Professional Documents
Culture Documents
Boğaz iskeleleri
Vapura Hasret
İlk tarifeli yolcu vapuru seferlerinin başlatıldığı liman kentlerinden biri, İstanbul
olmuştur. Şirket-i Hayriye adlı vapurculuk şirketinin 1851’de kurulmasından önce, 1840’lı
yıllarda Tersane-i Amire’nin yolcu vapurları, Boğaz sularında seyrek de olsa düzenli
olarak halkın yararına hizmet vermeye başlamıştı. Ondan da önceleri, 1837’de, biri
İngiliz, öteki Rus iki yolcu vapurunun kapitülasyonlardan yararlanarak Boğaz sularında
yolcu taşımaya giriştiği biliniyor.
Bu nedenle, İstanbul demek, camileri, minareleri, konakları, yalıları, inişleri, yokuşları
kadar vapur demek, iskele demekti. Başınızın üzerinde çığlık çığlığa uçuşan kocaman
martılar, boş bulunduğunuz bir anda düdüğünü öttürerek sizi sıçratan vapurlar, eski
Boğaziçi’nin ayrılmaz birer parçası olan iskelelerin şiirsel görünüşünü tamamlardı. Hele
hele o, semaver bacalı, koca davlumbazlı, muşamba tenteli, siyah kuğudan farksız eski
Boğaz vapurları... >
Boğaz isk ele le r i Vapura H asret
dan bir marka alır, vapura girince de bu kıyı henüz doldurulmadığı için bugünkü
Yolcular Vapurları markayla içerde dolaşan biletçiye, bilet yerine göre hayli içerde, küçük limanın ya
kestirirdi. Sonradan bu gereksiz usulden nı başındaydı ve rıhtım da daha inşa edil
K ahvelerde B eklerdi vazgeçildi; biletler doğrudan doğruya iske memişti. Yanı başında da -kısa bir süre ön
ledeki bilet gişesinde satılmaya başlandı. ce temizlenip yeniden yerine yerleştirilen-
Vapurdaki görevli, biletleri elindeki zım mermer bir liman kitabesi yer alıyordu.
Boğaziçi, ancak Şirket-i Hayriye va bayla delerek iptal ederdi ki, bu usul iske Kabataş iskelesine hem yolcu vapurla
purlarının düzenli bir şekilde seferler yap lelere jeton turnikelerinin yerleşterildiği rı yanaşır, hem de Boğaz’ın iki yakasını
maya başlamasından sonra kalabalıklaştı, 80’li yıllara kadar sürdü, gitti. Günümüzde, birbirine bağlayan araba vapurları kapak
canlılık kazandı. Küçük yerleşim merkez ne ellerinde zımba, biletçiler kaldı, ne de atardı. Bu iskele Avrupa ile Asya’yı birbiri
leri, ancak vapurlar yolcu taşımaya başla o yeşil dört köşe mukavvadan, arkalarında ne bağlayan araba vapurlarının iskelesi
dıktan sonra gelişti, birer köy halini aldı. gidiş-dönüş yazılı vapur biletleri... O güze olması bakımından büyük önem taşıyor
Şirket-i Hayriye’nin kuruluş yıllarında lim Boğaz vapurları yok olup gittikten du. Öyle ki, her yıl Arabistan çöllerinin
Boğaz’da vapurların yanaşabileceği iskele sonra, biletler yok olmuş, dert mi? yolunu tutan Sürre Alayı, Üsküdar’a Kaba
ler henüz yok gibiydi; hepsi ihtiyaç karşı taş’tan kalkan yandan çarklı emektar “Su
Yüzyılımızın başlarında Köprü’den Sa-
sında birer ikişer yapılarak hizmete sokul hulet’ ya da “Sahilbenf adlı araba vapur
lıpazarı iskelesine vapur işletildiğini bili
du. Yine de iskele sayısı çok azdı. Kaldı larıyla geçerdi.
