You are on page 1of 116

Adam Yaymc1hk'ta Birinci Bas1m: .

Agustos 1982

Kapak Dilzeni: Salt Maden

282.02.002.224.74
Edgar Allan Poe

Olagand1�1 Oykiiler

6ykii

<;evirenler
Memet Fuat Bengii
Tomris Uyar
MORGUE SOKAGI C1NAYE11

ingilizceden c;eviren: Memet lt"'uat


1<;1NDEKiLER

Morgue Soka[Ji Cinayeti

Morgue Sokag1 Cinayeti 9


Kuyu ve Sarkac; 53
Maelstrom'e Dii§ii§ 74
Geveze Yurek 97
Amontillado F1c;1s1 106
MORGUE SOKAGI CiNAYETi
(The Murders in the Rue Morgue)

Syren'ler hangi §ark1y1 soylerlermi§? ya da


Achilles kadmlarm arasma sakland1g, zaman
hangi ad1 takmm1§? Ger1;i §a�1rt1C1 sorulard1r
bunlar, ama biitiin tahminlerin otesinde olduklar1
da s<iylenemez.
Sir Thomas Browne

<;oziimleme diye adland1rd1gumz dii§iince giiciiniin


kendisi c;oziimlenmeye pek elveri§li degildir. Onu, sadece,
vard1g1 sonuc;larla degerlendirebiliriz. Bildigimiz bir §ey
de §U : c;oziimleme giiciine a§lfl derecede sahip olmak,
insanoglu ic;in her zaman gerc;ek bir tat kaynag1d1r. Giic;­
lii bir adam nas1l viicudu ile oviiniir, adalelerini c;all§tl­
ran hareketlerden ho§lamrsa, c;oziimleyici de karmaka­
rt§Zk §eylerin ic;inden c;1kmaya c;ah§arak kafa yormaktan
ho§lamr. Yetenegini gostermesine yarayacak en sac;ma
i§lerden bile tat allr. Bilmecelere, bulmacalara, anl8.§Il­
maz yaz1lara pek dii§kiindiir; bunlan c;ozerken o derece
beceriklilik gosterir ki, alelade kimselere dogaiistii bir i§

9
OLAGANDU�I OYKULER

yap1yormu§ gibi gelir. Yontemli dti§tinceyle vard1g1 so­


nuc;larm havasmda, gerc;ekten de, bir ic;e dogmu§luk var­
dir.
Bu c;oztimleme yeteneginin canlanmasma, herhal­
de, matematigin, hele onun en yiiksek kolu olan ve ka­
rl§Ik i§lemleri var diye - adeta de{Jerini artirmak ic;in­
mi§ gibi - yanh§ olarak analitik dedigimiz c;e§idinin c;ok
etkisi vardir. Gene de, aslmda, hesaplamak c;oztimlemek
demek degildir. ornekse bir satranc; oyuncusu hie; c;o­
ztimleme yapmadan baz1 hesaplamalar yapar. �unu da
soylemeli satranc; oyununun dti§tince tizerindeki etki­
leri c;ok yanlI§ anla§1lm1§tlr. Bir bilim kitab1 yazm1yo­
rum, sadece biraz tuhaf bir oyktiye ba§lang1c; olarak ge­
li§igtizel baz1 gorti§lerimi sirallyorum; bunu f1rsat bile­
rek, gosteri§i sevmeyen dama oyununun, ustaca bir ara­
ya getirilmi§ sac;ma zorluklarla dolu satranc; oyununa
oranla, dti§tince gtictintin en ytiksek katlanm kullan­
dirmak bak1mmdan daha kesin, daha yararh oldugunu
ileri silrecegim. Satranc; oyununda ta§larm degi§ik, bll§ka
bll§ka hareketleri vard1r, degerleri de c;e§itlidir, birbiri­
ne uymaz; kan§1k1Ig1 derinlik samyor, yamhyorlar, (go­
rtilmemi§ bir yamlma degil dogrusu). Bu oyun btitti­
ntiyle dikkate dayamr. Bir an dikkatiniz gev§eyecek ol­
sa, hata yaptm1z demektir, ya bir ta§ kaybedersiniz, ya
da yenilirsiniz. Hareketler sadece ttirlti ttirlti degil, tis­
telik kan§1kt1r da, o yi.izden bu gibi hatalara dti§mek
olas11Ig1 c;oktur; on oyundan dokuzunu, kafas1 derli top­
lu i§leyenler kazamr, zeki olmak yetmez. Damada ise,
tam tersine, hareketler tek c;e§ittir, pek oyle bir degi§ik­
lik yoktur, dikkatsizlik olas11Ig1 azalmI§tlr, dikkat kul­
lamlmaz bile, her iki taraf da kazandlklanm kendi be- -
ceriklilikleriyle kazamrlar. Daha elle tutulur bir ornek

10
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

verelim; bir dama oyunu var diyelim, sadece dort tane


dama olmu§ ta§ kalm1§ ortada; elbette ki boyle bir du­
rumda hata yap1lmas1 beklenemez. Kazanmak ic;in
(oyuncular e§ degerde iseler) goriilmemi§ bir hareket
yapmak gerekir, oyle bir hareketi de insan ancak kafa­
sm1 kullanarak bulabilir. Basmakahp c;arelere ba§vura­
mayacagmdan, c;ozi.imleyici, kar§ismdakinin ruhuna gir­
mek, di.i§i.ini.i§i.ini.i anlamak zorundad1r; boylece, bir ba­
k1§ta, (bazen gerc;ekten gi.ili.inecek derecede basit olan)
ana yontemler, ba§tan c;J.kanc1, yanh§ hesaplara si.iri.ik­
leyici oyunlar buluverir.
Ilric; denilen iskambil oyununun hesaplama gi.ici.ine
dayand1g1 soylenir; ote yandan, en ak1ll1 kimseler bile,
satranc1 sac;ma bulurlar da, bu oyundan ac;1kc;a gori.ilen
ama nedeni pek bilinmeyen bir tat ahrlar. En ki.ic;iik bir
ku§kum olmadan soyli.iyorum, c;oziimleme gi.iciinii onun
kadar c;ah§tlran ba§ka hic;bir oyun yoktur. Yeryi.izi.inde­
ki en iyi satranc; oyuncusu, satranc1 en iyi oynayan kim­
sedir, o lcadar; bric;te ustahk ise bir insamn kafas1m kul­
lanabildigini, ak1llarm c;arp1§acag1 c;ok daha onemli i§­
lerde de ba§an saglayabilecegini gosterir. Ustahk der­
ken, elveri§li yard1mlarm gelecegi biitiin kay�aklan bir
anda kavrama gi.ici.ine sahip olan, omek bir bri� oyuncu­
sunun olgunlugunu di.i§iiniiyorum. Bu kaynaklar hem
pek c;oktur, hem de pek c;e§itlidir, iistelik di.i§iincenin
oyle kuytu ko§elerinde sakhd1rlar ki, alelade kimselere,
eri§ilmez, yanma var1lmaz §eylermi§ gibi goriiniirler.
Dikkatle gozlemek, iyi hatirlamak demektir; onun ic;in,
kafas1 derli toplu i§leyen bir satranc; oyuncusu bric;te de
kendini gosterebilir; sonra Hoyle kurallan da (oyunun
mekanik yap1sma dayand1klarmdan) herkesin yeteri ka­
dar anlayabilecegi §eylerdir. Boylece, saglam bir belle-

11
OLAGANDI�I OYKULER

gi olup, «kitaba» uyarak oynayan herkese iyi oyuncu de­


me k bir ah§kanhk haline ge lmi§tir. Arna kurallara s1g­
mayan §eyler de vard1r, i§te c; ozi.imle yicinin ustahg1 oy­
le durumlarda belli olur. Sessizlik ic;inde, baz1 gtizlemler
yapar, baz1 sonuc;lar c;1 kanr. Belki arkada§lan da yapar
aym §eyi; ama herkes kendine gore bir bilgi elde eder;
bu bilginin azhg1 ya da c;oklugu, sadece vanlan sonuc;­
larm dogrulugundan gelmez, daha c;ok, gozlemlerin ni­
te liginden gelir. 1§ neyi gtizleyece gini bilme ktedir. Bizim
oyuncumuz dikkatini sm1rlamaz; kendimi oyuna ver­
me liyim diyerek, oyunun dI§mdaki §eylerden c;1kanla­
bilecek sonuc;lan bir yana atmaz. Ortagmm yiizi.inde ki
de gi§ikliklere dikkat eder, tibi.ir iki oyuncu ile inceden
inceye Olc;i.i§ti.iri.ir. Her elde kag1tlarm nas1l dag1t1ld1g1-
m kestirmeye c;ah§ir; oyuncularm bak1§larmdan kozla­
rm, ontirlerin kimlerde oldugunu anlar. Oyun devam
ederken yi.izle rde ki bi.iti.in degi§iklikleri kollar, gi.iven,
§a§kmhk, utku, can s1kmtis1 gibi kolayca belli olan de ­
gi§iklikle re bakarak baz1 di.i§i.ince ler elde eder. Bir e lin
ahm§mdan onu alamn aym cinsten ba§ka bir kag1d1
olup olmad1gm1 kestirir. i?a§irtmak ic;in oynanan bir ka­
g1d1 masanm i.isti.ine atlh§mdaki edadan anlay1verir.
Ag1zdan kac;an, ya da rasgele stiyle nen bir stiz; bir kag1-
dm di.i§il§i.i, ters doni.i§i.i, gori.ilme mesi ic;in harcanan c;a­
ba, ya da umursamazhk; kazamlml§ elle rin siralamp sa­
y1h§1; s1 kmti, duralama, heveslenme, hEyecan - bi.iti.in
bunlar, onun sanki ic;ine dogmu§c;asma ortaya atbg1 ger­
c;ekleri bulmasma, durumu gorebilme sine yard1m eder.
tlk iki tic; kag1t oynand1 m1 , herkesin e linde neler oldu­
gunu tigrenir, ondan sonra da, bi.iti.in eller yere ac; llm1§
gibi, rahat rahat, hie; c;e kinmeden oynamaya ba§lar.
<;ozi.imleme gi.ici.i, bildigimiz bece riklilikle kan§tlnl-

12
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

mamahdir; gerc;i c;ozi.imleyici ister istemez becerikli bir


kimsedir, ama becerikli kimselerin hepsi c;ozi.imleme ya­
pamazlar. Kuruculuk, ya da birle§tiricilik giicii diye ad­
landmlan ve bilginlerin (bence yanh§ olarak) ayn bir
organdan geldigine inand1klan, ilkel bir yetenek san­
d1klan beceriklilik, kafas1 i§lemeyen, aptal denilebilecek
kimselerde de s1k s1k gori.ilen bir §eydir; o kadar ki, in­
san di.i§i.incesi iizerine eser veren yazarlarm a§ag1 yuka­
r1 hepsi bu gerc;egin farkma varm1§lard1r. <;oziimleme
gi.ici.i ile beceriklilik arasmdaki uzakhk, c;e§itli hayalleri
kafaya toplama gi.ici.i ile bunlardan yeni bir hayal yara­
tabilme giicii arasmdaki uzakhktan bile fazlad1r; ama
bi.iyiik bir benzerlikleri de var. Gerc;ekten, becerikli kim­
seler kafas1 hep hayallerle dolup ta§an kimselerdir;
yaratma gi.icii olanlar ise birer c;ozi.imleyiciden ba§ka
bir §ey degillerdir.

A§ag1daki oyki.i, okuyucuya, sanki ileri siirdiigi.im


bu di.i§iincelerin bir ac;1klamas1ym1§ gibi gori.inecektir.
18 - y1lmm ilkyaz1 ile yaz ba§larm1 gec;irdigim Pa­
ris'de, Monsieur C. Auguste Dupin admda biriyle tam§­
m1§t1m. Gerc;ekten iinlii bir aileden olan bu gene;, baz1
talihsizlikler yi.izi.inden iyice yoksul di.i§mi.i§, hayatm
yi.iki.i altmda ezilerek her tiirlii hareketten bezmi§ti; es­
ki servetini elde etmek ic;in ugra§tlg1 da yoktu. Ala­
cakhlarmm ho§goriisi.iyle, baba malmm pek az bir par­
c;as1 elinde kalm1§t1; oradan gelen parayla, hayatm ka­
c;m1lmaz gereksinimlerini kar§Ilayarak, hie; §atafata sap­
madan, gi.ic;li.ikle geginiyordu. Tek li.iksii kitaplardi. On­
lan da elde etmek, Paris'de, oyle pek zor bir i§ degildir.
tlk kar§1la§mam1z Montmartre Sokagmdaki karan­
hk bir kitaphkta oldu; ikimiz de aym kitab1 anyorduk,

13
OLAGANDI$1 OYKULER

ender bulunan, pek onemli bir kitapb; bu olay bizi bir­


birimize yakmla§t1rmaya yetti. Tekrar tekrar bulu§tuk.
Bir Frans1zm kendisinden soz ederken takmacag1 tam
bir ai;1kytireklilikle anlatt1g1 aile oyki.isi.i, beni pek ilgi­
lendirmi§ti. Okudugu kitaplarm i;okluguna da §a§Ip §a­
§IP kahyordum; ama, as1l, ruhumu bir ate§ gibi saran,
yarabc1 hayallerinin s1cakhg1, canhhg1, tazeligiydi. Pa­
ris'de, o zaman aramakta oldugum §eyleri ararken, boy­
le bir adamm dostlugu, benim ii;in, degeri oli;i.ilmez bir
hazineydi; bu di.i§i.incemi ona ai;1ki;a soyledim . Sonun­
da, kentte kald1g1 m si.irece birlikte oturmaya karar ver­
dik; ben onun kadar darhk ii;inde olmad1g1mdan, bir ev
tutup ruhlarim1zm karanhk havasma uyacak bir bii;im­
de do§em eyi i.izerim e ald1m; tuttugum ev St. Germ ain'in
dI§ mahallelerinde, 1 ss1z bir yerdeydi; zamamn a§md1r­
d1g1, i;irkin, nerdeyse y1k1 lacak, eski mi eski bir yap1 yd1;
ne oldugunu sorup ogrenmedigim iz baz1 bo§ inanlar yi.i­
zti.nden y1llarca bo§ kalmI§tl.
Orada gei;irdigim iz hayat bilinseydi, herkes bize de­
li gozi.iyle bakard1 - ama, i§te, zarars1z delilerden. Tam
bir yalmzhk ii;indeydik. Hie; konuk kabul etm iyorduk.
Evim izin yerini eski arkada§lanmdan saklam1§tlm ; Du­
pin'in ise zaten y1 llard1 r Paris'de hii; kimseyle bir ah§ve­
ri§i kalmam i§tI. Kendi ba§1m1za, yapayalmz ya§1yorduk.
Geceyi salt gece diye sevmek arkada§1mm bir eglen­
cesiydi, hayallerine h1z veren, garip bir eglence (ba§ka
ne diyebilirim buna?); bi.iti.in obi.ir huylarma oldugu gi­
bi, bu de{Ji§ik huyuna da sessizce uymu§tum; kendim i
bi.iti.in bi.iti.in onun kaprislerine birakmz§tzm. Tanrmm
karanhg1 her zam an yeryi.izi.ini.i sarmad1gmdan, gi.in­
di.izleri onu biz yaratiyorduk. Sabahm ilk l§Iklanyla bir­
likte, ya§ll evimizin bi.iti.in pancurlarim kapatiyor, so-

14
MORGUE SOK.AG! CiNAYETi

Iuk, cans1z I§Iklar sac;an bir c;ift §amah fitil yaklyorduk;


bu fitillerden keskin bir koku yayihyordu. Onlarm I§I­
gmda ruhlanm1z1 hayallere b1rak1yor - saatin vuru§lan
gerc;ek karanligm geldigini haber verene kadar, okuyor,
yaz1yor, ya da konu§uyorduk. Sonra, kol kola, caddelere
firhyor, kalabahk kentin I§Iklan, golgeleri arasmda, gee;
saatlere kadar, oradan oraya, ba§I bo§ dola§Iyor, sade­
ce sessiz bir seyirci olarak tad1labilecek sonsuz heyecan­
lar anyorduk.
Boyle zamanlarda Dupin'in gosterdigi o garip c;o­
zi.imleme giici.ine (kolayca hayal kuran bir insan oldu­
gunu bildigim ic;in §a§mamam gerektigi halde) pek §a§I­
yor, hayran oluyordum. Gosteri§inden degilse bile - c;o­
ziimleme i§ini yapmaktan bi.iyiik bir tat aliyordu; sak­
lam1yordu bunu. K1kir k1k1 r giilerek, insanlarm c;ogu­
nun gogi.isleri�de kendisine dogru ac;1lm1§ pencereler
_
oldugunu soyli.iyor, ovi.ini.iyordu; bu gibi sozler soyledik­
ten sonra benim i.izerime bilgisinin geni§ligini gosteren
§a§1rtic1 §eyler anlatmay1 ah§kanlik edinmi§ti. Boyle an­
larda tavrma bir sogukluk, bir anla§Ilmazhk gelirdi,
gozleri bo§ bo§ bakard1; aslmda kalm olan sesi tic; kat
tizle§irdi, kelimeleri soyleyi§indeki ac;1k sec;iklik, konu§­
masmdaki agirba§hhk olmasa, insan huysuzla§tlg1m sa­
mrd1. Onun bu haline bakarken, ruhun ikiye ooliini.i§ii
i.izerine kurulmu§ olan eski bir felsefe anlayI§Im hatir­
lard1m, Dupin'i kafamda ikiye bolmek pek ho§uma gi­
derdi - biri, yaratild1g1 gibi, herhangi bir insand1, obiirii
ise bir c;ozi.imleyiciydi, bamba§ka bir insan.
Bu soylediklerime bakarak, olmayacak §eyler anlat­
tig1m1, ya da di.i§sel bir oykii kaleme ald1g1m1 sanma­
ym. Frans1zm bu halleri, sadece, heyecanh, belki de has­
ta bir ruhun yarattig1 §eylerdi. Arna oyle zamanlarmda

15
OLAGANDISI OYKULER

yapt1g1 «i;ozi.imlemelerin §a§1rt1c1hgma gelince, bunu bir


ornekle anlatmak daha iyi olur.
Bir gece Palais Royal yakmlarmda, uzun, pis bir
caddede dola§1yorduk. tkimiz de di.i§i.incelere dalml§ ol­
dugumuz i«i;in, en a§ag1 on be§ dakikalI.k bir zaman bo­
yunca tek kelime bile konu§mamI§tik. Dupin birde nbi­
re §U sozlerle y1rttI sessizligi :
«Ge r«i;ekten pe k ufak tefek bir adamdir o, Theatre
des Varietes'ye daha yakI§Ir. »
«:?i.iphesiz oyle , » diye cevap ve rdim; hi«i; di.i§i.inme­
de n vermi§tim bu ce vab1 (art1k o anda ne kadar dalgm
oldugumu anlaym), onun bu sozlerinin kafamdan ge ­
�enlere t1patip uydugunun farkma varmamI§tim. Bir
an i«i;inde kendimi toparlad1m, ama §a§kmhg1m pek de ­
rindi.
«Dupin, » dedim, ciddi bir sesle, «akhm alm1yor bu­
nu. :?a§kmhg1m1 saklayacak degilim, duygulanma ina­
nam1yorum. Nas1I olur da benim §eyi di.i§i.indi.igi.imil -?»
Burada durdum, kimi di.i§i.indi.igiimi.i bilip bilmedigini,
hi«i; kU§kliya yer kalmadan ogrenmek istiyordum.
«- Chantilly'yi di.i§i.indi.igi.imil, desene,» dedi, «ni­
ye duraladm? Ufak tefe kligi yi.izi.inden trajedilere yak1§­
mad1gm1 di.i§i.ini.iyordun. »
Ger«i;ekten de di.i§i.incele rimin ana konusu buydu.
Chantilly, eskiden, St. Denis Sokagmm ayakkab1 tamir­
cisiydi, ama sahneye he ves edere k Crebillon'un Xerxes
adh trajedisinde, Xerxes roli.ini.i oynamaya kalkm1§, bu
yi.izden de dile di.i§mi.i§ti.i.
«Tann a§kma soyle , » diye bag1rd1m, «hangi yontem­
le - ege r bir yi:intemin varsa - nas1l boyle ruhumun de­
rinliklerine giriyorsun, anlat bana. » Aslmda, gosterebil­
digimden «i;ok daha fazla bir heye cana kapilm1§tim.

16
MORGUE SOKA(H CiNAYETt

«Yemi§gi neden oldu,» dedi arkada§1m, «bu kundu­


ra tamircisinin Xerxes (et id genus omne) rolii igin epey­
ce k1sa boylu oldugu sonucuna varmana yemi§gi yol
agtu
«Yemi§gi mi? - §a§1rt1yorsun beni - tamd1g1m ye­
mi§gi filan yok benim.»
«Bu sokaga saptig1m1z s1rada sana garpan adam -
on be§ dakika kadar bir §ey oldu.»
Hatirlam1§t1m ; C- Sokagmdan, bulundugumuz cad­
deye saptig1m1z sirada, ba§mm iistiinde koca bir sepet
elma ta§iyan bir yemi§gi istemeyerek bana garpmi§tl; az
daha yere yuvarlanacaktim ; ama bunun Chantilly He
ne ilgisi oldugunu bir tiirlii anlayam1yordum.
Bir damla bile olsun §arlatanlzgi yoktu Dupin'in.
«Ag1klayacag1m,» dedi, «hepsini anlarsm §imdi; once,
yemi§gi ile r;arpi§tigmdan bu yana aklmdan gegirdigin
§eyleri, geriye dogru, bir s1ralayahm. Zincirin ana hal­
kalan §t:iyle gidiyor - Chantilly, Orion, Dr. Nichols, Epi­
curus, Stereotomy, caddenin ta§lan, yemi§gi.»
Hayatlarmm herhangi bir gagmda, dii§iincelerinin
vard1g1 birtak1m sonuglan nas1l elde ettiklerini ara:;;tir­
mam1§, boyle siralamalar yapmaktan tat almam1§ kim­
seler pek azdir. Bu i§ gogu zaman ilgi gekicidir; hele ilk
olarak deneyenler, ba§lang1g noktas1 ile sonug arasm­
daki uzakhg1, birbirini tutmazhg1 goriince pek §a§mrlar.
Frans1zm bu sozlerini dinledigim, soylediklerinin hepsi­
nin dogru oldugunu kabul etmek zorunda kald1g1m sira­
da, ne derece biiyiik bir §a§kmhga kap1ld1g1m1, artik siz
kestirin. :?oyle devam etti :
«Yamlm1yorsam, C- Sokagmdan aynhrken atlar­
dan soz ediyorduk. Tartl§tlg1m1z son konu buydu. Ko§e­
yi saparken, ba§mm iistiinde koca bir sepet ta§iyan bir

17
OLAGANDI�I OYKULER

yemi§«;i si.irti.inerek yamm1zdan gec;ti, sana biraz h1z1Ica


c;arpmI§ olacak, kaldmm1 tamir etmek ic;in kenarda y1-
g1h duran ta§lara d ogru sendeledin. Oynak bir ta§m i.is­
ti.ine basmca ayagm kayd1, topugun biraz incindi, k1zdm,
h1rc;mla§tin, birkac; kelime mmldandm, doni.ip ta§ y1g1-
nma bir baktm, sonra sessizce ilerledin. Yapt1klarma bi­
le bile dikkat etmedim; ama ta eskiden beri gozlem be­
nim ic;in kendiliginden olagelen, kac;1ml maz bir §eydir.
«Gozlerini yere diknii§tin - cam s1kkm bir halde,
kaldmmdaki c;ukurlara, oyuklara bak1yordun (hala ta§la­
n di.i§i.inmekte oldugunu bundan anlad1m) ; Lamartine
Pasajmm oraya gelene kadar bu boylece devam etti ; ora­
da, bir deneme olarak, kaldmm1 tahtadan, ki.ic;i.ik ta§lar
bic;iminde kesilmi§, di.izgi.in tahtalardan yapm1§lard1.
Onlan gori.ince yi.izi.in aydmland1, dudaklarm k1p1rdad1,
«stereotomy» kelimesini mmldandm, buna ku§kum yok;
kesme, bic;im verme anlamma gelen bu kelime ile kald1-
nmm tahtadan olU§U arasmda kolayca gori.ilen bir ilgi
vard1. «Stereotomy» kelimesini ise, atomlan di.i§i.inmeden
soyleyemeyecegini biliyordum ; atomlan di.i§i.ini.ince de,
Epicurus teorilerini hatirladm; bir zaman once bu
konuyu tart1§t1g1m1zda, kozmografya biliminin ileri si.ir­
di.igi.i son nebi.i!Oz teorileri ile bu degerli Yunanlmm tah­
minleri arasmdaki benzerlige dokunmu§tum ; son bu­
Iu§larla o tahminlerin dogrulanmakta oldugunu soyle­
mi§tim; bunlan hatirlayacagm ic;in gozlerini Orion y1l­
d1zlarmm cradaki bi.iyi.ik nebiilOze dogru kald1racagm1
umuyordum, bu hareketi yapacagma emindim. Gerc;ek­
ten de, ba§Im kaldmp yukan baktm; boylece, di.i§i.ince­
lerinin akI§Im dogru olarak takip ettigimi anlad1m.
«Musee»nin di.inki.i say1smda c;1kan o ac1 yerme yazzsin­
da, yazar, Chantilly'nin ayakkab1c1 olu§una dokunan bir-

18
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

tak1m terbiyesizce sozler soylerken, seninle i.izerinde s1k


s1k konu§tugumuz, Latince bir dizeyi aktarmI§tl. Hani
§U dize :

Perdidit antiquum litera prima sonum.

Bunun onceleri Urion diye yaz1lan Orion ile ilgili oldu­


gunu ta ne zaman anlatmi§tlm sana; o a<;1klamay1 yap­
tlg1m sirada beni oyle bir dinliyordun ki, sozlerimi hi<;
unutmayacag1m anlaml§tlm. Bu yi.izden de Orion ile
Chantilly kelimelerinin kafanda birbirini kovalayacag1
a<;1kti. Boyle bir <;agn§imm olup bittigini dudaklarmda
dola§an gi.ili.imseme belli etti. Zavalh kundura tamirci­
sinin harcam§im di.i§i.ini.iyordun. 0 ana kadar kendini
birakm1§ bir halde yi.iri.imekteydin ; birden dogrulup dik­
le§tigini gordi.im. Bunu gordi.ikten sonra, artlk, Chan­
tilly'nin ufak tefekligini di.i§i.indi.igi.inden ku§kum kal­
madi. !§te tam bu noktada, di.i§i.incelerini keserek, onun
- Chantilly'nin - ger<;ekten pek ufak tefek bir adam ol­
dugunu, Theatre des Varietes 'ye daha yak1§acagm1 soy­
ledim. »

Bunun i.izerinden �ok ge<;meden bir gi.in, Gazette des


Tri bunaux' nun gece bask1larmdan birine bak1yorduk,
a§ag1daki satirlar dikkatimizi c;ekti.
«OLAGANDU;u Ci:NAYETLER. - Bu sabah saat i.i<;; e
dogru St. Roch Mahallesi halk1, birbiri ardma gelen kor­
kun<; <;1ghklarla uyanm1§lar ; bu <;1ghklar, Morgue Soka­
gmda, Madame L 'Espanaye ile k1z1 Mademoiselle Ca­
mille L'Espanaye'in oturmakta olduklan bir evin dor­
di.inci.i katmdan gelmekteymi§. Kap1y1 i<;erdekilere gi.i­
zellikle a<;tlrmak i<;in bo§una harcanan birka<; dakika­
dan sonra, aralarmda iki de jandarma bulunan sekiz on

19
OLAGANDU;ll OYKULER

kom§u, bir demir c;ubukla kilidi k1rarak ic;eri girmi§ler.


