Professional Documents
Culture Documents
ISSN 1300-2473
ASELSAN A.Ş. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının bir kuruluşudur.
Birliktelik değerimizin Güven değerimizin Gelişim değerimizin
ASELSAN kültüründeki karşılığı: ASELSAN kültüründeki karşılığı: ASELSAN kültüründeki karşılığı:
• Her durumda birlikte • Söylediğimizi yapar, yaptığımızı • Sürekli öğrenir ve kişisel
sorumluluk üstleniriz. söyleriz. gelişimimizin sorumluluğunu
• Birbirimizle her durumda • Açık, net ve şeffaf iletişim alırız.
dayanışma içinde oluruz. kurarız. • Potansiyelimizi zorlayıcı
• Ortamda bulunmayanın • Verdiğimiz sözleri tutarız. hedeflerle keşfeder ve
hakkını koruruz. geliştiririz.
• İşleri zamanında ve tam olarak
• Ekip amaçları için birbirimizi teslim ederiz. • Gelişim için geri bildirim alırız
cesaretlendiririz. ve yapıcı geri bildirim veririz.
• Hatayı kimin yaptığına değil,
• İç ve dış paydaşlarımızın
• İş sonuçlarına katkı sağladığını sorunun çözümüne odaklanırız.
düşündüğümüz davranışları gelişimine katkı sağlarız.
takdir ederiz.
• Bölümler arası iş süreçlerinin
uyumu için bilgiyi ve deneyimi
paylaşır, iş birliği yaparız.
• Farklılıklara saygı gösterir,
farklılıklardan sinerji yaratırız.
Bu strateji doğrultusunda ASELSAN, uydu Bugüne kadar sahip olduğu teknoloji birikimi ve
teknolojilerine yönelik çalışmalarına hız verdi ve uydu çözüm odaklı yaklaşımları neticesinde ASELSAN,
teknolojilerinin farklı bileşenlerinde ürün ve sunduğu uzay sistemlerine yönelik genel sınıflandırma
hizmetler ile önemli roller üstlendi. ASELSAN, çerçevesinde uzay ve uydu teknolojilerine ilişkin
Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artıracak, stratejik hedef olarak; uzay kesiminde (yörüngeye
ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını sağlayan yerleştirilen uzay aracı ve/veya uydu) temelde
kritik teknolojilerin yer aldığı Milli Teknoloji Hamlesi görev yükü ve haberleşme alt sistemlerine ve yer
yaklaşımı doğrultusunda uydu teknolojileri alanında kesiminde de sabit ve taşınabilir yer istasyonları
da büyük hamleler yaptı. ve kontrol merkezleri ile tüm platformlar için uydu
haberleşme terminallerine yönelik çalışmalarını
2000’li yıllarda hazır alınan ürünlerle sağlanan uydu yoğun bir şekilde sürdürüyor.
haberleşme sistem çözümleri son yıllarda milli
çözümlerle geliştirilerek yurt dışı bağımlılığı ortadan Temel teknolojilerden teknolojinin bile ötesine geçen
kalktı. Savunma Sanayii projeleri destekleriyle düşlerimiz için uzay hakkında söylenecek çok söz
uydu modemleri, RF sistemler, anten sistemleri, var. ASELSAN Dergimizin bu sayısında sonsuz uzayla
yazılımlar, uydu sistemlerinde haberleşme altyapısını ilgili yaptıklarımızı, yapacaklarımızı ve hayallerimizi
sağlayacak ekipmanlar yerli ve milli firmalarımızla sizlerle paylaşmak istedik.
kurulan ekosistemimiz ile zenginleştirildi. Bu
çalışmalar sırasında yan sanayii ve KOBİ’lerin Keyifli okumalar dilerim.
“Bir ulusun asker ordusu ne kadar
güçlü olursa olsun, kazandığı zafer
ne kadar yüce olursa olsun, bir
ulus ilim ordusuna sahip değilse,
savaş meydanlarında kazanılmış
zaferlerin sonu olacaktır.
ISSN 1300-2473 Bu nedenle bir an önce büyük,
YIL: 36, OCAK 2023, SAYI: 115 mükemmel bir ilim ordusuna
sahip olma zorunluluğu vardır.”
ASELSAN Elektronik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Adına Yayın Sahibi
Prof. Dr. Haluk GÖRGÜN
Yayın Kurulu
Hande BALCI
Esra DOĞU
Esra ERKAN
Gülru SELÇUK FİLİZ
Bahar GİRGİNER
Berkan KARAKURT
Serkan KEKEÇ
Cansın MISIRLI
Fuat Taner ÖZDEMİR
Murat SELÇUK
Cemil SEYİS
Çağrı TURNA HÜCRESEL MOBİL HABERLEŞME UZAY İLE
Aybeniz YİĞİT BULUŞUYOR: UYDU ÜZERİNDEN 5G ERİŞİM
S/110
Haber Merkezi
Cengizhan ÇATAL
Simge SADAK
Fotoğraf
Evren BARIŞIK
İbrahim ÖZTÜRK
Dağıtım
Osman ARDOĞAN
Tasarım
EDİTORYAL Tasarım Ltd. Şti.
Bağlar Caddesi, No: 14
Kağıthane Ofispark, C2 Blok Zemin Kat
Kağıthane 34406, İstanbul
www.editoryal.com.tr
Yayın Tarihi
Sayı 115 - 16 Ocak 2023 UYDU HABERLEŞMESİNDE
STABİLİZE ANTENLER
Yayın İdare Adresi
ASELSAN Elektronik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
S/130
Mehmet Akif Ersoy Mahallesi
İstiklal Marşı Caddesi, No: 16
Yenimahalle 06200, Ankara
Baskı Cilt
16 Ocak 2023 / 09:00
EMSAL Matbaa Tanıtım Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.
Bahçekapı Mah. 2477. Cad. No: 6, Etimesgut/Ankara
+90 312 278 82 00, Sertifika No: 46753
Yayının Türü
Yerel Süreli Yayın
POPÜLER UZAY
AY İLE İLK TEMAS: TÜRKİYE’NİN AY GÖREVİ 198
ARTEMİS: İNSANLIĞIN AY İLE YENİDEN BULUŞMASI 208
KIZIL GEZEGEN MARS: YENİ DÜNYA UMUTLARI 216
YENİ TATİL ANLAYIŞI: UZAY TURİZMİ 218
ASELSAN'DA UZAY
ASELSAN VE UZAY: ASELSAN’IN UZAYA BAKIŞI, YETKİNLİKLERİ VE HEDEFLERİ 222
ZAMANA KARŞI BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ: TÜRKSAT 5B ASELSAN EKİPMANLARI 232
TÜRKİYE'NİN İLK YERLİ HABERLEŞME UYDUSU TÜRKSAT-6A 234
YÜKSEK HIZLI X-BANT VERİCİ BİRİMİ 238
KEŞİF GÖZETLEMEUYDULARI YER İSTASYONLARI 240
KARA UYDU HABERLEŞME SİSTEMLERİ 246
DENİZ UYDU HABERLEŞME SİSTEMLERİ 250
İNSANSIZ PLATFORMLAR İÇİN UYDU HABERLEŞMESİ 254
UZAY ALANI DURUMSAL FARKINDALIĞI 258
GÜNCEL HABERLER
ASELSAN KONYA SİLAH SİSTEMLERİ FABRİKASI AÇILDI 264
ASELSAN VE KARSAN’DAN YERLİ VE MİLLİ ELEKTRİKLİ MİNİBÜS 266
GÖKER GÖREVE HAZIR 267
MURAD’IMIZA ERDİK 268
TOBB VE ASELSAN’DAN GÜÇ BİRLİĞİ 270
KUANTUM TEKNOLOJİLERİ ARAŞTIRMA LABORATUVARI 271
004 UZAY ÇALIŞMALARI TARİHÇESİ
UZAY
ÇALIŞMALARININ
TARİHÇESİ
ASELSAN DERGİ SAYI 115 005
006 UZAY ÇALIŞMALARI TARİHÇESİ
Cem BİLSEL
Göksen DERELLİ
Romen Asıllı Alman Bilim ABD'li Bilim İnsanı Alman Asıllı ABD’li Bilim
İnsanı Hermann Obert Robert Hutchings Goddard İnsanı Wernher von Braun
(1894-1989) (1882-1945) (1912-1977)
Roketle uçuş üzerine 1922 Daha önce sarkaç üzerindeki İkinci Dünya Savaşında V-2
yılında ilk makalesini yazmış çalışmalara yoğunlaşan roketlerini ve balistik füzeleri
ancak Heidelberg Üniversitesi Robert Hutchings Goddard, tasarlamıştır. Savaş sonrası
bu makaleyi çok spekülatif ABD’nin Birinci Dünya ABD’ye yerleşen Wernher
bulduğu için kabul etmemiştir. Savaşına girmesiyle beraber von Braun, burada ABD için
Buna rağmen söz konusu çalışmalarına askeri alanda çalışmalarına devam etmiş
makale Obert’in 1923’te roket devam etmiş ve onun ve kısa sürede fikirleriyle
teorisinin matematiği, pratik çalışmalarından esinlenerek Amerikan Uzay Programına
roket modelleri, potansiyel İkinci Dünya Savaşında yön veren kişi olmuştur.
uzay istasyonları ve diğer kullanılan Bazuka ortaya Nihayet 1955 yılında ise bir
gezegenlere yolculuk üzerine çıkmıştır. ABD vatandaşı olarak kabul
yazdığı kitabın temelini edilmiştir.
oluşturmuştur. Bugün daha bilinen adıyla
Rocket Propelled Grenade yani William Pickering ve
Hermann Obert’in 1923 RPG yine onun teorileriyle icat James Van Allen ile birlikte
yılında yazdığı kitapta bulunan edilmiştir. Bir roketi devamlı geliştirdikleri ilk Amerikan
teoriler pratik uzay araçlarının olarak katı yakıt parçacıklarıyla uydusu olan Explorer-1
icat edilmesi fikri için temel beslemenin mümkün uzaya fırlatılmış ve Van
olmuştur. Kendi roketinden olmadığını keşfettikten sonra Allen Radyasyon Kuşaklarını
çıkan gazların süratinden daha ilgisini sıvı yakıtlı roketlere keşfeden ilk uydu olmuştur.
süratli hareket edebilen bir yönlendirmiştir. Wernher von Braun, 1960
roketin vakum ortamında da yılında NASA Marshall Uzay
hareket edebileceğini ve uzaya 1926 yılında Tsiolkovsky Üssünün yöneticisi olmuş ve
uydu yerleştirmenin mümkün ve Hermann Obert’in üzerinde çalıştığı SATURN-5
olacağını ileri sürmüştür. Obert, düşüncelerinden bağımsız roketi Ay’a yapılan ilk
alkol ve hidrojen karışımını yakıt olarak ortaya attığı yanma insanlı yolculukta başarı ile
olarak kullanabilecek roket odasına iki ayrı yoldan gelen kullanılmıştır.
fikrini ileri sürmüştür. sıvı yakıt ve sıvı oksijen ile
yanmanın gerçekleştiği Bugünkü anlamda uzay
ilk sıvı yakıtlı roket fikrinin çalışmaları, İkinci Dünya Savaşı
babası olmuştur. sonunda V1 ve V2 roketlerini
geliştiren Alman bilim
insanlarının ABD ve Sovyetler
Birliği’ne (SSCB) götürülmeleri
ile başlamış, ilk yıllarda SSCB,
ABD’den daha önde olmuştur.
010 UZAY ÇALIŞMALARI TARİHÇESİ
Sonuç olarak;
• Kendi ulusal uzay teknolojilerini geliştirmeyi
amaçlayan ülkelerin, deneyim kazanmış
olan diğer ülkelerin geçmişte göstermiş
oldukları çabaları dikkatle incelemeleri
maliyet, zaman ve kaçınılabilecek riskler
bakımından önemli avantajlar sunmaktadır.
• Bu yönüyle uzay çalışmalarının tarihçesi,
herkes için çıkarılacak birçok dersi ve
öğretiyi içermektedir.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 015
016 UZAYA GENEL BAKIŞ
BİLİNMEYEN
KARANLIK:
UZAY
Dünyaya bağlı bakış açımıza göre, uzayın çoğunlukla Kimse uzayın ne kadar büyük olduğunu tam olarak
deniz seviyesinden yaklaşık 100 kilometre yukarıda, bilmiyor. Bu durum da uzaydaki mesafeleri ölçmek
Kármán hattı olarak bilinen yerde başladığı ve tanımlamak için yeni bir birimin ortaya konmasını
düşünülür. Bu, solunacak veya ışık saçacak miktarda kaçınılmaz kılıyor. Bu birim, ışığın bir yılda kat etmesi
havanın olmadığı yükseklikteki hayali bir sınırdır. gereken mesafeyi (yaklaşık 9,46 trilyon kilometre)
Bu irtifayı geçtikten sonra, oksijen molekülleri temsil eden ışık yılıdır. Bugün teleskoplarla
gökyüzünü mavi yapacak kadar bol olmadığı için evrenimizin oluşumuna kadar uzanan süreçte oluşan
mavi yerini siyaha bırakmaya başlar. galaksilerin haritası çıkarılıyor. Bu, yaklaşık 13,8
milyar ışık yılı uzaklıktaki uzayı görebilmek anlamına
gelir. Ancak evren genişlemeye devam ederek uzayı
ölçmeyi daha da zorlaştırmaktadır.
022 UZAYA GENEL BAKIŞ
Güneş sistemimiz içindeki gezegenler için bu tanım Asteroitler, cüce gezegen olmak için yeterince
üzerinde tüm bilim çevrelerinin tam mutabakatı büyük olmayan kayalardır. Bilim çevrelerinde
yoktur. Ancak Plüton’un bir gezegen olarak kabul edilip asteroitlerin, küçük boyutları nedeniyle genellikle
edilemeyeceğinin tartışıldığı 2006 yılında Uluslararası güneş sisteminin oluşum sürecinin kalıntıları
Astronomi Birliği (International Astronomy Union-IAU) olduğu kanısı hakimdir.
gezegen için bu tanımlamayı yapmıştır. Bu tanımlama
ile Plüton ve benzeri küçük nesneler cüce gezegenler Çoğu asteroit, Mars ve Jüpiter gezegenleri
olarak kabul edilmiştir. Yeni Ufuklar (New Horizon) arasındaki bir kuşakta yoğunlaşmıştır. Ancak
uzay aracı 2015 yılında Plüton’un yanından geçerken, sistemimizde gezegenler ile etkileşime girebilecek
Plüton’daki arazi çeşitliliği gözlemlenmiş ve bu tespit şekilde gezegenlerin yörüngesinden geçebilen
de gezegen tanımı ve Plüton’a yönelik tartışmayı birçok asteroit de vardır.
yeniden başlatmıştır.
Kuyruklu yıldızlar, güneş sistemimizde Oort Bulutu
Güneş sistemi dışındaki gezegenlerin tanımı ise adı verilen geniş bir buz kütlesi topluluğundan
hala IAU tarafından kesinleştirilmemiştir. Ancak kaynaklandığına inanılan nesnelerdir. Eski
kendi sistemimizdeki tanımlamayı referans alırsak dönemlerde kuyruklu yıldızlar Dünya için tehlike ve
bu tanıma uyacak şekilde güneş sistemi dışındaki yıkım ile ilişkilendirilirken, Halley Kuyruklu Yıldızı ve
ilk gezegen 1992'de Pegasus Takımyıldızında ilgili periyodik veya geri dönen kuyruklu yıldızların
bulunmuştur. O zamandan beri binlerce yabancı keşfi, bunların sıradan güneş sistemi fenomenleri
gezegen doğrulanmıştır. Bununla birlikte güneş olduğunu ortaya koymuş ve kuyruklu yıldızlara
sistemlerinde protoplanet adı verilen oluşum bakışı değiştirmiştir.
sürecini tamamlamamış gezegenler de bulunmuştur.
024 UZAYA GENEL BAKIŞ
GALAKSİLER VE KUASARLAR
KARANLIK ENERJİ VE KARANLIK MADDE Karanlık enerji, bilim adamlarının evrenin devam
eden genişlemesinden sorumlu olduğunu
Uzayla ilgili bir bir aydınlatılan olgular bir yana düşündüğü gizemli ve bilinmeyen bir güçtür. Karanlık
zihinlerde derin sorular oluşturan bilinmeyenler enerjiyi tanımlamak için ortaya konan; uzayın bir
arasında iki temel konu ön plana çıkıyor: Karanlık özelliği, yeni bir dinamik akışkan veya yeni bir yer
madde ve karanlık enerji. çekimi teorisi olasılıkları arasında karar vermek için
henüz çok erken ve bunun için ise gereken şey daha
Bilim insanları evrenin bileşimini, yaklaşık yüzde 68 fazla ve daha iyi veri.
karanlık enerji, yüzde 27 karanlık madde, yüzde 5
normal madde olarak tanımlıyorlar. Karanlık enerji kavramına yönelik çalışmalarla iç içe
giren karanlık madde konusunda ise bilim çevreleri
1990'ların başında, evrenin genişlemesi konusunda elde ettikleri sonuçlar itibarıyla karanlık maddenin
genişlemenin ve yeniden çökmenin durdurulması ne olduğundan çok ne olmadığına yönelik veriler
için gerekli enerji yoğunluğuna sahip olunup, elde ettiler.
olunamaması konusunda iki farklı tez tartışılırken,
yer çekiminin zaman geçtikçe genişlemeyi Karanlık maddenin gerçekte ne olduğu veya
yavaşlatacağı konusunda bilim çevrelerinde kesine mevcut tanımımıza göre madde olup olmadığı bile
yakın bir kanı hakimdi. Bugüne kadar genişleme bilinmemektedir. Bununla birlikte, karanlık madde
konusunda yavaşlama gözlemlenmemişti ama teorik ışık veya enerji yaymaz ve bu nedenle doğrudan
olarak evrenin yavaşlaması gerekiyordu. gözlemlenemezken, bilim insanları, karanlık
maddenin uzaydaki maddenin büyük çoğunluğunu
Ancak 1998 yılında Hubble Uzay Teleskobunun oluşturduğuna dair önemli kanıtlar bulmuşlardır.
(Hubble Space Telescope-HST) çok uzak süpernova Karanlık madde ve karanlık enerjinin varlığına dair
gözlemleri, uzun zaman önce evrenin aslında bugün kapsamlı kanıtlar sağlansa da şimdiye kadar yalnızca
olduğundan daha yavaş genişlediğini gösterdi. Yani etkileri gözlemlenebilen ve doğrudan kendisi
evrenin genişlemesi herkesin düşündüğü gibi yer gözlemlenemeyen karanlık madde hâlâ yeterince
çekimi nedeniyle yavaşlamıyor, aksine hızlanıyordu. anlaşılmamıştır.
Teorisyenler bu duruma hala tatmin edici bir cevap
bulamadı ama kavramsal bir tanımlama yaptılar;
karanlık enerji.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 027
Kara delikler büyük veya küçük olabilir. Bilim Kara delikler uzayda yıldızları, ayları ve gezegenleri
adamları, en küçük kara deliklerin sadece bir atom yiyerek dolaşmazlar. Dünya bir kara deliğin içine
kadar küçük olduğunu düşünüyor. düşmeyecektir, çünkü güneş sistemine yeterince
yakın bir kara delik yoktur.
Başka bir tür kara delik yıldız kütleli olarak adlandırılır
ve kütlesi güneşin kütlesinden yirmi kat daha Güneş ile aynı kütleye sahip bir kara delik Güneş’in
fazla olabilir. İçinde bulunduğumuz Samanyolu yerini alsa bile, Dünya yine de bu kara deliğin
Galaksisinde bile çok sayıda yıldız kütleli kara içine düşmezdi çünkü kara delik Güneş’le aynı yer
delik olabilir. çekimine sahip olurdu ve Dünya ile diğer gezegenler,
şimdi Güneş’in yörüngesinde döndükleri gibi kara
deliğin yörüngesinde de dönerlerdi. Bu arada merak
etmeyin, Güneş asla kara deliğe dönüşmeyecek.
Çünkü Güneş bir kara delik oluşturacak kadar büyük
bir yıldız değil.
028 UZAYA GENEL BAKIŞ
BİLİM
KURGUDAN
GERÇEĞE
ASELSAN DERGİ SAYI 115 029
UZAY
ARAÇLARI
Kardelen ŞİMŞEK
Barış BULGUN
Uzay yarışında iki ülke de sadece roket ya da uydu Bugün bakıldığında, kısa tarihini yukarıda
göndermekle kalmamış, rekabet daha da ileriye özetlediğimiz uzay alanında onlarca ülke oldukça
ulaşarak Ay’a kadar uzanmıştır. Her iki ülkede ilk farklı çalışmalarla bu ortamdan istifade etmek için
çalışmalar başarısız olmasına rağmen faaliyetler birbirleriyle yarış halindedir. Bu yarışın teknolojik
hız kesmeden devam etmiştir. Sovyet Luna-9 ve boyutunu bizlere gösteren en önemli unsur, uzayda
Luna-13 insansız uzay araçlarının başarılı bir şekilde ait olduğu ülkeyi ve ülkenin elde edeceği kazanımları
Ay yüzeyine inip ilk fotoğrafları göndermesinden temsil eden uzay araçlarıdır. Hedeflenen faydaya bağlı
sonra, ABD’ye ait beş insansız uzay aracı da olarak çok farklı uzay aracı türü kullanılabilmektedir.
Surveyor görevlerinde Ay yüzeyine yumuşak inişi Bizlerin en yaygın olarak bildiği uydular, bu geniş
gerçekleştirmiştir. ailenin sadece bir türü olmasına rağmen, sayıca en
kalabalığıdır. Özellikle uzay bilimleri, astronomi, derin
Ay yüzeyine ilk insanlı iniş ise, 21 Temmuz 1969’da uzay araştırmaları görevlerinin gerekleri nedeniyle
ABD tarafından gerçekleştirilmiştir. Ay yüzeyine ilk uzay aracı ailesinin üyelerinin sayısını artırmıştır.
ayak basan insanlar, Apollo-11 Ay modülüyle ABD’li Günümüzde keşfetmenin, gidebilmenin yanı sıra
astronotlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin’dir. bu yerler hakkında merak edilen sorulara cevaplar
üretmemizi sağlayan uzay araçlarının birbirinden
farklı kullanımları olan türleri mevcuttur. Şimdi kısaca
bu araçları görevleri bazında tanıyalım.
032 UZAYA GENEL BAKIŞ
Yakın Geçişli Uzay Araçları (Flyby Spacecraft): Atmosferik Uzay Araçları (Atmospheric
Güneş sisteminin keşfinde kullanılmaktadır. Spacecraft): Adından da anlaşılacağı gibi, bir gök
Yakınından geçtikleri gezegenle ilgili gözlem cismi veya gezegenin atmosferine girerek ısı, basınç,
yapabilecek ve bunları dünyaya gönderebilecek yoğunluk, bulut durumu ve benzeri bilgileri toplamak
sensörlere sahiptirler. üzere geliştirilmişlerdir.
Yörünge Uzay Araçları (Orbiter Spacecraft): İnişli Uzay Araçları (Lander Spacecraft): Süregelen
Aslında Dünyamız etrafındaki uydulara benzer yeni yaşanabilir gezegen arayışlarında ve evrenin
şekilde, uzaktaki bir gezegene ulaşarak, onun oluşumu başta olmak üzere Dünyamızın var
yörüngesine girip, taşıdıkları görev yüküne oluş serüvenini daha iyi anlayabilmek, ihtiyaç
göre bize o gezegen hakkında veriler sağlayan duyduğumuz verileri toplamak için en çok kullanılan
araçlardır. araçlardır. Bunlar, incelenen gök cismi veya gezegen
üzerine iniş yaparak, sahip oldukları farklı sensörler
ile elde ettikleri verileri Dünya’ya iletir.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 033
Uydular: Uydu kelimesi kullanıldığı alana göre farklı elde eden uzay araçlarına yapay uydu veya kısaca
anlamlar taşıyabilmektedir. Astronomide uydu, bir uydu denmektedir. Uydular fonksiyonlarına (görüntü
gezegenin çekiminde bulunarak onun çevresinde uydusu, elektronik istihbarat uydusu, yer gözlem
dolanan daha küçük gök cismi yani doğal uydu ya uydusu vb.), bulundukları yörüngelere (LEO uydu,
da ay (moon) anlamına gelmektedir. Bu tanımlama MEO uydu, GEO uydu vb.) veya büyüklüklerine (büyük
ile analoji kurularak, kapalı bir yörünge çizerek uydu, küçük uydu, mini uydu, mikro uydu, nano uydu
Dünya çevresinde dolanan ve taşıdıkları görev vb.) göre sınıflandırılabilmektedir.
yükleri vasıtasıyla kendilerinden beklenen verileri
036 UZAYA GENEL BAKIŞ
İnsanlı Uzay Araçları (Manned Spacecraft): Buraya kadar anlatılan tüm uzay
araçları, aslında bizlerin uzaydaki temsilcileri olarak insana ihtiyaç duymadan
belirlenen görevleri gerçekleştiren araçlardı. İnsanın uzaya olan ilgisi için bu
araçlar birçok şeyi başarırken, onu bilinmeyen bu karanlığa taşıyacak farklı
araçlara duyulan ihtiyaç, zaman içerisinde yok sayılamayacak bir seviyeye ulaştı.
İnsanlı uzay araçları işte bu ihtiyacı karşılamak ve uzay ortamında insan varlığını
mümkün kılabilmek için tasarlanmış araçlardır. Diğer uzay araçlarından farklı
olarak, içerisinde yaşamı sürdürme zorunluluğu bulunduğundan geliştirme
süreçleri en zorlu ve en maliyetli uzay araçları unvanına sahiptir. Bu yönleriyle,
diğer uzay araçlarına göre tarihsel gelişim sürecinde hem bu araçlar hem de bu
araçları geliştirebilen ülkelerin sayıları oldukça azdır.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 037
038 UZAYA GENEL BAKIŞ
İNSANLI
UZAY
UÇUŞLARI VE
UZAY
YÜRÜYÜŞÜ
ASELSAN DERGİ SAYI 115 039
İnsanlı uzay uçuşları yeni milenyumda tüm hızıyla Ülkemiz de bu yarışta olduğunu göstermek için yakın
devam etti ve bu yolculuklara yeni uluslar katıldı. bir zamanda Türk Astronot Programını başlattı. Uzun
Uzay teknolojileri alanında kısa sürede büyük aşama uğraşlar sonucu seçilme sürecinin sonuna yaklaşılan
kaydeden Çin de kendi taykonotu Yang Liwei’yi, 15 ve uzayda Rusların kozmonot, Batı Dünyasının
Ekim 2003’te Shenzhou 5 mekiğiyle uzayda yirmi astronot, Çinlilerin taykonotu gibi bu topraklara
bir saat uçurarak hem ülkesinin ilk insanlı uzay ait anlamlar içeren kendine has ismiyle Türk
yolculuğunu gerçekleştirdi hem de bu yarışta iddialı Astronotumuz, ilk uzay uçuşunu yakın bir zamanda
olduğunu göstermiş oldu. gerçekleştirecek.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 043
Günümüzde uzay uçuşları, bilim insanlarının ISS’e Uzayda sürekli işler durumda bir insan yapımı
taşınması ve burada yer çekimsiz ortam deneylerinin istasyonun olması durumuyla son yirmi senedir
sürdürülmesi çerçevesinde devam etmekte. daha sık duymaya başladığımız bir başka kavram
Gelecekte de başka gezegenlerin kolonizasyonunun da insanlığın gündelik hayatına girmeye başladı;
gerçekleştirilmesi için bu uçuşların önemi uzay yürüyüşü.
giderek artacak.
044 UZAYA GENEL BAKIŞ
Uzay yürüyüşü boyunca astronotlar bir kordon Tıpkı coğrafi keşifler sırasında insanoğlunun
vasıtası ile istasyona yakın kalırlar. Kullandıkları araç bilinmeyen kıta ve denizleri keşfetmesinde olduğu
gereçler de aynı zamanda kendi uzay giysilerine gibi, şimdi de uzayın derinliklerini ve bilinmeyen
bağlıdır. Bir diğer güvenlik önlemi de Safer adı verilen gezegenleri keşfetmeye başladık. Bunu da geçmişte
sırt çantaları taşımalarıdır. Küçük jet iticileri içeren kendi geliştirdiğimiz gemilerle yaptığımız gibi şimdi
bu çantalar, eğer bir astronotun güvenlik kordonu de uzay gemilerimizle yapıyoruz. Uzayın sonsuz
kopacak olursa, uzay aracına iticilerle güvenli dönüş derinliğinde daha keşfedecek çok şey var.
yapmasını sağlar. Bu itici çantalar ile kordonsuz
olarak yapılan ilk uzay yürüyüşü Bruce McCandless
tarafından yapılmıştır ve McCandless uzay aracından
doksan metre uzaklaşarak tekrar geri dönmüştür.
046 UZAYA GENEL BAKIŞ
UZAYDA HAREKET:
YÖRÜNGELER VE
İTKİ SİSTEMLERİ
Sibel TÜRKOĞLU
Günlük hayatımızda hareketlerimize yön veren, Kısa yanıt, farklı kuvvetlerin dengesinde olmasıdır.
kelimenin tam anlamıyla bizi Dünya’ya bağlayan Aslında yeryüzündeki birinin bastığı zemin
kuvvet, yer çekimidir. yerçekimine ters yönde ve eşit büyüklükte bir
kuvvet uygular, bu sayede Dünya’nın merkezine
Yer çekimi ya da genel adıyla kütle çekimi, evrendeki doğru yolculuk etmesine engel olur. Dolayısıyla,
dört temel kuvvetten biridir. Dolayısıyla, bizim uzaydaki bir cismin farklı bir kuvvetle yer çekimini
hareketlerimizi etkilediği gibi diğer gök cisimlerini veya merkezcil kuvveti dengelemesi gerekir.
ve uyduların hareketlerini de etkilemesini bekleriz. Merkezcil kuvveti dengeleyen olgu ise bu cismin
Ancak kütle çekimi bizi yeryüzünde tutarken, Dünya etrafında belirli bir hızla dönmesidir.
Dünya’nın doğal uydusu olan Ay 384.400 km Buradan da anlaşılacağı gibi bir uzay aracının
uzağımızda dolanır. Yapay bir uydu olan Uluslararası Dünya'ya düşmeden kapalı bir yörüngede hareket
Uzay İstasyonu, Ay’dan dokuz yüz altmış kat daha edebilmesi için bulunduğu yörüngenin yüksekliğine
yakındır ve sadece dört yüz km irtifada hareketine bağlı olarak belirlenen bir hızla Dünya etrafında
devam eder. Peki ya yeryüzündeki bir cismi Ay’dan ya dönmesi gerekmektedir.
da Uzay İstasyonu’ndan ayıran nedir?
“Gezegenler bir düzlem içinde hareket eder. Yörüngeleri ise odaklarından birinde Güneş’in yer aldığı elipslerdir.”
Başka bir deyişle, gezegenler düzgün bir elips çizer. Daire de asal ve yedek eksenleri eşit olan bir elipstir.
“Güneş’ten gezegene çizilen bir vektör, eşit zaman dilimlerinde eşit alanlar tarar.”
Yukarıdaki alanların aynı sürede “Gezegenlerin yörünge periyotlarının kareleri ile Güneş’e
taranabilmesi için gezegenin olan ortalama uzaklıklarının küplerinin oranı sabittir.”
Güneş’e yakın olduğunda hızlanması,
uzaklaştıkça yavaşlaması gerekir. Yörünge periyodu, gezegenin yörüngesindeki bir turunu
Kütle çekimi mesafe azaldıkça ne kadar sürede tamamladığını ifade eder. Diğer bir
artar, buna karşı koyabilmek için deyişle, gezegenimiz Güneş’e ne kadar uzaksa bir
de gezegen daha hızlı dönerek turunu tamamlaması o kadar uzun sürer. Güneş’e en
merkezkaç kuvvetini artırır. Basitçe yakın gezegen olan Merkür’ün periyodu sadece seksen
bir ifade ile gezegen Güneş’e ne sekiz Dünya günü sürerken, dış gezegenlerden olan
kadar yakınsa o kadar hızlıdır. Uranüs için bu süre seksen dört Dünya yılıdır.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 049
YÖRÜNGE TÜRLERİ
YÖRÜNGENİN İRTİFASI
LEO (Low Earth Orbit): Türkçe’ye GSO (Geosyncronous Orbit): MEO (Medium Earth Orbit): MEO
yer yakın yörünge olarak Yersenkron yörünge (GSO) yörüngesi ise LEO ve GSO arasında
çevrilebilen bu yörünge türünde türünün en önemli özelliği kalır. GPS, GLONASS ve Galileo
uydular yerden 160 km ile 2.000 yerden 35.786 km yükseklikte gibi navigasyon sistemleri MEO
km arasındaki bir irtifadadır. olduğu için periyodunun bir yörüngelerdedir. Van Allen Kuşağı
Yere en yakın yörünge türü bu güne eşit olmasıdır. Başka bir olarak adlandırılan Güneş’ten
olduğundan uydular çok hızlı deyişle bir turunu Dünya’nın gelen yüksek enerjili parçacıkların
hareket eder. 500 km irtifaya kendi etrafındaki turuyla aynı yoğunlaştığı bölgeler de MEO’nun
sahip bir LEO uydunun periyodu anda tamamlar. sınırlarındadır. Bu parçacıklar uydudaki
yaklaşık bir buçuk saattir ve sistemleri olumsuz etkileyebileceği
yaklaşık 6.8 km/sn’lik bir hızla için, bu parametre yörünge seçiminde
hareket eder. dikkate alınmalıdır.
050 UZAYA GENEL BAKIŞ
Şekil 7: 3 Adet GEO Uydu ile Dünya'nın Kapsanması Şekil 8: Tundra ve Dairesel GSO'nun Yer İzleri
İtki
KİMYASAL İTKİ
ELEKTRİK İTKİSİ
Elektrostatik
Elektromanyetik
UZAY
HUKUKU
Av. Buket KOLDAŞ ÜNVER
ASELSAN DERGİ SAYI 115 057
058 UZAYA GENEL BAKIŞ
İnsanların bir arada yaşamalarının doğal sonucu Bu doğrultuda Birleşmiş Milletler Uzayın Barışçıl
olarak hukuk doğmuştur. Nerede toplum varsa orada Amaçlı Kullanımı Komitesi (BMUBAKK-United Nations
hukuk vardır. Hukuk, toplumsal yaşamın ayrılmaz bir Committee on the Peaceful Uses of Outer Space
parçası olması sebebiyle, toplum ile birlikte şekillenir, [UNCOPUOS]) 1959 yılında oluşturulmuştur. İlk
değişir ve gelişir. İhtiyaçlar, imkânlar değiştikçe ve kurulduğunda yirmi dört üyeye sahip UNCOPUOS’a
teknoloji geliştikçe, yeni alanlarda yeni kavramların, Türkiye 1977 yılında dahil olmuştur. Günümüzde yüz
anlayışların ortaya çıkması ve ilişkileri düzenleyen, üyesi bulunan bu komite Birleşmiş Milletlerin en çok
yaptırımlarla donatılmış kurallar bütününe ihtiyaç üyeye sahip komiteleri arasındadır. Uzayın barışçıl
duyulması çok muhtemeldir. yollarla kullanımına ve keşfine yönelik faaliyetlerin
izlenmesi ve bu alanda iş birliklerinin sağlanması ve
Havacılık alanındaki gelişmeler, zaman içinde geliştirilmesi amacı ile kurulan UNCOPUOS ayrıca
havacılık faaliyetlerine duyulan ilgi ve yapılan alanında en önemli uluslararası organdır. Bilimsel
yatırımlar sonucunda, hava sahasındaki egemenliğin ve Teknik Alt Komite ve Hukuk Alt Komitesi olmak
nereye kadar uzandığı, uzayın nereden başladığı üzere iki alt komitesi bulunan UNCOPUOS, Hukuk Alt
ve uzay üzerindeki hakimiyet tartışma konusu Komitesi ile uzayın tanımı ve sınırlanmasına ilişkin üye
olmaya başlamıştır. Uzay üzerindeki hakimiyet ülkelerin ulusal mevzuat ve uygulamaları hakkında
tartışması, her ülkenin kendi ülke sınırlarının üstünde bilgi toplamakta ve tüm ülkelerin üzerinde mutabakat
yer alan hava ve uzay üzerinde mülkiyeti olduğu sağlayacağı tanımlar oluşturulması çalışmalarını
görüşünden başlayarak, Ay ve Güneş sisteminin yürütmektedir. Uzay hukukunun gelişmesinde büyük
tıpkı derin deniz yatağındaki madenler gibi insanlığın katkı sağlayan UNCOPUOS, uzay hukukunun asli
ortak mirası olduğu görüşüne kadar evrilen bir kaynaklarını oluşturan uluslararası anlaşmaların
tarihçeye sahiptir. Uzay üzerindeki hakimiyet hazırlanması ve alandaki kılavuz kuralların
konusu ayrıca uzay sınırının belirlenmesi ve hava oluşturulmasında büyük rol oynamıştır, oynamaktadır.
faaliyetlerinden ayrılmasını da gündeme getirmiştir.
Ülkelerin hava üzerindeki egemenlik haklarının Uluslararası hukukun bir alt dalı olarak kabul
uzay için de geçerli olup olmamasını etkileyecek edilebilecek uzay hukukunun temelini uluslararası
uzay sınırının belirlenmesi amacı ile günümüze anlaşmalar ve uluslararası örf ve âdet hukuku
kadar birçok yaklaşım ortaya çıkmış olmasına kuralları, bir diğer adıyla teamüller oluşturmaktadır.
rağmen, ortak bir sonuç henüz belirlenmemiştir. Uzay hukuku alanındaki beş temel uluslararası
Genel olarak bu yaklaşımları anlatmak gerekirse; anlaşmaya kısaca değinmek gerekirse;
Sahacı (Territorialist) Yaklaşım, hava sahası ile uzay
arasında kesin bir ayrım olması ve hava hukuku ve 1967 Tarihli Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dahil, Uzayın
uzay hukukunun uygulanabileceği alanları açık ve Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini
net şekilde sınırlandırmak gerektiğini savunurken, Yöneten İlkeler Hakkında Antlaşma (Uzay
İşlevselci (Functionalist) Yaklaşım ise uzay ve hava Antlaşması-Outer Space Treaty)
arasında kesin bir sınırın çizilmesini doğru bulmayıp,
uzay ve hava araçlarının çıkabileceği yüksekliğe göre Türkiye’nin 1968’de taraf olduğu Uzay Antlaşması,
sınırın belirlenmesini savunmaktadır. Günümüzde on yedi maddeden oluşmakta ve uzayın barışçıl
uzay sınırının, uluslararası alanda da kabul görmüş amaçlarla keşfi ve kullanımının sağlanması, hak
ancak henüz bir teamül olmamış, Von Kármán Çizgisi ve özgürlüklerin korunması, sorumlulukların
olan deniz seviyesinden 100 km yukarıda başladığı belirlenmesi, uluslararası barış ve güvenliğin
görüşü yaygındır. sağlanmasına yönelik temel ilkeleri düzenlemeyi
amaçlamaktadır. Uzay hukukunun temel
İlk insan yapımı uydu olan Sputnik-1’in Sovyetler çerçevesini çizen bu antlaşmada, taraf devletlerin
Birliği tarafından fırlatılması ve yörüngeye sorumlulukları, uzayın barışçıl yollarla kullanımı,
yerleştirilmesi uzay hukuku için çok önemli bir astronotların durumu gibi diğer anlaşmalarda detaylı
dönüm noktasıdır. Bu olaydan sonra uzay hukuku, olarak ele alınacak konular ilk defa düzenlenmiştir.
bu alanda çok önemli bir role sahip olacak olan
Birleşmiş Milletlerin ilgi alanına girmiştir. Uzayda 1968 Tarihli Astronotların Kurtarılması,
yapılan her faaliyetin diğer tüm ülke ve kişileri, hatta Astronotların Dönüşü ve Uzaya Fırlatılmış Olan
dünyadaki faaliyetleri etkilemesi, uzayın büyük Cisimlerin İadesi Hakkında Anlaşma (Kurtarma
stratejik öneme sahip olması ve özellikle teknik Anlaşması-Rescue Agreement)
ve yasal açıdan uzay faaliyetlerinin güvenliği ve
sürdürülebilirliğine duyulan ihtiyacın artışı sebebiyle, Türkiye’nin 1968 yılında imzaladığı ve 2006 yılında
bu faaliyetler kapsamında yasal düzenlemelere onayladığı on maddeden oluşan Kurtarma Anlaşması,
ihtiyaç duyulmuştur. insanlığın uzaydaki temsilcileri olan astronotların
ASELSAN DERGİ SAYI 115 059
060 UZAYA GENEL BAKIŞ
ve uzay araçları veya cisimlerinin, kaza, tehlike acil 1975 Tarihli Uzaya Fırlatılan Araçların Tescilleri
durum veya istenmeyen iniş sonucunda, başka Hakkında Sözleşme (Tescil Sözleşmesi-
bir devletin egemenliği altındaki bölgeye inmeleri Registration Convention)
halinde, bu devlet tarafından kurtarılmaları, ülkelerine
dönüşlerinin veya fırlatma makamına iadelerinin Birleşmiş Milletler Hukuk Alt Komitesi tarafından
sağlanması ve gerekli bilgilendirme ve yardımların 1962 yılından itibaren çalışılan ve müzakere edilen
yapılmasını düzenlemektedir. Anlaşma kapsamında Tescil Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler tarafından 1974
fırlatma makamı ayrıca tanımlanmış ve bu makamın yılında onaylanmış ve 1975 yılında imzaya açılmıştır.
bir devlet olabileceği gibi uluslararası devletlerarası Türkiye Tescil Sözleşmesine 2006 yılında katılmıştır.
bir kuruluş da olabileceği düzenlenmiştir. Uzay cisimlerinin kimliğinin belirlenmesi konusunda
devletlere yardımcı olacak bir mekanizma kurmayı
1972 Tarihli Uzay Cisimlerinin Neden Olduğu ve taraf devletlerin kendilerine ait uzay cisimlerine
Zararlardan Dolayı Uluslararası Sorumluluğa yönelik sorumluluklarını belirlemeyi amaçlayan
İlişkin Sözleşme (Sorumluluk Sözleşmesi-Liability Tescil Sözleşmesi on iki maddeden oluşmaktadır.
