You are on page 1of 71

 Anatomi terimi, eski Yunanca Ana (=içinden) ve Tome

(-Temnein) (=kesmek) kelimelerinin birleşmesiyle


oluşmuştur.
 Keserek ayırma, parçalama anlamına gelmektedir.
Anatomi teriminin Latince’deki karşılığı
dissection’dur.
 Günümüzde, kadavranın bölgelere ayrılması ve bu
bölgelerin kesilerek incelenmesi yöntemi için genel bir
ifade olarak disseksiyon terimi kullanılmaktadır
 Anatomi, vücut bölümlerinin yapısını ve gelişimini
inceleyen bir bilim dalıdır.
 Bu bilim dalı, vücut bölümlerinin yapılaşması ve
biçimleri ile ilgilendiği için, Morfoloji'nin bir alt grubu
veya bölümü olarak kabul edilmiştir.
 Tanınmış Alman yazarı Goethe, Anatomi ve
Morfoloji'yi bir anlamda ele alır.
 Tanımını da, yaşayan vücudun yapı ve biçimini
inceleyen ve öğreten bir bilim dalı olarak yapar.
 Tıbbın babası kabul edilen Yunanlı düşünür ve hekim
Hipokrat (377-460) anatomi fizyoloji alanında
çalışmalar yapmış, kafa kemiklerini tanımlamıştır.

 Yunanlı bilgin Aristoteles (M.Ö.322-384) anatomi


terimini kullanmış, sistemler ve duygusal algılama
hakkında bilgi vermiştir.
 Galen (M.S.130-200) yaptığı hayvan deneyleri ile kas,
kemik ve eklemlere ilişkin bilgiler sunmuştur.
Anatominin kurucusu kabul edilen Andreas Vesalius
(1514-1564) insan ölüsü incelemiş ve vücut yapısını
araştırmıştır.

 Türk hekim ve düşünür İbn-i Sina (M.S.980-1037) Tıp


Kanunu kitabını yazmıştır. Mazhar Paşa (1845-1920)
ülkemizde modern anatominin kurucusudur.
 ANATOMİDE KULLANILAN TERİMLER
 Her bilim dalında olduğu gibi anatomide de çok
miktarda kendine özgü terim vardır.
 Bunlar, yüzlerce yıldır kullanılan ve çoğunluğu Latince
(L) ve az bir bölümü de eski Yunanca (Grekçe-GR)
kökenli olan terimlerdir.
 Tıbbi-anatomik terimlerle ilgili düzenlemeler ilk olarak
1895 yılında Basel’de (İsviçre) uluslar arası düzeyde yapılan
bilimsel toplantılarla belirlenmiştir.

 Basel Nomina Anatomica’sı (BNA) olarak isimlendirilen bu


toplantılarda 30.000’den fazla sayıya ulaşan anatomi
terimlerinde sadeleşmeye gidilmiş, Latince temel alınarak
terim sayısı 4.500 dolayına indirilmiştir.
 Nomina Anatomica ile ilgili son toplantı 1985 yılında
yapılmış, oluşturulan yeni bir çalışma grubu
Terminologia Anatomica (1998) isimli çalışmayı
yayınlamıştır.

 Bu terimlerin her ülkede kullanılmasıyla tıp alanında


dil birliği sağlanmış olmaktadır.
 Anatomi terminolojisinde sık kullanılan ekler:
 ante- ön, önde bulunan
 retro-arka, arkada bulunan
 intra- iç, içinde bulunan
 extra-dış, dışında bulunan; ayrıca, fazla
 sub- alt, altta bulunan