Bu s1rada <;1gllklar kesilmi§mi§; ama kom§ular merdive­
ne sald1rd1klan anda, evin yukanlarmdan dogru, kavga
eden, k1zgm sesler gelmi§. 1kinci katm sahanhgma var­
d1klarmda, bu sesler de kesilmi§, her §ey tam bir sessiz­
lige gomi.ilmti§. Kom§ular hemen dag1hp btittin odalan
aramaya ba§lam1§lar. Dordtincti katm arka tarafmdaki
btiytik odaya girince (bu odanm kap1s1 ic;erden kilitli ol­
dug-U ndan kmlarak ac;1lm1§) hepsi btiytik bir §a§kmhk
ve korkuya kap1larak duralam1§lar.
«Odamn i<;i karmakan§1km1§ - parampar<;a edilmi§
e§yalar sagda solda darmadagm duruyormu§. Bir tek ya­
tak varm1§; onun da §iltesi ta odanm ortasmdaym1§. Bir
sandalyenin tisttinde kanh bir ustura gormti§ler. �omi­
nenin ocagmda, iki tic; tutam, koklerinden zorla <;ekilip
c;1kanlm1§a benzeyen, kan ic;inde, kirla§ml§ insan sa<;1
bulunmu§. Yerlerde ise, dort Napolyon altm1, bir topaz
ktipe, ti<; btiytik gtimti§ ka§ik, metal d'Alger'den yap1lma
tic; daha ktic;tik ka§Ik, ic;lerinde dort bin franga yakm al­
tm olan iki torba bulunmu§. Bir ki:i§ede duran konsolun
<;ekmeleri ac;1km1§, ic;leri yagma edilmi§ gibi bir haldey­
mi§ ama btisbtittin bo§alt1lmam1§lar. �iltenin altmdan
(yatagm degil) kti<;tik bir demir kasa <;1km1§, onun d a
kapag1 a<;1km1§, anahtan i.isttinde duruyormu§. 1<;inde
birka<; eski mektup ile degersiz kag1tlardan ba§ka bir §ey
yokmu§.
«Odada Madame L'Espanaye'in varhg1m gosteren
bir ize rastlanmam1§ ; ama ocakta biraz fazlaca kurum
oldugu gori.ilerek baca ara§tmlm1§, (anlatilmas1 bile
korkunc; ! ) dar deligin epeyce yukanlarma itilmi§ olan
ve tepe taklak duran bir ceset, gene; k1zm cesedi d1§an
c;1kanlm1§. Daha s1cakm1§. �oyle bir gozden gec;irmi§ler,

20
MORGUE SOKAGI CiNA YETi

her yam yara bere ic;indeymi§ ; ku§kusuz biitiin bunlar,


bacaya sokuldugu, c;1kanld1g1 sirada olmu§ §eylermi§.
Yiiziinde tirm1k izleri, g1rtlagmda c;iiriikler, derin tirnak
yaralan varmI§, bogularak Oldiiriilmil§e benziyormu§.
«Evi ba§tan a§ag1 iyice ara§tlrip ba§ka hic;bir §ey
bulamayan kom§ular, arkadaki kiic;iik bir ta§llga c;1km­
ca ihtiyar kadmm cesediyle kar§1la§mI§lar; boynu ta di­
bine kadar kesikmi§, kad1m yerden kald1rmaya c;alI§Ir­
larken ba§I aynllp dil§tivermi§. Biitiin ceset kmk ic;in­
deymi§, parc;a parc;aymI§ - insana benzer yeri yokmu§.
«Dyle samyoruz ki, bu korkunc; olaym ic;yiiziinii or­
taya dokecek bir ipucu ele gec;irilmi§ degildir.»
Ertesi giinkii gazetede §Unlar yaz11Iyd1 :
«Morgue Sokagmdaki Facia. - Bu olagandI§I ve
korkunc; olay dolay1s1yla» (olay, yani «affaire» kelimesi­
nin, Fransa'da, bizde oldugu gibi, oyle onem bak1mmdan
hafiflik duygusu veren bir anlam1 yoktur) «pek c;ok kim­
se sorguya c;ekilmi§, ama durumu aydmlatacak bir bil­
gi elde edilememi§tir. Sorguya c;ekilenlerin soyledikleri­
ni a§ag1da veriyoruz.
«Pauline Dubourg, c;ama§IrCI kadm, oldtirtilenlerin
ikisini de tic; y1ld1r tamd1gm1 soyliiyor; c;ama§Irlanm y1-
karmI§. Ya§lI bayanla k1z1 pek iyi gec;inirlermi§ - pek
severlermi§ birbirlerini. Giinii giiniine para verirlermi§.
Ne c;e§it bir hayat siirdiiklerini, gelirlerinin kaynagm1
bilmiyor. Madame L.'nin falc11Ik ettigini samyor. Birik­
tirilmi§ paras1 oldugu soylenirmi§. <;ama§irlan almak
iqin gittigi, ya da onlan y1kad1ktan sonra geri gotiirdii­
gii zamanlar, evde ba§ka hie; kimseyle kar§Ila§tig1 olma­
m1§. Hizmetc;i Jrullanmad1klarma emin. Sadece dordiin­
cii kat d6§eliydi diyor, obtir katlarda e§ya yokmU§.
«Pierre Moreau, tiitiincii, dart y1la yakm bir zaman-

21
OLAGANDI�I OYKULER

dir, Madame L'Espanaye'e tilttin ve enfiye satmakta ol­


dugunu soyltiyor. Dogma btiytime o mahalleli. thtiyar
kadinla klZl, a§agl yukan alti y1ldir, oldtirtildtikleri ev­
de oturuyorlarml§. Daha once bir kuyumcu otururmu§
crada, tis� kattaki odalan da c;e§itli kimselere kiraya ve­
rirmi§. Ev aslmda Madame L. 'nin mahym1§. Kirac1smm
evi hor kullanmakta oldugunu gortince, onu c;1kanp ken­
di ta§1mn1§, bir kere de cam yand1g1 ic;in, bo§ kalan kat­
lan da kiraya vermemi§. th tiyar kadm c;ocuk gibiymi§.
Kizm1 ise, tamk alti y1l boyunca ya be§ ya alti kere
gormti§. Her ikisi de, son derece ic;e kapamk bir hayat
stirtiyorlarm1§ - herkes parah olduklarma inamrm1§.
Kom§ular arasmda, Madame L.'nin falc1hk ettigi soylen­
tileri dola§1rm1§ - ama o inanm1yor bu d edikodulara. Ev­
lerinin kap1smdan ic;eri, ihtiyar kadmla k1zmdan ba§­
ka, bir iki kere hamal, sekiz on kere de doktor girdigini
gormti§, o kadar.
«Daha birc;ok kimseler, kom§ular, bu sozlere uyan
§eyler anlatmI§lar. Eve s1k s1k gelip giden bir tamdlklan
yokmu§. Madame L. ile k1zmm, ya§ayan akrabalan olup
olmad1gm1 da kimse bilmiyor. on pencerelerin pancur­
lan pek ender ac;1lirm1§. Arka pencerelerinkiler ise hep
kapahym1§, sadece dordtincti kattaki o btiytik arka oda­
nm pancurlan ac;1k dururmu§. Ev iyi bir evmi§ - c; ok
eski degilmi§.
«Isidore Muset, jandarma, sabah saat tic;te c;agnld1-
gm1, kapmm ontinde ic;eri girmek ic;in ugra§an yirmi,
belki de otuz ki§i oldugunu soyltiyor. Kap1y1 kasatura ile
ac;m1§ - demir c;ubukla degil. Zor olmam1§ bu i§, kap1
c;ift kanathym1�. tistelik alt ve list stirgtileri de ac;1km1§.
C,:1ghklar kap1 zorlanana kadar devam etmi§ - sonra bir­
denbire kesilmi§. Qok ac1 c;eken bir insamn (ya da insan-

22
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

!arm) c;1gllklarma benzeyen, yi.iksek, uzun haykm§lar­


m1§ bunlar - k1sa, kac;amak §eyler degilmi§. Tamk mer­
divenden yukan ko§mU§. !lk sahanhga vard1gmda, kiz­
gm k1zgm kavga eden iki yi.iksek ses duymu§ - biri h1r­
c;m, bogukc;a bir sesmi§, obi.iri.i daha keskinmi§ - c;ok tu­
haf bir sesmi§. Birincisinin baz1 kelimelerini anlam1§, bir
Frans1zm sesiymi§ bu. Kadm olmad1gma emin. Anlaya­
bildigi kelimeler §Unlar : «Sacre», «diable». Keskin ses
bir yabancmmm1§. Kadm m1, erkek mi, bilemiyor. Ne
soyledigini de anlayamaml§, dilini !spanyolcaya benzet­
mi§. Tamk, odanm, cesetlerin halini, di.inki.i say1m1zda
okudugunuz gibi anlatmi§br.
«Henri Duval, bir kom§U, meslegi kuyumculuk, eve
ilk girenlerden biri oldugunu soyli.iyor. Genel olarak,
Muset'nin soylediklerini dogruluyor. !c;eri girer girmez
kap1y1 kapami§lar, c;i.inki.i dl§arda, saatin uygunsuzlugu­
na kar§m, ka§la goz arasmda toplanm1§ olan bi.iyi.ik bir
kalabahk varm1§. Bu tamga gore, keskin ses bir !tal­
yanmml§, oyle samyor. Frans1z degilmi§, buna emin.
Erkek sesi olduguna emin degil. Belki de kadm sesiydi,
diyor. !talyanca bilmezmi§. Kelimeleri sec;ememi§, konu­
§amn !talyan olduguna sesinin ahenginden anlam1§.
Madame L. ile k1z1m tamrm1§. !kisiyle de s1k s1k konu­
§Urmu�. Keskin sesin onlardan birinin sesi olmad1gma
emin.
«Odenheimer, lokantac1. Bu tamk bildiklerini ken­
di istegiyle gelip anlatmi§br. Frans1zca konu§amad1g1
igin terci.iman yard1m1yla sorguya c;ekilmi§tir. Amster­
dam'hym1§. <;1ghklar abld1g1 s1rada evin oni.inden gec;­
mekteymi§. Dakikalarca si.irdi.i diyor - belki on dakika
si.irmi.i§. Uzun, yi.iksek - c;ok korkunc; , ac1kh c;1gl1klarml§.
Tamk eve ilk girenlerden biriymi§. Daha once soylenen-

23
OLAG ANDI$1 OYKULER

leri her bak1mdan dogruluyor, yalmz bir noktada ay­


rihyor onlardan. Keskin sesin bir erkek sesi olduguna
emin - hem de bir Frans1zm1§. Kelimeleri anlayamaml§.
Yiiksek sesle, gabuk gabuk - kesik kesik - soylenen ke­
limelermi§ bunlar, sadece kizgmhk degil, biraz da korku
varm1§ soyleni§lerinde. Sonra ses kaba bir sesmi§ - kes­
kinliginden gok, bir kabahg1 varm1§, durmadan «Sacre»,
«diable» kelimelerini tekrarhyormu§, bir kere de «mon
Diem> demi§.
«Jules Mignaud, bankac1, D eloraine Sokagmdaki
Mignaud et Fils bankasmm sahiplerinden. 1htiyar Mig­
naud. Madame L 'Espanaye'in bir yerden geliri varml§.
18- y1hnm (sekiz y1l once) ilkyazmda onlarm banka­
smda bir hesap agtirml§. S1k s1k ufak miktarlarda para­
lar yatmrml§. bliimiinden iig giin onceye kadar da hig
para gektigi olmam1§; o gun kendisi gelip 4000 frank al­
ml§. Bu miktar altm olarak odenmi§; paray1 eve gotiir­
siin diye de kadmm yanma katiplerden birini katmi§lar.
«Adolphe Le Bon, Mignaud et Fils bankasmda katip,
0 giin ogleye dogru, iki torba iginde 4000 frank ta§iya­
rak, Madame L'Espanaye ile birlikte, eve kadar gitmi§
oldugunu soyliiyor. Kap1 ag1lmca, Mademoiselle L. go­
riinerek elindeki torbalardan birini alm1§, obiir torbay1
da ihtiyar kadm alml§. Bunun iizerine selam vererek
yanlarmdan aynlml§. 0 s1rada sokakta hig kimseyi gor­
memi§. Sapa bir yan sokaktir - pek gelip gegen olmaz.
«William Bird, terzi, eve ilk girenlerden biri oldugu­
nu soyliiyor. !ngiliz. 1ki y1ld1r Paris'de oturuyor. Merdi­
veni en onde g1kanlarm arasmdaym1§. Kavga eden ses­
leri duymu§. Hlrgm ses bir Frans1zmm1§, erkek sesiymi§.
Birkag kelimeyi anlam1§, ama hepsini habrlam1yor.
«Sacre» ile «mon DieU>> kelimelerini iyice duymu§. Bir

24
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

ar� oyle sesler i§itmi§ ki, birkac; ki§inin bogu§tugunu san­


ffil§ - ayaklarm yere si.irti.inmesinden, iti§ip kak1§madan
c;1kacak seslermi§ bunlar. Keskin ses epeyce yi.iksek c;1-
k1yormu§ - h1rc;m sesten daha yi.iksekmi§. Bu sesi c;1ka­
ramn :tngiliz olmad1gma emin. Alman oldugunu samyor.
Kadm sesine benzetmi§. Almanca bilmiyor.
« Yukarda ad1 gec;en tamklardan dordi.i, yeniden sor­
guya c;ekilince, §Unlan soylemi§lerdir : Mademoiselle L . '
nin cesedini bulduklari odanm kap1s1 ic;erden kilitliy­
mi§. Her §ey tam bir sessizlige gomi.ili.iymi.i§ - bir inilti,
ya da herhangi bir gi.iri.ilti.i yokmu§. Kap1y1 zorlay1p ac;­
tiklarmda kimseyle kar§1la§mam1§lar. Arka odamn da,
on odanm da pencereleri kapahymI§, ic;erden s1k1ca stir­
gtiltiymti§. tki odanm arasmdaki kap1 da kapallym1§,
ama kilitli degilmi§. On odadan arahga ac;1lan kap1 ise
ic;erden kilitliymi§. bnde, ge ne dordtinci.i katta, arallgm
ba§mdaki ktic;tik odanm kaplSl arahkmI§. Bu oda eski §il­
te, sand1k gibi §eylerle doluymu§. Hepsi c;ekilmi§, kald1-
rilm1§, aranmI§. Evin inceden inceye aranmamI§ olan
tek noktas1 kalmamI§. Bacalar tepeden tirnaga gi:izden
gec;irilmi§. Dort kath olan evin bir de tavan aras1 var­
mI§ (c;atis1 dimdikmi§) . Arna tavandaki deligin kapag1
saglamca c;iviliymi§ - y1llard1r ac;1lmam1§a benziyormu§.
Kavga eden seslerin duyulmas1 ile oda kap1smm kmhp
ac;1lmas1 arasmda gec;en zamam, tamklar pek kestiremi­
yorlar. Kimi tig dakika di yor - kimi de be§ dakika. Kap1
epeyce zor ac;1lm1§.
«Alfonzo Garcia, mtiteahhit, Morgue Sokagmda otur­
dugunu soyltiyor. tspanyol. Eve girenlerin arasmdaym1§.
Yukari c;1kmam1§. Sinirliymi§, fazla heyecanlamp bir
sinir buhranma kap1lmaktan korkmu§. Kavga eden ses­
leri duymu§. H1rc;m ses bir FransizmmI§, erkek sesiymi§.

25
OLAGANDI$1 OYKULER

Ne soyledigini anlayamam1§. Keskin ses bir !ngilizinmi§


- bun a emin. !ngilizce bilmiyor, sesin ahenginden anla­
ffil§.
«Alberto Montani, pastac1, merdiveni ilk i;1kanlarm
arasmda oldugunu soyliiyor. Sesleri duymu§. H1ri;m ses
bir Frans1zmm1§, erkek sesiymi§. Birkai; kelimesini an­
lam1§. Bir §eye engel olmak ister gibiymi§ konu:;; m as1;
iizgiinmii:;; . Keskin sesin kelimelerini ise hii; anlayama­
m1§. Qabuk i;abuk, kesik kesik konu:;; uyormu§. Bu sesin
bir Rusa ait oldugunu samyor. Obiir tamklarm soyle­
diklerini dogruluyor. Kendisi !talyan. Hayatmda hii; Rus
gormemi:;; .
«Yeniden sorguya i;ekilen birkai; tamk, dordiincii
kattaki bacalarm hepsinin son derece dar oldugunu, ii;er­
sinden bir insamn gei;emeyecegini soylemi:;;Ierdir . Baca­
.
lar "gozden gec;irildi" demekle, temizleme i:;; inde kulla­
mlan silindir bigimindeki f1rgalarm evin biitiin bacalan­
na sokulup g1kartild1g1 anlatilmak istenmi§. Kom:;; ular
merdivenden yukan dogru ko§arken, bir kimsenin on­
.
lara gori.in meden a:;; ag1 inmesini saglayacak herhangi
bir yol, bir arka merdiven yokmu:;; . Mademoiselle L 'Es­
panaye'in cesedini bacadan i;1karmak igin dart be§ ki§i
biiti.in giii;IE!rini harcamak zorunda kalm1§lar, o kadar
s1k1§1k bir haldeymi§.
«Paul Dumas, doktor, giin agarmak iizereyken ceset­
leri muayene etmeye gagnld1gm1 soyliiyor. ikisi de yu­
kardaki odada yatagm iistiindeymi§. Geni; k1zm cesedi
yara bere igindeymi:;; . Bu durumuna, bacaya sokulmu§
clmas1 neden gosterilebilirmi§. Bogazmda s1ynklar var­
mi§. <;enesinin hemen altmda derin t1rnak izleri, par­
maklarm s1kmas1yla olu§mU§ mosmor lekeler goriiliiyor­
mu§. Yiizii korkung derecede beyazm1§, gozleri yuvala-

26
MORGUE SOKAGI CiNA YETi

ri ndan d1§an ugramI§ gibi bir haldeymi§, dilinin yans1


kopukmu§, 1smlarak kopanlmI§a benziyormu§. Midesi­
nin iizerinde, orasma bir dizin dayanmI§ oldugunu gos­
teren biiyiik bir c;iiriik varmI§. M. Dumas'ya gore, Ma­
demoiselle L'Espanaye bir ya da birkac; ki§i tarafmdan
bogularak oldiiriilmii§tiir. Anamn cesedinde iler tutar
yer yokmu§. Sag bacakla sag kolun biitiin kemikleri k1-
nkm1§. Soldaki incik kemigi ile kaburgalar paramparc;ay­
mI§. Viicudu ba§tan a§ag1 c;iiriiklerle doluymu§, mosmor­
mu§. Doktor bunlarm nas1l, neyle Y3:,P ild1g1m kestireme­
mi§. Agir bir odun, ya da kalm bir demir c;ubuk - bir
sandalye - herhangi biiyiik, ag1r, yara ac;madan zedele­
yen silahla boyle §eyler yap1labilirmi§, ama bu aletleri
c;ok giic;lii bir insan kullamrsa . . . Hangi silahla olursa ol­
sun, bir kadm boyle darbeler indiremezmi§. Tamk, gor­
dil.gii zaman oliiniin ba§I viicudundan aynym1§; kafa­
tas1 da paramparc;aym1§. G1rtlag1m kesen, c;ok keskin
bir aletmi§ - ustura olmas1 miimkiinmii§.
«Alexandre Etienne, operator, M. Dumas ile birlik­
te cesetleri muayene etmek ic;in c;agnlm1§. M. Dumas'nm
sozlerini ve dil§iincelerini dogruluyor.
«Daha birkac; ki§i sorguya c;ekilmi§Se de, yukarda
okuduklanmzdan ba§ka onemli bir bilgi elde edileme­
mi§tir. Bugiine kadar, Paris'de, bu derece anla§Ilmaz, her
bak1mdan kan§Ik bir cinayet daha i§lenmi§ degildir -
bunun gerc;ekten bir cinayet olup olmad1g1 bile bilinmi­
yor. Polis tam bir §a§kmllk ic;indedir - goriilmemi§ bir
durum kar§1smday1z. Ortada herhangi bir ipucunun
golgesi bile yoktur.»
Gazetenin gece bask1smda, St. Roch Mahallesinin
hala heyecan ic;inde oldugu - evin yeniden dikkatle ara§­
tmld1g1, tamklarm tekrar sorguya c;ekildikleri, ama hie;-

27
OLAGANDISI OYKULER

bir sonuca vanlamad1g1 bildiriliyordu. Son dakikada all­


nan bir habere gore de, Adolphe Le Bon tevkif edile­
rek cezaevine gonderilmi§ti - ama suc;u ona yilkleyecek
yeni bir bilgi, bir ipucu elde edilmi§ degildi.
Dupin bu olaym gosterdigi geli§melere kar§I bi.iyi.ik
bir ilgi duyuyordu - takmd1g1 tav1rdan anllyordum bu­
nu; di.i§i.incelerini soylemiyor, konu§muyordu. Le Bon'un
cezaevine gonderildigini okuyunca, bana cinayetler ic;in
ne di.i§i.indi.igtimil sordu.
Bi.iti.in Paris gibi ben de bunun anla§1lmaz, ic;inden
c;1k1lmaz bir olay oldugunu kabul ediyordum. Cinayeti
i§leyenin izini ele gec;irmeye yarayacak herhangi bir c;a­
re goremiyordum.
«Dyle bir c;are bulunup bulunamayacagm1,» dedi Du­
pin, «bu sorgu taslagma dayanarak soylemeye kalkar­
sak yamlmz. Becerikliligi ile tin salml§ olan Paris polisi
sadece kurnazdir, o kadar. !c;inde bulunduklan an neyi
gerektirirse onu yaparlar, dogru di.iri.ist bir yontemleri
yoktur. Bir si.iri.i onlem allrlar, ama, c;ogu zaman, bun­
lar amac;t an oylesine uzak §eylerdir ki insan Monsieur
Jourdain'in mii.zigi iyi duymak ic;in sabahlzgzm isteme­
sini hatirlar. S1k s1k, herkesi §a§irtan sonuc;Iar elde eder­
ler, ama bi.iti.in ba§anlarm1 c;all§kanllklarma, hareket­
liliklerine borc;ludurlar. Bu gibi niteliklerin c;ozemeyece­
gi bir durumla kar§ila§blar m1, planlan hep bo§a c;1kar.
Vidocq, ornekse, iyi tahmin yi.iri.iten, tuttugunu sonuna
kadar goti.iren bir adamd1. Arna di.i§i.incesi gereken egi­
timi gormemi§ti; ara§brmalarmm ate§liligi yi.izi.indcn
durmadan yamllrd1. Her §eye c;ok yakmdan bakmas1 go­
ri.i§lerinin darla§masma neden oluyordu. Bir iki noktay1
olanca ac;1kllg1yla gOl'i.ir, ama bunu elde etmek ic;in bi.i­
ti.ini.i gozden kac;mrd1. Gereginden fazla derine inerdi.

28
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

Ger<;ek her zaman bir kuyunun dibinde degildir. Daha


onemli bilgi alanlarma bak1yorum da, onun hep yi.izey­
de olduguna inamyorum. Biz onu vadilerin derinliklerin­
de aranz, o ise daglarm tepesindedir. Bu gibi yamlmala­
ra neden, nas1l di.i§i.ildi.igi.ini.i anlamak isteyenler gok ci­
simlerini seyretsinler. Bir y1ld1za §t:iyle bir bak1p gec;mek­
yan gozle bakmak, retina'mn k1y1larma aksetmesini sag­
layacag1 ic;in (k1y1lan hafif I§Iklara kar§I ortasmdan da­
ha duyarlldir) , o y1ld1z1 iyice gormek demektir - panlt1-
s1m tam olarak tatmak demektir - bak1§lanm1z1 dogru­
dan dogruya onun i.izerine c;evirdik mi donukla§iverir.
Gerc;i bu durumda gaze daha c;ok I§Ik gelir, ama obi.ir
durumda tertemiz bir kavrayI§ gi.ici.i vard1r. Yersiz bir
derinlik di.i§i.inceyi kari§brir, zay1flabr; bir noktaya top­
lanm1§, devamlI, di.imdtiz bir dikkatle bakarsamz, <;oban
Y1ld1z1 bile gokyi.izi.inden silinip yok olabilir.
«Bu cinayetlere gelince, bir karara varmadan once,
kendimiz baz1 incelemelere giri§elim. Boyle bir ara§br­
ma insam epeyce eglendirir ,» (bu kelimeyi kullanmas1
tuhaf1ma gitmi§ti, ama sesimi c;1karmad1m ) «i.istelik Le
Bon'un bana bir i§te yard1m1 dokunmu§tu, ben de ona
yard1m etmek isterim. Gidip kendi gozlerimizle bir go­
relim §U evi. Emniyet Mi.idi.iri.i G- tamd1g1md1r, gerek­
li izni almak ic;in zorluk c;ekecegimi sanm1yorum.»
tzin almd1, hemen Morgue Sokagma gittik. Richelieu
Caddesi ile St. Roch Caddesini birle§tiren karanllk ara
sokaklardan biriydi. Bizim oturdugumuz yerden epeyce
uzak oldugu ic;in, oraya ancak ak§ami.izerine dogru var­
d1k. Evi kolayca bulduk; c;i.inki.i yolun kar§I k1y1smda,
oni.ine gec;ilmez bir merakla kapalI pancurlara bakmak­
ta olan birc;ok insan vard1. Oni.indeki ki.ic;i.ik giri§ avlu­
su, onun bir k1y1smdaki, kutu gibi, si.irgi.ili.i pencereli

29
OLAGANDl$1 OYKULER

lcapzcz odasz ile, bildigimiz Paris evlerindendi. !<;eri gir­


meyip yol boyunca yi.iri.idi.ik, bir yan sokaga saptik, son­
ra bir daha saptik, evin arkasma geldik - bu arada, Du­
pin, evi oldugu kadar <;evresindeki §eyleri de, nedenini
bir ti.irli.i kestiremedigim a§m bir dikkatle, inceden in­
ceye gozden ge<;iriyordu.
Geri doni.ip on kap1ya gittik, zili <;aldlk, izin kag1t­
larim1z1 gostererek i<;eri girdik. Dordi.inci.i kata - Made­
moiselle L'Espanaye'in bacasmda bulunmu§ oldugu oda­
ya 1;1ktik, cesetlerin ikisi de oradayd1. Oda karmakarI§Ik­
tI, polisler hi<;bir §eyin yerini degi§tirmemi§l�rdi. Benim
gordi.iklerim, Gazette des Tri bu naux'de anlatilanlara ta­
mam1yla uyuyordu, gazetede hepsi iyice anlatilm1§tI. Du­
pin her §eyi dikkatle inceledi - cesetleri muayene etti.
Derken obi.ir odalari dola§arak a§ag1daki ta§hga indik;
bi.ittin bu i§leri yaparken yamm1zda bir de jandarma var­
d1. Ara§tlrmam1z karanhga kadar si.irdi.i, sonra ayr1l­
d1k. Eve donerken, arkada§Im gi.indelik gazetelerden bi­
rinin yonetimevine ugrad1.
Dedigim gibi, dostumun ti.irli.i ti.irli.i kaprisleri var­
d1 Ve i§te Je les menagais: - dilimizde bu SOZUil kar§I­
hgI yoktur. Ta ertesi gi.in oglene kadar cinayet i.izerine
tek kelime soylemedi. Sonra, birdenbire, o katI yi.irekli­
lik sahnesinde dikkatimi <;eken, tuhafzma giden bir §ey
olup olmad1g1m sordu.
Bu «tuhaf » kelimesinin i.izerine basarken oyle bir
eda takmmI§tl ki, nedenini bilemedigim bir korkuyla
irkildim.
«Hay1r, tuhafzma giden bir §ey olmad1» dedim; «ga­
zetede okuduklarim1zdan ba§ka bir §CY dikkatimi <;ek­
medi.
«Gazette des Tribunaux,» dedi, «korkarim, bu i§in

30
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

e§i gorillmemi§ deh§etini kavrayamamI§. Arna §imdi onun


sac;ma dil§ilncelerini bir yana b1rakallm. Bana oyle ge­
liyor ki, bu cinayetlere c;ozillmez, ic;inden c;1k1lmaz bil­
mecelermi§ gibi bak1lmasma, aslmda onlarm c;ozillmesi­
ne en c;ok yardu:m dokunacak §eyler neden oluyor - i§in
di§ gorilnil§ilndeki ba§kalzktan, tuhafhktan soz etmek
·

istiyorum. Polisi §a§Irtan - cinayetlerin kendisi degil -


i§leni§indeki ac1mas1zhk; neden bu kadar katI yilrekli­
likle harek et edilmi§, onu anlayam1yorlar. Sonra, birle§­
tirilmeleri olanaks1zm1§ gibi gorilnen bfrtak1m gerc;ek­
ler var - duyulan sesler; oldilrillmil§ olan Mademoiselle
L'Espanaye'den ba..� ka, odada hie; kimsenin bulunmama­
s1; yukan dogru c;1kan kom§ulara gorilnmeden kac;may1
saglayacak bir yolun olmayI§I - i§te bu durum polisi ka­
rars1zhga gotilrilyor. Odanm karmakan§1khg1; tepe tak­
lak, bacanm ic;ine sokulmu§ olan ceset; ihtiyar kadmm
paramparc;a edili§indeki korkunc;Iuk; bunlara, az once
anlattiklanm ve anlatilmasmda bir yarar gormedigim
birkac; §ey daha kat1Imca, hilkilmet memurlarmm gil­
beceriklilikleri i§e yaramaz
cil s1fira indi, dillere destan
oldu. Ah§1lmam1§ ile anla§1lmaz1 birbir ine kan§tirmak
gibi kotil, ama s1k s1k gorillen bir hataya dil§tiller. Oy­
sa dil§ilncenin gerc;ege dogru gidi§ine as1I bu ah§Ilma­
m1§ §eylerin yard1m1 dokunur. Boyle ara§tirmalarda,
"ne olmu§" sorusundan c;ok, "gorillmemi§ bir §ey olmu§
mu?" sorusu sorulmahd1r. Bu olay1 c;ozmek polise ne ka­
dar zor geliyorsa, bana da o kadar kolay gelecek, ya d a
geldi.»
Ona sessiz bir §a§kmllk ic;inde bak1yordum.
«�imdi birini bekliyorum,» diye devam ederken, oda
kap1sma bir goz attI - (\§imdi birini bekliyorum, dog­
rudan dogruya suc;lu degilse bile, cinayetlerin i§lenme-

31
OLA�ANDI�I OYKULER

siyle ilgisi olan bir kimse. t:;; in koti.i yanlarmda parmag1


oldugunu sanm1yorum. Bu tahminimde yamlmad1g1m1
umanm; c;i.inki.i bi.iti.in di.i:;; i.incelerim onun i.izerine ku­
rulu. Adami, her an, burada - bu odamn ic;inde - bek­
liyorum. Belki gelmez; ama bence gelecek. Gelirse ya­
kalayacag1z. i:;; te tabancalar; gerekirse onlan nas1l kul­
lanacag1m1z1 ikimiz de biliyoruz.»
Tabancalan ald1m, ne yaptig1mm farkmda bile de­
gildim. Duyduklanma inanam1yordum; Dupin sanki
kendi kendine konu:;; u r gibi sozlerine devam ediyordu.
Boyle zamanlarda tav1rlarma bir anla:;;1lmazllk geldigi­
ni, daha once soylemi:;; t im. Konu:;; mas1 bana yoneltilmi:;;­
ti ; ama sesi, hie; .de yi.iksek olmad1g1 halde, ta uzaklar­
daki bir insana gore ayarlanm1:;; gibiydi. Bo:;; bo§ bakan
gozlerini duvara dikmi:;; t i.
«Kom:;; ularm merdiveni c;1karken duyduklan kavga­
c1 sesler,» dedi, «kadmlarm sesleri degildi; sorgu sira­
smda soylenenler bunu ac;1k<;a gosteriyor. O halde, ihti­
yar kadmm once k1zm1, sonra da kendini oldi.irmi.i:;; ol­
dugunu dil§i.inemeyiz. Bu noktaya salt yontemin hatm
igin dokunuyorum; yoksa Madame L'Espanaye'in gi.ici.i,
k1zmm cesedini bacamn i<;ine sokmaya yetmezdi; son­
ra kendi cesedindeki bereler de intihar etmedigini ac;1k­
<;a gosteriyor. Demek ki cinayeti i:;; leyen bir i.igi.inci.i grup
vard1; duyulan kavgac1 sesler de onlarm sesleriydi. t;>im­
di dikkatimi - tamklarm bu sesler i.izerine soyledik­
lerine degil de - soylenenlerin tuhaf yanlarma c;evire­
cegim. Senin tuhafma giden bir :;; e y var m1yd1?»
Hirc;m sesin bir Frans1zm, bir erkegin oldugunda
bi.iti.in tamklarm birle:;; t igini; buna kar:;; 1llk, keskin ses,
ya da birisinin dedigi gibi kaba ses i.izerinde bir ti.irli.i
anla:;; amad1klanm soyledim.

