Professional Documents
Culture Documents
Mukavemet I Konu Anlatimı 2021
Mukavemet I Konu Anlatimı 2021
Sistem C noktasından kesilerek iki parçaya ayrılır: AC ve CB. Hem tüm sistem hem de bu iki parça dengede olmalıdır. Kesim
noktasındaki bağ kuvvetleri her iki parçanın da serbest cisim diyagramında gösterilmelidir.
Aynı sistemde, eleman iç kuvvetlerinin bulunması amacıyla düğüm dengesi veya kesim yöntemi kullanılabilir. Çünkü denge
halindeki bir sistemin alt parçalarının da (düğüm veya parça) dengede olması gerekir.
Aşağıda verilen sistemlerde A sabit ve B kayıcı mesnet reaksiyonları ile C noktasında iç kuvvetleri bulunuz.
Dış yükler etkisindeki bir cisimde, kesim yapılan düzlemde DA alanına etkiyen iç kuvvet DF ile bu kuvvetin x, y ve z doğrultusundaki
bileşenleri (DFx , DFy , DFz) görülmektedir. Bu bileşenlerin DA alanına bölünmesi ile kuvvet bileşeni doğrultularında gerilmeler elde
edilir. Farklı doğrultularda kesim yapıldığında, elde edilecek yeni düzlemlerdeki gerilmeler de benzer şekilde elde edilebilir.
Gerilme bileşenleri: Dikkate alınan düzleme etkiyen gerilmeler, düzleme dik ve düzlem içi bileşenlere ayrılırlar. Gerilme, etkidiği
düzlem ve yönüne bağlı olarak adlandırılır.
Kayma gerilmesi: İlgili düzleme teğet olan (düzlem içi) gerilme bileşenine kayma
gerilmesi adı verilir. Kayma gerilmesinin iki bileşeni bulunur.
Gerilme durumu: Kesim yöntemi ile cisim bünyesinden çıkarılmış kübik elemanın altı yüzeyindeki gerilmeler, cisim bünyesindeki
bir noktada gerilme durumunu temsil eder. Bu noktadaki gerilme durumu, gerilme tansörü ile ifade edilebilir. Üç eksenli gerilme
durumu için, gerilme tansörü aşağıda verilmiştir.
x xy xz
= yx y yz
zx zy z
x xy
=
yx y
Tek eksenli gerilme durumu: Cisim bünyesindeki bir noktada gerilme durumunu temsil
eden gerilmeler sadece bir doğrultuda ise bu durumda, tek eksenli gerilme
durumundan bahsedilir.
Eksenel yüklü bir çubukta ortalama normal gerilme, çubuğa etkiyen yük ve çubuğun enkesit alanı dikkate alınarak hesaplanır.
Enkesit, çubuk doğrultusuna dik olan kesittir. Prizmatik bir çubukta, çubuk boyunca enkesit aynı kalır.
Malzeme homojen ve izotropik ise (örneğin çelik), çubuğun her bir noktasında ve her doğrultuda aynı fiziksel ve mekanik özellikler
sözkonusudur.
Çubuğa uygulanan eksenel yük için rijit plaklar kullanılırsa, tüm çubuk boyunca düzgün deformasyon gözlenir. Ancak, eksenel yük
çubuğa noktasal olarak uygulanırsa, yükün uygulandığı noktaya yakın bölgelerde düzgün deformasyon gözlenmez, cismin uzunluğu
boyunca ortasına yakın bölgede düzgün deformasyon gözlenir.
Eğer çubuk, kesim yöntemi ile düzgün deformasyon bölgesindeki herhangi bir noktadan itibaren ikiye ayrılırsa, parçalardan birisi
için serbest cisim diyagramı elde edilebilir. Denge denklemi yardımı ile de iç kuvvet (eksenel yük) bulunur.
Malzemenin düzgün deformasyona uğradığı enkesitte sabit bir normal gerilme ( ) dağılımının olması gerekir.
Enkesitte sabit gerilmeye sahip her bir DA alanına sabit bir DN=(DA) kuvveti etkir. Burada
, ortalama normal gerilmedir. Kesitteki tüm DA alanlarına etkiyen DN kuvvetleri
toplandığında ise, enkesit alanı A’ya etkiyen iç kuvvet N değeri elde edilmelidir. Buna göre,
enkesitteki herhangi bir noktada ortalama normal gerilme değeri aşağıdaki şekilde elde
edilir.
DA → dA
DN → dN
→ dN = dA
N
N = A → =
A A
Enkesitteki herhangi bir noktada alınacak birim hacimli elemanda sadece normal gerilme
olacağı açıktır. Elemanda düşey kuvvetlerin dengede olması şartından, alt ve üst
yüzeylerindeki normal gerilmelerin de eşit olması gerektiği gösterilebilir.
Enkesitteki her bir noktada sabit bir eksenel gerilmenin olması ve birim hacimli elemanın karşılıklı yüzeylerindeki gerilmelerin eşit
olması durumu, eksenel yükün hem basınç hem de çekme olması durumu için geçerlidir.
Çubuk boyunca kesitin ve eksenel yükün sabit olması durumunda, çubuk boyunca ortalama normal gerilme sabit olur. Yani her
enkesitte aynı ortalama gerilme değeri elde edilir.
Bazı durumlarda çubuk boyunca eksenel yükler veya kesit değişebilir. Dolayısıyla, çubuk boyunca ortalama normal gerilme de
değişecektir.
Kayma gerilmesi, ilgili düzleme teğet (düzlem içi) gerilme bileşenidir. Şekilde görülen F kuvveti etkisindeki cisim AB ve CD ile
belirtilen kısımdan kesilir ve çıkarılan parça için serbest cisim diyagramı çıkarılırsa, kuvvetlerin denge şartından A ve C noktalarını
içeren düşey düzlemlerde V iç kuvvetinin meydana geleceği görülür.
Bu iç kuvvetler etkidikleri düzlemlerde, kendileri ile aynı yönde kayma gerilmelerine sebep olur. Kesitin her noktasında kayma
gerilmesinin aynı olacağı kabulü ile kesitte ortalama kayma gerilmesi hesaplanabilir.
Buradaki kesme, basit veya doğrudan kesme olarak adlandırılır. Çünkü, uygulanan F kuvvetinin doğrudan etkisinden kaynaklanır.
Bu tip kesme durumu genellikle bulonlu, perçinli veya kaynaklı birleşimlerde gözlenir.
Kesme kuvveti etkisindeki bir blokta, V iç kuvveti etkisindeki düzlemde herhangi bir noktada birim hacimli eleman dikkate alınsın. V
iç kuvvetinin bulunduğu düzlemdeki kayma gerilmesinin yönü V kuvveti ile aynıdır. Birim hacimli elemanın serbest cisim diyagramı
çizilir ise denge denklemleri yardımı ile diğer düzlemlerdeki kayma gerilmeleri ve yönleri belirlenebilir.
Örnek: Şekilde görülen 150mm kalınlığa sahip ahşap elemanların birleşiminin a-a ve b-b kesitlerinde meydana gelecek ortalama
kayma gerilmesi değerlendirilmek istensin.
Serbest cisim diyagramının dengesinden F=3 kN olacaktır. Buna göre, a-a ve b-b kesitlerine etkiyen kesme kuvveti de V=3 kN
olacaktır. Buna göre, bu kesitlerde ortalama kayma gerilmesi hesaplanabilir.
Bir elemanın güvenliğinden emin olabilmek için, uygulanacak yükün elemanın taşıyabileceği yükten daha düşük bir değer ile
sınırlandırılması gerekir.
• Hesapta öngörülen malzeme kalitesi ve kesit boyutları tam olarak sağlanamamış olabilir.
• Hesapta dikkate alınmayan, sonradan ortaya çıkan ilave yük etkileri olabilir (titreşim, çarpma vb).
• Elemanın malzeme kalitesi ve kesit boyutları ile ilgili değişkenlik, belirsizlik söz konusudur.
Yükün sınırlandırılması ile ilgili yaklaşımlardan birisi, güvenlik katsayısı kullanmaktadır. Buna göre, izin verilen yük Fem (emniyetle
taşınabilecek yük de denir), elemanın taşıyabileceği maksimum yükün (Fmak) belirli bir güvenlik katsayısına (GK) bölünmesi ile
belirlenir.
Fmak
Fem =
GK
Gerilmeler, yükler ile orantılı olduğunda, yukarıdaki ilişki gerilmeler kullanılarak da ele alınabilir. Yani, elemanda izin verilen normal
gerilme veya kesme gerilmesi (emniyetle taşınabilecek gerilme de denir), elemanın taşıyabileceği maksimum gerilmenin belirli bir
güvenlik katsayısına (GK) bölünmesi ile belirlenir. Kayma gerilmesi ve normal gerilme için farklı güvenlik katsayıları kullanılabilir.
mak mak
em = em =
GK GK
Güvenlik katsayısının değeri, malzeme türüne, elemanın kullanım amacına, gerilme türüne, belirsizliklerin niceliğine bağlı olarak
kararlaştırılır.
Malzeme davranışına ilişkin olarak tasarımda normal gerilmenin ve ortalama kayma gerilmesinin kullanılması, basit birleşimlerin
tasarımında kullanılan bir yaklaşımdır.
Eğer bir eleman normal gerilme veya kayma gerilmesi etkisinde ise gerekli kesit alanı aşağıdaki denklemler ile elde edilir.
Bulonlu birleşimlerde, bulonlarda kayma (makaslama) gerilmesi ve normal gerilme (ezilme) oluşur. Levhalarda da normal gerilme
(çekme gerilmesi) ve kayma gerilmesi meydana gelir. Bu gerilmeler dikkate alınarak birleşim güvenli bir şekilde tasarlanmalıdır.
P
= em
(d * t )
P
= em
A
Levhada çekme etkisi ve en zayıf kesitte maksimum çekme gerilmesi: Levha kenarında kayma etkisi:
P P
= em = em
(b − d )t 2(e * t )
Çift tesirli birleşimlerde, bulonlarda kayma (makaslama) etkisi, bulonun iki kesitinde birden gözlenir (KK’ ve LL’). A ve B levhalarına
etkiyen F kuvveti, bulonun bu iki kesitinde de P=F/2 kesme kuvvetine sebep olur.
Çift tesirli birleşimlerde, bulonun A levhası ile C (veya D) levhası seviyesindeki parçaları farklı basınç etkisindedir. A levhası
seviyesinde bulon gövdesine etkiyen basınç kuvveti F, diğer levhalar seviyesinde basınç kuvvetlerinin (FC ve FD) değeri F/2’dir.
