You are on page 1of 24

Anizotropik Konsolide Zeminlerin Dinamik

Davranışı

Selim ALTUN ∗
Atilla M. ANSAL ∗∗

ÖZ

Son yıllarda meydana gelen özellikle Kocaeli (1999), Kobe (1995) ve daha birçok büyük
depremde kum zeminlerde (ve hatta siltli kum veya kumlu siltte) meydana gelen büyük
kapsamlı sıvılaşma olayları tekrarlı yüklerin zeminlerde oluşturduğu dinamik etkinin
önemini ve boyutunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu amaçla zeminlerin dinamik
gerilme–şekil değiştirme ve mukavemet özelliklerini laboratuvar koşullarında araştırmak
için geliştirilen deney aletlerinden birisi de içi boş silindirik burulmalı kesme deney aletidir.
Bu çalışma kapsamında diğer zemin dinamiği deney aletlerine göre birçok avantaja sahip
olan bu aletle, suya doygun zeminlerin değişik fiziksel özellikler ve deneysel koşullar
altında mukavemet özelliklerindeki değişimler incelenmiştir.

ABSTRACT

Cyclic Behaviour of Anisotropically Consolidated Soil

Recently, strong earthquakes (Kocaeli,1999; Kobe,1995) induced a range of liquefaction


behaviour in sand (also silty sand or sandy silt) and this event emphasized the importance
of dynamic effects of cyclic loading on soil behaviour. Hollow cylindrical torsional shear
apparatus is one of the test apparatus developed to investigate the stress–strain and strength
properties of soils under cyclic stresses in laboratory. In this study, changing in strength
properties of saturated soil having different physical characteristics under different test
conditions was investigated with a series of torsional shear test.


Ege Üniversitesi Müh. Fak. İnşaat Mühendisliği Bölümü, 35100, Bornova, İzmir – sealtun@bornova.ege.edu.tr
∗∗
Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araş. Ens., Çengelköy, İstanbul – ansal@boun.edu.tr

1
1. GİRİŞ

Depremin neden olduğu tekrarlı kayma gerilmelerinin zeminin fiziksel ve


mühendislik özelliklerine bağlı olarak zeminlerde oldukça farklı boyutlarda
deformasyonlara yol açtığı ve bundan dolayı zeminin kayma mukavemetinin azaldığı,
gerilme-deformasyon özelliklerinin değiştiği bilinmektedir. Bu mukavemet kaybı, zemin
türü ve özellikleri ile ele alındığında zeminlerin tekrarlı yükler altında oldukça farklı
dinamik davranış ve gerilme–şekil değiştirme özellikleri gösterdikleri görülmektedir. Bu
yüzden değişik türdeki yüklere maruz olan zeminlerin davranış özellikleri de her bir zemin
türünde oldukça farklı tepkilerle ortaya çıkmaktadır
Özellikle suya doygun gevşek kumların gerek hızlı monotonik gerekse tekrarlı
yükler altında ortaya koydukları deformasyon yumuşaması ile beraber mukavemetlerini
hızla kaybetme özellikleri bu tür zeminleri diğerlerinden oldukça farklı kılmaktadır. Oysa
sıkı kumlarda bu özellik gözlenmemektedir. Asal gerilme eksenlerinin döngüsü, gerilme
seviyesi ve gerilme geçmişi gibi zemin ve yükleme özelliklerin etkisi altında olan gevşek
kumlarda ortaya çıkan deformasyon yumuşaması ve beraberindeki sıvılaşma olayı
geoteknik mühendisliğinin ve zemin dinamiğinin en dikkat çekici konularından birisi
olmuştur.

2. KUMLU VE SİLTLİ ZEMİNLERİN TEKRARLI YÜKLER ALTINDAKİ


MUKAVEMET ÖZELLİKLERİ

Zeminlerin tekrarlı gerilmeler altında küçük deformasyon seviyelerindeki gerilme–


şekil değiştirme özelliklerinin yanı sıra daha büyük deformasyon seviyelerinde
gösterdikleri mukavemet ve sıvılaşma özellikleri de zeminlerin genel dinamik davranışını
tanımlamak ve ortaya koymakta büyük önem taşımaktadır. Farklı türdeki zeminlerin
tekrarlı yüklere karşı ortaya koydukları tepkiler farklı olabilmektedir. Özellikle suya
doygun kum zeminlerin sıvılaşma potansiyellerinin incelenmesi tekrarlı yükler altında
oluşabilecek büyük şekil değiştirmelerin gelişme süreçlerinin tahmin edilmesinde büyük
yarar sağlayacaktır.
Suya doygun kumlar ve siltli kumlar drenajsız şartlarda tekrarlı gerilmelere maruz
kalırken artan boşluk suyu basıncı ve oluşan şekil değiştirme genlikleriyle beraber
numunede meydana gelen mukavemet kaybı gerilme izleri de kullanılarak bu çalışmada
yürütülen farklı türdeki deneylerle belirlenmeye çalışılmıştır. Başlangıç koşullarındaki
değişikliklerin bu zemin özelliklerini ne şekilde etkilediği de bu koşullarda yapılan
değişikliklerle incelenmiştir. Ayrıca tekrarlı yükler altındaki zeminlerin asal eksen
yönlerinde oluşan sürekli döngülerin zemin davranışı üzerinde yaptığı değişiklikler de
çalışma kapsamında incelenmeye çalışılmıştır.

2.1. Kumlu Zeminlerin Tekrarlı Yükler Altındaki Mukavemet Özellikleri

Farklı türde zeminler farklı yükleme koşulları altında değişik davranış özellikleri
ortaya koyduğu bilinmektedir. Elbette bu davranışları etkileyen sadece zemin türü ve
yükleme koşulları olmayıp aynı zamanda daha birçok faktörden de söz edebilmek
mümkündür. Fakat belirli koşullar altında belirli türdeki zeminlerin ortaya koydukları
davranış özellikleri oldukça ilginç sonuçlara sebep olabilmektedir.

