You are on page 1of 7

Hevalita-Alexandra Goldenlight

Romanın İsmi: Hevalita

Yazarın ismi: Alexandra Goldenlight

Not: kitabı internet üzerinden okuduğum için diğer bilgilerini


bilmiyorum.

Romanın dili ve anlatım özellikleri: Türkçe çevirisi olmadığı için ingilizce


bir şekilde okudum, B1-B2 seviyesine sahip birinin rahatça
okuyabileceğini söyleyebilirim. Kitap Elizabeth'in ağzından yazılmıştır,
Elizabeth bir ingiliz olduğu için her ne kadar konuşmalarımızda diğer
karakterler amerikan ingilizcesi kullansa bile Elizabeth ingiliz ingilizcesi
kullanır. Ayrıca olayları da Elizabeth'in ağzından gördüğümüz için sadece
Elizabeth'in bildiği veya gördüğü şekilde bilebiliriz. Elizabeth bazenleri
olayları kendine göre çarpıtıyor ve biz onun gözünden gördüğümüz için
bizim için de gerçeklik çarpılıtıyor. Elizabeth'in psikolojisi ve her bir
karakterin çocukken yaşadıkları travmalar nedeniyle psikolojik yazıların
da fazlaca bulunduğunu söylemem gerekir. Kitap daha çok one-shot
-türkçede tek atış olarak geçer, birbiriyle bağlantılı veya bağlantısız
hikaye dizilimidir- tarzında yazılmıştır. Bu yüzden olaylar arasında
atlamalar vardır.

Yer: Amerika Birleşik Devletleri-New York

Zaman: 2020-2021
Kişiler:

Elizabeth: Siyah gözlü kısa beyaz dalgalı saçlı bir İngiliz hanımefendisidir.
Hikayemizin ana karakteri olmakla beraber araştırmacıdır ve çizim
yapmayı seven biridir. New York University'de Tarih bölümü okuyor.
Amerika Birleşik Devletlerine Üniversite için geldi. Tek kardeş.

Lucius: Boynunun bitişine kadar gelen mavi saçlı ve mavi gözlü bir
Yunandır. Zengin, Enerjik olduğu kadar da çapkın olmasıyla bilinir,
Elizabeth'ten sonra en çok bahsedilen kişidir, Mia sevgilisidir. Mert
yakın arkadaşıdır ama genelde tartışırlar. New York University'de
İşletme bölümü okuyor. Amerika Birleşik Devletlerine Üniversite için
geldi. Kız kardeşi var.

Mert: siyah gözlü ve omzunun üstüne gelen wolf-cut tarzında siyah


saçları olan bir Türktür, Elizabeth ve Luciustan sonra en çok bahsedilen
kişilerden biridir. Asi ve genelde huysuz olarak adlandırılır, Luciusla
yakın arkadaşlardır ve genelde fakir olması hakkında konuşulur. New
York University'de Tarih bölümü okuyor. Amerika Birleşik Devletlerine
Üniversite için geldi. Tek kardeş olmasına rağmen Emir'i kardeşi olarak
görüyor -Emir de onu kardeşi olarak gördüğü için 'Gardaşım' diye hitap
ediyor-

Michelle: Uzun, düz koyu kahverengi saçlı ve yeşil gözlü, fazlasıyla güzel
bir Fransızdır. Elizabeth'in uzun süreli arkadaşıdır ve Elizabeth onu
önceden en yakın arkadaşı olarak gördüğünü söyler. Fazlasıyla yetenekli
olmasıyla beraber nasıl giyineceği ve kendine nasıl bakması gerektiğini
bildiği için sadece erkekleri değil kızları da etkiler. Parsons School of
Design- The New School University'de Moda tasarımı okuyor. Amerika
Birleşik Devletlerine Üniversite için geldi. Bir ablası var.

Mia: Uzun dalgalı açık kahverengi saçları ve ela gözlü en az Michelle


kadar güzel bir İtalyandır. Fazlasıyla sosyal olmasıyla beraber çok fazla
tanıdığı vardır. Çocukluğunu İtalyada geçirmiş olsa bile ortaokul çağında
ailesi Amerika Birleşik Devletlerine taşınmıştır. Brooklyn College'de
Aşçılık okuyor. Bir tane küçük erkek karedeşi var.

