t.

me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe TÜRKÇE TESTİ

1. Bu testte 40 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. Kadızâde-i Rûmî, büyük bir İslam ve fen âlimiydi. Dedesi,
Murat Hüdavendigar Devri ulemasından Kadı Mahmut
Efendi’dir. Dedesinin sahip olduğu Kadı sıfatından dolayı
bu zat, Kadızâde olarak tanınmıştır. Kadızâde-i Rûmî, ilme
çok heves eder ve her fırsatta bilgisini artırmak için gayret
gösterirdi. ---- Bursa’da tahsilini tamamladıktan sonra
yirmili yaşlarda Semerkant’a gitmek istemişti. Ailesi onun
bu ---- karşı çıksa da Kadızâde-i Rûmî’nin ablası,
kardeşinin ilim öğrenmeye karşı ---- hevesi biliyordu.
Nitekim sahip olduğu altın ve gümüş türünden bütün ziynet
eşyalarını kardeşine vererek onun Semerkant’a gitmesini
----.
3. Ne güzel şeydir ‘‘diğerkâm’’ olmak, kendini başkalarına
adamak! Ben genel anlamda diğerkâm olmaktan söz
etmiyorum. Başkalarına yardımcı olan herkes için bu
sözün kullanılmasına da karşıyım. Benim için gerçek
diğerkâmlık ise kendisi için gerekli olanı daha zor durumda
olana verebilmektir. Muhtaç olana yardımcı olma
hissiyatını kendi ihtiyaçlarından önde tutabilmektir. Ne
mutlu onlaradır ki gerçek anlamda diğerkâmlık
mertebesine erişebilmişlerdir.
I. Üniversiteden mezun olan bir gencin, eski ders
kitaplarını yoksul bir öğrenciye vermesi

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) Nedense - talebine - gördüğü - istemiştir
B) Hâlbuki - arzusuna - bildiği - hoşgörmüştür
C) Neticede - düşüncesine - hissettiği - beklemiştir
D) Nitekim - fikrine - duyduğu - sağlamıştır
E) Böylece - tespitine - anladığı - yerinde bulmuştur
II. Birinin kendisine giyemeyeceği kadar dar gelen
montunu -yeni olmasına rağmen- ihtiyacı olan
arkadaşına hediye etmesi
III. Ekonomik anlamda zor durumda olan bir kimsenin,
bilgi yarışmasından kazandığı para ödülünü sosyal
yardımlaşma kurumlarına bağışlaması
Bu parçanın yazarına göre, yukarıdakilerden hangileri
“gerçek diğerkâmlık” örneği olarak gösterilebilir?
A) II ve III B) I, II ve III C) Yalnız I

D) Yalnız II E) Yalnız III

2.
Günümüzde toplumların gelişmesinde ve
varsıl hâle gelmesinde (zenginleşmesinde) önemli bir yere
I
sahip olan teşebbüs (girişim) sürecinde, kişilerin
II
girişimcilik ruhunu açığa çıkarabilmek ve bu bağlamda
bireylerin doğuştan getirdikleri kişilik özelliklerini (bireysel
III
davranışlarını) bilmek önem arz etmektedir. Kişilik, bireyin
doğuştan getirdiği ve yaşamı sonucunda kazandığı
özelliklerin tamamıdır. Bu, esas olarak (temelde)
IV
psikolojinin bir araştırma alanı olmakla birlikte, eğitim ve
yönetim disiplininde de önemi yadsınamayacak (inkâr
V
edilemeyecek) bir konudur. Çünkü eğitim ve yönetim

disiplinleri de insan ile yakından ilgilenmektedir.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin

anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla
uyuşmamaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V

3 Diğer sayfaya geçiniz.

 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe

4. Martin Heidegger’in düşüncelerinden hareketle Theodor
Adorno kendi teorisini temellendirir. Bu teoriyle, “sanat”ı
tarihsel bir boyuta sahip olarak değerlendirenlerin
öncülerinden olur. Sanatın kendisinden kaynaklandığı ve
içinde var olduğu dünyadan daha çok şeyi kendi içinde
barındırdığını düşünerek, sanatı “değişmeyen bir hakikat”
olarak değil “tarihsel bir hakikat”in gerçekleşmesi olarak
yorumlar. Adorno’nun estetik teorisi, yirminci yüzyılın hızla
değişen toplumsal ve ekonomik koşulları içinde sanatın
poetik gücünü geleneksel anlayışlardan ayrılan farklı
yollarla keşfetmeye çalışır. Adorno’nun estetik teorisinin en
özlü ifadesi, hakikatin “özne ile nesnenin arasındaki güç
alanında bulunmasıdır.
Bu parçada aşağıdaki sözlerden hangisinin anlamını
karşılayan bir ifade yoktur?
A) Ele almak
B) Bünyesinde bulundurmak
C) Sosyal şartlar
6. (I) Metinler arasılık, tamamen postmodern romanın
getirdiği bir teknik değildir. (II) Esasen iktibas geleneğine
dayandırabileceğimiz bu metin dışılığın hem bilimsel hem
de edebî metinlerde yapılageldiği bilinmektedir. (III) Fakat
postmodern romanın alıntı ve göndermelerinin temel
gayesi, oyunu çok boyutlu ve ilginç kılmak içindir. (IV) Bu
yöntemle bilgi ve değerlerin gelenekselleşmiş bütünlüğünü
bozma gayesi güdüldüğü de ifade edilebilir. (V) Üst
kurmacanın bir alt kategorisi olarak değerlendirilen
metinler arasılık, üç yöntemle uygulanabilmektedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) V. cümlede, metinler arasılığın neyin kapsamına girdiği
söylenmiştir.
B) III. cümlede, postmodern romandaki alıntı ve
göndermelerle ilgili bir saptamada bulunulmuştur.
C) II. cümleden, metinler arasılığın öğretici ve sanatsal
metinlerde kullanıldığı anlaşılmaktadır.

