Professional Documents
Culture Documents
4) DİJİTAL YETKİNLİK:
5) ÖĞRENMEYİ ÖĞRENME:
2018 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETİM PROGRAMI En kısa zamanda en doğru öğrenme biçimlerini nasıl elde
edebilir? Sorusunun peşindedir öğretim programı. Birey
1. Dönem merkezli değil, tür merkezlidir.
kendi öğrenme hızını, özelliklerini tanıması sağlanır. Bu
2. Öğrencinin 4 dil becerisi geliştirilir. ( Okuma, Yazma, yetkinlik, bireyin var olan imkânları tanıyarak öğrenme
Dinleme ve Konuşma) ihtiyaç ve süreçlerinin farkında olmasını ve başarılı bir
öğrenme eylemi için zorluklarla başa çıkma yeteneğini
● Öğretim programlarında yer alan “KÖK DEĞERLER” kapsamaktadır.
şunlardır:
● Bu yetkinliği elde eden gençler, önceki öğrenmelerle hayat
Adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, tecrübelerini kaynaştırmayı amaçlar.
sorumluluk, vatanseverlik, yardımseverlik.
Müzik, sahne sanatları, edebiyat ve görsel sanatların içinde 2018 Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim Programı’nda
olup bunlardan ruhî ve psikolojik faydalanma bu yetkinliğin benimsenen ölçme ve değerlendirme yaklaşımının
amacıdır. Bunu için çeşitli kitle araçlarıyla deneyim ve hedeflerinden biri değildir?
duygular yaratıcı bir şekilde kullanılır.
A) Ölçme değerlendirme uygulamaları tüm bilenleri uyum
içinde olan kazanım ve süreç esaslı bir yapıdır.
■ Türk edebiyatına ait eserleri oku millî, manevi, ahlaki, 2. Metinlerin edebiyat geleneği içindeki yerini belirlemek
kültürel ve evrensel değerleri kazan üzere edebiyat tarihinden yararlanılmalıdır.
■ Edebî metinler aracılığıyla Dinleme, okuma, yazma ve 3. Programda her türün içinde edebiyat geleneğinin
konuşma becerilerini kazandırma yansıtılması amaçlanmıştır.
■ Okuduğunu anlama, eleştirme becerisi ve okuma 4. Öğretim programında dil bilincinin geliştirilmesi ve dört dil
alışkanlığı kazandırmak becerisi geliştirilir.
■ Edebi metinleri analiz etme ve değerlendirme özelliği 5. 2018 Öğretim Programında zümre öğretmenlerince
kazanma “Ünite, Konu ve İçerikler” tablosu dikkate alınarak
belirlenecek kitapların okutulması ve tartışılması esastır.
Bununla birlikte farklı türde yazılmış kitap okumalar esas
alınır. Her öğrencinin her türden en az kitap okuması
ALANA ÖZGÜ BECERİLER
amaçlanır.
Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim
5. Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde dil bilgisi çalışmaları,
Programı ile dört temel dil becerisinin
öğrencilerin temel eğitimden edindikleri bilgilerden
yanı sıra öğrencilere kazandırılması
hareketle ünitelerdeki ilgili metinler üzerinde yaptırılacaktır.
hedeflenen yeterlilik ve beceriler,
Dil bilgisinde konu anlatımı yapılmayacak. Gerekirse
aşağıdadır:
hatırlatma amaçlı kısa açıklamalar yapılabilir.
- Bilgi Okuryazarlığı
6. Konuşma ve dinleme uygulamaları aşamalı biçimde
- Eleştirel düşünme gerçekleştirilir. Her ünitenin başında, yapılacak sözlü iletişim
çalışmaları planlanır, her öğrencinin bir dönemde en az bir
- Görsel Okuryazarlık sözlü iletişim uygulamasına katılması sağlanmalıdır.
- İletişim ve İş birliği Ünitelerdeki sözlü iletişim tür ve tekniklerine dair tanıtıcı
bilgiler verilmeli, gerekli görüldüğünde konuyla ilgili örnek
- Medya okuryazarlığı video ve uygulamalardan yararlanılarak öğrencilerin
konuşma ve dinleme tekniklerini kavramaları sağlanmalıdır.
- Yaratıcı düşünme
7. Ders işleniş sürecinde kelime veya kelime gruplarının
doğru telaffuzuna (diksiyon çalışması) yönelik çalışmalara
ÖRNEK 2019 ÖABT SORUSU yer verilmelidir.
2018 Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim Programı’nda 8. Dersin işlenişinde ve uygulamalarda görsel iletişim
öğrencilere alana özgü beceriler de kazandırılmak istenir. araçlarına yer verilmeli; slayt, bilgisayar, televizyon,
etkileşimli tahta, Genel Ağ, EBA uygulamaları vb. etkin olarak
Buna göre aşağıdakilerden hangisi yeterlilik ve beceriler kullanılmalıdır.
arasında yer almaz?
9. Kazanımlarla ilgili belgesel ve film gibi materyallerden
A) Medya okuryazarlık yararlanılmalıdır. Müfredat ve Millî Eğitim Bakanlığı
B) Yaratıcı düşünme kurallarına ve güvenlik tedbirlerine uyan filmler seçilmelidir.
C) İletişim ve iş birliği
E) Eleştirel düşünme
CEVAP – D
kullanımların, yazarın tercihi veya döneme özgü olduğu
hususu belirtilmelidir. Düzeltmeye gidilmez.
• Sözlü iletişim kazanımları, dinleme ve konuşma çalışmaları 3. METİNDE GEÇEN BAZI KELİME VE KELİME GRUPLARI:
içerisinde birbirini tamamlayacak şekilde uygulanır. Metinde öğrencilerin cümlenin bağlamından hareketle
tahmin edemeyeceği kelimeler metinden sonra verilir. Ancak
• Her kitabın sonunda kitap içerisinde geçen edebiyat bu amaca yönelik tasarlanan etkinlikte kullanılan kelimeler
terimlerinden oluşan bir sözlük yer almalıdır. kitap sonundaki sözlükte yer almaz.
9. SÖZLÜ İLETİŞİM: Sözlü iletişim çalışmaları "Sözlü iletişim • ”Giriş” ünitesinde belirtilen metinlerin yanı sıra gazete
Tür ve Tekniklerini Tanıma" ve "Uygulama" şeklinde iki haberi, dilekçe, tutanak ve öz geçmiş gibi türlerde özgün
aşamada gerçekleştirilir. Sözlü iletişim çalışmaları her metinlerin yanı sıra ders kitabının yazarı/yazarları
metinden sonra yapılmaz, "Ünite Süre ve İçerikleri" başlıklı tarafından üretilen metinler de kullanılabilir. Bu durumlar
tabloda belirtilen yerlerde yapılır. dışında ders kitabı yazarları tarafından yazılan metinlere yer
verilmez.
10. ÜNİTE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARI: • Türkçenin tarihî değişim ve gelişimini öğrencilerin daha iyi
anlamalarını sağlamak amacıyla İslamiyet öncesi Türk
Her ünitenin sonunda o ünitede kazandırılması amaçlanan edebiyatından seçilen metinlerin bir kısmı hem asıllarına
bilgi ve becerileri değerlendirmeye yönelik olarak "Ünite uygun dil ve söyleyişiyle hem de günümüz Türkçesiyle
Ölçme ve Değerlendirme Çalışmaları"na yer verilir. Sorular verilmelidir.
ünitede işlenen konuları kapsar nitelikte olmalıdır.
• Divan edebiyatından seçilen metinler, dil yönüyle daha
sade olan örneklerden tercih edilmelidir. Metnin günümüz
Türkçesine çevrilmiş şekli verilmemelidir. Ayrıca şiirin
yazıldığı aruz ölçüsünün kalıpları metnin altına yazılmalıdır.
A) Dönemin zihniyetini ve anlayışını genel özelliklerini a. Bu kazanım 10, 11 ve 12. sınıf düzeylerinde ele
vermeli alınacaktır.
B) Öğrencilerin sosyal, psikolojik ve dil zevki geliştirmesi b. Şiirin, bağlı olduğu edebî dönem, akım, gelenek, topluluk
vb. açısından değerlendirilmesi ve/veya şiirde görülen
C) Metnin tamamının alınamayacağı durumlarda, alınmayan edebî, felsefi, estetik anlayışı; diğer metinler veya
kısımların özeti verilmeli yazarlarla bağlantılarının/etkileşimlerinin belirlenmesi
sağlanır.
D) Divan edebiyatından alınan metnin günümüz Türkçesiyle
verilmesi c. Şiirin aynı, benzer veya farklı anlayıştaki şiirlerle
karşılaştırılması sağlanır.
D) Metinler, öğrencilerin sınıf düzeylerine ve yaş seviyelerine
uygun olmalı 9. Şiiri yorumlar.
● Bazı şiirlerde birden çok temanın bir arada bulunabileceği 15. Türün ve dönemin/akımın diğer önemli yazarlarını ve
unutmayın! eserlerini sıralar.
Masal/fabl hariç türün ve dönemin/akımın diğer önemli yazar ve
● Şiirde mutlaka ahenk unsurları (ölçü, kafiye, redif, nakarat;
eserleri 10,11 ve 12. sınıf düzeylerinde ele alınacaktır.
ses, kelime ve kelime grubu tekrarı, ses akışı vb.) üzerinde
durulur. ( serbest şiir dahil ahenk özelliği aranır.) 16. Metinlerden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
10. Metnin üslup özelliklerini belirler. 3. Metin ile metnin konusu, amacı ve hedef kitlesi arasında
ilişki kurar.
11. Metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal,
siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirler. 4. Metnin ana düşüncesi ve yardımcı düşüncelerini belirler.
12. Metinde edebiyat, sanat ve fikir 5. Metindeki anlatım biçimlerini, düşünceyi geliştirme
akımlarının/anlayışlarının yansımalarını değerlendirir. yollarını ve bunların işlevlerini belirler.
13. Metni yorumlar.
6. Metnin görsel unsurlarla ilişkisini belirler. a. Metnin türüne göre birimlere, paragraflara,
bölümlemelere, giriş-gelişme-sonuç/serim- düğümçözüm
7. Metnin üslup özelliklerini belirler.
aşamalarına ve olay örgüsüne dikkat çekilir.
8. Metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal,
b. Başlığı belirlemesi ve gerekirse alt başlık/bölüm başlığı ve
siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirler.
epigraf kullanması sağlanır.
9. Metinde ortaya konulan bilgi ve yorumları ayırt eder.
c. Araştırmaya ve ispatlamaya dayalı metinlerde kaynak ve
10. Metinde yazarın bakış açısını belirler. dipnot gösterme şekline karar vermesi sağlanır.
11. Metinde fikrî, felsefi veya siyasi akım, gelenek veya 6. Metin türüne özgü dil ve anlatım özelliklerine uygun yazar.
anlayışların yansımalarını değerlendirir.
a. Türle ilgili okuma kazanımlarında ifade edilen anlatım
12. Metni yorumlar. teknikleri, anlatım biçimleri/türleri ve düşünceyi geliştirme
yollarından uygun olanlarını kullanması sağlanır.
13. Yazar ve metin arasındaki ilişkiyi değerlendirir.
b. Şiirde ahenk unsurlarını, imge ve söz sanatlarını
E-posta, haber, blog gibi metinler için bu kazanıma ilişkin bir kullanması sağlanır.
çalışma yapılması zorunlu değildir.
c. Metnin türüne göre terim, kavram, deyim, atasözü, ağız
14. Türün ve dönemin/akımın diğer önemli yazarlarını ve özellikleri kullanır.
eserlerini sıralar.
7. İyi bir anlatımda bulunması gereken özelliklere dikkat
15. Metinlerden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
ederek yazar.İyi bir anlatımın açıklık, akıcılık, duruluk ve
yalınlık gibi özellikler taşıması gerektiği hatırlatılır.
1. Farklı türlerde metinler yazar. Bir yazıda basit, birleşik, sıralı, bağlı, eksiltili, devrik, kurallı
cümle; isim cümlesi ve fiil cümlesi şeklinde farklı cümle
a. “Ünite, Süre ve İçerikleri “tablosunda yapıları/türlerinin kullanılmasının metne katkısı vurgulanır.
belirtilen türlerde yazma çalışmaları
yaptırılır. 9. Görsel ve işitsel unsurları doğru ve etkili kullanır.
b. İşlenen metinden hareketle farklı Metnin türüne göre resim, fotoğraf, grafik, çizim, veri
türlerde yazma çalışmalarına da yer verilir. tabloları, ses ve görüntü kayıtları vb. unsurları, metni
tamamlayıcı ve/veya destekleyici unsurlar olarak kullanır.
2. Yazacağı metnin türüne göre konu, tema, ana düşünce,
amaç ve hedef kitleyi belirler. 10. Yazdığı metni gözden geçirir.
3. Yazma konusuyla ilgili hazırlık yapar. a. Dil bilgisi, yazım ve noktalama bakımından gözden
geçirmesi sağlanır.
a. Konuyla ilgili okuma ve araştırma yaptırılır.
b. Açıklık, duruluk, akıcılık, yalınlık ve kelime tercihleri
b. Yazısında kullanacağı bilgi, gözlem, düşünce, duygu, bakımından gözden geçirmesi sağlanır.
izlenim ve deneyimleriyle ilgili notlar çıkarması ve görsel,
işitsel dokümanlar bulması veya hazırlaması sağlanır. c. Birimler, paragraflar, bölümler, olay örgüsü/kurgu ve
başlık gibi yapı ve şekil unsurları arasındaki anlam
c. Araştırma, kaynaklara ulaşma, Genel Ağ'ı doğru ve etkin bağlantıları, tutarlılık, denge ve akış bakımından gözden
kullanma, not alma ve özetleme teknikleri üzerinde durulur. geçirmesi sağlanır.
ç. Kaynak kullanma ve alıntı yapmanın hukuki ve etik ç. Metnin içeriğini ve üslubunu/anlatımını tür özellikleri
boyutları belirtilir. bakımından gözden geçirmesi sağlanır.
d. Konuyu sınırlamanın önemine değinilir. d. Yazısının okunaklılığını ve sayfa düzenini gözden geçirmesi
sağlanır.
4. Yazacağı metni planlar.
11. Ürettiği ve paylaştığı metinlerin sorumluluğunu üstlenir.
5. Metin türüne özgü yapı özelliklerine uygun yazar.
Üretilen ve paylaşılan metinlerin hukuki, ahlaki ve mesleki
sorumluluğunun bilincinde hareket edilmesi gerektiği
vurgulanır.
12. Yazdığı metni başkalarıyla paylaşır. dinleyiciyi rahatsız edecek düzeyde kullanmaktan kaçınılması
gerektiği vurgulanır.
a. Yüksek sesle okuma, panoda sergileme; elektronik
ortamlarda, kitap, dergi ve gazetelerde yayımlama, 11. Konuşmasında beden dilini doğru ve etkili biçimde
yarışmalara katılma gibi yollarla yazılan metinlerin kullanır.
paylaşılması sağlanır.
Konuşmacının içeriğe ve hitap ettiği kitleye uygun jest ve
b. Eleştirilere açık olma, gerekirse metin çerçevesinde mimikler kullanmasının, dinleyici ile göz teması kurmasının,
eleştirilerin cevaplanması sağlanır. heyecanını kontrol etmesinin, dış görünümünü ve kıyafetini
konuşma yapacağı ortama göre ayarlamasının önemi
vurgulanır.
C) SÖZLÜ İLETİŞİM 12. Konuşmasına etkili bir başlangıç yapar.
1. KONUŞMA Konuşmaya etkili bir başlangıç yapmak için içeriğe uygun
soru sorma, şiir okuma; bir fıkra, hikâye, anı anlatma gibi
1. İletişim sürecini oluşturan
tekniklere başvurulabileceği vurgulanır.
ögeleri ve iletişimde dilin önemini belirler.
13. Konuşmasının içeriğini zenginleştirir.
a. Bu kazanım sadece 9.sınıfta işlenecektir.
Bir konuşmanın deyim, atasözü, vecize, terim, alıntı, kısa
b. İletişimin tanımı ve ögeleri (gönderici, alıcı, ileti, kanal,
hikâye, anı, şiir, fıkra, söz sanatları, istatistiklerden
geri bildirim, kod, bağlam) örneklerle açıklanır.
yararlanma vb. unsurlarla zenginleştirilebileceği vurgulanır.
2. Konuşmanın konusunu, amacını, hedef kitlesini ve türünü
14. Konuşmasında önemli noktaları vurgulayan ve konuşmayı
belirler.
takip etmeyi kolaylaştıran ifadeler kullanır.
3. Konuyla ilgili gözlem, inceleme veya araştırma yapar.
Konuşmacının önemli noktaları vurgulamak ve dinleyicilerin
4. Konuşma metnini planlar. ilgisini canlı tutmak için çeşitli geçiş ifadelerini (bundan
dolayı, özellikle, kısacası vb.) kullanabileceğine dikkat çekilir.
5. Konuşma planına uygun olarak konuşma kartları hazırlar.
15. Konuşmasını etkili bir biçimde sonlandırır.
6. Konuşmasında yararlanacağı görsel ve işitsel araçları
hazırlar. Konuşmanın genel iletisinin, konuşmanın sonunda da
vurgulanmasının önemi açıklanır.
7. Konuşmasına uygun sunu hazırlar.
16. Konuşmasında süreyi verimli kullanır.
Yazılı, görsel ve işitsel unsurların, sunuda doğru ve işlevsel
olarak kullanımının önemi ve nasıl gerçekleştirileceği 17. Konuşmasında teknolojik araçları etkili biçimde kullanır.
açıklanır.
10. Konuşurken gereksiz ses ve kelimeler kullanmaktan Dinlediği konuşmadaki temel kavramların ve ayrıntıların
kaçınır. belirlenmesi sağlanır.
Konuşma sırasında "hım, eee, ııı" gibi sesleri veya "işte, hani, 4. Dinlediği konuşmadaki açık ve örtük iletileri belirler.
yani, şey, mesela, atıyorum" vb. kelimeleri gereksiz yere ve
5. Dinlediklerini özetler.
6. Dinlediklerini ön bilgileriyle karşılaştırır.
1. Bu parça aşağıdaki kazanımların hangisine uygun E) Seçilen metinlerdeki dizgiden kaynaklı yazım ve
değildir? noktalama hataları düzeltilmelidir.
9. Aşağıdakilerden hangisi 2018 Ortaöğretim Türk Dili ve Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Yasin, 9. sınıf dersinde
Edebiyatı Dersi Öğretim Programı'nda benimsenen ölçme Maya ve Aztek uygarlığın yaratabilmiş yerli halkların dilleri
ve değerlendirme yaklaşımıyla örtüşmez? sömürgeciler tarafından “cahilce, geri, bozulmuş, yetersiz”
ve hatta misyonerlerin ifadesiyle “şeytan işi” olarak
A) Ölçme ve değerlendirme uygulamalarının etkililiğini
damgalandığını anlatır ve burada amaç halkın kültürel
sağlamada öncelik öğretim programlarından değil,
yapısını bozmak olduğunu belirtir.
öğretmen ve eğitim uygulayıcılarından beklenir.
B) Ölçme ve değerlendirme çalışmaları öğretim
programının tüm bileşenleri ile azami uyum sağlamalı, 11. Bu metinde öğretmen, dersin öğretim programının
kazanım ve açıklamaların sınırları esas alınmalıdır. hangi yetkinliğinden faydalanmıştır?
Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır 7. Bu parça aşağıdaki kazanımlardan hangisini
gerçekleştirmek amacıyla kullanılamaz?
A) Şiirin temasını belirler.
Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an
B) Şiirdeki mazmun, imge ve edebî sanatları belirleyerek
Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır
bunların anlama katkısını değerlendirir.
C) Şiirde ahengi sağlayan özellikleri, unsurları belirler.
5. Bu parça aşağıdaki kazanımlardan hangisini
D) Metinde anlatıcı ve bakış açısının işlevini belirler.
gerçekleştirmek amacıyla kullanılamaz?
E) Şair ile şiir arasındaki ilişkiyi değerlendirir.
A) Metnin üslup özelliklerini belirler.
B) Metnin temasını belirler.
C) Şiirde ahengi sağlayan unsurları belirler.
2018 Türk Dili ve Edebiyatının Ortaöğretim Programının
D) Şiirin nazım biçimini ve nazım türünü tespit eder.
amacı; millî ve manevi değerleri benimseyip hayat tarzına
E) Metindeki söyleyici ile hitap edilen kişi, varlık arasındaki dönüştürmüş, üretken ve aktif vatandaşlar olarak
ilişkiyi belirler. yurdumuzun iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmasına
katkıda bulunan, “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi”nde ve
ayrıca disiplinlere özgü alanlarda ifadesini bulan temel
düzey beceri ve yetkinlikleri kazanmış, ilgi ve yetenekleri
doğrultusunda bir mesleğe, yükseköğretime ve hayata
Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni dersinde dilekçe hazır bireyler olmalarını sağlamaktır.
tutanak yazmanın kurallarını açıklar ve öğrencilerden
8. Aşağıdakilerden hangisi Edebiyat Programına göre
örneklerden hareketle bir dilekçe ve tutanak yazmalarını
belirlenen yetkinliklerden biri değildir?
sağlar.
A) Dijital yetkinlik
6. Buna göre öğretmen hangi şubenin dersine girmiştir?
B) Yabancı dillerde iletişim
A) 9. sınıf
C) Sanatsal beceri
B) 10. sınıf
D) Kültürel farkındalık ve ifade
C) 11. sınıf
E) Bilim ve teknolojide temel yetkinlikler
D) 12. sınıf
E) Hazırlık sınıfı
9. Aşağıdakilerden hangisi 2018 Türk Dili ve Edebiyatı Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni, öğrencilerin bir
Öğretim ölçme ve değerlendirme uygulamalarına yön grubundan halk şiiri nazım biçimlerinden (koşma, semai,
veren ilkelerden biri değildir? varsağı, destan, türkü, mâni, ilahi, nefes vb.) oluşan bir şiir
A) Ölçme ve değerlendirme çalışmaları öğretim dinletisi hazırlamaları ve sunmaları ister.
programının tüm bileşenleri ile azami uyum sağlamalı, 12. Buna göre öğretmen hangi şubenin dersine girmiştir?
kazanım ve açıklamaların sınırları esas alınmalıdır. A) 9. sınıf
B) Öğretim programı, ölçme sürecinde kullanılabilecek B) 10. sınıf
ölçme araç ve yöntemleri açısından uygulayıcılara kesin
C) 11. sınıf
sınırlar çizmez, sadece yol gösterir.
D) 12. sınıf
C) Ölçme ve değerlendirme uygulamaları öğretmen
tarafından gerçekleştirilir. E) Hazırlık sınıfı
- Çevirme - Yorumlama
- Kestirme - Ana fikrini Bulma
- Hatırlama -Tanımlama
- Özetleme - Örnek Verme
- Söyleme - Yazma
- Tablo haline getirme - Grafikle Gösterme
- Seçme - İsimlendirme
- Yeniden Sıraya Koyma - Tahmin Etme
- Eşleştirme - Sıraya Koyma
- Nedenleri yazma ve söyleme
- Listeleme - Gösterme
- Sonucu Kestirme - Şemayla Gösterme İlişkileri
- İşaret Etme - Altını Çizme
ÖRNEKLER
ÖRNEKLER
● "Makber " şiirini günümüz Türkçesine çeviriniz.
● "Hakir olduysa millet, şanına noksan gelir sanma
● Türk Dili ve Edebiyatı dersinde 10. sınıfta gazelin Yere düşmekle cevher sâkıt olmaz kadr ü kıymetten"
özelliklerini hatırlama
dizelerindeki toplumsal sorunu yorumlayınız.
● Epik tiyatro nedir? Temsilcisi kimdir bizim
tiyatroculuğumuzda? ● … metinde bulunan olay örgüsünü özetleyiniz.
● Sıfatın tanımını yaparak çeşitlerini söyleyiniz. ● Yukarıda verilen cümleleri kurallı bir hale getirerek
sıralayınız.
● Altı çizili sözcüklerden hangisi fiilimsi değildir?
● Sait Faik "Her şey bir insanı sevmekler başlar." ana fikrini
● Manas destanını, İslamiyet öncesi - İslami Dönemle söyleyiniz.
ilişkilendiriniz.
● İslamiyet öncesi Türklerin inanışlarını bir tablo haline
● Küçük Ağa, Huzur, Araba Sevdası ve Mai ve Siyah getiriniz.
romanını dönemlere dikkat ederek sıralayınız.
● "Ne hikmettir şu dünyaya, gelen ağlar giden ağlar".
● … metinde bulunan edilgen çatılı fiilleri gösteriniz. dizelerini değiştirerek yazınız.
● …….. ilk yerli romanımızdır. Boşluğu uygun ifadeyi yazınız. "İyi yetiştirilmiş; ama hayat tecrübesi zayıf bir genç olan Ali
● Konusu Kurtuluş Savaşı olan romanlar nelerdir? Bey, İstanbul Çamlıca'da Mahpeyker adındaki hafifmeşrep
"kötü bir kadına" tutulur. Annesi o güne kadar son derece
itaatkar olan Ali Beyi, bu kadından ayırmak için evine D. ANALİZ Bilginin, onu oluşturan alt unsurlara
Dilaşup adlı cariyeyi satın alır. Ali Bey, bir tesadüf eseri ayrıştırıldığı, temelinde yatan sayıltıların ya da örgütleme
küçücük bir inceleme sonucu, Mahpeyker'in nasıl bir kadın ilkelerinin belirlendiği basamaktır.
olduğunu öğrenir. Büyük bir sarsıntı geçirir. O, bu
sarsıntılarla bocalarken, annesi ustalıkla Dilaşub’u yeniden
karşısına çıkarır. Avunmak ihtiyacı ile yanan genç adam bu Farklılık ve benzerlik bulunur.
sefer genç, güzel cariye ile ilgilenir. Dilaşub da zaten çoktan
beri Ali Beyi sevmektedir. Evlenmeleri kararlaştırılır…"
● Parçada verilen "İntibah" romanının devamını esere bağlı - Bulma
kalarak tahmin ediniz. - Karşılaştırma
- Şematik Olarak
C. UYGULAMA: Bilginin yeni durumları açıklamada ya - Ayırt Etme
da yeni problem durumlarını çözüme ulaştırmada
- Parçalara Ayırma
kullanıldığı basamaktır.
- Ana Hatlarını Gösterme
- Bölümlere Ayırma
Yeni duruma tatbik etme söz konusu
- Yapma
- Çalıştırma
ÖRNEKLER
- İlişki Kurama ● Şenay öğretmen, Türk edebiyatı dersinde
tahtaya şiir örnekleri yazar ve şiirlerin dönemine
- Kullanma göre ayırt edip farklılıklarını bulur.
- Hazırlama ● Sait Faik ve Sabahattin Alinin verilen bu öykülerinin
- Hesaplama farklılığını bulunuz.
ÖRNEKLER ÖRNEKLER
● Türk Dili ve Edebiyatı dersinde Bennu Öğretmen, ● Bugünkü münazarada mantıksal yapıları ortaya koyunuz.
öğrencilerine sınavda Cumhuriyet Dönem özelliklerini ● Cahit Zarifoğlu’nun "İşaret Çocukları "adlı şiirin
veren bir olay hikâyesi örneği oluşturdunuz mu? duygusunu takdir etme.
● "Muazzez, içinde bulunduğu hâli hep kendine tabii ● Bir makalede dile getirilen örnekleri, iç tutarlılık
göstermeye çalıştı Yusuf’a bir şey belli etmiyor ve bundan açısından yorumlayabilme.
biraz da korkuyordu ve…" cümlesini devamını siz
tamamlayınız. ● "Kuşlar Yasına Gider "romanındaki olayları ana hatlarıyla
özetleyiniz.
● Sema öğretmenin öğrencilerine Harput'ta yer alan
masalları derleme projesi vermesi ● Türk Dili ve Edebiyatı ders kitaplarında bulunan hataları
eleştiriniz.
● 12. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde Oktay Rifat'ın
"Güzel " şiirinde toplumsal adaletsizlikle ilgili çıkarımda ● "Yürekdede ve Padişah" adlı eseri , bir çocuk kitabında
bulununuz. taşıması gereken özelliklere göre eleştirebilmek
"Koşaradım tükeniyorsun insan kardeşlerim" ● Ahmet Haşim'in "O Belde" şiirini bir musiki parçasındaki
söz ve melodi bütünlüğünü taktir edebilme.
● Bu dizelerde " tükeniyorsunuz" sözüyle şair neyi ifade
etmektedir? Yorumlayınız. ● "Göçebe" şiirini, II. Yeni şiir özelliklerine göre eleştiriniz.
● Orhan Pamuk, bu romanında niçin tarihe yönelmiştir? ● Oğuz Kağan destanında Axel Olric’in Epik Yasalarına göre
Açıklayınız. uyarlayınız.
● Sizce bu şiirde "gemi" imgesine yüklenen anlamın metne ● Makale konusunda cep telefonu ile kitap okuma arasında
katkısı nedir? Açıklayınız. ters ilişkiyi değerlendiriniz.
● Gülten Akın şiirlerinde halk kültürü ve halk dili
özelliklerini tespit etmek
"Bihter, onlardan biraz uzakta, bir yalnızlık içinde
KONU KAVRAMA TESTİ imişcesine, işitmeyerek işittiklerine katılmayarak
yürüyordu. Peyker’in arkasında çok hafif beyaz ipekten,
kolsuz bir yeldirme vardı ki yalnız boynundan bir toka ile
omuzlarının üstünde uçacak bir hafiflikte durarak ıssızlığın
Pembe Öğretmen, 10. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde
verdiği özgürlükte, pek ince, göğsünün yarısına kadar
hece kalıplarının nasıl bulunacağını örnek şiirlerle gösterir
teninin pembeliklerini açığa vuracak derecede saydam
öğrencilere. Sonra akıllı tahtaya şu dizeleri yazar " Vara
muslin gömleğini bol yenlerinin festonları arasında
vara vardım ol kara taşa / Hasret ettin beni kavim kardaşa
saklanamayan bileklerini açık bırakıyordu.
" bu dizeler üzerinde öğrencilerin öğrendikleri kalıbı
bulmalarını ister. Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni bu metni öğrencilere
verir ve onlardan şunları ister:
1. Bu durumda Pembe Öğretmenin bilişsel alan
basamaklarından hangisini kullandırmayı amaçladığı a. Okuduğunuz metnin ana fikrini bulunuz.
söylenebilir? b. Okuduğunuz bölümdeki kişi, mekan ve zamanı
belirleyiniz.
A) Bilgi
B) Kavrama
4. Öğretmenin bilişsel alan basamaklarından hangisini
C) Uygulama kullandırmayı amaçladığı söylenebilir?
D) Analiz A) Bilgi - Kavrama
E) Değerlendirme B) Kavrama Analiz
C) Uygulama - Analiz
D) Analiz - Kavrama
E) Sentez - Analiz
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Hüseyin Hoca, Necati
Cumalı'nın "Susuz Yaz" adlı öykü kitabını okutur ve ardında
öğrencilere çeşitli sorular sorup onlardan yanıtlar alır.
2. Aşağıda yer alan öğrenci yanıtlarından hangisinin
analiz düzeyinde gerçekleşmiş olduğu söylenebilir? "Bir ülke düşlüyorum yorgun kadınların çok olduğu
A) Öyküde toplumsal sorun olan su sorunu işlenmiştir. Nefesin ses olduğu bir diyar düşünüyorum"
B) Öykü yazarın anılardan ve görev yaptığı Urladaki Türk dili ve edebiyatı dersinde Kübra Öğretmen,
yaşantılarından esinlenerek yazılmıştır. öğrencilerine daha önce öğrettiği sıfat konusunu, bu şiirde
bulup sözcüklerin altına sıfat diye yazın demiştir.
C) Öykü, tarlasından su çıkan iki kardeş suyu sahiplenir.
Çıkan su kavgası kardeşlerden birinin cinayet işlemesiyle 5. Öğretmenin bu etkinliği aşağıdaki bilişsel alan
sonuçlanır ve diğeri hapse girer. basamaklarından hangisine yönelik bir etkinliktir?
A) Bilgi
D) Toplam on bir kısa öyküden oluşan kitapta, Necati
Cumalı, gerçekçi köy hikâyelerini toplamıştır. B) Kavrama
III. "Ben sende bütün aşklarımı temize çektim" dizesinden Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Sevgi, Cenap Şahabettin'in
"Tiryaki Sözler" isimli eserinden aşağıdaki vecizeyi akıllı
ne anlıyorsunuz?
tahtaya yazar ve sözle ilgili sorular sorar öğrencilere.
15. Bu parçalara göre soruya cevap veren öğrenciler,
"Fenalığımızı kendimiz suistimal ederiz, iyiliğimizi başkaları
Bloom’un aşağıdaki bilişsel alan basamaklarının hangisini
suistimal eder."
kullanmaktadır?
I. Bu sözü yorumlar mısınız?
I II III
A) Bilgi Kavrama Analiz
II. Bu sözün anlamına benzer başka bir vecize söyler
B) Bilgi Uygulama Sentez
misiniz?
C) Kavrama Kavrama Sentez
D) Uygulama Analiz Değerlendireme
18. Bu parçalara göre öğretmen, Bloom'un aşağıdaki
E) Değerlendirme Analiz Analiz bilişsel alan basamaklarından hangisini kullanmaktadır.
I II
A) Analiz Kavrama
B) Kavrama Bilgi
Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni , 9. sınıf Türk dili ve C) Değerlendirme Bilgi
edebiyatı dersinde öğrencilere manzume ve şiir konusu
D) Sentez Kavrama
anlatır. Mehmet Akif'in " Seyfi Baba " manzumesini işler.
Öğretmen ders bitiminde öğrencilere şu soruları sorar: E) Analiz Sentez
ÖRNEKLER
● Türk edebiyatı öğretmeni Sema, 12. Sınıf Türk edebiyatı
dersinde Cumhuriyet şiiri işlerken öğrencilerin 11. sınıfta
işlediği Saf Öz Şiir akımına ait şairleri ve örnek şiirleri
unuttuklarını görür. Bu şiirleri yeniden hatırlatır.
