Professional Documents
Culture Documents
2b Sozlu Sunum14
2b Sozlu Sunum14
O. Memiş
Çukurova Üniversitesi, İş Güvenliği Anabilim Dalı, Adana
ABSTRACT: There are numerous heavy metals in our environment. These are
derived from natural way or pollution. Heavy metals spread on to the metal
group with related chemical properties. Some of these like iron, zinc and
copper, have significant duties in our metabolisms. The others have no identified
profit for our health. As the exposure rates of heavy metals increase, it can lead
to serious health problems. In this study, determining the heavy metal
distributions of coastal sands of selected locations of Turkish East
Mediterranean (between Samandağı and Narlıkuyu) and TRNC (Turkish
Republic of Northern Cyprus) was objected. 32 samples were taken from
appropriate locations. The elemental content of these sands were interpreted in
terms of occupational health and safety (OHS).
739
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
1. GİRİŞ
İnsanlar yüzyıllar boyunca ağır metallerin doğuracağı sonuçları düşünmeden
bilinçsizce gerek günlük hayatta takı, aksesuar; gerek araç gereç olarak su
borusundan silaha çeşitli alanlarda bu maddeleri kullanmışlardır. Sanayi devrimi
ile fabrikalardan kaynaklı endüstriyel kirlilik ve yanma işlemi için kullanılan
kömürler ile bu kirlilik yayılarak çevre ve insan sağlığını tehlike oluşturmaya
başlamıştır.
Bu çalışmada, Doğu Akdeniz (Samandağı-Narlıkuyu arası) ve KKTC
bölgelerinde seçilen noktalardan alınan numunelerin ağır metal içeriklerinin
belirlenmesi amaçlanmıştır. Uygun görülen lokasyonlardan 32 adet numune
alınmıştır. Bu kumların elementel içerikleri iş sağlığı ve güvenliği (İSG)
yönünden yorumlanmıştır.
740
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
Şekil 1. Ağır metallerin doğaya yayınımları (Alexander, 2002; John vd., 1996).
741
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
etkisidir. Kükürt bitkiler açısından protein sentezinde önemli rol oynarken biz
insanlarda mide tahrişine sebep olmaktadır. Tabi ki, bu durum tesir yoğunluğuna
paralel olarak değişmektedir (Pasteris vd., 1999).
Ağır metaller, öncelikle insan sağlığına ve çevreye etkileri göz önünde
bulundurularak ele alınacaktır. Özellikle biyo-birikimi yüksek olan kadmiyum,
solunması durumunda vücutta anormal reaksiyonlar gösteren nikel, toksik etki
yaratan arsenik başta olmak üzere diğer metallerin etkileri aşağıda
açıklanmaktadır.
2.1. Arsenik
Renksiz, kokusuz, yüksek zehirlilik gösteren ve doğada yaygın olarak bulunan
bir maddedir. As çözeltiler içerisinde arsenit (As+3) ve arsenat (As+5) anyon
kompleksleri şeklinde bulunmaktadır. As+3’in As+5’e göre sağlık açısından çok
daha zehirli oluğu bilinmektedir. Ayrıca içme sularındaki inorganik As
bileşiklerinin besinler içerisinde bulunan organik As bileşiklerine göre çok daha
zehirli olduğu kabul edilmektedir.
As; 2400 yıldan beri tedavi edici ve zehir olarak kullanılmaktadır. As
zehirlenmesi hastalığına arsenizm adı verilmektedir. Hipokratlar, As-sülfitlerini
mide ülserlerinin tedavisinde kullanırken, daha sonraki dönemlerde Dioskorides
saç dökücü olarak kullanmıştır (Fergusson, 1990).