yor muydunuz? 1905 yılında açılan Köp-
ki, çoğu iskelelerin de bekleme mahalleri Her yıl recep ayının 12’sinde meraklı
rü-Salıpazarı-Kabataş hattında yıllarca kü
yoktu. Yolcular, kış günlerinde, vapur kişiler, padişah tarafından Mekke’ye doğ
çücük bir vapur çalıştı, durdu. “İşgüzar”
ilerdeki burnun gerisinden çıkıp kendini ru yola çıkan göz kamaştırıcı hediyeleri,
adlı bu minik vapur yavrusu, aslında 15
gösterinceye kadar en yakın kahvelerden bu arada Kâbe örtüsünü de taşıyan allı
net tonluk, teknesi sacdan, tek silindirli
birinde beklemek zorundalardı. Yaptırılan pullu, süslü püslü develeri görmek için
bir çatanaydı. 1881'de, Şirket’in Has-
iskelelerin sayısı zaman içinde arttı. Yan Kabataş’a inen yollara dizilirler, sabır ve
köy’deki fabrikasında İngiltere’den getirti
larına birer beklem e mahalli yaptırıldı. heyecanla alayın geçmesini beklerlerdi.
len parçaların monte edilmesiyle ortaya
Buraya bir gişe yerleştirildi, memur ve çı çıkartılmıştı. Saate 6 mil hız yapabiliyordu. Kabataş meydanı zaman içinde yeni
macı için odalar ayrıldı. Hemen hepsinin Anlaşılan, o tarihlerde Köprü’den Salıpa- den düzenlendi, elden geldiğince genişle
de yakınında bir iskele camiinin yer aldığı tilmeye çalışıldı. Ama 1970’li yıllardan iti
zarı’na ve Kabataş’a, saatte 6 millik hızla
çoğu iskelenin bir kenarında da büfe-ak- baren motorlu araç sayısının hızla çoğal
da olsa, denizden gitmek, karadan git
tar arası küçücük bir satış yeri açıldı. ması karşısında ihtiyaca cevap veremez
mekten daha kolay, daha çabuk, daha da
Başlangıçta, vapurların, iskelesi olma hale geldi. Peş peşe sıralanan arabalar,
ucuzdu. Yakınında bir de deniz hamamı
yan köylerde önü yeterince derin yalılar araba vapuruna girebilmek için saatlerce
bulunan ve odun depolarının arasına sı
dan birine yanaşıp, yolcularını oradan al beklemek zorunda kalıyordu. Artık İstan
kışmış kalmış olan iskele, sonraki yıllarda
dıkları da olmuştu. Bazı kimseler de va bul’da sayısı hızla artan otomobillere ne
hattın kaldırılmasıyla ortadan kalktı.
pura kendi sandalıyla yanaşır, artık baş ta araba vapurları yetiyordu, ne de koskoca
rafından mı olur, yan tarafından mı, nere Kabataş ve Üsküdar meydanları...
den kolaylarına gelirse, vapura oradan Bugün, Üsküdar ile Kabataş arasında
çıkmaya çalışırlardı; bu da kazalara yol Siirre Alayı Kabataş araba vapurları seferleri kaldırıldığı için
açacağı için çok geçm eden yasaklandı. Iskelesi’nde Kabataş’a artık araba vapurları yanaşmı
Çünkü, sandalın, anafora kapılıp koca yor. 1989’da hizmete giren yeni Kabataş
çarkın arasında içindekilerle birlikte hur iskelesi, spiral kaynaklı çelik borular çakı
dahaş olması işten bile değildi. Kabataş iskelesi, 50’li yıllara kadar ah larak inşa edildi. Aynı anda üç şehir hattı
Yolcular önceleri iskeledeki memur şap, derme çatma bir iskeleydi. Önceleri vapurunun bağlanmasına imkân veren bu
yeni iskeleden yazları Adalar’a, Yalova’ya
ve Çınarcık’a vapurlar kalkıyor. Yanında
bir küçük iskele daha var ki, orası da her
yarım saatte bir Üsküdar’a kalkan yolcu
vapurlarının bağlandığı yer. Ama vapurlar
çoğu zaman boş gidiyor, boş geliyor. Eski
araba vapurlarının iskelesinde de şu sıra
larda ya “Truva” ya da “Bandırma” gibi
güzellikten yoksun feribotlar bağlanıyor.