2
Tekrarlı yükler altında suya doygun kum zeminlerin danesel özellikleri, sahip
olduğu boşluk oranı, başlangıç konsolidasyon şartları ve uygulanan gerilmenin genlik
değerinin yeterli koşulları sağlaması halinde belirli bir çevrim sayısı sonunda kum zeminde
büyük şekil değiştirmelerin oluştuğu bilinmektedir. Bu mukavemet kaybının başlıca
nedeninin zemin içerisindeki boşluk suyu basıncının drenajsız koşullarda uygulanan tekrarlı
kayma gerilmelerine bağlı olarak hızlı bir şekilde artması ve buna bağlı olarak ortalama
efektif gerilme değerinin sıfıra yaklaşmasının olduğu söylenebilir. Genellikle suya doygun,
üniform, gevşek ince kum veya siltli kum zeminlerde görülebilen bu olaya ve ortaya çıkan
sonuçlarına genel olarak sıvılaşma adı verilmektedir.Bu yüzden sıvılaşma konusunda
yapılan çalışmaların çoğu kum zeminler üzerinde yoğunlaşmıştır. Son yıllarda sıklıkla
yaşanan deprem olayları ile de sıvılaşma veya deformasyon yumuşaması olaylarının
gerçekleşmesi yönündeki sonuca dayalı gözlemler bu olayların değerlendirilmesinde belki
de yeni yaklaşımların ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Özellikle sıvılaşabilen zemin türleri
ve sıvılaşma koşulları üzerinde yapılan tartışmalar halen devam etmektedir.
Sıvılaşma olayının gelişimi ve mekanizmasının aydınlatılması belki de ilk olarak
Seed ve Lee [1] tarafından üç eksenli dinamik deney aletinde yürütülen deneylerle ortaya
konulmuştur. Yürütülen deneysel çalışmalarda belirli bir çevre basıncında konsolide
edilmiş suya doygun gevşek temiz kum numuneleri üniform bir tekrarlı yüklemeye maruz
bırakılmıştır. Sıvılaşma konusunda laboratuvarda çeşitli dinamik deney aletleri ile
sürdürülen çalışmalarda sıvılaşmaya karşı en hassas zemin türünün suya doygun gevşek
ince kum zeminlerin olduğu bilinmektedir. Peacock ve Seed [2] ve Seed [3]’in
laboratuvarda sonradan oluşturulmuş kum zeminler üzerinde yürüttükleri dinamik
deneylerde zeminin sahip olduğu rölatif sıkılığın, başlangıçtaki konsolidasyon basıncının,
uygulanan tekrarlı gerilmenin ve bu gerilmenin uygulanma tekrar sayısının kumların
dinamik davranışları üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Yine geçmiş yıllarda kum
zeminlerde ortaya çıkan sıvılaşma ve deformasyon yumuşaması olaylarının belirlenmesi
konusunda birçok deneysel ve teorik araştırmalar yürütülmüştür [4,5,6].
Son yıllarda zemin dinamiği konusundaki ilerlemeler ve laboratuvar deney
aletlerindeki gelişmeler dolayısıyla bu konulardaki çalışmalarda daha gerçekçi sonuçlar
elde edilmeye başlanmıştır. Özellikle dinamik üç eksenli ve dinamik burulmalı kesme
deney aletleri kullanılarak kumlu zeminlerin gerilme–şekil değiştirme ve mukavemet
özelliklerinin saptanması ve bu özelliklere etki eden faktörlerin belirlenmesi amacıyla bir
çok çalışma gerçekleştirilmiştir [7,8,9].
Bu çalışmalar ışığında kumların sıvılaşmaya ulaşması için gereken koşullar üzerinde
tartışmalar sürmüştür. Uygulanan tekrarlı gerilmeyle beraber suya doygun kumlarda ilave
boşluk suyu basıncının hızlı bir şekilde çevre basıncına yaklaşması sonucunda zeminde
oluşan birim şekil değiştirmelerin belirli bir değere ulaşması zeminin sıvılaştığı yargısına
ulaştırmaktadır. Doğal olarak üniform gerilme genliğinin büyüklüğü sıvılaşmaya ulaşmak
için uygulanması gereken çevrim sayısını etkilemektedir. Hem yapılan laboratuvar
çalışmaları ve hem de yaşanan depremlere ait kayıtların değerlendirilmesi doğrultusunda
bir depremi temsil edebilen tekrarlı yükleme sayısının depremin büyüküğüne bağlı olarak
10-20 arasında olabileceği yargısına varılmıştır. Sonuç olarak kum zeminlerde sıvılaşmaya
sebep olan gerilme genliğini bu zeminde 20 çevrimde çift yönlü % 10 birim şekil
değiştirme oluşturan genlik olarak tanımlayabilmek mümkün olmaktadır.
Bu çalışma kapsamında da kumlarda sıvılaşmaya sebep olan gerek zemin özellikleri
gerekse deney koşullarında yapılan değişikliklerin kum zeminin dinamik özelliklerine etkisi
incelenmeye çalışılmıştır. Deneylerde laboratuvar koşullarında sonradan oluşturulan kum

3
numuneler kullanılmıştır. Numune hazırlama yöntemi olarak kuru yağmurlama yöntemi
uygulanmıştır. Suya doygun kum numuneler üzerinde drenajsız koşullarda gerçekleştirilen
deneyler farklı rölatif sıkılık, çevre basıncı ve gerilme genlikleri kullanılarak yürütülmüştür.
Deneylerin tamamında dinamik gerilme uygulama frekansı 0.1 Hz. olarak seçilmiştir.
Yapılan bütün deneylerde kum numunelerin sıvılaşmaya ulaştığı birim şekil değiştirme
değeri çift yönlü % 10 olarak tanımlanmıştır.

2.2. Siltli Zeminlerin Tekrarlı Yükler Altındaki Mukavemet Özellikleri

Sıvılaşma suya doygun bir kum tabakasını oluşturan daneler arasındaki temasın
kaybolması ve su içerisinde asılı konuma geçmesi durumu olarak ifade edilebilir. Bu
yüzden, çevre basıncı etkisi altındaki daneciklerin birbirileri arasındaki sürtünme ile
oluşabilecek deformasyonlara karşı koymaları nedeniyle, zemin türü sıvılaşmaya karşı
hassasiyette en önemli faktörlerden birisidir. Eğer zemin ince daneli veya ince dane
içeriğine sahipse ince daneler arasındaki kohezyon veya adezyon oluşumu danelerin
birbirlerinden ayrılmalarını güçleştirecektir. Bu mantıkla hareket edildiğinde genellikle ince
dane varlığının kumların sıvılaşma direncine arttırıcı yönde etki etmesi beklenebilir.
Kum içerisinde bulunun silt ve kil türü zeminler kumun dinamik yükler altındaki
davranışını etkilediği 1960’lı yıllardan beri bilinmektedir. Geçmişte yapılan çalışmalarda
ince dane içeriğinin ve plastisitenin kumların sıvılaşmaya karşı direncini ne şekilde
etkilediği konusunda tam bir fikir birliği sağlanmış değildir. Hatta birçok karşı fikirden söz
edebilmek mümkündür. Bu zıt düşünceler özellikle plastik olmayan siltlerin varlığı
durumunda ortaya çıkmaktadır. Öyle ki, yapılan bazı çalışmalarda [10,11,12,13] silt
içeriğindeki artışın kumların sıvılaşmaya karşı direncini artırdığı sonucuna varılırken, diğer
bazı çalışmalarda [14,15,16,17,18] silt içeriği oranındaki artışın kumların sıvılaşmaya karşı
olan direncini azalttığı sonucuna varılmıştır.
Sıvılaşmaya yönelik bu etki incelenirken elbette ince danenin kendi mühendislik
özelliklerinin bu zıtlıklara sebep olabileceği düşünülmelidir. İnce malzemenin sahip olduğu
plastisite, adezyon ve kohezyon değerleri bazen bu malzemeleri sıvılaşmaya karşı
kumlardan daha dirençsiz bir hale getirmektedir. Bu yüzden siltlerin veya siltli kumların
dinamik özellikleri incelenirken ince danelerin kendi fiziksel ve endeks özelliklerinin öne
çıkabileceğinin dikkate alınması gerekmektedir. Geçmişte yapılan çalışmalar ışığında
ortaya çıkan yaygın kanı plastik olmayan silt içeriğinin kumların sıvılaşma direncini
azalttığı [16], plastik silt içeriğindeki artışın ise kumların sıvılaşma direncini arttırdığı
şeklindedir [19]. Yapılan bazı çalışmalarda da silt içeriğindeki belirli oranların sıvılaşmaya
karşı kritik değerler ifade ettiği belirlenmiştir [20].
Bu çalışma kapsamında yürütülen deneylerde siltli numuneler de temiz kumlarda
olduğu gibi kuru yağmurlama yöntemi ile hazırlanmıştır. Suya doyurulan siltli numunelerle
drenajsız koşullarda gerçekleştirilen deneylerle silt içeriğindeki değişikliklerin ve
anizotropik konsolidasyon koşullarının siltli zeminlerin dinamik davranış özelliklerine
etkisi araştırılmıştır. Deneyler yine kum numunelerinde olduğu gibi 0.1 Hz. frekansındaki
üniform tekrarlı sinüzoidal gerilmeler altında ve belirli bir rölatif sıkılık değerinde
hazırlanan numuneler ile yürütülmüştür. Yine daha yüksek oranda silt boyutunda zemin
türü içeren malzeme ile de değişik koşullarda bir seri deney gerçekleştirilmiştir. Bu
malzeme ile de numuneler benzer yöntemler ile hazırlanmış ve izotropik veya anizotropik
koşullarda konsolide edilen suya doygun numuneler drenajsız koşullarda tekrarlı
yüklemelere maruz bırakılmıştır.

