Professional Documents
Culture Documents
William C. Chittick - Hayal Alemleri
William C. Chittick - Hayal Alemleri
CHITTICK
orijinal adı:
imaginal worlds: ibn al-'irabi and ıhe problem of religious diversity
yaymevi: sıaıe university of new york press, albany: 1994
kitabın adı: hayal alemleri
yazan: william c. chittick
kaknüs yayınlan
bzllrnllesi yayıncılık ve tanıtım hiz.
merkez: selman ağa ınah., selanıi ali efendi cad., no: 11, üsküdar, istanbul
tel: (O 216) 3410865 492 59 74!75 faks: 334 61 48
dağıtım: çatalçeşme sk., defne han, no: 27/3, cağaloğlu, İstanbul
tel: (O 212) 520 49 27 faks: 520 49 28
www.kaknus.com, www.kizkulesinet.com, www.kizkulesi.net
HAYAL ALEMLERİ
lbn Arabi ve Dinlerin Çeşitliliği Meselesi
WILLIAM C. CHITTICK
Türkçesi
MEHMET DEMlRKAYA
İçindekiler
Sunuş . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ....................... . . . . . . . .. . . . . . . .. . . .. . . . . . . . . . .. . . . . . 9
Giriş . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . .. . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . ......... 11
İnsan Mükemmelliği
Ayıplanan Ahlak .
.... ........ : . . . . . . .... ..... . . . . . ............. ..... .... .... 67
Dinlerin Çeşitliliği
9
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C CHITTICK
Mehmet DEMiR.KAYA
Ankara, 1999
ıo
Giriş
11
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C CHIITICK
gözlenebilir. I
lslami düşünce geleneğinde lbn Arabi'nin olağanüstü etkisi
nin önemi, kitaplarda da sık sık alıntı yapılan, lbn Rüşd ile kar
şılaşması sırasında başından geçenleri anlattıklarında yatar. Bu
karşılaşmada lbn Arabi onbeş yaşlarında, ünlü filozof ise ellibeş
yaşlarındadır. lbn Rüşd genç Arabi'de ömrü boyunca aradığı hik
meti görür. Genç Arabi ise örtülü bir dille, aklın Allah ve dünya
bilgisine tam anlamıyla ulaşmada yeterli olmadığını ifade eder.2
Bu iki düşünürün farklılığı lslam ve Batı'nın farklı kaderleri
ni yansıtır. lbn Rüşd'ün felsefi eserleri Batılı felsefeciler ve ilahi
yatçılar tarafından titizlikle çalışılmış ve tabiatın (görünen ale
min) zihni çabanın bağımsız bir alanı olarak kabul edilip anlaşıl
masında yardımcı olmuştur. Aklın keskin gözleri altında, zaman
la , Yaratan algılanan gerçeklikten soyutlanmış ve sonunda
O'nsuz da olunabilecek bir hipotez haline gelmiştir. Tabiat alemi
nin, rasyonel analiz ve parçalara ayırma (dissection) için en uy
gun alan haline gelmesi bilim ile etik arasında kesin bir ayrılma
yı doğurdu. Sonuçta, insan bilgisinin giderek artan bir şekilde
.
küçük parçalara bölünmesine neden oldu. Öte yandan, lslam
dünyasında lbn Rüşd tamamen unutulmuş ve lbn Arabi'nin dü
şünceleri zihinsel faaliyetlerin anadamarından biri olmuştur.
Böylece akıl ile iç-görüş (spiritual perception) arasında bir ahenk
sağlanmıştır. Müslüman düşünürlerin tabiat anlayışlarına göre
Allah'ın tabiattaki tecellilerini görmemek hemen hemen imkan
sızdır. Bu durumda ise ahlaki gerekliliklere dayanmadan tabiat .
üzerine herhangi bir şey söylenemez. Ancak son zamanlarda, Ba
tı'nın kültürel ve politik üstünlüğünden dolayı Müslüman düşü
nıirler geleneksel dünya görüşünden kopmuşlar ve ulaşılmaya
ı�
GiRiŞ
değer bir amaç olarak kökleri olmayan bir bilginin peşinden koş
maya başlamışlardır.
İbn Arabi hakkında Batılı araştırmacılar farklı değerlendir
melerde bulunmuşlardır. İçinde bulunduğumuz yüzyılın ilk yan
sında, H.S. Nyberg, Miguel Asin Palacios ve R.A. Nicholson gibi
çok az sayıda oryantalistin başlattığı zor ve yorucu Arabi çalışma
ları dışında, oryantalistlerin birçoğu Arabi'yi göz ardı edip önem
sememişlerdir. 1950 ve l 960'larda Titus Burckhardt, Henry Cor
bin ve Toshihiko İzutsu, İbn .Arabi külliyatındaki dikkate değer
felsefi merakı gordüler. Çalışmalarını Arabi'nin lslıim düşüncesi
geleneğiadeki yeri şeklinde sınırlamayıp, insanlığın düşünce ta
rihinde Arabi'nin çalışmalarının önemine değindiler. Son zaman
larda Arabi'ye olan ilgi giderek artmaktadır. Hatta Arabi'nin kişi
liği ve öğretilerinin değişik yönlerini ortaya çıkaran çalışmalar
yapılmaktadır. Bunların arasında dikkate değer olarak Claude
Addas'ın Quest for the Red Sulphur adlı titiz biyografisi ile Michel
Chodkiewicz'in The Seal of the Saints ve An Ocean without Shore
adlı alanında saygın eserleri sayılabilir.
tık oryantalistlerin lbn Arabi'yi önemsememelerinin çeşitli
nede . nleri vardır. Bu nedenlerden en önemlisi, Arabi külliyatının,
araştırmacının yıllarını harcamasını gerektirecek derecede çok
olmasıdır. İkincisi, modem bilimsel metotların herşeyi anlamada
kendilerine bir üstünlük verdiğine olan sonsuz güvenden dolayı
oryantalistlerin birçoğu, bilimsel meraklarını çekmeyen bir şeyi
Arabi'de olduğu gibi- organize edilmemiş, belli bir sistemden
yoksun veya hurafe olarak adlandırıp reddetmişlerdir. Son yıllar
da insan doğası hakkındaki modern öncüllerin sorgulanmaya
başlanmasıyla birlikte, her türlü aşırılıklarına rağmen postmo
dernizm adı altında toplanan zihinsel ve toplumsal hareketlerin
Batı akılcılığının temellerini sarstığına şahit olunmaktadır. Mo
dern gerçeklerin erimesi, Batılı araştırmacıları, insan ruhunun
değişmezlerini aramada Batılı olmayan düşünürleri incelemeye
yöneltmiştir. Aşkın bir boyuta getirerek aklı korumanın yollarını
gösteren lbn Arabi, İslam medeniyeti içinde yüce bir abide olma
yanında, modern ve postmodern düşüncenin çıkmazlarında yol
arayanlar için de yol gösteren bir deniz feneri gibidir.
lbn Arabi sufi yönüyle de bilinir. lslami düşünce ve pratikte
Sufiliği, imana ait hedeflerin dolaysız tecrübesi olarak anladığı-
13
HAYAL ALEMLERi • Wll LIAM C CHITTICK
mızda İbn Arabi gerçekten bir sufidir. Arabi, diğer birçok sufi gi
bi Batı'da "Dinlerin Birliği"nin savunucusu olarak bilinmekte
dir.3 Araştırmacılar, sufilerin İslam dışındaki diğer dinlere karşı,
sufi olmayan Müslümanlardan daha olumlu bir tutumda olduk
larına dikkati çekmişlerdir. Birçok araştırmacı, sufilerin farklı in
san durumlarının olabilirliğini kabul eden açık düşünceli ve İsla
mi inanç ve pratiklere karşı takındıkları göreceli dogmatik olma
yan tutumları nedeniyle Sufilik üzerine çalışmaya karar vermiş
tir. Gerçekten de Batı'da çok sayıda takipçisi olan sufi şeyhler Su
fi mesajının evrensel yönüne önem vermişlerdir.
Sufiliğin neden dinlerin çeşitliliğine olumlu bakması gerekti
ğini anlamak zor değildir. Şematik ve basit bir dille ifade edecek
olursak, Sufi ve Sufi olmayan ayırımının kökeni, Kur'an ve Mu
hammedi Sünnet'in temel çağrısının farklı yorumlanmasında yat
maktadır denilebilir. Müslümanlar, dini, salt yapıp-ettiklerimize
ait birşey olarak algıladıklarında Şeriat'ı kasdetmiş olurlar ve Al
lah'a karşı kişisel ve toplumsal sorumlulukların önemine değinir
ler. Dini düşünce olarak bu yaklaşım insandan uzak, aşkın ve ka
tı bir Allah düşüncesini doğurur. Sufiliğin dışında kalanların ço
ğu bu anlayışa uyar ve Batı'da yaygın olan İslam'ın katı ve sert ol
duğu görüşü, bu Müslümanların toplumsal yaşam ve meşru öğ
retilerinden kaynaklanmaktadır.