As bileşikleri geçmiş yıllarda frengi, frengi benzeri ve amipli dizanteri
gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Günümüzde de dünya ölçeğinde
yılda 40000 ton dolayında arsenik trioksit üretilmekte ve bunun yaklaşık %80'i
tarımsal mücadele, tomruk ve veteriner ilaçlarında kullanılmaktadır. Buna karşın
As ve bileşiklerine maruz kalan bazı endemik yörelerde toplum sağlığının çok
olumsuz yönde etkilendiği belirtilmektedir. As bileşikleri solunduğunda
akciğere zarar vermekte, ilaç, gıda ve özellikle içme suyu yoluyla alındığında ise
As’in başta deri, solunum yolu, karaciğer ve idrar yollarına gelmesi sonucunda
da kansere yol açtığı bilinmektedir. Bunların yanı sıra şeker hastalığı, kalp-
742
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
2.2. Kadmiyum
Gümüş beyazı renginde, havada hızla CdO2’e dönüşen bir elementtir. Havadaki
Cd duman derişimi 1 mg/m3’ün üzerinde olması durumunda teneffüs edildiğinde
ileri etkileri görülmektedir. Ayrıca vücuttan atılmasının düşük olması ve
biyobirikimi nedeniyle zaman içerisinde insan sağlığına olumsuz etkileri
olmaktadır. Uzun vadede en fazla hasar görecek organ böbrekler olup, işlevlerini
kaybetmesine neden olmaktadır. Ayrıca Cd’un akciğere ve prostat kanseri
oluşumuna etkisi net olarak saptanmıştır. WHO, insan sağlığının korunması için
havadaki Cd derişiminin; kırsal alanlarda 1-5 mg/m3, zirai faaliyetlerin
bulunmadığı kentsel ve endüstriyel bölgelerde 10-20 mg/m3'ü aşmamasını
tavsiye etmektedir( Fergusson, 1990).
Sigara dumanı, sanayileşme ve nüfus artışından kaynaklanan bir hava
kirleticisi olan Cd’un deneysel olarak hipertansiyon, kanser ve bağışıklık sistemi
arızalarına yol açtığı bilinmektedir. Cd, klasik bir stres etkeni gibi davranmakta
ve öğrenme yetersizliğine de yol açtığı düşünülmektedir. İnsan dokusunda 30-
100 gün arasında değişen kısa bir yarı ömre sahip Pb’un tersine, Cd’un yarı
ömrü 10-30 yıl arasında olup, serbest Cd’un çok zehirli olduğu bilinmesine
karşın, aynı zamanda diğer etkenlerin zehirleyiciliğini de büyük ölçüde
arttırmaktadır. Yalnızca Cd, öldürücü etkisi bulunan klorür bileşikleriyle çok
sıkı bir bağ oluşturma kapasitesine sahiptir. İkisi birleştiğinde karaciğer
metabolizmasını değiştirerek lindanlı doku düzeyleri iki katına çıkmakta ve Cd
hücrelerde birikebilmektedir (Pasteris vd., 1999).
743
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
2.3. Stronsiyum
Ca yerine geçen bir elementtir. Doğada derişimi yüksek ise Sr-apatit gibi ayrı bir
mineral oluşur. İnsan sağlığı için gerekli bir element olmasına karşın, her zaman
çok az miktarlarda bulunur. Kemikteki oranı birkaç ppm'dir. Biyoapatitte Ca’un
bir kısmı içine Sr’un girebilmesi ihtimali 1950'de New Meksika'da nükleer
bomba testi esnasında denenmiştir. Nükleer patlamadan düşen radyoaktif Sr-90
zerrelerinin, aynı şekilde Ca’un yerini alarak çocukların kemiklerine, süt içerek
geçmesi sonucu kemik kanserine sebebiyet verme ihtimalinden endişe
duyulmuştur (Finkelman vd., 2001).
