Professional Documents
Culture Documents
LITERARY THEORIES
FINAL PAPER
SUPERVISOR
FIRAT KAPLAN
22920016001
VAN-2022
ELEŞTİREL IRK TEORİSİ
Öz
Eleştirel Irk Teorisi (CRT), 1970'lerde hukuk alanında ortaya çıkmış ve edebiyat ile eğitim
gibi çeşitli alanlarda yaygın ilgi ve uygulamalar kazanmış bir entelektüel gelenektir. CRT,
bu konuları yeterince ele almadığı anlayışı üzerine kuruludur. Bu makale, Eleştirel Irk
toplumdaki karşılığını ve bu teoriye yöneltilen eleştirileri içeren detaylı bir bakış sunmayı
amaçlamaktadır.
Abstract
Critical Race Theory (CRT) is an intellectual movement that emerged within the legal field in
the 1970s and has since gained widespread attention and application in various fields,
including literature and education. CRT is founded on the understanding that race and racism
are integral to the American experience and that traditional legal analysis often falls short in
addressing these issues. The purpose of this article is to offer a comprehensive overview of
CRT, including its fundamental principles, its connection to literature and education, and its
2
Giriş
Edebiyat eleştirisi tıpkı edebiyatın kendisi gibi tarih sahnesine neredeyse insanla birlikte
Edebiyat eleştirisi yapılırken içinde bulunulan dönem ve topluluklara göre belirgin farklılıklar
kapsayan bir uygulamadır. Bir edebî eserin karakterleri, konusu, temaları, sembolleri ve stilini
kullanılabilecek çeşitli yöntem ve teoriler vardır. Edebî eleştiri alanı, farklı eleştirmenler
belirli bir eser için farklı yorum ve değerlendirmeler yapabileceği için, öznel ve tartışmaya
açık olabilir. Ancak, edebî eleştiri yapmak, okuyucuya bir eserin derin anlam ve temalarına
dalma ve eserin önemini daha geniş bir kültürel bağlamda düşünme imkanı sağladığından
dolayı, doyurucu ve zenginleştirici bir deneyim olabilir (Johnson, 2011). Kökeni antik Yunan
kapsayan bir alana evrimleşmiştir. İlk dönemlerinde belirli bir sistematiği yokken edebiyat
eleştirisi zamanla belli bir sistem çerçevesinde yapılmaya başlanmıştır. Edebiyat eleştirisi 20.
yy ile birlikte oldukça çeşitli alt dalları olan sistematik bir bilim dalı olmuştur. Edebiyat
eleştirisinin zaman içerisinde farklılaşması kendi içerisinde alt türlerinin oluşmasına yani yeni
eleştiri kuramlarının doğmasına yol açmıştır (Çil, ?). Bu çalışmada işte bu yeni eleştiri
kuramlarından “Eleştirel Irk Teorisi” (Critical Race Theory veya CRT) üzerinde durulacaktır.
Eleştirel Irk Teorisi toplumda baskın olan ırksal eşitsizliği ortaya çıkartmayı ve onunla
mücadele etmeyi amaçlayan bilimsel bir radikal aktivizm hareketidir ve 1970'lerde ırk ve
ırkçılık konularını yeterince ele almayan geleneksel hukuki analizlere tepki olarak ortaya
3
çıkmıştır. Irk kavramı uzun ve karmaşık bir tarihe sahiptir ve Aydınlanma dönemindeki
kölelik ve diğer ırkçı zulüm şekillerini haklı çıkarmayan ırk farklılıkları üzerine çeşitli teoriler
geliştirdi. Bu teoriler sıklıkla belli ırk gruplarının doğuştan üstünlüğüne dayanan sahte
muamelelerini meşrulaştırmak için kullanılırdı. ABD'de, kölelik ve ırk ayrımı ülkenin sosyal,
ekonomik ve politik yapısı üzerinde kalıcı bir iz bıraktı. İnsan Hakları Hareketinin sağladığı
önemli ilerlemelerine rağmen, ırk ve ırkçılık konuları hala ABD toplumunda önemli bir
sosyal, politik ve kültürel çatışma kaynağı olarak görülmektedir. Eleştirel Irk Teorisi ırk ve
ırkçılığın toplumsal düşüncelerin ve toplumsal güç unsurlarının ilişkilerinin bir sonucu olduğu
