You are on page 1of 7

ÜNİTE KONULARI

• Dünya edebiyatında roman


• Tanzimat Dönemi Türk edebiyatında roman
• Servetifünun Dönemi edebiyatında roman
• Milli Edebiyat Dönemi’nde roman
ROMAN NEDİR?

Roman; yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olay ve durumların kişi yer ve


zamana bağlı olarak anlatıldığı uzun edebi türdür.

ÖZELLİKLERİ:
• Roman olay örgüsü, kişiler, yer ve zaman ögelerinden oluşur.
• Öyküden farklı olarak romanlarda bu öğeler daha ayrıntılı daha kapsamlı bir
biçimde ele alınır.
• Romanlarda birden çok anlatıcı ve bakış açısı görülebilir.
• Romanda birbiriyle bağlantılı olaylar bir tema etrafında bir araya gelir.
• Roman, yazıldığı dönemin zihniyetini yansıtır. Romanda serim, düğüm ve çözüm
bölümleri bulunur.
• Romanlar işlediği konulara göre; sosyal roman, serüven (macera) romanı, tarihi
roman, egzotik roman, psikolojik roman (tahlil romanı), polisiye, biyografik ve
otobiyografik roman gibi türlere ayrılır.
• Dünya edebiyatında roman türünün ilk örneği İspanyol yazar Cervantes’in Don
Kişot adlı eseridir. (17.yy)
• Türk edebiyatında ise ilk yerli roman Şemsettin Sami'nin Taaşşuk-ı Talat ve
Fitnat adlı eseridir.

DÜNYA EDEBİYATINDA ROMAN


• Roman Avrupa’da sözlü edebiyattaki destan türünün geçirdiği evrimleşmenin bir
ürünü olarak ortaya çıkmıştır.
• Romanın ortaya çıkmasında söylenceler, destanlar, kahramanlık öyküleri ve
masallar kaynaklık etmiştir.
• Roman türünün ilk örneklerini 15. yüzyılda Fransız yazar Rabelais vermiştir.
• Bugünkü romanı hatırlatan ilk eser, 16. Yüzyılda Rönesans’tan sonra Giovanni
Boccacio (Bokaçço) tarafından yazılmış olan “Dekameron”dur.
• İspanyol yazar Miguel De Cervantes’in yazdığı Don Kişot roman türünün ilk
başarılı örneği kabul edilmektedir.
• Bu türün yetkin örnekleri ise 19. yüzyılda verilmeye başlanmıştır. Roman, bir tür
olarak karakteristik özelliklerini romantizm ve realizm akımları sayesinde 19.
yüzyılda kazanmıştır. Stendhal (Stendal), Balzac (Balzak), Flaubert (Flober),
Turgenyev (Törjenyev), Dostoyevski, Tolstoy, Zola, Henry James (Henri Ceyms),
Proust (Prust) yüzyılın önemli romancıları olarak öne çıkmıştır.
• 20. yüzyıldaki sosyal ve teknolojik gelişmeler romana da yansımıştır. Bu dönem
romancıları arasında Amerikan edebiyatından John Steinbeck, Ernest Hemingway;
Alman edebiyatından Thomas Mann, Erich Maria Remargue; Fransız
edebiyatından Andre Mourois, Jaun Paul Sartre, Albert Camus sayılabilir.