ÖRNEKLER
● İlk yılarda geniş tabanlı, ortak konuların ● Çanakkale Savaşı konusu ile ilgili tarih ve coğrafya
yer aldığı, giderek uzmanlaşmanın küçük derslerinden yararlanma
birimlerle olduğu ve daraldığı bir
● Türk edebiyatı öğretmeni Melike, 12. Sınıf öğrencilerine
programlama yaklaşımıdır.
Ece Ayhan'ın "Kınar Hanım'ın Denizleri" şiirini incelerken
● Bu programda son döneme doğru hem felsefe hem de psikolojiden yararlanması
uzmanlık görülür.
ÖRNEKLER
● Bu yaklaşım üniversitelerde uzmanlaşma ve akademik
● Bu yaklaşımda öğrenciler konuların
olarak bir konuda ihtisas yapmada çok kullanılır.
içeriğine grup hâlinde veya kendi kendine
karar verebilir.
1-C 2-A 3-B 4-C 5-C 6-A 7-D 8-D 9-E 10-E
11-A
bu yolla anlamlandırırlar. Öğrenme süreci de, somut
ÖĞRETİM İLKELERİ nesnelerden, soyut kavramlara doğru bir yol izler.
A) Köyden uzaklaştıkça zeytinlikler beliriverirdi. Dışarı çıkıp A) Hayatımızda ne yapsak da mutlu olmuyorduk. Kime ne
zeytinlikler arasına dalınca sarı entarisinin eteklerini diyeceğimiz bilemez olduk. İnsan denen varlığa yaklaştıkça
toplayıp beline soktu; alçak topuklu, kalın rugan yalpalayan araba gibi üstümüze devrilecekti.
ayakkabılarını çıkarıp heybesine koydu.
B) Rıhtımda doktorun evi önünden geçerken ilk gençlik
B) Demirci ustasıydı. Sabah karanlığında işine giderken çağlarının heyecanlarına kapılırdı elinde olmadan.
evinin anahtarını cebine kordu. Müşterinin anahtarı ile Doktorun kızını balkonda görebilirse kızın kısa bir bakışı ile
karışırdı fakat yerlerini ayırırdı. Dükkâna yaklaştıkça adımları birbirine dolanır, yüreğinin vuruşları hızlanıverirdi.
simitlerini ısırır artanı kendini bekleyen kedi ya da köpeğe
C) Caminin duvarları her geçen gün sarmaşıkla doluyordu.
ayırırdı.
Koyu renk parke zemine, kiremit, hardal ve mavinin
C) Emine; bir yerde durup soluk almadan, bir kere dönüp tonlarının ağırlıklı olarak kullanıldığı sade desenli kilimler
ardına bakmadan kırk okka tuzla obaya varmış. Anası, seriliydi camide. Duvarlara eski hat yazılı metinler asılmıştı.
babası onu görünce her şeyi anlamışlar. Kız, çuvalı oraya
D) Evden çıkınca ortalığın sessizliğini, bu sessizliğe lapa lapa
atıp yere yıkılmış, kendinden geçmiş ama daha ortalık
kar yağdığını görmüş, yürümek hevesine kapılmıştı. Fazla
kararmadan yerinden fırlamıştı.
kalabalık olmayan kahveye, sonraları tek tük birkaç kişiden
D) Bakkal bir süre adamı izlemiş, sonra kendi işine dalmıştı. başka gelen olmadı. Bazen buğusunu sildiği camdan sanki
Akşama doğru bir alıcısıyla ilgilenirken korna sesleri kendi geçmişini izliyordu.
duymuş, gözleri adamı aramış ama yolda kimseyi
E) Beyazıt Havuzu’nun kenarındaki kanepelerden birine
görememişti. Yıllarca kendi kendine düşünür olmuştu
oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın, yirmi
E) Akşam olmak üzereydi, iki derenin birleştiği bu batak yaşındaki çocuk hevesini yaşamak istemesi, ne bileyim…
çukur, sıtmalı araziye çeltiklerden kalkan kokulu ağır bir Sizi bekliyorum, siz geçmediniz. Yüzünüzü göremedim.
duman yayılıyor; gövdeleri yarılmış, yanmış, beş on yaşlı,
cansız söğüt arkasında güneş bulanık bir ışık uzatarak
arkların durgun sularını yer yer parlatıyordu.
E) Tanrısal bakış açısı Çocukluğundaki yaz günlerini düşününce içine bir sıkıntı
çökerdi. Sıcak öğle sonraları, ipe dizilmiş tütün
yapraklarının kurutulduğu bomboş, sessiz sokaklar, dilleri
Yusuf gelince bunu söylemeye karar verdi. Bu evin içindeki dışarıda bitkin köpekler, sinek ve arı vızıltıları o olurdu.
maddi ve manevi sıkıntıyı bölüşecek bir insana muhtaçtı ve
18. Bu parçanın anlatımında kullanılan bakış açısı
bu günlerce süren mutlak yalnızlık onu neredeyse
aşağıdakilerden hangisidir?
boğacaktı.
A) İlahi bakış açısı
15. Bu parçanın anlatımında kullanılan bakış açısı
aşağıdakilerden hangisidir? B) Kahraman bakış açısı
● Bir Şairin Hezeyanı” ve “Nâkâfi” şiirlerinde romantik ● Şiirin en önemli özelliği zihinlerimize bir “meyl-i
edebiyat anlayışını benimsediğini gösterir. Ona göre şiir, tahayyül bahşetmesi”dir. Manzume mutlaka güzel
her şeydir. “Şu bayırlar, harabeler, dereler” hep şiirdir. olmalıdır, ancak her güzel şey de şiir değildir.
Makber’in yazılış sebebini açıkladıktan sonra ● Cenap şiiri dörde ayırır: Ruhlarda kalan (eş‘âr-ı
vicdâniyye), tabiî güzellikler karşısında yazılan (eş’âr-ı
● “En güzel, en büyük, en doğru şiir bir hakikat-ı
tabiat), bir sanat eseri karşısında kaleme alınan (eş‘âr-ı
müdhişenin tazyiki altında hiçbir şey söyleyememektir. (…)
san‘at), nihayet lisan ve kalemle ifade edilen şiir (eş‘âr-ı
İnsan, bâzı kere, hâtırına gelen bir hayali tanıyamaz, o
edebiyye). Bunlardan Cenap’ın benimsediği şiir, edebî
kadar güzeldir. Zihninden uçan bir fikre yetişemez, o kadar
olandır.
yüksektir. Kalbinden doğan bir hissi bulamaz, o kadar
derindir. Bu acz ile bir feryad koparır yahut pek karanlık bir O şiirin tarifini şöyle formüle eder: “nazım: nesr + mûsikî
şey söyler yahut hiçbir şey söyleyemez de, kalemini (âhenk)”
ayağının altına alıp ezer. Bunlar şiirdir. ” diyerek kendine
göre radikal bir tarif yapar. Makber’de kendi şairliğini tam
anlamıyla uygulayamadığını, bu manzumenin kendisini şair
sayanları ağlatacağını, saymayanları ise doğrulayacağını
vurgular. Ona göre en güzel şiir tabiatın ilham ettiğidir.
Zira “O şiirler, suda görülen akse benzer ki, mutlaka ● Kaynaklarda gerçekçi ilk poetika bu
hariçte bir müsebbibi olur.” kabul edilir.
● 1921 yılına gelindiğinde Ahmet Haşim
“Dergâh dergisinde yayımladığı ‘Şiirde
Mânâ’ başlıklı yazısıyla dikkat çeker.
● Poetik görüşlerini daha çok Musahabe-i Haşim’in yine Dergâh’ın ilk sayısında
Edebiyye’lerde dile getirmiştir. Bir şair yayınlanan “Bir Günün Sonunda Arzu”
olarak edebî türlerden en çok şiire önem şiirine karşı bazı süreli yayınlarda alaylı yazılar çıkar ve şair
veren Fikret, “Biz şiiri (lisân-ı rûh) olmak ciddi anlamda tenkide uğrar. Bunun üzerine daha sonra
üzere kabul ediyoruz.” demektedir. Zira şairin Piyale adlı şiir kitabına bazı değişikliklerle “ŞİİR
ona göre “manzum olsun mensur olsun şiirin kendine has, HAKKINDA BAZI MÜLAHAZALAR” yazar.
bir tavr-ı bedî-i beyânı vardır; onu rûh söyletir, rûh dinler, ● Daha çok şiirde mana ve vuzuhun önemi üzerinde
rûh anlar.” durulan bu makalede sanatçı, “Mânâ fikr dedikleri bayağı
● Şair için nazım bir duygu ürünü olmalıdır. Öyle ki şiir, mütalaalar yığını mı, hikâye mi, mazmun mu; ve ‘vuzuh’
“bazılarının zannettikleri gibi gayr-ı tabiî sahte bir lisan-ı bunların adi idrake göre anlaşılması mı demektir?” şeklinde
ifâde değil, bilâkis hissiyatın en tabiî, en muvâfık bir bir soru ile bunların hiçbirinin şiirde mana olmadığını,
tercümân-ı sahhârıdır.” Bu yazılarında Fikret, şiirin okuyucunun bu yönde bir beklentisi varsa tarih, felsefe vb.
tanımından başlayarak, vezni, dili, ahengi gibi çeşitli kitaplar okuması gerektiğini vurgular. Bundan sonra şairlik
yönlerinden de bahsetmektedir. Özellikle “Evzân-ı Arûz” ve konusunda çeşitli hususiyetlere temas eden Haşim, şairin
“Te’sîr-i Evzân” adlı musahabelerinde başlı başına vezinler lisanını “nesir gibi anlaşılmak için değil, fakat duyulmak
konusuna temas eder. üzere vücut bulmuş, mûsikî ile söz arasında sözden ziyade
mûsikîye yakın, mutavassıt bir lisan” olarak telakki eder.
Ona göre şiir “nesre kâbil-i tahvil olmayan nazımdır.”
● "…Oysa şair ne bir gerçek habercisi, ne bir güzel ve
etkileyici konuşan insan, ne de yasa koyucudur. Şairin dili,
“düzyazı” (nesir) gibi anlaşılmak için değil, fakat
duyulmak üzere var olmuş, müzik ile söz arasında, sözden Kemal’in çizdiği ‘gerçek şair’ portresi de şiir anlayışıyla
çok müziğe yakın ortalama bir dildir. “Düzyazı”da biçemin doğrudan ilişkilidir: Şiirden duyulan haz, hazların en derini
(üslup) oluşması için zorunlu olan öğelerden hiçbiri şiir için ve güzelidir.”
söz konusu olamaz. Şiir ile düzyazı, bu bakımdan birbiriyle
yakınlığı ve ilgisi olmayan, ayrı düzenlere bağlı, ayrı
alanlarda, ayrı boyutlar ve biçimler üzerinde yükselen, ayrı
iki yapıdır. Düzyazının doğurucusu akıl ve mantık; şiirin ise
algılama alanları dışında gizlerin ve bilinmezlerin geceleri
içine gömülmüş, yalnız aydınlık sularının ışıkları, zaman ●Şiir Nasıl Sânih Olur” ve “Sanat” adlı
zaman duyuşlarımızın ufuklarına yansıyan kutsal ve adsız şiirlerinde açıklar. Ona göre parnesyenlerden
kaynaktır. uzaklaşarak kendi öz benliğine dönen ve gerçek
sanat olan Anadolu’ya yönelen şair “Mirâç’a erecektir.
● “Anlam” araştırmak için şiiri deşmek, şakıması yaz
gecelerinin yıldızlarını ürperten zavallı bir kuşu, eti için ●"Aruz-hece " meselesine de vurgu yaparak halk
öldürmekten farklı olmasa gerek. Et zerresi, susturulan o söyleyişinin benimsenmesinin önemi üzerinde durur:
büyüleyici sesin yerini doldurabilir mi?
Şiirde her şeyden önce önemi olan, sözcüğün anlamı değil,
“Arûz sizin olsun, hece bizimdir,
tümcedeki söyleniş değeridir. Şirin ereği, her sözcüğün
Halkın söylediği Türkçe bizimdir,
tümcedeki yerini, diğer sözcüklerle olacak ilişki ve
Leyl sizin, şeb sizin, gece bizimdir,
çarpışmalardan ve gizemli (esrarengiz) kaynaşmalardan
Değildir bir ma’nâ üç ad’a muhtâc.”
ortaya çıkan tatlı, gizli, yumuşak ya da sert sese göre
belirlemek ve türlü türlü sözcük uyumlarını dizenin genel
gidişine uydurarak, dalgalı ve akıcı; karanlık ya da ışıklı, ağır
ya da hızlı duygulara, sözcüklerin anlamı üstünde, dizenin
müzikli dalgalanmalarından sınırsız ve etkileyici bir anlatım
bulmaktır.
● Biz Nasıl Şiir İsteriz”, “Benim Şiirlerim”,
● Şiirde “konu” şair için ancak şiir söylemek ve hayal “Şâir”, “Anlamayanlara” ve “Büyük
kurmak için bir nedendir. Sıkı bir defne ormanının ortasına Sanatkâr” adlı manzumelerinde poetikasını
bırakılan bal dolu bir porselen kavanoz gibi, anlam şiirin ifade etmiştir.
yaprakları içinde gizlenerek her göze görünmez ve yalnız ● Şaire göre, gerçek şiir halkın kendisinden bahsedendir. O,
halay ve sözcük öbeklerini, vızıltılı arılar gibi, dışında ve şairi ebedî bir sultan ve “sanatın bir mukaddes çocuğu”
çevresinde uçuşturur. Porselen kavanozu görmeyen olarak nitelendirir.
okuyucuya bu akıllara durgunluk veren arıların kanat ● Sanatı yalnız süslü hayallerden, vezinden ve kuru bir
müziğini işittirmekle zevk alır. Çünkü kırmızı çiçekli kara
eğlenceden ibaret görmez. Ona göre sanatın dili, Allah’ın
defne ormanının bütün gizi bu gümüş kanatların
lisanıdır.
sesindedir."
● Söz Sanatlarına karşı “Vezin ve kafiye şiir için birer kayıt olduğunda, hem şair
muhayyilesi sınırlanır, hem de nazım dilindeki nahiv
Lâfız ve mâna sanatları çok kere zekânın tabiat üzerindeki bozuklukları ortaya çıkar. Şiir, hiçbir kuralın dar sınırları
değiştirici, tahrip edici hassalarından istifade eder. Bilgisini, içerisinde oluşturulamaz.”
terbiyesini geçmiş asırlara borçlu olan insan için bundan
daha tabiî bir şey yoktur. Teşbih, eşyayı, olduğundan başka
türlü görmek zordur. Bunu yapan insan acayip karşılanmaz,
kendine hiç bir gayri tabiilik isnat edilmez. Halbuki teşbihle
istiareden kaçan, gördüğünü herkesin kullandığı kelimelerle
anlatan adamı bugünün münevveri garip telâkki etmektedir.
Teşbih, istiare, mübalâğa ve bunların bir araya gelmesinden Necip Fazıl, “Poetika”sının temelini, 1936
meydana çıkacak bir hayal zenginliği, ümit ederim ki, tarihin yılında Ağaç Mecmuası’ndaki “Manzara”
aç gözünü artık doyurmuştur. başlıklı yedi adet başyazısında şiir ve şair
üzerine söyledikleriyle atar.
● Şaireneliğe karşı
Necip Fazıl poetikası toplam 14 bölümden oluşmaktadır. Bu
Mısracı zihniyet, bize, mısraların olduğu gibi, onun parçaları bölümler sırasıyla şöyledir: 1. Şair, 2. Şiir, 3. Usul, 4. Gaye, 5.
olan kelimelerin de tetkiki, tahlili imkânını verir. İşte eski Şiirin unsurları, 6. Kütük ve Nakış, 7. Şekil ve Kalıp, 8. İç Şekil,
şiirin yukarıda bahsettiğim hususiyeti bu edadır, ismi de 9. Cemiyet, 10. Hayat, 11. Din, 12. Müspet İlimler, 13. Devlet,
"şairane" dir. Bu edaya bizi kelimeler getirmiş. Fakat şiir 14. Toplam
zevkini, şiir telâkkisini bugünkü cemiyetten alan insan çok
kere aksi cihetten hareket etmekte, yâni o kelimelerden Şair bu poetika ile şiir sanatına geniş bir perspektifle yaklaşır.
evvel şairâneyi tanımaktadır. Bu edayı getirebilecek Bu çalışma 26 Kasım 1943 yılında Büyük Doğu Dergisi’nde
kelimelerden müteşekkil lügat; yazarken şairane olmak çıkar.
isteyen, okurken de şairâneyi arayan insanın kafasında zaruri
- Şair ilahi idrak emanetinin ,insanda insanüstü mevhibesini
olarak meydana gelir. O lügatin çerçevesinden kurtulmadıkça
temsil etmeye memur yaratık…..
şâirâneden kurtulmaya da imkân yok. Şiire yeni bir dil
getirme cehdi işte böyle bir kurtulma arzusundan doğuyor. - Şair ,his cephesinden ,daha ilk nefeste vecd çözülüşleriyle
"Nasır" ve "Süleyman Efendi" kelimelerinin şiire sokulmasını yere seriliveren bir afyon tiryakisi;
hazmedemiyenlerse şairâneye tahammül edebilenler, hattâ
onu arayanlar, hem de bilhassa arayanlardır. Halbuki "eskiye - Fikir cephesinden bu afyonu esrarlı havanlarda hazırlayan
ait olan her şeyin, her şeyden evvel de şairanenin aleyhinde ve tek miligramının tek hücre üzerindeki tesirini hesaplayan
bulunmak lâzım." simyacı….
● Şiirde bütün geleneklere karşı çıkma: -Şair ne yaptığının yanı sıra ,niçin ve nasıl yaptığının ilmine
muhtaç ve üstün marifetinin sırrına müştak bir tılsım
“Yapıyı temelinden değiştirmelidir. Biz senelerden beri ustasıdır.
zevkimize ve irademize hükmetmiş, onları tayin etmiş, onlara
şekil vermiş, edebiyatların sıkıcı ve bunaltıcı tesirinden -Aristo’dan Valery’e kadar poetikacılar ya sahilsiz biri tecrit
kurtulabilmek için o edebiyatların bize öğretmiş olduğu her denizine açıldılar; ya da bayağı bir takım tekerlemelere
şeyi atmak mecburiyetindeyiz” düştüler .Şiirin ne olduğu belirsiz kaldı.
● Tedahüle Karşı çıkma -Bizce şiir, mutlak hakikati arama işidir. Eşya ve hadiselerin
bütün mantık yasaklarına rağmen en hassas noktalarını
"Ben, sanatlarda tedahüle taraftar değilim. Şiiri şiir, resmi bularak hakikati arama işidir.
resim, musikiyi musiki olarak kabul etmeli. Her san'atın
kendine ait hususiyetleri, kendine ait ifade vasıtaları var. -Şiir sarp ,dolambaçlı fakat imtiyazlı bir keçi yoludur.
Meramı bu vasıtalarla anlatıp bu hususiyetlerin içinde kapalı -İlim mutlak hakikati polis tavrıyla arar…
kalmak hem san'atın hakikî kıymetlerine hürmetkar olmak,
Ya şiir?... O mutlak hakikati hırsız gibi arar. Hiçbir şey belli akıldan çok sezgiye önem veren Çelebi, esas itibarıyla şiiri
değildir. Hatta ismi ve cismi bile.. araç kabul eden anlayışlara karşıdır.
İlimde tecrit ,teşhis için ;şiirde teşhis tecrit için… ● Şuuraltı, masal ve hayalin tesiri ile oluşan sezgilere dayalı
bir mistik temayülün şiirini yazmıştır.”
-Şiirde tebliğ ,kaba davulculuk ;telkin ise sihirli kemancılık…
Âlim nasıl bu görünen, maddeden ibaret olduğunu sandığı
- “Arı, bal yapar ama balı izah edemez, gerçek şair, Allah’la
kâinatın sırlarını izâha çalışıyorsa, sanatkârda kendi
insan arasında “gaibi kurcalayan çilingir”dir.
zaviyesinden ideal bir kâinatın izâhını yapmak
-Anladım işi, Sanat, Allah’ı aramakmış; sevdasındadır.”
Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış…
“Şiir kelimelerin bir araya gelmesinden hâsıl olan büyük bir
kelimeden başka bir şey değildir.”
-“Şiir, mutlak hakikati aramak işidir; şiirde mutlak hakikat
Allah’tır; şiir Allah’ı sır ve güzellik yolundan arama işidir” “Anlam izafi bir mefhumdur. Bir gazete havadisini, bir
riyaziye meselesini, bir insanın hislerini anlamak büsbütün
-Şiirin ana unsurunu, en yüksek his kutbu tarafından
başka şeylerdir.”
pençelenmiş en yüksek fikir kutbu diye hülâsa edebiliriz.
“Hayatı tanımaya başladığımız ilk intibalar bizde daima
-Netice ve teşhis: Şiirde temel unsur ,fikrin tahassüs edası
müessir olmuşlardır. Biz onlardaki hikâyeyi unutsak bile o
şekline bürünmesinden ibarettir, bürünebilmiş gizli fikirdir.
hikâyelerin benliğimizdeki bıraktıkları bu ilk intibaların
-Şiir hakkında ‘cemiyetin rüyasını ayrı bir rüya üslubuyla tesirleri zail olmazlar.”
anlatan bir tabirname’ diyebilirsiniz.Cemiyet ,iç ve gizli
“Şiirde vuzuh, şairin kudretine olduğu kadar okuyucusunun
hayatıyla uyur ;ve rüyasını şair görür ve sayıklamalarını şair
da ruh imkânlarına, anlayışına, irfanına ve hüsn-i niyetine
zapteder.
bağlı bir keyfiyettir.”
-Şair, müspet ilimlerin önünde koşarak ,sanatta ‘devr-i daim’i
“Her şiirin şekli, sedaların arabeski o şiirin vermek istediği
bulmuş bir kaşiftir.
umumi havayı en mükemmel şekilde temin edecek olandır.
-Şiir de öbür sanat şubeleri gibi, mutlaka devlet eliyle Şu halde buna göre ne kadar şiir varsa o kadar da şiir olması
müesseseleştirilecektir. icap eder.”
-Şiirde gaye, kökte Allah ve mutlak hakikat olarak ,dalda “Şiirde şekil denince sadece ses ahengini değil, şiir
sırrilik ve remziliktir kompozisyonunu da kasdediyorum.”
-Dinin olmadığı yerde hiç bir şey yoktur; yokluk bile yok...Şiir “Hece ve aruz kalıplarına bağlanmadan, hece sayıları ve
ve sanatsa hiç yok... Şair ki, Allah’ın mahrem ülkesi meçhuller hecelerin kısalığı ve uzunluğundan mümkün olduğu kadar
aleminin derbeder seyyahıdır, Allahsız bir cemiyette ,elektrik istifade edilebilir ve içi musiki dolu kelimeler seçilebilir.”
cereyanı kesilmiş bir şehrin meydan yerindeki fener gibi
“Şiir bütün varlığını musikiye borçlu olmakla beraber komşu
sönecek ,eşya ve hadiselerin en gizli nabızlarını saymaktan
sanatlar arasında bünyesine en uygun olanın yine musiki
ibaret memuriyet hikmetini kaybedecektir.
olduğuna, musikinin ifade bakımından çok yardımı olduğuna
inanmaktayım.”
- Ona göre genç şairlerin Divan şiirini bir dekor olarak --Na’t, Peygamberin şiirle yapılmak istenen bir portresidir
kullanmaları yanlıştır. Çünkü bu şiir “toplumsal, ulus
--Şiir ve şair ölmeyecektir. Çünkü: insan ölmeyecektir.
hizmetinde bir sanat geleneği” olarak gelişmiştir.
Çünkü: hakikat ölmeyecekti
● Şairin şiire bağlanmasını, bir yeryüzü gezginliği olarak Edip Cansever, yazdığı ilk eserlerden sonra
tanımlar . "Yeryüzü sözcüklerdir “diye düşünmektedir. (İkindi Üstü, Dirlik Düzenlik) poetik
görüşlerini ifade etmeye başlamıştır.
● Şaire göre bir esere anlamla yanaşmak, şiiri bütün bütün
çıkmaza sokacak ve yok edecektir. Berk’in Poetika’sında bu -- Edip Cansever (1959), evreni anlamanın yolunun şiirden
konuya “Anlamla Yola Çıkılmaz” demesi boşa değildir. geçtiğini belirtir. “Çünkü ben gizleri kurcalamak, insanlar
hakkında bir yoruma, ama kendimden başlayan bir yoruma
varmak istiyorum. Şiirse bu denklemin ilk meçhulünü
çözüyor.
B) Orhan Veli
C) Necip Fazıl
F) Nazım Hikmet
E) Cahit Külebi
A) II - III - I
I. Onun şiirle iktidarı asla yan yana gelemez, gelmemelidir.
B) III - II - I Nedeniyse arası açık; iktidarı nötralize eder ve sivil şiir resmi
C) I - II - III kültürde yer alamaz. Ona göre; şiirde marjinal olmak demek;
toplumun yarattığı düzenekte yer alan “sınırların zorlanması”
D) II - I - III
yani “sınır çarpışmaları yapmak demektir.
E) III - I - II
B) “Anlam” araştırmak için şiiri deşmek, şakıması yaz “Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm / Yiğit iken
gecelerinin yıldızlarını ürperten zavallı bir kuşu, eti için ölenler gök ekini biçmiş gibi” mısralarındaki imgesel
öldürmekten farksızdır." benzetmesini dönüştürerek kullanır. Bu ifade aynı zamanda
genel olarak İkinci Yenicilerin yaslandıkları “çarpıcı ifadelere”
C)" Şiir, ne nutuktur, ne protesto, ne politika. Çağdan,
yer verir.
çevreden yakınmayı şiir, başka yollardan sessizce hatırlatır.”
10. Bu metinde şiir görüşü açıklanan şair, aşağıdakilerden
D) " Bir şiirin anlamı başka bir anlam olmaya elverişli
hangisidir?
oldukça, her okuyan ona kendi yaşamında anlamını
verebilir." A) Turgut Uyar
E) "Şiirde her şeyden evvel ehemmiyeti haiz olan kelimenin B) Sezai Karakoç
mânâsı değil, cümledeki telaffuz kıymetidir."
C) Cemal Süreya
D) Edip Cansever
Türk şiirinde birçok şair, şiirlerini açıklamak için poetikaya
E) Ece Ayhan
başvurmuştur.
B) Yahya Kemal
C) İsmet Özel
D) Orhan Veli
12. Bu metinde boşluklara uygun gelen ifadeler ▪ Abdullah Cevdet tarafından önce
aşağıdakilerden hangisidir? Cenevre'de, 1908'den sonra da İstanbul'da
A) Şiirde Mânâ- Bir Günün Sonunda Arzu çıkardığı bir fikir dergisidir.
II. Ona göre ilk dönemin gerçekliğinin aksine şiir kendine ▪ Meşrutiyet devrinde Mehmed Akif'in başyazarlık ettiği bu
özgü hayallerle ve tasvirlerle yaratılabilir. “Sanatın maksadı dergi, Milli Mücadele döneminde önemli rol oynayan
güzelliktir” diyen şair, bunu oluşturacak unsurları da “duygu, mecmuada Mehmet Âkif, başta Zağaos Paşa ve Kastamonu
hayal ve düşünce” olarak ifade eder. Nasrullah Camileri olmak üzere farklı yerlerde milletimizi
İstiklâl Harbi’ne destek vermeye çağırdı.
D) II - I - III
E) III - I - II
1-C 2-E 3-A 4-B 5-E 6-D 7-C 8-E 9-B 10-C
11-C 12-A 13-D
▪ 1911'de Selanik'te milliyetçi derginin ▪ Birincisi Ziya Gökalp'ın 1917'de, ikincisi,
başlıca yazarları Ömer Seyfeddin, Ali Malta dönüşü Diyarbakır'da çıkardığı,
Canip ve Ziya Gökalp'tır. Türkçü, milliyetçi fikir dergileridir.
▪ Yeni Lisan Makalesini yayımlanır. ▪ Türkçülüğün Esasları’nı oluşturacak
▪ Milli edebiyatın yayın organıdır. fikirlerinin bir bölümü ilk defa bu
yazılarda ortaya konmuştur
▪ Kültürde millî olmak tezi ile Türklerin
tarih ve sanata getirdikleri değerleri savunmuştur. Dilde ▪ Yahya Kemal Paris’ten döndükten sonra şiirlerini topluca ilk
sadelik, vezinde hece ve özde halka dönüş taraflısıdır. defa Yeni Mecmua’da yayımlar.
Başyazarı Ziya Gökalp’tır. Dergi bugün de Türk Ocağı'nın ▪ Ömer Seyfeddin hikâyeler arasında “Falaka”, “Ferman”,
organı olarak aynı fikirlerle çıkmaktadır. “Üç Nasihat”, “Kütük”, “Pembe İncili Kaftan”, “Başını
Vermeyen Şehid”, “Topuz” gibi konusunu tarihten alanları
burada yayımlar. Yazar “Yalnız Efe” adlı uzun hikâyesini de
burada yayımlamaya başlamıştır.
▪ Anadolu’nun folklorik yapısı ve estetik dünyasını tanıtır. ▪ "Allahsız Dünya” adlı makalesi ile N. Fazıl ünlenir.
▪ Peyami Safa’nın ağabeyi İlhami ▪27 Mayıs 1960 askerî darbesiyle kapatılmıştır.
Safa'nın çıkardığı fakat fikir babası
▪ Peyami Safa Batı rüyasından uyanıp önce “hangi Batı?”
Peyami Safa olan dergi 1936 yılında
sorusu sorulmalıdır dediği fikirleri burada tartışır.
çıkar
▪ Peyami Safa bu dergide mistik dünyasını geliştirip
▪ Adından da anlaşılacağı gibi kültür
savunurken materyalizmi, komünist ve spiritüalizm dünyayı
meseleleri üzerinde yazılara yer veren bir dergidir.
da eleştirir.
Derginin ikinci ve üçüncü sayılarında Ahmet Hamdi Tanpınar,
"Bizdeki Roman" başlığıyla, romanımızın sorunları üzerine
makaleler yazar. Tanpınar bu yazılarında, bizim
romancılarımızın yabancı romancılar kadar okur üzerinde
etki bırakmadığına değinir.
▪ 1941-1948 tarihleri arasında Orhan
▪ Ahmet Hamdi Tanpınar, Faruk Nafiz Çamlıbel ve Cahit Sıtkı Seyfi Orhon ve Yusuf Ziya Ortaç
Tarancı’nın şiirleriyle dergiye katkıda bulunur. tarafından yüz altmış bir sayı olarak
▪ Zahir Sıtkı, 21. sayıda Ağaç’ın 9. sayısında yayımlanan yayımlanmıştır.
“Beklenen Sanatkâr” yazısı dolayısıyla Necip Fazıl’ı eleştirir. ▪ Türkçülük ve milliyetçilik fikrini
Bu eleştirinin çıktığı sayı Kültür Haftası’nın son sayısıdır savunur.
Peyami Safa ayrılır.
▪ Çınaraltı’da Orhan Seyfi Orhan, Yusuf Ziya Ortaç, Halide
▪ Dergi, köy edebiyatı üzerine tartışmalarla döneminde etkili Nusret Zorlutuna, Nihai Atsız, Peyami Safa, Behçet Kemal
olmuştur. Çağlar, Faruk Nafiz Çamlıbel, Halit Fahri Ozansoy, Zeki Ömer
Defne, Tarık Buğra gibi imzalar, eserlerini yayımlamışlardır.
▪ Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra kapanan Aydede İlk dönem edebi yönü ön plandayken N. Fazıl'ın yakın
dergisinin boşluğunu doldurmak üzere kurulan dergidir. arkadaşları da yazar. (Şiirleriyle Bedri Rahmi Eyüboğlu, Ziya
Osman Saba, Sabahattin Kudret Aksal, Fazıl Hüsnü Dağlarca;
▪ Akbaba ayrıca Orhan Veli ve arkadaşlarının başlattığı Garip
hikâyeleriyle Sait Faik, Mahmut Yesari, Zahir Güvemli, Oktay
adlı şiir anlayışına karşı ilk ve sert tepkilerin verildiği bir
Akbal; romanıyla Samiha Ayverdi)
mecmua olmuştur.
▪Necip Fazıl sonra İslami bir fikrin bir davanın
▪ Garipçilere “Bobstil” yakıştırması da Yusuf Ziya Ortaç ve
savunuculuğunu üstlenmiştir bu dergiyle.
Orhan Seyfi Orhon tarafından ortaya konulmuştur.
▪ Ne-Fe-Ka, Büyük Doğu, Be-De, Ahmet Abdülbaki,
▪ Karikatürde de çok başarılıdır.
Adıdeğmez, Hikmet Sahibinin Abdinin Kölesi, Hi-Ab-Kö, Ozan,
Bankacı, Prof. Ş. Ü., Neslihan Kısakürek takma adlarını
kullanmıştır.
▪ Mahmut Makal’ın “Köy Öğretmeninin Notları” köşesine ▪ Sürekli yasaklanan dergi sırasıyla; Merhumpaşa,
yazdığı yazılar derlenerek 1950 yılında Bizim Köy adı altında Malumpaşa, Yedi-Sekiz Hasan Paşa, Hür Marko Paşa, Bizim
yayımlanır. Paşa, Ali Baba ve Kırk Haramiler adları altında yeniden
çıkarıldı.
▪ Dergi Atatürkçü bir çizgide gider.
▪ Derginin yayın hayatı 1950’de sona ermiştir.
▪ Dergide; Abdülhak Şinasi Hisar, Attila ilhan, Behçet
Necatigil, Cahit Sıtkı Tarancı, Cevdet Kudret, Ceyhun Atuf
Kansu, Necati Cumalı, Nurullah Ataç, Orhan Veli, Sabahattin
Kudret Aksal, Sait Faik, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi
birçok yazar ve şairin ürünlerine yer verilmiştir.
