You are on page 1of 15

9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I

Bölüm 1: Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Sinir Dokusu: Sinir sisteminin mikroskobik yapısını sinir


Giriş dokusu, bağ dokusu ve kan damarları oluşturur. Sinir
Anatomi genel anlamıyla, vücut şekil ve yapısını, dokusunun asıl hücresi nörondur. Nöronun işlevi uyarıları
mikroskopik ve makroskopik yapılar arasındaki yapısal ve iletmektir.
fonksiyonel ilişkileri inceleyen bilim dalıdır.
Organlar ve Sistemler
İnsan Vücudunun Yapısal Organizasyonu Organlar ve organ sistemleri, insan vücudunun
İnsan vücudunun yaşam süreçleri, çeşitli yapısal fonksiyonunu idame ettirirler. Birbirlerinden farklı
organizasyon seviyelerinde düzenlenir. Bunlar kimyasal, fonksiyonlar yürütürken aynı zamanda sinerjist bir
hücresel, doku, organ, organ sistemi ve organizma bütünlük ile birbirleriyle iletişim halindedirler.
seviyelerini içerir.
Organlar: Organlar, hücre ve dokuların vücutta belli
Hücre görevler için bir araya gelmesiyle oluşan yapılardır.
“Canlı” denilen olgu hücrenin varlığına dayanır. Özetle Fonksiyonel olarak organlar genellikle tüm organ
hücre şu özelliklere sahiptir: sistemlerini oluşturmak için işbirliği yaparlar. Fonksiyonel
olarak organlar genellikle tüm organ sistemlerini
1. Yapının temel birimidir; hücreler sırasıyla oluşturmak için işbirliği yaparlar.
dokuları ve organları oluşturur.
2. Çoğalmanın ve büyümenin temel birimidir; sinir Organ Sistemleri: Sistemler, belli bir görevi yerine
hücreleri dışındaki bütün hücreler ikiye getirmek üzere bir araya gelmiş organ topluluklarıdır.
bölünerek çoğalabilir. Sistemde, organlar ortak bir amaca yönelik çalışır fakat
3. Fonksiyonun temel birimidir; bedenin herhangi yaptıkları görevler farklıdır.
bir işlevini yerine getirmek için (örneğin besin Anatomik Terimler ve Kavramlar
maddelerinin bağırsaklardan emilmesi) hücre
düzeyinde fonksiyonel bir organizasyon vardır. İnsan hareketinin yorumlanmasında ve iletişiminde,
objektif bir standarta dayanan ortak bir dil kullanmak
Hücreyi plazmalemma (hücre zarı) adlı bir membran gerekmektedir. Bu amaçla anatomik terimler ve kavramlar
çevreler. oluşturulmuştur.
Doku Anatomik Duruş
Benzer yapısı olan, aynı işlev ve farklılaşmayı gösteren Vücut pozisyonuna göre anatomik tanımlamalar yapılırken
hücreler birliği ile bu hücrelerin ürettikleri maddelere ve konumlardan bahsedilirken yüzü bize dönük bir şekilde
doku adı verilmektedir. Doku, hücre veya organ gibi kendi ayakta duran, baş ve gövdesi dik pozisyonda, kolları
içinde bir bütün oluşturmaz. Sadece organizmanın kısmi yanlarda ve aşağıya sarkık, avuç içi öne bakan, ayakları
bir yapı ve işlev malzemesini teşkil eder. Bütün organlar birleşik ve öne dönük bir kişi referans alınır. Bu standart
çeşitli dokuların bir araya gelmesiyle oluşur. pozisyona anatomik duruş denir.
Dört ana doku tanımlanmıştır: Vücut kısımlarının konumları ve hareket oryantasyonları
1. Epitel dokusu tarif edilirken kullanılmak üzere insan vücudundan 3 ana
2. Bağ ve destek dokusu düzlemin ve eksenin geçtiği varsayılır.
3. Kas dokusu Düzlemler
4. Sinir dokusu Temelde 3 düzlem vardır ve anatomik tanımlamalar bu 3
Epitel Dokusu: Epitel dokusu, vücudun iç ve dış ana düzlem ekseninde yapılır. Bunlar: sagittal
yüzeylerini örten dokudur. Ayrıca salgı bezlerinin (anteroposterior) düzlem, transvers (horizontal) düzlem ve
işlevinde ve duyusal algılamada önemli rol üstlenirler. Üç frontal (koronal) düzlemdir.
şekli vardır: yüzey epiteli, salgı bezi epiteli, duyu epiteli. Eksenler
Bağ ve Destek Dokusu: Bağ ve destek dokusu bütün Eksenler (Aksisler), insan vücudunda eklemler çevresinde
bedene yayılmış ve çeşitli işlevleri olan bir dokudur. Bağ oluşan hareketlerin tanımlanmasında kullanılır. Temel
dokusunun bazı hücreleri bağışıklık süreçlerinde önemli eksenler: vertikal aksis, sagittal aksis ve frontal aksisdir.
bir rol oynar. Ayrıca bağ dokusunda su depolanır. Bağ ve
destek dokusu; embriyonal, retiküler, yağ ve asıl bağ Pozisyon ve Hareket ile İlgili Terimler
dokusuyla destek dokusu olmak üzere beş bölümde ele Anatomik duruşa göre belirlenen düzlem ve eksenler esas
alınır. alınarak, oluşumların pozisyon ve yönünü belirten terimler
kullanılır.
Kas Dokusu: İnsan hareketini sağlayan temel yapı kas do-
kusudur. Kas dokusu hareketi, kontraksiyon (kasılma) İnsan vücudundaki bütün hareketler eksenler çevresinde
yeteneği ile ortaya çıkarır. Üç çeşidi vardır: düz kas, gerçekleştirilir.
çizgili iskelet kası ve kalp kası.

1
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 1: Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Hareket Sistemini Oluşturan Yapılar ve ayrıca bedene şekil verir ve organların içine
Fonksiyonları yerleşebileceği sağlam bir yapı oluşturur. Kemiklerin
şekli, işlevlerine ve üzerlerinde etkili olan mekanik
Hareket sistemi, iskelet ve kas sistemi olmak üzere ikiye
yüklere bağlı olarak oluşur (Wolff kanunu).
ayrılır. İskelet sistemine kemikler, eklemler ve bağ doku
dâhildir. Kas sistemi ise kaslar ve yardımcı yapılardan Eklemler: Kemikler, eklemler aracılığıyla birbirine tutu-
oluşur. Kas sistemi aynı zamanda “aktif hareket sistemi”, nurlar. Burada sinartroz ile diartroz eklemleri birbirinden
iskelet sistemi ise “pasif hareket sistemi” olarak ayırmak gerekir. Sinartroz eklemler, kemikler arasında az
adlandırılır. oynak veya oynaklığı olmayan bir bağlantı şeklidir.
Diartroz eklemler, oynar eklemler olarak da adlandırılırlar.
Aktif Hareket (Kas) Sistemi
Diartroz, kemikleri oynar bir şekilde birbirine bağlayan
İnsanda yaklaşık 640-850 (gruplama metoduna göre eklem yapısını belirtir.
değişen) adet kas bulunur. Bir kas, katettiği eklem sayısına
göre tek eklemli (monoartiküler) ve çift eklemli Bağdoku: Bağ ve destek dokusu kısmında bahsedildiği
(biartiküler) şeklinde sınıflandırılabilir. Kas lifleri üzere, yapısal içeriğine göre farklılaşan birçok bağ doku
“fasikül” adı verilen demetler şeklinde paketlenirler. tipi vardır. İskelet sisteminde temel olarak 3 bağ doku tipi
mevcuttur: tendonlar, ligamentler ve kıkırdak (kartilaj).
Kas Morfolojisi ve Mimarisi: Kas morfolojisi, kas
bütününün temel şeklini tanımlar. Kasın şekli ise, kas İnsan Vücudunun Bölümleri
fasiküllerinin dizilim yönüne göre tanımlanır. Kasların İnsan vücudu; baş (caput), boyun (collum), gövde
şekilleri fonksiyonlarını da etkiler. Kas fibrillerinin (truncus), alt ve üst ekstremiteler (ekstremitalis superior,
tendona bağlanma açısına pennasyon açısı denir ekstremitalis inferior) olmak üzere bölümlenir.
Kas Kuvveti: Kas fasiküllerinin dizilişine göre bir kasın Baş: Vücudun en üst parçasıdır. Occipital kemik ile atlas
kısalma oranı, kısalma hızı ve üretebileceği kuvvet değişir. adlı birinci omur arasındaki eklemle omurgaya kuvvetli
Bu bağlamda, “anatomik” ve “fizyolojik” çapraz kesit olarak tutunur. Baş tabanını üç parça halinde düşünürsek,
alanı şeklinde bir ayrım yapmak mümkündür. Anatomik başın omurgaya tutunduğu yerin; tabanın 1/3 arka
çapraz kesit alanı, bütün kası boyuna dik kesen düzlemdir. kısmıyla, 2/3 ön kısmının eklem yaptığı yerde olduğunu
Fizyolojik çapraz kesit alanı ise kas fibrillerine dik bir görürüz. Bu şekilde dayanak noktası (atlanto-occipital
şekilde kasın kesilmesi sonucu elde edilen alanı ifade eder. eklem) direncini başın ön kısmından, kuvvetini ise ense
kaslarından alan bir manivela meydana gelir.
Kas Kasılma Tipleri: İskelet kası çeşitli yollarla
kasılabilir. Ekstremite yer değişimi olmadan ya da Boyun: Vücudun baş ile göğüs kafesi arasında kalan
eklemde rotasyon oluşmadan kas kasılıyor ise bu, bölümüdür. Baş hareketlerinin sağlanmasında, dengesinin
izometrik kontraksiyon olarak adlandırılır. Kasın boyu korunmasında ve ağırlığının taşınmasında esas rolü
kısaldığı zaman izotonik kontraksiyon konsantrik oynayan kısımdır.
kontraksiyon olarak adlandırılır. Kasılma sırasında kasın
boyu uzar ise bu, eksantrik kontraksiyon olarak Gövde: Gövde iskeleti, omurgaların oluşturduğu vertebral
isimlendirilirler. kolon, kaburgalar ve önde göğüs kemiği (sternum)
tarafından oluşturulmuş bir bütün olarak ortaya çıkar.
Kasların İşlevlerine Göre Sınıflandırılması: Bir kasın Gövde üzerinde yer alan pek çok kas, birbirleri ile
gerçekleştirdiği hareket, ekleme göre göreceli olarak fonksiyonal bir zincir ilişkisi oluşturarak, kombine
bulunduğu konuma bağlıdır. Hatta bu nedenle bir kasın hareketler ortaya koyarlar.
değişik bölümleri (örneğin m. deltoideus) aynı eklemde
farklı işlevlere sahip olabilir. Pelvis Kavşağı: Pelvis, gövde ile alt ekstremite
kemiklerini birleştiren bölümün adıdır ve dört kemikten
Kas İskelet Sisteminde Kuvvet İletimi ve Kaldıraç Tipleri: meydana gelir. Bunlar; iki kalça kemiğiyle omurganın son
Kaslar, tendon ve aponevrozlar aracılığıyla kemikteki özel kısımlarını oluşturan kuyruk sokumu ve kuyruk
oluşumlara tutunurlar. Bunlar; “tuberositas” (küçük, kaba kemikleridir.
çıkıntı), “tüberkül” (düğme şeklinde çıkıntı), “spinae”
(dikenimsi sivri çıkıntı), “processus” (çıkıntı veya Alt Ekstremite: Alt ekstremiteler, ayak ve zemin
tümsek), “trochanter” (silindir tepecikler), “linea” (çizgi arasındaki tekrarlayan temaslar sonucunda üretilen yer
şeklinde kıvrımlar) ve “crista” (kalın kıvrımlar, belirgin tepki kuvvetlerine maruz kalır. Aynı zamanda, alt
çıkıntı) adını alırlar. ekstremiteler gövdenin ve üst ekstremitelerin kütlesini
desteklemekten sorumludur. Gövdeyi ve alt ekstremiteyi
Pasif Hareket (İskelet) Sistemi birbirine pelvik kuşak bağlar.
Pasif Hareket (iskelet) sistemi; kemikler, eklemler ve Üst Ekstremite: Üst vücudun fonksiyonel bir birimidir.
bağdoku’dan oluşmaktadır. Omuz, üst kol, önkol ve el olmak üzere üç bölümden
Kemikler: İskelet sistemi 208 kemikten oluşur. Kemiklerin oluşur. Üst ekstremite omuz ekleminde başlar.
toplam ağırlığı beden ağırlığının ortalama %17’sini
oluşturur. İskelet sistemi hareketin pasif bileşkesidir,

