You are on page 1of 28

ATA I 14.

HAFTA
(Tekrar)
Birinci Dünya Savaşına Kadar Osmanlı Devletinde Ermenilerin Durumu
• Ermeniler Osmanlı Devletine sorun çıkarmadan huzur içinde yaşıyorlardı. Bu
nedenle devlet içinde Ermenilere sadık millet anlamında « millet-i sadıka»
deniyordu.
• Ermeniler, Fransız Devrimi ile birlikte yayılan milliyetçilik akımından Balkan
milletleri gibi etkilendiler. Bağımsız devlet kurmak için kendilerini destekleyecek
devlet olarak da Rusya’yı seçtiler.
• Ermenilerin bu isteği Rusların da çıkarına idi. Zira Osmanlı Devletini parçalamak
için Doğu Anadolu’da işbirliği yapacağı bir millet bulmuştu.
• ihtilalci Hınçak ve Taşnak örgütlerini kurdular.
• Bu örgütler vasıtasıyla Anadolu’da ve İstanbul’da birçok isyan ve terör faaliyeti
içinde bulundular.
• Ardından da tehcir kanunu çıkartılmıştır. Kararda tek bir millet adı
geçmemektedir. Savaş bölgelerinde oturanların bir kısmı Halep ve Suriye
vilayetinin doğusuna nakledilmiştir.
• Çarlık Rusya’sında Mart 1917’de başlayan ihtilâl sonucunda, Kasım
1917’de iktidara Lenin’in liderliğindeki Bolşevikler geldi. Lenin
yayınladığı beyanname ile savaşa son verdi.
• İttifak Devletleri ile 3 Mart 1918 tarihinde Brest- Litovsk
Antlaşmasını imzaladı.
• Brest- Litovsk Antlaşması ile Osmanlı Devleti, 1878 Berlin
Antlaşması ile Rusya’ya verdiği Kars, Ardahan ve Batum
sancaklarını geri aldı.
Paris Barış Konferansı sonrası 28 Haziran 1919'da imzalanan Versay Antlaşması ile Almanya ile barış
şartları oluşturulmuş, bu anlaşmayı diğer devletlerle yapılacak anlaşmaların hazırlanması izlemiştir;

-Avusturya ile St. Germain Antlaşması


-Macaristan ile Trianon Antlaşması
-Bulgaristan ile Neuilly Antlaşması
-Türkiye ile Sevr Antlaşması

Savaş, Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesine ve petrol kaynakları için İngilizler tarafından bu bölgelerden
yaratılan yeni bir devlet olan Irak'ın kurulmasına yol açtı.

Fransızlar ve İngilizler tarafından savaş ganimeti olarak paylaştırılan Suriye, Ürdün, Lübnan ve Filistin'in
yaratılmasıyla yeni bir Ortadoğu haritası doğdu.

1. Dünya Savaşı'na çok daha fazla etki atfedilebilir, ancak gerçek şu ki, bu yıkıcı çatışmadan sonra dünya
asla eskisi gibi olmamıştır. Pek çok tarihçi, 1. Dünya Savaşı'nın, Nazi Partisi'nin iktidara gelmesine ve 2.
Dünya Savaşı'nın patlak vermesine izin veren bir ortam oluşturduğunu düşünmüştür.
Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)

• Mondros Mütarekesi Öncesi Genel Durum;


