You are on page 1of 2

RUSYA’NIN DOĞU POLİTİKASI

Rusların 1552 yılında IV.İvan’ın Kazan’ı ele geçirmesiyle birlikte başlayan rus yayılmacılığı yıllar
içerisinde hızla devam etmiştir.1584 yılında 2.400000km2 toprak genişliği olan Rusya 300 yıl sonra her
yönde toplam toprak genişliğini neredeyse 7 katına çıkarmış durumdaydı.Bu emperyal yayılmanın da
korkuttuğu bazı kesimler olacaktı bu kesimlerden en önemlisi Rusya’nın güneyinde bulunan Britanya
Hindistanı yani ingilizler’di.Rusların tarih boyunca bu emperyal yayılmasının ana sebebi özellikler 18.yy
ortalarından itibaren sıcak denizlere ulaşmak olmuştur.

ÇARLIK DÖNEMİ DOĞU POLİTİKASI

1850’lerden itibaren Rus Çarlığı Batıda Alman ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Güneyde ise
Fransa,İngiliz ve Osmanlı İmparatorluklarının varlığından ötürü yayılmacılığı duraksamış ve
politikalarını uygulayamamıştır.Özellikle 53-56 Kırım savaşında alınan mağlubiyet sonucu Çarlığı
Doğu’ya yönelmeye sürüklemiştir.Rusya’nın Doğudaki ilerleyişi 1850’lerden itibaren daha da hız
kazanmış 1855’te Kurill adalarının güneyinden adalar zincirini ele geçirdiği görülür.Politikaların asıl
amacı Mançurya Bölgesini ele geçirip oradan koreye hakim olmak ve sıcak denizlere ulaşmaktır.
Çarlığın yayılmacı doğu politikaları hiç beklenmedik bir imparatorluk haline gelen Japonya nedeniyle
sekteye uğramıştır.Japonlar 1855 yılında Amerikan ve rus donanmalarının japonyayı ziyaret etmesiyle
ne kadar geride olduklarını ne kadar zayıf olduklarını farketmişlerdir .1868 yılında başlatılan “zengin
ülke zengin ordu”sloganı Japonya’da modernizasyonu başlatmıştır. Bu gelişmelerde sonra bir ada
ülkesi olan Japonya topraklarının yüzde 75 i dağlık alanlardan oluştuğu yüzde 25’inin sadece tarım için
kullanabildiklerinden ötürü kapasitelerini sınırlıyordu. Bu sıkışmışlıktan kurtulmak için Japonya
kendine Asya’da bir yaşam alanı bulma içerisine girmiş ve Çin denetiminde olan koreyi ilhak
etmiştir.Bu tür gelişmelerin sonucu olarak çarlık rusyasının politikalarının bir bir denize düşmesini
göstermiştir ve yeni bir düşmanın yani japonyanın bir güç olarak karşılarına çıkmasını doğurmuş ve
1904-1905 Rus Japon savaşının kıvılcımlarını atmıştır. Bu savaşta ruslar hiç beklenmedik bir şekilde
yenilmiş ve doğudaki ilerlemeleri birnevi japonlar tarafından durdurulmuştur. Bu gelişmelerin
ardından gelen birinci dünya savaşı ve savaş esnasında Lenin önderliğinde gerçekleşen Bolşevik
Devrim Rusya’yı savaştan çekilmesini ve kendi iç meseleleriyle uğraşmasına gitmiştir.

SOVYETLER DÖNEMİ UZAK ASYA POLİTİKASI

1917’de Bolşevik Devrimiyle oluşan iç savaş ve karmaşıklık Rusya’yı Dünya savaşından çekilme ve
sonrasında 1925 lere kadar dış politika alnmak istenen kararları geciktirmiştir.Bılşevik devrimiyle
birlikte Japon ordusu komünist yayılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış ve Sibirya bölgesinin ya ele
geçirilmesi ya da tampon bir devlet kurulmasını gerektiğini savunmuşladır.Bu durumlardan ötürü
Japonya Mançurya bölgesini 1931’de ilhak etmiş ve Asya’da kendini bir süper güç olarak
tanımlamıştır.İkinci dünya savaşıyla birlikte Sovyetler Batı’da almanlarla çetin mücadeleler sonucunda
savaştan kazanan devlet ünvanıyla çıkmıştır.Savaş sonrası dönemde Japonya’nında ağır yenilgileri
sonucu Japon yayılmacılığı durdurulmuş Doğu’da artık baş düşman Japon değil Çin olmuştur.Sovyetler
birliği Asya Politikası 3 temel etken üzerinden şekillenmiştir.Pasifif okyanusunda bulunan Sovyet
donanması için güvenli bir ortam oluşturmak,Güney kanatlardaki ülkelerde komünist rejimlerin
kurulması ve bunların muhafaza edilmesi.

