Professional Documents
Culture Documents
Deha İle Yalnizlik Arasinda Romanti̇k Bi̇r Sanatçi Caspar David Friedrich
Deha İle Yalnizlik Arasinda Romanti̇k Bi̇r Sanatçi Caspar David Friedrich
Fergana KOCADORU
Kütahya-2014
vi
T.C.
DUMLUPINAR ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
Resim Anasanat Dalı
Hazırlayan
Fergana KOCADORU
Tez DanıĢmanı
Yrd. Doç. Dr. Pelin AVġAR
Kütahya – 2014
vii
Kabul ve Onay
…../……/2014
Ġmza
Tez Jürisi
Kabul Red
Yemin Metni
Yüksek Lisans tezi olarak sunduğum “Deha ile Yalnızlık Arasında Romantik Bir
Sanatçı: Caspar David Friedrich” adlı çalıĢmamın, tarafımdan bilimsel ahlak ve
geleneklere aykırı düĢecek bir yardıma baĢvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım
kaynakların kaynakçada gösterilerden oluĢtuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmıĢ
olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.
19.06.2014
Fergana KOCADORU
ix
ÖzgeçmiĢ
1990 yılında EskiĢehir‟de doğdu. 1992 ile 1995 yılları arasında Avusturya
(Klagenfurt ve Viyana) ve Almanya‟da (Köln‟de), 2000 yılında Almanya Karlsruhe,
2001 yılında Ġsviçre Schaffhausen, 2002 yılında Münih, 2003 yılında Freiburg, 2004
yılında Viyana‟da bulundu. 2008 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi
Bölümünde eğitimine baĢladı. 2010 yılında Erasmus DeğiĢim Programı kapsamında 3
ay süreyle Viyana‟da bulunan ve sanat organizasyonları, sergi, müzecilik gibi etkinlikler
düzenleyen “Educult” adlı kuruluĢta staj yaptı. 2012 yılında Anadolu Üniversitesi‟nden
mezun oldu ve aynı yıl Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi‟nde
Resim Anasanat Dalı‟nda Yüksek Lisans Programı‟na baĢladı. 2013 yılında Eylül
ayından itibaren ise Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi‟nde ÖYP Asistanı
olarak görev yapmaktadır.
Katıldığı Sergiler:
1. EskiĢehir Haller Gençlik Merkezi Sergisi (Nisan 2009).
2. EskiĢehir TepebaĢı Sergi Evi Sergisi (Nisan 2010).
3. EskiĢehir Espark Sergisi (Aralık 2011).
4. EskiĢehir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Sergisi (Haziran 2012).
5. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Elemanları
ve Yüksek Lisans Öğrencilerinin Alanya Karma Sergisi (Mayıs 2013, Alanya)
x
ÖZET
KOCADORU, Fergana
Yüksek Lisans Tezi, Resim Anabilim Dalı
Tez DanıĢmanı: Yrd. Doç. Dr. Pelin AVġAR
Temmuz, 2014, 63 sayfa.
Anahtar kelimeler: 19. Yüzyıl, Almanya, Romantizm, Caspar David Friedrich, Doğa,
Deha, Yalnızlık, Alman Romantizmi.
xi
ABSTRACT
KOCADORU, Fergana
Master’s Thesis, Department of Paint Administration
Thesis Advisor: Assist. Prof. Dr. Pelin AVġAR
July, 2014, 63 pages.
The current study was developed out of the life and art works of Caspar David
Friedrich‟s who is one of the most prominent representatives of the German Romantic
Movement. The artworks of the artist were addressed with regards to Caspar David
Friedrich‟s pioneering role both for the German Romantic Movement and for the other
artistic eras, his superior artistic aspects beyond his era as well as his social isolation
form society and his solitude covered with genius. In this study, the artistic aspects and
artworks of Casper David Friedrich have been analyzed, who was born in the 18 th
century and produced work of art in the 19th century, and his artistic properties which
went above and beyond the artistic understanding of that German society have been
examined.
Caspar David Friedrich, as a pioneering artist of the German Romantic
Movement, substantially affected the German Romanticism and the art movements of
following eras. In his works, it is praiseworthy that, with his revolutionary method and
style, Friedrich always continued conveying thoughts, ideas, feelings and anticipations
in the form of drawings, patterns and symbols in his paintings to lead the societies
forward despite the agonies of being not understood by alienating from his society and
his era.
According to the findings of the present study, Caspar David Friedrich, who
opposed the French occupation of Germany, produced pieces of art with the ideal of
“great and united Germany” possessing an identity of “national artist”. By virtue of
never losing his national identity, while the other artists‟ works had all been destructed
during the Nazi era in Germany, Friedrich‟s works remained untouched.
This study presents conclusions about Friedrich‟s artistic personality on the basis
of the colors, patterns, perspectives, subjects and symbols in his paintings by analyzing
his artistic identity and works of art. The artist‟s effects and contributions to the German
Romantic Movement was examined, his pioneering role in several fields of art was
interpreted, his direct contributions to the modern and post-modern art were revealed by
means of portrayals.
Key Words: 19th Century, Germany, Romanticism, Caspar David Friedrich, Nature,
Genius, Solitude, the German Romanticism.
