You are on page 1of 40

AZOT ENDÜSTRİSİ

Nida USLU
10051001
 
Onur ÇAVDAR
11051028
 
Azot Nedir?
Azotun Tarihi
Azotun Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri
Azot Gazının Elde Edilişi
Azot Gazının Bileşikleri
Azot Çevrimi
Azotun Kullanım Alanları
Azot Endüstrisi
Azot Nedir?
Azot periyodik cetvelde “N” simgesi ile gösterilen bir
element olup atom numarası 7 olan; dünya atmosferinin hacimce
%78.09’unu oluşturan, renksiz, kokusuz ve zehirsiz inert bir
gazdır ve tüm canlı dokularda bulunur. İnsan vücudunun yapısının
%3’ünü oluşturur. Doğada serbest halde ve oda sıcaklığında farklı
kombinasyonlarla bileşikler halinde bulanabilir. Bu bileşiklerin en
yaygın olanı amino asitler, amonyak, nitrik asit ve siyanür gibi
sıralanabilir.
Azotun
 Tarihi
1700’lü yıllarda kimyacılar için gazları anlamak oldukça zor bir meseleydi.
En temel soruların başında “Hava neyden yapılmıştır?” sorusu gelmekteydi.
Çünkü hava görünmezdi. Bu sebeple bu sorun kimyacılar uzun yıllar
çözülemeyen bir sorun olarak kaldı ta ki havayı nasıl tutmayı öğrenene kadar.
Böyle araştırmacılar havayı araştırmaya başlayabildiler. Hava ile ilgili en önemli
çalışmalar 1770’li yıllarda ortaya çıkmaya başladı.
 Zamanın kimyacıları azot gazının ismi konusunda da tartışmışlardır.
Fransız kimyacı ve modern kimyanın kurucusu sayılan Antoine-Laurent Lavoisier
“azote” ismini tercih etmiştir. Bu ismi tercih etmesinin sebebi ise Antik
Yunanca’da “azote” kelimesinin “hayat olmayan” anlamına gelmesidir çünkü
azot gazı oksijen gazı gibi solunum için gerekli olan hayati desteği
sağlamıyordu. Nitrojen ismi ise 1790 yılında Fransız kimyacı Jean Antoine
Claude Chaptal tarafından öne sürülmüştür. Bu isimin günümüzde daha sıkça
kullanıladığı görülmektedir. Nitrojen kelimesinin anlamı ise “nitro-“ nitrit ve
“nitrik asit” ve “-gen” yani “kökeni” anlamına gelmektedir.
Azotun Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri
Azot renksiz, kokusuz ve tatsız bir gazdır ve
özkütlesi bir litrede 1,25046 gramdır. Karşılaştırılacak
olursa havanın 1 litresinin 1,29 gram olduğu
söylenebilir. Atmosferik koşullarda azot -195,79
°C’de gaz halinden sıvı haline geçer ve -210 °C’de ise
sıvı halden katı hal geçiş gözlenir. Donduğunda beyaz
ve kara benziyen bir görünüşe sahiptir. Azot gazı su
içinde bir miktar çözünebilir. Yaklaşık 2 litre azot 100
litre su içerisinde çözünebilir. Çizelge 2.1’de azotun
belli başlı fiziksel özellikleri görülmektedir
Formül N2

Molekül Ağırlığı 28,01 g/mol

Kaynama Noktası (1 atm) -195,8 °C

Erime Noktası (1 atm) -210 °C


Sıvı Fazındaki Yoğunluk (1 atm) 806,11 kg/m3

Gaz Fazındaki Yoğunluk (1 atm) 4,6096 kg/m3

Gizli Buharlaşma Isısı (1 atm) 199,18 kj/kg

Kritik Nokta Sıcaklık -146,96 °C

Kritik Nokta Basıncı 33,96 bar


Azotgazı oda sıcaklığında oldukça inert bir gazdır. Oksijen,
hidrojen ve diğer tüm elementlerle herhangi bir etkileşime girmez.
Oksijenle ise şimşek veya şiddetli ışık etkisiyle etkileşime girer ki
bunun sonucunda nitrik oksit oluşur. Nitrik oksit azot gazına
nazaran daha aktiftir.