Tarihi H ayrettin ve
Beşiktaş iskeleleri
| 30
konmasıyla Hayrettin iskelesi zamanla or
tadan kalktı. Demir kazıkları uzun bir sü
re suyun içinde kaldı. Sonra, Beşiktaş is
kelesinin yükünü hafifletmek amacıyla
1981 yılı kışında buraya çakılan çeİik bo
ruların üzerine bugünkü Barbaros Hayret
tin Paşa iskelesi inşa edildi. Günümüzde
bu iskeleye Boğaz hattı vapurları ile Be-
şiktaş-Kadıköy seferi yapan vapurlar ya
naşıyor.
Gelelim, yanı başındaki Beşiktaş’a...
Boğaz’m Rumeli kıyısındaki ilk büyük is
kelesi olması bakımından her zaman bü
yük önem taşıyan bu binanın mimarı Ali
Talât Bey’dir. 1913’te yapılmıştır. İki ya
nında iki kulesi bulunan bu iki katlı yığ
ma kâgir bina günüm üze kadar birkaç
kez tadil, birkaç kez de tamir edilmiştir.
194l’de, zemin kat bekleme salonundaki
sivri kemerli revaklı kısım, 1979’da üst kat
kısmen camlı bölmelerle kapatılmıştır.
Beşiktaş iskelesi son olarak 1987’de, o
zamanın parasıyla toplam 60 milyon liraya
esaslı bir şekilde yenilendi. Yolcuların va
pura girdiği alan genişletildi, bekleme so-
lonunun girişine jeton turnikeleri yerleşti
rildi, ortadaki dört köşe sütunlara, -ne ya
sinde iskele bir botanik bahçesinden fark kele iskambil kâğıdı gibi yana doğru yıkı-
zık ki güzelliği hâlâ tartışılıyor- ikisi birbi
sız. Bekleme salonunun içi de, dışı da lıverecektir!
rinin eşi, dört çini pano monte edildi.
mevsimine göre renk renk çiçekler, yeşil O günlerde bir akşam, vapurdan çıktı
iskele binasının üst katı 1950’li yıllara yapraklar., boy boy sarmaşıklarla süslü... ğınızda bir de bakarsanız ki iskeleye diki
kadar düğün salonu olarak kullanılıyordu. Keşke, öteki iskeleleri de böyle süsleye ne kocam an bir şahm erdan kurulmuş.
Bir ara içkili lokanta da oldu. Halen, De cek erbab-ı zevk görevliler çıksa da, o is Yan tarafta da üstüste yığılmış yedi metre
nizcilik İşletmeleri emeklilerinin lokali. keleler de çiçeklerle süslense... lik, sekiz m etrelik kocam an kocam an
Aslında güzel manzarası olan bir mekân... Kuruçeşme iskelesi ne yazık ki bugün ağaç kazıklar istiflenmiş! Bu kazıkların
Boğaz’ın, gemilerin, vapurların, kısacası yok; aslında var da yok. Nasıl mı? Eski is şahm erdanla denizin dibine çakılması
karşı kıyının bıkmadan seyredilebileceği günler sürer. Varsa çürüyenleri sökülüp
kele parkın gerisinde, hâlâ iyi kötü yerin
bir salon... Ama nedendir bilinmez, bildim de duruyor ama, 40 yıldan fazla bir za atılır, böylece iskelenin ömrü birkaç yıl
bileli işlek bir yer olmadı, gitti. mandan beri buraya vapur mapur uğramı daha uzatılır.
yor. 1980’li yıllarda, nasıl bir düşüncenin
Ama Arnavutköy iskelesi onun gibi ürünüyse, yat limanı yapılmak istenen gü
Ortaköy isk elesi mi, şanssız çıkmadı. Eski ahşap iskele, 1980 zelim koy, Bebekli sağduyu sahibi deniz-
B otanik Bahçesi mi? sonrasında kıyı boyunca yalıların önün veserlerin şiddetle karşı çıkmasıyla, üste
den geçirilen kazıklı yol nedeniyle geride lik çalışmalara başlanm ışken son anda
kalınca, deniz kenarında yenisi inşa edil kurtarıldı. Yoksa az kalsın açıktaki çakar
Eski fotoğraflara bakıyorum da, Orta di. Eski iskele ahşapken, yenisi beton ya fenerle kıyının arasını doldurup poyrazı
köy iskelesinin, bugünkü yerinde olma pıldı. Bu arada hazır yapılmışken, bekle önleyici bir mendirek inşa edeceklerdi.