xii
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa
ÖZET................................................................................................................................ x
ABSTRACT .................................................................................................................... xi
ĠÇĠNDEKĠLER .............................................................................................................xii
GĠRĠġ ............................................................................................................................... 1
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
ALMAN ROMANTĠZMĠNĠN ÖZELLĠKLERĠ
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
CASPAR DAVĠD FRĠEDRĠCH
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
CASPAR DAVĠD FRĠEDRĠCH'ĠN SANATÇI KĠġĠLĠĞĠ
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
CASPAR DAVĠD FRĠEDRĠCH'ĠN TABLOLARINDAKĠ DĠĞER ÖRNEK
ÖĞELER
KAYNAKÇA ................................................................................................................. 59
DĠZĠN ............................................................................................................................. 63
xiv
RESĠMLER LĠSTESĠ
Sayfa
Resim 2.1: Otoportre, 1800, Siyah TebeĢir, 42x27,6 cm, Kopenhag Devlet Sanat
Müzesi, Danimarka. ...................................................................................... 20
Resim 2.2: Dağdaki Haç, 1807/1808, Yağlıboya, 115x110,5 cm, Dresden Devlet
Koleksiyonu, Almanya. ................................................................................ 21
Resim 2.3:Deniz Kıyısında KeĢiĢ, 1808-1810, Yağlıboya, 110x171,5 cm, Berlin Milli
Galeri, Almanya. ........................................................................................... 22
Resim 3.1: Özgürlük SavaĢçılarının Mezarları, 1812, Yağlıboya, 49,3x69,8 cm,
Hamburg Sanat Galerisi, Almanya.. ............................................................. 27
Resim 3.2: Arminius‟un Mezarı,1813/1814, Yağlıboya, 49,3x70,5, Bremen Sanat
Galerisi, Almanya. ........................................................................................ 28
Resim 3.3:Ormanda Kaybolan Fransız Askeri, 1813/1814, Yağlıboya, 65,7x46,7 cm,
Özel Koleksiyon ............................................................................................ 29
Resim 3.4: Yelkenlide, 1819 yılları, Yağlıboya, 71x56 cm, St.Petersburg, Ermitaj
Müzesi, Rusya….. ......................................................................................... 31
Resim 3.5: Rügen TebeĢir Kayalıkları, 1818, Yağlıboya, 90,5x71 cm, Winterthur Oskar
Reinhart Vakfı Koleksiyonu, Ġsviçre............................................................. 32
Resim 3.6: Ġki Erkek Aya Bakarken, 1819/1820‟li Yıllar, Yağlıboya, 35x44 cm,
Dresden Devlet Koleksiyonu, Almanya. ....................................................... 33
Resim 3.7: Sabah, 1820/1821, Yağlıboya, 22x30cm, Hannover AĢağı Saksonya Eyalet
Müzesi, Almanya. ......................................................................................... 34
Resim 3.8: Öğle, 1822, Yağlıboya, 22x30, Hannover AĢağı Saksonya Eyalet Müzesi,
Almanya.........................................................................................................35
Resim 3.9: Öğleden sonra, 1822, Yağlıboya, 22x31 cm, Hannover AĢağı Saksonya
Eyalet Müzesi, Almanya. .............................................................................. 35
Resim 3.10: AkĢam, 1820/1821, Yağlıboya, 22,3x30,8 cm, Hannover AĢağı Saksonya
Eyalet Müzesi, Almanya. .............................................................................. 36
Resim 3.11: Gemi ve Sis, 1820‟li Yıllar, 22,5x30,8 cm, Köln Wallraf-Richartz Müzesi,
Almanya. ....................................................................................................... 37
Resim 3.12: Sıradağlarda Sabah, 1822/1823, Yağlıboya, 135x170 cm, St. Petersburg
Ermitaj Müzesi, Almanya. ............................................................................ 37
xv
Resim 3.13: Buz Denizi, 1823/1824, Yağlıboya, 96,7x126,9 cm, Hamburg Sanat
Müzesi, Almanya. ........................................................................................ 38
Resim 3.14: Denizde Doğan GüneĢ, 1826, Sephia ve Karakalem, 18,7x26,6 cm,
Hamburg Sanat Müzesi, Almanya. ............................................................... 39
Resim 3.15: Mezarlık GiriĢi, 1825, Yağlıboya, 143x110 cm, Dresden Devlet
Koleksiyonu,Almanya. .................................................................................. 40
Resim 3.16: Mezarlık Kapısı, 1825-1830, Yağlıboya, 31x25,2 cm, Bremen Sanat
Müzesi, Almanya .......................................................................................... 41
Resim 3.17: Karlar Altında Mezarlık, 1826, Yağlıboya, 31x25,3 cm, Leipzig Güzel
Sanatlar Müzesi, Almanya ............................................................................ 42
Resim 3.18: Dağlık Bir Nehir Yatağı (Gündüz Versiyonu), 1830-1835 Yılları Arasında,
ġeffaf Kağıt Üzerine KarıĢık Teknik, 76,8 x127 cm, Kassel Devlet Müzesi,
Almanya ........................................................................................................ 43
Resim 3.19: Dağlık Bir Nehir Yatağı (Gece Versiyonu), 1830-1835 Yılları Arasında,
ġeffaf Kağıt Üzerine KarıĢık Teknik, 76,8x127 cm, Kassel Devlet Müzesi,
Almanya ........................................................................................................ 43
Resim 3.20: Ay IĢığında Gemi Enkazı, 1835 Yıllarında, Yağlıboya, 31,3x42,5 cm,
Berlin Milli Galeri, Almanya. ....................................................................... 44
Resim 3.21: Yanmakta Olan Neubrandenburg (Ya da Neubrandenburg‟ta GüneĢin
DoğuĢu), 1835 Yıllarında, Yağlıboya, 72,2x101,3 cm, Hamburg Sanat
Müzesi, Almanya. ......................................................................................... 45
Resim 3.22: Vincent Van Gogh, Bulutlu Gökyüzü Altında Buğday Tarlası, 1890,
Yağlıboya, Amsterdam Vincent Van Gogh Müzesi
Hollanda…………….................................................................................... 46
Resim 3.23: Caspar David Friedrich, Mezar, Tabut ve BaykuĢlu Manzara, 1836/1837,
Sephia ve Karakalem, 38,5x38,3 cm, Hamburg Sanat Müzesi,
Almanya.........................................................................................................46
Resim 4.1: Caspar David Friedrich, Harabeler, 1825, Karakalem, Çini Mürekkebi ve
Suluboya, 17,8x22,9 cm, Schweinfurt Dr. Georg Scheafer Koleksiyonu,
Almanya……………………………………………………………………48
Resim 4.2: MeĢe Ormanındaki Yıkık Kilise, 1808-1810, Yağlıboya, 110,4x171cm,
Berlin Milli Galeri, Almanya ........................................................................ 48
xvi
Resim 4.3: Ernst Ferdinand Oehme, KıĢ Ortamında Katedral, 1831, Yağlıboya,
127x100 cm, Dresden Devlet Koleksiyonu,
Almanya………………………………………………………………...…49
Resim 4.4: Kargalı Ağaç, 1822 Yıllarında, Yağlıboya, 54x71 cm, Paris Louvre Müzesi,
Fransa. ........................................................................................................... 51
Resim 4.5: Ay IĢında Deniz, 1830-1835 Yıllarında, Yağlıboya, 25,2x31,2 cm, Leipzig
Güzel Sanatlar Müzesi, Ġsviçre. .................................................................... 52
Resim 4.6: Kayalıklardaki Uçurum, 1822/1823, Yağlıboya, 94x74 cm, Viyana
Belvedere Sarayı, Avusturya. ........................................................................ 53
Resim 4.7: Kar Manzarası, 1811, Yağlıboya, 33x46 cm, Schwerin Devlet Müzesi,
Almanya. .............................................................................................. …….54
Resim 4.8: AkĢam Manzarası ve Ġki Adam, 1830-1835 Yılları Arasında, Yağlıboya,
25x31 cm, St. Petersburg Ermitaj Müzesi,
Rusya……………………………………………………………………....55
Resim 4.9: Balkondaki Ġki Kız KardeĢ, 1820 Yılları, Yağlıboya, 74x52 cm, St.