Öte yandan Müslümanlar, dinlerini sevgi ve merhamet gibi iç
duygulara dayandırdığında, sevgililer arasındaki bağlara ait nite
liklere büyük önem vermiş olurlar. Dini düşünce olarak bu yak
laşım "Allah'ın rahmeti gazabını aşmıştır" hadisinde dile getirilen
ilkeyi öne çıkarır. Allah'ın celal sıfatları yerine O'nun cemal sıfat
ları görünür. Sufi öğretilerine meyilli Müslümanlar tarafından İs
lam'ın rahmet ve merhamet olduğu vurgulanır.
Dinler arasındaki diyalog bağlamında Müslümanların lslam'ın
dışındaki dinleri nasıl değerlendirileceği hususunda değişik gö
rüşler vardır. Bu değerlendirmede ise iki farklı uç ve bu uçların
arasında değişik yerlerde bulunan insanlar görülür. Bu uçların bi
rinde, sadece Şeriat'e ve ilahi gazaba önem verenler bulunur. Bun-
14
GiRiŞ
4 S.H. Nasr'ın Sufi Essays adlı kitabındaki "Is lam and the Encoııntcr of Rdi
gions" adlı makalesine bakınız. Nasr lslam'ın Sufi biçimini savunur ve tem
sil eder. Nasr'ın Gifford derslerini topladığı Knowledge and Sacred kitabı çağ
daş bir Sufinin tüm geleneksel dinlerdeki rahmeti nasıl görebileceğini '1tta
15
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C. CHITTICK
.
5 lbn Arabi'den yapılan alıntılann lümü Fütuhat ü'l-Mellkiyye adlı eserden
·
dir. Romen rakamlar cilL numarasını, diğer rakamlar ise sayfa ve sal!r numa
ralarını göslerir. Diğer kilaplanndan yapılan alıntılarda kirap adı verilmiştir.
6 judith A. Berling, "Is Conversation about Religion Possible?" Journal �f lhe
American Academy or Religion 6 L (1993):3.
16
GiRiŞ
7 Eliade'nin ortaya koyduğu gibi, "Dindışı bir kimse atalarına karşı gelerek,
kendini dini ve insan ötesi anlamların tümünden 'boşaltarak' şekillenmiştir"
(Sacred and the Profane, s. 204)
17
HAYAL ALEMLFRI • WILLIAM C. C.HITTICK
18
GiRiŞ
19
HAYAL ALEML ERi • WILLIAM C. CHITTICK
20
GiRiŞ
21
HAYAL ALEMLER! • WILLIAM C CHITTICK
22
GiRiŞ
23
HAYAL ALEMLERi • WIL.L.IAM C. CHITTICK
11 Alem'in Hakk'ın rüyası olduğu düşüncesi için bkz. Chiuick, Sufi Path of
Knowledge (SPK), özellikle 120 121. sayfalar. Bundan sonra SPK kısaltması
bu kitaba i şaret e decektir.
24
GiRiŞ
25
HAYAL ALEMLERi • WILL !AM C. CHITTICK
26
İnsan Mükemmelliği
1. Bölüm: Varlığın Birliği
l Başta Sadreddin Konevi (öl. 1274) olmak üzere lbn Arabi'nin çok sayıda
önemli öğrencisi, Sufizmin entellektüel ifadesini Aristo felsefesi ile bağdaştırma
ya çalışular. Felsefecilerin en ön�mli ilgisi vücut ya da "varlık" idi. Öte yandan,
vahdet i vücut kavramındaki kelimelere bakarak bunun dini ve felsefi geleneğin
bir sentezi olduğunu düşünebiliriz. Vahdet kelimesi lslam'ın birinci şartı olan ve
"birliğin ikran" anlamına gelen tevhid kelimesi ile aynı köktendir. Vücut keli
mesi ise zaten felsefecilerin ilgi alanındaydı. Vahdet-i vücut kelimesinin tarihine
baktığımda Konevi'nin eserlerinde en az iki yerde kullandığını, öğrencisi olan
Saiddin Farkhani (öl.l296)'nin ise sık sık kullandığını gözledim. Ancak her iki
si de kavramın daha sonraki yüzyıllarda kazandığı teknik anlamının dışında kul
lanmışlardır. Arabi okuluna bağlı olan ve eserlerini Arapça yazan lbn Sabin
(öl .1270) ile eserlerini Farsça yazan Aziz al-Din Nesefi (öl. lJOO'den önce) vah
det-i vücut kelimesini ariflerin ve Sufilerin dünya görüşlerini aktarmada kullan
mışlardır. Ancak diğer tüm lslami düşünce okullarına yaptığı saldınlarla tanınan
Hanbeli fakihi lbn Teymiyye (öl.1328) va_hdet i vücut kavramına, ittihad (birleş
me) ve hulul (reenkarnasyon) sapkınları şeklinde saldırmışur. lbn Teymiyye'den
sonra da vahdet i vücut kavramı ile lbn Arabi ve takipçilerinin görüşleri temsil
edilmiştir. lbn Teymiyye gibi fakihler için bu kavram "sapkınlık" ve "inançsız
lıkla" eşanlamda iken, çok sayıda Müslüman düşünüre göre vahdet i vücut kav
ramı Sufi dilinde tevhid ile eşanlamdadır.
Bkz. Chittick, "Rumi ve Vahdet-i Vücut".
29
HAYAl ALEMLERi • WILUAM C. CHITTICK
30
iNSAN MÜKl:MMFLLIGI
31
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C CHITTICK
32
iNSAN MÜKEMMELL!CI
33
HAYAL ALEMLER( • WlLLIAM C. CHITTICK
34
iNSAN MÜKEMMELL IGl
35
HAYAL ALEMLERi • WILL.IAM C. CHITTICK
4 ilahi kökenler ve dayanaklar için bkz . SPK, sayfa: 37-38. lbn Arabi'nin
yazdıklarının kutsal metinlere dayandığını Chodkiewicz incelemiştir. Bkz.
Chodkiewicz, O cean without Shore.
36
iNSAN MÜKEMMELLICI
37
HAYAL ALEMLERi • W!LL!AM C. CH!TTICK
38
iNSAN MÜKEMMELLl(;I
Cengiz Han'ın gücü ile bir filin gücü veya Buda'nın ilmiyle bir
arının ilmi nasıl kıyaslanabilir ki ! Bu sıfatlara ek olarak , geriye
kalan üç sıfatı sadece insan his aleminde sergileyebilir. "Kelam"
özellikle bir insanın niteliğidir ve "cömertlik" ile "adalet" meca
zi anlamın dışında hayvanlara atfedilemez.
Öte yandan , insanların hepsi, konuşmalarında vücudun kav
ranmasına uyan bir hal sergilemezler. lnsanlann hepsi cömert ve
adil değildirler. Ne de hepsi eşit derecede ilim, irade, kudret ve
diğer ilahi sıfatlara sahiptirler. Şeyh'e ve birçok Müslüman düşü
nüre göre, insanın kemale ermesi vücudun mahiyeti ile çok ya
kından ilişkilidir. Diğer bir deyişle, kendi gerçek mahiyetlerinin
farkına varmak isteyen insanların, kendilerinde gizlenmiş, henüz
gelişmemiş olan ilahi sıfatları ortaya çıkarmaları gerekir. Gerçek
insanlığa ait sıfatlar Hakk'ın sıfatlarıdır; yani bu sıfatlar Hakk'ın
kendisi olan vücuda aittir. Sonuçta, tüm bu sıfatlar kamil ve mer
hametli bir insani davranış modeli oluşturduğundan aynı zaman
da ahlaki ve vicdani özelliklere sahiptirler.
Kur'an, Allah'ın Kerim, Adil, Afüvv, Rauf, Sabırlı ve Halim ol
duğunu söyler. Bu sıfatlar ise insanın ahlaki ve manevi kemale er
mesi için kendisinde kesin görünür kılması gerekli sıfatlardır. Bu
sebeple, Şeyh Sufi yolunu "Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmak" ola
rak gösterir ve bu ahlakı da Allah'ın sıfatlarıyla anlatır. Böylece
Şeyh ahlaki ve sosyal davranışlarımızı , alemi yöneten ilkelerle ay
nı temele dayandırır.
lbn Arabi, Hakk suretinde kendinde gizli olan potansiyelleri
gerçekleştiren, tam ve kamil bir insanı tanımlayan meşhur insan-ı
kamil düşüncesiyle insanın alemdeki yeri arasında bir ilişki kurar.
