Professional Documents
Culture Documents
Editör
Prof. Dr. DURSUN BİNGÖL
Bu kitabın, basım, yayım ve sa ş hakları Atatürk Üniversitesi’ne ai r. Bireysel öğrenme
yaklaşımıyla hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. Atatürk Üniversitesi’nin izni
alınmaksızın kitabın tamamı veya bir kısmı mekanik, elektronik, fotokopi, manye k kayıt veya
başka şekillerde çoğal lamaz, basılamaz ve dağı lamaz.
Copyright ©2021
The copyrights, publica ons and sales rights of this book belong to Atatürk University. All rights
reserved of this book prepared with an individual learning approach. No part of this book may
be reproduced, printed, or distributed in any form or by any means, techanical, electronic,
photocopying, magne c recording, or otherwise, without the permission of Atatürk University.
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ
YÖNETİM VE ORGANİZASYON
ISBN: 978-625-8001-03-7
ERZURUM
1. Yönetimin Temel Kavramları 4
Prof. Dr. BELGİN AYDINTAN
6. Güdüleme 123
Doç. Dr. RAHİME DİLEK KOÇAK
8. Kontrol 162
Prof. Dr. ENVER AYDOĞAN
Editör
• Temel Kavramlar
• Yönetim
• Yönetici
YÖNETİM VE
• Yönetim Biliminin Diğer ORGANİZASYON
Bilimlerle İlişkisi
• Örgüt
Prof. Dr.
Belgin AYDINTAN
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
HEDEFLER
1
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Yönetimin Temel Kavramları
Planlama
Örgütleme
YÖNETİM
Yöneltme
FONKSİYONLARI
Koordinasyon
Kişiler Arası
Denetim
İlişkiler
Karar Verme
Teknik Beceri
YÖNETİCİ
İletişim Becerisi
İnsan İlişkileri
YÖNETİM Becerisi
Yönetici Becerileri ve
Görevleri Analitik Beceri
Karar Verme
Üst Yönetim
kademesi
Becerisi
Kavramsal Beceri
YÖNETİM Orta Yönetim
DÜZEYLERİ Kademesi
Davranış
YAPI, İSKELET
FAALİYETLERİN
ORGANİZASYONU
ÖRGÜT
SOSYAL SİSTEM
YÖNETİCİ AÇISINDAN
ÖNEMİ
5
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Yönetimin Temel Kavramları
GİRİŞ
İşletme adı verilen örgütlerin toplum yaşamındaki öneminin artması ile
beraber bunları yöneten kişiler de verdikleri kararlar ile toplumu
etkilemektedirler. Örgütler toplumun isleyiş̧ biçimini belirleyen temel araçlardır.
Örgütlerin ortaya çıkma nedeni, bireysel olarak başarılamayan şeyleri
gerçekleştirmektir. Bu açıdan örgüt ya da organizasyon, belirlenen amaçları
başarmak için iki ya da daha fazla kişinin koordineli bir biçimde çalıştıkları yapıdır.
Ülkemiz durumundaki ekonomilerde işletme yöneticilerinin başarıları,
ülkenin sosyal ve ekonomik gelişimini etkilemektedir. Bu nedenle güven, dürüstlük
ve ekip çalışması gibi temel insani değerlerden hareket eden yöneticiler,
çalıştıkları örgütlerini de sağlıklı hale getirmektedirler. Yöneticinin geleceği, örgüt
içindeki başarısına bağlıdır.
Yönetim ve yönetici kelimeleri; idare, idareci, sevk, müdür gibi kelimelerin
karşılığı olarak kullanılmakla beraber tam olarak bunlara karşılık gelmemektedir.
Yönetim kavramının Yönetim ve yönetici terimleri ve kavramları içinde, başkalarına iş gördürme,
hem sanat hem bilim başkaları aracılığıyla iş başarma ve amaçlara ulaşma söz konusudur. Yönetim
yönü vardır. Dolayısıyla
olayının hem sanat hem bilim yönü vardır. Dolayısıyla hem doğuştan gelen
hem doğuştan gelen
yetenekleri, hem de yetenekleri hem de sonradan öğrenilmiş̧ bilgiyi gerektirir. Bu açıdan yönetim,
sonradan öğrenilmiş eldeki kaynaklarla (personel, para, zaman, enerji, ürün, malzeme, ekipman vb.)
bilgiyi gerektirir. örgütsel hedeflere nasıl ulaşılabileceği ile ilgilidir. Aynı zamanda yönetim, bir
süreci, grubu, kademeyi, mesleği ve bilim dalını ifade eder.
Yönetici, örgüt yapısı ile bu yapı içindeki süreç ve davranışlar gibi çeşitli
araçlardan yararlanacaktır.
TEMEL KAVRAMLAR
Bu kısımda yönetim, yönetici ve örgütle ilgili olarak temel kavramlar ele
alınacaktır. Bu kavramlar sırasıyla şunlardır: Yönetim, yönetici, yöneticilerin rolleri,
yönetici becerileri ve görevleri, yönetim düzeyleri, yönetim biliminin diğer
bilimlerle ilişkisi ve örgüt.
YÖNETİM
İşletme kapsamında yönetim, işletmede var olan insan kaynaklarının, fiziksel
ve parasal diğer kaynakların; yönetici adı verilen kişi veya gruplar tarafından
işletmenin amaçları doğrultusunda yönetilmesi ve etkin bir şekilde kullanılması ile
ilgili faaliyetlerin oluşturduğu bir süreçtir [1].
Basit anlamda ise yönetim, başkaları vasıtasıyla iş görmektir. Bu tanıma
Basit anlamda göre, yönetim, birden fazla kişinin varlığı ile ortaya çıkan ve bu yönü ile ekonomik
yönetim, başkaları faaliyetten ayrılan bir grup faaliyeti ya da sosyal faaliyet olarak kabul edilmektedir.
vasıtasıyla iş
Yönetim evrensel bir kavram olup dinamik ve hareketli bir işlevi ifade eder.
görmektir.
Önceden ne yapacağının kestirilmesi oldukça zor olan insanla uğraşır. İnsanın
toplumsal yaşama gereği olan diğer kişilerle ilişkilerini, onların çeşitli etmenler
altındaki davranışlarını inceler [2].
6
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Yönetimin Temel Kavramları
7
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Yönetimin Temel Kavramları
YÖNETİCİ
Yönetici Kavramı ve Tanımı
Yönetici, başkaları vasıtasıyla iş gören kişidir. Profesyonel yönetici bu işi bir
meslek olarak yapan kişidir. Profesyonel yönetici, yönetim işini kendisine meslek
edinerek işletmenin sahibi haline gelmeden girişimcinin yaptığı her işi yapan ve bu
hizmetleri karşılığında aylık alan kimsedir. Profesyonel yönetici, ekonomik,
teknolojik, sosyal, siyasi ve hukuki çevre koşullarındaki değişmeler ve buna bağlı
olarak işletme faaliyetlerinde ve örgüt yapılarında meydana gelen değişimler,
işletmeleri amaçlarına ulaştıracak şekilde eğitilmiş yöneticilere duyulan ihtiyaçtan
ortaya çıkmıştır. Profesyonel yöneticiler belirli bir ücret karşılığında çalışsalar da
verdikleri kararlar, işletme sahipleri ya da hissedarların ne kadar kâr payı
alacaklarından tüketicilerin mal ya da hizmetlere ne kadar fiyat ödeyeceklerine ve
hatta hem işletmeler hem de ekonomi için istihdam seviyesinin ne olacağına kadar
geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır [1].
Günümüzde birçok işletmede yönetim işlevini yerine getiren bireyler,
yalnızca profesyonel yöneticiler değil aynı zamanda sermaye sahibi olan
girişimcilerdir. Genellikle ailesel yönetimde, yöneticiler aynı zamanda girişimci
olmaktadır. Endüstrileşme ve ekonomik gelişmelerin artmasıyla işletmelerin
büyümesi, gelişmesi ve işlerin yönetim fonksiyonları yönünden uzmanlık
gerektiren karmaşık bir yapıya bürünmesi ile birlikte işletmenin sahibi ya da
girişimci olunmaksızın profesyonel işletme yöneticiliği ortaya çıkmıştır. Bu tür
yöneticiler, kâr ya da zararı girişimci ya da işletme sahiplerine ait olmak üzere
toplumun ihtiyacı olan mal ya da hizmetleri üretmek üzere üretim faktörlerini
tedarik etmekte ve bunları en uygun şekilde bir araya getirerek ihtiyaçları
karşılayacak faaliyetleri yerine getirmektedirler. İkinci Dünya Savaşı’ndan
günümüze kadar ekonomik, teknolojik, toplumsal, kültürel, hukuki ve politik
koşullardaki değişim ve gelişmeler, işletmeleri etkili ve başarılı bir şekilde amaçlara
ulaştıracak yöneticileri gerektirmiştir. Dolayısıyla profesyonel yöneticilik olgusu
ortaya çıkmıştır.
Profesyonel yöneticiler, kâr ya da zararı girişimciye ait olmak üzere belirli bir
ücret ya da aylık karşılığında çalışıyor olsalar bile sahip oldukları resmi yetki
Yönetici, bulunduğu (otorite) sayesinde birtakım kararlar almak durumundadırlar. Bu kararlar, işletme
pozisyon nedeniyle sahiplerinin kârdan ne kadar pay alacakları, mal ya da hizmetlere tüketicilerin
otorite ile donatılmıştır. ödeyecekleri fiyat, işletmede çalışanlara ne kadar ücret ödeneceği gibi konuları
Otorite, örgüt içermektedir. Profesyonel yöneticinin başarısı büyük ölçüde başkalarını kendi
mensuplarının istekli ve
istediği yönde davranışa sevk etmesine ve onları etkileyebilmesine bağlıdır [3].
şartsız olarak üstlerin
talimatlarına Etkileme, kişinin gücünü kullanırken yararlandığı süreçtir. Bir kimsenin başka
uymalarıdır. birinin öneri, talimat ya da emirlerini yerine getirmesidir.
Yönetici, bulunduğu pozisyon nedeniyle otorite ile donatılmıştır. Otorite,
örgüt mensuplarının istekli ve şartsız olarak üstlerin talimatlarına uymalarıdır.
Otorite, kişiye örgüt tarafından verilen karar verme ve başkalarının davranışlarını
belirleme hakkıdır. Önemli olan bu otoriteyi kullanabilmesidir. Otoriteyi
8
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Yönetimin Temel Kavramları
Yöneticilerin Rolleri
“Yönetici ne yapar?” sorusunu Henry Mintzberg şu şekilde açıklamaktadır:
Yöneticiler, kişiler arası ilişkiler, bilgi toplama, dağıtma ve karar verme olarak üç̧
ana grupta toplanabilecek roller oynamaktadırlar:
Yöneticinin kişiler arası ilişkilerle ilgili rolü, ast ve üst arasındaki
ilişkilerden, işletme ile dış̧ çevre arasındaki ilişkileri kurmak şeklindeki
Yöneticiler, kişiler arası çalışmalardan ve yöneticinin örgütü temsil edici yönünden oluşmaktadır.
ilişkiler, bilgi toplama,
dağıtma ve karar verme Bilgi toplama ve dağıtma şeklindeki enformasyonel rolü, işletme içinden
olarak üç ana grupta ve dışından çeşitli kanallarla bilgi ve verinin toplanması, bunların ilgililere
toplanabilecek roller aktarılması, işletme ile ilgili bilgilerin dış̧ çevreye aktarılması gibi faaliyetleri
oynamaktadırlar
kapsamaktadır.
Karar verme ile ilgili rolü ise, girişimcilik rolü ile yenilikler yapmak,
hâlihazır işleyişlerle ilgili sorunları ortadan kaldırmak, kaynakların etkin dağılımını
sağlamak, çeşitli pazarlıklara katılmak gibi faaliyetleri kapsamaktadır.
Örgütün hangi kademesinde olursa olsun, hangi konularla uğraşırsa
uğraşsın, yönetici durumuna gelen bir kişinin en önemli işi karar vermektir.
Yöneticilik bir karar verme işidir.
Yöneticiler, belirli bir ücret karşılığında çalışmalarına rağmen verdikleri
kararlarla, işletme sahiplerinin ya da ortaklarının ne kadar kâr payı alacaklarını,
9
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Yönetimin Temel Kavramları
10
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Yönetimin Temel Kavramları
Yönetim Düzeyleri
Yöneticiler, ast-üst ilişkisini ifade eden örgüt hiyerarşisinde konumlarına
göre alt, orta ve üst yönetim kademelerini işgal etmektedirler.
Alt yönetim kademesi yöneticileri işi bizzat yapan iş gören ya da astları
yönlendirmekte ve bu kişilere nezaret etmektedirler. Bu düzeyde yöneticilerin
Yöneticiler, ast-üst
yerine getirdikleri günlük faaliyetlerin %90 kadarı teknik iken %10 kadarı ise
ilişkisini ifade eden yönetsel faaliyetlerden oluşmaktadır.
örgüt hiyerarşisinde
Orta yönetim kademesi yöneticilerinin temel sorumluluklarından birisi
konumlarına göre alt,
örgütün kapsamlı politikalarının fiilen uygulanmasına hizmet edecek faaliyetleri
orta ve üst yönetim
yönlendirmektir. Çoğu zaman diğer yöneticilerin ve bazen de iş görenlerin
kademelerini işgal faaliyetlerini yönlendirirler. Üst düzey yönetimin belirlemiş̧ olduğu stratejik
etmektedirler. amaçların ve işletme politikalarının uygulanabilir kısa vadeli amaçlara
dönüştürülmesini sağlarlar.
11
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Yönetimin Temel Kavramları
12
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Yönetimin Temel Kavramları
13
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Yönetimin Temel Kavramları
Örgüt, örgütleme Örgüt, iş ile iş, iş ile insan, insan ile insan arasındaki ilişkilerdeki düzen ve
sürecinin sonucunda düzenlemeyi ifade eder. Herhangi bir amaca ulaşmak için kullanılacak kaynaklarla
ortaya çıkan yapıyı ilgili her türlü düzenlemeyi ifade eder. Örgüt mekanik bir araçtan ziyade
belirtir. yöneticinin amaçlarını gerçekleştirmek için kullandığı sosyal bir araçtır.
Bir örgütün yapısını karakterize eden başlıca unsurlar şunlardır [9]: Amaç̧ ya
da amaçlar, iş bölümü ve uzmanlaşma, formalleşme derecesi, kontrol alanı,
merkezîleşme derecesi, departmanlaşma, iletişim kanalları ve şekli, emir-komuta
ve kurmay organların oluşturulması, komite ve gruplardır.
Örgütün varlık nedeni, Örgütün varlık nedeni, belirli amaçların ancak birden fazla kişi ile ve bir grup
belirli amaçların ancak olarak gerçekleştirilebilmesidir. Örgütlenmeye duyulan gereksinim sistematik
birden fazla kişi ile ve bir olarak ifade edilecek olursa aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
grup olarak Örgütler, tek tek bireyler olarak üstesinden gelinemeyen işleri
gerçekleştirilebilmesidir. başarmayı mümkün kılan toplumsal iş birliğini sağlar. Bireylerin sahip
oldukları fiziksel, biyolojik ve zihinsel sınırlamaların üstesinden gelerek,
tek tek bireyler olarak ulaşılması mümkün olmayan birtakım amaç̧ ya da
hedeflere ulaşılmasını sağlar.
Örgütler, bilgi birikiminde ve gelecek nesillere aktarılmasında bireylere
yardımcı olur. Bu açıdan örgütler, uygarlıkların, ulaşılan bilimsel ve
teknolojik gelişmelerin nesilden nesille aktarılmasına aracılık eder. Bilgi
birikimi, ileriye atılacak adımlarda değerli bir kaynak oluşturur.
Örgütler, toplumdaki bireylere meslek sağlar. Örgütler, mensupları için
bir geçim kaynağı, kişisel doyum ve kendilerini gerçekleştirme aracıdırlar.
14
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Yönetimin Temel Kavramları
Bireysel Etkinlik
15
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Yönetimin Temel Kavramları
16
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Yönetimin Temel Kavramları
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Yönetim ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Tek başına yapılan bir faaliyettir.
b) Başkalarına ihtiyaç̧ vardır.
c) Ekonomik yönü̈ sosyal yönünden daha önemlidir.
d) İşletme yöneticilerinin başarıları, bir ülkenin sosyal ve ekonomik gelişimini
etkilemez.
e) Yönetim olayı bilimden ziyade sanat yönü̈ olan bir kavramdır.
17
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Yönetimin Temel Kavramları
18
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Yönetimin Temel Kavramları
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Sökmen, A. (2010). Yönetim ve organizasyon. Ankara: Detay Yayıncılık.
[2] Mucuk, İ. (2008). Modern işletmecilik. İstanbul: Türkmen Kitabevi.
[3] Şimşek, Ş. (2010). Yönetim ve organizasyon. Konya: Eğitim Kitabevi.
[4] Can, H. (2011). Organizasyon ve yönetim. Ankara: Siyasal Kitabevi.
[5] Eren, E. (2001). Yönetim ve organizasyon. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım
A.Ş.
[6] Koçel, T. (2011). İşletme yöneticiliği. İstanbul: Beta Yayınevi.
[7] Erdoğan, İ. (1996). İşletme yönetiminde örgütsel davranış̧. İstanbul :Avcıol
Basım Yayın.
[8] Şimşek, Ş., Akgemci, T. ve Çelik, A. (2011). Davranış̧ bilimlerine giriş̧ ve
öğütlerde davranış̧. Ankara: Gazi Kitabevi.
[9] Budak, G. ve Budak, G. (2010). İşletme yönetimi. İzmir: Barış̧ Yayınları.
19
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
YÖNETİM BİLİMİNİN GELİŞİMİ
• Yönetim Yaklaşımlarının
Tarihsel Gelişimi YÖNETİM VE
İÇİNDEKİLER
tanımlayabilecek,
• Yönetim yaklaşımlarının
hangi tarihsel koşullarda,
kimler tarafından
geliştirildiğini kavrayabilecek,
• Yönetim yaklaşımlarının
neden değiştiğini
açıklayabilecek,
• Yönetim yaklaşımları
arasındaki farklılıkları
değerlendirebilecek, ÜNİTE
• Türkiye'deki yönetim
yaklaşımlarını
kavrayabileceksiniz 2
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Yönetim Biliminin Gelişimi
YÖNETİM
Yönetim
Türkiye’de Bilimsel İnsan
Yaklaşımlarının Durumsallık Kalite-Kültür
Yönetim Yönetim İlişkileri
Tarihsel Yaklaşımı Yaklaşımı
Yaklaşımları Yaklaşımı Yaklaşımı
Gelişimi
Verimlilik, Örgüte
Standartlaş Bütüncül
ma Bakış
GİRİŞ
Yönetim yaklaşımları, örgütlerdeki çalışanların nasıl yönetilmesi
gerektiğine dair önerilen düşünce sistemleridir. Yönetme olgusunun
tarihini milattan önce 5000’lere kadar götürmek mümkündür. Ancak, bu
bölümde de ele alacağımız gibi, yönetim yaklaşımları genellikle, 18.
Yönetim yaklaşımları,
yüzyılın ortalarından bu yana gelişen kapitalist ekonomik sistemlerde
örgütlerdeki
ortaya çıkan özel sektör kuruluşlarının yönetimine dair önerilen
çalışanların nasıl
yaklaşımlardır. Elbette bu yaklaşımlar kamu kuruluşlarında ve kâr amacı
yönetilmesi
gütmeyen sivil toplum kuruluşlarında da uygulama alanı bulmuştur.
gerektiğine dair
Ancak, yönetim yaklaşımı dendiğinde genellikle kastedilen işletmelerin
önerilen
yönetimidir.
düşünce
sistemleridir. Yönetim yaklaşımlarını, örgütlere ilişkin üretilen diğer düşünce
sistemlerinden ayıran bazı özellikler vardır. Bu özellikler, büyük ölçüde
uygulamaya dönük öneriler içermeleri, kendi içlerinde bir bütünlük arz
etmeleri ve bu önerilerin görece yaygın olarak uygulanmış olmasıdır.
Dolayısıyla, örgütlerin ya da örgütlerdeki insanların davranışlarını
açıklamaya dönük teoriler ya da yaygın uygulanma olanağı bulamamış
pratik öneriler, bu bölümün kapsamı dışında tutulmuştur. Örneğin, Max
Yönetim
Weber’in bürokrasi teorisi, 18. yüzyılın ortalarından itibaren kapitalist
yaklaşımları
sistemin bünyesinde gelişen büyük ve karmaşık örgütlenmelerin
genellikle Amerika
yapılarını açıklamaya dönük bir teori olduğu ve uygulamaya dönük
Birleşik
öneriler sunmaktan ziyade olanı anlamaya odaklandığı için, bu bölümün
Devletleri’nde
kapsamı dışında tutulmuştur.
geliştirilmiştir.
20. yüzyılın başlarından günümüze kadar, uygulamaya dönüklük,
bütünlük ve yaygınlık koşullarını karşılayan dört farklı yönetim
yaklaşımının etkili olduğunu söylenebilir. Bu yaklaşımlar sırasıyla,
Bilimsel Yönetim Yaklaşımı,
Yönetim yaklaşımları İnsan İlişkileri Yaklaşımı,
doğdukları Durumsallık Yaklaşımı,
ülkelerdeki Kalite-Kültür Yaklaşımı’dır.
ekonomik, politik, Aşağıdaki alt başlıklarda, tarihsel gelişimleri tartışıldıktan
sosyal ve kültürel sonra bu dört yönetim yaklaşımı ayrıntılarıyla ele alınılacaktır. Son
koşullardaki olarak Türkiye’deki işletmelerde yaygın olan yönetim
değişimlere bağlı olarak yaklaşımlarına değinilecektir.
değişmiştir.
YÖNETİM YAKLAŞIMLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ
Bu yönetim yaklaşımları genellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde
(ABD) geliştirilmiştir. Yaklaşımların geliştirilmesine katkıda bulunan diğer
bazı ülkeler ise İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya’dır. Bu yaklaşımlar,
yaklaşımına göre ağırlıkları değişmekle birlikte, genellikle, girişimciler,
tarafından eleştirilecektir.
İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI
İnsan İlişkileri Yaklaşımının gelişimi, 1920’li yıllarda Elton
Mayo’nun yaptığı çalışmalarla başlamış, ardından gelen Kurt
Lewin, Rensis Likert, Abraham Maslow, Frederick Herztberg,
Douglas McGregor gibi akademisyenlerin yaptığı çalışmalarla
sürmüştür. Genellikle, psikoloji, sosyal psikoloji, sağlık bilimleri
alanlarında uzmanlaşan bu bilim insanları tarafından geliştirilen
İnsan İlişkileri Yaklaşımı 1920’li yıllardan başlamak üzere 1950’li
yılların ortalarına kadar ABD’de popüler hale gelmiştir.
Bu yaklaşımın gelişmesinde ve yaygınlaşmasında,
makroekonomik koşullardaki durgunluğun yanı sıra şu faktörler
etkili olmuştur [1, 4]:
Bilimsel Yönetim Yaklaşımı’nın sendikaların tepkisini çekmesi ve
bu yaklaşımın işçi-işveren barışını sağlamada etkili olamadığı
inancının yaygınlaşması
İşletmelerin giderek daha fazla büyümesi ve hizmet sektörünün
gelişmesi sonucunda mavi yakalıların yanı sıra beyaz yakalı ofis
çalışanlarının oranlarının artması
Seçkinler arasında komünizmin ABD’de yaygınlaşacağı endişesi
ve devletin işletmelerdeki personel ilişkilerini refah kapitalizmi
mantığıyla giderek daha fazla düzenlemesi
Davranış ve sağlık bilimlerindeki gelişmelerin işyeri barışını
sağlamada çözümler sunabileceğine dair inancın yaygınlaşması
Aralarında Elton Mayo’nun da bulunduğu Harvard
Üniversitesi’nden bir ekibin Western Electric şirketinin
Hawthorne fabrikasında yürüttüğü deneylerin, her ne kadar
kullanılan bilimsel yöntemler açısından eleştirilse de İnsan
İlişkileri Yaklaşımı’nın gelişmesinde önemli katkıları olmuştur.
Taylor’un Bilimsel Yönetim Yaklaşımı’nın parça başına prim sistemi,
fiziki koşulların düzenlenmesi, molaların verilmesi gibi yöntemlerinin
geçerliliğinin sınandığı bu deneylerde, bu yöntemlerin her koşulda
verimliliği artırmadığı gözlenmiştir. Mayo ve arkadaşları, bu
deneylerin sonuçlarını, örgütlerde çalışanların birer makine gibi
davranmadıkları, kendi aralarında doğal örgüt oluşturdukları ve
verimliliğin artırılabilmesi için öncelikle çalışanların duygusal
sorunlarının çözülmesi ve örgütlere bağlılıklarının sağlanması
gerektiği şeklinde yorumlamıştır.
Özellikle Mayo, teknolojik gelişmelerin ve modernleşmenin
insanları psikolojik olarak sorunlu hale getirdiğini, seçkin yöneticilerin
DURUMSALLIK YAKLAŞIMI
Durumsallık Yaklaşımı, 1950’lerden 1980’lerin başına kadar popüler
olan bir yaklaşımdır. Yaklaşım, özellikle İngiltere ve ABD’deki
üniversitelerde çalışan birçok bilim insanının katkılarıyla geliştirilmiştir.
Genellikle, sosyoloji, iktisat, psikoloji gibi sosyal bilim alanlarında çalışan
Durumsallık Yaklaşımı, bu bilim insanlarının en önemli isimleri Herbert Simon, James Thompson,
1950’lerden itibaren Charles Perrow, Joan Woodward, Alfred Chandler, Paul Lawrence, Jay
ABD ve İngiltere’deki Lorsch, Tom E. Burns, G. M. Stalker, Raymond E. Miles ve Charles C.
akademisyenler Snow’dur.
tarafından geliştirilmiş
Durumsallık Yaklaşımı’nın doğmasında ve yaygınlaşmasında,
bir yaklaşımdır.
makroekonomik canlılık dışında etkili olan faktörler şunlardır [1,
4]:
1950 ile 1970’lerin başlarına kadar işçi-işveren iş
birliğine dayanan bir ilişkinin gelişmesi ve
çatışmanın azalması
ABD şirketlerinin farklı sektörlere girerek
çeşitlenmesi ve uluslararasılaşması sonucunda
büyümesi ve karmaşıklaşması
II. Dünya Savaşı yıllarında ve sonrasında gelişen Yöneylem
Araştırması ve Bilgisayar Bilimi’nin karmaşık yönetim
problemlerinin çözümünde kullanılabileceği inancının
yaygınlaşması
Örnek
•Türkiye’nin en büyük ilk sanayi kuruluşu olan Koç Topluluğu'nun
1950’li ve 60’lı yıllarda en etkili üst düzey yöneticilerinden olan
Hulki Alisbah Sümerbank eski genel müdürüdür. Alisbah, özellikle
1960’lı yıllarda Koç şirketlerinin holding olarak yeniden
yapılanmasında önemli görevler almıştır [17].
Bireysel Etkinlik
• Yönetim yaklaşımları, doğduğu ülkede yaşanan yönetsel
problemlere bir çözüm olarak önerildiğine göre, başka bir
ülkeye transfer edildiğinde bu yaklaşımın gerçekten
benimsenmesi için benzer problemler yaşanmıyorsa ne olur,
tartışınız.
işçilerin işin gerekliliklerine göre seçimi ve eğitilmesi ve parça başına ücret sistemi
gibi yönetim teknikleri önerilir.
•İnsan İlişkileri Yaklaşımı ise, işgücü verimliliğini artırmak için işlerin rasyonel
tasarımının ötesinde çalışanların psikolojik açıdan tatmin edilmesi gerektiğini önerir.
Bu yaklaşımın en önemli teknikleri, işçilerin farklı yeteneklerini kullanabileceği şekilde
işlerin genişletilmesi, kararlara katılmasının sağlanması, maddi ödüllerin yanı sıra
takdir etme gibi manevi ödüllerin sunulması, duyarlılık eğitimi ve çalışanların
seçiminde psikolojik testlerin kullanılmasıdır.
•Bu iki yaklaşım, birbirine bir ölçüde karşıt olmak üzere her koşulda en iyi tek yönetim
modeli önerirken, Durumsallık Yaklaşımı, örgütlerin içinde bulundukları çevresel
koşullara bağlı olarak başarılı yönetim modelinin değişebileceğini vurgular.
Durumsallık Yaklaşımı farklı çevresel, teknolojik ve stratejik koşullara uygun alternatif
örgütsel yapılar önerir. Buna göre mekanik yapı, durağan koşullarda verimliliği
sağlayan yapıyken, organik yapı dinamik koşullarda esnekliği sağlayan yapıdır. Bu
yapılar, örgütün büyüklüğüne, çevresel koşullarına, teknolojisine ve stratejisine
uyumlu olduğu sürece başarılıdır.
•Kalite-Kültür Yaklaşımı ise önceki yaklaşımların bazı önerilerini, eklektik bir biçimde
kullanarak her koşulda en iyi olduğu iddia edilen bir yönetim modeli önerir. Güçlü
örgüt kültürü, Toplam Kalite Yönetimi, Yalın Yönetim ve Kökten Tasarım gibi
yöntemler aracılığıyla hem rasyonel hem de normatif açıdan etkili örgütler yaratmaya
çalışır. Örneğin Toplam Kalite Yönetimiyle, müşteri tatminine odaklanan, işçilerin
takımlar halinde çalışarak verilere dayalı bir biçimde üretim sürecini ve kaliteyi sürekli
iyileştirdiği ve tedarikçilerle uzun vadeli ilişkilerin kurulduğu örgütler yaratılmaya
çalışılır.
•Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye, yönetim yaklaşımlarını genellikle gelişmiş
ülkelerden ithal etmiştir. Türkiye'de 1950'li yıllara kadar Almanya'dan ithal edilen
işletme iktisadı yaklaşımı, başta kamu iktisadi teşebbüslerinde olmak üzere rasyonel
ve pederşahi refah yönetimi tarzıyla uygulanmıştır. 1950'lerden sonra ise
şirketlerimiz Durumsallık yaklaşımının öngörüleri doğrultusunda yapılanmışlardır.
Özellikle 1980’lerden sonra da Toplam Kalite Yönetimi, Yalın Yönetim, Kökten
Tasarım gibi Kalite-Kültür Yaklaşımı yöntemleri büyük şirketlerimiz tarafından yaygın
bir biçimde kullanılmıştır.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi yönetim yaklaşımlarının temel niteliği
değildir?
a) Uygulamaya dönük olmaları
b) Teorik olmaları
c) Bütünlük oluşturmaları
d) Yaygın kabul görmüş olmaları
e) Düşünce sistemi olmaları
Cevap Anahtarı
1.b, 2.a, 3.d, 4.d, 5.a, 6.c, 7.d, 8.a, 9.c, 10.e
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Barley, S. R., & Kunda, G. (1992). Design and Devotion:
Surges in rational and normative ideologies of control in
managerial discourse. Administrative Science Quarterly, 37,
363-399.
[2] Gantman, E. R. (2005). Capitalism, social privilege and managerial
ideologies. Hampshire: Ashgate.
48
Yönetim Biliminin Gelişimi
49
PALANLAMA VE
KARAR VERME
• Planlama Kavramı
İÇİNDEKİLER
• Planlamanın Unsurları
• Plan Çeşitleri
YÖNETİM VE
• Karar Verme ORGANİZASYON
• Karar Türleri
• Karar Verme Modelleri
• Karar Verme Süreci
Prof. Dr.
Ali DANIŞMAN
açıklayabilmeniz,
• Planlamanın unsurları olarak
misyon, vizyon, amaç ve hedefler
ile plan ve eylemleri
kavrayabilmeniz,
• Plan çeşitlerini
değerlendirebilmeniz,
• Karar verme kavramını ve karar
türlerini anlamanız,
• Karar verme modellerine ilişkin
fikir yürütebilmeniz,
• Karar verme sürecini bilmeniz
beklenmektedir.
ÜNİTE
3
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Planlama ve Karar Verme
Sürekli Planlar
Tek Kullanımlık
Plan Çeşitleri
Planlar
51
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Planlama ve Karar Verme
GİRİŞ
Hepimiz insan olarak günlük işlerimizde şunu fark ederiz: Günün başında o
gün ne yapacağımızı belirler ve bilirsek, genelde o günü verimli geçiririz. Eğer ne
yapacağımız konusunda fikrimiz yoksa, başkalarının öneri ve yönlendirmeleri ile
hareket ederiz. Bu durumda bazen iyi sürprizlerle karşılaşabiliriz; ancak her zaman
iyi sürprizler olmaz, hatta çoğu zaman hayal kırıklıkları ve tatminsizlik yaşayabiliriz.
İşte yöneticiler de işletmelerini kendi planlamaları doğrultusunda yönetmeye
çalışmazlar ise, çevrenin ve başkalarının yönlendirmeleri doğrultusunda kendilerini
rüzgârın akışına bırakmış olurlar. Rüzgârın yönüne göre sağa sola savrulabilirler. Bu
yüzden, yöneticilik yapan kişiler için en başta yerine getirilmesi gereken işlev
planlamadır. Kısaca gelecekte nelerin amaçlanacağının ve nelerin yapılacağının
belirlenmesi olarak tanımlanabilecek planlama diğer bütün yönetim işlevlerinin
başlangıcını oluşturur. Diğer yandan, yöneticiler planlama da dahil olmak üzere
bütün işlevlerini karar vererek yerine getirirler. Karar verme hangi düzey, alan ve
pozisyonda olursa olsun, her yöneticinin mutlaka yapmış olduğu en temel iştir. Bu
yüzden, iyi yöneticilik bir tarafta etkili planlama yapmayı gerektirirken, diğer
tarafta kararların en etkili ve isabetli şekilde nasıl verilebileceğinin bilinmesini
zorunlu kılar. Bu çerçevede bu bölümde planlama kavramı, unsurları ve çeşitleri ile
karar verme kavramı, türleri, karar verme modelleri ve karar verme sürecinin
aşamaları ele alınacaktır. Böylece, iş ortamında planlamanın nasıl yapılabileceğine
ve etkili ve isabetli kararların nasıl verilebileceğine dair bilgi ve farkındalık
sağlanmış olacaktır.
PLANLAMA KAVRAMI
İş ortamında yöneticilerin en önemli sorumluluklarından biri, işletmenin
sahip olduğu kaynakları verimli bir şekilde kullanarak etkin sonuçlar almaktır.
Yöneticilerin bu sorumluluklarını başarılı bir şekilde yerine getirebilmeleri için nasıl
sonuçlar almak istediklerini ve bu sonuçları nasıl alabileceklerini bilmeleri gerekir.
Ne tür sonuçlar almak istediği ve bu sonuçları nasıl alabileceği konusunda fikri
olmayan bir yöneticinin başarılı olma olasılığı çok düşüktür. İşte bu noktada
planlama kavramı önem arz eder. Planlama olmadan işletmeye ve çalışanlara yön
verme olanağı olamaz. İşletme adeta suda giderken kendini rüzgârın akışına
bırakmış olur. Rüzgâr ne tarafa götürürse oraya gider. Bu yüzden, yöneticilerin
yöneticilik yaptıkları işletmelerini çevresel ortamdaki dinamiklere göre
savrulmadan yönetebilmeleri için planlama yapmaları gerekir. Nitekim hem
uluslararası ortamda hem Türkiye’de çok sayıda işletme dış çevredeki değişimleri
anlayamadığı ya da anlasa da planlama yaparak uyum sağlayamadığı için
kapanmak zorunda kalmıştır. Örneğin, 2000’lerin ortalarında Türkiye’de birçok
tekstil firması Çin’in Dünya Ticaret Örgütüne girmesiyle karşı karşıya kalacakları
zorlukları öngörüp planlama yapamadıkları için kapanmıştır. Olası zorlukları
önceden öngörüp ona göre planlama yapabilen firmalar varlıklarını daha güçlü bir
şekilde devam ettirebilmişlerdir. Bu yüzden yönetim sürecinin başlangıç aşamasını
planlama oluşturur. Diğer bütün işlevler planlama üzerine inşa edilir.