Emir: Kısa kahverengi saçları ve kahverengi gözleri ile Azerbaycan


türküdür. Mert'in çocukluk arkadaşıdır, Asker olmak istemesinin
getirdiği nezaketi ve insanlara yardım etme dürtüsü vardır. Ayrıca
kimseye hayır diyemez. Bir tane abisi var-asker olma isteği abisinden
geliyor, abisi de asker- Okuduğu Üniversite veya bölüm belirtilmemiş.

John: Mia, Michelle ve Elizabethle önceden tanışıklığı vardır,


Elizabethle önceden aralarında bir ilişki olduğu söylenir. Sarı saçlı mavi
gözlü tipik bir Amerikandır. Michelle ve Mia'ya karşı abilik yapar
-genelde tüm kız arkadaşlarına karşı öyledir Elizabeth hariç en azından
Elizabeth bize bu şekilde anlatır- Arkadaş canlısı ve Lucius kadar eğlence
düşkünüdür -tabii Lucius'u geçemez o ayrı- Brooklyn College'de Makine
Mühendisliği okuyor. İki ablası var. Oliver kuzenidir.

Oliver: John'un kuzeni olmasıyla beraber kızıl saçlı çilleri olan mavi
gözleri olan Kanadalıdır. Amerika Birleşik Devletlerine Kuzeniyle
yaşamak için gelmiştir. Fazlasıyla kibar ve tatlıdır, utangaç görünür
-sadece görünür içinde şeytan yatıyor- okuduğu Üniversite
belirtilmemiş, psikoloji bölümü okuyor.

Dmitri: Esmer, kıvırcık kahverengi saçlı yapılı bir Rustur. Amerika


Birleşik Devletlerine Rusya-Ukrayna savaşından kaçmak için gelmiştir.
Sert ve fazlasıyla Dobradır, Elizabeth ile internet üzerinden tanışmıştır.
Kardeş bilgisi yok, Üniveristeye gitmiyor ve çalışıyor.

Romanın özeti:

