You are on page 1of 15

Tüketici Bilinci ve

Bilinçli Tüketim
GİRİŞ
Tüketicilerin Tüketicilerin satınalma karar süreçleri pazarlamanın en önemli öğelerindendir. Pazar
koşullarını oluşturan öğelerin etkileşim içinde olduğu her gelişme, gelişen teknolojik değişimlere bağlı
olarak tüketici eğilimlerinin de değişmesine sebep olmaktadır. Yaşanan değişimler sırasında, tüketicilerin
ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik piyasaya sürülen mal ve hizmetlerin sayısı ve çeşidi sürekli artmakta, bu
durum karşında kalan tüketicilerin satınalma davranışlarında önemli değişiklikler oluşmaktadır. Gelişen
teknolojik olanaklar, işletmelerin her gün yeni bir mal ve hizmet sunmalarını sağlamaktadır. Buna karşılık
tüketiciler, sunulan bu mal ve hizmetler hakkında yeterli bilgiye sahip olamadan tüketme konusunda ikna
edilmeye ve/veya yönlendirilmeye çalışılmaktadır.
Dünyada yaşaşnan teknolojik değişimlere bağlı olarak tüketiclerin yaşam standartlarında olumlu
gelişmeler yaşanmakta ancak tüketicinin bol ürün ve çeşit arasında seçim yapabilme becerisi aynı oranda
artış gösterememektedir. Tüketicinin seçim becerisinin artırılabilmesi, tercihlerini yaratabilmesi, tüketim,
bilinçli tüketim ve bilinçli tüketici kavramlarıyla etkileşim içinde olabilmesi içinde olabilmesine bağlıdır.
Tüketicilerin öncelikle bu kavramlar hakkında bilgilendirilmesi, eğitilmesi ve tüketici haklarının
korunması konularında söz hakkına sahip olması gerekir.

Resim 5.1: Bilinçli tüketici

Kaynak: http://www.istanbulbarosu.org.tr/images/haber/smga.jpg

TÜKETİCİ BİLİNCİ OLUŞTURMA


Tüketici, kişisel arzu, istek ve ihtiyaçları için pazarlama bileşenlerini satın alan ya da satın alma
kapasitesinde olan gerçek kişidir (Karabulut, 1981:11). Kendisinin ve/ veya ailesinin kişisel ihtiyaçlarını
karşılamak için mal ve hizmet talep eden ve satın alan nihaî (sona erdiren) kişidir (Ferman, 1993:8).
99

 
Bir pazarlama sistemi de alıcılar ve satıcıların karşı karşıya gelmesini ifade eder. Alıcılar, isteklerini
belirtirken satıcılar, bu istekleri karşılamak üzere mal, hizmet veya pazarlamanın konusu içine giren diğer
kavramları sunar. Bu amaçla satıcılardan alıcılara doğru bir iletişim gerçekleşirken, alıcılar da satıcılara
istek ve ihtiyaçları ile ilgili bilgi akışı sağlar. Bu işlem mal ve hizmetlerin değişim araçları kullanılması
yoluyla değiştirilmesiyle tamamlanır. Alıcılar ile satıcılar arasında iletişim kurulması, mal ve hizmetlerin
akışı ile bu akışı sağlayacak yönetsel faaliyetlerin gerçekleştirilmesi, basit bir pazarlama sisteminin temel
öğeleridir. Sistemin sürekliliği; satıcıların, alıcı beklentilerini doğru belirlemeleri ve bu beklentileri tatmin
edici düzeyde karşılamaları ile bağlantılıdır (Kırçova, http://www.zorer.com, 11.02.2011).
Pazarlama, bir değişim sürecidir. Tüketicilerin satın alma kararları, satın alma kararlarını etkileyecek
istek ve ihtiyaçlarında ve tüketici eğilimlerinde yaşanan değişim ve gelişimler, pazarlamanın önemli
aşamaları içinde yer alır. Günümüzde gelişen teknolojik araç ve gereçler, hayatın hızlanması ve ürün
çeşitliliğin artmasıyla birlikte tüketicilerin satın alma eğilimleri de değişmektedir Teknolojik
gelişmişliğin sunduğu olanaklarla piyasaya her gün yeni mal ve hizmet sunulmakta, tüketicilerin istek ve
ihtiyaç duyacağı mal ve hizmetlerin sayısı, çeşidi sürekli artmaktadır. Ürünlerin sayısı ve çeşitliliği
artarken, mal ve hizmetleri tüketen bireylerin bu mal ve hizmetler hakkında bilgileri çoğunlukla aynı
oranda artış gösterememektedir. Tüketicilerin satın alma öncesinde yeterli bilgiye sahip olamamaları,
üreticiler tarafından yapılan yanıltıcı reklâmlarla yanlış bilgiler edinmeleri, tüketici şikâyetlerindeki artış
gibi nedenlerle güçlü üretici karşısında zayıf konumda kalmalarına neden olmaktadır. Bu noktada
tüketicilerin korunmasının gerekliliği, bu konuya yönelik girişimleri de beraberinde getirmektedir.
Tüketicinin korunması ile ilgili yasalar, toplumun tümünü yakından ilgilendirmekte ve günlük
yaşamın parçası olan sorunlara çözüm getirmektedir. Tüketiciler, öncelikle sahip oldukları haklar ve bu
haklara esas oluşturan yasalara ilişkin yeterli bilgiye sahip olmalıdır. Ülkemizde, tüketicileri korumaya
yönelik ilk yasal düzenleme olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 1995 yılında
yürürlüğe girmiştir. 2003 yılında da 4077 sayılı Kanunda, 4822 sayılı Kanun ile önemli değişiklikler
yapılmıştır. 4077 sayılı Kanun; üretici, satıcı ve sağlayıcıların tüketicilere karşı haklarını ve
sorumluluklarını düzenlemektedir. Ancak tüketici haklarının korunmasında, yasal düzenlemeler tek
başına yeterli olmamaktadır. Ne kadar mükemmel yasal düzenlemeler hazırlanırsa hazırlansın, haklarını
ve yükümlülüklerini bilmeyen satıcı, üretici ve tüketicilerin var olduğu piyasalarda bu yasaları tam
anlamıyla uygulamak mümkün değildir (http://www.tuketici.gov.tr, 27.03.2012).
Hayatın her alanında olduğu gibi doğal olarak tüketici bilinci konusunda da tüketicilerin korunmaları
için sadece ilgili yasal düzenlemeler yetmemekte, tüketicilerin bu konuda bilinçlendirilmesi
gerekmektedir.
Bilinç, insanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık
olarak izlenme süreci, şuur (http://www.tdk.gov.tr, 19.03.2012) olarak ifade edilmektedir. Tüketici bilinci
ise bireylerin sahip olduğu haklar konusunda bilinçlendirme sürecini kapsar. Tüketici bilinci, tüketicilerin
karşı karşıya bulunduğu mal ve hizmetlerle ilgili geliştirilen; ürün, tutundurma, dağıtım ve fiyatlandırma
stratejilerine yönelik tüketicilerin bilinçlendirilmesine vurgu yapan bir pazarlama kavramıdır
(http://theviewspaper.net, 20.04.2012). Tüketicilerin gelişen makro ve mikro koşullar karşısında haklarını
ve tercih olanaklarını koruyabilmek için bilinçlenmeye ihtiyaçları vardır.
Tüketicilerin sahip oldukları temel haklar konusunda bilinçli olmaları, haklarını bilmeleri ve bu
haklara sahip çıkmaları, özellikle modern pazarlama uygulamalarından olan toplumsal pazarlama
alanında son derece önemlidir. Pazarlama uygulamalarında sırasıyla, müşteri talebini karşılayacak şekilde
ürünlerin üretimini kapsayan ürün anlayışı, 1920’lerin ortalarına kadar geçen zamanda özellikle talebin
zayıflaması ve ürün satışının öneminin artmasıyla yerini satış anlayışına bırakmıştır. 1950’lerin
başlarından itibaren pazarlama anlayışında, müşteri odak nokta haline gelmiş, müşteri tatmini önem
kazanmıştır. Günümüzde ise pazarlama anlayışı, müşteri memnuniyeti sağlamanın yeterli olmayacağı,
bunun yanında toplumun refahının da gözetilmesi gerekliliği üzerinde tartışılmaktadır.
Toplum refahının tartışılması, sosyal fikirlerin, olayların da pazarlanabileceğini konu alan toplumsal
pazarlama kavramı bir disiplin olarak Kotler ve Zaltman’nın (1971) çalışmalarıyla doğmuştur. Toplumsal
pazarlama, öncelikli olarak pazarlamacının elde edeceği fayda için değil, hedef kitlenin ve genel