52
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Planlama ve Karar Verme
Planlamanın Unsurları
Bir işletmede planlamanın unsurlarını, gelecek için çizilen projeksiyonlar ile
uygulamaya yönelik araçlar oluşturur. Bu doğrultuda, Şekil 3.1’de de görüldüğü
gibi, gelecek yönelimini gösteren misyon, vizyon, amaç ve hedefler ile bunların
uygulanmasına yönelik araçlar olarak nitelendirilebilecek plan ve eylemler
işletmelerde planlamanın temel unsurları olarak listelenebilir.
53
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Planlama ve Karar Verme
Amaç ve Hedefler
Amaç, ulaşılması arzu
edilen nihai sonuç, Planlamanın misyon ve vizyondan sonra belirlenmesi gereken diğer
hedef de nihai sonuca unsurları amaç ve hedeflerdir. Amaç ve hedefler çoğu zaman birlikte, bazen de
yönelik olarak belirli bir birbirinin yerine kullanılmaktadır. Amaç, ulaşılması arzu edilen nihai sonucu ifade
dönemde
ederken, hedef nihai sonuca yönelik olarak belirli bir dönemde gerçekleştirilmek
gerçekleştirilmek
istenen spesifik istenen spesifik sonuçlar olarak tanımlanabilir. Amaçlar zaman sınırı olmaksızın
sonuçlardır. genel ve soyut nitelikli iken, hedefler belirli bir döneme göre belirlenmiş spesifik,
somut ve ölçülebilir nitelik taşırlar.
54
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Planlama ve Karar Verme
Örnek
firmada, yöneticiler üretim maliyetlerini azaltmayı amaç olarak
belirleyebilirler. Üretim maliyetlerinin toplam maliyetler içindeki
ağırlığını azaltmaya yönelik olarak spesifik hedefler de belirleyebilirler.
Bu minvalde, örneğin, bir yıl içinde üretim maliyetlerinin toplam
maliyetlere oranını %2, bakım giderlerini % 5 düşürmek gibi hedefler
koyabilirler.
55
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Planlama ve Karar Verme
Misyon
Toplumun geneline kaliteli ürünleri belirli
bir standartta yüksek memnuniyet
sağlayarak sunmak.
Vizyon
Geliştirdiği özgün iş modelleriyle
Türkiye'de sektörün öncü firması olmak
Stratejik Hedef
3 yıl içinde pazarda % 5 büyüme sağlamak
Taktik Hedef
Taktik Hedef Taktik Hedef
Üretim:
Pazarlama İnsan Kaynakları Yönetimi
İki yıl içinde kaliteyi koruyarak birim
üretim maliyetini %3 düşürmek İki yıl içinde ulaşılan yeni müşteri İki yıl içinde personel verimliliğini %
sayısını % 10 arttırmak 3 arttırmak
56
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Planlama ve Karar Verme
Bireysel Etkinlik
•Aşağıdaki hedeflerin örgütün hangi düzeyini ilgiendirdiğini ve ne
derece doğru belirlenmiş olduğunu değerlendiriniz.
•"Ekiplerin her biri yılda bir kez seminer düzenleyecektir."
•"Ölümlü tren kazaları ortadan kaldırılacaktır."
• "Personel giderlerinin toplam giderlere oranı 2 yılda yüzde 5
azaltılacaktır."
Plan ve Eylemler
Belirlenen amaç ve hedefleri gerçekleştirmek için planlar yapmak ve
eyleme, başka bir deyişle harekete geçmek gerekir. Plan, amaç ve hedefleri
gerçekleştirmek için belirli koşullar altında yapmaya niyetlenilen yöntemleri,
eylem de içinde bulunulan koşullarda amaç ve hedefleri gerçekleştirmek için bizzat
Plan, amaç ve hedefleri
gerçekleştirilen icraatları ifade eder. Belirlenen amaç ve hedeflerin
gerçekleştirmek için
belirli koşullar altında gerçekleştirilebilmesi, doğru planların geliştirilebilmesine ve eyleme
yapmaya niyetlenilen aktarılabilmesine bağlıdır. Bazen çok yerinde belirlenmiş amaç ve hedefleri, bazen
yöntemler, eylem de planlar doğru bir şekilde belirlenemediği için, bazen de eyleme aktarmaya yönelik
içinde bulunulan yeterli çaba sarf edilemediği için gerçekleştirme olanaklı olmayabilmektedir.
koşullarda amaç ve Bu yüzden, planlamaya bir bütün olarak bakmak gerekir. Stratejik düzeyden
hedefleri eylemsel düzeye kadar amaç ve hedeflerin misyon ve vizyonla uyumlu olması,
gerçekleştirmek için
amaç ve hedefleri gerçekleştirmek üzere başvurulan plan ve eylemlerin de
bizzat gerçekleştirilen
icraatlardır. örgütsel kapasite ve kaynaklara göre belirlenmesi gerekir.
Plan Çeşitleri
Planlar hiyerarşik yönetim kademeleri dışında başka açılardan da değişik
kategorilere göre değerlendirilebilir. Planlarla ilgili yönetim kademeleri dışında en
yaygın sınıflandırma, Şekil 3.2.’de görüldüğü gibi, zaman aralığına ve kullanım
şekillerine göre yapılan sınıflandırmadır. Bunların dışında bir de planları
durumsallığa göre sınıflandırmak mümkündür.
Zaman aralığına göre planlar, genelde uzun, orta ve kısa dönemli olmak
üzere 3 gruba ayrılmaktadır. İçinde bulunulan politik ve ekonomik ortama göre
değişebilir olmakla birlikte genelde uzun vadeli planlar 5 yıl ve ötesi zamanı, orta
vadeli planlar 1 ile 5 yıl arasını ve kısa vadeli planlar bir yıldan az zaman dilimini
kapsar.
Tablo 3.2. Plan Türleri
Uzun Dönemli Planlar Orta Dönemli Kısa Dönemli Planlar
Zaman aralığına göre
(> 5 yıl) Planlar (1-5 yıl) (<1 yıl)
Yönetim kademelerine
Stratejik planlar Taktik planlar Eylemsel planlar
göre
Örgütsel kullanımına Sürekli Planlar Tek Kullanımlık Planlar
göre (Politika, Prosedür) (Program, Proje, Bütçe)
57
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Planlama ve Karar Verme
58
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Planlama ve Karar Verme
•Yaşadığınız kentteki bir şirketi randevu alarak ziyaret edin ve şirkette farklı
yöneticiler tarafından amaç ve hedeflerin nasıl belirlendiğini ve bu amaç ve
Bireysel Etkinlik
hedefleri gerçekleştirmek için plan ve eylemlerin nasıl oluşturulduğuna ilişkin
görüşme yapınız. Bu görüşmede edindiğiniz bilgilerle bu bölümde öğrenmiş
olduğunuz amaç ve hedefler ile plan ve eylemlere ne derece uygun olduğunu
değerlendiriniz ve bunu arkadaşlarınızla tartışınız.
KARAR VERME
Karar verme her düzey ve birimdeki yöneticinin yapmış olduğu en önemli iş
olarak nitelendirilebilir. Yöneticiler, her türlü işlerinde karar verici rol üstlenmek
Yöneticiler, her türlü zorundadırlar. Yönetici olarak yerine getirmek zorunda oldukları işlevlerden
işlerinde karar verici rol günlük uygulamalarına kadar her konuda karar vererek iş yaparlar. Bu yüzden
üstlenmek
çoğu zaman yönetici dendiğinde ilk akla gelen şeylerden biri karar verici niteliğe
zorundadırlar.
Yöneticiler, yönetici sahip olmalarıdır. Peki, yöneticiler nasıl karar verirler? Başka bir deyişle,
olarak yerine getirmek yöneticilerin karar vermedeki başarıları nasıl değerlendirilebilir? Yöneticilerin
zorunda oldukları karar verirken başarılı olup olmadıklarını anlamak için birkaç ölçüt esas alınabilir.
işlevlerden günlük Bunlar kararın ne derece objektif esaslar doğrultusunda verilebildiği, ne derece
uygulamalarına kadar optimal olduğu ve ne derece doğru olduğudur. Çok değişik faktörlerden dolayı,
her konuda karar karar verirken bu ölçütlerin tamamını, hatta bir kısmını karşılamak kolay bir iş
vererek iş yaparlar.
değildir. Bu yüzden, karar verme ediminin yöneticiliğin temel işi olmakla birlikte
oldukça karmaşık bir niteliği de vardır. Bu kısımda karar kavramını ve yöneticilik
yapacak birisinin karar ölçütlerini mümkün olduğunca karşılayacak şekilde nasıl
karar verebileceğine ilişkin temel bilgiler sunulacaktır.
59
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Planlama ve Karar Verme
60
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Planlama ve Karar Verme
61
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Planlama ve Karar Verme
Yönetsel karar verme modelini ortaya çıkaran kısıtlar genel olarak üç başlık
altında toplanmaktadır. Bunlar, sınırlı rasyonellik, minimum ile yetinme ve sezgiye
dayalı karardır[2]. Sınırlı rasyonellik, rasyonel karar vermek için gerekli bilgiye
ulaşımın kısıtlılığına işaret eder. Gerçekten de, herhangi bir konuda karar verirken,
doğru ve isabetli karar vermek için gerekli bilgiye çoğu zaman ulaşma olanağı
yoktur. Bilgi bazen çok karmaşık olabilir, bundan dolayı anlayıp değerlendirme
olanağı olmayabilir, bazen bilgi teknik olarak sağlanamayabilir, bazen de bilgi
toplamak için yeterli zaman ayrılamaz ve zaman baskısı altında ulaşılabilir
durumdaki hazır bilgiyle idare edilir. Neticede elde edilebilen bilgi genellikle çok
sınırlı düzeyde kalır ve iş ortamında yöneticiler çok önemli kararlarda bile elde
edebildikleri sınırlı miktarda bilgi ile seçim yapmak zorunda kalırlar.
Minimum ile yetinme, herhangi bir konuda karar verirken olası bütün
alternatifleri değerlendirmek yerine bazı karar ölçütlerini karşılayan bir iki seçeneğe
odaklanarak seçim yapmayı ifade eder. Örneğin, satın alma yapılacak tedarikçinin
belirleneceği bir kararın, fiyat, hız, kalite, güvenilirlik vb. bütün karar ölçütlerinin
dikkate alınıp değerlendirme yapılarak verilmesi yerine, sadece karar verici için
önemli görülen fiyata göre bir iki seçenek oluşturularak seçim yapılması minimum
ile yetinme olarak değerlendirilebilir.
Yönetsel karar verme modelinin ortaya çıkmasını sağlayan başka bir etken
olan sezgi, karar vericilerin rasyonel analizlerden çok, geçmiş deneyimlerine
dayanarak alternatif geliştirmelerini ve seçim yapmalarını ifade eder. Yöneticiler iş
ortamında zaman içinde birçok konuda pratik ve deneyim kazanmaktadırlar.
Kazanılan her pratik ve deneyim sonraki yıllardaki kararlar için bir birikim oluşturur.
Böylelikle yöneticiler pratik ve deneyim kazandıkları konularda sorunları uzun uzun
hesaplamalar ve analizler yaparak çözmek yerine hızlı bir şekilde sezgisel kararlar
vererek çözme eğiliminde olurlar. Höristik karar veya buluşsal karar olarak da ifade
edilen sezgiye dayalı karar, yöneticiler tarafından yaygın bir şekilde uygulanır.
Sezgiye dayalı kararların, irrasyonel olduğu ya da keyfi olduğu gibi bir
yanılgıya düşülmemelidir. Burada esas olan kararın rasyonel analiz süreçlerinin
atlanarak tecrübeye dayalı olarak verilmesidir. Örneğin, inşaat köprü projelerinde
uzun yıllar deneyime sahip bir yöneticinin yeni bir köprü projesine başladığında,
projeyle ile ilgili süreçleri ve zamanı uzun analizler ve hesaplamalar yaparak
belirlemek yerine geçmiş deneyimlerinden hareketle belirlemesi bu kapsamda
değerlendirilebilir. Benzer şekilde, personel seçimi konusunda uzun yıllar deneyim
ve birikime sahip bir yöneticinin, yeni bir personel alırken personel seçim
ölçütlerine dayalı kapsamlı analizler yaparak tercihte bulunmak yerine geçmiş
deneyimlerine güvenerek karar vermesi de sezgiyle karar vermeye örnek oluşturur.
Kararın bu şekilde verilmesi, yapılan seçimin irrasyonel ya da isabetsiz olduğunu
göstermez; tabii doğru ve isabetli olduğunu da. Bu, karar vericinin özellikleri, içinde
bulunduğu ortam ve deneyimlerinden yararlanabilme yeteneği vb. dinamiklerle
alakalı bir durumdur. Kararı sezgiye dayalı kılan, doğru/isabetli ya da yanlış/isabetsiz
olması değil, geçmiş deneyimlerden hareketle verilmesidir.
62
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Planlama ve Karar Verme
63
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Planlama ve Karar Verme
1.
Sorunun veya
Amacın
8. Tanımlanması
2.
Uygulamanın
Sorunun
Gözden
Kaynaklarının
Geçirilemsi ve
Aanalizi ve
Geribildirim
Anlaşılması
Sağlanması
7. Karar 3.
Seçilen
Alternatifin Verme Karar
Ölçütlerinin
Uygulanması Belirlenmesi
Süreci
6.
Alternatif 4.
Seçenekler Alternatif
arasından Seçeneklerin
Seçim 5. Gelişririlmesi
yapılması
Alternatif
Seçeneklerin
Analizi ve
Değerlendiril
mesi
64
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Planlama ve Karar Verme
Şekil 3.4’te görüldüğü üzere, karar verme sürecinde ilk adımı sorunun veya
amacın doğru bir şekilde tanımlanması oluşturur. Yönetici vereceği kararın nasıl
bir sorunu çözeceğinin veya amacı gerçekleştireceğinin farkında değilse kararın
daha baştan etkili ve isabetli olma olasılığı zayıf olacaktır. Her karar, belirli bir
Yöneticiler, karar verme sorunun çözümünü ya da belirli bir amacın gerçekleştirilmesini sağlamalıdır.
sürecinde 8 adımı takip Herhangi bir konuda arzulanan durum ile fiili durum arasında bir boşluk
ettiklerinde genelde varsa, ortada ya bir sorun vardır ya da amaç belirlemek için bir fırsat söz
etkili ve isabetli karar konusudur. Fiili durum arzulanan durumun gerisinde kalmışsa, bu durum sorun
verebilmektedirler. olarak ifade edilir. Dolayısıyla, fiili durumu arzulanan duruma getirmek için bir
karar vermek gerekecektir. Diğer yandan, yöneticiler fiili durumu geliştirmek için
bir fırsat gördüklerinde bunu amaç olarak ortaya koyarlar. Sorun veya amaca
ilişkin fırsatların varlığı karar verme sürecinin ilk aşamasını oluşturur. Bu aşamada
sorunun doğru bir şekilde teşhisi veya doğru amacın belirlenmesi için düzenli ve
sistematik bir şekilde iç ve dış çevre analizi yapmak gerekir. Bu analiz doğru bir
şekilde yapılamadığında, sorunlar yanlış teşhis edilebilir, doğru amaçlar
belirlenemeyebilir. Ayrıca, sorun ile soruna işaret eden belirtiler birbirine
karıştırılabilir. Bu tür durumlar, doğal olarak karar sürecinin sonraki aşamalarını da
etkileyerek nihai kararın etkili ve isabetli olma olasılığını zayıflatır. Örneğin, kâr
oranının düştüğü bir firmada, kâr oranının düşmesi önemli bir sorunun belirtisi
iken, üst düzey yöneticiler bunu esas sorun olarak görüp değerlendirmeye
kalkarsa karar verme süreci daha ilk aşamadan hatalı başlayacaktır.
Karar verme sürecinin ikinci aşamasında ilk aşamada tespit edilen sorunun
kaynaklarının analiz edilerek anlaşılması gerekir. Örneğin, ilk aşamadaki örnekte
verilen kâr oranının düşmesi üretim maliyetlerinin artmasından kaynaklanmış
olsun. Kararın doğru ve isabetli verilebilmesi için, bu aşamada üretim
maliyetlerinin neden arttığının bilinmesi önem arz eder. Dolayısıyla, üretim
maliyetlerini arttırabilecek faktörlerin analiz edilerek sorunun kaynakları doğru bir
şekilde anlaşılmalıdır. Üretim maliyetleri, örneğin, bakım giderlerinin artması, girdi
maliyetlerinin artması, mevcut personelin yeterince işine odaklanmamış olması,
stokların birikmesi gibi sebeplerden artmış olabilir. Bu aşamada önemli olan
üretim maliyetlerini neyin hangi düzeyde arttırdığını doğru bir şekilde
belirleyebilmektir. Karara ilişkin sorunun doğru bir şekilde teşhisi için yöneticiler,
sebep-sonuç diyagramı ya da balık kılçığı tekniği olarak bilinen yöntemi
kullanabilmektedirler.
Karar verme sürecinin üçüncü aşamasını karar ölçütlerinin belirlenmesi
oluşturur. Karar verilmiş olduğunda kararın gerçekten etkili ve isabetli olup
olmadığı karar ölçütlerine bakılarak anlaşılabilir. Bu açıdan, karar verme sürecinde
hangi ölçütlerin esas alındığının ortaya konulması önem arz eder. Örneğin, üretim
maliyetlerindeki artıştan dolayı firma kârlılığının düştüğü bir durumda, bu sorunun
çözümüne ilişkin kararın ne derece doğru ve isabetli olduğu nasıl
anlaşılabilecektir? Üretim maliyetlerinin düşürülmesini sağlamak tek başına yeterli
olacak mıdır, yoksa karlılıkta belirli bir oranda iyileşme olması mı beklenecektir?
Kararın ne derece etkili olduğu ancak bu tür ölçütlere bakılarak anlaşılabilecektir.
Karar konusuna ilişkin sorun ve kaynakları doğru bir şekilde teşhis edildikten
ve karar ölçütleri ortaya konulduktan sonra, sıra artık çözüm için alternatif
65
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Planlama ve Karar Verme
66
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Planlama ve Karar Verme
Bireysel Etkinlik
durumla ilgili yapılan incelemelerde sorunun görev dağılımdaki
dengesizlikten kaynaklandığı anlaşılmıştır. Firma yöneticileri
olabildiğince doğru ve isabetli karar vererek sorunu çözmek
istemektedirler. Buna göre, firma yöneticilerinin doğru ve
isabetli karar verebilmeleri için neler yapmaları gerekir? Karar
verme sürecinin aşamalarını dikkate alarak değerlendiriniz.
67
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Planlama ve Karar Verme
68
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Planlama ve Karar Verme
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Bir işletmede örgütsel amaçların ve bunların gerçekleştirilmesini sağlayacak
örgütsel faaliyetlerin önceden belirlenmesi süreci …………….olarak ifade edilir.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
a) Karar verme
b) Planlama
c) Örgütleme
d) Tasarlama
e) Amaçlama
69
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Planlama ve Karar Verme
9. İnşaat sektöründe bir firma yeni bir projeye başlayacaktır. Proje müdürü
geçmiş tecrübelerine dayanarak fazla inceleme yapmadan proje süresini 90
gün olarak belirlemiş ve projede kullanılmak üzere 300.000 TL tahsis
edilmesine karar vermiştir. Bu karar türü aşağıdakilerden hangisidir?
a) Sezgiye dayalı karar
b) Analitik karar
c) Rasyonel karar
d) Yetinmeli karar
e) Sınırlı rasyonel karar
Cevap Anahtarı
1.b, 2.e, 3.d,4a, 5c, 6b, 7e, 8d, 9a, 10.b
70
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Planlama ve Karar Verme
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Drucker, P. (1954). The Practice of Management, New York: Harper & Row.
[2] Daft, R. (2008). Management (8. baskı), Thomson-Southwestern.
[3] Robbins, S.; Decenzo, D. A.; Coulter M. (2013). Fundamentals of Management
(8. Baskı), Pearson.
[4] Daft, R. (2008). Management (8. baskı), Thomson-Southwestern.
[5] Koçel, T. (2018). İşletme Yöneticiliği (17. Baskı), İstanbul: Beta, s. 699.
[6] Koçel, T. (2018). İşletme Yöneticiliği (17. Baskı), İstanbul: Beta, s. 699.
71
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
ÖRGÜTSEL YAPI VE TASARIM
• Örgütleme Güçlükleri
İÇİNDEKİLER
• Örgütsel Yapı
• Örgütsel Tasarım
• Örgütsel Tasarımda
YÖNETİM VE
Yararlanılabilecek İlkeler ORGANİZASYON
• Örgüt Düzeyleri Arasındaki
Farklar ve Özellikleri
• Örgütlerde Bölümlere Ayırma
Ölçütleri
Prof. Dr. Adnan ÇELİK
güçlükler,
• Örgütsel yapı,
• Örgütsel tasarım,
• Örgütsel tasarımda
yararlanılabilecek ilkeler,
• Örgüt düzeyleri arasındaki farklar
ve özellikleri,
• Örgütlerde bölümlere ayırmada
kullanılan temel ölçütler hakkında
gerekli bilgi ve becerilere sahip
olabileceksiniz.
ÜNİTE
4
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Örgütsel Yapı ve Tasarım
Örgüt Düşüncesi
Örgütleme Güçlükleri
Fonksiyon
Sayı
Bölge/Coğrafik
Bölümlere Ayırma Mal ve Hizmet
Ölçütleri Müşteri
Zaman
Süreç/Makine
Örgütsel Faaliyet
Proje ve Matriks
73
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Örgütsel Yapı ve Tasarım
GİRİŞ
Ünlü yönetim bilimcisi Chester I. Barnard’a göre, örgüt; belirli bir amacı
gerçekleştirmek üzere iki veya daha fazla kişinin çabalarını bilinçli olarak
birleştirmeleri yolu ile ortaya çıkan iş birliği sistemidir [1]. Örgütleme ise
örgütsel yapının oluşturulması ile ilgili eylemler dizisini veya bir süreci ifade
eder. Bu süreç; örgütsel amaçların gerçekleşmesi için yapılması zorunlu
faaliyetleri anlamlı ve etkin bir şekilde gruplandırmak, bu grupları belirli örgüt
düzeyleri ve konumları haline getirmek ve bu konumlara gerekli nitelikte ve
sayıda personeli atamak aşamalarını kapsar [2].
Örgütler, çağdaş Örgütsel tasarım, esas itibariyle örgütleme ile aynı anlamı taşımakta,
işletmecilik açısından fakat bu kavramın bazen örgüt kavramı ile de eş anlamda kullanıldığı
vazgeçilmez unsurlar görülmektedir. Örgüt olarak ifade edilen kavram ise örgütleme sürecinin
olarak, insan sonucunda ortaya çıkan yapıyı belirtmektedir. Örgütsel yapı olarak da ifade
yaşamını edilen bu sonuç, belirli departmanları ve bunlar arasındaki ilişkileri gösteren
kolaylaştırıcı birçok statik bir kavramdır. Bilindiği gibi, belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için
faaliyette bulunurlar. birden fazla kişinin birlikte çalışmasının gerektiği durumlarda, bunlar arasında
ortaya çıkan iş bölümü ve ilişkiler, örgütün konusunu oluşturur. Bu durumda
örgütlemek ya da organize etmek denildiğinde; varılmak istenen bir amaç veya
amaçlar dizisi, bu amaç ya da amaçları gerçekleştirmek için yapılacak işler ve bu
işlerin çalışacak kişiler arasında bölünmesi ve bu kişiler arasındaki ilişkilerin
belirlenmesi anlaşılmalıdır [3].
Örgütsel yapı ve tasarımı başlığını taşıyan bu bölümde örgütleme süreci
güçlükleri, örgütsel yapı, örgütsel tasarım, örgütsel tasarımda
yararlanılabilecek ilkeler, örgüt düzeyleri arasındaki farklar ve özellikleri ile
örgütlerde bölümlere ayırmada kullanılan temel ölçütler açıklanmıştır.
ÖRGÜTLEME GÜÇLÜKLERİ
Örgütleme sürecinde karşılaşılan başlıca güçlükler şunlardır [4]:
74
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Örgütsel Yapı ve Tasarım
ÖRGÜTSEL YAPI
Örgütsel yapıyı tanımlamak için, örgüt yazınında açık sistemler
kuramına paralel olarak bazı sınıflamalar yapılmıştır. Bazı araştırmacılara
göre örgütlerin, biçimsel (formel) ve biçimsel olmayan (informel) şeklinde
ayrıma tabi tutulması mümkündür [5]. Burada biçimsel yapı, örgütün
sadece formel ve kabul edilen kısmını göstermektedir. Oysaki, örgütsel
yapının görünmeyen ve özellikle de birey kaynaklı çözümlenmesi gereken
kısmı da vardır. İşte bu kısım biçimsel olmayan yanıdır [6].
75
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Örgütsel Yapı ve Tasarım
ÖRGÜTSEL TASARIM
Örgütsel tasarım konusu, yönetim kuram veya kuramcılarınca farklı
biçimlerde ele alınıp incelenmiştir. Klasik düşünürler “olması veya
olmaması gerekenleri”, etkinliğin herhangi bir kriteriyle sistematik olarak
ilişkilendirmeden rastlantısal gözlemler, vaka analizleri veya seçilmiş başarı
Örgütsel tasarım,
örneklerinden yola çıkarak değerlendirmişlerdir. Beşeri ilişkiler
örgütsel yapı, örgüt
mensupları, etkin ve etkin olmayan örgütleri sistematik olarak elde edilen
kültürü, örgüt
verilere dayanarak birbirlerinden ayırmış olmalarına karşılık, esas olarak
stratejisi, planlar
yapısal değişkenlerden çok liderlik tarzları, ast-üst ilişkileri vb. değişkenler
hiyerarşisi, beşeri
üzerine odaklanmışlardır [16]. Modernciler ise örgütsel tasarımda
kaynaklar, vb. birçok
“teknoloji, yaş, ölçek, teknik sistem, çevre ve güç” unsurlarını gündeme
unsur ile etkileşim
taşımışlarken [17]; ileriki dönemlerde “stratejik seçim” merkezli
gösterir.
yaklaşımlar da gündeme gelmiştir [18].
76
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Örgütsel Yapı ve Tasarım
77
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Örgütsel Yapı ve Tasarım
78
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Örgütsel Yapı ve Tasarım
79
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Örgütsel Yapı ve Tasarım
80
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Örgütsel Yapı ve Tasarım
Denge İlkesi
Örgütün çeşitli bölümlerinin büyüklüğü arasında, standardizasyon
ile esneklik arasında ve merkeziyetçilik ile ademimerkeziyetçilik arasında
belirli bir denge sağlanmalıdır. Bu ilkeyi açıklamakta genellikle şu örnek
kullanılır: Bir filonun hızı, filo içindeki en düşük hızlı gemiye göre ayarlanır.
Bu örneği örgüte uygularsak, bir örgütün başarı hızı en düşük olan bölümü,
örgütün tüm başarısını yavaşlatıcı bir rol oynayacaktır. Bu ilke, modern
örgüt kuramı tarafından daha açık ve uygulanabilir duruma getirilmiştir.
Bir sistemin içinde karşılıklı bağlı olan çeşitli faaliyet toplulukları (alt-
sistemler) vardır. Sistemin başarısı, bu alt-sistemlerin başarılarına bağlıdır.
Karşılıklı bağlılık nedeni ile bir alt sistemin başarısı başka bir alt sisteme
bağlıdır. Örgütsel tasarımda yararlanılabilecek bir ilke olan denge ilkesi
şunu vurgulamaktadır: Bir örgütsel tasarım yapılırken, temel iş bölümüne
bağlı olarak oluşturulan organlar arasındaki karşılıklı iş ilişkileri ile bu
ilişkilerin hangi organların sorumluluğunda ve hangi koordinasyon
mekanizmaları kullanılarak yürütüleceği belirtilmelidir.
Basitlik İlkesi
Örgütsel yapı oluşturulurken temel ilişkiler, basit ve anlaşılır biçimde
belirtilmelidir. Dolaylı ve üstü kapalı türden ilişkiler, çalışmaları
yavaşlatabilir. Basitlik ilkesi bazen "örgüt kademelerinin azlığı" ilkesi ile
birlikte ele alınmaktadır. Bu ilke, bir örgütte bilgi ve veri akışı yönünden
önem taşımaktadır. Eğer, örgüt kademeleri çoksa her kademe bilgi ve veri
akışının sağlığını azaltan bir "süzgeç" rolü oynayacaktır. Bu da, örgüt
amaçlarının gerçekleştirilmesini olumsuz biçimde etkileyebilir.
81
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Örgütsel Yapı ve Tasarım
Esneklik İlkesi
Örgüt, belirli amaçları gerçekleştirmek üzere maddi ve beşeri
unsurların düzenlenme biçimini göstermektedir. Bu düzenleme belirli bir
ortamda, belirli koşullar altında yapılacaktır. Eğer, ortam koşulları
değişmişse yeni bir düzenleme yapmak gerekecektir. Yani örgütsel yapı
değiştirilecektir. Başka bir deyişle, değişen ortam koşulları, örgütün değişik
amaçları benimsemesini (veya mevcut amaçlarını gözden geçirmesini),
mevcut iş yapma yöntemlerini değiştirmesini, temel iş bölümünü
geliştirmesini veya ortam unsurları ile ilişki kuracak yeni örgütler
oluşturmasını zorunlu kılabilir. Eğer, bir yapı sürekli olarak kendini
yenileyebiliyorsa, değişebilirlik ilkesi uygulanıyor demektir. Bu ilkenin
uygulanmasında, örgüt planlayıcısına önemli görevler düşmektedir. Örgüt
planlayıcısı, sürekli olarak örgütü etkileyen ortam koşullarını değerlemek
ve bu değişiklikleri örgütsel yapıya yansıtacak girişimlerde bulunmak
zorundadır.
Açıklama İlkesi
Kişilerin görevleri, yetki ve sorumlulukları ile örgütsel ilişkileri açık bir
şekilde ve yazılı olarak açıklanmalıdır. Örgüt şeması ve el kitaplarının
hazırlanması ile sonuçlanan bu ilke, örgüt içinde kimin, neyi, hangi yetki ve
sorumlulukla, hangi örgütsel ilişkiler içinde ve hangi eşgüdümleme
biçiminde yapacağının belirlenmesini öngörmektedir. Böyle bir açıklama,
üstlerin ve astların kendilerinden ne beklendiğini anlamalarına yardım
edeceği gibi, yetki karışıklıklarının önlenmesine ve sorumluluk alanları
arasındaki boşlukların doldurulmasına da yardımcı olacaktır.
82
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Örgütsel Yapı ve Tasarım
Genel Müdür
83
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Örgütsel Yapı ve Tasarım
84
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Örgütsel Yapı ve Tasarım
Genel Müdür
Marmara Bölge Md. Karadeniz Bölge Md. Doğu Ana. Bölge Md.
Genel Müdür
85
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Örgütsel Yapı ve Tasarım
Genel Müdür
86
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Örgütsel Yapı ve Tasarım
87
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Örgütsel Yapı ve Tasarım
88
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Örgütsel Yapı ve Tasarım
• Esnek bir yapıya sahip olduğu için çevre koşullarına kolayca uyum
sağlar. Kaynaklar daha etkin kullanılabilir.
89
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Örgütsel Yapı ve Tasarım
90
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Örgütsel Yapı ve Tasarım
91
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Örgütsel Yapı ve Tasarım
92
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Örgütsel Yapı ve Tasarım
DEĞERLENDİRME SORULARI
1.Örgütleme süreci, aşağıdaki hususlardan hangisi ile ilgilenmez?
a) Örgütsel amaçların gerçekleşmesi düşüncesini oluşturmak
b) Faaliyetleri anlamlı ve etkin bir şekilde gruplandırmak
c) Personeli örgüt düzeyi ve konumları ile ilişkilendirmek
d) Gerekli nitelikte ve sayıda personeli görevlere atamak
e) Sektörün Ar-Ge faaliyetlerini desteklemek
a) Biçimsel olan
b) Hiyerarşik düzey
c) Biçimsel olmayan
d) Sosyal faaliyet
e) Fiziksel yapı
93
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Örgütsel Yapı ve Tasarım
94
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
Örgütsel Yapı ve Tasarım
Cevap Anahtarı
1.e, 2.a, 3.c, 4.b, 5.e, 6.d, 7.a, 8.b, 9.d, 10.c
95
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
Örgütsel Yapı ve Tasarım
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Barnard, C. I. (1938). The Functions of the Executive. Massachusetts:
Harward University Press, ss.9-22.
[3] Etzioni, A. (1969). Modern Örgütler. çev. ODTÜ. İİBF Yayını, Ankara:
Gem Matbaası, s.3.
[10] Daft, R. L. vd. (2012). Organization Theory and Design (11th edition).
Hampshire: Cengage Learning, s.94.
96
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25
Örgütsel Yapı ve Tasarım
97
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26
Örgütsel Yapı ve Tasarım
[32] Can, H. vd. (2005). Genel İşletmecilik Bilgileri (16. baskı). Ankara:
Siyasal Kitabevi, ss.178-181.
98
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27
İŞLETME YÖNETİMİNDE YETKİ,
GÜÇ VE LİDERLİK
İÇİNDEKİLER
• Yetki (Otorite)
• Güç Kavramı ve Güç
YÖNETİM VE
• Liderlik / Yöneticilik Ayrımı ve ORGANİZASYON
Liderlik Yaklaşımları
Prof. Dr.
Mahmut PAKSOY
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
• İşletmelerde yetkinin ne olduğunu
HEDEFLER
ÜNİTE
5
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
Komuta Yetki
Fonksiyonel Yetki
Zorlayıcı Güç
Yasal Güç
İŞLETME YÖNETİMİNDE YETKİ,
Karizmatik Güç
GÜÇ VE LİDERLİK
Uzmanlık Gücü
Ohio State
Üniversitesi
Çalışmaları
Özellikler Yaklaşımı
Blake ve Mouton
Liderlik
Liderlik Yaklaşımları Fiedler Modeli
Liderlikte Hersey –
Blanchard Modeli
Karizmatik Liderlik
Liderlikte Yeni
Yaklaşımlar
Dönüştürücü
Liderlik
100
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
GİRİŞ
Yönetimin önemli sayılabilecek konuları arasında yetki, güç ve liderlik
gelmektedir. İşletmelerde yönetim fonksiyonlarının tam anlamıyla yerine
getirilmesinde bu kavramların ayrı ayrı önemi bulunmaktadır. Özellikle örgütleme
ve yöneltme gibi temel yönetim fonksiyonlarının başarılı bir şekilde yönetilmesi
yetkinin varlığına dayanmaktadır. Yetki konusu, organizasyon konusu ile birlikte
ele alınıp incelenmektedir. Yetki olmadan işletme içerisinde iş görenlere iş
yaptırılması, etkili ve verimli şekilde kaynak kullanımı ve dolayısıyla işletmenin
amaçlarına ulaşması mümkün değildir. Yetki kavramı ile birlikte dikkate alınması
gereken diğer önemli bir konu da güçtür. İşletmelerin faaliyetlerini sürdürmeleri
için hayati önemi olan güç kavramı, hareket ve çalışma kaynağı olarak kabul
edilmekte, birey ve grup yaşamının her boyutunda kendisini hissettirmektedir.