32
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

«Bu elde edilen bilgi,» dedi Dupin, «insanm tuha­


fma gidecek bir §ey yak bunda. Demek farkmda degil­
sin, gi:iremedin. Oysa goriilecek bir §ey vardz. Dedigin gi­
bi, hm;m ses iizerinde biitiin tamklar birlikti; bu nok­
tada anla§1yorlard1. Keskin sese gelince, i§in tuhafl1g1
- tamklarm bir tiirlii anla§amamalarmda degil - bir
1talyan, bir !ngiliz, bir !spanyol, bir Hollandah ve bir
Frans1zm, hep birlikte, bu sesin bir yabancznzn sesi ol­
dugunu soylemelerindeydi. Hepsi de bu sesin kendi mem­
leketlerinden bir insanm sesi olmad1gma emin. Sonra,
hangi ulustan oldugunu tahmin ederlerken de, hep, bil­
medikleri - §i:iyle bir duymu§ olduklan - dillere kac;; 1-
yorlar. Frans1z, !spanyol sesiydi diyor, 'ispanyolca bil­
seymi§, birkac;; kelimesini sec;; ebilecekmi§.' Hollandahya
gore, ses bir Frans1zm; ama bir de bak1yoruz, 'Franszzca
bilmedigi ic;in tercuman yardzmzyla sorguya c;ekilmi§.'
!ngilize sorarsan, Alman sesi, kendisi 'Almanca bilmi­
yor.' !spanyol, sesin bir !ngilizin olduguna 'emin', 'ahen­
ginden anlam1§' , 'c;unku ingilizce bilmiyor.' !talyan, se­
sin sahibinin bir Rus olduguna inamyor, 'hayatznda hie;
Rus gormemi§.' Bir ikinci Frans1z, birincisiyle uyu§am1-
yor, ona gore ses bir !talyan'm; ama ttalyanca bilmedi­
ginden, !spanyol gibi, 'ahenginden anlaml§.' l?imdi, ta­
mklarm bu kadar birbirini tutmaz §eyler soyleyebilme­
leri ic;; i n, duyduklan sesin son derece tuhaf, ah§1lmam1§
bir ses olmas1 gerekiyor - oyle ki, Avrupa'mn be§ bii­
yiik memleketinin insanlan bu seste kendilerine bir ya­
kmhk bulam1yorlar ! 0 halde bir Asyalmm sesiydi diye­
,
ceksin - ya da bir Afrikalmm. Paris'de, ne Asyahlar, ne
de Afrikahlar pek c;;o k degildir; ama vard1g1m1z bu so­
nucu yalanlamadan, tic; noktaya dikkatini c;; ekecegim.
Tamklardan biri sesin 'keskin degil de kaba' oldugunu

33
OLAGANDI$I OYKULER

si::iylilyor. ikisi de, 'l;abuk r;abuk, kesik kesik' konu§u­


yordu diyorlar. Tamklardan hic;:biri kelime - ya da ke­
limeye benzer sesler - duymam1§, sec;ememi�.
«Buraya kadar anlattiklanm,» diye devam etti Du­
pin, «sende ne etki yaratti, bilmiyorum ; ama, ben, ta­
mklarm bu si::i zlerinden - h1rr;m ve keskin sesler ilzeri­
ne si::iylediklerinden - r;1kan akla yakm sonur;larm, bu
i§i r;i::i zmek ic,;in giri§ecegimiz, her tilrlil ara§tlrmalara yol
'
gi::i sterebilecek bir ku§ku yaratmak ta oldugunu si::i yle­
mekten r; ekinmeyecegim. 'Akla yakm sonur;lar' demekle
dii§ilncemi iyice anlatamad1m. Bu sonur;larm kendi ba§­
larma gilvenilir §eyler olduklanm, o ku§kunun ise bun­
larm ka<;mzlmaz bir sonucu olarak ortaya r;1ktigm1 an­
latmak istiyorum. Bunun ne gibi bir ku§ku oldugunu
daha si::iylemeyecegim. Arna, benim ilzerimdeki etkisinin,
odada yaptig1m ara§tlrmalara bir bi<;im verecek - bir
yol c,;izecek - kadar gil<;lii oldugunu bilmeni istiyorum.
«9imdi kendimizi o odaya gitmi§ sayahm. once ne
arayacag1z? Cinayetleri i§leyenlerin hangi yoldan kar;­
tlklanm. ikimizin de dog·ailstil §eylere inanmad1g1m1z1
si::iylemekle a§mhk etmi§ olmayacag'lm1 samyorum. Ma­
dame ve Mademoiselle L'Espanaye'i ruhlar Oldilrmedi.
Bu i§i yapanlar elle tutulur varhklan olan kimselerdi ;
bir yolunu bulup kar;t1lar. byleyse, nas1l? Bunu c,;i::iz mek
ic,;in bir tek dil§tinti§ yolu. var; kolayca kesin bir karara
varabiliriz. Birer birer, btitiln kac,;ma yollanm gozden
ger;irelim. Kom§ular merdivenden c,;1karlarken, cinayeti
i§leyenlerin Mademoiselle L'Espanaye'in i::i lilstintin bu­
lundugu odada, ya da onun yanmdaki odada olduklan
ac;:1k bir gerc,;ek. byleyse arad1g1m1z r;1k1§ yolu da bu iki
cdanm ic,;inde. Polis di::i § emeleri, tavam, btittin duvarlan
iyice yoklami§tlr. Gizli bir yol olsa, hemen bulurlard1,

J4
M ORGUE SOKAGI CiNA YETi

boyle i§lerde uyamkt1rlar. Arna ben gene de onlara gti­


venmeyip hepsini kendi gozlerimle inceledim. Gizli bir
ge<;it yoktu. Odalardan arallga a1;1lan iki kap1 da i<;er­
ken kilitliydi. Bir de bacalara bakallm. Bunlar ocaktan
sekiz on ayak yukanlarma kadar bildigimiz geni§lik­
teydiler, daha yukanlan ise btiyticek bir kedinin ge<;e­
meyecegi kadar dard1. Bu sayd1g1m1z yollardan ka1;ma­
nm olanaks1z1Ig1 anla§1ld1ktan sonra, i§ pencerelere ka­
llyor ,. on odanmkilerden, sokaktaki kalaballga gortin­
meden ka1;1lamaz. oyleyse cinayeti i§leyenler arka oda­
nm pencerelerinden ge1;mi§ olacaklar. �imdi, boylesine
kesin bir yoldan vard1g1m1z bir sonucu, salt gortinti§te­
ki olanaks1z1Iklara bakarak geri 1;evirmeye kalkmak, bi­
zim gibi, dil§tinceye sayg1 besleyen kimselere yakI§maz.
Bize dti§en, gortinti§teki bu 'olanaks1z1Iklarm' ger1;ek
olmad1g1m kamtlamakt1r.
«Odada iki pencere var. Birisinin ontinde e§ya yok,
btittintiyle ortada. Obtirti ise k1y1sma dayah olan hantal
yatagm ba§Iyla yan yanya Orttilti. tlkinin i<;erden Slkl­
ca kapah oldugu gortilmti§. Kald1rmaya 1;ah§anlar olan­
ca gti<;lerini harcad1klan halde yerinden k1p1rdatama­
m1§lar. <;er1;evenin solunda btiyticek bir delik varmI§,
i<:;ine de, ta koktine kadar, koca bir <;ivi sokuluymu§.
Obilr pencereyi ara§tmnca gene oyle bir 1;ivi bulmu§lar;
o da s1k1ca kapahymI§, a1;1lm1yormu§. Polis, bunun i.ize­
rine, pencerelerden kimsenin 1;1kmam1§ oldugu dti§tin­
cesine varmI§. Bu yiizden de, <;ivileri 1;ekip onlan a1;ma­
m1§, bo§una yorulmak istememi§ler.
«Ben incelemelerimde biraz daha titiz davrand1m,
nedenini de soyledim, biliyorsun - gortinti§teki olanak­
s1zhklarm ger1;ek olmad1g1m kamtlamak zorundaydzm.
«Dti§tincelerime §6yle devam ettim - a posteriori.

35
OLAGANDU)I OYKULER

Cinayeti i§leyenler bu pencerelerden birinden kagmi§­


lardi. oyleyse onlan igerden kapatip si.irgiilemi§ olamaz­
lard1; - polisin ara§tirmalanm ba§ka yola gevirmesine
:neden olan di.i§i.ince. Arna pencereler si.irgi.ili.iydi.i. oy­
leyse kendi kendilerine si.irgi.ilenebilmeleri gerekiyordu.
Bu sonugtan kurtulu§ yoktu. oni.i ag1k olan pencereye
gittim, epeyce zorlukla giviyi g1kard1m, kald1rmaya ga­
ll§tim. Ag1lm1yordu, tahminim bo§a g1kmam1§tl. Gizli
bir yay vard1; gergi givilerin neye yarad1g1m daha anla­
yamami§tlm, ama bu tahminimde yamlmam1§ olmam,
obi.ir di.i§i.incelerimin de dogru oldugunu gosteriyordu.
Dikkatli bir ara§tlrma ile k1sa zamanda gizli yay1 bul­
dum. ttsti.ine bastim, bu bulu§um yeterdi, pencereyi kal­
dirmad1m.
«Qiviyi yerine sokup iyice gozden gegirdim. Bu pen­
cereden g1km1§ olan bir kimse, onu d1§ardan kapatabi­
lir, yay da kilitlenmesini saglard1 - ama givi delige so­
kulamazd1. Bu sonug da ag1kti ve ara§tirma alamm1 da­
ralt1yordu. Cinayeti i§leyenler obi.ir pencereden kagm1§
olacaklardi. Onun da boyle bir yay1 vard1 elbette ; giviler
arasmda, ya da, hig olmazsa, givilerin takill§ §ekilleri
arasmda bir fark bulacag1m1 umuyordum. Yatagm k.l­
y1sma gikarak ba§mdaki tahtanm i.izerinden obi.ir ger­
g eveye baktim. Elimi tahtanm arkasma uzatlp kolayca
yay1 buldum; bastim; tahmin ettigim gibi bu yay da tip­
k1 oteki penceredekinin e§iydi. <;iviye baktim. obi.ir givi
kadar bi.iyi.ikti.i, aym bigimde tak1lm1§tl - ta koki.ine ka­
dar sokulmu§tU igeri.
«Bunu gori.ince §a§Irffil§ oldugumu soyleyeceksin;
ama oyle di.i§i.ini.iyorsan, gikard1g1miz sonuglan hig an­
lamamI§Slil demektir. Bir mi.izik deyimi kullanarak soy­
leyeyim, bir tek 'falso' bile yapmaml§tlm. Bir an olsun,

36
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

ipm ucu kai;mlm1§ degildi. Zincirin halkalarmda i;at­


lak yoktu. !§i son noktasma kadar getirmi§tim - son
nokta <;iviydi. Dedigim gibi, bu i;ivi, her bak1mdan, obilr
penceredekine benziyordu; ama, ucunu tuttugumuz ip
buraya gelip dayanm1§tl ; gorilnil§ (ne kadar inandmc1
olursa olsun) dil§ilnceyi §a §1rtamazdi. '<;ivide 'bir bozuk­
luk olmas1 gerek,' dedim. Dokundum; ba§l ile yanm par­
mak kadar bir yeri elimde kaldl. Ust yam deligin ii;in­
deydi. Kmk eskiydi (k1y1lan paslanm1§tl) , <;eki<;le vuru­
larak kmlmI§a benziyordu, i;ivinin ba§l <;eri;evenin ii;ine
gomillmil§til. Elimdeki pari;ay1 yerine yerle§tirdim -
kmk oldugu hi<; belli degildi. Yaya basarak pencereyi
birkai; parmak aralad1m ; <;ivinin ba§l onunla birlikte
yilkseldi, deligin it;inde oylece duruyordu. Pencereyi ka­
pad1m, i;ivi gene eski durumunu ald1, biltilnmil§ gibi
gorilnilyordu.
«!§in buraya kadan i;ozillmil§til. Cinayeti i§leyen,
yatagm ba§ucundaki pencereden kat;ml§tl. 0 dl§an <;1k­
tiktan sonra pencere kendiliginden kapanm1§ (ya da <;1-
kan bile bile kapam1§) , yay da kilitlenmesini saglaml§tl ;
polis, yaym farkmda olmad1g1 ii;in, <;ivinin kar§1 koydu­
gunu sanm1§ - daha ilersini ara§tlrmay1 gerekli bulma­
m1§tl.
«Bundan sonraki sorun, a§ag1 nas1l inildigidir. Evin
i;; evresini dola§tlg1m1z sirada bu noktay1 aydmlatacak
bilgiyi elde etmi§tim. Pencerenin iki metre kadar yak1-
nmdan kalm bir paratoner teli gei_;iyordu. Herhangi bir
kimsenin bu telden pencereye kadar uzanmas1 miimkiln
degildi, hele ii;eri girmesi dil§iiniilemezdi bile. Bunun ya­
m s1ra, bir §ey daha dikkatimi <;ekti, dordilncil katm
pancurlan, Parisli dogramac1larm ferrades ad1ru ver­
dikleri bi<;imdeydi - bu <; e§it pancurlar giinilmilzde kul-

37
OLAGANDI�I OYKULER

lamlm1yor, ama Lyon'un, Bordeaux'nun eski y'ap1larm­


da pek boldur. Bildigimiz kap1lara benzerler (tek kanatl1
kap1lara, gift kanathlara degil) ; sadece bunlarm alt ya­
nlan kafes kafes, ya da gubuk gubuktur - i::iyle ki bir
kimse oralarma rahatga tutunabilir. Evin di::i rdi.inci.i ka­
tmdaki bu pancurlarm geni§ligi bir metreden fazlayd1.
Arka sokaktan baktig1m1zda, ikisi de yan yanya ag1ktI -
yani duvara_ dik olarak duruyorlard1. Polis de, benim
gibi, evin arkasm1 gi::iz den gegirmi§tir belki; ama pancur­
lara k1y1larmdan dogru baktiklarmdan (ba§ka ti.irli.i
bakamazlard1) bi::iylesine geni§ olduklanm gi::i rmemi§ler­
dir, ya da gi::i rmi.i§lerse bile, i::i n emini anlamami§lardir.
Bu yoldan kag1lamayacagma inand1klarmdan buralan
geli§igi.izel gi::izden gegirmi§ olacaklar. Ben her §eyi iyi­
ce gi::i rmi.i§ti.im, yatagm ba§ucundaki pencerenin pan­
curu duvara dayanacak kadar ag1hrsa, paratoner teliy­
le aralarmda altmI§ santim kadar bir uzakhk kahrd1.
Gi::i ri.ilmemi§ bir geviklik ve cesaretle, telin oradaki bir
kimse pancura tutunarak pencereden igeri atlayabilir­
di. Yetmi§ santim uzanan bir hirs1z (pancur iyice ag1k­
sa tabii) kafeslere s1k1 s1k1 tutunabilirdi. 0 zaman, teli
birak1p ayaklanm duvara dayar, yaylanarak pancurun
kapanmasm1 saglar, ve, pencere de ag1ksa, odanm igine
atlay1verirdi.
«Bi::iylesine tehlikeli, zor bir i§i ba§armak igin, gi::i­
ri.ilmemi§ bir geviklik gerektigini si::iy ledim, bunu sakm
unutma. Sana, once, pencereden igeri girilebilecegini an­
latmak istiyorum : - sonra da, daha onemlisi, bi::iyle
bir i§i ba§armI§ olan bir kimsedeki olaganiistii - hatta
dogai.isti.i geviklige dikkatini gekmeye ga1I§1yorum.
«KU§kusuz, hukuk dilini kullanarak, ' davam1 kamt­
lamak igin', bu i§in gerektirdigi gevikligin i.isti.ine bas-

38
MORGUE SOKAGI CiNA YETi

mamam, tam tersine, pek zor bir §ey olmad1g1m gaster­


meye c;ah§mam gerektigini sayleyeceksin. Hukuk ayle
yollara sapar, ama d il§iince sapmaz. Benim tek istegim
gerc;ege ula§"�naktir. fi3u anda ise, senin kafanda bir <;ag­
rI§Im yaratmaya ugra§Iyorum; bir yanda gorillmemi§
bir c;eviklik, ate yanda, hangi ulustan oldugu iizerine iki
ki§inin bile anla§amad1g1, saylediklerinin tek hecesi se­
c;ilemeyen, tuhaf, keskin (ya da kaba) , kesik kesik ko­
nu§an ses; bu ikisini birle§tiresin istiyorum. »
Bu kelimeler iizerine, kafamda, Dupin'in ne demek
istedigi iizerine, iyice sec;ilemeyen, yan bic;imlenmi§ bir
dti§tince dola§tI. Tam k1y1sma gelmi§tim, bir §eyler an­
layacaktim, ama sanki anlama gticiim kalmami§tI -
hani bazen insan bir §eyi hatirlayacak gibi olur da, bir
tiirlii hatirlayamaz. Arkada§Im konu§masma devam etti.
«Gariiyorsun, » dedi, «sorunu, ka<;I§tan ic;eri giri§e
c;evirdim. ikisinin de aym yoldan, aym bic;imde oldugu­
nu belirtmek istiyorum. fi3imdi, gene cdanm ic;ine dane­
lim. Orada garecegimiz §eyleri inceleyelim. Konsolun
c;ekmeleri, diyorlar, yagma edilmi§ gibi bir haldeymi§,
ama biisbtitiin bo§alt1lmam1§lar. Bu sac;ma bir saz. Sa­
dece bir tahmin - hem de c;ok aptalca - o kadar. <;ek­
melerde daha ba§ka e§yalarm da bulundugunu nerden
bilebiliriz? Madame L'Espanaye ile k1z1, son derece ic;e
kapamk bir hayat stirtiyorlarm1§ - kimseyle garti§mez­
lermi§ - evden dI§an pek az c;1karlarm1§ - demek ki
oyle Slk Slk kihk degi§tirmeleri gerekmiyormU§. Qekme­
lerde kalmI§ olan e§yalar bu kadmlarm kullanabilecegi
e§yalarm en iyileriydi. Bir hirs1z buradan bir §ey ald1y­
sa, neden en iyilerini almamI§ - neden hepsini alma­
mI§? Dahas1 var, neden dart bin frank altm paray1 b1-

39
OLAGANDl!SI OYKULER

rakml§ da, birkag parga gama§m yil.klenmi§? Altmlar


oldugu gibi b1rakllm1§tl. Monsieur Mignaud'nun, banka­
cmm, soyledigi paranm hemen hepsi torbalarm iginde,
yerde bulundu. 1§te bu nedenden Le Bon'un paralan eve
kadar ta§lffil§ olmasmdan dogan ku§kulan bir yana b1-
rakmam, polisin di.i§til.gil. hataya dil.§memeni istiyorum.
Bundan (paramn verilmesi, il.g gil.n sonra da alanm ol­
dil.ri.ilmesinden) on kat daha koti.i rastlantilar, hayatl­
m1zm her saatinde, hepimizin ba§ma gelir, gogunun far­
kma bile varmay1z. tnsanoglunun en parlak bulu§lan­
na dahi yol gostermi§ olan bir olas1hklar kuram1 var­
dir - i§te bu gibi rastlantilar o kuram il.zerine higbir
§ey bilmeyen di.i§i.ini.irler igin, kolay kolay a§1lamayacak
engellerdir. Altmlar galmsayd1, tit; gi.in once bankadan
gekilmi§ olmalarma, sadece bir rastlantl diyemezdik. 0
zaman cinayetin para igin i§lendigi ku§kusu gi.iglenirdi.
Arna §imdiki durumda, boyle bir §eye inamrsak, sµglu­
nun, ne yaptlgm1 bilmeyen bir budala oldugunu kabul
etmek zorunda kalmz; oyle bir budala ki, i§ledigi cina­
yetlerin nedenini, altmlan unutup kag1yor.
«�imdi, dikkatini c;ektigim noktalan - tuhaf sesi,
gori.ilmemi§ gevikligi, bu derece ac1mas1zca i§lenen bir
cinayetteki neden yoklugunu - goz oni.inde tutarak dog­
rudan dogruya oldi.irme olayma bakahm. 1§te bir kadm,
parmaklarm giici.iyle bogulduktan sonra, tepetaklak,
bir bacanm igine sokulmu§. Bildigimiz katiller boyle ci­
nayet i§lemezler. Hele oldtirdtikleri kimseyi ooyle sakla­
malan gori.ilmi.i§ §ey degildir. Cesedin bacaya sokulu§un­
da ll§Z1i bir tuhaflik oldugunu sen de kabul edersin sa­
myorum ___,. en soysuzla§ffil§ insanlarm bile bu kadar tu­
haf bir harekette bulunacaklanm ak1l alm1yor. Sonra,
dii§tin, birkag ki§inin btittin gtic;lerini harcayarak zorla

40
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

a§af/z indirebildikleri cesedi, o darac1k deligin ta yukarz­


larzna kadar itebilmek igin ne bi.iyi.ik bir gilg gerek !
«�imdi, bu cinayetin gergekten §a§kmhk verici bir
gi.igle i§lendigini gosteren obi.ir kamtlara gegelim. Ocak­
ta tutam tutam - epeyce de kalmd1 bu tutamlar - krr­
la§ml§ insan sag1 vardi. Kokleriyle g1kanlm1§lardi. !n­
sanm kafasmdan, degil boyle tutamla, yirmi otuz k1h
bile bir arada koparabilmek igin ne bi.iyi.ik bir gi.ice sa­
hip olmak gerektigini bilirsin. 0 saglan sen de gordi.in
benim gibi. Koklerinde (korkungtu gok ! ) topak topak
deriler duruyordu - boyle yanm milyona yakm k1h bir­
den koparmak igin, nas1l bir gi.ig kullamld1g1 ag1kga go­
ri.ili.iyordu. !htiyar kadmm sadece g1rtlag1 kesilmemi§,
ba§l vi.icudundan aynlmi§tl : i.istelik alet de bir ustura.
Bi.iti.in bu i§lerdeki canavarca yirtic1hga d ikkatini gek­
mek istiyorum. Madame L'Espanaye'in vi.icudundaki gu­
ri.iklerden soz agacak degilim. Monsieur Dumas ile de­
gerli arkada§l Monsieur Etienne, bunlarm kesici olma­
yan bir alet kullamlarak yap1ld1gm1 si::iyli.iyorlar; gok
dogru. Kesici olmayan alet de avlunun ta§lan, kadm ya­
tagm ba§ucundaki pencereden a§ag1daki ta§hga di.i§­
mi.i§. Gergi §imdi basit gori.ini.iyor, ama bu nokta da, pan­
curlarm geni§ligi gibi, polisin gozi.inden kagti - gi.inki.i,
givilerin durumu yi.izi.inden, pencerelerin big ag1lmam1§
oldugu di.i§i.incesine kori.ikori.ine saplanm1§lard1.
«Bi.iti.in bunlarm yam s1ra, odamn karmakan§Ik ha­
lini de gozi.inde canlandmrsan, §U gergekleri bir araya
toplayabiliriz : §a§ilacak bir geviklik, insani.isti.i bir gi.ig,
canavarca bir yirtic1hk, cinayetlerin nedensiz i§lenmi§
olmas1, insanhktan uzak bir korkunun yarattig1 tuhaf­
lzklar, birgok ulustan kimselerin kulaklarma yabanc1 ge­
len, tek hecesi bile anla§Ilamayan, segilemeyen bir ses.

41
OLAGANDI$1 OYKULER

Bunlardan g1kan sonug nedir? Bilti.in bu sozler sende ne


gibi hayaller yaratiyor?»
Dupin bu soruyu sorarken ilrperdigimi hissettim.
«Bir deli,» dedim, «bir deli yapm1§ olacak bu i§i - sald1r­
gan bir deli, yoredeki bir Ak1l Hastanesi'nden kagmi§tlr.»
«Baz1 bak1mlardan,» diye cevap verdi, «bu dil§ilncen
de uygun gori.ini.iyor. Arna delilerin sesi, en korkung g1l­
gmhk nobetlerinde bile, merdivende duyulan sese ben­
zemez. Deli de olsa, her insan bir ulusun ozelliklerini ta­
§Ir; sonra, konu§malan da, geri;i sagma sapand1r, ama
heceleri, kelimeleri pekala anla§ihr. tl"stelik bir delinin
k1llan §U elimde tuttuklanma benzemez. Bu k1llan Ma­
dame L'Espanaye'in katlla§ml§ parmaklarmm arasm­
dan g1kard1m. Bakahm ne diyeceksin bunlara! »
«Du pin ! » dedim, sinirlerim iyice gev§emi§ti; «bu
k1llar gok tuhaf - insan k1h degil bunlar. »
«Ben d e tersini soylemiyorum,» dedi; «ama, b u nok­
tada karanm1z1 vermeden once, §U kag1da gizmi§ oldu­
gum resme bir bakmam istiyorum. Mademoiselle L'Es­
panaye'in 'g1rtlagmda gilrilkler, derin tirnak yaralan'
gori.ilmil§til, Monsieur Dumas ile Monsieur Etienne d e
bunlan 'parmaklarm s1kmas1yla olu§IDU§ mosmor le­
keler' diye anlatiyorlard1; i§te bu resim onlarm kopyasz.
« Sen de goreceksin ya,» diye devam ederek kag1d1
masanm ilstilne, oni.imilze yayd1, «s1ms1k1, sars1lmaz bir
kavray1§ bu, gilri.iklerin bigimi oyle gosteriyor. Parmak­
larm yerleri hig degi§memi§, kaymamz§. Her parmak
- ta k1z olene kadar - ilk tuttugu, ilk gomilldi.igi.i yer­
de kalml§. �imdi sen kendi parmaklanm §U gordi.igtin iz­
lerin i.izerine yerle§tirmeyi bir dene bakahm.»
Denedim, ama bo§una.
« Belki de bu denemeyi yanh§ yap1yoruz,» dedi. «Ka-

42
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

git diiz bir yerde duruyor; oysa insamn girtlag1 silindir


bic;imindedir. t§te burada bir odun var; c;evresi a§ag1 yu­
kan k1zm boynunun c;evresine yakm. Kag1d1 ona sanp
aym denemeyi bir daha yapallm.»
Dedigini yapbm; ama, bu kez parmaklanm kag1dm
iistiindeki resme ilki kadar da uymadi. «Bunlar,» dedim,
«bir insan elinin izleri degil.»
«�imdi,» dedi Dupin, «Cuvier'nin §U parc;as1m oku. »
Dogu Hint Adalarmda ya§ayan biiyiik, koyu renk
orangutanlarm yap1sm1 inceden inceye anlatan, ya§a­
YI§lan iizerine genel bilgiler veren bir yaz1yd1. Bu me­
meli hayvanm dev gibi boyunu, insam §a§irtan giiciinii,
c;evikligini, yirbc1llgm1, taklit hevesini herkes bilir. Bir­
den cinayetin bi.itiin korkunc;lugunu anlay1vermi§tim.
«Penc;elerin tamm1,» dedim, okumam1 bitirerek, «res­
me tlpabp uyuyor. Qizdigin c;iiriikleri, oyle bir orangu­
tandan ba§ka hic;bir hayvan yapamaz. Buldugun koyu
renk k1llar da, bpk1 Cuvier'nin anlatt1klarma benziyor.
Gene de bu korkunc; clayda, kendi kendime ac;1klayama­
d1g1m baz1 noktalar var. Kavga eden iki ses duyulmu§tu,
bunlardan birinin Frans1z sesi oldugu da yiizde yiizdii.»
«Dogru; o sesin soyledigi §eyi de habrllyorsun elbet­
te - mon Dieu! Tamklard an biri (Montani, pastac1)
bunun soyleni§inde bir kar§l koyma hissetmi§ti; Frans1z,
bir §eye engel olmak ister gibi konu§uyormu§; iizgiin­
mii§. !§te, onun ic;in, bilmeceyi c;ozme umudumu bu iki
kelimenin iizerine kurdum. Bir Frans1z, cinayetlerin na­
s1l i§lendigini biliyor, hepsini gordii. Kanll i§lere kan§­
mam1§ olmas1 olas1 - hatta olas1dan da fazla bir §ey.
Orangutam elinden kac;irm1§tlr. Odaya kadar gelmi§tir
arkasmdan - ama gordiiklerinin heyecam ic;inde, hay­
vam tekrar yakalayamam1§tlr. tzini de yitirmi§tir. Bu

43
OLAGANDI$I OYKULER

tahminleri daha ileri go ti.irmeyecegim - tahmin diyo­


rum, c;i.inki.i onlara bundan fazla bir deger verilemez -
dayand1klan di.i§i.ince gOlgelerini ke ndim bile iyice se­
c;emiyorum, tartam1yorum ; bu yi.izden de onlan bir
bai;;;kasma anlatabilmem c;ok zor, daha ileri gitmeyece­
gim. Stiylediklerimi de birer tahmin olarak anacag1z.
Frans1z gerc;ekten suc;suzsa, bu ac1mas1zca i§lenmi§ cina­
yetlere kan§mad1ysa; di.in gece, eve dtinerken, Le Monde
gazetesine verdigim §U ilan (denizcileri savundugu ic;in,
daha c;ok onlar okur bu gazeteyi ) , onu buraya getirecek­
tir.»
Bir kag1t verdi elime; §Unlar yaz1hyd1
«YAKALANDI - Bu ayzn giinii, erken saat-
lerde (cinayetin i§lendigi sabah) , Boulogne Ormamnda,
r;ok iri, koyu renk, Borneo tipi bir orangutan yakalan­
mz§tzr. Sahibi (Malta limanlarzna bagli gemilerden bi­
rinde tayfa oldugu biliniyor) gelip hayvam alabilir; iyi­
ce tammlamasz ve yakalanmasz ile bakilmasi i<;in yapi­
lan gider,leri odemesi §arttzr. $U adrese ba§VUTUn .'
No. Sokagz, Faubourg St. Germain -
iigiincii kat. »
«tnamhr §ey degil,» dedim, «adamm bir denizci ol­
dugunu, Malta limanlarmdan birine bagh bir gemide c;a­
h§tigm1 nerden biliyorsun ?»
«Bilmiyorum,» dedi Dupin. «Bilmek ne kelime, emi­
nim tiyle olduguna. i§te ki.ic;i.ik bir kurdele parc;as1, bic;i­
mine, yaghhgma bak1Ilrsa, denizcilerin pek sevdigi o
kuyruk gibi sag orgiilerinin ucuna baglamak ic;in kulla­
nilm1§. Sonra bu di.igi.imi.i denizcilerden ba§kas1 yapa·
maz; Maltahlarm di.igi.imi.idi.ir. Kurdeleyi paratoner te­
linin dibinde buldum. Oldi.iri.ilenlerden birinin oldugu­
nu "Stiyleyemeyiz. Hem kurdeleden c;1kard1g1m sonuc;larda

44
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

yamhyorsam, yani Frans1z Malta limanlarma bagh ge­


milerden birinde tayfa degilse bile, bunu ilana yazm1§
olmamdan bir zarar gelmez. Yamhyorsam adam oturup
benim nii;in yamld1g1m1 di.i§U.necek degil ya, aldanm1§
deyip gei;er. Arna i;1kard1g1m sonui;lar dogruysa, bi.iyuk
bir yarar saglanml§ olur. Cinayeti bildigi ii;in, Frans1z
bu ilana cevap vermeye - orangutam istemeye i;ekine­
cektir. �oyle di.i§i.inecektir : - 'Ben sui;suzum; paras1-
z1m ; orangutamm ise i;ok para eder - benim durumum­
da olan bir kimse ii;in ba§hba§ma bir servet - niye boy­
le bo§ bir korku yi.iziinden ondan vazgei;eyim? !§te bu­
lunmu§, avucumun ii;inde. Boulogne Ormanmda yakalan­
ffiI§ - cinayetin i§lendigi yerden i;ok uzakta. 0 i§i boyle
yabaml bir hayvamn yapml§ oldugu kimin aklma gele­
cek? Polis yanh§ izler i.izerinde - en basit bir ipucu bile
bulamad1lar. Hayvamn izini bulmu§ olsalar bile, benim
cinayeti gordi.igi.imi.i kamtlayamazlar, kamtlasalar da
bu bir sui; degil. tlstelik biliniyorum da. !lam veren ki§i,
hayvanm sahibi diye, adeta beni tamml1yor. Daha ba§­
ka §eyler de bilebilir. Benim mahm oldugu ai;1ki;a ilan
,edilen, boyle degerli bir §eyi gidip istemezsem, hayvana
kar§l baz1 ku§kular uyanabilir. Gaze batacak, dikkati
i;ekecek, herhangi bir ku§ku uyandiracak hareketlerde
bulunmamahy1m. !lana cevap verip orangutam alaca­
g1m; bu i§ unutulana kadar da bir yerde saklanm.»
0 anda merdivende bir ayak sesi duyduk.
«Tabancalanm hazirla,» dedi Dupin, «ama ben i§a­
ret vermeden, onlan kullanmak, ya da gostermek yak.»
Sokak kap1s1 ai;rk birak1lm1§, gelen adam da zili
i;almadan ii;eri girip merdivenin birkai; basamag1m c;1k­
m1§tl. <;ekiniyor gibiydi. Derken a§ag1 indigini duyduk.
Dupin h1zla kap1ya dogru giderken, d1§ardaki ayak ses-

45
OLAGANDI�I OYKULER

leri yeniden merdiveni pkmaya ba§lad1. Bu kez durala­


mad1, bir daha geri donmedi, karanm vermi§ bir insa­
nm ad1mlanyla ilerleyerek geldi, ada kap1s1m vurd-u.
«Girin,» dedi Dupin; ne§eli, ic;ten bir sesle soyle­
mi§ti bu kelimeyi.
!c;eri bir adam girdi. Denizci aldugu ac;1kc;a belliydi -
uzun baylu, saglam yap11I, adaleli bir insand1 ; goziinii
budaktan sakmmayan, y1lmaz bir kimse aldugu yiiziin­
den akunuyardu, ama ha§a gitmez bir hali yaktu. Fava­
rileriyle b1y1g1, giine§ten iyice yanmI§ alan yiiziiniin y a­
ndan fazlasm1 ortiiyardu. Elinde kalm bir me§e sapas1
vard1, ba§ka silah1 yak gibi goriiniiyardu. Qekingen bir
selam vererek, «1yi ak§amlar,» dedi; Frans1z agz1yla ka­
nu§uyordu ; Neufchatellileri andiran bir yam da vard1,
ama aslmda Parisli aldugu belliydi.
«Oturun, dastum,» dedi Dupin. «Orangutan ic;in gel­
diniz samyarum. Dagrusu boyle bir hayvammz aldugu
ic;in imreniyarum size; pek giizel, pek degerli bir hayvan
ku§kusuz. Kag ya§mda acaba ?»
Adam ag1r bir yiikiin altmdan kurtulmu§ gibi, ge­
ni§ bir nefes ald1; sanra kendinden emin bir sesle ce­
vap verdi:
«Ya§mI soyleyemeyecegim - ama, dart be§ ya§m­
dan fazla deg·ildir. Burada mI?»
«Ah, hay1r; anu burada tutmak ic;in elveri§li bir ye­
rimiz yak. Dubamg Sakagmdaki bir ah1rda duruyar, he­
men §Urada. Yann sabah a1Irsm1z. Malm sizin aldugunu
da kamtlarsm1z elbette?»
«Elbette, efendim.»
«Ondan aynlacag1ma bayag1 iiziiliiyarum,» dedi
Dupin.
«Biitiin bu yargunluga bir kar§Ihk beklemeden kat-

46
MORGUE SOKAGI CiNAYETi

lanmI§ olmamz1 anlayam1yorum, efendim,» dedi adam.


