You are on page 1of 17

Ünite 1: Finansal Muhasebeye Giriş

Toplumu oluşturan bireylerin birbirinden farklı ihtiyaçları ya da istekleri bulunmaktadır. Bu ihtiyaçların ya da isteklerin giderilmesi için çeşitli mal ve hizmetler
gereklidir. İşte sermaye ve emek gibi üretim unsurlarını bilinçli ve sistematik bir şekilde bir araya getirerek bireylerin ihtiyaçlarını gidermek üzere ekonomik mal ve
hizmet üretmeyi ve bunu yaparken belli bir kâr elde etmeyi amaçlayan bu üreticilere “işletme” adı verilmektedir.
Bir işletme ile ilgili tarafların, işletmenin finansal işlemleri ve olayları hakkında gereksinim duydukları bilgiyi onlara muhasebe sağlar. Muhasebe, işletme tarafından
gerçekleştirilen faaliyetleri ve buna bağlı olarak meydana gelen değişmeleri saptar ve bu değişmelere ait verileri yeni kararların alınmasında ve faaliyetlerin
izlenmesinde kullanılabilir bilgiler haline getirir.
Muhasebe ve İşlevleri
İşletmeler, mal ve hizmet üretmek, satmak için çeşitli faaliyetlerde bulunur. Örneğin; mal alınır-satılır, ödemeler yapılır, para tahsil edilir, çalıştırılan işçilere ücret
ödenir, hammadde alınarak üretimde kullanılır, bankaya para yatırılır veya bankadan para çekilir ve bunlar gibi binlerce işlem yapılır. Bunların sonucunda ise,
işletme hakkında eski ya da yeni, önemli ya da önemsiz, finansal ya da finansal olmayan, öznel ya da nesnel, kanıtlanabilir ya da kanıtlanamaz gibi değişik
özelliklere sahip oldukça fazla bilgi oluşur. Bu önemli işlev işletmenin muhasebe bilgi sistemi tarafından yerine getirilmektedir. Muhasebenin Tanımı
En basit tanımı ile muhasebe, paydaşlara doğru kararlar alabilmeleri için gereken bilgiyi sunan bilgi sistemidir.
Ancak burada söz edilen bilgi finansal bilgidir. Personel sayısı, çalışma süreleri, pazar payı gibi finansal olmayan pek çok bilgi de kararlarda kullanılmasına rağmen,
bu bilgiler muhasebenin ilgi alanına girmemektedir.
Muhasebede, değer akışını izlemek için, ölçü birimi olarak para kullanılır. İşletmeye giren üretim faktörleri ve işletmeden çıkan mal ve hizmetler paraya çevrilir ve
bunların parasal tutarları muhasebe anlamında kayıtlara geçirilir. Para ile ifade edildiği için bu değer hareketlerine, mali nitelikteki işlemler denir. Muhasebenin görevi,
para ile ifade edilebilen değer hareketlerini belirli bir kayıt düzeni içerisinde izleyip, elde edilen sonuçları belirli dönemler itibari ile ortaya koymaktır.
Muhasebe; işletmenin varlıklarının, sermayesinin ve borçlarının ne olduğu, parasal değerleri, hangi değişmelere uğradıkları, faaliyetlerin sonunda ne elde edildiği veya
ne kaybedildiğinin bilinmesi için varlıkların, sermayenin ve borçların saptanması, diğer bir ifadeyle, ekonomik faaliyetlerin belirlenmesi, izlenmesi ve sonuçların
ölçülmesi işlevini yerine getirerek bilgi kullanıcıları tarafından ihtiyaç duyulan bilgiyi sağlamaktadır.
Muhasebenin İşlevleri
Bir bilgi sistemi olarak muhasebe, ilgili verilerin toplanıp derlenmesi ve ardından yorumlanarak karar almaya yarayacak bilginin ortaya çıkarılması temelinde işleyen
bir süreçtir. Bu sürecin aşamaları da muhasebenin işlevlerini oluşturmaktadır.
Muhasebenin kaydetme, sınıflandırma, özetleme ile analiz ve yorumlama olmak üzere 4 adet temel işlevi bulunmaktadır.
1. Kaydetme: Sürecin ilk aşaması olarak işletmeye ilişkin ekonomik olaylar sonucunda ortaya çıkan verilerin belgelere dayanarak düzenli bir biçimde deftere
yazılması işlevidir.
2. Sınıflandırma: Kaydedilen mali nitelikteki işlem ve olayların niteliklerine ve etkiledikleri unsurlara göre ayrıştırılarak aynı niteliklerdeki verilerin aynı,
farklı niteliklerdeki verilerin ise farklı sınıflar altında incelenebilmesi için verilerin gruplara ayrılması işlevidir.
3. Özetleme: Belirli dönemler itibariyle kaydedilmiş ve sınıflandırılmış olan verilerin dönem sonlarında anlamlı ve sistemli bir şekilde bir araya getirilerek
raporlanması; diğer bir ifadeyle bilgi kullanıcılarına kararlarında dayanak olarak kullanabilecekleri finansal raporların oluşturulması işlevidir.
4. Analiz ve Yorumlama: Raporlanan verilere anlam kazandırılan ve ekonomik olaylar ile sonuçları arasındaki ilişkilerin yorumlandığı işlevdir.
Yerine getirdiği işlevler çerçevesinde muhasebe en genel anlamda, mali (finansal) nitelikteki olayları para ile ifade edilebilir bir şekilde kaydeden, sınıflandıran,
özetleyerek raporlayan ve analiz ederek yorumlayan bir bilgi sistemi olarak tanımlanır.
Muhasebe Bilgisinin Kullanıcıları
İşletmenin çevresinde pek çok paydaş bulunmakta ve bu paydaşların işletme ile aralarında doğrudan ya da dolaylı olarak bir ekonomik çıkar ilişkisi bulunmaktadır.
Diğer bir ifadeyle, bu paydaşlar bir şekilde ya işletme ile iş yapmakta (müşteriler, tedarikçiler, vb.) ya da işletmenin yaptığı işlerin sonuçlarından etkilenmektedir
(devlet, işletme yönetimi, vb.).
Muhasebe sisteminin ürettiği bilginin kullanıcılarını iç kullanıcılar ve dış kullanıcılar olarak ayırmak mümkündür. İç kullanıcılar işletmenin içinden olan, diğer bir
ifadeyle bilgiye doğrudan erişimi olabilecek kullanıcılardır.
Öte yandan, dış kullanıcılar işletme bünyesinde faaliyet göstermemekle birlikte işletme hakkında bilgi ihtiyacı bulunan kullanıcılardır.
Yaşanan ekonomik ve teknolojik gelişmeler sonucunda işletmelerin büyük ölçekli çok ortaklı şirketlere dönüşmesi, işletme yönetimini özel bilgi ve beceri gerektiren
bir işe dönüştürmüş, bunun sonucunda ise işletme sahipliği ile işletme yönetimi ayrı kişilerde toplanmaya başlamıştır. Bu durum, işletme sahiplerinin, sahibi oldukları
fakat başka kişiler tarafından yönetilen işletmeleri hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duymalarına yol açmıştır.
Yatırımcılar finansal tablolardan işletmenin sürekliliği ya da yatırım yapılabilirliği gibi konularda değerlendirmeler yapmak üzere yararlanırken, kredi verenler
verdikleri krediyi anapara ve faiz olarak geri alıp alamayacaklarını diğer bir ifadeyle işletmenin borç ödeme gücünü ve kârlılık durumunu analiz etmektedirler.
Tedarikçiler ise bir yandan pazarlık gücü konusunda bilgi edinirken diğer yandan işletme ile gelecekte de iş yapıp yapamayacaklarını değerlendirmeyi
amaçlamaktadırlar. Son olarak devlet kurumları, finansal bilgi yardımı ile işletmelerin ödemeleri gereken vergi tutarını belirlemekte- dirler. Ayrıca mikro ve makro
ekonomik analizler yapabilmek için de finansal bilgi toplamaktadırlar.
Muhasebenin Bölümleri
Muhasebe bilgisinin kullanıcılarının işletme içinden ve işletme dışından kullanıcılar olarak ayrıldığı düşünüldüğünde, iki farklı boyutta muhasebe bilgisine ihtiyaç
olduğu ortadadır. İlk boyut her iki bilgi kullanıcısının da ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen “finansal muhasebe” sisteminin çıktıları, ikinci boyut ise yalnızca işletme
içindeki kullanıcılara bilgi sağlayan “yönetim muhasebesi” sisteminin çıktıları ile temsil edilmektedir.
Finansal muhasebe olarak da adlandırılan genel muhasebe, tüm bilgi kullanıcılarının kararlarına temel oluşturacak bilgiyi sunmak üzere finansal raporların
oluşturulması sürecini ifade etmektedir. Genel muhasebede bilgiler hiçbir analize ve değişmeye uğratılmaksızın kaydedilir.
Finansal raporlar geçmiş olaylar sonucu ortaya çıkan mevcut finansal durumu ve geçmiş olayların işletmenin performansı üzerinde yarattığı etkileri yansıtmaktadır.
Ancak şurası önemlidir ki, her ne kadar finansal raporlar gereken bilgileri sunsalar da geleceği kesin olarak gösteren kristal küreler değildirler.
Öte yandan, yönetim muhasebesi, işletmenin faaliyetlerinin planlanması ve kontrolü amacıyla yönetime sunulacak ve karar almalarına destek olacak bilginin
oluşturulması ve yorumlanması sürecidir.
Maliyet muhasebesini, işletmenin yapısına ve iş yapma şekline en uygun sistemin uygulanması yoluyla üretilen ürünün, üretim sürecinin ya da sunulan hizmetin
maliyetini hesaplamayı amaçlayan bilgi sistem olarak tanımlamak mümkündür. Maliyet ve yönetim muhasebesi kapsamındaki işlemler genellikle işletmeye bağlı
olarak çalışan yönetim muhasebecileri tarafından gerçekleştirilirken, finansal muhasebe bilgisinin oluşturulması yani işletme defterlerinin tutulması, konusunda daha
çok işletmeden bağımsız muhasebe meslek mensuplarından yararlanılmaktadır.
Muhasebe Mesleği
Meslek mensupları muhasebe bilgi sisteminin işçileri olarak da tanımlanabilmektedir. Diğer bir ifadeyle, muhasebe bilgisinin ortaya çıkması sürecini bizzat işleten
kişilerdir. Yaptıkları işin niteliklerine göre bağımsız denetçi, iç denetçi, yönetim muhasebecisi gibi unvanlar taşımalarına rağmen yasal olarak Serbest Muhasebeci
Mali Müşavir (SMMM) ve Yeminli Mali Müşavir (YMM) olarak iki unvana ayrılmaktadırlar. Mesleğin gelişiminin temelinde 1989 yılında çıkarılan 3568 sayılı
Serbest Muhasebecilik Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik yasası yer almaktadır; çünkü bu yasa ile meslek yasal gü- venceye kavuşturulmuş olmaktadır.
Muhasebenin Temel Kavramları
Muhasebenin temel amacı, ilgili taraflara kararlarında kullanabilecekleri bilgileri sunmaktır. Sunulan bu bilgilerin herkes tarafından anlaşılabilmesi, karar almada
kullanılabilecek kadar güvenilir olması ve kullanıcısına fayda sağlayabilmesi için belirli ilkeler ve uygulamalar çerçevesinde hazırlanmış olması gerekmektedir.
Muhasebe uygulamalarına yol gösteren genel kabul görmüş muhasebe ilkelerinin var olması, bir taraftan söz konusu farkların nedenlerini açıklarken bir taraftan bu
farkların en aza indirilmesini sağlar.
Genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri
• Gelir Tablosu İlkeleri: Bu ilkelerin amacı, işletmenin belirli bir döneme ilişkin faaliyet sonuçlarını oluşturan gelir ve giderlerini sınıflandırarak gerçeğe
uygun olarak gösterilmelerini sağlamaktır.
• Bilanço İlkeleri: Bilanço ilkelerinin amacı ise, işletmenin varlıkları ve bu varlıkların edinildiği kaynakların muhasebe kayıt, hesap ve tablolarında anlamlı
bir şekilde gösterilmesinin sağlanması ve böylelikle işletmenin finansal durumunun bilgi kullanıcılarına gerçek durumuyla yansıtılmasıdır.
Bilanço ilkeleri kendi içinde üç gruba ayrılır;
•Varlıklara ilişkin ilkeler,
•Yabancı kaynaklara ilişkin ilkeler,
•Öz kaynaklara ilişkin ilkeler.
Muhasebenin temel kavramları finansal nitelikli olayların nasıl ve ne zaman kaydedileceği, ne şekilde ölçüleceği gibi konuları açıklar.
Muhasebenin temel kavramlar
•Sosyal Sorumluluk Kavramı
Sosyal sorumluluk kavramı, muhasebe uygulamalarının yürütülmesinde ve finansal tabloların düzenlenmesi ve sunulmasında sadece belirli bir grubun değil tüm ilgili
tarafların çıkarlarının gözetilmesini gerekli kılar.
•Kişilik Kavramı
Kişilik kavramı işletmenin, sahiplerinden ve işletmeyle ilgili tüm taraflardan (yönetici, çalışan, müşteri, satıcı, kredi verenler vd.) ayrı bir kişiliği olduğunu ifade eder.
•İşletmenin Sürekliliği Kavramı
İşletmenin sürekliliği kavramı, işletmelerin belirli bir süre sonunda faaliyetlerini durdurmak üzere kurulmadığı ve aksi yönde bir kanıt bulunmadıkça, bütün
işletmelerin faaliyetlerini öngörülemez bir süre boyunca sürdüreceği varsayımının geçerli olduğunu ifade etmektedir. •Dönemsellik Kavramı
Kâra geçiş noktasının hesaplanmasında eşitlik veya Bu kavram işletme faaliyetlerinin belirli zaman aralıkları ile kontrol edilmesi ve sonuçlarının ne olduğunun
değerlendirilmesi gereksiniminin sonucu ortaya çıkmıştır. İşletmenin sürekliliği kavramı gereği işletmenin ömrünün sınırsız olduğu kabul edildiğine göre,
performansın ölçülebilmesi için faaliyetlerin durmasının beklenmesi olanaksız olmaktadır.
•Parayla Ölçülme Kavramı
Bu kavram, işletmede gerçekleşen olaylardan niteliksel olanlarının değil niceliksel (sayısal) olan olayların muhasebeleştirildiğini, bu muhasebeleştirme sürecinde de
paranın temel ölçüt olarak kullanılması gerektiğini belirtmektedir.
•Maliyet Esası Kavramı
Bu kavram, varlıkların, elde edilmeleri için katlanılan toplam maliyet ile muhasebeleştirilmeleri gerektiğini işaret etmektedir. Katlanılan maliyet ise elden çıkarılan
kaynakların (ödenen para mevcudu ve varsa elden çıkarılan diğer kaynakların) toplam parasal değeri ile ölçülmektedir.
•Tarafsızlık ve Belgelendirme Kavramı
Bu kavram, olayların sonuçlarının muhasebe sisteminde kayıt altına alınabilmesini objektif belgelere dayanması ön koşuluna bağlamaktadır. Muhasebede yapılan her
kayıt, mutlaka bir belgeye dayandırılmalıdır. Bu belge mali olayı tarafsız ve yargısız bir biçimde yansıtmalıdır.
•Tutarlılık Kavramı
İşletmenin ömrünün dönemlere ayrılıp her dönemin kendi içinde değerlendirilmesinin yanı sıra dönemler arasında karşılaştırma yapılarak işletmenin performansının
zaman içerisinde değerlendirilmesi de önemlidir. Diğer bir ifadeyle, başarımın değerlenmesinde karşılaştırmanın önemli rolü vardır. Bu karşılaştırmanın yapılabilmesi
tutarlılık kavramı sayesinde olmaktadır.
•Tam Açıklama Kavramı
Bilgi kullanıcılarının karar almada ihtiyaç duydukları finansal bilginin oluşturulması ve sunulması muhasebenin görevidir. Bu görevin düzgün bir şekilde yerine
getirilmiş olması tam açıklama kavramı ile ifade edilebilmektedir.
•İhtiyatlılık Kavramı
Bu kavram, muhasebe olaylarında temkinli davranılmasını ve işletmenin karşılaşabileceği risklerin göz önüne alınması gereğini ifade eder. Bilgi kullanıcılarının
beklenmeyen kötü sonuçlarla (sürprizlerle) karşılaşmasını engelleyen bu kavram, temelinde işletme ile ilgili risklerin veya belirsizliklerin ortaya çıkması durumunda
muhasebecilerin en az seviyede iyimserlik sergilemesini gerektirmektedir.
•Önemlilik Kavramı
Hangi bilginin ne şekilde sunulacağına karar verilirken göz önünde bulundurulan bir diğer ölçüt bilginin önemidir. Bir bilginin sunulmaması ya da yanlış sunulması
karar vericilerin verecekleri kararı değiştirebilecek niteliğe sahipse, o bilgi önemli bir bilgi olarak kabul edilmektedir.
•Özün Önceliği Kavramı
Bu kavram, bir işlemin özünün yasal biçiminden farklı olması durumunda muhasebeleştirmede esas alınacak olanın öz olduğunu belirtmektedir. Görünüşün, gerçekleri
işlemin özü kadar güvenilirlikle sunamayacağı düşüncesi bu kavramın temelini oluşturmaktadır.
Temel Finansal Tablolar
İşletme yönetiminin başarısı, işletmenin varlıkları ve bu varlıkların kaynakları üzerinde para ile ifade edilebilen değişimlere neden olan her karar üzerinden ayrı ayrı
değerlendirilemez. Gerçekleşen mali nitelikteki işlemlerin çokluğu düşünülürse böyle bir yaklaşım gereksiz bilgilerin üretildiği, zaman alıcı ve akıl karıştırıcı bir
uygulama olmaktan öteye gidemeyecektir. Bu bakımdan yönetimin başarısını oluşturan, işletmenin varlıklarında ve bu varlıkların kaynaklarında (sermaye ve
borçların) para ile ifade edilen değişimler yaratan söz konusu olayların etkilerinin tek tek değil, belirli bir süreyi kapsayacak şekilde bir bütün olarak ele alınmaları,
özetlenerek analiz ve yoruma sunulmaları gerekir.
Muhasebe, temel işlevlerinden biri olan özetleme işlevini, finansal tabloları düzenleyerek yerine getirir. Özellikle işletme bünyesi dışında kalan bilgi kullanıcılarına
yönelik bilgi ihtiyaçlarının giderilmesi için düzenlenen finansal tablolar, işletmenin finansal sonuç yaratan bütün işlemleri ve bunların sonuçları hakkında bilgiler
sunmaktadır.
Bilanço (Finansal Durum Tablosu)
Bilanço, işletmenin sahip olduğu ve iktisadi faaliyetlerinde kullanarak fayda sağladığı varlıkları ile bu varlıkların edinilmesinde finansman kaynağı olarak kullandığı
tüm borçları (yükümlülükleri) ve sermaye tutarlarını belirli bir tarihte listeleyen finansal tablodur. Daha özet bir tanım ile işletmenin finansal durumunun belirli bir
anda çekilmiş fotoğrafı olarak da düşünülebilir. Bu nedenle finansal durum tablosu olarak da anılmaktadır. Bilançonun temeli, işletmenin, sahiplerinden ayrı bir
kişiliğe sahip olduğu kabulüne dayanmaktadır. Bir işletmenin var olabilmesi ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için başta nakit para olmak üzere bir kısım varlıklara
gereksinimi vardır.
Bir işletme faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyduğu varlıkları edindiği iki kaynağa sahiptir. Bu kaynaklardan biri öz kaynaklar, diğeri ise yabancı
kaynaklardır. Öz kaynaklar, işletmenin sahiplerinden sağladığı kaynaklar (sermaye) ve yıllar itibariyle kendi faaliyetleri sonucu oluşturduğu kaynaklardır. Yabancı
kaynaklar ise, işletmenin üçüncü kişilerden (kredi verenler vd.) sağladığı borçlardır.
İşletmenin toplam varlıklarının tutarı ile bu varlıkların elde edilmesinde kullanılan toplam kaynak tutarının aynı olması gerektiğine göre, işletmenin varlıklarının
toplam tutarının (aktif taraf toplamının), borçları ile sermayesinin toplamına (pasif taraf toplamına) eşit olması da zorunlu olmaktadır. Bu eşitliğe “temel muhasebe
eşitliği” ya da “bilanço eşitliği” adları verilmektedir.
Çift taraflı kayıt yönteminin temelini oluşturan bu eşitlik şöyle ifade edilir:
Varlıklar = Kaynaklar
Varlıklar = Yabancı Kaynaklar + Öz Kaynaklar
Yeni kurulmuş ve faaliyetlerine yeni başlayacak bir işletme için öz kaynakları sadece sahiplerinin vermiş olduğu sermayeden oluşacağından ve yabancı kaynaklar da
üçüncü kişilerden sağlanan borçları ifade ettiğinden, söz konusu eşitlik aşağıdaki gibi de ifade edilebilir:
Varlıklar = Borçlar + Sermaye
Varlıklar, işletmenin sahip olduğu ve gelecekte fayda sağlamayı beklediği ekonomik değerlerdir. Bir unsurun varlık olarak tanımlanması için fiziksel (maddi) bir
yapıya sahip olması zorunluluğu yoktur. Varlıklar; para, mal, bina, makine, taşıt gibi fiziki yapıya sahip değerler olabileceği gibi, işletmenin başka kişi veya
kuruluşlardan olan alacakları veya bir değeri kullanma hakkı (patent, lisans gibi) gibi değerler de olabilir.
Borçlar, işletme sahipleri dışındaki taraflardan ya da işletme sahiplerinden ortak olmaları vasfı kullanılmadan elde edilen kaynaklardır. İşletme dışındaki kişi veya
kuruluşlardan elde edildikleri için yabancı kaynaklar olarak da adlandırılır. Dolayısıyla yabancı kaynaklar, işletmenin gelecekte ödemesi veya yerine getirmesi gereken
yükümlülükleri ifade eder. Sermaye ise, işletmenin faaliyetlerini sürdürebilmesi için sahipleri tarafından, işletmeye sahip veya ortak olmaları vasfı ile sağlanan
kaynaklardır. Farklı şekilde ifade edilirse, işletme varlıklarının borçlar ile karşılanmayan kısmı olarak da tanımlanması mümkündür.
