You are on page 1of 62

AĞRI

AĞRI NEDİR?
Uluslararası Ağrı Araştırmaları Birliğine (International Association for the Study
of Pain=IASP) göre ağrı; “Var olan veya olası doku hasarına eşlik eden
veya bu hasar ile tanımlanabilen, hoşa gitmeyen duyusal ve
emosyonel deneyim” ve “Bir korunma mekanizması” olarak
tanımlanmaktadır.
Bu tanıma göre ağrı, bir duyum ve hoşa gitmeyen yapıda olduğundan her zaman
özneldir. Bu nedenle ağrı deneyimini değerlendirirken hem fiziksel hem de
fiziksel olmayan bileşenlerini birlikte göz önünde tutmak gerekir.
Ağrı aslında bir kavramdır ve kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterir,
çünkü birçok faktör (cinsiyet, din, dil, ırk, sosyokültürel çevre...) ağrı
eşiğini, dolayısıyla da ağrılı uyarana tepkiyi belirler. Bu bakımdan sağlık
çalışanları tarafından ağrı gerçek olarak ele alınmalı, objektif bir bulgu
tespit edilmese bile hemen psikolojik olarak değerlendirilmemelidir.
Örneğin bir beyin cerrahı için ağrı yalnız nöroanatomik ve nörofizyolojik
bir süreç iken, bu sürecin psikolojik boyutu ağrıyı fiziksel, ruhsal ve sosyal
faktörlerin toplamı olarak gören psikiyatr için değerlidir. Bu iki farklı
uzmanlık alanı için bile hastanın ağrısı farklı ele alınmaktadır.
Geçmişte sadece çeşitli hastalıkların bir bulgusu
olarak kabul edilen ağrı günümüzde artık başlı
başına bir hastalık, bir sendrom olarak kabul
edilmektedir. Ağrı duyumu, ağrı davranışı, kişinin
evdeki ve işteki işlevsel durumuyla hastanın
duygusal durumu gibi bileşenleri içerir. Her yıl
kronik ağrıya bağlı olarak 700 milyon iş günü ve
60 milyar dolar zarar meydana geldiği tahmin
edilmektedir.
AĞRIYLA İLİŞKİLİ TERİMLER
Allodini
Normalde ağrıyı tetiklemeyen bir uyarandan kaynaklanan ağrı.
Uyarı, beklenmedik şekilde ağrılı bir tepkiye yol açar. Bu, bir mekanizma anlamına
gelmeyen klinik bir terimdir. Allodini, birçok farklı dokuya uygulanan farklı tipte
somatosensoriyel uyaranlardan sonra görülebilir.
Allodini, normalde ağrı vermemesi beklenen, dokunma, saç tarama, gözlük takma
gibi normal bir uyaranın ağrılı veya rahatsız edici olarak algılanmasıdır.
Analjezi Disestezi

Normalde ağrılı olan uyarıma Uyarılı veya uyarısız olarak nahoş


yanıt olarak ağrı olmaması. duyuyu ifade eder.

Hiperaljezi Hipoaljezi

Normalde ağrıyı tetikleyen bir Normalde ağrılı bir uyarana yanıt olarak
uyarandan kaynaklanan artan azalmış ağrı.
ağrı. Ağrı üreten uyarıma yanıt olarak nispeten
daha az ağrının meydana gelmesini ifade
etmektedir.
Hiperestezi Hipoestezi

Kelime, hem herhangi bir uyarana karşı azalan Özel duyular haricinde
eşiği hem de normalde tanınan uyaranlara stimülasyona karşı azalan
artan yanıtı belirtmek için kullanılır. hassasiyet.
AĞRI SINIFLANDIRMASI
Nörofizyolojik mekanizmalara
göre

Süreye göre

Etyolojik faktörlere göre

Ağrı bölgesine göre


Nörofizyolojik
Mekanizmalara Göre
•Nosiseptif Somatik
Visseral

•Nöropatik Santral
Periferik
•Psikojenik
Nosiseptif Ağrı
• Nosiseptörler, sinir sistemi dışındaki tüm doku ve
organlarda bulunan reseptörlerdir.
• Ağrı ileten lifler ile omuriliğe oradan da talamusa
iletilen ve serebral korteks tarafından ağrı olarak
algılanan uyaranlar, nosiseptörlerce algılanır.
Nosiseptif ağrı da, somatik ve visseral ağrı olarak iki alt gruba ayrılır. Bu ikisi
arasındaki temel farklılık somatik ağrının duyusal liflerle, visseral ağrının ise sempatik
liflerle taşınmasıdır.

