Professional Documents
Culture Documents
Bu evredeki uyarı işaretleri Basmakalıp ya da tekrara dayalı oyunlar ya da sadece kendi başına
oynama.
Kayıtsız kalma ve duygusuz davranışlar.
Sınıf içinde sorunlar çıkararak kendini ifade etme.
Bu yaşlarda çocuklardaki en önemli gelişimsel değişim, öğretmenin bulunduğu ortamlarda öğretmene
gereksinim duymaksızın çalışabilme becerisidir. Okul öncesi çağda öğretmenle doğrudan birlikte
çalışma gereksinimi duyan çocuk yedi yaşına geldiğinde kendi başına çalışabilir.
Dr. Kestenbaum 5-7 yaş evresini, çocukların dünyayı heyecan verici bir yer olarak algıladıkları "Harika
Yıllar" şeklinde tanımlamaktadır.
Bu evrede çocuklar inanılmaz bir büyüme ve gelişme göstermektedirler. Erken gelişimsel evrede
verilmesi gereken uygun eğitim konusunda görüş ayrılıkları vardır. Bazı uzmanlar okul öncesi eğitim
döneminde resmî akademik eğitime karşı çıkarken, bazı uzmanlar da sorunun akademik eğitim
verilmesinden değil, kullanılan öğretim metotlarından kaynaklandığını öne sürmekte ve bu evrede
hiçbir becerinin, aynı zamanda ve aynı yolla kazanılmayacağını savunmaktadırlar.
İkinci önemli gelişim evresi olan 7-10 yaş döneminde çocukların sahip olduğu özellikler ve beceriler :
Sezgisel düşünmenin yerini mantıksal düşünmeye bıraktığı "nedensellik dönemi'' başlar.
Bilişsel büyümenin büyük bir bölümü bu dönemde gerçekleşir.
Bu evrede çocuklar örgün eğitim için hazırdırlar.
Motor becerilerin kazanılmasında inanılmaz bir gelişme gösterirler.
Dinleme becerilerinde kaydedilir bir gelişme gözlenir.
Uzlaşma ve işbirliği için kazandıkları yeni becerileri kullanarak yakın arkadaşlıklar kurma becerisi
geliştirirler.
Oyunda yenilgiyi kabul edebilirler ve yenildikleri için yıkılmazlar.
Kuralları kabullenir ve harfiyen uygularlar.
Karne, not ya da öğretmenin övgüsü gibi somut ödüllere cevap verirler.
Korkuları kabullenmezler.
Bu evredeki uyarı işaretleri:
Yaş guruplarından kendini soyutlama ya da mahrum bırakma.
İyi yapamama korkusu,
sürekli olarak ödül ve övgülere gereksinim duyma.
Her zaman birinci olma ve kazanma gereksinimi.
Karma Yaş Gurupları :
Çocukların farklı derecelerde gelişim göstermesi nedeniyle eğitimciler öğrencilerin kronolojik yaşlarına
göre değil, gelişim düzeylerine göre guruplandırılmaları gerektiğini savunmaktadırlar. Birçok uzman
örneğin çocuk gelişimi uzmanı David Elkind karma yaş guruplandırmasının küçük çocuklar arasındaki
doğal çeşitliliği sağlamak açısından en etkili yol olduğuna inanmaktadır.
Bu yöntemde, ileri düzeydeki küçük çocuklar daha büyük ama daha yavaş çocuklar ile
guruplandırılabilir, ya da büyük çocuklar küçük çocuklara rehberlik etmeleri için kullanılabilir. Bu
uygulama her iki tarafa da önemli ve yararlı öğrenme yaşantıları kazandırabilir.
Çoğu stratejide olduğu gibi karma yaş guruplandırmasında da sınırlılıklar vardır.
İki ya da üç farklı gelişim düzeyi için ayrı öğretim programı uygulama,
öğretmen öğrenci arasında zayıf iletişim,
büyük çocukların velilerinin direnci ile karşılaşma gibi.
Fakat Elkind bu sorunların hiçbirinin başa çıkılmaz türden olmadığını ve karma yaş
guruplandırmasının yararlarının ağır bastığını belirtmektedir. Bu konuda çeşitli öğretmen görüşleri
karma yaş gurubu uygulamasını onaylayan veriler sağlamaktadır.