2
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 2: Spor Fizyolojisi I

Kimyasal Düzeydeki Organizasyon: İnsan vücudunun


Spor Fizyolojisine Giriş ve Canlı Kavramı kimyasal organizasyonu “atomik,” “elementler” ve
Fizyoloji, Latince “physus” ve “logos” sözcüklerinden “moleküler” düzeyde gerçekleşir. Bu kimyasal
kaynağını alır. Physus yaşam; logos ise bilim anlamına organizasyon, atomların birkaç değişik yolla bir araya
gelir. Dolayısıyla “fizyoloji”, canlı organizmalarındaki gelmesi ile oluşur. Atomlar, canlı veya cansız tüm
tüm yaşamsal işlevleri inceleyen bir bilim dalıdır. maddelerin en küçük yapı taşıdır.
Fizyoloji, canlıların fonksiyonlarını incelerken fizik,
kimya, biyoloji gibi bilim dallarından faydalanır. Bir element, sadece tek tür atom içeren saf bir maddedir.
Atomlar, elementlerin en küçük birimi olması nedeniyle o
İnsan fizyolojisi, insan vücudunun canlılığını sağlayan elementin karakteristik kimyasal özelliklerine de sahiptir.
özgül nitelikleri ve mekanizmaları açıklayan fizyolojinin Bir element, kimyasal olarak daha küçük parçalara
alt bilim dalıdır. ayrılamayan maddedir.
Egzersiz ve spor fizyolojisi ise, insan organizmasının Bir diğer kimyasal organizasyon ise atomların bir araya
kassal çalışmalara cevabını ve uyumunu, sportif gelmesi ile “moleküllerin” oluşmasıdır. Farklı çeşitlerde
performansı arttırma amacını güden antrenmanların element atomlarının kimyasal olarak bileşimi, molekülleri
fizyolojik temellerini içeren bir bilim koludur. Egzersiz oluşturur. Bir kimyasal bileşim ise, iki ya da daha fazla
fizyolojisi, egzersiz, antrenman ve sporun ayrıca farklı elementin belirli oranlarda birleşmesinden oluşan bir
hareketsizliğin bireyler üzerindeki akut ve kronik moleküldür.
etkilerini inceler.
Kimyasal bileşenler iki geniş grupta toplanabilir:
Canlı Organizmanın Özellikleri inorganik bileşenler ve organik bileşenler. İnorganik
Canlılığın net bir tanımı ve sınırı olmamasına rağmen bileşikler basit bileşenlerdir, fakat organik bileşikler
temel özellikleri vardır. Tüm canlı organizmalar aşağıda karmaşık bileşenlerdir. Dört önemli organik bileşen grubu
belirtilen şu temel özellikleri taşırlar: vardır: karbonhidratlar, lipitler, proteinler, nükleik asitler.

• Hücre yapıları Hücresel Düzeydeki Organizasyon: Atomlar molekülleri,


• Beslenme moleküller makromolekülleri ve makromoleküller de
• Solunum ve ATP (Adenozin Trifosfat) Üretimi makromoleküler kompleksi oluşturarak dokuların en
• Metabolizma küçük yapı taşı olan hücreleri oluşturmaktadır. Hücre,
organizmanın temel yapısı ve fonksiyonel ünitesidir.
• Boşaltım
• Hareket Doku Düzeyindeki Organizasyon: Dokular, bazı özel
• Uyaranlara Cevap Verme (Uyarılabilirlik) görevleri ve özel nitelikleri olan hücre topluluklarıdır.
• Homeostaz Dokular yapısal ve fonksiyonel olarak birbirine benzer
• Çevreye Uyum (Adaptasyon) hücrelerin bir araya gelmesiyle oluşur. Vücutta başlıca
• Büyüme ve Gelişme dört tip doku vardır:
• Üreme • Bağ doku
• Kendine Özgü Yapısal ve İşlevsel Organizasyon • Epitel doku
Metabolizma; Canlı hücrelerde gerçekleşen biyokimyasal • Kas dokusu
olayların tamamına denir. Diğer bir tanıma göre ise, • Sinir dokusu
organizmalarda meydana gelen yapım ve yıkım Bağ doku: Vücutta en yaygın bulunan doku olan bağ
tepkimelerinin tümüne metabolizma adı verilir. dokusunun temel işlevi, vücudun diğer dokularını birbirine
Homeostaz; Hücrelerin normal işlevlerini bağlamaktır. Aynı zamanda bağ dokusu, vücudu ve onun
sürdürebilmeleri için iç ortam koşullarının sabit yapılarını destekler ve altındaki organları korur. Bağ
tutulmasına homeostaz denir. Organizmada, bütün dokusunun bazı temel hücre tipleri şunlardır: Mezenkim
çevresel değişimlere rağmen kararlı bir iç ortamın hücreleri; Retikulum hücreleri; Fibroblastlar; Makrofajlar;
sağlanması ve korunmasıdır. Yağ hücreleri (Adipoz doku); Plazma hücreleri; Mast
hücreleri; Pigment hücreleri (Melanositler).
İnsan Vücudunun Yapısal Organizasyonu
İnsan vücudunun yapısal organizasyonu en basit Epitel doku: Vücudun iç ve dış kısımlarını örten bir
seviyelerden en kompleks seviyeye doğru şu şekildedir: dokudur. Örneğin derinin üst yüzeyi ile sindirim
sisteminin iç yüzeyini örten doku, epitel dokudur. Epitel
• Kimyasal düzey doku, örtü epiteli ve salgı epiteli olmak üzere iki büyük
• Hücresel düzey grupta incelenir.
• Doku düzeyi Kas dokusu: Kas dokusu, kasılma ve gevşeme ile kimyasal
• Organ düzeyi enerjiyi mekanik enerjiye dönüştüren kasılmak üzere
• Organ sistemleri düzeyi özelleşmiş hücrelerden oluşmuştur. Vücutta düz kas,
• Organizma düzeyi

1
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 2: Spor Fizyolojisi I

iskelet kası (çizgili kas), kalp kası olmak üzere üç çeşit kas Hücre Yapısı ve Organizasyonu
dokusu vardır. Hücre, canlıların canlılık özelliği gösteren, yaşama ve
Sinir dokusu: Sinir dokusu, sinir sistemini meydana üreme yeteneğine sahip en küçük yapı birimidir. Hücreler
getiren dokudur. Sinir dokusu, uyarı iletmede genel olarak yapılarına göre iki ana grupta incelenir:
uzmanlaşmış sinir hücreleri (nöron) ve nöronları • Prokaryotik hücreler
destekleyen, besleyen ve miyelin kılıfı oluşturan glia
• Ökaryotik hücreler
hücrelerinden (nöroglia) oluşur. Merkezî sinir sistemi 100
milyardan fazla nöron içerir. Nöronların hücre uzantıları, Hücreler, bir araya gelerek dokuları ve sonuçta biyolojik
“akson” ve “dendrit” olmak üzere iki tiptir. organizmayı oluştururlar. Hücrenin özellikleri, yapısal
özellikler ve fonksiyonel özellikler olmak üzere iki açıdan
Organ ve Organ Sistemlerinin Organizasyonu: Özel bir
incelenebilir (bkz. s. 43).
görevi yapmak için bir araya gelen farklı dokulardan
oluşan yapıya “organ” denir. Organizmanın yapısında Hücrenin Kimyasal Yapısı
bulunan ve önemli bir fonksiyonu yerine getirmek üzere Hücrenin iki ana bölümü çekirdek ve sitoplazmadır.
birlikte çalışan organlar, “sistemleri” oluşturur. Çekirdek, sitoplazmadan bir çekirdek zarı ile ayrılmıştır.
Organizmada bulunan organ sistemleri şunlardır: Hücreyi oluşturan farklı maddeler, “protoplazma” olarak
• Deri sistemi adlandırılır. Protoplazma beş temel maddeden oluşur:
• Sinir sistemi • Su
• İskelet sistemi • Elektrolitler
• Kas sistemi • Proteinler
• Endokrin sistemi • Lipitler
• Üriner sistemi • Karbonhidratlar
• Üreme sistemi
• Dolaşım sistemi Su: Hücrenin temel sıvı ortamı sudur ve yağ hücreleri
hariç olmak üzere birçok hücrenin %70-85’i sudan
• Lenfatik sistem
oluşmuştur.
• Solunum sistemi
• Sindirim sistemi Elektrolitler: Hücresel reaksiyonlar için gerekli olan
inorganik kimyasalları oluştururlar.
İnsan Vücudunun İşlevsel Organizasyonu
Vücudun temel canlı birimi hücredir ve her hücre tipi, bir Proteinler: Hücre yapısının yapı taşlarıdır. Proteinler
ya da birkaç özel işlevi gerçekleştirmek üzere “yapısal” proteinler ve “globüler” proteinler olarak ikiye
uzmanlaşmıştır. ayrılır. Hücrede bulunan yapısal proteinler, çoğunlukla
uzun filamentler şeklindedir. Globüler proteinler ise,
Vücudun İç Ortamı: Tüm hücreler, hücre dışı sıvının genellikle hücrede enzim işlevi görür.
oluşturduğu sabit bir ortam içinde yaşarlar. Hücreler bu iç
ortamda yeterli konsantrasyonda oksijen, glikoz, farklı Lipitler: Enerji kaynağı olarak kullanıldığı gibi, hücrenin
iyonlar, amino asitler, yağlar ve diğer maddeler bulunduğu fiziksel yapısında da yer alırlar. Yağ hücrelerinde, hücre
sürece yaşarlar, büyürler ve özel işlerini yapabilirler. kütlesinin %95’i trigliseritlerden (nötral yağlar)
oluşmuştur. Fosfolipitler ve kolesterol ise toplam hücre
Yetişkin insan vücudunun %56-60’ı sıvıdır. Bu sıvının kütlesinin %2’sini oluştururlar.
büyük bölümü, yaklaşık 2/3’ü hücrelerin içinde bulunur ve
intrasellüler sıvı (ICF) (hücre içi sıvı) adını alır. 1/3’ü ise Karbonhidratlar: Glikoprotein, glikolipit moleküllerinin
hücre dışındaki alandadır ve ekstrasüller sıvı (ECF) (hücre bir parçası olmak dışında, yapısal işlevlerde çok az görev
dışı) adını alır. İntrasellüler sıvı ve ekstrasüller sıvı hücre alırlar. Az miktarda karbonhidrat hücrelerde hemen hemen
zarı (membranı) ile birbirinden ayrılırlar. daima glikojen şeklinde depolanır. Glikojen, hücrelerin
enerji ihtiyaçları olduğu durumlarda hızlı bir şekilde bu
Homeostaz: Vücudun dış ortama uyumunu ifade etmek ihtiyacı karşılamak amacıyla kullanılır.
için kullanılan homeostaz kavramı, hücre dışı gerçekleşen
olaylar karşısında hücrenin kendi metabolizmasını koruma Hücrenin Fiziksel Yapısı
eğilimidir. Vücuttaki tüm dokular ve organlar bu basit Hücre şunlardan oluşmuştur: hücre zarı, sitoplazma ve
koşulları ya da dengeyi korumaya yardım etmek üzere bir sitoplazma organelleri, hücre iskeleti, çekirdek. Hücrenin
görev üstlenmiştir fiziksel yapısını ise; hücre zarı, mitokondri, lizozom, golgi
aygıtı, endoplazmik retikulum, nükleus, ribozom ve
Vücudun Kontrol Sistemleri: Vücutta binlerce kontrol sentriol oluşturmaktadır.
sistemi bulunur. Homeostatik mekanizma geri bildirim
sistemi ile çalışır ve iki türlü geri bildirim sistemi vardır. Hücre Zarı: Hücre zarı, hücreyi çepeçevre saran zar
Bunlar: “negatif” geri bildirim ve “pozitif” geri tabakadır. Hücre zarı, “hücre membranı” olarak da
bildirimdir. adlandırılmaktadır. Hücre zarının yapısı, “akıcı mozaik zar
modeli” ile açıklanır. Hücre zarı, hücreyi diğer