▪ Asım Bezirci’ye göre Attilâ İlhan (Yılmaz Gruda ile birlikte)
1954’te Mavi’de Garip şiirine savaş açıp bu akımı
“silkelemiş”, diğer yandan da “imgeye, duyguya, müziğe,
▪ Orhan Veli tarafından 1 Ocak diğer edebi sanatlara kapılarını aralayan şiirler” yazarak
1949 tarihinden itibaren on beş “İkinci Yeni diye adlandırılan ve özcü şiir çizgilerinden
günde bir yayımlanan dergidir. Dergiye devam edebilmek uzaklaştırılan/saptırılan yeni şiirin ilk öncülerinden” olmuştur
için paltosunu satmak zorunda bile kaldı Orhan Veli. Ama
▪ Dergide; Attila İlhan, Ahmet Oktay, Özdemir Nutku, Ülkü
fazla dayanamaz 15 Haziran 1950 tarihinde kapanır.
Arman, Ferit Edgü, Orhan Duru, Demir Özlü gibi imzaların
▪ Orhan Veli’nin ölümünün ardından arkadaşları tarafından eserleri yayımlanmıştır.
"Son Yaprak" adlı özel bir sayı yayımlanmıştır.
▪ Mavi dergisinin “Mavi Anadoluculuk” anlayışının
▪ Orhan Veli'nin daha önce yayınlanmamış "Aşk Resmi etkisindedir..
Geçidi "şiiri de burada yer alır.
▪ Asım Bezirci’ye göre Mavi, “gittikçe yoğunlaşan baskılar ile
▪ Dergide ağırlıklı olarak Garip anlayışına uygun ürünler Mehmet Çınarlı ve Peyami Safa’nın iftiraları yüzünden”
yayımlanmıştır. kapanmak zorunda kalır.
▪ Nâzım Hikmet'in hapishaneden çıkartılması için açılan
kampanyaya da katılan Garipçiler üç günlük açlık grevine
girdiler bunu dergide ilan ettiler.
▪ Rasim Özdenören “İslâmî edebiyat” kavramı üzerinde klasik ▪ İslam kültürü ve medeniyeti üzerinde
İslâm edebiyatı ürünleriyle çağdaş İslâmî duyarlıklı yazarların düşünen Karakoç bunun yanında Batı'dan
eserleri karşılaştırmasını yapar. T. S. Eliot'tan , Rainer Maria Rilke'den Ezra
Pound'dan, John Perse'den çeviriler yapar.
▪ Cahit Zarifoğlu derginin içinde “Okuyucularla” sayfalarında,
gelen mektupları değerlendirmiştir. ▪ Günümüz İslam inancıyla geçmişteki İslâm kültüründen
hareketle devletlerin ve toplumların yapılanması üzerine
▪" Afganistan Özel Sayısı" ve "Tasavvuf Özel Sayısı” ile
düşünceler dergide tartışılmıştır.
dikkat çeker.
Sezai Karakoç (Zülküf Canyüce, Mehmet Yasin, Mehmet C.
▪ 1990 yılında kapanır.
Güneş, Sait Yeni), Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Nuri
Pakdil, Erdem Bayazıt, Ebubekir Eroğlu, Durali Yılmaz,
Mehmed ÇavuşoğluAlaeddin Özdenören, İsmet Özel, Cahit
Koytak, Ahmet Kot, Arif Soylu, Necat Çavuş, Yüksel Peker,
Yüksel Kanar, Hamit Can, Mustafa Ruhi Şirin, H. İbrahim
▪ Atilla Özkırımlı’nın “Ya bir dergi Kaymak, Tahir Yücel, Ahmet Kahraman, Bülent T. Demirgil,
çıkararak ya da çıkaracağı bir dergiyi Mevlüt Ceylân, Mevlâna İdris Zengin gibi kalemler yazmıştır.
düşünerek” yaşamıştır dediği Cemal
Süreya tarafından çıkarılır.
▪ Asım Bezirci bunları eleştiri yazılarıyla destekler. ▪ 1980 kuşağı şairleri, Poetika ve Üç
Çiçek’te yayımlanan şiir, söyleşi ve şiir
üzerine yazılarıyla 1970’li yılların
edebiyat anlayışını eleştirirler. Kendi
şiir anlayışlarını açıklayan poetik
yazılarla genç şairlere de yol
▪ Ankara’da 1951 yılında, Türk Dil
gösterirler. Dönemin egemen şiir
Kurumu’nun aylık yayını olarak çıkmaya
anlayışına ve “yapmacık eleştiri”ye
başlar.
eserleriyle karşı koyarlar.
▪ Halen günümüzde devam eden dergi
▪ Tuğrul Tanyol, Haydar Ergülen,
üniversitedeki akademisyenlerin
Adnan Özer, Taner Ay ve Orhan
eserleri ön plandadır.
Tekelioğlu dergileri çıkarırlar.
▪ Derginin çıkardığı özel sayıları bir antolojidir ve çok
kıymetlidir. Yabancı sözcüklere Türkçe karşılıklar önemli
çalışmalarıdır. Bunların yanında
▪ Türk Dili dergisinde Doğan Hızlan, Fazıl Hüsnü Dağlarca, VİRGÜL DERGİSİ: 1997- 2009 arası çıkar.
Nurullah Ataç, Oktay Akbal, Orhan Hançerlioğlu, Peyami HECEÖYKÜ DERGİSİ : 1997 Ankara’da çıkarılır halen devam
Safa, Sabahattin Kudret Aksal, Salah Birsel, Suut Kemal ediyor.
Yetkin gibi birçok imza yer almıştır.
LACİVERT DERGİSİ: 2005 yılından beri devam ediyor.
▪İsmail Habip SEVÜK → Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi 3. Aşağıdaki eser-yazar eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
▪Abdülhalim MEMDUH → Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye A) Vasfi Mahir Kocatürk - Son Asır Türk Edebiyatı Tarihi
B) Kenan Akyüz- Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri
▪İsmail Hikmet ERTAYLAN → Türk Edebiyatı Tarihi
C) Atilla Özkırımlı - Ansiklopedik Türk Edebiyatı Tarihi
▪İbrahim Necmi DİLMEN → Tarih-i Edebiyyat Dersleri
D) İsmail Habip Sevük - Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi
▪Emin ÖZDEMİR → Türk ve Dünya Edebiyatı
E) Nihat Sami Banarlı - Resimli Türk Edebiyatı Tarihi
▪Seyit Kemal KARAALİOĞLU- Resimli Motifli Türk Edebiyatı
Tarihi
*Aruz ölçülüdür.
* Şiire başlık atmış, gerçek kişi üzeriden (Mustafa Reşit Paşa) kaside
yazılır ve onu yeni tamlamalarla över."Medeniyet resulü vb."
2. Şiirde “sanat için sanat” anlayışının gereği olarak * Gençlere seslendiği Ferda şiiri, oğlu Haluk için yazdıkları,
“estetik olgunlaşma” ya önem verilir.
* Değerler çatışmasını yansıttığı Süha ve Pervin adlı şiirinde
3. Hemen hemen her şiirde aruz ölçüsü kullanılmış, sadece
trajik kaçışları
T. Fikret’in bir iki hece denemesi olmuştur. Aruz ölçüsü
Türkçeye başarıyla uygulanmıştır. * Yunan mitolojisinden etkilendiği Promete şiirinde
4. Nazım nesre yaklaştırılmıştır. * Egzotik bir özlemin kamçıladığı ve yine ütopik fantazilerin
5. Divan şiiri nazım biçimleri tamamen bırakılmış, müstezat beslediği bir kaçış Yeşil Yurt şiirinde
serbest şekilde uygulanmıştır. Batı şiirinden alınan sone,
terza-rima gibi nazım biçimleri ilk kez kullanılmıştır. * Gayya-yı Vücud şiirinde ontolojik çatışma işler.
6. Konu olarak aşk, ayrılık, hasret, ölüm, karamsarlık, * Manzum hikâyeleri olan “Nesrin, Ramazan Sadakası,
melankoli, gerçeklerden kaçış, hayallere sığınma söz Hasta Çocuk, Balıkçılar” önemlidir.
konusudur.
* Aruzu Türkçeleştirmiştir.
7. Şiirde en büyük yenilik manzum hikâye tekniğinin
geliştirilmesidir. Manzum hikâye konusunda en başarılı * Parnasizm akımından etkilendiğinin gösterleri şunlardır:
isim T. Fikret’tir. Biçime önem verme, tarih, mitoloji işleme
8. Bu dönemde H. Ziya tarafından mensur şiir tekniği
geliştirilir.
Bu şiirleri ve özelliklerini ders kitabım
9. Şiir dili ağır ve süslü bir dildir. "Tanzimat’tan Cumhuriyet"e bakabilirsiniz!!!
Saat-ı semen-fam / lerziş-i barid
11. SINIF MEB DERS KİTABI MAİ DENİZ
(Yasemin kokulu saat / (soğuk titreme)
● Düşsel ve bireysel tema olacak. ▪ Şiirilerini Zaman, Musiki, Rüya ve Bilinçaltı İle Yoğurur.
Sosyal mesele işlenmeyecek.
▪ Geçmişe Özlem”, “Mimari” ve “Musiki” Öne Çıkar. Şiirinde
● Biçim endişesi duyulur. Dizeye Kültürel Kod Çoktur.
önem verirler.
Ünlü şiirleri: Ne İçindeyim Zamanın, Bursa’da Zaman, Her
● Gizemsellik , bireysellik, ruh, ölüm, masal, mit temaları Şey Yerli Yerinde, Annem İçin, Başımızın Üstünde Bir
yoğun olarak işlenir. Bulutun, Eşik, Hatırlama, Sabah, Günlerimiz
- Cahit Irgat
▪ Divan edebiyatından etkilendi ve
gazeller ve rubailer yazdı. - M.Niyazi Akıncıoğlu
-Arif Damar
▪ Kısa dizeli şiirler yazar.
-Ömer Faruk Toprak
▪ Anlamı zor ve grifttir.
-Ahmet Arif
▪ Masal ve egzotik yapıyı kullanır.
-Şükran Kurdakul
2020 ÖABT'de Bekliyoruz
-Hasan Hüseyin
-Mehmet Başaran
YEDİ MEŞALECİLER . Cumhuriyet Döneminin ilk şiir grubu. -A. Kadir
Saf şiirin özelliklerini taşır.
-Suat Taşer
Mavi Gözlü Dev, Yine Sana Dair, Yaşamak Seni Sevmek Gibi,
Veda, Bir Acayip Duygu, Bir Ayrılış Hikâyesi, Tahirle Zühre
Meselesi, Ceviz Ağacı, Hasret, Hoş Geldin Kadınım, Seni
Düşünmek, Seviyorum Seni, Karıma Mektup, Piraye İçin
Yazılmış Saat 21-22 Şiirleri, Yaşamaya Dair şiirleri ünlüdür.
YANSITAN ŞİİRLER
● Halk şiiri kaynağından beslenmişler 4. GARİP AKIMI( BİRİNCİ YENİ) ANLATAN ŞİİRLER
● Hece ölçüsü ve dörtlüklerle
ÖSYM ÇOK SEVER GARİPLERİ DİKKAT EDİNİZ!!!
memleket sevgisini, kahramanlıkları
yansıtan şiirler yazmışlardır.
İlhan Berk:
2. SÖZDİZİMSEL SAPMA
- “Denizin pencereleri sürgülüydü”
Sıfatları isimlerden sonra kullanma eğilimine denir. - “Atımı istedim evin göğü gerindi”
-“Bakışsız Bir Kedi Kara” Sezai Karakoç:
-"Bütünleyemez mi sanıyorsunuz çalışır bir şiir kara" (Ece -“Seni çağırıyorum parmaklarımdan süt emmeye”
Ayhan)
-“Bir bülbül içimde sedefle kaplanıyor”
-"Yolculuklara korkunç ev aranmaz ki " (İlhan Berk)
-Bîr kadını havlıyor taşıyor o ıssız köpekler kî (Sezai Karakoç) - Dipsiz kuyularda anaların kahrı
-“Başladı Afrikası uzun bir gece” (Cemal Süreya) azalmış galata’da iki deli çocuk
-"Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir. (Ece Ayhan) bacakları uzamış rıhtımda (Ece Ayhan)
- yüzündengölgesigeçiyorbüyükbirkuşun (İhan Berk) Bu grubu ÖSYM son zamanlarda çok seviyor. Karşılaştırmalı
sorularda çok kullanıyor.
6. LETRÇESEL SAPMALAR
Erdem BAYAZIT
- "Sen ne iydin güzeldiysen de çirkindiysen de
● İsmet Özel, Kemal Özer, Ataol Behramoğlu, Nihat Behram ● Siyasi şiir pek yazmazlar
ve Refik Durbaş ve Süreya Berfe gibi şairlerden oluşur. ● Bu dönem şairleri birlikte dergiler çıkarmışlardır. Yazko
● 2. Yeni şiir anlayışına karşı çıkarlar. Şiirlerini ezilenleri Edebiyat, Üç Çiçek, Şiiratı ve Sombahar gibi dergiler bu
dönemde etkilidir.
işlemek ve şiiri ideolojiyi yansıtma aracı olarak görürler.
● Düz yazıya yaklaşan bir üslupla şiir yazarlar.
● Halkın Dostları, Yeni Gerçek, And gibi dergilerde
yazmışlardır. ● Haydar Ergülen, Hüseyin Atlansoy, Sedat Umran, Lale
Müldür, Ahmer Erhan, Sunay Akın, Metin Altıok, Adnan Özer,
● İsmet Özel ve Süreya Berfe ön plana çıkarılır.
Nurer Uğurlu, Küçük İskender, Enis Batur ve Şükrü Erbaş
12. sınıf MEB kitabından… önemli simlerdir.
9. CUMHURİYET DÖNEMİ HALK ŞİİRİ
2. ………………………………………
geceyarıları
tenhadır buraları
ne in ne cin
kırmızı lambası
sanki kan damlası
demiryolu geçidinin
4. ………………………………………
Esmerdi, sarışındı, beyazdı, kumraldınız; Ne atom bombası
Sımsıcak mektuplarda, şiirlerde kaldınız. Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız,
Üç gün, üç mevsim süren mutluluklar getirip, Bir elinde ayna;
Bir ömür dinmeyecek özlemlere saldınız. Umurunda mı dünya
10.………………………………………
Ölümsüz bir dünyanın habercileri gibi
Heyecan yaratıcı, büyülü, kutsaldınız.
ibrahim
Kilimle çıkar toprağım bağımdır gibi içimdeki putları devir
Bağda kokar yeniçeri gölgesinde ömür elindeki baltayla
5. ……………………………………… kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
31.……………………………………………..
hele tertemizse gönlün
hele kar gibiyse alnın
Pencereye kar düşünce 35.……………………………………………..
Çalar akşam çanı uzun,
Adalet, müsavat, hürriyet demeye Bir yanı ışıktır bir yan karanlık
Sadece yürek ister. Bazı su durudur bazı bulanık
40.…………………………………………….. Kuşlar havadadır sularda balık
Ah çekse deryayı yakar mı yakar
İşte biz; 44.……………………………………………..
Nihayetsiz
Mavilikler yolcusu! Tanıdığım bir ağaç var
Ruhumuzun kardeşidir Etlik bağlarına yakın
Güneşlerde parlayan bu yeşil su. Saadetin adını bile duymamış
Bayrağımız yeşil sular ateşidir. Tanrının işine bakın
Biz bayrağın fedaisi sayısız Türk genciyiz.
Biz hilale şan arayan korku bilmez gemiciyiz. Geceyi gündüzü biliyor
Ey vatandan müjdelerle bize kadar gelen rüzgâr! Dört mevsimi, rüzgarı, karı
41.…………………………………………….. Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı
10. " Atom Bombası" şiiri, Orhan Veli çünkü;. basit tema, serbest
ölçü, sanat yoğun değil, günlük konular, mizahi unsur
14. "Mor Külhani" şiiri Ece Ayhan çünkü; serbest ölçü, imgeli,
alışılmamış bağdaştırmalı
16. "Meçhul Öğrenci Anıtı" şiiri, Ece Ayhan çünkü serbest ölçü,
imgeli, alışılmamış bağdaştırmalı, politik yapısı var.
18. "Ben Var Ölmek" şiiri, Ülkü Tamer çünkü serbest ölçü, imgeli,
alışılmamış bağdaştırmalı.
20. " Gül " şiiri Hüseyin Atlansoy, çünkü serbest ölçü, imgeli,
alışılmamış bağdaştırmalı, 1980 kuşağı dini gelenekçi şairidir.
21. " Han Duvarları" şiiri Faruk Nafiz Çamlıbel çünkü heceli, 42. "Çiçekleri Umudumuzun" şiiri A. Kadir çünkü; toplumcu yapısı,
Anadolu temalı, kafiye redif unsurunu kullanması ve halk şiir söylev ve didaktik örgüsü, serbest nazımlı
geleneğine sahip çıkması
43. "Keder Gibi Ödünç" şiiri Haydar Ergülen çünkü; geleneğe
22. Şeref Taşlıova şiiridir çünkü heceli, dörtlüklü ve epik tarzda yaslanan tarzı, serbest imajları ve insancıl tabiat sevecenliği
yazılmış. Halk şiiri kavuştak kısmı var.
44. "Yakar mı Yakar" şiiri Murat Çobanoğlu çünkü; halk şiiri
23. "Nefes Almak" şiiri Ziya Osman Saba çünkü; imgeli, sanatlı ve geleneği, dörtlük, heceli yapısı ve sade dil anlayışı
sembolik bir yapı içinde verilir.
45. "Rahatı Kaçan Ağaç" şiiri Melih Cevdet Anday çünkü; basit
24. "Kerem Gibi" şiiri Nazım Hikmet çünkü; basamak dize anlayışı, tema, serbest ölçü, sanat yoğun değil, günlük konular
sessel yineleme, kırık dize anlayışı ve halk kültürü izi var
46. “Vuslât “şiiri Yahya Kemal, çünkü; " aruz , musiki, ahenk ve
25. "Keder Gibi Ödünç" şiiri Haydar Ergülen çünkü beyit birimi öznel izlenim, Gül motifi, divan edebiyatı etkisi, parnasyen şiir
modern imgeler ve alışılmamış bağdaştırma özelliği
26. "Mâra" şiiri Asaf Halet çünkü; imgeli, modern şiir geleneğinden 47. “Hazân” şiiri, Ahmet Haşim, çünkü;" aruz , musiki, ahenk ve
beslenir. Kısa dizelidir. sembolist izlenim , kamer, rüya, hazan sürekli kullanığı izlenimci
ifadeler
27. "Kar Altında Hüzün Denemesi" şiiri Erdem Bayazıt çünkü ;
serbest ölçü, imgeli, alışılmamış bağdaştırmalı ve geleneğin iç sesi 48. “Piraye İçin” şiiri Nazım Hikmet çünkü; serbest nazım, hasretlik,
karın yağışı ve ses değeriyle verilmiş. insani duygu yoğunluğu, çarpıcı çevre tasvirin insanla buluşması
28. "Acıyı Bal Eyledik" şiiri H. Hüseyin Korkmazgil çünkü; serbest 49. “Riyâh-ı Leyâl” şiiri Cenap Şahabettin çünkü; soyut ve ağır bir
nazım, toplumcu yapısı ve sade dil anlayışı dil anlayışı, sembpist çizgi, divan şiirinde etkilenme, serbest
müztezat ki Servetifünun Dönemi
29." Bebeklerin Ulusu Yok" şiiri Ataol Behramoğlu çünkü serbest
ölçü hümanist çizgi ve sosyal mesele kaygısı ve evrensel tema 50. “2=1” şiiri Özdemir Asaf çünkü; kısa dize anlayışı, tevriye ve zıt
kelime kullanma becerisi, serbest ölçülü şiirde sözcüklerin anlam
30. "Yalan " şiiri Melih Cevdet Anday çünkü; basit tema, serbest
yoğunlaşması
ölçü, sanat yoğun değil, günlük konular
32. "Bir Kış Akşamı" şiiri Behçet Necatigil çünkü; serbest ölçü, ev -
aile ilişkisi, yalın bir dil ve kısa dize anlayışı
35. "Çok Güzel Şey"şiiri Melih Cevdet Anday çünkü; basit tema,
serbest ölçü, sanat yoğun değil, günlük konular
37. " Serçe " şiiri Melih Cevdet Anday çünkü; yalın bir dil, imgesiz
ve santsız bir dünya , basit konulu ve serbest ölçü
efendi efendi hani kul köle korkutan seni A) Balıkçı şiiri, manzum bir hikâyedir.
ki bir balkon çıkmazında güneşi seyrediyor B) Kahramanlar, kişiliklerine uygun konuşturulmuştur.
Bizimle beraber
Kaydırak oynamasını bilseydin Yelpâze çevrilir gibi birden dönüşleri,
Ve Sakarya'dan bu havalide
yalnız, çatal tırnaklı karacalar su içmektedir.
Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni, gelenekten beslenen
şairlerin önemli özelliğinden biri "milli tarihten" Ankara suyunun döküldüğü yerden
faydalanmalarıdır. Tarihin izi şairlerin hep ilgisini çekmiştir.
Eskişehir kuzeybatısına kadar
14. Buna göre öğretmen aşağıdaki dizelerden hangisini
Sakarya mecrası uçurumlar içinden geçmektedir.
kullanabilir?
Güneyde
A) Seçmiş İstanbul'un ufkunda bu kudsî tepeyi;
ve güneydoğuda
Taşımış harcını gâzîleri, serdârıyle,
Nazım Hikmet
Taşı yenmiş nice bin işçisi, mîmâriyle.
Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni, 9. sınıf dersinde ünlü
Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne
şairlerden tahtaya çeşitli dizeler yazar ve öğrencilere bu
B) Günlerce ne gördüm ne de kimseye sordum, şiirlerin "Şiir - Tarih" ilişkisini anlatır.
"Yarab! hele kalp ağrılarım durdu!" diyordum. 16. Buna göre aşağıdaki şairlerden hangisi şiirlerinde
tarihsel yapıyı kullanmaz?
His var mı bu alemde nekahat gibi tatlı
A) Namık Kemal
Gönlüm bu sevincin heyecanıyla kanatlı
B) Ahmet Haşim
C) Ani bir üzüntüyle bu rüyadan uyandım.
C) Attila İlhan
Tekrar o alev gömleği giymiş gibi yandım,
D) Nazım Hikmet
Her yerden o,hem aynı bakış ,aynı emelde,
E) Yahya Kemal Beyatlı
Bir kanlı gül ağzında ve mey kasesi elde;
D) Fani ömür biter,Bir uzun sonbahar olur.
Türk dili ve edebiyatı dersinde "Şiir geleneğinin oluşumunu
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, tarümar olur.
örneklerle açıklar." kazanımı etrafında öğretmen,
Mevsim boyunca kendini hissettirir veda; öğrencilerine Cumhuriyet Döneminde olup da halk şiiri
geleneğinin izlerini devam ettiren şairler vardır.
Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ
17. Buna göre aşağıdaki şiirlerden hangisi bu geleneği
E) Dünyanın ufku gözlere gittikçe tar olur.
yansıtır?
Her gün sürüklenip yaşamak ruha bar olur.
A) Sessiz Gemi
İnsan duyar yerin dile gelmiş sükutunu;
B) Küfe
Bir başka musikiiye geçiş farz eder bunu.
C) İstanbul'u Dinliyorum
D) Çoban Çeşmesi
E) Mor Külhani
"Şiiri taşradan çıkarıp sanatçının ve imgenin emrine Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni, 10. sınıf öğrencilerine
verirsek o zaman şiir, gerçek mekânına kavuşur. Her sanat Eski Anadolu Türkçesinin dil özelliklerini kavratmak ister.
bu mekânda yetişen bir meyve olur aslında."
20. Buna göre öğretmen, aşağıdaki eserlerden hangisini
18. Diyen bir sanatçı, aşağıdaki şairlerin hangisinden şiir kullanamaz?
kullanamaz?
A) Risaletü'n Nushiyye
A) İlhan Berk
B) İskendername
B) Behçet Necatigil
C) Çarhnâme
C) Attila İlhan
D) Garipname
D) Edip Cansever
E) Mukaddimetü’l-Edeb
E) Orhan Veli
Ben kendimi toprak bilirim, toprak beni baba bilir minkar-ı âteşinini duy, dâima düşün:
Karadeniz’in Rumelikarı tütünü, Gülsün neden cihan bana, ben yalnız ağlayım?
D) Parmaklarda tütün kokusu. 29. İki şiirden alınan bu dizeler için aşağıdaki
NAR
Kış büyük geliyor nara gidelim
HAYAL BESTE
soğudu günlerin yüzü nara gidelim
Roma'nın şarkını fethettiğin andan sonra,
narın bir diyeceği olur da bize Yüce dağlar gibidir gördüğün iş,Türk oğlu!
açılır yazdan binbir sıcak söz
dilimiz kurudu burdan nara gidelim Girdiğin yerde asırlarca kalıştan başka,
narın bir evi var pek kalabalık Kurduğun devlet asırlarca muzaffer yürüdü.
keşke biz de otursaydık orada
ev büyük geliyor şimdi her oda Talihin döndüğü en korkulu yıllarda bile,
bir ayrılık, çocuklar kapalı kutu, Yürüyen düşmanı son hamlede döktün denize.
bahçeler dağınık: Bir salkım üzümü
paylaşırken nasıl da bağ bahçe arkadaştık, 33. Bu dizeleri dersinde işleyen bir Türk dili ve edebiyatı
öğretmeni, öğrencilerine aşağıdakiierden hangisini
meğer yapraklarından soymaya başlamış öğretmeyi amaçlayamaz?
bahçeyi hırsız, bağ çıplak kalmış! A) Şiirdeki söz sanatlarını
Narın bahçesine bir hoyrat girse B) Şiirin bakış açısını
tenden önce dile yoksulluk düşer C) Şiirde Divan edebiyatının etkisini
D) Şiirde kullanılan ölçüyü
31. Haydar Ergülen'in bu şiiri için aşağıdakilerden hangisi E) Şiirde işlenen temayı
söylenemez?
A) Şiirde sözdizimsel sapma yoğun olarak kullanılmıştır.
B) Şiirin söyleyicisi şairdir. Hitap ettiği ise ailesi, dostları ve
insanlardır.
C) Şiirin genelinde "nar" sembolik bir anlamda kullanılmıştır.
D) Şiirin teması aşk veya aşkın hasretle ilişkilendirilmesidir.
E) Serbest ölçülü bir yapıyla oluşturulmuştur.
AĞUSTOS BÖCEĞİ İLE KARINCA 2018 Türk Dili ve Edebiyatı Ortaöğretim Programı, tür
merkezli bir kronoloji ile oluşturulmuştur. Bu anlayış
Karıncayı tanırsınız
doğrultusunda 9. sınıftan 12. sınıfa kadar dört türü (hikâye-
Minimini bir hayvandır şiir- roman- tiyatro) dönemlerini en iyi anlatan metinler
içinden seçilip verilir. Böylelikle edebî dilin gelişim ve
Fakat gaayet çalışkandır
değişimi de tarihî akışla birlikte takip edilebilmekte, metinde
Gaayet tutumludur, yalnız dönem özellikleri de verilmiş olur.
Pek hodgamdır, bu bir kusur: 36. Aşağıda verilen örnek durumlardan hangisi bu anlayışla
Hodkam olan zalim olur. örtüşmez?
A) Fuzûlî'nin "Su Kasidesi"ni işlenirken Peygamber sevgisini
anlatması
Bir gün ağustos böceği
B) Şinasi'nin bir şiiri işlenirken Tanzimat Fermanı'ndaki bazı
Tembel tembel ötüp durmak maddelerin hatırlatılması
Neticesi aç kalarak C) Yaşar Kemal'in “İnce Memed” romanında dönemin sosyal
Karıncadan göreceği ve siyasal olaylarını da anlatması
D) IV - II - III - V - I
E) II - III - I - IV - V 41. Bu şiirin biçim, içerik ve anlatım özellikleri dikkate
alındığında, aşağıdaki şiir akımlarından hangisine ait olduğu
söylenebilir?
“Şiir benim ikinci annemdir” diyen Dağlarca’yı Şerif Aktaş;
A) Garip
Behçet Necatigil ve Cahit Külebi gibi şairlerle “yeniliği
sürdürenler” olarak nitelemektedir. Bu şairlerde; yenilikleri B) 2. Yeni
değişen şartlarda sürdürme, varlık içinde bireyin kendisini C) Beş Hececiler
arama ve kendi problemlerini şiirselleştirme gayreti dikkati
çekmektedir. D) Maviciler
SELÂM OLSUN
Selâm olsun bizden güzel dünyaya
I. "Adını funda oteli koy Bahçelerde hâlâ güller açar mı?
Sevdamızın da adını Selâm olsun sonsuz güneşe, aya
Ayakları dibinde gün batımının. Işıklar, gölgeler suda oynar mı?
Ve ağzında binlerce güneşin tadı
Dilinin ucunda yalnızca kendi adın. Hepsi güzeldi kar, tipi, fırtına
Günlerin geçişi ardı ardına.
Çünkü sevdikçe beni sen kendini tanıdın.” Hasretiz bir kanat şakırtısına
Mavi gökte kuşlar yine uçar mı?
II. “Elimde, sükutun nabzını dinle, 53. Verilen şiir parçası şekil ve içerik özelikleri bakımından
Dinle de gönlümü alıver gitsin! incelendiğinde aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Yürü, gölgen seni uğurlamakta, D) Şiirde noktalama işaretlerini düzgün kullanmamyı tercih
eder.
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta,
E) Şiirin genelinde tenasüp sanatından yararlanılmıştır.
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!
Gülümü harmanımı savurur! B) Bu şiir yüksek ses tonu içermekte ve diyalog tekniğini
Kara gözlerini kullanmaktadır.
54. Bu şiirin biçim, içerik ve anlatım özellikleri dikkate Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Cumhuriyet Dönemi
alındığında, aşağıdaki şairlerin hangisine ait olduğu Türk şiirine ilişkin aşağıdaki üç örneği sınıfa getirir.
söylenebilir?
I. Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
A) Turgut Uyar
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
B) Cemal Süreya
C) Enver Gökçe
D) Orhan Şaik Gökyay Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
KEREM GİBİ
II. Adam yaşama sevinci içinde
Hava kurşun gibi ağır!!
Masaya anahtarlarını koydu
Bağır
Bakır kâseye çiçekleri koydu
bağır
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
bağır
Tokluğunu açlığını koydu.
bağırıyorum.
Masa da masaymış ha
Koşun
Bana mısın demedi bu kadar yüke
kurşun
Bu ayrılık bize ölümden beter 21-E 22-A 23-C 24-B 25-D 26-A 27-E 28-D 29-B 30- C
Geçti dost kervanı eyleme beni 31-A 32-E 33-B 34-D 35-B 36-A 37-B 38-A 39-C 40-A
41-C 42-A 43-B 44-C 45-E 46-E 47-A 48-D 49-C 50-E
51-D 52-A 53-A 54-C 55-D 56-E 57-C 58-E 59-B 60-C
"…Koca Ali yerinden kımıldamadı. Zaten biraz başı ağrıyordu.
TÜRK EDEBİYATINDA HİKÂYE "Mesnevi dinler, açılırım!" dedi. Büyük bir gönül rahatlığı
içinde, iki garip dervişin ruhu ürperten ezgileriyle kendinden
ÇEŞİTLERİ geçti. Her âşık gibi onun yüreğinde de sonsuz bir kendinden
geçiş, bir coşku, bir kaynaşma yeteneği vardı. En küçük bir
nedenle coşardı. Anlamını çıkaramadığı bir dilin gizemli
uyumu, durgun kanını sular altında saklı derin bir su
çevrintisi gibi kaynattı. Her yanı nedensiz bir sarsıntıyla
● Metinler serim, düğüm, çözüm
titriyor, sökülmez bir hıçkırık boğazına düğümlenir gibi
plânıyla anlatıp bir sonuca bağlayan
oluyordu. Yatsı namazını kıldıktan sonra mescitten çıkınca,
öykülerdir.
doğru dükkânına giremedi. Yürüdü. Uykusu yoktu. Ilık, yıldızlı
● Sürükleyici bir tarzı vardır. bir yaz gecesiydi. Samanyolu, sarı altın tozundan göz
alabildiğine bir bulut gibi göğün bir yanından öbür yanına
● Okuru ele alınan konu üzerinde
uzanıyordu. Yürüdü, yürüdü…"
düşündürmek esastır. Dolayısıyla olay
öyküsünde ana düşünce/tez diğer (Ömer SEYFETTİN- Diyet)
hikâyelere göre daha belirgindir.
● Okuyucu eserin sonunu merak eder.
"…Küçük Hasan, senelerden beri gördüğü şeylere alakasız
● Kahramanlar ve çevrenin tasvirine yer verilir. gözlerle bakıyordu. Kuru sazların arasında çorak ovayı oyarak
geçen ve ta yanına gelmeden farkına varılmayan dört adım
● Olay, zamana göre mantıklı bir sıralama ile verilir.
genişliğindeki küçük derenin, yan yana uzatılmış üç kalastan
● Realizm ve natüralizmin önemsediği gerçeğe uygun neden- ibaret köprüsü artık çökecek kadar sallanmaya başlamıştı.
sonuç ilişkisi, olaya dayalı hikâyelerde önemlidir.
Küçük Hasan hiçbir şey düşünmeden ilerliyordu. Ne evde
kendisinin dönmesini bekleyen iki küçük kardeşi, ne de dört
saat uzaktaki nahiye merkezinde hizmetçilik yapan anası bu
anda aklında değildi. Ayranını satıp satamayacağını da
Bu tarzın bizdeki en önemli temsilcileri: düşünmüyordu…" (Sabahattin ALİ - Ayran)
Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, Hüseyin
Rahmi Gürpınar ve Reşat Nuri Güntekin’dir
* Milli edebiyat öykülerin çoğu bu öykü
türünde yazılmıştır.
* Toplumcu gerçekçi öykülerde bu öykü türü kullanılır.