• Osmanlı Devleti savaşın sonuna doğru, Kafkasya hariç diğer
cephelerde yenilmiş ve büyük toprak kaybına uğramıştır.
• Bulgaristan İtilaf Devletleri tarafından işgal edilerek savaştan çekilmiş
ve ateşkes anlaşması imzalamıştır.
• Osmanlı Devletinin Almanya ve Avusturya ile karadan irtibatı kesilmiş;
Batı Trakya istikametinden İstanbul şehri tehdit altında kalmıştır.
• Bununla beraber Almanya ve Avusturya’nın da ateşkes yapılması
konusunda girişimlerde bulunması, Osmanlı Devletinin ateşkes
anlaşması yapmasında etkili olmuştur.
• Bu sıralarda Wilson Prensiplerinin yayımlanması Osmanlı
yöneticilerine ateşkes yapılması konusunda ümit vermiştir.
Mondros Ateşkes Antlaşmasının
Önemli Maddeleri
1. MADDE: Boğazlar açılacak ve İtilaf Devletlerine
teslim edilecekti.
5. MADDE: Sınırların korunması ve iç güvenliğin
sağlanması için yeterli kuvvet
bulundurulacak, geri kalanı terhis edilecekti.
6. MADDE: Bütün savaş gemileri İtilaf Devletlerine
teslim edilecekti.
7. MADDE: İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit
edecek bir durum olduğunda herhangi bir stratejik
noktayı işgal etme hakkına sahip olacaklardı.
24. MADDE: Altı ilde (Erzurum, Van, Harput,
Diyarbakır, Sivas ve Bitlis ) karışıklık çıktığı
takdirde bu illerin herhangi bir bölümünün işgalini
İtilaf Devletleri gerçekleştirebilecekti.
Mondros Ateşkes Antlaşmasının Önemi (1)
• 24. Maddeye bakıldığında, İtilaf Devletlerinin bulundukları
çizgide durmayacakları ve Ermeniler ile Rumların yardımıyla
Osmanlı ülkesini paylaşacakları görülebilirdi.
• Mustafa Kemal, Adana’dan Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’ya
gönderdiği Mondros Mütarekesinin tehlikelerini telgraflarda
anlatıyordu:
1. Toros tünellerinin teslimi, ordunun terhisi, silah ve cephanenin
tesliminin meydana getireceği tehlikeleri belirtmişti.
2. İngilizlerin İskenderun Limanını işgal etmeye hakları olmadığını,
teşebbüs ederlerse silahla karşı koyacağını bildirdi.
Mondros Ateşkes Antlaşmasının Önemi (2)
• İngilizler ateşkesi tek başlarına yaptıklarından Fransız ve
İtalyanlara göre üstünlük kazanmışlardı. Böylece Orta
Doğu politikalarına ağırlıklarını koymuşlardı.
• Boğazları ele geçirerek Anadolu ve Trakya’nın irtibatını
koparmak.
• İngilizler Irak ve Musul’u ele geçirerek petrollerden
yararlanmak.
• Doğu Anadolu’yu ele geçirerek bir Ermeni Devleti
kurmak.
• Batı Ege ve İstanbul’u ele geçirerek Büyük Yunanistan
Krallığını kurmak amaçlarıyla işgaller başladı.
• 1.Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler:
• Hınçak ve Taşnak Sütyun Cemiyetleri
• Bu cemiyetler Ermeniler tarafından kurulmuştur. Cemiyetin amacı
Doğu Anadolu’da Ermeni Devleti kurmayı amaçlamıştır.
• Kordos Cemiyeti
• Bu cemiyetin amacı İstanbul, Trakya, Trabzon, Marmara kıyıları ve
İzmir yöresinde düzeni bozup, Yunanistan’dan getirdikleri Rumları
Anadolu’nun değişik bölgelerine yerleştirip buralarda Rum nüfusunu
attırmaktı.
• Etniki Eterya Cemiyeti
• Bu cemiyetin amacı Batı Anadolu’da Yunan işgaline destek verip
Yunanlıların ilerleyip yeni yerler işgal etmesini (megali idea)
sağlamaktı.
• Türklerin Kurduğu Milli Varlığa Düşman Cemiyetler :
• Hürriyet ve İtilaf Fırkası
• Bu fırka İttihat ve Terakki Fırkasına karşı kurulmuştur. Milli Mücadele
hareketini İttihatçıların hareketi olarak nitelendirmişlerdir. Bu nedenle
milli mücadele hareketine karşı çıkmışlar ve ayaklanmalarda kışkırtıcılık
yapmışlardır.
• İngiliz Muhipler Cemiyeti
• İstanbul’da kurulmuştur. Türkler tarafından kurulan bu cemiyetin amacı
Osmanlı Devleti’ni İngiliz himayesine sokmaktı. Çünkü kurtuluşun böyle
olacağını düşünüyorlardı.
• Wilson Prensipleri Cemiyeti
