You are on page 1of 3

Ayn Rand'ın Objektivist Etiği Üzerine

Not: buradaki meramım, Ayn Rand'ın "Bencilliğin Erdemi" kitabındaki objektif etiği anlattığı
bölümden yaralanarak, sırf okuduğum yeri unutmamak ve objektivist etiği öğrenmek
amacıyla kendime notlar yazmaktır.

..."eğer yaşamaya devam etmek istiyorsanız ihtiyacınız olan şey, ahlaklı olmaya dönenmek
değil...onu keşfetmektir." Der.

İnsanın neden değerler sitemine ihtiyaç


duyar?

Sorusuna Ayn Rand ablamızın cevabı özetle şöyledir: "Neyin doğru neyin yanlış olduğunu
otomatik olarak bilmeyen canlı, neyin iyi neyin kötü olduğunu da otomatik olarak bilemez.
Ancak o, yaşamak için bu bilgiye ihtiyaç duyar" der (ayırtı için bkz. sayfa 27-30)

"Değer", bir insanın kazanmaya veya muhafaza etmeye çalıştığı şeydir.


Hayat, bir kendi başına ayakta kalma ve kendince sağlanan faaliyet sürecidir. Canlı faaliyet
de başarısız olursa ölür
'Değer' kavramını mümkün kılan 'Hayat' kavramıdır. Sadece yaşayan bir organizma için "iyi"
ve "kötü" kavramı vardır

Ayn Rand der ki: "Organizmanın hayatına yardımcı olan iyi, onu tehdit eden de kötüdür"
Rand akla çok önem verir: insanın hayatta kalmasını yegâne yolu akıldır.
Akıl, insanın duyuları tarafından sağlanan materyali teşhis eden ve bütünleştiren bir
melekedir. İnsanın tercih yaprak uygulaması gereken melekedir. İnsan yanlış tercih yapmakta
özgürdür, realiteyi göz ardı etmekte serbesttir; aklını kullanmamak ve istediği her şeyi
yapmakta özgürdür fakat görmeyi reddettiği uçurumdan yuvarlanmaktan kurtulma özgürlüğü
yoktur

Olum daha objektivist etikle ilgili hiçbir şey yazmamışım, sabırlı ol lan! Yazacağım birazdan,
ama önce bi kıyma çektirmeye gideyim

Evet. Geldim.

Ahlâklı olmak veya etik nedir? İnsanın tercihlerine ve davranışlarına(yaşamın amacını ve


işleyişini belirleyen tercih ve davranışlara) rehberlik eden değer sistemi.
Değer kişinin kazanmaya veya muhafaza etmeye çalıştığı şeydir. - erdem, kişinin onu
kazanma ve/ veya muhafaza etme davranışıdır.

Objektivist etiğin üç temel değeri ( ki bunlar bir insanın nihai değeri olan hayatının araçlarını
ve gerçekleştirilmesini oluşturan üç değeridir) şunlardır: Akıl, Amaç, Kendine Saygı. Bunla
karşılık gelen üç erdem, Akılcılık, Üretkenlik ve Gururdur.

Nihai değer nedir peki?


Nihai değer, daha düşük düzeydeki tüm hedeflerin kendisi için araç durumunda olduğu ve
düzeydeki tüm hedeflerin kendisiyle değerlendiği standartları koyan son hedef veya amaçtır

Kısaca nihai değer hayattır.


Ayn Rand'a göre Akıl, insanın baş erdemidir
ve tüm kötülüklerin kaynağı insan aklını odaklayamamasıdır, bilincini askıya almasıdır ki
buda kör olmamasını rağmen görmeyi reddetmektedir.
Aklın dışında yaşamak insanın hayatta kalma araçlarını reddettiğinden, bir mahvoluşa
gitmektir.

Ya abi sanki kafamda, beynimin içimde bir eşşşek varda düşünmemi engelliyor. Rica etsem
kalkar mısın?

