You are on page 1of 53

B) TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARI (TMS)

Türkiye Muhasebe Standartlarını hazırlamak ve yayımlamak görevi; 2002 yılından itibaren


Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu’na verilmiştir. Eylül 2011 tarihinden itibaren kurulun adı
"Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu" olarak değiştirilmiştir.

Türkiye Muhasebe Standartları aşağıdaki gibidir;

TMS - 1 Finansal Tabloların Sunuluşu


TMS - 2 Stoklar
TMS - 7 Nakit Akış Tabloları
TMS - 8 Muhasebe Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde Değişiklikler ve Hatalar
TMS - 10 Bilanço Tarihinden Sonraki Olaylar
TMS - 11 İnşaat Sözleşmeleri
TMS - 12 Gelir Vergileri
TMS - 16 Maddi Duran Varlıklar
TMS - 17 Kiralama İşlemleri
TMS - 18 Hasılat
TMS - 19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar
TMS - 20 Devlet Teşviklerinin Muhasebeleştirilmesi ve Devlet Yardımlarının
Açıklanması
TMS - 21 Kur Değişiminin Etkileri
TMS - 23 Borçlanma Maliyetleri
TMS - 24 İlişkili Taraf Açıklamaları
TMS - 26 Emeklilik Fayda Planlarında Muhasebeleştirme ve Raporlama
TMS - 27 Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolar
TMS - 28 İştiraklerdeki Yatırımlar
TMS - 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama
TMS - 31 İş Ortaklıklarındaki Paylar
TMS - 32 Finansal Araçlar: Sunum
TMS - 33 Hisse Başına Kazanç
TMS - 34 Ara Dönem Finansal Raporlama
TMS - 36 Varlıklarda Değer Düşüklüğü
TMS - 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar
TMS - 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar
TMS - 39 Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme
TMS - 40 Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller
TMS - 41 Tarımsal Faaliyetler

Yukarıda belirtilen muhasebe standartları özet olarak aşağıda kısaca açıklanmıştır. Muhasebe
standartlarının tam metinleri www.kgk.gov.tr internet adresinden görülebilir.

FİNANSAL RAPORLAMAYA İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE

 Kavramsal Çerçeve, işletme dışındaki kullanıcılar için hazırlanan ve sunulan finansal tabloların tabi
olacakları usul ve esasları belirlemektedir. Kavramsal Çerçevenin amacı:
(a) Kurul’a yeni Standartları geliştirmede ve mevcut Standartları gözden geçirmede yardımcı
olmak,
(b) Standartların izin verdiği alternatif muhasebe yöntemlerinin azaltılmasına yönelik bir temel
oluşturmak suretiyle Kurul’a finansal tabloların sunumuna ilişkin kuralların, muhasebe
standartlarının ve uygulama usullerinin uyumlaştırılması konusunda yardımcı olmak,
(c) Kendi görev alanları dahilinde muhasebe kural ve uygulamalarını belirleyebilen otoritelere
yardımcı olmak,
(d) Finansal tablolarını Standartlara göre hazırlayanlara, Standartların uygulanmasında ve
henüz herhangi bir Standartların kapsamına girmeyen konularda yardımcı olmak,
(e) Bağımsız denetçilere, finansal tabloların Standartlara uygun olup olmadığı konusundaki
görüşlerini belirlemelerinde yardımcı olmak,
(f) Finansal tablo kullanıcılarına, Standartlara uygun olarak hazırlanmış olan finansal
tablolarda yer alan bilgileri yorumlamalarında yardımcı olmak ve
(g) Kurul’un çalışmaları konusuna ilgi duyanlara Standartları belirlemedeki yaklaşımı
konusunda bilgi sağlamaktır.

 Kavramsal Çerçeve bir Standart değildir. Dolayısıyla herhangi bir ölçüm veya açıklama konusunda
standart belirlememektedir. Kavramsal Çerçeve’de Standartlardan herhangi birinin yerini alacak
hiç bir husus yer almamaktadır.

 Kavramsal Çerçeve aşağıda belirtilen konuları düzenler:

(a) Finansal raporlamanın amacı

(b) Faydalı finansal bilginin niteliksel özellikleri

(c) Finansal tabloları oluşturan unsurların tanım, tahakkuk ve ölçümleme esasları

(d) Sermaye ve sermayenin devamlılığı (korunması) kavramları

2
Faydalı finansal bilginin niteliksel özellikleri

 Bu bölümde ele alınan faydalı finansal bilginin niteliksel özellikleri, raporlayan işletmenin finansal
raporunda sunulan bilgilere (finansal bilgilere) dayanarak işletme hakkındaki kararlarını alırken
mevcut ve potansiyel yatırımcılara, borç verenlere ve kredi veren diğer taraflara en çok fayda
sağlayacak bilgiyi tanımlamaktadır.

Temel niteliksel özellikler a) İhtiyaca uygunluk ve


b) Gerçeğe uygun şekilde sunumdur.

Destekleyici niteliksel özellikler a) Karşılaştırılabilirlik


b) Doğrulanabilirlik
c) Zamanında sunum
d) Anlaşılabilirlik

 Finansal tablolar normal olarak işletmenin devamlılığı ve öngörülebilir bir gelecekte de


faaliyetlerini sürdüreceği varsayımına dayanılarak hazırlanırlar. Böylece, işletmenin ne tasfiyeye
niyetinin ne de ihtiyacının olduğu, faaliyet hacminin de önemli bir ölçüde azalmayacağı varsayılır.
Eğer böyle bir niyet ve ihtiyaç varsa finansal tablolar farklı bir gerekçe ile hazırlanmalı ve bu
gerekçe açıklanmalıdır.

 Unsur tanımına giren bir kalem aşağıda belirtilen ölçüt veya koşullara uygun olması halinde
bilançoda veya gelir tablosunda gösterilmelidir:

a) Unsur tanımına giren bu kalem muhtemelen ileride işletmeye ekonomik yarar sağlayacak
veya işletmeden ekonomik yarar çıkışına neden olacaktır.
b) Söz konusu kalemin maliyeti veya değeri güvenilir bir şekilde ölçümlenebilmelidir.

Finansal Tabloların Unsurlarının Ölçüm Esasları

 Ölçüm, finansal tablolarda yer alan unsurların bilançoda ve gelir tablosunda tahakkuk
ettirilecekleri ve gösterilecekleri parasal tutarların belirlenmesi işlemini ifade eder. Bu işlem
uygulanacak ölçüm esasının da seçilmesini içerir.

 Finansal tablolarda değişik derecelerde ve değişik bileşimlerde kullanılan birkaç farklı ölçüm esası
vardır. Bu ölçüm esasları aşağıda belirtilenleri içerir:

(a) Tarihi Maliyet


Varlıklar elde edildikleri tarihte alımları için ödenen nakit veya nakit benzerlerinin tutarları ile
veya onlara karşılık verilen varlıkların gerçeğe uygun değerleri ile ölçümlenir. Borçlar borç
karşılığında elde edilenin tutarı ile veya işletmenin normal faaliyetlerinden kaynaklanan
borçlarda, örneğin, gelir vergilerinde olduğu gibi, borcun kapatılması için gereken nakit veya nakit
benzerlerinin tutarı ile gösterilir.

3
(b) Cari Maliyet
Varlıklar aynı varlığın veya bu varlıkla eşdeğer olan bir varlığın alınması için halihazırda gereken
nakit veya nakit benzerlerinin tutarı ile gösterilirler. Borçlar, yükümlülüğün kapatılması için
gereken nakit ve nakit benzerlerinin iskonto edilmemiş tutarları ile gösterilir.

(c) Gerçekleşebilir Değer (Ödeme Değeri)


Varlıklar, işletmenin normal faaliyet koşullarında, bir varlığın elden çıkarılması halinde ele geçecek
olan nakit ve nakit benzerlerinin tutarıdır. Borçlar, işletmenin normal faaliyet koşullarında,
kapatılmaları için ödenmesi gereken nakit ve nakit benzeri değerlerin iskonto edilmemiş tutarları
ile gösterilir.

(d) Bugünkü Değer


Varlıklar, işletmenin normal faaliyet koşullarında, ileride yaratacakları net nakit girişlerinin
bugünkü iskonto edilmiş değerleri ile gösterilirler. Borçlar, işletmenin normal faaliyet
koşullarında, kapatılmaları için ileride ödenmesi gereken net nakit çıkışlarının bugünkü iskonto
edilmiş değerleri ile gösterilir.

 Finansal tabloların hazırlanmasında işletmelerce en çok kullanılan ölçüm esası tarihi maliyet
esasıdır. Bu esas diğer ölçüm esasları ile birlikte kullanılır. Örneğin, stoklar genellikle maliyet veya
net gerçekleşebilir değerden küçük olanı ile ölçümlenir, menkul kıymetler piyasa değeri ile
ölçümlenebilir, emeklilik borcu bugünkü değeri ile ölçümlenir. Bunlara ilave olarak, bazı
işletmeler tarihi maliyet esasının fiyat değişikliklerinin parasal olmayan kalemler üzerindeki
etkisini göstermekte yetersiz kalması nedeniyle cari maliyet esasını kullanırlar.

TMS - 1 “FİNANSAL TABLOLARIN SUNULUŞU” STANDARDI

 Finansal tablolar işletmenin finansal durumunun ve finansal performansının biçimlendirilmiş


sunumudur. Finansal tabloların amacı, geniş bir kullanıcı kitlesinin ekonomik kararlar almalarına
yardımcı olan işletmenin finansal durumu, finansal performansı ve nakit akışları hakkında bilgi
sağlamaktır. Ayrıca finansal tablolar, yöneticilerin kendilerine emanet edilen kaynakları ne
etkinlikte kullandıklarını da gösterir. Finansal tablolar bu amaca ulaşmak için işletmeyle ilgili
aşağıdaki bilgileri sunar:

a) Varlıklar
b) Borçlar
c) Özkaynaklar
d) Gelir ve giderler, karlar ve zararlar dahil
e) Ortakların ortak olmaları sebebiyle yaptıkları katkılar ve ortaklara yapılan
dağıtımlar ve
f) Nakit akışları.

4
 Tam bir finansal tablolar seti aşağıdaki bölümleri içerir:

a) Bilanço
b) Gelir tablosu
c) Özkaynak değişim tablosu
d) Nakit akış tablosu ve
e) Önemli muhasebe politikalarını özetleyen dipnotlar ve diğer açıklayıcı notlar.

 Finansal tablolar işletmenin finansal durumunu, finansal performansını ve nakit akışlarını gerçeğe
uygun olarak sunar. Gerçeğe uygun sunuş, işlemlerin sonuçlarının, diğer olayların ve koşulların
çerçevede belirtilen varlıklar, yabancı kaynaklar, gelir ve giderlerin tanımlarına ve tahakkuk
kriterlerine sadık kalınarak, sunulması demektir.

 Yönetim, finansal tabloları düzenlerken faaliyetlerini süresiz sürdüreceğini dikkate alır. Yönetimin
şirketi tasfiye etme veya ticari faaliyetini sona erdirme veya bunların yerine geçecek gerçekçi bir
alternatifi yoksa finansal tablolar süreklilik kavramına göre düzenlenir. Yönetim,
değerlendirmelerini yaparken işletme faaliyetlerinin sürekliliğine kuşku düşürecek önemli
belirsizlikler taşıyan olaylar veya koşulların farkındaysa, bu belirsizlikleri açıklar. Finansal
tabloların hangi esaslara göre hazırlandığı ve işletmenin neden süreklilik kavramına uymadığıyla
birlikte işletmenin finansal tablolarının süreklilik kavramına göre düzenlenmemesinin nedenleri
açıklanır.

 İşletmenin sürekliliği kavramının uygunluğu değerlendirilirken yönetim, bununla sınırlı


olmamasına rağmen en azından bilanço tarihinden sonraki on iki aya ilişkin mevcut bilgileri
dikkate alır.

 İşletme, nakit akış tablosu hariç, tüm finansal tablolarını muhasebenin tahakkuk esasına göre
düzenler.

 Varlıklar ve borçlar ve gelir ve giderler, başka bir Standart veya Yorum öngörmediği veya izin
vermediği sürece, mahsup edilmemelidir (netleştirilmemelidir). İşletme, varlıkları ile borçları ve
gelirler ile giderleri finansal tablolarda ayrı ayrı göstermelidir. İşlem veya diğer olayın özü gereği
yapılan netleştirme dışında, kapsamlı gelir tablosu veya finansal durum tablosu (bilanço) ya da
(eğer sunulmuşsa) bireysel gelir tablosunda yapılan netleştirmeler, kullanıcıların gerçekleşmiş
olan işlemleri, diğer olayları ve şartları ve gelecekteki nakit akışlarını anlamalarını
zorlaştırmaktadır. Varlıkların, örneğin stok değer düşüklüğü karşılığı ve şüpheli alacaklar karşılığı
gibi, düzenleyici hesaplar düşüldükten sonra net tutarıyla gösterilmesi netleştirme değildir.

 Finansal tablolar en az yılda bir kez sunulur. Bir kuruluşun bilanço tarihi değiştiğinde ya da
finansal tablolar bir yıldan daha uzun ya da daha kısa bir dönem için hazırlandığında, finansal
tabloların kapsadığı dönemin açıklanmasına ilaveten kuruluş:

a) Finansal tablolarının bir yıldan daha uzun ya da daha kısa bir dönemi kapsamasının
nedenini ve

b) Gelir tablosu, özkaynak değişim tablosu ve ilgili açıklayıcı notların tümüyle


karşılaştırılabilir olmadığını açıklayacaktır.

5
 Bilanço (Finansal durum tablosu), en azından, aşağıdaki tutarları gösteren hesap gruplarını
kapsamalıdır:

a) Maddi duran varlıklar


b) Yatırım amaçlı gayrimenkuller
c) Maddi olmayan duran varlıklar
d) Finansal varlıklar
e) Özkaynak yöntemine göre muhasebeleştirilen yatırımlar
f) Canlı varlıklar
g) Stoklar
h) Ticari ve diğer alacaklar
i) Satılmak üzere elde tutulan varlıkların toplamı
j) Finansal borçlar
k) Dönem vergisiyle ilgili borçlar ve varlıklar
l) Ertelenmiş vergi borçları ve ertelenmiş vergi varlıkları
m) Satılmak üzere elde tutulanlar olarak sınıflandırılan borçlar
n) Özkaynaklarda gösterilen kontrol gücü olmayan paylar (azınlık payları) ve
o) Ana şirketin ortaklarına ait çıkarılmış sermaye ve yedekler.

 Kapsamlı gelir tablosu asgari olarak, söz konusu dönemle ilgili aşağıdaki tutarları gösteren
kalemleri içerir:

a) Hâsılat
b) Finansman maliyetleri
c) Özkaynak yöntemi kullanılarak muhasebeleştirilen iştirakler ve iş ortaklıklarının
kar veya zarar payları
d) Vergi gideri
e) Durdurulan faaliyetlere ilişkin vergi sonrası kar ya da zarar ile
Satış maliyeti düşülmüş gerçeğe uygun değerin ölçülmesinde veya durdurulan
faaliyetleri oluşturan elden çıkarılacak grup ya da grupların veya varlıkların elden
çıkarılmasında muhasebeleştirilen vergi sonrası kazanç ya da zarar toplamını
içeren tek bir tutar
f) Kar veya zarar
g) Niteliğine göre sınıflandırılan gerçekleşmemiş kar ya da zarar bileşenlerinin her biri
h) Özkaynak yöntemi kullanılarak muhasebeleştirilen iştirakler ve iş ortaklıklarının
gerçekleşmemiş kar veya zarar payları
i) Toplam kapsamlı gelir.

6
TMS - 2 “STOKLAR” STANDARDI

Tanımlar

Stoklar: (a) İşin normal akışı içinde (olağan işletme faaliyetleri kapsamında) satılmak için elde
tutulan
(b) Satılmak üzere üretilmekte olan ya da
(c) Üretim sürecinde ya da hizmet sunumunda kullanılacak ilk madde ve malzemeler
şeklinde bulunan varlıklardır.

Net Gerçekleşebilir Değer: işin normal akışı içinde, tahmini satış fiyatından, tahmini
tamamlanma maliyeti ve satışı gerçekleştirmek için gerekli tahmini satış giderleri toplamının,
düşürülmesiyle elde edilen tutarı ifade eder.

Gerçeğe Uygun Değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın
el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

Net gerçekleşebilir değer; bir işletmenin, işin normal akışı içinde, stokların satılmasından elde
etmeyi beklediği net tutarı ifade eder. Gerçeğe uygun değer ise, aynı stokun pazarda karşılıklı
pazarlık ortamında bilgili ve istekli gruplar arasında değiş tokuş edilebileceği tutarı ifade eder.
İlki işletmeye özgü bir değerdir, ikincisi ise değildir. Stokların net gerçekleşebilir değeri, stokun
gerçeğe uygun değerinden satış giderlerinin düşülmesiyle elde edilen tutara eşit olmayabilir.

Stokların Değerlemesi

 Stoklar, maliyet ve net gerçekleşebilir değerin düşük olanı ile değerlenir.

Stokların Maliyeti

 Stokların maliyeti; tüm satın alma maliyetlerini, dönüştürme maliyetlerini ve stokların mevcut
durumuna ve konumuna getirilmesi için katlanılan diğer maliyetleri içerir.

Satın Alma Maliyeti

 Stokların satın alma maliyeti;

 Satın alma fiyatı


 İthalat vergileri ve diğer vergiler (firma tarafından vergi idaresinden iade
alınabilecekler hariç)
 Nakliye
 Yükleme boşaltma maliyetleri
 Mamul, malzeme ve hizmetlerin elde edilmesiyle doğrudan bağlantısı kurulabilen
diğer maliyetleri içerir.

Ticari iskontolar ve benzeri diğer indirimler, satın alma maliyetinin belirlenmesinde indirim
konusu yapılır.

7
Dönüştürme Maliyetleri

 Stokların dönüştürme maliyetleri; direkt işçilik giderleri gibi, üretimle doğrudan ilişkili maliyetleri
kapsar. Bu maliyetler ayrıca ilk madde ve malzemenin mamule dönüştürülmesinde katlanılan
sabit ve değişken genel üretim giderlerinden sistematik bir şekilde dağıtılan tutarları da içerir.
Sabit genel üretim maliyetleri; amortisman, fabrika binası ve teçhizatının bakım onarım giderleri
gibi, üretim miktarından bağımsız olarak nispeten sabit kalan dolaylı üretim maliyetleri ile
fabrikanın yönetim ve idaresi ile ilgili maliyetlerdir. Değişken genel üretim giderleri, endirekt
(dolaylı) malzeme ve endirekt (dolaylı) işçilik gibi, üretim miktarı ile birlikte doğru orantılı olarak
değişen dolaylı üretim maliyetleridir.