4
Numune hazırlama yöntemlerindeki benzerlik dolayısı ile siltli numunelerin dinamik
özellikleri aynı rölatif sıkılığa sahip temiz kumların dinamik özellikleri ile
karşılaştırılabilmiştir. Böylece plastik olmayan siltli zemin türü ile temiz ince kumların
dinamik özelliklerin birbirleri ile mukayese edilebilme olanağı elde edilmiştir.

3. DENEY ALETİ, KULLANILAN MALZEME VE DENEY YÖNTEMİ

Bu çalışma kapsamında yapılan deneyler Ishihara ve Towhata [21] tarafından


geliştirilen ve İstanbul Teknik Üniversitesi Zemin Mekaniği Laboratuvarı’nda bulunan içi
boş silindirik burulmalı kesme deney sisteminin gelişmiş bir modeliyle yürütülmüştür.
Deney sistemi düşey eksenel kuvvet Fz, burulma momenti T, iç hücre basıncı pi ve dış hücre
basıncı po dış kuvvetlerinin otomatik olarak ölçülüp kaydedilebilmesinin yanı sıra düşey
eksenel yer değiştirme ΔH, burulma açısı Δθ, iç hücre hacim değişimi ΔVi ve numune
hacim değişimi ΔVs’nin belirlenmesine olanak tanımaktadır. Bu hassas ölçümler
numunenin gerilme ve şekil değiştirme büyüklüklerini tam olarak ortaya koymaktadır. Bu
gelişmeyle beraber gerilme izlerinin belirlenmesinde daha kesin sonuçlar elde
edilebilmektedir.

3.1. İçi Boş Silindirik Numunede Gerilme ve Şekil Değiştirme Bileşenlerinin Hesabı

Şekil 1’de iç çapı, ri, dış çapı, ro ve yüksekliği, H olan içi boş silindirik bir numune
görülmektedir. Numune düşey eksenel kuvvet, Fz, burulma momenti, T, iç hücre basıncı, pi
ve dış hücre basıncı, po’ın etkisi altındadır. Bu dört yük bileşeninin uygulanması dört
gerilme bileşeni σr, σθ, σz ve σzθ.’nın ortalama değerlerinin bağımsız bir şekilde
ayarlanmasına olanak tanır. Bu gerilmeler numunenin duvarından alınan bir eleman
üzerinde Şekil 1’de gösterilmektedir.
İçi boş silindirik bir numuneye etki eden dört yüzeysel dış kuvvet, yani düşey
eksenel kuvvet, Fz, burulma momenti, T, iç hücre basıncı, pi ve dış hücre basıncı, po,
Şekil1’de gösterilmiştir. Bu dış kuvvetler numune duvarından alınan bir elemanda σr, σθ, σz
ve σzθ gerilmelerinin oluşmasına neden olurlar. Benzer olarak dört şekil değiştirme bileşeni,
numunede oluşan düşey eksenel yer değiştirme, ΔH, burulma açısı, Δθ, iç hücre hacim
değişimi, ΔVi ve numune hacim değişimi, ΔVs dir.

Fz
T σ1 σz
α
σzθ
20 cm

po pi
σθ
σr=σ2
6 cm
σ3
10 cm

Şekil 1. İçi boş silindirik numunede oluşan gerilme bileşenleri

5
İçi boş burulmalı kesme deneyinden elde edilen sonuçların yorumları, tüm
numuneyi tam dairesel bir silindirmiş gibi düşünüp, deformasyona uğrayan tek bir
elemanmış gibi dikkate alarak yapılmaktadır. Silindirin duvarı boyunca farklı yükleme
koşullarında gerilmeler değiştiği için, hesaplamaları ortalama gerilme ve şekil değiştirme
kavramlarına göre yapmak gerekli olmaktadır. Genel olarak gerilmelerin duvar boyunca
değişimi “zeminin bünyesel kuralları” na bağlıdır. Numune duvarı boyunca gerilme
bileşenlerinin en son numune boyutları ve uygulanan yükler cinsinden ortalamalarının
hesaplanması ve ifadeleri aşağıda verilmiştir. Bu gerilme bileşenlerinin ortalama değerler
olduğu unutulmamalıdır. Aynı zamanda bu çalışmadaki bütün gerilmelerin efektif
gerilmeleri temsil ettiği bilinmelidir [22]. Ortalama düşey eksenel gerilme,

P
σz = + zγ ′ + Δσ z (1)
As

olarak hesaplanır. Yukarıdaki formülde P numunenin üst yüzeyine (membran dahil) gelen
toplam eksenel yük, As numunenin ortalama kesit alanı, z numunenin üst kısmından aşağıya
doğru olan mesafe, γ′ numunenin efektif birim hacim ağırlığı ve Δσz membran düzeltme
kuvvetidir. [23]. Numunenin deney süresince içi boş silindirik yapısını sürdürdüğü kabul
edilerek numunenin yükseklikçe orta kısmındaki ortalama eksenel efektif gerilme bileşeni
aşağıdaki gibi elde edilir [24,25].

( (
σ z = Fz + π p o ro2 − p i ri2 )) π(r 1− r ) + 12 γ′ ⋅ H + Δσ
2 2 z (2)
o i

Burada Fz yük hücresi kullanarak ölçülen ve numunenin üst yüzeyindeki gerilme


koşullarının üniform olduğu kabul edilerek belirlenen deviatorik eksenel yüktür. Düşey
eksenel yükün belirlenmesinde kullanılan yük hücresi üç eksenli hücre içerisinde olduğu
için yükleme şaftının alanı hesaplarda dikkate alınmaz. Burada ri ve ro ise, hacim değişim
değerleri, numunenin düşey deformasyonu ve numunenin iç silindir kısmının hacim
değişiminin ölçülmesiyle elde edilen numunenin en son iç ve dış yarıçaplarıdır. H ise
numunenin yüksekliğidir. Ortalama efektif radyal ve çevre gerilmeleri sırasıyla aşağıdaki
ifadeler yardımıyla elde edilir:

p o ro + p i ri
σr = + Δσ r (3)
ro + ri

p o ro − p i ri
σθ = + Δσ θ (4)
ro − ri
Bu ifadeler Hight ve diğ., [22] tarafından lineer elastisite kabulleri ve herhangi bir r
yarıçapında, σθ ve σz arasındaki ilişki kullanılarak türetilmiştir. Yine Δσr ve Δσθ elastik
ince kabuklar teorisine dayanarak hesaplanan, membranlar için düzeltme kuvvetleridir [23].
Herhangi bir gerilme dağılımı için çevre gerilmesi, aşağıdaki eşitliğin koşullarını
sağlamaktadır:

6
2 π ro
T= ∫∫ [σ
0 ri
zθ ( r ) ⋅ r ]⋅ rdr ⋅ dθ (5)

