You are on page 1of 15

– 1397 –

Ekler üzerine bir deneme

Bu çal›flmada Prof. Dr. Muharrem Ergin’in Türk Dil Bilgisi ve Prof. Dr.
Tahsin Banguo¤lu’nun Türkçe’nin Grameri kitaplar› esas al›nm›flt›r.
Misalli Büyük Türkçe Sözlük’teki örneklerle zenginlefltirilmifltir.

¯g›ç / ¯giç / ¯guç / ¯güç


L‹STE 1: ‹simden isim yapma ekleri L ‹ S T E 2 : ‹simden fiil yapma ekleri ¯g›n / ¯gin / ¯gun / ¯gün / ¯k›n / ¯kin / ¯kun /
¯aç / ¯eç ¯a¯ / ¯e¯ ¯kün

¯ak / ¯ek ¯al¯ / ¯el¯ ¯› / ¯i / ¯u / ¯ü

¯al / ¯el ¯ar¯ / ¯er¯ ¯›c› / ¯ici / ¯ucu / ¯ücü

¯an / ¯en ¯da¯ / ¯de¯ / ¯ta¯ / ¯te¯ ¯›fl / ¯ifl / ¯ufl / ¯üfl

¯ar / ¯er ¯›¯ / ¯i¯ / ¯u¯ / ¯ü¯ ¯k

¯ay / ¯ey ¯k¯ ¯l

¯ca / ¯ce / ¯ça / ¯çe ¯k›r¯ / ¯kir¯ / ¯kur¯ / ¯kür¯ ¯m

¯ca¤›z / ¯ce¤iz ¯l¯ ¯ma / ¯me

¯cak / ¯cek / ¯çak / ¯çek ¯la¯ / ¯le¯ ¯maca / ¯mece

¯c› / ¯ci / ¯cu / ¯cü / ¯ç› / ¯çi / ¯çu / ¯çü ¯lan¯ / ¯len¯ ¯maç / ¯meç

¯c›¤az / ¯ci¤ez / ¯cu¤az / ¯cü¤ez ¯lafl¯ / ¯lefl¯ ¯mak / ¯mek

¯c›k / ¯cik / ¯cuk / ¯cük / ¯ç›k / ¯çik / ¯çuk / ¯msa¯ / ¯mse¯ ¯man / ¯men
¯çük ¯r¯ ¯maz / ¯mez
¯c›l / ¯cil / ¯cul / ¯cül / ¯ç›l / ¯çil / ¯çul / ¯çül ¯rga¯ ¯m›k / ¯mik / ¯muk / ¯mük
¯c›lay›n / ¯cileyin ¯sa¯ / ¯se¯ ¯m›fl / ¯mifl / ¯mufl / ¯müfl
¯c›n / ¯cin / ¯cun / ¯cün / ¯ç›n / ¯çin / ¯çun / ¯s›¯ / ¯si¯ / ¯su¯ / ¯sü¯ ¯n
¯çün ¯nç
¯ç ¯nt› / ¯nti / ¯ntu / ¯ntü
¯dam / ¯dem / ¯tam / ¯tem ¯r
L ‹ S T E 3 : Fiilden isim yapma ekleri
¯dafl / ¯defl / ¯tafl / ¯tefl ¯sal / ¯sel
¯d›r›k / ¯dirik / ¯duruk / ¯dürük ¯a / ¯e ¯t
¯ga / ¯ge ¯acak / ¯ecek ¯tay
¯gan / ¯gen ¯acan / ¯ecen ¯t› / ¯ti / ¯tu / ¯tü
¯k ¯aç / ¯eç ¯v
¯l ¯a¤an / ¯e¤en ¯z
¯lak / ¯lek ¯ak / ¯ek
¯lay›n / ¯leyin ¯al / ¯el
¯l› / ¯li / ¯lu / ¯lü ¯alak / ¯elek
L ‹ S T E 4 : Fiilden fiil yapma ekleri
¯l›k / ¯lik / ¯luk / ¯lük ¯alga / ¯elge
¯m ¯am / ¯em ¯ala¯ / ¯ele¯
¯man / ¯men ¯amaç / ¯emeç ¯ar¯ / ¯er¯
¯ms› / ¯msi / ¯msu/ ¯msü ¯amak / ¯emek ¯dar¯ / ¯der¯
¯mt›rak ¯an / ¯en ¯d›r¯ / ¯dir¯ / ¯dur¯ / ¯dür¯ / ¯t›r¯ / ¯tir¯ / ¯tur¯ /
¯nc› / ¯nci / ¯ncu / ¯ncü ¯anak / ¯enek ¯tür¯

¯rak / ¯rek ¯ar / ¯er ¯ga / ¯ge

¯sal / ¯sel ¯as› / ¯esi ¯›¯ / ¯i¯ / ¯u¯ / ¯ü¯

¯s› / ¯si / ¯su / ¯sü ¯ay / ¯ey ¯k¯

¯s›l / ¯sil / ¯sul / ¯sül ¯az / ¯ez ¯l¯

¯s›z / ¯siz / ¯suz / ¯süz ¯ca / ¯ce ¯ma¯ / ¯me¯

¯flar / ¯fler ¯cak / ¯cek ¯msa¯ / ¯mse¯

¯fl›n / ¯flin ¯ç ¯n¯

¯t ¯d›k / ¯dik / ¯duk / ¯dük / ¯t›k / ¯tik / ¯tuk / ¯p¯

¯t› / ¯ti / ¯tu / ¯tü ¯tük ¯r¯

¯z ¯ga / ¯ge / ¯ka / ¯ke ¯fl¯


¯gaç / ¯geç ¯t¯
¯gan / ¯gen / ¯kan / ¯ken ¯z¯
¯g› / ¯gi / ¯gu / ¯gü / ¯k› / ¯ki / ¯ku / ¯kü
– 1398 –

L ‹ S T E 1 . ‹simden isim yapma ekleri

-aç / -eç Yap›m eki olarak daha fazla fonksiyonu oldu¤unu görüyoruz:

‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Benzetme ve ilgi fonksiyo- a) S›fat ve isimlere gelerek cins (tür) adlar› yapar: Alaca "bir kumafl cin-
nu vard›r. si", delice "bu¤day aralar›nda biten siyah ac› bir bitki", karaca "yaban
keçisi", k›z›lca "bu¤day cinsi", gökçe "güvercin".
a) Somut isim yapar: Bakraç (< bak›r+aç).
b) Yer adlar› yapar: Yenice, Kanl›ca, Düzce, Çatalca, Do¤anca, Derince,
b) Soyut isim yapar: Bozaç "boza çalan", k›raç. Çaml›ca, Küplüce, Sütlüce.
c) Hem somut hem soyut isim yapar: Topaç. c) Kifli adlar› yapar: Gökçe, Çak›rca, Karaca.
d) Hastal›k adlar› yapar: K›z›lca "k›zam›¤a benzer bir cilt hastal›¤›", su-
-ak / -ek luca "yüzde ç›kan sulu bir ç›bandan kaynaklanan rahats›zl›k", akarca
"ak›nt›l› hastal›k", sivilce (< si¤ilce).
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu Eski
Türkçe’de canl› bir ek olan +gak / +gek küçültme ekinden gelmifl oldu- e) Kavim isimlerinden dil, lehçe ve fl^ve isimleri yapar: Almanca, Türk-
¤unu ve daha sonra ifllekli¤ini kaybetti¤ini söylemektedir. Çeflitli fonk- çe, Frans›zca, Çuvaflça, K›rg›zca, Türkmence vb.
siyonlar› vard›r: f) Birleflik cins ve yer ad› yapmada s›fat olarak kullan›l›r: Akçaa¤aç, sa-
a) Benzerlik ifåde eder: Topak, solak, baflak, benek. r›caar›, Akçada¤, K›z›lcahamam, Alacahöyük.
b) Küçültme ifåde eder: Çanak, o¤lak (< o¤ul+ak), yolak, k›srak (< k›- Bu ekle yeni kelimeler de türetilmifltir: Dilekçe, gerekçe, yanarca
s›r+ak "döl vermemifl genç at"). "mefl’ale".
Yanl›fl türetilmifl kelimelere de rastlamaktay›z: Göreceli "izåf^". Türk-
çe’de tak›dan sonra yap›m eki getirilemez. Bu kelimede ise göre tak›s›n-
-al / -el dan sonra yap›m eki olan ¯ce’nin getirildi¤ini görmekteyiz.
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Ayn› zamanda isimden s›-
fat da yapmaktad›r.
-ca¤›z / -ce¤iz
a) Somut isim yapar: Çepel (< çöp+el).
‹fllek olarak kullan›lan bir isimden isim yapma ekidir. Muharrem Ergin’e
b) Soyut isim ve s›fat yapar: Gövel (< gök+el), güzel. göre ¯cak/¯cek ile ¯c›¤az/¯ci¤ez/¯cu¤az/¯cü¤ez’den son zamanlarda orta-
Kartala kaçmak deyimindeki kartal (< kart+al) kelimesi de bu ekle ya- ya ç›km›fl görünmektedir. Genellikle c’li söylenir. Kal›n flekli daha çok
p›lm›flt›r. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde bu ekle yeni kelimeler ve te- kullan›l›r. ‹nce kelimelere bile kal›n flekli getirilebilmektedir: Beyca¤›-
rimler türetilmifltir: Sözel, tüzel, yanal, genel, özel, cinsel, tümel, üstel, z›m, efendica¤›z›m gibi.
ulusal. Ekteki "z" sessizi bir mübåla¤a ve kuvvetlendirme unsurudur.
Fonksiyon olarak küçültme, sevgi ve zavall›l›k ifåde eder. Zavall›l›k
-an / -en ifådesi daha kuvvetlidir: Çocukca¤›z, adamca¤›z, k›zca¤›z, kad›nca¤›z,
köyce¤iz, evce¤iz vb.
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Çeflitli fonksiyonlar› vard›r:
Yer ismi olarak Beyce¤iz kelimesinde vard›r.
a) Küçültme ifåde eder: K›zan, sapan, köken.
Ek, zamirlere n yard›mc› sesi ile getirilmektedir: Bunca¤›z, flunca¤›z, on-
b) Çokluk, topluluk ifåde eder: O¤lan (< o¤ul+an), eren. ca¤›z.
Bu ekle günümüz Türkiye Türkçesi’nde yeni kelime de türetilmifltir: Kö-
ken.
-cak / -cek / -çak / -çek
Türkçe’de eskiden beri kullan›lan fakat ifllekli¤i gittikçe azalan bir isim-
-ar / -er den isim yapma ekidir. Eski Türkçe’de ek ¯çak/¯çek fleklindeydi. Eski
‹fllek olan bir isimden isim yapma ekidir. Say›larda kullan›l›r. As›l say› Anadolu Türkçesi’nden sonra c’li flekilleri ortaya ç›km›flt›r: Arucak.
isimlerinden sessiz harfle bitenlere getirilerek da¤›tma (ülefltirme) say› Yap›m eki olarak bafll›ca fonksiyonu küçültme ve sevgi ifåde etmektir:
isimleri yapar: Birer, üçer, dörder (< dört+er), befler, sekizer, dokuzar, Kuzucak, yavrucak, büyücek (< büyük+cek), küçücek (< küçük+cek), halk
onar, altm›flar, yüzer. a¤z›nda gökçek "güzel, sevimli" (ç’li flekli bu misalde yaflamaktad›r). Ay-
Bu ek say›lar d›fl›nda azar ve kaçar kelimelerinde de görülmektedir. r›ca ¯d›k/¯dik/¯duk/¯dük partisip eki ile sevdice¤im (< sev¯dik¯cek¯i¯m)
kelimesinde farkl› bir kullan›l›fl mevcuttur. Di¤er fonksiyonlar› flunlar-
d›r:
-ay / -ey
a) ‹sim yapar: Oyuncak, kolçak, bilekçek halk a¤z›. "kelepçe".
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Kolay kelimesinde bulun-
b) S›fat yapar: Yal›ncak "ç›plak, yoksul".
maktad›r. Yeni kelime yap›m›nda canland›r›lm›flt›r. Çeflitli fonksiyonla-
r› vard›r: c) Yer ad› yapar: Kuyucak, Göynücek (< Göynük+cek).
a) Somut isim yapar: Yüzey, birey, aday.
b) Soyut isim ve s›fat yapar: Dikey, düzey, güney, kuzey. -c› / -ci / -cu / -cü / -ç› / -çi / -çu / -çü
Günümüz Türkiye Türkçesi’nde bu kelimelerden bir k›sm› terim olarak Türkçe’de eskiden beri kullan›lan çok ifllek bir isimden isim yapma eki-
da kullan›lm›flt›r. Dikey mat. "baflka bir do¤ru ile kesiflti¤inde onunla dir. Eski Türkçe’de ekin sådece ¯ç›/¯çi flekilleri vard›. Eski Anadolu Türk-
birlikte dik aç› oluflturan (do¤ru çizgi)", birey mant›k. "bir türün kapsa- çesi’nin bafllar›nda da ¯ç›/¯çi flekillerinin mevcut oldu¤unu görüyoruz.
m› içine giren somut varl›k", psiko. "insan topluluklar›n› oluflturan, in- Bekçi, okç›, gözçi. Eski imlåda ç’lerin genellikle c ile yaz›lmas› sebebiy-
sanlar›n benzer yanlar›n› kendinde tafl›makla birlikte, kendine özgü ay›- le ekin c’li flekillerinin ne zaman ortaya ç›kt›¤› tam olarak belli de¤ildir.
r›c› özellikleri de bulunan ten, can, fert", yüzey mat. "bir cismi uzaydan Muhtemelen Eski Anadolu Türkçesi’nin sonlar›nda, Osmanl›ca’n›n bafl-
ay›ran d›fl ve yayg›n bölüm, sat›h", efley biyo. “cinsiyet”. lar›nda ortaya ç›km›flt›r. Ekin sesli harfler bak›m›ndan çok flekillili¤i de
Osmanl›ca’n›n son devirlerinde oluflmufltur. Günümüz Türkiye Türkçe-
si’nde sesli ve sessiz uyumuna ba¤l› olarak çok flekillilik devam etmek-
-ca / -ce / -ça / -çe tedir. Ekin fonksiyonlar› çeflitlilik gösterir:
Asl›nda bir çekim eki olan bu ek, kal›plaflarak veya fonksiyon de¤ifltire- a) Meslek ve u¤raflma ile ilgili isimler yapar. Bu ekle yap›lan isimler mes-
rek eskiden beri yap›m eki hålinde de kullan›lmaktad›r. Eski Türkçe’de leklerini, u¤raflma sahalar›n› bildirerek flah›slar› ifåde eder. fiah›slar›n
sådece ç’li flekilleri mevcuttu. Eski Anadolu Türkçesi’nden sonra c’li fle- meslek s›fat ve isimlerini yaparlar: Avc›, arabac›, eskici, oyuncu, sözcü,
killer ortaya ç›km›flt›r. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde her ikisi de kul- kömürcü, demirci, boyac›, sucu, kap›c›, sütçü, ekmekçi, çöpçü, bal›kç›.
lan›lmaktad›r.
b) Adlara ve båz› s›fatlara gelerek kiflinin bir fleye olan al›flkanl›¤›n› gös-
Çekim eki ve yap›m eki olarak çeflitli fonksiyonlar› bulunmaktad›r. Çe- teren s›fatlar yapar: Yalanc›, do¤rucu, flakac›, kavgac›, inatç›, dalgac›, ak-
kim eki olarak bafll›ca fonksiyonu isimlere "gibi, göre, ile, kadar, birlik- flamc›, dedikoducu. Bir isme gelerek onu seveni ådet edineni gösterir: Pi-
te" anlamlar› katmakt›r: Dostça, alaca, ac›ca, büyükçe, karaca "rengi ka- lavc›, uykucu.
raya yak›n olan", akça "rengi beyaza yak›n olan".
c) Bir düflüncenin, inan›fl›n veya såhibinin tarafl›lar›n› gösteren s›fatlar
S›fatlardan küçültme s›fatlar› yapar: Solukça, esmerce, sar›fl›nca, sertçe, yapar: Ülkücü, milliyetçi, ak›lc›, kaderci, maddeci, Hitlerci, Atatürkçü.
eskice, yenice.
d) Yer adlar› yapar: Sabuncu, Bostanc›, Cebeci, Ayranc›.
– 1399 –
Arapça ve Farsça båz› ekleri ve kelimeleri Türkçelefltirmekte bu ekten -c›lay›n / -cileyin
yararlan›lm›flt›r.
Nådir olarak kullan›lan bir isimden isim yapma ekidir. Eski Anadolu
a) Farsça’da fåil ad› yapan ¯kår/¯ger ekini karfl›lar: Bestekår/besteci, sa- Türkçesi’nde çok yayg›nd›. Bu devrede ek ç’li idi: Bençileyin, bunç›lay›n.
natkår/sanatç›, kimyåger/kimyåc›. Daha sonra sådece c’li flekilleri kullan›lm›flt›r. Muharrem Ergin’e göre
b) Farsça ¯dår såhiplik adlar› yapan ekle türetilmifl kelimelerin bir k›s- ¯c›/¯ci (¯ç›/¯çi/¯çu/¯çü < ¯ça/¯çe) eki ile ¯lay›n/¯leyin ekinin birleflmesin-
m›n› karfl›lar: Kindår/kinci. den oluflmufltur.

c) Arapça ¯^ nispet s›fatlar›yla yap›lm›fl kelimelerin bir k›sm›n› karfl›lar: Ek zamirlere gelir ve "gibi", "kadar" anlam›n› tafl›r: Bencileyin, bizcileyin.
Kemån^/kemanc›, hesåb^/hesapç›. Eski Anadolu Türkçesi’nde zamirlerde bir eflitlik çekim eki görevini üst-
lenmifltir.
d) Arapça isim¯fiillerin ço¤u bu ekle Türkçelefltirilmifltir: Mukallit/taklit-
çi, mümessil/temsilci, nåflir/yay›mc›, muharip/savaflç›. Vokalle biten zamirlerde araya bir n yard›mc› sesi almaktad›r: Bunculay›n.

Bu ekle yanl›fl türetilmifl kelimelere de rastlamaktay›z: Görecilik "izåfi-


ye". Türkçe’de tak›dan sonra yap›m eki getirilemez. Bu kelimede ise gö- -c›n / -cin / -cun / -cün / -ç›n / -çin / -çun / -çün
re tak›s›ndan sonra ¯ci yap›m eki getirilmifltir.
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Birkaç kelimede bulun-
maktad›r.
-c›¤az / -ci¤ez / -cu¤az / -cü¤ez Fonksiyonu ^tibåriyle genellikle kufl ve böcek adlar› yapmakta kullan›l-
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Muharrem Ergin’e göre m›flt›r: Bal›kç›n "perde ayakl›lardan uzunca gagal›, uzun ve çatal kuyruk-
¯çuk/¯çük’ten ç›kt›¤› anlafl›lmaktad›r. Eski Anadolu Türkçesi’nde ¯çu- lu, deniz k›y›lar›nda yaflayan bir kufl cinsi, deniz k›rlang›c›", kafl›kç›n "ör-
¤az/¯çü¤ez fleklinde idi: K›zçu¤az, gözçü¤ez. Daha sonra c’li flekilleri or- dekgillerden gagas› kafl›k biçiminde, tüyleri ak, kara, kahve rengi, ayak-
taya ç›km›flt›r. A¤›zlardan özellikle Rumeli ve Bat› Türkçesi’nin do¤u lar› k›rm›z› bir kufl", gümüflçün "püskül kuyruklular tak›m›ndan, kitap
a¤›zlar›nda çok kullan›lmaktad›r. Fonksiyon olarak küçültme, sevgi, sayfalar›nda, tahta aralar›nda, kiler, bodrum gibi nemli yerlerde yafla-
merhamet, flefkat, ac›ma ve zavall›l›k ifåde eder. yan, k夛t, tahta, yün ve flekerli maddeleri kemirerek beslenen, uzun
gövdesini örten küçük pullar sebebiyle sedefimsi veya gümüfl^ görünüfl-
Sonralar› ifllekli¤ini kaybederek yerini ¯ca¤›z/¯ce¤iz’e b›rakm›flt›r: Ha- lü, kanats›z, ince yumuflak böcek".
n›mc›¤az / han›mca¤›z, beyci¤ez / beyce¤iz, yavrucu¤az / yavruca¤›z.


