You are on page 1of 1

Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci Biyografi Kitaplar Makaleler " Programlar " Yazışmalar " TR !

OSMANLI DONANMASI ve
SULTAN II.ABDÜLHAMİD
İzlanda’dan Endonezya’ya kadar uzayan bir sahada söz sahibi
olan Osmanlı denizcileri, Akdeniz’i bir ‘Türk gölü’ hâline
getirdi. Sultan Aziz zamanında bile dünyanın ikinci büyük
donanmasına sahip idik

18 Mart 2009 Çarşamba


18.03.2009
! ! " #

Osmanlı Devleti, denizle irtibatı olmayan küçük bir


beylik olarak hayatına başladı. Kısa zamanda denize
ulaşıp donanma sahibi oldu. İlk zamanlarda
Karamürsel’de ve Karesi beyliğinden alındıktan sonra
Bandırma-Edincik’te ve Bizanslılardan fethedildikten
sonra İzmit‘te birer tersane vücuda getirildi. İlk büyük
tersane dördüncü padişah Yıldırım Sultan Bayezid
zamanında ve Sarıca Paşa’nın nezareti altında
Gelibolu’da yapıldı. Donanmanın Gelibolu’da
üslenmesi, Bizans’ın denizle olan bağlantısını kesti; hiç
değilse sıkı bir kontrol altına aldı. İlk deniz muharebesi
de bu tarihlerde Cenevizlilerle yapıldı.

Osmanlı kadırgalarını Hind Okyanusu'nda


Portekizlilerle muharebe ederken gösteren tablo
(İstanbul Deniz Müzesi)

Donanmanın ehemmiyeti

Padişahlar, o zamanın hava kuvvetleri fonksiyonundaki


donanmanın ehemmiyetini çok erken anladılar. Yavuz
Sultan Selim, Haliç’te muazzam bir tersane kurdu. Diğer
sahil şehirlerinde de tersaneler inşa edildi. Sinop, İzmit,
Süveyş gibi eski tersaneler faaliyetine devam etti.

1571’de donanmanın yok olduğu İnebahtı


mağlubiyetinin ardından, beş ay içinde donanmanın
yenilenmesi hususundaki talimata şaşıran Kılıç Ali
Paşa’ya Sokullu Mehmed Paşa’nın şu tarihî cevabı
meşhurdur: “Paşa! Paşa! Sen bu devlet-i aliyyeyi
tanımamışsın. Bu devletin kudreti ol mertebedir ki,
cümle donanma lengerleri (direkleri) gümüşten,
resenleri (ipleri) ibrişimden, yelkenleri atlastan etmek
ferman olunsa, müyesserdir. Hangi geminin mühimmatı
yetişmezse, bu minval üzere benden al!” Böylece bütün
kış çalışılarak yeniden 200 parçalık bir donanma
meydana getirildi.

Osmanlı donanması üç kısımdı. İnce donanma, altı düz,


hafif nehir gemilerinden müteşekkildi. Çekdiri (kadırga),
daha ziyade kürek esasına dayanan ve yelkenin
yardımcı olduğu gemilerdi. Esir ve bazı mahkûmlar
burada kürek çekerdi. Kalyon ise yalnız yelkenle
hareket eden ambarlı gemilerdi. Kaptan-ı derya (kaptan
paşa) donanmanın âmiri idi. Her sene ilk baharda
donanmanın başında kendisine bağlı Gelibolu
sancağındaki derya beyleriyle Akdeniz’e sefere çıkardı.
Zâtına mahsus baştarde denen gemiye binerdi. Sonra
beylerbeyi rütbesinde kapudâne gelirdi. [Captain
kelimesinin menşei budur.] Sonra patrona, sonra riyâle
vardı. Bu üçünün bindiği gemilere sancak gemileri
denirdi. Lale Devri’ne son veren ihtilâlci Patrona Halil’e
bu isim, vaktiyle patrona gemisinde levent olduğu için
takılmıştı.

Akdeniz'de Osmanlı asrı


Osmanlı donanması XVI. asır dünyasının en güçlü
donanması idi. Kuzey Afrika’nın fethiyle Akdeniz bir
Türk gölü hâline geldi. Sahil halkının çocukları, güçlü
birer denizci oldu. Oruç, Hızır, Burak, Kemal, Pirî
Reisler; Kılıç Ali, Piyâle, Cezayirli Hasan Paşalar yetişti.
Osmanlı denizcileri Akdeniz’de Haçlı donanmasına
korku salarken; bir taraftan İzlanda’ya, diğer taraftan
hatta Hind Okyanusuna yelken açtılar. Öyle ki bu asır,
denizlerde de Osmanlı Asrı oldu.

