Professional Documents
Culture Documents
CEM ERSEVER
GERÇEĞİ
VE KOD ADI YEŞİL
ÇETİN A G A Ş E
YAKAMOZ YAYINCILIK
ISBN 978-9944-204-7B-1
6. BASKI NİSAN 2008
CİM ERSEVİR
GERÇEĞİ
VE KOD ADI YEŞİL
YAZAR ÇETİN AGAŞE
YAYIN YÖNETMENİ E, HALUK DERİNCE
GÖRSEL YÖNETMENİ FARUK DERİNCE
YAYIN KOORDİNATÖRÜ ALEV AKSAKAL
BASIN ve HALKLA İLİŞKİLER AKİF BAYRAK
DAĞITIM SORUMLUSU RAMAZAN YORULMAZ
BASKI MELİSA MATBAACILIK
Çifte Havuzlar Yolu
Acar Sitesi No: 4
Davutpaşa/İSTANBUL
NOT
Bu kitap, “ Cem Ersever ve JİTEM Gerçeği" ile “Kod Adı Yeşil” adlı kitapların
6. baskılarının bir araya getirilmesiyle hazırlanmıştır.
İNTERNET ALIŞVERİŞ
www.dr.com.tr • www.ideefixe.com. • wwwkitapyurdu.com. • www.hepsiburada.com.
yakamoz
yay ı n l a r ı M
CİM ERSEVER
GERÇEĞİ
VE KOR ARI YEŞİL
Yazan Hakkında
1. BÖLÜM
inmemizi söyledik.
~ Trabzon’a dönerken şoförü sorguladık. Şoför, Hatun Dede
isimli kadm için; Görele'de kendisini MIT görevlisi olarak ta
nıtan şabıslarm ‘Bu kadm ilerberaber gidip bize silah getire
ceksin, hiçbir şeyden çekinme, elimizde belge var. Bir şey
olursa seni kurtarırız’ dediklerini anlattı. Şoför, ‘Önce itiraz
ettim, ancak ellerindeki silahları ve hüviyetlerini görünce
kabul ettim’ diyordu. Bizler de Görele’de gördüğümüz kişile
rin şoförle temas kuran kişiler olduğunu tahmin ederek, du
rumu kendilerine sorup tahkik etmek gayesiyle Görele’y e
tekrar geldik. Görele Kaymakamı, Başkomiser Reşat Ertan-
gün’ü evinden çağırttı. Kendisi ile ben konuştum. Görevli ol
duğumuzu, Görele’y e herhangi bir operasyon veya araştırma
için gelmediğimizi, ancak mahallin Mülkiye Amiri olarak
kendisine, burada silah kaçakçılığı ile ilgilenen bir ekip olup
olmadığını sorduk. ‘Ben görevlerinin mahiyeti hakkında hiç
bir şey bilmiyorum. Ancak burada bir ekip var ‘şeklinde ce
vap verdi. Ben de ‘Kendileri ile görüşmeden önce sizinle gö
rüşmeyi tercih ettim. Çünkü mmtıkanm kaymakamısınız.
Üstelik Of İlçesi Kaymakamı Halil Bey sizden sitayişle bah
sederdi. Bizim yapacağımız durum muhakemesine sizin de
yardımcı olmanızı istedik’ şeklinde konuştum.
Daha sonra Ankara’dan gelen Necati isimli Başkomiser
içeri girdi. Tanıştık, görevli olduğunu söyledi. Müteakiben
içeriye Görele İlçe Jandarma Bölük Komutanı Yüzbaşı ile
Vakfıkebir Bölük Komutanı Üsteğmen girdiler. Ankara ekibi,
yakalanan silahlarm ve samklarm kendilerine verilmesini is
tiyor ve döneceklerini beyan ediyordu. Ben de, bu silahlan
vermeye bizim yetkimiz olmadığmı, benim Alay Komuta
nına, Başkomiser arkadaşlarm da Emniyet Müdürüne danış
mamız gerektiğini, hatta Vakfıkebir jandarmasının olayı ad-
liyeye intikal ettirip ettirmeyeceğini dahi bilmediğimi aktar
dım. Bu ara Vakfıkebir Kaymakamı da bize katıldı. Ben ken
dilerine görev veren Daire Başkanı Metin Aksoy’u tanıdığımı
Cem Ersever G erçeği ve Kod A dt Teçil
11) Ö zellikle Trabzon lim anı dü zen sizlik için dedir. G ece
araç çıkışı yapılm aktadır. Gelen m allar depolarda b ilerek
B ekletilm ekte ve sorgusuz sualsiz yü klem e yapılm aktadır.