Periyodik
cetvelde azot elementi 15. grubun ilk elementidir ve
atom numarası 7’dir. 2s2 2p3 elektron dizilimine sahiptir.

Azotundoğada iki adet izotopu bulunmaktadır. Bunlar azot-14 ve


azot-15’dir. Ayrıca azotun 5 adet radyoaktif izotopu olduğu da
bilinmektedir. Radyoaktif izotoplarının kullanım alanları hiç olmasa
da azot-15’in iz bırakıcı madde olarak kullanımı mevcuttur.
Azot Gazının Elde Edilişi

Azot gazı endüstriyel olarak elde edilmesinin dışında


laboratuvar şartlarında da elde edilebilir.
1. Havanın sıvılaştırılması
Hava, basınç altında sıvılaştırılır ve oksijenden damıtma
yoluyla ayrılır.
2. Bazı azot bileşiklerinin 60 °C’de ısıtılarak
ayrıştırılması
Aşağıda verilen tepkime youluyla azotlu bileşiklerden azot
gazı ayrıştırılması mümkündür [3].
NH4NO2 → N2 + 2 H2O
◦ AZOT GAZININ BİLEŞİKLERİ

Amonyak
Hidroksilamin
Hidrazin
Nitrozoksit (N2O)
Nitrik oksit (NO)
Azotdioksit (NO2) ve diazottetraoksit (N2O4)
Diazot pentaoksit (N2O5)
AZOT ÇEVRİMİ
Havadaki azot devamlı bir devinim içindedir.
Tüm canlılar (bitki,insan, hayvan) için azot bileşikleri yaşamsal
önemdedir. Canlılar bu bileşiklerin bir kısmını sentezlerken diğerlerini
başka kaynaklardan alır. Örneğin insanlar için yaşamsal önemde olan
amino asitlerin çoğunu vücut sentezler, fakat 8 tanesini bitkilerden
alır. Diğer taraftan bitkilerden yonca ve baklagiller gibi bazıları hava
azotunu doğrudan alıp köklerindeki bazı bakterilerle NH 3 ve NH4 +
hâline çevirdikten sonra bitki gövdesine verirler. Diğer bitkiler bunu
yapamazlar. Diğer bir azot devinimi de havadaki azot ve oksijenin
şimşeklerin oluşturduğu elektrik akımı ile birleşerek NO hâline
dönüşümü ile başlar. Oluşan NO kısa sürede yükseltgenerek NO 2 hâline
dönüşür. NO2 su ile HNO3 ‘e dönüşür ve asit yağmuru şeklinde toprak
ve suya karışır. Canlıların bünyelerinde bulunan azot da canlı öldükten
sonra mikroorganizmalar yardımıyla bozunarak N2 ye dönüşür ve
havaya verilir. Böylece azot devinimi sürekli devam eder. Şekil 2.2 ‘de
azot çevriminin şekli görülmektedir.
AZOTUN KULLANIM ALANLARI
Azot kimyasal olarak inert, temiz, tehlikesiz ve içinde zararlı canlıların
ve mikroorganizmaların yaşayamadığı bir gaz olduğundan dolayı gıda
maddelerinin korunmasından maddelerin oksijenle temasını kesmeye kadar
çok geniş uygulama alanları mevcuttur.

 Gıda Sanayinde Azot Gazı Kullanımı


Oksijen gıda ürünlerinin en büyük düşmanıdır. Oksijen
açısından zengin bir ortam, bakteri ve küfün kolayca üremesine
yol açarak gıda ürünlerinin kalitesini düşürmektedir. Bu nedenle,
azot altında depolama, ambalajlama ve nakliye biçimleri ürünün
raf ömrünü artırmakta, birçok gıda ürünü ilk günkü tazelikte
uzun süre saklanabilmektedir. Azot gazı başta et ürünleri, yağ,
meşrubat, şarap,
1 Modifiye bira,
atmosfer çerez,
altında kuruyemiş
gıdaların olmak üzerekullanımı
ambalajlanmasında gıda
sanayinin birçok
2 Kontrollü kolunda
atmosfer geniş
altında bir uygulama
gıdaların alanına sahiptir. 
depolanması
3 Azot örtüsü altına almak
4 Azot gazı ile süpürme
5 Doldurma
6 Fıçı Biracılığı
Kimya ve Petrokimya Sanayinde Azot Kullanımı