2.4. Selenyum
1817 yılında İsveçli kimyacı Berzellius tarafından CuFeS2’den (kalkopirit)
H2SO4 üretimi esnasında Pb odalarında tortulaşmasıyla keşfedilmiştir (Pasteris
vd., 1999). Se kirliliğinin başlıca nedeni Se içeren katı atık depo sahaları ve bu
bölgelerde yetişen tarım ürünleridir. Se; düşük dozda vücut için önemli bir iz
element olsa da, yüksek dozda zehirli niteliktedir. Se, birçok vitamin ve sülfür
içeren aminoasitler ile etkileşim halinde olup, aynı zamanda Hg, Cd, Pb, Ag, Cu
ve As gibi pek çok metalin zehirli tesirini azaltmaktadır. Kanda düşük Se
derişimi kalp hastalıklarına neden olabilmektedir. Kandaki Se derişimi 60-100
μg/l olmalıdır. Bunun yanında Se tiroit hormonu olan triodothyronine (T3)
üretiminde kullanılan enzimin bir parçası olup, Se noksanlığında tiroit
hormonunun işlevinde düzensizlikler görülmektedir. Sürekli yüksek Se alınımı 5
mg/gün’den fazla olduğunda, saç kaybı, tırnak yapısında değişim, ishal, merkezi
sinir siteminde tahribat yaratarak felç, parestezi ve hemiflegi gibi rahatsızlıklar,
böbrek ve karaciğer hasarları, iştahsızlık gibi belirtiler gözlenmektedir (Ernst,
2006). Yüksek Se konsantrasyonunda çalışanlar üzerinde baş ağrısı, “Se
nezlesine” yol açmaktadır. Sindirim sistemindeki mukus membranlarında ve
karaciğerde tahribata ayrıca akciğerde zehirli ödemlere neden olduğu
saptanmıştır.
744
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
2.5. Nikel
Gümüşümsü beyaz renkli bir elementtir. Ni bileşikleri pratik olarak suda
çözünmez. Suda çözünebilir tuzları; klorür, sülfat ve nitrattır. Ni biyolojik
sistemlerde adenosin, trifosfat, aminoasit, peptit, protein ve deoksiribonükleik
asitle kompleks oluştururlar. Havadaki Ni bileşiklerinin teneffüs edilmesi
sonucunda, solunum sisteminde; solunum borusu irritasyonu, tahribatı,
immunolojik değişim, alveoler makrofaj hücre sayısında artış, silia aktivitesi ve
immünite baskısında azalma gibi anormal fonksiyonlar meydana gelir. Ni işinde
çalışanlarda astım gibi olumsuz sağlık etkilerinin yanında, burun ve gırtlak
kanserlerine neden olduğu kesinleşmiştir. Kanserojen etkisi nedeni ile
güvenilirlik limitinin belirtilmesi mümkün değildir (Pasteris vd., 1999).
2.6. Kurşun
Mavimsi veya gümüş grisi renginde yumuşak bir element olup, tetraetil veya
tetrametil gibi organik bileşenlerinin yakıt katkı maddesi olarak kullanılmaları
neticesinde kirletici olarak önem göstermektedirler (Pasteris vd., 1999). Pb
vücutta önce alyuvarlar içerisine girer, hücrenin içindeki demiri dışarı atarak
onun yerini alır ve vücutta Fe eksikliğine bağlı olan kansızlık ortaya çıkar. Pb
fazla alındığı zaman dalak, karaciğer, böbrek gibi organlarda toplanmakla
beraber en çok kemiklerde birikmektedir. Pb’un S’e karşı eğilimi olduğundan
diş kenarlarında ve bağırsaklarda da bulunmaktadır. PbO2 ve PbO3 elde edildiği
akümülatör fabrikaları, Pb’un kalıplandığı, Pb pastalarının imal edilip sıvandığı
ve plaka uçlarının temizlendiği yerler en tehlikeli bölgelerdir. Daha çok kronik
zehirlenme görülmekte olup, zehirlenme solunum ya da deri yoluyla temastan
kaynaklanmaktadır. Erken dönemde iştahsızlık, zayıflama, yorgunluk, baş ağrısı,
anemi, ağızda madeni tad, kansızlık, mide şikayetleri, diş etlerinde koyu
mavimtırak çizgiler, daha ileri hallerde ise huzursuzluk, sinirlilik, tekrarlayan
kusmalar, eklem ağrıları, ellerde felç, his bozuklukları görülmektedir (Varol vd.,
2008). En ileri ağır şekillerinde ise; yüksek tansiyon, devamlı kusma, beyin
745
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
ödemi, beyin damarlarında spazm sonucu ortaya çıkan merkezi sinir sistemi
bozuklukları kendini göstermektedir.