Bulonda makaslama (kayma) gerilmesi): Ara levhada (A veya B levhası), bulon gövdesinde ezilme gerilmesi:
P F /2 F
= = em = em
A A d *t
Bir cisme bir dış kuvvet uygulandığında, cismin şekli ve boyutları değişir. Deformasyon
olarak adlandırılan bu değişimler bazen gözle görülebilir bazen de fark edilemeyecek
düzeyde küçük olur. Cismin sıcaklığındaki değişim de deformasyona sebep olabilir.
Birim uzama: Bir çubuğa şekildeki gibi bir P yükü uygulandığında, cismin boyu L0’dan
L’ye değişecektir. Bu durumda, çubukta ortalama birim uzama (eort), çubuk boyundaki
değişimin, çubuğun ilk boyuna oranı ile tanımlanır.
İlgili doğru parçasının uzunluğu artmış ise birim uzama pozitif kabul edilir. Eğer doğru
parçasının uzunluğu azalmışsa birim uzama negatiftir. Birim uzama, iki uzunluğun
birbirine bölünmesi ile elde edildiği için birimsizdir.
Kayma açısı: Deformasyon sadece cismin belirli bir doğrultudaki bir parçasının boy değişimi şeklinde
oluşmaz. Aynı zamanda bu doğru parçasının doğrultusu da değişebilir. Cismin bünyesindeki bir noktada,
başlangıçta birbirine dik olan doğrultularda yer alan iki doğru parçası ele alınsın. Deformasyon sonrasında,
bu iki parça arasındaki açının değişimine kayma açısı (g) denir ve radyan olarak ölçülür.
Eğer başlangıçta birbirine dik olan bu iki doğru parçası arasındaki açı, şekil değiştirme sonrasında azalmış
ise, kayma açısı pozitif işaret alır. Eğer açı artmış ise kayma açısı negatif işaret alır.
Görüldüğü gibi cisim bünyesindeki herhangi bir noktada, yük etkisi altında şekil değiştirmenin altı bileşeni vardır: üç farklı
doğrultuda birim uzama ex, ey, ez ile üç farklı düzlemde kayma açıları gxy, gxz, gyz.
Birim uzamalar, elemanın boyutlarında değişime ve dolayısıyla elemanın hacminde değişime sebep olur.
Kayma açıları, elemanın boyutlarında bir değişime sebep olmaz. Kayma açıları, elemanın kenarları arasındaki açının değişimine,
yani elemanın şeklinin değişmesine sebep olur.
D CD D D AB D / 3 2D
e CD = = e AB = = =
LCD L LAB L / 2 3
D CD (3/ 2)0.2
e CD = = = 0.001
LCD 300
Şekil değiştirmenin, üç boyutlu uzayda altı bileşeni olduğu daha önce ifade edilmiş idi. Eğer şekil değiştirme bileşenleri sadece bir
düzlemde görülüyor ise, düzlem şekil değiştirme durumu söz konusudur.
Aşağıda solda verilen şekilde, şekil değiştirmenin sadece birim uzama ile ilgili bileşenleri bulunmaktadır. Eğer z doğrultusunda
birim uzama «sıfır» olur ise, birim uzamaların x-y düzleminde gerçekleştiği söylenir.
Düzlem şekil değiştirme durumunda, düzlemdeki birim uzamaların yanı sıra düzlemde kayma açısı da olabilir. Aşağıda sağda verilen
şekilde, x-y düzlemindeki şekil değiştirme bileşenleri (ex, ey, gxy ) verilmiştir.
3 2
tan = , tan = , g xy ,B = −( + )
304 403
B= − g xy ,B = + +
2 2
D AC AC ' − AC
e AC = =
LAC AC
Bir cismin bünyesindeki herhangi bir noktadaki gerilme durumu, üç boyutlu birim eleman üzerinde gösterilen toplam altı adet
normal gerilme ve kayma gerilmesi bileşeni ile temsil edilmektedir.
Pratik mühendislik uygulamalarının çoğunda yükler belirli bir düzlemde yer aldığından, sebep oldukları gerilmeler de bu düzlemde
ele alınır. Bu durumda, cismin düzlem gerilme etkisi altında olduğu söylenir.
Bir noktadaki düzlem gerilme durumu genel olarak, birim hacimli elemanın sadece dört
yüzeyine etki eden iki normal gerilme bileşeni ve bir kayma gerilmesi bileşeni ile temsil edilir.
Örneğin x-y düzlemi dikkate alınırsa, düzlem gerilme durumu için gerilme bileşenleri x, y, ve
xy olur. Yandaki şekilde x-y düzlemi için düzlem gerilme durumunun farklı bir gösterimi
verilmiştir.
Cisim bünyesindeki bir noktada x-y eksenleri ile ilgili düzlem gerilme durumu için, q açısı ile yönlendirilmiş farklı bir düzlem eleman
ele alınırsa, aşağıdaki şekilde görülen üç farklı gerilme bileşeni söz konusu olur. Bu gerilme bileşenleri ise yeni x’-y’ eksenleri
dikkate alınarak belirlenir.
Bir noktadaki düzlem gerilme durumuna ait üç bileşen, düzlem elemanın birbirinden farklı her bir q yönlendirmesi için farklı
değerler alacaktır. Farklı q açıları ile yönlendirilmiş düzlem elemanlar için hesaplanan farklı gerilme değerleri birbirine eşdeğer
gerilme durumları olarak ifade edilir.
Herhangi bir açı ile yönlendirilmiş düzlem eleman üzerindeki gerilme bileşenlerinin değeri bilindiğinde, farklı bir açı ile
yönlendirilmiş eşdeğer gerilme durumunu temsil eden gerilme bileşenleri elde edilebilir. Bu durum, x-y eksen takımı için x ve y
doğrultularında etkiyen Fx ve Fy kuvvetleri biliniyorsa, x-y eksen takımı ile belirli bir q açısı yapan x’-y’ eksen takımı için x’ ve y’
doğrultularındaki kuvvetlerin hesaplanması ile aynıdır. Kuvvetlerin bu şekilde dönüşümü, kuvvetlerin sadece yön ve şiddetlerin
bilinmesini gerektirir. Ancak gerilme dönüşümü için gerilmelerin yönlerinin ve şiddetlerinin yanı sıra etkidikleri yüzeyin
doğrultusunun da belirlenmesi gerekir.
Çözüm: Düzlem elemandan a-a yüzeyini de içerecek üçgen parçası çıkarılır ve bu parçanın serbest cisim diyagramı elde edilir.
Parçanın dengede olması gereğinden a-a yüzeyindeki normal gerilme ve kayma gerilmesi elde edilir. Denge denklemleri, yüzey
normali x’ ekseni ve yüzeye teğet y’ ekseni için yazılırsa gerilmeler doğrudan elde edilmiş olur. a-a yüzeyinin alanı DA alınmıştır.
Normal gerilme negatif olarak elde edildiğinden, başlangıçta gösterilen yönün tersi yöndedir.
Çözüm: Benzer işlemler b-b düzlemindeki gerilmeleri hesaplamak için de yapılmalıdır. Düzlem elemandan aşağıdaki şekilde b-b
yüzeyini de içerecek üçgen parçası çıkarılır ve bu parçanın serbest cisim diyagramı elde edilir. Parçanın dengede olması
gereğinden b-b yüzeyindeki normal gerilme ve kayma gerilmesi elde edilir. Denge denklemleri, yüzey normali x’ ekseni ve yüzeye
teğet y’ ekseni için yazılırsa gerilmeler doğrudan elde edilmiş olur. b-b yüzeyinin alanı DA alınmıştır.
Hem normal gerilme hem de kayma gerilmesi negatif olarak elde edildiğinden, aşağıda gösterilen yönün tersi yöndedirler.
Çözüm: a-a ve b-b yüzeyleri için elde edilen gerilmeler kullanılarak, saat yönünde 30o döndürülmüş düzlem gerilme elemanı
üzerinde eşdeğer gerilme durumu aşağıdaki şekilde gösterilir. Hesap yapılan a-a ve b-b yüzeylerinin karşısındaki yüzeylerde
gerilmelerin, a-a ve b-b yüzeylerinde elde edilen gerilmelere eşit olduğunu hatırlayınız.
İşaret kabulü: Denklem setini kullanmak için gerilmelere ait işaret kabulünün bilinmesi gerekir. Herhangi bir yüzeydeki normal
gerilme, yüzeyin normali ile aynı yönde ise pozitif işaretli olarak kabul edilir. İlgili yüzeye doğru olan normal gerilmenin işareti ise
negatiftir. Eğer herhangi bir yüzeyin normali, saat yönünün tersi yönde 90o döndürülürse, o yüzeydeki kayma gerilmesinin pozitif
yönü belirlenmiş olur.
Aşağıda verilen q açısı da, saat yönünün tersine olduğunda pozitif işaretli olarak kabul edilir. Yani sağdaki düzlem elemanı elde
etmek için, solda verilen düzlem elemanın +30o döndürüldüğü kabul edilir.
Normali y’ ekseni olan yüzeydeki gerilmeleri hesaplamak için yukarıda verilen genel denklemlerde q açısı yerine q+90o yazılmalıdır.
Çünkü y’ ekseni ile +x ekseni arasında pozitif olarak q+90o açı vardır. Bu yüzeydeki kayma gerilmesi, normali x’ ekseni olan
yüzeydeki kayma gerilmesine eşit ve zıt yönlü olacaktır.
Düzlem içi asal gerilmeler: Normal gerilmenin maksimum ve minimum değerinin bulunması için, normal gerilme denkleminin q
değişkenine bağlı türevi sıfıra eşitlenir. İfade aşağıdaki şekilde düzenlenebilir. Bu ifadeyi sağlayan iki qp değeri vardır (qp1 ve qp2).
Bunlardan birincisi maksimum normal gerilmenin, diğeri ise minimum normal gerilmenin yönünü ifade eder.
qs değerleri, kayma gerilmesi ile ilgili dönüşüm denkleminde kullanılarak, x-y düzlemi
içerisindeki maksimum kayma gerilmesi ifadesi bulunur ve aşağıdaki şekilde
düzenlenebilir.
O halde, asal normal gerilmelerin doğrultuları ile maksimum kayma gerilmelerinin doğrultuları arasında 45o vardır.
Normal gerilme ve kayma gerilmesi ile ilgili çift açılar cinsinden dönüşüm denklemleri
aşağıdaki şekilde yazılsın.