«Boyle bir §ey beklemiyordum. Hayvam buldugunuz i<;in
size bir i::i di.il vermek istiyorum - diyecegim, akla yakm
herhangi bir §ey.»
«iyi, i::iy leyse,» diye cevap verdi arkada§Im, «pek gii­
zel. Hele bir dii§iineyim ! - Ne isteyebilirim? Tamam !
Dinleyin bakm. Benim i::i d i.iliim §U olacak. Morgue Soka­
gmdaki cinayetler iizerine ne biliyorsamz hepsini anla­
tacaks1mz bana.»
Dupin son kelimeleri <;ok al<;ak bir sesle, yava§<;a
si::iy ledi. Gene o yava§hkla kap1ya dogru yi.iriimi.i§, kilitle­
mi§, anahtanm da cebine atmI§tI. Sonra koynundan bir
tabanc1 <;1kanp en kii<;iik bir heyecana kap1lmadan ma­
sanm i.istiine koydu.
Adamm yiizii sanki nefesi tikanmI§ da can <;eki§i­
yormu§ gibi k1pk1rm1z1 oldu. Ayaga f1rlay1p sopas1m s1m­
s1k1 kavrad1 ; ama bir an sonra sandalyesinin iisti.ine <;i::i­
ki.iverdi, tir tir titriyordu, yi.izi.i i::i lii gibiydi. Tek kelime
si::iylemedi. Biitiin kalbimle ac1yordum ona.
«Dostum,» dedi Dupin cana yakm bir sesle, «bO§U­
na .korkuya kap1hyorsunuz bi::iy le - gergekten bo§una.
Size bir ki::i ti.iliik edecek degiliz. Di.iriist bir insan, bir
Frans1z olarak, §erefim i.izerine si::iyliiyorum, size kar§I
ki::itii bir niyetimiz yak. Morgue Sokagmdaki kanh i§ler­
de bir sugunuz olmad1gm1 <;ok iyi biliyorum. Arna bu,
olanlarla hi<;bir ili§kiniz yak demek degil. §imdiye kadar
si::i ylediklerimden bu i§ i.izerine epeyce bilgim oldugunu
anlamI§Simzdir - akhmza, hayalinize gelmeyecek yol­
lardan i::igrendim biiti.in bunlarI. §imdi durum §i::iy le. on­
lenmesi elinizde olan, herhangi bir i§ yapmI§ degilsiniz -
hareketleriniz sizi su<;lu dii§iirmez. Hirs1z1Ik da etmemi§­
siniz; pem de o kadar uygun bir durum varken. Saklaya-

47
OLAGANDI$1 OYKULER

cak bir §eyiniz yak. Saklamamza neden de yak. bte yan­


dan, ormrlu bir insan olarak, btiti.in bildiklerinizi anlat­
mamz gerekiyor. Suc;suz bir kimse bu ytizden cezaevine
atild1, siz ise suc;luyu gosterebilecek durumdasm1z. »
Dupin b u kelimeleri soylerken, denizci epeyce kendi­
ne gelmi§, durulmu§tu; ama tav1rlarmda o eski canhhk
kalmami§tl.
«Tann yard1mc1m olsun,» dedi, uzun bir duralama­
dan sonra, «bu i§ tizerine bildiklerimin hepsini anlata­
cag1m size; - ama soyleyeceklerimin yansma bile inan­
mamz1 beklemiyorum - bunu beklemek ic;in aptal ol­
mal1y1m. Her neyse, ben sw;suz oldugumu biliyorum, bu
yolda oli.imti bile gaze alarak size her §eyi anlatacag1m.»
Anlattiklan §o'yle ozetlenebilir : Son zamanlarda Do­
gu Hint Adalarma bir yolculuk yapmt§lar. Onun da ara­
larmda oldugu kalabahk bir grup Borneo Adasma c;1ka­
rak, gezmek ic;in ic;erlere dogTu ilerlemi§. Bir arkada§l
ile birlikte, bu orangutam yakalamI§lar. Sonra arkada§l
olmi.i§, hayvan sadece onun mah olmu§. Memlekete ge­
tirene kadar orangutanm ba§a c;1k1lmaz y1rtic1hg1 yi.i­
zi.inden c;ekmedigi kalmamI§, sonunda onu sag salim
Paris'deki evine getirmeyi ba§armt§; kom§ularm mera­
k1m c;ekip ba§ma dert olmasm diye de kimselere goster­
memi§, s1k1 s1k1 gizlemi§ hayvam ; ayagmdaki bir k1y­
m1k yarasmm gec;mesini bekliyormu§. 1yile§ir iyile§mez
.satmak niyetindeymi§.
Cinayetin i§lendigi gece, ya da sabah diyelim, bir de­
nizciler eglencesinden dondtigi.inde, hayvam kendi oda­
smda bulmu§; biti§ikteki ktic;i.ik, penceresiz, her yam
s1k1 s1k1 kapah olan odada olmas1 gerekiyonnu§, ama
kap1sm1 kmp dt§an c;1km1§. Aynanm oni.inde, ytizti sa­
bun ic;inde, elinde usturayla tira§ olmaya c;ah§iyormu§;

48
MORGUE SOKAGI CiNAYETt

herhalde daha once anahtar deliginden, sahibinin bra§


olu§unu seyretmi§ olsa gerek. Adam boyle tehlikeli bir
aleti hayvanm elinde gori.ince, onu nas1l ustaca kulla­
nabilecegini de kestirdigi ic;in, bi.iyi.ik bir korkuya kap1l­
rn1§, bir zaman ne yapacag1m §a§irml§. Orangutam en
h1rc;m hallerinde bile korkutup sindiren bir kamc;1s1 var­
m1§, ona el atm1§. Kamc;1y1 gori.ir gormez, hayvan oda
kap1smdan d1§an firlam1§; merdivenden a§ag1, sonra da,
talihsizlik i§te, ac;1k kalmI§ olan bir pencereden dogru
sokaga.
Frans1z tam bir umutsuzluk ic;inde arkasma tak1l­
m1§; maymun, elinde ustura, arada bir durup adama ba­
karak yi.izi.ini.i gozi.ini.i buru§turuyor, ta yanma gelene
kadar onu bekliy9rmu§. Sonra iyice yakla§mca yeniden
kac;maya ba§hyormu§. Kovalama boyle uzun zaman de­
vam etmi§. Saat sabahm i.ic;i.i oldugu ic;in, caddelerde kim­
secikler yokmu§. Morgue Sokagmm arkasmda kalan dar
yoldan gec;tikleri s1rada, Madame L'Espanaye'in evinin
dordi.inci.i katmdaki ac;1k bir pencereden di§an vuran I§Ik,
kac;makta olan hayvanm gozi.ine c;arpml§. Eve saldirma­
s1yla paratoner telini gori.ip akla s1gmaz bir c;eviklikle
tirmanmas1, ardma kadar a<;1k duran pancura tutunup
sallanarak yatagm ba§ucuna atlamas1 bir olmu§. Biiti.in
bu i§ler bir dakika bile si.irmemi§. Orangutan odaya gi­
rerken ittigi ic;in pancur gene ardma kadar ac;llml§.
Bu arada denizci hem sevinmi§, hem de tasalanml§.
Hayvam yakalamak umudu arttig1 ic;in sevinmi§; ic;ine
dald1g1 bu tuzaktan, ba§ka bir yol bulup kurtulmas1 pek
olacak §ey degilmi§, gene paratoner telinden inmek zo­
runda kalacakm1§; o zaman belki oniinii kesip yakala­
yabilirmi§. ate yandan, maymunun evin ic;inde yapabi­
lecegi i§ler de, tasalanmasma neden oluyormu§. !§te bu

49
OLAGANDI�I OYKULER

ikinci di.i§i.ince adam1 yukan g1kmaya zorlaml§. Bir de­


nizci igin, paratoner teline tlrmanmak gi.ig bir i§ de­
gildir ; ama sol yanmda kalan pencerenin di.izeyine ge­
lince durmu§, daha ileri gidememi§; sadece odamn igini
§Oyle bir gorecek kadar uzanabilmi§. Gordi.igi.i §ey oyle­
sine korkunc;mu§ ki az dap.a a§ag1 yuvarlanacakml§. Ge­
cenin sessizligini yirtarak Morgue Sokagmda oturanlan
uykularmdan uyandiran korkunc; c;1ghklar bu sirada
ba§lam1§. tJstlerinde gecelikleri olan Madame L'Espana­
ye ile klZl, herhalde, demir kasadaki baz1 kag1tlan s1ra­
lamaktaym1§lar; kasa odanm ortasmdaym1§. Ac;1km1§,
ic;indekiler c;1kanhp d6§emenin i.isti.ine konmu§mU§. Hay­
vanm ic;eri girmesiyle g1ghklarm ba§lamas1 arasmdaki
zamana bak1hrsa, ikisi de pencereye arkalan doni.ik ola­
rak oturuyorlarm1§, maymunu ic;eri girer girmez gor­
medikleri anla§1hyormu§. Pancurun vurmasm1 ise ri.iz­
gardan bilmi§ olacaklar.
Denizci ic;eri bakt1g1 sirada, dev hayvan bir eliyle,
Madame L'Espanaye'in sac;lanm tutmakta (biraz once
tarad1g1 ic;in, c;ozi.ikmi.i§ sac;lan) , obi.ir eliyle de, tlpk1 bir
berber gibi, usturay1 kadmm yi.iziinde gezdirmekteymi§.
K1z yiiziikoyun, hareketsiz yatiyormu§; baygmm1§. !hti­
yar kadmm c;1ghklan, debelenmesi (sac;lan i§te bu sira­
da kopmu§) orangutamn belki de kotii olmayan niyeti­
ni degi§tirmesine, k1zmasma neden olmu§. Adaleli ko­
lunu savurdugu gibi kadmm girtlagm1 kesivermi§. Ner­
seyse ba§ml viicudundan ayiracakm1§. Kam goriince k1z­
gmhg1 <_;1lgmhk haline gelmi§. Di§lerini g1cirdatarak, goz­
lerinden alev sac;arak, k1zm viicudunun i.izerine at1lm1§,
korkunc; tirnaklanm bogazma gec;irmi§, solugunu kese­
ne kadar da birakmamI§. Odanm ic;inde dola§tlrd1g1 ya­
banll baki§lan karyolanm ba§ucuna gelince durmu§;

50
MORGUE SOKAGI CiNA YETi

sahibinin korkudan katila§mI§ olan yiiziinii gormii§. <;11-


gmca k1zgmhg1, ku§kusuz k1rbac1 habrlad1g1 ii;in, bir
anda korkuya i;evrilmi§. Cezaland1nlacagm1 anlad1gm­
dan olacak, i§ledigi cinayetleri saklamak ister gibi si­
nirli bir ofk �yle odanm i<;inde dart donmeye ba§lamI§;
yamndan gei;tigi e§yalan deviriyor, ,kmyormu§, yatagm
iistilndeki §ilteyi de ortaya siirilklemi§. Uzatmayahm,
once k1zm cesedirii ahp bacamn ii;ine tikmI§; sonra da
ihtiyar kadmm oliisiinii tuttugu gibi tepesi ilstii pence­
reden a§ag1 firlatm1§.
Maymun s1rtmda kafas1 kesik kadmla pencereye
dogru yakla§mca, denizci geri i;ekilmi§, paratoner telin­
den a§ag1 adeta kayarak inip hemen evinin yolunu tut­
mu§ - bu cinayetler yilziinden ba§ma bir i§ ai;1lacagm­
dan korktugu ii;in de orangutam biisbiitiin gozden i;1-
karm1§. Merdivendeki kom§ularm duyduklan sesler, de­
nizcinin o deh§et anmda i;1kard1g1 seslerle orangutamn
homurdanmalanym1§.
Benim bunlara katacak ba§ka bir sozilm yak. Oran­
gutan kapmm kmlmasmdan biraz once paratoner te­
linden inerek kagmI§ olacak. Pencereyi de, herhalde, i;1-
karken kapamI§br. Onu bir zaman sonra gene sahibi
yakalad1 ve Jardin des Plantes'a epeyce bir para kar§I­
hgmda sattI. Em niyet Miidiiriine gidip durumu anlat­
mam1z tizerine (Dupin de bir iki noktay1 aydmlatacak
ac:;1klamalarda bulununca) , Le Bon hemen serbest bira­
k1ldI. Emniyet Miidiirii her ne kadar arkada§Ima kar§I
iyi davrand1ysa da, i§in boyle hi<; ummad1g1 bir yola do­
kiilerek c:;oziilmii§ olmasma canmm s1k1ld1gm1 pek giz­
leyemedi; hatta, h erkes kendi i§ine baksa, ba§kalarmm­
kine burnunu sokmasa gibilerden bir iki §aka yapmak­
tan da kendini alamad1.

51
OLA('}ANDISI OYKULER

«Birak konu§sun,:i> dedi Dupin, igneli §akalarma ce­


vap bile vermemi§ti. «Birak igini doksi.in; rahatlasm bi­
raz. Bana, onu kendi kalesinde yenmi§ olmak yeter. Ge­
ne de §Unu soyleyeyim, bu i§in iginden gikamami§ olma­
si, oyle kendisinin sandigi gibi §a§ilacak bir §ey degil;
gi.inki.i, ashm ararsan, bizim Emniyet Mi.idi.iri.i dostumuz,
gereginden fazla kurnaz bir kimsedir, o yi.izden de Olay­
larm derinligine inemez. Di.i§i.incelerinin kokil yoktur,
bir ti.irli.i ayaklanm yere basamaz. Akh, tipki vi.icudu ol­
mayan bir insana benzer, yalmz bir kafa, Tannc;a La­
verna'mn resimleri gibi - ya da, daha iyisi, bir morina
bahgi gibi, yalmz kafa ile omuzlardan yap1lma bir insan
diyelim. Gene de iyi adamdir. Konu§masmdaki canhh­
g1, doludizgin gidi§i pek severim ; ak1lh bir insan diye
tanmmasma da bu yetenegi neden olmu§tur. Diyecegim,
gergekleri yalanlamakta, olmayacak §eyleri de hirer ger­
gekmi§ gibi ag1klamakta kimse ona g1ki§amaz, hani de
nier ce qui est, et d'expliquer ce qui n'est pas.»*

• Rousseau - Nouvelle Heloise.


KUYU VE SARKA<;
(The Pit and the Pendulum)

lmpia tortorum longas hie turba furores


Sanguinis innocui, non satiata, aluit.
Sospite nunc patria, fracto nunc funeris antro.
Mors ubi dira fuit vita salusque patent.

( Bu dortliik, Paris'de, eskiden Jacobin'ler Kuliibii'


niin bulundugu yere yap1lacak olan bir i;;ar§mm kap1-
lan ii;; in yazJlm1§tJr. )

Bitkindim - olecek gibiydim, uzun i§kence beni bi­


tirmi§ti ; baglanm1 c;oziip oturmama izin verdikleri za­
man duyulanmm benden aynhp gitmekte oldugunu his­
settim. Yarg1 - o korkunc; oliim yarg1s1 - kulaklanma
parc;alanmadan gelen son kelimelerdi. Ondan sonra en­
gizisyoncularm sesleri tek kelimesi bile anla§ilamayan
dii§sel bir ugultu iginde erimeye ba§lad1. Bu ugultu ru­
huma donme dii§tincesini getirdi - belki de bir degir­
men dolabmm c;1kard1g1 sesi and1rd1g1 ic;in boyle bir dii­
§iinceye kap1hyordum. Biraz sonra o da kesildi, hic;bir
§ey i§itmez oldum. Gerc;i bir zaman daha gordiim - ama
nas1l her §eyi biiyiiterek ! Kara bini§li yarg1c;larm du­
daklanm gordiim. Goziime bembeyaz goriindiiler - iis-

53
OLAGANDii;ll OYKULER

ti.ine §U satirlan karalad1g1m kag1ttan bile daha beyaz


- i.istelik gi.ili.inc; derecede inceydiler; bu incelik kendile­
rine olan gi.ivenlerinin a§mligmdan - sars1lmaz karar­
larmdan - i§kence c;eken insanlan ac1mas1zca a§ag1la­
malarmdan gelen bir incelikti. Yazg1m1 belirleyen soz­
lerin o c;ludaklardan di::iki.ilmekte oldugunu gordi.im. Oli.im
ti.imceleri okuyarak k1vnld1klanm gordi.im. Ad1mm he­
celerine uyduklanm gordi.im; arkasmdan bir ses gelme­
yince titredim, irkildim. Bir ara, salonun duvarlanm
kaplayan kara kuma§larm yumu§ak, belli belirsiz dal­
galam§ml da gordi.im, birka<; an siiren c;1lgmca bir kor­
kuya kap1ld � m. Sonra bakI§lanm masanm i.isti.indeki ye­
di bi.iyi.ik §amdana tak1ldi. Once gi::i rtini.i§lerinde bir ac1-
ma vard1, beni kurtarmaya gelmii;; , beyaz, incecik melek­
lek gibiydiler; ama sonra, birdenbire, ruhumu oldi.iri.ici.i
bir bulanti kaplad1, bi.iti.in vticudum sanki bir galvani
bataryasmm teline dokunmu§um gibi titremeye ba§la­
d1; bu arada az onceki melekler alev ba§h, anlams1z ha­
yaller haline gelmi§lerdi, onlarm bana yard1m edecegi
yoktu. Sonra akhma ahenkli bir nota gibi yepyeni bir
di.i§i.ince geldi; mezarda bizleri ne kadar tath bir rahat­
hgm beklemekte oldugunu di.i§tindi.im. Bu di.i§i.ince geli­
§ini hie; belli etmeden, sessizce si.izi.ilmi.i§ti.i kafamm igi­
ne, tadma bi.iti.in bi.iti.in varabilmem biraz uzun si.irdi.i;
sonunda ruhum tam onu geregiyle hissetmeye, tadm1
c;1karmaya ba§lad1g1 sirada, oni.imdeki yarg1c;larm yan
yanya gordi.igtim bic;imleri, sanki sihirlenmi§ gibi bi.is­
bi.i ti.in yok oldular; koca §amdanlar hic;lige kan§tl ; alev­
leri hepten si::i n di.i; karanhgm karahg1 sard1 her yam;
bi.iti.in duyular, ruhlarm cehenneme gidi§i gibi c;1lgmca
bir ini§, bir di.i§ii§ ic;inde eridiler. Sonra evrende sessiz­
lik, hareketsizlik ve geceden ba§ka bir §ey kalmadi.

54
KUYU VE SARKA<;

BayllmI§bm ; ama bilincimin bi.iti.in bi.ittin yok ol­


dugunu soylemeyecegim. Ne kadan kalmI§tI? Onu bile­
mem, anlatamam ; gene de hepsi yok olmuyordu. En de­
rin uykuda - hay1r ! Kendini kaybetmede - hay1r ! Bay­
gmhkta - hay1r ! 6li.imde - hay1r ! mezarda bile hepsi
yok olmuyordu. oyle olmasa insamn oli.imsi.izli.igi.inden
soz ac;1lamazd1. Uykularm en derininden bile kalkarken,
bir di.i§i.in ince aglanm y1rtanz. Arna bir saniye sonra
(o ag oylesine c;elimsizdir ki) gordi.igi.imi.iz di.i§i.i hatir­
lamaz oluruz. Bir baygmhktan ay11Irken iki basamak
vard1r : Birinci basamakta aklm ve ruhun uyand1g1,
ikincisinde de madde olarak var1Ig1m1zm uyand1g1 du­
yulur. ikinci basamaga vard1g1m1zda birincide hissetti­
gimiz §eyleri habrlayabilseydik, daha otedeki bo§lugun
amlan arasmda bu duygulan ac;1k sec;ik bulabilmemiz
gerekirdi. otedeki bo§luk dedigimiz ise - nedir o? Onun
karanhg·1m mezarm karanhgmdan nas1l ay1rabiliriz?
Bunu bilseydik hie; degilse. Benim birinci basamak dedi­
gim durumda hissettigimiz §eyler, istedigimiz zaman
hatirlayamasak bile, gene de, i.isti.inden epeyce gec;tik­
ten sonra, c;agnlmad1klan halde gelivermiyorlar m1, ne­
reden geldiklerine §a§IP kalm1yor muyuz? Hayatmda hie;
bayllmam1§ olan bir kimse, yanan bir komi.ir parc;asm­
da tuhaf saraylar, c;1lgmca gi.ili.imseyen yi.izler bulamaz ;
birc;oklarmm gozi.ine gori.inmeden havalarda si.izi.ili.ip gi­
den i.izgi.in hayalleri goremez; yeni ac;mI§ bir c;ic;egin ko­
kusuna kap1larak di.i§i.incelere dalamaz ; daha once hie;
dikkatini c;ekmemi§ olan bir ezginin getirdigi yeni yeni
anlamlarla §a§kma donemez.
Hat1rlamak Jc;in, s1k s1k, bi.iti.in di.i§i.ince gi.ici.imil
harcayarak ugra§Ir, didinirdim, ruhumun ic;inde eridigi
o hic;lik durumundan belki bir iz bulurum diye sonu gel-

55
OLAGANDI$1 OYKULER

mez sava§Imlara giri§irdim; hani arada bir ba§an sag­


layacag1m1 dii§iindiigiim de olmam1§ degildir; k1sa, <;ok
k1sa anlar i<;in baz1 §eyler hatirlard1m, iistiinden biraz
ge<;ip akhm1 ba§1ma toplayarak dii§iindiim mil, bunlarm
yan bilin<;li durumlardan kalma amlardan ba§ka bir
§ey olmad1g1m goriirdiim. Bu karanhk amlar belli be­
lirsiz se<;ilen, biiyilk bi<;imler yarat1r ve o bi<;imler beni
sessizce yakalay1p a§ag1lara dogru <;ekerlerdi - a§ag1 -
daha a§ag1 - oyle ki, bu ini§in sonsuz oldugu dii§iince­
sinden dogan korkun<; bir ahmakhga kap1lird1m. Kalbi­
min ah§Ilmam1§ derecede durgunla§mas1 yilziinden i<;im­
de belli belirsiz bir korku dogard1. Sonra her §eyi, birden­
bire, bir hareketsizlik duygusu kaplard1; beni a§ag1 in­
direnler (u<;uk benizli kafile ! ) sanki, bu ini§te, hudut­
suzlugun hududunu a§IDI§lar gibi, yaptiklan i§in yoru­
culuguna dayanamayarak duruverirlerdi. Bundan sonra,
bir durgunluk, bir cesaretsizlik <;6kerdi ilstiime; sonras1
sadece <;zlgznlzk - yasak §eyleri hatirlamaya <;ah§an bir
insanm <;1lgmhg1.
Ans1zm ruhuma yeniden hareket ve ses geldi - kal­
bin giiriiltiicil hareketi; kulaklanma da onun <;arpI§I­
nm sesleri doldu. Sonra bombo§ bir duralama. Sonra ge­
ne ses, gene hareket, gene dokunma - i<;imde bir duygu­
nun dola§mas1. Sonra var ol;mamn bilincine van§, dii§iin­
meden - biraz uzuilca siirdii bu. Sonra, ans1zm, bir­
denbire, dii§iince; insam titreten bir korku; ne durum­
da oldugumu anlamak i<;in ugra§IP didini§im. Sonra, ge­
ne duygusuzluk evreninde erimek istegi, dayamlmaz bir
istek. Sonra ruhun yeniden h1zla canlanmas1 ; hareket
etmek i<;in bir davranma ; ba§an. Yarg1lam§Im1, yarg1<;­
lan, duvarlardaki kara kuma§lan, yarg1y1, bitkinligimi,
bay1h§1m1, hepsini oldugu gibi hat1rlay1§. Bunlardan son-

56
KUYU VE SARKAC

ra gei;mi§ olan olaylan btittintiyle unutu§; onlan ba§ka


bir gtin, uzun uzun ugra§arak §6yle boyle hatlrlayabil­
dim.
Daha gozlerimi ai;mami§bm. Sirtilstil yatmakta ol­
dugumu hissediyordum, bagh degildim. Elimi uzatt1m,
islak, sert bir §eyin iistiine btitiln agirhg1yla dil§ti.i. Da­
kikalarca onun orada oylece kalmasma katland1m, bir
yandan da nerede oldugumu, ba§ima neler geldigini go­
ztimde canlandirmaya i;all§iyordum. Gorme duygumu
kullanmak istiyordum, ama cesaretim yoktu. <;evremde­
ki §eylere ilk olarak bakmak beni korkutuyordu. Kor­
kuni; §eyler gormekten i;ekindigim i<;in degil, ya gorti­
lecek hi<:;bir §ey yoksa diye korkuyordum. Sonunda, tam
bir kalp kmkhg1yla gozlerimi birden ai;1verdim. Umdu­
gum ba§'lma gelmi§ti. Sonsuz gecenin karanhg1 her ya­
mm1 ku§atlyordu. Nefes almaya sava§tlm. Karanhgm
kalmhg1 sanki iistiime bastmyor, beni boguyordu. Ha­
va basmc1 dayamlacak gibi degildi. Sessizce yatlyor, ka­
fam1 i§letmeye i;ah§iyordum. Engizisyonda olan bitenleri
dii§iindiim, onlardan hareket ederek nerede oldugumu
belki 1;1karabilirim diyordum. Yarg1 okunmu§tu ; bana
nedense pek eski bir §ey gibi geliyordu onun okunmas1,
ilsttinden sanki uzun zaman gei;mi§ti. Gene de, bir an
bile, olmti§ olabilecegim akhma gelmedi. Romanlarda
boyle §eyler okuruz, ama bu gibi dti§tinceler geri;ek var­
hkla bagda§amaz ; - oyleyse neredeydim, ne durumday­
d1m ? Benim bildigim oltim cezasma i;arptmlanlar toren­
le yak1hrlard1, bu torenlerden biri yarg1land1g1m gi.intin
gecesine rasthyordu. Yoksa aylarca sonra yap1lacak
olan obtir toreni beklemek i.izere gene eski zindamma m1
atllm1§tim? Olacak §ey degildi bu. Kurbanlan hemen
cezalandmrlardi. ttstelik benim daha once yattig1m zin-

57
OLAGANDil;n OYKULER

damn yerleri, do§emesi, Toledo'daki bi.itiin hi.icreler gibi


ta§tand1, soma boyle biisbiitiin l§Iks1z da degildi.
Korkurn; bir dii§iince birden bi.itiin kamm1 kalbime
toplay1verdi, k1sa bir zaman, gene duygusuzluk ic;inde
eriyip gittim. Kendime gelince hemen ayaga f1rlad1m,
her yamm tir tir titriyordu. Kollanm1 c;1lgmca hareket­
lerle saga sola, one arkaya, yukan dogru savurdum. Hic;­
bir §eye dokunmad1 ellerim; gene de bir ad1m bile at­
maya c;ekiniyor, ya bir mezarin duvarlarzna c;arparsam
diye korkuyordum. Bi.itiin viicudumdan ter bo§amyor,
almmda bi.iyi.ik, soguk taneler beliriyordu. Sonunda, bu
ku§kunun yaratt1g1 i§kence dayamlmaz hale geldi; kol­
lanm1 one dogru uzatarak yava§c;a ilerledim ; hafif bir
l§lk �izgisi gormek umuduyla gozlerimi yuvalarmdan d1-
§an ugrayacak kadar ac;mi§tlm. Ad1mlarca yiiriidi.im;
gene de karanhk ve bo§luktan ba§ka bir §ey yoktu. Ra­
hat bir nefes ald1m. Hie; olmazsa, korktuguma ugrama­
m1§, yazgmm o en korkunc; cezasma c;arptinlmam1§tlm.
Ben boyle sakmarak ilerlemeye devam ederken, To­
Iedo'da donmekte olan korkunc; i§ler iizerine binlerce
yanm yamalak dedikodu kafamda canlamyordu. Bu zin­
danlar ic;in garip §eyler anlatihrd1 - hep uydurma soz­
ler olduguna inamrd1m onlarm - ama uydurma bile
olsalar, yi.iksek sesle tekrarlanamayacak kadar garip,
korkunc; §eylerdi. Topragm altmdaki bu karanhk di.in­
yaya ac;hktan olmek ic;in mi birak1lml§tlm ; yoksa bun­
dan bile daha korkunc; bir son mu bekliyordu beni? Her
§eyin, hepsinin sonu oliimdii, bildigimizden c;ok daha
ac1 bir Oli.im, bundan kU§kUlanmayacak kadar iyi tamr­
d1m engizisyon yarg1c;lanm. Beni ugra§tlran, iizen, sa­
dece bu i§in ne zaman ve nas1l olacag1ydi.
1leri dogru uzattig1m ellerim sonunda kat1 bir en-

58
KUYU VE SARKAC

gelle kar§Ila§b. Bu bir duvard1, ta§tan ori.ilmi.i§e benzi·


yordu - pi.iri.izsi.iz, kaygan, soguktu. Duvar boyunca yii­
ri.idi.im; dinledigim bir si.iri.i eski i:iyklini.in bende uyan­
dirmI§ oldugu gi.ivensizlik yi.izi.inden ad1mlanm1 <;ekine
gekine at1yordum. Bu §ekilde zindammm enini boyunu
anlamam olanaks1zd1, duvarlar o kadar di.imdi.izdi.i ki,
bi.iti.in c;evreyi dola§IP ba§lad1g1m yere gelsem farkma bi­
le varmaz, gegerdim. Bunu di.i§i.inerek, engizisyon oda­
sma gi:iti.iri.ildi.igi.im zaman cebimde olan b1gaga el at­
tim; yerinde yoktu ; giysilerimi de alml§, sirbma kaba
§ayaktan boru gibi bir §ey gegirmi§lerdi. Q1k1§ nokta­
m1 belli etsin diye b1gag1 duvardaki bir gatlaga sokmay1
di.i§i.inmi.i§ti.im. Zar bir durum kar§ismda degildim, ama
kafam i:iylesine karmakan§Ikb ki, bir an, c;aresizlik igin­
de kald1g1m1 sand1m. Sonra sirbmdaki giysinin ucun­
dan bir parga kopard1m, yi.iksekligini iyice ayarlayarak,
duvardaki c;atlaklardan birine, yere dogru uzunlamasma
olmak i.izere yerle§tirdim. Ellerimle yoklayarak zinda­
nm gevresini dola§irken bu pagavraya degmeden geg­
mem olanaks1zdi. Boyle di.i§i.ini.iyordum ya, zindanm
biiyi.i kli.igi.ini.i, ya da kendi zay1fhg1m1 hesaba katbg1m
yoktu. Yerler hem islak, hem de kaygandi. Ayag1m bir
yere tak1lmca sendeleyerek birkag ad1m atbm, di.i§ti.im.
A§m derecede yorgundum, hig k1pirdamadan yi.izi.iko­
yun uzamp kald1m orada; biraz sonra da uyku basbrdi.
Uyanmca kollanmdan birini gererek uzatt1m, ya­
mmda bir somun ile bir testi su buldum. Bunlarm oraya
nas1l geldigini di.i§i.inemeyecek kadar bitkindim, h1rsla
yiyip igtim. Biraz sonra dogrulup zindanm gevresini do­
la§maya devam ettim; sonunda, yorgun argm, kuma§
pargasmm durdugu yere vard1m. Di.i§ene kadar elli iki
ad1m saym1§bm ; kalk1p tekrar yi.iri.imeye ba§lad1ktan

59
OLAGANDl�I OYKULER

sonra da kirk sekiz ad1m sayarak pac;avraya ula§tim.