anlayışına dayanır. Eleştirel Irk Teorisi kuramcıları, ırksal eşitsizliğin normal ve kayda değer
değilmiş gibi görünen varsayım ve yapılarla sürdürülme şeklini açığa çıkarmaya çalışırlar
Akademi dünyasında oldukça yeni olmasına karşın Eleştirel Irk Teorisi, Amerika’da ırk ve
ırkçılığa vazgeçilmez bir bakış açısı getirmiştir. Eleştirel Irk Teorisi günümüzde ırk üzerine
çalışmalar yürüten birçok aydının artık “sağduyu” olarak gördüğü ırkın biyolojik temelli ve
doğal olmasından ziyade toplum tarafından oluşturulduğu görüşünü öne sürmüştür. Ancak ırk
atılması gerektiğini savunan bazı görüşlerin aksine Eleştirel Irk Teorisi, toplum tarafından
inşa edilen bir kavram olarak ırkın onu yaratan Beyazların menfaatlerini kollayan bir araç
işlevi gördüğünü ve bu yeni yaklaşımın ırkçılık sorununu incelemek için eşsiz bir bakış açısı
getirdiğini savunur. Eleştirel Irk Teorisine göre ırksal eşitsizlik, Beyazların kendi elitlerinin iş
dünyasında ve politikada çıkarlarını korumak için ırklar arasında yarattığı ve buna bağlı
olarak da birçok azınlık topluluğunda yoksulluk ve suça yatkınlık durumlarında artışa sebep
4
Eleştirel Irk Teorisi, Amerika Birleşik Devletleri’nde yasa ve politikaların her daim siyahî
biçimlerine odaklanmışlardır. Eleştirel Irk Teorisi hem Beyaz kurumların eylemlerinin ırk
ayrımcılığını nasıl yarattığı ve sürdürdüğüyle hem de, daha önemlisi, Beyazların kurumlarının
ve hükümet organlarının ırksal suç oluşumlarını nasıl cezalandırdığı ve onlara nasıl eziyetler
çektirdiğiyle ilgilenir.
Eleştirel Irk Teorisinin ortay çıktığı tarihteki şartlar onun entelektüel ve siyasi bir hareket
olarak gelişimini anlamada hayati öneme sahiptir. Eleştirel Irk Teorisi 1970’lerin ortasında bir
grup avukat, aktivist ve hukuk alanında çalışma yürüten aydının neredeyse eş zamanlı olarak
hatta birçok açıdan geriye dönüldüğünü fark etmesiyle ortaya çıkmıştır. Irkçılığın üstü kapalı
biçimleriyle savaşmak için yeni teori ve stratejilere ihtiyaç duyulduğunun farkına varan
Derrick Bell, Alan Freeman ve Richard Delgado gibi yazarlar bu konu üzerine kafa yoran ilk
yazarlardır. Onlara kısa sürede başkaları da katıldı ve bu grup ilk konferansını 1989 yazında
Wisconsin’de düzenledi. Daha sonraki süreçlerde bazıları kapalı oturum şeklinde geçen
yapılan açık oturum ve toplantılar ise hazırlık çalışmaları, açılış konuşmaları, birkaç günlük
kapsamlı sunumları ile geçti (Delgado ve Stefancic, 2001). Bu çalışmalar sonucunda bu teori
5
Eleştirel Irk Teorisinin Temel İlkeleri
Eleştirel Irk Teorisinin nihai, kesin bir metni yoktur ancak aktivizmden ve hukuk, kurumlar ve
ırksal güç arasındaki itilaflı ilişkileri anlamaya çalışan aydınların yazıları sayesinde
gelişmektedir. Akım üyeleri arasındaki kayda değer farklı inanışlara rağmen Eleştirel Irk
Teorisinin kurucularından biri olan Richard Delgado ve Jean Stefancic’e göre diğer birçok
Eleştirel Irk Teorisi kuramcısının da kabul ettiği, ırk ve ırkçılık ile ilgili birkaç genel görüş
vardır. Eleştirel Irk Teorisi kuramcılarının ortak paydada buluştuğu bu görüşleri Eleştirel Irk
Eleştirel Irk Teorisinin akademik dünyada oldukça ses getirmiş ve neredeyse tüm
kuramcıların hemfikir olduğu görüşlerinden biri ırkın biyolojik temelli değil toplum
tarafından inşa edilmiş bir olgu olduğu görüşüdür. Irk toplumsal bir yapıdır be değişken bir
anlamı olup sosyal güç yapıları ve içinde bulunulan tarihi dönemlere bağlıdır (Lopez, 1997).