Denklemlerin kareleri alınır ve birbirleri ile toplanırsa aşağıdaki şekilde düzenlenmiş ifade elde edilir.
x, y, ve xy sabit olduğu için, bu ifade daha da kısa olarak aşağıdaki şekilde yazılabilir. Eğer yatay ve düşey eksenleri ile temsil
edilen bir eksen takımı dikkate alınırsa, aşağıdaki ifade R yarıçapına sahip ve merkezi C(ort, 0) noktasında olan bir dairenin
denklemini ifade eder. Daire, Alman mühendis Otto Mohr tarafından geliştirildiği için Mohr Dairesi olarak bilinir.
Bir referans düzlem ile eşdeğer gerilmelerin arandığı başka bir düzlem arasındaki açı q ise, bu
düzlemdeki eşdeğer gerilmelerin dairede temsil ettiği noktaya ulaşmak için, referans düzlemin
dairede temsil ettiği noktadan itibaren daire üzerinde ters yönde 2q açısı kadar ilerlenir.
Daire üzerindeki referans noktadan (örneğin A noktası), asal normal gerilmenin (örneğin 1)
bulunduğu düzlemin daire üzerinde temsil ettiği noktaya gitmek için ilerlenmesi gereken açıya
asal doğrultman (aşağıdaki koyu taralı üçgende C açısı) denir.
Aralarında 90o açı olan düzlemlerdeki gerilmelerin
daire üzerinde temsil ettiği noktalar arasında 180o
açı vardır.
Eğer cismin aşağıda gösterilen x-y, x-z ve y-z düzlemlerindeki görünümleri dikkate alınırsa, bu
düzlemlerdeki maksimum kayma gerilmesi değerleri Mohr Dairesi yardımı ile belirlenebilir ve
aşağıda sağda verilen şekildeki gibi gösterilebilir. Örneğin x-z ve y-z düzlemleri için maksimum
düzlem içi kayma gerilmesi sırası ile 1/2 ve 2/2 olur. Maksimum düzlem içi kayma
gerilmelerinin en büyüğüne de maksimum mutlak kayma gerilmesi adı verilir. Bu düzlem
gerilme durumu için maksimum mutlak kayma gerilmesinin 1/2 olduğu görülebilir.
Cismin x-y, x-z ve y-z düzlemlerindeki maksimum düzlem içi kayma gerilmesi değerleri yine Mohr Dairesi yardımı ile belirlenebilir
ve aşağıda verilen şekildeki gibi gösterilebilir. Örneğin y-z düzlemi için maksimum düzlem içi kayma gerilmesi 2/2 olur ancak
işareti negatiftir. Bu düzlem gerilme durumu için maksimum mutlak kayma gerilmesinin (1-2)/2 olduğu görülebilir.
a) Yatayla saat yönüne ters yönde 30o açı yapan düzlemde eşdeğer gerilmeleri bulunuz.
b) Yatayla saat yönünde 53o açı yapan düzlemde eşdeğer gerilmeleri bulunuz.
Alıştırma: Aşağıda verilen düzlem gerilme durumlarını ayrı ayrı dikkate alarak,
a) Düzlemin saat yönünde 37o dönmesi ile oluşacak düzlem elemanın yüzeylerinde eşdeğer gerilmeleri bulunuz.
b) Düzlemin saat yönüne ters yönde 60o dönmesi ile oluşacak düzlem elemanın yüzeylerinde eşdeğer gerilmeleri bulunuz.
a) Mohr Dairesi’ni çiziniz. Diğer şıkların çözümü için Mohr Dairesi’ni kullanınız.
d) Yatayla saat yönünde 30o açı yapan düzlemde normal gerilmeyi ve kayma gerilmesini bulunuz.
e) Yatayla saat yönüne ters yönde 45o açı yapan düzlemde normal gerilmeyi ve kayma gerilmesini bulunuz.
b) Asal normal gerilmeleri ve yönlerini üç boyutlu (birim küp) eleman üzerinde gösteriniz.
c) Üç asal doğrultunun temsil ettiği üç düzleme ait maksimum kayma gerilmelerini bulunuz.
ABC düzleminin (QN doğrusuna dik) alanı DA alınırsa, x, y ve z doğrultusunda normale sahip diğer yüzeylerin alanı sırası ile (DA)lx ,
(DA)ly ve (DA)lz olur (l: QN doğrusunun doğrultman kosinüsleri).
Gerilme bileşenlerine benzer şekilde, şekil değiştirme bileşenleri de dikkate alınan birim elemanın yönlenmesine bağlıdır. Bu
sebeple, farklı yönlendirilmiş elemanlar için şekil değiştirmelerin dönüştürülmesi gerekir.
x-y düzlemi dikkate alındığında, düzlem şekil değiştirmenin üç bileşeni bulunur: ex, ey ve gxy.
Düzlem gerilme ve düzlem şekil değiştirmenin aynı düzlemde tanımlanmış üçer bileşeni bulunmaktadır. Ancak, düzlem gerilme
durumunun her zaman düzlem şekil değiştirmeye sebep olma gerekliliği yoktur. Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi x-y düzlem
gerilme durumunda sadece ex ve ey değil ez de sıfırdan farklı olabilir. Bu duruma, daha sonra değinilecek olan Poisson etkisi sebep
olur.
İşaret kabulü: Denklemleri kullanmak için şekil değiştirmelere ait işaret kabulünün bilinmesi gerekir. Aşağıdaki şekillerde
görüldüğü gibi, herhangi bir doğrultudaki birim uzama (ex veya ey), cismin boyutunda artmaya sebep oluyorsa pozitif işaretli olarak
kabul edilir. Dik olan AOB açısı şekil değiştirme sonrasında küçülmüş ise kayma açısı (gxy) pozitif işaretli olarak kabul edilir.
Esas olarak bu işaret kabulü, düzlem gerilme bileşenlerini işaret kabulü ile ilişkilidir. Yani pozitif işaretli x, y ve xy gerilmeleri
cisimde pozitif ex, ey ve gxy şekil değiştirme bileşenlerinin oluşmasına sebep olur.
x-y eksen takımı ile x’-y’ eksenleri arasındaki q açısı, saat yönünün tersine ise pozitif işaretli kabul edilir.
Trigonometrik bağıntılar kullanılarak dönüşüm denklemleri aşağıdaki gibi çift açılar cinsinden ifade edilebilir.
Maksimum düzlemiçi kayma açısı ve ortalama birim uzama: Cisim bünyesindeki bir noktada maksimum düzlem içi kayma açısı da
belirli bir doğrultuda gerçekleşir. Maksimum kayma açısı ve ilgili ortalama birim uzama denklemleri de aşağıda verilmiştir..
Yük etkisi altındaki bir cisimde belirli bir noktada düzlem şekil değiştirme bileşenlerinin (ex, ey, gxy) belirlenmesi gerekebilir. Ancak
düzlem içi kayma açısının ölçülebilmesi mümkün değildir. Bu sebeple, şekil değiştirme bileşenlerinin belirlenmesi için üç
doğrultuda birim uzama değeri ölçülmektedir. Bunun için, üç doğrultuda birim uzama ölçerin üzerine yerleştirildiği rozet denilen
malzemeler kullanılmaktadır. Rozetler, üzerindeki üç birim uzama ölçerin doğrultularına göre isimlendirilmektedir.
Rozetler yardımı ile üç doğrultuda ölçülen birim uzamalar, aranan üç şekil değiştirme bileşenine bağlı üç dönüşüm denklemi olarak
aşağıdaki gibi ifade edilmekte ve denklem sisteminin çözümünden aranan şekil değiştirme bileşenleri (ex, ey, gxy) hesaplanmaktadır.
Dairenin çizilmesi için yatay eksen asal birim uzamayı ve düşey eksen kayma
açısını (kayma açısının yarısı) temsil eder.
Daire üzerinde asal birim uzamaları temsil B ve D noktaları ile maksimum kayma
açısını temsil eden E noktası da belirlenmiş olur.
AC ve CD doğru parçaları arasındaki açı, asal doğrultmanı verir (2qp1). Asal birim
uzamaların doğrultusunun belirlenmesi için, eşdeğer düzlem eleman asal
doğrultmanın yarısı kadar, ters yönde döndürülmelidir.
Mohr Dairesi’nde, maksimum kayma açısı ile asal birim uzamayı temsil eden
noktalar arasındaki merkez açı 90o’dir. Dolayısıyla, maksimum kayma açısı ile
asal birim uzamaların doğrultuları arasındaki açı da 45o’dir.
Deneyin belirli bir adımında nominal normal gerilme (), uygulanan yükün, başlangıç kesit alanına bölünmesi ile
ifade edilir. Nominal birim uzama (e) ise, yine deneyin belirli bir adımında, doğrudan ölçülen uzamanın, uzamanın
ölçüldüğü kısmın başlangıçtaki boyuna bölünmesi ile elde edilir.
Boyunlaşma bölgesi: Maksimum gerilme noktasında ulaşılıncaya kadar, şekil değiştirme esnasında
çubuk boyunca üniform kabul edilebilecek bir biçimde kesit alanında azalma gerçekleşir. Ancak
maksimum gerilme değeri aşıldığında, kesit alanında azalma yerel bir bölgede gerçekleşmeye başlar.
Sonuç olarak, çubukta belirli bir bölgede boyunlaşma denen bir formda kesit azalması belirginleşir. Bu
davranış, çubuğun bu yerel bölgede bir noktadan kopması gerçekleşinceye kadar devam eder.
Mühendislik alanında kullanılan malzemeler gerilme-şekil değiştirme ilişkisine bağlı olarak sünek malzeme ve gevrek malzeme
olarak sınıflandırılabilirler. Göçmeden önce orantılılık ve akma sınırını da aşarak doğrusal olmayan büyük şekil değiştirmeler
yapabilen malzemelere sünek malzeme denir. Mühendisler tasarımda genellikle sünek malzemeleri tercih ederler. Çünkü bu
malzemelerin enerji sönümleme kapasitesi yüksektir. Yapı çeliği, sünek malzemeye bir örnektir. Beton ise gevrek malzeme için bir
örnek olarak kabul edilebilir.
Sünek davranış gösteren bazı metal malzemelerde, çeliğin gerilme-şekil değiştirme davranışına benzer şekilde sırası ile doğrusal-
elastik davranış, sabit gerilme altında akma, pekleşme ve göçmeye kadar boyunlaşma davranışı gözlenir. Ancak bazı malzemelerde
ise (örneğin alüminyum), doğrusal elastik davranışın sonunda akma davranışı sabit bir gerilme altında gerçekleşmez. Bu durumda,
akma noktası kolayca tanımlanamaz. Bu tür malzemeler kullanılarak yapılacak yapısal tasarım için pratikte 0.002 birim şekil
değiştirmeye denk gelen noktadan başlangıçtaki doğrusal-elastik kısma paralel olarak çizgi çizilir. Çizginin gerilme-şekil değiştirme
eğrisini kestiği noktadaki gerilme akma gerilmesi olarak kabul edilir.