2
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 2: Spor Fizyolojisi I

hücrelerden ve dış çevreden ayırır. Hücre içi ve dışı • Mikrotübüller,


arasında madde ve su değişimi sağlar. Maddelerin hücre • Filamentlerdir.
zarından kolayca geçişine “hücre zarının geçirgenliği”
denir ve birçok faktöre bağlıdır. Hücre zarı, hücrenin canlı Endoplazmik Retikulum: Endoplazmik retikulum kelime
organizma olmasını sağlayan pek çok önemli fonksiyonu anlamı olarak Latince “plazma içinde yer alan ağ”
da yerine getirir. anlamına gelir. Endoplazmik retikulum, birbiriyle ilişki
hâlinde olan tübüler ve düz veziküler yapılardan oluşmuş
Hücre Zarı Lipitleri: Hücre zarının temel yapısı, her biri membran sistemidir. Granüllü endoplazmik retikulum ve
sadece bir molekül kalınlığında olan ve hücre yüzeyine agranüler endoplazmik retikulum (düz endoplazmik
doğru devam eden çift katlı fosfolipit tabakadır. retikulum) olmak üzere iki tip endoplazmik retikulum
Hücre Zarı Proteinleri: Hücre zarının yapısında bulunan vardır.
proteinlerin çoğu glikoprotein yapıdaki zar proteinleridir Ribozomlar: Ribozomlar, proteinlerin sentez edildikleri
ve integral ve periferik proteinler olmak üzere ikiye hücre organelidir. RNA ve 80 tip proteinden oluşmaktadır.
ayrılmaktadır. Ribozomların genel yapıları aynıdır. Fakat farklı
Hücre Zarı Karbonhidratları: Zar karbonhidratları, hücrelerde boyutları, iç yapıları ve sayıları değişkenlik
proteinler veya lipitlerle birleşmiş olarak glikoproteinler gösterir. Bütün ribozomlar, büyük birim ve küçük birim
ya da glikolipitler şeklinde bulunur. olarak adlandırılan iki alt birimden oluşur.

Hücre Zarındaki Taşınma Olayları: Hücrenin yaşaması, Golgi Aygıtı: Golgi aygıtı (cisimciği), kesecikler sistemi
büyümesi ve temel faaliyetleri için bazı maddeler hücreye şeklinde yapılanmış salgılamada görev alan bir hücre
girerken bazı atık maddeler ise hücreden uzaklaştırılır. organelidir.
Hücre zarındaki bu taşıma olayları yani hücre içi ve hücre Lizozomlar: Hücre içi sindirimi sağlamak üzere yaklaşık
dışı arasındaki madde geçişleri, geçiş esnasında enerji 40 kadar sindirici enzim (hidrolitik enzimler) içerirler.
harcanıp harcanmamasına göre ikiye ayrılır: 250-750 nanometre çapında organellerdir. Golgi aygıtı
tarafından veziküler şeklinde oluşturulur ve sitoplazmaya
• Pasif taşıma
dağılırlar. Lizozomlar, özellikle hücreye alınan besin
• Aktif taşıma.
partiküllerini, hücrenin harap olmuş, yaşlanmış yapılarını
Moleküllerin, yoğunluk farkından dolayı hücre zarından ve bakteri, mantar gibi hücre dışı yabancı maddeleri
enerji harcanmadan geçişine pasif taşıma denir. Maddenin sindirerek hücre içi sindirim sistemini oluştururlar.
düşük yoğunluktan yüksek yoğunluğa doğru enerji (ATP)
Peroksizomlar: Peroksizomlar, pek çok toksik maddeyi
kullanılarak ve zar üzerinde enzim ve taşıyıcı proteinlerle
okside ederek hücreyi korur. Peroksizom ortalama 0.3-0.5
aracılığı ile gerçekleştirilen taşıma olaylarına ise, aktif
mikron çapındadır. Peroksizomlar, karaciğer, böbrek, kalp
taşıma denir.
kası gibi metabolik faaliyetleri fazla olan organların
Hücre Sitoplazması ve Organelleri: Sitoplazma canlıdır ve hücresi içerisinde yer alır.
hücrenin bütün hayati faaliyetleri burada gerçekleşir.
Mitokondri: Oksijenli solunum yapan bütün ökaryot
Büyük bir çoğunluğu sudan oluşur. Sitoplazma içerisinde
hücrelerde mitokondri organeli bulunur. Hücrenin
belirli görevleri yapmak için özelleşmiş yapılara ise,
solunum ve enerji santrali olan mitokondriler olmadan,
“organel” denir. Diğer bir tanıma göre; hücrelerin,
hücreler besinlerden yeterli miktarda enerji elde edemez
metabolik, sentetik, enerji gerektiren ve enerji oluşturan
ve sonuçta tüm hücresel işlevler durur. Oval veya
farklı işlevlerini yerine getiren yapılara “organel” adı
yuvarlak, ince, uzun şekiller gibi farklı büyüklük ve
verilir. Organeller iki sınıfa ayrılır:
biçimlerde olabilirler. Çizgili kas lifi, karaciğer, sinir
• Membranlı Organeller hücreleri gibi enerji gereksinimi yüksek olan hücrelerde
• Membransız Organeller çok miktarda bulunurlar. Çift kat lipit ile proteinden
oluşmuş, bir dış ve bir iç zarı vardır. Ayrıca mitokondriler,
Membranlı Organeller: bir DNA molekülü ve ribozomlar içermesi nedeniyle diğer
• Hücre membranı, organellerden farklıdırlar.
• Endoplazmik retikulum, Hücre İskeleti: Her hücrenin şeklinin korunmasını
• Golgi aygıtı, sağlayan, organel ve bazı cisimlerin hareketinde önemli
• Mitokondri, rol oynayan, tübül ve filamentlerden oluşan destekleyici
• Lizozomlar, ağ, “hücre iskeleti” olarak adlandırılır. Hücre iskeleti,
• Peroksizomlar, organellerin hücre içinde belirli yerlerde bulunmasına, yer
• Salgı vezikülleridir. değiştirmesine ve hücre bölünmesi sırasında
kromozomların hareketine yardımcı olur. Hücre iskeleti
Membransız Organeller ise: şunlardan oluşmuştur: sentriyoller, mikrotübüller, aktin
• Ribozomlar, filamentleri.
• Sentriyoller,