TÜRK EDEBİYATINDA ROMAN TÜRÜ VE İLKLER


• Tanzimat’a kadar Türk toplumunda romanın yerini destanlar, efsaneler,
mesneviler ve halk hikâyeleriyle masallar tutmuştur.
• Türk edebiyatında roman türündeki ilk örnekler Tanzimat Dönemi’nde verilmeye
başlamıştır. (19.yy)
• Roman türü önce Batı edebiyatından çevirilerle edebiyatımıza girmiştir, daha sonra
ilk yerli örnekler verilmiştir.
• Türk edebiyatında roman türündeki asıl büyük gelişmeler Servetifünun, Millî
Edebiyat ve Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda olmuştur. Servetifünun yazarı
Halit Ziya Uşaklıgil Batılı roman tekniğine uygun olarak kaleme aldığı Mai ve
Siyah, Aşk-ı Memnu gibi romanlarıyla ilk roman ustamız olmuştur.
• İlk çeviri roman: Yusuf Kâmil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği Telemak
• İlk yerli roman: Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat
• İlk edebî roman: Namık Kemal’in yazdığı İntibah
• İlk tarihî roman: Namık Kemal’in yazdığı Cezmi
• İlk köy romanı: Nabizade Nazım’ın yazdığı Karabibik
• Romantizmden realizme geçişin ilk örneği: Sami Paşazade Sezai’nin yazdığı
Sergüzeşt
• İlk realist roman: Recaizade Mahmut Ekrem’in yazdığı Araba Sevdası
• İlk psikolojik roman denemesi ve ilk tezli roman: Nabizade Nazım’ın yazdığı
Zehra romanıdır.
• İlk polisiye roman: Ahmet Mithat Efendi-Esrâr-ı Cinayet
• İlk post-modern roman: Oğuz Atay-Tutunamayanlar

EDEBİ AKIMLAR
1. ROMANTİZM (COŞUMCULUK)
• 1830’lu yıllarda klasisizme tepki olarak doğmuştur. Victor Hugo’nun “Hernani” adlı
oyunuyla bir edebiyat akımı olarak başarıya ulaşmıştır. Romantizm, yeni duygu,
düşünce ve idealleri anlatmayı amaçlamış, sanatın ve sanatçının kurallardan
kurtulup özgürleşmesini savunmuştur
• Romantizmde duygu, coşkunluk ve hayal önemlidir.
• Klasisizme tepki olarak çıkan romantizm, klasisizmin bütün kural ve biçimlerini
yıkmıştır.
• Klasisizmde önemsenmeyen din duygusuna romantizmde geniş yer verilmiştir.
• Romantikler, eserlerde sadece seçkin insanları değil her kesimden insanları
anlatmaya çalışmışlardır.
• İnsan ruhuna önem verilen romantizmde karşıtlıklardan, (ak-kara, güzel-çirkin, iyi-
kötü…) yararlanılmıştır.
• Toplumun düzeltilmesi amacıyla "Sanat toplum içindir." ilkesine uyulmuştur.
• Romantikler, dil ve biçim mükemmelliğini önemsememişlerdir.
• Romantizmde sanatçılar, kendi kişiliklerini gizlememiş; olaylarla ilgili görüşlerini
açıkça ortaya koymuşlardır.
• Başlıca temsilcileri (Dünya Edebiyatı)
Chateaubriant, Lamartine, Musset, Victor Hugo, Lord Byron, Goethe