• Bu cemiyet bir grup aydın tarafından İstanbul’da kurulmuştur. Bu cemiyet
kurtuluşun ancak Amerikan mandası altına girerek sağlanabileceğini
savunmuştur.
Mondros Mütarekesi Sonrası Kurulan Yararlı Cemiyetlerin Genel Özellikleri
• Mondros Mütarekesi’nin getirdiği tehlikeye karşı kurulmuşlardır.
• Bölgesel özellik taşırlar.
• Birbirinden kopuk hareket etmişlerdir.
• Yöntemleri basın- yayın yoluyla propagandadır.
• Amaçları, kuruldukları yerlerin işgalini önlemektir.
• Azınlık faaliyetlerini etkisiz yapmak için çalıştılar.
• İlkeleri vatanseverliktir.
• Milli direniş bilincini uyandırmışlardır.
• Bulundukları bölgenin Türklüğünü korumayı amaçlamışlardır.
• Sivas Kongresi’nde birleştirilmişlerdir. Böylece ulusal iradeyi temsil
etmeye başlamışlardır.
Mondros Mütarekesi Sonrası Kurulan Yararlı Cemiyetler
• Yunan İşgali ve Rum Pontus Tehdidine Karşı Kurulan Müdafaa-i Hukuk
Cemiyetleri
• Trakya- Paşaeli Müdafaa-i Hukuku Osmaniyesi, İzmir Müdafaa-i Hukuku
Osmaniyesi, İzmir Müdafaa-i Vatan Cemiyeti, Trabzon Muhafaza-i
Hukuku Milliye Cemiyeti, Kilikyalılar Cemiyeti
• Ermenilere Karşı Kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri:
• Adana Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyeti ( Kilikyalılar Cemiyeti ),
Cenubi Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkat-ı Milliyesi, Vilayât-ı Şarkiye
Müdafaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti
• Diğer Cemiyetler:
• Milli Kongre, Kadınların Kurduğu Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri:
Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti
Mondros Mütarekesi Sonrası Gelişen Olaylar
•Hükümet Rum çetelerinin saldırıları ve huzuru
bozucu faaliyetlerini önlemek için olağanüstü
yetkilerle Mustafa Kemal Paşa’yı bölgeye 9.
Ordu Müfettişi olarak gönderdi.
•Mondros Mütarekesinden sonra, vatanın
kurtuluşu için Mustafa Kemal’de oluşan
düşünce “Milli iradeye dayalı kayıtsız şartsız
bağımsız yeni bir Türk devleti kurmaktır.”
Mustafa Kemal Samsun’da
• Mustafa Kemal’in 9. Ordu Komutanlığı’na Atanması:
• Mustafa Kemal’in İttihatçı olmaması,
• Başarılı bir asker olması nedeniyle İtilaf devletlerinin baskı yaptığı
Karadeniz bölgesindeki olayların çözümünde başarılı olacağına
inanılmıştır.
• Ali Fuad (Cebesoy) Paşa’dan başlayıp, zamanın Dahiliye Nazırı Mehmed
Ali Bey, Sadrazam Damad Ferid Paşa ve Sultan Vahideddin’e kadar uzanan
bir tavsiye zinciri sonucunda gerçekleşmiştir.
• Mustafa Kemal sır gibi sakladığı milli mücadele için bu görevi yürekten
arzu etmiş ve atanmak için gerekli temasları kurmuştur.
• Hükümetin işlerine karışan Mustafa Kemal bu vesileyle İstanbul’dan
uzaklaştırılmıştır; 14
İzmir’in İşgali
• Yunanlılar 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgale
başladılar.
• İzmir’in işgali ülkenin her köşesinde büyük bir tepki ile
karşılanmıştır. Yurdun her köşesinde protesto mitingleri
düzenlenmiş, gösteriler yapılmış ve işgali kınayan
telgraflar çekilmiştir.
• İzmir’de ve Batı Anadolu’da yaşanan ve yaşanması
muhtemel olumsuzluklar, Türk ulusunun bilincinde ayrı bir
yer teşkil etmiş ve ulusal mücadeleye katılımı arttırmıştır.
• İtilaf Devletleri İngiliz Generali Milne’yi durumu
incelemek ve bir raporla kendilerine sunmak üzere Batı
Anadolu’ya görevlendirdiler ve General hattı tespit etti.
• Amasya Genelgesi:
• Anadolu’daki ihtilalin başlangıç bildirisi de sayılan genelgedir.
• Kurtuluş Savaşı'nın gerekçesi, amacı ve yöntemi belirlenmiştir.
• Türk ulusunu mücadeleye çağıran ihtilal bildirgesi olarak kabul
edilmektedir.
• Yurdun bağımsızlığının tehdit altında olduğu belirtilirken,
İstanbul Hükümetinin sorumluluklarını yerine getirmediği
vurgulanmıştır.