3
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 2: Spor Fizyolojisi I

Çekirdek (Nükleus): Çekirdek, ökaryotik hücrelerin Metabolizmada ise ATP önemli rol oynar. Besin
genetik bilgisini taşıyan membranla sınırlı oval veya maddeleri vücudun dolaylı enerji kaynaklarıdır. Vücudun
yuvarlak şekilli hücre elemanıdır. Çekirdek, DNA’nın doğrudan enerji kaynağı ise ATP’dir. ATP birçok farklı
bulunduğu ve DNA’daki bilginin RNA’ya aktarıldığı fizyolojik işlev için gereklidir.
hücrenin yaşam merkezidir. Hücre çekirdeğinin önemli
Besin maddelerinin parçalanması sonucu oluşan enerji
fonksiyonları; hücrenin bölünmesi, büyümesi, onarımını
doğrudan mekanik enerjiye dönüştürülemez. Bu enerji
gibi metabolizma faaliyetlerinin yönetilmesi ile kalıtsal
ATP yapımında kullanılır ve hücrenin fonksiyonlarını
özelliklerin saklanması ve aktarılmasıdır. Çekirdeğin içini
yerine getirebilmesi için ATP’nin parçalanması sonucu
dolduran esas madde, DNA ve protein molekülleridir.
enerji kullanılabilir.
Çekirdek çift katlı membranla sarılmıştır ve bu
membranda çok sayıda porlar bulunur. Çoğu hücrenin İnsan vücudunda ATP’yi üretmek için değişik metabolik
çekirdeğinde oldukça koyu boyanan ve çekirdekçik yollar mevcuttur. ATP’nin sentezlenmesi için gerekli
(nükleolus) adı verilen bir yapı bulunur. enerji Anaerobik Metabolizma ve Aerobik Metabolizma
yolları ile sağlanmaktadır. ATP sentezini sağlayan
Enerji Sistemleri kimyasal reaksiyonlar ise üç kategoride sınıflandırılabilir:
Canlıların enerji dönüştürme yeteneğine ilişkin üç temel
biyolojik enerji dönüşümü vardır: • Fosfojen Sistem (ATP-CP)
• Laktik Asit Sistemi (Anaerobik Glikoliz)
• Birinci Tip: Güneş enerjisi (ışık enerjisi), • Aerobik Sistem (Oksijen Sistemi).
fotosentez olayı ile organik bileşiklerin
bağlarındaki kimyasal enerjiye dönüşür ve Fosfojen Sistem (ATP-CP): Adenozin (adenin bazı+riboz
organik moleküllerdeki kimyasal bağlarda şekeri) ve üç fosfatın birleşmesi ile oluşan yapıya
depolanır. adenozin trifosfat (ATP) denir. Bu üç fosfat bağından son
• İkinci Tip: Hücresel solunum ile kimyasal bağ iki fosfat grubu yüksek enerji bağı olarak adlandırılır ve
enerjisinin, yüksek enerjili fosfat bağlarına bu bileşimden ayrıldığı zaman enerji açığa çıkar.
dönüşümü (fosforilasyon), yani ATP (Adenozin Laktik Asit Sistemi (Anaeorobik Glikoliz): Glikoz
Trifosfat) sentezlenmesidir. (glukoz), kan yolu ile kaslara gelir. Kas içerisinde enerji
• Üçüncü Tip: ATP’nin yüksek enerjili fosfat üretimi için kullanılır veya glikojen olarak depolanır.
bağlarını, hidroliz reaksiyonlarıyla koparılması Glikoliz, glikozun veya glikojenin parçalanması olayıdır.
ile ATP’nin farklı enerji türlerine dönüştürülerek Kaslarda ATP’nin yenilenmesi için oksijen olmaksızın
kullanılmasıdır. sadece karbonhidratların (glikoz ve glikojen) parçalanması
(Biyolojik enerji devri için bkz. Şekil 2.2., s. 52). ile laktik aside kadar dönüştüğü sisteme anaerobik glikoliz
denir.
Enerji, İş ve Güç Kavramları
Glikojenden ayrılan glikozun laktik asit oluşumu
Enerji: Bir sistemin ya da cismin iş yapabilme yeteneğidir. aşamasına kadar parçalanması, bir dizi kimyasal reaksiyon
Enerji birimi joule (j) veya kaloridir (cal). Bir kalori, bir sonucu oluşur ve buna “glikolitik reaksiyonlar” denilir.
gram suyun sıcaklığını bir santigrat derece yükseltmek
Biriken laktik asit, oksijen yeterli olduğu zaman, dinlenim
için gerekli ısı miktarıdır. Kilokalori (kcal) ise, bir
sırasında çeşitli şekillerde vücutta metabolize edilir.
kilogram suyun sıcaklığını bir derece yükseltmek için
gerekli ısı miktarıdır. Aerobik Sistem (Oksijen Sistemi): Aerobik sistem, temel
besin maddeleri olan karbonhidratlar, yağlar ve
İş: Bir kilogram ağırlığındaki yükün yerçekimine karşı bir proteinlerin, oksijen ile tamamen parçalanarak
metre yükseğe kaldırılması olarak tanımlanmaktadır. İş karbondioksit (CO ) ve suya (H O) dönüştükleri
birimi, newton-metre (Nm) veya joule’dür. Dolayısıyla, sistemdir. Aerobik sistem reaksiyonları, hücrelerin daha
“İş = kuvvet x kuvvet doğrultusunda uygulanan mesafe” gelişmiş bölümleri olan mitokondrilerde gerçekleşir.
şeklinde ifade edilir.
Aerobik sistem, diğer iki anaerobik sistemden (ATP-CP
İnsan organizmasında bir işin yapılabilmesi için besin ve laktik asit) daha karmaşıktır ve çok daha fazla kimyasal
maddeleri ile elde edilen potansiyel enerjinin, kimyasal reaksiyon gerektirir. Aerobik sistem reaksiyonları, üç
reaksiyonlarla mekanik enerjiye (kinetik veya hareket)
temel gruba ayrılmaktadır. Bunlar:
dönüşmesi ile mümkündür.
• Aerobik Glikoliz
Güç: birim zamanda ortaya konulan iş olarak ifade
• Krebs Çemberi
edilmektedir. Dolayısıyla “iş/zaman” veya “kuvvet x
zaman” şeklinde ifade edilir. Güç birimi, joule/saniye yani • Elektron Transfer Sistemidir (ETS).
watt’tır (W). Aerobik Glikoliz; glikozun veya glikojenin oksijenin
ATP Üretme Mekanizmaları varlığı ile parçalanarak pirüvik asite dönüşmesidir.
Hücrelerin yaşamını sürdürebilmeleri için gerekli Krebs Çemberi; hücre içinde mitokondride oluşan, aerobik
kimyasal süreçlerin tümüne “metabolizma” denir. sistemin başlangıç kısmını oluşturan, bir seri kimyasal

4
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 2: Spor Fizyolojisi I

reaksiyon zinciridir. Krebs çemberi, bütün besin enerjinin çoğu, fosfojen ve laktik asit sistemi tarafından
maddelerinin (karbonhidrat, yağ ve protein) ATP üretimi sağlanır. Egzersizin şiddeti düştükçe ve süresi arttıkça
için parçalandıklarında buluştukları ortak reaksiyonlar kullanılan başlıca enerji sistemi fosfojen sistemden laktik
zinciridir. asit sistemine ve daha sonra da aerobik sistemine doğru
değişir.
Elektron Transfer Sistemi, enerji üretiminin son
aşamasıdır ve oksijenin kullanıldığı kimyasal Uzun Süreli Egzersiz Sırasında Enerji Sistemleri: Uzun
reaksiyonlardan oluşur. süreli ve düşük şiddetteki aktiviteler için gerekli enerjinin
büyük çoğunluğu, aerobik sistem tarafından sağlanır. 10
Dinlenme ve Egzersiz Sırasında Enerji Sistemleri dakikayı aşan uzun süreli egzersizlerde temel enerji
Dinlenme ve egzersiz sırasında anaerobik ve aerobik kaynağı, karbonhidratlar ve yağlardır. Bu nedenle, uzun
sistemlerin, daha detaylı incelenmesi gereken özellikleri süreli egzersizlerin kalitesi ve düzeyi, maksimal oksijen
vardır. Bu özellikler ise parçalanan besinlerin türü, tüketimine bağlıdır.
besinlerin anaerobik ve aerobik sistemde oynadıkları rol
ve kanda laktik asit birikmesidir. Uzun süreli egzersizlerde oksijen yetersizliği, egzersizin
başlangıcında oluşur. “Kararlı denge” durumu, egzersiz
Dinlenimde Enerji Sistemleri için gerekli ATP miktarı ile aerobik sistemle ATP üretimi
Dinlenimde anaerobik glikolizden elde edilen 2 mol ATP, arasında denge oluştuğu durumu ifade eder. Oksijen
aerobik sistemin bir parçası olarak kabul edildiği için, ihtiyacı ve oksijen tüketimi “kararlı dengeye” ulaştıktan
sadece aerobik sistem ile enerji üretimi gerçekleşmektedir. sonra, enerji üretimi tamamen aerobik sistem tarafından
Dinlenimde enerjinin 2/3’ü yağlardan 1/3’ü ise glikozdan gerçekleştirilir.
elde edilirken proteinin katkısı dikkate alınmayacak kadar Bazı fiziksel aktivitelerde, birden fazla enerji sistemi de
azdır. kullanılır. Enerji sistemlerinin kullanım oranlarında,
Egzersiz Sırasında Enerji Sistemleri fiziksel aktivitenin ne olduğundan ziyade, bu aktivitenin
Egzersiz sırasında hem aerobik hem anaerobik enerji süre ve şiddeti göz önüne alınmalıdır (spor branşlarına
sistemleri ile ATP üretimi gerçekleşmekte ve enerji göre enerji sistemlerinin kullanımı için bkz. Tablo 2.2., s.
kaynağı olarak karbonhidratlar ve yağlar kullanılmaktadır. 60).

Egzersiz sırasında enerji sistemlerinin kullanımı,


egzersizin türüne, süresine ve şiddetine bağlı olarak
değişmektedir. Dolayısıyla enerji sistemlerinin kullanımı
açısından egzersizler şu şekilde sınıflandırılabilir:
• Kısa süreli maksimal yüklenme şiddetindeki
egzersizler,
• Uzun süreli şiddeti daha düşük egzersizler.
Kısa Süreli Egzersiz Sırasında Enerji Sistemleri: Kısa
süreli egzersizlerde, anaerobik enerji sistemi daha
baskındır. Temel enerji kaynağı, karbonhidratlardır.
İkincil enerji kaynağı yağlar ve önemsenmeyecek düzeyde
proteinlerdir.
Fakat bu tür egzersizlerde, tek aktif sistemin anaerobik
sistem olduğu söylenemez. Sadece egzersiz için gerekli
olan enerji, aerobik yoldan sağlanamaz. Gerekli ATP’nin
büyük bir çoğunluğu, ATP-CP ve laktik asit sistemi, yani
“anaerobik glikoliz” yolu ile karşılanmaktadır.
Yapılan düzenli antrenmanlar ile ATP-CP depolarında
artış sağlanabilir. Örneğin 100 m koşusu, 25 m yüzme,
topa smaç vurma, ağırlık kaldırma gibi aktiviteler için
gerekli ATP’nin büyük bir kısmı, depolanmış
fosfojenlerden, yani ATP-CP sisteminden elde edilir.

Belirli bir zaman diliminde oksijen kullanım seviyesi,


ATP üretimi için gerekli oksijen miktarından düşük ise
buna “oksijen yetersizliği” (oksijen açığı veya
borçlanması) denir. Kısa süreli ve şiddeti yüksek
egzersizlerde, oksijen yetersizliği sırasında gerekli

