You are on page 1of 12

DERLEME REVIEW

Med J SDU / SDÜ Tıp Fak Derg u 2019:26(2):209-220 doi: 10.17343/sdutfd.444237

AĞRI FİZYOPATOLOJİSİ
PAIN PHYSIOPATHOLOGY

Ülker YAĞCI, Mustafa SAYGIN


Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, Isparta

Cite this article as: Yağcı Ü, Saygın M. Pain Physiopathology. Med J SDU 2019; 26(2): 209-220.

Öz Abstract

Ağrı, insanların hayatlarına rahatsızlık vermekle bera- Pain is a signal to the protection given by the body, in
ber aslında vücudun verdiği korumaya yönelik bir sin- fact giving people uncomfortable lives. The process
yaldir. Ağrı fizyolojisindeki süreç nosiseptör adı verilen in pain physiology begins with the activation of spe-
özelleşmiş reseptörlerin ağrı oluşturabilecek uyaran cific receptors, called nociceptors, by stimuli, which
tarafından aktive olması ile başlar. Aδ lifleri hızlı; C can cause pain. Aδ fibers are fast; C fibers carry a
lifleri ise yavaş ağrı uyarısını taşıyarak kortekste slow pain stimulus and the sensation of pain does
duygusal ve bilişsel ağrı oluşumundan sorumlu böl- not occur until the cortex is responsible for the for-
gelerle buluşuncaya kadar ağrı algısı gerçekleşmez. mation of emotional and cognitive pain. Neuropathic
Ağrı sınıflandırılmasında bulunan ve önemli hastalık pain, which is present in the classification of pain and
popülasyonunu oluşturan nöropatik ağrılar ise peri- constitutes an important disease population, occurs in
ferik veya merkezi sinir sisteminin hasarı veya işlev the damage or dysfunction of the peripheral or central
bozukluğunda ortaya çıkar. Ağrı sıklıkla yanıcı, keskin nervous system. Pain is often flammable, sharp, and
karakterlidir ve bazen elektrik çarpması şeklinde tarif sometimes it describe as electrical shock. Sometimes
edilir. Kimi zaman uyarı varlığından bahsetmeden olu- it is necessary to know the concept of memory in the
şan ağrıda bellek kavramını bilmek gerekir. Ağrı bel- pain that occurs without mentioning the presence of
leğimizin çalışması, reseptörlerce değişimler sonucu the stimuling. The work of our pain memory is the re-
gerçekleşmektedir. Son zamanlarda ağrıda rol alan sult of changes in receptors. Recent understanding
fizyolojik ve kimyasal mekanizmaların anlaşılması ile of the physiological and chemical mechanisms in-
ağrı tedavisinde önemli gelişmeler sağlanmıştır. Yeni volved in pain has made significant improvements in
tedavilere yol açacak olan reseptör ve transmitter pain management It is important for researchers to
ilişkisini tanımlamak araştırmacılar adına önem taşı- identify the receptor and transmitter relationship that
maktadır. Ağrı fizyopatolojisi hakkındaki bilgilerimizi will lead to new treatments. Improving and refining
geliştirerek yenilemek, klinik ve araştırma sahasında our knowledge about pain physiopathology can be a
gelişen teknolojik unsurlarla insanoğlunun yaşam ka- basis for presenting effective and reliable treatments
litesini arttırıcı, etkin ve güvenilir tedaviler sunulma- that increase the quality of life of human beings with
sında temel oluşturabilir. the technological elements that develop in clinical and
research.
Anahtar Kelimeler: Ağrı Fizyopatolojisi, Glutamat, P
maddesi. Keywords: Pain Physiopathology, Glutamate, Subs-
tance P.

İletişim kurulacak yazar/Corresponding author: mustafasaygin@sdu.edu.tr


Müracaat tarihi/Application Date: 16.07.2018 • Kabul tarihi/Accepted Date: 16.11.2018
©Copyright 2018 by Med J SDU - Available online at http://dergipark.gov.tr/sdutfd
©Telif Hakkı 2018 SDÜ Tıp Fak Derg - Makaleye http://dergipark.gov.tr/sdutfd web sayfasından ulaşılabilir.

t 209
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi Ağrı Fizyopatolojisi

Ağrının Nöroanatomisine Bir Bakış


Giriş Ağrının Periferik Bileşenleri
Ağrı, nosiseptör adı verilen spesifik reseptörler tara-
Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı’na (Internatio- fından algılanır. Doku harabiyetine neden olabilecek
nal Association for the Study of Pain=IASP) göre Ağrı; kadar şiddetli mekanik, kimyasal veya termal uyaran-
“Var olan veya olası doku hasarına eşlik eden veya lar ( veya bunların birlikte etkisi) için bu reseptörlerin
bu hasar ile tanımlanabilen, hoşa gitmeyen duysal ve eşik değerleri yüksektir. Tüm ağrı reseptörleri, serbest
emosyonel deneyim” olarak tanımlanmaktadır (1). sinir sonlanmalarıdır. Reseptörler kendilerine özgü
enerji şekilleri ile uyarılır. Bu özgün uyaran tipine “re-
Çevremizdeki insanların ağrılı olaylara karşı davra- septörün modalitesi” denir (5).
nışlarının farklılık içerdiğini biliyoruz. Kimisi daha da-
yanıklı, kimisi ise daha hassastır. Ağrı eşiği adı verilen Duyusal reseptörler, ya ağrı reseptörlerinde olduğu
bu durum, vücuda özgü bir nitelik olarak karşımıza gibi bir afferent sinirin serbest uçları; ya da işitme sis-
çıkar. Ağrı eşiğinin belirlenmesinde insanın kültürel temindeki kohleada bulunan tüy hücreleri gibi özelleş-
özellikleri, yaşam şekli, bulunduğu çevre, aldığı eği- miş hücreler olabilir. Ancak bütün reseptörler için uya-
tim, cinsiyeti, dili, dini ve birçok diğer inançları da etkin rılma mekanizması birbirine benzer, reseptöre gelen
olmaktadır (2). uyarılar önce reseptörde bir reseptör potansiyeli (je-
neratör potansiyeli) oluşturur. Reseptör potansiyelinin
Ağrının Sınıflandırılması yeterli büyüklüğe (eşik) ulaşması ile ilk aksiyon po-
Ağrı; başlama süresi, mekanizması ve kaynaklandığı tansiyel meydana gelir. Bu aksiyon potansiyeli, akson
bölge olarak üç kısımda incelenebilir. boyunca “hep veya hiç yasası” uyarınca sinaptik uca
kadar iletilir. Yaşamsal önemi olmayan bazı duyulara
Başlama sürecine göre; Akut ağrı, travma, enfeksiyon, adapte olarak pek çok uyaranlara karşı da rahatsız
doku hipoksisi gibi durumlarla varlığını gösterir. Kro- olmaktan korur. Buna adaptasyon (akomodasyon)
nik ağrı ise 3-6 ay gibi ağrının geçmemesi ile kişinin yani şiddeti değişmeyen uyarılara karşı reseptörün
hayat kalitesini değiştiren davranışların, psikolojisinin duyarsızlaşması ve Na+ kanallarının giderek inaktive
etkilenmesi ile sempatik ve nöroendokrin fonksiyon- olması ile gerçekleşir. Homeostazisin korunması için
ların katıldığı komplex bir tabloya dönüşümüdür (3). hassas bir dengede tutulması gereken kan basın-
cı değişiklikleri, vücut sıvı ve elektrolitlerinin düzeyi,
Mekanizmalarına göre; Nosiseptif ve nöropatik ağrı plazma pH’ı, postür ve pozisyondan sorumlu proprio-
olarak iki ana kısımda incelenebilir. Nosiseptif ağrı, septif duyu ve organizmayı önlem almaya sevk eden
nosiseptörlerin uyarılması ile başlayan, tedavi ile son- ağrı duyusu reseptörleri kolay adapte olmaz. Bunlara
lanan bir dönem iken Nöropatik ağrı sinirlerde, darbe tonik reseptörler denir. Organizma için yaşamsal öne-
ya da diyabet gibi metabolik bir hastalık sonucunda mi olmayan uyaranlar ise fazik reseptör olarak söy-
ağrı algılayıcılarının doğrudan etkilenmesiyle ortaya lenir. Uyaranın şiddeti beyinde algılanması weber-fe-
çıkan bir ağrıdır. Nöropatik ağrı mekanizmasının en chner prensibi gereği duyunun algılanma şiddetindeki
belirgin farklılığı nosiseptif uyarı veren kaynağın bu- artış, uyaran şiddetinin logaritması ile orantılıdır (6, 7).
lunmamasıdır. Duysal bozukluğun yer aldığı bölgede Bunu 2 yol ile gerçekleştirir. Ya ilgili reseptörün akti-
algılanır. Aralıklı, kısa süreli, batıcı, saplanıcı bir ağrı vasyonu ile oluşan aksiyon potansiyelinin frekansının
olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca talamik ağrı sendro- artması veya uyarılan reseptör sayısının artması iledir
mu gibi somatosensoriyel uyarıların santral sinir sis- (4, 8).
temi ile ilişkinin kesintiye uğradığı durumlardan söz
edilen diğer bir ağrı çeşidi deafferantasyon veya reak- Afferentden sorumlu miyelinsiz C-lifleri ile miyelinli
tif ve psikosomatik ağrı mekanizmaları da farklı farklı A-delta (Aδ) lifleri, deri altı dokularında bulunan çıplak
ağrı çeşitleri sınıflandırılmasında ayrı bir kategori ile ve serbest sinir uçları olan nosiseptörler ile korteks
incelenmektedir (4). arasındaki iletişimde rol alan, küçük kan damarları ve
mast hücreleri kenarlarını çevrelemiş taşıyıcı kompo-
Kaynaklanan bölgeye göre; somatik, viseral, sempatik nentlerdir (Şekil 1). C-liflerinin uçları, şiddetli meka-
ve periferik olarak 4 şekilde incelenmektedir (4). Ağrı nik, kimyasal, aşırı sıcak ve soğuk uyaranlarla akti-
lokasyonunda birçok sistemin ele alınması önemlidir. ve olarak gecikmiş, yanıcı ve inatçı karakterdeki ağrı
Örneğin; visseral bölge otonomik sinir sistemi ile bir- taşınımından sorumlu olurken Aδ ise mekanik ve ısı-
çok değişimi ardından getirebilmektedir. Bundan ötü- dan etkilenir. Nosiseptörlerin aktivasyonu ile keskin,
rü ağrı sınıflandırmasında ağrı lokasyonu da büyük bir iğneleyici ve iyi lokalize edilebilen bir ağrı oluşturur.
öneme sahiptir. Böylece hızlı – keskin ağrı yolu (birincil ağrı / 30 m/sn)
Aδ ile yavaş kronik ağrı (ikincil ağrı / 0,5-2 m/sn) ise C