Kim in n eyi yü kled iğ i bilin m em ektedir. Gümrük ve T ekel Ba-
kanlığm ca y ön etm elik ile tespit edilm iş olm asm a rağm en
olur olm az m allara Supalan verilm ektedir.
Sonuç olarak: K açakçılık konusuna vakıf, çev re ile ilişk i
ler ku rabilen ve bunlardan daha önem li olarak haraç topla
m akta olan, m üsadere ettiği m alm ikram iyesiyle iktifa eden,
yurda giren bin m erm iden 999’u havaya atılsa birisinin k en
disin e g eleceğ in i hesaplayan, duyum ları ken d isin e göre
yorum lam adan üst m akam a ileten p erson el ve grubu ile
m ü cadele sü rd ü rü lebilt. Ö zellikle yapılan operasyonlarda
sen ben kavgası yaratılm am ak, hizm etin d ev lete verildiği
un u tulm am alıdır.
A rz ederim .
A hm et Cem E rsever”
JITEM ’i Tasarladı...
Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Teşkilatı (Jİ-
TEM) nasü ve hangi amaçla kurulmuştu. Gerçekten böyle bir
teşkilat Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde resmî olarak faa
liyet göstermiş miydi?
Yaptığı tüm bu çalışmalar Ersever’e bir süre sonra yetme-
meye başladı. Dahası jandarma içerisindeki istihbarat birimi
nin görev ve sorumluluk alanlarının genişletilmesi, bu biri
min özgür, özel, bağımsız olması yönündeki çalışmalara
Cem Ersever G erçeği ve Kod Ad't lifti
değildir.
2- Türk Milleti çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak zo
rundadır. Bu hedefe ilerleyen yol, devleti yönetenlerce bi
linçli olarak engellerle donatılmaktadır.
3- Türkiye’nin bir Kürt sorunu yoktur. Şırnak bölgesinin
Hesil Vadisinde 1984 yılında başlayan gerilla savaşı masada
değil, başlatıldığı yerde bitirilmelidir. Bu olayı masaya çek
mek, ihanetten öteye tam bir alçaklıktır.
4- Türkiye Cumhuriyeti’nin Orta Doğu ülkelerinde ve
kendi bünyesinde meydana gelebilecek PKK benzeri olayla
ra karşı önceden belirlenmiş bir stratejisi yoktur.
5- Stratejinin olmayışı, güvenlik kuvvetlerinin ve diğer
unsurların taktik üretmesine engel olmaktadır. Özellikle or
duda birtakım kişiler, omuzlarına bir yıldız takabilmek için
mevcut potansiyeli heder etmektedirler.
6- Güneydoğu’da yetkili organlar içerisinde oluşturulan
bir çete(!), cereyan eden hadiselerin gerçek boyutlarının
Türk milleti tarafından görülmesini engellemektedir.
7- 1992 yılı Ekim ayında gerçekleştirilen Kuzey Irak Ha
rekâtı tam bir fiyaskodur. Bu harekâtın planlanmasında ilk
günden beri ben ve arkadaşlarım görev yaptım. Türk devleti
yönetiminde misyonu olanlar da ‘Kürt Sorunu’nu bir koltuk
garantisi olarak gördükleri içindir ki, etkili sonuç alınama
mıştır. Dolayısıyla bu harekâtın her safhasını Türk milleti
yetkili ağızlardan öğrenmeli, Celal Talabani-Apo-Türkiye iş
birliği ortaya konmalıdır.