100

 
toplumun faydası için sosyal davranışları etkilemeye yönelik çalışmaktır (Kotler ve Andreasen, 1996:35).
Toplumsal pazarlama; toplumun uzun dönemli çıkarlarına öncelik tanımayı kural olarak kabul ederek
işletmenin pazarlama faaliyetlerine yön vermesini ifade eder (Karafakioğlu, 2005:11).
Toplumdan aldığının bir bölümünü yine topluma vermeye dayalı bir yükselen değer olarak görülen
toplumsal pazarlama anlayışı, artık dünyada örgütlerin ayrılmaz bir parçası olarak görülmeye başlamıştır.
Tüketicilerin merkeze alındığı modern pazarlama anlayışının özünde “hedef pazarı yüzde 100 tatmin
etmek yatarken”, toplumsal pazarlama anlayışı modern pazarlamadan farklı olarak “hedef pazarı yüzde
100 tatmin et, ancak hedef pazar dışında kalan toplumu da mutsuz etme” düşüncesinden ortaya çıkan bir
temele dayalıdır. Bu çerçevede toplumsal pazarlama, tüketici tatminini sağlarken, örgütsel ve toplumsal
amaçları da bertaraf etmeyecek dengenin kurulmasını esas alır (Nurtanış Velioğlu ve Çoknaz, 2008:474).
Tüketicilerin, satın alma sürecinde akılcı bir inceleme ve değerlendirme yapamamaları; para, zaman
ve enerji gibi kaynaklarının satın alma öncesinde, satın alma sırasında ve sonrasında doğru
kullanamamaları sonucunu getirmektedir. Tüketiciler, karşı karşıya kaldıkları mal ve hizmetlerin gerçek
ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olup olmadığı, kalite düzeyleri, fiyatların uygunluğu gibi konularda
çok çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu durum tüketicileri piyasada mal ve hizmet arz edenler
karşısında zayıf bir konuma getirmekte, tüketici bilincinin oluşturulmasını da zorunlu kılmaktadır.
Tüketici bilincinin oluşturulması için tüketicinin bilgilendirilmesi, eğitimi ve korunması konularının
tamamlanmış olması gerekmektedir (http://www.tupadem.hacettepe.edu.tr, 26.03.2012).

Tüketici Bilincinin Değerlendirilmesi


Gelişecek olan tüketici bilinci ile tüketici; kaliteli, ucuz, çevreci mal ve hizmetler arasından kendine
uygun olanı en akılcı biçimde talep edecektir. Bu çerçevede bir talep yaratarak, bilinçli tüketici olma
ilkeleri doğrultusunda rekâbeti artıracak, sadece kendi kaynaklarını doğru kullanmakla kalmayıp aynı
zamanda makro ölçekte ülke kaynaklarının da verimli ve etkin kullanımını sağlayacaktır. Tüketici
bilincinin oluşturulması beş farklı açıdan değerlendirilir (Fazal ve Singh,1991:13);
Farkında Olma: Tüketiciler ihtiyaçlarını isteklerinden ayırt edebilmeyi öğrenmeli ve mal ve
hizmetlerin kalitesi, uygunluğu ve fiyatlar hakkında bilgilendirilmelidir.
Etki-Tepki: Tüketiciler eğitim sonrasında aldıkları bilgilerin güvenilir olduğunu günlük yaşamlarında
da görmek istemektedir.
Sosyal Sorumluluk: Sosyal sorumlu tüketim, tüketicilerin mevcut kaynaklar arasından seçim
yapması, satın alma kararlarını vermesi ve tüketim davranışlarında bulunması, yalnız kendi ihtiyaçlarını
giderme isteği ile motive olmayan, kararlarının ve davranışlarının olası sonuçlarını dikkate alan bir
tüketim biçimidir. Tüketiciler, davranışlarının toplumun diğer bireyleri üzerindeki etkisini de düşünerek
duyarlı ve hassas davranmaya yönlendirilmelidir.
Ekolojik Sorumluluk: Tüketiciler satın alma sırasında karar verirken hem fiziksel çevreye, hem de
bilinçsiz tercihleri ile dünyanın yok olmasına katkıda bulunduklarının farkında olmalıdır.
Dayanışma: Tüketici hareketleri, toplumdaki tüm grupların katılımıyla daha etkili olabilmektedir.
Tüketiciler, büyük bir grup olarak hareket etmelerinin, seslerini duyurmada çok daha etkili olacağı
bilincini taşımalıdır.
Bu yaklaşım ile tüketicilerde; ürünler üzerinde değerlendirme yapabilen, analiz yeteneklerini
kullanabilen, kendi ihtiyaçlarını giderirken, topluma olan etkilerini de görebilen bir üçüncü göz (tüketici
gözü) oluşturulması amaçlanmaktadır. Çünkü bu gözün oluşturulması ile birlikte ancak tüketicinin satın
alma sırasında bir ürünü analiz ederken, sağlıklı olması, ekonomik olması, ürün güvenliği, yasal ve
çevresel açıdan uygunluk taşıması ve sosyal maliyetini de değerlendirebilmesi mümkün olabilmektedir
(Hellman Tuitert, 1991:7).

101

 
Şekil 5.1: Tüketici ü

Kaynak: a al ve in , s. .

iz de tüketici özü ana ba şlığına bağlı kalarak, bir çikolata sat ın


aldığınızı düşünerek, ürünün sağlıklı olması, ekonomik etkileri, üretim sırasında yasalara
uy unluğu, çe reye e sosyal alanlara ya tığı etki e ü enlik koşullarını analiz ediniz.

Tüketicinin il ilendirilmesi
Tüketicinin bilgilendirilmesi, tüketiciye pazardaki mal ve hizm etlerle ilgili sat ın alma ve kullanm ada
yardımcı olacak bilgilerin ve ipuçlarının resim, yazı ve şekil ( iyat etiketleme, kalite ve standardizasyon
işaretleri gibi) ile yol gösterici ve ayd ınlatıcı rehberlerin bağımsız tüketici örgütleri tara ından sunulması
çabalarıdır (http: .tupadem.hacettepe.edu.tr, 2 .03.2012).
Tüketici akları Evrensel Beyannamesi, “Tüketicilerin orunması İlkeleri ehberi”ni
oluşturmaktadır. İlgili beyanname, Birleşmiş Milletler enel urulu nda “Uluslararası Tüketici Birlikleri
rgütü” nün önerisi ve oybirli ği ile 198 y ılında kabul edilmi ştir. Türkiye nin de imza atmış olduğu,
tüketicilerin uluslararası anayasası niteliğindeki beyananme, daha sonra Uluslararas ı Tüketici Birlikleri
rgütü tara ından geliştirilmiştir. Tüketici akları Evrensel Beyannamesi dördüncü maddesinde
tüketicinin bilgilenme hakkına atı ta bulunulmuştur. Bilgi Edinme akkı, tüketicilerin doğrudan kararlar
102