yıp, Büyük Mecidiye (yani bugünkü Orta me mahallinin önündeki yolcu kapısının Bebek, Boğaz’m yanaşılması en zor ve
köy) Camii’nin kuzeyinde olduğunu görü tepesine renkli çinilerle süslü bir Arnavut tehlikeli iskelelerinden. Hıdiv’in sarayının
yorum. Yani, şiddetli poyraza açık bir yer köy yazıldı. önleri çok sığ olduğundan, vapurlar, şa
de... Bazen, Şirket-I Hayriye kaptanları kış mandıralarla belirtilmiş dar bir koridordan
aylarında yandan çarklı vapurlarım kimbi- geçerek iskeleye yaklaşmak zorundalar.
lir ne büyük zorluklarla bu iskeleye ya- Kaptanlara Ter Döktüren Özellikle yazları bu sahanın demirlemiş
naştırabiliyorlardı, diye düşünürüm, iske yatlar, motorlar, sandallarla dolu olduğu
le, sonradan caminin gerisine, bugünkü
Bebek İskelesi
düşünülürse kaptanların bu daracık, üste
yerine nakledilmiş, iyi de edilmiş. lik de hayli sığ koridordan nasıl bir dik
Ortaköy, Boğaz’m sona kalan ahşap is Bebek iskelesi de Boğaz’ın hâlâ ahşap katle geçmek zorunda oldukları daha iyi
kelelerinden biri... Şiddetli lodoslarda sular olarak kalan son iskelelerinden... Hem anlaşılır.
biraz yükseliyor, dalgalar iskeleyi yalamaya parktaki ulu çınarların, atkestanelerinin Bir sabah, 71 numaralı eski Şirket-i
başlıyor, ama günümüzde senede kaç kez gölgesinde kalan bekleme salonu ahşap, Hayriye vapuru “H a la f ta dinlemiştim: Bir
böylesine kuvvetli lodos oluyor ki... Zaten hem de kıyıdaki, vapurun yanaşıp halatla gün, “Halas”m kaptanı, Bebek’e yanaş
o zaman da vapur, iskeleye uğramadan bağlandığı asıl iskele... Zaman zaman, va mak için makineye staper işareti vermiş.
doğruca yoluna devam edip gidiyor. purların kuvvetle bindirmeleri sonucu is Vermiş ama, nasıl olduysa, aşağıda maki
Günümüzde çiçek meraklısı, zevk sa keleyi ayakta tutan direkler oynar! Zanne neleri bir türlü stop ettirememişler. Bak
hibi hem iskele memuru hem de çımacısı derseniz ki, yanaşmak için ileri geri ma mışlar, vapur ya demirli tekneleri param
Abdülaziz Kupşi’nin sabırlı bakımı saye nevralar yapan vapur bir çarpsa, koca is parça ya da iskeleyi darmadağın ede- ►
31 |
Boğaz isk eleleri Vapura H asret
33
I
Boğaz isk ele le r i V apura H asret
berrak suyuyla Boğaz’ın en güzel köşele- çürük olduğu için kırıldı ve vapurla birlik yutlarında yolcu-çıkış mahalli var. 1970’li
rindenmiş Altmkum. 1930’lu yıllarda Şir- te anaforun etkisiyle biraz sürüklendi. yılların başında îstinye ile Paşabahçe ara
ket-i Hayriye hem halka hizmet, hem de Çok şükür ki, bu kaza da bu şekilde iske sında çalıştırılan araba vapuru için yan ta
yazları gelirini arttırmak için burada plaj lenin kırılmasıyla bitti, kimsenin burnu bi rafta bir araba vapuru iskelesi yapılmıştı.
