Professional Documents
Culture Documents
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ
1
Yapı
Ulaşım: Kara yolu, demir yolu, tünel, köprü, viyadük, metro, hava alanı, gar vb.
Su temini: Baraj, kanal, içme suyu isale hattı, liman, iskele, bent vb.
Spor: Spor salonları, stadyum, atletizm sahaları, halı saha, tenis kortu vb.
Bina: Bir yapı çeşididir. İç mekânı olan ve insanların geçici veya kalıcı olarak ikamet
etmeleri ve çeşitli ihtiyaçlarını karşılamaları için tasarlanarak inşa edilen yapılardır. Konut,
otel, yurt, okul, hastane, camii binaya örnek olarak verilebilir. Havaalanı terminal binası
bina sınıfına girerken, uçak pisti yapı sınıfına girmektedir. Bina ile yapı arasındaki ayırt
edici fark, binanın kapalı bir forma ve belirli bir iç mekâna sahip olmasıdır.
Kapalı bir formu ve dolayısıyla belirli bir iç mekânı olmayan kara yolu ve demir yolu
güzergâhları ile köprü, sulama kanalı, liman vb. tesisler yapı olarak adlandırılır.
2
Yapıların Sınıflandırılması
3
• Kerpiç ekonomik bir malzemedir.
• Kerpiç yapının olumlu yönlerinin yanı sıra bazı yetersiz özellikleri de bulunmaktadır.
Bunlar: basınç dayanımının düşük olması, suya karşı duyarlılığının fazla olması ve su
tesiriyle deformasyona uğraması, hemen hemen her yıl yapının bakıma ihtiyaç duyması.
4
2. Ahşap yapılar
Ahşabın yapı malzemesi olarak kullanılması beton ve çeliğe kıyasla çok daha eskilere
dayanır. Ahşap yapıların, ilk çağlardan başlayıp günümüz yapım sistemlerine kadar
uzanan gelişim süreci; ahşabın doğadan kolay bir biçimde elde edilmesi ve yapım
aşamasında kolaylıkla uygulanabilmesine rağmen yavaş bir biçimde gerçekleşmiştir. 19.
Yüzyılda Sanayi Devrimi’nin etkisiyle teknolojik gelişmelerle beraber yeni ürünlerin
yapı sektöründe kullanılması, özellikle de taş ve tuğla yığma sistemlerinin
yaygınlaşması, çelik ve betonarme yapım sistemlerinin ortaya çıkıp uygulanmaya
başlanması sonucu ahşabın yapılarda taşıyıcı malzeme olarak kullanılması azalmıştır.
Ahşap yapı sistemlerinin geliştirilmesi ve yapılarda taşıyıcı iskelet olarak daha fazla
kullanılması 20. yüzyıl başlarına rastlar. Artan ve gittikçe yaygınlaşan sanayileşmenin
ortaya çıkardığı ihtiyaçlar ile I. Dünya Savaşı öncesi ve savaş yıllarında değerli bir silah
hammaddesi olan çeliğin yapı alanından çekilmesi, ahşap malzemesinin farklı
fonksiyonlardaki yapılarda ve daha rasyonel olarak kullanılması zorunluluğunu
beraberinde getirmiştir. Bu dönemde ahşap malzemesinin mekanik ve fiziksel özellikleri
araştırılmış, birleşim elemanları (çivi, kama, bulon vb.) üzerinde çalışmalar yapılmış,
ahşabın dış etkilere karşı korunmasını sağlayan malzeme ve yöntemler geliştirilmiştir.
Ahşap Yapıların Avantajları
Nakliyesi ucuz, montaj makineleri gereksinimi az, montajı kolay, çabuk ve
ekonomiktir.
Yapının elemanları sökülüp farklı binaların yapımında tekrar kullanılabilir.
Isı yalıtımı yönünden iyi bir malzemedir.
Kimyasal etkilere ve asitlere karşı dayanıklıdır.
Kurutulmuş ahşap iyi bir elektrik yalıtkanlığına sahiptir.
İşçiliği kolaydır ve şantiye ortamında dahi istenilen şekil verilebilir.
Doğadan kolay bir şekilde elde edilebilir.
Birleşimi kolay bir malzemedir.
Ahşap Yapıların Dezavantajları
Korunmadığı zaman bünyesine kolayca su emer, şişer ve büzüldükten sonra
üzerinde çatlaklar oluşabilir.
Her nokta ve doğrultudaki mekanik özellikleri aynı değildir.
Böcekler, mantarlar ve bakteriler ahşabın bozulmasına ve çürümesine neden
olabilirler.
Ses yalıtımı yönünden zayıftır.
Yangın dayanımının yüksek olmasına karşı kolay tutuşan bir malzemedir.
5
Şekil 3. Ahşap yapı örnekleri
6
3. Hımış yapılar
Dikme ve payandalardan oluşan iskelet içerisindeki boşluklara kâgir malzemelerin
doldurulduğu yapılardır. Hımış yapıyı oluşturan yapı malzemeleri taşıyıcı sistem ve
dolgu malzemesi olarak iki ana başlık altında incelenebilir. Taşıyıcı sistem malzemesi
ahşaptır. Dolgu malzemesi olarak da tuğla, taş, kerpiç vb. malzemeler kullanılmaktadır.
4. Kargir yapılar
Duvarlarında tuğla ve taş gibi ateşe dayanıklı malzemeler kullanılan yapılardır. Bu tür
yapıların döşemeleri betonarme veya ahşap malzemeler kullanılarak oluşturulmaktadır.
Döşemelerinde betonarme kullanılan kargir yapılar “tam kargir yapı”, ahşap malzemeler
kullanılan kargir yapılar ise “yarım kargir yapı” olarak adlandırılmaktadır.
7
Şekil 4. Kargir yapı örnekleri
8
5. Çelik yapılar
Tüm taşıyıcı sisteminin çelikten üretildiği, çoğunlukla fabrika binaları, hangar, spor
tesisleri, depo ve atölyelerde kullanılan, geniş açıklıklara ve yüksekliğe sahip yapı
sistemidir. Çelik yapı taşıyıcı sistemlerinin oluşturulmasında Şekil 5’de verilen sıcak
haddeleme ürünü çelik profiller kullanılmaktadır. Haddeleme, ergime sıcaklığına ulaşan
(1450 – 1520 oC) çeliğin kullanım amacına uygun olarak şekillendirilmesi işlemidir
(Şekil 6). Projeye uygun kesilerek hazırlanan profiller bulon (cıvata + somun) (Şekil 7)
veya kaynak (Şekil 8) kullanılarak birleştirilmektedir.
9
Şekil 7. Bulonlu birleşim
10
Çelik Yapıların Avantajları
Çelik homojen ve izotrop bir malzemedir. Üretimi fabrikalarda ve kontrol altında
yapıldığı için mukavemeti yüksektir.
Homojen malzeme: Fiziksel özellikleri (kompasite, porozite, birim hacim ağırlığı
vb.) her yerinde aynı olan malzemedir.
İzotrop malzeme: Mekanik özellikleri (çekme, basınç, eğilme, burulma, burkulma
vb.) her yerinde aynı olan malzemedir.
Çelik malzeme elastisite modülü (2.1x106 kg/cm2), ahşaptan (1.0-1.25x105 kg/cm2),
ortalama 20, betondan (1.4-2.7x105 kg/cm2), ise ortalama 10 kat daha büyüktür.
Yüksek mukavemeti nedeniyle malzeme gideri az olmaktadır. Malzemenin azlığına
paralel olarak yapı ağırlığı azalmaktadır. Ahşap veya beton kullanılarak daha büyük
boyutlarda inşa edilen yapı elemanları çelik kullanılarak çok daha düşük boyutlarda
inşa edilebilmektedir.
Elastisite modülü: malzemenin kuvvet altındaki elastik şekil değiştirmesinin bir
ölçüsüdür. Birim kesit alanına sahip bir malzemede, birim boyu bir kat arttırmak
için uygulanması gereken birim kuvvet elastisite modülü olarak ifade edilmektedir.
Çelik malzeme ile yapılmış sistemler diğer malzemelerle yapılmış sistemlere göre
daha sünektir. Yani çeliğin kalıcı deformasyona uğramadan yükleri yutma
(absorbe) kapasitesi daha yüksektir.
Şantiyede ya da atölyede imalatı gerçekleştirilen elemanların montajı hızlıdır. Diğer
yapı sistemlerinde olduğu gibi hava koşulları ekstrem koşullar hariç önem
kazanmaksızın montaj devam edebilir. Bu nedenle inşaat süresi kısadır.
Elemanların takviyesinin gerekliliği durumunda takviyesi kolay ve hızlıdır.
Malzeme israfı düşüktür.
Yapının herhangi bir neden ile sökülmesi gerektiğinde çok hızlı sökülebilmektedir.
Sökülen sistem başka bir yerde çok az kayıpla tekrar aynı malzemelerle inşa
edilebilmektedir.
Büyük açıklıkların olduğu sistemlerde diğer yapı malzemeleri ile geçilemeyen
mesafeler çelik ile rahatlıkla geçilebilmektedir.
Yapının inşa edileceği yükseklik ve bazı yapı sistemleri dışında doğru ve iyi
yapılmış bir tasarımda iskele gereksinimi duyulmadan montaj yapılabilir.
Çelik Yapıların Dezavantajları
Ses ve ısı açısından çok iyi bir iletkendir. Bu nedenle yapıya uygulanacak yalıtım
zayıf kalmaktadır. Çok iyi bir yalıtım durumunda ise izolasyon maliyetler çok
yükselmektedir.
11
Yanıcı özelliği yoktur fakat ısının yükselmesi durumunda mukavemetinde hızla bir
düşüş olmaktadır. İyi bir ısı iletkeni olduğu düşünülürse ısı nedeniyle mukavemeti
zayıflayan bölgeler deforme olarak hızla büyümektedir.
Su veya kimyasal madde ile teması durumunda elemanlarda korozyon (kesit kaybı,
paslanma) olur. Bu nedenle elemanların anti pas ve boyaya ihtiyaç duyduğunu
belirtmek gerekir. periyodik olarak boya bakımı yapılması gereklidir. Bu nedenle
işletme maliyeti yüksektir.
12
Şekil 9. Çelik yapı örnekleri
13
6. Betonarme yapılar
Taşıyıcı sistem elemanları beton ve yapı çeliğinin birlikte kullanıldığı betonarme
malzeme ile imal edilen yapılardır (Şekil 10).
Betonda kullanılan agregalar Şekil 11’de verilmiştir. Doğal agregalar; çakıl ve kum
olarak adlandırılmaktadır. Sert ve dayanıklı taşların konkasör (taş kırma makinesi) ile
kırılması sonucunda elde edilen agregalar ise kırma taş (mıcır) ve kırma kum (taş tozu)
olarak adlandırılmaktadır. Betondaki iri ve ince agrega karışım oranları elek analizi
(Granülometri) deneyi ile belirlenmektedir. Beton agregasının yaklaşık olarak %60’ını
iri agrega, %40’ını ise ince agrega oluşturmaktadır. Betonun iskeletini oluşturan iri
agrega taneleri arasındaki boşluklar ince agrega ve çimento hamuru ile doldurularak, iri
agrega taneleri birbirine bağlanmaktadır.
14
Çimentonun başlıca hammaddeleri kalker ve kildir. Çimento üretiminde uygun miktarda
kireç (CaO), silis (SiO2), alümin (Al2O3) ve demir oksit (Fe2O3) içeren hammaddeler
belirli oranlarda karıştırılarak Farin denilen öğütülmüş hammadde karışımı elde edilir.
Bu karışım eğimli döner fırında yaklaşık 1400-1500 oC sıcaklığa kadar pişirilir. Fırının
alt çıkış ucuna doğru hammadde tanelerinin yarı ergimiş (ısı etkisiyle sıvı duruma
gelmiş) halde birbirlerine yapışmaları sonucu “klinker” adı verilen küresel tanecikler
meydana gelir. Klinker soğutulduktan sonra az bir miktar alçı taşı ile öğütülür. Alçıtaşı
eklenmesinin amacı çimentonun priz süresini ayarlamaktır. Klinker ve alçı taşının
birlikte öğütülmesi sonucu “Portland Çimentosu” elde edilir. Öğütme sırasında klinker
ve alçı taşına standardın uygun gördüğü miktarlarda mineral katkılar(tras, cüruf, uçucu
kül, kalker tozu vb.) eklendiğinde farklı “katkılı çimentolar” elde edilir (Şekil 12).
16
Şekil 17. Beton numunesinin preste kırılması
17
Betonarme yapı elemanlarında düz yüzeyli (S 220) ve nervürlü (S 420 – S 500)
(yüzeyinde kanalcıklar ve çıkıntılar bulunmaktadır) olmak üzere iki tip yapı çeliği
kullanılmaktadır (Şekil 19). Daire kesitli olan bu yapı çeliklerine donatı adı
verilmektedir. Yapı çeliği sınıfları Çizelge 2’de verilmiştir. Bu çizelgede “S” Steel
(Çeliğin İngilizce karşılığı) kelimesinin baş harfini ifade etmektedir. Nervürlü çeliğin
mukavemeti daha yüksek olup, betonla daha iyi aderans (yapışma) sağlamaktadır. Bu
nedenle betonarme yapı elemanlarında daha çok nervürlü çelik kullanılmaktadır. Yapı
çelikleri 12 boyunda imal edilmektedir. Yaygın olarak kullanılan yapı çeliği donatı
çapları(Ø): 6, 8,10, 12, 14, 16, 18, 20, 22, 24, 26, 28, 30, 32 mm’dir.
18
Yapı çeliğinin mukavemet özellikleri olarak akma ve çekme dayanımı değerleri dikkate
alınmaktadır. Bu değerlerin belirlenmesinde çekme cihazı kullanılmaktadır (Şekil 20).
19
değişmektedir. Çelik numunesi akma sınırına yakın bölgelere kadar elastik davranış
göstermektedir. Yani uygulanan çekme kuvvetinin elastik sınırda (E) kaldırılması
durumunda numune ilk haline dönebilmektedir. Grafiğin E sınırına kadar olan
bölümünün eğimi elastisite modülünü (E) vermektedir. Bu bölümde “Hooke Kanunu
(Tan = E = ε = E.ε) geçerlidir. E sınırı bir miktar aşıldığında numune akmaya
başlayarak (F) plastik davranış göstermektedir. Uygulanan çekme kuvveti kaldırılsa bile
numune ilk haline dönememekte ve kalıcı şekil değişikliğine uğramaktadır. Akma
bölgesinde fazla gerilme artışı olmasa da uzama miktarı iyice artmaktadır. Çelik
numunesinin akmaya başladığı andaki gerilme değeri akma mukavemeti olarak
tanımlanmaktadır. Akmaya bağlı olarak çelik numunesinin birim yoğunluğu artarak
numune sertleşmektedir. Bu olaya pekleşme adı verilmektedir. Çelik numunesindeki
sertlik artışına bağlı olarak gerilme artışı bir süre daha devam etmekte ve gerilme
maksimum düzeye ulaştığında numune boyun vererek (ortasına yakın bir bölgede kesiti
iyice daralır ve boyu uzamaya devam eder) kopmaktadır. Bu bölgede ulaşılan
maksimum gerilme çeliğin çekme mukavemetini ifade etmektedir.