210
t
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi

lifleri üzerinden anterolateral sistem ile taşınmaktadır sitatör ve inhibitör olmak üzere üç çeşittirler. Projeksi-
(10, 11). yon nöronları (santral geçiş hücreleri), oluşan sinyal
ve impulsları anterolateral afferent sistemden üst mer-
kezlere iletirler. Projeksiyon nöronlar iki gruba ayrılır.
Birinci grup nöronlar nosiseptif spesifik (NS) nöronlar-
dır ve lamina I’de yoğun bulunurlar ve sadece Aδ ve
C-lifleri ile uyarılan projeksiyon nöronlardır. İkinci grup
ise Wide Dynamic Range (WDR) nöronlarıdır. WDR
nöronları Lamina I ve V’de bulunurlar. Hem nosisep-
törlerden hem de düşük eşikli mekanoreseptörlerden
lif uyarımı alan nöronlardır. WDR nöronları, afferent
A ve C-lifleri ile nosiseptif olmayan ve nosiseptif giriş-
ler dahil olmak üzere her tür somatosensoriyal uya-
ranı alırlar. WDR hücreleri bu sinyalleri merkezi sinir
sisteminin daha yüksek alanına yansıtır. Bu nedenle,
spinal WDR nöronu, ağrı koşullarında hipereksitabilite
gösterdiği için ağrı derecesini değerlendirmek için uy-
gundur. Nosiseptif işlemede ve sinir hasarından sonra
periferik uyarılara artmış spontan ateşleme ve artmış
yanıt sergiler. WDR, zararlı tekrarlayıcı uyaran yoğun-
luğun giderek artışta olması “windup” olarak bilinen
fenomeni de gösterir. Windup, kalıcı ağrı ve hiperal-
jezik durumların gelişimini tetiklediği mekanizmalar-
Şekil 1: Serbest Sinir Uçlarının Yaralanma Sonucu da incelenen en önemli göstergedir (13). Eksitatuar
Değişimin Gösterimi (9). nöronlar, ağrılı uyaranı ya projeksiyon nöronlarına ya
da spinal refleksleri uyaran motor nöronlara iletmekle
görevli nöronlardır. İnhibitör nöronlar, nosiseptif uya-
Nosiseptörlerin hücre gövdeleri dorsal kök ganglio- ranın kontrolünde rol oynamaktadır (4, 10, 14).
nunda yerleşmiş ağrı yolunun ilk nöronlarıdır. İkinci
sıra nöronlar, spinal kordun dorsal boynuzunda yer- Omuriliğin dorsal boynuzu, birincil duyusal liflerin
leşiktir. Bu nöronların akson uzantıları spinotalamik esas olarak yüzeysel lamina I’de ve derin laminada
traktusu oluşturmaktadır. Spinotalamik traktusun la- (V.) yer alan nöronları aktive ettiği ağrı yollarındaki ilk
teral kolunun ağrının uyaran lokalizasyonunu, yoğun- entegrasyon bölgesidir. Bu bağlantılar monosinaptik
luğu ve kalitesi ile ilişkili diskrimitif yönünü taşımada; veya polisinaptiktir. İnternöron karmaşık ağı denilebi-
medial kolunun ise ağrılı deneyimin hoş olmayan lir. Spinal dilimlerdeki in vitro kayıtlar, dorsal boynuz-
yönü ile ilişkili affektif yönü olabileceği düşünülmek- daki nosiseptif giriş entegrasyonunun sadece sinaptik
tedir. Üçüncü sıra nöronlar talamusta yer alır. Ağrının plastisiteye değil, aynı zamanda dorsal boynuz nöron-
affektif kısmı, orta beyin retiküler formasyonu bağlan- ların içsel elektriksel özelliklerine ve nörotransmitterler
tısı üzerinden talamusun intralaminer çekirdeklerine tarafından modülasyonuna dayandığını ortaya koy-
gelir, diskriminatif kısım ise talamusun ventral posteri- muştur. Spinal sensitizasyon için belirleyici olabileceği
or lateral (VPL) ve medial (VPM) çekirdeklerine ulaşa- söylenilebilir (15).
bileceği söylenilmektedir (11). Yapılan bir çalışmada
talamusun ventral posterior lateral (VPL) ve medial Periferik reseptörlerden Aδ ve C-lifleri ile gelen ağrı;
(VPM) çekirdeklerindeki uyarıcı nöronların, anteri- A beta (Aβ) lifleri ile gelen ağrısız (dokunma, prop-
or singulat korteks’deki aktiviteyi değiştirerek affektif riyosepsiyon ve vibrasyon) uyarılar dorsal spinal
ağrı modülesinde etkin olduğu ortaya konulmuştur gangliyon (DSG) yolu ile medulla spinalis arka boynu-
(12). Ağrının duysal sinyallerin taşımını özetlersek iki zundaki Rexed (1952) tarafından tanımlanan 8 farklı
yol bulunmaktadır. Anterolateral sistem dediğimiz me- laminadan çeşitli ağrılı uyaranlar belirli bölgelerle bu-
diyal lemniskus sistemin lateral spinotalamik traktus luşurlar. A-delta ve C liflerinin sinaptik hedefi I. Lami-
yolu ile birincil ağrının taşınımında görevlidir. Diğer yol nada (lamina marginalis) ve II.–III. laminada (substan-
ise medial spinotalamik traktus ile de ikincil ağrı taşı- siya jelatinoza) bulunan nosiseptif-spesifik hücreler
nımı gerçekleşmektedir (5, 10, 11). (ki bunlar sadece Aδ ve C lifleri ile sinaps yapar) ve V.
Laminadaki WDR nöronlardır. WDR nöronlar ağrısız
Ağrı İletiminde Sinaps İlişkisi uyarıları taşıyan Aβ lifleri ile de sinaps yaparlar. Kalıcı
Arka boynuzdaki ikinci sıra nöronlar projeksiyon, ek- ağrı ve hiperaljezinin altında yatan, tekrarlayan zararlı

t 211
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi Ağrı Fizyopatolojisi