tesisleri kurmuş. Tabii bir de iskele yapa le kanamadı. Ama 1973’te Boğaziçi Köprüsü açıldıktan
rak düzenli vapur çalıştırmaya başlamış. “Fakat bu kaza sırasında cidden garip sonra fonksiyonunu kaybettiği için bu hat
Dahası, o sıralarda İngiltere’ye yeni ısmar bir hadise de olmuştu. Sözüm meclisten kaldırıldı. Araba vapurunun kafadan yana
lanan 74 no’lu vapura da ‘Altm kum ” adı dışarı, o zaman Anadolukavağı’nda mer şıp kapak attığı yere, bugün küçücük bir
nı koymuş. kepler başıboş gezerler ve geceleri de so park yapmışlar.
Şirketin özendirmesiyle Altmkum, ka kaklarda yatarlardı. Bizim vapur iskeleye
dın, erkek, çoluk, çocuk, bir arada denize çarptığı zam an iskele civarında birkaç
girilebilecek bir aile plajı olarak hayli rağ merkep varmış. Vapurun iskeleye çarp
bet görmüş. Ne var ki, bir süre sonra,
Ç ubuklu’nun S u yu ...
masından çıkan gürültüden fevkalade ür
şehre uzaklığından ötürü olsa gerek, za kerek neye uğradıklarını kestirem eyen K anlıca’m n Y oğurdu...
manla geleni gideni azalmaya yüz tutmuş. hayvanlar, o sırada iskele civarındaki dük
Hele İkinci Dünya Savaşı’nda askeri bölge kânının kepenklerini kapatmakla meşgul
içine alınıp da çevreye giriş çıkışlar da ya bulunan bakkalın dükkânına birdenbire Çubuklu da günümüzde Boğaz’ın ten
saklanınca, Altınkum’a vapur seferlerinin ha iskelelerinden biri. Şirket-i Hayriye is
hücum etmişler ve iki-üç tanesi birden
kaldırılması ve iskelenin de, plajın da ka tatistiklerine göre, 1914’te bu iskeleye
içeriye girivermiş! Zavallı bakkal, hayvan
patılması mecburiyeti doğmuş. günde 160 kişi gelir gidermiş. Yazları, cu
ların bu ani hücumu karşısında dükkânını
ma ve pazarları bu sayı 187’ye çıkar, mi
olduğu gibi bırakıp bütün kuvvetiyle kaç
safir sayısı da 48 kişiyi bulurmuş. Günlük
maya başlamış. Nihayet etraftan yetişenler
hasılat ise 245 kuruşmuş. Ya bugün? Bir
K öyün M erkepleri merkepleri binbir zorlukla çıkartabilmişler
yandan belediye, öte yandan halk otobüs
de bakkal da rahat bir nefes almış!”
Korkup B akkal D ükkânına leri arka arkaya geçiyor. Kâh dolu, kâh
Girince
Ring Seferi Yapan
Boğaz İskelelerinin
Boğaz’ın daha yukarı kesiminde Ga M otorbotlar da Köprü’ye olan uzaklığı
ripçe ve Rumelifeneri köyleri var, ama olm asa...
oralara vapur çalışmıyor. Tıpkı, karşı kıyı
daki Anadolufeneri ve Poyrazköy’e de iş Rumeli yakası
lemediği gibi... İskele mil km.
Sütlüce’yi geçip Beykoz’a gelelim... O
B e şikta ş 2 4 .3 5 9 ,2 0
Anadolu kıyısının en uzaktaki iskelesi, kadar eski değil, 1970’te, Beykoz iskele
O rta kö y 3 5 .9 3 6 ,0 0
Anadolukavağı. Balık lokantalarının ara sinden günde Köprü’ye 14 vapur kalkardı.