Çalışanların faaliyetlerinin koordine edilmesi ve örgüt etkinliğinin sağlanması
Yetki; çalışanları, açısından gerekli olan gücün bu bakımdan işletmeler için önemi büyüktür. Bununla
amaçlara doğru birlikte güç kavramının yönetim ile ilgili birçok kavramla sürekli etkileşim içinde
yönlendirmek ve iş
olduğu da dikkat çekmektedir. Bu sebeple kaynağını güç kavramının oluşturduğu
yaptırabilmek için
yöneticinin sahip yetki ve liderlik gibi kavramların anlaşılabilmesi ancak güç kavramı ile olan
olduğu bir haktır. ilişkilerinin net olarak ortaya konmasıyla mümkün olmaktadır. Yönetim
uygulamaları tamamen güç kullanımı ile ilgilidir. Yetki ise, güç kullanımının ancak
bir türüdür [1]. Hem yetki hem de güç kavramları bir varlık üzerindeki etkiyi ifade
eder. Bu ünitede, söz konusu iki kavramı açıklayıp daha sonra liderlik ve liderlik
yaklaşımlarına değinilecektir.
YETKİ (OTORİTE)
Bireyleri amaçlara doğru yönlendirmek ve iş yaptırabilmek için yöneticinin
sahip olduğu bir haktır [2]. Max Weber tarafından ortaya atılan ve tartışılan yetki
(otorite) kavramı, işletme çalışanlarının istekli ve koşulsuz olarak üstlerin
talimatına uymasını ifade eder. H. Fayol ise yetkiyi, “emir verme hakkı ve itaat
ettirme gücü” olarak tanımlamıştır [1]. Dolayısıyla yönetim işlerinin yerine
getirebilmesi için yöneticilerin söz konusu hakka sahip olmaları gerekir.
Yöneticiler, yetkiyi bağlı oldukları bir üst kademeden almaktadırlar ya da
İşletmelerde 3 tür yetki mevkiye bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında, bazı yöneticiler,
yetkiden söz edilebilir. sahip oldukları bilgi ve yönetsel becerilerinden dolayı yetkili kılınmış olabilirler. Bu
Komuta yetkisi kişilerin, biçimsel olarak bir mevkide bulunmasalar bile, deneyimleri, bilgileri ve
Kurmay yetki kazanımları nedeniyle diğer kişileri etkilemeleri, yönlendirmeleri mümkündür [2].
Ancak burada sözünü ettiğimiz yetki, daha çok biçimsel bir pozisyondan doğan
Fonksiyonel yetki
yetki olarak anlaşılacaktır.
Yöneticiler, faaliyetlerin karmaşıklığı ve çokluğu, hızlı değişimlerin yaşanması
nedeni ile yetkilerinin bir kısmını elemanlarına devredebilirler. Yetki devri ile aynı
zamanda, çalışanların motive edilmeleri de sağlanmış olabilir. Çünkü yetki
devredilen kişi kendisine güvenildiği duygusuna kapılır [2]. Bir işletmede üç tür
yetkiden söz edilebilir. Bunlar:
Komuta Yetkisi
Kurmay Yetki
101
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
Fonksiyonel Yetkidir.
Kısaca açıklanacak olursa [2];
Komuta Yetkisi: Yöneticinin bir işin yapılması ya da yapılmaması konusunda
elemanlarına doğrudan talimat verme ve karşılığında itaat bekleme hakkını ifade
eder. Astlar, komuta yetkisine itaat etmek durumundadırlar.
Kurmay Yetki: Bilindiği gibi, işletmelerde kurmay kişiler, daha çok
danışmanlık yapma, tavsiyelerde bulunma fonksiyonlarını üstlenirler. Söz konusu
kişilerin diğer kişi veya birimler üzerinde talimat verme hakkı yoktur. Yani, bu
kişilerin herhangi bir konuda öneride bulunma ve görüşlerini bildirme görevleri
vardır. Bu tür kişilerin kullandıkları yetkiye kurmay yetki denir ve bu durumun
kaynağı uzmanlık bilgisi ve deneyimdir.
Fonksiyonel Yetki: Belirli bir grup faaliyet veya bir faaliyetin bazı yönlerine
ilişkin olarak bir yöneticinin başka bölümlerdeki çalışanlar üzerinde emir verme
hakkına fonksiyonel yetki denilmektedir. Bu, bir yerde çapraz yetki ilişkilerini ifade
eder.
Bunun yanında yetki kavramı ile yakından ilişkili bir diğer kavram ise
sorumluluktur. Yetki devreden yönetici sorumluluktan kurtulamaz, sorumluluğunu
devreder. Çalışan kişi ise verilen görevleri kabul ettiğinde sorumlu duruma gelir.
Dolayısıyla sorumluluk, çalışanın kendisine verilen faaliyetleri yerine getirme
yükümlülüğüdür [2].
Güç Kaynakları
Güç kaynakları lider ya da yöneticinin izleyicileri / üyeleri etkilemek için
yararlandığı kaynakları ifade eder. Güç kaynakları ile ilgili değişik sınıflandırmalar
yapılmıştır. Burada daha çok bilinen French ve Raven tarafından yapılan
sınıflandırmanın üzerinde durulacaktır. Onlara göre, zorlayıcı güç, yasal güç,
ödüllendirme gücü, karizmatik güç ve uzmanlık gücü olmak üzere beş tür güç
kaynağı vardır. Bu kaynaklar kısaca açıklanacak olursa [1,3];
Zorlayıcı Güç: Korkuya dayanan güçtür. Liderin / yöneticinin izleyicileri
(astların) cezalandırma yetkisinin olduğunu ifade etmektedir. Yöneticinin
cezalandırma yetkisi olması kadar, çalışanların / izleyicilerin onu bu şekilde
algılaması da önemlidir. Zorlayıcı güç kaynaklarına örnek olarak başka göreve
atama, eleştirme, ücret artışı yapmama, işine son verme sayılabilir.
102
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
Yasal Güç: Yasal güç aslında yetkiyi ifade etmektedir. Yöneticinin / liderin
işletme içinde bulunduğu makamdan kaynaklanan güçtür. Yani bu gücün temeli,
kişinin biçimsel pozisyonuna ve otoritesine dayanır. Burada izleyiciler (astlar),
Lider ya da yöneticinin üstlerin istediklerini yapma konusunda sorumluluk hissederler, üstlerin bu konuda
sahip olabileceği güç hak sahibi olduğuna inanırlar. Özellikle kültürel değerler, gelenekler, adetler bu
kaynakları;
gücün kullanımında etkili olmaktadır.
Zorlayıcı güç
Ödüllendirme Gücü: Eğer bir yönetici / lider başkalarını ödüllendirebilme
Yasal güç kaynaklarına sahipse astlarını (izleyicilerini) etkileyebilmek için önemli bir güce
sahiptir. Ödüllendirme çalışanlar üzerinde olumlu bir etki bırakır.
Ödüllendirme gücü
Ödüllendirmeyi yapan kişiye çalışanlar bağlılıklarını artırırlar. Ödüllendirme olarak;
Karizmatik güç terfi etme, ücret artışı sağlama, prim verme, takdir etme gibi yollar kullanılabilir.
Uzmanlık gücü Bu tür ödüller verme imkânına sahip yönetici ya da liderlerin ödüllendirme gücü
önemli bir güç kaynağı olarak işlev görmektedir.
Karizmatik Güç: Lider / yöneticinin kişilik özellikleri ile ve davranışlarıyla ilgili
bir güçtür. Lider / yöneticinin astlara (izleyicilere) ilham verebilmesi, onların arzu
ve ümitlerini dile getirebilmesi bu kaynağın temelidir. Bu gücün kullanımında en
önemli konu, astların karizmatik yöneticiye / lidere benzemeye çalışma çabalarıdır.
Yönetici ya da liderin astlar için çekici olması, astları ona benzemeye
yöneltmektedir. Bu da onları lider / yönetici tarafından daha kolaylıkla etkilenir
hale getirebilmektedir.
Uzmanlık Gücü: Bu güç kaynağı yönetici / liderin sahip olduğu bilgi ve
deneyimle ilgilidir. Burada astların (izleyicilerin) algısı önem taşır. Çünkü astları
yönetici / liderlerini bilgili ve deneyimli olarak algılarsa etkilenmeleri daha kolay
olacaktır. Yani değerli bilgi birikimi, o bilgiye ihtiyacı olan bireyler üzerinde
uzmanlık gücünü oluşturur. Bu güç türü kişisel olmasına karşın bireyin faaliyet
alanıyla sınırlıdır denilebilir. Uzmanlık gücünü kullanan yönetici ya da liderler,
astlara (izleyicilere) fikir ve düşüncelerini açıklayıp uygulama konusunda
desteklemektedirler.
Sözü edilen güç kaynaklarından ilk üçü yöneticilerin, son ikisi ise daha çok
liderlerin sahip oldukları güç kaynaklarıdır. Bir başka şekilde de söylersek, bu
kaynakların bir kısmı işletmeden, bir kısmı ise kişisel özelliklerden doğmaktadır.
103
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
104
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
şeklinde ifade edilirken; bir başka tanımda liderlik, insanları ortak bir amaca
yöneltme isteği olup dinamik ve kişisel bir süreçtir, şeklinde de tanımlanmaktadır.
Sözü edilen tanımlar dikkate alındığında liderlik aşağıdaki eşitlik şeklinde
özetlenebilir.
Liderlik = f (lider, izleyiciler, koşullar)
Buna göre liderlik süreci lider, izleyiciler ve koşullar arasındaki ilişkilerden
oluşan karmaşık bir süreçtir [1].
Yöneticilik ve Liderlik
Yöneticilik ve liderlik birbirine birçok yönden benzemesine rağmen iki farklı
kavramdır. İkisi arasında farklı yönler mevcuttur.
Liderliğin izleri Aristoteles zamanına kadar dayanırken, yöneticilik
sanayileşme ile birlikte ortaya çıkan bir olgudur. Yöneticilik işletmelerdeki kaos
ortamını azaltmak ve işletmenin daha verimli ve etkili işlemesini sağlamak
Yönetici, işleri doğru amacıyla oluşturulmuştur. Yöneticiliğin ilk olarak H. Fayol (1916) tarafından
yapan; lider ise doğru tanımlanan temel görevleri, yönetim fonksiyonları denilen planlama, organize
işleri yapan kişidir. etme, yürütme / yöneltme ve kontrol etmedir. Bu görevler halen yöneticilik alanını
temsil eden görevlerdir [4].
Kotter (1990) yöneticilik ve liderliğin görevlerini karşılaştırıldığı kitabında, bu
iki görev türünün farklı olduğunu ileri sürmüştür. Yöneticilikte asıl görev işletmede
bir tutarlılık ve düzen sağlamakken; liderlikte esas, değişim ve hareket yaratmaktır.
Yöneticilik düzen ve istikrar arayışı ile ilgilidir, liderlik ise uyumlu ve temeli sağlam
bir değişimdir.
Tablo 5.1. Yöneticilik ve Liderlik Arasındaki Farklar
Yöneticilik Liderlik
105
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
Özellikler Yaklaşımı
Özellikler yaklaşımında, bir grupta bir kişinin lider olması için gruptaki diğer
kişilerden farklı birtakım özelliklere sahip olması gerekir, görüşü hâkimdir. Bu
yaklaşım bilinen Liderlik = f (lider, izleyiciler, koşullar) eşitliğindeki, lider ve onun
özellikleri üzerine yoğunlaşmıştır.
106
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
Davranışsal Yaklaşım
Davranışsal yaklaşıma göre liderin etkinliğini özellikleri değil, davranışları
Davranışsal yaklaşım;
belirlemektedir, denilmektedir. Bu yaklaşımda, “Lider”in liderlik yaparken
bu yaklaşımda liderin
etkinliğini özellikleri gösterdiği “davranışlar”/davranış tarzı üzerinde durulmaktadır. Bu konuda birçok
değil, davranışları “liderlik davranışı tarzları” ileri sürülmüştür. Farklı şekilde ifade edilip tanımlanan
belirlemektedir. Liderin bu tarzların temelde “işe yönelik olma” ile “kişilere yönelik olma” boyutları şeklinde
“ne yaptığı” üzerinde belirlendiği söylenebilir.
durulur. Bir başka anlatımla, davranışsal yaklaşım, liderin özelliklerine ya da belli başlı
karakteristiklerine bakmak yerine, gerçekte liderin ne yaptığı ile ilgilenmektedir.
Yukarıda belirtilen iki temel boyut akılda kalmak kaydıyla, davranışsal yaklaşımda
Ohio State Üniversitesi çalışmaları, Michigan State Üniversitesi çalışmaları, X ve Y
yaklaşımı, Rensis Likert’in sistem dört yaklaşımı ve Blake Mouton’un yönetim tarzı
107
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
108
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
109
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
Durumsal Değişkenler/Karakteristikler
Durumsal liderlik yaklaşımları içinde en çok bilinen bu modele göre liderlerin
davranışlarının etkinliğini belirleyen üç önemli değişken (koşul) bulunmaktadır.
Bunlar [6];
Lider-üye İlişkisi: Durumsallıkta en önemli faktör, lider ile üyeler (astlar)
arasındaki ilişkilerdir. Lider ile üyelerin (izleyicilerin) arasının iyi olduğu, onların
beğeni, güven ve belli ölçüde sadakat duydukları durum elverişli bir durumdur.
Bunun tam tersi, lider üye ilişkisinin zayıf/kötü olduğu durum elverişli değildir.
Görevin Yapısı: Bu değişken, grubun başarmaya çalıştığı işin yapılması ile ilgili
olarak önceden belirlenmiş belirli yol ve yöntemlerin bulunup, bulunmaması
(görevin yapılandırılma derecesi) ile ilgilidir. Bazı işler son derece kesin yol ve
yöntemlere bağlanmışken, bazıları tamamen işi yapacak olanların kararına
bırakılmıştır. Kişiler grubun amaçlarına ulaşmada neler yapılması gerektiğini
biliyorlarsa bu, görevin yapılandırılma derecesinin yüksek olduğunu gösterir
(yapılandırılmış; planlanmış). Bu, liderlik için elverişli bu durum oluşturur. Şayet
grubun amaçları açık değil ve gruptaki kişiler işlerini nasıl yapacakları konusunda
emin değillerse, görevin yapılandırılma derecesi düşüktür ve liderlik için elverişsiz
bir durum söz konusudur (yapılandırılamayan; planlanamayan).
Liderin Pozisyon Gücü: Bu, liderin, üyeleri etkileyebilmek için sahip olduğu
biçimsel yetkinin derecesidir. Yani bu değişken liderlerin, ödüllendirme-
cezalandırma, işe son verme, terfi ettirme vb. konularda sahip olduğu yetkinin
derecesini ifade etmektedir. Bir yerde pozisyon gücü, liderin sahip olduğu biçimsel
otoritedir. Liderin, üyeleri üzerinde ödüllendirme ve cezalandırma gücü varsa o
zaman onun pozisyon gücü, yüksektir/fazladır. Tersi bir durum söz konusu ise
liderin pozisyon gücü zayıftır veya düşüktür. Pozisyon gücünün yüksek olduğu bir
durum, lider için elverişli durumdur.
Daha önce de değinildiği gibi, Fiedler liderlik tarzlarını/stillerini iş ve ilişki
merkezli olarak iki kısımda düşünmüştür. Bu tarzlar bir doğrunun karşıt iki ucunda
yer almaktadır. Liderlik tarzını, çalışanların ihtiyaçlarının yapısı belirler. Liderlik stili
“en az tercih edilen çalışma arkadaşı (LPC)” ölçeği ile tespit edilir. Bu ölçek, liderin
en az anlaşabileceği kişinin özelliklerinin belirlenmesine yöneliktir. Beraber
çalışmayı en az tercih ettiği kişi için tanımları hoşa giden, destekleyici şeklinde ise
ilişki merkezli, tercihler hoşa gitmeyen tarafına yakınsa iş/görev merkezli bir
110
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
Planlanmış
İşin Niteliği (Planlanması
kolay)
Liderin Pozisyon
Gücü Fazla Az Fazla Az Fazla Az Fazla Az
Durumlar 1 2 3 4 5 6 7 8
*
Bu kısım Mahmut Paksoy’un, Liderlikte “Hersey-Blanchard Modeli”, Yönetim Dergisi , Yıl
4 Sayı 16, Ekim 1993, ss.19-22’den geniş ölçüde yararlanılarak yazılmıştır.
111
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
112
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
113
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
çekmektir. (4) nolu liderlik tarzı, izleyicilerin olgunluğunu yüksek düzeyde olduğu
durumlarda kullanılan etkin ve uygun tarzdır. Buna yetki devredici (delegating)
tarz da denilmektedir. Çünkü lider burada karar alma ve uygulama sorumluluğunu
izleyicilere bırakmaktadır. Liderin yönlendirme ve desteği çok azdır.
İZLEYİCİLERİN OLGUNLUĞU
Yapabilir Yapabilir yetenekli İşi yapamaz (bilgi, beceri yok) Bilgi, beceri yok
İstekli İsteksiz İstekli İsteksiz
Karizmatik liderlik
Karizma aslında, birçok kişiye göre liderlik açısından önemli bir özelliktir.
Karizma sözcüğü Atatürk, John F. Kennedy, film yıldızı Gary Grant gibi isimleri akla
getirmektedir. Karizmatik lider, izleyicilerin değer, hedef ve ihtiyaçlarında
değişiklik oluşturan kişidir. Karizmatik liderler, planlama, motive etme ve
gerçekleştirme ile başarı sağlarlar. Söz konusu lider, izleyicileri heyecanlandıran bir
114
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
115
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
Dönüştürücü liderlik
Burns ve Bass tarafından 1978 yılında başlatılan çalışmalar, liderlik sürecinin
daha iyi anlaşılması için, devam etmiş ve sonuçta iki yaklaşım üzerinde
yoğunlaşmıştır. Bunlardan ilki etkileşimsel (transaksiyonel), diğeri ise dönüştürücü
liderliktir. Geleneklere ve geçmişe daha bağımlı olanlar etkileşimsel; değişime açık,
yeniliği öngören ve işletmelerde köklü değişikler yapanlar ise dönüştürücü lider
olarak göz önüne alınmıştır [10].
Etkileşimsel liderler, yönetim fonksiyonlarını yerine getirmeye çalışırlar.
Çalışanların (izleyicilerin) görevlerini ve rollerini tanımlar ve yapıyı oluşturma
yoluna giderler. İşletmenin amaçlarına ulaşmak için çalışanlara yardımcı olurlar.
Belirlenen amaca ulaşıldığında, onlara geri bildirimde bulunur ve ödüllendirme
yoluna giderler. Buna karşılık amaçlara ulaşılmadığında ise belli yaptırımlara
başvururlar. Kısaca bu tür liderler, yasal ödül-ceza sistemi ile biçimsel otoritelerini
kullanma durumundadırlar. Çalışanların çabaları, hedeflere ulaşma açısından
Dönüştürücü liderler,
izleyicilerin, düşünce ve değerlendirilir [11].
davranışlarında Dönüştürücü liderler ise çalışanları, onların tüm yetenek ve becerilerini
yeniliğin ve değişimin ortaya çıkaracak şekilde ve kendilerine olan güvenlerini artırarak onlardan
gereğine ve yararına normalde beklenenden daha fazla sonuç almayı hedefleyerek motive ederler.
inanmaları için reform Böylece çalışanlar, görevlerin öneminin daha fazla farkına varmakta, işletmedeki
yapılmasını sağlarlar.
görevleri kendi bireysel çıkarlarının üzerine çıkarmalarına yardımcı olunarak
değiştirilmiş olmaktadırlar. Bu hava ve değişimi sağlayan ve işletmede yenilik ve
değişiklikleri başlatan kişi dönüştürücü lider olmaktadır [12].
Aslında dönüştürücü liderler, enerjilerini işletmenin rekabetçi yönünü
yeniden belirlemek ve stratejik esneklik oluşturmak için sarf ederler. Bu liderlikte,
çalışanlara bir vizyon kazandırmak ve bir yeniliğin, değişimin gerekliliğini ilham
etmek ve inandırmak önemlidir. Böylece çalışanların çaba, çalışma arzu ve istekleri
kamçılanmış ve orijinal fikirler ortaya konmuş olur. Dönüştürücü liderlikte,
işletmenin görev alanlarında, stratejilerinde, faaliyet ve fonksiyonları ile ilgili
süreçlerde farklılıklar ve değişimler yapılmakta; dönüştürücü liderler bu suretle iş
görenlerin düşünce ve davranışlarında yeniliğin ve değişimin gereğine ve yararına
inanmaları için bir reformun yapılmasını sağlamaktadırlar [12].
Bir yerde dönüştürücü liderler, çoğu kez karizmatik liderlerdir ve ilk olarak
içinde bulundukları kurum, bölüm ya da iş grubu için vizyon geliştirme ile işe
başlarlar. Söz konusu vizyon, onların verimlilik, kalite ve hedeflenen performansa
ulaşmalarındaki rehberleri olmaktadır.
116
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
117
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
Bireysel Etkinlik
midir?
•İnsanlar arası ilişkilere ağırlık veren bir lider mi yoksa
göreve yönelik bir lider mi daha başarılıdır?
118
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
119
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Yöneticinin başkalarını amaçlara doğru yönlendirme ve onlara iş yaptırmak için
sahip olduğu hakka ne denir?
a) Güç
b) Etki
c) Yetki
d) İmza
e) Yetenek
120
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
9. Yöneticinin ya da liderin sahip olduğu bilgi ve deneyimle ilgili olan güç kaynağı
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Yasal güç
b) Karizmatik güç
c) Kurmay güç
d) Uzmanlık gücü
e) Zorlayıcı güç
Cevap Anahtarı
1.c, 2.d, 3.c,4.b,5.a,6.c,7.b,8.c,9.d,10.b
121
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
İşletme Yönetiminde Yetki, Güç ve Liderlik
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Koçel, T.(2010). İşletme Yöneticiliği, 12. Baskı, İstanbul, Beta Basım, s.551.
[2] Baraz, B., Besler, S. ve Tonus Z. (2007). Yönetim ve Yöneticilik, Eskişehir, AB
Matbaacılık ve Yayıncılık Ltd. Şti., Ankara, s.24.
[3] Kinicki, A. ve Kreitner, R. (2009). Organisational Behavior, Key Concepts, Skills
and Best Practices, 4th Edition, The Mc Graw – Hill.
[4] Northouse, P. G. (2004). Leadership: theory and practice, 3rd Edition, Sage.
[5] Curtis, C., Hunsaker, P. L., Coffey R. E., (1997). Management and
Organizational Behavior, Chicago, Irwin, The Mc Graw Companies, Inc.
[6] Carrel, M. R., Jennings, D. F., Heavrin C. J. P., (1997). Fundamentals of
Organizational Behavior, Prentice Hall International Inc.
[7] Armodt, M. G., (1991). Applied Industrial/Organizational Psychology,
Wadsworth Publishing Comp., California.
[8] George, J. M., Jones, G. R., (1999). Understanding and Managing Organization
Behavior, 2nd Edition, Menlo Park, Addison-Wesley Publishing Comp. Inc.
[9] Robbins, S. (1998). Organizational Behavior Concepts, Controversies,
Applications, 8th Edition, San Diego, Prentice Hall, International Inc.
[10] Charlisle, M. H. (1987). Management Essentials Concepts for Productivity and
Innovation, 2nd ed., N.Y., Science Research Associate.
[11] Daft, R. L., (2000). Management, 5th ed., Orlando, Dreyden Press.
[12] Erol, E. (2000), Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, 6. baskı, İstanbul,
Beta Basım ve Yayım Dağıtım A.Ş.
[13] Gordon J. R. (1999). Organizational Behavior: A Diagnostic Approach, 6th ed.,
N.Y. Prentice Hall.
[14] Dess, G. ve Miller, A. (1993). Strategic Management, Singapore, Mc Graw Hill
Book Inc.
[15] Luthans, F. (1985). Organizational Behavior, N.Y. Mc Graw Hill Book Comp.
122
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
GÜDÜLEME
• Güdü ve Güdüleme
• Güdüleme Teorileri
İÇİNDEKİLER
• Kapsam Teorileri
• Maslow’un İhtiyaçlar
Hiyerarşisi YÖNETİM VE
• Alderfer’in ERG Teorisi
• Herzberg’in Çift Faktör
ORGANİZASYON
Teorisi Doç. Dr.
• McClelland’ın Başarma
İhtiyacı Teorisi Rahime Dilek KOÇAK
• Süreç Teorileri
• Adams’ın Eşitlik Teorisi
• Vroom’un Beklenti Teorisi
• Skinner’ın Pekiştirme
Teorisi
• Çalışma Yaşamında Güdüleyici
Faktörler
tanımlayabilmeniz,
• Güdüleme Teorilerini
kavrayabilmeniz, aralarındaki
temel farklılıkları
açıklayabilmeniz,
• Güdülemenin ve teorilerinin ÜNİTE ÜNİTE
çalışma yaşamındaki önemi
6
hakkında fikir yürütebilmeniz,
1
• Çalışma yaşamında güdüleyici
faktörlerin neler olduğunu
bilmeniz beklenmektedir.
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin
alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı,
çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
Güdüleme
GÜDÜLEME
Çalışma Yaşamında
Güdüleyici Faktörler
Güdüleme Teorileri
Herzberg'in
Adams'ın Eşitlik
Çift Faktör
Teorisi
Teorisi
Maslow'un Skinner'ın
İhtiyaçlar Pekiştirme
Hiyerarşisi Teorisi
Alderfer'in Vroom'un
ERG Teorisi Beklenti Teorisi
McClelland'ın
Başarma
İhtiyacı Teorisi
GİRİŞ
Bir organizasyonun çalışmasını iyileştirmek için yöneticiler, çalışanlarının
güdülenme düzeyine önem vermelidir. Çünkü çalışanların güdülenme düzeyleri
hakkındaki yöneticilerin algıları çalışma yaşamı içeresinde pek çok faktörü
Güdüleme, kişinin etkilemektedir. Güdülenme, iş ortamında çalışanların gün boyu sergiledikleri
çabalarının bir hedefe enerji düzeyidir ve kişinin işinde ne kadar çalışmaya hevesli veyahut mutlu
ulaşmak için enerji olduğunu ifade eder. İş yerinde çalışanların ne derece mutlu oldukları,
yüklendiği, güdülenmelerinin ne kadar yüksek olduğu ve örgütsel refahın ne kadar
yönlendirildiği ve sağlanabildiğinin bilinmesi önemlidir. Çalışan güdülenirse, işini iyi yapması ve daha
sürdürüldüğü bir çok çalışması olasılığı da daha yüksektir. Bu açıdan güdüleme, bir işletmede
süreçtir.
çalışanları işe yöneltmek ve odaklamak, iş yerinde tutabilmek ve çalışma
performansını yüksek tutmak açısından oldukça önemli bir role sahiptir. Çünkü
birey, örgütün örgüt olmasının temel sebebidir ve çalışma ortamında bireyin
başarısı da örgüt ile doğrudan ilişkidir. Günümüzde teknoloji verimliliği artırmak
için tek başına yeterli bir faktör değildir ve uzun süre de olmayacak gibi
görünmektedir. Bu açıdan çalışanın güdülenmesi örgütün verimliliği açısından
elzem bir konudur.
Çalışma hayatında güdülemenin doğasını açıklamaya çalışan birçok teori
ortaya atılmıştır. Bu teoriler iş ortamında kişileri güdüleyen faktörleri açıklamaya
çalışmıştır. Çalışanın güdülenmesine yönelik ilk çalışma, 1930 yılında Elton Mayo
ve arkadaşları tarafından yapılan Hawthorne Araştırmasından elde edilen sonuçlar
ile başlamış ve bunu Maslow’un çalışmaları izlemiştir.
Bu kapsamda öncelikle insan ihtiyaçlarını ve bunları karşılamak için
izlenmesi gereken hedefleri belirlemekle ilgilenmişlerdir. Teoriler literatürde iki
başlık altında incelenmektedir: “Kapsam ve Süreç” Teorileri. Kapsam Teorilerinde
kişilerin ihtiyaçları ön plandadır. Teoriler kişileri ihtiyaçlara yönelten içsel faktörler
üzerinde durmaktadır. Süreç Teorileri ise kişilerin istenilen davranışı göstermesinin
nedeni olarak dışsal unsurları ön plana çıkarmaktadır. Her iki sınıflandırmada
özünde birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Özellikle kapsam teorileri iş doyumu ve
işe dair gösterilen çabaya odaklanmıştır. Süreç Teorilerinse gösterilen çabaya
yönelik ortaya çıkan performansa odaklandığını söylemek mümkündür [11].
Bu bölümde güdü ve güdüleme kavramları tanımlanarak, Kapsam Teorileri
başlığı altında belli başlı teoriler olan; Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi, Herzberg’in
Çift Faktör Teorisi, Alderfer’in ERG Teorisi, McClleand’ın Başarma İhtiyacı Teorisi
açıklanmıştır. Süreç Teorileri Kapsamında ise Adams’ın Eşitlik Teorisi, Vroom’un
Beklenti Teorisi ve Skinner’ın Pekiştime Teorisi açıklanmaktadır. Süreç Teorileri
kapsamında ise literatürde öne çıkan Vroom’un Beklenti Teorisi ve Adams’ın Eşitlik
Teorisi ele alınmıştır. Çalışanların güdülenmesi iş yaşamında oldukça önemli bir
konudur. Her çalışanı, işini en iyi biçimde yapmaya güdüleyen bir dizi ve kişiden
kişiye değişen faktörler vardır. Bölümün son başlığı altında, çalışma yaşamında
genel kabul görmüş, maddi ve manevi güdüleyici faktörlere değinilmiştir.
GÜDÜLEME TEORİLERİ
Güdüleme konusunda yöneticilerin fayda sağlayacağı teoriler vardır.
Teorilerin ortak amacı iş ortamında çalışanları güdüleyen faktörleri belirleyerek
örgütsel pozitif çıktılar sağlayabilmektir. Güdüleme konusunda öne çıkan teoriler
Kapsam Teorileri bireyi
“Kapsam ve Süreç” Teorileri olmak üzere iki ana başlık altında sınıflandırılmıştır.
davranışa sevk eden
içsel unsurların üzerine
odaklanır. Özellikle
KAPSAM (İÇERİK) TEORİLERİ
kişilerin ihtiyaçları, Kapsam teorileri insanların davranışlarına yönelik nasıl ve neden sorularını
önemli bir yere sahiptir. yöneltir ve bireyi davranışa sevk eden içsel unsurların üzerine odaklanır. Bu başlık
altında sınıflandırılan teorilerde özellikle, kişilerin ihtiyaçları üzerinde durulmuştur.
Çünkü İhtiyaçlar, kişileri belirli bir biçimde davranmaya yönlendiren fiziksel ve
psikolojik öğelerdir. İhtiyaçlar dışsal faktörlerden de etkilenmektedir. İnsanların
ihtiyaçları zaman içinde ve bulunulan ortam veya duruma göre de farklılık
göstermektedir.
Kendini
Gerçekleştirme
Saygınlık
Sosyal-Aidiyet
Emniyet-Güvenlik
Fizyolojik
Hijyen Motivasyonel
Faktörler Faktörler
Başarma ihtiyacı yüksek olan birey daima en iyi yönetici olmasa da genel
olarak başarılı girişimciler olduğu McClelland tarafından ifade edilmiştir. Öte
yandan tepe yönetimdeki kişilerin güç kazanma ihtiyacı yüksek ancak birlikte olma
ihtiyacı düşük olması gerektiğinin de altını çizmiştir.
SÜREÇ TEORİLERİ
Süreç Teorileri, Kapsam Teorilerinin aksine güdülemeye dair dışsal faktörler
üzerine odaklanmaktadır. Süreç Teorileri kapsamında öne çıkan Eşitlik Teorisi,
Beklenti Teorisi ve Pekiştirme Teorisi aşağıda açıklanmıştır.
Eş
Gi Çı
Yetenek
Yukarıda yer alan Şekil 6.6 soldan sağa doğru incelendiğinde, güdülemenin
bireyi çaba sarf etmeye iten bir güç olduğu görülecektir. Çaba göstermek bir
başına yeterli olmayacağından bireyin yetenek, beceri, eğitim ve bilgisi de başarıya
ulaşıp ödülleri almasında etkili olacaktır.
Astları güdülemek için bu teoriyi izleyen yöneticilerin dikkate alması
gereken unsurlar şöyledir [7];
• Hangi ödülün çalışanlar için önemli olduğu belirlenmelidir.
• Örgütsel amaçların gerçekleşmesi için nasıl bir davranış ve ne tür bir
başarının beklendiği çalışanlara açıklanmalıdır.
• Performans ile ödül arasında ilişki kurulmalıdır.
Skinner’ın Pekiştirme
• Örgütsel başarı için kurum içi eğitimler verilmelidir.
Teorisine göre ödüller
güçlendirici etkiye • Başarıya engel teşkil edebilecek örgütsel faktörler tespit edilmelidir
sahiptir. Ödüllendirilen • Çalışanların başarılı olacaklarına dair güven aşılanmalıdır.
davranışın sürekliliği • Kurulacak ödül sistemi ile çalışanların ihtiyaçları karşılanabilmelidir.
artmaktadır. • Örgütte belirlenen ödül sistemi adil işlemelidir.
Etki Güçlendirme Yasasına farklı bir kavram ile yaklaşmıştır. Çalışmaları sonunda,
“Pekiştirme” olarak ifade edilen kavramı öne sürmüş ve deney sonuçlarını kısaca
şöyle ifade etmiştir; pekiştirilen davranış tekrarlanma eğilimindedir (yani
güçlendirilir); pekiştirilmeyen davranış sönme eğilimindedir.
Teorinin ortaya koyduğu modelde ödüller, güçlendirici etkiye sahiptir.
Ödüllendirilen davranışın sürekliliği artırmaktadır ve iş yaşamında yöneticiler de
bu ödüllerin neler olduğunu, deneyerek, görerek ve tecrübe ederek
bulmaktadırlar [8]. Skinner, davranışı takip edebilecek üç tür yanıt, diğer bir ifade
ile “operant” tanımlamıştır.
görür.
•Bir genç kız, odasını temizlemez, bu nedenle ailesi, günün geri kalanında
telefonunu elinden alır. Bu, olumlu bir uyarıcınınolduğu olumsuz bir ceza
örneğidir.
•Bir öğretim elemanı öğrencilere dönem boyunca derse devamsızlık
yapmazlarsa, kapsamlı proje ödevini yapmak zorunda olmadıklarını
söyler.Hoş olmayan bir uyarıcıyı (kapsamlı proje ödevi) ortadan kaldırarak,
öğrenciler düzenli olarak derse katılmaları için olumsuz bir şekilde
pekiştirilir.
•İçsel bir durum olarak ortaya çıkan ve davranışı belli bir amaca yönelten
“güdü” kavramına, İngilizce de “motive” denilmektedir.Güdü (Motive)
kavramından türetilen Güdüleme (Motivasyon) bir veya birden çok kişiyi,
belirli bir amaç doğrultusunda devamlı harekete geçirmek için yapılan
çabaların toplamıdır. Güdülemenin ihtiyaç, dürtü, güdü ve davranışı içeren
geniş kapsamlı bir kavram olduğunun altını çizmek gerekir.İhtiyaç, bir
organizmada fizyolojik ve psikolojik dengenin bozulmasından kaynaklı
Özet
duyulan eksikliktir. Dürtü, İhtiyaçların karşılanmasına yönelik organizmada
meydana gelen itici güçtür. Güdü, organizmanın ihtiyacını gidermek amacı ile
dürtüye yönelik harekete geçiren eğilim ve istektir.Davranış ise, İçsel ve
dışsal uyaranlar ile ortaya çıkan bilinçli eylemlerdir.
•Güdüleme, bir hedef durumun algılanması veya bir ödül beklentisi, bir
faaliyetin yürütülmesi veya ulaşılacak bir sonucun varlığı yoluyla ortaya çıkar.
Bu nedenle, organizmayı harekete geçiren teşvik ya kişinin içinden ya da dı
kaynaktan gelmektedir.
•Güdüleme konusunda yöneticilerin fayda sağlayacağı teoriler vardır.
Teorilerin ortak amacı iş ortamında çalışanları güdüleyen faktörleri
belirleyerek örgütsel pozitif çıktılar sağlayabilmektir. Güdüleme konusunda
öne çıkan teoriler “Kapsam ve Süreç” Teorileri olmak üzere iki ana başlık
altında sınıflandırılmıştır.
