Professional Documents
Culture Documents
Asya-Pasi̇fi̇k Sunumlar
Asya-Pasi̇fi̇k Sunumlar
• ABD'nin Soğuk Savaş döneminde baskın güç olması ancak Çin'in yükselişi;
• - Modern Asya Pasifik, Avrupa'da geliştirilen Westfalya sistemine dayalı devletler şeklinde
düzenlenmiştir;
• - Çin, devlet ya da egemen güç olmaktan ziyade medeniyet olarak işlev görmüştür;
• Yakın çevrede, özellikle Kore ve Vietnam'da, etkili olması; sadece kültürel değil, Çin'e vergi
ödenmesi;
• Japonya üzerinde baskın kültürel etken olmaya çalışması ancak Japonya'nın kendisini dış
dünyadan soyutlama politikası izlemesi;
• İslamiyet'in bölgeye (Endonezya, Malezya ve Güney Filipinler) gelmesi ve tek bir medeniyetin
baskın olmaması;
• Güneydoğu Asya'da önemli siyasi topluluklar;
1. Angkor, Champa (bugünkü orta ve güney Vietnam'da),
2. Srivijaya ve Majapahit (bugünkü modern Endonezya'da),
3. Pagan (bugünkü Burma'da) ve Sukhothai ve Ayutthya (bugünkü modern Tayland'da);
Emperyalizm Dönemi
• Ticaret ve yerel yöneticilerle işbirliği yoluyla 15'yy dan itibaren Avrupa etkisi: Hollanda
Birleşik Doğu Hindistan Şirketi;
• Bölgeye müdahale eden en eski Avrupalı güç: Portekiz; Spice Adalarına (Moluccas ya da
Malakku olarak bilinen);
• Doğu Hint adalarına ve Japonya'ya (1639'dan sonra Nagasaki'de kurulmasına izin verilen bir
yerleşim yerine sahip olması) uzanması;
• askeri yenilgiye uğraması, diplomatik ilişkilerde muhatabını eşit kabul etmek zorunda kalması,
• Çin iç işlerine müdahale ve Batı ile bağımlılık ilişkisi içerisine girmesi;
• Batılı güçlerin Çin'in farklı bölgelerinde nüfuz alanları kurması;
• Yangtze vadisinde ve Hong Kong'da İngiltere;
• Yunnan'da Fransa Shantung yarımadasında Almanya
• Japonya'nın güçlü Batı baskısına maruz kalması;
• Batılı güçlerle adil olmayan anlaşmalar imzalaması;
• amaç; Batılı güçlerin mütecaviz hareketlerine direnmek ve Batılı güçlerle onların dilinden
rekabet etmek;
• Çin üzerinde hakimiyet kurma yarışında Batılı güçlere katılması ve Rusya ile Kuzeydoğu
Asya'da güçlü bir rekabete girişmesi;
• İngiltere'nin Burma, Malay Yarımadası, Singapur ve Kuzey Borneo'da sömürgeci güç olması;
• Güneydoğu Asya'da sadece Tayland'ın sömürge olmaması; nedeni; İngiliz ve Fransız sömürge
alanları arasında tampon bölge olması;
• Mevcut sömürge sistemine en büyük meydan okuma Japon yayılmacılığına karşı olmuştur;
• Japonya'nın İngiltere, Hollanda ve ABD sömügelerini işgal etmesi ancak 1945'te yenilmesi;
İKİNCİ SLAYT
1945-1989 Dönemi
• 1949 yılı sonlarına doğru komünistlerin Çin ana karanın tamamını kontrol altına alması;
• 1950-1953 Kore Savaşı: BM'nin yetkilendirdiği ABD güçlerinin Güney Kore'ye yardım etmesi;
• 1950'ler ve 1960'lar boyunca Japonya'nın Asya-Pasifik bölgesinde önemli bir güç olarak
ortaya çıkması;
• Japonya'da önemli oranda ABD güçlerinin bulunması ve Okinawa'nın 1972'ye kadar ABD
kontrolünde kalması;
• Kore savaşı sırasında ABD'nin arka bahçesi ve Vietnam savaşı sırasında ABD'ye düşük destek;
• Sukarno'nun Eylül 1965'te darbe ile düşmesi ve Suharto'nun anti-komünist olması ve Malezya
ile çatışmanın sona ermesi;
• ABD, "tek bir Çin" ilkesini benimsemiştir ve Tayvan sorununun barışçıl çözümü konusundaki
düşüncesini yinelemiştir;
• ABD ve ÇHC'nin 1979 yılına kadar resmi diplomatik ilişkiler kurmaması. Nedeni; ABD'nin Çin
Cumhuriyeti'ni (Tayvan) tanıması sebep olmuş ve taraflar arasında karşılıklı güvenlik
anlaşması sona ermiştir;
• SB'nin Vietnam'ı desteklerken; Çin'in Vietnam karşıtı direniş tarafında yer alması;
• 1989 Çin-Sovyet yakınlaşması; çatışmayı çözmek için bir çerçeve üzerinde uzlaşılması;
• Okiwana'nın 1972'de Japonya'ya geçmesi ancak ABD'nin bölgedeki en büyük üssü olmaya
devam etmesi;
• Japonya'nın ekonomik kalkınmasının diğer Doğu Asya ülkeleri için model olması;
• Asya Kaplanlarının (Güney Kore, Tayvan, Hong Kong ve Singapur) ortaya çıkışı;
• hükümetlerin ekonomiyi canlandırmada aktif rol oynaması; ihracata dayalı sanayileşme; çok
yüksek büyüme oranları
• Endonezya'nın Doğu Timor'u kendi toprağı haline getirmek istemesi ve radikal milliyetçi
hareket Fretilin'e yönelik güçlü halk desteği;
• Endonezya'nın 1975'te bölgeyi işgal etmesi ve 27. eyaleti olarak topraklarına dahil etmesi;
• Güneydoğu Asya ülkelerindeki pek çok topluluk, kendilerini, kendi haklarına sahip ve
kendilerine ait ülkelerini kurmak isteyen milletler olarak görüyor;
• Burma'da çeşitli halkların (Karen, Kachin, Wa ve Mon) Rangoon hükümetine karşı çıkması;
• 1989'da Berlin Duvarının yıkılışı ve Soğuk Savaş'ın bitişi ve de Asya-Pasifik için sembolik bir
gelişme.