 Stokların maliyetine alınmayan ve oluştukları dönemin gideri olarak kabul edilen giderlere ilişkin
örnekler şöyledir:

a) Normalin üstünde gerçekleşen, ilk madde ve malzeme (fire ve kayıplar), işçilik ve diğer
üretim maliyetleri

b) Bir sonraki üretim aşaması için zorunlu olanlar dışındaki depolama giderleri

c) Stokların bulunduğu konum ve duruma gelmesinde katkısı olmayan genel yönetim


giderleri ve

d) Satış giderleri.

Hizmet Sunan İşletmelerde Stok Maliyeti

 Verilen hizmetle ilgili hasılatın mali tablolara gelir olarak yansıtılmadığı durumlarda ilgili giderler
stok hesabına yansıtılır. Hizmet sunan işletmelerde stokların maliyeti, esas olarak, kontrol
işlemlerini yürüten personel dahil olmak üzere, hizmetin sunulmasında doğrudan görev alan
personelin işçilik ücretleri ve diğer maliyetleri ile bunlarla ilişkili olabilecek genel giderleri içerir.
Satış ve genel yönetim ile ilgili personelin işçilik ücretleri ve bunlarla ilgili diğer giderleri, hizmetin
maliyetine dahil edilmez. Bu giderler, gerçekleştiği dönemde gider olarak mali tablolara alınır.
Hizmet sunan bir işletmenin stoklarının maliyeti, kar marjını veya işletmeler tarafından fiyatlara
dahil edilen üretimle ilgili olmayan maliyetleri içermez.

Canlı Varlıkların Hasatından Elde Edilen Tarımsal Ürünlerin Maliyeti

 “TMS 41 Tarımsal Faaliyetler” Standardında belirtildiği üzere, işletmenin canlı varlıklarının


hasatıyla elde etmiş olduğu tarımsal ürünler, hasat yerindeki gerçeğe uygun değerinden satış
maliyetleri düşüldükten sonra bulunan net gerçeğe uygun değeriyle değerlenir. Bu Standardın
uygulanması açısından stokun maliyeti bu değerdir.

Stok Maliyetlerini Hesaplama Yöntemleri

 Normal şartlarda birbirleri ile ikame edilemeyen stok kalemleri ile özel projeler için üretilen veya
satın alınan mal veya hizmetlerin maliyeti, her bir varlığa ilişkin özel maliyeti dikkate alınarak
belirlenir (Gerçek parti maliyet yöntemi).

 Yukarıda belirtilenler dışında kalan stokların maliyeti, ilk giren ilk çıkar (FİFO) veya ağırlıklı
ortalama maliyet yöntemlerinden biri uygulanarak belirlenir.

8
 FİFO yönteminde; ilk satın alınan veya üretilen stok kaleminin ilk satıldığı ve dönem sonunda
stokta kalan kalemlerin en son satın alınanlar veya üretilenlerden olduğu varsayılır. Ağırlıklı
ortalama maliyet yönteminde; her bir stok kaleminin maliyeti, dönem başındaki benzer varlıkların
ağırlıklı ortalama maliyeti ile dönem içinde satın alınan veya üretilen benzer varlıkların maliyetinin
ağırlıklı ortalamasının alınması suretiyle tespit edilir. Ortalama, işletmenin iş akışına bağlı olarak,
periyodik bazda (Dönem sonu ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi) veya her bir ek alım/üretim
sonrasında (hareketli ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi) hesaplanabilir.

TMS - 7 “NAKİT AKIŞ TABLOLARI” STANDARDI

Tanımlar

Nakit: İşletmedeki nakit ile vadesiz mevduatı ifade eder.

Nakit Benzeri: Tutarı belirli bir nakde kolayca çevrilebilen kısa vadeli ve yüksek likiditeye sahip
ve değerindeki değişim riski önemsiz olan yatırımlardır.

Nakit benzerleri, kısa vadeli nakit yükümlülükler için elde bulundurulan ve yatırım amacıyla
veya diğer amaçlarla kullanılmayan varlıklardır. Bir varlığın nakit benzeri olarak kabul
edilebilmesi için, değeri kesinlikle saptanabilen bir nakde dönüştürülebilmesi ve değerindeki
değişim riskinin ise önemsiz olması şarttır. Buna göre, vadesi 3 ay veya daha az olan yatırımlar
nakit benzeri yatırım olarak kabul edilir.

Nakit Akışları: Nakit ve nakit benzerlerinin giriş ve çıkışları ifade eder.

İşletme Faaliyetleri: Bir işletmenin ana gelir getirici faaliyetleri ile yatırım ve finansman faaliyeti
olmayan diğer faaliyetlerdir.

Yatırım Faaliyetleri: Uzun vadeli varlıkların ve nakit benzerleri içerisinde yer almayan diğer
yatırımların elde edilmesi ve elden çıkarılmasına ilişkin faaliyetlerdir.

Finansman Faaliyetleri: öz kaynaklar (Öz sermaye) ile yabancı kaynakların (borçlanmaların)


yapısında ve tutarında değişiklik meydana getiren faaliyetlerdir.

9
NAKİT AKIŞ TABLOSU

I- İŞLETME FAALİYETLERİNE İLİŞKİN NAKİT AKIŞLARI

A- Esas Faaliyet Gelirlerinden Sağlanan Nakit Girişleri (+)


1- Satışlardan Sağlanan Nakit Girişi (+)
a) Net Satışlar (+)
b) Ticari Alacaklardaki Artışlar (-)
c) Ticari Alacaklardaki Azalışlar (+)
d) Alınan Sipariş Avanslarındaki Artışlar (+)
e) Alınan Sipariş Avanslarındaki Azalışlar (-)
2- Diğer Gelirlerden Sağlanan Nakit Girişleri (+)
B- Esas Faaliyet Giderlerine İlişkin Nakit Çıkışları (-)
1- Satılan Mal ve Hizmet Maliyetleri ve Stok Değişimlerine İlişkin Nakit Çıkışları (+)
a) Satışların Maliyeti (+)
b) Stoklardaki Artışlar (+)
c) Stoklardaki Azalışlar (-)
d) Ticari Borçlardaki Azalışlar (Alımlardan Kaynaklanan) (+)
e) Ticari Borçlardaki Artışlar (-)
f) Amortisman ve Nakit Çıkışı Gerektirmeyen Giderler (-)
g) Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Maliyetlerindeki Artışlar (+)
h) Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Maliyetlerindeki Azalışlar(-)
2- Faaliyet Giderlerine İlişkin Nakit Çıkışları (+)
a) Araştırma Geliştirme Maliyetleri (+)
b) Pazarlama, Satış ve Dağıtım Giderleri (+)
c) Genel Yönetim Giderleri (+)
d) Amortisman ve Nakit Çıkışı Gerektirmeyen Diğer Giderler (-)
Esas Faaliyet Sonucu Sağlanan Net Nakit Akışı (1-2)
3- Diğer Gelir ve Karlardan Sağlanan Nakit Girişleri (+)
a) Olağan Gelir ve Karlardan Sağlanan Nakit Girişleri (+)
b) Diğer Gelir ve Karlardan Sağlanan Nakit Girişleri (+)
c) Nakit Girişi Sağlamayan Gelir ve Karlar (-)
4- Diğer Gider ve Zararlara İlişkin Nakit Çıkışları (-)
a) Diğer Faaliyetlerle İlgili Olağan Gider ve Zararlar (+)
b) Diğer Gider ve Zararlar (+)
c) Nakit Çıkışını Gerektirmeyen Diğer Gider ve Zararlar (-)
5- Finansman Giderlerinden Kaynaklanan Nakit Çıkışları (-)
6- İşletme Faaliyetleriyle İlgili Varlık ve Yabancı Kaynaklardaki Değişikliklere İlişkin
Nakit Akışları (+) (-)
a) Varlık Artışları (-)
b) Varlık Azalışları (+)
c) Yabancı Kaynak Artışları (+)
d) Yabancı Kaynak Azalışları (-)

10
7- Dönem Karı Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülüklere İlişkin Nakit Çıkışları (-)
a) Önceki Dönem Karından Ödenen (+)
b) Geçici Vergiler(+)

II - YATIRIM FAALİYETLERİNE İLİŞKİN NAKİT AKIŞLARI

A-Yatırım Faaliyetinden Sağlanan Nakit (+)


1- Mali Duran Varlık Satışlarından Sağlanan Nakit (+)
2- Maddi Duran Varlık Satışlarından Sağlanan Nakit (+)
3- Diğer Duran Varlık Satışlarından Sağlanan Nakit (+)
B- Yatırım Faaliyetlerine İlişkin Nakit Çıkışları (-)
1- Mali Duran Varlık Alışları (+)
2- Maddi Duran Varlık Alışları (+)
3- Maddi Olmayan Duran Varlık Artışları (+)
4- Özel Tükenmeye Tabi Varlıklardaki Artışlar (+)
5- Diğer Duran Varlık Artışları (+)

III - FİNANSMAN FAALİYETLERİNE İLİŞKİN NAKİT AKIŞLARI

A- Finansman Faaliyetlerinden Sağlanan Nakit


1- Kısa Vadeli Yabancı Kaynak Artışları (+)
2- Uzun Vadeli Yabancı Kaynak Artışları (+)
3- Sermaye Artışı (+)
4- Hisse Senedi İhraç Primleri (+)
B- Finansman Faaliyetlerine İlişkin Nakit Kullanımları (-)
1- Kısa Vadeli Yabancı Kaynak Ödemeleri (-)
2- Uzun Vadeli Yabancı Kaynak Ödemeleri (-)
3- Ödenen Temettüler (-)
4- Sermayenin Azaltılması (-)
IV - NAKİT ARTIŞI (AZALIŞI)
V - DÖNEM BAŞI NAKİT MEVCUDU
VI - DÖNEM SONU NAKİT MEVCUDU

TMS - 8 “MUHASEBE POLİTİKALARI, MUHASEBE TAHMİNLERİNDE DEĞİŞİKLİKLER VE


HATALAR” STANDARDI

Tanımlar

Muhasebe Politikaları: Finansal tabloların hazırlanmasında ve sunulmasında işletmeler


tarafından kullanılan belirli ilkeler, esaslar, gelenekler, kurallar ve uygulamalardır.

Muhasebe Tahminlerindeki Değişiklik: Bir varlık veya yabancı kaynağın defter değerinin veya
bunların cari durumunun saptanmasından ve gelecekte beklenen fayda ve yükümlülüklerinin
değerlendirilmesinden kaynaklanan, dönemsel kullanım tutarının değişimi nedeni ile yapılması

11
gereken düzeltmelerdir. Muhasebe tahminlerindeki değişiklikler, yeni bir bilgiden veya
gelişmeden kaynaklanır, dolayısıyla, hataların düzeltilmesi anlamına gelmez.

Geçmiş Dönem Hataları: İşletmenin bir veya daha önceki finansal tablolarında, güvenilir bilgiyi
kullanmaması veya yanlış kullanması sonucu ortaya çıkan aşağıda sıralanan, ihmaller veya
yanlış bilgilendirmelerdir. Güvenilir bilgi;

(a) finansal tabloların onaylanması sırasında mevcut olan ve

(b) finansal tabloların hazırlanması ve sunulması esnasında elde edilebilir olması


ve dikkate alınmış olması beklenen bir bilgi olmalıdır.

Bu tip hatalar; matematiksel hataları, muhasebe politikalarının uygulanmasındaki yanlışlıkları,


yolsuzlukları ve bilgilerin yanlış yorumlanmasından veya yönetilmesinden kaynaklanan etkileri
içerir.

Geriye Dönük Uygulama: Yeni bir muhasebe politikasının işlemlere, olaylara ve koşullara, söz
konusu politika hep kullanımdaymış gibi uygulanmasıdır.

Geriye dönük yeniden düzenleme: Geçmiş dönem hatalarının düzeltilerek, düzeltilmiş tutarların
finansal tablolarda hiç hata olmamış gibi yer alması, ölçülmesi ve açıklanmasıdır.

İşletme her türlü çabasına rağmen standardın gereklerini yerine getiremezse ilgili hükmün
uygulanamaz olduğu kabul edilir. Geçmiş bir dönemle ilgili muhasebe politikalarındaki
değişikliğin etkileri veya hataların düzeltilmesi ancak aşağıdaki durumlar geçerli olduğunda
geçmişe dönük olarak uygulanmayabilir;

(a) Geçmişe dönük uygulamanın veya yeniden düzenlemenin etkileri


saptanamıyorsa,

(b) Geçmişe dönük uygulama veya yeniden düzenleme, yönetimin ilgili geçmiş
dönemdeki niyetine yönelik tahminleri gerektiriyorsa,

(c) Geçmişe dönük uygulama veya yeniden düzenleme; tutarların


belirlenmesinde önemli tahminler gerektiriyorsa ve aşağıdaki durumlarda
yapılan bu tahminlerle tarafsız bilgiler arasındaki faklılıkların saptanması
olanaksızsa,

(i) Söz konusu tutarların kayda alındığı, ölçüldüğü veya açıklandığı tarih
itibariyle mevcut olan durum hakkında bilgi veriyorsa,

(ii) Önceki döneme ait finansal tabloların onaylandığı tarihte mevcutsa.

Muhasebe politikasındaki değişikliklerin ve muhasebe tahminlerindeki değişikliklerin etkilerinin


ileriye dönük olarak uygulanması;

(a) Yeni bir muhasebe politikasındaki değişikliğin işlemlere, olaylara ve koşullara, söz
konusu politikanın değiştirildiği tarihten sonraki dönemlerde uygulanmasını,

(b) Muhasebe tahminlerindeki değişikliklerin etkilerinin değişiklikten etkilenen cari


ve gelecekteki dönemlerde finansal tablolara alınmasını gerektirir.

12
Muhasebe Tahminlerindeki Değişiklikler

 Birçok finansal tablo kalemleri, işletme faaliyetlerindeki mevcut belirsizlikler nedeniyle tam olarak
ölçülemez, ancak tahmin edilebilirler. Tahminler en güncel ve güvenilir bilgilere dayanılarak
yapılır. Örneğin;

a) Şüpheli alacaklar
b) Kullanımdan kalkmış stoklar
c) Finansal varlıkların veya yükümlülüklerin gerçeğe uygun değerleri
d) Amortismana tabi varlıkların faydalı ömürleri ya da gelecekteki ekonomik
faydalarının beklenen yararlanma şekilleri
e) Garanti yükümlülükleri hakkında tahminler yapmak gerekebilir.

 Bir işletme muhasebe politikalarını ancak aşağıdaki hallerde değiştirebilir:

a) Bir TMS/TFRS tarafından gerekli kılınıyorsa veya

b) İşletmenin finansal durumu, performansı veya nakit akışları üzerindeki işlemlerin


ve olayların etkilerinin finansal tablolarda daha uygun ve güvenilir bir şekilde
sunulmasını sağlayacak nitelikte ise.

 Aşağıdakiler muhasebe politikalarında değişiklik sayılmaz;

a) Daha önce meydana gelenlerden özü itibariyle farklı olan işlem veya olaylar için bir
muhasebe politikasının uygulanması

b) Daha önce ortaya çıkmamış veya önem arz etmemiş işlem veya olaylar için yeni bir
muhasebe politikasının uygulanması.

 Muhasebe tahminlerindeki değişikliğin etkileri varlık, yabancı kaynak veya özkaynak kalemlerinde
değişiklik yaratıyorsa, ilgili varlık, yabancı kaynak veya özkaynak kaleminin defter değerleri
değişikliğin yapıldığı dönemde düzeltilmelidir.

 Bir muhasebe tahminindeki değişikliğin etkisi ileriye dönük olarak, kar veya zarar ile
ilişkilendirilerek aşağıda belirtilen dönemlerde finansal tablolara yansıtılmalıdır:

a) Sadece değişikliğin yapıldığı cari dönem ile ilgiliyse değişikliğin yapıldığı dönemde
veya

b) Gelecek dönemler ile de ilgiliyse hem değişikliğin yapıldığı dönemde hem de


gelecek dönemlerde.

Hatalar

 Hatalar, finansal tablo kalemlerinin tanınması, ölçülmesi, sunulması ve açıklaması sırasında ortaya
çıkar. Eğer finansal tablolar, önemli bir hata veya işletmenin finansal durumunu, finansal
performansını veya nakit akışlarını yanlış göstermeye yönelik önemsiz de olsa kasıtlı yapılmış ön
bir hatayı içeriyorsa, TFRS’ye uygun değildir. Cari dönemde yapılan hatalar finansal tablolar
onaylanmadan önce saptanırsa cari dönemde düzeltilmelidir. Ancak bazı durumlarda hatalar,
sonraki dönemlerde fark edilir ve bu geçmişe yönelik hatalar karşılaştırmalı bilgilerde izleyen
dönemlere ilişkin finansal tablolarda düzeltilir.

13
 İşletme önceki dönem hatalarını fark edildikten sonra onaylanacak ilk finansal tablo setinde
geriye dönük olarak düzeltmelidir. Düzeltme işlemini;

a) Hatanın yapıldığı döneme ait karşılaştırmalı tutarlarını yeniden düzenleyerek veya

b) Hata sunulan en eski finansal tablo döneminden daha önce meydana gelmişse, söz
konusu geçmiş döneme ait varlık, yabancı kaynak ve özkaynak açılış tutarlarının
yeniden düzenlenmesi yoluyla düzeltmelidir.

 Yukarıdaki düzeltme işlemi ile ilgili olarak, işletme aşağıdaki hususları açıklamalıdır;

a) Geçmiş dönem hatalarının niteliği

b) Hesaplanabildiği durumlarda önceki dönemlere ilişkin her dönemdeki düzeltme


tutarı

c) Finansal tablolarda yer alan en eski dönemin başına ilişkin düzeltme tutarı

d) Geriye yönelik yeniden düzenlemenin uygulanamadığı durumda, bu duruma yol


açan nedenler ve nasıl ve ne zamandan itibaren hatanın düzeltildiği.

TMS - 10 “RAPORLAMA DÖNEMİNDEN (BİLANÇO TARİHİNDEN) SONRAKİ OLAYLAR”


STANDARDI

Tanımlar

Raporlama Döneminden (Bilanço Tarihinden) Sonraki Olaylar: bilanço tarihi ile finansal
tabloların yayımı için onaylandığı tarih arasında işletme lehine veya aleyhine ortaya çıkan
olayları ifade eder.

Raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonraki olaylar ikiye ayrılır:

a) Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektiren olaylar: (Bilanço tarihi itibarıyla ilgili olayların
var olduğuna ilişkin kanıtları gösteren koşulların bulunduğu durumlar) ve,

b) Bilanço tarihinden sonra düzeltme gerektirmeyen olaylar: (İlgili olayların bilanço tarihinden
sonra ortaya çıktığını gösteren koşulların bulunduğu durumlar)

Raporlama Döneminden (Bilanço Tarihinden) Sonraki Düzeltme Gerektiren Olaylar

 İşletmeler; raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonraki düzeltme gerektiren olayların


ortaya çıkması durumunda, finansal tablolara alınan tutarları bu yeni duruma uygun şekilde
düzeltmekle yükümlüdür.

