You are on page 1of 30

BİRİNCİ SLAYT

• Asya-Pasifik: Dünya Siyasetinin önemli bir parçası;

• ABD, Çin ve Japonya'nın birbirleriyle doğrudan ilişki kurduğu bir bölge;

• ABD'nin Soğuk Savaş döneminde baskın güç olması ancak Çin'in yükselişi;

• Ekonomik güç olarak Japonya'nın konumu;


• Çözülemeyen sorunlar: Kore ve Tayvan;

• Güneydoğu Asya'da ulus inşası-hükümetler ile gruplar arasında gerilimler;

• Bölgesel ve küresel örgütlerin rolü;

Asya-Pasifik'te Tarihi Uygarlıklar

• - Modern Asya Pasifik, Avrupa'da geliştirilen Westfalya sistemine dayalı devletler şeklinde
düzenlenmiştir;

• - Tarihsel açıdan westfalya sistemi yaygın bir model değil;

• - Çin, devlet ya da egemen güç olmaktan ziyade medeniyet olarak işlev görmüştür;

• Çin'in kendine özgü bir medeniyet geliştirmesi;

• Kendisini örnek alınması gereken bir model olarak görmesi;

• Yakın çevrede, özellikle Kore ve Vietnam'da, etkili olması; sadece kültürel değil, Çin'e vergi
ödenmesi;

• Japonya üzerinde baskın kültürel etken olmaya çalışması ancak Japonya'nın kendisini dış
dünyadan soyutlama politikası izlemesi;

• Japonya'nın Çin' vergi ödememesi ve kendi siyasi tahayyülü çerçevesinde gelişmesi.

• Çin, Güneydoğu Asya'nın kuzey kısmında önemli bir nüfuza sahip;

• Güneydoğu Asya'daki Hinduizm ve Budizm, Hindistan gelmekte;

• Hint Medeniyetide özellikle Vietnam ve Kamboçya'da önemli ölçüde etkili;

• Endonezya'da Hint Medeniyetinin güçlü olması

• İslamiyet'in bölgeye (Endonezya, Malezya ve Güney Filipinler) gelmesi ve tek bir medeniyetin
baskın olmaması;
• Güneydoğu Asya'da önemli siyasi topluluklar;
1. Angkor, Champa (bugünkü orta ve güney Vietnam'da),
2. Srivijaya ve Majapahit (bugünkü modern Endonezya'da),
3. Pagan (bugünkü Burma'da) ve Sukhothai ve Ayutthya (bugünkü modern Tayland'da);

• Gücün merkezde yoğunlaşması ancak merkezden uzaklaştıkça gücün dağılması;


• Zaman zaman egemenlik ve yetki alanları üzerinden çatışma.

Emperyalizm Dönemi

• Ticaret ve yerel yöneticilerle işbirliği yoluyla 15'yy dan itibaren Avrupa etkisi: Hollanda
Birleşik Doğu Hindistan Şirketi;

• Avrupalı güçlerin siyasi kontrolü: ticaret merkezleri ve kaleler;

• Bölgeye müdahale eden en eski Avrupalı güç: Portekiz; Spice Adalarına (Moluccas ya da
Malakku olarak bilinen);

• İspanya'nın Filipinler'e gelmesi ve Filipinler ile sınırlı kalması;


• Hollanda'nın Portekiz'in yerini alması ve en etkin Avrupalı güç olması;

• Doğu Hint adalarına ve Japonya'ya (1639'dan sonra Nagasaki'de kurulmasına izin verilen bir
yerleşim yerine sahip olması) uzanması;

• İngilizler ve Fransızların 18'yy dan itibaren etkin olması;

• 19. yy'dan emperyalist güçlerin bölgeye yönelmesi

Batı Kapitalizmi/Sömürgeciliği ve Çin'in yüzleşmesi: Afyon Savaşları ve 1842 Nanjing Antlaşması

• askeri yenilgiye uğraması, diplomatik ilişkilerde muhatabını eşit kabul etmek zorunda kalması,
• Çin iç işlerine müdahale ve Batı ile bağımlılık ilişkisi içerisine girmesi;
• Batılı güçlerin Çin'in farklı bölgelerinde nüfuz alanları kurması;
• Yangtze vadisinde ve Hong Kong'da İngiltere;
• Yunnan'da Fransa Shantung yarımadasında Almanya
• Japonya'nın güçlü Batı baskısına maruz kalması;
• Batılı güçlerle adil olmayan anlaşmalar imzalaması;

1868 Meiji Restrasyonu

• politik ve ekonomik sistemini içeriden güçlendirmek;

• amaç; Batılı güçlerin mütecaviz hareketlerine direnmek ve Batılı güçlerle onların dilinden
rekabet etmek;

Japonya'nın başarıya ulaşması;

• Çin üzerinde hakimiyet kurma yarışında Batılı güçlere katılması ve Rusya ile Kuzeydoğu
Asya'da güçlü bir rekabete girişmesi;

• 1894-1895 Çin-Japon savaşı ve Çin'den Tayvan'ı alması;

• 1904-1905 Rus-Japon savaşında Ruslara karşı zafer kazanması;

• Mançurya'nın ve Kore'nin Japonya'nın etkisi altına girmesi;

• 1931'de Japonya'nın Mançurya'yı ele geçirmesi ve kukla devlet Mançukuo'yu kurması

• 1911'de Quing hanedanının düşmesi ve komünistler ile milliyetçiler arasındaki çatışmaların


Çin'in zayıflığını artırması;

• Batılı güçlerin Güneydoğu Asya'da toprak genişlemesine daha önem vermesi;

• İngiltere'nin Burma, Malay Yarımadası, Singapur ve Kuzey Borneo'da sömürgeci güç olması;

• Fransa'nın Indoçin, Vietnam, Kamboçya ve Laos'u ele geçirmesi;

• Hollanda'nın kontrolünü tüm Endonezya takım adalarına kadar genişletmesi;


• ABD'nin 1898-1899 İspanyol-Amerikan savaşında İspanya'yı ikinci defa yenilgiye uğratarak
Filipinler'i ele geçirmesi ve bölgede sömürgeci güç olması;

• Güneydoğu Asya'da sadece Tayland'ın sömürge olmaması; nedeni; İngiliz ve Fransız sömürge
alanları arasında tampon bölge olması;

• Milliyetçi hareketlerin Güneydoğu Asya ülkelerinde Batı yönetimine muhalefet etmesi;

• En önemli milliyetçi hareketlerin Vietnam ve Endonezya'da ortaya çıkması;

• Mevcut sömürge sistemine en büyük meydan okuma Japon yayılmacılığına karşı olmuştur;

• Japonya'nın İngiltere, Hollanda ve ABD sömügelerini işgal etmesi ancak 1945'te yenilmesi;

İKİNCİ SLAYT
1945-1989 Dönemi

• 1940'ların sonu; savaş sonrası Asya-Pasifik'teki uluslararası ilişkilerinin temellerinin atıldığı


dönem;

• ABD'nin Japonya'yı işgali (1945-1951);

• Japonya'yı demokratikleşmeyi ve askerden arındırmayı amaç edinmesi;

• ABD'nin çevreleme politikasında Japonya'yı müttefikliğe dönüştürmesi;

• Japonya'yı ABD ittifak sistemine bağlayan karşılıklı güvenlik antlaşması;

• Çin'in BM Güvenlik Konseyi üyesi olması;

• Çin'de komünistler ve milliyetçiler arasında iç savaşın başlaması;

• ABD'nin milliyetçileri desteklemesi;

• Milliyetçilerin zayıflması ve komünistlerin güçlenmesi;

• 1949 yılı sonlarına doğru komünistlerin Çin ana karanın tamamını kontrol altına alması;

• 1 Ekim 1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin ilan edilmesi

• Çin - Sovyet ittifakının ortaya çıkması;

• 1940'ların sonlarında Güneydoğu Asya'da sömürgeciliğin sona ermesi;

• 1949'da Endonezya, 1946'da Filipinler ve 1948'de Burma bağımsızlığını ilan etmiştir;

• 1950'ler ve 1960'lar; Asya-Pasifik uluslararası ilişkilerine Çin ve ABD arasındaki


anlaşmazlıkların hakim olması;

• 1950-1953 Kore Savaşı: BM'nin yetkilendirdiği ABD güçlerinin Güney Kore'ye yardım etmesi;

• ABD'nin çatışmayı kuzeye taşıması ve Çinli gönüllülerin savaşa müdahil olması;


• ABD'nin 7. filoyu Tayvan Boğazına göndermesi ve Çin komünist güçlerinin Tayvan'ı
milliyetçilerden alamayacağının anlaşılması;

• ABD'nin Tayvan'daki milliyetçileri muhatap alması ve 1954'te karşılıklı savunma anlaşmasının


imzalanması;

• 1960'larda Vietnam ekseninde ABD-Çin-SB rekabeti;

• Vietnamlı komünist güçler ile anti-komünist Saigon hükümeti arasında çatışma;

• Güney Vietnam yenilgisi Çin'in gücünün genişlemesi anlamına gelecek;

• Çin ve SB arasında ideolojik çatışma;

• 1950'ler ve 1960'lar boyunca Japonya'nın Asya-Pasifik bölgesinde önemli bir güç olarak
ortaya çıkması;

• Japonya'da önemli oranda ABD güçlerinin bulunması ve Okinawa'nın 1972'ye kadar ABD
kontrolünde kalması;

• Kore savaşı sırasında ABD'nin arka bahçesi ve Vietnam savaşı sırasında ABD'ye düşük destek;

• 1950'lerin başlarına dayanan Yoshida Doktrini çerçevesinde ekonomik kalkınmaya


yoğunlaşarak savunmaya GSYİH'nın yüzde 1'inden daha fazla harcamaması;