Örnek: Bir çekme çubuğunun çapı d=18mm ve boyu L=800mm’dir. P=11kN’luk çekme kuvveti etkisinde çubuğun boyu d=0.2mm
uzuyor ise, çubuğun elastisite modülünü (E) bulunuz.
Örnek: Çapı d=18mm olan alüminyum çubuğa P=5kN çekme kuvveti etkimektedir. Elastisite modülü E=70 GPa ise, çubukta
oluşacak normal gerilmeyi () ve birim uzamayı (eboy) bulunuz.
P 5000 19.69
= = = 19.69 MPa , e boy = = = 0.00028
A 254 E 70000
Örnek: E=120 GPa elastisite modülüne sahip malzemeden oluşan dairesel kesitli çubuk çekme etkisindedir. Çubukta normal
gerilmenin mak=580 MPa’yı geçmemesi istenmektedir. Çubuğu P=80kN yük taşıyacak şekilde boyutlandırınız. Çubukta birim
uzamayı (eboy) hesaplayınız.
P 80000 P 80000
= = 580 MPa → d 13.25 mm = = = 519.48 MPa
A d2 /4 A (14) 2 / 4
d = 14 mm seçilir. 519.48
e boy = = = 0.0043
E 120000
Şekil değiştirebilen bir cisim bir kuvvet etkisinde kaldığında, sadece kuvvet doğrultusunda yani boyuna doğrultuda değil, kuvvete
dik yani enine doğrultuda da şekil değiştirme söz konusu olur. Örneğin, başlangıçta r yarıçapına ve L boyuna sahip bir cisim
aşağıdaki gibi boyuna doğrultuda basınç kuvveti ile yüklenirse, cismin boyunda azalma olacak ancak yarıçapında da artış olacaktır.
Homojen ve izotropik malzemeden oluşan bir cisim için, cismin kuvvete dik doğrultudaki şekil değiştirmesinin, kuvvet
doğrultusundaki şekil değiştirmeye oranı Poisson Oranı olarak bilinmektedir. Her malzemenin kendine ait (0.0-0.5 aralığında) bir
Poisson Oranı bulunmaktadır. Aşağıda verilen denklemdeki negatif işaret, birbirine oranlanan iki değerden birinde uzama
gözlenirken diğerinde kısalma gözlenmesinden kaynaklanmaktadır.
Bilindiği gibi düzlem gerilme durumu için basit kayma durumunda, düzlem
elemanın dört yüzeyinde kayma gerilmeleri oluşmaktadır. Eğer cisim
homojen ve izotropik ise, basit kayma durumunda kayma açısı olarak
bilinen düzgün şekil değiştirme meydana gelir.
Bir deney düzeneğinde bir cisme basit kayma etkisi verildiğinde ortaya
çıkacak kayma gerilmesi – kayma açısı ilişkisi aşağıda görülmektedir. Çekme
deneyinde olduğu gibi, bu deneyde de başlangıçta, gerilme ile şekil
değiştirme arasında doğrusal ve elastik bir ilişki söz konusudur. Bu davranış
orantılılık sınırına kadar gözlenir (pl). Daha sonra, maksimum kayma
gerilmesi değerine (u) ulaşılıncaya kadar pekleşme gözlenir. Bu noktadan
itibaren cismin kayma dayanımında azalma gözlenir ve nihai şekil
değiştirme değerine ulaşıldığında cisim kayma dayanımını kaybeder.
Çoğu mühendislik malzemesi için doğrusal elastik davranış bölgesinde
kayma gerilmesi ile kayma açısı arasındaki ilişki aşağıdaki şekilde tanımlanır.
G, malzemenin kayma modülü olarak adlandırılır.
Elastisite modülü, poisson oranı ve kayma modülü arasında aşağıdaki gibi bir
ilişki bulunmaktadır. Bu üç malzeme sabitinden ikisi bilindiğinde, diğeri
bulunabilmektedir.
P 50000 159.24
= = = 159.24 MPa E= = = 69235 MPa
A 314 e boy 0.0023
d 1.40
e boy = L = = 0.0023 G=
E
=
69235
= 25643 MPa
L 600 2(1 + ) 2(1 + 0.35)
d −0.0163
e eni = d = = −0.0008
d 20
e −0.0008
= − eni = − = 0.35
e boy 0.0023
Alıştırma: Elastik kısmının gerilme şekil değiştirme ilişkisi yanda verilen malzemeye sahip
dairesel kesitli çubuk başlangıçta L=50mm uzunluğa ve d=12.5mm çapa sahiptir. Çubuğa
P=40kN çekme kuvveti uygulanırsa çubuğun boyu (L’) ve çapı (d’) ne olur? Kayma
modülünü G=27 GPa alınız.
Dış ortam etkisindeki bazı cisimlerde, kullanım ömrü boyunca uzun süreli sıcaklık veya yük etkisi ya
da zamana yayılı olarak periyodik yüklemeler sözkonusu olabilir. Bu tür zamana bağlı etkilerin
cisimlerin dayanımına etkisi de tasarım sürecinde ele alınmalıdır.
Sünme: Bir cisim, bir yükü uzun bir süre boyunca taşımak durumunda kaldığında, zamanla yük sabit
kalsa da deformasyonlar ani bir göçme meydana gelinceye kadar devam edebilir. Sabit yük
etkisindeki zamana bağlı bu deformasyona sünme denir. Sünme, yapısal eleman olarak kullanılan
metal ve seramiklerde ortamın sıcaklık derecesine bağlıdır. Ancak ahşap, beton gibi bazı
malzemelerde, uzun süreli yük etkisi ile sünme gözlenir.
Tasarımda sünmenin de önemli olduğu durumda, cisim dikkate alınan belirli bir zaman dilimi için
ortaya çıkacak sünme şekil değiştirmesini karşılayabilecek şekilde tasarlanır. Sünme dayanımı,
cisimde belirli bir zaman dilimi boyunca sünme deformasyonunun belirli bir değeri aşmaması için
izin verilebilecek maksimum gerilme değeridir. Sünme dayanımı sıcaklığa da bağlıdır. Yani tasarım
için, sıcaklık, yükleme süresi, izin verilen sünme deformasyonu değerlerinin bilinmesi gerekir.
Belirli bir malzemenin sünme dayanımının belirlenmesi için bir çok yöntem
mevcuttur. Bunlardan en kolay olanı, aynı malzemeden oluşmuş bir çok
numunenin sabit sıcaklıkta ancak farklı eksenel yük etkisi altında eşzamanlı
olarak deneye tabi tutulmasıdır. Önceden belirlenmiş sünme
deformasyonuna ulaşılıncaya kadar geçen süre ile normal gerilme ilişkisi bu
şekilde elde edilebilir.
Yorulma: Bir cisim, belirli bir zaman boyunca tekrarlanan gerilme ve şekil değiştirme çevrimleri
etkisinde kalırsa, bu durum cismin iç yapısında göçmeye sebep olacak düzeye ulaşıncaya kadar
artacak yıpranmalara sebep olur. Bu davranışa yorulma denir. Bu davranış genellikle kafes
sistemlerin ve köprülerin bağlantı elemanları ve mesnetleri, yüksek kule elemanları ve bağlantıları,
demiryolu rayları gibi tekrarlanan yükler etkisindeki elemanlarda veya sistem parçalarında gözlenir.
Yorulma sebebi ile göçme, cismin akma dayanımının altında bir gerilme değerinde meydana gelir.
Başlangıçta genellikle cismin yüzeyinde, kesit ortalama gerilmesinin üzerinde gerilmeye maruz yerel
bir bölgede mikroskobik hasarlar ortaya çıkar. Yüksek gerilme tekrarlandığında hasarlar çatlaklara
dönüşür. Bu defa çatlakların uçlarında gerilme daha da artar. Gerilme çevrimi devam ettikçe de,
çatlaklar ilerler. Sürecin tekrarlanarak devam etmesi sonucunda da eleman kesitinde zayıflama
oluşur. Belirli bir tekrar sonrasında da ani göçme meydana gelir. Yani, sünek olduğu bilinen
malzemede bile gevrek davranış ortaya çıkar.
Bazı durumlarda, malzemeler birden fazla doğrultuda gerilme ve şekil değiştirme etkisinde kalırlar. Bu durumu incelemek için
malzemenin homojen ve izotropik olduğu, doğrusal elastik davranış göstereceği kabul edilecektir.
Genelleştirilmiş Hooke Yasası: Bir malzeme bir noktada üç eksenli gerilme etkisi (x, y, z) altında kaldığında, süperpozisyon
prensibi kullanılarak bu gerilmeler şekil değiştirmeler (ex, ey, ez) ile ilişkilendirilebilir.
Örneğin üç eksendeki gerilmelerin her birinin ex üzerindeki etkisi aşağıdaki denklemler ile hesaplanabilir.
ex için elde edilen ifadeler benzer şekilde ey ve ez için de elde edilebilir. Yanda üç eksen
doğrultusundaki şekil değiştirme değerleri beraber verilmiştir. Bu denklemler üç eksenli bir
gerilme durumu için Genelleştirilmiş Hooke Yasası olarak bilinir. Pratik uygulamalar için
çekme gerilmesi ve uzama pozitif, basınç gerilmesi ve kısalma negatif işaretli olarak gösterilir.
Eğer cisme sadece xy kayma gerilmesi uygulanır ise, cismin sadece şekli değişecek ve hacmi
değişmeyecektir. Yani xy gerilmesi, cisimde sadece gxy kayma açısına sebep olacaktır. Benzer
şekilde xz ve yz kayma gerilmeleri de cisimde sırası ile sadece gxz ve gyz kayma açılarına
sebep olur. Dolayısıyla, kayma gerilmeleri ile kayma şekil değiştirmeleri için Hooke Yasası
denklemleri aşağıdaki şekildedir.
Sıcaklığın değişmesi cismin şekil değiştirmesine sebep olur. Sıcaklık düştüğünde cisim büzüşürken, sıcaklık yükseldiğinde cisim
genleşecektir. Büzülme ve genleşme, sadece üç asal eksen doğrultusunda uzama veya kısalma şekil değiştirmeleri ile oluşur. Şekil
değiştirmeler sıcaklık değişimi ile orantılı olarak ortaya çıkar. Isı etkisi ile kayma şekil değiştirmeleri oluşmaz.
Cismin sıcaklık değişimi ile şekil değiştirmesinin engellenmediği durumlarda, cisimde herhangi bir gerilme ortaya çıkmaz.
