You are on page 1of 12

7.

Geoteknik Sempozyumu
22-23-24 Kasım 2017, İstanbul

KUM - LASTİK KIRPINTI ÇAPININ VE KARIŞIM


ORANININ SIVILAŞMA POTANSİYELİNE ETKİSİNİN
SARSMA TABLASI DENEYLERİ İLE İNCELENMESİ
INVESTIGATION OF THE EFFECT OF SAND-TIRE CHIPS MIXTURE
ON LIQUEFACTION POTENTIAL WITH SHAKE TABLE TESTS

Mustafa KARAMAN*1 Nurhan ECEMİŞ 2

ABSTRACT

When the past earthquakes are investigated, it has been seen that soil liquefaction cause
quite great damage in subsurface structures and superstructures. It is necessary to prevent
the uplift force which occurs due to excess pore water pressure and the force caused by this
pressure around the underground structures during liquefaction placing a highly permeable
packing material around the structures may prevent the uplift force during liquefaction.
When the statistical studies in Turkey and around the world are examined, it is seen that
the generation of scrap car tire is very high and the areas used as recycling material are
considerably less than the scrap tire reserves. In recent years, the use of tire chips is
becoming common in the field of civil engineering. Within the scope of this study, a series
of 1-g shake table tests were performed to investigate the effects of maximum ground peak
acceleration convenient rate and diameter of tire chips used as a filling material to the
liquefaction potential. A large scale laminar box was used during the experiments in order
to represent the field conditions. As a result, we studied the usage of waste tire chips as a
filling material in order to reduce the damage and the expenditures which are likely to be
caused by the liquefaction after the earthquake to a considerable extent.

Key Words: soil liquefaction, sand, west tire chips, filling material.

ÖZET

Geçmişte meydana gelen depremlere bakıldığında, zemin sıvılaşmasının yer altı ve yer
üstü yapılarda oldukça büyük zararlar doğurduğu görülmektedir. Sıvılaşma sırasında yer
altı yapılarının etrafında oluşacak fazla boşluk suyu basıncının ve bunun oluşturacağı
kuvvetlerin engellenmesi gerekmektedir. Bu da yapıların etrafına sıvılaşmayı engelleyecek
yüksek geçirimli dolgu malzemesinin yerleştirilmesi ile mümkün olabilir. Dünyada ve
Türkiye’deki istatistiksel çalışmalara bakıldığında hurda araba lastiği birikiminin oldukça
yüksek, geri dönüşüm malzemesi olarak kullanıldığı alanların ise hurda lastik rezervlerine
oranla oldukça az olduğu görülmektedir. Son yıllarda atık lastiklerin inşaat mühendisliği

*1 Araştırma Görevlisi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, mustafakaraman@iyte.edu.tr


2
Doçent Doktor, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, nurhanecemis@iyte.edu.tr
Mustafa Karaman, Nurhan Ecemiş

alanında kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bu çalışma kapsamında, dolgu malzemesi olarak


yerleştirilen kum-lastik kırpıntı karışımındaki değişen lastik kırpıntı oranın, lastik kırpıntı
çapının ve uygulanan en yüksek ivme değerinin sıvılaşma potansiyeline olan etkisini
incelemek için bir dizi 1-g sarsma tablası deneyi (model deneyler) yapılmıştır. Arazi
koşullarını laboratuvar ortamında yansıtabilmek amacıyla büyük boyutta laminer kutu
kullanılmıştır. Sonuç olarak, deprem sonrasında sıvılaşma neticesinde yapılarda oluşacak
hasarların ve harcamaların önemli ölçüde en aza indirgenmesi amacıyla, geri dönüşüm
malzemesi olarak kullanılan lastik kırpıntılarının, dolgu malzemesi olarak kullanılabilirliği
incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: zemin sıvılaşması, kum, atık lastik talaşı, dolgu malzemesi.