-c›k / -cik / -cuk / -cük / -ç›k / -çik / -çuk / -çük
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Eski Türkçe’den günümüz
Son zamanlarda iflleklik kazanm›fl bir isimden isim yapma ekidir. Eski Türkiye Türkçesi’ne kadar hiç de¤iflmemifl hep ç olarak kalm›flt›r.
Türkçe’de ¯c›k/¯cik/¯cuk/¯cük eki yoktu. Muharrem Ergin’e göre Türk-
çe’de eskiden beri görülen ve kendisinin bir efli olan ¯cak/¯cek ekinden Månåy› kuvvetlendirme fonksiyonu vard›r: Anaç, babaç, ataç "büyüklük
türemifl oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Ek bafllang›çta ç’li idi veya ç’li flekilleri gösteren çocuk".
de muhtemelen vard›. Eski Anadolu Türkçesi’nin sonlar›nda ekin båzen Bu ekle yap›lan ortaç kelimesi terim de¤eri kazanm›flt›r. Ortaç dilb.
c’li båzen ç’li yaz›ld›¤›na bak›l›rsa bafllang›çta ç’li oldu¤unu, c’li flekille- “isim-fiil”.
rin ise devrenin sonunda ortaya ç›kt›¤›n› söyleyebiliriz: Kuyucuk, düz-
çük. Osmanl›ca’n›n son devirleri ile Türkiye Türkçesi’nde sådece c’li fle-
killeri kullan›lm›flt›r. Eski Anadolu Türkçesi’nde ekin yaln›z yuvarlak fle- -dam / -dem / -tam / -tem
killeri vard›: Depecük, kar›ncuk. Osmanl›ca’n›n son devirleri ile Türkiye
Türkçesi’nde ek sesli uyumuna ba¤l› olarak çok flekilli olarak kullan›l- Türkçe’de böyle bir isimden isim yapma eki bulunmamaktad›r. Ancak
m›flt›r ve bu kullan›m devam etmektedir. son zamanlarda bu ekle gündem ve yöntem kelimeleri türetilmifltir. Bun-
lar› yanl›fl türetme olarak kabul etmek yerinde olacakt›r.
Fonksiyonlar› bak›m›ndan çeflitlilik gösterir:
a) Küçültme, ac›ma, flefkat ve sevgi ifåde eden isimler yapar: Babac›k,
anac›k, yavrucuk, toruncuk, tosuncuk, köprücük, kulakç›k, bådemcik, kap- -dafl / -defl / -tafl / -tefl
ç›k, ba¤c›k, gelincik, k›z›lc›k. Türkçe’de eskiden beri görülen bir isimden isim yapma ekidir. ‹flleklik
Ekin sevgi fonksiyonu özellikle hitaplarda sonuna iyelik eki getirilerek sahas› genifl olmamas›na ra¤men verimli bir ektir. Tahsin Banguo¤lu bu
daha belirginleflmektedir: Anneci¤im, ablac›¤›m, kardeflçi¤im gibi. ekin bir birleflik oldu¤unu belirtir: ¯da+efl.

Kifli adlar›nda küçültme anlam› kuvvetlidir: Ayflecik, Mehmetçik, Osman- Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesi’nde ek ¯dafl/¯defl/¯tafl/¯tefl fleklin-
c›k. de idi: Kar›ndafl, ayaktafl, sözdefl, koldafl. Eski Anadolu Türkçesi’nden
sonra çok flekillili¤ini kaybetmifl ve son zamanlara kadar ¯dafl olarak
S›fatlar›na gelince küçültme anlam› kuvvetlenir: K›sac›k, incecik, ufac›k kullan›lm›flt›r. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde ise sesli ve sessiz uyumu-
(< ufak+c›k), küçücük (< küçük+cük), minicik. na ba¤l› olarak çok flekillilik gösterir.
b) Hastal›k adlar› yapar: H›yarc›k, arpac›k, y›lanc›k, kabarc›k, k›zam›k- Fonksiyonu ^tibår›yle efllik, ortakl›k, mensbiyet ve ba¤l›l›k ifåde eden
ç›k. isimler yapar. Ekin as›l fonksiyonu efllik, ortakl›k bildirmektir. Mensbi-
c) Hayvan adlar› yapar: Yusufçuk, Süleymanc›k, tatarc›k. yet ve ba¤l›l›k ifådesi sonradan ortaya ç›km›flt›r: Arkadafl, yoldafl, vatan-
dafl, meslektafl, soydafl, ›rktafl, kar›ndafl (> kardafl > kardefl), addafl > adafl,
d) Yer adlar› yapar: Gölcük, Ç›narc›k, Kalecik, Ayvac›k, Kuzguncuk. s›rdafl, dindafl, yandafl, åfl›ktafl, ülküdafl; halk a¤z›nda. evdefl.
Båz› misallerde kelime ile ek aras›na vokal girmifltir: Biricik, darac›k, az›- Bu ekle yeni kelimeler de türetilmifltir: Yurttafl, ça¤dafl, duygudafl, türdefl.
c›k.
Båz› dilbilgisi terimleri de bu ekle yap›lm›flt›r: Anlamdafl "efl anlaml›",
Arapça’da küçültme anlam› tafl›yan kelimeler Türkçe’de bu ekle karfl›- sestefl¯sestafl "efl sesli".
lanm›flt›r: Nüveyt / çekirdekçik, cüseym / cisimcik, uzeyn / kulakç›k.

-d›r›k / -dirik / -duruk / -dürük


-c›l / -cil / -cul / -cül / -ç›l / -çil / -çul / -çül
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu’na göre
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Eski Türkçe’de ¯ç›l/¯çil flek- durmak fiilinden "tutan" anlam›nda bir birleflikten meydana gelmifl ol-
linde idi: Yagmurç›l, tüpüçil. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde sesli uyu- mas› muhtemeldir.
muna ba¤l› olarak çok flekillilik gösterir. Ekin c’li ve ç’li flekilleri birlikte
kullan›l›r. Çeflitli fonksiyonlar› vard›r: Fonksiyonu ^tibåriyle ålet, organ isimleri ve nesne isimleri yapar. Eski
Türkçe’de gömüldürük "at koflumunda eyerin geriye kaymamas› için
a) Bir fleye düflkünlük belirten s›fatlar yapar: Evcil, bencil, anac›l, baba- hayvan›n gö¤süne ba¤lanan enli kay›fl", o¤ulduruk "döl yata¤›", e¤indirik
c›l, adamc›l, insanc›l, kurakç›l, tuzcul, sucul, ça¤c›l "ça¤›n yeniliklerine "çabuk eskimemesi için elbise ve gömlek yakalar›na konan astar". Eski
düflkün". Anadolu Türkçesi’nde burunduruk "burunluk" kelimeleri mevcuttur. Gü-
b) Benzetme ifåde eden s›fatlar yapar: Akç›l, k›rç›l, gökçül. nümüz Türkiye Türkçesi’nde boyunduruk, halk a¤z›nda çi¤indirik "omuz-
luk" ve cibindirik "cibinlik" kelimeleri bulunmaktad›r.
c) Hayvan adlar› yapar: Bal›kç›l, tavflanc›l, y›lanc›l.
Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesi’nde kullan›lan kelimeleri de bu-
d) Sådece ölümcül kelimesinde di¤erlerinden farkl› bir fonksiyonu var- gün halk a¤z›nda görmekteyiz.
d›r. "Ölüm hålinde, ölümle sona eren" anlam›na gelmektedir.
Terim yapma konusunda ifllektir: Etçil zoo. "etle beslenen", böcekçil zo-
o. "böcek yiyen hayvan veya bitki", çürükçül biyo. "do¤al olarak hayvan -ga / -ge
ve bitki kal›nt›lar›n›n üzerinde yaflayan ve onlar›n çürümesine yol açan ‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Eski Türkçe’de bu ekle ya-
bitki ve organizmalar, saprofit", kumcul bota. "kumlu topra¤› seven", ot- p›lm›fl dizge "dizin alt›na veya üstüne ba¤lanan çorap ba¤›" kelimesi
çul zoo. "otla beslenen hayvan", tanecil zoo. "tah›lla beslenen", nemcil mevcuttur ve günümüzde halk a¤z›nda yaflamaktad›r.
bota. "nemli yerden hofllanan bitki, hidrofil", öncül mant›k. "k›yas iflle-
minde kendilerinden sonuç ç›karmak için kullan›lan önermelerden her Muharrem Ergin’e göre bu ekin kökün d›fl›ndakini ifåde fonksiyonu var-
biri", dilb. "merci". d›r. Özge "baflka".
Yabanc› kelimelere karfl›l›k olarak yeni kelimeler türetilmifltir: Duyarga
"istakoz, karides, yengeç gibi hayvanlar›n ve böceklerin bafllar›n›n ön
– 1400 –
k›sm›nda bulunan bir veya iki çift boynuz durumunda duyu organ›, an- a) ‹simlerden kendinde bulundurma, kapsama ifåde eden såhiplik isim-
ten, låmise", genelge "bir konu hakk›nda bütün ilgililere gönderilen yaz›, leri yapar: Bafll›, boyal›, düflünceli, kilitli, sulu, köpüklü, anlay›fll›, güçlü,
tåmim", imge "hayal, düfl, imaj". öfkeli, varl›kl› vb.
b) Yer, kurulufl, flehir vb. isimlerinden ba¤l›l›k isimleri yapar: Ankaral›,
-gan / -gen
köylü, flehirli, liseli, Osmanl›, mektepli vb.
Birbirine yak›n veya z›t iki kelimede çift olarak kullan›lan bu ek bir ara-
Türkçe’de böyle bir isimden isim yapma eki yoktur. Yunanca gønia "kö-
da bulunma ifåde eder: ‹rili ufakl›, sa¤l› sollu, büyüklü küçüklü vb.
fle" kelimesinden geldi¤i düflünülmektedir. Ayr›ca ekin Türkçe as›ll› ol-
mad›¤› ses uyumuna ba¤l› olmay›fl›ndan da bellidir. Ancak dilimizde bu Yabanc› kelimelerin eklerinin ve kendilerinin Türkçeleflmesinde kulla-
ekle yanl›fl olarak türetilmifl kelimeler vard›r: Alt›gen, beflgen, sekizgen, n›lm›flt›r. Arapça ön tak›lar tafl›yan kelimelerin bir k›sm› bu ekle Türkçe-
üçgen, çokgen. lefltirilmifltir: K›ymetli "z^k›ymet", nüfuzlu "z^nüfuz", canl› "z^hayat" vb.
Arapça nispet eki de genellikle bu ekle karfl›lanm›flt›r: Èranl› "Èrån^", Selçuk-
-k
lu "Selçk^", kas›tl› "kasd^", yat›l› "leyl^", yerli "mahall^", sözlü "flifåh^" vb.
Båz› Arapça kelimeler yine bu ekle Türkçelefltirilmifltir: Elemli "el^m",
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Fonksiyonu ^tibåriyle kü-
zararl› "muz›r", rahmetli "merhum", suçlu "mücrim", istekli "tålip", öfke-
çültme ifåde eder. Bebek (< bebe¯k), topuk (< top¯u¯k) kelimeleri bu ekle
li "gazup" vb.
yap›lm›flt›r.
Farsça ¯kår, ¯dår ve ¯ger eklerinden bir k›sm› bu ekle karfl›lanm›flt›r:
Günümüz Türkiye Türkçesi’nde bu ekle terimler de türetilmifltir: Alt›k
Azimli "azimkår", vefål› "vefakår", sevdål› "sevdåger", naml› "namdar",
mant›k. "konu ve yüklemi ayn› olup nitelikte de¤il fakat nicelikte de¤i-
månål› "månidar", ilgili "alåkadar" vb.
flen, yani biri tümel, öteki tikel olan iki önerme aras›ndaki iliflki, mü-
tedåhil", ba¤›fl›k t›p. "båz› mikroplara karfl› direnç kazanm›fl olan, muaf". Bu ekle yanl›fl olarak türetilmifl göreli "izåf^, rölatif" kelimesi vard›r.
Türkçe’de tak›dan sonra yap›m eki getirilemez. Ancak kelime kabul gör-
müfltür ve kullan›lmaktad›r.
-l

-l›k / -lik / -luk / -lük


‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Muharrem Ergin’e göre
¯s›l/¯sil ekinden gelmektedir. Tahsin Banguo¤lu ise ¯g›l/¯gil ekinden gel-
mifl olabilece¤ini söylemektedir. ‹fllek olan ve yayg›n olarak kullan›lan bir isimden isim yapma ekidir. Es-
ki Türkçe’de ek dört flekilli idi. Eski Anadolu Türkçesi’nde sådece düz
Fonksiyonu ^tibåriyle benzerlik ifåde eder ve yeni kelime türetmede çok
flekilleri kullan›lm›flt›r: Yazl›k, günlik vb. Osmanl› Türkçesi’nde ek yine
kullan›lm›flt›r:
dört flekilli olmufltur. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde de ¯l›k / ¯lik / ¯luk
a) ‹simden isim yapar: Dördül, buzul, tafl›l. / ¯lük olarak kullan›lmaktad›r.
b) ‹simden s›fat yapar: Yeflil (< yafl¯›¯l), anayasal, diflil, eril, ikil, ikincil, Fonksiyon ^tibåriyle çeflitlilik gösterir.
üçüncül, birincil, ›s›l, do¤al, nesnel.
a) Soyut isimler yapar: Güzellik, çirkinlik, küçüklük, derinlik, han›ml›k,
c) Hem isim hem s›fat yapar: Tekil, ço¤ul. ba¤l›l›k, uyuflukluk, ikilik, iyilik, kötülük vb. Ekin as›l fonksiyonu budur.
Di¤er fonksiyonlar› sonradan ortaya ç›km›flt›r.
Bunlardan bir k›sm› terim olarak kullan›lm›flt›r: Dördül edeb. "rubå^", di-
flil dilb. "müennes", eril dilb. "müzekker", tekil dilb. "müfret", ço¤ul b) Somut isimler yapar: Yolluk, harçl›k, korkuluk vb.
dilb. "cemi", ›s›l fizik. "›s›yla ilgili".
c) Yer isimleri yapar: Kitapl›k, samanl›k, kömürlük, odunluk vb. Bir nes-
Birleflik kelime fonksiyonunda terimler de yap›lm›flt›r: Ana erkil sosyo. nenin bol bulundu¤u yeri gösteren isimler yapar: Tafll›k, a¤açl›k, orman-
"måderflåh^", ata erkil sosyo. "pederflåh^". l›k, güllük vb. Memleket, semt vb. isimleri yapar: Arnavutluk, Ayval›k, Et-
lik vb.
Bu ekle yanl›fl olarak türetilmifl nicel, nitel ve öncel kelimeleri vard›r.
Zarftan s›fat yap›lamayaca¤› için bunlar do¤ru türetme de¤ildir. d) Ålet ve eflya isimleri yapar: Bafll›k,kulakl›k, gözlük, günefllik, gecelik,
tuzluk, ya¤murluk vb.

-lak / -lek
e) Bir özelli¤i, bir niteli¤i ortaya ç›karan isimler yapar: Anal›k, evlatl›k,
kardefllik, erkeklik, kad›nl›k, bekårl›k vb.
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu’na göre
f) Topluluk isimleri yapar: Gençlik, Türklük, insanl›k vb.
¯le¯ isimden fiil yapma eki ile ¯ik ekinin birleflmesiyle oluflmufltur. ¯ik
ekindeki i sesi düflmüfltür. g) ‹simlerden s›fat yapar: Günlük, ayl›k, dolmal›k, kiral›k, odal›k, bayram-
l›k, hediyelik vb.
Fonksiyonlar› çeflitlidir:
h) Meslek isimleri yapar: Doktorluk, ebelik, esnafl›k vb.
a) Organ ismi yapar: G›rtlak.
›) Rütbe ve makam isimleri yapar: Muhtarl›k, imaml›k, vålilik vb.
b) S›fat yapar: Çaylak.
i) ¯ci ekiyle birlikte siyås^ ve felsef^ ak›m ve inan›fl isimlerini yapar: Mil-
c) Afla¤›lama belirten s›fat yapar: Ödlek, torlak "terbiye görmemifl".
liyetçilik, Türkçülük, ›rkç›l›k, maddecilik vb.
Bu ek båz› misallerde çekim ekinden sonra gelmektedir: Gündelik, ondal›k.
-lay›n / -leyin
Yabanc› kelime ve eklerin Türkçeleflmesinde kullan›lm›flt›r: Elçilik
Eskiden çekim eki olarak kullan›lan daha sonra kal›plaflarak yap›m eki "sefåret", azl›k "k›llet", çokluk "kesret", yararl›k "liyåkat", delilik "cinnet" vb.
håline gelmifl bir isimden isim yapma ekidir. ‹simden fiil yapma eki olan
Arapça ¯iyyet ekini ve bu ekle yap›lm›fl båz› kelimeleri Türkçelefltirmekte
¯la¯/¯le¯ ile ¯›/¯i gerundium ekinin birleflmesi ve daha sonra ¯n instru-
kullan›l›r: Kiflilik "flahsiyet", kesinlik "kat’iyyet", bolluk "mebzl^yyet", mu-
mental ekinin de ilåvesiyle ¯lay›n/¯leyin fleklini alm›flt›r. ¯y¯ yard›mc› ses-
afl›k "muafiyyet", memnunluk "memnniyyet", meflruluk "meflruiyet" vb.
tir. Eski Türkçe’de gerundiumun ¯u/¯ü flekliyle, ¯layu/¯leyü olarak kulla-
n›lm›flt›r. Daha sonra buna ¯n instrumental eki de ilåve edilmifl ve ek Arapça nispet ekini ve bu ekle yap›lm›fl båz› kelimeleri Türkçelefltirmek-
sesli uyumuna ba¤lanm›flt›r. te kullan›l›r: Günlük "yevm^", y›ll›k "senev^", özlük "zåt^", afla¤›l›k "süfl^",
dünyål›k "dünyev^", fazlal›k "fuzl^" vb.
Eski Anadolu Türkçesi’nde "gibi" ve "göre" anlam›nda bir çekim eki ola-
rak kullan›lm›flt›r: Sulay›n, elmalay›n. Yine bu devrede buyru¤›nlay›n ke- Bu ekle yanl›fl olarak türetilen görelik "izåfet" kelimesi vard›r. Türkçe’de
limesinde ekin iyelik ekinden sonra da gelebildi¤ini görmekteyiz. Os- tak›dan sonra yap›m eki getirilemez. Ancak kelime kabul görmüfltür ve
manl› Türkçesi’nde benzerlik ifådesi için kullan›lm›flt›r: Bülbülleyin. Sa- kullan›lmaktad›r.
y› isimleriyle kullan›ld›¤›nda "¯nci olarak ¯nci defa" anlam› verirdi: ‹kile-
yin "ikinci defa". Bat› Türkçesi’nde ek çekim eki olmaktan ç›km›fl, birkaç
örnekte kal›plaflarak sadece bir yap›m eki olarak kalm›flt›r: Sabahleyin, -m
ö¤leyin (< ö¤le¯leyin), akflamleyin, geceleyin, gündüzleyin. Günümüz Tür-
Türkçe’de böyle bir isimden isim yapma eki bulunmamaktad›r. Ancak
kiye Türkçesi’nde y sesinin etkisiyle ekin yaln›zca ince flekilleri kullan›l-
son zamanlarda bu ekle birim, ba¤›ml›, ba¤›ms›z, ›fl›n›m, ortam ve yüküm
maktad›r.
"mükellefiyet" kelimeleri türetilmifltir. Bunlar› yanl›fl türetme olarak ka-
bul etmek yerinde olacakt›r.
-l› / -li / -lu / -lü
Çok ifllek olan bir isimden isim yapma ekidir. Eski Türkçe’den beri yay- -man / -men
g›n olarak kullan›lm›flt›r. Bu devrede ek ¯l›g/¯lig/¯lug/¯lüg fleklindeydi. Ba-
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir.
t› Türkçesi’ne geçerken, Eski Türkçe’deki iki ve daha çok heceli kelime-
lerin sonunda bulunan g’ler düfltü¤ü için bu ekin sonundaki g sesi de Fonksiyonu ^tibåriyle benzerlik ve mubalå¤a ifåde eder: Karaman "çok
düflmüfltür. Düflme neticesinde ekin sesli harfi yuvarlaklaflm›flt›r: Yafllu, kara", Türkmen "çok kuvvetli koca Türk", dikmen "sivri tepe", kocaman,
dikenlü, kaygulu, evlü, a¤r›lu. Bu yuvarlaklaflma kal›plaflm›fl olarak günü- kölemen "kölelerden kurulan asker s›n›f›", küçümen (< küçük¯men), ak-
müzde düz sesli bulunan båz› kelimelerde de görülmektedir: Devletlü, man, gökmen halk a¤z›. "gö¤e benzer, mavi gözlü kimse", sarman (< sa-
haflmetlü, izzetlü vb. Ekin düz flekilleri daha sonra Osmanl› Türkçesi için- r›¯man).
de ortaya ç›km›flt›r. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde ek çok flekillidir.
Ekin as›l fonksiyonu vas›f isimleri yapmakt›r. S›fat eki olarak da adland›r›l›r.
– 1401 –