Convention) Sözleşme uluslararası ve ulusal olmak üzere iki tane
tescil mekanizması düzenlemiştir. Birleşmiş Milletler
2006 yılında Türkiye tarafından onaylanan Genel Sekreterliği, uluslararası tescilleri muhafaza
yirmi sekiz maddelik bu sözleşme daha önce etmekte ve devletlerin ve uluslararası devletlerarası
bahsettiğimiz Uzay Antlaşmasının tazmin organizasyonların bu bilgilere tam ve açık erişimini
yükümlülüğünü ele alan yedinci maddesini daha güvence altına almaktadır. Ulusal tescilin içeriği
detaylı düzenlemektedir. Fırlatan devletin, kendi ve tutulma yöntemi devletlere bırakılmıştır. İlave
uzay cisminin uçuş halindeki hava aracına veya olarak Türkiye’nin hala bir tescil kaydı olmadığını
dünya üzerinde verdiği zararın tazmininden, mutlak belirtmek isteriz.
sorumluluğu olduğunu düzenleyen Sorumluluk
Sözleşmesi, aynı zamanda fırlatan devlet tanımının 1979 Tarihli Ay ve Diğer Gök Cisimleri Üzerinde
kimleri ifade ettiğini açıklarken, zarar, fırlatma ve Devletlerin Faaliyetlerini Düzenleyen Anlaşma (Ay
uzay cismi gibi kavramları da tanımlamıştır. Dünya Anlaşması-Moon Agreement)
yüzeyi dışında herhangi bir yerde, fırlatan devletin
uzay cismi tarafından, diğer fırlatan devletin uzay Uzay aktivitelerine karşı ciddi anlamda kısıtlayıcı
cismine veya uzay cismi içindeki mallara veya hükümler içeren, Ay ve diğer gök cisimlerinin,
kişilere verilen zararlarda ancak kusur sorumluluğu barışçıl amaçlarla ve zarar verilmeden kullanımını
ile sorumlu olunabileceğini düzenleyen sözleşmede, ele alan ve yirmi bir maddeden oluşan Ay
ilave olarak fırlatan devletlerin birbirlerine ve üçüncü Anlaşması, 1979 yılında Birleşmiş Milletler Genel
kişilere karşı sorumluluğu gibi birçok önemli konu da Kurulunda onaylanmış ancak yürürlüğe girmesi
düzenlenmiştir. 1984 yılını bulmuştur. Türkiye anlaşmaya 2011
ASELSAN DERGİ SAYI 115 061
UZAY SAVAŞLARI
SAVUNMA VE GÜVENLİK
BOYUTUNDA UZAY
ASELSAN DERGİ SAYI 115 063
Yaratılışından itibaren insanın dikkatini çeken, İncirlik’ten 1960 yılında kalkan ABD’nin U-2 casus
astronomi ve astroloji alanında asırlar önce erken uçağının Rusya üzerinde düşürülmesinden sonra o
dönem çalışmalarına başlanan uzay; yirminci dönemin ABD Başkanı Eisenhower U-2 uçuşlarını
yüzyılın ilk yarısından itibaren bugünkü anlamada yasaklamıştır. Ancak bu yasaklamanın ardında;
kullanım konseptlerinin gündeme gelmeye uzayda kazanılan yeni bir yeteneğin keşif görevlerini
başladığı bir döneme girmiştir. İkinci Dünya Savaşı daha güvenli, daha geniş bir kapsama alanında ve
yıllarında Alman bilim insanlarının uzun menzile hiçbir kısıtlama olmaksızın gerçekleştirilebilmesine
sahip roketler geliştirme çalışmaları, hayallerin olanak sağlamasının öz güveni vardı. U-2 uçuşlarının
gerçeğe dönüşmesinde bir dönüm noktası yasaklanmasından sadece üç ay sonra ABD aynı
olmuştur. verileri uydu vasıtasıyla alabilmişti. Bu ilk askeri
keşif uydu sistemi olarak kayıtlara geçen Corona
Alman bilim insanlarının İkinci Dünya Savaşı programıydı ve o zamanlarda bir bilimsel araştırma
sonunda ABD ve SSCB’ye götürülmeleri ile bugünkü programı olarak topluma sunulmuştu.
anlamda uzay çalışmaları yoğun bir şekilde
başlamıştır. İlk uydu olan Sputnik-1’in Ekim 1957 Bunu haberleşme ve seyrüsefer uyduları
yılında SSCB tarafından yörüngeye fırlatılması ile izlemiştir. Kendi egemen hava sahalarının çok
başlayıp, Ay yüzeyine ilk insanlı inişin 21 Temmuz yüksek irtifalardan kat edilerek değerli hedeflerin
1969’da ABD tarafından gerçekleştirilmesine kadar fotoğraflarının istem dışı olarak çekilmesi, Rusları
olan süreçte sadece ABD ile SSCB arasındaki Soğuk buna karşı önlem almaya sevk etmiştir. Benzer şekilde
Savaşın yeni bir enstrümanı olan uzay çalışmaları Rusların nükleer silahları uzaya yerleştirebileceği
aynı zamanda askeri uzay yarışının da başladığı iddialarının ciddi bir tehdit oluşturacağını
dönem olarak ele alınıyor. değerlendiren ABD’liler de buna bir önlem alma
gereğini hissetmişlerdir. Bu ihtiyaç, her iki ülkenin
Tarihin ilk zamanlarından itibaren, askerî açıdan de karşı ülkenin istenmeyen uydularını etkisiz
yüksekleri ele geçirmenin ve hâkim tepe elde hale getirmek amacıyla karşı uydu (Antisatellite)
etmenin savaşan taraflara daima avantaj sistemlerini geliştirmelerine yol açmıştır.
sağladığı, bu avantajın bilincinde olan devletlerin
güvenlik ve bekaları için sahip oldukları tüm Uzaydaki silahlanma yarışının bu ilk işaretleri
olanakları seferber ettikleri görülmüştür. Bu sonrasında ABD’de askeri uzay için belki de yeni
nedenle yirminci yüzyılın sonlarından itibaren ilham kaynağı Holywood oldu. 1977 yılında Dünya,
hava boyutuna yeni bir boyut daha eklenmiş Jedi şövalyeleri, ışın kılıçları, hiper uzay araçları, lazer
ve silahlanma yarışı sınırları olmayan uzaya silahları ve güç ile tanıştı. Yıldız Savaşları, 1977'de
taşınmıştır. sinema salonlarında patladı ve bir anda popüler oldu.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 065
Çok geçmeden de bir bakıma uzay fantezisinin Yıldız Savaşları Programı, ABD ile SSCB arasında
unsurları olarak görülen Star Wars, gerçek hayatta tesis edilen karşılıklı güvenceye dayalı imha
uzay teknolojisinin gelişiminin bir sembolü oldu. (Mutually Assured Destruction-MAD) doktrinine
1983’te ABD Başkanı Ronald Reagan, nükleer zarar vermesi ve saldırı amaçlı bir silahlanma yarışını
füzelerin saldırısından korumaya yardımcı olmak yeniden ateşlemesi potansiyeli nedeniyle büyük
için Stratejik Savunma Girişimini gündeme getirdi. eleştiriler aldı. Ayrıca 1990’ların başında, Soğuk
Eleştirmenler alaycı bir şekilde onun bu girişimine ve Savaşın sona ermesi ve nükleer cephaneliklerin hızla
tanımladığı programa Yıldız Savaşları adını verdiler. azalmasıyla, bu programa verilen siyasi destek çöktü
Yıldız Savaşları o dönem için askeri uzay kavramını ve Clinton Yönetimi 1993 yılında Yıldız Savaşları
tanımlayan bir girişim olarak tarihteki yerini aldı. Programını resmen sona erdirdi.
Bu dönemde, lazerler, parçacık ışınlı silahlar, yer ve
uzay tabanlı füze sistemleri dahil olmak üzere, tam Yıldız Savaşları Programının sonlandırılması askeri
da Star Wars filmlerinde olduğu gibi, gelişmiş silah uzay için bir son değildi tabii ki. Uzayda konuşlu
konseptleri, çeşitli sensörler, komuta ve kontrol sistemler; Dünya’nın herhangi bir yerine anında
ağları ile yüksek performanslı bilgisayar sistemleri erişim imkânı sağlaması, sunduğu konumlama
üzerinde önemli çalışmalar yapıldı. verileri vasıtasıyla hedeflere hassas angajmanı
mümkün kılması, bilgi üstünlüğüne katkı sağlaması
gibi özellikleri ile savunma ve güvenlik açısından
caydırıcılığı artırması ve muharebe sahasının
kontrolünün sağlanması noktasında önemli roller
oynuyordu.
066 UZAYA GENEL BAKIŞ
GELİŞEN ULUSAL UZAY STRATEJİLERİ Burada icra edilen görevler temelinde, dünya geneli
ve NATO literatürü açısından askeri uzayı daha
derinlemesine ele alırsak Kuvvet Artırma, Uzay
ABD Uzay Komutanlığı
Kontrol ve Uzay Durumsal Farkındalığı olmak üzere
2019 yılında kurulmuştur. Uzay
üç ana başlık altında tanımlandığını görürüz.
operasyonlarını ABD Uzay Komutanlığı
icra etmektedir. 2021 bütçesi 15,4
Kuvvet Artırma; satıh kuvvetlerinin (kara,
milyar dolardır.
deniz, hava) harekâtını destekleyici yetenekleri
kapsamaktadır. Bu destek genellikle; komuta kontrol
ve haberleşme, seyrüsefer, istihbarat, keşif ve
gözetleme erken ihbar, çevresel gözlem (meteoroloji
de dahil olmak üzere), harita ve jeodezi alanlarında
Fransa Uzay Kuvvetleri
olmaktadır.
Uzay gözlem ve savunma görevi ile
kurulmuştur. 2020-2025 yılları arasında
Uzay Kontrol; bir yandan uzaya güvenli ulaşım
700 Milyon Avro bütçe kullanması
ve kesintisiz bir uzay kullanım olanağı sağlarken,
beklenmektedir.
aynı olanakların düşmana tanınmaması anlamına
gelmektedir. Uzay Kontrol kavramının savunma ve
taarruz olmak üzere iki farklı amaca yönelik yetenek
bileşenleri bulunmaktadır. Uzay Kontrol görev
alanının taarruzi yönü Karşı Uydu (AntiSatellite-
ÇHC Stratejik Destek Kuvvetleri
ASAT) Sistemlerini de içermektedir. Halen tartışmalı
Uzay sistemlerini korumak amacıyla
olan uzay hukuku bakımından kullanımı doğrudan
kurulmuştur. 2015 yılında askeri uzay, siber
yasaklanmamış, ancak bunun yanında serbest
ve E/H bileşenlerini yönetebilecek şekilde
de bırakılmamış olan ASAT Sistemleri konusunda
Stratejik Destek Kuvvetlerini oluşturmuştur.
başta ABD, ÇHC, RF ve Fransa olmak üzere bazı
ülkelerin, satıhta veya yörüngede konuşlu farklı
silah platformları vasıtasıyla yörüngedeki uydu
068 UZAYA GENEL BAKIŞ
sistemlerini imha edebilecek yetenekleri Uzaya olan bağımlılığın artması, bu ortamda sahip
geliştirmekte olduğu ve hatta bu yeteneklerini test olunan yeteneklerin her koşulda muhafazası ve
ettiği bilinmektedir. güvenliğinin sağlanmasını zorunlu kılmaktadır.
Askeri açıdan konu değerlendirildiğinde de bu durum,
Uzay Durumsal Farkındalığı (UDF) temel harekâtın planlamadan, icra aşamasına kadar her
olarak, uzay alanının gerçek zamanlı resminin evresinde sahip olunan sistemlerin kullanılabilirliğinin
oluşturulmasını ve böylece buradan gelebilecek garanti altına alınmasını dikte ettirmektedir.
tehditleri önceden tespit ederek gerekli önlemleri
almayı mümkün kılmaktadır. Bununla birlikte Uzaydaki genişleyen tehdit yelpazesi her şeyi
UDF ile uydu operatörleri, varlıklarının potansiyel kapsamamaktadır. Şu an için, bu tehditler temel
tehditlere ve çarpışma risklerine yakınlığını daha olarak, LEO’daki uzay varlıklarıyla ilgilidir. Siber uzay,
iyi izleyebilir ve kontrol edebilir. uzayla buluştuğunda, askeri iletişim için ikili bir
güvenlik açığı ortaya çıkmaktadır. Yer ve uzaya dayalı
Özellikle alçak Dünya yörüngesinde (Low Earth varlıklar arasındaki komuta kontrol ve bilgi kanalları,
Orbit-LEO) uzay çöpünden (space debris) yanıltma, bozulma, karıştırma ve diğer müdahale
kaçınmak için UDF yetenekleri ile uzay trafik biçimlerine karşı oldukça hassastır.
yönetim sisteminin geliştirilmesi hayati önem
taşımaktadır. UDF ayrıca, karşı eylemlerin ve ASAT Optik iletişim, kriptoloji, frekans atlamalı radyo
sistemlerinin neden olabileceği olumsuz olayların iletişimi yoluyla veri ve bilgi akışlarının güvenliğini
faillerinin inkâr edilemeyecek şekilde tespit sağlamak, hayati bir yetenek olarak kendini gösteriyor.
edilmesine de imkân tanıyacaktır. Uyduların kendilerinin de onları daha az etkili ve hatta
işe yaramaz hale getirmek için saldırgan eylemlere
konu olma olasılıkları giderek artıyor.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 069
Yaklaşma Operasyonları
UZAY
TEKNOLOJİLERİNDE
EĞİLİMLER
Hacer SELAMOĞLU
GELECEĞİN OYUN BOZUCU UZAY TEKNOLOJİLERİ geniş mesafelerin ve aşırı zor çevresel koşulların
üstesinden gelmesini ve uzay teknolojisinde
Dünyanın ilk yapay uydusu Sputnik 1’in yeni bir sıçrama elde etmesini sağlayacaktır.
yörüngeye oturtulmasının üzerinden altmış beş Günümüzde, derin uzay araştırmaları şu altı ana
yıl, Apollo 11 ile Ay yüzeyine yapılan insanlı ilk yönde ilerlemektedir: Ay'ın keşfi, Mars'ın keşfi,
uzay uçuşunun gerçekleşmesinin üzerinden asteroitlerin ve kuyruklu yıldızların keşfi, Güneş’in
ise elli üç yıl geçmiştir. Bu süre zarfında uzay keşfi, Merkür ve Venüs'ün keşfi, dev gezegenlerin
sektörü sivil ve askeri amaçlı kullanılmıştır. ve uydularının keşfi.
Uzayın haberleşme, veri aktarımı, navigasyon ve
görüntüleme amaçlı kullanımı için teknolojiler Bugüne kadar, derin uzay araştırma faaliyetlerini
geliştirilmiştir. Uzay ortamının ağır operasyonel ve bağımsız veya iş birliği içinde yürüten ülkeler ve
çevresel gereksinimleri, her türlü aracı ve görev kuruluşlar arasında ağırlıklı olarak ABD, Rusya
yükünü uzaya taşımanın getirdiği zorluklar, ilgili Federasyonu, Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Japonya,
teknolojilerin uzun sürelerde ve yüksek maliyetlerle Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan yer almaktadır.
geliştirilebilmesi sonucunu doğurmuştur. Bu Bu ülkeler ve kuruluşlar yaklaşık iki yüz kırk bir
durum da uzay teknolojileri konusunda daha düşük derin uzay sondası fırlatmıştır. Şu anda güneş
risk içeren ve var olan teknolojiler üzerine göreceli sistemindeki Ay, Mars, Venüs, Merkür, Jüpiter,
olarak küçük eklemeler yapılarak devam edilen Satürn, Uranüs, Neptün, asteroitler ve kuyruklu
artımsal teknolojilere yönelmeyi zorunlu kılmıştır. yıldızlar gibi gök cisimleri araştırılmış ve Ay, Mars,
Venüs, Titan'a, asteroitlere ve kuyruklu yıldızlara
Son yıllardaki yeni sensör teknolojileri, fonksiyonel başarılı inişler yapılmıştır. Ayrıca Ay’dan ve
malzemeler, yeni itki teknolojileri, yapay zekâ, asteroitlerden örnekler toplanmıştır.
ileri robotik teknolojileri, eklemeli imalat üretim
yöntemi, verimli enerji depolama teknikleri, optik Derin uzay keşif misyonları, geniş hedef
haberleşme vb. teknolojilerindeki gelişmeler, aralığı, uzun uçuş mesafesi ve zaman gibi tipik
bu döngüyü kırarak uzay alanında sadece özelliklere sahiptir. Bu sebeplerle, geleneksel
artımsal teknolojilerde değil, yıkıcı ve ezber Dünya yörüngesindeki veya Dünya’ya yakın
bozan teknolojilerde de inovasyon yaratmaya uzay araçlarıyla karşılaştırıldığında, sondalar ve
odaklanılacağının ipuçlarını vermeye başlamıştır. alt sistemler bazında çok farklı gereksinimlere
ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gereksinimler de radikal
Bu teknolojiler, uyduların yörüngede servis teknolojiler ve yaklaşımlarla karşılanabilecektir.
hizmetlerinin sağlanabilmesini, sistemlerin
minyatürleşmesini ve ucuzlamasını, göreceli Örneğin, derin uzay aracı yörünge tasarımı, çoklu
olarak daha az maliyetli sivil uzay uçuşlarını, gök cisimlerinin etkisi altında yörünge tasarım
paradigma değiştirici alçak yörünge küçük uydu yönteminin dikkate alınmasını gerektirmekte
takımlarının kullanımını, uzaydan çok büyük ya da atmosferli gök cisimleri için aerobraking
boyutlu bilgi toplanmasını sağlayacağı gibi çok gibi yeni tasarım konseptleri ve yöntemleri
daha uç nokta teknolojik araştırmalar için de gerektirebilmektedir.
cesaret vermektedir.
Derin uzay sondasında gezegen yüzeyinde
Derin uzay araştırmaları, Ay’dan ve asteroitlerden çalışan gezici otonom araçlarının (rover), özerk
maden çıkarma, uzayda kolonizasyon, Mars navigasyona sahip olması, bazı olası arızaları
atmosferinden solunabilir hava elde etme, uzaydan otonom olarak belirleyebilmesi, teşhis edebilmesi
enerji hasadı ve uzay çöpünün değerlendirilmesi ve onarabilmesi veya yeniden oluşturabilmesini
yeni uzay kavramı içerisinde gelişen ve dikkat sağlayan teknolojilere sahip olması gerekmektedir.
çeken radikal çalışma alanlarından bazılarıdır. Bu
teknolojiler, geleceğin şekillendirilmesinde oyun Sondanın saniyede birkaç kilometre veya daha
bozucu etki yaratma potansiyeli barındırmaktadır. fazla ivme ile güçlü manevra kabiliyetine sahip
olması gerekmektedir. Geleneksel kimyasal
DERİN UZAY ARAŞTIRMALARI tahrikin özgül itici kuvvetinin sınırları, derin uzay
araştırma görevlerinin güçlü manevra kabiliyeti
Derin uzay araştırmaları, Dünya’yı, güneş sistemini, taleplerini karşılamayı zorlaştırır. Bu da derin uzay
evreni anlamak ve daha sonra güneş sistemindeki sondasında, daha yüksek özgül itici kuvvet, daha
diğer gök cisimlerini araştırmak, keşfetmek ve uzun hizmet ömrü ve üstün performans sunan
uygun olanlara yerleşmek için bir ilk adımdır. Bu ilk elektrik, güneş ve nükleer gibi tahrik teknolojilerini
adımlar, insanoğlunun bilinmeyen uzaya gitmesini, zorunlu kılmaktadır.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 075
076 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
MARS ATMOSFERİNDE SOLUNABİLİR HAVA NASA, MOXİE (The Mars Oxygen In-Situ Resource
Utilization Experiment) adı verilen bir çalışma ile
Mars’ta koloni kurma hedefi ile yürütülen faaliyetler, Mars’a gönderilen insanların görevleri boyunca
NASA’nın en kritik misyonları arasında yer soluyabileceği oksijeni üretme misyonu üzerinde
almaktadır. Kızıl Gezegen ve çevresindeki yaşamı, yoğunlaşmıştır. Bu teknoloji ile birlikte ayrıca
iklimi ve çevreyi keşfetmek görevlerinden sonra Mars yüzeyinden dünyaya geri dönüş için ihtiyaç
gelen dördüncü ve en kritik görev ise Mars’a insan duyulacak sıvı oksijenin de üretilebileceği
göndererek yerinde deneyler yürütmektir. Bu amaçla değerlendirilmektedir. MOXIE, 20 Nisan 2021'de
Mars atmosferinden solunabilir hava elde etmek Mars atmosferinde katı oksit elektrolizi kullanarak
üzere çalışılmaktadır. karbondioksitten oksijen üretmeyi başarmıştır.
NASA yaklaşık bir araç aküsü boyutunda olan MOXIE
Mars atmosferi, yüzde 20,95 oranında oksijen ile saatte yaklaşık olarak 6-10 gr aralığında oksijen
içeren Dünya’dan farklı olarak içeriğinde yüzde 0,16 üretebildiğini açıklamıştır. Ancak bir insanın bir
oranında oksijen muhteva etmektedir. Bu seviyenin saatte ortalama 35 gr oksijen tükettiği göz önüne
yükseltilmesi için yapılan araştırmalar sonucunda alındığında, bu miktar oldukça düşük seviyede
katı oksit elektroliz hücresi teknolojisi ön plana kalmaktadır.
çıkmaktadır.
NASA MOXIE ile gerçekleştirdiği deneysel
Katı oksit elektroliz hücresi, hidrojen gazı (ve/veya çalışmalardan olumlu sonuç elde etmesi
karbon monoksit) ve oksijen üretmek için bir katı durumunda, gelecekte yine katı oksit elektroliz
oksit veya seramik elektrolit kullanarak suyun (ve/ hücre teknolojisini kullanarak daha büyük çapta (yüz
veya karbon dioksit) elektrolizini sağlamak için kat daha büyük) bir sistem ile saatte 2 kg oksijen
rejeneratif şekilde çalışmaktadır. Katı oksit elektroliz üretebilmeyi hedeflemektedir.
hücreleri, tipik olarak 500 ile 850°C arasında,
yüksek sıcaklıkta elektrolizin gerçekleşmesine izin
veren sıcaklıklarda çalışmaktadır. Yüksek sıcaklıkta
gerçekleştirilen bir reaksiyonu ihtiva ediyor olması bu
teknolojinin en önemli dezavantajını oluşturmaktadır.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 079
UZAYDAN ENERJİ HASADI VE UZAY ÇÖPÜNÜN Bu maliyetin büyük kısmının fırlatma maliyetlerinden
DEĞERLENDİRİLMESİ kaynaklandığı düşünüldüğünde, Dünya
yörüngelerindeki uzay çöplüğünde bulunan dokuz
Uzaydan enerji hasat etmek için tipik bir sistem; bin ton civarında malzemenin yeniden kullanımı
uzayda konuşlanmış istasyonlarda fotovoltaik enerji gündeme gelmektedir. Bu malzemelerin ayda
panellerinden elde edilen DC enerjinin mikrodalga kurulacak bir uzay üssüne yönlendirilip, orada üs
veya lazer enerjisine çevrilmesi ile enerjinin kablosuz inşaatında ve güneş enerjisini dünyaya yollayacak
olarak yer istasyonlarına gönderilmesi sonrası yer dev uydu gibi projelerde kullanımının mümkün
istasyonlarında elektrik enerjisine dönüştürülmesi olabileceği değerlendirilmektedir. Bunun için de
prensibine dayanmaktadır. büyük boyutlu nakliye sağlayacak teknolojiler ile
uzay çöpünün yeniden kullanımı için sistemleri
GEO yörüngeye yerleştirilecek olan bu enerji monte edip, üretecek robotik teknolojilerine ihtiyaç
uydularının panellerine çok büyük aynalarla Güneş duyulmaktadır.
enerjisinin yansıtılması da sistemin parçası olarak
görülmektedir. Enerji uydularının GEO yörüngeye Enerjinin mikrodalga ya da lazerle Dünya’ya
yerleştirilmeleri sebebi olarak, uyduların tüm yıl gönderilmesi esnasında insanlara zarar
boyunca güneş ışınlarından yararlanacak olması, verilmesinden kaçınılması da dikkat edilmesi
bu yörüngede yeryüzüne göre beş kat daha fazla gereken konulardan birisi olarak öne çıkmaktadır.
güneş enerjisine ulaşım kapasitesinin bulunması, bu Bunun için uyduların yer istasyonları ile çok hassas
yörüngenin periyodunun Dünya’nın kendi etrafında hizalanması probleminin çözülmesi gerekmektedir.
dönme hızına eşit olması nedeniyle Dünya üzerindeki Aksi durumlarda enerji istasyonları büyük hasarlar
yer istasyonuna kesintisiz olarak enerji gönderebilme oluşturan silahlara dönüşebilecektir.
kapasitesine sahip olması sayılabilir. Öte yandan
Space Island Group tarafından 10 ila 24 MW arası Uzay çöpünün geri dönüşümü için henüz erken
bir sistemi dünyanın alçak yörüngesine kurmanın olmakla birlikte kapasitesi küçük de olsa alçak
maliyetinin yaklaşık iki yüz milyon dolar civarında yörüngeye yerleştirilebilecek enerji istasyonu
olduğu öngörülmektedir. çalışmalarına halen devam edilmektedir. Japan
Aerospace Exploration Agency (JAXA) ve Mitsubishi
080 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
önümüzdeki yirmi ila otuz sene içerisinde bu doğru evrileceği ve hangi yeni uygulama alanlarında
yönde çalışarak, 1 GW’a varan yatırım yapmayı kendine yer bulacağı konusunda hiç kuşkusuz ana
planlamaktadır. belirleyici faktör olmaya aday durumdadır.
ABD, Çin, İngiltere ve Hindistan’da da bu konuda Savunma, uzay faaliyetleri için her zaman itici
çalışmalara devam edilmektedir. ABD, Japonya ve güçlerden biri olsa da artan ölçüde uzayın
Avrupa’da mikrodalga ve lazerle enerji transferi askerileşmesi ve uzayın silahlandırılması noktasında
testleri başarıyla gerçekleştirilmiştir. yeni tür tehditler ve egemenlik gösterimine sahne
olmaktan kaçınamamaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti
Uzay teknolojileri, gelişim sürecinde dönemsel 2007 yılında, kendi uydusu Fengyun 1C’de
olarak kendini gösteren oldukça farklı unsurlardan kinetik bir imha yöntemi kullanarak karşı uydu
etkilenmektedir. Radikal ve oyun bozucu uzay (antisatellite-ASAT) uygulamasını denemiştir. Daha
programlarının ülkelerin uzun vadeli gündemlerinde yakın zamanlarda, 2020’de Hindistan, bir alçak yer
yer almasını, yapay zekâ, makine öğrenmesi ve blok yörünge (Low Earth Orbit-LEO) uydusunu hedef alan
zinciri gibi sayısal teknolojiler, eklemeli imalat gibi benzer bir test gerçekleştirmiştir.
üretim teknolojileri, otonom sistemler ve ileri robotik
teknolojileri gibi yenilikçi teknolojiler sağlamakta ve Şimdiye kadar, yalnızca birkaç ülke (ABD, Rusya,
bir temel hazırlamaktadır. Çin ve Hindistan) yabancı bir uzay aracını
potansiyel olarak etkisiz hale getirme yeteneğini
Bir diğer unsur olarak savunma ve güvenlik, diğer göstermiş olmakla birlikte, diğer ülkelerin, bu tür
tüm teknoloji alanlarında olduğu gibi uzay ve uydu senaryoların gerçekleşmesini önlemek ve karşı
teknolojilerine de yön veren ana unsurlardan biri saldırı yöntemlerini geliştirmek için bu yeteneği
olmayı sürdürmektedir. Savunma ve güvenlik elde etmeleri beklenmektedir. Bu durum, uzay
kaygıları, hem uzayda sahip olunan sivil, ticari her egemenliğini ve gözetimini sağlamak için özel
türlü kapasiteyi korumak hem de askeri açıdan savunma birimlerinin teşkil edilmesi sonucunu da
bu ortamı kullanarak doğrudan avantaj sağlamak doğurmaktadır. ABD Uzay Kuvvetleri ve Fransız
gerekçeleriyle uzay teknolojilerinin hangi yöne Uzay Komutanlığının teşkili ile NATO’nun uzayı
ASELSAN DERGİ SAYI 115 081
resmi olarak yeni harekât alanı olarak tanımlaması Çin’in dört yüz km yükseklikte alçak Dünya
bu konuda kaydedilen en dikkate değer ve uzay yörüngesinde kalıcı uzay istasyonu kurmak için
teknolojilerine yönelik eğilimleri derinden etkileyecek faaliyetleri devam etmektedir. Tiangong uzay
gelişmeler arasında gösterilmektedir. istasyonu, yaşam destek sistemleri ve yaşam
alanlarının yer alacağı aynı zamanda çeşitli
Kurumsal aktörlerin; ekonomik büyümeyi teşvik araştırmaların yürütüleceği büyük bir laboratuvar
etmek ve uzay ortamının sürdürülebilirliği olarak tasarlanmıştır. Atmosferde gezinen
gibi yaklaşan zorluklarla yüzleşmek için uzay asteroidlerden örnekler toplanarak bu uzay
politikalarının tanımlanması, güncellenmesi ve istasyonunda 2025 yılında incelemelerin başlaması
uygulanmasında öncü bir rol üstlenmeleri uzay hedeflenmiştir. Çin’in 2030 yılında Ay’a ayak basma
teknolojilerine yönelik eğilimleri belirleyecektir. Bu hedefinin yanı sıra 2040 yılında nükleer enerjili uzay
duruma en güzel örneği yeşil ekonomiye yönelik araçları ile uzaya seyahat etme hedefi yer almaktadır.
birkaç büyük uzay programının yenilenmesinin, uzay
tabanlı uygulamalar ve hizmetler için yeni fırsatlar Birçok ülke uzaya erişim ve uzayda bulunmak için
yaratması gösterilebilir. önemli çalışmalar yapmaktadır. Gelecek yirmi yılda
sivil alandaki gelişmelerin uzayda domine edeceği
Uzay programları için ülkelerin harcamaları öngörülmektedir. Küçük takım uyduların büyük
COVID-19 pandemisine rağmen yüzde 10,7 artışla ölçekte kullanımı uzayın kullanımını kolaylaştıracak
92 milyar ABD doları seviyesine ulaşmıştır. Amerika ve artıracak, özellikle uzay tabanlı verinin kullanımına
Birleşik Devletleri 2021 yılında yaklaşık 54,6 milyar yönelik teknolojiler ön planda olacaktır. Tüm bu
ABD doları harcayarak, dünyanın en fazla uzay gelişmeler, önemli hukuki ve etik düzenlemeler
harcaması yapan ülkesi konumundadır. Çin ise konusunda çalışma gerekliliğini zorunlu kılacaktır.
uzay programlarına yaklaşık 10,3 milyar ABD doları Yapılan tüm teknoloji eğilim analizleri ve teknoloji
harcayarak ikinciliğe yerleşmiştir. Üçüncülüğü ise öngörüleri kapsamında uzun vadeli uzay
3,95 milyar ABD doları uzay harcaması ile Fransa teknolojilerinin getireceği yıkıcı ve oyun değiştirici
almıştır. etkileri bugün itibarıyla tam olarak tahmin edebilmek
hayal sınırlarını bile aşmaktadır.
082 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
TEKNOLOJİ
PERSPEKTİFİNDE
UZAY SEKTÖRÜNÜN
DÖNÜŞÜMÜ
UZAY 4.0
Şahabeddin KUTLU
erişimin sağlanarak hizmetlerin veriliyor olmasıdır. Elde edilen teknolojik ve ekonomik ilerleme
1999 yılında ilk defa gündeme gelen bu küp sonrasında son yıllarda SpaceX, OneWeb, Telesat ve
uyduların uzaya fırlatılma sayısı bugün iki bin adete O3b gibi firmaların başını çektiği uydu operatörleri
yaklaşmıştır. Özellikle de fırlatılan bu uyduların bugüne kadar görülmemiş büyüklükte uydu filoları
sayısının son on yılda otuz kat; haberleşme amaçlı oluşturmaya başlamışlardır. Sayıları binler ile ifade
olanlarının pazar payının ise dört kattan fazla bir artış edilen bu uydu filoları ile birlikte dünya adeta bir ağ gibi
göstermesi çok dikkat çekicidir. örülerek dünyanın her yerine yüksek hızlarda erişim
hizmetinin sunulması mümkün hale gelmektedir.
Sahip olunan yeni imkânlarla 2030 yılına doğru yol
alırken birim maliyetlerin de düşmesi ile birlikte Özellikle SpaceX’in Kasım 2020 itibarıyla beta
tüm dünyada fırlatılması planlanan uydu sayısının sürümü adıyla kullanıma başlamış olması,
on bin adedi aşacağı tahmin edilmektedir. Bu da dünya kamuoyunun söz konusu projelerin
bugün yörüngedeki aktif uydu sayısının beş katına uygulanabilirliğine daha güçlü bir şekilde inanmasını
çıkması anlamına gelmektedir. Bu yeni uyduların sağlamıştır. SpaceX’in iletişim uydusu ağı fikri
önemli bir kısmı 5G ve IoT uygulamaları için Ocak 2015’te ilan edilmiştir. Kendi fırlatma roketi
planlanmıştır. Özellikle 5G uygulamalarının uydular Falcon 9 ile fırlatma başına 60 Starlink uydusu
üzerinden verilmesi ve iletişim altyapılarının bu iki haftalık periyotlar halinde fırlatılmaktadır. Tüm
yöne evrilmesi için çok sayıda çalışma halihazırda sistemin yaklaşık kırk iki bin uydu ile tamamlanması
yürütülmektedir. Böylece küresel bazda gerçek planlanmaktadır. Bu süreçte SpaceX, bazı uyduları
zamanlı geniş bant iletişimi sağlayan küçük uydu yeni teknolojilerin gösterimi ve doğrulanması
filolarının yer durağan uyduları (GEO) tamamlayan amacıyla kullanmaktadır. SpaceX, yetersiz hizmet
bir yapıya ulaşması ve 2030 yılına kadar küresel alan bölgelere internet hizmeti vermeyi amaçlamış
bir etkiye sahip olması beklenmektedir. Küçük olup yaklaşık 30 milyar ABD doları harcayacağı
uydulara yönelik eğilim sadece uyduların inşa, projeden, 2025 yılı itibarıyla yılda 10 milyar ABD
fırlatma ve işletme maliyetlerini azaltmakla dolarının üzerinde kazanmayı hedeflemektedir. Ticari
kalmamış, aynı zamanda uzayda daha hızlı ve daha servislerinin yanı sıra ilerleyen dönemde Starlink
esnek bir dağılım alarak oluşturdukları büyük uydu sisteminin bir kısmının askeri haberleşme amaçlı
filolarını uygulanabilir hale getirmiştir. olarak kullanılması da planlanmaktadır.
086 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
Kanada merkezli TELESAT, alçak yörüngede gerekse uluslararası iş birlikleri ile gerçekleştirilen
çalışacak yüz yirmi uydudan oluşan TELESAT her proje Türkiye’nin bu sektördeki tecrübesini daha
LEO ismini verdikleri bir uydu filosu fırlatmayı da artırmıştır. Gelinen noktada Türkiye Uzay Ajansı
hedeflediğini 2016 yılında belirtmiştir. 2020 (TUA) 2018 yılında kurulmuş ve Milli Uzay Programı
yılında ise bu uydu takımının bin altı yüz uydudan da Şubat 2021 itibarıyla ilan edilmiştir durumdadır.
oluşmasını hedeflemişlerdir. 2021 yılında 3 milyar Gerek Türkiye gerekse dünya için yeni bir gelişme
ABD dolarlık bir büyüklüğe sahip, iki yüz doksan sekiz olan ve haberleşme sektöründe yeni kırılımların
uydu ve ilgili yer hizmetlerini içeren bir sözleşmeyi yaşanması kuvvetle muhtemel olan Yeni Uzay hem
Thales Alenia Space firması ile imzaladığını duyuran bir fırsat hem de bir tehdit olarak Türkiye’nin gelecek
şirket, düşük gecikmeli internet kullanımı ve 5G dönemlerde sık sık karşılaşacağı bir konu olarak
altyapı hizmetini 2023 yılı itibarıyla kırsal ve kentsel yerini almaktadır.
bölgelerde sunmayı planlamaktadır.
FIRSAT MI TEHDİT Mİ?
2016 yılında Lüksemburg merkezli SES uydu
operatörü tarafından satın alınan O3b ise hali hazırda Toplumun geniş coğrafyalar üzerinde sürekli
yörüngesinde bulunan orta irtifa (MEO) uydular ile bilgiye olan ihtiyacı nedeniyle yüksek hassasiyetli
mobil cihazlara ses ve veri haberleşmesi ile birlikte uydulardan bilgi ihtiyacı artmaktadır. Bu
mobil operatörlere de internet sağlayan bir firmadır. ihtiyacın ancak geleneksel çözümlerin yeniden
O3b (Other 3 billion) ismi, dünyada henüz geniş değerlendirilmesi ile karşılanabilmesi mümkün
bant internet hizmeti alamayan üç milyar insanı gözükmektedir. Alçak yörüngede servis sağlayan ve
temsilen konulmuştur. O3b, Yeni Uzay yarışında çok sayıda küçük uydudan oluşan uydu filolarının
geniş bant haberleşme hizmeti vermeye başlayan getirdiği daha fazla kapasite ile birlikte fiyatların
ilk operatör olup düşük gecikmeli, yüksek hızlı düşmesi öngörülmektedir.
uydu haberleşmesi sağlanması için ABD Savunma
Departmanı ile 2018 yılında bir anlaşma yapmıştır. Alçak yörünge uydularının kullanıldığı haberleşme
altyapıları genel olarak uzay kesimi, yer kesimi ve
İngiltere’nin 2018 yılında Avrupa Galileo Navigasyon kullanıcı kesiminden oluşmaktadır. Uzay kesiminde
Sisteminden; 2020 yılında da Avrupa Birliği’nden dünyayı devamlı olarak tarayan bir uydu filosu
ayrılması ile birlikte OneWeb’e ortak olması uydu yer alırken; yer kesiminde ağ geçitleri, kullanıcı
haberleşme ve navigasyon projelerine Avrupa kesiminde ise kullanıcı terminalleri yer almaktadır.
ülkelerinden bağımsız bir şekilde devam etmesi Devamlı olarak hareket halinde olan ve belirli bir
anlamında önemli bir aşama olmuştur. Bununla alanı kısa süre görebilen uydular kendi aralarındaki
beraber süreç içerisinde OneWeb’in, uyduların iletişimi zamanla inter-satellite link (ISL) adı verilen
üretimi için Airbus ile bir ortaklığa giderek uydular arası haberleşme alt sistemleri ile yapmaya
OneWeb Satellites şirketini kurması nedeniyle de başlayacaktır. Bununla beraber yer kesimi üzerinden
Avrupa’dan tamamen bağımsız olması pek mümkün erişim sağlanan yüksek bant genişliği ve düşük
gözükmemektedir. Bu dört şirketin yanı sıra Kepler iletişim gecikmesi olan internet altyapısı küçük güç
(Kanada), Kuiper (ABD), Hongyun (Çin) gibi farklı ve anten boyutları ile kullanıcı terminallerine uydular
şirketlerin de ilerleyen zaman içerisinde bu alanda üzerinden iletilmektedir.
servislerine başlaması beklenmektedir.
Bununla beraber, her ne kadar dünya genelinde
PEKİ YA TÜRKİYE? bu yeni gelişmelere doğru bir eğilim gözükse
de küçük uydulardan oluşan bir uydu filosu inşa
Türkiye açısından bakıldığında, 90’lı yıllarda adım ederken aşılması gereken birçok engel vardır. İlk
attığı uydu haberleşme sektörü ile bu yüksek olarak, projelerin finanse edilmesi, düzenleyici
teknolojili ve stratejik alanda söz sahibi olmak onayların alınması ve diğer uydu sistemleriyle
her zaman Türkiye’nin gündeminde olmuştur. Bu güvenli bir şekilde bir arada işletilmesini sağlamak
hedefle çıktığı yolda önceleri hizmet alımı daha için frekansların ve yörüngelerin koordine edilmesi
sonra kendi uydusunu dış temin yoluyla tedarik gerekmektedir. Üstelik uyduların çarpışmalardan
ederek işletmeye başlamış ve en nihayetinde de artık kaçınarak ilave bir uzay çöpüne de neden olmaması
kendi gözlem uydularını ve haberleşme uydularını gerekir. Ayrıca birçok uydunun düzenli, zamanında
kendisi üretme noktasına gelmiştir. Aradan geçen ve ekonomik olarak fırlatılması gerekmektedir.
bu yaklaşık otuz yıllık süreçte Türkiye artık kendi Uyduların büyük bir kısmı fırlatılıp faaliyete geçene
uydu projelerine yön verebilecek konuma gelmiş ve kadar hizmete başlanması mümkün olmayacaktır.
bu konuda kurum/kuruluşları vasıtasıyla çeşitli iş Gelişmiş antenlerin ve modemlerin tasarımı, kullanıcı
birliği modelleri de geliştirmiştir. Gerek milli olarak ekipmanlarının geliştirilmesi, uyduların kısa ömürlü
ASELSAN DERGİ SAYI 115 087
olması gibi karmaşık ve yüksek teknolojili teknik sağlanmaktadır. Yaşanan teknolojik ilerlemeler
gereksinimler ciddi bir risk oluşturmaktadır. Birçok ve özellikle 5G/IoT alanındaki gelişmelerle birlikte
girişim şirketi ve yatırımcı, bu risklere gerektiği kadar değişen ihtiyaçlar-talepler doğrultusunda LEO
önem vermemeleri nedeniyle ya başlamadan sona uyduların önemi son on yılda daha da öne çıkmaya
ermiş ya da büyük finansal risklerle mücadele etmek başlamıştır. Bu noktada LEO uydular üzerinden
zorunda kalmıştır. sağlanan servisleri geniş bant ve dar bant olarak
ikiye alarak incelemekte fayda vardır. Zira; geniş bant
Teknolojik gelişmelerin çok hızlı olmasına karşın haberleşme hizmetlerinde sahip olunması gereken
uluslararası boyutta düzenleyici çalışmalar teknik kabiliyetler ve finansal ihtiyaçlar oldukça büyük
nispeten daha geriden gelmektedir. Ulusal ölçekte çaplı projelerin hayata geçmesine bağlıdır. Bununla
ise henüz çoğu ülkenin bu yeni duruma hazır beraber dar bant haberleşmede ise IoT uygulamaları
olmadığı da bir gerçektir. Bu da hem mevcut ve ile teknolojiyi yakalayabilmek ve yetkinlik
hem de yeni girişimler için bir belirsizlik anlamına kazanabilmek için daha etkin ve ekonomik bir
gelmektedir. Yine de bu engellerin aşılması ile başlangıç noktası olarak öne çıkmaktadır. Dünyada
beraber alçak yörünge uydu filolarının tüm dünya genel itibarıyla mini uydu sınıflarında uydu filolarının
için yeni teknolojik, ekonomik ve sosyal fırsatlar kurulmaya başlandığı bu dönemde teknolojiyi sosyal
oluşturabilmesi çok mümkün gözükmektedir. ve toplumsal birçok alanda kullanarak ekonomik
faydalar elde etmek mümkün gözükmektedir.
Radyo ve televizyon yayıncılığı başta olmak üzere İnsanoğlunun uzay serüveninde yeni bir dönüm
veri haberleşmesi, ses haberleşmesi, askeri noktası olabilecek bu aşamada elde edilecek
haberleşmeler, navigasyon uygulamaları gibi birçok kazanımlar iklim değişikliği, demografik kalkınma,
kullanım alanı olan GEO uydular, yüksek bir irtifada göç, kaynak sıkıntısı, çatışmalar ve felaketler, enerji,
olmaları nedeniyle daha uzun bir gecikme süresine dijital bölünme ve sağlık gibi küresel sorunlarla
sahiptirler. Ayrıca geniş kapsama alanlarına rağmen başa çıkmak için bir araç olarak kullanılabilecektir.
bütün dünyaya hizmet sunabilme açısından tek Bu sürecin henüz başındayken karar vericiler için
başlarına yeterli gelmemektedirler. Bu nedenle, de kritik dönem başlamış durumdadır. Bu kritik
birçok kritik iletişim kablo üzerinden veya daha hızlı dönemde doğru karar verme ve politika oluşturma,
bağlantı sağlayan LEO takım uyduları üzerinden gelecek nesillere ilham ve motivasyon sağlamadır.
088 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
GEO'DAN
LEO'YA Yunus Sarp YILDIRIM
Önder BELCE
Ahmet Fazıl YARAŞLI
ASELSAN DERGİ SAYI 115 089
HABERLEŞME
UYDULARINDA YENİ
YAKLAŞIMLAR
090 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
Mekândan bağımsız olarak istediğimiz bilgiye V (40–75 GHz), W (75- 110 GHz), E (60 GHz- 90
anında ulaşabildiğimiz, birçok otonom aracın ve GHz) frekans bantlarının uydu haberleşmesinde
makinenin pürüzsüzce işlerini yapıp bize rapor yaygın kullanımı ile terabit seviyelerinde veri iletim
verdiği, sanal gerçeklikle istediğimiz kişilerle hızlarına ulaşılması beklenmektedir.
istediğimiz ortamlarda ve hatta istediğimiz bir
zaman diliminde vakit geçirmenin mümkün olduğu Frekansların bu denli tekrar kullanımının
bilim kurgu filmlerinden çıkmış bir geleceğe, da girişim olarak bilinen haberleşme sinyali
internetin hayatımıza girmesiyle birlikte hızla üzerindeki bozucu etkisini kontrol altına alınması
ilerlemekteyiz. Sürekli olarak gelişen uygulamaların gerekmektedir. Radyo dalgalarının girişiminin
bant genişliği ihtiyaçlarını karşılamak üzere daha kontrol edilebilir düzeyde olduğu ve kullanıcı
özellikle 5G-6G gibi teknolojiler ile bant genişlikleri bant genişliklerini artırmak için ilave bant genişliği
sürekli olarak artsa da kapsanan coğrafya ve sağlayan optik haberleşme teknolojilerinin en
nüfusun sınırlı kalması, uydu teknolojilerinin daha azından ağ geçidi (Gateway) bağlantılarında
yaygın ve maliyet etkin kullanılmasını kaçınılmaz kullanılması için çalışmalar/denemeler devam
kılmaktadır. etmektedir. Gelecekte radyo frekans bantlarında
çalışan yer senkron yörünge uydularında optik
Bütün bu gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan görev yüklerinin de yer bulacağı ve giderek ağırlığını
ihtiyaçların karşılanabilmesi için haberleşme artıracağı değerlendirilmektedir. Hali hazırda alçak
uydularında da yeni yaklaşımlar ve yenilikler zaruri yörünge uydularına optik veri iletim hizmeti vermek
hale gelmiştir. Peki ama bu gelişmelere bağlı üzere uzaya fırlatılmış yer sabit haberleşme
olarak uydu haberleşmesinde ya da haberleşme uyduları bulunmaktadır.
uydularında ne tip yeni yaklaşımlar mevcuttur?