1.Azot örtüsü altına almak (Battaniyeleme) 


Kimyasal ürünlerin proses veya depolama tanklarında oksijen ve nem ile
temas etmesi polimerleşme, mikrop üremesi, renk atması vb olaylar sonucu
kalitesinin düşmesine veya tamamen bozulmasına yol açabilir. Yanıcı veya
patlayıcı ürünler söz konusuysa aynı zamanda ciddi bir güvenlik riski oluşturur.
Bu tanklardaki boşluk hava yerine azot gazıyla doldurulursa bu gibi olumsuzluklar
önlenmiş olur. Buna kısaca battaniyeleme denir. Battaniyeleme uygulanmış
tankların boşaltılması ya da doldurulması sırasında, hassas bir basınç kontrol
sistemi sayesinde sıvının üzerinde hep aynı basınçta azot kalması sağlanır.
2 .Azot gazı ile süpürme 
Ekipman ve borulardaki istenmeyen gazlar azot gazı ile süpürülerek
uzaklaştırılabilir.
3.Kimyasal maddelerin basınçla transferi 
Depo tankları azot gazıyla basınçlandırılarak kimyasal maddelerin diğer bir
yere transferi sağlanır.
Petrol ve Doğal Gaz Sanayi
Petrol ve doğal gaz yanıcı ve parlayıcı maddeler olduğu
için bunların üretimi, taşınması, depolanması, işlenmesi ve
dağıtımında azot gazı sıkça kullanılır. Bazı uygulamalar:
Üretim kuyularının azotla basınçlandırılması
Boru hatlarının ve tankların azot gazıyla test edilmesi
Boru hatlarının ve depolama tanklarının çalışma öncesi
azot gazıyla süpürülmesi
Petrol depolama tanklarının yangına karşı azot örtüsüyle
kaplanması (battaniyeleme)
Uzun süre bekleyecek boru hatlarına azot basarak
zamanla korozyona uğramasının önlenmesi
Lastik Sanayi
 Basınç, araç lastiklerinin performansı açısından en önemli faktördür.
Lastiğin ömrü ve sürtünme direnci basınçla yakından ilişkilidir. Doğru
basınçta kullanılmayan lastikler hem kısa ömürlü olur, hem de aracın
daha fazla yakıt tüketmesine yol açar. Ayrıca yol tutuşu da kötüdür [6].
 Lastiğin ömrünü kısaltan ikinci bir unsur da içindeki havada bulunan
oksijen ve nemdir.
 Lastikleri hava yerine azotla doldurarak hem lastiğin ömrünü uzatmak,
hem de aracın yakıt tüketimini azaltmak aşağıda mümkündür.
 Azotla doldurulan lastiklerin basıncı çok daha yavaş eksilir:
İmalat Sanayi
Azot, farklı maddelerin işlenmesinde de kullanılan bir gazdır. Sık kullanıldığı yerlerden bazıları gaz destekli
enjeksiyon kalıplama, lazerli kesim, lazerli kaynak, plazma kesimi ve ısıl işlemlerdir.
1 Gaz destekli enjeksiyon kalıplama 
Bu işlemde, ergimiş plastiğin kalıba girmesinin ardından basıncı kontrol edilen azot gazı plastiğe enjekte edilir.
Gaz en az direnç gördüğü yolu izlediğinden, plastiğin hâlâ eriyik durumda olduğu daha kalın bölgelere doğru
ilerler. Plastiğin içinde kesintisiz kanallar oluşturur, kalıp boşluğunun plastik ve gazla tam olarak
doldurulmasını sağlar, soğuma ve katılaşma sırasında plastiğe basınç uygular ve plastiğin daralmasını
karşılamak için genleşir. Gaz, kalıbın açılıp içindeki parçanın çıkarılmasından önce boşaltılır.
2 Lazerli kesim ve sinterleme
Lazerli kesimde, kesici gaz olarak azot kullanılır. Azot maddeyle tepkimeye girmediği için, paslanmaz çelik de
dahil olmak üzere tüm alaşımlarda kesici gaz olarak kullanılır. Azot kullanılması oksitlenme riskini ortadan
kaldırdığı için, paslanmaz çelik parçaların lazerle kesimi sırasında paslanmazlık özelliğinin korunması, normal
çelikteyse boya tutma özelliğinin pekiştirilmesi için temel yöntemdir. Sürekli çalışan kesme sistemlerinde
yerinde azot üretimi çok ekonomik olmaktadır.
  3 Isıl işlem 
Azot gazı ısıl işlem fırınlarının süpürülmesinde ve lehim banyolarında metal yüzeylerin oksitlenmesini önleyerek
cüruf miktarının azaltılması amacıyla kullanılır. Azot gazının fırın atmosferi olarak kullanılmasıyla yüksek
sıcaklıklarda metal yüzeylerin oksitlenmesi önlenmiş olur. Isıl işlem uygulamalarında kullanılan alanlar şu
şekilde sıralanabilir:
Sürekli fırınlar
Kesikli fırınlar
Vakumlu ocaklar
Lehimleme
Karbürizasyon
Tavlama
Gaz sıvılaştırma
Sinterleme
Elektronik Sanayi
Elektronik parçaların montajında metallerin
oksidasyonunun kontrol altına alınmasında ve elektronik
devre kartlarında lehim banyo atmosferi olarak kullanılır.
Elektrik sanayinde başlıca kullanıldığı alanlar şöyle
sıralanabilir;
Dalga lehimleme
Seçimli lehimleme
Kuvars kristal kontrollü osilatörlerde
Gazların şartlandırılması
Deiyonize su depolanması
Komponentlerin inert ortamda saklanması
İlaç Sanayi Araştırmaları ve
Akademik Araştırmalar
İlaçların veya ilaç hammaddelerinin
depolanması amacıyla battaniyeleme
yöntemi ile azot gazı kullanır. Akademik
araştırmalarda çalışma koşullarının inert
olmasını sağlamak amacıyla
basınçlandırılmış azot gazı kullanılabilir.
GIDA PAKETLEME ŞARAP YAPIMI DENİZCİLİK İLAÇ SANAYİ KİMYA SANAYİ HAVACILIK
UYGULAMALARI UYGULAMALARI