(Memduh Şevket Esendal - Mendil Altında) ● Anlatıcı olay ve durumları olduğu gibi değil, kendi
algıladığı şekilde aktarır.
● Postmodern öykü ve romanlarda görülür.
"…Sık sık gittiğim kahve, sapa bir yerde idi. Mevsim kış
olduğu "için, bahar ve yaz akşamları pek sevimli olan ● Hikâyede bir tür olarak 1920’lerde ilk defa Batı’da görülen
bahçesinde değil, içeride oturuyorduk. bu anlayışın en güçlü temsilcisi Franz Kafka’dır. Bu türün
bizdeki ilk temsilcisi Haldun Taner’dir.
Evimden çıkınca ortalığın sessizliğini, bu sessizliğe lapa lapa
kar yağdığını görmüş, yürümek hevesine kapılmıştım…
Geldiğim de fazla kalabalık olmayan kahveye, sonraları tek ÖRNEKLER
tük birkaç kişiden başka gelen olmadı…Bense bazen
buğusunu sildiğim camdan, dışarı bahçeye bakıyor, bazen
oyun oynayanların seslerine kulak kabartıyordum. Aradan ne
kadar zaman geçti farkında değildim… Saate baktım, on "…Kalktım. Lambayı yaktım. Dededen kalma ihtiyar duvar
buçuk olmuştu. Kahveci, saat bire kadar açık olduğunu saati, bire beş kalayı gösteriyordu. Niye uyanmıştım? Bu
söyleyince rahatlayıp bir çay daha söyledim…" sayıklama neden? Saatin bire beş kalayı gösterdiğini rüyada
mı görmüştüm. Yoksa, uyku ile uyanıklık arasında mı içime
(Sait Faik Abasıyanık - Mahalle Kahvesi) doğdu. Biraz sonra saat "dan" diye biri vurunca kafama
tokmak yemiş gibi ayıldım. Hayır. Bu defaki tesadüf olamaz.
Başım dönüyor, kulaklarım uğulduyordu. İçimi, tarifsiz bir
korku kapladı. O güne kadar benden gizli içime işlemiş
"Akşamın koyu maviliği içinde, gökten parmaksı kar taneleri durmuş bir saatin tik taklarını, ilk defa o anda duyar gibi
dökülüyordu yola çıktığımızda kar durmanın eşiğine geldi. oluyordum. Bu tik tak, kalbimin atış temposunda olsa
Eşini bırakmış gibi terk-i diyar ediyordu. Akşam karanlığın izi şaşmayacağım… " (Haldun Taner- On İkiye Bir Var)
karı bile silememişti. Otobüs sessizliğe gömüldü.Başımıza
gelecekleri önceden biliyor gibi her şeye boyun eğmişiz
gibi…" (Necati Güngör- Masal Kuşu) "İskambil destesinin en sevdiğim kağıtlarından biri, üzerine
The Jolly Jocker yazılı, o delişmen, o uçarı, o biraz cambaz,
biraz sihirbaz, bir miktar da düzenbaz, ama neşe dolu, hayat
ve hareket dolu, kanı sıcak delikanlıdır. Ne yazık ki Joker'lere
Kanasta'dan, Kumkan'dan, Remi'den başka oyunlarda yer
verilmiyor. Verilse, her girdikleri oyuna renk ve
ÇERÇEVE ÖYKÜ: hareketlilik,canlılık ve şaklabanlık katarlardı.
Jolly Joker'ler bir yana, destenin en itibarlı kağıtları, bilindiği
İçinde başka bir öykü barındıran öykülerdir.
gibi, Beyler yani Aslar oluyor. Ayıp değil ya, ben Aslardan
“Binbir Gece Masalları, Decameron, oldum bittim hoşlanmam. Belki kendim hiçbir zaman As
Canterbury Hikâyeleri, Heptaméron” gibi tanınmış olamadığım, As olamayacağım için. Kabul etmeli ki, onların
örnekleri bulunmaktadır. dördünde de bir Kral havası, bir Padişah cakası vardır. Hele
→ Türk edebiyatınde “Muhayyelât” ile bazı takımlarda bunları daha da bir şatafatlı resmederler…"
“Müsameretname” bu tekniğin kullanıldığı ilk eserlerdir. (Haldun Taner- Konçinalar)
→ “Bir Ölünün Defteri” ve “Salon Köşelerinde”
romanlarında kullanılmıştır.
ANLATMA ZAMANI (ÖYKÜLEME-ANLATI)
● Hikâyenin bir alt türüdür. Hikâyede olayları okuyucuya aktaran bir
anlatıcı bulunur. Bu anlatıcının olayları
● Kısa ve yalındır.
görüp öğrendikten sonra okuyucuya
● Kısa olduğu için okunması kolaydır. aktardığı zaman dilimine “anlatma
zamanı” denir. Yani anlatma zamanı,
● Hikâyelerde serim, düğüm ve
hikâyedeki olayların anlatıldığı zamanı
çözüm bölümü yoktur. Bölümler
kapsar. Anlatma zamanı, vaka (olay) zamanından hızlı akar.
okuyucuya bırakılır.
● Yazar imgelerden yola çıkıp düş
gücüyle hikâyesini oluşturur. VAKA (OLAY) ZAMANI:
● Minimal öyküde, bir kelime çok önemlidir; o kelime Hikâye, roman ve tiyatroda olayların başlama noktası ile bitiş
çıkarıldığında her şey değişir. noktası arasında geçen zamandır. Vaka zamanı, nakledilen
olay örgüsünün içinde yaşandığı zamandır.
● Okuyucunun basit gibi gördüğü ama aslında zor yazılan
öykü türüdür. ● Vaka zamanı genellikle üç şekilde aktarılır: Aynen aktarma,
özetleme, genişletme.
● Franz Kafka, Max Jacob gibi yazarlar bu türün dünyada
önemli isimleridir.
● Edebiyatımızda mesnevi, Kelile vr Dimne gibi türlerin a. Vaka Zamanının Aynen Aktarılması: Zamanın sürekli
sembolik özellikleri görülür. ileriye doğru yani kronolojik olarak akmasıdır. Olaylar, takvim
zamanına bağlı olarak birbirini takip eder.
Eski bir stilo mu daha iyi yazar, yenisi mi? Neden kemanın
çok çalınmışı daha makbul oluyor? Otomobilden anlayanlara
sorun, size motorun ancak iki yüz iki yüz elli kilometreden
sonra açıldığını söyleyeceklerdir. İşte tıpkı bunun gibi
kadınların da...
Yok, hayır; genç bir kadının portresine bu şekilde başlamak
pek yakışık almayacak. Hem ben o tarihte böyle düşünmüş
de olamam. Kadınlar üzerindeki stajı iki üç komşu kızını
aşmayan toy bir delikanlıya otuz beş yaşının objektif
görüşlerini mal etmeye kalkmak, olsa olsa İstanbul'un
fethinde paraşütçü kıtaların rolünü araştırmak kabilinden bir
anakronizm örneği olur.
Ben kadının suratına bakakalmıştım. Tuhaf şey, çok tuhaf...
Ben bu delişmen gözleri, bu havaya kalkık çilli burnu, bu
alaycı ifade ile kapanan buram buram ihtiraslı dudakları
nerde görmüş olabilirim?
2. Bu metin hangi öykü türünü kavratmak için
kullanılmıştır?
A) Durum öyküsü
B) Olay öyküsü
C) Ben merkezci öykü
D) Realist öykü
E) Gotik öykü
Hikâyeler, olay hikâyesi ve durum hikâyesi olmak üzere ● "Topal Durmuş’un oğlu Mustafa tuza gidiyordu, istasyon
iki türde ele alınmaktadır. yanında mola verdi. Eşeğini ağaçların altına bıraktı. Kendi,
parmaklığın iç yanına geçti, belini ağaca dayadı, kuşağından
3. Buna göre aşağıdakilerden hangisi, diğerlerine göre ekmeğini çıkardı, sanki burası bir çayırlık, bu demir yolu da
farklı bir hikâye türünün öğretimi için kullanılabilir? bir akarsu imiş gibi bakıp yemeğe başladı. Üçüncü yolda bir
yük treni duruyor. "
A) Hatice Hanım, genç yaşta dul kalmış, hayatta iki üç
oğluyla yapayalnız kalmıştır. Ona o kadar evlilik teklifi gelmiş
ama o hiç kimseye bakmadan çocuklarına kendini adamıştı. ● " Altı ay sonraydı, köye tahsildarlar geldim. Yol parası
vereceklerin arasında muhtar beni de okudu. Yanlış olacak
B) Kamyon; dar ve tozlu yoldan yavaş yavaş ilerliyordu. Şoför
diye kulak asmadım. Birkaç kere gelip gittiler, aldırmadım.
bir eliyle direksiyona yapışmış başlamış bir türkü
Yirmi senedir yol parasından muaftım. Bu sefer tahsildarlar
tutturmaya!... Kamyon yolun sonuna gelmişti sağa baktı sola
candarmayla beraber geldiler. Yol parası vermeyenlerle
baktı şoför kendini karşılayacak adamı göremedi. beraber beni de aldılar."
C) Rıfat öldüğü gün de konuşmadık, eski evin tavanında
oturmuş, ölümüm sıcak kokusu burnumuza kadar geliyordu.
5. İki metinden alınan bu parçalar için aşağıdaki
Ben ağlamakla ağlamamak arası ruhumu dışardan esen
rüzgarı çağırmak ve Rıfat'a koşmak istiyordum. I. Anlatıcı
D) Alt çekmecede albümleri gördü. Usulca onları eline aldı. II. Dil ve anlatım
Bu kahverengi fotoğrafı 1958 yılında Malatya'da III. Bakış açısı
çekinmişlerdi. Albümü kapattı, mutfağa koştu. Kerevizli
IV. Hikâye tarzı
turtaya durdu. Akşam olunca babası geldi.
özelliklerinden hangileri ortak değildir?
E) Nesrin, gün ışığında büsbütün bakımsız saçlarını taradı.
Coronalı günlerde saçını kestirmeyi çok da istemiyordu. A) I. ve II. B) I. ve III. C) III. ve IV.
Kalktı komşusu Makbule’ye gideyim dedi, terliğini kapının D) I, III ve IV. E) Yalnız III.
kenarına koyup adım attı ki aklına corona geldi…
D) Minimal öykü
E) Gotik öykü
Geleneksel hikâye ile Avrupai tarz hikâyeyi
● Giritli Aziz Efendi'nin "Muhayyelat birleştiren ilk eseri KISSADAN HİSSE'yi(1870)
"(1852) Binbir Gece ve Binbir Gündüz'den yazar. Okuyucaya bir şey öğretmek, hoş vakit
alınmıştır. Üç hayal bölümünden oluşur. İç geçermesi için yazar.
içe geçmiş hikâyelerde tasavvuf, ahlaki
A. Mithat 1978 yılında LETAİF-İ RİVAYET adlı kitabını
ders ve ibretler vermeye yarayan metindir.
"ibretlik ders" vermek için çıkarır.
▪ Öykülerinde ise halkın yaşamına yer vermiş, Anadolu’ya ▪ Trablus, Balkan, I. Dünya Savaşlarında
yaşanan olaylan anlatmıştır.
yönelmiştir.(İzmir'de geçer.)
▪ Çağlayanlar, on sekiz öyküden oluşur.
▪ Öykülerinde daha çok tahlil tarzını kullanır. Tahkiye ve ▪ Eserdeki hikâyelerden bazılarının isimleri şunlardır:
Alparslan Masalı, Yarayı Kanatan, Üzümcü, Sümbül Kokusu,
tasvir bundan sonra gelir.
İnci, Yakarış, Bekir ile Tekir, Ayşe Kızla Vato, Maviş.
▪ Hikâyelerinde kişiliğini gizlemiştir. Ruh çözümlemelerine
önem verir.
Hikâye: İntizar, Aşıkane, Bir Aşkın Tarihi, Kadın İsterse, Son ▪ "Kadınlar Vaizi "ünlüdür.
Emel, Kadınlar Arasında Öykü: Kadınlar Vaizi, Katil Buse, Gönül Ticareti, Melek
Sanmıştım Şeytanı, İki Hödüğün Seyahati, Eti Senin Kemiği
Benim, Tünelden İlk Çıkış, Meyhanede Hanımlar, Namusla
, eserlerinin konularını Rumlar ve Açlık Meselesi
diğer azınlıklardan alan sanatçı, eserlerinde İstanbul dışına
pek çıkmamıştır.
Ahmet Rasim, aile ve aşk konusunu işler hikâyelerinde.
Oluşturduğu tipler Batıya özenen zengin ve aydın kişilerdir.
Yerli ve orta sınıf kişilerine çok az yer vermiştir. Öykü: Güzel Eleni, Meyl-i Dil, Ülfet, İki Günahkâr
12. SINIFTA
▪ Reşat Nuri Güntekin’in → Leyla ile Mecnun ▪ İlhan Tarus’un→ Köle Hanı
4. MODERNİST ÖYKÜCÜLER
▪ Yusuf Atılgan ▪ Adalet Ağaoğlu
▪ Sait Faik Abasıyanık ▪ Oğuz Atay ▪ Tomris Uyar
▪ Samet Ağaoğlu ▪ Selim İleri ▪ Füruzan
▪ Buket Uzuner ▪ Vüsat O. Bener
▪ Ahmet Hamdi Tanpınar
▪Nezihe Meriç ▪ İnci Aral
▪ Ziya Osman Saba ▪Pınar Kür ▪ Erendüz Atasu
▪ Tarık Buğra ▪Aslı Erdoğan ▪ Sema Kaygusuz
▪Nazlı Eray ▪ Nursel Duruel
▪ Oktay Akbal
▪Necati Güngör ▪ Murathan Mungan
▪ Sabahattin Kudret Aksal ▪Ayla Kutlu ▪ Feyza Hepçilingirler
▪Kürşat Başar ▪ Nezihe Meriç
ORHAN KEMAL
▪ Toplumcu gerçekçi öykücülerden olan Orhan Kemal
öykülerini zamanla romanlaştırmıştır.
▪ Kendi hayatını öykülerine konu edinir.
▪ Öykü kahramanlarını ezilmiş insanlardan seçer. Umudunu
yitirmeyen ve düzeni sert eleştirmeyen tiplerdir bunlar.
▪ Aynı zamanda ,Hikaye kahramanlarını Çukurova’da pamuk
toplayan ırgatlardan, büyük şehirde fabrika işçilerinden ve
İstanbul’un kenar mahallelerden seçer.
İLHAN TARUS ▪Öykülerinde tasvirler ruh çözümlemeler yerine sık sık diyalog
▪ Savcı olarak Anadolu’yu gezip buraları öyküsüne konu tekniğini kullanır.
edinir. Özellikle bürokrasi çerçevesindeki açmazları işler.
▪ Hikâyelerinde Ege’de başlayıp Hakkari’ye kadar çeşitli
ÖYKÜLERİ: Ekmek Kavgası, Sarhoşlar,
tipleri işler.
Çamaşırcının Kızı, Koğuş Grev,Arka
ÖYKÜLERİ: Doktor Monro’nun Mektubu, Tarus’un Sokak,Kardeş Payı, Babil Kulesi, Dünyada
Hikâyeleri , Apartman , Karınca Yuvası (büyük hikâye),Ekin Harp Vardı, Mahalle Kavgası, İşsiz, Önce
İti ,Köle Hanı Ekmek, Küçükler ve Büyükler
SAMİM KOCAGÖZ NECATİ CUMALI
▪ Köy ve kasaba yaşamını anlatır. ▪ Köy konulu roman ve öykülerinde
sorunları abartmadan ideolojik yaklaşımlara
▪ “Telli Kavak” adlı eseriyle Anadolunun ince
alet etmeden, şişirip, karalamadan ele aldı.
ayrıntılarını paylaşır. Özellikle Ege
Sorunları rejim sorunu haline getirmeye
bölgesindeki ova ve dağ köylülerini işler.
kalkışmadan yansız, bir tutumla ve doğal bir
▪ Tahtacı- Türkmenleri ilk defa öyküleştiren yaklaşımla ortaya koydu.
odur.
▪ Hikayelerini Batı Anadolu kasaba
▪ Dünya Hikâyecilik Yarışmasında “Sam Amca” adlı öyküyle hayatında (Urla yöresi) yaşadığı olay ve insanları ele alır.
birincilik ödülünü kazanmıştır. Hikayelerinde kadın-erkek ilişkisi, cinsellik temalarını da işler.
ÖYKÜLERİ: Sam Amca, Telli Kavak, Sığınak, Cihan Şoförü, ÖYKÜLER: Susuz Yaz, Yalnız Kadın, Ay Büyürken Uyumam,
Ahmet’in Kuzuları, Yolun Üstündeki Kaya, Yağmurdaki Kız, Değişik Gözle, Makedonya 1900, Dila Hanım, Yakup’un
Alandaki Delikanlı Koyunları, Uzun Bir Gece, Aylı Bıçak, Revizyonist, Kente İnen
Kaplanlar
FAKİR BAYKURT
▪ “Köy romancısı” diye bilinen Baykurt’un AZİZ NESİN
öyküleri de köy sorunsalı etrafında ▪ Eserlerinde toplumdaki haksızlık, zulüm
oluşturulmuştur. gibi sosyal ve siyasal kötülükleri kınayan
▪ Ona göre öykü, "yazıldığı dönemin konulara değinmiş
tarihsel, toplumsal renklerini, özelliklerini ▪ En sıradan olaylardan bile hikâye
içermeli az da olsa belge işlevi konusu çıkarmış, toplum yaşamının bütün
yüklenmelidir." abesliklerini, komikliklerini, tuhaflıklarını
▪ Öykülerinde gözlem gücü yüksektir. eserlerine malzeme olarak seçmiştir.
▪ Öykülerinde mizah tekniğini bolca kullanır. ▪ Hikâyelerinde mizah ön plandadır. “Kara mizah” türünün
bizde önemli ismidir.
▪ Eserlerinde meddah, halk hikâyeleri ve halk masallarından
ÖYKÜLERİ : Çilli, Efendilik Savaşı, Karın Ağrısı, Cüce faydalanır.
Muhammet, Anadolu Garajı, On Binlerce Kağnı, Can Parası,
İçerdeki Oğul, Sınırdaki Ölü, Gece Vardiyası, Barış Çöreği,
Duirsbug Treni, Bizim İnce Kızlar, Dikenli Tel HİKÂYELER: Yedek Parça, Geriye Kalan, Damda Deli Var,
Kördövüşü, Biz Adam Olmayız, Yaşasın Memleket, Vatan Sağ
Olsun, Bülbül Yuvası Evler, Ah Biz Eşekler, Fil Hamdi, Bay
Düdük, Yüz Liraya Bir Deli, Parti Kurmak, Parti Vurmak, İt
BEKİR YILDIZ Kuyruğu, Mahallenin Kısmeti, Ölmüş Eşek, Bir Koltuk Nasıl
Devrilir, Memleketin Birinde, Mahmut ile Nigar, Gözüne
Urfalı olması nedeniyle öykülerinde Gözlük, Deliler Boşandı, Hoptirinam, Gıdıgıdı, Nazik Alet, Biz
Güneydoğu Anadolu’yu anlatır. Ağalı, Adam Olmayız, Rüyalarım Ziyan Olmasın, Aşkım Dinimdir,
töreli bu düzeni bütün çarpıklığıyla anlatır Nah Kalkınırız, Büyük Grev, Hayvan Deyip Geçme
Bekir Yıldız. Ağaların insafsızlığı,
gaddarlığı, törelerin katılığı işlenir bu
öykülerde.
ÖYKÜLERİ: Reşo Ağa , Kara Vagon,
Kaçakçı Şahan, Sahipsizler , Evlilik Şirketi ,
Beyaz Türkü , Alman Ekmeği , Dünyadan Bir Atlı Geçti , İnsan
Posası , Demir Bebek , Mahşerin İnsanları , Bozkır Gelini
HALDUN TANER ▪ Deniz eksenli hikayelerinde küçük
▪ Toplumcu gerçekçi yapıyla bireyin iç insanların büyüleyici dünyasını verir.
dünyasını birleştirir. Balıkçılar, sünger avcıları, dalgıçlar,
gemiciler onun öykülerinde önemli
▪ Bireyin toplum içindeki yaşantısından yola
öğelerdir.
çıkaracak eylem ve düşünüş biçimlerinin
aksayan yönlerini ironik bir üslupla ele alır. ▪ Şiirli dili biraz savruk olsa da hikaye
kahramanlarına romantik bir tarz yükler.
▪ Batılı hayata özenen tiplerin sosyal
çöküntüleri mizahi bir dille eleştirir. ÖYKÜLER: Ege’nin Dibi, Ege Kıyılarından,
▪ Öykülerinde meddah tekniğini kullanır. Merhaba Akdeniz, Yaşasın Deniz, Gülen
Ada, Parmak Damgası, Gençlik Denizlerinde, Çiçeklerin
▪ Hikâye anlatışı, 2. Meşrutiyet yazarlarına benzetilir.
Düğünü
▪ Türkçenin inceliklerini öykülerinde hissettirir.
▪ 1946'da yayınlandı. New York Herald Tribune gazetesi'nin
ZEYYAT SELİMOĞLU
1953'te İstanbul'da düzenlediği öykü yarışmasında
"Şişhaneye Yağmur Yağıyordu" öyküsüyle birinci oldu. ▪ Öykülerinde Sait Faik ve Halikarnas
“Onikiye Bir Var” Sait Faik ödülü kazanır. Balıkçısından etkilenmiş ve denizi
HİKAYELER: Yaşasın Demokrasi,Tuş ,Şişhane'ye Yağmur eserlerinde kullanmıştır.
Yağıyordu, Ayışığında Çalışkur , Onikiye Bir Var, Konçinalar , ▪ Karadeniz balıkçıları onun öykülerinde sık
Sancho'nun Sabah Yürüyüşü, Kızıl Saçlı Amazon, Yalıda Sabah
sık işlenir.
TARIK BUĞRA
▪ Öykülerinde, taşradan gelerek büyük
şehirlerde tutunamaya çalışan insanların
dünyalarına eğilir.
ÖYKÜLERİ: Gazoz Ağacı, Yaralı Hayvan ÖYKÜLERİ: Panayır, Sur , Yağma, Yıkım Günleri, Gözleri Bağlı
Adam, Cambazlar Savaşı Yitirdi , Alaycı Öyküler, Sağanak,
Yazdan Kalma Bir Gün, Ayak İzleri
ORHAN DURU
▪ Mavi grubu içinde yer
alır.
▪ Öyküleri “kara mizah “
ve ironi ile yüklüdür.
Aşk, aile, yalnızlık, ölüm, fanilik, intihar, ▪ Öykülerinde şive ve ağız özelliklerini
gerçek ve kurgu arasında kurgular öykülerini. ustaca verir.
▪ Tunç, “Saklı”da şiirsel bir anlatımı tercih ▪ Hikayelerinde din ve tasavvufun yozlaştığını anlatmaya
eder. “Mağara Arkadaşları”nda tahkiyeye ve çalışırken tasavvufun etkilerini de öyküleştirir.
anlam açıklığına önem verir. İroni önemli bir
▪ Hikayelerine iç konuşmalar ve diyaloglar canlı bir
anlatım imkânı olarak öne çıkar. “Aziz Bey
anlatımla yazılmıştır. Ayrıca hikayeleri farklı metinlerden
Hadisesi”nde ağırlıklı olarak aşk kırgınlıklarını anlatır.
kıssalardan, halk hikayelerinden, menkıbelerden parçalarla
Kadınlar hep merkezdedir.
zengindir.
HİKÂYELERİ: Saklı, Mağara Arkadaşları, Aziz Hadisesi, Taş-
▪ İlk hikayelerinde romantik bir Anadoluluculuk göze
Kağıt-Makas, Evvelotel
çarpar.
▪ Türk edebiyatında uzun hikâye tarzıyla hatırlanır. RASİM ÖZDENÖREN
▪ Eserlerinde kıssa anlatma geleneğinden faydalanır. ▪ Modernizmi esas alan, bireyin iç
dünyasını yansıtan eserler vermiştir.
▪ Türk toplumunun hızla taşradan şehre göçmeye başladığı
son yarım asrın sosyal hareketliliği onun öykü konusunu ▪ Eserlerinde eksiltili anlatımı tercih
oluşturur. eder.
▪ “Ortadaki Adam” ve “Gönül İşi “ adlı hikaye kitapları onun ▪ Hikayerimde gözlem gücü yüksektir.
ilk dönem toplumcu- Sabahatin Ali etkili- eseridir. Metinde alegorik anlatımı yoğun
kullanır.
ÖYKÜLERİ : Ortadaki Adam, Gönüş İşi, Yokuşa Akan Sular,
Yoksulluk İçimizde, Ya Tahammül Ya Sefer, Bu Böyledir, ▪ Kültürel yabancılaşma, aile
Arkakapak Yazıları, Hüzün ve Tesadüf, Sır, Uzun Hikâye, çözülmeleri ve bunalımlar onun eserlerindeki önemli
Beyhude Geçti Ömrüm, Mavi Kuş, Tu-fandan Önce, Rüzgârlı kavramlardır.
Pazar, Chef, Menekşeli Mektup, Huzursuz Bacak, Tahir
▪ Göç olgusunun getirdiği sorunlarda bir yandan şehre
Sami Bey’in Özel Hayatı
tutunmaya çalışan insanların yaşadığı değerler çatışmasını
ve gelenekten kopmanın sıkıntılarını vermeye çalıştı.
ÖYKÜLERİ: Acı Deniz , Gün Akşamdır , Her Ses Bir Ezgi , YUSUF ATILGAN
Senin Hikâyen, İki Kişilik Rüyalar ▪ Varlık ve A dergilerinde öyküler yayımlar.
▪ Köyü anlatan öykülerinde kırsal kesimin
yaşamını, şehri anlatan öykülerinde ise
şehir hayatına ayak uyduramamayı ve
MUSTAFA NECATİ SEPETÇİOĞLU
düzene uyumsuzluğu ön plana çıkarır.
Tarihi temalı romanlar yerine bireysel
temalı öyküler yazmıştır.
ÖYKÜLERİ: Eylemci, Bodur Minareden Öte
ÖYKÜLERİ: Ahdürrezzak Efendi,
Menekşeler Ölmemeli, Bir Büyülü Dünya ki OĞUZ ATAY
▪ Kahramanlar aracılığıyla toplumdan
kendini soyutlayan, yalnızlaşan ve bunun
neticesinde içselleşen problemli insanları
anlatır.
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ ▪ Toplum dışına itilmiş, kendini toplumdan
Turan fikrini veren öyküler yazar. uzaklaştırmış, içine kapanık, çıkar yol
bulamayan, kimliksizleşmiş bireylerin dünyasını tanıtır.
ÖYKÜLERİ: Dönüş, Şehidlerin Duası, Erkek Kız,
İki Onbaşı, Galiçiya...1917..., Her Çağın Masalı
SELİM İLERİ
▪ Selim İleri, öykülerinde doğa tasvirlerine
yönelir.
▪ Selim İleri, şiirsel söyleyişe önem verir.
HÜSEYİN SU
▪ Öykülerinde, bireysellikle toplumsallığı
Öykülerinde postmodern tarzda yazar.
birleştirmiştir.
Türkçeyi kullanışı titiz ve bilinçlidir.
Çocukluğun saf ve temiz duygularını, ▪ Selim İleri, öykülerinde değişen İstanbul’u
derinlikli bir psikolojik tahlil ve ustalıklı anlatmış, 1950’li senelerin hâlâ güzelliklerini yitirmemiş
bir biçim tercihiyle öyküleştirmiş İstanbul’unu düşler ve onu anlatır.
Öyküleri: Tüneller , Gülşefdeli Yemeni , Ana Üşümesi, Aşkın ▪ Romanda olduğu gibi küçük burjuva sol aydını hikayelerinin
Hâlleri, İçkanama kişileridir.
▪ “Cumartesi Yalnızlığı”dan itabaren kendi yaşantısını PINAR KÜR
öyküsüne yerleştirir. Pınar Kür, öykülerini aşk, iktidar ilişkileri
ÖYKÜLERİ: Cumartesi Yalnızlığı, Pastırma Yazı, Dostlukların (kişisel ve siyasi), cinsellik, kadın ve
Son Günü (1975) (Sait Faik Hikaye Ödülü) Bir Denizin cinayet gibi konular etrafında
Eteklerinde, Eski Defterde Solmuş Çiçekler, Son Yaz Akşamı , şekillendirmiştir.
Fotoğrafı Sana Gönderiyorum, Kötülük. İlkgençlik Çağına ÖYKÜLERİ: Akışı Olmayan Sular (Sait Faik
Öyküler (Derleme) Hikâye Armağanı) Bir Deli Ağaç , Hayalet Hikayeleri , Aşkın
Sonu Cinayettir
BUKET UZUNER
▪ Öykü kişileri alegoriktir, otobiyografik ASLI ERDOĞAN
özellikler taşır.
ÖYKÜLERİ: Mucizevî Mandarin, Taş Bina ve Diğerleri( Sait
▪ Düşsel ve fantastik dünyayı öykülerinde Faik Hikâye Armağanı)
de kullanır.
NAZLI ERAY
ÖYKÜLERİ: Güneş Yiyen Çingene, Şairler Şehri, Karayel
Hüznü, Benim Adım Mayıs, Ayın En Çıplak Günü, İstanbul ▪ Büyülü gerçekçilik, akım özellikleri
öykülerinde de görülür.
Blues
▪ Öyküleri düşsel ve gerçekçi olmak
üzere iki düzlemde gider.
NEZİHE MERİÇ
▪ Hikâyeleri kolay algılanabilen, sıcak
▪ Modern öykünün imkânlarını kullanırken dilde özenlidir ve
ve akıcı bir Türkçe vardır.
bilinç akışı, iç monolog gibi yeni teknikler dener.
▪ Kitabı yayınlanmadan ünlenen yazardır. ÖYKÜLERİ: Ah Bayım Ah, Geceyi
Tanıdım, Kız Öpme Kuyruğu , Hazır
▪ Nezihe Meriç’in öykü serüvenini üç döneme ayırmak Dünya, Eski Gece Parçaları, Yoldan
mümkündür. Daha çok kadın- erkek ilişkilerinin ön plana
Geçen Öyküler , Aşk Artık Burada Oturmuyor, Kuş Kafesindeki
çıkarıldığı ilk dönem öyküleri (Bozbulanık, Topal Koşma,
Tenor, Elyazması Rüyalar, Beyoğlu'nda Gezersin
Menekşeli Bilinç), siyasal ağırlıklı ikinci dönem öyküleri
(Dumanaltı) ve yazma sıkıntılarının yansıdığı son dönem
öyküleri (Bir Kara Derin Kuyu, Yandırma).
NECATİ GÜNGÖR
Malatyalı olan yazar, dönemin siyasi ve
sosyal olaylarını konu edinen öyküler
yazmıştır.
▪ “Yürekte Bukağı” ve “Yaza Yolculuk” isimli hikâye ▪ New York Herald Tribune gazetesi ile Yeni
kitaplarıyla Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanmıştır. İstanbul gazetesinin 1950 yılında ortaklaşa
düzenledikleri öykü yarışmasına katıldı ve "Dost" adlı
öyküsüyle dikkat çeker ve üçüncü olur.
▪ Öykülerinde daha çok özyaşamöyküsel tekniği kullanır. FEYZA HEPÇİLİNGİRLER
▪ Yazar, “iç konferans tekniği"ni öykülerde de kullanır. Sait Faik çizgili hikâye yazar.
ÖYKÜLERİ: Dost, Yaşamasız, Siyah-Beyaz , Mızıkalı Yürüyüş , ÖYKÜLERİ: Sabah Yolcuları, Eski Bir Balerin,
Kara Tren, Kapan Ürkek Kuşlar ,Kırlangıçsız Geçti Yaz ,
Savrulmalar, Öykünmece, İşte Gidiyorum,
Göç Öyküleri
İNCİ ARAL
▪ İlk kitabı "Ağda Zamanı" ile Akademi
Kitabevi 1980 İlk Kitap Öykü Başarı
Ödülü'nü aldı. LEYLA ERBİL
▪ Öykü ve romanlarında genellikle ▪ Öykücülüğümüze entelektüel bir
feminist bir çizgi etrafında kadın-erkek düzey, felsefi bir derinlik getirmiştir.
ilişkilerini, sevgiyi, kadının kimliğini,
▪ “Hallaç “ adlı öyküsüyle birlikte
bağlılık ve özgürlük sorunlarını ele aldı.
postmodern denemeler yapar üç
▪ Öykülerinde postmodern teknikleri kullanmayı ihmal noktayı farklı kullanır. Yeni kelimeler
etmez. türetir, öztürkçe kelimeleri sıralar.
HİKÂYELERİ: Ağda Zamanı, Uykusuzlar, Kıran Resimleri, ▪ Leyla Erbil öykücülüğünün ana çizgisini; Freudyen öğreti,
Sevginin Eşsiz Kışı, Gölgede 40 Derece varoluşçuluk ve sınıfsal çelişkiler işlenir. (Necip Tosun’a göre)
BİLGE KARASU
SEMA KAYGUSUZ ▪ Bireyin iç dünyasını, açmazlarını
Öyküleri hayatın içinden geçen her sembolik bir dille anlatmıştır.
kesimden tipleri anlatır. ▪ Resim ve müziğe ait unsurları düzyazıya
ÖYKÜLERİ: Ortadan Yarısından, Sandık taşıyarak “metin” olarak adlandırdığı
Lekesi ,Doyma Noktası, Esir Sözler ürünler kaleme aldı.
Kuyusu, Karaduygun ▪ “Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı”nda
eksiltili cümlelere sıklıkla rastlanır.
B) Vüsat O. Bener
C) Sabahattin Ali II. Dar kapısından başka aydınlık girecek hiçbir yeri olmayan
dükkânında tek başına, gece gündüz kıvılcımlar saçarak
D) Tomris Uyar çalışan Koca Ali, tıpkı kafese konmuş terbiyeli bir aslanı
E) Füruzan andırıyordu. Uzun boylu, iri pençeli, kalın pazılı, geniş omuzlu
bir pehlivandı. On yıldır bu karanlık in içinde ham demirden
dövdüğü kılıç ve namluları tüm Anadolu’da, tüm Rumeli’de
sınır boylarında büyük bir ün kazanmıştı. Anadolu artık
Balkan Savaşlarının acısını duymak istemiyordu.