tahrik edicilerce indüklenen bir merkezi nöronal hipe- ağrılar nosisepsiyondan kaynaklanmaz, denilmekte-
reksitabilite durumunun temel bir hücresel aracı ola- dir. Ağrının iletimi ve algılanması konusunda Ken Ca-
rak işlev görürler (11, 16, 17). sey’in “nosisepsiyon dorsal boynuzda doğar, beyine
ulaşıncaya kadar onu ağrı olarak isimlendiremeyiz”
Merkezi sinir sistemi ve periferik afferentler arası ilk et- demesi de ağrının algılanmasının sürecini doğrular
kileşim alanı, arka boynuzda bulunan sinaps etkileşimi (25, 27).
demiştik. Bu etkileşimi nasıl gerçekleştirir sorusuna
cevap; bilgi iletiminde önemli rolü bu sinapslarda salı- Mekanizmalarına Göre Nosiseptif
nan nörotransmitterler üstlenmektedir (glutamat birin- ve Nöropatik Ağrının İncelenmesi
cil ağrıda; glutamat ve P maddesi birlikte ikincil ağrıda Birçok mekanizma ile şekillenen ağrı, araştırmacıların
rol alır) (5). Sinaps aralığındaki görevli nörotransmitte- çokça merak konusu olan bir alandır. Mekanizmalar
re ayrıntılı bakarsak Glutamat, Aδ terminal uçlarından bazında incelemek ve değerlendirmek bir o kadar da
ve motor nöronlara sinaps yapan afferentlerden sal- zor bir süreç denebilir. Ağrının nosiseptif süreç ile uya-
gılanan eksitatör bir aminoasittir. Ek olarak, glutamat ranlara karşı cevabın değişimi olan nöropatik ağrı me-
reseptörü antagonistlerinin lokal enjeksiyonu nosisep- kanizması içlerinde en çok araştırma konularındandır.
tif davranışı zayıflatır (18). Nöropeptidler; P maddesi, Bu yazımızda ikisinin arasındaki fizyopatolojik farkı
Nörokinin-A, Kolesistokinin, Galanin ve Kalsitonin-Ge- moleküler seviyede inceleyeceğiz.
ne Related Peptid (CGRP) olarak sayılabilen nöro-
peptitler, özellikle C- lifleri eksitasyonu ile oluşurlar. Bir Ağrı Uyarısı Sonrası Nosiseptif
Nitrik oksit (NO) ağrı ilişkisi ise NMDA reseptörlerinin Süreçteki Değişimler
aktivasyonu nitrik oksit sentetazı (NOS) aktive eder ve Nosiseptörler ile bunları çevreleyen düz kaslar, ka-
NO oluşur. Prostoglandinler ve NO medulla spinaliste piller ve aferent sempatik sinir uçları nosiseptörle-
uyarıcı aminlerin serbestleşmesini sağlar. Nitrik oksitin rin mikro çevresini oluşturmaktadırlar. Nosiseptörler
nosiseptif olaylardaki rolü tam olarak açığa kavuşa- mekanik uyaranlarla uyarılmalarına ek olarak, endo-
mamıştır ve akut nosisepsiyonda çok önemli değildir. jen algojenik madde olarak tanımlanan P maddesi,
Ancak kronik ağrı durumlarında NO indüksiyonu önem bradikinin, histamin, protonlar, prostaglandinler, lö-
taşıyabilir ve hücre ölümünde önemli rol oynayabilir. kotrienler, interlökinler, TNF−α, CGRP biyokimyasal
Nitrik oksitin ağrı üzerinde bir pozitif feedback meka- maddelerle de duyarlılıklarında artış veya eksite edi-
nizması oluşturduğu düşünülmektedir (19-22). lebilirler (Mekanik-Termal-Kimyasal-Polimodal Nosi-
septörlerce). Periferik serbest sinir uçların uyarılma-
Ağrının Santral Bileşenleri İle İlişkisi sı ile başlayan süreç, nörotransmitter salınımına yol
Ağrı iletimi, iki yolaktan oluşan ve kortekste birçok açar. Bilgiler sempatik preganglionik nöronal bölgeye
alan ile iç içe ilişkili geniş ağrı merkezlerin olması ne- aktarılır ve periferal vasküler sistemin refleks cevapla-
deniyle anti-nosiseptif inici yolaklar, inhibisyon görevi- rı çıkar. Ayrıca ventral boynuzun iletimi, alfa ve gama
ni hücresel düzeyde enkefalinerjik ve monoaminerjik motonöronal bölgede artmış refleks cevaplara da ne-
etkilerde bulunarak nosiseptif projeksiyon nöronları den olur. Substant P (SP) ve diğer taşikininlerin lokal
üzerinde K+ iyonu membran iletkenliğini arttırarak salınımı, vazodilatasyon oluşturur. Vazodilatasyonu
hiperpolarizasyona giren hücrede inhibisyon ortaya takiben histamin ve bradikinin, kan hücrelerinden
çıkarmış olur (10, 11, 5, 23, 24). lokal olarak salınır ve ikisi de nosiseptörleri sonraki
uyarılar için sensitize edebilir (hiperaljezi). İlk olarak
Ağrı için beyinde birçok alanın etkileşimde olması ve interkapiller hacim ve basınçta artış sonrası gerçek-
beyinde ağrının ortaya çıkmasına yardımcı bu mer- leşen vazodilatasyon, kapiller duvarına bazı medi-
kezler ağrı nöromatriksini oluştururlar. Bu bölgeler yatörlerin doğrudan etkisi ile birlikte sıvının dokular
primer ve sekonder somotosensör korteksler, insular arasına geçişine yol açar. Faktör XII’nin kinin siste-
korteks, anterior singulate korteks, prefrontal korteks- mi ile aktivasyonu plazma kininojenlerden bradikini-
ler, talamus, periaquaduktal gri cevher, hipotalamus, ni oluşmasına ve çevre damarlarda vazodilatasyona
amigdala, hipokampus, serebellumdan oluşmaktadır. ek bir güç olarak katılması ile ağrı oluşumunda çok
Tüm bu merkezler ağrının duyusal, duygusal, bilişsel, önemli bir mediyatörün salınmasına neden olur. Or-
motorsal, davranışsal ve bilinçsel olmak üzere pek tamdaki sıvı ilk aşamada transüdat diye adlandırılan
çok yönünü desteklemektedir (25, 26). ödem sıvısı iken ilerleyen zaman içinde marjinasyon –
emigrasyon gerçekleşmesi ile ödem sıvısına eklenen
Ağrının bilinç boyutunda farkındalığı için uyarının alı- lökosit ve makrofajların olduğu eksuda sıvısı oluşur.
nıp kortekse taşınması yetmez. Ağrı nöromatriksi ile Ayrıca bradikininin, hücre zarları üzerine yıkıcı etkisi
uyarımın algı içerisinde dönüşümü şarttır. Onun için- prostoglandin oluşumuna da katkıda bulunur. Trom-
dir ki tüm nosiseptör uyarılar ağrı oluşturur, ancak tüm bositlerden salınan Serotonin, direkt olarak nosisep-

212
t
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi

törü aktive eder. Direkt doku travması ile serotonin Nöropatik Ağrıdaki Bellek Değişimleri
ve bradikinin hücre membranlarında fosfolipidlerden
araknoidler serbestleştirir. Siklooksijenaz enzimleri ta- Ağrının Sinaptik Düzeydeki Kısa ve
rafından araknoid asitin siklik endoperoksitler ve bu- Uzun Bellek Örneği
radan da prostaglandinlere dönüşümü sağlanır (28). Nöronların sahip olduğu özelliklerden biri sinaptik ara-
Böylece ortamda prostoglandinler ve lökotrienler ser- lıklarında sinyallerin iletimlerine olanak vermekle be-
best halde bulunurlar. Burada anahtar durumundaki raber, sinyal yoğunluklarına göre yapısal olarak geçici
öncü madde araşidonik asittir (29). Prostaglandinler, veya kalıcı değişiklikler oluşturarak sinyalin etkisini
hem nosiseptif duyarlılığı artırırlar hem de lokal dola- uzun süre üstünde taşımaya yöneliktir. Glutamatın
şımda vazodilatasyonu artırarak daha fazla algojenik işlevlerinde bulunduğu bu olaylarda gelen sinyallerin
madde birikmesine yol açabilirler (4, 30, 31) (Tablo 1). frekans, süre, yoğunluk, sinapstik özelliklerinde etkisi
Buraya kadar bir akut fazlı ağrı algılanması için pe- ile yanıtta fasilitasyon ya da sensitizasyon denilen bir
riferde meydana gelen süreçten bahsettik. Nöropati artma veya depresyon, desensitizasyon denilen azal-
ağrı için nosiseptif ağrıdan en belirgin farkı, sürekli bir ma görülmektedir (4, 8, 33).
nosiseptif uyarının bulunmamasıdır, demiştik. Nöro-
patik ağrıyı anlamak için Santral veya periferik yara- Windup (Kısa Süreli Tersiner Sinaptik Plastisite)
lanma sonrası yapısal veya fonksiyonel sinir sistemi Medulla spinalis arka boynuzunda yerleşik ikinci du-
adaptasyonlarını iyi anlamak gerekir. Bu konunun yusal nöronlar düzeyinde gelişen ağrılı stimulus sü-
temelinde ağrı hafızası terimi yatıyor. Santral sensi- resince görülen geçici sinaptik bir plastisite örneğidir.
tizasyon, plastisite olarak da bilinen bu mekanizma Deneysel olarak myelinize olmayan nosiseptif C lifleri-
medulla spinalis arka boynuzunda tek bir sinaps dü- nin düşük frekanslı ardışık uyarımı ile arka kök nöron-
zeyinden başlayan ağrı belleği içinde düşünülmekte- larından çıkan aksiyon potansiyellerinin genliğinin gi-
dir (2). derek artışı ile karakterize aktiviteye bağımlı bir süreç.
Dorsal boynuz ve ventral boynuz internöronların alt
Genel olarak öğrenme deneylerinden bilindiği gibi, kümelerinde, L-tipi Ca2+ kanalları plato potansiyel-
bellek etkilerinin, Santral Sinir Sistemi (SSS) içindeki lerine aracılık eder, tekrarlanan stimülasyon ile artış
sinir hücresi toplulukları arasındaki sinaptik bağlantı- ve genlik süresi artar; L-tipi Ca2+ kanallarının bloke
ların modifikasyonlarına dayandığı varsayılmaktadır. edilmesi bu nöronların windup yanıtlarının azalması-
Bilginin uzun süreli bellekte saklanması, genellikle, na veya ortadan kalmasına neden olur (34). Windup,
SSS’nin farklı hiyerarşik düzeylerinde ilgili nöronların farklı deneysel protokoller kullanılarak ölçülebilir, an-
güçlü ve tekrarlı uyarılmasını gerektirir. Böyle başarılı cak en yaygın olanı, spinal kordun derin dorsal boynu-
bir öğrenme prosedürünün sonucu bir program olarak zundaki geniş dinamik aralık (WDR) nöron yanıtlarını
kabul edilir. Kronik ağrı tipinin, yukarıda belirtilen an- kaydederken C-liflerini aktive edebilen kısa bir elektrik
lamda bir engram olarak saklandığı düşünülmektedir. darbesi ile periyodik olarak uyarıcı lifleri uyarmaktır.
Ağrı sinyalleri, periferal sinir sisteminin sinir hücrele- Bu süreçte nosiseptif afferentler glutamat ve nöropep-
rini ve merkezi sinir sisteminde değiştirerek, bu özgül tid nörotransmitterlerden olan substans P ve CGRP’yi
ağrı hissi için bir ağrı hafızasını oluşturur (2, 32). aracı olarak kullanırlar (2, 35, 36).

Tablo 1 Doku zedelenmesi ile oluşan nöroaktif substantlar (4).