2.7. Kükürt
Antik çağlardan beri bilinen metalik olmayan bir elementtir. İnsan vücudunda
vazgeçilmez bir parçası olarak tüm hücrelerinde vardır. Bazı bakteri ve
mantarlar için çok zehirli olan S, nispeten zararsızdır. Sülfat bileşenleri zehirsiz
olmasına karşın, karbon disülfit, hidrojen sülfit ve SO2 oldukça zehirlidir.
Atmosferdeki S bileşenleri insan ve bitkileri, doğrudan ve/veya dolaylı olarak
etkileyen hava kirliliğinin en tehlikeli bileşeni ve asit yağmurlarının sorumlu
etkenlerinden birisidir (Fergusson, 1990).
S tarih çağları boyunca, çeşitli deri hastalıklarında, sivilce merhemi
karışımında, kepeğe karşı şampuanlarda ve akut radyoaktif ışınımlarda panzehir
olarak ve ayrıca yaraların keratin yoluyla iyileşmesinde ve cilt döküntülerine
çare olarak kullanılmıştır. S’lü kaplıcalar, uzun yıllardan beri, sedef hastalığının
tedavisinde, romatizmal ağrılar ve enfeksiyonlar ile astımın tedavisinde Fransa
ve Türkiye'deki doktorlar tarafından önerilmektedir.
2.8. Krom
İnsan vücudunda günlük olarak ihtiyacı yaklaşık olarak 50-200 µg aralıklarında
değişmektedir. Cr+6 bileşikleri ve tozlarının insan sağlığını olumsuz yönde
etkilediği belirtilmektedir. Cilt üzerinde ülserasyon ve allerjik tepkime,
solunum, böbrek, karaciğer, mide ve bağırsak sistemi üzerinde tahribat ve
akciğer kanserine neden olmaktadır (Fergusson, 1990). Cr eldesinde kullanılan
kromitlerde Cr +3 değerlikli olup, suda hemen hemen çözünmemekte, bu
nedenle Cr-madenciliği çevresindeki insan, hayvan ve bitkiler üzerinde olumsuz
bir etkilenme söz konusu olmamaktadır. Ancak asit yağmurları gibi etkenlerle
Cr +6 değerlikteki zararlı formuna dönüşebilmektedir.
746
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
2.9. Manganez
İnsan vücudu için günlük gereksinimi takribi 2-5 mg olup, kemik büyümesi ve
gelişimine fayda sağlamaktadır. Tahıl ve meyve-sebzeler içinde bulunmaktadır.
Mn’ın limit değerinin aşması durumunda bunama hastalığına yol açtığı
belirtilmektedir.
2.10. Alüminyum
Toprağın asidik olması Al’un hareketliliğine ve taşınmasına yol açmaktadır.
Asitlenmenin artmasıyla baz doygunluğu azalmaktadır. WHO'a göre içme
suyunda %4'ünden daha az olmakla birlikte günde 88 mg Al alınmalıdır. Bu
sağlanmadığında ise günde 5 mg kadar düşen günlük alımlar olabilir. Besinlerin
sindiriminden önce Al’un parçalanması mide ve bağırsak sisteminde besinlerin
vücuda girmesinde etkili olmaktadır (Ernst, 2006). Al’un tıbbi jeokimyasına
olan ilgi; içme suyu gibi çeşitli kaynaklardan Al etki altında kalınması
sonucunda bunama (alzheimer) hastalığına yakalanma olasılığından
kaynaklanmaktadır. Beyindeki Al oranının alzheimer hastalarında arttığı
belirtilmektedir.