İnsan türünün kalıtım yoluyla edinilen fiziksel ve davranışsal farklılıklarına göre farklı
gruplara ayrıldığını iddia eden biyogenetik ırk yaklaşımı 20. yüzyılın sonlarında genetik
üzerine yapılan çalışmalarla çürütülmüştür. Sosyal inşanın veya sosyal inşa sürecinin ne
olduğu üzerinde fikir birliği tam olarak sağlanmamış olsa da sosyal bilimciler, tarihçiler ve
konu üzerinde çalışmalar yürüten diğer akademisyenler ırk kavramının toplum tarafından inşa
Bazı Eleştirel Irk Teorisi kuramcılarına göre ırk, ten rengi, belirli yüz hatları ile saç şekilleri
davranışsal eğilimlerin arasındaki yapay ilişki veya birlikteliktir. Bu ilişki veya birliktelikler
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki baskın gruplar, yani Avrupa kökenli Beyazlar, tarafından
6
diğer grupların sözde aşağılık, ahlaksızlık ve kendi kendilerini yönetememe gibi niteliklerine
2- Irkçılığın Normalliği/Sıradanlığı
Eleştirel Irk Teorisi kuramcıları için en az ırkçılığın toplum tarafından inşa edildiği savı kadar
önemli olan ve küresel anlamda bir farkındalık oluşturmak için olağanüstü bir çaba sarf
ettikleri bir diğer görüş de ABD’deki ırkçılığın anormal değil normal bir olgu olduğudur.
Beyaz olmayan insanların çoğunun deneyimlediği sıradan bir olaydır ırkçılık. Beyazlar
arasında aşırı ırkçı davranış ve inançların 20. yüzyılın ortalarından öncesi ile kıyaslandığında
politikaların ortadan kaldırılmış olmalarına rağmen Siyahi insanların çoğu rutin bir biçimde
ayrımcılığa veya hem kamuda hem özel sektörde adaletsizliğe maruz kalmaya devam
etmektedir.
Örnek verilecek olursa, Afrika veya Latin kökenli Amerikalıların bezer nitelikleri taşıyan
Beyaz Amerikalılara kıyasla kiralama, kredi veya iş taleplerinin reddedilmesi daha olasıdır.
Bir ürün veya hizmete beyazlara göre daha fazla ücret ödemek zorunda kalıyorlar veya polis
ya da diğer vatandaşlar tarafından, adaletsiz bir biçimde, Beyazlara kıyasla suça daha yatkın
oldukları düşünülüyor ve bu yüzden ölümcül güç kullanımı dahil polis şiddetine uğramaları
daha olasıdır. Yine mahkemelerce suçlu bulunduklarında Beyazlara oranla daha sık ve daha
uzun süreler boyunca hapse mahkum edilirler. Siyahi insanlara karşı yapılan ırkçı
davranışların çoğu sözlü hakaret şeklinde olup genellikle “gizli”, sıklıkla istemsiz veya
olumsuz tavır mesajı içerirler. Bu yüzden de CRT kuramcılarına göre bu tarz tutumların
7
3- Çıkar Çakışması
Derrick Bell’in çıkar çakışmaları kuramına göre siyahî insanların yararına gelişmeler veya
mahkeme kararları sadece bu tür kararlar Beyazların kendi menfaatlerine yaradığında veya
onların ayrıcalıklarını sürdürmelerine olanak sağladığında ortaya çıkar (Bell, 1980). Eleştirel
Irk Teorisi kuramcılarının da hem fikir olduğu bu sava göre Siyahi insanların yararınaymış
gibi görünen yasal düzenlemeler aslında baskın durumdaki Beyazların çıkarlarına hizmet
Irksal eşitsizlik Birleşik Devletlerin sosyal, siyasi ve ekonomik koşullarıyla iç içe geçmiş
durumdadır. Resmi ve yasal düzenlemeler bu yüzden, tek başına, siyahî insanların her gün
