ge – 132 formu kemik yoğunluğunun düşmesini önler ve


arttırır. Azalmış kemik mineral yoğunluğu osteoporosis e sebep olur.
 Germanyum: Günde 100 – 300 mg rheumatoid arterit leri iyileştirir.

Germanyum & Kalp dolaşım sistemi :

 Germanyum: gerekli tedavi dozları verildiğinde angina yi iyileştirir.


Germanyum, damar sağlığını geliştirir.
 Germanyum: hipertansiyon hastalarında kan basıncını düşürür.
 Germanyum: raynaudus disease hastalarında kangrenihtimalini azaltır
ve kan sirkülasyonunu geliştirir.
 Germanyum, raynaudus diseasei önlemede yardimci olur.
Germanyum & Sindirim sistemi :

 Germanyum: gastrit leri iyileştirir.

Germanyum & Metabolizma :

 Germanyum: antioksidan özelliklere sahiptir.


 Germanyum: ( günde 100 – 300 mg ) toplam kolesterol seviyelerini
düşürür.
 Germanyum: (kronik) hepatit i iyileştirir.
 Germanyum: vücudun oksijenden yararlanmasını geliştirir.
 Germanyum: karbonmonoksit boğulmasına karşı koruyucu etki yapar.
 Germanyum: organların tüketimi için gerekli oksijen ihtiyacını azaltır.
 Germanyum: oksijen yetersizliklerinde ömrü uzatır.

Germanyum & Sinir sistemi :

 Germanyum: geçici olarak epilepsiyi iyileştirir.


 Germanyum: ağrı hafifletmede çok etkindir.
 Germanyum: parkinson hastalıgı semptomlarını hafifletir.

Germanyum & Yaslanma prosesi :

 Germanyum: yaşlanma prosesinin ilerlemesinde bazı durumları


geciktirir.
 Germanyum: amyloid birikmesini engeller.

Germanyum & Biyolojik Etkinlikleri:


Absorpsiyon :Germanyumun organik formları kolayca absorplanir ve
metabolik bir değer kaybetmeden vücuttan atılır.Alımından bir saat sonra % 50
si sindirim kanalında bulunur. 12 saat sora % 5 e düşer.
Alımından iki saat sonra serum plazma seviyesi pik yapar. 8 saat sonra ise bu
seviyenin % 20 sine düşer.
24 saat sonra hemen hemen hepsi atılmış olur.
Organik germanyumun % 85 i böbrek ve idrar yolu ile atilir. 7 gün sonra vücutta izine
rastlanmaz.

PAİNLESS NİGHT GLU NASIL KULLANILIR?


PAİNLESS NİGHT GLU’YU KULLANMADAN ÖNCESİNDEN:
1: HASTANIN DUŞ ALMASI ÖNEMLE DUYURULUR.
2: PAİNLESS NİGHT GLU 48 SAAT KULLANILMASI VE YERİNE GÖRE 24 SAAT KULLANILMASI
3: ÜRÜNÜN MAKAS VEYA BIÇAK İLE TEMAS ETMEMESİ GEREKİR. (METAL İLE İYONU
OLMAYACAK)
4: KAŞINTI VE KIZARIK OLDUĞUNDA YERLERİ DEĞİŞEBİLİR.
5: DUŞ ALDIKTAN 5-15 DAKİKA SONRA YAPIŞTIRILACAK BÖLGE KURU OLMALIDIR.
6: ÜRÜNÜ, GÜNEŞTEN VEYA NEMDEN MUHAFAZA EDİNİZ.
7: PAİNLESS NİGHT GLU ÜRÜNÜN KORUMA KAĞIDINI ORAL YOLLA TÜKETMEK ADINA ŞİŞE
SU İÇERİSİNDE 2-2.5 SAAT BEKLETİP SONRASINDA TÜKETEBİLİR DİLERSE SAKSIYA,
DEZENFEKTE AMAÇLI TEMİZLİK İÇİNDE TÜKETİLEBİLİR..

You might also like