ÜÇÜNCÜ SLAYT
Modern Asya-Pasifik'in Başlıca Özellikleri Politik ve ekonomik sistemler, toplum türleri, kültürel ve
temel değerler ile ilgili önemli ölçüde farklılıklar;
Siyasal Sistemler
• Çin ise Çin Komünist Partisinin önderliğinde otoriter bir siyasi sistem;
Antikomünizm ve ordu desteği temelinde otoriterliğin Suharto'nun Yeni Düzen İdaresi altında
1998'e kadar devam etmesi;
"Güçlü adam" Hun Sen yönetimindeki Kamboçya görünüşte demokratik ama aynı zamanda
otoriter uygulamalara sahip;
Vietnam'da idare alanında reformlar olurken, Kuzey Kore dünyanın tek Stalinizm kalıntısı
ülkedir;
Ekonomik sistemler
ABD ve Japonya; ileri seviyede endüstriyel ekonomiye sahip; ABD aynı zamanda büyük bir
tarım üreticisi;
Çin
Kapsamlı ancak devlet yanlısı ve yavaş ilerleyen önemli bir özel sektöre; büyük bir işçi temelli
ekonomiye sahip; yükselen bir ekonomik güç;
Kuzeydoğu Asya'da Güney Kore ve Tayvan: yakın zamanda endüstrileşmiş ülkelerdir ve Japon
kapitalizm modeline yakındır;
Avustralya ekonomik yaklaşım olarak ABD'ye daha yakın ve önemli bir tarım üreticisi;
Singapur
Bu ülkelerde bir miktar petrol ve gaz bulunmakta; Bruney petrol zengini küçük bir ülke;
• reformlardan uzak
Toplum Çeşitliliği
küçük şehir elitleri ulaşım ve idari merkezler olarak işlev gören şehirlere yerleşmiştir;
Çin ve ASEAN kurucu üyeleri: üçüncü dünya statüsünden çıkan veya çıkmakta olan ve gelişmiş
ülkelerin bazı özelliklerine sahip ülkeler;
o Javalı'lar Endonezya'daki en büyük etnik grup, ancak takımadalar boyunca birçok farklı etnik
grup yer almakta;
o Filipinler'de güneyde Müslüman halkların bulunduğu yer en bariz ayrık grubu temsil etmekte;
Asya-Pasifik bölgesinde temsil edilen medeniyetler: Batı, Çin, Japon ve İslam medeniyetleri;
Hindu ya da Hint uygarlığı da bölgede bir etkiye sahiptir;
Hint uygarlığı birkaç Güneydoğu Asya ülkesinde önemli bir etkiye sahip;
ve Ortodoks Rus uygarlığı da Rus Uzak Doğusunda etkilidir;
Çin uygarlığı Kore ve Vietnam gibi komşu ülkeler üzerinde;
Endonezya ve Malezya'da Müslüman nüfusun fazlalığı;
Filipinler, Myanmar, Tayland, Kamboçya, Singapur ve Çin'de Müslüman azınlıklar;
DÖRDÜNCÜ SLAYT
GÜNEYDOĞU ASYA
• Dünya nüfusunda önemli bir paya sahip olması: 600 milyonun üzerinde nüfus;
• Kara kısmında yer alan ülkeler: Tayland, Vietnam, Kamboçya, Laos ve Myanmar.
• Odak nokta: yerel ve uluslararası gerilimler, bölge devletleri ve toplumlarına nasıl yansıdığı.
• Ortak sınırlar (mülteci, yasadışı göç ve suç faaliyetleri gibi) insanların hareketi ile ilgili çeşitli
sorunlara yol açmakta.