• Güneydoğu Asya'da Malezya'nın 1957'de ve Singapur'un 1965'te bağımsız olması;

• Endonezya ile Malezya arasındaki "Konfrontasi" olarak bilinen çatışma;

• Sukarno'nun Eylül 1965'te darbe ile düşmesi ve Suharto'nun anti-komünist olması ve Malezya
ile çatışmanın sona ermesi;

• 1967'de ASEAN'ın kurulması (kurucu üyeler; Endonezya, Malezya, Filipinler, Singapur ve


Tayland);

• ASEAN'ın kurulmasındaki amaç: komünist olmayan ülkeler arasındaki ilişkileri güçlendirmek

• 1970'ler ve 1980'ler; en önemli gelişme: Çin-ABD yakınlaşması;

• Başkan Nixon'un 1972'de Çin ziyareti ve Şanghay Bildirisi'nin imzalanması;

• ABD, "tek bir Çin" ilkesini benimsemiştir ve Tayvan sorununun barışçıl çözümü konusundaki
düşüncesini yinelemiştir;

• ABD ve ÇHC'nin 1979 yılına kadar resmi diplomatik ilişkiler kurmaması. Nedeni; ABD'nin Çin
Cumhuriyeti'ni (Tayvan) tanıması sebep olmuş ve taraflar arasında karşılıklı güvenlik
anlaşması sona ermiştir;

• Çin-ABD yakınlaşmasını; ABD'nin Vietnam'dan çekilmesi takip etmiş;

• 1975 Nisan ayında Saigon hükümeti düşmüştür;

• Vietnam'ın bir bütün olarak Komünist yönetim altına girmesi;

• Kamboçya'da Khmer Rouge hükümetinin radikal komünist politikalar izlemesi ve Vietnam


karşıtlığı yürütmesi;
• Vietnam'ın 1978 sonunda Kamboçya'ya müdahale etmesi ve Khmer Rouge hükümetini
devirmesi ve 1991 yılına kadar çatışmaların devam etmesi;

• Punom Pen'de Vietnam yanlısı bir hükümet kurulması;

• SB'nin Vietnam'ı desteklerken; Çin'in Vietnam karşıtı direniş tarafında yer alması;

• ASEAN ülkeleri ve ABD'de Vietnam'a karşı muhalifleri destekliyor;

• 1989 Çin-Sovyet yakınlaşması; çatışmayı çözmek için bir çerçeve üzerinde uzlaşılması;

• Çatışmanın sona ermesi (1993 seçimlerle sonuçlanan geçiş süreci);

• Okiwana'nın 1972'de Japonya'ya geçmesi ancak ABD'nin bölgedeki en büyük üssü olmaya
devam etmesi;

• Japonya'nın ekonomik diplomasi ve yardım gibi alanlar açısından rolünü genişletmesi;

• G7 grubunda aktif olması ve Güneydoğu Asya ile bağlarını genişletmesi;

• Japonya'nın bağlantılarının genişletmesinin birçok ülkede memnuniyetsizliğe yol açması;

• Japonya'nın ekonomik kalkınmasının diğer Doğu Asya ülkeleri için model olması;

• Asya Kaplanlarının (Güney Kore, Tayvan, Hong Kong ve Singapur) ortaya çıkışı;

• hükümetlerin ekonomiyi canlandırmada aktif rol oynaması; ihracata dayalı sanayileşme; çok
yüksek büyüme oranları

• Güneydoğu Asya'da bölgeselcilik güçlenmiştir;

• ASEAN'ın 1976 Bali Zirvesi'nden sonra önemini artırması;

• Komünist olmayan ülkelerin en önemli bölgesel merkezi haline gelmesi;

• 1970'ler ve 1980'lerde Güneydoğu Asya'da çözülmemiş en büyük dekolonizasyon sorunu:


Doğu Timor.

• Endonezya'nın Doğu Timor'u kendi toprağı haline getirmek istemesi ve radikal milliyetçi
hareket Fretilin'e yönelik güçlü halk desteği;

• Endonezya'nın 1975'te bölgeyi işgal etmesi ve 27. eyaleti olarak topraklarına dahil etmesi;

• Endonezya yönetimine yönelik direnişin devam etmesi;

• Güneydoğu Asya'da sömürge sonrası devlet sistemi çoğunluğa dayatılıyor

• Güneydoğu Asya ülkelerindeki pek çok topluluk, kendilerini, kendi haklarına sahip ve
kendilerine ait ülkelerini kurmak isteyen milletler olarak görüyor;

• Endonezya'da Açe ve Batı Papua'da önemli ayrılıkçı hareketler;

• Güney Filipinler'de Müslümanların Manila yönetimine direnmesi;

• Burma'da çeşitli halkların (Karen, Kachin, Wa ve Mon) Rangoon hükümetine karşı çıkması;

• Çatışmaların devletleri zayıflatması ve ayrılıkçı hareketlerin UA destek arayışına girmesi;

• 1989'da Berlin Duvarının yıkılışı ve Soğuk Savaş'ın bitişi ve de Asya-Pasifik için sembolik bir
gelişme.
ÜÇÜNCÜ SLAYT
Modern Asya-Pasifik'in Başlıca Özellikleri Politik ve ekonomik sistemler, toplum türleri, kültürel ve
temel değerler ile ilgili önemli ölçüde farklılıklar;

Siyasal Sistemler

• ABD ve Japonya, liberal demokratik politik sistemlere sahip;

• Çin ise Çin Komünist Partisinin önderliğinde otoriter bir siyasi sistem;

• Çin'de meşruiyetin milliyetçiliğe ve ekonomik performansa dayanması;

• Avustralya ve Yeni Zelanda liberal demokratik ilkelere dayanmakta;

• Kuzeydoğu Asya'da, 1980'lı yılların sonlarından beri demokratikleşme sürecinden geçmekte;

• Güneydoğu Asya'da Filipinler'in 1946'dan beri demokratik yönetimi benimsemesine rağmen,

• 1972-1981 Ferdinand Marcos'un askeri yönetiminde idare edilmesi;

• Malezya ve Singapur'de demokratik sistem;

• Malay etkisindeki Barison Nasional'ın Malezya'yı uzun süre yönetmesi;

• Halkın Hareket Partisi ile yönetilen Singapur, tek partilidir.

Endonezya siyasi sisteminin çeşitli aşamalardan geçmesi

 1950'lerin başında kısa bir parlamenter demokrasi tecrübesinden sonra, Endonezya'nın


Sukarno'nun "yönlendirilmiş demokrasisi" altında otoriter bir yönde ilerlemesi;

 Antikomünizm ve ordu desteği temelinde otoriterliğin Suharto'nun Yeni Düzen İdaresi altında
1998'e kadar devam etmesi;

 Suharto'nun Mayıs 1998'de iktidarını kaybetmesi ve Endonezya'da demokratikleşmenin ivme


kazanması;

 Tayland'da ordunun geleneksel etkinliği; 1990'ların başından itibaren demokratikleşme


sürecine girmesi ancak 2014'te tekrar askeri yönetimin ortaya çıkışı;

 "Güçlü adam" Hun Sen yönetimindeki Kamboçya görünüşte demokratik ama aynı zamanda
otoriter uygulamalara sahip;

 Doğu Timor, 2002'de demokratik kurumlar temelinde bağımsızlığını kazanmıştır;


Çin dışında Kuzey Kore, Vietnam ve Laos'ta komünist merkezli otoriter hükümetler bulunmakta;

 Vietnam'da idare alanında reformlar olurken, Kuzey Kore dünyanın tek Stalinizm kalıntısı
ülkedir;

 Burma/Myanmar bölgedeki askeri yönetimin en belirgin örneği;

 Bruney, sultanlık ile yönetilmekte;

 Pasifik adalarında başarısız devletler bulunmakta: Solomon Adaları;

 Fiji'de etnik çatışma problemi;

 Papua Yeni Gine'de kırılgan bir toplum ve geniş çapta yolsuzluk;

Ekonomik sistemler

 Asya-Pasifik ülkelerinin çoğu geniş ölçüde kapitalist;

 Asya-Pasifik'in üç büyük ekonomik gücü: ABD, Çin ve Japonya;

 ABD ve Japonya; ileri seviyede endüstriyel ekonomiye sahip; ABD aynı zamanda büyük bir
tarım üreticisi;

 Japonya'nın ekonomik faaliyetlerde sosyal hedeflerin gerçekleşmesini amaç edinmesi;

 Japonya, tarım toplumunun korunması için tarımsal ithalatı kısıtlamakta;

Çin

 Kapsamlı ancak devlet yanlısı ve yavaş ilerleyen önemli bir özel sektöre; büyük bir işçi temelli
ekonomiye sahip; yükselen bir ekonomik güç;

 Kuzeydoğu Asya'da Güney Kore ve Tayvan: yakın zamanda endüstrileşmiş ülkelerdir ve Japon
kapitalizm modeline yakındır;

 Avustralya ekonomik yaklaşım olarak ABD'ye daha yakın ve önemli bir tarım üreticisi;

 Yeni Zelanda, Avustralya ekonomisinin daha küçük şekli;

Singapur

 Güneydoğu Asya'da en gelişmiş ekonomiye ve en yüksek yaşam standartlarına sahip;

 1997-1998 Asya Ekonomik Krizi'nden önce Tayland, Malezya ve Endonezya'nın imalat


sektörlerinin gelişmesiyle önemli bir ekonomik büyüme yaşaması;

 ancak üç devletinde krizden olumsuz etkilenmesi;


