You are on page 1of 2

PREPOSITIONS

- Preposition’lar ikinci ek sistemidirler.


- Özne ve nesne bölgesinde isimlerden önce gelir ve anlamını kendilerinden sonra gelen isme verirler.
- Tense bölgesinde fiillerden sonra yapım eki mantığı ile anlamı değiştirir ve çekim eki mantığı ile de zincir oluştururlar.
- Prepositionların sadece anlamını bilmek değil aynı zamanda hangi isim türünden önce geldiğini de bilmek çok önemlidir.

Çünkü İngilizce’de 4 isim türü ve preposition’ın da en fazla 4 farklı anlamı vardır.


Preposition’ların en fazla 4 farklı anlamı olduğuna göre 4 farklı isim türünden önce de kullanılabilirler.

1- ZAMAN İSİMLERİ (Time Expression): Cümleye zaman anlamı katan ancak doğrudan zamanı veren (dün, bugün, yarın, ertesi gün, gelecek sene, geçen ay vb.) ifadeler değil,
kendi içinde zaman anlamı barındıran ifadelerdir.
2- MİKTAR, AZLIK-ÇOKLUK İSİMLERİ
3- YER İSİMLERİ
4- DİĞER İSİMLER (İlk 3 kategori dışındaki isimlerdir.)

İngilizce’de preposition’lar çok önemli yapılardır ve iki şekilde kullanımları vardır;

1
TEK BAŞLARINA

Tek başlarına kullanıldıklarında kendi anlamları vardır ve bu kullanımlarıyla cümledeki isim ve by a) - e kadar / itibariyle (Zaman referansından önce gelirse...)
diğer yapıları birbirine ekleme görevi taşırlar. - by the 2000... / 2000’e kadar....
b) - tarafından
* Tek başlarına kullanım yerleri (ÖZNE ve NESNE BÖLGESİNDE):
- ... by Ali. / Ali tarafından ...

- Cümlede özne ve nesne bölgesinde isim yapılarından önce gelerek anlamlarını kendilerin- c) - vasıtasıyla, aracılığıyla

den sonraki isimlere verirler. - You can go to Bursa by ferry. / Bursa’ya feribot vasıtasıyla gidebilirsiniz.

d) - ile
-We went on holiday by bus. / Tatile otobüs ile gittik.

e) - yanında, yakınında (By, “yanında” anlamıyla az kullanılsa da çok önemlidir!)


for: a) boyunca (Zaman referansından önce kullanılır.)
- The window by the door. / Kapının yanındaki pencere.
- I waited your phone for three days. / Üç gün boyunca telefonunu bekledim.
Eş anlamlıdır.

f ) - oranında (Azlık-çokluk isimlerinden önce gelirse...)


b) için (Neden-Sonuç anlamı vererek isme anlamını ekleyen bağlaç olarak kullanılır.)
- Sales decreased by %40. / Satışlar %40 oranında azaldı.
- I came here for you. / Senin için buraya geldim.

By the time “itibariyle” anlamsal olarak by “itibariyle” ile eş anlamlı olsa da görevleri farklıdır;
during: boyunca (Zaman referansından önce kullanılır.)
- By, “-e kadar ve itibariyle” anlamıyla bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde isimlerden önce
- I waited your phone during three days. / Üç gün boyunca telefonunu bekledim. gelerek anlamını isme veren preposition görevindedir.
Ayrıca By, bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde zaman referanslarından önce gelirse “- e kadar,
itibariyle” anlamını kendisinden sonraki isme veren preposition görevinde de kullanılır. “- e kadar ve
throughout: a) boyunca (Zaman referansından önce gelirse...) itibariyle” anlamları birbirinden farklıdır!
- I waited your phone throughout three days. / Üç gün boyunca telefonunu bekledim. - By the time, “itibariyle” anlamıyla cümle başında ve ortasında iki cümleyi birbirine bağlayan
bağlaç olarak kullanılır.
b) tamamında / genelinde (Coğrafi bir yer anlamı veren isimden önce gelirse...)
- Precipitation was effective in the throughout Black Sea Region. / Yağış Kardeniz Bölgesi genelinde etkili oldu. “by the1940”, 1940 itibariyle demektir. Söz konusu eylem 1940 yılının ilk anında başlamıştır.