 Aşağıda yer alan hususlar, raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonraki düzeltme
gerektiren olaylara örnek olarak verilmiştir. Bu olayların ortaya çıkması durumunda, ilgili kalemin
tutarı buna göre düzeltilir veya daha önce finansal tablolara alınmamış olanlar finansal tablolara
alınır.

(a) İşletmenin raporlama dönemi sonu (bilanço tarihi) itibariyle bir borcunun bulunduğunu
teyit eden, raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra sonuçlanmış bir dava ile ilgili

14
olarak; daha önce finansal tablolara alınan karşılık tutarları “TMS 37 Karşılıklar, Koşullu
Borçlar ve Koşullu Varlıklar” Standardı uyarınca düzeltilir ya da ilgili tutar için ayrılan
karşılık finansal tablolara alınır.

(b) Raporlama dönemi sonu (bilanço tarihi) itibariyle bir varlığın değerinde düşüklük olduğuna
veya daha önce finansal tablolara alınan değer düşüklüğü tutarının düzeltilmesi
gerektiğine dair bir bilginin raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra ortaya
çıkması halinde; örneğin,

(i) Raporlama dönemi sonu (bilanço tarihi) itibarıyla işletmenin alacaklı olduğu bir
müşterisinin raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra iflas etmesi,
raporlama dönemi sonu (bilanço tarihi) itibarıyla söz konusu alacakla ilgili bir zararın
var olduğunun teyidi şeklinde değerlendirilir. Bu durumda ilgili alacağın kayıtlı
değerinin düzeltilmesi zorunludur.

(ii) Stokların raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra satılması, bu stokların


bilanço tarihindeki net gerçekleşebilir değerleri hakkında bilgi verebilir.

(c) Raporlama döneminden (bilanço tarihinden) önce satın alınan varlıkların maliyetlerinin
veya satılan varlıklardan elde edilen gelirlerin, raporlama döneminden (bilanço tarihinden)
sonra belirli hale gelmesi düzeltme gerektirir.

(d) Raporlama döneminden (bilanço tarihinden) önceki olaylar nedeniyle, kardan pay veya
ikramiye gibi raporlama dönemi sonu (bilanço tarihi) itibarıyla hukuki veya zımni kabule
dayalı bir borcun olduğu durumlarda, ikramiye veya kardan payın raporlama döneminden
(bilanço tarihinden) sonra belirli hale gelmesi düzeltme gerektirir.

(e) Finansal tabloların gerçeğe uygun olmadığını gösteren hata ve hilelerin ortaya çıkarılması
düzeltme gerektirir.

Raporlama Döneminden (Bilanço Tarihinden) Sonraki Düzeltme Gerektirmeyen Olaylar

 Raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonraki düzeltme gerektirmeyen olaylar için finansal
tablolarda herhangi bir düzeltme yapılmaz.

 Raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonraki düzeltme gerektirmeyen olaylara, raporlama


dönemi sonu (bilanço tarihi) ile finansal tabloların yayımı için onay verme tarihi arasında
yatırımların piyasa değerlerinde ortaya çıkan değer düşüklükleri örnek olarak verilebilir. Bu değer
düşüklükleri, yatırımların raporlama dönemi sonundaki (bilanço tarihindeki) durumu ile ilgili
olmayıp, sonraki dönemlerde ortaya çıkan durumu yansıttığından, yatırımlara ilişkin finansal
tablolara alınan tutarlarda herhangi bir düzeltme yapılmaz. Benzer şekilde, yatırımlarla ilgili
olarak, ek açıklamalar yapılması gerekli olabilir, ancak raporlama dönemi sonu (bilanço tarihi)
itibarıyla açıklanan tutarlar güncellenmez.

Temettüler

 Hisse senedi sahiplerine; ödeneceği raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra ilan edilen
temettüler ile ilgili olarak, raporlama dönemi sonunda (bilanço tarihinde) işletmelerce herhangi
bir yükümlülük finansal tablolara alınmaz.

 Ödeneceği, raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra, ancak finansal tabloların yayımı
için onay verilen tarihten önce ilan edilen temettüler (örneğin; temettülerin onaylanması ve

15
dolayısıyla artık işletmenin isteğine bağlı olmaması durumunda); söz konusu zamanda herhangi
bir yükümlülük bulunmadığından yükümlülük olarak finansal tablolara alınmaz. Bu tür temettüler,
“TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu” Standardı uyarınca dipnotlarda açıklanır.

TMS - 11 “İNŞAAT SÖZLEŞMELERİ” STANDARDI

 Bu Standart yüklenici işletmelerin finansal tablolarındaki inşaat sözleşmelerinin


muhasebeleştirilmesinde uygulanır.

Tanımlar

İnşaat Sözleşmesi (Sözleşme): Bir varlığın veya tasarım, teknoloji ve fonksiyon ya da nihai amaç
veya kullanım açısından birbiriyle yakından ilişkili ya da birbirine bağımlı bir grup varlığın inşası
için özel olarak yapılmış bir sözleşmedir.

İnşaat sözleşmeleri, bu Standart kapsamında "sabit fiyat sözleşmeleri" ve "maliyet artı kâr
sözleşmeleri" olarak sınıflandırılır.

Sabit Fiyatlı Sözleşme: Yüklenicinin sabit bir sözleşme fiyatını (ihale bedeli) veya üretim birimi
başına sabit bir tutarı (birim fiyat) kabul ettiği ancak belli koşullarda maliyet güncelleştirmesine
(eskalasyon) konu olan inşaat sözleşmesidir.

Maliyet Artı Kâr Sözleşmesi: Yükleniciye kabul edilebilir ya da başka bir şekilde tanımlanmış
maliyetler üzerine bu maliyetlerin bir yüzdesi veya sabit bir tutar eklenerek ödeme yapılan
inşaat sözleşmesidir.

Sözleşme Geliri

 Sözleşme geliri aşağıdakileri içerir:

(a) Sözleşmede başlangıçta üzerinde anlaşmaya varılmış bedel ve


(b) Sözleşmeye konu işteki değişiklikler, ek ödeme talepleri ve teşvik ödemelerinden
(i) Gelir olarak sonuçlanması muhtemel olanlar ve
(ii) Güvenilir biçimde ölçülebilenler.

 Sözleşme geliri alınan veya alınacak olan hakedişlerin gerçeğe uygun değeri ile ölçülür.

Sözleşme Maliyetleri

 Sözleşme maliyetleri aşağıdakilerden oluşur:

a) Belli bir sözleşmeyle doğrudan ilişkili maliyetler


b) Genel olarak sözleşmeye konu işle ilişkisi kurulabilen ve sözleşmeye
yüklenebilecek olan maliyetler ve
c) Sözleşme hükümlerine göre özellikle müşteriye yüklenebilecek olan diğer
maliyetler.

16
 Belli bir sözleşmeyle doğrudan ilişkili maliyetler aşağıdakileri kapsar:

a) Gözetim dahil inşaat alanı işçilik maliyetleri


b) İnşaatta kullanılan malzeme maliyetleri
c) İnşaatta kullanılan tesis ve makinelerin amortismanı
d) Tesis, makine ve malzemelerin inşaat alanına getirilmesi ve buradan götürülmesi
ile ilgili taşıma maliyetleri
e) Tesis ve makine kiralama maliyetleri
f) Sözleşmeyle doğrudan ilişkili tasarım ve teknik destek hizmeti maliyetleri
g) Tahmini garanti maliyetleri dahil olmak üzere, garanti kapsamında yapılan işler ve
büyük onarımlara ilişkin öngörülen maliyetler ve
h) Üçüncü kişilerin ödeme talepleri.

 Sözleşmeye konu işle ilişkisi kurulamayan veya bir sözleşmeye yüklenemeyen maliyetler inşaat
sözleşmesi maliyetleri dışında bırakılır. Bu maliyetler aşağıdakileri içerir:

a) Sözleşmede geri ödenecek gider olarak belirtilmemiş genel yönetim giderleri


b) Satış maliyetleri
c) Sözleşmede geri ödenecek gider olarak belirtilmemiş araştırma ve geliştirme
maliyetleri ve
d) Belli bir sözleşme kapsamındaki işlerde kullanılmayan atıl tesis ve teçhizat
amortismanı.

Sözleşme Gelir ve Giderlerinin Muhasebeleştirilmesi

 Finansal tablolara yansıtılacak gelir ve giderlerin belirlenmesinde sözleşmenin tamamlanma


aşamasının baz alınması "Tamamlanma Yüzdesi Yöntemi" olarak adlandırılır. Bu yöntemde
sözleşme geliri, ulaşılan tamamlanma aşamasına kadar katlanılan inşaat maliyetiyle eşleştirilerek,
bitirilen işle orantılı gelir, gider ve kârın raporlanması sağlanır. Bu yöntem, ilgili dönemde
sözleşme kapsamındaki işin aşaması ve işteki ilerleme konusunda yararlı bilgi sağlar.

 Tamamlanma yüzdesi yönteminde, sözleşme geliri işin yapıldığı hesap dönemlerinin gelir
tablosunda gelir olarak gösterilir. Sözleşme maliyetleri ait oldukları işin yapıldığı hesap
dönemlerinin gelir tablosunda gider olarak gösterilir. Ancak, beklenen toplam sözleşme
maliyetlerinin toplam sözleşme gelirlerini aşacağı öngörülen kısmı gider olarak finansal tablolara
yansıtılır.

 Bir sözleşmenin tamamlanma aşaması çeşitli yollarla belirlenebilir. Yüklenici işletme, yapılan işi
güvenilir biçimde ölçen yöntemi kullanır. Sözleşmenin niteliğine bağlı olarak, bu yöntemler
aşağıdakileri içerebilir:

a) Bugüne kadar yapılan işle ilgili katlanılan sözleşme maliyetlerinin öngörülen


toplam inşaat maliyetlerine oranı
b) Yapılan işe ilişkin incelemeler veya
c) Sözleşmeye konu işin fiziki tamamlanma oranı.

17
TMS- 12 “GELİR VERGİLERİ” STANDARDI

Tanımlar

Muhasebe Kârı (Muhasebe Zararı): Vergi gideri öncesi dönem kârını (zararını) ifade eder.

Vergiye Tabi Kâr (Mali Zarar): Vergi otoriteleri tarafından konulan kurallara göre bir hesap
dönemi için tespit edilen ve üzerinden vergi ödenen (vergi geri kazanımı sağlayan) kârı (zararı)
ifade eder.

Vergi Gideri (Vergi Geliri): Dönem kârının veya zararının belirlenmesinde dönem vergisi ve
ertelenmiş vergi açısından dikkate alınan toplam tutarı ifade eder.

Dönem Vergisi: Vergiye tabi kâr (mali zarar) açısından o döneme ait ödenecek gelir vergisini
(geri kazanılacak gelir vergisini) ifade eder.

Ertelenmiş Vergi Borçları: Vergiye tabi geçici farklar üzerinden gelecek dönemlerde ödenecek
gelir vergilerini ifade eder.

Ertelenmiş Vergi Varlıkları: Aşağıdaki durumlarda gelecek dönemlerde geri kazanılacak olan
gelir vergisi tutarlarını ifade eder:

(a) İndirilebilir geçici farklar,

(b) Gelecek dönemlere devreden kullanılmamış mali zararlar ve

(c) Gelecek dönemlere devreden kullanılmamış vergi avantajları.

Geçici Farklar: Bir varlığın veya borcun bilançodaki defter değeri ile bunların vergi açısından
taşıdıkları değerler arasındaki farkları ifade eder. Geçici farklar aşağıdakilerden biri şeklinde
olabilir:

(a) Vergiye tabi geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında
o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergiye tabi tutarlar oluştururlar ya da

(b) İndirilebilir geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında
o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergi matrahından indirilebilir
tutarlardır.

Vergiye Esas Değer: Bir varlık veya borcun vergisel açıdan taşıdığı tutarı/değeri ifade eder.

Şerefiye

 Bir işletme birleşmesinde ortaya çıkan şerefiye, elde etme maliyetinden, devralanın sahiplendiği,
devrolanın belirlenebilir varlıkları ve üstlenilen borçları ile koşullu borçlarının elde etme
tarihindeki net gerçeğe uygun değerleri çıkarıldıktan sonra kalan tutar olarak hesaplanır.

18
TMS - 16 “MADDI DURAN VARLIKLAR” STANDARDI

Tanımlar

Defter Değeri: Bir varlığın birikmiş amortisman ve birikmiş değer düşüklüğü zararları
indirildikten sonra finansal tablolara yansıtıldığı tutarıdır.

Maliyet: Bir varlığın elde edilmesinde veya inşaatında ödenen nakit veya nakit benzerlerini veya
verilen diğer bedellerin gerçeğe uygun değerini veya belli durumlarda ilk muhasebeleştirme
sırasında ilgili varlığa atfedilen bedeli ifade eder.

Amortismana Tabi Tutar: Bir varlığın maliyetinden veya maliyet yerine geçen diğer
tutarlardan kalıntı değerin düşülmesiyle bulunan tutarı ifade eder.

Amortisman: Bir varlığın amortismana tabi tutarının, yararlı ömür süresince sistematik olarak
dağıtılmasını ifade eder.

İşletmeye Özgü Değer: Bir işletmenin bir varlığın devamlı kullanımından ve yararlı ömrünün
sonunda elden çıkarıldığında elde edilmesi beklenen veya bir yükümlülüğün karşılanmasında
oluşması beklenen nakit akışlarının bugünkü değerini ifade eder

Gerçeğe Uygun Değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın
el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

Değer Düşüklüğü Zararı: Bir varlığın defter değerinin geri kazanabilir tutarını aşan kısmını
ifade eder.

Maddi Duran Varlıklar:

(a) Mal veya hizmet üretimi veya arzında kullanılmak, başkalarına kiraya verilmek veya
idari amaçlar çerçevesinde kullanılmak üzere elde tutulan ve

(b) Bir dönemden daha fazla kullanımı öngörülen fiziki kalemlerdir.

Geri Kazanılabilir Tutar: Bir varlığın net satış fiyatı ve kullanım değerinden büyük olanıdır.

Bir Varlığın Kalıntı Değeri: Bir varlık tahmin edilen yararlı ömrünün sonundaki durum ve yaşına
ulaştığında elden çıkarılması sonucu elde edilmesi beklenen tutardan, elden çıkarmanın tahmini
maliyetleri düşülerek ulaşılan tahmini tutardır.

Yararlı Ömür:

(a) Bir varlığın işletme tarafından kullanılabilmesi beklenen süreyi veya

(b) İşletme tarafından ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen üretim sayısı veya benzeri
üretim birimini ifade eder.

Muhasebeleştirme

 Bir maddi duran varlık kaleminin maliyeti, sadece aşağıdaki koşulların oluşması durumunda varlık
olarak finansal tablolara yansıtılır:

19
(a) Bu kalemle ilgili gelecekteki ekonomik yararların işletmeye aktarılmasının muhtemel
olması ve

(b) İlgili kalemin maliyetinin güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi.

 Varlık olarak muhasebeleştirilme koşullarını sağlayan bir maddi duran varlık kalemi, maliyet
bedeli ile ölçülür.

Maliyet Unsurları

 Doğrudan ilgili varlığa atfedilebilir maliyetler aşağıda belirtilmiştir:

(a) Doğrudan maddi duran varlık kaleminin elde edilmesiyle veya inşaatıyla ilgili
çalışanlara sağlanan faydalardan kaynaklanan maliyetler
(b) Yerin hazırlanmasına ilişkin maliyetler
(c) İlk teslimata ilişkin maliyetler
(d) Kurulum ve montaj maliyetleri
(e) Varlığın uygun şekilde çalışıp çalışmadığına dair yapılan test maliyetlerinden, varlığı
gerekli yer ve duruma getirirken üretilen kalemlerin satışından elde edilen net hasılat
düşüldükten sonra kalan tutar (teçhizatın denenmesi sırasında üretilen örnekler gibi)
ve
(f) Mesleki ücretler.

 Bir maddi duran varlık kaleminin maliyetine girmeyen maliyet unsuru örneklerine aşağıda yer
verilmiştir:

(a) Yeni bir tesis açılmasının maliyetleri


(b) Yeni bir ürün veya hizmetin tanıtılmasına ilişkin maliyetler (reklam ve tanıtım
harcamaları dahil)
(c) Yeni bir yerde veya yeni bir müşteri kitlesiyle iş yapmak amacıyla katlanılan maliyetler
(personel eğitim masrafları dahil) ve
(d) Yönetim giderleri ve diğer genel giderler.

Muhasebeleştirme Sonrası Ölçüm

 Bir işletme muhasebe politikası olarak, maliyet modelini ya da yeniden değerleme modelini seçer
ve bu politikayı ilgili maddi duran varlık sınıfının tamamına uygular.

A) Maliyet Modeli

 Bir maddi duran varlık kalemi varlık olarak muhasebeleştirildikten sonra, finansal tablolarda
maliyetinden birikmiş amortisman ve varsa birikmiş değer düşüklüğü zararları indirildikten
sonraki değeri ile gösterilir.

B) Yeniden Değerleme Modeli

 Gerçeğe uygun değeri güvenilir olarak ölçülebilen bir maddi duran varlık kalemi, varlık olarak
muhasebeleştirildikten sonra, yeniden değerlenmiş tutarı üzerinden gösterilir. Yeniden

20
değerlenmiş tutar, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun değerinden, müteakip birikmiş
amortisman ve müteakip birikmiş değer düşüklüğü zararlarının indirilmesi suretiyle bulunan
değerdir.

Amortismana Tabi Tutar ve Amortisman Dönemi

 Bir varlığa ilişkin gelecekteki ekonomik yararlar, işletme tarafından esas olarak kullanım süresince
tüketilir. Ancak, teknik ya da ticari değer yitirme ve bir varlığın boş kaldığı durumlardaki aşınma ve
yıpranma çoğunlukla varlıktan elde edilecek ekonomik yararların düşmesine yol açar. Sonuç
olarak, bir varlığın yararlı ömrünün belirlenmesinde aşağıdaki tüm faktörler dikkate alınır:

(a) Varlığın beklenen kullanımı. Kullanım varlığın beklenen kapasitesine ya da fiziksel


üretimine bağlı olarak değerlendirilir.

(b) Beklenen fiziksel aşınma ve yıpranma. Beklenen fiziksel aşınma ve yıpranma, varlığın
kullanıldığı vardiya sayısı, bakım onarım programı ve varlığın atıl kaldığı zamanlardaki
tamirat ve bakım gibi operasyonel faktörlere bağlıdır.