Bilanço, rapor tipi ve hesap tipi olmak üzere iki şekilde sunulabilmektedir.
Rapor tipi bilançoda bütün kalemler (sırasıyla varlıklar, borçlar ve sermaye grupları olmak üzere) alt alta yazılarak sunulurken (Şekil 1.1),
Hesap tipi bilançoda varlıklar solda, borçlar ve sermaye ise sağda gösterilecek şekilde bir sunum bulunmaktadır (Şekil 1.2). Ayrıca bilançonun üzerinde başlık olarak
yazılması gereken bazı bilgiler de bulunmaktadır.
Gelir Tablosu
İşletmelerin temel amacı kendilerine emanet edilen kaynakları kullanarak (işleterek) sahiplerinin servetlerini artırmaktır. Bilançoda öz kaynaklar ile temsil edilen bu
servetin artırılabilmesi için de işletmeler faaliyetlerde bulunurlar. Bu faaliyetlerden bazıları servetin miktarını değiştirmez; yalnızca içeriğini etkiler.
En geniş tanımı ile gelir tablosu, işletmenin belirli bir zaman aralığında gösterdiği finansal performansı yansıtan tablodur. Gelir tablosunu, belirli bir dönem için
işletmenin kullandığı kaynak tutarı ile bu kullanım karşılığında yarattığı değeri karşılaştırarak, ortaya çıkan kâr ya da zarar rakamının hesaplandığı tablo olarak
tanımlamak da müm- kündür. Bu bakımdan “kâr-zarar tablosu” olarak da adlandırılmaktadır. Kaynak kullanımı, karşılığında değer yaratılabildiği durumda “gider”,
değer yaratılamadığı durumda ise “zarar” adı ile anılmaktadır. Yaratılan değer ise “gelir” olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda gelir ile gider arasındaki fark olumlu
ise “kâr”, olumsuz ise “zarar” ortaya çıkmaktadır.
Gelir tablosu, işlemlerin/olayların sonuçlarını ortaya çıktıkları nedeni de göz önünde bulundurarak sınıflara ayırmakta ve birden fazla sayıda kâr/zarar rakamı sunarak
daha detaylı değerlendirmeler yapılmasına olanak vermektedir. İlk olarak ulaşılan performans ölçütü olarak Brüt Kâr, işletmenin yalnızca satış faaliyeti sonucunda
elde ettiği kâr rakamını ifade etmektedir. Net satış hasılatından (indirimler ve satıştan iadeler düşüldükten sonra kalan net hasılat) hasılata konu satışların maliyetinin
düşülmesi ile hesaplanmaktadır. Brüt kârdan faaliyet giderlerinin düşülmesi sonucunda elde edilen bu yeni performans ölçütüne Faaliyet Kârı denmektedir. Faaliyet
kârına işletmenin esas faaliyetleri dışında kalan ve işletmenin o döneme ilişkin diğer faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan olağan gelir ve kârların eklenip, olağan gider
ve zararlar ile finansman faaliyetleri sonucunda dönem içinde ortaya çıkan finansman (faiz) giderlerinin düşülmesi sonucunda Olağan Kâr tutarına ulaşılır. Olağan kâr
tutarına olağandışı gelirler ilave edilip, olağandışı giderler düşündüğünde ise Dönem Kârı olarak adlandırılan performans ölçütüne ulaşılır.
Dönem net kârı performans ölçütünden ödenecek vergi tutarı düşüldüğünde Dönem Net Kârı olarak adlandırılan son performans ölçütü bulunur.
Ünite 2: Hesap Kavramı ve Muhasebe Süreci
İyi bir işletme yönetimi için işletme faaliyetlerinin planlanması, gerçekleştirilen faaliyetlerin sonuçlarının ölçülmesi ve planlananla karşılaştırılması, elde edilen
bulgular doğrultusunda geleceğe yönelik kararlar alınması ve yeni planlar yapılması gerekmektedir. İşletmelerin bir muhasebe dönemi içerisinde gerçekleştirdikleri
işlemlerin sayısı düşünülecek olursa, her işlemin sonucunun doğrudan finansal tablolara işlenmesinin bilginin güvenilirliği açısından büyük sorunlar oluşturacağı
ortadadır.
Hesap Kavramı
Bir işletmede normal faaliyet dönemi içinde çok sayıda ve farklı işlemler gerçekleştirilmektedir. Gerçekleşen mali nitelikteki işlemlerin etkilerinin doğrudan
işletmenin finansal tabloları üzerinde gösterilmesinin pratik olmaması nedeniyle, söz konusu işlemlerin işletmenin varlık ve kaynaklarının her birinde meydana
getirdiği değişmelerin ve sonucu oluşturan her tür gelir ve giderin ayrı ayrı izlenmesi gerekmektedir.
Mali nitelikli olayların her bir bilanço unsurunda ve faaliyet sonucunu oluşturan her bir unsurda zaman içerisinde meydana getirdiği artış ve azalışların izlendiği bu
çizelgelere “hesap” adı verilmektedir.
Buna göre genel olarak tanımlanacak olursa, işletmenin ticari faaliyetleri kapsamında gerçekleştirdiği mali nitelikteki işlemlerden dolayı, bilanço ve gelir tablosu
unsurlarında meydana gelen artış ve azalışların türlerine göre sınıflandırıldığı ve tutar ile ifade edilerek izlendiği çizelgelere “hesap” denir.
Hesapların Sınıflandırılması
Hesaplar raporlandıkları finansal tablolara göre sınıflandırılmaktadır. Finansal tablolara göre yapılan sınıflandırmada hesaplar ilk aşamada “Bilanço Hesapları” ve
“Gelir Tablosu Hesapları” olmak üzere gruplandırılmaktadırlar. Ayrıca finansal tabloların içeriğini oluşturulan unsurlara göre de alt sınıflara ayrılmaktadırlar.
Bilanço hesapları kendi içinde, varlık hesapları ve kaynak hesapları olarak ayrıştırılmaktadır. İşletmenin varlıklarında meydana gelen artış veya azalışların izlendiği
hesaplara varlık hesapları, borçlarında ve öz kaynaklarında meydana gelen artış veya azalışların izlendiği hesaplara kaynak hesapları denir. Varlık hesapları aynı
zamanda aktif hesaplar, kaynak hesapları ise pasif hesaplar olarak da adlandırılmaktadırlar.
Gelir tablosu hesapları, işletmenin sonucunu (kâr veya zararını) ortaya koyan hesaplar olduğu için aynı zamanda “Sonuç Hesapları” olarak da adlandırılırlar. Bu
hesaplar, gelir hesapları ve gider hesapları olarak ikiye ayrılırlar. Gelir hesapları faiz gelirleri, kira gelirleri, satış gelirleri vb. gelir unsurlarının izlendikleri hesapları
ifade ederken,gider hesapları pazarlama giderleri, yönetim giderleri gibi her türlü gider unsurunun kayıt altına alındığı hesaplardır. Muhasebe; işletmenin varlıklarının,
sermayesinin ve borçlarının ne olduğu, parasal değerleri, hangi değişmelere uğradıkları, faaliyetlerin sonunda ne elde edildiği veya ne kaybedildiğinin bilinmesi için
varlıkların, sermayenin ve borçların saptanması, diğer bir ifadeyle, ekonomik faaliyetlerin belirlenmesi, izlenmesi ve sonuçların ölçülmesi işlevini yerine getirerek
bilgi kullanıcıları tarafından ihtiyaç duyulan bilgiyi sağlamaktadır.
Bilanço ve gelir tablosu hesapları yukarıdaki sınıflandırmanın yanı sıra işlevlerine göre de bölümlendirilmektedir.
Bu bölümlendirmede hesaplar;
• Ana hesaplar ve yardımcı hesaplar
• Asli hesaplar ve düzenleyici hesaplar olarak ayrıştırılmaktadırlar.
Finansal tablolarda sunulan ve ilgili unsuru bir bütün olarak gösteren hesaplara “ana hesap” denilirken, ana hesapların içerdiği bilgilerin detay seviyesinde tutulduğu
hesaplar “yardımcı hesap” olarak tanımlanmaktadır.
Asli hesaplar, finansal tablolarda sunulan unsurların nominal değerleri ile doğrudan doğruya ifade edildiği hesaplar iken, düzenleyici hesaplar asli hesapların tablolarda
net değerleri gösterilmelerini sağlayan hesaplardır.
Yukarıdaki hesap türlerinden başka bir de Nazım Hesaplar vardır. Nazım hesaplar, işletmenin finansal tablo unsurları üzerinde etkisi olmamakla birlikte ileride etki
yaratabileceği düşünülerek saklanan bazı bilgilerin sunulduğu hesaplardır.
Hesapların İşleyişi
Muhasebe öğretiminde kolaylık sağlamak için hesaplar “T” şekli ile ifade edilir. Bu şekil, geleneksel hesap çizelgesinin sadece üst ve orta çizgisini temsil eder. Her
hesap, sol tarafı “borç” sağ tarafı ise “alacak” olarak adlandırılan iki taraflı bir yapıya sahiptir. Büyük defter hesapları, T harfi ile sembolize edildikleri için “T hesabı”
olarak da adlandırılmaktadırlar.
İşletme tarafından gerçekleştirilen finansal işlemlerin etkileri niteliklerine göre ilgili oldukları hesapların borç veya alacak tarafına kaydedilir. Hesapların borç tarafına
kayıt yapılması hesabın borçlandırılması olarak adlandırılırken, alacak tarafına kayıt yapılması hesabın alacaklandırılması olarak ifade edilir.
Hesaplarla ilgili olarak kullanılan terimler genel olarak aşağıdaki gibi sıralanabilir:
• Hesabın açılması: Hesabın borç ya da alacak tarafına ilk kez kayıt yapılmasıdır.
• Hesabın borçlandırılması: Bir hesabın borç tarafına kayıt yapılmasıdır.
• Hesabın alacaklandırılması: Bir hesabın alacak tarafına kayıt yapılmasıdır.
• Hesabın kalanı (bakiyesi): Hesabın borç ta- rafındaki tutarların toplamı ile alacak tarafındaki tutarların toplamı arasındaki farktır.
İşletmede farklı tarihlerde ve tarih olarak birbirini izleyen bir sırada gerçekleştirilen işlemlerin belirli bir sistem dahilinde finansal tablolarda sunulabilir hale
getirilmesi gerekmektedir.
Bir işlemin sonucunun ilgili hesaplarda hangi tarafa kayıt edileceği, söz konusu işlemin hangi unsurları etkilediğine bağlı olarak değişir. Bu nedenle, mali nitelikteki
işlemlerin varlıklar, kaynaklar, gelirler ve giderler üzerinde meydana getirdiği artış/azalış yönündeki değişmelerin, bu unsurlar temelinde ayrı ayrı izlenmesi gerekir.
Bilanço Hesaplarının İşleyişi
Bilanço hesaplarının işleyişi, varlık hesapları (aktif hesaplar), kaynak hesapları (pasif hesaplar) ve düzenleyici hesaplar olmak üzere üç grupta ele alınabilir.
•Varlık Hesaplarının İşleyişi: İşletmenin kasa veya bankasındaki parası, nakit benzeri kıymetleri, zaman içinde paraya dönüşecek unsurları ile işletme faaliyetlerinde
kullanılacak kıymetleri işletmelerin varlıklarını oluşturur.
•Kaynak Hesaplarının İşleyişi: İşletmelerin kaynakları, kısa vadeli ve uzun vadeli yabancı kaynakları (borçları) ile öz kaynaklarından oluşur.
•Düzenleyici Hesapların İşleyişi: Düzenleyici hesaplar ise aktifi düzenleyici ve pasifi düzenleyici hesaplar olarak ikiye ayrılır. Aktifi düzenleyici hesaplar, bilançonun
aktif tarafında yer alırlar. Ancak işleyiş özellikleri pasif hesaplar (kaynak hesapları) gibidir. Pasifi düzenleyici hesaplar ise bilançonun pasif tarafında yer almalarına
rağmen, aktif hesaplar (varlık hesapları) gibi işleyiş özelliğine sahiptirler.
Gelir Tablosu Hesaplarının İşleyişi
İşletmelerin temel ve değişmez amacı kâr elde etmektir. İşletmenin kâr elde edebilmesi için bir dönemde elde ettiği toplam gelirlerin toplam giderlerinden büyük
olması gerekir. Gelir, işletme faaliyetleri sonucunda işletme sahiplerinin haklarında meydana gelen brüt artışlardır. Gider ise, işletme faaliyetleri sonucunda işletme
sahiplerinin haklarında meydana gelen azalışları ifade eder. İşletmenin bir dönemde elde ettiği gelirler ve katlandığı giderler gelir tablosunda yer alan hesaplarda
izlenir. Gelir tablosu hesapları, gelir hesapları ve gider hesapları olarak ikiye ayrılır.
Gelir Hesaplarının İşleyişi: Gelir hesaplarında ilk kayıt hesabın alacak tarafına yapılır. Dönem içinde gelirlerde meydana gelen artışlar da ilgili gelir hesaplarının
alacak tarafına kaydedilir. Dönem sonunda, bu hesaplar dönem kârı veya zararını oluşturmak üzere ilgili hesaplara devredilerek kapatılırlar.
Gider Hesaplarının İşleyişi: Gider hesaplarında ilk kayıt hesabın borç tarafına yapılır. Dönem içinde giderlerde meydana gelen artışlar da ilgili gider
hesaplarının borç tarafına kaydedilir. Dönem sonunda, bu hesaplar dönem kârı veya zararını oluşturmak üzere ilgili hesaplara devredilerek kapatılırlar.
Muhasebe Süreci
Bir işletmede raporlama dönemi içerisinde ortaya çıkan işlemlerin sonuçlarının kaydedilmesi, sınıflandırılması ve raporlanması şeklinde gerçekleştirilen muhasebe
işlemlerinin tamamını kapsayan süreç “muhasebe süreci” olarak adlandırılmaktadır. Muhasebe sürecini oluşturan işlemler gerçekleştirildikleri zamana göre “dönem
başı işlemleri”, “dönem içi işlemleri” ve “dönem sonu işlemleri” olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Dönem kavramı finansal raporların kapsadığı zaman aralığını ifade
etmekle birlikte, genellikle 1 Ocak ile 31 Aralık tarihleri arasında kalan süre esas alınmaktadır.
Dönem Başı İşlemleri
Bir işletmenin döneme ilişkin muhasebe bilgisi, dönem başındaki durumu, dönem içerisinde ortaya çıkan olayların bu durum üzerindeki etkisi ve dönem sonunda
ulaşılan son durum olarak üç bileşenden oluşmaktadır.
Dönem Başı Envanterinin Yapılması
Envanter çıkarmak; bilanço günündeki varlıkları, alacakları ve borçları saymak ölçmek tartmak ve değerlemek sureti ile kesin bir şekilde ve detaylı olarak tespit
etmektir. Hali hazırda faaliyette bulunan bir işletme için dönem başı envanterinin çıkarılması gerekmeyebilir. Faaliyetleri devam eden işletmelerde her dönemin
sonunda yapılan envanter, izleyen dönemin dönem başı envanteri yerine geçmektedir.
Dönem Başı (Açılış) Bilançosunun Oluşturulması
Dönem boyunca gerçekleşen olayların sonuçları ile şekillenen dönem sonu finansal durumu ortaya koyabilmek için öncelikle işletmenin dönem başı itibariyle mevcut
finansal durumunun belirlenmesi gerekmektedir.
Belirli bir tarihte varlık ve kaynakların tutarını belirleyebilmek üzere yapılan sayım ve değerleme işlemine “envanter”; yapılan envanter sonucunda elde edilen
bilgilerinin kaydedildiği ve yasal olarak tutulması zorunlu olan deftere ise “envanter defteri” adı verilir.
Açılış Kaydının Yapılması
Açılış bilançosunun oluşturulmasının ardından yapılan “açılış yevmiye kaydı” ile yevmiye defterinde de açılış yapılmış olmaktadır. Ardından yevmiye maddesi ile
açılışı yapılan tüm finansal tablo kalemleri için dönem boyunca gerçekleştirilen işlemlerin sonuçlarının işleneceği birer büyük defter hesabı açılmaktadır.
Dönem İçi İşlemleri
Dönem başında işletmenin varlık ve kaynaklarına ilişkin hesapların açılmasının ardından, dönem içerisinde ortaya çıkan olayların etkilerinin bu kayıtlara (ve açılacak
yeni kayıtlara) yansıtıldığı dönem içi işlemleri gerçekleştirilmektedir. Bunun yapılabilmesi için, tarafsızlık ve belgelendirme ilkesi gereği, finansal olaylara ilişkin ispat
edici belge (fatura, makbuz, bordro, dekont vb.) ve bilgilerin elde edilip yorumlanması gerekmektedir. Ulaşılan yoruma göre söz konusu olayın hangi hesaplara ne
ölçüde etki ettiği belirlenerek, yevmiye defterine doğru kayıtların yapılması sağlanabilecektir.
Günlük İşlemlerin Yevmiye Defter (Günlük Defter) Kayıtlarının Yapılması
Muhasebe sürecinin bu aşaması kaydetme işlevinin yerine getirildiği aşamadır. Olayların belgelerle kanıtlanan sonuçları etki ettikleri hesaplara yansıtılmak üzere bu
aşama ile kayıt altına alınmaktadır.
Çift Taraflı Kayıt Yöntemi: Her muhasebe işlemi veya olayının karşılıklı olarak en az iki hesaba kaydedilmesi ve hesaplara ait tutarların eşitliği ilkesini esas alan kayıt
yöntemidir. Çift taraflı kayıt yöntemi sayesinde, herhangi bir mali nitelikteki olayın işletmenin varlık, kaynak, gelir ve giderleri üzerindeki etkilerinin bir arada
gösterilebilmesi olanaklı hale gelmiştir.
Yevmiye defterini, belgelere dayanarak elde edilen bilginin tarih sırasına göre ve maddeler halinde kayıt altına alındığı ve yasal olarak tutulması zorunlu kılınan defter
olarak tanımlamak mümkündür. Yevmiye defterinde kayıt altına alınan maddeler ise “yevmiye maddesi” olarak adlandırılır.
Yevmiye defterine yapılan kayıtlarda kullanılan hesap sayısına göre üç tür yevmiye maddesi söz konusudur. Bunlar;
•Basit Madde: Bir yevmiye maddesinin hem borç tarafında hem de alacak tarafında tek bir hesabın olduğu maddedir.
•Bileşik Madde: Birden fazla borçlu hesaba karşılık tek hesabın alacaklı olduğu/tek hesabın borçlanmasına karşılık birden fazla hesabın alacaklandığı madde türüdür.
•Karma Madde: Bir yevmiye maddesinin hem borç tarafında hem de alacak tarafında birden fazla hesabın olduğu maddedir.
Günlük İşlemlerin Büyük Defter (Defter-i Kebir) Kayıtlarının Yapılması
İşlemlerin sonuçlarının yevmiye defterine kaydedilmesi borç/alacak dengesinin gözetilmesi açısından önemli olmasına rağmen, finansal tablonun herhangi bir
unsurunda meydana gelen değişimlerin bir arada görülmesi ve o unsurun bakiyesinin belirlenebilmesi için yevmiye defteri uygun bir araç değildir. Yevmiye defterinde
aynı hesaba ilişkin yüzlerce kayıt olduğu göz önünde bulundurulduğunda, o hesaba ilişkin tutarların belirlenmesi ve bakiyenin hesaplanması için bütün yevmiye
maddelerinin tek tek incelenmesi gerekmektedir.
Büyük defter hazırlanırken ait olduğu hesabın adı, yevmiye defterine kayıt tarihi ve yevmiye madde numarası, borçlu ya da alacaklı tutar ve tutarlara ilişkin
açıklamaların yer alması gerekmektedir.
Defter-i Kebire kaydedilen hesaplar ihtiyaç halinde ayrıntıları hakkında bilgi edinmek amacıyla yardımcı defterlere kaydedilebilirler. Büyük defterdeki bir ana hesabın
ayrıntılarını izlemek amacıyla açılan hesaplara yardımcı (tali, muavin, ikincil) hesap denmektedir. Yardımcı defterde, yardımcı hesaplar izlenirler.
Geçici ve Genel Geçici Mizanların Oluşturulması
Muhasebe sürecinin önceki iki aşamasında, yani mali nitelikteki işlemlerin yevmiye defterine kaydedilmesi ve büyük deftere aktarılması sırasında bazı hataların
yapılması mümkündür.
Büyük defter hesaplarının borç ve alacak toplamları ve sonuç bakiyelerini gösterir şekilde listelenmesi sonucu elde edilen ve yevmiye defteri toplamlarının büyük
defter kayıtlarının toplamı ile eşitliğini kontrol etme temeline dayanan tabloya mizan adı verilir. Mizanlar kontrol amacı ile oluşturuldukları için süreç içerisinde çeşitli
zamanlarda düzenlenebilmekte ve düzenlenme zamanına göre değişik isimler almaktadırlar. Genellikle aylık kontrol yapılması için ay sonlarında düzenlenen mizana
“geçici mizan”denir.
Yılın son ayında (31 Aralık’ta) düzenlenen ve 12 aylık kontrolün yapılmasını sağlayan mizan ise “genel geçici mizan” olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca dönem
sonlarında düzeltme ve envanter kayıtlarının yapılmasının ardından düzenlenen ve finansal tablolara temel teşkil eden son bir mizan daha vardır. Bu mizana “kesin
mizan” adı verilir.
Dönem Sonu İşlemleri
Dönem içerisinde gerçekleşen olayların sonuçlarının finansal tablolara yansıtılmak üzere kaydedilmesi ve sınıflandırılmasının yapılmasının ardından dönem sonunda
yapılması gereken işlemler tamamlanarak kullanıcılara ihtiyaç duydukları bilgiler sunulmaktadır.