Burada T burulma momentini temsil etmektedir. Bu koşullara dayanarak lineer


elastik ve ideal plastik dağılıma uyan ve numune duvarı boyunca sabit olduğu kabul edilen
ortalama kayma gerilmesi aşağıdaki gibi elde edilir:

1 ⎧⎪ 3T T ⎫⎪
σ zθ = + ⎬ + Δσ zθ

(
3
2 ⎪⎩ 2π ro − ri3
) (
π ro + ri (ro − ri ) ⎪⎭
2 2
) (6)

Bu ifadede Δσzθ ise membran düzeltme kuvvetlerini temsil etmektedir. (6)


ifadesinde, denklemin ilk kısmı ideal plastik dağılım kabulüne uymaktadır. İkinci kısım ise
lineer elastik izotropik bir malzemeyi temsil etmektedir [25]. Bu çalışmada, ortalama
kayma gerilmesini elde etmek için bu iki çözümün ortalaması olan ve membran düzeltme
kuvvetlerini de içeren (6) ifadesi kullanılmıştır.
Ortalama şekil değiştirme bileşenleri, numunenin düzgün silindirik yapısını
sürdürdüğü kabulüyle, düşey eksenel yer değiştirme, ΔH, numunenin açısal sapması, Δθ, iç
hücre hacim değişimi, ΔVi ve numune hacim değişimi, ΔVs’den hesaplanan numunenin iç
ve dış yarıçaplarının değişimi, Δro ve Δri ve numunenin ilk boyutları, ro ve ri cinsinden
hesaplanır. Ortalama bileşenler numune duvarı boyunca yer değiştirmelerin aşağıdaki
dağılımlara uyduğu kabul edilerek belirlenmiştir:
1) üniform eksenel yer değiştirme, ΔH, 2) Numune duvarı boyunca lineer olarak
değişen radyal yer değiştirme, ur ve 3) üniform açısal sapma, Δθ.
Sonuç olarak, ortalama şekil değiştirme bileşenleri, yani, eksenel şekil değiştirme,
εz, radyal şekil değiştirme, εr, çevresel şekil değiştirme, εθ ve kayma şekil değiştirmesi, εzθ,
sırasıyla aşağıdaki gibi elde edilir:

ΔH
εz = − (7)
Ho

⎡ ro ro ⎤
∂u r Δr − Δri
ε r = −⎢
⎢ ∂r ∫ rdr ∫ rdr ⎥ = − o
⎥ ro − ri
(8)
⎣ir ri ⎦

⎡ ro ro ⎤
u Δr + Δri
⎢ r ∫
ε θ = − ⎢ r rdr ∫ rdr ⎥ = − o
⎥ ro + ri
(9)
⎣ ri ri ⎦

ro 2 π
1
ε zϑ =
(
π ⋅ ro2 − ri2 )⋅ ∫ ∫ ε
ri 0
zθ ⋅ (r ) ⋅ r ⋅ drdθ (10a)

7
1
ro
r ⋅ Δθ (
Δθ ⋅ ro3 − ri3 )
ε zϑ =
π⋅ (
ro2 − ri2 )∫

ri
2h
⋅ 2πr ⋅ dr =
(
3h ⋅ ro2 − ri2 ) (10b)

Denklemlerde kullanılan ur değeri, radyal yer değiştirmeye karşı gelmektedir.


Böylece ortalama birim kayma şekil değiştirmesi, γzθ (10b) ifadesi kullanılarak

γ zϑ = 2 ⋅ ε zθ =
(
2 ⋅ Δθ ⋅ ro3 − ri3 )
(
3h ⋅ ro2 − ri2 ) (11)

şeklinde elde edilir. Δro ve Δri yer değiştirmeleri, membran penetrasyon kalibrasyonları
dikkate alınarak, iki büretle ölçülen numune ve iç hücre hacim değişimlerinden elde edilir.
Sonuçta burulmalı kayma deneyi süresince içi boş silindirik numunede ölçülebilen
dokuz bileşen belirlenebilmektedir. Bunların dört tanesi gerilme bileşeni, dört tanesi şekil
değiştirme bileşenleri ve sonuncusu oluşan boşluk suyu basıncı, u dur.

3.2 Deneyde Kullanılan Malzemelerin Özellikleri

Bu çalışma kapsamında gerçekleştirilen deneylerde Japonya standart kumu olan


“Toyoura Kumu” ve İstanbul-Ümraniye Bölgesine ait “Taş Tozu” malzemesi kullanılmıştır.
Birinci grup deneylerin gerçekleştirildiği Toyoura Kumu kuartz özellikli ve
çoğunlukla yarı yuvarlak-yarı köşeli dane yapısına sahip olup üniform ince kum sınıfına
girmektedir. Kumun fiziksel özellikleri ASTM standartlarına göre belirlenmiş olup Tablo
1’de, dane dağılım eğrisi ise Şekil 2’de A eğrisi ile gösterilmektedir. Böylece deneysel
çalışmalardan elde edilen sonuçları ile geçmişte bir çok araştırmacı tarafından bu kum
üzerinde yapılan incelemelerin karşılaştırılması da mümkün olmuştur.
İkinci grup deneyler ise İstanbul-Ümraniye Bölgesinden temin edilen Taş Tozu
malzemesinin farklı granülometrik formları ile gerçekleştirilmiştir. Köşeli bir danesel
yapıya sahip olan ve iyi derecelenmiş bu malzemeye ait diğer fiziksel özellikler yine ASTM
standartlarına göre belirlenmiş olup Tablo 2’de, dane dağılım eğrileri ise Şekil 2’de
gösterilmiştir. Bu grup dahilindeki ilk kısım deneyler Şekil 2’de dane dağılım eğrisi B ile
gösterilen malzemeden farklı ince dane oranı içeriğinde hazırlanan numuneler ile
gerçekleştirilmiştir. Yine bu gruptaki ikinci kısım deneyler ise Şekil 2’de dane dağılım
eğrisi C ile temsil edilen ve B malzemesine göre çok daha fazla silt boyutunda zemin içeren
numuneler ile yapılmıştır.
Toyoura Kumu ile yapılan ilk grup deneyler kuru yağmurlama metoduyla Dr≅%35
ve %50 rölatif sıkılık değerlerini elde edebilmek için sırasıyla 10–15 ve 15–20 cm.
yükseklikten sekiz tabaka halinde dökülerek oluşturulan gevşek ve orta sıkılıktaki
numuneler ile gerçekleştirilmiştir. Numuneler hazırlanırken homojenliğin sağlanmasına
özen gösterilmiştir.