-ms› / -msi / -msu / -msü Båz› ifådeleri Türkçelefltirmekte de yine bu ekten yararlan›lm›flt›r: Ter-
liksi "mütesåviyülehdab".
‹flleklik sahas› sonradan genifllemifl olan bir isimden isim yapma ekidir.
¯s›/¯si ekinin m sesi ile birleflmesinden oluflmufltur. Eski Anadolu Türk-
çesi’nde sadece düz flekilleri vard›r. Daha sonra sesli uyumuna ba¤lan- -s›l / -sil / -sul / -sül
m›flt›r. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde dört flekli de kullan›lmaktad›r.
‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Fonksiyonu ^tibåriyle ben-
Fonksiyonu ^tibåriyle "benzerlik, gibilik" ifåde eder: A¤ac›ms›, duvar›m- zerlik, ilgi ifåde eden isimler yapar: Yoksul, vars›l.
s›, ketenimsi, kulübemsi vb.
a) Ço¤unlukla renk isimlerine getirilir: K›rm›z›ms›, sar›ms›, yeflilimsi, mo-
rumsu, måvimsi, pembemsi vb. -s›z / -siz / -suz / -süz

b) Tat bildiren kelimelerde de kullan›ld›¤›n› görmekteyiz: Ac›ms›, tatl›m- ‹fllek olan bir isimden isim yapma ekidir. Eski Türkçe’de ek dört flekilli
s›, ekflimsi, tuzlumsu. idi. Eski Anadolu Türkçesi’nde ise sådece yuvarlak flekilleri vard›: Sen-
süz, kardaflsuz, ragbetsüz, cansuz vb. Osmanl› Türkçesi’nde yine dört fle-
killi olarak kullan›lm›flt›r. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde de ek dört fle-
-mt›rak killidir.

Bat› Türkçesi’nin sonlar›nda ortaya ç›km›fl olan bir isimden isim yapma Fonksiyonu ^tibåriyle olumsuzluk ifåde eden isim ve s›fatlar yapar. ¯l› /
ekidir. Eski Anadolu Türkçesi’nde kullan›lan ¯mt›/¯mti veya ¯mt›k/¯mtik ¯li / ¯lu / ¯lü eki alm›fl kelimelerin olumsuzu bu ekle yap›l›r:
ile ¯rak/¯rek ekinin birleflmesinden oluflmufltur. Günümüz Türkiye Türk- a) ‹simlere gelerek s›fat yapar: Kolsuz, tats›z, çoraps›z, iflsiz, duygusuz, iç-
çesi’nde ekin sadece kal›n flekli kullan›lmaktad›r. kisiz, görgüsüz, sonsuz, mant›ks›z, ölçüsüz, kans›z, korkusuz vb.
Fonksiyonu bak›m›ndan "benzerlik, gibilik" ifåde eder: b) S›fatlara gelerek yine s›fat yapar: Uygunsuz, hoflnutsuz, halk a¤z›.
a) Ço¤unlukla renk isimlerine getirilir: K›rm›z›mt›rak, sar›mt›rak, yeflilim- mümkünsüz.
t›rak, beyaz›mt›rak vb. c) Hem s›fat hem de isim olarak kullan›lan kelimeler yapar: Öksüz, evsiz.
b) Tat bildiren kelimelerle de kullan›lmaktad›r: Ac›mt›rak, ekflimt›rak vb. d) ‹kilemeler yapar: Anas›z babas›z, uçsuz bucaks›z, tats›z tutsuz, ipsiz
saps›z, iflsiz güçsüz vb.

-nc› / -nci / -ncu / -ncü Ekin Eski Anadolu Türkçesi’nde ve günümüz Türkiye Türkçesi’nde iye-
lik ekinden sonra da gelebildi¤ini båz› örneklerde görüyoruz: Buyru¤›n-
Eskiden beri kullan›lan ve ifllek olan bir isimden isim yapma ekidir. Es- suz, babams›z, annemsiz.
ki Türkçe’de ek ¯nç fleklindeydi: Biflinç "beflinci", alt›nç, üçünç vb. Bat›
Türkçesi’nde sonuna i sesi eklenmifl ve ¯nçi olmufltur. Bu i sesi, iyelik Båz› Arapça eklerin (lå¯, bilå¯) ve båz› Farsça eklerin (b^¯, nå¯) bu ekle
ekinin kal›plaflmas›yle ve ikinti "ikinci" kelimesinin sonundaki i’nin etki- Türkçelefltirildi¤ini görüyoruz: Ölümsüz "låyemut", ücretsiz "b^laücret",
siyle ortaya ç›km›flt›r. Her iki flekil de Eski Anadolu Türkçesi’nde kulla- yetersiz "nåkåfi", tarafs›z "b^taraf" vb.
n›lm›flt›r (¯nç, ¯nçi). Daha sonra sedal›laflma sonucunda ek ¯nci fleklini Arapça gayr kelimesiyle yap›lan tamlamalar ve terimler bu ekle Türkçe-
alm›flt›r. Osmanl› Türkçesi’nin sonlar›na kadar i sesi aynen muhafaza lefltirilmifltir: S›n›rs›z "gayr›mahdut", düzensiz "gayr›muntazam", bak›-
edilmifl hatta yard›mc› sesi de dåima düzlefltirmifltir: Dördinci, üçinci fl›ms›z mat. "gayr›münenåz›r, asimetrik".
vb. Daha sonra yard›mc› ses ve ekte bulunan i sesi düzlük yuvarlakl›k
uyumuna ba¤lanm›flt›r. Båz› yabanc› kelimelere bu ekle karfl›l›klar türetilmifltir: Olumsuz
"menf^", sessiz "såmit, consonne", belirsiz "nekre, indéfini" vb.
Ek, sesli harfle biten say› isimlerine do¤rudan do¤ruya, sessiz harfle bi-
tenlere ise yard›mc› sesle ba¤lan›r: ‹kinci, üçüncü vb. Yeni kelimelerde de olumsuzluk ifådesiyle kullan›lm›flt›r: Eflitsiz, geçer-
siz, yarars›z, tutuksuz vb.
Fonksiyonu ^tibåriyle as›l say› isimlerinden s›ra, derece ifåde eden say›
isimleri yapar: Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beflinci, onuncu, yüzün-
cü, alt›nc›, yedinci, sekizinci, dokuzuncu vb. -flar / -fler
Say› isimleri d›fl›nda sonuncu ve soru ifåde eden kaç›nc› kelimelerinde Say›larda kullan›lan bir isimden isim yapma ekidir. Bu ek asl›nda ¯ar/¯er
bulunmaktad›r. fleklinde idi. ¯flar/¯fler flekli ise hece bölünmesiyle ortaya ç›km›flt›r
(befl¯er, be¯fler). Eski Türkçe’de ek ¯ar/¯er/¯rar/¯rer olarak kullan›l›yordu.
Bu ¯rar/¯rer eki de hece bölünmesiyle oluflmufltur. Sonradan yerini
-rak / -rek ¯flar/¯fler ekine b›rakm›flt›r. Sesli harfle biten say›lara getirilir.
Eskiden ifllek olan, Bat› Türkçesi’nde ise bu ifllekli¤ini kaybetmifl bir Fonksiyonu ^tibåriyle say› isimlerinden ülefltirme say› isimleri yapar: ‹ki-
isimden isim yapma ekidir. Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesi’nde fler, alt›flar, yedifler, ellifler vb.
yayg›n olarak kullan›lm›flt›r: Artukrak "daha fazla", görklürek "daha gü-
zel", yahfl›rak "daha iyi", yigrek "daha iyi" vb.
Eski Anadolu Türkçesi’nde ekin kal›n fleklindeki k sesi zaman zaman h -fl›n / -flin
ve ¤’ye çevrilmifltir: Yahfl›rah, artukra¤. Renklerde kullan›lan bir isimden isim yapma ekidir. ‹fllek de¤ildir.
Fonksiyon ^tibåriyle çokluk ifåde eden bir karfl›laflt›rma ekidir. Ancak Fonksiyonu ^tibåriyle benzerlik ifåde eder: Gökflin, akfl›n, karafl›n, sar›fl›n.
günümüzde daha çok benzerlik, gibilik ifådesiyle halk a¤z›nda yaflamak-
tad›r: Yigrek kelimesi günümüz Türkiye Türkçesi’nde ye¤rek olarak ayn›
anlamda karfl›laflt›rma ifådesiyle kullan›lmaktad›r. Ac›rak "ac› gibi", afla- -t
¤›rak, tezrek, ufarak (< ufak+rak), küçürek (< küçük+rek), siyahrak, sar›-
rak, eksirek, k›sarak. ‹fllek olmayan bir isimden isim yapma ekidir. Fonksiyonu ^tibåriyle
denklik ifåde eder: Yafl›t, eflit.
Bu ekle farkl› fonksiyonlarda yeni kelimeler de türetilmifltir: Somut, dö-
-sal / -sel lüt "cenin", karfl›t, boyut. Boyut kelimesi Arapça buud kelimesine benze-
Eskiden ifllek olmayan daha sonralar› ifllek håle gelen bir isimden isim tilerek türetilmifltir.
yapma ekidir.
Fonksiyonu ^tibåriyle çeflitlilik gösterir: -t› / -ti / -tu / -tü
a) Yer ifåde eden isim yapar: Kumsal. Tabiat taklidi isimlerle kullan›lan bir isimden isim yapma ekidir. Eski
b) Åitlik, ilgili olma ifåde eden s›fatlar yapar. Nispet eki fonksiyonunda Türkçe’de ve Eski Anadolu Türkçesi’nde sadece ¯d›/¯di flekilleri vard›.
kullan›l›r: Duygusal, fiziksel, içsel, kimyasal, küresel, ifllevsel, dinsel, fliir- Daha sonra t’li flekiller ortaya ç›km›fl ve ekin sesli harfi de uyuma ba¤-
sel, dåiresel, geleneksel vb. lanm›flt›r. d’li flekilleri günümüzde kullan›lmamaktad›r: Gümbürtü, c›v›l-
t›, fl›r›lt›, horultu, pat›rt›, par›lt›, p›r›lt›, gürültü, flang›rt›, homurtu vb.

-s› / -si / -su / -sü


-z
Eski Türkçe’den beri var olan günümüzde ifllek olarak kullan›lan bir
isimden isim yapma ekidir. Muharrem Ergin’e göre Eski Türkçe’deki Say›larda kullan›lan bir isimden isim yapma ekidir. Sesli harfle biten sa-
¯s›g/¯sig ekinden ¯g düflmesiyle oluflmufltur. Tahsin Banguo¤lu da isim- y›lara do¤rudan do¤ruya, sessiz harfle bitenlere de yard›mc› ses ilåve-
den fiil yapan ¯si¯ eki ile ¯ig ekinin birleflmesinden olufltu¤unu belirtir. siyle getirilir. Yard›mc› ses eskiden beri sesli uyumuma ba¤l› olarak kul-
Daha sonra ¯g sesi düflmüfltür. Eski Anadolu Türkçesi’nde ekin sådece lan›lm›flt›r.
düz flekilleri vard›r: Ayruks› (ayruhs›), artuks›. Fonksiyonu ^tibåriyle say› isimlerinden topluluk say› isimleri yapar.
Fonksiyonu ^tibåriyle benzerlik ifåde eden s›fatlar yapar: Kad›ns›, çocuk- On’dan sonraki say›lara getirilmez. Topluluk ifådesi olmayaca¤› için bir
su, erkeksi, hayvans›, maymunsu, üzümsü vb. say›s›nda ve sonlar› z sesiyle bitti¤i için sekiz ve dokuz say›lar›nda kul-
lan›lmaz. Dört say›s›nda iki sesli harf aras›nda kalan t sessizi d sessizi-
Nispet eki alm›fl kelimeleri Türkçelefltirmekte kullan›lm›flt›r: Örümceksi ne dönüflür: Dördüz. Bu ekle yap›lm›fl di¤er say›lar, ikiz, üçüz, dördüz,
"ankebt^", kalkans› "derek^", flekersi "sükker^", a¤s› "flebekev^", mantar- befliz, alt›z, yediz, onuz’dur.
s› "kem’ev^", kirpiksi "hedeb^", kozalaks› "sanavber^" vb.
– 1402 –

L ‹ S T E 2 . ‹simden fiil yapma ekleri

-a- / -e- -k›r- / -kir- / -kur- / -kür-


Fazla ifllek olmayan ve båz› kelimelerde görülen bir isimden fiil yapma Ses taklidi kelimelerden fiil yapan bir ektir. Tahsin Banguo¤lu’na göre
ekidir. Türkçe’de bafllang›çtan beri vard›r ve hiç de¤iflmemifltir. Eski ¯ir¯ isimden fiil yapma ekinin iki heceli bir ismin sonuna gelen ¯k ile bir-
Türkçe’de daha ifllek durumda idi. Sonradan örnekleri azalm›flt›r. ‹sim- leflmesiyle meydana gelmifl olmal›d›r: Sümkürmek (< sümük¯ür¯mek).
lerden olma veya yapma ifåde eden fiiller yapar: Kanamak, kapamak (<
Fonksiyonunda olma veya yapma ifådesi vard›r: Hayk›rmak, h›çk›rmak,
kap›g+a¯mak), tünemek, boflamak, adamak (< at+a¯mak) türemek, buna-
çemkirmek, f›flk›rmak, püskürmek, tükürmek vb.
mak, k›namak, denemek (< ten¤+e¯mek), benzemek (< beñiz+e¯mek), oy-
namak (< oyun+a¯mak), u¤ramak (< u¤ur+a¯mak), yarl›gamak (< yar-
-l-
l›k+a¯mak) vb.
Bu ek Arapça kelimelere de nådir olarak gelmektedir: Harcamak gibi.
Eski Türkçe’den beri kullan›lan bir isimden fiil yapma ekidir. Muharrem
Ergin, fiilden fiil yapma eki olan ¯l¯ ile isimden fiil yapma eki ¯l¯’nin kar›fl-
-al- / -el-
m›fl olabilece¤ini belirtir. Fiilden fiil yapma eki olan ¯l¯, benli¤ini kaybe-
derek båz› örneklerde isimden fiil yapma eki fleklinde kalm›fl olabilir,
Eskiden beri kullan›lan ve ifllek olmayan isimden fiil yapma eklerinden- demektedir. Ancak Türkçe’de bafllang›çtan beri isimden fiil yapma eki
dir. Genellikle s›fatlardan fiil yapar. Tahsin Banguo¤lu’na göre bu birle- ¯l¯’nin bulundu¤unu da ifåde eder.
flik, ¯e¯ fiilllerinden edilgen fiiller anlat›m›n› tafl›maktad›r. Bu ekte de
Fonksiyonu ^tibåriyle, båz› s›fatlardan olma ifådesi tafl›yan fiiller yapar:
bafllang›çtan beri hiç bir de¤ifliklik olmam›flt›r.
K›salmak, kocalmak, incelmek, sivrilmek.
Bu ekle yap›lan fiiller yaln›zca olma ifåde ederler: Dikelmek, bunalmak,
boflalmak, azalmak, düzelmek, daralmak, sertelmek, sa¤almak, kartal-
mak, gencelmek, dincelmek, dinelmek, yönelmek, körelmek, flenelmek, -la- / -le-
ço¤almak (< çok+al¯mak) vb.
En ifllek olan isimden fiil yapma ekidir. Eski Türkçe’den beri kullan›lm›fl-
t›r. Eski Anadolu Türkçesi’nde tanlamak "flaflmak", günülemek "dediko-
-ar- / -er-
du yapmak" fiillerinde vard›r. ‹fllekli¤i son zamanlarda çok artm›flt›r. Çe-
kim s›ras›nda ekin sesli harfi de¤iflmektedir: Bafll›yor, kilitliyor vb. An-
Türkçe’de eskiden beri görülen ve ifllek olmayan bir isimden fiil yapma cak bu de¤ifliklik ekin bünyesi ile ilgili de¤ildir.
ekidir. Muharrem Ergin, Eski Türkçe’de bu ekin yan›nda bir de
Fonksiyonu ^tibåriyle çeflitlilik gösterir:
¯gar¯/¯ger¯ eki oldu¤unu, Bat› Türkçesi’nde g sesinin düflmesiyle
¯ar¯/¯er¯ fleklini ald›¤›n› ve bu iki ekin kar›flarak tek ek oldu¤unu söyle- a) Genel olarak yapma veya olma ifåde eden fiiller yapar: Bafllamak, tafl-
mektedir. Tahsin Banguo¤lu ise, ¯e¯ fiillerine ettirgen görünüflü veren lamak, avlamak, yavrulamak, karfl›lamak, kilitlemek, tuzlamak, gecele-
¯ir¯ ekinin kaynaflmas›yle meydana gelmifl bir birleflik say›labilece¤ini mek, gözlemek, sabunlamak vb.
ifåde eder. Daha çok renk isimlerinden fiil yapmakta kullan›l›r. Renk
b) Türkçe’ye yabanc› dillerden geçmifl kelimelerden fiiller yapar: Mufltu-
isimlerinden yaln›z olma ifåde eden, di¤er isimlerden ise båzan olma,
lamak, flartlamak, kefenlemek, sabahlamak, haklamak, vidalamak, gaz-
båzan yapma ifåde eden fiiller yapar:
lamak, ferahlamak vb.
a) Renk isimleriyle: A¤armak (< ak+ar¯mak), bozarmak, morarmak, ye-
c) Ses taklidi kelimelerden fiiller yapar: Çatlamak, patlamak, f›rlamak,
flermek (< yafl+ar¯mak), sararmak (< sar›g+ar¯mak), kararmak (< ka-
hoplamak, hortlamak, havlamak, g›daklamak, üflemek, v›zlamak vb.
ra+ar¯mak) gö¤ermek (< gök+er¯mek).
d) Mecaz anlaml› fiiller yapar: ‹plemek, sepetlemek, çuvallamak, kaz›kla-
b) Di¤er isimlerle: Yaflarmak, suvarmak (<suv+ar¯mak), otarmak, ever-
mak vb.
mek, baflarmak, tozarmak, pusarmak.
e) S›fatlardan da fiil yapar: A¤›rlamak, serinlemek, temizlemek, hafifle-
Eski Anadolu Türkçesi’nde ve a¤›zlarda r¯l de¤iflmesi yüzünden saral-
mek, genifllemek vb.
mak, karalmak flekilleri oluflmufltur.
Dar sesliyle biten iki heceli köklere geldi¤inde orta hece düflmesi mey-
Bu ekle son zamanlarda önermek, önerti ve önerge kelimeleri türetilmifltir.
dana gelir ve ek tek heceli bir köke getirilmifl gibi görünür: S›z›lamak >
s›zlamak, inilemek > inlemek.
-da- / -de- / -ta- / -te- Ayr›ca k›flla, yayla kelimelerinde sondaki g sesinin düflmesiyle isimden
isim yapma eki gibi görünmektedir: k›flla (< k›fl¯la¯g), yayla (<
Türkçe’de eskiden beri görülen bir isimden fiil yapma ekidir. Ses taklidi
yay(z)¯la¯g).
(yans›ma) kelimelerden fiil yapmakta ifllek olarak kullan›lmaktad›r. Di-
¤er isimlerden fiil yapmakta ise canl›l›¤›n› kaybetmifltir ve çok az örne- Bu ekle yap›lan båz› fiiller kökün anlam›ndan uzaklaflm›flt›r: Atlamak,
¤i vard›r. Eski Türkçe’de ekin hem d’li hem t’li flekilleri mevcuttu. t’li yoklamak, saplamak.
flekli Bat› Türkçesi’nde sådece istemek fiilinde yaflamaktad›r. Ancak fi-
Yard›mc› fiil alarak dilimize yerleflmifl båz› Arapça kelimelerin Türkçelefl-
ilin asl› iz¯de¯mek’tir. Dolay›s›yle ek de ¯te¯ de¤il ¯de¯’dir. Günümüz Tür-
tirilmesini sa¤lar: Yorumlamak "tefsir etmek", çözümlemek "halletmek",
kiye Türkçesi’nde yaln›zca d’li flekilleri kullan›lmaktad›r.
yay›mlamak "neflretmek", bölümlemek "tasnif etmek", aç›klamak "^zah
Ses taklidi (yans›ma) kelimelerden olma ifåde eden fiiller yapar: Horul- etmek", sorgulamak "istintak etmek", belgelemek "tevsik etmek" vb.
damak, gürüldemek, çat›rdamak, f›s›ldamak, flak›rdamak, gümbürdemek,
Bu ekle yanl›fl olarak türetilmifl yinelemek fiili vard›r. Yine kelimesi zarf
fl›r›ldamak, par›ldamak.
oldu¤u ve zarftan sonra isimden fiil yapma eki gelemeyece¤i için do¤ru
Di¤er isimlerden yapma ifåde eden fiiller yapar: Aldamak "al: hile, çåre; bir türetme de¤ildir.
aldamak: hile yapmak" [halk a¤z›nda yaflamaktad›r] ba¤damak "birkaç
fleyi birbirine geçirerek ba¤lamak", istemek (< iz¯de¯mek), ündemek
"seslenmek" [halk a¤z›nda yaflamaktad›r]. -lan- / -len-
‹fllek olarak kullan›lan bir isimden fiil yapma ekidir. Ek hakk›nda iki fark-
-›- / -i- / -u- / -ü-
l› görüfl bulunmaktad›r. Muharrem Ergin ¯la¯/¯le¯ isimden fiil yapma
ekiyle yap›lan båz› fiillerin bu flekilleriyle kullan›lmad›klar›n›, sonlar›na
Eski Türkçe’den beri kullan›lan ancak ifllek olmayan bir isimden fiil yap- bir fiilden fiil yapma eki (¯n¯) ald›klar›n› ve tek bir ekmifl gibi göründük-
ma ekidir. Eski Anadolu Türkçesi’nde bay›mak "zenginleflmek" kelimesi lerini belirtir. Tahsin Banguo¤lu ise isimlerden do¤rudan do¤ruya edil-
mevcuttur. gen anlam› tafl›yan fiiller yap›lmak istendi¤inde kullan›lan bir isimden fi-
il yapma eki oldu¤unu ve ¯la¯/¯le¯ ekiyle ¯lan¯/¯len¯ ekinin ayn› olmad›¤›-
Fonksiyonu itibåriyle olma veya yapma ifåde eder: Tafl›mak, a¤r›mak (<
n› ifåde eder.
a¤›r¯›¯mak), sak›nmak (< sak¯›¯n¯mak), berkitmek (< berk¯i¯t¯mek) "sa¤lam-
laflt›rmak", pekiflmek (< pek¯i¯fl¯mek) ve ses taklidi kelimelerle flak›mak. Fonksiyonlar› çeflitlidir:
a) "‹le donanmak" anlam›n› veren fiiller yapar: Yafllanmak, kar›ncalan-
-k-
mak, öfkelenmek, kuflkulanmak, canlanmak, kuvvetlenmek, çiçeklenmek
vb.
‹fllek olmayan bir isimden fiil yapma ekidir. Eski Türkçe’deki tar›kmak
b) "Bir fleye såhip olmak" anlam›n› veren fiiller yapar: fiöhretlenmek, ara-
"s›k›lmak" kelimesinde bu ek vard›r.
balanmak, adlanmak, giyimlenmek vb.
Fonksiyonu ^tibåriyle olma ifåde eden fiiller yapar: Ac›kmak (<
c) "Gibi davranmak, gibi görünmek" anlam›n› veren fiiller yapar: Büyük-
a篛¯k¯mak), gecikmek (< geç¯i¯k¯mek), birikmek (< bir¯i¯k¯mek), gözük-
lenmek, huysuzlanmak, horozlanmak, yi¤itlenmek, bilmezlenmek, åciz-
mek (< göz¯ü¯k¯mek).
lenmek vb.
– 1403 –
Yard›mc› fiillerle kullan›lan båz› Arapça kelimeler bu ekle Türkçelefltiril- Ses taklidi kelimelerden fiiller yapar: Üfürmek, hapfl›rmak, an›rmak, ök-
mifltir: Ayd›nlanmak "tenevvür etmek", yararlanmak "intifå etmek", bil- sürmek (< öküs¯ü¯r¯mek), t›ks›rmak (< t›k›s¯›¯r¯mak).
mezlenmek "tecåhül etmek", yaltaklanmak "müdåhene etmek" vb.

