için köklerin sonuna ekler getirilir. Eklenme sırasında kökler, kimi köklerde seslerin birleşmelerinin gereği ortaya çıkan küçük ses değişmeleri dışında değişmezler. Sözcük içerisinde değer kazanan, tek başına anlamı olmayan ve kullanılmayan, ancak köklerle birleşerek kullanılan ve anlam ile ilgili bir yerine getiren ögelere ek denir. Ekler sözcük bünyesindeki dil bilgisi açısından görevli dil birimleridir. Kökler, bütün nesne ve hareketleri karşılayamadığından bir kısım nesne ve hareketlerin köklerden yapılmış sözcük gövdeleri ile karşılanmaktadır. Köklerle birleşerek onları gövde hâlinde genişleten, kök ve gövdelerin çeşitli durumları ve biçimleri ifade etmeleri için onları takviye eden dil birlikleri ek dediğimiz biçim birimlerdir. Ekler tek başına kullanılmaz ve bir anlam bildirmezler. Ancak köklerle birleşince daima anlam ile ilgili bir görev görürler. Bu görev ya kökün anlamını değiştirerek yeni bir anlam ortaya çıkarmak veya kökün manasına yön ve biçim vermek suretinde ortaya çıkar. Köklerle birleşen ekler âdeta bir anlam kazanır ve köklerin anlamına daima bir şeyler katarlar. Köke herhangi bir anlam ayrıntısı vermeyen, yalnızca ses yapısı bakımından bir biçim değişikliği yapan ekler hemen hemen yok gibidir. Hiç değilse pek nadirdir. Bunların da anlamla ilgili işlevlerini sonradan kaybetmiş olmaları pek muhtemeldir. Ekler tek başına kullanılmayan dil birlikleri olduğu için yazıda da sözcükler gibi bağımsız olmadıkları için özel işaretlerle gösterilir. Köklerden farklı olarak eklerin önüne de işaret konur. Adlara gelen ekler + işaretiyle başlar Fiillere gelen ekler ise – işaretiyle gösterilir Ek, ad yapıyorsa sonuna işaret konmaz ama ardından ek gelirse + işareti konur Fiil yapıyorsa – işareti ile sona erer Ses uyumlarının bir sonucu olarak Türkçede eklerin çok çeşitliliği dolayısıyla eklerdeki sesler de kısa yoldan gösterilir. Eklerdeki ötümsüz karşılığı olan ötümlü ünsüzler değişime uğruyorsa büyük harfle gösterilir. Büyük ünlü uyumu gereği iki farklı biçimi düz geniş ünlüler de büyük harfle belirtilir. Büyük ve küçük ünlü uyumu gereğince değişkeleri görülen düz dar ünlülü ekler iki biçimli ise büyük I harfiyle, dört biçimli ise X işaretiyle gösterilir. Eklerin çeşitlerinin ve niteliklerinin belirlenmesi +DAn -mA- -mA -DXk -dık, -dik, -duk, -dük; -tık, -tik, -tuk, -tük +A +A- -XncA +sX +lXk -mAlI- Tek ünsüzden oluşan yani bir heceden küçük ekler de vardır. Birden fazla sesli ekler ise Türkçede bir veya iki heceli, nadir olarak da üç heceli olabilirler. Bir heceli ekler ise iki heceli eklerden çoktur. Birden fazla heceli eklerin aslında birden fazla ekten yapılmış olması veya tek heceli eklerin genişlemesi ile ortaya çıkmış bulunması çok muhtemeldir: +leyin +mtırak -mAlI- Eklerde benzerlikler Sesleri bakımından birbirine benzer ekler çoktur. Bu durum özellikle az sesli eklerde görülür. Görevleri farklı ancak biçimsel benzerlikleri bulunan ekleri birbirine karıştırmamak için işlevlerine ve görevlerine bakmak gerekir: +X ev+i söz+ü -X yaz-ı göm-ü -mA yaz-ma kaz-ma -mA- yaz-ma- kaz-ma- Eklerin yapısı Eklerin yapısı da seslerden oluşur. Bir ekin bünyesinde bir veya birden fazla ses bulunur. Tek sesten oluşan ekler, köklere göre sayıca çok fazladır. Tek sesli köklerin sesi ancak tek başına hece olabilen ünlü olabilirken