8
Tablo 1. Toyoura kumunun fiziksel özellikleri
Mineraloji Kuartz
Birleştirilmiş Zemin Sınıflandırma Sembolü SP
Özgül Ağırlık, Gs 2.65
Maksimum Boşluk Oranı; emax 0.977
Minimum Boşluk Oranı, emin 0.605
Ortalama Dane Çapı, D50 0.17 mm.
Efektif Çap, D10 0.13 mm.
Üniformluk Katsayısı, Uc 1.43

Tablo 2. Taş Tozunun fiziksel özellikleri


Zemin Türü Taş Tozu I Taş Tozu II
Birleştirilmiş Zemin Sınıflandırma Sembolü SM ML
Özgül Ağırlık, Gs 2.72 2.73
Maksimum Boşluk Oranı; emax 0.948 1.967
Minimum Boşluk Oranı, emin 0.609 0.874
Ortalama Dane Çapı, D50 0.8 mm. 0.025 mm.
Efektif Çap, D10 0.01 mm. 0.007 mm.
Üniformluk Katsayısı, Uc 125 5.08

100

80
Yüzde Geçen (%)

60 B A C

40

20 A:Toyoura Kumu
B:Taş Tozu I
C:Taş Tozu II
0
10 1 0.1 0.01 0.001
Tane Boyutu (mm)
Şekil 2. Deneylerde kullanılan zeminlerin dane dağılım eğrileri

9
Yine birinci grup deneylerde olduğu gibi kuru yağmurlama metodu kullanılarak taş
tozu ile hazırlanan ikinci grup deneyler ise Dr≅%35 rölatif sıkılık değerini sağlayacak
şekilde belirli bir yükseklikten çok tabaka halinde dökülerek hazırlanan numuneler ile
yapılmıştır. Özellikle ikinci gruba ait ilk kısım deneylerde dane dağılım yapısının müsait
olması dolayısıyla numune hazırlama sırasında oluşma ihtimali olan ayrışma olayının
oluşmadığı hazırlama sonrası yapılan elek analizi ile ortaya konulmuştur. Her iki grup
deneylerde hazırlanan numuneden CO2 geçirme tekniği kullanılmış ve 20 kN/m2 değerinde
ters basınç uygulanarak numunenin, Skempton B değeri 0.96 ve üstü olacak şekilde doygun
hale gelmesi sağlanmıştır.

3.3 Deney Aleti

Bu çalışmada kullanılan içi boş silindirik dinamik burulmalı kesme deney aletinin
genel görünüşü Şekil 3’de görülmektedir. Bu deney aleti ile içi boş numuneye drenajlı veya
drenajsız şartlarda, izotropik veya anizotropik üç eksenli gerilme koşullarında statik veya
değişik frekanslarda (0.01∼2.0 Hz.) tekrarlı burulma yüklemesi yapılarak zeminin dinamik
gerilme ve şekil değiştirme özellikleri (kayma modülü, sönüm oranı, sıvılaşabilirliği vb.)
laboratuvar koşullarında belirlenmeye çalışılır. Burulmalı kesme deneyleri gerilme veya
deformasyon kontrollü olarak yapılabilmektedir.

(a) (b) (c)

Şekil 3. Deney aletinin genel görünüşü:(a).kontrol paneli,(b).deney hücresi, (c). yükleme


paneli)

10
Genel olarak deney sistemi dört ana kısım ve bunları destekleyen yan ünitelerden
oluşmaktadır. Bu esas birimler sırasıyla üç eksenli yükleme hücresi, düşey ve burulmalı
yükleme sistemi, hava-su kontrol ve uygulama birimi ve pnömatik sinüzoidal yükleme ve
veri edinim birimidir (Şekil 3). Bu mekanik ve otomatik üniteler hava basınç-vakum
sistemi, su basıncı ve elektrikle çalışan kontrol ve ölçümleme sistemlerinden ibarettir.
Deneyde kullanılan numunelerin iç yarıçapı ri=3.0 cm., dış yarıçapı ro=5.0 cm. ve
yüksekliği H≅20 cm. dir. Numune içerden ve dışardan 0.3 mm. kalınlığındaki boyutları
numune boyutlarına uygun membranlarla çevrelenmektedir. Numunenin dış yüzeyine
uygulanacak basınç (po), hücreye verilen hava basıncının dış kısma doldurulan su
aracılığıyla homojen bir şekilde numuneye aktarılması ile gerçekleştirilir (maks. 1 Mpa). İç
silindirik kısımda oluşturulmak istenen gerilme (pi) ise suyla dolu olan iç kısma bağlı bir
büret aracılığıyla iletilen basınçla elde edilir (maks. 1 Mpa). Ayrıca bu büretle deney
süresince iç hücrede meydana gelen hacim değişimi (ΔVi) ve bu hat üzerine yerleştirilen bir
transduser ile de iç hücre basıncı (pi) ölçülebilmektedir. Numuneye alt kısmından iki, üst
kısmından bir olmak üzere üç adet basınç ve drenaj hattı bağlanmıştır.

4. ANİZOTROPİK GERİLME KOŞULLARININ ETKİSİ

Doğadaki zeminlerin büyük bir kısmının anizotropik gerilme koşulları altında


olduğu düşünüldüğünde bu gerilme farklılığının tekrarlı yükler altındaki zeminlerin
gerilme–şekil değiştirme ve mukavemet özellikleri üzerindeki etkisini dikkate almamak
doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Bu bağlamda sıvılaşmaya tesir eden önemli etkenlerden
birinin de yatay toprak basıncı olduğu bilinmektedir. Nitekim geçmişte farklı zemin türleri
ile yapılan bir çok deneysel çalışmada anizotropik gerilme koşullarının statik ve dinamik
yükler altındaki zeminlerin davranış özelliklerinin ne şekilde etkilediği araştırılmıştır.
Anizotropik gerilme durumunun zeminlerin davranış özelliklerinde oluşturduğu
etkinin tesirini yatay toprak basıncı katsayısı, Ko ile belirtmek alışılagelmiştir. Yatay toprak
basıncı katsayısı, Ko’ın aşırı yüklenmişlik ile doğrudan ilişkili olduğu hatırlanacak olursa
bu etkenin doğada gerçek kum tabakalarının sıvılaşmasına tesir eden önemli faktörlerden
birisi olduğu ortaya çıkar. Bu çalışma kapsamında yatay toprak basıncının tekrarlı yükler
altındaki zeminlerin davranışlarına yaptığı tesirleri belirlemek amacıyla başlangıçta
anizotropik koşullarda konsolide edilen kum numunelerin farklı üniform burulmalı
gerilmeler altında mukavemet ve sıvılaşma özelliklerinin saptanmasına çalışılmıştır. Şekil
4’te bu tür deneylere ait deney kayıtları gösterilmektedir. Yine Şekil 5’de bu deneydeki
zemine ait gerilme–şekil değiştirme özelliklerini gösteren histerisis ilmikleri ve gerilme
izleri görülmektedir.Şekil 6’da ise farklı yatay toprak basıncı, Ko değerlerinin kumların
sıvılaşma özelliklerine etkisi gösterilmektedir.

11
50
Kayma Gerilmesi, σzθ (kPa)

40
30
20
10
0
-10
-20
-30
-40
-50
0 5 10 15 20 25
Ç evrim Sayısı, N
250
Boşluk Suyu Basıncı, u (kPa)

200

150

100

50

0
0 5 10 15 20 25
Çevrim Sayısı, N
12
Birim Şekil Değiştirme, γ (%)

10
Deney No: ABK-3
8
σo=196 kPa , Dr=%50
6
Ko=0.5
4
2
0
-2
-4
-6
-8
0 5 10 15 20 25
Ç ev rim S a y ısı, N

Şekil 4. Anizotropik konsolidasyon koşullarında ve üniform gerilmeler altında kum


zeminlerde gerçekleştirilen deneylerden birisine ait kayıtlar

12
50
40
(a)
Kayma Gerilmesi, σzθ (kPa)

30
20
10
0
-10
-20
Deney No: ABK-3
-30 σo=196 kPa , Dr=%50
Ko=0.5
-40
-50
-10 -5 0 5 10 15
Birim Şekil değiştirme, γ (%)

50
40 (b)
Kayma Gerilmesi, σzθ (kPa)