8- Terörden arınmış bir toplumun gözü; yöneticilerin eko
nomi politikaları, refah arayışı ve dış politikasında olacaktır.
Kısa sürede bitirilebilecek PKK olayı bu nedenle bilinçli ola
rak yetkili makamlarda bulunan kişilerce sonuçlandırılma-
maktadır. Evet, özetle; ayrılış nedenlerimiz bunlardır ve bu
nedenler daha kapsamlı olarak üst mercilere iletilmiştir.
Cem Ersevcr Gerçeği
Ersever Yazılan...
"Üçgendeki Tezgâh’m ilk baskısı beş bin adet basıldı ve
iki ay gibi kısa bir sürede tükendi.
Kitabın hazırlanmasından ikinci baskıya kadar geçen sü
rede APO ve Celal Talabani’nin ateşkes istemeleri ile ilgili
olarak meydana gelen gelişmeler, bu konulardaki yaklaşımı-
mızm doğru olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Özet
leyecek olursak:
1- Türkiye Cumhuriyeti hükümeti kendi kendine, olma
Cem Ersever G erçeği ve Kod A dı Kefil
lam ayıp sın ıfta kaldığın ı söyleyip durdu. Hatta uzun süre
m izah yazar ve çizerlerin e d e m alzem e oldu. D iyeceksin iz ki,
“Bu tartışm anm üzerinden y ıllar geçti. Yeniden lafm ı etm e
nin n e gereği var.” Ama günüm üz T ürkiyesi’n in sorunlarm a
ve bunalım larına baktığım ızda, bütün bunların arasında çağ
atlam a anlayışm m var olduğunu görm em iz m üm kün değil
dir. Bu durum a sosy oloji bilim i d ikkate alınarak y aklaşıld ı
ğında ço k farklı durum lar ortaya çıkar. H em en şunu b elirt
m ek g erekir k i, toplum ya da toplum lar çağ adam az ve ad a
yam az... Çağ değişim in de ekon om ik, kültürel, sosy al ve siya
sal gelişm eler birbirin e bağlıdır ve yaln ız birinin g elişm esi;
toplum sal olarak bir çağ atlam ayı ifa d e etm ediği g ib i toplu
m u b a k ettiği sistem e, dü zen e götürem ez. Toplum , bu alan
lard aki k om p le olgunlaşm ayla b a k ettiği sistem -düzen için d e
y erin i alır. Toplum un m evcu t tem el yapışm a bakılm aksızm
dayatılan sistem ler; toplum u, dağ başın daki köyünden m et
rop ole geçm iş, ken t yaşantısına p ik e dalış yapm ış ve c eb i p a
ra dolu olan “ZONTA”ya da “MAGANDA” d iye tanım lanan
tipler b ilin e dönüştürür. Çağdaş toplum ların için d e yaşadığı
düzen, böy lesi toplum lar için lükstür veya h a lk deyim iyle;
k ırk fırın ekm ek yem eyi gerektiren bir olgunluktur. A n cak
çağa ulaşm a m antığıyla h areket edildiği takdirde; başta ulu
sal üretim dü zeyi olm ak üzere, bilin çli ulusal üretim in yarat
tığı kültürel g elişm e ve buna p aralel olarak gelişen veya g e
liştirilm esi gereken sosyal yapm m yani bir bütün olarak bu
üç tem el yapm m h içb ir baskı ve dayatm a altm da olm aksızm ,
tam am en ulusal irad ey e bağlı olan gelişm eler sonucu ortaya
çıkan siyasal y ap ıd aki olgunlaşm aya göre yü kselm esiy le ça
ğa ulaşm a, çağı yakalam a durum u olur.