Dönem Sonu Envanter İşlemlerinin Yapılması
Dönem içi işlemler sonucunda elde edilen genel geçici mizan, işlemlerin sonuçlarının doğruluğunu kayıtsal açısından kontrol etmektedir. Diğer bir ifadeyle, işlem
sonuçlarının kaydedilmesinde bir hata yapılıp yapılmadığı üzerine odaklanmaktadır. İşletmenin varlık ve kaynaklarının, muhasebe kayıtlarından bağımsız olarak,
sayılmak ve değerlenmek yolu ile ölçülerek listelenmesine muhasebe dışı envanter adı verilmektedir. Envanter sonuçları ile fiili tutarlar arasındaki farkların, hesapların
fiili duruma göre düzeltilip, yapılan kayıtlarla ortadan kaldırılması işlemine muhasebe içi envanter denir.
Sonuç (Gelir-Gider) Hesaplarının Kapatılması
Gelir tablosu işletmenin belirli bir döneme ilişkin performansını gösteren tablo olarak tanımlandığına göre, her döneme gelir tablosu hesaplarının sıfır (0) bakiye
ile başlaması gerektiği açıktır. Bu doğrultuda, her dönemin sonunda gelir tablosunu oluşturan hesapların bakiyeleri sıfırlanır. Bu işleme hesabın kapanması adı
verilir. Dönem içerisinde oluşturulup dönem sonu geldiğinde kapanmaları ve izleyen dönemlere aktarılamamaları nedeniyle gelir tablosunu oluşturan hesaplara
“geçici hesaplar” da denmektedir.
Kesin Mizanın Düzenlenmesi
Gelir tablosu hesaplarının kapatılmasının ardından bilançonun oluşturulabilmesi için tamamen bilanço kalemlerinden oluşan bir liste oluşturulmaktadır. Bu liste ile
bilanço oluşturulmadan önce aktif ve pasif hesapların birbirleri ile denge kurup kurmadığı da kontrol edilmiş olmaktadır. Kesin mizan adı verilen bu liste ile dönem
sonu bilançosunun içeriği ve tutarları belirlenir.
Dönem Sonu Bilançosunun ve Gelir Tablosunun Düzenlenmesi
Hazırlanan kesin mizanın dengede olması durumunda mizandaki hesaplar kullanılarak işletmenin dönem sonu itibariyle finansal durumunu gösteren bilanço
düzenlenmektedir. Dönem sonu bilançosunun oluşturulmasında Kesin mizanın kalan veren hesapları kullanılmaktadır.
Gelir ve gider (sonuç) hesaplarından ise gelir tablosu düzenlenmektedir. Düzeltme kayıtları sonrasında oluşturulan kesin mizanda işletmenin bütün gelir ve giderleri
son hallerini almış durumdadır.
Bilanço Hesaplarının Kapatılması (Kapanış Kaydı)
Muhasebe sürecinin son aşaması kalan veren tüm bilanço hesaplarının kapatılmasıdır. Bilançonun hazırlanmasının ardından bilanço hesapları da yevmiye ve büyük
defterde kapatılmaktadır. Bunun için, borç kalanı veren hesapların alacak tarafına, alacak kalanı veren hesapların ise borç tarafına kayıt yapılır. Bütün hesapların
kapatıldığı yevmiye maddesine kapanış maddesi denilmektedir.
Muhasebede Kullanılan Belgeler
Muhasebede, mali nitelik taşıyan işlemlerin ilgili defterlere kaydedilebilmesi için, işlemlerin objektif belgelere dayandırılması gerekir. Kayıt tutma sürecinin
başlangıcında, öncelikle kaydedilecek olayın tanımlanması gerekmektedir. Bu ise, söz konusu olayı ispatlayan belgelerin toplanması veya düzenlenmesi ile mümkün
olabilmektedir. Dolayısıyla, mali nitelikteki olayın meydana gelmesi ile başlayan ve finansal tabloların çıkarılması ile sonuçlanan kayıt tutma sürecinde ilk aşama,
olayın tanımlanmasını sağlayan güvenilir bilgileri içeren belgelerin elde edilmesidir. Bu işleme belgelendirme denir.
Yasal Düzenlemelere Tabi Belgeler
Yasal düzenlemelere tabi belgeler TTK ve VUK’da açıklanmaktadır. TTK’ya göre başlıca belgeler; çek, senet, hisse senedi ve tahvildir. VUK’a göre başlıca belgeler
ise; fatura, perakende satış vesikaları, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzları, ücret bordrosu ve diğer vesikalardır.
Muhasebe kayıtlarına esas teşkil eden ve VUK tarafından düzenlenmiş başlıca belgeler:
Fatura, Perakende Satış Vesikaları (Perakende satış fişleri, Makineli kasaların kayıt ruloları, Giriş ve yolcu taşıma biletleri), Gider Pusulası, Müstahsil Makbuzu,
Serbest Meslek Makbuzu ve Diğer Evrak ve Vesikalar (ücret bordrosu, taşıma irsaliyeleri, yolcu listeleri ve günlük müşteri listeleri)’dır.
İşletmelerin İhtiyaçlarından Doğan Belgeler
İşletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda oluşturdukları ve kullandıkları belgelere örnek olarak; muhasebe fişleri, işletme içi sevkiyat belgeleri, mutabakatlaşma
mektupları, cari hesap kartları ve stok kartları verilebilir.
Tek Düzen Hesap Planı
İşletmelerde hesap dönemi boyunca işletmenin büyüklüğüne göre yüzlerce finansal nitelikli işlem gerçekleşebilmektedir. Bu işlemler için her seferinde farklı bir hesap
açılması ve sonuçlarının bu hesaplarda izlenerek dönem sonunda ayrı ayrı raporlanması mantıklı değildir. İşlemin özü bakımından benzer içeriğe sahip olan hesapların
bir araya getirilmesi ve tek hesap olarak sunulması gerekmektedir.
Tek Düzen Hesap Planının Genel Yapısı
Hesap planının oluşturulmasında finansal tabloların genel kullanım şeklinin gözetilmesi ve tablolar aracılığı ile sunulan bilginin alınan kararlara temel oluşturabileceği
bir sistematik ile düzenlenmiş olması önemlidir. Bu bakımdan hesap planı, varlık, kaynak, gelir ve giderleri kendi içlerinde sınıflandırarak sunacak şekilde
düzenlenmiştir. Sınıfların/grupların oluşturulmasında hem gerçekleşme zamanı hem de hesabın içeriği göz önünde bulundurulmaktadır.

Tek düzen hesap planını oluşturan ana hesap sınıfları


1. Dönen Varlıklar
2. Duran Varlıklar
3. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
4. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar
5. Öz Kaynaklar
6. Gelir Tablosu Hesapları
7. Maliyet Hesapları
9. Nazım Hesaplar
Hesapların Kodları ve Tanımlanması
Hesap planında yer alan hesapların 1’den 9’a kadar numaralandırılarak sınıflandırılması belirli bir sistematik çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Hesap planını oluşturan
listede yer alan hesaplar, finansal tabloların düzenlenmesine ve bu tablolar üzerinde yapılacak analizlere kolaylık sağlayacak şekilde gruplandırılmıştır. Yukarıda ana
hatlarıyla verilmiş hesap planında görüldüğü üzere hesap planını oluşturan ilk 5 hesap sınıfı bilançonun yapısına uygun iken, 6 numaralı hesap sınıfı gelir tablosunda
raporlanan hesaplara aittir. 7 numaralı kod ile ifade edilen sınıf Maliyet Hesapları ve son olarak 9 kodlu sınıf ise Nazım Hesaplar olarak adlandırılmaktadır.
Ünite 3: Dönen Varlıklar I
Muhasebede varlık deyimi, işletme sahibinin veya ortakların işletmeye koydukları sermaye ile dönem kârından işletmede bıraktıkları bölümler karşılığında ve üçüncü
kişilere borçlanarak elde edilen maddi ve maddi olmayan değerlerin bütündür. İşletmeye tahsis edilen kaynakların kullanım yerini gösteren işletme varlıkları dönen ve
duran varlıklar olarak iki gruba ayrılır. Dönen varlıklar, bir işletmenin faaliyetlerini sağlıklı bir biçimde sürdürebilmesi için sahip olması gereken, bir yıl veya daha
kısa sürede tüketilmesi, kullanılması veya paraya dönüştürülmesi beklenen varlıklardır. Diğer bir ifade ile dönen varlıklar, işletmenin nakit olarak elde tuttuğu
paralarla, vadesiz veya bir yıla kadar vadeli olarak bankaya yatırılan paralar ve normal koşullarda bir yıl içinde nakde dönüşecek veya kullanılacak varlıklardır.
Tek Düzen Hesap Planı’nda (TDHP) dönen varlıklar aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır:
1. DÖNEN VARLIKLAR
10 HAZIR DEĞERLER
11 MENKUL KIYMETLER
12 TİCARİ ALACAKLAR
13 DİĞER ALACAKLAR
15 STOKLAR
17 YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM MALİYETLERİ
18 GELECEK AYLARA AİT GİDERLER VE GELİR TAHAKKUKLAR
19 DİĞER DÖNEN VARLIKLAR
Hazır Değerler
Bu grup, nakit olarak elde veya bankada bulunan varlıklar ile istenildiği zaman değer kaybına uğramadan paraya çevirme imkânı bulunan varlıkları kapsar. TDHP’de
“10 Hazır Değerler” grubunda aşağıdaki hesaplar yer almaktadır:
10 HAZIR DEĞERLER
100 Kasa
101 Alınan Çekler
102 Bankalar
103 Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri (-)
108 Diğer Hazır Değerler
Kasa
Bu hesap, işletmenin elinde bulunan ulusal ve yabancı paraların, TL karşılığının izlenmesi için kullanılır. Nedeni ne olursa olsun tahsil edilen paralar (para artışları)
hesabın borç tarafına, ödemeler (para azalışları) ise alacak tarafına kaydedilir. Hesap, ihtiyaca göre (merkez, şube gibi veya para cinsine göre) yardımcı (alt) hesaplara
ayrılabilir. İşletme, kasaya giren paradan daha fazla bir ödeme yapamayacağına göre, “100 Kasa” hesabı ya borç kalanı verir ya da kalan vermez. Hesabın borç kalanı,
o anda işletmenin kasasında bulunması gereken para miktarını gösterir.
Yabancı Paralar: İşletmelerde kasa hesabında, ulusal paranın dışında yabancı ülke paralarının da işlem görmesi söz konusu olabilir. Bu tür paralar, işletme
gereksinimlerine uygun olarak açılan “100 Kasa” hesabının yardımcı hesaplarında, yabancı paraların cinsine göre (ABD Doları, Euro, Sterlin vb. gibi) izlenir.
Muhasebenin para ile ölçülme kavramı gereğince, işlemler hangi para birimiyle yapılırsa yapılsın, işlem günündeki kur dikkate alınarak Türk Lirası cinsinden
kayıtlarda gösterilir. Yabancı paralar, alış bedeli üzerinden kaydedilir. Yabancı paraların, alış bedelinden daha yüksek bir fiyatla kullanılmasından doğan kar tutarı
“646 Kambiyo Kârları” hesabının alacak tarafına, alış bedelinin altında bir fiyatla kullanılmasından doğan zarar tutarı ise “656 Kambiyo Zararları” hesabının borç
tarafına kaydedilir. İşletmede yabancı para hareketi var ise, kasa hesabının para cinsleri bakımından alt hesaplara ayrılması gerekir.
Para cinsleri itibariyle hesap, aşağıdaki gibi alt hesaplara ayrılabilir:
100 KASA
100.01 Türk Lirası Kasası
100.02 Yabancı Para Kasası
100.02.01Dolar Kasası
100.02.02Euro Kasası
Alınan Çekler
Bu hesap, gerçek ve tüzel kişiler tarafından işletmeye verilmiş olup, henüz tahsil için bankaya verilmemiş çeklerin izlenmesini sağlar. Çek, işletmelerin mevduat
niteliğindeki paralarının, kredi yoluyla temin ettikleri, bankadaki emre hazır nakdin, üçüncü kişilere ödenmesi için bankaya verilen ödeme emridir. Mal veya hizmet
satışı karşılığında çek alındığında “101 Alınan Çekler” hesabının borç tarafına, tahsil edildiğinde, ciro edildiğinde veya geri verilmesi gibi nedenlerle elden çıkışında
ise alacak tarafına kayıt yapılır. Çeklerin girişçıkışlarında aynı değer esas alındığından “101 Alınan Çekler” hesabı ya borç kalanı verir veya kapanır. “101 Alınan
Çekler” hesabının kalanı, işletmenin elindeki çeklerin tutarını gösterir.
Bankalar
Bu hesap, işletme tarafından yurt içi ve yurt dışı banka ve benzeri finans kurumlarına yatırılan ve çekilen paraların izlenmesini sağlar. Hesabın işleyişi “100 Kasa”
hesabına benzemektedir. Bankalara nakden veya hesaben yatırılan paralar hesabın borç tarafına, çekilen tutarlar ile üçüncü kişilerce tahsil edildiği anlaşılan çek ve
ödeme emirleri alacak tarafına kaydedilir. “102 Bankalar” hesabı aşağıda gösterildiği gibi banka adına, hesabın vade yapısına, Türk Lirası veya yabancı para oluşuna
göre yardımcı hesaplara ayrılabilir:
102 BANKALAR
Z Bankası Ankara Şubesi 102.01.01. Nolu Vadesiz TL Mevduat
Hesabı
102.01.01......Nolu Vadeli TL Mevduat Hesabı
Y Bankası Ankara Şubesi
Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri (-)
İşletmenin üçüncü kişilere bankalardan çekle veya ödeme emri ile yapacağı ödemeler bu hesapta izlenir. Aktifi düzenleyici bir hesaptır. Bu nedenle kişilere çek ve
ödeme emri verildiğinde alacak tarafına kayıt yapılan bu hesap, çek ve ödeme emrinin bankadan ödenmesi durumunda ise borç tarafına kayıt yapılır. “103 Verilen
Çekler ve Ödeme Emirleri” hesabı, “aktifi düzenleyici” niteliğiyle, “10 Hazır Değerler” grubunda “102 Bankalar” hesabının altında (-) işaretle, bir indirim kalemi
şeklinde yer alır. “102 Bankalar” hesabını netleştiren, bir başka ifade ile kullanılabilir mevduatı belirten hesaptır.
Diğer Hazır Değerler
Nakit para, alınan çekler ve bankadaki paralar dışında kalan hazır değer niteliğindeki varlıklar topluca “108 Diğer Hazır Değerler” hesabında izlenir. Bu hesap,
nitelikleri itibariyle hazır değer sayılan pullar, vadesi gelmiş kuponlar, tahsil edilecek banka ve posta havaleleri (yoldaki paralar) gibi değerleri kapsar. Ayrıca
işletmenin satışlarında veya tahsilatlarında kredi kartı kabul etmesinden dolayı alınan kredi kartı slipleri belli bir vade içermiyor ve bankaya ibrazında tahsil
edilebiliyorsa yine bu hesap kullanılır. Diğer hazır değer niteliğindeki varlıklar elde edildiğinde bu hesabın borç tarafına, elden çıkarıldığında veya gidere
dönüştüğünde alacak tarafına kayıt yapılır. Bu hesabın kesinlikle yardımcı bir hesap ile birlikte kullanılması gerekir. Çünkü hesap niteliği gereği birçok varlık
unsurunu kapsamaktadır. Hesapta izlenecek değerlere göre, aşağıdaki gibi bir bölümleme yapılabilir:
108 DİĞER HAZIR DEĞERLER
108.00 Vadesi Gelmiş Kuponlar
108.01 Pullar
108.02 Kredi Kartı Slipleri
108.03 Tahsil Edilecek Banka Posta Havaleleri
108.04 Yoldaki Paralar
108.09 Diğer Çeşitli Hazır Değerler
Menkul Kıymetler
Bu grup, faiz geliri veya kâr payı sağlamak veya fiyat değişmelerinden yararlanarak kârlar elde etmek amacı ile geçici bir süre elde tutulmak üzere satın alınan hisse
senedi, tahvil, hazine bonosu, finansman bonosu, yatırım fonu katılma belgesi, kârzarar ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı senedi gibi, menkul kıymetler ile bunlara ait
değer azalma karşılıklarının izlenmesi amacıyla kullanılır. TDHP’de “11 Menkul Kıymetler” grubunda aşağıdaki hesaplar yer almaktadır:
11 MENKUL KIYMETLER
110 Hisse Senetleri
111 Özel Kesim Tahvil, Senet ve Bonoları
112 Kamu Kesimi Tahvil, Senet ve Bonoları
118 Diğer Menkul Kıymetler
119 Menkul Kıymetler Değer Düşüklüğü Karşılığı (-)
Menkul kıymetler satın alındıklarında alış bedeli üzerinden yukarıdaki hesapların borç tarafına, elden çıkartıldığında veya satıldıklarında ise yine alış bedeli üzerinden
alacak tarafına kayıt yapılır.
Hisse Senetleri
İşletmenin, gelirinden veya fiyat farkından yararlanmak ve bu amacın gerçekleşmesi veya nakde gereksinim duyulması halinde satmak üzere kısa süre için edindiği
hisse senetleri bu hesapta izlenir. İşletmenin uzun süreli ortak olmak amacıyla edindiği hisse senetleri bu hesaba kaydedilmez. Bu tür hisse senetleri; ortaklık oranına
göre; “240 Bağlı Menkul Kıymetler”, “242 İştirakler” veya “245 Bağlı Ortaklıklar” hesaplarına kaydedilir.
Özel Kesim Tahvil, Senet ve Bonoları
Tahvil veya bonolar, devletin veya özel şirketlerin ödünç para temin etmek amacıyla çıkarmış oldukları borçlanma senetleridir. Tahvillerde vade bir yıldan fazla,
bonolarda ise genellikle bir yıldan daha azdır. Özel sektörün çıkarmış olduğu tahvil, senet ve bonolar bu hesapta izlenir. Özel kesim tarafından çıkartılmış tahvil, senet
ve bono şeklinde bir menkul kıymet edinildiğinde alış bedeli üzerinden “111 Özel Kesim Tahvil, Senet ve Bonoları” hesabının borç tarafına, menkul kıymetin
herhangi bir nedenle elden çıkarılmasında ise aynı bedelle alacak tarafına kayıt yapılır. Bu tahvil, senet veya bonoları ellerinde bulunduranlar belli dönemlerde faiz
geliri elde ederler.
Özel Kesim Tahvil, Senet ve Bonoları
Tahvil veya bonolar, devletin veya özel şirketlerin ödünç para temin etmek amacıyla çıkarmış oldukları borçlanma senetleridir. Tahvillerde vade bir yıldan fazla,
bonolarda ise genellikle bir yıldan daha azdır. Özel sektörün çıkarmış olduğu tahvil, senet ve bonolar bu hesapta izlenir. Özel kesim tarafından çıkartılmış tahvil, senet
ve bono şeklinde bir menkul kıymet edinildiğinde alış bedeli üzerinden “111 Özel Kesim Tahvil, Senet ve Bonoları” hesabının borç tarafına, menkul kıymetin
herhangi bir nedenle elden çıkarılmasında ise aynı bedelle alacak tarafına kayıt yapılır. Bu tahvil, senet veya bonoları ellerinde bulunduranlar belli dönemlerde faiz
geliri elde ederler.
Kamu Kesimi Tahvil, Senet ve Bonoları
Kamu tarafından çıkartılmış bulunan tahvil, senet ve bonolar bu hesapta izlenir. Kamu tarafından çıkartılmış tahvil, senet ve bono şeklinde bir menkul kıymet
edinildiğinde “112 Kamu Kesimi Tahvil, Senet ve Bonoları” hesabının borç tarafına, menkul kıymetin herhangi bir nedenle elden çıkartılması ile alacak tarafına kayıt
yapılır.
Ticari Alacaklar
Bir malın teslimi, bir hizmetin sunulması ya da borç verilmesi karşılığında ortaya çakan belirli bir paranın işletilmesi hakkına “Alacak” adı verilir. Alacaklar,
vadelerine göre; kısa vadeli ve uzun vadeli, ticari bir işlemden kaynaklanıp kaynaklanmadıklarına göre ise; ticari alacaklar ve diğer alacaklar olarak sınıflandırılabilir.
TDHP’de “12 Ticari Alacaklar” grubunda, aşağıdaki hesaplar yer almaktadır:
12 TİCARİ ALACAKLAR
120 Alıcılar
121 Alacak Senetleri
122 Alacak Senetleri Reeskontu (-)
126 Verilen Depozito ve Teminatlar
127 Diğer Ticari Alacaklar
128 Şüpheli Ticari Alacaklar
129 Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı (-)
Alıcılar
Bu hesap, senetsiz (krediliveresiye) mal veya hizmet satışlarından doğan ve vadesi bir yılın altında olan alacakların izlendiği hesaptır. Senetsiz alacağın doğması ile
“120 Alıcılar” hesabının borç tarafına, tahsil edilmesi halinde (ödemeler, aktarmalar ve hesaben mahsuplar dahil) ise alacak tarafına kayıt yapılır. “120 Alıcılar” hesabı
ya borç kalanı verir ya da kalan vermez. Hesabın borç kalanı, işletmenin alıcılardan (müşterilerinden) olan senetsiz alacaklarını gösterir. Her alıcıdan olan alacağın
ayrı ayrı takip edilmesi istendiğinde, ayrı bir defterde her alıcı için ayrı bir yardımcı defter açılması gerekir.
Alacak Senetleri
Ticari hayatta, alıcı her zaman aldığı malın bedelini hemen ödeyecek durumda olmayabilir. Bu nedenle alıcı, satıcıdan kendisine kredi verilmesini talep edebilir. Bu
durumda, kredi, karşılıklı güven sonucu herhangi bir belgeye gerek görülmeden verilebilir. Genellikle uygulamada, söz konusu kredinin güvence altına alınması amacı
ile bir ticari senet düzenlenerek borçlu tarafından imzalandıktan sonra alacaklıya verilir.
Ticari senetler; poliçe, bono ve çek olmak üzere üçe ayrılır:
• Bono: (Emre muharrer senet) Borçlu tarafından (muhatap) alacaklıya (lehtar) hitaben düzenlenen ve belirli bir tarihte ödeneceğini taahhüt eden bir senettir.