Petersburg Ermitaj Müzesi, Rusya. ............................................................... 57
xvii
Fergana KOCADORU
xviii
TEZ METNĠ
1
GĠRĠġ
koyarak saf aklı eleĢtirmiĢler; her Ģeyin sadece akılla çözülemeyeceğini, duygu olmadan
ve güzellik karĢısında insanları etkilemeden, onu hissetmeden var olmalarının anlamsız
ve yersiz olacağı fikrini tüm eserlere yansıtmıĢlardır.
Ünlü Alman Ģair Heinrich Heine‟den Alman Milli MarĢını kaleme alan
Hoffmann von Fallersleben‟e kadar birçok sanatçı „‟BirleĢmiĢ Almanya‟‟ idealini
3
Ģiirlerinde dile getirmiĢlerdir. Alman siyasi tarihinin belki de en zor ve ağır yıllarını
oluĢturan bu dönemde merkezi bir otorite olmadığı için eyaletlerin temsil ettiği çok
parçalı bir devlet görüntüsü vardır. Fransa‟da olduğu gibi tek bir merkezi devleti yoktur;
onlarca küçük prenslikler ve eyaletlerden oluĢan bu parçalı Almanya manzarası hep
“Büyük Almanya” hayallerini körüklemiĢtir. Bu büyük hayal yüzünden Almanya tarihte
hep büyük olma düĢüncesi ile önce 1914 Birinci Dünya SavaĢı‟na sonra da Hitler‟in
ortaya çıkıĢına sebep olmuĢtur. Yahudi kökenli Heinrich Heine Ģiirlerinde bu “Büyük
Almanya‟nın” olası tehlikelerini sezerek alaycı bir ifade ile herkesi uyarırken, baĢka
sanatçılar da, o dönemin etkisinde kalarak, Almanya‟ya ait motifleri aktarmakta bir
sakınca görmemiĢlerdir (Kocadoru, 1993: 94-96).
Öncü ve deha bir sanatçı olarak tanımlanan Caspar David Friedrich halk
tarafından anlaĢılamamıĢtır. Sanatçıyı en çok anlayan, burs vererek destekleyen ve
eserlerini öven ünlü Alman Ģair, yazar ve bilim adamı Johann Wolfgang von Goethe
olmuĢtur (Aytaç, 1991: 60). Goethe çağının ötesinde fikirleri sayesinde sanatçının
çalıĢmalarını anlamakta zorluk çekmemiĢtir (Erche, 2007: Artikel).
Ġlgili AraĢtırmalar
19. yüzyıl Alman Romantizmi (ve ona bağlı olarak da ele alınan Modernizm)
ile ilgili Türkiye‟de yapılmıĢ araĢtırmalar Ģöyle sıralanabilir:
ÇağdaĢ sanat alanında ise Turani (1998), “ÇağdaĢ Sanat Felsefesi” adlı
kitabında modern sanatın ortaya çıkıĢıyla ilgili demokratik parlamenter sistemin
önemine değinerek, oluĢan yeni dönemde bireyin yalnızlığına ve uygarlıktan kaçıĢ
eğilimine değinmiĢtir. Bu süre içersinde sanattaki somuttan-soyuta, sonra da soyuttan
figürsüzlüğe giden yolun ana noktalarına vurgular yaparak, bu yolda sanatçıya düĢen
görevleri analiz etmiĢtir.
Beksaç (1995), “Avrupa Sanatına GiriĢ” adlı kitabında belki de birçok sanat
tarihçisinin sorup da, cevabını bulamadığı soruyu cevaplamıĢ gibidir. Ona göre
Romantik dönemin en etkin olduğu ülke Fransa‟dan ziyade Almanya‟dır. Beksaç
kitabında Romantik ekolden gelen diğer ülke sanatçılarına geniĢ yer vererek,
Romantizmin kendi içindeki büyük dayanıĢmayı gözler önüne sermektedir.
Farthing (2012), “Sanatın Tüm Öyküsü” adlı çok kapsamlı araĢtırmasında tarih
öncesinden günümüze kadar sanatın tüm geliĢmelerini ele almıĢ ve örneklendirmiĢtir.
Resimlerin odak noktalarından perspektife, sanatçıların profillerinden tarihi ve
toplumsal geliĢmelerin sanata etkilerine kadar gerek sanatçıları, gerekse eserlerini çok
detaylı bir Ģekilde analiz etmiĢtir.
Amaç
Önem
Romantiklerin ideal insan, ideal çevre, ideal devlet hayalleri Caspar David
Friedrich‟in eserlerine kurgusal motifler olarak yansımıĢtır. Onun ayrıca Ģeffaf kağıda
resim yaparak, bunu müzikle birleĢtirmeye çalıĢması film kültürünün baĢlangıcı bile
sayılabilir. Ayrıca sanatçının kurgusal motiflerinin neredeyse yapı bozucu özellikte
olduğu düĢünüldüğünde, Caspar David Friedrich bu akımın öncüsü ve postmodernizmin
ilk temsilcileri içersinde yer aldığı söylenebilir. Konu bu yönüyle orijinalite taĢıdığı
düĢünülerek araĢtırılmaya ve yorumlanmaya değer bulunmuĢtur.
Sınırlılıklar
Yöntem
yaklaĢımlarıdır. AraĢtırmaya konu olan olay, birey ya da nesne, kendi koĢulları içinde
tanımlamaya çalıĢılır (Karasar, 1994: 77).
Tanımlar
Romantik: Ġnsan ruhu ile doğa arasında doğrudan bir bağ kuran ve Tanrısal
olanı doğada arayarak makineleĢen dünyadan kaçan bir insan modelidir. Mevcut
sistemden uzaklaĢarak tepki olarak yeni mekanlar arayan, var olan yapıyı farklı
yorumlayan, geçerli sistem içerisinde rahatsız olan ve bu rahatsızlığını kalbine gömerek
yalnızlığı tercih eden kiĢidir.
11
Fergana KOCADORU
12
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
1.1.TOPLUMSAL GELĠġMELER
Sanatçılar ise bu özgür ortam içerisinde yer almıĢ, önceleri sipariĢ usulü
çalıĢırlarken için kimin için, hangi eseri ve bunun karĢısında maddi olarak neler
alabileceklerini az-çok biliyorlardı, ancak içinde bulundukları bu yeni ortamda
belirsizliğin tam ortasına düĢmüĢlerdir. En saf haliyle bir piyasa sisteminde ise yazarlar,
ressamlar ve besteciler önce üretim yapmıĢlar, daha sonra da genellikle bir satıcı ya da
ajans aracılığıyla eserlerini üç aĢağı beĢ yukarı anonim alıcılara satma iĢine
giriĢmiĢlerdir (Shiner, 2010: 179). Bu noktadan bakıldığında, sanatçı eser üretmede;
14
konu ve motif belirlemede özgür gibi görünse de, kendisinin istediğinden çok piyasaya
göre eser verme zorunluluğunda kalmıĢtır.