A rapça yayınlanm akta olan h aftalık ALWASA T dergisine
verdiği d em eçte; Kürdistan Yurtseverler Birliği L ideri Celal
Talabani, m erkezi otoritenin ve istikrarm olm am asm a rağ
m en Türkiye ile sın ır güvenliğini sağladıklarını söyledi. Ta
labani; “S elahaddin K ongresi’n e çıkm ak, İrak davasm a zarar
Cem Ersever G erçeği ve Kod A di İtfil
Kontrgerilla Masah
Türkiye’d e uzun sü redir ağızlarda sakız edilen ve sözlü k
anlam ı karşı gerilla olan kontrgerilla olayı nedir? Gayri niza
m i harbin h er safhasında uygulanm ası g erek li olan kontrge
rilla faaliy eti T ürkiye’de ku llan ılm ış m ıdır? Başlangıçtan bu
yana b iz Türkiye’n in ö z el savaş tedbirleri alm adığını savun
m aktayız. S ilahlı m ü cadele sü reci içerisin d e ken dilerin in g e
rilla olduğunu id d ia eden e li silah lı insanlar m evcutsa, ora
da elbette gerillaya karşı koyan b irlikler olacak ve m ü cadele
y i sürdürecek, nizam ı tem in etm eye çalışacaktır. E li silah lı
ve kendilerin in gerilla olduğunu söyleyen gruplara karşı te
m eld e ik i tedbir alınır:
1- Gerillanm eylem yapm asını en g elley ecek tedbirler
bunlara A nti-G erilla tedbirleri ad ı verilir.
Cem Etsever Gerçeği
ve PKK’dan h içb ir farkı olm ayan ancak, PKK için d e sad ece
ÖCALAN’m despotluğuna karşı çıkan PKK-VEJİN grubuna
K uzey Irak’ta faaliy et serbestliği sağlayan izin belg eleri ver
m ektedir. K ürdistani C ephe üyesi olan Kürdistan D em okrat
Partisi’n in (KDP), ZAHO M ıntıka K om itesinin im zalı ve m ü
hürlü olarak verdiği PKK-VEJİN faaliy et izin belg esi d e say
falarım ız arasm dadır.
Peki, bütün bunlar nereden kaynaklanıyor! B ize göre Tür
k iy e Cum huriyeti, K uzey Irak’taki K urtlere ve onlarm y ön e
tim ine PKK tem elin de yaklaşm aktadır. Bu, ço k y an lış ve teh
lik eli bir tutumdur. Yani, K u zey Jrak’ta PKK çeteleri olm asa
Türkiye K uzey Irak’la ilgilen m eyecektir. M evcut uygulama,
düşüncem izi doğrulam aktadır. K u zey Irak Kürt y ön etim i d e
PKK ve onun türevleri olan bölücü örgütleri, T ürkiye’y e
karşı bir k o z olarak elin de tutmaya ve d esteklem ey e devam
etm ektedir; ö z ellik le Kürdistan Yurtseverler B irliği (KYB) li
deri C elal T alabani ve onun T ürkiye’d ek i gölgesi. Kürt m ü
İngiliz m i b elli olm ayan kaçakçıbaşı S erçil KAZAZ için bu
durum bulunm az bir nim et olm aktadır.
T ürkiye’y e dost gözüken ve Türkiye’d e bazı m isyon er k i
şilerce üzerine toz kondurulm ayan C elal TALABANİ 1993
y ılı O cak ayında K uzey Irak’m Süleym aniye ken tin d e bir açı
lışta bakın n eler söylüyor; “Biz Irak Kürdistani olarak Kür-
distan in diğer parçalarına karşı yüküm lülük vazifelerim izin
h ep sin i y erin e getirdik. H içbir Kürdistan parçası yoktu r ki,
için d e Iraklı Kürdün kanı dökülm em iş olsun. Bizim Kürdis-
tan’ın dışm da kalan h içb ir Kürt Partisi yoktur ki, bizden p a
ra, silah, siyasi d estek çıkm am ış olsun. H epsin e m eydan
okuyorum . Kim biz alm adık derse, biz ve Kürdistan D em ok
rat Partisi; bunların belgelerin i de dağıtm aya hazırız. Am a
bu belgeleri, kom şularım ızın şim şeklerin i üzerim ize çekm e
m ek için şim diye kadar yayınlam adık. PKK’lı kardeşlerim iz
bizim param ızla, bizim silahım ızla, bizim desteğim izle
Türkiye Kürdistanında devrim i başlattılar. B ize d estek olur-
Cem Ersever Gerçeği
JİTEM Varmış...