30
20
10
0
-10
-20
-30
-40
-50
-10 40 90 140 190
Efektif
Ortalama ÇevreGerilme,
Efektif σoσ(kPa)
Gerilmesi, o (kPa)

Şekil 5. Anizotropik konsolidasyon koşullarında üniform kayma gerilmelerine maruz kum


zemine ait (a) gerilme–şekil değiştirme özellikleri ve(b) gerilme izleri

13
0,35
Kayma Gerilmesi Oranı, σzθ/σmo

0,3

0,25

0,2

Ko=0.5
0,15
Ko=1.0

0,1
1 10 100
Çevrim Sayısı, N

Şekil 6. Anizotropik konsolidasyon koşullarının kumların sıvılaşma davranışına etkisi

Şekil 6’dan de anlaşıldığı gibi başlangıçta oluşturulan anizotropik gerilme koşulları


kum zeminlerin sıvılaşmaya karşı direncini azaltmakta ve eğriler aşağıya doğru
kaymaktadır. Yani anizotropik koşullarda konsolide edilen kumlar aynı çevrim sayısında
izotropik yükleme koşullarına sahip kumlara göre daha küçük kayma gerilmesi
değerlerinde sıvılaşmaktadırlar. Bir başka deyişle de Ko değerindeki artışın etkisiyle kum
zeminlerin tekrarlı yükler altındaki dinamik mukavemetleri artmaktadır. Yapılan deney
sonuçlarından belirlenen bu etki daha önce birçok araştırmacı tarafından da incelenmiş ve
benzeri sonuçlar elde edilmiştir [6,26,27,28].
Siltli zeminlerde de anizotropik davranışın ne şekilde bir davranış değişikliği
oluşturacağı çalışma kapsamında yürütülen deneylerle belirlenmeye çalışılmıştır. Bu
amaçla TaşTozu-I zemininde farklı silt içeriği durumlarında başlangıçta oluşturulan
anizotropik konsolidasyon koşulları altında suya doygun numune drenajsız koşullarda
tekrarlı yüklemelere maruz bırakılmıştır. Yapılan deneylerde numuneler yine kuru
yağmurlama yöntemi ile hazırlanmış ve rölatif sıkılık değerleri sabit tutulmasına
çalışılmıştır. Deneyler farklı genliklerdeki tekrarlı kayma gerilmesi değerlerinde
yürütülerek Ko konsolidasyon koşullarının siltli zeminlerin sıvılaşma davranışlarına etkisi
araştırılmıştır. Bu zeminlerde gerçekleştirilen deneylerden birisine ait kayıtlar Şekil 7’de
gösterilmektedir. Yine Şekil 8’de bu deneyde gerçekleşen histerisis ilmikleri ve gerilme
izlerinin gelişimi görülebilmektedir.

14
20
Kayma Gerilmesi, σzθ (kPa)

15
10
5
0
-5
-10
-15
-20
0 10 20 30 40 50 60
Ç evrim Sayısı, N

120
Boşluk Suyu Basıncı, u (kPa)

100
80
60
40
20
0
-20
0 10 20 30 40 50 60
Çevrim Sayısı, N

10
Birim Şekil Değiştirme, γzθ (%)

8 Taş Tozu-I
6 Deney No: ABK-1
4 σo=98 kPa , Dr=%35
Ko=0.50
2
0
-2
-4
-6
-8
0 10 20 30 40 50 60
Çevrim Sayısı, N

Şekil 7. Anizotropik gerilme durumunda Taş Tozu-I zemininde gerçekleştirilen bir deneye
ait kayıtlar

15
20

15
Kayma Gerilmesi, σzθ (kPa)

(a)
10

-5
Taş Tozu-I
-10 Deney No: ABK-1
σo=98 kPa , Dr=%35
-15 Ko=0.50

-20
-8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8 10
Birim Şekil Değiştirme, γzθ (%)

20
15
Kayma Gerilmesi, σzθ (kPa)

(b)
10
5
0
-5
-10
-15
-20
0 20 40 60 80 100 120
EfektifEfektif
Ortalama Ortalama σo (kPa)σo (kPa)
Asal Gerilme,
Gerilme,

Şekil 8. Anizotropik gerilme durumunda Taş Tozu-I zemininde gerçekleştirilen bir deneyde
oluşan (a) histerisis ilmikleri ve (b) gerilme izleri.

16
Bu şekiller incelendiğinde ilave boşluk suyu basıncının artım şeklindeki farklılık
dikkat çekmektedir. Deney başlangıcından itibaren hızlı bir şekilde artan boşluk suyu
basıncı belirli bir değere ulaştığında bu artış hızı belirgin bir şekilde oldukça
yavaşlamaktadır. Temiz kumlarda ve izotropik koşullarda yürütülen deneylerden farklı
olarak, anizotropik gerilme koşullarında yürütülen deneylerde boşluk suyu basıncı
genellikle bu gelişim şekline uygun bir şekilde artmıştır. Siltli ve kumlu zeminlerin tekrarlı
yükler altındaki dinamik davranış özelliklerindeki farklılıklara daha sonra değinilecektir.
Anizotropik konsolidasyon koşullarının etkisi Taş Tozu-II zemininde de
gerçekleştirilen bir grup deneyle incelenmeye çalışılmıştır. Deneyler Taş Tozu-I malzemesi
ile yürütülen deneylere benzer koşullarda gerçekleştirilmiştir. Yapılan deneylerden birisine
ait kayıtlar Şekil 9’da gösterilmektedir. Yine bu deneyde oluşan histerisis ilmikleri ve
gerilme izlerinin gelişim şekli Şekil 10’da görülebilmektedir. Bu tür zeminlerde de ilave
boşluk suyu basıncının artım şekli yukarıda bahsedilen özelliklere uygun bir şekilde
gelişerek dikkat çekmektedir.Yapılan deneylerde numuneler Ko yatay toprak basıncı
katsayısının değişik değerlerinde konsolide edilmiştir. Sonuç olarak yapılan deneylerde
siltli zeminlerde değişen anizotropik konsolidasyon koşulları sıvılaşma çevrim sayısının
oluşmasında belirleyici bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Bu etki Şekil 11 ve Şekil
12’de açık bir şekilde gösterilmiştir. Değişik oranlarda silt içeriğine sahip siltli zeminlerde
gerçekleştirilen bu deneyler sonucunda zeminlerin farklı genliklerdeki tekrarlı gerilmeler
altında sıvılaşmaya sebep olan çevrim sayıları belirlenmiştir. Şekil 11 ve Şekil 12’de sırası
ile Taş Tozu-I ve Taş Tozu-II malzemeleri ile gerçekleştirilen deneylere ait sıvılaşmaya
sebep olan çevrim sayılarının değişim eğrileri gösterilmiştir.
Taş Tozu-I malzemesi ile yürütülen deneylere ait sıvılaşma çevrim sayısı değişim
eğrilerinin gösterildiği Şekil 11’de anizotropik konsolidasyon durumunu temsil eden Ko
değerindeki değişimle numunenin sıvılaşma davranışı arasındaki ilişki görülebilmektedir.
Buna göre Ko değerindeki artışın % 20 oranında silt içeriğine sahip olan numunenin
sıvılaşma direncini azalttığı tespit edilmiştir. Yine yaklaşık olarak % 80 oranında silt
içeriğine sahip olan Taş Tozu-II numunesi ile farklı Ko değerlerinde gerçekleştirilen
deneylere ait sıvılaşma çevrim sayılarını gösteren değişim eğrileri ise Şekil 12’de
gösterilmiştir. Bu şekilden de, Taş Tozu-I malzemesinde olduğu gibi, Ko değerindeki
artışın zeminin sıvılaşma direncini azalttığı belirlenmiştir.
Her iki Taş Tozu malzemesi için de varılan bu yargı daha önce bahsedilen ve temiz
kumlarda anizotropik koşullarda yürütülen deneylerde ulaşılan sonuçlara göre tam tersi bir
durumu yansıtmaktadır. Ulaşılan bu sonucun ince malzemenin kum zeminlerin dinamik
davranışları üzerinde oluşturduğu belirgin bir etkiden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Ayrıca, geçmişte yapılan benzeri çalışmalarda da görüldüğü gibi, karşılaştırılan
malzemelerin gevşek sıkılıkta olmasının da böyle bir sonuca yol açtığı söylenebilir.
Örneğin Garga ve McKay [13] tarafından üç eksenli dinamik deney aletinde plastik
olmayan siltli zeminler üzerinde yürütülen bir çalışmada da Dr=%50 rölatif sıkılıkta
hazırlanıp izotropik koşullarda konsolide edilen siltli numunelerin en düşük sıvılaşma
direncine sahip oldukları tespit edilmiştir.