Artık doğanın gizemini ve sırlarını ortaya koyacak insan dili yetersiz kaldığı
için yeni bir dil ihtiyacı ortaya çıkmıĢtır. Doğanın gizemini anlatmak, doğanın dilini
çözmek için herkesin öğrenmesi ve herkesin bilmesi gereken, normal dilin dıĢında bir
dil geliĢtirilmedir fikri gündeme gelmiĢtir. Bu tür yaklaĢımlar her türlü alıĢkanlıkların
ve kavramların sorgulanması demekti. Dinden dile, mitolojiden Ģiire kadar her Ģey
değiĢime uğramalıydı. Zoraki olmayan, doğal olan her olgu değerliydi. Halk türküleri,
masallar, masum çocuklar ve frenleyemeyeceğimiz rüyalarımız hem gerçek, hem de
doğaldı, o yüzden çok değerliydiler. Bütün bu öğeler Romantik sanatın ana hatlarına
yön vererek, onu Ģekillendirmektedirler (Altenburger ve Hamann, 2003: 168).
(Fischer, 2010: 59). Romantiklere göre sanat insanlığın yitirdiği saflığı yeniden
kazanmasını ve insanın doğa ile kültüre aynı anda sahip olmasını sağlayan bir araç
niteliğindedir (Hauser, 2006: 106). Sanat, insanın kötülüğe karĢı koyabileceği tek araçtır
ve neredeyse dinin iĢlevini yerine getirebilecek kadar yüce ve kutsaldır: Bestecilik,
yazarlık ve ressamlık öyle sıradan meslekler değil, tıpkı dinde olduğu gibi kiĢinin
kendisini feda etmesini gerektiren yüce uğraĢlardır (Shiner, 2010: 268).
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
Resim alanında aldığı derslerin sonucu olarak Caspar David gerek yakın
çevresinin, gerekse hocalarıyla birlikte yaptığı doğa yürüyüĢlerinin ürünü olarak birçok
eskiz ve taslak hazırlamıĢtır. Caspar David Friedrich‟in sanatının akademik boyutta
19
Resim 2.1: Caspar David Friedrich, Otoportre, 1800, Siyah TebeĢir, 42 x 27,6 cm,
Kopenhag Devlet Sanat Müzesi, Danimarka.
Friedrich, sanata ve doğaya Goethe gibi bakmamıĢtır. Goethe doğayı daha çok
keĢfedilmesi gereken bilimsel bir inceleme alanı olarak görmüĢ, Friedrich ise doğayı
duyguların yansıması olarak tanımlamıĢ ve doğaya bilimsel ve teknik açıdan
bakılmasını benimsememiĢtir. Sanatçı doğayı önce ruhunda görmüĢ, sonra onu
resimlerine aktarmıĢtır. Weimar‟daki sanat ve düĢün çevreleri, Friedrich‟in sadece
gördüğünü değil, görmediğini de tablolarına aktarması sebebiyle sanatçıya "düĢünen
sanatçı" lakabını takmıĢlardır (Noll, 2006: 8). Bütün bunları yaparken Friedrich genelde
doğadan motifler, ağaçlar ve Ortaçağ kalıntılarını o yıllarda Avrupa‟da çok yaygın olan
"sephia tekniği" ile resimlemiĢtir. Sanatçıyı ünlü yapan ve neredeyse çok kısa sürede
tanınmasını sağlayan çalıĢması ise "Dağdaki Haç" tablosu olmuĢtur (Resim 2.2).
21
Resim 2.2: Caspar David Friedrich, Dağdaki Haç, 1807/1808, Yağlıboya, 115x110,5
cm, Dresden Devlet Koleksiyonu, Almanya.
Tabloyu 1808 yılında yaptıktan sonra kendisi baĢka bir Ģehre gitmiĢtir, ancak
kendisi orada olmasa da tabloya hayran olanlar ve olmayanlar arasında büyük
tartıĢmalar yaĢanmıĢtır (Eisenlöffel, 2004: 33).
“Dağdaki Haç” isimli bu resim Ġsveç Kralı IV. Gustav Adolf için
hazırlanmıĢtır. O tarihlerde Almanya‟nın Kuzey bölgeleri, Ġsveç sınırları içerisinde yer
almakta ve Ġsveç Kralı herkesin nefret ettiği Napoleon Bonapart‟ı yenebilecek tek kral
olarak düĢünülmektedir (Eisenlöffel, 2004: 35). Ġsveç Kralı için hazırlanan resim, kralın
yenilgiye uğrası sonucu Thun und Hohenstein prensesine hediye edilmiĢ ve daha sonra
da Tetschen Ģehrindeki kilisenin mihrabına yerleĢtirilmesi uygun bulunmuĢtur. Resmin
en önemli özelliği "dini motifli manzara" resmi olmasıdır (Jensen, 1999: 75). Bugün
bile bir tartıĢma konusu olan bu resim; hukukçu, Ortaçağ eleĢtirmeni ve sanat
eleĢtirmeni olan Friedrich Ramdohr tarafından "Artık dini duygularımızı manzara
resimlerine mi alet edeceğiz? Tabloların kilise mihraplarında ne iĢi var?" gibi yorumlara
maruz kalmıĢtır (Noll, 2006, s.28). Bununla birlikte sanatseverler ve uzmanlar
tarafından tablonun öncü, yeni ve sanat alanında devrim niteliğinde olduğu fikrinde
birleĢtikleri görülmüĢ ve resimde ilk defa "yapay perspektifli" doğa yansıması yerine
22
haç, çam ağacı ve kayalık bir tepe ile çok az görsel materyallerle, çok yoğun duyguların
ifadesinin sağlandığı yorumu ortaya atılmıĢtır (Noll, 2006: 29).
Friedrich‟in bu ilklerden olan yağlı boya tablosu ile ilgili soru iĢaretleri hiç
eksik olmamıĢtır. O zamanların oldukça dindar ortamında Ġsa‟yı çarmıhta yandan
çizmesi, neredeyse insanlara sırtını dönmesi; yapılan haçın dağın tepesinde, turistik bir
unsur gibi sergilenmesi, üstelik ahĢap görünümünden uzak, neredeyse metalden
yapılmıĢ haliyle aktarılması, insanların tüm dini ve doğa ile ilgili algılarını alt üst
etmiĢtir (Gassner, 2007: 33). Friedrich resim için Ģunları vurgulamıĢtır: Dağın
tepesinde, etrafı hep yeĢile bürünmüĢ çam ağaçlarının çevrelediği haç vardır. GüneĢ
batmaktadır ve batan güneĢin son ıĢıkları pırıl pırıl haçı aydınlatmaktadır (Wolf, 2007:
29).