Homojen ve izotropik malzemelerde sıcaklık sebebi ile birim boy değişimi (eT) her doğrultuda eşit olur ve aşağıdaki denklem ile
hesaplanır. Denklemde malzemenin termal genleşme katsayısı, DT ise sıcaklık değişimidir.
e T = (DT )
Isı etkisini de içeren Hooke Yasası denklemleri aşağıda verilmiştir. Bu denklemler kullanılarak gerilmeler ve sıcaklık değişimi
bilindiğinde birim uzama değerleri hesaplanabilir. Bu denklemlerin ters dönüşümleri alınarak, birim uzama değerleri bilindiğinde
cisimde ortaya çıkacak gerilmeler de hesaplanabilir.
1
ex = x − ( y + z ) + (DT )
E
1
e y = y − ( x + z ) + (DT )
E
1
e z = z − ( y + x ) + (DT )
E
Mühendislik hesaplarında basitlik sağlamak amacıyla çeşitli kabuller yapılabilir. Örneğin gerilme ve şekil değiştirme problemleri bir
düzleme indirgenir ve düzlem gerilme veya düzlem şekil değiştirme durumları incelenir. Ancak poisson etkisi sebebi ile düzlem
gerilme ve düzlem şekil değiştirme durumları aynı anda oluşamaz.
Düzlem gerilme: Örneğin (x,y) düzleminde bir levhaya z doğrultusunda gerilme etkimiyor
ise bu problem düzlem gerilme problemi olarak incelenebilir. Bu durumda gerilme
bileşenlerinden z, xz ve yz sıfır olacaktır. Dolayısıyla (x,y) düzlem gerilme durumunda
yüke bağlı olarak hesaplanması gereken gerilme bileşenleri x, y ve xy olur. Hesaplanması
gereken şekil değiştirme bileşenleri ise ex, ey ez, ve gxy olacaktır. Örnek olarak seçilen (x,y)
düzlemi için düzlem gerilme durumunda gxz ve gyz şekil değiştirme bileşenleri de sıfır olur.
Düzlem şekil değiştirme: Örneğin (x,y) düzleminde bir levhanın z doğrultusunda sonsuz
kalınlığa sahip olduğu kabul edilsin. Veya bir cismin z doğrultusunda şekil değiştirmesinin
önlendiği varsayılsın. Bu durumda ez =0 olacaktır. gxz ve gyz şekil değiştirme bileşenleri de
sıfır olur. Dolayısıyla (x,y) düzlem şekil değiştirme durumunda, yüklemeye bağlı olarak
hesaplanması gereken şekil değiştirme bileşenleri ex, ey ve gxy olur. Elde edilen şekil
değiştirme bileşenlerine bağlı olarak Hooke Yasaları yardımı ile ilgili gerilmeler
hesaplanabilir.
Hooke cisminde, a-a, b-b ve c-c kesitlerinde gerilmeler, şekil değiştirmeler ile
uyumlu olarak aşağıdaki gibi dağılır. P’nin uygulama noktasına yeteri kadar
uzaktaki c-c kesitinde normal gerilme dağılımı düzgündür. Benzer şekilde
mesnetten yeteri kadar uzaktaki kesitlerde de düzgün bir normal gerilme
dağılımı vardır. Elastisite teorisi kullanılarak yapılan hesaplar, bu uzaklığın en
az kesitin büyük boyutu kadar olduğunu göstermektedir.
Uçlarındaki tekil dış yüklerin ve uzunluğu boyunca etkiyen yayılı dış yükün etkisindeki bir çubuk ele alınsın. Çubuğun kesitinin,
rijitliğinin ve elastisite modülünün de çubuk boyunca değişken olduğu varsayılsın. Çubuğa etkiyen dış yükler nedeniyle, çubuk
uzunluğu boyunca değişen bir eksenel kuvvet dağılımı meydana gelir. Bu durum, eksenel yükleme altındaki bir kolonun davranışına
benzetilebilir. Bu yükleme sebebi ile çubuğun bir ucunun diğer ucuna göre yaptığı (göreli) ötelenme (d) hesaplanmak istensin.
Hesap için, yüke yakın bölgelerdeki ve çubuk kesitinin ani olarak değiştiği bölgelerdeki yerel deformasyonlar ihmal edilsin. Saint
Venant Prensibi’ne göre bu deformasyonlar çubuk boyunca çok küçük bölgelerde oluşmaktadır ve nihai sonuç üzerindeki etkileri
düşüktür. Büyük bir kısımda ise çubuk düzgün olarak deformasyona uğrayacaktır ve buna bağlı olarak çubuk kesitinde düzgün
dağılan normal gerilme oluşacaktır.
Kesim yöntemi kullanılarak, herhangi bir x mesafedeki dx uzunluğuna, A(x) kesit alanına ve E(x)
elastisite modülüne sahip diferansiyel eleman sistemden çıkarılsın ve bu elemanın serbest cisim
diyagramı çizilmiş olsun. Çubuk eksenel kuvveti de x’in fonksiyonu olarak değişmektedir, N(x).
Eksenel kuvvet, diferansiyel elemanı şekilde kesikli çizgi ile gösterilen şekilde deforme edecektir.
Bu durumda, diferansiyel elemanın bir ucunun diğer ucuna göre ötelenmesi dd olacaktır.
Diferansiyel elemanda gerilme ve birim şekil değiştirme aşağıdaki denklemler ile hesaplanabilir:
Şekil değiştirmenin orantılılık sınırını aşmadığı kabul edilirse, Hooke Yasası geçerli olacaktır. Bu durumda, elastik cismin uzaması
aşağıdaki şekilde hesaplanır:
Yukarıdaki uzama ifadesi çubuk boyunca integre edilir ise çubuğun toplam uzaması elde edilmiş olur.
Sabit yük ve sabit kesit durumu: Çoğu durumda çubuğun kesiti çubuk
boyunca değişmez. Ayrıca malzeme homojendir ve elastisite modülü de
sabittir. Eğer çubuk uçlarından sabit dış yükler etkir ise, çubuk boyunca
eksenel kuvvet de sabit olur. Bu durumda, çubuğu toplam uzamasını
temsil eden denklem aşağıdaki şekilde ifade edilir.
Eğer çubuk, uzunluğu boyunca farklı eksenel yükler etkisinde kalırsa, veya elastisite modülü ya da kesiti aşağıdaki şekilde
gösterildiği gibi bazı noktalarda ani olarak değişir ise, çubuk bu büyüklüklerin sabit kaldığı alt parçalara ayrılır. Daha sonra
yukarıdaki denklem, her bir parça için ayrı ayrı uygulanır ve alt parçaların boy değişimleri elde edilir. Tüm parçaların boy
değişimlerinin toplamı da çubukta toplam boy değişimini verir.
Denklemlerin uygulanması sırasında, eksenel iç kuvvet ve çubuğun şekil değiştirmesi için tutarlı bir işaret kabulü yapılması gerekir.
Bunun için genellikle, pozitif eksenel kuvvetin çubukta pozitif normal gerilmeye (çekme gerilmesi) ve uzamaya sebep olacağı,
negatif eksenel kuvvetin ise çubukta negatif normal gerilmeye (basınç gerilmesi) ve kısalmaya sebep olacağı kabul edilir.
Çözüm: Kesim yöntemi ile her bir alt bölge için eksenel yükler
bulunabilir. Daha sonra alt bölgelerde boy değişimi hesaplanır.
Toplam boy değişimi D’nin yerdeğiştirmesine eşittir. Negatif
sonuç sola doğru yerdeğiştirmeyi ifade etmektedir.
C noktasının B noktasına göre yerdeğiştirmesi BC alt bölgesinin boy değişimine eşit olacaktır. Negatif sonuç BC arasındaki
mesafenin azalmasını ifade etmektedir.
Yanda verilen iki ucu ankastre olarak mesnetlenmiş kolon ele alınsın. Serbest cisim diyagramı çizildiğinde
bilinmeyen iki reaksiyon kuvveti olduğu görülebilir. Denge şartı gereği aşağıdaki koşulun sağlanması gerekir.
Bu tür sistemler statik olarak belirsiz (hiperstatik) olarak adlandırılır. Zira tek denge denklemi ile bilinmeyen
iki düşey kuvvet hesaplanamaz. Gerekli bir denklem daha elde etmek için çubuk üzerindeki noktaların
yerdeğiştirmesi ele alınabilir. Yerdeğiştirme koşullarını ifade eden denklem uygunluk denklemi olarak bilinir.
Bu örneğe özgü uygunluk koşulu, A ucunun B ucuna göre yerdeğiştirmesinin yani çubuğun toplam
uzamasının sıfır olacağıdır. Çünkü iki uç da ankastre mesnetlidir ve yer değiştirmez.
A’nın B’ye göre yerdeğiştirmesi, AC ve CB alt parçalarının uzamalarının toplamı olacaktır. Buna göre
uygunluk denklemi bilinmeyen düşey yükler cinsinden şu şekilde yazılabilir:
Sonuç olarak bilinmeyen iki mesnet reaksiyonuna bağlı iki denklem elde edilmiş olur. Buradan mesnet
reaksiyonları hesaplanabilir. İki kuvvetin de işareti pozitiftir. Dolayısıyla başlangıçta serbest cisim
diyagramında belirtilen yöndedirler.
A ve B noktaları mesnet olduğu için yer değiştirmezler ancak C noktasının yerdeğiştirmesi mümkündür. Yani,
AB arası mesafe değişmemiştir ancak AC arası mesafenin arttığı, CB arası mesafenin ise azaldığı hesaplar
devam ettirilerek görülebilir. Buna paralel olarak AC bölgesinde çekme, CB bölgesinde basınç gözlenir.
CIVE221 MUKAVEMET-1 DERS NOTLARI PROF. DR. ALİ HAYDAR KAYHAN
6.4 Isı Etkisi
Bir cisimde sıcaklık değişimi, cismin boyutlarında değişime sebep olabilir. Boyutlardaki değişim, sıcaklık değişimi ile doğru
orantılıdır. L uzunluğundaki, homojen ve izotropik bir malzemeden oluşan bir cisimde, sıcaklık etkisi ile boy değişimi aşağıdaki ifade
ile hesaplanır. İfadede ısısal genleşme katsayısı (birimi 1/oC) ve DT ise sıcaklıktaki değişimdir (birimi oC).
Statik olarak belirli (izostatik) bir sistemde, sıcaklık değişimi ile meydana gelecek boy
değişimleri kolayca hesaplanabilir. Eğer boy değişimi engellenmediği takdirde cisimde
sıcaklık değişimi sebebi ile herhangi bir gerilme oluşmaz. Statik olarak belirsiz
(hiperstatik) bir sistemde ise, cismin boy değişimi mesnetler tarafından kısıtlanacaktır.