Madde Kaynak Sinir sonundaki etkileri


Substans P Sinir terminalleri Sensitizasyon
Bradikinin Plazma kininojen Aktivasyon
Histamin Trombosit, mast hücre Aktivasyon
Protonlar İskemi, zedeli doku Aktivasyon
Prostaglandinler Araşidonik asit, Zedelenmiş hücreler Sensitizasyon
Lökotrienler Araşidonik asit, Zedelenmiş hücreler Sensitizasyon
İnterlökinler Mast hücre Aktivasyon ve Sensitizasyon
TNF-α Mast hücre Aktivasyon ve Sensitizasyon

t 213
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi Ağrı Fizyopatolojisi

Santral Sensitizasyon ortaya çıkar ve sonrasında PKC gibi kinazlar aktive


(Uzamış Tersiner Sinaptik Plastisite) olup Ca++ geçişini sağlayacak olan kanalları NMDA,
Klasik santral sensitizasyon mekanizması en az 2 AMPA aktive olur ve postsinaptik aksiyon potansiyelin
farklı sinapsa ihtiyaç duyduğu için heterosinaptik po- daha güçlü ve uzun süreli olmasına sebep olur. Meka-
tansiyalizasyon da denmektedir. Windup benzeri tek nizma ise söyledir; Ca++ geçici olarak yükselmesi ile
sinaps üzerinden gerçekleşen duyarlılık artışına ho- kalsiyum–calmudin bağımlı protein kinaz-II (CaMKII),
mosinaptik potansiyalizasyon denmektedir. Bu aktivi- PKA, PKC’ler ile AMPA reseptör içindeki sinaptik fos-
teye bağlı nörotransmitter olarak glutamat, nörome- fo-proteinleri fosforiller ve Ca++ girişi daha da artar.
diatör olarak substans P, beyinden derive nörotrofik NMDA reseptörlerinin önemli bir özelliği bu kanalların
faktör (BDNF) ve CGRP kullanılmaktadır. Ligant kapılı istirahat sırasında voltaja bağlı Mg+ blokaj altında ol-
iyon kanalları (NMDA, AMPA, Kainat reseptörleri), G masıdır. Postsinaptik alanda artan Ca++ artışı ile Mg+
protein eşleşmiş metabotropik reseptör, substans P blokaj kaldırılır, böylece NMDA reseptörleri AMPA re-
reseptörü nörokinin 1 (NK1), metabotropik glutamat septörlerinden biraz gecikmiş olarak sonradan dev-
(mgl) ve tirozin kinaz reseptörleri (trkB ve Eph) bu sis- reye girmiş olur. Bu şekildeki bir çalışma ile ardışık
temde kullanılır. Mekanizma ise 2 temel aktiviteden gelecek uyarılar güçlü yanıt olarak verilebilecektir.
oluşmaktadır: ilki iyon kanalları veya reseptörlerin ak- Yani önceki gelen sinyal belleğe alınmış yeni gelen
tivitesi; ikincisi de gen ekspresyonu ile yeni üretilen eskisinin üzerine eklenerek uzun süreçli bellek elde
reseptörlerin sinaptik membrana taşınıp eklenerek gö- edilmiş olur (2, 37). Nosiseptif sinaptik LTP oluşumu
rev almasıdır (2, 37). Windup ile santral sensitizasyon yüksek frekanslı elektriksel stimülasyon (HFS) ile in-
eşdeğer terim değillerdir. Windup, duyarlılaşma indük- düklenen iletim, esas olarak stimülasyon sahasında
siyonu sırasında meydana gelebilecek ilk pre-trans- insanlardaki Adelta ve Abeta liflerinin aracılık ettiği
kripsiyon olaylar için bir model olabilir. Ancak, windup doğal somatosensorik algıları modüle eder. Bu algı-
sadece C fiberlerin aktivasyonuna bağlı bir olgudur. sal değişimlerin altında yatan homo ve heterosinaptik
Tekrarlayıcı yoğun stimülasyonlu A fiberlerin uygulan- mekanizmaların nispi katkısı belirsiz kalmıştır (41).
ması cevabın korunmasını sağlamaya meyillidir. Win-
dup korunmasının değildir (38). Windup meydana Ağrı üzerinde çalışan araştırmacıları zorlayan durum,
geldikten sonra dorsal boynuz nöronların arttırılmış uzun süreli bellek geliştiren sinaptik bir model oluş-
uyarılabilirliliği minimal ek inputlarla korunabilir. Ayrı- turma ve nöropatik ağrının kalıcı yapısını bu yolla
ca windup uyaran uyarılar kutanöz alıcı alanlarında açıklayabilmekdir. Ağrı ve hafıza arasındaki bu türden
geçici olarak genişlemesine ve C liflerinden gelen in- kavramsal bir köprü, sinir sistemine zarar verdikten
put cevapların artmasına neden olmak için yeterlidir. sonra kronik ağrının tedavisi için daha etkili stratejile-
Her ne kadar santral sensitizasyon için windup gerekli rin geliştirilmesine rehberlik edebilir (43).
olmasa da, ikisi ortak özellikleri paylaşır (39)
Sinaptik Düzeyde Uzun Süreli Kalıcı Ağrı Belleği
Uzun Süreli Potansiyalizasyon Ağrının uzun süreli hissedilmesinde postsinaptik iyo-
(LTP)’nin Ağrı lie İlişkisi nik aktiviteler rol almaktadır. (Windup, santral sensi-
Sinaptik iletimin uzun vadeli güçlenmesi (LTP), mer- tizasyon ve LTP). Ancak bu sürecin daha uzun süreli
kezi nosiseptif yollarda katkıda bulunan bir öğrenme devamı için gen ekspresyonun devreye girmesine ih-
ve hafıza formasyonu modelidir. LTP, hipokampusde tiyaç var. Böylece yeni proteinlerin üretimi ile yeni ka-
bilinmekle beraber diğer kortikal alanlarda ve medulla nalların yapılması gereklidir. Geç LTP de denilen bu
spinalisteki öğrenme süreçlerinde de bellek mekaniz- mekanizma hipokampus ve kortikal seviyede yapılan
malarında da kullanılan bir mekanizmadır. Duyusal çalışmalarda gösterilse de Medulla spinalis için tam
işlemdeki anormal değişikliklerin kronik ağrının geli- olarak bilinmemekte ancak aynı mekanizma ile ger-
şimine katkıda bulunmasına rağmen ortaya çıkan ka- çekleştiği düşünülmekte diye kayda geçmiştir (44, 45).
nıtlar, klasik öğrenme ve hafızanın altında yatan me-
kanizmalara benzer mekanizmaların nosiseptif dorsal Kortikal Seviyede Ağrı Belleği
boynuz nöronlarındaki uyaranlara karşı merkezi du- Beyinde ağrı kognitif ve afferent işlevlerin limbik sis-
yarlılaşmaya katkıda bulunabileceğini göstermektedir. temde yürütüldüğü kabul edilmektedir. Fonksiyonel
İn vivo ve iv vitro koşullarında yapılan çalışmalarda görüntüleme yöntemleri ile yapılan çalışmalarda sin-
LTP oluşum için myelinsiz C lifleri ve ince myelinli Aδ gulat kortekste hafıza posterior singulat korteksin
lifleri 100- 400 Hz ‘lık uyarım gerekli olduğu söylenil- kaudal parçasında iken ağrı ile ilgili alan ise rostral
mektedir (40-42). bölümde yerleşik olduğu görülmüştür. Medulla spina-
listen yukarı merkezlere çıkıldıkça güçleşen bir süre-
Ağrı taşınımda görevli afferent liflerin uyarımı ile spi- ce girer, bizim ağrı ve hafıza değerlendirmemizi nasıl
nal arka boynuz nöronlarında hızlı bir Ca++ artışı oluşmasından, nasıl kullanıldığına kadar ağrıyı tanım-

214
t
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi

lamak için çok boyutlu ele alınması gerektiği ortaya C lifleri deriden gelen tüm afferentlerin % 60- 90’ını
çıkar. Elektroensefalografiden de yararlanan araştır- oluştururlar ve 2 gruba ayrılırlar. Tip I- C lifleri SP
macılar kortikal elektriksel aktivitede çok belirgin de- (Substans P) ve CGRP gibi peptidler içerirler. Tip-I
ğişikliklerle karşılaşmışlardır (46). liflere peptiderjik C lifleri de denir. Fibroblastlar ve
Schwann hücreleri gibi değişik yapılardan salgılanan
Nöropatik Ağrıda Gerçekleşen Değişimler NGF (Nevre Growth Factor)‘nın bağlandığı Trk A (tyro-
Ağrı duyusu için özel reseptör bulunmaz. Subepider- sine kinase A) reseptörleri taşırlar. Bu liflerden salgıla-
mal serbest sinir sonlanması tarafından algılanır. Bu nan peptidler, istirahat halindeki çevrede veya perifer-
reseptörler yüksek şiddetteki mekanik, termal, kimya- de bulunan mast hücrelerinden histamin, serotonin,
sal stimuluslara karşı hassastır. Reseptör fonksiyo- sitokinler ve proteazlar salınmasına yol açar. Histamin
nu; mekanik, termal ve kimyasal enerjiyi elektriksel salınması o bölgede iltihabi olayların belirtilerinden
sinyallere dönüştürüp uyarının primer afferent lifler olan kızarıklık, ödem ve hiperalzeji gibi lokal enfla-
yoluyla ilgili alanlarla buluşmasını sağlamaktır. Üst masyona neden olur. Ayrıca diğer enflamatuar hüc-
merkezlere iletilip öznel deneyimlerle ağrı algısının reler lezyon bölgesinde toplanmaya ve içerikleri olan
gerçekleşmesi gerekmektedir (47). mediyatörleri salgılamaya başlar. Tip- II C lifleri ise SP
ya da CGRP gibi peptidler taşımadıkları için non-pep-
Elbette her bir reseptör çap ve kalınlıktaki farklılığı ile tiderjik C lifleri adını taşırlar. Schwann hücrelerinde
sinir iletimlerin hızlarını etkileyerek medulla spinalis üretilen GDNF (glial-derived neurotrophic factor )’nin
iletim yollarında farklılık oluşturacaktır. Duyu iletimin- bağlandığı Trk-RET (tyosine kinase- rearranged in
den sorumlu lifler başlıca 4 gruba ayrılır: grup I lifler transfection) reseptörü yanı sıra ATP’nin bağlandı-
(Aα) kalın bir myelin tabakası (12-22 mm) ve hızlı bir ğı purinerjik reseptörlerden biri olan P2X3 reseptörü
iletime (70-120 m/sn) sahiptir. Kas iğcikleri ve golgi taşırlar. İntradermal ATP’nin de kütanöz C-liflerini du-
tendon organından çıkan afferent uyaranları taşırlar. yarlı hale getirdiği bildirilmiştir. ATP’nin somatosenso-
Grup II lifler (Aβ) daha ince myelinli (6-12 mm) ve bi- riyel sistemler üzerindeki bu etkileri, P2X3 reseptörle-
raz daha yavaş bir iletim hızına (35-75 m/sn) sahip rinin, yoğun bir şekilde gözden geçirildiği gibi, birçok
olup yüzeyel dokunma duyusunu algılayan Meissner kas iskelet sistemi ve nöropatik ağrı modelinde artmış
reseptörleri ile bağlantılı ve aktivasyon eşikleri düşük- nosiseptif davranışlara katkıda bulunduğu önemli bir
tür. Grup III lifler (Aδ) ise oldukça ince bir myelinli ta- kanıtın parçasını oluşturur. Tip-II C liflerine ait DRG
bakası (1-5mm) ile kaplı, düşük iletim hızına (4-30 m/ nöronlarının santral uzantıları ise arka boynuzdaki la-
sn) sahip liflerdir. Aktivasyon eşikleri daha yüksektir, mina II’nin iç tabakalarında bulunan internöronlar ile
hem termal hem de mekanik uyaranlara yanıt verirler. bağlantı yaparlar. Bu tip C liflerinin ise kapı-kontrolü
Grup IV lifler (C) en küçük çaplı (0.3-1.5 mm) mye- ile ağrı iletiminin arka boynuzdaki modülasyonundan
linsiz lifler olup en düşük iletim hızına (0.4-2 m/sn) sorumlu oldukları düşünülmektedir (37, 45, 48-50).
sahiptir. C lifleri aktivasyon eşiği en yüksek olan lifler-
dir ve bu yüzden seçici olarak nosiseptif ya da ağrılı Nosiseptörler; sodyum, potasyum ve kalsiyum gibi
uyaranları saptarlar. Grup III ve Grup IV liflerine ortak iyon kanalları yanı sıra aside duyarlı kanallar (ASIC),
olarak nosiseptörler ya da ağrılı lifler adı verilir (4, 48) bradikinin ve adrenoreseptörler ile TRPV reseptörleri
(Tablo 2). gibi bir takım reseptörler taşırlar. Burada çalışan re-