(c) Üretimdeki değişiklikler veya gelişmeler veya varlığın ürettiği ürün veya hizmetin
pazar talebindeki değişiklikler nedeniyle teknik ya da ticari değer yitirme.

(d) İlgili kiralama işlemlerinin geçersiz olacağı tarihler gibi, varlığın kullanımındaki yasal ya
da benzeri kısıtlamalar.

Amortisman Yöntemi

 Bir varlığın amortismana tabi tutarının yararlı ömrü boyunca sistematik olarak dağıtmak için çeşitli
amortisman yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemler;

- Doğrusal amortisman yöntemi


- Azalan bakiyeler yöntemi
- Üretim miktarı yöntemi.

 Doğrusal amortisman yönteminde, varlığın kalıntı değeri değişmediği sürece, amortisman gideri
yararlı ömrü boyunca sabittir. Azalan bakiyeler yönteminde, amortisman gideri yararlı ömür
boyunca azalır. Üretim miktarı yönteminde beklenen kullanım ya da üretim miktarı üzerinden
amortisman ayrılır. İşletme, varlığın gelecekteki ekonomik yararlarının beklenen tüketim biçimini
en çok yansıtan yöntemi seçer. Seçilen yöntem gelecekteki ekonomik yararların beklenen tüketim
biçiminde bir değişiklik olmadıkça dönemden döneme tutarlı olarak uygulanır.

Finansal Durum Tablosu (Bilanço) Dışı Bırakma

 Bir maddi duran varlık kaleminin defter değeri aşağıdaki durumlarda finansal durum tablosu
(bilanço) dışı bırakılır:

(a) Elden çıkarıldığında veya

(b) Kullanımından ya da elden çıkarılmasından gelecekte ekonomik yarar beklenmediği


durumlarda.

21
TMS - 17 “KİRALAMA İŞLEMLERİ” STANDARDI

Tanımlar

Kiralama: Kiraya verenin bir varlığın kullanım hakkını, bir ödeme veya ödeme planı karşılığında,
taraflarca kararlaştırılmış bir zaman süresince kiracıya devrettiği sözleşmedir.

Finansal Kiralama: Bir varlığın mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan her türlü risk ve
yararların devredildiği sözleşmedir. Sözleşme süresi sonunda, mülkiyet devrediledebilir veya
devredilmeyedebilir.

Faaliyet Kiralaması: Finansal kiralama dışındaki kiralamadır.

İptal Edilemeyen Kiralama: Yalnızca aşağıdaki koşullardan herhangi birinin gerçekleşmesi


durumunda iptal edilebilen kiralamalar, iptal edilemeyen kiralamadır:

a) Meydana gelme olasılığı oldukça düşük bir koşulun gerçekleşmiş olması

b) Kiraya verenin rızasının bulunması

c) Kiracının kiralama konusu varlıkla aynı veya eşit türden bir varlığı aynı kiraya
verenden kiralaması veya

d) Sözleşmenin başlangıcı itibariyle; sözleşmenin iptali için ilgili sözleşmenin iptalini


caydıracak miktarda ek bir ödemenin yapılmasının gerekmesi.

Kiralama Sözleşmesinin Başlangıcı: Sözleşme tarihinden veya tarafların kiralamanın temel


koşullarına ilişkin taahhütte bulundukları tarihten erken olanıdır. Bu tarih itibariyle:

a) Kiralama işlemleri faaliyet kiralaması veya finansal kiralama olarak sınıflandırılır ve

b) İşlemin finansal kiralama olarak sınıflandırılması durumunda, kiralama süresinin


başlangıcında muhasebeleştirilmesi gereken tutarlar belirlenir.

Kiralama Süresinin Başlangıcı: Kiracının kiralamış olduğu varlığı kullanma hakkını kazandığı
tarihtir. Söz konusu tarih, kiralama sözleşmesinin ilk kez muhasebeleştirildiği tarihi ifade eder
(örneğin, kiralama işleminden kaynaklanan varlık, borç, gelir ve giderlerin
muhasebeleştirilmesi).

Kiralama Süresi: Sözleşmede belirtilen iptal edilemeyen kiralama süresidir. Ancak, kiralama
sözleşmesinin başlangıcında kiracıya sözleşmede belirtilen sürenin bitiminde bedelli veya
bedelsiz olarak süre uzatımı hakkı tanınmış ve kiralama sözleşmesinin başlangıcında kiracının
bu hakkı kullanacağı neredeyse kesin ise, bu ilave süre de kiralama süresi içinde değerlendirilir.

Asgari Kira Ödemeleri: Kiracının kiralama süresince aşağıdakilerle birlikte; koşullu kira, hizmet
maliyetleri ile vergiler gibi kiraya veren tarafından ödenen ve kiraya verene tazmin edilenler
hariç, ödemek zorunda olduğu veya ödemesi gerekebilecek tutarları ifade eder.

Gerçeğe Uygun Değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın
el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

22
Yararlı Ekonomik Ömür:

a) Bir varlığın bir veya daha fazla kullanıcı tarafından ekonomik olarak kullanılacağı
tahmin edilen süreyi veya

b) Bir veya daha fazla kullanıcı tarafından ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen
üretim sayısı veya benzeri üretim birimini ifade eder.

Yararlı Ömür: Kiralama süresinin başlangıcından itibaren ve kiralama süresiyle sınırlı olmaksızın,
bir varlığın işletmeye ekonomik fayda sağlaması beklenen tahmini süredir.

Kiralama Konusu Varlığın Garanti Edilmiş Kalıntı Değeri:

(a) Kiracı açısından, kalıntı değerin kiracı veya kiracıyla ilişkili taraflarca garanti edilmiş kısmını
(garanti edilmiş tutarın herhangi bir durumda ödenebilecek azami tutarını) ve

(b) Kiraya veren açısından, kalıntı değerin, kiracı tarafından ya da kiraya verenle ilişkili
olmayan ve garanti kapsamındaki yükümlülükleri yerine getirebilecek finansal güce sahip
üçüncü bir şahıs tarafından garanti edilmiş kısmını ifade eder.

Garanti Edilmemiş Kalıntı Değer: Kiralanan varlığın kalıntı değerinin kiraya verene ödenmesi
garanti edilmemiş veya yalnızca kiraya verenle ilişkili taraflarca garanti edilmiş kısmıdır.

Başlangıç Doğrudan (Direkt) Maliyetleri: Kiraya verenin üretici veya satıcı olduğu kiralamalarda
bunlar tarafından yüklenilenler hariç olmak üzere, kiralama sözleşmesinin müzakere ve tanzim
edilmesiyle doğrudan ilişkilendirilebilen ek maliyetlerdir.

Brüt Kiralama Yatırımı:

a) Kiraya veren tarafından finansal kiralama çerçevesinde elde edilmesi mümkün


asgari kira ödemeleri ve

b) Kiraya verene ait olacak garanti edilmemiş kalıntı değerin toplamıdır.

Net Kiralama Yatırımı: Brüt kiralama yatırımının, kiralama işleminde zımnen yer alan faiz
oranında iskonto edilen kısmıdır.

Kazanılmamış Finansman Geliri:

a) Brüt kiralama yatırımı ile

b) Net kiralama yatırımı arasındaki farktır.

Kiralama Sözleşmesi Zımni Faiz Oranı: Kiralama sözleşmesi başlangıcında,

a) Asgari kira ödemeleri ve

b) Garanti edilmemiş kalıntı değerin bugünkü değeri toplamını

i. Kiralama konusu varlığın gerçeğe uygun değeri ile

ii. Kiraya verene ait her çeşit başlangıç doğrudan maliyetinin toplamına
eşitleyen iskonto oranıdır.

23
Kiracının Alternatif Borçlanma Faiz Oranı: Benzer bir kiralama işleminde kiracının ödemek
zorunda olduğu faiz oranını; böyle bir oran belirlenememesi durumunda, kiralama
sözleşmesinin başlangıcında kiralama konusu varlığın satın alınması için borçlanılması gereken
tutara ilişkin olarak benzer vade ve teminatlar çerçevesinde kiracı tarafından katlanılması
gereken faiz oranını ifade eder.

Koşullu Kira: Kira ödemelerinin tutar olarak sabitlenmemiş ve kiralanan varlığı elde bulundurma
süresi dışındaki nedenlerle değişen kısmıdır (örneğin; gelecekteki satışların yüzdesi, varlığın
gelecekteki kullanım miktarı, gelecekteki fiyat endeksleri, gelecekteki piyasa faiz hadleri gibi).

Kiralama İşlemlerinin Sınıflandırılması

 Bir kiralamanın finansal kiralama mı yoksa faaliyet kiralaması mı olduğunun tespitinde,


sözleşmenin şeklinden ziyade işlemin özü esas alınır. Aşağıda yer alan kriterlerin birlikte ya da tek
başlarına var oldukları kiralama işlemleri finansal kiralama olarak kabul edilir:

1. Kiralama sözleşmesinde, kiralanan varlığın mülkiyetinin kiralama süresi sonunda veya


daha önce kiracıya geçeceğinin öngörülmesi

2. Kiracıya, kiralanan varlığı buna ilişkin opsiyonun kullanım tarihinde oluşması beklenen
gerçeğe uygun değerinden çok daha düşük bir bedelle satın alma opsiyonu verilmesi
nedeniyle, kiralama sözleşmesinin başlangıcı itibariyle kiracı tarafından bu opsiyonun
kullanılacağının beklenmesi

3. Mülkiyet kiracıya geçmeyecek dahi olsa, kira süresinin kiralanan varlığın ekonomik
ömrünün büyük bir bölümünü kapsaması

4. Kiralama sözleşmesinin başlangıcı itibariyle, asgari kira ödemelerinin bugünkü


değerlerinin, en az, kiralanan varlığın gerçeğe uygun değerine eşit olması ve

5. Kiralanan varlığın, üzerinde büyük değişiklikler yapılmadığı sürece, sadece kiracı


tarafından kullanılabilecek özel bir yapıda olması.

TMS - 18 “HASILAT” STANDARDI

Tanımlar

Hasılat: Ortakların sermayeye katkıları dışında, özkaynakta artışla sonuçlanan ve işletmenin


dönem içindeki olağan faaliyetlerinden elde edilen brüt ekonomik fayda tutarıdır.

Gerçeğe Uygun Değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın
el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

 Hasılat, yalnızca, işletmenin kendi adına aldığı ve alacağı brüt ekonomik yarar akışlarını içerir.
Üçüncü kişiler adına tahsil edilen satış vergileri, mal ve hizmet vergileri ve katma değer vergisi gibi
tutarlar işletme tarafından elde edilen ekonomik yararlar değildir ve özkaynakta artışa neden
olmaz. Bu nedenle bu tutarlar hasılat dışında bırakılır. Benzer şekilde, acente ilişkilerinde brüt
ekonomik yarar akışları işletme özkaynaklarında artış yaratmayan, acentası olunan işletme adına
yapılan tahsilat tutarlarını da içerir. Acentesi olunan işletme adına yapılan tahsilat tutarları hasılat
değildir. Hasılat yalnızca komisyon tutarıdır.

24
Hasılatın Ölçümü

 Hasılat alınan veya alınacak olan bedelin gerçeğe uygun değeri ile ölçülür.

Mal Satışı

 Mal satışına ilişkin hasılat, aşağıdaki tüm koşullar yerine geldiğinde finansal tablolara yansıtılır.

(a) İşletmenin malların sahipliği ile ilgili önemli risk ve getirileri alıcıya devretmiş
olması,

(b) İşletmenin satılan mallar üzerinde etkin bir kontrolü veya sahipliğin genel olarak
gerektirdiği şekilde bir yönetim etkinliğini sürdürmemesi,

(c) Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi,

(d) İşleme ilişkin ekonomik yararların işletmece elde edilmesinin muhtemel olması,

(e) İşleme ilişkin yüklenilen veya yüklenilecek olan maliyetlerin güvenilir biçimde
ölçülebilmesi.

TMS - 19 “ÇALIŞANLARA SAĞLANAN FAYDALAR” STANDARDI

Tanımlar

Çalışanlara Sağlanan Faydalar: Çalışanlar tarafından sunulan hizmetler karşılığında işletme


tarafından sağlanan her türlü bedeldir.

Çalışanlara Sağlanan Kısa Vadeli Faydalar: Çalışanların hizmet sundukları dönemin sonundan
itibaren on iki ay içinde tamamı ödenecek olan faydalardır (işten çıkarma tazminatı dışındaki).

İşten Ayrılma Sonrası Sağlanan Faydalar: Çalışmanın (iş akdinin) tamamlanmasından sonra
ödenebilir hale gelen faydalardır (işten çıkarma tazminatı dışındaki).

İşten Ayrılma Sonrasında Fayda Sağlayan Planlar: Bir işletmenin bir veya birden fazla çalışanı
için sağladığı, çalışma dönemi sonrasına ilişkin faydalara ait resmi veya gayri resmi
düzenlemelerdir.

Tanımlanmış Katkı Planları: Bir işletmenin ayrı bir işletmeye (fona) sabit bir katkı payı ödediği ve
söz konusu fonun, cari ve önceki dönemlerde, çalışanların sunmuş oldukları hizmet ile ilgili
olarak çalışanlara sağlanan faydaların tamamını ödemeye yeterli varlığının bulunmaması
durumunda, işletmenin ek katkı payı ödemek konusunda herhangi bir yasal veya zımni
kabulden doğan bir yükümlülüğünün olmayacağı, hizmet dönemi sonrasına ilişkin fayda
planlarıdır.

Tanımlanmış Fayda Planları: Tanımlanmış katkı planları dışında kalan, hizmet dönemi sonrasına
ilişkin fayda planlarıdır.

Çok Sayıda İşverenin Dahil Olduğu Fayda Planları: Aşağıdaki koşulları sağlayan, tanımlanmış
katkı planları (devlet planları dışındaki) veya tanımlanmış fayda planlarıdır (devlet planları
dışındaki);

25
a) Ortak kontrol altında bulunmayan çeşitli işletmeler tarafından katkıda
bulunulmak suretiyle oluşturulan varlıkları içeren ve

b) Katkı ve fayda düzeyi, ilgili çalışanları istihdam eden işletmenin kimliğine


bakılmaksızın belirlenen ve bu varlıkların kullanımıyla birden fazla işletmenin
çalışanına fayda sağlayan.

Çalışanlara Sağlanan Diğer Uzun Vadeli: Çalışanların hizmet sundukları dönemin sonundan
itibaren on iki ay içinde tamamı ödenmeyen faydalardır (çalışma dönemi sonrasına ilişkin
faydalar ile işten çıkarma tazminatları dışındaki).

İşten Çıkarma Tazminatları: Aşağıda belirtilenlerden herhangi biri sonucunda ödenebilir


duruma gelen faydalardır:

a) Normal emeklilik tarihinden önce işverenin kararı ile çalışanın işine son
verilmesi,

b) Çalışanın gönüllü olarak, söz konusu faydalar karşılığında işten ayrılmaya karar
vermesi.

Giydirilmiş (Kazanılmış) Personel Sosyal Hakları: Gelecekte istihdam edilmeye bağlı olmayan,
çalışanlara sağlanan faydalardır.

Tanımlanmış Fayda Yükümlülüğünün Bugünkü Değeri: Cari ve önceki dönemlerde çalışanlarca


sunulan hizmet sonucunda ortaya çıkan gelecekte ödenmesi beklenen yükümlülüğün, plan
varlıkları düşülmeden önceki bugünkü değeridir.

Cari Hizmet Maliyeti: Cari dönemde çalışan tarafından sunulan hizmet sonucunda, tanımlanmış
fayda yükümlülüğünün bugünkü değerinde meydana gelen artıştır.

Faiz Maliyeti: İlgili faydaların ödenmesine bir dönem yaklaşılması nedeniyle, tanımlanmış fayda
yükümlülüğünün bugünkü değerinde bir dönem boyunca meydana gelen artıştır.

Plan Varlıkları:

(a) Uzun vadeli emeklilik fonları tarafından elde tutulan varlıkları ve

(b) Özellikli sigorta poliçelerini kapsar.

Uzun Vadeli Emeklilik Fonlarının Sahip Olduğu Varlıklar: Aşağıda tanımlanan varlıklardır
(raporlayan işletme tarafından ihraç edilen devredilemez finansal araçlar dışındaki):

(a) Yasal olarak, raporlayan işletmeden ayrı olan ve yalnızca, çalışanlara sağlanan
faydaları ödemek veya fonlamak için kurulmuş olan bir işletme (veya fon) tarafından
elde tutulan varlıklar ve

(b) Yalnızca, çalışanlara sağlanan faydaların ödenmesi ve fonlanmasında kullanılan,


raporlayan işletmenin kendi kreditörlerinin kullanımı için (adi hisse başına kazanç
şeklinde dahi olsa) uygun olmayan ve aşağıdaki hususlardan herhangi biri dışında,
raporlayan işletmeye geri dönmesi mümkün olmayan varlıklar:

26
(i) Fonda kalan varlıkların, ilgili planın veya raporlayan işletmenin çalışanlara
sağlanan faydalara ilişkin yükümlülüklerinin tamamını karşılamakta yeterli olması
veya

(ii) Çalışanlara halihazırda ödenmiş durumda bulunan faydaların karşılanması


amacıyla, varlıkların raporlayan işletmeye geri dönmesi.

Özellikli Sigorta Poliçesi: Raporlayan işletmenin ilişkili tarafı niteliğinde olmayan bir sigorta
şirketi tarafından ihraç edilen ve gelirleri aşağıda belirtilen özellikleri taşıyan sigorta
poliçeleridir:

(a) Yalnızca, tanımlanmış fayda planlarına ilişkin olarak çalışanlara sağlanan faydaların
ödenmesinde veya fonlanmasında kullanılabilir ve

(b) Raporlayan işletmenin kreditörlerinin (adi hisse başına kazanç şeklinde dahi olsa)
kullanımı için uygun değildir ve aşağıdaki durumlardan herhangi biri dışında, raporlayan
işletmeye ödenemez:

(i) Gelirlerin, çalışanlara sağlanan faydalara ilişkin yükümlülüğün tamamının


karşılanmasında ihtiyaç duyulmayan çeşitli fazla varlıklar içermesi veya

(ii) Çalışanlara halihazırda ödenmiş durumda bulunan faydaların karşılanması


amacıyla, varlıkların raporlayan işletmeye geri dönmesi.

Gerçeğe Uygun Değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın
el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

Plan Varlıkları Yatırım Getirisi: Plan varlıklarından kaynaklanan faiz, temettü ve söz konusu
yatırımlara ilişkin gerçekleşmiş ve gerçekleşmemiş kazanç ve kayıpları ile birlikte, bunlardan
kaynaklanan diğer gelirlerden, planın yönetiminden kaynaklanan maliyetler ile plana ilişkin
vergilerin düşülmesi sonucunda bulunan tutardır.