Bir açıdan, "hayvani insanlar"a (insanü'l-hayvan) kıyasla, insan-ı
kamil olanlar övülmeye değer her insani özelliği taşırlar. Onlar in
san irfan ve merhametinin , ahlaki ve manevi iyiliklerin tümünün
temsilcileridir. İnsanlara ve topluma, Mutlak lyi olan Hakk ile en
ideal uyarlığı kurmaları için rehberlik ederler. lnsanlan ahirette
mutlak mutluluğa ileten insan-ı kamil , halk içinde Hakk'ın temsil
cisi olarak muamelede bulunur.
Diğer açıdan , sadece insan-ı kamil ile Allah'ın tüm sıfatları
sergilendiğinden, Allah'ın alemi yaratma amacı lnsan-ı kamil'dir.
Vücud sadece insan-ı kamil ile tam olarak göz önünde sergilenir.
lnsan-ı Kamil'den başka hiçbir yaratılmış, Allah'ın sıfatlarının tü-
39
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
Tenzih ve Teşbih
40
iNSAN MÜKEMMELL!Cl
41
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C CHITTICK
42
iNSAN MÜKEMMELLlGl
43
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C CHITTICK
ışık ilişkisini anlatır. Gölge alanı, hayal ile aynıdır; çünkü gölge,
iki yönden, ışık ile eşya yönünden tanımlanır.
Bu takdirde, senin idrakine giren herşey imkan aleminde be
liren Hakk'ın vücududur. Hakk'ın hüviyetinin eşyada görünür ol
ması bakımından eşya Hakk'ın vücududur. Suretlerinin değişik
ve çeşitli olması bakımınd�n eşya imkan alemindeki varlıklar
dandır. . . lş benim anlattığım gibi olunca, alem bir hayaldir. Ale
min gerçek bir varlığı yoktur. Bu ise hayalin manasıdır. Yani sen ,
hayalinde zannettin ki alem kendi nefsiyle var olmuştur,
Hakk'tan ayn bir varlıktır. Halbuki bu böyle değildir...
Mesele sana anlattığımız gibi olunca, bil ki sen hayalsin; bü
tün idrak ettiğin ve "O, Hakk'tan ayndır"veya "O ben değilim"
dediğin başka varlıklar da hayaldir. Şu halde hepsi de hayal için
de hayaldir. (Fusus, 103-4)
Şeyh bu dünyaya "rüya gibi" denmesinin, nasıl bir rüya tabir
ediliyorsa, dünya ve içindeki herşeyin de tabir edilmesinin gerek
li olduğu gerçeğini yansıttığını söyler. Öte yandan, gerek içimiz
de gerek dışımızda algıladığımız şeyleri sadece bir görüntü ola
rak kabul edip, bunların başka anlamlar ifade ettiğini düşünmek
de oldukça yanlıştır. Diğer bir deyişle, bu görüntülerin, rüyada
gördüklerimiz gibi, dış görünüşlerine bakılarak değerlendirilme
mesi gerekir.
lnsan bu dünyada bir rüyadadır. Bu yüzden tabir etmesi em
redilmiştir.6 Örneğin uykudayken görülen rüya uyku içinde tabir
edilebilir. "İnsanlar uykudadır, öldükleri vakit uyanırlar. " Haki
katten başka bir söz söylemeyen bu emin dilin söylediğine gqre,
45
HAYAL Al EMLER! • W!LLIAM C CHITTICK
46
iNSAN MÜKEMMELLIGI
47
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
48
il.Bölüm: Küçük Alem, Büyük Alem ve
lnsan-ı Kamil
49
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
Yaratılışın Amacı
50
iNSAN MÜKEMMELLICt
51
HAYAL ALEMLERi • WIUJAM C. CHITTICK
52
iNSAN MÜKEMMELLICl
53
HAYAL ALEMLERi • W!LLIAM C. CH!TTICK
Mükemmellik Yolu
54
iNSAN MÜKEMMELLlCI
55
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
56
iNSAN MÜKEMMELU(;I
57
III. Bölüm: Ahlak ve Kuraldışılık
59
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C CHITIICK
ile çok yakın bir ilişkisi vardır. Çünkü bugünkü Batı toplumun
da gözle görülür bir yeri olan maneviyat biçimlerinin çoğu, gele
neksel ahlaki ilkelere fazla önem vermezler. Bu öğretilerin ve pra
tiklerin Doğu ve Batı dinlerinde kökleri olması veya New Age ha
reketinin çeşitli akımlarıyla ilişkili olması bu gerçeği değiştirmez.
Bugün ahlak kavramından anladığımızla Şeyh'in binlerce say
falık eserlerinde söyledikleri arasında çok az ilişki vardır. Ne ya
zık ki Şeyh'in insan hayatında ahlakın mahiyeti ve rolü hakkında
söylediklerinin tümünü burada sıralamak mümkün değildir. Bu
nun yerine önce Şeyh'in ahlak kavramından ne anladığını göster
meye çalışacağım. Ardından vahdet-i vücud görüşü içinde ahlakı
yerleştirdiği zemine ve bunun Şeriat ile ilişkisine değineceğim.
Çoğulu "huluk" olan "ahlak" Arapça bir kelime olup, hem
"karakter, mizaç" hem de "ahlaki nitelikler" anlamına gelir. "Hu
luk" kelimesi Kur'an'da iki kez, hadislerde ise genellikle çoğul an
lamıyla sık sık kullanılmıştır. Ayrıca, "huluk" kelimesi ile yaratıl
mışlar anlamına gelen "halk" kelimesi arasında küçük bir telaffuz
farkı vardır. Bu kelime "halk" kelimesiyle bağlantılı olup, ahlakın
kökeni yaratılmışta veya eşyanın gerçek doğasında bulunur. Bu
sebeple, Şeyh'e göre ahlakın ontolojik yönü çok önemlidir.
lbn Arabi kullandığı kawamlar için temel referans noktasını
ve tek mutlak kaynağını Kur'an ve hadisler ile bunlarda zikredi
len ilahi isimlerden alır. lbn Arabi bu isimlerin somut, katı şeyler
olmayıp, Hakk ile Alem arasındaki ilişkileri açıklayan Allah'ın
ortaya koyduğu düzenler olduğu şeklinde okuyucularını uyarır.
Bu isimler insanlara herşeyin varlık sebebi olan Vacibü'l-Vücud
ile olan ilişkileri hakkında bilgi verir. isimler olmasaydı -veya
bunları bilmemizi sağlayan vahiy olmasaydı- insanlar belirsizlik
ler ve görecelilikler denizinde boğulurlardı.
Güzel Ahlak
60
iNSAN MÜKEMMELLICI
61
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
62
iNSAN MÜKEMMELL!Gl
63
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C. CHITTICK
ilgili göze çarpan en önemli problem çok fazla kırmızı, çok fazla
yeşil ya da çok fazla mavi olmasının nasıl önleneceğidir. Tüm
renklerin saf, orijinal ışığa dönüştüğü renklerin mükemmel den
gesi nasıl sağlanabilir? Değişik renklerin hesaplanmasını ve bun
ların bir bütünlük oluşturmasını sağlayan standartlar nelerdir?
tlahi isimler vücudun sonsuz ışığına ait olan asli renkleri
temsil ederler. Işığın kırmızı ve yeşil gibi birtakım zıt tonlarda
görünmesi gibi, vücud da kendisini Afıivv ve Müntekim, Gaffar
ve Kahhar, Muhyi ve Mümit, Müzill ve Muizz olarak zahir eder.