Resim 2.3: Caspar David Friedrich, Deniz Kıyısında KeĢiĢ, 1808-1810, Yağlıboya,
110x171,5 cm, Berlin Milli Galeri, Berlin.
“Deniz Kıyısında KeĢiĢ” adlı resimde gökyüzü konu edilmiĢtir. Yer ve göğün
birbirine kavuĢtuğu bir görsellikte sembolik olarak yer verilen keĢiĢ, yeryüzündeki
insanoğlunun dini amaçla bile olsa, gökyüzü ve evren karĢısındaki zayıflığını, faniliğini
ve ne kadar kudretsiz olduğunu gözler önüne sermektedir. Ünlü Alman yazar Kleist
1810 yılında resim hakkındaki düĢüncelerini “Ġnsan bu resme bakarken sanki
gözkapakları kesikmiĢ gibi bakıyor, çünkü sınır diye bir Ģey yok” cümlesiyle ifade
etmiĢtir (Eisenlöffel, 2004: 38). Bu resimde doğaya getirilen dini yorum aslında tam da
Romantizmin ruhuna uymaktadır. Bütün bu karmaĢa içerisinde, yeni geliĢmeler ve
belirsizliğin ortasında kalmıĢ olan birey, artık kendi ruhuna ve duygularına yön
vermekte ve doğa aracılığı ile Tanrıya ulaĢmaktadır. Artık doğa, tanrısal olanla erimiĢ
ve onunla bir olmuĢtur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Friedrich‟in tablosunda mezarların karanlık ve kasvetini aĢan tablonun alt kısmında yer
alan ve sonsuz hayatı sembolize eden yeĢilin her türlü tonunu görmek mümkündür.
Arka planda yer alan kuru ve cansız kayalığa karĢın, yatay olarak yer alan yeĢil ve
yeĢilin üzerinde açan beyaz çiçekler geleceğe olan inancın ve zaferin simgesi olarak
betimlenmiĢtir. Tablonun ortalarında yer alan kurumuĢ dallar ise ölümü
çağrıĢtırmaktadır.
habercisi gibidir. Bu resimde Fransız askeri için bütün yollar ölüme çıkmaktadır.
Ormandaki ağaçların diplerinde yer alan kızıllık ve parlaklık ise Almanya için umudun
ve gelecek parlak günlerin habercisi niteliğindedir.
Resim 3.3: Caspar David Friedrich, Ormanda Kaybolan Fransız Askeri, 1813/1814,
Yağlıboya, 65,7x46,7 cm, Özel Koleksiyon
benimsemiĢ, yapı itibariyle her türlü baskı, otorite ve dayatmaya karĢı gelmiĢtir. 1814
yılında bir mektupta düĢüncelerini Ģöyle aktarmıĢtır: “Soyluların uĢağı olduğumuz
sürece değiĢen bir Ģey olmayacaktır” (Wolf, 2007: 45). Ruhen ve mental olarak
haksızlığa karĢı çıkan Friedrich bu çizgisini hep korumuĢtur.
Resim 3.4: Caspar David Friedrich, Yelkenlide, 1819 yılları, Yağlıboya, 71x56 cm, St.
Petersburg, Ermitaj Müzesi, Rusya.
Sanatçının kendisini ve eĢini yine aynı resimde aktardığı diğer bir eser de
“Kreidefelsen auf Rügen” (Rügen TebeĢir Kayalıkları) adlı resimdir (Resim 3.5). Bu
çalıĢma Friedrich ve eĢi Caroline ile evliliklerinin ilk balayı günlerinde yapılmıĢtır.
Bugünkü anlamda belki yoğun bir turizm anlayıĢı yoktur fakat Romantizm dönemi aynı
31
zamanda modern anlamda gezi ve gezme eyleminin günlük hayata girmeye baĢladığı bir
dönemdir. EĢi ile Rügen adasına yaptığı gezi sırasında modern gezi kültürünün en güzel
örneklerinden birini sunan Friedrich, ağaç dallarıyla çevrelediği tablosuna bir kalp
Ģeklini vermiĢtir. Ağaçların dalları sanki bu kalbin damarları gibidir. "V" Ģeklinde bir
plana sahip resme izleyici, sanki bir pencereden bakmaktadır (Brilli, 1997: 66).
Resim 3.5: Caspar David Friedrich, Rügen TebeĢir Kayalıkları, 1818, Yağlıboya,
90,5x71 cm, Winterthur Oskar Reinhart Vakfı Koleksiyonu
3.3. DEĞĠġĠM
Resim 3.6: Caspar David Friedrich, Ġki Erkek Aya Bakarken, 1819/1820, Yağlıboya,
35x44 cm, Dresden Devlet Koleksiyonu, Dresden.
Resim 3.7: Caspar David Friedrich, Sabah, 1820/1821, Yağlıboya, 22x30cm, Hannover
AĢağı Saksonya Eyalet Müzesi, Almanya.
aktarılmıĢtır (Resim 3.10). Etrafı kaplayan kahverengi toprak renginin sembolik anlamı
ise ölümdür.
Resim 3.8: Caspar David Friedrich, Öğle, 1822, Yağlıboya, 22x30, Hannover AĢağı
Saksonya Eyalet Müzesi.
Resim 3.9: Caspar David Friedrich, Öğleden Sonra, 1822, Yağlıboya, 22x31 cm,
Hannover AĢağı Saksonya Eyalet Müzesi.
Resim 3.10: Caspar David Friedrich, AkĢam, 1820/1821, Yağlıboya, 22,3x30,8 cm,
Hannover AĢağı Saksonya Eyalet Müzesi
Resim 3.11: Caspar David Friedrich, Gemi ve Sis, 1820‟li Yıllar, 22,5x30,8 cm, Köln
Wallraf-Richartz Müzesi
3.4. HASTALIK
1823-1824 yıllarında yapılan "Das Eismeer" (Buz Denizi) resmi 19. yüzyılı
özetler niteliktedir (Resim 3.13). Resimde keskin buz kütleleri arasına sıkıĢarak
parçalanmıĢ olan gemi, insanları ileriye, güzel günlere ve aydınlık geleceğe taĢıyacak
olan gemi motifidir. Ancak resimdeki bu gemi insana hayat Ģansı tanımayan buza, kara
ve ölüme teslim olmuĢ gibi görünmektedir (Wolf, 2007: 74).
37
Resim 3.13: Caspar David Friedrich, Buz Denizi, 1823/1824, Yağlıboya, 96,7x126,9
cm, Hamburg Sanat Müzesi.
Resim 3.14: Caspar David Friedrich, Denizde Doğan GüneĢ, 1826, Sephia ve
Karakalem, 18,7x26,6 cm, Hamburg Sanat Müzesi, Almanya.
3.5. ÖLÜM
3.15: Caspar David Friedrich, Mezarlık GiriĢi, 1825, Yağlıboya, 143x110 cm,
Dresden Devlet Koleksiyonu.