Emekli Orgeneral Teoman Koman, ısrarla JİTEM adında bir
kuruluşun resmiyette olmadığını iddia ediyor, sürekli JİTEM’in
uydurma olduğu yönünde beyanat veriyor, basm kuruluşların
da bu konuyla ilgili bir haber çıktığında yazılar yazıp fakslıyor
du. 26.2.1997 tarihli yazısını olduğu gibi aktarıyorum:
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI
ANKARA
TBMM, yasa dışı örgütlerin devlete olan bağlılıkları ile
Susurluk’ta meydana gelen kaza olayının ve arkasındaki iliş
kilerin aydınlığa kavuşturulması amacıyla kurulan Meclis
Araştırma Komisyonu Başkanlığına.
Cem Ersever G erçeği
T.C.
J.GN.K
Düğüm Çözülüyordu...
Artık Ankara’ya gidiş gelişlerde Yıldız Hanım’ı sık sık zi
yaret edip, bir haberci olarak, yaşananları paylaşmaya başla
mıştım. Bu arada basında sürekli onunla ilgili olarak verilen
haberler önem kazanmıştı; fakat elle tutulur, somut bir şey
çıkmıyordu. Ölümü tamamen sırdı. Gazeteci olarak, böyle
bir dosya açmayı çok arzuluyordum. Fakat onunla ilgili bir
kaç çocukluk anısmdan başka hiçbir şey yoktu elimde.
İlk olarak 1993’ten bu yana basında çıkan bütün yazıları
nı biriktiren Yıldız Hanım’dan bu dokümanları alarak, dos
yaya da start vermiş oldum. Daha sonra Ersever’in yazdığı ki
tapları inceledim. Fakat o kitaplar daha çok Abdullah Öca-
lan, Talabani ve Türkiye ile ilgili konuları esas alıyordu. Za
manla bazı şeyler kafamda yerine oturmaya başlamıştı. Gü
neydoğu serüveniyle birlikte yaşantısında ilk şualarda yer
almış, onunla ilişkiye girmiş, gerçekten bügi sahibi olabile
cek insanları tespit etmiştim. Bunlardan bazıları Türk bası-
Cem Ersever G erçeği ve KödA dt Teşü
kötü ağrır.”
Gereken cevabı verdikten sonra, İstanbul’a hareket ettim.
Ali Balkan Metel, bir gümrük görevlisiydi. Beni kaçakçı
lık konusunda uyarsa anlayabilirdim, bağlantı kurabilirdim.
Fakat neden JİTEM konusunda uyarmıştı.
İstanbul’a döndükten sonra yaptığım araştırmalar sonucu
hâlen Veli Küçük Paşa ve K.S.U. ile iletişiminin devam etti
ğini öğrendim.
Evet taşlar yavaş yavaş yerine oturmuştu. Bana düşen gö
rev, bir gazeteci olarak, ilkelerimden ödün vermeden bu bil
gilerin yayınlanmasını sağlamaktı.
Ersever’in dünyasında önemli bir yeri olan Hüsamettin
Türkmen’e ulaşmak, öteki kaynaklara ulaşmaktan çok daha
zorladı beni. Uzun süren araştırmalar sonucu Antalya’da bir
motel işlettiğini öğrendim. Yaptığımız görüşmelerden sonra,
Antalya’daki Türkmen Motel’de buluşmayı kabul etmişti.
Çalıştığım yeni Ufuk gazetesi adına ben ve Radikal gazete
sinden iki muhabir arkadaşım, Hüsamettin Türkmen’le bu
luştuk. Ön görüşme ve sohbetin ardından, Hüsamettin Türk
men, Ahmet Cem Ersever’le tanıştığı günden, ayrıldığı güne
kadar olan süreçte yaşadıklarım anlatü.
Ölüme Yolculuk...
söylendi.
Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Sönmez Koksal,
Başbakanlığın isteği doğrultusunda yapılan araştırmalardan
oluşan bir Susurluk raporu hazırladı. Yapılan bu araştırma
ya göre Susurluk MİT tarafından şu şekilde mercek altına
alınmıştır:
“Başbakanlıktan gönderilen dosya içeriği, kayıtlarımızda
mevcut olan ve ulaşılabilen diğer bilgilerle birlikte incelen
miş, inceleme sonuçları ana hatları ile yukarıdaki maddeler
de ve ayrıntılı olarak da bu y a zın ın ekinde sunulan bölüm
lerde belirtilmiştir.
Bizatihi trafik kazası olayı, izahı zor ve asıl sebebi tam
olarak bilinmeyen bir beraberliği net olarak ortaya koymak
tadır. Kaza yapan araçta bulunan silahlar, belgeler ve diğer
bulgular ise araçta bulunanların özel amaçlı bir faaliyet için
de bulunduklarına kuvvetli emare niteliğindedir. Bazı belge
ve bulgular ise esasen bizzat teşkil etmektedir. Ancak bunla
rın gerçek niteliğinin araştırılması, doğal olarak bu belge, bil
gi ve bulguların yerinde bulundurma yasal hakkına sahip
olan devlet kuruluşlarının (yargı organı ile birlikte tahkikatı
yürütecek güvenlik kuvvetlerinin) yetki alanına girmektedir.
Geçmiş tarihlere ait olayla birlikte yeniden gündeme gel
miş olan diğer olaylar ise vuku buldukları tarihte, yetkili ve
görevli kuruluşlarca araştırılmış olup bunlara ilişkin bilgi,
belge ifade tutanakları ve diğer hususlar anılan kuruluşlarda
bulunmaktadır. İdari tahkikat ve kanuni yönden kovuşturma
yetkisine sahip kuruluşların bunların gerçek durumunu da
ha sağlıklı bir şekilde ortaya koyacakları (şayet daha önceden
bu hususlar zaten belirlenmiş ise) muhakkaktır.
Susurlukta meydana gelen kaza; Ülkenin bazı kuruluşla
rını, bu kuruluşların tasarruflarını, bir kısım siyasetçi ve bü
rokratı tartışılır hâle getirmiştir. Tartışmalar, bilinçli olarak
Kod. Ad* Yeşil
leştiremediklerini,
- Bahse konu olayların planlayıcısı ve yürürlüğe koyucula
rın Jandarma İstihbaratı’nda Kerim Binbaşı olarak tanınan Ab-
dülkerim Kırca, Ahmet Demir ve Alaattin Kanat olduğunu,
- Ülkeyi daha iyi günlere götürmek ve terörden temizle
mek amacıyla kendisi gibi itirafçıları kandıran bu şahısların,
daha sonra bu işleri şahsi amaçları için yaptıklarım, kadm ve
kızlara tecavüz ettiklerini ve elde ettikleri para ile lüks hayat
yaşayıp mülk edindiklerini öğrendikten sonra, kendisi ile
birlikte itirafçılardan Adil Timurtaş, İsmail Yeşilmen, Bur
han Şare ve Serdar Od’un guruptan ayrıldıklarım,
- Ancak geçim kaynaklan olmadığı için gasp ve soygun gi
bi olaylara karıştıklarını,
- Her infaz sonrasında Kerim Binbaşı, Yeşil ve Alaattin
Kanat tarafından kendilerine 10 milyon lira harçlık verildiği
ni, geri kalanların ise teşkilata mal edildiğinin anılan şahıs
lara söylenildiğini,
- Kendisi (Muhsin Gül), Ahmet Demir, İsmail Yeşilmen ve
Burhan Şare’nin ikamet etmeleri amacıyla, ‘Ofis Gevran cad
desi Yeniçeri Apartmanı Kat 2 no: 6 adresinde ev tutulduğu
nu, aynı evde bulunan siyah ajandada da Yeşil’e ait bir çok
sırların saklı olduğunu,
- ERNK mühürlü bloknot şeklindeki para tahsil makbuz
larının ise, 1.5 yıl önce Ankara’da uçakta yakalanan bir
PKK’lıdan ele geçirilen makbuzlar olduğunu, bu makbu
zların Ankara Jandarma İstihbaratı tarafından Ahmet De-
mir’e intikal ettirildiğini, anılanın da bu koçanları kendisi ve
diğer arkadaşlarının vasıtasıyla tahsil edildiğini, bu makbuz
larda tehdit şekli ve istenecek para miktarım, Yeşil, Kanat,
Yeşilmen ve Mesut Mehmetoğlu’nun belirlediklerini,
- Cezaevine konulduğunun 2 . Günü Ahmet Demir’in ken
disinin (Mehmet Gül) yanına gelerek “Çekoslovak marka
Kod A it Teşil
Gerçekler...