 Kökün önüne ön ekler getirilmek suretiyle yeni bir


tıbbi terim üretilebilir.
 Örnek: Hypothermia (hipotermi): Vücut ısısının
normal değerinin altında olması.
 Hypo + Thermia
 supra- üst, üstte bulunan
 infra- alt, altta bulunan; öte, ötesinde bulunan
 inter- ara, arasında bulunan
 ultra- uzakta
 epi- üst, üstünde, yakınında
 circum- çevresinde
 peri- etrafında, ilerisinde
 endo- içinde
 ecto-dışında
 pre- öncü, önce, önünde
 post-sonu, sonrası, arkası
 super- normalin üstünde, aşırı, fazla
 hyper- üst, üzerinde, yukarısında; aşırı, fazla
 hypo- alt, altında, aşağısında; eksik
 mega- aşırı büyük, aşırı geniş
 macro- büyük, iri
 micro- minik
 Electrocardiography (EKG-Elektrokardiyografi): Kalbin
elektriksel
 hareketlerinin grafik üzerine kaydedilmesi.
 Electr /o/ cardi /o/ graphy
 ↓ ↓ ↓
 kök kök son ek
 Electr: Elektrik anlamında kök
 o: Kaynaştırma ünlüsü
 cardi: Kalp anlamında kök
 o: Kaynaştırma ünlüsü
 graphy: Kaydetme anlamında kullanılan son ektir.
 Bölgesel (Topografik, Regional) Anatomi
 Vücudu oluşturan yapıları bölgelere ayırarak inceleyen
anatomi dalıdır.
 Regiones Corporis: Topografik vücut bölgeleri
 Kafa bölgesi (Regio capitis)
 Yüz bölgesi (Regio facialis)
 Boyun bölgesi (Regio anterior colli)
 Ense bölgesi (Regio posterior colli, R.nuchae)
 Omuz bölgesi (Regio deltoidea)
 Koltuk bölgesi (Regio axillaris)
 Göğüs bölgesi (Regio thoraxix)
 Meme bölgesi (Regio mamalis)
 Karın bölgesi (Regio abdominalis)
 Sırt bel bölgesi (Regio dorsalis)
 ApıĢ arası bölgesi (Regio perinalis)
 Üst uzuvlar (Regio ekstremitalis superior)
 Alt uzuvlar (Regio ekstremitalis inferior)
 Mikroskobik Anatomi
 Gözle görülemeyen yapıları, mikroskop aracılığı ile
inceleyen anatomi dalıdır. Mikroskobik anatomi iki
dala ayrılır.
 Histoloji (Histologia): Dokuların yapısını inceleyen
anatomi dalıdır.
 Sitoloji (Cytoliga): Hücre ve yapısını inceleyen
anatomi dalıdır.
 Gelişim Anatomisi (Developmental Anatomy)
 insanın oluşumundan yani döllenme evresinden
başlayarak ölümüne kadar geçen tüm gelişim
evrelerini inceleyen anatomi dalıdır. Gelişimsel
anatomi, kendi içinde alt bölümlere ayrılır.
 Embryolojia anatomy: Doğum öncesi dönem
 Child anatomy: Çocukluk dönemi
 Adult anatomy: Yetişkinlik dönemi
 Geriatric anatomy: Yaşlılık dönemi
 Radyolojik Anatomi
 Vücuttan çeşitli yöntemlerle (röntgen filmi, tomograf
vs.) elde edilen görüntü kesitlerinin incelenmesi ile
ilgilenen anatomi dalıdır.
VÜCUT SİSTEMLERİ
 Sinir Sistemi
 Endokrin Sistem
 Bağışıklık Sistemi
 Dolaşım Sistemi
 Kas -İskelet Sistemi
 Solunum Sistemi
 Boşaltım Sistemi
 Sindirim Sistemi
 Üreme Sistemi
SİNİR SİSTEMLERİ
 SANTRAL SİNİR SİSTEMİ
Beyin
Spinal kord Anatomik
Olarak
 PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ
His
Motor
SİNİR SİSTEMLERİ
 İstemli(Somatik) sinirsistemi
Fonksiyonel
 İstemsiz(Otonom) sinirsistemi Olarak
Sempatik
Parasempatik
ENDOKRİN SİSTEM
 Endokrin sistem tüm vücuda yayılmış çeşitli bezlerden
oluşmaktadır.

 Bu bezler hormon adı verilen çeşitli kimyasal habercileri


yapmakta ve kana salıvermektedir.

 Belirli bir hormon tarafından etkilenen hücrelere o


hormonun hedef hücreleri denir.
Endokrin sistem bir kontrol ve düzenleme sistemidir.
Vücuttaki 3 ana fonksiyon ile yakın ilişkilidir.
 Vücut sıvılarındaki kimyasal maddelerin
konsantrasyonunun, protein, lipit ve karbonhidrat
metabolizmasının düzenlenmesi,
 Sinir sistemi ile birlikte vücudun streslere karşı
koymasına yardım etmek,
 Seksüel gelişim ve üremeyi içene alan büyüme ve
gelişmenin düzenlenmesi.
Endokrin Bezler
 Hipofiz bezi-Hipotalamus (Hipofiz hormon üretip salgılayarak
Homeostasiyi düzenler.)