Hepsi, oyleyse, yi.iz ad1md1; iki ad1m1 bir metre diye he­
saplarsak, zindanm c;evresi elli metre ·oluyordu. Duvar­
da birc;ok ko§elerle kar§Ila§mI§tim, bu yi.izden mahze­
nin bic;imini anlamam olanaks1zd1; nedense burasmm
bir mahzen oldugunu samyordum.
Bu ara§tirmalan bir amac;la yapm1yordum - hele
umudum hie; yoktu -; gene de belli gelirsiz bir merak
beni bu i§e si.iri.ikli.iyordu. Duvan b1rak1p ortadan kar§I
k1y1ya dogru yi.iri.imeye karar verdim. once son derece
sakmarak ilerliyordum; yer kat1 gori.ini.iyorsa da, i.isti.in­
de kaygan, c1v1k bir madde vard1. Arna biraz sonra, ce­
saretlendim, ad1mlar1m1 daha bir gi.ivenle atmaya ba§­
lad1m - olabildigince di.iz bir c;izgi i.izerinde yi.iri.imeye
c;alI§Iyordum. Boyle on on iki ad1m atmI§tlm ki giysimin
y1rt1k ucu bacaklanma dola§tI. ttsti.ine basmamla yi.izi.i­
koyun yere yuvarlanmam bir oldu.
Dti§menin verdigi §a§kmlik ic;inde, epeyce korkunc;
olan durumun pek farkma varmam1§bm, ama birkac; sa­
niye sonra, hala orada oyle yilzi.ikoyun yatarken, birden
aklim ba§1ma geldi. Bakm ne olmu§tu : c;enem mahze­
nin do§emesine degiyordu, ama dudaklanmla ba§Imm
yukan boli.imleri, c;enemden daha c;1k1k olduklan halde
hic;bir §eye degmiyorlard1. Aym zamanda, almm da 1slak
bir dumanla y1kamyor gibiydi ; burnuma da c;iiri.imi.i§ yo­
sun kokusu geliyordu. Kolumu uzattim, yuvarlak bir ku­
yunun tam k1y1sma di.i§mil§ oldugumu anlayarak titre­
dim ; geni§ligini o anda c;1karmam olanaks1zd1. Kuyunun
duvarm1 yoklayarak kilc;ilk bir ta§ parc;as1 koparabildim,
bo§luga biraktim. Saniyelerce ta§m bo§lukta di.i§erken
k1y1lara c;arparak c;1kard1g1 sesleri dinledim; sonunda
yank1lar yapan bir gi.iri.ilti.iyle suya dald1. Aym anda,

60
KUYU VE SARKA<;

yukarda bir yerden dogru, bir kapmm h1zla ac;1bp ka­


panmas1m and1ran bir ses geldi; onunla birlikte bir I§lk
c;izgisi de karanhkta c;ak1p yok oldu.
Bu benim ic;in haz1rlanm1§ olan cezayd1, anbyor­
dum; tam zamanmda di.i§erek kurtulmu§tum; ba§ima
oyle bir kaza gelmi§ olduguna §i.ikrettim. Di.i§meden on­
ce bir ad1m daha atm1§ bulunsayd1m bu di.inya bir daha
beni goremezdi. Kurtuldugum bu oltim, engizisyon i.ize­
rine anlatilan oyki.ilerde dinleyip de sac;ma buldugum,
masal deyip gec;tigim oli.imlere tipatip uyuyordu. Kur­
banlara iki ti.irli.i oli.im vard1 : ya vi.icuda yap1lan korkunc;
i§kencelerle Oli.im; ya da ruha yap1lan korkunc; i§kence­
lerle Oli.im. Bana ikincisi hazirlamyordu. <;ektigim bun­
ca §ey sinirlerimi iyice gev§etmi§ti; kendi sesimi bile duy­
sam titriyordum ; beni beklemekte olan i§kenceye, her
bak1mdan uygun bir durumdayd1m.
Her yamm titriyordu, duvara dogru emekleyerek
gerisin geriye dondi.im - kuyularm korkusuna katlan­
maktansa orada olmek daha iyi idi; zindanm c;e§itli yer­
lerinde kim bilir daha boyle ne kuyular vard1. Ba§ka
zaman olsa bu ac1kh durumuma son verecek kadar bir
cesaret gostererek kendimi kuyulardan birine atard1m ;
ama §U anda korkaklarm en bi.iyi.igi.iydi.im. Ustelik bu
kuyular i.izerine okudugum §eyleri de unutam1yordum -
engizisyonun 0 korkunc; oldi.irme yontemlerinden hic;bi­
rinde hay atm bir anda sona erdirilmesi diye bir §ey
yoktu.
1c;imdeki karga§a beni saatlerce uyutmad1; so­
nunda gene dalm1§1m. Uyand1g1m zaman yammda gec;en
kez oldugu gibi bir somunla bir testi su buldum. Yam­
yordum susuzluktan, bir diki§te testiyi bO§alttim. Her­
halde ilac;hyd1 - c;tinki.i ic;er ic;mez uykum geldi. Derin

61
OLAGANDI�I OYKULER

bir uykuya dalml§lm - oli.i gibi. Ne kadar si.irdiigi.ini.i


bilmiyorum tabii, ama gozlerimi ac;tig1mda c;evremdeki
§eyler gori.ini.ir olmu§tu. once nerede n geldigini kesti­
remedigim, soluk, ki.iki.irt rengi bir l§lk zindanm bil­
yi.ikli.igi.inil ve bic;imini gorebilmemi saghyordu.
Zindanm bi.iyi.ikli.igi.i bak1mmdan tamam1yla yaml­
m1§tlm. <;evresini saran bilti.in duvarlarm uzunlugu yir­
mi be§ metreden fazla degildi. Bu yamlma bana dert
oldu, dakikalarca hep onu dil§ilndi.im; aslmda ne bo§
bir §eydi - c;evremi sarml§ olan bu korkunc; ko§ullar al­
tmda, ben tutmu§ zindammm enini boyunu di.i§i.ini.i­
yordum, bundan daha sac;ma bir i§ olabilir miydi? Ania
bi:iyle basit §eylere kar§1 tuhaf bir ilgi duyuyordum ; 01-
<;; i.i de yaptig1m hatanm ne oldug;unu anlamaya c;ah§tlm.
Sonunda beynimde bir §im§ek c;akti, anlami§tlm. Di.i§til­
gi.im yere gidene kadar em iki ad1m saymi§tlm : o za­
man duvardaki kuma§a bir iki ad1m uzakhktaym1§1m
herhalde; yani mahzenin c;evresini dola§ml§lm da, ku­
ma§a varmama iki ad1m kalm1§. Sonra da i§te uyudum -
uyanmca geldigim yana dogru giderek geri dtinmil§ ola­
cag1m - bu yi.izden de duvarlarm uzunlugunu gerc;ek­
tekinin iki kati olarak hesaplaml§tlm tabii. Kafam oy­
le kan§Iktl ki duvan soluma alarak ba§lad1g1m yi.iri.iyti­
§i.i , duvan sag1ma alarak bitirdigimin farkma bile var­
mam1§tlm.
Zindamn bic;imini hayal ederken de aldanm1§tlm.
Ellerimle yoklaya yoklaya yilri.irken birc;ok kti§eler bul­
mu§tum; duvarlarm dilz oldugunu hie; sanm1yordum ;
bamba§ka bir mahzen canlanmi§tl gtiztimde ; bir bay­
gmhk gec;iren, ya da bir uykudan kalkan insamn ilze­
rinde karanhgm etkisi i§te boyle oluyor! Aslmda o ko­
§eler duvarlardaki c;ukur gibi yerlerin, birbirinden c;e§it-

62
KUYU VE SARKAC

li uzakhklardaki girintilerin k6§elerinden ba§ka bir §ey


degildi. Mahzen dortgen bic;imindeydi. Ta§tan yapilmI§
sand1g1m duvarlar demirdi, ya da ba§ka bir madenden
yap1lm1§b; c;ok biiyiik levhalar halindeydiler; bu levha­
larm birle§tikleri yerlerse c;ukur c;ukurdu. Papazlarm
bo§ inanlarmdan dcgmu§ olan bir siiri.i korkunc;, ig­
renc; resim bu maden duvarlan ba§tan ba§a kaplamI§b.
�eytan bic;imleri, iskeletlE:r, daha bir siirii korkurn; §ey
her yam doldurmU§, pisletmi§ti. Bu t;irkinlik ornekleri­
nin bic;imleri belirliydi, ama renkleri solmu§, bulam.kla§­
mI§tl ; havanm 1slakhgmdan olmahyd1. Yere bakbm,
ta§. Ortada k1y1sma dii§tiigiim agz1 ac;1k .kuyu vard1;
ba§ka kuyu da yoktu zindanda.
Biitiin bunlan zorlukla gorebildim, epeyce gi.ic; har­
cad1m - c;iinki.i ben uyurken durumumu degi§tirmi§ler­
di. Alc;ak bir tahta kerevetin iisti.inde boylu boyunca,
s1rti.isti.i yabyordum. Kay1§a benzeyen baglarla kereve­
te s1k1 s1k1ya baglanmI§bm. Bu baglar bi.itiin vi.icudumu
kaphyordu; sadece ba§Im, biraz da sol kolum serbestti,
c;abalasam onu uzatip yerdeki toprak bir tabaktan ye­
megimi alabilirdim . Testinin kaldmlmI§ oldugunu kor­
kuyla gordiim. Korkuyla diyorum - c;iinkii dayamlmaz
bir susuzluk duyuyordum. Goriini.i§e bak1hrsa cellatla­
nm bu susuzlugu daha da arbrmak istiyorlard1 - ta­
baktaki yemek k1yas1ya baharlanmI§ bir et parc;as1yd1.
Gozlerimi kaldmp mahzenin tavanma baktim. Yi.ik­
sekligi on on iki metre kadard1, yap1s1 t1pk1 yan duvar­
lar gibiydi. Levhalardan birindeki iyice belirli bir bi­
c;im biitiin dikkatimi iizerine c;ekti. Bu bir Zaman res­
miydi, bildigimiz resimlerine benziyordu, ama elinde
t1rpan yerine eski duvar saatlerinde gordiiklerimizi an­
d1ran bi.iyi.ik bir sarkac; tutuyordu; ilk bakI§ta onun da

63
OLAGANDI:;ll OYKULER

resmin ic;inde oldugunu sand1m. Arna bu makinenin go­


ri.ini.i§i.inde beni daha dikkatle bakmaya zorlayan bir §ey
vard1. Gozlerimi dikip dogrudan dogruya ona baktlm,
( tam benim oldugum yerin i.izerindeydi) ; sallamyordu
sanki, ya da bana oyle geliyordu. Bir an daha gec;ti, ar­
t1k emindim, sallamyordu. K1sa, c;ok ag1r bir sallam§tl
bu. Bir zaman onu korkuyla seyrettim ; §a§kmhg1m kor­
kumdan da baskmd1. Sonunda onun bu tembel hareket­
lerini gozlemekten yorularak ba§ka §eylere bakmaya
ba§lad1m.
Hafif bir ses dikkatimi c;ekti, gozlerimi yere c;evir­
dim, do§emenin i.isti.inde iri fareler geziniyordu. Yattl­
g1m yerden sag1ma di.i§en kuyuyu gorebiliyordum, onun
ic;inden c;1km1§Iard1. Baktig1m s1rada da etin kokusuyla
gOzleri donmi.i§, ac; hayvanlar, si.iri.i si.iri.i, ko§U§arak c;1-
k1yorlard1 kuyudan. Eti onlardan kurtarmak epeyce dik­
kat isteyen, yorucu bir i§ oldu.
Yanm saat gec;mi§ti, belki de bir saat (artik saatleri
pek kestiremiyordum) , gozlerimi bir daha yukan kal­
dird1m. Gordi.igi.im §ey beni §a§kma c;evirdi. Sarkacm
sallanma alam artm1§, bir metreye yakla§ffil§tl. Bunun
tabii bir sonucu olarak h1z1 da artmi§b. Arna beni as1l
§a§1rtan onun goze gori.ini.ir derecede al<;almt§ olmas1y­
d1. Daha dikkatle baktim, tam ucunda yeni ay bic;imin­
de parlak bir c;elik gordi.im - ne kadar korktugumu ar­
tik soylemeyecegim - aym k1vnk uc;lan yukan dogruy­
du, aralarmdaki uzakllk otuz santim kadard1, alt yam
ise ustura gibi keskindi. Gene bir ustura gibi agir, kaba
gori.ini.i§lilydi.i, yukan dogru daha darahyor, kalmla§l­
yordu. tlst yanmdan bir c;ubuk yi.ikseliyordu, bakirdan
yap1lma, a�1r bir c;ubuk; hepsi birden havada sallamr­
ken zslzk gibi bir ses c;1k1yordu.

64
KUYU VE SARKA<;

Papazlarm i§kence yapmaktaki bi.iti.in inceliklerini


gostererek hazirlad1klan bir sondu bu, ku§kum kalma­
mi§tI artik. Engizisyonun gozci.ileri kuyu i§ini ogrenmi§
oldugumu anlam1§lard1 - kuyu, benim gibi ki.istah dti§­
manlara haz1rlanm1§ bir oltimdi.i - kuyu, cehenn�m
demekti, engizisyonun en btiyi.ik cezas1 oldugu soylenir­
di. Beklenmedik bir kaza beni kuyuya di.i§mekten kur­
tarmI§tI ; §a§Irtic1 i§ler, ya da i§kence tuzaklan bu zin­
danlardaki karmakarI§Ik oltimlerin onemli bir oz elli­
giydi, bunu biliyordum. Di.i§medigimi gori.ince gelip be­
ni onun ic;iile itemezlerdi, §eytanl1klarma yak1§mazd1
boyle bir §ey, bu ytizden de (ba§ka c;aresi olmad1g1 ic;in)
degi§iklik yapacak, daha hafif bir oltim sec;eceklerdi. Da­
ha hafif! Bu kelimeyi boyle bir y'erde, boyle bir anlam­
da kullanmak tuhaf1ma gitti, ac1mm arasmda gi.iltim­
sedim.
Qeligin gidip geli§ini sayarak gec;irdigim 0 oli.imden
beter korku saatlerini, uzun saatleri anlatip da ne ola­
cak ! Santim santim - c;izgi c;izgi - ytizy1llarm yava§­
hg1yla gec;en zamanm ancak belirtebildigi bir alc;ah§la
- a§ag1, durmadan a§ag1 iniyordu! Gtinler gec;ti - pek
c;ok gtinler gec;mi§ olmah - sonunda, ac1 nefesiyle be­
ni yelpazeleyecek kadar alc;ald1, yakmla§tI. Keskin c;eli­
gin kokusu burnuma doluyordu. Dua ettim - §Unu biraz
daha h1zh indirin diye, usandmrcasma yalvard1m gok­
lere. Q1lgma donmti§ttim, o korkunc; b1c;agm sallam§I­
na dogru kendimi kald1rmaya sava§iyordum. Sonra bir­
den duruldum, pml pml gelen oli.ime gtiltimseyerek bak­
t1m, ender bulunan bir oyuncak kar§Ismdaki c;ocukla­
ra benziyordum.
Bir zaman gene duyulanm benden uzakla�1verdi;
pek k1sa si.irdi.i bu; · c;i.inki.i tekrar ken dime geldigimde

65
OLAGANDU;ll OYKULER

sarkac;ta belli bir alc;alma yoktu. Ama belki de uzun siir­


mii§tiir - beni gozleyen §eytanlar bay1ld1g1mm da far­
kma varm1§lard1r elbette, yaptiklan i§in iyice tadm1 c;1-
karmak ic;in ay1lmam1 beklemi§, sarkac1 oldugu yerde
tutmu§lardir. Ay1ld1g1m zaman, kendimi son derece -
ah ! anlatilamayacak kadar - bitkin, yorgun hissediyor­
dum, sanki uzun bir miiddet ac; kalmi§tlm. Bunca i§ken­
cenin arasmda bile olsa, insan yemegini unutam1yor.
Cammi yakan bir c;abayla sol kolumu, baglanmm izin
verdigi kadar uzatip farelerden kalan et parc;asm1 ya­
kalad1m. Onu dudaklanmm arasma soktugum anda, ka­
famda yanm bir dii§iince, bir sevinc; dogdu - bir umut.
Benim ne ah§veri§im olabilirdi umutla? Dedigim gibi,
yanm bir dii§iinceydi bu - insamn hic;bir zaman ta­
mamlanmayacak olan daha boyle ne dii§iinceleri olur!
Bir sevin<; - bir umut dii§iincesiydi, anlam1§t1m; ama
daha dogarken yak olmu§tu. Onu tamamlamak - elim­
den kagirmamak ic;in bo§una sava§tlm. <;ektigim uzun
ac1lar yiiziinden kafam i§lemez olmu§tu. Bir aptal -
bir budalayd1m.
Sarkacm gidip geli§i benim yatl§ yoniime tam dik­
ti. Yanm ay bic;imindeki c;elik, kalbimin iizerine gelecek
gibi ayarlanml§tl. once giysimin kuma§ml kesecekti -
sonra doniip gene gec;ecekti kestigi yerden - sonra bir
daha - bir daha. Korkung derecede geni§ gidip geli§i
(on metre, belki daha fazlayd1) , ishklar c;alarak ini§iyle
«;evremdeki demir duvarlan ikiye bolecek kadar giic;liiy­
dii, gene de benim giysimi kesip ay1rmas1 dakikalarca
siirecekti. Bu dii§iinceyle durdum. Daha ilersini dii§iin­
meye cesaret edemedim. Biitiin dikkatimi vererek, inat­
la durdum onun iizerinde - sanki daha ilersini dil§iin­
mezsem, c;eligi de orada durdurabilecektim. Yanm ay

66
KUYU VE SARKA<;

bigimindeki b1gagm giysimin tisttinden gegerken g1kara­


cag1 sesi - kuma§m stirtiinmesiyle sinirlerimi saracak
olan o tuhaf titremeleri dil§tinmeye ugra§tlm. Di§lerim
g1cirdamaya ba§layana kadar hep bu bo§ §eyleri dti­
§ilndtim.
A§ag1 - hep aym h1zla a§ag1 dogru iniyordu. Sal­
lam§mm h1z1 ile algal1§1mn h1z1m kar§ila§tlrmaktan g1l­
gmca bir zevk allyordum. Saga dogru - sola dogru -
geni§ bir alanda uzakla§iyor - cehennemlik bir ruhun
g1gllg1yla ! Kalbime i§liyor, kaplanlarm sessiz ad1mlany­
la geliyordu ! Bu gidi§ geli§lerle birlikte ben de bir gtilti­
yor, bir haykmyordum.
A§ag1 - hig ara vermeden, hig ac1madan a§ag1!
Gogstimtin on santim tizerinden gegiyordu ! Sol kolumu
kurtarmak igin btittin gtictimle - g1lgmca - gabalad1m.
Dirsegimden a§ag1s1 serbestti. Elimi, btiytik bir gaba har­
cayarak tabaktan agz1ma kadar gottirebiliyordum, ama
i§te o kadar. Dirsegimdeki bag1 bir koparsam, sarkac1
yakalar, durdurmaya gall§1rd1m. Bir g1g1 bile durdur­
maya kalkacak bir haldeydim.
A§ag1 - duralamadan - sakmmadan a§ag1 ! Her
sallam§la nefes nefese kahyor, g1rp1myor, bir sinir has­
tas1 gibi btiztiltiyordum. GOzlerim sarkacm uzakla§IP
ytikseli§ini, art1k camm1 yakmayan bir umutsuzlukla
izliyor, ini§inin ba§lamas1yla birlikte kas1hp yumuluyor­
lard1; oysa oltim bir kurtulu§tu, ah, sozle anlatllama­
yacak bir kurtulu§! Gene de bu keskin, parlak baltanm
az1c1k daha algalmca gogstimti yanp gegecegini dil§iln­
mek btittin sinirlerimi geriyor, beni tir tir titretiyordu.
Umut neden oluyordu buna, sinirlerim onun ytiztinden
Umut
geriliyordu - ben onun ytiztinden bilztiltiyordum.
- her tiirlti i§kencenin tistiinde, otesinde olan umut -

67
OLA0ANDI� 6YKtiLER

engizisyon zindanlarmda Oliimii bekleyenlerin kulagma


bile kurtulU§U f1s1ldayan umut!
Bakbm, on on iki kere daha gidip geldikten sonra
giysime degecek - bunu goriince birden ruhuma umut­
suzlugun keskin, agu durgunlugu r;oktti. Saatlerdir -
belki de giinlerdir - ilk olarak dil§iindiim. Beni sar:;tn
bu sarg1, ya da kayI§ tek parr;ayd1. Ayn ayn, birr;ok sar­
g1larla baglI degildim. Ustura gibi r;eligin ilk dokunu§U
sarg1y1 kesip ikiye ayird1 m1, sol elimin yard1m1yla bel­
ki de onu biisbiitiin r;ozebilirdim. B1r;agm yakmhg1 na­
s1l korkunr; olurdu o zaman! En hafif bir k1pirdanma
oliim demekti! Hem o engizisyon kolelerinin bunu <laha
onceden gormemi§ olmalan, boyle bir kurtulu§ yolunu
ar;1k b1rakmalan olanaks1zdi. Sargmm tam sarkacm al­
tma gel en yerden ger;mesi olacak §ey miydi? Bu zay1f
ve goriinii§e gore son umudumun da y1k1lacagmdan kor­
ka korka, kafam1 kaldmp gogsiime bakbm. Sarg1 biitiin
viicudumu; kollanm1, bacaklanm1, her yandan, s1k1 s1-
k1ya sar� I§ - sadece oldiiriicii geligin yolunu agik bi­
rakmi§ti.
Kafam1 yerine koyar koymaz beynimde bir §im§ek
c;aktI; bunu en iyi §oyle anlatabilirim : hani size yanm
bir dii§iinceden, bir umut dii§iincesinden soz ac;mI§bm ;
et parr;asm1 yanan dudaklanmm arasma gotiirdiigiim
anda ir;imde bir sevinr;, bir umut dogmu§, ama iyice bi­
r;imlenmeden yak olmu§tu; i§te o dii§iince tamamlana­
rak gelmi§ti bu kez, sadece bir sevinr; degil, bir kurtulu§
dii§iincesi olmu§tu. Kafamda bir biitiindii - zay1f, ayak­
ta zor duran, zor belli olan - gene de eksiksiz, tam bir
dii§iinceydi. Umutsuzlugun verdigi sinirli bir giir;le he­
men i§e giri§tim.
Ustiinde yatmakta oldugum algak kerevetin c;evre-

GS
KUYU VE SARKA<;

sinde saatlerdir fareler kayna§lp duruyordu. Yabaml,


atilgan, ag - p1nl pml yanan kirm1z1 gi::izleriyle bana
bakmaktayd1lar, sanki beni yemek igin haz1rlamyor,
hareketsizle§memi bekliyorlard1. «Ne yiyecekler,» diye
di.i§i.indi.im, «neler yemeye ah§illl§lardir o kuyunun igin­
de?»
Engel olmak igin o kadar ugra§mama kar§m taba­
gm igindekileri silip si.ipi.irmi.i§, az1c1k bir §ey birakm1§­
lard1. Elimi tam bir ah§kanhk iginde indirip kaldmyor,
saga sola salhyordum; sonunda bu hareketlerin bi::iy le
bilingsiz bir benzerlik iginde si.iri.ip gittigini gi::ir en hay­
vanlar kqrkmaz olmu§lard1. Oburluklarmm verdigi CO§­
kunlukla s1k s1k keskin di§lerini parmaklanma gegiri­
yorlard1. Yagh, ag1r kokulu etin kalmtilanm sarg1larm
eri§ebildigim yerlerine si.irdi.im, iyice si.irdi.im; sonra eli­
mi yerden kaldmp nefes bile almadan sessizce yatt1m.
Bu degi§iklik - elimin devaml1 olarak yapt1g1 ha­
reketlerin durmas1, once ag hayvanlan . bir §a§1rtti, kor­
kuttu. Bi.izi.ili.ip sakmarak geri gekildiler; birgogu kuyu­
ya dogru kagti. Arna bu yalmz bir an si.irdi.i. Oburlukla­
rma olan gi.ivenim bo§ g1kmadi. Benim hareketsiz kald1-
g1m1 gi::iri.ince, iglerinden bir ikisi, en korkusuzlan, ke­
revetin i.isti.ine s1grayarak kayi§lan koklad1lar. Bu bir
toplu hi.icumun ilk i§areti oldu. Kuyunun iginden yeni
_
yeni si.iri.iler g1k1yordu. Tahtalara tirmandllar, her yam
kaplay1verdiler - i.isti.ime yi.izlercesi birden ko§U§tu.
Sarkacm i::ilgi.ili.i hareketleri onlan hig rahats1z etmiyor­
du. <;eligin gegtigi yerde durmuyor, sargmm yagh yer­
lerine i.i§i.i§i.iyorlard1. Agirhklanm duyuyordum - i.is­
ti.imdeki y1gmlar gittikge bi.iyi.iyor, agirla§1yordu. Boga­
z1mda geziniyorlard1; soguk dudaklan dudaklanmda do­
la�nyordu; onlarm agirhg1 altmda zor nefes ahyordum;

69
OLAGANDI:;ll OYKULER

yeryilzilnde benzeri gorillmemi§ olan bir igrenme duy·


gusu ile ic;im kabanyor, yapi§kan bir islakllkla bunalan
kalbim buz gibi oluyordu. Bir dakika sonra hepsi sona
erecekti. Sargmm gev§edigini ac;1kc;a hissediyordum. Da.­
ha §imdiden birkac; yerinden kopmu§ oldugu belliydi. !n­
san gilcilnil a§an bir direni§le kzpzrdanmadan yatiyor­
dum.
Hesaplanmda yamlmam1§t1m - bunca §eye bo§una
katlanmam1§tlm. Artlk serbest oldugumu hissediyordum.
Sarg1 parc;a par�a olmU§, vilcudumdan a§ag1 sark1yor­
du. Arna sarkacm ucu da gogsilme degmeye ba§lami§tl.
Giysimin ku,ma§ml ikiye ay1rm1§, altmdaki i� gomlegi­
mi bile kesmi§ti. !ki kere daha gidip geldi, sinirlerimde
keskin bir acmm dola§tlg1m duydum. Arna kurtulu§ am
gelmi§ti. Elimi sallaymca kurtanc1lanm birbirini �ig­
neyerek kac;i§tllar. Kayar gibi bir hareketle - sakma­
rak, c;ekine c;ekine, yana dogru, yava§c;a - sargmm ara­
smdan s1ynlarak b1c;agm eri§emeyecegi bir yere kac;tim.
0 an ic;in olsun, serbesttim artik.
Serbest! - ve engizisyonun avucunun ic;inde ! Kor­
kularla dolu yatag1mdan s1ynhp zindamn ta§lan 'iistil­
ne basmamla birlikte cehennem makinesinin hareket­
leri de duruverdi, gorilnmeyen bir gilc; onu tavana dog­
ru c;ekti. Ta kalbime i§leyen bir ders oldu bu bana. Her
hareketimin gozlendigine ku§kU yoktu. Serbest! - bir
i§kencenin sonundaki Olilmden kurtulmu§tum, bir ba§­
ka i§kencede olilmden daha beter §eylere katlanmak
ic;in. Bu dil§ilncenin verdigi sinirlilik ic;inde, gozlerimi
c;evremi saran demir duvarlara c;evirdim. Tuhaf bir §ey
- once iyice sec;emedigim, anlayamad1g1m bir d egi§ik­
lik - artik iyice gorillilyordu, bir degi§iklik olmaktayd1
zindanda. Uykulu, titrek bir dalgmhk ic;jnde, dakikalar-

70
KUYU VE SARKA<;

ca, bu degi§ikligin ne oldugunu anlamak ic;m bo§una


kafa yordum. 0 arada, ilk olarak, mahzeni aydmlatan
ki.iki.irt rengi I§Igm nereden. geldigini gordi.im. Duvar­
lar do§emenin i.isti.ine oturtulmu§ degildi, diplerinde bir
buc;uk santim kalmhgmda yariklar yard1; i§te o sari I§Ik,
zindam c;epc;evre saran bu yariklardan sizmaktayd1. Ara­
larmdan bakmaya ugra§tim, ama bir §ey goremedim.
Dogrulup ayaga kalkt1g1m s1rada mahzendeki de­
gi§ikligin ic;yi.izi.ini.i birdenbire anlay1verdim. Duvardaki
§ekillerin belirli olmasma kar§Ihk, renklerin bulamk ve
belirsiz oldugunu soylemi§tim. f}imdi ise renklere bir
parlakhk gelmi§ti; ikide bir yamp tutu§an, insam kor­
kutan bir parlakhktI bu;, hayalet ve §eytan resimlerine
oyle bir gori.ini.i§ vermi§ti ki, sinirleri benden c;ok daha
gi.ic;li.i olan kimseler bile titremeden duramazlard1 on­
larm oni.inde. lleytan gozleri, yabaml, i.irki.iti.ici.i bir can­
hhkla, binlerce yonden bana bakmaktayd1 ; daha once
bak1p da bo§ sand1g"Im yerlerde yeni yeni bic;imler belir­
mi§ti; yanmakta olan bir ate§in sari I§Igmda pmlday1p
duruyorlard1, evet, bir ate§ yamyordu, bunun gerc;ek ol­
mad1gma bir ti.irli.i inand1ram1yordum kendimi.
Gerqek olmadi{Jzna! - Nefes allrken burnuma k1z­
gm demirlerin buhari geliyordu ! Bogucu bir koku kapla­
mi§tl zindam ! Benim c;ektigim i§kenceyi izlemekte olan
gozlere her an biraz daha derin bir parilt1 siniyordu.
Kanh, korkunc; resimlerin i.izerine gittik�e artan bir kir­
m1z1hk yay1hyordu. Soluk soluga kalmi§tlm ! Nefes al­
mak ic;in ugra§1yordum ! Cellatlarimm ne yapmak iste­
dikleri ac;1ktI - ah ! insanlarm en merhametsizleri ! ah !
iblisler ! K1zarmaya ba§layan demirlerden uzakla§arak
mahzenin ortasma gittim. Alevlerin getirmek�e oldugu
oli.imi.i di.i§i.ini.irken, kuyunun serinligini hatirlamak ru-

71
OLAGANDi l:;; I OYKULER

huma bir ferahllk verdi. Hemen k1y1sma ko§tum. Zay1f


bak1§lanm1 ic;ine egdim. I§Iklarla tutu§an tavamn pa­
nlt1s1 kuyunun en kuytu ko§elerini bile aydmlatiyordu.
Gene de, bir an, ruhum gordiigiim §eyin anlamma var­
mak istemedi. Arna o dayatarak - c;abalayarak, sonun­
da, zorla kabul ettirdi kendisini - korkuyla biiziilen dii­
§ilncelerimin arasma bir ate§ gibi daldi. Ah ! anlatacak
giiciim olsa! - ah ! korku ! - ah ! biitiin korkulara kat­
lamhr, buna katlamlmaz ! Bir c;1ghk atarak kuyunun
k1y1smdan c;ekildim, ellerimi yiiziime kapattim - ac1 ac1
aghyordum.
S1cak h1zla art!yordu, gozlerimi kaldmp c;evreme
bir baktlm, Sltma nobetine tutulffiU§ gibi titredim. Mah­
zendc ikinci bir degi§iklik olmu§tu - bu sefer degi§iklik
duvarlarm bi<;imindeydi. Gene, bir zaman, ne oldugunu
anlamak ic;in bo§una kafa yordum. Arna uzun siirmedi
bu, anlad1m. iki kere ellerinden kurtulmu§ olmam, engi­
zisyonun intikamma h1z vermi§ti, artik oyun edemeye­
cektim Olume. Mahzenin dortgen bic;iminde oldugunu
soylemi§tim. �imdi ise kar§lhkll iki ko§enin ac;1lari daral­
ffil§tl - obiir iki ko§e de onlarm daralmas1 yiiziinden
geni§lemi§ti. Duvarlar h1zla birbirine yakla§1yor, hafif
bir giiriiltii ya da inilti gibi bir sesle iistiime dogru ge­
liyordu. Bir anda mahzen baklava bic;imini allverdi. Arna
degi§me bu kadarla kalmad1 - kalmasm1 da istemiyor­
dum hani, hic;bir umudum yoktu. Sonsuz bir dinleni§i
getirecek olan bir hirka gibi, o k1rm1Zl· duvarlan gogsii­
miin iistiinde kavu§turabilirdim. «Oliim,» diyordum,
«kuyudakinden ba§ka hangi Oliim olursa olsun, seve
seve katlamrd1m ! » Budala! Bu yanan duvarlarm beni
kuyuya dogru gotiirmekte olduklarm1 nas1l anlayama­
mi§tlm? Demirlerin s1cakllgma dayanabilir miydim?