“by the1940”, 1940’a kadar demektir. Söz konusu eylem 1940’a kadar yapılmıştır. 1940 yılının ilk anında
over: a) boyunca (Zaman referansından önce gelirse...) eylem sona ermiştir.
- Ali continued this profession over two years. / Ali bu mesleğe iki yıl boyunca devam etti.
b) fazla (Miktar anlamı veren bir isimden önce gelirse...) about: a) hakkında (İsimden sonra gelirse ...)

- I drank over 3 liters of water today. / Bugün 3 litreden fazla su içtim. - He taught us all about biology. / O bize biyoloji hakkında her şeyi öğretti.

c) üzerinde (Coğrafi bir yer anlamı veren isimden önce gelirse...) b) oranında (Oranlamalarda kullanılır.)

- It is located over Everest Mountain. / Everest Dağı üzerinde yer almaktadır. - ... about two out of three ... / ... 3’te 2 oranında ...

c) yaklaşık olarak (İsimlerden önce gelir.)


- Ahmet is about the same age as me. / Ahmet yaklaşık olarak benimle aynı yaşta.
along: boyunca / uzunluğunca (”boyunca” anlamıyla isimlere gelir. Zaman referanslarına gelemez!)
- She ran along the street. / Sokak boyunca koştu.

below: - It was ten degrees below zero this morning. / Bu sabah sıfırın altında on dereceydi.
from ... to: -den ... e kadar
- I walked from home to school. / Evden okula kadar yürüdüm. beneath: altında - The votes were beneath 40 percent. / Oylar %40’ın altında kaldı.

toward(s): -e doğru under: - The historical city remained under the sea. / Tarihi kent denizin altında kaldı.

- The child ran towards his mother. / Çocuk annesine doğru koştu.

above: üzerinde
through: arasından / içinden / vasıtasıyla
- The birds were flying above the clouds. / Kuşlar bulutların üzerinde uçuyorlardı.
- The water reached the city through the canal. / Su, kanal vasıtasıyla şehre ulaştı.

among: arasında
after: sonra (Bağlaç olarak kullanıldığında; her bağlaç fiil ister mantığı ile anlamı fiile bağlanır.)
(Preposition olarak; bir cümlenin özne ve nesne bölgesine gelerek kendisinden sonraki isme anlamını verir.) - His novels are popular among young people. / Onun romanları genç kişiler arasında ünlüdür.

- She cried after reading the letter. / O mektubu okuduktan sonra ağladı.
- I have a cup of coffee after meals. / Yemeklerden sonra bir fincan kahve içerim.
between: arasında (En az iki isim gerektirir.)
- There is a chair between two tables. / İki masa arasında bir sandalye var.

before: önce (Bağlaç olarak kullanıldığında; her bağlaç fiil ister mantığı ile anlamı fiile bağlanır.)
(Preposition olarak; bir cümlenin özne ve nesne bölgesine gelerek kendisinden sonraki isme anlamını verir.) past: geçince
- They will finish the repair before nine o’clock. / Tamiri saat dokuzdan önce bitirecekler. - I live on Station Road, just past the Post Office. / İstasyon yolunda oturuyorum, postaneyi biraz geçince.
- I wash my hands before eating. / Yemekten önce ellerimi yıkarım.

beyond: ötesinde
since: a) - den beri (Zaman referansından önce gelirse... Bu kullanımıyla cümlenin özne ve nesne bölgesinde yer alır.) - There is a green valley beyond the mountains. / Dağların ötesinde yeşil bir vadi vardır.
- ... since seven o’clock ... / ... saat yediden beri ...
b) - dığı için (Bağlaç olarak kullanılırsa fiiline bağlanır. Bu kullanımıyla iki cümleyi birbirine bağlayan
sebep-sonuç bağlacı olarak cümlenin başında ve ortasında yer alır.) across: karşısında / etrafında / boyunca (İsimlere gelir, çevresinde anlamıyla kullanılır.)
- We didn’t get it since it wasn’t ready. / Hazır olmadığı için alamadık. - There are police’s across the house. / Evin karşısında polisler var.