PLASTİK LAZER KESİM ELEKTRONİK ISIL İŞLEM MEYVE SUYU BİTKİSEL YAĞ
ENJEKSİYON GAZLI İÇECEK ÜRETİMİ
Özetle, azot gazı birçok endüstriyel alanda geniş
kullanım alanlarına sahiptir. Kimya sanayinde korozotif etkileri
önlemek, patlama ve yangın riskini azaltmak, hammaddelerin
oksidasyonu ve dekompozisyonunu önlemek amacıyla
kullanılır. Gıda sanayinde gene oksidaysonu önleyici, küf ve
haşere önleyici olarak kullanımları mevcuttur. Elektrik
endüstrisinde beklenmedik, istenmeyen kimyasal
reaksiyonların önlenmesinde ve elektrik ve elektronik devre
elemanlarının soğutulmasında kullanılır. Ayrıca elektrik kablosu
kaplamalarının basınçlandırılmasında kullanılmaktadır. Metal
sanayinde büyük miktarlarda kullanılan ve büyük bir öneme
sahip olan azot gazı oksidaysonun önleyici veya kaynak
sırasında karbonizasyonu önleyici olarak kullanılabilir.
AZOT ENDÜSTRİSİ
Azot gazı endüstriyel olarak birçok
yöntemle üretilebilmektedir. Bu
yöntemlerin öne çıkanları kriyojenik
fraksiyonel distilasyon ve havanın
adsorpsiyon veya gözenekle ayrılmasıdır.
Azot Endüstrisinin Tarihi
1895 yılında Alman mühendis Carl von Linde kriyojenik fraksiyonel distilasyon yöntemini
geliştirmiştir. Bu yöntem endsütriyel olarak kullanılan en eski yöntemdir ve hala
günümüzde de kullanılmaktadır. Büyük ticari hava ayırma tesislerinde azot gazının
yaklaşık %70’i bu yöntem ile üretilmektedir.
1940’lı yıllarda Leonard Pool ( Air Product Ticari Gaz Üretimi şirketinin kurucusu) Linde
yöntemini yerinde azot üretimi olarak geliştirmiştir. Bu yönteme göre azot tesisi azot
gazını kullanacak olan tesisin hemen yanına kurulurdu ve üretilen azot gazı hedef tesise
borular aracılığı ile gönderilirdi. Bu yöntemin avantajları düşük maliyetli olması ve azot
gazı kullanıcısı tesis için güvenilir olması olarak sıralanabilir. Fakat yüksek kurulum
maliyeti ve enerji masrafları sebebiyle düşük miktarda azot gazı kullanan işletmeler
sıvılaştırılmış azot kullanımını tercih etmekteydi.
1980’li yıllarda basınç salınımlı emilim yöntemi (Pressure swing adsorption /PSA)
yöntemi başta olmak üzere membranla üretim gibi birçok alternatif yöntem
geliştirilmiştir. Bu yılların başında bu tür alternatif yöntemler düşük miktarda ve düşük
saflıkta azot gazına ihtiyaç duyan şirketler tarafından kullanılmaktaydı fakat günümüzde
bu alternatif yöntemler de geliştirilerek verimli bir prosesle saf ve yüksek miktarda azot
gazı temini yapılabilmektedir
Azot Endüstrisinde Kullanılan Yöntemler
1.Linde yöntemi
Linde yöntemi havanın veya hava karışımlarının çok düşük
sıcaklıklarda fraksiyonel olarak ayrılması temeline dayanır
ve kriyojenik bir ayırma yöntemidir. Havayı oluşturan
gazların havadan ayrılması prosesi bilinen bir fiziksel ve
kimyasal kurala bağlıdır. Oksijen her ne kadar azottan daha
yüksek kaynama noktasına sahip olsa da azotla eş zamanlı
olarak ya da azot yanında bir miktar sıvılaştırılabilir ve azot
sıvılaştırılmış gaz karışımından buharlaşarak ilk ayrılan gaz