1. GİRİŞ

Sıvılaşma sonucunda yer altı ve yer üstü yapılarında meydana gelen tahribatlar büyük can
ve mal kayıplarına sebep olmuştur. Dinamik yükleme neticesinde oluşan sıvılaşmadan
dolayı zeminin dengesini kaybettiği ve yeraltı su seviyesinin altında kalan yapıların
deformasyona uğradığı ilk defa 1964 Niigata depreminde gözlemlenmiştir (Hall ve
O’Rourke 1991). Daha sonra olan büyük depremlerde de, örneğin Kobe depremi
(Shinozuka vd. 1995) ve Marmara Depremi (1999), çok büyük oranda gömülü yapıların
deformasyonları gözlemlenmiştir. Depremlerden elde edilen bulgulara göre sıvılaşma
neticesinde yeraltı yapılarında oluşan zararların büyük bir kısmı, yapı etrafındaki fazla
boşluk suyu basınçlarının büyüklüğü ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Sıvılaşma sırasında
yeraltı yapısının etrafında oluşacak fazla boşluk suyu basıncının ve dolayısıyla yapıya
gelen kuvvetin engellenmesi gerekmektedir. Bu da sıvılaşmayı engelleyecek yüksek
geçirimli dolgu malzemesinin yapı etrafına yerleştirilmesi ile mümkün olabilir.
Hızla büyüyen nüfus, ekonomi ve sanayinin sonucunda kullanılan her türlü malzemenin
artması aynı zamanda oluşan atık miktarında yükselmeye sebep olmaktadır. Brown (2008),
dünyada hurda lastiklerin geri dönüşümü için şu tahminleri sağlamıştır; toplam hurda lastik
miktarının % 3 -15 kadarı tekrar lastik olarak üretiliyorken, % 5-23 kadar bir oran başka
ürünler olarak (kaplama, döşeme malzemeleri gibi) yeniden kullanılmaktadır. Enerji geri
kazanımı için tüketilen, yakılan hurda lastik oranı % 25-60 ve depolama alanlarında
saklanan hurda lastik oranı ise % 20-30 olarak belirtmiştir. Sekhar(2014)’ın bildirdiği
değerlere göre dünyada yılda 1.1 milyar araç, 1.7 milyar yeni lastik, yılda 1 milyarın
üzerinde atık lastik üretilmektedir. Türkiye Lastik Sanayicileri Derneği (LASDER) 2016
yılı raporuna göre her yıl Türkiye’de yılda yaklaşık olarak 300.000 ton, 2014 yılı raporuna
göre ise yaklaşık 180.000 ton ömrünü tamamlamış hurda lastik oluşmaktadır.. Her yıl
oluşan milyonlarca atık lastiğin bertaraf edilmesi ancak atık lastiklerin kullanım alanlarının
arttırılması ile mümkün olabilir. Dolayısıyla, atıkların çevreye zarar vermeden bertaraf
edilmesi ve ekonomiye kazandırılması için geri dönüşüm kaçınılmazdır. Son yıllarda atık
lastiklerin inşaat mühendisliği alanında kullanımı yaygınlaşmaktadır. Hurda araba
lastiklerinin parçalanmasıyla elde edilen ve agreganın bir kısmı yerine kullanılan lastik
kırpıntıları ile üretilen betonlar ile istinat duvarları ve çarpma bariyerleri inşa edilmektedir.
Yüksek dayanım gerektirmeyen mühendislik yapılarında, özellikle yol veya kaldırım
yapımlarında da kullanımı gün geçtikçe artmaktadır.
Kum - Lastik Kırpıntı Çapının Ve Karışım Oranını Sıvılaşma Potansiyeline Etkisinin Sarsma
Tablası Deneyleri İle İncelenmesi