Şekil 21. Yapı çeliğinin gerilme (σ) – şekil değiştirme (ε) grafiği
20
Döşeme, kiriş, kolon, perde, merdiven ve temel gibi taşıyıcı sistem yapı elemanlarında
betonarme malzeme kullanılan betonarme yapı örnekleri Şekil 22’de gösterilmiştir.
21
B. Bulundukları Yere Göre Sınıflandırma
1. Alt yapılar: yol, su, kanalizasyon, köprü ve diğer zemin seviyesi altında kalan yapılar
2. Üst yapılar: zemin seviyesi üzerinde kalan tüm yapı kesimleri
22
G. Taşıyıcı Elemanları Yönünden Sınıflandırma
1. Karkas (iskelet) yapılar: Döşeme, kiriş - perde, kolon ve temellerden oluşan bir
taşıyıcı sisteme sahip yapılardır. Betonarme ve çelik karkas yapılar olmak üzere iki
gruba ayrılmaktadırlar. Daha önce gereçlerine göre yapı sınıflandırmasında ele alınan
betonarme ve çelik yapılar örnek olarak verilebilir. Uygulamada daha çok tercih edilen
betonarme karkas yapılarda düşey doğrultuda ilk olarak döşemeler tarafından alınıp
taşınan yükler sırasıyla kirişlere, kolonlara, temellere ve nihayetinde temellerin
oturduğu zemine emniyetli bir şekilde aktarılmaktadır (Şekil 23).
24
Şekil 24. Kargir yığma yapı
25
3. Prefabrik yapılar
Binanın taşıyıcı elemanları, şantiyede birleştirilecek şekilde önceden atölye ve fabrikalarda
imal edilmektedir. Bina temeli projesine uygun olarak inşa edildikten sonra, şantiyeye
getirilen prefabrik taşıyıcı elemanlar ve diğer üst yapı elemanları yerlerine yerleştirilerek,
birbirlerine bağlanmaktadır. Bu yapı tarzı daha çok sanayi tesislerinin inşa edilmesinde
tercih edilmektedir. Çok katlı prefabrik yapılarda mevcuttur. Prefabrik yapılarda münferit
temel tarzında oluşturulan soket temeller kullanılmaktadır (Şekil 25).
26
Şekil 25. Betonarme prefabrik yapı
27
TEMELLER
Yapı taşıyıcı sisteminin düşey doğrultuda yük taşıyan elemanları (kolon ve perde)
tarafından kendisine iletilen yükleri önce taşıyan sonra oturduğu zemine emniyetli bir
şekilde aktaran taşıyıcı yapı elemanına temel adı verilmektedir. Yapı taşıyıcı sistemi insan
iskeleti gibi düşünüldüğünde kolon ve perdeler bacak, temeller ise ayak görevindedir.
Kolon veya perdeler yükleri doğrudan zemine aktaramazlar. Çünkü imalatlarında
kullanılan betonarme malzemenin mukavemeti zemine göre çok daha yüksektir (100 – 200
kat). Kolon ve perde kesitleri kendi yüklerini güvenle taşıyacak şekilde
boyutlandırılmaktadır. Bu yapı elemanları dayanımı çok daha küçük olan zemine doğrudan
oturtuldukları takdirde zeminde, dayanımının çok üstünde gerilmeler oluşmakta ve yapı
elemanları zemine batabilmektedir. Bu nedenle kolon ve perdelerden zemine aktarılması
gereken yükler, kolon ve perdelere göre daha büyük kesit alanlarına sahip temeller
vasıtasıyla zemine aktarılmaktadır. Temel tipi ve boyutlarını belirleyen temel unsur, zemin
emniyet gerilmesi (σz,em) olarak adlandırılan zeminin taşıma gücüdür. σz,em, zemin birim
alanının emniyetle taşıyabileceği yükü ifade etmektedir. Örneğin σz,em= 2 ton/m2; 1m2
yüzey alanı göçmeden ve kaymadan emniyetli olarak en fazla 2 ton yük taşıyabilen zemini
ifade etmektedir. Zemine ait özelliklerin belirlenmesi amacıyla zemin etüdü yapılmaktadır.
Arazi koşullarında ve laboratuvar ortamında gerçekleştirilen zemin etüdü çalışmalarında;
zeminin fiziksel özellikleri (birim hacim ağırlığı, su muhtevası, boşluk – doluluk oranları,
doygunluk derecesi, vb.), sınıfı (iri – ince, çakıl – kum vb.), tabakalanma durumu ve tabaka
kalınlıkları, basınç mukavemeti, yer altı su seviyesi, derinliğe bağlı olarak gerilme dağılışı,
kayma mukavemeti vb. özellikleri ile bu özelliklere bağlı olarak σz,em belirlenmektedir.
Temel planı boyutları ve σz,em arasındaki ilişki Şekil 26’da gösterilmiştir.
2. Kohezyonsuz zeminler: Ayrık taneli ve yeterli sıkılıktaki kum ve çakıl zeminler Kg/cm2 T/m2
a) Cıvık: Avuçta sıkılınca parmaklar arasından dışarı akabilen kıvamda 0.0 0.0
c) Katı hamur: Zor yoğrulabilen kıvamda, elde kopmadan ve kırılmadan 3 mm çapa 0.8 8.0
kadar yuvarlanıp inceltilebilen kıvamda
d) Yarı sert: Yoğrulunca gıcırdama sesi çıkarıp parçalanan çok az nemli zeminler Kg/cm2 T/m2
4. Kaya zeminler: Hava tesiriyle bozulmamış, az çatlaklı ve sağlam zeminler Kg/cm2 T/m2
b) Kapalı tabakalar halinde oluşmuş kalker, kumtaşı, mermer vb. kaya zeminler Kg/cm2 T/m2
• Basınç mukavemeti 50 kg/cm2’ den büyük kapalı tabakalar halinde oluşan 15 150
c) Masif kütleler halinde oluşmuş granit, siyanit, bazalt vb. kaya zeminler 30 300
29
Temel tasarımındaki en önemli amaçlardan bir tanesi de zeminde oluşabilecek çökmeyi
(oturma - δ) sınırlı bir düzeyde tutmak ve üst yapının farklı oturmalardan zarar görmesini
önlemektir. Tüm temellerin aynı miktarda oturması üst yapıya zarar vermezken, farklı
oturmalar çok tehlikeli olabilmektedir (Şekil 27). Ancak az ya da çok her yapıda oturma
gerçekleşmektedir. Önemli olan farklı oturmaların sınırlı kalmasıdır (δ < 5 cm).
31
YÜZEYSEL TEMELLER
32
Şekil 32. Örnek münferit temel planı ve perspektifi
Betonarme yapı elemanlarında kullanılan donatıların çap, miktar ve yerleşim aralıkları TS
500 doğrultusunda yapılan statik ve betonarme hesaplamaları ile belirlenmektedir. Yapı
elemanı kesitine etki eden “kesme kuvveti” ve “moment” büyüklükleri dikkate alınarak
yapılan bu hesaplamalar kapsamında kesit için gerekli donatı alanı (As) ve bu alana bağlı
olarak da donatı çapı (Ø) ve yerleşim aralıkları belirlenmektedir (Şekil 33). As değerinin
ilgili standartta belirtilen minimum donatı oranı (ρmin) koşulunu sağlaması gereklidir. Bu
oran münferit temeller için her iki doğrultuda 0.002 düzeyindedir. Münferit temelde
kullanılan donatı çapı Ø14’den, donatı aralığı ise 250 mm’den küçük olmamalıdır. Bağ
kirişi kesit boyutları 30x30 cm’den, boyuna donatı Ø12’den ve etriye Ø8/20’den küçük
olmamalıdır. Hem münferit temel ve hem de bağ kirişinde paspayı en az 50 mm olmalıdır.
Genel olarak bir münferit temel ve bağ kirişinde bulunması gereken donatılar Şekil 34’de,
inşa edilmiş bir münferit temel örneği ise Şekil 35’de verilmiştir.
33
Şekil 33. Betonarme yapı elemanı kesiti için donatı oranı
34
Şekil 35. Örnek münferit temel ve bağ kirişi uygulaması
Zemin karmaşık bir ortamdır, bilinmeyeni çoktur. Bir temelin zemini ne kadar araştırılırsa
araştırılsın beklenmedik bir durumla her zaman karşılaşılabilir. Gözden kaçan bir yerinde
kaya bir yerinde dolgu veya kapatılmış kuyu olabilir, kolon temeli bu noktaya rastlayabilir.
Bu nedenle temel hesaplarında basitleştirici modeller kullanılır, boyutlarda cömert
davranılır, karmaşık hesap yöntemleri yerine basit hesap yöntemleri tercih edilir. Genel
olarak münferit temel boyutlarının belirlenmesi aşağıdaki gibi yapılmaktadır.
Temel tabanında oluşan net gerilmenin zemin emniyet gerilmesinden (σz,em) küçük ya da
en fazla zemin emniyet gerilmesi kadar olmasını sağlayacak temel boyutları belirlenir (1).
σk + (σt – σz ) ≤ σz,em (1)
σk, kolon yükünden (Nd) dolayı temel tabanında oluşan gerilme olup, değeri bilinmektedir.
Temel ağırlığı (Wt) ve temel kazısı ağırlığından (Wz) dolayı temel tabanında oluşan σt ve
σz gerilmeleri ile σz,em karakteristik (değişken) değerlerdir. Karakteristik gerilmeler %50
artırılarak daha güvenli temel boyutlarının elde edilmesi sağlanmaktadır (2). Temel
derinliği (h) kadar kazı yapılacağından dolayı, kazı ağırlığından (Wz) kaynaklanan gerilme
(σz) toplam gerilmeden çıkarılmalıdır (Şekil 36).
σk + 1.50 (σt – σz ) ≤ 1.50 σz,em (2)
35
σk, σt ve σz gerilmelerinin açık halleri yazılarak (Nd, Wt ve Wz yükleri temel taban alanına
(A) oranlanarak), Eşitlik 3 elde edilmektedir. Temel (Wt) ve kazı (Wz) ağırlıkları birim
hacim ağırlığa (γt, γz) bağlı olarak belirlenmektedir (4, 5). Bu ağırlıkların Eşitlik 3’te
yerine yazılması ile elde edilen Eşitlik 6’da gerekli sadeleştirmeler yapılarak Eşitlik 7 elde
edilmektedir. Bu eşitlikteki “1.50 (γt – γz)” ifadesinin değeri 1.80 – 2.20 Ton/m3 aralığında
değişmektedir. Sadece γ ile ifade edilen bu değer hesaplamalarda 1.80 Ton/m3 olarak
kullanılmaktadır (8). Temel imalatında kullanılan betonarme malzemenin ortalama birim
hacim ağırlığı 2.50 Ton/m3 veya 25 KN/m3 düzeyindedir.
Nd Wt Wz
+ 1.50 – ≤ 1.50 σz,em (3)
A A A
Wt
γt = Wt =γt .Vt Vt =A.h Wt = γt .A.h (4)
Vt
Wz
γ= Wz =γz .Vz V =A.h Wz = γz .A.h (5)
Vz
Nd γt .A.h γz .A.h
+ 1.50 – ≤ 1.50 σz,em (6)
A A A
Nd
+ 1.50 γt - γz .h ≤ 1.50 σz,em (7)
A
Nd Nd
+ γ.h ≤ 1.50 σz,em ≤ 1.50 σz,em – 1.80 h (8)
A A
Eşitliklerde;
Nd: Kolon yükü (Ton)
σk: Kolon yükünden dolayı temel tabanında oluşan gerilme (Ton/m2)
σt: Temel ağırlığından dolayı temel tabanında oluşan gerilme (Ton/m2)
σz: Temel kazısı ağırlığından dolayı temel tabanında oluşan gerilme (Ton/m2)
σz,em: Zemin emniyet gerilmesi (Ton/m2)
A: Temel taban alanı (m2)
Wt: Temel ağırlığı (Ton), Wz: Temel kazısı ağırlığı (Ton)
Vt: Temel hacmi (m3), Vz: Temel kazısı hacmi (m3)
γt: Temelin imal edildiği malzemenin (betonarme) birim hacim ağırlığı (Ton/m3)
γz: Zeminin birim hacim ağırlığı (ton/m3), h: temel yüksekliği (m)
Eşitlik 8 kullanılarak temel planı boyutları (bx, by) ve temel yüksekliği (h) belirlendikten
sonra, kesme kuvveti kontrolü yapılmalıdır. Eksenel doğrultuda etki eden kolon yükünden
(Nd) dolayı temel tabanında oluşan σk gerilmesi münferit temeli yukarı doğru eğmektedir.
Bu durumdan en çok temel ve kolon yüzünün birleştiği kesitler etkilenmektedir.
36
Dolayısıyla münferit temelin bu kesitlerde yeterli yüksekliğe (h) sahip olması gereklidir.
σk tarafından kesmeye ve eğilmeye zorlanan temel – kolon yüzü birleşim kesitinde temel
tabanından yukarıya doğru etki eden kesme (çekme) kuvveti (Vd) nedeniyle çatlaklar
meydana gelebilmektedir. Vd temel tabanında donatı ile karşılanmaktadır. Kesitin üst
tarafına donatı koyulmadığı için, burada Vd kesme kuvvetinin tamamı beton tarafından
karşılanmaktadır. Temelin her iki doğrultusunda kesme kuvveti kontrolü yapılarak, tasarım
aşamasında seçilen temel yüksekliğinin (h) yeterli olup olmadığı belirlenmelidir. Öncelikle
kesme kuvveti (V) diyagramı çizilerek, temel – kolon yüzü kesitine (kesme yüzeyine) etki
eden kesme kuvveti (Vd) belirlenir. Daha sonra betonun hesap çekme dayanımına (fctd)
bağlı olarak belirlenen Vcr (betonun taşıyabileceği kesme kuvveti) Vd ile karşılaştırılır
(Şekil 37). Vd ≤ Vcr olması durumunda “h” yeterlidir. Vd > Vcr olması durumunda ise “h”
yetersizdir. “h” artırılarak, münferit temelin plan boyutları yeniden belirlenmelidir.