Aktüeryal Kazanç ve Kayıplar:

(a) Aktüeryal varsayımla gerçekleşen arasındaki fark düzeltmeleri (önceki aktüeryal


varsayımlar ile gerçekleşen arasındaki farkların etkisi) ile

(b) Aktüeryal varsayımlardaki değişikliklerin etkilerinden oluşur.

Geçmiş Hizmet Maliyeti: İşten ayrılma sonrası sağlanan faydaların veya çalışanlara sağlanan
diğer uzun vadeli faydaların başlaması veya değişime uğraması nedeniyle cari dönemde
sonuçlanan, çalışanın geçmiş dönemlerde sunduğu hizmetlerine ilişkin tanımlanmış fayda
yükümlülüğünün bugünkü değerinde meydana gelen artıştır. Geçmiş hizmet maliyeti pozitif
(faydalar ortaya çıktığında veya geliştirildiğinde) veya negatif (mevcut faydalar azaltıldığında)
olabilir.

Çalışanlara Sağlanan Kısa Vadeli Faydalar

 Çalışanlara sağlanan kısa vadeli faydalar aşağıda belirtilenleri kapsar:

a) Maaşlar, ücretler ve sosyal sigorta yardımları

27
b) Çalışanların hizmet sunduğu dönem sonunu takip eden on iki ay içinde meydana
gelmesi beklenen kısa süreli ücretli izinleri (örneğin: ücretli yıllık izin ya da ücretli
hastalık izni gibi)
c) Çalışanların hizmet sunduğu dönem sonunu takip eden on iki ay içinde ödenecek
kâr paylaşımı ve ikramiyeleri ve
d) Mevcut çalışanlara sağlanan parasal olmayan faydalar (sağlık yardımı, lojman, araç
ve ücretsiz veya indirimli olarak verilen gıda yardımı ve diğer hizmetler gibi).

Çalışanlara Sağlanan Diğer Uzun Vadeli Faydalar

 Çalışanlara sağlanan diğer uzun vadeli faydalara örnek olarak aşağıdakiler verilebilir:

a) Uzun hizmet veya seyahat izinleri gibi uzun ücretli izinler


b) Jübile veya diğer uzun dönemli hizmet tazminatları
c) Uzun vadeli sakatlık tazminatları
d) Çalışanların ilgili hizmeti verdikleri sürenin on iki ay veya daha sonrasında
ödenecek kar paylaşımı veya ikramiye borçları ve
e) Kazanıldığı dönemin sonundan itibaren on iki ay veya daha sonrasında hak
kazanılacak olan ertelenmiş tazminatları.

TMS - 20 “DEVLET TEŞVİKLERİNİN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ VE DEVLET YARDIMLARININ


AÇIKLANMASI” STANDARDI

Tanımlar
Devlet: Devleti, devlet organlarını ve yerel, ulusal veya uluslararası benzer kuruluşları ifade
eder.

Devlet Yardımı: Belirli koşulları yerine getiren bir işletme veya işletmeler grubuna bir ekonomik
fayda sağlamak üzere devlet tarafından yapılan faaliyetlerdir. Bu Standart kapsamındaki devlet
yardımları; gelişmekte olan bölgelerde altyapı sağlanması veya rakipler üzerine ticari
kısıtlamalar getirilmesi gibi genel ticaret koşullarını etkilemek suretiyle sadece dolaylı olarak
sağlanan faydaları içermez.

Devlet Teşvikleri: İşletmenin faaliyet konuları ile ilgili belirli koşulların geçmişte veya gelecekte
yerine getirilmesi karşılığında işletmeye kaynak transferi şeklindeki devlet yardımlarıdır. Bu
teşvikler, bir değer atfedilemeyen devlet yardımlarını ve işletmenin normal ticari işlemlerinden
ayırt edilemeyen devlet ile yaptığı işlemleri kapsamaz.

Varlıklara İlişkin Teşvikler: Teşviğe hak kazanan işletme tarafından duran varlık satın almanın,
inşa etmenin veya edinmenin ilk koşul olduğu devlet teşvikleridir. Bu tür devlet teşviklerine
duran varlığın türünü, yerini, edinme veya elde tutma dönemlerini sınırlayan tali koşullar da
eklenebilir.

Gelire İlişkin Teşvikler: Varlıklara ilişkin teşvikler dışında kalan devlet teşvikleridir.

Feragat Edilebilir Krediler: Önceden belirlenmiş koşullar altında borç verenin alacağından
feragat etmeyi kabul ettiği kredilerdir.

28
Gerçeğe Uygun Değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın
el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

TMS - 21 “KUR DEĞİŞİMİNİN ETKİLERİ” STANDARDI

Tanımlar
Kapanış Kuru: Bilanço tarihinde geçerli kurdur.

Kur Farkı: Bir para birimindeki belirli bir tutarın diğer bir para birimine farklı kurlardan
çevrilmesinden kaynaklanan farktır.

Döviz Kuru: İki para biriminin değişim oranıdır.

Gerçeğe Uygun Değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli taraflar arasında bir varlığın
el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

Yabancı Para: İşletmenin geçerli para biriminden farklı para birimidir.

Yurtdışındaki İşletme: Raporlayan işletmenin, kendisininkinden farklı bir ülke ya da para


biriminde faaliyette bulunan, bir bağlı ortaklığı, iştiraki, iş ortaklığı ya da şubesidir.

Geçerli Para Birimi: İşletmenin faaliyet gösterdiği temel ekonomik çevrenin para birimidir.

Grup: Bir ana ortaklık ve onun tüm bağlı ortaklıklarıdır.

Parasal Kalemler: Elde tutulan para ile sabit veya belirlenebilir bir tutarda para olarak alınacak
veya ödenecek varlık ve borçlardır.

Yurtdışındaki İşletmede Bulunan Net Yatırım: Yurtdışındaki işletmenin net aktiflerinde


raporlayan işletmenin payıdır.

Finansal Tablolarda Kullanılan Para Birimi: Finansal tabloların sunulduğu para birimidir.

Geçerli (Spot) Kur: Hemen teslim halindeki geçerli olan döviz kurudur.

İlk Muhasebeleştirme
 Bir yabancı para işlemi ilk muhasebeleştirme sırasında; yabancı para birimindeki tutara, geçerli
para birimi ile işlem tarihindeki yabancı para birimi arasındaki geçerli kur uygulanarak, geçerli
para biriminden kaydedilir.

 İşlem tarihi, işlemin Türkiye Finansal Raporlama Standartları’na göre ilk defa kaydedilmesi
gerektiği tarihtir. Uygulama kolaylığı nedeniyle, işlem tarihindeki gerçek kura yaklaşan bir kurun,
örneğin, haftanın ya da ayın ortalama kurunun, o dönem içinde her bir yabancı para biriminde
gerçekleşen işlemlerin tümü için kullanılması mümkündür. Bununla birlikte, döviz kurunun önemli
ölçüde dalgalanması durumunda dönem için ortalama kur kullanılmaz.

İzleyen Bilanço Tarihlerinde Raporlama

 Her bilanço tarihinde aşağıdaki çevrim işlemleri gerçekleştirilir:

29
(a) Yabancı para parasal kalemler kapanış kurundan çevrilir.
(b) Tarihi maliyet cinsinden ölçülen yabancı para birimindeki parasal olmayan kalemler
işlem tarihindeki döviz kuru kullanılarak çevrilir.
(c) Gerçeğe uygun değerden ölçülen yabancı para birimindeki parasal olmayan kalemler
gerçeğe uygun değerin belirlendiği tarihteki döviz kurları kullanılarak çevrilir.

TMS - 23 “BORÇLANMA MALİYETLERİ” STANDARDI

Tanımlar

Borçlanma Maliyetleri: Bir işletme tarafından yapılan borçlanmalarla ilgili olarak katlanılan faiz
ve diğer giderlerdir.

Borçlanma maliyetleri arasında aşağıdakiler sayılabilir:

a) Kredili mevduat hesabı ile kısa ve uzun vadeli borçlanmalara uygulanan faizler
b) Borçlanmalarla ilgili iskonto ve primlerin itfaları
c) Borç anlaşmalarının düzenlenmeleri ile ilgili olarak oluşan diğer maliyetlerin itfaları
d) "TMS 17 Kiralama İşlemleri" Standardı uyarınca finansal tablolara yansıtılan
finansal kiralamalara ilişkin borçlanma maliyetleri ve
e) Yabancı para ile borçlanmalarda, faiz maliyetlerine yönelik düzeltme olarak
dikkate alındıkları ölçüde olmak üzere, kur farkları.

Özellikli Varlıklar: Amaçlanan kullanıma veya satışa hazır duruma getirilebilmesi zorunlu olarak
uzun bir süreyi gerektiren varlıklardır.

Özellikli varlıklara örnek olarak;

a) Stoklar
b) İmalat tesisleri
c) Enerji üretim tesisleri
d) Maddi olmayan duran varlıklar
e) Yatırım amaçlı gayrimenkuller

gösterilebilir. Finansal varlıklar ve kısa süre içerisinde üretilen veya imal edilen stoklar özellikli
varlık değildir. Elde edildiklerinde amaçlanan kullanıma veya satışa hazır hale gelen varlıklar da,
özellikli varlık değildir.

Borçlanma Maliyetlerinin Muhasebeleştirilmesi

a) Temel Yöntem

 Temel yöntemde, borçlanmanın niteliğine ve yöntemine bakılmaksızın, borçlanma maliyetleri


oluştukları dönemde gider olarak muhasebeleştirilir.

30
 Borçlanma maliyetleri ile ilgili olarak uygulanan muhasebe politikaları finansal tablo dipnotlarında
açıklanır.

b) Alternatif Yöntem

 Bir özellikli varlığın satın alınması, inşaatı veya üretimi ile doğrudan ilişkisi kurulabilen borçlanma
maliyetleri, ilgili özellikli varlığın maliyetinin bir unsuru olarak aktifleştirilir.

 Alternatif yönteme göre; bir özellikli varlığın satın alınması, inşaatı veya üretimi ile doğrudan ilgisi
bulunan borçlanma maliyetleri ilgili varlığın maliyetine dahil edilir. Bu tür maliyetler güvenilebilir
bir biçimde ölçülebilmeleri ve gelecekteki ekonomik yararlardan işletmenin faydalanabilmesinin
muhtemel olması durumunda, özellikli varlığın maliyetine dâhil edilir. Bunun dışındaki borçlanma
maliyetleri oluştukları dönemde gider olarak muhasebeleştirilir.

Aktifleştirmenin Başlaması

 Bir özellikli varlığın maliyetinin bir parçası olarak, borçlanma maliyetlerinin aktifleştirilmesine
aşağıdaki durumlarda başlanır:

(a) Varlık için harcama yapıldığında

(b) Borçlanma maliyetleri oluştuğunda

(c) Bir varlığın amaçlanan kullanıma veya satışa hazır duruma getirilmesi için gerekli işlemler
başlatıldığında.

TMS - 24 “İLİŞKİLİ TARAF AÇIKLAMALARI” STANDARDI

Tanımlar

İlişkili Taraf: Finansal tablolarını hazırlayan işletmeyle (bu Standartta ‘raporlayan işletme’
olarak kullanılacaktır) ilişkili olan kişi veya işletmedir.

a) Bir kişi veya bu kişinin yakın ailesinin bir üyesi, aşağıdaki durumlarda raporlayan işletmeyle
ilişkili sayılır:
Söz konusu kişinin,
(i) Raporlayan işletme üzerinde kontrol veya müşterek kontrol gücüne sahip olması
durumunda
(ii) Raporlayan işletme üzerinde önemli etkiye sahip olması durumunda
(iii) Raporlayan işletmenin veya raporlayan işletmenin bir ana ortaklığının kilit yönetici
personelinin bir üyesi olması durumunda.

b) Aşağıdaki koşullardan herhangi birinin mevcut olması halinde işletme raporlayan işletme
ile ilişkili sayılır:
(i) İşletme ve raporlayan işletmenin aynı grubun üyesi olması halinde (yani her bir ana
ortaklık, bağlı ortaklık ve diğer bağlı ortaklık diğerleri ile ilişkilidir).

31
(ii) İşletmenin, diğer işletmenin (veya diğer işletmenin de üyesi olduğu bir grubun
üyesinin) iştiraki ya da iş ortaklığı olması halinde.
(iii) Her iki işletmenin de aynı bir üçüncü tarafın iş ortaklığı olması halinde.
(iv) İşletmelerden birinin üçüncü bir işletmenin iş ortaklığı olması ve diğer işletmenin söz
konusu üçüncü işletmenin iştiraki olması halinde.
(v) İşletmenin, raporlayan işletmenin ya da raporlayan işletmeyle ilişkili olan bir
işletmenin çalışanlarına ilişkin olarak işten ayrılma sonrasında sağlanan fayda
plânlarının olması halinde. Raporlayan işletmenin kendisinin böyle bir plânının
olması halinde, sponsor olan işverenler de raporlayan işletme ile ilişkilidir.
(vi) İşletmenin (a) maddesinde tanımlanan bir kişi tarafından kontrol veya müştereken
kontrol edilmesi halinde.
(vii) (a) maddesinin (i) bendinde tanımlanan bir kişinin işletme üzerinde önemli etkisinin
bulunması veya söz konusu işletmenin (ya da bu işletmenin ana ortaklığının) kilit
yönetici personelinin bir üyesi olması halinde.

İlişkili Tarafla Yapılan İşlem: İlişkili taraflar arasında kaynakların, hizmetlerin ya da


yükümlülüklerin bir bedel karşılığı olup olmadığına bakılmaksızın transferidir.

Bir Bireyin Yakın Aile Üyeleri: İşletme ile ilgili işlemler üzerinde etkisi olabilecek ya da
işlemlerden etkilenebilecek aile bireyleridir. Aşağıdakileri içerebilir:

(a) Bireyin eş ve çocukları,


(b) Bireyin eşinin çocukları ve
(c) Bireyin ya da bireyin eşinin bakmakla yükümlü oldukları kişiler.

Tazminat: Çalışanlara sağlanan bütün faydaları içerir (“TMS 19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar”
Standardında tanımlandığı gibi). Çalışanlara sağlanan faydalar, işletmeye sunulan hizmetler
karşılığında işletme tarafından ya da işletme adına ödenen, ödenecek olan ya da sağlanan her
türlü faydalardır. Ayrıca işletme ile ilgili ana ortaklık adına yapılan ödemeleri de içermektedir.
Tazminat aşağıdakileri içerir:

(a) Ücret, maaş, sosyal güvenlik yardımı, ücretli yıllık izin, ücretli hastalık izni, kârdan
verilen paylar, ikramiyeler gibi fiilen çalışanlara sağlanan kısa vadeli faydalar (eğer
dönem sonundan itibaren on iki ay içinde ödenecekse) ile fiilen çalışanlara sağlanan
parasal olmayan faydalar (sağlık imkanları, barınma, taşıt ve bedelsiz ya da indirimli
sağlanan mal ya da hizmetler gibi),

(b) Emeklilik, diğer emeklilik faydaları, işten ayrılma sonrası hayat sigortası ve sağlık
imkanları gibi işten ayrılma sonrası sağlanan faydalar,

(c) Uzun dönemli hizmet izni ya da ücretli izin, jübile veya diğer uzun süreli hizmete bağlı
faydaları, uzun vadeli iş görememezlik faydaları ve dönem sonundan itibaren on iki ay
içinde tamamı ödenmeyecek olan kârdan verilen paylar, ikramiyeler ve ertelenmiş
tazminatı içeren, çalışanlara sağlanan diğer uzun vadeli faydalar,

(d) İşten çıkarma halinde sağlanan faydalar ve

(e) Hisse bazlı ödemeler.

32
Kontrol: Bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla, söz konusu işletmenin
finansal ve faaliyet politikalarını yönetme gücüdür.

Müşterek Kontrol: Bir ekonomik faaliyet üzerindeki kontrolün sözleşmeye dayalı olarak
paylaşılmasıdır.

Kilit Yönetici Personel: İşletmenin, (idari ya da diğer) herhangi bir yöneticisi de dahil olmak
üzere, faaliyetlerini planlama, yönetme ve kontrol etme yetki ve sorumluluğuna doğrudan
veya dolaylı olarak sahip olan kişilerdir.

Önemli Etki: Yatırım yapılan işletmenin finansal ve faaliyetle ilgili politikaların belirlenmesi
kararlarına katılma gücü olup, bu politikalar üzerinde kontrol etme gücünü ifade
etmemektedir. Önemli etkiye, hisse sahipliği, esas sözleşme veya bir anlaşmayla sahip
olunabilir.

Açıklama

 İşletme, kilit yönetici personele ödenen toplam ücret ve benzeri faydaları aşağıdaki her kategori
için kamuya açıklar:

(a) Çalışanlara sağlanan kısa vadeli faydalar


(b) İşten ayrılma sonrası faydalar
(c) Diğer uzun vadeli faydalar
(d) İşten çıkarma nedeniyle sağlanan faydalar ve
(e) Hisse bazlı ödemeler.

 İlişkili taraflar arasında işlemlerin gerçekleşmesi durumunda işletme; ilişkinin finansal tablolar
üzerindeki muhtemel etkisini ortaya koymak üzere, ilişkili taraf ilişkisinin niteliğini, işlemler
hakkındaki bilgileri ve mevcut bakiyeleri kamuya açıklar. Açıklama gerektiren bu hususlar,
Paragraf 16 kapsamında açıklanması gereken kilit yönetici personelin ücret ve benzeri
menfaatlerine ilişkin konulara ek olarak düzenlenmiştir. Açıklamalar en az aşağıdaki hususları
içerir:

(a) İşlemlerin tutarı


(b) Mevcut bakiyeler ve
(i) İşlemlerin koşul ve durumları, teminat altına alınmış olup olmadıkları ve ödeme
için belirlenen karşılığın niteliği ve
(ii) Verilen veya alınan garantilerin ayrıntıları
(c) Mevcut bakiyelerle ilgili şüpheli alacak karşılıkları ve
(d) Dönem içinde ilişkili taraflardan olan şüpheli alacaklarla ilgili olarak finansal tablolara
yansıtılan giderler.

 Yukarıdaki paragraf ile yapılması öngörülen açıklamalar aşağıda belirtilen kategoriler itibariyle ayrı
ayrı yapılır:

(i) Ana ortaklık

33
(ii) İşletme üzerinde müşterek kontrol gücüne ya da önemli etkiye sahip bulunan
işletmeler
(iii) Bağlı ortaklıklar
(iv) İştirakler
(v) İşletmenin ortak girişimci konumunda olduğu iş ortaklıkları
(vi) İşletmenin ya da ana ortaklığının kilit yönetici personeli ve
(vii) Diğer ilişkili taraflar.