Tablo 2 Sinir Liflerinin Özellikleri (4).

Grup Çap (μ) İleti hızı (m/sn) Myelin Fonksiyon


A (alfa) 12-20 70-120 + Motor (eff.), duyusal
A (beta) 6-12 30-70 + Motor (aff.), (proprioseptif -dokunma )
A (gama) 2-8 2-30 + Sensorial (ağrı, ısı, dokunma)
A (delta) 2-5 2-30 + Otonom ( efferent pregagliyoner)
B 3 3-15 + Sensorial (ağrı, ısı, dokunma)
C 1.2 0.5-2 - Otonom (postgangliyoner sempatik)

t 215
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi Ağrı Fizyopatolojisi

septör ve kanallardan üçü nöropatik ağrının nosiseptif kanalın direkt aktivasyonu ya da aktivasyon eşiğinin
ağrıdan farklılaşmasına katkıda bulunacağı söylenil- düşürülmesi şeklinde olur. Başka bir kanal ise ATP’nin
mekte: ASIC (Acid-Sensing Ion Channels), Nav (voltaj bağlandığı purinerjik reseptörlerdir. ATP bağlanması
bağımlı sodyum kanalları) ve TRP (Transient Recep- ile açılan katyon kanalları olmakla beraber, hem peri-
tor Potential) kanalları. Ayrıca doku hasarından sonra ferde hem de santralde duyusal sinyallerin iletilmesi
ortama çıkan H+ iyonları ile uyarıldıkları zaman eşlik ve işlenmesinde rol oynarlar. Örneğin; Purinerjik re-
ettikleri kanal ya da reseptörün uyarılma eşiğinin düş- septörler, hem istirahat halinde hem de aktive olmuş
mesine neden olur (51, 52). durumlarında mikroglia sinyalleşmesinde önemli rol
oynarlar. In vivo çalışmaları ATP ile uyarılmış mikrog-
Voltaj kapılı sodyum kanalları tetrodoksine (TTX) liaların intratekal enjeksiyonu, birkaç saat içinde allo-
verdikleri yanıta göre 2 gruba ayrılırlar. Tetrodoksine dini gelişimine neden olur. Böylece BDNF’nin spinal
duyarlı (TTX-s) kanallar aktivasyonundan sonra hızla mikrogliya tarafından salgılanmasına, sırayla lamina I
inaktive olma özelliklerine sahiptir. Oysa tetrodoksine GABAerjik internöronların tonik inhibisyonunu azalttı-
dirençli (TTX-r) kanallar yavaş inaktive olurlar. Bu- ğı belirtilmiştir. Gerçekten de, benzodiazepinler veya
nun sonucu olarak hücre içine giren sodyum mikta- 3a indirgenmiş nörosteroidler gibi GABAA reseptör-
rı ve dolayısıyla aksiyon potansiyelinin süresi artar. leri fonksiyonunun pozitif allosterik modülatörlerinin
TTX-s kanallar myelinli ve myelinsiz primer afferent lif intratekal enjeksiyonları, çeşitli hayvan modellerinde
sonlanmalarında bulunurlar. TTX-r kanallar ise daha ve insan ağrı durumlarında ağrı tepkilerini azaltmış-
çok C lif membranında yer alırlar. Voltaj kapılı sod- tır. Sinir hasarlarından sonra ATP düzeylerinin artışı
yum kanallarının 10 izoformu saptanılmış olup bunlar DRG nöronlarda depolarizasyona neden olur. Sonuç
Nav 1.5, Nav 1.8, Nav 1.9 TTX’e dirençli olarak yavaş olarak nöropatik ağrı teşvik ettiği gösterilmiştir. Ayrıca
inaktivasyon hızına sahiptir. Voltaj kapılı sodyum ka- hiperaljezinin gelişimine katkıda bulunur (2, 4, 10, 45,
nalları ağrı ve doku enflamasyonuna eşlik eden hiper- 49, 53-56).
sensitivitede anahtar bir rol oynarlar ve özellikle Aδ
ve C nosiseptörlerin sensitize olmasına yol açarlar. Hiperaljezi ve Allodini
Bunun sonucunda spontan boşalımlar, uyarılma eşik- Hiperaljezi, rahatsız edici uyaran ile ortaya çıkan
lerinin düşmesi ve uyaranlara karşı yanıt fonksiyonla- abartılmış bir ağrı yanıtıdır. Allodini ise rahatsız edi-
rının değişmesi gibi tepkiler ortaya çıkar. Bu tepkiler ci özelliği bulunmayan bir uyarana karşı ortaya çıkan
spontan ağrı, hiperaljezi ve allodini gibi nöropatik ağrı ağrı duyumudur. Zedelenme bölgesinde açığa çıkan
karakterlerinin ortaya çıkmasına neden olur (51). kimyasalların, duyusal sinir sonlanmalarındaki resep-
törleri nasıl doğrudan ileri derecede uyardığını böyle-
Zararlı uyaranları algılayan ve ileten en önemli iyon ce yangılı bir ağrıya neden olduğunu göstermektedir.
kanalı ailesi, geçici reseptör potansiyeli (TRP) kanal Zedelenmiş hücrelerden çıkan potasyum da sinir son-
ailesidir. Bu aile, seçici olmayan kalsiyum geçirgen lanmalarını doğrudan depolarize eder böylece nosi-
kanallardan korunmuş proteinler içerir. Genel olarak septörle daha duyarlı hale gelir (sensitizasyon = du-
TRP kanalları, pH, kimyasal ajanlar, sıcaklık ve oz- yarlılaştırma). Zedelenmiş hücrelerden serbestlenen
molarite değişimlerinden, çoklu uyaranların moleküler bradikinin ve P maddesi de sonlanmaları daha duyarlı
sensörleri olarak işlev görür. İyon kanallarının TRP kılar. Sadece sinir sonlanmalarında kimyasal aracılar-
ailesi vanilloid (TRPV), ankirin (TRPA), melastatin la duyarlılaştırma değil, perifer ve SSS’de oluşan bazı
(TRPM), polikistin (TRPP) ve mukolipin (TRPML), değişiklikler de kronik ağrıya katkı sağlar. Doku hasarı
standart (TRPC) olarak sınıflandırılır, 28 üyeden olu- sonrasında salınan NGF sinir sonlanmalarında alınır
şan altı alt familyası vardır (53). TRPA1 iyon kanalı ve retrograt taşınma ile arka kök ganglionlardaki hüc-
zararlı bir soğuk algılayıcıdır. Nosiseptif ağrıda rolü re gövdesine ulaştırılır ve burada gen ekspresyonunu
bulunmaktadır. Ayrıca enflamatuar ağrı ya ek olarak aktive eder. Aksonal taşınmanın kolaylaştırmasında
kronik süreçte de hiperaljezinde de görev alır. TRPM zardaki TrkA reseptörlerinin uyarılması iledir. NGF, P
kanallarında nörojenik ağrıda soğuk hipersensitivite- maddesi üretimini artırır ve nosiseptif olmayan resep-
de algılayıcıdır. TRPV ise ağrıda yaygın olarak çalışan törleri de nosiseptif reseptörlere dönüştürür. Bu feno-
grubudur. Ayrıca bu kanalın özellikle nöronlarda ve tipik bir değişiklik olarak görülmektedir. NGF ayrıca,
daha ziyade arka kök gangliyon hücrelerinde inflama- arka kök ganglionlarında tetrodotoksine dirençli sod-
tuar ve ağrı mekanizmaları üzerinde önemli ölçüde rol yum kanalı (Nav 1.8) ekspresyonunu ve böylece ka-
aldığı daha sonra yapılan araştırmalarda anlaşılmış- nalların etkinliğini daha da artırmaktadır. Hasarlanmış
tır. Aynı zamanda, bu kanalların PKA ve PKC gibi ikin- sinir liflerinde tomurcuklanma uyarılır ve dokunma
cil haberciler yoluyla aktive olduğu da ispatlanmıştır. reseptörlerinden kalkan lifler, normalde yalnızca no-
Bu kanallar, kalsiyum geçirgen ve seçici olmayan kat- siseptif girdiler almakta olan omurilik arka kök nöron-
yon kanallarıdır. TRPV1 kanal fonksiyonunun artışı ya larında yeni sinaptik bağlantılar oluştururlar. Bu olay,