D) Fikirlerinden yola çıkılarak D) IV. cümlede, postmodern romandaki bir tekniğin

kullanılma amacından söz edilmektedir.
E) İcat etmek
E) I. cümlede, metinler arasılığın postmodern romanda
seyrek olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.

7. İnsanın henüz üretime geçemediği, doğada bulduklarıyla

geçindiği, avcılık ve toplayıcılıkla hayatını devam ettirdiği
Yontma Taş Çağı’nın en önemli gelişmesi, ateşin keşfidir.

Aşağıdaki yargıların hangisi, bu cümleden kesin

5. Niyeti kötü olan insandan değil, niyetinin kötü olduğunu olarak çıkarılabilir?
gizleyen insandan kork!
A) Ateşin keşfi, Yontma Taş Çağı’nın önemini gözler
Mevlana, bu cümlesinde insanın hangi tutumunu önüne sermektedir.
eleştirmektedir?
B) İnsanlık, Yontma Taş Çağı’ndan sonra da avcılık ve
A) Yardımsever olmamasını toplayıcılığı terk etmiştir.

B) İki yüzlü davranmasını C) Ateşin keşfi, Yontma Taş Çağı’ndaki pek çok keşfe
zemin hazırlamıştır.
C) Kıskanç olmasını
D) Yontma Taş Çağı’nda birden fazla gelişme yaşanmıştır.
D) Menfaatçi olmasını
E) İnsanlık sadece Yontma Taş Çağı’nda doğada
E) Sözlerinin tutarsız olmasını bulduklarıyla geçinmiştir.

4 Diğer sayfaya geçiniz.

 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe

8. • ABD’nin Cleveland kentindeki Case Western
Reserve Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre
soğan, mikroplar ve böceklere karşı biyokimyasal
savunma mekanizmasını harekete geçirerek bir
enzim salgılıyor.
• Bu enzimler, soğandaki sülfidleri parçalayarak sülfür
oksite dönüştürüyor.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir
biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?
A) ABD’nin Cleveland kentindeki Case Western Reserve
Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre soğanın
mikroplar ve böceklere karşı biyokimyasal savunma
mekanizmasını harekete geçirerek salgıladığı bir
enzim, soğandaki sülfür oksitleri parçalayarak sülfidlere
dönüştürüyor.
B) ABD’nin Cleveland kentindeki Case Western Reserve
Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre soğanın
mikroplar ve böceklere karşı biyokimyasal savunma
mekanizmasını harekete geçirerek salgıladığı bir
enzim, soğandaki sülfidleri parçalayarak sülfür oksite
dönüştürüyor.
9. “Poetika” ile ilgili yargılardan hangisi bu kavramın
amaç yönünü vurgulamaktadır?
A) Poetika sözcüğü, köken olarak ele alındığında birçok
edebiyat terimi gibi Batı dillerinden Türkçemize
girmiştir.
B) Valery poetikayı “şiire dair estetik akideler, kurallar
toplamı demek olan dar anlamıyla değil, dilin hem töz
hem de araç olduğu yapıtların oluşturulması ya da
kurulmasıyla ilgili olan her şeye verilen ad olarak”
tanımlar.
C) Bizde edebiyat eleştirmenleri ve araştırmacıları,
poetikaya farklı tanımlamalar getirirler.
D) Todorov poetikanın “anlamı adlandırmayı değil, her bir
yapıtın ortaya çıkışını yöneten genel yasaların bilgisine
ulaşmayı hedefleyen” bir bilim dalı olduğunu söyler.
E) Poetika, şairlerin şiir sanatıyla ilgili kuramsal yazı ve
söyleyişlerinden oluşur.

C) ABD’nin Cleveland kentindeki Case Western Reserve

Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre soğanın
mikroplara karşı biyokimyasal savunma mekanizmasını
harekete geçirerek salgıladığı bir enzim, soğandaki
sülfidleri parçalayarak sülfür oksite dönüştürüyor.

D) ABD’nin Cleveland kentindeki Case Western Reserve

Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre soğanın
böceklere karşı biyokimyasal savunma mekanizmasını
harekete geçirerek salgıladığı bir enzim, soğandaki
sülfidleri parçalayarak sülfür oksite dönüştürüyor.

E) ABD’nin Cleveland kentindeki Case Western Reserve
Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre soğanın
zararlı maddelere karşı biyokimyasal savunma
mekanizmasını harekete geçirerek salgıladığı bir
enzim, sülfidleri parçalayarak sülfür oksite
dönüştürüyor.
10. I. Resim sanatında moderniteyle geleneği birleştirme
çabaları uç verdiğinden beri dünle bugün arasında
köprü kurmaya çalışan sanatçılar belirmiştir.
II. Resimde güncellik, gelip geçici hevesleri
yansıtmaktan başka bir fonksiyona sahip
olmadığında ressamlar geleneksel yansıtma
tekniklerine başvurmalıdır.

III. Ressam, varlığı olduğu gibi yansıtmaktansa kendi

hayal gücünde dönüştürerek tuvale yansıtmalıdır.

IV. Güncel olanla geçmişe ait değerleri bir potada eritme

kaygısı güdüldüğünden bu yana geçmişle günümüzü
bağdaştırmak için uğraş veren ressamlar ortaya
çıkmıştır.