-rga-
-lafl- / -lefl-
‹fllek olmayan bir isimden fiil yapma ekidir. Örnekleri azd›r. Eski Türk-
‹fllek olarak kullan›lan bir isimden fiil yapma ekidir. Bu ek hakk›nda da çe’de az›rganmak fiili bulunmaktad›r.
iki farkl› görüfl vard›r. Muharrem Ergin ¯la¯/¯le¯ ekiyle yap›lan båz› fiille-
Fonksiyonu ^tibåriyle "benzerlik, gibi saymak, gibi davranmak" anlam›
rin bu flekilleriyle kullan›lmad›klar› için sonlar›na ¯fl¯ ekini ald›klar›n› ve
tafl›yan fiiller yapar: Yad›rgamak, bas›rganmak "üzerine a¤›rl›k bas›p
bunun tek bir ekmifl gibi göründü¤ünü ifåde eder. Tahsin Banguo¤lu ise
s›k›lmak", gücürgenmek halk a¤z›. "bir ifli güçlükle isteksiz yapmak",
birleflmenin çok eski devirlerde meydana geldi¤ini ve ekin ¯lafl¯/¯lefl¯ ol-
tafl›rganmak halk a¤z›. "çok yol yürüyen hayvanlar›n t›rnaklar›n›n tafla
du¤unu ileri sürer. ‹simlerden do¤rudan do¤ruya dönüfllü anlaml› fiiller
çarpmas›, ac›mas›".
yapmak için kullan›lmaktad›r.
Fonksiyonlar› çeflitlidir:
-sa- / -se-
a) "Bir fleyin karfl›l›kl› yap›lmas›" anlam›n› tafl›yan fiiller yapar: Sözleflmek,
antlaflmak, haberleflmek, mektuplaflmak, dertleflmek, helalleflmek vb. ‹fllek olmayan bir isimden fiil yapma ekidir. Eski Türkçe’de ve Eski
Anadolu Türkçesi’nde yayg›n olarak istek ifådesiyle kullan›lm›flt›r: Suv-
b) "Olmak" anlam›nda fiiller yapar: Güçleflmek, irileflmek, s›klaflmak, sey-
samak "susamak", bugasamak "ine¤in bo¤a istemesi", ayg›rsamak "k›s-
rekleflmek, güzelleflmek, cidd^leflmek, modernleflmek vb.
ra¤›n ayg›r istemesi", bugursamak "difli devenin erkek deve istemesi".
c) "Gibi davranmak" anlam›n› tafl›yan fiiller yapar: Huysuzlaflmak, do- Bu kelimeler halk a¤z›nda hålen yaflamaktad›r.
muzlaflmak, züppeleflmek, çocuklaflmak, al›klaflmak vb.
Günümüz Türkiye Türkçesi’nde fonksiyonu ^tibåriyle olmak, bulmak
¯lan¯/¯len¯ ve ¯lafl¯/¯lefl¯ ekleri anlam bak›m›ndan yak›n olduklar› için bå- veya saymak anlam›nda fiiller yapar: Garipsemek, mühimsemek, önem-
zen birbirlerinin yerine kullan›l›rlar: Aksilenmek / aksileflmek, huysuz- semek, umursamak, örneksemek, çirkinsemek halk a¤z›. "çirkin bul-
lanmak / huysuzlaflmak vb. mak", hafifsemek, çoksamak halk a¤z›. "çok bulmak", darsamak halk
a¤z›. "dar bulmak", uzaksamak, büyüksemek.
Yard›mc› fiille kullan›lan båz› Arapça kelimeler bu ekle Türkçelefltiril-
mifltir: Birleflmek "ittihat etmek", bollaflmak "infisah etmek", baflkalafl- ‹stek ifådesiyle susamak fiilinde yaflamaktad›r. Kan›ksamak (<
mak "istihåle etmek", yo¤unlaflmak "tekåsüf etmek" vb. kan¯›¯k+sa¯mak) kelimesinde ise farkl› bir anlam kazanm›flt›r. "Bir fleye
çok tekrarlanmas›ndan dolay› al›fl›p art›k tepki göstermez olmak; b›k-
k›nl›k getirmek, usanmak" månås›ndad›r.
-msa- / -mse-

-s›- / -si- / -su- / -sü-


‹fllek olmayan bir isimden fiil yapma ekidir. Fiilden fiil yapma eki ¯msa¯
/ ¯mse¯’den benzetme yoluyla olufltu¤u veya kendisinin as›l oldu¤u ve fi-
ilden fiil yapan ¯msa¯ / ¯mse¯ ekini oluflturdu¤u fleklinde iki farkl› görüfl ‹fllek olmayan, zaman zaman isimden fiil yapma eki ¯sa¯/¯se¯ ile kar›fl-
vard›r. ¯sa¯/¯se¯ fiilden fiil yapma eki ile m sesinin veya fiilden isim ya- t›r›lan bir ektir.
pan ¯im ekinin birleflmesiyle oluflmufltur.
Fonksiyon ^tibåriyle sanmak, saymak anlam›nda fiiller yapar: Yüksün-
Fonksiyon ^tibåriyle "yapma, olma" anlam› tafl›yan fiiller yapar: Az›msa- mek, ›raks›nmak (< ›rak+s›¯n¯mak) halk a¤z›. "uzak sanmak", ay›ps›n-
mak, benimsemek, iyimsemek, kötümsemek, iyimser, kötümser. mak halk a¤z›. "ay›p saymak", zahmetsinmek halk a¤z›. "zahmet say-
mak", güçsünmek halk a¤z›. "güç sanmak".

-r-
Ayr›ca istek ifådesiyle düvesimek "Bo¤an›n düve (iki üç yafl›nda do¤ur-
mam›fl difli s›¤›r) istemesi" kelimesinde yaflamaktad›r.
Eskiden beri kullan›lan ancak ifllek olmayan bir isimden fiil yapma eki-
Bu ekle yabanc› kelimelere karfl›l›klar türetilmifltir: Yabans›mak "isti¤-
dir: Kaygurmak (< kaygu+r¯mak) gibi.
rap etmek", yads›mak "inkår etmek".
Fonksiyonu ^tibåriyle olma ifåde eden fiiller yapar: Delirmek.

L ‹ S T E 3 . Fiilden isim yapma ekleri

-a / -e b) Somut isimler yapar: Alacak, içecek, verecek, yiyecek. Halk a¤z›nda


çalacak "yo¤urt mayas›", bakacak "gözetleme yeri, balkon, pencere".
‹fllek olmayan, ancak birkaç kelimede bulunan bu ek kal›plaflarak sonra-
dan fiilden isim yapma eki durumuna girmifltir. Genellikle zarf¯fiil eki ¯a, c) Soyut isim yapar: Gelecek.
¯e’nin kal›plaflmas›yla ortaya ç›km›flt›r. Eski Türkçe’de kofl¯a (git¯), çek¯e Bu ekle yap›lan ålet isimleri birleflik flekillerde de görülmektedir: K夛t
(götür¯) gibi flekillerde zarf¯fiil olarak kullan›lmas›n›n yan› s›ra yine bu kesece¤i, flifle açaca¤›, ceviz k›raca¤› gibi.
devrede eklendi¤i fiil ile isim meydana getirecek flekilde kaynaflt›¤› gö-
rülmektedir (Öge "medih, flöhret", Kutada "kad›n ismi"). Eski Anadolu Günümüz Türkiye Türkçesi’nde bu ekle yeni kelimeler de türetilmifltir:
Türkçesi’nde ise tut¯a "sara hastal›¤›", çevir¯e > çevr¯e "etraf" kelimeleri Olacak "olmas›, yap›lmas› uygun olan, olma, gerçekleflme ihtimåli bulu-
ile karfl›l›yoruz. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde bu ek fonksiyonu bak›- nan fley, olmas›n›n önüne geçilemeyen durum", koyacak "içine öteberi
m›ndan çeflitlilik gösterir: koymaya yarayan fley", ç›kacak "hamamlarda d›flar›ya ç›karken kullan›l-
mak üzere verilen havlu", çizecek "a¤ac› çizmeye yarayan, çember ke-
a) Yap›lan nesne veya yeri ifåde eder: Oya, çevre. sitli, ucu sivri ve a¤aç sapl› el arac›".
b) Soyut s›fat ve isimler yapar: Sapa, karmafla, süre, vere (vire) "bir ka-
lenin veya tahkim edilmifl bir yerin tesl^mi".
-acan / -ecen
c) Somut isim yapar: Yara.
‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Çok az örne¤i vard›r. Fonk-
d) Kad›n ismi yapar: A¤›zlarda s›kça kullan›lmaktad›r. Döne. siyonu ^tibåriyle soyut s›fatlar yapar. Eski Türkçe’deki ivecen "aceleci",
Bu ekle yeni kelimeler de türetilmifltir. M›srå anlam›nda dize, doz anla- halk a¤z›ndaki sinecen "ürkek, çekingen", bilecen "her fleyi bilen, çok bi-
m›nda düze kelimeleri kullan›lmaktad›r. Tabiat anlam›na gelen do¤a ke- len, bilgiçlik taslayan" ve günümüz Türkiye Türkçesi’nde yayg›n olarak
limesi de dilimizde yayg›nl›k kazanm›flt›r. kullan›lan sevecen kelimeleri bu ekle yap›lm›flt›r.

-acak / -ecek -aç / -eç

Esåsen Eski Anadolu Türkçesi’nin sonlar›nda ortaya ç›km›fl ifllek bir ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu’na göre,
isim¯fiil eki olup båz› kelimelerde kal›plaflarak fiilden isim yapma eki hå- Eski Türkçe’de canl› ve birleflik bir ek olma ihtimåli kuvvetli ¯geç ekin-
line gelmifltir. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde say›lar› az olmakla birlik- den damak sesinin düflmesiyle oluflmufltur. Bir s›fat olan güleç, ölçü bi-
te fonksiyon aç›s›ndan çeflitlilik arzeder. Fiille ilgili her türlü nesneyi rimi olarak kulaç (< kol¯aç) ve ålet ismi olup halk a¤z›nda kullan›lan dö-
gösterir: veç kelimesi eskiden beri dilimizde yaflamaktad›r.

a) Araç, gereç, ålet isimleri yapar: Açacak, çekecek, silecek, tutacak, ya- Bu ek sonradan iflleklik kazanm›fl ve günümüz Türkiye Türkçesi’nde ye-
kacak, s›kacak, giyecek. Halk a¤z›nda savacak "de¤irmen suyunu baflka ni kelimeler türetilmifltir. Fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir:
yöne çevirmek için oluk önüne konulan tahta", yonacak "taflç› kalemi, a) Ålet isimleri yapar: ‹fllek olarak kullan›lm›flt›r. Sayaç, sarkaç, büyülteç
nalbant b›ça¤›", delecek "z›mba". "foto¤raf ve resim büyülten ålet", büyüteç, kald›raç, üreteç, so¤utaç "so-
– 1404 –
¤utucu", yükselteç, bakaç "dürbün", boflaltaç "hava boflaltma makinesi", nal›m yaratan, kiflinin kurtulamad›¤› düflünce", durak edeb. "hece ölçü-
donduraç "derin dondurucu", püskürteç "s›v› ve gazlar› püskürtmeye ya- süyle yaz›lm›fl, fliirlerde ölçü kal›plar› içindeki durma yerleri", mus. "bir
rayan ålet", tutaç "laboratuvar maflas›", tutturaç "tutturmaya yarayan ölçü uzunlu¤unda susma; bir çeflit ilåhi", dilb. "konuflmada anlam›n ge-
"ålet", vuraç "raket", yürüteç. rektirdi¤i biçimde kelimeler aras›ndaki ses kesintisi".
b) Soyut isimler yapar: Ay›raç "parantez", belirteç "zarf", do¤aç "fliir ve- Bunlar›n d›fl›nda türetilmifl yeni kelimeler de vard›r: Uçak, tap›nak, erek
ya sözü birdenbire söyleme", koflaç "isim cümlelerinde özne ile yüklemi "eriflmek istenilen fley, amaç", güdek "amaçlanan sonuç, güdülen fley".
birlefltiren ¯d›r / ¯dir eki veya de¤il kelimesi", süreç.