Şekil 37. X eksenine dik kesme yüzeyine etki eden Vdx ve Vcrx kuvvetlerinin belirlenmesi
Münferit temelin X ve Y eksenlerine dik kesme yüzeylerinde betonun taşıyabileceği kesme
kuvvetleri (Vcrx, Vcry) ile bu yüzeylere etki eden hesap kesme kuvvetleri (Vdx ve Vdy)
sırasıyla Eşitlik 9 – 16 kullanılarak belirlenmektedir. Ayrıca her iki eksen doğrultusundaki
eğilme momentleri (Mdx, Mdy) kullanılarak da temel donatıları belirlenmektedir.
37
Nd
kx
= (9)
bx
Nd
ky
= (10)
by
bx ax
Vdx = - kx
(11)
2 2
by ay
Vdy = - ky
(12)
2 2
qkx: X ekseni doğrultusunda temel tabanına etki eden çizgisel yük (Ton/m)
qky: Y ekseni doğrultusunda temel tabanına etki eden çizgisel yük (Ton/m)
Vdx: X eksenine dik kesme yüzeyine etki eden kesme kuvveti (Ton)
Vdy: Y eksenine dik kesme yüzeyine etki eden kesme kuvveti (Ton)
Vcrx: X eksenine dik kesme yüzeyinde betonun taşıyabileceği kesme kuvveti (Ton)
Vcry: Y eksenine dik kesme yüzeyinde betonun taşıyabileceği kesme kuvveti (Ton)
Münferit temelin boyutlandırılmasında dikkate alınması gereken bir diğer önemli husus
zımbalama olayıdır. Temel plaklarında eğik doğrultuda oluşan asal çekme gerilmeleri
betonun çekme dayanımını (fctd) aştığında asal çekme gerilmelerine dik doğrultuda oluşan
etkiye zımbalama adı verilmektedir. Zımbalama, kolonun münferit temeli yırtarak delmesi
olayı olarak da tanımlanmaktadır. Sivri uçlu bir kalem bir kâğıdı kolaylıkla delerken,
kâğıda göre daha fazla kalınlığa sahip bir mukavvayı ya da kitabı daha zor delebilmekte ya
da hiç delememektedir. Bu örnekten de anlaşılacağı üzere zımbalama etkisi direkt olarak
temel pabucu yüksekliği (h) ile alakalıdır. Dolayısıyla münferit temelin zımbalama etkisine
karşı koyabilmesi için yeterli yüksekliğe sahip olması gereklidir. Münferit temellerde
zımbalama kontrolü ve bu doğrultuda kullanılan eşitlikler Şekil 38’de verilmiştir.
38
Şekil 38. Münferit temellerde zımbalama etkisi
Zımbalama etkisine neden olan hesap kesme kuvvetinin (Vpd) betonun çekme dayanımına
(fctd) bağlı olarak belirlenen zımbalama dayanımından (Vpr) küçük ya da eşit olması
durumunda zımbala oluşmamaktadır (Vpd ≤ Vpr). Bu durumda temel yüksekliği (h)
zımbalama etkisine karşı yeterlidir. Vpd > Vpr olması durumunda ise “h” yetersiz olup,
artırılması gereklidir. “h” artırılarak münferit temelin plan boyutları yeniden
belirlenmelidir. Şekil 38’de verilen zımbalama katsayısı (ɣ), kesitinin ağırlık merkezi
doğrultusunda eksenel olarak yüklenmiş kolonlar için “1” alınmaktadır. Eksantrik yüklü
kolonlarda ise ex ve ey mesafelerine bağlı olarak hesaplanmaktadır (Şekil 39).
39
Şekil 39. Eksantrik (dış merkez) yüklü kolon
Örnek
Eksenel doğrultuda 200 ton yük taşıyan 60x60 cm kesit boyutlarına sahip bir betonarme
kolonun altına kare planlı bir betonarme münferit temel tasarlanacaktır. Bu temelin
oturacağı zeminin emniyet gerilmesi 20 Ton/m2 ve paspayı 50 mm olduğuna göre, temel
yüksekliği 50 cm olacak şekilde temel planı boyutlarını belirleyiniz. Münferit temelin
imalatında fctd değeri 1.15 MPa olan C 25 betonu kullanılacaktır.
Çözüm
Nd 2 0
≤ 1.50 σz,em – 1.80 h = 1.50 x 20 – 1.80 x 0.50
A A
A = 6.87 m2 A = bx .by bx = by = b (kare)
A = b2 6.87 = b2 b = 2.62 m b = 262 cm
Kesme kuvveti kontrolü yapılarak temel yüksekliğinin (h) yeterliliği belirlenir. Kolon
kesiti ve temel planı kare olduğu için sadece bir doğrultuda hesap yapmak yeterlidir.
40
Fctd = 1.15 MPa 1 MPa = 1 N/mm2 =100 Ton/m2 Fctd = 1.15 MPa =115 Ton/m2
Zımbalama kontrolü yapılarak temel yüksekliğinin (h) yeterli olup olmadığı belirlenir.
Hesaplamalar sonucunda elde edilen boyutlara göre temel planı ve kesitleri çizilir.
41
Örnek
Eksenel doğrultuda 400 ton yük taşıyan ax=80 cm ve ay = 60 cm kesit boyutlarına sahip bir
betonarme kolonun altına planı kolon boyutları ile orantılı olacak şekilde bir betonarme
münferit temel tasarlanacaktır. Bu temelin oturacağı zeminin emniyet gerilmesi 50 Ton/m2
ve paspayı 50 mm olduğuna göre, temel yüksekliği 50 cm olacak şekilde temel planı
boyutlarını belirleyiniz. Temelde fctd değeri 1.00 MPa olan C 20 betonu kullanılacaktır.
Çözüm
Nd 400
≤ 1.50 σz,em – 1.80 h = 1.50 x 50 – 1.80 x 0.50 A = 5.40 m2
A A
ax bx 80 bx
= = by = 0.75 bx A = bx .by A = 0.75 b2x
ay by 60 by
5.40 = 0.75 b2x bx = 2.68 m =268 cm by = 0.75 bx by = 2.01 m = 201 cm
Kesme kuvveti kontrolü yapılarak münferit temel yüksekliğinin (h) yeterli olup olmadığı
belirlenir. Kolon kesit boyutları ve dolayısıyla münferit temel plan boyutları farklı olduğu
için her ki doğrultuda hesap yapılması gereklidir.
42
Temelin her iki doğrultusu için yapılan kesme kuvveti kontrollerine göre “h” yüksekliğinin
yetersiz olduğu görülmüştür. “h” artırılarak temelin yeniden boyutlandırılması gereklidir.
Bu doğrultuda h = 80 cm seçilerek, temel planı boyutları yeniden belirlenmiştir.
Nd 400
≤ 1.50 σz,em – 1.80 h = 1.50 x 50 – 1.80 x 0.80 A = 5.44 m2
A A
43
ax bx 80 bx
= = by = 0.75 bx A = bx .by A = 0.75 b2x
ay by 60 by
5.44 = 0.75 b2x bx = 2.70 m =270 cm by = 0.75 bx by = 2.03 m = 203 cm
Münferit temelin yeni boyutları için tekrar kesme kuvveti kontrolü yapılmıştır.
Nd 400
kx
= kx
= kx
= 148.15 T/m
bx 2.70
Nd 400
ky
= ky
= ky
= 197.04 T/m
by 2.03
bx ax 2.70 0.80
Vdx = - kx
Vdx = - .148.15 Vdx = 140.74 T
2 2 2 2
by ay 2.03 0.60
Vdy = - ky
Vdy = - .197.04 Vdy = 140.88 T
2 2 2 2
Zımbalama kontrolü yapılarak temel yüksekliğinin (h) yeterli olup olmadığı belirlenir.
44
Hesaplamalar sonucunda elde edilen boyutlara göre temel planı ve kesitleri çizilir.
Şekil 40. Duvar altı şerit temel için minimum boyutlar ve donatılar
45
Taşıyıcı duvar uzunluğu boyunca tüm zemin ve temel özellikleri aynı olduğu için, şerit
temelin 1.00 m uzunluğu dikkate alınarak münferit temele benzer şekilde boyutlandırma
yapılmaktadır. Temel taban uzunluğunun (B) belirlenmesinde Eşitlik 17 kullanılmaktadır.
Münferit temelden farklı olarak kesme yüzeyinin hem alt ve hem de üst tarafına boyuna
donatı koyulduğu için kesme kuvvetinin (Vd) %65’inin beton tarafından karşılandığı kabul
edilmektedir. Eşitlik 18 – 21 kullanılarak, temelin kısa kenarına (B) dik doğrultuda 1.00 m
uzunluğundaki şerit temel bölümü için kesme kontrolü yapılmalı ve temel yüksekliğinin
(h) yeterliliği belirlenmelidir (Şekil 41). Taşıyıcı duvardan şerit temele aktarılan yük (Nd)
temele tüm uzunluğu boyunca etki ettiği için zımbalama etkisi oluşmamaktadır. Diğer
temel tiplerinde olduğu gibi duvar altı şerit temellerde de paspayı en az 50 mm olmalıdır.
Nd
≤ 1.50 σz,em – 1.80 h (17)
Bx1.00
Nd
k
= (18)
B
B a
Vd = - k
(19)
2 2
Vd ≤ Vcr (21)
Şekil 41. Duvar altı şerit temelde Vd ve Vcr kesme kuvvetlerinin belirlenmesi
46
Örnek
50 Ton/m çizgisel yük taşıyan 40 cm genişliğindeki bir yığma bina taşıyıcı duvarının altına
uzunluğu boyunca bir betonarme şerit temel tasarlanacaktır. Zemin emniyet gerilmesi 25
Ton/m2 ve paspayı 50 mm olduğuna göre, temel yüksekliği 30 cm olacak şekilde temel
genişliğini (B) belirleyiniz. Temelde fctd değeri 0.95 MPa olan C 18 betonu kullanılacaktır.
Çözüm
Şerit temelin 1.00 m uzunluğu dikkate alınarak, münferit temel gibi hesap yapılır. 50 T/m
büyüklüğündeki çizgisel yük 1.00 m temel uzunluğu ile çarpılarak, Bx1.00 plan
boyutlarına sahip münferit temele eksenel doğrultuda etki eden tekil yüke dönüştürülür.
50 T
Nd = x 1.00 m Nd = 50 T
m
Nd
≤ 1.50 σz,em – 1.80 h eşitliği kullanılarak B belirlenir.
Bx1.00
50
= 1.50 x 25 – 1.80 x 0.30 B = 1.35 m
Bx1.00
Temelin “B” kenarına dik doğrultuda 1.00 m uzunluğundaki şerit temel bölümü
için kesme kontrolü yapılarak, “h” yüksekliğinin yeterliliği belirlenmiştir.
47
Nd 50
k
= k
= k
= 37.04 T/m
B 1.35
B a 1.35 0.40
Vd = k
Vd = 37.04 Vd =17.60 T
2 2 2 2
h =d+ dı d =h – dı d = 0.30 – 0.05 d =0.25 m
Vcr = 0.65 fctd x 1.00 x d Vcr = 0.65 95x1.00 x 0.25 Vcr = 15.44 T
50
= 1.50 x 25 – 1.80 x 0.35 B = 1.36 m
Bx1.00
Temelin yeni boyutları için tekrar kesme kuvveti kontrolü yapılmıştır.
Nd 50
k
= k
= k
= 36.77 T/m
B 1.36
B a 1.36 0.40
Vd = k
Vd = 36.77 Vd =17.65 T
2 2 2 2
h =d+ dı d =h – dı d = 0.35 – 0.05 d =0.30 m
Vcr = 0.65 fctd x 1.00 x d Vcr = 0.65 95x1.00 x 0.30 Vcr = 18.53 T
48
3. Birleşik (Kombine) Temeller
Kolon yüklerinin artmasıyla veya zeminin taşıma gücünün azalmasıyla birlikte planda
münferit temel boyutları büyümekte ve temeller birbirine yaklaşmaktadır. Bu durumdaki
iki münferit temelin birleştirilmesi ve yüksekliklerinin artırılması sonucunda oluşturulan
pabuçlu betonarme kiriş şeklindeki temele birleşik (kombine) temel adı verilmektedir
(Şekil 42). Birleşik temele ait perspektif, plan ve görünüşler Şekil 43’de gösterilmiştir.
49
Genel olarak bir birleşik (kombine) temelin kesit elemanları ve donatıları Şekil 44’de
gösterilmiştir. Kiriş genişliği (bw) kolon kesit boyutundan daha büyük olacak şekilde
seçilmelidir. Kiriş yüksekliği (h) ise kolon yüzü doğrultusundaki kiriş kesitinde kesme
kuvveti kontrolü yapılarak belirlenmelidir (Vd ≤ Vcr). “h” iki kolon arasındaki net açıklığın
1/10’undan küçük olmamalıdır (h ≥ Lnet/10). Pabuç yüksekliği (t) minimum 20 cm olmakla
birlikte, uygulamada 25 - 30 cm yapılabilmektedir. Pabuç genişliği (b) ise en az 100 cm
olmalıdır. Eksenel doğrultuda taşıdığı yük daha yüksek olan (Nd1 < Nd2, Nd1 > Nd2,) kolon
tarafında “b” daha büyük yapılarak, zeminde oluşan gerilme dağılımının temel tabanı
altında her yerde eşit olması sağlanabilmektedir. Ancak uygulamada en yüksek kolon yükü
dikkate alınarak, tek bir boyutlandırma yapılmakta ve birleşik temele tüm uzunluğu (L)
boyunca sabit bir pabuç genişliği verilmektedir (Şekil 45). Temel kirişinin her iki ucundaki
kolonlardan sonra konsol yapılarak, temel tabanına etki eden gerilme (σk) düşürülebilir.
Arsa sınırı dikkate alınarak belirlenen konsol uzunluğunun (a1, a2) 150 cm’den küçük
olması önerilmektedir (a1, a2 ≤ 150 cm). Belirtilen bu değerden daha uzun tasarlanan
konsollar kesme kuvveti ve moment artışına neden olabilmektedir.