Bonoda, alacaklı ve borçlu olmak üzere ikili bir ilişki vardır. Bono; düzenleyen, imzalayan yani muhatap olan için muhasebede borç senedi, bonoyu teslim alan
alacaklısı için ise alacak senedi niteliği taşır.
• Poliçe: Belirli bir alacağın belirli bir müddet sonunda üçüncü bir şahsa veya emrine ödenmesini sağlamak amacıyla düzenlenen bir senettir.
Poliçede üç taraf vardır. Bunlar; Keşideci, Hamil ve Muhataptır.
Keşideci; poliçeyi düzenleyen kimsedir. Keşideci, hamile borçlu, muhataptan alacaklıdır.
Hamil; poliçe bedelinin ödeneceği kimsedir. Başka bir ifade ile poliçeyi taşıyan kimsedir. Hamile keşideciden olan alacağını muhatap ödeyecektir.
Muhatap ise poliçe tutarını ödeyecek olan kişidir. Keşideciye borçludur. Bu nedenle keşidecinin emrine uyarak poliçe tutarını hamile ödeyecektir.
TDHP’de alacak senetleri ile ilgili tek bir hesap yer almaktadır. Ancak alacak senetleri ile ilgili detayların yardımcı hesaplarda takip edilmesi gerekir. Bu
nedenle TDHP’ye göre “121 Alacak Senetleri” hesabının alt hesapları aşağıdaki gibi planlanabilir: 121.01 Cüzdandaki Senetler
121.02 Tahsildeki Senetler
121.03 İskontolu Senetler
121.04 Teminattaki Senetler
121.05 Yenilenen Senetler
Alacak Senetlerinin Ortaya Çıkması ve Tahsil Edilmesi: “121 Alacak Senetleri” hesabı, mal veya hizmet satışı sonucunda karşı taraftan senet alınması halinde ortaya
çıkar. Alacak senetleri vade sonuna kadar beklenip borçludan tahsil edilebilir. Alacak senetleri çoğunlukla, bankalar vasıtası ile tahsil edilir. Bunun için senet tahsil
için bankaya verilir. Vade geldiğinde senet banka tarafından tahsil edilir.
Senetlerin İskonto Ettirilmesi: Normal olarak senetler, borçlusundan vadeleri sonunda tahsil edilir. Ancak bazen işletmeler, nakit gereksinimlerini karşılayabilmek
amacıyla, aktifinde kayıtlı olan senetlerini vadelerinden önce bankadan veya bir finans kuruluşundan tahsil edebilirler. Senet iskontosu olarak ifade edilen bu durumda
banka veya finans kuruluşu, senet bedelinin tümünü işletmeye ödemeyecektir. Banka bu işlemleri karşılığında, belirli bir oranda faiz alacaktır. Senedin iskonto
ettirilmesi ile mülkiyeti elden çıkar. Ancak, alacaklının senet ile ilişkisi tamamen ortadan kalkmaz. Senedin borçlusu, senet tutarını ödemediği takdirde, bankanın senet
tutarını, iskonto ettiren işletmeden isteme hakkı vardır.
Senetlerin Yenilenmesi. Bazı durumlarda işletmenin alacak senedini ödeyecek olan borçlu, borcunu vadesinde ödeyemeyeceğini beyan ederek ek vade isteğinde
bulunabilir. Alacak senedini elinde bulunduran işletmenin bu isteği kabul etmesi durumunda, senedin yenilenmesi işlemi yapılır. Bu yenileme işlemiyle vadesi dolan
senet, kararlaştırılan yeni vade ve vade farkını içeren yeni tutarlı bir senetle değiştirilip yenilenir ve eski senet borçluya iade edilir. Bu durumda yeni senet ile eski
senet arasındaki vade farkından kaynaklanan tutar farkını, senedin alacaklısı “642 Faiz Gelirleri” hesabına kaydeder.
Verilen Depozito ve Teminatlar
Bu hesap, işletme tarafından üçüncü kişilere karşı bir işin yapılmasını, üstlenilmesi, işletmenin gerçekleşecek bir borcunun ödenmesi veya geri verilmek üzere aldığı
bir değerin geri verilmesinin garanti edilmesi amacıyla, bir akdin karşılığı olarak, nakden ödenen tutarların izlenmesinde kullanılır. Depozito veya teminat verildiğinde
“126 Verilen Depozito ve Teminatlar” hesabının borç tarafına, geri alınması veya hesaba sayılarak kapatılmasında ise alacak tarafına kayıt yapılır.
Şüpheli Ticari Alacaklar
Ödeme süresi geçmiş bu nedenle vadesi birkaç defa uzatılmış veya protesto edilmiş, yazı ile birden fazla istenmiş ya da dava veya icra safhasına aktarılmış senetli ve
senetsiz alacaklar “128 Şüpheli Ticari Alacaklar” hesabında izlenir. Senetli veya senetsiz alacağın şüpheli hale gelmesi durumunda ilgili hesabın alacak tarafına, bu
hesabın ise borç tarafına kayıt yapılır. Şüpheli alacağın tahsil edilmesi veya tahsilinin mümkün olamayacağının kesinleşmesi halinde alacak tarafına kayıt yapılır.
Diğer Alacaklar
Bu hesap grubu; herhangi bir ticari nedene dayanmadan meydana gelmiş ve en çok bir yıl içinde tahsil edilmesi düşünülen senetli ve senetsiz alacakların izlenmesini
sağlar. Bu grupta yer alan hesapların işleyişi benzerdir. Alacak ortaya çıktığında ilgili hesapların borç tarafına, tahsil edildiklerinde ise alacak taraflarına kayıt yapılır.
TDHP’de “13 Diğer Alacaklar” grubunda, aşağıdaki hesaplar yer almaktadır:
13 DİĞER ALACAKLAR
131 Ortaklardan Alacaklar
132 İştiraklerden Alacaklar
133 Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar
135 Personelden Alacaklar
136 Diğer Çeşitli Alacaklar
137 Diğer Alacak Senetleri Reeskontu (-)
138 Şüpheli Diğer Alacaklar
139 Şüpheli Diğer Alacaklar Karşılığı (-)
Ortaklardan Alacaklar
İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısı ile (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından (ferdi işletmelerde işletme sahibinden)
alacaklı bulunduğu tutarların izlendiği hesaptır. Böyle bir alacağın doğması halinde “131 Ortaklardan Alacaklar” hesabının borç tarafına, alacağın tahsili halinde ise
alacak tarafına kayıt yapılır.
İştiraklerden Alacaklar-Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar
İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısı ile (ödünç verme ve benzer nedenlerle) iştiraklerinden ve bağlı ortaklıklarından olan senetli ve senetsiz
alacakları “132 İştiraklerden Alacaklar” ya da “133 Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar” hesaplarında izlenir. Bu gibi alacakların doğması durumunda bu hesapların borç
taraflarına, tahsil edilen veya mahsubu yapılanlar ise alacak taraflarına kaydedilir.
Personelden Alacaklar
İşletme için çalışanlardan mal veya hizmet satışından doğan alacaklar, çalışanlara kira ile verilen lojmanlar nedeni ile doğan kira alacakları gibi alacaklar, personelden
alacaklara örnek olarak verilebilir. Başka bir ifade ile “135 Personelden Alacaklar” hesabı, işletme personelinin işletmeye olan borçlarının takip edildiği hesaptır.
Tahakkuk eden personel borçları bu hesabın borç tarafına kaydedilir. Bu borçlara karşılık personelin ödediği veya ücretinden kesilen tutarlar ise hesabın alacak
tarafına kaydedilir.
Ünite 4: Dönen Varlıklar II
İşletme; satmak, yeni malların üretiminde ya da diğer işletme çalışmalarında tüketmek üzere bazı maddeleri önceden edinmek ve elde tutmak durumundadır. Bu
maddelerin tümüne “stok” denir. Bu maddelerin bir yıl içinde en az bir kez kullanılması veya nakde çevrilmesi beklenmektedir. Stoklar; hammadde, yardımcı madde
ve malzeme, yarı mamul, mamul, yan ürün, atık ürün, ticari mal gibi değişik türdeki varlıklardan oluşmaktadır. Faaliyetlerini stoklar üzerine sürdüren tüm
işletmelerde “stoklar” ekonomik ve finansal yapı (bilanço) ile işletme başarı göstergesi olan kârın oluşumunu (gelir tablosu) etkileyen en önemli varlık unsurlarından
biridir. Stokların işletmeler için söz konusu olan bu özelliği, stok hareketlerinin ayrıntılı olarak izlenmesine olanak veren stok hesaplarının ve kayıt yöntemlerinin
muhasebe sisteminde ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Stoklar
Stoklar, işletmenin satmak, üretimde kullanmak veya tüketmek amacıyla edindiği, ilk madde ve malzeme, yarı mamul, mamul, ticari mal, yan ürün, artık ve hurda gibi
bir yıldan az bir sürede kullanılacak olan veya bir yıl içerisinde nakde çevrilebileceği düşünülen varlıklardan oluşur. İşletmelerde bulunan stok çeşitleri faaliyet
konularına göre farklılık göstermektedir.
İşletmenin faaliyet konusu ne olursa olsun, stok kalemleri işletmenin finansal durumunu etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle stoklar ayrı bir öneme
sahip olmaktadır. Ticari işletmelerde stoklar dönen varlıkların %60 %90 gibi önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
Genel olarak yapılan tanıma göre stoklar;
•Olağan iş akışı içinde satılmak üzere elde tutulan,
•Olağan iş akışı içinde satılmak üzere üretilmekte olan veya
•Üretim sürecinde veya hizmet sunumunda kullanılacak hammadde ve malzeme şeklinde bulunan varlıklardır. Stokların satın alma maliyetleri; satın alma
fiyatı, ithalat vergileri ve diğer vergiler (işletme tarafından daha sonra vergi idaresinden iade alınabilecekler hariç) ile mamul, malzeme ve hizmetlerin
edinimiyle doğrudan ilişkilendirilebilen taşıma, yükleme boşaltma ve diğer maliyetleri içerir. Ticari iskontolar, indirimler ve diğer benzer kalemler satın alma
maliyetleri belirlenirken indirim konusu yapılır.
TDHP’de “15 Stoklar” grubunda aşağıdaki hesaplar yer almaktadır:
15 STOKLAR
150. İlk Madde ve Malzeme 151 Yarı MamullerÜretim
152 Mamuller
153 Ticari Mallar
157 Diğer Stoklar
158 Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı ()
159 Verilen Sipariş Avansları
Stoklar grubunda yer alan “150 İlk Madde ve Malzeme”, “151 Yarı MamullerÜretim” ve “152 Mamuller” hesapları, daha çok üretim işletmelerinin stok kalemlerini
izlediği hesaplardır.
Ticari Mallar
Satmak amacı ile satın alınan ve üzerinde herhangi bir işlem yapılmadan, olduğu gibi satılacak olan varlıklara “ticari mal” denir. Ticari mal stokunun satın alınmış
olma özelliği, onu mamullerden ayırır. Ticari malları diğer stoklardan ayıran bir başka özellik de satılmak üzere alınmasıdır. İşletmenin ticari mal hareketleri “153
Ticari Mallar” hesabında izlenir.
Katma Değer Vergisi: KDV, mal veya hizmetin üretimi veya ithalinden, tüketiciye kadar el değiştirme safhalarında ve sadece o safhanın katma değeri üzerinden
alınan genel bir harcama vergisidir. KDV “katma değer” üzerinden alınan bir vergidir. Bu nedenle katma değer vergisinin izah edilebilmesi için öncelikle katma
değerin tanımlanması gerekmektedir. Katma değer, bir işletmede belirli bir zaman diliminde üretilen mal ve hizmetlerin hasılat tutarı ile o hasılatın elde edilmesi için
dışarıdan satın alınıp sarf edilen mal ve hizmetlerin maliyet tutarı arasındaki olumlu farktır.
TDHP’de yurtiçi mal ve hizmet alım ve satımları amacıyla kullanılan iki KDV hesabı mevcuttur. Bunlar; “191 İndirilecek KDV” hesabı ve “391 Hesaplanan KDV”
hesabıdır.
Ticari Mal Alım İşlemleri
Mal Alışı: İşletmelerin ana faaliyet konuları ile ilgili satın aldıkları mallar, mevcut ticari mal stoklarında bir artışa yol açar. Satın alınan ticari mallar, maliyet bedeli
üzerinden “153 Ticari Mallar” hesabının borç tarafına kaydedilir. Alış nedeniyle ödenen KDV’ler ise ayrı olarak “191 İndirilecek KDV” hesabının borç tarafına
kaydedilir.
Alış Giderleri: Satın alınan malların satışa hazır hale getirilebilmesi için yapılan her türlü gider, alış gideri olarak nitelendirilir. Bu giderler; nakliye, yükleme,
boşaltma, komisyon ve sigorta gibi giderlerdir. Muhasebenin temel kavramlarından maliyet esası kavramı gereğince söz konusu giderler, satın alınan malın maliyetine
dahil edilir. Çünkü bu tip ödemelerin işletmenin genel giderleri ile bir ilgisi yoktur. Burada ticari malın miktarı değil maliyeti artmaktadır. Bundan dolayı alış giderleri
de “153 Ticari Mallar” hesabının borç tarafına kaydedilir. Alış giderleri için ödenen KDV ise “191 İndirilecek KDV” hesabının borç tarafına kaydedilir.
Alıştan İadeler: İşletme, satın almış olduğu malların bir kısmını veya tamamını değişik nedenlerden dolayı iade edebilir. Bu gibi durumlarda, işletmenin ticari mal
stoklarında azalış olacaktır. Bu nedenle, “153 Ticari Mallar” hesabının alacak tarafına kayıt yapılır. KDV açısından ise, iadenin yapıldığı dönem itibariyle gerekli
düzeltme yapılmalıdır.
Alış İskontoları: İskonto genellikle, alıcının borcunu vadesinden önce ödemesi durumunda, fiyattan indirilecek yüzdeyi ifade etmektedir. İşletmeler, vadeli aldıkları
bir malın bedelini daha sonra ortaya çıkan nakit olanaklarından yararlanarak vadeden önce öderlerse, satıcının, daha önce satın alınan malın bedelinden bir indirim
yapmasını isterler. Kasa iskontosu olarak adlandırılan böyle bir indirim alış bedelinin azaltılması anlamına geldiğinden, iadelerde olduğu gibi, “153 Ticari Mallar”
hesabının alacak tarafına kayıt yapılır.
Ticari Mal Satım İşlemleri
Mal Satışı: İşletmeler ana faaliyetleri ile ilgili mal satışı yaptıklarında, “600 Yurtiçi Satışlar” veya “601 Yurtdışı Satışlar” hesabı kullanılır. Mal satışı esnasında bu
hesapların alacak tarafına kayıt yapılır. Bu hesaplar aynı zamanda bir gelir tablosu hesabı olup, işletmenin brüt satış hasılatını göstermektedir. Satış nedeni ile ayrıca
alıcıdan KDV tahsil edilecektir. Tahsil edilen KDV’ler satış tutarına dahil edilmez, “391 Hesaplanan KDV” hesabının alacak tarafına kaydedilir.
Satış Giderleri: Mal satışı esnasında ortaya çıkan giderlerdir. Bu giderler, alış giderlerinden farklı olarak malın maliyetine dahil edilmez ve dönem gideri olarak kabul
edilir. Satış esnasında ortaya çıkan giderler, “760 Pazarlama, Satış ve Dağıtım Giderleri” hesabının borç tarafına kaydedilir.
Satıştan İadeler: Müşteri; renk, boyut, kalite, beklediği standartlara veya teslim zamanına uygunsuzluk gibi çeşitli nedenlerden dolayı memnun kalmadığı durumlarda
aldığı malı iade edebilir. Satılan maldan iade olduğu takdirde, işletmenin satış geliri iade edilen satış tutarı kadar azalacaktır. Ancak, işletmenin satış gelirlerini
kaydettiği “600 Yurtiçi Satışlar” hesabı bir gelir hesabı olduğu için, iade edilen satış tutarının bu hesaba azalış kaydedilmesi söz konusu değildir. İade edilen satış
tutarı, işletme açısından satış gelirlerini azaltan bir gider niteliğinde olduğundan, “610 Satıştan İadeler” adını taşıyan gider hesabına kaydedilir. Bu nedenle satış
iadelerinin gelir tablosunda brüt satışlardan düşülmesi gerekir. Yani net satışlar hesaplanırken, satıştan iadeler düşülür. Satıştan iade durumunda, ilgili hesabın alacak
tarafına kayıt yapılırken, 610 Satıştan İadeler hesabının borç tarafına kayıt yapılır. KDV açısından ise, iade edilen mallara isabet eden KDV’nin “191 İndirilecek
KDV” hesabına kaydedilmesi gerekir.
Satış İskontoları: Vadeli (veresiye, kredili) satılan bir malın bedelinin alıcı tarafından vadeden önce ödenmesi durumunda, satış iskontosu söz konusu olur. Satış
iskontosu, işletme açısından satış gelirlerini azaltan bir unsurdur. Bu nedenle, iskonto tutarı satış gelirlerini azaltan “611 Satış İskontoları” hesabının borç tarafına
kaydedilir.
Stok İzleme Yöntemleri: Ticari işletmelerin ana faaliyet konusu mal alım satımıdır. Bu nedenle, mal hareketlerinin muhasebe kayıtlarında izlenmesi önemlidir.
Mal alımsatım işlemleri, işletmenin mal mevcudunu etkileyen temel işlemlerdir. Bunun yanı sıra mal alım ve satım işlemleri ile ilgili giderler, iadeler, iskontolar,
stokların miktarını ve tutarını etkileyen diğer işlemleridir. Bu işlemlerin mal mevcudunu ve mal alım satımlarından doğan kâr ya da zararı belirleyen işlemler
olması, kayda alınmalarını gerekli kılar. İşletmenin faaliyet konusu, alımsatıma konu olan malların niteliği, çeşitliliği ve elde edilmek istenen bilgilerin ayrıntıları
farklı kayıt yöntemlerinin kullanılmasına neden olur.
Stok hareketlerinin izlenmesinde iki yöntem kullanılır. Bu yöntemler şunlardır:
Sürekli Envanter Yöntemi: Bu yöntemin uygulanabilmesi için, satış sırasında satılan ticari mal maliyetinin bilinmesi gerekir. Yöntemin en belirgin özelliği, her satış
işleminde satış kaydından sonra bir de satışa ilişkin maliyet kaydının yapılmasıdır. Diğer bir ifadeyle, bu yöntemde, mal satışına ilişkin yevmiye kaydı yapılırken hem
mal satış kaydı hem de satılan ticari malın maliyet kaydı yapılır. Sürekli envanter yönteminde “153 Ticari Mallar” hesabı, satın alınan malların maliyet bedeli
üzerinden borçlandırılırken, satılan malların maliyet bedeli üzerinden alacaklandırılır. Bu yöntem, bir yandan mal mevcudunu sürekli olarak göstermesi, diğer yandan
o ana kadar yapılan satışlardan elde edilen kâr veya zararın bilinmesine olanak vermesi bakımından çok elverişli bir yöntem olmasına karşılık, uygulanması aralıklı
envanter yöntemine göre daha güç olduğundan kullanım alanı sınırlıdır. Yöntem, genellikle ürün çeşitliliği az olan ve birim değeri yüksek ürünler satan işletmeler
tarafından tercih edilir.
Aralıklı Envanter Yöntemi: Stoka girişlerin sürekli olarak, stoktan çıkan ve kalan malların ise dönem sonunda yapılan envanter sonuçlarına göre belirlenerek kayıtlara
yansıtılmasını sağlayan yöntemdir. Bu yöntem, işletmedeki mal mevcudunun ancak belirli dönemlerde yapılacak sayım ve değerleme işlemleri ile belirlenebileceği
esasına dayanan bir yöntemdir. Yöntem, ürün çeşidinin çok ve küçük hacimli ve nispeten düşük fiyatlı birimlerden oluştuğu işletmeler tarafından tercih edilir. Çünkü,
bu tür işletmelerde satılan bir malın maliyetinin belirlenmesi ve buna bağlı olarak her satıştan sonra ortaya çıkacak kâr veya zararın muhasebe kayıtlarında izlenmesi
çok güçtür.Bu yöntem, satış sırasında satılan ticari malların maliyeti bilinmiyor veya kayıtlarda dikkate alınmak istenmiyor ise kullanılır. Aralıklı envanter
yönteminde satılan malların maliyeti fiili sayım sonuçlarına dayanarak belirlenir. Bu yöntemde, satılan ticari malın maliyeti dönem sonunda bir kez hesaplanır. Sürekli
envanter yönteminden farklı olarak, bu yöntemde satılan ticari malın maliyet kaydı her satıştan sonra yapılmaz. Dönem sonunda bir kez yapılır. Diğer bir ifadeyle, bu
yöntemde “621 Satılan Ticari Mallar Maliyeti” hesabı dönem içinde kullanılmaz. Dolayısıyla, mal alım satım işlemlerinden doğan kâr ya da zarar ancak mal
mevcudunun saptanmasından sonra yapılacak bazı hesaplamalarla bulunur. Aralıklı envanter yönteminde “153 Ticari Mallar” hesabının borç tarafında dönem başı mal
mevcudu, dönem içi alışlar ve alış giderleri yer alırken, alış iadeleri ve alış iskontoları hesabın alacak tarafında izlenir. Dönem içinde yapılan satışlar ise, “600 Yurtiçi
Satışlar” hesabının alacağına kaydedilirken, satışların maliyeti ile ilgili bir kayıt yapılmaz. Dolayısıyla, dönem sonuna gelindiğinde satışlar bilinirken, satışların
maliyeti bilinmemektedir. Satılan malların maliyetini bulabilmek için, dönem sonunda malların sayımının yapılması gerekir. Ardından, sayım sonucu bulunan dönem
sonu mal mevcudu, “153 Ticari Mallar” hesabının borç kalanından düşülerek satılan ticari malların maliyeti bulunur.