17
25
Kayma Gerilmesi, σzθ (kPa)

20
15
10
5
0
-5
-10
-15
-20
-25
0 20 40 60 80 100
Çevrim Sayısı, N
120
Boşluk Suyu Basıncı, u (kPa)

100
80
60
40
20
0
-20
0 20 40 60 80 100
Çevrim Sayısı, N
10
Birim Şekil Değiştirme, γzθ (%)

8 Taş Tozu-II
6 Deney No: ABK-2
4 σo=98 kPa , Dr=%35
Ko=0.50
2
0
-2
-4
-6
-8
0 20 40 60 80 100
Çevrim Sayısı, N
Şekil 9. Anizotropik gerilme durumunda Taş Tozu-II zemininde gerçekleştirilen bir deneye
ait kayıtlar

18
25
20
(a)
15
Kayma Gerilmesi, σzθ (kPa)

10
5
0
-5
-10 Taş Tozu-II
Deney No: ABK-2
-15
σo=98 kPa , Dr=%35
-20 Ko=0.50

-25
-8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8 10
Birim Şekil Değiştirme, γzθ (%)

25
20
Kayma Gerilmesi, σzθ (kPa)

(b)
15
10
5
0
-5
-10
-15
-20
-25
0 20 40 60 80 100 120
Ortalama Efektif Gerilme,
Efektif Ortalama σo (kPa)
Asal Gerilme, σo (kPa)

Şekil 10. Anizotropik gerilme durumunda Taş Tozu-II zemininde gerçekleştirilen bir
deneyde oluşan(a) histerisis ilmikleri ve (b) gerilme izleri

19
0,40

0,35
Kayma GerilmesiOranı, σzθ/σmo

0,30

0,25

0,20
Ko=1.0
0,15 Ko=0.5

0,10
1 10 100 1000
Çevrim Sayısı, N

Şekil 11. Taş Tozu-I zemininin sıvılaşma direncine anizotropik konsolidasyon koşullarının
etkisi
0,40
Kayma Gerilmesi Oranı, σzθ/σ mo

0,35

0,30

0,25

0,20
Ko=1.0
0,15 Ko=0.5

0,10
1 10 100 1000
Çevrim Sayısı, N

Şekil 12. Taş Tozu-II zemininin sıvılaşma direncine anizotropik konsolidasyon koşullarının
etkisi

20
30

TT-I Ko=0.5
25 TT-II K0=0.5
Düşey Şekil Değiştirme, εz (mm)

TT-II Ko=1
TT-I Ko=1
20

15

10

0
0 0,2 0,4 0,6 0,8 1 1,2
Çevrim Sayısı/Sıvılaşma Çevrim Sayısı, N/Ns

Şekil 13. Tekrarlı yükler altında siltli zeminlerde oluşan düşey şekil değiştirmelerin
izotropik ve anizotropik koşullarda değişimi

Başlangıçta oluşturulan anizotropik gerilme durumunun oluşturduğu bir diğer


farklılık ta deneyler süresince numunede oluşan düşey şekil değiştirmelerin izotropik
konsolide numunelere göre oldukça değişik bir seyir izlemesi olmuştur. İzotropik
konsolidasyon koşulları altında yapılan deneylerde düşey şekil değiştirme gelişimi çok
yavaş bir artışla ilerleyip numunenin sıvılaşmasına yaklaşılan çevrimlerde ani fakat
nispeten küçük bir artışla kendini göstermektedir. Oysa anizotropik gerilme durumunda
yürütülen deneyler süresince düşey şekil değiştirme değeri deney başlangıcı ile beraber
artışa geçmekte ve sıvılaşmaya yaklaşılan çevrimlerle beraber hızla artarak izotropik
konsolide numunelere göre oldukça büyük değerlere ulaşmaktadır. Düşey şekil değiştirme
değerlerindeki bu farklılık Şekil 13’te Taş Tozu numunelerinde yürütülen deneylere ait
gelişim eğrilerinde açık bir şekilde görülebilmektedir [29].

SONUÇLAR

Bu çalışma kapsamında suya doygun temiz kum zeminler ile belirli oranlarda silt
içeriklerine sahi Taş Tozu zeminin drenajsız koşullardaki gerilme–şekil değiştirme ve
mukavemet özelliklerini belirlemek amacıyla üniform zeminlerden oluşturulan içi boş
silindirik numuneler üzerinde değişik başlangıç ve deneysel koşullarda belirli bir sayıda
dinamik burulmalı gerilme deneyleri gerçekleştirilmiştir. Zemin ve deney özelliklerinde
yapılan değişikliklerin bu davranış özelliklerini ne şekilde etkilediği araştırılmaya

21
çalışılmıştır. Buna göre yapılan deneysel çalışmaların sonucunda aşağıda maddeler halinde
verilen sonuçlar elde edilmiştir:
1. İçi boş silindirik burulmalı gerilme deney aleti ile diğer laboratuvar dinamik deney
aletlerine göre, sahip olduğu birçok avantajlara bağlı olarak, küçük ve büyük
deformasyon seviyelerinde, belirli başlangıç ve sınır şartlarında ve birçok zemin türünde
monotonik ve tekrarlı deneyler yapabilmek mümkündür. Bu deney sisteminde, oldukça
üniform gerilme dağılımları ile zeminlerin gerilme–şekil değiştirme ve mukavemet
özellikleri farklı koşullar altında belirlenebilmektedir.
2. Özellikle suya doygun kum zeminlerin tekrarlı yükler altında ve büyük deformasyon
seviyelerinde ortaya koydukları dayanım özellikleri ve bunların yükleme sayısına bağlı
olarak değişimi, sıvılaşma ve diğer benzeri olayların meydana gelmesinde belirleyici
olmaktadır. Yeterli koşullar oluşturulduğunda tekrarlı yükler altındaki kumlar,
içerisindeki boşluk suyu basıncının artışı ile beraber mukavemetini kaybederken,
değişik faktörlere bağlı olarak farklı davranış türleri ortaya koyabilmektedirler.
Özellikle yükleme sayısının miktarı ve anizotropik koşullar bu davranış türlerinin
oluşmasında etken faktörler olmaktadır. Bu çalışma kapsamında gerçekleştirilen
deneylerde anizotropik koşulların kumların dinamik davranışları üzerinde yaptığı etkiler
saptanmaya çalışılmıştır. Bu etkinin kum zeminlerin dinamik dayanımları üzerinde
oldukça belirleyici olduğu tespit edilmiştir. Saptanan bu etkiler geçmişte yapılan birçok
benzeri çalışma ile uyumluluk göstermektedir.
3. İnce malzeme içeriği zeminlerin dinamik davranış özelliklerini etkileyen en önemli
faktörlerden birisidir. Çalışma kapsamında belirli oranlarda plastik olmayan silt
içeriğine sahip Taş Tozu malzemesi ile üniform tekrarlı yükler ve farklı deneysel
koşullar altında deneyler yürütülmüş ve yine anizotropik koşullarda konsolide edilen
siltli zeminlerin ortaya koydukları farklı davranış şekilleri incelemeye çalışılmıştır. Taş
Tozu malzemesinin ortaya koyduğu bu etkiler temiz kumlarda ortaya çıkan etkilerle
karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak anizotropik konsolidasyon koşulları altında Taş Tozu
malzemesinin temiz kumlara göre farklı bir dinamik davranış gösterdiği belirlenmiştir.
Bu durumun sadece gevşek malzemeleri temsil ettiği düşünülmelidir.