• Çin, Güneydoğu Asya, Doğu Asya’daki üstünlüğümü bir bütün olarak koyma hedefi
açısından önemli;
Toplum-Devlet Gerilimleri
Farklı dini veya etnik gruplar arasındaki gerilimler: Malaku, Kalimantan ve Orta Sulawesi,
ayrılık iddiası içermemekte.
1976 Trablusgarb anlaşması, siyasi özerklik sözü verilmesi ve ancak bunun uygulanmaması;
Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi, 1996’da özerk bölgeyi kabul etmiş ve Bangsa Moro ordusu
Filipinler güvenlik güçleri içerisinde eritilmiş;
Moro İslami Kurtuluş Cephesinin 1996 yılında silahlı mücadeleye devam etmesi;
Barış müzakereleri ve Ocak 2014’te Mindanao’da özerk bir Müslüman bölge olarak
Bangsamoro’nun kurulması için bir anlaşma;
Güney Filipinler’de çatışmaya katılan bir diğer grup 1991’de kurulan Abu Sayyaf grubudur.
El Kaide ile bağlantılı 2014’te İslam Devletine bağlılığını ilan etmesi: Filipinler’de Müslüman
hareketin temsilcisi olmasının önüne geçmesi.
Doğu Timor’da kurumlar demokratik yapılanmış ancak derin kökleri yok: İşsiz gençler ve
güvenlik güçleri arasında anlaşmazlıklar.
Açe’yi bağımsız bir devlet olarak konumlandırarak İslami ilkelere göre yönetme;
Malezya’da İslam Devleti Fikrine ana destek Malay merkezli PAS’dan gelmiştir (Parti İslam Se-
Malaysia).
UMNO iktidarındaki Barisan Nasional (Ulusal Cephe) Malaylar için ayrıcalıklı bir siyasi
pozisyonu desteklemekte.
DEVLETLERARASI İLİŞKİLER
BEŞİNCİ SLAYT
• ASEAN
• APEC
ANARŞİ;
• Komünizm tehdidi;
• İç sorunlar;
SİSTEM
ÖZETLE;
ASEAN'ın kurulmasına yol açan sınır anlaşmazlıkları ve toprak talepleri gibi birçok faktörün
olduğunu ve bu faktörlerin ASEAN devletlerinin egemenliğinin zayıflığı ile ilişkili olduğu
söylenebilir;
• Ekonomik kalkınma ve
İşbirliğinin bu genel doğası nedeniyle, ASEAN, 1990'ların sonlarında çevre sorunları, Doğu
Timor ve ekonomik kriz gibi işbirliği gündeminde olmayan sorunlarla karşılaştığında etkisiz
kaldı.
Topluluk fikri ve ASEAN Tüzüğü çerçevesinde, ASEAN işbirliği çoğulculuktan devlet merkezli
dayanışmaya dönüşmüştür. Bunun üç önemli göstergesi;
Üye devletler birincil aktör olmaya devam etti ve STK'lar, doğal afetler gibi
geleneksel olmayan güvenlik tehditleriyle mücadelede devletlerin işbirliği
yapabileceği aktörler olarak görüldü.
Üye devletlerden bağımsız bir organın olmaması ASEAN'ın etkinliğini sınırladı: 1976'dan
beri TAC Yüksek Konseyi ve 2009'dan beri ASEAN İnsan Hakları Komisyonu;
• APEC'in kurucu üyeleri: Kanada, Yeni Zelanda, Güney Kore, ASEAN-6, Avustralya, Japonya
ve ABD'dir.
• 1993'te Meksika ve Papua Yeni Gine üye olurken; 1994'te Şili, 1997'de Peru, Rusya ve
Vietnam üye olmuştur.
• APEC, açık bölgeselcilik çerçevesinde üye ülkeler arasındaki ticari engelleri azaltmaya
çalışmıştır;
• Ör. Japonya, 1997'de APEC'in Erken Gönüllü Sektör Serbestleşmesi programındaki iki
sektöre katılmayı reddetmesiydi: balık ve balık ürünleri ile orman ürünleri;
• APEC, Asya Ekonomik Krizi (1998-1999) ile etkili bir şekilde mücadele edememiştir;
• APEC'in üye ülkelere somut fayda sağlamada bir zayıflığı ortaya çıkmıştır;
• Bu durum üye ülkelerin ikili ticaret anlaşmaları için birbirlerine yönelik tekliflerinin
popülaritesini artırmıştır;
• Zirve toplantıları siyasi meselelerin çözümü için geniş çapta dayanışma platformu;
• Eylül 1999'daki Auckland Zirvesi, Doğu Timor'a müdahalenin BM öncülüğünde olması için
gerekli siyasi desteği kazanmada bir araç olması;
• Ekim 2001'de Şanghay'daki zirve; Bush'un Asya-Pasifik ülkelerinden terörizme karşı savaşı
desteklemelerini istemesi;
• ASEAN himayesinde çok taraflı bir güvenlik forumu olarak işlev görmekte;
• Asya-Pasifik bölgesinde çok taraflı bir güvenlik düzenlemesi yapılması için çeşitli teklifler;
• 1990'da Avustralya Dışişleri Bakanının AGİT şeklinde bir yapılanma önermesi ve Kanada'nın
da benzer bir teklif önermesi;
ASEAN, Temmuz 1994'te Bangkok'ta yeni forumun kurulması için destek kazandı;
Forum başkanlığı yıllık temelde farklı ASEAN üyeleri arasında ve ev sahibi ülkenin dışişleri
bakanı başkanlığında yapılıyor;
önleyici diplomasi
uyuşmazlık çözümü
- Çin, Tayvan'ın gündemden uzak kalması şartıyla, forum bölgesel komşularla köprü kurmak için
zemin hazırlıyor;
- ABD, ABD'nin bölgeye katılımını ABD merkezliikili ittifaklar ağı yoluyla tamamlamada rol
oynayabilir;
ARF, Asya-Pasifik bölgesel güvenliğine düşük düzeyde katkı sağlıyor ve ASEAN'a odaklanıyor.