5
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 3: Sporda Beslenme I

Egzersizde Kullanılan Enerji Sistemleri


Beslenme Kavramı ve Önemi
Hücre içerisindeki metabolik faaliyetler için gerekli
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (International Olympic enerjiyi sağlayan organik molekül ATP (adenozintrifosfat)
Committee, IOC) besini; sağlığın ve vücut olarak adlandırılır. ATP’nin kimyasal olarak
fonksiyonlarının korunması ve yaşamın ve büyümenin parçalanmasıyla açığa çıkan enerji kas kasılması, sinir
sürdürülmesi için tüketilen gıda maddeleri olarak uyarımı, hücre büyümesi gibi fizyolojik süreçlerde görev
tanımlamaktadır. Besin ögeleri ise yiyeceklerde bulunarak alır. ATP molekülünün yapısında adenin (azotlu organik
organizmanın enerji ihtiyacının karşılanmasında, baz), riboz ve üç fosfat grubu yer alır. Yağlar ve
büyümenin desteklenmesinde, vücut dokularının karbonhidratlar temel enerji kaynağı olarak kullanılmasına
onarımında görev alan ve yaşamsal faaliyetin devam karşın ATP’nin yeniden sentezi için gereken enerjinin bir
ettirilmesi için hayati öneme sahip organik ve inorganik bölümü oksijene gerek kalmadan kreatin fosfat denilen
maddelerdir. Sağlıklı gıdalarla, doğru bir şekilde yüksek enerjili fosfat bileşiğinden sağlanır. Kreatin fosfat
düzenlenmiş bir beslenme planı olmadan hem sporsal da ATP gibi vücutta sınırlı miktarda depolanabilir. ATP-
verim hem de sağlığın korunup geliştirilmesi mümkün Kreatin fosfat döngüsü ile enerjinin sağlandığı, kısa süreli,
olmayacaktır. Sporcuların kendilerinin, antrenörlerinin ve yüksek şiddetli egzersizlerde kullanılan bu sisteme ATP-
ailelerinin sporcu beslenmesi uygulamalarıyla ilgili CP (creatine phosfate) veya fosfojen sistemi adı verilir
bilgilendirilmesi spor kariyerlerinin başlangıç Egzersiz sırasında kreatin fosfat depoları da boşaldığında
dönemlerinden itibaren sağlanmalıdır. Antrenmanlardaki karbonhidratlar parçalanarak ATP yeniden sentezi için
reaksiyon, konsantrasyon vb. parametrelerin de uygun gerekli enerji sağlanır. Enerji üretimi sırasında
şekilde düzenlenmesinde doğru beslenme önemli yer tutar. karbonhidrat (glikoz) kısmen parçalanarak pirüvik asit
Tüm bu faktörler göz önüne alındığında beslenmenin denen bir ara maddeye dönüşür, bu sırada ATP üretimi
planlanmasında sporcunun ve spor dalının özelliklerine gerçekleşir, kaslarda yeterli oksijenin olmadığı
uygun bir sporcu beslenmesi uygulaması önem durumlarda bu oluşan pirüvik asit laktik aside dönüşür. Bu
taşımaktadır. Sporcunun kamp, yarışma veya maç için enerji sistemi oksijen yokluğunda gerçekleştiğinden
yapacağı şehir veya ülke dışı seyahatler sırasında maruz anaerobik glikoliz olarak isimlendirilir. Enerji üretim
kalabileceği farklı koşullara (nem, sıcaklık, yükselti vb.) süreçleri sırasında ortamda oksijenin varlığıyla birlikte
uyum sağlamasının kolaylaşmasında ve büyüme karbonhidrat, yağ ve proteinler oksijen eşliğinde
dönemindeki çocuk ve genç sporcuların organizmalarının parçalanarak karbondioksit ve su açığa çıkar, birçok
maksimum potansiyellerine ulaşacak şekilde büyümelerini karmaşık kimyasal reaksiyon sonucunda yüksek miktarda
tamamlamalarında doğru beslenme çok önemlidir. ATP üretilir. Bu sisteme oksijenli ortamda gerçekleştiği
Enerji Sistemleri ve Enerji Kaynakları için aerobik sistem veya oksidatif sistem adı verilir.
Organizmadaki Enerji Kaynakları ve Metabolizması Karbonhidratlar ve Metabolizması
İnsanlarda enerji ihtiyacı organ ve vücut sistemlerinin Karbonhidratlar ve Sınıflanması
çalışması ve günlük vücutsal hareketler için gerekli enerji Vücudun temel enerji kaynağı olmasının yanı sıra kan
olarak tanımlanabilecek bazal metabolizma, besinlerin dolaşımın düzenlenmesinde, kas ve karaciğer dokularının
termik etkisinin (besinlerin sindirimi için harcanan vücutta organizasyonunda, hücre işlevlerinin sağlanmasında,
oluşan ısı artışı sonucu harcanan enerji) ve fiziksel aktivite vücutta sıvı ve elektrolit dengesinin korunmasında ve
için harcanan enerjinin toplanması ile bulunur. Buna beynin en önemli yakıtı glikoz olduğundan bilişsel
antrenmanlarla harcanan enerji de dâhil edilir. Normal bir fonksiyonların sağlanmasında önemli görevler alır. Basit
diyette besinlerin termik etkisi bazal metabolizma ve ve kompleks karbonhidratlar olmak üzere iki temel sınıfta
fiziksel aktivite için harcanan toplam enerjinin %10’u değerlendirilir. Basit karbonhidratlar Monosakkaritler bir
civarındadır. Karbonhidrat ve yağların tüketimi sonrası birim şeker içerirken, disakkaritler iki birim şeker içerirler.
metabolizma hızındaki artış bazal enerjinin %6’sı, protein Kas kasılmasında kullanılarak enerji sağlayan ATP
tüketimi sonrası ise yaklaşık %30’u kadardır. üretiminde görev alan glikoz beslenmede en çok
Bazal metabolizma hızının hesaplanmasında kullanılan kullanılan monosakkarit çeşitlerindendir.
birçok formül içerisinden pratikte en fazla kullanılanı Monosakkaritlerin birleşmesi ile oluşan disakkaritler
Harris-Benedict formülüdür. Erkek ve kadınlara yönelik grubunda ise beslenmemizde en çok yer alanlar laktoz
bazal metabolik hız aşağıdaki gibi hesaplanabilir: (glikoz+galaktoz, süt şekeri)dur. Üç veya daha fazla şeker
birimi içeren karbonhidratlara polisakkaritler denir. Basit
Erkekler: 66,5 + (13,75 x A) + (5,03 x B) - (6,75 x Y) karbonhidratlara örnek olarak çay şekeri, bal, reçel, helva,
Kadınlar: 655,1 + (9,56 x A) + (1,85 x B) - (4,68 x Y) pekmez, süt gibi yiyecekler verilebilir. Ekmek, pirinç,
makarna, meyveler, sebzeler, tahıllar, kuru baklagiller gibi
Kısaltmalar: A: Vücut ağırlığı (kilogram); B: Boy gıdalar ise kompleks karbonhidrat grubundadır.
uzunluğu (santimetre); Y: Yaş (yıl).

1
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 3: Sporda Beslenme I

Karbonhidrat Metabolizması ve Egzersiz Performansı ile Yağlar ve Metabolizması


İlişkisi Yağlar ve Sınıflanması
Kas glikojen depoları maksimal oksijen tüketiminin %65- Vücudun en büyük enerji deposu yağlardır ve trigliserid
80’i şiddetinde yapılan antrenmanlarda 90. dakikadan formunda gerektiğinde kullanılmak üzere saklanırlar. Bir
itibaren boşalacaktır. Benzer şekilde 90’ar saniyelik gram yağdan yaklaşık 9 kilokalori enerji elde edilir ki bu
yüksek şiddetli (maksimal oksijen tüketiminin %90-130’u) değer, karbonhidrat ve proteinlerden elde edilenin iki
intervaller şeklinde yapılacak 20-30 dakikalık bir katından fazladır. Sporcularda yağların diyette %15-25
antrenmanda da glikojen depoları tükenecektir. arasındaki oranlarda yer alması önerilmektedir.
Antrenman öncesi büyük öğün bireyler arası farklılıklar Yağ asitlerinin bir gliserol molekülü ile yapmış olduğu
göstermesine karşın yaklaşık antrenmanın 3 saat esterlere gliserid denir. Bir yağ asidi gliserole eklenmişse
öncesinde tüketilmeli ve yüksek oranda düşük-orta monogliserid, iki yağ asidi gliserole eklenmişse digliserid,
glisemik indekse sahip katı karbonhidratları içermelidir. üç yağ asidi gliserole eklenmişse trigliserid adını alır.
Yemek sonrası antrenmana kadar geçen sürede kan
şekerini düzenlemek için bir miktar karaciğer glikojeni Karbon sayıları ve bu karbonlar arasında çift bağ olup
kullanılacağından bunun da yerine konması için sıvı-jel olmamasına göre de yağlar doymuş yağ asitleri, tekli
formda 1-2 gram/kilogram karbonhidrat yirmişer dakikalık doymamış yağ asitleri ve çoklu doymamış yağ asitleri
aralıklarla tüketilmelidir. Antrenmandan 1 saat öncesinden olarak sınıflandırılır. Doymuş yağ asitleri ve tekli
başlayarak katı gıda tüketiminden kaçınmak yerinde doymamış yağ asitleri insan vücudunda sentezlenebilirken
olacaktır. çoklu doymamış yağ asitlerinin mutlaka dışarıdan
besinlerle vücuda alınması gerekir ve bu nedenle esansiyel
Proteinler ve Metabolizması yağ asitleri (omega 3 ve omega 6) olarak isimlendirilirler.
Proteinler ve Sınıflanması Omega 3 yağ asitleri ALA, DHA ve EPA’dan
Proteinlerin yapı taşları aminoasitlerdir ve bilinen 22 oluşmaktadır.
aminoasitten 8 tanesi vücut hücreleri tarafından Yağların Metabolizması ve Egzersiz Performansı ile
sentezlenemez ve mutlaka dışarıdan besinlerle alınmaları İlişkisi
gerekir. Bu özellikleri dolayısı ile bu aminoasitler
Enerji sağlama açısından öncelikli olarak tercih edilmese
esansiyel (veya elzem) aminoasitler olarak
bile yağların toplam enerji alımındaki oranı %15’in altına
adlandırılmaktadır. Lösin, izlösin, valin, fenilalanin, lizin,
düşürülmemelidir. Bu oranın altında yağ tüketimi,
treonin, metionin ve triptofan bu gruba dahildir. Esansiyel
özellikle yağda eriyen vitaminlerin emilimi ve vücut
aminoasitler haricindeki diğer aminoasitler ise yağ,
tarafından kullanımında yaratacağı eksiklik ile büyüme,
amonyak ve karbonhidrat metabolizması sonucu vücutta
gelişme ve genel sağlık üzerinde olumsuz etkilere yol
üretilebilir ve bundan dolayı esansiyel olmayan
açacaktır.
aminoasitler olarak isimlendirilirler. Protein kalitesi olarak
hayvansal ve bitkisel proteinler arasında önemli farklar Çoklu doymamış yağ asitlerini bol miktarda içeren balık
bulunmaktadır ve bu farkların nedeni proteinlerin ve deniz ürünlerine beslenmede haftada 2-3 kez yer
sindirilerek vücutta kullanılabilir hale getirilebilme verilmelidir. Özellikle antrenman öncesi dönemde
yüzdelerinin hayvansal protein kaynaklarında bitkisel yağların tüketimi azaltılmalıdır
proteinlere kıyasla ciddi oranda daha yüksek olmasıdır.
Vitaminler ve Mineraller
Protein Metabolizması ve Egzersiz Performansı ile Vitaminler ve Sınıflandırılması
İlişkisi
Vitaminler genel özellikleri itibariyle yağda eriyen ve suda
Günlük protein tüketimi sedanter kişilerde vücut eriyen vitaminler olmak üzere iki sınıf altında
ağırlığının kilogramı başına 0.8-1 gram iken, dayanıklılık değerlendirilirler. Yağda eriyen vitaminler A, D, E ve K
sporcularında vücut ağırlığının kilogramı başına 1.2-1.7. vitaminlerinden oluşur. Yağda eriyen vitaminlerin vücutta
gram, kuvvet-güç sporcularında vücut ağırlığının emilmesi, taşınması ve atılması için diyetle birlikte yeterli
kilogramı başına 1.6-2. gramdır. miktarda yağ (toplam kalori alımının en az %15’i)
Sporcularda günlük enerji alımının %15-20’sinin alınması gerekmektedir. Suda eriyen vitaminler ise B
proteinlerden sağlanması önerilmektedir. Uluslararası spor grubu vitaminleri ve C vitamininden oluşur. Suda eriyen
beslenmesi birliği (International Society of Sports vitaminler, yağda eriyenlerin aksine vücutta depo edilmez
Nutrition, ISSN) antrenman öncesi 0.15 ila 0.25 ve kullanılan miktardan fazlası atılır. İstisna olarak bazı B
gram/kilogram protein alımının antrenmandan 3-4 saat grubu vitaminler karaciğerde 3-5 yıl gibi uzun süreler
öncesindeki öğünde gerçekleştirilmesini (bu öğünde korunabilir.
kilogram başına 1-2 gram karbonhidrat alımı da Vitaminlerin Metabolizmadaki Yeri ve Egzersizdeki
beraberinde yapılmalıdır) günlük olarak da 4-6 öğünde Önemi
toplam kilogram başına 2 gram protein tüketilmesini
önermektedir. Vitaminlerin vücuttaki genel görevleri; kas kasılması ve
enerji üretimi süreçlerine yardımcı olmak, sindirim ve