 İlişkili taraf ile yapılmış olmaları durumunda açıklanması gereken işlemlere ilişkin örneklere
aşağıda yer verilmiştir:

(a) Mal alım ve satımı (mamul ya da yarı mamul)


(b) Maddi duran varlık ve diğer varlıkların alım ve satımı
(c) Hizmet sunumu ve alımı
(d) Kiralamalar
(e) Araştırma ve geliştirme transferleri
(f) Lisans anlaşmaları kapsamında yapılan transferler
(g) Finansman anlaşmaları kapsamında yapılan transferler
(h) Teminat veya kefalet karşılıkları ve
(i) İşletme adına veya işletme tarafından başka bir taraf adına borçların ödenmesi.

TMS - 26 “EMEKLİLİK FAYDA PLANLARINDA MUHASEBELEŞTİRME VE RAPORLAMA”


STANDARDI

Tanımlar

Emeklilik Fayda Planları: Bir İşletmenin çalışanlarına, hizmetlerinin bitiminde veya bitimi
sonrasında (yıllık gelir veya defaten ödeme şeklinde) sağlayacağı faydaların veya bu faydalara
ilişkin katkıların; bir belgede yer alan koşullara veya işletmenin uygulamalarına dayanılarak
emeklilik öncesinde belirlenebildiği veya tahmin edilebildiği anlaşmalardır.

Tanımlanmış Katkı Planları: Emeklilik faydası olarak ödenecek tutarların, fona yapılan katkılar ve
bu katkılar üzerinden elde edilen yatırım kazançları aracılığıyla belirlendiği emeklilik fayda
planlarıdır.

Tanımlanmış Fayda Planları: Emeklilik faydası olarak ödenecek tutarların, genellikle, çalışanların
kazançları ve /veya hizmet sürelerine bağlı bir formül çerçevesinde belirlendiği emeklilik fayda
planlarıdır.

Fonlama: Gelecekte emeklilik faydalarına ilişkin olarak yapılacak ödemelerle ilgili


yükümlülüklerin karşılanması amacıyla, işveren işletmenin dışındaki bir işletmeye (ilgili fona)
varlık devri işlemidir.

34
Katılımcılar: Emeklilik fayda planının üyeleri ve plan tarafından sağlanan faydalardan
yararlanma hakkı olan diğer kişilerdir.

Sağlanacak Faydalarda Kullanılabilecek Net Varlıklar: Planın varlıklarından, taahhüt edilen


emeklilik haklarının bugünkü aktüeryal değerleri dışındaki yükümlülükler düşüldükten sonra
kalan varlıklardır.

Taahhüt Edilen Emeklilik Faydalarının Bugünkü Aktüeryal Değeri: Mevcut ve geçmişteki


çalışanlara, vermiş oldukları hizmete dayanılarak emeklilik fayda planı çerçevesinde ödeneceği
tahmin edilen tutarların bugünkü değeridir.

Kazanılmış Haklar: Elde edilmeleri, ilgili emeklilik fayda planına göre hizmetin devamlılığı şartına
bağlı olmayan faydalardır.

TMS - 27 “KONSOLİDE VE BİREYSEL FİNANSAL TABLOLAR” STANDARDI

Tanımlar

Konsolide Finansal Tablolar: Bir grubun finansal tablolarının tek bir işletme gibi sunulduğu
finansal tablolarıdır.

Kontrol: Bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla, söz konusu işletmenin
finansal ve faaliyet politikalarını yönetme gücüdür.

Maliyet Yöntemi: Başka bir işletmeye yapılan bir yatırımın maliyet bedeli ile finansal tablolara
yansıtıldığı muhasebeleştirme yöntemidir. Yatırımcı işletme, yatırım yapılan işletmeden
kaynaklanan gelirleri ancak yatırımın elde edilme tarihinden sonra oluşan birikmiş karlardan
yapılan dağıtımlar kadar gelir olarak muhasebeleştirir. Bu tutarlar dışında elde edilen dağıtımlar
yatırımın geri kazanılması niteliğinde olup, yatırım maliyetinden indirilmek suretiyle
muhasebeleştirilir.

Grup: Bir ana ortaklık ve onun tüm bağlı ortaklıklarıdır.

Azınlık Payı: Bir bağlı ortaklığın net varlıklarının ve kar veya zararının ana ortaklık tarafından,
doğrudan veya bağlı ortaklıkları vasıtasıyla dolaylı olarak, sahip olunmayan paylara isabet eden
kısmını ifade eder.

Ana Ortaklık: Bir veya daha fazla bağlı ortaklığı bulunan işletmedir.

Bireysel Finansal Tablolar: Bir ana ortaklık, bir iştirakte yatırımı olan bir işletme ya da
müştereken kontrol edilen bir işletme yatırımcısı tarafından sunulan ve yatırımların raporlanan
faaliyet sonuçları ya da net aktifleri yerine doğrudan özkaynak payına dayalı olarak
muhasebeleştirildiği finansal tablolardır.

Bağlı Ortaklık: Adi ortaklıklar gibi tüzel kişiliği olmayan işletmeler de dahil olmak üzere, ana
ortaklık tarafından kontrol edilen işletmelerdir.

Konsolide Finansal Tabloların Kapsamı

 Konsolide finansal tablolar ana ortaklığın tüm bağlı ortaklıklarını kapsar.

35
 Ana ortaklığın doğrudan veya bağlı ortaklıkları vasıtasıyla dolaylı olarak bir şirketteki oy haklarının
yarıdan fazlasını kontrol etmesi durumunda, aksini kanıtlayan açık deliller olmadıkça, kontrolün
var olduğu kabul edilir. Aşağıdaki şartlardan birinin varlığı halinde, ana ortaklık bir şirketteki oy
haklarından yarısına veya daha azına sahip olsa da, kontrolün var olduğu kabul edilir:

(a) Diğer pay sahipleriyle yapılan bir anlaşma gereği oy haklarının yarıdan fazlasının
kontrol edilmesi,

(b) Bir düzenleme veya sözleşme gereği, işletmenin finansal ve faaliyet politikalarını
yönetme yetkisine sahip olunması,

(c) İşletmenin kontrol edildiği organ olan yönetim kurulu veya eşdeğer yürütme
organının üyelerinin çoğunluğunu atama veya görevden alma gücüne sahip
olunması,

(d) İşletmenin kontrol edildiği organ olan yönetim kurulunda veya bu hakları haiz
yürütme organında oyların çoğunluğunu kontrol etme gücünün elde
bulundurulması.

Konsolidasyon İşlemleri

 Azınlık payları, konsolide bilançoda ana ortaklığın özkaynaklardaki payından ayrı olarak
özkaynaklar içerisinde gösterilir. Grubun kâr ya da zararından azınlık paylarına isabet eden tutar
da ayrıca gösterilmelidir.

TMS - 28 “İŞTİRAKLERDEKİ YATIRIMLAR” STANDARDI

Tanımlar

İştirak: Yatırımcı işletmenin, adi ortaklık gibi tüzel kişiliği olmayan işletmeler de dahil olmak
üzere, iş ortaklığı veya bağlı ortaklık niteliğinde olmayan, ancak üzerinde önemli etkisinin
bulunduğu işletmelerdir.

Konsolide Finansal Tablolar: Bir grubun, tek bir iktisadi işletmenin finansal tabloları gibi sunulan
finansal tablolarıdır.

Kontrol: Faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla bir işletmenin faaliyet ve finansal


politikalarını yönetme gücünü ifade eder.

Özkaynak Yöntemi: İştirakteki yatırımın başlangıçta elde etme maliyeti ile


muhasebeleştirilerek, sonrasında bu tutarın yatırım yapılan iştirakin net varlıklarında yatırımcı
işletmenin payına düşen kısmı yansıtacak şekilde düzeltildiği ve böylece yatırımcı işletmenin kar veya
zararının yatırım yapılan işletmenin kâr veya zararından kendisine düşen payı kapsadığı
muhasebeleştirme yöntemidir.

Müşterek Kontrol: Bir ekonomik faaliyet üzerindeki kontrolün sözleşmeye dayalı olarak
paylaşılmasıdır. Bu kontrolün, sadece ekonomik faaliyetle ilgili stratejik finansal ve
faaliyetle ilgili kararların, kontrolü paylaşan tarafların (ortak girişimciler) oy birliği ile
mutabakatını gerektirdiği durumlarda var olduğu kabul edilir.

36
Bireysel Finansal Tablolar: Bir ana ortaklık, bir iştirakte yatırımcı veya müştereken kontrol
edilen bir işletmede ortak girişimci tarafından hazırlanan ve yatırımların, yatırım yapılan
işletmenin net varlıkları ve raporlanan faaliyet sonuçları yerine, doğrudan özkaynak payı esas
alınarak hesaplandığı finansal tablolardır.

Önemli Etki: Yatırım yapılan işletmenin finansal ve faaliyetle ilgili politikaların belirlenmesi
kararlarına katılma gücü olup bu politikaları tek başına ya da bir başka taraf ile ortak kontrol
etme gücünü ifade etmemektedir.

Bağlı Ortaklık: İşletmenin, adi ortaklık gibi tüzel kişiliği olmayan işletmeler de dahil olmak üzere,
(ana ortaklık olarak bilinen) başka bir işletme tarafından kontrol edilen işletmelerdir.

Önemli Etki

 Bir yatırımcının doğrudan ya da dolaylı olarak (örneğin bağlı ortaklıkları vasıtasıyla) yatırım yapılan
işletmenin oy hakkının %20 ya da daha fazlasını elinde tutması durumunda, aksi açıkça ortaya
konulamadığı sürece, söz konusu yatırımcının önemli etkisi bulunduğu kabul edilir. Diğer yandan,
yatırımcının doğrudan ya da dolaylı olarak (örneğin bağlı ortaklıkları vasıtasıyla) yatırım yapılan
işletmenin oy hakkının %20’sinden daha azını elinde bulundurması durumunda ise; böyle bir
etkinin bulunduğu açıkça ortaya konulamadığı sürece, söz konusu yatırımcının önemli etkisi
bulunmadığı kabul edilir. Yatırım yapılan bir işletmeye başka bir yatırımcı tarafından önemli
tutarda veya mutlak çoğunlukla sahip olunması, yatırımcı işletmenin önemli etkiye sahip olmasına
engel teşkil etmez.

 Aşağıdaki hususların bir ya da birden fazlasının varlığı halinde bir yatırımcı işletmenin "önemli
etkisinin" bulunduğu kabul edilir:

a) Yatırım yapılan işletmenin yönetim kurulu ya da eşdeğer idari organında temsil


edilme
b) Temettüler ya da diğer dağıtım kararları dahil olmak üzere, işletmenin politika
belirleme süreçlerine katılma
c) Yatırımcı işletme ile yatırım yapılan işletme arasında önemli işlemlerin
gerçekleştirilmesi
d) İşletmeler arasında yönetici personel değişimi veya
e) İşletme için gerekli teknik bilginin sağlanması.

Özkaynak Yöntemi

 Özkaynak yöntemine göre, iştirak yatırımı başlangıçta elde etme maliyeti ile kaydedilir. İktisap
tarihinden sonra ise, yatırımcının yatırım yapılan işletmenin kar ya da zararındaki payı finansal
tablolara yansıtılmak üzere yatırımın defter değeri artırılır ya da azaltılır. Yatırımcının yatırım
yapılan işletmenin kar ya da zararından alacağı pay, yatırımcının kar ya da zararı olarak
muhasebeleştirilir. Yatırım yapılan bir iştirakten alınan (kar payı vb.) dağıtımlar yatırımın defter
değerini azaltır. Yatırım yapılan iştirakin kar veya zararına henüz yansıtılmamış tutarların yatırım
yapılan iştirakin özkaynaklarında ortaya çıkardığı değişiklikler de yatırımcının yatırım yapılan
iştirakteki payı oranında yatırımın defter değerinde düzeltme yapılmasını gerekli kılabilir. Bu tür
değişiklikler, maddi duran varlıkların yeniden değerlemesinden ya da yabancı para çevrim
farklarından kaynaklanan değişiklikleri içerir. Bu değişikliklerden yatırımcıya düşen pay doğrudan
yatırımcının kendi özkaynaklarında muhasebeleştirilir.

37
TMS - 29 “YÜKSEK ENFLASYONLU EKONOMİLERDE FİNANSAL RAPORLAMA” STANDARDI

Kapsam

 Yüksek enflasyon, bir ülkenin, bunlarla sınırlı kalmamak üzere, aşağıdakileri de içeren ekonomik
özelliklerince belirlenir:

(a) Nüfusun çoğunluğu servetini parasal olmayan varlıklarda ya da nispeten istikrarlı bir
yabancı para biriminde tutmayı tercih eder. Elde tutulan yerel para, satın alma gücünü
korumak üzere hemen yatırıma dönüştürme vb suretiyle değerlendirilir.

(b) Nüfusun çoğunluğu parasal tutarları yerel para biriminden değil, nispeten istikrarlı bir
döviz cinsinden dikkate alır. Fiyatlar da bu döviz cinsinden belirlenebilir.

(c) Kredili satış ve satın almalardaki fiyatlar; süre kısa bile olsa, kredi süresi boyunca satın
alma gücünde beklenen zararları karşılayacak şekilde belirlenir.

(d) Faiz oranları, ücretler ve fiyatlar bir ‘fiyat endeksi’ne bağlıdır ve

(e) Son üç yılın kümülatif enflasyon oranı %100’e yaklaşmakta ya da aşmaktadır.

TMS - 31 “İŞ ORTAKLIKLARINDAKI PAYLAR” STANDARDI

Tanımlar

Kontrol: Bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla, söz konusu işletmenin
finansal ve faaliyet politikalarını yönetme gücüdür.

Özkaynak Yöntemi: Müştereken kontrol edilen bir işletmedeki yatırımın başlangıçta elde etme
maliyeti ile muhasebeleştirilerek, sonrasında bu tutarın müştereken kontrol edilen işletmenin
net varlıklarında ortak girişimcinin payına düşen kısmı yansıtacak şekilde düzeltildiği ve böylece
ortak girişimcinin kar veya zararının müştereken kontrol edilen işletmenin kar veya zararından
kendisine düşen payı kapsadığı muhasebeleştirme yöntemidir.

İş Ortaklığı Yatırımcısı: Bir iş ortaklığında müşterek kontrol gücü olmayan katılımcı taraftır.

Müşterek Kontrol: Bir ekonomik faaliyet üzerindeki kontrolün sözleşmeye dayalı olarak
paylaşılmasıdır. Bu kontrolün, sadece ekonomik faaliyetle ilgili stratejik finansal ve faaliyetle
ilgili kararların, kontrolü paylaşan tarafların (ortak girişimciler) oy birliği ile mutabakatını
gerektirdiği durumlarda var olduğu kabul edilir.

İş Ortaklığı: İki veya daha fazla tarafın, müşterek kontrole tabi bir ekonomik faaliyeti
gerçekleştirmesini sağlayan sözleşmeye bağlı girişimdir.

Oransal Konsolidasyon: Müştereken kontrol edilen işletmenin aktif, pasif, gelir ve gider
kalemlerinin, ortak girişimcinin payı oranında ortak girişimcinin finansal tablolarında satır satır
benzer kalemlerle birleştirilmek suretiyle muhasebeleştirilmesi veya ortak girişimcinin finansal

38
tablolarında söz konusu kalemlerin ayrı bir satır olarak raporlanmasını kapsayan
muhasebeleştirme yöntemidir.

Bireysel Finansal Tablolar: Bir ana ortaklık, bir iştirakte yatırımı olan bir işletme ya da
müştereken kontrol edilen bir işletmenin ortak girişimcisi tarafından sunulan ve yatırımların
raporlanan faaliyet sonuçları ya da net aktifleri yerine doğrudan özkaynak payına dayalı olarak
muhasebeleştirildiği finansal tablolardır.

Önemli Etki: Yatırım yapılan işletmenin finansal ve faaliyetle ilgili politikaların belirlenmesi
kararlarına katılma gücü olup bu politikaları tek başına ya da bir başka taraf ile ortak kontrol
etme gücünü ifade etmemektedir.

Ortak Girişimci: İş ortaklığı üzerinde müşterek kontrol gücüne sahip olan katılımcı taraftır.

TMS - 32 “FİNANSAL ARAÇLAR: SUNUM” STANDARDI

Tanımlar

Finansal Araç: Bir işletmenin finansal varlığı ile diğer bir işletmenin finansal borcunda ya da
özkaynağa dayalı finansal aracında artışa neden olan herhangi bir sözleşmedir.

Finansal Varlık: Aşağıdaki varlıklardan herhangi biridir:

(a) Nakit
(b) Başka bir işletmenin özkaynağına dayalı finansal araç
(c) (i) Başka bir işletmeden nakit ya da başka bir finansal varlık almak için veya
(ii) Potansiyel olarak işletmenin lehine olan koşullarda finansal varlık veya borçların
başka bir işletme ile takas edilmesi için düzenlenen sözleşmeden doğan hak veya
(d) İşletmenin özkaynağına dayalı finansal aracıyla ödenecek ya da ödenebilecek olan ve
(i) İşletmenin değişken sayıda özkaynağına dayalı finansal aracını almak zorunda olduğu
ya da olabileceği bir türev olmayan sözleşme veya
(ii) İşletmenin belirli sayıda özkaynağına dayalı finansal aracını, belirli bir nakdini ya da
başka bir finansal varlığını takas etmesi dışındaki şekillerde ödenecek ya da
ödenebilecek bir türev sözleşme. Bu amaçla, işletmenin özkaynağına dayalı finansal
araçlar, söz konusu araçların gelecekte yapılacak tahsilatları ya da teslimatlarına
ilişkin sözleşmeler olarak düzenlenen araçları içermez.

Finansal Borç: Aşağıdaki borçlardan herhangi biridir:

(a) (i) Başka bir işletmeye nakit ya da başka bir finansal varlık verilmesi için veya
(ii) Potansiyel olarak işletmenin aleyhine olan koşullarda finansal varlık veya borçların başka
bir işletme ile takas edilmesi için düzenlenen sözleşmeden doğan yükümlülük veya
(b) İşletmenin özkaynağına dayalı finansal aracıyla ödenecek veya ödenebilecek olan ve
(i) İşletmenin değişken sayıda özkaynağına dayalı finansal aracını vermek zorunda olduğu
ya da olabileceği bir türev olmayan sözleşme veya

39
(ii) İşletmenin belirli sayıda özkaynağına dayalı finansal aracını, belirli bir nakdini ya da
başka bir finansal varlığını takas etmesi dışındaki şekillerde ödenecek ya da
ödenebilecek bir türev sözleşme. Bu amaçla, işletmenin özkaynağına dayalı finansal
araçlar, söz konusu araçların gelecekte yapılacak tahsilatları ya da teslimatlarına ilişkin
sözleşmeler olarak düzenlenen araçları içermez.

Özkaynağa (Hisse Senedine) Dayalı Finansal Araç: İşletmenin tüm borçları çıkarıldıktan sonra
varlıklarında bir payı/hakkı gösteren sözleşmedir.