K u ru ç e ş m e 4 7 .6 05 ,5 0
sında kalan ahşap iskele beş altı yıl kadar Yine, aynı yıl, 15 vapur da Köprü yönün
A rn a v u tk ö y 4 8 .5 3 1 ,3 0
önce yenilenerek çok sayıda yolcuya hiz den Beykoz’a gelerek yolcularını boşaltır
Bebek 5 9 .3 67 ,7 5
met verecek duruma getirildi. Beykoz’dan dı. Demek istediğim, yirmi beş yıl önce
R um elihisarı 6 11.601,00
gelip köye inen yol, eskiden askeri bölge günde 30 vapurun uğradığı işlek bir iske
M irg û n 7 1 3.356,00
içinde kalıyordu. Bugün ise, yine askeri le... Bugün ise -kış tarifesinde- sabah üç
İstinye 7 1 4.469,00
bölge içinden geçilerek de olsa, köye oto vapur kalkıyor, akşamları da üç vapur ge
Y e n ikö y 8 1 5 .674,75
büs ve otomobillerle karadan da gidilebi lerek bağlıyor.
liyor. T a ra b y a 9 1 7 .900,75
Bu arada, Denizcilik Işletmeleri’nin
B ü yü kd e re 11 2 0 .5 9 0 ,5 0
Şirket-i Hayriye’nin tanınmış kaptanla Yeniköy’le Beykoz arasında ring seferleri
S arıyer 11 2 1 .7 0 3 ,0 0
rından Süreyya Kaptan’ın eski ahşap Ana yapan motorbotları da olmasa, Beykoz is
Y e n im a h alle 12 2 2 .2 5 2 ,7 5
dolukavağı iskelesiyle ilgili bir anısı var. kelesinin kapısına kilit asmakta tereddüt
R um elikavağı 13 2 4 .1 5 2 ,1 0
Bakın, yıllar önce bu anısını nasıl anlatmış etmeyecekler. Kaldı ki, yedi yıl kadar ön
R u m elifen e ri* 17 3 1 .7 2 0 ,5 0
Süreyya Kaptan: ce, çakılan çelik kazıkların üzerinde hayli
“Bir kış mevsimi, hava karlı ve tipiliy- geniş bir yolcu boşaltma mahalli inşa edil
Anadolu yakası
di. 53 numaralı “İnşirah” ile Boğaz’ın son miş, bekleme yeri de esaslı bir şekilde
İskele mil km.
seferini yapıp bitirmiş, son yolcuları da çı onarılmıştı. Akşamdan gelip bağlayan va
Ü skü d a r 2 3 .7 1 0 ,0 0
kartıp sonra da bağlamak üzere Anadolu pur, sabahleyin ilk seferini 6.10’da yapı
K uzguncuk 2 3 .9 51 ,1 5
kavağı iskelesine gidiyordum. 53 numara yor: kış günü, güneş henüz doğmadan,
B e yle rb e yi 3 6 .6 94 ,3 5
tek uskurlu olduğu için, iskelelere yana tan yeri iyice ağarmadan... Ama öğle üzeri
Ç e n g e lk ö y 4 7 .7 91 ,0 0
şırken yakından manevra yapılır. Beykoz’a geçmek için vapur ara ki, bula
V a n ikö y 5 8 .4 87 ,1 0
“İskele yakınında değildik. Makinaya sın... Yolcular, Denizcilik îşletmeleri’nin
K a n d illi 5 9 .3 6 7 ,7 5
staper işareti verdim. Bu sırada birden bir motorbotları öğle saatlerini günün yor A n a d o lu h isa rı 6 1 1 .501,00
sağnak (şiddetli rüzgâr) boşandı ve vapu gunluğunu çıkarırmış gibi iskelede bağlı K a n lıca 7 1 3 .022,10
rumuzun başını yanaşacağımız iskeleye olarak geçirdiklerinden Yeniköy’e ister is
Ç u b u klu 7 13 .71 5 ,5 0
doğru dikti. Anafor suları da vapurumuzu temez dolmuş motorlarıyla geçmek zo P a şa b a h ç e 8 16.324,00
sancak (sağ) tarafından tuttu, kaptı. Bu runda kalıyor. B e yko z 9 17.527,75
durum karşısında iskeleye bindirmemek Eski Paşabahçe iskelesi kaderine ter 2 3 .5 5 8 ,5 0
A n a d o lu k a v a ğ ı 12
için gereken manevraları yaptımsa da is kedilmiş. Ama 1990 yılında, 100 metre ka 3 1 .44 2 ,2 5
A n a d o lu fe n e ri* 16
kele ile aramızdaki mesafenin darlığı yü dar aşağısında yeni bir Paşabahçe iskelesi
zünden vapuru açamadık. Baş omuzlukla inşa edilmiş. Bu yeni iskelenin 150 metre * Vapur iskelesi yoktur.
