Professional Documents
Culture Documents
ÖBEKLERİYLE İLİŞKİSİ
Mevlüt ERDEM
Mustafa SARI
ÖZET
Geleneksel çalışmalarda sözcük öbekleri ana ve
yardımcı unsurlar arasında kurulan çeşitli anlam ilgisi ve
yapısal ilgilerden dolayı sayıca fazlalaşır. Fakat sözcük
öbeklerinin türünü başın sentaktik kategorisi belirler.
Ana unsur olan sözlüksel türler ad, sıfat, zarf, fiil ve
edattır ve öbekler de AÖ, SÖ, ZÖ, FÖ ve EÖ’dür.
Modern dilbilimsel çalışmalar öbek yapılarını da
farklı değerlendirir. Modern çalışmalarda cümlenin
temelini fiil öbeği oluşturur. Fiil öbeği, sözlüksel
kategorilerle birlikte cümlenin gramatik ilişkilerini (özne,
nesne vb.) de yansıtır. Fiil öbeğine ait unsurlar belli
anlamsal roller de ifade eder. Modern anlayışa göre bir
sözcük tek başına bir öbek kurabilir.
Anahtar Kelimeler: Sözcük türleri, öbekler,
gramatik ilişkiler, anlamsal roller.
ABSTRACT
Phrasal categories in traditional studies increase
because of the structural and semantic connection
between the head and complements. However, the
syntactic category of the head identifies the type of a
phrasal category. The lexical classes which act as a head
are nouns, adjectives, adverbs, verbs and postpositions.
Therefore, the phrasal categories are noun phrases,
adjectival phrases, adverbial phrases, verb phrases and
postpositional phrases.
Yrd. Doç. Dr. KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü mevluterdem@gmail.com
Doç. Dr. Mevlana Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Öğretmenliği
Bölümü, msari68@hotmail.com
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
322 M. ERDEM – M. SARI
1. Giriş
Doğal dilin cümleleri sadece sözlükten seçilen sözcüklerin
sıralanmasıyla oluĢmaz. Cümleyi oluĢturan sözcükler bir düzen, bir
hiyerarĢi içinde bulunurlar. Aslında bu düzen ve hiyerarĢik yapı
kurallar seti halinde bir dili konuĢanların zihinsel yapılarında vardır.
Bu kurallar seti sayesinde doğru sözcükleri seçebilir ve cümlelerin
doğruluğuna karar verebiliriz. Söz diziminin görevi zihinsel yapıdaki
bu sıralanıĢ biçimlerini belirlemek ve ortaya koymaktır.
Sözcük türleri, özellikle sözlüksel kategoriler, öbeklerin
oluĢmasında ve biçimlenmesinde birinci derecede etkilidir.
Sözcüklerin yan yana gelerek öbek oluĢturmasında sözcüklerin
anlamsal değerleri ilgili değil onların hangi sözcük türünden
olduklarıyla ilgilidir. Yani sözcüksel kategoriler semantik kategoriler
değil, sentaktik kategorilerdir, Bu açıdan bakıldığında Türkçe
geleneksel eserlerde sayıları onlarla ifade edilen sözcük öbekleri
(kelime grupları) dilbiliminin temel ölçütleriyle büyük oranda
örtüĢmez.1
Bu makalede ilk önce sözcük türleri üzerinde durulacak,
daha sonra sözcük türlerinin belirlenmesindeki temel biçim bilimsel
ve söz dizimsel özellikler ortaya konulacaktır. Sözcüklerin bir
anlamsal ilgiden dolayı yan yana gelerek bir öbek oluĢturmasının
sözcük türleriyle olan doğrudan ilgisine değinilecek ve Türkçede öbek
yapının incelenmesinde ve araĢtırılmasında sözcüklerin türünün esas
alınması gerektiği üzerinde durulacaktır.
1
Geleneksel çalıĢmalarda Türkçe sözcük öbekleri onlarla ifade edilir.
Bunların sınıflandırılmasında çok çeĢitli ölçütler dikkate alınmıĢtır. Bu sınıflandırma
ölçütleriyle ilgili sorunlar Gökdayı (2010) tarafından ayrıntılı olarak incelenmiĢtir.
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 323
2. Sözcükler ve türleri
Her dil en azından ad ve fiil gibi iki sözcük sınıfına sahiptir
ve bunlar genellikle anlamsal değerlerle tanımlanmıĢtır. Ad, fiil, sıfat
ve zarflar temel sözcüklerdir (Givón 2001:49). Bu sözcük sınıfları
yanında zamirler, edatlar, bağlaçlar ve ünlemler de diğer sözcük
sınıflarını oluĢturur. Sözcük sınıfları cümleyi meydana getiren asıl
unsurlardır ve sözcüklerin ait olduğu sınıfla gramatikal iliĢkiler (özne,
nesne vb.) de birbirinden ayrıdır. Bu yüzden sözcük türleri gramatik
iliĢkilerle karıĢtırılmamalıdır.