• Malezya'ya göre; Doğu Asya ülkelerinin çıkarlarını korumada APEC'den daha başarılı olacaktır;
• Önerilen grup: ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi diğer Batı ülkelerini dışlayacak.
• Japonya, ABD ile ilişkilere zarar vermek istemiyor ve diğer Doğu Asya ülkeleri de isteksiz;
• Malezya, Doğu Asya Ekonomik Grubu olarak tasarlıyor ancak geçerlilik kazanmıyor;
• Doğu Asya grubunun gelişiminde ASEAN Plus Three (ASEAN Artı Üç) diye bilenen ASEAN ile
Çin, Japonya ve Güney Kore arasındaki işbirliği önemli rol oynadı;
• Somut başarı APT Maliye Bakanları tarafından bir para takas anlaşması yapılmasıydı;
• Chiang Mai Girişimi (CMI) adıyla bilinen bu anlaşmaya Asya Kalkınma Bankasının Mayıs
2000'deki yıllık toplantısında varıldı;
• APT ülkeleri bir ülkenin para biriminin tehdit altına girmesi durumunda para transferlerinde
birbirlerine yardım edeceklerdir;
• 1998'deki Hanoi'deki ikinci APT Zirvesinde bir Doğu Asya Vizyon grubu oluşturuldu;
• 2001 raporu: Doğu Asya topluluğu kurmak amacıyla 2005 yılında bir Doğu Asya Zirvesini
önerdi;
• Zirve, Aralık 2005'te Kuala Lumpur'da düzenleniyor; yeni bir topluluğun ilan edilmesiyle
sonuçlanmıyor;
• Odak noktası Doğu Asya olmasına rağmen, bir Asya-Pasifik boyutu mevcut;
• APEC ile karşılaştırıldığında ABD, Doğu Asya Zirvesi'ne (EAS) kurucu üye değil;
Anakara Güneydoğu Asya, Tayland, Burma / Myanmar, Vietnam, Kamboçya ve Laos’u kapsamakta.
Sömürge döneminden önce Çin güçlüydü. Günümüzde bu durum tekrar geçerlilik kazandı.
Tayland’daki Müslümanların aşırı eylemlerini temsil eden Pattani Birleşik Kurtuluş Örgütü,
Tayland’dan ayrılmayı hedeflemekte.
1990’larda Ulusal Demokrasi Ligi’nin seçim zaferi ve askeri rejimin seçim sonuçlarını tanımayı
reddetmesi.
ASEAN’ın askeri rejim ile ilişki kurması ve Burmayı üye olarak alması.
ABD ve AB’den gelen baskılara 2010’lara kadar direnilmesi.
1932’de askeri darbe ile mutlak monarşi anayasal monarşiye dönüşmüş durumda.
1992’de demokratik seçimlerin askeri müdahale olmaksızın düzenli bir şekilde gerçekleşmesi.
Hem Vietnam hem de Laos, komünist rejimler olarak uzun süre merkezi ilkelere göre hareket
etmiş;
1991 sonrası Kamboçya şeklen demokratik olmuştur ancak hukukun üstünlüğü zayıftır;
DEVLETLERARASI İLİŞKİLER
• Tayland, Çinhindi’deki Vietnam (komünist) etkisinin genişlemesini kırmak için ABD ile
çalışmış.
• Kamboçya ihtilafının sona ermesiyle Tayland, Çinhindi’yi “savaş alanından bir pazara”
dönüştürme hedefini benimsemiş.
• Tayland, siyasi açıdan Hun Sen hükümeti ile ilişki çerçevesinde Kamboçya’daki etkisini
artırmış ancak Laos’da daha az etkili olmuştur.
• Uyuşturucu kaçakçılığı ve kadın ticareti Burma’da ortaya çıkmakta ancak Tayland’da hasara
neden olabilmekte.
• Tayland hükümeti, bu suç türlerine yönelik kontrollerini devam ettirmekte ancak Tayland’da
bu suç faaliyetlerinden çıkar sağlayan gruplar var.
• Tayland, askeri rejime baskı yapmanın yolu olarak Burma ile yapıcı katılımı desteklemekte.