karşılaştıkları ırkçılık ile mücadelede etkisiz olacaktır çünkü kasıtlı ırkçılığı ortadan
4- Kademeli Irkçılaştırma
Azınlık grupların üyeleri periyodik olarak kademeli ırkçılaştırmaya maruz kalmakta veya
atfedilmektedir. Bu tarz stereotipler medyanın yanı sıra edebiyatta veya film ya da televizyon
okullarındaki tarih dersi müfredatının içeriğini bile etkilemektedir. Örneğin 1950’lerden önce
Siyahi insanlar basit düşünen, çocuksu ve Beyazların hegemonyası altında olmaktan mutlu
hizmetkarlar veya işçiler olarak görülürlerdi. Daha sonra Beyazların Amerikan toplumundaki
Siyahlat, özellikle Siyahi erkekler, şiddete meyilli doğuştan suçlu bireyler veya çok çalışan
beyazların paralarıyla yapılan sosyal yardım programlarını sömüren tembel yaratıklar olarak
8
görülmeye başladılar. Bu tarihi gelişim süreci Amerikan toplumunda Beyazların diğer
insanlara karşı olan bakış açısının süreç içinde kademeli bir şekilde nasıl değiştiğini ortaya
koymaktadır. Eleştirel Irk Teorisi kuramcıları bu gelişimi ırkın sosyal bir inşa olduğu
gerektiği görüşündeler.
5- Keşisimsellik
İlk olarak Kimberlé Crenshaw tarafından ortaya atılmış bir teori olan keşisimsellik ve anti-
özcülük kavramları da Eleştirel Irk Teorisine dâhildir. Bir birey için tek bir kimlik yoktur,
aksine herkes onların kim olduklarını belirten kültürel, sosyal, sınıfsal, cinsiyet ve birçok
başka kimliğin kesişim noktasındadır (Crenshaw, 1989). Keşisimsellik tezine göre hiçbir
birey tek bir gruba dahil edilerek tanımlanamaz. Bir Afrika kökenli Amerikalı birey aynı
zamanda bir kadın, bir lezbiyen, bir feminist veya bir Hıristiyan olabilir.
6- Rengin Sesi
Bu teze göre beyaz olmayan insanlar ırkçılığın farklı biçim ve etkileri ile ilgili diğer grup
üyeleri adına konuşacak yetkinliktedir. Bu ortak kanı, ırkçılık ve diğer türlü baskıların
kurbanlarının kendilerini ifade eden görüşleri sayesinde yasal sistemin doğasını anlamamızı
sağlamıştır.
Eleştirel Irk Teorisi aynı zamanda ırkçılığın sona erdiği bir döneme (post-racialisim) de
eleştiri getirir. Bu sadece yasal kurumlara ve Amerika Birleşik Devletleri’nde ırkın devam
eden rolünü gizlemeye çalışan mahkemelerin sözde stratejilerine değil aynı zamanda kamu ve
Post-racialism kimin yasal olarak ABD’ye girebileceğine karar veren göç politikasından Hint,
9
Kore Japon ve Çin kökenli model azınlıklara bakış açısına kadar her şeyi etkiler (Chang,
1993).
Irk ve ırkçılık Amerikan toplumuna hangi açıdan bakarsanız bakın tarih boyunca olduğu gibi
günümüzde de önemli bir sorun olmuştur. Irksal eşitsizlik eğitim alanında ele alındığında,
fırsat eşitliği, olanaklara erişim ve sonuç gibi faktörler üzerinde oldukça etkili bir kavramdır.
yarayacak çözümler üretmeleri için eşsiz bir çerçeve işlevi görmektedir. Irk kavramını
analizlerinin merkezine oturtarak Eleştirel Irk Teorisi kuramcıları, ırksal eşitsizliğe sebep olan
ve sürdürülmesine olanak sağlayan ırkçı ideoloji, yapı ve kurumların açık veya gizli politika
ve uygulamalarını sorgularlar.