Masad vd. (1996) Ottawa kumu-lastik kırpıntı karışımının mühendislik özelliklerini dolgu
malzemesi olarak kullanılıp kullanılmayacağı yönünde incelemişlerdir. Lastik
kırpıntılarının veya lastik kırpıntı ve kum karışımlarının istinat duvarlarının arkasında hafif
bir dolgu malzemesi olarak kullanılabileceğini ortaya koymuşlardır. Lee vd. (1999)
laboratuvarda atık lastiklerin ve atık lastik-kum karışımlarının gerilme-deformasyon
bağıntısını incelemişler; lastik kırpıntı ve kum karışımının, kumlara yakın gerilme
deformasyon ilişkisi verdiği, fakat sıkışmanın yaşandığı gerilme aralığının kumlarınkinden
daha büyük olduğunu ortaya koymuşlardır. Yoshida vd. (2008) sıvılaşma sırasında yer
bacalarının yüzeye çıkmasının engellenmesi için yer bacaları etrafına kum torbaları içinde
çakıl ve lastik kırpıntı yerleştirmiş ve bir seri santrifüj deneyleri yapmışlardır. Geri
dönüşüm malzemesinin kum çuvallar içine alınmasıyla oturmaları çok düşük bulmuşlardır.
Genel olarak sıvılaşma potansiyeli açısından lastik kırpıntılar çakıllara göre daha iyi
performans göstermiştir. Yapılan literatür araştırmasına göre, kum-lastik kırpıntı
karışımlarının dolgu malzemesi olarak kullanımında lastik kırpıntı oranının, ve lastik talaş
eşdeğer çapının sıvılaşma direncine olan etkisinin araştırılması model deneyler kullanılarak
henüz yapılmamıştır.
Bu çalışma ile sıvılaşma sırasında, dolgu malzemesi olarak yerleştirilen kum-lastik kırpıntı
karışımındaki, kırpıntı tanelerinin çaplarının ve karışımdaki oranlarının sıvılaşma
potansiyeline etkisi incelenmiştir. Bunun için toplam 8 adet 1-g sarsma tablası deneyleri
(model deneyler) gerçekleştirilmiştir. Arazi koşullarını laboratuvar ortamında
yansıtabilmek amacıyla sınır koşullarını elimine eden laminer kutu kullanılmıştır. Deney
sonuçlarına göre atık lastik kırpıntının kum ile karıştırılıp dolgu malzemesi olarak
kullanılması ile sıvılaşma direncinin artmakta, zemin oturmasının azalmakta olduğu
görülmüştür.

2. DENEYSEL ÇALIŞMALAR
Bu çalışmada, dane çapları 2,5-5mm ve 5-10mm aralığında olan iki farklı hurda lastik
kırpıntı malzemesi, karışımın toplam hacminin %10, %20 ve %30 oranlarında kum ile
karıştırılarak 6 farklı dolgu malzemesi numunesi hazırlanmıştır. İkisi temiz kum numunesi
ve altısı bu karışımlar kullanılarak toplam 8 adet tek eksenli sarsma tablası model deneyleri
gerçekleştirilmiştir. Hurda lastik çaplarının ve karışımdaki hacimlerinin, toplam hacme
oranının sıvılaşma potansiyeline etkisi incelenmiştir. Çalışmada sınır problemlerini elimine
edebilen, büyük boyutta laminer kutu ve tek eksenli dinamik yük verilebilen sarsma tablası
kullanılmıştır (Şekil 3b). Bu sayede doğal zemin özellikleri ve kontrollü uygulanacak
dinamik yüklemeler ile arazi koşulları laboratuvar ortamında yansıtılmıştır (Ecemiş 2013,
Kahraman 2013, Ecemiş vd. 2015).

2.1. Numune

Sıvılşama deneylerinde ilk olarak temiz kum kullanılmış, sonraki deneylerde eşdeğer
çapları 2.5-5mm ve 5-10mm aralığında değişen iki farklı lastik kırpıntı numunesi, toplam
hacmin %10, 20, 30 oranında olacak şekilde kum ile karıştırılmıştır. Şekil 1’de, eşdeğer
çapları 2.5-5mm aralığında olan ve 5-10mm aralığında olan iki farklı lastik kırpıntı
numunesinin, hacimce %10, 20 ve 30 oranlarında karıştırılarak hazırlanan kum lastik
kırpıntı karışımlarının dane çapı dağılım grafikleri verilmiştir.
Mustafa Karaman, Nurhan Ecemiş