 
almasına yardımcı olacak bilginin sağlanmasını, satın alacağı tüm mal ve hizmetler ile bu mal ve
hizmetleri üreten, satan kuruluşlara ait bilgilerin doğru, tutarlı ve eksiksiz olarak zamanında tüketicilere
verilmesini ifade eder. Bu hak kapsamında mal ve hizmetlerin özellikleri, kullanım ve bakım koşulları,
tehlikeleri ve risklerine ilişkin, tüketicilerin doğru ve eksiksiz olarak bilgilendirilmesi gerekir
(http://www.tuketici.gov.tr, 27.03.2012).
Tüketicilerin bilgilendirilmesi, temel tüketici haklarından birini oluşturmaktadır. Tüketicilerin satın
alacağı mal ve hizmetlerle, bu mal ve hizmetleri üreten ve satan firmalara ait bilgilerin doğru, tutarlı ve
eksiksiz olarak zamanında tüketicilere iletilmesine “tüketicinin bilgilendirilmesi” denir. Tüketiciye
iletilen bilgi, hem kapsamlı, seçenekli, somut ve denenmiş, hem de alışveriş sürecinin öncesi ve
sonrasında kullanılabilir olmalıdır. Ayrıca bu bilgiler başkalarına önerilmeli ve onların da yararlanmaları
sağlanmalıdır (Hayta, 2006: 244)
Tüketicileri bilgilendirme hakkının dört temel amacı bulunmaktadır;
• Tüketicilere satın aldıkları mal ve hizmetlerin niteliği, kalitesi, miktarı ve fiyatı hakkında temel
bilgileri vermek,
• Tüketicilere rekâbet halindeki mal ve hizmetler arasından sağlıklı bir seçim yapabilme olanağı
sağlamak,
• Tüketicilerin bu mal ve hizmetleri güvenle ve kendi isteklerine uygun olarak kullanabilmelerini
sağlamak,
• Tüketicilerin kendilerine sunulan mal ve hizmetlerin kullanımından doğacak zarar nedeniyle
tazminat talep etmelerini sağlamaktır.
Tüketicilerin satın aldıkları mal ve hizmetlerle ilgili olarak; ambalajların boyutları, ağırlıkları,
dayanıklılıkları, mal ve hizmetin kalitesi, standardı, çeşit ve serilerinin sayısı, kullanım ve bakım
özellikleri, içerikleri, markalarının sayısı, gramaj ve diğer ölçüleri, üretim ve son kullanma tarihleri,
üreticinin kimliği, adresi, iade şartları, firma politikaları, garanti belgesi ve şartları, satış sonrası hizmetler
hakkında bilgilendirilmeleri gerekir (Hayta, 2006: 244).
Tüketicilerin bu konularda bilgilendirilmeleri için kişisel ve ticari kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır.
Kişisel kaynak grupları; tüketicinin kendi deneyimleri, dost ve arkadaş tavsiyeleri sayılabilir. Ticari
kaynak grupları ise reklâmlar, satış personelinin yüz yüze görüşme sonucunda verdiği bilgiler, standart-
kalite uygunluk belgeleri, malın üzerindeki işaretleme, etiket ve yazılar, panel-pano-broşür, kullanım
kılavuzları ve diğer yazılı, sözlü, görsel iletişim araçlarıdır (Öztürk, 1986:11).

Tüketicilerin bilgilendirilmelerinde etkili olabilecek ticari kaynak


gruplarına güncel yaşamdan örnekler veriniz.

Tüketicinin Eğitimi
Bir toplumun hemen her alanda gelişme ve çağdaşlaşma niteliği kazanabilmesi için eğitim, temel öğedir.
Çağdaş dünyanın temelinde eğitim vardır. Tüketicinin korunması, haklarını bilmesi gibi kapsamlı konular
da doğal olarak eğitimden ayrı düşünülemez.
Tüketicinin eğitimi, bireyin ekonomik faaliyetlerini yönlendirme, ihtiyaçlarını karşılama ve pazarı
etkileme gücünü artırmayı hedef alan eğitim ve bilgilendirme yatırımı olarak tanımlanabilir. Uzun
dönemde tüketicinin korunmasında umut verici çözüm yolunun, tüketici eğitimi olduğu, bilgilendirme ve
koruma çabalarının toplum bireylerine “daha iyi bir tüketici” olma yollarının öğretilmesiyle iyi sonuçlar
alınacağı kabul edilen görüştür (Hayta, 2006: 245).
Tüketici bilinci oluşturmanın en önemli dayanağı; tüketicilerin toplumsal refahın geliştirilmesi
amacıyla, toplumsal pazarlama anlayışı çerçevesinde tüketici eğitimi verilmesidir. Tüketici eğitimi,
tüketicilere mevcut kaynaklarından tatmin sağlamada, ihtiyaç duydukları bilgi ve becerilerin
kazandırılması sürecidir (Yener, 1990:20). Tüketici eğitimi, bireyin ekonomik faaliyetlerini yönlendirme,
103

 
ihtiyaçlarını giderme ve pazarı etkileme gücünü artırmayı hedef alan eğitim ve bilgilendirme yatırımı
olarak da tanımlanabilir. Tüketici eğitimi, bireyin yalnızca tüketici rolü için değil, toplumda üstlendiği
vatandaşlık, ekonomik ve politik roller gibi diğer sosyal roller için de eğitilmesini kapsayarak,
toplumdaki her bireyin “akıllı” ve “bilinçli” tüketici ve hatta vatandaş olabilmesi için hazırlanan eğitim
programlarını ve araçlarını içerir. İlk, orta ve üniversite düzeyinde verilen dersler, düzenlenen
sempozyum ve paneller, TV mesajları, satın alma kılavuzları tüketici eğitimine birer örnektir
(http://www.etonet.org.tr, 26.03.2012).
Dünyada teknolojik gelişmelere paralel olarak yaşam standardı hızla yükselmektedir. Ancak
tüketicinin çeşidi çoğalan mal ve hizmetler arasında seçim yapabilmesi giderek zorlaşmaktadır. Tüketici
eğitiminin verilmesi; tüketicilerin gelirlerini en iyi şekilde kullanmalarına yardımcı olmak amacı taşır.
Bununla birlikte tüketicinin piyasadaki mal ve hizmetler hakkında bilgisini artırarak akılcı kararlar
verebilme kapasitesini geliştirmesini sağlar. Tüketici eğitiminin verilmesi, tüketicinin ekonomiyi ve
değişen ekonomik şartları anlamasına olanak tanır. Eğitim ayrıca, aile ve ülke kaynaklarının daha iyi
kullanılmasını sağlayarak, talebi düzenleme, enflasyonu önleme, devletin tüketiciyi koruma amacına
yönelik harcamaların düşmesini sağlama açısından önemlidir. İyi planlanmış tüketici eğitimleri ile
tüketicinin pazardaki mal ve hizmetlerin özellikleri konusunda doğru ve tam olarak bilgilenmesi ve bu
mal ve hizmetler arasında bilinçli bir seçim yapabilmesi sağlanarak, mal ve hizmet alımlarında
tüketicilere hak ve yükümlülüklerini kullanma yeteneği kazandırılmış olur (http://www.tuketici.gov.tr,
27.03.2012).
Evrensel tüketici hakları bildirgesi, beşinci maddesinde tüketicinin eğitilmesi hakkına atıfta
bulunmuştur. Eğitim programlarının temel amacı, tüketiciye ihtiyaç duyduğu bilgileri nerede ve nasıl
bulacağını, bilgiyi nasıl değerlendireceğini ve kullanabileceğini öğretmektir. Bunun yanında tüketicinin
mal ve hizmetleri satın alma ve kullanma becerisini geliştirmek, üretim ve bölüşüm şartlarının
sorgulanmasını sağlamak, bir bütün olarak çevre bilincini oluşturmak, üretimin olduğu gibi tüketimin de
niteliğini belirleyen ekonomik ve toplumsal tercihlerde taraf olmayı öğretmektir. Tüketicilerin tüketici
bilincine sahip olmaları, hak ve sorumluluklarını öğrenebilmeleri açısından eğitilmeleri gerekmektedir
(http://www.tuketici.gov.tr, 27.03.2012). Tüketicinin eğitimi, bireyin ekonomik faaliyetlerini
yönlendirme, ihtiyaçlarını karşılama ve pazarı etkileme gücünü artırmayı hedef alan eğitim ve
bilgilendirme yatırımıdır. Tüketici eğiitimi; hem tüketicilerin korunması, hem de bilgilendirilmesi
açısından önem taşır.
Toplumun ve ekonominin kalkınması için iyi eğitilmiş tüketicilere ihtiyaç vardır. Bu nedenle yaygın
ve örgün eğitim kurumlarında tüketicinin eğitilmesi gerekir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması
Hakkındaki Kanunun 20. maddesinde tüketicinin eğitilmesi konusunda örgün ve yaygın eğitim
kurumlarının ders programlarına ekler yapılarak, Millî Eğitim Bakanlığı görevlendirilmektedir. Ayrıca
tüketicinin eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi için radyo ve TV’de programlar düzenlenmesine ilişkin usul
ve esaslar üzerine ifadeler bulunmaktadır (http://www.ibb.gov.tr, 28.03.2012). Tüketicilerin eğitimi
tüketicilerin bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmeleri aşamalarını oluşturmaktadır.