• Mülteci meseleleri üzerinde önem artmıştır.
• Vietnam için sorun yaratmamaları ve her iki ülkedeki Vietnam yanlısı hükümetlerin varlığı
ideal koşul.
• 1975 Vietnam savaşının sona ermesinden bu yana Laos genellikle Vietnam yanlısı;
• Kamboçya ihtilafının 1991’de sona ermesinden bu yana Hun Sen Vietnam yanlısı olmamış
ancak Vietnam ile çatışmaktan kaçınmıştır.
• Kamboçya, 1990’ların başından beri Vietnam ve Tayland arasında pasif siyaset izlemiştir;
• ASEAN, Laos ve Kamboçya’ya daha esnek bağ kurma imkânı sağladığından bu ülkelerin birliğe
yakınlaşması kolaylaşmıştır;
YEDİNCİ SLAYT
GİRİŞ
• Güneydoğu Asya özelindeki büyük güç rekabetinin temelleri 2010’lı yılların başına
götürülebilir.
• Obama yönetimi, Güneydoğu Asya’yı Asya-Pasifik bölgesine yönelik açılımda merkezi bir
coğrafya olarak görmüştür.
• Çin yönetimi, Güneydoğu Asya devletleri ile ilişkilerin geliştirilmesini ve bölgedeki birçok
alanda Çin’in varlığının artırılmasını vurgulamıştır.
Trump, Çin’in Güneydoğu Asya da dâhil olmak üzere Hint-Pasifik bölgesinde yıkıcı bir ekonomik
model uyguladığı ve otoriterlikle bağlantılı yönetimleri desteklediğini iddia etmiş.
• Seyir Özgürlüğü Operasyonları ile ABD, bölgedeki askeri varlığını güçlendirmeyi amaçlamış ve
müttefikleri ile ortaklarının katılımını teşvik ederek Güney ÇinDenizi’nde Çin üzerinde daha
fazla baskı yapmaya çalışmıştır.
• Pekin yönetimi, ekonomi alanında kapsamlı yatırımlar yapmış, askeri faaliyetlerini artırmış ve
Güney Çin Denizi’nde yapay adalar inşa ederek nüfuzunu denize doğru genişletmeye ve
egemenlik iddialarını daha güçlü bir şekilde ifade etmeye çalışmıştır.
• Güneydoğu Asya’da ABD ile Çin arasındaki rekabetin hem kıtasal hem de denizcilik olmak
üzere iki yönü bulunmaktadır.
• Bunun yanı sıra, ABD ve Çin, Güneydoğu Asya’da devletlerarası iş birliğinin bir yansıması olan
ASEAN örgütü nezdinde etkinlik kazanmaya çalışmaktadırlar.
• ve Çin’in yükselen bir güç niteliği kazanarak uluslararası ilişkilerde daha etkili olmaya
başlaması.
• Obama, ABD’nin Güneydoğu Asya gibi Asya kıtasının alt bölgelerindeki meşruiyetini ve
bölgesel meselelerde söz söyleme hakkını güçlendirmeyi amaçlamıştır.
• Obama yönetimi, 2008 finansal krizinin olumsuz etkilerini giderme sürecinde Güneydoğu
Asya ülkeleriyle yeni ekonomik ortaklıklar geliştirmeyi ve bölge pazarında güçlü olmayı
tahayyül etmiştir.
• Obama, ABD destekli uluslararası kurallar ile normları ifade etmeyi, Güney Çin Denizi
uyuşmazlığı gibi bölgesel gerginlikleri etkili bir şekilde yönetmeyi ve kurallara dayalı bölgesel
düzeni güçlendirmeyi istemiştir.
• ABD, Güney Çin Denizi meselesinin uluslararası hukukun öngördüğü kurallar, seyrüsefer
özgürlüğü ve bölgesel düzende tek taraflı değişiklikler getirmeyen müzakereler çerçevesinde
çözülmesini savunmaktadır.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kamu Diplomasisi ve Eğitim ile Kültürel İşler Daireleri,
Güneydoğu Asya toplumları, kurumları ve medyanın farklı sektörlerine yönelik
ABD’nin faaliyetlerini anlatmayı amaçlayan etkinlikler düzenlemektedirler.
c) Dış yardımlar
d) Askeri İş birliği
Güneydoğu Asya ülkelerinin de taraf olduğu TPPA’ya dâhil olarak ABD, Güneydoğu
Asya’daki varlığını sağlamlaştırmayı ve Çin’in Güneydoğu Asya’daki ekonomik
yükselişine yönelik karşı bir hamle geliştirmeyi hedeflemiştir.
Trump yönetiminin Güneydoğu Asya’yı Çin’in tek taraflı hakimiyet tesis etmeye başladığı ve
Güney Çin Denizi’nde yapay adalar inşa etme gibi hukuka aykırı eylemler gerçekleştirdiği bir
bölge olarak gördüğü söylenebilir.
Bu nedenle Trump, Güneydoğu Asya’da Çin’in etkisini sınırlamayı ve Güney Çin Denizi’nde
Çin’in karşısında yer alan Güneydoğu Asya devletlerinin konumunu güçlendirmeyi
hedeflemiştir.