(a) (b)
Şekil 1. (a) 2,5-5mm ve (b) 5-10mm Eşdeğer Çaplı Lastik Kırpıntılar İçin, Temiz Kum ve
Kum- Lastik Kırpıntı Karışımlarının Dane Çapı Dağılım Grafikleri (LK: lastik kırpıntı)

Kullanılan sıvılaşabilir temiz kum numunesin; özgül ağırlığı, en küçük ve en büyük boşluk
oranı sırasıyla 2.61, 0.80 ve 0.60 olarak bulunmuştur.Elek analizi sonuçlarına göre efektif
dane çapı (D10) 0.12mm, ortalama dane çapı (D50) 0.21mm, uniformluk katsayısı
(Cu=D60/D10) ise 1.17 olan kum numunesinin Birleştirilmiş Zemin Sınıflandırma
Sistemindeki (USCS) adı “SP”, kötü derecelenmiş temiz kumdur (Şekil 1). Şekil 2’de
verildiği üzere lastik kırpıntılar köşeli ve nispeten düz yüzeylere sahiptirler. Yüksek
kauçuk miktarı ve poroziteden dolayı sıkışabilirlikleri fazladır. Literatürden edinilen
bilgilere göre (Ravichandran ve Huggins, 2013) sıkıştırılmış lastik kırpıntıların ortalama
kuru birim hacim ağırlığı 5.5 – 7.4 kN/m3, sürtünme açısı 15o-30o, kohezyonu 0-38kPa ve
Poisson oranı 0.2-0.33 aralıklarında olmaktadır. Bu çalışmada gevşek yerleştirilmiş lastik
kırpıntıların ıslak birim hacim ağırlığı 9.5kN/m3 olarak belirlenmiştir.

Şekil 2. Hurda Lastik Kırpıntıları ve Dane Çapları

Numunenin hazırlanması iç yüzeyi membran ile kaplı olan laminer kutu içerisine Şekil
3a’daki ilk 60 cm sıkı kum doldurulması ile, sonraki 75cm’lik tabaka da ise her bir deney
için Tablo 1’de verilen oran ve eşdeğer çaplarda hurda lastik kırpıntılarının kum ile
karışımının gevşek doldurulması ile sağlanmıştır. Numune doldurulması sırasında kum ve
karışım 20cm’lik tabakalar halinde kuru yağmurlama sistemi ile doldurulmuş, her tabakada
su eklendikten sonra sisteme pinomatik hortumlara karbondioksit gazı eklenmesi ile
numunenin tamamının suya doygun olması sağlanmıştır.
Kum - Lastik Kırpıntı Çapının Ve Karışım Oranını Sıvılaşma Potansiyeline Etkisinin Sarsma
Tablası Deneyleri İle İncelenmesi

2.2. Numune Hazırlanması ve Sarsma Tablası Deneyleri

İlk iki deney temiz kum numunesine 2 Hz frekansla ve 20 saniye süre ile 0.2g ve 0.3g gibi
farklı pik ivme değerleri verilerek yapılmıştır. Bu ilk iki deneyde ilk 60 cm’lik tabaka orta
sıkı kum ile sonraki 75 cm’lik tabaka ise gevşek kum ile, tüm tabakalar suya doygun
olacak şekilde doldurulmuştur. Sonrasındaki 6 deneyde tekrar ilk olarak 60 cm’lik orta sıkı
kum yerleştirilmiş ve üstüne 75cm derinliğinde eşdeğer çapı 2.5-5 mm ve 5-10 mm
aralığında olan lastik kırpıntılar kum ile hacimce farklı oranlarda (%10-20-30) karıştırılıp
gevşek ve suya doygun olarak yerleştirilmiştir. Yapılan deneyler, sırası ile verilen farklı
sismik yükler, karışımda kullanılan hurda lastik kırpıntılarının eşdeğer çapları ve
karışımdaki hacimce yüzde oranları ile beraber Tablo 1’de özetlenmiştir.