Her neyse
Akılcılık Erdemi, kişinin tek bilgi kaynağı, değerler ve hakkındaki yargısı, tek davranış
rehberi olarak aklın tanınması ve kabul edilmesidir.

Üretkenlik erdemi, (bkz. Sayfa 36)

Gurur erdemi "ahlaki hırslılık" terimiyle tanımlanır de Rand ablamızın. Bu terim, kişisinin
ahlaki mükemmelliğini başararak kendini en yüksek değer olarak görmesidir.
Ve kişinin kendini kurbanlık hayvan rolünü reddetmesi, "kendini feda etmek en büyük
erdemdir" diyen öğretileri kabul etmemesi gelir.

Objektivist etiğin sosyal prensibi, hayatın kendi başına amaç olduğu gibi her insanın
yaşamında kendi başına amaçtır. Başkalarının refahı ve amaçları için araç olmadığıdır bu
yüzden ne kendini başkalarını için feda etmek ne de başka insanları kendine kurban ederek
kendisi için yaşamasını gerektirir. Kendi için yaşamak, insanın en yüksek ahlaki amacının
kendi mutluluğunu başarmak olduğu anlamına gelir

"Mutluluk kişinin değerlerini elde etmesinden kaynaklanan bilinç durumudur"


der Rand.
Ancak mutluluk sadece akılcı bir kişi için, akılcı davranışlar dışında neşe aramayanlar için
söz konusudur. Der ve "aklı" yeniden yüceltir

Objektivist etik insanın çıkarı için diğer insanları kurban edilmesin gerekmediğini savunur.
Ve "akılcı" çıkarların birbirine ile çatışmayacağını, bir insanın bir diğer insanla değere karşı
değer değişimi yaparak - yani alışveriş- ilişki kuran insanların arasında çatışma olmayacağını
savunur.

Objektivist etik, bir faaliyette bulunanın daima bulunduğu faaliyetten faydalanan olmasını ve
insanın akılcı öz çıkarı için hareket etmesini savunur.

Ayn Rand ablamızın "Altruizm" den nefret eder çünkü Altruizm, nihai amacı ve değerler
standartı olarak ölümü görür ve Kendi mahvetme, toplum için kendinden feragat etme,
vazgeçme, toplum için kendi feda etme vb. şeyler altruizm' in erdemleridir. Ve bunlar
Objektizm'e terstir.
Vevveveveve
Mistik Etik Teorisi, açık bir şekilde insan ahlakının değer standartlarınin başka, doğa üstü bir
kanunları veya gereksinimleri tarafından mezardan sonrası için oluşturulmuş olduğu, inansın
etiği kullanmasının imkansız olduğunu, etiğin İsa insanın dünyadaki hayatı için uygun
olamadınığını, imkansızı uygulanmadığı için de insanın bedelini ödemek adına suçu
üstlenmesi ve tüm varoluşu boyunca ızdırap çekmesi gerektiği fikrine dayanmaktadır. ( Olum
bu bizim tasavvuf lan!)

Sosyal Etik Teorisi, Tanrı yerine "toplumu" koyar. Bireyin ahlaki görevi, kendini
düşünmeyen, sessiz, hakları olmayan, başkalarının ihtiyaçlarının taleplerinin ve isteklerinin
kölesi olan bir varlıktır. "Kurtlar sofrası" deyimi sosyal etik teorisi için geçerlidir. Bu teorinin
varlık ağabeyleri Nazi almanyası ve Sovyet Rusya' dır.

Subjektif Etik Teorisi, herkes tarafından kabul edilecek bir evrensel ahlak kuralları
olmayacağını savunur
Ayn Rand ablamızın tabiri ile: "bir kişinin kaprisinin ( kişinin kaynağını, tabiatını ve
anlamını bilmediği arzuların) geçerli bir ahlak standarttı oldu sağladığını" söyler. Rand
ablamızın' a göre bu üç ekolün içeriği bakımından değil sadece metotları bakımından farklılık
gösterir bunlar sadece altruizmin versiyonudur.

Evet bu kadardı.

You might also like