olur. Böylece sıvılaşmış hava oksijen bakımından daha
zengin hale gelir ve böylelikle buharlaştırma işlemi devam
edebilir
Azot Gazının Rektifikasyon Kulesinde Üretimi
Azot Gazının Linde Üretiminin Patent Çizimi
2.Claude yöntemi
1902’de Fransız Kimyacısı George Claude’un adyabatik genleştirme
yoluna dayanarak geliştirdiği bir yöntemdir. Pistonlu bir makinanın
içindeki yüksek basınçlı hava çevresiyle herhangi bir ısı alışverişinde
bulunmadan iş yapmaktadır. Havanın iş yapması, iç enerjisinin
azalmasına dolayısıyla sıcaklığının düşmesine sebep olur. Soğutulmuş
olan havanın bir kısmı bir sıvılaştırıcının tüplerinin içine gönderilip
sıvılaştırılır. Diğer bir kısmı ise pistonlu makinaya gelen yüksek basınçlı
havayı ön soğutmaya tabi tutmak için kullanılır. Ön soğutmadan geçen
yüksek basınçlı havanın bir kısmı ise sıvılaştırıcının tüplerinin dış kısmına
gönderilir. Pistonlu makinanın teteranlı kullanılması sonucu soğuk
tüplerin üzerinden geçen hava sıvılaşır ve sıvılaştırıcının dibinde birikir.
C.W.P Heylandt da adiyabatik genleşmeyi kullanan bir hava sıvılaştırıcısı
geliştirmiştir. Onun metodunun Claude metodundan farklılığı pistonlu
makinadaki adiyabatik genleşmeyi Linde-Hampson metoduna ilave olarak
kullanmasıdır
3.Membran ile ayrıştırma yöntemi
Özel polimerlerden yapılmış ve azot moleküllerinin
geçemeyip oksijen, argon ve diğer gazların
geçebileceği büyüklükte gözeneklere sahip
membranlar kullanılan yöntemdir. Hava
membrana basınçla uygulandığında oksijen ve
diğer gazlar membrandan geçerken azot gazı
geçemeyerek ayrılmış olur. Bu yöntemle %90-
99,9 arasında saflıkta azot gazı elde etmek
mümkündür. Şekilde azot gazı membran
sisteminin akış diyagramı görülmektedir.
Çeşitli Gazların Membran İçerisindeki Difüzyon
Hızlarının Karşılaştırılması
Azot Gazının Membran Ayrıştırma Yöntemi ile Diğer
Atmosfer Gazlarından Ayrıştırılması
Membranın ve Membranı Oluşturan Fiberlerin Görünümü
4. Basınç salınımlı emilim yöntemi ( Pressure swing
adsorption / PSA )
Bu yöntemde azot gazı üretimi esas olarak iki adet
adsorpsiyon tankında gerçekleşir. Bu tanklar CMS (Carbon
Molecular Sieve- Karbon Moleküler Elek) adı verilen ve
havayı ayrıştırmaya yarayan özel karbon taneciklerle
doldurulmuştur. Karbon elekler Şekil 4.8’de görüldüğü
gibidir. CMS havayı azot ve oksijen molekülleri arasındaki
ebat farkından yararlanarak ayrıştırır. Yüzeyinde
moleküllerini tutacak büyüklükte gözenekler bulundurur.
Basınçlı hava CMS ile temas ettiğinde havadaki oksijen
molekülleri CMS tarafından tutulur, azot molekülleri serbest
kalır.
Basınç Salınımlı Emilim Yönteminde Kullanılan Proses
Elemanının Tanıtımı
Basınç Salınımlı Emilim Yönteminin Proses Akış Şeması
Azot Endüstrisinde İş Sağlığı ve İşçi Güvenliği
Azot gazı ile ilgili yaşanan oksijensiz kalma vakaları her sene yaşanmaktadır.
ABD Kimyasal Güvenlik Komisyonunun (CSB) Haziran 2003’teki bildirisinde,