Tablo 1. Yapılan Sarsma Tablası Deneyleri ve Değişen Parametreler

Numune hazırlanması sırasında, farklı derinliklerde 5 adet boşluk suyu basıncı ölçer (PP1-
PP5), sarsma sırasında ve sonrasında zeminde oluşan aşırı boşluk suyu basıncını ölçmek
için yerleştirilmiştir. Biri yatayda sarsma tablasının hareketini ölçmek üzere, ikisi düşeyde
zeminin yüzeyinde oluşan oturmayı sarsma sırasında ve sonrasında ölçmek üzere 3 farklı
potansiyometre (X-P1, Z-P1, Z-P2) Şekil 3a’da gösterildiği gibi yerleştirilmiştir. Sarsma
sırasında ve sonrasında elde edilen data LabView programı yardımı ile dijital olarak
kaydedilmiştir.

Her bir numunede dinamik yükleme öncesi piezokonik penetrasyon deneyi (CPTu)
yapılmış, derinlik boyunca her 2 cm’lik aralıklarda uç direnci (qc) ve düşey efektif gerilme
değerleri (σvo’) elde edilmiştir. Bu değerler ile Robertson vd. (1997)’nin önerdiği eşitlik
kullanılarak zeminin relatif sıkılık derecesi (Dr) derinlik boyunca elde edilmiştir.

 q 
Dr =-98+66*log10  c 
 σ '
 vo  (1)
Mustafa Karaman, Nurhan Ecemiş

(a) (b)

Şekil 3. (a) Laminer Kutu, Sarsma Tablası ve CPT Düzeneği, (b) Sensörlerin Yerinin
Şematik Gösterimi

Şekil 4. Her Deney İçin Hazırlanan Numunenin Derinlik Boyunca Relatif Sıkılık Değerleri
Kum - Lastik Kırpıntı Çapının Ve Karışım Oranını Sıvılaşma Potansiyeline Etkisinin Sarsma
Tablası Deneyleri İle İncelenmesi

Elde edilen relatif sıkılık değerleri her bir deney için Şekil 4’de gösterilmiştir. Şekil 4
incelendiğinde her bir deneyde ilk 75 cm’lik dolgu malzemesi tabakasının ortalama relatif
sıkılık değerinin % 24 – 55 arasında değiştiği, bu tabakanın altındaki temiz kum
tabakasının ortalama relatif sıkılık değerinin ise %80-95’e kadar çıktığı görülmektedir. Alt
katmanı oluşturan temiz kum dolgu, her deney için de boşaltılmadan tekrar tekrar
kullanılmıştır. Bu nedenle Deney 2 ve sonrasında temiz kum tabakasının çok sıkı olduğu,
relatif sıkılık değerinin oldukça arttığı gözlemlenmiş, CPT düzeneğinin zeminden
çıkarılmasında zorlanıldığı göz önüne alınarak penetrasyonlar ortalama 1m derinlikte
sonlandırılmıştır. Bu durumda dolgu malzeme tabakasının gevşek doldurulması, altındaki
temiz kum tabaksının ise sıkı doldurulması işlemlerinin başarılı olduğu kabul edilebilir.

3. DENEY SONUÇLARI

Bu çalışmada dinamik yükleme İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Yapı Mekaniği


Laboratuvarında mevcut olan sarsma tablası ile gerçeklestirilmiştir. Her bir deneyde 2 Hz
frekansla 20 saniye süre boyunca laminer kutuya sinüzoidal hareket verilmiştir. Sekil 5a’da
verildiği üzere Deney 1’de temiz kum numunesine en büyük yer ivmesi değeri 0.2g olan
bir sismik yükleme uygulanmıştır. Deney 2’de temiz kum numunesi, en büyük yer ivmesi
değeri 0.3g olan bir sarsmaya maruz brakılmıştır (Şekil 5b). Deney sonuçları
incelendiginde 0.3g yer ivmeli sismik yüklemede sıvılaşmanın 0.2g pik yer ivmeli
yüklemeye göre daha erken başladığı görülmüştür. Lastik kırpıntıların karışımın sıvılşama
potansiyeline etkisini incelemenin, sıvılaşma için gereken çevrim sayısının daha düşük
olduğu sismik yüklemede daha elverişli olduğu düşünülerek, diğer deneylerin tamamı
(Deney 3- Deney 8), 0.3g pik ivme değeri ile yapılmıştır.