Geleneksel yaklaĢımların aksine sözcük türlerini belirlemek
için daha tutarlı ve mantıksal bulgular gerekir. Dilin sözcük sınıflarını
belirleme ancak anlamsal, biçim bilgisel ve söz dizimsel ölçütlere göre
yapılabilir (Givón 2001). Biçim bilgisel ölçütler sözcüklerin hangi
ekleri aldığıyla ilgilidir (Carnie 2007:40). Örneğin adlar, çekimlenirler
ve gerektiğinde türetime girerler. Türetim ekleri sözcüğün hangi
sözcük sınıfına girdiği noktasında belirgin ipuçları verir. Bu anlamda
sulu (yemek) türetiminde -lX eki isimden sıfat türetmiĢtir. Söz
dizimsel ölçüt de bir sözcüğün yanı baĢındaki sözcüklerin hangi
sınıftan olduğuyla ilgilidir. Türkçede adları niteleyen sözcükler
adlardan önce gelir ve ada herhangi bir ek almadan bağlanır. Zarflar
da sıfatlar gibi söz dizimsel bir ölçütle diğer sözcük türlerinden ayrılır.
ġimdi sözcük türlerine biçim bilimsel ve söz dizimsel açıdan
kısaca bakabiliriz:
Adlar dil bilgisi çalıĢmalarında genellikle anlamlarıyla
ortaya çıkar. GeniĢ anlamda adlar, anlamsal olarak sınırlandırılmıĢ ve
özgün birimlerdir. Ağaç, masa, kuş, dağ vb. adlar zaman içinde
değiĢmezler (veya çok az değiĢirler) ve neredeyse aynı Ģeyi ifade
ederler. Örneğin ağaç sözcüğü dün de geçen hafta da aynı renkte, aynı
büyüklüktedir.
Bir sözcüğün ad olup olmadığını onun morfosentaktik
özellikleri daha iyi belirler. Morfosentaktik özellikler dağılımsal ve
yapısal (distributional and structural) olmak üzere iki baĢlık altında
incelenir. Bir adın dağılımsal özellikleri onun öbeklerde ve cümledeki
yeriyle ilgilidir. Yapısal özellikleri de adın kendi iç yapısıyla ilgili
özelliklerdir (durum, sayı vb.) (Payne 1997:33). Adlar veya ad
öbekleriyle ilgili kavramsal kategoriler sayı, durum, cinsiyet, iyelik
vb.'dir. Bu kategorilerin hepsi veya bir kısmı bir dilde bulunabilir
(ayrıntı için bk. Erdem baskıda). Adların dağılımsal özelliklerine
bakıldığında adların ad öbeği içinde asıl unsur (baĢ) olarak yer aldığı
görülür.
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
324 M. ERDEM – M. SARI
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 325
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
326 M. ERDEM – M. SARI
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 327
B C
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
328 M. ERDEM – M. SARI
AÖ
EÖ AÖ AÖ
A E S A A A
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 329
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
330 M. ERDEM – M. SARI
özne nesne
sev- <deneyimci, uyaran>
özne nesne
Böyle bir gösterimde ye- fiili EDĠCĠ bir özne ve ETKĠLENEN
rolünde bir nesne alır. Sev- fiili de DENEYĠM rolünde bir özne,
UYARAN rolünde olan bir nesne alır. Yukarıdaki gösterimden de
anlaĢılacağı gibi söz konusu fiillerin aldığı unsurlar anlamsal
değerleriyle iĢaretlenmiĢtir.
Yönetim çerçevesi cümlenin temel gramatikal özelliklerini
belirlediği için söz dizimi açısından önemlidir. Aynı zamanda yönetim
çerçevesi anlamla da ilgilidir. Fakat cümlenin bütün anlamını
yansıtma amacını da göstermeyi hedeflemez (Kroeger 2004:7). Bu
yüzden bu gösterimde fiilin zorunlu unsurları dıĢındaki seçimlik
unsurlar yer almaz.
Cümlede gramatik iliĢkileri gösteren özne, nesne ve
tümleçler belli anlamsal rolleri de yansıtırlar (Erdem 2006). Fiilin
anlamsal rolleri arasında EDĠCĠ (agent), KONU (theme), GÜÇ (force),
ARAÇ (Instrument), DENEYĠMCĠ (experince), ALICI (recipient),
ETKĠLENEN (patient) vb. sayılabilir (Payne 2006, Kroeger 2004, Uzun
2000).