•Kapsam teorileri insanların davranışlarına yönelik nasıl ve neden sorularını
yöneltir ve bireyi davranışa sevk eden içsel unsurların üzerine odaklanır.
•En bilinen motivasyon teorisi, her insanın içinde beş ihtiyaçtan oluşan bir
hiyerarşik örüntü olduğunu varsayan Abraham Maslow'un ihtiyaçlar
hiyerarşisidir. Maslow’un beş ihtiyaç hiyerarşisi şöyledir; Fizyolojik,Emniyet-
Güvenlik,Sosyal-Aidiyet,Saygınlık,Kendini Gerçekleştirme.Maslow, alt
kademede yer alan ihtiyaçlar giderilmediği müddetçe üst kademedeki
ihtiyaçların bireyi davranışa yönlendiremeyeceğini ve giderilmiş ihtiyacın
kişiyi motive etme gücünün azalacağını öne sürmüştür.
•Alderfer'in ERG Teorisi, Maslow’un ihtiyaçlar teorisinin sadeleştirilmiş olarak
ortaya konulduğu bir teoridir. Benzer şekilde alt basamaktaki ihtiyaç
giderilmeden üst basamağa geçilememektedir. ERG İhtiyaç kategorisi üç
sınıfa ayrılabilir.Var Olma İhtiyacı (Existance),İlişki Kurma İhtiyacı
(Relatedness),Gelişme İhtiyacı (Growth).
•Herzberg’in Çift Faktör Teorisi, bireyin işe karşı tutumunun başarıyı veya
başarısızlığı belirleyebileceğine inanarak, "insanlar işlerinden ne isterler?"
sorusu üzerine odaklanmıştır. Motivasyon-Hijyen Teorisi olarak da
adlandırılan bu teoride bireyleri iş yerinden mutsuz kılan ve işten
ayrılmalarına sebep olabilen dışsal faktörler “hijyen faktörler”, işlerine
bağlayan ve çalışmaya heveslendiren, tatmin sağlayan içsel faktörlere ise
“motivasyonel faktörler” olarak adlandırmıştır.
•McClelland’ın Başarma ihtiyacı Teorisi, “başarılı olmak “insanın en büyük
ihtiyacıdır, özüne dayanmaktadır. Dolayısı ile insanları güdülemek başarı
ihtiyacının sağlanması ile mümkün olmaktadır. McClelland, üç önemli faktör
üzerinde durmuştur. Başarma ihtiyacı, bir dizi standartla ilişki içinde başarılı
olmak için üstün olma dürtüsüdür. Güç kazanma ihtiyacı, güç elde etme
dürtüsüdür. Birlikte olma ihtiyacı, arkadaşça ve yakın kişiler arası ilişki
arzusudur.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Maslow’un İhtiyaçlar hiyerarşisi piramidinin en üst basamağında
aşağıdakilerden hangisi yer almaktadır?
a) Kendini gerçekleştirme
b) Saygınlık
c) Emniyet-Güvenlik
d) Fizyolojik
e) Sosyal-Aidiyet
8. Arzu edilen ödül veya diğer pozitif çıktıların belirli bir performans ile
geleceğine dair bireyin inancını ifade eden kavram aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Kendini Gerçekleştirme
b) Sinerji
c) Arzulama
d) Beklenti
e) Araçsallık
Cevap Anahtarı
1.a,2.d,3.c,4.c,5.e,6.b,7.d,8.e,9.a,10.b
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Tutar, H. (2016). Davranış Bilimleri: Kavramlar ve Kuramlar. 3. Baskı, Seçkin
Yayıncılık: Ankara.
[2] Güney, S. (2015). Örgütsel Davranış. 3. Baskı, Nobel Yayıncılık: Ankara.
[3] Robbins, S. P. ve Coulter, M. (2016). Management. 13th Edition, Pearson:
England.
[4] Erol, E. (2013). Yönetim ve Organizasyon. 11. Baskı, Beta Yayıncılık: İstanbul.
[5] Staller, T. ve Kirschke, C. (2021). Personality Assessment with ID37: Motivation
and the Ability to Self-Direct. Springer: Switzerland.
[6] Robbins, S. P. ve Judge T. A. (2019). Organizational Behavior. 18th Edition:
Pearson: UK
[7] Güney, S. (2014). Davranış Bilimleri. 8. Baskı, Nobel: Ankara.
[8] Şimşek, M. Ş., Akgemci, T. ve Çelik, A. (2011). Davranış Bilimlerine Giriş ve
Örgütsel Davranış. 7. Baskı, Gazi Kitapevi: Ankara.
[9] Eren, E. (2012). Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi. 13. Baskı, Beta
Yayınevi: İstanbul.
[10] Vroom, V. H. (1964). Work and Motivation. Wiley: New York.
[11] Koçel, T. (2005), İşletme Yöneticiliği. 10.Basım, Arıkan Yayınevi: İstanbul.
• İletişim Kavramı
• İletişim Süreci
İÇİNDEKİLER
• Örgütsel İletişim
• Örgütsel İletişim Türleri
• Örgütsel İletişim Araçları
• Örgütsel İletişim Engelleri
YÖNETİM VE
ORGANİZASYON
7
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Örgütsel İletişim
Gönderici
Alıcı
Mesaj
İLETİŞİM KAVRAMI
Kanal
İLETİŞİM SÜRECİ
Kodlama ve Kod Açma
Algılama ve Değerleme
İLETİŞİM
Geri Bildirim
Çevresel Koşullar(gürültü)
Resmi İletişim
ÖRGÜTSEL İLETİŞİM
Gayriresmi İletişim
ÖRGÜTSELİLETİŞİM
Merkezi Model
ÖRGÜTSEL İLETİŞİM MODELLERİ
Y Modeli
Zincir Modeli
Çember Modeli
Serbest Model
145
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Örgütsel İletişim
GİRİŞ
İnsanların birbirleriyle etkileşim halinde olma ihtiyacı, insanlığın var olduğu
ilk anlardan itibaren söz konusudur. İlerleyen zamanlarda farklı boyutlar, farklı
araçlar veya farklı özellikler gösterse de iletişim ihtiyacı azalmadan ve vazgeçilmez
bir zorunluluk olarak hayatımızdaki önemini artırarak devam ettirmektedir.
Toplumsal hayatta insanların sağlıklı ve doğru iletişim kurabilmesi, o toplumda
huzuru sağladığı gibi, o ülkeyi de yaşanabilir kılan önemli etkenlerden biridir.
İnsanın tek başına hayatını devam ettirmeye çalıştığı ilk çağlardan
günümüze çok şey değişmiştir. Günümüzde bir bireyin etkileşimsiz yaşamını devam
ettirmesi neredeyse mümkün değildir. Toplumun bir üyesi olarak hayata başlayan
birey, diğer kişi veya gruplarla iletişim kurmak zorundadır. İletişim kurmadan
hayatını devam ettirmeye çalışan bireylerin bunda başarılı olduğunu söylemek pek
de mümkün görünmemektedir. Yani iletişim toplumsal hayatın vazgeçilmez bir
unsurudur.
İnsanlar hem sosyal yaşamın bir gereği olarak, hem de hayatlarını devam
İletişim duygu,
düşünce, bilgi, fikir ettirmek için katıldıkları örgütlerde iletişim kurmak zorundadır. Bireyin sosyal
aktarımıdır. çevresinde diğer bireylerle kurduğu iletişim, örgütlerde kurulan iletişime temel
teşkil etse de örgütsel iletişim farklı özellikler, uygulamalar ve dikkat
gerektirmektedir. Örgütsel iletişim örgütlerin başarılı olması için gereken en
önemli ve kritik yapıtaşlarından biridir. Örgütlerde uyumlu ve etkin çalışmaların
ortaya çıkarılması, başarılı bir yönetim ve organizasyon yapısının kurulması ve
işlemesinin yolu, etkin bir örgütsel iletişimden geçmektedir.
Bu ünitede genel iletişim kavramı ile ilgili bilgi verildikten sonra, örgütlerin
yönetim ve organizasyon faaliyetlerinde önemli bir başarı unsuru olan örgütsel
iletişim konusunda bilgiler verilecektir.
İLETİŞİM KAVRAMI
İletişim, ‘’toplumun temelini oluşturan bir sistem, örgütsel yapının düzenli
işleyişini sağlayan bir araç, bireysel davranışları görüntüleyen ve etkileyen bir
teknik, sosyal süreçler bakımından zorunlu bir bilim, sosyal uyum için gerekli bir
sanat'' olarak tanımlanabilir. [1]İletişim en basit şekilde düşüncelerini belli
simgelerle anlatan bir gönderici ile bu simgeleri çözümleyip algılayan bir alıcıyı
gerektirmektedir. Burada temel amaç göndericinin düşüncelerini alıcıda
oluşturmaktır. [2] ''Bilgi ve düşüncelerin herkesçe aynı biçimde ve aynı değerde
anlaşılabilir olması veya bu duruma getirilmesi, paylaşılması ve karşılıklı etkinin
sağlanması'' [3] iletişimin temel amacıdır.
İLETİŞİM SÜRECİ
İletişimin var olması için gerekli en temel unsurları, iletişimi başlatan
gönderici, iletişimin hedefi olan alıcı ve bu ikisi arasında akan bilgi, düşünce, duygu
vb. gibi unsurlardan oluşan mesajdır. Bunlar iletişimin olmazsa olmaz temel
unsurlarıdır. İletişim sürecinin diğer unsurları ise göndericinin mesaja yüklediği
anlamı ifade eden kodlama, mesajın hedefi olan alıcının mesajı anlamasına
yardımcı kod çözme, mesajın aktığı kanal, mesajın gönderici ve alıcı tarafından
146
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Örgütsel İletişim
Gönderici iletişimi
başlatan kişidir.
Şekil 7.1 Temel İletişim Süreci
Kaynak: Tutar, H. ve Yılmaz, M.K. (2012).
Gönderici
İletişimi başlatan kişidir. İletişimin başarısı bir ölçüde göndericinin sahip
olduğu bilgi ve iletişim yetkinliğine bağlıdır. Göndericinin öncelikle zihninde
iletmek istediği mesajın oluşması gerekir. İletilmek istenen bilgi, düşünce, duygu
vb. gibi konular uygun bir mesaja dönüştürülmeli ve yine mesajın içeriğine uygun
bir iletişim aracı ile alıcıya ulaştırılmalıdır. Burada göndericinin dikkat etmesi
gereken en önemli husus, iletilmek istenen mesajın alıcı tarafından anlaşılabilecek
şekilde kodlanmasıdır. Bunun için gönderici alıcının bilgi ve eğitim düzeyini mesajı
oluştururken dikkate almalı, mesajın anlaşılır olmasına özen göstermelidir. Bu
durum iletişimin başarılı olması için son derece önemlidir.
Başarılı bir iletişim için göndericide bulunması gereken özellikler ise şunlardır:
[4,5,6,7]
• Gönderici, mesaj gönderdiği konu hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
• Gönderici, mesajın nasıl kodlanacağını, sözlerin ve işaretlerin ne
anlama geldiğini bilmelidir.
• Gönderici, statü ve rolüne uygun davranmalı, göndereceği mesaj ile
statüsü ve rolü arasında ilişki olmalıdır.
• Etkin bir iletişim için gönderici alıcı tarafından tanınmalıdır.
147
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Örgütsel İletişim
• Gönderici, tam bir iletişim kurabilmek için beden, sembol, ses, yüz,
fotoğraf, plan, harita vb. gibi araçları etkin kullanmalıdır. [8]
Alıcı
İletişimin var olması için temel öğelerden diğeri de mesajın hedefi yani
alıcıdır. Alıcı, göndericinin mesajı yönlendirdiği kişi, grup, birim/bölüm ya da
örgüttür. Burada göndericinin amacı alıcının zihninde, duygu ve düşüncelerinde
gönderdiği mesaj doğrultusunda bir değişim yaratmaktır. Alıcı gelen mesajı sahip
olduğu bilgi, düşünce, eğitim, algı vb. düzeyine göre değerlendirmektedir. Alıcı
göndericiye mesaja yüklediği anlamı içeren bir geri bildirimde bulunmaktadır.
Başarılı bir iletişim için alıcıda bulunması gereken özellikler ise şunlardır: [4, 5, 6, 7]
•Alıcı mesajı algılayabilmelidir.
•Alıcı konu ile ilgili bilgi sahibi olmalı ve geri bildirim sistemine sahip
olmalıdır.
•Alıcı seçici olmamalıdır. Yani alıcı ihtiyaçlarına, olay ve kişilere karşı
tutumlarına, alışkanlıklarına, sahip oldukları değer yargılarına göre
mesajları değerlendirmemelidir.
•Alıcı bulunduğu düzleme uyabilmeli, yani gönderici ve alıcı aynı rol ve
Mesaj, göndericinin düzlemde olmalıdır. Gönderici alıcının davranış düzlemine göre mesajı
alıcıya yönlendirdiği kodlamalıdır.
ses, mimik, duygu, •Alıcı aynı zamanda gönderici olma özelliği taşımalıdır.
düşünce ve bilgilerdir.
Mesaj
Mesaj göndericinin alıcıya yönlendirdiği ses, mimik, duygu, düşünce, bilgi
vb. unsurlardan oluşmaktadır. Göndericinin alıcıya aktarmak istediği unsuru
alıcının anlayabileceği bir şekilde kodlamalıdır. Bu mesajın doğru algılanması ve
alıcı tarafından uygulamaya geçirilmesi için büyük önem taşır.
Mesaj; gönderici ve alıcı arasında ortak bir anlayış zemini yaratmayı
amaçlayan bazen yalın bazen karmaşık simgelerden oluşan bir iletişim unsurudur.
Mesajın dili ve içeriği yanlış yoruma neden olmayacak şekilde olmalıdır. Mesaj
alıcının eğitim ve toplumsal düzeyine ve diğer özelliklerine uygun olmalıdır. [9]
Bir mesajın etkin olması için dikkat edilmesi gereken unsurlar şunlardır. [7]
•Mesaj anlaşılır olmalıdır.
•Mesaj açık olmalıdır.
•Mesaj doğru zamanda iletilmelidir.
•Mesaj uygun kanalı izlemelidir.
•Mesaj gönderici ve alıcı arasında kalmalıdır.
Kanal
Kanal mesajın taşındığı ya da iletildiği yol, araç vb. gibi unsurlardır. Bunlar
yazılı, sözlü, görsel-işitsel ya da teknik araçlardır. Bu araçlardan hangisinin
seçilmesi gerektiği iletişimin etkinliğinde büyük önem taşır. Aynı anda birkaç duyu
organını etkileyen kanalın mesajın anlaşılmasında daha uygun olduğu söylenebilir.
[10] Örgütlerde resmi ya da gayriresmi iletişim kanalları söz konusudur. Örneğin;
ast ve üstler arasındaki resmi bir iletişimde sözlü bir emir söz konusuysa ses
148
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Örgütsel İletişim
dalgaları mesajı taşıyan araç yani kanal iken, e-mail ile gelen yazılı bir emirde ise
kanal bilgisayar ve internettir.
Algılama ve Değerleme
İletişimin başarısı göndericinin mesaja yüklediği anlama alıcının da aynı
anlamı yüklemesidir. Mesaja anlam yüklerken alıcının algı düzeyi büyük önem
taşır. İletişim sürecinde algılama, alıcının mesajı kendi zihin süzgecinden geçirmesi
Geri bildirim ve ona kendi sahip olduğu bilgi, düşünce, kanı, eğitim, duygu vb. unsurlara göre bir
göndericinin mesajına anlam yüklemesi şeklinde tanımlanabilir. Alıcının içinde bulunduğu durum,
alıcının verdiği yaşadığı toplumun kültürel değerleri, beklentileri, geçmiş yaşamı, eğitimi, mesleği
cevaptır. vb. gibi unsurlar mesajın algılanması ve yorumlanmasında etkili olmaktadır. Bu
nedenle gönderici mesajı kodlarken alıcının sahip olduğu özellikleri dikkate
almalıdır.
Geri Bildirim
Geri bildirim, göndericinin mesajına alıcının verdiği cevaptır. Geri bildirim
mesajın alındığının ve mesaja alıcı tarafından yüklenen anlamın göndericiye
ulaşmasıdır. Geri bildirim bir nevi mesajın başarısının da bir göstergesidir.
Göndericinin mesaja yüklediği anlamın alıcı tarafından nasıl anlamlandırıldığının
gönderici tarafından öğrenilmesini sağlarken, aynı zamanda göndericiye
algılamada oluşabilecek yanlışları düzeltme fırsatı sunar.
ÖRGÜTSEL İLETİŞİM
İletişim bir örgütün faaliyetlerini başarılı bir şekilde yürütmesine temel teşkil
eden en önemli süreçlerin başında gelmektedir. Doğru işleyen ve etkin bir iletişim
sistemi oluşturulan bir örgütte karşılaşılabilecek olumsuzluklar da o derece az
olacaktır. Başarılı bir örgütsel iletişim, başarılı bir örgüt yönetiminin ve örgütsel
performansın temelidir.
149
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Örgütsel İletişim
150
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Örgütsel İletişim
YATAY İLETİŞİM
Örgütlerde resmi ve
gayri resmi olmak üzere
iki tür iletişim vardır.
Dikey İletişim
Ast-üst ilişkileri çerçevesinde gerçekleşen iletişim türüdür. Yöneticilerden,
çalışanlara doğru emir ve talimatlar giderken, çalışanlardan yöneticilere doğru ise
bilgi ve raporlar iletilmektedir. Yöneticilerden çalışanlara doğru emir, talimat ve
yönlendirmelerin olduğu dikey iletişim türü yukarıdan aşağıya doğru dikey iletişim,
çalışanlardan yöneticilere doğru giden bilgi ve raporların olduğu dikey iletişim
türüne ise aşağıdan yukarıya iletişim denmektedir. Örneğin; şube müdürünün
şubesinde çalışana verdiği talimat yukarıdan aşağıya dikey iletişim iken, aynı
çalışanın verilen görev doğrultusunda şube müdürüne sunmuş olduğu rapor
aşağıdan yukarıya dikey iletişimdir.
Yatay İletişim
Örgütlerde eşitler arasındaki iletişim türüdür. Yani hiyerarşik olarak aynı
kademe ve statüde olan çalışanlar arasında gerçekleşen iletişim şeklidir. Örneğin;
bir örgütte üretim müdürü ile pazarlama müdürü, kamuda iki şube müdürü, bir
fakültede iki bölüm başkanı arasındaki iletişim yatay iletişimdir.
151
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Örgütsel İletişim
Çapraz İletişim
Örgütlerde iletişim her zaman dikey ve yatay iletişim şeklinde
gerçekleşmemektedir. Bazı durumlarda farklı birim ya da bölümlerde çalışan
yönetici ve çalışanlar arasında da iletişim kurulmak zorundadır. Yani herhangi bir
birim yöneticisi başka birimdeki bir çalışanla iletişim kurabilir. Örneğin; üretim
müdürünün pazarlama şefi ile kurmuş olduğu iletişim türü çapraz iletişim türüdür.
152
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Örgütsel İletişim
Merkezi, Y , Zincir,
Dairesel ve Serbest
Model olmak üzere 5
tür iletişim modeli
vardır.
Merkezi Model
Bu model otorite ve karar alma inisiyatifinin örgütün en üst yöneticisinde
toplanmasını belirten bir modeldir. Bu model geleneksel örgütsel yapı ve
felsefesine uygundur. Mekanik örgüt yapılarında otorite yöneticidedir. Buradaki
iletişimde bütün grup üyeleri merkezi durumdaki lider ya da yönetici ile iletişim
kurabilirken, kendi aralarında iletişim kuramazlar. Yüksek derecede merkezi,
iletişim kanal sayısı az, liderlik tatmini yüksek, grup tatmini az, iletişim hızı yüksek
bir modeldir.
153
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Örgütsel İletişim
Y Modeli
Merkezi modelden sonra en yüksek derecede merkezileşmiş, az sayıda
iletişim kanalına sahip bir modeldir. Liderlik tatmini yüksek, grup tatmini düşük,
kişisel tatmini yüksek ve iletişim hızı ve doğruluk derecesi yüksektir.
Zincir Modeli
Y modelinden sonra örgütsel iletişimde en fazla merkezciliğe yol açan
modeldir. İletişim kanal sayısı, liderlik, grup ve kişisel tatmin orta derecede olan bu
modelde, iletişim hızı ve doğruluk derecesi de yüksek değildir.
Çember Modeli
Grup üyelerinin birbirleriyle iletişim imkânlarının bir hayli fazla olduğu ve
iletişimin tek bir kişinin tekelinde olmadığı bir modeldir. İletişim kanal sayısı orta
derecede, liderlik tatmini düşük, grup tatmini orta ve kişisel tatmin düzeyi düşük,
iletişim hızı ve doğruluk derecesi de düşüktür.
Serbest Model
Tüm iletişim kanallarının herkese açık olduğu, herkesin herkesle hiçbir
kısıtlama olmaksızın iletişim kurduğu en demokratik iletişim türüdür. Düşük
merkezileşme, kişisel tatmine karşılık yüksek bir grup tatmini sağladığı, iletişimin
Serbest model, tüm hız ve doğruluğu açısından ise düşük düzey sergileyen bir modeldir.
iletişim kanallarının
herkese açık olduğu bir
Örgütsel İletişim Engelleri
iletişim modelidir. Örgütlerin amaçlarını gerçekleştirmeleri etkin bir iletişim sistemi ile
mümkündür. Ancak örgütün amaçlarını gerçekleştirmesine olumsuz etkide
bulunan ve iletişimin etkinliğini azaltan bazı engeller söz konusudur. Bu engeller
aşağıda kısaca özetlenmiştir: [13]
154
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Örgütsel İletişim
İletişimin etkinliğini azaltan gürültü, teknik arıza vb. gibi unsurların ortadan
kaldırılması yönetimin sorumluluğundadır.
Zaman Baskısı
Örgütsel iletişimini
Bazen iletişim süreci belli bir zaman diliminde gerçekleşmesi gerekiyorsa bir
iyileştirilmesi için belirli
koşullar gerekir. baskı unsuru oluşturabilir. Örgütlerde zaman baskısı varsa kısa zamanda sonuca
ulaşmak isteyen gönderici, bazı iletişim basamaklarını ihmal edebilir. Bu da
mesajın uygulanmasında hatalara neden olabilir.
155
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Örgütsel İletişim
Örnek
•Günümüzde örgütsel iletişimde özellikle bilgisayarlar vasıtasıyla
kurulan iletişimin zaman ve maliyet tasarrufu sağladığı bir
gerçektir. Eğitim amaçlı kullanılan videolar ya da bilgisayarlar
vasıtasıyla e-posta ile ya da şirket telefon hatları üzerinden
gerçekleştirilen iletişimler, örgütsel iletişimde sık kullanılan
iletişim metotları arasında yer almaya başlamıştır.
Bireysel Etkinlik
156
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Örgütsel İletişim
duygunun, fikir veya kanının uygun bir mesaj haline getirilmesi iken, kod
açma ise alıcıya ulaşan bir mesajın yorumlanarak anlamlı bir şekle
dönüştürülmesidir. İletişimin başarısı göndericinin mesaja yüklediği
anlama alıcının da aynı anlamı yüklemesine bağlıdır. İletişim sürecinde
algılama, alıcının mesajı kendi zihin süzgecinden geçirmesi, ona kendi
sahip olduğu bilgi, düşünce, kanı, eğitim, duygu vb. unsurlara göre bir
anlam yüklemesi şeklinde tanımlanabilir. Geri bildirim, göndericinin
mesajına alıcının verdiği cevaptır. Örgütün iç ve dış çevresinde iletişimin
etkinliğini engelleyen her unsur gürültü olarak değerlendirilebilir.
Örgütsel iletişim; bir örgütün birimleri/bölümleri arasında bilgi, duygu ve
anlayış paylaşımını, bu süreçte kullanılan her türlü araç-gereç ve yöntemi
içermektedir. Ayrıca, yöneticinin mesajının çalışana iletilmesi,
benimsetilmesi ve böylece onun eyleme geçirilmesini ve aynı zamanda
çalışanın da yöneticiye değişik konulardaki cevaplarını kapsamaktadır.
Örgütlerde iletişim resmi ve gayri resmi iletişim olarak iki biçimde
gerçekleşmektedir. Örgütlerde gerçekleşen resmi iletişim türleri dikey,
yatay ve çapraz iletişim olmak üzere üç grupta incelenebilir. Dikey
iletişim, ast-üst ilişkileri çerçevesinde gerçekleşen iletişim türüdür.
Yöneticilerden, çalışanlara doğru emir ve talimatlar giderken,
çalışanlardan yöneticilere doğru ise bilgi ve raporlar iletilmektedir.
Örgütlerde eşitler arasındaki iletişim türü ise yatay iletişimdir. Yani
hiyerarşik olarak aynı kademe ve statüde olan çalışanlar arasında
gerçekleşen iletişim şeklidir. Farklı birim ya da bölümlerde çalışan yönetici
ve çalışanlar arasındaki iletişim türü ise çapraz iletişimdir. Örgütlerde
resmi iletişimin dışında çalışanların kendiliğinden kurdukları iletişim türü
ise gayri resmi iletişim olarak tanımlanır. Örgütlerde yazılı, sözlü ve
görsel-işitsel iletişim araçları mevcuttur. Örgütlerde kullanılan yazılı
iletişim araçları;, işletme gazetesi, broşür ve el kitapları, afiş, ilan tahtası
ve yazılı raporlardır. Örgütlerde kullanılan sözlü iletişim araçları
toplantılar veya kısa süreli görüşmeler, konferans ve seminerlerdir.
Örgütsel iletişimde teknolojinin kazanımlarının daha etkin bir iletişim
sağlamak adına kullanılması artık kaçınılmaz olmuştur. Günümüzde
örgütsel iletişimde özellikle bilgisayarlar vasıtasıyla kurulan iletişimin
zaman ve maliyet tasarrufu sağladığı bir gerçektir. Örgüt bir grup olarak
kabul edildiğinde örgütlerde bireyler ve grup lideri arasındaki iletişim beş
farklı şekilde kendini göstermektedir.
157
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Örgütsel İletişim
Özet (devamı)
•Merkezi model otorite ve karar alma inisiyatifinin örgütün en üst
yöneticisinde toplanmasını belirten bir modeldir. Merkezi modelden
sonra en yüksek derecede merkezileşmiş, az sayıda iletişim kanalına
sahip model Y modelidir. Y modelinden sonra örgütsel iletişimde en
fazla merkezciliğe yol açan model Zincir modelidir. Çember modeli
grup üyelerinin birbirleriyle iletişim imkânlarının bir hayli fazla
olduğu ve iletişimin tek bir kişinin tekelinde olmadığı modeldir. Tüm
iletişim kanallarının herkese açık olduğu, herkesin herkesle hiçbir
kısıtlama olmaksızın iletişim kurduğu en demokratik iletişim modeli
ise serbest modeldir. Örgütün amaçlarını gerçekleştirmesine
olumsuz etkide bulunan ve iletişimin etkinliğini azaltan bazı engeller
söz konusudur. Bunlar; kişiya da bireylerden kaynaklanan nedenler
olabileceği gibi, fiziksel ya da çevresel faktörler, şematik ya da taraflı
iletişimden kaynaklanan problemler, zaman baskısı ya da
algılamadaki seçicilikten kaynaklanan problemler olabilir.
158
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Örgütsel İletişim
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi iletişim sürecinin unsurlarından değildir?
a) Alıcı
b) Algılama
c) Geri Bildirim
d) Motivasyon
e) Çevresel Koşullar
159
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Örgütsel İletişim
Cevap Anahtarı
1.d, 2.b, 3.e, 4.a, 5.d, 6. e, 7.b, 8.d, 9.c, 10. d
160
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Örgütsel İletişim
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Vural, B.A. ve Coşkun, G. (2007). Örgüt Kültürü, Ankara: Nobel Yayınevi.
[2] Bilgin, L.(2008). Halkla İlişkiler, İstanbul: Kum Saati Yayınları.
[3] Göksel, A.B. ve Yurdakul, N.B. (2007). Temel Halkla İlişkiler Bilgileri,(4. Baskı),
İzmir: Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Yayınları No:5.
[4] Milli Eğitim Bakanlığı (2007)., Gazetecilik, Ankara: MEGEP (Mesleki Eğitim ve
Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi.
[5] Tutar, H., Yılmaz, K. ve Erdönmez, C. (2003). Genel ve Teknik İletişim, Ankara:
Nobel Yayınevi.
[6] Filizöz, B.(2013). Yönetim ve Organizasyon, Editörler: İsmail Bakan ve Mustafa
Paksoy, ''Örgütlerde İletişim'', İstanbul: Lisans Yayıncılık, 295-328.
[7] Tutar ,H., Yılmaz, M. K. ve Eroğlu, Ö.(2012). Genel ve Teknik İletişim, (5.Baskı),
Ankara: Seçkin Yayıncılık.
[8] Milli Eğitim Bakanlığı (2014). Mesleki Gelişim, ''Etkili İletişim'', Ankara.
[9] Şimşek, Ş., Çelik, A. ve Akgemci T.(2014). Davranış Bilimlerine Giriş ve
Örgütlerde Davranış, (8. Baskı), Konya: Eğitim Yayınevi.
[10] Sabuncuoğlu, Z.(2008). İşletmelerde Halkla İlişkiler, (9. Baskı), Bursa: Alfa
Aktüel Yayınları.
[11] Güney, S.(2009). Davranış Bilimleri, (5.Baskı), Ankara: Nobel Yayınevi.
[12] Filizöz, B. (2013). Davranış Bilimleri, Editör: Mustafa Paksoy, ''İletişim'',
İstanbul: Lisans Yayıncılık, 194-230.
[13] Güllüoğlu, Ö.(2012). Örgütsel İletişim, Konya: Eğitim Akademi Yayınları.
[14] Efeoğlu, İ.E. ve Çetin, S. (2012). Örgütsel İletişimin Değerlendirilmesi:
Belediyelere Dair Uygulamalı Bir Çalışma, Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, C:21; S:3, 185-204.
[15] Karaçor, S. ve Şahin, A.(2004). Örgütsel İletişim Kurma Yöntemleri ve
Karşılaşılan İletişim Engellerine Yönelik Bir Araştırma'', Sosyal ve Ekonomik
Araştırmalar Dergisi, 8, 97-117.
[16] Ölçer, N. ve Koçer, S(2015). Örgütsel İletişim: Kocaeli Üniversitesi Akademik
Personeli Üzerine Bir İnceleme, Global Media Journal TR Edition, 6(11), 339-
383.
[17] Tutar, H. ve Yılmaz, M.K. (2012). İletişim (9.Baskı), Ankara: Seçkin Yayıncılık.
[18] Ertürk, M. (2011). İşletme Biliminin Temel İlkeleri, (8. Baskı), İstanbul: Beta
Yayınları
161
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
KONTROL
İÇİNDEKİLER
tanımlayabilecek,
•Yönetim sürecinde kontrolün
aşamalarını gösterebilecek,
•Kontrol türlerini açıklayabilecek,
•Kontrol alanlarını sıralayabilecek,
•Kontrol tekniklerini
sıralayabilecek,
•Etkili bir kontrol sisteminin
özelliklerini ve ilkelerini
anlatabilecek,
•Kontrolden kaynaklanan sorunlar
hakkında bilgi sahibi ÜNİTE
olabileceksiniz.
8
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Kontrol
Gerçekleşen Faaliyet
Sonuçlarının Ölçülmesi
KONTROL AŞAMALARI
Gerçekleşen Faaliyet Sonuçlarının Önceden
Belirlenen Standartlarla Karşılaştırılması
KONTROLÜN DERECESİ
Sapmaların Giderilmesi ve
Düzeltme Kararlarının Verilmesi
Ön Kontroller
Son Kontroller
Yönetimin Kontrolü
Finansal Kontrol
Finansal tablolar
GİRİŞ
İşletmelerin amaçlarına ulaşabilmesi için birtakım faaliyetleri yerine
getirmesi gerekir. Bu faaliyetler yerine getirilirken yönetici yönetim
fonksiyonlarını kullanır. Yönetim fonksiyonları belli ve ortak bir örgütsel amaca
ulaşmak için tüm işletme çapında uyulması ve uygulanması gereken
fonksiyonlardır. Yönetim fonksiyonları; planlama, örgütleme, yönlendirme,
eşgüdümleme ve kontrol olmak üzere beş fonksiyona ayrılır. Planlama, geleceğin
değerlendirilmesi ve ona göre gerekli öngörümlemelerin yapılması sürecidir.
Planlar, birer yönetici olarak ne elde etmek istediğimizi, nerede ve nasıl hareket
etmemiz gerektiğini, hareket ve eylemlerimizin nasıl ve ne zaman başlayıp
nerede bitmesi gerektiğini, kimlere ve ne tür kaynaklara ihtiyacımız olduğunu ve
niçin bu hareket ve eylemlerde bulunduğumuzu belirtir. Örgütleme ise, örgüt
yapısının oluşturulması ile ilgili eylemler dizisini veya bir süreci ifade eder. Söz
konusu süreç; örgütün kuruluşunu gerektiren amaçların gerçekleşmesi için
yapılması zorunlu faaliyetleri anlamlı ve etkin şekilde gruplandırmak, bu grupları
belirli örgüt düzeyleri ve konumları haline getirmek ve bu konumlara gerekli
nitelikte ve sayıda personeli atamak evrelerini kapsar. Yönlendirme, astların kısa
ve uzun dönemde etkili ve verimli bir biçimde çalışmalarını sağlamaya ilişkin
yönetim işlevlerinin tümünü kapsar. Dördüncü fonksiyon olan eşgüdümleme, bir
örgütün çalışmalarını kolaylaştırmak ve başarı şansını arttırmak için bütün
eylemler ve bölümler arasında uyumun sağlanmasıdır. Kontrol ise planlama ve
eşgüdümleme fonksiyonları arasında uygulama sürecinde örgütte meydana
gelen sapmaları belirler. Gerekli önleyici ve düzeltici çabalar ile örgütün
amaçlarına ulaşmasına katkı sağlar. Önceki fonksiyon ve süreçlere geri bildirim
Küresel rekabet baskısı sağlar.
altında faaliyetlerini Küresel rekabet baskısı altında faaliyetlerini sürdüren işletmelerin başarısı,
sürdüren işletmelerin planlama sürecinde belirlenen hedeflere ulaşma derecesi ile ölçülmektedir. Bu
başarısı, planlama gerçekten hareketle, yönetim sürecinin son adımını oluşturan kontrol işlevi,
sürecinde belirlenen gerçekleştirilen faaliyetlerin amaçlara uygunluğunun ve etkinliğinin sağlanması
hedeflere ulaşma bakımından önemlidir. Kontrol işlevi genel olarak, mevcut durumun olması
dercesi ile gerekenle karşılaştırılması, eğer amaçlar ile fiili sonuçlar arasında bir sapma varsa
ölçülmektedir. bu sapmanın nedenlerinin belirlenmesi, gerekiyorsa önleyici ve düzeltici çabaların
yürürlüğe konulmasını içermektedir. Kontrol işlevi, sisteme geri besleme imkânı
vermekte ve mevcut performansı ortaya koymaktadır. Kontrol işlevi sayesinde
belirlenen standartlardan sapmalar tespit edilebilmekte ve faaliyetlerin etkin bir
şekilde sürdürülebilmesi mümkün olmaktadır. Bu açıdan kontrol işlevi,
işletmelerde başarının ölçümünde önemli bir araç niteliği taşımaktadır.
•Kadın çorabı imal eden bir fabrikayı ele alalım. 3 nolu makine (dönüşüm işini
yapan araç, A2 kalitesinde ve 2 numara çorap yapacaktır. Kullanılacak malzeme
%60 akrilik, %40 polyester olup, bunlar 75-80 derece ısı altında işlem görecektir
Örnek
KONTROL AŞAMALARI
Kontrol, gerçekleşen faaliyet sonuçlarının önceden belirlenen standartlarla
karşılaştırılması ve varsa sapmaları belirlemek ve düzeltmek amacıyla yürütülen
bir süreç olarak birden fazla aşama halinde açıklanacaktır.