 ASEAN'ın yeni üyeleri (Vietnam, Laos, Kamboçya ve Myanmar) ve yakın zamanda bağımsız
olan Doğu Timor (Timor-Leste) üçüncü dünya ekonomisine sahip;

 Bu ülkelerde bir miktar petrol ve gaz bulunmakta; Bruney petrol zengini küçük bir ülke;

Kuzey Kore ekonomisi

• reformlardan uzak

• ve komünist idare ile yönetilmekte;

Toplum Çeşitliliği

 Toplumsal anlamda çeşitlilik;

ABD, Japonya ve Avustralya gibi gelişmiş sanayi ülkelerinde

 kırsal nüfus az,

 şehirleşme oranı yüksek,

 çoğu insan orta sınıf

 ve geleneksel işçi sınıfının sayısında azalma;

 Üçüncü dünya olarak tanımlanabilecek toplumlar: VLKM,

 toplumlar büyük köylü nüfusa sahiptir;

 küçük şehir elitleri ulaşım ve idari merkezler olarak işlev gören şehirlere yerleşmiştir;

 Çin ve ASEAN kurucu üyeleri: üçüncü dünya statüsünden çıkan veya çıkmakta olan ve gelişmiş
ülkelerin bazı özelliklerine sahip ülkeler;

 Büyük köylü nüfusa sahip ancak şehirleşmede önemli mesafe kaydedilmesi;

 İmalat sanayisinin gelişmesi ve işçi sınıfının ortaya çıkması;

 İmalat işi ile uğraşmayan insanların kırdan şehire göç etmesi;

 Şehirlerde varoş sakinlerinin bir alt sınıfı gelişmekte;

Asya-Pasifik ülkelerinde etnik farklılıklar

o ABD ve Avustralya çok kültürlülüğe sahip; Asya ülkelerinden gelen göçler;

o Japonya etnik nüfusun %99'dan fazlası Japon olan homojen toplum;

o Kore'de etnik olarak homojen;

o Çin'in %90'dan fazlası Çinli olmakla birlikte;

o Müslümanlar, Tibetliler, Moğollar ve Mançu gibi önemli azınlıklar bulunmakta;


o Güneydoğu Asya'da Çinliler tüm bölge ülkelerinde önemli bir azınlık grubunu oluşturmakta;

o Singapur, etnik olarak ağırlıkla Çinli bir şehir devleti.

o Çinliler, Malezya'daki en büyük azınlık (Malezya'nın yaklaşık üçte bir nüfusu)

o Javalı'lar Endonezya'daki en büyük etnik grup, ancak takımadalar boyunca birçok farklı etnik
grup yer almakta;

o Mynamar'da Burmalı ve dağlı halklar arasında ayrılıklar;

o Vietnam'da Vietnamlı ve dağlı halklar arasında ayrılıklar;

o Filipinler'de güneyde Müslüman halkların bulunduğu yer en bariz ayrık grubu temsil etmekte;

o Tayland'da nüfusun dörtte üçü Taydır, en büyük azınlık Çinlilerdir.

Etnik farklılıklar tüm Pasifik adalarında yaygındır;

 Fiji'deki Hintli Fijililier ve yerli Fijililer;

 Papua Yeni Gine'de yüzlerce kabile gruplaşmaları

 ve Solomon Adaları'nda ada temelinde yerleşik gruplar.

Kültürler ve Temel Değerler

 Asya-Pasifik bölgesinde temsil edilen medeniyetler: Batı, Çin, Japon ve İslam medeniyetleri;
 Hindu ya da Hint uygarlığı da bölgede bir etkiye sahiptir;
 Hint uygarlığı birkaç Güneydoğu Asya ülkesinde önemli bir etkiye sahip;
 ve Ortodoks Rus uygarlığı da Rus Uzak Doğusunda etkilidir;
 Çin uygarlığı Kore ve Vietnam gibi komşu ülkeler üzerinde;
 Endonezya ve Malezya'da Müslüman nüfusun fazlalığı;
 Filipinler, Myanmar, Tayland, Kamboçya, Singapur ve Çin'de Müslüman azınlıklar;

DÖRDÜNCÜ SLAYT

GÜNEYDOĞU ASYA

• Dünya nüfusunda önemli bir paya sahip olması: 600 milyonun üzerinde nüfus;

• Endonezya, Dünya’da en çok Müslümanın yaşadığı bölge.

• Güneydoğu Asya’nın okyanus kısmında olan ülkeler: Endonezya, Malezya, Singapur,


Filipinler ve Doğu Timor.

• Kara kısmında yer alan ülkeler: Tayland, Vietnam, Kamboçya, Laos ve Myanmar.
• Odak nokta: yerel ve uluslararası gerilimler, bölge devletleri ve toplumlarına nasıl yansıdığı.

• Toplumların büyük kısmı devletlerin oluşturdukları mevcut sistemi kabul etmiyor.

• Güneydoğu Asya ülkeleri arasında açık bir hiyerarşi yoktur.

• Endonezya, bölge devletlerinin en önemlisi. Ancak, bölgesel hegemon rolünü


oynamamakta;

• Devletler iyi tanımlanmış bloklar ya da gruplar halinde hareket edememekte;

• Devletlerarası etkileşim çakışan çıkarlar ve endişeler temelinde gerçekleşmekte.

• Ekonomik kalkınma kaynaklı bir bölünme var;

• Singapur; uluslararası finans merkezi ve ticari girişim işlevi;

• Bruney; petrol zengini ve refah içerisinde;

• Tayland ve Malezya, önemli düzeyde ekonomik büyüme yaşamış;

• Endonezya; Asya finansal krizinin zorluklarından üstesinden gelmiş;

• Ekonomik kalkınma açısından üçüncü dünya ülkeleri; Filipinler, Endonezya, Vietnam,


Myanmar, Kamboçya, Laos ve Doğu Timor.

• Deniz ve kara Güneydoğu Asya’sında sınırların ve belirli bölgelerin tanımlanmasına ilişkin


anlaşmazlıklar yaşanabilmekte;

• Ortak sınırlar (mülteci, yasadışı göç ve suç faaliyetleri gibi) insanların hareketi ile ilgili çeşitli
sorunlara yol açmakta.

• Güneydoğu Asya’da ABD, Çin ve Japonya’nın konumu önemli mesele.

• ABD, Güneydoğu Asya’daki gelişmeler kendi önceliklerimi tehdit etmemeli;

• Çin, Güneydoğu Asya, Doğu Asya’daki üstünlüğümü bir bütün olarak koyma hedefi
açısından önemli;

• Japan, ekonomik kaygılar önemli bir rol oynamakta.

• Güneydoğu Asya ülkeleri;

• Meseleler üzerinde kontrolünü en üst düzeye çıkarma arzusu;

• Kendileri için yararlıysa büyük güçlerle işbirliği;

DENIZ GÜNEYDOĞU ASYASI

 Ülkeler: Endonezya, Malezya, Singapur, Bruney, Filipinler ve Doğu Timor.

 Bu ülkeler bir ada zincirini oluşturmakta.

 Büyük kısmı Malay kökenli;

 Göç eden önemli azınlıklar bulunmakta;

 Etnik Çinliler en önemli azınlık;


 Malezya’da İslam egemen din;

 Endonezya’nın doğusunda çok sayıda Hristiyan bulunmakta;

Sömürgeci güçler tarihsel olarak;

 Hollanda – Doğu Hint Adaları,

 İngiltere – Malezya ve Singapur’da,

 İspanya – 19’yy a kadar Filipinler’de,

 ABD – 19. Yy dan itibaren Filipinler’de,

 Portekiz – Doğu Timor ve Malakka’da,

 1942-1945 – Japonya işgali.

Sömürge döneminin sınırlar ve kurumlar üzerinde etkisi olmuştur.

Toplum-Devlet Gerilimleri

 Ayrılıkçı çatışmalar Endonezya’da en belirgin: Açe ve Batı Papua.

 Endonezya’nın Doğu Timor ile birleşmesi 1999 müdahalesiyle sona ermiştir.

 Farklı dini veya etnik gruplar arasındaki gerilimler: Malaku, Kalimantan ve Orta Sulawesi,
ayrılık iddiası içermemekte.

 Endonezya’da devlet otoritesini zayıflatmakta ve adem-i merkeziyet reformlar.

Deniz Güneydoğu Asya’sındaki en ciddi ayrılıkçı hareket Güney Filipinler’de.

 1969’da Nur Misuari önderliğinde Moro Ulusal Kurtuluş Cephesinin kurulması;

 1972’de Bangsa Moro Ordusu liderliğinde bir ayaklanma;

 1976 Trablusgarb anlaşması, siyasi özerklik sözü verilmesi ve ancak bunun uygulanmaması;

 1987 Cidde anlaşması ve halk oylaması;

 1990 Müslüman Mindanao Özerk Bölgesinin ilanı;

 Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi, 1996’da özerk bölgeyi kabul etmiş ve Bangsa Moro ordusu
Filipinler güvenlik güçleri içerisinde eritilmiş;

 Moro İslami Kurtuluş Cephesinin 1996 yılında silahlı mücadeleye devam etmesi;

 Barış müzakereleri ve Ocak 2014’te Mindanao’da özerk bir Müslüman bölge olarak
Bangsamoro’nun kurulması için bir anlaşma;

 Filipinler Kongresinin 2015 Aralık ayına kadar onaylamaması (?).

 Güney Filipinler’de çatışmaya katılan bir diğer grup 1991’de kurulan Abu Sayyaf grubudur.
 El Kaide ile bağlantılı 2014’te İslam Devletine bağlılığını ilan etmesi: Filipinler’de Müslüman
hareketin temsilcisi olmasının önüne geçmesi.

 Demokratikleşme ve İslam’ın daha fazla tanınması için baskılar.