2
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 3: Sporda Beslenme I

sinir sisteminin normal fonksiyonuna katkıda bulunmak, Egzersize Bağlı Sıvı Kaybı ve Önlenmesi
büyüme-gelişme ve bağışıklık sistemini desteklemek, Sporcular için 1 saati geçen bir antrenmanda saat başına
biyokimyasal reaksiyonların organizasyonunda görev yaklaşık 2 litre sıvı kaybı yaşanacağı düşünülebilir. Bunun
almak olarak tanımlanabilir. Üst düzey sporcuların için antrenman öncesi son öğünde 2-2.5 su bardağı
vitamin ihtiyacı normal insanların 4-5 katı kadar daha (5-10 ml/kg) su içilmesi, antrenmandan 20-30 dakika
fazla olabilir. öncesinde 1-2 su bardağı su içilmesi tavsiye edilmektedir.
Mineraller ve Sınıflandırılması Antrenmanın süresi 1 saati aştığında her 20 dakikada bir
150-250 ml soğuk (4-8 derece) su ile birlikte içerisinde
Vücut tarafından sentezlenemediği için mutlaka gıdalarla
sodyum, magnezyum, potasyum gibi terle kaybedilen
dışarıdan alınması gereken esansiyel inorganik maddeler
elektrolitleri de içeren %6-8 civarında da karbonhidrat
olan mineraller insan vücudunun yaklaşık %4’ünü
içeren içecekler ve sıcaklık 30 °C’nin üzerine çıkarsa %50
oluşturur. Temel görevleri arasında vücutta yapı taşı
fazlası alınmalıdır.
olarak biyokimyasal reaksiyonlara yardımcı olmak vardır.
Mineraller makro mineraller ve mikro mineraller olmak
üzere iki sınıf altında incelenirler. Makro mineraller
potasyum, fosfor, kalsiyum, magnezyum, sodyum, klor ve
sülfür’den oluşur. Vücutta bu minerallere ihtiyaç daha
büyük miktarlarda olduğu için makro mineral olarak
adlandırılırlar. Mikro mineraller çinko, iyot, bakır, krom,
manganez, molibden, kobalt, demir, flor ve selenyumdan
oluşmaktadır.
Minerallerin Metabolizmadaki Yeri ve Egzersizdeki
Önemi
Kalsiyumun yeterli miktarda alımı özellikle kemik mineral
yoğunluğunu artırarak kemik sağlığını korur ve
eksikliğine bağlı ortaya çıkabilecek sakatlıklardan
(kırıklar, stres kırıkları) sporcuyu koruması açısından
önemlidir. Magnezyum ihtiyacı özellikle yoğun sıvı
kaybının yaşandığı sıcakta yapılan antrenmanlarda artar ve
kas kasılmasının kaliteli bir şekilde devam ettirilebilmesi
için eksikliğinin giderilmesi önemlidir.
Su ve İçecekler
Su ve diğer içecekler birçok başka fonksiyonlarının yanı
sıra sporcu için özellikle vücut sıvı dengesinin sağlanması
görevi ile büyük önem taşımaktadır. İnsan vücudunun
deri, kemik, bağ dokusu ve yağ dışında kalan tüm öğeleri
vücut suyunun içerisinde çözelti halindedir. Hücrelerdeki
yaşamsal faaliyet için gerekli olan tüm biyokimyasal
reaksiyonlar suyun içinde gerçekleşir. Yaşa, cinsiyete ve
vücut kompozisyonuna göre değişmekle birlikte insan
vücudunda bulunan su oranı %50-75 arasında
değişmektedir. Bu oran çocuklarda %75, yetişkin
kadınlarda %55, erkeklerde %50-55 aralığındadır.
Suyun Vücuttaki Oranları ve İşlevleri
Su ve diğer içecekler vücuda alınan gıdaların sindirimi,
emilimi ve taşınımı, biyokimyasal reaksiyonlarla doku,
organ ve sistemlerin çalışmasına yardımcı olması,
metabolizma sonucu açığa çıkan amonyak, karbondioksit
ve laktik asit gibi maddelerin karaciğer ve böbreklere
taşınarak vücuttan uzaklaştırılması, vücut sıcaklığının
düzenlenmesi, eklem kayganlığının sağlanması, hücre
içerisinde yaşamsal faaliyet için gerekli enerjinin
üretimine uygun ortam sağlaması gibi görevlerinin yanı
sıra kalsiyum, flor ve magnezyum gibi temel mineralleri
de içerir.

3
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 4: Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I

zamanı ve propriosepsiyon), kurallar ve düzenlemeler


Sağlık Kavramı ve Sporda Sağlık Organizasyonu şeklinde kabaca açıklanabilir.
Sağlık, fiziksel zihinsel ve sosyal yönden iyi olma hâlidir.
Egzersiz ve spor bu bağlamda sağlıklı yaşamın Spor yaralanmalarını önlemede hedef bir spor branşı,
vazgeçilmez bir ögesidir . Belirli bir spora katılım cinsiyetlere özgü spor branşları vb. olabileceği gibi çok sık
göstermek, bireylerde fiziksel aktiviteyi artırmada önemli rastlanan spesifik bir yaralanma tipi de olabilir. Daha
bir stratejidir. Her türlü sportif faaliyette, vücutta sonraki adım hedeflenen grup üzerinde yapılan risk
mikrotravmalara bağlı küçük yaralanmalar oluşmaktadır. faktörü analizidir. Gelecekteki yaralanmaların en iyi
Akut ve kronik olarak bir dokuya uygulanan stres, belirleyicisi olarak “önceki yaralanma hikayesi” varlığı
dokunun bu stresi “absorbe” edebilme yeteneğinden daha gösterilmektedir. Piramitteki ikinci basamak ise yüklenme
büyük olduğunda, yaralanma oluşur. Spor branşları yönetimidir. Hem yetersiz hem de aşırı yüklemeler
uygulanırken basit sıyrıklardan, çok ciddi, sporcunun yaralanma riskini artırır, fiziksel uygunluk seviyesini ve
spora geri dönmesini engelleyebilecek türde yaralanmalara takım performansını düşürür. Yaralanma önleme
kadar bir çok farklı türde spor yaralanması meydana piramidinde üçüncü basamak ise atletik gelişim, kuvvet ve
gelebilir. kondisyon kalitesinin iyileştirilmesidir. Takım
fizyoterapistleri, her oyuncuyu atletik gelişim açısından
Spor Yaralanması ve Etkili Faktörleri değerlendirmeli, bireysel kuvvetlendirme ve dayanıklılık
Vücuttaki dokuların hareket sırasında oluşan strese karşı programı oluşturmalıdır. Spor yaralanmalarının önlenmesi
dayanabildikleri bir sınır vardır. Bu sınır aşıldığı zaman açısından bir diğer basamak hareket verimliliğidir. Sporcu
vücut yapılarında yaralanma meydana gelir. atletik açıdan geliştikçe sportif beceri ve verimlilik de
artar. önceki yaralanmalar ve rehabilitasyon süreci,
Hareket sistemi yaralanmaları, sportif aktiviteler sırasında piramitte en üst noktada kendine yer bulur. Önceki
sıklıkla rastlanan yaralanmalardır. En sık gözlenen spor yaralanmalar, sporcular için tekrar yaralanma açısından
yaralanmaları aşağıdaki gibidir: büyük bir risk oluşturur. Kişisel faktörlerin olduğu kadar,
• Bağ zedelenmesi çevresel risk faktörlerinin de en aza indirilmesi
• Kırıklar ve beraberinde oluşan yumuşak doku yaralanmaları önlemede odaklanılması gereken
hasarı parametrelerden biridir. Koruyucu ekipman kullanımı
özellikle futbol, hokey ve beyzbol gibi takım sporlarında
• Eklem ve kıkırdak zedelenmeleri
yaralanma oranını (paralizi veya ölüm) oldukça azaltır.
• Kas lifi kopmaları
• Kas ezilmeleri Spor Yaralanmalarında İlk Yardım ilkeleri ve
• Tendon yaralanmaları (kanama ya da kopma) Ön Tedavi
• Burkulmalar İlk yardım; herhangi bir nedenle yaralanan ya da aniden
Yaralanmalar için risk faktörleri 2’e ayrılır: hastalanan kişilere, sağlık personeli tarafından kişilerin
sağlık durumlarının daha da kötüleşmesini önlemek adına,
1) Kişisel risk faktörleri: Önceden yaralanma olayın oluştuğu yerde, eldeki olanaklar kullanılarak geçici
öyküsü, yaş (özellikle 12-15 yaş daha risklidir), olarak yapılan ilaçsız müdahalelere denir.
cinsiyet (kadın cinsiyete sahip olma), yetersiz
fiziksel uygunluk (biyomekanik dizilim İlk yardımın öncelikli amaçları; hayati tehlikenin ortadan
bozuklukları, yetersiz uyku, yetersiz beslenme, kaldırılması, yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesinin
yetersiz sıvı alımı), psikososyal faktörler sağlanması, hasta/ yaralının durumunun kötüleşmesinin
(yorgunluk, yaralanma korkusu, tecrübesizlik- önlenmesi, iyileşmenin kolaylaştırılmasıdır. İlkyardımın
sportif beceri eksikliği, konsantrasyon eksikliği, temel ilkeleri:
hazır hissetmemek). Bilinç kontrol edilmeli, bilinç kapalı ise aşağıdakiler hızla
2) Çevresel Faktörler: Ekipman (koruyucu/ değerlendirilmelidir:
ayakkabı)- zemin, ışıklandırma, oynanan
pozisyon, hava koşulları (ortam sıcaklığının 25ºC • Hava yolu açıklığının değerlendirilmesi
ve minimum sıcaklığı 16ºC olarak belirtilmiştir), • Solunumun değerlendirilmesi (Bak-Dinle-
spor tipi, aşırı antrenman/maç yoğunluğu, teknik Hisset)
yanlışlıklar, Sporcu-antrenör anlaşmazlığıdır. • Dolaşımın değerlendirilmesi (Şah damarından 5
saniye nabız alınarak yapılır)
Spor Yaralanmalarının Önlenmesi
Spor yaralanmaları, yaralanmalara neden olan risk Nabız: Kalbin kasılmaları sonucu oluşan damarlardaki
faktörlerinin belirlenip, bu risk faktörlerine yönelik basınç dalgalanmalarıdır. Nabız atım sayısı yetişkinlerde
yapılan müdahalelerle önlenebilir ve/veya sıklığı 60-100, çocuklarda 80-100 arasındayken sporcularda 40-
azaltılabilir. Spor yaralanmalarını önlemek için 60 arasındadır.
yapılabilecek müdahaleler, ekipman desteği (breysler, Solunum: Normal nefes alma kolay olup solunum sayısı
ortezler, koşu zeminleri, kıyafet ve ayakkabı), eğitim (kas 12-20 dakikadır . Sporcularda solunum sayısı dakikada 6-
kuvveti, enduransı, eklem hareket açıklığı, reaksiyon 8 arasındadır.