Diğer Stoklar
Diğer stoklar, yukarıdaki stok kalemlerinin hiçbirinin kapsamına alınamayan ürün, artık ve hurda gibi kalemlerin izlenmesinde kullanılır. Elde edilen bu stoklar
maliyet bedeli ile “157 Diğer Stoklar” hesabının borç tarafına, satıldıklarında, devredildiklerinde veya kullanıldıklarında alacak tarafına kayıt yapılır. Verilen Sipariş
Avansları
Avans en genel tanımıyla, alacağına sayılmak üzere önceden yapılan ödeme, öndelik olarak ifade edilir. Avanslar:
•Stok edinmek için ödendiklerinde; “Verilen Sipariş Avansı”,
•Çalışanların işlemiş ancak tahakkuk ettirilmemiş ücretlerine ya da yapacakları bir gidere karşılık ödendiklerinde; “Personel Avansı”,
•İşletmenin bir işinin gördürülmesi için ödendiklerinde; “İş Avansı”,
•Bir duran varlık edinme aşamasında ödendiklerinde; “Verilen Avanslar”olarak adlandırılır.
Sipariş avansları, mal veya hizmet isteme hakkını temsil eden ve normal olarak bir mal veya hizmetin maliyetine dönüşecek olan önceden verilmiş olan para ve
benzeri ekonomik değerlerdir. Yurt içinden ya da yurt dışından satın alınmak üzere siparişe bağlanan stoklarla ilgili olarak yapılan avans ödemeleri “159 Verilen
Sipariş Avansları” hesabında izlenir. Sipariş avansı, yurtiçi satıcılara olduğu gibi yurtdışı satıcılara da ödenebilir. Bu doğrultuda satıcıya avans ödendiğinde “159
Verilen Sipariş Avansları” hesabının borç tarafına kayıt yapılır. Sipariş verilen malların teslim alınması, avansın kısmen ya da tamamen geri alınması, avansın şüpheli
veya değersiz alacak haline gelmesi durumlarında ise hesabın alacak tarafına kayıt yapılır.
Diğer Dönen Varlıklar
Dönen varlıklar hesap sınıfında yer alan önceki gruplara girmediği için özellikle kendi bölümlerinde tanımlanmamış olan diğer dönen varlık kalemleri bu grupta yer
alır. Diğer bir ifadeyle, bu grupta, dönen varlık olmakla birlikte ayrı bir grup olma özelliği taşımayan varlıklar bulunmaktadır. TDHP’de bu grupta aşağıdaki
hesaplar yer almaktadır:
19 DİĞER DÖNEN VARLIKLAR
190 Devreden KDV
191 İndirilecek KDV
192 Diğer KDV
193 Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar
195. İş Avanslar
196 Personel Avansları
197 Sayım ve Tesellüm Noksanları
198 Diğer Çeşitli Dönen Varlıklar
199 Diğer Dönen Varlıklar Karşılığı ()
Devreden KDV
“190 Devreden KDV” hesabı, bir dönemde indirilemeyen ve izleyen döneme devreden katma değer vergisinin kaydedildiği ve izlendiği hesaptır. Ay sonlarında “191
İndirilecek KDV” hesabının kalanı, “391 Hesaplanan KDV” hesabının kalanından büyükse aradaki fark bu hesabın borç tarafına kaydedilir. Bu hesaptaki tutar,
izleyen ay ya da aylarda “391 Hesaplanan KDV” hesabı ile karşılaştırılarak kapatılır.
İndirilecek KDV
“191 İndirilecek KDV” hesabı, her türlü mal veya hizmetin satın alınması sırasında ödenen KDV’nin kaydedildiği ve izlendiği hesaptır. Mal ve hizmet alımlarından
doğan indirilecek KDV bu hesabın borç tarafına, mevzuat gereği yapılan indirimler ve hesaba yapılan düzeltmeler ile indirilmeyen ve “190 Devreden KDV” hesabına
aktarılan borç bakiyesi bu hesabın alacak tarafına kaydedilir.
Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar
“193 Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar” hesabı, mevzuat gereğince peşin ödenen ve bir yıl içinde indirim konusu yapılabilecek gelir vergisi, kurumlar vergisi ve diğer
vergiler ile fonların kayıt ve takip edildiği hesaptır. Bu hesapta, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu gereğince üçer aylık dönemlerde ödenen geçici
vergiler ile dönem içinde mevzuat gereğince yapılmış vergi vb. kesintilerden dönemin kârı üzerinden hesaplanacak Kurumlar Vergisi veya Gelir Vergisi tutarlarından
mahsubu yapılacak olanlar izlenir. Bunun yanı sıra bu hesap, bankalarda açılan vadeli mevduatlara ilişkin faiz üzerinden hesaplanan stopaj kesintilerinde de kullanılır.
Peşin ödenen ve bir yıl içinde indirim konusu yapılabilecek gelir vergisi, kurumlar vergisi ve diğer vergiler ile fonlar, bu hesabın borç tarafına kaydedilir.
İş Avansları
“195 İş Avansları” hesabı, işletme adına mal ve hizmet satın alacak, işletme adına bir kısım gider ve ödemeleri yapacak personel ve personel dışındaki kişilere verilen
iş avanslarının izlendiği hesaptır. Avans verildiğinde bu hesabın borç tarafına, avansı alanın ibraz ettiği harcama veya ödeme belgelerine dayanılarak ilgili hesapların
borç tarafı karşılığında bu hesabın alacak tarafına kayıt yapılır.
Avansın harcama veya ödemeyi aşan kısmı tahsil edilerek iş avansı kapatılır.
Personel Avansları
“196 Personel Avansları” hesabı, personel ve işçilere maaş, ücret ve yapacakları iş seyahati giderlerine (yolluklarına) mahsuben önceden ödenen avansların izlendiği
hesaptır. Yapılan ödemeler bu hesabın borç tarafına; personelin beyan ettiği belgeli giderler, nakden iade ettiği avans kalanları ve ücretinden kesilen avans tutarları ise
bu hesabın alacak tarafına kaydedilir.
Sayım ve Tesellüm Noksanları
“197 Sayım ve Tesellüm Noksanları” hesabı, nakit, menkul değer, stok ve demirbaş eşyanın sayımlarında veya teslim alınmaları (tesellümleri) sırasında noksan çıkan
değerlerin, noksanlık nedenlerinin araştırılması süresince tutulduğu hesaptır. Sayım ya da teslim alma sırasında noksan çıkan ve araştırılmasına karar verilen
varlıkların tutarları üzerinden hesabın borç tarafına kayıt yapılır. Bu hesap geçici bir hesaptır ve farkın nedeni bulununca kapatılır.
Ünite 5: Duran Varlıklar
Satılmak için değil, kullanılmak üzere alınan iktisadi varlıkları duran varlıklar olarak adlandırıyoruz. Tanımlamak gerekirse, bir yıldan veya normal faaliyet
döneminden daha uzun sürelerle, işletme faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için kullanılmak amacıyla elde edilen ve ilke olarak bir yılda veya normal faaliyet dönemi
içinde paraya çevrilmesi ya da tüketilmesi öngörülmeyen varlıklara duran varlıklar denir.
TDHP’de duran varlıklar şu şeklide sıralanmıştır:
2 DURAN VARLIKLAR
22 Ticari Alacaklar 23 Diğer Alacaklar
24 Mali Duran Varlıklar
25 Maddi Duran Varlıklar
26. Maddi Olmayan Duran Varlıklar
27 Özel Tükenmeye Tabi Varlıklar
28 Gelecek Yıllara Ait Giderler ve Gelirler Tahakkukları
29 Diğer Duran Varlıklar
Mali Duran Varlıklar
Bu grup uzun vadeli amaçlarla ya da yasal zorunluluklar nedeniyle elde tutulan, uzun vadeli menkul kıymetlerle ya da paraya dönüştürme niteliğini kaybetmiş uzun
vadeli menkul kıymetlere ek olarak diğer bir işletmeye veya bağlı ortaklığa ortak olmak için edinilen sermaye paylarından oluşur.
TDHP’de
24 MALİ DURAN VARLIKLAR
240 Bağlı Menkul Kıymetler
241 Bağlı Menkul Kıymetler Değer Düşüklüğü Karşılığı (-)
242 İştirakler
243 İştiraklere Sermaye Taahhütleri (-)
244 İştirakler Sermaye Payları Değer Düşüklüğü Karşılığı (-)
245 Bağlı Ortaklıklar
246 Bağlı Ortaklıklar Sermaye Taahhütleri (-)
247 Bağlı OrtaklıklarSermaye Payları Değer Düşüklüğü Karşılığı (-)
248 Diğer Mali Duran Varlıklar
249 Diğer Mali Duran Varlıklar Karşılığı (-)
Bağlı Menkul Kıymetler
Bu hesapta iştirak olarak nitelendirilmek için aranan asgari sermaye payı yüzdesini taşımadığı için ‘’242 İştirakler’’ hesabında izlenemeyen fakat uzun vade de elde
tutulması amaçlanan hisse senetleri ile hisse senetleri dışında kalan ve uzun vadeli amaçlarla veya yasal zorunluluklarla veya paraya dönüştürme niteliği kaybolduğu
için elde tutulan menkul kıymetler izlenir. Bir şirketin sermaye payının
%10’una kadarlık kısmına ait ortaklık payının satın alınması durumunda kullanılır. Bağlı menkul kıymetler edinildiğinde hesabın borç tarafına, elden
çıkarıldıklarında alacak tarafına kayıt edilir.
İştirakler
İlk olarak iştirak nedir tanımlayalım.
İştirak; yatırımcı işletmenin, adi ortaklık gibi tüzel kişiliği olmayan işletmeler de dahil olmak üzere, iş ortaklığı veya bağlı ortaklık niteliği olmayan ancak üzerinde
önemli etkisinin bulunduğu işletmelerdir.
Bu hesapta izlenen varlıklar hangileridir ifade edelim.
“242 İştirakler” hesabında, işletmenin, doğrudan veya dolaylı olarak diğer şirketlerin yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılmak üzere edindiği
hisse senetleri veya ortaklık payları izlenir.
İştirakler hesabı, bir ortaklıktaki en fazla %50 oranında olan sermaye payları veya oy haklarının izlenmesinde kullanılır. İştirak edilen ortaklıklarda iştirak ilişkisinden
bahsedebilmek için sermaye payı dikkate alınmaksızın sahip olunan oy hakkı veya yönetime katılma hakkının en az %10 oranında bulunması gerekir.
İştirak için sermaye taahhüdünde bulunulduğunda veya hisse senedi edinildiğinde bu hesabın borç tarafına, hisse senetlerinin elden çıkarılmalarında ise alacak tarafına
kayıt yapılır.
İştiraklere Sermaye Taahhütleri (-)
“243 İştiraklere Sermaye Taahhütleri” hesabın da, iştiraklerle ilgili sermaye taahhütleri izlenir. Aktifi düzenleyici bir hesaptır.
Dolayısıyla, bu hesapta artışlar alacak tarafına, azalışlar ise borç tarafına kaydedilir.
İştirak için sermaye taahhüdünde bulunulduğunda “242 İştirakler” hesabının borç tarafı karşılığında bu hesabın alacak tarafına kayıt yapılır. Ödeme yapıldıkça hesabın
borç tarafına kayıt yapılır.
Bağlı Ortaklıklar
Adi ortaklık gibi tüzel kişiliği olmayan işletmeler de dahil olmak üzere başka bir işletme tarafından kontrol edilen işletmelere bağlı ortaklık denir.
“245 Bağlı Ortaklıklar” hesabı ile işletmenin doğrudan ya da dolaylı olarak %50 oranından fazla sermaye ya da oy hakkına veya en az bu oranda yönetim çoğunluğunu
seçme hakkına sahip olduğu ortaklıkların sermaye payları izlenir. Bağlı ortaklık için sermaye taahhüdünde bulunulduğunda veya bu amaçla doğrudan hisse senedi
edinildiğinde bu hesabın borç tarafına, sermaye payının elden çıkarılmasında ise alacak tarafına kayıt yapılır.
Bağlı Ortaklıklara Bağlı Sermaye Taahhütleri (-)
“246 Bağlı Ortaklıklara Sermaye Taahhütleri” hesabı ile bağlı ortaklıklarla ilgili sermaye taahhütleri izlenir ve aktifi düzenlenir. Bağlı ortaklık için sermaye
taahhüdünde bulunulduğunda “245 Bağlı Ortaklıklar” hesabının borç tarafı karşılığında bu hesabın alacak tarafına kayıt yapılır.
Taahhüt edilen sermaye ödendikçe, yani taahhüt yerine getirildikçe bu hesabın borç tarafına kayıt yapılır.
Maddi Duran Varlıklar
Maddi duran varlıklar; mal veya hizmet üretimi veya arzında kullanılmak, başkalarına kiraya verilmek veya idari amaçlar çerçevesinde kullanılmak üzere elde tutulan
ve bir dönemden daha fazla kullanımı öngörülen fiziki varlık kalemleridir.
TDHP’de maddi duran varlıklar içerisinde yer alan hesaplar aşağıdaki şekilde sıralanır:
25 MADDİ DURAN VARLIKLAR
250 Arazi ve Arsalar
251 Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri
252 Binalar
253 Tesis, Makine ve Cihazlar
254 Taşıtlar
255 Demirbaşlar
256 Diğer Maddi Duran Varlıklar
257 Birikmiş Amortismanlar (-)
258 Yapılmakta Olan Yatırımlar
259 Verilen Avanslar
Maddi duran varlıklar satın alındıklarında veya imal edildiklerinde maliyet değeri üzerinden ilgili hesabın borç tarafına, satıldıklarında veya elden
çıkarıldıklarında ise yine maliyet değeriyle ilgili hesabın alacak tarafına kayıt yapılır. Duran varlıklar, maliyet değerleri üzerinden muhasebeleştirilerek
aktifleştirildikleri için, duran varlıkların muhasebeleştirilmesinde duran varlığın maliyetinin doğru olarak tespit edilmesi önemlidir.
Bir maddi duran varlık kaleminin maliyeti aşağıdaki unsurları içerir:
•İndirimler ve ticari iskontolar düşüldükten sonra, ithalat vergileri ve iade edilmeyen alış vergileri dahil satın alma fiyatı,
•Varlığın yerleştirileceği yere ve yönetim tarafından amaçlanan koşullarda çalışabilmesini sağlayacak duruma getirilmesine ilişkin her türlü maliyet,
•Maddi duran varlığın sökülmesi ve taşınması ile yerleştirildiği alanın restorasyonuna ilişkin tahmini maliyeti,
•Doğrudan maddi duran varlık kaleminin elde edilmesiyle veya inşaatıyla ilgili çalışanlara sağlanan faydalardan kaynaklanan
maliyetler,
•Yerin hazırlanmasına ilişkin maliyetler,
•İlk teslimata ilişkin maliyetler,
•Kurulum ve montaj maliyetleri,
•Mesleki ücret maliyetleri.
Maddi duran varlıklar elde edildikten sonra, kullanıldıkları süre içerisinde bunlarla ilgili harcamaların muhasebeleştirilmesinde ilkeler,
•Maddi duran varlıkları iyi çalışır durumda tutmak üzere yapılan harcamalar dönem gideri olarak kaydedilir.
•Yapılan harcama, ilgili duran varlığın verimini, hizmet süresini ve iktisadi değerini artırdığında aktifleştirilir.
Aktifleştirme ise bir varlığın bilançonun aktif tarafında görünmesini sağlamak üzere ilgili varlık hesabına kaydedilmesidir.
Arazi ve Arsalar
Arazi tarım faaliyetlerine ayrılmış olan veya parsellenerek arsalara dönüştürülmeye uygun bulunan geniş toprak parçasına denir.
Arsa belediye sınırları içinde olup, inşaata uygun parsellenmiş toprak parçalarına denir.
İşletmeye ait her türlü arazi ve arsaların izlendiği hesaptır. İşletmeler satın aldıkları arazi ve arsaları “252 Arazi ve Arsalar” hesabının borç tarafına maliyet değeri ile
kaydederler. Arazi ve arsaların maliyet değeri, satın alma bedeline; alışa ilişkin noter, tapu, mahkeme kıymet takdiri, komisyon harçları, emlak vergisi vb. giderlerden
aktifleştirilmesi (maliyete dahil edilmesi) istenenlerin eklenmesiyle bulunur. Arazi ve arsaların satılması, istimlak edilmesi gibi nedenlerle işletme mülkiyetinden
çıkması veya üzerinde yapılan bina veya tesisin maliyetine eklenmesi durumunda bu hesabın alacak tarafına kayıt yapılır. Eğer, alınan bir arazi veya arsanın
kullanılabilir hale getirilmesi için üzerindeki eski yapıların yıkılması gerekirse, bu yıkım ile ilgili giderlerin de arazi ve arsanın maliyetine eklenmesi gerekir. Yıktırılan
yapıların enkazından bir gelir elde edilirse bu tutarın arazi ve arsanın maliyetinden düşülmesi gerekir.
Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri
“251 Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri” hesabı, işletme bünyesinde yer altında inşa edilen yapılar (tünel, sarnıç, sığınak vb.) ile yer üstünde yapılan köprü, iskele, park, yol,
bahçe, duvar, spor sahası gibi yapıların kaydedildiği hesaptır.
Yeraltı ve yerüstü düzenlerinin yapımı tamamlanıncaya kadar yapılan harcamalar, “258 Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabına kaydedilir. Yapımı tamamlanan yeraltı
veya yerüstü düzeninin “258 Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabında oluşan maliyeti daha sonra “251 Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri” hesabının borç tarafına
kaydedilerek aktarılır. Bunun yanı sıra, daha önce aktifleştirilmiş olan yeraltı ve yerüstü tesislerinin ekonomik değerini arttırıcı bir harcama yapılmasında veya
tamamlanmış olarak yeraltı veya yerüstü tesisi satın alınması durumunda da “251 Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri” hesabı borçlandırılır. Yeraltı ve yerüstü düzeninin
hizmet dışı kalması, yenilenmesi için sökülmesi veya devredilmesi durumunda ise “251 Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri” hesabının alacak tarafına kayıt yapılır.
Binalar
Binalar, işletme faaliyetlerinin yürütülmesi için belirli amaçlara tahsis edilerek yararlanılan yapılardır. Binalar; üretim binaları, mağazalar, depolar, ambarlar, yönetim
binaları, sosyal, kültürel, spor amaçlı kullanılan binalar, lojmanlar ve konutlar gibi türlerden oluştur.
“252 Binalar” hesabı, işletmenin her türlü binaları ve bunların ayrılmaz parçalarının izlendiği hesaptır. Bina satın alındığında, işletme tarafından inşası tamamlanan
binaların “258 Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabında birikmiş maliyetleri bu hesaba aktarıldığında, yeniden değerleme yapıldığında ve binanın ekonomik değerini
arttıracak nitelikte harcamalar yapıldığında “252 Binalar” hesabının borç tarafına kayıt yapılır. Binanın satılması veya işletmenin mülkiyetinden çıkması halinde ise
hesabın alacak tarafına kayıt yapılır.
Tesis, Makine ve Cihazlar
“253 Tesis, Makine ve Cihazlar” hesabı, işletme faaliyetlerinde kullanılan her türlü makine, tesis (elektrik, buhar, havalandırma, ısıtma vb.) ve cihazlar ile bunların
eklentileri ve bu amaçla kullanılan taşıma gereçlerinin izlendiği hesaptır. Tesis, makine ve cihazların satın alınması, işletme tarafından imal edilmesi, işletme
tarafından sipariş edilerek imal ettirilmesi durumunda bu hesabın borç tarafına kayıt yapılır. İşletme aktifine kayıtlı herhangi bir tesis makine ve cihazın satılması,
hurdaya ayrılması, kazaya uğraması vb. nedenlerle bir başka hesaba aktarılması söz konusu olduğunda ise hesabın alacak tarafına kayıt yapılır.
Taşıtlar
“254 Taşıtlar” hesabı ile işletme faaliyetlerinde kullanılan tüm taşıtları izlenir. Satın alınan veya işletme tarafından imal edilen veya ettirilen taşıtların maliyetleri
üzerinden “254 Taşıtlar” hesabının borç tarafına kayıt yapılır. Daha önce aktife alınmış bulunan bir taşıtın ekonomik değerini arttırıcı bir harcama yapıldığında da bu
hesabın borç tarafına kayıt yapılır. Taşıtların herhangi bir nedenle elden çıkmasında ise hesabın alacak tarafına kayıt yapılır.
Demirbaşlar
“255 Demirbaşlar” hesabı ile işletme faaliyetlerinin yürütülmesinde kullanılan her türlü büro makine ve cihazları ile döşeme, masa, koltuk, dolap, mobilya gibi maddi
varlıklar izlenir. Satın alınan veya işletme tarafından üretilen demirbaşlar bu hesabın borç tarafına kaydedilir. Demirbaşın ekonomik değerini artırıcı bir harcama
yapıldığında ve yeniden değerleme yapıldığında da hesabın borç tarafına kayıt yapılır. Demirbaşın satılmasında veya herhangi bir nedenle bir başka hesaba alınmasını
gerektiren durumlarda ise, hesabın alacak tarafına kayıt yapılır. Diğer duran varlıklarda olduğu gibi demirbaşlar da maliyet bedelleri üzerinden muhasebeleştirilir.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta ise işletme tarafından üretilen demirbaşlar, işletmede kullanılmak üzere aktife alınmışsa üretim maliyeti ile kaydedilir.
Yapılmakta Olan Yatırımlar
“258 Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabına, işletmede yapımı süren ve tamamlandığında ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılacak olan maddi duran varlıklar için
yapılan her türlü harcama (malzeme, işçilik vb.) kaydedilir.
Yapılmakta olan yatırım projeleriyle ilgili harcamalar bu hesabın borç tarafına, tamamlanan yatırım bedelleri ise ilgili maddi duran varlık hesabının borç tarafı
karşılığında bu hesabın alacak tarafına kayıt yapılır. Hesabın kalanı henüz yapımı, üretimi, satın alınması, montajı tamamlanmamış maddi duran varlıkların ve yapımı
sürdürülen yatırım projelerinin maliyetini gösterir.