1825-1830 yılları arasında, ölüm konusunu ele alan diğer bir resim ise “Das
Friedhofstor” (Mezarlık Kapısı) adlı resimdir (Resim 3.16). Resmin ön bölümünde
yerde parçalanmıĢ beden gibi duran çimen toprak karıĢımı bir yeĢillik göze
çarpmaktadır. Yamuk duran ve derme çatma tahtalardan yapılmıĢ olan mezarlık kapısı
ve onu içine alan büyük duvar neredeyse yıkılmak üzeredir. Arka planda yer alan büyük
kilise kulesinin neredeyse olup bitene olan kayıtsızlığı ve uzaklığı dikkat çekmektedir.
Burada tüm yollar çürümeye ve ölüme çıkmaktadır (Manteufel, 1993: 11). Yarı bulutlu
ve açık gökyüzü az da olsa umut vermektedir. Mezarlık kapısını çevreleyen duvarın
artık yıkılmaya yüz tutması ve duvarın üzerinde bitkilerin, çiçeklerin yeĢermesi aslında
geleceğe ve yaĢama azmine olan inancın ifadesidir. ġartlar nasıl geliĢirse geliĢsin
sanatçı, bu kötü günlerin bir gün biteceğine inanmıĢ gibi görünmektedir.
40
Resim 3.16: Caspar David Friedrich, Mezarlık Kapısı, 1825-1830, Yağlıboya, 31x25,2
cm, Bremen Sanat Müzesi.
Mezarlık ve ölüm konulu diğer bir resim de 1826 tarihli “Friedhof im Schnee”
(Karlar Altında Mezarlık) isimli eserdir (Resim 3.17). Diğer mezarlık resimlerinden
farklı olarak bu resimde kar ve soğuk eserin tamamını kaplamıĢtır. Ön planda yer alan
açık mezar bu gelip geçici dünyadan göçmüĢ birini beklemektedir. Daha önceki
resimlerde yaĢama sevincinin ve umudun sembolü olan çiçekler Ģimdi kar ve soğukla
bütünleĢmiĢlerdir. Kapılarını yitirmiĢ mezarlık duvarı ölüme açılan bir pencere gibidir.
Mezarların boynu bükük ve bakımsız hali, artık hiçbir değerin kalmadığını, ölülere bile
saygının olmadığını göstermektedir. Ölüm konusunu iĢleyen bu resim, Friedrich‟in
kendisi, kendi zamanı ve kendi ruh dünyasıyla hesaplaĢmasının bir yansımasıdır
(Cömert, 2007: 401). Bu resimler etrafındaki dünyadan umudunu yitirmekte olan
Friedrich‟in ruh halinin ifadesidir. Eserleri aranmayan, sergilerde yer alsa da,
satılmayan, kimsenin arayıp sormadığı aykırı bir sanatçının kaderini Friedrich
yaĢamıĢtır. Ancak sanatçı bu karanlık devrin kendi kendini yok edeceğini de bilgece bir
tavırla söyle belirtmektedir: “… bu devrin kendi ürününü yok edeceği umuduyla
yaĢıyorum…” (Eisenlöffel, 2004: 50).
41
Resim 3.17: Caspar David Friedrich, Karlar Altında Mezarlık, 1826, Yağlıboya,
31x25,3 cm, Leipzig Güzel Sanatlar Müzesi, Almanya.
Friedrich 1830‟lu yıllarda kendi sorunlarıyla baĢ baĢa kalmıĢ ancak her Ģeye
rağmen eserler üretmeye devam etmiĢtir. Sanatçıya destek olmak, ona yardım etmek
isteyen el oldukça uzaklardan, Rusya‟dan gelmiĢtir. Rusya‟nın taht varisi olan
Aleksander 1830 yılında Casper David‟e dört Ģeffaf resim sipariĢi vermiĢtir ve sanatçı
1830 ile 1835 yıllarında bu dört resmi tamamlamıĢtır (Wolf, 2007: 88). Bu resimlerin
özelliği arka plandan verilecek olan ıĢığa göre resimlerin üzerindeki motiflerin
değiĢmesidir. Friedrich‟in yaptığı resimlerden sadece ikisi günümüze kadar
kalabilmiĢtir. Bunlar "Gebirgige Flusslandschaft Tagversion" (Dağlık Bir Nehir Yatağı
Gündüz Versiyonu) ve "Gebirgige Flusslandschaft Nachtversion" (Dağlık Bir Nehir
Yatağı Gece Versiyonu) adlı resimlerdir (Resim 3.18), (Resim 3.19).
42
Resim 3.18: Caspar David Friedrich, Dağlık Bir Nehir Yatağı (Gündüz Versiyonu),
1830-1835 Yılları Arasında, ġeffaf Kağıt Üzerine KarıĢık Teknik, 76,8
x127 cm, Kassel Devlet Müzesi.
Dağlık Bir Nehir Yatağı adlı resmin gece versiyonundaki doğanın ihtiĢamı
olağanüstüdür. Kızıla bürünmüĢ gökyüzü etrafta olan dağları, dereleri ve tepeleri mistik
bir hava içerisinde betimlenir. Sanatçı bu Ģeffaf kağıtlara yaptığı resimlerle hiç kimsenin
o güne kadar yapmadığı bir Ģeyi denemiĢ ve böylece film, sinema, animasyon
alanlarının temellerini atmıĢtır. Sanatçının bu yeniliklerinin anlaĢılamaması çok
doğaldır, çünkü O‟nun kendi çağının ve zamanının çok ötesinde yaĢadığı düĢünülür
(Wolf, 2007: 79) (Resim 3.19).
Resim 3.19: Caspar David Friedrich, Dağlık Bir Nehir Yatağı (Gece Versiyonu), 1830-
1835 Yılları Arasında, ġeffaf Kağıt Üzerine KarıĢık Teknik, 76,8x127 cm, Kassel
Devlet Müzesi, Almanya.
3.7. YALNIZLIK
Resim 3.23: Vincent Van Gogh, Bulutlu Gökyüzü Altında Buğday Tarlası, 1890,
Yağlıboya, Amsterdam Vincent Van Gogh Müzesi, Hollanda.
1837 yılında geçirdiği ikinci bir felç ile ölüme bir adım daha yaklaĢan
Friedrich‟in o yıl yapmıĢ olduğu "Landschaft mit Grab, Sarg und Eule" (Mezar, Tabut
ve BaykuĢlu Manzara) adlı resim sanatçının ölüme ne kadar yaklaĢtığının bir göstergesi
niteliğindedir (Resim 3.24). Resmin tam ortasında yer alan tabut ve üzerindeki baykuĢ,
taze açılan mezarın yanında bulunan kürekler tabuta ve mezara girecek olanı
beklemektedirler. Etrafta çiçek, ağaç ya da doğal güzellik yerine sadece deve
dikenlerinin olması düĢündürücüdür. Ġsa peygamber çarmıha gerilirken baĢına dikenden
bir taç konması ile Friedrich‟in mezarının kenarında deve dikeni olması, sanatçının
kendisine olan bakıĢını da yansıtmaktadır. Tablodaki gerçeküstü halde resmedilmiĢ olan
ölümün sembolü baykuĢ adeta bir ölüm meleği gibi izleyiciyi ĢaĢırtmaktadır (Yılmaz,
2006: 17).