Örneğin:
Karma yaş guruplu sınıflarda çocuklara olgunlaşmaları için yeterli zaman sunulmaktadır.
Karma yaş guruplandırması ile doğal bir öğrenen topluluk yaratılmaktadır.
Sınıf giderek genişleyen bir aileye dönüşmektedir.
Hepimiz birbirimize öğretmekte ve birbirimizden öğrenmekteyiz.
Öğrenciler kendi öğrenme düzeyleri ile gelişim göstermektedir.
Müfredat programı ve değerlendirme her öğrenci üzerinde bireysel olarak odaklanmaktadır.
ZEKA TÜRLERİ
Geleneksel "zeka" kavramı çocuklara sunabileceklerimizin sınırlarını daraltmaktadır. Okullar zeka
göstergesi olarak sözel ve matematik yetenekler üzerine yoğunlaşmıştır. Oysa psikologlar ve eğitim
araştırmacıları yetenek ve zekanın, insanın pek çok özelliğini ve etkinliğini içine alan geniş bir kavram
olduğu doğrultusunda inandırıcı kanıtlar ileri sürmektedirler.
Her bireyin çeşitli yetenekleri ve bir zeka kapasitesi vardır. Öğretenlerin görevi her öğrencinin kendine
özgü güçlü yanlarını, daha az gelişmiş becerilerini güçlendirmek için kullanmalarına yardım etmek
olmalıdır.
Stanford Üniversitesi araştırmacılarından Elizabeth Cohen yaptığı araştırma sonucunda, eğitim
sistemlerinde zekanın en önemli göstergesi olarak okuma yeteneğinin temel alındığını; öğretmenlerin
okuma yeteneği gelişmiş öğrencilerin her alanda başarılı olacaklarını varsaydığını, bunun sonucunda
da hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin sadece bu yeteneğin geliştirilmesi üzerine yoğunlaştıklarını
ortaya koymuştur.
Cohen çocukların daha başka bir çok yeteneğe sahip olduklarını ve bu yetenekler ile kendi yollarında
gelişim göstereceklerini belirtmektedir.
Cohen'in belirlediği (ama bunlarla sınırlı olmayan) yetenekler:
Yaratıcılık,
Yeni fikirler ileri sürme,
Karar almada gruba yardım etme,
Sorunları ve çözümleri gözünde canlandırabilme,
Fiziksel beceriler, örneğin bedensel güç ve el becerisi (ustalık)
Usa vurma (yapıları ve ilişkileri belirleme, bunları sınıflandırma vb.
Problem çözme
Merak ve icat yeteneği
Sebat
Binet ve Weschler zeka ölçme kavramını ortaya attıklarında, zekayı doğumla belirlenmiş sabit,
ölçülebilir ve değişmez bir olgu olarak varsaymışlardır.
Daha sonraki yıllarda Piaget, Vygotsky, Feuerstein ve diğerleri çocuklar üzerinde yaptıkları uzun süreli
gözlemler sonucunda zekanın sabit olmadığını ortaya koymuşlardır.
Zeka,
kalıtsal yetenekler,
deneyimler ve
çevresel bileşenler tarafından şekillendirilir.
Öğretmenler ve veliler, çocuğa sağladıkları ortamı ve öğretim yöntemlerini değiştirerek o çocuğun
zekasını da değiştirebilirler.
Kötü öğretim ve kötü çevre zekayı geriletirken, iyi öğretim ve iyi çevre zekayı artırmaktadır.
Feurstein'in çalışması bilişsel geliştirilebilirlik ilkesini başka bir aşamaya taşımıştır. Onun yetmiş ülkede
kullanılan "Araçsal Zenginleştirme Programı" ve "Öğrenme Potansiyeli Değerlendirme Aracı" öğrenci
merkezli eğitimi benimsemiş öğretmenlerin öğrenmeyi yönlendirme ve zekayı geliştirme konusunda
yararlandıkları dünyaca tanınmış yaklaşımlardır. Harvard Universitesi'nden Howard Gardner "Sıfır
Projesi" adlı bilişsel araştırma projesinde, Feurstein'in bu yaklaşımlarını güçlendiren bir kuram
geliştirmiştir.
Gardner'a göre bilmemizi ve öğrenmemizi sağlayan yedi tür zeka vardır.