Verilen Avanslar
“259 Verilen Avanslar” hesabı, yurt içinden veya yurt dışından satın alınmak üzere sipariş edilen maddi duran varlıklarla ilgili olarak yapılan avans ödemelerinin
izlendiği hesaptır. Bu hesap, maddi duran varlık sipariş avansı ile ilgili giderleri de kapsar. Maddi duran varlık alımı veya yapımı için avans verildiğinde bu hesabın
borç tarafına, sipariş teslim alındığında ise alacak tarafına kayıt yapılarak hesap kapatılır.
Duran varlıklar hesap sınıfında yer alan “259 Verilen Avanslar”, “269 Verilen Avanslar” ve “279 Verilen Avanslar” hesapları, bulundukları hesap grubuyla ilgili
herhangi bir duran varlık alımında yapılan avans ödemelerinin izlenmesinde kullanılırlar.
Maddi Duran Varlıkların Satışı
Maddi duran varlıklar satın alındıklarında maliyet bedeli üzerinden, ilgili hesabın borç kısmına yazılır. İşletmelerin maddi duran varlıklarını satmak zorunda kaldıkları
durumda ise maddi duran varlıkları maliyet bedeli ile ilgili maddi duran varlık hesabının alacak tarafına kayıt yapılır. Maddi duran varlıkların net aktif değerlerinin
üzerinde bir bedelle satılmaları halinde satıştan kâr elde edilir. Net aktif değerlerinin altında bir bedelle satılmaları durumunda ise, satış zararla sonuçlanmış olur. Buna
göre, duran varlığın satış tutarı ile duran varlığın net değerinin farkını bularak duran varlık satışından kâr mı zarar mı elde edildiği belirlenebilir. Elden çıkarılmak
amacıyla satılan maddi duran varlıkların satışında elde edilen kâr “679 Diğer Olağandışı Gelirler ve Kârlar” hesabına kaydedilirken, satış zararı olması durumunda
“689 Diğer Olağandışı Giderler ve Zararlar” hesabı kullanılır. Duran varlıklar satıldığında satışa ilişkin KDV tutarı satış bedeli üzerinden hesaplanır.
Maddi Olmayan Duran Varlıklar
Maddi olmayan duran varlıklar, kullanımları sonucunda işletmenin gelirlerinde artış meydana getiren bir kısım haklar ile işletmeye ticari bir fayda sağlayan
ayrıcalıklar ve üstünlüklerden oluşur.
Herhangi bir fiziksel varlığı bulunmayan ve işletmenin belli bir şekilde yararlandığı veya yararlanmayı beklediği aktifleştirilen giderler ile belli koşullar altında
hukuken himaye gören haklar, şerefiye ve özel maliyetler “26 Maddi Olmayan Duran Varlıklar” grubunu oluşturur.
TDHP’de bu grup içerisinde aşağıdaki hesaplar yer alır:
26 MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR
260 Haklar
261 Şerefiye
262 Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri
263 Araştırma ve Geliştirme Giderleri
264 Özel Maliyetler
267 Diğer Maddi Olmayan Duran Varlıklar
268 Birikmiş Amortismanlar (-)
269 Verilen Avanslar
Haklar
Bu hesap, imtiyaz, patent, lisans, ticari marka ve unvan gibi bir bedel ödenerek elde edilen bazı hukuki tasarruflar ile kamu otoritelerinin işletmeye belirli alanlarda
tanıdığı kullanma, yararlanma gibi yetkiler dolayısıyla yapılan harcamalarından oluşur.
Edinilen haklar, maliyet bedelleri ile bu hesabın borç tarafına kaydedilir.
Hesap, büyük işletmelerde hak türlerine göre aşağıdaki gibi ayrılabilir.
Küçük işletmeler bu hesabı büyük defter düzeyinde tutabilir:
260.00 Patentler
260.01 Lisanslar
260.10 Ticari Marka ve İsimler
260.11 Ticaret Unvanı
260.12 Telif Hakları
260.20 İmtiyazlar
260.50 Başkasının Gayrimenkulü Üzerine Tesis Olunan Haklar
260.90 Diğer Haklar
Şerefiye
Şerefiye bedeli, devralınan işletme için ödenen para ile devralınan varlıkların rayiç bedeli arasındaki fark olarak tanımlanır. Günlük dilde hava parası veya peştamallık
olarak da bilinen şerefiye, bir işletme devralınırken katlanılan maliyet ile söz konusu işletmenin rayiç bedelle hesaplanan net varlıklarının (öz varlık) değeri arasındaki
olumlu farktır. Şerefiye hesaplanırken rayiç bedelin tespit edilmemesi halinde, net defter değeri esas alınır. Ödenen şerefiye bedellerinin tamamı “261 Şerefiye”
hesabının borç tarafına kaydedilir. Şerefiyenin en önemli özelliği, diğer varlık kalemlerine bağlı olarak ortaya çıkması, dolayısıyla tek başına alınıp satılmasının
mümkün olmayışıdır.
Bu özelliği ile şerefiye, devralınan şirketin tamamı ile ilişkilendirilebileceği gibi, belirli bir bölümüne de bağlanabilir.
Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri
“262 Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri” hesabı ile işletmenin kurulması, yeni bir şubenin açılması, işlerin sürekli olarak genişletilmesi için yapılan ve karşılığında
maddi bir değer elde edilmeyen giderlerin aktifleştirilmeleri durumunda izlenir. Kuruluş ve örgütlenme giderleri, maddi olmayan duran varlıklar sınıfında yer alan
haklardan farklı özellikler gösterirler. Haklar, mülkiyete konu olup bağımsız olarak alınıp satılabilen lisans, ihtira beratı, telif gibi kıymetlerden oluşur.
Kuruluş ve örgütlenme giderlerinin mülkiyete konu olması ve alınıp satılması söz konusu değildir.
Bir giderin, kuruluş ve örgütlenme gideri sayılabilmesi için iki temel özelliği taşıması gerekir:
1.Giderin işletmenin kuruluş, yeni şube açılması ya da genişletilmesi için yapılması,
2.Bu giderin karşılığında bir varlık edinilmemiş olmasıdır.
Kuruluş ve örgütlenme giderleri için şu örnekleri verebiliriz; etüt giderleri, sözleşmenin hazırlanması için yapılan giderler, kuruluşla ilgili seyahat giderleri, kuruluş
sırasında ödenen tanıtma ve reklam giderleri, hisse senedi basım ve çıkarma giderleri, kuruluş sırasında ödenen işçi ve personelin eğitim giderleri, deneme imalat
giderleri, kuruluşta ayni sermaye konulması durumunda buna ilişkin bilirkişi giderleri vb.
Araştırma ve Geliştirme Giderleri
Araştırma, yeni bilimsel veya teknolojik bilgi veya bulgu elde etmek amacıyla yapılan özgün ve planlı çalışmalardır.
Geliştirme, arama faaliyeti sonunda bulunan bilginin üretim veya diğer satış planlarında kullanılabilir hale getirilmesi için “ticari üretim veya kullanıma başlamadan
önce, yeni veya önemli ölçüde geliştirilmiş malzeme, aygıt, ürün, süreç, sistem ya da hizmetlerin üretim planı veya tasarımında araştırma sonuçları ya da diğer
bilgilerin uygulanması” olarak tanımlanır. “263 Araştırma ve Geliştirme Giderleri” hesabı, işletmede yeni ürün ve teknolojiler oluşturulması, mevcutların
geliştirilmesi ve benzeri amaçlarla yapılan her türlü harcamaların, aktifleştirilen kısımlarının izlendiği hesaptır.
Araştırma giderleri ile geliştirme giderlerinin birbirlerinden ayrıştırılabiliyor olmaları durumunda araştırma giderleri aktifleştirilmezken, geliştirme giderleri
aktifleştirilir. Çünkü araştırma giderleri; yeni bir bilgi edinilmesi, daha önceki bilgi ve bulguların başka bir ürün veya hizmet üretimi için değerlendirilmesi, üretim
sistem ve araçlarının alternatiflerinin araştırılması, yeni alet, edevat, ürün, süreç, sistem ve hizmetlerin değerlendirilmesi gibi faaliyetlere ilişkin harcamaları kapsar ve
bu faaliyetlerin gelecekte işletmeye ekonomik fayda sağlayıp sağlamayacağı, yani sonuçları henüz belirsizdir. Geliştirme giderinde ise, sonuç belirlenmiş ve artık söz
konusu bilginin nasıl kullanılacağı üzerinde veya bir projeye adaptasyonunda çalışılıyordur. Eğer bir projede, araştırma faaliyetleri ile geliştirme faaliyetleri
birbirlerinden ayrılamıyorlar ise bu faaliyetlere ilişkin olarak yapılan harcamalar genellikle araştırma gideri olarak kabul edilir ve aktifleştirilmez.
Özel Maliyetler
“264 Özel Maliyetler” hesabına, kiralanan gayrimenkullerin geliştirilmesi veya ekonomik değerinin sürekli olarak artırılması amacıyla yapılan giderler ile (normal
bakım, onarım ve temizleme giderleri hariç) bu gayrimenkulün kullanılması için yapılan kira süresinin sonunda mal sahibine bırakılacak olan harcamalar kaydedilir.
Bir giderin özel maliyet olarak değerlendirilebilmesi için;
•Üzerinde harcama yapılan gayrimenkulün bir başkasına ait olması,
•Giderlerin kiracı tarafından gerçekleştirilmiş olması,
•Gayrimenkulü genişletmek ya da iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak amacıyla yapılan giderlerden olması gerekir. Yapılan harcamalar hesabın borç tarafına
kaydedilir.
Ünite 6: Kısa ve Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar
İşletmeler bu varlıklara sahip olmak için kaynak bulmak zorundadır. Bilançonun pasif tarafında, sahip olduğu varlıkları nasıl sağladığı, finanse ettiği yani kaynakları
yer alır. İşletmenin borçları farklı nedenlerle ortaya çıkabilir. Borcun doğmasına yol açan olayların ve faaliyetlerin bilinmesi işletme hakkında karar verecekler
açısından önemli olduğu için borçların ayrı ayrı hesaplarda izlenmesi ve bilançoda da ayrı ayrı raporlanması gerekir. Yabancı kaynaklar vadelerine göre “kısa vadeli
yabancı kaynaklar” ve “uzun vadeli yabancı kaynaklar” olarak iki gruba ayrılmıştır.
Kısa vadeli yabancı kaynaklar, dönen varlıkların ayrımında kullanılan ölçüye uygun olarak, en çok bir yıl veya işletmenin normal faaliyet dönemi içinde ödenecek
borçları kapsar. Uzun vadeli yabancı kaynaklar ise vadeleri bir yılın üzerinde olan borçlardır.
Mali Borçlar
İşletmeler, yabancı kaynak ihtiyacının önemli bir kısmını, kredi kuruluşlarından borç alarak ya da çıkardığı tahvil gibi menkul kıymetleri, para ve sermaye piyasasında
satarak sağlayabilir. TDHP’de bu tür borçlanmalar “Mali Borçlar” olarak adlandırılmıştır. Mali borçların ne şekilde sağlandığı ve zaman geri ödenmesi gerektiğini
görebilmek için borcun niteliğine ve vadesine göre TDHP’de kısa ve uzun vadeli mali borçların izlenmesi için kitabın 162. Sayfasında yer alan Tablo 6.2’deki ana
hesaplar kullanılır.
“30 Mali Borçlar” grubunda, kredi kurumlarına olan kısa vadeli borçlar ile kısa vadeli para piyasası araçları ile sağlanan krediler ve vadesine bir yıldan daha az süre
kalan uzun vadeli mali borçların anapara taksit ve faizleri izlenir. “40 Mali Borçlar” grubunda ise, bilanço tarihi itibariyle vadesine bir yıldan fazla süre kalmış
bulunan, banka ve diğer finans kuruluşlarından alınan krediler ile işletme tarafından kaynak sağlamak amacıyla ihraç edilmiş menkul kıymetler yer alır.
Banka Kredileri
İşletmelerin varlıklarının finansmanında borçlanmaları yani yabancı kaynaklara başvurmaları kaçınılmazdır. Bankalar, işletmelerin bu gereksinimlerini karşılayan en
önemli mali kuruluşlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bankalar, tasarruf sahiplerinden sağladıkları paraları gereksinim duyan kişi veya kuruluşlara belirli bir süre için
ve belirli bir faiz karşılığında borç olarak verirler. Bankalar borç talep edenlere nakit krediler ve nakit olmayan krediler (teminat mektubu gibi) şeklinde iki tür kredi
sağlarlar.
Bankalardan nakit şeklinde sağlanan krediler işletmeye para girişi sağlarken aynı zamanda bankaya olan borcun doğmasına yol açar. Bankaya olan bu kredi borcu
“Banka Kredileri” ana hesabında izlenir. Banka kredileri hesabı pasif karakterli bir hesap olduğu için alacak kalanı verir ve hesabın kalanı işletmenin bankalara olan
ödenmemiş borcunun toplam tutarını gösterir. Kredi ne şekilde sağlanırsa sağlansın, alınan kredilerin vadeleri bir yılın altında olanlar “300 Banka Kredileri”
hesabında, uzun vadeli olanlar ise “400 Banka Kredileri” hesabında izlenir. Kredinin hangi bankadan sağlandığı, hangi para birimi ile borçlanıldığı, kredinin türü
gibi farklılıklar Banka Kredileri hesabının alt hesaplarında izlenir.
Çıkarılmış Bono ve Senetler
İşletmeler kısa vadeli nakit şeklinde yabancı kaynak sağlamak üzere finansman bonoları gibi menkul kıymetler ihraç ederek para piyasalarından borçlanabilirler.
Bonolar, işletmelerin, borçlu sıfatıyla düzenleyip sattığı ve nominal değerinin vade tarihinde yatırımcıya geri ödenmesi taahhüdünü içeren, vadesi 30 günden az 364
günden fazla olmayan borçlanma araçlarıdır. Bu hesap, işletmenin kısa vadeli kaynak sağlamak üzere çıkardığı ve piyasada sattığı finansman bonoları, vb. menkul
kıymetler karşılığında borçlanılan tutarların izlendiği hesaptır. Kaynak hesaplarında artış olduğunda ilgili hesabın alacak tarafına kayıt yapıldığından, işletme
finansman bonosu ihraç ederek borç alındığında işletmenin kaynakları arttığı için nominal bedelleri üzerinden “305 Çıkarılmış Bono ve Senetler” hesabının alacak
tarafına kayıt yapmak gerekir. Kaynak hesaplarında azalış olduğunda ilgili hesabın borç tarafına kayıt yapıldığından, işletme vade sonunda borcunu ödediğinde
kaynakları azaldığı için “305 Çıkarılmış Bono ve Senetler” hesabının borç tarafına kayıt yapmak gerekir.
Çıkarılmış Tahviller
Anonim şirketlerin bir yıldan uzun vadeli olarak borç para bulabilmek amacıyla ihraç ettikleri borçlanma belgeleri tahvil olarak nitelendirilir. Tahvillerde bonolar gibi
borçlanma belgeleridir. Bono ile tahvil arasındaki en temel fark, bonoların en fazla bir yıla kadar borçlanmalarla ilgili, tahvillerin ise bir yıldan uzun süreli
borçlanmalarla ilgili belgeler olmalarıdır.
Tahvil çıkartarak yabancı kaynak sağlayan işletmeler aldıkları borçları “405 Çıkarılmış Tahviller” hesabında izlerler. İşletme tahvil ihraç ettiğinde nominal bedelleri
(üzerinde yazılı olan değer) ile bu hesabın alacak tarafına kaydeder. Uzun vadeli borçlar genellikle taksitler halinde ödendiğinden, dönem sonlarında tahvillerle ilgili
gelecek dönemde ödenecek olan anapara, taksit ve faizler, “30 Mali Borçlar” grubunda yer alan “304 Tahvil Anapara, Borç, Taksit ve Faizleri” hesabına
aktarılmalıdır. Bu aktarımda “405 Çıkarılmış Tahviller” hesabı azaltılır yani borç tarafına kayıt yapılır. “304 Tahvil Anapara, Borç, Taksit ve Faizleri” hesabında ise
artış olduğundan alacak tarafına kayıt yapılır.
Ticari Borçlar
İşletmenin esas ticari faaliyetlerini sürdürmek amacıyla satın aldığı mal ve hizmet bedellerinden doğan borçları “ticari borç” olarak nitelendirilir. Ticari borçlar, açık
hesap şeklinde bir belgeye dayalı olmadan ortaya çıkabileceği gibi, senet gibi bir belgeye dayalı olarak da ortaya çıkabilir.
Ticari borçlar da ticari alacaklar gibi vadelerine göre sınıflandırılmışlardır. TDHP’de ticari borçlar, vadelerine göre, kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar olmak üzere
iki grup halinde gösterilmiştir. İşletmenin bir yıla kadar bir süre içinde ödeyeceği ticari borçları kısa vadeli yabancı kaynaklar grubunda, vadeleri bir yılın üzerinde
olan ticari borçları ise uzun vadeli yabancı kaynaklar grubunda gösterilir. Uzun vadeli yabancı kaynaklar içinde yer alan fakat vadeleri zaman içinde bir yılın altına
düşen borçlar, kısa vadeli yabancı kaynaklar grubundaki ilgili hesaplara aktarılırlar. TDHP’de kısa ve uzun vadeli ticari borçların izlenmesi için aşağıdaki ana hesaplar
kullanılır.
Satıcılar
Bu hesap, işletmenin faaliyet konusu ile ilgili her türlü senetsiz (kredili-veresiye) mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan borçlarının izlendiği hesaptır. Ödeme süresi
bir yıla kadar olan senetsiz (kredili) borçlar “320 Satıcılar” hesabına, vadelerine bir yıldan fazla süre bulunan senetsiz borçlar ise “420 Satıcılar” hesabına kaydedilir.
Esas faaliyetlerle ilgili olarak ham madde – malzeme, ticari mal ya da hizmet kredili olarak satın alındığında işletmenin tedarikçiye (satıcıya) borcu doğar ve bu tutar
satıcılar hesabının alacak tarafına kaydedilir. İşletme tedarikçiye (satıcıya) ödeme yaptıkça (ödemeler, aktarmalar, hesaben yapılan mahsuplar dahil) borcu azaldığı
için bu hesabın borç tarafına kayıt yapılır. Satıcılar hesabı pasif karakterli bir hesap olduğu için alacak kalanı verir ve bu kalan işletmenin kredili mal ya da hizmet
aldığı işletmelere (satıcılara) olan henüz ödenmemiş senetsiz borç tutarını gösterir. Her bir satıcıya olan borç tutarının ayrı ayrı izlenebilmesi için, hesap, her bir satıcı
için bir yardımcı hesap açılarak bölümlenebilir.
Borç Senetleri
Bu hesap, işletmenin faaliyet konusu ile ilgili her türlü mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan senetli (bono ve poliçeye bağlanmış) borçlarının izlendiği hesaptır.
Ödeme süresi bir yıla kadar olan senetli borçlar “321 Borç Senetleri” hesabına, vadelerine bir yıldan fazla süre bulunan senetli borçlar ise “421 Borç Senetleri”
hesabına kaydedilir.
Esas faaliyetlerle ilgili olarak ham madde – malzeme, ticari mal ya da hizmet senet düzenlenerek satın alındığında işletmenin tedarikçiye (satıcıya) senet karşılığı
borcu doğar ve bu senet tutarı nominal değeriyle Borç Senetleri hesabının alacak tarafına kaydedilir. İşletme senetli borçlarını ödedikçe bu hesabın borç tarafına
kayıt yapılır. Borç Senetleri hesabı pasif karakterli bir hesap olduğu için alacak kalanı verir ve bu kalan işletmenin henüz ödenmemiş ve ödenmesi gereken borç
tutarını gösterir. İşletmenin gereksinimlerine göre Türk ve yabancı paralı olarak alt hesap bazında bölümlenebilir. Alınan Depozito ve Teminatlar
Bu hesap, üçüncü kişilerin belli bir işi yapmalarını, aldıkları bir değeri geri vermelerini sağlamak amacıyla ve belli sözleşmeler nedeniyle gerçekleşecek bir alacağın
karşılığı olarak nakit şeklinde alınan depozito ve teminat niteliğindeki değerlerin izlendiği hesaptır. Bu değerler karşı taraftan belirli bir süreliğine alınmıştır ve karşı
taraf yükümlülüğünü yerine getirdiğinde alınan depozito ve teminatlar geri verilir. Eğer alınan depozito ve teminatlar kısa vadeli olarak alınmışsa yani bir yıl içinde
geri ödenecekse “326 Alınan Depozito ve Teminatlar” hesabına, bir yıldan uzun sürede geri ödenecekse “426 Alınan Depozito ve Teminatlar” hesabına kaydedilir.
Depozito ve teminat alındığında Alınan Depozito ve Teminatlar hesabının alacağına, geri verildiğinde veya hesaba sayılarak kapatıldığında ise hesabın borç tarafına
kaydedilir. Hesap, alacak kalanı verir ve hesabın kalanı iade edilmemiş olan depozito ve teminat tutarını gösterir.
Diğer Borçlar
Diğer Borçlar grubu, herhangi bir ticari nedene dayanmadan meydana gelmiş ve en çok bir yıl içinde veya bir yıldan daha fazla sürede ödenmesi düşünülen senetli ya
da senetsiz borçların kaydedildiği hesapları kapsamaktadır. Bu grupta senetli borçlar için Ticari Borçlar grubunda olduğu gibi ayrı bir hesap (321 Borç Senetleri hesabı
gibi) oluşturulmadığından, senetli ve senetsiz borçlar oluştuklarında aynı hesaba kaydedilirler.
Diğer borçlar da diğer alacaklar gibi vadelerine göre sınıflandırılmışlardır. TDHP’de bilanço düzenleme tarihi itibariyle vadesi bir yıla kadar olan diğer borçlar, kısa
vadeli yabancı kaynaklar sınıfındaki “33 Diğer Borçlar” grubunda, vadesi bir yılın üzerinde olanlar ise uzun vadeli yabancı kaynaklar içinde yer alan “43 Diğer
Borçlar” grubunda gösterilir. TDHP’de kısa ve uzun vadeli diğer borçların izlenmesi için Tablo 6.4’teki ana hesaplar kullanılır.