Tüketici Eğitiminin Temel Amaçları


Tüketici eğitiminin temel amaçları şunlardır (Yener, 1990:20);
• Tüketicilerin seçimlerini yönlendirmek olmayıp mevcut seçenek ve olanaklardan tüketiciyi
haberdar ederek, tüketicinin amacına en uygun olanı seçmede ona yardımcı olmaktır.,

• Tüketicileri, mal ve hizmetler hakkında mümkün olan en yüksek düzeyde bilgi sahibi yapmaktır,

• Tüketicileri mal ve hizmetleri ne zaman ve nereden satın alacakları konusunda bilgilendirmektir,


• Mal ve hizmetlerin kalitelerini nasıl belirleyecekleri ve fiyatları konusunda bilgilendirmek ve
uyarmaktır,
• Mal ve hizmetlerle ilgili tahlil ve deney sonuçlarını tüketicilere iletmektir.

104

 
Bu amaçlar doğrultusunda tüketici eğitimi ile tüketicilerin kazanmaları hedeflenen yeterlilikleri
şunlardır (Ersoy, 2001:22);
• Hak ve sorumluluklarının tanıtılması, öğretilmesi ve böylece bilinçlendirilerek umursamazlıktan
kurtarılması,
• Mal ve hizmetlerin seçimi, satın alınması, kullanımı, tamir ve bakımı gibi konularda yol
gösterici bilgiler veya bu bilgilerin nereden bulunabileceği,

• Hakları kullanma ve arama yollarının gösterilmesi,


• Para tasarruf edici piyasa araştırması yoluyla fiyatların, markaların karşılaştırılması, indirimli
satışların izlenmesi gibi stratejilerin öğretilmesi ve karar verme becerilerinin geliştirilmesi,
• Tüketici korumaya yönelik çalışmalar yapan ve tüketici şikayetlerini izleyen mevcut kurumların,
örgütlerin ve ilgili yasaların tanıtılması ve duyurulması,
• Tüketici olarak birbirlerinin haklarına saygılı olan, topluma ve çevreye karşı duyarlı ve sosyal
sorunlarla ilgilenme istekliliği gösteren bilinçli tüketici tipinin geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılması,

• Tüketimin ve üretimin sorgulanması, alternatif üretim ve tüketim modellerinin geliştirilmesi,


• Ülke kaynaklarının tüketicilerin temel ihtiyaçlarına uygun olarak en rasyonel şekilde
kullanılmasında etkili olmak,
• Doğru ve sağlıklı bir tüketici kültürü ve anlayışı geliştirmek ve yerleştirmek,
• Tüketiciler arasında hak ve yararlarının bir araya gelinerek toplumda korunma ve dayanışma
bilincinin ve ortak şartları paylaşma anlayışının doğup gelişmesine yardımcı olmak,
• Tüketiciler arasında hak ve yararlarının bir araya gelinerek toplumda korunma ve dayanışma
bilincinin ve ortak şartları paylaşma anlayışının doğup gelişmesine yardımcı olmak,

• Tüketicilerin kendilerine, örgütlerine ve topluma karşı sosyal sorumluklarının gelişmesine


olanak sağlamak,

• Tüketicileri temel vatandaşlık ve tüketici hak ve sorumlulukların neler olduğu konusunda


bilinçlendirmek,

• Tüketicilerin aldatıldığı, yanıltıldığı, mağdur edildiği durumlarla ilgili olarak tüketicileri ve


kamuoyunu uyarmak, bilgilendirmek, ilgili firma ve devlet kuruluşlarının önlem almalarını
sağlamak,

• Mal ve hizmetlerle ilgili tahlil ve deney sonuçlarını tüketicilere iletilmesini sağlamak,


• Çeşitli devlet kuruluşlarının tüketiciyi dolaylı ve dolaysız ilgilendiren çalışmalarında
tüketicilerin bilgilendirilmesini sağlamak,

• Tüketicilere tekel, kartel ve tröstlere karşı korunma ve onlarla mücadele yollarını göstermek,

• Mal ve hizmetlerini tüketirken temel amacın ihtiyaçları karşılamak olduğu bilincini vermek.

105

 
Resim 5.2: Tüketici bilinci ile ilgili bir karikatür

Kaynak: www.sinek.com

Toplumun ve ekonominin kalkınması için iyi eğitilmiş tüketicilere


ihtiyaç vardır. Bu nedenle yaygın ve örgün eğitim kurumlarında tüketicinin eğitilmesi
gerekmektedir.

Tüketicinin Korunması
Tüketicinin korunması, tüketicinin kendisi dışında başkaları tarafından haklarının korunması için yapılan
çabaları içermektedir. Tüketicinin korunması denildiği zaman, tüketicilerin bir araya gelmeleri, sosyal bir
güç olmaları ve nihayet bu konu ile ilgili olarak çeşitli kuruluşların faaliyetleri anlaşılmaktadır. Gerçekte
tüketicinin korunması kavramı, sadece tüketiciyi korumayı değil, tüketiciye yardımı da içine alır. Bu
nedenle; geniş anlamda “Tüketicinin korunması”; hükümetlerin, işletmelerin ve özel kuruluşların
harcayacakları çabalarla tüketici haklarını koruyacakları ve onlara yardımcı olacakları bir ortamda,
tüketicilerin organize edilmiş çabalarıdır. Aslında bu üç politika aracı birbirinin bütünleyicisidir ve iç içe
geçmiş durumdadır. Biri olmadan diğerinin etkinliği söz konusu değildir. Çünkü tüketicilerin yasalarla
korunması ancak onun bilgilendirilmesi ve eğitimi ile mümkün olabilecektir. Gelişmiş ülkelerde
tüketiciye yönelik politikalarda tüketicinin eğitimi ve bilgilendirilmesi ön sıralarda yer alırken, gelişmekte
olan ülkelerde tüketicinin korunması çabaları gündemde bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri,
Kanada, İsviçre gibi gelişmiş ülkelerde tüketicilerin toplumdaki politik, teknolojik, sosyal ve ekonomik
sorunlarla ilgilenme ve söz sahibi olma aşamasına gelindiği, gelişmekte olan ülkelerde ise henüz tüketici
hareketlerinin organize olmadığı veya yeni organize olmaya başladığı görülmektedir.
Tüketicinin Korunması konusu 21.yüzyılın başlarından itibaren giderek önem kazanmaya başlamış ve
günümüzde tüm ülkelerde en çok tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Gerçekte her tüketici
ekonomide bir üretici olmasına karşın üretici olarak sorunlarının ve haklarının tartışılması yerine tüketici
olarak hak ve sorumlulukları ve sorunlarının daha çok tartışıldığı gözlemlenmektedir
(http://www.tupadem.hacettepe.edu.tr, 26.03.2012). Aynı ihtiyacı karşılamak üzere çeşitli marka, etiket
ve ambalaj içinde birbirine çok benzer mallar gittikçe artmaktadır. Bu durum tüketicinin seçim yapmasını
zorlaştırmakta, aldatıcı ve yanıltıcı reklâmların ve çevrenin etkisiyle yanlış satın alma davranışında
bulunabilmektedir. Sunulan mal ve hizmetlerin gereğinden fazla fiyat ile satışa sunulması, tüketicinin
satın alma gücünü azaltmaktadır. Örneğin; bilgisayar gibi elektronik araçlar hakkında yeterli bilgisi
olmayan tüketici, uygun seçenekler arasında fiyat karşılaştırması yapamamakta ve ürünü pahalıya satın
alabilmektedir. Bu gibi nedenlerle tüketicinin korunması gerekir.
106