Gerçeğe Uygun Değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın
el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

TMS - 33 “HİSSE BAŞINA KAZANÇ” STANDARDI

Tanımlar

Ters Sulandırma (Hisse senetlerinde artış olsa bile hisse başına kazancın/kârın artışı veya hisse
başına zararın azalışı): Dönüştürülebilir araçların dönüşümünün gerçekleştiği, opsiyon ve hisse
alım hakkı veren araçların kullanıldığı veya belirli koşulların yerine gelmesini takiben adi hisse
senetlerinin ihraç edildiği varsayımı sonucunda, hisse başına kazancın artması veya hisse başına
zararın azalmasıdır.

Koşullu Yeni Hisse Senedi Çıkarma Sözleşmesi: Belirli koşulların yerine getirilmesine bağlı olan
hisse senedi ihraç sözleşmesidir.

Koşula Bağlı Çıkarılabilir Hisse Senetleri: Koşullu yeni hisse senedi çıkarma sözleşmesinde
belirtilen koşulların yerine gelmesini takiben bedelsiz olarak ya da çok az bir nakit veya başka
tür bir ödeme karşılığında ihraç edilebilecek adi hisse senetleridir.

Sulandırma (Hisse senetlerinde artış olduğu takdirde hisse başına kazancın/kârın azalışı veya
hisse başına zararın artışı): Dönüştürülebilir araçların dönüşümünün gerçekleştiği, opsiyon ve
hisse alım hakkı veren araçların kullanıldığı veya belirli koşulların yerine gelmesini takiben adi
hisse senetlerinin ihraç edildiği varsayımı sonucunda, hisse başına kazancın azalması veya hisse
başına kaybın artmasıdır.

Opsiyonlar, Hisse Alım Hakkı Veren Finansal Araçlar ve Eşdeğerleri: Sahibine adi hisse senedi
alım hakkı veren finansal araçlardır.

Adi Hisse (Pay) Senedi: Diğer tüm özkaynağa dayalı finansal araç sınıflarından sonra gelen,
özkaynağa dayalı bir finansal araçtır.

Potansiyel Adi Hisse (Pay) Senedi: Sahibine adi hisse senedi alım hakkı verebilen bir finansal
araç ya da benzeri bir sözleşmedir.

Satım Opsiyonu: Sahibine belli bir dönem boyunca önceden belirlenmiş bir fiyattan adi hisse
senedi satım hakkı veren sözleşmelerdir.

40
TMS - 34 “ARA DÖNEM FİNANSAL RAPORLAMA” STANDARDI

Tanımlar

Ara Dönem: Bir yıllık hesap döneminden daha kısa süreli finansal raporlama dönemidir.

Ara Dönem Finansal Raporu: "TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu" Standardında tanımlandığı
üzere tam bir finansal tablo setini veya bu Standartta tanımlanan ara döneme ilişkin özet
finansal tablo setini içeren finansal raporu ifade eder.

Ara Dönem Finansal Raporun Asgari İçeriği

 Ara dönem finansal rapor asgari olarak aşağıda verilen unsurlardan oluşur:

a) Özet finansal durum tablosu (bilanço)


b) Aşağıdakilerden biri gibi sunulan özet kapsamlı gelir tablosu
i. Özet tek bir tablo veya
ii. Özet ayrı bir gelir tablosu ve özet bir kapsamlı gelir tablosu
c) Özet bir özkaynak değişim tablosu
d) Özet nakit akış tablosu ve
e) Seçilmiş dipnotlar (açıklayıcı notlar).

Ara Dönem Finansal Tabloların Biçim ve İçeriği

 Bir işletmenin ara dönem finansal raporunda finansal tablolar tam setini yayımlaması
durumunda; bu finansal tabloların biçim ve içeriğinin, TMS 1’de finansal tablolar tam seti için
öngörülen hükümler ile uyumlu olması zorunludur.

TMS - 36 “VARLIKLARDA DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ” STANDARDI

Tanımlar

Aktif Piyasa: Aşağıda yer alan koşulların tamamının bulunduğu piyasadır:

(a) Piyasada ticareti yapılan mallar homojendir.

(b) Normalde, bu malların her zaman için bir alıcısı ve satıcısı mevcuttur.

(c) Fiyatlar kamuoyu tarafından öğrenilebilir.

Anlaşma Tarihi: Bir işletme birleşmesinde birleşen taraflar arasında geçerli bir anlaşmaya
varıldığı, halka açık işletmeler açısından ise ilgili anlaşmanın kamuoyuna açıklandığı tarihtir.
Zorla ele geçirmelerde, birleşen taraflar arasında esas itibariyle anlaşmaya varılan ilk tarih,
yeterli sayıda devralınan işletme hissedarının, devralanın işletmeleri üzerindeki kontrolü ele
geçirme teklifini kabul ettiği tarihtir.

Defter Değeri: Bir varlığın birikmiş amortisman (itfa) ve birikmiş değer düşüklüğü zararları
indirildikten sonra finansal tablolara yansıtıldığı tutarıdır.

41
Nakit Yaratan Birim: Diğer varlıklardan veya varlık gruplarından sağlanan nakit girişlerinden
büyük ölçüde bağımsız bir nakit girişi yaratan belirlenebilir en küçük varlık grubudur.

Şirket Varlıkları: Şerefiye hariç olmak üzere, hem bahse konu nakit yaratan birimin hem de
diğer nakit yaratan birimlerin gelecekteki nakit akışlarına katkıda bulunan varlıklardır.

Elden Çıkarma Maliyetleri: Finansman maliyetleri ve gelir vergisi gideri hariç, doğrudan bir
varlığın veya nakit yaratan birimin elden çıkarılması ile ilgili maliyetlerdir.

Amortismana Tabi Tutar: Bir varlığın maliyetinden veya finansal tablolarda maliyet yerine geçen
diğer tutarlardan kalıntı değerinin düşülmesiyle bulunan tutarı ifade eder.

Amortisman (İtfa): Bir varlığın amortismana tabi tutarının, yararlı ömür süresince sistematik
olarak dağıtılmasını ifade eder.

Satış Maliyetleri Düşülmüş Gerçeğe Uygun Değer: Bir varlık veya nakit yaratan birimin karşılıklı
pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında gerçekleştirilen satışı sonucunda elde
edilmesi gereken tutardan, elden çıkarma maliyetlerinin düşülmesi suretiyle bulunan değerdir.

Değer Düşüklüğü Zararı: Bir varlığın veya nakit yaratan birimin defter değerinin geri kazanılabilir
tutarı aşan kısmını ifade eder.

Geri Kazanılabilir Tutar: Bir varlığın veya nakit yaratan birimin, satış maliyetleri düşülmüş
gerçeğe uygun değeri ile kullanım değerinden yüksek olanıdır.

Yararlı Ömür:

(a) Bir varlığın işletme tarafından kullanılabilmesi beklenen süreyi veya

(b) İşletme tarafından ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen üretim sayısı veya benzeri
üretim birimini ifade eder.

Kullanım Değeri: Bir varlık veya nakit yaratan birimden elde edilmesi beklenen gelecekteki
nakit akışlarının bugünkü değeridir.

TMS - 37 “KARŞILIKLAR, KOŞULLU BORÇLAR VE KOŞULLU VARLIKLAR” STANDARDI

Tanımlar

Karşılık: Gerçekleşme zamanı veya tutarı belli olmayan yükümlülüktür.

Yükümlülük: Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve ifası halinde ekonomik fayda içeren kaynakların
işletmeden çıkmasına neden olacak mevcut yükümlülüktür.

Sorumluluk Doğuran Olay: İşletmenin söz konusu yükümlülüğü yerine getirmekten başka
gerçekçi bir alternatifinin olmaması sonucunu doğuran, hukuki veya zımni bir kabulden doğan
yükümlülük yaratan olaydır.

Hukuki Yükümlülük: Aşağıda sayılanlardan kaynaklanan yükümlülüktür:

(a) Sözleşme (açık ya da zımni hükümleri aracılığıyla)

42
(b) Yasal düzenleme veya

(c) Diğer kanuni uygulamalar.

Zımni Kabulden Doğan Yükümlülük: İşletmenin aşağıda yer alan fiillerinden kaynaklanan
yükümlülüktür:

(a) Geçmişteki uygulamalar, yayımlanmış politikalar veya yeterince belirli cari


açıklamalarla, işletmenin belirli sorumlulukları üstleneceğini diğer şahıslara
taahhüt etmesi ve

(b) Bunun sonucunda, işletmenin bu sorumlulukları yerine getireceği konusunda


diğer şahıslar nezdinde geçerli bir beklenti yaratmış olması.

Koşullu Yükümlülük:

(a) Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve işletmenin tam anlamıyla kontrolünde


bulunmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride
gerçekleşip gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilebilecek olan veya

(b) Geçmiş olaylardan kaynaklanan; fakat aşağıda yer alan nedenlerle finansal
tablolara yansıtılamayan mevcut yükümlülüktür:

(i) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için, ekonomik fayda içeren


kaynakların işletmeden çıkma ihtimalinin bulunmaması veya

(ii) Yükümlülük tutarının, yeterince güvenilir olarak ölçülememesi.

Koşullu Varlık: Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve işletmenin tam anlamıyla kontrolünde


bulunmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip
gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilecek olan varlıktır.

Ekonomik Açıdan Dezavantajlı Sözleşme: Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin yerine


getirilmesi için mutlaka katlanılması gereken maliyetin, söz konusu sözleşme kapsamında elde
edilmesi beklenen ekonomik faydayı aştığı sözleşmedir.

Yeniden Yapılandırma: Yönetim tarafından planlanan ve kontrol edilen bir programdır ve


aşağıdakilerden herhangi birinin değişmesi sonucunu doğurur:

(a) İşletme tarafından yapılmakta olan faaliyetin kapsamı veya

(b) Söz konusu faaliyetin ifa şekli.

Karşılıklar ve Koşullu Yükümlülükler Arasındaki İlişki

 Genel olarak, tüm karşılıklar, zaman ve tutar açısından kesin olmadıklarından koşulludurlar.
Ancak, bu Standart kapsamında “koşullu” kelimesi, tam anlamıyla işletmenin kontrolünde
olmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip gerçekleşmemesi
ile mevcudiyetleri teyit edilecek, bu nedenle finansal tablolara yansıtılmayan varlık ve
yükümlülükleri ifade etmek için kullanılır. Buna ek olarak, koşullu yükümlülük kavramı finansal
tablolara yansıtılma koşullarını sağlamayan yükümlülükler için kullanılır.

43
Muhasebeleştirme

Karşılıklar

 Bir karşılık, aşağıda yer alan koşulların varlığı halinde finansal tablolara yansıtılır:

(a) Geçmiş bir olaydan kaynaklanan mevcut bir yükümlülüğün (hukuki veya zımni)
bulunması

(b) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden
çıkmalarının muhtemel olması

(c) Yükümlülük tutarının güvenli bir biçimde tahmin edilebiliyor olması.

Bu koşulların karşılanmaması durumunda, herhangi bir karşılık finansal tablolara yansıtılmaz.

Koşullu varlıklar

 İşletme, koşullu varlıklarını finansal tablolarına yansıtmaz.

 Koşullu varlıklar, genellikle, ekonomik yararların işletmeye girişi olasılığını doğuran, planlanmamış
veya diğer beklenmeyen olaylardan oluşur. Bunun bir örneği; herhangi bir işletmenin yasal
işlemler sonucunda elde etmekte olduğu, sonucu belli olmayan hak talepleridir.

 Koşullu varlıkların finansal tablolarda gösterilmeleri, hiçbir zaman elde edilemeyecek bir gelirin
muhasebeleştirilmesi sonucunu doğurabileceğinden, sözü edilen varlıklar finansal tablolarda yer
almaz. Ancak, gelirin elde edilmesi neredeyse kesin ise, ilgili varlık koşullu bir varlık değildir ve
finansal tablolara yansıtılması uygundur.

TMS - 38 “MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR” STANDARDI

Tanımlar

Aktif Piyasa: Aşağıdaki tüm koşulların mevcut olduğu piyasadır:

(a) Piyasada ticareti yapılan kalemler homojendir,

(b) Normal koşullar altında her zaman için istekli alıcı ve satıcılar bulunur ve

(c) Fiyatlar kamuoyuna açıktır.

Bir İşletme Birleşmesine İlişkin Anlaşma Tarihi: Birleşen taraflar arasında nihai anlaşmaya
varıldığı, halka açık işletmeler açısından ise kamuoyuna açıklandığı tarihtir. Zorla ele geçirme
durumunda, birleşen taraflar arasında esas itibariyle anlaşmaya varılan ilk tarih, yeterli sayıda
devralınan işletme hissedarının, devralanın işletme üzerindeki kontrolü ele geçirme teklifini
kabul ettiği tarihtir.

İtfa: Maddi olmayan duran varlığın amortismana tabi tutarının, yararlı ömrü boyunca sistematik
olarak dağıtılmasını ifade eder.

44
Varlık:

(a) Geçmişteki bazı olayların sonucu olarak işletme tarafından kontrol edilen ve

(b) İşletmeye gelecekte ekonomik yarar sağlaması beklenilen bir kaynaktır.

Defter Değeri: Bir varlığın birikmiş amortisman ve birikmiş değer düşüklüğü zararları
indirildikten sonra finansal tablolara yansıtıldığı tutarıdır.

Maliyet: Bir varlığın elde edilmesinde veya inşasında ödenen nakit veya nakit benzerlerini veya
verilen diğer bedellerin gerçeğe uygun değerini veya belli durumlarda ilk muhasebeleştirme
sırasında ilgili varlığa atfedilen bedeli ifade eder.

Amortismana Tabi Tutar: Bir varlığın maliyetinden veya maliyet yerine geçen diğer tutarlardan
kalıntı değerin düşülmesiyle bulunan tutarı ifade eder.

Geliştirme: Ticari üretim ya da kullanıma başlamadan önce, yeni veya önemli ölçüde
geliştirilmiş malzeme, aygıt, ürün, süreç, sistem ya da hizmetlerin üretim planı veya tasarımında
araştırma sonuçları ya da diğer bilgilerin uygulanmasıdır.

İşletmeye Özgü Değer: İşletmenin varlığın devamlı kullanımı ve yararlı ömrünün sonunda elden
çıkarılması veya bir yükümlülüğün ödenmesi sırasında oluşması beklenilen nakit akışlarının
bugünkü değerini ifade eder.

Varlığın Gerçeğe Uygun Değeri: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir
varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

Değer Düşüklüğü Zararı: Bir varlığın defter değerinin geri kazanabilir tutarını aşan kısmını ifade
eder.

Maddi Olmayan Duran Varlık: Fiziksel niteliği olmayan tanımlanabilir parasal olmayan varlıktır.

Parasal Varlıklar: Elde tutulan para ile, sabit ya da belirlenebilir tutarda bir para cinsinden elde
edilecek varlıklardır.

Araştırma: Yeni bir bilimsel ya da teknik bir bilgi ve anlayış kazanma amacıyla üstlenilen özgün
ve planlı incelemedir.

Bir Maddi Olmayan Duran Varlığın Kalıntı Değeri: İşletmenin, varlığın halihazırda beklenilen
yararlı ömrünün ve yaşının sonuna gelmiş olması durumunda, bu varlığı elden çıkarmasından
elde edeceği tahmin edilen tutardan tahmini elden çıkarma maliyetleri düşüldükten sonra kalan
tutardır.

Yararlı Ömür:

(a) Bir varlığın işletme tarafından kullanılabilmesi beklenilen süreyi veya

(b) İşletme tarafından ilgili varlıktan elde edilmesi beklenilen üretim sayısı veya benzeri
üretim birimini ifade eder.

45
Muhasebeleştirme ve Ölçme

 Bir maddi olmayan duran varlık ilk muhasebeleştirilmesi sırasında maliyet bedeliyle ölçülür.

Araştırma Safhası

 Araştırmadan (veya işletme içi bir projenin araştırma safhasından) kaynaklanan herhangi bir
maddi olmayan duran varlık muhasebeleştirilmez. Araştırma (veya işletme içi bir projenin
araştırma safhası) harcamaları gerçekleştiğinde gider olarak muhasebeleştirilir.

 İşletme içi bir projenin araştırma safhasında, işletmenin gelecekte ekonomik yararlar sağlayacak
bir maddi olmayan duran varlığın mevcudiyetini göstermesi mümkün değildir. Bu nedenle, bu
harcamalar gerçekleştiklerinde gider olarak muhasebeleştirilir.

 Araştırma faaliyetleri ile ilgili örnekler şunlardır:

(a) Yeni bilgi elde edilmesine yönelik faaliyetler

(b) Araştırma bulguları ve diğer bilgilerin uygulanmasına yönelik olarak değerlendirme ve


nihai seçim araştırması

(c) Malzeme, aygıt, ürün, süreç, sistem veya hizmetler için alternatif araştırması ve

(d) Yeni veya geliştirilmiş malzeme, aygıt, ürün, süreç, sistem veya hizmetlerin olası
alternatiflerinin oluşturulması, tasarlanması, değerlendirilmesi ve nihai seçimi.

Geliştirme Safhası

 Sadece ve sadece, aşağıdaki koşulların tamamının varlığı halinde, geliştirmeden (veya işletme
bünyesinde yürütülen bir projenin geliştirme safhasından) kaynaklanan maddi olmayan duran
varlıklar muhasebeleştirilir:

(a) Maddi olmayan duran varlığın kullanıma veya satışa hazır hale gelebilmesi için
tamamlanmasının teknik olarak mümkün olması.

(b) İşletmenin maddi olmayan duran varlığı tamamlama ve bu varlığı kullanma veya satma
niyetinin bulunması.

(c) Maddi olmayan duran varlığı kullanma veya satma imkanının bulunması.

(d) Maddi olmayan duran varlığın muhtemel gelecek ekonomik faydayı nasıl sağlayacağının
belirli olması. Ayrıca, maddi olmayan duran varlığın ürününün veya kendisinin bir
piyasasının olması ya da işletme bünyesinde kullanılacak olması durumunda buna
elverişli olması.

(e) Geliştirme safhasını tamamlamak ve maddi olmayan duran varlığı kullanmak veya
satmak için yeterli teknik, mali ve diğer kaynakların mevcut olması.

(f) Geliştirme sürecinde maddi olmayan duran varlıkla ilgili yapılan harcamaların güvenilir
bir biçimde ölçülebilir olması.

46
 Geliştirme faaliyetleri ile ilgili örnekler şunlardır:

(a) Üretim ve kullanım öncesi prototip ve modellerin tasarımı, yapımı ve test edilmesi

(b) Yeni teknoloji içeren alet, model ve kalıpların tasarımı

(c) Ticari üretim açısından ekonomik olmayan bir ölçekteki pilot tesisin tasarlanması, inşası
ve çalıştırılması ve

(d) Yeni veya geliştirilmiş malzeme, aygıt, ürün, süreç, sistem veya hizmetler için karar
verilmiş bir alternatifin tasarımı, inşası ve denenmesi.