azot boğulma kazalarının ABD endüstrisinde 1992-2002 yılları arasında 80
ölümle sonuçlandığı rapor edilmiştir. Bu kazalar fabrikalar, laboratuvarlar ve
sağlık tesisleri gibi farklı çalışma alanlarında meydana gelmiştir. Kazaların
çoğunda yüklenici çalışanları etkilemiştir .
Azot gazı endüstriden amonyak gazı sentezinde, katalizörler vasıtasıyla yüksek
basınç altında hidrojen ve azotun birleştirilmesinde kullanılır. Kimya, tekstil,
gıda, boya sanayiinde inert atmosfer sağlamak ve aşırı yanıcı sıvıların azot
basıncı ile transferinde; elektronik sanayiinde, ampul imalatında, nükleer
reaktörlerde; kimyasal fabrikaların, boru hatlarının ve tankerlerin
temizlenmesinde, ısıl işlem fırınlarında kontrollü atmosfer sağlamak için, kömür
madenlerinin güvenliğini sağlamada ve maden yangınlarında söndürme amaçlı
birçok kullanım alanı vardır. Bu kadar kullanım alanının olması sebebiyle azot
gazı ile ilgili oluşabilecek tehlikelerin önceden belirlenmesi önemlidir.
 Azot; renksiz, kokusuz, zehirsiz, inert, parlayıcı olmayan, yüksek basınç altında çelik tüpler
içerisine sıkıştırılmış olan bir gazdır. 45 °C sıcaklıklar altonda kullanılmalı ve muhafaza edilmelidir.
Azot zehirli bir gaz olmamasına rağmen yüksek konsantrasyonlarda basit bir boğucu gaz olarak
davranmaktadır.
 Teneffüs edilmesi halinde çalışan derhal temiz bir sahaya götürülmelidir. Solunum yollarını
engelleyen herhangi bir engel olmaması gerekir. Eğer solunum zayıflığı var ise veya durmuşsa,
derhal suni teneffüs uygulanmalıdır. Kazazede sıcak ve rahat tutulmalıdır. Daha sonraki tedavi
semptomatik ve destek tedavi olmalıdır.
 Azot yanıcı bir gaz değildir. Tutuşan malzemeye göre söndürme aracı kullanılır. Gaz fazdaki azot
yüksek basınca dayanıklı çelik tüpler içerisine sıkıştırılmış olarak muhafaza edilir. Yangın
durumunda sıcaklık artışı ile birlikte basıncın artması tüpün şiddetle yırtılmasına neden olabilir.
Yangına maruz kalan tüpler, yangın esnasından ve sonrasında emniyetli bir mesafeden su ile
soğutulmalıdır. Gaz sıkışmasını önlemek amacı ile tüpün ventil kısmına su tutulmalıdır. Yangın ile
mücadelede ek solunum koruma cihazı kullanılmalı ve aleve dayanıklı elbise giyilmelidir.
 Gazın yayıldığı bölge derhal boşaltılmalıdır. Gazın yayıldığı bölgeye girişlerde, ortam atmosferi
tamamen güvenli bir duruma gelinceye kadar pozitif basınçlı solunum cihazları kullanılmalıdır.
 Kullanım sırasında tüpler işletme içinde nakledilirken vanaları kapalı ve kapakları takılı olarak
nakledilmelidir. Nakil esnasından tüpler yan yatırılmamalı, tercihen dik vaziyette, bir araba üzerinde
bağlı olarak nakledilmelidir. Tüpler kapağından ve ventilinden kaldırılarak taşınmamalıdır. Tüpleri
kaldırmak için mıknatıs, halat veya zincir kullanılmamalıdır. Tüpler düşmemeli ve birbirine
çarpmamalıdır. Kullanım mahalline getirilen tüpler dik olarak kullanılmalı, tüpün üzerindeki
etiketten doğru gazın kullanıldığı kontrol edilmelidir.