V. Resimde ses getiren bir değişime imza atmak için

geleneğin etkisinden sıyrılıp yepyeni bir teknik
geliştirmek gerekir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri

anlamca birbirine en yakındır?
A) I ve III B) I ve IV C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

5 Diğer sayfaya geçiniz.

 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe

11. İmgelerden, nesnelerden oluşan sanat yapıtları anlam
üretme ve iletme özellikleriyle bir gösterge olarak dünyaya
I bilgiler, o dönemlerde yazılan tarihî kaynaklardan elde
ait belli bir bilincin görsel dönüşümleri, görsel iletenleridir.
Bir taraftan sanat yapıtları, ulusal dillerin iletişimsel
sınırlarını aşarlar. Anlama, algılama, anlamlandırma ve
düzenleme açılarından diğer dillerden ayrılırlar. Her sanat
alanı kendi üslubuyla, her sanatçı, her yapıt kendi diliyle
II
konuşsa da bütün insanlığa açık bir dil ortaya koyarlar.
Sanat, sanat yapıtları, dil ve gerçeklik arasındaki bağlantı
Antik Dönem Yunan Filozoflarından günümüze değin
III
tartışılan bir konu olmuştur. Sanat ve dil arasındaki
IV
bağlantı, özellikle 18’inci yüzyıldan itibaren yoğun bir
V
biçimde tartışılmıştır.
13. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 16. yüzyılın sonuna
kadar olan ve Klasik Dönem denen üç asırlık zamana ait
edilmektedir. Klasik Dönem’de tarz olarak çeşitlilik arz
eden tarihî kaynaklar, devletin siyasi işleyişi ve kazanılan
zaferlerle doğrudan ilişkilidir. Osmanlı Klasik Dönemi’nde
verilen tarihî eserlerin niteliği ve sayısı, padişahların iktidar
süreçlerinde değişiklikler gösterir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Kurallı birleşik sıfat
B) Basit çekimli eylem
C) Ayrı yazılmış birleşik sözcük
D) Hem tamlayan hem de tamlanan ekini almış sözcük

Bu parçadaki altı çizili sözlerin hangisinde yazım E) Zamirden türemiş zarf

yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V

12. Korkunçtur yalnızlığımız

Bir oyun oynanır, oyalanırız

Orman değiliz artık

Ulusal parkız

Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi 14. Roman okumak ( ) hayatı tanımak ( ) farklı dünyalara
yoktur? açılmak ( ) yaşanılan devirden bambaşka devirlere
A) Ünsüz türemesi yolculuk etmek ( ) başka karakterlerle özdeşleşebilmek ( )
enteresan olayların akışına kapılmak demektir.
B) Ünsüz sertleşmesi
Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi
noktalama işaretleri getirilmelidir?
C) Ünlü düşmesi
A) (:) (;) (,) (;) (,) B) (-) (,) (-) (;) (-)
D) Ulama
C) (,) (;) (,) (;) (,) D) (;) (,) (,) (,) (,)
E) Ünsüz yumuşaması E) (;) (,) (,) (,) (...)

6 Diğer sayfaya geçiniz.

 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe

15. Mehmet Can Doğan gibi Murat Belge de denemenin bir tür
olarak tanımlanmaması gerektiğini savunur ( ) bu
düşüncesini ( ) Deneme ( ) başlıklı yazısında şu sözlerle
dile getirir ( ) ( ) Bence deneme bir edebiyat türü olarak
değil, bir söylem biçimi olarak tanımlanmalı ( ) ( )
Bu parçada ayraçla gösterilen boşluklara uygun
noktalama işaretleri getirildiğinde aşağıdakilerden
hangisi dışarıda kalır?
A) Nokta B) Tek tırnak C) İki nokta
17. (I) Dinlenmeye bırakılmış bir tarlanın yanına gelen
Tolgonay Ana, “Toprak Ana”ya derdini dökerdi. (II) Çektiği
acıların yılgınlığı içindeydi. (III) Hasat zamanı bu tarlanın
başında koşup oynayan yoksul bir kızdı. (IV) On yedi
yaşındayken “Suvankul” ile evlendi ve üç oğulları oldu.
(V) Büyük oğulları Kasım âdeta babasının kopyasıydı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin
öge sıralaması aynıdır?
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV

D) Çift tırnak E) Virgül D) III ve V E) IV ve V

16. Ek fiilin görevleri şunlardır:

• Basit zamanlı bir fiili birleşik zamanlı yapmak

• İsim soylu bir sözcüğe yüklem görevi kazandırmak

18. (I) Her izleyicinin yapıt hakkında yapacağı yorumlar
Aşağıdaki dizelerin hangisinde, ek fiilin bu iki görevini farklıdır ve alımlama estetiği zaten anlamlandırma
de örneklendiren sözcüklere yer verilmiştir? sürecinde ki izleyicinin işlevini ön planda tutarak her
yorumu geçerli kabul eder. (II) Ancak aktüel sanat yapıtları
A) Ölümdür yaşanan tek başına genellikle ön bilgilere ihtiyaç duymakta ve entelektüel
Aşk iki kişiliktir açılımlar istemektedir. (III) Ön bilgilendirme olmadan
sanatçının kavramı için uygun gördüğü nesne hakkında
B) Sonuna vardığım çölden geniş yapılabilecek milyonlarca yorum, sanatçının olası anlam
katmanlarından hangisine odaklanmış olabileceğine dair
Ayaklarıma açılan ummandı yalnızca birer tahminden ibaret olarak kalacaktır.
(IV) Örneğin Felix Gonzales Torres’e ait “Perfect Lovers”
C) Hatıralarla kabaran deniz isimli yapıt, hakkında herhangi bir bilgiye sahip olunmadan
incelendiğinde saniyelerine kadar aynı zamanı gösteren,
Doluyormuş ruhun oluklarından
aynı anda çalışan, birbirinin aynısı iki duvar saatidir.
(V) İzleyici için saatler arası bu benzerlik hatta aynılık,
D) Gurbet soğuktu, acımasızdı
anlamını bulması gereken bir durumdur.
Zor kazanılıyordu ekmek parası
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde
E) Ateşimden yanarken dalları ağaçların yazım yanlışı vardır?
Gözlerimden seller gibi akmıştı yaşlar A) I B) II C) III D) IV E) V