Trump’ın bu hedefi Güneydoğu Asya’nın ABD ile Çin arasındaki rekabette kilit bir bölge olarak
ortaya çıkmasına neden olmuştur
Trump dönemine ilişkin önemli bir husus ABD’nin Güneydoğu Asya’ya yönelik yaklaşımının belli
ölçüde deniz odaklı şekillenmesidir:
Güneydoğu Asya’daki ABD müttefikleri ile denizlerde tehditlerin tespitinden bilgi paylaşımına
ve problem çözmede iş birliğine kadar bir güvenlik iş birliğinin kurulması;
2012’de Çin Devlet Başkanlığı makamına gelen Xi Jinping ile Çin, Güneydoğu Asya’yı Asya Pasifik
bölgesinde ve uluslararası sistemde etkinliğini artırma sürecinde özel bir önem gösterilmesi gereken
stratejik bir bölge olarak görmüştür.
• Jinping yönetiminin Çin’in Güneydoğu Asya gibi yakın coğrafyalarda daha etkili olması
gerektiğini savunması.
• Çin, siyasi, ekonomik ve güvenlik alanındaki çıkarlarına saygı duyulmasının Güneydoğu Asya
devletleri tarafından bir davranış biçimi olarak benimsenmesini hedeflemektedir.
• Çin, 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu ile karayolları, demiryolları ve boru hatları gibi altyapı ağları
inşa etme;
• Güney Çin Denizi’nde diğer davacı devletlerin münhasır ekonomik bölgelerine karışma,
tartışmalı alanlarda tek taraflı balıkçılık düzenlemeleri geliştirme ve Spratly takımadalarındaki
toprak iddialarını desteklemek için yapay yapılar inşa etme.
• Her yıl bir dizi Güneydoğu Asya lideri Pekin’e davet edilmektedir. Malezya’nın eski
Başbakanı Najib Razak ve Kamboçya lideri Hun Sen, Pekin’e düzenli ziyaretler
gerçekleştirmişlerdir;
Çin, ASEAN ile Çin-ASEAN Kültürel Değişim Yılı (2014), Çin-ASEAN Kültürel İş birliği
Eylem Planı (2014-2018) ve Çin-ASEAN Eğitim İş birliği Yılı (2016) gibi sayıları
çoğaltılabilecek kültürel iş birliği faaliyetleri yürütmektedir.
Çin, ayrıca, Güneydoğu Asya’da 40 Konfüçyüs Enstitüsü çok sayıda Konfüçyüs Sınıfı
ve bir dizi Çin Kültür Merkezi kurmuştur.
2010’da yürürlüğe giren Çin-ASEAN Serbest Ticaret Bölgesi (China-ASEAN Free Trade
Area) düzenlemesi;
21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu çerçevesinde öngörülen ekonomik koridorlar, iş birliği
bölgeleri, otoyollar, tren hatları ve limanlar ve mülkler satın almak ve de endüstriyel
tesisler kurmak.
• Çin, askeri ekipmanların fiyatlarını Batılı ülkelere göre yaklaşık %20 düşük tutarak,
Güneydoğu Asya ülkelerindeki alıcıların ilgisini çekmeye çalışmaktadır.
• ekonomi,
• askeri boyut,
• kültürel etki/imaj,
• ittifak ilişkileri,
• ASEAN örgütü,
• Çin’in eylemleri,
• ve Çin’e yönelik algı
Ekonomi
• Güneydoğu Asya’daki ABD doğrudan yabancı yatırımının kümülatif stoku 329 milyar dolardır
ve bu meblağ Çin’in yabancı yatırımının toplamından daha büyüktür.
• Yıllık yatırım akışları açısından incelendiğinde, ABD’nin belli dönemlerde, Çin’e kıyasla daha
ön planda olduğu görülecektir.
• Ticaret açısından bakıldığında Çin’in Güneydoğu Asya/ASEAN ile 500 milyar doları bulan
olağanüstü bir ticaret ağına sahip olduğu görülmektedir. Çin ile kıyaslandığında, ABD’nin
Güneydoğu Asya ile olan ticareti 350 milyar dolar civarındadır.
• ABD’nin ilgili ülkeye yeni nesil ekonomi alanlarında doğrudan katkı sağlayan hizmet ve
teknoloji endeksli yatırımları Çin’in altyapı inşaatı gibi geleneksel yatırımları karşısında bir
üstünlük oluşturmaktadır.
• Çin’in Güneydoğu Asya’ya yönelik ekonomik yönelimi ağır borçlar, yozlaşmış ticari
uygulamalar ve bölge devletlerinin ekonomik açıdan Çin’e bağımlı hale gelerek ekonomik
bağımsızlığın tehlikeye girmesi ihtimallerini bünyesinde barındırmaktadır.
• Çin ile kıyaslandığında, ABD Yurtdışı Yolsuzluk Faaliyetleri Yasası, ABD ile Güneydoğu Asya
ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin bir tahakküm/baskı/zorbalık çerçevesinde
ilerlemesinden ziyade şeffaf bir süreç dahilinde ilerlemesini sağlamaktadır.