-al / -el
c) Somut isimler yapar: Duraç "heykel, sütun gibi fleylerin üzerine konul-
du¤u ayak, taban, kπide", dikeç "ba¤ çubuklar›n› dikmek için delik açma-
ya yarayan demir", dokunaç "hareketli uzant› (omurgas›z hayvanlarda), ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Çok az örne¤i vard›r. Orta
dokungaç", döneç "motorlarda hareketli bölüm", kurutaç "kurutma kab›". Türkçe devresinde çatal "bir av åleti" kelimesi mevcuttur.
Günümüz Türkiye Türkçesi’nde fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir:
-a¤an / -e¤en a) Ålet ismi yapar: Çatal "dirgen; yemek yerken kullan›lan ålet".
Türkçe’de eskiden beri görülen ve ifllek olmayan bir fiilden isim yapma b) Yer ismi yapar: Çatal "yol, a¤aç gibi kollara ayr›lan fleylerin ayr›lma yeri".
ekidir. Tahsin Banguo¤lu, fiilden berkitme yapan ¯ge > ¯e¯ eki ile eski bir
c) Somut isim yapar: Çökel "taflan bir suyun çekildikten sonra b›rakt›¤›
¯gen isim¯fiilinin birleflmesinden olufltu¤unu belirtir (tep¯ge¯gen >
tortu".
tep¯egen). Jean Deny ise ¯gan/¯gen’in geliflimi oldu¤unu söylemektedir.
d) Soyut isim ve s›fatlar yapar: Kural, dural "statik", sanal "varsay›lan".
Ek, Eski Türkçe’de ¯agan/¯egen fleklinde idi (‹vegen, biflegen). Eski Ana-
dolu Türkçesi’nde olagan ve yiyegen kelimeleri mevcuttur. Daha sonra- Yeni kelime olarak kural, yabanc› kelimeye karfl›l›k olarak da dural keli-
lar› g yumuflayarak ¤ sesine dönüflmüfltür. Ancak günümüz Türkiye meleri türetilmifltir. Ayr›ca çökel ve sanal kelimeleri terim de¤eri kazan-
Türkçesi’nde ¯agan/egen fleklindeki kullan›l›fl› da görmekteyiz: Küsegen, m›flt›r. Çökel kimya. "çökelti", sanal mat. "1. gerçekte yeri olmay›p zi-
buragan, gezegen. hinde tasarlanan, mevhum, faraz^, tahm^n^. 2. negatif bir say› üzerinde
al›nan ve ikinci kuvvetten bir kök tafl›yan cebirsel anlat›m".
Bu ek günümüzde fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir. Genel ola-
rak bir ifli afl›r› ve devaml› yapan veya olan› karfl›layan isim ve s›fatlar
yapar: Kese¤en "devaml› diflleriyle bir fley kesen, fåre", geze¤en "çok ge- -alak / -elek
zen kimse", kaça¤an "çok kaçan, firår^", ivegen "aceleci", biflegen > pifle-
¤en "çabuk piflen", halk a¤z›nda çala¤an "sald›r›p ›s›ran, ›s›rgan otu; at- ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Çok az örne¤i vard›r. Yata-
maca", küse¤en "çok küsen, al›ngan kimse", bura¤an "tad› çok buruk lak, asalak ve halk a¤z›nda kullan›lan gezelek "gezinti yeri", kasalak "ki-
olan armut". birli, kendini be¤enmifl, kas›nt›" kelimeleri bu ekle yap›lm›flt›r.
a) Herhangi bir alana veya bilim dal›na has terimler yapar: Yata¤an
"namlusu kavisli, iki yan› da kesici bir tür savafl b›ça¤›", gele¤en "ana ›r- -alga / -elge
ma¤a kar›flan akarsu", gezegen "günefl çevresinde dolaflan ve ondan al-
d›klar› ›fl›¤› yans›tan gök cisimlerinin ortak ad›", küsegen bota. "küstüm ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Birleflik bir ek oldu¤u söy-
otu", buragan "güçlü esen rüzgår". lenmektedir. Ayr›ca Türkçe’de böyle bir fiilden isim yapma eki olmad›-
¤› fleklinde de görüfller mevcuttur.
Halk a¤z›nda da bu ekle yap›lm›fl kaya¤an "da¤dan h›zla kay›p inen sel;
döfleme için kullan›lan kara tafl" kelimesi mevcuttur. Eski Türkçe’de günümüzde halk a¤z›nda da kullan›lan konalga "konak
yeri, göçebe ve yolcular›n konaklad›¤› otlu ve sulu yer" kelimesi mev-
b) Soyut s›fatlar yapar: Ola¤an, dura¤an. cuttur.
c) Hem somut hem soyut isim ve s›fatlar yapar: Gezegen (geze¤en), kü- Günümüz Türkiye Türkçesi’nde ise fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik
se¤en, bura¤an. gösterir:
a) Yer ismi yapar: Göçelge halk a¤z›. "göçülen yer".
-ak / -ek b) Somut isim yapar: Çizelge "çizgilerle ayr›lm›fl k夛t, cetvel".
Eskiden beri ifllek olan bir fiilden isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu c) Soyut isim yapar: Bitelge "topra¤›n bitki yetifltirme gücü".
ekin eski fleklinin ¯gak/¯gek oldu¤unu, daha sonra damak sesinin düfle-
rek ¯ak/¯ek hålini ald›¤›n› söylemektedir: (kaç¯gak > kaç¯ak, or¯gak >
or¯ak). Muharrem Ergin ise, örneklerin ço¤unun Bat› Türkçesi’nde orta- -am / -em
ya ç›km›fl olmas›ndan dolay› muhtemelen ¯gak/¯gek eki ile ilgisinin ol-
mad›¤›n› ifåde eder. ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu muhteme-
len ¯ge¯ > ¯e¯ ile uzat›lm›fl bir berkitme fiilinden yap›lm›fl bir ¯im ismin-
Eski Türkçe’de terin¯ek > dernek, bitek "verimli toprak", kesek "kesik den kopma bir birleflik oldu¤unu söylemektedir (dol¯a¯m > dol¯am). Bir
parça", kötek "dayak" ve teng¯ek > tengek "hava" kelimeleri mevcuttur. defåda, birden yap›lan bir ifli veya onun sonucunu, konusunu belirtir.
Ek fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir: Eski Anadolu Türkçesi’nde tutam ve yordam (< yort¯am[?]) kelimeleri
a) Ço¤u küçültücü bir anlam tafl›yan isim ve s›fatlar yapar: Kaçak, kor- mevcuttur.
kak, dönek, ürkek, atak "düflüncesizce her ifle at›lan", yedek, salak. Fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir:
b) Yer isimleri yapar: Durak, yatak, sapak, konak, oturak, kavuflak > kav- a) Ölçü birimi anlam› tafl›yan kelimeler yapar: Tutam "avuç içi ve par-
flak "iki nehrin veya yolun kavufltu¤u yer", çatak "iki da¤ yamac›n›n ke- mak uçlar›yla tutulabilen miktar", çekem "kuyudan bir çekimlik su", ko-
siflmesiyle oluflan dere yata¤›", sancak, dernek, bar›nak, korunak, s›¤›- flam (< koç¯am) halk a¤z›. "iki avuç dolusu".
nak, kayd›rak "tomruklar›n da¤dan kayd›r›ld›¤› yer", sunak "tap›naklar-
da üzerinde kurban kesilen, d^n^ tören yap›lan tafl masa", batak "üzeri- b) Soyut isim yapar: Dönem.
ne bas›nca çöken çamurlaflm›fl toprak", tap›nak, bitek "bol ve iyi bitki Terim de¤eri kazanm›fl kelimeler yapar: Kuram fels. "nazariye", biçem
yetifltiren verimli toprak". edeb. "üslp", dizem edeb. ve mus. "ritm", düzem kimya. "dozaj".
c) Ayg›t, organ ve araç isimleri yapar. Ayr›ca fiilin gösterdi¤i hareketle
yap›lan fleyi belirtir: Ölçek "tah›l ölçmeye yarayan kap", binek, b›çak, sü-
zek, uçak, orak, yutak, kayd›rak, oturak, tutak "tutacak", kayak. -amaç / -emeç

d) Halk a¤z›nda da båz› kelimelerde yaflamaktad›r: Ç›kak "ç›k›lacak yer", ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu berkitme
gezek "toplant›", koyak "vådi", s›zak "küçük p›nar", sürek "satmak için fiillerine gelmifl ¯meç ekinin bir birlefli¤i olabilece¤ini söylemektedir
pazara götürülen hayvan sürüsü", yonak "marangoz keseri", gömek "ça- (tut¯a¯maç > tut¯amaç).
murlu, batakl›k yer", yunak "hamam". Fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir:
e) Somut isimler yapar: Çökelek "bir çeflit peynir, ekflimik; tortu", kucak, a) Az say›da yer ve ålet ismi yapar: Sekemeç halk a¤z›. "evlerin önüne
kesek, saçak, halk a¤z›nda savak "de¤irmen suyunu baflka yöne ak›tmak yaz›n oturmak için yap›lan set; balkon; koridor", güdemeç halk a¤z›.
için yap›lan düzen, bu sebeple aç›lan ikinci su yolu, bir baraj›n fazla su- "okurken sat›rlar› tåkip etmede kullan›lan araç".
yunu ak›tmak için yap›lan düzen".
b) Somut isim yapar: Tutamaç "bir fleyin tutmaya yarayan k›sm›, kulp".
f) Soyut isim yapar: Gezek.
g) Hem somut hem soyut isimler yapar: Durak, kaçak "kaçan kimse; giz-
lice", ölçek, sürek "süren zaman; hayvan sürüsü", dayanak. -amak / -emek

Günümüz Türkiye Türkçesi’nde bu ekle türetilmifl båz› kelimelerin te- ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu’na göre
rim de¤eri de kazand›¤›n› görüyoruz: Ölçek co¤. "bir harita veya resim- bir berkitme fiiliyle bir isim fiilin kaynaflm›fl eklerinden gelmifl olabilece-
de görülen uzakl›klarla bunlar›n iflåret etti¤i, karfl›land›¤› gerçek uzun- ¤i düflünülebilir (t›k¯a¯mak > t›k¯amak).
luklar aras›ndaki oran", fizik. "bir ölçü åletinin üzerinde çizgilerle ayr›l- Fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir:
m›fl bölüm", dayanak fels. "kendisine bir fley yüklenilen, temel", ç›kak
a) Yer ve ålet isimleri yapar: Kaçamak "kaçacak yer", basamak, sekemek
dilb. "bo¤umlanma noktas›", uyak edeb. "kπfiye", ödenek hukuk. "dev-
halk a¤z›. "do¤al set, merciven basama¤›", aflamak halk a¤z›. "geçit
let harcamalar›n›n yap›labilmesi için her y›l›n bütçesiyle yürütme orga-
yeri; merdiven", gezemek halk a¤z›. "avlu; merdiven", geçemek halk
n›na verilen harcama izni", tak›nak psiko. "fluura tak›larak korku ve bu-
– 1405 –
a¤z›. "dar geçit", güdemek halk a¤z›. "okurken sat›rlar› tåkip etmede c) Somut isimler yapar: Çapar "atl› haberci", döner, çakar halk a¤z›.
kullan›lan ålet". "ufak fener", yüzer "yüzmekte olan", akar halk a¤z›. "akan, ak›c›", çeker
"çekici araç".
b) Somut isimler yapar: Tutamak "kulp, kabza, sap", oturamak halk a¤-
z›. "minder, kanape, sandalye". d) Soyut isim ve s›fatlar yapar: Geçer "be¤enilen", batar halk a¤z›. "san-
c›", de¤er, umar halk a¤z›. "çåre".
Bu ekle yap›lan basamak kelimesi terim de¤eri kazanm›flt›r. Basamak
mat. "on kural›na göre yaz›lm›fl bir say›n›n her rakam›n›n bulundu¤u s›- e) Hem somut hem soyut isim ve s›fat yapar: Uyar halk a¤z›. "uygun; efl
ra", basamak mat. "bir tam denklemde bulunan bilinmeyenin en yüksek olan kimse".
kuvveti".
f) Yan›ndaki kelimeyi niteleyerek isimler ve terimler yapar: Döner kap›,
döner sermåye, döner kebap, döner kule, döner sahne, akar su, yanar
-an / -en
da¤, çalar saat, güler yüz, bakar kör, gider ayak, koflar ad›m spor. "hafif
tempolu koflu", atar damar, yazar kasa, akar yak›t, geçer akçe.
Esåsen çok kullan›lan bir isim¯fiil eki olup båz› kelimelerde kal›plaflarak
Ayr›ca bir çok yabanc› kelimeye bu ekle karfl›l›klar türetilmifltir: Tutar
fiilden isim yapma eki håline gelmifltir. Eski Türkçe’de ¯gan/¯gen fleklin-
"para miktår›", gider "masraf", yazar "muharrir", eder "fiyat", ç›kar "men-
de idi (yal¯gan > yalan). Daha sonralar› ekin bafl›ndaki g sesinin düflme-
faat", yeter "kifåyet, kåfi".
siyle ¯an/¯en flekli ortaya ç›km›flt›r. Eski Türkçe’de geçmifl zaman isim¯fi-
ili iken günümüz Türkiye Türkçesi’nde bu anlam genifllemifl, genel bir ‹kileme de yapmaktad›r: Yanar döner, yazar bozar, konar göçer, yazar çizer.
hal alm›flt›r. Ek, kal›plaflt›¤› ve fiilden isim yapma eki vasf›n› kazand›¤›n-
da da bu genel anlam› tafl›maktad›r. Kal›c› isimler yapmaktad›r.
-as› / -esi
Fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir:
Esåsen bir isim¯fiil eki olup çok az kelimede kal›plaflarak fiilden isim
a) Somut isimler yapar: Kapan, ça¤layan, belleten (Fr. bulletin’e benze-
yapma eki håline gelmifltir. Tahsin Banguo¤lu’na göre, Eski O¤uzca’da
tilerek) "dergi".
gelecek kipini (bugünkü dilek kipi) teflkil eden ¯e isim¯fiili üzerine ¯si iye-
b) Soyut isimler yapar: Geçen "zaman anlatan sözlerle kullan›l›r", k›ran lik ekinin gelmesiyle geliflmifl olmal›d›r.
"salg›n hastal›k", yaradan "Allah".
Eski Türkçe’de ve Eski Anadolu Türkçesi’nde giyesi > giysi "giyecek, el-
Yabanc› kelimelere bu ekle karfl›l›klar türetilmifltir: Gönderen "mürsil", bise", halk a¤z›nda alas› "alacak", çalas› "yo¤urt mayas›" kelimeleri mev-
bakan "vekil", çeviren "mütercim", uyaran "münebbih". cuttur.
Terim yap›m›nda ifllek olarak kullan›lm›flt›r: Açan anat. "oynak kemikle- Ayr›ca bu ekle yap›lm›fl båz› kelimeler bedduå sözü olarak kullan›lmak-
rin aras›ndaki aç›lar› geniflletmeye yarayan kaslar›n genel ad›", belirten tad›r: Y›k›las›, patlayas›, geberesi, k›r›las›.
yeni dilb. "tamlayan", belirtilen yeni dilb. "tamlanan", benzeflen dilb.
Bu ekle yeni kelime de türetilmifltir: Olas› "mümkün, muhtemel".
"ünlü veya ünsüz benzeflmelerinde etki alt›nda kalan ünsüz veya ünlü",
bileflen fizik. "bir bileflke oluflturan kuvvetlerin her biri", büken anat.
-ay / -ey
"oynak kemikleri aras›ndaki aç›lar› daraltan kaslar›n genel ad›", bilinen
yeni mat. "bir denklemde de¤eri say›ca belli olan nicelik, målm", bölen
yeni mat. "bir bölmede bölünen say›n›n kaç eflit parçaya ayr›ld›¤›n› gös- Türkçe’de fiilden isim ve s›fat yapan ¯ay/¯ey eki olmamas›na ra¤men
teren say›, k›s›m", bölünen yeni mat. "bir bölmede eflit k›s›mlara ayr›la- yanl›fl türetilmifl olay, yapay, düfley, bükey ve yatay kelimeleri mevcuttur
cak olan (say›), maksum" çarpan yeni mat. "bir çarpma iflleminde çar- ve yayg›n olarak kullan›lmaktad›r.
p›lan›n kaç kere büyütülece¤ini gösteren say›", çarp›lan yeni mat. "bir Yatay kelimesi terim de¤eri de kazanm›flt›r: Yatay mat. "durgun bir su
çarpma iflleminde çarpan kadar tekrarlanan say›", eriten kimya. "içinde yüzeyine paralel, düfley do¤rultusuna dikey olan, ufk^".
kat› bir madde eriyebilen veya kat› bir maddeyi eritebilen (s›v›)", eksi-
len yeni mat. "bir ç›karma ifllemindeki iki say›dan ilkinin ad›", gelen fi-
zik. "bir ›fl›k kayna¤›ndan ç›k›p bir aynan›n yüzüne veya saydam bir cis- -az / -ez
min yüzeyine düflen (›fl›n)", gösteren dilb. "gösterilenle birleflerek gös-
tergeyi oluflturan ses veya sesler bütünü", gösterilen dilb. "göstergenin ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Günümüz Türkiye Türkçe-
kavram yönü, gösterenle birleflerek göstergeyi oluflturan içerik", kalan si’nde bu ekle yap›lm›fl çömez ve yalaz kelimeleri bulunmaktad›r.
mat. "büyük bir say›dan küçük bir say› ç›kar›ld›¤›nda elde edilen say›-
n›n ad›; bir bölme iflleminin sonunda bölenden daha küçük oldu¤u için
artan say›", kesen mat. "bir flekli kesen do¤ru, özellikle bir üçgenin ke- -ca / -ce
narlar›n› kesen do¤ru", kald›ran anat. "båz› organlar› yukar›ya do¤ru k›- ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Eski Türkçe’de ö¤rence "bir
m›ldatan kaslara verilen ad", tamlanan dilb. "tamlamalarda anlam› be- fleyi ö¤renmek için deneme olarak yap›lan ilk ifl" kelimesi bulunmakta-
lirtilen ve isim olan ikinci unsur", tamlayan dilb. "tamlamalarda tamla- d›r. E¤lence kelimesi de eskiden beri kullan›lmaktad›r.
nan›n månås›n› belirten birinci unsur".
Günümüz Türkiye Türkçesi’nde bu ekle yabanc› kelimelere karfl›l›k ola-
rak yeni kelimeler türetilmifltir: Düflünce "fikir", dinlence "tåtil", inanca
-anak / -enek "tem^nat", söylence "efsåne", sak›nca "mahzur", övünce "mefharet", im-
rence "magbut, herkesçe imrenilen fley veya kimse", güvence "tem^nat,
‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Eski Türkçe’de buganak – garanti", izlence "program".
bo¤anak "fliddetli ya¤mur", Eski Anadolu Türkçesi’nde degenek > de¤-
nek kelimesi mevcuttur.
Fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir: -cak / -cek

a) Yer isimleri yapar: Ekenek "ekilen yer, mezraa", geçenek "koridor", bi- ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Eski Anadolu Türkçesi’nde
çenek halk a¤z›. "otlak", gezenek halk a¤z›. "gezinti yeri; koridor; salon". gülüncek "maskara", halk a¤z›nda emcek "meme" ve Åzer^ Türkçesi’nde
erincek "tembel, üflenen" kelimelerinde bu ek bulunmaktad›r. Erincek
b) Ålet isimleri yapar: Degenek "de¤nek", itenek "piston". kelimesi halk a¤z›nda da yaflamaktad›r.
c) Somut isimler yapar: Tutanak, yazanak "rapor", kesenek "devlet gö- -ç
revlilerinin ayl›klar›ndan her ay belli oranda kesilen para", bakanak
halk a¤z›. "ayna", sa¤anak. ‹fllek ve eskiden beri görülen bir fiilden isim yapma ekidir. Genellikle
dönüfllü fiil köklerine ve gövdelerine getirilmektedir: ‹nanç, kazanç,
d) Soyut isimler yapar: Gelenek, görenek, olanak, yetenek, takanak "ta- usanç. Fonksiyonunda bir afl›r›l›k ifådesi vard›r. Yapt›¤› isimler, yapan›,
k›nt›". yap›lan› veya hareket hålini gösterir: Sevinç, ilenç, k›vanç, övünç, utanç,
e) Hem soyut hem somut olabilen isimler yapar: Seçenek, düzenek. k›skanç, i¤renç, gülünç.