▪Somatik ağrı, ani olarak başlar, keskin ve iyi lokalize edilen batma, sızlama, zonklama
tarzındaki ağrıyı ifade eder. Hareket ile artar istirahat ile azalır. İç organlar hariç deri, kas, ligament,
kas, kemik, sinir ve kan damarlarının uyarılmasıyla oluşur.

▪Visseral ağrı, periton ile örtülü organlardan kaynaklanır. Bu tip ağrı yaygın olup, zor lokalize
edilen künt karakterdeki başka bölgelere de yayılarak motor ve otonom reflekslerle birlikte
seyredebilir.
Nöropatik Ağrı
• Nöropatik ağrı, nörolojik bir yapı veya işlevin değişmesiyle ortaya
çıkar. Nöropatik ağrının nosiseptif ağrıdan en belirgin farkı,
nosiseptif uyarının nöropatik ağrıda sürekli olmasıdır. Sorunu
başlatan fonksiyon bozukluğudur ve sinir mekanik olarak duyarlı
hale geldikten sonra ektopik bir uyarı yayar.
• Periferik, santral sinir sistemi ya da her ikisinde birden anormal
sinyal iletimine bağlı olabilen ağrı tipidir.
▪Santral nöropatik ağrı: Merkezi sinir sistemindeki lezyon nedeniyle gelişen, tedavisi en
zor ağrı tipidir. Talamik ağrı, inme sonrası ağrı, parapleji sonrası ağrı, kuadripleji sonrası ağrı gibi
ağrıya yol açan bir lezyon vardır.

▪Periferik nöropatik ağrı: Periferik sinir sisteminde postherpetik nevralji, diyabette


görülen ağrılı nöropatiler gibi inatçı ağrılı durumlardan sorumlu bir lezyon olduğu
durumlardır.
Psikojenik Ağrı
• Nosiseptif ve nöropatik bir mekanizma dışında temelini
psikolojik sorunların oluşturduğu ağrı tipidir. Psikojenik
ağrı tanısını koymadan önce; somatik patoloji net bir
şekilde ekarte edilmelidir. Psikojenik ağrı, kaynağının yol
açacağının çok daha fazlası bir şiddette hissedilen ağrı
duyusudur. Kronik ağrı ile karakterize olup psikolojik tedavi
gerektirir.
Süreye Göre