216
t
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi

hasarlanma sonrası zararsız uyaranların nasıl olup da septörde eksitasyona neden olur. Bunu fosfolipaz Cβ
ağrıya yol açtığını açıklamaktadır. Omurilik nosiseptif (Asetilkolin, bradikinin, dopamin, anjiyotensin II ve di-
aferentlerinden P maddesi ve glutamatın birlikte sa- ğer hormonları ve nörotransmitterleri bağlayan resep-
lınımı ile spinal nöronlardaki NMDA reseptörlerinde törlere bağlanan Gαq stimülasyonunun ana efektörü)
uyarılma artar ve ağrının yukarıya doğru iletiminde üzerinden yapar. Ayrıca fosfolipaz A2 üzerinden ise
adeta “kurulmuş ve boşalmakta olan” (wind-up) bir hücre fosfolipid tabakasından araşidonik asidin üreti-
hızlanma ve şiddet artışı gerçekleşir. Medulla spina- mi ile COX yolağı ve PGE2 gibi prostaglandinler yö-
listeki diğer bir değişiklik, duyusal sonlanmalardan nündeki ortaya çıkan son ürünler ile ağrının oluşumu
salınan aracıların komşu mikrogliayı da etkinliğini ar- ve sürdürülmesinde (hiperaljezi) önemli rol oynarlar.
tırır. Ekstraselüler nükleotitlerin mikrogliya güçlü sti- Nöropatik ağrı oluşumunda en önemli faktör nörot-
mülatörleri olduğu bilinmektedir. İyonotropik P2X re- rofinlerdir. Makrofajlar tarafından gelişim evresinde
septörlerini (P2XR) ve metabotropik P2Y reseptörleri büyüme faktörü olarak salınan bu maddeler, gelişim
(P2YR) üzerinden etkinlik gösterir. Ayrıca, beyin kay- tamamlanınca fonksiyonel değişime uğrar ve her biri
naklı nörotrofik faktör (BDNF), sinaptik iletimi ve plas- başka bir duyusal nöronun yaşamını sürdürülmesini
tisiteyi modüle etmede hayati bir rol oynayan klasik ve büyümesini destekler. Bunlar; NGF myelinsiz C
bir nörotrofık faktördür. Ortaya çıkan kanıtlar BDNF lifleri, BDNF Aδ liflerini, NT-3 ve NT-4/5 Aβ liflerini et-
sinyallemesinin kronik ağrı gelişimi için itici bir güç ol- kilemektedir denilse de yapılan son çalışmalarda her
duğunu göstermektedir. Bu da, presinaptik iletici ve bir alanda her bir nöromediyatörün artışı ya da azalışı
postsinaptik reseptör uyarılabilirliğini değiştirerek, ağ- ortaya konulmuş ve tam bir ayrıma koymak için daha
rının iletiminden sorumlu olan pro-enflamatuar sitokin etkin metodların kullanıldığı çalışmalara ihtiyaç vardır
ve kemokinlerin meydana çıkmasına neden olur ( 37, (2, 59-63, 64) (Şekil 2).
42, 57, 58).

Periferik sinir hasarından sonra istirahatteki immün


hücreler de aktive olur ve mast hücreleri, nötrofiller,
makrofajlar ve T hücreleri gibi nöronal olmayan hüc-
reler hasar bölgesinde toplanırlar. Toplanmış olan bu
hücrelerden TNF-α (Tumor Necrosis Factor- α), IL-
1β, IL-6, Histamin, PGE2 (Prostaglandin E2) ve NGF
(Nerve Growth Factor) gibi duyusal anormallikleri
başlatan ve sürdüren faktörler salgılanır. Bu faktörler
ya direkt olarak aksonu aktive ederler ya da retrograd
olarak DRG’lere taşınarak nöronun gen yapısını de-
ğiştirir. Yeni mediatörlerin salınması için salınan ke-
motaktik salınımlar olayı inflamatuvar bir karışım ha-
line sokar. Bu karışım, nosiseptörleri ya direkt olarak
aktive eder ya da uyarılma eşiğini düşürerek duyarlı Şekil 2: Hiperaljezi ve allodini tanımlanması (64).
hale sokar. Bunun sonucunda zararlı uyaranlara du-
yarlı olan nosiseptörler, zararsız uyaranlara karşı da
duyarlı hale gelirler (2, 5, 14). Tüm bu olayların yanında ağrı iletimi tek nosiseptif
reseptör veya alan içinde yer almaz. Medulla spina-
Hasarlı dokuda açığa çıkan kallikrein, kininojenler lis arka boynuzu duyusal afferent impulsların modüle
üzerinden etki ederek hasar bölgesinde bradikinin edildiği ve üst merkezlere yönlendirildiği önemli bir
(BK) ve kallidin oluşmasına yol açar. Bir nöropeptid merkezdir. Arka boynuz Rexed laminaları denilen ve
olan BK en potent proinflamatuvar mediatörlerden fonksiyonel olarak ayrılmış laminalardan oluşur. No-
biridir. Doku permeabilitesinde artış, vasküler dilatas- siseptif bilgiler genellikle ilk laminalarla bağlantılıdır.
yon ve duyusal sinirlerin stimülasyonuna neden olur. Zararlı ağrı bilgilerini taşıyan tip 1 (peptiderjik) C lifle-
Bradikinin etkinliğini G proteinine bağlı B1 ve B2 re- ri Lamina -I ve Lamina-II (substansiya jelatinoza)’nın
septörler vasıtası ile göstermektedir. B1 normal do- dış tabakalarında sinaps yapar (2).
kuda bulunmazken bir doku hasarı ile beraber NGF,
TNF-α ve IL-1β gibi sitokinlerle ortaya çıkmaktadır. B2 Tip-II C lifleri ise lamina II iç tabaka interlökinlerde
ise dokuda bulunmaktadır. Duyusal sinir hasarlanma- son bulur. Aδ liflerinin çok büyük bölümü lamina I’de
sı sonrasında B2 reseptör sayısı B1 olarak yer değiş- sinaps yapsalar da asıl lamina IV ve V’de sonlanır.
tirir. Bradikinin, hücre içinde protein kinaz C (PKC) Lamina I nöronları çoğu zararlı uyaranlara (%75’i ağrı,
aktivasyonu sonucunda sodyum kanalları açılır, nosi- %15’i zararlı soğuk) karşı spesifiktir. Lamina IV ve V

t 217
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi Ağrı Fizyopatolojisi

nöronları hem zararlı hem zararsız uyaranların iletil- Bu teoriye göre, A−β gibi büyük çaplı liflerin uyarılma-
mesinde rol oynar. Lamina I den çıkan ikinci duyusal sının nosiseptif uyarılara omuriliğin bağlantı nöronları-
nöronun küçük bir kısmı lamina V ikinci duyusal nöron- nın yanıtlarını inhibe edilebildiği gösterilmistir. Bu tek-
lara katılarak traktus spinotalamikusu (STT) oluşturur- nikten tedavide de yararlanılabilmektedir. Kapı kontrol
lar. Bu traktus spinal kordun lateralinden yükselerek teorisi ile işleyiş hakkındaki bilgiye ek olarak ağrı du-
talamusun lateral çekirdeklerinde son bulur. Buradan rumlarında inen inhibitör yollarda önemli rolü olan opi-
da primer duyusal korteks ile insular kortekse ulaşır. oid reseptörlerinde de bir takım değişiklikler görülür.
Bu yolak ile nosisepsiyonun duyusal ayrımını sağ- Üç farklı opioid reseptörü bulunmaktadır (OR). Bunlar;
lamış olur. Diğer lamina I’den kalkan liflerde traktus μ-OR, δ-OR, K-OR olup hepsi de G- proteinine bağlı
spinoparabrakiyalis olarak mezensefalon, pons ve reseptörler (GPCR) şeklindedir. μ-OR, NMDA resep-
medulla gibi supraspinal merkezlerdeki periakuaduk- törü ile bir reseptör çifti şeklinde çalışır ve μ-OR’ünün
tal gri cevher (PAG) ile parabrakial nucleus (PBN) de uyarılması NMDA reseptörünün açılmasına yol açar
sonlanır. Buradan amigdala ve hipotalamusa gider. (67).
Böylece korku, kaçınma ve anksiyete gibi ağrı ile ilgili
emosyonel davranış ve otonomik davranış ile ağrıyı Bir periferik sinir hasarından sonra arka boynuzda-
oluşturan yapılarla bir ilişki halindedir (5, 25). Arka ki μ-OR sayısında belirgin bir düşme görülür. Çünkü
boynuz zararlı uyaranlara karşı ilk yanıtın verildiği yer kronik hasar durumlarında ortamda bulunan prote-
olmakla beraber, bu impulsların da modifiye edilerek in–kinaz C (PKC), μ-OR’nin morfin ile ilk kez uyarıl-
verilecek cevabın hazırlandığı ve üst merkezlere ileti- masından sonra μ-OR’ü ile NMDA reseptörü arasın-
min düzenlendiği yani ağrı belleğin oluştuğu en önem- daki bağın kopmasına neden olur. Bu da hiperaljezi
li merkez denilebilir (2, 25). ve allodini gelişimine katkıda bulunur ve nöropatik
ağrıda neden morfinin yeterli analjezik etki sağlama-
Kapı Kontrol Teorisi ve Nosiseptif ile dığını açıklamış olur. δ-OR, ise tüm perifer ve santral
Nöropatik Ağrıdaki Rolü sinir sisteminde bulunmakla beraber en belirgin ola-
Ronald Melzack ve Patrick David Wall 1962’de “kapı rak da arka boynuz internöronlarında bulunmaktadır.
kontrol teorisi” denilen ve arka boynuzun substantia K-OR daha çok nosiseptif alan olan beyin bölgele-
jelatinoza denilen tabakasında inhibitör internöronla- rinde yer alır. Kapı kontrol teorisini desteklercesine
rın periferden gelen bilginin üst merkezlere iletiminde bir fonksiyon gören opoidler arka boynuzda bulunan
önemli rol oynadığını söyleyen bir teoridir. Örneğin internöronları ve ikinci duyusal nöronu hiperpolarize
dokunma duyusunu taşıyan düşük uyarılma eşiğine ederek internöronu dizinhibisyona uğratır. Ayrıca pre-
sahip Aβ liflerin ateşlenmesi azaltılır. Üst merkezle- sinaptik sonlanmada nörotransmitter salgılanmasını
re iletim engellenmiş olur. Ancak C lifleri bu inhibitör inhibe ederek de fonksiyonunu yerine getirmekte ol-
internöronları inhibe ederek (dizinhibisyon) indirekt duğu söylenilmektedir (2).
olarak projeksiyon nöronların ateşlenmesini artırmış
olur (26, 27). Ancak aynı zamanda A ve B grubu ge- Opioidler sadece nosiseptif nöronlardaki klasik OR
niş myelinli liflerin aktivasyonu ile inhibitör ara nöron- yoluyla değil, aynı zamanda glial hücreler üzerinde-
ları aktive ederek projeksiyon ara nöronlarını inhibe ki OR’lerine de bağlanarak nosisepsiyonda önemli
etmekte ve ağrılı sinyallerin geçişini durdurmaktadır rol oynar. Bu ROS (Reaktif Oksijen Türleri), NO, GF
(65) (Şekil 3). (Growth Factor) ve eksitatör aminoasitler gibi nosi-
septif mediyatörler ile IL-1, IL-6 ve TNF-α gibi proinf-
lamatuvar sitokinler salgılanır. Glia aktive eden yalnız
OR reseptörü değil, sinir hasar sonrası ortaya çıkan
tüm ürünler ve etkilenen tüm yapılar glial aktivasyo-
nu direkt ya da indirekt yolla katkıda bulunur. Perife-
rik sinir hasarı, hasarlı nöronlarda HSP (Heat Shock
Protein)’lerin uzun süreli artışına yol açar. Bu ise glial
TLR (Toll–Like Receptor)’lerin sürekli aktivasyonu-
na neden olur. TLR’ler tehlike işareti olarak görülen
endojen ve eksojen çok çeşitli paterni tanıyan bir re-
septör ailesidir. Bu sayede organizmanın savunması
ve yaşamını sürdürmesi için immün sistemin aktive
olmasını sağlarlar. TLR’ler içinde özellikle TLR- 2 ve
TLR-4 subtipleri nosiseptif süreçlerle ilgilidirler ve ha-
Şekil 2: Hiperaljezi ve allodini tanımlanması (64). sarlı, ölmekte olan veya ölmüş olan nöronlar ve diğer
hücrelerden salgılanan tehlike sinyallerini tanıyan re-