Şekil 45. Kolon yüklerine bağlı olarak birleşik temel pabuç genişliğinin (b) değişimi
50
Kolonların temel kirişine oturduğu bölgelerde (Mesnetlerde) kiriş kesiti tarafsız ekseninin
üst tarafı basınca, alt tarafı çekmeye çalışmaktadır. İki kolon arasındaki temel kirişi
açıklığında (Lnet) ise kesit tarafsız ekseninin üst tarafı çekmeye, alt tarafı basınca
çalışmaktadır. Açıklıkta temel kirişi kesitinin üst tarafına (çekme bölgesi) esas donatı ve
pilye, alt tarafına (basınç bölgesi) ise montaj donatısı koyulmaktadır. Pilye tüm kiriş
uzunluğu boyunca çekme bölgeleri takip edilerek yerleştirilmektedir. Dolayısıyla açıklıkta
kiriş kesitinin üst tarafında bulunan pilye, mesnetlerde alt tarafa yönlendirilmiştir. Pilye,
her iki kolonun açıklık tarafındaki dış yüzeylerinden itibaren Lnet/7 mesafede 60o’lik açı ile
kırılmaktadır. Tüm yüzeysel temellerde olduğu gibi birleşik temellerde de paspayı
minimum 50 mm’dir. Kiriş yüksekliğinin (h) 60 cm ve üzerinde olması durumunda 30 cm
ara mesafe ile yerleştirilen gövde donatıları kullanılmaktadır. Minimum donatı çapı; esas
donatı, pilye ve gövde donatıları için Ø14, montaj donatısı için Ø12 ve etriye için Ø8
olmalıdır. Etriye aralığı mesafesi temel kirişi açıklığında en az 20 cm, en fazla kiriş
yüksekliğinin (h) yarısı kadardır. Kolonlar ve temel kirişin birleştiği sarma bölgelerinde
(Lnet/5) ve kirişin her iki ucundaki konsollarda (a1, a2) ise etriye aralığı mesafesi en az 10
cm, en fazla açıklıktaki etriye aralığının yarısı kadar olmalıdır.
Şekil 47-a. Tek doğrultulu mütemadi temellerden oluşan bir yapı temeli sistemi perspektifi
52
Şekil 47-b. Tek doğrultulu mütemadi temellerden oluşan bir yapı temeli sistemi planı
İki doğrultulu mütemadi temellerden oluşan bir yapı temelinin planı ve kesiti Şekil 48’de
verilmiştir. İki doğrultulu mütemadi temel apartman tipi yapılar için genelde uygundur.
Farklı oturmalardan etkilenme riski, bir doğrultulu temele göre çok daha düşüktür.
Şekil 48. İki doğrultulu mütemadi temellerden oluşan bir yapı temeli sistemi planı
Mütemadi (sürekli) temellerin donatı düzeni ve boyutlandırma kriterleri birleşik (kombine)
temeller ile benzerlik göstermektedir. Aynı aks üzerine dizilmiş üç adet kolonun altına inşa
edilen iki açıklıklı bir mütemadi temelin bölümleri ve donatıları Şekil 49’da gösterilmiştir.
53
Şekil 49. Mütemadi (sürekli) temel donatı düzeni ve kesit elemanları
54
Mütemadi temel kiriş genişliğini (bw) belirleyen temel unsur kolon kesiti boyutlarıdır.
“bw”, temel kirişinin kısa kenarı doğrultusundaki en büyük kolon kesit boyutundan daha
büyük olacak şekilde seçilmelidir. Kiriş yüksekliği (h) ise kesme (V) diyagramında kolon
yüzü doğrultusundaki kiriş kesitlerinde meydana gelen maksimum hesap kesme kuvveti
(Vd) dikkate alınarak belirlenmektedir. Maksimum hesap kesme kuvvetinin oluştuğu
kesitte kesme kontrolü yapılarak, önce Vd ≤ Vcr koşulunu sağlayan hesap yüksekliği (d)
değeri belirlenir ve daha sonra bu değere paspayı (dı) eklenerek kiriş yüksekliği (h) elde
edilir. “h” kolonlar arasındaki net açıklığın 1/10’undan küçük olmamalıdır (h ≥ Lnet/10).
Pabuç yüksekliği (t) minimum 20 cm olmakla birlikte, uygulamada 25 - 30 cm
yapılabilmektedir. Pabuç genişliği (b) ise en az 100 cm olmalıdır. “b” için en yüksek kolon
yükü dikkate alınarak, tek bir boyutlandırma yapılmakta ve mütemadi temele tüm
uzunluğu boyunca sabit bir pabuç genişliği verilmektedir. Temel kirişinin her iki ucundaki
kolonlardan sonra yapılan konsolların uzunluğunu (a1, a2) belirleyen ana unsur arsa
sınırıdır. Arsa sınırı dikkate alınıp, temel tabanına etki eden gerilme (σk) tüm kiriş
uzunluğu boyunca her noktada aynı olacak şekilde a1 ve a2 konsol uzunlukları belirlenir.
Kolon yükü daha fazla olan taraftaki konsolun uzunluğu daha büyük yapılabilir. Konsol
uzunluğunun 150 cm’den küçük olması önerilmektedir (a1, a2 ≤ 150 cm). Bu değerden
daha uzun tasarlanan konsollar kesme kuvveti ve moment artışına neden olabilmektedir.
Kolonların temel kirişine oturduğu bölgelerde (Mesnetlerde) kiriş kesiti tarafsız ekseninin
üst tarafı basınca, alt tarafı çekmeye çalışmaktadır. İki kolon arasındaki temel kirişi
açıklığında (Lnet) ise kesit tarafsız ekseninin üst tarafı çekmeye, alt tarafı basınca
çalışmaktadır. Açıklıkta temel kirişi kesitinin üst tarafına (çekme bölgesi) esas donatı ve
pilye, alt tarafına (basınç bölgesi) ise montaj donatısı koyulmaktadır. Pilye tüm temel kirişi
uzunluğu boyunca çekme bölgeleri takip edilerek yerleştirilmektedir. Dolayısıyla açıklıkta
kiriş kesitinin üst tarafında bulunan pilye, mesnetlerde alt tarafa yönlendirilmiştir. Pilye;
dış mesnetlerde kolonun açıklık tarafındaki dış yüzeyinden itibaren Lnet/7 mesafede, iç
mesnetlerde ise kolonun açıklık tarafındaki dış yüzeyinden itibaren Lnet/5 mesafede 60o’lik
açı ile kırılmaktadır. Pilyeler, komşu kiriş açıklığının 1/4’ü oranında komşu kirişe doğru
uzatılırlar (Lnet/4). Mütemadi temellerde paspayı minimum 50 mm’dir. h ≥ 60 cm olması
durumunda 30 cm ara mesafe ile yerleştirilen gövde donatıları kullanılmadır. Mesnetlere
yerleştirilen çekme donatısı (pilye) kesit alanının yeterli olmaması durumunda ilave mesnet
donatısı kullanılmalıdır. Minimum donatı çapı; esas donatı, pilye, gövde ve ilave mesnet
donatıları için Ø14, montaj donatısı için Ø12 ve etriye için Ø8 olmalıdır. Etriye aralığı
mesafesi temel kirişi açıklığında en az 20 cm, en fazla kiriş yüksekliğinin (h) yarısı
kadardır. Kolonlar ve temel kirişin birleştiği sarma bölgelerinde (Lnet/5) ve kirişin her iki
ucundaki konsollarda (a1, a2) ise etriye aralığı mesafesi en az 10 cm, en fazla açıklıktaki
etriye aralığının yarısı kadar olmalıdır. İki doğrultulu bir mütemadi temel uygulamasında
donatı yerleşimi, temel kirişi – kolon birleşim detayı ve temel kirişleri arasındaki
boşluklara dolgu yapılması işlemi Sırasıyla Şekil 50, Şekil 51 ve Şekil 52’de gösterilmiştir.
55
Şekil 50. İki doğrultulu mütemadi (sürekli) temel donatıları
Şekil 51. İki doğrultulu mütemadi (sürekli) temelde kolon – kiriş birleşim detayı
Şekil 52. İki doğrultulu mütemadi (sürekli) temelin boşluklarına dolgu yapılması
56
5. Radye Temeller
İki doğrultulu mütemadi temel kirişleri arasındaki boşlukların betonarme döşemeler ile
kapatılması sonucunda oluşan temel tipidir. Kirişsiz (Şekil 53) ve kirişli (Şekil 54) olmak
üzere iki tip radye temel uygulaması yapılmaktadır. Kirişsiz radye temel; yapının tüm
kolonlarının altına, inşaat alanının tamamını kaplayan kalın bir betonarme plak (döşeme)
yapılarak ve kolonlar doğrudan bu plağa oturtularak oluşturulan temel tipidir (Şekil 55).
Plak kalınlığı minimum 30 cm’dir. Apartman tipi normal yapılarda plak kalınlığı kabaca
kat sayısının 8 - 10 katı civarındadır. Örneğin, bodrum katlar dahil, 15 katlı bir yapıda plak
kalınlığı 120-150 cm civarındadır. 40-50 katlı gökdelenlerde plak kalınlığı 300 cm
olabilmektedir. Özellikle köşe kolonlar zımbalama açısından risklidir. Plak kalınlığının
zımbalama olmayacak şekilde belirlenmesi gereklidir. Kirişli radye temel; yapının tüm
kolonları altına, inşaat alanının tamamını kaplayan bir plak, plağın üstüne de temel kirişleri
yapılarak ve kolonlar kirişlere oturtularak oluşturulan temel tipidir (Şekil 55). Minimum
plak kalınlığı 20 cm olup, uygulamada 30 - 40 cm yapılabilmektedir. Kiriş genişliği kolon
kesit boyutlarına bağlı olmakla birlikte ortalama 40 - 60 cm civarındadır. Kiriş yüksekliği
(plak dahil) 100 - 150 cm civarındadır. Kolon yüklerinden dolayı radye temel plağı altında
oluşan gerilmenin zeminin taşıyabileceği gerilmeden büyük olması durumunda, arsa sınırı
dikkate alınıp plağa ve varsa kirişlere konsol yapılarak gerilme düşürülmelidir. Radye
temellerde farklı oturma riski çok düşüktür. Zayıf zeminlerde, apartman tipi yüksek yapılar
için en uygun temel tipidir. Kirişli radye temel tipi kirişsiz radye temel tipine göre davranış
ve güvenlik açısından daha avantajlıdır. Kirişli radye temelin kalıp işçiliği daha fazladır.
58
Şekil 56. Kirişsiz radye temel donatıları
59
Şekil 58. Kirişli radye temel kalıbının yapılması ve beton dökümü
61
En uygun a1 ve a2 konsol uzunlukları belirlendikten sonra tüm temel kirişi uzunluğu
boyunca etki eden qk çizgisel yükü elde edilmiş olur. Böylece temel kirişi tabanındaki σk1,
σk2 ve σk3 gerilmeleri de birbirine eşit olur. Nd1, Nd2 ve Nd3 kolon yükleri ile qk çizgisel
yükü dikkate alınarak kesme (V) ve moment (M) diyagramları çizilir (Şekil 64).
Şekil 63. Temel kirişi tabanındaki çizgisel yükler ve konsol uzunluklarının belirlenmesi
k1 k2 k3
σk1 = σk2 = σk3 = (25)
b b b
k
k1
= k2
= k3
= k
olduğu için σk = olur. (26)
b
k
σk ≤ 1.50 σz,em – 1.80 h =1.50 σz,em – 1.80 h (27)
b
63
Örnek
Aşağıdaki şekilde plan, ön ve yan görünüşleri verilen mütemadi (sürekli) temele 60/30 cm
kesit boyutlu üç adet kolondan eksenel doğrultuda yükler aktarılmaktadır. Temel fctd değeri
1.25 MPa olan C 30 betonu ile inşa edilecektir. Zemin emniyet gerilmesi 22 Ton/m2 ve
paspayı 50 mm olduğuna göre; mütemadi (sürekli) temelin kiriş genişliğini (bw), kiriş
yüksekliğini (h), pabuç kalınlığını (t) ve pabuç genişliğini (b) belirleyiniz.
Çözüm
Temel kirişinin kısa kenarı (bw) doğrultusundaki kolon kesiti boyutları üç kolon için de 30
cm’dir. Dolayısıyla bw = 30 + 10 + 10 = 50 cm olarak seçilmiştir. Pabuç kalınlığı (t) 25 cm
olarak seçilmiş ve t ≥ 20 cm koşulu sağlanmıştır. Kolon yüklerinden dolayı temel
tabanında oluşan k1, qk2 ve qk3 çizgisel yüklerinin eşitliğinden faydalanılarak a1 ve a2
konsol uzunlukları belirlenmiştir. a1, a2 ≤ 150 cm koşulu sağlanmıştır.
64
Mütemadi temelin tabanında oluşan k çizgisel yükü kullanılarak kesme kuvveti (V) ve
moment (M) diyagramları çizilmiştir.
k 40
=1.50 σz,em – 1.80 h =1.50 x 22 – (1.80 x 1.23) b=1.30 m
b b
65
Örnek
Aşağıdaki şekilde plan ve görünüşleri verilen birleşik temele 80/40 cm ve 40/40 cm kesit
boyutlu iki adet kolondan eksenel doğrultuda sırasıyla 110 T ve 80 T büyüklüğündeki
yükler aktarılmaktadır. Temel fctd değeri 1.15 MPa olan C 25 betonu ile inşa edilecektir.
Zemin emniyet gerilmesi 20 Ton/m2 ve paspayı 50 mm olduğuna göre; temelin kiriş
genişliği (bw) ve yüksekliğini (h), pabuç kalınlığı (t) ve genişliğini (b) belirleyiniz.
Çözüm
Temel kirişinin kısa kenarı (bw) doğrultusundaki kolon kesiti boyutları iki kolon için de 40
cm’dir. Dolayısıyla bw = 40 + 10 + 10 = 60 cm olarak seçilmiştir. Pabuç kalınlığı (t) 25 cm
olarak seçilmiş ve t ≥ 20 cm koşulu sağlanmıştır. Kolon yüklerinden dolayı temel
tabanında oluşan k1 ve qk2 çizgisel yüklerinin eşitliğinden faydalanılarak a1 ve a2 konsol
uzunlukları belirlenmiştir. a1, a2 ≤ 150 cm koşulu sağlanmıştır. Öncelikle yükü daha az
olan kolon tarafındaki konsol uzunluğu (a2) 0.40 m seçilerek, yükü daha fazla olan kolon
tarafındaki konsol uzunluğunun (a1) daha büyük olması sağlanmıştır.
66
Birleşik temelin tabanında oluşan k çizgisel yükü kullanılarak kesme kuvveti diyagramı
çizilmiştir. Bu diyagramdaki maksimum kesme kuvvetlerinden (Vmax) faydalanılarak kolon
yüzüne (kesme yüzeyi) etki eden hesap kesme kuvvetleri (Vd) belirlenmiştir.