Elizabeth okuduğu Üniversite'nin en iyi öğrencilerinden biridir,


o kadar ki okuldaki popülerliği sadece tarih alanında değil
okulun tamamında bilinir. Bir gün Elizabeth Birinci Dünya Savaşı
tarihi dersinde Mert adında bir Türk'ün bir konuya isyan ettiğini
görür, kendisi anlam veremese de Mertle beraber konuya itiraz
eder ve sınıfta bir tartışma başlar. Öğretmen konunun
hararetlenmesinden dolayı bir dahaki derse hazırlanarak
münazara yapılmasını söyler. Elizabeth Mert ile tanışır ve
kaynak toplamayı nasıl yapacaklarını tartışırlar, Mert sonunda
Elizabeth'i evine davet eder. Elizabeth Mert'in teklifini kabul
eder ve Mert'in evine gider. Elizabeth orada Mert'in oda
arkadaşı olan Lucius ile tanışır. Mert Lucius'un onlara yardım
edebileceğini söyledikten sonra Elizabeth kendi arkadaşını
çağırır, Michelle bu noktada hikayeye dahil olur ve birlikte
araştırma yapmaya başlarlar. Lucius başka bir arkadaşı daha
davet edebileceğini söyleyerek herkesin farklı ırktan olması
hakkında bir şaka yapar. Michelle ve Elizabeth kabul eder ve
tanıdıkları birinin geleceğini beklemezler. Gelen kişi Mia'dır. Bu
tanışmadan sonra bu 5'li yakın arkadaş olurlar. Buradan itibaren
hikaye bu arkadaş grubunun yaşadıklarını anlatır. Emir'in
ailesinin yanına gittiği tatile dönmesiyle gruba dahil olmasıyla
Michelle'in aklına bir fikir gelir. Sonuçta Amerikadaydılar ve
Amerikan biri hariç grupta neredeyse her ırktan insan vardı.
Michelle John'un gruba gelmesini teklif eder ama Elizabeth
reddeder. Sebebi o an bilinmez ama Elizabeth ve John'un
geçmişte bir sıkıntılar yaşamış olduğunu öğreniriz. Yine de
Elizabeth anlatmayı reddeder. Elizabeth'in reddetmesi
Michelle'i durdurmaz ve yine de John ile Oliver'ı gruba davet
eder. Elizabeth buna çok kızsa bile karşı çıkmaz, özellikle
John'dan kaçındığını gözlemleriz yine de grubun ilerleyen
vakitlerinde Elizabeth hiçbir şey olmamış gibi Johnla konuşmaya
başlar. Bir bölümde Elizabeth'in Lucius ile olan konuşmasında
tüm bunların sebebini öğreniriz. Lucius ve Mia sürekli kavga
eden bir çifttir, sürekli ayrılıp barışmalarından kendileri dahil
herkes sıkılmaya başlar. Ve bir gün tekrar çok kötü kavga
ederler, bu kavgada John'un Mia'ya çok korumacı davranması
yüzünden hem Elizabeth hem de Lucius sinirlenir ve kendilerini
birbirleriyle oturup dertleşirken bulurlar. Elizabeth orada
Lucius'a her şeyi anlatır. Elizabeth Amerika'ya ilk geldiğinde
Michelle hemen onun yanına gelip onu kendi arkadaşlarıyla
tanıştırmış, Elizabeth John ile orada tanışıyor ve konuşmaya
başlıyorlar. John ona her konuda yardımcı oluyor hatta
kendisiyle özleşmiş beyaz saçlarını John ile beraber ilk kez
boyuyorlar. Elizabeth'in çocukluğundan gelme travmatik yeme
bozukluğu var. John bunun sebebini sorduğun Elizabeth
annesinin onun kilo almasından korktuğu için yemek yemesine
izin vermediğinden bahsediyor, bu yüzden günde 1 öğünden
fazla yemiyor ve sürekli açlığını bastırmak için çay içiyor, ne
zaman daha fazla yemeye çalışsa kusuyor. John bunu
öğrendikten sonra Elizabeth'i Oliver ile tanıştırır, Oliver psikoloji
okuduğu için yardımcı olabileceğini düşünüyordu ama işe
yaramadı yine de Elizabeth Oliver ile tanıştığı için memnun.
Elizabeth John ile birlikte geçirdiği tüm sıralar boyunca ondan
hoşlanmaya başladığını fark eder ve John onun hislerine karşılık
verir gibi onunla flörtleşir. Bunu Michelle, Mia ve o arkadaş
grubundaki diğer kızların önünde yanlışlıkla itiraf eder. Michelle
onun için çok sevinir ve bunu kutlarlar ama Elizabeth'in içine
kurt düşer. Michelle ile John fazla yakınlardır ve bazı arkadaşları
birlikte olduklarına dair şakalar yapmaya başlayınca Elizabeth
bunun gerçek olmadığını onaylamak ister. Bir gün Michelle bir
erkeklerle randevuya gideceğini söyleyerek gruptan erken ayrılır
bir süre sonra Elizabeth John'un oralar olmadığını fark eder. İlk
olarak Michelle'i arar ama cevap alamaz, ondan sonra John'u
arar ve tekrar cevap alamaz aceleyle John'un evine gider ve onu
Michelle ile birlikte görür. Elizabeth oradan hızlıca kaçar ve ne
Michelle ile ne de John ile konuşmaz, arkadaş gruplarından bile
ayrılır. Yıllar sonra Michelle ile Elizabeth bu konunun
konuşulmaması şartıyla tekrar arkadaş olurlar. Elizabeth
Lucius'a bununla beraber John'un onun dışındaki tüm kızlara
farklı tutum sergilediğini de anlatır. Lucius kendi 'bir yere ait
olamama' sorunundan bahseder. Mia dahil etrafındaki herkesin
kendisiyle zengin olduğu için arkadaş kaldığından yakınır. İkisi
de birbirlerini neşelendirir ve bu bölüm burada biter.
Farklı bir bölümde ise Elizabeth'in çocukluğu ve mükemmel
çocuk sendromunu öğreniriz, Mert ve Lucius'un 'Kıbrıs
anlaşmasını', Michelle'in çocukluk travmasını, Mia'nın
anlatımıyla yaşananları, Dmitri'nin içindeki boşluğu, Mert'in
yaşadığı sorunları ve fakirliğini, Lucius'un zenginliğini, bu şekilde
bir sürü hikaye anlatılır. Net bir olay örgüsü yoktur.
Kitabın final bölümünde arkadaş grupları son kez birlikte zaman
geçirir, birbirlerinin ülkesinin sterotipik kıyafetlerini giyerek
bunu son hatıra haline getirirler. Elizabeth, Michelle, Mert ve
Lucius ülkelerine dönerler. Emir askerlik yapmaya başlar, hikaye
burada biter, ya da gerçekten öyle mi?

You might also like