eklerde ünlüler de ünsüzler de tek başına kullanılabilir: <yaz-ı <uyu-t- <ser-p- Tek ünsüzden ibaret ekler tek başına hece olmadıkları için kökün sesleriyle birleşerek hece oluştururlar: <yaz-ı ya+zı <ara-t- a+rat <tık-a- tı+ka Ekin tek sesi ünlü de olsa sözcüklerin ancak ilk heceleri ünlüyle başlayabileceğinden hece açısından yine kökün sesleriyle birleşmek zorundadır. Eklerin Görevleri Yapım ekleri – Çekim ekleri Eklerin iki görevi vardır. Bunlardan biri köklerden daha geniş kökler yani gövdeler yapmak, diğeri ise kök ve gövdelerin dil bilgisel çekimlerini gerçekleştirmek… Evrendeki bütün nesne ve hareketler için dilde ayrı ayrı kökler bulunmaz. Birbirine yakın ve birbiriyle ilgili nesne ve hareketler bir kökten türemiş olan ve bir kök ailesi oluşturan sözcükler tarafından karşılanır. Eklerin bir görevi köklerden onlarla ilgili nesne ve hareketleri karşılamak için sözcük gövdeleri yapmaktır. Kökler ve gövdeler nesne ve hareketlerin adlarıdır. Tek tek nesne ve hareketleri karşılarlar. Nesne ve hareketler her zaman tek tek ve birbirleriyle hiçbir ilişiği olmadan ayrı ayrı bulunmazlar. Aralarında zaman ve mekân içinde birbirine bağlanmalar, bitmez tükenmez münasebetler olur. Kök ve gövdelerin ilişkileri belirli kategorilere ayrılır. Kök ve gövdeler hem bu kategorilere göre ayrı ayrı şekillere hem de kategoriler içinde çeşitli şekillere girer. Her kategorinin bir tip dil bilgisi işlevi vardır. Eklerin bir görevi de kök ve gövdelerin çeşitli dil bilgisi işlevleri için dil bilgisi kategorileri içinde aldıkları bu şekilleri meydana getirmektir. Köklerden gövdeler yapmakla görevli ekler ayrı, kök ve gövdeleri işlek hâle getirmekle görevli ekler ayrıdır. Şu hâlde ekler görevleri bakımından iki bölüme ayrılır: Köklerden gövdeler yapan ekler, Kök ve gövdelere işleklik sağlayan ekler.
Bunlardan birincisine yapım ekleri,
ikincisine de çekim veya işletme ekleri denir. Ad ve fiil olmak üzere iki çeşit kök bulunduğuna, bunlardan da dört çeşit gövde yapıldığına göre dört çeşit yapım eki vardır: 1. Addan ad yapan ekler: Ad kök ve gövdelerine gelerek başka adlar yapmak için kullanılan eklerdir. taş+lık > taşlık sözündeki +lık eki gibi… 2. Addan fiil yapan ekler: Ad kök ve gövdelerinden fiil yapmakta kullanılan eklerdir: baş+la- > başla- sözündeki +la- eki gibi. 3. Fiilden ad yapan ekler: Bu ekler fiil kök ve gövdelerinden ad yapmak için kullanılan eklerdir: al-ı-m > alım örneğindeki -m eki gibi. 4. Fiilden fiil yapan ekleri: Bu ekler fiil kök ve gövdelerinden fiil yapmak için kullanılan eklerdir: gez-i-n- > gezin- sözündeki -n- eki gibi. Yapım ekleri eklendikleri kök ve gövdelerin anlamlarında değişiklik yaparlar. Yapım eki ile oluşturulan bir sözcük gövdesi, kendisinden türediği kök veya gövde ile uzak yakın bir ilgisi olmakla beraber ondan ayrı ve yeni bir anlam taşır. Çekim eklerinin ise böyle bir anlam değiştirme işlevi yoktur. Onlar sadece kök ve gövdeleri mevcut anlamları ile işlek hâle getirmeye, o anlamlara bir bağlam ayrıntısı vermeye yararlar. Yapım ekleri kök biçim birimlerini destekleyen ögelerdir. Bu bakımdan onlara sözcük içinde asıl kök biçim birimlerinden sonra ikinci derecede bir kök biçim birimi gözüyle bakılabilir. Kuşkusuz yapım ekleri yine ek biçim birimleridir. Fakat köklerle olan ilgisi çekim eklerinden çok