 
1982 Anayasasının “Tüketicilerin orunmas ı” başlığını taşıyan 1 2. M addesi “ evlet tüketicileri
koruyucu ve ayd ınlatıcı tedbirleri al ır, tüketicilerin kendilerini koruyucu tedbirleri al ır, tüketicilerin
kendilerini koruyucu tedbirlerini te şvik eder” hükmünü içermektedir. A yrıca Borçlar anunu, M edeni
anun ve Türk Ticaret anunundaki çe şitli hükümlere dayanılarak tüketicilerin korunması mümkün
olabilmektedir. 198 y ılında “Uluslararası Tüketici Birlikleri rgütü” n ün önerisi ve oybirli ği ile
Birleşmiş Milletler enel urulu nda kabul edilen, Türkiye nin de imza atmış olduğu tüketicilerin
uluslararası anayasası niteliğindeki “Tüketicilerin orunmas ı İlkeleri ehberi”, daha sonra Uluslararas ı
Tüketici Birlikleri rgütü tara ından geliştirilmiş ve evrensel tüketici hakları bildirgesi adını taşıyarak
temek haklar hakkında tüketicilere destek ve güç olu şturmuştur (http: .tuketici.gov.tr, 2 .03.2012).
199 yılında da 40 say ılı ”Tüketicinin orunması akkındaki anun” kabul edilmi ştir. 40 sayılı
kanunun amacı; “ekonominin gereklerine ve kamu yarar ına uygun olarak tüketicinin sa ğlık ve güvenliği
ile ilgili ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici çevresel tehlikelerden
korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketic ilerin kendilerini koruyucu giri şimlerini özendirmek ve
bu konudaki politikalar ın oluşturulmasında, gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ili şkin hususları
düzenlemektir”. anunun, tüketicinin korunmas ı ve ayd ınlatılması bölümünde; ay ıplı mal ve hizm etler,
satıştan kaçınma, taksitli satışlar, kampanyalı satışlar, kapıdan satışlar, kapıdan satışlarda satıcının
yükümlülüğü, tüketici kredisi, sürekli yay ınlar, etiket, garanti belgesi, tan ıtma ve kullanma k ılavuzu,
servis hizmetleri, ticar reklâmlar ve ilanlar, reklâm kurulu ile ilgili m addelere yer verilmiştir (Babaoğul,
ztop ve ökm en, 199 :93). M art 2003 tarihinde TBM M tara ından kabul edilen 4822 say ılı
Tüketicinin orunması akkında anun, 14 M art 2003 tarihli esmi azete de yay ımlanmıştır. Bu
kanunla tüketicilere sağlanan haklar geni şletilmiş, diğer bir i adeyle tüketicilerin karşılaştıkları güncel
sorunlar ve Avrupa Birli ği nin ilgili düzenlem eleri dikkate al ınarak mevcut haklar günümüz şartlarına
uygun hale getirilmiştir ( idan, 2003: 8).

Şekil 5. : anayi ve Ticaret Bakanlığı nın katkıları ile Tüketici ve evre Eğitim ak ı ve acette e niversitesi, Tüketici
a ar araştırma Danışma Test ve Eğitim erke i rtak alışması larak yılında ya ılan Tüketicinin r nması
ve Tüketici aklarına İlişkin Bilin Dü eyi raştırması tüketicilerin tüketici akları ile il ili bil i dü eylerine re
kate rilere ayrılmasında rta bilin li tüketici ranının ğ nl kta ld ğ n stermektedir.

Kaynak: tt .t adem. acette e.ed .tr arastirmara r . d

Tüketici akları Evrensel Beyannamesinin ikinci maddesinde hükümetler, belirli ilkeleri göz önünde
tutarak, güçlü bir tüketiciyi koruma politikası geliştirip kuvvetlendirmeli ve sürdürmelidir. Bunu
yaparken her hükümet, tüketicilerin korunmas ı ve sosyal şartları ile halk ın ihtiyaçları doğrultusunda ve
önerilen tedbirlerin sonuçlarını ve yararlarını kavrayarak kendi önceliklerini belirlemelidir.” i adesine yer
verilmiştir. Bu deklarasyon temelde sekiz ana ilkeden oluşmaktadır;
Tüketicilerin Temel İhtiyaçlarının Karşılanması Hakkı: İnsanın, insan olmaktan doğan ve hayatını
devam ettirebilmesi için gereken asgar ihtiyaçlarını karşılayabileceğini belirten bu hak, tüketicinin en
temel hakkıdır. elişen ve değişen dünya şartları içerisinde; beslenme, bar ınma, giyim, temizlik, ısınma,
aydınlanma, içecek su bulma, ulaşım, haberleşme gibi ihtiyaçlar tüketicinin en temel hakları arasındadır.
Sağlık ve Güvenliğin Korunması Hakkı: ağlık ve güvenliğin korunması hakkı, tüketicinin tehlikeli
ve riskli m al ve hizm etlere karşı korunmasını, tüketiciye sunulan her türlü mal ve hizmetin ya şam ve
sağlık açısından tüketicilere zarar verm eyecek kalite ve nitelikte olmasını i ade eder. Mal ve hizmetlerin
güvenilir ve kaliteli olm adığı hallerde, tüketici bu mal ve hizm etin kendisini zehirle mesi, sakatlaması,
yaralaması ve hatta öldürm esi tehlikesi ile kar şı karşıyadır. Bu hak tüketicilerin do ğrudan doğruya hayat
ve sağlıkları ile ilgilidir.
107

 
Ekonomik Çıkarların Korunması (Mal ve Hizmetlerin Serbestçe Seçilmesi) Hakkı: Ekonomik
çıkarların korunması hakkı, tüketicilerin çeşitli mal ve hizmetler arasında gelir düzeylerine göre kendi
ihtiyaçlarını karşılayabilmesi, istedikleri mal ve hizmetleri ucuz ve kaliteli olarak alabilmesi için
seçeneklerin sunulmasını ifade eder. Bu hak dikkate alınarak, reklâmlar, kapıdan satışlar, kredili ve
taksitli satışlar, haksız şartlar içeren sözleşmeler, tüketici kredileri, satış sonrası hizmetler, fiyatlar, çeşitli
kamu hizmetleri gibi konularda tüketicilere daha iyi ve uygun koşullarda mal ve hizmet sunulmasının
sağlanması ile bu konularda tüketicilerin aldatılmamaları, zarar görmemeleri ve mağduriyetlerinin
önlenmesi, tüketicilerin yaşam düzeylerinin yükseltilmesine ilişkin yasal, idari, teknik, sosyal ve
ekonomik önlemler alınması gerekmektedir.
Bilgi Edinme Hakkı: Tüketicilerin doğrudan kararlar almasına yardımcı olacak bilginin
sağlanmasını, satın alacağı tüm mal ve hizmetler ile bu mal ve hizmetleri üreten, satan kuruluşlara ait
bilgilerin doğru, tutarlı ve eksiksiz olarak zamanında tüketicilere verilmesini ifade eder. Bu hak
kapsamında mal ve hizmetlerin özellikleri, kullanım, bakım koşulları ile tehlikeleri ve risklerine ilişkin
tüketicilerin doğru ve eksiksiz olarak bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Eğitilme Hakkı: Tüketicinin eğitimi, bireyin ekonomik faaliyetlerini yönlendirme, ihtiyaçlarını
karşılama ve pazarı etkileme gücünü artırmayı hedef alan eğitim ve bilgilendirme yatırımı olarak
tanımlanabilir. Tüketicinin eğitimi; hem tüketicilerin korunması, hem de bilgilendirilmesi açısından önem
taşır.
Tazmin Edilme (Zararların Karşılanması) Hakkı: Satın alınan mal ya da hizmetlerin öngörülen
nitelikte olmaması, ayıplı çıkması durumunda; ayıplı malın geri alınması, değiştirilmesi, ayıplı hizmetin
yeniden görülmesi ve bunun gibi ayıpların ve neden oldukları her türlü maddi, hukuki ve ekonomik
zararların karşılanmasıdır. Tüketici, üretici ya da satıcı tarafından zararın karşılanmadığı durumlarda,
karar süreçlerinin uzun olmadığı, tüketicilerin katlanacağı masrafların yüksek olmadığı yargı yollarına
başvurabilmelidir.
Temsil Edilme (Sesini Duyurma) Hakkı: Temsil edilme hakkı, tüketicilerin haklarını alabilmeleri ve
koruyabilmeleri için bir araya gelerek güç birliği oluşturabilmeleri, hak ve çıkarlarıyla doğrudan ya da
dolaylı olarak kendilerini ilgilendiren yasal, idari, teknik, ticari, ekonomik, sosyal ve politik her konuda
düşünce ve görüşlerini belirtmeleri, kamuoyu oluşturabilmeleri ve çeşitli kuruluşlarca alınan kararlara
örgütleri aracılığı ile demokratik biçimde katılabilmelerini ifade eder.
Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkı: Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, yaşam kalitesini artıracak
bir fiziksel çevreye sahip olma, çevreden gelecek tehlikelerden korunma, sağlık şartlarına uygun, ekolojik
dengenin bozulmadığı, temiz hava, yeterli ve temiz su, daha çok yeşil alan, sağlıklı ve kaliteli alt yapı
hizmetlerinin bulunduğu bir yaşama ortamının tüketicilere ve gelecek nesillere sağlanmasını ifade
etmektedir (http://www.tuketici.gov.tr, 27.03.2012).