Uydularda yaşanan kapasite artışı kadar bu
YER SABIT YÖRÜNGE (GEO) HABERLEŞME kapasitenin de verimli kullanılması günümüzde
UYDULARI geliştirilmeye devam edilen bir diğer husus
olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda uydu
Artur C. Clarke ilk olarak 1945 tarihinde dile üzerinde var olan kapasitenin en verimli şekilde
getirdiği yeryüzünden yaklaşık 36.000 km irtifadaki değerlendirilmesi ve değişen pazar ihtiyaçlarına
yer sabit uydular üzerinden haberleşme fikri ancak ayak uydurabilmesi için esnek görev yüklerine
yirmi yıl sonra fırlatılan ilk ticari uydu ile hayata sahip uydulara rağbet giderek artmaktadır. Bu
geçebilmiştir. Dünya’nın açısal dönüş hızına esneklik uyduya iletilen sinyallerin içeriğinin birler
eşit açısal dönüş hızına sahip yer sabit yörünge ve sıfırlar seviyesinde çözülerek uydu üzerinde
haberleşme uyduları televizyon ve radyo yayınları anahtarlama yapılmasını mümkün kılacak şekilde
için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bununla gerçekleştirilebilse de günümüz haberleşme
birlikte bu uydular internet ve veri iletişimi için de altyapılarının hızlı değişmesi ve kullanıcı
özellikle karasal ve mobil şebekelerin ulaşamadığı donanımlarının birbiri ile yaşadıkları uyumluluk
coğrafyalarda kullanım alanı bulmaktadır. Birkaç problemleri sebebiyle çok tercih edilmemektedir.
gigabit seviyesinde toplam veri iletim oranına Günümüzde sinyallerin sayısal teknikler
sahip geleneksel yer senkron haberleşme uyduları vasıtasıyla ayrıştırıldığı ve yönlendirilebildiği yarı
maliyet etkin bir bağlantı sağlama noktasında saydam görev yükleri ile gerçekleştirilmektedir.
zorlanmaktadır. Uydu haberleşmesinde kıt kaynak Yeniden yapılandırılabilir yazılım tanımlı uydu/
olarak karşımıza çıkmakta olan kullanılabilir bant görev yükü (Software Defined Satellite-Payload)
genişliği aynı uydu üzerinde oluşturulan birçok ve hüzmeleme (Beam Forming Network)
küçük spot kapsama üzerinde tekrar kullanmak teknolojilerini birlikte kullanan bu tip uydular ile
suretiyle uydunun toplam bant genişliğini birlikte uydu üzenindeki tekrarlayıcı kapasitesi,
artırma yaklaşımı özellikle veri haberleşmesi için kapsama alanları, frekans planları yörüngede
kullanılmakta olan uydularda yaygınlaşmaktadır. değiştirilebilmektedir. Bu sayede tek tip üretilen
Bu şekilde uyduya tahsis edilmiş frekanslar uyduların yörüngede özelleştirilmesi uydunun
defalarca kullanılarak maliyetlerin düşürülmesine görevine özgü yürütülen tasarım, üretim ve test
çalışılmaktadır. Özellikle Ka-Band olarak yaklaşımının bırakılmasına ve bu süreçlerin
nitelendirilen 27.5-31 GHz radyo frekans bandının standartlaştırılarak seri üretim yaklaşımının
kullanıldığı bu tip uydular yüksek/çok yüksek benimsenmesinin yolu açılmaktadır. Uydu/uzay
veri hızlı uydular (HTS/VHTS, High/Very High endüstrisinde köklü bir değişikliğe sebebiyet veren
Throughput Satellites) olarak adlandırılmakta ve bu yeni yaklaşım ile uyduların çok daha uygun
halihazırda 500 Gbps’lik veri aktarım hızlarına maliyet ve teslim tarihleri ile operatörlere teslimi
ulaşabilmektedir. Yakın gelecekte Q (33- 50 GHz), mümkün olmaktadır.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 091
092 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
Sürekli artan kapasite ihtiyaçları uyduların görev Otonom araçlar, insansız hava platformlarındaki
yükü ve anten alt sistemlerinin yanı sıra güç alt gelişmelerin de katkısıyla yakın gelecekteki
sistem ve ısıl alt sistem sınırlarını da zorlamakta. internet trafiğinin yüzde 70’nin makineler
Üreticiler bu kapsamda TWT vericilerinin veriminin tarafından oluşturulacağı tahmin edilmektedir. Bu
yükseltilmesi, uzay platformlarında elektrikli itki trafiğin büyük bir kısmının geniş bant haberleşme
sistemlerinin yaygınlaşması ve eklemeli katman ihtiyacının olacağı aşikâr olsa da düşük bant
üretim tekniklerinin uzay sektöründe kullanılması genişliğine ihtiyaç duyacak düşük verici gücüne
gibi birtakım çalışmalara yoğunlaşmaktadırlar. sahip birçok sensörün de azımsanmayacak sayıda
olacağı tahmin edilmektedir. Bu kapsamda alçak
ALÇAK YÖRÜNGE (LEO) HABERLEŞME UYDULARI yörünge uyduları üzerinden nesnelerin interneti
(IoT-Internet of Things) uygulamalarına yönelik
Yeryüzünden 500 ila 2.000 km irtifada işletilen çeşitli uygulamalar da geliştirilmektedir. NB-IoT,
uydular alçak yörünge haberleşme uyduları LoRa, SigFox gibi düşük güç gereksinimlerini
olarak nitelendirilmekte olup özellikle mobil sağlayan çeşitli LPWAN (Low Power Wide Area
haberleşme servisleri için 1990’lı yıllardan itibaren Network) haberleşme teknolojilerinin uygulandığı
kullanılagelmektedir. Yer sabit yörüngeye kıyas LEO uydular vasıtasıyla küresel ölçekte nesnelerin
ile oldukça düşük irtifalarda işletilmesi düşük çevrim içi hale gelmesi hedeflenmektedir. 3GPP
veri iletim gecikmeleri ve düşük verici gücü organizasyonu tarafından desteklenmekte
gereksinimleri ile avantaj sağlamakla beraber olan NB-IoT dalga formu ile global ölçekte cep
kesintisiz bir haberleşme sağlanabilmesi için telefonlarına hizmet sunmak üzere denemeler
yüzlerce uydunun fırlatılması gerekliliği ile oldukça başlamış ve yakın gelecekte yaygınlaşması
yüksek ilk yatırım maliyeti ortaya çıkmaktadır. beklenmektedir. Böylelikle yakın gelecekte ortaya
Buna karşın yeniden kullanılabilir roketler ve seri çıkacak cep telefonlarıyla uydu üzerinden de
üretim yaklaşımının benimsenmesi ile uydu üretim haberleşme imkanını bulacağız.
ve fırlatma maliyetleri bir miktar düşürülmüştür.
Böylelikle Starlink, Oneweb, Kuiper, Leosat ve Özellikle düşük bant genişliği ve düşük güç tüketimi
Telesat gibi firmaların binlerce uydudan oluşan gerektiren nesnelerin interneti gibi uygulamalar
Mega Takım uyduları (Mega Constellations) için 10 cm ve katları şeklinde boyutlandırılan birkaç
mümkün hale gelmektedir. Bu uydular ile fiber kiloluk küçük küp uyduların kullanımı artmaktadır.
hızında ve düşük gecikmeli küresel bağlantı
hizmetlerinin sağlanması hedeflenmektedir. Bu ORTA DÜNYA YÖRÜNGESI (MEO) HABERLEŞME
denli yüksek sayıdaki uydunun işletilmesi de ciddi UYDULARI
maliyetler getirmekle birlikte takım uyduların
belirli bir amaç kapsamında otonom olarak faaliyet Orta Dünya yörüngesi uyduları yeryüzünden
gösterebilmesi için yapay zekâ temelli sistemler ile 5.000 ila 20.000 km irtifada yer sabit yörünge ile
operasyonları yürütme yaklaşımına gidilmektedir. alçak yörünge uyduları arasında işletilmektedir.
İrtifaları sebebiyle sinyal gecikmesi ve verici
Özellikle geniş bantlı uygulamalar için çoklu gücü gereksinimi noktasında yer sabit ve alçak
uydu kullanımı, uyduların takibini mümkün kılan yörünge uyduları arasında bir konuma sahiptir.
antenlerin kullanımını zorunlu hale getirmektedir. Bu uyduların alçak yörünge uydularına nazaran
Geleneksel olarak mekanik yöntemleri ile parabolik Dünya etrafındaki dönüşünün daha yavaş olması
antenlerin hareket ettirilmesi ile gerçekleştirilen sebebiyle daha basit kullanıcı terminalleri ile
uydu takip yöntemleri alçak yörünge uydularında haberleşebilme imkânı sunmaktadır.
ise elektronik takip kabiliyetli aktif faz dizilimli anten
sistemlerinin kullanımı ile gerçekleştirilmektedir. Orta Dünya yörüngesi daha ziyade konum
belirleme uyduları tarafından yaygın olarak
Çoklu uydular üzerinden hizmet sağlanmasının kullanılsa da geniş bant veri iletimi için de
bir diğer güçlüğü ise aktarılan kullanıcı trafiğinin kullanılmaktadır. Özellikle gemi ve uçak gibi mobil
belirli ağ geçidi yer istasyonuna indirilebilmesi için platformların haberleşmesinde MEO uyduların
uydular arasında iletişim hatlarının (Inter Satellite kullanımının artacağı değerlendirilmektedir.
Links) kurulması gerekliliğidir. Uydular arası Frekans tekrar kullanımının olduğu esnek görev
optik/lazer bağlantı sistemleri ile kullanıcı trafiği yükleri ile veri haberleşmesinin bu yörüngede
yer istasyonuna en yakın uyduya iletilmektedir. de artacağı değerlendirilmekle birlikte alçak
Günümüzde uydular arasında terabit seviyesinde dünya yörüngesindeki uydular arası optik/lazer
optik lazer iletim hatlarının kurulumuna ilişkin şebekenin bir parçası olarak da kullanılabilmesi
çalışmalar devam etmektedir. için çalışmalar mevcuttur.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 093
ŞEFFAF UYDU
GÖREV YÜKÜNDEN
ESNEK GÖREV
YÜKÜNE
Özlem İPEK nesil haberleşme uydularının en önemli özelliklerden
Bengül BAYRAKTAROĞLU KARA biri de Görev Yükünün esnek yapıda tasarlanması
Ezgi BIYIKLI olarak öne çıkmaktadır.
Sibel TÜRKOĞLU
Uydu Haberleşme Görev Yükü için Esneklik Tam
Olarak Ne Anlama Geliyor?
Hayatın her alanında esneklik; değişime
ayak uydurmak ve böylece değişime karşı Uydu Haberleşme Görev Yükü, uydunun fırlatılma
hayatta daha dirençli durarak, hedeflerimize amacı olan Haberleşme Alt Sistemidir. Uydu
ulaşabilmemizi sağlar. Haberleşme Görev Yükünün ana kaynakları;
frekans, bant genişliği, çıkış gücü ve kapsama
İş hayatında ve teknolojik çalışmalarda esnek alanıdır. Haberleşme Görev Yükü, bu kaynaklar
olabilmek, elimizdeki mevcut kaynakları da en iyi sayesinde yerdeki kullanıcıların haberleşme
şekilde kullanmamızı gerektirir ve bunun sonucu ihtiyaçlarını karşılar.
olarak esneklik, bize başarıyı getiren en önemli
unsurlardan biridir. Görev Yükünün kaynaklarını en optimum şekilde
kullanabilmek, Görev Yükü kaynaklarının etkin
Esneklik, kısa bir süre içinde çok az bir maliyet olarak kullanılmasını ve yerdeki kullanıcıların
ve çabayla değişebilme veya değişime uyum ihtiyaçlarının en düşük maliyet ve en yüksek veri hızı
sağlayabilme yeteneği olarak da tanımlanır. ile karşılanmasını gerektirir.
Uydular İçin Esneklik Kavramı Var mı? Görev Yükünün esnek olması sayesinde; Görev Yükü
kaynaklarının kullanıcı ihtiyaçlarına ve operasyonel
Cevabın evet olduğunu tahmin etmişsinizdir. Çünkü, koşullara göre gereken miktarlarda tahsis edilmesi,
görev ömrü çok uzun olan (15-30 yıl) haberleşme yönetilmesi ve Görev Yükünün verimliliğinin
uydularının fırlatılması sonrasında; yerden müdahale artırılması sağlanabilir. Bu esneklik sayesinde,
imkânı çok kısıtlı olan bir uzay sistemini, uzun yıllar uydu fırlatıldıktan sonra da Görev Yükünün ana
boyunca değişen dünyaya ve kullanıcı ihtiyaçlarına kaynaklarının, yerden gönderilen komutlarla
karşın verimli kullanabilmek ve değişikliklere adapte yönlendirilebilme ve değiştirilebilme şansı olacaktır.
edebilmek, çok büyük avantaj sağlayacaktır.
Esnek (Flexible) Görev Yükleri Neden Giderek
Aksi takdirde; Haberleşme Uydusu Görev Yükünü Yaygınlaşıyor?
tasarlarken, önümüzdeki uzun yıllar boyunca
değiştiremeyeceğimiz frekans bant genişliği, çıkış GEO’da (Yer Sabit Yörünge, 36.000 km) görev
gücü ve kapsama alanını sabit şekilde 15-30 yıl yapmakta olan uydu haberleşme Görev Yükleri,
öncesinden planlamak gerekiyor. Bu nedenle; yeni 2010 yıllarına kadar çoğunlukla Geleneksel Şeffaf
ASELSAN DERGİ SAYI 115 095
Görev Yükü Esnekliği Sayesinde Görev Yükünün Kapsama Alanında Örnek Konfigürasyon Değişikliği
096 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
(Transparent) Görev Yükü tipindeydi. Yani; uydu, Esnek GEO Görev Yükünün Kullanıldığı
uzaydaki yörüngesine yerleştirildikten sonra, uydu Frekans Bantları
içinde bulunan Haberleşme Görev Yüklerinin frekans
ve kapsama alanı özellikleri; o anki kullanıcı talep Esnek Görev Yükleri kapsamında; geliştirilen
ve ihtiyaçlarına göre yerden komutla konfigüre görev yükleri çoğunlukla Ka-Bant frekansında
edilemiyordu. Çünkü, Geleneksel Şeffaf Haberleşme çalışmaktadır. Buna ek olarak; X-Bant, Ku-Bant,
Görev Yükleri; çıkış gücü, frekans planı, bant UHF Bant ve L-Bant gibi diğer frekans bantlarında
genişliği ve kapsama alanı sabit olacak şekilde çalışacak şekilde tasarlanan Esnek Görev Yükü
tasarlanmaktadır. Diğer yandan; bu durum, teknik çalışmaları da bulunmaktadır.
açıdan daha basit ve karmaşık olmayan bir Görev Yükü
mimari yapısı kullanılması avantajını da sağlamaktadır. Tüm dünyada GEO Haberleşme Görev Yükleri
açısından, Ka-Bant frekansının yaygın olarak
GEO’da (36.000 km) yer alan Esnek (Flexible) Görev kullanılmaya başlandığı ve diğer frekans bantlarına
Yüküne sahip uyduların çalışmaları yaklaşık 2000 göre öne çıktığı görülmektedir. Bunun en önemli
yıllarının başlarında başladı. 2010-2011 yıllarından nedeni; Ka-Bant frekansının geniş bant ve yüksek
itibaren ise; esnek görev yüküne sahip uydular haberleşme veri kapasitesi sunması ve de Ka-
uzayda hizmet vermeye başladı. Bant Esnek Görev Yükleri sayesinde; kanal, bant
genişliği ve veri hızının kullanıcı ihtiyacına göre,
Esnek Görev Yüklerinin, hem sivil hem de askeri hem askeri hem de sivil uygulamalarda anlık olarak
haberleşme uydularında kullanımı giderek daha değiştirilmesini sağlamasıdır. Ayrıca; Ka-Bant Esnek
da yaygınlaşmaktadır. Esnek Görev Yükleri Görev Yüklerinde, çok sayıda dar spot kapsama alanı
sayesinde; haberleşme uyduları görev aldığı uzay huzmeleri de oluşturulabildiğinden, karıştırmaya
yörüngesinde iken, kullanıcıların ihtiyaç durumuna karşı yüksek koruma sağlanmaktadır.
göre en kritik frekans ve güç kaynaklarının esnek
bir şekilde yeniden tahsis edilebilmesine olanak ASELSAN’ın Esnek Görev Yüküne Yönelik
sağlanmaktadır. Bilgi Birikimi
Esnek Görev Yükünün Avantajları Mevcut durumda devam etmekte olan ve 2023’te
gerçekleştirilecek uydu fırlatılmasına doğru başarıyla
• Görev Yükü kapasitesinin kullanımını, haberleşme ilerlediğimiz TÜRKSAT 6A Ku-Bant Görev Yükü
veri hızının birim maliyetini düşürebilmek için ve TUMSİS X-Bant Görev Yükü projelerinden elde
optimize edebilmesi ettiğimiz GEO Görev Yükü sistem/ekipman tasarımı
• Görev Yükü kapasitesinin, uydunun görev ömrü bilgi birikimi sayesinde ASELSAN olarak Şeffaf Görev
boyunca kullanıcı ihtiyaçları ve taleplerine göre Yükü geliştirme tecrübemiz bulunmaktadır.
aşağıdaki alanlarda yeniden konfigüre edilebilmesi:
– Frekans esnekliği Şeffaf Görev Yükü tecrübemize ek olarak; Nisan
– Bant genişliği esnekliği 2014’te fonksiyonel ve performans testleri başarı ile
– Kapsama alanı esnekliği (Huzmenin sayısı, tamamlanmış olan EHF Bant İşlemsel Görev Yükü
büyüklüğü ve hizmet yeri açısından esneklik) Mühendislik Modelinin aşağı hat gönderme frekans
– Çıkış gücü esnekliği bandı Ka-Bant’tır ve alma hattında aynı reflektörü
kullanan toplam oluşturulabilen huzme sayısında
Görev Yükü Esnek Olduğunda Görev Yükü Mimarisi alma feed yapısı ve de gönderme hattında faz dizili
Nasıl Değişiyor? anten yapısı bulunmaktadır. Bu kapsamda; EHF
Bant İşlemsel Görev Yükünde çok sayıda huzme
Bir Haberleşme Görev Yükünün esnek yapıda olması, arasından seçilebilir iki adet huzme oluşturma yapısı
geleneksel Şeffaf Görev Yüklerinde kullanılanlardan özelliği, tipik bir Ka-Bant Esnek Görev Yükünde de
farklı yeni tip yapıların ve teknolojilerin kullanılmasını kullanılabilecek bir yapıdır. Buna göre; başarı ile
gerektirmektedir. Bu yapılara örnek olarak; aktif faz dizili tamamlanmış olan EHF Bant İşlemsel Görev Yükü
antenler, çoklu portlu güç yükselteç yapıları, huzme projesinden elde edinilmiş olan Görev Yükü sistem
anahtarlamalı yapılar ve giriş-çıkış rotalaması da geliştirme bilgi birikimi de olası bir Esnek Görev
yapabilen frekans kanallayıcı yapıları verilebilir. Kullanıcı Yükünün ASELSAN tarafından geliştirilebilmesinde
ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, bu yapılardan büyük fayda sağlayacaktır.
biri veya birkaçı en uygun çözüm olarak Esnek Görev
Yüklerinde kullanılabilmektedir. Tabii bu yapılar Esnek
Görev Yüklerinin, Şeffaf Görev Yüklerine göre, daha
karmaşık mimaride olmasına da neden olmaktadır.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 097
HER ORTAMDA
UYDU
HABERLEŞMESİ
Mutlu AKINCI
Özge DEMİR ÖZCAN
Ahmet Nuri SEZER
ASELSAN DERGİ SAYI 115 099
100 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
görülmektedir. Ülkemizin kendi kontrolünde olan alçak yörüngede hareketine devam eden uydular,
uyduları ile her türlü veriler alınarak, en kritik dünya etrafında tur atmakta ve bu turun zamanı 15-
anlarda en kritik bilgilerin zaman kaybı olmaksızın 30 dakika süresine kadar inebilmektedir. Genellikle
iletilebilmesi taktik ve stratejik anlamda önem arz görüntü toplama ve bu görüntülerin anlık işlenmesi
etmektedir. Bu verilerden askeri veya sivil amaçlı pek hususunda faydalı olan bu tip uydular istihbarat,
çok alanda faydalanılmaktadır. tarımsal alanların kontrolü ve güvenlik gibi konularda
veri akışı sağlayarak haberleşme sistemlerinde
Bir uydunun uçabileceği en alçak irtifa yaklaşık devrimsel bir yaklaşım sergilemişlerdir.
150 km civarındadır. Ancak, uluslararası belgelere
bakıldığında uzay için bir başlangıç noktasının net Uyduların dünya etrafındaki hareketleri; fırlatma
tanımı bulunmamaktadır. Kullanım alanlarına göre sonrası bırakıldıkları yere, bırakılma durumuna,
uydular farklı irtifalarda görev yapmaktadır. Örneğin, devamında itki motorlarıyla uydu üzerinde yaptırılan
haberleşme uyduları ekvatordan yaklaşık 36.000 km manevralara bağlı olarak belirlenmektedir. Uydu, bu
uzaklıkta yer almaktadır. Bu uyduların yörüngedeki etmenler doğrultusunda yörüngeye oturmaktadır.
hızı düşük olduğundan yer yüzü ile bağlantı kurduğu Yörüngeye yerleştirme aşaması, fırlatma esnasında
noktayı sürekli görebilmektedir. Bu durum iletişimin kullanılan yakıtın en çok kullanıldığı durumdur.
kopmaması ve sürekli veri bağının devam etmesi Daha sonrasında içinde kalan yakıt miktarına göre
açısından avantaj sağlamaktadır. Öte yandan daha uydunun yörüngede kalan ömrü belirlenir.
102 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
UYDULAR ARASI
HABERLEŞME:
OPTİK VE RF
TEKNOLOJİLER
Önder BELCE En temel düzeyde, ISL’ler özellikle, her bir uydu
bazında ilgili yer kesimleriyle sürekli bir iletişim
pencereleri olmayan alçak Dünya yörüngesinde
NEDEN ISL? (Low Earth Orbit-LEO) oluşturulan uydu ağlarının
her bir düğümünün veri gönderecek ve alacak
Uydular arası iletişim, yeni uzay yaklaşımıyla birlikte şekilde donatılmasıyla, herhangi bir uydunun yer
daha büyük uydu takımlarına ve giderek daha fazla istasyonu haberleşme konisi içerisinde olması
çoklu ancak birbirine bağlı olan bir uzay kesimine, gerekliliğini ortadan kaldırmakta veya bunun için
yani karasal olmayan ağlara doğru ilerledikçe daha gereken süreyi en aza indirme imkânı sunmaktadır.
fazla ihtiyaç duyulan bir uygulama olarak karşımıza Bu şekilde yapılanmış uydu takımları için ISL;
çıkmaktadır. Bir tahmine göre 2030 yılına kadar elde edilen uzay tabanlı verinin en kısa sürede
fırlatılacak uyduların yaklaşık yüzde seksen beşini kullanıcıya iletilmesi için uydu takımı içerisinde ilgili
uydu takımları oluşturacak. yer istasyonuna en yakın uyduya ulaştırılmasını
veya hangi uydu tarafından işletileceğinden
Bu uydular görev konseptleri gereği, sadece Dünya bağımsız olarak, görev komutlarının en kısa sürede
üzerinde bulunan yer istasyonlarıyla değil, aynı uydu takımı içindeki ilgili uyduya iletilebilmesi için
zamanda birbiriyle doğrudan iletişim kuracaktır. oldukça fazla seçenek sunmaktadır.
Uydular arası iletişim veya çapraz bağlantı (cross-
link) teknolojisi, Iridium gibi sistemler vasıtasıyla ISL kullanımı, uydu takımının görev türüne göre
onlarca yıldır kullanılıyor olsa da büyük uydu uygulamada farklılıklar gösterebilmektedir.
takımlarının sayısı arttıkça ve çok farklı görevler Telekomünikasyon ve geniş bant sağlayıcıları,
için bu uydu takımları kullanıldıkça gelişmiş RF, LEO'dan daha yüksek veri, daha yüksek bant
mikrodalga ve optik uydular arası bağlantı (Inter- genişliği ve daha düşük gecikme süresi sağlamayı
Satellite Link-ISL) teknolojilerine yatırım yapılması hedeflemektedir. Savunma ve güvenlik makamları
kaçınılmaz olmaktadır. için ise ISL sürekli bağlantı, yedeklilik ve zamana
duyarlı bilgilere gerçek zamanlı erişim olanağı
ISL için ilk uygulamalar RF temelli olarak kendini anlamına gelmektedir. ISL aynı zamanda
göstermiştir. Iridium bu durum için en güzel formasyon uçuşu için veya keşif gözetleme
örneklerden birini teşkil etmektedir. Iridium LEO uyduları tarafından alınan çok büyük boyutlu
haberleşme takım uydularında, kesintisiz ve kayıpsız görüntülerin yüksek hızlarda ve yer istasyonu
iletişim için uyduların birbirleriyle haberleşmesinde haberleşme konisi bağımlılığını ortadan kaldırmak
Ka-Bant RF linkler kullanılmaktadır. için de kullanılmaktadır.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 105
106 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
Son yıllarda uydular tarafından toplanan görev Bugün LEO uydu takımlarını desteklemek için ISL
yükü verilerinin hacmi gelişen teknoloji ve elde kapsamında optik haberleşmenin kullanımına
edilen verilerin hassasiyetleri nedeniyle giderek yönelik geliştirilen terminallerle 2,5 Gbps ila
artmaktadır. Bu nedenle uydular arası haberleşme 1.000 Gbps arasında değişen hızlarda veri iletimi
teknolojileri de gün geçtikçe daha fazla önem gerçekleştirilebilmektedir. Optik bağlantıların
kazanmaktadır. Çeşitli uygulamalarıyla ISL, uydu belki de en iyi bilinen uygulamalarından biri,
takımı yönetimi, izleme, uz ölçüm ve komuta yaklaşık 2.500 uydusunun yüzlercesini lazer
(Tracking, Telemetry & Command-TT&C) ile görev iletişim terminalleriyle donatan SpaceX’in Starlink
yükü verisi indirme için çoklu yer istasyonları veya sistemidir. Ocak 2021’den bu yana şirket, küresel
röle uyduları kullanma gibi alternatif konseptlere geniş bant hizmeti sağlamak için düzinelerce
göre her geçen gün biraz daha fazla tercih edilen optik bağlantılı LEO uyduyu kullanmaktadır.
ve böylece ISL ile birbirine bağlı uydu takımlarını Optik bağlantıların Starlink internet servisini
temel alan sistem mimarilerini ön plana taşıyan iyileştirmesi ve gecikmeyi kabaca 55 milisaniyeden
bir uygulama olmaya devam etmektedir. Bununla 20 milisaniyeye düşürmesi, özellikle ulaşılması
birlikte ISL kullanmayan uygulamalara bakıldığında, zor yerlerde uydu internetinin kullanılabilirliğini
ONEWEB sistemi (toplamda yörüngede iki bin sağlaması beklenmektedir.
uyduya ulaşmayı hedeflenmektedir) haberleşme
sürekliğinin sağlanması ve veri kaybının önlenmesi ISL kapsamında optik haberleşmeyi temel
için Dünya üzerinde farklı lokasyonlarda kırk adet ağ olarak iki alt başlıkta inceleyebiliriz. Bunlardan
geçidi (gateway) kurmaktadır. birincisi, LEO’da görev yapan keşif ve gözetleme
uydularının görev yükü verilerinin yer istasyonlarına
ISL İÇİN OPTİK HABERLEŞME indirilmesini içeren uzaydan-yere haberleşme,
diğeri ise, LEO uydu takımlarının (haberleşme,
Lazer haberleşme RF haberleşmeye alternatif olarak navigasyon, vb. amaçlı) yüksek boyutlu uydular
veri transferini lazer ışınları ile yapmak amacıyla arası haberleşme ihtiyacının karşılanmasını içeren
kullanılmaktadır. Uzayda lazer haberleşme ise genel uzay-uzay haberleşmesidir.
olarak dış uzay (deniz seviyesinden yaklaşık 100
km ve üzeri yükseklik) için optik haberleşme olarak Optik haberleşme sinyallerinin atmosferden
tanımlanmaktadır. Öncelikli olarak, hem dış uzayda çok geçerken zayıflama etkilerinden kaynaklanabilecek
yüksek mesafelerde (binlerce kilometre) uydular arası zorluklarından büyük oranda kaçınmak amacıyla
haberleşme amacı ile hem de alçak yörüngede son uzaydan-yere haberleşmede optik haberleşme
yıllarda oluşturulan çoklu uydu konseptlerinde daha tercih edilmemektedir. Uzay-yer (veya yer-uzay)
düşük mesafelerde uydular arası haberleşme amacı optik haberleşmesi için bulutluluğun yüksek olması,
ile kullanılmaktadır. Ayrıca bu iletişim yöntemi ile derin türbülans ve diğer atmosferik etkiler kayıplara yol
uzayda görev yapacak uzay araçları ile milyonlarca açabilmekte ve yerde konuşlu alıcılar için direkt
kilometre öteden haberleşme imkânı da bulunmaktadır. gün ışığı bir bozuntu kaynağı teşkil etmektedir.
Bu nedenlerle, uzaydan-yere yüksek kapasiteli,
Uzay teknolojilerinde, özellikle son yıllarda yaşanan yüksek veri hızları gerektiren görev yükü verilerinin
değişim ile birlikte, LEO’da görev yapan takım uydular yer istasyonuna indirilmesi gibi uygulamalarda,
aracılığı ile Dünya üzerinde haberleşme (askeri ve görev yükü verisinin (uydu üzerinde veri depolama
sivil), internet, IOT (Internet of Things), vb. hizmetler kapasitesi ve yer istasyonuna X-Bantta veri
sunulmaktadır. Alçak yörüngedeki uyduların sunduğu indirme hızlarının limitlerinden kurtularak) GEO’da
bu hizmetler Dünya’ya eşzamanlı (Geostationary bulunan röle uyduları kullanılarak yer istasyonlarına
Orbit, GEO) yörüngedeki uydulara yönelik bazı indirilmesine yöneliktir. Bu yaklaşımda LEO’daki
avantajlar sunmakla birlikte, Dünya etrafındaki hızlı uydu ile GEO’daki röle uydusu arasında ISL optik
dönüşlerinden kaynaklanan sürekli yer değişimi haberleşme ile sağlanırken, röle uydusu ISL ile aldığı
dolayısı ile veri kaybı olmaması için birbirleri arasında veriyi yer istasyonuna RF temelli olarak Ka-Bant
yüksek hızlı veri iletimi yapılması zorunluluğunu da vericiler ile indirmektedir.
getirmektedir. Söz konusu yüksek hızlı veri alışverişini
yapabilmek için de optik haberleşme güçlü bir Optik temelli ISL uygulaması sadece haberleşme
alternatif olarak öne çıkmaktadır. Bu noktada RF hattının tasarımı ötesinde uydu tasarımında
temelli çözümler geliştirilmeye ve uygulanmaya da önemli isterleri dikte ettirmektedir. Optik
devam ederken, yüksek kapasiteli veri iletimine yönelik haberleşme huzme genişliği RF vericilere kıyasla
artan talep ile birlikte optik iletişim konusundaki çok dar olduğu için uydunun yönelim kontrolünün
çalışmalar ve uydular arası optik haberleşme ağlarına RF verici ihtiyaçlarına kıyasla çok daha hassas
yönelik uygulamalar da artmaktadır. olması gerekmektedir.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 107
108 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
Huzme genişliğinin oldukça dar olmasının NASA tarafından otonom sürü teknolojilerini
gerektirdiği hassas yönelim kontrol gereksinimi; göstermek için bir CubeSat görevi olan Starling
uydunun Yörünge Yönelim Belirleme & Kontrol Programı için de seçilmiştir.
Sistemi (YYBKS) tasarımını zorlaştırmakta, sistem
seviyesinde güç ve kütle bütçelerinde zorlayıcı Bununla birlikte RF teknolojilerinin kullanımı
hedeflere ulaşılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle noktasında Ka-bant, ISL ve uydu-yer bağlantıları ile
ISL için optik haberleşme uygulaması bu tür yeni nesil LEO uydu takımlarının geliştirilmesinde
hassas yönelime sahip çok yüksek çözünürlüklü tercih edilmektedir. Katlanabilir, geniş diyafram
görüntüleme uydularında görece daha kolay tasarımı, ağırlık veya boyut bakımından ilave
uygulanabilmektedir. Ancak küçük uyduların yük getirmeden bant genişliğini artırmayı
(<500 kg) kullanıldığı alçak yörünge haberleşme, amaçlamaktadır. Diğer bir deyişle RF, gelişmeye
elektronik istihbarat ve sinyal istihbaratı gibi devam eden güvenilir, çok yönlü bir teknoloji olmaya
uygulamalarda ISL için optik haberleşmenin devam etmektedir. Son derece yüksek frekans bant
kullanımı görev yükü tasarımında boyut/kütle/ genişlikleri (Q/V-bandı, W-bandı ve Ka-bandı gibi)
güç bakımından ayrıca ve hassas olarak dikkate ile yapılan denemeler, 400 Mbps aralığında veri
alınmalıdır. hızlarına ulaşarak, RF/mikrodalga ISL'leri gelecekte
optik ISL’in değerli bir rakibi haline getireceğinin
ISL İÇİN RF ARTIK ESKİ BİR TEKNOLOJİ Mİ? işaretlerini vermektedir.
Uydu üzerinden haberleşme ile karasal haberleşme Uydu teknolojisinde son yıllarda gözlemlenen
teknolojileri yıllar boyunca farklı kulvarlarda gelişmeler, uydu haberleşmenin özellikle geniş bant
gelişim göstermiş, gerek kullanılan dalga şekilleri erişim servisinde önemini korumaya devam etmesini
ve protokoller gerek standardizasyon çalışmaları sağlamıştır. Viasat ve HughesNet gibi firmaların
gerekse de pazar paylaşımı açısından birbirinden geliştirdiği HTS (High Throughput Satellite)/VHTS
farklı yaklaşımlar sergilemiştir. Günümüzdeki her (Very High Throughput Satellite) çözümleri uydu başına
an her yerde internete erişim ihtiyacı ve son yıllarda 100 Gbps hatta 1 Tbps toplam veri hızı kapasitelerini
gerçekleşen uydu teknolojisindeki gelişmeler hedeflemeye devam etmektedir. Bunun yarı sıra alçak
sonucunda, bu tutumda çarpıcı değişiklikler yer yörünge (low earth orbit-LEO) uydu teknolojisinin
gözlemlenmeye başladı. Hayatımızın vazgeçilmez gelişmesi ile birlikte düşük fırlatma maliyetleri, hızlı
bir parçası haline gelen hücresel haberleşme üretim döngüleri ve GEO uydulara kıyasla daha düşük
ağlarının yakın bir süreçte uyduları da kapsayacak yayılım gecikmesi olması gibi nedenler, Amazon,
şekilde genişleyerek mobil kullanıcılara tam SpaceX, OneWeb gibi firmaların büyük yatırımlar ile
anlamıyla kesintisiz erişim sağlaması bekleniyor. uydu üzerinden ağ erişim hizmeti sektörüne girmesine
Bu gelişmeler hem hücresel ağ operatörlerini hem neden olmuştur. LEO uydu haberleşme teknolojisinin,
uzay kesimi üreticileri ve uydu servis sağlayıcılarını 5G haberleşmesinin temel kullanım alanları arasında
hem de ekipman üreticilerini heyecanlandırıyor. yer alan mobil geniş bant haberleşmenin yanı
sıra nesnelerin interneti (Internet of Things-IoT)
Uydu haberleşme konusunda ürün geliştiren kapsamında akıllı ev, akıllı şehir, akıllı tarım, akıllı sanayi
şirketler standardizasyon çalışmaları konusunda, ve benzeri uygulamaları da içeren kitlesel makine
özellikle son yıllarda hücresel mobil haberleşme haberleşmesi (Massive Machine Type Communications-
standartlarında söz sahibi olan 3GPP (Third mMTC) alanında da kullanım bulacağı öngörülmektedir.
Generation Partnership Project) konsorsiyumu
kadar etki sahibi olamadılar. Televizyon ve çoğul Öte yandan mobil haberleşme sektörünün 3GPP
ortam (multimedia) yayınlarının dağıtımını konsorsiyumu bünyesinde geliştirmekte olduğu
standardize etmeyi amaçlayan DVB (Digital Video 5G (New Radio-NR) teknolojisi, kendisinden önce
Broadcast) Project konsorsiyumu tarafından uydu gelen 2G (GSM), 3G (UMTS, W-CDMA, HSPA) ve
üzerinden video yayınları için geliştirilen DVB-S 4G (LTE, LTE-Advanced) teknolojileri gibi sadece
standardı ve gelişmiş sürümleri, yıllar içerisinde hücresel mobil haberleşmeyi kapsamamaktadır.
IP tabanlı haberleşmeye de olanak sağlasa da 5G haberleşme teknolojisini Ağların Ağı (network of
tek yönlü (ileri hat yani uydu ağ geçidinden networks) olan bir ekosistem olarak tanımlarsak,
kullanıcı ekipmanına doğru) haberleşme için IMT-2020 ve IMT-2030 vizyonları kapsamında 5G
tanımlanması ve uydu üzerinden geri hat (kullanıcı ve sonrası için hedefi, mobil cihazları kullanan
ekipmanından uydu ağ geçidine doğru) haberleşme tüm insanların ve tüm akıllı teknolojik aletlerin/
için geliştirilen DVB-RCS standardı ve gelişmiş algılayıcıların her yerde ve her zaman birbiri ile
sürümünün endüstride yaygın kabul görmemesi, haberleşmesi olarak özetleyebiliriz. Kapsamı bu
etkisinin giderek azalmasına sebep olmuştur. kadar geniş tanımlanan 5G teknolojisinin birbirinden
Yer durağan yörünge (geostationary orbit-GEO) farklı gereksinimlerini, tek bir erişim teknolojisi ile
uydular üzerinden IP tabanlı ağ erişimi sağlayan aynı anda karşılamak mümkün görünmemektedir.
uydu modem firmaları, ileri hatta genelde ortak bir Bu sebepten ötürü uydu haberleşme gibi farklı
standart kullansalar da (DVB-S2/S2X), özellikle teknolojilerin, 4G’de kullanılan ve 5G’de güncellenen
geri hatta hepsi kendine özgü çözümler geliştirmiş hücresel haberleşme teknolojileri ile birlikte uyumlu/
ve bu sebepten ötürü birlikte çalışabilirlik ayarlanabilir bir şekilde çalışması gerekmektedir.
(interoperability) sağlamak mümkün olamamış,
bölünmüş bir pazara yol açmıştır. Bunun sonucunda 5G teknolojisi sahada tam olarak kullanılmaya
ise piyasadaki IP tabanlı uydu haberleşme başlandığında, sayısı ciddi miktarda artan ve
sistemleri farklı sektörler için (askeri, kamu ve farklı performans gereksinimleri olan kullanıcı
ticari) ayrı bir ağ çözümü olarak geliştirilmiş ve bu ekipmanlarına hizmet verebilmek için uydu
nedenle hiçbir zaman hücresel ağlar gibi toplumun haberleşme teknolojisinin ön plana çıkacağı alanlar
geniş kesimlerinde kullanım bulamamışlardır. aşağıdaki gibi sıralanabilir:
ASELSAN DERGİ SAYI 115 113
Aynı anda her yerde bulunma: Çok geniş kapsama Güvenilir haberleşme: Olası doğal afet (deprem, sel
alanı sağlama, karasal altyapı zorlukları nedeniyle vb.) ve savaş durumlarında 5G karasal şebekenin
kısıtlı servis alan veya hiç servis alamayan coğrafi ulaşılabilir olmadığı durumlarda (örneğin fiber optik
bölgelere hizmet sağlama. kabloların zarar görmesi durumları), karasal şebekeye
alternatif olacak şekilde ağ erişimi sağlama.
Hareketlilik desteği: Gemi, hızlı tren ve uçak gibi
hareketli platformlardaki kullanıcılara kesintisiz Kesintisiz servis: 5G LEO uydu çözümleri, sınırlı
erişim sağlama. RF gücüne ve enerjisine sahip cihazlarla iletişim
kurabilir. Böylece araç takibi, uydu üzerinden akıllı
Ölçeklendirilebilir servis: Karasal ağdaki trafik cihazlara yazılım güncelleme sunulması, enerji-gaz
yükünün arttığı durumlarda, uydu üzerinden arka altyapısının takibi, yol durum takibi veya algılayıcı
plan (backhaul) trafik aktarımı (offloading) sağlama. verisi toplayan cihazların verilerinin merkez birimlere
iletimi gibi servisler sunma.
Verimli içerik dağıtımı: Özellikle yüksek kapasiteli
video içeriğinin (örneğin Netflix, YouTube vb.) 5G 5G mobil haberleşme teknolojisinin radyo erişim
hücresinin çeperlerinde kalan (network edge) baz ağı (radio access network-RAN) ve çekirdek şebeke
istasyonu/içerik önbelleklerine (cache storage) uydu (core network-CN) protokollerinin tanımlandığı
üzerinden tüme gönderim (broadcast) veya çoğa 3GPP standardının ilk sürüm (Release 15) geliştirme
gönderim (multicast) olarak dağıtılarak, ağdaki trafik faaliyetleri kapsamında Mart 2017’de karasal
yoğunluğunun azaltılması. olmayan ağlar (non-terrestrial networks-NTN)
114 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
Şekil 1: Karasal hücresel haberleşme ağları ile NTN entegre edilerek aynı anda her yerde kapsama sağlanabilir.
116 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
durumlarda dezavantaj sağlayabilir. LEO uyduların Bu çalışmalara paralel olarak, NTN faaliyetleri
maliyetleri daha az ve hizmet ömürleri daha kapsamında uydu üzerinden IoT uygulamaları için
kısadır, fakat tam da bu sebepten ötürü teknolojik NB-IoT (Narrow Band IoT) ve eMTC (enhanced
gelişmelere ayak uydurması ve güncellenmesi Machine Type Communications) kullanım senaryoları
GEO çözümlerine kıyasla daha pratiktir. LEO uydu kapsamında LTE standardına da güncellemeler
üzerinden 5G direkt erişim sağlamada kullanıcı yapılmaktadır.
ekipmanının tipi de önem kazanmaktadır. Tüm
yönlü (omnidirectional) antene sahip elde taşınan 3GPP 5G NR Release 17’nin yayınlanması ile birlikte
mobil cihazlar, düşük veri hızı gerektiren veya IoT uydu haberleşme ile karasal mobil haberleşmenin
uygulamalarda 6GHz altı frekanslarda direkt 5G bütünleşik olarak tek bir mobil cihazda sağlandığı
erişimi için uygunken, yüksek veri hızı gerektiren ürünlerin birkaç yıl içerisinde piyasa sürüldüğünü
uygulamalarda Ka frekans bandında yönlendirilebilir görmeyi beklemekteyiz. İlk sonuçlar, bu sene çıkan
hüzmeli anten yapılarına sahip VSAT (very small son model telefonlarda gözlemlenmeye başladı
apperture terminal) tipi kullanıcı terminallerinin ve mobil cihazlar üzerinden acil servisler için uydu
uygun olduğu değerlendirilmektedir. haberleşmesinin kullanılabildiği görüldü. 3GPP
konsorsiyumu gibi uluslararası bir standardizasyon
5G teknolojisinin bir sonraki sürümü olan Release kuruluşunun geliştirdiği 5G NTN teknolojisi
18 kapsamında ele alınacak temel konular arasında, sayesinde tedarikçiler arasında uyumluluk garanti
10GHz üzeri frekans bantları ve saydam olmayan altına alınmış, şebeke işletme ve mobil cihaz
yeniden üretici (regenerative) görev yüküne sahip maliyetleri düşürülmüş olacak. Bu da bölünmüş uydu
uydular üzerinden haberleşme sayılabilir. haberleşme pazarı için heyecan verici bir gelişme.
UYDU HABERLEŞMESİNDE
KRİPTO VE KUANTUM
TEKNOLOJİLERİ
Sevgi BABACAN ÇETİN ve OSI modeli üçüncü katmanda IP seviyesinde
Ayça Bahar YILDIRIMOĞLU sırasıyla LKC (Link Kripto Cihazı) ve IPKC (IP Kripto)
Berkin AKSOY cihazları ile kriptolama/kripto çözme işlemleri
Erkan USLU gerçekleştirilmektedir. Kripto cihazları sahip
Murat Burhan İLTER oldukları kripto algoritmaları, kripto mekanizmaları
Dr. Neşe KOÇAK ve kimlik doğrulama yetenekleri ile sistemlerde
Dr. Sinan ŞENOL kullanıcı verisine gizlilik, bütünlük, inkâr edilemezlik
ve erişilebilirlik sağlamaktadır. Kripto cihazlarında
iki faktörlü erişim denetimi, acil silme prosedürleri
UYDU HABERLEŞMESİNDE KRİPTO ve parola politikaları ile kullanıcı erişim denetimi
sağlanmaktadır. Kullanacak kurumun talep etmesi
Uydu ve uzay teknolojileri, bir yandan altyapı durumunda kuruma özel milli algoritma tasarımı
gereksinimlerine ait ihtiyacı azaltırken, diğer yandan gerçekleştirilip cihazlara yüklenebilmektedir.
da yeryüzünde uzak mesafelere ulaşabilme imkânı
sağlamaktadır. Bu alanda haberleşme sistemlerinin Uydu şebekesi üzerinden sistemde bulunan tüm
gelişmesi ve sağlanan servislerin artması, her kripto cihazlarının, anahtar ve kripto parametreleri
geçen gün haberleşme güvenliğine olan ihtiyacı AÜM (Anahtar Üretim Merkezi) tarafından gerçek
artırmaktadır. Uydu ve uydu ile ilgili alt bileşenler ve rastsal sayı üreteci kullanılarak üretilmekte, GYM
oluşturdukları haberleşme sistemi bu teknolojide (Güvenlik Yönetim Yazılımı) aracılığıyla ise uzaktan
önemli bir yer tutmaktadır. Gelişen uydu ekipmanları “GİZLİ” gizlilik seviyesinde yönetilebilmektedir.
ile birlikte daha geniş bantta, daha yüksek kalitede Güvenlik yönetimi sayesinde, uydu sisteminde
daha fazla kullanıcıya hizmet verilirken kesintisiz yer alan kripto cihazlarına ait tüm yönetim ve
haberleşmeye devam edebilmek için şebeke konfigürasyon faaliyetleri bir merkez tarafından
güvenliği konusunda yenilikçi önlemler alınmaktadır. izlenebilmekte ve yönetilebilmektedir. Bu sayede,
Bilgi güvenliğinin temel kuralları arasında yer alan sistemlere izlenebilirlik ve yönetilebilirlik özelliği
gizlilik, bütünlük ve erişilebilirlik unsurlarını sağlamak sağlanmaktadır.
adına alınan çözümler hem kullanıcı güvenliğini hem
de uydu şebekesinin hizmet kalitesini sağlamak Uydu haberleşmesinde kullanılan kripto sistemlerinin
adına önemlidir. kuantum sonrasına dayanıklı hale getirilmesi,
kripto mekanizmalarının uydu haberleşme dalga
ASELSAN bünyesinde TSK’nın uydu haberleşmesi tasarımlarında da yer alması ve topolojilerde
ihtiyaçlarına yönelik farklı uydu haberleşme kuantum anahtar dağıtımına yer verilmesi gelecek
bantlarında (Ku, X Bant) sistem çözümlerini içeren ürün tasarımlarında değerlendirilmesi gereken
projeler geliştirilmiştir. Bu sistem çözümlerinin hususlardır.
millileştirilmesi konusunda en kritik noktalarında
biri olan kripto ve bilgi güvenliği ihtiyaçları, KUANTUM SONRASI KRİPTOGRAFİ
ASELSAN bünyesinde tasarımı yapılan “GİZLİ”
gizlilik dereceli onaylı kripto cihazları ve yazılımları Son yıllarda gelişmekte olan iletişim teknolojileri,
ile sağlanmaktadır. Uydu şebeke güvenliğini bilgi güvenliği ve mahremiyet konularına olan önemi
sağlamak adına risk analizleri gerçekleştirilmekte de artırmıştır. Bu sebeple hem akademik hem de
ve analiz sonuçlarına göre sistem çözümleri sektörel anlamda bilgi güvenliğine büyük bir ilgi
oluşturulmaktadır. Sistem topolojilerinde OSI ortaya çıkmıştır. Kriptografi bilimi de bu ilgiden
modeli ikinci katmanda uçtan uca link seviyesinde oldukça büyük bir pay almaktadır.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 119
Kriptografi bir verinin matematiksel yöntemler Asimetrik kripto sistemlerin güvenliği çözümü
kullanılarak yetkisiz kullanıcılar tarafından matematiksel problemlerin zorluğuna
anlaşılamaz hale getirilmesi, sadece yetkili dayanmaktadır. Örneğin günümüzde kullanılan RSA
kullanıcılar tarafından anlaşılıp işlenebilmesiyle (Rivest – Shamir – Adleman) algoritması çarpanlara
ilgilenen bilim dalıdır. Bilgi güvenliği alanındaki ayırma problemine, dijital imza algoritması (DSA)
gizlilik, veri bütünlüğü, inkâr edilemezlik ve kimlik ve Diffie–Hellman anahtar değişim protokolü ise
denetimi gibi kavramlar kriptografik algoritmalar ile ayrık logaritma problemine dayanmaktadır. İşlemci
sağlanmaktadır. gücünün yıllar içinde artması bu algoritmaların
anahtar boylarının büyümesine sebep olsa da
Modern kriptografi simetrik ve asimetrik şu anki hesaplama yeteneğiyle bu algoritmaları
kripto sistemler olarak iki alt başlık altında güvensiz hale getirmek mümkün değildir. Fakat
incelenmektedir. Simetrik kripto sistemlerde 1994 yılında Peter Shor tarafından önerilen
şifreleme ve deşifreleme işlemi aynı gizli anahtarla kuantum algoritma sayesinde yeterli sayıda qubite
yapılmaktadır. Yapısından kaynaklı bu algoritmalar sahip kuantum bilgisayarlarla çarpanlara ayırma
daha verimli fonksiyonlardan oluşmakta bu sayede ve ayrık logaritma problemlerinin polinom zaman
de büyük verilerin şifrelenmesinde kullanılmaktadır. karmaşıklığında çözülebileceği gösterilmiştir. Bu
Asimetrik kripto sistemlerde ise şifreleme işlemleri durumda gelecekte yeterli miktarda qubit içeren
birbirlerine bağımlı açık ve kapalı anahtar çiftiyle kuantum bilgisayarlar üretildiği taktirde, günümüzde
yapılmaktadır. Bir veri şifrelenmek istendiği zaman kullanılan asimetrik kripto sistemler güvensiz
kullanıcının gizli olmayan, herkes tarafından hale gelecektir. 1996 yılında Lov Grover tarafından
bilinebilen, açık anahtarıyla şifreleme yapılır. önerilen kuantum arama algoritması ile klasik kaba
Deşifreleme işlemi ise sadece kullanıcıya ait gizli kuvvet algoritmalarına göre kuadratik bir hızlandırma
anahtarla yapılabilmektedir. Asimetrik kripto sağlanarak simetrik kripto sistemlerin sağladığı
sistemlerde yapılan şifreleme işlemleri maliyetli güvenlik etkilenmesine rağmen uygun uzunlukta
olduğundan büyük verilerin şifrelenmesi için anahtarların seçilmesi ile simetrik kripto sistemler
kullanılamamaktadır. Bunun yerine kriptografik şu an için güvenli kabul edilmektedir. Bu sebeple
protokollerde simetrik kripto sistemlerin kuantum hesaplamaya karşı yapılan kriptografik
anahtarlarının paylaşılması veya sayısal imzalama çalışmalar genellikle asimetrik kripto sistemler
işlemleri için kullanılmaktadır. üzerine yoğunlaşmıştır.