Mükemmelliğe ulaşmak için insanların bu sıfatları gerçekleştir
meleri gerektiğine göre birbirine zıt özellikler bir tek kişilikte na
sıl dengelenebilir? Şeyh'e göre, insan mükemmelliğinin en yük
sek makamı, vücudun kendisinde olduğu gibi, insanların da
renksiz olacağı ve herhangi bir isimle kayıtlı olmayacağı ilahi
isimler arasında bir dengeyi gerektirir. Burası ise hiçbir sıfatın di
ğer bir sıfata hakim olmadığı Makamsızlık Makamı'dır.
lbn Arabi'nin yazdıklarının çoğu , insanların ilahi isimlerin
hepsine nasıl tam ve dengeli bir mazhar yeri olabilecekleri ve bu
sayede ilahi ahlak niteliklerini eksiksiz sergileyebilecekleriyle il
gilidir. Her durum için gösterdiği yol temelde aynıdır: Mükem
mel bir ahlaka sahip olmak için insanlar ilahi isimlerin gösterdi
ği sıfatların gerçek dengesine dönmelidirler ve pratikte bu denge
Kur'an ve Sünnet ile kurulmuştur. Diğer bir deyişle, ilahi isimler
le ahlak nitelikleri arasındaki dengeyi sağlamada en gerekli so
mut rehberliği Şeriat Mizanı sağlar. Bu dengeye ulaşmalarıyla in
sanlar yaratıldıkları sureti gerçekleştirmiş olurlar.
lnsanlann Şeriat'ın dışında başka çareleri yoktur; çünkü in
san mükemmelliği ilahi mükemmellikten ayrılamaz. Bu yüzden,
insan mükemmelliği Allah bilgisine dayanır. Ama insanlar kendi
güçleri ile Allah'ı bilemezler. Bir ışık ışını güneşi ne kadar bilebi
lir ki? Bu sebeple , mükemmelliğin gerçekleştirilmesi yolunu ha
zırlamak için Allah'ın, beşer doğasını aşan bilgiyi insanlara sun
ması gerekir. Bu ise Şeyh'in yazdıklarının ortak bir yönünü, yani
o günlerde bile birçok entellektüelin ilahi vahyi çok fazla önem
semedikleri gerçeğini yansıtır.
ilahi suretin gerçekleştirilmesi süreci birçok yoldan tanım
lanmıştır. Şimdiki söylemimize bağlı olarak, tek bir kavrama, h
l-k kökünden gelen tahalluk kelimesine değineceğim. Ahlak ke-
65
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C. CHITTICK
66
iNSAN MÜKEMMELLICI
Ayıplanan Ahlak
67
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CH!TT!CK
1 En son tahlilde, vücud'un kanunlarına bir mevcut, yani yaratılmış bir şey
tarafından karşı gelinemez. Bölüm 9'da karşı gelinemez vücud ile vücudun
hidayet gibi insanları sınırlamalardan ve acı çekmeden kurtaran karşı geli
nebilir bazı sıfatlarına daha ayrıntılı olarak değineceğiz.
68
iNSAN MÜKEMMELLICI
69
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C CHITTICK
70
iNSAN MÜKEMMELLIGI
71
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
nun değeri ne ki? " , "Benim kulumdan başka birşey değil ki ! " ,
"O, şöyle şöyle biridir" gibi sözler sarf eder. Kendisinin bu tür
ayıplanan şeylerden temizlenmiş olduğunu ilan ederek bunları
diğer insanlara atfeder.
Böyle bir kimse, kendisinden gafil olmayan bir kimseden ta
mamen farklıdır. Çünkü, ikincisi meziyetin nefsine değil de sıfa
ta ya da konumuna ait olduğunu bilir. Bu meziyeti hak ettiği için
değil, tam tersine, Allah'ın o kimse üzerindeki rahmeti yoluyla
kazanmıştır. (III 380.30)
Bu yüzden, insan-ı kamiller Rahman'a kullukta tam bir bilin
ce ermişlerdir. Diğer insanlarda ve kendilerinde bulunan her sı
fatın kaynağının farkında olup, ahlaka ait sıfatların Allah'a ait ol
duğuna akılla değil, zevk ve keşfle şahit olurlar. Kendilerini ta
mamen vücuda teslim etmişler (islam) ve önceden kendilerinin
olduğunu söyledikleri her türlü ahlakı terk etmişlerdir.
Fakat insan-ı kamiller böylece varlıklarını kaybedip yok ol
mazlar. Tam tersine, nefslerini, diğer varlıkları ve kendilerinin ne
olduğunu sadece onlar bildiklerinden, yaratılmış şeyler arasında
gerçek olan da sadece insan-ı kamillerdir. Benlik zannından kur
tularak, vücud sınırlamaları olmaktan kurtulurlar ve bir sonraki
an'da vücudun tecellileri olarak tekrar görünürler. Beşeri sınırla
malarından fena olduktan sonra Allah'ın halka dönük yüzü ola
rak beka bulurlar. Vücudun mahiyetine göre, her durumun ge
rektirdiği şekilde, o duruma uygun hareket ederler. Belli bir ma
kamda bulunmadıkları için, her duruma Allah'ın ahlakının ge
rektirdiği şekilde muamele ederler.
72
iV. Bölüm: Nefsini Bilme ve İnsan Fıtratı
73
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
l Hanff kavramının kökü bir yöne doğru yönelmek veya bir yönden uzak
laşmak anlamını taşırken, bu kelime doğru yola yönelen bir kimse olarak
anlaşılmaktadır. Kur'an bu kelimeyi 1 2 ayrı ayette kullanır ve kavramın an
lamı bu ayetlere göre gelişir. Hz. lbrahim'in inancını ve o kadar puta tapan
Araplar arasında bu inancı hala taşıyan (Hz. lbrahim'i izleyen) kimseleri
ifade eder. Buna göre Hz. Peygamber (S.A.V.)'in nübüvvet gel meden önce
hanif olduğu söylenir. Bkz. "Hanif" maddesi, Encyclopedia of Islam.
2
Bu hususu SPK, s. 1 95'deki il 6 1 6.91 bölümüyle karşılaştırınız.
3 Bu sözü geçen üç dinin eleştirisi olarak anlaşıl mamalıdır. Giriş'te söylen
diği üzere Kur'an söylemi içinde çeşitli dinlerden hem olumlu hem de olum
suz şekillerde söz edilir. Kur'an'ın yaptığı olumsuz ifadeler, eleştiriler bu
dinlerin tüm takipçilerine değil de bunlann arasındaki belli bir takım takip
çilere yöneltilir.
4 lslami öğretileri iki anlamı olan zikr kelimesinden daha iyi tanımlayacak
bir kelime olamaz. Bkz. Chittick, " Zikr".
74
iNSAN MÜKEMMELLIGI
75
HAYAL ALEMLERi • W!LLIAM C. CHITT!CK
76
iNSAN MÜKEMMELLICI
Hayali Bilinç
77
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
Nefsini Bilme
diın. İbn Arnhi i nsanla rın vücudu müşahede ettiklerı ce�iıli madd i-manevi
b!çiml�ri ifaçk eden "hallı:r"e ve "makamlar"a değinir. lih fil kuvveleri , dü
ŞÜN'min mahiyetini ve tefekkür tekniklerini tartışır.
78
iNSAN MÜKEMMELLIGI
8 Allah'ın iki eli ve lbn Arabi ile şerh sahiplerinin bunları iki grup isim al
tında açıklaması için bkz. Murata, Tao of lslam, Bölüm 3.
79
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C CHITTICK
Bilinmeyen Makam
80
iNSAN MÜKEMMELLIGI
81
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
Fena ve Beka
82
iNSAN MÜKEMMELLICI
83
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHJTTICK
9 lbn Arabi'nin müşahede hakkındaki bazı görüşleri için bkz. SPK, s. 225-
28 ve diğer bölümler.
84-
iNSAN MÜKEMMELLICI
Beka senin Hakk ile olan ilişkindir. . . Fena ise senin kevni
alem ile olan ilişkindir, çünkü "Şundan , şundan fena buldum."
dersin. Hakk ile olan ilişkin ise daha yukarıdadır. Bu yüzden be-
85
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
İnsan Olmak
86
iNSAN MÜKEMMELLICI
87
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
88
iNSAN MÜKEMMELLICI
89
Hayal Alemleri
1. Bölüm: Vahiy ve Poetik Betimleme
93
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTlCK
Tercümanü'l-Eşvak l
94
HAYAL ALEMLERi
2 Nazar-ı akli "rasyonel düşünce" veya sadece "akıl" olarak tercüme edile
bilir. Bu kavram ilahiyatçıların ilgi duyduğu temel kavramlardan biridir.
Nicholson lbn Arabi'nin bu kelimeyle aklı ka stettiğini düşünmüş olabilir.
Ne var ki Şeyh'in ilahiyatçıların akli yaklaşımlarını çok fazla eleştirdiğini
bilmesi gerekirdi.