• Kuşak-Yol Girişimi projelerine yerel katılımın istenen ölçüde olmaması Güneydoğu Asya
halkları arasında bir hayal kırıklığına neden olmaktadır.
• Kuşak-Yol Girişimi projelerine karşı çıkan ya da yeniden yapılanmasını talep eden liderlerin
iktidara gelmesi halinde bu girişimin Güneydoğu Asya’da uygulamaya aktarılması kolay bir
şekilde gerçekleşmeyecektir.
• Güneydoğu Asya’da Kuşak-Yol Girişimi’ne yönelik şüpheler devam etmektedir. Örneğin, 2020
ISEAS Anketi’nde yanıt verenlerin %63,6’sı Çin’in Kuşak-Yol Girişimi kapsamındaki projeleri
“açık, yeşil ve temiz” hale getirme taahhüdüne çok az güvendiğini veya hiç güvenmediğini
ifade etmiştir.
• Bir diğer husus, Güneydoğu Asya’da büyük altyapı projeleri ile meşgul olan Çin devletine ait
işletmelerin bazı durumlarda çevreyi olumsuz etkilemesi, sosyal sorumluluk çerçevesinde
hareket etmemesi ve yerel topluluklar için sınırlı teknoloji transferi ve istihdam fırsatları
sunmasıdır.
• Washington’un TPPA’dan çekilmesi Çin’in ekonomik yükselişinin bölgede daha hissedilir bir
hale gelmesine neden olmuştur.
• Bölgesel olarak kapsayıcı bir ekonomik iş birliği sunan RCEP çerçevesinde Çin ile ASEAN
arasındaki bölgesel ekonomik iş birliği derinleşmiş ve güçlenmiştir.
• Ayrıca, Güneydoğu Asya devletleri, ABD’nin olumsuz yaklaşımına rağmen, Çin destekli Asya
Altyapı Yatırım Bankası’na aktif olarak katılmıştır.
Askerî boyut
Askeri varlık ve yardım programları açısından Çin’in bölgedeki faaliyetleri ABD’nin kapsamlı ve
çeşitli askeri faaliyetlerinin gerisinde kalmaktadır.
ABD ile kıyaslandığında, Çin, asgari düzeyde askeri yardım sunar ve bu yardımlar genellikle
satış sonrası hizmet ile ilgili olup zayıf bir nitelik göstermektedir.
Kültürel Etki/İmaj
Çin’in Güneydoğu Asya’daki yumuşak gücünün etkinliği bölge ülkelerinde ve bölgedeki Çin
diasporası arasında aynı seviyede değildir.
Çin’in Çin diasporasına ve ticari ile siyasi seçkinlere odaklanan yaklaşımı toplumlar nezdindeki
algısını ve yumuşak gücünü olumsuz yönde etkilemektedir.
ABD’nin popüler gücü/imgesi Trump dönemindeki birtakım olumsuz gelişmelere rağmen son
derece yüksektir.
İttifak ilişkileri
Çin ile kıyaslandığında, ABD, Güneydoğu Asya devletlerinden bazıları ile tarihten gelen özel
ittifak ilişkilerine sahiptir: ABD-Filipinler ve ABD-Tayland.
Çin, son dönemde, Filipinler ve Tayland ile ekonomik ilişkileri derinleştirmesine rağmen
ABD’nin bu ülkelerle olan ittifak ilişkileri Çin’in ilişkilerinin güçlenmesini engellemektedir.
• ABD’nin Güneydoğu Asya ülkeleriyle ilişkilerini derinleştirmede Çin ile kıyaslandığında daha
avantajlı bir durumda olduğu söylenebilir. Örneğin, ABD’nin Vietnam ile ilişkileri artan ticaret
bağları ve halklar arası güçlü etkileşimler sayesinde önemli bir şekilde gelişmektedir.
• Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki eylemleri ve Güneydoğu Asya’daki artan ekonomik ve siyasi
etkisi Vietnam’da endişelere neden olmaktadır.
Kısa sürede yaşanan değişimler (Obama’nın Güneydoğu Asya’ya önem vermesi ve Trump’ın
başlangıçta bölgeye önem vermemesi) uzun vadede ABD’nin bölgeye önem verip
vermeyeceği ve bölgeye yönelik yaklaşımının nasıl olacağına ilişkin endişeleri gündeme
getirmiştir.
ABD ile kıyaslandığında, Çin’in Güneydoğu Asya’ya yönelik ilgisi tarihsel süreç içerisinde
süreklilik göstermiştir. Pekin yönetimi, Güneydoğu Asya devletleriyle güçlü ekonomik ilişkiler
tesis etmeye, bölgedeki kültürel varlığını güçlendirmeye ve askeri/savunma alanında daha
görünür hale gelmeye her dönemde önem vermiştir.
ASEAN Örgütü
Çin, ASEAN’ı kendi etkinliğini artırma ve diyaloğu önceleyen bir aktör izlenimi oluşturmada bir
araç olarak görmektedir.