218
t
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi

septörlerdir. Hasarlı nörondaki HSP artışı bu resep- 8. Pınar L. Sinir Ve Kas Fizyolojisi Temel Bilgileri. 4. Baskı. Anka-
törlerin aktivesi ile nöropatik ağrının sürmesine neden ra. Türkiye, Akademisyen Kitabevi, 2016; 151-155.
9. http://thebrain.mcgill.ca/flash/a/a_03/a_03_m/a_03_m_dou/
olabileceği düşünülmektedir. Yapılan çalışmalarda a_03_m_dou.html
biriken kanıtlar, mikroglial Toll benzeri reseptör 4’ün 10. Velioğlu S.K. Ağrı Anatomisi: Ağrı Yolakları, Beyin Sapı ve Be-
(TLR4) ve otofajinin nörodejeneratif hastalıklara ka- yin. Türk Klinikleri Dergisi Nöroloji 2017; 10(4): 329-335.
rıştığını, ancak nöropatik ağrıdaki ilişkisinin ve rolü- 11. Savrun F. Ağrıda Nörofizyolojik Yöntemlerin Yeri. Türk Klinikleri
Dergisi Nöroloji 2017; 10(4): 339-347.
nün belirsizliğini koruduğunu göstermektedir (2, 68). 12. Kramer P.R, Strand J, Stinson C, Bellinger L.L, Kinchington
P.R, Yee M.B, Umorin M, Peng Y.B. Role for the Ventral Poste-
Bununla birlikte, ortaya çıkan kanıtlar, merkezi sinir rior Medial/Posterior Lateral Thalamus and Anterior Cingulate
sisteminde glial hücrelerin aktivasyonunun, ağrının Cortex in Affective/Motivation Pain Induced by Varicella Zoster
Virus. Front Integr Neurosci. 2017; 11: 27.
kolaylaştırılmasına canlı olarak katkıda bulunduğu- 13. Yang F, Zhang C, Xu Q, Tiwari V, He S.Q, Wang Y, Dong X,
nu düşündürmektedir. Mikroglia ve astrositlerin nöro- Vera-Portocarrero L.P, Wacnik P.W, Raja S.N, Guan Y. Elect-
patik ağrı, kanser ağrısı ve inflamatuar ağrı hayvan rical stimulation of dorsal root entry zo ne attenuates wide-dy-
modellerinde aktif olduğu bildirilmektedir. Minosiklin, namic-range neuronal activity in rats. Neuromodulation 2015;
18(1): 33-40.
mikroglia aktivasyonunu ve omurilikte potasyum klo- 14. Woojin Kim, Yeongu Chung, Orcid, Seunghwan Choi, Byung-
rid ko-transporter 2’nin (KCC2) yukarı regülasyonunu Il Min, Sun Kwang Kim. Duloxetine Protects against Oxalipla-
baskılayarak diyabetik sıçanlarda mekanik hiperalje- tin-Induced Neuropathic Pain and Spinal Neuron Hyperexcita-
ziyi tamamen önlediği doğrulanmıştır. Minosiklin, kan- bility in Rodents. Int. J. Mol. Sci. 2017; 18(12): 2626.
15. Cecilia Reali, Pascal Fossat, Marc Landry, Raúl E Russo, Fre-
ser ağrılı hayvan modellerinde mikroglial nöropatik deric Nagy. Intrinsic membrane properties of spinal dorsal horn
ağrının ve nikotin yoksunluğuna bağlı hiperaljezi ile neurones modulate nociceptive information processing in vivo.
ilişkili BDNF’nin yukarı regülasyonunu baskılayabile- J Physiol. 2011; 1,589(Pt 11): 2733–2743.
ceği söylenilmiş. Dahası, minosiklin, C-fiber uyarılmış 16. Wall P.D. The Laminar Organızatıon Of Dorsal Horn And Effe-
cts Of Descending Impulses. J-Physiol. 1967; 188: 403-423.
alan potansiyellerinin BDNF ile indüklenmiş uzun sü- 17. Qian Xu, Wei-yan Li, Yun Guan. Mu-opioidergic modulation dif-
reli potensasyonunu (LTP) bloke edebileceği de söy- fers in deep and superficial wide-dynamic range dorsal horn
lenilmektedir (57). neurons in mice. Neurosci Lett. 2013; 9(549): 157–162.
18. Luo R, Guo Y, Cao D.Y, Pickar J. G, Li L, Wang J, Zhao Y. Local
effects of octreotide on glutamate-evoked activation of Aδ and
Sonuç C afferent fibers in rat hairy skin. Brain Research 2010; 1322:
50–58.
Ağrı; uyarım, algılama ve inhibisyon ile biten acılı bir 19. Yılmaz İ. Farelerde Dipirona Karşı Gelişen Analjezik Toleransta
Nitrik Oksidin Rolü. 2008. DOI: 10.13140/RG.2.2.16698.39365.
süreçtir. Ağrı işletilmesi birçok karmaşık düzenlenme- 20. Staunton C.A, Barrett-Jolley R, Djouhri L, Thippeswamy T. In-
ler ile yapılmaktadır. Bununla beraber ağrı tek bir olay ducible nitric oxide synthase inhibition by 1400W limits pain
içinde gerçekleşmemesi fiziksel, ruhsal ve sosyoeko- hypersensitivity in a neuropathic pain rat model. Exp Physiol.
nomik olarak etkilenimler içinde olması değerlendirme 2018 doi: 10.1113/EP086764.
21. Shao Rui, ChenXiao, GaoJinHui, LinPan. Endogenous nitric
ve tedavi süreçleri konusunda araştırmacıları multi- oxide inhibits spinal NMDA receptor activity and pain hyper-
disipliner alanda çalışmaya itmiştir. Her bir disiplinin sensitivity induced by nerve injury. Neuropharmacology 2017;
ağrı kompleksini incelerken yeni gelişimlerden haber- 125: 156-165.
dar olması elzemdir. Toplumun çok büyük bir kesimini 22. Richard D’Mello, Claire A. Sand, Sophie Pezet, James M. Le-
iper, Egle Gaurilcikaite, Stephen B. McMahon, Anthony H. Di-
ilgilendiren ağrı ile baş edebilmek için ağrı mekaniz- ckenson, Manasi Nandi. Dimethylarginine dimethylaminohyd-
malarının iyi bilinmesi ve ağrının fizyopatolojik yönden rolase 1 is involved in spinal nociceptive plasticity. Pain 2015;
detaylı moleküler mekanizmalarının ortaya konulma- 156(10): 2052–2060.
sına ihtiyaç vardır. 23. Ertekin C. Yegül İ (Editör). Ağrının nöroanatomisi ve nörofizyo-
lojisi Ağrı ve tedavisi. İzmir, Türkiye, Yapım Matbaacılık, 1993;
1-18.
Kaynaklar 24. Raj P.P. Erdine S. (Editör) Ağrı taksonomisi. İstanbul, Türkiye,
Alemdar Ofset, 2000; 12-20.
1. http://www.iasp-pain.org/Education/Content.aspx?ItemNum- 25. Barrett K.E. (Ed. Gökbel H.). Ganong’un Tıbbi Fizyolojisi. İstan-
ber=1698#Pain bul, Türkiye, Nobel Tıp Kitapevleri, 2015; 157-173.
2. Tan E. Nöropatik Ağrı. Ankara, Türkiye, Nobel Matbaası, 2009; 26. Kurtcan S, Toprak H, Aralaşmak A. Ağrı Görüntülenmesi. Türk
1-63. Klinikleri Dergisi Nöroloji 2017; 10(4): 335-339.
3. http://www.iasp-pain.org/PublicationsNews/Content.aspx?I- 27. Melzack R,Wall P.D. Pain Mechanism: a New Theory. Science
temNumber=1673 1965; 150(3699): 971-978.
4. Aydın O.N. Ağrı ve Ağrı Mekanizmalarına Güncel Bakış. ADÜ 28. Hwang S.H, Wecksler A.T, Wagner K, Hammock B.D. Rational-
Tıp Fakültesi Dergisi 2002; 3(2): 37-48. ly designed multitarget agents against inflammation and pain.
5. Rodney A.R, David R.B. Tıbbi Fizyoloji (Ed. Ağar E.). İstanbul, Curr Med Chem. 2013; 20(13): 1783-99.
Türkiye, İstanbul Tıp Kitapevi, 2017; 61-67. 29. Ricciotti E, Fitz Gerald G.A. Prostaglandins and Inflammation.
6. Johnson K.O, Hsiao S.S, Yoshioka T. Neural coding and the Arterioscler Thromb Vasc Biol. 2011; 31(5): 986-1000.
basic law of psychophysics. Neuroscientist 2002; 8(2) :111-21. 30. Samad T.A, Moore K.A, Sapirstein A: İnterleukin-1b- Mediated
7. Laming D. Fechner’s law: where does the log transform come İnduction of Cox-2 in The Cns Contributes to İnflammatory Pain
from? Seeing Perceiving 2010; 23(2): 155-71. Hypersensitivity. Nature 2001; 410: 471-475.