72
KUYU VE SARKA<;

Ya da dayansam bile, onlarm iti§ine kar§l koyabilir m iy­


dim? Baklava bic;imi duvarlar darald1kc;a darahyordu, bu
i§ o kadar h1zh oluyordu ki durup §Oyle bir c; evreme ba­
kacak zaman bile bulam1yordum. Ag·z1 ac;1k kuyu dara­
lan mahzenin tam ortasmda kalmi§tl, en geni§ yer onun
bulundugu yerdi. Biiziiliip geriledim - ama kapanan
duvarlar beni ileri dogru itti. YanmI§, kavrulmu§ viicu­
duma, zindanm ta§larmda ancak birkac; santimlik yer
kalml§tl. Artik kar§l koymuyordum; ruhumun ac1s1,
umutsuzlugumu anlatan yiiksek, uzun, son bir c;1ghkla
ic;imden ta§tl. Kuyunun k1y1smda sendeledigimi hisset­
tim - gozlerimi yumdum -.
Birbirine kan§an insan sesleri! Birc;ok trampetin
c;ah§ma benzeyen bir giiriiltii ! Gok giirlemesini andiran
keskin bir demir g1cirt1Sl ! Yanan duvarlar birden geri
c;ekildi! Baygm bir halde kuyunun ic;ine dii§ecegim s1-
rada uzanan bir kol kolumu yakalad1. General Lasalle'm
koluydu bu. Frans1z ordusu Toledo'ya girmi§ti. Engizis­
yon, dii§manlarmm elindeydi.
MAELSTROM'E DU$U$
(A Descent into the Maelstrom)

Tanrmm Dogadaki i§leri de, kendi Varhgmdaki


i§leri gibi, bizim i§lerimize benzemez ; bizim bi�im ver­
digimiz ornekleri, Onun yap1tlarmm biiyiiklilgiine, de­
rinligine, ara§tlnlmazhgma uydurmaya �ah§mak bo§­
tur ; Onun ya71itlari Democritus'un kuyusundan bile
daha derindir.
Joseph Glanville

En ytiksek kayanm tepesine varmI§tlk. ihtiyar adam


birkag dakika sessiz durdu, konu§amayacak kadar bit­
kin gortintiyordu.
« Qok eskiden degil,» dedi sonunda, «birkag y1l once­
sine kadar, size bu yollarda, ogullarimm en ktigtigti gi­
bi hig yorulmadan k1lavuzluk edebilirdim; ama a§ag1
yukarI tic; y1l once ba§Ima bir i§ geldi, oyle bir i§ ki daha
higbir insanoglunun ba§ma gelmemi§tir - ya da gelmi§
olsa bile higbiri sag kalmam1§, gordtiklerini anlatama­
mI§tlr - o zaman dayand1grm alti saatlik oldiirticti bir
Korku bende ne vticut b1rakt1, ne de ruh. Beni <;ok ya§ll

74
MAELSTROM'E DU$U$

bir adam samyorsunuz - ama degilim. Simsiyah sac;la­


nmm boyle bembeyaz olmas1, kollanmm, bacaklanmm
dermans1zla§mas1, sinirlerimin gev§emesi, bi.iti.in bun­
lar bir tek gi.ini.i bile doldurmadan olup bitmi§ §eyler; oy­
le ki §imdi biraz gi.ic; harcasam titremeye ba§hyorum,
bir golge gorsem korkuyorum. �u ki.ic;i.ici.ik uc;uruma bi­
le ba§lm donmeden bakamad1g1m1 soylesem, inarur mi­
SlillZ?»
«Ki.ic;i.ici.ik uc;urum» - dinlenmek ic;in kendisini
onun k1y1sma oyle dikkatsizce atm1§b ki vi.icudunun da­
ha agir boli.imi.i bo§lukta duruyordu; ihtiyan a§ag1 di.i§­
mekten koruyan, sadece ta uca, kaygan k1y1ya dayaml§
oldugu dirsegiydi - bu «ki.ic;i.ik uc;urum» a§ag1daki ka­
yallk di.inyadan, §Oyle, be§ yi.iz ya da alb yi.iz metre yi.ik­
seklikte, pi.iri.izsi.iz, kara kara parlayan, sarp bir tic;urum­
du . Yeryiizi.inde hic;bir §ey beni onun k1y1sma gitmeye
zorlayamazd1, alb metre uzakhktan daha yakma sokul­
mazd1m. Yol arkada§1mm bu tehlikeli durumunu go­
ri.ince oyle derin bir heyecana kap1ld1m ki yere boylu
boyunca uzamp c;evremdeki c;ahlara sanld1m, gozlerimi
gokyi.izi.ine kaldirmaya cesaret edemedim - bir yandan
da, kafama tak1lm1§ olan bir di.i§i.inceden, boylesine h1z­
h esen ri.izgarm ofkesiyle dagm yerinden oynayacag1 di.i­
§i.incesinden kurtulmaya c;abahyordum. Oturup uzak­
lara bakacak kadar cesaret toplamam epeyce si.irdi.i.
«Bu kuruntulardan kurtulmahsm1z arbk,» dedi k1-
lavuz, «c;i.inki.i sizi buraya getirmemin nedeni o soz etti­
gim i§in nerede ba§1ma geldigini gostermekti - olan bi­
ten her §eyi, boyle hepsi gozi.ini.izi.in oni.indeyken anlat­
mak istiyordum.»
«Biz §imdi,» diye devam etti, kendine has tavnyla

75
OLAGANDl�I OYKULER

konu§uyordu - «biz §imdi Norvec; hududunun yakmla­


rmday1z - altml§ sekizinci enlem derecesinde - biiyiik
Nordland ilinde - iss1z Lofoden ilc;esinde. Tepesinde
oturdugumuz bu dagm ad1 Helseggen; yani Bulutlu. �im­
di §Oyle biraz daha yukan kalkm - ba§imz doniiyorsa
otlara tutunun - §oyle - sonra §U a§ag1daki duman ku­
§agmm iizerinden denize bakm. »
Aptal aptal baktim, denizi geni§ bir alanda gorii­
yordum; sularm rengi oyle karanhkti ki, akhma hemen
Mare Tenebrarum iizerine yaz1lanlar geldi. Haya! edile­
meyecek kadar iss1z bir goriinii§ii vard1; insam acmdiran
bir iss1zhk. Korkunc; derecede kara, sarp uc;urumlar,
diinyay1 c;evreleyen kaleler gibi, k1y1 boyunca goz alabil­
digine uzamyor, ard1 aras1 kesilmez c;1ghklar atarak,
haykirarak gelen dalgalarm beyaz kopiikleriyle y1ka­
mrken , karanhk renkleri daha giiglii beliriyordu. Dur­
dugumuz yerin tam kar§1smda, be§ alti mil uzakta, kii­
gi.ik, c;1plak bir ada goriini.iyordu ; ya da, daha iyisi, c;ev­
resini saran dalgalarm birbirine kan§IP durulmasmdan
yeri belli oluyordu diyelim. K1y1ya ondan iki mil daha
yakmda, daha kiigiik, ya:lgm, iss1z, ba§ka bir ada vard1 ;
c;evresinde yer yer kaya y1gmlan yiikseliyordu.
Okyanusun uzaktaki adayla k1y1 arasmdaki bolii­
mii bir tuhafti. tc;eri dogru sert bir riizgar esiyordu ; en­
gindeki bir yelkenli, gidi§ini c;ift kat camadana ,vurul­
mu§ olan yan yelkenine b1rakm1§, sulara batip c;1kmak­
tayd1 ; ama okyanusun bu boliimiinde belli bir kabarma,
bir dalgalanma yoktu; sular c;e§itli yonlere dogru k1sa,
h1zh, h1rc;m c;1rpm1§larla yay1hyordu - riizgarm bir et­
kisi olmuyordu onlara. Kayalarm c;evresinden ba§ka bir
yerde de pek oyle kopiiklenmiyorlard1.

76
MAELSTROM'E DU$U$

«�U uzaktaki adaya,» dedi ihtiyar adam, «Norvec;li­


ler Vurrgh Adas1 derler. �u aradaki de Moskoe'dir. Ku­
zeye dogru bir mil otedeki: Ambaaren. �u goriinenler:
Isleen, Hotholm, Keildhelm, Suarven, bir de Buckholm.
Ta otede - Moskoe ile Vurrgh arasmda - Otterholm,
Flimen, Sandflesen, Stockholm var. Adlan boyle i§te -
ama ne akla hizmet ederek onlara boyle birer ad tak­
mi§lar, oras1 anla§1lacak gibi degil. Bir §ey i§itiyor mu­
sunuz? Bir degi§me goriiyor musunuz sularda?»
A§ag1 yukan on dakikadir Helseggen dagmm tepe­
sindeydik ; Lofoden'in ic;erlerinden dogru tirmanmI§tlk
buraya, o yiizden de tepeye varmadan denizi goreme­
mi§tik. !htiyar adam konu§urken, gittikc;e artmakta
olan bir ugultu duymaya ba§lad1m; Amerika'nm c;ayirla­
rmda biiyiik siiriiler halinde dola§an yabaml mandala­
rm c;1kard1g1 giiriiltiiye benziyordu; aym anda, a§ag1da
kararszzca k1pirdanmakta olan sularm ka§la goz arasm­
da durumlanm degi§tirip doguya dogru akmaya ba§la­
d1klanm gordiim. Ben orada oyle bakarken bile, akmb­
nm h1z1 korkunc; bir §ekilde artmaktaydi. Her an biraz
daha h1zlamyor - biraz daha biiyiiyordu. Be§ dakika
ic;inde, biitiin deniz, ta Vurrgh'a kadar, ate§ piiskiiren,
c;1lgm bir insana dondii ; ama as1l giiriiltii Moskoe ile k1-
y1 arasmdaki sulardan geliyordu. · Bu sularm ge ri i§ yata­
g1 birbirine kar§l koyan binlerce kiic;iik akmtiyla bolii­
niip parc;alamyordu, c;1lgmca bir sarsih§la kas1llyor - ka­
banyor, kaymyor, sesler c;1kanyor - say 1s1z su burgac;­
lan yaparak, doguya dogru, goriilmemi§ bir h1zla ak1-
yordu; c;ok yiiksekten dokiilen c;aglayanlardan ba§ka hic;­
bir yerde sular bu kadar h1zla akamazd1.
Birkac; dakika sonra onemli bir degi§iklik daha ol-

77
OLAGANDl�I OYKULER

du. Sulann i.isti.i di.izle§ti, burgaglar birer birer yak ol­


dular; bu arada, onceleri hi<; de kopi.ikli.i olmayan yerler­
de uzunlamasma kopi.ik <; izgileri belirmeye ba§ladi. Bu
<;izgiler, sonunda bi.iyi.ik bir alana yay1larak birle§ti, yak
olan burgaglarm doni.i§lerine uyan bir ak1§la, gok daha
bi.iyi.ik bir burga<; bi<;imini ald1. Derken - birdenbire -
bu yeni burgag iyice belirdi, gap1 bir milden fazla bir
<;ember oluverdi. <;evresini geni§, pml pml bir su ku­
§ag1 sard1; ama bir tek damlas1 bile korkun<; kuyunun
i<;ine gitmiyordu ; kuyunun i<;i huni bigimindeydi, gozi.in
gorebildigi kadar yeri pi.iri.izsi.iz, parlak, kapkara bir du­
var gibiydi; ufka kirk be§ derecelik bir ag1yla kavu§uyor,
iki yana dogru baygm baygm yaslanarak hizla doni.iyor,
ri.izgarlara kar§I korkung bir ses g1kanyordu; yan g1g1Ik,
yan ki.ikreyi§ gibi bir ses ; oyle ki kudretli Niagara <_;ag­
layam bile, goklere kar§I ac1sm1 boyle hayk1ramazd1.
Dag koki.inden sars1ld1, kayalar salland1. Kendimi
yi.izi.ikoyun yere att1m, sinirden titreyerek c11Iz otlara sa­
nld1m.
«BU,» dedim, sonunda, ihtiyar adama - «bu bi.iyi.ik
Maelstrom burgacmdan ba§ka bir §ey olamaz.»
«Dyle diyenler de vard1r adma,» dedi. «Biz Norve<;­
liler, Moskoe-strom deriz, ortadaki Moskoe adasmdan
geliyor. »
B u burga<; i.izerine okumu§ oldugum §eyler beni gor­
di.iklerime haz1rlam1§ degildi. Jonas Ramus'un yazd1kla­
n, ger<;i hepsini inceden inceye anlat1r, ama bu sahne­
nin bi.iyi.ikli.igi.ini.i, ya da korkunglugunu duyurmaktan
gok uzaktir - hele seyrederken insam saran o yontul­
mam1§ §a§kmhk, yenilik duygusunu hi<; veremez. Adi ge­
gen yazar bu sulara nereden, ne z aman bakmI§, bilmi-

78
MAELSTROM'E DU�U�

yorum; ama bir f1rtih a s1rasmda, Helseggen tepesinden


bakmaml§ olduguna eminim. Anlattiklan, gerc;egin ya­
nmda c;ok gi.ic;si.iz kahyor; gene de baz1 parc;alan bilgi
edinmek ic;in okunabilir.
«Lofoden ile Moskoe arasmda,» diyor Jonas Ramus,
«suyun derinligi otuz alb kulac;la kirk kulac; kadard1r;
ama t:ibi.ir yanda, Ver'e (Vurrgh'a) dogru, bu derinlik
azahr; o kadar azahr ki bir tekne, en iyi havada bile ka­
yalara oturmak tehlikesini goze almadan oradan gec;e­
mez. Sular kabard1g1 zaman, akmti Lofoden ile Moskoe
arasmdan h1zla ic;erilere dogru ilerler, bi.iyi.ik bir gi.iri.ilti.i
<;1kanr; ama as1l denize kan§tlg1 yerde duyulan ktikre­
yi§ mtithi§tir, en gtiri.ilttici.i, en korkunc; c;aglayanlar bi­
le t:iyle bir ses c;1karamaz; o ktikreyi§ millerce uzaktan
i§itilir; burgac;lar, ya da kuyular t:iylesine geni§, t:iylesine
derindir ki k1y1larma bir gemi gelecek olsa, onu hemen
ii;eri c;eker, derinlere indirir, sonra dipteki kayalara c;ar­
pa c;arpa paramparc;a €derler ; sular durulunca geminin
kalmtllan da yukan i;1kar. Arna bu durgunluk zaman­
lan sadece sularm ytikselmeye, ya da c;ekilmeye ba§laya­
cag1 sirada, sakin havalarda gt:iri.ilebilir, o da on be§
dakika ya si.irer ya si.irmez, arkasmdan hemen CO§kun­
luk ba§lar. Akmtmm gi.irtilti.isi.i c;ogalmca, hele firtma
da varsa, bir Norvec; mili uzakl1ktan daha yakmma git­
mek tehlikelidir. Kay1klar, yatlar, gemiler dikkatsizlik
edip ona yakla§tlklan ic;in dibini boylam1§lard1r. S1k s1k
balinalarm da ona yakla§tlg1, akmtiya kap1lmca kur­
tulmaya c;ah§tlklan gt:irtiltir, ama kurtulamazlar; kuyu­
larm ic;ine gitmemek ii;in bo§una sava§1rlarken nas1l in­
lediklerini, bag1rd1klarm1 anlatmak olanaks1zdir. Bir
kere de Lofoden'den Moskoe'ya dogru yi.izen bir ay1 ka-

79
OLAGANDI81 OYKULER

pllffil§ bu akmbya, dibe dogru i;; ekildigini gori.ince oyle


korkuni;; sesler i;; 1karm1§ ki k1y1dakiler bile duymu§lar.
Koca i;; a m ki.iti.ikleri o kuyularm ii;; ine dti§i.ince param­
pari;;a i;; 1karlar, sanki i.istlerini k1l bi.iri.imi.i§ gibi lif lif
olurlar. Bu ai;; 1ki;; a dipte sivri kayalarm varhg1m, ki.iti.ik­
lerin onlarm arasmda, saga sola savrulmu§ oldugunu
gosterir. Akmby1 denizin kabarip i;; ekilmesi ayarlamak­
tadir - sular, di.izenli bir bic;:imde, alb saatlik aralarla
ali;; ahp yi.ikselir. 1645 y1lmda, papazlarm Sexagessima
dedikleri Pazar gi.ini.ini.in sabahmda, erkenden, sular oy­
le mi.ithi§ bir gi.iri.ilti.iyle CO§UP kabard1 ki k1y1daki evler
y1k1ld1. »
Suyun derinligini nereden anlamI§, bilmiyorum, bur­
gacm yakmmda bi::i yle bir oli;; m e i§ine giri§mek olacak
§ey degil. Bu «kirk kulai;; » Moskoe'ya, ya da Lofoden'e
yakm bir yerde, k1y1da yap1lan bir oli;; meyle bulunmU§
gibi gori.ini.iyor. Moskoe-strom'i.in ortasmdaki derinlik,
i::ilgi.ilemeyecek kadar fazla olsa gerek; Helseggen'in en
yi.iksek tepesinden o burgacm ii;; ine §i::iy le bir bakmak
bile bunu kamtlamaya yeter. Dagm i.isti.inde durmU§,
a§ag1da, inleyerek, alev alev akan bu cehennem irmag1-
na bakarken, Saym Jonas Ramus'un, tam bir safllk ii;; in­
de, balinalarm, ay1larm ba§ma gelenleri, sanki inaml­
mayacak §eylermi§ gibi anlatI§mI di.i§i.inerek gi.ili.imsi.i­
yordum; en bi.iyi.ik gemilerin bile, bu i:ili.im akmbsma bir
kere kap1lmca kas1rgaya tutulmu§ ti.iye benzeyecekleri,
hemen yok olup gidecekleri ai;; 1ki;; a gori.iltiyordu.
Bu inamlmaz doga olaymm nedenlerini anlatmaya
gah§an yaz1lar gozi.imde btiti.in degerlerini yitirmi§lerdi
- oysa onlardan baz1larm1 ilk okudugum zaman pek
akla yakm bulmu§ oldugumu habrhyorum. Genel ola-

80
MAELSTROM'E DU$U$

rak kabul edilen inanca bakarsamz, Ferroe adalarmm


arasmdaki obiir tit; daha kiit;iik burgar; gibi, bu burgac1
yaratan «neden de sularm alt;allp yiikselmesinden ba§ka
bir §ey degildir; dalgalar kabanrken kayalarm, setlerin
ilzerinden a§1yor, sonra geri r;ekilmeleri gerekince, bir
r;aglayan gibi, a§ag1 dogru dokillmeye ba§llyorlar; sular
ne kadar yiikselmi§se bu dokillme de o kadar yilksekten
oluyor; su burgac1, i§te, biltiln bu olaylarm dogal bir so­
nucudur; emme, ir;eri r;ekme gilcil ise birr;ok denemelerle
anla§1lm1§ bulunuyor. » - Bunlar Encyclopaedia Britan­
nica'mn sozleri. Kircher ile daha birkar; ki§i de, Maelstrom
Bogazmm tam orta yerinde, dilnyay1 delip ger;en bir ku­
yu, bir ur;urum oldugunu dil§lerler, bu deligin obilr ucu
r;ok uzaklardaym1§ - Bothnia burgacmda oldugunu soy­
leyenler de vard1r. Dagm tepesinde durmu§ a§ag1lara
bakarken akhma bu dil§ilnce geldi, gerr;i sar;mayd1, ama
nerdeyse inanacaktim ; k1lavuza da anlattlm; o zaten
biliyormn§. Norver;lilerin pek r;ogunun bu masala inan­
makta oldugunu, kendisinin ise inanmad1gm1 soyleye­
rek beni bayag1 §a§1rtt1. O bilr ar;1klama bit;imine gelince,
onu bir tiirlil aklmm almad1g1m soyliiyordu; dogrusu
artlk ben de oyle dil§ilnilyordum - t;ilnkil kag1t ilstiln­
de ne kadar inandmc1 clursa olsun, bu ur;urumdaki gii­
rilltil11iln arasmda biltiln o ar;1klamalar insana anla§Il­
maz, sac;ma §eylermi§ gibi geliyordu.
«Artlk iyice gordilnilz nas1l dondilgilnil sularm,» de­
di ihtiyar adam, «§U kayanm arkasma gegin, oras1 kuy­
tudur, suyun gilrilltilsilnil keser biraz; size bir oykil an­
latacag1m, oyle samyorum ki onu dinledikten sonra Mos­
koe-strom ilzerine epeyce bir §eyler bildigimi anlayacak­
s1rnz.»

81
OLAGANDI$1 OYKULER

Dedigi yere gec;tim, o devam etti.


«!ki erkek karde�;imle benim c;ift direkli bir yelken­
limiz vard1, bi.iyi.ik bir bahkc;1 kay1g1, a§ag1 yukan yet­
mi§ ton yi.ik ahrd1; Moskoe'nin otesindeki adalarm ara­
smda, Vurrgh'un oralarda avlamrd1k. Denizdeki bi.iti.in
boyle gi.ic;li.i burgac;larda iyi bahk c;1kar, uygun zaman­
lanm bilmek, biraz da cesur olmak yeter; ama Lofoden
k1y1larmda ya§ayanlar arasmda sadece biz, i.ic;i.imi.iz,
anlattlg1m gibi, o adalarm oraya gidip avlanmay1 i§ edin­
mi§tik. Herkesin gittigi bahk tarlalan gi.ineyde, c;ok da­
ha a§ag1lardad1r. Orada her saat bahk tutulabilir, bir
tehlikesi de yoktur, onun ic;in hep oraya giderler. Arna
burada, bu kayalarm arasmda oyle yerler vard1r ki, hem
iyi, hem de bol i.iri.in verir; biz, bir gi.in ic;inde, korkak
bahkc;1larm bir haftada toplayacagmdan daha fazla ba­
hk c;1kanrd1k. Dogrusu tehlikeli bir oyun haline getir­
mi§tik bunu - i§gi.ici.i yerine hayat1m1z1 koyuyor, korku­
suzlugumuzu da sermaye olarak kullamyorduk.
«Kay1g1m1z k1ymm a§ag1 yukan be§ mil yukansm­
daki bir koyda dururdu; hava iyi oldu mu, on be§ da­
kikallk durgunlugunu kollay1p Moskoe-strom'i.i gec;ive­
rirdik, sonra Otterholm, ya da Sandflesen yakmlarmda
bir yerde demirlerdik, oralarda, su c;evrileri, ba§ka yer­
lerdekine oranla daha gi.ic;si.izdi.ir. Sularm tekrar durula­
cag1 zamana kadar, demirledigimiz yerde avlamp kay1g1
iyice doldurur, geri donmeye hazirlamrd1k. Gidip gcl­
rn emizi saglayacak, yandan esen, devamll bir ri.izgar ol­
mazsa yola c;1kmazd1k - biz geri donene kadar kesilme­
mesi gerekirdi - hani bu noktada yamld1g1m1z da pek
az gari.ilmi.i§tar. Alti y1l boyunca, sadece iki kere; bura­
larda pek ah§llmaml§ olan oli.i havalar yi.izi.inden, geceyi

82
MAELSTROM'E DUSUS

ac;1kta, demirli gec;irmek zorunda kald1k; bir keresinde


de tam bir hafta adalarm i::i tesinden di::inemedikti, ac;­
llktan i::i lecektik az daha; tam akmtiy1 gec;ip her zaman­
ki yerlerimizden birinde demirledigimiz s1rada gi.ic;li.i bir
ri.izgar c;1karak sulan kabartm1§, di::i ni.i§ yolumuzu kapa­
tivermi§ti. Bu durumda hepimiz denizin dibini boylar­
d1k, ne yapsak kurtaramazd1k kendimizi ( c;i.inki.i bulun­
dugumuz yerdeki su c;evrileri de azml§tl, oradan oraya
savruluyorduk, sonunda demirimiz de taramaya ba§la­
ymca, tamam oldu) , ama talihimiz varm1§ - arada bir
ortaya c;1k1p sonradan kaybolan - say1s1z ki.ic;i.ik akmti­
lardan biri, bizi ald1g1 gibi, Flimen Adasmm arkasma,
ri.izgars1z, kuytu bir yere ativerdi; kurtulduk.
«Size, alti y1l boyunca, bu bereketli 'ballk tarlasm­
da' kar§1la§tlg1m1z bi.iti.in zorluklan anlatamam - iyi
havalarda bile bin ti.irli.i tehlikesi olan ki::i ti.i bir yerdir
- ama Moskoe-stri::im 'i.in i.izerinden gec;erken hie; kazaya
ugrad1g1m1z olmami§tl, o i§i yagdan k1l c;eker gibi ba­
§anrd1k dogrusu; gene de akmtiya sularm durulmasm­
dan bir dakika once girdik mi, ya da c;1karken bir daki­
ka geciktik mi, yi.iregim agz1ma gelirdi. Bazen ri.izgar,
yola c;1karken hesaplad1g1m1z kadar sert esmezdi, iste­
digimiz h1zla gidemezdik, bir yandan da sular kay1gm
yi::inetimini elimizden almaya c;all§ird1, epeyce korku c;e­
kerdik. Btiytik agabeyimin on sekiz ya§mda bir oglu, be­
nim de saglam yap1ll iki erkek c;ocugum vardi. Onlann
boyle zamanlarda bize c;ok yard1mlan dokunabilirdi, h1-
zm11z1 artirmak i<;in ki.irek i;ekerler, ballk tutarken de
i§imize yararlard1 - ama kendimi.z her §eyi gaze alml§
oldugumuz halde, bu genc;leri tehlikeye atmaya bir ti.ir­
Ei gonliimi.iz raz1 olmuyordu - <;i.inki.i §Unu da si::iylemek

83
OLAGANDI�I OYKULER

gerek, giri§tigimiz i§ korkunc; derecede tehlikeliydi, bu


bir gerc;ek.
«Size anlatacag1m §eylerin tizerinden epeyce zaman
gec;ti, birkac; gi.in sonra tam tic; y1l olacak. 18- y1lmda,
temmuzun onuncu gtini.iydi.i; di.inyanm bu yanmda ya­
§ayan insanlar hic;bir zaman unutamazlar o gi.inti -
c;i.inkti goklerden kopup gelen kasirgalarm en korkuncu,
o gi.in kas1p kavurmu§tu buralan. tlstelik o sabah, hatta
ogleden sonra gee; vakitlere kadar, gi.ineyden dogru, tath,
devamh bir meltem esmi§ti, gtine§ pml pmld1, oyle ki
aram1zdaki en ya§h denizciler bile arkadan gelecek olan
firtmanm farkma varmami§lardi.
«U<;timi.iz - iki erkek karde§imle ben - ogleden son­
ra saat ikiye dogru adalarm oraya gitmi§, k1sa zamanda
kay1g1 bahkla doldurmu§tuk; denizde o gi.ine kadar gor­
medigimiz derecede bol av vardi. Tam yedide, saatime
bakmz§tzm, iyice yi.iki.imi.izi.i ahp geri donmek tizere yo­
la c;1kt1k ; akmtmm en §iddetli yerini sular durulmu§k:en
gec;mek istiycrduk, yani saat sekizde.
« Sancaktan dogru esmeye ba§layan taze bir rtizgar­
la, bir zaman dalgalan yara yara h1zla ilerledik; bir teh­
likeyle kar§1la§acag1m1z akllm1za bile gelmiyordu ; c;i.inkti
gerc;ekten de boyle bir §ey dil§ilnmemiz ic;in en basit bir
neden yoktu. Derken, birdenbire, Helseggen i.izerinden
kopup gelen bir rtizgarla geri savrulduk. Bu olagantistti
bir �eydi - hie; boyle:si gelmemi§ti ba§1m1za - nedenini
kestiremedigim bir s1kmti duymaya ba§lad1m. Kay1g1
ri.izgara ayarlad1k , ama bir ti.irlti ilerleyemiyorduk ; tam
demir ald1g1m1z yere donmeyi onerecegim sirada, bir de
arkam1za baktik ki, btiti.in ufuk, insam §a§irtan bir h1zla
yi.ikselen bak1r rengi bir bulutla, boydan boya ortillmti§.