Tüpler; paslanmaya ve sert havaya karşı korunaklı, çok iyi havalandırılmış bir sahada
depolandırılmalıdır. Depolama esnasında tüp sıcaklığının -40 °C’nin altına inmeyecek, 40
°C’nin üstüne çıkmayacak şekilde önlem alınmalıdır. Tüpler yangın riskinden ari ve
ısı/tutuşturucu kaynaklardan uzak bir yerde muhafaza edilmelidir. Depolama sahası uygun
tehlike uyarıcı işaretlerle işaretlenmelidir. Depolanan tüpler, devrilmeyecek ve
yuvarlanmayacak şekilde tutulmalıdır. Tüp valfleri sıkıca kapatılmalı ve koruyucu kapakları
yerinde olmalıdır. Dolu ve boş tüpler ayrı ayrı depolanmalı ve ilk önce eski stok kullanılacak
şekilde dolu tüpler ayarlanmalıdır.
Havadaki oksijen oranının %19.5 altında düşmesi engellenecek şekilde havalandırma
yapılmalıdır. Azot gazı zehirli değildir fakat yüksek konsantrasyonlarda basit bir boğucu gaz
olarak davranır. İstenilerek solunulmamalıdır. Havadaki konsantrasyonu, solunum için gerekli
oksijen konsantrasyonundan fazla ise tüplü solunum cihazları kullanılmalıdır.
Azot zehirli değildir, fakat toksik etkisini yüksek konsantrasyonlarda basit bir boğucu gaz
olarak gösterir. Boğulma belirtileri; hızlı ve güçlükle teneffüs, hızlı yorulma, mide bulantısı,
kusma ve muhtemelen bilinç kaybının ardından ölümdür [12].
Azot, havanın sıkıştırılması ve ayrıştırılması yöntemi ile elde edilir. Ekolojik denge üzerine bir
olumsuz etkisi yoktur.
Tehlikeli miktarlarda birikimlerin olabileceği hiçbir ortama boşaltma ve tahliye yapılmamalıdır.
Tüplerde kalan gazların bertarafı için yetkili kuruluş ile irtibata geçilmelidir. Kontrollü bir
şekilde atmosfere bırakılarak imha edilir.
Atmosferdeki Azottan Azot Bileşiklerinin
Üretimi
1.Ark prosesi
Bu yöntemle havadaki azotun, elektrik ark fırınlarında 2500-3000
°C’de hava oksijeni ile reaksiyona girmesi sağlanır.
N2 + O2 ↔ 2NO (-22600 cal)
NO + ½ O2 → NO2
NO’nun oksidasyonu ile elde edilen NO2 ‘nin su ile reaksiyonundan
nitrik asit veya kalsiyum nitrat elde edilebilir. Ark prosesi ile bağlı
azot üretiminde enerji tüketimi yüksektir (50000-60000 kwh/ton
bağlı azot). Bu proses Norveç, Almanya ve ABD’de kullanılmaşsa
da daha ucuz bağlı azot üretimi proseslerinin geliştirilmesiyle daha
sonradan terk edilmişti (Olcay, 1998).
2.Siyanamit prosesi
Siyanamit başlıca ziraatte kullanılır. Her ne kadar
siyanamittte, bağlı birim azot başına isabet eden maliyet,
diğer gübrelerden yüksekse de, yüksek alkalitesi ve karışık
gübrelerde denge oluşumunu hızlandırması bakımından,
gübre olarak kullanılışı ekonomiktir.
Siyanamit, dimer siyanamit hazırlanmasında kullanıldığından
kimya endüstrisinde ham madde olarak kullanılışı hızla
artmaktadır. Bu dimerin büyük kısmı, plastik reçinelerin
üretiminden kullanılan melaminin üretiminde kullnılmaktadır.
Siyanamidin, otoklavda su ile reaksiyonundan amonyak
amonyak üretimi ekonomik değildir. Ham kalsiyum
siyanamitten, diğer ticari siyanürler elde edilir (Olcay, 1998).
3.Amonyak Sentezi
 