Bu ekle yap›lm›fl örtenek kelimesi terim de¤eri kazanm›flt›r: Örtenek Yeni türetilmifl kelime ve terimlerde genellikle ekin dönüfllü fiil kök ve-
anat. "hayvanlar›n vücdunu örten deri, k›l, tüy, pul gibi dokular›n bü- ya gövdesine getirilmedi¤ini görüyoruz: Toplaç fizik. "dinamo vb. elekt-
tünü; båz› organlar› örten zarlara verilen ad". rik üreticilerinde, sarg›larda oluflan elektri¤i biriktirip flebekeye veren
düzenek, kollektör", ba¤laç dilb. "efl görevli kelimeleri veya önermeleri
birbirine ba¤layan kelime türü", kaynaç jeo. "volkan bölgelerinde belli
-ar / -er aral›klarla su ve buhar f›flk›rtan s›cak kaynak, gayzer", bilinç psiko. "flu-
ur", erinç "huzur", üfleç "hamlaç".
Esåsen Eski Türkçe’den beri kullan›lan bir isim¯fiil eki olup båz› kelime-
lerde kal›plaflarak fiilden isim yapma eki håline gelmifltir. Eski Türk-
çe’de uçar "uçucu, kufl", Orta Türkçe’de konar "misåfirhåne", açar -d›k / -dik / -duk / -dük / -t›k / -tik / -tuk / -tük
"anahtar" ve Osmanl› Türkçesi’nde keser, göçer "göçebe" kelimeleri bu-
lunmaktad›r. Esåsen isim¯fiil eki olup kal›plaflma ile meydana gelmifl bir fiilden isim yap-
ma ekidir. Önceleri sådece ¯duk/¯dük flekli vard›. Eski Türkçe’de umduk
Fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir: "ümit", konduk "ikamet" ve Eski Anadolu Türkçesi’nde aflduk "afl›lan yer"
a) Bir kiflinin özelli¤ini belirten isimler yapar: Yazar, sanat sever, yurt se- kelimeleri mevcuttur. Ek, sesli uyumuna Osmanl›ca içinde ba¤lanm›flt›r.
ver, vatan sever. Daha sonra t’li flekilleri de ortaya ç›km›flt›r. Günümüz Türkiye Türkçe-
si’nde fiilden isim yapma eki olarak bildik, tan›d›k, sidik < siy¯dik; halk a¤-
b) Ålet isimleri yapar: Biçer döver, alkol ölçer, gaz ölçer, bilgisayar, uçak z›nda da yanduk "dikenli ot", bast›k "pestil", güvendik "birisine s›¤›narak
savar. meydan okuma", bilindik "bilinen fley" kelimelerinde bulunmaktad›r.
– 1406 –

-ga / -ge / -ka / -ke -g› / -gi / -gu / -gü / -k› / -ki / -ku / -kü
Eski Türkçe’de yayg›n bir flekilde kullan›lan daha sonra ifllekli¤ini kay- Eskiden beri görülen ve ifllek olan fiilden isim yapma eklerindendir. Da-
beden bir fiilden isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu’na göre eski bir ha çok tek heceli fiil köklerine gelmektedir. Eski Türkçe’de b›çgu, Eski
¯ge¯g birlefli¤inden gelmifl olmas› muhtemeldir. Bu ek sert sessizlerden Anadolu Türkçesi’nde sevgü, yargu kelimelerinde bu ek vard›r. Eski
sonra geldi¤inde damak sesini kaybeder: K›sga > k›sa, yumurtga > yumur- Türkçe’de ¯gu/¯gü fleklinde olan ek son zamanlarda sesli ve sessiz
ta gibi. Yumuflak (sedål›) sessizlerden sonra geldi¤inde ise damak sesi- uyumlar›na ba¤lanm›flt›r.
ni korumufltur: Dalga, bilge vb.
Genellikle yapma ifåde eden fiillerden isim yapar:
Eski Anadolu Türkçesi’nde ekin dalga, bilge, yorga "binicisini yormayan
a) Soyut isimler yapar: Bilgi, görgü, duygu, bask›, coflku, sorgu, övgü, sev-
bir at yürüyüflü" kelimelerinde bulundu¤unu görüyoruz.
gi, sayg›, sövgü, yazg›, yengi, yergi, katk›, ilgi, biçki, uyku (uyu¯ku <
Günümüz Türkiye Türkçesi’nde fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir: uy›¯ku).
a) ‹fli, hareketi yapan› gösterir: Bilge, yorga "binicisini yormayacak flekil- b) Somut isimler yapar: Çizgi, dizgi, büzgü.
de yürüyen binek hayvan›".
c) Yer ismi yapar: Sergi.
b) Yap›lan ifl, hareket sonucunda olan› gösterir: Yonga "yontulan birfley-
d) Ålet isimleri yapar: Delgi, silgi, süzgü, burgu, gergi, ask›, açk›, b›çk›,
den ç›kar›lan iri parça, talafl", kavurga "yenmek için kavrulmufl bu¤day,
keski, sürgü, çalg›.
m›s›r vb.", dalga.
e) Nesne isimleri yapar: Yayg›, çözgü, sarg›, içki, vergi, atk›, örgü, çatk›,
c) Araç ismi yapar: Süpürge.
bitki.
Bu ekle Arapça, Farsça veya bat› menfleli kelimelere karfl›l›klar türetil-
Ekteki g sessizinin båz› kelimelerde ¤’ye dönüfltü¤ünü görüyoruz: Da¤-
mifltir: Bildirge "beyannåme", de¤ifltirge "tådil", önerge "takrir", sömürge
la¤›, bile¤i.
"müstemleke, koloni", çizge "grafik", bölge "m›nt›ka", de¤iflke "canl›da
d›fl flartlar›n etkisiyle meydana gelen ve ›rs^ olmayan de¤ifliklik, modifi- Nådiren iki heceli köklere de gelmektedir: Görüngü, yan›lg›, yenilgi, çelifl-
kasyon", bileflke¯birleflke "kuvve¯i muhassala". ki, iliflki.
Terim yapmada da kullan›lm›flt›r: Dizge fels. "bir ilkeye veya dünya gö- Bu ekle yabanc› kelimelere karfl›l›klar türetilmifltir: Dergi "mecmua",
rüflüne göre düzenlenmifl düflünceler, bilgiler, ö¤retiler bütünü", göster- bask› "tab", sergi "meflher", tepki "reaksiyon", bitki "nebat", bilgi
ge fizik. "bir arac›n ifllemesiyle ilgili båz› ölçümlerin sonucunu kendili- "målmat", duygu "tahassüs", katk› "ilåve", yetki "selåhiyet", övgü "met-
¤inden gösteren araç, endikatör". hiye", varg› "istiblål", tutku "ihtiras", seçki "antoloji".
Terim yapmada ifllek olarak kullan›lm›flt›r: Bulgu t›p. "vücuttaki ifllevsel
-gaç / -geç
bir bozuklu¤un, hastal›¤›n belirlenmesine yarayan olgu veya olay, åraz,
semptom", alg› psiko. "bir fleye dikkati yönelterek o fleyin bilincine var-
Eski Türkçe devresinden beri görülen fakat ifllek olmayan bir fiilden ma, idrak", sorgu hukuk. "istimtak", olgu fels. "gerçekleflmifl olan, olmufl
isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu’na göre fiile ek ¯ge’nin ¯eç küçült- olan, våk›a", sezgi fels. "gerçe¤in deneye veya akla vurmadan do¤rudan
me ekiyle uzat›lm›fl› olabilir. Sesli harf ile biten köklere geldi¤i zaman do¤ruya kavranmas›", dolgu måden. "cevher al›nmas›ndan sonra olu-
araya n sessizini al›r: Solungaç, patlangaç "flenlik fifle¤i, tabanca sesi ve- flan boflluklar›n doldurulma iflleminde kullan›lan tafl, toprak vb. malze-
ren pistonlu çocuk oyunca¤›". me", salg› biyo. "ifraz", astro. "güneflten d›flar› do¤ru madde f›rlamas›",
kurgu sinema. "montaj", fels. "spekülasyon", vurgu dilb. "konuflma ve-
Fonksiyonu ^tibår›yle yapan veya yap›lan nesneleri karfl›layan isimler
ya okuma s›ras›nda bir hece veya kelimenin di¤erlerinden daha bask›l›
yapar: Süzgeç, delgeç.
söylenmesi", durgu mus. "bir müzik eserinde bitifl etkisi yapan armonik
Yapan› karfl›layan s›fatlar yapar: Utangaç, üflengeç. zincirlemeler bütünü".
Bu ekle yeni kelimeler türetilmifltir: Yüzgeç, geçgeç "televizyon kanalla-
-g›ç / -giç / -guç / -güç
r›n› tarama".
Terim yapmada kullan›lm›flt›r: Çevirgeç fizik. "elektrik ak›m›n› aç›p ka-
Eskiden beri görülen bir fiilden isim yapma ekidir. ‹fllek de¤ildir. Tahsin
pama ve de¤ifltirme iflini yapan araç, flalter, komütatör", de¤ifltirgeç fi-
Banguo¤lu’na göre Eski Türkçe’deki ¯geç adlar›n›n bir de¤ifli¤i gibi görü-
zik. "bir cismin veya bir gücün biçimini de¤ifltirmeye yarayan ålet, kon-
nürler. Önceleri sådece yuvarlak sesli alm›fl flekilleri vard›. Eski Anado-
vertisör", burgaç co¤. "anafor, girdap", ilgeç yeni dilb. "tak›".
lu Türkçesi’ndeki dalguç kelimesi gibi. Son zamanlarda sesli uyumuna
ba¤lanm›flt›r.
-gan / -gen / -kan / -ken Fonksiyonu ^tibåriyle yapan, olan veya yap›lan nesneleri karfl›layan
isimler yapar. Bir büyültme månås› vard›r. Dalg›ç, delgiç "ucu sivri de-
‹fllek olan ve eskiden beri kullan›lan bir fiilden isim yapma ekidir. Genel-
mirli, a¤açtan tutacak yeri olan ve tütün dükmeye yarayan araç", bafllan-
likle iki heceli gövdelere getirilir. Eski Türkçe’de eringen, Eski Anadolu
g›ç, bilgiç, halk a¤z›nda süzgüç, ezgiç "boyalar› ezmeye yarayan demir
Türkçesi’nde: dalaflgan, iriflgen, gömülgen ve yaratgan kelimeleri mev-
veya porselen ålet".
cuttur.
Bu ekin fonksiyonu ¯an/¯en partisip ekinin fonksiyonunun anlam bak›-
m›ndan kuvvetlisidir. Genellikle çok yapan veya olan› karfl›layan isimler -g›n / -gin / -gun / -gün / -k›n / -kin / -kun / -kün
ve s›fatlar yapar: Çal›flkan, unutkan, al›ngan, giriflken, s›k›lgan, sokulgan,
Türkçe’de eskiden beri kullan›lan ve ifllek olan bir fiilden isim yapma
dövüflgen, konuflkan, çekingen, s›r›tkan, somurtkan, do¤urgan, sömürgen,
ekidir. Genellikle tek heceli fiil köklerine getirilir. Eski Türkçe’de kaçg›n,
üretken, devingen.
tutgun, Eski Anadolu Türkçesi’nde ise sådece yuvarlak flekilli olarak k›z-
Nådir olarak farkl› fonksiyonlar gösterir: gun, azgun, basgun, k›rgun, dutgun kelimeleri mevcuttur. Günümüz Tür-
kiye Türkçesi’nde ek sesli uyumuna ba¤l› çok flekillilik göstermektedir.
a) Yer ismi yapar: Sergen halk a¤z›. "eflyålar›n sergilendi¤i vitrin, came-
K’li flekilleri de sonradan ortaya ç›km›flt›r. Ekin fonksiyonlar›nda çeflitli-
kån, raf".
lik vard›r:
b) Hayvan ve bitki isimleri yapar: Sürüngen, 盤›rtkan, ›s›rgan, kemirgen.
a) Çok yapan veya olan anlam›nda s›fatlar yapar: Dalg›n, azg›n, bezgin,
c) Nesne ismi yapar: Yap›flkan. durgun, olgun, geçkin, coflkun, küskün, yayg›n, bitkin, k›zg›n, flaflk›n, uy-
Bu ekle günümüz Türkiye Türkçesi’nde yabanc› kelimelere karfl›l›klar tü- gun, ang›n halk a¤z›. "çok an›lm›fl, ünlü" vb.
retilmifltir: Sald›rgan "mütecåviz", belirtken "amblem", özengen "amatör". b) Ayn› anlamda isimler yapar: Bilgin, gezgin, sürgün "ishali çok fliddet-
Ender olarak ekin tek heceli fiillere getirildi¤ini görüyoruz: Ergen, kay- li olan kimse".
gan, sergen, büzgen. c) Fiziksel fliddet veya felåket anlam› tafl›yan isimler yapar: Bozgun, bas-
Terim yapmada ifllek olarak kullan›lm›flt›r: Yal›tkan fizik. "elektrik ilet- k›n, soygun, yang›n, salg›n, taflk›n, vurgun, k›rg›n "bulafl›c› hastal›k".
kenli¤i s›f›r veya çok zay›f olan (cisim veya madde), izolatör", indirgen d) Yer ismi yapar: Sürgün.
kimya. "oksit durumundaki cisimlerin oksijenini alma veya daha düflük
e) Nesne ismi yapar: Düzgün "eskiden han›mlar›n ciltlerinin güzel görün-
bir oksitleme derecesine indirme özelli¤i olan (madde)", de¤iflken mat.
mesi için yüzlerine sürdükleri s›v› madde".
"de¤iflik say› de¤erleri alabilen nicelik", ak›flkan fizik. "kendilerine özgü
bir biçimleri olmay›p içinde bulunduklar› kab›n biçimin alan ve y›¤›n Ek çok heceli fiil gövdelerine nådir olarak getirilir: Yetiflkin, eriflkin, al›flk›n.
oluflturmayan s›v› veya gaz, seyyal", ›s›rgan bota. "›s›rgangillerden her
Terim yapar: Aflk›n fels. "tecrübe s›n›rlar›n› aflan, deney üstü", küskün
taraf› sert tüylerle kapl›, tüyleri k›r›l›nca kar›nca asidi denilen çok kafl›n-
bota. "küstüm otu", düzgün mat. "kenar veya ayr›tlar› ile aç›lar› birbiri-
d›r›c› bir madde ç›kartan bir ot", korugan asker. "atefl etmeye imkån ve-
ne eflit olan (biçim)", eriflkin biyo. "vücdunun geliflimi tamamlanm›fl
recek flekilde haz›rlanm›fl delik ve mazgallar› bulunan yer", sürüngen
olan", yetiflkin psiko. "geliflimin herhangi bir yönünde veya tümünde
zoo. "sürüngenlerden olan hayvan", bota. "yere yatay olarak uzanan
duraklama düzeyine eriflmifl olan".
sap veya kök", iletken fizik. "elektrik ak›m›n›, ›s›, gaz vb.ni bir yerden
baflka bir yere aktaran (madde, fley)", büzgen anat. "kas›larak vücutta- Yabanc› kelimelere karfl›l›klar türetilmifltir: Üzgün "müteessir", yayg›n
ki herhangi bir deli¤i açan veya kapayan çember biçimindeki kaslar›n "flåyi", k›zg›n "mütehevvir", uygun "muvåf›k", seçkin "mümtaz", düflkün
genel ad›". "müptelå", al›flk›n "me’lf", taflk›n "seylåb", bozgun "hez^met", etkin "fa-
al", yetkin "kåmil", iliflkin "müteallik", belirgin "mütebåriz", bilgin "ålim".
Ayr›ca bu ekle yeni kelime de türetilmifltir: Erigen "çabuk eriyip da¤›lan".
– 1407 –

-› / -i / -u / -ü Fonksiyonu ^tibåriyle genellikle fiilin gösterdi¤i harekete måruz kalan, o


hareketten do¤mufl olan veya o hareketi yapan anlam›ndaki kelimeleri
‹fllek bir fiilden isim yapma ekidir. Eski Türkçe’deki ¯g fiilden isim yap- karfl›lar.
ma ekinin Bat› Türkçesi’nde düflmesi yüzünden yard›mc› sesin fiilden
isim yapma eki håline gelmesiyle oluflmufltur: Yaz¯› (< yaz¯›¯g), öl¯ü (< a) ‹sim yapar: Tükürük, delik, elek, bölük, adak vb.
öl¯ü¯g). Ayr›ca gerundium fleklinin kal›plaflmas› (dolu) ve ¯gu/¯gü ekinin b) S›fat yapar: Çekik, yat›k, sönük, uçuk, büyük, uyan›k, tutuk, aç›k, çö-
g’sinin düflmesi bu fiilden isim yapma ekini ortaya ç›karm›flt›r (korku / kük, burufluk, bat›k vb.
kork¯gu). Eski Anadolu Türkçesi’nde de koku, ölü, tapu, saçu, yapu keli-
melerinde oldu¤u gibi sadece u seslisiyle mevcuttur. c) Hem isim hem de s›fat olma özelli¤i tafl›yan kelimeler yapar: Düflük,
çürük, ezik, yuvarlak, toparlak vb.
Bat› Türkçesi’nde ¯› / ¯i / ¯u / ¯ü ekinin yeni bir ek gibi kullan›ld›¤›n› gör-
mekteyiz. Fonksiyonu ^tibår›yle yapan, olan veya yap›lan çeflitli nesne- d) Hastal›k ismi yapar: Öksürük.
leri karfl›lar: Soru, gezi, çeki, tart›, s›k›, çektiri, e¤ri, ça¤r›. Yabanc› kelimelere bu ekle karfl›l›klar türetilmifltir. Tan›k "flåhit", san›k
Yer isimleri yapar: Do¤u, bat›. "maznun", çeliflik "mütenåk›z", birleflik "müttehit".

Bu ekle yabanc› kelimelere karfl›l›klar türetilmifltir: Sald›r› "hücum, taar- Halk a¤z›nda da ölük "halsiz", sinik "sinmifl" vb. kelimelerde yaflamaktad›r.
ruz", bildiri "tebli¤, tebl^gat", duyuru "^lan, anons", güldürü "komedi", gös- Terim yapmada da kullan›lm›flt›r: Bölük mat. "On kural›na göre yaz›lan
teri "nümåyifl", baflar› "muvaffakiyet", çeviri "tercüme", ileti "mesaj", be- bir tam say›n›n sa¤dan sola do¤ru üçer üçer ayr›lan basamaklar›ndan
¤eni "zevk", aç› "zåviye", an› "håt›ra", duyu "hasse", veri "done". her bir üçlü tak›m›", çekinik biyo. "birkaç kuflak sonra ortaya ç›kan ve
Terimler yap›lm›flt›r: Art› mat. "toplanacak iki say› aras›na konan iflåret o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soya çekim nitelikleri için
ad›", çarp› mat. "birbiriyle çarp›lacak iki say› aras›na konan iflåretin ad›", kullan›l›r", e¤ik mat. "dik veya paralel olmayan do¤ru".
güdü fels. "insan› harekete geçiren, ak›l taraf›ndan da onaylanabilen se- Cavlak, toparlak, yuvarlak, adak kelimelerinde ekin yard›mc› ses alma-
bep", kat› fizik. "içinde bulundu¤u kab›n veya yerin fleklini almayan". dan fiile getirildi¤ini görmekteyiz. Sesli harfle biten fiil kök ve gövdele-
rinde bu durum geçerlidir.

-›c› / -ici / -ucu / -ücü


Eski Türkçe’den beri kullan›lan, ifllek bir fiilden isim yapma ekidir. Mu- -l
harrem Ergin, ekin Eski Türkçe’deki fiilden isim yapma ekleri ¯g ve ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Eski Anadolu Türkçesi’nde
¯gu/¯gü ile isimden isim yapma eki ¯ç›/¯çi’den olufltu¤unu (¯›¯gç›/¯i¯gçi ve dükel (< tüke¯l) "bütün" kelimesinde bu ek vard›r. Çapul "ya¤ma" ve halk
¯guç›/¯güçi) belirtmektedir. Tahsin Banguo¤lu’na göre ise canl› bir ¯güçi a¤z›ndaki yaral (< yara¯l) "yarayan" kelimesinde bulunmaktad›r.
birleflik isim¯fiil ekinden gelmektedir. Bat› Türkçesi’nde eklerin sonun-
daki ve bafl›ndaki g’nin düflmesi ve ç’nin sedål›laflmas›yla Eski Anadolu ‹sim olarak kullan›lan Ifl›l kelimesinde bu ek vard›r. An›l ve Sevil de bu
Türkçesi’nde ¯›c› / ¯ici / ¯uc› / ¯üci flekline girmifltir: Bilici, öldürici, kor- ekle yap›lm›fl gibi görünmekle birlikte üçüncü tekil flah›s istek çekimi ol-
kuc›, sat›c›. Eski Anadolu Türkçesi’nden sonra yuvarlak sesli düzleflmifl mas› ihtimali daha kuvvetlidir.
(¯›c›/¯ici), son zamanlarda ise sesli uyumuna ba¤lanarak çok flekilli ol- Yeni kelimeler türetilmifltir: Kurul, koflul.
mufltur.
Okul kelimesi, okumak fiilinden ¯l ekiyle yap›lm›fl fleklinde aç›klanabilir-
Fonksiyonu ^tibåriyle çokluk, afl›r›l›k, devaml›l›k belirtir: se de Frans›zca ecole kelimesine benzetilerek türetilmifl olmas› daha
a) S›fatlar ve isimler yapar: Gezici, bölücü, at›c›, yüzücü, koflucu, binici, mant›kl›d›r.
y›rt›c›, üzücü, çekici, yorucu, kal›c›, doland›r›c›, izleyici vb.
b) Meslek isimleri yapar: Bak›c›, sat›c›, sunucu, sürücü, örücü. -m
c) Ayg›t, araç isimleri yapar: Al›c›, ar›t›c›, çözücü, gösterici, ›s›t›c›, kurutu- Çok ifllek bir fiilden isim yapma ekidir. Eski Türkçeden beri kullan›lmak-
cu, patlay›c›, susturucu, yap›flt›r›c›, verici. tad›r: Togum "do¤um", istem "istek". Sonu sesli harfle biten fiillere do¤-
d) Nesne ismi yapar: Uyuflturucu. rudan, sessiz harfle bitenlere ise yard›mc› ses almak sretiyle gelebilir.