Deney 1 amax = 0.2g


0,4
0,3
0,2
İvme (g)

0,1
0,0
-0,1
-0,2
-0,3
-0,4

Deney 2 - Deney 8 amax = 0.3g


0,4
0,3
0,2
0,1
İvme (g)

0,0
-0,1
-0,2
-0,3
-0,4
0 10 20
Zaman (sn)

Şekil 5. (a) Deney 1 ve (b) Deney 2-8 İçin Uygulanan İvme-Zaman Grafikleri
Mustafa Karaman, Nurhan Ecemiş

3.1. Sıvılaşma Direnci ve Zemin Yüzeyinde Oturma

Her bir deneyde sismik yükleme sırasında ve sonrasında boşluk suyu basıncı ölçer
sensörler yardımı ile boşluk suyu basıncı değişimi (Δu) değerleri elde edilmiş ve Şekil
6a’da sunulmuştur. Elde edilen bu değerlerin düşey efektif gerilmelere bölünmesi ile
boşluk suyu oranının (ru=Δu/σvo’) zamana bağlı değişim grafikleri her deney için beş farklı
derinlikte Şekil 6b’de çizilmiştir. Bu grafikler yardımı ile boşluk suyu oranının 1’e
yaklaştığı (ru=1), yani sıvılaşmanın meydana geldiği yaklaşık zaman belirlenmiştir.

Şekiller incelendiğinde sarsma sırasında boşluk suyu basınçlarının arttığı, sonrasında


zamanla azalarak bulunduğu derinlikteki hidrostatik denge değerine kadar sönümlendiği
görülmektedir. Boşluk suyu oranının zamanla değişimi incelendiğinde ise, sıvılaşmanın
zemine eklenen lastik kırpıntı oranının artmasıyla daha geç oluştuğu, ya da oluşmadığı
gözlemlenebilir. Her bir deney ve derinlik için sıvılaşmanın gerçekleştiği zamanlar Tablo
2’de özetlenmiştir. Tablo 2’ye göre lastik kırpıntıların, karışımdaki oranları arttıkça
zeminin sıvılaşma potansiyeli azalmaktadır. Zeminin sıvılaşma direncinin artmasında
eşdeğer çapı 5- 10 mm aralığında olan lastik kırpıntılar, eşdeğer çapı 2.5-5 mm aralığında
olan lastik kırpıntılardan daha etkilidir. Bunun sebebi büyük eşdeğer yarıçaplı lastik
kırpıntılarının zemin içerisinde daha iyi drenaj özelliği göstermesidir. Elde edilen bulgulara
göre sıvılaşma direncinin artırılması için en elverişli koşul 5-10 mm eşdeğer çaplı hurda
lastik kırpıntılarının karışımdaki oranının hacimce %20 ve %30 olduğu koşuldur.

Tablo 2. Her bir deney için 5 farklı derinlikte sıvılaşmanın başlaması için geçen süreler
(RLK: karışımdaki lastik kırpıntı oranı, DLK; lastik kırpıntı eşdeğer çapı,)
Kum - Lastik Kırpıntı Çapının Ve Karışım Oranını Sıvılaşma Potansiyeline Etkisinin Sarsma
Tablası Deneyleri İle İncelenmesi

(a) (b)
Şekil 6. (a) Sarsma Sırasında ve Sonrasında Oluşan Boşluk Suyu Basıncının Zamanla
Değişimi, (b) Sarsma Sırasında Boşluk Suyu Oranının (ru) Zamanla Değişimi. (RLK:
karışımdaki lastik kırpıntı oranı, DLK; lastik kırpıntı eşdeğer çapı, a: uygulanan pik yer
ivme değeri, PP1-5:boşluk suyu basıncı ölçer sensörler.)
Mustafa Karaman, Nurhan Ecemiş