• Akut

• Kronik
Akut Ağrı
• Akut ağrının yaygın tanımı
Olumsuz kimyasal, termal veya mekanik
uyarana karşı normal, öngörülen
fizyolojik yanıttır. Cerrahi, travma ve
akut hastalıkla ilişkilidir.
Ani başlangıçlı olup doku hasarının eşlik ettiği ağrı tipidir.
Şiddeti; doku hasarının şiddeti, yeri ve zamanıyla uyumlu olup doku iyileşmesiyle
orantılı olarak azalır. 3-6 aydan kısa sürer. Tedavi edilmezse kronik ağrıya
dönüşebilir.
Kronik Ağrı
• Ağrının, yaklaşık üç aylık normal iyileşme süresinin ötesinde devam etmesi
durumunda kronik olduğu söylenir. 'Kronik' devam eden anlamına gelir ve
bize ağrının ciddiyeti veya kalitesi hakkında pek bir şey söylemez.
• Ağrının uyarıcı işlevi geçtikten sonra kişinin hayat kalitesini değiştiren,
kişileri anormal davranışlara yönelten, psikolojik etkenlerin rol oynadığı
kompleks ağrı tipidir.
Etyolojik Faktörlere Göre
Ağrının sebebine göre yapılan
sınıflamadır. Örneğin kansere,
• Kanser ağrısı sistemik hastalıklara veya
• Postherpetik nevralji uygulanan tedaviye bağlı
olarak ortaya çıkar. Ancak daha
• Orak hücreli anemiye bağlı ağrı önceden var olan veya halen
• Artrit ağrısı var olan kanser dışında bir
neden de ağrıya yol açabilir.
Kanser Ağrısı
• Ağrı, kanser teşhisinin korkulan bir sonucudur.
• Ağrı, kanser süreci boyunca kanserli kişiler için yaygın olabilmektedir.
• Kanser ağrısı, ağrıya duyarlı yapıların tümörle invazyonu veya kompresyonu
nedeniyle, tedavi esnasında cerrahi, kemoterapi ya da radyoterapi
uygulamalarına bağlı olarak veya kanser dışı nedenlerle gelişebilir.
•Tümör ayrıca ağrıya neden olabilecek kimyasallar da salabilir veya vücudun
kimyasallara tepkisi ağrıya neden olabilir.
•Kanserde değişik patolojilere bağlı olarak değişik ağrı bölgeleri ve şiddetleriyle
karşılaşılması hasta kliniğini komplike duruma getirir.
•Yapılan son çalışmalara göre, kanser hastalığını yenen kişilerde tedavi sonrası ağrı
görülme prevalansı % 39; antikanser tedavisi alırken kanser hastalarında ağrı
görülme oranı % 55; metastatik kanser hastası veya palyatif dönem kanser
hastalarında ağrı görülme oranı % 66.
•Kanserin evresine bakılmaksızın, hastaların% 51'i ağrı çekiyor ve% 40'ı bunu orta ila
şiddetli olarak tanımlıyor.
Postherpetik Nevralji
• Herpes zoster(zona), hastaların çoğunda dermatomal ağrı ile başlar ve birkaç
gün içerisinde tipik dermatomal döküntü gelişir.
• Bu deri döküntüsü yaklaşık 2-4 hafta içerisinde iyileşir fakat ağrı sıklıkla döküntü
iyileştikten sonra da devam eder. Belirli bir süre devam eden bu ağrı
postherpetik nevralji (PHN) olarak adlandırılır.
• PHN sıklıkla tedavilere dirençli, fiziksel ve sosyal sakatlıklara, psikolojik
bozukluklara yol açabilen ve yıllarca sürebilen kronik bir ağrı sendromudur. Ağrı
kliniklerine başvuran hastaların % 11-15’ini PHN’li hastaların oluşturduğu
bildirilmektedir.
Orak Hücreli Anemiye Bağlı Ağrı
• Orak hücre hastalığı dünyada en sık görülen hemoglobinopatilerden biridir.
Hastalık hayatı tehdit edebilen akut komplikasyonlar ve çeşitli organlarda
kronik hasarlar ile sonuçlanabilen kronik hemolitik anemi ile karakterizedir.
• Orak hücre hastalığının klinik seyri hastalar arasında çeşitlilik gösterir. Bazı
hastalarda şiddetli ağrılı krizler ile sağlık kuruluşlarına sık başvuru ve
komplikasyonlar gelişirken, diğerleri daha hafif klinik bulgular sergiler.
• Hastaların karşılaştığı en önemli sorunlardan biri, damar tıkayıcı kriz ve buna
bağlı doku iskemisinden kaynaklanan ağrılı krizlerdir.
Artrit Ağrısı
• Romatoid artrit, jüvenil romatoid artrit, ankilozan spondilit, Reiter
sendromu, psöriatik artrit ve spondilozlara bağlı olarak görülebilir.
• Bu hastalarda spazm, eklem hareket açıklığı kaybı, fonksiyonellikte
bozulma, yaşam kalitesinde azalmanın yanı sıra kronik ağrı
sendromları, uyku problemleri ve psikolojik bozukluklar da sıklıkla
klinik tabloya eklenir.
Ağrı Bölgesine Göre

• Bölgesel sınıflamada ağrı anatomik


olarak sınıflanır.
AĞRI MEKANİZMASI

Nosiseptif Ağrı

Nöropatik Ağrı
Nosiseptif Ağrı
Ağrının işlenmesindeki ilk adım, nosiseptif duyu liflerinde periferdeki bir uyarıcının
bir aksiyon potansiyeline dönüştürülmesidir.
Bir uyaran, bir aksiyon potansiyeli eşiğine ulaşacak kadar yeterli yoğunlukta ise, bir
sinir uyarısı yaratılır. Bu, primer afferent lif boyunca merkezi sinir sistemine yayılır.
Uyaran yoğunluğu artarsa, ek sinir lifleri ve sinir sisteminin alanları dahil olur.
Primer afferent lifler tipik olarak, afferent lif dallanmasına ikincil olarak 1'den fazla
ağrı reseptöründen bilgi iletir.
Tek bir primer afferent ve onunla ilişkili tüm reseptörlere
duyusal ünit adı verilir ve bilgi topladığı alan alıcı alandır.
Alıcı alan ne kadar büyükse ve bitişik alanlar arasındaki
etkileşim ne kadar fazlaysa, duyu sisteminin vücuttaki ağrı
noktasını kesin olarak lokalize etmesi o kadar zor olur
Primer afferent nöron, tek bir işlemin hem periferik hem
de merkezi bir aksona bölündüğü bir psödounipolar
nörondur.
Periferik akson, terminal liflere dallanıp deriye, kaslara,
tendona veya eklemlere gider. Her bir terminal lif, bir
somatosensöriel reseptör üzerinde biter veya
somatosensöriel reseptör oluşturur.
Merkezi akson, merkezi sinir sistemine gider.
Periferik somatosensoriyel lifler 3 büyük gruba ayrılır.