2. REALİZM (GERÇEKÇİLİK)
• 19. yüzyılın ikinci yarısında romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak ortaya
çıkmış bir akımdır.
• Realizm’de, duygu ve hayaller yerini, toplum ve insan gerçeklerine bırakır.
• Konular gerçekten alınır. Yaşanan ve gözlenen gerçek bütün çıplaklığıyla anlatılır.
• Eserlerine kendi duygu, düşünce ve yorumlarını katmazlar.
• Gerçekçi yazarların okuyucuyu eğitme gibi bir amaçları yoktur.
• Gözlem, araştırma ve belgelere dayanarak, yaşananı nesnel bir şekilde aktarmayı
amaçlarlar.
• Gerçekçi yazarlar, biçim güzelliğine çok önem vermişler, dilde ve anlatımda süsten,
özentiden kaçınmışlardır.
Başlıca temsilcileri (Dünya Edebiyatı)
Stendhal (Kırmız ve Siyah, Parma Manastırı) Balzac (Goriot Baba, Vadideki Zambak,
Eugenie Grandet)
• Gustove Flaubert (Madame Bovary)
• Lev Tolstoy (Savaş ve Barış, Diriliş, Anna Karenina)
• Dostoyevski (Suç ve Ceza)
• Çehov (Vanya Dayı, Vişne Bahçesi)
• M. Şolohov (Ve Durgun Akardı Don)
• E. Hemingway (Çanlar Kimin İçin Çalıyor)
• John Steinbeck (Gazap Üzümleri)
• Herman Melville (Moby Dick)
• Charles Dickens (Oliver Twist, David Copperfield)
• Gogol (Müfettiş, Ölü Canlar)
• Turganyev (Babalar ve Oğullar)
• M.Gorki (Çocukluğum, Benim Üniversitelerim, Ekmeğimi Kazanırken)
TANZİMAT I. DÖNEM ROMAN ÖZELLİKLERİ (1860-1876)
• Bu dönem romanlarında öğreticilik ön plandadır. Bu nedenle romanlar sanat
yönünden zayıftır.
• Kurguda zayıflık dikkati çeker, tesadüflere sıkça yer verilir.
• Tanzimat romanları teknik açıdan kusurludur. Bu kusurlardan bazıları şunlardır:
Roman akışı kesilerek okura bilgi verilir, okuyucuyla sohbet edilir. Kişiler, taraf
tutularak anlatılır.
• Uzun betimlemelere yer verilir ancak bu betimlemeler temel işlevinden uzaktır,
bunlar eserin akıcılığını engelleyen acemilikler olarak görülür.
• Romantizmden etkilenilmiştir. (Bunun etkisi olarak kahramanlar tek yönlü ele
alınmıştır.)
• Olaylar genelde trajik ve acıklıdır.
• Romanlarda o dönem toplumunda karşılaşılan yanlış Batılılaşma, görücü usulüyle
evlilik, zorla evlendirilme, cariyelik, kölelik, ilk görüşte aşk gibi konular
işlenmiştir.
• I. Dönem Tanzimat romanlarında halkın anlayacağı sade dil kullanılırken II.
Dönem’de bu sade dilden uzaklaşılmıştır.
• Dönemin roman türünde eser veren sanatçıları: Ahmet Mithat Efendi, Namık
Kemal, Şemsettin Sami,
TANZİMAT II. DÖNEM ROMAN ÖZELLİKLERİ(1876-1896)
• Roman ve öykü tekniği daha da gelişir. Birinci döneme göre daha nitelikli ürünler
vermeye başlamıştır.
• Betimlemeler ilk döneme göre daha da ölçülüdür. Realizm akımının etkisiyle
gözleme önem verilmiş, olay ve kişiler daha gerçekçi anlayışla anlatılmıştır.
• Realizm ve natüralizm akımları etkili olmuştur.
• Abartılı konular seçilmemiş ve olağanüstü rastlantılardan kaçınılmıştır.
• Yazarlar, olayların akışını kesmemiş ve kendi fikirlerini öne sunmamışlardır.
• Konularda genellikle esirlik ve cariyelik işlenmiş; yer olarak ise İstanbul'un zengin
kesimi seçilmiştir.
• Dönemin roman türünde eser veren sanatçıları: Recaizade Mahmut Ekrem, Sami
Paşazade Sezai, Nabizade Nazım

SERVETİFÜNUN ROMANININ ÖZELLİKLERİ(1896-1901)