 Endonezya’da 1998’de Suharto’nun iktidardan düşmesi.

 Ferdinand Marcos’un iktidardan düşmesi ve 1986’de Filipinler’de Cory Aquino’un başkanlık


kazanımı.

 Malezya ve Singapur’da resmiyette demokratik ama uygulamada otoriter.

 Malezya’da Barisan Nasional’ın kontrolü: sivil özgürlüklerin kısıtlanması ve yargı


bağımsızlığının zarar görmesi.

 Singapur’da iktidardaki Halkın Eylem Partisine yönelik muhalefetin sınırlandırılması.

 Bruney, sultanlıkla yönetilmekte ve demokratik değil.

 Doğu Timor’da kurumlar demokratik yapılanmış ancak derin kökleri yok: İşsiz gençler ve
güvenlik güçleri arasında anlaşmazlıklar.

 İslam’ın daha iyi tanınması için baskılar: Açe ve Güney Filipinler.

 Açe’yi bağımsız bir devlet olarak konumlandırarak İslami ilkelere göre yönetme;

 Güney Filipinler’de Müslüman çoğunluğa sahip bölgelerde özerklik kurmak;

 Endonezya’da Müslümanlar için gelenekselcileri temsil eden Nahdlatul Ulama (NU) ve


modernistleri temsil eden Muhammediyah adlı kitle örgütleri bulunmakta;

 İslama has görüşlerin ifade edilmesi için bir araç;

 Siyasi hoşgörü desteğinde de liberal bir tutum sergilemekteler;

 Malezya’da İslam Devleti Fikrine ana destek Malay merkezli PAS’dan gelmiştir (Parti İslam Se-
Malaysia).

 UMNO iktidarındaki Barisan Nasional (Ulusal Cephe) Malaylar için ayrıcalıklı bir siyasi
pozisyonu desteklemekte.

 2001’den sonra ABD öncülüğünde terörizme karşı savaş.

 Abu Sayyaf ve Jemaah Islamiah’a daha fazla inceleme.

DEVLETLERARASI İLİŞKİLER

 Malay dünyasının lideri Endonezya, kendilerini diğerlerinden üstün görüyor;


 Mahathir’in başkanlığı sırasında Malezya’nın sert duruşundan rahatsız; (Suharto – Batı yanlısı;
Mahathir – Batı karşıtı);
 1998’de Suharto’nun ve 2003’te Mahathir’in iktidardan düşmesi iki ülke arasındaki gerilimleri
hafifletiyor.
 Bugün, Endonezya-Malezya ilişkilerinde daha fazla uyum söz konusu.
 Güney Filipinler’deki durum nedeniyle Endonezya – Filipinler ilişkilerinde gerilim;
 Endonezya, Singapur’un daha itidalli davranmasını tercih etmekte ve Singapur’un bazı
adımlarını aşırı derecede kışkırtıcı görmekte.
 Malezya, ekonomik başarı öykülerinden birisidir; ancak Singapur’un ekonomik başarısı
Malezya için de örnektir.
 Singapur ve Malezya arasında su kaynakları ve demiryolunun işletilmesi konularında
anlaşmazlıklar.
 Malezya ile Filipinler arasında Sabah anlaşmazlığı;
 Sabah, 1963’ten beri bir Malay eyaleti;
 Filipinler, 1878’de Sulu Sultanı tarafından İngilizlere kiralanmıştı;
 Filipinler ile Singapur arasında insan hakları meselesi konusunda anlaşmazlıklar.
 Doğu Timor’un en önemli ilişkisi Endonezya ile.
 Güvenlik açığını gidermek için Avustralya, Portekiz ve BM ile ilişkiler.
 Singapur ve Malezya’nın Doğu Timor’a yardımı.

BEŞİNCİ SLAYT

• ASEAN

• APEC

• Doğu Asya Alternatifi

1967 Öncesi Güneydoğu Asya’da Anarşi ve Sistem

ANARŞİ;

• Komünizm tehdidi;

• Güneydoğu Asya ülkeleri arasında uyumsuzluk;

• İç sorunlar;

• Güneydoğu Asya bölgesinde büyük güç rekabeti.

SİSTEM

• ASA ve MAPHILINDO çerçevesinde işbirliği çabaları;

• Uygulamada, karşılıklı şüphe ve düşmanca davranışlar.


ASEAN TOPLULUK İNŞA SÜRECİ VE HUKUKİ NİTELİK (2003-2015)

 ASGT ve AET planlarındaki düzenlemelerle, bölgesel düzende ASEAN işbirliği, ayrılıkçılığın


önlenmesi gibi klasik güvenlik sorunlarıyla mücadeleden çevresel sorunlar karşısında teknik
düzenlemelerin uyumlu hale getirilmesine kadar çeşitli konuları kapsamıştır;

 İnsan hakları belgeleriyle, üye devletler insan haklarının korunmasından çok


geliştirilmesine dayalı bir söylem benimsemişlerdir;
 ASEAN topluluk inşa sürecinde ortaya konan hedeflerin çoğu devlet dışı aktörlerle ilgili olsa
da, STK'lar devletlerin çizdiği sınırlar içinde süreçte yer aldı.

ÖZETLE;

 ASEAN'ın kurulmasına yol açan sınır anlaşmazlıkları ve toprak talepleri gibi birçok faktörün
olduğunu ve bu faktörlerin ASEAN devletlerinin egemenliğinin zayıflığı ile ilişkili olduğu
söylenebilir;

 Kurallara, kurumlara ve normlara dayanan ASEAN, Güneydoğu Asya'daki uluslararası


ilişkilerin anarşik doğasını önemli ölçüde zayıflatmıştır.

 ASEAN’ın kuruluşundan yirminci yüzyılın sonuna kadar ASEAN işbirliği;

• Ekonomik kalkınma ve

• Üye devletlerin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması ile sınırlı olduğu


sonucuna ulaşmıştır.

 İşbirliğinin bu genel doğası nedeniyle, ASEAN, 1990'ların sonlarında çevre sorunları, Doğu
Timor ve ekonomik kriz gibi işbirliği gündeminde olmayan sorunlarla karşılaştığında etkisiz
kaldı.

 Topluluk fikri ve ASEAN Tüzüğü çerçevesinde, ASEAN işbirliği çoğulculuktan devlet merkezli
dayanışmaya dönüşmüştür. Bunun üç önemli göstergesi;

 Üye devletler birincil aktör olmaya devam etti ve STK'lar, doğal afetler gibi
geleneksel olmayan güvenlik tehditleriyle mücadelede devletlerin işbirliği
yapabileceği aktörler olarak görüldü.

 Üye devletler insan haklarının (AICHR ve AHRD gibi) ve siyasi değerlerin


geliştirilmesinden sorumluydu.

 Kurumsal alanda, ASEAN bağış alma ve vergi muafiyetlerinden yararlanma gibi


olumlu sonuçlar elde etmiştir.

 Myanmar, Endonezya, Filipinler ve Tayland'ın yaşadığı sorunların ASEAN normatif


işbirliğinin ilerlemesinde de bir sorun olduğunu göstermiştir;

 Üye devletlerden bağımsız bir organın olmaması ASEAN'ın etkinliğini sınırladı: 1976'dan
beri TAC Yüksek Konseyi ve 2009'dan beri ASEAN İnsan Hakları Komisyonu;

 Devlet egemenliğine ve müdahale etmemeye öncelik veren işbirliği yapısı nedeniyle


uygulamada insan haklarını tesis etmeye veya korumaya yönelik ciddi adımlar atılmamıştır.

Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC)

• 1989'da kurulan APEC; Asya-Pasifik ekonomik bölgeselciliğini teşvik etme girişimlerinin en


önemlisi;

• Daha önce; Pasifik Ekonomik İşbirliği Konferansı / Konsey;


• APEC için çağrı Avustralya'dan geliyor ve Japonya destek veriyor;

• APEC'in kurucu üyeleri: Kanada, Yeni Zelanda, Güney Kore, ASEAN-6, Avustralya, Japonya
ve ABD'dir.

• 1991'de Çin, Tayvan ve Hong-Kong üye olmuştur;

• 1993'te Meksika ve Papua Yeni Gine üye olurken; 1994'te Şili, 1997'de Peru, Rusya ve
Vietnam üye olmuştur.

• APEC'in en temel hedefi: bölgesel ve küresel düzeyde ticaretin serbestleştirilmesi;

• APEC, açık bölgeselcilik çerçevesinde üye ülkeler arasındaki ticari engelleri azaltmaya
çalışmıştır;

• "Birlikte çalışarak ticareti daha çok serbestleştirmek".

• APEC'in siyasi profili, -Clinton'un ekonomi liderlerinin katılacağı yıllık toplantıların


yapılacağını duyurduğu- Seattle toplantısından bu yana güçlenmiştir;

• Tayvan ve Hong Hükümet başkanları bu toplantılardan hariç tutulmuştur;

• Bogor Deklarasyonu (1994): sanayileşmiş ekonomiler için 2010'a ve gelişmekte olan


ekonomiler için 2020'ye kadar serbest ticarete bağlılığı taahhüt etmiştir;

• Uygulamada; üye ülkelerdeki iç baskıların ticareti serbestleştirme çabalarını sıklıkla


zayıflatması;

• Ör. Japonya, 1997'de APEC'in Erken Gönüllü Sektör Serbestleşmesi programındaki iki
sektöre katılmayı reddetmesiydi: balık ve balık ürünleri ile orman ürünleri;

• APEC hedeflerinin uygulamada tam tutturulmaması.