Bu durumda cisimde, sıcaklık değişiminin sebep olduğu ısısal gerilmeler oluşacaktır.
Eğer sıcaklık artıyor iken boy değişimi engelleniyor ise cisimde eksenel basınç
gerilmeleri oluşur. Sıcaklık azalıyor iken boy değişimi engellendiğinde ise cisimde
eksenel çekme gerilmeleri oluşacaktır. Bu gerilmeler özellikle bazı durumlarda büyük
zorlanmalara sebep olur. Hatta tasarım aşamasında dikkate alınmaması durumunda
taşıyıcı sistemlerde hasarlar oluşabilir.
Bir çok köprüde ısısal gerilmelerin oluşmasını engellemek için sıcaklık değişimleri
altında yüzeyin boy değiştirmesini sağlayan boşluklar bırakılır.
Örnek: İki ucu ankastre çelik kolonun sıcaklığı T1=30oC iken T2=60oC değerine yükselmiştir. Sıcaklık
değişimi nedeniyle meydana gelen ısısal gerilmeyi hesaplayınız. E=200 Gpa ve =12(10-6)/oC alınız.
Çözüm: Verilen sistemde kolon uçları ankastre mesnetlidir. Bu nedenle cisim sıcaklık değişimi
nedeniyle boy değişimi yapamaz ve ısısal gerilmeler meydana gelir. Denge prensibi gereği ısısal
gerilmeler nedeniyle meydana gelen kuvvetler mesnetler tarafından karşılanır.
Serbest cisim diyagramında görüldüğü gibi mesnetlerde, denge şartı gereği birbirine eşit ama zıt
yönlü reaksiyon kuvvetleri oluşur. Bu kuvvetlerin şiddeti denge denklemleri yardımı ile bulunamaz.
İlave bir denkleme ihtiyaç duyulur.
Mesnetlenme şartına göre çubukta boy değişimi olmaz. Bu durum, «sıcaklık değişimi ile A noktasında
meydana gelen dT yerdeğiştirmesi, bu noktada bulunan F reaksiyon kuvvetinin A noktasını iterek dF
yerdeğiştirmesine sebep olması sonucu geriye dönmüş olur» şeklinde düşünülebilir. Sonuç olarak
geometrik uygunluk koşulu olarak adlandırılacak aşağıdaki denklem elde edilir. Denklemde dF ile ilgili
hesapta çubuk iç kuvveti ve işareti dikkate alınmalıdır.
İlgili değerler denklemde yerine yazılarak iç kuvvet N (basınç) ve ısısal gerilme şu şekilde bulunur.
Betonarme kolonlarda iki farklı malzemeden oluşan beton ve donatı, kolona gelen yükleri
beraber taşırlar. Buna benzer şekilde, birden fazla malzemenin beraber çalışarak yükleri taşıdığı
çubuklara bileşik çubuklar adı verilir. Bileşik çubuklarda farklı malzemelerin taşıdığı yüklerin ayrı
ayrı hesaplanması için statik olarak belirsiz sistemler için uygulanan yaklaşım kullanılır.
Çözüm için her bir malzeme tarafından taşınan yük ayrı bir kuvvet olarak gösterilir. Bu kuvvetlere bağlı olarak yazılacak denge ve
uygunluk denklemlerinin çözümü ile her bir malzeme tarafından taşınan yük hesaplanmış olur.
Denge denklemi, iki farklı malzeme tarafından taşınacak yüklerin toplamının, çubuğa etkiyen toplam yüke eşit olması gereğine
dayanır.
Uygunluk denklemi ise yükü taşımak için beraber çalışan malzemelerdeki boy değişiminin eşit olması gereğine dayanır.
Örnek: Yanda görülen alüminyum kolon, pirinç çekirdek ile güçlendirilmiştir. Pirinç çekirdek yarıçapı
25mm, kolonun yarıçapı ise 50 mm’dir. P=45 kN tekil yük kolona etkiyor ise, alüminyum ve pirinçteki
eksenel gerilmeleri bulunuz. Eal=70 GPa ve Epr=105 GPa alınız.
Çözüm: Serbest cisim diyagramı çizilerek iki ayrı malzeme tarafından karşılanan iç kuvvetler
gösterilebilir. Düşey yükler için denge denklemi aşağıdaki şekilde ifade edilir.
Uygunluk koşulu, alüminyum ve pirinç malzemelerde uzamanın eşitliği olarak yazılır ve bilinmeyen
kuvvetlere göre düzenlenir.
Denge ve uygunluk denklemi ile bilinmeyen kuvvetler bulunur. Kuvvetler için pozitif değerler serbest cisim
diyagramında gösterilen yönü temsil eder ancak bu yönler eksenel iç kuvvetin negatif yönüdür.
Örneğin bir yüzeye etkiyen su basıncı p ele alınmış olsun. Yüzeye etkiyen su basıncı doğrusal olarak p=gy şeklinde doğrusal olarak
artar. Basınç dolayısı ile dA yüzeyine etkiyen kuvvet dF=p(dA)= gy(dA) ile hesaplanır. dF kuvvetinin x eksenine göre momenti de
dM=dFy=p(dA) y= gy2(dA) olur. dM momenti tüm alan için integre edildiğinde toplam M momenti aşağıdaki şekilde ifade edilir.
Denklemdeki integral ifadesi alanın bir eksene göre (bu örnekte x ekseni) ikinci momentidir ve genellikle atalet momenti olarak
adlandırılır. Herhangi bir alan için bu momentin fiziksel bir anlamı olmasa da, akışkanlar mekaniği, mukavemet gibi alanlardaki
hesaplarda bu denklem ile karşılaşılır. Bu sebeple atalet momentini hesaplamak için kullanılan yöntemlerin bilinmesi gerekir.
p =g y
dF = p (dA) = g y (dA)
dM = dFy = p (dA) y = g y 2 (dA)
M = g y 2 dA
A
Alanın O noktasında yer alan z eksenine göre atalet momenti ise kutupsal atalet
momenti (I0) olarak adlandırılır.
Yukarıdaki formüllerden de anlaşılacağı üzere atalet momentleri ve kutupsal atalet momenti her zaman pozitif işaretlidir.
Alanın çarpım atalet momenti ise aşağıdaki denklem ile hesaplanır. Çarpım atalet momenti ileride de görüleceği üzere pozitif
işaretli, negatif işaretli veya sıfır olabilir.
Herhangi bir alanın atalet momentlerinin hesabı için, dA alanının kare, yatay bir dilim veya düşey bir dilim olarak dikkate alınması
mümkündür. Seçilen diferansiyel alanın eksenlere göre atalet momenti de her bir durum için aşağıdaki şekilde ifade edilebilir.
Çoğu durumda, herhangi bir eksene göre atalet momenti sadece tek katlı integrasyon kullanılarak elde edilebilir.
a) Alanın sınırı y=f(x) şeklinde ifade edilir.
b) Alan, belirli bir genişliğe sahip diferansiyel alanlara bölünür.
c) Diferansiyel alan, eğri ile üzerindeki (x, y) noktası ile kesişecek şekilde seçilir.
d) Diferansiyel elemanın doğrultusu, dikkate alınan eksene paralel olmalıdır.
e) Diferansiyel elemanın ilgili eksene mesafesi belirlenir ve ilgili eksene göre diferansiyel elemanın atalet momenti hesaplanır.
h h
bh3
I xb = y (bdy ) = b y dy =
2 2
0 0
3
Dikdörtgen kesitin, kesit merkezinden geçen y ekseni için atalet momenti ve kesit merkezine göre kutupsal atalet momenti
ifadeleri de aşağıdaki gibidir:
Dikdörtgen kesitin, kesit merkezinden geçen xy eksen takımı için çarpım atalet momenti Ixy ise sıfır olur.
h/2
I xy = xydA = (0) y (b * dy ) = 0
−h / 2
dA = xdy
1
dA = y dy
3
x eksenine göre atalet momenti: xy eksen takımına göre çarpım atalet momenti:
1 7
dI x = y dA = y ( y )dy = y dy
2 2 3 3
1 7 10 1
3
I x = dI x = y dy =
3
y 3
= 0.30 m 4
0
10 0
Bir alanın belirli bir eksene göre atalet yarıçapı kolonların tasarımında kullanılan bir
parametredir. Alan ve alanın atalet momentleri biliniyor ise, atalet yarıçapı aşağıdaki formüller
ile hesaplanır. Atalet yarıçapı bazen k, bazen r, bazen de i harfi ile gösterilir.
Herhangi bir A alanının x eksenine göre atalet momentinin Ix olduğu biliniyor olsun. A alanı, aşağıda gösterildiği gibi x eksenine
paralel bir şerit gibi düşünülsün. Bu şeridin aynı Ix atalet momentine sahip olması için x eksenine kx mesafede olması gerekir. kx
mesafesine x eksenine göre atalet yarıçapı denir. Benzer tanım ky ve ko atalet yarıçapları için de yapılabilir.
Bir alanın, kesit merkezinden geçen bir eksene göre atalet momenti biliniyor
ise bu eksene paralel olan başka bir eksene göre atalet momentinin
hesaplanması için paralel eksen teoremi kullanılabilir.
Yukarıda, toplam şeklinde gösterilen ifadelerden ilki x’ eksenine göre atalet momentidir. x’ ekseni kesit
merkezinden geçtiği için ikinci terimdeki integral ifadesinin sonucu sıfırdır. Son terimdeki integral ifadesi
ise kesit alanına (A) eşittir. Bu bilgilere göre x eksenine göre atalet momenti yandaki şekilde ifade edilir.
Benzer şekilde y ekseni etrafındaki atalet momenti ve kutupsal atalet momenti de yandaki gibi ifade edilir.
Belirli bir eksene göre atalet momenti, bu eksene paralel olan ve kesit merkezinden geçen eksene göre
atalet momentine, iki eksen arasındaki mesafenin karesi ile kesit alanının çarpımı eklenerek bulunur.
Çözüm:
Bir bileşik alan, dikdörtgen, daire ve üçgen gibi daha basit alanların birleşiminden oluşabilir. Dikkate alınan eksenler için bileşik
alanı oluşturan parçaların atalet momentleri biliniyor olsun. Bu durumda, bileşik alanın ilgili eksenlere göre atalet momenti, alanı
oluşturan parçaların bu eksenlere göre atalet momentlerinin toplamına eşit olur. İşlem adımları şu şekilde özetlenebilir:
• Bileşik alan, kendisini oluşturan basit parçalara ayrılır. Her bir alt parçanın merkezinin, atalet momenti hesaplanacak eksenlere
mesafesi belirlenir.