1
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 4: Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I

Kan basıncı: İç organ yaralanmaları, şiddetli kanama veya Spor Yaralanmalarında Ön Tedavi
kalp krizinde kan basıncının önemli ölçüde düşmesiyle Sporcularda ilk yardıma başlamadan önce sporcuda
şok oluşur. yaralanmanın şiddeti ortaya konulmalıdır. Uygulanacak ön
Göz bebekleri: Göz bebeklerinin genişlemesi bilinç tedavide öncelikli amaç yaralanan bölgede oluşan
kaybını gösterir. semptomları azaltmaktır.

Vücut sıcaklığı: Normal vücut sıcaklığı 37 oC civarındadır. Özellikle sporcularda görülen kas iskelet sistemi
yaralanmalarını tedavi etmede kullanılan en güncel ilk
Cilt rengi: Egzersiz sonrasında normal cilt görünümü yardım metodu “POLICE” olarak bilinen yöntemdir. Bu
kırmızı ve parlaktır. yöntemi açıklarsak;
Bilinç durumu: Normal bir kişi, kendine yöneltilen tüm P (Protection), Koruma: Yaralanmış bölge korumaya
uyarılara cevap verir. alınır.
Hareket Yeteneği: Sporcunun alt ve üst uzuvlarının OL (Optimal Loading), Uygun dozda yüklenme: Eski
hareketinin varlığı gözlenir. protokolde (PRICE) yaralanmış bölgenin istirahat etmesi
Ağrıya tepki: Göğüs kafesinin ön tarafına (iman tahtası sağlanarak iyileşmenin hızlanması beklenirdi ama yapılan
üzerine) uygulanan bir basınç ya da aşil tendonunun çalışmalarla uygun düzeyde yüklenme ile dokuda
sıkıştırılması ile ağrı oluşturularak tepkinin nasıl olduğu iyileşmenin daha iyi olduğu gözlenmektedir.
değerlendirilir. I (Ice), Buz: Yaralanan bölgeye 2 saat arayla on beşer
Sahada Sporcunun İlk Yardım Açısından dakikalık buz uygulaması yapılır. Buzun direkt deriye
Değerlendirilmesi temas etmesi önlenmeli, mümkünse yaralanan bölge
bandajlandıktan sonra uygulanmalıdır.
Spor yaralanmaları, çoğu zaman hayati tehlike taşımasa da
sporcunun kariyerini etkileyecek boyutta olabilir. Bu C (Compression), Kompresyon: Yaralanan bölge elastik
nedenle sporcular normal hasta profilinden biraz daha bandaj ile bandajlanarak kompresyon sağlanır. Böylece
farklı davranırlar ve hemen iyileşmek isterler. yaralı bölgenin hem desteklenerek hareket etmesi
Sporcularda, yaralanmanın daha ciddi boyutlara kısıtlanır hem de şişmesi engellenmiş olur.
ulaşmasına engel olmak açısından ilk yardım kritik öneme
E (Elevation), Elevasyon: Yaralanmış bölge kalp
sahiptir. Hastanın da ilk yardım konusunda bilgili olması,
seviyesinden daha yukarı doğru kaldırılarak zedelenmiş
hem tedavi süresinin kısalmasına yardımcı olur hem de
dokuda yerçekimine bağlı olarak gelişen şişliğin (ödem)
başka problemlerin ortaya çıkmasını engeller. İlk yardım
oluşması engellenmiş olur.
uygulayıcısının en önemli görevi, daha ileri yaralanmanın
önlenmesidir. Sporcuyu değerlendirmeye başlamadan kişi
hem kendi için hem de sporcu için alanın güvenli olup
olmadığından emin olmalıdır.
Spor Yaralanmalarında İlk Yardım
Spor sahalarında olan yaralanmalarda ilk yardım öncelikle
saha içi ve/veya saha kenarında yapılmalıdır. Bu yüzden
bu tür durumlarda sağlık ekipleri her daim gerekli tıbbi
malzeme ile hazır olmalıdır. Özellikle doğası gereği
yaralanmaya açık spor branşlarında tedaviye erken
başlayabilmek kişide iyileşme süresini ve istenmeyen
komplikasyon riskini azaltırken, sporcunun spora erken
dönebilmesini sağlar. Motor ve bisiklet sporları başta
olmak üzere tüm spor branşlarında meydana gelen kazalar
sonrasında ilk prensip tüm sporcuların ve ilk yardım
personelinin güvenliğinin sağlanmasıdır. Burada amaç
sporcuların yeni bir yaralanmaya maruz kalmaması ve
oluşabilecek başka olumsuzlukların önüne geçilmesidir.
Sahada Bulundurulacak İlk Yardım Gereçleri
Spor sahalarındaki ilk yardım çantasında bulunması
gereken malzemeler sıradaki gibidir:
1. Pansuman
2. Araç-gereçler
3. İlaçlar

2
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 5: Dopingle Mücadele I

Düzenleyicileri ve Uluslararası Federasyonlar gibi


Giriş kuruluşlardır.
Yasaklı madde ve yöntemlerin kullanımı, sporla sınırlı
olmanın ötesinde, son yıllarda halk sağlığını ilgilendiren bir Dünya Dopingle Mücadele Kuralları
soruna dönüşmüştür. Bu bölümde dopingle mücadele Her spor dalında ve her ülkede dopingle mücadeleyle ilgili
konusunda antrenörlerin bilgilendirilmesi amaçlanmaktadır. mevzuatı ve programı uyumlu hale getiren bir belgedir.
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları spor kuruluşlarının,
Doping ve Dopingle Mücadele ülkelerin dopingle mücadele programlarının ve
Doping, yasaklı maddelerin veya yöntemlerin kullanımı faaliyetlerinin çerçevesini belirlemektedir.
olarak bilinmektedir. Ancak Dünya Dopingle Mücadele
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları ilk olarak 2003
Ajansı’nın (WADA) tanımlamasına göre Dünya Dopingle
yılında kabul edilmiş, 1 Ocak 2004 tarihinde yürürlüğe
Mücadele Kurallarının 2. maddesindeki bir veya birden
girmiştir. Sonrasında, birincisi 1 Ocak 2009, ikincisi ise 1
fazla dopingle mücadele kuralının ihlal edilmesi doping
Ocak 2015 tarihinde olmak üzere yeniden gözden
olarak kabul edilir.
geçirilerek iki kez değiştirilmiştir. Güncellenen yeni
Dopingin Yasaklanma Nedenleri Dünya Dopingle Mücadele Kuralları ise 1 Ocak 2021
Doping hem sporcunun sağlığına hem de sporun tarihinde yürürlüğe girecektir.
bütünlüğüne yönelik, olumsuz etkileri olması Dünya Dopingle Mücadele Kurallarının ve Dünya
gerekçeleriyle yasaklanmıştır. Dopingle Mücadele Programının amaçları şu şekildedir:
Dopingin sporcu sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri • Sporcuların dopingsiz spor etkinliklerine katılma
aşağıdaki etkenlerle birleştiğinde çok daha karmaşık bir temel hakkını korumak ve böylece dünyanın her
hale gelebilir: yerinde sporcular için sağlığın, dürüstlüğün ve
• Doping yapan sporcuların, bu konu hakkında eşitliğin gelişmesine yardımcı olmak,
konuşmamaları sonucunda sağlık üzerindeki • Dopingin araştırılması, tespiti ve engellenmesi ile
olumsuz etkilerin saptanmasının zorlaşması, ilgili uluslararası ve ulusal düzeyde uyumlu,
• Hasta insanlar veya hayvanlar tarafından koordineli ve etkin dopingle mücadele
kullanılması amacıyla üretilen maddelerin ve programlarını oluşturmak.
yöntemlerin, sağlıklı sporcular üzerinde farklı Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) ayrıca bu
yan etkilere neden olabilmesi belgeyi desteklemeye yönelik farklı teknik ve faaliyet
• Söz konusu madde ve yöntemlerin sporcular alanlarına ilişkin “Uluslararası Standartlar” geliştirmiştir.
tarafından normal tedavi dozlarından çok daha Bunlar; Yasaklı Madde ve Yöntemler Listesi, Doping
yüksek dozlarda kullanılması Kontrolü ve Soruşturmalar, Tedavi Amaçlı Kullanım
• Farklı madde ve yöntemler bir arada kullanılarak İstisnası, Laboratuvarlar, Mahremiyetin ve Kişisel
yan etkilerinin artırılması. Bilgilerin Korunması, Sonuçların Değerlendirilmesi,
Eğitim ve Dopingle Mücadele Kurallarına Uyumluluk adlı
Bireysel ve sportif Açıdan bakıldığında ise,
Uluslararası Standartlardır.
• Bireysel dürüstlük, sporcunun temiz spor
standartlarına bağlı kalmasını sağlar. Ancak Dopingle Mücadele Kural İhlalleri
doping bir aldatmaca olduğu için bireysel Dünya Dopingle Mücadele Kuralları 2. maddesine göre;
dürüstlüğe ters düşer. yasaklı maddeleri ve yöntemleri kullanmaya teşebbüs
• Hile yapmak hem sporcunun kendisine hem de etme, bulundurma ve kaçakçılığını yapmanın yanı sıra
başkalarına saygısızlıktır. doping kontrolünde hile yapma, doping kontrolüne
• Sporcuların birbirlerine saygı göstermesini katılmama, doping yapan sporculara yardımcı olma gibi
beklemeye hakkı vardır. eylemler de Dopingle Mücadele Kurallarının İhlali olarak
• Hile ile elde edilen başarı gerçek mutluluğu kabul edilmektedir.
getirmez.
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları 2. maddesinin amacı,
Dopingle Mücadele Kuruluşları hangi koşulların ve davranışların dopingle mücadele kural
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA): Doping ihlali sayılacağını açıklamaktır.
kontrol sürecinin herhangi bir bölümünün başlatılması, Dopingle mücadele kural ihlalleri aşağıda yer almaktadır:
uygulanması ve yürütülmesine ilişkin kuralları
belirlemekten sorumlu kuruluşlardır. Bu kuruluşlar, Dünya • Sporcudan alınan örnekte yasaklı bir maddenin
Dopingle Mücadele Ajansı (WADA), Ulusal Dopingle veya parçalanma ürünlerinin veya belirteçlerinin
Mücadele Kuruluşları, Bölgesel Dopingle Mücadele tespit edilmesi
Kuruluşları, Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Uluslararası • Yasaklı bir madde veya yasaklı bir yöntemin
Paralimpik Komitesi, kendi müsabakalarında doping sporcular tarafından kullanılması veya
kontrolleri düzenleyen Büyük Çaplı Turnuva kullanılmaya teşebbüs edilmesi