120 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
Kuantum hesaplama tehdidine karşı yapılan üreteci tarafından üretilmesi gerekmektedir. Rassal
kriptografik çalışmaların tümü kuantum sonrası sayı üreteçlerinin kriptografi gereksinimlerini
kriptografi olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde sağlamadıkları durumda sistem ne kadar güvenli
kuantum bilgisayarların geliştirilmesi için büyük bir olursa olsun gizli bilgiler istenmeyen kişilerin eline
yarış bulunmaktadır. Sektörel ve akademik düzeyde geçebilmektedir. Rassal sayı üreteçleri, gerçek rassal
yapılan çalışmalar daha yüksek qubite sahip sayı üreteçleri (GRSÜ) ve sözde rassal sayı üreteçleri
bilgisayarlar geliştirilmesine olanak sağlamıştır. (SRSÜ) olarak ikiye ayrılmaktadır. Sözde rassal sayı
Bu sebeple günümüzde kullanılan asimetrik kripto üreteçleri ile kısa bir tohum değerinden deterministik
sistemlerin kuantum hesaplamaya dayanıklı bir algoritma kullanılarak rassal gözüken uzun diziler
algoritmalarla değiştirilmesi gerekliliği ortaya üretilebilmek mümkün olmaktadır. Sözde rassal
çıkmıştır. Öyle ki 2015 yılında Amerika Birleşik sayı üreteçleri, çok hızlı çıktı üretebilmeleri ve kolay
Devletleri’ne bağlı NSA (National Security Agency) gerçeklenebilir olmaları nedeniyle birçok uygulama
kuantum algoritmalara karşı dayanıklı asimetrik açısından oldukça pratik kabul edilmektedir. Fakat
kripto sistemlerin geliştirilmesi, tasarlanması ve bu üreteçler kullanılarak üretilen dizilerin gerçek
bir an önce aksiyon alınması konusunda görüş rassal olmaması sebebiyle güvenliğin öne çıktığı
belirtmiş ve yeni standartların geliştirilmesi için sistemlerde kullanılması uygun görülmemektedir.
çağrıda bulunmuştur. Bu nedenle 2016 yılında NIST Gerçek rassal sayı üreteçleri ise tahmin edilmesi
(National Institute of Standards and Technology) mümkün olmayan fiziksel süreçleri (kaotik sistemler,
tarafından yeni bir standart belirleme süreci elektronik devrelerdeki termal gürültü, serbest
başlatılmıştır. Akademik ve sektörel kurumlara çalışan osilatörler vb.) ölçerek bir rastgele sayı dizisi
yapılan bu çağrıda araştırmacılardan kuantum oluşturmada kullanılmaktadır.
hesaplamaya dayanıklı anahtar paylaşım ve sayısal
imza algoritmaları tasarlamaları istenmiştir. Kuantum rassal sayı üreteçleri de verilerin bir
Tasarlanacak algoritmaların kuantum hesaplamaya kuantum olayın sonucu olduğu GRSÜ’lerdendir.
dayanıklı farklı matematiksel zor problemlere dayalı Kuantum alanında yapılan teknolojik gelişimler
olması, verimli çalışması ve kolay gerçeklenme doğrultusunda akademide ve endüstride kuantum
karakteristiklerine sahip olması beklenmiştir. Bu rassal sayı üreteçleri tasarlanmaya ve kullanılmaya
çağrı sonucunda altmış dokuz adet aday algoritma başlanmıştır. Kuantum fiziği prensiplerine dayanan
belirlenmiştir. Bu algoritmaların dayandığı bu üreteçlerde radyoaktif bozulma, kuantum optik
problemlerden öne çıkanlar; gibi yöntemler kullanılarak rassal sayılar elde
• Kafes tabanlı, edilmektedir. Kuantum mekaniğinin tabiatında var
• Kod tabanlı, olan rastgelelik, kuantum sistemlerini mükemmel bir
• İzojen tabanlı, entropi kaynağı haline getirmektedir.
• Çok değişkenli,
• Özet fonksiyon tabanlı problemlerdir. ASELSAN 2022 yılı içinde öz kaynaklı bir Ar-Ge
projesi olan Kuantum Teknolojileri Geliştirme
2022 yılı Temmuz ayına kadar yapılan analizler Projesini başlatmıştır. Bu proje ile kuantum rassal
sonucunda anahtar paylaşım algoritması olarak sayı üreteci ve kuantum anahtar dağıtımı sistemi
CRYSTALS-KYBER, sayısal imzalama algoritması geliştirilmesi kapsamında çalışmalar devam
olarak CRYSTALS-Dilithium, FALCON ve SPHINCS+ etmektedir.
seçilmiştir. Daha kompakt yapıda ve hızlı sayısal
imza algoritmalarının geliştirilmesi amacıyla NIST KUANTUM ANAHTAR DAĞITIMI
tarafından 2022 yılı Temmuz ayında alternatif yeni
bir yarışma başlatılmıştır. Günümüze kadar geçen sürede iletişim cihazları,
anlık simetrik anahtar anlaşması için Diffie-Hellman
ASELSAN bünyesinde kuantum sonrası kriptografi anahtar değişim protokolünü büyük bir popülerlikle
üzerine yapılan araştırmalar ile kuantum sonrası kullanıyordu. Kuantum bilgisayarların getirdiği tehdit
risklere karşı önlemler alınmakta ve güncel ile birlikte Diffie-Hellman protokolü kullanılarak
gelişmeler takip edilmektedir. anlaşılan anahtarın güvenliği için bir kuantum
saldırısı ve simetrik anahtarın ele geçme riski ortaya
KUANTUM RASSAL SAYI ÜRETEÇLERİ çıkmaktadır.
Kriptografik uygulamalarda rassal sayıların üretimi 1984 yılında, Bennette ve ekibi, Heisenberg’in
oldukça önemlidir. Örneğin, şifreleme sistemlerinde Belirsizlik İlkesine dayalı olarak Kuantum
kullanılan kriptografik anahtarlar, ilklendirme Anahtar Dağıtımı (KAD) protokolünü önerdi.
vektörü ve tohum (seed) değerlerinin rassal sayı Heisenberg’in belirsizlik ilkesi, bir kuantum
ASELSAN DERGİ SAYI 115 121
122 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
Tarihte haberleşme işlevi olan ilk (insan yapısı) Sayısal haberleşmenin ana unsurlarından biri
uydunun Sputnik olduğu söylenebilir. Ancak uzaydan sayısal-analog dönüştürücüdür (Digital-to-Analog
topladığı bilgiyi yere aktarma işlevi içeren ilk uydunun Converter–DAC). Verici kapasitesini belirleyen ana
TIROS-1 olduğunu da belirtmek gerek. Television unsurların başında, güç yükselteç kapasitesi, anten
Infrared Observation Satellite (TIROS) programının ilk yönlülüğü ve spektral etkinlik ile birlikte en üst
uydusu olan TIROS-1, büyük ölçüde bir test uydusu idi. sıralarda kullanılabilir tayf bant genişliği gelmektedir.
Amaçlanan işlevlerin başında da meteorolojik gözlem Kullanılabilir bant genişliğini etkileyen çok sayıda
gelmekteydi. Uydunun iki kamerası, bir adet kayıt unsur vardır, ama bunların başında DAC hızı gelir.
cihazı (manyetik teyp) ve bu makale açısından daha
önemlisi, yer istasyonu ile haberleşme ve istasyon Analog-sayısal (Analog-to-Digital Converter–ADC)
uygun konuma geldiğinde, topladığı fotoğrafları ve sayısal-analog dönüştürücülerin hız gereksinimi
iletmek için kullandığı bir haberleşme sistemi ile ilgili Nyquist kuralına göre, toplam örneklem hızı,
bulunmaktaydı. Temel amacı, sadece bir uydunun yaratmak (DAC) veya almak (ADC) istediğiniz analog
uzaktan kontrolü veya yerden kaynaklanan bir sinyali sinyalin en yüksek frekans bileşeninden (F_max)
yansıtma değil, yörüngede kendi bünyesinde topladığı –ki bu kabaca merkez frekans artı bant genişliğinin
veriyi (meteorolojik gözlem fotoğrafları) yere iletmek yarısına denk gelmekte– iki katından fazla olmak
olduğundan, bu açıdan bir ilki oluşturmakta. TIROS-1 zorundadır. Örneğin, diyelim ki, uydu veri linki için
sadece yetmiş sekiz gün çalıştı, ama temel konseptin 8.200 MHz merkez frekanslı ve bant genişliği 300
kendini kanıtlamasını sağladı. MHz olan (X-Bant) bir haberleşme sinyali kullanmak
istiyoruz. Bu durumda yaratacağımız en yüksek
TIROS-1’den bu yana uydu veri linklerinin dayandığı frekans 8.350 MHz ve DAC örneklem hızının en az
teknolojiler her alanda (kayıt, iletişim, güvenlik) 16.700 MHz (16.7 GHz) olması gerek.
çok değişti, ancak temel mantık aynı kaldı: Yer
istasyonuna göre uygun konuma gelindiğinde, kayıtlı
verinin olabildiğince yüksek hızda iletimi. Uyduların
yörüngesini ve veri kapasitelerini, uydu misyonu
(meteoroloji, gözlem, haberleşme vb.) belirlediğinden
veri linki tasarımında ileti süresini uzatma opsiyonu
bulunmaz. Uydu, yere göre, yörüngesine bağlı bir hızda
ilerlerken, yer istasyonu üzerinden hızla geçip gider
ve topladığı bütün veriyi iletmesi için sınırlı bir süresi
vardır. Elbette bu işe ayırabileceği sınırlı güç, ağırlık ve
kullanmasına izin verilen sınırlı bant genişliği de cabası.
Nyquist kuralının bir önemli detayı var. Yukarıdaki 2. Sinyal sayısal ortamda gerçel sayı değerli, ama
mutlak kural eğer yaratmak (veya almak) istediğiniz nihai olarak istenenden daha düşük bir merkez
sinyal, (0 – F_max) arası tüm tayfı kaplıyor ise frekansta sayısal sinyal olarak oluşturulur ve görece
geçerli. Ama eğer hedef sinyal gerçekte bir yüksek hızlı DAC ile sentezlenir. 2 GHz bir DAC ile
taşıyıcı frekans (F_c) merkezinde ve kısıtlı bir bant 400 MHz merkez frekanslı ve bant genişliği 300 MHz
genişliğinde ise, toplam örneklem hızının bant olan sinyal oluşturulabilir. Ancak istenen son haline
genişliğinin iki katından fazla olması yeterli olabilir. gelmesi için bir Mixer devresi ile istenen merkez
Yani yukarıdaki örnekte, 600 MHz. Elbette pratik frekansa taşınması gereklidir.
detaylar daha yüksek DAC hızları gerektiriyor,
ama sonuçta alt-örnekleme veya az-örnekleme Bu iki tasarımın da ortak noktası, DAC çıkışında tam
(undersampling) adı verilen bu yöntemle 16.7 GHz olarak istenen sinyalin hazır olmaması. İlave RF
yerine 2 GHz toplam DAC hızı yeterli olabilir. Bunu devreler (IQ-Modülatör, Mixer) gerektirmekte ve bu
sağlayan farklı tasarımlar mümkün: ilave devreler pasif devreler (sadece filtre) değiller,
kendi güç kaynağı (ve güç kaynağının temizliği), saat
1. Sinyal sayısal ortamda karmaşık sayı değerli referansı (ve bu referansın temizliği) gibi sorunlar
tabanbant eşlenik sayısal sinyal olarak oluşturulur da tasarıma ilave ağırlık, tüketilen güç, karmaşıklık
ve çift-DAC (Dual-DAC) yapısı ile evre uyumlu (ve olası hata kaynakları) olarak girmekte. Ancak
şekilde sentezlenir. Bu duruma her biri 1GHz hızda tasarımcının, DAC çalışma prensibinden gelen bir
iki DAC ile (toplam örnekleme hızı 2 GHz) yeterli hız kozu daha var oynayacak. İdealize bir DAC, sample-
sağlanır. Ancak sinyalin istenen son haline gelmesi and-hold prensibi ile çalışır (buna Non-Return-to-
için bir IQ Modülatör ile istenen merkez frekansa Zero–NRZ de denmekte) ve çıkışını her örneklem
taşınması gereklidir. periyodunda kendisine gelen değeri yansıtan sabit
126 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
bir seviyede tutar. Bu da çıkışta, frekans düzleminde, imajların seviyesini daha yavaş düşürmekte. Bu
istenen sinyalin yanı sıra, DAC saat hızına bağlı yöntemle 2 GHz hızında bir DAC kullanarak, üçüncü
aralıklarla ve bir sinc fonksiyonu tayf maskesiyle imajın seçimi ile doğrudan 2 GHz üzerinde (yani DAC
çarpılmış sevilerde imajlar oluşmasına yol açar. örnekleme hızının da üzerinde) bir merkez frekansta
Hatta her iki alternatifte de bu imajları bastırmak sinyali doğrudan DAC çıkışında yaratabiliriz. Elbette
için filtre kullanmak gerekmekte. Eğer çıkıştaki istenmeyen imajların filtrelenmesi gerekiyor, ancak
sinyalin gürültü seviyesinden uzaklığından biraz filtre pasif devre.
feragat edebilirsek, mutlaka ilk imajı kullanmak
zorunda değiliz. Örneğin eğer hedefimiz 1.500 RTC modu RF Mod olarak da geçmekte çünkü analog
MHz merkez frekansı olsaydı doğrudan ikinci imajı bir modülatör veya mixer olmadan, sinyali DAC
alıp, diğerlerini filtreleyip kullanabilirdik. Hatta çıkışında doğrudan istenen RF frekansta yaratma
üçüncü imajı kullanarak daha yüksek frekansları da yeterliliği sağlamakta. Uzay koşullarına dayanımlı
hedefleyebilirdik. doğrudan RF DAC hızları günümüz teknolojisinde
8 GHz’e erişmiş durumda. Yani bu DAC’lar ile uzay/
Ancak sorun sample-and-hold kaynaklı sinc uydu görev yüklerinde 8 GHz’in üzerinde merkez
maskesi. İmajların gürültü üzerindeki seviyesi hızla frekans kullanan doğrudan RF tasarımlar mümkün.
düşmekte. İşte bu noktada sahneye çıkan yeni bir
teknik var: NRZ sample-and-hold yerine, Return-to- Elbette 8 GHz örneklem hızında çalışan bir DAC’ın
Zero (RTX) salvolar ile sinyal sentezi. RTZ modunu sayısal veri arayüzünü sürebilmek için, yüksek hızlı/
da destekleyen yeni DAC’ların etkin sinc maskesi kapasiteli sayısal işlemci kaynağı gerekli.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 127
4D-8PSK-TCM 2, 2.25, 2.5, 2.75 9.75 – 13.4 8PSK (TCM) Evrişimsel ve Blok
(Constellation Mapper)
Ancak elbette bedeli olmayan hiçbir kazanç yok. Yeniden programlanmaya elverişli olmaması,
Yer haberleşme sistemlerinde olduğu gibi uzay/ dolayısıyla kod geliştirmeye/güncellemeye
uydu sistemlerinde de bu bedel daha çok işlem gücü uygun olamaması ve gelişen teknoloji ile birlikte
ihtiyacı. Hem DVBS2’in kullandığı LDCP, hem de radyasyon dayanımlarının diğer FPGA tipleri için
131.2-B-1’in kullandığı SCCC kodlama, vericide dahi arttırılması nedeniyle son yıllarda diğer FPGA tipleri
görece yüksek işlem gücü/kapasitesi gerektirmekte. de uzay ortamında kullanılmaya başlanmıştır.
Bu da yer teknolojilerinin uzaya taşınmasındaki FPGA cihazı elektriksel olarak programlanabilen
gecikmeyi açıklıyor: yerdeki işlem gücünün uzaya ara bağlantılar ve mantıksal modüllerden oluşur.
taşınmasındaki gecikmeye paralel. İki hattı birbirine (açık/kapalı) anahtarlama işlevi
sayesinde programlanabilme sağlanır. Üç farklı tipte
YÜKSEK HIZ UZAY DAYANIMLI FPGA anahtarlama teknolojisi mevcuttur ve bunlar FPGA’in
tipini ve belirlemektedir. Piyasadaki FPGA tipleri:
FPGA, en yoğun ve en ileri teknolojiye sahip
programlanabilir cihazdır. Kolay bir şekilde, büyük 1. Antifuse Tabanlı FPGA
ve karmaşık sayısal tasarımlar FPGA içerisinde 2. SRAM Tabanlı FPGA
gerçeklenebilirler. FPGA’ler genel olarak yüksek 3. Flash Tabanlı FPGA
yoğunluklu, yüksek performanslı, hızlı bir şekilde
uygulanabilir, gerçekleme maliyeti düşük cihazlardır. SRAM tabanlı FPGA’lerin her sistem açılışında tekrar
FPGA; otomotiv, haberleşme, askeri, uzay alanlarında yapılandırılmak zorundadır. Bu nedenle sistemde
uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. FPGA’in uzay harici bir bellek bulunması gerekir. Flash tabanlı ve
macerası, ilk olarak 1992’de Jet Ateşleme Laboratuvarı antifuse tabanlı FPGA’lerin açılış sırasında tekrar
(Pasadena, California, ABD) tarafından birkaç antifuse yapılandırılmasına gerek yoktur. SRAM tabanlı
FPGA’in uzay uygulamalarında kullanılmasını tavsiye FPGA’ler çok hızlı bir şekilde programlanabilir buna
eden raporu ile başlamıştır. Bu rapor FPGA’lerin karşın flash tabanlı FPGA’ler SRAM tabanlı FPGA’lere
radyasyon dayanımları ile ilgili yayınlanan ilk rapor göre üç kat daha yavaş programlanabilir. Antifuse
olabilir ve bu rapordan sonra antifuse tabanlı FPGA’ler FPGA’ler ise sadece bir kez programlanabilir. Antifuse
uzayda kullanılmaya başlamıştır. tabanlı FPGA’ler, SEU (Single Event Upset) ve TID
(Total ionizing dose) gibi radyasyon etkilerine karşı
Uzay uygulamalarında FPGA seçimini etkileyen dayanıklıdır ve hernangi bir bozulma söz konusu
en büyük faktör, FPGA’in çevre koşullarına karşı değildir. Flash tabanlı FPGA’ler SRAM tabanlı FPGA’lere
gösterdiği performanstır. Uzayda maruz kalınan göre radyasyon konusunda daha dayanıklıdır. Tablo
yüksek radyasyon FPGA alt birimlerinde bozulmalara 1’de FGPA teknolojileri karşılaştırmalı bir tablo olarak
sebep olmaktadır. Radyasyon dayanımları çok verilmiştir.
yüksek olan antifuse tabanlı FPGA’ler uzun bir süre
uzay uygulamalarında en çok kullanılan FPGA tipi
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Anahtar kontrolü Geçici hafıza Geçici olmayan hafıza Geçici olmayan hafıza,
mekanik bağlantı
UYDU HABERLEŞMESİNDE
STABİLİZE
ANTENLER
Emre AYNAGÖZ araç. Gemiler, uçaklar, helikopterler, kara araçları,
Bengi DEMİRÇİVİ veri iletişimi ihtiyacı olan herhangi bir platform
İlim KARAÇAL bu kapsama giriyor. Tabii ki üzerinde bulunduğu
platforma göre stabilize antenin farklı ihtiyaçları
da doğabiliyor. Bir gemi ve arazi aracının yol alırken
STABILIZE ANTENLER yaşadığı salınımlar birbirinden çok farklı frekans
ve seviyelerde gerçekleşiyor. Bazı antenlerin
Bilgi alışverişi gün geçtikçe artarken geniş bant veri radom adı verilen koruyucu kabuk içinde çalışması
iletişimine talep de buna bağlı olarak artıyor. Artık fonksiyonları açısından gerekli iken, bazı antenler
hepimiz iletişim olmadığında eksiklik hissediyoruz. bu koruyuculuğa ihtiyaç duymadan hedefe direkt
Alıştığımız cep telefonlarının kapsama alanlarının erişim için radomsuz olmayı tercih edebiliyor.
sınırlı oluşu, profesyonel alanlarda ise telsiz Ayrıca platformlar antenin boyutlarını da etkiliyor.
sistemlerinin yeterli bant genişliğini sağlayamaması Geniş alana sahip gemi gibi bir platformun yüksek
gibi sebepler günlük kullanımda talebi uydu tabanlı bant genişliği ihtiyacı olabiliyor ve bu durumda
sistemlere yöneltiyor. Bu sistemler yüksek kapasite, daha çok eksene sahip, daha büyük ve güçlü bir
hızlı veri aktarımı, görece düşük maliyetleri son anten talep edebilirken, dört kişilik kara aracı gibi
kullanıcı için mümkün kılarken kapsama alanında ise küçük ama veri ihtiyacı da az olan bir platform için
eşi görülmemiş seviyelere ulaşıyor. küçük bir anten iş görebiliyor.
Radomlarda ise durum farklı. Bu yapı hem dış çevre Stabilize antenler dar hüzmeye sahip oldukları
koşullarından sistemi korumakla hem de çalışma için bakış hatlarının hatalı yönlendirilmesi
frekansında radyo dalgalarını geçirmekle sorumlu performanslarını büyük oranda etkiliyor. Ayrıca
olduğu için özel malzeme kullanımını gerektiriyor. haberleşme uydularının uzaydaki yerleşimleri oldukça
En başlıca özelliği, iletken olmayan bir malzeme yakın olduğu için antenlerin hatalı yönelimleri diğer
ile üretilmesi gerekliliği. Tüm sistemi çevre uyduların haberleşme performanslarını olumsuz
koşullarından koruma görevini de üstlendiği için etkileyebiliyor. Bu sebeple, stabilize antenlerin en
rüzgâr yüküne, sıcaklık değişimlerine ve bozucu temel ve olmazsa olmaz özelliği yüksek hassasiyet ile
etkilere karşı da dayanıklı olmalı. uyduya bakabilmek.
Bunların hepsi malzeme bilimi konusunda Ar- Yüksek performans beklentisi olan bu sistemlerin
Ge gereksinimi olarak karşımıza çıkıyor. Farklı aynı zamanda maliyet etkin, kompakt ve
frekanslarda çalışan stabilize anten sistemlerinde mobil bir sistem olması gerekiyor. Tasarlanan
RF geçirgenliğin parametreleri de değişiyor ve bu hareket kontrolcüsünün performansı ne kadar
da farklı alt malzemelerle çalışmayı gerektiriyor. yüksek de olsa anten bakış hattının uyduyu iyi
Bu çalışma, farklı ekiplerin malzemeleri kendi görebilmesini sağlamak için yeterli olmuyor.
açısından değerlendirerek onay vermesine Yönelim hassasiyetini etkileyebilecek faktörler
kadar sürüyor. arasında kullanılan algılayıcıların hassasiyeti ve
gürültü seviyeleri, mekanik parçaların boyutsal ve
ASELSAN DERGİ SAYI 115 133
UYDU HABERLEŞMESİNDE
DİZİ ANTEN
KULLANIMI
Alper YALIM sabit ve hareketli kullanıcı terminalleri büyük bir
Mustafa TEKİN hızla geliştirilmektedir. Terminal tasarımcıları, daha
Kenan ÇAPRAZ rekabetçi olmak adına daha hafif, daha az güç
Necati Ulaş KILIÇARSLAN tüketen ya da daha kabiliyetli ürünler geliştirmeyi
amaçlamaktadır. Bu noktada daha ince, düzlemsel
veya yüzey uyumlu dizi anten çözümleri, klasik
Dizi antenler, birden fazla tekil anten elemanının reflektör antenler yerine kullanılmaya çok uygun
birlikte kullanımıyla anten kazancını artırmayı çözümler olarak ortaya çıkmaktadır.
amaçlayan, kazancı artırırken anten hüzmesi
üzerinde kontrol kabiliyeti de kazandıran tasarım Dizi antenin reflektör antenlere kıyasla
çözümleridir. avantajlarından ve dezavantajlarından bağımsız
olarak bazı uygulamalarda dizi anten çözümleri,
Tarihte ilk dizi örneklerinden biri 1905 yılında Karl uydu haberleşmesinin kullanılacağı platform
Ferdinand Braun tarafından tasarlanan üç adet veya uygulama alanı gereği bir zorunluluğa
monopol anten içeren bir anten dizisi ile ortaya dönüşmektedir. Örneğin bir jet uçağında uydu
konulmuştur. Üç adet anten elemanının eşit haberleşmesi için fazlı dizi anten kullanımı,
uzaklıkta ve eşkenar üçgenin köşelerinde olacak platformun hızı ve manevra kabiliyeti
biçimde yerleştirilmesi sonucunda elde edilen anten düşünüldüğünde elektronik hüzme yönlendirme
dizisi ile anten hüzmesinin bazı yönlerde genliğinin özelliği ile en uygun çözüm haline gelmektedir. Diğer
artırıldığı gösterilmiştir. Söz konusu anten dizisinin bir örnekte bir kara aracının sadece tavan kısmı
ana hüzmesinin yönlendirilmesi ise dizideki anten kullanılarak kara aracına dışarıdan anlaşılamayacak
elemanlarının besleme hat uzunluklarının manuel bir şekilde ve rüzgâr yükünü artırmadan uydu
biçimde değiştirilmesi ile gerçekleşmiştir. haberleşme kabiliyeti kazandırılabilir.
Yarı iletken teknolojisinde yaşanan gelişmeler, Birden fazla kaynakla birden fazla hüzme üzerinden
dizi antenlerin besleme mimarisinde yer alan güç zaman paylaşımlı veya eş zamanlı bağlantı
yükselteç, faz kaydırıcı ve diğer elemanların hem kurulması gerektiği uygulamalarda da yine dizi
tasarımını hem de üretimini kolaylaştırmıştır. anten kullanmak en mantıklı çözüm olarak karşımıza
2000’li yılların başından itibaren fazlı dizi anteni ile çıkmaktadır.
bütünleşik hassas üretim gerektiren sistemlerin
sayısında yaşanan artış dikkat çekmektedir. Dizi Uydu haberleşmesinde dizi anten kullanımı ifadesiyle
antenlerin radarlar gibi sivil ve askeri kullanımın yanı akıllara ilk olarak faz kaydırmalı düzlemsel dizi antenler
sıra beşinci nesil haberleşme ve uydu haberleşmesi gelse bile dizi antenler, iletim dizileri veya yansıtıcı
alanlarında da kullanımında artış görülmüştür. diziler olarak ya da bir reflektör antenin besleme
anteni olarak da karşımıza çıkabilmektedir. NASA’nın
Günümüz haberleşme sektöründe kapsama ve araştırma merkezlerinden JPL (Jet Propulsion Lab.),
veri hızı ihtiyaçlarının artışı, gelişen teknoloji ile Entegre Güneş Paneli ve Yansıtıcı Dizi Anteni (ISARA)
birlikte uydu haberleşmesinin önemini her geçen görevi kapsamında küp uydu için aşağı bağlantı
gün artırmaktadır. Bu sürecin doğal bir sonucu veri hızlarını, mevcut temel hız olan 9,6 kbps (UHF)
olarak da dünyamızın çevresindeki yörüngeler hızla değerinden 100 Mbps (Ka-Bant) üzerine çıkaran bir
dolmaktadır. Bu kaynaktan faydalanmak üzere yansıtıcı dizi antenini (reflect array) kullanmıştır.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 135
ISARA görevi kapsamındaki yansıtıcı dizi Starlink uyduları, 2019 yılında SpaceX firması
anten, üzerlerinde baskı devre olarak yama ile fırlatılmaya başlanmış ve günümüzde üç
antenler bulunan üç düzlemsel panelden bin adetin üzerinde uydu alçak yörüngeye
oluşmaktadır. Yansıtıcı dizi anten, parabolik yerleştirilmiştir. Fırlatılan uydular ile Avrupa
bir reflektörün yaptığı gibi, besleme anteninin ve Amerika’nın çoğunda hizmet verilmeye
aydınlatmasının faz dağılımının uzak alanda başlanmıştır. Ülkemizde de 2023 yılında hizmet
yapıcı etkiyle birleşeceği şekilde ayarlanmasını verilmesi planlanmaktadır. Şu an için bile anlık
sağlar. Bununla birlikte, parabolik bir çanaktan olarak ülkemiz üzerinden on civarında uydu
farklı olarak, yansıtıcı dizi panelleri düzlemsel geçmektedir. Uyduların kontrolü için kullanılan yer
ve katlanabilir yapıdadır. Yansıtıcı dizi anten istasyonlarından birisi de Gebze’de Bilişim Vadisi
panelinin arka tarafına güneş pilleri eklenmiştir. içerisinde bulunmaktadır.
Anten/güneş paneli aksamı biraz daha kalın
hale gelse bile aksi takdirde boş bırakılacak
olan fırlatma rayları arasındaki ölü boşluk
kullanılmış olur. Anten ve güneş pillerinin bu
kombinasyonu, küp uydu hacminin verimli bir
şekilde kullanılmasını sağlayarak görüntüleme
sistemleri gibi faydalı yükler için alan imkânı
oluşturmaktadır.
Her bir uydu üzerinde dört adet faz kaydırmalı dizi Elektrik olması durumunda dünyanın herhangi
anten kullanılmaktadır. Bu antenler kullanılarak bir yerinde altyapıya ihtiyaç olmadan 100 Mbps
yer terminalleri ile uydu telemetri ve telekomut üzerinde yükleme ve 10 Mbps civarında indirme
haberleşmesi yanında 5G ve uçaklar için de yapılabilir.
haberleşme sağlanması planlanmaktadır.
Günümüz dünyasında bazı sektörlerde uzaktan
Yer terminallerinin de Starlink firması çalışma uygulamaları giderek artmaktadır.
tarafından tasarımı ve üretimi yapılmaktadır. Bu Yazı kapsamında bahsedilen teknolojinin
terminallerde kullanılan antenler faz kaydırmalı yaygınlaşmasıyla uzaktan çalışacak bir çalışanın,
dizi antenlerdir. Uyduların takibi mekanik yerine isterse tertemiz havası olan bir yaylada ya da sakin
elektronik olarak yapılmaktadır. Terminal istenilen bir deniz kenarında sadece bir uydu terminali ve
yere çok hızlı kurulabilir ve hemen kullanılabilir. dizüstü bilgisayarla çalışması mümkün olacaktır.
138 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
UZAY TABANLI
NESNELERİN
İNTERNETİ
Şahabeddin KUTLU Nesnelerin internetindeki temel fikir oldukça basittir:
Esra Zeynep ŞENEL veriyi topla, kablolu ya da kablosuz bağlantı ile daha
Birol KESKİN güçlü bir birime aktar, verileri işle, değerlendir ve
karar ver.
Nesnelerin interneti (Internet of Things), bilgi
üretebilen ve internet üzerinden bunu paylaşabilen Veri Toplama
cihazları, mekanik ve dijital makineleri, nesneleri,
insanları birbirine bağlamamızı sağlayan bir Verinin toplanacağı nesne, yoldaki bir araç, üretim
köprüdür. Bu teknoloji, nesnelerin herhangi bir hattındaki bir makine, kolumuzdaki akıllı saat,
insan müdahalesine gerek olmaksızın birbirleriyle evin bir odası, kilitli bir kapı, insan vücudu ya da bir
ve merkezi kontrol mekanizmalarıyla veri paylaşımı parçası olabilir. Nesneden veriyi toplayan ve onunla
yapmalarını mümkün kılmaktadır. etkileşimde bulunan entegre cihaz ise bir sensör,
anahtar ya da bir yazılım parçasıdır. Entegre cihaz
NESNELERIN İNTERNETI TARIHI ve nesnenin oluşturduğu ikili, Nesnelerin İnterneti
Cihazı olarak adlandırılmaktadır.
Temeli 1980’lerdeki akıllı cihazlar konseptine
kadar uzansa da Kevin Ashton’ın 1999’daki bir Veri Aktarımı
konferans konuşmasında "Internet for Things"
ifadesini kullanması nesnelerin interneti için milat Nesnelerin interneti cihazı, topladığı veriyi üzerinde
olarak kabul edilmektedir. Kevin Ashton, RFID depolayabileceği gibi, çoğunlukla bekletmeden
kablosuz bağlantı teknolojisi kullanılarak nesnelerin merkezi işlem birimine göndermektedir.
uzaktan yönetilebileceği önerisini getirmiştir.
Yalnızca bir yıl sonra, LG firması LAN (Local Area Veri aktarımı genellikle kablosuz haberleşme ile
Network) arayüzü bulunan ve bu şekilde internet yapılmaktadır. Kablosuz haberleşme için birçok
üzerinden yönetilebilecek bir buzdolabı üretmiştir. seçenek bulunmakta olup seçilecek olan protokol
2000’li yıllarla birlikte internetin gelişimi ve ya da yöntem, cihazın tipine, bulunduğu/kullanıldığı
yaygınlaşmasıyla, nesnelerin interneti de çığ gibi ortama, verinin miktarına ve verinin tipine göre
büyümeye başlamıştır. değişebilmektedir.
NESNELERIN İNTERNETI MIMARISI, BILEŞENLERI Nesnelerin interneti için kullanılan başlıca kablosuz
haberleşme protokol ve yöntemleri aşağıda
Nesnelerin interneti sisteminde temel olarak üç verilmektedir:
bileşen bulunmaktadır:
• Veriyi toplayan cihazlar, • Bluetooth: Kısa mesafelerde ve düşük güç
• Merkezi işlem birimi, tüketimi gerektiren durumlarda kullanılmaktadır.
• Toplanan verilerle ne işlem yapılacağına karar Bluetooth çoğunlukla akıllı telefonlar, giyilebilir
veren yazılım. cihazlar, USB sensör cihazları ve benzerlerinde
kullanılmaktadır.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 139
Gömülü Mobil
NESNELERİN
İNTERNETİ
Enerji Tüketimi
TeleTıp ve Sağlık
Bina Yönetimi
Düşük veri hızı sağlayan takım uydular, piko ve nano bu sistemler, 50-500 Mbps veri hızlarını
uydu sınıfında yer almaktadır. Kullanılan frekans sağlamakta, Ku-Bant ve Ka-Bant frekans bantlarını
bandına göre 1 kbps’tan birkaç Mbps’a kadar veri hızı kullanmaktadır.
elde edilebilmektedir. VHF ve UHF bandı ile kbps’lar,
S-bant ve X-bantları ile Mbps’lara ulaşılabilmektedir. Yüksek veri hızı sağlayan sistemler, yer tarafında
Piko ve nano uydu sınıfında, en önemli örnekler görece daha büyük anten ve RF cihazlara, yüksek
Swarm ve Lacuna takım uydularıdır. Swarm firması, çıkış gücü sebebiyle de şebekeden beslenmeye
yaklaşık 250 gr ağırlığında, yüz kırkın üzerinde nano gerek duymaktadır. Düşük veri hızlı sistemler
uydu fırlatmıştır. VHF bandını kullanmakta olup 1 ise tersine daha düşük çıkış gücü, daha küçük
kbps veri hızı sağlamaktadır. anten ve RF cihazlarla çalışabildiği için batarya ile
beslenebilmektedirler.
Yüksek veri hızı sağlayan takım uydular ise küçük
uydu (small satellite) sınıfında yer almaktadır. Bu Nesnelerin interneti mimarisinde, nesne ile uydu
kategoride en önemli örnekler Starlink (SpaceX), doğrudan haberleşebileceği gibi aracı bir birim
OneWeb ve Kuiper (Amazon) takım uydularıdır. Bu (ağ geçidi) üzerinden de haberleşebilmektedir.
kategoride öncülük eden bu üç sistem çok ciddi Ağ geçidi, GSM şebekesindeki baz istasyonu
bir rekabet ve pazar yarışında yer almakta olup gibi kendisine bağlı bulunan nesnelerden veriyi
üç-dört binli sayılarla uydu takımları fırlatmayı toplamakta ve uydu üzerinden merkezi işlem
planlamaktadırlar. Yüksek veri hızı hedefleyen birimine göndermektedir.
142 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
UZAY TABANLI NESNELERIN İNTERNETI Orman yangınları, özellikle son yıllarda hem
UYGULAMALARI ülkemizde hem de dünyada yaşanan felaketlerin
başında geliyor. Yalnızca canlıların hayatlarını tehdit
Uzay tabanlı nesnelerin interneti, iklim, tarım ve etmekle kalmayıp, sera gazı salınımı ve iklim krizi gibi
hayvancılık, denizcilik, taşımacılık, sağlık gibi birçok konularda da negatif etkisi bulunmaktadır. Erişimin
alana uygulanabilir. zor olduğu ormanlık alanlara yerleştirilen sensörlerle,
rüzgâr hızı, toprak nemi ve havada karbondioksit/
Baraj doluluk oranlarının kontrolü ve olası kuraklık karbon monoksit yoğunluğu gibi veriler gerçek
öncesi gerekli önlemlerinin alınması amacıyla zamanlı olarak toplanır ve bu afet henüz ölümcül
kullanılabilir. Yerleştirilecek sensörlerle, barajları boyutlara ulaşmadan yetkililer uyarılabilir.
besleyen akarsu ve derelerin akım rejimleri, su
havzalarının durumu sürekli olarak izlenebilir. Denizcilik ve taşımacılık alanında, kargo gemileri,
trenler ve kamyonlar için akıllı filo yönetimi çözümleri
Büyük ölçekli tarımcılıkta, tarım arazilerine sunulabilir. Taşıma araçları canlı olarak takip
yerleştirilen sensörler ile sıcaklık, yağış/nem, edilebilir, taşınan malzemenin güvenliği, sağlık
toprağın mineral kalitesi gibi parametre verileri durumu uzaktan takip edilip, taşıma sürecindeki
toplanabilir. Çiftçilerin toprağın kalitesinden, hava performans ölçütlerine dair tüm veriler toplanarak
koşullarındaki olası değişikliklerden önceden süreç optimize edilebilir.
haberdar olması sağlanabilir.
İnternet teknolojisinin hızlı gelişiminin, araçları da
Geniş bir alana yayılmış hayvancılık faaliyetlerinde, etkilemesi kaçınılmaz olmuştur. Akıllı ve otonom
hayvan sürülerinin canlı takibi ve coğrafi sınırlama araçlar da artık yollarda yerini almaktadır. Otonom
için kullanılabilir. Hayvanlara bağlanacak sensörlerle, sürüş, sürüş yardım, trafik yoğunluğunun tespiti,
hayvanların sadece konumunun değil sağlık araç-içi eğlence, araç bakım ve arıza tespit gibi
durumlarının da takip edilmesi sağlanabilir. birçok konu uydu üzerinden uzaktan yönetilebilir.
144 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
UZAKTAN
ALGILAMA
TEKNOLOJİLERİ
Oğuz ALKIŞ
ASELSAN DERGİ SAYI 115 145
146 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
ELEKTROMANYETİK SPEKTRUM
FM TV Mikrodalga TV Uzaktan Ampul Güneş X-Ray Radyoaktif
ELEKTROMANYETİK DALGALAR
Fırın Kumandası Cihazı Elementler
Kaynaklar
NI
LA
İKA
TR N
EK YÖ
EL
Radyo Mikrodalga Kızılötesi Görünür Işık Morötesi X Işını Gama Işını I
AN
AL
İK
ET
NY
MA
FREKANS
YU
A BO
Genişlik
LG
DA
Zaman
GÖRÜNÜR SPEKTRUM
Artan Dalgaboyu
Dalgaboyu Büyüklüğü
Kı
si
zı
e
lö
öt
te
or
si
Bina Beyzbol Topu İğne Ucu Bakteri Virüs Atom Atom Altı
Parçacıkları
Artan Frekans
UZAKTAN ALGILAMA
GÜNEŞ Uydu
ATMOSFER
G
Raelen
dy Gü
as ne
yo ş VE
nu eş
nu Rİ
yo ün
as G
dy an
Ransıy
Ya
Sunucu
Yollar Çimen
Binalar Orman
Su
optik kısmı merceklerden oluşur, bu mercekler oluşmaktadır. Alkali katot üzerine düşen yakın kızılötesi
yeryüzünden yansıyan EM ışınımın odak düzlemi (NIR) banttaki fotonlar elektron salınımı yaparlar.
üzerinde bulunan detektörler üzerine düşmesini Elektrik alanda hızlandırılan bu elektronlar fosfor anoda
sağlar. Detektörler ise bu enerjiyi elektrik çarparak görünür bantta foton salınımı yapar. Bu
sinyallerine çevirirler. Daha sonra bu sinyaller uydu teknoloji, 20. yüzyılın başlarında geliştirilmeye başlandı
üzerindeki bilgisayarlar vasıtasıyla işlenerek yer ve İkinci Dünya Savaşında düşük ışıkta ve gece görüş
istasyonuna iletilmek üzere kayıt birimlerine iletilir. amaçlı olarak kullanıldı. Daha uzun dalga boylarındaki
kızılötesi bantlarda algılama yapan (MWIR, LWIR)
EO algılayıcıların optik kısımlarında enerji detektörler ancak yarıiletken malzeme teknolojilerinde
toplanacak dalga boylarına özel optik birimlerin büyük teknolojik gelişmelerin olduğu yirminci yüzyılın
kullanılması gerekmektedir. Bu sayede EM tayfın ikinci yarısında ortaya çıktı. Bileşik yarı iletken malzeme
ilgili bölümünde yüksek geçirgenlik sağlanmakta üretim teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde; Cıva
ve mümkün olan en yüksek seviyede enerji Kadmiyum Tellür (Mercury Cadmium Telluride, MCT),
toplanabilmektedir. Özellikle uzaydan yapılan İndiyum Antimoni (Indium Antimonide, InSb), Tip
uzaktan algılamalarda dünya yüzeyine olan uzaklık II Süperörgü (Type II Superlattice, T2SL), İndiyum
fazla olduğu için uyduya ulaşan enerji miktarı sınırlı Galyum Arsenit (Indium Gallium Arsenide, InGaAs),
olmaktadır. Bu nedenle kullanılan optik birimlerin Galyum Arsenit (Gallium Arsenide, GaAs) ve Alüminyum
ilgili EM bantta yüksek geçirgenliğe sahip olması Galyum Nitrat (Aluminium Gallium Nitride, AlGaN) gibi
önem arz etmektedir. algılayıcı yarı iletken bileşik malzemeler üretilebildi. Bu
sayede; UV bandından LWIR bandına kadar bütün dalga
Optik birimler aracılığı ile toplanan enerjinin üzerine boylarında algılama yapan detektörlerin üretilebilmesi
düşürüldüğü detektörler bu enerjiyi elektrik sinyallerine mümkün hale geldi.