• APEC, Asya Ekonomik Krizi (1998-1999) ile etkili bir şekilde mücadele edememiştir;

• APEC'in üye ülkelere somut fayda sağlamada bir zayıflığı ortaya çıkmıştır;

• Bu durum üye ülkelerin ikili ticaret anlaşmaları için birbirlerine yönelik tekliflerinin
popülaritesini artırmıştır;

• Zirve toplantıları siyasi meselelerin çözümü için geniş çapta dayanışma platformu;

• Eylül 1999'daki Auckland Zirvesi, Doğu Timor'a müdahalenin BM öncülüğünde olması için
gerekli siyasi desteği kazanmada bir araç olması;

• Ekim 2001'de Şanghay'daki zirve; Bush'un Asya-Pasifik ülkelerinden terörizme karşı savaşı
desteklemelerini istemesi;

• APEC daha iddialı bir ekonomik bölgeselcilik hedefini sağlayamıyor;

• Asya-Pasifik ile ilgili konularda siyasi bir forum;

ASEAN Bölgesel Forumu (ARF)

• ARF, doğrudan Asya-Pasifik güvenliği ile ilgilenmektedir;

• ASEAN himayesinde çok taraflı bir güvenlik forumu olarak işlev görmekte;
• Asya-Pasifik bölgesinde çok taraflı bir güvenlik düzenlemesi yapılması için çeşitli teklifler;

• 1990'da Avustralya Dışişleri Bakanının AGİT şeklinde bir yapılanma önermesi ve Kanada'nın
da benzer bir teklif önermesi;

• Temmuz 1991'de Japonya Dışişleri Bakanının ASEAN Bakanlar Sonrası Konferansına


dayanan çok taraflı bir güvenlik forumu önermesi;

• ABD ve Çin'in bu tür düzenlemelere karşı çıkması;

• ABD; ikili güvenlik ittifaklarını zayıflatabilir;

• Çin, çok taraflılığı rolünü kısıtlayan bir araç olarak görüyor;

• Japon karşıtı anıların canlanması;

ASEAN en az muhalefetle karşılaşan aktör;

 Bölgesel hakimiyet aranmakla suçlanmıyor;

 Bu ülkelerin bir kısmıyla diyalog ilişkisinin bulunması;

 ASEAN’ın bakış açısından kendi bölgesinde ve Asya-Pasifik’teki gelişmeleri etkileme


yeteneğini artırmanın bir yolu;

 ASEAN, Temmuz 1994'te Bangkok'ta yeni forumun kurulması için destek kazandı;

 Forum başkanlığı yıllık temelde farklı ASEAN üyeleri arasında ve ev sahibi ülkenin dışişleri
bakanı başkanlığında yapılıyor;

 Üyeler: ASEAN-6, ASEAN'ın diyalog ortakları ve diğer önemli bölge ülkeleri;

 2015'e kadar toplam üye sayısı 27'ye yükseldi.

ARF nasıl çalışır?

• ASEAN sürücü koltuğunda;

• ASEAN ilkeleri temelinde yani dayanışma ve diyalog yoluyla çalışacak;

• 1995'te bölgesel güvenlikteki rolünün artması için üç aşama öngörülmüştür;

 güven artıcı önlemler

 önleyici diplomasi

 uyuşmazlık çözümü

 Uygulamada, bölgedeki güvenlik sorunlarına karışan taraflar arasında diyalog zemininin


üzerinde durulması;
 Bununla birlikte, Tayvan meselesi istisna tutuluyor ve ARF Kore meselesinde önemli bir rol
oyanayamıyor;
 Bölgedeki çatışmalara müdahale edebileceğini iddia etmiyor;
Çin ve ABD, ARF'ye nasıl bakıyor?

- Çin, Tayvan'ın gündemden uzak kalması şartıyla, forum bölgesel komşularla köprü kurmak için
zemin hazırlıyor;

- ABD, ABD'nin bölgeye katılımını ABD merkezliikili ittifaklar ağı yoluyla tamamlamada rol
oynayabilir;

ARF, Asya-Pasifik bölgesel güvenliğine düşük düzeyde katkı sağlıyor ve ASEAN'a odaklanıyor.

Doğu Asya Alternatifi

• Asya-Pasifik'in alternatifi Doğu Asya'ya dayanmakta;

• Aralık 1990'da Malezya, Doğu Asya Ekonomik Grubu kurmayı istiyor;

• Malezya'ya göre; Doğu Asya ülkelerinin çıkarlarını korumada APEC'den daha başarılı olacaktır;

• Önerilen grup: ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi diğer Batı ülkelerini dışlayacak.

• Japonya, ABD ile ilişkilere zarar vermek istemiyor ve diğer Doğu Asya ülkeleri de isteksiz;

• Malezya, Doğu Asya Ekonomik Grubu olarak tasarlıyor ancak geçerlilik kazanmıyor;

• Bu fikrin tekrar ortaya çıkacak olması;

• Doğu Asya grubunun gelişiminde ASEAN Plus Three (ASEAN Artı Üç) diye bilenen ASEAN ile
Çin, Japonya ve Güney Kore arasındaki işbirliği önemli rol oynadı;

• Somut başarı APT Maliye Bakanları tarafından bir para takas anlaşması yapılmasıydı;

• Chiang Mai Girişimi (CMI) adıyla bilinen bu anlaşmaya Asya Kalkınma Bankasının Mayıs
2000'deki yıllık toplantısında varıldı;

• APT ülkeleri bir ülkenin para biriminin tehdit altına girmesi durumunda para transferlerinde
birbirlerine yardım edeceklerdir;

• 1998'deki Hanoi'deki ikinci APT Zirvesinde bir Doğu Asya Vizyon grubu oluşturuldu;

• 2001 raporu: Doğu Asya topluluğu kurmak amacıyla 2005 yılında bir Doğu Asya Zirvesini
önerdi;

• Zirve, Aralık 2005'te Kuala Lumpur'da düzenleniyor; yeni bir topluluğun ilan edilmesiyle
sonuçlanmıyor;

• Karar: düzenli aralıklarla bir Doğu Asya Zirvesi düzenlemek;

• Doğu Asya Zirvesi toplantılarının yıllık yapılmaya başlanması;

• Odak noktası Doğu Asya olmasına rağmen, bir Asya-Pasifik boyutu mevcut;

• Avustralya, Hindistan ve Yeni Zelanda'da zirveye kabul edildi;

• APEC ile karşılaştırıldığında ABD, Doğu Asya Zirvesi'ne (EAS) kurucu üye değil;

• ABD ve Rusya, 2011'de zirveye üye oluyorlar;


ALTINCI SLAYT

ANAKARA GÜNEYDOĞU ASYA

Anakara Güneydoğu Asya, Tayland, Burma / Myanmar, Vietnam, Kamboçya ve Laos’u kapsamakta.

 Vietnam, Kamboçya ve Laos, Çinhindi’ni oluşturmakta.

 Laos dışındaki ülkelerin denize sınırı bulunmakta.

 Budizm, yaygın din.

 Bölgede Müslüman ve Hristiyan azınlıklar bulunmakta;

 Etnik Çinli azınlıklar tüm ülkelerde önemli rol oynamakta.

 Tarihsel olarak sömürgeci güçler Çinhindi’nde Fransa; Burma’da İngiltere.

 Sömürge döneminden önce Çin güçlüydü. Günümüzde bu durum tekrar geçerlilik kazandı.

 Sömürgecilikten sonra Kamboçya ve Laos’ta komünist nüfuz güçlenmiştir.

Toplum – Devlet Gerilimleri

 Azınlıkların konumu ve demokratikleşme baskıları ile ilgili;

 Azınlıklar ayrılma yerine daha fazla tanınma için çaba göstermekte;

 Burma’da azınlıklarım mevcut hükümete muhalefeti;

 Rohingya diye bilinen Müslüman azınlık konusu;

 Bu grubun birçok üyesinin Bangladeş’e kaçması;

 Rakhine’nin kendileri de ayrımcılığa uğradığını iddia etmekte.

 Güney Tayland’da Müslüman azınlık.

 Tayland’daki Müslümanların aşırı eylemlerini temsil eden Pattani Birleşik Kurtuluş Örgütü,
Tayland’dan ayrılmayı hedeflemekte.

 Kamboçya’da Müslüman Cham azınlığı;

 Laos ve Vietnam’da birçok grup bulunmakta;

 Demokratikleşme konusunda en önemli faaliyetler Burma / Myanmar’da.

 1990’larda Ulusal Demokrasi Ligi’nin seçim zaferi ve askeri rejimin seçim sonuçlarını tanımayı
reddetmesi.

 Suu Kyi’ye ev hapsi.

 ASEAN’ın askeri rejim ile ilişki kurması ve Burmayı üye olarak alması.
 ABD ve AB’den gelen baskılara 2010’lara kadar direnilmesi.

 Suu Kyi’nin 2010’da ev hapsinin sona ermesi ve demokratikleşme sürecinin başlaması.

 Ulusal Demokrasi Ligi’nin 2012 ve 2015 seçimlerini kazanması.

 Ordunun parlamentodaki koltukların %25’ine sahip olması.

 Suu Kyi ve oğullarına anayasal kısıtlamalar ancak en önemli siyasi figürler.

 Ordu, geçmişten günümüze Tayland’da baskın bir konumda.

 1932’de askeri darbe ile mutlak monarşi anayasal monarşiye dönüşmüş durumda.

 1970’lerden bu yana anayasal hükümetin kademeli bir şekilde temellendirilmesi;

 1992’de demokratik seçimlerin askeri müdahale olmaksızın düzenli bir şekilde gerçekleşmesi.

 Demokratikleşme sürecinin 2014 yılında askeri darbe ile kesintiye uğraması.