iskeleye hızlıca bindirdim. İskele eski ve karelik yolcu salonu ve 22 x 40 metre bo
lM
tıklım tıklım... Yeni iskelenin yolcu çıkış
mahalli betondan yapılmış. Ama sadece
sabah-akşam vapur uğradıktan sonra, ne
önemi var!
Yanı başında bir de küçücük kayık li
manı olan Kanlıca iskelesi de, komşu is
keleler gibi vapur yüzüne hasret. Sabah
akşam yanaşan bir iki memur vapurundan
başka, saatte bir, İşletme’nin Bebek-Kan-
dilli-Anadoluhisarı-Kanlıca arasında ring
seferleri yapan beyaz motorbotları uğru
yor da, iskeleye biraz olsun canlılık geli
yor. Onun da yolcu çıkış mahalli beton
dan yapılarak yenilenmiş; iskele meydanı
da yeni baştan düzenlenmiş. Ah, bir de
sık sık vapur uğrasa ne iyi olacak...
Boğaz’ın en dar yerinde bulunan Ana-
doluhisar iskelesi de son dönemde yenile
nen iskelelerden. 1989’da baştan sona
onarılarak nedense pembeye boyanmış.
İskele binası 136 metrekare, önünde de
betondan 21 x 21 metrelik beton yolcu çı
kış mahalli var. den geçerek iskele binasına varırlardı. Bu arada da gemicilerden birini mayın
Biraz aşağısındaki Küçüksu iskelesi de Ama çoğu zaman vapurun bindirmesiyle görüldüğünü haber vermesi için doğru
otobüsler ve minibüslerle baş edemeyip duba yerinden oynar, birden geriye doğru Vaniköy’e yolladım.
yok olup giden iskelelerden. Tıpkı Altın- kaçarak atlamak isteyenler için ciddi bir “Gemici gecenin karanlığında nefes
kum gibi, burası da 30’lu yılların başlarına tehlike yaratırdı. Bunun için de ya çımacı, nefese Vaniköy’e doğru koşmaya daha
kadar doğal bir kumsalmış. Şirket-i Hayri ya da vapurun halat başındaki gemicisi yeni başlamıştı ki, büyük bir tarakkayla ir
ye burada da plaj tesisleri ile bir de iskele daha vapur yanaşmadan, çıkmak için ace kildim. Sonradan anlattıklarına göre, ma
yapmış. Boğaz postası yapan vapurlar uğ le eden yolcuları uyarırdı: yın Vaniköy Camii ile iskelenin arasında
radıktan başka, Bebek’ten kalkan 55 ve “Atlamayalım beyler! Atlamayalım! Du kıyıya düşerek patlamış, iskeleyi yıkmış,
56 numaralı küçük vapurlar da iskeleye ba geri kaçacak!” diye... rıhtımı havaya uçurmuş, caminin kalın
yolcu taşımaya başlamışlar. Sonradan yeni iskele yapılırken bu kristal camlarım kırmıştı. Bereket can kay
Bir aralar, Şirket’in, İstanbul halkını duba kaldırıldı, yerine beton bir iskele ya bı olmamıştı.”