Amaç, Plan ve Politikaların Işığında Standartların Belirlenmesi
Kontrol sürecinin birinci basamağı standartların belirlenmesi ile başlar.
Standart, bireysel ve örgütsel performansın karşılaştırılabilmesi için ortaya
konulan bir hedeftir [9]. Örneğin; böyle bir standart konulduğu halde üretilen
Kontrol sürecinin
çamaşır makineleri hatalı ise ölçüt (standart) ile faaliyet arasındaki karşılaştırmada
birinci basamağı
uygunluk olmadığı ortaya çıkar [6].
standartların
belirlenmesi ile başlar.
• İş kazalarının miktarı,
• Sigorta primlerinin piyasadaki diğer benzer örgütlerle karşılaştırılması
gibi hususlar standartlar olarak kullanılabilir [16].
Gerçekleşen Faaliyet Sonuçlarının Ölçülmesi
Bu aşama, uygulamadan elde edilen sonuçların belirlenmesiyle ilgilidir ve
ortaya çıkarılan mevcut durumun ilk aşamada belirlenen standartlar ile
karşılaştırılması amacıyla yapılır. Bu aşamada kontrol sürecinde kullanılacak veriler
elde edilir. Bu kapsamda yukarıda sözü edilen standartlar ile ilgili olarak mevcut
durumun ne olduğu belirlenir. Ancak örgütte gerçekleştirilen çok farklı nitelikteki
ve sayıdaki faaliyetlerin her birinin tek tek denetimi mümkün olmayabilir.
Mümkün olsa bile ekonomik değildir. Bu bakımdan kritik denetim
noktalarının belirlenmesi ve denetimin bu noktalarda yoğunlaştırılması daha akılcı
olmaktadır [3].
Gerçekleşen Faaliyet Sonuçlarının Önceden Belirlenen
Standartlarla Karşılaştırılması
Kontrol eyleminin üçüncü aşaması, fiili sonuçların standartlarla
karşılaştırılması ve varsa sapmaların ortaya çıkarılmasına yöneliktir. Bu aşama
kontrol sürecinin en kolay aşamasıdır. Performansın, standart ile örtüşmesi
durumunda yönetici için her şey kontrol altında demektir [15].
Kontrol eyleminin
üçüncü aşaması, fiili Ancak bütün faaliyetlerde bir takım sapmalar olabilir, önemli olan bu
sonuçların sapmaların benimsenebilecek sınırlarını belirleyerek kontrol altında tutmaktır.
standartlarla Yönetici önemsiz sapmalarla, düzeltilmesi gereken sapmalar arasındaki ayrımı
karşılaştırılamasıdır. yapabilmelidir. Eğer tüm konularda aksak nokta aramaya çalışılırsa önemsiz
Bu aşama kontrol konular içinde boğulacağından, üzerine eğilmesi gereken sapmalarla
sürecinin en kolay uğraşamayacaktır. Yönetici zamanını ayarlayarak darboğazları yeterince
aşamasıdır. inceleyebilmelidir. Bunları saptayabilmek için sorunları kolayca gösterecek
teknikler kullanmak gerekecektir [6].
Sapmaların Giderilmesi ve Düzeltme Kararlarının Verilmesi
Denetimin asıl amacı, planlama sürecinde ortaya konan amaç ve hedeflere
ulaşılıp ulaşılmadığını ve ne ölçüde ulaşıldığını gözden geçirmektedir. Bu nedenle,
standartlarla mevcut durum karşılaştırıldığında görülen sapmaların giderilmesi
büyük önem taşır. Bu son aşamada hem söz konusu sapmaları giderecek düzeltici
önlemler zamanında alınmalı hem de gelecekte bunların tekrarlanmaması
sağlanmalıdır. Bu açıdan sapmaların nedenlerini bulmak, neden ile önlemler
arasında bir ilişki kurarak önlemlerin etkin ve akılcı olmasına dikkat etmek gerekir
[7].
Örnek
•Reklam bölümü yöneticisi, düşük satışların sebebini yetersiz
reklam, tanıtma ve aynı zamanda reklamın
düzenlenmesinden kaynaklandığını belirlemişse, bu durumda
yeni bir reklam stratejisi tasarlanmalıdır. Yeni reklam
stratejisi daha fazla teşvik edilmeli, daha iyi zamanlama ve
daha uygun dağıtım kanalları ile müşteriye ulaşılmalıdır
[5].
KONTROLÜN DERECESİ
İnsanlar, yaratılışları gereği sıkı bir kontrolden hoşlanmazlar. Ancak
işletmenin de ne kadar verimli çalıştığını anlamak için kontrole gerek vardır. Fazla
İşlemlerin kontrol sık kontrol yaratıcılığı engeller, bireyin güdülenmesini kırar. Kontrol işlemlerinin çok
amacıyla belirli ilkelere fazla olduğu ortamlarda birey bu işlemler arasında kaybolur, bunlara gereğinden
sıkı sıkıya bağlı olması çok zaman harcar. Bu da onun verimsiz çalışmasına neden olur.
“yabancılaşma”yı İşlemlerin kontrol amacıyla belirli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olması, bireyde
ortaya çıkarır. bıkkınlık, bir yabancılaşma ortaya çıkarır, birey inisiyatifini kullanamaz hale gelir.
Bireyin üst’ü tarafından sıkı denetimi de aynı sonuçlara götürür. Birey nasıl olsa her
işlevi üst’leri tarafından denetleneceği varsayımıyla daha az dikkatli davranır, bu ise
daha sıkı bir kontrole gerekçe olur [18].
KONTROL TÜRLERİ
Yönetim sürecinde kontrol fonksiyonu; ön kontrol, süreç kontrolü ve son
kontrol olmak üzere üç şekilde incelenebilir [5] (Şekil 8.3).
Ön kontrol, örgütsel Ön Kontroller
amaçlara ulaşmayı Ön kontrol, üretim süreci öncesinde yapılan kontrol türüdür. Üretim
engelleyebilecek olası sürecinde kullanılacak olan üretim faktörlerinin işletmeye girişi sırasında
aksaklıkları önlemek gerçekleştirilen ön kontrol, örgütsel amaçlara ulaşmayı engelleyebilecek olası
üzere aksaklıkları önlemek üzere kullanılmaktadır. Bilindiği gibi yöneticilikte hastalığı
kullanılmaktadır. önlemek, tedavi etmekten daha iyi ve daha ucuz bir yöntemdir [10]. Sonuçları
beklemek ve onları amaçlarla karşılaştırmak yerine, yönetici ya da çalışanlar
önceden faaliyetlerini sınırlandırarak kontrolü uygulayabilirler. Örneğin şirketler,
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
171
Kontrol
Üretimin Kontrolü
Üretim, “fayda yaratmak ya da faydalı mal ve hizmet meydana getirmek”
şeklinde tanımlanmaktadır. Üretim yönetiminin amacı, üretilen mal ve hizmetlerin
kalite ve fiyatlarıyla tüketiciyi tatmin ederek, talebi sürekli duruma getirmek ve kar
elde etmektir. Bu amaçları gerçekleştirebilmek için üretimi verimli bir şekilde
örgütlemek ve üretim sırasında bu verimliliği artıracak tedbileri almak üretim
kontrolünün görevidir. Bu kontrol alanında aşağıdakiler söz konusu olabilir:
• Üretimin cinsi ve satış şekli,
• Satış programı ve satış bütçesi,
• Fiyat politikası,
• Üretim program ve çalışma derecesi,
• Stok,
• Ücret,
• Kalite ve maliyet,
• Üretimin zaman açısından kontrolü.
Yönetimin Kontrolü
Yönetim organının işlevlerinden biri olan kontrolü ve diğer kontrol işlerini,
yönetim organları ya kendisi yapar ya da başkasına yaptırır. Bu durum, yönetim
organını kontrol organı haline getirmektedir. Yönetim organı, kontrolün yürütüldüğü
Günümüzde yer konumunda olduğu için onu kontrol konusu olarak düşünmek zordur. Bu
işletmelerde artan zorluktan dolayı yönetim kontrolü alanında, uygulamada ve teoride fazla bir şey
sayıdaki profesyonel yapılmamıştır. Hâlbuki yönetim organı da insanlardan oluşmakta ve sermaye
yöneticilerin, işletme sahipliği ile yönetim birbirinden ayrılmış bulunmaktadır. İşletmenin varlığının devamı
sahiplerini de kontrol ile işletme çıkarları ve politikası bu organın elinde bulunduğundan öncelikle yönetim
etmesi genel kabul organının kontrole tabi olması gerekir. Günümüzde işletmelerde artan sayıdaki
gören bir yol olarak profesyonel yöneticilerin, işletme sahiplerini de kontrol etmesi genel kabul gören bir
görülmektedir. yol olarak görülmektedir.
Finansal Kontrol
Finansal kontrolün konusunu giderler, likidite ve nakit ihtiyacı gibi hususlar
oluşturur. Giderleri üç hesaplama yönteminden bahsedilir. Bunlar, geçmiş (tarihi)
giderler, geleceğe ilişkin (tahmini) giderler ve standart giderlerdir. Planlama ve
kontrol aracı olarak bu giderlerden üçü de önemlidir fakat standart giderlerin bu
açıdan taşıdığı değer ve önem çok daha fazladır. Sabit giderler, değişken giderler ve
diğer genel giderler önemli birer kontrol alanı oluştururlar. Bu bakımdan yatırımlar
ve harcamalar için bütçeler hazırlanmalı ve giderleri standartlaştırmalıdır. Nakit
bütçesi de işletmenin likiditesi ve borç ödeme gücü ile yakından ilgilidir. İşletmenin
emrinde yeterli nakdin bulunmaması, işletmenin borçlarını zamanında ödeyememesi
sonucu, onun varlığını tehlikeye sokar. Bu tür bilgilerin hazırlanıp sunulması ve
kontrolü, iyi bir muhasebe bilgi sisteminin oluşturulmasını ve iç kontrolün
gerçekleştirilmesini gerekli kılar. Finansal kontrolün yapılmasında da yeni yöntemler
ve araçlar geliştirilmiştir.
Bütçeleme
Bütçe, bir örgütün sayısal terimlerle ifade ettiği bir plandır [9]. Bütçeleme
ise, bir kuruluşun dönemsel hedeflerine ilişkin finansal ve operasyonel eylem
Bütçeleme, bir planlarının sayısal değerlerle ifade edilmesidir. İşletme bütçesi, bütçe dönemine
kuruluşun dönemsel ilişkin işletme yönetim ve politikalarının ve hedeflerinin sayısal ve resmî olarak
hedeflerine ilişkin ifadesidir. İşletme bütçeleri, faaliyet bütçeleri ve yatırım finansman bütçeleri olmak
finansal ve operasyonel üzere ikiye ayrılmaktadır (Şekil 8.4). İşletme bütçesi, bir yıl içinde üretilen mal ve
eylem planlarının hizmetlerden umulan gelir ve giderleri içermektedir. Faaliyet bütçeleri eylem
sayısal değerlerle ifade planları, masraf bütçeleri ve kâr planlarından oluşmaktadır [10].
edilmesidir.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi yönetim fonksiyonlarından biri değildir?
a) Planlama
b) Örgütleme
c) Satış
d) Koordinasyon
e) Kontrol
Cevap Anahtarı
1.c, 2.e, 3.d, 4.a, 5.b, 6.c, 7.e, 8.b, 9.e, 10.c
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Akdoğan, N. ve Tenker, N. (2007), Finansal Tablolar ve Mali Analiz Teknikleri,
Ankara: Gazi Kitabevi.
[2] Aktepe, E. (2005), İşletmecilik Bilgileri, Ankara: Gazi Kitabevi.
[3] Ataman, G. (2009), İşletme Yönetimi, İstanbul: Türkmen Kitabevi.
[4] Bateman, S.T. ve Snell, S.A. (2016), Yönetim, Ankara, Nobel Yayıncılık.
[5] Bolat, T., Seymen Aytemiz, O., Bolat, O.İ. ve Erdem, B. (2009), Yönetim ve
Organizasyon, Ankara: Detay Yayıncılık.
[6] Can, H. (2005), Organizasyon ve Yönetim, Ankara: Siyasal Kitabevi.
[7] Efil, İ. (1994), İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Bursa: Uludağ Üniversitesi
Basımevi.
[8] Ertürk, M. (2009), Yönetim ve Organizasyon, İstanbul: Beta Yayımcılık.
[9] Griffin, R.W. (2005), Management, New York: HoughtonMifflinCompany.
[10] Gürüz, D. ve Gürel, E. (2006), Yönetim ve Organizasyon, Ankara: Nobel Yayın
Dağıtım.
[11] Öztekin, A. (2002), Yönetim Bilimi, Ankara: Siyasal Kitabevi.
[12] Pearce, J.A ve Robinson, R.B. (2009), Strategic Management, McGrawHill-
HigherEducation.
[13] Robbins, P.S. , Decenzo, A.D. ve Coulter, M. (2013), Yönetimin Esasları,
Ankara: Nobel Yayıncılık.
[14] Sarıaslan, H. ve Erol, C. (2008), Finansal Yönetim, Ankara: Siyasal Kitabevi.
[15] Stoner, J.A.F. ve Freeman, R.E. (1989), Management, Prentice-Hall
International,Inc.
[16] Şimşek, M.Ş. (2005), Yönetim ve Organizasyon, Konya: Güney Ofset.
[17] Şimşek, M.Ş. ve Çelik, A. (2009), Yönetim ve Organizasyon, Konya: Eğitim
Akademi.
[18] Üçok, T. (2008). “Genel İşletmecilik”. M.Mithat Üner (Ed.). Genel İşletmecilik
(ss.105-109). Ankara: Detay Yayıncılık.
9
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
Grup Kavramı
Grup Türleri
Grup Normları
Takım Kavramı
Takım Özellikleri
GİRİŞ
Gruplar kişilerin yaşamında Takım Kaynaşması
önemli bir yer tutmaktadır. Bireyler
birçok nedenden dolayı (bazı
ihtiyaçlarını giderme, kendini güvende Takım Üyelerinin Kazanması
hissetme ve iş ilişkileri icabı) gruplar Gereken Beceriler
içerisinde yer almaktadırlar. Özellikle
çalışma yaşamında, bireyler zamanlarının büyük bir kısmını biçimsel (formal) veya
biçimsel olmayan (informal) gruplar içerisinde geçirmektedirler.
Bununla birlikte sosyal yaşantımızda çoğu zaman aynı ortamda
bulunduğumuz kişi ve gruplardan etkileniriz. İş hayatında karşılıklı etkileşim
Özellikle çalışma içerisinde olduğumuz, aynı işi yaptığımız birçok grup vardır. Duygu ve
yaşamında, bireyler düşüncelerimize, aldığımız kararlara, bulunduğumuz yerdeki kişi ve gruplar etki
zamanlarının büyük bir etmekte ve yön vermektedir. Birey, ister istemez bulunduğu yerdeki grup veya
kısmını biçimsel gruplardan etkilenmekte ve grubun davranışına göre davranış sergilemektedir.
(formal) veya biçimsel
olmayan (informal) 183
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
gruplar içerisinde
geçirmektedirler.
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
Kişilerin yaşamında önemli bir yer tutan gruplar aynı zamanda bireysel
sorumlulukların çok önemli olduğu yerler olan büyük örgütlerde hem yaygın hem
de etkili bir yapıdır. En iyi çalışma grupları; bireysel performansın standardını
yükseltmek, her kişinin karar almada birbirine yardım eden bireyler olmasını
sağlamak için; bilgileri, bakış açılarını ve görüşleri karşılıklı olarak paylaşırlar.
Bununla birlikte bireysel hedeflere ve sorumluluklara odaklanırlar.
Takım çalışması ise; örgütlerin problemlerine etkili ve hızlı çözüm bulması,
verimliliği artırabilmesi, yönetim anlayışlarında çalışanlarına daha fazla değer
verilmesi, onların fikirlerini alma ve onların işi sahiplenme duygularını geliştirmesi
için oluşturulmuş bir yapılanmadır. Üretim süreç ve sistemlerindeki değişimler, iş
gücü devir oranın düşmesi, kalitenin önemli bir unsur olması, teknolojiye hızlı
uyum sağlayabilme, aşırı rekabet ortamının getirdiği baskı işletmelerin takım
çalışmasına yönelmesine yol açmıştır. Bunun sonucu olarak da işletmelere birçok
açıdan esneklik ve rekabet avantajı sağlamada da etkili olmaktadır. Takım
çalışması işletmeler açısından rekabet üstünlüğü kazanmaya ve müşteri
memnuniyeti sağlamaya yönelik çalışma düşüncesinin temelini oluşturmaktadır.
Günümüzde örgütlerde verimlilikle ilgili sıkıntılar yaşanmakta, çalışanlar
etkisiz ve moralsiz çalışma alışkanlıkları kazanmakta, yabancılaşma ve tükenme
tutumlarında artış meydana gelmekte, işgören devir hızında yükselmekte ve
çalışanlara ilişkin üretkenlik sorunları yaşanmaktadır. Aynı zamanda dış çevrede
yaşanan sürekli değişimler, bu süreci örgütler açısından katlanılması güç bir hale
sokmaktadır. Örgütler açısından yeni yaklaşımlar arasında yer alan çalışma grupları
ve takım çalışmaları, örgütleri içinde bulundukları bu durumlardan kurtarmaya
yönelik girişim çabalarını oluşturmaktadır. Yöneticiler, grupların işleyişi bir başka
deyimle grup dinamikleri ile takımlar hakkında bilgi sahibi oldukları oranda, onları
daha iyi anlayabilecek ve işletmenin amaçları doğrultusunda
yönlendirebileceklerdir.
Bu ünite içerisinde grup kavramı, grup türleri, grupların oluşumu / gelişimi,
grup bağlılığı (kaynaşması), takımlar ve takım (ekip) çalışması konularına
değinilecektir.
uyacakları kuralları, normları olan bazen de aralarında statü farkları bulunan iki
veya daha fazla kişiden oluşan topluluğa grup denir.
Bir topluluğun grup vasfını kazanması için, ortak amaçları olması, grup
içindeki bireylerin birbirleriyle iletişim kurması yanında birbirlerini etkilemeleri,
birbirlerinin farkında olmaları ve bir araya gelmelerinin süreklilik arz etmesi
gerekmektedir. Kısaca, birbirlerinin farkında olan (davranışlarından etkilenen),
uyacakları kurallar / normlar bulunan, kendilerini grup olarak algılayan iki veya
fazla kişiden oluşan topluluğa “grup” denilebilir.
Bir işletmeyi, grupsuz düşünmek zordur. İşletmenin tamamı bir grup
olabileceği gibi onun içinde daha küçük gruplar da mevcuttur. Özellikle yönetici,
çalışanların oluşturduğu çeşitli gruplarla birlikte alacağı kararlarda ve göstereceği
davranışlarda onlardan etkilenecek, zaman zaman gruplar arası çatışmaları
yönetecek ve çözümleyecek ve gerekirse onlarla çatışacaktır.
Dolayısıyla, yönetici, grupların oluşumu ve işleyişi hakkında bilgi sahibi
olmalıdır. Yani işletmede yöneticinin bireysel davranışları anlaması kadar, grup ve
grup davranışlarını anlaması da önemlidir[4]. İşte yönetici, grup ve grup
davranışlarını anlayıp onları işletmenin amaçları doğrultusunda yönlendirebileceği
oranda başarı şansını artıracaktır.
Grup türleri
Gruplar değişik ölçütlere göre (ilişkiler, büyüklük vb) sınıflandırılabilir. İlk
sınıflama ilişkilerin biçimsel (formal) ve biçimsel olmayan (informal) şeklinde
yapılan sınıflamadır. Buna göre gruplar, biçimsel gruplar (resmi) ve biçimsel
olmayan (gayriresmi) gruplar olarak iki başlık altında toplanabilir.
Biçimsel gruplar
İşletmenin kendisi tarafından belli görevleri yerine getirmek amacıyla
oluşturulan gruplardır. Örneğin, bir işletmede yer alan bölümler / departmanlar
biçimsel gruplardır [2]. Bir başka şekilde söylenecek olursa, eğer grup, yönetici
tarafından işletmenin amaçlarını gerçekleştirmesinde kolaylık sağlaması nedeni ile
kurulmuş ise, o grup, biçimsel bir gruptur. Biçimsel gruplar, çalışma grubu, komite
ve görev güçleri gibi isimler alabilirler[3]. Kısaca, biçimsel bir otorite tarafından
oluşturulan ve grup içi ilişkilerin söz konusu otorite tarafından belirlendiği gruba
biçimsel grup denilebilir.
Biçimsel gruplar işletmeler için büyük önem taşır ve birçok işlevi yerine
getirir. Bu grupların bireysel ve örgütsel olmak üzere birçok işlevi vardır.
Biçimsel grupların işlevlerini Tablo 9.1’deki gibi özetlemek mümkündür.
Tablo 9.1. Biçimsel Grupların İşlevleri
Örgütsel İşlevler Bireysel İşlevler
Birey yeteneğinin ötesindeki karmaşık Bireyin aidiyet ihtiyacını tatmin etmek
Arkadaşlık grupları ve görevleri tamamlamak
ilgi grupları, biçimsel Yeni veya yaratıcı fikir ve çözümler üretmek Bireyin kendine güvenini, saygısını ve kimlik
olmayan gruplardır. bilincini geliştirmek
Bölümler (departmanlar) arası çabayı Bireylere kendi sosyal gerçeklerinin algısını
koordine etmek test etme ve paylaşma fırsatını vermek
Çeşitli bilgi ve değerlendirme gerektiren Bireyin endişelerini, güvensizliklerini ve
185
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
Belli bir amaca yönelik Daha çok belli bir amaca yönelik işlerin yapılması nedeniyle bir araya gelen
işlerin yapılması için bir bireylerin oluşturduğu, geçici olma niteliği ağır basan, duygusallık ve değer
araya gelen, duygusallık
ve değer yargıları
paylaşımı daha az olan 186
birlikteliklere “ikincil Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
grup” diyoruz.
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
yargıları paylaşımı daha az olan birliktelikleri ifade eder. Bazı meslek grupları,
işletmelerdeki görev grupları bunlara örnek verilebilir [4].
Yukarıda açıklanan grup türlerinin dışında, referans grupları, istatistiki
gruplar vb. birçok grup türü vardır. Biz burada bunların üzerinde durmayacağız.
Grup normları
Normlar; grup içinde, davranışların uygun olup olmadığını gösteren
standartlardır. Normlar, belli durumlarda, beklenen davranış veya davranış
kalıplarıdır [2]. Bir diğer deyişle, bir grup içinde hangi tür davranışın uygun, hangi
tür davranışın istenmez olduğunu belirten kurallara grup normları denir. Bu
kurallar grup üyeleri tarafından benimsenir. Kısaca, kurallar, üyelerin davranışları
için yol göstericidir. Üyeler için bağlayıcı olan kurallar, iş ortamında nasıl
davranılmasından, ne tarz kıyafetlerin uygun olduğuna dair geniş bir yelpazede
üyelere rehberlik eder [5].
Grup üyeliğini devam ettirmek isteyen üyeler, normlara / kurallara uymak
durumundadır. Normlara uymama, üyenin yalnız bırakılmasına, grup dışında
kalmasına neden olabilir. Grubun sürekliliğinin sağlanmasında normlar önemli bir
rol oynarlar.
Grupların gelişim süreci
Grupların gelişim süreci ile ilgili farklı görüşler ileri sürülmüştür. Burada
Tuckman’ın beş aşamalı modeli açıklamaya çalışılacaktır[3].
Birinci aşama oluşum (forming) aşamasıdır. Bu evre buzlaşma evresidir. Bu
aşamada, grup üyeleri rolleri ve grubun görevi konularından kararsız ve endişeli
Özellikle ilk dört aşama
olurlar. Karşılıklı güven çok azdır, geri çekilip yönetimi kim, nasıl ele alacak diye
tüm gruplar için geçerli
iken, proje grupları gibi bekleme eğilimi fazladır. Bu aşamada belirsizlik hâkimdir.
kısa süreli gruplarda İkinci aşama fırtına (storming) aşamasıdır. Bu aşama test etme aşamasıdır.
beşinci aşama yer Üyeler, güç dengesinin neresinde olduklarını tanımlarken, bir yandan da liderinin
almaktadır. politikalarını ve varsayımlarını sınarlar. Alt gruplar bu aşamada şekillenir.
Üçüncü aşama normların oluşması (norming) aşamasıdır. İkinci aşamayı
atlatabilen gruplar, genellikle bunu saygın bir üye sayesinde hallederler. Liderden /
yöneticiden farklı olan bu kişi, grubun güç sorunlarını çözme konusunda teşvik
eder ki gruplar bir şeyler başarabilir hale gelsin.
Grup üyelerini birleştiren “biz duygusu” olarak tanımlanan grup kaynaşması
(dayanışması), bu aşamanın en temel ürünüdür.
Dördüncü aşama başarma / gerçekleştirme (performing) aşamasıdır. Bu
hayati aşamadaki faaliyet, problemlerin çözümüne odaklıdır. Olgun bir grubun
üyeleri olarak, üyeler, diğerlerine engel olmadan kendi işlerini tamamlarlar.
İletişim, yardımlaşma ve dayanışma havası hâkimdir. Bu aşamada, çekişmeler ve iş
içindeki tartışmalar yapıcı ve etkili bir biçimde halledilir.
Beşinci aşama dağılma (adjourning) aşamasıdır. Bu aşamada artık iş
bitmiştir, başka şeyler için ilerleme zamanıdır. Bazı üyeler bu kadar çok çalışmanın
ve birlikteliğin ardından bir kayıp hissi yaşayabilirler. Bağımsızlığa dönüş süreci, işi
sonlandırmanın kutlaması gibi ritüellerle bu durum yumuşatılabilir.
Liderin / yöneticinin herkesi gelecek grup çalışmalarına hazırlayabilmesi için,
grup dinamiklerinden çıkarılan (alınan) dersleri vurgulaması gerekir. Özellikle ilk
dört aşama tüm gruplar için geçerli iken, proje grupları gibi kısa süreli gruplarda
beşinci aşama yer almaktadır.
187
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
188
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
189
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
Takım üyeleri, takım faaliyetlerinin iyi olması için büyük çaba gösterirler, bu
da kaliteyi yükseltir. Böylece, hem bireyler hem de işletme takım halinde
çalışmaktan kazançlı çıkar.
Takımın Özellikleri
Takım özellikleri denince akla takımın büyüklüğü, çeşitliliği ve üyelerin rolleri
gelmektedir. Kısaca açıklanacak olursa [6];
Büyüklük:
Çalışma takımlarının ideal büyüklüğü yedidir ancak 5 ila 12 arası üye sayısı
bir takım performansı için uygundur. Bu üye sayısındaki takımlar, çeşitli
becerilerini, yeteneklerini kullanacak kadar büyük, üyelerine iyi ve kötü
duygularını aktaracak ve problem çözecek düzeydedir. Aynı zamanda da üyelerin
kendilerini bir grubun samimi bir parçası gibi hissedebilecekleri kadar da
küçüktürler.
Genel olarak, bir takımın büyüklüğü arttığında hem her bir üye ile iletişim
hem de tek bir üyenin diğerleri üzerinde etki kurması zorlaşır. Genellikle, üye
sayısının 15’in altında ve özellikle 7-9 arasında olması ideal bir durumdur.
Çeşitlilik:
Takımların çeşitli bilgi, beceri ve deneyime ihtiyacı olduğu için heterojen
Takımların özellikleri;
takımların, homojenlere (aynı özellikte üyelere sahip olan) oranla daha etkili
Büyüklük,
olması beklenir. Yapılan çalışmalar, bu fikri destekleyici yöndedir; çeşitliliği fazla
Çeşitlilik, olan takımların daha yenilikçi çözümler ürettiğini göstermektedir. Beceri, yetenek,
Üyelik rolleri. düşünme şekli ve kişilik özelliklerindeki çeşitlilik çoğu zaman yaratıcılık kaynağı
olmaktadır.
Bunların yanında, çeşitlilik, sağlıklı çatışma düzeyine katkıda bulunarak,
daha iyi karar almaya neden olabilir [6].
Bir yerde çeşitlilik, farklı fikirlerin ortaya çıkması, farklı bakış açılarıyla
olaylara bakılmasını sağlar ve heterojen takımlarda daha iyi sonuçlar alınabilir.
Üyelik Rolleri:
Aslında, takım tarafından üyelere verilmiş roller vardır ve üyelerin bu rolleri
yerine getirmeleri beklenir. Rol, “bireyin, bulunduğu görev yerine göre
gerçekleştirmek durumunda olduğu ve kendisinden beklenilen davranışlar dizini”
olarak tanımlanmaktadır. Takım içindeki roller, takım üyelerinin bireyden
beklentilerini ifade etmektedir. Takımdaki her pozisyonun bu pozisyonu işgal eden
bireye ilişkin belirli davranış beklentileri bulunmaktadır [9]. İşte diğerlerinin
beklediği bu davranış kalıplarına “rol” denir.
Takımlarda, üyelik rolleri için farklı sınıflandırmalar yapılmıştır. Örneğin,
Benne ve Sheats, takımdaki üyelik rollerini göreve yönelik roller ile sürece yönelik
roller olarak iki grupta toplarken; Belbin, takımdaki üyelik rollerini, takımın
devamlılığını sağlamak için, bireylerin bir diğeri ile ilişkisini karakterize eden
davranışlar olarak tanımlamış ve sekiz farklı rol belirlemiştir [9]. Daft ise, üyelik
rolleri hakkında takımın uzun vadede başarı sağlaması ve üyelerin sosyal
refahlarını sürdürebileceği ve görevlerini tamamlayabileceği bir şekilde
yapılandırılmasını ifade etmiştir ve buna göre başarılı takımlarda iki ana tip rol
olarak, görev uzmanlığı rolü ve sosyoduygusal roller öne çıkmaktadır.
190
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
Takımda, üyelerin
takıma bağlanma ve
onun içinde kalmada
istekli olmasına “takım
dayanışması”
(kaynaşması) diyebiliriz.
191
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
192
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
Örnek
•Gruplar; bir işletmede yer alan bölümler/departmanlar biçimsel
gruplardır. İnsan kaynakları departmanında veya muhasebe
bölümünde çalışanlar birer grup olarak kabul edilmektedir. Birincil
gruplara örnek olarak aileleri verebiliriz. İkincil gruplara ise belli
bir meslek grubunu örnek verebiliriz. Öğretmenler, doktorlar ise
ikincil gruplara dahildir.
Bireysel Etkinlik
193
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
194
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi takım üyelerinin kazanması gereken beceriler
arasında yer almaz?
a) Güven geliştirme
b) Çatışma çözümleme
c) İletişim
d) Rakamlarla konuşma
e) Sorumluluk üstlenme
3. Üyelerin yüz yüze ilişki içinde olduğu, sınırlı sayıda oluşan gruplara ne
ad verilir?
a) Referans grubu
b) İkincil grup
c) Birincil grup
d) Biçimsel grup
e) Biçimsel olmayan grup
195
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
Cevap Anahtarı
1.b, 2.e, 3.c,4.c,5.b,6.d,7.d,8.c,9.a,10.b
196
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
İşletme Yönetiminde Gruplar ve Takım (Ekip) Çalışması
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Robbins, S. ve Judge, T.A., (2007). Organizational Behavior, Pedison- NY:
Prentice Hall.
[2] Özkalp, E., Kırel, Ç. (2010). Örgütsel Davranış, 4. Basım, Bursa: Ekin Basım
Yayım Dağıtım.
[3] Kinicki, A. ve Kreitner, R. (2009). Organisational Behavior, Key Concepts, Skills
and Best Practices, 4th Edition, The Mc Graw – Hill.
[4] Koçel, T.(2010). İşletme Yöneticiliği, 12. Baskı, İstanbul: Beta Basım A.Ş.
[5] Aşan, Ö. ve Aydın, E. M.. (2006). Editör: Halil Can, Örgütsel Davranış, İstanbul:
Arıkan Basım Yayım Dağıtım.
[6] Daft, R. L. ve Marcic, D.. (2007). Management, The New Workplace, Canada:
Thomson South- Western Publishing.com.
[7] Davis, K. (1988). İşletmelerde İnsan Davranışı: Çev: Kemal Tosun ve diğerleri,
İstanbul: Yön Ajans Matbaası.
[8] Paksoy, M.(2002).Çalışma Ortamında İnsan ve Toplam Kalite Yönetimi,
İstanbul: Çantay Kitabevi.
[9] Aşçı, İ. C., (2002). “Bölük Komutanlarının Liderlik Özelliklerinin Astlarının
Kendilerini Takım Olarak Algılamaları Üzerindeki Etkisi”, İstanbul Üniversitesi
SBE, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
[10] Şencan, H.,(t.y). İşletmelerde Takım Kurma ve Geliştirme, Basılmamış Ders
Notları.
197
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
BİLGİ YÖNETİMİ
• Bilgi Kavramı
İÇİNDEKİLER
• Bilginin Türleri
• Bilgi Yönetimi
• Bilgi Yönetimi Süreci
• Bilgi Yönetimi Sürecinde Bilgi YÖNETİM VE
Teknolojsinin Rolü ORGANİZASYON
• Bilgi Yönetimi Sistem ve
Teknolojileri
Prof. Dr.
Ömer Faruk İŞCAN
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
HEDEFLER
10
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Bilgi Yönetimi
Açık Bilgi
Bilginin Türleri
Örtük Bilgi
Bilgi Toplama
Bilgiyi Koruma
Veri Deposu
Veri Madenciliği
Intranet
Açık Bilgi Yönetimi
Mekanizmaları
Extranet
Bilgi Haritaları
Elektronik Kütüphaneler
Diyalog
Öğretici Hikâyeler
Yapay Zekâ
Bilgi Sağlayıcı ve
Kolaylaştırıcı Teknolojiler
Girişim Kaynak Planlama Sistemi
199
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Bilgi Yönetimi
GİRİŞ
İçinde bulunduğumuz bilgi çağı, teknolojik ilerlemelerin sonucunda bilginin
kesintisiz ve çok hızlı bir biçimde elde edilip paylaşıldığı bir dönem olma özelliği
taşımaktadır. Değişim ve gelişimin baş döndüren bir hızda gerçekleştiği bu çağda
bilgi yönetimi, işletmelerin faaliyetlerini etkin ve verimli bir şekilde yerine
Bilgi çağı koşullarında getirmelerinde önemli rol oynamaktadır. İşletme yapılarının gittikçe
işletme yapıları gittikçe karmaşıklaştığı günümüzde faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde bilgi faktörü, diğer
karmaşıklaşmakta ve üretim faktörlerinden daha önemli hale gelmiştir. Bu durum da bilginin önemli bir
bilgi faktörü bir
güç unsuru haline gelmesine sebep olmuştur.
anlamda en önemli
üretim faktörü Bilgi yönetimi rakiplerine karşı üstünlük elde etme ve bunu koruma amacını
konumuna gelmektedir. taşıyan işletmeler için keşfedilecek pek çok yönü olan bir alan olma özelliğini
taşımaktadır. Geçmiş dönemde işletme yöneticileri kaliteli ürün ve hizmet
üretmek, en iyi çalışanları bulup istihdam etmek ve müşterileri için değer
yaratmak gibi konulara odaklanmışlardı. Zaman içerisinde rekabetin şiddeti
arttıkça işletmelerin müşteri istek ve ihtiyaçlarını karşılama yönündeki çabalarının
daha hızlı bir şekilde yapılması gerekliliği ortaya çıktı. İşte bilgi ve teknoloji, bunu
başarabilmek için işletmelerin ihtiyaç duyduğu temel araç konumunda olmaktadır.
İşletmelerin karar verme sürecinde geniş bilgi yığını içinden ihtiyaç duyulan bilgiyi
zamanında kullanabilmelerine imkân tanıyan bilgi yönetimi mekanizmaları
işletmelerin amaçlarına ulaşması açısından son derece önemli bir görev
üstlenmektedir.