 Bu darbenin Thaksin Shinawatra’nın popülist politikalarına karşı yapıldığı iddia edilmiş;

 Çinhindi ülkelerinde demokrasi ya çok kırılgan ya da neredeyse yok hükmünde;

 Hem Vietnam hem de Laos, komünist rejimler olarak uzun süre merkezi ilkelere göre hareket
etmiş;

 1991 sonrası Kamboçya şeklen demokratik olmuştur ancak hukukun üstünlüğü zayıftır;

 Çinhindi ülkeleri insan hakları konusunda baskıları üzerlerine çekmekte;

DEVLETLERARASI İLİŞKİLER

• Tayland, anakara Güneydoğu Asya içinde coğrafi açıdan merkez konumda.

• Vietnam ve Myanmar, Tayland için endişe kaynağı.

• Tayland, Çinhindi’deki Vietnam (komünist) etkisinin genişlemesini kırmak için ABD ile
çalışmış.

• Kamboçya ihtilafının sona ermesiyle Tayland, Çinhindi’yi “savaş alanından bir pazara”
dönüştürme hedefini benimsemiş.

• Tayland, siyasi açıdan Hun Sen hükümeti ile ilişki çerçevesinde Kamboçya’daki etkisini
artırmış ancak Laos’da daha az etkili olmuştur.

• Uyuşturucu kaçakçılığı ve kadın ticareti Burma’da ortaya çıkmakta ancak Tayland’da hasara
neden olabilmekte.

• Tayland hükümeti, bu suç türlerine yönelik kontrollerini devam ettirmekte ancak Tayland’da
bu suç faaliyetlerinden çıkar sağlayan gruplar var.

• Tayland için önemli bir konu mülteciler.

• Tayland’da 125.000 Burmalı mülteci var.

• Tayland, askeri rejime baskı yapmanın yolu olarak Burma ile yapıcı katılımı desteklemekte.
• Mülteci meseleleri üzerinde önem artmıştır.

• ASEAN, Vietnam, Myanmar, Laos ve Kamboçya’yı da kapsayacak şekilde genişlemesiyle


Tayland, siyasi istikrarın güçlenmesi ve ekonomik işbirliğinin artmasında fayda görmüştür.

• Burma / Myanmar’ın bakış açısından Tayland bölgedeki en önemli ülke.

• ASEAN’a giriş sürecinde Tayland, Burma’ya yardımcı olmuştur.

• ASEAN’a giriş Burma’nın uluslararası konumunu güçlendirmiş ve Batı ülkelerinden gelen


eleştirilerin yönünün çevrilmesini kolaylaştırmıştır;

• ASEAN içerisinde Malezya, Burma’yı reform konusunda ikna etmeye çalışmakta.

• Çinhindi’ni oluşturan devletler içerisinde Vietnam en önemlisi;

• Vietnam’ın birinci önceliği Kamboçya ve Laos’tur.

• Vietnam için sorun yaratmamaları ve her iki ülkedeki Vietnam yanlısı hükümetlerin varlığı
ideal koşul.

• 1975 Vietnam savaşının sona ermesinden bu yana Laos genellikle Vietnam yanlısı;

• Kamboçya ihtilafının 1991’de sona ermesinden bu yana Hun Sen Vietnam yanlısı olmamış
ancak Vietnam ile çatışmaktan kaçınmıştır.

• Vietnam, ASEAN ilkelerine sadık kalmıştır.

• Kamboçya ve Laos, en çok Vietnam ve Tayland ile ilişki kurmuştur;

• Laos, 1975’ten beri Vietnam yanlısı;

• Tayland’daki Lao mültecilerini etkileyen gelişmeler.

• Kamboçya, 1990’ların başından beri Vietnam ve Tayland arasında pasif siyaset izlemiştir;

• ASEAN, Laos ve Kamboçya’ya daha esnek bağ kurma imkânı sağladığından bu ülkelerin birliğe
yakınlaşması kolaylaşmıştır;

• Tayland ve Vietnam arasındaki çekişmeli hususlardan bu sayede korunma / karışmama.

YEDİNCİ SLAYT
GİRİŞ

• Güneydoğu Asya özelindeki büyük güç rekabetinin temelleri 2010’lı yılların başına
götürülebilir.

• Obama yönetimi, Güneydoğu Asya’yı Asya-Pasifik bölgesine yönelik açılımda merkezi bir
coğrafya olarak görmüştür.

• Çin yönetimi, Güneydoğu Asya devletleri ile ilişkilerin geliştirilmesini ve bölgedeki birçok
alanda Çin’in varlığının artırılmasını vurgulamıştır.
Trump, Çin’in Güneydoğu Asya da dâhil olmak üzere Hint-Pasifik bölgesinde yıkıcı bir ekonomik
model uyguladığı ve otoriterlikle bağlantılı yönetimleri desteklediğini iddia etmiş.

• Seyir Özgürlüğü Operasyonları ile ABD, bölgedeki askeri varlığını güçlendirmeyi amaçlamış ve
müttefikleri ile ortaklarının katılımını teşvik ederek Güney ÇinDenizi’nde Çin üzerinde daha
fazla baskı yapmaya çalışmıştır.

• Pekin yönetimi, ekonomi alanında kapsamlı yatırımlar yapmış, askeri faaliyetlerini artırmış ve
Güney Çin Denizi’nde yapay adalar inşa ederek nüfuzunu denize doğru genişletmeye ve
egemenlik iddialarını daha güçlü bir şekilde ifade etmeye çalışmıştır.

• Güneydoğu Asya’da ABD ile Çin arasındaki rekabetin hem kıtasal hem de denizcilik olmak
üzere iki yönü bulunmaktadır.

• Bunun yanı sıra, ABD ve Çin, Güneydoğu Asya’da devletlerarası iş birliğinin bir yansıması olan
ASEAN örgütü nezdinde etkinlik kazanmaya çalışmaktadırlar.

Obama, ABD, Asya-Pasifik bölgesine ve Güneydoğu Asya’ya yönelmeli.

• ABD’nin Afganistan ile Irak girişimlerinin kısmi ölçüde başarılı olması,

• 2008 ekonomik krizinin finansal bir durgunluk getirmesi,

• ve Çin’in yükselen bir güç niteliği kazanarak uluslararası ilişkilerde daha etkili olmaya
başlaması.

• Obama, ABD’nin Güneydoğu Asya gibi Asya kıtasının alt bölgelerindeki meşruiyetini ve
bölgesel meselelerde söz söyleme hakkını güçlendirmeyi amaçlamıştır.

• Obama yönetimi, 2008 finansal krizinin olumsuz etkilerini giderme sürecinde Güneydoğu
Asya ülkeleriyle yeni ekonomik ortaklıklar geliştirmeyi ve bölge pazarında güçlü olmayı
tahayyül etmiştir.

• Obama, ABD destekli uluslararası kurallar ile normları ifade etmeyi, Güney Çin Denizi
uyuşmazlığı gibi bölgesel gerginlikleri etkili bir şekilde yönetmeyi ve kurallara dayalı bölgesel
düzeni güçlendirmeyi istemiştir.

• ABD, Güney Çin Denizi meselesinin uluslararası hukukun öngördüğü kurallar, seyrüsefer
özgürlüğü ve bölgesel düzende tek taraflı değişiklikler getirmeyen müzakereler çerçevesinde
çözülmesini savunmaktadır.

• Obama yönetiminin Güneydoğu Asya’ya yönelik yaklaşımında ön plana çıkan araçlar şu


şekilde sıralanabilir:

a) Diplomatik katılımın artırılması

1. Obama yönetimi, ABD ve Güneydoğu Asya arasındaki ilişkileri kurumsallaştırmak için


sürece etki edebilecek anahtar girişimler başlatmıştır.

2. ABD’nin ASEAN’a ilk bağımsız büyükelçiyi ataması;

3. ABD-ASEAN Zirvelerinin düzenlenmesi.


b) Kamu diplomasisi faaliyetleri

 Obama yönetimi ABD’nin Güneydoğu Asya’daki etkisini artırmaya yönelik yumuşak


güç araçlarını içeren çeşitli kültürel değişim programları başlatmıştır.

 ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kamu Diplomasisi ve Eğitim ile Kültürel İşler Daireleri,
Güneydoğu Asya toplumları, kurumları ve medyanın farklı sektörlerine yönelik
ABD’nin faaliyetlerini anlatmayı amaçlayan etkinlikler düzenlemektedirler.

c) Dış yardımlar

 Obama yönetimi 2010’dan 2016’ya kadar olan dönemde Güneydoğu Asya’ya 4


milyar dolarlık bir kalkınma yardımı sağlamış

 ve bölgede sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için eğitim, çevre, sağlık ve altyapı


konularında destek sunan Aşağı Mekong Girişimi’ni başlatmıştır.

d) Askeri İş birliği

 ABD yönetimi Endonezya ve Vietnam üzerindeki kısıtlamaları kaldırdığından


Myanmar hariç tüm Güneydoğu Asya ülkeleri Uluslararası Askeri Eğitim ve Öğretim
progamı IMET’e katılmaktadır.

 Kullanılmış teçhizat Güneydoğu Asya ülkelerinin ordularına transfer edilmektedir.

 Bu programların yanında ABD askeri ve sivil istihbarat teşkilatları Güneydoğu Asya


devletlerindeki meslektaşlarıyla yakın ilişkiler sürdürmektedir.

e) Ticari bağların güçlendirilmesi

 Güneydoğu Asya ülkelerinin de taraf olduğu TPPA’ya dâhil olarak ABD, Güneydoğu
Asya’daki varlığını sağlamlaştırmayı ve Çin’in Güneydoğu Asya’daki ekonomik
yükselişine yönelik karşı bir hamle geliştirmeyi hedeflemiştir.