95
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
96
HAYAL ALEMLERi
Hayal
97
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
98
HAYAL ALEMLERi
Akıl ve Tecelli
99
HAYAL ALEMLER! • WI LLIA M C. CHITTICK
1 00
HAYAL ALEMLERi
Benzerlerin Vahyedilmesi
101
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
102
HAYAL ALEMLERi
103
HAYAL A LEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
1 04
HAYAL ALEMLERi
105
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C CHIITICK
106
HAYAL ALEMLERi
107
HAYAL ALEMLERi • WI LL!AM C CHITTICK
(Tercüman, 107)
1 08
HAYAL ALEMLERi
(Tercüman, 1 1 7)
1 09
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
1 10
HAYAL ALEMLERi
111
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
biliyorlar mı! " derken, bu bir tür poetik deha olmayıp iç, hayali
deneyimin bir tanımıdır. "Onlar" kelimesinin "daha yüksek, yu
karı seyir yerleri"ni gösterdiğini söylerken Şeyh bu açıklamayı,
kendisi ve daha önceki Müslüman düşünürler tarafından en üst
düzeye getirilen metafizik, kozmolojik ve psikolojik dünya görü
şünün söylemi içinde yapar. Bu deneyimi ve öğretiyi dayandık
ları köklere bakarak araştırmayı kendine dert edinen birisi için ,
ne yazık ki Şeyh'in açıklamalarında "zoraki" veya "saçma ve ba
yağı" olan hiçbir şey yoktur.
ı ıı
il. Bölüm: Hayali İnsanlarla Karşılaşma
(1 755.7)
113
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C CHITTICK
1 lbn Arabi "insanın rüyada algıladığı her şey uyanıklık halinde duyular yo
luyla hayalin yakaladığı şeylerden kaynaklanır. Rüyanın içeriği iki türdür:
Birincisinde o şeyin sureti hisler alanında algılanır; ikincisinde ise rüyada
algılanan suretin parçalan hisler alanında görülür. Bunda bir kuşkumuz:
yoktur" (ll 3 75. 1 0).
ı ı+
HAYAL ALEMLERi
ki hayal gözü uyanıklıkta bile görebilir. (1 305 .3) Şeyh " Keşif sa
hibi bir kimse uykusunda rüya gören bir kimsenin gördüklerini
uyanıkken görür" (1 305 . 1 ) der. Diğer bir ifadeyle, hem rüyadaki
bir kimse hem de keşif sahibi, ne saf hissi ne de saf ruhani olan
hayali nesneleri görür.
Hayali bir nesne ile hissi nesne arasındaki farkı söylemek her
zaman kolay değildir. Şeyh hem hayal gözünün hem de cismani
gözün görme duyusuyla çalıştığını ve bu iki gözün algıladıkları
nı birbirinden ayırt etme ilminin esrarengiz ve çözümü zor bir
ilim olduğunu söyler. Şeyh'e göre bu ilim gerçekten de elde edil
mesi en zor ilimlerden biridir ve Allah Ehli'nin çoğu buna sahip
değildir. "Kevni varoluşta hayalin hissi algılamayla karışmasın
dan daha şaşırtıcı ve perdeleyici bir şey olamaz. Allah bir kimse
ye ayırt etme kudretini verdiğinde, o kimseye ilişkileri olduğu gi
bi gösterir ve o kimse şeyleri hangi gözüyle gördüğünü· bilir. Böy
le olunca, o kimse hangi gözüyle gördüğünü bildiği için gördük
lerinin ne olduğunu da bilir. Allah Ehli için en gerekli ilim bu
ayırt etme ilminin elde edilmesidir. Ama birçoğu söylediklerimi
ze dikkat etmez." (III 507.30)
Cebrail'in bir bedevi suretinde geldiği ve Hz. Peygamber'e bir
takım sorufar sorduğu sırada Hz. Omer de dahil olmak üzere Sa
habeler, cismani gözle görme ile hayal gözüyle görme arasındaki
farkı ayırt eden ilme sahip değillerdi. lnsan-ı kamillerden biri olan
Bakire Meryem de Cebrail tam bir insan olarak ona göründüğün
de ( 19: 1 7) bu ilme sahip değildi. Şeyh iki tür görme arasındaki
farkı ayırt etmenin zorluğunu açıklarken bu iki olaya değinir:
Hayali bedenleri müşahede eden kimselerin hepsi, bu beden
ler ile gerçek bedenleri birbirinden ayırt edemezler. Cebrail bir
bedevi suretinde geldiğinde, Sahabelerin O'nu tanıyamamasının
nedeni budur. Hz. Peygamber'in, O'nun Cebrail olduğunu söyle
yene kadar bu bedevinin hayali bir beden olduğunu bilmiyorlar
dı. Gerçek bir bedevı olduğundan hiç şüpheleri yoktu. Buna ben
zer bir şey, melek tam bir insan olarak ona göründüğünde Mer
yem'in durumunda da vardır. Çünkü Meryem, ruhlar bedenleşti
ğinde onları ayırt edecek alamete sahip değildi. (11 333 .28)
115
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
2 il 333.33 bölümünde bu üçü hayali görünüş kaynağı olarak Hakk ile bir
likle görünenler arasında sayılır. Şeyh bu üçünün akrabalığından şöyle söz
eder: "Melekler ışığa üfürülmüş ruhlardır, cinler rüzgara üfürülmüş ruhlar
dır, insanlar ise beden suretlerine üfürülmüş ruhlardır" (1 132.20) . Bir insa
nın "dem'in çocuklanndan biri veya hayvan, bilki ve mineral suretlerinde"
görünmesi için bkz. Fütuhal, Bölüm 3 l l , Chodkiewicz ve Diğerleri, Mec
can llluminalions, s. 287 . .
3 Bkz. SPK, s. 33 337.
6
11.6
HAYAL ALEMLERi
4 ikinci sebepler (esbab) kavramı bir şeyin nedeni olarak hareket eden, Al
lah'ıan gayn her şeyi ifade etmede kullanılır. Bu kavram hemen hemen "eş
ya" ya da "ayan" kavramlanyla aynıdır. Bkz. SPK, s. 44 46 ve diğer bölümler.
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
1 18
HAYAL ALEMLERi
6 And olsun ki, gökte burçlar meydana getirdik, onları bakanlar için donat
tık. Onlan kovulmuş her şeytandan koruduk ( 15: 1 7 - 1 8) ayetlerine gönder
me vardır.
7 Yunanca semeia kelimesinde gelen bu kelime genellikle "harf büyüsü" ola
rak tercüme edilmiştir. Ancak bu dar anlamının dışında kavramın çok geniş
kullanımı vardır. Bkz. Chodkiewicz ve Diğerleri, Meccan Illuminations.
1 19
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
8 Bkz. SPK, s. l l 7.
1 20
HAYAL ALEMLERi
iki alem arasında teorik bir ayrım sunmasına rağmen, Şeyh yazı
larında bu ikisi arasında kesin bir aynın yapmaz. Bu ikisi arasın
daki fark, hayali görünüşü hangi gözün algıladığı sorusuyla bağ
lantılı olabilir. Böyle olduğunda ise, cismani gözle algılanan ha
yali varlık bitişik hayal aleminin "hemen ötesinde" yer alabilir
ken, hayal gözüyle algılanan varlık bitişik olmayan hayal alemi
nin "içinde" hazır bulunabilir. Ancak, Şeyh'in eserlerinde bu ay
rımı gösteren açık bir ifadeye henüz rastlamadım.
Somut bir etki İlırakma gücüne sahip hayali bedenleşme ile
buna sahip olmayan arasındaki fark da kozmik yer sorusuyla il
gilidir: Burada Şeyh sihirbazların simya ilmiyle gerçekleştirebil
dikleri belli bazı işlemler ile Allah dostlarının tecrübelerini birbi
rinden ayırır. Örneğin, bir sihirbaz simya yoluyla yiyecek sağla
yabilir, ama bu yiyeceği yiyen bir kimse doymaz. Aksine, Allah
dostları tarafından tecrube edilen hayal ile ilgili olduğunda, "bu
nu yediğinde doyarsın ve bu makamdayken altın, giysi veya her
hangi bir şey aldığında, halini değiştirmeden bu şeyler seninle
birlikte olur. Biz bu makamı nefsimizde bulduk. Yoku\uğumu- .
zun başında lsa'nın ruhaniyeti ile bunu tadarak, zevk ile yaşa
dık." (Ill 43. 19)
Hayali İnsanlar
121
. '
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
(i l i 549.8)
122
HAYAL ALEMLERi
(ili 43 1 .20)
123
HAYAL ALEMLERi • WllLIAM C. CHITTICK
(III 339.7)
124
HAYAL ALEM LERi
1 25
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
126
HAYAL ALEMLERi
127
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
1 28
III. Bölüm: Ölüm ve Ahiret
Vahiy ve Akıl
129
HAYAL ALEMLERi • WllllAM C. CHITTICK
1 30
HAYAL ALEMLERi
2 Bkz. Gazali, Precious Pearl, s. 30, 34, 36, 49, 50, 53, 60, 87; Tebrizi, Mish
kat al-Mesabih, s. 340, 448-49, 490-9 1 , 1 1 76.