• Paralel eksen teoremi kullanılarak, her bir alt parçanın eksenlere göre atalet momenti ayrı ayrı hesaplanır.
• Alt parçaların atalet momentleri toplanır ve bileşik alanın atalet momenti bulunmuş olur.
Örnek: Yanda verilen alanın x ve y eksen takımına göre çarpım atalet momenti
hesaplanmak istensin. Bileşik alan üç dikdörtgen parçaya (A, B ve D) bölünerek
hesap yapılabilir.
Alıştırma: Aşağıdaki alanların x,y eksen takımını dikkate alarak atalet momentlerini bulunuz.
Mukavemet ile ilgili hesaplarda bazen, bir alanın u,v eksen takımı için
Iu, Iv, Iuv atalet momentlerinin hesaplanması gerekir. Alanın x,y eksen
takımına göre Ix, Iy, Ixy atalet momentleri ile q açısı biliniyor olsun.
Denklem düzenlenir ve Ix, Iy, Ixy ifadeleri denklemde ifade edilirse, alanın u,v eksen takımı için atalet momentleri elde edilmiş olur.
Alanın kutupsal atalet momenti u,v eksen takımının doğrultusundan bağımsızdır. Aşağıdaki şekilde hesaplanabilir.
Alanın u,v eksen takımı için atalet momentlerinin q açısına bağlı olarak
değiştiği bilinmektedir. Maksimum ve minimum atalet momentlerinin
hangi q açısı için elde edileceği bulunmak istensin. Maksimum ve
minimum atalet momentine sahip eksenlere asal eksenler, bu eksenler
için hesaplanan atalet momentlerine asal atalet momentleri adı verilir.
Genel olarak herhangi bir orijin için asal eksen takımları belirlenebilir.
Ancak mekanik hesaplarda asal eksen takımının orijini kesit merkezidir.
Yukarıdaki ifadenin aralarında 90o açı olan iki kökü vardır (qp1, qp2).
Köklerden her biri bir asal eksenin yönünü belirtir. Bu kökler, yandaki
şekilden faydalanarak da hesaplanabilir.
Asal eksenlere ait qp açılarına bağlı sinüs ve kosinüs ifadeleri aşağıda verilen
atalet momenti denklemlerinde yerine yazılırsa, asal atalet momenti ifadeleri
aşağıdaki gibi elde edilir. Seçilen işarete bağlı olarak bu denklem maksimum veya
minimum atalet momenti değerini verecektir.
Asal eksenlere ait qp açıları aşağıda verilen kutupsal atalet momenti denkleminde yerine yazılırsa, asal eksen takımı için kutupsal
atalet momentinin sıfıra eşit olduğu bulunacaktır. Asal eksen takımı için kutupsal atalet momenti sıfırdır.
Örnek: Yanda verilen alanın x,y eksen takımına göre atalet momentleri aşağıda
verilmiştir. Asal eksenlerin doğrultusunu ve asal atalet momentlerini bulunuz.
Eksen takımı saat yönünde q=37o döndürülmüştür. Bu sebeple, aşağıda verilen çift
açılar cinsinden dönüşüm denklemlerinde açı negatif olarak dikkate alınacaktır.
Ix + I y Ix − I y
I x' = + cos(2q ) − I xy sin(2q )
2 2
Ix + I y Ix − I y
I y' = − cos(2q ) + I xy sin(2q )
2 2
Ix − I y
I x' y' = sin(2q ) + I xy cos(2q )
2
b) C(x,y) eksen takımına göre Ix, Iy, Ixy atalet momentlerini bulunuz.
c) C(u,v) eksen takımına göre Iu, Iv, Iuv atalet momentlerini bulunuz.
Alıştırma: Aşağıda verilen alanların, (x,y) eksen takımına göre Ix ve Iy atalet momentlerini bulunuz.
Bir kafes, birbirlerine uçlarından bağlanmış doğru eksenli çubuklardan oluşan bir taşıyıcı sistemdir. Düzlem kafesler, belirli bir
düzlemde yerleşmiş çubuklardan oluşur ve köprü ve çatı sistemlerinde sıklıkla kullanılır. Aşağıda verilen çatı sisteminde, çatı
yükleri, aşıklar yardımı ile düğümlerden düzlem çatı kafesi elemanlarına aktarılır. Düzlem kafeslerde elemanlar ve yükler aynı
düzlem içerisindedir. Hesaplar da buna bağlı olarak iki boyutlu düzlemde yapılır.
Düzlem kafesler genellikle biri basit ve diğeri kayıcı mesnetlere sahiptir. Bu tür mesnetlenme ile, kullanım ömrü boyunca yükler
veya sıcaklık etkisi ile belirli bir düzeyde şekil değiştirmeye izin verilmektedir.
Kafes elemanlarının ve düğümlerin tasarımı için, öncelikle kafese etkiyen yükler için çubuk kuvvetlerinin hesaplanması gerekir.
Bunun için iki kabul yapılır.
a) Bütün yükler sistemin düğümlerinden etkimektedir. Eleman ağırlıkları ihmal edildiğinde bu yaklaşım kafes sistemler için
genellikle doğrudur. Çubuk ağırlığının ihmal edilmeyeceği durumlarda da, ağırlık, çubuğun iki ucundan düğümlere aktarılan
noktasal kuvvetler olarak temsil edilebilir.
b) Kafes sistemin çubukları, birbirlerine mafsallı şekilde bağlanırlar. Birleşimler kaynaklı veya perçinli (bulonlu) olarak teşkil
edilirler.
Bu iki kabule bağlı olarak, kafes elemanlarında sadece eksenel kuvvetler oluşur. Bu kuvvetler çekme veya basınç şeklinde olabilir.
Bu yöntemde, bir bütün olarak kafes sistemin yanı sıra her bir düğümün de dengede olduğu bilgisinden hareket edilir. Her bir
düğüm için serbest cisim diyagramı çizilir ve denge denklemleri yardımı ile düğüme bağlanan çubuklardaki kuvvetler hesaplanır.
Alıştırma: Aşağıda verilen kafes sistemlerde, mesnet reaksiyonlarını ve çubuk kuvvetlerini hesaplayınız.
Alıştırma: Aşağıda verilen kafes sistemlerde, mesnet reaksiyonlarını ve çubuk kuvvetlerini hesaplayınız.
Alıştırma: Verilen kafes sistemlerde BC, CF, FE çubuk kuvvetlerini kesim yöntemi ile hesaplayınız.
Bir kirişin tasarımı için iç kuvvetlerin, kiriş tarafından taşınabileceğinin belirlenmesi gerekir. Kirişte oluşacak iç kuvvetler kesim
yöntemi ile belirlenebilir.
Aşağıdaki kiriş a-a kesitinden sanal olarak iki parçaya ayrıldığında, iki parçanın da serbest cisim diyagramı çizilir. Bu parçalardan her
biri dengede olmalıdır. Denge denklemleri yardımı ile kesim yapılan B noktasında M, N ve V iç kuvvetleri hesaplanabilir.
İşaret kabulü: Normal kuvvet, kesme kuvveti ve eğilme momenti için pozitif yönler aşağıda belirtilmiştir. Çubuğun sol veya sağ
yanında pozitif iç kuvvetlerin yönlerine dikkate edilmelidir. Normal kuvvet çekmeye sebep oluyor ise pozitiftir. Kesme kuvveti,
çubuğu saat yönünde döndürmeye çalışıyor ise pozitiftir. Eğilme momenti ise çubuğu içbükey olacak şekilde yukarı kaldırıyor ise
pozitiftir. Bu yönlerin tersi yöndeki iç kuvvetler negatiftir.
Yanda görülen kiriş için serbest cisim diyagramı çizilerek, mesnet reaksiyonları
denge denklemleri yardımı ile bulunabilir.
C noktasında kesit tesirleri bulunmak istenirse, sistem C noktasından iki parçaya ayrılabilir. AC veya CD parçasının dengesinden,
istenen kesit tesirleri hesaplanır.
Birbirine düğümlerden mafsallı olarak bağlanmış olan çubuklardan oluşan çerçeve sistemleri de taşıyıcı sistem olarak tercih
edilebilirler. Bu sistemler izostatik ise, çubukların birbirine bağlandığı düğümlerdeki bağ kuvvetleri ve mesnet reaksiyonları,
çubukların her biri için yazılacak denge denklemleri yardımı ile bulunabilir. Çubuklara etkiyen yükler belirlendikten sonra,
elemanların, düğüm bağlantılarının ve mesnet bağlantılarının tasarımını yapmak mümkündür. Bu amaçla,
• Her bir parça, esas sistemden ayrılar ve serbest cisim diyagramında parçanın bağ kuvvetleri gösterilir.
• Bağ kuvvetlerinin sistemin birbirine dik x,y eksenleri doğrultusunda gösterilmesi hesaplarda kolaylık sağlar.
• Bir düğümden birbirine bağlanan elemanların uçlarındaki bağ kuvvetleri eşit ama zıt yönlü olarak gösterilir.
Bir düğüm ile bağlanan iki eleman bir sistem olarak kabul edilirse (sistem düğümden parçalara ayrılmamış ise), bu sistemin serbest
cisim diyagramında bağ kuvvetleri verilmemelidir. Ancak sistem bağlantı düğümünden ayrılmış ise o zaman bağ kuvvetleri sistem
parçalarının her biri için dış kuvvet olur ve serbest cisim diyagramında gösterilmelidir.
Kirişler doğrultularına dik olarak etkiyen yükleri taşırlar ve mesnetlenme şartlarına göre basit kiriş, sürekli kiriş, konsol kiriş gibi
adlarla anılırlar. Bir kirişin tasarımı, kesme kuvveti ve eğilme momentinin kiriş boyunca değişiminin bilinmesini gerektirir.
Kiriş boyunca kesme kuvveti ve eğilme momentinin değişimi kesim yöntemi kullanılarak elde edilebilir. Bu defa, kiriş iç kuvvetleri
seçilen herhangi bir noktanın referans kabul edilecek bir noktadan itibaren z mesafesine bağlı olarak hesaplanır. Denge
denklemleri, z uzunluğundaki parçanın serbest cisim diyagramı dikkate alınarak yazılır. Sonuç olarak kesme kuvveti ve eğilme
momenti z’nin fonksiyonu olarak elde edilir.
Genellikle, kiriş üzerinde kesme kuvveti ve eğilme momenti fonksiyonlarının veya bunların eğimlerinin süreksiz olduğu noktalar
mevcuttur. Bu noktalar mesnetlerin bulunduğu, tekil yüklerin veya tekil momentlerin bulunduğu, yayılı yükün değiştiği noktalardır.