Eleştirel Irk Teorisi eğitim alanında önemli bir etkiye sahip olmuştur, özellikle de müfredat
ırkçılığın eğitim kurumlarında nasıl sürdürüldüğünü daha iyi anlamak ve eğitimde daha adil
ve kapsayıcı yaklaşımlar geliştirmek için bu kuramı eğitim sistemini analiz etmek için
gizli yönleri) olumsuz bir kampüs etnik iklimine nasıl katkıda bulunduğunu analiz etmişlerdir.
çerçeve sağladığı savunulmuştur. Eleştirel IrkTeorisi, ayrıca daha kapsayıcı ve kültürel olarak
10
(ötekileştirilmiş) toplulukların deneyimlerini ve hayata bakışlarını tanımlamayı ve onları da
dahil etmeyi amaçlar. Sleeter ve Grant (2011), Eleştirel Irk Teorisinin "geleneksel Avrupa-
merkezli müfredat ve pedagojiyi sorgulayarak, Siyahi öğrenciler için daha kapsayıcı, alakalı
ve yönlendirici bir müfredat geliştirmeyi amaçlayarak, eğitimde sosyal adalet ve eşitliği teşvik
Eğitim alanında Eleştirel Irk Teorisi okul bütçeleri, ayrımcılık, dil politikaları, disiplin
faydalı bir araç işlevi görür. Eleştirel Irk Teorisi aynı zamanda müfredat ve eğitim
bilimlerinde ortaya konan epistemoloji ve bilgi üretme gibi daha geniş konuların
eleştirilmesinde de önemli bir rol oynar. Eğitim kurumları bilginin üretildiği ve/veya yayıldığı
önemli kurumlar oldukları için Eleştirel Irk Teorisi kuramcıları bu kurumlardaki baskı ve
sindirilmiş anlatı ve karşıt anlatıların eleştirel bir bakış açısıyla analiz edilmesine önem verir.
eşitliği ve adalet için daha özgürlükçü sistemler geliştirmelerine olanak sağlayan eleştirel bir
çerçeve sunmaktadır.
Amerika’da Afrika, Latin (Hispanik) ve Hint kökenli dördüncü sınıf öğrencilerinin okuma
dersi notları, Beyaz ve Asya kökenli Amerikalıların oldukça gerisindedir. Amerika Birleşik
Devletleri Eğitim Departmanı’nın son verilerine göre 4. Sınıfa giden Afrikalı Amerikalıların
yüzde 54’ü, Latin kökenlilerin yüzde 50’si ve Hint kökenlilerin yüzde 51’i okuma dersinde
ortalamanın altında not alırken, bu oran Beyaz Amerikalılarda yüzde 22 ve Asya kökenli
11
Yürütülen çalışmalara göre okuma motivasyonu ve başarısı çocuklara kişisel hikâyeler, kendi
kültürel çevrelerinden kesitler ve kendilerine dair görüşleri sunan bir edebiyatın varlığından
çocuklar için çok-kültürlü edebiyat anlamına gelir. Siyahî çocukların tanıyıp ilişki
okuma çok daha cezp edici ve başarılı bir etkinlik haline gelebilir (Bell ve Clark, 1998).
Gangi (2008) edebiyat ders kitapları ve profesyonel kitapların yanı sıra kitap okuma
listelerini, ödülleri, okul kitap fuarlarını ve çocuk edebiyatı kitaplarını Eleştirel Irk Teorisini
öğretiminde “tahammül edilemez bir Beyazlık” olduğu sonucunu çıkarmıştır. Bir başka
araçlarının çoğu Beyazlara fayda sağlarken siyahî çocukları marjinalize ediyor (Hughes-
Siyahî kültürü betimleyen kitaplar oldukça hayati bir öneme sahiptir çünkü bu kitaplar
çocuklara kitapla etkileşim kurmalarını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplumda sağlıklı
bir hayat sürmeleri için gerekli olan gurur, beceri ve anlayışı da onlara kazandırır. Çocuk
edebiyatında Siyahî kültürü temsil eden kitaplarla ilgili araştırma ve bulguların sonuçlarını
anlayarak, araştırmacılar kendilerini siyahî insanların çocuk kitaplarında olumu bir şekilde
değişimlerin nasıl meydana geldiğini anlamada daha iyi bir konumda göreceklerdir (Bostic,
2022). Çocuk edebiyatında siyahî insanların nasıl temsil edildiğini araştıran çalışmalar 21.