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
4.1.HARABELER
Resim 4.1: Caspar David Friedrich, Harabeler, 1825, Karakalem, Çini Mürekkebi ve
Suluboya, 17,8x22,9 cm, Schweinfurt Dr. Georg Scheafer Koleksiyonu,
Almanya.
Resim 4.2: Caspar David Friedrich, MeĢe Ormanındaki Yıkık Kilise, 1808-1810,
Yağlıboya, 110,4x171cm, Berlin Milli Galeri, Almanya.
Ernst Ferdinand Oehme‟in 1823 yılında yapmıĢ olduğu “Dom im Winter” (KıĢ
Ortamında Katedral) resminde, neredeyse Friedrich‟in yıkık kilise duvarına objektif
yaklaĢtırdığı ve resmin bu parçasını bire bir olarak kendi tablosuna aktarmıĢ olduğu
düĢünülür (Wolf, 2007: 35) (Resim 4.2) (Resim 4.3) . Romantizmin ve Romantiklerin
baĢlattıkları yenilik ve farklılık tohumları hemen filizlenmese de, yıllar sonra onların
ortaya attıkları fikirler geliĢerek yeni akımların ve felsefi düĢüncelerin temellerini
oluĢturmuĢlardır.
Resim 4.3: Caspar David Friedrich, Ernst Ferdinand Oehme, KıĢ Ortamında Katedral,
1821, Yağlıboya, 127x100 cm, Dresden Devlet Koleksiyonu.
karga sürüleri ve kurumuĢ dallar, kullanılan koyu ve toprak rengi tonlar tüm yolları
ölüme çıkarmaktadır. Sadece, aydınlık ve hala kızıl gökyüzü az da olsa umut ıĢığı
saçmaktadır. Amaç, insana nasıl çeliĢkilerle dolu bir dünyada yaĢadığını hatırlatmak ve
yaĢamla ölümün birbirine ne kadar yakın olabileceklerini göstermektir.
Resim 4.4: Caspar David Friedrich, Kargalı Ağaç, 1822 Yıllarında, Yağlıboya, 54x71
cm, Paris Louvre Müzesi, Fransa.
küçücük ve silik göstermiĢtir. Küçücük bir siluet olan keĢiĢ daracık bir toprak parçasının
üzerinde durur ve ondan sonra uçsuz bucaksız denizle sınırsız gökyüzünden baĢka bir
Ģey yoktur. KeĢiĢ, bize doğa güçlerinin ortasındaki insan varlığını ve önemsizliğini
anımsatmak, peyzajın maddi boyutunu göstermek ya da onun tinsel boyutunu sezdirmek
için oradadır (Pillement, 1988: 52) (Resim 2.3).
Resim 4.5: Caspar David Friedrich, Ay IĢında Deniz, 1830-1835 Yıllarında, Yağlıboya,
25,2x31,2 cm, Leipzig Güzel Sanatlar Müzesi.
4.4. KAYALIK
Friedrich için kar ve buz imgesi yani kıĢ mevsimi olumsuzluk taĢır. Daha
küçük yaĢta, kendisini buzlu sularda kurtarmaya çalıĢırken boğulan kardeĢinin anısının
yarattığı travma, hemen hemen her kıĢ temalı manzara resminde bir simge olarak
görünür gibidir. Sanatçının tablolarında bu imgelerin anlamı ölüme çıkar gibidir. 1811
yılında yapılmıĢ olan “Winterlandschaft” (Kar Manzarası) adlı tablo buna örnek olarak
gösterebilir (Resim 4.7). Resim neredeyse cetvelle ikiye ayrılmıĢ gibidir. Neredeyse yer
ve gök birbirine karıĢmıĢ durumdadır. Resmin ön tarafında bulunan kurumuĢ ve hemen
hemen gövdelerinin ortasından kesilmiĢ ağaçların arasında yer alan iki büklüm bir insan
figürü bu karamsarlığın içinde kaybolmuĢtur. Büyük ve güçlü bir ağaç olarak tasvir
edilen Almanya, çürümüĢ ve yıkılmak üzeredir. Gövdesinde açılmıĢ olan yarıklar ve
çürümüĢlük eski Almanya‟nın artık sonunun geldiğini göstermektedir. (Wolf, 2007: 44).
Siyasi bağlamdan bakıldığında bu resmin o yılların çöküĢünü ve umutsuzluğunu
özetlemekte olduğu düĢünülebilir. 1811 yılında Almanya, Napoleon önderliğindeki
Fransız ordularının iĢgali altındadır ve resimde de vurgulandığı gibi umut yok gibidir.
Resim sanki siyah ve beyaz ölümün pençesindedir (Akçadoğan, 2006: 291).
Resim 4.7: Caspar David Friedrich, Kar Manzarası, 1811, Yağlıboya, 33x46 cm,
Schwerin Devlet Müzesi, Almanya.
Friedrich‟in bu resminde siyah gökyüzü ve beyaz sonsuz kar çölü ile verilen
zıtlık sayesinde ümitsizlik hissi tüm geleceği sarmıĢ durumdadır. Ağaç gövdelerinin
kırılmıĢ ve sağa-sola dağılmıĢ halleri sanki bir fırtına sonrası tırpanla biçilmiĢ ormanı
54
Friedrich resim sanatında az rastlanan bir tavır olan izleyiciye sırtı dönük
figürleri resimlerde çokça yer vermiĢtir. Bu sebeple resimlerinin çerçevesi içersine "üç
boyutlu semboliği" katmayı baĢarmıĢtır (Hofmann, 2007: 29). Yani Friedrich
izleyicilerin de sanatsal süreci doğrudan yaĢayarak, bir film perdesinin içine girer gibi
izleyicinin bütün bu olup bitene katılmasını istemiĢtir (Wahrig, 1986: 683). Friedrich
neredeyse "sinematografik" bir teknikle izleyiciyi alıp, resmin içine katarak ruh
dünyasının bir parçası haline getirmiĢtir. Norbert Wolf‟un da dediği gibi, sırtı dönük
figürler resme anlam taĢıyıcı unsur olarak aktarılırken, izleyiciler de ruhen tablonun bir
parçası haline gelmiĢlerdir (Wolf, 2007: 57). Sanatçının bu tarzda yapmıĢ olduğu
"Abendlandschaft mit zwei Männern" (AkĢam Manzarası ve Ġki Adam) adlı yağlıboya
tablosu oldukça etkili bir çalıĢmadır (Resim 4.8).