fazladır. Onun için bu eklere kök yardımcıları, kökün yardımcı biçim birimleri denilebilir. Yapım eklerinin bu özelliği onların sözcük içindeki görünüşünü çekim eklerinden çok farklı yapmaktadır. Yapım ekleri ile kökler arasındaki bağlantı daimî, çekim ekleri ile kökler ve gövdeler arasındaki bağlantı ise geçicidir. Çekim ekleri sözcük yapısının oynayan parçaları, yapım ekleri ise kökler gibi sözcük yapısının sabit parçalarıdır. Sözcük bünyesine bakınca çekim ekleri yapım eklerinden daha kolay ayırt edilebilirler. Yapım eklerini köklerden ayırmak için daha fazla dikkat harcamak gerekir. Özellikle kökü unutulmuş ve kullanıştan düşmüş gövdelerde görünüşte yapım ekini kökten ayırmaya imkân yoktur. Çünkü böyle gövdelerde yapım eki kökle kaynaşmış bir şekilde bulunur ve gövde kök gibi görünür. Böyle bir gövdenin kök olmayıp gövde olduğunu ancak dil bilimci görebilir ve bu şekilde köke karışmış yapım ekleri ancak kıyas yolu ile ayırt edilebilirler: tüke-n-, tüke-t- sözcüklerindeki -n- ve -t- eklerinde olduğu gibi. öğre-n- ve öğre-t- *beğ+e-n- Yapım eklerinin yeri Yapım eklerinin kökle doğrudan doğruya ilgili bulunması onların sözcük içindeki yerini de belirler. Bu yer kökün hemen sonudur. İçinde yapım eki bulunan bir sözcükte çekim ekleri en sonra gelirler. Kök ve her iki çeşit ekten yapılmış bir sözcükte önce kök, onun arkasında yapım eki veya ekleri, en sonda da çekim eki veya ekleri bulunur: başlatıyorum <baş+la-t-ıyor-um başkanlığını <baş+kan+lık+ı+n+ı Yapım ekleri üst üste gelir mi? Bir sözcükte ayrı cinsten yapım ekleri, yani ad yapan ekler ile fiil yapan ekler teker teker birbirini izlemek üzere arka arkaya gelebilirler. Aynı cinsten yapım ekleri ise bir sözcükte üst üste gelip gelmeme bakımından birbirinden farklı bir durumda bulunurlar. Bir sözcükte addan ad yapan ekler üst üste gelebilir, addan fiil yapan ekler üst üste gelemez, fiilden fiil yapan ekler üst üste gelebilir, fiilden ad yapma ekleri üst üste gelemez. Yardımcı sesler Sözcüklerin biçim yapısını oluşturan kök ve eklerin birbirleri ile birleşmeleri her zaman bunların olduğu gibi yan yana gelmeleri ile mümkün olmaz. Kök ve ekler arasındaki birleşmelerin bir kısmı yan yana gelen ögelerin doğrudan doğruya, aracısız olarak birbirlerine bağlanmaları biçiminde olurken bir kısmı bir aracıyla birleşir. Aracıyla birleşme biçiminde yan yana gelen ögeler doğrudan doğruya birbirleri ile birleşmedikleri için araya onları birbirine bağlayacak bir aracı girer. Bu aracı bir sestir. Birbirleriyle doğrudan birleşemeyen kök ve ekler arasında aracılık eden bu bağlayıcıya yardımcı ses adı verilir. Yardımcı ses aracılığıyla olan birleşmeler iki çeşittir. Bunlardan birinde yan yana gelen ögelerin birbirleri ile doğrudan doğruya birleşememelerine sebep o ögelerin yan yana düşen seslerinin birlikte ve arka arkaya söylenememelerinden ibaret olan bir ses olayıdır. Bu kuralın başlangıçta mutlaka bir sebebi vardı. Ancak bugünkü kullanımlarında bu sebebi belirleyemiyoruz. Örneğin içinde <iç+i+n+de sözündeki /n/ yardımcı sesi ile bağlanan birleşmede olduğu gibi… Yardımcı sesler sözcüklerde köklerle eklerin ve eklerle eklerin birleşmesine yardım ederler. Bundan başka iki sözcüğün birleşmesi durumunda da gerekliyse araya yardımcı ses girer: bilicisi+y+idi örneğinde olduğu gibi. Sonuç