Bunlardan ilki, büyük, hızlı iletilen miyelinli lifler olan A-α(alfa), A-β(beta) veya A-γ(gama) lifleridir.
Dokunma ve propriyosepsiyona dahil olurlar ancak zararlı uyaranlarla ilgilenmezler.
İkinci tür, ince myelinli ve yavaş iletime sahip A-δ(delta) lifleridir. Mekanik uyaranlardan ve ısıdan
etkilenir. Nosiseptörlerin aktivasyonu ile keskin, iğneleyici ve iyi lokalize edilebilen bir ağrı oluşturur.
Üçüncü tip lifler C lifleridir. Bunlar küçük, çok yavaş iletime sahip olan ince miyelinsiz liflerdir ve ağrı
algılamasında rol oynarlar. Şiddetli mekanik, kimyasal, aşırı sıcak ve soğuk uyaranlarla aktive olarak
gecikmiş, yanıcı ve inatçı karakterdeki ağrı taşınımından sorumlu olurlar.
Böylece hızlı – keskin ağrı yolu (birincil ağrı / 30
m/sn) Aδ ile, yavaş kronik ağrı yolu (ikincil ağrı /
0,5-2 m/sn) ise C lifleri üzerinden anterolateral
sistem ile taşınmaktadır.
Nöropatik Ağrı
Nöropatik ağrı mekanizmasının en belirgin farklılığı nosiseptif uyarı veren kaynağın
bulunmamasıdır.
Santral veya periferik yaralanmaya sekonder yapısal veya fonksiyonel sinir sistemi
adaptasyonlarının neden olduğu ağrıdır.
Duyusal bozukluğun yer aldığı bölgede algılanır. Aralıklı, kısa süreli, batıcı, saplanıcı bir
ağrı olarak tanımlanmaktadır.
PERİFERİK MEKANİZMALAR
Primer Afferent Nosiseptörler
• Bir enerjinin başka bir
Transmisyon
enerjiye dönüşmesidir.
Sıcak bir uyaranın ağrılı • Nosiseptörlerce algılanan ağrının
hale geçebilmesi için daha üst merkezlere iletilmesidir.
belirli bir derecenin • İletimde miyelinli A delta ve
üzerine çıkması gerekir. miyelinsiz C lifleri etkin rol üstlenir.
• Nosiseptörler normal • Miyelinli A delta lifleri hızlı ileten,
bir ısıya karşı duyarsız sensitizasyona açık, termal ve
kalırken ısının artışı ile mekanik uyaranlarla uyarılan liflerdir.
duyarlı hale geçerler. • Miyelinsiz C lifleri ise polimodal bir
özellik gösteren, her türlü uyarana
karşı duyarlılığı olan, yavaş ileten
Transdüksiyon liflerdir. Diğer sinir lifleri de çeşitli
biçimlerde ağrılı uyaranın iletimine
katılır.
• Omurilik seviyesinde meydana gelen
bir olaydır. Ağrılı uyaran spinal kord Persepsiyon
düzeyinde bir değişime uğramakta • Omurilikten geçen uyarının • Ağrıyı ifade
ve bu değişim sonucunda daha üst çeşitli çıkan yollar etme.
merkezlere iletilmektedir. aracılığıyla üst merkezlere
doğru iletilip ağrının
algılanmasıdır. Ekspresyon
Modülasyon
PERİFERİK MEKANİZMALAR
Periferik Sensitizasyon
İnflamatuar süreçte bölgeye gelen hücrelerce çeşitli intraselüler maddeler salgılanır.
Nosiseptif uyaranın kendisi de nörojenik bir inflamasyon cevabı oluşturarak P maddesi,
nörokinin A, CGRP salgılanmasına yol açar.
Böylece siklo-lipooksijenaz yollarındaki inflamatuar mediyatörlerin salınması yüksek eşik
değerdeki nosiseptörleri uyararak periferik sensitizasyonu oluşturur.
Duyarlanma sonucu düşük şiddetteki mekanik uyaranlar bile ağrılı olarak
algılanır.
PERİFERİK MEKANİZMALAR
Periferik Sensitizasyon
Hasar bölgesinde ısı uyaranına karşı yanıtta da artış meydana gelir.
Tahribat bölgesindeki bu primer hiperaljezi bölgesindeki periferik değişiklikler,
çeşitli cerrahi girişim ve travmalardan sonra görülür.
İnflamatuar cevabı durdurmak için genelde non steroid antiinflamatuarlar tercih
edilir.
SANTRAL MEKANİZMALAR
Arka boynuz, primer afferentlerin sonlandığı
merkezdir.