 Ticareti kolaylaştırmaya yönelik ASEAN-ABD Genişletilmiş Ekonomik Katılım Girişimi


(The US-ASEAN Expanded Economic Engagement Initiative).

 Trump yönetiminin Güneydoğu Asya’yı Çin’in tek taraflı hakimiyet tesis etmeye başladığı ve
Güney Çin Denizi’nde yapay adalar inşa etme gibi hukuka aykırı eylemler gerçekleştirdiği bir
bölge olarak gördüğü söylenebilir.

 Bu nedenle Trump, Güneydoğu Asya’da Çin’in etkisini sınırlamayı ve Güney Çin Denizi’nde
Çin’in karşısında yer alan Güneydoğu Asya devletlerinin konumunu güçlendirmeyi
hedeflemiştir.

 Trump’ın bu hedefi Güneydoğu Asya’nın ABD ile Çin arasındaki rekabette kilit bir bölge olarak
ortaya çıkmasına neden olmuştur
Trump dönemine ilişkin önemli bir husus ABD’nin Güneydoğu Asya’ya yönelik yaklaşımının belli
ölçüde deniz odaklı şekillenmesidir:

 Seyir özgürlüğü operasyonları gerçekleştirilmesi;

 Güneydoğu Asya’daki ABD müttefikleri ile denizlerde tehditlerin tespitinden bilgi paylaşımına
ve problem çözmede iş birliğine kadar bir güvenlik iş birliğinin kurulması;

 Hint-Pasifik stratejisi, ABD’nin Güneydoğu Asya devletleriyle etkileşimi sürdürmesini ve


geliştirmesini öngörmektedir.

ÇİN’İN GÜNEYDOĞU ASYA’YA YÖNELİK POLİTİKASI

2012’de Çin Devlet Başkanlığı makamına gelen Xi Jinping ile Çin, Güneydoğu Asya’yı Asya Pasifik
bölgesinde ve uluslararası sistemde etkinliğini artırma sürecinde özel bir önem gösterilmesi gereken
stratejik bir bölge olarak görmüştür.

• Obama liderliğindeki ABD’nin dış politikada Güneydoğu Asya’yı ön plana çıkarması;

• Endüstri alanlarındaki üretim fazlasının eritilmesi için pazar bulma ihtiyacı;

• Jinping yönetiminin Çin’in Güneydoğu Asya gibi yakın coğrafyalarda daha etkili olması
gerektiğini savunması.

• Çin, siyasi, ekonomik ve güvenlik alanındaki çıkarlarına saygı duyulmasının Güneydoğu Asya
devletleri tarafından bir davranış biçimi olarak benimsenmesini hedeflemektedir.

• Jinping liderliğindeki Çin’in Güneydoğu Asya’ya yönelik politikasının ekonomi yönü


Güneydoğu Asya ülkeleriyle altyapı, ticaret ve yatırım gibi alanlarda ikili ve bölgesel ekonomik
bağların güçlendirilmesini ve de Çin merkezli firmaların bölgedeki rekabet gücünün
artırılmasını içermektedir.

• Çin, 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu ile karayolları, demiryolları ve boru hatları gibi altyapı ağları
inşa etme;

• Asya Altyapı Yatırım Bankası aracılığıyla finansman sağlama;

• Güney Çin Denizi’nde diğer davacı devletlerin münhasır ekonomik bölgelerine karışma,
tartışmalı alanlarda tek taraflı balıkçılık düzenlemeleri geliştirme ve Spratly takımadalarındaki
toprak iddialarını desteklemek için yapay yapılar inşa etme.

Çin’in Güneydoğu Asya’ya yönelik politikasında kullandığı araçlar şu şekilde sıralanabilir:

i) Diplomatik etkileşimin artırılması

• Her yıl bir dizi Güneydoğu Asya lideri Pekin’e davet edilmektedir. Malezya’nın eski
Başbakanı Najib Razak ve Kamboçya lideri Hun Sen, Pekin’e düzenli ziyaretler
gerçekleştirmişlerdir;

• Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin Kasım 2016’da Pekin’e gerçekleştirdiği


ziyaret;
• Çin Komünist Partisi’nin Uluslararası Bölümü Laos, Myanmar ve Vietnam ile özel
ilişkiler tesis etmekte;

ii) Kamu diplomasisi faaliyetleri

 Çin, ASEAN ile Çin-ASEAN Kültürel Değişim Yılı (2014), Çin-ASEAN Kültürel İş birliği
Eylem Planı (2014-2018) ve Çin-ASEAN Eğitim İş birliği Yılı (2016) gibi sayıları
çoğaltılabilecek kültürel iş birliği faaliyetleri yürütmektedir.

 Çin, ayrıca, Güneydoğu Asya’da 40 Konfüçyüs Enstitüsü çok sayıda Konfüçyüs Sınıfı
ve bir dizi Çin Kültür Merkezi kurmuştur.

iii) Ekonomik İş birliği

 2010’da yürürlüğe giren Çin-ASEAN Serbest Ticaret Bölgesi (China-ASEAN Free Trade
Area) düzenlemesi;

 Çin yönetimi, on ASEAN üyesini ve Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Kore ve


Japonya’yı içeren Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık aracılığıyla gümrük şartlarının
kolaylaştığı ve vergi oranlarının düşürüldüğü kapsamlı bir bölgesel ekonomik iş birliği
inşa etmek istemesi;

 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu çerçevesinde öngörülen ekonomik koridorlar, iş birliği
bölgeleri, otoyollar, tren hatları ve limanlar ve mülkler satın almak ve de endüstriyel
tesisler kurmak.

iv) Askeri iş birliği

• Çin, askeri ekipmanların fiyatlarını Batılı ülkelere göre yaklaşık %20 düşük tutarak,
Güneydoğu Asya ülkelerindeki alıcıların ilgisini çekmeye çalışmaktadır.

• Kamboçya, Tayland, Myanmar ve Malezya, son dönemde Çin’in bölgeye yönelik


savunma iş birliği arayışında ön plana çıkmaktadır.

BÜYÜK GÜÇ REKABETİNİN UYGULAMA BOYUTU

Büyük güç rekabeti;

• ekonomi,

• askeri boyut,

• kültürel etki/imaj,

• ittifak ilişkileri,

• ABD ve Çin’in Güneydoğu Asya’ya yönelimi,

• ASEAN örgütü,

• Güney Çin Denizi,

• Çin’in eylemleri,
• ve Çin’e yönelik algı

şeklinde sıralanabilecek konular çerçevesinde analiz edilebilir:

Ekonomi

• Güneydoğu Asya’daki ABD doğrudan yabancı yatırımının kümülatif stoku 329 milyar dolardır
ve bu meblağ Çin’in yabancı yatırımının toplamından daha büyüktür.

• Yıllık yatırım akışları açısından incelendiğinde, ABD’nin belli dönemlerde, Çin’e kıyasla daha
ön planda olduğu görülecektir.

• Ticaret açısından bakıldığında Çin’in Güneydoğu Asya/ASEAN ile 500 milyar doları bulan
olağanüstü bir ticaret ağına sahip olduğu görülmektedir. Çin ile kıyaslandığında, ABD’nin
Güneydoğu Asya ile olan ticareti 350 milyar dolar civarındadır.

• ABD’nin ilgili ülkeye yeni nesil ekonomi alanlarında doğrudan katkı sağlayan hizmet ve
teknoloji endeksli yatırımları Çin’in altyapı inşaatı gibi geleneksel yatırımları karşısında bir
üstünlük oluşturmaktadır.

• Çin’in Güneydoğu Asya’ya yönelik ekonomik yönelimi ağır borçlar, yozlaşmış ticari
uygulamalar ve bölge devletlerinin ekonomik açıdan Çin’e bağımlı hale gelerek ekonomik
bağımsızlığın tehlikeye girmesi ihtimallerini bünyesinde barındırmaktadır.

• Çin ile kıyaslandığında, ABD Yurtdışı Yolsuzluk Faaliyetleri Yasası, ABD ile Güneydoğu Asya
ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin bir tahakküm/baskı/zorbalık çerçevesinde
ilerlemesinden ziyade şeffaf bir süreç dahilinde ilerlemesini sağlamaktadır.

• Kuşak-Yol Girişimi projelerine yerel katılımın istenen ölçüde olmaması Güneydoğu Asya
halkları arasında bir hayal kırıklığına neden olmaktadır.

• Kuşak-Yol Girişimi projelerine karşı çıkan ya da yeniden yapılanmasını talep eden liderlerin
iktidara gelmesi halinde bu girişimin Güneydoğu Asya’da uygulamaya aktarılması kolay bir
şekilde gerçekleşmeyecektir.

• Güneydoğu Asya’da Kuşak-Yol Girişimi’ne yönelik şüpheler devam etmektedir. Örneğin, 2020
ISEAS Anketi’nde yanıt verenlerin %63,6’sı Çin’in Kuşak-Yol Girişimi kapsamındaki projeleri
“açık, yeşil ve temiz” hale getirme taahhüdüne çok az güvendiğini veya hiç güvenmediğini
ifade etmiştir.

• Bir diğer husus, Güneydoğu Asya’da büyük altyapı projeleri ile meşgul olan Çin devletine ait
işletmelerin bazı durumlarda çevreyi olumsuz etkilemesi, sosyal sorumluluk çerçevesinde
hareket etmemesi ve yerel topluluklar için sınırlı teknoloji transferi ve istihdam fırsatları
sunmasıdır.

• Washington’un TPPA’dan çekilmesi Çin’in ekonomik yükselişinin bölgede daha hissedilir bir
hale gelmesine neden olmuştur.

• Bölgesel olarak kapsayıcı bir ekonomik iş birliği sunan RCEP çerçevesinde Çin ile ASEAN
arasındaki bölgesel ekonomik iş birliği derinleşmiş ve güçlenmiştir.