• Bu dönemin romanları, olay örgüsü ve konuların işlenişi yönünden oldukça
başarılıdır. Bu nedenle Servetifünun romanı Tanzimat romanından daha sağlam bir
tekniğe sahiptir.
• Tanzimat romanında teknik kusur olarak sayılan, “olay akışını kesip okuyucuya
bilgi verme, yazarın kişiliğini yansıtması ve iyi-kötü ayrımı” Servetifünun
romanında görülmez.
• Dönemin baskıcı anlayışının da etkisiyle daha çok bireysel konular işlenmiş,
Tanzimat’taki kadar toplumsal konulara değinilmemiştir.
• Tema olarak hayal-hakikat çatışması, başarısız aşklar, toplumdan kaçış, yasak
aşklar işlenmiştir
• Bu dönem romanları karamsar bir bakış açısıyla yazılmıştır.
• Bu dönem romanında hikâyede olduğu gibi realizm ve natüralizm akımları etkilidir.
• Romanlarda mekân olarak İstanbul kullanılmış ve kahramanlar genellikle aydın
kesimden seçilmiştir.
• Konuşma dilinden uzak ağır, süslü bir dil kullanılmıştır.
• Servetifünun Dönemi’nde yazılan romanlar arasında;
Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar, Nemide
Mehmet Rauf’un Eylül, Ferdâ-yı Garâm, Bir Aşkın Tarihi
Hüseyin Cahit Yalçın’ın Nadide, Hayal İçinde adlı eserleri sayılabilir
MİLLİ EDEBİYAT ROMAN ÖZELLİKLERİ(1911-1923)
• Millî Edebiyat Dönemi, 1911’den 1923 yılını –Cumhuriyet’in ilanına kadar geçen
süreyi– kapsayan edebî dönemdir.
• Yeni Lisan” makalesiyle başlayan bu dönemde diğer edebî ürünlerde olduğu gibi
romanda da sade bir dil kullanılmış ve roman teknik bakımdan son derece
gelişmiştir.
• Tanzimat ve Servetifünun döneminde İstanbul'un dışında hemen hemen hiç
çıkmayan roman bu dönemde Anadolu'ya da açılmıştır
• Bu dönem romancıları eserlerinde yurt sorunlarını gözleme dayalı olarak
anlatmıştır.
• Yakup Kadri, Refik Halit, Halide Edip ve Reşat Nuri'nin öncülüğünde “Memleket
edebiyatı” çığırı açılmıştır
• Eserlerde kahramanlık, vatan sevgisi, aşk ve Kurtuluş Savaşının zorlukları
anlatılmıştır...
• Millî Edebiyat Dönemi roman ve hikâye yazarları arasında Ömer Seyfettin, Halide
Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Falih Rıfkı Atay,
Aka Gündüz gibi isimler yer alır. Bu dönemde yer alan sanatçıların büyük bir kısmı
Cumhuriyet Dönemi’nde de eserler vermiştir.
YAZAR BİYOGRAFİLERİ:
VİCTOR HUGO (1802-1885):
• Fransız edebiyatının önemli yazarlarından biri olan sanatçı, edebî ününü şiirleri ve
oyunları ile kazandı.
• Romantizm akımının en tanınmış sanatçıları arasında yer aldı. Sanatçı, Cromwell
adlı tiyatro eserinin ön sözünde romantizmin ilkelerini ortaya koydu.
• Toplumsal sorunlar ve politikayla yakından ilgilendi.
• 1831 yılında yayımlanan romanı Notre Dame’ın Kamburu, klasik edebiyatın
şaheserleri arasında yer aldı.
AHMET MİTHAT EFENDİ (1844-1913)
• Tanzimat Edebiyatının en popüler (halkçı) ve en üretken sanatçısıdır.
• Tanzimat Edebiyatı’nda halk üzerinde en çok etkili olan sanatçıdır. Halka okuma
alışkanlığı kazandırmaya çalışmıştır. Bunda başarılı olmuştur.
• “Sanat toplum içindir.” anlayışını benimsemiştir.
• Eserleriyle toplum için “hace-i evvel” (ilk okul hocası) olmuştur. Türk edebiyatında
onun kadar eser veren başka bir sanatçı yoktur; bu nedenle “yazı makinesi” olarak
tanınır.
• Eserlerinde halkın anlayabileceği sade bir dil kullanmıştır.
• Romanları teknik açıdan kusurludur. Olayın akışını kesip araya girerek bilgi verir;