7 Diğer sayfaya geçiniz.

 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe

19. Yoğun baskı altında kalan gençler, kendilerini ifade
edemez hâle gelmişti; bu gençlerin tavırlarına
odaklansaydın sen de sıkıntılı durumu çok rahat
gözlemleyebilirdin.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi
yanlıştır?
A) Kendi türünden bir sözcüğü belirten zarfa yer
verilmiştir.
B) Belirtisiz ad takımı vardır.
C) Sıfat görevinde kullanılmayan ortaç bulunmaktadır.
D) Tamlayanı adlaşmış sıfat olan bir ad takımı
kullanılmıştır.
E) Bir ad takımını niteleyen sözcüğe yer verilmiştir.
21. (I) Millî Eğitim Bakanlığınca başlatılan “Yetiştirici Sınıf
Eğitim Programları” ile çeşitli nedenlerle okulu bırakmış,
zorunlu eğitim çağındaki çocuklar telafi eğitimine alınacak.
(II) Kapı kapı dolaşarak tek tek ikna edilen ailelerin
ardından çocuklara eğitim seviyesine göre hazırlanmış
özel sınıflarda 20-30 hafta ders verilecek. (III) Bu
programın sonunda öğrencilerin hepsine sertifikaları
verilecek, onların bu sertifikaları etkin biçimde
kullanabilmesi için faaliyetler düzenlenecektir. (IV) Pek çok
aile böylesine önemli bir eğitim programına çocuğunun
katılmasından memnun olduğunu, yetişkinler için de böyle
bir etkinlik düzenlendiğinde katılabileceklerini dile
getirdiler. (V) Millî Eğitim Bakanlığının böyle programlarla
önümüzdeki dönemlerde de aileleri ve çocukları
desteklemesi beklenmektedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
anlatım bozukluğu vardır?
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

20. Bazı sanatçılar, şiirde anlamın kapalı olmasından yana

I II
tavır koyar. Onların şiirlerinde rüyanın, musikinin,
hayallerin, zamanın ve diğer temlerin fazla muğlak
kullanılması; sanatçının ne anlatmak istediğini bulma
III
yönünde okuyucuyu zorlamaktadır. Onların kullandıkları
imaj ve kelimeler, zaman zaman okuyucuyu bir çeşit rüya
IV
hâline sokar. Kelime ve imajlar, şiire gizli ve aşikâr âlemi
konu eder. Böylece şiirde anlam denen bir hâl,
kendiliğinden ortaya çıkar.
V

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi

birden fazla yapım eki almıştır?
A) III B) V C) I D) II E) IV

8 Diğer sayfaya geçiniz.

 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe

22. İnsanlar da ülkelere benziyor 23. Bireyi diğerlerinden ayıran, doğuştan ve sonradan
Sınırları var, yüzölçümleri kazanılan özelliklerin toplamı kişilik olarak ifade edilebilir.
Kişilik; bireyin geçmişini, bugününü ve geleceğini kapsar.
Yasaları var
Genetik faktörlerin yanı sıra sosyokültürel ortam, aile, iklim
Bayrakları, ilkeleri de kişiliğin oluşumunda önemli yere sahiptir. Kişiliğin
Kimi dağlık bir arazidir gelişimi çocukluk dönemiyle başlar, ergenlik dönemiyle
Kimi kıraç tamamlanır. Yetişkinlik döneminde ise küçük farklılıklar ve
gelişmeler gösterir.
Kimi bereketli
Kimi dardır Bu parçadan hareketle “kişilik” ile ilgili olarak
Kimi engin göz alabildiğince
I. Ferdin tüm zamanlarını içine aldığı
Bu dizelerde vurgulanmak istenen düşünceye en yakın
yargı aşağıdakilerin hangisidir? II. Yetişkinlik döneminde kısmen değiştiği
A) Kimse kendine benzemek istemiyor; herkes bir kalıp
III. Kalıtsal olan özelliklerle çevreden edinilen niteliklerin
seçiyor ve tamamen o kalıba uymaya çalışıyor.
toplamı olduğu
B) İnsan özünde insan olmalı, görüntü olarak insana
yargılarından hangilerine kesin olarak ulaşılır?
benzemenin bir anlamı yoktur.
A) I, II ve III B) II ve III C) I ve III
C) Karşındakine benzemek değildir uyum, kendini
kaybetmeden karşındaki olabilmektir. D) Yalnız II E) Yalnız III

D) Benzediğim insanlardan bile farklıyım ben, farklı

olduğum birine nasıl benzeyeyim?

E) İnsan yaşadığı yere benzer; o yerin suyuna, toprağına

ve havasına benzer.