Bu devre ait şanlı menkıbeler, tarihin sayfalarını


doldurur. 1773’te Sultan III. Mustafa, Mühendishane-i
Bahri-i Hümayun’u kurdu ki bugün İTÜ Gemi
Mühendisliği Fakültesi’dir. Bu devirde 15 yeni tersane
açıldı.

Sultan II. Mahmud, Ruslar tarafından imha edilen


Osmanlı donanmasını fevkalâde gayretlerle yeniledi.
Keşfinden hemen sonra buharlı gemi bu devirde
kullanıldı. Amerika ve Avrupa’daki tezgahlara çok
sayıda gemi sipariş edildi. Sultan Abdülaziz donanmaya
çok ehemmiyet verdi. Bu yolda çok para harcayıp
İngiltere’den sonra Fransa ile beraber dünyanın ikinci
büyük donanmasını kurdu. 1867’de kaptanpaşalık
Bahriye Nezâreti’ne dönüştürüldü.

Sultan Abdülahmid devrine ait Asar-ı Tevfik zırhlı


fırkateyni

Sultan Hamid donanmaya ne yaptı?

Sultan II. Abdülhamid, amcasının kurduğu muazzam


donanmayı Haliç’e çekip çürütmekle itham olunmuştur.
Sultan Aziz’in tahttan indirilmesi sırasında donanmanın
Dolmabahçe önünde demirleyerek toplarını saraya
çevirmesi sebebiyle vehme kapıldığı söylenir.

Ancak şunu nazara almalıdır ki, Sultan Aziz’i hal


edenlerin ülkeyi sürüklediği 93 Harbi mağlubiyeti
sebebiyle Osmanlı hükümeti Rusya’ya çok ağır bir harb
tazminatı ödeme borcu altına girmişti. Sultan Hamid,
donanmaya amcasının verdiği ehemmiyeti veremezdi.
Aksi takdirde maliye yine iflâsa sürüklenirdi.

Donanma kurmak bir yana, mevcut gemilerin bakımı ve


tamiri, hatta boyanması bile çok masraflıdır. Mamafih
donanma bu hâliyle bile Rusları tedirgin etmeye; 1897
Harbi’nde de Yunanlıları ürkütmeye yetmiştir. Zaten
donanma muharebeden çok, düşmanı korkutucu bir
hususiyet taşır.

Sultan Abdülhamid devri denizcileri

Bu harb gemilerinin yegâne harekâtı, Mayıs 1908'de


Sisam isyanında üç geminin adaya gönderilmesi ile
gerçekleşmiştir. Buna rağmen Sultan Hamid, değişen
teknikler sebebiyle işe yaramayan gemileri ıskartaya
çıkararak yeni gemiler almayı da ihmal etmedi. Yurt
dışına çok sayıda kruvazör, muhrib, yat, torpido botu,
gambot, zırhlı korvet sipariş edildi. Haliç tersanesinde
de hayli gemi inşa ve tamir olundu.

Bahriye mektepleri inkişaf ettirilerek Avrupa’dakilerle


boy ölçüşebilecek mürettebat yetiştirildi. 1907’de
Osmanlı donanması 31 bin zâbit (subay) ve nefer ile 9
bin deniz piyadesinden müteşekkildi. Unutulmamalıdır
ki, Balkan Harbi’nde destanlar yazan Hamidiye ile
Çanakkale Deniz Harbi’ni kazanan gemiler; bu gemileri
kullanan mürettebat, hep Sultan Hamid’in mirasıdır.

Mehazlar: Hasan Rami Paşa, Sultan İkinci Abdülhamit


Devrinde Osmanlı Donanması,  Resimli Tarih
Mecmuası, 3216-3219; Abidin Daver, İkinci
Abdülhamit Devrinde Donanmamız, Resimli Tarih
Mecmuası, 1486-1491; Yılmaz Öztuna, II. Abdülhamid:
Zamanı ve Şahsiyeti; V. Lansing Collins, The Sultan’s
Submarines, U.S. Naval Institute, Proceedings, October
1974, Vol. 100/10/860; Şakir Batmaz, II. Abdülhamit
Devri Osmanlı Donanması; Funda Songur, II.
Abdülhamid Dönemi Donanması’nda Teknoloji, Lojistik
ve Kurumsal Yapı;  ayrıca Osman Öndeş, Emrullah
Nutku, Bahri Noyan ve İdris Bostan’ın bu mevzuda
yazılmış umumi ve hususi onlarca makalesi ve kitabı.

You might also like