Bu zeka türleri:
1- Bedensel/ devin duyusal Zeka :
Bu zeka türü,
vücudunu kullanarak (dans ve vücut dili ),
oyun oynayarak (spor yapmak) ya da
yeni bir ürün yaratarak (icat yapmak)
duygularını ifade etme yetenekleri ile ilgilidir.
Bu zeka türünde gelişmiş insanlar,
spor yapmaktan ve dans etmekten hoşlanırlar,
ellerini ve bedenlerini kontrol ve koordine etmekte son derece başarılıdırlar.
Aktörler, mim oyuncuları ve sporcular bu zeka türünde gelişmiş insanlardır.
2- Sözel/ Dilsel Zeka :
Soyut ve simgesel düşünme ile,
kavram oluşturma ve kelime yazma,
dilbilgisi, şiir, hikaye anlatma,
mizah
gibi karmaşık olguları içeren dilsel üretimlerden sorumlu olan
bu zeka türünde gelişmiş insanlar,
okuma, yazma, konuşma ve tartışma gibi eylemlerde başarılı ve edebi ürünler yaratmakta isteklidirler.
3- Görsel/ Uzamsal Zeka :
Bu zekanın temelini görme duyusu ve buna bağlı olarak şekiller tasarlama ve zihinde resimler yaratma
yeteneği oluşturmaktadır.
Resim, grafik ve heykel yapma;
mimarlık, haritacılık ve denizcilik gibi yüzey ve buna bağlı bilgileri kullanma;
ayrıca satranç gibi farklı derinlik ve açılardan görmeyi gerektiren beceriler bu zeka türünün kapsamı
içindedir.
Görsel/uzamsal zeka türünde gelişmiş insanlar,
zihinlerinde resimler yaratır ve çizerler.
Renkleri iyi kullanabilir,
iyi harita okuyabilirler.
Görsel sanatlarda üretim yapmaktan hoşlanırlar.
4- Matematiksel/Mantıksal Zeka :
Bilimsel düşünme,
objektif gözlem yapma,
elde edilen verilerden sonuç çıkarma,
yargıya varma ve hipotez kurma yeteneklerini içeren bu zeka türü, kavramları tanıma,
sayılar ve geometrik şekiller gibi soyut sembollerle çalışma,
bir bilginin parçaları arasında ilişki kurma ya da
farklı bağıntıları fark etme kapasiteleri gerektirmektedir.
7- İçsel Zeka :
İnsanın, kendi duygularını, duygusal tepkilerinin derecesini, kendi biliş bilgisi sürecini tanıma, kendi öz
benliğini anlama ve başkalarına ifade etme yetisidir. İnsanın kendi kişiliği, kendini aşma yeteneği içsel
zekanın işleyen kısmıdır.
Bu zeka türünde gelişmiş insanlar,
başkalarının duygu ve düşüncelerini anlama, nesne ötesi konularda konsantre olma gibi konularda
başarılıdırlar ve meditasyon yapmaktan hoşlanırlar.
Gardner, bu zeka türünün çok özel olduğunu ve diğer zeka türlerinin tümünü kapsadığını
savunmaktadır.
ZEKAYI GELİŞTİRMEK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Gardner'a göre, " ...tüm çocuklar bu zeka türlerine çeşitli düzeylerde sahip olarak doğarlar, bu zeka
türlerinden bazılarına daha çok eğilimleri olabilir herkes bu zeka türlerinde sahip oldukları
potansiyellerini geliştirebilir ( Gardner, N. ve Walters, J. M.,1985 ).
Her insan sahip olduğu zeka türlerini çeşitli yöntemlerle geliştirebilir.
1. Bedensel/Devin duyusal zekayı geliştirmek için
Dramatik bir oyunda görev alın,
bir fikir, düşünce veya duyguyla ilgili bir rol yapın.
Güncel olayları ya da modern buluşları inceleyerek mimiklerle anlatın (sessiz film oynamak gibi).
Fiziksel etkinlik ve fazla hareket gerektiren, yarışma olmayan bir oyunoynayın, örneğin, düşündüklerini
el, kol hareketleriyle:ifade eden bir gurup içindeki insanların isimlerini öğrenin.
Halk dansı, koşma, yüzme ve yürüme gibi fiziksel aktivitelere katılın.
Ruh halinizi değiştirmek ya da karşılaştırmak için farklı yollardan yürümeyi deneyin.