 Tiroid bezi (Boyunda "Adem elması" denilen sert çıkıntının hemen altında bulunur.
Kalp atım hızını, kolesterol düzeyini, vücut ağırlığını, kas gücünü, hafıza fonksiyonunu, cilt yapısını
ve birçok başka fonksiyonları doğrudan etkiler. Eğer tiroit hormonları çeşitli nedenlerle yeterli
düzeyde salgılanmaz ise "hipotiroidizm" denilen tiroit hormon azlığı oluşur.)

 Paratiroid bezi vücutta kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesinde rol


alan hormon

 Böbrek üstü bezleri temel işlevi fizyolojik gerilim (stres) karşısında kortikosteroid
(kabuk katmanı) ve katekolamin (öz katman) bireşimleyip kana salgılamaktır.

 Pankreas hem iç salgı (hormon) hem de dış salgı işlevini yüklenen bir bezdir.
 Gonadlar-cinsiyet bezleri
 Diğerleri
 –Böbrekler Bu organlar, başta üre olmak üzere atıkları
kandan süzer ve onları su ile birlikte idrar olarak
boşaltırlar.
 –Pineal bez bireyde uyku düzenlenmesinde rol alır,
ancak vücut sıcaklığının ayarlanmasında ve damarların
düz kaslarının kasılmasında uyarıcı etkisi vardır.
 –Timus bezi Timüs bezi bağışıklık
sisteminin merkezidir bütün bağışıklık sistemi
buradan yönetilir. Timüs bezi ne kadar çok titreşirse
kişinin bağışıklık sistemi o kadar çok sağlam olur.
 –Kalp
 –Sindirim kanalı
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
LENF SİSTEMİ
Lenf sistemi, lenf damarları ve lenf
düğümlerinden meydana gelmiştir.
Lenf damarları ile taşınan ve
içinde akyuvar bulunduran doku
sıvısına lenf sıvısı denir.
Lenf düğümleri, lenf damarlarının
dolaşım sistemi ile birleştiği yerlerde
bulunan özel hücre kümeleridir. Bu
yapılarda lenfosit denilen akyuvarlar
meydana getirilirler.
Lenf sıvısı, lenf düğümlerinin dar
ve kıvrımlı kanallarından geçerken
içinde bulunan bakterileri bırakır ve
bakteriler burada yutularak yok
edilir.
DOLAŞIM SİSTEMİ
 Dolaşım sistemi, insan vücudunu çalıştıran "makinedir".

 Beyine ve vücudun bütün dokularına oksijen ve besin maddelerini taşır.

 Atıkları ve karbondioksiti alır. Kapalı bir devre gibi çalışır.

 Kan devamlı olarak kalpte sol ventrikülden aorta pompalanır, buradan


arterlere, arteriollere, kapillere, venüllere, venlere ve tekrar kalbe gelir.

Dolaşım sisteminin elemanları

 Kan
 Kalp
 Kan damarları
Üstte iki kulakçık
alltta iki karıncık
olmak üzere dört
odacıktan oluşmuştur.
Sağ kulakçık ile sağ
karıncık arasında
üçlü (triküspit), sol
kulakçık ile sağ
karıncık arasındaikili
biküspit) kapakçık
vardır.
TOPLARDAMAR