Ortaklara Borçlar
İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısı ile (ödünç alma ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarına (tek kişi işletmelerinde işletme sahibine)
borçlandığı tutarların izlendiği hesaptır. İşletmenin, esas faaliyet konusu dışındaki işlemlerinden dolayı ortaklarına bir yıla kadar sürede ödemesi planlanan senetli ve
senetsiz borçları “331 Ortaklara Borçlar” hesabında, bir yıldan uzun vadede ödenmesi planlananlar ise “431 Ortaklara Borçlar” hesabında izlenir. Borç doğduğunda bu
hesapların alacak tarafına, ödenmesi ya da mahsubu durumunda borç taraflarına kayıt yapılır.
İştiraklere Borçlar-Bağlı Ortaklıklara Borçlar
İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısı ile (ödünç alma ve benzer nedenlerle) iştiraklerine ve bağlı ortaklıklarına olan senetli ve senetsiz
borçlarının izlendiği hesaplardır. Borcun doğması durumunda bu hesapların alacak tarafına, ödenmesi durumunda borç taraflarına kayıt yapılır.
Personele Borçlar
İşletmenin çalışanına olan çeşitli ticari nitelikte olmayan borçları bu hesapta izlenir. Personelin tahakkuk edip de henüz ödenmeyen ücret, prim, ikramiye, nakdi sosyal
yardımlar gibi alacakları ile diğer farklı işlemlerden doğan alacaklarının personele ödeninceye kadar tutulduğu hesaptır. İşletmenin çalışanına ödemekle yükümlü
olduğu tahakkuk etmiş ödemeler, ödeninceye kadar “335 Personele Borçlar” hesabının alacak tarafına kaydedilir. Çalışana ödeme yapıldığında bu hesabın borç
tarafına kayıt yapılarak hesap kapatılır.
Personele borçlar hesabı uygulamada diğer bazı nedenlerle kullanılabileceği gibi en çok çalışanların ücret bordrolarının kaydında kullanılmaktadır. Ücret
bordrolarındaki çalışanlara ödenecek net ücret tutarları bu hesabın alacak tarafına, bu tutarlarla ilgili personele ödeme yapıldığında bu hesabın borç tarafına kayıt
yapılır.
Diğer Çeşitli Borçlar
Diğer çeşitli borçlar, işletmenin ortakları, ilişkili taraflar ve çalışanları dışında kalan diğer ilgili taraf ve kişiler ile temel faaliyet konusu dışındaki borçlanmaların
izlendiği hesaptır. Örneğin, herhangi bir sebeple ödenecek tazminatlar, alınan hatır senetleri, maddi ve maddi olmayan duran varlık alımları, kiralarla vb. ile ilgili
ortaya çıkan senetli ve senetsiz borçlar bu hesaba kaydedilir. Ortaya çıkan borç bu hesabın alacak tarafına, ödenmesi durumunda ise borç tarafına kaydedilir.
Alınan Avanslar
Alınan avanslar grubunda gerek satış sözleşmeleri dolayısıyla gerekse diğer nedenlerle ilgili olarak üçüncü kişiler tarafından yapılan peşin ödemeler veya avanslar
nedeniyle ortaya çıkan borçlar izlenir. Alınan avanslar bir para ödeme yükümlülüğünden önce bir mal veya hizmet teslim yükümlülüğünü gerektirmeleri nedeniyle
diğer yabancı kaynaklardan ayrılırlar. Bu farklılıktan dolayı kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar içinde ayrı bir grup olarak yer almışlardır.
TDHP’de alınan avanslar da vadelerine göre gruplandırılmıştır. Mal ve hizmet teslim yükümlülüğü bir yıl içinde yerine getirilecek işlemlerle ilgili alınan avanslar, kısa
vadeli yabancı kaynaklar içinde yer alan “34 Alınan Avanslar” grubunda, bir yıldan uzun sürede yerine getirilecek olanlar ise, uzun vadeli yabancı kaynaklar içinde
yer alan “44 Alınan Avanslar” grubunda izlenir. TDHP’de kısa ve uzun vadeli alınan avansların izlenmesi için aşağıdaki ana hesaplar kullanılır.
Alınan Sipariş Avansları
Satış amacıyla gelecekte yapılacak mal ve hizmet teslimleri ile ilgili olarak alıcılardan tahsil edilen ve teslim edilecek mal veya görülecek hizmetin bedelinden mahsup
edilecek olan tutarların izlendiği hesaptır. Bir başka ifadeyle, işletmenin üçüncü kişilerle ticari faaliyetlerine ilişkin satışlarında alıcının vazgeçmesini önlemek
amacıyla işletmenin bir satış şartı olarak talep ettiği bedeldir. İşletme alıcıdan şarta bağlı olarak bu tutarı tahsil ettiğinde henüz satışa ilişkin bir hasılat doğmamıştır.
Hizmet veya mala ilişkin tüm risk ve mülkiyetin teslimi ile birlikte hasılat doğmakta ve alınan avanslar mahsup edilmektedir. İşletmenin yurt içi ve yurt dışı satışlarına
yönelik alınan avanslarının tamamı bu hesapta izlenir.
İşletme müşterisinden bir yıl içinde satacağı bir mal veya hizmet karşılığında avans alırsa “340 Alınan Sipariş Avansları” hesabına, bir yıldan uzun sürede satacağı mal
veya hizmet karşılığında avans alırsa “440 Alınan Sipariş Avansları” hesabına kaydeder. Alıcılardan alınan avanslar bu hesapların alacak tarafına, malın teslim
edilmesi ya da hizmetin görülmesi durumunda borç taraflarına kayıt yapılır.
Alınan Diğer Avanslar
İşletmenin ticari faaliyetleri dışındaki satışlarıyla ilgili yani mal veya hizmet satışı dışındaki bir satış dolayısıyla üçüncü kişilerden avans niteliğinde aldığı tutarlar bu
hesapta izlenir. İşletmenin aldığı her türlü ticari nitelikte olmayan kısa vadeli avanslar “349 Alınan Diğer Avanslar” hesabına, uzun vadeli olanlar ise “449 Alınan
Diğer Avanslar” hesabına kaydedilir. Avans alınması durumunda bu hesapların alacak tarafına, avansın mahsubunda veya geri verilmesinde borç tarafına kayıt yapılır.
Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler
İşletmeler, yasaların ya da yapılmış olan sözleşmelerin gereği olarak gerek işletme personeline gerekse üçüncü kişilere yaptığı ödemelerden bazı kesintiler yaparak,
bunları ilgili kurum ve kuruluşlara ödemek durumundadır. Örneğin; işletmeler ücret ödemelerinde yaptığı gelir vergisi ve damga vergisi kesintilerini sorumlu sıfatıyla
vergi dairesine, sigorta primleri ve işsizlik sigorta prim kesintilerini, işveren sıfatıyla sigorta şube müdürlüğüne ödemek zorundadır. Ayrıca işletmelerin bizzat ödemek
zorunda olduğu bazı vergiler de söz konusudur.
İşletmenin sorumlu veya mükellef sıfatıyla ödeyeceği tüm vergi, resim, harç, sigorta primi, sendika aidatları, icra taksitleri vb. bir yıla kadar ödeyeceği borçları “36
Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler” hesap grubunda izlenir. TDHP’de uzun vadeli yabancı kaynaklar içinde bu isimde bir gruba yer verilmemiştir. TDHP’de bu
grupta yer alan hesaplar, aşağıda gösterilmiştir.
Ödenecek Vergi ve Fonlar
Bu hesap, işletmenin ekonomik faaliyetlerinde bulunmasının sonucu, ilgili mali mevzuat uyarınca mü- kellef veya sorumlu sıfatıyla işletmenin kendisine,
personeline ve üçüncü kişilere ilişkin olarak ödenmesi gereken vergi, resim, harç ve fonların ödeneceği tarihe kadar kaydedildiği hesaptır. Vergi, resim, harçların
tahakkuk ettirilmesini gerektiren olaylar ve işlemler ortaya çıktıkça “360 Ödenecek Vergi ve Fonlar” hesabının alacak tarafına, bu borçlarla ilgili ödemeler ve
mahsuplar yapıldıkça borç tarafına kayıt yapılır.
Hesap ödenecek vergi ve yasal yükümlülüklerin türüne göre;
• Gelir Vergisi,
• Kurumlar Vergisi,
• Geçici Vergi,
• Katma Değer Vergisi,
• Damga Vergisi,
• Özel İletişim Vergisi,
• Özel Tüketim Vergisi,
• Emlak Vergisi,
• Motorlu Taşıtlar Vergisi,
• Diğer Vergiler ve Fonlar, vb. şeklinde yardımcı hesaplara bölümlenebilir.
Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri
Bu hesap, işletmenin personelin hak edişlerinden sosyal güvenlik mevzuatı hükümlerine göre kesintiye tabi tutmakla yükümlü bulunduğu, personele ait emeklilik
keseneği ve sigorta primleri ile bunlara ilişkin işveren katılma payları ve işverence sosyal güvenlik kuruluşlarına ödenecek diğer yükümlülüklerin izlendiği hesaptır.
Kesinti yapıldıkça ortaya çıkan yükümlülükler ve işveren payları tahakkuk ettirildikçe oluşan yükümlülükler ödenmek üzere “361 Ödenecek Sosyal Güvenlik
Kesintileri” hesabının alacak tarafına, bu tutarların ödenmesi, taksitlendirilmesi veya ertelenmesi durumunda ise borç tarafına kayıt yapılır. Hesap, ödenecek kesinti
türlerine göre yardımcı hesaplara bölünebilir.
Vadesi Geçmiş, Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergi ve Diğer Yükümlülükler
Bu hesap, yasal süresi içerisinde ödenmeyen vergi ve yükümlülükler ile erteleme ve taksitlendirme süresi bilanço tarihinde bir yıldan az olan vergi ve yükümlülükleri
içerir. Eğer erteleme ve taksitlendirme süresi bir yıldan uzun süreyi içeriyorsa “438 Kamuya Olan Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Borçlar” hesabında izlenir.
Gecikmiş, ertelenmiş veya taksitlendirilmiş olma niteliğini kazanan vergi ve diğer yükümlülükler, “368 Vadesi Geçmiş, Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergi ve
Diğer Yükümlülükler” hesabının alacak tarafına, ödenmeleri halinde borç tarafına kaydedilir.
Ünite 7: Öz Kaynaklar
İşletmeler kuruluş aşamasında faaliyetlerini sürdürmek üzere gerekli olan asgari kaynak tutarı işletme sahipleri veya ortaklar tarafından karşılanmaktadır. Fakat
işletmeler faaliyetlerini artırdıkça gereksinim duydukları yeni fon ihtiyaçlarını yabancı kaynaklardan sağlayabilmektedirler.
Öz kaynaklar, işletmeyle ilgili ikinci kişilerin işletme üzerindeki haklarını göstermektedir. Muhasebenin temel kavramlarından “kişilik” kavramı gereği; birinci kişi
işletme, ikinci kişi ve kişiler işletme sahip veya sahipleri, üçüncü kişiler ise bunların dışında kalan (işletme dışındaki) kişilerdir.
Öz kaynaklar, işletme sahip ya da sahiplerinin işletmeye sermaye olarak verdiği değerler ile işletmenin faaliyetleri sonucu elde edilen ve henüz işletmeden çekilmemiş
olan tüm kaynakları kapsar. Bu kaynaklar için VUK’da “öz sermaye”, Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nda “ana sermaye” ve TDHP’de “öz kaynak” terimleri eş anlamlı
olarak kullanılmaktadır.
Ödenmiş Sermaye
Ödenmiş Sermaye, ortakların şirkete koymayı taahhüt ettikleri esas sermayeden, ödemiş oldukları tutarı gösterir. Buna göre ödenmiş sermaye, esas sermaye ile
ödenmemiş sermaye arasındaki farktır. Bu tanımlarda yer alan; esas sermaye (taahhüt edilmiş sermaye); bir şirketin ortakları tarafından işletmeye verilecek değerlerin
toplam tutarıdır. Ödenmemiş sermaye (ortakların sermaye taahhüt borçları); esas sermayenin, henüz işletmeye ödenmemiş olan kısmını gösterir.
Ödenmiş sermaye ise; esas sermayeden ödenmemiş sermayenin çıkarılmasıyla bulunur ve ortakların işletmeye ödediği sermaye yatırım tutarını ifade eder.
Sermaye
“500 Sermaye” hesabı, işletme sahibi ya da ortakların işletmeye sermaye olarak verdiği değerlerin izlendiği hesaptır. İşletmeye tahsis edilen veya işletmelerin ana
sözleşmelerinde yer alan ve Ticaret Siciline tescil edilmiş bulunan nominal sermaye tutarı bu hesapta yer alır. Esas sermaye olarak da adlandırılan Sermaye hesabı,
sermaye tutarının ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi nedeniyle öz kaynaklarda artış veya azalış olması nedeniyle değişmez.
Bireysel işletmelerde sermaye, işletme sahibinin işletmeye koyduğu varlıklar ile yüklendiği borçlar arasındaki farktan (SERMAYE = VARLIKLAR – BORÇLAR)
oluşur.
Ticaret şirketlerinde ise ortaklar tarafından taahhüt edilen sermaye tutarı “500 Sermaye” hesabının alacak tarafına kaydedilirken, “501 Ödenmemiş Sermaye”
hesabının borç tarafına kayıt yapılır. Ticaret şirketlerinde sermaye ortakların taahhüdü karşılığında oluşacağından, taahhüt edilen tutar “501 Ödenmemiş Sermaye”
hesabının borç tarafına kaydedilirken, “500 Sermaye” hesabının alacak tarafına kaydedilir. Her türlü sermaye artırımında aynı işlem tekrarlanır. Sermayenin
azaltılması durumunda ise, azaltmanın nedenine bağlı olarak ilgili hesabın alacak tarafına kayıt yapılırken, “500 Sermaye” hesabının borç tarafına kayıt yapılır.
Ödenmemiş Sermaye
Ödenmemiş sermaye, işletmeye tahsis edilen veya ortaklarca yüklenilen sermayenin henüz ödenmemiş kısmının parasal ifadesidir. Ticaret şirketlerinin kuruluşunda ve
her türlü sermaye artırımında ilk olarak ortaklar tarafından işletmeye konulması kararlaştırılan sermaye taahhüt edilir. Taahhüt edilen tutar “501 Ödenmemiş
Sermaye” hesabının borç tarafına kaydedilirken, “500 Sermaye” hesabının alacak tarafına kaydedilerek işletmenin sermayesi oluşturulur. Yapılan bu kayda sermaye
taahhüt kaydı denir ve her türlü sermaye artırımında yapılır. İkinci aşamada ise taahhüt edilen sermaye tutarı, ortaklar tarafından işletmeye ödendiğinde “501
Ödenmemiş Sermaye” hesabının alacak tarafına kayıt yapılırken ödeme türüne göre bazı hesapların borç tarafına kayıt yapılır.
Sermaye Yedekleri
İşletme faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan kârın dışındaki etmenler de öz kaynaklarda artışa neden olabilir. Bu etmenler;
•İhraç edilen hisse senetlerinin nominal değerinden daha yüksek bir değerler satılmasından doğan farklar, •Sermaye taahhüdünü yerine getirmeyen
ortağın, hisse senetlerinin iptali ile ortaya çıkan kârlar,
•Varlıkların yeniden değerlemesine bağlı olarak ortaya çıkan artışlardır.
Bu olaylardan hiçbiri işletmenin elde ettiği kâr dolayısıyla öz kaynaklardaki artış gibi olmamakta, sermaye hareketlerine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
Hisse Senedi İhraç Primleri
Hisse senedi ihraç primleri, sermaye artırımı nedeniyle yeni çıkarılan hisse senetlerinin nominal fiyatının üzerinde bir fiyatla (başa başın üstünde bir fiyatla) satışından
oluşan kârlardır. Bu kârlara emisyon primi denilmektedir.
Yeni çıkarılan hisse senetlerinin ihraç primli satışından kaynaklanan tutarlar ortaya çıktığında “520 Hisse Senedi İhraç Primleri” hesabının alacak tarafına, satış
biçimine bağlı olarak ilgili hesabın borç tarafına kaydedilir. İhraç priminin sermayeye ilavesi veya başka bir amaçla kullanılması durumunda ise bu hesabın borç
tarafına kayıt yapılır.
Hisse Senedi İptal Kârları
Anonim şirketlerde ortaklar, kuruluş esnasında ya da sermaye artırımı dolayısıyla taahhüt ettikleri borçlarını yasal süre içinde ödemek zorundadırlar. TTK’ya göre
sermaye taahhüdünü yerine getirmeyen ortağın hisse senetleri iptal edilerek yeni ortak alımı için yeni hisse senetleri satışa sunulabilir. Satışa sunulan yeni hisse
senetleri, iptal edilen hisse senetlerinin nominal değerinin üzerinde bir değerden satıldığında aradaki olumlu fark hisse senedi iptal kârını ifade eder.
Hisse senedi iptali nedeniyle ortaya çıkan ve kâr niteliği taşımayan olumlu farklar, “521 Hisse Senedi İptal Kârları” hesabının alacak tarafına, satış biçimine bağlı
olarak ilgili hesabın borç tarafına kaydedilir. Bu tutar, sermayeye eklendiğinde veya başka amaçlarla kullanıldığında “521 Hisse Senedi İptal Kârları” hesabının borç
tarafına kayıt yapılır.
Kâr Yedekleri
Gelecekte ortaya çıkacak riskleri karşılamak, öz sermaye yapısını güçlendirmek veya oto finansman sağlamak amacıyla işletme kârlarından ortaklara dağıtılmayarak
işletmede bırakılan tutarlara, yedekler ya da yedek akçe denir. Kanun, ana sözleşme hükümleri ya da ortaklıkların yetkili organları tarafından alınan kararlar uyarınca,
dağıtılmamış veya işletmede alıkonulmuş kârlar, kâr yedekleri olarak nitelendirilir.
Tek şahıs işletmelerinde veya şahıs şirketlerinde, kârın bir kısmının işletmede yedek olarak bırakılmasının bir zorunluluğu yoktur. Ortaklar isterlerse kârın bir kısmını
işletmede bırakabilir ya da sermayeye ekleyebilir. Fakat ortakların üçüncü kişilere karşı sorumluluğunun koydukları sermaye ile sınırlı olduğu sermaye şirketlerinde,
kârın bir kısmının öz kaynak unsuru olarak işletmede bırakılması şirketle ilişkide bulunan üçüncü kişilerin güvencesini artıracağından, TTK sermaye şir- ketleri için
yedek ayırmayı zorunlu hale getirmiştir.
“54 Kâr Yedekleri”; kanun hükümleri uyarınca ayrılan birinci ve ikinci tertip yedek akçelerden oluşan yasal yedekleri, şirket ana sözleşme hükümleri çerçevesinde
ayrılan yedek akçelerden oluşan statü yedeklerini ve işletmenin yetkili organlarınca ayrılması kararlaştırılan yedek akçelerin yer aldığı olağanüstü yedekler ile özel
fonları içerir.
Kâr yedeklerinin ortak özelliği, işletmenin önceki dönemde elde ettiği kârlardan ayrılmış olmalarıdır. Bu nedenle bu gruptaki hesapların alacak tarafına kayıt
yapıldığında, “570 Geçmiş Yıllar Kârları” hesabının borç tarafına kayıt yapılır. Yenilenecek duran varlığın satışından elde edilen kâr ise istisna olarak, kâr hesaplarına
alınmadan doğrudan “549 Özel Fonlar” hesabına alınır.
Yasal Yedekler
Yasal yedekler, TTK hükümlerine göre ayrılan yedeklerdir. Sermaye şirketleri her yıl dönem net kârından kanunda belirtilen bir kısmını, yasal yedek akçe olarak
ayırmak zorundadırlar.
Yedek akçe ayırmak zorunda olan şirketler, birinci tertip ve ikinci tertip yedek akçe olmak üzere iki tür yasal yedek ayırırlar.
Sermaye şirketlerinin, her yıl safi kârlarının %5’ini (yirmide biri) ödenmiş sermayenin beşte birini buluncaya kadar yedek akçe olarak ayırmaları zorunludur. Buna I.
Tertip Yedek Akçe (Genel Kanuni Yedek Akçe) denir.
Pay sahiplerine dağıtılan birinci temettü tutarı (ödenmiş sermayenin %5’i) kârdan düşüldükten sonra, kârdan pay alacak kişilere dağıtılması kararlaştırılan kârın
%10’nu ise
II. Tertip Yedek Akçe olarak tanımlanmaktadır.
Her iki yedek akçenin hesaplaması sonucunda bulunan tutarlar “540 Yasal Yedekler” hesabına kaydedilir. Yasal yedek akçe ayrıldığında bu hesabın alacak tarafına,
yedek akçe zarara mahsup edildiğine borç tarafına kayıt yapılır.
Statü Yedekleri
TTK’ya göre şirket ana sözleşmesinde, kanunların emrettiğinden daha fazla yedek ayrılması hükmünün yer alması mümkündür. Şirketin kuruluş ana sözleşmesinde,
yasal yedekler dışında yedek ayrılmasına ilişkin hükümler yer alıyorsa, bu hükümler çerçevesinde ayrılan yedekler Statü Yedekleri olarak adlandırılmakta olup
ayrılmaları için yasal zorunluluk yoktur. Bu doğrultuda şirket ana sözleşmesindeki hükümler çerçevesinde kârdan yedek ayrıldığında “541 Statü Yedekleri” hesabının
alacak tarafına, ayrılan bu tutar ise “570 Geçmiş Yıllar Kârları” hesabının borç tarafına kaydedilir. Bu hesapta biriken yedekler ana sözleşme hükümleri uyarınca
herhangi bir şekilde kullanıldıklarında “541 Statü Yedekleri” hesabının borç tarafına kayıt yapılır.