2.11. Bakır
Vücutta %10’u beyin ve karaciğerde kalanı kanda olmak üzere toplamda 100-
150 gr Cu elementi bulunmaktadır. İnsan vücudunun günlük Cu gereksinim
miktarı 1,5-3 mg aralıklarında değişlik göstermektedir. Cu, vücutta güç
emilebilen bir elementtir. Karaciğer, fındık, kuru üzüm, istiridye, midye ve
mürekkep balığında bulunan Cu’nun sadece %5’i vücut tarafından absorbe
edilmektedir. Cu eksikliği kansızlık ve kemik yapısında bozukluklara neden
olabilmektedir. Zambia Cu-kuşağını aşan akarsularla beslenen topraklarda
yaşayan Maputoland insanlarında cüceliğin ve eklem hastalıklarının artışı söz
konusudur.
747
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
2.12. Klor
Dünyada, içme sularının temizlenmesinde kullanılır. Ayrıca, kağıt yan ürünleri,
boya maddeleri, tekstil ve petrol ürünleri, çeşitli ilaçlar, antiseptikler, böcek
öldürücüler (insektisitler), çözücüler, plastik ürünler ile çok farklı tüketim
malzemelerinin elde edilmesinde kullanılır. Suda serbest, bağlı ve toplam Cl
mevcuttur. Serbest Cl suda dezenfekte edilebilen; bağlı Cl ise NH3’la bağlı olan,
istenilmeyen ve sağlığı tehdit eden türüdür (Ernst, 2006). Kağıt fabrikaları,
rafineriler, cam fabrikalarının HCl dumanları ve klorlu su ile uygulama görmüş
bitkiler başlıca Cl kaynağıdır. Cl genelde yaprak ucu ve yaprak kenarı
nekrozuna neden olur. Nekrotik yaprak ten rengi ya da kırmızımsı
kahverengindedir (Fergusson, 1990).
2.13. Kobalt
Volkanik kayaçlar içinde bulunabilmektedir. Kalp ile karaciğerde tahribat ve
fonksiyon bozuklukları, kan şekeri, kolesterol ve yağ oranında artışa ve kansere
neden olmaktadır (Fergusson, 1990).
2.14. Çinko
İnsan vücudundaki Zn miktarı 2-3 g olup; kan, alyuvarlar, prostat, karaciğer,
pankreas, bazı kas ve kemiklerde bulunmaktadır. Zn eksikliği sonucunda;
akrodermatitis enteropatrika, penisilamin tedavisi sonrası, akut alkol alımı,
toprak yeme olayı, anemi, kronik böbrek ve akciğer hastalıkları ortaya
çıkmaktadır. Zn miktarının yüksek olması da fazlasıyla tehlikeli olup, damar
rahatsızlıkları ve iştah eksikliğine sebep verebilmektedir (Fergusson, 1990).
2.15. Cıva
Çok eski çağlardan beri insanlık tarafından bilinen bir metaldir. Hg sanayide
hem metalik hem de organik ve inorganik Hg-bileşikleri olarak termometrelerde,
kimi metallerin üretim süreçlerinde, ilaç sanayisinde, boya ve kağıt sanayinde
748
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
2.16. Demir
Demirin fazlalığı karaciğer (hepatik) yetmezliğine neden olabilmektedir. Bu
durumda, vücudun dışarıya atamadığı Fe birikimi mide krampı, baş dönmesi,
kusma, şok ve bazı durumlarda komaya kadar sebep olabilmektedir.
Hemoglobindeki Fe kandaki O’i taşımaktadır. Fe eksikliği anemi (kansızlık)
hastalığına yol açmaktadır (Fergusson,1990).
749
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
Alata/Bahçe Kült. Araş. Ens.Müd. 36ₒ 37′ 45.26″ 34ₒ 20′ 52.67″
Kaplumbağa Yuvalama Kumsalı 36ₒ 37′ 55.58″ 36ₒ 21′ 09.64″
Arpaçbahşiş/Yenimahalle (Kanal) 36ₒ 38′ 09.67″ 34ₒ 21′ 37.37″
Mezitli/Pompei Beach 36ₒ 44′ 14.06″ 34ₒ 32′ 0.30″
MERSİN 2 Enlem Boylam
Lamos 36ₒ 32′ 27.29″ 34ₒ 14′ 08.58″
Limonlu 36ₒ 33′ 13.71″ 36ₒ 14′ 38.91″
ODTÜ Deniz Bil. Ens. 36ₒ 34′ 0.68″ 34ₒ 15′ 22.55″
Kocahasanlı 36ₒ 34′ 46.02″ 34ₒ 16′ 12.35″
Erdemli 36ₒ 35′ 20.24″ 34ₒ 17′ 22.30″
İSKENDERUN-HATAY Enlem Boylam
İs-Demir/Denizciler 36 38′ 44.80″
ₒ
36 12′ 44.43″
ₒ
750
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
751
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
4. SONUÇLAR
Bu çalışmada, toplam 32 lokasyonda araştırma yapılmış olup formasyonların
kontrolleri yapılarak kimyasal içerikleri ortaya konmuştur.