11 Ocak 1993 tarihinde, Şevket Çubuk’a ait Panama ban
dıralı, “Lucky S" adlı gemi Pakistan'ın Karaçi Limanından
ayrıldı. Gemide 15 ton baz morfin bulunuyordu. Akdeniz’de
yakalanan gemi, Marmaris Aksaz’da bulunan deniz üssüne
Cem Ersever Gerçeği ve Kod Ad* Tişil
Ara Söz...
Yapılan açıklamalar, itiraflar ve sistem içerisinde çıkan
bilgiler birleştiğinde çoğunluğun asker kökenli olması; bu or
du mensubu insanların deşifre edilmesiyle birlikte bireylerin
hatasının Türk Silahlı Kuvvetlerine mal edilmesinin yarattı
ğı haklı panik, olaylarm görülen tarafı.
Tam burada güzel bir atasözünün yerinde olacağına ina
nıyorum: ‘Her koyun kendi bacağından asılır."
Kurum ve kuruluşlar, kimse tarafından özel iş ve amaçla
ra alet edilmemeli. Ama bu kuramlarda çalışanlar; bildikleri
Kod AA Yeşil
İbrahim B abat...
lan söylemişti:
Soru: Açıklamaların ardından Yeşil kimliği konusunda
bir tereddüt var mı?
Cevap: Mahmut Yıldırım adlı kişinin bu işlerde ön plan
da rol oynadığıyla ilgili bir tereddüt yoktu zaten. Onun adı
nı Cem Ersever ortaya attı. Yeşil’in Mahmut Yıldırım olduğu
nu ise İran eski büyükelçisi Bageri gazetecilere fısıldadı. Ba-
geri, Güneydoğu’daki olaylarla ilgili olarak sürekli Hizbullah
örgütünün suçlanması üzerine böyle davrandığım söylemiş
ti. Ama Yeşil kim sorusunun cevabım verirken biraz daha ih
tiyatlı olmak lazım. Gazetenizde yer alan açıklamalar da dik
katle okunduğunda, bu sıfatın bir başka kişiye ait olabilece
ği ve onun olaylardaki aktif eli olarak Mahmut Yıldırım’m
kullanıldığı yorumu getirilebilir ve bence öyle bakmak çok
yanlış olmaz.
Soru: Bir başkasıysa; neden gerek Mahmut Yıldırım’m
kendisi, gerekse diğer istihbaratçılar sürekli olarak onu bu
kimliği ile gündeme getiriyorlar?
Cevap: Burada korunmak istenen birisinin olduğu anlaşı
lıyor. Mahmut Yıldırım senelerce "Sakallı” koduyla bilini
yor. Birden “Yeşil” sıfatını da ku lla n m aya başlıyor ki o zama
na kadar Yeşil varlığı, çok dar ve üst düzey çevrelerde bili
nen bir zat. Sonradan âdeta iki ayrı şahıs gibi, bu isimlerden
kâh birini, kâh diğerini kullanarak ortada dolaşıyor. Aynı ki
şiyi farklı kod isimleri ile tanıyanlar başta olmak üzere her
kesin kafası karışıyor. Sonunda sakallı birden yok ediliyor ve
Mahmut Yıldırım “Yeşil" kod adıyla kalıyor.