Olağanüstü Yedekler-Diğer Kâr Yedekleri
Sermaye şirketlerinde şirket genel kurulu, yeni yatırım yapmak, artan işletme sermayesi ihtiyacını karşılamak ya da düzenli kâr payı dağıtabilmek gibi değişik
amaçlarla kârın bir bölümünün yukarıda belirtilen yedekler dışında işletmede tutulmasına karar verebilir. Bu doğrultuda sermaye şirketlerinde yasal yedekler ve statü
yedekleri dışında şirket genel kurulu kararı ile ayrılmasına karar verilen olağanüstü yedek akçeler ile dağıtım dışı kalan kârlar “542 Olağanüstü Yedekler” veya “548
Diğer Kâr Yedekleri” hesaplarına kaydedilir. Genel kurul kararı ile ayrılmasına karar verilen yedekler ortaya çıktıkça bu hesapların alacak taraflarına kaydedilir. Bu
hesaplarda biriken yedeklerin zarara mahsup edilmesi, sermayeye eklenmesi, temettü olarak dağıtılması ya da başka bir nedenle kullanılması halinde, hesapların borç
tarafına kayıt yapılır.
Özel Fonlar
Şirket genel kurullarının belli bir amaç için kullanılmak üzere işletmenin elde ettiği kârdan ayırdığı “Yatırım Fonu”, “Sermaye İtfa Fonu” (İmtiyazlı şirketlerde),
“Yatırım İndirimi Fonu” gibi yedekler ile bir duran varlığın satışında ortaya çıkan ve yenilemede kullanılacak “Yenileme Fonu”, özel fonlar olarak nitelendirilip “549
Özel Fonlar” hesabına kaydedilir.
Özel fon kapsamında belirli amaçlar için kullanılmak üzere kârdan yedek ayrıldığında, kârdan ayrılan diğer yedeklerde olduğu gibi “570 Geçmiş Yıllar Kârları”
hesabının borç tarafına kayıt yapılırken, “549 Özel Fonlar” hesabının alacak tarafına kayıt yapılır. Özel fon ayrıldığı özel amaç için kullanıldığında ise borç tarafına
kayıt yapılarak kapatılır.
Özel fonların diğer bir uygulama alanı da maddi duran varlık “Yenileme Fonu”dur. İşletmenin yenilemek amacıyla bir duran varlığını satması sonucu elde edilen kâr,
yenilemeye fon kaynağı olmak üzere pasifte geçici bir öz kaynak unsuru niteliğinde olan “549 Özel Fonlar” hesabının alacak tarafına kaydedilir. Duran varlık
yenilendiğinde, yeni varlığın amortisman gideri “549 Özel Fonlar”dan karşılandığında bu hesabın borç tarafına kayıt yapılır.
Geçmiş Dönem Kârları ve Zararları
İşletmenin geçmiş yıllar kârları öz kaynakları artırıcı, geçmiş yıl zararları ise öz kaynakları azaltıcı unsurlardır. TDHP’de öz kaynakların bir unsuru olarak bu
gruplar aşağıdaki gibi oluşturulmuştur:
• 57 Geçmiş Yıllar Kârları
• 58 Geçmiş Yıllar Zararları
“57 Geçmiş Yıllar Kârları” grubu, öz kaynakların geçmiş dönem kârlarından oluşan bölümünü göstermek için açılmış olup, sadece “570 Geçmiş Yıllar Kârları”
hesabını içermektedir.
“58 Geçmiş Yıllar Zararları” grubu ise, öz kaynaklarda geçmiş dönem zararları nedeniyle meydana gelen azalmaları göstermek üzere açılmış olup, sadece “580
Geçmiş Yıllar Zararları (-)” hesabını içermektedir.
Geçmiş Yıllar Kârları
Bu hesap, önceki yıllara ait kârların dağıtılmasına ya da sermayeye eklenmesine kadar tutulması için açılmıştır. “570 Geçmiş Yıllar Kârları” hesabında, geçmiş
faaliyet dönemlerinde ortaya çıkan ve işletme sahibine ya da ortaklarına dağıtılmamış bulunan kârlardan ilgili yedek hesaplarına alınmayan tutarlar izlenir.
“570 Geçmiş Yıllar Kârları” hesabı, önceki yılın net kârının kaydedildiği “590 Dönem Net Kârı” hesap tutarının bu hesabın alacak tarafına aktarılmasıyla
açılmaktadır. Kârın; yedeklere aktarılması, ödenecek temettü olarak ayrılması, işletme sahibinin ya da ortaklarının hesabına aktarılması, önceki dönem zararla- rına
mahsup edilmesi veya özel fon oluşturulması gibi kullanım biçimine göre “570 Geçmiş Yıllar Kârları” hesabının borç tarafına kayıt yapılarak hesap kapatılır.
Geçmiş Yıllar Zararları
Bu hesap, geçmiş faaliyet dönemlerinde ortaya çıkan dönem net zararlarının izlendiği hesaptır. “580 Geçmiş Yıllar Zararları” hesabı, önceki yıllara ait zarar
tutarlarının; yedeklere, daha sonraki yılların kârlarına ya da sermayeye mahsup edilerek kapatılmasına kadar izlenmesi için oluşturulmuştur. Aktif karakterli pasifi
düzenleyici bir hesap olduğu için öz kaynaklarda azalmayı temsil eder ve bilançoda öz kaynaklardan indirim (-) biçiminde gösterilir.
“580 Geçmiş Yıllar Zararları” hesabı, faaliyet dönemini zararla kapatıp bu zararı “591 Dönem Net Zararı (-)” hesabına kaydeden işletmeler, yeni dönemin başında bu
hesaptaki tutarı “580 Geçmiş Yıllar Zararları” hesabının borç tarafına aktarmasıyla açılmaktadır. Hesap, zararın izleyen dönem kârlarına, yedeklere ya da sermayeye
mahsubu veya zararın ortaklara dağıtılması durumlarına bağlı olarak alacaklandırılarak kapatılır.
Faaliyet Dönemi Kârı veya Zararı
İşletme faaliyet dönemini kârla kapatırsa öz kaynakları artar, zararla kapatırsa öz kaynakları azalır. TDHP’de işletmenin faaliyet dönemine ait vergi sonrası net kâr
veya zarar tutarlarını göstermek üzere öz kaynakların bir unsuru olarak iki hesabın yer aldığı “59 Dönem Net Kârı (Zararı)” grubu oluşturulmuştur. Bu grup işletmenin
nihai faaliyet sonucunu gösteren hesapları kapsar. Bu kapsamda TDHP’de bu grupta aşağıdaki hesaplar yer almaktadır:
• 590 Dönem Net Kârı
• 591 Dönem Net Zararı (-)
Dönem Net Kârı
İşletmenin faaliyet dönemine ait vergi sonrası net kâr tutarı “590 Dönem Net Kârı” hesabında izlenir.
İşletmenin tüm gelir ve giderlerini kaydettiği hesaplar dönem sonunda, bir gelir tablosu hesabı olan “690 Dönem Kârı veya
Zararı” hesabına aktarılarak kapatıldıktan sonra, eğer bu hesap alacak kalanı verirse, bu kalan işletmenin vergi öncesi kârını (Dönem Kârı) gösterir. İşletme kurumlar
vergisi mükellefi ise hesaplanan vergi ve diğer yasal yükümlülükler bu tutardan düşülerek bulunan net kâr, “692 Dönem Net Kârı veya Zararı” hesabına aktarılır.
“692 Dönem Net Kârı veya Zararı” hesabının alacak kalanı (net kârı ifade eder), hesabın borçlandırılarak kapatılması karşılığında, bu hesaptan bir bilanço hesabı olan
“590 Dönem Net Kârı” hesabının alacağına aktarılır. Bu kayıtlar sonucunda dönem kârının, bir öz kaynak hesabına aktarılarak dönem sonu bilançosunda görünmesi
sağlanır.
“590 Dönem Net Kârı” hesabı izleyen yılda “570 Geçmiş Yıllar Kârları” hesabına aktarılarak kapatılır. Kâr yedekleri bölümünde ifade edildiği gibi kâr dağıtımı “570
Geçmiş Yıllar Kârları” hesabından yapılır.
Dönem Net Zararı (-)
İşletmenin faaliyet dönemine ait net zarar tutarı “591 Dönem Net Zararı (-)” hesabında izlenir.
Sonuç hesapları içinde yer alan “692 Dönem Net Kârı veya Zararı” hesabı borç kalanı verirse işletme zarar etmiş demektir. Bu durumda “692 Dönem Net Kârı veya
Zararı” hesabının borç kalanı (net zararı ifade eder), hesabın alacaklandırılarak kapatılması karşılığında, bu hesaptan bir bilanço hesabı olan “591 Dönem Net Zararı
(-)” hesabının borcuna aktarılır. Bu aktarım sonucunda dönem zararının, dönem sonu bilançosunda öz kaynaklar içinde gözükmesi sağlanır. Bu hesap bilançonun pasif
tarafında yer alan düzenleyici bir hesap olduğundan, öz kaynakları azaltan bir indirim olarak bilançoda yer alır. “591 Dönem Net Zararı (-)” hesabı izleyen yılda “580
Geçmiş Yıllar Zararları (-)” hesabının borç tarafına aktarılarak kapatılır.
Ünite 8: Sonuç Hesapları
İşletmeler amaçlarına ulaşmak için faaliyetlerini sürdürürken birçok mali nitelikte işlem gerçekleştirirler. Bu doğrultuda işletme sahiplerinin haklarını artıran işlemler
gelir, azaltan işlemler ise gider doğuran işlemlerdir. İşletmenin faaliyet sonucunun kâr veya zarar olarak belirlenmesi ile ilgili olan unsurlar, bu gelir ve gider yaratan
unsurlardır. Gelir ve gider hesapları yardımıyla işletmenin faaliyet sonuçları belirlendiğinden bu hesaplara aynı zamanda “sonuç hesapları” ya da işletmenin gelir
tablosunu oluşturduklarından “gelir tablosu hesapları” da denilmektedir.
Gelir Hesaplarının İncelenmesi
İşletmenin faaliyetleri sonucunda varlıklarında artış meydana getiren unsurlara gelir, bu unsurların izlendiği hesaplara gelir hesapları denir.
TDHP’de yer alan gelir hesapları aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır:
•Ana Faaliyet Konusu ile İlgili Gelirler
60 BRÜT SATIŞLAR
•Ana Faaliyet Konusu Dışındaki İşlemlerle İlgili Gelirler
64 DİĞER FAALİYETLERDEN OLAĞAN GELİR VE KÂRLAR
67 OLAĞANDIŞI GELİR VE KÂRLAR
Gelir hesaplarının tümü alacak tarafından çalışır. Dolayısıyla gelir oluştukça ilgili gelir hesabının alacak tarafına kayıt yapılır ve bu hesaplar mutlaka alacak kalanı
verir. Gelir hesapları öz sermayede artış yaratan işlemler sonucu doğarlar ve dönem içinde gelir oluştukça ilgili gelir hesabının alacak tarafına kayıt yapılır ve alacak
kalanı verirler. Gelir hesaplarının sadece dönem sonlarında “690 Dönem Kârı veya Zararı” hesabına aktarılıp kapatılması sırasında borç taraflarına kayıt yapılır.
Brüt Satışlar
Brüt satışlar işletmenin esas faaliyetleri çerçevesinde satılan mal ya da hizmetler karşılığında alınan ya da tahakkuk ettirilen toplam değerleri kapsar. Brüt satışlara
“Katma Değer Vergisi” dâhil edilmez.
Brüt satışlar hesap grubunda aşağıdaki gelir hesapları yer alır:
• 600 Yurtiçi Satışlar
• 601 Yurtdışı Satışlar
• 602 Diğer Gelirler
Yurtiçi Satışlar
Yurt içindeki gerçek ve tüzel kişilere satılan mal ve hizmetler karşılığında alınan ya da tahakkuk ettirilen toplam değerlerin izlendiği hesaptır. Satış gerçekleştiğinde
veya ana faaliyet konusu gelirler tahakkuk ettiğinde “600 Yurtiçi Satışlar” hesabının alacak tarafına kayıt yapılır. Dönem sonlarında hesap, “690 Dönem Kârı veya
Zararı” hesabına aktarılırken borç tarafına kayıt yapılarak kapatılır.
Yurtdışı Satışlar
Yurt dışında satılan mal ve hizmetler karşılığında alınan ya da alınacak olan toplam değerlerin izlendiği hesaptır. İşletmenin gerek yurt dışına kendisinin yaptığı ihracat
tutarları gerekse ihracat kaydıyla ihracatçı firmalara yapmış olduğu satışlar bu hesapta izlenir. Dönem içinde ihracat bedelinin tahsilinde ortaya çıkan lehteki kur
farkları da bu hesaba kaydedilir. Yurt dışına satış gerçekleştiğinde, malın gümrükten çıktığı tarihteki kur dikkate alınarak bulunan satış tutarı “601 Yurtdışı Satışlar”
hesabının alacak tarafına kaydedilir. Dönem sonunda bu hesap, “690 Dönem Kârı veya Zararı” hesabına aktarılırken borç tarafına kayıt yapılarak kapatılır.
Diğer Faaliyetlerden Olağan Gelir ve Kârlar
Bu grup, işletmenin esas faaliyeti dışında iştiraklerden ve bağlı ortaklıklardan elde edilen temettü geliri ile faiz ve diğer temettü gelirleri, temerrüt faizleri, komisyon
gelirleri, kambiyo kârları, kira gelirleri, menkul kıymet satış kârları gibi diğer faaliyetlerden elde edilen olağan gelir ve kârlardan oluşur.
Az:
• 640 İştiraklerden Temettü Gelirleri
• 641 Bağlı Ortaklıklardan Temettü Gelirleri
• 642 Faiz Gelirleri
• 643 Komisyon Gelirleri
• 644 Konusu Kalmayan Karşılıklar
• 645 Menkul Kıymet Satış Kârları
• 646 Kambiyo Kârları
• 647 Reeskont Faiz Gelirleri
• 648 Enflasyon Düzeltmesi Kârları
• 649 Diğer Olağan Gelir ve Kârlar.
Olağandışı Gelir ve Kârlar
İşletmenin olağan faaliyetlerinden bağımsız olan ve bu nedenle arızi nitelik taşıyan duran varlıkların satışlarından elde edilen kârlar ile olağandışı olay ve gelişmeler
nedeniyle ortaya çıkan gelir ve kârları kapsar. Fakat Türkiye Muhasebe Standartlarında olağan/olağandışı gelir ayrımı ortadan kaldırılmıştır. Olağandışı gelir ve kârlar
hesap grubunda aşağıdaki gelir hesapları yer alır:
• 671 Önceki Dönem Gelir ve Kârları
• 679 Diğer Olağandışı Gelir ve Kârlar.
Gelir Hesaplarında Dönem Ayrımı
İşletmelerin sonsuz olarak kabul edilen ömürleri bölümlendirilmiş ve her bölüme dönem adı verilmiştir. Muhasebenin temel kavramlarından dönemsellik ilkesi, her
dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak tespit edilmesini, gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmesini ve her dönemde
elde edilen gelirler ile bu gelirleri elde edebilmek için yine aynı dönemde katlanılan giderlerin karşılaştırılmasını gerektirir. Gelir ve giderlerin hangi döneme ait
olduğunun belirlenmesinde ödeme ve tahsilat önem arz etmemekte, bu belirlemede tahakkuk esası baz alınmaktadır.
Ünite 8: Sonuç Hesapları
Gelecek Aylara/Yıllara Ait Gelirler
Gelirlerin tahsil edildiği dönem ile ait olduğu dönem arasında farklılık söz konusu olması durumunda dönemsellik kavramı gereği cari dönemde tahsil edildiği halde
gelecek dönemlerin gelirleri olarak gösterilmesi gereken kısımların, gelecek döneme kadar bir bilanço hesabına kaydedilmesi gerekir. Bu doğrultuda izleyen aylara ait
olmak üzere peşin tahsil edilen gelirler “380 Gelecek Aylara Ait Gelirler” hesabının alacak tarafına kaydedilir.
Gelir Tahakkukları
İçinde bulunulan hesap döneminde doğmuş yani hak kazanılmış olmasına rağmen, henüz istenebilir hale gelmemiş gelirler bulunabilir. Gelir doğmuş ise bu gelirin
içinde bulunan döneme düşen tutarını (henüz tahsil edilmemiş olmasına rağmen) o dönemin geliri olarak kaydetmek gerekir. Fakat bu tutar henüz istenebilir duruma
gelmediği için alacak olarak kaydedilmesi doğru olmayacağından, bu tutarın “Gelir Tahakkukları” hesabında izlenmesi uygun olur.
Gider Hesaplarının İncelenmesi
İşletmeler faaliyetlerini devam ettirebilmek için belirli bir zaman diliminde mal ve hizmet kullanır ve tüketirler. Bunlar; ödenen ücretler, telefon, elektrik gibi giderler,
kira gideri, faiz giderleri, ısınma giderleri, komisyon giderleri gibi değişik unsurlardan oluşabilmektedir. Bir başka ifadeyle, işletmelerin belirli bir zaman içerisinde
ana faaliyet konusu ile ilgili işlemler ve ana faaliyet konusu dışındaki işlemleriyle ilgili ortaya çıkan giderler, gelirlerle karşılaştırılan faydası tükenmiş maliyetlerdir.
Bu doğrultuda, işletmelerin faaliyetlerinde kullandıkları varlıkları elde edebilmek için katlanmak zorunda oldukları unsurlara gider, bu unsurların izlendiği hesaplara
da gider hesapları denir.
İşletmelerin türüne, faaliyet çeşitliliğine ve büyüklüğüne göre farklılık gösteren gider hesapları TDHP’de aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır.
• Ana Faaliyet Konusu ile İlgili Giderler
o 61 SATIŞ İNDİRİMLERİ
o 62 SATIŞLARIN MALİYETİ
o 63 FAALİYET GİDERLERİ
• Ana Faaliyet Konusu Dışındaki İşlemlerle İlgili Giderler
o 65 DİĞER FAALİYETLERDEN OLAĞAN GİDER VE ZARARLAR
o 66 FİNANSMAN GİDERLERİ
o 68 OLAĞANDIŞI GİDER VE ZARARLAR
Satış İndirimleri
Net satış hasılatına ulaşmak için brüt satışlardan indirilmesi gereken değerler bu gruptaki hesaplara kaydedilir. Satış tutarında yapılacak düzeltmeler için TDHP’de
Satış İndirimleri hesap grubunda aşağıdaki gider hesapları oluşturulmuştur:
• 610 Satıştan İadeler,
• 611 Satış İskontoları,
• 612 Diğer İndirimler.
Satışların Maliyeti
İşletmenin dönem içinde sattığı mamul, yarı mamul, ilk madde ve malzeme ve ticari mal gibi stok kalemleri ile satılan hizmetlerin maliyeti bu gruptaki gider
hesaplarına kaydedilir. Satışların maliyeti hesap grubunda aşağıdaki gider hesapları yer alır:
• 620 Satılan Mamuller Maliyeti,
• 621 Satılan Ticari Mallar Maliyeti,
• 622 Satılan Hizmet Maliyeti,
• 623 Diğer Satışların Maliyeti.
Faaliyet Giderleri
İşletmenin esas faaliyeti ile ilgili bulunan ve üretim ya da satış maliyetlerine yüklenmeyen, araştırma ve geliştirme giderleri, pazarlama, satış ve dağıtım giderleri ve
genel yönetim giderlerinden oluşan hesap grubudur. Faaliyet giderleri hesap grubunda aşağıdaki gider hesapları yer alır:
• 630 Araştırma ve Geliştirme Giderleri,
• 631 Pazarlama, Satış ve Dağıtım Giderleri,
• 632 Genel Yönetim Giderleri.
Diğer Faaliyetlerden Olağan Gider ve Zararlar
Bu grup, işletmenin esas faaliyetleri dışında kalan olağan faaliyetlerle ilgili ortaya çıkan gider ve zararların kaydedildiği hesapları içerir.
Diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar hesap grubunda aşağıdaki gider hesapları yer alır:
• 653 Komisyon Giderleri,
• 654 Karşılık Giderleri,
• 655 Menkul Kıymet Satış Zararları,
• 656 Kambiyo Zararları,
• 657 Reeskont Faiz Giderleri,
• 658 Enflasyon Düzeltmesi Zararları,
• 659 Diğer Olağan Gider ve Zararlar.
Finansman Giderleri
Bu grup, işletmenin borçlandığı tutarlarla ilgili olarak katlanılan ve varlıkların maliyetine eklenmemiş bulunan faiz, kur farkları, kredi komisyonları ve benzeri diğer
giderleri kapsar.
“66 Finansman Giderleri” hesap grubunda aşağıdaki gider hesapları yer alır:
• 660 Kısa Vadeli Borçlanma Giderleri,
• 661 Uzun Vadeli Borçlanma Giderleri.
Olağandışı Gider ve Zararlar
Bu grup, işletmenin olağan faaliyetlerinden bağımsız olan ve bu sebeple sık sık ve düzenli olarak ortaya çıkması beklenmeyen işlem ve olaylardan kaynaklanan gider
ve zararları kapsar. Bir başka ifadeyle bu grup, işletmenin olağan faaliyetlerinden bağımsız olan ve bu nedenle arızi nitelik taşıyan duran varlık satış zararları ile
olağandışı olay ve gelişmeler nedeniyle ortaya çıkan gider ve zararları kapsar. Fakat Türkiye Muhasebe Standartlarında olağan/olağandışı gider ayrımına son
verilmiştir.
Ünite 8: Sonuç Hesapları
Olağandışı gider ve zararlar hesap grubunda aşağıdaki gider hesapları yer alır:
• 680 Çalışmayan Kısım Gider ve Zararları,
• 681 Önceki Dönem Gider ve Zararları,
• 689 Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar.
Gider Hesaplarında Dönem Ayrımı
Dönemsellik kavramı gereği her dönemin faaliyet sonucunun ortaya konulmasında o döneme ilişkin gelir ve giderlerin saptanarak eşleştirilmeleri gerekir. Gelir ve
giderlerin dönemle ilişkilendirilmesinde tahakkuk (gerçekleşme) esası uygulanır. Tahakkuk esasına göre bir gelir veya gider hangi dönemde gerçekleşmişse, tahsil
veya ödeme tarihleri dikkate alınmadan o dönemin gelir veya gideri olarak kaydedilir.

You might also like