KAYNAKLAR

[1] Seed, H.B., Lee, K.L., Liquefaction of Saturated Sands During Cyclic Loading, ASCE
Journal of Geotechnical Engineering Division, 92, 105-134, 1966.
[2] Peacock, W.H., Seed, H.B., Sand Liquefaction Under Cyclic Loading Simple Shear
Conditions, ASCE Journal of The Soil Mech. and Found. Eng. Div. 94, 689-708,
1968.
[3] Seed, H.B., Soil Liquefaction and Cyclic Mobility Evaluation for Level Ground
During Earthquakes, ASCE Journal of Geotechnical Engineering Division, 105, 201-
255, 1979.
[4] Drnevich, V.P., Undrained Cyclic Shear of Saturated Sand, ASCE Journal of The Soil
Mech. and Found. Eng. Div. 98, 807-825, 1972.
[5] Ishihara, K., Li, S., Liquefaction of Saturated Sand Under Cyclic Torsional Shear
Loading, Soils and Foundations, 12, 19-39, 1972.

22
[6] Castro, G., Poulos, S.J., Factors Affecting Liquefaction and Cyclic Mobility, ASCE
Journal of Geotechnical Engineering Division, 103, 501-516, 1977.
[7] Alarkon-Guzman, A., Leonards, G.A., Chameau, J.L., Undrained Monotonic and
Cyclic Strength of Sands, ASCE Journal of Geotechnical Engineering, 114, 1089-
1109, 1988..
[8] Dehghani, M., Habibagahi, G., Ghahramani A., Berrill, J., Liquefaction Potential of
Sand by Torsional Shear Test, Earthquake Geotechnical Engineering. Proceedings of
the 2nd International Conference on Earthquake Geotechnical Engineering, Lisbon,
525-530, July 1999.
[9] Hyodo, M., Hyde, A.F.L., Aramaki, N., Liquefaction of Crushable Soils,
Géotechnique, 48, 527-543, 1998.
[10] Finn, W.L., Ledbetter, R.H., Wu, G., Liquefaction In Silty Soils: Design And
Analysis, Ground Failures Under Seismic Conditions, ASCE Geotechnical Special
Publication No. 44, 51-76, 1994.
[11] Ishihara, K., Sodekawa, M., Tanaka, Y., Effects of Overconsolidation on Liquefaction
Characteristics of Sands Containing Fines, Dynamic Geotechnical Testing, ASTM
STP 654, 246-264, 1978.
[12] Dobry, R., Vasquez-Herrera, A., Mohamad, R., Vucetic, M., Liquefaction Flow
Failure of Silty Sand by Torsional Cyclic Tests, Proceedings of the Session on
Advances in the Art of Testing Soils Under Cyclic Conditions, Ed. Khosla, V., ASCE
Annual Convention, Detroit, p.29-50, October 1985.
[13] Garga, V., McKay, L., Cyclic Triaxial Strength of Mines Tailings ASCE Journal of
Geotechnical Engineering, 110, 1091-1105, 1984.
[14] Ishihara, K., Troncoso, J., Kawase, Y., Takahashi, Y., Cyclic Strength Characteristics
of Tailings Materials, Soils and Foundations, 20, 127-142, 1980.
[15] Tronsco, J.H., Verdugo, R., Silt Content and Dynamic Behavior of Tailing Sands,
Proceedings of Twelfth International Conference on Soil Mech. and Found. Eng., San
Francisco, USA, 1311-1314, 1985.
[16] Erken, A., Ansal A., Liquefaction Characteristics of Undisturbed Sands, The XIII. Int.
Conf. on Soil Mechanics and Foundation Engineering, New Delhi, India, 1, 165-170,
1994.
[17] Vaid, V.P., Liquefaction of Silty Soils, Ground Failures Under Seismic Conditions,
ASCE Geotechnical Special Publication No. 44, 1-16, 1994.
[18] Yasuda, S., Wakamatsu, K., Nagase, H., Liquefaction of Artificially Filled Silty
Sands, Ground Failures Under Seismic Conditions, ASCE Geotechnical Special
publication No. 44, 91-104, 1994.
[19] Ishihara, K., Soil Behaviour and Earthquake Geotechnics, Oxford University Press,
New York., 1996.

23
[20] Koester, J.P., The Influence of Fine Type and Content on Cyclic Strength, Ground
Failures Under Seismic Conditions, ASCE Geotechnical Special Publication No. 44,
17-33, 1994.
[21] Ishihara, K., Towhata, I., Sand Response to Cyclic Rotation of Principal Stress
Directions as Induced by Wave Loads, Soils and Foundations, 23, 11-26, 1983.
[22] Hight, D.W., Gens, A., Symes, M.J., The Development of a New Hollow Cylinder
Apparatus for Investigating The Effects of Principal Stress Rotation in Soils,
Géotechnique, 33, 355-383, 1983.
[23] Tatsuoka, F., Ochi, K., Fujii, S. and Okamoto, M., Cyclic Undrained Triaxial and
Torsional Shear Strength of Sands for Different Sample Preparation Methods, Soils
and Foundations, 26, 23-41, 1986..
[24] Pradhan, T.B.S., Tatsuoka, F., Horii, N., Strength and Deformation Characteristics of
Sand in Torsional Simple Shear, Soils and Foundations, 28, 131-148, 1988.
[25] Pradel, D., Ishihara, K., Gutierrez, M., Yielding and Flow of Sand Under Principal
Stress Axes Rotation, Soils and Foundations, 30, 87–99, 1990..
[26] Vaid, Y.P., Chern, J.C., Cyclic and Monotonic Undrained Response of Saturated
Sands, Proceedings of the Session on Advances in the Art of Testing Soils Under
Cyclic Conditions, Ed. Khosla, V., ASCE Annual Convention, Detroit, p.120-147,
October 1985.
[27] Lam, W., Tatsuoka, F., Effect of Initial Anisotropic Fabric and σ2 on Strength and
Deformation Characteristics of Sand, Soils and Foundations, 28, 89-106, 1988.

[28] Ishibashi, I., Chen, Y., Chen, M., Anisotropic Behaviour of Ottowa Sand in
Comparison with Glass Spheres, Soils and Foundations, 31, 145-155, 1991.

[29] Altun, S., Burulmalı Kesme Deney Aleti ile Zeminlerin Dinamik Davranış
Özelliklerinin Belirlenmesi, Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, 2003.

24

You might also like