Resim 4.8: Caspar David Friedrich, AkĢam Manzarası ve Ġki Adam, 1830-1835 Yılları
Arasında, Yağlıboya, 25x31 cm, St. Petersburg Ermitaj Müzesi, Rusya.
Sanatçının çalıĢma biçimi ve sanata yaklaĢımı da çok farklıdır. O‟na göre sanat
yapmak demek sadece doğayı birebir aktarmak değildir (Eisenlöffel, 2004: 36).
Eserlerini oluĢtururken Friedrich hiçbir zaman ön çalıĢmalar, eskizler ya da yardımcı
unsurlar kullanmamıĢtır. Sanatçıya göre bu tür hazırlıklar hayal gücünün öldürmektedir.
Friedrich çizeceği resmi önce hayalinde canlandırmıĢ, tebeĢir ve kurĢun kalemle çok
hafif bir Ģekilde ana hatları ve motifleri belirlemiĢ daha sonra adım adım çalıĢmayı
tamamlamıĢtır. Sanatçı resmin her aĢamasını hem görsel olarak, hem de ruhsal olarak
yaĢamıĢtır ve ruhunun derinliklerine kadar hissetmiĢtir (Jensen, 1999: 66-67). Foto
grafik bir hafıza ile daha önce yaĢadığı, hissettiği ve hayal ettiği konu ve motifleri
birbiri ile bağlayarak yeni bir imge oluĢturmuĢtur.
yakınlarındaki Arco resmi, Ġtalya ile ilgili en renkli, dikkat çekici, en çok incelenen ve
en güzel sulu boya resimlerindendir. Sanatçı topografik ayrıntıların yanına o bölge ile
ilgisi bile olmayan birçok motifi de kendisi ilave etmiĢtir (Wolf, 2010: 21).
Resim 4.9: Caspar David Friedrich, Balkondaki Ġki Kız KardeĢ, 1820 Yılları,
Yağlıboya, 74x52 cm, St. Petersburg Ermitaj Müzesi, Rusya.
SONUÇ VE DEĞERLENDĠRME
Alman Romantizmi‟ni inceleyen ve onun içinde yer alarak öncü rol üstlenen
ünlü Alman sanatçı Caspar David Friedrich‟i konu alan bu araĢtırma aĢağıdaki
sonuçlara ulaĢmıĢtır:
,
59
KAYNAKÇA
AKÇADOĞAN, Ġnan, Irmak, (2006), Temel Sanat Ortamı ve Dijital Ortam, Epsilon
Yayıncılık. Ġstanbul.
BELL, Julian, (2009), Sanatın Yeni Tarihi, Ceren Ü. (Çev.), DoğuĢ Yayıncılık,
Ġstanbul.
ECO, Umberto, (2006), Güzelliğin Tarihi, Ali Cevat A. (Çev.), Doğan Yayıncılık,
Ġstanbul.
FARTHING, Stephen, (2012), Kunst Die ganze Geschichte, Dumont Verlag, Köln.
FISCHER Ernst, (2012), Sanatın Gerekliliği, Cevat Ç. (Çev.), Sözcükler Yayınları, 18.
Basım, Ġstanbul.
GRUMMT, Christina, (2008), "Der Wald bei Caspar David Friedrich" Kunst als
religiöse Umdeutung der Natur, Der Wald Als Romantischer Topos(Hrsg. Ute
Jung Kaiser), Peter Lang Verlag, Berlin.
http://www.vangoghmuseum.nl/vgm/index.jsp?lang=en, (10.03.2014).
HETEBRÜGGE, Jörn, (2008), Vincent Van Goh 1853-1890, Parragon Verlag, New
York, Köln.
HUCH, Ricarda, (2005), Alman Romantizmi, Gürsel A. (Çev.), Doğu Batı Yayınları,
Ankara.
JENSEN, Christian, Jens, (1999), Caspar David Friedrich, Leben und Werk, Du
Mont Verlag, Köln.
MANTEUFEL, Anselm Doering, (1993), Die Deutsche Frage und Das europäische
Staatensystem 1815-1871, R. Oldenburg Verlag, München.
ONURAL, NeĢe, (1993), "Deutsche Literatur von ihren Aufängen bis zum Ende des
hohen Mittelalters", Deutsche Literatur und Methodik, Anadolu Üniversitesi
Yayınları, No.601, EskiĢehir.
Örnekleriyle Türkçe Sözlük, (2000), 3 Cilt, L-R, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları,
Ankara.
SHINER, Larry, (2010), Sanatın Ġcadı-Bir Kültür Tarihi, Sanat ve Kuram, Ġsmail
Türkmen, (Çev.), Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul.
STRATHERN, Paul, (1997), Hegel, Yücel Sivri, (Çev.), GendaĢ A.ġ, Ġstanbul.
TURANÎ, Adnan, (1998), ÇağdaĢ Sanat Felsefesi, 2. Basım, Remzi Kitapevi, Ġstanbul.
WIPPERMANN, Peter, (1996), "Mit Caspar David Friedrich ins Marlboro Country, die
Deutschen und ihre Sehnsucht nach der Natur", Das Pathos Der Deutschen,
(Hrsg.), Wilhelm Fink Verlag, München.
WOLF, Norbert, Albert Dürer 1471-1528, (2010), Das Genie der Deutschen
Rönaissance, Taschen Verlag, Köln.
WOLF, Norbert, (2007), Caspar David Friedrich 1774-1840, Taschen Verlag, Köln.
.
63
DĠZĠN
1
Ö
19. yüzyıl, 5, 7
Öncü, v, 1, 3, 8, 21, 58, 59
A
P
Alman Romantizmi, v, 2, 3, 5, 6, 7, 8, 9,
58 Postmodernizm, 7, 9
D R
Deha, v, 3, 7, 10, 36, 58 Resim, 3, 7, 21, 23, 30, 36, 39, 42
Doğa, 2, 4, 5, 14, 16, 18, 21, 28, 33, 43, Romantizm, 1, 3, 5, 9, 16, 19, 39, 51, 58
52
S
F Sanat, 1,6, 13, 16, 18, 20, 33, 38
Felsefe, 1, 15, 19, 26, 58 Sanat Akımı, 1, 2
Figür, 4, 6, 33
Fransız Devrimi, 2, 5, 6, 13, 14 Y
Yalnızlık, 10, 16, 44, 55, 58
K Yeni mekan, 10
KaçıĢ, 6, 14, 58 Yenilik, 6, 13, 15, 16, 43, 49, 50
Kapitalizm, 7, 13
M
Mekân, 4, 10, 59
Modernizm, 5