Ülkemizin de taraf olduğu, 1985 tarihli


Birleşmiş Milletler Evrensel Tüketici Hakları
Bildirgesine göre temel ve evrensel tüketici hakkı
mevcuttur.

Resim 5.3: Evrensel Tüketici Hakları

Kaynak: http://www.karamantml.k12.tr/docs/tuketici.pdf

Tüketicinin istek ve ihtiyaçlarına karşılık enerji, zaman ve finans gibi kaynakları sınırlıdır. Bu sebeple
tüketici her istediği mal ve hizmeti satın alamaz. Dolayısıyla tüketiciler bulundukları ortamdaki gerçek
108

 
ihtiyaçlarına karşılık veren çok çeşitli mal ve hizmetler arasından seçim yapmak zorundadır. Bu
seçimlerin “bilinçli” olarak yapılabilmesi, tüketim bilincinin amacını oluşturmaktadır. Bilinçlenmiş bir
tüketici, istikrarlı ekonominin temeli olarak kabul edilmektedir.

Birleşmiş Milletler Evrensel Tüketici Hakları Bildirgesi, daha detaylı


bilgi için http://www.tuketiciler.org/?com=files.read&ID=2&pID=21 adresini ziyaret
edebilirsiniz.

BİLİNÇLİ TÜKETİMDE BİLİNÇLİ TÜKETİCİ OLMA SÜRECİ

Resim 5.4: Bilinçli tüketici, tüketici bilinci

Kaynak: http://www.gumrukticaret.gov.tr/assets/photo/Multimedya/Tuketici/Tuketici_Resim/bilincli_tuketici.jpg

Bilinçli Tüketici
Tüketicilerin bilinçlenebilmesi; tüketicinin bilgilendirilmesi, eğitilmesi ve korunması konularıyla
doğrudan bağlantılıdır. Tüketiciler bilinçlendikçe, gerçek ihtiyaçlarını ön planda tutacak, elindeki
olanakları akılcı bir şekilde kullanabilecektir. Tüketicilerin bilgisizlik nedeniyle piyasada zayıf konumda
olmamaları, özellikle tüketicilerin bilgilendirilmesi, eğitilmesi, korunması yani tüketicilerin
bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların yapılandırılmasıyla desteklenebilir.
Bilinçli tüketici; mal ve hizmetleri satın alırken temel ihtiyacını ön planda tutan, satın alacağı mal ve
hizmetlerin kaliteli, güvenli, ucuz ve sağlıklı olması için araştırma yapan, tüketici haklarını bilen ve
savunan, reklâmların etkisinde kalarak davranış göstermeyen, israf yapmayan kişidir
(http://bilinclituketici.nedir.com, 19.03.2012).
Bilinçli bir tüketici zarara uğramamak için satın alacağı malı iyi araştırmalıdır. Hatalı ve bozuk
malları almamalıdır. Kendisi de sağlam aldığı malı bozup geri vermeye çalışmamalıdır. Alışverişlerinde
üretim ve son kullanma tarihlerine bakmalıdır. Yiyecek ve içeceklerin taze ve temiz olmasına özen
gösterilmelidir. Açıta satılan ve güvenilir olmayan malları almamalıdır. Bilinçli bir tüketici, malın satın
alınmasında doğru karar verir. İhtiyacı olan malı yetkili satıcısından alır. Doğru seçim yapabilmek için
satıcıdan malla ilgili bilgiler ister. Bilinçli bir tüketici, doğru seçim yapmasına karşın aldatılmış olabilir,
tüketicinin satın aldığı mal bozuk, hatalı ya da sağlığa zararlı çıkmış olabilir. Bu durumu telafi edebilmek
için malı, vakit geçirmeden aldığı yere götürüp değiştirmeye çalışmalıdır. Sonuç alamazsa haklarını
korumak üzere kendine yardımcı olabilecek dernek ya da organizasyonlara başvurmalıdır. Zarara
uğramamak için hakkını araması tüketicinin sorumluluğudur.
En geniş tanımıyla bilinçli tüketici; sivil toplum kuruluşları aracılığıyla örgütlenmiş, bir mal ya da
hizmeti satın alırken, ondan en fazla yararı sağlamayı amaçlayan, gerçek ihtiyaçlarını göz önünde tutan,
planlı ve belgeli alışveriş yapan, alışverişin nesnesi değil öznesi olduğunun bilincinde olan, kalitesi,
standardı yüksek, sağlıklı, güvenli, çevreci ürünü seçme olgunluğunu taşıyan, tüm bunlarla birlikte
bütçesine en uygun ürünü seçip tasarrufa önem veren ve aynı zamanda kaliteyi denetleyen, benzerleri
arasında yerli ürünleri seçen, dolayısıyla, giderek ekonomiyi verimliliğe yöneltecek olan yadsınmaz bir
sosyo-ekonomik öğedir (Hekimci, 2002:151).

109

 
Yaptığı tüketimin kendileri, toplum ve dünya üzerinde etkili olduğunu fark edebilen tüketiciler,
bilinçli tüketiciler olarak nitelendirilir (Kozinets ve Handelman, 2004: 698).
Bilinçli tüketicinin sahip olması gereken özellikler şunlardır;
• Mal ve hizmet satın alırken temel ihtiyacını ön planda tutmak,
• Satın alacağı mal ve hizmetlerin kaliteli, güvenli, ucuz ve sağlıklı olması konusunda araştırmada
bulunmak,
• Firmalar arasında güvenirliliği ön planda tutmak,
• Hakkını bilmek, haklarına sahip çıkmak ve savunmak,
• Çevreye karşı duyarlı olmak,
• Yanıltıcı medyanın ve yanıltıcı reklâmların etkisinde kalarak ihtiyaca uygun olmayan
davranışlar göstermemek,
• Tüketimin nesnesi değil, öznesi olmak,
• Tüketici haklarının yerleştirilmesi ve korunması konusunun, tüketici birlikleri ve örgütlenmeyle
sağlanabileceğine inanan kişi olmak.
Bilinçli tüketici, ürünlerin denenmesinde, satın alma öncesinde, satın alma sırasında ve satın alma
sonrasında ihtiyaçları, olanakları ve çevre koruma kaygıları arasında akılcı dengeyi kurabilen ve bu yönde
davranışlar gösteren insandır. Bilinçli tüketici, mal ve hizmet satın alırken temel ihtiyaçlarına öncelik
veren, satın alacağı mal ve hizmetlerin kaliteli, güvenli, ucuz ve sağlam olmasına dikkat eden tüketicidir.
Haklarını bilen, haklarına sahip çıkan ve savunan, yanıltıcı medyanın ve yanıltıcı reklâmların etkisinde
kalarak yanlış tercihler yapmayan, savurganlık ve israftan kaçınan tüketicidir. Bilinçli tüketici, tüketime
yönelik kararlar almada ve tüketim eylemine geçmede planlı, programlı ve mantıklı tavır ve tutum
sergiler. Geliri ile gideri arasında denge kurabilmek için bütçe hazırlar, tasarruf yaparak parasını bilinçli
bir şekilde kullanır. Ayrıca tüketici davranışları konusunda bilgi sahibi olduğu için davranışlarına bu bilgi
kapsamında yön verir (Gülmez, 2006:70).
Bilinçli tüketici, parasını (finans gücünü), zamanını ve enerjisini doğru kullanabilmelidir. Para,
ihtiyaçlarımızı karşılamak için kullandığımız bir araçtır. Bilinçli tüketici, para harcarken ihtiyaç odaklı ve
öncelikler listesine göre ölçütler bulundurarak harcama yapan kişidir. Zaman, geri gelemeyecek en büyük
kaynaktır. Bilinçli tüketici, gününü planlayıp hangi saatte ne yapacağını belirlemeli, zamanını bilinçli
kullanmalıdır. Zamanda savurganlık yapmamalıdır. Hangi saatte ders çalışacağı, dinleneceği, eğleneceği
planlanmalıdır. Böylece her iş rahatlıkla yapılabilir. Günlük hayatın devam etmesinde birçok enerjiden
yararlanılır. Enerji kaynaklarının sınırlı ve ekonomik olarak maliyetinin olduğu düşünülerek enerji
kullanımında ayrıca titiz ve tutumlu davranılmalıdır.