çevirirler. İlk örnekleri fotoğraf makineleri ve filmli
kameralar olan görüntüleme sistemlerinde kullanılan EO algılayıcılar üzerinde yer alan detektörlerin EM
detektörler, görünür banttaki (VIS) fotonları algılayan tayfın tek bir aralığındaki enerjiyi ölçmesi ile elde
foto-aktif filmlerdir. Görüntü yoğunlaştırıcılar, görünür edilen görüntülere pankromatik görüntü denir.
bandın dışında algılama yapan ilk detektörlerdir. Görünür ışığın yer aldığı 400-700 nm aralığındaki
Bu yoğunlaştırıcılar alkali katot ve fosfor anottan enerjiyi ölçerek elde edilen siyah-beyaz görüntüler
Mikrodalga dalga boyundaki EM ışınım yeryüzünden anten ile hedefe iletilmektedir. Hedeften yansıyan
doğal yayıldığı gibi yapay olarak da üretilebilmektedir. sinyal anten tarafından toplanıp, alıcı tarafından
Yeryüzünden bu dalga boylarında doğal bir şekilde kullanılmaktadır. Sezilen sinyalin zaman gecikmesi,
yayılan EM ışınım yüksek enerjili olmadığı için hedefin radara olan mesafesi ile orantılıdır. SAR
bu enerjinin uzaydan algılanması çok mümkün sisteminde uzay platformunun hareketinden
olmamaktadır. Bu nedenle bu dalga boylarında faydalanılarak yanca boyu uzun olan yapay bir anten
yapay olarak üretilen EM ışınım, enerji kaynağı (sentetik bir açıklık) oluşturulmakta ve bu sayede
olarak kullanılmakta ve bu sistemlere aktif sistem küçük bir anten ile çok iyi yanca açı çözünürlüğü
denmektedir. Bu sistemler RADAR (Radio Detection elde edilmektedir. Hareket boyunca yeryüzünden
and Ranging) teknolojisini kullanmaktadır. İlk yansıyan sinyallerin fazları da kaydedilip sinyal işleme
olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında kullanılan radar teknikleri ile bu fazlar uyumlu bir şekilde toplanarak
teknolojisi günümüzde başta mesafe ve hız ölçme hem sinyal-gürültü oranı artırılmakta, hem de faz-
amaçlı olarak birçok alanda kullanılmaktadır. uyumlu toplama sonucunda elde edilen bileşke
hüzmenin odaklanması işlemi ile yüksek yanca
Radar çalışma prensibine bağlı olarak çalışan çözünürlük elde edilmektedir.
uzaktan algılama sistemleri diğer pasif algılama
sistemlerinden farklı çalışmaktadır. Pasif sistemler
doğal şekilde oluşan EM ışınımı kullanırken, aktif
sistemler kendi ürettiği enerji kaynağını kullanarak
uzaktan algılama yapmaktadır. Güneş enerjisini
kullanarak çalışan EO algılayıcılar sadece gündüz
uzaktan algılama yapabilirken, aktif sistemler hem
gece hem de gündüz görev yapabilmektedir. Benzer
şekilde bulutlu ve yağmurlu havalarda EO algılayıcılar
genellikle uzaktan algılama yapmazken, aktif
sistemler bu durumdan çok az etkilenirler.
GNSS
UYDU TABANLI
DÜZELTME SİSTEMİ VE
HATA KAYNAKLARI
Ali Özgür TAŞOĞLU dört adet uydudan alınacak sinyaller ile türetilecek
Orhan Çağdaş ÜNVER dört adet denkleme ihtiyaç bulunmaktadır. Bir başka
ifade ile konum ve zaman hesaplayabilmek için en
az dört adet uydudan yeterli seviyede sinyal alınması
Küresel Seyrüsefer Uydu Sistemleri (GNSS- gerekmektedir.
Global Navigation Satellite Systems), sabit veya
hareketli nesnelerin konumlarını ve zaman bilgisini Uydular navigasyon mesajının içinde kendi
belirlemelerini sağlayan sistemlerdir. 1995 yılında konumlarıyla birlikte, sinyalin uydudan çıktığı zamanın
ABD Küresel Konumlandırma Sisteminin (GPS) bilgisini de hassas saatleri sayesinde iletmektedir. Uydu
devreye alınması ile hayatımıza giren GNSS, zamanla ve GNSS alıcısı arasındaki uzaklık uydudan yayınlanan
günlük yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası haline sinyalin alıcıya ulaşması için geçen zamanın ışık hızı
geldi. Askeri amaçla başlayan GPS programı yoğun ile çarpılması ile bulunmaktadır. Bu uzaklık bilgisini
talep sayesinde sivil alanda da oldukça geniş bir kullanarak kullanıcı kendi konumu ile birlikte zamanını
pazara sahip oldu. Bu yüksek talebin sebebi GNSS da yaklaşık olarak hesaplayabilmektedir. Fakat bu
alıcılarının maliyetlerinin azalmasına ve boyutlarının hesap bazı hata kaynaklarını da içerdiğinden, daha
küçülmesine ek olarak konum verisine ihtiyaç duyan doğru konum hesaplaması için ek düzeltmelere ihtiyaç
uygulama sayısındaki artış olmuştur. bulunmaktadır.
ATOMİK SAATLER VE
GNSS İÇİN
ZAMAN ÜRETİMİ
“Peki o halde zaman ne? Hiç kimse bana sormazsa biliyorum da
biri sorup da ona açıklama yapmam gerektiğinde bilmiyorum.”
Augustinus
Ramazan UZEL Zaman ile ilgili bütün tanımlamaların yanı sıra zaman
Dr. Caner SAVAŞ gözlemlenebilir bir niceliktir. Bu nedenle, zamanın
tanımı, bir olgunun sezgisel süresi kavramına ve ölçü
birimleri olarak kullanılmak üzere sabit bir süreye
ZAMAN TANIMI VE ÜRETIMI sahip olayların varlığı varsayımına dayanır.
Zaman kavramına yüzyıllar boyunca farklı Peki zaman ölçü birimlerinden olan saniye nasıl
yorumlamalar getirilmiştir. Aristoteles’in zaman için tanımlanır?
gerekli olan tek şeyin hareket olduğu düşüncesi ile
kurduğu nesnel zaman anlayışı, Galileo ve Newton’a • 1960 yılına kadar, saniyenin tanımı Dünya’nın
kadar egemen görüş olarak kalabilmiştir. Döneminde, kendi etrafında dönüşü temel alınarak yapılmıştır.
nesnel zaman anlayışına karşı geliştirilmiş olan • 1960 yılından 1967 yılına kadar, saniyenin tanımı
ve zamanın harekete bağlı olduğunu reddeden Dünya’nın Güneş etrafında dönüşü temel alınarak
düşünceler içinde en önemlisi Augustinus’un öznel yapılmıştır.
zaman anlayışıdır. Augustinus’a göre zaman bir • 1967 yılından itibaren, saniyenin tanımı Cs
başlangıç ve sona sahiptir. Buna göre zaman, bir atomlarının enerji geçişleri temel alınarak
cisim hareket ettiğinde hareketin başlangıcından yapılmaktadır.
bitişine kadarki süreyi ölçmeye yarayan bir araçtır.
Zaman ölçeği ise bir zaman koordinatını herhangi
Newton’a göre mutlak zaman ve mekân, nesnel bir olayla ilişkilendirmeye izin veren bir referans
gerçekliğin bağımsız taraflarıdır. Mutlak zaman çerçevesidir.
göreceli olarak ve sadece matematiksel olarak
anlaşılabilir. Einstein’in özel görelilik teorisine göre ATOMIK SAATLER
ise uzay ve zaman gözlemcinin hareket durumuna
bağlıdır. Einstein’e göre iki farklı olayın tüm Atomik saatler, atomlar tarafından yayılan fotonların
gözlemciler için aynı anda gerçekleşmesi anlamına frekanslarını kullanmaktadır ve aynı zamanda atomik
gelen mutlak eşzamanlılık olamayacağından mutlak frekans standardı (AFS) olarak da adlandırılmaktadır.
zaman düşüncesi de geçerli değildir. Görelilik Atomlardaki elektronlar belirli enerji seviyelerinde
teorisinde zaman, göreceli hareketlere ve hareket bulunurlar. Eğer atom bulunduğu enerji seviyesinden
eden cismin konumundaki yer çekimi alanına bir üst seviyeye geçerse, tekrar taban enerjisi
bağlı olarak, farklı gözlemciler için farklı bir şekilde seviyesine geri dönerken aradaki fark kadar enerjiye
akmaktadır. Buna göre hareket eden bir cisim için sahip bir foton salar. Enerji seviyeleri arasındaki
zaman daha yavaş ilerlemektedir. geçişler dış etkenlerden çok az etkilenmektedir.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 159
160 UYDU VE UZAY TEKNOLOJİLERİ
Atom temel enerji seviyesinden bir üst seviyeye Son yıllarda gelişmekte olan ve laboratuvar ortamında
genelde mikrodalga veya görünür ışık (lazer) dalga deneysel olarak gerçekleştirilen, Ytterbium (Yb) ve
boylarında uygulanan dış uyarıcı ile yükseltilir. Sonuç Strontium (Sr) bazlı atomik saatler ve nötr optik
olarak uyarıcı elektromanyetik dalga ve atomların atomik saatlerin doğruluk ve kararlılıkları Rubidyum
salınımı ile belirlenen kararlılık seviyeleri bir günde (Rb), Sezyum (Cs) ve Hidrojen (H) tabanlı atomik
saniyenin milyarda biri kadardır. Bir saniye, Sezyum saatlerden yaklaşık yüz kat daha iyidir. Ytterbium
(Cs) atomunun temel enerji seviyesinin hiper-ince (Yb) ve Strontium (Sr) bazlı atomik saatler ve nötr
geçişlerine denk gelen ışımanın 9.192.631.770 optik atomik saatlerin boyutlarının büyük olması
periyoduna denk gelen süre olarak tanımlanmaktadır. nedeniyle yakın zamanda uydularda kullanımı çok
Yakın gelecekte saniye tanımının optik temelli atomik olası olmamakla birlikte yer istasyonlarında zaman
saatler ile yeniden yapılması beklenmektedir. ölçeğinin iyileştirilmesi amacıyla kullanılabilecektir.
• Ağ zaman protokolü (Network Time Protocol- Yukarıdaki örnekler çoğaltılabileceği gibi, zamanlama
NTP) ve hassas zaman protokolü (Precision Time ve senkronizasyon işlemlerinde GNSS’e olan
Protocol-PTP) bilgisayar sistemlerinde zaman bağımlılığın ve GNSS’in öneminin oldukça fazla
senkronizasyonu için kullanılan standartlardır. olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Yerel alan ağı (Local Area Network-LAN) ve geniş
alan ağı (Wide Area Network-WAN) üzerinden KÜRESEL SEYRÜSEFER UYDU SISTEMLERINDE
zaman dağıtımı ve doğru saat senkronizasyonu ZAMANLAMA YÖNTEMI
için yaygın olarak kullanılmaktadır. Günümüzde, bu
sistemler zaman kaynağı olarak GNSS’e bağımlıdır. Her GNSS uydusu, iletildiği zamanı ve uydunun
• Finansal hizmetler, yüksek düzeyde kullanılabilirlik, yörünge konumunu içeren bir sinyal yayar. Sinyalin
güvenlik ve güvenilirlik içeren güçlü bilişim bir alıcıya ulaşması için geçen süre, uyduya
teknolojileri (BT) sistemlerine ve ağlarına olan mesafeyi hesaplamak için kullanılabilir. Bu
dayanmaktadır. GNSS, finansal hizmetlerde hesaplama da ışık hızına bağlı olduğu için GNSS
muhasebeleştirilen alım/satım işlemlerine ve sistemleri oldukça iyi kalitede saatlere ihtiyaç
varlıkların o an işlem gördüğü fiyatlara zaman duymaktadır. Dolayısıyla, saatlerin kararlı, hassas,
damgası eklemek ve dolayısıyla kronolojik olarak güvenilir ve uzay kalifiyeli sistemler olması
kaydını tutmak için kullanılmaktadır. gerekmektedir.
• Enerji ve güç sistemlerinde, şebeke varlıklarının
işletimini, entegrasyonunu ve korumasını koordine Amerika Küresel Konumlama Sistemi (Global
etmek amacıyla şebeke izleme, sistem kararlılığı Positioning System-GPS) ve Rusya’nın Küresel
ve operatör desteği için hassas zamanlama Konumlama Sistemi (GLObal NAvigation Satellite
kullanılmaktadır. Örneğin, senkronizasyon için System-GLONASS) uyduları 2 Rubidyum (Rubidium)
ortak bir zaman kaynağı kullanarak, elektrik ve 2 Sezyum (Cesium) atomik saatlerini içerirken,
şebekesindeki fazör miktarının büyüklüğünü Galileo ve BeiDou uydularında ayrıca pasif Hidrojen
ölçmek için fazör ölçüm birimleri (Phasor Mazer de kullanılmaktadır. Her ne kadar bu saatler
Measurement Units-PMU) kullanılmaktadır. farklı teknolojilere sahip olsalar da benzer çalışma
PMU’lar ile güç ağını izlemek için GNSS’e dayalı ilkesine sahiptir.
zaman referansları esas alınmaktadır ve PMU
verileri GPS zaman etiketi ile birlikte tutulmaktadır.
Sistemin sorunsuz çalışması için ilgili konumlama UTC) ölçeğine yönlendirilen bileşik saat olarak
sistemine (örneğin GPS, Galileo) ait tüm uydulardaki tanımlanabilir. Sistem zamanı sayesinde, herhangi
saatlerin en yüksek doğruluk seviyesinde birbirine bir GPS kullanıcısı, UTC bilgisine ve dolayısıyla kendi
senkronize edilmesi gerekir. GNSS’te kullanılan yerel saatine alıcı çıktılarından erişebilmektedir.
atomik saatler kısa zaman dilimlerinde (örneğin Ülkemizde yerel saat, şu an UTC’nin tam üç saat
birkaç saat boyunca) çok kararlıdır. Ama uzun süreli ilerisindedir.
bağımsız çalışmaları durumda, zaman bilgilerinde
kaymalar oluşacaktır. Bu nedenle, daha kararlı olan Dünya üzerindeki seksen beş laboratuvarın
ve yer sistemlerinde kullanılan saatlerle düzenli sahip olduğu yaklaşık beş yüz elli atomik
olarak senkronize edilmesi gerekir. saatin ölçümlerinin işlenmesi ile UTC her hafta
hesaplanmaktadır. Türkiye’de de TÜBİTAK Ulusal
Einstein’in genel görelilik teorisi Dünya’nın Metroloji Enstitüsü (UME) 1994 yılından itibaren
yerçekimi alanı nedeniyle zaman daralmasına Uluslararası Atomik Zaman Kulübü (TAI) üyesi olup
işaret etmektedir. Yüksek irtifadaki saatler (örneğin, UTC ölçeğinin oluşturulmasına katkıda bulunmakta
uydu üzerindeki bir saat), Dünya yüzeyinden ve uluslararası izlenebilirliğini sağlamaktadır.
gözlemlendiğinde daha hızlı çalışıyormuş gibi
görünür. Bu etki bir kilometre yükseklik için senede TAI için alışagelmiş zaman karşılaştırma yöntemi,
yaklaşık 1 mikrosaniye farka karşılık gelmektedir. farklı laboratuvarlarda bulunan GPS zaman ve
Ayrıca, ışık hızı sabit olduğundan uydu üzerindeki jeodezik alıcılarına ait ölçümlerin kullanılarak
gezici bir saatte zaman daha yavaşlar. Ortalama karşılaştırılması üzerinedir. GPS Ortak Görüş olarak
20.000 km yörüngedeki GPS uyduları için bu etki bir adlandırılan bu yöntemde zaman için 10 nano
senede yaklaşık bir milisaniye yavaşlamaya neden saniyeden küçük, frekans için ise 10-13’ten küçük
olmaktadır. Bu nedenlerle, görelilik etkilerinden belirsizliklerde dağıtım yapılabilmektedir. Bazı
kurtulmak için, 10,23 MHz frekansında GPS laboratuvarlar ise uydu ile iki yönlü zaman ve frekans
alıcıları tarafından alınan sinyal içerisindeki kod, transferi (Two-Way Satellite Time and Frequency
GPS uyduları tarafından 10,22999999543 MHz Transfer) cihazları ile donatılmıştır. Bu yöntem, GEO
frekansında yayınlanmalıdır. telekomünikasyon uyduları aracılığıyla GPS’ten
bağımsız bir şekilde zamanlama sinyallerinin
Bahsedilen bilgiler ışığında, navigasyon sistemlerinin karşılıklı değişimine dayanır. TWSTFT yöntemi
aynı zamanda zamanı yaymak için bir araç olduğunu ile zaman için 1 nanosaniyeden küçük, frekans
söyleyebiliriz. Peki, GPS’te sistem zaman ölçeği nasıl için ise 10-14’ten düşük belirsizliklerde dağıtım
oluşturuluyor ve bütün zamanlar hangi referans yapılabilmektedir.
zaman ile senkronize ediliyor sorularının yanıtlarını
araştıralım. Şekil 3’te UTC ölçeğinin üretimi görselleştirilmiştir.
Uluslararası Ağırlıklar ve Ölçüler Bürosu (Fr.
GPS, Sistem Referans Zamanı ve UTC Bureau International des Poids et Measures-
BIPM) uluslararası ölçüm birimleri ve standartları
GNSS’te yer kesimi, uydular ile yani uzay kesimi konusunda üye devletlerin birlikte hareket ettiği
ile iki yönlü haberleşmektedir. Yörünge ve saat bir kuruluştur. Zaman departmanı da farklı
belirlemek için küresel ve sürekli bir kapsama alanı uygulamalar için kullanılan uluslararası zaman
içerisinde yüksek performanslı gerçek zamanlı ölçeklerinin gerçekleştirilmesi ve yayılmasından
uygulamaları destekleyen uydu izleme istasyonları sorumludur. Uluslararası Yer Dönme ve Referans
ile izleme ağının oluşturulması gerekir. Tüm verileri Sistemleri Servisi (International Earth Rotation and
işleyen sistemin beyni görevindeki kontrol merkezi, Reference Systems Service-IERS) ise Dünya’nın
uyduların sinyallerini, konumlarını ve içerdikleri dönüşünün hızını yansıtan zaman standardı olan
atomik saatleri izler; uyduların hassas yörüngelerini Evrensel Zaman UT1’in (Universal Time-UT) yıldızları
hesaplar, saatleri senkronize eder ve bağımsız gözlemleyerek oluşturulmasını sağlar.
zaman ölçeğini oluşturur. Ayrıca, kontrol merkezi
tarafından sağlanan saat düzeltmeleri, uydu sinyali Günümüzün dijital dünyasında, yüksek hassasiyetli
ile kullanıcılara saat ofsetinin bir tahmini olarak zaman bilgisi ve senkronizasyon ihtiyaçları giderek
sunulmaktadır. artmaktadır. Farklı teknolojiler kullanılarak sistemler
arasında zaman iletimi konusunda ve UTC’ye olan
GPS için sistem zamanı, referans olarak seçilen senkronizasyonun uzun süre bağımsız bir yapı ile
Birleşik Devletler Deniz Gözlemevi (US Naval devamını sağlama ile ilgili çalışmalar artarak devam
Observatory-USNO) tarafından sağlanan Uluslararası etmektedir.
Koordine Zaman (Universal Time Coordinated-
ASELSAN DERGİ SAYI 115 163
UZAY ORTAMININ
UYDULARA
ETKİLERİ
ASELSAN DERGİ SAYI 115 165
166 UZAY İÇİN TASARLAMAK VE TEST ETMEK
Ramazan UZEL görev yapan uzay araçları için risk oluşturur. Atomik
oksijen nedeniyle yüzeyde meydana gelecek
aşınmaya önlem almak için uygun malzeme
seçilmesi gerekmektedir.
Uzayda görev yapacak sistemlerin etkilenebileceği
çevresel şartlar, görev süresi ve yörünge UZAYDA PARÇACIK RADYASYONU KAYNAKLARI
parametrelerine göre farklılık gösterebilmektedir.
Çevresel etkiler, ısıl-vakum ve plazma ortamı, Uzayda görev yapan sistemlerin maruz kalacağı
fırlatma kaynaklı mekanik yükler, uzay çöpleri ve parçacık radyasyonu iki kategoride incelenebilir;
parçacık radyasyonu olarak sınıflandırılabilmektedir. ilki yörüngede dünyanın manyetik alanından ötürü
hapsolmuş düşük enerjili parçacıklar, diğeri ise
Uzaydaki ısıl-vakum ortamının uydulara olan yörünge dışından gelen kozmik parçacıklardır. Yörünge
en önemli etkilerinden biri outgassing olarak dışından gelen parçacıklar galaktik kozmik ışınlar ve
adlandırılan ve uzay ortamındaki malzemelerde güneşten gelen kozmik ışınlar olarak iki tiptir.
moleküler seviyede meydana gelen kopmalardır. Bu
kopmalar sonucunda uydu içindeki veya dışındaki Güneşten gelen kozmik ışınlar solar aktivitelere
diğer ekipmanların üzerinde moleküler seviyede bağlı olarak oluşmaktadır. Genel olarak on bir yıllık
birikmeler ve yüzey özelliklerinde değişimler döngülerle oluşan solar aktiviteler ile değişimleri
gerçekleşebilmektedir. Uzayın ısıl özellikleri ise bu öngörülebilir. Güneş noktaları (sun spot) yakınında
ortamda bulunacak sistemleri oldukça zorlayacak ani parıldamalar olarak gözlemlenen güneş fırtınaları
düzeydedir. Uzayda bulunan bir nesne değişken ısıl sonucunda parçacıklar patlamaların da etkisiyle
yüklere maruz kalmaktadır. Uydu yüzeyindeki yüksek hızlanarak hareket etmektedir. Manyetik fırtınalar
sıcaklık farklarından uydu ekipmanlarını korumak, ve protonların yoğun olduğu güneş aktivitelerinde
uydu içini belli sıcaklık değerlerinde tutabilmek için gözlemlenen koronal kütle atımı (Coronal Mass
uydularda ısıl kontrol alt sistemleri kullanılmaktadır. Ejection) sırasında ise şok dalgalarının da etkisiyle
yüksek hızlarda parçacıklar ortaya çıkarlar.
Toplam elektrik yükü nötr olan gaz molekülleri,
pozitif iyonlar ve negatif elektronlardan oluşan Dünyanın manyetik alanından ötürü yörüngede
plazma ise özellikle uydular üzerinde yüksek hapsolmuş düşük enerjili parçacıklar ise genelde
gerilim farkı oluşturarak elektriksel yüklenmeye elektron ve protonlardır. Hapsolan bu parçacıklar
sebep olabilmektedir. Yüzey iletkenliğindeki farklılık manyetik alanın etkisinden ötürü manyetik alan
sebebiyle özellikle dielektrik malzemeler farklı çizgileri etrafında spiraller çizerek dönmektedir.
gerilimlerle yüklenebilmektedir. Uyduların yüzeyinde Ayrıca, elektronlar doğu, protonlar batı yönüne doğru
oluşan yüzey yüklenmesi (surface charging) sonucu olmak üzere dünyanın etrafında sürüklenmektedirler.
oluşabilecek elektriksel deşarjlar ve elektromanyetik Elektron ve protonların dünya etrafındaki bu
gürültü güneş panelleri gibi uydunun dışında bulunan hareketleri Van Allen Belt Kuşakları olarak
ekipmanlarda hasarlara neden olabilmektedir. adlandırılan radyasyon kuşaklarını oluştururlar.
Çoğunlukla görevinin tamamlamış uydular, fırlatma Van Allen Radyasyon Kuşakları 1958’te Amerika Birleşik
sonrası arta kalan parçalar, mikrometeroidler ve Devletleri tarafından fırlatılan ilk uydu olan Explorer
çeşitli patlamalar sonucu ortaya çıkan parçaların 1 ile Amerikalı fizikçi James A. Van Allen tarafından
oluşturduğu ve uzay çöpü (space debris) olarak keşfedildi. Explorer 1’deki Geiger sayacı ile elde
adlandırılan çok sayıda cisim bulunmaktadır. edilen veriler, daha önce yer ve balon tabanlı aletlerle
Özellikle 1.000 km’nin altındaki alçak yörünge ölçülen kozmik ışınlardan farklı seviyelerde radyasyon
ve 36.500 km civarındaki yer sabit yörünge, çöp değerlerini içeriyordu. Devam eden çalışmalar sonucu
akısının risk oluşturmaya başladığı bölgelerdir. keşfedilen iki kuşak Dünya yüzeyinden 500 ila 58.000
Çarpışma riskinin analiz edilmesi, uydunun km yüksekliğe uzanmaktadır.
yörüngesinde yer alan cisimlerin izlenerek, gerekli
olması halinde manevraların yapılması ile risk en aza Van Allen Kuşaklarında hapsolmuş parçacıkların
indirilebilmektedir. uydular üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra
Dünya üzerinde olumlu etkileri vardır. Örneğin,
Uydular için özellikle yakın yörüngede dikkat edilmesi dünyanın manyetik alanı etkisinden kaçan
gereken bir diğer faktör de atomik oksijen etkisidir. parçacıkların daha yoğun atmosfer ile etkileşmesi
Oksijen molekülleri (O2) ultraviyole radyasyonun sonucu Kutup Işıkları (Aurora Borealis) olarak
da etkisiyle oksijen atomu olarak parçalanır ve adlandırılan ışık patlamalarını yaratır. Aurora renkleri
çoğunlukla 200 ile 800 km arası alçak irtifalarda farklı atom türlerine göre değişmektedir.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 167
Dünya etrafındaki manyetik alan (manyetosfer) Fotoelektrik etki, gelen fotonun atomdan elektron
ile Güneş’ten gelen hızlı parçacıklar saptırılarak koparması sonucunda oluşmaktadır. Compton
engellenebilmektedir. Manyetosferin dış kuşağında olayında, gelen foton, atom ile çarpışarak enerjisinin
parçacıklar yavaşlayarak yön değiştirir, Dünya’ya bir kısmını atomun elektronuna aktarır. Çift
yaklaştıkça artan manyetik alan etkisiyle parçacıklar oluşumunda ise gelen fotonun enerjisi yeterli
manyetik alanı aşamayarak, etrafından dolaşır veya ise foton bir elektron-pozitron çifti oluşturur.
manyetik alana hapsolurlar. Van Allen kuşaklarının Düşük enerjili fotonlar genelde fotoelektrik etki
Dünya’ya en yakın olduğu bölgede manyetik yoluyla maddeyle etkileşirken fotonun enerjisi
alanın zayıflaması nedeniyle yüklü parçacık sayısı arttıkça Compton olayı daha baskın olarak
artmaktadır. Güney Atlantik Anomalisi (South Atlantic gerçekleşmektedir. Yüklü parçacıklar ise, madde
Anomaly) olarak adlandırılan bu durumun olduğu içerisinden geçerken ya enerji kaybederler ya
bölgede uydular normalden daha yüksek seviyelerde da geldikleri yörüngeden saparlar. Parçacıkların
parçacık radyasyonuna maruz kalmaktadır. bu şekilde etkilenmesinin nedeni ise geçtikleri
maddenin atomik elektronları ile Coulomb kuvvetiyle
UZAY RADYASYONUN UYDULARA ETKİLERİ etkileşmeleridir. Yüklü parçacıklar geçtikleri
maddenin atomlarını uyararak ya da iyonize ederek
Radyasyonun madde ile etkileşimini incelemek enerji kaybeder.
için fotonlar ve yüklü parçacıklar için ayrı ayrı
değerlendirmek gerekmektedir. Fotonların madde ile Parçacık radyasyonu, elektronik bileşenlere
etkileşimi çoğunlukla üç farklı yolla olabilmektedir: etkilerine göre iki türe ayrılmaktadır. İlki iyonlaştırıcı,
Fotoelektrik etki, Compton olayı ve çift oluşumudur. ikincisi ise iyonlaştırıcı olmayan radyasyondur.
168 UZAY İÇİN TASARLAMAK VE TEST ETMEK
İyonlaştırıcı olmayan radyasyonun kaynağı Tekil olay etkileri, ağır iyonlar ve yüksek enerjili
çoğunlukla, nötron, proton, ağır iyonlar ve çok protonlardan kaynaklanan bir radyasyon etkisidir.
yüksek enerjili gama fotonlarıdır. Bu durumda Genelde Van Allen Kuşağı veya galaktik kozmik
radyasyona maruz kalan malzemenin, atomlarındaki ışınlardan kaynaklı parçacıklar malzeme içinden
yer değiştirmelerden ötürü örgü yapısı değişir ve geçerken enerjilerini kaybetmesi sonucu arkalarında
malzemenin yük iletimi gibi bazı özelliklerinde elektron-boşluk çiftleri bırakarak elektronik
kayıplara yol açar. Buna yer değiştirme etkisi bileşenlerde radyasyon kaynaklı hatalara neden
(Displacement Damage) adı verilmektedir. olmaktadır. Dolayısıyla uydu görev ömrü boyunca,
Çoğunlukla optoelektronik ve bipolar elektronik aktif elektronik bileşenler için her an gerçekleşme
bileşenlerde bu tür radyasyon etkileri görülmektedir. olasılığı vardır. Gelen parçacığın türüne ve enerjisine
İyonlaşma etkisinde ise ile yüklü parçacıklar anlık göre etkileşme mekanizması da değişebilmektedir.
veya uzun zamanlı hasarlara neden olur. Bu tür Yüksek enerjili ağır iyonlar, elektronik bileşenleri
hasarlar daha yıkıcı ve fonksiyonel hatalara sebep iyonize ederken, protonlar çoğunlukla dolaylı
olan etkilerdir. İyonlaştırıcı etkiler, toplam iyonize (indirect) iyonizasyona neden olmaktadır. Tekil olay
doz etkisi (TID-Total Ionizing Dose) ve tekil olay etkileri hasarı kalıcı olan etkiler ve olmayan etkiler
etkileri (SEE-Single Event Effects) olarak ikiye olarak gruplandırılabilir. Kalıcı olan hasarlar, yüksek
ayrılmaktadır. enerjili tek parçacığın normal olmayan yüksek akım
oluşturması sonucu bileşenin bozulmasına neden olan
Toplam iyonize doz etkisi, yörüngede hapsolmuş olurken kalıcı olmayan hasarlar, bileşenin işlevselliğini
elektron ve proton gibi parçacıklar ile Güneş’ten geçici olarak yitirmesi, verilerin bozulması gibi
gelen protonlardan kaynaklanan bir radyasyon örneklerle açıklanabilmektedir.
etkisidir. Maruz kalınan toplam radyasyon miktarı
rad (Radiation Absorbed Dose) ile ölçülür ve uydu ve Uzay radyasyonunun uydular üzerindeki kalıcı ve geçici
uydu bileşenlerinde hasarlara, astronotlar için ise etkilerinden uydunun korunması için radyasyona
sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Toplam iyonize dayanıklı malzemelerin seçimi tasarım aşamasının en
doz etkisi uydunun görev ömrü, yörünge özellikleri önemli evrelerinden biridir. Radyasyon analizi sonucu
ve elektron bileşenin türü gibi parametrelere göre belirlenen hassas elektronik ekipmanlar üzerinde
değişmektedir. 500-1.500 km arası alçak irtifalarda alüminyum, tantalum, tungsten vb. malzemeler ile
yıllık ortalama 1-10 kRad (Si) doz birikmesi olurken, kalkanlama yapılması ile toplam iyonize doz etkilerine
haberleşme uydularının da görev yaptığı 36.000 karşı önlemler alınabilir. Tekil olay etkilerine karşı
km civanındaki yersabit yörüngede bu değer yıllık dayanıklı bileşenlerin kullanılması, radyasyon etkilerine
ortalama 100-1.000 kRAd (Si) olmaktadır. Bunun karşı hassas elektronik ekipmanların bozulmalara
yanı sıra Silikon (Si) temelli bileşenler Galyum ve performans düşmesine karşı dayanıklı ve yedekli
Arsenit (GaAs) veya Galyum Nitrit (GaN) temelli bir şekilde tasarlanması ve uydunun operasyonel
bileşenlere göre toplam iyonize doz etkisine karşı süreçlerinin uzay havası tahminlerine uygun bir
daha hassastır. şekilde hazırlanması gerekmektedir.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 169
170 UZAY İÇİN TASARLAMAK VE TEST ETMEK
UYDULARIN
YAPISINA
GENEL BAKIŞ
Gönül ÇİÇEK
Can DUMAN
ASELSAN DERGİ SAYI 115 171
172 UZAY İÇİN TASARLAMAK VE TEST ETMEK
Birçok elektronik ve mekanik birimden oluşan uydular üzerinde farklı seviyelerde titreşim, ivme ve
uyduların büyüklükleri ve uydularda kullanılan şok yükleri oluşturmaktadır. Doğal olarak, uydunun
malzemeler çeşitlilik göstermektedir. Uyduları görev ömrü boyunca sorunsuz hizmet verebilmesi için,
kütlelerine göre aşağıdaki tablodaki gibi uydularda kullanılacak malzemeler ile yapısal ve ısıl
sınıflandırmak mümkündür. sistemler bahsedilen ortam koşullarına dayanabilecek
mukavemette seçilir ya da tasarlanırlar. Üretimi
tamamlanan uydular ise ortam koşullarına çok benzer
Sınıf Adı Kütle (kg) koşullar yaratan düzeneklerde test edilirler.
üstün mukavemete ve korozyon direncine sahiptir. ısı transferini hızlandırmak amaçlanır. Bu sebeple bu
Uydularda da kütle için yeterli bütçe bulunduğu yapıştırıcıların ısıl iletken olması gerekmektedir. Uydu
takdirde, dayanımından ve erişim kolaylığından istifade üzerinde bulunan elektriksel cihazların topraklanması
edilmesi sebebiyle paslanmaz çelik kullanılabilir. önem arz etmektedir. Bu amaca yönelik kullanılan
yapıştırıcıların ise elektriksel iletken özellikte olması
Uydularda kullanılan bir diğer alternatif metal gerekir. RF parametrelerde kayıp olmamasını
ise titanyumdur. Alüminyum, paslanmaz çelik ve sağlamak amacıyla RF sızdırmazlık için de çeşitli
titanyum arasında özgül dayanımı (mukavemet/ yapıştırıcılar kullanılabilmektedir.
yoğunluk) en yüksek olan malzeme titanyumdur.
Bununla birlikte maliyeti de oldukça yüksek bir UYDULARDA TİTREŞİM VE ŞOK TESTLERİ
malzemedir. Uydularda genellikle özel gereksinimleri
olan uygulamalarda kullanılmaktadır. Fırlatma ve servis süresi boyunca karşılaşacağı
yüklere dayanabilmesi için tasarlanan ve
Metallerin yanı sıra uydularda kompozit analizleri yapılan uydu ve ekipmanlarının yapısal
malzemelerden de sıkça faydalanılmaktadır. Yüksek performansında azalma olmadan bu yüklerin
dayanımlarına rağmen düşük ağırlık sunarlar. Büyük üstesinden gelebildiğini kanıtlamak için girdiği son
uyduların ekipmanları taşıyan panellerinde ve iskelet aşama testlerdir. Bu testlerin detayları aşağıda
sistemlerinde karbon fiber kullanılmaktadır. Karbon verilmiştir.
fiber malzemeden faydalanmayı bir adım öteye
taşıyan detay ise sandviç panel yapısında gizlidir. Sinüs Titreşim Testi: Fırlatıcının uydu birimleri
Bu yapıda karbon fiber yüzey levhaları arasında üzerindeki 0-100 Hz gibi düşük frekanslardaki
alüminyum malzemeden yapılmış bal peteği bulunur. etkisini benzetmek için uygulanır. Frekans düzenli bir
Yüzey levhaları arasındaki mesafenin artmasıyla rejimde artarken titreşim şiddetinin sabit tutulduğu
büyük yapının katılığı artarken aradaki boşluğu da bir profilin uygulandığı bu test elektrodinamik
bal peteği gibi boşluklu bir yapıyla doldurmak yapının sarsıcılar vasıtasıyla gerçekleştirilebilir.
hafif kalmasını sağlar.
Rastgele Titreşim Testi: Titreşim şiddeti ve
Uydu üzerinde kullanılan malzemelerde en önemli frekansının rastgele değiştiği bu profil 0-2.000 Hz
kriterlerden biri de gaz salımı faktörüdür. Kullanılan gibi geniş bir aralıkta yine elektrodinamik sarsıcılarla
lehimlerden yapısal yapıştırıcılara kadar tüm uygulanabilir.
bileşenlerin vakum ortamına ulaşana kadar gaz
salması beklenmektedir. Ayrıca kullanılan yapıştırıcılar Sanki-statik (İvme) Testi: Roketin yükselirken
kullanım alanına göre çeşitlilik göstermektedir. hızlanması sırasında uydu donanımları üzerinde
Örneğin; cihazların montajında kullanılan yapısal oluşan statik yüke benzer bir etki üretilmeye çalışılır.
yapıştırıcılar için titreşim ve şok yüklerine karşı Bu testi gerçekleştirmek için santrifüj temelli özel
dayanım beklenmektedir. Isı atımı yüksek cihazlar düzenekler bulunsa da elektrodinamik sarsıcı ile de
için ise cihazın tabanına uygulanacak yapıştırıcı ile test edilecek birime benzer yükler uygulanabilir.
174 UZAY İÇİN TASARLAMAK VE TEST ETMEK
Şok Testi: Uydunun fırlatıcıdan ayrılması ya da uydu Akustik Test: Fırlatıcının yükselmesi için gereken
üzerindeki antenlerin ve güneş panellerinin açılması enerjiyi elde edebilmek amacıyla roket motorlarında
sırasında ortaya çıkan şok etkisinin benzetimi yapılır. hızlı bir yanma olayı gerçekleştirilir ve bu esnada büyük
Bir şok tablasının arkasında kimyasal patlatılması, bir gürültü meydana gelir. Bu ses basıncının özellikle
bu tablaya havalı tüfek benzeri mekanizmalarla anten ya da uydu panelleri gibi geniş yüzeylere sahip
ateş edilmesine ya da çekiçle vurulması temeline birimler üzerindeki etkisini benzetmek için akustik
dayanan test düzenekleri kullanılabilir. odada birimler üzerine şartlandırılmış azot gazı
gönderilir ve birimler üzerinde oluşan titreşimler izlenir.
UYDULARDA ISIL - VAKUM TESTLERİ Uyduyu uzay ortamına benzer koşullarda test
edebilmek için genellikle güneş ısı akısını kızılötesi
Uzay ortamına bırakılan uydular kütle çekim kuvveti ile lambalar uzay boşluğunu ise sıvı azotla soğutulmuş
yörüngede hareket etmektedir. Uydunun yörüngedeki bir çeper temsil eder. Tüm bunlara ek olarak uydunun
hareketi boyunca, güneşlenme açısı değişmektedir. eliptik yörüngedeki hareketi düşünüldüğünde
Hatta tutulma olarak düşünebileceğimiz şekilde uydunun kimi yüzeyleri güneşe bakarken kimi
uydu karanlık ortamda kalmaktadır. Bu sebeple uydu yüzeyleri de karanlık uzay boşluğunu görmektedir.
üzerinde bulunan yüzeyler değişken solar ısı yüklerine Bu nedenle uydu üzerinde oluşabilecek sıcaklık
maruz kalmaktadır. Isıl vakum testleri de uydular farklarını dengeye getirebilmek gerekmektedir. Temel
fırlatılmadan önce uydunun yörüngede maruz kalacağı amaç soğuk yüzeyi ısıtmak sıcak yüzeyde oluşan
ısıl etkilere uyduyu hazırlamak ve uzay ortamında ısıyı dağıtmak olmalıdır. Tüm bu amaçlara yönelik
uydunun benzer sıcaklıklarda ve vakum ortamında uydu üzerinde bazı kontrol sistemleri bulunmaktadır.
çalışabilirliğini kanıtlamak için yapılan testlerdir. Bunlardan bazıları panel üzerine dağıtılmış durumda
olan ısıtıcılar, ısı boruları radyatör alanları olarak
Bu testlerin senaryolar belirlenirken yaz gündönümü, sayılabilir. Bu alt sistemler ile uydunun bütününde
kış gündönümü ve tutulma gibi etkiler dikkate eşit dağılımlı (tek düze) sıcaklık profili elde etmek
alınmalıdır. Yörüngesinde hareketine başlayan uydu hedeflenmektedir. Bu elemanlar ile hem yörüngede
ömrü boyunca değişken ısıl yüklere periyodik olarak hem de uzay ortamının küçük bir benzetimi olan
maruz kalacaktır ve bu süreç boyunca uydunun ısıl vakum testlerinde uydu üzerinde kontrollü bir
performansının etkilenmemesi beklenmektedir. Bu sıcaklık dağılımı sağlanır. Yine bu elemanlar ile uydu
nedenle ısıl vakum testleri kapsamında periyodik hizmet ömrü boyunca istenilen çalışma sıcaklıkları
sıcaklık değişimlerine maruz bırakmak amacı ile içerisinde tutulmaya çalışılmaktadır.
uydu sıcaklık döngülerine tâbi tutulur ve elektriksel
performans testleri gerçekleştirilir.
ISIL KONTROL ALT SİSTEMİ ELEMANLARI Optik Güneş Işığı Yansıtıcıları (OSR): Radyatör
panellerinin dış yüzeyine yapıştırılan OSR’ler, güneş
Uyduyu yörüngede çalışma sıcaklık aralıklarında radyasyonunu geri yansıtmak ve uyduda üretilen
tutmak için ısıl kontrol elemanları bulunmaktadır. Bu ısıyı dağıtmak için tasarlanmıştır. Termo-optik
bileşenler; ısı boruları, ısıtıcı plakaları, optik güneş ışığı özelliklerinin bu amaca uygun olması sebebi ile
yansıtıcıları ve yalıtım battaniyeleri olarak sıralanabilir. kuvars katmanlardan oluşur.
Isı Boruları: Yüksek termal iletkenliğe sahip bir ısı Çok Katmanlı Yalıtım Battaniyesi (MLI): Çok sayıda
transferi aracıdır. Bir ısı borusu göreceli olarak sıcak ince tabakadan oluşan ısı yalıtımı elemanıdır.
ve ısıl iletken yüzeye temas ettirildiğinde yüzeyden Isıl radyasyon ile uydu içi ısı kaybını azaltmayı
alınan ısı ile ısı borusu içerisindeki kimyasal amaçlayan bu eleman ile uydu içerisinde bulunan
buharlaşarak ısıyı soğuk uca taşır. Isı borusu içindeki cihazlar için daha kontrollü bir ortam sağlanmış olur.
sıvının hal değiştirmesi ile oluşan hareket ile ısı Aynı zamanda uydu yörünge hareketi boyunca maruz
taşınımı sağlanır. Uzay ortamında ısı borularının kaldığı ani sıcaklık değişimlerinden de minimum
kullanılmasının temel sebepleri pasif çalışmaları ve oranda etkilenir.
yerçekimsiz ortamda çalışmaya uygun olmalarıdır. Isı
borularından verim alma için harici bir güç kaynağına
gerek yoktur. Isı boruları yardımı ile cihazlardan atılan
ısı tüm panele yayılır ve panelin radyatör yüzeyleri ile
uzaya atımı sağlanır.