Her iki kolon yüzünde birbirinden farklı iki hesap kesme kuvveti (Vd) oluşmuştur. Büyük
Vd değeri dikkate alınarak, Vd ≤ Vcr kesme koşulu ile kiriş yüksekliği (h) belirlenmiştir.
67
Vcr = 0.65 fctd . b . d fctd = 115 Ton/m2
k 36.36
=1.50 σz,em – 1.80 h =1.50 x 20 – (1.80 x 1.35) b=1.32 m
b b
DERİN TEMELLER
Zemin taşıma gücünün yüzeysel temel yapılamayacak kadar düşük olduğu dolgu zeminler
ile balçık ve alüvyon gibi su içeriği yüksek kohezyonlu zeminler üzerinde inşa edilen
yapılarda kullanılan temellerdir. Genel olarak zemin yüzeyinden itibaren derinliği 3 m ve
daha fazla olan temel tipleridir. Taşıma gücü düşük zayıf zemin tabakası ayak, kazık ve
keson tipi derin temeller vasıtasıyla aşılarak, yapı yükleri taşıma gücü çok daha yüksek
olan sağlam zemin tabakasına iletilmektedir. Bununla birlikte direkt olarak su içerisinde
inşa edilen köprü, iskele, rıhtım ve liman gibi yapılarda da derin temel uygulamalarından
faydalanılmaktadır. Taşıma gücü yüksek sağlam zemin tabakasının yüzeye yakın yerlerde
olması durumunda ayak temel sistemleri, çok derinlerde olması durumunda ise kazık temel
sistemleri kullanılmaktadır. Kohezyonlu zeminlerde ve direkt olarak su içerisinde inşa
edilen yapılarda çoğunlukla keson temeller kullanılmaktadır.
68
1. Ayak Temeller
Sağlam zemin tabakasının yüzeye yakın olduğu durumlarda uygulanan derin temel tipidir.
Taşıyıcılığı düşük zayıf zemin tabakası sağlam zemin tabakasına kadar kazılarak
boşaltılmaktadır. Bağ kirişleri ile birbirine bağlanan münferit temeller ve bunların üzerine
oturtulan kolon, kiriş ve döşemelerden oluşan ayak temel sistemi zemin yüzeyine kadar
yükseltilmektedir. Ayak temel sistemindeki kolon ve kirişlerin boyutları bina kolon ve
kirişlerinden daha büyük olacak şekilde oluşturulmaktadır. Ayrıca ayak temel sistemindeki
kolonlar ile bina taşıyıcı sistemindeki kolonlar birbirinin devamı olacak yerleştirilmektedir
(Şekil 66). Ayak temel sistemi çok katlı olarak da inşa edilebilmektedir. Bu tür sistemlerde
zemin içerisindeki katlar kullanılmayacaksa, ayak temel sistemi döşeme yapılmadan temel,
kolon ve kirişlerden oluşturulabilmektedir. Ayak temel sistemi kazı alanı yan yüzeyleri
istinat duvarları ya da betonarme perdeler ile kaplanarak kaymaya karşı önlem alınmalıdır.
69
2. Kazık Temeller
Yapı yüklerine karşı üst zemin tabakalarının taşıma gücünün yetersiz olduğu ve taşıma
gücü yüksek sağlam zemin tabakalarının daha derinlerde bulunduğu durumlarda uygulanan
derin temel tipidir (Şekil 67). Kazıkların temel fonksiyonu yapı yüklerini zayıf zemin
tabakalarının altında yer alan sağlam zemin tabakalarına güvenli bir şekilde aktarmaktır.
70
Yapı tabanına yeterli sayı ve aralıklarla çakılan (Şekil 68) veya kazılarak yerinde imal
edilen (Şekil 69) kazıklar vasıtasıyla taşıma gücü düşük zayıf zemin tabakası aşılarak, yapı
yüklerinin tamamı sağlam zemin tabakasına iletilmektedir. Kazıkların üst tarafına
betonarme kirişlerden imal edilen bir ızgara sistemi (kazık başlığı) yapılarak, kazıklar
birbirine bağlanmakta ve birlikte çalışmaları sağlanmaktadır. Kirişler arasındaki boşluklara
dolgu yapılarak sıkıştırıldıktan sonra, ızgara sisteminin üzeri tamamen bir betonarme
döşeme ile kaplanmaktadır (Şekil 70). Bu betonarme döşeme yüzeyine uygun bir yüzeysel
temel yapılarak, yapı inşa edilebilmektedir. Betonarme kazık temel uygulamalarında ızgara
sistemi yapılmadan, kazıkların üzerine direkt olarak kirişli ya da kirişsiz radye temel inşa
edilebilmektedir. Kazık boyuna donatı filizleri radye temel donatıları ile birleştirilmektedir.
71
Şekil 70. Kazık temel başlığının (ızgara sistemi) oluşturulması
Yapıdan gelen düşey yükler, kazık ucunda meydana gelen uç direnci ve kazık yüzeyi ile
zemin arasında oluşan sürtünme kuvveti ile karşılanmaktadır. Bu doğrultuda kazıklar
çalışma şekillerine göre uç kazığı, sürtünme kazığı (yüzen kazık) ve kombine (hem uç hem
de yüzen) kazık olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır (Şekil 71).
74
Şekil 76. Çelik kazık uygulamaları
Prefabrik betonarme kazık: Fabrikalarda dörtgen, altıgen, sekizgen ve daire kesitli
olarak 25 – 60 cm aralığında değişen kesit boyutlarında üretilen betonarme kazıklar olup,
12 m uzunluğa kadar imal edilebilmektedirler (Şekil 77, Şekil 78). Birbirlerine eklenerek
kazık boyu uzatılabilmekte ve 30 m derinliğe kadar çakılabilmektedirler. Çoğunlukla 400
kg/m3 dozlu beton kullanılarak imal edilmektedirler. Doz (dozaj), 1 m3 beton içerisindeki
kg cinsinden çimento miktarını ifade etmektedir. Beton üretiminde kullanılan agreganın
tane çapı 30 mm’yi aşmamalıdır (Dmax = 30 mm). Beton sınıfı en az C 30 olmalıdır.
Dörtgen kesitli betonarme kazıklarda en az 4Ø14, daire kesitli kazıklarda ise en az 5Ø14
boyuna donatı kullanılmaktadır. Boyuna donatılar dörtgen ve çokgen kesitli kazıklarda
etriye, daire kesitli kazıklarda ise fret adı verilen enine donatılar ile bir arada
tutulmaktadırlar. Uzunluğu 10 metreden büyük kazıklarda boyuna donatı en kesit alanı,
kazık en kesit alanının %0.80’ninden fazla olmamalıdır. Etriye ve fret aralıkları en fazla 12
cm olup, kazığın baş ve uç kısımlarında 1 m uzunluğundaki bölümlerde bu aralıklar 5
cm’ye düşürülmelidir. Kazık içerisindeki donatıların yer altı suyundan etkilenmesini
önlemek amacıyla en az 40 mm paspayı bırakılmalıdır. Zemine çakma esnasında kazığın
parçalanmasını önlemek amacıyla uç kısmına çelik çarık, baş tarafına ise çelik başlık
yerleştirilmektedir. Kazıkların zemine çakılması işlemi bitirildikten sonra baş kısımları bir
miktar kırılarak boyuna donatılar ortaya çıkarılmaktadır. Bu boyuna donatılar, kazıkların
üst kısımlarında yer alan betonarme kirişli ızgara sisteminin donatılarına bağlanarak,
birlikte çalışmaları sağlanmaktadır. Prefabrik betonarme kazıklar kullanılarak oluşturulan
bir kazık temel sistemi örneği Şekil 79’da gösterilmiştir.
75
Şekil 77. Prefabrik betonarme kazık
Şekil 79. Prefabrik betonarme kazıklar ile oluşturulan bir kazık temel sistemi
76
Ahşap, çelik ve prefabrik betonarme kazıklar zemine çakılmak suretiyle yerleştirilirler. Bu
amaçla şahmerdan adı verilen serbest düşmeli veya hidrolik pistonlu kazık çakma
makineleri kullanılmaktadır (Şekil 80). Serbest düşmeli şahmerdan da vinç ile ana direk
doğrultusunda düşey olarak kaldırılan tokmak belli bir yükseklikten kendi ağırlığı ile
serbestçe kazığın üzerine düşmektedir. Hidrolik şahmerdan da ise tokmak yüksek basınçlı
sıvı ile hareket ettirilen bir piston vasıtasıyla kaldırılıp serbest düşmeye bırakılmaktadır.
Serbest düşmeli şahmerdanın tokmak ağırlığı 200 – 800 kg aralığındadır. Kazığa bir
dakikada uygulanan darbe sayısı ise makinenin performansına bağlı olarak 20 – 40
darbe/dakika aralığında değişmektedir. Hidrolik pistonlu şahmerdanın tokmak ağırlığı
3300 – 40000 kg aralığında, darbe sayısı ise 45 – 60 darbe/dakika aralığında değişmekte
olup, serbest düşmeli şahmerdana göre kazık daha kısa sürelerde zemine çakılabilmektedir.
Bu nedenle uygulamada daha çok hidrolik pistonlu şahmerdanlar tercih edilmektedir.
77
Yerinde dökme betonarme kazık: Prefabrik betonarme çakma kazıkların aksine zemin
içerisinde açılan kuyularda oluşturulan betonarme kazıklardır. Yapımında muhafaza
borusu kullanılan (Şekil 81) ve kullanılmayan (Şekil 82) olmak üzere iki farklı şekilde inşa
edilebilmektedirler. Muhafaza borusu balçık ve alüvyon gibi su içeriği yüksek kendisini
tutamayan akıcı kıvamlı kohezyonlu zeminlerde kullanılmaktadır. Kendisini tutabilen
kohezyonsuz zeminlerde ise muhafaza borusu kullanımına gerek duyulmamaktadır.
Yaygın olarak 45 cm, 65 cm, 80 cm, 120 cm ve 150 cm çapında inşa edilebilmektedir.
Kohezyonsuz zeminlerde çapı 300 cm’ye varan kazıklar oluşturulabilmektedir.
79
Şekil 84. Teleskopik burgulu delgi makinesi ile boru içerisindeki zeminin boşaltılması
80
Şekil 87. Muhafaza borusunun çıkarılması
Şekil 88. Kazık temel filizlerinin üzerine kirişsiz – kirişli radye temel inşa edilmesi
81
3. Keson Temeller
Yeraltı su seviyesinin yüzeye çok yakın olduğu su muhtevası yüksek kohezyonlu zeminler
ile direkt olarak deniz, göl ve akarsu gibi su kitleleri içerisinde inşa edilen yapıların
temellerini oluşturmak amacıyla kullanılan derin temel tipidir. Daha çok ayak ve kazık
temel uygulanamayacak kadar büyük bir temel alanına sahip yapılarda tercih edilmektedir.
Kesonlar çelik, beton ve betonarme malzemeler kullanılarak içi boş silindir ve tek ya da
çok gözlü dikdörtgen prizma şeklinde inşa edilmektedirler (Şekil 89). Uygulamada daha
çok betonarme keson tipi tercih edilmektedir. Dışarıda bir bütün halinde oluşturulan
betonarme keson, zemin kazılarak veya su içerisinde batırılarak sağlam zemin tabakasına
indirilebilmektedir. Bununla birlikte kazılan zemin içerisinde kendi ağırlığı ile düşey
yönde hareket edebilen ahşap ya da çelik kalıplara donatı yerleştirilip beton dökülmek
suretiyle de betonarme keson yerinde inşa edilebilmektedir. Kesonlar; açık, pnömatik
(hava basınçlı) ve yüzen (sandık) keson olmak üzere üç gruba ayrılmaktadırlar.
84
Şekil 93. Açık kesonlardan oluşan derin temel sistemi üzerine radye temel yerleştirilmesi
85
Şekil 95. Açık uçlu keson temel uygulamaları
Pnömatik (hava basınçlı) kesonlar: Deniz, göl, akarsu vb. su kitleleri tabanındaki
yüzeyin engebeli bir yapıya sahip olması durumunda, tabanda kazı yapılarak kesonun
düzgün ve taşıma gücü daha yüksek bir yüzeye oturtulması gereklidir. Benzer şekilde yer
altı suyu seviyesinin yüzeye yakın olduğu su muhtevası çok yüksek kohezyonlu
zeminlerde açık uçlu keson kullanılarak yapılan kazılarda su büyük problemler
oluşturmaktadır. Bu nedenlerden dolayı keson tabanında sudan etkilenilmeden kazı
yapılabilmesi için uygun koşullara sahip bir çalışma alanına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu
ihtiyaç doğrultusunda geliştirilerek kullanılan pnömatik kesonun temel çalışma prensibi,
kesonun alt bölümündeki çalışma odasının su basıncını dengeleyecek düzeyde bir basıncı
sahip hava ile doldurulması ve böylece kuruda çalışılarak zeminin kazılmasını sağlamaktır.
Üst boşluklarına su doldurularak ağırlığıyla çökmesi sağlanan kesonun uç kısımları sağlam
tabakaya ulaşıncaya kadar kazı işlemine devam edilmektedir. Kazılan zemin yük
asansörüne bağlı kova vasıtasıyla bir bacadan dışarı çıkartılmaktadır. İşçilerin çalışma
odasına giriş – çıkışları personel servis bacasından sağlanmaktadır. Çalışma odası işçilerin
sağlık koşullarına uygun hacim, alan, yükseklik ve basınca sahip olmalıdır. Pnömatik
keson daha çok çelik veya betonarme malzemeler ile inşa edilmektedir. Yeterli derinliğe
indirilen kesonun çalışma odası ve üst boşlukları taş – beton ile doldurularak, üst yüzeyi
bir betonarme plak ile kapatılmaktadır. Yapı temeli ile kesonun bağlantısını sağlamak
amacıyla plak üzerine yeterli sayıda betonarme donatı filizi yerleştirilmektedir (Şekil 96).