Vücuttan toplanan kanı kalbin


kulakçığına getiren damarlardır.
Akciğer toplardamarı, alt ve üst ana
toplardamarları kalbe bağlanan
toplardamarlardır. Akciğer toplardamarı
temiz kan taşıyan tek toplardamardır.
ATAR DAMARLAR
Kanı kalpten diğer organlara taşıyan damarlardır. Aort ve
akciğer atardamarı kalpten çıkan atardamarlardır.
Atardamarların duvarı toplardamarlar gibi üç tabakadan
meydana gelmiştir. En dışta, lifli bağ dokudan yapılmış bir
dış tabaka bulunur. Bu tabakadaki bağ dokusunun elastik
lifleri, kalp atışları sırasında meydana gelen kan basıncına
karşı damarların dayanıklılığını arttırır.
KILCAL DAMARLAR
Atardamarlar ve toplardamarlardaki iç tabakaların
devamı olan tek sıralı yassı epitel dokudan meydana
gelmiştir. Kan ile doku hücreleri arasındaki bütün madde
(besin, gaz ve matabolik artıklar gibi) alış-verişi kılcal
damarlarla olur.
KÜÇÜK KAN DOLAŞIMI
Sağ karıncıktan başlar sol kulakçıkta
biter. Büyük kan dolaşımı ile sağ
kulakçığa dolan kirli kan, buradan sağ
karıncığa geçer ve karıncıkların
kasılması ile kirli kan sağ karıncıktan
akciğer atardamarına pompalanır.
Akciğer atardamarı kalpten çıktıktan
sonra ikiye ayrılarak sağ ve sol
akciğerlere kollar gönderir. Akciğerlere
giren bu damarlar alveollerin çeperinde
kılcallara ayrılır. Burada kirli kandaki
karbondioksit alveollere, alveollerdeki
oksijen ise kana geçer .Temizlenen kan,
Akciğer toplardamarı ile kalbin sol
kulakçığına getirir.
BÜYÜK KAN DOLAŞIMI
Kalp ile akciğer hariç diğer organlar
arasında olur.
Aort ile ana atardamar arasında olur.
Kalpten çıkan kan temiz kalbe
dönen kan kirlidir.
Temel amaç diğer sistem ve
organların beslenme, solunum,
boşaltım vb. hayatsal olaylarının
devam etmesi için ihtiyaçlarının
karşılanmasıdır.
KAS-İSKELET SİSTEMİ
 İnsan vücudu oldukça iyi gelişmiştir, biçimini ayakta
durmasını ve hareketini kas kemik sistemi sağlar.

 İsminden de anlaşılacağı gibi kemikleri ve istemli kasları


içerir.

 Kas kemik sistemi ayrıca önemli iç organları da korur.

 Fakat yaralanmalara neden olabilecek dış kuvvetlere


açıktır.
SOLUNUM SİSTEMİ
 Oksijen, karbondioksitin değişimi,
 Havanın iletilmesi, bu sırada vücut ısısına getirilmesi,
nemlendirilmesi, temizlenmesi,
 Ses oluşturulması,
 Savunma,
 Asit-baz dengesinin sağlanması,
 Bazı hormonların dönüşümünü sağlar.
Solunum sistemi organları

➢ Burun
➢ Yutak burun
➢ Gırtlak
➢ Soluk borusu
➢ Akciğer
➢ Diyafram
➢ Göğüs kasları

www.fendosyasi.com
BURUN
İnsanda solunum sistemi burunla
başlar. Burnun yapısında kıllar,
mukuslu yüzey ve yüzeye yakın
kılcal damarlar bulunur.

YUTAK GIRTLAK
Ağız ve burun boşluğunun Yutaktan gelen havayı soluk
birleştiği yerdir. Alınan havanın borusuna iletir. Kıkırdak
soluk borusuna, besinlerin de yapıdadır ve ses telleri burada
yemek borusuna geçmesini bulunur.
sağlar.
SOLUK BORUSU
(Trake)
Yutak ile akciğer arasında
bulunur. Akciğere hava
iletimini sağlar. Kıkırdak
halkalı yapıdadır.
Soluk borusu akciğerin
üzerinde ikiye ayrılarak
bronşları oluşturur.

Bronşlar da akciğer
içinde dallanarak
bronşçukları oluşturur.
AKCİĞERLER
Solunum sisteminde
gaz değişiminin yapıldığı
organdır. Üzerinde alveol
adı verilen hava kesecikleri
bulunur.

alveol
DİYAFRAM VE GÖĞÜS
KASLARI

Diyafram kası, göğüs


boşluğuyla karın
boşluğunu birbirinden
ayırır.Akciğere hava giriş
çıkışını kolaylaştırırlar.

diyafram

diyafram
Soluk alma

• Göğüs kasları ve diyafram kasılır.

• Göğüs boşluğunun hacmi artar.

• Akciğer genişler.

• Oksijence zengin hava içeri girer.

• Oksijen kana, karbondioksit hava keseciklerine geçer.


SOLUK VERME
•Göğüs ve diyafram kasları gevşer.

•Göğüs boşluğunun hacmi azalır.

•Akciğer küçülür.

•Kirli hava dışarı atılır.