Bilinçli Tüketici Kimdir?


1. Mal ve hizmet satın alırken temel ihtiyacını ön planda tutan,
2. Satın alacağı mal ve hizmetlerin kaliteli, güvenli, ucuz ve sağlıklı
3. Olması konusunda araştırmada bulunan,
4. Firmalar arasında güvenirliliği ön planda tutan,
5. Hakkını bilen, haklarına sahip çıkan ve savunan,
6. Çevreye karşı duyarlı olan, yurdunu ve dünyanın her köşesinievi gibi düşünen,
7. Her çeşit savurganlık ve israfın karşısında olan,
8. Tüketici haklarının yerleştirilmesi ve korunmasının; tüketicilerin
birliği, organize olmaları ve örgütlenmeleriyle sağlanabileceğine inanan kişidir.

110

 
T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması
Genel Müdürlüğü, Bilinçli Tüketici, Tüketici Bilinci, Ocak 2011 Rehberi, daha detaylı bilgi
için http://www.tuketici.gov.tr/source.cms.docs/etuketici.gov.tr.ce/docs/yayinlar/BILINC-
LI_TUKETICI.pdf adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bilinçli Tüketim
Tüketim kalıplarımız, tüketim algımız ve tüketim sürecindeki deneyimlerimiz dünyadaki hızlı iş ve
yaşam akışından doğal olarak etkilenmektedir. Makro çevrede yaşanan değişim ve gelişimler tüketim
kalıplarını farklılaştırmakta, yenilemektedir.
Dünya üzerindeki tüketicilerin, bilinçli tüketime doğru yönelmelerinin nedenleri arasında piyasada
ürünü arz edene göre zayıf kalmaları, piyasada edilgen durumda bulunmaları, kendilerine sunulanı olduğu
gibi kabul etmekten duydukları sıkıntılar sayılabilir. Günümüzde rekabet piyasalarının sunduğu en önemli
öğelerden bir tanesi, seçenekler sunmak ve seçeneği farklı kılacak ayrımları ortaya koyabilmektir. İlgili
ayrımları yapabilen bir tüketici özgür seçimler yapabilen ve seçim hakkı bulunan kişidir (Bauman,
1999:86). Çağımızda en küçük ekonomik birim olarak faaliyette bulunan tüketicinin, mal ve hizmet
talebindeki tutum ve davranışları, beklenti ve ihtiyaçları ekonomik faaliyetlerin nitelik ve niceliğini
belirleyen; ekonomik faaliyetlere yön veren öğelerin başında gelmektedir. Bu bağlamda çağdaş
toplumlarda tüketicinin bilinçlendirilmesi, korunması ve eğitilmesi büyük önem taşır. Çünkü bilinçli
tüketici bir yandan kendi çıkarını en iyi biçimde korurken, aynı zamanda ekonomiyi de kalite ve
verimliliğe zorlaması açısından önemli bir görevi yerine getirmektedir (Hekimci, 2002:151). Bilinçli
tüketim, tüketicinin haklarının farkında olarak kendi hayatına, çevresine ve yaşadığı topluma karşı
sorumluluk duygusu hissederek, savurganlık ve israftan uzak bir biçimde gerçekleştirdiği tüketimdir.
Bilinçli tüketim, tüketiciyi akılcı ve bilinç temelli değerlendirmelere yönelten bir tüketim biçimidir.
Tüketicinin gerçek ihtiyaçlarını göz önünde tutarak kaliteli, güvenli ve ayıpsız mal ve hizmetleri seçerek
planlı ve dikkatli biçimde gerçekleştirdiği tüketim eylemlerini içerir.
Tüketicilerin, tüketim eylemi süresince çeşitli sorumlulukları bulunmaktadır. Bunlar; ihtiyaçların
dikkatle incelenmesi, öncelikli olanların çeşit ve miktarlarının belirlenmesi, ihtiyaçları giderecek mal ve
hizmetlerin seçimi, kalite ve fiyat karşılaştırmasının yapılması, gelirin en fazla sayıda ihtiyacı giderecek
şekilde planlanması, ayrıca tüketici kredisi, kredili satış, indirimli satış gibi yöntemlerin ve neyin,
nereden, ne zaman satın alınacağının bilinmesi, planlanması gibi sorumluluklardır (Babaoğul, 2001:42).
Bilinçli tüketim anlayışı ile hareket eden tüketiciler, gelecekleri, çevreleri ve top yekûn kalkınma
olanakları için daha olumlu ve güvenilir kararlar vereceklerdir.

Bilinçli tüketici ve bilinçli tüketim arasındaki bağlantı noktalarını


günlük tüketim alışkanlıklarınızı düşünerek oluşturunuz.

Tüketimde Sosyal Sorumluluk Bilinci


İnsan; irade gücüyle, bilgiyi elde etme ve ahlakî davranışlar sergileme özellikleri sayesinde, kendini
geliştirme, kişiliğini yetkinleştirme, çevreyi tanıma ve yönetme, inşa etme, teknoloji üretme gücü gibi
birçok önemli özelliklere sahip toplumsal bir varlıktır. Günümüz çağdaş değerlerine sahip olan insanın
yakın ve uzak çevresinde yaşanan olaylara, değişen olgulara değer vermeden hayatına devam edebilmesi
“toplumsal varlık” olma özelliğine aykırılık taşır. Çağdaş insanın, çevresinde olup bitenden, yaşadığı
toplumdan soyutlanması çok mümkün değildir. Çağdaş insan, genel yaşam kalitesini, kendisi ve içinde
bulunduğu toplumun refahını etkileyebilecek birçok sosyal ve ekonomik olaya karşı tavır alma yoluna
gitmektedir. Tüketici bilincini artırmayı amaçlayan birçok alana müdahale, ilk önce küçük davranış
değişiklikleri yapmaya, daha sonra da tüketicilerin tüketimle ilgili genel görüşlerini değiştirmelerine
dayanmaktadır (Roux ve Nantel, 2009: 904). Tüketmek ve tüketici olmak herkesin paylaştığı ortak kimlik
ve her zaman yaşadığı bir süreçtir. Bir toplumda tüm bireyler sona erdiren (nihaî) tüketicidir. Aslında
tüketici olmak, hemen hemen nüfusun tamamını kapsayan bir kavramdır (Engin, 2011: 19). Tüketmek
eylemi, sadece kişisel ve/ veya ailevî istek ve ihtiyaçların tatmin edilmesi üzere günlük hayatta
111

 
uygulanmaya başlandığında, tüketiclerin geleceklerini değerli kılacak kaynakları da pervasızca tüketme
yoluna kadar gideır. Bu nedenle tüketim kalıplarının değiştirilerek, sosyal sorumluluk bilincinin yer
verildiği davranışlara geçiş yapılması zorunluluk haline gelmektedir.
Çağdaş insan, aynı zamanda geleceğine de sahip olan kişidir. Tüketimde sosyal sorumluluk bilincinin
gelişebilmesi bulunduğumuz dünyanın bugünü ve geleceği hakkında kaygılar taşıyan ve bu kaygılara
çözüm önerileri sunan, günlük hayatında bu çözümleri uygulayan kişilerin sayısının her geçen gün
artmasına bağlıdır. Bugüne ve geleceğe ilişkin kaygılar taşıyarak tüketimde bulunabilmek, tüketimde
bilinçlenme konusu yanında, bilinçli tüketimin bir yaşam tarzına dönüşmesini getirmektedir.

Günümüz çağdaş değerlerine sahip olan insanın yakın ve uzak


çevresinde yaşanan olaylara, değişen olgulara değer vermeden hayatına devam edebil-
mesi “toplumsal varlık” olma özelliğine aykırılık taşımaktadır.