Soru: Yani Yeşil’in gerçek kimliğinin günün birinde orta
ya çıkabileceğinden endişe edilerek bu kod adı bir başkası
nın sırtına mı yapıştırıldı?
Cevap: Sanırım öyle. Korunmak istenen zatın hem yap
mak istediği bir faaliyet var, hem de bulunduğu konumdan
Kod A d ı Te/U
Veli Küçük...
İsmi ilk defa Hanefi Avcı’mn Susurluk Komisyonuna ver
diği ifade ile ortaya çıktı, Veli Küçük’ün. Kocaeli Bölgesinde
İl Jandarma Alay Komutanlığı yaptı. Güneydoğu Bölgesinde
JİTEM Bölge Komutanı olarak çalıştı. Fakat asıl ününü Koca-
eli’de yaptı. Abdullah Çatlı, Mahmut Yıldırım, Sedat Peker
gibi isimlerle telefon görüşmeleri tespit edildi. İtirafçıları
biraraya getirerek ordu bünyesinde bir yapılaşmayı sağladı.
JİTEM’in kuruluşundan itibaren yapılanmasında, genişleme
sinde önemli bir rolü oldu. Yeşil kod isimli Mahmut Yıldı-
rım’m uzun süre kullandığı cep telefonunun Veli Küçük’e ait
olduğu ortaya çıktı.
Şerif Tokgöz...
Ali Yıldız...
Muhsin Gül...
Alaattin Kanat...
1964’de Kızıltepe’de dünyaya geldi. PKK itirafçısı. Kod is
mi General Zinhar. 1986’da katddığı PKK’dan 1991'de kaça
rak devlete teslim oldu. Kanaî’ın Güneydoğu’daki çok sayıda
ki faili meçhul cinayette kullanıldığı ileri sürüldü. Kendisi de
teslim olduktan sonra 69 kişiyi öldürdüğünü itiraf etti. KIrk
lareli E Tipi Cezaevinden Ankara’daki Ankara Kalecik Yarı
Açık Cezaevine götürüldü. Diyarbakır Cumhuriyet başsavcılı
ğı, TBMM komisyonuna gönderdiği açıklamada Kanat’m 24
Temmuz 1991 ile 18 Mayıs 1993 tarihleri arasında 11 kez gü
venlik güçlerine yardımcı olmak gerekçesiyle Diyarbakır Ce
zaevinden çıkarıldığını açıkladı. 21 Ağustos 1994’te askere
alındı, ancak acemi birliğinde olması gerekirken 9 Ağustos
1994’te Senar Er’den fidye isteme olayına karıştı.
Mustafa Deniz...
Binbaşı Cem Ersever’in çok yakın bir dostu ve itirafçı. Jİ-
TEM’de kadrolu istihbaratçı olarak çalışan Mustafa Deniz, Cem
Ersever’in emekliliğiyle birlikte JITEM’den istifa etti. 4 Kasım
1993’de ölü bulundu.
Haluk K ırcı...
1958 Erzurum doğumludur. Ülkücü camia içerisinde “İdi
Amin' lakabı ile tanınmaktadır. 24 Mart 1978 tarihinde An
kara’da Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Doğan Öz ile 9 Ekim
1978 günü Bahçelievler semtinde 7 TİP’linin öldürülme ey
lemlerinin sanığı olarak aranmıştır. Aynı yıl İstanbul’da sah
te kimlikle yakalanarak Ankara’ya getirilmiştir.
1986 yılı içerisinde 3419 sayılı kanun hükümlerinden ya
rarlanmak amacıyla Cumhuriyet Savcılığına müracaat etmiş
tir. İfadesinde; Bahçelievler katliamını üstlenmesine rağmen,
mevcut bilgilere ilave yeni bir bilgi vermemiştir.
16 Temmuz 1989 tarihinde Bursa Cezaevindeki açık gö
rüşte, üzerinde Ali Ekinci sahte kimliği ile firar teşebbüsün
de bulunmuştur. İki yıl sonra Bursa cezaevinden şartlı tahli
ye edilmiştir.