You are on page 1of 3

Geçtiğimiz aylarda sanat ve teknoloji dünyasında önemli bir

gelişme yaşandı. İlk kez yapay zekanın ürettiği bir portre


açık arttırmayla Christie’s müzayede evinde 432.500 dolara
satıldı.

Adı “Edmond Belamy’nin Portresi” olan bu resim, Paris’te


bir sanat kolektifi olan Obvius adlı bir ekip tarafından
yaratıldı. Hugo Caselles-Dupré, Pierre Fautrel ve Gauthier
Vernier’den oluşan ekip, porteyi Üretken Çekişmeli Ağlar
(GAN-Generative Adversarial Network) metodu ile üretti.

Yapay zekanın her türlü yönünün tartışıldığı şu günlerde, bu


olay beni bir sanat tarihçisi olarak oldukça heyecanlandırdı.
Ben de yapay zekanın ürettiği ve gelecekte üreteceği
eserler için “Edmond Belamy’nin Portresi”ni referans alarak
ileride ne gibi sanat tarihi metodları, kuramları, soruları ve
sorunları çıkar diye biraz düşünmek istedim. Sanat
tarihinde metod ve kuramlar tarihine bakıldığında bir sanat
eserini incelemek için genel olarak birkaç konunun özellikle
incelendiğini görürüz. Bunların başında sanatçının kimliği,
hamisinin kim olduğu, kullanılan teknik, tarihsel bağlam,
sosyal, politik ve ekonomik gelişmeler ve stil gibi konular
gelir. Kullanılan metodolojiye göre de, örneğin,
formal/biçimci veya bağlamsal gibi, sanat eserinin
değerlendirilmesi belli bir yönde yapılır. Özellikle 19.
yüzyıldan günümüze kadar da sanatçının kimliği ve sanatsal
stillerin sınıflandırılmasında çeşitli yöntemler tartışılmış ve
her sanat tarihçisi aldığı kuramsal eğitimin şekline göre
sanat ve mimari eserlerini kendine göre değerlendirmiştir.
Değişik sosyal ve kültürel coğrafyalarda da sanat eserleri
genel olarak belli şekilde değerlendirilir. Örneğin,
Türkiye’de sanat tarihinin tarihine baktığımızda, geleneksel
anlamda daha biçimci bir yaklaşım sahiplenilirken,
Amerika’da eserin üretildiği tarihsel bağlam, genelde
sanatsal değerlendirme yöntemlerinin ayrılmaz bir parçası
olagelmiştir.

“Edmond Belamy’nin Portresi”ne dönecek olursak, bunu


sanatsal yönden incelemek için bildiğimiz geleneksel sanat
tarihi metodu sorularını sormak epey zorlaşıyor. Ben de
kendimce bir ilki gerçekleştirip yapay zeka ile üretilen bir
sanat eserini geleneksel sanat tarihi sorularını sorarak
aşağıda değerlendirmek istiyorum.

Sanatçı, Kimlik ve İmza Meselesi

“Edmond Belamy’nin Portresi”nin sanatçısı tam olarak kim?


Yapay zeka mı, yoksa onu geliştiren ekip Obvious mu?
Kimdir bu Edmond Belamy? Eserin sol alt yanında adeta
bilimsel bir formül gibi bir “imza” ya da elektronik imza
yerine geçen bazı denklemler yer alıyor—ki bu benim için
işin en eğlenceli bölümü. Bu imza tam olarak ne ifade
ediyor teknik olarak bilemiyorum, ancak yapay zekanın
kimliğini anlatmaya yeter bir ifade gibi görünüyor. Bu aynı
zamanda birkaç konuyu daha beraberinde getiriyor. Yapay
zekanın üretimi olan sanat eserlerini değerlendirmek
isteyen bir sanat tarihçisi bu teknolojinin dilinden, yani yeni
bir sanat dilinden anlamalı. Sanat tarihi eğitimin altyapısını
tümüyle değiştiren bir gelişme bu aslında. Belki de
gelecekte bilgisayar mühendisliği gibi bölümlerin yan dalı
olarak üniversitelerde “Yapay Zeka Sanat Eserleri Tarihi”
gibi bir bölüm de olur, kim bilir.

image
Bu eser, aynı zamanda sanat nedir, ne içindir, gibi tartışmalı
sorulara da yeni bir bakış açısı getiriyor. Sanat duyguların,
belli mesajların iletildiği bir yol ve en azından belli bir bilinci
olan “organizmanın” üretimi ise, yapay zekanın ürettiği
“şey”in ne ifade ettiğini sormak gerekiyor. Bunu
anlamlandırmaya gerçekten gerek var mı bilemiyorum,
fakat bana göre insan eliyle yaratılmış da olsa bir
“makine”nin ürettiği “eser”in de bana göre bir
değerlendirmesi yapılmalı. (İşte yine yeni bir sorun daha
ortaya çıktı! Bu portreyi değerlendirirken kullandığım ya da
kullanmaya çalıştığım dil beni zorluyor ve ben de kelimeleri
ancak tırnak içine alarak şimdilik bu zorlukla baş etmeye
çalışıyorum.)