86
Şekil 96. Pnömatik (hava basınçlı) keson
Yüzen (sandık) kesonlar: Yüzen sandık olarak da adlandırılan bu keson tipi su kitleleri
içerisinde inşa edilen yapıların temellerinde uygulanmaktadır. Daha çok denizde inşa
edilen liman, rıhtım ve petrol platformu gibi yapılarda kullanılmaktadır. Alt ve yan
yüzeyleri kapalı, üst kısımları ise açık olacak şekilde dışarıda hazırlanan beton veya
betonarme sandık keson, temel yapılması planlanan bölgeye yüzdürülerek getirilir (1) ve
içerisine taş, çakıl, kum vb. dolgu malzemeleri veya beton doldurularak deniz tabanına
batırılır (2). Tabana ulaşan kesonun içerisindeki geri kalan boşluklar da yine benzer dolgu
malzemeleri ile doldurularak üzeri betonarme plak ile kaplanır (3). Yapı temeli için plak
üzerinde yeterli sayıda donatı filizi bırakılır (Şekil 97). Liman ve rıhtım inşaatlarında
yapılan örnek keson temel uygulamaları Şekil 98 ve Şekil 99’da gösterilmiştir.
88
Şekil 99. Yüzen (sandık) keson temel uygulamaları
89
KOLONLAR
Kirişler tarafından kendilerine iletilen yükleri önce taşıyan sonra oturdukları temele
emniyetli bir şekilde aktaran, düşey doğrultudaki sürekli taşıyıcı sistem elemanlarına kolon
adı verilmektedir. Betonarme, ahşap ve çelik profil malzemeler kullanılarak, farklı kesit
tipi ve kesit boyutlarına sahip kolonlar inşa edilebilmektedir.
Betonarme kolonlar: En yaygın çeşitleri dörtgen kesitli olarak oluşturulan etriyeli (a)
kolonlar ve dairesel kesitli olarak oluşturulan fretli (b) kolonlardır (Şekil 100). Bazı
durumlarda haddeleme ürünü çelik profillerin beton ya da betonarme ile kaplanması
sonucunda oluşturulan birleşik kolon (c) tipi de kullanılmaktadır (Şekil 100). Bu kolon tipi
daha çok bir bölümü çelik yapı tarzında inşa edilen betonarme yapılarda kullanılmaktadır.
91
Şekil 103. Etriyeli kolon kesiti tipleri
Karkas (iskelet) yapılarda düşey doğrultuda yük taşıyan taşıyıcı sistem elemanları olarak
planlanan kolon ve perde, kesit boyutlarına bağlı olarak birbirinden ayrılmaktadırlar. Uzun
kenarının (h) kısa kenarına (b) oranı altıdan küçük olan basınç çubukları kolon, altı ve
altıdan büyük olan basınç çubukları ise perde olarak tanımlanmaktadır (Şekil 105).
Şekil 105. Kesit boyutlarına bağlı olarak kolon ve perde arasındaki fark
92
Yapı yüksekliği arttıkça yatay doğrultuda etki eden deprem ve rüzgâr yüklerinin yapıya
etki ettiği yüzey alanı da büyümektedir. Yüksek yapılarda bu yükleri karşılamak için tek
başına kolonlar yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla bu tür yapılarda deprem ve rüzgâr
yüklerinden kaynaklanan yatay yer değiştirmeyi (deplasmanı) azaltmak amacıyla kolonlara
ek olarak her iki doğrultuda perdeler yerleştirilmektedir. Kesitlerinin kısa kenar boyutları
(b) aynı olan bir kolon ve perdenin yatay yükler etkisi altındaki davranışları Şekil 106’da
gösterilmiştir. Yükün (P) etki ettiği doğrultuda kolon ve perde sırasıyla h1 ve h2 kesit
boyutlarına sahip olup, perdenin kesit boyutu kolona göre çok daha büyüktür (h2 > h1). P
yükü perdede h2 uzunluğu ile karşılanırken, kolonda h1 uzunluğu ile karşılanmaktadır.
Dolayısıyla kolonda meydana gelen yatay yer değiştirme miktarı (d1), perdede meydana
gelen yer değiştirme miktarından (d2) çok daha büyük olmaktadır (d1 > d2). P yükünü sünek
davranış sınırları içerisinde karşılamakta yetersiz kalan kolon plastik davranış göstererek
kalıcı şekil değiştirmeye uğrayabilmektedir. Bu durum kolonda meydana gelen eğilmeye
bağlı olarak oluşan çatlaklarla kendini göstermektedir. Perde ise P yükünü sünek davranış
sınırları içerisinde karşılayarak, plastik davranış göstermemektedir (Şekil 106). Bu nedenle
yüksek yapılarda deprem ve rüzgâr yüklerinden kaynaklanan yatay doğrultudaki yer
değiştirmeleri en aza indirebilmek için, proje aşamasında kolonlara ek olarak her iki
doğrultuda yeterli sayıda perde yerleştirilmelidir.
93
Yapılarda bulunması gereken perde oranı, brüt kat yüzey alanının yüzdesi cinsinden ifade
edilmektedir. Kat sayısı 1 ile 20 arasında değişen yapılarda bulunması gereken perde oranı
1 katlı yapıda %0.125, 20 katlı yapıda ise %2.50 (0.125x20 = 2.50) olarak tespit etmiştir.
Perde oranı her bir kat için %0.125 artırılarak elde edilmektedir. Örneğin, brüt kat yüzey
alanı 200 m2 olan 10 katlı bir yapıda, perde oranı = 0.125x10 = %1.25 olmalıdır. Yani 200
m2 büyüklüğündeki kat alanının %1.25’i (200x0.0125 = 2.50 m2) perde kesit alanlarından
oluşmalıdır. Aynı yapının 15 katlı olması durumunda ise perde oranı = 0.125x15 = %1.875
olmalıdır. Yani 200 m2 büyüklüğündeki kat alanının %1.875’i (200x0.01875 = 3.75 m2)
perde kesit alanlarından oluşmalıdır. Bu doğrultuda belirlenen perde kesit alanları toplamı
yapının her iki doğrultusuna yapı plan boyutları ile orantılı olacak şekilde dağıtılır ve
perdeler oluşturulur. Örnek 10 katlı bir yapıya ait perde yerleşimi Şekil 107’de verilmiştir.
95
Genel olarak kolon ve perdelerin boyutlandırılmasında dikkate alınması gereken minimum
kesit boyutları Şekil 109’da verilmiştir. Bu kriterler dikkate alınarak kesit boyutları
belirlenen kolon ve perdelerde kullanılan boyuna donatıların çapı Ø14 ve üzerinde
olmalıdır (Ø ≥ 14 mm). Bununla birlikte kolon kesitlerinde sağlanması gereken minimum
ve maksimum boyuna donatı oranları ile kesitlerde bulunması gereken minimum boyuna
donatı miktarları Çizelge 5’de verilmiştir. Bu çizelgede etriyeli kolonlar için verilen donatı
oranı (ρ) koşulları genel olarak betonarme perdeler için de geçerlidir.
Kolon ve perdelerde minimum paspayı iç yüzeylerde 2.00 cm, dış yüzeylerde ise 2.50 cm
olmalıdır. Dörtgen kolonlarda kullanılan etriye, dairesel ve çokgen kolonlarda kullanılan
fret ve perdelerde kullanılan enine gövde donatıları ile çirozların çapı boyuna donatı
çapının 1/3’ünden ve Ø8’den büyük olmalıdır (Øetriye ≥ Øboyuna donatı/3 ve Øetriye ≥ Ø8). Bu
enine donatılara çaplarının 10 katı uzunluğunda kanca yapılmalıdır (Kanca boyu ≥ 10xØ).
96
Kolonlarda enine doğrultuda yerleştirilen etriye ve fretin başlıca dört görevi vardır;
1) Kolon boyuna donatılarını birbirine bağlayarak kalıp içerisinde dik ve düzgün
durmalarını sağlarlar.
2) Kolon göbeğinde bulunan çekirdek betonunu sararak bir çemberleme etkisi
uyguladıklarından dolayı betonun mukavemetini ve sünekliğini artırırlar.
3) Kolonun burkulma boyunu azaltarak erken burkulmayı önlerler.
4) Kolon eksenine paralel yönde yani yatay doğrultuda oluşabilecek kesme (kayma)
çatlaklarının genişlemesini önlerler.
Genel olarak etriye ve fret yerleşim kuralları Şekil 110’da verilmiştir. Yatay doğrultuda
etki eden deprem yüküne karşı en çok zorlanması beklenen kolon – kiriş birleşim
bölgelerine yakın kolon ve kiriş kesitlerinde (sarılma bölgesi) etriye ve fret sıkılaştırılması
yapılarak, betonun hem dayanımını ve hem de sünekliği artırılmalıdır. Dörtgen kesitli
kolonlarda iki sarılma bölgesi arasında kalan kolonun orta bölgesinde ortalama 200 mm
düzeyinde olan etriye aralığı sarılma bölgelerinde yarıya (100 mm) indirilmelidir. Benzer
şekilde daire kesitli kolonların sarılma bölgelerinde fret aralığı 80 mm’den büyük
olmamalıdır. Kolon – kiriş birleşim bölgelerinde etriye aralığı en fazla 100 mm olmalıdır.
97
Şekil 111. Kolon boyuna donatılarının katlar arasında birbirine bindirilmesi
98
Burkulma, kolon boyunu (H) ve kesit boyutlarını (b, h, D,) projelendirme aşamasında
dikkate alınması gereken en önemli parametreler haline getirmektedir. Kolonlarda
burkulma olup olmayacağı narinlik oranı (λ) değeri ile ortaya koyulmaktadır. Bu oran
dörtgen ve dairesel kesitli betonarme kolonlar için sırasıyla Eşitlik 28 ve Eşitlik 29
kullanılarak belirlenebilmektedir. Bir betonarme kolonun emniyetli olarak taşıyabileceği
yük sadece izin verilen basınç gerilmesi (emniyet gerilmesi) ile değil, burkulma (flambaj)
etkisiyle yani kolonun narinliği ile de sınırlıdır.
Hk
λ= (28)
b
Hk
λ= (29)
D
Eşitliklerde;
λ: Narinlik oranı
Hk: Kolonun burkulma boyu (cm, mm)
b: Dörtgen kesitli kolonun kesitinin kısa kenar uzunluğu (cm, mm)
D: Dairesel kesitli kolonun kesit çapı (cm, mm)
Burkulma boyunun (Hk) kolon boyuna (H) bağlı olarak belirlenmesi amacıyla Şekil 113’de
verilen kolon uçlarının bağlantı koşulları dikkate alınmaktadır. Kolon uçlarındaki dönme
ve öteleme hareketlerinin önlenmesi veya önlenmemesi ile ilgili olan bu bağlantı koşulları
kolonun yük altında nasıl eğileceğini belirleyerek, mukavemetine etki etmektedirler.
Şekil 113. Kolon uçlarının bağlantı şekillerine göre kolon burkulma boyları
99
Betonarme yapılarda kolonların temele bağlanan uçları ankastre olup, bu uçta dönme ve
öteleme hareketleri önlenmiştir. Temele bağlanan bu kolonların diğer uçları, yapı taşıyıcı
sisteminde yatay doğrultuda öteleme hareketini önleyen perde duvarlar bulunması
durumunda mafsallı (Şekil 113-b), bulunmaması durumunda ise serbest (Şekil 113-c)
kabul edilmektedir. Benzer şekilde yapı taşıyıcı sisteminde yatay doğrultuda öteleme
hareketini önleyen perde duvarlar bulunması durumunda ara katlardaki kolonların her iki
ucunun da mafsallı olduğu (Şekil 113-d), bulunmaması durumunda ise bir uçlarının
mafsallı diğer uçlarının serbest olduğu (Şekil 113-f) kabul edilmektedir.
Narinlik oranı 12’den küçük ya da en fazla 12’ye eşit olan dairesel kesitli betonarme
kolonlar kısa kolon (λ ≤ 12), 12’den büyük olan kolonlar ise uzun kolon (λ > 12) olarak
tanımlanmaktadır. Benzer şekilde Narinlik oranı 15’den küçük ya da en fazla 15’ye eşit
olan dörtgen kesitli betonarme kolonlar kısa kolon (λ ≤ 15), 15’den büyük olan kolonlar
ise uzun kolon (λ > 15) olarak tanımlanmaktadır. Kısa kolon, burkulma yönünden
emniyetli olup, boyutlandırılmasında burkulmanın dikkate alınmasına gerek yoktur. Eşitlik
30 kullanılarak boyutları belirlenebilmektedir. Uzun kolonun ise burkulma riski yüksek
olup, burkulmanın dikkate alındığı Eşitlik 31 kullanılarak boyutları belirlenmektedir. Uzun
kolonlara eksenel doğrultuda etki eden basınç yükü (Nd) burkulma katsayısı (W) ile
çarpılıp artırılarak, kolonun daha emniyetli kesit boyutlarına sahip olması sağlanmaktadır.
Nd
σ= σ ≤ σem Nd = σem .A (30)
A
Nd .W σem .A
σ= σ ≤ σem Nd = (31)
A W
Eşitliklerde;
σ: Kolon kesitinde oluşan basınç gerilmesi (N/mm2 – MPa)
Nd: Kolona eksenel doğrultuda etki eden basınç yükü (Ton, KN, N)
A: Kolonun kesit alanı (mm2)
σem: Beton – yapı çeliğinin basınç – akma hesap dayanımı (N/mm2 – MPa)
W: Burkulma çarpanı katsayısı
Betonarme kolonların boyutlandırılması ve donatı miktarlarının belirlenmesi amacıyla
yapılan hesaplamalarda σem değeri olarak beton için hesap basınç dayanımı (fcd), yapı
çeliği için ise hesap akma dayanımı (fyd) dikkate alınmaktadır. Betonun basınç dayanımı,
laboratuvarda üretilen beton numuneleri ile gerçekleştirilen basınç deneyleri sonucunda
belirlenmektedir. Fabrika koşullarında üretilen yapı çeliğinin akma dayanımı ise, çelik
numuneler üzerinde gerçekleştirilen çekme deneyleri ile belirlenmektedir. Kontrollü
koşullar altında gerçekleştirilen bu deneyler sonucunda elde edilerek standartlarda verilen
karakteristik beton basınç dayanımı (fck) ve karakteristik çelik akma dayanımı (fyk)
değerlerine şantiye koşullarında tam olarak ulaşılamamaktadır.