Kesme kuvveti ve eğilme momenti fonksiyonları süreksizlik noktalarının arasında kalan her bir bölge için ayrı ayrı hesaplanmalıdır.
Aşağıda verilen örnekte kesme kuvveti ve eğilme momenti fonksiyonları süreksizlik noktaları dikkate alınarak belirlenen üç
bölgenin her biri için ayrı ayrı elde edilmelidir. Elde edilen fonksiyonlar z’ye bağlı olarak çizilir ise kesme kuvveti ve eğilme momenti
diyagramları elde edilir.
Kirişler için kesit tesiri (iç kuvvet) diyagramlarının çizilmesine yönelik hesap adımları aşağıdaki gibidir.
1- Tüm sistem için denge denklemleri yardımı ile mesnet reaksiyonları hesaplanır.
2- Süreksizlik noktaları dikkate alınarak sistem alt bölgelere ayrılır.
3- Her bir alt bölge için, bölgenin referans (orijin) noktasına z mesafedeki bir noktadan kesim yapılır ve elde edilen parça için
serbest cisim diyagramı çizilir. Serbest cisim diyagramında kesit tesirleri pozitif yön kabulüne göre gösterilir.
4- Sistem parçasının dengesinden kesit tesirlerine ait fonksiyonlar z mesafesine bağlı olarak elde edilir.
5- Kesit tesirleri diyagramları çizilir.
Örnek: Yanda verilen sistem için kesit tesiri fonksiyonlarını elde ediniz ve diyagramlarını
çiziniz.
Çözüm:
Daha sonra AB ve BC bölgeleri için kesit tesiri fonksiyonları elde edilebilir. Her bir bölge
için, kesit tesiri fonksiyonları aşağıda verilmiştir. Diyagramlar ise yanda çizilmiştir.
Alıştırma: Aşağıda verilen sistemler için kesit tesiri fonksiyonlarını elde ediniz ve kesit tesiri diyagramlarını çiziniz.
Aşağıda verilen yükleme etkisindeki kirişten sadece yayılı yük etkisindeki Dz uzunluğunda bir parça çıkarılsın ve bu parçanın
dengesi araştırılıyor olsun.
Yayılı yük ve kesme kuvveti ilişkisi: Parça için düşey yüklerin dengesinden
yayılı yük ile kesme kuvveti arasındaki ilişki çıkarılabilir.
Alıştırma: Aşağıda verilen sistemler için mesnet reaksiyonlarını bulunuz ve kesit tesiri diyagramlarını çiziniz.
Kirişler doğrultularına dik olarak etkiyen yükleri taşırlar ve mesnetlenme şartlarına göre basit kiriş, sürekli kiriş, konsol kiriş gibi
adlarla anılırlar. Bir kirişin tasarımı, kesme kuvveti ve eğilme momentinin kiriş boyunca değişiminin bilinmesini gerektirir.
Kiriş doğrultusuna dik yöndeki yüklemeler sebebi ile kirişlerde, kiriş boyunca değişen kesme kuvveti ve eğilme momenti oluşur.
Tasarım amacıyla, kirişe etkiyen maksimum kesme kuvveti ve eğilme momentinin bilinmesi gerekir. Bunu belirlemenin bir yolu,
kiriş boyunca kesme kuvveti ve eğilme momentinin z’ye bağlı değişimini gösteren diyagramların çizilmesidir.
Kesme kuvveti ve eğilme momenti fonksiyonlarının z’ye bağlı olarak elde edilmesi için, z’nin başlangıç noktasının ve pozitif
yönünün belirlenmesi gereklidir.
Bir kesitte sadece eğilme momentinin bulunması durumuna basit eğilme adı verilir. Bu
bölümde doğru eksenli, homojen, prizmatik çubukların basit eğilme etkisindeki
davranışları incelenecektir.
Dikdörtgen kesitli bir kirişin deformasyon öncesi durumu yatay ve düşey çizgilerle
işaretlenmiştir. Bu kiriş eğilme etkisi altında kalırsa, yatay çizgiler eğilecek, düşey çizgiler
ise dönmesine rağmen düz kalacaktır. Eğilme momenti, çubuğun alt kısmındaki
malzemelerde sünmeye, üst kısmındaki malzemelerde ise sıkışmaya sebep olur. Bu iki
bölge arasında, malzemenin yatay liflerinde boy değişimi olmayacak tarafsız düzlem denen
bir yüzey oluşacaktır. Çubuk ekseni z tarafsız düzlem içerisindedir. x ekseni ise tarafsız
eksen olarak adlandırılır.
Birim uzama, y ve çubuk ekseninin eğrilik yarıçapı r’ya bağlı olarak da ifade
edilebilir. Deformasyon öncesinde Ds=Dz iken deformasyon sonrası Dz’nin bir
eğrilik yarıçapı vardır. Bu durumda aşağıdaki ifade yazılabilir.
z noktasında eğrilik (1/r) sabit olduğu için, birim uzamanın kesitte tarafsız
eksene olan mesafeye yani y’ye bağlı olarak doğrusal değiştiği belirlenmiş olur.
Denkleme göre, momentin pozitif yönü için, tarafsız eksenden aşağıda y pozitif değer alacak ve
tarafsız eksenin altındaki liflerde uzama meydana gelecektir. Tarafsız eksenin üzerinde ise y
negatif değer alacak ve bu bölgedeki liflerde kısalma meydana gelecektir.
Tarafsız eksene en uzak mesafe olan c noktasında maksimum birim uzama elde edilebilir.
Herhangi bir noktadaki birim uzama, maksimum birim uzama cinsinden de yazılabilir.
Bu kısımda, doğru eksenli çubuklarda, eğilme etkisi sebebi ile bir kesitte oluşacak
normal gerilme dağılımı ile bu kesitteki eğilme momenti arasındaki ilişki ele
alınacaktır. Bu amaçla, malzemenin Hooke Yasası’na uyduğu yani doğrusal elastik
davrandığı kabul edilecektir.
Eğer birim uzama kesit yüksekliği boyunca doğrusal olarak değişiyor ise normal
gerilme de kesit yüksekliği boyunca doğrusal olarak değişmelidir. Çünkü doğrusal
elastik malzemede, birim uzama ile normal gerilme arasında orantılılık söz
konusudur. Normal gerilme, birim uzamaya benzer şekilde tarafsız eksende sıfır
olacak ve en dış liflerde en yüksek değerlerini alacaktır. Kesitteki normal gerilme
dağılımı da aşağıdaki şekilde ifade edilir.
Normal gerilme denklemine göre, momentin pozitif yönü için, tarafsız eksenden
aşağıda y pozitif değer alacak ve tarafsız eksenin altındaki liflerde çekme
gerilmesi meydana gelecektir. Tarafsız eksenin yukarısında ise y negatif değer
alacak ve bu bölgedeki liflerde basınç gerilmesi meydana gelecektir.
Taşıyıcı sistemin herhangi bir kesitinde eğilme etkisi ile gerilme dağılımının bulunması için aşağıdaki adımlar izlenir.
1- Gerilme dağılımının belirlenmesi istenen kesite etkiyen eğilme momenti hesaplanır.
2- Kesit özellikleri hesaplanır.
3- Eğilme denklemi ile normal gerilmenin kesit boyunca değişimini temsil eden ifade elde edilir.
Örnek: Yanda kesit bilgileri de verilen bir konsol kiriş, şekilde görüldüğü gibi M=3 kNm
eğilme momenti etkisindedir. E=165 MPa olduğu bilinmektedir. Kiriş kesitinde
maksimum basınç ve çekme gerilmesi ile eğrilik yarıçapını hesaplayınız.
Çözüm:
Eğrilik yarıçapı:
Alıştırma: Aşağıda yükleme durumu ve kesiti verilen kirişin BC bölgesinde maksimum ve minimum normal gerilmeyi hesaplayınız.
Alıştırma: Aşağıda kesiti verilen kiriş için izin verilen maksimum ve minimum normal gerilme sırası ile 24 MPa ve -30 MPa ise, kiriş
tarafından taşınabilecek maksimum eğilme momenti (M) değerini hesaplayınız.
Bu noktaya kadar simetri ekseni bulunan kesitlerde düz eğilme konusu incelenmiştir. Yani eğilme momenti de sadece
simetri eksenine dik olan eksen etrafında idi. Bazı durumlarda kesit simetrik olmayabilir. Ya da eğilme momenti kesitte
simetri ekseni olmayan herhangi bir eksene sahip olabilir.
Aşağıda görülen şekilde, moment ekseni, kesitin asal eksenlerinden herhangi birisi değildir. Bu durumda çözüm
yöntemlerinden birisi kesite etkiyen eğilme momentinin asal eksenlerdeki bileşenlerini bulmaktır. Daha sonra moment
bileşenlerinden her biri ayrı ayrı dikkate alınarak eğilme denklemi ile gerilme dağılımı bulunur. İki moment bileşeni için
elde edilen gerilme dağılımının süperpozisyonu ile de kesitteki gerçek normal gerilme dağılımı belirlenmiş olur.
Gerilme denklemi elde edilirken, sağ el kuralına göre x ve y eksenlerinin artış yönü ile uyumlu
moment bileşenleri pozitif kabul edilir. Örneğin alttaki şekilde hem Mx hem de My pozitiftir.
Denklem kullanılarak kesitteki herhangi bir noktada gerilme hesaplanmak istenir ise, bu
noktanın kesitte kabul edilen eksen takımına göre koordinatlarının belirlenmesi gerekir. Burada
da koordinatların işaretine dikkat etmek gerekir. Örneğin A noktasının iki koordinatı da pozitif
iken, C noktasının iki koordinatı da negatiftir.
Tarafsız eksenin doğrultusu: Eğik eğilme durumunda tarafsız eksen artık asal
eksenlerden birisi değildir ve bu eksenler ile belirli bir açısı yapar. Tarafsız
eksenin doğrultusunun bulunması için, tarafsız eksen üzerinde normal
gerilmenin sıfır olduğu bilgisinden yararlanılır. Yani, enkesitte tarafsız eksen
üzerindeki noktaların koordinatlarını temsil eden (x,y) çiftleri için normal
gerilme denklemi sıfıra eşit olmalıdır. Bu bilgiden yararlanarak normal gerilme
denklemi düzenlenir ise tarafsız eksen doğrusunun denklemi elde edilir.
açısı x ekseninden ölçülür. Açı pozitif ise tarafsız eksen x ekseni ile saat
yönünün tersi yönde açısı yapıyor demektir.
Alıştırma: Aşağıda verilen kesit ve eğilme momentini dikkate alarak, A noktasında normal gerilmeyi hesaplayınız.