84
MAELSTROM'E DU$U$

«Bu arada yolumuzu kesen sagnak ge«;ip gitti, oldu­


gumuz yerde, riizgars1z, kalakald1k. Biitiin bu i§ler bize
dii§iinmek firsatI verecek kadar uzun siirmedi. Bir daki­
ka i«;inde firt1pa «;evremizi sanverdi - daha ikinci daki­
ka dolmadan gokyiizii biisbiitiin kapanm1§tI - bulutla­
rm, sa vrulan sularm altmda, her yer o kadar karard1 ki
kaylkta birbirimizi goremez olduk.
«0 kas1rgay1 anlatmaya «;all§mak aptall1ktir. Nor­
ve«;'in en ya§h denizcileri bile oyle bir §ey gormi.i§ degil­
lerdi. Bir acele yelkenleri «;ozmii§tiik; ama daha ilk iifle­
yi§inde, iki diregi de diplerinden testereyle kesilmi§ gibi
ahp gotiiriiverdi - ana direkle birlikte, dalgalara ka­
p1lmamak i«;in kendini ona baglam1§ olan kii«;iik karde­
§im de gitti.
«Kay1g1m1z goriilmemi§ derecede hafifti. Giivertesi
diimdiizdii, sadece pruvada, onde, kii«;iik bir ambar ka­
pag1 vard1, Strom'ii ge<;:erken denizin oynakhgma kar§I
bir onlem olarak bu kapag1 kapard1k. Eger oyle olma­
sayd1 yiizde yiiz batm1§t1k - «;iinkii bir zaman sularm
i«;indc gomi.ilii kald1k. Agabeyim dalgalarm altmdan na­
s!l sag i;1kt1, bilmiynrum , bunu sorup ogrenecek firsat1
hic;bir zaman ele ge«;iremedim. Bana gelince, on yelkeni
«;ozer «;ozmez kendimi yi.izi.ikoyun gi.ivertenin i.istiine at­
t1m, ayaklanm1 pruvanm dar ki.ipe§tesine dayamI§, elle­
rimle de on diregin dibindE:ki demir halkaya tutunmU§­
tum. Beni bi.iti.in bunlan yapmaya zorlayan sadece bir
i«;gi.idi.iydi.i - dogrusu, yapabilecegim en iyi hareketleri
de yapmI§tlm - yoksa §a§kmhktan di.i§iinecek halde
degildim.
«Dedigim gibi, bir zaman bi.iti.in btiti.in suyun i«;inde
kald1k, nefesimi tutup demir halkaya s1k1ca sanld1m. Ha-

85
OLAGANDl�I OYKULER

vas1zhga dayanamayacag1m1 anlaymca, halkay1 birak­


madan dizlerimin i.izerinde dogruldum, boylece kafam
suyun d1§ma g1kti. 0 sirada ki.igi.ik kay1g1m1z, t1pk1 1slak
bir kopegin yapt1g1 gibi §6yle bir titreyerek kendini su­
lardan kur�ard1. S,a§kmllg1m1 gegi§tirip, ne yapmam ge­
rektigini anlamak igin duyulanm1 toparlamaya gall­
§Irken, birinin koluma sanld1g1m hissettim. Agabeyim­
di, ta igimden gelen bir sevingle yi.iregim ferahlad1, onun
denize di.i§ti.igi.ini.i samyordum - ama bir an sonra bu
seving korkuya dondi.i - gi.inki.i agzm1 kulag1ma yak­
la§tirm1§, §U kelimeyi haykirm1§tI - 'Moskoe-strom!'
«0 anda neler hissettigimi kimseler bilemez. Mi.ithi§
bir Sitma nobetine tutulmU§ gibi, tepeden tlrnaga titre­
dim. Bu tek kelimeyle ne demek istedigini iyice biliyor­
dum - anlatmak istedigi §eyi biliyordum. Oni.inde si.i­
ri.iklendig·imiz ri.izgarla, Strom'i.in burgacma dogru gi­
diyorduk, higbir §ey kurtaramazd1 bizi artik !
«Belki sozlerimden anlam1§s1mzdir, akmtmm yata­
gzndan gegecegimiz zaman, hava iyi bile olsa burgacm
<;ok yukanlarma gider, sonra da, i§te, orada, sularm du­
rulmasm1 beklerdik - ama bu kez dogru kuyunun i.is­
tiine gidiyorduk, hem de oyle bir kas1rgada ! 'Herhalde'
diye dii§iindiim, 'tam sularm duruldugu zamanda vara­
cag1z oraya - gene bir umuttur bu' - ama bir an ge<;in­
ce boyle bir umut beslemek aptalhgma kap1ld1g1m igin
kendime sovdiim. Sonumuz gelmi§ti, biliyordum ; dok­
san toplu gemilerin on kat1 biiyiikli.ikte bile olsak, gene
de kurtulamazd1k bundan.
«Bu s1rada f1rtmanm ilk h1z1 gegmi§ti ; ya da onun
oniine katilmI§ siiri.iklenmekte oldugumuz igin biz eski­
si kadar farkma varm1yorduk; ama gene de bir degi§ik-

86
MAELSTROM'E DU:;lU:;l

lik vard1, once riizgarm oniinde sinmi§ olan, kopiiklene


kt:ipiiklene diimdiiz uzanan sular, daglar gibi yiikselme·
ye ba§lam1§tl. Goklerde de bir degi§iklik olmu§tU. Ger<_;i
her yan gene eskisi gibi katran rengindeydi, ama tepe­
ye yakm bir yerde, birdenbire, yuvarlak, tertemiz bir
gok par<_;as1 bi<;imlenmi§ti - hi<; gormedigim kadar te­
miz - parlak, koyu bir mavi - ve oradan, bulutlarm
arasmdan, testekerlek bir ay l§lklanm sa<_;maya ba§la­
m1§tl; onun boylesine goz kama§tmc1 bir parlakllg1, bir
giizelligi oldugunu bilemezdim. <:;evremizdeki her §eyi
iyice aydmlatiyordu - ama, ah Tannm, ne aydmlatila­
cak bir goriiniimdii bu!
«Bir iki kere agabeyimle konu§maya davrand1m -
ama, ne olmu§sa olmu§, giiriiltii o kadar artm1§ti ki ku­
lagmm i�ine avaz1m <_;1kt1g1 kadar bagird1g1m halde, tek
kelime bile duyuramad1m. 0 s1rada agabeyim ba§ml sal­
lad1 - yiiziinii bir oliim soluklugu kaplam1§tl - 'dinle ! '
der gibi, parmaklarmdan birini kaldirdi.
«Once, ne demek istedigini, ne anlatmaya <_;all§tlgm1
kestiremedim - derken, korkun<_; bir dii§iince <_;akti bey­
nimde. Saatimi cebimden <_;1kard1m. i§lemiyordu. Ay 1§1-
gmda bakt1m, sonra onu denize f1rlatirken gozlerimden
ya§lar bo§andi. Tam yedide durmu§tu! 0 yiizden sularzn
durgunluk zamanznz ger;irmi§tik, Strom'iin burgaci hi­
zinz almi§ olmalzydi!
«Bir kay1k iyi yapllml§, dengesi iyi kurulmu§ olur­
sa, yiikii de <_;ok degilse, gii<;lii bir riizgarla, pupasma gi­
derken, dalgalar altmdan kay1 kay1verir - toprak insan­
lan pek §a§arlar buna - i§te denizcilik dilinde bu gidi­
§e sekmek deniyor.
«0 ana kadar dalgalarm iizerinden sekerek ilerle-

87
OLAGANDI$1 OYKULER

mi§tik; derken dev gibi bir dalga bizi arkadan dogru


kavrad1g1 gibi yukan kaldmverdi - yukan - yukan -
sanki gokyi.izi.ine c;1ktlk. Bir da�gamn bu kadar yi.iksele­
bilecegine ta§ c;atlasa inanmazd1m. Soma si.iri.iklenip ka­
yarak alc;ald1k, midem buland1, sersemledim, sanki bir
di.i§te c;ok yi.iksek bir dagm tepesinden di.i§mi.i§ gibi ol­
dum. Arna tam yukardayken c;evreme §6yle bir goz at­
m1§tlm - bu k1sac1k bakl§ yetti bana. Bir an ic;inde ne­
rede oldugumuzu kestirdim. Moskoe-strom'i.in burgac1,
bir milin ancak dortte biri kadar uzag1m1zdayd1 - ama,
o gi.inki.i hali, her zamanki Moskoe-strom'e, §U gordi.igi.i­
mi.iz akmtmm, bir degirmeni dondi.iren sularm akmtls1-
na benzediginden daha fazla benzemiyordu. Nerede ol­
dugumuzu, ne ile kar§1la§acag1m1Zl bilmeseydim, onu ta­
myamazd1m bile. Gozlerim korkuyla kendiliklerinden
kapamverdi. Gozkapaklanm kas1larak birbirine kenet­
lenmi§ti.
«!ki dakika gec;meden, dalgalarm yanld1gm1, her ya­
mm1z1 kopi.iklerin sard1gm1 gordi.ik. Kay1k, iskelesine dog­
ru ke"skin bir yanm doni.i§ yaparak §im§ek gibi ileri atll­
d1. 0 anda sularm gi.iri.ilti.isi.i tiz bir c;1gllk ic;inde bo­
guldu - sanki binlerce buharll gemi bir araya gelmi§,
hep birlikte di.idi.iklerini c;almaya ba§lami§lardi. Burga­
cm c;evresini saran kopi.ik ku§agmm ic;indeydik ; bir an
soma bo§luga yuvarlanacag1m1z1 di.i§i.indi.im; akla s1g­
mayacak bir h1zla si.iri.iklendigimiz ic;in, tam k1y1smda ol­
dugumuz kuyunun derinligini dogru di.iri.ist goremiyor­
duk. Kay1k suya bi.iti.in bi.iti.in gomi.ilmil§ degildi, bir
hava kabarc1g1 gibi dalgalarm i.izerinde ak1p gidiyordu.
Burga:; sancak taraf1m1zdayd1, iskele taraf1m!zda ise ok­
yanusun sulan yi.ikseliyordu. Bu sular ufukla bizim ara-

88
MAELSTROM'E DU$U$

miza c;ekilmi§, durmadan di:inen bi.iyi.ik bir duvar gibiydi.


«Belki tuhaf gi:iri.inecek ama burgacm k1y1smda, i:in­
ceki halime oranla kendimi c;ok daha sakinlemi§ hisse­
diyordum. Arbk bir umudum kalmad1g1 ic;in akhm1 ba­
§Imdan alan korkularm birc;ogundan kurtulIDU§tUm. On­
celeri sinirlerimin o kadar gerilmesine ic;imde besledigim
bO§ umutlar neden olmu§tu.
«l?imdi siz i:ivi.indi.igi.imi.i sanacaks1mz - ama dogru­
yu si:iyli.iyorum -; bi:iyle i:ilmenin ne ulu bir §ey oldu­
gunu di.i§i.inmeye ba�lami§bm ; Tanrmm gi.ici.ini.i gi:iste­
ren, bi:iyle, e§i bulunmaz bir gi:iri.ini.im kar§ismda, benim
kendi cammm derdine di.i§mil§ olmam ne bayag1ca, n e
aptalca bir i§ti. Akhmdan b u di.i§i.inceler gec;erken, utan­
c1mdan yi.izi.im k1zanyordu. Biraz sonra, ic;imde, bur­
gaca kar§I dayamlmaz bir merak uyand1. Onun derin­
likle.rini gi:irmek istiyordum, gerc;i bu benim ic;in i:ili.im
demekti, ama ald1rm1yordum ; ba§hca uzi.inti.im gi:irece­
gim §eyleri k1y1da ya§h arkada§lanma hic;bir zaman an­
latamayacak olmamd1. Bunlar, ku§kusuz, i:iylc bir du­
rumda insamn aklm1 oyalamak ic;in c;ok basit, c;ok garip
§eylerdi - arada bir dil§tinuri.im de kuyunun c;evresinde
di:ini.i§i.imi.iz beni biraz sersemletmi§ olacak.
«Buna kar§ihk ba§ka bir olay da di.i§i.incelerime du­
zen vermeye c;ah§1yordu ; ruzgar kesilmi§ti, daha dogru­
su bulundugumuz yere gelemiyordu - c;i.inki.i, siz de gi:ir­
di.ini.iz, ki:ipi.ik ku§ag1 denizin yi.izi.inden epeyce a§ag1da­
d1r, i:iyle oldugu ic;in de okyanus i.izerimizde kocaman, ka­
ra bir dag gibi yi.ikseliyordu. Eger hie; denizde f1rtmaya
tutulmadm1zsa ruzgarlarla savrulan sularm, insanm ka­
fasm1 .nas1l karmakan§Ik ettigini bilemezsiniz. Gi:izleri­
niz gi:irmez, kulaklanmz duymaz olur, nefes alamazsm1z,

89
OLAGANDl�I OYKULER

hareket edecek, ya da dii§iinecek gliciiniiz kalmaz. 1§te


biz bunlardan kurtulmU§tUk - tlpkl oliim yargISI giy­
mi§ sm;Iularm, cezaevlerinde biraz daha rahat hareket
etmelerine, ufak tefek yasaklan <;ignemelerine goz yu­
mulmas1 gibi.
«Ku§agm <;evresini ne kadarda dondiigiimiizii soy­
Ieyemeyecegim, bilmiyorum. Belki bir saat, durmadan
dondiik, gittikc;e kopiik ku§agm ortasma, kuyunun kor­
kunc; k1y1sma dogru yakla§Iyor, sularm iizerinde adeta
u<;uyorduk. Biitiin bu i§ler olurken, demir halkay1 hi<;
b1rakmad1m. Agabeyim arkadayd1, giiverteye s1k1 s1k1
baglI olan kii<;iik bir su f1c;1sma tutunuyordu, firtmamn
iistiimiize ini§iyle birlikte, giivertede o f1<;1dan ba§ka
hi<;bir §ey kalmamI§tI. Kuyunun agzma yakla§tig1m1z
s1rada agabeyim f1c;1y1 b1rak1p demir halkaya uzand1,
ama halkada ikimize de yetecek yer olmad1g1 i<;in, kor­
kusundan gelen bir ac1yla k1vranarak benim ellerimi
<;Cizmeye <;alI§tI. Gerc;i bu hareketi yaparken onun artik
bir deli oldugunu - korkuyla akllm oynatmI§, <;IldirmI§
oldugunu - biliyordum, ama gene de ic;imde derin bir
iiziintii duydum, hayatimda hi<;bir zaman o kadar i.iziil­
mii§ oldugumu hatirlam1yorum. Kar§I koymad1m. Hal­
kaya onun tutunmas1, ya da benim tutunmam, hic;bir §e­
yi degi§tirecek degildi; demiri b1rak1p arkaya, f1c;mm
oraya gittim. Kay1k h1zm1 azalt1p <;ogaltmadan, sadece
burgacm geni§ k1vnlI§lanyla ileri geri sallanarak diim­
diiz ilerledigi i<;in, bu i§i yapmam zor olmad1. Tam f1<;1ya
tutundugum s1rada sancak tarafma dogru ani bir yalpa
vurup bo§luga yuvarland1k. Hemen bir dua mmldand1m,
her §ey bitmi§ti art1k.
«Dii§ii§iin verdigi, insanm i<;ini kald1ran bir duy-

90
MAELSTROM'E DUSUS

guyla gi::i zlerimi yummu§, fu;1ya s1k1 s1k1 sanlmI§tlm. Sa­


niyelerce, gi::iz lerimi ar;maya cesaret edemedim - bir an­
da i::i lecegimi sanm1§t1m, ama daha r; evremi sular sar­
mam1§, bir i::i l i.im r;eki§mesi ba§lamami§tl. Saniyeler, sa­
niyeler ger;ti. Haia. ya§iyordum. Di.i§i.i§i.in verdigi duygu
da kesilmi§ti; kay1gm hareketleri tipk1 ki::ipi.ik ku§agm­
da oldugu gibiydi, sadece biraz daha yana yatm1§tl. Ce­
saretimi toplay1p gi::iz lerimi ar;tim.
«Qevreme bakarken duydugum korkuyu, §a§kmhg1,
hayranhg1 hit;bir zaman unutamayacag1m. Kay1k geni§,
derin bir huninin yuvarlak duvarmda, tam orta yerde,
sanki sihirlenmi§ gibi as1hp kalml§, durmadan di::i ni.iyor­
du; insan o yuvarlak, pi.iri.izsi.iz duvan - i::iylesine §a§ir­
tic1 bir h1zla di::i n mese, pml pml l§Iklar sar;masa - aba­
nozdan yap1lm1§ samrd1; bulutlarm arasmdaki yuvarlak
ar;1khktan gi::i ri.ilen testekerlek aym l§Iklan kuyunun du­
varlarma vuruyor, ta derinlere, en kuytu ki::i§elere ka­
dar uzamyordu.
«Hit;bir §eyi dogru di.iri.ist gi::i remeyecek kadar §a§km
bir haldeydim. Gi::iz i.ime sadece korkung bir bi.iyi.ikli.ik,
ululuk r;arpm1§tl. Biraz kendimi toparlaymca a§ag1lara
dogru baktim. Kay1gm sularm i.isti.indeki durumu, ku­
yunun dibini gi::i r meme engel olmuyordu. Di.imdi.iz bir
<;izgi i.izerinde ilerliyorduk - yani gi.iverte suyun yi.i­
zi.ine paraleldi - ama sular kirk be§ dereceden fazla bir
ag1yla dibe dogru indikleri igin, biz de yana yatmI§ gibi
gi::i ri.ini.iyorduk. i?unu da si::iyleyeyim, o yatik durumda f1-
r;1ya tutunup durmak, sularm yatay oldugu zamankine
k1yasla, daha zor degildi; i::iyle samyorum ki bunun ne­
deni de h1zla di::inmekte olu§umuzdu.
«Aym l§Iklan sanki derin burgacm dibini ara§tm-

91
OLAGANDI$1 OYKULER

yordu; ama gene de, a§ag1daki her §eyi saran kalm sis
yi.izi.inden oralan ac;1k se«;ik goremiyordum ; sisin i.izerin­
de ise Mi.isli.imanlarm Zaman ile Sonsuzlugu baglayan
tck yol oldugunu soyledikleri darac1k, oynak kopri.iye
benzeyen, e§siz bir gokku§ag1 vardi. Bu sis, ya da su
damlac1klan, ku§kusuz, huninin bi.iyi.ik duvarlarmm ta
dipte birbirine «;arpmasmdan doguyordu - ama o sisin
i«;inden goklere dogru yi.ikselen gi.iri.ilti.iyii anlatmaya ce­
saret edemeyecegim.
«Tepedeki kopi.ik ku§agmdan bo§luga ilk kay1§1m1z,
bizi epeyce a§ag1lara indirmi§ti; ama artik dii§i.i§i.imi.iz o
kadar h1zh olmuyordu. Durmadan doni.iyor, doni.iyorduk
- oyle hi<; degi§meyen, tek di.izenli bir hareketle degil -
kay1g1 bazen sadece birka«; yi.iz metre, bazen de burga­
cm bi.itiin «;evresi boyunca savuran - sersemletici salla­
Ill§ ve sars1h§larla doni.iyorduk. Her doni.i§le birlikte bi­
raz daha a§ag1 iniyorduk, ger«;i bu ini§ pek yava§tI, ama
iyice belli oluyordu.
«tlstiinde boylece si.iri.iklendigimiz geni§, abanaz ren­
gi sulara, gevreme bir baktim ; burgacm iginde kay1g1-
m1zdan ba§ka §eyler de vardi. Hem iistiimiizde, hem al­
tim1zda, gemi pargalan, koca koca kalaslar, agac_; ki.itiik­
leri, kmk dokiik ev e§yalan, kutular, kii«;i.ik f1g1lar, f1«;1
tahtalan gori.iniiyordu. Korkulanmm yerini alm11? olan
tuhaf merak1m1 daha once anlatm1§t1m. Ben oli.imi.ime
dogru yakmla§tlkc;a bu merak1m da artiyordu sanki.
Garip bir ilgi duyarak bizimle birlikte donen §eylere ba­
k1yordum. tyice akhm1 oynatmI§ clmalzyzm, c;i.inkii on­
larm a§ag1daki kopi.iklere dogru dii§ii§ h1zlan arasmda
oranlamalar yapmaya «;ah§1yor, bundan kendime bir
eglence «;1karmaya ugra§1yordum. Derken bir baktim §OY-

92
MAELSTROM'E ntistis

le bir §eyler soyli.iyorum: '�imdi sira §U c;am agacmda,


hepsinden once o dahp kaybolacak.' - ama bir Alman
ticaret gemisinin kalmtilan onu gec;ip sularm it;inde da­
ha once yak olunca bayag1 iizi.iliiyordum. Sonunda, boy­
le birka� oranlama yap1p hepsinde yamld1ktan sonra
- bu olav - yani arkas1 arkasma hep yamlml§ olmam
kafama bir dizi dii§iince getirdi; kollanm, bacaklanm
yeniden· titremeye, kalbim bir kere daha h1zh h1zh at­
maya ba�ladi.
«Beni boyle sarsan yeni bir korku degil, it;imde bir
umudun dogmas1ydi. Bu umut yan hatirlama giiciimiin,
yan da gordiigiim olaylarm etkisiyle olu§mU§tu. Moskoe­
strom'iin ic;ine di.i§en, di§an firlatild1ktan sonra da, Lo­
foden k1y1larma vuran t;e§itli §eyleri hatirlami§tlm. Bun­
larm c;ogu paramparc;a olurdu - kuyunun dibinde oyle
didiklenir, oyle hirpalamrlardl ki iist iiste yapl§tmlml§
k1ym1k kiimelerine donerlerdi - ama buna kar§Ihk, iyi­
ce hatirhyorum, bazzlarz da hit; parc;alanmaz, bi!;imleri
bile bozulmazdi. Bu olay1 §Oyle ac;1khyordum : parc;ala­
nanlar kuyunun ta derinlerine inmi§, i?/ice yutulmu§
olanlardz - obiirleri ise burgaca gee; girmi§lerdi, ya da
herhangi bir nedenle, girdikten sonra dii§li§leri daha ya­
va§ olmu§tu ; o yiizden de dibe kadar inmelerine kalma­
dan, sularm degi§me zamam, durgunluk zamam gel­
mi§ti. Her ikisi de olabilirdi ; burgaca gee; girmek, ya da
di.i�i.i§ h1zmm azhg1, parc;alanmadan suyun yiiziine c;1k­
maya neden olabilirdi. Bundan ba§ka iit; onemli §eye
daha dikkat etmi§tim. Birincisi: genel olarak, bir cisim
ne kadar biiylikse o kadar h1zh dli§iiyordu - ikincisi:
aym biiytikliikteki iki cisimden biri kiire bit;iminde ise,
obtiriiniin bic;imi ne olursa olsun, kiire daha h1zh dii§ii-

93
OLAGANDI�I OYKULER

yordu - ii<;iinciisii : aym bi.iyi.ikli.ikteki iki cisimden


biri silindir bi<;iminde ise, tibi.iri.ini.in bi<;imi ne olursa ol­
sun, silindir daha yava§ di.i§i.iyordu. Kurtulu§umdan son­
ra, kasabam1zdaki ihtiyar bir tigretmenle, bu konu i.ize­
rinde, birka<; kere konU§IDU§tuk; 'silindir' ve 'ki.ire' ke­
limelerini ondan tigrendim. Nas1l ar;1klad1gm1 hat1rlaya­
mayacag1m - ama bu gordilgilm §eylerin, yilzen cisim­
lerin bigimlerinden dogan dogal sonuglar oldugunu soy­
lemi§ti - sonra, bir burga<; i<;indeki silindirin, bi<;imleri
ba§ka olan e§it bi.iyi.ikli.ikteki cisimlere oranla neden
emilmeye · kar§I daha fazla diren<; gtisterdigini, neden
daha zor a§ag1 indigini de anlatmi§tI. *
«Dikkatimi <:;eken o ii<; tinemli §eyi iyice gi.iglendiren
bir olay vard1 ki, beni, onlan gtiz tini.inde tutarak he­
men harekete ger;meye zorluyordu; her dtini.i§i.imi.izde,
f1<;1 gibi, ya da bir geminin sereni, ana diregi gibi §eyle­
rin yanmdan ger;iyorduk ; i.istelik gtizlerimi ilk agtig1mda
bizim di.izeyimizde olan cisimlerin birr;ogu da burgacm
ta yukanlarmda kalm1§lard1, sanki hi<; alr;alm1yor gi­
biydiler.
«Art1k yapacag1m1 biliyordum. Kendimi tutunmak­
ta oldugum su f1<;1sma s1k1 s1k1ya baglayacak, sonra da
onu gi.iverteden r;ozi.ip sularm i<;ine atilacakt1m. Qe§itli
i§aretlerle agabeyimin dikkatini i.izerime <:;ektim, yam­
m1z s1ra yi.izen f1<;1lan gtisterdim ; ne yapmak istedigimi
ona da anlatmak i<;in elimden gelen r;abay1 harcad1m.
Sonunda niyetirni anlad1 samyorum - ama, her neden­
se, umutsuzca ba§mI sallad1, demir halkadan aynlmay1
ka.bul etmiyordu. Yanma gitmem olacak i§ degildi; da­
ha fazla gecikemezdim; boylece, ac1 bir ig <:;abalamas1

• Bak. Archimedes, «De Incidentibus in Fluido.» - 2. kitap.

94
MAELSTROM'E DU$U$

sonunda, onu yazg1sma b1raktim ; kendimi f1c;1ya bag­


lad1m - f1c;1y1 giiverteye tutturan ipleri c;ozerek yap­
m1§t1m bu i§i :-- sonra bir an bile duralamadan denize
atild1m.
« Sonuc; tam umdugum gibi c;1kti. Bu t:iykiiyii §imdi
size ben anlatt1g1ma gore - gt:iriiyorsunuz kurtulmu§
bulunuycrum - kurtulu§umun ne yolda oldugunu da
anlam1§s1mzd1r artik, bundan sonra st:iyleyeceklerimi a§a­
g1 yukan tahmin edcbilirsiniz - onun ic;in t:iykiimii k1-
sa kesecegim. Ben aynld1ktan bir saat ya da ona yakm
bir sure sonra dibe inen kay1g1m1z birbiri ardma, h1zla
tic; dart sert dt:inii§ yaparak, sevgili agabeyimle birlikte,
tepe iistii a§ag1daki kt:ipiiklerin ic;ine daldi. Bagh oldu­
gum f1c;1, burgac;taki biiyiik degi§iklik ba§layana kadar,
kay1ktan atlad1g1m yerle kuyunun dibi arasmdaki uzak­
hgm yansm1 biraz gec;mi§ti. Geni§ huninin duvarlarm­
daki egiklik gitgide azahyordu. Dt:inii§iiniin hlZl da git­
gide hafiflemekteydi. Derece derece kt:ipiikler ile gt:ikku­
§ag1 yok oldu, burgacm dibi yava§ yava§ yiikselmeye
ba§ladi. Gt:ikyiizii ac;1lm1§, riizgar durulmu§tu, batida
ay pml pml alc;allyordu; kendimi sularm yiiziinde bul­
dum; c;evreme baktim; orada, bulundugum yerde, biraz
once Moskoe-strt:im'iin burgac1 vardz. Durgunluk zama­
myd1 - ama deniz, kasirganm etkisiyle, hala, dag gibi
dalgalarla kabanyordu. Strt:im'iin akmtisma kap1lmuj­
tlm, be§ dakika ic;inde, k1y1 boyunca akarak bahk 'tarla­
larmm' oraya geliverdim. Bir kay1ga ald1lar beni -
yorgunluktan bitkindim - iistelik (artik tehlike de gec;­
mi§ oldugu ic;in) ba§Ima gelenleri hatirlamanm yarat­
tlg1 bir korkuyla dilim de tutulmu§tu. Beni guverteye
c;1karanlar eski dostlanm, her giinkii arkada§lanmd1 -

95
OLAGANDI!$1 OYKULER

ama sanki cinler aleminden gelen bir yolcuymu§um gi­


bi, kim oldugumu bilemediler. Bir giin once karga ka­
nad1 gibi simsiyah olan sa�lanm, §U anda gordiigiiniiz
kadar beyazla§mI§tI. Yiiziimdeki ifadenin de biisbiitiin
degi§mi§ oldugunu soyliiyorlar. Bu oyktiyti anlattim on­
lara - inanmad1lar. �imdi de size anlatiyorum - ama
btittin bunlarm dogruluguna, Loforden'in §akac1 bahk�1-
larmdan daha fazla bir inan� besleyeceginizi de pek um­
rnuyorum.»
GEVEZE YUREK
(The Tell-tale Heart)

Dogru ! - sinirliydim - c;ok, pek c;ok, korkunc; de­


recede sinirliydim, hala da oyleyim ; ama deli oldugumu
nereden qzkariyorsunuz? Hastal1k, duyulanm1 keskin­
le§tirmi§ti - y1km1§, yak etmi§ degildi onlan - korle§­
tirmi§ de degildi. Hepsinden c;ok da i§itme duyum giic;­
lenmi§ti. Cennetteki, yeryiiziindeki her §eyi duyuyor­
dum. Cehennemdekilerin de bin;ogunu duyuyordum. Na­
s1l, oyleyse, nas1l deli dersiniz bana? Dinleyin ! dinleyin
de goriin bakm, biitiin olan biteni size ne kadar serin­
kanlI - ne kadar aklI ba§mda olarak anlatacag1m.
Bu dii§iince beynime ilk nas1l girdi? onu soyleyeme­
yecegim; ama bir kere girdikten sonra, ne gece, ne giin­
diiz, bir tlirlii arkam1 b1rakmad1. Eide etmek istedigim
bir §ey yoktu. Kar§I konmaz bir h1rs yoktu ic;imde. !h­
tiyar adam1 �eviyordum. Bana hic;bir zaman haks1z1Ik
etmemi§ti. Hic;bir zaman k1rmam1§tI beni. Parasmda gO­
ziim yoktu. oyle samyorum ki tek neden goziiydii ! evet,
oydu neden ! Gozlerinden biri akbaba goziine benziyor-

97
OLAGANDI$1 OYKULER

du - soluk mavi bir goz, i.isti.i dumanh, perde inmi§ gi­


bi. Ne zaman bana donse, kamm buz gibi olurdu ; boylece,
ustil.ne koya koya - uzun bir geli§me sonunda - kara­
rim1 verdim, ihtiyar adamm camm alacak, kendimi o
gozden btittin btittin kurtaracakt1m.
1:§te sorun bu. Siz beni deli samyorsunuz. Deliler
higbir §ey bilmez. Bir de beni gormeliydiniz o zaman.
1§imi nas1l ak1lhca ytirtitttigtimi.i - nas1l sakmarak -
nas1l ileriyi gorerek - nas1l gizliden gizliye gah§bg1m1
gormeliydiniz ! thtiyar adama higbir zaman, onu oldtir­
meden once btittin bir hafta davrand1g1m kadar iyi dav­
ranmam1§1md1r. Her gece, gece yarisma dogru, kap1smm
tokmagm1 geviriyor, kap1y1 ag1yordum - ah, o kadar ya­
va§ ag1yordum ki! Sonra, ba§1mm gegecegi kadar arala­
nmca, karanhk bir fener uzabyordum igeri. tyice k1Sll­
m1§, kapatllml§, oyle ki hit; l§lk s1zm1yordu, sonra d a
ba§1m1 sokuyordum arahktan. Ah, onu nas1l kurnazca
igeri soktugumu gorseydiniz, gtilerdiniz ! Yava§ga k1p1r­
dabyordum - gok, gok yava§t;a, ihtiyar adamm uyku­
sunu bozmamak igin elimden geleni yap1yordum. Yata­
gmda yatan adam1 gorebilmek igin ba§imm btittintini.i
arahktan igeri sokmam tam bir saatimi ahyordu. Ya ! -
bir deli bu kadar ak1ll1 olabilir mi? Scnra ba§lm iyice
odaya girince, sakma sakma feneri az1c1k arahyordum -
ah, oyie sakm1yordum, oyle sak1ruyordum ki ( gtinkti g1-
cirdard1 fenerin · mente§eleri) - o akbaba goztintin i.ize­
rine ince, bir tek l§lk gizgisi dti§tirecek kadar arahyor­
dum. Yedi uzun gece yaptim bunu - her gece tam ge­
ce yarismda - ama hep kapah buluyordum gozti; bu
ytizden de i§e giri§emiyordum ; gtinkti ihtiyar adam de­
gildi beni k1zd1ran, onun o kotti gozi.i kamma dokunu-

98
GEVEZE YUREK

yordu. Her sabah, gi.in I§Iymca, hig gekinmeden odasma


gidiyor, hig korkmadan konu§uyordum onunla, igten
gelen bir sesle adm1 soyli.iyor, geceyi nas1l gegirmi§ ol­
dugunu soruyordum. Gori.iyorsunuz, her gece, saat tam
on ikide, gidip uyurken kendisine baktig1mdan ku§ku­
lanmas1 igin, dogrusu, pek derin, pek yaman bir ihtiyar
olmas1 gerekti.
Sekizinci gece kap1y1 agarken her zamankinden da­
ha dikkatliydim. Bir saatin yelkovam bile benim ellerim­
den daha h1zlI hareket ederdi. 0 geceye gelene kadar
kendi gi.ici.imi.i - ak1Im1 - hig bbyle bi.iti.in geni§ligiyle
hissetmemi§tim. ttsti.in gelmek, yenmek duygusu yak de­
necek kadar azd1 bende. Di.i§i.indi.im, ben orada oyle, ka­
p1y1 ag1yordum, yava§ yava§, o ise benim bu gizli i§leri­
min, ya da niyetlerimin di.i§i.ini.i bile gormi.iyordu. Baya­
g1 gi.ildi.irdi.i beni bu di.i§i.ince, k1k1rdad1m; galiba o da
duydu g1kard1g1m sesi; sanki bir §eyden korkmu§ gibi,
yatakta birden k1pirdamverdi. �imdi siz samrsm1z ki
ben bunun i.izerine geri gekildim - yok, hay1r. Katran
gibi karayd1 odas1, kalm bir karanllk igindeydi ( gi.inki.i
h1rs1z korkusuyla pancurlar s1k1 s1k1ya si.irgi.ilenmi§ti) ,
bunu bildigim igin kapmm arahgm1 goremeyecegini d e
biliyordum, boylece kap1y1 hig a r a vermeden aym yava§­
hkla itmeye devam ettim.
Kafam1 igeri sokmu§tum, feneri agmak i.izereydim,
ba§parmag1m teneke mandalm i.isti.inde kay1verdi, ihti­
yar adam yatagmda s1grayarak bagmll - «Kim var ora­
da ? »
Tam bir sessizlik iginde durdum, higbir §ey soyle­
m�dim. Bi.iti.in bir saat boyunca tek bir adalemi bile k1-
p1rdatmadan durdum, bu arada onun da yattigrm duy-