• Ayrıca, Güneydoğu Asya devletleri, ABD’nin olumsuz yaklaşımına rağmen, Çin destekli Asya
Altyapı Yatırım Bankası’na aktif olarak katılmıştır.
Askerî boyut

 Askeri varlık ve yardım programları açısından Çin’in bölgedeki faaliyetleri ABD’nin kapsamlı ve
çeşitli askeri faaliyetlerinin gerisinde kalmaktadır.

 ABD ile kıyaslandığında, Çin, asgari düzeyde askeri yardım sunar ve bu yardımlar genellikle
satış sonrası hizmet ile ilgili olup zayıf bir nitelik göstermektedir.

Kültürel Etki/İmaj

 Çin’in Güneydoğu Asya’daki yumuşak gücünün etkinliği bölge ülkelerinde ve bölgedeki Çin
diasporası arasında aynı seviyede değildir.

 Çin’in Çin diasporasına ve ticari ile siyasi seçkinlere odaklanan yaklaşımı toplumlar nezdindeki
algısını ve yumuşak gücünü olumsuz yönde etkilemektedir.

 ABD’nin popüler gücü/imgesi Trump dönemindeki birtakım olumsuz gelişmelere rağmen son
derece yüksektir.

İttifak ilişkileri

 Çin ile kıyaslandığında, ABD, Güneydoğu Asya devletlerinden bazıları ile tarihten gelen özel
ittifak ilişkilerine sahiptir: ABD-Filipinler ve ABD-Tayland.

 Çin, son dönemde, Filipinler ve Tayland ile ekonomik ilişkileri derinleştirmesine rağmen
ABD’nin bu ülkelerle olan ittifak ilişkileri Çin’in ilişkilerinin güçlenmesini engellemektedir.

• ABD’nin Güneydoğu Asya ülkeleriyle ilişkilerini derinleştirmede Çin ile kıyaslandığında daha
avantajlı bir durumda olduğu söylenebilir. Örneğin, ABD’nin Vietnam ile ilişkileri artan ticaret
bağları ve halklar arası güçlü etkileşimler sayesinde önemli bir şekilde gelişmektedir.

• Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki eylemleri ve Güneydoğu Asya’daki artan ekonomik ve siyasi
etkisi Vietnam’da endişelere neden olmaktadır.

ABD ve Çin’in Güneydoğu Asya’ya yönelimi

 Kısa sürede yaşanan değişimler (Obama’nın Güneydoğu Asya’ya önem vermesi ve Trump’ın
başlangıçta bölgeye önem vermemesi) uzun vadede ABD’nin bölgeye önem verip
vermeyeceği ve bölgeye yönelik yaklaşımının nasıl olacağına ilişkin endişeleri gündeme
getirmiştir.

 ABD ile kıyaslandığında, Çin’in Güneydoğu Asya’ya yönelik ilgisi tarihsel süreç içerisinde
süreklilik göstermiştir. Pekin yönetimi, Güneydoğu Asya devletleriyle güçlü ekonomik ilişkiler
tesis etmeye, bölgedeki kültürel varlığını güçlendirmeye ve askeri/savunma alanında daha
görünür hale gelmeye her dönemde önem vermiştir.
ASEAN Örgütü

 Çin, ASEAN’ı kendi etkinliğini artırma ve diyaloğu önceleyen bir aktör izlenimi oluşturmada bir
araç olarak görmektedir.

 Çin’in ASEAN ile ilişkilerde bir güven açığı.

 ASEAN+8 gibi ASEAN platformlarına katılımla ABD, Çin ile Güneydoğu Asya’yı ilgilendiren
bölgesel güvenlik konularını tartışabileceği açık bir diyalog ortamı tesis etmiş ve daha
önemlisi Çin’in bölgesel hırslarını çok taraflı kurumlar aracılığıyla dengeleyebileceği bir zemin
kazanmıştır.

Güney Çin Denizi

 Güneydoğu Asya devletleri, Çin’in Güney Çin Denizi’nde yapay ada inşaatları yapmasını ve
birtakım askeri faaliyetlerde bulunmasını tasvip etmemektedirler.

 Çin’in Güneydoğu Asya’da etkinliğini artırmaya çalışırken, Güney Çin Denizi’nde olduğu gibi,
bazen sert güce dayalı ve diyaloğu içermeyen eylemlerde bulunması bölge devletleri
tarafından Pekin’in bölgesel meseleleri kendi gündemine uygun olarak şekillendirmek
istemesinin bir yansıması olarak okunmaktadır.

 Çin ile kıyaslandığında, ABD, Güney Çin Denizi uyuşmazlığı dâhil olmak üzere bölgesel
uyuşmazlıkların barışçıl bir şekilde çözülmesini, devletlerin egemenliğine saygı gösterilmesini
ve uluslararası kural ile normlara bağlılığı vurgulamaktadır.

 Güneydoğu Asya devletlerinin Güney Çin Denizi uyuşmazlığının diplomasi ve uluslararası


hukuk çerçevesinde çözülmesini öncelikli hale getirmesi ABD ve Çin’in tutumlarından ABD’nin
yaklaşımının daha ön planda olmasına yol açmaktadır.

 Güneydoğu Asya devletleri için Güney Çin Denizi konusunda -Çin ile kıyaslandığında- ABD iş
birliği yapılabilecek ve kendi görüşlerine destek olacak bir aktör haline gelmektedir.

 Çin’in Güney Çin Denizi üzerindeki hak iddialarını tarihsel argümanlara dayandırması ve
hukukun üstünlüğünü göz ardı etmesi karşısında, Güneydoğu Asya devletleri, ABD’yi Güney
Çin Denizi’nde Çin’i dengeleyebilecek bir aktör olarak görmüşlerdir.

 Jinping liderliğinde Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki daha agresif duruşu Güneydoğu Asya’daki
halklar için önemli bir endişe haline gelmiştir. 2020 ISEAS Anketi’nde katılımcılar, Güney Çin
Denizi’ni -ekonomik gerileme (%68,5) ve iç siyasi istikrarsızlığın (%70,5) ardından- üçüncü en
önemli güvenlik endişesi olarak sıralamışlardır.

 Çin’in bölge ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek için neler yapabileceği sorulduğunda, yanıt
verenlerin %74,1’i Pekin’in bölge devletleriyle olan toprak ve deniz anlaşmazlıklarını barışçıl
ve uluslararası hukuka uygun olarak çözmeye odaklanması gerektiğini ifade etmişlerdir.
Çin’in eylemleri ve Çin’e yönelik algı

o Çin’in bölge devletlerinden fazla talepte bulunması, ekonomik ilişkiler konusunda sürekli
Çin’in üstünlüğünü yansıtan bir anlayışı ön plana çıkarmaya çalışması ve Güney Çin denizi
konusunda agresif bir tutum benimsemesi.

o Bu durum bağımsızlıklarını İkinci Dünya Savaşı sonrası gibi yakın bir tarihte kazanan ve
sömürgecilik konusunda çok güçlü olumsuz hatıralara sahip olan Güneydoğu Asya
devletlerinin Çin gibi büyük güçlere karşı temkinli bir tutum benimsemesine yol açmaktadır.

o Tarihsel olarak, Çin’in bölgedeki komünist isyanlara ve etnik Çinlilere verdiği destek
bilinmektedir.

o Ayrıca, geçmişte, Çin’in uluslararası ilişkilerde uyguladığı ‘haraç sistemi (the tribute system)’
Güneydoğu Asya devletlerinin Çin’e yönelik olumsuz algısını şekillendiren bir dinamiktir.

o Çin’e yönelik olumsuz algılar/çekinceler ve ABD’ye yönelik olumlu bakış açısı kamuoyu
araştırmalarına da yansımıştır.

o ISEAS, Güneydoğu Asya 2019 Anket Raporu’nda güven sıralamasında, Çin, en düşük sıralarda
yer alan ülkelerden birisi olmuştur.

o 2020 Anket Raporu, Güneydoğu Asyalı elitlerin yüzde 70’inden fazlasının Çin’in ekonomik ve
stratejik etkisinden endişe duyduklarını ortaya koymaktadır.

o Güneydoğu Asya halkları, Trump’ın liderliğinden rahatsızlık duysalar da ABD’ye Çin ile
kıyaslandığında iyimser bir şekilde baktıklarını ve daha fazla güvenmektedirler.

Sonuç

 ABD ile kıyaslandığında, Çin’in Güneydoğu Asya yönelik politikasında kendisi için dezavantaj
teşkil eden çok sayıda unsur bulunmaktadır.

 Bu unsurlardan en önemlisi, Çin’in Güney Çin Denizi meselesinde bölge devletlerinin


taleplerini dikkate almayan bir bakış açısı geliştirmesi ve askeri araçlar gibi sert güç
unsurlarına başvurmasıdır.

 Bir diğer olumsuz boyut, Çin’in ASEAN’da bölge devletleri arasındaki iş birliğine zarar vermeye
yönelik yaklaşımlar geliştirmesidir.

 Ayrıca, Çin, savunma ve güvenlik alanında ABD’nin geliştirdiği programların ya da stratejilerin


gerisinde kalmıştır.

 Çin’in ekonomi alanında Kuşak-Yol Girişimi projeleriyle ve gerçekleştirdiği yatırımlarla


Güneydoğu Asya devletleri üzerinde bir tahakküm kuracağına ilişkin endişeler bulunmaktadır.

 Bu noktalar Çin’in Güneydoğu Asya’daki üstünlük arayışını sınırlamakta ve ABD’nin


Güneydoğu Asya’da etkisinin görece daha iyi ve güçlü olmasına yol açmaktadır.

You might also like