II. Muhlis için aşk ve sevdâ kumaştan farklı değildi. Bir kumaş
ne kadar nazik ne kadar ağır ne kadar metin olursa olsun
onun bir tersi mevcûd olacağını ve mürûr-ı zamanla
örselenip eskiyeceğini bilirdi.” Âşık ile maşûkâyı tâcirle
müşteriden hiç fark etmezdi. Tâcir kumaşını beğendirmek
için ne kadar gayret gösterirse maşûkâya da ihtiyât- ı tedbir
kordu.
1-B 2-A 3-E 4-C 5-B 6-E 7-D 8-E 9-A 10-C
11-D 12-C 13-E 14-A 15-B 16-C 17-A 18-E 19-A 20-E
21-B 22-B 23-E 24-D 25-E 26-A 27-C 28-C 29-B 30-E
b. Yer birliği : Olayın baştan sona kadar aynı yerde
geçmesidir.
c. Olay birliği : Piyesin tek bir ana olay çevresinde
gelişmesidir.
TEMSİLCİLERİ
➤ Eski Yunan edebiyatında;
MODERN TİYATRO TÜRLERİ
▪ Aiskhyleos
● Tiyatronun kökenini ilk ortaya atan Antik Yunan ▪ Sophokles
medeniyetidir. ▪ Euripides
● Bağ bozumu tanrısı “Dionysos” adına yapılan törenlerde
➤ 17. yüzyıl Fransız edebiyatında;
orta çıkmıştır. İlk türler trajedi (tragedya) ve komedidir.
▪ Racine
▪ Corneille
1. TRAJEDİ (TRAGEDYA):
● Hayatın acıklı tarafını, ➤ Türk edebiyatında ilk trajedi yazarımız Ali Haydar’dır.
trajik yönünü sahnede ( Sergüzeşt-i Perviz eseriyle)
yansıtmak ve ahlâk,
erdem örneği göstermek
amacıyla yazılmış
oyunlardır.
● Antik Yunan’da Dionysos adına yapılmış törenlerde,
koradaki insanlar keçi derilerine sarınarak şarkı söyledikleri 2. KOMEDİ (KOMEDYA)
için bu türe “keçi şarkısı” anlamına gelen tragedya
denilmiştir.
● Trajedide amaç izleyicide korku, heyecan, acındırma ● Komedi terimi”
duyguları uyandırarak ders vermektir. komos” (cümbüş, alay)
ve “ode” (ezgi)
sözcüklerinin
birleşmesinden doğmuştur.
Klasik trajedinin özellikleri:
● İzleyiciyi güldüren, eğlendiren ve eğlendirirken
1. Trajedilerde erdem ve ahlâka büyük önem verilir.
düşündüren tiyatro türüne komedi denir.
2. Eser, baştan sona kadar ciddi bir hava içinde geçer. ● Komedide kişiler ve toplumun gülünç yanları ortaya
3. Trajedilerde; çirkin sayılan vurma, yaralanma, öldürme konulurken aynı zamanda onu düşündürmeyi de amaçlar.
gibi olaylar, sahnede, seyircilerin gözleri önünde ● Komedi de trajedi gibi bağ bozumu tanrısı Dionysos adına
sergilenmez, bu olaylar sahne gerisinden duyurulur. yapılan törenlerden doğmuştur.
4. Trajediler, manzum olarak yazılır. ● Bu törenlerde “komos “ denilen alaylar kurulurdu. Alay
5. Beş perdeden oluşur, diyalog ve koro bölümlerinden kurulduğu gün şenlikler yapılır sokaklarda dolaşılıp insanlar
oluşur. Koro, trajedinin temel öğesidir. Halkı temsil eder, birbirlerine sataşır, şaka yaparlardı.
eyleme karışmaz.
6. Kahramanlar olağanüstü varlıklar veya soylulardır.
Klasik komedinin özellikleri:
Tanrılar, tanrıçalar, yarı tanrılar; krallar, kraliçeler…
7. Trajedi, konularını tarih ve mitolojiden alır. (17. 1. Konuyu hayatın içinden olan günlük konulardan seçilir.
yüzyıldan sonra pek kullanılmaz.)
2. Oyundaki kişiler genellikle halk kesiminden olur.
8. Trajedilerde üç birlik kuralı vardır. Bir eserin zaman,
3. Acı veren olaylar (vurmak, yaralamak vb.) seyircinin gözü
mekân (yer), olay birliği içinde verilmesine üç birlik
önünde gerçekleştirilebilir.
kuralı denir.
4. Üslup ve dil anlatımda soyluluk aranmaz, her türlü kaba
a. Zaman birliği : Eserin konusunu oluşturan olay, 24 saat sözlere, şakalara yer verilir.
içinde geçer. Eserin konusu, olayın sonuca en yakın 5. Genellikle nazımla yazılır. (17. yüzyıl klasik edebiyatında
yerinden seçilir.
nesirle yazılmış komediler de vardır.)
6. Trajediler gibi komediler de birbiri arkasından sürüp
giden “diyalog” ve “koro” bölümlerinden oluşur. Eser ara 3. DRAM
vermeden oynanır, perde arası yoktur. ● Yaşamın acıklı ve gülünç
7. Komedide de üç birlik kuralına uyulurdu, sonradan bu yönlerini bir arada yansıtan
kuraldan vazgeçilmiştir. tiyatro türüne dram denir.
Trajedi ve komedinin kaynaşmış
hâlidir.
➤ Komedinin en önemli temsilcisi Eski Yunan'da
Aristophanes , Menandros, Terentius ● 19. yüzyılda Fransa’da dram türü ortaya çıkmıştır.
Latin tiyatrosunda Plautus ; 17. yüzyılda Fransız ● Dram, trajedinin sıkı kurallarını yıkmak amacıyla trajediye
edebiyatında Moliere'dir. bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.
● Hugo, “Cromwel ” adlı eserinde dramın özelliklerini
➤ Türk edebiyatında Ahmet Vefik Paşa, Direktör Ali Bey,
anlatır.
Teodor Kasap ve Şinasi
B) GÖSTERMECİ TİYATRO :
● Bu tiyatro biçimi benzetmeci
tiyatroya karşıt bir anlayışla
geliştirilmiştir.
● İzleyiciyi oyuna yabancılaştırarak
izleyici ile oyun arasında bir mesafe yaratma esasına dayalı
tiyatrodur.
● Bu tiyatroya “açık tiyatro” da denir. Hayat ile oyun
arasında özdeşlik kaldırılır.
● Oyun, yaşamın gerçeklerini olduğu gibi yansıtmaz.
● Doğrudan izleyiciye yöneliktir. İzleyiciye bir oyunu
izlediğini hep hatırlatılır ve bunun bir oyundan ibaret
olduğu vurgulanır.
● Türk halk tiyatrosundaki karagöz, ortaoyunu, göstermeci
tiyatronun tipik bir örneğidir.
C) EPİK TİYATRO:
▪Kondulu ▪Limonluk
Hayriye Arısı
D) ABSÜRT (SAÇMA,
UYUMSUZ) TİYATRO
● İkinci Dünya Savaşı’nın
ardından ortaya çıkar.
●Savaşın verdiği bunalım, iletişimsizlik, iç çöküşü ve
yalnızlaşmanın etkisiyle ortaya çıkan bir oyundur.
● Bütün kalıplara, kurulmuş düzene karşı çıkar. Mantık
sınırlarını tanımaz.
● Absürt tiyatroda, geleneksel tiyatronun kuralları ve
düzenleri yıkılır ve yok edilir.
● Absürt yazarların derdi bir öykü anlatmak ve seyircinin
bu içselleştirmesini sağlamak değil, bir durumu
dramatikleştirerek ortaya koymaktır.
● Absürt tiyatroyu serim-düğüm-çözüm bölümleri
bulunmaz.
● Sürrealizm, varoluşçuluk, nihilizm (hiççilik), dadaizm ve
dışavurumculuk (ekspresyonizm) akımlarından etkilenir.
● Oyunların açık uçlu ve yoruma açık oluşu ders verme
kaygısının olmadığını gösterir.
● İnsan yaşamının anlamsızlığı üzerine kurulu bir dünyası
vardır.
● Kara güldürü ve grotesk ögeleri kullanılır.
● Dil ögeleri kopuk ve anlamsızdır. Akış, kopuk ve anlamsız
diyaloglar üzerinden yürütülür.
TEMEL TİYATRO TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ Ç
▪ Beltrame: İtalyan tuluat tiyatrosunda her şeyi yanlış anlayan tip ▪ Dört Tragedya Çeşidi: Aristoteles’e göre tragedyanın dört çeşidi
vardır: 1. Karmaşık, 2. Ahlâki, 3. Yalınç, 4.Felaketli
▪ Bildirici Tiyatro: Günlük konuları belli bir tutumla yansıtan ve
▪ Dramatize etmek: Bir olayı, duyguyu, düşünceyi canlandırarak
seyircide bir etki yaratmayı ödev edinen tiyatrodur.
anlatmak; bir vakayı olduğundan daha acıklı bir şekle sokmak.
▪ Buf: Açık saçık, müstehcen oyun türüdür.
E
▪ Burla : Türünün gülünçlü ara oyunu
▪ Egzotik Oyun: Yabancı ülkelerden alınmış ve orayı anlatan
C oyunlardır.
▪ Ekspresyonist Oyun: İç yaşantının dışa vurulmasıdır. Bu oyunda
▪ Canlı Karagöz: Halk dilinde Orta oyununa verilen isimdir.
ışık ve dekor yalındır.
▪ Cıdıroğlu: Anadolu’da oyunları yöneten kişidir. ▪ Elebaşı: Anadolu’da oyunu yöneten kişi
▪ Cızlanmak: Karagöz, Matiz ve Külhanbeyi tipleri tarafından “bir ▪ Emelya: Tragedya içinde oynanan ağır oyundur.
yere gitmek” anlamında kullanılan argo sözcüktür. ▪ Empresyonist Tiyatro: Bu oyuna “Havalı oyun” da denir. Daha
çok söze dayanan, lirik yanı güçlü oyunlardır. Gerçeği
▪ Cud: Yahudi’ye verilen isimdir. göstermekten çok onun izlenimi verilir. Maeterlinck’in oyunları
▪ Curcuna: Orta oyunun başlangıcında ya da oyundan bağımsız buna örnektir.
olarak ortaya çıkan sivri külahlı, gülünç giysili soytarının dansıdır. ▪ Entrik unsur, Entrika: Roman, hikâye ve tiyatro türlerinde,
olayların okuyucuda ya da seyircide merak uyandıracak şekilde
▪ Cüce: Karagözdeki Beberuhinin aynısıdır. Curcunada veya
birbirine dolanması.
söyleşmelerde ortaya çıkar. Daha çok Kavuklu ile uğraşır.
“Kavuklu Arkası” da denir. Sırtında bir zembil elinde bir fener ▪ Entrika Komedyası: Olayların, seyircilerin merakını
vardır. kamçılayacak, onları şaşırtıp güldürecek biçimde anlatıldığı
komedilere denir. Buna “Dolantı Güldürüsü” de denir.
▪ Epik Tiyatro: Bilgilendirici, gerçekçi, diyalektik, tezli ve eleştirel ▪Hâtem: Gölge oyununda çalınan müziklere Karagözcülerin
bir oyundur. Epik tiyatro hayata ve sahneye eleştirel bir gözle verdiği isimdir.
yaklaşabilmektir. Sahnedekinin bir oyun olduğunu seyirciye ▪Hây: Karagözcülerin Ermenilere verdiği isimdir.
hatırlatmak, izleyiciyi gözlemci yaparak onu etkin konuma sokarak ▪ Hayal ağacı: Karagöz oyununda üst sol köşede bulunan “y” harfi
bir yargıya varmak istenir. Bertolt Brecht, “Burası bir tiyatro biçimindeki gereç. Buna kimi tasvirler sıkıştırılır.
sahnesi ve sizler de izleyicilersiniz.” diyerek seyirciyi oyunun ▪ Hayalbaz: Hayal oyunu ustasıdır, hayali, şebbaz da denir.
dışında tutmuştur. ▪ Hayal perdesi: Karagöz oyunlarında kullanılan perde. “Lu’b-i
hayal”,” Hayal-i zıl ” veya “Şeyh Küşteri meydanı “da denir.
▪ Epilog: Son söz demektir. Oyunun bitiminde oyunculardan
▪ Hayal sandığı: 400 karagöz oyunu tasviri eksiksiz bulundurursa
birinin seyirciye seslenmesidir.
buna denir.
F ▪ Heleşek çekmek: Anadolu’da dans etmek
▪ Figüran: Genellikle tiyatro ve sinemada, konuşması olmayan ▪ Hımhım: Genizden konuşan marazi tiptir.
veya konuşması çok az olan rollere çıkan kimse. ▪ Hırbo: Karagözde taşra tiplerine verilen isimdir.
▪ Epizot: Bir hikâyede asıl olaya karışan ikinci derecede önemli bir ▪ Hoppa: Karagözde Çelebinin diğer adıdır.
olay. (Bugünkü perde karşılığı) ▪ Huzur Karagözü: Padişahların önünde oynatılan karagözdür.
▪ Fars (Farce): Komedinin, sanat yönü az, kaba bir türü. Çok Buna en ustaları sergiler.
eskiden tiyatrolarda perde arası gösterisiydi, sonra bağımsız İ
olmuştur. Hafif komik bir oyundur.
▪ İbiş: Kukla veya Tuluat tiyatroculuğunda uşak rolündeki komik
▪ Fasıl: Bölüm. Tiyatroda perde karşılığı kullanılmıştır. Karagöz
kişidir. Kurnazdır ve hazır cevaptır.
oyununda belli bir vakanın geçtiği bölüm.
▪ İhtiyar: İbişin efendisidir. Mal mülk sahibidir, ”tirit, “parçacı”
▪ Feeri: Masalların tiyatro sahnesinde dramatize edilmesinden
lakâpları vardır.
doğma, cinlerin perilerin de rol aldığı bir tiyatro türü.
▪ İllüzyon tiyatrosu: seyircinin olay içinde yaşamasını sağlayan
▪ Foşgeya: Karagöz oyununun tiplerin Ayvaz, Vanlı Ermeni şivesi
tiyatro bu aynı zamanda “benzetmeci tiyatro “ da denir.
ile konuşur ve her cümlesine “foşgeya” ekler.
▪ İskemle kuklası: Çingenelerin oynattığı ilkel oyun
▪ Frenk: Karagöz ve Orta oyununda tiptir. Rum’dur. Avrupalı
giyinir. “ç” ve “ş” sesini çıkaramaz. Doktor, terzi, iş adamı gibi J
görevleri vardır. ▪ Jest: Tiyatro sahnesinde, sanatçıların bütün el, kol, ayak ve
▪ Fuaye: Tiyatroda perde aralarında dinlenme yeri benzeri beden hareketleri.
▪ Joruri: Kukla tiyatrosuna verilen isimdir.
G
K
▪ Gaco: Kadın
▪Kabare tiyatrosu: Daha çok güncel konuları iğneleyici, taşlayıcı
▪ Grotesk: Kaba gülünçlüklerden, tuhaf ve olmayacak
biçimde ele alan skeçlerin oynandığı, monologların, şarkıların ve
şakalaşmalardan yararlanan, karşıt görüntüleri, bağdaşmaz
şiirlerin söylendiği küçük tiyatro. Dünyada 1881 yılında R. Salis’in
durumları şaşırtıcı biçimde birleştiren güldürü biçimi
“Chot Noir” kahvehanesinde başlamıştır.
▪ Gel-geç: Hacivat ile Karagöz arasındaki tekerlemeli konuşma,
▪Kaburcak: Türkistan’da kuklaya verilen ad
Hacivat’ın süslü konuşmasını Karagöz yanlış anlayınca gelişen
▪Kadı: Anadolu’da oyunları düzenleyen kişilere denir.
gülünç konuşma
▪Kâhya: Anadolu’da oyunları düzenleyen kişilere denir.
H ▪Kanto: Tanzimat Dönemi'nde Türk sahnesinde azınlık aktrislerce
▪ Hagaragort: Eski Türk tiyatrosunda tragedyaya ve melodrama ▪Karacör oyunu: Anadolu’da ilkel kukla oyunu
▪ Halk tiyatrosu: Halk çoğunluğuna yönelen, yarı öğretici yarı ▪Katarsis: Seyircilerin olmayacak tutkularından arınması
eğlendirici tiyatrodur. Reşat Nuri’nin “Hülleci” adlı oyunu. ▪Kavuklu: Orta oyununda Pişekar ile söz düellosuna giren tiptir.
▪ Ham Hum: Karagöz, Hacivat ve üçüncü tipin de olduğu konuşma Doğal, halktan insanlara yakın, bilgisiz bir tiptir. Kırmızı kavuk ve
düzeni. Bu “ham-hum-şaralop “ diye arka tekerlemelerle gelişir. cübbe ile meydana çıkar. Eski adı “Nakre”dir. Kavuklunun peşinde
▪ Hameçik: Anadolu’da ilkel kuklalara verilen isimdir. cüce veya kambur bulunur.
▪ Han Kolu : Orta oyununda kollardan biridir. Halk kesimine hitap ▪ Kekeme: Karagöz oyununda kekeleyerek konuşan kişi
eder, başında Kavuklu Agah Efendi bulunur. ▪ Kerizci: karagözcülerin şarkı söyleyene verdikleri ad.
▪ Harputlu: Çoğu zaman mahalle bekçisidir. Adı Hasso’dur. Bön ▪ Kerteleme: Bir oyunun duygu akımını yükseltme
ÖZELLİKLERİ
1. Gazete ve dergilerde yayımlanan yazılardır. Yazar isterse
makalelerini kitap haline getirebilir.
2. Nesnel anlatım yolu benimsenir.
3. Makalenin yazılış amacı bilgi vermektir. Verilen bilgiler
kanıtlanabilir özellik göstermelidir.
4. Dil göndergesel işlevde kullanılır.
5. Makalelerin dili anlaşılır, dolaylı anlatımdan ve söz
oyunlarına başvurulmaz.
6. Açıklayıcı ve tartışmacı anlatım tekniğinin yanında; tanık
gösterme, örnekleme, karşılaştırma gibi çeşitli düşünceyi
geliştirme yöntemi kullanılır.
7. Makalelerin üzerinde durduğu temel bir fikir savunulur
belge ve kanıtlarla desteklenmesi gelişme bölümünde
yapılır.
8. Makalede her türlü konu üzerinde yazılabilir.
ÜNLÜ MAKALELER DENEME
▪ Ziya Gökalp → Türkçülüğün Esasları,
Bir yazarın özgürce seçtiği herhangi
Türkleşmek İslâmlaşmak Muâsırlaşmak, bir konu üzerinde kesin yargılara
Türk Töresi varmadan, kişisel görüş ve
▪ Cenap Şahabettin→ Evrak-ı Eyyam, düşüncelerini serbestçe anlattığı
Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh yazılara deneme denir.
▪ Şerif Mardin → Türk Modernleşmesi 4. Yazar kendi iç dünyasını aktardığı için buna “ben ülkesi” de
denir. Bu iç konuşma tekniğine benzer.
▪ Ahmet Hamdi Tanpınar → Edebiyat Üzerine Makaleler
5. Denemede ironiden geniş ölçüde yararlanılır.
▪ Mehmet Kaplan → Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar,
6. Yazara özgü üslup (senli benli) ve kelimelerle kendi
Tanpınar'ın Şiir Dünyası
dünyasını anlatır.
ÖRNEKLER
7. Deneme yazmak zor bir türdür. Geniş bir bilgi birikimi
ister.
4. Makalede yazı sonunda bir sonuca varılması şarttır. ● Tanzimat Döneminde Ahmet Mithat Efendi; Servetifünun
Denemede sonuca ulaşma kaygısı yoktur. Sonucu okuyucuya Edebiyatı Dönemi’nde ise Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil,
Hüseyin Cahit Yalçın sohbet türünde yazılar yazmıştır.
bırakır.
● Sohbet türü 11. sınıfın 1. döneminde verilir.
5. Makale daha nesnel örgülü bir metin özelliği barındırırken
Deneme daha öznel yapılıdır. ÖRNEKLER
● Günümüzde Ülkü Tamer, Fehmi Koru, Mehmet Barlas, ● Fıkra türü 11. sınıfın 1. döneminde
Oktay Ekşi, Taha Akyol,Yılmaz Özdil, Emre Kongor,
Süleyman Özışık gibi yazarlar bu türde ön plandadır.
ELEŞTİRİ ÇEŞİTLERİ
Asım Bezirci Fethi Naci Beşir Ayvazoğlu Berna Moran
● Batı edebiyatında 19. yüzyılın ikinci yarısında önemli 1. İZLENİMSEL (EMPRESYONİST) ELEŞTİRİ
gelişme gösterir.Hippolyte Taine, Brunetiere, Lemaitre,
Lessing gibi yazarlar ön plana çıkar. ● Edebî eserlerin okuyucu üzerinde bıraktığı etkilerden,
izlenimlerden yola çıkaran yapılan eleştirilere izlenimci
● Türk edebiyatında ilk eleştiri yazarları Tanzimat sanatçıları eleştiri denir.
sayılır. Namık Kemal’in “Lisan-ı Osmanînin Edebiyatı ● İlkelerini Anatole France belirlemiştir. Bu eleştiride
Hakkında Bazı Mülahazâtı Şâmildir” adlı yazısı ilk eleştiri eleştirmen bir eseri kendi zevk, algılama, değer ölçülerine
kabul edilir. göre inceler.
● Namık Kemal’e ait olan ve Ziya Paşa’nın “Harabat” şiir ● Öznel yargılar ağırlıktadır.
antolojisini eleştirdiği eseri “Tahrib-i Harabat”tır.
Çok emek sarf ettiniz, bunlar sizin emeğinizin karşılığı değil Ben de, herkes gibi şiirle başladım. İlk şiirim 1952 yılında
mi? Kaynak Dergisi’nde yayımlandı. Demek 16 yaşındaydım.
Sonra yanılmıyorsam Dinar’da Nedret Gürcan’ın yayımladığı
Şairler Yaprağı’nda, bir-iki şiirim yayınlanmış olsa gerektir.
Hasan Ali Toptaş: Öyle, ama yine de benim hiç Ama edebiyat sahnesine –eğer böyle bir sahne varsa- girişim
düşünmediğim, hedeflemediğim bir şey. Gölgesizler’den ne Vedat Günyol’la tanıştıktan ve Yeni Ufuklar’da yazmaya
alacaksam bu romanı yazarken aldım. Bunlar sonuç. başlamamla olmuştur. Yıl 1954. O sıralar, dönemin büyük
gazetesi, Ahmet Emin Yalman’ın Vatan, Pazar günleri bir
Kitaplarınız hic yayınlanmasa idi, gene yazmaya devam
sanat sayfası yayımlamaya başladı. Büyük kitlelere ilk kez,
eder miydiniz?
resim, sinema, şiir ve öykü dalında hem bilgi hem örnekler
Hasan Ali Toptaş: Yazardım sanıyorum. Başka türlü ben veriyordu. Bu sayfada öykülerim yayımlandı. Daha sonra
kendi gözümde kendimi kabul edemezdim. Asıl önemlisi bu… henüz Akademi’de öğrenci değilken, görsel sanatlara
Yazmamayı da denedim diyebilirim. İlk iki kitabımı kendi duyduğu ilgi dolayısıyla o dönemin İstanbul’unun tek sanat
paramla bastırmıştım biliyorsunuz. Üçüncü kitabı aynı şekilde galerisi olan Maya’da açılan sergilerdeki ressamlarla
yayımlamayı göze alamadım ve o yıllarda yazmayı bırakıp konuşmalar yaptım Vatan için. Genç yazarlar -bütün dünyada
edebiyatla ilişkimi okur olarak sürdürmeye karar verdim. Ne öyle olmuştur- er geç bir yerlerde buluşurlar. Sanırlar ki aynı
var ki elime hâkim olamadım ve ben yine yazdım. O zaman yolda gidiyorlardır. Oysa, gideni vardır, gitmeyeni vardır.
da Yalnızlıklar’ı yazdım. Önemi yok. Önemli olan, onların genç oluşu ve yeni bir şeyler
“söylemek” istemeleridir.
(Kaynak: Lacivert Öykü ve Şiir dergisi sayı 21)
ÖRNEKLER
Şiirden hemen sonra ilk öyküleri yayımlamaya başladım.
Onlardan sadece birini, yanılmıyorsam, Av’da aldım; Yitik
Edebiyatla tanışmanız nasıl ve ne zaman gerçekleşti? İlk Gün, Vatan’da çıkan ilk öyküm odur. Ama ondan önce Yeni
etki kaynaklarınızdan bahseder misiniz? Ufuklar’da bir öyküm yayımlanmıştı. Doğrusunu isterseniz, o
yaştaki bir yazarın 16-17 yaşlarındaki bir yazarın neler
Sanat alanın merkezi durumunda olan bir kentte/ İstanbul’da bilebileceğini, eğer bir dahi değilse kestirmek zor değil.
yaşamanın verdiği kolaylıklarla çok erken yaşlarda okumaya Benim bir talihim oldu. Yeniyetmelik dönemimde, yani 14-15
ve yazmaya başladım. Sanat çevrelerine de böylece girmiş yaşlarımda piyasa romanlarıyla hiç karşılaşmadım. Hiç
oldum. Örneğin, Sait Faik’i tanıdığımda lisede öğrenciydim. okumadım, bilmediğim için de merak etmedim. Kimi zaman
Attila İlhan’ı, Salah Birsel’i, hemen ardından Melih Cevdet’i rastlantılar, insanın yaşamında belirleyici olur; bu benim
daha sonraları benim ilk yazılarımı yayınlayacak olan Vedat yaşadığım rastlantı mıdır, bilemiyorum. Benden 6-7 yaş
Günyol’u, lise öğrencilik yıllarımda tanıdım. Bütün bu kişilerin küçük bir yeğenimin yaş günü için ona bir kitap armağan
arasında beni en çok etkileyen Sait Faik olmuştur. Bunu etmek istedim. Bizim okulun karşısında bir kitapçı vardı,
birçok kez dile getirdim. Bir daha dile getirmiş olayım: Biz Beyoğlu’nda. Oraya girdim ve o ucuz kitaplardan birini (1
1950 kuşağının, özellikle öykücülerinin, Sait Faik’ten lira!) satın aldım. Çocukluk yıllarımda bana anlatılan
geldiğimize inanırım. Dostoyevski’nin o ünlü sözü: “Hepimiz Şahmeran adlı bir masal vardı. Çok severdim. Bir lira verip
Gogol’ün Palto’sundan geliyoruz.” Biz de kanımca, Sait Şahmeran’ı aldım. Küçük bir kitap. Armağan vermeden önce
Faik’den geliyoruz. Neden? Çünkü biz genç yazarlar yazmaya bir okuyayım dedim. Okumaya başladım.
başlarken gereksinimini duyduğumuz yenilik tohumlarını Sait
Faik’te bulduk. Neydi bu yenilik tohumları? O estetikle etiği Sibel Oral’ın Ferit Edgüyle yaptığı söyleşi
RÖPORTAJ
ÖRNEKLER
ÖRNEKLER
▪ Haber: Toplumda birçok insanı ilgilendiren Bir olayın bir 3. DÖRTGEN YA DA KARE TEKNİĞİ: Az ve öz bilgi içeren
bilginin iletişim ve yayın araçlarıyla insanlara ulaşması haber girişinden sonra ayrıntıların azaldığı tekniktir.
▪ Sürmanşet: Gazetelerin birinci sayfasındaki logonun Önemli ve dikkat çekici unsurlar başta verilmekte, ayrıntılar
üzerinde kullanılan başlık, büyük başlık haberin sonuna bırakılır.
5.Yazar bir takım belgelerle, mektuplarla, tanıklarla ▪ Halit Ziya Uşaklıgil - Kırk Yıl (1936), Saray ve Ötesi (1940-
inandırıcılığını artırabilir. 41), Bir Acı Hikâye (1942)
6. Anı yazarı, ister kronolojik bir tarzda isterse karışık ▪ Ahmet İhsan Tokgöz - Matbuat Hatıralarım
yazabilir.
▪ Hüseyin Cahit Yalçın - Edebî Hâtıralar
7. Anılarda anlatılan konular, yaşanmakta olan olaylardan
ziyade yaşanmış olaylardan oluşur. ▪ Mehmet Rauf - Edebî Hâtıralar
▪ Ruşen Eşref Ünaydın – Atatürk’ü Özleyiş Konuşmayı duyan hanım yanıtı yapıştırdı.
▪ Necip Fazıl Kısakürek – Cinnet Mustatili- Yılanlı Kuyu (Anı + - Çünkü “yalnızlık bana yasak.”
günlük) , Babali (anı) Aynadaki Yalan (Anı roman) Oktay Akbal sohbet ederiz, çok okumuş biridir diyen
▪ Aziz Nesin – Bir Sürgünün Anıları arkadaşlara itirazlarını sürdürüyordu:
▪ Haldun Taner – Ölürse Tenler Ölür Canlar Ölesi Değil - Ne konuşacağız ki?..
▪ Sevgi Soysal – Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu (Biyografik Hanım yine bulunduğu yerden laf atmayı sürdürdü.
roman)
- Öyle demeyin Oktay Bey “insan bir ormandır.”
▪ Rıfat Ilgaz – Yokuş Yukarı, Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra
Oktay Akbal’ın bu edebiyat meraklısı hanıma direnecek hali
▪ Samim Kocagöz – Bu da Geçti Ya Hu kalmamıştı, boyun eğdi:
▪ Ahmet Hamdi Tanpınar – Cahit Sıtkıya Dair Hatıralar - Buyurun Hanımefendi!
▪ Vedat Nedim Tör- Yıllar Böyle Geçti Kadın sevinçle haykırarak masamızdaki yerini aldı:
▪ Semiha Ayverdi - İbrahim efendi Konağı ( Anı roman), Hey - “Yaşasın edebiyat!”
Gidi günler Hey, Ah Tuna Vah Tuna, Bağ bozumu, Ne idik Ne
Keyifle sürdürdü:
Olduk, Eceli Dostlar, Bir Dünyadan Bir Dünyaya, Hatıralarla
Başbaşa, Ratibe, Küplücedeki Köşk
- Biz de böyle doğmadık Oktay Bey, her şey sonradan “Nasıl fena değil, müfettişler geliyor; iyi veriyor, pekiyi
bozuldu. Ama “önce ekmekler bozuldu.” veriyor. Sen de fena değil diyorsun, nasıl olur böyle?”
Bir türlü hızını alamıyordu: Anası:
- Asıl suçumuz ne biliyor musunuz?.. “Yıllarca sordun, durdun. Ben sana çay döktüğün gün
kızsaydım, içindeki aslan küserdi. Dövseydim, o aslan ölürdü!
Hiçbirimizin cevaplamasına fırsat vermeden kendi yanıtladı: Böyle öğretmen falan olamazdın. İşte, sen de benim
yaptığımı yap ve sakin ol. Dayak atıp bu çocukların içlerindeki
- “Suçumuz insan olmak.”
aslanı sakın öldürme!…”
Artık iyice keyiflenmiş olan Oktay Akbal laf açılsın diye sordu: İçindeki Aslan , Fakir Baykurt’un Annesi Elif Baykurt’la Bir
- Hanımefendi, nerede oturuyorsunuz? Anısı
Kadının cevabına artık şaşırmadım:
- “Garipler Sokağı”nda.
1. GÜNLÜK (GÜNCE)
Baktım ki, sohbet “İstinye suları”ndan tehlikeli sulara doğru
yol alıyor, müdahale ettim:
- Oktay Akbal artık yeter, sonra yarın Ayla’lar hesap sorar.O Bazı yazarların, yaşadıkları önemli
geceyi sonra yıllar boyu çok konuştuk. olayları duygu ve düşüncelerini tarih
atarak bir deftere yazmasıyla
O olaylar gerçek miydi, o anılar yaşanmış mıydı yoksa oluşturulan türe denir.
düşlenmiş mi? Artık kesin olarak bilemiyorum.
● Günlük" terimi Tanzimat'tan sonra
Ali Sirmen’in Oktay Akbal’la anısı "ruznâme" ile karşılanmıştır. Divan
edebiyatındaki "vakayinâmeler" de
bir tür günlük sayılır.
ÖZELLİKLERİ
O günlerde şimdi herkesin bildiği çayın yeni yeni içilmeye
başladığı yıllarmış. Evlerinin önüne açılan kahveden gelen, 1. Kişinin kendi algısı ve bakış açısına göre yazılır.
hoş kokulara dayanamayan Fakir Baykurt bir gün; ”Çay 2. Üzerine mutlaka tarih atılır. ( Anıdan farkı)
isterim, ille de çay” diye tutturmuş, anası oğluna kıyamamış,
elinden tutup kahvenin önüne götürmüş, Kahveci Topal 3. Günlük yazarı yaşadığı anı içtenlikle anlatır.
Hüseyin’i çağırmış: 4. Yazarların bir nevi iç dökme yeridir. Özel bilgileri, özel
”Hüseyin bir bardak çay getir!” Çay gelmiş, çayın nasıl dünyaları burada yer alır.
içileceğini bilmeyen Fakir Baykurt, sıcak çaydan hızla bir 5. Birinci ağızdan yazıldığı için kısa ve etkilidir.
yudum içmiş ama ağzı yanınca bardağı yere atmış. Çay
dökülmüş ama toprak kaba olduğundan bardak kırılmadı, 6. Bütün anlatım biçiminden ve tekniğinden yararlanılır.
diyor. ”Anam şimdi vuracak? Şurama mı vuracak? Burama mı 7. Anlatımda "iç konuşma" tekniğinden yararlanılır.
vuracak?” diye korkarken anası kahveciyi yeniden çağırmış:
8. Kimi roman ve öykülerde "günlük", bir anlatım biçimi
”Hüseyin bir çay daha ver!”
olarak kullanılabilir.