100
Malzeme özelliklerinin değişkenliği ve hava koşullarına dayalı nedenler ile insan kaynaklı
hatalara bağlı olarak şantiye koşullarında üretilen betonun fck dayanımı, laboratuvar
koşullarında elde edilen fck dayanımından daha düşük olabilmektedir. Benzer şekilde ideal
koşullardaki fabrikalarda üretilen ve sonrasında şantiye koşullarında depolanan yapı
çeliğinin betonarme yapı elemanlarında kullanılmadan önceki bekleme süresinin uzunluğu
ve bu süre boyunca hava ve su tesirlerine maruz kalması gibi nedenlerle dayanımı
azalabilmektedir. Belirtilen bu nedenlerden dolayı standartlarda belirtilen karakteristik
dayanım değerleri (fck ve fyk) malzeme katsayılarına (γmc, γms) oranlanarak azaltılmaktadır
(Eşitlik 32). Bu azaltma işlemleri ile elde edilen hesap dayanımı değerleri (fcd ve fyd)
kullanılarak, daha emniyetli kesit boyutlarına ve donatılara sahip betonarme kolonlar
tasarlanabilmektedir. Betonun malzeme katsayısı (γmc) üretim ve denetim koşullarına bağlı
olarak değişkenlik göstermektedir. Şantiye koşullarında dökülen betonlar için 1.50 olarak
dikkate alınan bu katsayı, prefabrik yapı elemanlarında kullanılan betonlar için 1.40,
betonda kalite denetiminin gerektiği gibi yapılamadığı durumlarda ise 1.70 alınmaktadır.
Yapı çeliğinin tüm sınıfları için malzeme katsayısı (γms) 1.15 olarak dikkate alınmaktadır.
Uygulamada en çok kullanılan beton sınıfları için karakteristik (fck) ve hesap (fcd) basınç
dayanımı değerleri Çizelge 6’da verilmiştir. Benzer şekilde yapı çeliği sınıfları için
karakteristik (fyk) ve hesap (fyd) akma dayanım değerleri Çizelge 7’de verilmiştir (TS 500).
Eşitliklerde;
fck: Betonun karakteristik basınç dayanımı (N/mm2 – MPa)
γmc: Beton için malzeme katsayısı
fcd: Betonun hesap basınç dayanımı (N/mm2 – MPa)
fyk: Yapı çeliğinin karakteristik akma dayanımı (N/mm2 – MPa)
γms: Yapı çeliği için malzeme katsayısı
fyd: Yapı çeliğinin hesap akma dayanımı (N/mm2 – MPa)
Beton sınıfı C 16 C 18 C 20 C 25 C 30 C 35 C 40 C 45 C 50
fck
16 18 20 25 30 35 40 45 50
(N/mm2 – MPa)
fcd
11 12 13 17 20 23 27 30 33
(N/mm2 – MPa)
101
Çizelge 7. Yapı çeliği sınıfları için karakteristik ve hesap akma dayanımı değerleri
Betonarme kolona etki eden eksenel basınç yükünün (Nd) bir bölümünü beton (Ndc), diğer
bölümünü ise yapı çeliği (Nds) karşılamaktadır. Şantiyede üretilen betonun hesap dayanımı,
üretim ve denetim koşullarına bağlı olarak değişkenlik göstermekte ve çoğunlukla
standartlarda belirtilen dayanımın yaklaşık olarak %85’ine ulaşabilmektedir. Bu nedenle
hesaplamalarda malzeme katsayısı (γmc) kullanılarak yapılan azaltma işlemi sonucunda
elde edilen standart fcd dayanım değerinin %85’i dikkate alınmaktadır. Bu doğrultuda
Eşitlik 30 ve Eşitlik 31 yeniden düzenlenerek Eşitlik 33 ve Eşitlik 34 elde edilmiştir.
Eşitliklerde;
Nd: Kolona eksenel doğrultuda etki eden basınç yükü (Ton, KN, N)
Ndc: Kolonun beton kesit alanı ile karşılanan eksenel basınç yükü (Ton, KN, N)
Nds: Kolonun donatı kesit alanı ile karşılanan eksenel basınç yükü (Ton, KN, N)
fcd: Betonun hesap basınç dayanımı (N/mm2 – MPa)
fyd: Yapı çeliğinin hesap akma dayanımı (N/mm2 – MPa)
Ac: Kolonun beton kesit alanı (mm2)
As: Kolonun donatı kesit alanı (mm2)
W: Burkulma çarpanı katsayısı
Betonarme kolon kesitleri için Çizelge 5’de verilen minimum (ρmin) ve maksimum (ρmax)
donatı oranları dikkate alındığında, kolon kesit alanının çok küçük bir bölümünü donatı
alanının (As) oluşturduğu görülmektedir. Örneğin donatı oranı %1 ile %4 arasında değişen
1 m2 kesit alanına (A) sahip dörtgen kesitli bir kolonun donatı alanı (As) 1x0.01 = 0.01 m2
ile 1x0.04 = 0.04 m2 aralığında değişmektedir. Kolonun beton alanı (Ac) ise 1 – 0.04 = 0.96
m2 ile 1 – 0.01 = 0.99 m2 aralığında değişmektedir. Elde edilen bu sonuçlar beton alanının
çok fazla azalmadığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle hesaplamalarda beton kesit alanı
(Ac) olarak kolon kesit alanının (A) tamamı dikkate alınmaktadır(Ac = A). Dörtgen ve
daire kesitli betonarme kolonlar için burkulma etkisine dayalı olarak yapılan
hesaplamalarda dikkate alına n burkulma katsayıları Çizelge 8 ve Çizelge 9’da verilmiştir.
102
Çizelge 8. Dörtgen kesitli betonarme kolonlar için burkulma çarpanı katsayıları
λ W Wλ W λ2 λ W Wλ W λ2
λ W W λ2 λ W W λ2 λ W W λ2
103
Örnek
Çözüm
Öncelikle kolonda burkulma riski olup olmadığı tespit edilir. Şekil 113-f’de verilen
bağlantı koşullarına göre burkulma boyu (Hk) belirlenir. Hesaplamalarda yük birimi olarak
“Ton”, uzunluk birimi olarak da “m” kullanılmıştır.
Hk 6.00
λ= λ= λ =20 λ > 15
b 0.30
Dörtgen kesitli betonarme kolonlarda narinlik oranı (λ) 15’den büyük olan kolonlar uzun
kolon (λ > 15) olarak tanımlanmaktadır. Uzun kolonun burkulma riski yüksek olup,
boyutlandırılmasında burkulma etkisinin dikkate alınması gereklidir. Kolona eksenel
doğrultuda etki eden basınç yükü (Nd) burkulma katsayısı (W) ile çarpılıp artırılarak,
kolonun daha emniyetli kesit boyutlarına sahip olması sağlanmaktadır.
fcd = 13 MPa = 1300 T/m2, fyd = 191 MPa = 19100 T/m2 olur.
Ac = 0.30x0.50 Ac = 0.15 m2
8. .D2donatı 8. .142
As = As = As = 1231.50 mm2 As = 0.00123 m2
4 4
Nd .W = 0.85 fcd .Ac + fyd .As Eşitliğinde değerler yerine yazılarak, Nd belirlenir.
104
Örnek
Çözüm
Öncelikle kolonda burkulma riski olup olmadığı tespit edilir. Şekil 113-d’de verilen
bağlantı koşullarına göre burkulma boyu (Hk) belirlenir. Hesaplamalarda yük birimi olarak
“Ton”, uzunluk birimi olarak da “m” kullanılmıştır.
Hk 3.50
λ= λ= λ =8.75 λ 12
D 0.40
Narinlik oranı 12’den küçük ya da en fazla 12’ye eşit olan dairesel kesitli betonarme
kolonlar kısa kolon (λ ≤ 12) olarak tanımlanmaktadır. Kısa kolon, burkulma yönünden
emniyetli olup, boyutlandırılmasında burkulmanın dikkate alınmasına gerek yoktur.
fcd = 17 MPa = 1700 T/m2, fyd = 365 MPa = 36500 T/m2 olur.
.D2 x0.402
Ac = Ac = Ac = = 0.126 m2
4 4
6. .D2donatı 6. .182
As = As = As = 1526.81 mm2 As = 0.001526 m2
4 4
Nd = 0.85 fcd .Ac + fyd .As Eşitliğinde değerler yerine yazılarak, Nd belirlenir.
105
Örnek
Çözüm
Başlangıçta kolonun kesit boyutları belli olmadığı için burkulma riski olup olmadığı
belirsizdir. Bu nedenle kolon kesit boyutları burkulma riski varmış gibi belirlenmelidir.
Hesaplamalarda yük birimi olarak “Ton”, uzunluk birimi olarak da “m” kullanılmıştır.
Öncelikle Şekil 113-c’de verilen bağlantı koşullarına göre burkulma boyu (Hk) belirlenir.
Hk = 1.20 H Hk = 1.20 x 5.00 Hk = 6.00 m
Hk 6.00 6.00
λ= λ= b=
b b λ
fcd = 13 MPa = 1300 T/m2, fyd = 365 MPa = 36500 T/m2 olur.
Çizelge 8’den Wλ2 = 352.80 değeri için enterpolasyon yöntemi ile λ değeri belirlenir.
106
λW2 λ
340 18
352.80 λ=?
384 19
384 – 340 = 44 için λ 19 – 18 = 1 artarsa
352.80 – 340 = 12.80 için λ “a” kadar artar
12.80x1.00
Doğru orantıdan, a= a = 0.291 elde edilir.
44
λ = 18 + 0.291 λ = 18.291 olur.
6.00 6.00
b= b= b = 0.33 m
λ 18.291
“b” üstten en yakın “0” ya da “5” ile biten sayıya tamamlanır, b = 0.35 m
Ac = b2 Ac = 0.352 Ac = 0.1225 m2
107
Ahşap kolonlar: Ahşap yapı sistemlerinde kirişler tarafından kendilerine iletilen yükü
önce taşıyan sonra oturdukları temele emniyetli bir şekilde aktaran düşey doğrultudaki
sürekli taşıyıcı sistem elemanlarına ahşap kolon (dikme) adı verilmektedir (Şekil 114).
Ahşap kolonlar daha çok iğne yapraklı ağaçlar grubunda yer alan çam ve yapraklı ağaçlar
sınıfında yer alan kayın ve meşe türü sert ve mukavemeti yüksek ağaçlardan üretilen
keresteler ile oluşturularak, aktaracakları yükün büyüklüğüne göre masif (tek parçalı),
birleşik (çok parçalı) veya ayrık şekilde yapılabilmektedirler (Şekil 115, Şekil 116). Ahşap
kolonların imalatında kare ya da kareye yakın dörtgen kesitli keresteler tercih edilmektedir.
Uygulamada en çok kullanılan kesit boyutları cm cinsinden 20/20, 20/22, 20/25, 20/28,
20/30, 22/22, 22/25, 22/28, 22/30, 25/25, 25/28, 25/30, 28/28, 28/30, 30/30’dur.
110
Örnek
Çözüm
Başlangıçta kolonun kesit boyutları belli olmadığı için burkulma riski olup olmadığı
belirsizdir. Bu nedenle kolon kesit boyutları burkulma riski varmış gibi belirlenmelidir.
Hesaplamalarda yük birimi olarak “Ton”, uzunluk birimi olarak da “m” kullanılmıştır.
Öncelikle Şekil 113-d’de verilen bağlantı koşullarına göre burkulma boyu (Hk) belirlenir.
Hk = 1.00 H Hk = 1.00 x 5.00 Hk = 5.00 m
Hk 5.00 5.00
λ= λ= b=
b b λ
Nd .W
σ= σ ≤ σem Nd .W = σem .A
A
2
5.00 25.00
A = b2 (kare) A= A=
λ λ2
σem = 10 MPa = 1000 T/m2 olur.
Nd .W = σem .A Eşitliğinde değerler yerine yazılarak,
25.00
50 W = 1000 2 Wλ2 = 500 elde edilir ve Çizelge 11’den λ belirlenir.
λ
2
λW λ
460 20
500 λ=?
1125 30
1125 – 460 = 665 için λ 30 – 20 = 10 artarsa
500 – 460 = 40 için λ “a” kadar artar
40x10
Doğru orantıdan, a= a = 0.602 elde edilir.
665
λ = 20 + 0.602 λ = 20.602 olur.
5.00 5.00
b= b= b = 0.243 m
λ 20.602
“b” üstten en yakın “0” ya da “5” ile biten sayıya tamamlanır, b = 0.25 m = 25 cm
111
Çelik profil kolonlar: Haddeleme ürünü dolu (a) – boş (b) boru profiller, kutu profil (c), I
profili (d), köşebent ya da korniyer olarak isimlendirilen L profili (e), T profili (f), U profili
(g) ve H profili (h) kullanılarak tek (Şekil 120) ya da çok parçalı (Şekil 121) olacak şekilde
inşa edilen kolonlardır. Büyük kesitli tek bir profil kullanılarak oluşturulan çelik kolonlar
basınç yükünün çok yüksek olduğu durumlarda burkulma nedeniyle çoğu zaman emniyet
gerilmesini aşan gerilmelere maruz kalmaktadır. Bu nedenle büyük kesitli tek bir profil
yerine, kesit alanları toplamı büyük profil kesit alanına eşit olan iki veya daha fazla sayıda
küçük profil kullanılarak kolonun daha fazla yük taşıması sağlanabilmektedir. Böylece
kolon burkulma yönünden emniyetli hale getirilerek kesitinde oluşan gerilmelerin, emniyet
gerilmesine yakın olması sağlanır ve gereksiz malzeme kullanımından kaçınılmış olur.
Şekil 121. Birden fazla sayıda profil kullanılarak oluşturulan çelik kolon kesitleri
112
Bir ya da birden fazla çelik profil kullanılarak oluşturulan kolon örnekleri Şekil 122 ve
Şekil 123’de verilmiştir. Birden fazla çelik profil kullanılan çok parçalı kolonların
oluşturulmasında elektrik ark kaynağı veya bulon kullanılmaktadır.
113
Şekil 124. Çelik profil kolon – betonarme temel bağlantısı
Çelik profil kolonların boyutlandırılmasında betonarme ve ahşap kolonlarda olduğu gibi
burkulma etkisi dikkate alınmalıdır. Sırasıyla Eşitlik 28 – 31 kullanılarak kolon
boyutlandırılmalıdır. Betonarme ve ahşap kolonlar çoğunlukla dörtgen ve dairesel kesitli
olarak projelendirilmektedirler. Dörtgen ve dairesel kesitli kolonların burkulma
durumunun belirlenmesinde sırasıyla kesitin kısa kenar boyutu ve çap değeri dikkate
alınmaktadır. Çelik profil kolon kesitleri çoğunlukla değişken kesitlidir. Bu nedenle
kolonun her iki eksen için de ayrı ayrı burkulma kontrolü yapılmalıdır. Kolon uçlarının
bağlantı şekillerine göre belirlenen burkulma boyu (Hk) sırasıyla çelik profilin X ve Y
eksenleri doğrultusundaki atalet yarıçaplarına (ix, iy) bölünerek, her iki eksen için ayrı ayrı
narinlik oranı değerleri (λx, λy) belirlenir. Elde edilen λx, λy değerlerinden büyük olanı
dikkate alınarak kolonun burkulma durumu kontrol edilmelidir. Narinlik oranı 20’den
küçük ya da en fazla 20’ye eşit olan çelik profil kolonlar kısa kolon (λ ≤ 20), 20’den
büyük olan çelik profil kolonlar ise uzun kolon (λ > 20) olarak tanımlanmaktadır. Kısa
kolon, burkulma yönünden emniyetli olup, boyutlandırılmasında burkulmanın dikkate
alınmasına gerek yoktur. Eşitlik 30 kullanılarak bir çekme çubuğu gibi boyutları
belirlenebilmektedir. Uzun çelik profil kolonun ise burkulma riski yüksek olup,
burkulmanın dikkate alındığı Eşitlik 31 kullanılarak boyutları belirlenmelidir. Çelik profil
kolonlar için burkulma çarpanı katsayıları Çizelge 12’de verilmiştir.