Hami, Stil, Estetik ve Etik

Sanat eserleri genelde eseri sipariş ve finanse eden haminin


kimliğini, sosyal ve politik konumunu ve yaşadığı dönemi
değerlendirerek de yorumlanır. Peki, “Edmond Belamy’nin
Portresi”nin hamisi kim? Obvious mu, ya da varsa,
Obvious’u finanse eden kişi veya kurum mu? Bu sorulara
geçmeden önce, sanatçımız yapay zekanın, ki bir adı var mı
bilmiyorum, ürettiği bu tablonun stilini geleneksel olarak
değerlendirmeye çalışalım. Öncelikle bir portre olmasına
rağmen, Edmond Belamy’nin yüzünü tam seçemiyoruz. Yüz
hatları belli belirsiz olan Edmond, stilsel olarak Barok ile,
Empresyonist ve belki çok çok az da olsa erken Kübist bir
stilde yapılmış görünüyor. Bildiğim kadarıyla “sanatçımıza”
birçok portre önceden “yüklenmiş” ve kendisinden
kendisine göre bir portre üretmesi beklenmiş. Sonucun
bildiğimiz stillerden farklı ama onları da anımsatıyor olması
bu sebeple olabilir. Yine de geleneksel sınıflandırmayla
adlandırılmış sanatsal dönemlerin kendi türleri içinde,
göreceli olarak sonlara doğru üretilen stillerin, yapay
zekanın üretimi olan bu ilk portede ilk “stil” olarak
kullanılması ilginç. Acaba sanatçımız bunu bir tarz olarak
benimseyip, bir sonraki çalışmalarında da buna benzer
stilde eserler üretecek mi?
Gelelim eserimizin estetik değerlendirmesine. Sanat
tarihçisi olarak bir eseri güzel ya da çirkin şeklinde
değerlendirmeyi yanlış buluyorum. “Edmond Belamy’nin
Portresi” ise estetik yönden genel kabul görmüş olguların
bana göre çok ötesinde olduğu için, eserin güzelliğinden
ziyade, böyle bir teknolojik oluşumun bir sanat eseri
üretmesinin güzelliğine bakılmalı. Ama şimdilik. Eğer ileride
gerçekten “fikri hür” ve daha gelişmiş sanatçılar çıkarsa, o
zaman bir kıyas da söz konusu olacağından, ona göre bir
değerlendirme yapılacağı kanısındayım.

Etik olarak bir sanat eserinin izinsiz çoğaltılması,


kullanılması uygunsuz ve sanatçının fikir haklarının
korunması söz konusu iken, yapay zekanın ürettiği bir
eserin fikir mülkiyet hakları nasıl aranmalı? Burada yasal
yollara başvurulduğunda, ne gibi yaptırımlar uygulanmalı?
Hukuk sistemleri içinde bu türlü sorunlar için ne gibi yeni
yasalar geliştirilmeli? Örneğin, bilirkişi raporuna gerek
olduğu zaman, kim, nasıl, neye göre değerlendirecek? Her
yapay zekanın sanatının stili farklı ve kendine özgü mü
olacak? Bir eserin ilk kopyası mı, yoksa bir yazıcıdan
çoğaltılmış her kopyası da aynı değerde mi olacak?

Hami ile ilgili sorular ile bağlantılı olarak da belki de bu


portrenin bir müzayede şirketi tarafından oldukça yüksek
bir meblağda satılmış olmasına değinilmeli. Eğer bu eserin
üretiminde “sanat sanat içindir” anlayışını baz alırsak,
eserin alıcısı bir anlamda hami olarak değerlendirilmeli.
Alıcının kimliğini bilmiyorum. Ancak ben olsam kesin ben de
o kadar parayı bu esere verirdim. Bir kere her şeyden evvel,
estetik güzelliği açısından olmasa da, bu eser bir ilk olması
bakımından eşsiz. Eşsizlik, biriciklik de bir sanat eserini
sanat eseri yapan unsurlardan biridir. Sanat eseri olduğu
iddia edilen her eser, sanat eseridir, diye kabul edersek bu
portre kanımca eşsiz bir sanat eseridir. Tarihsel anlamda da
gerçekten olağanüstü bir devrim ve insan aklının yol açtığı
ve sınırları, gelişimi henüz öngörülemeyen bir sanatsal
sürecin başlangıcıdır.

Teknoloji ve sanat her zaman birbirini besleyen iki iç içe dal


olmuştur ve “Edmond Belamy’nin Portresi” de geçmişten
bugüne süregelen bu ilişkinin bir sonucu. Geçmişte
dünyanın güneşin etrafında spiral bir biçimde döndüğünün
keşfedilmesi, fotoğraf makinesinin icadı, izafiyet teorisi gibi
bilimsel ve teknolojik gelişmeler sanatçıları her zaman
etkilemiş ve yeni sanat akımlarının doğmasına yol açmıştır.
Bakalım yapay zeka sanatı gelecekte (insan) sanatçılara
nasıl ilhamlar verecek?

You might also like