Yukarıda da belirtildiği gibi uzay görevlerinde seçim kümesini oldukça daraltıp, uzay ekipmanlarının
hata ve arıza toleransı oldukça düşüktür, çünkü maliyetinin yüksek olmasına neden olmaktadır.
arıza durumunda görevdeki uzay aracına veya
ekipmana müdahale çoğunlukla mümkün olamaz. Dünya’ya yönelik uzay görevleri genel olarak üç temel
Bir ekipmanda oluşan arıza görev yükü üzerinde yer Dünya merkezli yörüngede tanımlanabilir: Alçak yer
alan diğer ekipmanlara da yayılabilir ve sonunda yörüngesi (Low Earth Orbit-LEO, 160-2.000 km),
bütün görev yükü işlevsiz kalabilir. Bu sebeple, orta yer yörüngesi (Medium Earth Orbit-MEO, 2.000-
uzay ekipmanlarında kullanılan malzemeler ve 36.000 km) ve geo statik yörünge (GEOstationary-
ekipmanlar stres seviyesi yüksek birçok testten GEO, yaklaşık 36.000 km). Keşif, gözetleme ve
geçirilir ve böylece yeterli seviyede güvenilirlik elde istihbarat uyduları LEO’da konuşlandırılırken,
edilmeye çalışılır. Mümkün olduğunca tarihçeli konumlama, zamanlama ve seyrüsefer uyduları için
ekipman ve malzeme kullanılır, aktif ekipmanlarda MEO, haberleşme uyduları için de GEO yörünge tercih
oluşabilecek hata risklerine karşı, yedeklilik yaklaşımı edilir. Uydunun bulunduğu yörünge, maruz kalacağı
uygulanır. Tarihçe, bir uzay ekipmanı ve malzemesi uzay çevresel koşullarını da farklılaştırdığından bu
için daha önce benzer uzay görevlerinde ve çalışma yörüngelerde görev yapacak uzay araçlarının test,
koşullarında kullanıldığının göstergesidir. Yukarıda güvenilirlik ve radyasyon gereksinimleri de değişiklik
belirtilen bütün bu faktörler uzay kalifiye ekipman ve gösterir. GEO uyduları dünyaya göre durağandır ve
malzeme kavramını gündeme getirmekte, malzeme bu sebeple geniş kapsama alanlı haberleşme için
182 UZAY İÇİN TASARLAMAK VE TEST ETMEK
elverişlidir, LEO uyduları ise dünya etrafında bir • Elektriksel ve mekanik tasarımın son haline
turunu yaklaşık 90 dakikada tamamlar, bu yüzden getirildiği ve dondurulduğu uzay kalifiye olma
gözlem ve istihbarat amaçlı tercih edilir. GEO uyduları zorunluluğu olmayan ancak uçuş ile elektriksel
20-30 yıl gibi uzun ömürlü olması beklenirken, LEO ve mekanik eş malzemelerin kullanıldığı
uyduları uygulamaya göre 1-10 yıl gibi daha kısa mühendislik modeli,
ömürlü olması yeterli olabilir. • Mümkün olduğunca uzay kalifiye malzemeler
ve üretim süreçleri ile üretilen ve zorlayıcı uzay
Uzay sistemlerine yönelik tasarım, analiz, üretim, kalifikasyon testlerine tâbi tutulan kalifikasyon
testler, montaj ve entegrasyon gibi geliştirme (veya yeterlilik) modeli,
aşamasındaki tüm süreçler için yıllarca oluşturulan • Uçuş amaçlı uzay kalifiye malzeme ve süreçlerle
tecrübe ve birikim ışığında hazırlanan ve güncellenen üretilen ve tahribatsız uçuş testlerine tâbi tutulan
uluslararası standartlar takip edilmektedir. Genelde uçuş modelidir.
takip edilen standartlar Kuzey Amerika’daki DLA
(Defence Logistics Agency) kaynaklı DSCC (Defence Ekipman sağlayıcısının tecrübesi, tarihçesi ve
Supply Center Columbus) ve MIL-STD Askeri malzeme tedarik durumuna göre mühendislik
Standartları ve Avrupa’daki ESA (Europian Space modeli ile kalifikasyon modeli bazen tek bir model
Agency) kaynaklı ECSS (Europian Cooperation for altında üretilip, test edilebilir. Böyle bir modele
Space Standardization) ve ESCC (Europian Space mühendislik yeterlilik modeli denir ve bu modelde
Components Corporation) standartlarıdır. Temel mühendislik modeli malzemeleri de kullanılabilir.
olarak bu standartlar da referans alındığında, Ancak kalifikasyon modeline uygulanan seviyelere
zorlayıcı koşullarda görev yapacak bir uzay yakın seviyelerde testlere tâbi tutulur. Mühendislik
ekipmanı geliştirilirken temelde dört ana model yeterlilik modeli üretilme durumunda uçuş öncesi
oluşturulur. Bunlar; modeli de üretilir. Bu model uçuş modeline göre
• Ekipmanın masa üstü performansının biraz daha fazla teste tâbi tutulan ancak uçuşa hazır
değerlendirildiği işlevsel model (veya masa bir üründür.
üstü model),
ASELSAN DERGİ SAYI 115 183
Yukarıda da belirtilen ortam koşullarında ekipmanın İkinci önemli faz, uzay aracının roketten ayrılması,
belirlenen görev süresi boyunca sağlıklı çalışabilirliği sonrasında anten ve güneş panellerinin açılması gibi
bazı analizlerle ortaya konmaktadır. Bu analizler mekanik şoklara maruz kaldığı süreçtir. Yine fırlatma
çoğunlukla ECSS standartlarına göre yapılır ve kritik roketine bağlı olarak, fırlatma sağlayıcının ve uzay
tasarım aşamasında ne kadar detaylı ve doğru aracı sistem entegratörünün belirlediği seviyelerde
yapılırsa, ekipmanın kalifikasyon/uçuş testlerinde ve ekipmanlar, bu yüklere dayanım durumlarını garanti
görev süresince başarılı olma ihtimali o kadar yüksek etmek için kalifikasyon modelleri vasıtasıyla şok
olur. Ayrıca bu analizler ekipmanın görev süresince testlerine tâbi tutulur ve kritik malzemeler bu
maruz kalabileceği farklı etkilere karşı yeterli kriterlere göre seçilir.
önlemler alınabilmesi açısından da önemlidir.
Üçüncü aşama ise uzay aracının veya uydunun
Bir uzay ekipmanının tâbi olacağı testler ve uzay boşluğundaki yolculuğudur. Bu aşamada,
uygulanacak analizleri belirlemek bakımından aracın bulunacağı yörüngeye ve görev süresine göre
görev boyunca maruz kalacağı çevresel koşulları uzay ekipmanın maruz kalabileceği başta ısıl ve
tanımlamak için üç ana faz dikkate alınır. Bunlardan radyasyon olmak üzere çevresel koşulların etkilerini
ilki fırlatmadır. Fırlatma aşamasında uzay aracının ortaya koyacak analizler yapılır. Bu analizler ile
maruz kalacağı mekanik yükler, temelde fırlatma her bir ekipmanın maruz kalabileceği ısıl yükler ve
platformu ve fırlatma roketi kaynaklı olup, fırlatma radyasyon seviyeleri (kümülatif ve anlık) belirlenerek
sağlayıcı firma tarafından belirtilir. Bu yükler uzay ekipmanın tüm görev ömrü süresince güvenli
aracının sistem seviyesinde maruz kalacağı yükleri seviyelerde kalabileceği elektronik, mekanik veya
ifade etmekte olup, sistem entegratörü detaylı üretimsel önlemler alınır.
analizler çerçevesinde uzay aracında bulunacak
her bir ekipmana gelecek yük seviyelerini belirler. Benzer şekilde elektronik malzemelerin
Bu seviyelere göre ekipmanın yapısal analizleri dolayısıyla ekipmanın güvenilirliğini artırabilmek
gerçekleştirilir ve yeterli güvenlik marjinleri için malzemenin türüne göre üzerlerine düşen
gözetilerek mekanik yapı güçlendirilir. Bu süreçte elektriksel yüklerin hesaplandığı parça stres analizi
elektronik ve mekanik tasarım eş zamanlı gerçekleştirilir ve bu yüklerin belirlenmiş limitler
ilerlemelidir. Çünkü bazı durumlarda özellikle belirli dahilinde olduğu kontrol edilir, limit dışındaki
bir ağırlığın üzerindeki elektronik malzemelerin malzemeler için önlemler alınır. Parça stres analizi ile
konumları etkilenebilir, bu da elektronik tasarımı paralelde yapılan analiz ise güvenilirlik analizidir. Bu
etkileyebilir. Fırlatma sürecinde önemli bir diğer analizde hem malzemeler üzerindeki yükler hem de
olgu da uzay aracı ve içindeki ekipmanlardan, deniz malzemelerin kalifikasyon özellikleri dikkate alınarak
seviyesi basıncından hızlıca sıfıra yakın bir basınç hata oranları hesaplanır.
seviyesine düştüğünde gerçekleşmesi gereken hava
tahliyesidir. Bu amaçla ekipmanlara belirli sayıda Görev ömrü boyunca elektronik malzemelerin
tahliye deliği hesaplanarak uygun yerlere yerleştirilir. karakteristiklerinde kaymalar olabilir ve özellikle
GEO yörüngede bulunan uydular gibi uzun ömürlü
(15-30 yıl) uydularda bu kaymalar daha belirgin hale
gelebilir. Bunun sonucunda ekipman kendisinden
beklenen görev ömrü sonu gereksinimlerini
sağlayamayabilir. Bu durum en kötü koşul (Worst
Case Analysis) analizi ile incelenir. Kritik malzemeler
bu koşullar göz önünde bulundurularak seçilmeye
çalışılır.
durumu ve tüm görev yükü performansı üzerindeki kalifikasyon durumları ve lot takip numaraları deklare
etkisi de FMECA (Failure Mode Effects Criticality komponent listesi (Declared Component List) ile
Analysis) analizi ile incelenir. Özellikle tek nokta hata belgelenir ve entegratör/müşteri ile paylaşılır.
(Single Point Failure) olmamasına dikkat edilmelidir.
Bir uzay ekipmanının tasarımı kadar üretimi de çok
Uzay ekipmanının uzun ömürlü görevinde sorunsuz kritiktir. Ekipman üretiminde tel bağlantı, vakum
çalışabilmesini sağlayabilmek için malzeme yapıştırma, malzeme bacak bükme, altından
kaynaklı riskleri minimize etmek gerekmektedir. arındırma, sabitleme, lehimleme, konformal kaplama
Bu sebeple kullanılan elektronik ve elektromekanik gibi birçok üretim süreci uygulanır. Bu süreçler,
malzemelerin belirli kalifikasyon testlerinden ekipmanın uzayda maruz kalabileceği çevresel
geçmesi ve mümkünse tarihçeli olması beklenir. (mekanik, ısıl ve vakum) şartlara benzer koşullara
Malzeme standartları için DSCC ve ESCC standartları tâbi tutularak kalifiye edilmelidir. Bu süreçlerde
takip edilir. Bu standartlarda yer alan kalifiye parça kullanılan kimyasalların tıpkı elektronik malzemeler
listesi referans olarak kullanılabilir ve mümkünse bu gibi uzay uygulamalarında kullanıma uygun olmaları,
listelerden malzeme kullanımı hem maliyet hem de lot bazında izlenebilirliklerinin olmaları ve özellikle
tedarik riskleri açısından tercih edilebilir. Bu listelerde gaz salınımlarının izin verilen düzeyden az olması
bulunmayan bir malzemenin kullanımı durumunda gerekmektedir.
ise tedarik sürecinde veya sonrasında bu standartlar
referans alınarak göreve uygun kalifikasyon testleri Uzay ekipman üretimleri ve testleri kontrollü
uygulanmalıdır. Bunun için malzeme sağlayıcısı ile havalandırma, nem ve elektrostatik koşulları
bu testlerin tanımlandığı ve uzlaşıldığı malzeme barındıran ve yabancı zararlı parçacık sayısı belirli
spesifikasyon dokümanları (Source Control Drawing) seviyelerin altında tutulduğu temiz oda denilen
hazırlanır ve tedarik süreci takip edilir. ortamlarda gerçekleştirilir. Bir uzay ekipmanında
kullanılan mekanik ve kimyasal malzemeler ve
Tedarik edilen malzemelerin tek bir üretim hattından baskı devre kartların tip numaraları, tedarik bilgileri,
aynı koşullar altında çıkması önem arz etmektedir. Bu radyasyon, gaz salınımı, kimyasal yapıları gibi
koşullarda çıkan malzemelere bir lot numarası verilir. özellikleri ve lot takip numaraları deklare materyal
Kalifikasyon testleri aynı lot’dan üretilen malzemelere listesi (Declared Material List) ve uygulanan üretim
uygulanır. Bir uzay ekipmanında kullanılan tüm süreçleri de deklare süreç listesi (Declared Process
elektronik malzemelerin tip numaraları, tedarikçileri, List) ile belgelenir.
Kalifiye malzeme ve süreçler ile üretilen uzay ve testler, kısacası üretim ve test sürecinin her
ekipmanı kalifikasyon testlerine girmeye hazırdır. aşaması deneyimli ve uzman bir kalite grubu
Bu testler kapsamında ekipmanın uzay görevi tarafından denetlenmeli ve oluşan arızalar veya
süresince maruz kalacağı çevresel testler uygulanır. uygunsuzluklar kayıt altına alınmalıdır. Bu adımlar
Bunlar mekanik titreşim, şok, vakumda ısıl döngü, ekipmanın tasarımından yörüngeye kadar olan uzun
EMC ve ESD testleridir. Her test aşamasından yolculuğunda izlenebilirliğinin sağlanması için çok
sonra elektriksel testler uygulanarak ekipman önemlidir.
performansında bir değişim olup olmadığı
gözlemlenir. Testlerden başarı ile geçen ekipmanın Sonuç olarak, uzay görevleri için bir ekipmanın
artık kalifiye olduğu kabul edilir. Testler sırasında hikayesi üretici açısından basit, güvenilir ve
herhangi bir arıza meydana gelirse hata kaynakları mümkünse yedeklenebilir ve tarihçeli bir tasarım
araştırılır, arızanın durumuna göre testler ile başlar. Görev boyunca maruz kalacağı etkilere
yenilenebilir. Uçuş ekipmanlarına da benzer mekanik göre analizleri yapılır ve güvenli marjlarda kalındığı
ve vakumda ısıl döngü testleri uygulanır ancak bu teyit edilir. Görevin ihtiyaçlarını karşılayacak kalifiye
testlerin seviyesi kalifikasyon modele göre daha malzeme ve materyal temini ile uygun temiz oda
düşüktür. Her aşamada yapılan elektriksel test şartlarında uzay kalifiye süreçlerle mühendislik,
sonuçlarının sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi kalifikasyon ve uçuş modellerinin üretimi yapılır.
için test düzeneklerinin dikkatlice hazırlanması Hassas, tekrarlanabilir ve güvenilir test ortamlarında
ve ölçüm hassasiyetlerinin istenilen seviyelerde testleri yapılır. Yine uygun taşıma koşullarında
olmaları önemlidir. entegratöre teslim edilmesi ile sonlanır. Sonrasında
bu ekipman gerçek uydu veya uzay aracı içinde yerini
Uzay ekipman üretim sürecinde kalite kontrolü çok alır ve testleri yapılır. Fırlatma sonrasında devreye
önemlidir. Ekipmanların üretiminde kullanılacak alma ve yörünge testleri ile çalışma durumu ve
her türlü elektronik, mekanik ve kimyasal performansı teyit edilir. Tüm bu aşamalar sonrasında
malzemenin, üretimin yapılacağı tesise girişinde ekipman artık görev ömrü boyunca çalışmaya
tedarik koşullarına göre hazırlandığı ve test edildiği bırakılır. Bütün bu süreç boyunca izlenebilirlik, kalite
kontrol edilir. Gelen malzemelerin seri veya lot denetimi, tasarım, üretim, sistem, program ve
numarası izlenebilirliği sağlanacak şekilde temiz satın alma ekipleri arasındaki uyum, disiplin, sabır
oda depolarında depolanması sağlanır. Ekipman ve iş birliği oldukça zorlu sınavlara tâbi olduğumuz
üretim aşamasında malzeme derleme, kart uzayda yüksek teknoloji ürünlerimizin başarısı için
dizgileri ve montajları, elektromekanik montajlar vazgeçilmez ögelerdir.
UZAYDA ELEKTRONİK
MALZEMELERİN KARŞILAŞTIĞI
RADYASYON
ETKİLERİ VE
BELLEK ENTEGRELERİNE
UYGULANAN
SEE RADYASYON
TESTLERİ
Günümüzde Dünya yörüngesinde bulunan binlerce Klasik yaklaşımla tasarlanan uydularda kullanılan
haberleşme uydusu iletişimin temel unsurlarından uzay kalifiye entegrelerin fiyatları ticari ürünlerde
birisi haline gelmiştir. Aynı şekilde yeryüzü kullanılan COTS (RAHAT-Rafta Hazır Ticari)
gözlemi için Dünya yörüngesinde çok sayıda uydu malzemelere göre 100-1.000 katlara kadar
bulunmaktadır. Diğer sektörlerde olduğu gibi uzayda çıkmaktadır. Dolayısıyla bu özel kalifiye malzemeler
çalışacak bu uyduların geliştirilmesinde de kalite, ile tasarlanan uydu ekipmanlarının ve uyduların
zaman ve maliyet bir arada değerlendirilip en maliyetleri çok yüksek seviyelerde bulunmaktadır.
uygun çözümler ortaya konmaktadır. Fakat diğer Uzay kalifiye entegrelerinin yüksek fiyatlara sahip
sektörlerdeki ürünlerden farklı olarak uyduların olmasının da temel iki sebebi vardır. İlk olarak uzay
fırlatıldıktan sonra tamir edilmeleri mümkün değildir. uyumlu malzemelerin çok detaylı kalifikasyonları
Bu yüzden kritik görevler gerçekleştirecek uyduların yapılır ve mümkün olduğunca hatasız malzeme
çok yüksek güvenilirlikle çalışmalarına ihtiyaç kullanımı sağlanır. İkinci olarak ise uzay uyumlu
bulunmaktadır. Yakın zamana kadar tasarlanan ve elektronik malzemelerin tasarımlarında, COTS
kritik görevlere sahip olan tüm uydular bu ihtiyaçları malzemelerden farklı olarak, radyasyona dayanmayı
karşılamak için en üst düzey kalite standartlarında (Rad-Hard) veya radyasyon hatalarına tolere etmeyi
ve yüksek maliyetli süreçlerle üretilmekteydi. Sınırlı (Rad-Tolerant) sağlayacak ek önlemler alınır.
sayıda üretilen bu uyduların yıllarca kullanıcılarına
hizmet etmesi beklenmekteydi. Yukarıda bahsedilen yeni ticari uydularda ise
maliyetin azaltılması temel gereksinimlerden biri
Son yıllarda geliştirilmeye başlanan takım uydular haline gelmiştir. Bu sebeple uydudaki elektronik
(mega-constellation) ile farklı yaklaşımların da malzemelerin maliyetlerini azaltmaya yönelik
ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Geniş kapsama Dünya genelinde çalışmalar başlamıştır. Uydu
alanı ve kesintisiz bağlantı sağlamak için binlerce ekipmanlarında ve malzemelerinde ticari firmaların
uydunun işletildiği bu modelde eskisine göre daha varlıkları ile maliyet etkin ve güncel gereksinimlere
küçük ve daha kısa ömürlü fakat daha esnek ve uygun tasarımların yapıldığı yeni uzay adlı
yetenekli uydular geliştirilmektedir. Çok sayıda konsept ortaya çıkmıştır. Bu konseptte, yeterli
uydular fırlatılması ile bozulma durumunda yerine güvenilirliğe sahip COTS malzemelerin (otomotiv
yenilerini devreye alacak şekilde planlamalar vb. seviyelerdeki kalifikasyonlara sahip olan)
yapılmaktadır. Şu anda geniş bant internet erişimini uydularda kullanımı amaçlanmaktadır. Fakat bir
sağlamak üzere LEO haberleşme takım uyduları malzemenin uzayda kullanımının ön koşullarından
kurulumlarına da başlanmıştır. Yeni takım uydular, bir tanesi radyasyon ortamında belirli süre boyunca
devletlerin desteği yerine ticari firmalar tarafından çalışabilmesidir. Bu sebeple, seçilen malzemelerin
finanse edilmektedir. Örneğin SpaceX, Amazon, belirli seviyede radyasyon dayanımları bulunmalıdır
OneWeb gibi firmalar uzaydaki takım uydularını ve radyasyon altındaki davranışları detaylı
yaygınlaştırmaya başlamıştır. olarak karakterize edilmelidir. Radyasyona karşı
ASELSAN DERGİ SAYI 115 193
önlemlerin yetersiz olması durumunda uyduda bazı TNID sebebiyle çift kutuplu transistörlerde baz
fonksiyonlar beklenenden çok daha kısa sürede akımının artması, kazancın düşmesi ve kaçak
yitirilebileceği gibi uydu tamamen kullanılmaz akımın artması gibi sorunlar oluşur. Optoelektronik
duruma gelebilir. malzemeler ve güneş hücrelerinde ise karanlık
akım (dark current) artışına sebep olur. TNID
Yeni uzay konsepti kapsamında ASELSAN tarafından de TID gibi geri dönülmez hasarlara sebebiyet
uzayda kullanılması mümkün olabilecek elektronik verebilir ve elektronik cihazların performansını
malzemelerin radyasyon karakteristiklerini doğrudan etkileyebilir.
çıkartmaya yönelik çalışmalar başlatıldı. Bu yazıda
elektronik malzemelerin uzayda karşılaşabileceği TEKİL OLAY ETKİLERİ (SINGLE EVENT EFFECTS)
radyasyon etkileri, bellek malzemelerinin radyasyon
karşısındaki davranışları ve ASELSAN tarafından Tekil olaylar (SEE-Single Event Effects), bir tek
çeşitli bellekler üzerine gerçekleştirilen tekil olay enerji yüklü parçacığın transistörlere çarpması ile
radyasyon testleri anlatılmaktadır. meydana gelmektedir. Bu olayların temel sebebi
kozmik ışınlar (içerisindeki ağır iyonlar) ve yüksek
RADYASYON BOZULMA MEKANIZMALARI enerjili protonlardır. Bu olayların bazıları entegre
üzerinde geçici hatalara sebep olabileceği gibi kalıcı
Elektronik malzemeler üzerindeki radyasyon etkileri hatalara da sebep olabilirler. Temel SEE radyasyon
toplam iyonize doz (TID-Total Ionizing Dose), toplam hataları aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:
iyonize olmayan doz (TNID-Total Non-Ionizing Dose)
ve tekil olay etkileri (SEE-Single Event Effects) olarak Kalıcı Elektriksel Hasarlı Hatalar
üç sınıfa ayrılır. (Hard Errors)
TOPLAM İYONIZE DOZ (TID-TOTAL IONIZING SEB (Single Event Burnout): Enerji yüklü bir
DOSE) ETKILERI parçacığın, malzemenin gövdesindeki bir bölgeyi
yüksek akım çeker duruma getirmesi ile oluşur. NPN
Uzayda çalışan elektronik malzemeler elektron tipi BJT'lerde, N-Channel güç MOSFET'lerinde ve güç
ve protonlar sebebiyle uzun vadeli radyasyon diyotlarında kalıcı olarak bozulmalara yol açar.
etkilerine maruz kalmaktadırlar. Bu parçacıkların ana
kaynağı Güneş’teki patlamalardır. Toplam iyonize SEGR (Single Event Gate Rupture): Yüksek enerjili
doz (TID-Total Ionizing Dose) olarak isimlendirilen ağır iyonların MOSFET transistörlerde ortaya çıkardığı
bu radyasyon etkisi, elektronik malzeme üzerinde boşluklar sebebiyle gate ve drain bölümlerinin
birikip çalışma karakteristiğinde geri dönülmez kısa devre olması ile ortaya çıkar ve kalıcı hasara
değişikliklere sebep olur. Bu değişiklikler; voltaj eşik sebep olur.
değerlerinin, güç tüketimlerinin ve zamanlamaların
değişmesi gibi kalıcı hasarlar şeklinde ortaya SEL (Single Event Latchup): Enerji yüklü bir
çıkabilir. Örneğin, transistörlerin anahtarlama parçacığın malzeme içerisinde oluşmuş olan
elemanı olarak çalıştığı bir devrede, TID sonucunda parasitik transistörü aktif hale getirmesi ve
NMOS teknolojisi kullanılan transistörler sürekli açık malzemenin çok yüksek akım çekmesi durumunda
konumunda kalarak hiçbir zaman kapalı konumuna ortaya çıkar. Bu parasitik transistörü devre dışı
geçemeyecek şekilde, PMOS transistörler ise hiçbir bırakmanın tek yolu elektronik malzemeye verilen
zaman kapalı durumdan açık duruma geçemeyecek gücü kesmektir. Kısa sürede gücün kesilmemesi
şekilde bozulabilirler. TID radyasyonu etkilerini durumunda kalıcı olarak hasara sebep olur.
azaltmak için cihazların dışının veya entegrelerin
üzerlerinin (alüminyum vb.) metaller ile kalkanlaması Fonksiyon Kaybına Sebep Olabilecek Geçici
yöntemi uygulanabilir. Hatalar (Soft Errors)
TOPLAM İYONIZE OLMAYAN DOZ (TNID-TOTAL SEU (Single Event Upset): Bir iyonize parçacığın
NON-IONIZING DOSE) ETKILERI etkisi ile bellekte tutulan 1 bitlik veride yaşanan
değişikliğe verilen addır. Bellekte tutulan 1 değerini
Toplam iyonize olmayan doz (TNID) etkileri, 0’a, 0 olan değeri 1’e çevirir.
genellikle çift kutuplu transistörler (BJT), opto-
elektronik malzemeler, CCD (Charge Coupled MBU (Multiple Bit Upset): SEU hatasında olduğu gibi
Device) algılayıcılar ve güneş hücrelerinde bir iyonize parçacık ile oluşur. Fakat bu parçacığın
görülür. Görülen etkiler, yer değiştirme hasarı bir bit yerine birden fazla bitin değerini değiştirmesi
(Displacement Damage) olarak da adlandırılır. durumuna verilen addır.
194 UZAY İÇİN TASARLAMAK VE TEST ETMEK
SEFI (Single Event Functional Interrupt): Elektronik Bu teknolojiye sahip bellekler 1-bit veriyi 1 transistör
malzemelerin durum yazmaçlarında tutulan verilerin ve 1 kapasitör ile tutarlar. Ağır iyon radyasyonu
SEU benzeri etkiler ile bozulması ve malzemenin veya yüksek enerjili protonlara maruz kalan DRAM
kontrol devrelerinin kilitlenerek kullanılamamasına hücrelerinde genellikle SEU görülür. Bu durum veriyi
yol açan hatalara verilen addır. Reset mekanizması tutan kapasitörün boşalmasıyla yani mantıksal
veya güç kapatılıp açılması ile hata düzeltilebilir. 1 olarak tutulan verilerin mantıksal 0 olarak
değişmesiyle oluşur. DRAM bellek hücresindeki tek
SET (Single Event Transient): Bir parçacığın, transistörün kapı (gate) bağlantısına gelebilecek
malzemede geçici voltaj oynamasına sebep yüksek enerjili bir iyon hücrede tutulan veriyi
olması ile ortaya çıkar. Elektriksel hiçbir değişiklik kolaylıkla değiştirebilir. Bu sebeple DRAM tabanlı
yapılmadan dahi voltaj oynaması ortadan kalkar. bellekler tekil olay radyasyonu karşısında hassas
Fakat bir elektronik malzeme çıkışında SET bir yapıdadır ve uzay ortamında kullanılmaları
görülmesi durumu, diğer devreleri olumsuz durumunda donanımda ya da yazılımda bazı
etkileyebileceğinden bu hataya karşı da önlem önlemler alınması gerekir.
alınması gerekmektedir.
EEPROM’lar ve Tekil Olay Radyasyonu Dayanımları:
UZAYDA TERCIH EDILEN BELLEK TIPLERI VE EEPROM’lar kayar nokta kapılı transistör (floating
TEKIL OLAY RADYASYONU DAYANIMLARI gate transistor) teknolojisine sahiptirler ve yüksek
gerilim uygulayarak yazma ve silme operasyonlarını,
Elektronik evreninde çok çeşitli elektronik bellek düşük gerilim uygulayarak ise okuma operasyonunu
çeşitleri ve teknolojileri bulunmasına rağmen uzay gerçekleştirirler. Bu iç yapıları sebebiyle yüksek
uygulamaları için belli başlı bazı teknolojiler öne karakteristik boyutlar (feature size) kullanılarak
çıkar. Bu bellek çeşitleri hafıza boyutu, veri hızı, üretilirler ve bir bitlik veriyi tutmak diğer bellek
kalıcı hafıza gibi özellikleri ile uzay uygulamalarında teknolojilerine göre daha çok fiziki alan kaplar.
değerlendirilirken, aynı zamanda bulundukları Yüksek karakteristik boyut ve kayar nokta kapılı
radyasyon atmosferine uygun radyasyon transistör teknolojisi kullanımı sebebiyle EEPROM
dayanımını sağlamaları da beklenir. Radyasyon bloğu içindeki her bir transistörün giriş kapasitansı
dayanımı yeterli olmayan hafıza elemanları ise yüksektir. Bu sebeple SEU açısından oldukça
yazılımda ya da donanımda geliştirilecek çözümler dayanıklıdırlar ve uzay radyasyonu koşullarında
ile radyasyon etkilerinden arındırılabilir veya çalışmaya uygundurlar. Ancak yine yüksek
radyasyona karşı toleranslı hale getirilebilir. Uzay karakteristik boyutları sebebiyle büyük boyutlu
uygulamalarında genellikle tercih edilen elektronik hafıza ve yüksek hız ihtiyaçlarını karşılamakta
bellek teknolojilerine DRAM tabanlı bellekler, SRAM, zorlanmaktadırlar.
EEPROM, FRAM ve MRAM örnek olarak verilebilir.
SRAM’ler ve Tekil Olay Radyasyonu Dayanımları:
DRAM Tabanlı Bellekler ve Tekil Olay Radyasyonu Altı transistörlü bir SRAM hücresinde 1-bitlik
Dayanımları: DRAM tabanlı belleklere SDRAM ve veriyi tutmak için CMOS yapıda dört transistör
DDR elektronik hafıza elemanları örnek verilebilir. kullanılmaktadır. CMOS yapıdaki NMOS transistörlerin
yüksek enerjili bir iyon ile tetiklenerek açılmaları
durumunda hücrede tutulan veri terslenir. SRAM’lerin
üretim teknolojisine göre değişmesine rağmen,
SEU açısından hassas belleklerdir ve tek transistöre
bağlı yapıda kolaylıkla veri kaybı yaşanabilmektedir.
SRAM’lerin uzay uygulamalarındaki kullanımlarında
yazılımda ve/veya donanımda önlemler
uygulanmalıdır.
hücrede tutulan verinin okunduğu diferansiyel Ancak FRAM hücresinin dışında kalan kısımlar
yükselteç bölümleri CMOS yapıdadır. Dolayısıyla CMOS yapıda olduğundan SEL, SET ve SEFI kaynaklı
MRAM belleklerde yüksek enerjili iyonlardan kaynaklı problemler görülmektedir. MRAM’de olduğu gibi
olarak SEFI, SET ve SEL hataları görülmektedir. FRAM’lerin uzayda kullanılması durumunda SEL,
MRAM’lerin uzayda kullanımlarında bu tehlikelere SEFI ve SET kaynaklı problemlere yönelik tasarımda
karşı donanımda ve yazılımda önlemler alınmalıdır. gerekli önlemler alınmalıdır.
FRAM’ler ve Tekil Olay Radyasyonu Dayanımları: SEE Testleri için ESCC-25100 Standardı: ESA
FRAM hücresi DRAM hücresine çok benzer bir tarafından geliştirilen ESCC-25100 standardı tekil
yapıdadır. DRAM’den farklı olarak verinin tutulduğu olay etkileri testleri sırasında kullanılacak yöntem
kapasitör, ferroelektrik bir malzeme olan PZT’den ve standartları içeren evrensel bir rehberdir. Bu
üretilir. PZT çok yüksek dielektrik katsayısına (Ɛr) standart, SEE testleri yapılabilecek iki ayrı radyasyon
sahiptir ve bu durum kapasitörün çok zor dolmasına kaynağı olan protonlar ve ağır iyonlar için genel
ve boşalmasına sebep olur. Ayrıca PZT kullanımı kuralları dört ana başlık altında detaylandırır. Bu
DRAM’lerdeki gibi verinin korunması için elektrik standart kullanılması gereken ekipmanlar, genel
alana ihtiyaç duymamaktadır. FRAM hücresi de prosedür, test sistemi, planlama ve dokümantasyon
MRAM’ler gibi SEU ve MBU’ya oldukça dayanıklıdır. gibi aşamaların nasıl yapılması gerektiğini açıklar.
2022 yılında ASELSAN tarafından Belçika’da
gerçekleştirilen ağır iyon radyasyon testleri bu
evrensel standarda uygun olarak yapılmıştır.
Standartta belirtilen akı, akış, numune sayısı,
enerji ve iyon kokteyli sınırlamalarına uyulmuştur.
Yine kapaklı malzemelerin kapakları ve izolasyon
malzemeleri sökülerek, iyon atışları çip yongasına
direkt olarak yapılmıştır.
196 UZAY İÇİN TASARLAMAK VE TEST ETMEK
AĞIR İYON HIZLANDIRICISINDA BELLEKLERE UCL ağır iyon hızlandırıcısında yapılan testlerde COTS
UYGULANAN SEE TESTLERI FRAM ve COTS MRAM belleklerinde önemli miktarda
SEL oluşumu gözlendi. SEL durumlarının anlık olarak
ASELSAN’ın uzay projelerinde kullanılmaya aday yakalanmasının ve bu durumun olmaması için
birbirinin alternatifi elektronik bellekler, ASELSAN donanımsal önlem alınmasının önemi görüldü. Yine
tarafından yazılımı ve donanımı geliştirilen test aynı belleklerde gözlenen yoğun miktardaki SEFI
sistemi ile Belçika’nın Louvain-la-Neuve şehrindeki ve SET hatalarının önlem alınmaması durumunda
Universite Catholique de Louvain (UCL) Ağır İyon tasarımın güvenilirliğini azaltacağı değerlendirildi.
Hızlandırıcısında (HIF Cyclotron) başarıyla ağır iyon Bu değerlendirme sonucunda, bu belleklerin
ışımasına tâbi tutuldu ve radyasyonun bellekler uzay uygulamalarında kullanılması durumunda
üzerindeki etkileri incelendi. Testler ESCC-25100 SEFI ve SET durumlarının izlenerek yazılımda
standardına uygun olarak Şubat 2022’de ASELSAN alınacak önlemlerle düzeltilmesinin mümkün
personeli kontrolünde gerçekleştirildi. Bu testler olduğu tespit edildi. Radyasyon dayanımlı (Rad-
sayesinde ASELSAN, çok az firmada bulunan Hard) uzay kalifiye EEPROM belleğinin ise ağır iyon
radyasyon test sistemi geliştirme ve radyasyon testi radyasyonu dayanımının yüksek olduğu gözlemlendi.
gerçekleştirme yeteneğini kazanmış oldu. Radyasyona dayanımlı EEPROM için üreticiden alınan
ağır iyon radyasyon testi verisi gözlemlenen test
TEST KAPSAMI VE GERÇEKLEŞTIRILEN ALTYAPI verileri ile kıyaslandı. Alınan veriler, ilgili EEPROM’un
üretici test verisine paralel olduğu gözlemlenerek
Testler için COTS FRAM, COTS MRAM bellekleri ve ASELSAN tarafından geliştirilen radyasyon test
uzay kalifiye EEPROM belleği seçildi. Bu amaçla test sisteminin de başarıyla çalıştığı doğrulanmış oldu.
kartları, veri işleme ve veri aktarım test yazılımları
tasarlanıp geliştirildi. Geliştirilen bu sistem Dünyada çok az firmada bulunan bu yeteneğin
radyasyon testleri öncesinde yine ASELSAN’da ASELSAN’a kazandırılması sayesinde, ileride ağır iyon
geliştirilen yapay hata üretme mekanizmaları ile radyasyonu karşısındaki performansı incelenmek
laboratuvar ortamında testler öncesi doğrulandı. istenilen uygun elektronik malzemelerin ilgili testleri
kolaylıkla yapılabilecektir. Böylelikle, ASELSAN
bünyesinde yapılacak uzay çalışmalarında kullanılacak
elektronik malzemelerin seçiminde maliyet/
güvenilirlik dengesi daha kolay sağlanabilecektir.
198 POPÜLER UZAY
YENİDEN AY!
Ay görevleri tarihçesinin 1970’li yılların ortalarında için Çin görevden önce Dünya-Ay Lagrange
tamamlanan ilk aşamasından sonra yaklaşık on noktasına her ikisini de net bir şekilde gören bir röle
beş yıl süren bir duraklama yaşandı. Bu duraklama uydusu olan Queqiao’yu yerleştirmişti. 2020’nin
ardından ikinci aşama 1990’larda başladı ve bugün sonlarında, Çin’in Chang’e-5 uzay aracı, Ay’ın daha
hâlâ dikkat çekici programlarla etkileyici ilerlemesini genç, keşfedilmemiş bir bölgesine indi. Yaklaşık
sürdürüyor. 1990’larda Ay’a iki küçük robotik görev 1,7 kilogram örnek topladı ve bunları Dünya’ya
gönderildi. 1994 yılında NASA-Stratejik Savunma geri getirdi.
Girişimi Örgütünün Clementine görevi, uzay tabanlı
füze savunması için geliştirilen sensörleri test etti NASA, 2023 yılında Ay’ın kalıcı gölgeli bölgelerine
ve yörüngesinde dönerek, Ay’ın rengini ve şeklini girecek ve buzu yakından inceleyecek olan VIPER
haritalandırdı. Clementine’den kısa bir süre sonra, gezginini Ay’a fırlatmayı planlıyor. VIPER, NASA’nın
Lunar Prospector uzay aracı, 1998 ve 1999’daki düzenli olarak görev yapacak olan Ticari Ay Yük
görevi sırasında Ay’ın yüzeyini yörüngeden Hizmetleri programının bir parçası. İnsanlığın bu
haritalandırdı. yeniden Ay’a dönüş yolculuğunda heyecan verici
olan, yakın gelecekte mürettebatlı ay görevlerine
Bu dönemlerde Ay görevlerine yeni bir ülke daha geri dönme ihtimalinin sürekli artmasıdır. Bu
katıldı. Hindistan, ilk görevi Chandrayaan-1 ile 8 ihtimale yönelik ipuçlarını aşağıdaki programlar bize
Kasım 2008’de Ay yörüngesine girdi ve bir buzul vermektedir:
keşfetti. Takiben Hindistan’ın 2019’da fırlatılan • Şu anda geliştirilmekte olan SpaceX’in Starship’i,
Chandrayaan-2 uzay aracı, Chandrayaan- süper zengin turistler için gerçek bir olasılık olan
1’in keşfettiği buzulun haritasını çıkarmaya Zond-5’in kaplumbağalarının izlediği rotayı takip
devam ediyor. ederek Ay’ın etrafında geziler planlamaktadır.
Hatta ilk bilet rezervasyonu Japon milyarder
Ay görevi icra eden ülkelerden bir diğeri olan Çin, Yusaku Maezawa’ya ait.
Ay keşif programına başladığında, hızlı bir süreç • NASA’nın Artemis programı, insanları Mars’a
kurguladı. Ülkenin ilk yörünge aracı, ilk iniş aracı ve göndermek için uzun vadeli bir planın parçası
ilk gezgini, birbirlerinden birkaç yıl sonra fırlatıldı. olarak 2024 yılında astronotları Ay’ın güney
Daha sonra 3 Ocak 2019’da Çin, daha önce hiç kutbunun yakınlarına indirmeyi hedefliyor. Bu sıkı
yapılmamış bir şeyi başardı. Chang’e-4 ve gezgin bir takvim, ancak plan, inişten önce sadece iki test
Yutu-2 Ay’ın görünmeyen bölgesine indi. uçuşunun yapılmasıdır. Mürettebatsız bir çevre
görevi ve mürettebatlı bir görev. Üçüncü uçuş,
Ay’ın asla görmediğimiz bu tarafı Dünya ile görüş inişin kendisi olacak ve SpaceX’in Starship’inin bir
hattı iletişimi olmayan taraftı. Bu sorunu çözmek varyantını kullanacak.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 203
planlaması, mevcut telemetre verileri dikkate Ay görevi kapsamında sistem mimarisinin yer
alınarak trend analizleri yapılması işlevleri de görev kesimine yönelik planlamalar hakkında somut bilgiler
operasyonları planlama ve yönetim fonksiyonu kamuoyu ile henüz paylaşılmamıştır. Ancak yer
kapsamında gerçekleştirilmektedir. kesimi kapsamında temel olarak bu konuda ticari
hizmet sunan uluslararası yer istasyonları ağı işleten
Uçuş Dinamiği fonksiyonu genel anlamda Dünya’da firmalardan hizmet alınması yönünde bir yaklaşımın
ayrılış ile başlayarak, Ay yüzeyine çarpma/inmeye izlendiği bilinmektedir.
kadar olan süreçte izlenecek uçuş yolunun planlama,
kontrol, düzeltme ve takibine yönelik tüm işlevler için Başarımının sadece ulusal değil, uluslararası arenada
gerekli analiz ve hesaplamaları gerçekleştirmektedir. da oldukça olumlu sonuçları olacak böylesine önemli
Bu kapsamda uçuş dinamiği fonksiyonu; bir uzay programı kapsamında tam fonksiyonel bir
• Yörünge (uçuş yolu) belirleme, yer istasyonunun görev kontrol merkezi işlevlerini
• Yörüngede olabilecek bozulmaları düzeltme, de gerçekleştirilmek üzere tesis edilmesi önemli
• Uçuş yoluna bağlı olarak varsa belirli aşamalarda bir kazanım olacaktır. Bu yönde yapılacak bir
yapılması gereken önceden belirlenmiş planlamada ASELSAN sahip olduğu teknolojik birikim
manevraların planlamasını içermektedir. ile gerek yer kesiminde tüm sistem çözümü sunmak,
gerekse de uzay aracı erişim alt sistemi olarak da
adlandırılan çok bantlı tam hareketli anten sistemini
milli olarak geliştirmek konusunda kendisine
verilecek tüm görevlere hazırdır.
208 POPÜLER UZAY
ARTEMİS
İNSANLIĞIN
AY İLE YENİDEN
BULUŞMASI
Barış BULGUN 1966’nın başlarında SSCB robotik Luna-9 uzay aracını
İsmail Ergün KOCABIÇAK Ay yüzeyine güvenli bir şekilde indirerek yoluna devam
etti. Luna-9’u, Mayıs 1966’da ABD’nin karmaşık
robotik uzay aracı Surveyor-1’in yumuşak inişi takip
AY GÖREVLERİNİN TARİHÇESİ etti. Son robotik görevler, tüm Ay’ı ilk kez yörüngeden
haritalandırarak potansiyel iniş alanlarının son derece
Ay görevlerinin tarihçesine baktığımızda ilk adım yüksek çözünürlüklü resimlerini elde etti ve Apollo
olarak Ekim 1957’deki Sputnik-1’in fırlatılışına görevlerinin takip etmesi için güvenliklerini onayladı.
gideriz. Sputnik-1’in fırlatılmasıyla birlikte Ay Şimdi Ay ve gezegen tarihini anlamadaki bir sonraki
gökyüzündeki uzak gümüş bir diskten, sondalar ve dev sıçrama için sahne hazırdı.
insanlar için ulaşılması hedeflenen gerçek bir yere
dönüştü. Sovyetler ilk olarak Ocak 1959’da Luna-1 APOLLO: İNSANLI AY GÖREVLERİ
ile Ay’ın yanından uçtu. Bu başarıyı bir dizi başka
robotik sonda ile takip ettiler ve aynı yılın ilerleyen Apollo, ABD’nin sıfır insanlı uzay uçuşu kapasitesinden,
zamanlarında, Dünya’dan asla görünmeyen Ay’ın Ay’ın yüzeyine insan indirmeyi başardığı program
uzak tarafını fotoğraflayan Luna-3 ile programlarının olarak tarihteki yerini aldı. Apollo programı süresince
ilk aşamasını sonuçlandırdılar. Apollo-8’in 1968 Noel uçuşu bir dönüm noktasıydı. İlk
kez, insanlar yörüngeden Ay’a baktılar. Mayıs 1969’da
Sovyet kozmonot Yuri Gagarin’in 1961’deki ilk Apollo-10, Ay’ın yörüngesine girdi ve Ay’a iniş aracını
insanlı uzay uçuşuna cevaben, ABD Başkanı John test etti. Nihayet Apollo 11’deki Neil Armstrong ve
F. Kennedy, Ay’a insan indirme hedefini açıkladı. Bu Buzz Aldrin, zorlu bir iniş ile 20 Temmuz 1969’da Mare
amaçla başlatılan Apollo programı, Ay’ı keşfetmeye Tranquillitatis’e (Huzur Denizi) güvenli bir şekilde indi.
olan ilgiyi büyük ölçüde artırdı. Apollo programı Ay’da iki saatten fazla yürüdüler, kayaları ve toprağı
kapsamında aynı zamanda, robotik öncüler, Ay topladılar ve deney paketleri hazırladılar.
yüzeyine yönelik bilimsel keşifler yapacaktı.
Kasım 1969’da Apollo-12, daha önce iniş yapan
Amerika’nın ilk girişimi, Ranger serisi sert iniş uzay Surveyor-3 uzay aracının yakınındaki Oceanus
araçlarıydı. Birkaç umut kırıcı başarısızlıktan sonra Procellarum’a (Fırtınalar Okyanusu) indi. Apollo-13’te
Ranger-7, Temmuz 1964’te Mare Nubium’un (Bulut bir oksijen tankının patlaması, Ay’a inmesini engelledi.
Denizi) ayrıntılı resimlerini Dünya’ya göndermeyi Apollo-14, Apollo-12’nin doğusunda, antik krater Fra
başardı. Takiben Ranger-9’un 1965 Live From the Mauro’nun yakınındaki bir yaylaya gönderildi. Temmuz
Moon video görüntüleriyle bu aşama sonuçlandı. 1971’de, Apollo-15 ile NASA, “J” olarak adlandırılan
ASELSAN DERGİ SAYI 115 209
210 POPÜLER UZAY
üç görevden ilkine başladı. Ay modülü Falcon’un Artemis Yunan Mitolojisinde Zeus’un kızı, bir önceki
Ay yüzeyinde üç gün geçirdiği Apollo-15 görevi, Ay görevinin de adı olan Apollo’nun ikiz kardeşi ve
mürettebatın iniş gemilerinden kilometrelerce uzağa Ay tanrıçasıdır. Hem elli yıl önceki göreve selam
seyahat etmesine izin veren küçük bir elektrikli araba göndermenin hem de ilk kez bir kadının Ay yüzeyine
olan bir Ay gezgini kullanan ilk görevdi. Apollo-16, adım atmasının isim tercihinde etkili olduğu
Nisan 1972’de ay yaylalarının derinliklerindeki antik düşünülebilir.
krater Descartes’a gönderildi. Ay’daki ilk astronomik
teleskobu konuşlandırdılar ve çalıştırdılar. Neden Tekrar Ay’a Gidilmek İsteniyor?