99
OLAGANDI$1 OYKULER

mad1m. Yatagmda oturmu§ dinliyordu ; - tipk1 benim


yaptig1m gibi; geceler, geceler ge9er, ben boyle durup
duvardaki Oliim gozciilerini dinlerdim.
0 s1rada hafif bir inilti duydum, biliyordum, oldii­
ri.icii bir korkunun iniltisiydi bu. Bir acmm, ya da bir
iiziintiiniin iniltisi degildi - ah, hayir! - bu hafif, bo­
guk ses biiyiik bir korkunun ag1rllg1 altmda ezilen bir
insanm ta i«;inden yiikselen sesti. Bu sesi iyi tamrd1m.
Bir9ok geceler, tam gece yanlarmda, biitiin diinya uyku­
ya dalmI§ken, i«;imden dogru yiikselir, korkun9 yank1s1y­
la, beni zaten §a§kma 9evirmi§ olan korkulan daha da
derinle§tirirdi. Ger9ekten, iyi tamrd1m bu sesi. thtiyar
adamm neler duydugunu biliyordum, ac1yordum ona,
bir yandan da i«;in i«;in giiliiyordum. Yatakta dondiigi.i
zaman i§ittigi o ilk hafif sesten beri uyamk oldugunu d a
biliyordum. 0 zamandan beri korkusu durmadan art­
IDI§tl. Korkacak bir §ey yok diye onu ge9i§tirmeye 9all­
§Iyordu, ama yapam1yordu. Kendi kendine §Oyle diyor­
du - «Bacada uguldayan riizgardan ba§ka bir §ey de­
gil - sadece bir fare, odada geziniyor olmall,» ya da ««;e­
kirge bu, bir c1v1lday1p sustu.» Evet, boyle dii§iincelerle
i«;ini yatI§tirmaya, biraz olsun rahatlamaya 9ah§1yordu;
ama hepsinin bo§una oldugunu goriiyordu. Hepsi bO§U­
naydz; 9iinkii Oliim, ona yakla§mak i«;in oniinde kara
golgesiyle ag1r ag1r ilerlemi§, kurbanmm iistiine 9ok­
mii§tii. Bu goze goriinmez, ele g�lmez gOlgenin iiziinti.i
veren etkisi altmda, odada benim ba§imm varhgm1 his­
sediyordu - gormese de, i§itmese de - hissediyordu.
Uzun zaman sab1rla bekledim, gene de yattigm1 duy­
mad1m, sonra feneri a«;maya - az1c1k, bir par9ac1k ara­
lamaya karar verdim. Boylece a«;tim onu - oyle belirsiz,

100
GEVEZE YUREK

yava§t;a yaptlm ki bu i§i, akhmz almaz - ai;t1m, ai;trm,


sonunda, donuk, tek bir I§Ik, orilmcek ipligi gibi bir I§Ik,
silzillilp akbaba gozilniln tam iistiine vurdu.
At;1kti goz - kocaman, koskocaman ai;1lm1§tl -
ona bakar bakmaz i;1lgma dondilm. Bilsbiltiln ayn gO­
rilyordum onu - soluk bir mavi, ilstiinil saran duman,
iliklerime i§leyen soguklugu yaratan korkunt; perde; ih­
tiyar adamm yiiziinde ba§ka hit;bir §ey goremiyordum:
sanki bir ii;gildilniin etkisiyle I§1g1 tam o noktanm iize­
rine tutmu§tum.
Delilik sand1gm1z §eyin sadece duyularm fazla kes­
kinle§mesi oldugunu soylememi§ miydim ben size? -
§imdi, dinleyin, kulaklanma hafif, derin, hizh bir ses
gel di, bir saati pamuklara sarsamz nas1l duyulur tlk1r­
tls1? 1§te oyle bir ses. Bu sesi de iyice tamyordum. thti­
yar adamm yilreginin atl§1yd1. K1zgmhgm11 artird1, da­
vul sesinin erlere cesaret vermesi gibi..
Gene de kendimi tutup sessizce durdum. Nefes bile
alm1yordum. Feneri oylece hareketsiz tutuyordum. Go­
zun ilstilndeki l§Igl elimden geldigi kadar k1p1rdatma­
maya i;ah§Iyordum. Bu arada yiiregin yzkzcz tzkzrtzsz art­
maktayd1. Her an biraz daha h1zlamyor, h1zlamyor, bi­
raz daha yilkseliyor, ytikseliyordu. thtiyar adamm kor­
kusu son a§amasma varmI§ olmalzydz! Gittikt;e yilkse­
liyordu, diyorum, her an biraz daha yilkseliyordu ! - iyi­
ce anhyor musunuz ne demek istedigimi? Sinirli oldu­
gumu soylemi§tim size: oyleyimdir ben. Gecenin o olil
saatinde, o eski evin korkuni; sessizligi it;inde, boyle tu­
haf bir ses beni heyecanlandmverdi, ucunu kai;1rd1g1m
bir korkuya kap1ld1m. Gene de birkat; dakika kendimi tu­
tup sesimi i;Ikarmad1m. Arna tzkzrtz gittiki;e yilkseli-

101
OLAGANDI$1 OYKULER

yor, yilkseliyordu. Yilregi c;atlayacak neredeyse, diye di.i­


§i.indilm. Derken yeni bir kuruntu sard1 beni - ya bu
sesi kom§ulardan biri duyarsa! !htiyar adamm saati gel­
mi§ti ! Avaz1m c;1ktig1 kadar bag1rarak feneri ac;tim, oda­
ya dald1m. Bir tek c;1ghk attI - sadece bir tek. Goz ac;1p
kapayana kadar onu yere y1ktim, ag1r yatag1 c;ektim
i.izerine. !§in bu kadanm bitirince sevinc;le gi.ili.imsedim.
Arna dakikalarca yi.irek boguk sesler c;lkararak c;arpma­
ya devam etti. Neyse ki bu beni pek korkutmuyordu ; du­
varm ote yanmdan i§itilmezdi. Sonunda o da kesildi. !h­
tiyar adam Olmi.i§ti.i. Yatag1 c;ekip cesedi gozden gec;ir­
dim. Evet, ta§ gibiydi, ta§ kesilmi§ti. Elimi yilreginin iis­
ti.ine koyup dakikalarca orada tuttum. AtI§l duyulmu­
yordu. !htiyar adam ta§ kesilmi§ti. Gozi.i artlk rahatim1
kac;Irmayacakt1.
Benim deli olduguma hala inail,lyorsamz, size cese­
di saklamak ic;in yaptig1m ak1ll1ca i§leri anlatay1m, bu
inanc1 b1rak1rsm1z o zaman. Gece ilerliyordu, <;abuk c;a­
buk ama sessizce c;ah§iyordum. Her §eyden once cesedi
parc;alad1m. Ba§I, kollan, bacaklan kesip ay1rd1m.
Sonra odamn do§emesinden tic; tahtay1 sokti.im, hep­
sini oraya doldurdum. Sonra tahtalan o kadar ak1lhca,
o kadar ustaca yerle§tirdim ki, insan gozi.iniln - onun
o korkunc; gozil bile olsa - bir yanh§hk bulmas1 olanak­
s1zd1. Y1kanacak hic;bir §ey yoktu - herhangi bir leke
- ya da bir kan lekesi yoktu. <;ok dikkat etmi§tim buna.
Hepsini bir tenekenin ic;ine ak1tm1§tim - ha! ha!
!§imi bitirdigimde saat dort olmu§tu - gene de ge­
ce yarlSl gibi karanhktI. <;an dordi.i c;alarken sokak ka­
p1s1 vuruldu. Kap1y1 ac;maya tam bir ic; huzuru ile in­
dim - ne diye korkacaktim artik? Uc; adam girdi ic;e-

102
GEVEZE YUREK

ri, son derece incelik gostererek konu§tular, polis olduk­


larm1 soylediler. Gece kOill§ Ulardan biri bir g1gllk duy­
illU §tu; karI§Ik bir i§ olmasm diye ku§kulamru§, polis
karakoluna haber iletmi§ti; onlar da (memurlar) ora­
larda ara§tirma yapsmlar diye gonderilmi§lerdi.
Giiliimsedim - ne diye korkacaktrm? Baylari buyur
ettim. <;1gllk, dedim, benimdi, korkulu dii§ gordiim de.
thtiyar adamm nereye gittigini bilmedigimi soyledim,
kay1plara kari§mI§tI. Konuklarima evi ba§tan ba§a do­
la§tird1m. Araym, dedim - iyice araym. Yol gosterdim
onlara, sonunda, onun odasma girdik. Adamm paralari­
m, degerli e§yalari gosterdim, hepsi yerli yerindeydi, hig­
birine dokunulmami§tl. Yaratbg1m giivenin CO§kunlugu
iginde, odaya sandalyeler getirdim, orada oturup din­
lenmelerini onerdim, kendim de, bu eksiksiz zaferin ver­
digi a§m bir korkusuzlukla, sandalyemi kurbammm
cesedini saklad1g1m yere, tam o noktaya koyup otur­
dum.
Memurlar bana inanm1§lard1. Tavrzm ku§kulanm
gec;i§tirmi§ti. Kar§1larmda tam bir rahatllk igindeydim.
Oturdular, sorularma candan cevaplar yeti§tirdim, bol
bol gevezelik ettiler. Arna, gok gegmeden, sararip solma­
ya ba§lad1g1m1 hissettim, gitseler diye bak1yordum. Ba­
§Im agnyordu, kulaklanmda bir Gmlama vard1: ama
onlar hala oturuyor, hala gevezelik �diyorlard1. <;mla­
ma gittikge arbyordu : - devam ediyor, gittikge artiyor­
du: bu duygudan kurtulmak igin daha doludizgin ko­
nu§maya ba§lad1m: ama o gene devatn ediyordu, iyice
beliriyor, kesinle§iyordu - sonunda, bir de baktim ki,
ses kulaklanmm iginde de{Jil.
�iiphesiz rengim sapsari olmu§tu; - ama daha �ok

103
OLAGANDii;;I OYKULER

konu§uyordum, durup dinlenmeden konu§uyordum, se­


simi de ylikseltmi§tim. Gene de o ses artmaktayd1 - ne
yapabilirdim? Bu hafif, derin, hzzlz bir sesti - bir saati
pamuklara sarsanzz naszl duyulur tzkzrtzsz? l§te tzpkz oy­
le bir ses. Zar nefes ahyordum - gene de memurlar duy­
muyordu onu. Daha c;abuk - daha yiiksek konu§uyor­
dum; ama o ses gittikc;e arbyordu. Ayaga kalk1p ipe sa­
pa gelmez §eyler lizerine dli§lincelerimi soylemeye, tar­
b§maya ba§lad1m, yliksek perdeden konu§uyor, a�n
hareketler yap1yordum, ama o ses durmadan arbyordu.
Neden gitmiyorlard1? Sanki adamlarm dli§lincelerine,
sozlerine k1zm1§ gibi, ayaklanm1 glim glim yere vura­
rak odada bir a§ag1 bir yukan gezinmeye ba§lad1m -
ama o ses durmadan arbyordu. Ah Tanr1m ! Ne yapa­
bilirdim? Ofkelendim, koplirdlim - abuk sabuk, c;1lgm­
ca konu§tum - yeminler ettim, sovdlim! Gidip listline
oturmu§ oldugum sandalyeyi sarsbm, tahtalarm tistlin­
de, oraya buraya slirlidlim, ama o ses hepsini basbra­
rak, gittikc;e arbyordu. Ylikseliyordu - ylikseliyordu -
yiikseliyordu! Adamlar hala tath tath gevezelik ediyor,
glili.imsliyorlard1. DuymamI§ olabilirler miydi? Ulu Tan­
nm ! - hay1r, hayir! Duymu§lard1! - ku§kulanm1§lar­
d1 ! - biliyorlardz! - benim korkumla alay ediyor, eg­
leniyorlard1 ! - boyle dli§'i.indlim o zaman, gene de boy­
le dli§linliyorum. Bu i§kenceden daha kotli bir §ey ola­
mazd1 ! Bu eglenceden daha ag1r, daha katlamlmaz bir
§ey olamazd1! Bu sinsi, alayc1 gtillimsemelere daha faz­
la dayanamazd1m ! <;1ghklar atmallyd1m, ya da olme­
liydim ! - hala - gene de! - dinleyin! ylikseliyor! ylik­
seliyor ! ylikseliyor! yiikseliyor! -
«Alc;aklar ! » diye hayk1rd1m, «bu tavirlan b1rakm.

104
GEVEZE YUREK

Sm;umu kabul ediyorum ! - sokiin tahtalari ! - burada!


burada! - onun o korkum; yiireginin vuru§udur duy­
dugunuz ! >
AMONTILLADO FICISI
(The Cask of Amontillado)

Fortunato'nun binlerce hakaretine katlanmI§Imd1r,


elimden geldigi kadar; ama onurumu k1racak stizler stiy­
lemeye kalktigm1 gtiriince, intikam almaya and ettim.
Sizler, benim ruhumu bu kadar iyi kavramI§ olan sizler,
onun kar§Isma gec;ip ac;1kc;a meydan okumamI§ oldugu­
mu anlam1§sm1zdir. Ta sonunda intikam alacaktim; bu
karanm kesindi - kesinligi biraz da herhangi bir tehli­
keyi goze almak istemememden geliyordu. Sadece ce­
zaland1rmak yetmezdi, kendime bir sue; yiiklemeden ce­
zaland1rmahyd1m. Bir yanlI§m diizeltilmi§ say1lmas1 ic;in
onu diizeltene bir ktitiiliik gelmemi§ olmas1 gerekir. Son­
ra bir de yanlI§I yapan, yanlI§I· diizeltmekte olanm ken­
dinden intikam ald1g1m anlamazsa, o yanh§ diizeltilmi§
say1lmaz.
�u iyice anla§1lma1Id1r ki, ne sozlerimle, ne de hare­
ketlerimle, Fortunatc'nun iyi niyetimden ku§kulanma­
sma neden olacak bir durum yaratmad1m. Eskisi gibi
yiiziine giilmeye devam ettim, onu nas1l bogazlayaca-

106
AMONTILLADO FICISI

g1m1 dii§iinerek giilmekte oldugumun farkma varmad1.


Onun da zay1f bir noktas1 vard1 - bu Fortunato'nun
- ger9i obiir bak1mlardan sayg1 beslenecek, belki kor­
kulacak bir adamd1, ama zay1f bir noktas1 vard1. �arap­
tan anlad1gm1 soylerdi, gururlamrd1 bununla. Ger9ek­
ten sanat91 ruhu ta§1yan 1talyanlar pek azdir. <;ogu za­
man giizel §eyler kar§1smdaki co§kunluklan gidi§e uy­
mak, firsatlan ka9irmamak i9indir - bile bile takm1r­
lar o tav1rlan, 1ngiltere'den ya da Avusturya'dan gelen
milyonerleri kand1rmak i<;in. Resimler, degerli ta§lar ala­
nmda Fortunato da memleketlileri gibi bir §arlatand1 -
ama eski §araplar konusunda i9tendi. Bu konuda hani
ben de ondan pek farkll degildim: italyan §araplan iize­
rine epeyce bilgim vard1, ne zaman firsatim bulsam, bol
bol satm allrd1m.
Karanllk bastirmak uzereydi, karnaval mevsiminin
91lgmhklarla dolu ak§amlarmdan biriydi; arkada§imla
kar§1la§bm. Bana a§m bir s1cakkanllllkla sokuldu, epey­
ce i9mi§ti. Soytan k1hgmdaydi. Her yamm s1k1 s1k1ya sa­
ran, 9izgi 9izgi, renk renk bir elbise giymi§ti, kafasmda­
ki koni bi9imi §apkada 9mg1raklar vard1. Onu gordi.igii­
me pek sevinmi§tim, daha once hi9 elini o kadar candan
s1ktlg1m1 hatirlam1yorum.
«Sevgili Fortunato,» dedim, «ne bi.iyiik talih sana
rastlamam. Bugiin ne kadar iyi goriini.iyorsun! Bir f191
§arap ge9ti elime, Amontillado diye siirdiiler, benim ku§­
kum var dogrusu.»
«Nas1l ?» dedi. «Amontillado? Bir f191? Olamaz ! Hem
de boyle karnaval ortasmda ! »
«Benim ku§kum var dogrusu,» diye tekrarlad1m,
«iistelik sana sormadan, bir Amontillado f191sma verile-

107
OLAGANDISI OYKULER

eek paray1 tamam1 tamamma odemek budalal1g1m d a


gosterdim. Sen yoktun ortalarda, bir ba§kasma kapt1ri­
rim diye korktum. »
«Amontillado ! »
«Benim ku§kum var dogrusu.»
«Amontillado! »
«Bu ku§kudan kurtulmak istiyorum. »
«Amontillado ! »
«Senin i§in vard1r diye, Luchesi'ye gidiyorum. f?a­
raptan anlayan biri varsa, o da Luchesi'dir. Soyler ba­
na -»
«Luchesi, Amontillado'yu Sherry'den bile ay1ramaz.»
«Gene de baz1 budalalar onun bu alanda senden a§a-
g1 olmad1gm1 soyliiyorlar.»
«Haydi gidelim.»
«Nereye?»
«Sizin mahzene.»
«Dostum, hayir, senin iyiliginden yararlanmak is­
temem. i§in oldugu belli. Luchesi -»
«Hic;;b ir i§im yok; - haydi gel.»
«Dostum, hayir. i§inin olup olmarnas1m birak bir ya­
na, bak1yorum da sen iyice soguk alml§Sm. Mahzenlerin
rutubeti dayamlacak gibi degil. Duvarlar biitiin pamuk
pamuk olmu§; giiherc;; i le ic;; i nde.»
«Olsun, gene de gidelim, haydi. Bir §eyim yok benim.
Amontillado! Seni kandirml§ olacaklar. Luchesi'ye gelin­
ce, o Sherry'yi Amontillado'dan ayiramaz.»
Fortunato bunlan soyleyerek koluma yapi§tl. Kara
ipekten bir maske tak1p bir pelerine iyice sarmd1m, be­
ni k6§kiime dogru ko§turmasma goz yumdum.
Hizmetc;;i ler evde degildi; karnaval mevsimi onuru-

108
AMONTILLADO FICISI

na eglenmek ic;; i n s1v1§IDI§lard1. Sabah olmadan eve don­


meyecegimi soylemi§tim onlara, sakm bir yere aynlma­
ym diye de kesin emirler vermi§tim. Bu emirlerin i§e ya­
ramayacagm1, ben daha arkam1 doner donmez hepsinin
birden ortadan yok olacaklanm biliyordum.
Duvardaki yuvalarmdan iki me§ale c;; 1kanp birini
Fortunato'ya verdim; ic;; ic;; e odalardan egilerek gec;; ip mah­
zene giden kemerli gec;; i de geldik. Done done inen yi.ik­
sek bir merdivene girerken, ona dikkatli olmas1m yal­
vard1m. Sonunda merdivenin altma vard1k ve Montre­
sor'lerin mezarlarmm islak toprag1 iizerinde yan yana
'
dµrduk.
Arkada§imm ad1mlan karars1zd1, §apkasmdaki c;; m­
giraklar, 0 yiiriidiikc;; e c;;m c;;m otiiyordu.
«F1c;; 1 ?» dedi.
«Daha ilerde,» dedim, «ama once §U mahzenin du­
varlarmda panldayan beyaz orgiilere bir bak.»
Bana dondii, sarho§lu{jun gozya§larmz damztmz§ olan
bu{julu bakz§larznz gozlerimin ic;;i ne dikti.
«Giiherc;; ile mi?» diye sordu sonunda.
«Giiherc;; i le,» diye cevap verdim. «Ne zamandan be­
ri oksiiriiyorsun boyle ?»
«Oho ! oho! oho ! - oho ! oho ! oho! - oho! oho !
oho! - oho! oho ! oho ! - oho ! oho! oho ! »
Zavalh arkada§im dakikalarca bir tiirlii cevap ve­
remedi bana.
«Bir §ey degil, » dedi sonunda.
«Gel,» dedim, karanm vermi§ bir adam tavn takm­
mi§tlm, «geri donelim; senin saghgm c;; ok daha deger­
li. Zengin, her yerde sayg1 goren, begenilen, sevilen bir
insansm; mutlusun, ben de oyleydim bir zamanlar. Ara-

109
OLAGANDI$1 OYKULER

nacak, ozlenecek bir adamsm. Kendim i<;m olsa ald1r­


rnam bile. Geri donelim; hastalanacaksm, boyle bir §e­
ye neden olmak istemem. Hem, Luchesi var -»
«Yeter,» dedi, «oksiirdiigiime bakma, bir §eyim yok;
Oldiirmez beni. oyle oksiiriikle olmem ben.»
«Dogru - dogru,» diye cevap verdim, «inan bana,
seni bo§U bo§una korkutmak niyetiyle soylemedim bun­
lan; ama gerekli onlemleri de alrnal1sm. flu Medoc §a­
rabmdan <;ekersek hirer tane, rutubete kar§I korur bizi.»
Bunu soylerken topragm iizerine uzunlamasma s1-
ralanm1§ §i§elerden birini alip boynunu kmverdim.
«!<;,» d iyerek ona uzattim §arabl.
1stekli bir susuzlukla §i§eyi dudaklarma gotiirdii.
:t<;meden once durup dost<;a bir selam verdi bana, ba§m­
daki <;mgiraklar <;m <;In ottii.
«fi)erefe,» dedi, «<;evremizde son uykulanm uyuyan
§U oliilerin §erefine i<;iyorum.»
«Ben de senin uzun y1llar ya§amana.»
Gene kolumu tuttu, ilerledik.
«Bu mahzen,» dedi, «ne kadar geni§.»
« Montresor'ler,» diye cevap verdim, «biiyiik bir ailey-
di, say1ca da pek <;oktular.»
«Armamz1 unuttum.»
«Mavi bir tarlada, kocaman, altm rengi bir insan
ayag1 ; ayak k1zgm bir y1lam eziyor, y1lan di§lerini to­
puga ge<;irmi§.»
«Ya onur tiimceniz?»
«Nemo me impune lacessit.»
«Giizel! » dedi.
fi)arap gozlerinde panldad1, <;mgiraklar <;m <;m ottii.
Medoc beni de 1s1tm1§tl. 1<;leri kemik y1g1h duvarlar bo-

110
AMONTILLADO FI<;ISI

yunca, boy boy f1c;1larm arasmdan, mezarlarm ta en ig


ko§elerine dogru yi.iri.idi.ik. Gene durdum, bu kez For­
tunato'nun kolunu dirseginin tist yanmdan kavrayacak
kadar ileri gittim.
«Gi.iherc;ile ! » dedim, «bak, gittikc;e artlyor. Tavan­
dan yosun gibi sark1yor. Irmagm yatagmdan daha a§a­
g1day1z. Islakllk, damla damla, kemiklerin arasmda dola­
§Iyor. Gel, i§ i§ten gec;meden geri donelim. Oksi.iri.igi.in -»
«Bir §ey degil,» dedi, «haydi yi.irti. Arna once §U
Medoc §arabmdan bir daha ic;elim.»
Ona bir De Grave §i§esi kmp uzattlm. Bir diki§te
bo§altt1. Gozleri hirc;m bir l§Ikla yandi. Gi.ildi.i, §i§eyi
havaya firlatlp ne oldugunu anlayamad1g1m bir hareket
yaptl.
�a§km §a§km baktlm ona. Hareketi tekrar etti -
tuhaf bir §ey yap1yordu.
«Anlayam1yorsun? » dedi.
«Hay1r,» diye cevap verdim.
«Oyleyse sen biraderlerden degilsin.»
«Nas1l?»
«Mason degilsin. »
«Evet, evet, onlardamm, » dedim, «evet, evet.»
«Sen? Olamaz ! Mason?»
«Mason* ya,» diye cevap verdim.
«!§aretini yap oyleyse,,, dedi.
d§te i§aretim,» dedim, pelerinimin altmdan bir ma-
'
la c;1kard1m.
«Alay ediyorsun,> diye bag1rarak birkac; ad1m geri
s1c;radi. «Haydi, haydi §U Amontillado'ya gidelim. »

• Kclimc oyunu. «Mason» lrnlimcsinin as1l anlam1 cduvarc1»d1r.

( <;eviren)

111
OLAGANDI$1 OYKULER

« Oyle olsun,» dedim, malay1 pelerinimin altma so­


karak ona gene kolumu uzattim. Ag1r1Igm1 vererek yas­
land1. Amontillado'yu araya, araya yolumuza devam et­
tik. Bir sira ali;ak kemerin altmdan gei;tik, a§ag1 dogru
indik, ytirtidtik, gene a§ag1 dogru indik, derin bir mah­
zen odasma geldik, havas1 pek kotiiydti buramn, oyle
ki, me§alelerin alevleri bile sindi.
Onun ta obtir ucunda daha dar bir oda vard1. Du­
varlan, Paris'in btiytik mezarlarmda oldugu gibi, tavana
kadar ytikselen, list tiste y1g1lmI§ insan kalmt1lanyla or­
ttiltiymti§. Gene de oyleydi ti<; yam, dordtincti duvardaki
kemikler ise yere indirilmi§, bir noktada btiyticek bir
ktime yaparak topragm tistiine geli§igtizel sai;IlmI§tl.
Kemiklerin yerlerinden oynatilmas1yla ortaya i;1km1§
olan duvarda bir ii; hticre daha gordtik, derinligi a§ag1
yukan bir bui;uk, eni bir, ytiksekligi de iki iki bui;uk met­
re kadard1. B �lli bir i§ ic;in haz1rlanm1§a benziyordu ; du­
vardaki mezarlarm tavanlanm tutan iki btiytik destegin
arasmda bir bo§luk gibiydi; arkasm1 da gene o mezarlan
i;evreleyen granit duvarlardan biri kapatmaktayd1.
Fortunato elindeki alevsiz me§aleyi yukan kaldira­
rak oyugun derinligini gormeye c;alI§tl, ama bo§una. Za­
y1f I§Ik onun sonunu gostermedi bize.
«Ytirti ,» · ctedim, «Amontillado bunun ic;inde. Luche­
si'ye gelince -»
«Mankafanm biridir o,» diye soztimti kesti, bu ara­
da ad1mm1 da atmI§tl, hemen arkasma tak1ld1m. Bir
anda oyugun sonuna varmI§, kayayla burun buruna
gelmi§ti, ilerleyemedigini gortince aptalca bir §a§kmhk
ii;inde kalakald1. Bir an daha gei;ti gec;medi granite zin­
cirleyiverdim onu. Oyugun sonundaki dtiz duvarda, ya-

112
AMONTILLADO FICISI

tay olarak birbirinden a§ag1 yukan yetmi§ santim uzak­


hkta iki demir halka vard1. Bunlardan birine k1sa bir
zincir, obi.iri.ine de bir asma kilit takllmi§tI. Zinciri omin
beline dolay1p kilidi vurmak birkar; saniyelik bir i§ti. Kar­
§1 koyamayacak kadar bi.iyi.ik bir §a§kmhk ir;indeydi.
Anahtan r;eki!J alarak oyuktan r;1ktim.
«Elini duvara stir de bak,» dedim, «her yan gi.iherr;i­
<;ok rutubet var dogrusu. Bir kere daha yalva­
le ir;inde.
nyorum geri donmen ir;in. Hay1r m1? oyleyse seni b1-
rak1p aynlmam gerek. Arna once elimden gelen her ti.ir­
li.i ozeni gostermeliyim. »
«Amontillado ! » diye bagird1 ans1zm; daha §a§kmh­
g1 ger;memi§ti.
«Dogru,» diye cevap verdim, «Amontillado.»
Bu kelimeleri soylerken, biraz once and1g1m o kemik
y1gmmm ir;inde r;alI§maya ba§lamI§tlm. Kemikleri e§ele­
yip saga sola f1rlattim, altlarmdan bir miktar hart; ile
yap1 ta§lan r;1ktI. Bu maddeleri kullanarak malamla oyu­
gun oni.ine bir duvar ormeye giri§tim.
Duvarm birinci sirasm1 bitirmi§tim ki Fortunato'
nun iyiden iyiye ay1lm1§ oldugunu gordi.im. Bunun ilk
i§areti oyugun derinliginden dogru gelen inilti gibi bir
sesti. Sarho§ bir adamm iniltisi de{Jildi bu. Sonra uzun
bir sessizlik oldu. tkinci s1ray1 r;1ktim, i.ir;i.inci.iyi.i, dor­
di.inci.iyi.i r;1ktim ; o s1rada zincirin §iddetle sars1ld1gm1
duydum. Bu zincir sesi birkar; dakika devam etti, o ara­
da, ben de i§imi b1rak1p kemiklerin i.isti.ine oturdum, ta­
dm1 r;1kara r;1kara dinledim onu. Sonunda bu §Zkzrtz du­
rulunca malay1 tekrar elime ahp hit; ara vermeden be­
§inci, altmc1, yedinci s1ralan bitiriverdim. Duvarm yi.ik­
sekligi gogsi.ime yakla§ffil§tl. Gene durdum, me§aleyi kal-

1 13
OLAGANDI�I OYKULER

dmp arahga tuttum, igerdeki bigimin ilzerine birkag


zay1f I§Ik gizgisi di.i§til.
Zincire vurulu insan bigiminin bogazmdan birbiri
ardmca f1§k1ran yi.iksek, tiz g1g1Iklar sanki beni geri it­
ti. Bir an duralad1m - titredim. K11Ic1m1 gekip oyuga
dogru bir davrand1m, ama birden akhm ba§ima geldi,
kendimi toparlad1m. Elimi mezarlarm saglam ta§larma
dayad1m, durulmu§tum. Yeniden duvara yakla§tim.
Onun yaygarasma, bagm§larma kar§Illk vermeye ba§la­
d1m. 0 bag1rd1, ben bagird1m - yard1m ettim ona -
onunkilerden daha uzun si.iren, daha gi.igli.i olan g1gbklar
attim. Ben boyle yapmca, yaygaracmm sesi kesildi.
Gece yar1s1 olmu§tu, i§im sona ermek ilzereydi. Se­
kizinci, dokuzuncu, onuncu s1ralan da tamamlamI§tim.
On birinci, sonuncu siranm da bir boli.imi.ini.i bitirmi§­
tim; yerine yerle§tirilip s1vanacak bir tek ta§ kalmI§tI.
Onu kaldirmaya galI§Iyordum ; kaldmp yan yanya yeri­
ne soktum. Arna tam o s1rada oyugun iginden sinsi bir
kahk aha yi.ikseldi, saglanm dimdik oldu. Bunun arka­
smdan insam acmd1ran bir ses duyuldu, soylu Fortuna­
to'nun sesine hig benzemiyordu. �unlan soyledi :
«Ha! ha! ha! - h e ! he ! - ne gi.izel bir §aka dog­
rusu - e§i bulunmaz bir §aka. Ko§ke gidince kahkaha­
larla gi.ilecegiz buna - he ! h e ! he ! - hem §arap iger,
hem gi.ileriz - h e ! h e ! he ! »
«Amontillado ! » dedim.
«He! he ! he ! - he! he! he! - evet, Amontillado.
Arna gee; olmuyor mu? Bizi beklemezler mi ko§kte. Lady
Fortunato ile otekiler? Haydi gidelim artik.»
«Evet,� dedim, «haydi gidelim artik.»
« Tanrz a:ikma, Montresor!»

1 14
AMONTILLADO FICISI

«Evet,» dedim, «Tann a§kma ! »


Arna bu kelimelere bir cevap gelmesini bo§una bek-
ledim. Sabnm tukendi. Yuksek sesle bagird1m:
«Fortunato ! :i>
Cevap yok. Bir daha bag1rd1m:
«Fortunato ! »
Gene cevap yok. Delikten bir me§ale sokup ic;eri
baktim. Buna kaq11Ik sadece c;m c;m oten c;mg1raklarm
sesi geldi. Yuregim s1k1§maya ba§lad1 - mezarlardaki
rutubet ytiztinden. 1§imi sona erdirmek ic;in acele edi­
yordum. Son ta§I da yerine yerle§tirip s1vad1m. Yeni du­
varm onune kemiklerden yap1lma eski duvan ordum.
Elli y1ldir insan eli dokunmad1 onlara. In pace requiescat!

You might also like