9 Diğer sayfaya geçiniz.

 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe
24. Beyin hücrelerinin kendini yenilediği, ilk olarak 1960’larda
maymunlar, fareler ve kuşlar üzerinde yapılmaya başlanan
deneylerle anlaşılmıştı. 1998 yılında Nature Dergisi’nde
yayınlanan bir araştırma ile diğer hayvanlar üzerinde elde
edilen olumlu bulguların insanlarda da geçerli olduğu
ispatlandı. Kaliforniya Salk Enstitüsü nörobiyologlarından
Fred H. Gage, insanlar üzerinde yaptığı bir araştırmada
yeni nöronların, ana hücrelerin bölünmesiyle oluştuğunu
ve bu durumun beynin hafıza ve öğrenme işlevini
gerçekleştiren bölümünde yaşandığını keşfetti. ----.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?
A) Beynin genelinde hücreleri kontrol eden bir
mekanizmanın olduğunu kanıtlamaya çalışan
araştırmalar söz konusudur
B) Oysa yapılan birçok araştırma, yetişkinlerde beyin
hücrelerinin yenilendiğini ispatladı
C) Geriye kalanlar, eski nöronlarla birbirine bağlanıyor ve
kendi kendini iyileştiren, geliştiren bir beyin oluşturuyor
D) Bu yüzden doğduğumuzda beynimizde ne kadar hücre
varsa yaşamımız boyunca onunla idare edeceğimiz,
daha fazlasının oluşmayacağı, hatta her bir hücre
öldükçe bu sayının gitgide azalacağı söyleniyordu
E) Araştırma sonucunun paylaşılmasından bu yana,
beynin hipokamp adı verilen bu bölümünün üzerinde
yoğun olarak incelemeler yapıldı ve sonuçta insan
beynindeki en etkin alan olduğu anlaşıldı
10
25. I. Xu ve Wang adlı ekonomistler, Çin’de faaliyet
gösteren halka açık firmaların sahiplik yapısı ile
finansal performans arasındaki ilişkiyi çalışmalarında
incelemişlerdir. Araştırma bulgularında pay senedi
sahiplik yoğunluğu ile finansal performans arasında
ilişkinin olduğunu tespit etmişlerdir.
II. Selim Gündüz ve Hayati Tatoğlu adlı araştırmacılar,
çalışmalarında yabancı sahiplik yapısı ile finansal
performans arasındaki ilişkiyi araştırmıştır.
Araştırmaları sonucunda, yabancı sahiplik yapısının
finansal performansı etkilediğine varmışlardır.
III. Mc Connel ve Serveas adlı iktisatçılar, çalışmalarında
yönetici sahipliğinin finansal performans üzerindeki
etkisinin olduğunu tespit etmiştir. Yönetici sahipliği ile
finansal performans arasındaki ilişki, bu çalışmada
olduğu gibi çeşitli çalışmalarda, araştırmacılar
tarafından incelenmiştir.
Bu çalışmaların ortak yönü ile ilgili aşağıdaki
yargılardan hangisi doğrudur?
A) Yabancı sahiplik yapısı ile finansal performans
arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur.
B) Firma sahipliğinin finansal performansı azalttığı
saptanmıştır.
C) Finansal performansın, sahiplik yapısından bağımsız
olduğu bulgulanmıştır.
D) Halka açık firmaların sahiplik yapısının finansal
performansa etkisi değerlendirilmiştir.
E) Firmaya sahip olma ile finansal performans arasındaki
ilişki ele alınmıştır.
Diğer sayfaya geçiniz.
 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe
26. Fotoğraflar, çoğaltım tekniklerinin gelişmesine bağlı olarak
19. yüzyılın sonlarından itibaren kamusal olayların görsel
kaydı şeklinde gazetelerde, dergilerde yer almaya
başlamıştır. Onların toplumsal yaşamı birebir aktaran
belgeler olarak kabulü, görsel belgelerin toplumsal
işlevindeki rolü ile ilgili günümüze kadar süren
tartışmaların açılmasına neden olmuştur. Görüntü ve
dağıtım teknolojisinde yaşanan muazzam yeniliklere
rağmen bilgi ileten belgeler olarak fotoğraflar, bugün hâlâ
medyada önemli bir yere sahiptir. Fotoğrafik kayıtların
gerçek dünyayla ilişkisi, toplumda oluşturduğu etki
bağlamındaki tartışmalar fotoğrafların “belge” niteliklerini
merkez alır. Bu da oldukça geniş yelpazede başta
sosyoloji olmak üzere farklı disiplinlerin hem teorik
yaklaşımlarında hem de saha araştırmalarında fotoğrafları
kullandıkları görsel çalışmaların gelişmesini sağlamıştır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılanları
destekleyen bir örnek değildir?
A) Bir haber bülteninde kamu hizmetleri kapsamında
gerçekleştirilen hijyen faaliyetlerinden görüntülerin
sunulması
B) Bir moleküler kimya kitabında atom çizimlerine yer
verilmesi
C) Ticari ve kültürel temas kapsamında gerçekleştirilen
ziyaretlere ait karelerin ekonomi dergilerinde
kullanılması
D) Toplum bilim konulu bir makalede fotoğraf kullanılması
E) Bir yakın tarih kitabında toplumsal yaşayışı gösteren
görsellere başvurulması
11
27. Alüminyum köpük malzemelerin son yıllarda kullanım alanı
artmaktadır. Hafif olması, titreşimi sönümlemesi, düşük
ağırlıklı olması, ısıl izolasyon sağlaması bu malzemelerin
önemli özelliklerinden bazılarıdır. Bunun yanında düşük
yoğunlukta olmaları ve birim şekil değiştirme miktarlarına
kadar kırılmadan deforme olmaları ve büyük oranda enerji
emme kapasitesine sahip olmaları kayda değerdir.
Alüminyum köpük malzemeler diğer metal malzemelerin pek
çoğuna göre darbe enerjisini daha iyi sönümleyebilir. Köpük
metaller; inşaat, asansörler, demiryolu taşımacılığı, otomotiv,
havacılık, zırh yapımı, gemi sektörü ve biyomalzemelerde