Bu önemden hareketle bu bölümde işletmelerin bilgiyi başarılı bir şekilde
nasıl yönetebilecekleri konusu üzerinde durulacaktır.
BİLGİ KAVRAMI
Çok boyutlu bir kavram olan bilgi, değişik amaçlar için farklı şekillerde
kullanılabilmektedir. Bilginin kapsamlı bir kavram olmasına bağlı olarak da farklı
tanımlamalar yapılmaktadır. Sözlük anlamı ile bilgi; insan aklının erebileceği olgu,
gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad; öğrenme, araştırma ve gözlem yoluyla
elde edilen gerçeklerdir. Bu noktada örgütsel açıdan kimi zaman birbiriyle eş
anlamlı olarak değerlendirilen veri, bilgi ve üst bilgi kavramları arasında bir ayrım
yapmak gereklidir. Bu kavramlar kendi aralarında bir değer zincirine ya da
hiyerarşiye sahiptir. Veri, bir varlık ya da olaya ilişkin işlenmemiş ham gerçeklerdir.
Bir başka ifade ile veri, analiz edilebilecek ya da daha ileri işlemler için
kullanılabilecek ham bilgidir. Bu nedenle bir anlamda veri bilgi yönetiminin en
temel girdisi konumundadır. Veriler bilginin hammaddesini oluşturmaktadır.
Veriler çeşitli işlemlere tabi tutulduktan sonra bilgiye dönüşürler. Böylece anlam
ve önem kazanırlar. Elde edilen bu bilgi ise yöneticilerin karar verme sürecinde
Veri, bilgi ve üstbilgi kullanılmaktadır. Dolayısıyla bilgi, verilerin işlenmesi ve sonuçların anlamlı bir
kavramları kendi biçimde sunulması ile elde edilen ve karar verme sürecindeki belirsizliği azaltan
aralarında bir değer gerçeklerdir[1]. Üst bilgi ise belirli bir amaca yönelik olarak çeşitli analiz, sınıflama
zincirine sahiptir. ve gruplama işlemlerinden geçirilerek, ileri zaman diliminde potansiyel olarak
kullanıma hazır hale getirilmiş bilgi ve yargılama ile elde edilen deneyimlerdir[2].
200
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Bilgi Yönetimi
Bir başka ifade ile üst bilgi bireylerin öğrendikleri yeni bir olgu ya da yaşadıkları
yeni bir deneyim sonucunda anladıkları şeydir. Bu üst bilgi daha sonra sorunların
çözümünde hayata geçirilmektedir. Sonuç itibarı ile üst bilgi bu kavramlar
arasında hiyerarşik olarak en üst noktada yer almakta ve bilgi de bir noktada üst
bilginin bir tasviri olarak karşımıza çıkmaktadır. Yönetsel içerikli nihai bir tanım
yapmak gerekirse, bilgi, bir işletmenin; müşteri, ürün, süreç, organizasyon, başarı,
başarısızlık hakkında bildikleri veya organize edilmiş ve yapılanmış verileri olarak
tanımlanabilir. Bilgi işletmenin; araştırma, gözlem veya deneyim yoluyla elde ettiği
anlayıştır. Bu anlayış, örgütsel açıdan anlamlı ve faydalı olan veriler yolu ile
kazanılmaktadır.
BİLGİNİN TÜRLERİ
Genel olarak ortaya konan teknik bilgi, siyasal bilgi, bilimsel bilgi, felsefi bilgi
ve simgesel bilgi gibi sınıflamaların dışında örgütler açısından en önemli bilgi
sınıflaması açık bilgi ve örtük ya da örtülü bilgi şeklindeki sınıflamadır. Bilgi, açık ve
örtülü bilgi arasındaki karşılıklı ilişki tarafından yaratılmaktadır. Bu nedenle hem
açık hem de örtülü bilginin işletme çapında iletilmesi, bilgi yönetimi açısından son
derece önemlidir.
Açık Bilgi
Açık bilgi, objektif kaynaklardan sistematik bir şekilde ve biçimsel olarak da
elde edilen bilgidir. Bu türdeki bilgi; yazılan, paylaşılan, kural haline getirilebilen ve
bilgi teknolojileri aracılığı ile diğerlerine aktarılabilen bir özellik taşımaktadır.
Rakamlarla ifade edilen, evrensel ilkelere göre belirli bir süreç sonucunda elde
edilebilen, iletilmesi kolay olan açık bilgi, ham, işlenmemiş yani veri olarak
paylaşılabilen bir bilgi türüdür[3]. Açık bilgi objektif, rasyonel ve teknik olgularla
201
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Bilgi Yönetimi
Örtük Bilgi
Örtük bilgi ise çözümlenmesi ve başkalarına kullanılabilir halde aktarılması
zor bir bilgi türüdür. Örtük zihinsel modellerden ve bireylerin tecrübelerinden
oluşan örtük bilgi, açık bilgiye kıyasla daha belirsizdir. Böyle bir bilgi, insanın
beyninde bulunma özelliğinden dolayı açıkça ifade edilmesi, yazılması veya kural
haline getirilmesi zor ya da imkânsız bir bilgidir. İşyerinde çalışanların kendi işlerini
yapmak için kullandıkları karmaşık nitelikteki örtülü bilgi, net ve kaydedilmiş bir
bilgi değildir. Bu nedenle örtülü bilgi, kişisel deneyim, önsezi ve yargıya
dayanmaktadır. Bir başka deyişle örtülü bilgi bir işi yaparken kullandığımız fakat
kolaylıkla anlatamadığımız bir bilgidir. Bu doğrultuda örtük bilgi mesleki bilgi ve
uzmanlığı, bireysel sezgi ve deneyimi ve yaratıcı çözümleri içermektedir. Bu
niteliğinden dolayı örtük bilgiyi tanımak, kelimelere dökmek ve teknoloji yoluyla
elde etmek son derece güçtür. Örtük bilgi, etkili politika, prosedür ve
uygulamalara yön veren; pratik, hareket yönelimli, deneyime dayalı ve de kişisel
bir bilgidir[4].
İlgili Bilgi: Bilgi yöneticinin üzerinde durduğu konu ile ilgili olmalıdır. Konu
ile ilgili olmayan bilgi gereksizdir ve zaman kaybına yol açar.
Eksiksiz Bilgi: Bilgi, yöneticinin karar verebilmesi için tüm gerçekleri tam
olarak kapsamalı, önemli hiçbir bilgi eksik olmamalıdır.
202
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Bilgi Yönetimi
Yönetsel bilgi bu özelliklere sahip olsa bile analiz, yorum ve açıklama ile üst
bilgiye dönüştürülmediği sürece çok faydalı olmayacaktır. Yöneticiler daha önce de
belirtildiği gibi rakiplerin uygulamaları, tüketicilerin satın alma alışkanlıkları,
işletme içindeki araç-gereçlerle ilgili aksaklıklar gibi pek çok konuda bilginin aktığı
bir merkez konumundadır. Bu nedenle içinde bulunduğumuz çağda bilgi
teknolojilerinin rolü sadece daha fazla bilgi elde etmek ve aktarmak değildir. Buna
ek olarak bilgi teknolojileri analiz, yorum ve açıklama gibi olgularla yöneticinin
neler olduğunu anlama noktasındaki üst bilgisini artırmalıdır.
BİLGİ YÖNETİMİ
İşletmelerin rakiplerine kıyasla daha başarılı bir performans sergilemesinin
altında yatan en önemli konulardan birisi kaliteli bilgiye dayalı olarak alınan
kararlar doğrultusunda faaliyette bulunmaktır. Bu kararların hızlı ve doğru bir
şekilde alınabilmesi ise ancak bilgi yönetimi anlayışı ile mümkündür. İşletme
içerisinde sadece açık ve örtük bilginin varlığı tek başına bir anlam ifade
etmemektedir. Bilgi yönetimi ile vurgulanan var olan bilginin sistemli bir şekilde ve
amaçlara uygun olarak ortaya çıkarılması ve kullanılmasıdır[6].
203
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Bilgi Yönetimi
204
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Bilgi Yönetimi
Bilgi Toplama
Bilgi toplama aşaması bilginin aranması, elde edilmesi, üretilmesi ve
yaratılmasını anlatan aşamadır. Bilgi toplama kavramı yenilik olgusunu da
kapsamaktadır. Bir başka deyişle bilgi toplama aşaması, var olan bilginin
kullanılarak yeni bilginin elde edilmesini de içermektedir. İç ve dış kaynaklardan
elde edilen veri ve bilgiyi üst bilgiye dönüştüren işletmeler bu bilgiyi kendi ilke,
deneyim ve değerleri ile birleştirerek harekete geçerler. Bu noktada kişisel
deneyimlerin paylaşılmasını kolaylaştıran işbirlikçi bir örgüt kültürü son derece
önemlidir.
205
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Bilgi Yönetimi
İşletme içinde farklı bölüm ya da sistemlerde yer alan dağınık bilgileri birleştiren
böyle bir yapı daha verimli ve hızlı çalışmaya imkân tanıyacaktır.
Bilgiyi Koruma
İçinde bulunduğumuz bilgi çağında bir işletmenin rekabet avantajı oluşturup
bunu sürdürebilmesi için bilginin korunması büyük önem taşımaktadır. Bilgiyi
korumak için patent, ticari marka, telif hakları gibi önlemler var olsa da yalnızca
mülkiyet hakları ve yasalarla bilgiyi korumak mümkün değildir. İşletmenin bilgi
yapısını kendi haline ve güçsüz bırakmak bilgiyi korumayı güçleştirecektir. Bu
doğrultuda teşvikler içeren iş birliği, işgören davranış kuralları, iş tasarımı gibi
uygulamalarla bilgiyi koruma yönünde adımlar atılmalıdır.
İşletmeler bilgiyi temel
kaynak olarak BİLGİ YÖNETİMİNDE BİLGİ TEKNOLOJİSİNİN ROLÜ
kullanarak yenilik
yaratmak, müşteri için Bugün işletmelerin içinde bulunduğu dinamik ve değişken çevre koşulları ile
değer oluşturmak ve bu küresel rekabet olgusu sürdürülebilir rekabet avantajını sekteye uğratmakta, ürün
şekilde sürdürülebilir yaşam eğrileri kısalmakta ve teknolojik ilerlemeler büyük bir hızda
rekabet avantajı elde gerçekleşmektedir. Bu koşullar altında işletmelerin başarısı büyük ölçüde kendi
etmek zorundadır.
süreçlerine uyguladığı bilginin niteliğine bağlı olmaktadır. Çünkü bu koşullar
altında yenilik yapmak, müşteri için değer yaratmak, yaşamı sürdürüp
büyüyebilmek için bilgi, temel kaynak konumundadır.
İşletmelerin değişimi yönetme ve rekabet üstünlüğü sağlama süreçlerinde
önemli bir güç sağlayan bilgi, stratejik kararların hem alınmasında ve
uygulanmasında hem de kontrolünde kullanılır. Bu bağlamda stratejik bir varlık
olarak değerlendirilebilecek bilginin kalitesini, zamanlamasını ve yeterliliğini
sağlamada kullanılabilecek en önemli araç bilgi teknolojisidir.
Bilginin stratejik bir silah olarak kullanılabilmesi için değerli, nadir, taklit ve
ikame edilemezlik gibi özellikler taşıması gerekir. Bu özelliklere sahip bilginin elde
edilebilmesi için ise işletmelerin bilgi sistemi yaratması şarttır. Bu noktada bilgi
teknolojileri, bilgi sistemi oluşturarak bir örgütün dijital sinir sisteminin bel
kemiğini oluşturur. Teknoloji, dışardan geniş ölçekte verinin örgüt bünyesine
katılmasını, örgütlenmesini, aktarımını ve paylaşımını sağlar. Var olan bilginin
geliştirilmesi, sorunların çözümünde kaynak olarak kullanılabilmesi teknoloji
sayesindedir ve teknoloji, kullanıcının bilgiye kolaylıkla ulaşmasını mümkün kılar.
Teknoloji sayesinde farklı kaynaklardan elde edilen veriler yararlı bilgiye
dönüştürülüp birçok farklı yerde depolanabilir. Bilgi teknolojilerinin kullanımı, hem
206
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Bilgi Yönetimi
Bilgi Sistemleri
Karar verme olgusunu ve örgütsel süreçleri desteklemek amacıyla insan
kaynağı, veri ve süreçleri bir araya getiren bilgi sistemleri genel olarak yönetim
bilgi sistemi, karar destek sistemi, üst yönetim destek sistemi ve grup destek
sistemi şeklinde sıralanabilir.
207
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Bilgi Yönetimi
Örnek •Bir pazarlama yöneticisi üretim şemasına ilişkin bir karar vermesi
gerektiğinde satış rakamlarına, envanterlere ve takip eden aylara
ilişkin sipariş miktarına bakmaya ihtiyaç duyacaktır.
•Yangın sonucu kullanılamaz hale gelen bir tesise ilişkin olarak ilgili
Örnek
Dolayısıyla böyle bir sistem yönetim bilgi sistemine kıyasla daha karmaşık
sorunların çözümünde yardımcı olmayı amaçlayan ve daha fazla alternatif ortaya
çıkaran bir sistemdir. Karar destek sistemi tüm örgütsel seviyelerdeki yöneticiler
için somut faydalar sağlar. İnteraktif ve bilgisayara dayalı böyle bir sistem karar
modellerine ve bütünleştirilmiş veri tabanlarına dayanır. Bu sistem, yöneticilerin
belirli alternatifleri test etmelerine ve sonunda en etkin alternatifi seçmelerine
yardımcı olur.
208
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Bilgi Yönetimi
yardım etmek için tasarlanan bilişim sistemidir. Bu sistemin odak noktası stratejik
kararlar için üst yönetime bilgi sağlamaktır. Böyle bir sistem işletmenin güçlü ve
zayıf yönlerini anlamasına ve çevreye uyum sağlamasına yardım eder[11].
Üst yönetim destek sistemi, üst düzey yöneticilere belirli bir veri setini
derinlemesine analiz etme ve eğilim ve sorunları ortaya çıkarma imkânı
sağlamaktadır.
•Bir ürün yöneticisi bu yılın satış rakamları ile geçen yılın satış
Örnek
Veri deposu
Veri deposu günlük işlem ve faaliyetlerde kullanılmak üzere hazırlanan
kapsamlı bir veri topluluğudur. Örneğin, müşteri kayıtları ve bilgileri, çalışanlarla
ilişkili bilgiler veri deposu içerisinde yer almaktadır. Müşterilere ilişkin bilgiler
içeren bir veri deposu pazar eğilimlerini araştırmada işletme açısından faydalı
209
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Bilgi Yönetimi
olacaktır. Veri deposu bir anlamda içinde mücevher taşıyan çöplük gibi
değerlendirilebilir. Bu noktada önemli ve değerli olan biriktirilen veriyi etkin bir
şekilde düzenleyip, yönetsel kararlarda kullanılabilecek doğrultuda örgütlemektir.
İşte mücevherleri ortaya çıkarmak veri deposu oluşturmanın ardında yatan
mantıktır.
Veri deposu birbiriyle ilişkili veriler içeren bir veri tabanıdır. Böyle bir veri
tabanı örneğin her ayın son günü gibi önceden belirlenmiş tarihlere kadar ilgili
işletme içi koşulların hazırlanmasına yardımcı olur. Veri deposunun faydası,
yöneticilerin geniş bir veri arşivi içerisinde inceleme yapıp rapor hazırlamasına
olanak sağlayarak onların karar verme yetilerini artırmasıdır. Veri deposu
uzmanları, veri ile yapılacak örgütsel analiz türü konusunda bilgi sahibi olmalıdır.
Ayrıca bu uzmanlar veri deposu tablolarını, daha sonra yaşanabilecek muhtemel
değişiklikleri düşünerek esnek bir çerçevede hazırlamalıdırlar.
Veri madenciliği
Veri madenciliği, işletme bünyesinde yer alan çok sayıdaki bilgi kaynağını
olguları birbiriyle ilişkilendirmek ve kalıplar oluşturmak için araştırma ve inceleme
faaliyetidir. Bir başka deyişle veri madenciliği, büyük ve kapsamlı bir veri topluluğu
Veri madenciliği, veri içerisinden daha önce bilinmeyen nitelikte birtakım ilişkileri keşfetmek amacıyla
seti içerisinde
veri seçme, araştırma ve model üretme sürecidir. Daha önce ele aldığımız veri
ilişkilendirme
yapmaktadır. deposunu oluşturma fikrinin ardında da bu depoyu yararlı bilgiler için
araştırabilme amacı yatmaktadır. Bu doğrultuda hazırlanan yazılım programları
anlamlı bilgi kalıpları oluşturmak için kapsamlı verileri analiz eder.
210
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Bilgi Yönetimi
Pazar Sepeti Analizi: Hangi ürün ya da hizmetlerin bir arada ve daha çok
hangi zamanlarda alındığı bulunabilir.
Trend Analizi: Mevcut aydaki müşteri sayısı ile geçen aydaki müşteri
sayısı arasındaki fark belirlenebilir.
Kaynak Oz, 2002:342
Extranet
Extranet, işletme çalışanlarını, tedarikçilerini, müşterilerini ve diğer önemli
paydaşlarını elektronik ortamda birbirine bağlayan geniş bir alan şebekesidir.
İşletmelerin dışsal çevredeki kişi ve gruplarla ilişkilerini korumak amacıyla
düşünülen extranet, bir anlamda intranetin fonksiyonunun genişletilmesi ile
ortaya çıkmaktadır. Bir işletmenin extraneti satışlardan pazarlamaya ve müşteri
hizmetlerine, ürün geliştirmeden iş grubu projelerine kadar çok geniş bir
uygulama aralığında hızlı, güvenilir, gizli ve düşük maliyetli bir elektronik iletişim
imkânı tanımayı amaçlamaktadır.
211
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Bilgi Yönetimi
Diyalog
Örtük bilgi açısından temel mekanizmalardan biri olan diyalog, yaşamı
oluşturan süreçleri, varsayımları ve bilinenleri toplu halde ve sürekli olarak
araştırma olarak tanımlanabilir. Diyalog aracılığı ile bireyler gizli varsayımları ve
ortaya çıkmamış fikirleri ortaklaşa bir çabayla bulabilir ve inançlarında ve
düşüncelerinde esneklik sağlayabilirler. Diyalog, bireylere sadece sorun çözme,
fikir birliği oluşturma veya iletişim geliştirmeyi mümkün kılmakla kalmayıp aynı
zamanda nasıl daha iyi düşünebilecekleri noktasında da onları daha ileri bir
seviyeye götürmektedir. Sonuç olarak diyalog kolektif zekâ ve düşünce
yaratılmasına ortam hazırlayan bir araç konumundadır.
Bir örgütsel ortamda uygun bir diyalog ortamı oluşturabilmek için bireyler
kendi görüş ve düşünceleri kadar diğerlerinin görüş ve düşüncelerine saygı
göstermeli ve gerektiğinde kendi varsayımlarını askıya alabilmeli, diğerlerini yakın
bir iş birliği anlayışı içerisinde bulunmaları gereken iş arkadaşları olarak
değerlendirebilmeli, diyalogla tartışma arasında denge sağlanmalı, düşünme ve
sorgulama ortamı oluşturulmalıdır.
Öğretici hikâyeler,
Öğretici hikâyeler
örgüt kültürünün
önemli bir yansıması Örtülü bilgi mekanizmalarının bir diğeri olan öğretici hikâyeler aracılığı ile
olarak önemli bir bilgi insanlar toplumsal yaşamda belirli görüşleri pekiştirmede veya durumları
yönetimi açıklamada hikâyelerden örnekler vererek yararlanırlar. Vurgulanmak veya
mekanizmasıdır. öğretilmek istenen unsurlar bir hikâyeyle ilişkilendirildiğinde daha somut ve kalıcı
etki yapabilmektedir. Bu noktadan hareketle bu mekanizma aracılığı ile bireylerin
212
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Bilgi Yönetimi
Mesleki topluluklar
Farklı işletmelerde aynı pozisyonlarda çalışan ya da benzer sorunlarla
karşılaşan yönetici veya çalışanların bir araya gelerek bilgi değiş tokuşunda
bulunmalarını amaçlayan mesleki topluluklar da biçimsel olmayan bir bilgi
yönetimi mekanizmasıdır. Bu topluluklarda bireyler biçimsel olmayan bir
çerçevede fakat meşru biçimde diğer meslektaşlarının tecrübelerinden
yararlanmaktadır.
Yapay zekâ
Yapay zekâ, normal şartlarda insan zekâsı gerektiren birtakım işleri
Yapay zekâ, bilgisayar kullanımı ile sağlamayı amaçlayan bir uygulamadır. Burada zekice
bilgisayarların zekice davranan bir bilgisayar sistemi geliştirmek amaçlanmaktadır. Örneğin satranç
davranmasını içeren bir oynayabilen bir bilgisayar programı yaygın olarak bilinen bir yapay zekâ
uygulamadır. uygulamasıdır. Yapay zekâ karar alıcıların karmaşık durumlarda kolay karar
vermelerini sağlamak ve örtük bilgiyi açık hale getirmek için tasarlanmış bir sistem
olarak da düşünülebilir.
Yapay zekâ uygulamaları örgütlerde somut olarak uzman sistemler ve sinir
ağları şekillerinde ortaya çıkmaktadır. Uzman sistemler, özel bir alanla ilgili, göreli
olarak sınırlı ve karmaşık uygulamalar hakkında gerekli bilgiyi kullanabilen
sistemlerdir. Bu tür bir sistem, yöneticinin bilgiyi uzman bir danışman gibi
kullanmasını sağlayacak şekilde oluşturulur. İş hukuku, finans ya da tıp gibi alanlar
uzman sistemlerin en çok kullanıldığı alanlardır. Sistem, bilinen kurallar dizisini
kullanarak, sadece yüksek deneyime sahip uzmanlar tarafından çözümlenebilen
karmaşık sorunları çözmek için tasarlanan bir yazılım tipidir. Uzman, sistemdeki
bilgi ilgili bilgi alanında uzman olan bir veya daha fazla kişiden elde edilir ve
kurallar bilgisayar ortamında kullanılabilir hale getirilir. Bu kurallar, “belirli bir
213
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Bilgi Yönetimi
Tıpkı insan beyni gibi sinir ağı da öğrenmeyi sürdüren bir sistemdir. Veri
tabanına yeni örnekler eklendikçe sistemin sonuçları tahmin etme ve öngörme
yeteneği artacaktır.
Yapay zekâ uygulamalarından uzman sistemler karar verme durumuna ilişkin
tüm noktaların bilindiği durumlarda seçim yapmayı kolaylaştırmayı amaçlarken;
sinir ağları ise bu ölçüde belirliliğin olmadığı durumlarda benzer geçmiş verileri
inceleyerek karar vermeye yardımcı olmayı hedefleyen bilgi sistemleridir.
214
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Bilgi Yönetimi
Bireysel Etkinlik
•Açık ve örtük bilginin bilgi yönetimi açısından önemini forumda
tartışabilirsiniz.
•Bilgi yönetimi sistem ve teknolojilerinden daha etkili bir şekilde
yararlanma noktasında işletmeler tarafından yapılması gerekenlere
ilişkin görüşlerinizi belirtiniz.
•Bir işletmenin bilgi yönetimi altyapısını belirlerken nasıl bir yol
izlenmelidir?
215
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Bilgi Yönetimi
• Bilgi yönetiminin ele alındığı bu bölüm; bilgi kavramı, bilginin türleri, bilgi
yönetimi kavramı, önemi, süreci ve bu süreçte bilgi teknolojilerinin rolü ile
bilgi yönetimi sistem ve teknolojileri konularına odaklanmıştır.
•Veri, bir varlık ya da olaya ilişkin işlenmemiş ham gerçeklerdir. Bir başka
ifade ile veri, analiz edilebilecek ya da daha ileri işlemler için kullanılabilecek
ham bilgidir. Veriler bilginin hammaddesini oluşturmaktadır. Veriler çeşitli
işlemlere tabi tutulduktan sonra bilgiye dönüşürler. Böylece anlam ve önem
Özet
kazanırlar. Elde edilen bu bilgi ise yöneticilerin karar verme sürecinde
kullanılmaktadır. Dolayısıyla bilgi, verilerin işlenmesi ve sonuçların anlamlı bir
biçimde sunulması ile elde edilen ve karar verme sürecindeki belirsizliği
azaltan gerçeklerdir. Üst bilgi ise belirli bir amaca yönelik olarak çeşitli analiz,
sınıflama ve gruplama işlemlerinden geçirilerek, ileri zaman diliminde
potansiyel olarak kullanıma hazır hale getirilmiş bilgi ve yargılama ile elde
edilen deneyimlerdir.
•Bilgi bir işletmenin; müşteri, ürün, süreç, organizasyon, başarı, başarısızlık
hakkında bildikleri veya organize edilmiş ve yapılanmış verileri olarak
tanımlanabilir. Bilgi örgütün; araştırma, gözlem veya deneyim yoluyla elde
ettiği anlayıştır. Bu anlayış, örgüte faydalı olan veriler yolu ile
kazanılmaktadır.
•İşletmeler açısından en önemli bilgi sınıflaması açık bilgi ve örtük ya da
örtülü bilgi şeklindeki sınıflamadır. Açık bilgi, kelime ve rakamlarla ifade
edilen iletilmesi kolay bir bilgi iken; örtük bilgi önsezi ve kavrama içeren ve
bireylerin tecrübelerinden oluşan, paylaşılması zor bir bilgi türüdür. Bilgi
daha iyi karar almayı ve hızlı tepki vermeyi sağladığından bilginin kalitesi bu
süreçte son derece önemlidir. Yüksek kaliteye sahip bilgi ise anlaşılırlık,
güvenilirlik, ilgililik, eksiksizlik, vecizlik, zamanındalık ve maliyet etkinliği gibi
bir takım özelliklere sahip olmalıdır.
•Bilgi ne kadar kaliteli olursa olsun, bu bilgiyi kullanma durumunda olanlar
bilginin varlığından habersizlerse hiçbir işe yaramayacaktır. Bu gerçek,
işletmelerin somut ve soyut bilgi kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanılması
konusunu son derece önemli hale getirmekte ve bilgi yönetiminin önemine
işaret etmektedir.Bu çerçevede bilgi yönetimi bilginin elde edilmesi ve ondan
kaldıraç etkisinin yaratılması sürecinin planlı ve yapısal bir bakış açısı ile
gerçekleştirilmesi şeklinde tanımanabilir.
•Bilgi yönetimi sürecinin adımları; bilgi toplama, bilgiyi kullanılabilir hale
dönüştürme, bilgiyi örgütsel uygulamalarda kullanma ve bilgiyi koruma
şeklindedir. Bu süreçte bilgi teknolojileri bilgi sistemi oluşturarak bir örgütün
dijital sinir sisteminin bel kemiğini oluşturur. Var olan bilginin geliştirilmesi,
sorunların çözümünde kaynak olarak kullanılabilmesi teknoloji sayesindedir
ve teknoloji kullanıcının bilgiye kolaylıkla ulaşmasını mümkün kılar. Teknoloji
sayesinde farklı kaynaklardan elde edilen veriler yararlı bilgiye dönüştürülüp
birçok farklı yerde depolanabilir. Bilgi teknolojilerinin kullanımı, hem dışsal
çevredeki unsurlarla ilişki kurulmasını kolaylaştırır hem de örgüt bünyesinde
bilgi yaratma ve paylaşma stratejilerinin oluşturulmasını sağlar.
•İşletmelerde bilgi sistemi, örgütsel süreçleri destekleyici teknolojik
kaynaklarla bu süreçleri bir araya getirme işlevine sahip bir sistemdir. Bir
başka ifade ile bilgi sistemi, örgütsel faaliyetler için veri ve destek sağlayan
bir sistemdir ve böyle bir sistem bilgi teknolojisine dayalıdır.
•Karar verme olgusunu ve örgütsel süreçleri desteklemek amacıyla insan
kaynağı, veri ve süreçleri bir araya getiren bilgi sistemleri genel olarak
yönetim bilgi sistemi, karar destek sistemi, üst yönetim destek sistemi ve
grup destek sistemi şeklinde sıralanabilir.
•İşletmelerde bilgi yönetimi altyapısı içerisinde yer alan açık bilgi yönetimi
mekanizmaları veri deposu, veri madenciliği, intranet, extranet, bilgi
haritaları ve elektronik kütüphaneler şeklinde sıralanabilir.
•Örtük bilgi yönetimi mekanizmaları başlığı altında genellikle diyalog, öğretici
hikâyeler ve mesleki topluluklar yer almaktadır.
216
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Bilgi Yönetimi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Bir varlık ya da olaya ilişkin işlenmemiş ham gerçekler aşağıdakilerden hangisi
ile ifade edilir?
a) Veri
b) Bilgi
c) Üst bilgi
d) Teknoloji
e) Bilgi yönetimi
217
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Bilgi Yönetimi
7. Özel satış ya da ürün tanıtımı gibi uygulamalar açısından hedef müşteri kitlesini
daha iyi bulabilme amacındaki bir pazarlama yöneticisinin mevcut verilerden
satın alma kalıplarını inceleyerek bunu yapmaya çalışması aşağıdakilerden
hangisinin kullanımına örnektir?
a) Veri deposu
b) Veri izleme mekanizması
c) Veri madenciliği
d) İntranet
e) Extranet
10.Bir işletmenin tümü hakkında ürün tasarlama, satın alma, yatırım, üretim,
dağıtım zamanı, gelecek talep tahmini gibi konular hakkında veri toplama,
işleme ve sağlama sistemi aşağıdakilerden hangisidir?
a) Uzman sistemler
b) Veri deposu
c) Sinir ağları
d) Girişim kaynak planlama sistemi
e) Karar destek sistemi
Cevap Anahtarı
1.a, 2.c,3.b,4.a, 5.d, 6,e, 7.c, 8.b, 9.e, 10.d
218
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Bilgi Yönetimi
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Black, J.S., Porter, L.W. (2000). Management: Meeting New Challanges. New
Jersey: Prentice Hall.
[2] Cole, G.A., Kelly, P. (2011). Management:Theory and Practice, Singapore:
Cengage Learning.
[3] Gils, A., Zwart, P. (2004).“Knowledge Acquisition And Learning in Dutch and
Belgian SMEs: The Role of Strategic Alliances”, European Management
Journal, 22 (6), ss.685-692.
[4] İşcan, Ö.F., Naktiyok, A. (2005). Dijital Çağ Örgütleri. İstanbul:Beta.
[5] Plunkett, W.R., Attner, R.F, Allen, G.S. (2002). Management; Meeting and
Exceeding Customer Expectations. U.S.A., South Western Pub.
[6]Schermerhorn, J.R. (2010). Management. New Jersey:John Wiley&Sons Inc.
[7] Wasserman, O. (2001). The Intelligent Organization: Winning the Global
Competition With the Supply Chain Idea. Germany: Springer.
[8] Çakar, N.D., Yıldız, S. (2010). ‘‘Bilgi Yönetimi ve Örgütsel Etkinlik İlişkisi: Örgüt
Kültürü ve Örgüt Yapısının Temel Etkileri”, Ege Akademik Bakış,10(1), ss. 71-
93.
[9] Mische, M. A. (2001). Strategic Renewal. New Jersey: Prentice Hall Inc.
[10] Boone, L.E.; Kurtz, D.L.(2002). Contemporary Business, U.S.A.: Harcourt College
Publication,
[11] Dessler, G. (2001) Management, Leading People and Organizations in the 21st
Century, New Jersey:Prentice Hall Inc.
[12] Oz, E. (2002). Management Information Systems. Canada, Thomson Learning.
[12] Lencioni, P. (2002). “Make Your Values Mean Something”, Harvard Business
Review, July, ss. 113-117.
219
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Cx
KÜRESEL İŞLETME YÖNETİMİ
• İşletmelerin Küreselleşme
Süreci ORGANİZASYON
• Küresel İşletmelerin Özellikleri
• Küresel İşletmelerin Faaliyet
Yöntemleri Prof. Dr.
• Küresel İşletme Stratejileri
Enver AYDOĞAN
işletmelerden ayırabilecek,
• İşletmelerin küreselleşme sürecini
kavrayabilecek,
• İşletmelerin küreselleşme yönünde
neler yapması gerektiğini
değerlendirebilecek,
• Küresel stratejilerin
oluşturulmasında nelerin dikkate
alınması gerektiğini anlayabilecek,
• Küresel işletmelerin karşılaştığı ÜNİTE
zorluklar hakkında bilgi sahibi
olabileceksiniz.
11
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Küresel İşletme Yönetimi
GİRİŞ
Bilgi ve iletişim olanaklarının artması ve çeşitlenmesi bu olanaklardan
yararlanma maliyetinin azalması, bireyler ve bireylerin oluşturduğu örgütsel yapılar
arasındaki etkileşimi artırmıştır. Böylece, küresel olarak paylaşılan, insanların
yaşamlarını biçimlendiren —evrensel— değerler oluşmaktadır. İş yapış biçimleri de bu
oluşumdan etkilenmiş, ekonomik bütünleşme hareketleri hız kazanmıştır: Dünya
küreselleşmektedir.
Küreselleşme, toplumların ekonomik örgütlenme birimlerinden olan işletmeleri
de etkilemektedir. Artık, yalnızca kurulduğu ülke sınırları içerisinde faaliyet gösteren,
ürün ve hizmetlerini kendi pazarlarına sunan işletmelerden söz edilmemektedir.
Artık, yalnızca Kurulduğu ülke dışında da işletmecilik faaliyetlerini yerine getiren, bu faaliyetlerin
kurulduğu ülke sınırları yerine getirilmesinde karar sahibi olan, kararlarında küresel değerleri göz önünde
içerisinde faaliyet bulunduran, dünyayı tek bir ekonomi olarak ele alan işletmeler de ekonomik
gösteren, ürün ve sistemlerin birer parçasıdır. İşte bu işletmelere “küresel işletme” denilmektedir.
hizmetlerini kendi Küresel işletmelerin yapılarını, yapılarını etkileyen unsurları anlamak
pazarlarına sunan işletmecilik eğitiminde önem arz etmektedir. Küresel işletmelerin faaliyet
işletmelerden söz yöntemlerinin anlaşılması, küresel işletmelerde kullanılan stratejilerin
edilmemektedir. değerlendirilmesi ve söz konusu stratejilerin hayata geçirilmesinde karşılaşılan
zorlukların değerlendirilmesi, yönetim bilimince öncelikli konular arasında ele
alınmaktadır.
Yönetim ve organizasyon kitabının küresel işletme yönetimi ünitesi beş ana
başlıktan oluşmaktadır. Birinci kısımda küresel işletmeler ve küresel işletme yönetimi
açıklanmıştır. İkinci kısım yerel pazarda faaliyette bulunma, uluslararasılaşma, çok
uluslulaşma ve küreselleşme aşamalarından oluşan işletmelerin küreselleşme süreci
konusuna ayrılmıştır. Ardından üçüncü kısımda küresel işletmelerin özellikleri
incelenmiştir. Daha sonra dördüncü kısımda ihracat yapma, franchising, stratejik iş
birliklileri, ortak girişim (joint venture), lisans anlaşması ve doğrudan yatırımlar olarak
sınıflandırılan küresel işletmelerin faaliyet yöntemlerine yer verilmiştir. Son olarak
beşinci kısımda küresel işletme stratejileri başlığında maliyet tasarrufu, ürün ve üretim
programlarının kalitesi, genişletilmiş müşteri önceliği ve rekabet kaldıraçları gibi
küresel işletme stratejilerinin yararları açıklanmış ve tikelcilik, yasal düzenlemeler,
uygulamalardaki farklılıklar, dil ve finansal uyuşmazlıklardan oluşan küresel işletme
stratejilerinin uygulamasında karşılaşılan zorluklara değinilmiştir.