Anlamsal rollerden EDĠCĠ rolü, canlı ve iĢin baĢlatıcısı
sayılan aktördür/edicidir (Van Valin 2001:24). EDĠCĠ rol bilinçlidir,
bir irade ile hareket eder ve yaptığı iĢte görülebilen bir etki oluĢturur
ve olay onun kontrolünde geliĢir. Çocuk sütü içti örneğinde çocuk
EDĠCĠ rolündedir. Bazı araĢtırmacılar ETKĠLENEN rolüyle KONU rolünü
beraber almalarına rağmen bunlar Van Valin‟in çalıĢmalarında ayrı
birer anlamsal rol olarak değerlendirilir. KONU rolü anlamsal olarak
etkilenen rolüyle aynıdır. Fakat etkilenen rolünden bir yere
yerleĢtirilmiĢ veya yer değiĢikliğine uğramıĢ olma yönüyle farklılaĢır.
Aynı zamanda sahiplenilen veya sahipliği değiĢen nesneleri de
gösterir. AĢağıdaki örneklerde nesne konumunda yer alan kitabı
kelimesi ETKĠLENEN rolünde değil KONU rolündedir. Çünkü sahipliğin
değiĢtiğini göstermektedir. Aynı Ģekilde (b) örneğinde de kitabı
kelimesi yer değiĢtirmeyi gösterdiğinden KONU rolündedir.
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 331
SÖ A
ZÖ S
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
332 M. ERDEM – M. SARI
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 333
4. Sonuç
Dilbiliminde söz dizimiyle ilgili konuların/sorunların farklı
teorilerle derinlemesine araĢtırıldığı bir dönemde Türkçenin temel söz
dizim konuları dilbilim teorilerinden, dilbilimsel anlayıĢından oldukça
uzak kalmıĢtır. Bu yazıda söz diziminin temel kavramlarından hareket
edilerek sözcük öbeklerinin sözcük türleriyle olan yakın bağlantısına
değinilmiĢ ve gelecekte yapılacak söz dizimi çalıĢmalarının yönü
birazcık da olsa belirlenmeye çalıĢılmıĢtır.
Geleneksel çalıĢmalarda sözcük öbekleri ana ve yardımcı
unsurlar arasında kurulan çeĢitli anlam ilgisi ve yapısal ilgilerden
dolayı sayıca fazlalaĢır. Fakat sözcük öbeklerinin tanımlanmasında
önemli olan özellik ana unsurun, yani baĢın, sentaktik kategorisidir.
Dillerde kurulan öbek yapılara bakıldığında ana unsurun çok farklı
sözcük türlerinden oluĢmadığı, sözlüksel kategorilerden oluĢturduğu
söylenebilir. Ana unsur olan sözlüksel sınıflar ad, sıfat, zarf, fiil ve
edattır ve öbekler de AÖ, SÖ, ZÖ, Fö ve EÖ‟dir. Dillerde bu öbekler
dıĢında, bu yazıda bahsedilmeyen, iĢlevsel (gramatik iĢlevi olan)
öbekler de bulunur.
Geleneksel çalıĢmalarla modern çalıĢmaların öbek yapıları
değerlendirme biçimleri de farklılaĢır. Modern çalıĢmalarda cümlenin
temelini fiil öbeği oluĢturur. Fiil öbeği, sözlüksel kategorilerle birlikte
cümlenin gramatik iliĢkilerini (özne, nesne vb.) de yansıtır. Fiil
öbeğine ait unsurlar anlamsal rollerle de ilgilidir. Modern öbek
anlayıĢının geleneksel anlayıĢtan farklılaĢtığı diğer bir yön de tek bir
sözcüğün tek baĢına bir öbek kurabileceği kuralıdır.
KAYNAKÇA
BANGUOĞLU, Tahsin (2004). Türkçenin Grameri, Ankara: Türk Dil
Kurumu Yayınları.
BOOIJ, Geert (2007). The Grammar of Words: An Introduction to
Linguistic Morphology, Second edition, Oxford: Oxford
University Press.
CARNIE, Andrew (2007). Syntax: A Generative Introduction, Second
Edition, Blackwell Publishing.
CARNIE, Andrew (2010). Constituent Structure, Second Edition,
Oxford: Oxford University Press.
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
334 M. ERDEM – M. SARI
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010
Sözcük Türlerinin Sözcük Öbekleriyle İlişkisi 335
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/4 Fall 2010