12
Eleştirel Irk Teorisi, özellikle ırk ve etnik çalışmaları alanında, edebi eleştiri dünyasında da
önemli bir etkiye sahip olmuştur. Akademisyenler, edebi metinlerde ırk ve ırkçılığın nasıl
temsil edildiği ve sürdürüldüğünü daha iyi anlamak için edebiyat analizinde bu teoriyi
uygulamışlardır. "The Color of Water: A Black Man's Tribute to His White Mother" adlı
kitabında, James McBride, Eleştirel Irk Teorisini neredeyse tamamen ırkçı bir toplumda
büyüyen beyaz annesinin deneyimlerini ve etnik kimliğinin cinsiyet ve din gibi diğer baskı
formlarıyla nasıl çakıştığını incelemek için kullanır. McBride'in bu teoriyi kullanımı, ırk ve
anlatıları sorgular. Edebiyatta ırk ve ırkçılığın temsillerine odaklanmasının yanı sıra, Eleştirel
vermeyi amaçlar. Bu, kanunların tarihte beyaz erkek yazarlar tarafından domine edildiği
edebiyat alanında ayrı bir öneme sahiptir. Eleştirel Irk Teorisi, edebi dünyaya çeşitli seslerin,
bakış açılarının ve yaşam stillerinin dahil edilmesini teşvik eder ve bu seslerin geçmişte nasıl
Franzak (2003) Eleştirel Irk Teorisi bakış açısıyla iki genç-yetişkin romanı Tears of a Tiger
yerleştirdiğini iddia eder. Franzak iki kitabın birlikte öğrencilerin ırksal kimliği ve adalet,
iyileşme ve umut kavramlarını anlamaları için güçlü bir fırsat sunduğu sonucuna varmıştır
Eleştirel Irk Teorisinde hikâye anlatıcılığı ve karşı-hikâye anlatıcılığı oldukça güçlüdür çünkü
bu siyahî insanların çoğunluk tarafından kabul görmüş evrensel inançlarla mücadele ederken
her gün yüzleştiği ırkçı hareketleri açığa çıkarır. Geleceği değiştirmek için, bu hikâyelerin ve
bağlayacak şekilde analiz edilmesi gerekmektedir (Bowman, Rocco, Peterson, Adler, 2009).
13
Yani hikâye anlatıldığında hikâyenin kilit unsurlarının incelenmesi, Eleştirel Irk Teorisi
edebiyatı tarafından geliştirilmiş tema, öneri ve yasal argümanlara dayalı olarak yapılmalıdır.
Bu analiz aynı zamanda açık bir şekilde Eleştirel Irk Teorisinin tanımlamaları ve
Eleştirel Irk Teorisinin karşı hikâye anlatma argümanı Amerika Birleşik Devletlerindeki
eğitim müfredatındaki eşitsizlik göz önünde bulundurulduğunda oldukça gerekli bir eylemdir.
