You are on page 1of 2

‘HÜSAMETTİN MOLLA’ DEĞERLENDİRME

Yazar: Akyiğit, Musa


Romanın adı: Hüsameddin Molla.
Kazan, (1886). Üniversite Matbaası.
Sayfa sayısı: 30 s.

Yazarın Hüsameddin Molla adlı romanı Modern Tatar Edebiyatının ilk roman örneği olarak kabul
edilir. Hüsameddin Molla romanı, 1886 yılında Arap harfli Tatarca metin olarak Kazan’da yayımlanmış.
Tahsilini İstanbul’da yaptıktan sonra memleketine dönüp köyünde yeni usulle bir okul açan Hüsâmeddin
Molla adlı bir Tatar gencinin hayatındaki aşk hikâyesi ve eser yazılan dönemde mevcut olan sorunların
ele alındığı ve bununla mücadelesinin anlatıldığı önemli bir romandır. Aslında romanın ilk sayfalarında
coğrafi (mekan) ve tarihi bilgilerin kaleme alınması yanı sıra İsmail Gasprıalı’nın ‘Tercüman’
gazetesinden getirilmiş alıntı yazarın romanı yazmaktan esas amacını yansıtmaktadır:

“Ben olayım, siz olunuz bir fakir, bir zavallı görsek canımız acır, kaygılanırız. Bir hasta, halsiz
görsek yardım etmeyi, ilaç ve çare üretmeyi isteriz. Ya ölüm döşeğinde yatan birini görsek
gözümüze yaş, gönlümüze merhamet gelir. Yine derde düşmüş hayvan görsek, acıyıp ah vah
ederiz de bir değil beş değil, binler ile din ve dil kardeşlerimizin türlü türlü dertlere düşmüş,
cehalet ve beceriksizlik gibi iki büyük ve gaddar düşmanın eline düşüp can çektiğini görmeyip,
canımıza dokunmayıp, gönlümüz ağlamayıp, aklımızda çareler aramayıp durduğumuz çok
yazık ve şaşırılmalıdır.” (1;3)

Romandaki olay örgüsü aracıyla da yukarıdaki parça daha da detaylı açıklanmış olduğunu görebiliriz.
Roman asıl kahramanlar Hüsamettin molla ve Hanife Hanım’ın aşka kavuşmasına kadar yaşadıkları
maceralar ve sorunlar, Rusya’ da Peter hükümranlığı döneminde Rusya Müslümanlarının temsilcisi olarak
Tatar halkının yaşadığı sorunlar, köy ve şehir ahalisi örneğiyle zengin ve fakir, eğitimli ve hiç eğitim
görmemiş insanların bakış açısı, hayatı, eğitim oranı ve kalitesi, yenilikler ve onları topluma kazandırma
amacıyla yoğrulmuş bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır. Romanda aşk konusu yanı sıra genç
Hüsamettin Molla’nın bir Müslüman olarak güzel adabı, davranışları, ilmi, köy sakinlerini eğitim
görmesini sağlamak amacıyla gösterdiği çabaları: cedit usulünde eğitim vermesi, halk cahilliğinin nedeni
olarak zannedilen neden dini inançtan dolayı değil milletin eğitilmediğinden dolayı bir çözüm yöntemi
olarak arkadaşları (Ebuzar Bek ve Zorkulakov) ile birlikte para toplayarak, kendileri de katkıda
bulunarak köylülere kitap dağıtmaları sırasında köy insanlarına anlayış göstererek, kendisi üşenmeden
tek tek kitap hakkında bilgi verip anlatıp öğretmesi hakkında anlatılması sırasında halkın dini bakış
açısının da düzeltilmesi gerektiğini belirten konulardan da bahsedilmektedir. Örneğin, dilencilik
yapmamak, öksüz olsa da borç almadan helal çalışarak geçim sağlamak, gençlere doğru yolu göstermek
amacıyla gerekirse hapse bile attırarak (Mohtar) yanlış yaptığını anlaması için imkan sağlamak,
yetimlerin gözetilmesi, insanlarla nezaketle davranmak, insanlar hakkında önyargıda bulunmamak,
yeniliklere açık olmak gerektiği, eskiden süregelen, erkeklerin bir hakkı olarak kabullenen kız evlatları
üzerinde olan hakkı üzere babaların kızının fikrini sormadan, öğrenmeden onun yerine evlilik kararını
vermesi durumunu değiştirmek gerektiği düşüncesinin ortaya konması, batıl inanç konusu vs. konular
üzere Tatar halkı hayatında yenilikler yapılması amacıyla yazıldığını anlamak zor değildir.
Yazar roman kahramanlarını fiziksel portresiyle betimlerken Tatar halkının geleneksel kıyafetleri
hakkında da bahseder. Ruhsal portreleri ancak asıl kişilere özel yapıldığı görülür. Örneğin,
Hanife iyice dertlenerek odasında şunları düşündü: “Günlerdir bekliyorum, neden
gelmedi? Biz birbirimizden ayrılamayız ki onun aşkından, sevgisinden şüphem yok. Bu
aşka, yaşadıklarımıza bakınca beni istemediğini ya da sevmediğini zannetmiyorum. Neden
beni bu hale düşürdü? (1.24)

Romandaki kişilerin arasındaki ilişkiler, özellikle, iyi ve kötü, zıt karakterlerin (Bikbulat Molla,
Sıbgatulla Efendi, Gali Bay vs.) olması roman olay örgüsünün daha da açık anlaşılmasına yardım eder.
Bölümlerin çoğu mekan ve zaman portresiyle başlıyor ki okuyucu ortam hakkında ufak olsa da bilgi
edinebilsin. Eserdeki olay örgüsü ilk başta kronolojik sırayla verilmişse de sona doğru geriye dönüş
tekniğiyle kahramanımız hakkında önemli bilgiler verdiğini de görebiliriz.

KAYNAKLAR:
1. Akyiğit, Musa (1886). Hüsameddin Molla. Kazan: Üniversite Matbaası.
2. https://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/musa-akyigitzade
3. https://islamansiklopedisi.org.tr/musa-akyigitzade

You might also like