Her bir deneyde sarsma sırasında ve sonrasında zemin yüzeyindeki oturmalar iki farklı
noktadan lineer potansiyometreler yardımı ile ölçülmüştür. Şekil 7’ de oluşan oturmaların
zamanla değişimi gösterilmiştir. Ayrıca Tablo 3’te, sarsma sırasında oluşan oturma
miktarları ve sarsma sonrasında konsolidasyon oturmalarının miktarları ve toplam
oturmalar özetlenmiştir. Potansiyometrelerde oluşan hatalardan dolayı, Deney 4’te sarsma
sonrasında ve Deney 5’te sarsma sırasında ölçüm alınamamıştır. Toplam oturma el ile
ölçülmüştür. Şekil 7 ve Tablo 3 incelendiğinde ivmenin arttırılması durumunda (Deney 1
ve Deney 2) oturmanın arttığı, ayrıca lastik kırpıntı kum karışımlarında lastik kırpıntıların
farklı eşdeğer çap ve farklı karıştırma oranlarında (Deney 2 – Deney 8), oturma miktarının
da farklılık gösterdiği görülebilmektedir. En az oturmanın eşdeğer çapı 5-10 mm aralığında
olan lastik kırpıntıların kumla hacimce %20 oranla karıştırıldığı dolgu zemininde (Deney
7) oluştuğu görülmektedir.

Şekil 7. Sarsma Sırasında ve Sonrasında Zemin Yüzeyinde Oluşan Oturmaların Zamanla


Değişimi (RLK: karışımdaki lastik kırpıntı oranı, DLK; lastik kırpıntı eşdeğer çapı, ZP1-
ZP4: lineer potansiyometreler.)
Kum - Lastik Kırpıntı Çapının Ve Karışım Oranını Sıvılaşma Potansiyeline Etkisinin Sarsma
Tablası Deneyleri İle İncelenmesi

Tablo 3. Sarsma Sırasında ve Sarsma Sonrasında Zemin Yüzeyinde Oluşan Oturma


Değerleri (RLK: karışımdaki lastik kırpıntı oranı, DLK; lastik kırpıntı eşdeğer çapı)

Sarsma Sarsma
Oturma Miktarı (mm) Toplam
Sırasında Sonrasında

Deney 1 R LK= %0 20,7 6,6 27,3

Deney 2 R LK= %0 20,2 10,8 31,0

Deney 3 D LK= 2,5-5mm RLK= %10 23,5 11,6 35,1

Deney 4 D LK= 2,5-5 mm RLK= %20 - - 24,9

Deney 5 D LK=2,5-5mm RLK= %30 - - 32,6

Deney 6 D LK= 5-10mm RLK= %10 22,3 5,2 27,5

Deney 7 D LK= 5-10mm RLK= %20 15,1 2,9 17,9

Deney 8 DLK= 5-10 mm RLK= %30 30,4 8,2 38,6

4.SONUÇLAR
Çalışmada farklı iki eşdeğer çaplı (2.5–5mm ve 5-10mm) hurda lastik kırpıntıları hacimce
farklı oranlarda (%10-20-30) ince kum numunesi ile karıştırılmış ve sarsma tablası
deneyleri yapılmıştır. Hurda lastik kırpıntı eşdeğer çaplarının ve kum numunesi ile
hacimce karıştırılma oranlarının, zeminin sıvılaşma potansiyeline ve zemin oturmalarına
etkisi incelenmiştir.

Elde edilen sonuçlara göre; hurda lastik kırpıntı kum karışımının sıvılaşma direnci temiz
kumun sıvılaşma direncinden fazladır. Lastik kırpıntıları suyu drene eden granüler yapıları
ile sismik yükleme sırasında ve sonrasında aşırı boşluk suyu basıncını azaltan özellik
göstermiştir.