Birleflik kelime yap›m›nda kullan›lm›flt›r: Gönül aç›c›, ara bulucu, can s›- Fonksiyonlar› bak›m›ndan çeflitlilik gösterir:
k›c› vb. a) Fiille ilgili bir durumu, bir ifli belirten isimler yapar: Al›m, sat›m, ekim,
Yabanc› kelimelere karfl›l›klar türetilmifltir: Kurucu "müessis", k›flk›rt›c› verim, do¤um, çözüm, ölüm vb.
"muharrik", koruyucu "håmi", dinleyici "såmi", okuyucu "kπri", yönetici b) Fiilin belirtti¤i iflle ilgili, o iflten do¤an hal, varl›k, eflya, mal, olay vb.
"müdür", üretici "müstahsil", tüketici "müstehlik", geçici "muvakkat", bu- belirten isimler yapar: Seçim, giyim, bo¤um, tak›m, yat›r›m, deprem, kav-
lafl›c› "såri", uyar›c› "münebbih", tutucu "muhafazakår". ram, bölüm, biçim, tutum, anlam, kapsam, devrim (< devir¯i¯m), bunal›m,
Terim yapmakta kullan›lm›flt›r: Verici t›p. "baflkas›na aktar›lmak üzere ifllem vb.
kan, doku veya organ veren kimse", tafl›y›c› t›p. "kendisi hastal›¤a yakalan- c) Ölçü belirten isimler yapar: Yudum, içim, piflirim, tafl›m, at›m, dilim vb.
maks›z›n o hastal›¤›n sebebi olan mikrobu tafl›yan (kimse veya hayvan)".
d) Yer belirten isimler yapar: Uçurum, kald›r›m.
e) S›fat yapar: Sa¤lam.
-›fl / -ifl / -ufl / -üfl
Dilimize Arapça, Farsça ve bat› dillerinden girmifl kelimelerin Türkçelefl-
‹fllek bir fiilden isim yapma ekidir. Eski Türkçe’de ¯fl fleklinde idi. Bu dev- tirilmesinde kullan›lm›flt›r: Do¤um "tevellüt", tüketim "istihlåk", ölüm "ve-
reden günümüz Türkiye Türkçesi’ne gelen båz› isimlerde ek yaflamakta- fat", üretim "istihsål", durum "vaziyet", bas›m "tipografya", bölüm "fas›l",
d›r. Alkamak’tan alk›fl (< alk›¯fl), karg›mak’tan karg›fl (< karg›¯fl), tan›fl (< sürüm "revaç", tan›m "tårif", oturum "celse", yap›m "^målat", yay›m "neflri-
tan›¯fl) kelimesi de bu fiilden isim yapma ekinin eski flekliyle (¯fl) olufl- yat", onar›m "tåmirat", e¤itim "maårif", ö¤retim "tedr^sat", indirim "tenz^-
mufltur. Eski Anadolu Türkçesi’nde eki ¯›fl/¯ifl olarak görmekteyiz: Dep- lat", güdüm "idåre", donat›m "teçhizåt", yorum "tefsir", ünlem "nidå" vb.
renifl, tog›fl.
Bu ek terim yap›m›nda da kullan›lm›flt›r: Ak›m co¤. "debi", uzam fels.
Genel fonksiyonu ^tibåriyle hareket ve ifl isimleri yapar: Al›fl, gelifl, söy- "alg›lanan nesnelerin temel niteli¤i", ifllem mat. ve kimya. "muamele",
leyifl, oturufl, yürüyüfl vb. Ayr›ca; devinim fizik. "dura¤an bir noktaya göre devinmekte olan bir nesnenin
a) Kal›plaflarak nitelik, kavram, eflya gibi nesne isimleri yapar: Anlay›fl, durumu", fels. "bir ruh durumundan baflka bir ruh durumuna geçifl".
gösterifl, bulufl, durufl vb.
b) Nådir olarak s›fat yapar: Yanl›fl, i¤difl. -ma / -me
c) Soyut isimler yapar: Ba¤›r›fl, anlat›fl, aldan›fl, yan›l›fl vb. Çok ifllek olan bir fiilden isim yapma ekidir. Eski Anadolu Türkçesi (dit-
d) Somut isimler yapar: Dikifl, kurulufl, bulufl. reme) ve daha sonraki dönemlerde iflleklik kazanm›flt›r.

e) Yer isimleri yapar: Girifl, ç›k›fl. Genel fonksiyonu ^tibåriyle ifl isimleri yapar: Gelme, gitme, alma, düflün-
me, koflma, yüzme, bilme, sorma, yazma, geçme vb.
Ek sesliyle biten kök ve gövdelere getirilirse hece düflmesi meydana ge-
lir: Oynafl (< oyna¯fl¯›fl), ba¤dafl (< ba¤da¯fl¯›fl), dolafl (< dola¯fl¯›fl). a) Eflya isimleri yapar: Kaplama, yazma "kitap; yemeni", basma, sürme,
uçurtma vb.
Birleflik isim yapar: Al›flverifl.
b) Yiyecek isimleri yapar: Dolma, ezme, dondurma, flekerleme, kavurma,
Dilimizdeki yabanc› kelimelere bu ekle karfl›l›klar türetilmifltir: Gidifl "azi- açma, hafllama vb.
met", bulufl "^cat", art›fl "tezåyüt", aç›l›fl "küflat", uyan›fl "intibah", kurtulufl
"halas", davran›fl "tav›r", görüfl "noktainazar", kavray›fl "telakk^", anlay›fl c) Alet ismi yapar: Kazma.
"zihniyet", olufl "tekevvün", k›l›fl "amel", kurulufl "teflk^låt", çekilifl "kefl^de". d) Kiflilerin özelliklerini belirten isimler yapar: Yanaflma, besleme, dönme.
e) Bitki ismi yapar: Asma.
-k Arapça ve Farsça’dan dilimize girmifl kelimelerin Türkçelefltirilmesinde
Eskiden beri kullan›lan ve çok ifllek olan bir fiilden isim yapma ekidir. çok kullan›lm›flt›r: Düflme "sukut", geçme "mürur", okuma "k›raat", övme
Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesi’nde ¯uk/¯ük fleklinde idi: Açuk, de- "sitåyifl", okflama "nevåzifl", ç›karma "ihraç", boflaltma "tahliye", geçirme
lük, katuk. Bat› Türkçesi’nde önündeki sesli harfin yard›mc› ses say›lma- "tefly^", üreme "tenåsül" vb.
s›yla ek ¯k olarak kabul edilmifltir. S›fatlar›n Türkçelefltirilmesinde de kullan›lm›flt›r: Karma "muhtelit",
– 1408 –
yapma "sun’^", seçme "müntehap", takma "müstear", çevirme "müter- Birleflik kelime fonksiyonunda isim yapar: Çakar almaz "çakmak".
cem" vb.
‹kilemeler yapar: Düflmez kalkmaz, olur olmaz, bilir bilmez.
Terim yap›m›nda da kullan›lm›flt›r: ‹vme fizik. "hareket eden nesnenin
Bu ekle yeni kelimeler türetilmifltir: Tafl›nmaz "gayr›menkul", kaç›n›l-
küçük bir zaman içinde h›z›nda oluflan de¤iflmenin bu zamana oran›",
maz, açmaz.
karfl›laflt›rma edeb. "roman, hikåye vb. eserlerin birbiriyle mukπyese
ederek de¤erlendirme", s›v›laflma fizik. "bir gaz›n s›v› durumuna düfl-
-m›k / -mik / -muk / -mük
mesi", yasama hukuk. "genel, objektif kurallar koyma", yürütme hukuk.
"kπnunlar› uygulama ifli", ç›karma mat., bölme mat., önerme mant›k.
"bir durumu dile getiren cümle", sa¤lama mat., koparma, savurma, silk- ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir.
me, sarma spor., bezeme tezhip. "süsleme" vb. Fonksiyonu ^tibåriyle küçültme belirten isimler yapar: K›ym›k, ilmik,
kusmuk, kesmik "kesilmifl sütün koyu bölümü", soymuk halk a¤z›. "çam
-maca / -mece
a¤ac›n›n gövdesindeki kabu¤un soyulmas›yla aç›lan k›s›m", çi¤nemik
"a¤›zda çi¤nenip ç›kar›lan parça, yemek".
‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. ¯ma/¯me fiilden isim yapma
eki ile ¯ca/¯ce ekinin birleflmesinden oluflmufltur.
-m›fl / -mifl / -mufl / -müfl
Fonksiyonlar› bak›m›ndan çeflitlilik gösterir:
Esåsen bir isim¯fiil eki olup båz› kelimelerde kal›plaflarak fiilden isim
a) Hastal›k ismi yapar: Bo¤maca.
yapma eki håline gelmifltir.
b) Hayvan ismi yapar: Atmaca.
Fonksiyonlar› çeflitlidir:
c) Hareketli ve hareketsiz oyun isimleri yapar: Koflmaca, bulmaca, bul-
a) Somut isimler yapar: Yarat›lm›fl, ermifl, yemifl.
durmaca, bilmece.
b) Soyut isim yapar: Geçmifl.
d) Eflya ismi yapar: Çekmece.
c) Araç ismi yapar: Dolmufl.
e) Soyut isimler yapar: Aldatmaca, kand›rmaca, yutturmaca.
d) S›fat yapar: Bilmifl.
Yabanc› kelimelere bu ekle karfl›l›klar türetilmifltir: Gülmece "mizah",
yan›ltmaca "mugålåta". e) Erkek ismi yapar: Durmufl, Sat›lm›fl, Toktam›fl.
f) fiehir ismi yapar: Ödemifl.
-maç / -meç Bu ekle terim yap›lm›flt›r. Doymufl fizik. ve kimya. "doyma durumuna
gelmifl, gaz, s›v› veya elektrom›knat›s".
‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu ¯me s›fat-
lar›n›n ¯eç küçültme ekiyle birleflmesinden meydana gelmifl olabilece¤i- Deyim yap›lm›flt›r: Güngörmüfl "hayat tecrübesi olan".
ni belirtir. Eski Türkçe’de k›ymaç, kavurmaç kelimeleri bulunmaktad›r.
Fonksiyon bak›m›ndan çeflitlilik gösterir: -n
a) Yemek ismi yapar: Ovmaç "hamuru ovalayarak yap›lm›fl k›r›nt›larla Eskiden beri kullan›lan bir fiilden isim yapma ekidir.
yap›lm›fl çorba".
Fonksiyonu bak›m›ndan fiilin gösterdi¤i hareketi yapan›, olan› ve daha
b) Ålet isimleri yapar: Delgeç, kurutmaç, kazmaç, kan›rtmaç "bir tür kal- çok yap›lan› belirten kelimeler yapar: Tütün, y›¤›n, ak›n, sökün, gelin,
d›raç", tutmaç, y›rtmaç "y›rtmaya yarayan ålet", çalmaç halk a¤z›. "ka- ›fl›n, ekin vb.
fl›k çal›nacak tahta kap".
Yabanc› kelimelere bu ekle karfl›l›klar türetilmifltir: Bas›n "matbuat",
c) Soyut isimler yapar: Yan›ltmaç "yan›ltmak üzere düzenlenmifl söz", yay›n "neflriyat", sorun "mesele", yaz›n "edebiyat", dizin "indeks", esin
kat›flmaç "farkl› maddelerden oluflmufl bütün". "ilham".
d) Somut isim yapar: Y›rtmaç "ço¤unlukla k›yafetlerde etek, paça veya
kol yeninde dikilmemifl uzunca aç›kl›k".
-nç
Yabanc› kelimelere bu ekle karfl›l›klar türetilmifltir: S›kmaç "kompre-
sör", almaç "ahize, reseptör", ay›rmaç "fårika", ça¤›rtmaç "tellal", e¤meç ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Dönüfllülük eki ¯n¯ ile fiilden
"kavis", emmeç "aspiratör", karmaç "mikser", yakmaç "brülör". isim yapan ¯ç ekinin birleflmesiyle oluflmufltur. Eski Türkçe’de bu ekle
yap›lm›fl kak›nç "öfke" kelimesi vard›, günümüzde bu kelime halk a¤z›n-
Yeni kelime türetilmifltir: Demeç. da bafl›na kakmak anlam›nda "bafl›na kak›nç etmek" ifådesinde
yaflamaktad›r.
-mak / -mek Fonksiyonu bak›m›ndan fiilin, hareketin ortaya ç›kard›¤› fleyi ifåde eden
isimler yapar, bunlar ayn› zamanda yabanc› kelimelere karfl›l›k olarak
Çok ifllek olan bir fiilden isim yapma ekidir. Mastar eki olarak adlan-
türetilmifltir: Bas›nç "tazyik", ezinç "azap".
d›r›l›r. Eski Türkçe’den beri kullan›l›r. Eski Anadolu Türkçesi’nde de bu
ekle yap›lm›fl virmek, düriflmek "çal›flmak", azdurmak, kaçmak vb. pek S›fatlar yapar: Ürkünç, korkunç.
çok kelime vard›r. Bu ekle yap›lm›fl ilginç kelimesi yanl›fl türetmedir. ‹lgimek fiili yoktur, il-
Genel fonksiyonu ^tibåriyle fiillerin hareket isimlerini yapar: Açmak, bil- gi ismine bu ek getirilmifl, isimden isim yapma eki özelli¤ini kazanm›fl-
mek, görmek, sevmek, koflmak, tutmak, yazmak, inmek, gelmek, içmek, t›r. Türkçe’de böyle bir isimden isim yapma eki yoktur.
bafllamak, yakmak, almak vb.
Kal›plaflma sonucu somut isimler yapar: Çakmak, yemek, ilmek "ilmik, -nt› / -nti / -ntu / -ntü
ilik", kaymak, bo¤mak halk a¤z›. "bo¤um yeri".
‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Dönüfllülük eki ¯n¯ ile fiilden
isim yapan ¯t›/¯ti ekinin birleflmesiyle oluflmufltur.
-man / -men Fonksiyonu bak›m›ndan çeflitlilik gösterir:
‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Fonksiyonu bak›m›ndan a) Da¤›n›kl›k, eksiklik ifåde eden isimler yapar: Ak›nt›, kesinti, esinti,
çeflitlilik gösterir: çisenti, s›z›nt› vb.
a) Meslek ismi yapar: Ö¤retmen. b) Bir bütünün parçalar›n› ifåde eden isimler yapar: K›r›nt›, k›rp›nt›,
b) Yer belirten isim yapar: Sekmen "basamak". saç›nt›, serpinti vb.
c) Fiilin belirtti¤i iflten, durumdan etkileneni gösteren isimler yapar: fiifl- c) Duygu, his belirten isimler yapar: B›k›nt›, buruntu vb.
man, azman. d) Küçültücü, afla¤›lay›c› isim ve s›fat yapar: Bozuntu, kas›nt› vb.
d) Ålet, araç ve eflya isimleri yapar: De¤irmen, e¤irmen "iplik e¤irmede e) Fiilin belirtti¤i hareketi yapan nesneleri gösteren isimler oluflturur:
kullan›lan araç", çekmen "flifle çekmekte kullan›lan araç", sokman halk Sark›nt› "sarkan fley".
a¤z›. "bir çeflit uzun konçlu çizme".
Bu ekle yabanc› kelimelere karfl›l›klar türetilmifltir: Üzüntü "teessür",
Bu ekle yeni kelimeler türetilmifltir: Çevirmen, e¤itmen, elefltirmen, y›k›nt› "haråbe", kesinti "kat’iyat", kuruntu "evham", sars›nt› "tezelzül",
dan›flman, sayman, seçmen, göçmen, katman, gözetmen, etmen, yazman. ürküntü "tevahhufl".

-maz / -mez -r
Esåsen bir isim¯fiil eki olup båz› kelimelerde kal›plaflarak fiilden isim Esåsen isim¯fiil eki olup, kal›plaflma ile meydana gelmifl bir fiilden isim
yapma eki håline gelmifltir. ¯ma¯/¯me¯ fiilden fiil yapma eki ile ¯z ekinin yapma ekidir. Gelir, yat›r, okur, düflünür, ister "^cap", çözünür "eriye-
birleflmesinden oluflmufltur. bilen", kötümser, iyimser, tafl›n›r kelimelerinde bulunmaktad›r.
Genel fonksiyonu ^tibåriyle olumsuzluk bildiren isim ve s›fatlar yapar: Yan›ndaki kelimeyi niteleyerek terim yapar: Bilir kifli hukuk. "ehlihibre".
Tükenmez, ç›kmaz, yaramaz, görmez halk a¤z›. "kör".
Kifli isimleri yapar: Solmaz, Korkmaz, Y›lmaz.
– 1409 –

-sal / -sel Eski Anadolu Türkçesi’nde ¯d›/¯di olarak kullan›l›yordu. Daha sonra t’li
flekilleri ortaya ç›km›fl ve ekteki sesli harf uyuma ba¤lanm›flt›r. Ekin d’li
‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. Uysal kelimesinde bulun- flekilleri günümüzde kullan›lmamaktad›r.
maktad›r.
Fonksiyonu ^tibåriyle çeflitlilik gösterir:
Fonksiyonu ^tibåriyle isimden isim yapma eki ¯sal/¯sel gibi åitlik, ilgili ol-
ma ifåde eden s›fatlar yapar: Görsel, iflitsel kelimeleri yeni türetilmifltir. a) Fiilin belirtti¤i iflten oluflan nesneleri ifåde eden isimler yapar: Bölün-
tü "bölünen fley, parça".
b) Fiilin belirtti¤i iflin sonucunda oluflan hareketi ifåde eden isimler
-t yapar: Sallant›, bulant›, gezinti.
‹fllek olmayan ancak Eski Türkçe’den beri kullan›lan bir fiilden isim yap- c) Fiilin belirtti¤i ifli gösteren isimler yapar: Özenti. Bu kelime halk a¤-
ma ekidir. Muharrem Ergin’e göre ek Eski Türkçe’de ¯ut/¯üt fleklinde idi. z›nda herkese ve herfleye özenen ve bu özelli¤i hofl karfl›lanmayan
Eski Anadolu Türkçesi’nde de båz› kelimelerde bir süre böyle kullan›l- kifliler için kullan›l›r.
m›flt›r: Geçüt, aflut "afl›lacak yer". Daha sonra ekteki sesli harf yard›mc›
ses durumunu alarak sesli uyumuna ba¤lanm›flt›r: Geçit. Tahsin Ban- Bu ek, n sesi ile biten fiil kök ve gövdeleri d›fl›nda baflka fiil kök ve göv-
guo¤lu bu ekin geçmifl zaman ekini (geçmifl kipini) meydana getirmifl delerine de gelebilmektedir: Ba¤›rt›, ça¤›rt›, karart›, ürperti, k›zart›, belir-
olabilece¤ini ifåde eder: (Geç¯it¯im > geçtim). ti, buyurultu vb.