Primer afferent nosiseptörler genellikle Lamina


I, II ve V’te sonlanırlar.

Burada arka boynuzdaki ikinci sıra nöronlarıyla


bağlantı kurarlar.
Arka boynuzdaki ağrı sürecinde
nörotransmitterler ve nöromodulatörler yer
alır.
Özellikle glutamat-aspartat gibi eksitatör
amino asitler ile NMDA (N-metil-D aspartik asit)
ve nonNMDA reseptörler işin içine girer.
SANTRAL MEKANİZMALAR
Santral Sensitizasyon
Santral sensitizasyon: Travmadan sonra normalde ağrısız olan mekanik
uyaranlara hassasiyet (allodini) gelişebilir. Bu değişikliklerin travma sonrası spinal
kord arka boynuzunda meydana gelen olaylara bağlı olduğu ve bunun da santral
sensitizasyon olarak tanımlanması gerektiği bilinmelidir. Bu değişiklikler ağrı
sırasında merkezi sinir sisteminin esnek bir yapıda olduğunu düşündürür. C
liflerini uyaracak seviyede bir ağrılı uyaranın sadece arka boynuz nöronlarını
değil, uyaran boyunca bütün nöronal aktiviteyi de ilerleyici bir biçimde arttırdığı
gösterilmiştir.
AĞRI
İ B İ SYO N U
İNH
Postsinaptik
İnhibisyon: Kimyasal
Presinaptik transmitter salınımını
İnhibisyon: A inhibe ederek ve
delta ve C lifi gelen eksitatör
aksonlarında impulsların algılanma
impulsu bloke seviyesini
ederek etkiler değiştirerek etkiler.
Substantia Gelatinosa

T hücresi

https://www.youtube.com/watch?v=oQLFfv
GM7nI
Endorfin Teorisi
Opioid peptitlerin de ağrı oluşumunda ve kontrolünde rolü vardır.
Endojen opioid sistemde 3 opioid peptit bulunur. Beta endorfin,
enkefalin ve dinorfin.