Muhasebeleştirilme Sonrası Ölçme

 Maddi olmayan duran varlık sınıfında yer alan kalemler, ilgili varlıkların seçilerek yeniden
değerlemeye tabi tutulmasından ve mali tablolarda farklı tarihlerdeki maliyet ve değerleri içeren
tutarlar olarak raporlanılmasından kaçınmak için, aynı zamanda yeniden değerlemeye tabi
tutulur.

a) Maliyet Yöntemi

 Bir maddi olmayan duran varlık, ilk muhasebeleştirilmesinin ardından, maliyetinden, tüm birikmiş
itfa ve değer düşüklüğü zararları düşülmüş olarak izlenir.

b) Yeniden Değerleme Yöntemi

 Bir maddi olmayan duran varlık, ilk muhasebeleştirilmesinin ardından, yeniden değerleme
tarihindeki gerçeğe uygun değerinden birikmiş itfa ve değer düşüklüğü zararlarının tamamı
düşüldükten sonra hesaplanan tutarı olan yeniden değerlenmiş tutarı üzerinden izlenir. Bu
Standarda göre yeniden değerleme yapmak için, gerçeğe uygun değer, aktif bir piyasa ile
ilişkilendirilmek suretiyle belirlenir. Yeniden değerleme işlemleri, raporlama dönemi sonunda ilgili
aktifin defter değerinin gerçeğe uygun değerinden önemli ölçüde farklılık göstermemesi açısından
düzenli olarak yapılır.

Yararlı Ömür

 Bir maddi olmayan duran varlığın yararlı ömrünün belirlenmesinde, aşağıdakiler de dahil olmak
üzere birçok unsur dikkate alınır:

(a) Varlığın işletme tarafından beklenilen kullanım süresi ve başka bir yönetim ekibi tarafından
etkin olarak kullanılıp kullanılamayacağı
(b) Varlığa özgü ürün yaşam süresi ve aynı şekilde kullanılan benzer varlıklara ilişkin yararlı
ömür tahminlerine ilişkin kamuoyu bilgisi
(c) Teknik, teknolojik, ticari veya diğer kullanımdan kaldırılma nedenleri
(d) Varlığın içinde bulunduğu sektörün istikrarı ve varlıktan sağlanan ürün veya hizmetlere
ilişkin pazar talebindeki değişiklikler
(e) Rakiplerden veya potansiyel rakiplerden beklenilen eylemler
(f) Varlıktan beklenilen gelecekteki ekonomik yararları sağlamak için gerekli bakım harcamalarının
düzeyi ile işletmenin bu düzeye ulaşma kapasite ve niyeti

47
(g) Varlık üzerindeki kontrol süresi ve varlığın kullanımı ile ilgili, buna ilişkin kiralamaların bitiş
tarihi gibi, yasal ve benzeri sınırlamalar
(h) Varlığın yararlı ömrünün, işletmenin sahip olduğu diğer varlıkların yararlı ömürlerine
bağımlı olup olmadığı.

Kalıntı Değer

 Sınırlı yararlı ömre sahip bir maddi olmayan duran varlığın kalıntı değeri, aşağıdaki durumlar söz
konusu olmadıkça sıfır kabul edilir:

(a) Üçüncü bir şahıs, ilgili varlığı yararlı ömrünün sonunda satın alacağını taahhüt etmiştir veya
(b) Varlığın aktif bir piyasası mevcuttur ve
(i) Kalıntı değer bu piyasa aracılığıyla belirlenebilir ve
(ii) Böyle bir piyasanın varlığın yararlı ömrünün sonunda mevcut olması muhtemeldir.

 Sınırlı yararlı ömre sahip varlığın itfaya tabi tutarı, kalıntı değeri düşüldükten sonra belirlenir.
Sıfırdan farklı bir kalıntı değer, işletmenin maddi olmayan duran varlığı yararlı ekonomik ömrü
bitmeden elden çıkarmayı beklediği anlamına gelir.

 Bir varlığın kalıntı değerinin tahmini; elden çıkarılması durumunda, yararlı ömrünün sonuna
gelmiş ve aynı koşullar altında kullanılmış benzer bir varlığın satışı için tahmin tarihinde geçerli
fiyatları kullanarak hesaplanan geri kazanılabilir tutarını esas alır. Kalıntı değer en azından her
finansal yıl sonunda tekrar gözden geçirilir.

TMS - 39 “FİNANSAL ARAÇLAR: MUHASEBELEŞTİRME VE ÖLÇME” STANDARDI

Tanımlar

Türev ürün: Aşağıda yer alan üç özelliğin tamamına sahip olan ve bu Standart kapsamında
bulunan bir finansal araç veya diğer bir sözleşmedir:

(a) Belirli bir faiz oranında, finansal araç fiyatında, mal bedelinde, döviz kurunda, fiyat veya
oran endeksinde, kredi derecesi veya kredi endeksinde ya da başka bir değişkende veya
sözleşmenin taraflarından birine özgü olmayan finansal olmayan bir değişkende (bazen
“sözleşmeye konu olan” olarak da adlandırılır) meydana gelen bir değişiklik karşısında
değeri değişmektedir

(b) Net bir başlangıç yatırımı gerektirmemekte veya piyasa koşullarındaki değişikliklere
benzer tepki vermesi beklenen diğer türden sözleşmelere göre daha az bir net başlangıç
yatırımı gerektirmektedir ve

(c) Gelecek bir tarihte ödenecektir.

48
Vadeye Kadar Elde Tutulacak Yatırımlar: İşletmenin vadeye kadar elde tutma niyet ve imkanının
bulunduğu, sabit veya belirlenebilir nitelikte ödemeler içeren ve sabit bir vadesi bulunan,
aşağıdakiler dışında kalan türev olmayan finansal varlıklardır.

a. İşletmenin ilk muhasebeleştirme sırasında gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara
yansıtılan olarak sınıfladığı finansal varlıklar
b. İşletmenin satılmaya hazır olarak tanımladığı finansal varlıklar ve
c. Kredi ve alacak tanımına giren finansal varlıklar.

Kredi ve Alacaklar: Sabit veya belirlenebilir nitelikte ödemelere sahip olan ve aktif bir piyasada
işlem görmeyen, aşağıdakiler dışında kalan türev olmayan finansal varlıklardır.

(a) İşletmenin derhal veya yakın bir tarihte satmak niyetinde olduğu alım satım amaçlı elde
tutulan olarak sınıflandırılan varlıklar ile işletme tarafından ilk muhasebeleştirme
sırasında gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan olarak sınıflanan türev
olmayan finansal varlıklar

(b) İşletmenin ilk muhasebeleştirme sırasında satılmaya hazır varlık olarak sınıfladığı türev
olmayan finansal varlıklar ve

(c) Satılmaya hazır olarak sınıflanması gereken ve alacaklının, kredi değerliliğindeki


kötüleşme dışındaki nedenlerden ötürü yapılan ilk yatırımın tamamına yakın bir kısmını
geri kazanamayabileceği türev olmayan finansal varlıklar.

Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar: Satılmaya hazır olarak tanımlanan veya (a) kredi ve alacak,
(b) vadeye kadar elde tutulacak yatırım veya (c) gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara
yansıtılan finansal varlık olarak sınıflanmayan türev olmayan finansal varlıklardır.

Finansal Teminat Sözleşmesi: Belirli bir borçlunun bir borçlanma aracına ilişkin vadesi gelmiş
ödemelerini ilgili borçlanma aracının orijinal veya değiştirilen koşullarına uygun olarak yerine
getirmemesi nedeniyle teminat sözleşmesi hamilinin uğradığı zararları karşılamak amacıyla,
sözleşmeyle yükümlülük altına giren tarafın, sözleşme hamiline belirli miktar ödemede
bulunmasını gerektiren sözleşmedir.

Muhasebeleştirme ve Ölçmeye İlişkin Tanımlar

Finansal Varlık veya Finansal Borcun Etkin Faiz Yöntemiyle Hesaplanan İtfa Edilmiş Maliyeti:
Finansal varlık veya finansal borcun ilk muhasebeleştirme sırasında ölçülen değerinden anapara
geri ödemeleri düşüldükten, anılan ilk tutar ile vadedeki tutar arasındaki farkın etkin faiz
yöntemi kullanılarak hesaplanan birikmiş itfa payı düşüldükten veya eklendikten ve değer
düşüklüğü ya da tahsil edilememe durumuna ilişkin her türlü indirimin yapılmasından
(doğrudan doğruya veya bir karşılık hesabı kullanılarak) sonra geriye kalan tutardır.

Etkin Faiz Yöntemi: Finansal varlık veya borcun (veya bir finansal varlık veya borç grubunun) itfa
edilmiş maliyetlerinin hesaplanması ve ilgili faiz gelir veya giderlerinin ilişkili olduğu döneme
dağıtılması yöntemidir. Etkin faiz oranı; finansal aracın beklenen ömrü boyunca veya uygun
olması durumunda daha kısa bir zaman dilimi süresince yapılacak gelecekteki tahmini nakit
ödeme ve tahsilatlarını tam olarak ilgili finansal varlık veya borcun net defter değerine
indirgeyen orandır.

49
Bilanço Dışı Bırakma: Daha önce işletmenin bilançosuna yansıtılmış bir finansal varlık veya
finansal borcun işletmenin bilançosundan çıkarılması işlemidir.

Gerçeğe Uygun Değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el
değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

Normal Yoldan Alım veya Satım: Bir finansal varlığın, genellikle yasal düzenlemeler veya ilgili
piyasa teammülleri çerçevesinde belirlenen bir süre içerisinde teslimini gerektiren bir sözleşme
çerçevesinde satın alınması veya satılmasıdır.

İşlem Maliyetleri: Bir finansal varlık veya finansal borcun edinilmesi, ihraç edilmesi veya elden
çıkarılması ile doğrudan ilişkilendirilebilen ek maliyetlerdir (bakınız: Ek A Paragraf UR13). Ek
maliyet, işletme, ilgili finansal aracı edinmemiş, ihraç etmemiş veya elden çıkarmamış olsaydı
oluşmayacak olan maliyettir.

Finansal Riskten Korunma Muhasebesine İlişkin Tanımlar

Kesin Taahhüt: Belirli miktarda bir kaynağın belirli bir fiyattan gelecekteki belirli bir tarihte veya
tarihlerde el değiştirmesine yönelik bağlayıcı bir anlaşmadır.

Tahmini İşlem: Taahhüt edilmemiş ancak gerçekleşmesi muhtemel olan işlemdir.

Finansal Riskten Korunma Aracı: Gerçeğe uygun değerinin veya nakit akışlarının finansal riskten
korunma konusu kalemin gerçeğe uygun değerindeki veya nakit akışlarındaki değişiklikleri
dengelemesi beklenen türev araç ya da (sadece döviz kuru riskinden korunma amaçlı işlemler
için) türev olmayan finansal varlık veya borçlardır.

Finansal Riskten Korunma Konusu Kalem: (a) İşletmeyi, gerçeğe uygun değerde veya gelecekte
elde edilecek nakit akışlarında değişiklik olması riskine maruz bırakan ve (b) finansal riskten
korunan olarak sınıflanan bir varlık, yükümlülük, kesin taahhüt, gerçekleşme olasılığı yüksek
tahmini işlem veya yurtdışı işletmedeki net yatırımdır.

Finansal Riskten Korunma İşleminin Etkinliği: Finansal riskten korunma konusu kalemin gerçeğe
uygun değerinde veya nakit akışlarında meydana gelen ve korunulan finansal riskle
ilişkilendirilebilen değişikliklerin finansal riskten korunma aracı tarafından dengelenme
derecesidir.

Saklı (Gömülü) Türev Ürünler

 Saklı türev ürün, türev olmayan bir asal sözleşme de içeren karma (melez) aracın bir bileşenidir
(sözü edilen asal sözleşme, ilgili karma araca ilişkin nakit akışlarından bazılarının bir türev
ürününkine benzer biçimde farklılaşması etkisi de yaratmaktadır). Saklı türev ürün, aksi durumda,
değiştirilmesine ancak sözleşme gereğince hükmolunabilecek nakit akışlarından bazılarının veya
tamamının, belirli bir faiz oranı, finansal araç fiyatı, ticari mal fiyatı, döviz kuru, fiyat veya oran
endeksi, kredi derecesi veya kredi endeksi ya da sözleşmenin taraflarından birine özgü olmayan
finansal olmayan diğer bir değişkene göre değiştirilmesine neden olur. Bir finansal araca bağlı
olmakla birlikte, ilgili sözleşme gereğince anılan finansal araçtan bağımsız olarak devredilebilen
veya ilgili finansal araçtan farklı bir karşı taraf içeren bir türev ürün, saklı türev üründen ziyade
ayrı bir finansal araçtır.

50
TMS - 40 “YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKULLER” STANDARDI

Tanımlar

Defter Değeri: Bir varlığın bilançoya yansıtılmış değeridir.

Maliyet: Bir varlığın edinimi veya inşa edilmesi sırasında ödenen nakit veya nakit benzerlerinin
tutarı veya bunlar dışındaki diğer ödemelerin gerçeğe uygun değeri, ya da uygulanmasının
mümkün olması durumunda bilançoya ilk yansıtılması sırasında bir varlığa atfedilen değerdir.

Gerçeğe Uygun Değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın
el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.

Yatırım Amaçlı Gayrimenkul: Aşağıda yer alan amaçlardan ziyade, kira geliri veya değer artış
kazancı ya da her ikisini birden elde etmek amacıyla (sahibi veya finansal kiralama sözleşmesine
göre kiracı tarafından) elde tutulan gayrimenkullerdir (arsa veya bina ya da binanın bir kısmı
veya her ikisi):

(a) Mal veya hizmet üretiminde ya da tedarikinde veya idari amaçla kullanılmak veya

(b) Normal iş akışı çerçevesinde satılmak.

Sahibi Tarafından Kullanılan Gayrimenkuller: Mal veya hizmet üretimi veya tedariki ya da idari
amaçla kullanılmak üzere elde tutulan (sahibi veya finansal kiralama sözleşmesine göre kiracı
tarafından) gayrimenkullerdir.

 Yatırım amaçlı gayrimenkullere ilişkin örneklere aşağıda yer verilmiştir:

(a) Normal iş akışı çerçevesinde kısa vadede satılmaktan ziyade, uzun vadede sermaye
kazancı elde etmek amacıyla elde tutulan arsalar.

(b) Gelecekte nasıl kullanılacağına karar verilmemiş arsalar (işletme, araziyi sahibi
tarafından kullanılan gayrimenkul olarak kullanmaya veya normal iş akışı çerçevesinde
kısa vadede satmaya karar vermemiş ise, söz konusu arazinin sermaye kazancı elde
etmek amacıyla elde tutulduğu varsayılır.)

(c) İşletmenin sahip olduğu (veya finansal kiralama işlemi çerçevesinde işletme tarafından
elde tutulan) ve bir veya daha fazla faaliyet kiralamasına konu edilen binalar.

(d) Bir veya daha fazla faaliyet kiralaması çerçevesinde kiralanmak üzere elde tutulan boş
bir bina.

(e) Gelecekte yatırım amaçlı gayrimenkul olarak kullanılmak üzere inşa edilmekte veya
geliştirilmekte olan gayrimenkuller.

51
Muhasebeleştirme

 Yatırım amaçlı bir gayrimenkul, ancak ve ancak, aşağıda belirtilen koşulların sağlanmış olması
durumunda bir varlık olarak muhasebeleştirilir:

a) Gayrimenkulle ilgili gelecekteki ekonomik yararların işletmeye girişinin muhtemel


olması ve

b) Yatırım amaçlı gayrimenkulün maliyetinin güvenilir bir şekilde ölçülebilir olması.

Muhasebeleştirme Sırasında Ölçme

 Yatırım amaçlı gayrimenkul başlangıçta maliyeti ile ölçülür. İşlem maliyetleri de başlangıç
ölçümüne dahil edilir.

 Satın alınan yatırım amaçlı bir gayrimenkulün maliyeti; satın alma fiyatı ile bu işlemle doğrudan
ilişkilendirilebilen harcamalardan oluşur. Doğrudan yapılan harcamalara örnek olarak; avukatlık
hizmetlerine ilişkin ödenen ücretler, gayrimenkul alım vergisi ve diğer işlem maliyetleri
gösterilebilir.

Muhasebeleştirme Sonrasında Ölçme

 Bir işletme muhasebe politikası olarak;

a) Gerçeğe uygun değer yöntemini veya


b) Maliyet yöntemini

seçer ve anılan yöntemi tüm yatırım amaçlı gayrimenkullerine uygular.

TMS - 41 “TARIMSAL FAALİYETLER” STANDARDI

Tanımlar

Tarımsal Faaliyet: Satışa konu canlı varlıkların tarımsal ürünlere veya farklı canlı varlıklara
dönüştürülmesi işleminin bir işletme tarafından yönetimidir.

Tarımsal Ürün: İşletmenin canlı varlıklarının hasadı yapılmış ürünüdür.

Canlı Varlık: Yaşayan hayvan veya bitkidir.

Biyolojik Dönüşüm: Canlı varlıklarda niteliksel ve niceliksel değişime yol açan büyüme, bozulma,
üretim ve döllenme sürecidir.

Canlı Varlık Grubu: Yaşayan hayvan veya bitki topluluğudur.

Hasat: Ürünün canlı varlıklardan ayrılması veya canlı varlığın yaşam sürecinin sona ermesidir.

52
 Bu Standart, aşağıda yer alan varlıkların tarımsal faaliyetle ilgili olmaları durumda, söz konusu
varlıkların muhasebeleştirilmesinde uygulanır:

a) Canlı varlıklar
b) Hasat zamanındaki tarımsal ürünler ve
c) Canlı varlıklara ilişkin devlet teşvikleri.

Muhasebeleştirme ve Ölçüm

 İşletme, sadece ve sadece aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi durumunda canlı bir varlığı veya
tarımsal bir ürünü muhasebeleştirir:

a) İşletmenin, söz konusu varlığı geçmiş olayların sonucu olarak kontrol etmekte
olması
b) Varlığa ilişkin gelecekteki ekonomik faydaların işletmeye aktarılmasının muhtemel
olması ve
c) Varlığın gerçeğe uygun değerinin veya maliyetinin güvenilir olarak ölçülebilmesi.

 Canlı varlıklar ilk muhasebeleştirildikleri tarihte ve her raporlama dönemi sonunda, gerçeğe
uygun değerlerinden satış maliyetleri düşülmek suretiyle ölçülür.

 Bir işletmenin canlı varlıklarından elde edilen tarımsal ürünler, hasat noktasında, gerçeğe uygun
değerlerinden satış maliyetleri düşülmek suretiyle ölçülür.

53

You might also like