BOŞALTIM SİSTEMİ
 Vücut organ ve hücrelerinin biyolojik aktiviteleri
(sentez, solunum, yıkım, dönüşüm…) sonucu bazı
artıklar oluşur.
 Vücuttaki zararlı artıkların ve fazla olan su ve
minerallerin dışarı atılmasına boşaltım denir.
 Hücrelerde besinlerin kullanılması sonucu artık
maddeler oluşur.
Bu artıklar;

 Karbonhidratlardan → CO2 ve H2O


 Yağlardan → CO2 ve H2O
 Proteinlerden → Amonyak, üre, ürik asit,CO2 ve H2O
’dan oluşur.
İnsan vücudunda oluşan zararlı maddeler böbreklere
yardımcı olarak deri, akciğer ve karaciğer yardımıyla
dışarı atılır.

 Akciğerlerden → CO2 ve su buharı


 Deriden → Ter (su, mineral, üre)
 Karaciğer → safra tuzları
İnsanda Boşaltım Sistemi
İnsanlarda;
 Böbrekler idrar atar. (su, mineral, üre v.s.)
 Akciğerler karbondioksit ve su atar.
 Safra kesesi safra tuzlarını atar.
 Ter bezleri; su, mineral, üre, laktik asit v.s. atar.

BÖBREK
Böbrek dıştan içe doğru kabuk, öz ve havuzcuktan oluşur.
Böbrekte görev yapan temel birim nefrondur. Nefron, bir
böbrekte yaklaşık bir milyon tanedir.
İnsanda Boşaltım Organları
SİNDİRİM SİSTEMİ
 Sindirim sistemi gastrointestinal kanal, ağız, tükrük
bezleri, farenks, özofagus,karaciğer, safrakesesi, pankreas,
rektum ve anüsten oluşur.

 Bu sistemin fonksiyonu yiyeceği sindirerek vücut


hücrelerini beslemektir.

 Sindirim, yiyeceğin ağza alınmasıyla başlayarak gerekli


bileşiklerin alınıp, bütün hücreleri beslemek için dolaşım
sistemiyle taşınmasına kadar süren komplike bir olaydır.
ÜREME SİSTEMİ
DİŞİ ÜREME SİSTEMİ
 İnsanda dişi üreme sistemi; yumurtalıklar (ovaryum),
yumurta kanalı (fallopi tüpü), döl yatağı (rahim =
uterus) ve vagina’ dan meydana gelir.

 Yumurtalıklarda mayoz bölünmeyle oluşan


yumurtalar, yumurta kanalında döllenir.

 Döllenen yumurta rahime gelerek, burada duvara


tutunur ve gelişimini devam ettirir.
ÜREME SİSTEMİ
ÜREME SİSTEMİ
ERKEK ÜREME SİSTEMİ
 İnsanda erkek üreme sistemi; testisler, epididimis,
sperm kanalı, üretra ve yardımcı bezlerden meydana
gelir.
 Erkek üreme hücresi olan spermlerin oluştuğu
yerlerdir. Testisler doğumdan kısa bir süre önce vücut
yüzeyinden dışa doğru meydana gelen bir kese içine
geçerler.
 Testisler, hem spermleri oluşturur, hemde hormon
salgılayarak gametleri olgunlaştırır.
ÜREME SİSTEMİ
DOKULARIMIZ
 Epitel Doku

 Bağ Dokusu

 Kas Dokusu

 Sinir Dokusu
DOKU
 Belli bir görevi yapmak üzere bir araya gelmiş aynı yapı
ve şekildeki hücre topluluklarına DOKU adı verilir.

 Vücutta en çok hücre kapsayan doku Epitel Dokudur.


 Vücudun dış yüzeyini ve organların iç yüzeyini örter.

 Bulundukları organı dış etkilerden korumak, salgı


yapmak, emmek, mukus ve benzeri maddeleri iletmek
gibi görevleri vardır.
DOKU
 Bağ doku, hücrelerarası boşlukları doldurur, hücreleri
birbirlerine bağlar, enfeksiyonlara karşı koruma sağlar
ve hasarlanma durumunda onarılmalarını
gerçekleştirir.
 Epitel Dokusunun hemen altında bulunur.

 Kemik Doku, vücudu oluşturan dokular arasında en


sert olanıdır. Organizmada gerçek anlamda destek
görevi yapan dokudur. Ayrıca organizmanın kalsiyum
depolarıdır.
DOKU
 Sinir Dokusu, sinir sistemini
oluşturan dokudur.

 Nöronlar ve glia hücreleri


olmak üzere 2 önemli hücre
tipi dikkat çekmektedir.

You might also like