Bugüne kadar Ay’a yapılan son insan görevi olan Uluslararası Uzay İstasyonunun devreye alınması,
Apollo-17, Aralık 1972’de Mare Serenitatis’in (Huzur özel şirketlerin uzay teknolojisine yatırımlarının çok
Denizi) kenarına gönderildi. Bu tarihten sonra insanlı büyük boyutlara ulaşması gibi gelişmelerin ardından
Ay görevleri için uzun bir duraklama dönemi başladı. özellikle son 20-30 yılda uzay teknolojisi çok büyük
Ta ki ARTEMİS görevi duyuruluncaya kadar. Bu kadar bir hızla gelişti. Alçak Dünya yörüngesinde kazanılan
aradan sonra yeniden aynı heyecan ve bekleyiş. İşte tecrübenin ardından aslında Ay’a gitmek bir sonraki
sorularla yine ve yeniden insanlı Ay görevi! en mantıklı hedef olabilir.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 211
Her ne kadar daha önce Ay yüzeyine iniş yapılmış olsa Tarihlerin bir miktar ileri gitmesine kesin gözüyle
da Ay hakkındaki bilgimiz oldukça kısıtlı. Bu program bakılsa da er ya da geç bu tarihi görevin ilk üç aşaması
ile bu bilgi eksikliğin giderilmesi de hedefleniyor. Büyük tamamlanacak ve sadece uzay tarihinin değil, insanlık
buz kütlelerini incelemek, çok daha fazla zemin örneği, tarihinin en büyük olaylarından biri daha yaşanacak.
element getirmek ve ay üstünde koloniler kurmak
programın teknik hedefleri olarak değerlendirilebilir. Ay’a Gidecek Astronotlar Nasıl Seçiliyor?
Fakat unutulmamalıdır ki programın en büyük hedefi
Mars’a giden yolu açmak. Ay görevi bunca zorluk Seçim kriterlerinden en önemlisi ekiple uyumlu çalışan
içermesine rağmen hâlâ insanlı bir Mars görevinin ve görevin kurallarına bağlı kalabilen astronotları
yanında oldukça ulaşılabilir görünüyor. diğerlerinden ayırabilmek. Tarihe geçecek astronotların
bir diğer seçilme kriteri ise askeri helikopterleri
Artemis’in Kilometre Taşları Nelerdir? indirebilme, İzlanda kırsallarında aylar geçirebilme,
sanal gerçeklik gözlükleri ile başına gelenleri atlatma
İlk planlamalara göre Ay görevinin birinci evresi üç gibi teknik zorlukları aşması. Tabii son karar NASA’nın.
aşamada tamamlanacak. Birinci aşamada insansız Kimse en son noktaya kadar gelebilen astronotların
bir uzay aracı Ay’a gönderilecek ve insanlı görevin neye göre seçildiğini tam olarak bilmiyor.
bir provası yapılacak. Ardından 2024 yılı içerisinde
dört Artemis astronotunu taşıyacak olan Orion Bu Görevin Maliyeti Ne Kadar?
kapsülü, alçak Dünya yörüngesinin ötesine gidecek
ve insanlık 1972 yılından sonra ilk kez dünyadan bu NASA’nın Ay görevi için şu ana kadar 40-50 milyar
kadar uzaklaşmış olacak. İkinci aşamanın hedefi dolar harcadığı, 2025 yılına kadar ise 100 milyar dolar
Ay yörüngesinde en az on günlük insanlı bir test ve bandını aşacağı tahmin ediliyor. Apollo görevinde ise
geri dönüşü içerecek. Nihayetinde üçüncü aşamada o yıllarda 28 milyar dolar harcanmıştı. Bu maliyet ise
ise insanlar elli yıl sonra tekrar Ay’a ayak basacak. günümüzde 280 milyar dolara karşılık geliyor.
212 POPÜLER UZAY
KIZIL GEZEGEN
MARS
YENİ DÜNYA UMUTLARI
Orhan Çağdaş ÜNVER
ASELSAN DERGİ SAYI 115 213
214 POPÜLER UZAY
İlk bakışta Dünya’nın daha küçük, daha soğuk bir gösterebilirken, ortalama yüzey sıcaklığı -62˚
komşusu gibi görünen paslı gezegen, içerisinde derece ile, Dünya’nın ortalama sıcaklığından tam
birçok keşfedilmemiş gizem barındırıyor. 138 derece daha soğuktur.
Adını Roma savaş tanrısından alan kızıl gezegen BIR ZAMANLAR RÜZGÂRLI VE SULAKTI
Mars, uzunca bir süre geceleri gökyüzünde bir
gizem olarak kaldı. Fakat yıllar geçtikçe ve insanlık Mars atmosferi çoğunlukla karbondioksit, azot
daha dikkatli bakabilecek teknolojilere sahip ve argondan oluşmaktadır. Dünya standartlarına
oldukça Mars’ın kendi içerisinde bir yıkım barındıran göre, hava akıl almaz derecede incedir. Everest
hüzünlü hikâyesi gün yüzüne çıkmaya başladı. Dağı’nın tepesindeki hava basıncı, Mars yüzeyinde
Milyarlarca yıl önceye gidip bakışlarımızı kızıl olduğundan yaklaşık elli kat daha yüksektir. İnce
gezegene çevirebilseydik, yüzeyinde sıvı su ve hatta havaya rağmen, Mars esintileri saatte 60 mil hıza
belki de yaşam olan Mars’ın Dünya’ya ikizi kadar ulaşabilir, bu da devasa toz fırtınalarının oluşmasına
benzediğini görebilirdik. Sadece daha küçük bir ikizi. neden olur.
Şimdi ise Mars birkaç sıvı su belirtisi olan soğuk, Bir zamanlar kızıl gezegende su bulunduğu
çorak bir çöl. Ancak yörünge araçları, arazi araçları düşünülmekte. Gönderilen robotik gezici araçlar,
ve geziciler kullanılarak yapılan onlarca yıllık milyarlarca yıl önce, göllerin ve sıvı su nehirlerinin
çalışmanın ardından bilim insanları, Mars’ın, bugün kızıl gezegenin yüzeyinde aktığına dair net kanıtlar
bile paslı yüzeyinin altında mikrobiyal yaşamı buldu. Bu, uzak geçmişte bir noktada, Mars’ın
barındırabilecek, dinamik, rüzgârlarla savrulan bir atmosferinin yeterince yoğun olduğu ve suyun
manzara olduğunu ortaya çıkardılar. kırmızı gezegenin yüzeyinde sıvı kalması için yeterli
ısıyı koruduğu anlamına gelmekte. Fakat bugün
DAHA UZUN YIL VE DEĞIŞEN MEVSIMLER ise öyle değil. Mars yüzeyinin altında ve kutup
bölgesinde yer alan buzullarda bol miktarda buz
2.106 mil yarıçaplı Mars, Güneş sistemimizdeki halinde su olmasına rağmen, yüzeyde büyük sıvı su
yedinci en büyük gezegendir ve Dünya’nın yaklaşık kütleleri yoktur.
yarısı kadardır. Yüzey yerçekimi, Dünya’nın yüzde
37,5’i kadardır. Mars ayrıca aktif bir tektonik sistemden yani
Dünyamızı harekete geçiren aktif bir jeolojik
Mars, her 24,6 Dünya saatinde bir kendi ekseni motordan yoksundur ve bu da gezegensel bir
etrafında döner ve bir Mars gününün uzunluğunu manyetik alanının olmadığı anlamına gelir. Bu
tanımlar. Mars’ın dönme ekseni, gezegenin Güneş koruyucu bariyerin olmaması, güneşin yüksek enerjili
etrafındaki yörüngesinin düzlemine göre 25,2 parçacıklarının kızıl gezegenin atmosferini soymasını
derece eğilir ve bu da Mars’a Dünya’daki mevsimlere kolaylaştırır ve bu da Mars’ın atmosferinin neden
benzer mevsimler vermeye yardımcı olur. Hangi bu kadar ince olduğunu açıklar. Ancak yaklaşık 4,12
yarım küre Güneş’e daha yakın eğilirse, ilkbahar ve ila 4,14 milyar yıl öncesine kadar Mars’ın, koruyucu
yaz yaşanırken, yarım küre uzağa eğikse sonbahar bariyer görevi gören bir manyetik alana sahip olduğu
ve kış olur. Her yıl ekinoks adı verilen iki belirli anda tahmin edilmekte fakat bu bariyeri neyin yok ettiği
her iki yarıküre de eşit aydınlatma alır. bilim insanlarınca henüz bilinmemektedir.
Ancak birkaç nedenden dolayı Mars’taki mevsimler, EN BÜYÜK DAĞ VE DERIN VADILER
Dünya’dakilerden farklıdır. Birincisi; Mars, ortalama
142 milyon mil yörünge mesafesiyle, Güneş’e Dünya ve Venüs gibi, Mars’ta da dağlar, vadiler
Dünya’dan ortalama yüzde elli daha uzaktadır. Bu, ve volkanlar var, ancak kızıl gezegen açık ara en
Mars’ın tek bir yörüngeyi tamamlamasının daha büyük ve en dramatik olanı. Güneş sisteminin
uzun sürdüğü, yılını ve mevsimlerinin uzunluğunu en büyük yanardağı olan Olympus Dağı, Mars
uzattığı anlamına gelir. Mars’ta bir yıl 669,6 Güneş yüzeyinin yaklaşık 25,7 km üzerinde yükseliyor
günü veya 687 Dünya günü sürer ve tek bir mevsim ve onu Everest’ten üç kat daha uzun yapıyor.
194 Güneş günü veya 199 Dünya gününden biraz Ancak Olympus Dağı’nın tabanı o kadar geniştir ki
fazla sürebilir. yanardağın ortalama eğimi bir tekerlekli sandalye
rampasından sadece biraz daha diktir.
Mars, Dünya’dan çok daha ince bir atmosfere sahip
olduğundan bu faktör gezegenin yüzeyinin ne kadar Mars sadece en yüksek tepelere değil, aynı
ısı tutabileceğini önemli ölçüde azaltır. Mars’taki zamanda Güneş sisteminin en düşük seviyelerinden
yüzey sıcaklıkları 20˚ ile -140˚ arasında değişkenlik bazılarına da sahiptir. Olympus Dağı’nın
ASELSAN DERGİ SAYI 115 215
216 POPÜLER UZAY
güneydoğusunda, kızıl gezegenin ikonik kanyon Ufukta, Marslı yaşamını aramaya yardımcı olmak için
sistemi olan Valles Marineris yer alır. Boğazlar tasarlanmış daha fazla görev var. NASA, Mars 2020
yaklaşık 4.000 km uzanır. Uçurumlar ağı, Dünya’daki gezicisini, Mars’a başarılı bir şekilde göndererek
Büyük Kanyon’dan dört kat daha derin ve beş kaya örneklerinden topladığı bilgileri Dünya’ya
kat daha uzundur. Vadiler adını, 1971’de Mars’a iletmeye devam ediyor. Avrupa Uzay Ajansı, adını
ulaştığında başka bir gezegenin yörüngesinde kimyager Rosalind Franklin’den alan gezicili bir Mars
dönen ilk uzay aracı olan Mariner-9’dan almaktadır. misyonu planlıyor. Diğer ülkeler de bu mücadeleye
katılarak uzay araştırmalarını bu süreçte daha
MARS’IN KOZMIK ARKADAŞLARI küresel hale getiriyor. Temmuz 2020’de Birleşik Arap
Emirlikleri, Mars atmosferini inceleyecek olan Umut
Uzak geçmişte bir noktada, kızıl gezegen iki küçük yörünge aracını fırlattı ve araç Mars yörüngesine
ve düzensiz şekilli uydusuna, Phobos ve Deimos’a oturmayı başardı.
kavuştu. 1877’de keşfedilen bu iki uydu, Roma
mitolojisindeki tanrı Mars’ın oğullarından adını Tüm bu keşiflerin ortak motivasyonu aslında
almıştır. Uyduların nasıl oluştuğu hala çözülemedi. Mars gezegenini yeni Dünyamız, yuvamız haline
Bir olasılık, asteroid kuşağında oluşmuş olmaları getirebilmek. Muhtemel bir gelecekte insanlar
ve Mars’ın yerçekimi tarafından yakalanmalarıdır. kızıl gezegendeki keşif robotlarına katılabilecekler.
Ancak son modeller, bunun yerine, uzun zaman Fakat Mars’ı yeni yuvamız haline getirmeden önce
önce büyük bir çarpışmanın ardından Mars’tan ara istasyonlar inşa etmemiz gerekiyor. NASA,
fırlayan enkazdan oluşmuş olabileceklerini Mars’a bir atlama taşı olarak kullanmak üzere
öne sürüyor. insanları Ay’a geri gönderme hedefini açıkladı.
Bu ara istasyonların inşası bile Mars hedefinin
İki uydudan daha küçüğü olan Deimos, her büyüklüğü ile ilgili bize bir fikir veriyor. SpaceX’in
otuz saatte bir Mars etrafındaki yörüngesini kurucusu ve CEO’su Elon Musk, insanları Mars’a
tamamlamakta ve uydunun çapı on milden daha göndermek için Starship adlı devasa bir araç inşa
az. Daha büyük kardeşi Phobos, yüzeyinde uzanan ediyor. Elbette Mars ile ilgili yapılan çalışmaların
kraterler ve derin oluklar da dahil olmak üzere birçok çoğu şimdilik kızıl gezegene insanlı uçuşların
yara izi taşıyor. Bilim insanları, Phobos’taki oyuklara yapılabilmesi ile ilgili. Oraya ulaşacak ilk insanlar
neyin neden olduğunu uzun zamandır tartışıyorlar. Antarktika’yı işaretleyenler gibi, Mars yüzeyinde
Eski bir çarpmanın ardından yüzeyde yuvarlanan yürüyen ilk kişiler olacaklar. İnsanlığın sonraki
kayaların geride bıraktığı izler mi yoksa Mars’ın hedefi de bu soğuk, geçmişi yıkımlarla dolu paslı
yerçekiminin Phobos’u parçalara ayırdığına dair gezegenin geçmişindeki canlı belki de hayat
işaretler mi henüz bilinmiyor. barındıran günlerine döndürülmesi olacak. Oraya
ulaşacak ilk nesil tüm zorluklarına rağmen yeni
Phobos her yüzyılda Mars’a yaklaşık bir buçuk geliştirilen teknolojiler ile belki de Mars’ın atmosferini
metre daha yaklaşıyor; elli milyon yıl sonra ya kızıl zamanla yaşanabilir hale getirebilecek. Şimdilik
gezegenin yüzeyine çarpacağı ya da paramparça sadece çılgın bir fikir olarak kalsa bile, her ne kadar
olacağı tahmin ediliyor. sonrasında bu düşüncesinden geri adım atsa da
Elon Musk, yaşanabilir bir atmosfer oluşturabilmek
VE MARS GÖREVI için termonükleer bombalar ile gezegenin dövülmesi
gerektiğini söylemişti.
Şimdiye kadar anlatılan bilgiler aslında geçmişi ve
şimdiki haliyle Mars’ın neden insanoğlu için yeni Tüm bunları zaman gösterecek. Ama ne olursa olsun,
bir yuva oluşturabilme umudu taşıdığını açıklıyor. Mars, gökyüzümüzde ve hikâyelerimizde parıldayan
1960’lardan bu yana, insanlar Mars’ı Dünya’nın kırmızı bir fener olarak insanın hayal gücünü işgal
ötesindeki herhangi bir gezegenden daha fazla etmeye devam edecek.
keşfettiler. Şu anda ABD, Avrupa Birliği, Rusya ve
Hindistan’dan sekiz misyon aracı aktif olarak Mars’ın
etrafında dönüyor veya yüzeyinde dolanıyor. Ancak
kızıl gezegene güvenle ulaşmak hiç de küçük bir
başarı değil. 1960’tan bu yana başlatılan kırk beş
Mars görevinden yirmi altısında ya misyon araçları
Dünya’dan ayrılamadı ya rotası üzerinde sessizliğe
büründü ya Mars’ın yörüngesini kaçırdı, atmosferde
yandı ya da yüzeye çarptı veya zamanından önce
işlevini yitirdi.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 217
218 POPÜLER UZAY
andıracağı söylenebilir. Otellerin iç dizaynı dünyadaki turizmine talep fazla olduğundan çok sayıda fırlatma
lüks otellere benzeyecek fakat odaların manzarası yapılması gerekiyor. Fırlatma için kullanılacak
dünya olacak. Bu otellerde üç gün konaklamanın gazların ise dünyanın sıcaklığını 1 dereceye kadar
maliyeti ise 5 milyon dolar. artırabileceği düşünülüyor.
Önceki bölümlerde belirtildiği gibi uzay turizmi, Uzay turizmi uzay ekonomisine katkıda bulunan
türüne göre birkaç saat veya birkaç gün sürebiliyor. bir aktivitedir. Uzay ekonomisi, uzayı araştırırken,
Eğitim süreci de hesaba katılırsa, potansiyel anlarken ve yönetirken insana fayda sağlayan
bir turistin bu uçuş deneyimi için yaklaşık 3-4 aktiviteleri ve kaynak kullanımını içerir. İki kategoride
ay vakit ayırması gerekiyor. Bu uçuşlarda, incelenir: Dünya için uzay ve uzay için uzay
yolculardan seyahat öncesi herhangi bir bilimsel aktiviteleri. Dünya için uzay aktiviteleri, dünyada
bilgi birikimine sahip olmaları beklenmiyor. Fakat kullanılmak üzere uzay ortamından elde edilen ürün
uçuş öncesi eğitimleri ve bazı fiziksel testleri veya servislerdir. Bu aktiviteler telekomünikasyon &
tamamlamaları gerekiyor. Zaman içerisinde, internet altyapısı, yeryüzü gözlemi ve ulusal güvenlik
uzay turistlerinin sağlaması gereken şartların uydularını içerir. Ayrıca, güncel durumda uzay
esnetildiğini söyleyebiliriz. Örneğin, bu kişilerin sağlık ekonomisinin gelirinin büyük bir kısmını bu faaliyetler
durumlarının mükemmel olması gerekmiyor. Küçük oluşturur. Uzay için uzay aktiviteleri ise uzayda
sağlık problemleri, önlem alındığı sürece görmezden kullanılmak üzere uzay ortamından elde edilen ürün
gelinebiliyor. Fakat bu durum, turistlerin eğitim ve veya servislerdir. Bu faaliyetler, uzay turizminin
güvenliğinin yeterince düşünülmediği gibi eleştirilere şirketlere ürün yelpazesi oluşturmada yardım
de sebep olabiliyor. Örneğin yaşı ilerlemiş kişilerin etmesi ile özellikle son yıllarda hız kazanmıştır. Yakın
vücutlarının yer çekiminin olmadığı ortamlarda gelecekte uzay turizmi aktivitelerinin yoğunlaşması
nasıl tepki vereceği tam olarak bilinmiyor. Uzay ve bunların uzay ekonomisindeki payının artması
turizmine yönelik eleştiriler bununla da sınırlı değil. beklenmektedir. Uzay turizminde eleştirilen
Uzay turizmi için gerekli teknolojiyi geliştirmek, olumsuzlukların mümkün olduğunca giderilmesi
uzay aracını üretmek gibi süreçler oldukça ile rekabetin artması ve maliyetin düşmesi
maliyetli olduğundan kaynak kullanımının oldukça muhtemeldir. Böylelikle uzay turizmi, yalnızca çok
fazla olması ve bu turizmin yalnızca çok yüksek zenginlere hitap etmekten çıkıp daha fazla insan için
gelirli kişilere hitap etmesi de eleştiriliyor. Ayrıca, bir seçenek olabilecektir. Yeni iş alanları yaratma,
özellikle suborbital uçuşların küresel ısınmanın insanları uzay hakkında bilinçlendirme ve uzay
etkilerini artıracağı söyleniyor. Uzay araçlarının ekonomisinde inovasyonu teşvik etme konularında
turist kapasitesi oldukça az olmasına rağmen uzay da önemli bir paya sahip olacaktır.
222 ASELSAN'DA UZAY
ASELSAN
VE UZAY
KÜRESEL UZAY SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ Askeri sistemlerin yüksek performans, güvenlik ve
güvenilirlik isterlerinin bulunması ile teknolojinin
Dünya, Sputnik’in 1957 yılında uzaya fırlatılmasından yayılımı konusunda uygulanan kısıtlar nedeniyle
bu yana, uzay çağına ve bunun farklı dönemlerine sivil, ticari ve askeri uzay çalışmaları başlangıçta
tanıklık etmektedir. Uzay çağının ilk dönemlerinde belirgin düzeyde farklı uygulama alanlarında gelişme
uzay, jeostratejik yarışın tetiklediği ideolojik bir göstermişlerdir. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak
alana dönüşmüştür. Uzay teknolojisinde yaşanan sivil ve ticari uzay sektöründeki uygulama alanlarının
gelişmeler ve uzayda gerçekleştirilen faaliyetler yaygınlaşmasıyla sektörler arasındaki farklılıklar da
büyük oranda ABD ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler azalmaya başlamıştır.
Birliği (SSCB) arasındaki Soğuk Savaşın yarattığı
etkiler doğrultusunda şekillenmiştir. Savunma ve güvenlik alanındaki uzay teknolojilerine
yönelik ivme kazanan çalışmalar, bu birlikteliğin sonucu
ABD ve Rusya dışındaki diğer ülkelerin uzay olarak spin-off’lar vasıtasıyla sivil/ticari uygulamaların
teknolojilerine yönelik atılımları oldukça sonra da gelişmesine imkân tanımıştır. Savunma güvenlik
başlamıştır. Ay’a ilk insanın ayak basması ile 1969 sektörünün uzay uygulamaları sivil/ticari sektörde de
yılında ABD ile Rusya arasındaki uzay teknolojileri uygulama alanı buldukça çift amaçlı kullanım (Dual-
yarışının bitmesinden ancak on yıl sonra, 1979 Use) konsepti gelişmeye başlamıştır.
yılında, Fransa, Ariane-1 roketi ile 1.600 kg
ağırlığındaki deneysel uydusunu alçak Dünya Bugün, uzay sistem ve teknolojilerinde paradigma
yörüngesine (Low Earth Orbit-LEO) yerleştirmeyi dönüşümü yaşanmakta, aynı zamanda birden fazla
başarmıştır. alt sektördeki etkileri artmaktadır. Artık uzay, küresel
ekonomide geniş bir son kullanıcı havuzu üzerinde
Bu noktadan sonra uzayda var olmanın avantajlarını olumlu ve yaygın etkileri ile bir hale sektörü halini
tecrübe eden ülkeler bu alanda önemli yatırımlar almaktadır. Bu paradigma dönüşümü, dördüncü
yaparak, küresel bir yarışı başlatmıştır. Uzay yarışı sanayi devriminin etkisini vurgulayan Endüstri 4.0
ağırlıklı olarak savunma ve güvenlik gerekçelerinden kavramına benzer şekilde Uzay 4.0 yani yeni uzay
beslenmiş, ancak kaçınılmaz olarak tüm sektörlerde dönemine geçişe neden olmuştur. Dönemler boyunca
etkisini hissettirmiştir. İletişimden tarıma, uzay sektöründe çalışmalar; yer gözlem, uydu
ulaşımdan sağlığa, oldukça geniş bir yelpazede haberleşmesi, uzay tabanlı konumlama, zamanlama
uzay, onu kullanan tarafa önemli yetenek ve & seyrüsefer, uzaya erişim, uzay durumsal farkındalığı
avantajlar sunmuştur. ve uzay araştırmaları alanlarında gerçekleştirilmiştir.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 225
sunduğu hizmetler ile önemli roller üstlenmiştir. haberleşme hattını ve bu hattın güvenliğini
Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artıracak, sağlamak için kripto donanım ve yazılımlarını içeren
ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını sağlayan fonksiyonel zinciri tanımlayan görev yükü modülünü
kritik teknolojilerin yer aldığı Milli Teknoloji Hamlesi hedef yetenek alanı olarak ele almaktadır.
yaklaşımının yapılandırmış olduğu başarılı savunma
sanayii projeleri ile hayata geçirilen teknoloji Bu hedefi belirlerken en büyük dayanağımızı ve
geliştirme projeleri sayesinde ASELSAN, uydu ve referansımızı 2000’li yılların başından itibaren
uzay teknolojileri alanında da önemli aşamalar gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge projelerinden başlamak
kat etmiştir. üzere son dönemlerde kamuoyunun da yakından
bildiği ve takip ettiği TÜRKSAT-5B ve TÜRKSAT-6A
Hedef faaliyet alanlarında somut sistem çözümleri projeleri bağlamında ortaya koyduğumuz ürünler,
bağlamında ASELSAN’ın sistem/teknoloji hedefleri performans, elde ettiğimiz teknolojik birikimler ve
küresel uzay sektörünün izlediği gelişim süreci oluşturduğumuz altyapı teşkil etmektedir.
ve evreleri ile de uyumlu olarak, geleneksel uzay
yaklaşımına atfen geleneksel büyük uydu sistemleri ve Bugün gündemimizde olan uydu sistem projeleri ele
henüz gelişme aşamasında olan yeni uzay yaklaşımına alındığında haberleşme alanında;
atfen de görev konseptine dayalı küçük uydu temelli • Florida Cape Canaveral üssünden SpaceX Falcon-9
tüm sistem çözümleri temelinde ele alınabilir. roketi ile 19 Aralık 2021 tarihinde TR saati ile
06:58’de fırlatılan TÜRKSAT 5B uydusu üzerinde
Geleneksel uzay yaklaşımında temel olarak tüm uzay tarihçesi kazanması bakımından ASELSAN
faaliyet alanlarındaki uydu sistemleri için ASELSAN ürünleri olarak Ku-Bant Almaç ve Ka-Bant LNA
uzay kesiminde, uydular için en kritik bileşen olarak ekipmanlarını görebiliriz.
değerlendirilen görev yükü ile görev yükü verilerinin • Proje paydaşı olarak yer aldığımız TÜRKSAT 6A
uydu üzerinde formatlanmasını gerçekleştiren uydusu üzerinde de yine ASELSAN’ın Ku-Bant ve
birimi, takiben bu verilerin yer kesimine iletileceği X-Bant Uydu Haberleşme Görev Yükleri mevcuttur.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 229
Uyduların yer kesiminde ise ASELSAN hem sabit Daha somut ifadelerle geleneksel büyük uydu
hem de taşınabilir uydu yer kontrol istasyonları için sistemlerine yönelik olarak;
de ana sorumlu olarak sistem seviyesinde çözümler • Haberleşme, görüntüleme, elektronik destek,
üretmek için gayret göstermektedir. konumlama zamanlama & seyrüsefer, erken ihbar
gibi tüm faaliyet alanlarında ihtiyaç duyulacak
Ayrıca kullanıcı kesiminde, uydu haberleşme görev yükü modüllerini milli olarak geliştirmek,
sistemleri ele alındığında, 2000’li yıllarda hazır alınan • Bu sistemlerin yer kesimi teşkil eden yer
ürünlere dayalı olarak ortaya konan uydu haberleşme istasyonlarına yönelik olarak da ana sorumlu
sistemleri son yıllarda ASELSAN tarafından rolüyle milli çözümler sunmak üzere büyük bir
milli olarak geliştirilmiştir. Kara, hava ve deniz istek ve azimle çalışıyoruz.
platformlarında sabit ve hareketli stabilize uydu
haberleşme sistemlerinin yer aldığı milli çözümler Geleneksel uzay yaklaşımı doğrultusunda
sayesinde bu alanlarda ülkemizin yurt dışı bağımlılığı yukarıda belirtilen hedeflere doğru çalışmalarımızı
ortadan kaldırılmıştır. Bu süreçte ayrıca, yerli ve milli sürdürürken yeni uzay yaklaşımının yakın gelecekte
firmalarımızı içeren uydu haberleşme sistemleri dikte ettireceği yenilikçi çözüm beklentileri ve
ekosistemi oluşturulmuştur. Türkiye’de buna uygun sektörel yapılanma sürecine
hazırlanmak bakımından görev konseptine dayalı
Bu çerçevede ASELSAN olarak tüm alt bileşenleri ile küçük uydu temelli tüm sistem çözümlerine yönelik
birlikte uzay kesiminde görev yükü modülü ve yer hedeflerimiz de mevcuttur.
sistemleri için ana sorumluk sahibi olma hedefimiz
doğrultusunda uydu teknolojilerine yönelik oluşmuş Yeni uzay yaklaşımının gündeme getirdiği daha
ülkemizdeki mevcut ekosistem içerisinde yer alan küçük, modüler, uyarlanabilir ve kısa geliştirme
tüm kurum kuruluşlar ile iş birliği ve dayanışma takvimine sahip uydu sistemlerine yönelik
içerisinde bu alanlarda önemli atılımlar yapmayı ASELSAN olarak hedeflerimiz daha somut
hedefliyoruz. ifadelerle;
230 ASELSAN'DA UZAY
TÜRKSAT 5B
ASELSAN EKİPMANLARI
Orhan Çağdaş ÜNVER frekans için almaç dışında yeni bir ekipman olan LNA
Bengül BAYRAKTAROĞLU da geliştirilecekti. Bu da daha önce çalışılmamış yeni
bir tasarım anlamına gelmekteydi.
19 Aralık 2021 tarihinde ASELSAN tarafından Ekipler oluşturuldu ve Eylül 2018’de ASELSAN öz
geliştirilen Ku-Bant Almaç ve Ka-Bant LNA veri kaynakları ile ekipmanların geliştirilmesine başlandı.
aktarım ekipmanlarının yer aldığı Türksat 5B Yaklaşık bir sene sonra ASELSAN tarafından
Haberleşme Uydusu, Florida Cape Canaveral geliştirilen ekipmanlara uzay tarihçesi kazandıracak
üssünden SpaceX Falcon-9 roketi ile Cumhurbaşkanı olan sözleşme Temmuz 2019’da AIRBUS DEFENCE
Yardımcımız Fuat Oktay ve Ulaştırma ve Altyapı & SPACE (ADS) ile imzalandı. Bu sözleşmeye göre
Bakanımız Adil Karaismailoğlu’nun da katılımlarıyla öz kaynaklı proje olarak geliştirilmesine başlanan
başarılı bir şekilde uzaya fırlatıldı. ASELSAN iki uzay kalifiye ekipman Türksat 5B uydusunda
ekipmanları, fırlatmanın öncesinde Kasım 2020’de yer alabilecekti. Bu hem önemli bir fırsat anlamına
uydu platform üreticisi AIRBUS’a gönderilmiş ve geliyor hem de projenin tamamlanma tarihinin
Türksat 5B uydusuna entegrasyonu gerçekleştirilmişti. oldukça öne çekilmesi gerektiğini gösteriyordu.
Geliştirilen ekipmanların AIRBUS firmasına Planlanan proje takviminde hiçbir önemli aksama ve
teslim tarihi olan Kasım 2020, uyduda ASELSAN sapma yaşanmaması gerekiyordu.
ekipmanlarının olması ya da olmaması anlamına
gelen bir ölüm kalım tarihiydi. Ya bu tarihe kadar Fakat gerçek hayat her zaman planlanandan farklı
ekipmanlarımızı tüm testlerden başarılı bir şekilde olduğu için projede de ilk önemli risk gerçekleşti.
geçirerek teslim edecek ya da uydu, ekipmanlarımız Bu risk proje kapsamında Kanada’dan tedarik
olmadan uzaydaki yolcuğuna başlayacaktı. Uzay edilen uzay kalifiye baskı devre kartlarının tüm
projelerinin en büyük heyecanı ve aynı zamanda girişimlere rağmen ilgili alt yüklenici firmadan
telaşı olan fırlatmalar, Türksat 5B uydusunda da yine tedarik edilememesiydi. Sanki Kanadalı firma ile
kendisine yakışır bir şekilde heyecanını ASELSAN arada görünmeyen bir duvar vardı ve tüm iletişim
tarafından geliştirilen ekipmanların ilk kez uzaya çalışmalarına rağmen cevap alınamıyordu. Bu firma
gönderilecek olmasından ötürü tüm ekibe geçirmişti. beklenirse Türksat 5B fırlatmasının kaçırılacağı
Burada biraz durarak, ASELSAN ekipmanlarının oldukça net olduğundan, kritik bir kararla kartların
geliştirilmesi sürecini ezber bozarak anlatalım ve üretimlerinin ilk defa ASELSAN bünyesinde
Kasım 2020 olan termin tarihinden geriye doğru üretilmesine karar verildi. Her zor sürecin başarı
giderek proje boyunca yaşananları özetleyelim. ile sonlandırılmasında olduğu gibi bu süreçten
de ASELSAN güçlenerek çıktı ve bundan sonra
Her şey projenin fiili olarak başlama tarihi olan Eylül yapılacak uzay projelerinde baskı devre kartlarının
2018’de Ar-Ge onay formunun Genel Müdürümüz üretilmesinin ve test edilmesinin ASELSAN
Prof. Dr. Haluk Görgün tarafından imzalanması ile bünyesinde yapılmasının önü açılmış oldu.
başladı. Proje kapsamında hedef ASELSAN tarafından
iki adet uzay kalifiye ekipmanın geliştirilmesi ve bu Bu olay sonrasında da riskler projenin peşini tabii
ekipmanlara maliyet ve takvim etkin olacak şekilde ki bırakmadı. Ama riskler yönetilmek için vardı.
uzay tarihçesi kazandırılmasıydı. Kullanılacak TVAC testlerinin başlaması sırasında azot tankının
frekansın daha önce kullanılmayan bir aralık olması arızalanması, bazı test cihazlarının işlemez
ve ekipmanların uzay tarihçesi kazanacak olması duruma gelmesi, test sürelerinin uzaması ve
bakımından yenilikçi bir proje olacaktı. Ayrıca bu uzay kalifikasyonu için gerekli süreçlerin mevcut
ASELSAN DERGİ SAYI 115 233
Proje Kapsamında Geliştirilen Görev Yükü Uydu görev yükü sistem ve ekipman geliştirme
Modelleri çalışmalarında; ECSS (European Cooperation for Space
Standardization) uzay standartları dikkate alınmıştır.
Yer sabit yörüngede en az on beş yıl kesintisiz olarak Ayrıca; uydu görev yükü sistem ve ekipman geliştirme/
görev yapacak TÜRKSAT 6A uydusunun zorlu uzay tasarlama çalışmaları kapsamında, uydunun görev
ortamında herhangi bir sorun ile karşılaşmaması ömrü boyunca güvenilirlik gereklerine uygun olarak
için yörüngeye fırlatılacak model dahil üç adet görev performans sağlanacak şekilde detaylı analizler
yükü modeli geliştirilmiştir. Aşağıda verilen bu gerçekleştirilmiştir. Bu analizler, görev yükü sistem
modellerin, sırasıyla doğrulanarak bir sonraki model ve ekipman ön tasarım/kritik tasarım aşamalarında
ile ilerlenmesi proje kurgusu dahilindedir: yapılmış, tasarım dokümanları ile takip edilmiş ve de
• Ku-Bant Uydu Haberleşme Görev Yükü Isıl ve projenin tüm test/doğrulama aşamalarında bu analizler
Yapısal Yeterlilik Modeli (IYYM): Bu model için kontrol edilerek ilerlenmektedir.
görev yükü ekipmanlarının ısıl ve yapısal (kütle
ve ataletsel) eşlenikleri tasarlanıp üretilmiştir. Proje kapsamında gerçekleştirilen görev yükü sistem
ASELSAN sorumluluğundaki IYYM’ler 2017 seviyesi ve ekipman seviyesi analizleri, ana hatlarıyla
yılında üretilmiş ve 2018 yılı içinde uyduya aşağıda özetlenmiştir:
entegrasyonu tamamlanmıştır. Aynı sene içinde • Kapsama alanı analizi
IYYM uydusunun tüm çevresel testleri başarı ile • Eş yörünge (Collocation) analizi
tamamlanmıştır. • PIM (Pasif İntermodülasyon) analizi
• Ku-Bant Uydu Haberleşme Görev Yükü • RF uyumluluk (Self-Compatibility) analizi
Mühendislik Modeli (MM): TÜRKSAT 6A uydusu • EIRP, G/T teknik bütçesi
mühendislik modelinde kullanılan ve yeterlilik • İstenmeyen sinyaller analizi
seviyesi testlerden geçirilen üründür. MM’de • Radyasyon analizi
Ku-Bant görev yükü indirgenmiş ve tek kanallı • Güvenilirlik analizi
yapıdadır. ASELSAN sorumluluğundaki görev yükü • FMECA (Failure Modes and Effects) analizi
MM, 2019 yılında üretilmiş ve 2020 yılı içinde • EMI/EMC analizi
uyduya entegrasyonu tamamlanmıştır. 2021 ve • Isıl analiz
2022 yıllarında TÜRKSAT 6A MM uydusunun tüm • Mekanik analiz
çevresel testleri başarı ile tamamlanmıştır. • RF performans analizleri
• Ku-Bant Uydu Haberleşme Görev Yükü Uçuş • En kötü durum (Worst Case) analizi
Modeli (UM): Yer sabit yörüngeye yerleştirilecek • Parça stres (Part Stress) analizi
TÜRKSAT 6A uydusu uçuş modelinde kullanılacak
ve kabul seviyesi testlerden geçirilecek üründür.
UM’de yirmi kanallı görev yükü teslim edilecektir.
ASELSAN sorumluluğundaki UM üretimleri
2021 yılında, uyduya entegrasyonu ise 2022
yılı içinde tamamlanmıştır. UM sistem seviyesi
çevresel testlere 2022 yılı sonu itibarıyla devam
edilmektedir.
YÜKSEK HIZLI
X-BANT
VERİCİ BİRİMİ
Oğuz ALKIŞ
Barış BULGUN
Yer gözlem uyduları alçak yörüngede (LEO) hareket Gelişen uydular ve uzaktan algılama teknolojileri
ederken yer istasyonunun görüş açısına girdiği ile paralel olarak bu uydular tarafından oluşturulan
zaman diliminde görüntüleri indirebilmektedir. görüntülerin boyutları da artmaktadır. Uluslararası
500-800 km aralığındaki irtifaya sahip yörüngede Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından yer gözlem
görev yapan uydular saniyede ortalama 7,5 km hızla uyduları için X-Bant’ta ayrılan frekans bandı sabit
hareket etmekte ve Ankara’da konumlandırılmış bir ve 8.025 MHz-8.400 MHz aralığını kapsamaktadır.
yer istasyonunun görüş açısında ise ortalama 8 ile Bu durum daha fazla bant genişliği kullanımını
10 dakika kalabilmektedir. Görüş açısının sağlandığı engellemekte ve mevcut 375 MHz genişliğindeki
zaman dilimleri sınırlı olduğu için görüntülerin aşağı frekans bandının daha verimli kullanılması için farklı
indirilme hızı kritik öneme sahiptir. teknolojiler kullanılmasını teşvik etmektedir.
Uydunun yer istasyonunun görüş açısına girdiği ve ASELSAN tarafından geliştirilen Yüksek Hızlı X-Bant
görüş açısından çıktığı zaman dilimlerinde uydu Verici Birimi, geleneksel vericilere göre frekans
ile yer istasyonu arasındaki mesafe fazla olmakta, bandını daha verimli kullanmakta ve değişken veri
yer istasyonuna yaklaştığı ve yer istasyonunun tam hızı desteği ile yer istasyonu üzerinden geçerken
tepesinden geçtiği zaman dilimlerinde ise uydu maksimum veri indirme imkânı sunmaktadır.
ile yer istasyonu arasındaki mesafe azalmaktadır.
Uydunun geçişi sırasında haberleşme kanalının Uydu yörüngesinde ilerlerken yer istasyonuna
karakteristiğinde bir değişiklik olmadığı durumda yakın olduğu zaman dilimlerinde geleneksel verici
yakın mesafelerde uzak mesafelere göre daha birimleri ile ortalama 2 birim sürede uydudan yer
yüksek veri hızı elde edilmesi mümkündür. Mevcut istasyonuna indirilen veri, Yüksek Hızlı X-Bant Verici
LEO uydularda kullanılan ve X-Bant’ ta yayın yapan Birimi ile 1 birim sürede indirilebilmektedir. Ayrıca
sistemler yer istasyonunun görüş açısındayken sabit tüm geçiş süresince Yüksek Hızlı X-Bant Verici Birimi
veri hızı ile indirme yapmaktadır. Bu durum uydunun ile indirilen toplam veri miktarı geleneksel verici
yer istasyonuna yaklaştığı ve yer istasyonunun tam birimlerine göre 1,5 kat fazla olmaktadır.
tepesinden geçtiği sırada daha yüksek hızda veri
indirme imkanına engel teşkil etmektedir.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 239
240 ASELSAN'DA UZAY
KEŞİF GÖZETLEME
UYDULARI
YER İSTASYONLARI
N. Ulaş KILIÇARSLAN
Özgür KARADENİZ
Ahmet DEMİREL
Keşif gözetleme (yer gözlem) uyduları genellikle Yer gözlem uyduları belli bir yer istasyonu anteninin
500 km ile 2.000 km arasındaki Alçak Dünya görüş alanına, yörüngesine bağlı olarak herhangi
Yörüngesinde (LEO-Low Earth Orbit) bulunurlar. bir noktadan giriş yaparak (AOS-Acquisition of
Bu yörüngeler, tüm dünyanın gözetlenebilmesi için Signal) yörünge izdüşümü boyunca ilerler ve görüş
yere izdüşümleri kutuplara yakın yerden geçen alanından çıkarlar (LOS-Loss of Signal). Bu nedenle
yörüngelerdir. Bu yüksekliklerde bir uydunun yer istasyonu antenleri tam hareketli sistemler
yörüngede kalabilmesi için belli bir hıza sahip olmak zorundadır. Anten uydunun kapsama alanına
olması gerekir. Elektro-optik kameralı yer gözlem girmeden önce beklenen yönde ufuk çizgisine döner
uyduları Güneşe Eşzamanlı Yörüngelere (SSO-Sun ve sinyal alış zamanını (AOS) bekler. AOS zamanında
Synchronous Orbit) yerleştirilir. Bu yörüngenin Anten Kontrol Birimi, uçuş dinamiği yazılımının bir
özelliği uydunun geçtiği yerden sürekli aynı yerel çıktısı olan ve her gün güncellenen uydu yörünge
saatte geçiyor olması dolayısıyla Güneş’in o noktaya parametreleri dosyasını (TLE-Two Line Elements)
benzer açıyla gelerek yerin aydınlatılmış olmasıdır. kullanarak hesapladığı uyduya bakış açılarını
Yer istasyonları bu uydularla ancak istasyonun izlemeye başlar. Sinyal seviyesi yeterli olduktan sonra
görüş alanı içerisinde iken haberleşebilir. Görüş uydunun sinyaline kilitlenir ve ufuk çizgisinde sinyalin
alanının sınırlarını, temel olarak uydunun yerden kaybolma zamanına (LOS) kadar otomatik takip eder.
yüksekliği belirler. Yer istasyonunun uydu ile Uydu kapsama alanından çıktıktan sonra anten park
haberleşme süresinin kısıtlanmaması diğer bir pozisyonuna dönerek bekleme durumuna geçer. Bir
deyişle temas süresinin tamamının kullanılması için sonraki uydu geçişinde bu işlemler tekrar eder.
anten yeri olarak etrafı açık alanlar veya nispeten
yüksek bir nokta seçilmektedir. Bir gün içerisinde Uçuş dinamiği yazılımı çıktısı olan uydu geçiş süreleri
Türkiye enlemindeki bir yer istasyonu anteni uydu ile (temas zamanları) kapsama alanına giriş noktasına ve
ortalama beş defa iletişim kurabilmektedir. Bu beş yörüngeye bağlı olarak 1-2 dakikadan başlayıp 12-13
uydu geçişinin iki veya üç geçişi istasyonun gündüz dakikalara kadar çıkmaktadır. Uydu ile haberleşme bu
zamanına, kalan geçişleri ise gece zamanına süre içerinde olmaktadır. Haberleşme sırasında uydu
denk gelir. Uydu ile iletişim süresini artırmak alt sistemlerine ilişkin sağlık verilerini (housekeeping
isteyen özellikle ticari faaliyet gösteren uydu telemetry) ve dünyanın farklı bölgelerinden toplamış
operatörleri kutup bölgelerine yakın lokasyonlarda olduğu görev yükü verilerini (görüntü verileri) gönderir.
yer istasyonları kurarak veya kiralayarak daha fazla Yer istasyonu bu verileri alır aynı zamanda uydu
veri indirebilmektedirler. Bunun diğer bir amacı ise kontrolüne ait telekomutları ve sonraki yörüngelerde
istasyonun kapsama alanına girmesini beklemeden görüntüsü çekilmesi istenen noktaların koordinat
veriyi indirip elde etmektir. bilgilerini içeren görev planını uyduya yükler.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 241
242 ASELSAN'DA UZAY
Eğer uydunun görev yükü elektro-optik kamera ise dışında ise uydu çektiği görüntüleri kendi hafızasına
görev planı oluşturulurken çekilecek yerdeki ve çekim kaydeder ve belli bir indirme planına göre kapsama
zamanındaki hava tahmin verileri de kullanılarak alanına girdiğinde yer istasyonuna görüntüleri
bir optimizasyon yapılır. Bir yer istasyonunun görev yüksek hızda indirir. İndirilen görüntü verileri ham
planlama başarım kriteri birim zamanda çekilen veri olup ilk önce otomatik olarak radyometrik
bulutsuz eşdeğer görüntü miktarı ile hesaplanır. ve geometrik düzeltme algoritmalarıyla seviye-2
Özellikle ticari yer istasyonlarında görev planlama olarak adlandırılan koordinatlı görüntü oluşturulur
başarımı karlılık açısından çok önemlidir. ve görüntü işleme yazılımları ile açılabilir, işlenebilir
hale getirilir. Bu algoritmalar uydu kamera modelini
Bu başarıma etki eden diğer faktörler ise ilgi ve görüntü ile birlikte indirilen uydunun çekim
alanlarının öncelikleri, yer izdüşüm çizgisi etrafındaki sırasındaki yönelim bilgilerini içeren yardımcı verileri
dağılımı ve ilgi alanlarının büyüklüğüdür. (metadata) kullanır.