Vücudunuzun bildiklerini ve fonksiyonlarının neler olduğunu daha da iyi anlamak için her gün
yaptığınız ve fiziksel güç gerektiren kar küreme, çim biçme, bulaşık yıkama, aracınızı park etme gibi
işlerde dikkatlice kendinizi gözleyin.
Bilerek düş kurun; örneğin hayaliniz, ideal bir tatil yeri ve oranın olabildiğince görsel detaylarıyla ilgili
olmalıdır.
Hayal gücünüzü artıracak çalışmalar yapın; kendinizi tarihin farklı bir döneminde hayal edin ya da
kahramanınızla hayali bir sohbet yapın.
Fikir veya düşüncelerinizi başkalarına anlatmak için resim, maket, grafik ya da bir poster yapımı gibi
çeşitli tasarım becerilerini kullanın.
4. Matematiksel/Mantıksal zekayı geliştirmek için
Hobinizin 4 ana noktasını belirleyin ve bu ana noktaların her biri altında 4 a!t başlık ve bu alt
başlıkların her birinin altında da 4 alt nokta daha oluşturun.
İki nesneyi kıyaslama ve karşılaştırma yoluyla çözümsel düşünme egzersizleri yapın. Örneğin bir
daktilo ve bilgisayarın kendine özgü 4 özelliğini ve sonra da bu iki nesnenin ortak 4 özelliğini bulun.
Genelde saçma olduğu düşünülen bazı konularda; gerekçeleri ile ikna edici bir açıklama yapın.
Örneğin; futbolu basketbol topuyla oymamanın yararları, vb.
"Bilimsel yöntem" kullanımı gerektiren bir projede yer alın. Eğer bir aşçı değilseniz yemek yapmaya,
tarifin en başından başlayın.
5. Müziksel Ritmik zekayı geliştirmek için
Ruh halinizi düzeltecek farklı türde müzikler dinleyin; örneğin, stresli bir durumda ya da sınav gibi
korku yaratan durumlar öncesinde gevşemek için, enstrümantal müzik çalın.
Duygularınızı anlatmak için duşta bile şarkı söyleyin. Güncel bir melodi kullanın ve ailenizle ilgili basit
bir şarkı besteleyin.
Mırıldanarak, kafanızın içinde değişik titreşimler oluşturun; örneğin, her seferinde ünlü harflerden birini
değişik yükseklikte ve kalınlıkta kullanın.
Doğadan farklı sesler içeren kasetler çalın (deniz dalgaları, bir şelale, rüzgar, kar fırtınası ve hayvan
sesleri gibi).
Kendinize doğanın örüntüsünden ve ritminden ne öğrenebileceğinizi sorun.
6. Kişiler arası zekayı geliştirmek için
Başarıyla tamamlanması gereken bir proje için farklı görevdeki güvenilir insanlarla bir araya gelin
(takım aktivitesi ya da komite çalışması gibi).
Bir başkasını derinden ve olduğu gibi dinleme çalışması yapın.
Konuşan birini dinlerken genellikle "aklı kurcalayan" düşüncelere engel olun ve sadece bir noktaya,
"onların ne dediğine dikkat edin.
Bir kimsenin mimiklerinden, sözsüz ipuçlarından onun ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışın ve daha
sonra tahmininizin doğruluğunu kontrol edin.
Herhangi biriyle konuşmadan iletişim kurmak için farklı yollar bulun. Örneğin yüz ifadeleriyle, vücut
şekilleriyle, jestlerle ve seslerle.
Eğer tarafsız olabiliyorsanız, dışarıdan bir gözlemci gibi duygu, düşünce ruh halinizi izlemeye çalışın.
Belirsiz durumları, bilinen örneklere uydurmaya çalışın. Örneğin '"kızgınlık durumu", "şakacılık
durumu", "korku durumu"'.
Problem çözme stratejileri ve çözümsel düşünme süreci gibi durumlardaki çeşitli düşünme
stratejilerinde taraflısı olun.
"Ben kimim" sorusuna 25 kelimeyle ya da daha kısa bir cevap yazın.
Sizi tatmin edene kadar üzerinde çalışmaya devam edin. Bir hafta süreyle her gün yeniden gözden
geçirin ve gerekli olduğunu düşündüğünüz düzeltmeleri yapın.