ASEAN+8 gibi ASEAN platformlarına katılımla ABD, Çin ile Güneydoğu Asya’yı ilgilendiren
bölgesel güvenlik konularını tartışabileceği açık bir diyalog ortamı tesis etmiş ve daha
önemlisi Çin’in bölgesel hırslarını çok taraflı kurumlar aracılığıyla dengeleyebileceği bir zemin
kazanmıştır.
Güneydoğu Asya devletleri, Çin’in Güney Çin Denizi’nde yapay ada inşaatları yapmasını ve
birtakım askeri faaliyetlerde bulunmasını tasvip etmemektedirler.
Çin’in Güneydoğu Asya’da etkinliğini artırmaya çalışırken, Güney Çin Denizi’nde olduğu gibi,
bazen sert güce dayalı ve diyaloğu içermeyen eylemlerde bulunması bölge devletleri
tarafından Pekin’in bölgesel meseleleri kendi gündemine uygun olarak şekillendirmek
istemesinin bir yansıması olarak okunmaktadır.
Çin ile kıyaslandığında, ABD, Güney Çin Denizi uyuşmazlığı dâhil olmak üzere bölgesel
uyuşmazlıkların barışçıl bir şekilde çözülmesini, devletlerin egemenliğine saygı gösterilmesini
ve uluslararası kural ile normlara bağlılığı vurgulamaktadır.
Güneydoğu Asya devletleri için Güney Çin Denizi konusunda -Çin ile kıyaslandığında- ABD iş
birliği yapılabilecek ve kendi görüşlerine destek olacak bir aktör haline gelmektedir.
Çin’in Güney Çin Denizi üzerindeki hak iddialarını tarihsel argümanlara dayandırması ve
hukukun üstünlüğünü göz ardı etmesi karşısında, Güneydoğu Asya devletleri, ABD’yi Güney
Çin Denizi’nde Çin’i dengeleyebilecek bir aktör olarak görmüşlerdir.
Jinping liderliğinde Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki daha agresif duruşu Güneydoğu Asya’daki
halklar için önemli bir endişe haline gelmiştir. 2020 ISEAS Anketi’nde katılımcılar, Güney Çin
Denizi’ni -ekonomik gerileme (%68,5) ve iç siyasi istikrarsızlığın (%70,5) ardından- üçüncü en
önemli güvenlik endişesi olarak sıralamışlardır.
Çin’in bölge ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek için neler yapabileceği sorulduğunda, yanıt
verenlerin %74,1’i Pekin’in bölge devletleriyle olan toprak ve deniz anlaşmazlıklarını barışçıl
ve uluslararası hukuka uygun olarak çözmeye odaklanması gerektiğini ifade etmişlerdir.
Çin’in eylemleri ve Çin’e yönelik algı
o Çin’in bölge devletlerinden fazla talepte bulunması, ekonomik ilişkiler konusunda sürekli
Çin’in üstünlüğünü yansıtan bir anlayışı ön plana çıkarmaya çalışması ve Güney Çin denizi
konusunda agresif bir tutum benimsemesi.
o Bu durum bağımsızlıklarını İkinci Dünya Savaşı sonrası gibi yakın bir tarihte kazanan ve
sömürgecilik konusunda çok güçlü olumsuz hatıralara sahip olan Güneydoğu Asya
devletlerinin Çin gibi büyük güçlere karşı temkinli bir tutum benimsemesine yol açmaktadır.
o Tarihsel olarak, Çin’in bölgedeki komünist isyanlara ve etnik Çinlilere verdiği destek
bilinmektedir.
o Ayrıca, geçmişte, Çin’in uluslararası ilişkilerde uyguladığı ‘haraç sistemi (the tribute system)’
Güneydoğu Asya devletlerinin Çin’e yönelik olumsuz algısını şekillendiren bir dinamiktir.
o Çin’e yönelik olumsuz algılar/çekinceler ve ABD’ye yönelik olumlu bakış açısı kamuoyu
araştırmalarına da yansımıştır.
o ISEAS, Güneydoğu Asya 2019 Anket Raporu’nda güven sıralamasında, Çin, en düşük sıralarda
yer alan ülkelerden birisi olmuştur.
o 2020 Anket Raporu, Güneydoğu Asyalı elitlerin yüzde 70’inden fazlasının Çin’in ekonomik ve
stratejik etkisinden endişe duyduklarını ortaya koymaktadır.
o Güneydoğu Asya halkları, Trump’ın liderliğinden rahatsızlık duysalar da ABD’ye Çin ile
kıyaslandığında iyimser bir şekilde baktıklarını ve daha fazla güvenmektedirler.
Sonuç
ABD ile kıyaslandığında, Çin’in Güneydoğu Asya yönelik politikasında kendisi için dezavantaj
teşkil eden çok sayıda unsur bulunmaktadır.
Bir diğer olumsuz boyut, Çin’in ASEAN’da bölge devletleri arasındaki iş birliğine zarar vermeye
yönelik yaklaşımlar geliştirmesidir.