Bir keşif gözetleme uydusu görüntüleme Görüntünün bulutsuz bir şekilde başarılı olarak
operasyonları ile ilgili olarak yer kontrol alınmasıyla birlikte ilgi alanına ait ilgili şerit alanının
istasyonundaki iş akışları aşağıda anlatılmıştır. durum bilgisi veri tabanında güncellenerek arşiv
görüntüsü olarak kaydedilir, böylece bir sonraki görev
İŞ AKIŞLARI planına dahil olmaz. İstenen ilgi alanının çekimi
bittiğinde belirtilen görüntü ürünü seviyesinde
İş akışı son kullanıcıdan (görüntü isteği yapan kişi üretilerek son kullanıcıya ulaştırılır.
veya kurum) ilgi alanı (AOI- Area of Interest) bilgisinin
gelmesiyle başlar. İlgi alanı; istenen çekim tarih Uydu görüntülerinin askeri ve sivil birçok uygulama
aralığı, diğer çekim bekleyen ilgi alanları içerisindeki alanı bulunmaktadır. Askeri uygulamalarda
önceliklendirmesi (priority), maksimum uydu hedef tespit, teşhis veya istihbarat toplama bu
yönelim açısı (incidence angle / off-nadir angle), uygulamaların başında gelmektedir. Sivil uygulama
uydu azimut bakış aralığı, minimum güneş yükseklik alanları ise şehir bölge planlama, orman yangını, sel
açısı, maksimum bulut oranı, görüntü üretim gibi doğal afetlerde hasar tespit, telekomünikasyon,
seviyesi, mono /stereo görüntü gibi parametrelerle petrol, doğal gaz boru hattı planlama, coğrafi bilgi
veri tabanına girilir. İlgi alanları uydu kamerasının sistemleri, akıllı şehir veya diğer birçok harita tabanlı
görüş açıklığından (FOV) fazla ise görüş açıklığı uygulamalarda altlık olarak kullanılarak üzerine
genişliğinde şeritlere bölünür. farklı ilgi noktaları katman olarak eklenebilmektedir.
Stereo görüntüler ise sayısal yükseklik modellerinin
Görev planlama yazılımı uydunun eksen yönelim (DEM-Digital Elevation Model) oluşturulmasında ve
hızları kinematiğini de simüle ederek uydu yer bazı üç boyutlu uygulamalarda kullanılmaktadır.
izdüşümü etrafında istenen çözünürlükte, ilgi alanına
ait veri tabanındaki diğer tüm parametreleri ve Sonuç olarak, durumsal farkındalığın sadece yakın
uydu sistem kısıtlarını dikkate alarak çekime aday taktik sahada değil aynı zamanda tüm dünya için
bölgelerden söz konusu geçiş sırasında çekilebilecek çok önemli hale gelmesi ve bilginin anında elde
olan görüntü şeritlerini görev planına dahil eder. edilmesi kurumlar ve karar vericiler için giderek
Görev planlama yazılımının tasarımına bağlı olarak önem kazanmaktadır. Bu nedenle ülkeler keşif
uydunun maksimum alan çekimi yapabilmesi için gözlem uydu programlarında takım uydu planlaması
operatör görev planını optimize eder. Bu optimizasyon yapmakta ve dünya üzerindeki bir noktayı tekrar
sırasında uydu çekim zamanına göre ilgi alanları çekebilme sıklığını (revisit time) artırmaya yönelik
üzerindeki hava tahmin verilerini (bulut kapalılık yörünge tasarımı yapmaktadırlar. Bununla birlikte
yüzdesi) veya gerçek zamanlı meteoroloji uydusu veri indirme hızı ve veriyi bir yerden bir yere aktarma
fotoğraflarını da kullanabilir. Görev planı kapsama gibi iletişim teknolojilerinin de kullanımı önemli hale
alanı içerisinde veya kapsama alanı dışarısında da gelmektedir.
çekim alanları içerebilir. Görev planı oluşturulduktan
sonra uydu geçişi sırasında uyduya yüklenir. ALÇAK YÖRÜNGE YER İSTASYONLARI ASELSAN
İŞ PAYLARI
Uydu aldığı plana göre programlanan çekim
zamanında istenen noktaya yönelerek çekimi Türk Hava Kuvvetleri Keşif Uydu Tabur Komutanlığı
gerçekleştirir. Çekimi yapılan bölgenin kapsama bünyesinde Göktürk-2 Yer Kontrol İstasyonunun
alanında olması durumunda çekimden hemen Anten ve RF Sistemleri ASELSAN sorumluluğunda
sonra yer istasyonuna görüntü verisini indirebilir. kurulmuş ve devreye alınmıştır. Ana yüklenicisi
Eğer görüntü çekimi sırasında uydu kapsama alanı Telespazio olan Göktürk-1 projesi kapsamında da
ASELSAN DERGİ SAYI 115 243
KARA UYDU
HABERLEŞME
SİSTEMLERİ
Erhan ERKÖSEOĞLU
Utku Cem BİLGİÇ
Gizem ERDOĞAN
Uydu haberleşme sistemleri kara platform çözümleri, İNTİKAL ETTİRİLEBİLİR UYDU HABERLEŞME
her türlü coğrafi koşulda ve taktik operasyonda, TERMİNALİ
sahadaki askeri birliklerin, bağlı bulundukları komuta
merkezlerinin, karargâhların ve savaş alanındaki ASELSAN’ın yerli imkânlarla tasarlayıp üretimini
komutanlıkların emniyetli ve hızlı ses, görüntü ve yaptığı İntikal Ettirilebilir Uydu Haberleşme Terminali,
veri haberleşmesi yapmalarına ve taktik ihtiyaçlarını adını duraklama ve yerleşme, yani intikal halindeyken
karşılamalarına olanak sağlar. Özellikle sınır ötesi uydu haberleşmesi sağlamasından alıyor.
operasyonlarda aşağıdaki ihtiyaçların karşılanması
açısından kritik bir öneme sahiptir ve askeri Engebeli ve dağlık alanlarda rahatça ilerleyebilen,
birliklerin vazgeçilmez haberleşme araçlarıdır. üzerine entegre edilen yedekli jeneratör sistemi ile
• Savaş alanının yakın gerçek zamanlı taktik kendi enerjisini üretebilen, telsiz sistemi sayesinde
resminin oluşturulması çevre birlikler ile görüşebilen, araç üzerindeki
• Silah, sensör ve komuta merkezleri arasında gerek şelter olarak adlandırılan oda içerisinde sistemleri
duyulan yakın gerçek zamanlı veri haberleşmesinin kullanabilme olanağı sunan, intikal ettiğinde devreye
sağlanması alınabilen uydu anten sistemi ile kriptolu ve sınır
• Birliklerin coğrafi konumlarının bir merkezden ötesi haberleşme imkânı sunan, aynı zamanda
otomatik ve sürekli olarak izlenmesinin sağlanması üzerine serilen gizleme ağı ile kamufle olup çevre
• Bu bilgileri gerektiğinde komuta katının unsurlardan gizlenebilen bir terminaldir.
kullanımına sunarak, komutanların, ordu
bölgesindeki tüm birliklerin taktik resmini gerçek Her türlü operasyon ve çevre koşulunda, taktik
zamanlı olarak görmesinin sağlanması veya arazi tipi araç üzerine entegre edilmiş
otomatik takip yeteneğine sahip uydu anten
TSK’nın kullanımında olan uydularla çalışabilecekleri sistemi ile intikal halinde uydu haberleşmesi imkânı
gibi uygun frekanslarda hizmet veren diğer dost sağlayabilmektedir.
ülke ve NATO’ya ait olan uydularla da kullanılabilme
özelliğine sahiptirler. • X-Bant ve Ku-Bant frekanslarında çalışma
kabiliyeti
ASELSAN olarak kara uydu haberleşmesine dair • Anten çapı: 120 cm/150 cm
yerli ve milli imkânlarla tasarım ve üretimi yapılan • Zorlu arazi şartlarına uygun (MIL-STD-810G)
farklı çözümlerimiz mevcuttur, bunlar aşağıda • IP tabanlı, açık ve/veya kapalı ses, veri, video
detaylandırılmıştır. telekonferans ve faks haberleşmesi
ASELSAN DERGİ SAYI 115 247
248 ASELSAN'DA UZAY
ASELSAN’ın yerli imkânlarla tasarlayıp üretimini Adını, kompakt tasarımı sayesinde çanta içerisine
yaptığı Gezgin Araç Uydu Haberleşme Terminali, yerleştirilerek iki kişinin taşıyabileceği kadar
adını hareket halinde yani gezgin şekilde uydu küçültülebilmesinden alan bu terminal, yerli
haberleşmesi sağlamasından alıyor. imkânlarla tasarlanıp üretilmektedir. Taktik
operasyonlar ve zorlu arazi şartları odaklı olarak
Zırhlı yapısı ile yüksek korumaya sahip olan, engebeli ve tasarlanıp üretilmiştir. Ayrıca çantanın ve anten
dağlık alanlarda rahatça ilerleyebilen, içerisine entegre ekipmanının korumalı yapısı sayesinde yüksek
edilen güç sistemi ile kendi enerjisini üretebilen, dayanıklılığa sahiptir. Temel bant alt sistemi ile
telsiz sistemi sayesinde çevre birlikler ile görüşebilen, kesintisiz uydu haberleşme imkânı sunar.
hareket halinde üç eksenli stabilize yapısıyla uyduyu • X-Bant ve Ku-Bant frekanslarında çalışma
devamlı takip ederek kesintisiz ve kriptolu şekilde sınır kabiliyeti
ötesi uydu haberleşmesi imkânı sunan, aynı zamanda • Veri hızı: 8 Mbps (X-Bant), 15Mbps (Ku-Bant)
üzerine serilen gizleme ağı ile kamufle olup çevre • Anten çapı: 90 cm/120 cm/180 cm/240 cm
unsurlardan gizlenebilen bir terminaldir. • İki kişi tarafından taşınabilecek ağırlık ve boyutlar
• Taşınabilir çantalar ile kompakt tasarım
Her türlü operasyon ve çevre koşulunda, araç • Zorlu arazi şartlarına uygun (MIL-STD-810G)
hareket halindeyken sürekli uydu takibi yaparak • X-Bant için, sistemi kesintisiz olarak idame
güvenli ve yüksek hızlı uydu haberleşmesi olanağı ettirebilecek yedekli jeneratör sistemi.
sağlayabilmektedir. Beacon sinyali, Ataletsel • IP tabanlı, emniyetli/emniyetsiz ses, veri, video
Navigasyon Sistemi (INS) ve gyro verilerinin entegre telekonferans, faks haberleşmesi ve QoS yönetimi
kullanımı ile uydu takip ve stabilizasyonda üstün ve
güvenilir performans gösterir.
• X-Bant ve Ku-Bant frekanslarında çalışma
kabiliyeti
• Veri hızı: 3,2 Mbps’e kadar (X-Bant); 15
Mbps (Ku-Bant)
• Anten çapı: 45 cm/60 cm
• Seyir halinde uydu haberleşmesi imkânı
• Zorlu arazi şartlarına uygun (MIL-STD-810G)
• IP tabanlı, açık ve/veya kapalı ses, veri, video
telekonferans ve faks haberleşmesi
ASELSAN DERGİ SAYI 115 249
YENİ TİP SIRT UYDU HABERLEŞME TERMİNALİ bunu ergonomik ve hafif yapısı sayesinde tek başına
rahatça taşıyabilecek, kurulumunu beş dakikadan
Adını sırt çantasında taşınabilecek kadar az yer daha kısa sürede yaparak kriptolu ve sınır ötesi
kaplaması ve hafif olmasından alan sırt terminali, kesintisiz uydu haberleşmesini sağlayabilecektir.
yeni tip olarak adlandırdığımız halinde ASELSAN • X-Bant frekanslarında çalışma kabiliyeti
tarafından tasarlanıp tamamen yerli imkânlarla • Veri hızı: 2 Mbps’e kadar
üretilmektedir. Taktik operasyonlar ve zorlu arazi • Anten çapı: 70 cm
şartları odaklı olarak tasarlanıp üretilmiştir. Ayrıca • Bir kişi tarafından taşınabilecek ağırlık ve boyutlar
çantanın ve anten ekipmanının korumalı yapısı • Taşınabilir çantalar ile kompakt tasarım
sayesinde yüksek dayanıklılığa sahiptir, yüksekten • Zorlu arazi şartlarına uygun (MIL-STD-810G)
düşme testlerini başarıyla geçmiştir. Yani bunu • Kolay ve hızlı kurulum
operasyonel anlamda düşünürsek, bir helikopterden • IP tabanlı, açık ve/veya kapalı ses, veri, video
bırakıldığında zarar görmeyecektir, kullanıcı kişi de telekonferans ve faks haberleşmesi
250 ASELSAN'DA UZAY
DENİZ UYDU
HABERLEŞME
SİSTEMLERİ
Tamer YÜKSELTÜRK tasarlanıp üretilebilmektedir. Ayrıca, ASELSAN
Elif Cansu ÖZDEN tarafından geliştirilen uydu modemi içerisinde
Görkem TİRYAKİ yer alan kripto birimi ile emniyetli haberleşmeye
imkân sağlanmasının yanında; beacon alıcı birimi
ile de ileri hassasiyette uydu takibi sürekli olarak
Uydu haberleşme sistemleri, görüş hattı ötesi yapılabilmektedir. Uydudan gelen beacon sinyali,
haberleşmeye imkân sağlaması ve her türlü coğrafi ataletsel navigasyon sistemi (INS) ve gyro verilerinin
koşulda diğer haberleşme vasıtalarının olmadığı entegre kullanımı ile uydu takip ve stabilizasyonda
veya yeteneklerinin sınırlı kaldığı durumlarda üstün ve güvenilir performans sağlamaktadır.
operasyonel ihtiyaçların karşılanması açısından
kritik öneme sahip olup, aşağıdaki gibi askeri ve sivil Genel Özellikler
tüm ihtiyaçlar için çözüm sunmaktadır.
• Her türlü sensörden gelen verinin aktarımı • Entegre LNB, GPS ve Gyro modülü
• Uydu alanı içerisinde yer alan her yerden gerekli • Ayarlanabilir yayın yapılmayacak bölge seçimi
verinin alınabilmesi • Kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda farklı deniz
• Taktik resmin oluşturulması platformlarına uygulanabilirlik
• Yüksek çözünürlüklü fotoğraf/video aktarımı • MIL-STD-810, MIL-STD-461 uyumluluğu
3-Eksen hassas stabilize olarak tasarlanan ve farklı Özgün tasarımıyla yüksek RF performansa sahiptir.
platformlara yönelik 100 cm, 120 cm, 150 cm, 180 İhtiyaç duyulan EIRP değerine göre daha güçlü güç
cm reflektör ile ASELSAN tarafından milli imkânlarla yükselteçler kullanılabilmektedir.
özgün olarak geliştirilen uydu antenleri, yüksek RF
geçirgenliğine sahip radom içerisinde muhafaza Anten kontrol birimi, tek anten yönlendirme veya
edilmektedir. Cross-elevasyon ekseni, uydu daha fazla kapsama sağlamak için çift anten
anteninin yüksek uydu elevasyon açılarında key- yönlendirme kabiliyeti kazandırmaktadır. Gemi
hole etkisine maruz kalmasını önlemektedir. Anten, üzerindeki farklı sistemlerin etkileşimini azaltmak
azimuth, elevasyon ve cross-elevasyon eksenlerinde amacıyla, gönderme alanının kısıtlanması gereken
direkt-sürüş motorlarla sürülmektedir. Direkt-sürüş gemi profilinde kör sektör tanımlaması yüksek
motorlar, daha iyi atalet stabilizasyonu, kusursuz hassasiyette yapılabilecek şekilde tasarlanmıştır.
çalışma ve hassas yönlenme sağlamaktadır.
38 cm anten sistemi kaidesi ve reflektörü
45 cm ve 100 cm anten sistemi kaidesi ve reflektörü alüminyum yapıda olup özgün tasarımıyla denizaltı
karbon fiber malzemeden üretilmiştir. Bu sebeple platformlarında kullanılabilir şekilde tasarlanmıştır.
hafif ve mukavemeti yüksektir. Bununla birlikte, Denizaltı platformlarında kullanılan radom,
kompakt tasarım sayesinde kısıtlı yerleşim denizaltının maruz kaldığı tüm denizaltı koşullarında
alanlarına da uygundur. 120 cm, 150 cm ve 180 özellikle yüksek basınç altında anten sistemini her
cm anten sistemi reflektörü ise yine karbon fiber türlü deniz koşulundan koruyacak şekilde tasarlanıp
malzemeden üretilmiş olup, kaidesi alüminyumdur. ve üretilmiştir.
İNSANSIZ
PLATFORMLAR İÇİN
UYDU HABERLEŞMESİ
Ömer BİNİCİ
Ahmet Nuri SEZER
Uydu haberleşme sistemi, görüş hattı ötesi Hassas stabilize olarak tasarlanan ve farklı
haberleşmeye imkân sağlaması ve coğrafi platformlara yönelik 27 cm, 45 cm ve 53 cm reflektör
koşullardan çok az etkilenmesi sayesinde, ile ASELSAN tarafından milli imkânlarla özgün olarak
diğer haberleşme vasıtalarının olmadığı veya geliştirilen uydu antenleri, yüksek RF geçirgenliğine
yeteneklerinin sınırlı kaldığı durumlarda aşağıdaki sahip radom içerisinde muhafaza edilmektedir.
gibi operasyonel ihtiyaçların karşılanması açısından Platforma yönelik radom tasarımları ASELSAN
kritik bir öneme sahiptir ve askeri birliklerin tarafından yapılmaktadır. Sistemler, hafif ve yüksek
vazgeçilmez haberleşme araçlarıdır. mukavemetli olmakla birlikte kompakt tasarım
sayesinde kısıtlı yerleşim alanlarına da uygundur.
• Taktik resminin oluşturulması ve yüksek
çözünürlüklü fotoğraf/video aktarımı Ağ merkezli harp konsepti dahilinde daha yoğun
• Platform ve komuta merkezleri arasında gerek ve geniş alanda kullanılmaya başlanan insansız
duyulan veri haberleşmesinin sağlanması kara, deniz ve hava araçlarının; geliştirilen uydu
• Birliklerin ve insanlı/insansız platformların coğrafi haberleşme terminalleri sayesinde haberleşme
konumlarının merkezden izlenmesinin sağlanması menzilleri genişletilmiş olup ayrıca haberleşme
ve kontrolü sistemlerinde yedeklilik sağlanmıştır.
İnsansız platformlara yönelik, ASELSAN tarafından ASELSAN tarafından insansız platformlar için öz
yerli ve milli olarak geliştirilen uydu haberleşme kaynakla geliştirilen uydu haberleşme terminalleri
terminalleri; her türlü operasyon ve çevre koşulunda, ile dışa bağımlılık ortadan kaldırılmış olup; ülkemizin
hareket halinde, güvenli ve yüksek hızlı uydu ihracat potansiyelinin artırılmasına da fayda
haberleşmesi gerçekleştirilmesine olanak sağlar. sağlanmıştır.
27 45 53
Fonksiyonel Özellikler
UZAY ALANI
DURUMSAL
FARKINDALIĞI
ASELSAN DERGİ SAYI 115 259
260 ASELSAN'DA UZAY
Muammer ŞİMŞEK Earth Orbit. İrtifa ölçekli görüntüsü için bkz. Şekil
2) görev yapmaktadır. İnsanlığın GEO’daki varlığı
Dünyanın yörüngesinde bulunan uydular; iletişim, alçak yörüngelere göre daha az olsa da buradaki
navigasyon ve gözlem başta olmak üzere ekonomik uyduların değeri çok daha yüksektir. Bu kapsamda,
ve sosyal yaşamlarımıza sunduğu faydalarla insanlık özellikle bu irtifadaki varlıklar için çarpışma
için vazgeçilmez araçlar haline gelmiştir. Son yıllarda olasılığını sıfıra indirmek kritiktir.
uydularda yer alan faydalı yüklerinin yeteneklerinin
artması ve uzaya fırlatma maliyetlerinin düşmesi Uzay sistemlerine çarpışma erken ikazı için tespit,
sebebiyle uzaydaki insan varlığı giderek daha hızlı takip ve kataloğa eklenecek cisimlerin türü (uzay
artmaktadır. aracı, roket kalıntısı, çarpışma sonrası saçılmış
parça, doğal gök cismi vb.), sayısı ve bu cisimlerin
Yapılan fizibilite çalışmalarına göre 2027 yılında bulunduğu irtifalar oldukça geniş bir yelpazede
yörüngedeki aktif uydu sayısının sekiz bini aşacağı ve tanımlanmaktadır. Böyle bir kütüphaneyi oluşturup
toplam uzay ekonomisinin 1 trilyon dolar seviyesine idame ettirmek için kapsamlı bir uzay alanı
ulaşacağı öngörülmektedir. Uzaydaki değerin farkındalık sistem mimarisine ihtiyaç duyulmaktadır.
katlanarak artması, buradaki varlıkların durum
takibinin yapılması ve etkilerinin değerlendirilmesini Ortamdaki insan yapımı ve doğal nesnelerin
daha da önemli kılmaktadır. takibine ilave olarak, uzay havasının izlenmesi de
uzay alanı farkındalığı konseptine dahildir. Uzay
Yörüngedeki uydular kadar uydulardan kopan parçalar havası, uzay sistemlerinin operasyonları ile bu
ve çarpışma olaylarından sonra ortaya çıkan uzay çöpü sistemlerden sunulan hizmetlerin kalitesi yanında
de hızla artmaktadır. Beş binden fazla aktif uyduya ek satıh sistemlerinin performansı üzerinde de olumsuz
olarak, görevini tamamlamış uydu ve bu uydulardan etkiler yaratabilmekte, bazı hizmetlerin kesilmesine
kopmuş parçaların sayısı Şekil 1’de verildiği üzere neden olabilmektedir. Bazı durumlarda (Örneğin
milyonlar seviyesindedir. Özellikle alçak yörünge yörüngeye oturma fazında meydana gelebilecek
(LEO-Low Earth Orbit: 200-2.000 km) doyuma ulaşmış geomanyetik fırtınalar) sistemlerin kalıcı olarak gayrı
olarak nitelendirilmektedir. 2012 ve 2016 yıllarında faal duruma düşmesine dahi yol açabilmektedir.
fırlatılan GÖKTÜRK-2 ve GÖKTÜRK-1 gibi uydularımız
bu yörüngede görevini sürdürmektedir. Uyduların görevini yerine getirmesindeki bir başka
büyük zorluksa haberleşme sırasında diğer uzay
2021 yılında fırlatılan TÜRKSAT 5A uydumuz ve sistemlerimden kaynaklı sinyal girişime uğramalarıdır.
diğer haberleşme uydularımız ise 35.786 km Çevre koşulları sebebiyle halihazırda çok zor bir
irtifada bulunan daha yüksek irtifada yer alan ortamda görev yapan uzay sistemlerinin yukarıda
GEO’da (Geostationary Orbit veya Geosynchronos özetlenen diğer dış etmenler sebebiyle görevlerini
Şekil 3: YAKUD Projesi kullanıcı arayüz yazılımının örnek ekran görüntüsü. Modern uzay durumsal farkındalık sistemlerinin
karar vericilere anlık destek verebilmesi için güvenilir veri ve analiz kabiliyetine sahip olması, diğer sistemlerle sorunsuz
bağlantı kabiliyetinin bulunması ve arayüzlerinin hızlı ve kullanıcı dostu olması beklenmektedir.
sürdürmesi her geçen gün giderek daha zor hale ASELSAN Türkiye’nin uzaydaki hızlı büyüyen
gelmektedir. Bu sebeple, uyduların görevlerinin varlığını gözeterek; hava savunma, komuta kontrol,
başarısından emin olmak için uzaydaki diğer varlıkların uydu görev yükleri, uydu yer istasyonları, radyo
bilgilerine azami ölçüde sahip olmak kritiktir. frekansı uygulamaları, RADAR, elektro-optik
alanlarındaki tecrübesine dayanarak 2020 yılında
Ticari büyüklüğüne ve yüksek teknolojisine karşın Yakın Uzay Durumsal Farkındalık (YAKUD) projesini
uzay sistemlerinin dış etmenlere karşı güvenliği başlatmıştır. Proje kapsamında temel mühendislik
uluslararası hukukta gerektiği kadar garanti altına aktivitelerine ilave olarak uzay alanında tecrübe
alınmamaktadır. Uzay ajansları arası protokoller sahibi ve üniversitelerin Geomatik Mühendisliği,
ve Birleşmiş Milletler anlaşmalarında yer alan Astronomi ve Uzay Bilimleri gibi bölümlerinde
çoğu husus ortaklık veya iyi niyet kapsamında görevli akademik personeller ile ortak çalışmalara
değerlendirilmektedir. Uyduların görevini güvenle başlanmıştır. Proje kapsamında dış kaynak verisiyle
yapması nihai olarak operatörlerin ve milli üretilen ilk karar destek çıktılarına ilişkin örnek
kuruluşların yetenekleri ve elde edebildikleri bilgi ile görüntü Şekil 3’te verilmiştir.
sınırlıdır. Bu sebeple, uzay alanı ile ilgili elde edilecek
en küçük verinin dahi kullanılması kritiktir. YAKUD Projesiyle ile LEO yörünge başta olmak üzere
uzay durumsal farkındalığına odaklanılmış olup;
Doğru ve güncel verinin çok kıymetli olduğu bu uyduların ve uzay çöplerinin yörünge bilgilerinin
alanda, sensörlerin kapsama kısıtlarının bulunması üretilmesi ve güncellenmesi hedeflenmektedir. Uzay
ve izlenmesi gereken binlerce cisim olduğu için alanında farkındalığın elde edilmesi için gerekli veri
uzay alanı farkındalığında uluslararası iş birliği dış kaynaklardan ve yüksek teknolojideki RADAR,
kaçınılmazdır. Özellikle uzayda yüksek miktarda teleskop vb. sensörlerden sağlanabilmektedir. Bu
varlığı bulunan ülkeler; bu iş birliklerindeki diğer verilerinin sağlıklı bir şekilde akışının sağlanması
paydaşlara yüksek güvenilirlikte veri sağlamak ve anlamlandırılıp birleştirilmesi gerekmektedir.
ve yerel unsurları için erken ikaz bilgisi üretmek Birleştirilmiş veriyle uzay resminin oluşturulması,
adına ulusal uzay gözlem ve durumsal farkındalık uzay trafiğinin gözlemlenmesi ve nihai olarak değerli
sistemlerini oluşturmakta ve geliştirmektedir. varlıkların çarpışmadan kaçınma manevrası yapması
262 ASELSAN'DA UZAY
Şekil 4: YAKUD Projesi kapsamında öngörülen uzay alanı durumsal farkındalık mimarisi. Uzay durumsal farkındalık sistemleri
faydalı çıktıları üretmek için kendi sensörlerinden ve üçüncü paydaşlardan (Açık kaynak verileri, uydu yer istasyonları verileri,
ortak ülke veri tabanları vb.) temin ettiği verileri kullanmaktadır.
veya yeni fırlatılacak bir uydunun yörüngeye istendiği • Uydu operatörleri ve diğer yer sistemlerine karar
şekilde oturması gibi konularda yarar sağlanacaktır. destek verisi üretilmesi
Proje kapsamında planlanan veri toplama ve yollarıyla kıymetlendirilmektedir.
anlamlandırmaya yönelik iş akışının Şekil 4’te yer
aldığı şekilde oluşturulması planlanmaktadır. Uzay alanı farkındalık sistemleriyle uzun vadede çok
daha küçük cisimlerin tespiti, bu cisimlerin yarattığı
Durumsal farkındalık verisinin üretilme sürecinde; potansiyel tehlikelere göre önceliklendirilmesi ve
uzay cisimlerinin gözetlenmesi, izlenmesi, nihai olarak da gerekirse de toplanması veya daha
tanımlanması, kataloglanması ve uzay havasının yüksek yörüngeye taşınması planlanabilecektir.
takip edilmesi yer almaktadır. Bu amaçla tipik
olarak yerde konuşlu (teleskoplar, radarlar, vb.) ve Milli Uzay Programına ve milli uydu projelerine
uzayda konuşlu (uydu platformlarına yerleştirilen ASELSAN uzman olduğu tüm alanlardaki bilgi ve
görev yükleri) sensörlerden elde edilen verileri deneyimini sunarak şüphesiz ki azami katkıda
kullanmaktadır. Bu sensörlerden alınan veriler; bulunacaktır. YAKUD Projesiyle de yörüngelerdeki
• Uzayın gözlenmesi, hareketlilik konusunda sağlanacak durumsal
• Uzay sistemlerinin yörünge bilgilerinin farkındalık sayesinde uzay projelerindeki
doğrulanması ve güncellenmesi, planlamamız daha sağlıklı olacak, Türkiye’nin
• Uzay sistemleri için çarpışma erken ikaz bilgisi uzaydaki varlığı daha güvende olacaktır.
sağlanması,
264 GÜNCEL HABERLER
ASELSAN KONYA
SİLAH SİSTEMLERİ
FABRİKASI AÇILDI
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Sanayi ve Şeref defterini imzalayan Bakanlar Akar ve Varank’a,
Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanımız yeni nesil elektronik harp sistemi Koral 2 ile ALKAR
Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı 120 mm Havan Silah Sistemi maketleri takdim edildi.
gerçekleştirilen ASELSAN Konya Silah Sistemleri Daha sonra Akar ve Varank, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
Fabrikasında incelemelerde bulundu. gerçekleştireceği açılış öncesi fabrikadaki hazırlıkları
inceledi, fabrikanın faaliyetlerine ilişkin bilgi aldı.
Bakanlar Akar ve Varank’ı açılış öncesi geldikleri
ASELSAN Konya Silah Sistemleri Fabrikasında, ASELSAN KONYA SAVUNMA SANAYISINDE
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. ÜRETIM MERKEZI OLACAK
Dr. İsmail Demir, Milli Savunma Bakan Yardımcısı
Alpaslan Kavaklıoğlu, ASELSAN Yönetim Kurulu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmi açılışını
Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün, gerçekleştirdiği ASELSAN Konya, hava savunma,
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi uzaktan komutalı silah sistemleri ve elektrik
ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, tahrikli otomatik topların üretimiyle Türk savunma
ASELSAN Konya Yönetim Kurulu Başkanı Nuh Yılmaz sanayisinin gücüne güç katıyor. Özgün ürünlerin
ve diğer yetkililer karşıladı. geliştirildiği ASELSAN Konya’nın, teknik altyapısı
ve üretim kapasitesiyle savunma sanayisi
ASELSAN DERGİ SAYI 115 265
ihracatına katkı sağlaması hedefleniyor. ASELSAN ASELSAN Konya tarafından UKSS’ler dışında şu
Konya Silah Sistemleri Fabrikası, 17 Aralık 2020’de anda sözleşmeleri imzalanmış olarak yürütülen silah
65 milyon dolar proje sermayesiyle kuruldu. tasarım ve üretim projeleri bulunuyor. Türkiye’nin
Savunma sanayisi için özgün ürünlerin geliştirildiği ihtiyacı olan çap ve kalibrelerde üretilecek olan
ASELSAN Konya’da, yüz on altısı mühendis iki yüz mevcut ürünlere ek olarak ihtiyaç olması halinde
seksen altı personel istihdam ediliyor. 75 mm’ye kadar namlu ve silah üretimi altyapısı
bulunuyor. ASELSAN Konya, ürettiği ve geliştirdiği
ASELSAN’ın uzaktan komutalı silah sistemleri silah ve silah sistemlerinin en güncel teknolojiler
(UKSS) üretimlerinin aktarıldığı ASELSAN Konya’da, kullanılarak atışlı testlerinin yapılmasına yönelik 200
UKSS’lerin tedarik, üretim, entegrasyon, test ve metre kapalı atış alanı altyapısına da sahip.
kalite faaliyetleri yürütülüyor. Uzaktan Komutalı
Silah Sistemleri (UKSS) alanında dünya genelinde
çok önemli bir pazar payına sahip ASELSAN,
bu alandaki üretimlerini ASELSAN Konya’ya
aktardı. Söz konusu alandaki tüm tedarik, üretim,
entegrasyon, test ve kalite faaliyetleri ASELSAN
Konya tarafından yürütülecek.
266 GÜNCEL HABERLER
ASELSAN ve KARSAN, modern ve çevreci ulaşım geliştirdiği teknolojiler, ülkemizin gerekli gördüğü
için yerli ve milli iş birliğine imza attı. İş birliği her alanda yetkin ürünlere dönüşüyor. Askeri alanda
kapsamında KARSAN, e-JEST modelini ASELSAN kendini ispat etmiş bir şirket olarak, komuta-kontrol,
çekiş sistemi ile donatılmış olarak üretecek. Tam güç elektroniği, motor kontrol ve görev bilgisayar
bağımsız tedarik zinciri ekosistemi için batarya sistemleri gibi konularda sahip olduğumuz bilgi
sistemi de ülkemizin akü, batarya ve pil ihtiyacını birikimi ve deneyimlerimizi elektrikli araç sektörüne
milli olarak karşılayan ASPİLSAN Enerji tarafından aktardık. Yerli ve milli elektrikli araç sistemlerinin
üretilecek. yaygınlaşarak ülkemizde bu konuda bir ekosistemin
oluşması için çalışıyoruz. Bunun için bizleri Sanayi
Anlaşma kapsamında KARSAN, yeni e-JEST İşbirliği Projeleri (SİP) ile teşvik eden Sanayi ve
modelini ASELSAN çekiş sistemi ile donatılmış Teknoloji Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz.”
olarak üretecek. Yerli ve milli elektrikli çekiş sistemi
olarak, 65 kWh kapasiteye sahip batarya, 70 Kw ASELSAN ile yaptıkları anlaşmanın son derece
güce sahip elektrik motoru, motor sürücüsü, araç önemli olduğunu vurgulayan KARSAN CEO’su Okan
kontrol bilgisayarı, sürücü görüntüleme paneli ve Baş, “KARSAN olarak tüm proje ve iş birliklerimizle
şarj kontrol ünitesi yer alacak. Tam bağımsız tedarik geleceğin teknolojilerine öncülük ediyor, toplu
zinciri ekosistemi için batarya sistemi de ülkemizin ulaşım alanındaki çözümlerimizi bu bakış açısıyla
akü, batarya ve pil ihtiyacını milli olarak karşılayan şekillendiriyoruz. Avrupa’nın farklı ülkelerinde yüzde
ASPİLSAN Enerji tarafından üretilecek. İki adedi 100 elektrikli araçlarımızla hizmet vererek ülkemizi
katlanır olmak üzere toplam on iki koltuk sayısına temsil ediyoruz. Şimdi de Avrupa’da elektrikli
sahip olacak Karsan e-JEST’ler, ASELSAN hızlı şarj minibüs pazarının iki yıldır üst üste lideri olan
altyapısı ile yaklaşık bir saatte şarj olacak. KARSAN e-JEST modelimizin ASELSAN çekiş sistemi
ile donatılmış yeni versiyonunu üretiyoruz. Türkiye’de
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü modern ulaşım dönüşümü anlamında, böylesine
Prof. Dr. Haluk Görgün, üretilecek yerli ve milli örnek bir çalışmaya imza attığımız için son derece
elektrikli araçlar için şu değerlendirmede bulundu: gururluyuz. Bu adımımızın; benzer iş birlikleri için
“ASELSAN mühendislerinin milli imkânlarla emsal teşkil edeceğine inanıyorum” dedi.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 267
ASELSAN öz kaynakları ile geliştirilen GÖKER 35mm savunma ihtiyaçlarına ve kara tehditlerine karşı cevap
Çok Maksatlı Silah Sistemi, başarı ile tamamlanan verecek şekilde tasarlandı. Sistem, 35mm Parçacıklı
testler neticesinde, GÖKER sınır ve üs savunmasında Mühimmatın (ATOM, ATOM-AntiİHA) güç çarpanı
göreve hazır olduğunu gösterdi. olarak kullanımı ile hava hedeflerine (Mini/Mikro
İHA’lar, maket uçaklar, helikopterler vb.) karşı 4 km’ye
Mini/mikro İHA sınıfında yer alan oldukça küçük ve kadar; kara hedeflerine karşı ise zırh delici mühimmat
zorlu hedefleri beklenenin çok üzerinde menzillerde (APDS), yüksek patlayıcılı yangın mühimmatı (HEI)
imha etmeyi başaran sistem, aynı zamanda kara ve ATOM mühimmatları sayesinde, 5 km+ menzilde
hedeflerine karşı da oldukça uzun menzillere kadar yüksek etkinlik sağlamaktadır. Sistem, geniş yükseliş
etkin olduğunu kanıtladı. ekseni kapsaması (350/+950) ile özellikle dağlık
alanlarda düşük alçalış açılarına atış imkân sağlaması
GÖKER Sistemi, sabit tesis ve sınır bölgelerinde sayesinde hem kara hem de hava hedeflerine karşı
konuşlanmak üzere, güncel çok alçak irtifa hava yüksek başarımı ile göreve hazır.
268 GÜNCEL HABERLER
MURAD’IMIZA ERDİK
ASELSAN tarafından yerli olarak geliştirilen ve Demir; projenin, ASELSAN ve Türkiye Havacılık
hem F-16 ÖZGÜR Projesi hem de AKINCI TİHA’da ve Uzay Sanayii A.Ş.’nin (TUSAŞ) öncülüğünde
kullanılması planlanan MURAD AESA Burun Radarı, yürütüldüğünü söyleyerek, “Uzun zamandır
Ankara Gölbaşı yerleşkesinde gerçekleştirilen konuşageldiğimiz Özgür projemizle ilgili
etkinlikte sergilendi. Cumhurbaşkanlığı Savunma çalışmaların meyvelerini görmek ve bundan sonraki
Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, ASELSAN çalışmaların takvimi ile ilgili arkadaşlarımızla
Gölbaşı yerleşkesini ziyaret ederek F-16 savaş yol haritamızı paylaşmak adına görüşmeler
uçaklarının modernizasyonunu içeren Özgür Projesi yapıyoruz. Tabii TUSAŞ ve ASELSAN öncülüğünde
ile ilgili incelemelerde bulundu. savunma sanayii sektörümüzün oyuncularının
bütün kabiliyetleri ile iştirak ettiği bir projeden
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. bahsediyoruz. ’Gözümüz yükseklerde’ diyoruz.
Dr. İsmail Demir, Özgür projesine ilişkin olarak, İstiklal ve istikbal mücadelesinden bahsediyoruz.
“F-16’larımızın çeşitli modelleri var. İlk modellerinden Malumuz, bugün Ulu Önder Mustafa Kemal
başlamak üzere bu uygulama şu anda hayata Atatürk’ün vefat yıl dönümü. Onun da işaret ettiği
geçiriliyor olacak. Adım adım F-16’larımız çok daha gibi ’İstikbal göklerdedir’ lafını biz ’İstikbal ve istiklal
ileri kabiliyetlere sahip, modernize olmuş şekilde Hava mücadelesinde de göklere hakimiyet önemlidir’
Kuvvetlerimizin hizmetine devam edecekler” dedi. diyoruz” diye konuştu.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 269
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile ASELSAN, STRATEJIK ALANLARDA MILLILEŞTIRME VE
KOBİ’ler için Millileştirme ve Tedarikçi Geliştirme YERLILEŞTIRME
Programı Protokolü imzaladı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof.
Törene; TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Dr. İsmail Demir törende yaptığı konuşmada, özellikle
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. stratejik alanlarda millileştirme ve yerlileştirmeden taviz
Dr. İsmail Demir, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı vermediklerine vurgu yaptı. İş dünyasının çatı kuruluşu
ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün ve TOBB ETÜ TOBB’un desteğini de çok önemsediklerini bildiren Prof.
Rektörü Prof. Dr. Yusuf Sarınay katıldı. Dr. İsmail Demir “Hep birlikte yürüyeceğiz, başarmaktan
başka şansımız da yok” diye konuştu. ASELSAN Yönetim
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu yaptığı Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün,
değerlendirmede, bir dünya markası haline gelen Anadolu’da TOBB’un geniş bir networkü bulunduğunu
ASELSAN ile birlikte yeni iş birlikleri başlattıklarına belirterek “TOBB iş birliği ile Türkiye’nin her yanından
işaret ederken, “Biz millet olarak önce tarım firmaya ulaşmayı, bağımsız savunma sanayisi yolunda
devrimini sonra da sanayi devrimini ıskaladık. değerli buluyoruz” dedi.
Bunun sıkıntısını da on yıllar boyunca yaşadık. Şimdi
dünya, yeni bir teknoloji devriminin eşiğinde. Biz 2004 yılından bu yana yerlilik oranını artıran
de artık geç kalmadan bunu yakalamak istiyoruz” ASELSAN, her geçen gün rekoru tazeleyerek yüzde
ifadesini kullandı. 70’in üzerine çıkarmayı başardı. ASELSAN, elliye
yakın ilden üç bin beş yüzün üzerinde aktif tedarikçi
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, imzaladıkları protokolle ile ulaşılan bu başarıyı daha ileriye götürme amacıyla
savunma sanayisi sektöründe, ASELSAN’ın yeni bir iş birliğine imza attı.
tedarik zincirine katılabilecek KOBİ’lerin sayısını
artırmayı amaçladıklarını, böylelikle daha çok Amacı birlik ve dayanışmayı artırmak olan Türkiye
KOBİ’nin ASELSAN’ın yerlileştirme ve millileştirme Odalar ve Borsalar Birliği ile atılan imzalar sayesinde
programlarına katkı sunmasını istediklerini sanayi veri tabanına kayıtlı doksan beş bin tedarikçi
belirtti. Hisarcıklıoğlu, “Bu protokol ile ASELSAN’ın faaliyet alanları ve yetkinliklerine göre değerlendirilerek
gelişiminde üye firmalarımızın savunma sanayisi ASELSAN’ın yerlileştirme ve millileştirme çalışmalarına
ekosistemine kazandırılmasını hedefliyoruz. katkı sağlanacak. İhtiyaç alanları doğrultusunda ilgili
Ülkemizin bağımsız savunma sanayisi seferberliğinde tedarikçiler ile bir araya gelinecek ve firmaların yetkinlik
yer alacak firmalara daha fazla teşvik ve destekler konusunda desteğe ihtiyaç duyması halinde TOBB
sağlamasını da arzu ediyoruz” ifadesini kullandı. gerekli rehberliği yapacak.
ASELSAN DERGİ SAYI 115 271
KUANTUM TEKNOLOJİLERİ
ARAŞTIRMA LABORATUVARI
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), TOBB DÜNYANIN GELECEĞI KUANTUM TEKNOLOJILERINDE
Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) ve
ASELSAN, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Başkanlığı’nın koordinasyonunda teknolojik alanda yerleşkesinde kurulan laboratuvarda yürütülecek
güç birliği yaptı. TOBB ETÜ Teknoloji Merkezinde projeler ile Türkiye’nin kuantum teknolojilerindeki
düzenlenen törenle Kuantum Teknolojileri bilgi birikimi ve teknoloji hazırlık seviyesi artırılarak
Araştırma Laboratuvarı (KUANTAL) hizmete girdi. ASELSAN üzerinden yerli ve milli sistemlere
dönüştürülmesi amaçlanıyor.
Törene; TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. ASELSAN bünyesinde Kuantum sistemlerini içeren
Dr. İsmail Demir, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı savunma ve sivil çözümler alanında altı farklı proje
ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün ile TOBB devam ediyor. İlgili projelerde alt yüklenici olarak
ETÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Sarınay katıldı. TOBB ETÜ, Gebze Teknik Üniversitesi, Özyeğin
Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ve
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ASELSAN’ın Sabancı Üniversitesi ile ortak çalışmalar yürütülüyor.
Kuantum Teknolojileri Araştırma Laboratuvarını Söz konusu projeler kapsamında laboratuvar
TOBB ETÜ’de açarak; Ar-Ge ve yenilik çalışmalarını yürütmek üzere Kuantum Teknolojileri
çalışmalarının ivme kazanmasını, insan kaynağının Araştırma Laboratuvarı kuruldu. KUANTAL bünyesinde
güçlendirilmesini, uluslararası iş birliklerinin ve Kuantum Algılama ve Sensörler, Kuantum Kriptoloji
rekabet güçlerinin artırılmasını ve üniversite- ve Haberleşme, Kuantum Hesaplama ve Bilgisayar ile
sanayi iş birliğinin perçinlenmesini amaçladıklarını Kuantum Saatler ve Navigasyon alanında çalışmalar
ifade etti. yapılacak. KUANTAL’daki çalışmalar ile ASELSAN
sistemlerinde çalışacak savunma sanayisine yönelik
Kuantum teknolojileri alanındaki adımları çok Kuantum Kriptoloji Cihazları, Kuantum RADAR,
önemsediklerini anlatan Cumhurbaşkanlığı Kuantum LİDAR, Kuantum Pasif Algılama Sistemleri,
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, İleri Tıbbi Kuantum Görüntüleme Sistemleri, Kuantum
Türkiye’nin bütüncül ve kapsayıcı bir yaklaşımla bu Görev Bilgisayarları, Kuantum İnternet ve Direkt
tür teknolojilerde yol alabileceğini söyledi. Haberleşme Sistemleri geliştirilmesi hedefleniyor.
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel 2022 yılı Nobel Fizik Ödülü de kuantum dolanıklık
Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün, “Radarlar, kripto alanındaki çalışmalara ithaf edildi. Bu çalışmalarda,
ve haberleşme, konumlama gibi birçok yüksek kuantum mekaniğinin lokal olmayan doğasının
teknolojide kuantum çağına giriyoruz. KUANTAL, doğrulanmasıyla özellikle kuantum dolanıklığa
milli kuantum teknolojilerine destek olacak. sahip parçacıkların evrenin iki ucunda olsalar dahi
Üniversitelerimizle bu alanda yeni çalışmalara ve iş her zaman aynı deneysel ölçüm sonuçlarına sahip
birliklerine imza atmayı sürdüreceğiz” diye konuştu. olacağı kanıtlandı.
Bağış Hesap Numaralarımız
YAPI VE KREDİ BANKASI OSTİM ŞUBESİ
Şube Kodu: 602 Şube Kodu: 602 Şube Kodu: 602
Hesap No: 59468139 Hesap No: 59430336 Hesap No: 59451723
Para Cinsi: TL Para Cinsi: USD Para Cinsi: EUR
Iban No: TR13 0006 7010 0000 0059 4681 39 Iban No: TR60 0006 7010 0000 0059 4303 36 Iban No: TR52 0006 7010 0000 0059 4517 23