5-10mm eşdeğer çap aralığındaki lastik kırpıntı ile elde edilen karışımların, 2.5-5mm
eşdeğer çap aralığındaki lastik kırpıntı karışımlarına oranla sıvılaşma direncini daha fazla
arttırdığı ortaya konulmuştur. Aynı eşdeğer çap aralığındaki lastik kırpıntı kum karışımları
karşılaştırıldığında, karışımdaki lastik kırpıntının hacimce oranının %20’ye kadar
artmasının sıvılaşma direncini arttırdığı gözlemlenmiştir.

Toplam oturmaların 2.5mm ve 5-10mm eşdeğer çap için, hacimce %20 kırpıntı karışım
oranında azaldığı ve %30 karışımda tekrar arttığı gözlemlenmiştir. %20 karışım oranı sınır
değer olarak belirlenmiştir.

Çalışma ile dolgu malzemesi olarak hurda lastik kırpıntılarının kullanılabilirliği


araştırılmış, sıvılaşma direncinin artırılabileceği koşullar ortaya konulmuştur. Ayrıca bu
çalışma, sismik yüklemeler sonucunda oluşabilecek sıvılaşma ve dolayısıyla gömülü
yapılara gelebilecek yüklerin öngörülebilmesi ile ilgili gelecekte yapılabilecek çalışmalara
da ışık tutabilir niteliktedir.
Mustafa Karaman, Nurhan Ecemiş

TEŞEKKÜR
Bu çalışma 215M402 Proje Numarası ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma
Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenmiştir. Desteklerinden dolayı TÜBİTAK’ a
teşekkür ederiz.

KAYNAKLAR
[1] Hall ve O’Rourke 1991. Hall, W. J., and O’Rourke, T.D. (1991), “Seismic behavior
and vulnerability of pipelines”, Lifeline earthquake engineering, M. A. Cassaro,
ed., ASCE, New York, pp.761–773.
[2] Shinozuka, M., Ballantyne, D., Borcherdt, R., Buckle, I., O’Rourke, T., and Schiff, A.
(1995), “The Hanshin–Awaji earthquake of January 17, 1995. Performance of
lifelines.” Technical Rep. Prepared for NCEER, Buffalo, N.Y.
[3] Masad, E., Taha, R., Ho, C. and Papagiannakis, T., (1996), “Engineering properties of
tire/soil mixtures as a lightweight fill material”, ASTM Geotech. Test. J., 19(3),
pp. 297-304.
[4] Lee, J. H., Salgado, R., Bernal, A., Lovell, C. W., (1999), “Shredded tires and rubber-
sand as lightweight backfill.” Journal of Geotechnical and Geoenvironmental
Engineering. 125 (2), pp. 132–141.
[5] Yoshida, M., Miyajima, M. and Kitaura, M., (2008), “Experimental study on mitigation
of liquefaction-induced flotation of sewerage manhole by using permeable
recycles materials packed in sandbags.” 14th World Conference on Earthquake
Engineering, Beijing, China.
[6] Brown, D., (2008). “Proceedings of the Recycling of Rubber Meeting.” Institute of
Materials, London, UK.
[7] Sekhar, G.B., (2014). “Proceedings of the Tire Technology Expo.”, Cologne, Germany
[8] Türkiye Lastik Sanayicileri Derneği (LASDER) 2016 yılı Sektör Raporu,
http://www.lasder.org.tr
[9] Ecemis, N., (2013), “Simulation of seismic liquefaction: 1-g model testing system and
shaking table tests.” European Journal of Environmental and Civil Engineering,
Vol.17(10), 899-919.
[10] Ecemiş, N., Demirci, H.E., Karaman, M., (2015) “Influence of consolidation
properties on the cyclic re-liquefaction potential of sands” Bulletin of Earthquake
Engineering, Vol.13(6), 1655-1673.
[11] Kahraman, İ., (2013), “Seismic Liquefaction: 1-g Model Testing System And Shake
Table Tests”, MSc Thesis , IZTECH. 138 pg.
[12] Robertson, P.K., Lunne, T., and Powell, J.J.M. (1997), “Cone Penetration Testing in
Geotechnical Practice”, Blackie Academic/Routledge Publishing, New York.

You might also like