Tam olarak hangi oluşumların çok uluslu işletme olduğuna ilişkin pek çok tanım
bulunmaktadır. Ancak bu noktada, hangilerinin çok uluslu işletme olmadığını
vurgulamak yerinde olacaktır. Merkezi yönetimleri bir ülkede bulunan ve tüm üretim
ve/veya hizmetlerini o ülkede üreten ve pazarlayan işletmeler çok uluslu değildir.
Yerel pazara odaklı bu işletmeler, tamamen kaçınamasalar da diğerlerine göre, daha az
küresel risklerle karşı karşıya kalmaktadır. Bunun yanı sıra, aynı ülkede yönetilen ve
üretim yapan, ürünlerini ancak birkaç ülkeye ihraç eden işletmeler de çok uluslu
değildir. Şu var ki ihracatın uluslararası riski, tamamen yerel olan işletmelere kıyasla
daha fazladır. Çünkü yabancı pazarlara ihracat yapmaktadırlar ve pazarlamalarına
ilişkin kültürel farklılıkları göz önünde bulundurmaları gerekir [5].
Bir işletme yerel pazarının dışında katma değer yaratan faaliyetlere yatırım
yapmasıyla veya benzeri faaliyetleri yerel pazarının dışında yürütmeye başlamasıyla,
“çok uluslu” nitelemesi kullanılabilir. Genellikle kullanılan çok uluslu işletme tanımı
şunlardır [5]:
Küreselleşme Aşaması
Bu aşamadaki işletmeler, “yabancı” ülke yaklaşımı ile değil, merkezi
yönetiminin bulunduğu ülke dâhil, bütünleşik, yani “küresel” bir yaklaşımla
faaliyetlerini ele almaktadır. Böyle işletmelere de “küresel işletme” denilmektedir.
Küreselleşme sürecinin en temel aktörlerinden birisi olan küresel işletmeler, kendisi
gibi uluslararası bir çevrede faaliyet gösteren diğer örgütlenme biçimleri ile benzerlik
göstermesine karşın kendisine ait birtakım farklı özelliklere de sahiptir. Küresel
işletmeler özellikle çok uluslu işletmeler ile çokça karıştırılmaktadır. Pek çok yazar
tarafından çok uluslu işletme ile küresel işletme birbirlerinin yerine kullanılmaktadır.
Halbuki çok uluslu işletme ile küresel işletme birbirinden farklı iki örgütlenme biçimini
ifade etmektedir. Bu iki örgüt yapısını birbirinden ayıran temel farklılıklar; vatandaşlık
olgusuna bakış açısından, sahip oldukları iş gücü yapısının karakteristik özelliklerinden,
çalışma anlayışındaki, vizyonlarındaki ve izledikleri strateji farklılıklarından
kaynaklanmaktadır [6]. Diğer farklılıklar aşağıdaki Tablo 11.1’de özetlenmektedir.
Küresel işletmeler, Küresel işletme, ülkeden ülkeye farklılık gösteren bir yaklaşımla faaliyetlerini
küresel değerleri temel sürdürmekten ziyade, genel bir bakış açısı geliştiren, küresel değerleri temel alan,
alır; pazarları “bütün” ulaşmak istediği ülke pazarlarının kesişim noktalarını değerlendiren işletmelerdir. Bu
olarak değerlendirir. bakımdan, ürünlerinin tasarlanmasından, üretilmesine ve pazarlanmasına kadar, her
aşamada hedef pazarları “bütün” olarak değerlendirme söz konusudur. Faaliyetlere
ilişkin alınması gereken kararlarda “yerel” değil “küresel” değerler, beklenti ve istekler
belirleyicidir.
Tablo 11.1. Çok Uluslu İşletme ile Küresel İşletme Arasındaki Farklar
Kaynak: [7]
• Küresel işletmeler, dünyayı tek bir ekonomi olarak görür ve her türlü
faaliyetlerini bu bilinçle oluştururlar.
Birden fazla ülkede, farklı beklentilere sahip müşterilere, aynı veya benzer
ürünlerle ulaşan küresel işletmeler, işletmecilik faaliyetlerini bütüncül bir yaklaşımla
yerine getirir. Yönetsel kararların alınması ve uygulanması, sonuçlarının
değerlendirilmesi, ülkeler bazında değil, genel çerçeve içerisinde gerçekleştirilir.
• Küresel işletmeler, ana merkez ile bağlı kuruluşlar arasındaki ilişkilerin sağlıklı
bir şekilde yürütüldüğü işletmelerdir.
Küresel işletmecilik, ev sahibi ülkelerde işletmenin türlü faaliyetlerini yerine
getiren, ana merkezde alınan kararlar doğrultusunda çaba gösteren bağlı kuruluşların
merkezi yönetim ile ve kendi aralarında etkin iletişimi gerektirir. Üst yönetim
tarafından alınan stratejik kararların algılanabilmesi ve yerine getirilebilmesinde
iletişim önem arz eder.
Küresel işletmecilik, Ülkelerdeki faaliyetler sonucunda elde edilen bilginin ana merkezle de
birbirileri ile etkileşim paylaşılabiliyor olması gerekir. Zira işletme yapısının biçimlendirilmesinde ve
içerisinde olan alt kararların verilmesi ve uygulanmasında, bağlı işletmelerden sağlanan geri bildirim
sistemlerden oluşan belirleyici olacaktır.
sistemleri gözetmeyi Ev sahibi ülkedeki müşterilerin yaklaşımları, ürünlere ve işletmenin
ve yönetebilmeyi, faaliyetlerine ilişkin tepkileri bağlı işletmeler tarafından aktarılabilecektir.
işletmenin faaliyetleri
• Küresel işletmelerin ilgi alanına giren pazarlar, müşteriler, işletmeler, ilişkiler,
ile bütünleştirebilmeyi
bilgi teknolojisi, iletişim ağları ve finansal piyasalar da küresel durumdadır.
gerektirir.
Küresel durumda olmak, iç içe geçmişliği ve yaygınlığı ifade eder. Küresel bir
bütünün parçasında meydana gelen herhangi bir değişim bütünü etkileyebilecektir.
Örnek
•OPEC (Organization of Petroleum Exporting Countries, Petrol İhraç
Eden Ülkeler Örgütü) ülkelerinin petrol fiyatlarına ilişkin tutumu,
küresel finans piyasalarını doğrudan etkiler. Ya da farklı coğrafik
bölgelerdeki pazarlama birimlerinin etkileşim içerisinde olmasını
kolaylaştıran bilgi ağlarının herhangi bir noktasında meydana gelen
sorun, gereksinim duyulan bilginin, tam ve zamanında aktarılmasına
neden olabilmektedir.
İşte küresel işletmecilik, birbirileri ile etkileşim içerisinde olan alt sistemlerden
oluşan sistemleri gözetmeyi ve yönetebilmeyi, işletmenin faaliyetleri ile
bütünleştirebilmeyi gerektirir.
Yukarıdakilere ek olarak, küresel işletmelerin katlandıkları risklerin daha yüksek
olduğunu belirtmek gerekir. Dünyayı tek bir ekonomi olarak gören, değişik ülkelerde,
aynı anda rekabet eden bu işletmelerin stratejik kararlarına etki eden, birbirinden
farklı, çok sayıda değişken bulunmaktadır: Her bir ülkenin kendi kültürü, davranış
biçimi, öncelikle müşterilerin beklentilerini farklılaştırmakta ve bu potansiyel müşteri
kitlesi için üretim ve pazarlama planının gerçekleştirilmesini güçleştirmektedir.
Bununla birlikte, küresel bakışın geliştirilmesi, küresel değerlerin işletme tarafından
benimsenebilmesinde belirleyici olan çalışanların farklı ülke vatandaşlarından olması
gerekir.
Genellikle benimsenen, ev sahibi ülke vatandaşlarının istihdam edilmesi
yönündedir. Ancak her ülkenin işgücü piyasası farklılık gösterir: Eğitim düzeyi,
çalışanların işe ilişkin yaklaşımları, değerleri, insan kaynaklarının planlanması ve
yönetilmesi konusunda güçlüklerin yaşanmasına neden olabilmektedir.
Ayrıca bilişim teknolojilerine ilişkin yaklaşımları da diğerlerinden farklıdır (farklı
olmalıdır): Bağlı şubeler arasındaki etkileşimi kuvvetlendirecek, bilgi akışının
aksamadan gerçekleşmesini sağlayacak, hızlandıracak, ana merkezden ev sahibi
ülkelerdeki faaliyetlerin izlenmesini mümkün kılacak teknolojik altyapıya gereksinim
duyarlar. Bu bakımdan, son dönemde gerçekleştirilen çalışmalarda, küresel
işletmelerin sağlıklı bir şekilde faaliyetlerini sürdürülebilmesinde bilişim
teknolojilerinin önemine dikkat çekilmektedir. Uygulamacılar teknolojik
gereksinimlere vurgu yapmaktadır.
başlık altında ele alınan faaliyetler küresel işletme faaliyetleri olarak değerlendirilse
de küresel işletmecilik dahilinde başka faaliyetlerin de gerçekleştirilebilir olduğunun
farkında olmak gerekir.
İhracat Yapma
İhracat yapma,
franchising, stratejik İhracat yapma diğer ülkelerdeki müşteriye doğrudan veya tüccarlar ya da satış
işbirlikleri, ortak girişim, temsilcileri aracılığıyla, dolaylı olarak satış yapmadır. Dolaylı ihracat, dolaysız ihracata
lisans anlaşmaları ve göre çok daha kolaydır. Çünkü ne özel bir uzmanlık ne de geniş nakit giderleri
doğrudan yatırımlar gerektirir. Ana ülkedeki ihracatçılar işi yapar. Yönetim yalnızca emirleri verir [10].
küresel işletmelerin İhracat yoluyla dış pazarlara giriş, diğer küresel işletme faaliyetlerine kıyasla daha kolay
faaliyet yöntemlerinden ve daha az risklidir. Gerektiğinde nispeten daha ucuz ve basit bir şekilde pazardan çıkış
bazılarıdır. stratejisi sunmaktadır. Bununla birlikte, ihracat tamamen risksiz de değildir: İhracatçılar
hala döviz kuru riski ile karşı karşıyadır, siyasi kriz ve risklere maruz kalmaktadırlar
ancak yine de söz konusu riskler, diğer yöntemlere göre daha azdır [11].
Franchising
Francshising, tanınmış bir markanın, oluşmuş bir imajın belli bir bedel
karşılığında, belli standartlar içinde, belli bir bölgede, belli bir süre için bağımsız
yatırımcıya kullandırıldığı; ana firmanın yönetim, örgütlenme, eğitim ve tedarik
konularında yardım sağladığı bir pazarlama ve dağıtım yöntemidir. Kendi alanlarında
başarılı olmuş, kaliteli mal veya hizmet üreten firmalar, ürün ya da hizmetlerinin ülke
içinde ya da ülke dışında, ana firma ile tutarlı olarak, aynı görünümdeki mağazalarda
üretilmesi, dağıtılması ve belli standartlar içerisinde kullandırılması için imtiyazlar
vermektedir [12].
Stratejik İş Birlikleri
Birden fazla işletme, rekabet üstünlüğü sağlayabilmek amacıyla, belirli bir
alanda işbirlikleri gerçekleştirebilmektedir. İşte bunlara stratejik işbirlikleri
denilmektedir. Sözleşmeye dayalıdır.
Temelde, üç tür stratejik işbirliklerinden söz edilmektedir [13]:
Kaynak: [14]
Doğrudan Yatırımlar
İşletmenin, riski üstlenerek, üretim ve pazarlama ve/veya diğer işletmecilik
faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere ülke dışında tesis kurma ve işlerin yürütülmesi için
organizasyon yapısını belirleme ve harekete geçirme sürecini kapsar. Doğrudan
yatırımda ortaklık söz konusu değildir.
İşletme, ürünlerine talep olduğunu veya olacağını düşündüğü pazarda, aracısız
faaliyette bulunmak, faaliyetlere ilişkin kararları kendi vermek ve faaliyetlerini kendisi
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi işletmenin küreselleşme aşamalarından biri değildir?
a) Çok uluslaşma
b) Uluslaşma
c) İhracat yapma
d) Uluslararasılaşma
e) Küreselleşme
I. Patent
II. Marka
III.Franchise
6. Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri, lisans anlaşması kapsamında lisansiyeye
verilebilecek haklar arasında yer almaktadır?
a) Yalnız I
b) Yalnız II
c) I ve II
d) I ve III
e) I, II ve III
9. “Hali hazırda mevcut olmayan ve köken itibarıyla hiçbir ülkeye mensup olmayan,
daha çok uluslararası anlaşma ile kurulan, uluslararası bir kuruluş nezdinde tescil
edişmiş olup bu kuruluşa bağlı olan, onun tarafından denetlenen, ona vergi
ödeyen ve böylece milliyetini kaybeden işletme” hangisidir?
a) Uluslar üstü işletme
b) Uluslararası işletme
c) Çok uluslu işletme
d) Küresel doğan işletme
e) Ulusal işletme
Cevap Anahtarı
1.b, 2.a, 3.c, 4.d, 5.d, 6.e, 7.b, 8.d, 9.a, 10.e.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Stonehouse, G., Campbell, D., Hamill, J., & Purdie, T. (2009). Global and
transnational business: Strategy and management. John Wiley & Sons.
[2] Hill, C. W. L. (2010). International business: Competing in the global market place,
New York: McGraw- Hill, Irwin.
[3] Hill, C. W. L. (2008). Global Business Today (Fifth Edition), New York: McGraw- Hill,
Irwin.
[4] Bolat, T. ve Aytemiz Seymen, O. (2005). Çok Uluslu İşletmelerin Kavramsal Açıdan
İncelenmesi, Küreselleşme ve Çok Uluslu İşletmecilik, Editör: Oya Aytemiz
Seymen ve Tamer Bolat, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
[5] Johnson, Debra ve Turner, Colin (2003). International Business: Themes and
Issues in the Modern Global Economy, Londra ve New York: Routledge.
[6] Taşar Ünalp, A. (2007). Küresel İşletmeler ve Küresel İşletmelerde Farklılıkların
Yönetiminde Kültürel Farklılıkların Önemi. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
[7] Tağraf, H. (2008). “Küresel Stratejilerden Çok uluslu Stratejilere Geçiş: Küresel
Düşün Yerel Davran”. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İİBF Dergisi, Yıl: 10
(14), 348-366.
[8] Çavuşgil, S. T., Knight, G. ve Üner, M. M. (2011). Türkiye’de Küresel Doğan
İşletmeler, Ankara: Detay Yayıncılık.
[9] Aytemiz Seymen, O. (2003). “2000’li Yıllarda Yöneticiler Açısından Küresel Kariyer
Olgusu ve Koşulları Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme”. Uludağ Üniversitesi
İİBF Dergisi, 22 (1), 83-105.
[10] Can Mutlu, E. (2008). Uluslararası İşletmecilik: Teori ve Uygulama, İstanbul: Beta
Basım Yayım Dağıtım AŞ.
[11] Johnson, D., & Turner, C. (2010). International Business: Themes and issues in
the modern global economy. Routledge.
[12] Ulaş, D. (2003). “Franchising Sisteminin Girişimcilik Açısından Değerlendirilmesi”.
Gazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 8 (3), 133-151.
[13] Çelik, O. (1999). “Küreselleşme Sürecinde Firmalar Arası Stratejik İşbirliği”. Ankara
Üniversitesi SBF Dergisi, 54 (1), 23-40.
[14] Loades, G. (2005). Exchanging Value: Negotiating Technology Licensing
Agreements: A Training Manual, World Intellectual Property Organization.
[15] Laudon, K. C. ve Laudon, J. P. (2011). “Küresel Sistemleri Yönetme” Uğur Yozgat
(ed.) Yönetim Bilişim Sistemleri: Dijital İşletmeyi Yönetme (ss. 558-588, çev.
Adem Öğüt). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Prof. Dr.
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Muhsin HALİS
• Günümüzün küresel ortamında iş
gücünün yönetiminde yer alan
HEDEFLER
karmaşıklıkları değerlendirebilecek,
• Kültürün hangi boyutlarda farklılaştığını
inceleyebilecek,
• Kültürlerarası farklılıkların ayrımında
olacak,
• Kültürün çeşitli unsurlarını tanımlayarak
bunun iş yönetimini nasıl etkilediğini
anlayacak,
• Önemli kültürel kümeleri tanıyıp,
uluslararası yöneticiler için önemini
kavrayacak,
• Farklılıkların kapsamı ve yönetimi
konusunda strateji geliştirebileceksiniz.
ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
12
dağıtımı yapılamaz.
Kültürlerarası Yönetim
Sosyal Yapı
Sosyal Kurumlar
Kültürlerarası
Yönetim
Kültür ve letişim
Farklılıklar
245
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Kültürlerarası Yönetim
GİRİŞ
Kültürlerarası farklılıkların yönetimi, her tür organizasyonda yöneticilerin
gündemindeki bir unsur haline gelmiştir. Çok uluslu organizasyonlar, kültürel
olarak çeşitli iş gücünü yönetmenin zorlukları ve fırsatları ile kaçınılmaz olarak
uğraşmaktadırlar. Yerel örgütler de benzer zorluklarla karşı karşıyadır, çünkü
bunların çoğunluğu yerel bağlamda kültürel olarak farklı iş gücüne sahip olmanın
yanında dünya çapındaki iş ortakları veya paydaşları (tedarikçiler, satıcılar, dış
kaynaklı hizmet sağlayıcılar) ile uğraşırken bir yandan da kültürel sorunları
anlamak zorundadırlar.
Uluslararası iş Yaşadığımız çok kültürlü dünyada farklılıkların avantaja dönüştürmenin bir
yöneticileri paydaşlar yaklaşım olarak kabul edildiğine şahit olmaktayız. En başından ifade etmek gerekir
(tedarikçiler, satıcılar,
ki bu, çok kolay başarılacak bir süreç değildir. Farklılıklara veya kültürel
dış kaynaklı hizmet
sağlayıcılar) ile farklılıkların doğasına odaklanırken, dünya pazarına girmeye hazır ancak kültürel
uğraşırken kültürel farklılıklar konusunda bilgisiz bir yönetici veya iş adamını bekleyen birçok tuzağın
sorunları da anlamak var olduğunu ifade etmek gerekir. Aslında zaman zaman çalışanlarla iletişim
zorundadırlar. kurarken, farklı kültürden insanlara pazarlama yaparken, pazarlık yaparken veya
yönetirken, gereksiz yanlış anlaşılmalara (ve başarı eksikliğine) neden olabilecek,
kültürel farklılıkların meydana getirdiği sorunlarla karşılaşılabilir. Farklılıklara
odaklanmanın amacı, iş adamlarını ve yöneticileri (1) farklı kültürel özellikleri
anlamak için bilgilenmek, (2) bu bilgiyi, mesleki hedeflerini daha etkili bir şekilde
karşılamak için davranışlara dönüştürmek ve (3) karşılaştıkları kültürel sorunlara
çözüm geliştirmede organizasyonlara ve bireylere yardımcı olmaktır.
Bu nedenle, kültürel olarak farklı olan iş arkadaşlarımız, iş ortaklarımız,
çalışanlarımız, müşterilerimiz ve diğer paydaşlarımız hakkında sahip olduğumuz
bilgi, bizi kültürel yanlış anlamalardan uzak tutacaktır. Hiç kimse sizinle kendi
kültürünüzden vazgeçerek iletişim kurmaz ve siz de kendi kültürünüzü başkalarına
dayatarak kültürel farklılıkları ortadan kaldıramazsınız. Daha ziyade, kültürel
farklılıkları tanımak, onlarla ilgili bilgi edinmek ve kültürel farklılıkların bireysel ve
örgütsel sinerji için fırsatlar sağladığını anlamak önemlidir. İki farklı kültürden
gelen insanlar, karşılıklı anlayış ve saygıya dayalı bir ortamda iş birliği içinde
çalıştıklarında, sonuç, her iki gruptan bağımsız olarak çalışmaktan daha üretken
olabilir.
Bu çerçevede kültürlerarası yönetimin amacı, ülkeler ve kültürler içindeki
örgütsel davranışı tanımlamak ve bu çerçevede yönetim perspektifi oluşturmaktır.
Kültürlerarası yönetim örgütsel davranışları, kültürler ve ülkeler arasında
karşılaştırır ve belki de en önemlisi, farklı ülkelerden veya kültürlerden çalışanlar,
müşteriler, tedarikçiler ve ortaklarının etkileşimlerini anlamaya ve geliştirmeye
çalışır [1]. Kültürlerarası yönetim ayrıca yöneticilerin kültürlerarası farklılıklardan
kaynaklanan olası çatışma ve verimsizliklerle başa çıkmalarına ve farklı iş gücü
içindeki etkileşimleri geliştirmelerine yardımcı olmak için yönetim disiplininin tüm
alt konularını kültürel bağlamda ele almayı da amaç edinir.
Kültürü tanımlamaya gelince, herkesin sıkça kullandığı ancak tanımlamada
hem zorluk hem de farklılık yaşandığı kavramlardan biridir. Kültürel olarak sizden
246
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Kültürlerarası Yönetim
247
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Kültürlerarası Yönetim
248
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Kültürlerarası Yönetim
çünkü iletişim dili de bilen 153 lisans öğrencisi iki gruba ayrıldı. Bir gruba İngilizce
yazılmış bir sınıf ödevi verildi; diğeri de Çince ile yazılmış aynı ödev
becerisi, ticari verildi. Deneyden sorumlu profesör, çevirilerin mükemmel olmasını
işlemlerin sağlamak için her türlü tedbiri aldı, ancak iki grup tarafından verilen
yürütülmesinde çok cevaplar önemli ölçüde farklılık gösterdi, bu da dilin aktarılan bilginin
önemlidir. niteliğini değiştirdiğini göstermekteydi
249
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Kültürlerarası Yönetim
Statü, bireylerin Din birçok toplumun çok önem verdiği bir husustur. Bir toplumun üyelerinin
toplumsal yapı içinde birbirleriyle ve dışarıdakilerle ilişkilerini etkiler. Din, taraftarlarının çalışma,
işgal etmiş oldukları tüketim, bireysel sorumluluk ve geleceği planlamaya yönelik tutumlarını
konumlar ve bu
şekillendirir. Örneğin Weber, Batı Avrupa'da kapitalizmin yükselişini Protestan etiği
konumlara bağlı
olarak oynadıkları ile ilişkilendirmektedir. Weber’e göre insanlar bireysel çalışma, tutumluluk ve
rollerdir. başarı aracılığı ile Tanrı'ya ulaşır. Hıristiyanlıktaki kalvinizm din çalışma ilişkisine
farklı bir bakıştır. Kalvinizm’e göre insanlar Tanrı için çalışmalıdırlar. Tanrı için
çalışma eylemi, toplumsal yaşamın ekonomik örgütlenmesi için temel bir
motiftir[5]. Hinduizm ekonomik başarıdan ziyade manevi başarıya vurgu yapar. Bir
Hindu'nun hedefi, evrensel ruhaniyet olan Brahma’ya ulaşmaktır. Maddi mülkiyete
yönelik arayış, kişinin ruhsal yolculukta alacağı mesafeyi geciktirir. Böylece
Kast sistemi, inanç Hinduizm, yatırım, servet birikimi ve daha yüksek üretkenlik ve verimlilik arayışı
sistemi kadar gibi kapitalist faaliyetlere çok az destek sunmaktadır.
güçlüdür ve farklı
kastlarda yaşanan Statü, birey toplum ilişkisi çerçevesinde, bireylerin toplumsal yapı içinde
kişilerin sadece işgal etmiş oldukları konumlar ve bu konumlara bağlı olarak oynadıkları rollerdir.
hiyerarşik düzendeki Statü göstergesi araçlar, kültürler arasında da farklılık gösterir. Bazı toplumlarda
yerleri değil, bütün bir statü, kişinin atalarının zenginliği, mevki, makam veya unvanından miras alınır.
hayat tarzları ve Bazı Avrupa ülkelerinde, örneğin soylu sınıfa üyelik kişisel başarıdan daha yüksek
inançları önceden
bir statü sağlar ve servetini miras yolu ile alan kişilere sonradan görme
belirlenmiştir.
250
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Kültürlerarası Yönetim
251
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Kültürlerarası Yönetim
avukatın varlığı, bir güvensizlik işareti olarak görülecektir. Bu kültürler uzun vadeli
ilişkilere değer verdiğinden, potansiyel iş ortağına güvenilemeyeceği varsayımı
görüşmelerin sona erdirilmesi için yeterli gerekçedir.
paylaşılan tarih, din, Abdullah Bin Dinar savaş nedeniyle terk ettiği Suriye’den
ekonomik kalkınma, Türkiye’ye gelmiş ve Türkiye’de iş yapmak istemektedir. Bu
bölgesel yakınlık, statü, nedenle Türk iş adamlarından Cevdet Erkul ile iletişim kurmuş
davranış kalıpları, ve iş görüşmek için randevulaşmışlardır. Cevdet beye verilen
değerler, kültürel randevu saati 14:30'dur. Cevdet Bey Abdullah’ın ofisine
yönelimler ve gibi girmeden önce yaklaşık 15: 45’e kadar beklemek zorunda kaldı.
faktörler açısından Sonunda içeri girdiğinde, odada üç beş kişi daha vardı.
birbirine benzeyen ülke Cevdet’in Abdullah'la iş yapmak istemesine rağmen ve
gruplarını ifade eder. konunun çok özel olmasına rağmen Abdullah’ın bu gayri ciddi
tutumu onu rahatsız etmişti. İş ile ilgili hassas ve özel konuları
tartışmak için ihtiyaç duydukları ortamı düşündü. Önce
Abdullah’ın randevu konusundaki gevşekliği, sonra görüşme
ortamının mahremiyetine karşı duyarsızlığı vesaire. Cevdet’in
hayal kırıklığı duygusuna katkıda bulunmak için Abdullah
yeterince gayret gösteriyor gibiydi. Abdullah işle ilgili önemli
meselelerle uğraşmak yerine, anlamsız küçük tartışmalarla
ilgilenmeye daha istekli görünüyordu.
• Cevdet'in yaşadığı hayal kırıklığıyla ilgili ona nasıl bir yol
izlemesini önerirsiniz?
252
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Kültürlerarası Yönetim
253
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Kültürlerarası Yönetim
bu davranış kabalık olarak algılanır. Böylesi bir hata potansiyel müşteri kaybına yol
açar. Türk satış temsilcisi her zamanki gibi davranırken, “kiminle konuşuyorum”
kritik sorusunun cevabını unutmuştur.
Başarılı olmak için, yurt dışına giden uluslararası iş adamları yabancı
oldukları bu kültürün kurallarına göre hareket etmelidirler. Kültürlerarası
okuryazarlığa ulaşmak için diğer kültürler hakkında bilgi edinmenin sayısız yolu
vardır. Bunun en kolay yolu yurt dışında iş yapmaktan kaynaklanan kişisel
deneyimdir. Birçok firma, yabancı ülkelere göreve giden çalışanlarına kültürlerarası
eğitim programları sunmaktadır. Belirli kültürler hakkında bilgi de çeşitli
yayınlanmış kaynaklardan elde edilebilir.
Kültürlerarası okuryazarlık, kültürleşmenin ilk adımıdır; bu süreçte, insanlar
sadece yabancı bir kültürü öğrenmekle kalmaz aynı zamanda bu kültürle uyumlu
davranış geliştirdikleri bir süreçtir. Genellikle ev sahibi ülke vatandaşları ile
etkileşim halinde olan yöneticiler için çeşitli zorluklar söz konusudur. Ev sahibi ülke
vatandaşı çalışanlar, yöneticiler ve başka bir ülke vatandaşı başka çalışanlarla
yaşanabilecek muhtemel kültürel anlaşmazlıklar bu zorlukları oluşturmaktadır.
Bu tür kültürel çeşitlilik düzeyi ülkeden ülkeye değişmektedir. Bazı ülkeler
birden fazla kültüre sahiptir. Japonya’da etnik kökeni Japon olanların toplam nüfus
içindeki oranı %99,4’tür ve bu oran Japonya’yı aşırı derecede homojen
yapmaktadır. Tersine, Amerika ise bir o kadar kültürel olarak heterojendir. Başarılı
olmak isteyen uluslararası yöneticiler ve iş adamları, hedef ulusal kültürün
özelliklerini ve kültürel açıdan heterojen toplumlardaki önemli alt kültürleri
tanımalıdır.
254
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Kültürlerarası Yönetim
açık bir şekilde organizasyonların daha fazla çeşitliliği barındırıp çok kültürlülük
anlayışına doğru kaymalarıdır. Bu noktada iş gücü yapısı her geçen gün
değişmektedir.
Çeşitliliğe katkı sağlayan ilgili diğer bir faktör ise organizasyonların
farkındalıklarını artırarak uygun olan yetenekli çalışanları işe alarak iş gücü
kalitesini artırmalarıdır. Elaman alım sürecinde işletmenin ağını genişleterek,
geleneksel öz kaynaklarından uzaklaşıp, şirketinin kendini aşması; işletmenin daha
yetenekli, daha başarılı ve kalifiyeli elemanlar bulmasına olanak sağlamaktadır.
Bazı işletmeler buna yönelik organizasyonda çeşitlendirme kavramını kendilerine
ilke edinerek rekabette avantaj sağlayacaklarını bile düşünmektedir.
Bununla beraber işletmeleri çeşitlilik kavramı altında eleman alımına iten bir
diğer faktör ise devletin işletmelerle ilgili getirdiği düzenlemelerdir. Örneğin
Amerika’da, önceleri, işletmeler kadın eleman, siyahiler ve diğer azınlıkları işe
alma ya da almama konusunda daha serbesttiler. O dönemki çoğu işletme ise
beyaz Amerikalıların elinde olduğu için nüfusun belirli bir kesimi haricindekiler iş
bulma konusunda zorluklar yaşamaktaydı. 1964 yılındaki Sivil Haklar Düzenlemesi
ile fazlaca kanunun yürürlüğe girmesi ile ayrımcılık kanun dışı olarak tanımlandı ve
işverenlerin eleman alımında ve onları terfi ettirmede tamamen elemanın
yeteneklerine, bilgisine ve iş ahlakına bağlı olarak yapılması gerektiği yasallaştırıldı
[8].
Çok kültürlülüğün artmasına katkı sağlayan diğer bir neden ise
küreselleşmedir. Dış ülkelere açılan işletmeler diğer ülkelerin gümrük işlemlerini,
sosyal yapılarını keşfetmelerine sebep oldu ve bununla beraber farklı kültürlerle
nasıl anlaşacakları yönünde ciddi tecrübeler kazanıldı.
Farklılığın Boyutları
Çok kültürlülük ve farklılıklar muhtelif şekillerde organizasyonların
karakterine etki edebilir. Bu farklılıklar içinde en önemli olanları yaş, cinsiyet, etnik
kökene ilişkin olanlarıdır. Bu kısımda bunlar tartışılacaktır.
Yaş Dağılımı
Önemli faktörlerden biri ise organizasyonun içindeki işgörenlerin yaş
dağılımıdır. Ortalama iş gücü yaşı bütün dünyada gittikçe artmakta ve önümüzdeki
yıllarda da artmaya devam edecektir. Bu duruma sebep olan bazı faktörler vardır.
İlki doğum oranının düşmesidir. Bunun yanı sıra insanların ileri yaşlara kadar
çalışmasın ardındaki bir diğer faktör ise gelişmiş sağlık güvencesidir. Bu nedenden
ötürü insanlar daha uzun süre aktif ve üretken kalmıştır. Peki, bu akım
organizasyonları nasıl etkilemiştir? Yaşlı elemanların, gençlerden daha fazla iş
deneyimine sahip olması, daha istikrarlı olmaları ve üretkenliğe çok katkı
sağlayabilmeleridir.
255
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Kültürlerarası Yönetim
Cinsiyet
Her geçen gün daha fazla kadın iş gücüne katılmaktadır. Eğitim seviyesi
yükseldikçe kadınların iş gücüne artmaktadır. İstihdam istatistiklerinin ötesinde,
günümüzün cinsiyet ile ilgili en büyük problemi cam tavandır. Cam tavan tabiri
kadınların işletmelerde yüksek pozisyonlara doğru ilerlemesi önündeki engel
olması durumunda kullanılır. Bu kırılması çok zor bir bariyerdir. Bütün yöneticilerin
%45 kadın iş gücünün oluşturduğu Amerika Birleşik Devletleri’nde bile binlerce
büyük şirketten sadece birkaçının CEO’su kadındır. Türkiye’de olduğu gibi
Amerika’da da kadınlara ödenen ücret erkeklere ödenen ortalama ücretin
altındadır. Peki, neden bu cam tavan denilen bir engel var? Bu nedenlerden birinin
sebebi bugün hâlâ kadınlara karşı ayrımcı davranışlar sergileyen işletmeler
olmasıdır. Bunun dışında bir başka sebep ise yetenekli kadınların kendi işlerini
kurma yoluna gitmesi adına çalıştığı büyük organizasyonlardan istifa etmesidir. Bir
başka sebep ise kadınların çocuk sahibi olmak adına kariyerlerini durdurması ya da
ilerlemeyi yavaşlatmayı seçmesidir.
Etnik Köken
Çeşitlilikteki üçüncü en büyük boyut etnik kökendir. Çok uluslu toplumlarda
örneğin ABD’de çoğu organizasyon çeşitli açılardan etnik ayrımcılık yapmaktadır.
Bu ayrımın mağdurları daha çok siyahiler, Latinler ve Asyalılardır. İş gücünde
gittikçe en çok beyazlar ve Latinleri yer almaktadır. Ancak bu oran beyazlar
aleyhine değişmekte anti ayrımcılık yasaları nedeniyle beyaz çalışanların tüm
çalışanlar içindeki oranı düşmektedir.
256
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Kültürlerarası Yönetim
257
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Kültürlerarası Yönetim
258
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Kültürlerarası Yönetim
259
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Kültürlerarası Yönetim
260
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Kültürlerarası Yönetim
261
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Kültürlerarası Yönetim
262
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Kültürlerarası Yönetim
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Hangi dil uluslararası yönetimin linguafranca’sıdır?
a) Fransızca
b) İspanyolca
c) İngilizce
d) İtalyanca
e) Her ülkenin kendi dili
5. Birinci ülke nepotizmi dışlarken, ikinci ülkede aile ilişkileri bir işletmenin
büyümesini sağlamak için hayati öneme sahiptir. Bu iki ülke hangi şıkta doğru
verilmiştir?
a) ABD; Çin
b) Çin; Almanya
c) Suudi Arabistan; Birleşik Krallık
d) Fransa; Birleşik Devletler
e) Türkiye; Suudi Arabistan
6. Bir Amerikan firması ile bir Japon tedarikçisi arasındaki bir sözleşmeyi müzakere
ederken, Japon müdürü "evet" diyerek yanıt veriyor. Japon yöneticisi
muhtemelen ne demek istemiştir?
a) Evet, katılıyorum
b) Hayır, bu yanlış
c) Evet seni anlıyorum
d) Bunu düşüneceğim
e) Seninle hem fikiriz
263
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Kültürlerarası Yönetim
8. Bir kültürün üyeleri arasında sözsüz iletişimin ne kadarlık kısmı dil ve sözcükler
dışındaki mesajlarla aktarılır?
a) % 20-30
b) % 40-50
c) % 60-70
d) % 80-90
e) % 90-100
Cevap Anahtarı
1.c, 2.d, 3.b, 4.a, 5.a, 6.c, 7.b, 8.d, 9.d, 10.c
264
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Kültürlerarası Yönetim
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Adler, N. (1997). International Dimensions of Organizational Behavior, 3rd ed.
Cincinnati: South-Western College Publishing.
[2] Tosun, K. (1992). “Kültürel Niteliklerimizin Organizasyon Uygulamasına Etkisi”,
Organizasyon Dergisi, Haziran 1992. Aktaran; Güneş Berberoğlu; Anadolu Ünv.
I. I. B. F. Dergisi, C.VIII.
[3] Mahoney, D.,Trigg, M., Griffin, R., &Pustay, M. (2001).International Business: A
Managerial Perspective. PearsonEducationAustralia.