SOĞUK SAVAŞ SONRASI DÖNEMDE RUSYA’NIN ASYA POLİTİKASI

1980’lerden itibaren dalgalanmaya başlayan SSCB 1989 Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla bir takıma iki
kutuplu dünyadan yenik ayrılmıştı.Ardından 1991 yılı ile birlikte SSCB’nin dağılmasıyla birlikte RUSYA
diğer cumhuruiyetlerin yanısıra yoluna tek başına devam edecektir.Bu dönemin başlarında Rus dış
politikasının birinci hedefi batı ile ilişkileri iyileştirmek ve ekonomik örgütlere katılmak olmuştur.1995
yılından itibaren Rus dış politikasında Batı’ya alternatif olarak Avrasyacılık jeopolitiği önem kazanmış
ve olası bir Batı ile girişilecek bir buhranda alternatif olarak Avrasyacılık jeopolitiği gündeme
oturmuştur.Bu bağlamda Rusya Doğu’da bir Moskoca-Tokyo merkezli bir çözüm arayışı içine girmek
istemişse de güneyinde 90’lardan itibaren hızla büyüyen bir Çin’i görecekti.Bu bağlamda Rusya Çin’i
de Doğu politikası içine almıştır Batı’ya karşı bir alternatif olarak Çin’i de görmüştür.Bu bağlamda da
Çin’in de bir bağlamda Rusya’ya ihtiyacı vardır. Çin’in yükselen enerji taleplerinden ötürü enerji
kaynakları kendi kendine yetmez olmuş ve dışarıya bağımlı hale gelmek zorunda kalmıştır.Rusya
tarafından ise yükselen bir Çin olması demek bir çok ithalatı Çin pazarından yapabileceğini işaret
ediyordu. SSCB Sonrası her ne kadar Batı ile ile ilişkiler geliştirilmek istense de alternatif ilişki ve doğu
politikasına dönüş niteliğinde Japonya ve çin köprübaşı görevi görmüşlerdir.

PUTİN DÖNEMİ RUSYA’NIN JAPONYA POLİTİKASI

Putin Dönemi Japonya politikası birnevi Yeltsin Döneminden miras alınmış gibi devam ettirilmek
istenmiştir.Putin 2000 yılında başkan seçilmiştir. 2001 yılında Japonya ile Sibirya zirvesinde adalar
sorununu gündeme alınmış ama Japonya tarafından hoş karşılanmamış ve rafa kaldırılmıştıAncak 2001
yılında Japonya’da başbakan değişikliği ile birlikte göreve Koizumi gelmiş ve Rus-Japon eski sorunları
rafa kaldırılmış yeni bir başlangıç yapılmıştır.2003 yılında putin ile kouzimi moskova da bir araya
gelerek sınır sorunlarına bir çözüm bulmak istemişse de yine sonuçsuz kalmıştır.

PUTİN DÖNEMİ RUSYA’NIN ÇİN POLİTİKASI

Putin göreve geldiğinde ilk iş olara ABD’ninkurmak istediği ABM anlaşmasından çekilme konularıyla
uğraşmak oldu.ABD’nin ortaya atmış olduğu avrupa merkezli füze savunma sisteminin Uzakoğu
ayağını Japonya ve tayvan oluşturuyordu ve bu durum çin tarafından hoşnutsuzca
karşılanmaktaydı.Buna karşı olarak Putin ve Jiang zemin yaptıkları ortak açıklamada Abd’nin kurmak
istediği savunma sistemini tek taraflı olarak askeri ve güvenlik alanlarında üstünlüğü ele geçirmek
olduğunu açıkladılar.Çin’i Rusyaya yaklaştıran bir başka olay ise Nato’nun Kosova harekatı olmuştur.Bu
harekatta NAto uçaklarının Çin Belgrat büyükelçiliğini yanlışıkla vurması çin yönetimini abdye karşı
mesafeli olmaya itmiştir.Ayrıca Rusların Çeçen sorunuda avrupa tarafından ele alınmış Çin devlet
başkanı Jiang yaptığı açıklamada Çeçen sorunu Rusya’nın kendi iç meselesidir yabancı güçlerin buraya
müdahale hakkı bulunmadığını belirtmiştir.Bu gibi politikalar Rusya ve Çin arasında yaşanan
yakınlaşmanın temel nedenleridir.

You might also like