Eleştirel Irk Teorisinin karşı hikâye anlatma argümanı olmadan gerçek hikâyeler asla halk
Eleştirel Irk Teorisi (CRT) hem akademik dünyada hem de toplum genelinde birçok eleştiri ve
tartışmaya konu olmuştur. Bazı eleştirmenler, Eleştirel Irk Teorisinin doğası gereği taraflı ve
nesnellikten yoksun olduğunu iddia etmişlerdir, çünkü teori toplumsal adalete adanmıştır ve
Eleştirel Irk Teorisi, bu geleneksel yaklaşımlarla mücadele etmeye ve güç dinamikleri ile
Yine bazı eleştirmenler, CRT'nin özellikle üniversite kampüslerinde sansürü teşvik ettiğini ve
konuşma özgürlüğünü bastırdığını ileri sürmüşlerdir. Ancak Eleştirel Irk Teorisi kuramcıları,
bu teorinin, özgür konuşma ve akademik özgürlük ilkelerine bağlı olduğunu ileri sürmekle
birlikte teorinin daha kapsayıcı ve adil bir ortam yaratmayı hedeflediğini, bu ortamda tüm
14
görüşü bastırmak ya da sansür uygulamak gibi bir amacı yoktur, aksine baskın olan anlatıları
Eleştirmenler, bu teorinin beyaz insanlar üzerinde ters ırkçılık ya da ayrımcılığı teşvik ettiğini
ileri sürmüşlerdir, fakat Eleştirel Irk Teorisi savunucuları, teorinin herhangi bir gruba
ayrımcılık yapmayı savunmadığını, bilakis ırkçılık dahil tüm zulüm araçlarını sorgulamaya ve
yıkmaya çalıştığını iddia etmektedir. Eleştirel Irk Teorisi, ırkçılığı sistemik bir yapı olarak
tanımlar ve güç dinamikleri ile iltimasların nasıl sürdürülüp güçlendirildiğine dikkat çekmeye
Eleştirel Irk Teorisi hızlı bir biçimde sosyal teorinin önemli bir dalı haline gelmiştir ve ilk
ortaya çıktığı ülke olan Amerika Birleşik Devletleri sınırlarını aşarak Avrupa, Güney
Amerika, Avustralya ve Afrika’da aydınların eserlerinde kendine yer edinmiştir. Eleştirel Irk
Teorisi, ırk ve ırkçılık üzerine araştırma yapmanın yanıltıcı ve hatta endişe verici olduğunu
anlayamamaktan veya teorinin fazla basitleştirilmesinden güç alan bu tarz saldırılara karşın
konusunda en önemli yaklaşım haline gelmeye devam etmektedir (Rollock ve Gilborn, 2011).
Sonuç
Sonuç olarak, Eleştirel Irk Teorisi (CRT) 1970'lerde ortaya çıkan bir fikir akımıdır.
Geleneksel hukuki analizler, ırk ve ırkçılık konularını yeterince ele alamadığı için ortaya
yansımaları olmuştur ve, aynı zamanda birçok eleştiri ve tartışmanın da odak noktası haline
gelmiştir. Eleştirel Irk Teorisi akademi dünyasında ve toplumda halen tartışılmasına karşın,
15
Amerikan toplumunda ırk ve ırkçılık konularını anlama ve çözmeye yönelik önemli ve etkili
bir yaklaşımdır. Eleştirel Irk Teorisi, güç odakları ve ayrıcalıklı sınıfların sistemlerini karşı
koymaya çalışmakta ve ırklar-arası adaleti teşvik edecek sosyal ve hukuki değişiklikler talep
Kaynakça
Bostic, Q. R. II. (2022). When They See Us in the Pages: The Representation of Black and
https://doi.org/10.57709/26850364
Bowman, L., Rocco, T. S., Peterson, E., and Adker, W. A. (2009). Utilizing the Lens of
Carbado, D. ve Roithmayr, D. (2014). Critical Race Theory Meets Social Science. Annual
lawsocsci-110413-030928
16
Curry, Tommy. (2009) Critical Race Theory. Encyclopedia of Race and Crime, 166-9
Delgado, R. ve Stefancic, J. (2001). Critical Race Theory: An Introduction. New York: New
Franzak, J.K. (2003). Hopelessness and healing: Racial identity in young adult literature. The
Hartlep, N. D. (2009). Critical Race Theory: An Examination of its Past, Present, and Future
Implications.
helps students find themselves: Selection guidelines for grades K–3. The Reading
Johnson, M. (2011). The value of literary criticism. The Journal of Literary Analysis, 2(1),
43-56.
McBride, J. (1996). The color of water: A black man's tribute to his white mother. New York,
17
National Assessment of Education Progress (NAEP). (2007). Percentages at or above each
achievement level for reading, grade 4, by year, jurisdiction, and race or ethnicity
(from school records) [SDRACE]: 1992, 1994, 1998, 2000, 2002, 2003, 2005, and
http://nces.ed.gov/pubsearch/pubsinfo.asp?pubid=2007496
theory-crt
Sleeter, C., & Grant, C. A. (2011). Making choices for multicultural education: Five
approaches to race, class, and gender (5th ed.). Boston, MA: Pearson.
Solorzano, D., Ceja, M., & Yosso, T. (2000). Critical race theory, racial microaggressions,
and campus racial climate: The experiences of African American college students. The
18