Fakir Baykurt’a ikinci çay gelmiş. Çayı üfleyerek içmiş. Yıllarca
anasına sormuş durmuş: 9. Günlükte bir olay anlatılacaksa kronolojik bir sıra takip
edilir.
”Anacığım o gün çayı döktüm bir tokat vurmadın; neden
vurmadın?”
Bu sorunun yanıtını anası yıllar sonra oğlunnun öğretmenlik ● Günlükler neden yazılır? Bu soruya birçok cevap
yaptığı köy okulunda vermiş. verebiliriz. Olası cevapları ise kabaca şöyle sıralayabiliriz:
Oğlunun sınıfını görmek isteyen Elif Baykurt o gün sınıfa ▪ Bugünü gelecekte de hatırlamak için.
girer, oğlunun ders verişini izler.
▪ Dönemin ve kendisinin “ruhunu” sonraki kuşaklara
Beş sınıfı birden okutan Fakir Baykurt anasının ders izlemeye taşımak/aktarmak için.
geldiği günü şöyle anlatıyor:
▪ Kısa zaman içinde hatırlanması gerekilen gündelik
“Sınıfta estim, gürledim!”
durumları
Ders bitince dışarıya çıkıyorlar, yazar anasına soruyor:
“Anacığım, beğendin mi öğretmenliğimi?”
Anası:
“Eh, işte fena değil!” diyor…
GÜNLÜK ÇEŞİTLERİ ▪ Tomris Uyar - Gündökümü, Bir Uyumsuzun Notları (1975-
1980) , Günlerin Tortusu'ndan (1980-1984)
1. İçe Dönük Günlük:
Andrè Gide’in “Kalpazanlar” adlı romanı,
■ Yazarların kendi iç yolculuklarıyla örülü günlüklerdir.
Ayfer Tunç’un “Suzan Defter” adlı hikâye,
■ Yazar, bu günlüklerde düşündüklerini olduğu gibi yansıtır Nazım Hikmet’in “Saat 21-22 Şiirleri “adlı
ve son derece içtendir. eseri, Reşat Nuri Güntekin'in "Çalıkuşu" ve
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Yaban"
■ Stendhal'ın günlüğü, Rus Puşkin'in "Gizli Günce", Fransız
romanları, günlük biçiminde düzenlenmiştir.
yazarı Andre Gide ve bizde Nurullah Ataç bu türün başta
gelen ustalarındandır.
MEB kitaplarında GÜNLÜK 9. sınıfın 2. döneminde
2. Dışa Dönük Günlük işlenir.
■ Yazar yaşadığı dönemin siyasi, sosyal olayları, akımları
hakkında bilgi verir.
■ Bu günlükler belge niteliği taşır.
Atilla İlhan aynı zamanda sinemaya da merak sarmıştı. Bu 5. Otobiyografi yazarı , yaşam öyküsünü yazarken anı, günce
alanda 15 âdet senaryo yazdı ve senaryolarında” Ali gibi türleri belge olarak kullanır. Bu belgeler onun gerçeğe
Kaptanoğlu” takma adını kulandı. daha yakın olmasını sağlar.
▪ Cahit Sıtkı Tarancı - Evime ve Nihal’e Mektuplar, Ziya’ya ● Resmî mektupların en ünlüsü dilekçelerdir.
Mektuplar
A. DİLEKÇE
Bu eserler hem özel hem de edebî mektup Her Türk vatandaşının resmî kurumlara dilekçe verme hakkı
türüne uyar. vardır ve bu hak anayasa teminatı altındadır.
Dilekçe yazarken dikkat edilecek hususlar:
1. Çizgisiz beyaz kâğıda yazılmalıdır. Kâğıt ikiye bölünmez.
ÖRNEKLER Kâğıdın arka yüzü kullanılmaz, çok gerekli ise ikinci kâğıt
kullanılmalıdır.
2. Bilgisayar, daktilo veya dolma kalemle yazılabilir.
Kardeşim Kaplan,
Tükenmez kalemle mavi ve siyah mürekkepli kalemler
Ankara, 27 Ocak 1944 dışında başka renkli kalemlerle yazılmaz.
3. İstekte bulunulan hangi kurumsa ona hitap edilmelidir.
Bir yığın can sıkıntısı, üzüntü ve yorucu iş arasında 4. Dilekçelerde ciddi bir üslupla resmî dili kullanarak istekleri
mektubuna cevap veremedim. O bir tarafa, o güzel makalene
kısa ve net ifadelerle belirtilmelidir.
de vaktinde teşekkür etmek lazımdı. Fakat daha iyisi tebrik
etmeliyim. Çünkü hakikaten güzel makaleydi. Artık birinci 5. Sorun, durum ya da dilek kısa ve açık olarak ifade
sınıf bir muharrir olduğuna hiç şüphe etmiyorum. Sana çok edilmelidir. Gereksiz ayrıntılara ve kişisel cümlelere ve
bağlı olduğum için bundan mesudum. Orhan Seyfi yorumlara yer verilmemelidir.
biraderimiz, daha doğrusu Yusuf Ziya Bey’in biraderi, Raks
manzumesi için yaptığı latif tenkitten sonra, bu sefer de senin 6. İstekte bulunulan şey yasalara uygun olmalı ve şikayet
yazdığına cevap vermiş. Ben okumadım. Yine kafiyelere durumunda mutlaka belgelere ve tanıklara dayandırılarak
çatıyormuş. Tabii görüşlerimiz ayrı. Münakaşaya değmez. açıklanmalıdır.
Hakikat şu ki ben kafiyeye bağlıyım. Yani bir ses
7. Kurum veya kişi hiyerarşik düzene dikkat edilmelidir.
müşabehetini mısranın sonunda lüzumlu görüyorum. Ayrıca
kafiyenin ve şekli kafiyenin şiirde yeri olduğuna inanırım. 8. Muhatap (Kurum / Makam): Ortalı büyük harfli
Tedaviyi açar. Fakat çok defa bir aksan müşabehetini, kafiye
benzerini tercih ederim. Benim şekil dediğim şey, ne Kendini Takdim: Dilekçeyi yazan, sunduğu kurumla bağ
vezinden, ne kafiyeden gelir. O cümlenin, hayal ve kurarak kendini kısaca tanıtır.
tasavvurun, hülasa kendisini tamamlamış yahut Sorun ve Talep (İstek / Şikâyet): Kuruma iletilmek istenen
tamamlamamış idee poetiçue (ide poetik)in kendisidir. “Mest
sorun, şikâyet ve talep kısaca net bir şekilde yazılır.
kendi güler altındaki rahş oynardı” mısrayı tek başına
kafiyesiz de güzeldir. Ben kafiyesi zayıf yüzlerce mısra tanırım Sonuç: Kurumdan ” arz ederim “ile bitirme
ki güzeldir. Fakat onların anladıkları kafiye bende yoktur.
9. Bir konuda üst makamın bilgilendirilmesi amaçlanmışsa B. TUTANAK
"...durumu bilgilerinize arz ederim.", Herhangi bir olayın meydana geliş biçimi ve sonuçlarını veya
10. Üst makamın bir sorunu çözmesi, bir işlemi başlatması ilgilileri tarafından imzalanarak kayıt altına alınan belgelerdir.
isteniyorsa "Gereğini saygılarımla arz ederim.", Tutunak nasıl tutulur?
11. Yazım kuralları ve noktalama işaretleri TDK örnek alınıp 1. Çizgisiz beyaz kağıda okunaklı el yazısı veya bilgisayardan
düzgün kullanılmalıdır. yazılabilir.
12. Dilekçe sahibi adını-soyadını, imzasını ve açık adresini 2. Elle yazıldığında hata olursa üstü çizilir ve paraflanır.
vermelidir. 3. Tutanakta silme, kazıma ve tutanağa sonradan ekleme
13. Bir dilekçede sadece bir kişinin imzası olur. Ortak bir yapılmaz.
konuda birden fazla kişi aynı dilekte bulunacaksa bunlar da 4. Tutanak birden fazla sayfa ise numaralandırılır ve
dileklerini ayrı ayrı dilekçelerle belirtmelidirler. paraflanır.
14. Dilekçeye eklenecek ek belgeler yazının sonunda "Ekler" 5. Tutanaklar farklı durumlara göre yazılabilir ve bu da çeşitli
başlığı altında maddeler halinde sıralanmalıdır. tutanakları oluşturur. duruşma tutanağı, kaza tespit tutanağı,
işe devamsızlık tutanağı, teslim tutanağı, arama tutanağı vb.
6. Görüşülen konular, söylenen sözler, alınan kararlar
ÖRNEK yazıldıktan sonra tutanak toplantıya katılanlar tarafından
okunarak imzalanır.
7. Tutanaklarda söylenenler, görülenler anlaşılır biçimde ve
T.C.
olduğu gibi yazılır; yoruma yer verilmez.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA
Tutanağı Oluşturan Unsurlar
Başlık: Kâğıdın üst-orta kısmına tamamı büyük harflerle
yazılır. TUTANAK şeklinde bir başlık konabileceği gibi olayın
veya toplantının içeriğini yansıtacak bir başlık da konabilir:
Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde normal öğretim ikinci sınıf, ARAÇ HASAR TESPİT TUTANAĞI, ÖĞRETMENLER KURULU
4434326 numaralı öğrenciyim. Ekte belirttiğim Covid- 19 TOPLANTI TUTANAĞI vb.
hastalığı nedeniyle ders kaydını yaptıramadım. 2019-2020
ders yılı ilkbahar dönemi ders kaydımın yapılması için
gereğini arz ederim. GİRİŞ: Toplantı tutanaklarında toplantının yeri, zamanı,
gündemi, açılış, yoklama gibi unsurların; olay tutanaklarında
olayla ilgili ön bilgilerle zaman ve yerin belirtildiği bölümdür.
4. İş Mektubu:
Ticaret, sanayi alanlarındaki kurum veya kuruluşların kendi
aralaında veya bireylerle iş yerleri arasında yazılan
mektuptur.
BLOG
D) II - I - III
Halit Fahri Ozansoy, “Edebiyatçılar Çevremde “ kitabını E) I - III - II
yazar, uzun dönem edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Bu
durum, yıllarca farklı yerlerde bulunmasını ya da farklı
ortamlara girip çıkmasının ve aynı dönmede yaşamalarının
da etkisi çoktur. Bu sayede birçok anı biriktirmiş ve
edebiyat çevresinde de çok fazla insan tanımıştır.
27. Buna göre Halit Fahri Ozansoy’un aşağıdaki
sanatçılardan hangisiyle ilgili anısı olması beklenmez?
A) Yahya Kemal
B) Peyami Safa
C) Faruk Nafiz Çamlıbel
D) Halit Ziya Uşaklıgil
E) Namık Kemal
Tanıdığım, saygı duyduğum Ataç; duygusal yönü ağır basan, SÖZLÜ İLETİŞİM TÜRLERİ
inatçı, kavgadan yılmayan, acımasız eleştiri ve
iğnelemeleriyle olay yaratıp, gündemde kalmak isteyen bir
kişiydi. Alçakgönüllüydü, kasılması filan yoktu. Yalnızca 1.KONFERANS
gençlerle değil, herkesle tartışmayı seven, kültür ve bellek
2. SÖYLEV(NUTUK/HİTABET)
zenginliği olan insandı. Fransız dilini, ülkemizde en iyi bilen
birkaç kişiden biriydi.” 3. PANEL
29. Bu parça aşağıdaki kazanımlardan hangisinin 4.FORUM
gerçekleştirilmesi amacıyla kullanılmaz?
5.KOLLEGYUM
A) Metnin ana düşüncesi ve yardımcı düşüncelerini belirler.
6.SEMPOZYUM
B) Metindeki anlatım biçimlerini, düşünceyi geliştirme 7.MÜNAZARA
yollarını ve bunların işlevlerini belirler.
8.AÇIK OTURUM
C) Metnin üslup özelliklerini belirler.
ÖZELLİKLERİ
30. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
1. Konferansın konusu, kim tarafından verileceği, yeri, tarih
A) Röportaj yazarı; belgeleri, izlenimini, görüşlerini katarak ve saati önceden ilan edilir.
metnini kurgular.
2. Konferansta doğadan sanata edebiyattan müzik vb.
B) Türk edebiyatındaki bu ilk makale “Tercüman-ı Ahval alanlarda teknik alanlarda yapılır.
Mukaddimesi”dir. 3. Konferansı vermeden önce konu ile ilgili ayrıntılı çalışma
yapmak zorundadır. Kaynakları taramalı ve konusuyla ilgili
C) Namık Kemal’in “Lisan-ı Osmanînin Edebiyatı Hakkında
eksiklik bırakmamalıdır.
Bazı Mülahazâtı Şâmildir.” adlı yazısı ilk eleştiri kabul edilir.
4. Alanında donanımlı olmak zorunda olan anlatıcı didaktik
D) “Acı Tütün ve Zeliş” romanlarını Necati Cumalı mektup bir dil kullanır.
tarzında yazmıştır. 5. Konferans veren kişinin ifadeleri kesinlik taşımalı ve
E) Ahmet Mithat Efendi’nin “Avrupa’da Bir Cevelan” adlı inandırıcı olmalıdır. Özgün bir dil kullanmalı ki dinleyiciyi
sıkmasın.
eseri Türk edebiyatının ilk günlük türünde yazılmış eserdir.
6. Konferansa katılacak kitlenin sosyo-kültürel yapısı
önemlidir. Bu yüzden anlatım anlaşılır ve yalın olmalıdır.
7. Konferans sonunda dinleyici soru sorabilir buna hazırlıklı
olmalıdır konferansçının.
ÖRNEKLER
21-E 22-D 23-A 24-B 25-E 26-D 27-E 28-D 29-D 30-E
ÖRNEKLER
“Ey İnsanlar!
● Söylev çok eskilere dayanan bir türdür. Yunan ve Latin
edebiyatında Demosthenes , Cicero; Fransız edebiyatında Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra
Bossuet, Mirabeau gibi isimler söylev türünde çok sizinle burada ebedî olarak bir daha beraber
başarılıdır. Descartes’ın “Metod Üzerine Söylev”, olamayacağım.
Rousseau’nun “Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev
İnsanlar!
“önemlidir.
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl
● Türk edebiyatında ilk söylev örneği Göktürk Yazıtları’dır.
mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl kutsal bir şehir
- Mustafa Kemal Atatürk (Onuncu Yıl Nutku) ise, canlarınız, mallarınız, namus ve şerefiniz de öylece
mukaddestir; her türlü tecâvüzden korunmuştur.
- Halide Edip Adıvar (Fatih Mitingi)
Ashabım!
- Hamdullah Suphi Tanrıöver (Meclis konuşmaları)
Yarın rabbinize kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve
- Mehmet Akif Ersoy (Nasrullah Camii'nde verdiği nutuk)
hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden
- Mehmet Emin Yurdakul (Biz Nasıl Şiir İsteriz , sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu
Anadolu’dan Bir Ses -Yâhud- Cenge Giderken, Sakın vurmayınız. Bu vasiyetimi burada bulunanlar,
Kesme, Sabah ve Benim Ömrüm) bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki bildirilen kimse,
burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş
- Süleyman Nazif (Batarya ve Ateş)
olur.”
- Necip Fazıl Kısakürek (Maraş Hitabesi ve Reis Bey
(Veda Hutbesi – Hz. Muhammet)
oyunundaki Sözleri)
- Hz. Muhammet’in (Vedâ Hutbesi)
DANTE ALİGHİERİ
▪ İtalyan halk ozanıdır.
▪ Rönesans’ın hazırlayıcı şairidir.
▪ İlahi Komedyayı çocukluk aşkı
Beatrice'ye yazar.
▪ Floransa’da beyaz – zenci ayrımında
Dante kiliseyle çatışır ve bir daha Floransa’ya dönemez.
İlâhî Komedya:
- 14. yüzyılda yazılır.
- Epik şiir özelliği gösterir.
1-C 2-B 3-B 4-B 5-E 6-D 7-A 8-B 9-D 10-E
- Dante, ölüm sonrası sırasıyla Cehennem, Araf ve Cennette
geçen seyahati, hikâyenin kahramanı da olan kendisinin
11-E 12-A 13-C 14-D 15-B 16-E 17-E 18-B 19-C 20-A ağzından anlatır.
- Alegorik ve hayal gücü ile oluşturulmuştur.
- Şiir terzarima nazmına göre yazılmıştır.
Eserleri: İlâhî Komedya, Yeni Hayat, Canzoniere. Epistulae MİGEL DE CERVANTES
(Mektuplar)
▪ İspanyol edebiyatının ünlü yazarıdır.
▪ “Don Kişot” romanıyla çağdaş romanın
FRANCESCO PETRARCA babası sayılır.
▪İtalyan şairdir. ▪ Cervantes Haçlı Ordusu’na katılır ve 1571'de
İnebahtı Deniz Savaşı'nda Osmanlılara karşı
▪Orta Çağ için “Karanlık Çağlar” deyimini
savaşırken sol elini kaybetti ve 1575'te İspanya'ya
ilk kullanan kişidir.
dönerken Cezayir'deki Türk korsanlarının eline düştü ve
Eserleri: Canzoniere, Trionfi, Le Rirne. köle olarak Kuzey Afrika'ya götürüldü.
2. KLASİSİZM (KURALCILIK)
FRANÇOİS RABELAİS ▪ 17. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkar.
Gargantua ve Pantagruel en önemli ▪ Nicolas Boileau akımın kurucusu
eseridir.François Rabelais'in bir baba ile sayılır L’art Poétique (Şiir Sanatı, 1674)
oğlunun hikâyelerinden oluşan ve gayet adlı eseriyle.
açık saçık bir fantazi güldürü olan felsefi
eseridir.
ÖZELLİKLERİ
Eserleri: Gargantua ve Pantagruel, Üçüncü Kitap, Dördüncü
Kitap, Beşinci Kitap. 1. Akıl ve sağduyu temel ilke olarak
kabul ederler.
2. Akla uygun olan tabiat unsurları taklit edilebilir.
3. “Sanat için sanat” anlayışı vardır.
4. Konudan ziyade konunun işlenişine önem verilir. Bu
PİERRE DE RONSARD
nedenle biçim mükemmeliği aranır.
Rönasans devrinin Dante’den sonra en
5. Seçkin çevre olan soylu ve bürokrat tipler işlenir.
ünlü Fransız asıllı şairidir.
6. Dilde halkın sözleri değil, üst tabakanın dil özellikleri
Eserleri: Aşklar; Odlar, Eglogalar.
görülür. Kaba ve çirkin sözlere yer vermezler.
7. Konularını tarih ve mitolojiden alırlar. Genellikle din dışı
konu işlenir. Çünkü Yunan ve Latin edebiyatının
etkisindedirler.
MİCHEL DE MONTAİGNE
8. Az sözle çok şey anlatmak hedeflenmiştir.
16. yüzyılın serbest düşüncenin
öncülerinden olan meşhur Fransız 9. Üç birlik” (yer-zaman-olay) kuralına uyarlar.
yazar Montaigne, “Essais”(1580)
10. Eserlerde değişmeyen, evrensel tipler oluşturulmuştur.
yani “Denemeler “ dünya
edebiyatına damga vurur. Bu denemelerin bir bölümü 11. Sanatçılar, eserlerde kendi duygu ve düşüncelerine yer
Sabahattin Eyüboğlu tarafından Türkçeye çevrilmiştir. vermemiş, kişiliklerini gizlemişlerdir.
12.Özellikle Tiyatro (trajedi) ve şiir önem kazanır, roman
geri plana itilir.
13. İnsanın iç doğasına yönelmişlerdir. ▪ Çocukların kolayca anlayabildiği dildeki her bir eseri
okuyucuya ayrı ayrı mesajlar vermektedir.
Temsilcileri: Moliere, Corneille, Racine, La Fontaine, La
Bruyere, Daniel Defoe, Boileau, Malherbe, Madam De La Fablları: Ağustos Böceği ve Karınca,Tavşan ile
Fayette, Fenelon, Bousset, François de La Rochefoucauld Kaplumbağa,Öküz Olmak İsteyen Kurbağa,Kurt ile Kuzu
,Değirmenci Oğlu ve Eşeği, Arslan ile Fare,Leylek ile Tilki,
Ayının Postu, Çiftçi ile Çocukları
MOLİERE
▪ Eserlerinde gülünç gelenekler ve
LA BRUYERE
toplumsal aksaklıklardan bahseder.
Eserlerinde güldürmek için güldürü ▪ Klasik Fransız edebiyatının önemli
anlayışını yıkarak güldürerek eğitme ve sanatçılarındandır.
öğretme anlayışını getirmiştir.
▪ Portre türünde çok başarılı olmuştur.
▪ Tiyatroda töre ve karakter komedyası denilen bir türün
▪ La Bruyere, özellikle saray ortamındaki
oluşmasını sağlamıştır.
ikiyüzlü davranışları, halkı küçük görme
Oyunları : Gülünç Kibarlar,Kocalar Mektebi, Kadınlar olgusunu eleştirdi.
Mektebi, Zorla Evlenme, Tartuffe, Don Juan,
▪ Önemli eseri “Karakterler” 3 cilttir.
Adamcıl,Zoraki Hekim, Cimri, Kibarlık Budalası, Scapin’in
Dolapları, Bilgiç Kadınlar, Hastalık Hastası
DANİEL DEFOE
▪ İngiliz edebiyatının tanınmış bir
sanatçısıdır.
CORNEİLLE
▪ Serüven romanı yazmıştır.
▪ 17. yüzyıl Fransız edebiyatının ilk
büyük klasik tragedya şairidir. Fransız ▪ En ünlü eseri, Robinson Crusoe’da,
tragedyasının kurucusudur. bindiği gemi batınca ıssız bir adaya çıkarak orada 28 yıl tek
başına yaşama mücadelesi veren bir kişiyi anlatır.
▪ Corneille’nin kahramanları
tutkularını yenmeyi bilen, iradeli
kişilerdir. O insanları oldukları gibi değil, olmaları gerektiği
BOİLEAU
gibi anlatmıştır.
▪ Klasisizm’in kurallarını belirleyen sanatçı,
▪ En önemli tragedyaları şunlardır: Le Cid, Horace, Cinna
önemli bir hiciv yazarıdır.
▪ “Şiir Sanatı” sanatçının en önemli eseridir.
RACİNE
FENELON
▪ Klasisizm akımının en büyük trajedi
▪Telemaque(Telemak) romanıyla tanınan
şairlerinden biridir.
sanatçı, Fransız edebiyatının önemli
▪ Onun yapıtlarında kişiler, alın yazılarını sanatçılarındandır. Bizim edebiyatta ilk çeviri
değiştiremeyip tutkularına yenik romandır.
düşerler. Bu yönüyle tanrıların ve
▪ Aynı zamanda başpiskopos olan sanatçı,
yazgının kişilerin yaşamında egemen olduğu eski Yunan
yazdığı bu roman yüzünden
tiyatrosuna bağlanmıştır.
başpiskoposluktan çıkarılmıştır.
▪Tipleştirmeyi bırakıp karakter yapmaya çalışmıştır.
Önemli eserleri: Andromaque, İphigenie, Phedre, Esther,
Bayazid
MADAM DE LA FAYETTE
▪ Fransız romanının gelişiminde önemli yer
tutar.
LA FONTAİNE
▪ Ruh çözümlemesi yaptığı “Princesse de
▪ Fransızların ve fablın en Cleves” önemli romanıdır.
önemli ismidir.
ROCHEFOUCAULD Romantizmin Temsilcileri
▪ 17. yüzyıl Fransız yazardır. Vıctor Hugo, J.J. Rousseau, Goethe, Schiller, Lamartine,
Aleksandre Dumas, Alfrede de Musset, Voltaire, Lord Byron,
▪ “Özdeyişler” adlı eseri ünlüdür.(1664)
Chateaubriand, Puşkin
GORKİ
ERNEST HEMİNGWAY
▪ Sosyalist gerçekçi yazımın öncüsüdür.
▪ İtalya'da I. Dünya Savaşı sırasında
▪ 1906'da yazdığı ve Rus Devrimi'ne yaşadıklarından esinlenerek yazdığı
adadığı “Ana “ en başarılı romanıdır. “Silahlara Veda” savaşla aşkın iç içe
işlendiği umutsuz ama güçlü bir romandır.
Romanları: Ana, Çocukluğum,
Ekmeğimi Kazanırken, Benim ▪ “Çanlar Kimin için Çalıyor” Pulitzer
Üniversitelerim Ödülü'nü kazandı.
Öykü: Bozkırda, Yol Arkadaşım, Yirmi Altı Erkek ve Bir Kız ▪ 1954 Nobel Edebiyat Ödülü'nü de kazandıran “İhtiyar
Adam ve Deniz “adlı uzun öyküsünde okyanusta dev bir
balık avlamayı başardıktan sonra, tüm çabasına karşın
bunu köpek balıklarına kaptıran yaşlı balıkçı Santiago'nun
direnişini anlatır.
R.Mahmut Araba Sevdası
Eserleri: Silahlara Veda,Çanlar Kimin İçin Çalıyor,Irmağın Ekrem
Ötesi, Afrika'nın Yeşil Tepeleri,İhtiyar Adam ve Deniz
S.paşazade Sezai Sergüzeşt
BERNARD SHAW
▪ Komedileriyle tanınır.
Eserleri: Jan Dark, Andromak ve Aslan
5.NATÜRALİZM (DOĞALCILIK)
▪ Kitapları yabancı dillere en çok 5. Sanatçı bir bilim adamı, toplum bir laboratuvar, insan
çevrilmiş ABD'li yazarlardan biridir. dabir deney aracı olarak görülür.
Eserleri: Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş, Deniz Kurdu, 6. Eserlerin savunduğu mutlaka bir tez vardır.
Demir Ökçe ve Martin Eden 7. Edebiyat bir ameliyat masası olarak görülür. O masada
teşhis konur ve sorun çözülür.
8. Kişiler, yetiştikleri çevreye, aldıkları eğitime ve kültür
dü- zeylerine uygun konuşturulur.
9. Yazar eserde kişiliğini gizler yorumunu katmaz.
10. İğrenç, kötü olaylar, sefalet, argo eserde olduğu gibi
aktarılır.
11. “Sanat toplum içindir.” ilkesi benimsenmiştir.
J. Steinbeck Gazap Üzümleri, Sardalye Sokağı, 3. Romantizmle terk edilen eski Yunan, Latin mitolojileri
Bitmeyen Kavga, Fareler ve İnsanlar, yeniden önem kazanmış ve kökene sahip çıkma vardır.
Al Midilli, Cennetin Doğusu 4. Sanatçı eserde kişiliğini gizlemiş, “Sanat sanat içindir.”
görüşünü benimsemiştir.
Henrik İbsen Hortlaklar, Yaban Ördeği, Bir Halk
Düşmanı, Brand, Peer Gynt, Hedda 5. Pozitivizmin yapısını şiire uygulamışlardır. Bilimden,
Gabler felsefeden yararlanılmıştır.
6. Tarihin her döneminden, uzak ve yabancı ülkelerin
efsanelerinden yararlanılmış, şiire egzotik bir atmosfer
getirilmiştir.
Nabizâde Nazım Zehra
ÖZELLİKLERİ
14. EGZİSTANSİYALİZM
1. Akım, Birinci Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkımların (VAROLUŞÇULUK)
doğurduğu umutsuzluk, güvensizlik içindeki insanların
1930’lu yıllarda Alman filozof
anarşist ruhunu okşar.
Martin Heidegger tarafından ortaya
2. Toplumun bütün değerleriyle alay etmiş, kuralsızlığı atılmış bir felsefe sistemidir. İkinci
kural hâline getirmeyi amaçlamışlardır. Dünya Savaşı yıllarında Fransız
düşünür Jean Paul Sartre
3. Devlet, ahlâk, toplumsal düzene isyan etmişlerdir.
tarafından edebiyata aktarılmış ve
4. Dadacılar, serbest çağrışıma, aşırı derecede anlam edebî akım niteliği kazanmıştır.
kapalılığına, şaşırtıcı imgelere dayalı bir şiir dili
J. P. Sartre, egzistansiyalizmi şu sözleriyle açıklar: “İnsan,
kurmuşlardır.
bütün bir dünyadır; her yerde vardır, her yerde hareket
5. Dadaistler, her şeye kuşkuyla bakan tiplerdir. halindedir, her şeyden sorumludur. Ne yaparsam yapayım,
onu yapan benim. Şimdiki durumumuz, bütünüyle
6. Rastgele bir torbaya kelimeler atıp oradan harfler
düşüncelerimizin sonucudur.”
çekerek şiir yazmışlardır.
7. Sadece şiirde görülür.
ÖZELLİKLERİ
Temsilcileri: Tristan Tzara, Breton, Aragon
1. Bu akıma göre, insan kendi özünü kendisi seçer. İnsan,
kendini bulmalı, özünü elde etmeli.
Türk edebiyatında Ercüment Behzat Lav
2. İnsan kendi değerlerini kendi oluşturabileceğini
bilmelidir.
13. SÜRREALİZM 3. İnsan bütünüyle özgür olmalıdır. Zaten insan, özgür
(GERÇEKÜSTÜCÜLÜK) olmaya mahkûmdur.
İkinci Dünya Savaşı sonrası 4. Egzistansiyalizm, insanın kendi varlığını sorgulamasını
André Breton tarafından ister. Her insanın kendi iradesiyle biçimlendireceği bir
Freud’un psikanaliz yöntemi geleceği vardır.
örnek alınarak ortaya çıkan
akımdır.
Jean-Paul Sartre Duvar (hikaye) Bulantı (roman)
1924 yılında Fransa’da Dadaizm Sinekler (oyun)
akımından ayrılan Andre Breton ve arkadaşlarının
açıkladığı bir bildirgeyle kurulmuştur. 20. yüzyılın en uzun
ömürlü akımıdır. Albert Camus Yabancı, Veba, Başkaldıran
ÖZELLİKLERİ İnsan,Düşüş,Sürgün ve Krallık
1. Freud’un psikanaliz kuramından hareketle bilinçaltı Andre Gide Kalpazanlar, Pastoral Senfoni,Dar Kapı
dünyasını sanata aktarmak amaçlanmıştır. Samuel Beckett Eleutheria,Godot'yu Beklerken,Mutlu
2. Bilinçaltını açığa çıkaran rüyalar, serbest çağrışım, özgür Günler
düş gücü, hipnoz ve otomatik yazı tekniği sanatın başlıca
araçları sayılmıştır. Beauvoir Konuk Kız,Pyrrhus ve Cineas,
Başkalarının Kanı,Kim Ölecek?,Her
3. İçinden geldiği gibi yazmak en önemli özellikleridir. Erkek Ölümlüdür,Belirsizlik Ahlakı
4. Dadaistler gibi geçmişi yok saymışlardır. Üzerine
Türk edebiyatın “A grubu” dergisinde yazan Demir Özlü, 17. MODERNİZM
Erdal Öz, Adnan Özyalçıner, Orhan Duru, Onat Kutlar ve
19. yüzyılda geleneksel anlamdaki
Kemal Özer
edebî, sanatsal, sosyal unsurların
geçerliliğini yitirdiği fikriyle ortaya
çıkmıştır.
ÖZELLİKLERİ
15. LETRİZM ( HARFÇİLİK)
1. Geleneksel yapı ve anlatım tamamen
II. Dünya Savaşı sonunda ortaya
terk edilerek yeni bir arayışın içinde
çıkmıştır. Romanyalı şair Isidore
olunmuştur.
Isou tarafından başlatılmıştır.
2. Bilinç akışı tekniği ve psikolojik tahlil yoğun olarak
ÖZELLİKLERİ
kullanılır.
1. Şiirlere yönelik bir edebî akımdır.
3. İnsanın karmaşık dünyasının zihinsel süreçleri işlenir.
2. Harfçilik, harflerin temel
4. Simgelere, mitolojiye, efsanelere, mistisizme, nihilizme,
alınması yoluyla farklı tarzda bir şiir
fanteziye yönelir.
yazılmasıdır.
5. Eserlerde geleneksel teknik olduğu için diyaloglara ve
3. Edebiyatta klasik akımlara karşı çıkan bir karşı akımdır.
hikâye etmeye pek yer verilmez.
4. Bu akım edebiyatta çıkmasına rağmen sinema ve
6. Bireyin bunalımları, birey-toplum çatışması, bireysel
müzikte daha yoğundur.
yalnızlık, toplumdan kaçış temaları işlenmiştir.
5. Maurice Lemaître ve François Dufrêne, Letrizmin önde
7. Anlatımda “şiirsel” ögeler ön plandadır.
gelen şairleridir.
8. İnsanın karmaşık dünyası anlatılmaya çalışır.
9. Anlatıcı, büyük ölçüde birey bilinciyle kendi “ben”ini öne
çıkarır.
10. James Joyce’un Ulysses’i ya da Marcel Proust’un
16. ÜNANİMİZM (İDEALİZM) Geçmiş Zaman Peşinde adlı eserlerin modernist çizginin
kılavuzu olur
Düşünceden bağımsız bir varlığın ya
da maddi gerçekliğin bulunmadığını Türk edebiyatında Sait Faik, Haldun Taner, Yusuf Atılgan,
dile getiren felsefe akımdır. İdealizm Vüsat O. Bener, Bilge Karasu, Nezihe Meriç, Attila İlhan,
anlayışının temelleri önce Platon'un Adalet Ağaoğlu, Ferit Edgü, Rasim Özdenören, Füruzan
"İdealar Kuramı" atar.
ÖZELLİKLERİ
1. İdealizm var olan her şeyi
18. POSTMODERNİZM
düşünceye bağlayan, insan düşüncesinden bağımsız bir
nesneler dünyasının var olmadığını savunan felsefî 20. yüzyıla damga vuran akımdır.
öğretidir. Günümüzde de etkinliği devam
ediyor, son akım diyen yazarlar da
2. İdealizme göre madde, gerçek değildir ve evrendeki her
vardır.