Numunelerin kimyasal içeriklerini belirlemek üzere ICP/ICP MS
kimyasal analizleri ACME laboratuvarlarında gerçekleştirilmiştir. Her bir
lokasyona ait 2 şer adet numune gönderilmiştir. Lokasyon noktalarına ait önemli
sayılabilecek mineral konsantrasyonları aşağıda verilmiştir.
A: Kumlarda Fe2O3 (%6,48-8,66), MgO (%5,92-11,71), CaO (%14,36-
21,94) oranları oldukça yüksektir. Bu oranlar bölgenin jeolojisine uygun olarak
ofiyolitik kayaçlardan dolayıdır. CaO oranını aynı zamanda bölgedeki
kireçtaşları artırmaktadır. Kobalt oranı yine bölgesel kayaçlardan dolayı yüksek
bir oran sunmaktadır.
TiO2 (%0,50-0,70), Ni (ppm 123-442), Cr (%yer yer 2) oranlarının
fazlalığı yine ultrabazik kayaçlardan (Peridodit, serpantinit) dolayıdır.
T: Silisyum oranı yüksektir ve (%55-60), Fe2O3 (%2 ortalama), MgO (%4
ortalama), CaO (%12 ortalama) varlığı bölgede ciddi bir kumtaşı
sedimantasyonunun olduğunu belirtmektedir. Ba, Sr oranlarında konsantrasyon
artışı bulunmaktadır.
752
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
753
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
754
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
755
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
756
Uluslararası Maden İşletmelerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu’2017, 02 – 03 Kasım, Adana
International Symposium on Occupational Health and Safety in Mining’2017, 02 – 03 November, Adana
KAYNAKLAR
Alexander, R., 2002. Doktora Tezi, Münih Teknik Üniveristesi, Entwicklung und
Charakterisierung wasserlöslicher Benzoylthioharnstofffunktionalisierter Polymere zur
selektiven Abtrennung von Schwermetallionen aus Abwässern und Prozesslösungen
Atabey, E., 2005. Tıbbi Jeoloji. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yayınları, 88, 194 s.
Dissanayake, C.B., Chandrajith, R., 1999. Medical Geochemistry of Tropical Environments.
Earth-Science Reviews, 47, 219-258.
Ernst, W.G., 2006. Earth Materials and Human Health. International Geology Review., 48,
191-208.
Fergusson, J.E.,1990. The Heavy Metals: Chemistry, Environmental Impact and Health
Effects. Pergamon Pres, 614 p.
Finkelman, R.B., Skinner, H.C.W., Plumlee, G.S., Bunnell, J.E., 2001. Medical Geology.
Geotimes, Nowember 2001, 6 p.
John, H., Duffus, Howard, G.J., Worth, 1996. Fundamental Toxicology for Chemists,
Cambridge, UK : Royal Society of Chemistry Information Services.
Pasteris, J.D., Wopenka, B., Freeman, J.J., Young,V.L., Brandon, H.J., 1999. Medical
Mineralogy as a New Challenge to the Geologist: Silicates in Human Mamary Tissue
American Mineralogist, 84, 997-1008.
Varol, S., Davraz, A., and Varol, E., 2008. Yeraltı Suyu Kimyası ve Sağlığa Etkisinin Tıbbi
Jeoloji Açısından Değerlendirilmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri.
757