round / around: çevresinde / etrafında


till / until a) - e kadar (Zaman referansından önce gelirse... Bu kullanımıyla cümlenin özne ve nesne bölgesinde yer alır.)
- A crowd formed around the car. / Arabanın çevresinde kalabalık oluştu.
- The boys played football from nine till eleven. / Çocuklar dokuzdan onbire kadar futbol oynadılar.
b) - e kadar (until) (Bağlaç olarak kullanılırsa fiiline bağlanır. Bu kullanımıyla “until” sadece iki cümleyi
birbirine bağlayan bağlaç olarak cümlenin başında ve ortasında yer alır.) out of: - den, -dan dışarı (İsimlerden önce gelir. Çoğunlukla yer referansı veren kelimelerden önce gelmez!)
- She had lived in Ankara until she was ten. / On yaşına gelene kadar Ankara’da yaşadı. - We will get you out of there. / Sizi oradan dışarı çıkaracağız.
from: - den, -dan gelen (Çoğunlukla yer referansı veren kelimelerden önce gelir.) onto: üstüne / yüzeyine (Bir şeyin üstüne hareket ediş ve çıkışı, yükselişi anlatır.)
- Athletes from America won the race. / Amerika’dan gelen atletler yarışı kazandı. - She jumped onto the table. / Masanın üstüne zıpladı.

than: - den, -dan (Karşılaştırmalarda kullanılır. En az iki ismi ya da durumu birbiriyle karşılaştırır.) at: - de, -da (sabit nokta (havaalanı, hastane vb.), sabit yer (ev, okul vb.), sabit zaman (saat ve belirli zamanlarda;
- Ahmet is taller than Ayşe. / Ahmet Ayşe’den uzundur. akşam yemeği, kahvaltı vb.), sabit bir bilimsel veri.)
- We met at the airport this morning. / Bu sabah havaalanında buluştuk.
- She is waiting for me at school. / O beni okulda bekliyor.
in: - de, -da (içinde) (Bir yerde oluş veya bulunuşu gösterir. Kapalı veya belli sınırlar içinde olan bir yerde
bulunuşu ya da daha büyük yerlerde oluşu anlatır. Aylar, yıllar, mevsimler ve daha uzun - The first ferry is at 07:15. / İlk vapur 07:15’de.
zaman periyotları için (yüzyıllar vb.), aynı zamanda gün içindeki bazı periyotlarda da - We were very crowded at dinner. / Akşam yemeğinde çok kalabalıktık.
“in” kullanılır.) - At 1500 metres they found water at 60 C. / Onlar 1500 metrede 60 C’de su buldular.
- The cat is in the door. / Kedi odanın içinde.
- They live in Germany. / Onlar Almanya’da yaşarlar.
to: a) -e, -a (Yönelme hal eki.)
- We will go on holiday in June. / Haziran’da tatile çıkacağız.
- Ali walks to school every day. / Ali hergün okula yürür.
- He was born in 1965. / 1965 yılında doğdu.
- The pool is closed in winter. / Havuz kış mevsiminde kapalıdır. b) için (İsme eklenen bağlaç kullanımı.)

- The event took place in the 18th century. / Olay 18. yüzyılda gerçekleşmiş. -The take the metro to go to school. / Okula gitmek için metroya biniyorum.
- She usually does not eat in the afternoon. / Genellikle öğlende yemek yemez. c) ile (Vasıta hal eki.)
- It’s 100 meters from my house to the shopping centre. / Evim ile alışveriş merkezi arasında 100 metre var.

into: içine (Bir şeyin içine hareket ediş ve girişi anlatır.)


- I will put the pencil into the box. / Kalemi kutunun içine koyacağım.
with: - ile, -ile ilgili
- She live in America with her family. / Amerika’da ailesi ile yaşıyor.
on: - de, -da (üstünde, yüzeyinde) (Bir şeyin üstünde oluş veya bulunuşu gösterir. Cadde ve sokak isimlerinde,
ayrıca haftanın günleri, özel günler ve aylarda kullanılır.)

- The key is on the table. / Anahtar masanın üstündedir. out: - dışı, - dışına
- The Bank is on Cumhuriyet Street. / Banka Cumhuriyet Caddesi üzerindedir.. - She quietly went out the door. / Sessizce kapının dışına çıktı.
- I will call you on Friday. / Seni Cuma günü ararım.
- I’m not here on my birthday. / Doğumgünümde burada değilim. NOT:
- I was born on April 7, 1982. / 7 Nisan 1982 tarihinde doğdum. Gemi limanda (sabit noktada) at alır,
Geminin deposundaki petrol (kapalı mekan içinde) in alır,
Gemideki konteynırlar (geminin yüzeyinde, üstünde) on alır.

Aşağıda yer alan dört preposition özel bir kullanıma sahiptir.