şey salt zihinseldir. Düşüncemizin dışında herhangi bir
gerçeklikten söz etmek mümkün değildir.
ÖZELLİKLERİ
1. Modernist eserlerde konu ön plandayken postmodern
sanatçılarda konudan ziyade konunun işlenişi önemlidir.
2. Postmodern edebiyatta dil oldukça önemlidir. Burada bir
dille oynama görülür. Dilin tüm unsurlarını kullanırlar.
3. Postmodern eserlerde uçsuz bucaksız özgürlük vardır.
4. Postmodernizm öncelikle bilinç akışı yöntemine tepki
olarak doğar fakat aynı zamanda geleneksel roman
anlayışını yıkmaya çalışırlar.
5. Postmodern eserlerde, otobiyografik anlatım, iç
konuşma, bilinç akışı gibi anlatma, psikolojik çözümleme
ve figürleştirme tekniklerine başvurulur.
6. Postmodernizmde gerçeklik unsurundan çok kurmaca ön 19. BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK (MAGİC
plandadır. REALİZM)
7. Postmodern yazar, bir grubun üyesi değidir; kendi 1960 sonrası Latin Amerika’da ortaya
bireyselliğini egemen kılmaya yönelir. çıkan akımdır. Özellikle roman türünde
ön plan çıkan bu akım, Avrupa ve
8. Postmodern eserlerde son belli değil ya da son
İspanyadaki siyasi ve sosyal olayların
olmayabilir.
yansımasıyla gelişmiştir.
9. Postmodern eserlerde, tarih ve diğer bilimleri yeniden
ÖZELLİKLERİ
yorumlayarak birlikte yeni bir tür kurar.( Postmodern tarihi
roman bu şekilde doğar) 1. Büyülü gerçeklikte yazarlar, metindeki
fantastik ya da tuhaf olayları, gerçekliğin
10. Eserlerde ciddi olaylara karşı ironik ve alaycı bir bakış
doğal bir parçasıymış gibi kurgular.
kullanılır.
2. Okur romanın temel parçasıdır.
11. Postmodern yazara göre hayat bir oyundur. Yaşamı
kurmacaya dönüştüren roman da oyun içinde oyundur. 3. Geleneksel roman tarzı terk edilir.
12. Gerçek yaşamda karşılaşılan kişilerle hayal dünyasının 4. Romanda toplumun her kesimi vardır ve herkes kendi dil
kişileri, masal kişileri, çizgi film kahramanları birlikte özellikleri ile verilir.
verilebilir.
5. Gerçeklikten kopuk, düş gücü ve büyüye dayalı bir
13. Birden fazla anlatıcı ve çoğulcu bakış açısı kullanılabilir. anlatımı yeğlenir.
14. Eserlerde merak unsuru ön plana çıkarılmaz. 6. Gerçekliğin yanında gerçeküstü ve fantastik ögelerle olay
örgülenir.
15. Okuyucuyu esere farkına varmadan dahil edilebilir.
7. Okuru her an şaşırtan unsurlarla örülüdür.
16. Sanatla gerçek arasındaki bağları koparır.
8. Sözlü halk kültürüne ait masal, halk hikayesi, destan , mit
17. Yazar, kendi yazma macerasını da roman malzemesi
efsane gibi türleden de yararlanılır.
olarak kullanabilir.
9. Yazarı sürekli okurun ilgisini yüksek tutmak için ironi
18. Postmodern eserlerde parçalılık, kopukluk, farklılık ve
yönteminden faydalanır.
oyunsuluk yoğundur.
10. Büyülü gerçekçilik, benzetme, mecaz, mübalağa,
tekrarlar, sembolizm, ironi ve paradoks gibi pek çok söz
Dünya edebiyatında James Joyce, Virginia Wolf bu türde sanatını kullanmaktadır.
ön plana çıkmışlardır.
▪ Luis Borges’in “Alçaklığın Evrensel Tarihi” adlı eseri bu
türün ilk eseri sayılır.
Türk edebiyatında Oğuz Atay, Ferit Edgü, Yusuf Atılgan ▪ Dünya edebiyatında Gabriel Garcia Marquez bu türün en
postmodernist romanın habercileri kabul edilirler.Orhan önemli ismidir. “Yüzyıllık Yalnızlık” romanı bu türde
Pamuk, Tomris Uyar, Sevinç Çokum, Alev Alatlı, Mustafa yazılmış en önemli romandır. (12. sınıf MEB ders
Kutlu, Mehmet Eroğlu, Selim İleri, Ahmet Altan, Nedim müfredatında var.)
Gürsel, Elif Şafak ve İhsan Oktay Anar, Hasan Ali Toptaş,
▪ Günther Grass, Jeanette Winterson, Angela Carter,
Pınar Kür, Nazlı eray, Bilge Karasu, Murathan Mungan,
Robert Nye, Marina Warner, İtalo Calvino bu türde önemli
Latife Tekin, Adalet Ağaoğlu, Ayfer Tunç, Ferit Edgü,,
isimlerdir.
Buket Uzuner, Aslı Erdoğan, Murat Gülsoy, Süreya Evren
vb.
▪ Türk edebiyatında Latife Tekin, Nazlı Eray, Hasan Ali
Toptaş, İhsan Oktay Anar, Yaşar Kemal bü türde çok
önemlidir.
11. sınıf Türk dili ve edebiyatı dersinde, edebî akımları
KONU KAVRAMA TESTİ öğretmek isteyen bir öğretmenin seçtiği metin şu
şekildedir:
3. TEZLİ ROMAN
Belli bir düşüncenin ve görüşün 6. ÜTOPİK ROMAN
savunulduğu romandır.
Ütopik roman, gerçekte mevcut
▪ Edebiyatımızdaki ilk örneği Nabizade olmayan, ileriye yönelik tasarlanan
Nazım'ın Zehra adlı eseridir. ideal toplum biçimini kurma anlamına
gelen romandır. Hayal edilen ülkeler,
▪ Hüseyin Rahmi - Ben Deli Miyim?
şehirler vb.
▪ Mizancı Murat- Turfanda mı yoksa
▪ Yakup Kadri – Ankara, Panoroma
Turfa mı?
▪ Buket Uzuner- Balık İzlerinin sesi
▪ Aka Gündüz -Bütün romanları hemen hemen
▪ Tahsin Yücel- Gökdelen
▪ Ahmet Mithat Efendi - Felatun Beyle Rakım Efendi
▪ Murathan Mungan- Şairin Romanı
▪ Samipaşazade Sezai – Sergüzeşt
▪ Hüsnü Arkan – Uyku
▪ Elif Şafak – Mahrem, Araf 9. FANTASTİK ROMAN
▪ Alev Alatlı- Schrödingerin Kedisi Gerçek ve bilinen dünyanın ötesinde
hayal gücüne dayalı bir dünya
▪ Hilmi Yavuz - Taormina
oluşturarak bu yeni dünyada geçen
▪ Ursula K. Le Guin – Mülksüzler olayların anlatıldığı yapıtlardır.
▪ Thomas More – Ütopya ▪ Giritli Aziz Efendi - Muhayyelat-ı
Ledünn-i İlahi
▪ Francis Bacon – Yeni Atlantis
▪ Latife Tekin - Buzdan Kılıçlar (Akademik
▪ Farabi – İdeal Devlet
kaynaklar gerçekçi ilk fantastik roman
▪ George Orwell- 1984 sayıyor.)
▪ Halide Edip – Yeni Turan (Türk edebiyatının ilk ▪ İhsan Oktay Anar- Puslu Kıtalar Atlası , Amat
siyasal/ideolojik romanı kabul edilir. II. Meşrutiyet döneminde
▪ Bilge Karasu – Kılavuz
geçen ütopik bir romandır.)
▪ Ahmet Hamdi Tanpınar- Abdullah Efendinin Rüyaları
▪ Nazlı Eray – Arzu Sapağında İnecek Var
▪ Leyla Erbil - Üç Başlı Ejderha
▪ Mehmet Eroğlu – Belleğin Kış Uykusu
7. DİSTOPYA ROMAN
▪ Barış Müstecaplıoğlu - Şamanlar Diyarı
Toplumun otoriter - totaliter
bir devlet modeli ya da benzer ▪ Murat Başekim - Karanlık Çağ
bir başka baskıcı sistem altında
▪ Lewis Carroll- Alis Harikalar Diyarında
kalması ve sonu felakete
uğrayan yaşamları karamsar bir ▪ J. K. Rowling - Harry Potter
bakışla anlatan romanlardır. Ütopyanın zıddıdır.
▪ J. R. R. Tolkien - Hobbit, Yüzüklerin Efendisi
▪ Erhan Bener - Yalnızlar
▪ Geothe – Faust
▪ Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya
▪ Ray Bradbury - Fahrenheit 451
▪ Anthony Burgess – Otomatik Portakal
10. BÜYÜLÜ GERÇEKLİK ROMAN
▪ Jack London - Demir Ökçe
1960 sonrası Latin Amerika’da ortaya
▪ Zülfü Livaneli – Son Ada çıkan akımdır. Özellikle roman
türünde ön plan çıkan bu akım,
▪ Hasan Ali Toptaş – Beni Kör Kuyularda
Avrupa ve İspanyadaki siyasi ve sosyal
▪ Alasdair Gray - Lanark olayların yansımasıyla gelişmiştir.
▪ Açlık Oyunları - Suzanne Collins
▪ Yevgeniy İvanoviç Zamyatin - Biz
▪ H.G.Wells- Efendi Uyanıyor Büyülü gerçeklik romanı ile fantastik roman
karıştırmamak gerekir. Büyülüde masalsı bir oluşum var,
▪ Margaret Atwood - Damızlık Kızın Öyküsü
fantastikte bu evrenin dışındaki dünyalar ve canlılar
vardır.
▪ Franz Kafka- Dönüşüm
8. ODA ROMAN ▪ Italo Calvino- Ağaçlara Tüneyen Baron , Görünmez
Şehirler
Kapalı mekânda geçen romandır.
▪ Mihail Bulgakov -Usta ile Margarita
▪ Adalet Ağaoğlu – Ruh Üşümesi
▪ Gabriel Garcia Marquez- Kırmızı Pazartesi, Yüzyıllık
Yalnızlık (Akademik dünyada en iyiysi)
▪ Carlos Ruiz Zafon - Rüzgârın Gölgesi
▪ Jose Saramago - Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş , Körlük,
Görmek
▪ Jorge Luis Borges- Alçaklığın Evrensel Tarihi ▪ Tuna Kiremitçi - Git Kendini Çok Sevdirmeden, Bu İşte Bir
Yalnızlık Var
▪ Yann Martel - Pi’nin Yaşamı
▪ Kürşat Başar- Bazen Unutmak İstersin, Sen Olsaydın
▪ Haruki Murakami - İmkânsızın Şarkısı
Yapmazdın
▪ Patrick Suskind -Koku
▪ Canan Tan – Piraye, Eroinle Dans, En Son Yürekler Ölür,
▪ Toni Morrison -Solomon’un Şarkısı Yüreğim Seni Çok Sevdi vb.
▪ Halide Edip Adıvar - Handan, Heyula, Raik’in Annesi, MİLLİ MÜCADELE SERİSİ Küçük Ağa, Küçük Ağa Tarık Buğra
Seviye Talip Ankara’da, Firavun İmanı
▪ Reşat Nuri Güntekin – Bir Kadın Düşmanı, Akşam Güneşi, BUGÜNKÜ TÜRKİYE Cevahir ile Sadık Çavuşun
Ateş Gecesi DİZİSİ Buğday Kamyonu,Karanlıkta
▪ Ahmet Hamdi Tanpınar – Huzur, Saatleri Ayarlama Mum Işığı, Güneşin Dört
Enstitüsü Köşesi
▪ A. Şinasi Hisar – Fahim Bey ve Biz SELÇUKLU ÜÇLEMESİ Kilit, Anahtar , Kapı
M. Necati
▪ Dostoyevski - “Suç ve Ceza” dünyaca ünlüdür. OSMANLININ Konak, Çatı, Üçler Yediler
KURULUŞU SERİSİ Kırklar Sepetçioğlu
2. PASİF DİNLEME
▪ Dinleyici burada pasiftir tepkide bulunmaz, konuşulanı
8. ELEŞTİREL DİNLEME
sessizce dinler.
▪ Sorgulayıcı dinlemeye benzer. Farkı eleştirel dinlemede
▪ Dinleyici sessiz durup ekleme ve çıkarma yapmazsa
sonuç olmayabilir ve sorgulayıcı dinlemeye göre daha
konuşmacının söylediklerini kabul etmiş sayılır.
ayrıntılı bir dinlemedir.
▪ Bu dinlemede konuşmacı dinleyenin kendisini anlayıp
▪ Dinleyici, konuşmacının iletilerini çok yönlü bakış açısıyla
anlamadığı konusunda kesin bir düşünceye ulaşamaz.
tarafsız olarak değerlendirip sorguladığı, karşılaştırmalar
yaptığı dinlemedir.
Dinleme sırasında dinleyici şu sorulara cevap arar:
3. NOT ALARAK DİNLEME - Konuşmacının amacını belirle
▪ Dinlenenlerin unutulmasını önlemeye dönük olarak kısa - Konuşmacının kültürel birimini gözetme
not almayla desteklenmiş dinleme çeşididir.
- Sunulan bilgilerin güncelliği
▪ Konuşulanların hatırda kalması ve daha kolay anlaşılması
- Konu tarafsız olarak ele alınmış mı?
için konuşulanlar, not alınarak dinlenir.
- Eleştiriler doğru olarak yapılmış mı?
- Alternatif çözüm önerileri yapılmış mı?
- Çözüm önerileri bilimsel mi?
4. EMPATİK DİNLEME
▪ Dinleyenin, kendisini konuşanın yerine koyarak
konuşmacının neler hissettiğini, sözlerinin hangi deneyimleri
yansıttığını anlamaya yönelik dinleme çeşididir.
8. ETKİLİ DİNLEME
▪ Bu dinlemeye aktif dinleme de denir.
▪ Etkili dinleme, belli bir amaç gözetilerek yapılır. Bu
özelliğiyle öğrenme yollarından birini oluşturur.
▪ Dinlemeye istekli olunmalı, eleştirel dinleme yöntemi
kullanılmalıdır.
5. YARATICI DİNLEME
▪ Etkili dinlemede sözel mesajlar dinlenir, sözel olmayan
▪ Dinleyicinin dinlediklerine anlam yükleyip onu zihninde
mesajlar izlenir.
yapılandırması ve analiz etmesidir.
▪ Etkili dinleme bir hazırlık sürecini gerektirir. Bu süreçte
▪ Beyin fırtınası tekniğine benzer. Yeni fikirler elde edilir.
dinlemeye zihinsel ve fiziksel olarak hazırlık yapılır, görsel
ve işitsel araçlar kullanılır.
▪ Hazırlık yapıldıktan sonra dinleme sürecine geçilir.
▪ Dinleme sürecinde dikkat önemlidir. Dinleyicinin dikkati, 2. SESLİ OKUMA
konuşmacının anlattıklarına yönelir.
▪ Gözle algılanan metinlerin zihinde anlamlandırılıp dille
▪ Dinleyici, konu akışını takip eder, bilmediği sözcüklerin ifadesidir.
anlamını dinleme sırasında tahmin eder.
▪ Sesli okumanın amacı, kelimelerin nasıl telaffuz edildiğini
▪ Dinleme esnasında konuşmacıyla empati kurulmalı ve ve hangi bağlamda kullanıldığını göstermektir. (Özellikle
yargılayıcı davranışlardan kaçınılmalıdır. diksiyon çalışmasında kullanılır.
▪ Konuşmacının anlattıkları dinleyicinin kendi ifadeleriyle
özetlenmelidir.
3. GÖZ ATARAK OKUMA
▪ Konuşmanın konusu ve ana düşüncesi tespit edilmeli,
▪ Metnin tamamını okumadan, bütün sözcükleri kontrol
konuşmadaki açık ve örtük iletiler belirlenmelidir.
etmeden yapılan okumadır. Amaç kısa yoldan ana fikre
▪ Etkili dinlemede konuşmacının sözü kesilmemelidir. ulaşmaktır.
▪ Sorular konuşmanın sonuna saklanmalıdır. ▪ Göz atarak okumanın amacı; konunun ayrıntılarına
girmeden ana hatlarını vermektir.
▪ Gözler konuşmacıyı takip etmeli, not alınmalıdır.
▪ Bireye zaman kazandırdığı için tercih edilir ve bu tür
▪ Dinleyici, rahat olduğunu konuşmacıya hissettirmelidir.
okumalarda tarihlere, yerlere, tabloya dikkat çekilir.
.
12. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde Kemal Öğretmen, Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni, 11. sınıfta cümle
öğrencilere Edip Cansever’in “Yerçekimli Karanfil” şiirini ögelerini işlerken öğrencilerin dikkatli ve sessiz bir şekilde
aşağıdaki bir bölümünü okur: dersi dinlediklerini halde konuyla ilgili hiçbir soru
sormamışlardır. Öğretmen, bu derste öğrencilerin kendisini
“Sen karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
anlayıp anlamadığı konusunda kesin bir düşünceye
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
ulaşamamıştır.
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.” 13. Buna göre öğrencilerin bu süreçte aşağıdaki dinleme
becerilerinden hangisini kullanacakları söylenebilir?
Şiirin okuma sırasında son bölümünü okumaz ve şiirin
A) Pasif dinleme
devamının nasıl olacağına ilişkin öğrencilere soru sorarlar.
B) Empatik dinleme
10. Buna göre Kemal Öğretmenin yaptırdığı okuma türü
C) Not alarak dinleme
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Not alarak okuma D) Seçici dinleme
B) Söz korosu E) Eleştirel dinleme
C) Tahmin ederek okuma
D) Eleştirel okuma
E) Sesli okuma Uğur Öğretmen, Türk Dili ve Edebiyatı dersinde,
öğrencilerine Türk edebiyatının ünlü kalemleri olan Haldun
Taner, Murathan Mungan ve Adalet Ağaoğlu’nun demir
yolu konulu birçok öyküsünü okur. Ögrencilerin geneli
öyküleri dikkatle dinler ve kendi ifadeleriyle özetleme
Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni, “Haziranda Ölmek Zor”
aşamasına geçerler.
isimli şiir dinletisi için şiire meraklı öğrencileri seçer.
Öğrencilere haziran ayında ölen Nazım Hikmet, Cahit 14. Bu uygulamada aşağıdaki dinleme yöntemlerinden
Zarifoğlu, Ahmet Arif ve Ahmet Haşim’in şiirlerini verir. Bu hangisi kullanılmıştır?
şiirleri ezberleyip derse gelmelerini ister. Ardından şiirleri
A) Etkili dinleme
okumada ses ve kelimelerin telaffuzunu kavratıcı çalışmalar
yapar. B) Yaratıcı dinleme
11. Buna göre öğretmenin dersinde kullandığı okuma C) Not alarak dinleme
tekniği aşağıdakilerden hangisidir?
D) Pasif dinleme
A) Söz korosu
E) Eleştirel dinleme
B) Okuma tiyatrosu
C) Ezber okuma
D) Özetleyerek okuma
10. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde Hakan Öğretmen,
E) Sesli okuma Yunus Emre’nin
Bu sırrı ne bilsin usanlar, uyalar
12. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde Nardaniye Ne varsın bu yola azıksız yayalar
Öğretmen, Vasıf Öngören’in “Asiye Nasıl Kurtulur?” adlı
dizesini öğrenciler büyük bir merakla dinler ve
oyununu öğrencilere izletir. Oyunu izlemeden önce oyunla
öğretmenine şiirde geçen tasavvufî ifade olan ‘sırrı bilmek’
ilgili şu soruları öğrencilerin araştırmasını ister. Epik
nedir? sorusunu sorarlar ve öğretmeni de bu kavramı
tiyatroda sosyal sorun var mı? ve Vasıf Öngören Brecht’en
açıklar.
ne kadar etkinmiştir? gibi ilgili sorular sormuştur.
15. Bu uygulamada aşağıdaki dinleme yöntemlerinden
12. Buna göre öğrencilerin bu süreçte aşağıdaki dinleme
hangisi kullanılmıştır?
becerilerinden hangisini kullanacakları söylenebilir?
A) Pasif dinleme
A) Etkili dinleme
B) Yaratıcı dinleme
B) Empatik dinleme
C) Not alarak dinleme
C) Not alarak dinleme
D) Aktif dinleme
D) Seçici dinleme
E) Eleştirel dinleme
E) Eleştirel dinleme
Cumhuriyet Dönemi hikâye ünitesini işleyen Selçuk
Öğretmen, Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü’nün babasıyla
ilgili şu anısını okur: “Yanılmıyorsam 9 yaşındaydım. Kırmızı
YAZMA TÜRLERİ
bir bisikleti bir arkadaşımda gördüm ve eve geldim
babamdan ben de bisiklet istedim. O zamanlar babam
1. NOT ALMA
siyasi görüşlerinden dolayı hapise girip çıktığından parası
yoktu. Aradan iki veya üç yıl geçti bir gün elinde kırmızı ▪ Dinlenilen ya da okunanların metinlerden belli bölümleri
bisikletle geldi ve ben unuttuğu dediğim şeyi meğer hiç kağıda dökmektir.
unutmamış …” Ardından öğrencilerden bu anı ile ilgili
▪ Not almanın amacı bilginin kalıcılığını sağlamaktır.
yazarın ve oğlunun yerine kendinizi koyarak onların duygu
ve düşüncelerini anlamaya çalışmalarını istemiştir. ▪ Önce öğrenciye ayrıntılara girilmemesi gerektiği hakkında
bilgi verilir sonra dinlenilen veya okunulan metnin özgün
16. Bu uygulamada aşağıdaki dinleme yöntemlerinden
ifadelerle yazılması gerektiği konusunda bilgi verilir.
hangisi kullanılmıştır?
A) Aktif dinleme
B) Yaratıcı dinleme
2. ÖZET ÇIKARMA
C) Empatik dinleme
▪ Metnin ana hatlarını çıkarıp kısa ve öz biçimde yazıya
D) Pasif dinleme
geçirmektir.
E) Not alarak dinleme
▪ Sınıf içinde metni öğretmen önce özetler. Ardından
öğrenciler özet nasıl çıkarılır? konusu ile ilgili bilgiler verir.
(özet çıkarılırken nelere dikkat edilecek?, tekrarlı ve süslü
ifadelere yer verilmemesi, öğrencinin kendi yorumu nasıl
Adnan Binyazar, ünlü eleştirmen Nurullah Ataç’ın bir yapacak gibi) ardından örnek özet çıkarma çalışması yapılır.
söyleyişinde “Yargılayan kişi, nesneyi iyi tanımalıdır. Bunun En sonda öğrencilere çeşitli metinler verilerek özet
için elinden geldiğince kendinden uzaklaşarak kendini çıkarmaları istenir.
aşarak nesneye yaklaşmalıdır. “ görüşüne katılmadığını
söyler. Yargılayan kişi kendini aşması mümkün değil
diyerek mantıksal bir çıkarımda bulunur. Sonunda
eleştirmenin kendine yetebilecek iradesi olduğunda
3. BOŞLUK DOLDURMA
mutabık kaldık.
▪ Öğrencilerin okuduğu veya dinlediği ifadeleri metnin
17. Buna göre yazaraların bu tartışmasında aşağıdaki
içinde bulup anlatma ve ortaya çıkarma becerilerini
dinleme yöntemlerinden hangisi kullanılmıştır?
geliştirilir.
A) Pasif dinleme
▪ Metnin içeriği ile ilgili cümlelerden bazıları boşluklar
B) Yaratıcı dinleme bırakılarak yazılır. Daha sonra dinleyiciler metni dinlerken
bu boşlulara gelmesi gereken kelime ya da cümleleri
C) Not alarak dinleme
yazarlar.
D) Sorgulayıcı dinleme
▪ MEB ders kitaplarında ölçme değerlendirmede kullanılır.
E) Empatik dinleme
3. ELEŞTİREL KONUŞMA
16. TÜMDENGELİM
▪ Belirlenen bir konunun tarafsız bir şekilde ele alındığı,
▪ Öğrencilerin üst düzey becerilerini geliştirmek için
hem olumlu hem de olumsuz yönlerinin anlatıldığı
yapılır.
konuşma stratejisine eleştirel konuşma denir.
▪ Sınıfta genel bir konu konuşulur ve tartışılır. Ardından
▪ Eleştirel konuşmalarda bilimsel verilerden faydalanabilir.
oluşturulmuş gruplarda konunun ince ayrıntılarına girilir.
Gerekli araştırmayı yaparak ulaştıkları sonucu yazılı hâle
getirirler. Araştırma sonuçlarını ve değerlendirmelerini
4. YARATICI KONUŞMA :
sınıfla paylaşırlar.
▪ Belirlenen bir konu hakkında birçok konuşmacının yeni
fikirler üretmesine denir. Beyin fırtınası tekniğine benzer.
▪ Konu ilk konuşmacı tarafından yapılır ardından gelenler
ona ekleme veya çıkarmalar yaparak ilerletilir konuşma.
6. KATILIMLI KONUŞMA
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için dinleyenlerin de
katıldığı, eklemeler yaptığı konuşma stratejisine denir.
1. Bu uygulamada aşağıdaki yazma yöntemlerinden 4. Buna göre öğretmenin dersinde kullandığı konuşma
hangisi kullanılmıştır? tekniği aşağıdakilerden hangisidir?
11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde röportaj ünitesini Bir Türk dili ve edebiyatı öğretmeni, Huzur romanının
işleyecek olan Dünya Öğretmen, Yaşar Kemal’in “Bu Diyar kahramanlarından Mümtaz’ın İstanbul aşkı ve Nurana
Baştan Başa “ adlı röportaj örneğini sınıfta kendisi okur. uzanan sevdasını anlatırken gözü dolar ben de İstanbul’da
Daha sonra öğrencilerden Ağrı Dağı’nı anlatan bir gezi hazin bir aşkla boğuştum, şimdi Mümtaz’ı daha iyi
yazısı yazmaları ister. anlıyorum şehirde aşklar yaşanırken onu da içimizde
hissediyoruz, demiştir.
2. Buna göre Dünya Öğretmenin dersinde kullandığı
yazma tekniği aşağıdakilerden hangisidir? 5. Buna göre öğretmenin dersinde kullandığı konuşma
tekniği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Metni tamamlama
A) Katılımlı konuşma
B) Tümevarım
B) Etkin konuşma
C) Tümdengelim
C) Yaratıcı konuşma
D) Bir metinden hareketle yeni bir metin yazma
D) Empatik konuşma
E) Duyulardan hareketle yazma
E) Güdümlü konuşma
1-A 2-D 3-C 4-A 5-D 6-B 7-D 8-B 9-A 10-C
11-B 12-A 13-A 14-C 15-A 16- 17- 18- 19- 20-
KONU KAVRAMA TESTİ
SOSYOLOJİK FENOMENOLOJİ
11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde Sedat Öğretmen, ELEŞTİRİ KURAM
Tanzimat edebiyatı şairlerinden Namık Kemal, Şinasi ve
Ziya Paşa’nın şiirlerinde oluşan bir şiir okuma etkinliği ARKETİP HERMENÖTÜK
yapar ve dersin sonunda şiir okuma gözlem formu ELEŞTİRİ YORUNBİLİM
doldurarak öğrencileri değerlendirir.
11. Buna göre aşağıdakilerden hangisi şiir okuma gözlem
formunda yer almaz?
A) Beğendiği beyiti konuşmalarında kullanır.
A. YANSITMA KURAMI
B) Ziya Paşa’nın Zafername kitabını tanıtır.
● Sanatın modeli doğadır.
C) Şiirdeki kafiye, ritim, ahenk bakımından değerlendirir.
● Sanat, nesneler dünyasını ve
D) Şiirlerdeki temaları gruplandırır. doğadaki biçimleri yansıtmakla
E) Şairlerin şiirlerini zihniyetini belirler. gerçekleşir.
● Sanatın görüntüler dünyasını
yansıtması düşüncesi ayna metaforu
ile anlatılmıştır. Sanatçı, dış dünyaya
12. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı ders öğretmeni, öğrencilerin ait nesneleri (objeleri) aslına en çok benzer biçimde eserine
derste yaptığı çalışmaları ürün dosyasında saklar. aktarabilme çabasındadır. Dış dünyaya ait nesne ile eser
arasındaki benzerlik ne kadar fazla ise sanatçının başarısı
12. Buna göre aşağıdakilerden hangisi öğrenci ürün da o derece yüksek kabul edilmektedir.
dosyası içinde bulunmaz?
● Edebiyat eserinin kendisi dışında bir gerçekliğin
A) Öğrencilerin yazdığı küçürek öyküler yansıması olduğunu ileri sürer.
B) Divan şiiri tarzı eserler ● Sanat ve edebiyat, hayatın veya tabiatın aynasıdır
C) 1960 sonrası toplumcu tarzda yazdığı şiirler ● Sanat, dış dünyada var olan görüntüleri yansıtır.
D) Herhangi bir konulu deneme metni ● Sanat, geneli ve özü yansıtır.
E) Güncel konulu söylev metni ● Sanat, ideal olanı yansıtır.
● Yansıtma kuramı, Rönesans ve neo-klasik dönemden
sonra 19. yüzyılda realizm akımıyla duyular dünyasının
gerçekliğini olduğu gibi yansıtma olarak öne çıkmıştır.
Stendhal, “Le Rouge et le noir/Kırmızı ve Siyah” adlı
1-E 2-B 3-C 4-E 5-D 6-B 7-C 8-A 9-A 10-D
eserinde romanı, üzerindeki su birikintilerini bile yansıtan
11-E 12-B 13- 14- 15- 16- 17- 18- 19- 20- “yoldan aşağı yürüyen ayna” olarak tanımlar. Böylece
toplumun günlük gerçekliğini bütün yönleriyle tarafsız bir
tutumla sergilemek amaçlanmış olur.
Yansıtma (taklit, mimesis) kavramı ilk C. MARKSİST KURAMI
olarak Sokrates, Platon ve
Aristoteles’in felsefelerinde ortaya
konulmuştur. Yansıtma kavramına asıl ● Marksist kuramı, maddeci ve tarihsel
önemini kazandıran ise Platon diyalektik anlayışının sanata ve
olmuştur. Yansıtma sadece estetiğin edebiyata uygulandığı kuramdır.
değil, aynı zamanda Platon’un kurduğu felsefenin de
● Marksist kurama göre sanat eseri özel
anahtar kavramıdır; çünkü Platon'g göre görülen âlemin
bir gerçekliği yansıtma biçimidir.
ötesinde bir gerçeklik âlemi (idealar âlemi) vardır.
Yansıtma kuramında Platon sanatsal taklidi, kopyanın ● Marksist kurama göre sanat bir yansımadır ve aynı
kopyası olarak nitelemiştir. Bu nedenle sanatı, insanı zamanda gerçekliğin bir taklididir.
gerçeklikten uzaklaştırdığı için olumsuzlamıştır. Aristo ise
● Doğal ve kendiliğinden, önceden hazır bulunan
sanat eserinin mümkün olanı taklit ettiğini savunmaktadır.
gerçekliği, kabul etmezler.
● Balzac, Flaubert, Zola, Tolstoy, Gorki önemli
● Marksist kurama göre tek gerçeklik insan gerçekliğidir.
temsilcileridir.
● Marksist kurama göre; toplumun iç yapısını ve dinamiğini
kavramak yazarın görevidir.
● Marksist kurama göre bir eserdeki kişilerin, olayların ve
B. TARİHÎ KURAMI durumların tipik olması gerekir. Eğer bir eserdeki kişiler,
olaylar ve durumlar tipik değilse toplumsal gerçeklik
yansıtılamaz.
● Gustave Lanson, Saint Beuve ve
● Marksistlere göre sanat ile ekonomik yapı arasında sıkı
Taine’in pozitivist yaklaşımlarını edebiyat
bir bağ bulunmaktadır. Üretim-tüketim ilişkileri sınıfsal
tarihî araştırmalarına uygulamıştır.
çatışmaların temelini oluşturur. Bu durum bir toplumdaki
● Tarih metodu yoluyla yazar üst yapıyı belirler. Edebiyat da bir üst yapı kurumudur ve
biyografilerinin hazırlanması; yazara, Marksistlere göre edebiyat da bu temel görüşün içindedir.
döneme ve edebiyat olaylarına ilişkin Edebiyat eseri de sınıf çatışmalarının bir aracıdır. Bu
kaynakların hazırlanması noktalarına nedenle edebiyat eseri toplumdaki ideolojilerin bir
yöneltmiştir. yansıması olarak görülmektedir.
● Tarihî eleştiriye göre yayımlanmamış veya yayımlanıp ● Yansıtmacı kuramın Marksist yorumuna dayanan kavram
unutulmuş edebiyat metinlerini eksik, kusurlu olup toplumcu gerçekçidir.
olmamasına bakmaksızın ve bir değer eleştirisine tâbi
● Bu kuramın kurallarını, 1934 yılında Moskova’da
tutmaksızın ortaya çıkarmak, edebiyat araştırmacısının
toplanan I. Sovyet Yazarlar Birliği’nden sonra belirlenmiştir.
yapması gereken ilk işlerden birisidir. Edisyon kritik
Bu kurallar Marks ve Engels’in görüşlerini estetik alanında
çalışması, yani farklı nüshaları karşılaştırarak bir metnini en
sistemleştirmeye çalışan Plehanov, Troçki, Lunaçerski,
doğru biçimde belirlenmesi ise bu iş için izlenecek yolların
Lukacs’ın eserleriyle ortaya konulmuştur.
başında gelir.
● Tarihî eleştiri yazarın yaşam öyküsü mümkün olan en
ayrıntılı bilgileri içerecek biçimde inceler. Mehmet Kaplan
bu tek şiir ve hikaye tahlilinde kullanır.
● Tarihî eleştiri Fransa’da " üniversite eleştirisi " şeklinde
adlandırılmış ve eleştirilmiştir.