l31
°
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C CHITTIC K
1 32
HAYAL ALEMLERi
133
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
Nefsin Gelişmesi
1 34
HAYAL ALEMLERi
bir yönde gelişir. Diğer bir ifadeyle, vahiyle sağlanan rehberlik hi
dayet sayesinde nefs bedene üfürülen ilahi ruhun sıfatlarıyla git
tikçe artan bir şekilde uyum sağlar. Mizan olmadan, insanlar di
key eksenden aşağı düşer ve aşağıların aşağısına (95:5) kadar ba
tarlar. Böylece karanlık ve cehalet gibi bedene ait sıfatların haki
miyetine girerler. Ya da arada, sallantıda kalıp , derece derece ya
tay ayrılığa düşerler. Denge, olgunluk ve bütünlük hem tevhidi,
yani Allah'ın birliğinin ikrarını hem de amelleri (yani, emirlere
uymayı) kapsayan imana dayanır. "Olgun (kamil) nefsler Al
lah'ın birliğini ikrar eden ve imanı olanlardır. Tevhid ve iman,
onların acı ve azabın yeri olmalarına mani olur." (lll 175.21)
Kısaca söylersek; hayat insanların kendi nefslerine şekil ver
dikleri bir işlemdir. Beden ölümle terk edildiğinde, nefs kendi
sıfatlarına uygun hayali suretlerde bedenleşir. Nefsin tüm işleri,
ahlakı, halleri, makamları, ilmi ve gayeleri uygun suretlerde gö
rünür. "Berzahta tüm insanlar yaptıkları işlerin ve kazandıkları
şeylerin suretinde kıyamet gününe kadar rehinedirler. O gün
bulundukları suretlerde diriltilirler ve ahiret hayatına geçerler."
(l 307. 22)
Ana rahminde harcanan zaman insanı bu dünyaya doğuma
hazırladığı gibi, berzahtaki süre de insanları kıyamet gününe ha
zırlar. "Ahiretteki hayat yönünden berzahtaki süre ceninin ana
rahminde geçirdiği süre gibidir. Allah insanları bir oluştan son
ra başka bir oluşta meydana getirir. İnsanların yeniden diriltile
cekleri kıyamet gününe kadar geçirdikleri aşamalar çeşitlidir."
(lll 250. 19)
Kıyamet gününde ve sonrasında nefs Cennet Bahçesi'nde ve
ya Cehennem Ateşi'nde kendi yerini alıncaya kadar daha ileri de
ğişimlere uğrar. Ama bu aşamalarda bu dünyadaki cismani bede
nine benzer sabit, kayıtlı bir surete bağlı olmaz. Bu noktayı net
leştirmek için kıyamet gününün ontolojik durumuna daha ya
kından bakmamız gerekir.
Ahiret
135
HAYAL ALEMLERi • WlLLIAM C. CHlTTICK
136
HAYAL ALEMLERi
137
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
son derece yüceltmiş bir kimseden başka hiç kimse ahirette daha
aşağılanmış olamaz. "Bu dünyada nefsini son derece yiıceltme"
ifadesiyle bu kimsenin d\inyadayken sultan olmasını kasdetmi
yorum; sadece nefsini yüceltmesini kasdediyorum.
Dış durumuna göre bir sultan veya başka bir şey olan bir
kimse için, Allah'ın kulunu dış aleme göre hangi makama veya
hale koyduğunun benim için bir önemi yoktur. Dikkate alınabi
lecek tek şey sadece o kimsenin nefsinin halidir. (1 2 2 1 . 1 8)
Özetlersek; insanların ahiretteki dış durumları bu dünyadaki
iç durumlarına bağlıdır. Bununla birlikte, insanların bedenleştir
dikleri ilahi suret öncelikle insanların iç sıfatlarına, ahlaklarına
aittir. insanlar bu ilahi sureti gerçekleştirmiş oldukları dereceye
kadar Allah'ın güzel ahlakına sahiptirler ve bu sureti gerçekleştir
mede başarısız olmaları derecesine kadar Allah'ın ahlakından
uzak kalırlar. Bu ahlaklar vücuda ait, yani insan fıtratına ait nite
liklerdir. Berzahta ve büyük bir ölçüde kıyamet gününde herke
sin ahlakı olduğu gibi gösterilir; yani ahlakına uygun surette be
denleşmiş olurlar.
lçerisi/Dışansı
138
HAYAL ALEMLERi
1 39
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C. CHITTICK
140
HAYAL ALEMLERi
141
HAYİ\L ALEMLERi • WILUAM C CH!TTICK
142
HAYAL ALEMLERi
143
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C. CHITTICK
1 44
HAYAL ALEMLERi
145
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
146
HAYAL ALEMLERi
147
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C. CHITT!CK
Cehennemin Soğuması
1 +8
HAYAL ALEMLERi
1 49
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C. CHITTICK
tarafından zahir olur. " (III 389.25) Şer ve azaba ait olan yön en
sonunda ortadan kalkar, çünkü kaynağı yokluktur. Öte yandan,
varlıklar yok olmazlar, çünkü onlar vücudun niteliğindedirler:
"Yokluktan gelen şeyler vücudda asla varolmazlar." (l 3 1 2.34)
Özetlersek; "Alem, özü itibariyle rahmetin nesnesidir; sadece
ikincil sebeplerden dolayı gazaba maruz kalır." (lll 207.28) 1 5
lbn Arabi bazı ilahiyatçıların ve fakihlerin kendi görüşlerine
göre günahkar gördükleri kimselerin sonsuz azapta kalacakları
iddialarını kabul etmez. Böyle bir Allah anlayışını yanlış bula
rak, birçok yerde bu kimseleri eleştirir. Buna bir örnek aşağıda
verilmiştir:
(Bu anlayışa ulaştığında) Allah'ın rahmetini itaatkar olsun
veya olmasın tüm kullarına dağıtmak isteyen bir kimse ile Al
lah'ın rahmetinden bazı kullarını mahrum etmek isteyen bir kim
se arasındaki farkı anlamaya başlarsın. Bu ikinci kimse Allah'ın
herşeyi kuşatan rahmetini yasaklarken kendini bu yasağa dahil
etmez. Allah'ın rahmetinin gazabını aştığı hakikati olmasaydı,
böyle bir sıfata sahip bir kimse asla Allah'ın rahmetine ulaşamaz
dı. (III 3 70. 15)
Rahmetin en sonunda hakim olacağı hakikati, gazap sıfatının
sona ereceği anlamına gelebilir. Yine de Allah'ın "iki eli" vardır ve
O'nun hakikati değişmez. Kozmolojik olarak cehennemin, gaza
bın birtakım tesirlerinin olduğu alanlara, yani semalara ve arza
yerleşmiş olduğu gerçeği Allah'ın gazabının beka bulacağını gös
terir ve cehennem asla yok olmaz. Ama insanlar gazabı azap ola
rak tecrübe ederler ve bu azabın bir sonu vardır. Ne var ki Şeyh,
saadetin tanınmasının, onun zıddı olan şeyin anlaşılmasını ge
rektirdiği için azabın hayalde bulunmaya devam edeceğini söyler.
Sadece ilahi isimlerin ahkamlarım sürdürmeleri için Hazreti
Hayale ait azabın dışında cehennemde hiçbir azap kalmaz. Bir
isim sadece kendi hakikatinin gerektirdiği hükümlerin zuhurunu
gerekli kılar. Bir ismin zuhuru Alim ve Mürid isimlerinin hüküm
lerine ait bir şey olduğu için herhangi bir varlığı gerektirmez.
Buna göre, hayali ya da cismani lıedende ya da herhangi bir
şeyde Müntekim'in hükmü zahir olduğunda bu ismin hakları,
1 50
HAYAL ALEMLERi
1 6 Şeyh genellikle kıyamet gününü 50bin yıl olarak ifade eder ve bunun ne
denini çeşitli şekillerde açıklar. Ama bir yerde bu sürenin tam olarak uzun
luğundan emin olmadığını çünkü Allah'ın bu ilme ait keşfi vermediğini söy
ler (ili 383. 10).
151
HAYAL ALEMLER! • WILLIAM C. CHITTICK
1 52
HAYAL ALEMLERi
vende olma hissi, her zaman güvende olmaktan daha fazla zevk
verir. Cehennem ehli de rahmete dahil edilmelerinden sonra, du
vardan Cennet ehlini seyrederler.
Rahmet, Cehennem ehlini de kucakladıktan sonra, Cehen
nemde olmaktan zevk duymaya başlarlar ve Cennet'te olmadık
ları için Allah'a hamd ederler. Bunun nedeni ise bu haldeki mi
zaçlarının böyle olmasını gerekli kılmasıdır: Bu mizaçla birlikte
Cennet'e girmiş olsalardı, acıya gark olup elem içinde olurlardı.