kullanılmaktadır. Son yıllarda alüminyum köpük malzemelerin
üretim yöntemleri ve bunların özellikleri üzerine yapılan
araştırma ve geliştirme çalışmaları devam etmektedir.
Bu parçada sözü edilen araştırmanın amacı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Alüminyum köpük malzemelerin yapısındaki kimyasal
bileşenleri açıklamak
B) İzolasyon sistemlerinde verimliliği artırma yollarını izah
etmek
C) Alüminyum köpük malzeme üretiminde öne çıkan
ülkelere değinmek
D) Alüminyum köpük malzemelerin üstün yönlerini ve
kullanım alanlarını sayıp dökmek
E) Ham maddelerin nitelikli mamule çevrilme süreçlerini
analiz etmek
Diğer sayfaya geçiniz.
 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe
28. Motor gelişim, fiziksel büyüme ve gelişme ile birlikte beyin
omurilik gelişimi sonucu organizmanın isteme bağlı olarak
hareketlilik kazanmasıdır. Kaba motor gelişimi; vücut
duruşu ve hareketi, baş kontrolü, oturma, emekleme,
ayakta durma, yürüme, koşma, yuvarlanma, zıplama,
denge gibi fonksiyonları kapsar. İnce motor gelişimi ise el
ve ayakların kullanılması ile ilgili tutma, kavrama, yazma,
çizme, kesme gibi becerileri içermektedir. Çocukların
gelişim alanlarına etki eden kalıtsal ve çevresel faktörler
bilinmektedir. Bununla birlikte özellikle kaba ve ince motor
gelişiminde çocuğun hareketleri etkili olmaktadır. Çocuklar
zamanlarının büyük bir kısmını motor hareketleri yapmak
için harcamaktadır. Bu hareketler karmaşık motor
becerilerin kazanılmasında büyük rol oynamaktadır.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçadaki altı çizili
sözlerden herhangi biriyle ilişkilendirilemez?
A) Örneklemelere yer verme
B) Nitelik bildiren sözcüklerden yararlanma
C) Sessel yinelemelere yer verme
D) Tanımlamaya başvurma
E) Sayıp dökmelere yer verme
12
29. Wiskonsin-Medison Üniversitesinden bilim insanları,
silisyum transistörlerden çok daha verimli olan karbon
nanotüp transistör icadını gerçekleştirdiler. Yakın geleceğin
teknolojisinde bir nano devrimi yaşanabilir ve bu yeni nesil
transistör, elektronik ile ilgili bildiğimiz pek çok şeyi
değiştirme potansiyeline sahip. Geçmişte bilim adamları
karbon nanotüplerin bazı özelliklerinden yararlanarak daha
az enerji tüketen, verimi ve performansı daha yüksek,
daha hızlı kablosuz iletişime, daha güçlü akıllı telefonlara
ve bilgisayarlara sahip olmamızı sağlayacak yeni devre
elemanları icat etmeye çalışmışlardır. Fakat duvar kalınlığı
bir atom kadar olan, küçük nano silindirlerden yapılan bu
verimli transistörlerin geliştirilmesinin önünde pek çok
teknik engel ortaya çıkmıştır. Şimdi ise Wiskonsin-Madison
Üniversitesindeki malzeme mühendisleri, ilk kez silisyum
transistörlerden daha güçlü olan karbon nanotüp yapılı
transistörleri icat etmeyi başardılar.
Bu parçaya göre
I. Önceki yıllarda verimli transistör geliştirmede bazı
sorunlar yaşanmıştır.
II. Karbon nanotüp transistörler, silisyum
transistörlerden daha verimlidir.
III. Wiskonsin-Madison Üniversitesindeki malzeme
mühendisleri, karbon nanotüp transistörlerden daha
güçlü olan silisyum transistörler icat ettiler.
yargılarından hangileri söylenebilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) I, II ve III
30. (I) 18. asır boyunca gerek filozoflar gerekse de diğer
kesimler için en önemli çalışma John Locke’un İnsanın
Anlama Yetisi Üzerine Bir Deneme adlı yapıtıydı.
(II) Yapıttaki felsefi ilkelerden birinin Aydınlanmacı
düşünürler üzerinde özel bir hükmü vardı. (III) Bu da
Locke’un bilginin deneyimle elde edildiğini, bunun dışında
doğuştan gelen bir bilginin olmadığını savunduğu “tabula
rasa” görüşüdür. (IV) 18. yüzyıl kıta Avrupası’nın
tamamında, saray çevreleri ve zengin burjuvazinin
beğenileri için Fransa örnek teşkil ediyordu. (V) Fransa;
edebiyat, sanat ve mimarinin havasını belirliyordu. (VI) Bu
etki, yemekten kılık kıyafete kadar kendini belli ediyordu.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) IV B) V C) VI D) III E) II
Diğer sayfaya geçiniz.
 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe
31. Her yayın döneminde onlarcası gösterime giren televizyon
dizilerinde tıpkı Yeşilçam Sineması’nda olduğu gibi birbirini
tekrarlayan tema, karakter ve olay örgüleriyle
karşılaşılmaktadır. ----. Bu nedenle Türkiye’de üretilen
televizyon dizilerinin sözlü kültürün hâlâ hâkim olduğu
Arap Yarımadası’ndan Orta Asya’ya ve Kafkaslar’a kadar
geniş bir coğrafyada büyük bir ilgiyle izleniyor olması
aslında anlaşılır bir durumdur. Yüksek teknoloji, ustalık ve
bilgi birikimi gerektiren bir endüstri dalındaki bu
uluslararası ticari başarının sırrı, Türkiye ile Türk dizilerinin
seyredildiği ülkelerin tarihsel, sosyal, kültürel vb.
alanlardaki ortak paydasında aranmalıdır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Bu yapımlarda Batılı toplumlardaki geleneksel ve
kültürel unsurların ustalıkla işlendiği görülmektedir
B) Büyük umutlarla ve gösterişli tanıtımlarla televizyon