1
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 5: Dopingle Mücadele I

• Örnek Vermekten Kaçınılması, Örnek Vermenin diğer bilimsel kanıt, farmakolojik etki veya
Reddedilmesi veya Örnek Verilmemesi deneyim
• On İki Aylık Süre İçinde Üç Kez Bulunabilirlik • Söz konusu madde veya yöntemin kulla-
Kusurunda Bulunulması nılmasının, sporcunun sağlığına fiili veya
• Doping Kontrolünün Herhangi Bir Bölümünün potansiyel bir risk oluşturduğuna dair tıbbi veya
Bozulması veya Bozmaya Teşebbüs Edilmesi, diğer bilimsel kanıt, farmakolojik etki veya
Hile Yapılması veya Hile Yapmaya Teşebbüs deneyim
Edilmesi • Söz konusu madde veya yöntemin kulla-
• Yasaklı Bir Maddenin veya Yasaklı Bir nılmasının, Dünya Dopingle Mücadele
Yöntemin Bulundurulması Kurallarının giriş kısmında tanımlandığı şekliyle
• Herhangi Yasaklı Bir Maddenin veya Yasaklı Bir sporun ruhuna aykırılık teşkil ettiğinin Dünya
Yöntemin Yasadışı Ticaretinin Yapılması veya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tarafından
Yasadışı Ticaretinin Yapılmasına Teşebbüs belirlenmesi
Edilmesi Yasaklılar Listesi’nde 3 sınıf bulunmaktadır:
• Herhangi Yasaklı Bir Madde veya Yasaklı Bir
Yöntemin Herhangi Bir Sporcuya Bir Müsabaka 1. Her zaman (müsabaka içi ve müsabaka dışı)
İçinde Tatbik Edilmesi veya Tatbik Etmeye kullanımı yasaklı olan madde ve yöntemler
Teşebbüs Edilmesi veya Müsabaka Dışında a. S0- Onaylanmamış Maddeler
Yasaklı Olan Herhangi Yasaklı Bir Madde veya b. S1- Anabolik Maddeler
Yasaklı Bir Yöntemin Herhangi Bir Sporcuya c. S2-Peptid Hormonlar, Büyüme Faktörleri,
Müsabaka Dışındaki Bir Dönemde Tatbik İlgili
Edilmesi veya Tatbik Etmeye Teşebbüs Edilmesi d. Maddeler ve Mimetikleri
• Herhangi Bir Dopingle Mücadele Kural İhlalinde e. S3- Beta 2 Agonistler
Suç Ortaklığı Yapılması f. S4- Hormon ve Metabolik Modülatörler
• Ceza almış Sporcu Destek Personeliyle Yasak İş g. S5-İdrar Söktürücüler ve Diğer Maskeleyici
Birliği Yapılması h. Maddeler
• Bir Sporcuyu veya Başka Bir Kişiyi Yetkililere i. M1- Kan ve Kan Ürünlerinin Uygulanması
Bilgi Vermekten Vazgeçirilmesi veya Gözünün j. M2- Kimyasal ve Fiziksel Müdahale
Korkutulması (1 Ocak 2021’de yürürlüğe k. M3- Gen Dopingi
girecek) 2. Müsabaka içinde kullanımı yasaklı olan madde
ve yöntemler
Yasaklılar Listesi a. S6- Uyarıcılar
Yasaklı madde ve yöntemlerin listesi Dünya Dopingle b. S7- Narkotikler
Mücadele Ajansı (WADA) tarafından hazırlanır ve yılda c. S8- Kannabinoidler
en az bir kez olmak üzere belirli aralıklarla güncellenir. d. S9- Glukokortikosteroidler
Yayımlanan bu liste her yılın 1 Ocak tarihinden 31 Aralık 3. Bazı spor dallarında kullanımı yasaklı olan
tarihine kadar geçerlidir. maddeler
a. P1- Beta bloke ediciler
Bu liste içindeki yasaklı madde ve yöntemlerin sporcular
tarafından kullanımı kesinlikle yasaktır. Müsabakalara Besin destek ürünü kullanımı güvenli midir?
katılacak sporcular, Yasaklılar Listesinde bulunan Sporcular tarafından besin destek ürünlerinin kullanılması
maddeleri ve yöntemleri tedavi amaçlı dahi olsa ciddi ölçüde endişe vericidir çünkü birçok ülkede besin
kullanamazlar. Ancak, tıbben belgelenmiş bir rahatsızlığı destek ürünlerinin üretimi ve etiketlenmesi katı kurallara
bulunan ve tedavisi için yasaklı bir madde veya yasaklı bir tabi değildir. Bir besin destek ürünü, etiketinde beyan
yöntemi kullanması gereken sporcular bağlı oldukları edilmemiş ancak dopingle mücadele kuralları uyarınca
dopingle mücadele kuruluşundan, bir Tedavi Amaçlı yasaklı kabul edilen bir maddeyi içeriyor olabilir. Bu
Kullanım İstisnası (TAKİ) onayı aldıktan sonra söz konusu nedenle besin destek ürünlerinin güvenli olup olmadığını
madde veya yöntemi kullanabilirler. anlamamız mümkün değildir. Bu yüzden besin destek
ürünleri kullanılırken son derece dikkatli olunmalıdır.
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı Yasaklılar Listesini
hazırlarken madde ve yöntemlerde aşağıdaki üç Besin destek ürünü kullanım riski ile elde edilebilecek
değerlendirme ölçütünün en az ikisinin bulunmasının olası fayda dengesi iyi tartılmalıdır ve sporcular, bulaşık
yasaklanma kararı için gerekli olduğunu kabul etmektedir: bir ürünün yol açabileceği Dopingle Mücadele Kuralı
İhlalinin getireceği olumsuz sonuçların tamamen farkında
• Söz konusu madde veya yöntemin, tek başına olmalıdır.
veya diğer maddelerle veya yöntemlerle birlikte,
sportif performansı artırdığına veya artırma Doping Kontrol İşlemleri
potansiyeline sahip olduğuna dair tıbbi veya Bir sporcu üzerinde doping kontrol örneği alma yetkisi
olan her Dopingle Mücadele Kuruluşunun o sporcudan

2
9700-SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I
Bölüm 5: Dopingle Mücadele I

herhangi bir zamanda ve herhangi bir yerde idrar ve/veya Örneklerin Saklanma Süreleri
kan örneği alma ve bu örnekleri dopingle mücadele Örnekler 10 yıl süreyle dondurulup depolanabilir ve
amacıyla analiz ettirme hakkı vardır. yeniden analiz edilebilir. Teknoloji hızla gelişiyor.
• Ulusal Dopingle Mücadele Kuruluşları aşağıdaki Günümüzde saptanamayan bazı yasaklı madde ve
sporculara doping kontrolü yapmaya yetkilidir: yöntemler gelecekte kolaylıkla ortaya çıkarılabilecektir.
• ülkenin vatandaşı olan sporcular, o ülkede ikamet Depolanan örneklerin ileride tekrar analiz edilecek olması
eden diğer sporcular, o ülkenin lisansına sahip güçlü bir caydırıcı etki yaratmaktadır.
veya o ülkenin spor kuruluşlarına üye olan Sporcuların ve Antrenörlerin Dopingle Mücadele
sporcular, Görev ve Sorumlulukları
o Geçici olarak Dopingle Mücadele Kuru-
luşunun ülkesinde bulunan sporcular, Sporcuların belli başlı görev ve sorumlulukları
o Bir Uluslararası Federasyonun kuralları bulunmaktadır. Bunlar:
doğrultusunda kendilerine daha fazla yetki • Yürürlükte olan tüm dopingle mücadele ilke
verildiği takdirde normalde yetkisi altında kurallarını bilmeli ve bunlara riayet etmelidirler.
bulunmayan diğer sporcular. • Yiyip içtikleri ve vücuduna girebilecek her şey
• Uluslararası Federasyonlar kendi kurallarına tabi için sorumluluk almaları gerekmektedir. Özetle
olan aşağıda belirtilen sporculara doping kontrolü sporcu vücudunda bulunan her şeyden
yapmaya yetkilidir: sorumludur.
o Bazı belli uluslararası müsabakalara katılan • Örnek alımı için her zaman hazır bulunmalıdırlar.
sporcular, • Tedavi uygulayacak olan bir sağlık personelini
o Uluslararası Federasyonun üyesi olan veya yasaklı bir madde vermemesi ya da yasaklı bir
Uluslararası Federasyonun doğrudan veya yöntem uygulamaması konusunda uyarmaları
dolaylı üyesi olan kuruluşların üyesi olan gerekmektedir. Ayrıca aldıkları herhangi bir tıbbi
veya Uluslararası Federasyon ve üye kuru- tedavinin Dünya Dopingle Mücadele Kuralları’na
luşlar tarafından lisans verilen sporcular. aykırı olmadığından emin olmaları gerekir.
• Büyük çaplı turnuva düzenleyicileri genellikle • Dopingle mücadele kural ihlalleri konusunda
kendi müsabakalarına katılan sporculara doping araştırma ve soruşturma yapan dopingle müca-
kontrolü yapmaya yetkilidir. dele kuruluşlarıyla iş birliği yapmaları gerekir.
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) normalde Bir antrenörün en önemli sorumluluklarından biri
doping kontrolü yapmaz, ancak doping kontrolü yapmaya sporcuları dopingle mücadele hakkında bilgilendirmek ve
yetkilidir. bu bilgilendirme sonucu sporcuları olası Dopingle
Doping Kontrol İşleminin 11 Basamağı Mücadele Kural İhlallerinden korumaktır.
Doping kontrol işlemleri için ilk etapta vurgulanması Bu nedenle antrenör, dopingle ilgili temel kavramları,
gereken şey sporcudan alınacak örneğin bütünlüğüdür. sporcu hak ve sorumluluklarını, yasaklı madde ve
Aşağıda verilen işlemler dizisinden bir sapma olması yöntemleri, doping kontrol sürecini sonuçların
durumunda, örneğin bütünlüğü bozulmadığı sürece doping değerlendirilmesini ve besin destek ürünlerinin
kontrolü geçersiz sayılmaz. Bu işlemler dizi şu şekildedir: risklerinden korunmayı çok iyi bilmeli ve sporcularına
doğru bir şekilde aktarmalıdır.
• Sporcunun Doping Kontrolü için Seçilmesi
• Sporcuya Bildirim Yapılması Antrenörlerin dopingin risk faktörlerini değerlendirerek
• Doping Kontrol İstasyonuna Gidiş bir sporcunun doping kullanımına eğilimli olup olmadığını
• Örnek Toplama Kabının Seçilmesi öğrenmeye çalışması beklenir. Dopinge yönelik
• Örnek Verme İşlemi davranışlara daha açık olan ve daha fazla risk altında olan
• Gerekli Olan İdrar Miktarı sporcuların belirlenmesi, antrenörlerin tedbirli davranarak
• Örneğin İkiye Bölünmesi dopinge karşı önlem almaları açısından çok önemlidir.
• Örneklerin Kilitlenmesi A ve B Örneği
• Özgül Ağırlık Ölçümü
• Doping Kontrol Formunun Doldurulması
• Örneklerin Analizi
Kan Örneği Alım İşlemi
Bildirim, kimlik tespiti yapılması, sporcuya eşlik edilmesi
ve işlemin anlatılması gibi idrar örnek alımı için geçerli
koşulların aynısı kan örnek alımı için de geçerlidir.

You might also like