Bu nedenle- eğer anladıysan- ne olursa olsun saadet uygun olan
dan, azap da uygun olmayandan başka bir şey değil. Buna göre,
nerede olursan ol, mizacına uygun olan şey seni bulduysa saadet
içinde olursun, mizacına uygun olmayan şey seni bulduysa azap
ta olursun.
Bulunulan yerler oraların sakinleri için sevimli kılınmıştır.
Ateş cehennem ehlinin bulunduğu yerdir ve onlar bu yerin sa
kinleridir. Ondan yaratılmışlardır ve oraya geri dönerler. Cenne
tin sakinleri olan cennet ehli ise cennetten yaratılmışlardır ve
oraya geri dönerler.
Bulunulan yerden zevk almak o yerin sakinlerine ait bir sıfat
tır. İşlerinde aşırıya gitmelerinden veya hiç yapmamaktan dolayı
perdeli olabilirler. Bu, durumlarının değişmesine neden olur. Be
raberinde getirdikleri illet bulund�kları yerin zevkinden perdeli
olmalarım doğurur.
Örneğin cehennem ehli elemi ve acıyı gerektiren işler yapma
mış olsalardı ve mizaçlarına uyan yerde mezarlarından yeniden
diriltildiklerinde cennet ile cehennem arasında bir seçim yapma
ları istenilseydi, aynen bir balığın yeryüzü sakinlerinin hayat bul
duğu havadan kaçarak suyu seçmesi gibi, onlar da cehennemi se
çerdi. (iV 14.34)17
lbn Arabi'nin ölümden sonrasına ait öğretilerinin kısa bir
özetinin sonunda, konuya başladığım noktayı hatırlatmama izin
verin: Şeyh'in görüşünde ölümden sonraki yaşama dair gelenek
sel tanımların tamamı, akla ne kadar tuhaf gelirse gelsin , vücu
dun sahip olduğu tahayyül gücüne dayanılarak açıklanabilir.
153
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
1 54
Dinlerin Çeşitliliği
1. Bölüm: Kökenler Miti
157
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
1 58
DiNLERiN ÇEŞlrrlLICI
1 59
HAYAL ALEMLERi • WİLLIAM C. CHITTICK
1 60
DiNLERiN ÇEŞITLIL!Cl
2 lbn Arabi heva, heves ve bozulmayla ilgili olarak şu ayeti düşünür: Şayet
Hakk, onların heveslerine uysaydı, muhakkak ki gökler, yer ve onlarda
bulunanlar bozulup giderdi (23: 7 1 ) .
161
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITIICK
3 Şeyh burada Ben cinleri ve insanlan ancak Bana kulluk elSinler diye yarat
tım ( 5 1 : 56) ayetini işaret eder.
162
DiNLERiN ÇEŞITLILIGI
1 63
HAYAL ALEMLERi • WILIJAM C. CHITTICK
Bölüm 66
1 64
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
165
HAYAL ALEMLER! • WILLIAM C. CHITTICK
1 66
DiNLERiN ÇEŞiTLiLi(;[
167
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
1 68
DiNLERiN ÇEŞITLILIGI
1 69
HAYAL ALEMLER! • WILLIAM C. CHITTICK
dık" (5 :48) dediği gibi hakim hüküm zamana ve duruma göre be
lirdi. Böylece kökleri tartışmasız aynı yere dayandı.
İnsanlar akli dayanaklara göre, peygamberin getirdiği şeyi
vahyedilmiş din, bilgelerin (ariflerin) getirdiklerini hikmetli söz
ler olarak ayırdılar. Peygamberi emrin hiçbir kuşkuya yer kala
mayacak şekilde Allah'tan geldiğini ve daha tam olduğunu anla
dılar. Görülmeyen şeyler hakkında söylenenleri kabul ettiler ve
peygamberlere iman ettiler. İnsanlar arasında sadece kendi heva
sına uyan ve diğerlerini yönetmeyi, liderlik yapmayı arayanlar
peygamberleri reddetmişlerdir. Böyle bir kimse kendi nefsinden
ve Rabbinden cahildir.
Buna göre alemdeki vahyedilmiş dinlerin amacı ve varolma
larının nedeni alemin maslahatını ve aklın asla ulaşamadığı Allah
bilgisini aramaktır. Akıl kendi başına bu ilmi bulamaz. Bu neden
le ilahi kitaplar gönderilmiş, peygamberler ve nebiler bu ilimden
söz etmişlerdir. Akli düşünürler böylece Allah ilmine ait bazı şey
lerin olduğunu ve kendilerinin bunlardan habersiz olduğunu,
peygamberlerin bunları tamamladığını bildiler.
"Akli düşünürler" derken günümüzde olduğu gibi sadece fel
sefeden söz eden kişileri kasdetmiyorum. Sadece peygamberlerin
yolunu izleyenleri kasdediyorum. Başka bir ifadeyle, kendilerini
nefs terbiyesiyle meşgul eden, riyazetle uğraşan, kalplerini ilahi
haberleri almak için temizlemeye çalışan kimselere "akli düşü
nürler" diyorum. Kendilerini kelamla, tartışmayla, filozofların
söylediği her sözdeki kelimeler üzerine bile düşünmeyle meşgul
eden bir kimse için söylenecek tek söz akıl sahibi bir kimsenin
gözünde böylelerinin hiçbir değeri yoktur.6 Çünkü böyle kimse
ler dinle alay ederler, Allah'ın kullarını hor görürler, kendileriyle
aynı durumda olanların dışında hiç kimseye saygı göstermezler.
Kalpleri dünya sevgisiyle dolu olduğu için lider olma, başa geç
me hırsıyla yaşarlar. Onlar nasıl ilmi alçalttılarsa Allah da onları
alçaltmıştır. Sultanlar ve padişahların kapısından yardım dilete
rek onları Allah da aşağılamış ve onlarla alay etmiştir. Böylece
sultanlar ve padişahlar onları alçaltmıştır.
1 70
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
1 71
il. Bölüm: ltikadların Çeşitliliği
1 73
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
İtikadın Kökenleri
1 74
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
l75
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
1 76
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
177
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
lki Emir
1 78
DiNLERiN ÇESITLILICI
llk emir yoluyla Allah l\irn eşyayı var eder: "Bir şeyi murad etti
ği zaman, O'nun emri sadece ona; ol, dernektir. O da oluverir. "
(36:82) İkinci emirle Allah, insanlann saadete ulaşabilmeleri için
buyruklar verir. Bu nedenle, teklifi emir namaz, oruç , zekat gibi
ibadetlerle ahlaki kurallara uymayı gerektirir.
Allah tekvini emir yoluyla tüm şeylere varlık lütfederek va
rolrnalarını sağlar. Teklifi emir yoluyla da insanları berzah ve öte
sinde saadete çağırır. Tekvini emre itaatsizlik olamaz, çünkü eş
yanın alemdeki varlığını sağlar. Öte yandan, bir kimse teklifi em
re kısmen veya tamamen uymayabilir; ne var ki bu azaba ve Al
lah'tan uzaklaşmaya neden olur.
Teklifi emir, insanın acı çekmesine yol açan sınırlamaları or
tadan kaldırmayı amaçlayan hidayet ve rahmet gibi vücudun bel
li bazı özel sıfatlarından doğar. Aksine tekvini emir ise kayıtsız
vücuddan, yani Hakk'tan gelir. Buna göre, aslında teklifi emir
tekvini emir tarafından belirlenir ve kuşatılır. Teklifi emir belirli
amaçlan gerçekleştirmek için tekvini emrin büründüğü bir tür
surettir. Tekvini emir yönünden itaatsizlik olamaz. Teklifi emre
itaatsizlik tekvini emre itaatten kaynaklanır.
Şeyh teklifi emre itaatsizliğin neden şekavete yol açtığını vü
cudun bazı niteliklerine değinerek açıklar. Allah sadece Hadi de
ğildir, O aynı zamanda Mudill'dir. En çok bilinen 99 isim arasın
da zikredilmese de, bu isme Kur'an'da 35 değişik ayette işaret
edilir. Bazı durumlarda Allah'ın yanlış yola iletmesi O'nun hida
yetine hakim olabilir.
Bir insanın Hadi isminin ya da Mudill isminin hükmünde ol
ması vücudun mahiyetinden kaynaklanır. Peki, Allah tarafından
sonsuza dek bilinen ayan-ı sabitelerin istidadını belirleyen nedir?
Her varlık aslında vücudun mümkün bir tecellisini temsil eder.