Diğer Yapılar: Bir cümlenin tense bölgesinde fiilden sonra gelerek yapım eki mantığı
ve kendi anlamları doğrultusunda çekim eki mantığı oluşturabilirler.

up: yukarı go: gitmek go up: doğmak (Güneşin doğuşu yukarı bir harekettir.)

down: aşağı go: gitmek go down: batmak (Güneşin batışı aşağıya doğru bir harekettir.)

on: açmak, bir eylemi başlatmak get: elde etmek get on: binmek (Otobüse, arabaya vb. binmek.)

off: bitirmek, bir eylemi sonlandırmak take: almak take off: havalanmak (Uçağın havalanması.)
(Yapım eki mantığı ile “off” almak anlamından, havalanmak anlamıyla yeni bir fiil ortaya çıkarmıştır.)
day: gün (isim) day off: gün sonu.
(Çekim eki mantığı ile “off” kendi anlamı olan bitirmek ile kullanılmıştır.)

2
FİİLLERLE BİRLİKTE

Fiillerle birlikte yer alırlar. Bir preposition fiil ile birlikte kullanıldığında ya çekim eki görevinde Çekim ekinde zincir. Zincirleme isim tamlaması.
kullanılarak fiilin anlamını çeşitlendirir, geliştirir ya da fiilin anlamını yapım eki mantığıyla TAMLAYAN TAMLANAN

tamamen değiştirir. pay: ödemek pay for: -nın parasını ödemek pay for home: evin parasını ödemek

Tense bölgesinde fiilden sonra gelerek Türkçe’deki yapım eki ve çekim eki mantığı ile die: ölmek die of: -den ölmek die of cancer: kanserden ölmek
kullanılabilirler.
look: bakmak look at: -e bakmak

Çekim Eki Mantığı: talk: konuşmak talk to: -ile konuşmak

listen: dinlemek listen to: -yı dinlemek.


Çekim eki mantığı iki şekilde oluşturulur:
interest: ilgilenmek interest in: -ile ilgilenmek
1- Preposition’ın kendi anlamını fiile eklemesi:
play: oynamak play in: -ile oynamak
Çekim eki mantığı ile fiile kendi anlamını verir ve fiilin anlamını genişletip, çeşitlendirir.
Tense bölgesinde fiilden sonra kullanılan preposition nesne bölgesinin başlangıcıdır. run: çalışmak run on: -ile çalışmak

live: yaşamak live in: içinde yaşamak

concertrate: yoğunlaşmak concertrate on: üzerinde yoğunlaşmak


Yapım Eki Mantığı:

pass: geçmek pass through: arasından, içinden geçmek Yapım eki mantığı ile fiillere eklenerek fiilin anlamını tamamen değiştirirler.
Tense bölgesinde fiilden sonra kullanılan preposition tense bölgesine aittir.
move: taşınmak move to: -e taşınmak
Genel ifade ile, bir preposition fiile eklendiğinde ya fiilin kök anlamına bağlı olarak çok az bir
come: gelmek come from: -den gelmek anlam değişikliği ile yeni bir fiil oluşturur ya da fiilin kök anlamından bağımsız tamamen farklı
anlamda yeni bir fiil oluşturur.
Her iki kullanımda da fiilin kök anlamı değiştiği için yapım eki mantığı bulunur.

2- Preposition’ın zincir (ek) görevi görmesi:


Kendisinden sonra gelen ismi kendisinden önce gelen fiile bağlayarak zincir (ek) görevi görür. carry: taşımak carry out: geçekleştirmek
Preposition’ın kendi anlamı kaybolur ve anlamsal olarak belirli ek anlamlarıyla kendisinden sonraki
lead: liderlik etmek lead to: yol açmak
ismi kendisinden önceki fiile zincirler(ekler). Bu kullanımda preposition tense bölgesine aittir.
Bu ek anlamları Türkçe’deki hal ekleridir. lend: ödünç vermek lend to: katkıda bulunmak

develop: geliştirmek develop into: -e dönüştürmek


Bitirme hal eki: -ı, -i, - u, -ü, -(y)ı, -(y)i
make: yapmak make into: -e dönüştürmek
Bulunma hal eki: -de, -da
Ayrılma (çıkma) hal eki: -den, -dan make: yapmak make up: -oluşturmak
Yönelme hal eki: -e, -a, -(y)e, -(y)a
make up: oluşturmak make up for: -telafi etmek
İlgi hal eki: -(n)ın, -(n)in
Vasıta hal eki: -le, -la, -ile make up: oluşturmak make up of: desteklemek

You might also like