Küçüksu’da denize girmeye teşvik etmek pıldı. Bununla beraber, çok eski fotoğraf Çengelköy iskelesi de 1990’da 811
için, gidiş-dönüş vapur bileti alanlara ayrı larda, Kandilli iskelesinin önünde duba milyon liraya yenilendikten sonra sabah
ca bilet kesmeden plaja sokmak, bedava rnuba görülmüyor. akşam da olsa hâlâ hizmet veren iskele
bir şişe meşrubat ikram etmek gibi kolay Boğaz’ın Anadolu yakasının en tenha, lerden. Onun da yolcu çıkış mahalli be
lıklar sağladığı biliniyor. Ama zamanla bu en sessiz köylerinden Vaniköy’ün şirin is ton. Eskiden, civar bostanlardan toplanıp
rası da eski rağbetini kaybetmeye başla kelesi de yok olup gidenlerden, iskeleye küfelere, sepetlere doldurulan taze taze
yınca, yolcusu gözle görülecek şekilde en son olarak vapur 1982 kışında uğra sebzeler, özellikle de Çengelköy’ün o çıtır
azalmış. Derken, iskeleye, son olarak va mış. Seferler kaldırıldıktan kısa bir süre çıtır, kendine has mis kokulu salatalıkları,
pur 1980’de uğramış. Sonunda iskele büs sonra, ahşap iskele, siz sağ, ben selâmet! Çengelköy iskelesine getirilerek İstanbul’a
bütün kaldırılarak yeri çayevi olarak kira Yerinde, iskele arsasının Diyanet’e ait ol indirilirmiş. Küfelerin, sepetlerin vapura
ya verilmiş. Peki ya bugün? Salaş çayevi duğunu bildiren bir tabela var. Üzerinde, bindirilişi uzun sürdüğünden kaptan da,
eski iskelenin yerine yapılmış. Eski iskele “Bu yer Türkiye Diyanet Vakfı’nın tapulu yolcular da, sabırla beklemek zorunda ka
ise sanki yel gelip üfürmüş gibi uçmuş, malıdır. Denize girmek yasaktır!” yazıyor. lırlarmış.
gitmiş, bitmiş... Birinci Dünya Savaşı’mn henüz sona Boğaziçi yazarı İffet Evin, iskele bina
erdiği günlerde iskele serseri bir mayının sının hanımlara ayrılan birinci mevki oda
çarpmasıyla havaya uçmuş. Olayı, Şir sının, duvarda büyük bir yaldızlı aynası
K andilli’nin ket’in 59 numaralı “Kamer” vapurunun ve kırmızı kaplı oturma yerleriyle yalıların
süvarisi Eyüp Kaptan şöyle anlatmıştı: misafir odasını andırdığını yazıyor. Bugün
Önünde “1918 yılının 6 Aralık günüydü. Boğaz ise ne mevki farkı kalmış, ne de hanımlar
Bir D ubalı iskele postasını yapmak üzere Köprü’den hare için ayrı, aynalı özel odalar...
ket etmiştim. Şiddetli bir Karayel esiyor
du. Rüzgâr sert, dalgalar iriydi. Çift uskur-
Kandilli kıyısının önü çok derin ve lu vapur bu fırtınada zorlukla yol alıyor B eylerbeyi’nin
akıntılı olduğundan, vakti zamanında bu du. Bir ara, denizin üzerinde, projektörün
raya kolay kolay kazık çakılamamış, va ışığında garip bir cisim gördüm. Baktım, Teşrifat M eraklısı
purların yanaşması için oracığa bir duba bu bir mayındı! Hemen ani bir manevray Kibar Yolcuları
bağlanmış. la gemiyi mayından uzaklaştırdım. Yolcu
Çocukluğumda, hatta yakın zamanlara lar şaşırmışlardı. “Ne oluyoruz? Kaptan ne
kadar vapurlar, kalın zincirlerle dibe tuttu yapıyor?!” diye telaşa kapılmışlardı. Eskiden, daha çok gün görmüş devlet
rulduktan başka karaya da bağlanan bu “Vaniköy’e uğramadan geçip doğruca ricalinin, kibar beylerin, zarif beyzadelerin
dubaya yanaşırdı. Vapur yolcuları önce bir sonraki iskele olan Kandilli’ye yanaşa oturduğu semt olan -adı üstünde- Beyler
dubaya çıkarlar, daracık kısa bir köprü rak Vaniköy yolcularını buraya indirdim. beyi, kayık limanının yanı başında hâlâ >
35
I
Boğaz isk eleleri Vapura H asret
| 36
* 0 0 1 5 8 1 7 9 0 0 1 0 *