Bir kimsenin yanlış yola gittiğini söylemek o kimsenin hakikati
ne, yani o kimseye ait özel doğayı belirleyen vücudun var etme
sine ait olduğunu söylemek demektir.
Allah'ın insanlara günah işlettiği ve bu günah için daha son
ra onları cezalandırdığı iddiasına karşı Şeyh özlerin sabit ve de
ğişmez olduğunu ve Allah'ın insanları bir şey "yapmaları" (ja'l)
için zorlamadığını söyler. Allah sadece onlara varlık verir. Eğer
bir özün hükmü yanlış yola gitme ise o öz varlık alemine girdi
ğinde yanlış yola iletilir. Allah vücud ışığını bunlara yansıtır ve
1 79
HAYAL ALEMLERi ,WILLIAM C. CHITTICK
•
180
ÖINlERIN ÇEŞITLILICI
3 llahi tecellide kabın rolünün daha ayrıntılı açıklaması için bkz. SPK, s. 9 1 93.
181
HAYAL ALEMLERi • WILUAM C. CHITTICK
4 Bkz. SPK, s. 37 1 .
1 82
DiNLERiN ÇEŞITLILIGI
1 83
HAYAL ALEMLERi • WI LL IAM C. CHITTICK
Denge
1 84
DiNLERiN ÇEŞITI.IL!Cl
185
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHIITICK
186
DiNLERiN ÇEŞITLILIGI
İtikadın İşaretleri
1 87
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
ı ss
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
189
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
190
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
191
HAYAL ALEMLERi • WIUIAM C. CHITTICK
luminations, s. l 76 84.
192
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
1 93
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
194
DiNLERiN ÇEŞITLILIGI
195
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
19 6
DiNLERiN ÇEŞITLILIGI
vah)'dilmiş dinlorin
ı;eıidiliğindcn dolayı ı;qidüiğindon dolayı
çcıitlidr.
Hfil saıb:ıodMılı:ri
(zaınanlann)
197
HAYAL ALEMLER! • WILLIAM C. CHITTICK
Eğer ilahi nispet vahyedilmiş kanunda belli bir şeyin helal ol
masını gerekli kılsaydı ya da ilahi nispet o şeyin haram olmasını
isteseydi, o zaman ilahi hükümler değişmezdi; ama öyle kurul
muştur ki ilahi hükümler değişir. Ve ilahi hükümler değişmesey
di o zaman da Allah'ın kelimeleri doğru olmazdı: Sizden her bi
riniz için bir şeriat ve bir yol belirledik. (5:48) Ama hakikatte her
ümmetin peygamberinin ve resulünün getirdiği bir yolu ve şeri
atı ( vahyedilmiş kanunu) vardır. Bu nedenle (hükümlerin) neshi
gerçekleşir.
Kesin olarak biliyoruz ki Allah'ın Hz. Muhammed ile ilişkisi
-Resül'üne bir din olarak vahyettiğinden- diğer peygamberlerle
olan ilişkisinden farklıdır. Eğer böyle olmasaydı ve bu ilişki -ya
ni, belli bir kanunun vahyini gerekli kılan ilişki- her yönden bir
olsaydı, o zaman vahyedilmiş dinler her yönden bir olurdu .
Peki neden ilahi ilişkiler çeşitlidir? diye sorarsan , şöyle
cevaplarız:
198
DiNLERiN ÇEŞITLILIGI
199
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
200
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
20 1
111. Bölüm: Dinin tlahi Kökenleri
203
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
olur. Her peygambere ait öğretiler ikinci Şehadet ile ilan edilen
alana benzer bir alandır.
tik Şehadet tüm ilahi sıfatların gerçek Vücud olan tek Allah'a
ait olduğunu öğretir. Diğer ilahi sıfatlarda olduğu gibi ilim de
Hakk'tan gayrı saf bir surette bulunamaz. Bu yüzden insan bilgi
si, özellikle Allah hakkındaki bilgisi her zaman eksiktir. "Al
lah'tan başka kimse Allah'ı bilemez ." İnsanlar Allah bilgisine sa
hip olabilirler, olurlar da, ama sadece O'nun kendini ifşa ettiği
kadarıyla. Dilediği kadarından başka O'nun ilminden hiçbir şey
kavrayamazlar. (2:254) tik adım daima Hakk'tan gelir.
İnsanın Hakk'a ait bilgisi karşılaştırılamazlığı ilan eden ve
benzerliği ikrar eden iki temel şekilde olur. Allah herşeyden mü
nezzeh olmasıyla karşılaştınlamazdır ve alem yoluyla tecelli et
mesi, ayetleri yoluyla kendini bilinen kılmasıyla benzerdir. Ka
inattaki herşey -Allah'ın tüm ayetleri- varoluş biçimleri sayesin
de Hakk'ın nitelikleri hakkında bir şeyler söyler. Allah'a ya sade
ce karşılaştınlamazlık ya da sadece benzerlik yönünden bakmak
yanlış ve eksiktir; Hakk'ın tam bilgisi ise O'nun aynı anda hem
karşılaştırılamaz hem de benzer olmasını gerektirir.
İtikadın tlahlan
204
DiNLERiN ÇESITLILICI
205
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
206
DiNLERiN ÇEŞITULICI
207
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
Akli Araştırma
1 Diğer bir ifadeyle, akıl ve hayalin birbirine zıt şeyler olduğu söylenebilir,
çünkü hayal akılı tamamıyla kuşatır. Ibn Arabi'nin onaya koyduğu gibi
" i tikadın yeri hayaldir. . . . lnsan asla hayalden uzaklaşamaz . . . . Akıl da insan·
dan kaçamaz" (iV 420.30, SPK, s. 339).
208
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
209
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
İsimler ve Bağlar
210
DiNLERiN ÇEŞITLILh.'il
211
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITIICK
tlahi Suret
ııı
DiNLERiN ÇEŞiTLiLi(;[
213
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
Peygamberlik ve Hidayet
214
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
215
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
216
DiNLERiN ÇEŞITLILICI
217
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
218
DiNLERiN ÇEŞITL!LlCI
219
HAYAL ALEMLERi • WILLIAM C. CHITTICK
Her din Hakk ile daha fazla uyum sağlamak için, uygulama
ya ait (ibadet) şeyler sunar. Somut kavramlarla söylenirse, her
din; düşünce, eylem ve yaklaşım gibi insanı insan yapan ne var
sa , o şeylerin değişimi için çeşitli vasıtalara sahiptir. Vahiy haki
kat hakkında yeni bakışlar sağlayarak, bağları çözer ve itikadın
önceden varolan ilahlarını yerle bir eder. İnsanları saadete yönel
ten itikadı getirir. Ancak saadetin kendisi sonsuzdur, yani en üst
derecesi diye bir şey yoktur. Hakk'ın tam suretleri olarak insan
lar, Hakk'ın hidayetiyle, insanları o değil de şu yapan tüm bağla
rı ve sınırlamaları ortadan kaldırabilirler.
Özetle lbn Arabi, bir insanın her iki bakışı da, yani bir yanda
ilahları ve bağları ortadan kaldıran bakış, diğer yanda ilahları ve
bağları kabul eden bakışı görmesini ve değerlendirmesini ister.
Bu hususta aşağıdaki öğütten daha iyisini bilmiyorum:
Dikkat et, belli bir bağ tarafından kayıtlı olmaktan uzak dur,
bu bağın dışındaki herşeye karşı sakın kötü gözle bakma, yoksa
senin hayrına olacak şeyden kaçmış olursun. Nefsini bütün iti
katları kucaklayan bir şey olarak gör, çünkü Hakk herhangi bir
bağ ile kayıtlı kılınamayacak kadar geniş ve yücedir. (FusO.s 1 13)
Nefsine kemal yolunu gösteren kimse tüm hayatı boyunca
Allah'a giden yolları araştırmalıdır. Her itikat (yol) sahibi, itika
dının doğruluğunu nereden aldığını bilmelidir. Bu hakikati gör
dükten sonra da o itikat sahibinin durumuna göre onun itikadı
nı desteklemelidir. (II 85. 1 1)
220
Bibliyografya
Addas, Claude. Quesı for ıhe Red Sulphur: The Life of Ibn 'Arabi.
Cambridge, England: The lslamic Tetx Society, 1993.
221
HAYAL ALEMLER! • WILLIAM C. CHITTICK
Eliade, Mircea. The Sacred and the Profane: The Nature of Religion.
New York: Harper and Row, 196 1 .
222
BiBLiYOGRAFYA
Morris, James. "The Spiritua! Ascension: Ibn 'Arabi and the Mi'raj, "
joumal of the American Oriental Society 107 ( 1 987): 629-52; 1 08
( 1 988): 63 77.
223