Featherstone (1996), "Yaşam tarzı" ifadesinin, çağdaş tüketici kültürü içinde bireysellik, kendini ifade
şekli ve belirli tarza sahip bir öz bilinç gibi çeşitli çağrışımlar uyandırdığını ancak ifadenin bazen de
belirli statü gruplarının farklı yaşam tarzlarını özetlemek için kullanıldığını belirtmektedir. Yaşam tarzı,
günümüz tüketim kültürü içinde kültürel şekilleri, bireyselliği ve bilinçli olmayı içeren bir kavram halini
almıştır. Tüketimde sosyal sorumluluk bilincinin uygulanabilmesi tüketicinin yaşam tarzı ile ilgili olup,
bu yaşam tarzının kendi geleceğine ve toplumsal çevresine karşı sorumlulukları olduğunu hissettirmek ve
sorumluluklar ile tüketim yapmasını sağlamakla oluşacaktır. Her tüketici satın alma davranışında
sergilediği yaşam tarzı ile tüketime yön vermektedir. Kişisel tüketimin topluma olan etkisini hesaba
katarak ya da satın alma gücünü sosyal değişim için kullanarak hareket etmek önemlidir.
Özellikle tüketim bağlamında çevre dostu ürünler alarak, çevre kirlenmesine daha az sebebiyet
vermek, tüketimde sosyal sorumluk bilinci oluştuğunun örneği olacaktır. Ayrıca doğal kaynakların daha
az tüketilmesine katkı sağlamayı planlamak, gerçek ihtiyacı giderecek kadar su, elektrik ve ısınma
kaynağı kullanmak, tüketimde geleceği de düşünerek yapılacak tüketim örnekleridir. Bununla birlikte
ürün satın almalarında ortak markalama işaretlerini bilerek ürün seçiminde ve firma tercihinde bulunmak,
tüketimde sosyal sorumluluk bilincinin gelişmesine diğer örnek olarak verilebilir.

Bilinçli tüketici ve tüketici bilinci oluşturma sürecini ayrıntılı olarak


inceleyebilmek için Müberra Babaoğul ve Arzu Şener’in editörlüğünde 2007’de Ankara:
Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Basımevi’nde basılan “Hacettepe Üniversitesi
Tüketici- Pazar- Araştırma- Danışma Test ve Eğitim Merkezi Tüketici Yazıları (I)” adlı
kitabı ve Müberra Babaoğul ve Arzu Şener’in editörlüğünde 2010’da Ankara: Hacettepe
Üniversitesi Hastaneleri Basımevi’nde basılan “Hacettepe Üniversitesi Tüketici- Pazar-
Araştırma- Danışma Test ve Eğitim Merkezi Tüketici Yazıları (II)” adlı kitabı
okuyabilirsiniz.

İlgili kitaplara aşağıdaki adreslerden de ulaşabilirsiniz. Hacettepe


Üniversitesi Tüketici- Pazar- Araştırma- Danışma Test ve Eğitim Merkezi Tüketici Yazıları
(I), http://www.tupadem.hacettepe.edu.tr/tuketici_yazilari1.pdf Hacettepe Üniversitesi
Tüketici- Pazar- Araştırma- Danışma Test ve Eğitim Merkezi Tüketici Yazıları (II),
http://www.tupadem.hacettepe.edu.tr/tuketici_yazilari2.pdf

Tüketimde Etik İlke Bilinci


Ahlâk, insanların, bir toplum içinde uyumlu yaşamaları için kendilerine göre belirledikleri ilkeler
bütünlüğü ve insanların toplum içindeki davranış, eylem ve birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlemek
amacıyla kabul edilen ilkeler topluluğudur (Çüçen, 1999: 283). Belli bir dönemde, belli insan
topluluklarınca benimsenmiş olan, bireylerin birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen törel davranış
kurallarının, yasalarının, ilkelerinin toplamı olarak ifade edilir (http://www.tdkterim.gov.tr, 05.04.2012).
112

 
Ahlâk nasıl yaşamamız gerekir sorusuna verilecek yanıtlar araştıran bir felsefe disiplinidir ve çıkış
noktası, insan eylemlerinin toplumsal hayata zarar vermeden düzenlenmesine dayanmaktadır (Tutar,
Yılmaz ve Erdönmez, 2003: 146).
Etik ise ahlâk felsefesi, ahlâk bilimidir. Etik; doğruyla yanlışı, haklı ile haksızı, iyi ile kötüyü, adil ile
adil olmayanı ayırt etmek ve doğru, haklı, iyi ve adil olduğuna inandığımız şeyleri yapmaktır. İnsan
eylemlerinin ahlakî olarak nitelenebileceği koşulları bir araya getiren etik, insan pratiği bağlamında ahlâk
ve ahlâkilik ilişkisi üzerinde düşündürür (Pieper, 1999: 102).
Ahlâk; toplumdan topluma, toplum içindeki farklı gruplara, bu grupların farklı dinsel, cinsel, etnik
kimliklerine göre değişen yazılı olmayan, insanlar arasında uyulması gereken kurallara işaret eder
(http://www.etikder.org, 05.04.2012). Felsefenin bir disiplini olan etik, ahlâkî eylemin bilimidir (Pieper,
1999: 22) ve daha soyut kavramlara dayalı, daha evrensel ve genel geçerliliğe sahip bir karakter taşır. Etik
kavramı ise yasalarla belirlenen tutum ve davranışlara ilişkin kuralları değil, belirli bir davranışı
gerçekleştiren kişinin gözönünde bulundurduğu ahlâkî, etik ilkeleri anlamı taşır (Güz, Küçükerdoğan,
Sarı, Küçükerdoğan ve Zeybek, 2002: 11). Etik ilke, etiğin genel değerler sistemi ve amaçlarını
tanımlayan, verilen kararların bu ilkelere uygunluğu için rehberlik eden mekanizmadır ve etiğin
kurumsallaşmasına ışık tutar (Aktuğlu, http://cim.anadolu.edu.tr, :97, 15.02.2009). Etik ilke bilinci,
tüketim sürecinde yer alan ve tüketimi etkileyen tüm öğelerin birlikte ele alınarak değerlendirilmesini
gerekli kılar.
Etik, etkili kararlar verebilme yanında faaliyetleri belirleme ve yönlendirmede rol oynar ve tüketici
davranışlarının tüm öğeleri ile yakından ilişkilidir. Etik beklenti ve değerlendirmeler, tüketici kararlarında
kullanılan satın alma ölçütlerinden bir tanesidir. Tüketici etiği, mal ve hizmetlerin elde edilmesi,
kullanılmasında bireylerin ve grupların davranışlarına rehberlik eden ahlâkî ilkeler ve standartlar olarak
tanımlanabilir. Tüketici davranışlarında etik yaklaşım için yaşanılan ya da sahip olunan kültürün çok
önemli rolü vardır. Kültür, bireylere kimlik duygusu kazandırmakta ve toplumda kabul edilebilir
davranışların anlaşılmasını sağlamaktadır (Engin, 2011: 23, 25).
Tüketicilerin bilinçlenmesi, kendilerini doğrudan etkilemeyen konularda bile daha sorumlu
davranmaya başlamalarına neden olmaktadır (Strong,1996:6). Bu çerçevede sosyal konularda bilinçlenen
tüketiciler, etik tüketim kavramını da beraberinde getirmektedir. Etik tüketim, tüketicinin seçme hakkını
etik olarak üretilen, topluma veya çevreye zarar vermeyen mal ve hizmetlerden yana kullanmak olarak
tanımlanabilir. Etik tüketim davranışı, etik satın alma davranışından adil ticarete, tüketici boykotlarından,
işletmelerin çevre politikalarına kadar birçok konuyu kapsar (Harrison, Newholm ve Shaw, 2005:2).
Tüketicilerde etik ilke bilinci geliştikçe tüketici eğilimlerinde de değişmeler yaşanmaktadır. Tüketiciler
satın alma tercihlerinde toplumsal sorumluluklarını öne planda tutarak daha seçici ve daha duyarlı
davranmaktadır. Pazarı kendi isteği doğrultusunda yönlendirebilmenin elinde olduğunun farkında olan
bilinçli tüketici, artık bilinçli tüketicilik ilkelerine, etik tüketici olmanın insan ve çevre boyutunu da
eklemekte, böylece tüketim tercihlerinde sosyal sorumluluk bilincini ve etik değerleri ön plana
çıkarmaktadır (Hekimci, 2007: 15).

Günlük ihtiyaçlarınızı karşılamak amacıyla satınaldığınız ürünlerin


elde edilmesi, kullanılmasında davranışlarınıza rehberlik eden ahlakî ilkeler ve standartlar
nelerdir? Tartışınız.

113

 

You might also like