ekranlarına gelen nice dizi film, bizi biz yapan değerleri
yansıtmaktan uzaktır
C) Bu diziler, Doğu toplumlarına ait sözlü kültür kalıplarına
yaslanmakta ve insanlığın ortak bilincinin izlerini de
taşımaktadır
D) Doğu ve Batı kültürlerinin bir sentezi sayılabilecek bu
diziler, çok yönlülüğüyle öne çıkmaktadır
E) Oluşturulan ürünler, kültürel değişim içinde olduğumuzu
apaçık yansıtmaktadır
13
32. (I) Sanatta avangarde dönemle başlayan arayışlar “dil
bilim” ve “nesnellik” kavramlarının etkisiyle sanatsal
düzlemde yeni yapılanmalara yol açmıştır. (II) Kavramsal
sanatın oluşmaya başladığı bu zaman sürecinde
Derrida’nın yapıbozumu felsefesi sanatçıları etkilemiş ve
yapıbozumunun kavramları arasında yer alan “var olma”
ile “temsil etme” durumları eserlerde etkisini duyurarak
çağdaş sanatın bir problematiğine dönüşmüştür.
(III) Sanatçılar, bu süreçte yaşamı, çevreyi ve teknolojiyi
eleştirel bir üslupla sorgulamışlardır. (IV) Avangarde
sanatçılar arasında Joseph Kosuth’un yeri farklıdır.
(V) Bu sorgulama, kavramsal sanatın oluşum noktasında
sanatçıların çoğu sanat yapıtının düşünsel yönüne
eğilmelerine olanak tanımıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) V B) IV C) III D) I E) II
33. Teknolojik İş Kolları!
Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı rapora göre,
teknoloji 2030 yılında beş milyon iş kolunun ölmesine
neden olacak. Buna bağlı olarak yeni iş alanları da
oluşacak. Bugünlerde yapay zekâ, robotik ve biyo-teknoloji
alanlarında yapılan gelişmeler sonucu iş dünyasının
değişmesi konuşulmaktadır. Farklılaşan iş alanları, eğitimde
de değişikliklere neden olacak. Bugün ilkokula başlayan
çocukların %65’inin henüz ortaya çıkmamış iş alanlarında
çalışacağı da söylenmektedir. Yeni iş kolları için çocukları
eğitmenin kritik önem taşıdığı da belirtilmektedir.
Bir ekonomi dergisinden alınan bu parçayla ilgili
olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Bir durumun ilerisini kestirmeye dönük ifadelere yer
verilmektedir.
B) Teknolojinin mesleki gelişimdeki etkileri sunulmaktadır.
C) İş alanlarındaki değişimin, eğitimin geleceğinde rol
oynayacağı öne sürülmektedir.
D) Farklı istihdam alanlarının oluşacağı iddia edilmektedir.
E) Yeni iş alanları oluşturmanın gerekliliği
vurgulanmaktadır.
Diğer sayfaya geçiniz.
 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe
34. Sofistlerin aşırı şüpheci yaklaşımları ve her delilin başka
bir delil ile mutlaka çürütülebileceğini söylemeleri Aristo,
Sokrates ve Eflatun’a bir fikir vermiştir: ---- Böylece şüphe
edilecek durum ortadan kalkacaktı. Ayrıca Sokrates’in
erdemli bir hayatı temel alması ve onun bu temeldeki
öğretilerinin tutarlı olmaya dayanması, Sokrates’in kavram
konusunu ilk kez açıkça gündeme getirmesini sağladı. ----
O kıvılcım da Aristo’dan çıktı. Aristo, tüm birikimleri
toparlayıp bir sistem oluşturdu. ---- Aristo da mantığı, bir
akıl yürütme biçimi, felsefede kullanılması gereken bir araç
olarak gördü. Hatta ona göre felsefe yapmak için
öğrenilmesi gereken genel bilgiydi. ----
Bu parçada boş bırakılan yerler, aşağıda karışık olarak
verilen cümlelerle tamamlandığında hangi cümle
dışarıda kalır?
A) Sokrates’in bu düşünme zeminini oluşturmasıyla tabiri
caizse felsefe yemeği artık hazırdı, sadece ocağın
altını yakmak kalmıştı.
B) Genelgeçer düşünceleri kullanmak.
C) Eski Çağ filozofları hem felsefe hem de çeşitli bilim
dallarıyla uğraşmıştı.
D) Yani o, mantığı felsefede bir araç olarak görenlerdendi.
E) Bu sistem, ona bir akıl yürütmeyi ilke hâline getirmesi
için pek çok malzeme verdi.
14
35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Kâtip Çelebi, çok yönlü ve donanımlı kişiliği ile 17. asır Osmanlı
bürokrasisine ve sosyal hayatına damgasını vurmuş ender
şahsiyetlerden biridir. Yazdıklarıyla yalnızca 17. asırda değil,
kendisinden çok sonraları da bahsedilmeyi başarmıştır. Daha
doğru bir tabirle, kendisi “ ---- ” şeklinde tabir edebileceğimiz bir
payeye yükselmeyi sonuna kadar hak etmektedir. Aldığı eğitim
dolayısıyla ilmî birikimi yüksek ve kendisini çok iyi yetiştirmiş
olması hasebiyle muhakeme ve idrak kuvveti, çağdaşlarına
nazaran fevkalade bir seviyededir. Bunu nereden çıkarıyoruz?
Elbette yazdığı eserlerinden. Nitekim zamanında çok tartışılan
mevzulara getirmiş olduğu bakış açıları, onun her konuda
aşırılığa karşı olduğunu gösterir. Bu noktada bir hususu
belirtmekte fayda var: Kâtip Çelebi, akli ilimlerde ileri olduğu
gibi nakli ilimlerde de söz sahibi biridir. Bunu söylemekteki
amacımız şu: Aslında Kâtip Çelebi etrafında dönüp dolaşan
yaklaşımlar, onun sadece eğitim konusunda bahsettiği birkaç
görüşten öteye geçmiyor. Şu ana kadar bize anlatılan Çelebi,
eğitim sistemine esaslı bir eleştiri getirmiş olmasından ibarettir.
Ne var ki aslında manzara, hiç de gösterildiği ve zannedildiği
gibi seyretmemektedir. Kâtip Çelebi’nin eserlerinin hemen
hemen hepsi matematik, coğrafya, tarih ve bibliyografi üzerine
bina edilmiştir. Fakat bunun yanında onun devrin genel