• Ülkenin kaderinin halkın mücadelesi ile şekilleneceğine yer
verilmesinden dolayı, halk egemenliğine yönelişin ilk adımı
olarak kabul edilmektedir.
16
Milli mücadele ve kongreler
• Erzurum Kongresi 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 ;
• Mustafa Kemal Paşa Kongre Başkanlığına, Rauf Bey de II. Başkanlığa oy
birliği ile seçildiler
• Kongre, memleketin bütününü ilgilendiren konularda kararlar alarak,
Milli Mücadele’nin esas programını hazırlamıştır.
• Programın temel fikri kayıtsız şartsız bağımsızlık ve milli hakimiyettir.
• Kongrede vatan sınırları belirtilerek, vatanın bir bütün olduğu ve
parçalanamayacağı ilan edilmekle, emperyalistlere Türk’ün ata
yurdunun işgal edilemeyeceği anlatılmak istenmiştir.
• Heyet-i Temsiliye oluşturuldu ve Başkanlığına da Mustafa Kemal Paşa
seçildi.
• Erzurum Kongresi, işgalciler ve İstanbul Hükümetince tepkiyle
karşılanmıştır. Bunun yanında Hükümet, sivil ve askeri memurlara,
Rauf Bey ve Mustafa Kemal Paşa’nın yakalanarak İstanbul’a
gönderilmesine dair emir göndermişse de, bu emir etkisiz kalmıştır.
Milli mücadele ve kongreler
• Sivas Kongresi Kararları;
• Milli sınırlar içindeki bölgeler bölünmez bir bütündür. Birbirinden ayrılamaz.
• Osmanlı topraklarının bütünlüğünün sağlanması için milli güçlerin etkinliği ve milli
egemenliğin üstün kılınması şarttır.
• Her türlü işgal ve müdahaleye karşı, millet birlik olarak kendisini müdafaa ve
mukavemet edecektir. Hıristiyan azınlıkların her türlü güvenliği sağlandığından
bunlara ayrıcalık tanınamaz.
• Manda ve koruyuculuk kabul edilemez
• Milletin kendi geleceğine karar verebilmesi ve hükümetin başıboş bırakılmaması için
Mebuslar Meclisinin derhal toplanması gerekir.
• Milli direnmeyi gerçekleştirmek için kurulan dernekler birleştirilmiş ve adı “Anadolu
ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” olmuştur.
• Kutsal amacı ve umumi teşkilatı idare için Kongre tarafından bir Temsil Heyeti
seçilmiştir.
• Diğer Kongreler;
Milli mücadele • Erzurum ve Sivas kongrelerinin dışında da bölgesel
olarak toplanan Kongreler; Kars Ardahan ve
ve kongreler Batum’u içine alan Üç Liva Kongreleri, Trabzon
Kongreleri, Balıkesir Kongresi, Nazilli Kongresi,
Alaşehir Kongresi ve Trakya Kongreleri.
Amasya Görüşmesi ve Protokolleri 20-22 Ekim 1919
• Sivas Kongresi esnasında, İstanbul Hükümetinin
kongreye yönelik hasmane tutumu nedeniyle
İstanbul ile iletişimin kesilmiş olması, İstanbul
Hükümetini 20-22 Ekim 1919 tarihlerinde Temsil
Heyeti ile Amasya’da görüşmeye iten bir gelişme
olmuştu.
• Birçok konuda fikir birliğinde olmalarına rağmen
karşılıklı bir görüşme ile sorunların çözümüne
karar verdiler. Görüşme yeri olarak Amasya
seçildi. Görüşmeye İstanbul Hükümetinden
Bahriye Nazırı Salih Paşa, Heyeti Temsiliye adına
Rauf Bey,, Mustafa Kemal Paşa, Bekir Sami Bey
da Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay ve Bekir
Sami Bey katıldı. Görüşme 20-22 Ekim 1919
tarihleri arasında yapıldı. 20
Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gelişi (27 Aralık)
• Amasya Görüşmeleri sonrasında Meclisin açılması
yönünde alınan karar sonrası Memlekette
seçimler yapılmış ve Meclis 12 Ocak 1920
tarihinde çalışmalarına başlamıştır.
• Meclis-i Mebusan çalışmaları sürerken 27 Aralık
1919’da Mustafa Kemal Paşa çalışmaları daha
yakından ve kolay takip etmek için Ankara’ya
geldi.
• Güvenli olması, haberleşme ve ulaşım imkânlarına
sahip olması, cephelere yakınlığı, işgal edilen
yerlere uzak oluşu, Ankara’nın merkez
seçilmesinde etkili olmuştur.
Son Osmanlı Mebuslar Meclisi
• Mustafa Kemal’in Meclis’te kabulünü
istediği bir diğer konu olan Sivas’ta
hazırlanmış olan Misak-ı Milli metni 28