● 1960’lı yıllarda Julia Kristeva, 4) Tasvir edilen şeylerin (nesne, insan ve olaylar)
Roland Barthes gibi yapısalcı alınyazılarının tabakası
araştırmacılar tarafından
oluşturulmuştur.
● Edebî eserlerin orijinalliği
düşüncesinden hareket etmiş ve
mukayeseli edebiyatın da doğmasına
zemin hazırlamıştır.
● Edebi metinlerin hiçbirinin daha
önce söylenmemiş, orijinal ve yeni
olduğuna inanmazlar. Onlara göre edebî metin,
kendisinden evvelki eserlerden izler taşırdığını söyler.
● Alıntı, gönderge, anıştırma, gülünç dönüştürme,
öykünme, kolaj, brikolaj, palampsest gibi tekniklerle
metnin ilişki kurduğu diğer metinlerin açığa çıkarılması
sağlanır. Zira eserin kendi özellikleri belirirken, başka
eserlerle olan münasebetleri muhakkak anlatılmalıdır.
● Her eser, bir bakıma kendisinden evvelki eserlerin
mahsulüdür.
● Son yıllarda postmodern romanda montaj, pastij gibi
tekniklerde kullanılır.
ONTOLOJİK KURAM
Türk Dili ve Edebiyat dersinde Yusuf adlı öğrenci I. Her gece iki üç film seyreden televizyon tutsakları neyse,
öğretmenine bir rüyasından bahseder. bir günde bir roman bitiren otobüste, trene, yolda, yatakta
okuyanlar da odur. Yığınla kitap okumak övgüye değer değil
Karanlıkta bir ses beni çağırdı, bana önce okumayı bilip
bence. Okuyup düşünmek, o yapıtı yeniden yaratmak
bilmediğimi sordu, ne diyeceğimi bilemiyordum. Dizlerimin
önemli. Bu da bir emek, sabır ve planlı çalışma işi.
bağı çözülmüştü sanki. Ürkerek bildiğimi söyledim ve bana
bir edebiyat dergisi uzattı. Bu derginin her köşesini ve II. Cumhuriyet’in ilk yıllarında da “yanlış Batılılaşma” olarak
yazılarını okursam muradımın yerine geleceğini söyledi. Ben değerlendirilebilecek bir durum yaşanır. Her ne kadar bu,
de heyecan ve korku karışık başladım okumaya. İlk sayfada daha önceki dönemlerde görülen alafrangalık ya da yanlış
on beş günde bir çıktığını ve son sayısında bu derginin kurucu Batılılaşma durumlarıyla birebir örtüşmese de Yakup Kadri,
olan şairin Ankara'da belediyenin kazdığı bir çukura düşüp Ankara romanında bu eski dönemleri hatırlatan sahnelere
sonradan İstanbul’da vefat ettiğini yazıyordu. İkinci sayfada yer verir.
Abidin Dino'nun resimleri yer alıyordu. Nâzım Hikmet'in
III. Sadece romanlarıyla değil şiir ve hikâyeleri ile de
hapishaneden çıkartılması için açılan kampanyaya da katılan
kendine özgü sesi hissettiren Sabahattin Ali; “Sırça Köş” adlı
şairlerin üç günlük açlık grevine girdiği yazıyordu. Son
kitabında bir araya getirdiği dört masalı ile halk kültürüne
sayfada “Aşk Resmi Geçidi” şiiri de çok hoşuma gitti.
verdiği önemi göstermiş, vermek istediği mesajı masalın
13. Buna göre öğrencinin rüyasında okuduğu ve imkânlarını da kullanarak okurlarına aktarmıştır.
öğretmenine anlattığı edebiyat dergisi aşağıdakilerden
15. Numaralanmış bu parçalardan hangileri, tartışmacı
hangisidir?
anlatımın özelliklerini öğretmek için kullanılabilir?
A) Yaprak dergisi
A) Yalnız I B) Yalnız II
B) Ağaç dergisi
C) I ve II D) I ve III E) II ve III
C) Varlık dergisi
D) Akbaba dergisi
E) Kültür Haftası dergisi
Öğretmen, Türk Dili ve Edebiyatı dersinde öğrencilerine
DENEME - 3 “yalnızlık” kavramını vererek onların bu kavram çerçevesinde
metinler yazmalarını ister. Bazıları ezberledikleri dizleri yazar
bazıları kavramın kendi ruhundaki izlerini yazar. Öğretmen
sonra yazılan dize ve kavramların yönünü belirleyip metin
Türlüg çeçek yarıldı
nereye gitmek isterse ona yardımcı olur.
Barçın yadım kerildi
3. Bu uygulamada aşağıdaki yazma yötemlerinden hangisi
Uçmak yeri körüldi kullanılmıştır?
Tumluk yana kelgüsüz A) Yaratıcı
(Koşug) B) Güdümlü
Günümüz Türkçesiyle: C) Eleştirel
Rengarenk çiçekler açıldı D) Not alarak
İpek yaygılar serildi
E) Kontrollü
Cennet yeri görüldü
Soğuklar artık gelmez.)
ACI YAĞMUR
Öğretim programında metinler; coşku ve heyecana dayalı, 4. Aşağıdakilerden hangisinin öykücülük anlayışı, bu
olay çevresinde gelişen edebî metinler ve öğretici metinler parçadaki anlatım özelliklerine daha uzaktır?
olarak sınıflandırılmaktadır. A) Ferit Edgü
2. Bu cümleye göre aşağıdaki edebî metinlerden hangisi, B) Yusuf Atılgan
diğerlerinden farklı bir metin türü içerisinde yer alır?
C) Sevim Burak
A) Dersaadet’te sabah Ezanları
D) Küçük İskender
B) Bir Göçmen Kuştu O
E) Vüsat O. Bener
C) Siyah Pelerinli Adam
D) Avare Yıllar
E) Sarı Traktör
PROMETE Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Eşhan, iyi bir şiir okumanın
ön hazırlığa bağlı olduğunu söyler. Şiire önceden dokunmak,
Kabinde her dakîka şu ulvî tahassürün
şairi hissetmek ve en önemlisi onu dili ve yüreğiyle
Minkâr-ı âteşini duy, dâimâ düşün: seslendirmek şiire can katacağını söyler ve ardından
öğrencilere bir şiir örneği verir:
Onlar niçin semâda, niçin ben çukurdayım?
Gülsün neden cihan bana, ben yalnız ağlayım? ...
Sizin evleriniz var, büyük.
Yükselmek âsmâna ve gülmek ne tatlı şey!
Sıkıntı diye soyunduğunuz dünya, eşiklerde.
Çocuğunuz odalarda bir gün kapalı kalmadı.
Bir gün şu hastalıklı vatan canlanırsa... Ey
Habersiz girmedi kapınızdan kimse.
Müştâk-ı feyz ü nûr olan âtî milletin
o masal hâlâ uyumanız için.
Meçhul elektrikçisi, aktâr-ı fikretin
Gittiğiniz hiçbir toplantı suç sayılmadı.
Yüklen, getir -ne varsa- biraz meskenet-fiken,
Başkası için itiraz etmediniz kimseye.
Bir parça rûhu, benliği, idrâki besleyen
Esmar-ı bünye-hîzini; boş durmasın elin.
6. Buna göre, öğrencilerin bu şiiri seslendirirken
Gör dâimâ önünde esâtîr-i evvelin
aşağıdakilerden hangisine dikkat etmesine gerek yoktur?
Gökten dehâ-yı nârı çalan kahramânını...
A) Sözcüklerin ritim unsurlarına dikkat edilmelidir.
B) Şairin üslup özellikleri bilinmelidir.
Tahassür: Özlemek, hasret çekmek
C) Dizelerin ifade gücüne inanılmalıdır.
Minkâr-ı ateşin: Ateşten gaga
D) Mısralardaki vurgu ve tonlamaya dikkat edilmelidir.
Âsman: Sema
E) Şiirin nazım şekline ve birimine dikkat edilmelidir.
Müştâk-ı feyz u nur: Feyze ve nura susamış
D) Türk tiyatrosunu araştırıp günümüzde meddaha benzer B) Öğrenciyi sınıf içinde sorgulama ve yargılama
kişilerin olup olamayacağını söylemesi C) Grup çalışması gerektiren yöntemlere yöneltme
E) Halil İnalcık’ “Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde D) Öğrenciye nasihatte bulanma
Osmanlı” kitabından bölümler okuması
E) Öğrenciyi kendi dünyasında bırakmak
C) HAN-I YAĞMA 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde Behçet Öğretmen,
öğrencilerle “Kimdir Bu” adlı bir oyun oynar. Bu oyunda
Bu sofracık, efendiler – ki iltikaama muntazır öğretmen ipucu kelimeler söyleyip öğrencilerin bu ipucu
Huzurunuzda titriyor – bu milletin hayatıdır; kelimelerinden şairin veya yazarın kim olduğunu tahmin
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır! etmesini bekler.
4. CEVAP B ŞIKKI
10. CEVAP B ŞIKKI
Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim Programı ile dört temel dil
becerisinin yanı sıra öğrencilere kazandırılması hedeflenen yeterlilik 1. metinde 2. metin
ve beceriler, altı âdettir. İlahi bakış açısı Kahraman bakış açısı
1.Bilgi Okuryazarlığı 4. Eleştirel düşünme Olay hikayesi Ben merkezli hikȃye
2.Görsel Okuryazarlık 5. İletişim ve İş birliği Realizm akımı Varoluşçuluk akımı
3. Medya okuryazarlığı 6. Yaratıcı düşünme Her iki metin de dönemin sosyal ve kültürek özelliğini yansıtır.
“Romanda göç sorununu anlatırken dönemin siyasi olaylarını yoğun 5. CEVAP E ŞIKKI
mu işlediniz? ?” (Metnin tema ve konusunu belirler.)
Mauro De Vasconcelos’un “Şeker Portakalı” romanı “Zeze” adlı bir
“Bazı yerlerde siz de kahramanla konuşuyorsunuz hatta romanın çocuğun gözünden hayalleri işlenir. Fakir bir çocuğun dünyası
yazılış serüvenini anlatıyorsunuz, kahramana niçin omuz anlatılır. Sosyal içeriklidir. İçinde fabl yoktur.
veriyorsunuz sürekli ?” (Metindeki anlatım biçimleri ve
tekniklerinin işlevlerini tespit eder.)
SIRAMA: II – I - III
7. CEVAP A ŞIKKI odasını batılı bir tarzda döşeyen, sürekli Hollanda ve Havana
“sigar”ları içen, operalardan, Fransız resimlerinden ve Fransızca
Tanıtılan kişi Yahya Kemal Beyatlı’dır. Şaire ait ipucları:
kitaplardan hoşlanan Servet Bey, gerçekten de Avrupalı bir hayat
- Fransa’da Albert Sorel’in fikir dünyasınından beslenmesi tarzını fazlasıyla benimsemiştir ve bu açıdan Naim Efendi’yle bir
çatışma içinde sunulur.
- Fransız tarihçisi Camille Julien’in, yerli ve millî kaynaklara dayanan,
millî hayatı yaşanmakta olan zaman ile geçmişte arayan ve onu Türk
tarih ve coğrafyasının içinde değerlendiren anlayışından etkilenip
11. CEVAP D ŞIKKI
Nev- Yunanilik akımını getirmesi
10. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde Kemal Öğretmen, insan
- Dergâh dergisinde yazması
neden başka yerleri, başka ülkeleri gezip görmek ihtiyacı hisseder ?
- “Evine Dönen Adam” Fransada kendini yetiştirip ülkesinde sorusunun amacı Metne Hazırlık’tır, işlenecek metne dikkat
uygulaması çekmek ve okuma çalışmalarıyla ulaşılacak bilgi ve becerilere
yönelik olarak öğrencilerde bir beklenti ve merak oluşturmak
- Tarih ve mitolojiden faydalanması
amacıyla yapmıştır.
8. CEVAP C ŞIKKI
12. CEVAP E ŞIKKI
Şiirin yapı, tema ve dil özellikleri bakımından Cahit Zarifoğlu aittir.
Metin öğretici bir metindir. Öğretici metinlerde zaman ve mekânın
Çünkü şiirde korku, tevazu, nur sarnıç, çöl imgesi, ırmakların ondan
özelliklerini bulunmaz. Anlatmaya ve göstermeye bağlı metinlerde
kaynaklanması , menzil ve sıra yolculuk gibi mistik ve dinî yönden
bulunur.
şairin fikirlerini oluşturur. Divan şiir geleneği şiirde hâkimdir.
Zarifoğlu şiirlerini “zor şiir” olarak adlandır, şiirinde madde-ruh
ikilemi ve çatışması yoğundur. 2020-2022 ARASI SINAVLARDA
13. CEVAP A ŞIKKI
ÖABT BEKLİYORUZ.
Tanıtılan dergi, Orhan Veli’nin Yaprak dergisidir. Orhan Veli
NİYE NECİP FAZIL DEĞİL: Şiirlerini heceyle yazar, madde- ruh ilişkisi
tarafından 1 Ocak 1949 tarihinden itibaren on beş günde bir
Cahit Zarifoğluna üstad kazandırmıştır. NİYE ASAF HALET DEĞİL
yayımlanan dergidir.
kısa dize ve imgelemi mistik yanında diğer dinlerdenden de kesitler
bulunur, Asaf Halet , bir dönem serbest şiir de yazar. NİYE ENİS ▪ Orhan Veli’nin ölümünün ardından (metinde belediye çukuruna
BEHİÇ KORYÜREK DEĞİL, heceyle şiir yazar imgesi çok azdır. NİYE düşmesi) arkadaşları tarafından "Son Yaprak" adlı özel bir sayı
İSMET ÖZEL DEĞİL kıssa geleneği ve menzil fikri onda bulunmaz. yayımlanmıştır.
Yaratıcı Yazma, bu yazmanın amacı, öğrencilerin yazma I. “Kızılırmak Kıyıları” şiiri, konusuna göre hangi şiir türüne girer? -
yeteneklerini ve yaratıcılıklarını geliştirmektir. Bu yöntemde konuyu şiir türünün ismini sorması- Bilgi becerisi
ve yazılı anlatım türünü öğretmen verebileceği gibi öğrenciler de
II. "Kızılırmak Kıyıları " şiiriyle " Cenge Giderken" şiiri arasında
istedikleri konuyu seçerek yazma çalışması yapabilirler. Bilinç-
yapı benzerliği karşılaştırma yapması – Analiz becerisi
altından çıkan kelimeler alt alta sıralanır ve kelimeler arasında
bağlantı kurulur. Herhangi bir noktaya gelindiğinde konunun hangi III. Şiirin son bendinde “Geçmiş zamanlar geleceklerden parlak
yönde ele alınacağına karar verilir. Öğrenciler yaşadıklarından, değil.” dizesini yorumlaması Kavrama becerisi
düşündüklerinden ve hayal ettiklerinden hareketle yazarlar.
Tevfik Fikret’in Promete şiirinde parnasizm akımının izleri görülür. A şıkkında Müşahit (gözlemci) bakış açısı, C ve E şıkkında :
Şiirde aruz ölçüsü kullanılmış, Yunan mitolojisinden Promethus Kahraman bakış açısı, B ve D şıkkında İlahi bakış açısı
işlenmiş. Batının ilim ve teknikte üstün olduğu için onu örnek
almamız gerektiğini anlatır. Gençlerin Batı’nın ışığını ülkemize
getirmemiz gerektiğini anlatır. 14. CEVAP D ŞIKKI
III. Metin Filibeli Ahmed Hilmi’nin Âmak-ı Hayal romanıdır. 8. CEVAP C ŞIKKI
Tanzimat Dönemi
Metinde romancı, şair – çok emek verdiğini – olduğunu, “Kerkük
Dönem sıralaması III-II-I Hatıraları “adlı eseri, şiirlerinde doğaya ait kelimelere sıkça yer
vermesi bunu da görsel imgeli imajlarla veren örnek şiirinde akşam,
altın kafesteki kuş imajı Ahmet Hamdi Tanpınar’a ait özelliktir.
2. CEVAP C ŞIKKI
3. CEVAP A ŞIKKI - Türk edebiyatına ait eserleri oku millî, manevi, ahlaki, kültürel
ve evrensel değerleri kazan
Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” romanı İstabul’da başlayıp
Anadolu’ya yönelir. Anadolu’nun değişik şehirlerinde olay gelişir. - Edebî metinler aracılığıyla Dinleme, okuma, yazma ve konuşma
Diğer şıklarda mekan İstanbul’dur. Başka şehir anlatılmaz. becerilerini kazandırma
5. CEVAP B ŞIKKI
10. CEVAP A ŞIKKI
I. metin Memduh Şevket Esendal’a aittir. Durum hikayesi özelliği
gösterir. Harketli olmayan benzetmesi ve iç ve dış tasviri çoktur. II. Metinde tanıtılan roman, Yakup Kadri’nin Hüküm Gecesi’dir.
metin Ferit Edgü’ye aittir. Küçürek öykü özelliği gösterir. Kısa ve Meşrutiyet Dönemini anlatması, Jön Türklerin siyasi olaylarını
yalındır.Kısa olduğu için okunması kolaydır.Hikâyede serim, düğüm anlatır. “Akile Hanım Sokağı”, Cumhuriyet ilk evresindeki değişim
ve çözüm bölümü yoktur. Bölümler okuyucuya bırakılır.Yazar anlatılır. “Bir Devrin Romanı” Halide Nusret, anı türünde yazar bir
imgelerden yola çıkıp düş gücüyle hikâyesini oluşturur. çocuğun gözünden Kerkük’teki siyasal ilişkiler anlatılır. Eserde
genç Türkiye’nin aydınları da işlenir. “Zavallı Necdet” Safvet
Nezihi romanıdır. Bir aşk ve dram romanıdır. Çapkın Necdet’in
6. CEVAP E ŞIKKI hayatı işlenir. “İki Süngü Arasında” Emine adlı kadına atılan iftira
işlenir ve popüler romandır.
I. Oğuz Atay’ın “Tutunamayanlar” eserinde ironi tekniği kullnanması
postmodern roman özelliğidir.
II. Latife Tekin’in “Sevgili Arsız Ölüm” romanında çoğulculuk ve 11. CEVAP D ŞIKKI
kaybolma görülür. Postmodern romanlarda kullanılan tekniktir.
-Bağbozumu Sofrası - Ceyhun Atuf Kansu- şiir
III. Tomris Uyar’ın öykülerinde gerçeğin değil kurgunun izi sürme
-Nağme-i Seher – R. Mahmut Ekrem - şiir
postmodern özelliğidir.
-Altın Işık Ziya Gökalp - şiir
IV. İhsan Oktay Anar’ın “Amat” romanında masalsı bir giz ve Binbir
Gece’nin kurgusu Fantastik romanın özelliğidir. -Kenan Çobanları – Halide Edip Adıvar- oyun
7. CEVAP D ŞIKKI
Murat Çobanoğlu bir çeşme yanında uyur bir pir elinden bade içer.
Aziz Nesin ile Bekir Sıtkı Kunt’tan alınan iki metin, etkilendikleri
sanat akımları benzer değildir. Aziz Nesin, mizah ve dönem eleştirisi 3. CEVAP A ŞIKKI
varken Bekir Sıtkı ise daha çok bireysel yapılı bir metindir.
Realizm akımında gözlem çok büyük bir güçtür. Tüm ayrınları onun
sayesinde yakalar.
7. CEVAP A ŞIKKI
▪ GÖNÜLLÜ, Beşir Erdem. Ayfer Tunç'un romanlarında kullanılan ▪ YALÇIN, Alemdar, Sosyal ve Siyasal Değişimler Açısından
anlatım teknikleri, Yüksek Lisans Tezi, Siirt Üniversitesi ,2019. Cumhuriyet Dönemi Türk Romanı 1946-2000, Akçağ Yayıncılık,
Ankara,2003
▪ KESİM, Gönül TÜRÜT. Türk ve Dünya Edebiyatlarındaki
Örnekleriyle Edebi Akımların Öğretimi, Çanakkale Onsekiz Mart ▪ MORAN, Berna Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış I: Ahmet
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Ortaöğretim Sosyal Alanlar Mithat’tan A. H. Tanpınar’a (12. Baskı), İletişim Yayınları,
Eğitimi Anabilim Dalı Türk Dili Edebiyatı Eğitimi Bilim Dalı Yüksek İstanbul,2004
Lisans Tezi, Çanakkale, 2015. ▪ MORAN, Berna Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2, İletişim
▪ ÇÖLMEKÇİOĞLU, Tuğgül Tahsin Yücel'in romanlarında anlatım Yayınları, İstanbul,1991.
teknikleri , Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi,2019. ▪AKTAŞ, Şerif Cumhuriyet Dönemi Türk Romanı, Akçağ Yayınları,
▪ TÜLÜ, Anıl Haldun Taner'in Vatan Kurtaran Şaban Adlı Kabare 2010 (Güncellenmiş 4. Baskı)
Oyunu ve Epik Tiyatro, İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler ▪ AKTAŞ, Şerif Şiir Tahlili, Kurgan Edebiyat Yayınları, Ankara, 2013.
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi İstanbul,2017. ▪ AKTAŞ, Şerif Yenileşme Dönemi Türk Şiiri ve Antolojisi 2, Akçağ
▪ TOSUN, Necip , Modern Öykü Kuramı, Hece Yayınları, Yayınları, Ankara, 1998.
Ankara,2014 ▪ AKTAŞ, Şerif Roman Sanatı ve Roman İncelemesine Giriş. İstanbul,
▪ GİZLİ, Ceylan İhsan Oktay Anar’ın Romanlarında Fantastik Birlik Yayınları,1984.
Unsurlar, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ▪ KARATAŞ, Turan Ansiklopedik Edebiyat Terimleri Sözlüğü,
Yüksek Lisans Tezi , Ağrı, 2019. Perşembe Kitapları, İstanbul, 2001.
▪ ATAY, Selçuk Servet-i Fünûn Şiiri Üzerine Göstergebilimsel Bir ▪ KOLCU, Ali İhsan, Öykü Sanatı, Salkımsöğüt Yayınları, Ankara,2005
İnceleme: Tevfik Fikret’in Şiir Evreninde Anlamsal Yapılar, Yıldırım
▪ KORKMAZ, Ramazan Yeni Türk Edebiyatı 1839-2000, Grafiker
Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2018.
Yayınları, Ankara,2013.
▪ SÖYLEMEZ, Derya Güven Turan Şiirinde Varoluşçuluk, Çağ
▪ NARLI, Mehmet Romanda Zaman ve Mekân Kavramları, Balıkesir
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016.
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.5. S7 Mayıs 2002, ss.91-106
▪ KURT, Tezcan 2000-2010 Arası Küçürek Öyküde Postmodern İzler,
▪ NARLI, Mehmet Asaf Halet Çelebi’nin Poetikası”, İlmi
Bartın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bartın,2015.
Araştırmalar, 22, 165-186 Güz 2006.
▪ ÖZER, Çiğdem Edebiyat Sosyolojisi Açısından Memduh Şevket
NARLI, Mehmet “Garip Poetikasının Eleştirisi” Yeni Türk Edebiyatı
Esendal’ın Hikayelerinde Toplumsal Meseleler, İstanbul Kültür
Araştırmaları, S.2, Temmuz Aralık 2009.s.129-147
Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi,2019.
▪AND, METİN / TANER, Haldun/ Nutku, Özdemir Tiyatro Terimleri
▪ SİZGEN, Berna AKYÜZ Mithat Cemal Kuntay ve Yakup Kadri
Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yayınları:251, Ankara Üniversitesi
Karaosmanoğlu’nun Romanlarında İstanbul, Ankara Üniversitesi
Basımevi, 1966.
Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, Ankara, 2009.
▪ KANTARCIOĞLU, Sevim EDEBİYAT AKIMLARI VE TEMEL GENEL AĞ KAYNAKÇASI
METİNLER, Gazi Üniversitesi Yayınevi, Ankara, 1993.
▪ KOMİSYON, Tanzimat Edebiyatı, Akçağ Yayınları, 2008.
▪ KOMİSYON, Servet-i Fünûn Edebiyatı, Akçağ Yayınları, 2004 . ▪ http://edebiyatforum.com/
▪ KAPLAN, Mehmet Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar 1-2-3, 47. sayfa: Kaza Okunu Kendine Döndüren Şair - NEF'î siirparki.com
Dergâh Yayınları, 2002 (Gözden Geçirilmiş 7. Baskı) 47. sayfa: ŞEYH GALİP- HÜSN Ü AŞK İNCELEMESİ liseedebiyat.com
▪ KAPLAN, Mehmet Şiir Tahlilleri 1-2, Dergâh Yayınları 2002 47. sayfa: Fuzuli: Hayatı, Biyografisi, antoloji.com
(Gözden Geçirilmiş 7. Baskı) 47. sayfa: ZİYÂ PAŞA - islamansiklopedisi.org.tr
▪ AOF 1. 2. 3. ve 4. Dönem Ders Kitapları 48. sayfa: Namık Kemal – Vikipedi tr.wikipedia.org
▪ YENİ TÜRK EDEBİYATI EL KİTABI 1839-2000 Ali İhsan Kolcu, 48. sayfa: RECÂİZÂDE MAHMUD EKREM - TDV İslâm Ansiklopedisi
Osman Gündüz , Ayşenur İslam ,Hülya Argunşah ,Cafer Gariper, islamansiklopedisi.org.tr
Tarık Özcan Editör: Ramazan Korkmaz, Grafiker Yayınları
49. sayfa: Abdülhak Hamit Tarhan Kimdir? makaleler.com
“ YÜCEL, B , ALA GÖRMEZ, A . SARS-Corona Virüsüne Genel Bakış.
49. sayfa: Direncin ve erdemin sesi Tevfik Fikret | Bilim ve Gelecek
Türkiye Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler Dergisi , 32-39 , 2019.
bilimvegelecek.com.tr
▪ ŞAHİN, İbrahim Sanatın ve Sanatkârın Alegorisi Olarak “Abdullah
49. sayfa: CENAB ŞAHABEDDİN - islamansiklopedisi.org.tr
Efendi’nin Rüyaları, Türk dili dergisi
49. sayfa: AHMED HÂŞİM - islamansiklopedisi.org.tr
▪ Kidega Yayınevi- Attila İlhan Biyografisi
50. sayfa: YAHYA KEMAL BEYATLI'NIN SES DÜNYASI - Konser
▪ DEMİR, Kübra Tevfik Fikret’in Resmindeki Şiir, Şiirlerindeki Resim,
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi yüksek Lisans çalışması 35. uskudarkultursanat.com
S.
50. sayfa: Ziya Gökalp'in İntihara Teşebbüsünün Nedenleri | 65. sayfa: E V V 3 L » Yeditepe Dergisi ve Sait Faik (1956)evvel.org
insanokur insanokur.org 65. sayfa: ESKI ESERLER eskieserler.net
50. sayfa: YURDAKUL, Mehmet Emin islamansiklopedisi.org.tr 66. sayfa: Dergi Çalışmaları mehmetakifinan.com
51. sayfa: NAZIM HİKMET - islamansiklopedisi.org.tr 66. sayfa: Lot No: 242 - Papirus Dergisi, Nazım Hikmet Özel Sayısı |
51. sayfa: Zamanı Yenen Bir Hülya Adamı: Ahmet Hamdi Tanpınar Vera Mezat veramezat.com
ozcekim.com.tr 66. sayfa: DİRİLİŞ islamansiklopedisi.org.tr
52. sayfa: KANIK, Orhan Veli - islamansiklopedisi.org.tr 66. sayfa: Acéphale on Twitter: "Büyük Şair İsmet Özel'in
52. sayfa: Necip Fazıl Kısakürek | Şiirce siir.me kurucusu olduğu ... twitter.com
53. sayfa: OKTAY ARAS - Asaf Halet Çelebi oktayaras.com 67. sayfa: dr.com.tr · Stokta
54. sayfa: Behçet Necatigil'in 15 Şiiri leblebitozu.com 67. sayfa: Şiir Atı Kitap 3 | Ürünler | Boyut Sahaf boyutstore.com.
54. sayfa: Ahmet Muhip Dıranas Kimdir - m.timeturk.com 67. sayfa: Poetika E- Dergi Sayı 3 by Poetika – issuu issuu.com.
54. sayfa: İsmet ... duzdunyamiz.com 67. sayfa: Haydar Ergülen, “Dergi Tefrikası”nın 2. bölümünde “Üç
55. sayfa: Dağlarca'nın halefi Gülten Akın mı?milliyet.com.tr Çiçek” ve ..varlikyayinlari.wordpress.com
55. sayfa: Atilla İlhan şiirlerinden dizeler hurriyet.com.tr 69- 73. Sayfa arası : Ortaöğretim Türk Dili ve Edebiyatı-11 Ders Kitabı,
Ekoyay. (Sayfa:69 Hürriyet Kasidesi ve şiir kapak resmi , sayfa 75’te
55. sayfa: Üstad Sezai Karakoç-tr.facebook.com
Kürsî-ui İstiğrak, 79. sayfa Mai Deniz şiiri , 82. Sayfa Elhan-ı Şita şiiri,
55. sayfa: Türk şiirinin "Uç beyi" İlhan Berk - IPA - International Press 87 sayfa Merdiven şiiri, 90. Sayfa Kar Musikileri, Seyfi Baba 93. Sayfa
Agencyipa.news Cenge Giderken, 100. Sayfa Çoban Çeşmesi)
56. sayfa: Cemal Süreya, aramızdan ayrılışının 30. yılında anılıyor 76 ve 77. Sayfa arası: Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı 12, İlke
..evrensel.net Yayınları, Fetih Marşı şiiri sayfa 98, .Gün Olur şiiri sy.103, Hayranlık
56. sayfa: Edip Cansever'siz 33 yıl… Usta şairin hayatı ve şiirleri - sy.105, Sevda Bir Ateş Buldu Sende sy. 107, Durma Susuzluğa
Kültür ... sozcu.com.tr 79 - 81 sayfa arası: Birazdan Gün Doğacak 107. Sayfa, Menziller 115
57. sayfa: Ece Ayhan:haberturk.com sayfa, Esenlik Bildirisi 118 sayfa, Nar 121 sayfa, Sonbahar Ayini 125.
61. sayfa: GENÇ KALEMLER - islamansiklopedisi.org.tr Sayfa, Güzelliğin On Par’etmez 127 sayfa, İstemem 127. sayfa
61. sayfa: Dergah'ın ilk sayısı yeniden basılıyor yenisafak.com 137. sayfa: Tragedya: İnsan Olmak oggito.com, Eski Yunan-Latin
Edebiyatı-Rönesans ve Klasisizm paragraftahiz.com
61. sayfa: Küçük Mecmua –wikiwand.com
138. sayfa: EURİPİDES, BAKKHALAR VE KADINLAR - Burçak Bozkurt -
61. sayfa: Hayat (dergi) – Vikipedi tr.wikipedia.org
Kirpi Edebiyat ... kirpiedebiyatdergisi.com
61. sayfa: Kadro Dergisi ve Kadrocular – Musings on
139. sayfa: Mefkuremiz: Gülen ve Ağlayan mefkuremiz.blogspot.com,
Communication and .. alparslannas.wordpress.c
Tiyatro maskeleri - Vektörel Clipart - Abali.ru abali.ru, Tiyatro mask
62. sayfa: Toprak Aylık Ülkü Dergisi ulkunet.com png 6 » PNG Image pngimage.net
62. sayfa: Yücel Dergisi arşivleri » Dergilerden, Filmlerden, 140. sayfa: tiyatro maskesi | Gaia Dergi gaiadergi.com
Kitaplardan akdogan.gen.tr
154. sayfa: 01.01.2014 tarihli Hürriyet gazetesi “Bu toprağın
62. sayfa: Yeni Adam 1934-1978,Sosyoloji Dergisi Aylık(Haftalık) evladıyım tabi ki Osmanlı'yı yazacağım” Elif Şafak söyleşi metni
Ankara ...peramezat.com
155. sayfa: Sait Faik Abasıyanık’ın Mark Twain Cemiyeti’ne fahri üye
62. sayfa: AĞAÇ - islamansiklopedisi.org.tr seçilmesi üzerine Yaşar Kemal’in onunla yaptığı röportajından bir
62. sayfa: Hisar Topluluğu » Bilgiustam bilgiustam.com bölüm Kaynak: Türkçe – Edebiyat Ders Etkinlikleri
63. sayfa: KÜLTÜR HAFTASI - islamansiklopedisi.org.tr 155. sayfa: Barış Manço ile Dünya Turu - Japonya Kyoto (1995
63. sayfa: E V V 3 L » Yeni Ufuklar Dergisi (1956) evvel.org Programındaki ...youtube.com, Türkiye'nin ilk gezgini: Barış Manço
ensonhaber.com, Temel Habercilik Terimleri edebiyatfatihi.net, 24
63. sayfa: Türk Düşüncesi 1953-1960,Edebi Dergi Aylık İstanbul
Mart 2020 Yurt gazetesi sürmanşet görüntüsü
Peyami Safa .. peramezat.com
165-167 sayfa: Taçsız Kral: Metin Oktay - Sporda Manşet
63. sayfa: ÇINARALTI DERGİSİ -SAYI 49 29 AĞUSTOS 1942 BASIM
spordamanset.com, fehmiuygar - Cem karaca # illüstrasyon #
nadirkitap.com.
illustrator # il tr.pinterest.com
64. sayfa: Türkiye'nin Arşivi on Twitter: "Mart 1945 Akbaba Dergisi
182. sayfa: Habertürk Türkiye’nin Nabzı “ program görüntüsü 26 Mart
"İnönü ... twitter.com
2020
64. sayfa: Varlık Dergisi Sayı:740 Mayıs 1969 KDA1297 - - Türkçe
184. sayfa: Münazara slideplayer.biz.tr
gokcekoleksiyon.com.
64. sayfa: Büyük Doğu - İDP - İslamcı Dergiler Projesi
katalog.idp.org.tr
64. sayfa: Ahvalimiz Markopaşa - evrensel.net Görsel Kaynakça Güncelleme Tarihi: 10.06.2020
65. sayfa: Yaprak Dergisi erişime açıldı dadakitap.com
65. sayfa: Maviciler » Bilgiustam bilgiustam.com