olarak sözcük bünyesinde kök ve eklerden başka bazen, yardımcı ses adını verdiğimiz üçüncü bir öge de bulunur. Yardımcı ses ek değildir. Çünkü hiçbir dil bilgisel görevi yoktur; kök ve eklere eklenmez, sadece araya girer. Bu özelliğiyle yardımcı ses, türeme bir sesten ibarettir. Yardımcı ses bazen yardımcı sesliğini kaybedip yanındaki ekin bünyesine dâhil olduğu gibi tek başına ek hâline de gelmektedir. Örneğin gelip <gel-ip kelimesinde -ip ekinin /i/ sesi aslında yardımcı ses idi. Sonradan ekin bünyesine dâhil olmuştur. ET -p <ti-p ‘deyip’ barıp < bar-ı-p TT -Xp <de-y-ip varıp < var-ıp Birleşen kök ve eklerin yan yana düşen seslerinin durumuna göre, ünlü ve ünsüz olmak üzere iki çeşit yardımcı ses vardır. Birleşen iki ögenin yan yana düşen sesleri ünsüz ise araya giren yardımcı ses ünlü olur. Birleşen iki unsurun yan yana düşen seslerinin her ikisi de ünlü veya biri ünlü biri ünsüz ise araya ünsüz yardımcı ses girer. Söylenişte arka arkaya birinden diğerine geçilemeyen, oluşumları ikisinin birleşmiş olarak bir arada söylenmesine elverişli bulunmayan böyle sesler arasında yardımcı ses bir köprü görevindedir: dere+y+e, at+ı+m sözlerindeki /y / ve /ı / yardımcı sesleri gibi… Yardımcı ses ile yapılan ikinci çeşit birleşmede ise yan yana gelen ögelerin doğrudan doğruya birleşememelerinin yan yana düşen seslerle ilgili bir sebebi yoktur. Bu, dilin bir özelliği olarak önceden benimsenmiş bir kural olarak karşımıza çıkmaktadır. Yardımcı ünlüler Ünlü olarak dört yardımcı ses vardır: /ı/, /i/, /u/, /ü/ • Ünlülerden /a/, /e/ yardımcı ses olarak Türkçede hiç kullanılmazlar. • /o/, /ö/ ise Türkçede ancak ilk hecede bulundukları için yardımcı ses olamazlar. Birleşirken aralarına yardımcı ses olarak ünlü isteyen iki öge arasına ünlü uyumlarına göre bu dört ünlüden biri getirilir: /ı/, /i/, /u/, /ü/ • Ünlülerden /a/, /e/ yardımcı ses olarak Türkçede hiç kullanılmazlar. • /o/, /ö/ ise Türkçede ancak ilk hecede bulundukları için yardımcı ses olamazlar. • Türkçenin yardımcı ünlüleri yalnızca: /ı/, /i/, /u/, /ü/ ünlüleridir. al-ı-r, baş+ı+m, kaç-ı-n-, yık-ı-m
bil-i-n-, gel-i-r, iç+i+m, el+i+m
yol+u+m, uç-u-ş-, otur-u-r, kork-u-t-
söz+ü+m, gör-ü-ş, öl-ü-r, dök-ü-n-
Yardımcı Ünsüzler Türkçede iki yardımcı ünsüz vardır. Bunlardan biri /y/, biri /n/'dir. Asıl genel yardımcı ünsüz /y/’dir. İki ünlü arasına daima /y/ yardımcı ünsüzü getirilir: ana+y+a, bilgi+y+i, tanı-y-an, başla-y-ıp…
/n/ ise yalnız 3. kişi iyelik ekleri ve +ki aitlik
eki ile ad çekim ekleri arasında kullanılan yardımcı sestir. İyelik eklerinin de ancak ünlü ile bitenlerinden sonra gelir. Kendisinden sonra gelen ad çekim eki ünlü veya ünsüzle başlayabilir. /n/ yardımcı sesi iyelik ekli sözcüklerde iki ünlü arasında veya bir ünlü ile bir ünsüz arasında kullanılır: (onun) el+i+n+den, kendi+si+n+e, (onun) yan+ı+n+da, ev+de+ki+n+den bunu, şunda vb. zamir çekimlerinde türeyerek kullanım alanını genişletmiş olması dolayısıyla /n/ sesine yardımcı ses denildiği gibi zamir n’si de denilmektedir. Kocaeli’ye < Koca + el + i + y + e Rumeli’ye
Caferoğlu < Cafer + oğul + u + n + a
Yardımcı ünlüler
/ı/, /i/, /u/, /ü/
Yardımcı ünsüzler
/y/ Asıl yardımcı ünsüz
/n/ Zamir n’si /s/ ve /ş/ yardımcı ünsüz değildir, eke dâhildir: /s/ kendisi < kendi+s+i <kendi+si /ş/ altışar < altı+ş+ar < altı+şar