½ N2(g) + 3/2 H2(g) → NH3(g)
reaksiyonu tersinir bir reaksiyondur, ekzotermiktir. Le Chatelier prensibine göre
sıcaklığın azalması dengeyi NH3 oluşum yönüne kaydırır. Yüksek sıcaklıkta denge
sola kayar. NH3 oluşum yönünde hacim azalması vardır. 4 mol gazdan, 2 mol NH3
gazı oluşmaktadır. Basıncın artması dengeyi sağa kaydırır (Olcay, 1998).
Katalizör kullanılmazsa, yüksek sıcaklıklarda bile reaksiyon hızı yavaştır. Yüksek
sıcaklıkta, dengedeki NH3 miktarı azdır. Bu nedenle düşük sıcaklıkta reaksiyon
hızını arttıracak bir katalizörün kullanılması şarttır. Fe3O4 ve Fe2O3’ün indirgenmesi
ile elde edilen demir, katalizör olarak kullanılır. Yüksek sıcaklıkta ve katalizör
zehrlerinin etkisi ile demir aktifliğini çok çabuk kaybeder. Demirin aktifliğini ve
dayanıklılığını arttırmak için Al2O3, K2O, CaO, SiO2 gibi maddeler demir katalizöre,
katalizörün hazırlanması sırasında katılır. Endüstrideki koşullarda demir
katalizörünün ömrü 4 yıl kadardır. H2O, CO2 ve CO gibi oksijen içeren gazların
sentez gazında bulunması halinde katalizörün aktifliği hızla düşer. Saf sentez gazı
karışımı aktifliği azalmış bir katalizör üzerinden geçirildiğinde katalizörün aktifliği
tekrar normal düzeye yükselir. Bu tip zehirlenmeye tersinir zehirlenme denir. H2S
ve diğer sülfürlü bileşikler katalizörü tersinir olmayan şekilde zehirler (Olcay,
1998).
KAYNAKLAR
 
Olcay A., (1998), “Kimyasal Teknolojiler”, Gazi Kitabevi, Ankara
[1] http://www.uigi.com/nitrogen.html
[2] http://education.jlab.org/itselemental/ele007.html
[3] http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Hava.pdf
[4] https://tr.wikipedia.org/wiki/Azot_döngüsü
[5] http://nautilus.fis.uc.pt/st2.5/scenes-e/elem/e00730.html
[6] http://www.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/8bbfaa3a4dec319_ek.pdf
[7] http://www.airproducts.ru/~/media/Files/PDF/products/producing-nitrogen-via-
psa-CEP-Article_20120638.pdf
[8] http://www.google.com/patents/US1027862
[9] http://ifsolutions.com/blog/wp-content/uploads/2015/07/IFS-How-is-Nitrogen-
Gas-Produced.pdf
[10] http://ozakgaz.com.tr/documents/ozak-tr.pdf
[11] http://www.habas.com.tr/HabasFiles/file/MSDS/Azot%20Gaz%20GBF5.pdf
[12] http://www.sache.org/beacon/files/2012/06/tr/read/2012-06-Beacon-Turkish-
s.pdf

You might also like