manzarasını bir tablo şeklinde resmettiği eserleri de - ki bu
eserlerin en önemlileri Düsturu’l-Amel ve Mizanü’l-Hak’tır -
mevcuttur.
35. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Katip
Çelebi’nin bir özelliği değildir?
A) Yaşadığı çağı ana hatlarıyla gözler önüne sermek
B) Kavrayış yönünden devirdaşlarından ileride olmak
C) Sanıldığından daha derinlikli bir bilim insanı
D) Etkileri uzun soluklu olan bir yazar
E) Bazı eserleriyle tartışma oluşturmuş ilim adamı
36. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki kavramlardan
hangisinin getirilmesi en uygundur?
A) entelektüel B) özgün C) klasik
D) aydın E) evrensel
Diğer sayfaya geçiniz.
 t.me/ykspdfarchive
11
TYT/Türkçe
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Sanat tarihi boyunca her dönem kendi naif ressamlarını ortaya
çıkarmıştır. Bu ressamlar, kendi içgüdüsel biçim, renk ve
kurguları ile özel bir duyarlılığı ortaya koymuşlardır. Naif resim;
halk resmi, hasta resmi ve çocuk resimleri ile üslup açısından
yakın olduğundan bazı dönemlerde bu resim anlayışlarıyla aynı
bağlamda düşünülmüştür. Ancak naif resim ile halk resmi
arasındaki en belirgin farklılık naif ressamın bireysel olarak kendi
imaj dünyasının sesini dinlemesi ve hiçbir teoriye dayanak
oluşturma adına resim yapmamasıdır. Kaldı ki halk sanatçısı
anonim ve imece kültürü ile yoğrulmuştur. Naif ressam, özel
duygusal yapısı nedeni ile bağımsızdır. Bu nedenle naif resim,
saf bir içtenliğin süsleyici ögelerle bütünleştiği örnekleri ile hasta
ve çocuk resimlerinden temelde ayrılmaktadır.
37. Bu parçaya göre, aşağıdaki önermelerden hangisi naif
resmin bakışıyla örtüşür?
A) Naif resmin oluşumunda farklı resim anlayışlarının
etkileri söz konusudur.
B) Naif resim sanatçısı, hayali unsurlarla gerçekçi
durumları aynı potada eritir.
C) Diğer resim ekollerinden farklı olan naif resim anlayışı,
belirli bir savı destekleme amacı gütmez.
D) Kendi duygularını resmetmek isteyen naif ressam,
anlamlandırılması zor biçim ve renk kurgusu oluşturur.
E) Naif ressam, içgüdüsel ifadelerini somutlaştırmaya
çalışırken kültürel motifleri de kullanır.
38. Bu parçanın yazarına göre, naif resmi halk resminden
ayıran temel özellik aşağıdaki kavramların hangisiyle
ifade edilebilir?
A) Figüratif zıtlık
B) İmgesel özerklik
C) Renk yelpazesi
D) Geleneksel form
E) Sosyal kurgu
15
39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Yazdığım ilk kitabın adı Topoğrafya’dır ve bu eser bilimsel
yazılarımdan oluşur. Sonra Tutunamayanlar romanını yazdım.
Edebiyatçılar, vitrinlerde ilk kitabımı gördükleri zaman çok
gülüyorlar; akademideki bazı hocalar da roman yazdığımı duyunca
acıma duygularını (buna biraz alay da karışıyor) gizlemiyorlar. Beni
bir inşaat mühendisi olarak gördükleri için şaşırıyorlar belki de.
Tutanamayanlar’ı 1968’de yazmaya başladım ve bir yılda bitirdim.
Romanın başlıca kahramanları nedense mühendistir, hem de
benim gibi inşaat mühendisi. Ve nedense, mühendis oldukları
hâlde tutunamamışlardır. Kitabı 1969’da birçok bölümünü
değiştirerek, çıkararak ya da yeni bölümler ekleyerek baştan
yazdım. 1970 TRT yarışmasına gönderdim ve başarı ödülü aldım.
Bugün, romanın kahramanlarından ayrılarak, tutunmaya
başladığımı söyleyenler var. Oysa kitabımı bastırmak için, bir yıl
kadar, teksir olarak 500 sayfaya yakın ağır bir kütleyi (kitap olarak
663 sayfa) Babıâli yokuşunda taşıyıp durdum. Bu kitabı yazmakla
inşaat mühendisleri topluluğuna ne gibi bir hizmette bulunduğumu
bilemiyorum fakat eleştirmenler topluluğunun başına oldukça büyük
bir dert açtığımı sanıyorum. Kitabı iyi ya da kötü bulduklarını
bilmiyorum fakat günlük bunca endişe içinde, sonuna kadar
okumanın zorluğunda birleştiklerini sanıyorum. Kitabın alaycı bir
dille yazıldığı ve yazarının çok karamsar olduğu söyleniyor. Ben
sanıldığı kadar karamsar değilim; sayfaları şöyle bir karıştıranların
dedikodularına kulak verilmeden okunursa romanın hakkında
başka türlü düşünüleceğine inanıyorum. Okuyucunun,
Tutunamayanlar’ı, başka romanlarımızdan oldukça farklı bulacağını
sanıyorum fakat bu işten anlayanların, romanı, ilk çalışmam olan
Topoğrafya ile karıştırmayacaklarına da inanıyorum.
39. Bu parçada sözü edilen romanla ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Eleştirmenlerin ve diğer sanatçıların farklı
değerlendirmeleriyle karşılaşmıştır.
B) Otobiyografik bir özellik taşımaktadır.
C) Birkaç yıl içinde evrilerek oluşmuştur.
D) Hakkında alaycı değerlendirmeler yapılmıştır.
E) Ön yargısız bir şekilde okunduğunda gerçek kimliği
görülebilmektedir.
40. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçadaki yazarın öne
sürdüğü düşüncelerden değildir?
A) Özeleştiri yapmaktan asla kaçınmam.
B) Son yazdığım eserle ilk eserim farklı özellikler
taşımaktadır.
C) Benim eserim özgün bir üründür.
D) İnsanların zannettiğinin dışında bir kişiliğim var.
E) Tutunamayanlar adlı eserime yayınevi bulmakta
zorlandım, diyebilirim.
TEST BİTTİ.