Fonksiyonu ^tibåriyle çeflitlilik gösterir:


a) Araç ismi yapar: Tafl›t, binit. -v

b) Somut isimler yapar: Yaz›t, yap›t, sark›t, dikit. Türkçe’de böyle bir fiilden isim yapma eki bulunmamaktad›r. Ancak son
zamanlarda bu ekle saylav, s›nav, ödev ve türev kelimeleri türetilmifltir.
c) Soyut isimler yapar: Umut, ay›rt, soyut. Bunlar› yanl›fl türetme olarak kabul etmek yerinde olacakt›r.
d) Hem somut hem soyut isimler yapar: Kesit, kan›t, yak›t.
e) Erkek ismi yapar: Korkut. -y
f) Yiyecek ismi yapar: Yo¤urt. Türkçe’de böyle bir fiilden isim yapma eki bulunmamaktad›r. Ancak son
zamanlarda bu ekle onay, uzay ve deney kelimeleri türetilmifltir. Bunlar›
yanl›fl türetme olarak kabul etmek yerinde olacakt›r.
-tay
Türkçe’de böyle bir fiilden isim yapma eki bulunmamaktad›r. Ancak son
zamanlarda bu ekle say›fltay dan›fltay ve çal›fltay kelimeleri türetilmifltir. -z
Bunlar› yanl›fl türetme olarak kabul etmek yerinde olacakt›r. ‹fllek olmayan bir fiilden isim yapma ekidir. T›k›z, a¤laz ve bo¤az (<
bo¤¯u¯z) kelimelerinde yaflamaktad›r.
-t› / -ti / -tu /-tü
‹fllek olarak kullan›lan bir fiilden isim yapma ekidir. Eski Türkçe’de ve

L ‹ S T E 4 . Fiilden fiil yapma ekleri

-ala- / -ele- sekiz flekli de kullan›lmaktad›r.

‹fllek ve canl› bir fiilden fiil yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu’na göre da- Bir oldurma ve yapt›rma ekidir. Faktitif ekleri içinde en çok kullan›lan›-
mak sesi düflmesiyle ¯ekle¯ ekinden gelmifl olmal›d›r. Fonksiyonu ^tibå- d›r. Sesli ile biten tek heceli fiillerle, sessizle biten bütün fiil kök ve göv-
riyle tekerrür bildiren fiiller yapar: Kovalamak, ovalamak (< o¤alamak), delerine getirilir: Yedirmek, açt›rmak, vuruflturmak, sevindirmek, düflürt-
silkelemek, eflelemek, flaflalamak, duralamak, itelemek, gevelemek, ka- türmek.
kalamak, sepelemek, çalkalamak (< çalka¯ala¯mak). Bu ekten önce fiilden fiil yapma eklerinden ¯n¯, ¯fl¯ ve ¯t¯ faktitif eki gele-
Bu ekle yeni kelime de türetilmifltir: Çabalamak. bilmektedir.
Bu faktitif ekiyle yap›lm›fl båz› fiiller, ettirgen anlat›m›n› bir kullan›flta
veya tamåm›yle kaybetmifl, basit taban anlam›na ya da baflka bir üreme
-ar- / -er- anlama dönmüfllerdir: Sald›rmak, bast›rmak, sard›rmak, döktürmek, sök-
Eskiden beri kullan›lan, fakat ifllek olmayan bir fiilden fiil yapma ekidir. türmek, dald›rmak.
Tahsin Banguo¤lu, bu ekin eski ¯gar¯/¯ger¯ ekinden gelmifl olabilece¤ini Båz› fiillerde de ettirgen anlat›m› sådece "imkån vermek, irådesizce se-
söylemifl, bunun yan›s›ra Eski Türkçe devresinde ekin ¯ar¯/¯er¯ fleklinde bep olmak" anlam›na dönmüfltür: Öptürmek, çald›rmak, kapt›rmak, sez-
görüldü¤ünü de ifåde etmifltir. Faktitif ekidir (Fiilden ettirgen çat› türe- dirmek, küstürmek, and›rmak.
tir). Örnekleri azd›r: Koparmak, ç›karmak, gidermek (< git¯er¯mek), onar-
mak, yakarmak.
-ga- / -ge-

-dar- / -der- Türkçe’de böyle bir fiilden fiil yapma eki bulunmamaktad›r. Ancak son
zamanlarda bu ekle indirgemek, yükseltgemek kelimeleri türetilmifltir.
‹fllek olmayan bir fiilden fiil yapma ekidir. ¯d›r¯/¯dir¯ ekinin bir baflka Bunlar› yanl›fl türetme olarak kabul etmek yerinde olacakt›r.
fleklidir. Muharrem Ergin’e göre ekin oluflumu hakk›nda iki ihtimal ileri
sürülebilir: ¯dur¯/¯dür¯’ün düzleflmesiyle ortaya ç›km›fl olabilir veya
göndermek fiilinin Eski Türkçe’deki flekline (köndger¯ [< kön¯d¯ger¯]) ba- -›- / -i- / -u- / -ü-
k›larak eski ¯gar¯/¯ger¯ ekinin g’sinin düflmesiyle olufltu¤u söylenebilir.
Eski Anadolu Türkçesi’nde ve båz› a¤›zlarda görülür: Döndermek "dön- ‹fllek olmayan bir fiilden fiil yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu’na göre Es-
dürmek", göndermek. ki Türkçe’de canl› bir ¯ik¯ edilgen çat› eki ile ilgilidir. Berkitme anlam› ta-
fl›maktad›r: Kaz›mak, sürümek, bürümek (< bür¯i¯mek), sanc›mak "sanc›
Günümüz Türkiye Türkçesi’nde göndermek fiili yayg›n olarak kullan›l- vermek".
makta, döndermek ise a¤›zlarda yaflamaktad›r.
Fonksiyonu ^tibåriyle faktitif (ettirgen) ekidir. Kendisinden sonra ¯t¯ fak-
titif ekini de alabilmektedir: Göndertmek. -k-
‹fllek olmayan bir fiilden fiil yapma ekidir. Eski Anadolu Türkçesi’nde bu
ekle yap›lm›fl durukmak "duraklamak", sürükmek "sürülmek" kelimeleri
-d›r- / -dir- / -dur- / -dür- / -t›r- / -tir- / -tur- / -tür- vard›r. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde k›rkmak (< k›r¯k¯mak), kalkmak
Türkçe’de eskiden beri görülen ve ifllek olarak kullan›lan bir fiilden fiil (< kal¯›¯k¯mak) ve sarkmak (< sar¯k¯mak) fiillerinde yaflamaktad›r.
yapma ekidir. Tahsin Banguo¤lu’na göre iki ettirgen çat› ekinin, ¯it¯ ile
¯ür¯ eklerinin üst üste gelmesinden do¤mufl bir birlefliktir. Eski Türk-
çe’de ¯tur¯/¯tür¯/¯dur¯/¯dür¯ olarak sådece yuvarlak flekilleri vard›. Bun- -l-
lardan ¯tur¯/¯tür¯ en eski flekildir: Keltürmek (> getirmek), olturmak (> Eskiden beri kullan›lan ve ifllek olan bir fiilden fiil yapma ekidir. Günü-
oturmak). Eski Anadolu Türkçesi’nde ekin sådece d’li ve yuvarlak flekil- müz Türkiye Türkçesi’nde sesli harfle veya l ile biten fiil kök ve gövde-
leri kullan›lm›flt›r: Azdurmak, daldurmak, bildürmek. Ek sesli ve sessiz lerine getirilememektedir. Eski Türkçe’de sesli harfle biten fiil kök ve
uyumuna son zamanlarda ba¤lanm›flt›r, günümüz Türkiye Türkçesi’nde
– 1410 –
gövdelerine getiriliyordu: Yelmek (< ye¯l¯mek) "yenilmek (yemek)". Ayr›- lar› yere göre anlamak ve ay›rmak mümkün olabilir: Süslenmek (kendi
ca sessiz harfle biten fiil ve kök gövdelerinde önündeki sesli harfi (yar- kendine süslenmek), süslenmek (araba süslenmek); silinmek (kendi ken-
d›mc› sesi) bünyesine dåhil etmifl, sesli uyumuna ba¤l› olarak çok flekil- dine silinmek), silinmek (duvarlar silinmek) vb.
lilik göstermifltir. Eski Anadolu Türkçesi’nde ise bu yard›mc› sesin düz
flekilleri kullan›lm›flt›r: Düzilmek (< düz¯il¯mek), tut›lmak (< tut¯›l¯mak).
Nådiren sesli harfle biten fiil kök ve gövdelerine de bu flekilde getirilmifl- -p-
tir: Diyilmek (< di¯y¯il¯mek). Eski Anadolu Türkçesi’nden sonra l’nin
‹fllek olmayan bir fiilden fiil yapma ekidir. Serpmek, k›rpmak kelimelerin-
önündeki sesli harf yard›mc› ses olarak kabul edilmifl ve sesli harfle ve-
de bulunmaktad›r.
ya l ile biten fiil kök ve gövdelerine bu ek getirilmemifltir.
Fonksiyonu ^tibåriyle pasiflik ve meçhul ifåde eden fiiller yapar. Türk-
çe’deki as›l pasiflik ve meçhul eki ¯l¯’dir. -r-
Olma ifådesi tafl›yan fiillerden meçhul fiiller yapmaktad›r. Bunlarda fåil Eskiden beri kullan›lan ve ifllek olan bir fiilden fiil yapma ekidir. Faktitif
bulunmaz: Durulmak, gidilmek, düflülmek, yat›lmak, korkulmak, susul- eklerindendir. Eski Türkçe’de ve Eski Anadolu Türkçesi’nde ekten önce
mak vb. gelen yard›mc› ses yuvarlakt›r: Ölürmek, degürmek "de¤dirmek", irür-
mek "ulaflt›rmak", dururmak vb. Daha sonra ek sesli uyumuna tåbi ol-
Yapma ifåde eden fiillerden pasif fiiller yapar. Bu fiillerde fåil vard›r, fa-
mufltur.
kat pasiftir. Hareketi kendisi yapmaz, harekete måruz kal›r veya hareket
baflkas› taraf›ndan yap›l›r: Yap›lmak, kesilmek, aç›lmak, görülmek, uçu- ¯r¯, sesli harfle biten fiillere getirilemez. Sessiz harfle biten fiillerin båz›-
rulmak, gezdirilmek, ürkütülmek vb. lar›na getirilir. Tek heceli fiil köklerine eklenebilir.
Båz› fiillerde kendi kendine olma ifådesi, pasiflik månås›n› ortadan kald›r- Kendisinden önce ¯z¯ fiilden fiil yapma eki d›fl›nda baflka bir fiilden fiil
m›fl ve pasiflik eki, dönüfllülük eki gibi olmufltur. Üzülmek, s›k›lmak vb. yapma eki alamaz (< em¯i¯z¯i¯r¯mek > emzirmek). Kendisinden sonra ise
sadece ¯l¯, ¯t¯ ekleri ve olumsuzluk eki gelebilir: Ka篛¯r¯ma¯mak,
Bu ekle yap›lan bütün fiiller geçiflsizdir.
iç¯i¯r¯i¯l¯mek, flafl¯›¯r¯t¯mak vb.
Fonksiyonu bütün faktitif ekleri gibi geçifllilik ve baflkas›na yapt›rmad›r:
-ma- / -me- Geçirmek, kaç›rmak, içirmek, göçürmek, uçurmak, afl›rmak, tafl›rmak, dü-
flürmek, flafl›rmak, piflirmek, bitirmek vb.
Çok ifllek olan bir fiilden fiil yapma ekidir. Eskiden beri de¤iflmeden kul-
lan›lmaktad›r. imek fiili d›fl›nda bütün fiil kök ve gövdelerine getirilebil-
-fl-
mektedir. Fiillerin çekimli flekillerinde båzen y sesinin etkisiyle ve orta
hece durumunda kald›¤› için ekteki sesli harf de¤iflebilmektedir: Gelmi-
yor, olmuyor, alm›yor, görmüyor. Gelecek zaman çekiminde ve ¯an/¯en ‹fllek olan bir fiilden fiil yapma ekidir. Sesli harfle biten fiillere do¤rudan
isim¯fiil ekini ald›¤›nda oluflan de¤ifliklikler (gelmiyecek, alm›yan) yaz›- do¤ruya, sessiz harfle bitenlere ise yard›mc› sesle eklenir. Eski Türk-
da yer almamaktad›r. çe’de bu yard›mc› sesler sesli uyumuna ba¤l›yd›. Eski Anadolu Türkçe-
si’nde sadece düz flekilleri kullan›lm›flt›r: Uy›flmak (< uy¯›¯fl¯mak), gülifl-
Fonksiyonu ^tibåriyle fiillere olumsuzluk anlam› kazand›r›r. Olmama,
mek (< gül¯i¯fl¯mek). Daha sonra tekrar uyuma ba¤lanm›flt›r.
yapmama ifåde eder: Bafllamamak, gelmemek, dikmemek, söylememek,
almamak, satmamak, koflmamak, tutmamak, açmamak, bilmemek, kat›l- Fonksiyonu ^tibåriyle ortakl›k ve olufl bildiren fiiller yapar:
mamak, düzelmemek vb. a) Ortakl›k bildiren fiiller yapar. Üç flekilde yap›l›r:
(1) Karfl›l›kl› yap›lma bildirir: Dövüflmek, kucaklaflmak, sözleflmek, at›fl-
-msa- / -mse- mak, vuruflmak vb.
‹fllek olmayan bir fiilden fiil yapma ekidir. Fiilden fiil yapan ¯se ekinin fi- (2) Birlikte yap›lma bildirir: Uçuflmak, bölüflmek, gülüflmek, a¤laflmak,
ilden isim yapma eki ¯im veya m sesi ile birleflmesiyle meydana gelmifl- kofluflmak vb.
tir. Tahsin Banguo¤lu’na göre isimden fiil yapan ¯msa¯/¯mse¯ eki buna (3) Hem karfl›l›kl› yap›lma hem de birlikte yap›lma bildiren fiiller de var-
benzetilerek oluflmufltur. Muharrem Ergin ise bu ekin, isimden fiil ya- d›r: Kap›flmak.
pan ¯msa¯/¯mse¯’den geldi¤ini belirtir.
b) Olufl bildiren fiiller yapar: Geliflmek, giriflmek, bulaflmak, eriflmek, zor-
Türkçe’de ¯se ve ¯si¯ istek ve benzerlik fiilleri kar›flt›¤› için ¯msa¯/¯mse¯ laflmak, iyileflmek, a¤›rlaflmak, ulaflmak, güzelleflmek vb.
kullan›l›fl›n›n yan›nda ¯ms›¯/¯msi¯ flekli de ortaya ç›km›flt›r: A¤lamsamak
/ a¤lams›mak, k›namsamak / k›nams›mak. Bu ekle yap›lan båz› fiiller hem olufl hem de ortakl›k ifådesi tafl›r: S›k›fl-
mak "el s›k›flmak; bir yerde s›k›flmak", tutuflmak "karfl›l›kl› tutmak; yan-
Fonksiyonu ^tibåriyle "benzerlik, gibi yapma" anlam› tafl›yan fiiller ya- mak".
par: Gülümsemek.
Båzen ¯n¯ dönüfllülük ekinden ve ¯l¯ pasiflik ekinden sonra da gelebilir:
Halk a¤z›nda a¤lamsamak, durumsamak "duraklamak, sözü a¤z›ndan al- Dayan›flmak, da¤›l›flmak vb.
mak", k›namsamak ve k›namsar kelimeleri yaflamaktad›r.
Bu ekle yeni türetilmifl çekimsemek, çekimser kelimeleri bulunmaktad›r.
-t-
‹fllek olarak kullan›lan bir fiilden fiil yapma ekidir. Eski Anadolu Türk-
-n- çesi’nde båzen çekim s›ras›nda iki sesli harf aras›nda bulundu¤u zaman
Eskiden beri kullan›lan çok ifllek bir fiilden fiil yapma ekidir. Fiildeki ha- sedål›laflm›flt›r: Ak›dur, a¤ladan. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde halk
reketi, o hareketi yapan nesnenin üzerine döndürdü¤ü için dönüfllülük a¤z›nda da bu sedål›laflma mevcuttur.
eki de denilmektedir. ¯n¯ eki sesli harfle biten fiillere do¤rudan do¤ruya, Fonksiyonu ^tibåriyle fiillerden oldurma ve yapt›rma ifåde eden fiiller
sessiz harfle bitenlere de yard›mc› sesle getirilir. Eski Türkçe’de bu yar- yapar. Faktitif eklerindendir: Aratmak, düzeltmek, sark›tmak, korkut-
d›mc› sesler sesli uyumuna ba¤l›yd›. Ancak Eski Anadolu Türkçesi’nde mak, yükseltmek, benzetmek, dar›ltmak, yükletmek, ak›tmak, yürütmek,
sådece düz flekilleri kullan›lm›flt›r: Bul›nmak, görinmek, bürinmek, soy›n- yan›ltmak, azaltmak, söyletmek, ça¤›rtmak vb.
mak vb. Daha sonra tekrar sesli uyumuna ba¤lanm›flt›r: Tutunmak, dö-
vünmek vb. Di¤er faktitif eklerinden sonra da gelebilmektedir: Sürdürtmek, kofldurt-
mak, sildirtmek, geçirtmek, kaç›rtmak, flafl›rtmak vb.
Fonksiyonu ^tibåriyle kendi kendine yapma veya olma ifåde eden fiiller
yapar: Al›nmak, gezinmek, dolanmak, bulunmak, kaç›nmak, söylenmek,
saklanmak vb. -z-
Bu ekle yap›lm›fl fiillerin båz›lar› gönüfllülük de¤il, pasiflik ve meçhul ifå- ‹fllek olmayan bir fiilden fiil yapma ekidir. Eski Türkçe’de ve Eski
de eder. Türkçe’de as›l pasiflik ve meçhul eki ¯l¯’dir. Ancak ¯l¯ sonu ses- Anadolu Türkçesi’nde daha çok kullan›lm›flt›r: Utuzmak "kumarda,
li harfle ve ¯l¯ ile biten fiillere getirilememektedir. Bu sebeple ¯n¯ kulla- oyunda kaybettirmek", tamz›rmak (< tam¯›¯z¯›¯r¯mak) "damlatmak",
n›lmaktad›r: Bafllanmak, yenmek, denmek, bilinmek, süslenmek, aran- emizmek "emzirmek".
mak, silinmek vb.
Fonksiyonu ^tibåriyle oldurma veya yapt›rma ifåde eder. Faktitif eklerin-
¯n¯ eki n sessizi ile biten fiil köklerine getirilememektedir. dendir. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde emzirmek (< em¯i¯z¯i¯r¯mek) ve
Dönüfllülük eki olan ¯n¯ ile pasiflik ve meçhul eki olan ¯n¯’yi kullan›ld›k- halk a¤z›nda utuzmak kelimelerinde bulunmaktad›r.
– 1411 –

Türkçe’de olmad›¤› halde kelime türetilmifl ekler Tek örne¤i bulunan di¤er ekler
(tek örnekli)
‹simden isim yapma ekleri ‹simden isim yapma ekleri
¯em: Önem ¯n: Zorunlu
¯et: Özet ¯sik: Yüksük (< yik+sik)
¯ge: ‹mge ¯fl: Yokufl (< yok+u+fl)
¯gü: Özgü ¯tem: Yöntem
¯gün: Özgün ¯t›rak: Yabant›rak "bir tür dereotu"
¯kin: ‹çkin ¯tuk: Koltuk
¯lem: ‹kilem ¯vafl: Karavafl
¯tay: Yarg›tay ¯y: Ortay
¯z: Topuz

Fiilden isim yapma ekleri Fiilden isim yapma ekleri


¯ceme: Sürünceme ¯ev: Görev
-et: Te¤et ¯k›ç: Bask›ç "merdiven"
¯fl: Ülefl "pay" ¯mer: Katmer
¯mur: Ya¤mur
¯pak: Kaypak
¯sak: Savsak
¯van: Yayvan

Fiilden fiil yapma ekleri


¯sa¯: Ç›karsama

You might also like