Ocak’taki gizli toplantıda çok az değişiklikle
kabul edildi. Meclis 17 Şubat 1920’de bu
kararı açıkladı.
• İngilizler, Meclisi Mebusandan istedikleri
şekilde kararlar çıkmadığını görünce;
Türklerin Ermenileri katlettiği yönündeki
haberleri gerekçe gösterip, Anadolu’daki
direnişten İstanbul Hükümetini sorumlu
tutarak 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’u
işgal ettiler.
İstanbul’un İşgalinin Sonuçları
• İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u işgali bekledikleri gibi sonuç vermedi.
• İstanbul’dan Ankara’ya bir akın başladı.
• Meclis-i Mebusan'ın dağıtılarak mebusların tutuklanması ülkede
yönetim boşluğunun doğmasına neden oldu. Salih Paşa Kabinesi
istifa etti.
• Meclisin Anadolu’da açılmasını zorunlu gören Mustafa Kemal
Paşa’nın Meclisin İstanbul’da güvenli bir şekilde çalışamayacağı
düşüncesinin haklı olduğu ortaya çıktı.
• Ankara’da Olağanüstü yetkilere sahip meclisin toplanması için şartlar
oluştu.
TBMM’nin Açılması
23 Nisan 1920
• İlk TBMM’nin özellikleri:
• TBMM’nin üstünde bir güç yoktur.
• TBMM yasama ve yürütme yetkilerini kendinde
toplamıştır.
• Kurucu ve inkılapçı bir meclistir.
• Türk adını kullanan ilk meclistir.
• İdealist ve demokratik bir meclistir.
• Olağanüstü şartların meclisidir.
• Ulusal kurtuluş savaşının kazanılmasını
sağlamıştır.
• Kültür düzeyi yüksek bir meclistir.
• 1 Nisan 1923’ye kadar görev yapmıştır.
• Ana programı Misak-ı Millî’yi
gerçekleştirmektir.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 24
Sevr Anlaşması
• Mondros Mütarekesinden sonra Türkiye’yi kendi aralarında
paylaşmak için bir seri konferans ve toplantı yapan İtilaf
Devletleri, San Remo konferansında Osmanlı Devleti ile ilgili
kararlarını kesinleştirdiler.
• Alınan kararlar 11 Mayıs 1920’de Paris’teki Osmanlı
delegelerine tebliğ edildi. Osmanlı Hükümeti karara tepki
gösterdi.
• T.B.M.M. Sen Remo kararlarından 22 Mayıs’ta haberdar oldu.
Büyük tepki gösterdi. Askeri hazırlıklar artırıldı.
• İngilizler, Sen Remo kararlarının T.B.M.M. Tarafından kabul
edilmesini sağlamak için Yunan Ordusunu hem Trakya’da hem
de Batı Anadolu’da Türk kuvvetlerine saldırttı.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 25
Sevr Anlaşması
▪ İngilizler, şartlar kabul edilmediği takdirde Yunan ordusunun
İstanbul’a girmesine izin verecekleri konusunda Osmanlı
Hükümetini tehdit etti.
• Sevr Antlaşması, Paris’e gönderilen Osmanlı heyeti tarafından 10
Ağustos 1920 tarihinde Paris- Sevr’de imzalanmıştır.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 26
Sevr Anlaşması’nın Önemli Maddeleri
▪ Osmanlı devleti İstanbul ve Anadolu’nun küçük bir parçasıyla sınırlandırıldı.
▪ Boğazlar İtilaf Devletlerinin oluşturduğu uluslararası bir komisyona
bırakılacaktı.
▪ Doğu Trakya ve İzmir çevresi Yunanlılara verildi.
▪ Antalya, Konya İtalya’ya verildi.
▪ Doğu Anadolu’da Ermenistan devleti kurulması kararlaştırıldı.
▪ Adana ve Antakya, Fransa’ya verildi.
▪ On İki Ada İtalyanlara, Akdeniz’deki diğer adalar Yunanistan’a bırakılacaktı.
▪ Osmanlı ordusu sınırlı sayıda olacaktı.
▪ Kapitülasyonlar genişletilerek devam edecekti.
▪ Osmanlı devleti savaş tazminatı ödeyecekti.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 27
Sevr Antlaşması’nın Özellikleri ve Antlaşmaya Tepkiler
▪ Osmanlı Mebusan Meclisi’nin onayından geçmediği için
Kanun-i Esasiye ve Osmanlı halkının iradesine ters
düşmüştür.
▪ TBMM onayından geçmemiştir.
▪ Osmanlı Devleti’nin imzaladığı son antlaşmadır.
▪ TBMM bu antlaşmayı tanımadığını ilgili devletlere
bildirmiştir.
▪ Ulusal mücadeleye katılım artmıştır.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 28

You might also like