gereksiz açıklamalar yapar.
• “Halk için roman” çığırını edebiyatımızda o açmıştır.
• Romantizm akımının etkisinde kalmıştır.
• Servetifünun yazarlarını eleştirerek onlara Dekadanlar (soysuzlaşmış) adını
takmıştır.
• Evinde kurduğu küçük bir matbaada eserlerini basmıştır. “Esrar-ı Cinayet” adlı
romanı edebiyatımızda ilk polisiye roman sayılır.
ESERLERİ:
• Ahmet Mithat, düzyazının bütün türlerinde ve akla gelen bütün konularda telif ve
tercüme 200 kadar eser sahibidir.
• Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Henüz On Yedi Yaşında, Paris’te Bir Türk roman;
• Açıkbaş, Eyvah, Çengi yahut Daniş Çelebi tiyatro türündeki eserlerinden bazılarıdır.
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL
• Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk romanları yazan sanatçı olarak kabul edilir.
• Servetifünun döneminde roman ve hikâye türünün en önemli ismidir.
• Eserleri realizmin tüm özelliklerini yansıtır, natüralizmden de etkilenmiştir.
• Roman tekniği mükemmeldir; olaylar sebep-sonuç ilişkisi içinde, sağlam bir kurgu ile
verilir. Kahramanların ruh çözümlemelerini, iç dünyalarını nesnel bir şekilde ele alır.
• Eserleri güçlü bir gözlem gücünün ürünüdür.
• Romanlarında İstanbul’un aydın çevrelerini başarılı bir şekilde yansıtan yazar,
hikâyelerinde İstanbul dışına da yer vermiştir.
• Dili ağır ve sanatlıdır.
• Eserlerinde yabancı sözcüklerle yüklü, süslü ve özentili bir dil kullanmıştır.
• Romanlarını Cumhuriyet Dönemi'nde kendi eliyle sadeleştirmiştir. Ancak
sadeleştirilmiş şekli bile günümüze göre epey ağırdır.
• Bireysel konuları işlemiştir. Aşk, karamsarlık, hayal kırıklığı, mutluluğa özlem
romanlarındaki başlıca temalardır.
• İlk modern romanlarımız, onun yazdığı Aşk-ı Memnu ve Mai ve Siyah olarak
gösterilir
ESERLERİ:
• Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Ferdi ve Şürekâsı, Kırık Hayatlar, Sefile roman;
• Bir Yazın Tarihi, Solgun Demet, Sepette Bulunmuş, Hepsinden Acı hikâye;
• Kırk Yıl, Saray ve Ötesi, Bir Acı Hikaye anı türünde yazdığı eserlerden bazılarıdır.
HALİDE EDİP ADIVAR (1884-1964)
• Milli Edebiyat akımının ünlü kadın romancısıdır.
• İstanbul Üniversitesinde edebiyat profesörü olan Halide Edip Adıvar aynı zamanda
İngiliz dili ve edebiyatı profesörüdür. Bazı eserlerini İngilizce yayımlamıştır.
• Edebiyatçılığının yanında bir asker gibi cephe gerisinde mücadele vermiştir.
• İzmir'in işgal edilmesinden sonra Sultanahmet Mitingi'ndeki hararetli konuşması
Kurtuluş Savaşı'nda bizzat cepheden cepheye koşması "Halide Onbaşı" olarak
anılmasını sağlamıştır. Hitabetiyle ön plana çıkmıştır.
• Halide Edip Adıvar, edebiyatın birçok türünde eser vermesine karşın romancı olarak
tanınmıştır.
• Eserleri romantizmden realizme doğru bir gelişme gösterir.
• Romanlarında ilk başta aşk temasını, kadın psikolojisini ele alır. Daha sonra
Türkçülük, milliyetçilik ve memleketçilik konularına yönelir; kişileri yaşadıkları
olay çevresinde, gelenek ve göreneklere bağlayarak anlatır.
ESERLERİ: Seviyye Talib, Handan, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Zeyno’nun Oğlu,
Sinekli Bakkal, Tatarcık roman;
Harap Mabetler, Dağa Çıkan Kurt hikâye; Türk’ün Ateşle İmtihanı anı,
Kenan Çobanları, Maske ve Ruh tiyatro türündeki eserlerinden bazılarıdır.

You might also like