114
Çizelge 12. Çelik profil kolonlar için burkulma çarpanı katsayıları
W W
λ λ
St - 37 St - 52 St - 37 St - 52
20 1.04 1.06 120 2.43 3.65
30 1.08 1.11 130 2.85 4.28
40 1.14 1.19 140 3.31 4.96
50 1.21 1.28 160 4.32 6.48
60 1.30 1.41 180 5.47 8.21
70 1.41 1.58 200 6.75 10.13
80 1.55 1.79 220 8.17 13.26
90 1.71 2.05 240 9.73 14.58
100 1.90 2.53 250 10.55 15.83
Örnek
116
Çözüm
Öncelikle kolonda burkulma riski olup olmadığı tespit edilir. Şekil 113-d’de verilen
bağlantı koşullarına göre burkulma boyu (Hk) belirlenir.
Hk = 1.00 H Hk = 1.00 x 4.00 Hk = 4.00 m
Hk sırasıyla ix ve iy atalet yarıçaplarına bölünerek, her iki eksen için λx ve λy narinlik
oranları belirlenir. λx, λy değerlerinden büyük olanı dikkate alınarak burkulma durumu
kontrol edilir. I 300 profili için Çizelge 13’den ix = 11.90 cm ve iy = 2.56 cm alınmıştır.
Hesaplamalarda yük birimi olarak “Ton”, uzunluk birimi olarak da “m” kullanılmıştır.
Hk 4.00
λx = λ= λx = 33.61 λx > 20
ix 0.119
Hk 4.00
λy = λ= λy = 156.25 λy > 20
iy 0.0256
λ > 20 olduğu için, çelik profil kolon uzun kolondur. Uzun kolon burkulma yönünde riskli
olup, boyutlandırılmasında burkulma etkisinin dikkate alınması gereklidir.
Nd .W σem .A
σ= σ ≤ σem Nd =
A W
λ W
140 4.96
156.25 W=?
160 6.48
Döşemeler tarafından kendilerine iletilen yükleri önce taşıyan sonra oturdukları kolona
emniyetli bir şekilde aktaran, yatay doğrultudaki taşıyıcı sistem elemanlarına kiriş adı
verilmektedir. Kirişler eksenlerine dik doğrultuda yük taşıyan ve yük etkisi altında
eğilmeye çalışan taşıyıcı sistem elemanlarıdır. Betonarme, ahşap ve çelik profil
malzemeler kullanılarak, farklı kesit tipi ve boyutlara sahip kirişler inşa edilebilmektedir.
Kirişler mesnetlenme şekillerine göre; genel olarak basit kiriş, iki ya da daha fazla açıklıklı
sürekli kiriş ve konsol kiriş olmak üzere üç gruba ayrılmaktadırlar (Şekil 126).
Betonarme kirişler: Betonarme döşemeler tarafından kendisine iletilen yükler ile birlikte
üzerindeki bölme duvarının yükünü önce taşıyan sonra mesnetlendiği betonarme kolonlara
emniyetli bir şekilde aktaran, yatay doğrultudaki taşıyıcı sistem elemanlarıdır (Şekil 127).
Betonarme kirişler oluşturulurken, binanın mimari yerleşimi yani kat planı dikkate
alınmalıdır. Öncelikle kat planındaki mahallerin (salon, oda, mutfak, hol, banyo, wc vb.)
sınırlarını belirleyen her bir bölme duvarının altına bir kiriş yerleştirilir. Daha sonra
kirişlerin her iki ucunun da kolonlara mesnetlenmesini sağlayacak şekilde her bir mahalin
köşe noktalarına kolonlar yerleştirilir. Kolonlar mümkünse şaşırtılarak, yani her iki
doğrultuda dengeli bir şekilde yerleştirilmelidir. Zorunluluk olmadıkça bir kirişin (K3)
başka bir kirişe (K6) taşıttırıldığı saplama kiriş uygulamasından kaçınılmalıdır. (Şekil 128).
118
Şekil 127. Betonarme kiriş
119
Binalarda 8 metreye kadar varan açıklıklar betonarme kirişler ile ekonomik olarak
geçilebilmektedir (≤ 8 m). Daha büyük açıklıklarda kirişin kesit boyutları çok büyük
olmaktadır. Açıklığı çok fazla olan (> 8 m) döşemeleri küçültmek amacıyla da kirişler
kullanılabilir. Bu amaçla yerleştirilen kirişlerin kolonlara mesnetlenmesi önerilmektedir.
Zorunlu olmadıkça saplama kiriş kullanılmamalıdır. Kullanılması zorunlu ise, saplama
kirişin kesit boyutları mutlaka saplandığı kirişin kesit boyutlarından küçük olmalıdır.
Böylece saplama kirişi taşıyan kirişe etki eden yük azaltılmış olacaktır (Şekil 129).
121
Taban alanı küçük binaların üst katlarda çıkma yapılarak, büyütülmesi amacıyla konsol
kirişler kullanılmaktadır. Bir ucu kolona (Şekil 132-a) veya kirişe (Şekil 132-b) mesnetli,
diğer ucu ise boşta olan kirişler konsol kiriş olarak tanımlanmaktadır. Açıklığı fazla olan
balkon döşemelerinin oluşturulmasında yine konsol kirişlerden faydalanılmaktadır.
122
Şekil 134. İki açıklıklı bir betonarme sürekli kirişin yük etkisi altındaki davranış biçimi
Kirişlerin açıklıklarında tarafsız eksenin alt tarafına (çekme bölgesi) esas donatı ve pilye,
üst tarafına (basınç bölgesi) ise montaj donatısı koyulmaktadır. Pilye, sürekli kiriş
uzunluğu boyunca çekme bölgeleri takip edilecek şekilde yerleştirilmektedir. Dolayısıyla
açıklıkta kiriş kesitlerinin alt tarafında bulunan pilye, mesnetlerde üst tarafa
yönlendirilmektedir. Pilye dilimize Fransızcadan geçme bir sözcük olup, kalkan donatı
anlamında kullanılmaktadır. Pilye büküm yeri olarak moment diyagramında momentin sıfır
olduğu noktalar (çekme bölgesinden basınç bölgesine geçiş noktaları) dikkate
alınmaktadır. Bu noktalar dış mesnetlerde yaklaşık olarak açıklığın 1/7’sine, ara
mesnetlerde ise açıklığın 1/5’ine denk gelmektedir. Pilye; dış mesnetlerde kolonun kiriş
açıklığı tarafındaki dış yüzeyinden itibaren açıklığın 1/7’si mesafede, iç mesnetlerde ise
kolonun kiriş açıklığı tarafındaki dış yüzeyinden itibaren açıklığın 1/5’i mesafede 45o’lik
açı ile kırılmaktadır. Sürekli kirişin devamlılığının sağlanması için pilyeler, komşu kiriş
açıklığının 1/4’ü oranında komşu kirişe doğru uzatılırlar. Kiriş yüksekliğinin (h) 60 cm ve
üzerinde olması durumunda 30 cm ara mesafe ile yerleştirilen gövde donatıları
kullanılmaktadır. Bu doğrultuda oluşturulan iki açıklıklı bir sürekli kirişin donatı düzeni
Şekil 135’de gösterilmiştir. Betonarme kirişlerde paspayının (dı) atmosfer ile temas
halindeki dış yüzeylerde en az 25 mm, iç yüzeylerde ise en az 20 mm olması
istenmektedir. Kirişlerde kullanılan donatılarının minimum çapları; esas donatı, pilye ve
gövde donatıları için Ø14, montaj donatısı için Ø12 ve etriye için Ø8 olmalıdır.
123
Şekil 135. İki açıklıklı bir betonarme sürekli kirişin donatı düzeni
124
Deprem yönetmeliğine göre kiriş genişliğinin (bw) minimum 25 cm (bw ≥ 25 cm), kiriş
yüksekliğinin (h) ise en az kiriş açıklığının 1/10’nuna eşit ya da daha büyük olması
istenmektedir (h ≥ L/10). Betonarme kirişlerde pilye, esas donatı, gövde donatısı ve montaj
donatısını sararak, kesme kuvvetlerine karşı bu donatıların birlikte çalışmasını sağlayan
etriyeler için yerleşim kuralları Şekil 136’da verilmiştir. Kiriş orta bölgesindeki etriye
aralığı mesafesinin (s) 300 mm’yi aşmaması (s ≤ 300 mm) ve kiriş kesitinde dikkate alınan
hesap yüksekliğinin (d) yarısından küçük ya da en fazla eşit olması istenmektedir (s ≤ d/2).
Etriye aralığı mesafesi kolonlara yakın bölgelerde azaltılmalıdır. Kiriş yüksekliğinin (h) iki
katı uzunluğu (2.h) boyunca devam eden ve sarma bölgesi olarak adlandırılan bu
bölgelerdeki etriye aralığı mesafesinin (sk) kiriş yüksekliğinin (h) 1/4’ünden (sk ≤ h/4),
minimum kiriş donatısı çapının 8 katından (sk ≤ 8Ømin) ve 150 mm’den (sk ≤ 150 mm)
küçük ya da en fazla eşit olması istenmektedir. Genel olarak betonarme kirişlerin orta
bölgelerindeki etriye aralığı mesafesi (s) 20 cm düzeyindedir. Bu değer sarma bölgelerinde
yarıya indirilerek, etriyeler 10 cm ara mesafe (sk) ile yerleştirilmektedir.
126
Betonarme Kirişlerin Boyutlandırılması ve Donatılarının Belirlenmesi
Öncelikle kirişin ön boyutlandırması yapılarak, kesit boyutları belirlenir (bw, h). Bu
doğrultuda kiriş genişliğinin (bw) minimum 25 cm (bw ≥ 25 cm), kiriş yüksekliğinin (h) ise
kiriş açıklığının (L) 1/10’nuna eşit ya da daha büyük olması istenmektedir (h ≥ L/10). L,
kirişin mesnetlendiği kolonların açıklık tarafındaki dış yüzeyleri arasındaki yatay mesafe
olarak tanımlanmaktadır. Atmosfer ile temas halindeki dış yüzeylerde en az 25 mm, iç
yüzeylerde ise en az 20 mm olacak şekilde paspayı (dı) belirlenir. Daha sonra kirişin statik
çözümü yapılarak kesme (V) ve moment (M) diyagramları çizilir. Bu diyagramlar
kullanılarak açıklık ve mesnetlerdeki hesap momentleri (Md) ile hesap kesme kuvveti (Vd)
belirlenir. Kirişin statik çözümünde hesap açıklığı (Ln) dikkate alınır. Ln, kirişin
mesnetlendiği kolonların eksenleri arasındaki yatay mesafedir. Md değeri olarak açıklıkta
meydana gelen en büyük moment dikkate alınmaktadır. Vd değeri olarak da kolonların
açıklık tarafındaki dış yüzeylerinden itibaren kirişin faydalı hesap yüksekliği (d) kadar
uzaklıktaki kesme kuvveti dikkate alınmaktadır (Şekil 139).
Şekil 139. Betonarme kirişlerde hesap momenti ve hesap kesme kuvvetinin belirlenmesi
127
Kiriş açıklığında tarafsız eksenin (T.E.) üst tarafında basınç, alt tarafında ise çekme
gerilmeleri oluşmaktadır. Moment diyagramında maksimum momentin oluştuğu kesitte
tarafsız eksenin üst kısmındaki basınç gerilmeleri beton, alt kısmındaki çekme gerilmeleri
ise çelik tarafından karşılanmaktadır. Öncelikle kiriş kesitindeki basınç gerilmelerini
karşılayan beton bölgesinin yüksekliği (a) belirlenmelidir. Bu doğrultuda sırasıyla beton ve
çelik tarafından karşılanan basınç (Fc) ve çekme (Fs) yükleri hesaplanır (Şekil 140).
128
Kiriş kesitinin üst tarafındaki basınç bölgesine köşelere gelecek şekilde iki adet Ø12
minimum montaj donatısı yerleştirilmektedir (Şekil 141). Betonun tek başına basınç
gerilmelerini karşılamakta yetersiz kaldığı durumlarda ise çift donatılı kesit hesabı
yapılarak, basınç bölgesine yerleştirilecek donatı miktarı hesapla belirlenmelidir. Kirişlerde
minimum donatı oranı 0.80 fctd /fyd , maksimum donatı oranı ise 0.02 olarak belirtilmiştir.
129
Hesap kesme kuvvetinin (Vd) betonun hesap çekme dayanımına (fctd) bağlı olarak Eşitlik
35 ile belirlenen kritik kesme kuvvetini (Vcr) aşması durumunda (Vd > Vcr) kirişte kesme
(eğik eğilme) çatlakları oluşabilmektedir. Bu durum “h” yüksekliğinin yetersiz olduğunu
ve artırılması gerektiğini ifade etmektedir. Vd ≤ Vcr olması durumunda ise “h” yeterlidir.
Kiriş – kolon birleşim bölgelerinde kesme kuvvetinden kaynaklanan kesme (eğik eğilme)
çatlakları, bu bölgelerde etriye sıkılaştırması yapılarak önlenebilmektedir. Ancak kirişin
her durumda kesmeye karşı emniyetli bir yüksekliğe sahip olması gereklidir.
Vcr = 0.65 fctd . b . d (35)
Örnek
Aşağıdaki şekilde yükleme durumu ve boyutları verilen betonarme kirişin imalatında C 25
betonu ve S 420 çeliği kullanılacaktır. Kirişteki paspayı 20 mm, C 25 için fctd = 1.15 MPa,
fcd = 17 MPa ve S 220 için fyd = 365 MPa olduğuna göre, kirişte kullanılacak çekme
donatısı miktarını çapı 14 mm olacak şekilde belirleyiniz.
Çözüm
130
131