[4] Mitchell, Cynthia “Some Firms Resume Manufacturing in U.S. afterForeign
Fiascoes,” Wall Street Journal, October 14, 1986, p. 1, 27.
[5] Max, W. (1999). Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu.
[6] Hall, E. T. (1976). Beyond Culture. Garden City, NY: AnchorPress.
[7] Hall E. T. ve Hall, M. R. (1987).Hidden Differences. Garden City, NY: Doubleday.
[8] HallE. T. ve Hall, M. R. (1970).Understanding Cultural Differences. Yarmouth, ME:
InterculturalPress.
[9] Ferraro, Gary (2010). The Cultural Dimension of International Business, 6th
ed.,Prentice Hall, 2010.
[10] Chaney, Lillian ve Martin, Jeanette (2000). Intercultural Business Communication,
2nd ed.,PrenticeHall.
265
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
YENİ ÖRGÜTSEL TASARIMLAR
YÖNETİM VE
ORGANİZASYON
İÇİNDEKİLER
ÜNİTE
ÜNİTE
1
13
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Yeni Örgütsel Tasarımlar
Dahili Şebeke
Örgüt Yapısı
GİRİŞ
Yönetim kavramının bilimsel anlamda gelişmeye başladığı 20.yüzyılın
başlarından itibaren, işletmeler amaçlarına ulaşmak için temel bir araç olarak
örgüt yapılarına büyük önem vermişlerdir. Bu süreç içinde, yönetim faaliyetinin
yerine getirildiği ortam anlamında, fonksiyonel örgüt yapısından matriks örgüt
yapısına kadar birçok örgütsel alternatif, işletmelerce kullanılmıştır. Günümüze
göre nispeten istikrarlı sayılabilecek çevre koşulları altında bu yapılar başarılı
olmuş, ihtiyaçlara büyük ölçüde cevap vermiştir.
1980’li yıllar ise yaşamın her yönünde değişimin yaşandığı yıllar olmuştur.
Teknolojide yaşanan hızlı gelişim ve değişim, küreselleşen, sınırları değişen bir
dünya, yenilik gereksiniminin zirveye ulaştığı artan rekabet, işletmeleri o zamana
kadar hiç karşılaşmadıkları ölçüde istikrarsız ve rekabetçi bir çevrede çalışmaya
zorlamıştır. İşletmelerin bu tür koşulların üstesinden gelerek yaşamaları, rekabette
üstünlük elde edebilmeleri ve bunun sürdürülebilir hale gelmesi ise büyük ölçüde
bilgi, maliyet ve risklerin paylaşımı gibi yeni stratejileri benimsemeleri ve bunları
başarıyla uygulayabilmelerine bağlıdır. Ancak araştırmalar göstermektedir ki
paylaşıma dayalı bu stratejilerin, o güne kadar istikrarı korumaya yönelmiş,
verimliliği temel alan, kitle üretimi çerçevesinde çalışan geleneksel bir
organizasyon anlayışı ve yapısıyla uygulanmasında sorunlar söz konusudur. Yeni
çevresel koşulların yarattığı sorunların üstesinden gelebilmek için yeni örgütsel
yapılara ihtiyaç vardır[1]. Bu çerçevede son yıllarda yeni koşulların gerektirdiği hız,
esneklik ve uyum sorunlarına cevap verebilecek birçok örgütsel tasarım ortaya
çıkmıştır.
Bu bölümde öncelikle bu yapıların ortaya çıkmasına neden olan güncel
gelişmeler incelenecek, sonra yeni örgütsel formların en önemlilerinden olan
şebeke organizasyonlar, yalın organizasyonlar, sanal organizasyonlar, öğrenen
organizasyonlar, yığışım organizasyonlar ve stratejik ortaklıklar ile ilgili bilgiler
verilecektir.
ŞEBEKE ORGANİZASYONLAR
Çevresel değişimlere cevap verebilmek için son yıllarda yaygınlaşmaya
başlayan şebeke organizasyonları, farklı bakış açıları ile değişik biçimlerde
tanımlanmaktadır. Şebeke organizasyonunu dar bir bakış açısıyla, stratejik
birleşme ve ortak girişimler olarak tanımlayanlar [4] olduğu gibi, daha geniş bir
bakış açısıyla, şebeke örgüt yapısını, iki veya daha fazla bağımsız ve kâr amaçlı
Üretim Tasarım
Broker
(Aracı)
Satıcı Pazarlama
Dağıtım
Şebeke
organizasyonunun temel
unsurları; dikey
ayrıştırma, aracı işletme, Çekirdek
tam bilgi akışı, güç ve Firma
güvendir.
Tedarikçi Tedarikci
Şekil 13.2.Dengeli Şebeke Organizasyonu
Tasarım Üretici
Broker
(Aracı)
Pazar
Satıcı Pazar
Dağıtım
Dağıtım
Türü ne olursa olsun şebeke organizasyonları bir ürünü üretmek için bütün
kaynakların mülkiyetini elinde bulunduran geleneksel işletmelerden farklıdır. Bir
şebeke organizasyonunun temel unsurları olarak, bir ürünün üretimi için gerekli
olan çeşitli işletme fonksiyonlarının pazar mekanizmasına dayalı, bağımsız
birimlerce yapılması olarak tanımlanan dikey ayrıştırma, bağımsız birimler
arasında koordinasyon rolü oynayan aracı işletme, bilginin tüm işletmeye dolaşımı
anlamında tam bilgi akışı, şebekeyi oluşturan işletmelerin yapı içindeki yeri ve
durumunu belirleyen güç ve güven gibi unsurları saymak mümkündür. Bu
unsurların etkili bir biçimde kullanımı ile şebeke organizasyonu başarıya ulaşabilir.
YALIN ORGANIZASYONLAR
Günümüz koşulları rekabette başarılı olmak için işletmenin hızlı, esnek
davranmasını ve bunu yaparken de maliyet bakımından duyarlı olmasını
gerektirmektedir. Örgütlerin bu özelliklere sahip olmaları ise ancak yalınlaşmayla
Yalın organizasyon mümkün olabilmektedir. Yalın organizasyon sade, gereksiz detaydan uzak;
yapısını ilk kullanan şirket yapısında fazla hiçbir unsur bulundurmayan, işleri geciktirmeyen, değişen
Japon Toyota koşullara hızlı biçimde cevap verebilen organizasyondur.
işletmesidir. Yalın organizasyonda başarı yalın üretim ve yalın yönetim uygulamalarının bir
arada kullanımı ile gerçekleştirilmektedir [8].
Ortak 1 Ortak 2
Çekirdek Çekirdek
Yetenek Yetenek
Çekirdek
Yetenek A
Çekirdek
Yetenek B
Ortak 3 Ortak 4
Çekirdek Çekirdek
Yetenek Yetenek
Kaynak: www.referenceforbusiness.com
ÖĞRENEN ORGANİZASYONLAR
Değişimin çok hızlı bir biçimde yaşandığı günümüzde, işletmelerin bu
değişimleri algılamaları ve uyum sağlayabilmeleriyle ilgili sorunların çözümünde
“öğrenme” kritik bir unsur haline gelmiştir. Öğrenme günlük hayatın kaçınılmaz bir
parçasıdır. Öğrenme, çok bilinen ve uzun yıllardır üzerinde çalışılan bir kavramdır
ancak örgütsel öğrenme Peter Senge (1995) tarafından yazılan Fifth Discipline
(Beşinci Disiplin) kitabı ile yeniden gündeme gelmiştir.
Öğrenme temelde birey tarafından gerçekleştirilen bir süreçtir ancak
bugünün işletme yaşamında sadece bireylerin değil, aynı zamanda “örgütlerin
öğrenmesi” kavramı ön plana çıkmıştır. Bir organizasyonun öğrenmesi demek, yeni
bilgi yaratmaya imkân verecek ortamı hazırlayan, geliştirilen yeni bilgiyi yeni mal
ve hizmet üretiminde kullanan, buradan elde ettiği tüm tecrübeyi bir öğrenme
fırsatı sayarak yeniden bilgi yaratmayı teşvik eden bir organizasyon olması
demektir[2]. Örgütsel öğrenme ile örgüt üyelerinin kolektif ve sürekli bir şekilde
öğrenmesi [12] ve kendisini değiştirebilmesi amaçlanmaktadır.
Öğrenen organizasyonun özellikleri 5 grupta incelenmektedir[13]:
Sistematik Problem Çözme: İşletmede bir problemin teşhisi ve
çözümünde bilimsel yöntemlerin kullanılmasıdır. Toplam kalite
yönetimi yaklaşımını temel aldığı sistemli düşünme Xerox firması
tarafından 1983 yılından beri kullanılmaktadır (Xerox problem çözme
süreci).
İşletmelerin değişimi Yeni Yaklaşımları Deneme: Yeni bilginin düzenli bir biçimde
algılama ve uyum araştırılması ve test edilmesini kapsar. Firmalar bu yaklaşımla
sağlayabilmelerinde deneyerek-yaparak öğrenir ve gelişme gösterirler. Bilgi üretme ve
öğrenme çok kritik bir öğrenmeyi artırıcı kalite çemberleri, beyin fırtınası yöntemleri
unsur haline gelmiştir. kullanma ya da yeniden yapılandırma çalışmaları örnek olarak
İşletmelerde yazılı tarih verilebilir (kendi kendini yöneten takımlar).
çalışmaları, öğrenen bir
organizasyon Geçmiş Tecrübelerden Öğrenme: Bir işletmenin geçmiş tecrübelerini
oluşturmada çok sistematik bir biçimde değerlendirerek bunlardan dersler alarak
önemlidir. öğrenmesidir. Başarı ve başarısızlık hikayeleri-örnekleri işletmelerin
.
gelecek faaliyetlerinde yol gösterici olabilir. İşletmelerin yazılı tarih
uygulamaları ve “örgütsel hafıza”ları öğrenmeyi kolaylaştırmak
bakımından önemlidir.
Bir İşi En İyi Yapanların Deneyimlerinden Öğrenme: İşletme dış
çevrede diğer şirketlerden ve müşterilerden, ürünün/ hizmetinden
yararlananlardan aktif ve sistematik yöntemlerle öğrenebilir.
Benchmarking uygulamaları, kullanıcılarını izlenmesi gibi yöntemler,
bu öğrenmeyi sağlayan tekniklerdendir.
Bilginin Hızlı ve En Etkili Bir Biçimde Kullanılması: Öğrenilen bilginin
sözlü, yazılı ve görsel iletişim araçları kullanılarak en hızlı biçimde
organizasyonun bütününe ulaştırılması.
Kurmay Proje
Grubu Ekibi
STRATEJİK ORTAKLIKLAR
Teknolojik değişimin hızla arttığı, teknolojinin yaşam döneminin çok kısaldığı,
çevrenin gittikçe daha karmaşık hale geldiği günümüzde, bir firmanın bu değişime
uyum sağlamada tek başına hareket etmesi zorlaşmıştır. Bir işletmenin, bu süreçte
tasarımdan üretime tüm faaliyetleri yürütmesi ve tüm maliyetleri tek başına
karşılaması neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Ayrıca bir firmanın her alanda “en
iyi olma” gibi bir şansı da genelde mümkün olamamaktadır. Sonuç olarak, firmalar,
başka işletmelerle ortaklıklar-birlikler oluşturmayı bir stratejik araç olarak
Günümüz koşullarında kullanmaya başlamışlardır.
işletmelerin her işi tek
Hamel’a göre, stratejik ortaklık iki veya daha fazla işletme, grup ya da
başlarına yapmaları riskli
hale gelmiştir. Dünyada, bireylerin belirli bir konuda amaçlarına ulaşmak üzere ortaklaşa çaba
her yıl yapılan göstermeleridir[15]. Bu ortaklıklar küçük ya da büyük işletmeler arasında
ortaklıkların sayısı hızla oluşturulabilir, formal anlaşmalara dayalı ya da sözlü olarak gerçekleştirilebilir.
artmaktadır. Ancak, hepsinde önemli olan, taraflar arasında sinerji yaratmak üzere, kaynak ve
bilgi paylaşımı ile transferinin söz konusu olmasıdır.
Firmaların stratejik ortaklıklar oluşturma nedenleri farklılıklar
göstermektedir [7]; Bir işletme farklı işletmelerle (son yıllarda ortaklıklar çok
firmalı olmaya başlamıştır) çekirdek yeteneklere erişmek, kaynak paylaşımı, zaman
kazanmak, özellikle küresel pazarlara kolay erişebilmek, riskleri paylaşmak ve
sinerji oluşturmak için, ortaklıklar kurmaktadır.
Stratejik birlikler, kartel, tröst, ortak girişim, konsorsiyum, proje örgüt, sanal
ve şebeke örgüt biçimlerinde ortaya çıkabilmektedir. Yine bu ortaklıklar
çerçevesinde, bazen işletmeler belirli bir endüstri ya da ülke içinde bir araya gelip
bir problemin çözümünde, bir markanın geliştirilmesinde çalışabilmektedir.
Örneğin elektrikli araba üretiminde, Amerikan otomobil üreticilerinin birlikte AR-
GE yapması gibi… Bu şekilde hem maliyet, bilgi, risk paylaşımı yapılmakta hem de
Japon rekabetinin önlenmesine çalışılmaktadır. Diğer yandan, bazen de işletmeler
bir ihaleyi kazanabilmek, aynı dağıtım kanalından yararlanabilmek, ortaklardan
öğrenebilmek gibi nedenlerle, ortaklıklar oluşturabilmektedirler.
Örnek
•Belirli bir amaca ulaşmak üzere (proje hazırlama, bir ödev yapma, bir toplantı
organizasyonu vb.) arkadaşlarınızla bir sanal organizasyon oluşturarak, bu
yapı ile çalışırken ortaya çıkan tecrübelerinizi avantaj ve dezavantajlar
bakımından, tartışınız.
• Yarar ve Sakıncaları
•Bu tür örgütlenmeler işletmelere aşağıda belirtilen yararları sağlamaktadır;
•İşletmelere rekabetçi davranabilmeleri için hız ve esneklik
Özet (devamı) kazandırabilmekte,
•İşletmelere maliyet paylaşımı ve harcamalarda tasarruf imkanı vermekte,
•İşletmelere araştırma yapma ve öğrenme konusunda olumlu etkiler
yaratmaktadır.
•Ancak bu uygulamalarda yaşanan sorunlar da söz konusudur.
•Çok dikkatli uygulanmadığında çalışanlar arasında çatışmalar olabilmekte,
•İletişim ve koordinasyonda sorunlar yaşanmakta,
•Kültürel farklar güven sorunları yaratabilmekte ve
•İşletmelerin özellikle dış kaynak kullanımını teşvik ettiği için, yetenek kaybı
gibi birçok soruna da neden olabilmektedir.
•Özetle, yöneticilerin bu tip yeni örgütsel tasarımları kurarken ve uygularken
faydaları ve riskleri birlikte dikkate almaları gerekmektedir.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Bir şebeke organizasyonunun temel özellikleri arasında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
a) Dikey ayrıştırma
b) Aracı-Broker işletme
c) Tam bilgi akışı
d) Lider işletme
e) Güç ve güven
4. Fiilen mevcut olmayan fakat var olduğu kabul edilen anlamında kullanılan
kavram aşağıdakilerden hangisidir?
a) Sanal hafıza
b) Sanal gerçeklik
c) Sanal organizasyon
d) Sanal mağaza
e) Sanal alışveriş
Cevap Anahtarı
1.d, 2.b, 3.e, 4.b, 5.d, 6.e, 7.b, 8.a, 9.e, 10.c
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Miles, R. E.&Snow, C.C. (1992). Causes of failure in network organization,
California Management Review,Summer 34(4), 53-72.
[2] Koçel, T. (2011). İşletme yöneticiliği. İstanbul: Beta Basım Yayım ve Dağıtım.
[3] Eren, E. (2009). Yönetim ve Organizasyon. İstanbul: Beta Basım Yayım ve
Dağıtım.
[4] Charan, R. (1991). How networks reshape organizations: for results.
Harvard Business Review, September/October, 104 -115.
[5] Jarillo, J. C. (1988). On strategic networks. Strategic Management Journal,9(1),
31-41.
[6] Snow C.C., Miles,R.E.&Coleman,H.J. (1992). Managing 21st century network
organization,Organizational Dynamics, Winter, 5-20.
[7] Akdoğan, A. (1995). Technological alliances. Erciyes Üniversitesi SBE Dergisi, Sayı
6, 373-387.
(8] Özçelikel H. (1994). Bir Personel Yöneticisinin Gözüyle Japon Yönetim
Sistemleri. İstanbul: Mess Eğitim Vakfı Yayınları.
[9] Ertürk, M.(2009). İşletmelerde yönetim ve organizasyon. İstanbul: Beta.
[10] Mowshowitz, A.(1997). Virtual organization, Communications of The ACM,
September, 40(9), 30-37.
[11] Jacopsen, K. (2004), A study of virtualorganizations: Inmobile computing
environments. NTNU. Fall , 15-20.
[12] Yukl, G. (2009).leading organization all earning: reflections on theoryand
research.TheLeadershipQuarterly, 20, 49-53 .
[13] Garwin, D.(1993).Building a learning organization. Harvard Business Review,
July-Aug.,71(4), 78-91.
[14] Varol, E. S.& Tarcan,E. (2000). Örgütsel yapılanmada gelişen nokta: Yığışım
organizasyonlar. Yönetim. 11(35), 17-22.
[15]Hamel, G., Doz, Yves L. &Prahalad, C.K. (1989).Collaborate with your
competitor and win. Harvard Business Review, January- February, 67 (1): 133-
139.
Kavramı
• İşletmenin Sorumluluk Alanları YÖNETİM VE
• Kurumsal Sosyal Sorumluluğu
Oluşturan Unsurlar ORGANİZASYON
• Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve
Sürdürülebilirlik
• Etik Dr. Öğr. Üyesi
• Yönetsel Etik ve Türleri R. Dilek KOÇAK
• Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve
Etik
Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Kavramı
Kurum dışı
İşletmenin
Sorumluluk Alanları
Kurum içi
Kurumsal Sosyal
Sorumluluk ve Gönüllü
Sürdürülebilirlik
SORUMLULUK VE ETİK
KURUMSAL SOSYAL
Etik ve Ahlak
Davranışlar
Faydacı yaklaşım
Bireyci yaklaşım
Yönetsel Kararlarda
Etik Yaklaşımlar
Adalet yaklaşımı
Kurumsal Sosyal
Sorumluluk ve Etik Ahlaki Haklar
Yaklaşımı
291
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
GİRİŞ
İşletmeler toplumun önemli bir parçasını oluşturmaktadır. İşletmelerin
görevinin sadece mal ve hizmet üretmek ile müşterileri tatmin etmek olmadığı
hususu son yıllarda önemle üzerinde durulan bir konu hâline gelmiştir.
İşletmelerin bir diğer görevi de toplumdaki sorunlara çözümler sunmak veya
çözümlere katkıda bulunmak gibi sorumlulukları yerine getirmektir.
Günümüzde teknolojik yeniliklerin hızlanması ile hızla gelişen sanayileşme
ve ekonomik gelişmeler kişilere ve toplum yaşamına değer katmakla birlikte
birtakım olumsuzluklar ortaya çıkardığı gerçektir. Bu olumsuzluklar arasında doğal
çevrenin kirlenmesi, canlıların toksine maruz kalmaları, insanların sağlık açısından
güvensiz ortamlarda çalışmaları, örgütsel yaşam içinde birtakım ayrımcılıkların
İşletmelerin yaşandığı bilinmektedir. Bu olumsuzluklarda topluma fayda sağlayan işletmelerin
Toplum faydası için
de etkisi bulunmaktadır. Olumsuzlukların ortadan kaldırılması, önlenmesi veya
yerine getirmesi
gereken görevler telafisi için de işletmelerin üzerine düşen bazı görevler ve yükümlülükler vardır.
ve yükümlülükler İşte, “İşletmelerin toplum faydası için yerine getirmesi gereken bu görevler ve
kurumsal sosyal yükümlülükler kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) olarak adlandırılmaktadır” [1].
sorumluluk olarak
Sosyal sorumluluk hareketi genel iş etiği disiplininin bir yönüdür. Sosyal
adlandırılmaktadır.
sorumluluk hareketinin uluslararası boyutu, özellikle 1960’larda toplumda ve
doğal ortamda etik uygulamaların geliştirilmesine ve sürdürülmesine yardımcı
olmak maksadıyla öne çıkmıştır. Böylelikle, iş dünyasının sosyal sorumluluk
çerçevesinde üstlenmesi gereken roller ile ilgili kamu bilinci oluşturmak
amaçlanmıştır. Ekonomik ve yasal çerçevenin ötesine taşınarak daha iyi bir toplum
ve çevre anlayışı ile hareket etmek ve değer kazanmak da işletmeler için önemli
hale gelmiştir. İş etiği ve sosyal sorumluluk kavramlarının birbirinden ayrılmaz
nitelikte olduğunu söylemek mümkündür.
Bu ünitede kurumsal sosyal sorumluluk ve etik kavramlarını ele alarak ilişkili
kavramlara değinilecektir.
292
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
293
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
Gönüllü
Sorumluluklar
Etik Sorumluluklar
Yasal
Sorumluluklar
Ekonomik
Sorumluluklar
Ekonomik sorumluluk
Ekonomik sorumluluk, işletmelerin temel sorumluluğudur ve tüketicilerin
ihtiyaç duydukları veya istedikleri mal ve hizmetleri üretmesi ve kârlı bir şekilde
satmasıdır. Yani, işletmeler kabul edilebilir düzeyde en fazla kârı elde etmeyi
amaçlamaktadır. İşletmelerin diğer tüm sorumlulukları ekonomik sorumluluğa
dayanmaktadır.
Yasal sorumluluk
Toplum, işletmelerin ortaya koydukları faaliyetlerinden kâr elde etmelerini
kabul etmiştir ancak bu amacı koşulsuz olarak onaylamamıştır. İşletmeler
ekonomik faaliyetlerini yürütürken yasal denetimleri göz ardı edemez. Bu
çerçevede toplum ile işletme arasında yasal platformda anlaşma söz konusudur.
İşletmeler için etik ilkeler oluşturulmuştur. İşletmelerden uymaları beklenen
İşletmelerde
ilkeler ve değerler yasa koruyucular tarafından belirlenmiştir.
sosyal sorumluluğu
oluşturan unsurlar Etik sorumluluk
dört boyutta
Etik sorumluluk, toplumun işletmelerden beklediği doğru ve adil
toplanmıştır:
davranışları içeren sorumluluklardır. Yasalarda yer almaz. Etik sorumluluklar
Bunlar, Ekonomik,
toplum tarafından beklenilen bir sorumluluk türü olduğundan işletmenin faaliyet
yasal, etik ve
gösterdiği topluma göre değişebilmektedir. Caroll (1991) KSS' nin etik alanını,
gönüllü
toplum üyeleri tarafından beklenen veya yasaklanmış olmasına rağmen, yasada
sorumluluklardır.
kodlanmayan her türlü faaliyet veya uygulama olarak tanımlamaktadır.
Gönüllü sorumluluk
İşletmenin toplumda oluşturduğu iyi niyeti güçlendiren, işletmenin sosyal
çevresinde iyi bir kurumsal yurttaş olarak algılanmasını destekleyen faaliyetlerdir.
294
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
295
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
Çevresel
Doğal kaynak
kullanımı
çevresel yönetim
kirliliği öneleme
Sosyal Ekonomik
Yaşam standardı Kar
Eğitim tasarruf
Toplum Bilinci Ekonomik
Eşit fırsat büyüme
AR-GE
296
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
Sosyal sorumluluk toplumu bütünü ile ilgilendiren bir konudur. Dolayısı ile
toplumsal sorunların çözümünü sadece işletmeler, iş sahipleri ve
yöneticilerden beklemek insafsız olur.
297
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
ETİK
Ahlak, iyi ve kötü Etik ve Ahlak
davranışları ayırır ve
araştırır. Etik, ahlak ile Etik ve ahlak (moral) kavramlarının arasında farklılıklar olmasına rağmen
ilgili terimleri analiz birbirlerinin yerine kullanıldıkları görülmektedir. İşletme yönetimi literatüründe
eder, yargılar ve daha çok “etik” teriminin kullanıldığı söylenebilir [12]. Ahlak etiğin kapsamı
terimlere esas teşkil içindedir. Ahlak, iyi ve kötü davranışları birbirinden ayırt edip bunların konularını
eden konuları ele alır. araştırırken; etik, ahlakla ilgili terimleri analiz eder, yargılar ve bu terimlerin
kökenine esas teşkil eden konuları ele alır [13]. Etiğin, ahlaki ilkeleri araştıran bir
felsefe alanı olduğunu söyleyebiliriz.
Etik ve İş Etiği
Etik, felsefenin ahlaki ilkelerine ilişkin bir disiplinidir. Özellikle, belirli
eylemlerin doğruluğu ve yanlışlığı ile bu eylemlerin amaç ve sonuçlarının iyiliği ve
kötülüğü ile ilgilenen insan davranışı olarak ifade edilebilir. İş etiği (Business
Ethics) ise, iş dünyasında ortaya çıkan etik ilkeleri ve ahlaki veya etik sorunları
inceleyen uygulamalı bir etik şeklidir. İşletmeler ekonomik faaliyetlerini
yürütürken, güveni, saygıyı, dürüstlüğü ve adil olmayı ilke edinerek iç ve dış çevre
ile temas halinde olmalıdır [12]. Bu amaçla iş etiği iş yaşamındaki davranışlara yön
göstermeyi amaçlar. Kavramın ele alınış biçimine bakıldığında, iş etiğinin çalışma
etiğini (Work Ethics) ve meslek etiğini (Professional Ethics) de kapsadığı
söylenebilir. “Çalışma etiği bir toplumda işe ve çalışmaya ilişkin değerler ve
tutumlardır. Meslek etiği de iş etiği ve çalışma etiği ile ilintilidir ve belli ölçüde
örtüşmektedir. Ancak, meslek etiği ilkeleri genellikle toplumsal kültür ve
298
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
İş etiği, iş dünyasında
ortaya çıkan etik
ilkeleri, ahlaki veya etik YÖNETSEL ETİK VE TÜRLERİ
sorunları inceleyen
uygulamalı bir etik Yönetsel etik, yönetim faaliyetleri ve eylemleri yerine getirilirken uyulması
şeklidir. gereli olan ilkeler veya davranış normları olarak tanımlanır. Bu yönü ile yönetsel
etik; örgütlerdeki bireylerin ahlaki karar almalarını amaçlamaktadır. Dolayısıyla
etik, doğru ve yanlışı ayırt etme, karar süreçlerinde doğru olanı tercih etmeye
yönlendirme görevini üstlenmektedir [16]. Günümüzde etik iyi bir yönetimin temel
unsurudur. Etik bağlamında işletmeler “Etik olmayan yönetim”, “Etiğe kayıtsız
yönetim” ve “Etik yönetim” olarak sınıflandırılabilirler [6].
Etik Yönetim
Etik yönetimde işletme kararları, tutumları, eylemleri, politikaları ve
davranışları etik standardına uygundur. Etik yönetim motifleri erdemlidir. Motifler
Yönetsel etik; yasanın sınırları dâhilindeki başarıya ve sağlam etik ilkelere (örneğin; eşitlik,
örgütlerdeki bireylerin şeffaflık, dürüstlük, adalet, hak gibi) yöneliktir. Etik yönetimde yasalar asgari
ahlaki karar almalarını olarak kabul edilir ve yöneticiler yasanın zorunlu kıldıklarının da üzerinde çalışmayı
amaçlamaktadır.
tercih eder. Yönetimin stratejisi içinde sağlam etik standartlara göre faaliyet
göstermek ve etik liderlik davranışları sergilemek yer alır bu yaklaşımda temel yol
gösterici ilke “Bu eylem, karar ve davranışlar hem bizim için hem de ilgili tüm
taraflar için doğru mu?” şeklindedir [12]. Etik yönetimde işletmenin
hissedarlarına performansa dair düzenli bilgiler verilir, hissedarları ilgilendiren
düzenlemeler ve kararlarda söz konusu ise hissedarlara da danışılır. Yönetim,
çalışanlarına saygı gösterir, gelişimlerine destek olur. Müşteri beklentilerine ve
tatminine karşı duyarlıdır. Çevreyi kirletmekten ziyade saygılı olma prensibi ile
hareket edilir. Toplumsal sorunlara dair duyarlı yaklaşım sergilenir ve dahası
sorunlara çözüm noktasında katkı sağlamayı hedefler. Tolumun kültürel ve
sanatsal anlamda kazanımlarını zenginleştirmek adına destekte bulunulur [6;12].
299
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
Standartlar ve
Değerler Davranışlar
Normalar
300
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
İşletme sahipleri
genellikle, kaliteden
ödün vermemek veya
•Doğal ve tarihi niteliği olan bir alana nükleer santral kurulması kararı,
karlarını artırmak için toplumun kimi kesimince elektrik üretimine katkı sağlayacağı
Örnek
işten çıkarmak gibi düşüncesi ile olumlu görülürken, kimi kesim tarafından çevreyi
zorlu etik ikilemlerle kirleteceği, doğaya zazar vereceği gerekçesi ile olumsuz görülebilir.
karşı karşıya kalırlar.
Bir şeyin doğru ya da iyi olup olmadığını belirlemek için kullanılan standart
ve ilkelerle ilgilenen normatif etik;
301
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
Faydacı Yaklaşım
Faydacı Yaklaşım etik kararlar vermedeki en yaygın yaklaşımlardan biridir.
Eylemleri ortaya koyarken ahlaki davranmanın en çok insan için en fazla faydayı
sağlamaya yönelik olduğunu savunmaktadır. O zaman ahlaki eylemler, devlete,
şirketlere, topluma ve çevreye en az zararı veren eylemdir. Bunu gerçekleştirirken
de en az zararlı veya en düşük maliyetli olan karar ve davranışın seçilmesi
önemlidir.
Bireyci Yaklaşım
Bireyci Yaklaşım, davranışların veya yönetsel kararların bireylerin uzun süreli
yararlarını sağladığı takdirde etik sayılabileceğini öne sürmektedir. Bir birey kendisi
için en yüksek miktarda mal üretmek için faydacı yaklaşım ile hareket eder.
Adalet yaklaşımı
Adalet Yaklaşımı, işletme kararlarının eşitlik, doğruluk ve tarafsızlık gibi etik
davranış standartlarına uygun olması gerektiğine dayanır. Adalet, her bir kişiye hak
ettiği şeyi vermek veya daha geleneksel bir ifadeyle her bir kişiye kendi hakkını
vermek anlamına gelir. Bu açıdan adalet yaklaşımı, bireye ortaya koyduğu eylem
ile insanlara karşı adil olup olmadığını yansıtma fırsatı verir.
302
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
303
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
304
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
305
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
Bireysel Etkinlik
• İşletmelerde yaşanan etik sorunlar nelerdir?. Araştırınız.
• İşletmeler ile Üniversitelerin birlikte yürüttüğü sosyal
sorumluluk projelerini araştırınız.
• Ülkemizde yürütülen etik eğitim programlarını araştırınız.
306
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
307
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
308
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. İşletmenin kurum içi paydaşları arasında aşağıdakilerden hangisi yer
almaz?
a) Kurucu ana sahipler
b) Hissedarlar
c) Yöneticiler
d) Çalışanlar
e) Tedarikçiler
309
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
Cevap Anahtarı
1.e, 2.a, 3.c, 4.d, 5.e, 6.e, 7.c, 8.b, 9.a, 10.d
310
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Bayraktaroğlu, G., İlter, B. ve Tanyeri, M. (2009). Kurumsal sosyal sorumluluk:
Pazarlamada yeni bir paradigmaya doğru. İstanbul: Literatür Yayınları.
[2] Yılmaz, İ. (2016). Kurumsal sosyal sorumluluk, sosyal performans ve finansal
performans. Sibel Hoşnut ve Seçil Deren Van Het Hof (Ed.) Kurumsal
sosyal sorumlulukta güncel yönelim ve Yaklaşımlar içinde (s.17-38).
(1. Baskı). Ankara: Nobel Yayınları.
[3] European Commission (2001). Green paper. Promoting a european framework
for corporate social responsibility. 25 Haziran 2019 tarihinde
http://europa.eu/rapid/press-release_DOC-01-9_en.pdf adresinden
erişildi.
[4] Demirtaş, M. (2015). Türkiye’de yapılan kurumsal sosyal sorumluluk
faaliyetlerinin uluslararası girişimler bağlamında değerlendirilmesi. Mine
Demirtaş (Ed.) Kurumsal sosyal sorumluluk ve kurumsal itibar içinde (s.1-
54). İstanbul: Derin Yayınları.
[5] Aktan, Ç. C. ve Börü, D. (2007). Kurumsal Sosyal Sorumluluk. Coşkun Can Aktan
(Ed.), Kurumsal Sosyal Sorumluluk içinde (s. 6-24). İstanbul: İktisadi
Girişim ve İş Ahlakı Derneği Yayını. 6 Ağustos 2019 tarihinde
https://www.researchgate.net/publication/319165001_Kurumsal_Sosyal_
Sorumluluk adresinden erişildi.
[6] Caroll, A. B. (1991). The pyramid of corporate social responsibility: Toward the
moral management of organizational stakeholders. Business Horizons
(July/ August), 34 (4): 39–48. DOI: 10.1016/0007-6813(91)90005-G
[7] Bıçakçı, A. B. (2016). Halkla ilişkilerin kurumsal sosyal sorumluluktaki rolleri.
Sibel Hoşnut ve Seçil Deren Van Het Hof (Ed.) Kurumsal sosyal
sorumlulukta güncel yönelim ve yaklaşımlar içinde (s.39-58) (1. Baskı).
Ankara: Nobel Yayınları.
[8] Engin, E. ve Akgöz, E. B. (2013). Sürdürülebilir kalkınma ve kurumsal
sürdürülebilirlik çerçevesinde kurumsal sosyal sorumluluk kavramının
değerlendirilmesi. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Akademik Dergisi,
8 (1), 85-94.
[9] Chandler, D. ve Werther, W.B. (2014). Strategic corporate social responsibility:
stakeholders, globalization, and sustainable value creation. Third Edition.
Thousand Oaks, CA: Sage Publications.
[10] Borsaistanbul (2019). Sürdürülebilirlik rehberi. 25 Temmuz 2019 tarihinde
https://www.borsaistanbul.com/data/kilavuzlar/surdurulebilirlik-
rehberi.pdf adresinden erişildi.
[11] Kotler, P. ve Lee, N. (2006). Kurumsal sosyal sorumluluk (çev. Sibel Kaçamak).
İstanbul: Mediacat Yayınları.
311
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
[12] Özgener, Ş. (2004). İş ahlakının temelleri: Yönetsel bir yaklaşım (1. Baskı).
Ankara: Nobel Yayınları.
[13] Sökmen, A. ve Tarakçıoğlu, S. (2011). Mesleki etik. Ankara: Detay Yayıncılık.
[14] TÜSİAD (2009). Dünyada ve Türkiye’de iş etiği ve etik yönetimi. ISBN: 978-
9944-405-54-6.
[15] Bolat, O. (2006). İş etiği olgusu üzerine ayrıntılı bir kavramsal değerlendirme:
İş etiği ve verimlilik ilişkisi. Verimlilik Dergisi, (2), 0-0. 24 Haziran 2019
tarihinde https://dergipark.org.tr/verimlilik/issue/30687/331520
adresinden erişildi.
[16] Saylı, H. ve Kızıldağ, D. (2007). Yönetsel etik ve yönetsel etiğin oluşmasında
insan kaynakları yönetiminin rolünü belirlemeye yönelik bir analiz. AKÜ
Dergisi, 9 (1), 231-251.
[17] Ülgen, H. ve Mirze, S. K. (2004). İşletmelerde stratejik yönetim. İstanbul:
Literatür Yayınları.
[18] KSS (2018). Akbank KSS, Eylül Sayısı, Doğan Burda Dergi Yayınları.
312
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23