t 219
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi Ağrı Fizyopatolojisi

31. Kayıhan H. Fizyoterapi’de Isı Işık Su, Hacettepe Üniversitesi 53. Ricardo González-Ramírez, Yong Chen, Wolfgang B. Liedtke
Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Yüksekokulu Yayınları 8, 1992. ve Sara L. Morales-Lázaro. Neurobiology of TRP Channels.
32. Othmar J. W. A neural model for chronic pain and pain relief 2nd edition. TRP Channels and Pain. (Chapter 8) Emir TLR,
by extracorporeal shock wave treatment. Urological Research editor. Boca Raton (FL): CRC Press/Taylor & Francis; 2017.
2008; 36(6): 327–334. 54. P.E.Juif, M.Melchior, P.Poisbeau. Characterization of the fast
33. Sandkuehler J. Learning and Memory in Pain Patways. Pain GABAergic inhibitory action of etifoxine during spinal nocicep-
2000; 113-118 tive processing in male rats. Neuropharmacology 2015; 91:
34. Johnson K.P, Tran S.M, Siegrist E.A, Paidimarri K.B, Elson 117-122.
M.S, Berkowitz A. Turtle Flexion Reflex Motor Patterns Show 55. Lauriane Ulmann, Jon P. Hatcher, Jane P. Hughes, Séverine
Windup, Mediated Partly by L-type Calcium Channels. Front Chaumont, Paula J. Green, François Conquet, Gary N. Buell,
Neural Circuits 2017; 11: 83. Alison J. Reeve, Iain P. Chessell and Francois Rassendren.
35. Aguiar P, Sousa M, Lima D. NMDA Channels Together With Up-Regulation of P2X4 Receptors in Spinal Microglia after Pe-
L-Type Calcium Currents and Calcium-Activated Nonspecific ripheral Nerve Injury Mediates BDNF Release and Neuropathic
Cationic Currents Are Sufficient to Generate Windup in WDR Pain. Journal of Neuroscience 2008; 28(44): 11263-11268.
Neurons. Journal of Neurophysiology 2010; 104(2): 1155-1166. 56. Kumar A, Kaur H, Singh A. Neuropathic Pain models caused
36. Guan Y, Raja S.N. Wide-dynamic-range neurons are heteroge- by damage to central or peripheral nervous system. Pharmacol
neous in windup responsiveness to changes in stimulus inten- Rep. 2017; 70(2): 206-216.
sity and isoflurane anesthesia level in mice. J Neurosci Res. 57. Ya-QunZhou, Dai-QiangLiu, Shu-PingChen, JiaSun, Xiao-Me-
2010; 88(10): 2272-83. iWang, Yu-KeTian, WeiWucDa-WeiYe. Minocycline as a pro-
37. Iyengar S, Ossipov M.H, Johnson K.W. The role of calcitonin mising therapeutic strategy for chronic pain. Pharmacological
gene-related peptide in peripheral and central pain mechanis- Research 2018.
ms including migraine. Pain 2017; 158(4): 543-559. 58. Martins LB, Teixeira AL, Domingues RB. Neurotrophins and
38. Ivan Rivera-Arconada, Carolina Roza, Jose A. Lopez-Garcia. Migraine. Vitam Horm. 2017; 104: 459-473.
Spinal Reflexes and Windup In Vitro: Effects of Analgesics 59. Sekino Y, Nakano J, Hamaue Y, Chuganji S, Sakamoto J, Yos-
and Anesthetics. CNS Neuroscience & Therapeutics 2016; 22: himura T, Origuchi T, Okita M. Sensory hyperinnervation and
127–134. increase in NGF, TRPV1 and P2X3 expression in the epidermis
39. Rachael L. Bosma, Elham Ameli Mojarad, Lawrence Leung, following cast immobilization in rats. Eur J Pain 2014; 18(5):
Caroline Pukall, Roland Staud, Patrick W. Stroman. Neural 639-48.
Correlates of Temporal Summation of Second Pain in the Hu- 60. Tseng PT, Chen YW, Tu KY, Wang HY, Chung W, Wu CK, Hsu
man Brainstem and Spinal Cord. Human Brain Mapping 2015; SP, Kuo HC, Lin PY. State-dependent increase in the levels
36: 5038–5050. of neurotrophin-3 and neurotrophin-4/5 in patients with bipolar
40. Randic A.M, Jiang M.C, Cerne R. Long-Term Potentiation and disorder: A meta-analysis. J Psychiatr Res. 2016; 79: 86-92.
Long –Term Depression of Primary Afferent Neurotransmission 61. Morcuende S, Muñoz-Hernández R, Benítez-Temiño B, Pas-
in The Rat Spinal Cord. J Neurosci. 1993; 13: 5228-5241. tor AM, de la Cruz RR. Neuroprotective effects of NGF, BDNF,
41. Thomas Klein, Simon Stahn, Walter Magerl, Rolf-Detlef Tree- NT-3 and GDNF on axotomized extraocular motoneurons in
de. The role of heterosynaptic facilitation in long-term potentia- neonatal rats. Neuroscience 2013 Oct 10; 250: 31-48.
tion (LTP) of human pain sensation. Pain 2008; 139: 507–519. 62. Harvey AR, Lovett SJ, Majda BT, Yoon JH, Wheeler LP, Ho-
42. Hidetoshi Tozaki-Saitoh, Makoto Tsuda, Hiroyuki Miyata, Kazu- dgetts SI. Neurotrophic factors for spinal cord repair: Which,
aki Ueda, Shinichi Kohsaka, Kazuhide Inoue. P2Y12 Recep- where, how and when to apply, and for what period of time?
tors in Spinal Microglia Are Required for Neuropathic Pain after Brain Res. 2015; 1619: 36-71.
Peripheral Nerve Injury. The Journal of Neuroscience 2008; 63. Hodgetts SI, Harvey AR. Neurotrophic Factors Used to Treat
28(19): 4949 – 4956. Spinal Cord Injury. Vitam Horm. 2017; 104: 405-457.
43. Andrew M. Tan Stephen G. Waxman. Spinal cord injury, dend- 64. Woolf C.J. Central sensitization Implications for the diagnosis
ritic spine remodeling, and spinal memory mechanisms. Expe- and treatment of pain. Pain 2011; 152(3 Suppl) S2-15.
rimental Neurology 2012; 235(1): 142-151. 65. Özveren H. Ağrı Kontrolünde Farmakolojik Olmayan Yöntem-
44. Ji RR, Kohno T, Moore KA. Central Sensitizasyon and LTP: Do ler, Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Dergisi 2011; 83-92.
Pain and Memory Share Similar Mechanism? Trends neurosci. 66. http://320volt.com/pic16f84-ile-elektronik-kas-uyarim-cihazi
2003; 26: 696-705. 67. Przewłocki R, Przewłocki B. Opioids in chronic pain. European
45. The Core Curriculum for Professional Education in Pain, 3rd Journal of Pharmacology 2001; 429(1-3): 79-91.
edition ed. J. Edmond Charlton. 2005 IASP Press. USA. (htt- 68. Piao Y, Gwon DH, Kang DW, Hwang TW, Shin N, Kwon HH,
ps://issuu.com/iasp/docs/core-corecurriculum) Shin HJ, Yin Y, Kim JJ, Hong J, Kim HW, Kim Y, Kim SR, Oh
46. Lutzenberger W, Flor H,Birbaumer N. Enhanced Dimensional SH, Kim DW. TLR4-mediated autophagic impairment contribu-
Complexity of The EEG During Memory For Personal Pain in tes to neuropathic pain in chronic constriction injury mice. Mol
Chronic Pain Patients. Neurosci Lett. 1997; 266: 167-170. Brain. 2018; 11(1): 11.
47. William D.W Jr. The Somatosensory System, With Emphasis
On Structures İmportant For Pain. Brain Res Rev. 2007; 55:
297-313.
48. Çelik Ö.A, Şengün İ.Ş. Nöropatik Ağrının Fizyopatolojisi Türk
Klinikleri Dergisi Nöroloji 2017; 10(4): 378-384.
49. Şengün, İ.Ş. Nöropatik Ağrı Mekanizmaları. In: Nöropatik Ağrı,
Tan E, Veri Medikal Yayıncılık, Ankara, Türkiye, 2009; 25-47.
50. Anthony P. Ford ve Bradley J. Undem. The therapeutic promise
of ATP antagonism at P2X3 receptors in respiratory and uro-
logical disorders. Front. Cell. Neurosci. 2013; 7: 267.
51. Coutaux A, Adam F, Willer J.C. Hyperalgesia and Allodinia: Pe-
ripheral Mechanism. Joint Bone Spine 2005; 72: 359-371.
52. Ji Ru-Rong ve Strichartz Gary. Cell Signaling and the Gene-
sis Of Neuropathic Pain. Science’s STKE 2004; 252: [DOI:
10.1126/stke.2522004re14]

220
t

You might also like