Endorfinler, beyin ve spinal kord sinir uçlarındaki reseptörlere tutunarak


ağrı uyarısının geçişini bloke eder ve uyarıların bilinç düzeyine
ulaşmasını önlerler.
AĞRIDA DEĞERLENDİRME
Ağrı değerlendirmesi, yalnızca ağrı şiddetinin değil aynı zamanda hastanın
etkilendiği tüm alanların irdelenmesini ifade eder.
Uygun iletişim yöntemleri kullanılarak hasta ve ağrı öyküsünün alınması sonrası
fizik muayene, medikal ve psikososyal öykü de değerlendirmede atlanmaması
gereken aşamalardır.
Kapsamlı Ağrı Değerlendirmesi
Hasta öyküsü Demografik, sosyal, mesleki veriler
Medikal öykü Kronik/akut hastalık varlığı, geçmiş ve devam
eden tedaviler
Psikososyal öykü Dikkat problemleri, huzursuzluk, anksiyete
Fizik muayene Genel görünüş, vital bulgular, nörolojik
değerlendirme, refleksler ve duyu
değerlendirmesi, trofik değişiklikler,
palpasyon, yürüyüş
Labaratuar tetkileri Radyolojik ve hematolojik tetkikler
Ölçek/anket kullanımıyla ağrıyı sorgulama Tek-çok boyutlu ağrı ölçekleri, fonksiyonellik
derecesini ölçen ölçek ve skalalar, yaşam
kalitesi ölçekleri
Ağrıyı etkileyen, tetikleyen faktörler
Ağrının işaretleri
Ağrının karakter ve belirtileri(keskin,
ezici, künt, yanıcı, batıcı, sıkıştırıcı,
elektrik çarpması şeklinde)
Ağrı öyküsü Ağrının başlangıç zamanı
Ağrının yeri, lokalizasyonu, yayılımı
Ağrının süresi
Ağrının ciddiyeti
Günlük yaşama etkisi
Ağrı Değerlendirmesinde Ölçek Kullanımı
Standart değerlendirme parametrelerinin yanında ağrıya yönelik nicel veri elde
edilebilmesi için ölçek kullanımı önemli rol oynar.
Ölçekler tek boyutlu veya çok boyutlu olabilmektedirler.
Tek boyutlu skalaların avantajları kolay uygulanabilmesi, pratik olması, yanıltıcı
faktörlerden az etkilenmesi, hastaya doğru açıklama yapıldığında oldukça değerli
bilgi vermesi ve kısa sürede tekrarlanabilir olmasıdır. Başlıca dezavantajı ise
ağrının çok boyutlu doğasını yansıtmamasıdır.
Kronik ağrı ölçümü akut ağrıya oranla daha zor olduğu için tek boyutlu skalalar
yeterli olamamaktadır. Bu nedenle kronik ağrılı hastalarda ağrının şiddetiyle
birlikte hastanın günlük aktivitesi ve sosyal hayatına etkisi de
değerlendirilmelidir.
Çok boyutlu ölçekler ağrının duyusal, emosyonel ve bilişsel özelliklerini de
değerlendirmektedir.
Tek Boyutlu Ölçekler Çok Boyutlu Ölçekler

• Görsel Analog Skala • Mc Gill Melzack Ağrı


• Yüz İfadesi Skalaları Ölçeği
• Sözel Kategori Ölçeği • Wisconsin Kısa Ağrı
• Sayısal Ölçekler Çizelgesi
• West Haven-Yale Çok
Boyutlu Ağrı Çizelgesi
Görsel Analog Skala
Yüz İfadesi Skalaları
Sözel Kategori Ölçeği
Sayısal Ölçekler
Mc Gill Melzack
Ağrı Ölçeği
Wisconsin Kısa
Ağrı Çizelgesi
West Haven-Yale Çok Boyutlu Ağrı Çizelgesi
AĞRIDA TEDAVİ
Ağrılı sendromun tipi, dönemi, hastanın kliniği, aktif inflamasyon varlığı,
kullanılması düşünülen ajanın endikasyon-kontrendikasyonları, hastaya
uygulanacak fizyoterapi programının planlanması ve kullanılacak terapatik ajanın
seçilmesinde göz önüne alınan temel noktalardır.
Tedavide Kullanılan Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yöntemleri

Isı tedavisi

Elektroterapi ajanları

Manuel ve mekanik tedavi uygulamaları

Hidroterapi-aquaterapi uygulamaları

Egzersiz
Tedavide Kullanılan Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Yöntemleri
Hasta eğitimi

Biofeedback

Psikolojik modeller

Spesifik fiziksel aktiviteler

Farmakolojik ve cerrahi tedavi


Kaynakça

Daniel B Carr, Leonidas C Goudas, Acute pain. The Lancet, Vol 353, June 12, 1999.
https://www.painmanagement.org.au/resources/about-pain/what-is-chronic-pain.html
Dr. Avni Babacan , Ağrı, ağrı yolları ve ağrılı hastaya yaklaşım.
https://www.iasp-pain.org/terminology?navItemNumber=576#Pain
Postherpetik Nevralji ve Tedavisi Deniz Türker Akyol, Serap Utafl Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi,
Dermatoloji Anabilim Dal›, Kayseri
Orak Hücre Hastalığında Ağrılı Kriz Yönetimi Selma ÜNALa, Feryal KARAHANa
aÇocuk Hematolojisi-Onkolojisi BD, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mersin, TÜRKİYE

Gain control mechanisms in the nociceptive system Treede, Rolf-Detlef


Theories of pain: from specificity to gate control Massieh Moayedi and Karen D. Davis 01 JAN 2013

You might also like